1-hayatımda hiç dua etmedim.
2-imkansız görünen ve dua etmediğim, gerçekleşen çok şey oldu.

1-hayır.
2-bir olayın gerçekleşme ihtimali yoksa ona imkansız denir. o şey olmaz yani. imkansız görünmek diye bir şey yok.

Ettim ama Allah'a değil.
Imkansız miydi bilmiyorum ama oldu.
Artik o kadar zorlamıyorum hiçbir şeyi. Olursa olur, olmazsa su akar yolunu bulur.

Bir arkadaşıma ettim. Kendisi 1.35 boylarında bir sürü hormon sorunları olan biriydi. Dayanılmaz kemik ağrıları vardı. 13 tane ilaç kullanıyordu. Önce 150 boylarında maddi durumu kendisininkinden iyi olan biriyle evlendi. Tüp bebek yöntemiyle kız evlat sahibi oldu. Sadece 2 ilaca devam ediyor. Allah nazarlardan korusun. Tabi benim dualarım mı bilinmez.

İmkansız değil de işte bu 2. cevabı veren arkadaşın dediği gibi, daha ziyade olasılık hayli düşük veya olasılık dışı görünen şeyler gerçekleşebilir (bir olasılık yani).
İkinci olarak da, ben ilk gençlik yıllarını yoğun dua ile geçirmiş biri olarak rahatlıkla söyleyebilirim ki;
Dua bir şeylerin gerçekleşmesine vesile olamaz, sadece psikolojik açıdan bir rahatlama sağlayabildiği için (plasebo etkisi gibi ama aslında da tam değil) bazen senin bir takım sorunları aşmana destek atabilir. Mesela sınava hazırlanıyorsundur, dua ettikçe motive olursun falan.
Ama senin iradenin çok dışındaki mevzuların gerçekleşmesi vs tamamen somut olasılık hesaplarına bağlı bir şey. 100 kere ard arda attığın para 100'ünde de tura gelebilir mi meselai elbette gelebilir ama sadece fazlasıyla olasılık dışı bir durum işte bu da

1- gece gündüz olmasa da bir konuda çok dua ettiğim oldu.
2- evet oldu

1) evet
2) hayır olmadı, konu benim irademin, yapabileceklerimin sınırları dahilinde değildi

bu özel olay dışında dua etmediğim halde olmasını istediğim bir çok şey oldu. olmasını asla istemediğim bir çok şey de oldu. hayat geçip gidiyor işte.

Çokça ettim kimi oldu kimi iyi ki olmamış dedirtti

1- birçok şey için dua ettim, ediyorum, ama belirli bir şey için sürekli dua etmedim.
2- hayatımda imkansız gözüken pek çok şey gerçekleşti.

3. Tonla kabul olan duam var ve bircogu normal kosullarda imkansiz gorunen seylerdi.

Gecen sene mayistan beri is bulmak icin dua ediyorum. Neredeyse 1 sene olacak. 1 sene boyunca evde oturmamin bi hayrini da gormedim. Stres sikinti girla. Dolayısıyla kafam dua konusunda karisik:)

1.ettim
2.olmadı iyi ki de olmamış diyorum vardı bir hayır ben görememişim.

1- yaklasik on yildir ediyorum. Herhangi bir sonuc alamayinca biraktim. Artik hicbir sey icin dua etmiyorum, olene kadar da etmeyecegim.

2- Cok da imkansiz bir sey olmamasina rağmen olmadi.

1- O ana kadar hiç başıma gelmemiş bir şeyin, çok büyük bir huşuyla dua ettiğim günün ertesinde gerçekleştiğini tecrübe ettim. Buna çok benzer bir ya da iki olay daha oldu. Yani duanın hemen ertesinde gerçekleştiler.

2- Gece gündüz dua ettim ve gerçekleşmedi.

videoya sağ tıkalyıp loop seçeneğini aktif edip etmediğini kontrol etsen iyi olur.

@hubu sende öyle bir ayar var mı? bende yok?

pardon ya. youtube diye okumuşum nedense. facebook için öyle bi ayar bilmiyorum. sadece otomatik oynatma ayarı var. o da senin işine yaramıyii.

thedigiterati.com

30 saniyeden kısa olanlarla ilgili bişi olmuş zamanında.

yalnız yaşıyorum zaten böyle bir ihtiyacım olduğunda eve gitmem yeterli.

interview with the vampire+1

eve gider oyun oynarım.

Yürüyüşe çıkıyorum, yatiyorum. Telefon zaten günün 3te 1 inde ucak modunda haliyle yine ucak moduna alir muzikle yurur ya da yatarim.

böyle bir ihtiyacım pek olmadı ama odama geçip kapıyı kapatırım. ya da koşuya çıkarım.

antrenman yapıyorum
enstrüman çalıyorum
içiyorum
meditasyon yapıyorum
koşuyorum
yüzüyorum
kendi kendime konuşuyorum
yalnız kampa gidiyorum

hobilerimle uğraşıp, bu günlerin bir an önce geçmesini bekliyorum. Geçiyor zaten, hep geçti.

Yürüyüse cikiyorum.
Gidip bir kafede saatlerce kitap okuyorum.
Sevdigim bir tatliyi yiyorum.
Evde dizi acip bir yandan da saatlerce kanavice yapiyorum.

Bir odaya kapanıp meditasyon yapıyoruz.

Ben her gün sabah 5:30da kalkıp meditasyon yapıyorum kimseler ayaklanmadan. Tavsiye ederim.

Yorganın altına kaçıyorum

madem istanbuldasın atla adalara git. veya yalovaya. merkezde dolan dolan gel.

yüzmelere doyamıyorum.

haveibeenpwned.com
Hash olarak şifreleme yapmayan siteler sağolsun dbleri patlayınca çilesini biz çekiyoruz
Buradan bakın neyden kaynaklı patlamışsınız
Bir de unutmayın bu wordlistler çok kolay erişilebilir haldeler yani önemli birşeyde de yakın şifreler varsa değiştirin kesinlikle.

vay be benim mail patlamış. bu mail de önemsiz diye hiç umursamıyordum. değiştireyim o zaman :d

Arasıra bana da geliyordu. Bu site gösteriyor muymuş?

kart bilgilerini yazınca direkt çekiyor. ben de 3d vardır-sonraki adımdadır diye girip devam etmiştim. işlem onaylanıp ürünü kargoladılar

yapabilirsiniz. telefona şifre gelmeden, direkt ödeme olur.

Ziraat ve teb kartımı eklemedi, enpara'dan da çekemedi. Dünden beri deli oldum valla anlamadım bu işi.

Enpara banka kartıyla iphone almıştım,sorun çıkmadı

Kadın iseniz kulotlu çorap, ayakkabı tercihi.

Bacak bacak üstüne atma, çol oturma gibi şeylerden

squat yaparsan yorulma eşiğin artar. hayat kaliten yükselecek, eline dolu şişe alıp yapmaya başla, valla bak.

Kilodan da kaynaklıyo olabilir. Tüm yükü bacaklar çekiyo.

Varis ya da damar tıkanıklığı olabilir. Renkli doppler cektirmenizi öneririm.

kilo kaynakliysa spor yap
spor kaynaklıysa köpük rulo al. masaj iyi geliyor

Hocam zaman makinasıyla geçmişe gidip mi sordun bu soruyu ne yaptın :)

Uzun zamandır gitmiyorum. Fakat topluca Cs atmayı özlemişim :)

en son 2006 da gitmiştim sanırım, most wanted ile cs oynamıştım.

cs1.6
-iceworld
-poolday
-assault
-awp india
half life
-crossfire
-stalkyard
halen arada sırada oynadığımız oluyor.

serious sam

internet kafe mi kaldı ki hiç görmüyorum artık.

cs1.6
-awp dust
-iceworld
-poolday
-de dust
-cs assault

half life
-crossfire
-stalkyard

aynı sokakta büyüdüğümüz arkadaşlarımızla +20 yıldır değişmeyen stres atma aktivitemiz.

Fifa 99 oynardık hiç unutmuyorum. half life da oynanıyordu.

carmageddon

Sensible soccer. Yanında disket götür golleri kaydedersin.

10+ yıl oldu gideli en son. cm 01/02 ile age of empires ii oynardım genelde. toplu gidince counter.

en son bir iddia üzerine aoe 2 oynamıştık arkadaşlarla hepsinin eline vermiştim sene 2003 falandı.

10 senedir falan gitmiyorum sanırım. Eskiden bilgisayarım oyunları kaldırmadığı için gider internet kafede oynardım, abiyle de anlaşıp save dosyasıni kaydederdim. Baya oyun oynadım öyle.

Onun dışında şimdi çok şık internet kafeler var aslında ama hepsinde pubg lol dota gibi online oyunlar oynanıyor ve ben sevmiyorum o oyunları. Oyuncu sandalyesinden mousepadine her imkani olan nezih yerler yani dediklerim

zamanında bi arkadaşımın babası internet cafe almıştı. arada gidiyodum kapanış saatinde, ışıkları kapatıp sabaha kadar dota oynuyoduk. weplacılara, garenacılara selam olsun.

bir de cs oynanıyodu eskiden haliyle. birinci olana limonata hediyeli hem de yani, boş değil skldhfskj
sinirler geriliyodu limonata mücadelesinde. yaşı büyüklerden bir tanesi birine kıl olup, "serseri34 hile lan, kim ulan serseri34" falan diye bağırıyodu.
bir kere kazanmıştım limonatayı, süperdi lan.

internet kafe mi kaldi diyenlere cevap vermek istiyorum, kalmis evet. gecen gittim isim vardi, on onbes ergen vardi iceride. ANANİ SİKİYİM OLDUM LAN nidalari esliginde pek nostaljik hissettim...

kardeş kusura bakma haklısın sürmemesi lazımmış ama tepkin abartı.

biraz abartmıssın. bir şey olmaz bol su ile yıkayın.

edit: abartmıssın derken bende kızardım. ama 2,5 saat geçmiş bir şey olmaz anlamında dedim. agzını burnunu dagıtmaya gerek yok gereken seyi demissin zaten.

haklısın ve abartı tepki görmedim ben.

ona ne? benim başıma gelse senle tam aynı durumda olurdum.

Çocukluğımdan hatırlıyorum ben bu ritüeli. Camide amcanın biri birden senin elinin üzerine sürer ardından sürdüğü şeyi elden ele gezdirirdi. Zararlı bir şey olduğunu sanmıyorum ama sürmemesi gerekirdi. Ama tepkin de abartı olmuş. Bu olaydan ziyade başka bir şeye kurulmuşsun önceden.

psikoloğa bir görünmelisin bence.

cevap: belli olmaz, 20 saat sonra da sorun olabilir.

Abartmamışsın. Abarttın diyenleri de cidden anlamıyorum.
Nefret ediyorum insanların başkaların çocuklarına “olağan dışı” şeyleri ebeveynlerine sormadan yapmalarına. Akraba olsa dahi. Ulan annem olsa bile bunu yapan burnundan getirirdim.

Sizin akraba profili de sıkıntılı, ne dersen de laftan anlamaz belli. Uzak tutun çocuğu.

sonuna kadar haklısın.

Abartmaya gerek yok bu kadar , psikolojik destek almanız önerilir

abartmışsın diyenler "çocukta deri hastalığı var" cümlesini okumadı mı yoksa benim kaçırdığım bir şey mi var

Cocuk hastaymis neden abarti diyor herkes?

Lutfen bu kisiler anne baba olmadan once tekrar dusunsun. En basta da dusunmeyi ogrensin.

abartmışsın diyenler bir de bunu okusun: rareddit.com

daha ciddi bir alerjisi de olabilirdi.

abartmışsın diyenlerin insan psikolojisinden hiç haberi yok. biraz alice miller falan okuyun.

tepkinizde haklısınız demek için geldim sadece, insanlar böyle şeyleri yapmayı kendinde hak görüyor, bunun dinle alakalı olanı size denk gelmiş, kişinin dindarlığıyla alakalı değil, dünyada herhangi toplumsal pratikler içerisinde yaşayan sıradan bir insan olmakla alakalı.. çocuğu rahatsız olacağı şekilde ve çocuk rahatsızlığını size belli ettikten sonra, "ne var sevgimden yapıyorum, o benim elime doğdu" falan gibi bahanelerle normalize ederek aşırı mıncırmak falan da benzer şekilde tepki gösterilmesi gereken bir şey mesela. ki siz çocukta bir de cilt rahatsızlığı var diyorsunuz. burada durum bir de aileden izin almadan çocuğa kafasına göre davranmak. çocuklara ailelerine sormadan yiyecek falan da verilmemesi gerekiyor, neye alerjik olduğunu bilemezsiniz sonuçta, bu da onun gibi bir şey.

genel olarak konuyla ilgili sakinlemeye çalışın, bir şey olmaz herhalde. ama bu, çocuğa isteyenin istediğini, çocuğun rızasının olamayacağı şekilde sürebilceğini göstermiyor. karşı taraf doğrudan size karşı art ya da kötü niyetli değildir. ama bu, kibralık çerçevesinde tavrınızı ya da rahatsızlığınızı belli edemeyeceğiniz anlamına gelmez. bence. ki galiba belli etmişsiniz zaten, karşı taraf da anlamıştır tahminen.

haklısın
tepkin abartı
not: alice miller falan okudum

ben de abartıyorsun diyenlere kızan arkadaşlara katılmıyorum. duyuru sahibinin öfke kontrolü yaşadığı önceki duyurularından açıkça belli. abartan cevap verenler değil duyuru sahibi

çoğu şeyi abarttığını düşünüyorum (diğer duyuruları gözlemle), adamın ağzını burnunu kirmalik bir şey yok. Kırsan eline ne geçecek onu da anlamadım. Yapan yaşlıdır da. Benim dedem de yapardı ben küçükken napalım şimdi. Kaldi ki hacı yağını sürmenin böyle bir amaç taşıdığını ilk defa sendem duyuyorum. Sürdüm dindar olacak mı dedi bu adam açıkça. Çocuk daha 2.5 yaşında böyle gidersen sürekli kavga edecek birini bulursun.

Haklısın ama tepkin abartılı. O sırada tepki verilmesi gerekiyor, sonrasında verilen tepki bu haltı yapan kişiyi mazlum haline dönüştürür. Çocukta sorun olup olmadığını doktora danışmanız gerekir. Ama daha da yanaştırmayın çocuğu bu kendini bilmezlere.

koklayınca anlaşılır

Koklayarak anlaşılsa yemek yediğiniz üç restorandan birinde mutlaka zehirlenirdiniz.

Yolda soğuk zincir dışında kalmasını göz ardı etsek bile etki ürün bir hafta dolapta saklanamaz.

Yemeyin, iki dolma için zehirlenme riski alınmaz.

at gitsin. değmez.

lcw de bakarmısınız dersen, kimse bana ne deyip dönüp arkasını gitmez.haftasonları çok kalabalık oluyor bu lcw gibi mağazalar. hafta arası ve mesai saatleri içinde gidersen muhtemelen içerideki 3 4 kişiden birisi olursun.

Sana geldiklerinde içinden surekli (sana ne amk) de. Bu seni biraz rahatlatir. Ben hiçbirini beğenmedim ya kusura bakma dersin, peki efendim diyip gecer.

Birlikte gidebileceğin biri yok mu?

defacto, lcw, koton'da çalışanlar yanına gelmiyor. rahat rahat deneyebilirsin pantulları.

Annenle git. Ya da arkadaşınla.

Baktın hayır diyemion, pantul alma yolunda emin adımlarla gidiyon. hemen, telefonun kıpraşmışta acil bi haber gelmiş gibi, "aaaaĞĞĞ öylemiiii hemen geliyorum o zaman" diyip arkana bakmadan sıvışıyon kenks sosyal fobide neymiş ağzına vur geç ya.

Kendi kendine sosyal fobinin üstesinden gelebilmek için bu durumlardan kaçınmadan girişimde bulunmalısın. Kaçındıkça daha sonraki kaçınmaları da tetikliyorsun. Bu konunun davranış yönü.

Komple çözüm için ise psikoterapi

Sosyal fobiyle ilgili tedavi gördüm ben. İlaç tedavisi basbayağı. Bana çok iyi gelmişti. Tamamen atabilmiş değilim. Hala topluluk önünde konuşma filan yapamıyorum. Mecbur kalınca da ömrümden ömür gidiyor. en azından söylediğin durum için ilaç tedavisi yararlı olabilir. Tabii senin durumun benimki kadar komplike olmayabilir ve doktorun gerekli görmeyebilir. Hayatını kısıtlaması hoş bir durum değil. Bu arada yaş ilerledikçe hafiflediğini söylemem teselli olur mu acaba?

Görevli gelirse de "Teşekkürler sadece bakıyorum, yardıma ihtiyacım olursa seslenirim." dersin olur biter. Ben de bir dönem bu rahatsızlıktan muzdarip oldum. İnan bana bu iş kafanda büyüttüğün için zor geliyor. Yoksa abartılacak bir mevzu değil.

Emin değilim düşüneceğim
Bu cümleyi kurabilirsin ! Sonucu yaz bize

Ben sadece biraz bakmak istiyorum begendigim olursa size sorabirmiyim dersen , hem o insanlar seninle ilgilenmemis olmaz , hemde sen darbogaz edilmemis olursun bence

Çünkü reis çokomelli.
namaz kılıyor, çalıyor ama çalışıyor.
hdplilere bir şans verdi olmadı, fetöcülere şans tanıdı olmadı. Kandırıldı.

Bunların dışında bir cevap alamazsın.
üretimi, tarımı, ekonomiyi bitirmek üzere çalışan biri olduğuna ikna edemezsin.
en iyisi olduğu gibi bırakmak.

Dedem, verecek başka adam yok diyor. Erdoğan'a da vaktinde baya kızgındı, bir daha vermem diyordu fetö olaylarında uzak bir tanıdık hapse girince.

diffarentiationation,

dedenize saygılar, hürmetler. o zaman oy vermesin lütfen. hem kızıp hem oy veren insanları anlamıyorum, anlayamıyorum.

neymis,

etrafımda hiç akepeli yok. gerçekten hangi mantıkla oy verdiklerini anlamaya çalışıyorum. ezberledikleri şeyler değil tamamen motivasyonlarını anlamak için mantıklı, geçerli nedenler arıyorum. olduğu gibi bırakmakta işe yaramıyor. bu ülke de yaşıyoruz.

oy kullanmayacak bir atatürkçü olarak yıllardır yaptığım gözlemlere göre, cumhur ittifakındaki karakterler ve eylemler halk tabanına daha samimi geliyor. millet ittifakının ise daha lümpen ve yapmacık olduğu kanaati bu coğrafyada hakim. esas konu bu yani. benim görüşümü soracak olursan hepsi lümpen ve oy verilecek bir parti yok şu anda.

kayınpederimin amcaoğlu o taraftan ondan veriyor.

akp'den nefret ederken (ekonomi, yiyicilik) chp'den çok daha fazla nefret etmek ve bunlar (chp) başımıza gelirse bizi rahat ettirmezler, akp'yi mumla ararız düşüncesi. çarşaflı kadınlara ninja diyen beyinsizler, kapalılara nefret kusanlar ve yayılan bu videolar

edit: yanıtlarda tanıdığım hiç akpli yok demişsin, bu yanıtım ona. akp'ye oy ver yanıtı değil yani

makarnavodka,

kesinlikle katılıyorum sana. oy kullanmamakta çözüm değil ama ne yapalım?

lilyb,

cehapeyi geçtim peki iyi parti? muhafazakâr ve milliyetçi bir parti nihayetinde.

eksisozluk.com

şu var,
cumhur ittifakına sadece ezbere giden dedelerin ninelerin ve düşünmekten bihaber olanların oy verdiğini düşünürseniz, her seçim sonrası şaşkınlık içinde oylar çalınıyor dersiniz. öncelikle bu kısmı halletmek gerekiyor. okumuş yazmış, aklı selim insanlar da oy veriyor bu ittifaka ve erdoğan'a. öncelikle, gerçekten anlamak gerekiyor. mesela ben iyi parti'yi sağlam bulmuyorum. şimdi başa geçse, bakanlıklara koyacak yeterli insanı olduğunu da düşünmüyorum akşener'in. ama oy verenleri anlıyorum. hangi kesimin onlara neden kaydığını görüyorum. ve hiçbirini de düşünmemekle suçlamam.
makarna edebiyatını gerçekten geçin. içecek-yiyecek dağıtmak bir gelenek. ecevit'in sigarası, chp'nin yardım paketleri, akp'nin çayı, bunlar olur. bir kesime makarnacı demek de gerçekten işi anlamaya yetmiyor.

yol yaptı kısmı bence birden geçilecek bir şey değil. dile çok dolanması, işin önemini azaltmıyor. araba kullanmak son 10 yıldır daha keyifli halde benim için. öncesinde, ülke yönetiminin bu tarz dertleri yoktu. şehirler arası yolda geliş gidiş ayrı otoban olmadığını biliyorum. yaşlı mıyım neyim. ama konu bu değil.

iktidara gelmesi, yıpranması, yapılan yanlışlar, bunların hepsi konuşulur. burda konuşmam, uzun ve sıkıcı siyaset meseleleri. ama şu bir gerçek ki, insanların nedenleri var.
yani inanç deyip geçiyoruz, ama insanların istedikleri kıyafetlerle üniversiteye gitmesi ve harçların kesilmesi, öğrencilerim öğrenim bursu alma kolaylığı mesela bir üniversiteli arkadaşımın görüp, oy verme nedeniydi. bunu söyleyen arkadaşım deist. ama üniversiteye istenilen kıyafetle gelinmesi ve sırf öğretmen olduğu için birilerinin başını açmasını mantıksız buluyordu.
bunun yanında, daha önceki yıllarda büyük kriz görmüş insanlardan "biz neler gördük" misali sözler duyuyorum. türkiye bir italya değil, ekonomisi gelişiyor. amerika'nın bir hareketiyle ne ülkeler ne hale geldi, adamlar filistin'i gittikçe küçültüyorlar, bize mi sözleri geçmeyecek. ekonomik krizde dış güçleri de etkin görüyorlar. bir de, yaşları büyük olduğu için, gördükleri ve yaşananlar karşısında hemen ülke elden gitti demiyorlar.

ben oy için başka tercihlere sahibim. fakat her düşünceden arkadaşım var. bu durumda da seçim sonuçları beni öfkelendirmiyor, en çok şaşırıyorum, aa bu partinin oylarını böyle beklemiyordum, diyorum en çok.
sorunuzu bu yönde bir anlama çabası olarak gördüğüm için, kendi soruma bulduğum cevapları yazıyorum. yani kendi bakış açımı. insanlar neden şu partiye oy verir ki, diye düşünmüyorum. Hdp'nin temsil ettiklerini de, Chp'yi de anlıyorum.

bunun yanında, yarın hâlâ İmamoğlu seçilmezse öfkelenecek, kabullenmeyecek bir kitle var. çok tartışıldı ama, Muharrem İnce'nin seçim sonrası duruşu bana daha yakın geliyor. oy almışsa, kazanmışsa, nedenlerini aynen sizin gibi sorguluyorum. aşağılamadan, makarna düzeyine inmeden. yoksa karşı tarafı "iyi ki varsın yusuf" dedirtiyor bu tavır. makarnaya oy veren olmaz. hele ki makarnaya muhtaç olan insan, kendisine makarna uzatana asla oy vermez.
güzel bir seçim olsun. cipsleri falan aldım, heyecanla akşamı bekliyorum.

En temel iki neden din ve eski osmanlıcılık

Çünkü bu ittifak kaybedenlerin ittifakı.
Adamların tek motivasyonu 'liderlerinin' başlarında olması. Biz çilemizi çekeriz ama bizim adam bizi yönetir kafasındalar. O ne yaparsa doğrudur modundalar. Çünkü hayatları b*ğ gibi. Üç beş yılda bir de böyle çıkıp oy verip kazandık diye seviniyorlar. 24 haziranı hatırlayın, o akşam dışarıya sevinçle çıkanların hiçbirinin o coşkuyu yaşamaktan vazgececegini sanmıyorum. Yarın da muhalif eşe dosta koyduk mu nidalarıyla gülüşerek kopacaklar. Hadi selametle.

Not: Oy kullanmıyorum, kullanırsam da şansı en az olan partiye vereceğim. Kararsızım gidip gitmemekte. Üşenmezsem giderim.

Arkadaşlar, ailem dahil en yakinlarim asiri bir fanatizmle ittifaka oy veriyorlar. Asil sebep lider sevgisi. Baska bir sebep aramayin. Kararsiz olmayan, net ak parti secmeninin tek sebebi lider sevgisi ve o her turlu belada, musibetten, zorlukta bir yolunu bulur, hepimizi kurtarır inanci. Bu da Erdoğan'in basarisi. Herkes bu duygulari bu kadar buyuk bir kitleye kolay kolay hissettiremez.

Kararsiz veyahut bazi sebeplerden hosnutsuz olup, yine de oy veren bir cogunluk da var. Bu çoğunluğun oy vermesinin kisiye göre degisen iki nedeni var. Birincisi kendisini gercekten sagci hisseden birinin chp vb partilere oy verme ihtimalini bile kendine konduramamak. Tamam abi ak partiye kiziyorum ama chp'ye de oy veren biri olamam dusuncesi.

Diger ve en gecerli ve hatta diger partilerin ciddiye bile alinmamasina, hicbir vaadini, projesini bile dinlenmemesine sebep olan durum ise ak parti hariç diger tum partilerdeki bireysellik ve sistemsizlik. Bakin su yerel secimlerde secim gunune kadar aday belirleyemedilee, heer kongrelerinde kavga var, ilce belediye baskani yeri geliyor genel baskanla d.ssak gecebiliyor, baska bir muhalefet partisi yanlis ismi aday olarak gonderiyor vb. sistemsiz, beceriksizce olaylar ak parti secmeninde "muhahahahah. Mal lan bunlar. Daha şunu sunu beceremediler" fikrini olusturuyor. Bu da aslinda bu secimde karsi tarafa oy vereyim, kaybetmeselee bile oyları duserse guc sarhoslugundan kurtulurlar belki diyen bir ak parti secmenini bile vazgeciren bir sey. Bir de bir onceki sebep de var iste. Chp'ye oy vermis olma fikrini kendine konduramiyor insanlar.

Murat Sevinç Duvar'daki son yazılarında 'karşı tarafın' hayata nasıl baktığını, tercihlerinde nelerin etkili olduğunu anlatmaya, daha doğrusu anlamaya çalışıyor. Kendisinin çocukluğu o çevrede geçtiği için iki tarafın da kırmızı çizgilerinin farkında. Bizim için kabul edilemez gelen şeylerin onlar için hiçbir şey ifade etmediğini ve bunun aslında toplumsal bir sorun (son yazılarından birinde bu "hiç AKP'li tanıdığım yok" meselesine şehirleşme üzerinden giriyor) olduğunu anlatmaya çalışıyor. Bence sonlara doğru biraz halk dalkavukluğu yapmış (yoksul bölgelere yapılan metroyu halkın temiz kullanması örneği vs.) ama yine de okumaya değer.

her seçiş bir vazgeçiştir..

kendi şeytanın elalemin meleğinden daha iyidir

Bir ağaçtan bin kibrit çöpü çıkar, bir kibrit çöpü bin ağacı yakar.

"kızımı bir daha arama."

Sen daha iyilerine layıksın.

Çok güzel gülüyorsun, gülmek sana yakışıyor. bir ömür böyle gülersin umarım demişti arkadaşım

Her berbere gittiğinde yaptırman yeteli ya da 2 haftada 1.

berberden berbere yetiyor. Kaş ortasını uzamış görürsem bazen kendim de hallediyorum.

ben 2 günde bir cımbızla almazsam ormana döner. ağda ile alınacak olana kadar uzatırsam da kötü görünüyor.

2 gün mü.. hocam lazer şart sana. bana 2 hafta ideal sanırım.

Internete baktigimda farmasi nin aynisefa yağı kreminin iyi geldiği yazıyor. Denemedim kullanmadım ama baska ürünlerini kullanıp memnun kaldım. Istersen bir dene.

maalesef etkili bir yöntem yok. fucidin gibi bir antibiyotik deneyebilirsin.

"Sonra bir bulgar nunara videoyu yolluyor." derken ne demek istedin? Videoyu bulgar numaraya da mı göndermiş?

Şikayette bulunun bilisim suclarina.

Hayır whatsaptan bir numara bu videoyu whatsaptan atıyor abime bende var yayacam diye

Benim arkadaşımın başına bu tarz bi şantaj yapılmıştı. Göndermedi para falan, sonucunda da hiçbi şey olmadı. 1000 yolladıysanız bunun devamı da gelir. Hiç yollamasaydınız keşke.

Videoyu nereye yayabilir? Tanisiklarinizin sosyal medya hesabi ya da numarasi yoksa istediği yere yaysin.
Ne yaparsan yap diyin gecin. Bir yere upload edip linkini atarsa al bak yaydim diye, videoyu kaldirtirsiniz.
Tirsmadiginizi anlarsa bundan ekmek cikmayip diyip baska avlara yonelir.
1000euro kaptirmis olmaniz o yinden cok kotu olmus. Taviz vermeyecektiniz.

Programi appstore sikayet et , daha da para yollama

Ayrica belki appstore yayinci ismi vs de yayinlaniyor olabilir turk vatandasi ise yayinci suc duyurusunda bulunabilirsin.

Program artık yok ki kaldırılmış appstoredan

Abin ünlü değilse kim ne yapsın bir erkeğin görüntülerini. Yayılmaz bile.

boşuna para vermişsiniz. ben olsam yayarsan yay amk derdim. elalem yarak görsün. erkekler ne ara böyle utangaç oldular ya

bekara kari bosamak kolay. ulan demek ki adamin statusu, durumu sizinkinden farkli. neyse cok zor bir durum. ama ben gene de tam tersi yapardim. yaymazsan namussuzsun diye tehdit eder ve soyle derdim. parayi gonderdim ama savciliga da suc duyurusunda bulundum. bankalardan olmadi videoyu yaydigin platformdan ip adresini bulup agzini burnunu kiricam sonra da iceri attircam derdim.

Yav abimin kitapları falan var prof. Kendisi

buradan cozum aramaktansa bir avukata gidin.

durumu detayli bilmeden bir sey soylemek zor.

kitapları falan olsun, prof olsun ne farkeder.
yine aynı şeyi diyorum. erkekler için bu şantajın işlememesi lazım.
bu ülkede milletvekili, ana muhalefet lideri, ana haber sunucusu, meşhur din adamı, bir sürü insanın seks kasedi çıktı. hala saygı görüyor bu insanlar.
para vermenin sonu yok. daha çok ister bu herifler.

Haklsınız ikna ettim kendisini engelledik adamı avukatla konuştuk yurtdışı olduğundan bulunmaz diyor o yğzden size danıştım çok sağolun

1000 € paşa paşa ödediniz mi cidden?
yahu yaysın. internette milyonlarca vardır belki. kim pornhubda eniştesine denk gelmiş şimdiye kadar?
sanki ünlü biri de milyonlar ifşasını bekliyor.

cloud iznine göre isim soyisim bilgisi, tel olduğuna göre google araması ile kişinin iş yaptığı üniversite bulunup; öğrenci grupları, ifşa sayfaları gibi yerlere atılırsa adamın kariyeri biter. bu tehdidi yapan kişinin av sayısına göre değişir durum. başka avları varsa uğraşmadan onlara yönelir. ama zaten 1000€ kaptığı için detaylı araştırmaya girebilir bence.

adamın pornhub'a yüklemekle tehdit ettiğini sanmıyorum. 100 kere yaptıysa nereye yollayacağını, nasıl araştırma yapacağını biliyodur.

haşlıyoruz güzelce sonra limon suyuna batırıp güm güm gömüyoruz

bana ici temizlenmemis gibi geldi. sirtina cizik at ac bakalim icinden siyah biseyler cikacak mi? o siyahliklari temizlemen lazim. sonra makarna sosuna katip gomeceksin. biraz sarap ile pisirirsen sosu harika oluyor.

Tereyağında çevir. Ama çok pişirme, kurur.

kızart rengi tamamen değişsin. az pişerse kusarsın.

sevgili polak dostum. sarımsak, domates ve biber doğra. tere yağında kızart. sonra üzerine kaşar veya tuzlu güzel bir tulum rendele fırına ver üzeri kızarınca al fırından.

muhtemelen gömmüşsündür ama bir dahakine şöyle yapabilirsin:

yağda sarımsakla acı biberi çevir. üzerine domates at ve kaynat. başka bir tavada tereyağında bunları kızart. sonra onun üzerine domates sosunu döküp biraz daha çevir.

kaybedince yenisini neden çıkartmadı? 2 yıldır nasıl kimliksiz okuyor?

bizde kaybedince eskisini iptal ederlerdi bulan yemek yemesin diye. 15 lira da verip yenisini alırdın.

büyük bir gazeteye verdiyseniz eğer, online arşiv tutuluyor bazılarında, üyelik parası vererek örnek milliyet gazetesinin taa 1998deki bilmemne tarihli gazetesini okuyabiliyorsunu internet üzerinden.

burada böyle hesabı olan arkadaşlar vardı, bir ihtimal böyle olabilir.

yeni kaybetmiş gibi yeni ilan versin, kartını çıkarttırsın, sonra mezun olurken iade eder.

15-20 lira verip tekrar ilan verecek.

eksisozluk.com

Sorularda israil'de yaşayan halktan bahsediyorum bu arada. İsrailliler, israiloğulları hangisiyse.

1- israile yerleşmeden önce dünyanın çeşitli yerlernde yaşıyorlardı. afrika veya g.amerika gibi bir yerde devlet kurma fikirleri vardı en son asıl sahip oldukları yerde( tanrı tarafından vaadedilen) devvlet kurabileceklerini fark ettiler ve ikinci dünya savaşı sonrası kuruldu. türkiyeden de gidip vatandaş olan insanlar oldu. yahudilik anneden geçer. muhteelen yahudi olduklarının kayıtları dini merkezce tutulmuştur. ama 1940lı yıllarda kim neden yahudiyim desin ki? türkiye'de sanılanın aksine yahudiler tüm dünyada her zaman kendilerini gizleme ihtiyacı hissetmişlerdir.
en son edindiğim bilgilere göre yahudi gençleri pek oralalarda takılmak istemiyo abd ye falan kaçıyormuş ama terörden çok devletin baskıcı yobaz tutumu etkili oluyormuş.
israille alakalı bilgilerim bunlar.

ibraniler diye aratırsanız dhaa çok bilgiye ulaşırsınız. doğu akdeniz uygarlığı olarak kabul ediliyor. mezopotamya, mısır coğrafyalarında takılıyorlar. bundan 4000 yıl kadar önce bugünkü filistine sızıyorlar. yani vatanları bu coğrafyalar kabul edilir.

1. israile dünyanın çeşitli ülkelerinden gittiler. onlar için vadedilmiş kutsal toprakların kalbi olduğu için yüzbinlerce yahudi çağrıya uyarak koşa koşa gittiler. dünyanın çeşitli ülkelerine ise çoook daha önceden israil topraklarından gittiler. ondan önce de israil topraklarına mısırdan gittiler.
2. günümüz yahudilerinin çoğu ortadoğu-beyaz ırk kırması. onun dışında sarışın olanı da var siyahi olanı da. annesi yahudi alna herkesi yahudi olarak görüyorlar.
3. dışardan göründüğü gibi değil. genel olarak mutlular. senden benden çok da bir farkları yok. dünyanın belki en gelişmiş hava savunma sistemine sahipler. onun için genel olarak kendilereini güvende hissediyorlar. onlarda yahudilik anne kanından geçtiği için soy ağaçlarını büyük bir ciddiyetle tutuyorlar. genelde de bunu sinagoglar vasıtasıyla tutuyorlar. sinagogtan alınan belge ile yahudiliklerini kanıtlayabildiklerine inanıyorlar. özellikle yetişmiş eğitimli yahudileri davet ediyorlar. arkadaşıı davet etmişlerdi, gel sana iş de verecez burda demişlerdi, tek şartları israile gidince orda bir süre zorunlu askerlik yapmasıydı. adam ben bu ülkenin ekmeğini yemişim gidip israilde mi askerlik yapacam dedi. burda kaldı. etrafınıza bakın kaç müslüman türk (!) bunu yapabilir?

ayrıca belirli bir din veya millet temelli kurulan bir ülkenin, kendi etnik-dini yapısını şekillendirmek için kendinden olanları ülkesine çağırması görülmedik bir şey değil. mesela malezya kurulduğunda ülke yöneticiler ülkede malaylardan çok çinliler var. çıkın ülkenize gelin, ülkemizi birlikte ilerletelim, malezya malayların olsun vs. diyerek çağrı yapmıştı. arkadaşın kayınbabası başka ülkede profesörken işinden istifa edip malezyaya gitmiş, kariyerini kenara bırakmış uzun süre geçimini sağlamak için amelelik yapmış.

yahudiler birbirlerini ticari bağlantı olarak kullandığı için çok uzun zamandır dünyanın en büyük ticaret örgütü. bu yüzden kayıtları vb. çok iyi tutulmuş durumda. taa kanuni zamanında gemiyle getirilen yahudilerin dahi kayıtları var, soy kütüğü tutmakta çok başarılılar. önce bunu bilmen lazım.

şimdi, yahudiler geleneksel olarak dağınık yaşarlar, neredeyse her yerde hala yahudiler vardır ve genellikle etkili insanlardır. birçok şehirde yakın zamana kadar yahudi mahalleleri vardı, yahudiler bunları biraz biraz dağıttılar. toplum içine karıştılar çünkü çok tepki görmekten korkuyorlar.

1- yahudiler dünyanın her yerinde varlardı, bir kısmı israil'e göç etti. gidenler doğudan vatandaş oldu, hatta gitmeyenlere dahi vatandaşlık verdikleri oldu.
2- fiziksel özellikleri aslında standart değil. genel olarak Ortadoğulu tipi var, ama binlerce yıl içinde toplumlarla kaynaşa kaynaşa karıştılar. sarışın yahudi de var, esmer de.
3- benim gördüklerim hep mutlu. Israil inanılmaz bir teknoloji üssü, sürekli dışarıdan göç alıyor. hemen hemen her konuda gayet iyi, para desteği büyük, kafası çalışan bir sürü insan var. roket sorununu teknoloji ile çözdüler, 10 yılı aşkın zamandır şehirlerine bir tek roket düşmedi, Demir kubbe gibi teknolojilerle hallettiler o işi. ilk başlarda şart falan yoktu, sonradan sonradan şartlar koydular. şimdi kolay kolay vatandaşlık vermiyorlar yahudi değilsen. sinagog kayıtları ile ispat ettiler gayet. bir kısmı da yahudi cemaati ile ispat etti, birbirlerine şahit oldular.
4- sıfırdan kuruldu. önce barışçıl yöntemlerle arsa satın alıp bina diktiler, sonra devlet ilan edip filistin'i tanımadılar. en sonunda da sürekli işgal, sürekli savaş.

6 gün savaşları ile o kadar geniş etki gösterdiler ki, kimse gıkını çıkaramadı israil'e.

Ben de sormak istiyorum yeri gelmişken. Bu kit ile yapılan 500 ml biranın maliyeti ortalama nedir? markettekilere göre yüzde kaç kar ediliyor?

Bence kutudan çıkan mayaların tadı çok baskın. Mayayı değiştirmek de tadı değiştirebilir.

Klasik bira renginin dışına çıkmak sorun değilse Bock bira (rengi siyahtır) sizi tatmin eder. Acılık yok, çabuk olgunlaşıyor. Şişede 10-15 günden sonra içilebilir. Uzun süre bekletilebilir.

1 ekstra koyu kuru malt özü, 1 buğday malt özü ve kit mayası ile kurabilirsiniz. Biz yaptığımızda elimizde fazladan birde buğday kitinin mayası vardı. yukarıdaki kuru malt özlerine ilave olarak 500 gr şeker ile birlikte buğday mayasını da atmıştık. İçimi çok keyifli, acı olmayan hafif kavruk karamel tadının geldiği bir bira olmuştu.

Acılık istemiyorsanız genel olarak Ale türü biralardan uzak durmalısınız. Indian pale ale, amber ale vs. Buğday birası da olabilir ama buğday biraz meşakkatli ve tadı tutturmak kolay olmuyor. Bock üzmez.

başlangıç kitinde muhtamelen pilsner ile kurmuşsundur, şeker yerine malt özü ile kurduysan acı bi tat alman nispeten normal. ama ilk kitinse muhtamelen şeker kullanmışsındır da pilsner'de acılık oluşmaması lazım. Önerim mutlaka yoğunluk ölçer kullanman, çünkü fermantasyon için 3 hafta kovada bekletmeye gerek yok. ortamdaki ısıya bağlı olarak 10günde de fermante tamamlanmış olabilir, bu süreden sonra hala kovada bekletmen tadını bozmaya başlamış olabilir.
Renk olarak pilsner açık renklidir, eğer koyu renkte bi bira elde ettiysen fermantasyon kovanda kaçak olup bira oksijenle temas etmiş olabilir.

ben malt özü ile kuruyorum, tadı içimi ve alkol oranı daha iyi oturuyor. Şekerle kurduklarımda mideye oturuyor, hafif bi baş ağrısı gibi bi hissiyat bırakıyordu.

Diğer arkadaşlara da cevap vermeye çalışıyım.

Maliyet olarak starter kit 200tl civarında ve 46 şişe bira elde ediyorsun.
ilk kit'den sonra elinde malzemeler olacağından, ortlama 100tl'ye birakit'i alıp 2tl'ye felan ortalama şişe maliyetin gelecek.
ve içimi çook daha keyifli, tekelden aldığın biradan nefret edersin.

@ diffarentiationation

yukarıdaki arkadaşın yazdığına ek olarak; maliyetler senin isteklerine göre değişebilir.

kit fiyatları, ekstra farklı maya kullanma isteğin, şişen yoktur şişe satın alabilirsin, acılık fazla olsun dersin şerbetçiotu alırsın, toz şeker değil de candi şeker denen şeyleri satın alabilirsin; maliyeti kendin arttırabilirsin.

Bununla beraber 70 liralık kiti alıp, evindeki toz şekeri kullanabilirsin. kaynak suyun vardır, suya bile para vermezsin. şişelerin vardır, temizleyip doldurursun içersin, 70 liraya 46-50 şişe biran olur.

ilk kit benim pilsenerdi ve sekerle kurmustum. arkadasin bahsettigi acilik bende de oldu.

ikinci seti golden ale ile sekersiz ekstra malt ozu alip kurdum. beyaz paketin icindeki serbetci otunu hic kullanmadim. merakla bekliyorum. bunu forumlarda okudugum bir yorum uzerine yapmistim. acilik olmamasini umuyorum.

ipayi da cok tavsiye ediyorlar. ama genel olarak herkesin ayni bira icin yorumu degisebiliyor. deneye deneye kendiniz bulacaksiniz sevdiginiz tadi.

American Ale ile Smugglers favorilerimdi benim. Acı değildi. Acılık genelde IPA türlerinde var.

Bu dediklerim maltıyla beraber komple kit halinde geliyordu, hazır çorba yapar gibi yapıyorduk,gayet kolaydı.

yeri gelmişken ben de sorayım GUİNNESS gibi tadı olan hangisi? var mı öyle bi kit.

Öncelikle cevaplayan herkese teşekkür ederim

@FAtE,

Şu an Bock bira kiti tükenmiş sitede. Diğer bock kitinden de 12 litre elde edebiliyoruz, pek uygun gelmedi açıkçası.

Buğday birasında tadı tutturmak açısından en önemli ayrıntı nedir. Fiyatı da uygun aslında, detayları ile uğraşabilirim.

Mesela şunda acılık az yazıyor.

www.butikbira.com

Tadı hakkında bilginiz var mı?


@zippo cakmagina lpg dolduran komunist,


pilsner ile kurduk fakat malt özü ya da şerbetçi otu kullanmadık. doğrudan 1 kg şeker ile kurduk. hatta 3 haftadan biraz fazla, 26 gün bekledi kovada. aslında 1 aya kadar problem olmayacağı yazıyor kitapçıkta ama bilemiyorum tabii.

rengi biraz koyu gibi, fotoğrafı ekliyorum;

eksiup.com


Kısacası tadı acı olmayan kitler diye sıralama yapmamız mümkün değil mi? Ya da piyasa biralarına benzer tatlar gibi.

Yeni gördüm kusura bakmayın. Buğdayın ben genel olarak başarılı bir kit olduğunu düşünmüyorum. 2 Muntons Buğday yaptım, özel maya kullanım Danstar klasik Münih maya, 2 dme yada lme kullandım genel olarak tatmin edici bulmadım, genel bir ekşilik şikayeti herkeste var. Bunun sebebi de insanlar yüksek sıcaklıkta muz aroması alındığı için 25 derece ve üstünde fermente etme yoluna gidiyor. Bence ekşiliğin ana sebebi bu.

Buğday için genellikle gövdeli ve buğulu görüntü için mutlaka buğday kuru malt özü tercihen 2 tane kullanılması ve kit mayası yerine danstar munih, M20 yada çok ekşilik şikayeti olan WB06 maya öneriliyor. Ben bir tane 2 buğday mal özü + danstar munih maya ile yaptığımda hafif ekşilik vardı açıkçası çok beğenmedim.

Daha sonra yine muntons, danstar maya ve 1.7 kg sıvı malt özü ile denedim ekşilik çok az olmakla birlikte yine çok tatmin etmedi. Bu arada bu eklentilerle kit neredeyse 200 TL ye geliyor. Ayrıca buğday mayasında ciddi fermantasyon oluyor, kovayı streçlemek gerekiyor, hortumla hava kilidi ayarlamak gerekiyor, yoksa taşıyor kova kapağını çatlattığı bile oluyor. Özetle bu kadar maliyet, uğraşa rağmen işte bu dediğiniz bir ürün çok oluşamıyor. Genel gördüğüm herkesin tespiti bu yönde.

Bunun yerine daha garanti Bock'u önermiştim. Smugglers'ı da çok öneriyorlar ben daha tadamadım, yeni şişelendi.

site yanlış. yabancı kaynaktan bak bence. investing.com gibi.

euro tl karşısında % 3 artmış.
usd tl karşısında % 2 artmış.

euro usd karşısında %0.04 artmış.

euro dolar paritesi ayrı bir parite tl li pariteler ayrı. hesaplamada bir hata yok.

euro %2 armış investinge göre.

hesaplamada hata var sanırım bloombergte.

Bu gun bircok yerde kurlarda gariplikler var.Swap dalgasina cift kur olustu.Spot ile bankalar arasinda bile fark vardi

biraz teknik kaçacak ama... o artışları belirtilen paritelerin valörleri aynı değil. gecelik swapların %1200'lere çıkmasından dolayı tamamen sapıtan vadeli fiyatlar var.

ilk soru monster laptop alınır mı olmalı:

cevap: hayır

@isvicre sebebini de belirtirsen sevinirim.

sıfır alıp iade etmiş biri olarak önermem markayı.

birincisi; bilgisayarlar özellikle 2015 yılından olan bilgisayarları toplama. kendileri zaten hiçbir şey üretmiyorlar. servis bu sebepten ötürü rezil halde. oldu da bir arıza çıktığında bilgisayara verdiğin paradan daha fazlasını isteyerek tamirini yapıyorlar. onun da ne kadar gideceği tartışılır.

ikincisi; bence özelliklerin aynısını 3 civarına başka bilgisayarda bulabilirsin.

bu saatten sonra 1000 serisi altı kart alınmaz laptopta.

2900 liraya daha iyi ozellikte makine alamazsin laptop olarak bu konuda haklisin. Ancak gaming laptop konusunda 1050 ti oncesi mobil dedicated ekran kartlarinin performansi cok kirpilmis oluyordu. 1050 ti ve sonrasi ekran kartlarinda bu performans farki azaldi ve hatta kalmadi bazi modellerde.

Bunu bilerek alirsan senin icin iyi olur. O laptop ile cok fazla yeni oyun oynama sansin yok. Oyun oynayacaksan laptopta ya kesenin agzini acacaksin ya da PC toplayacaksin.

Bir de Monster gomuldugu kadar kotu bir marka degil. Bilgisayarlari toplama deniyor da hangi laptop markasi kendi chipsetini, islemcisini, grafik yongasini uretiyor ki? Asus anakart yapiyor diyecek olanlara soruyorum Asus'un mobil chipsetlerinin markasi Asus mu?
Komik olmayin.

Monster w150er modeli bilgisayarımı ocak 2013'ten beri kullanıyorum.Sadece bir kez batarya değişimine gitti. Hala canavar gibi oyunları oynuyorum.

Bakliyat yemekleri

Sebze ve baklagiller iyi. Ekmek zaten kalori yapiyor. Seker bagimlilik yapiyor. Et de kanser. Sebze ve baklagiller en sagliklisi.

sebze yemekleri, mezeler, ot kavurmaları.

Care sebze ve baklagiller.

tavuk ve balık kızartması.

Baklagilleri pişirmeden bir gece önce kefirli suda beklet, yemeğini yapmadan da bir taşım kaynat ki o gazlı suyu gitsin. Böyle yapılan baklagil yemekleri mis gibi hafif oluyor.

Bu proses uzun gelebilir, ona da şöyle çözüm buldum. Toplu haşlayıp yemeklik bölerek buzluğa atıyorum, çok pratik oluyor.

Sebze yıkayıp doğramaya üşenirsem arada Superfresh'in pişirmeye hazır sebzelerinden alıyorum, o da baya kolaylaştırıyor işimi.

Haftada 1-2 tavuk, 1-2 balık, 1-2 sebze, 1-2 de bakliyat yesen bitti zaten. Ama bunun her öğün sürdürülebilirliği kolay değil tabii, geçmiş olsun.

Bir de Instagram önerim var; semaninsagliklimutfagi. Takip edersen güzel fikirler var baya.

Emzirme dönemi çocuğumun besin alerjisi nedeniyle aynı durumu yaşadım. Peynir yemek için ölüp bitiyordum. Sadece vücudum istiyor diye değil , her kahvaltıda ağzımda peynir kıvamında yumuşak bir dokunun eksikliğini hissediyor ve gidermek istiyordum. Avokadoya sardırdım. Yulaf ezmesi, pekmez, taze meyve, bol miktarda su ve zeytinden oluşuyordu kahvaltım. Tavuk, hindi, balık, yeşil sebzeler, çiğ kuruyemiş, bulgur pilavı, baklagiller en çok yediklerimdi. Kolay değil işiniz. Yaşayan bilir.

ekmek arası domates, salatalık yeşil biber.

Patates salatası, mercimekli köfte, bulgur pilavı, sebzeli pirinç pilavı

elbette kullanılır. karbonat karbonattır.

tam tersi olsa, yani temizlik için satılan karbonatı içebilir miyim diye sorsanız şüpheyle yaklaşırdık (evet karbonat karbonattır ama belki içine başka katkı koymuşlardır diye) ama içilebilen şeyin temizlikte kullanılmasında bir sakınca yoktur.

yersin bile. ikisinde de sorun olmaz.

yani tabi, biraz garip geliyor.
şunu düşün, diğer operatörlerin asıl işi bu. yani turkcell dediğinde operatörü geliyor akla. bimden yumurta, peynir alıyorsun. operatörünün de olması ilginç geliyor. ama bence eğer bu durum karşısında sen de gülüp "yerli malı yurdun malı herkes onu kullanmalı" tarzı espri yapıp hiç bozulmazsan bence hoş durur. ki, yazımından hiç de bozulmadığın anlaşılıyor. bence sırf bu yüzden değiştirmeyi düşünme operatörünü.

yoo. gülenler komikler asıl.

bim'in adının geçmesi komik. bim komik bir isim çünkü. taahhütüm biter bitmez ben de bimcell'e geçeceğim.

Bimcell avea altyapisini kullaniyor. Takilma gec bunlari.

Türk Telekom diyip geçin. Bimcell diyince yaşlılar için alınan kontörlü hatlar akla geliyor

Asgari ücrete çalışan adamlar uygun fiyatlı operatör varken gidip pahalısını kullanıyorlarsa bence sen onlara gül.

dağın başında değil de şehrin göbeğinde isen turkcellinin ödediği ücretin yarısına belki de aynı hizmeti alıyorsun. o yüzden takılma bunlara. onlar kazıklanmalarıyla kalsınlar.

Hepsini 2 haftada 1.

Çarşaf, yastık kılıfı ve havluları haftada bir değiştiriyorum.

Pazartesi tüm havlular
Salı yatak takımları

Her hafta yikiyoruz.

havlular haftada bir.
Çarşaflar daha esnek, 2 haftaya kadar çıkabilir.

yastık kılıfı 2-3 günde bir, çarşaf 2 ayda bir.

Her hafta en az bir bazen iki

hepsi haftada bir.

gözle görünür kir olmadığı sürece değiştirmiyorum o da 3-4 ayda bir oluyor

acımasız gerçekler +1

her hafta aşırı sık değil mi ya. ne kadar titiz adam varmış duyuru'da.

Haftada 1 bazen 2 haftada 1.

havluları ekstra bir kir olmadıysa 3-4 günde bir değiştiririm. yıkama kısmına cevap vermiyorum, biriktirip öyle yıkıyorum çünkü.
çarşaf 1 hafta. elimden gelse her gün değiştiririm ama. tertemiz yastığa baş koymak süper.
ek bir bilgi, asla çarşaf ve havluda yumuşatıcı kullanmıyorum. güzel kokuyor ama durulanmadığı için sağlıksız.

kışın nevresimler iki haftada bir, yazın her hafta. banyo havluları her hafta, el havluları gün aşırı.

her hafta.

iyice kirlenince

yastik kilifi iki ya da uc gune bir, nevresim 2 haftada bir, havlular iki uc gune bir.

Nevresimler haftada bir. Günlük kullandığımız havlular 2 günde bir. Bornoz ve banyo havluları da bir hafta galiba ona pek dikkat etmedim koyulmaması gereken bir yere koyulduysa, dışarıda giyilmiş olanların yanına falan yeni yıkamış olsam da tekrar makineye.

bankalarda onlarca farklı departman var. hangi konuda bilgiye ihtiyacınız var?

Güvenlikçi arkadaşa iletebilirim ziraat bankası'nda çalışıyor.

@givemesomesubstance kredi geçmişi hakkında.

üzgünüm o konu alanımda değil. en fazla sizin de internetten bulabileceğiniz bilgileri biliyorum.

Departmanım kredi değil ama yardımcı olmaya çalışayım.

youtu.be

madde-22
köpek kalbi

Komik değil de okurken tebessüm ettiren romanlar olarak:

Gogol- Ölü Canlar
Gonçarov - Oblomov

Hem komik hem duygulu hem çok güzel iki roman.
Katya nin yazı
Çavdar tarlasında çocuklar

kötü çocuk

Miskinler tekkesi

yaşar ne yaşar ne yaşamaz'ı okurken baya güldüğümü hatırlıyorum.

vatandaş abuzer - yücel sarpdere

alper canıgüz romanları da olabilir.

Atilla Atalay Sidika

Tom Robbins - B Bira (benzetmeler keyifli)

Murat Menteş - Dublörün Dilemması

Madde 22’ye +1
Bir Yerde (Jerzy Kosinski)
Otostopçunun galaksi rehberi (İngiliz mizahı seviyorsanız)

murat menteş - antika titanik

aslan asker şvayk vardı, çok oldu okuyalı, pek hatırlamıyorum ama aklımda böyle absürd gülmeli bir kitap gibi kalmış.

tom robbins demeye gelmiştim, landho demiş.
ben parfümün dansını okudum, onun önerdiğini okumadım ama üslup aynıysa o da komiktir sanıyorum. komikten ziyade witty demek daha doğru belki de, ben çok eğlenmiştim okurken parfümün dansını.

stanislaw lem - siberya

www.dr.com.tr

Hönkürerek okumuştum.

Murat menteş kitapları +1

İhsan Oktay Anar'ın kitaplarında da muhteşem bir dille birlikte ince mizah da var, ben bayılmıştım Suskunlar ve Yedingi Gün'e.

ptt kargo ile windows lisansının alakasını kuramadım şu anda. ne alaka cidden? kargoda nasıl lisans oluyor?

eptt avm sitesinden bahsediyorsunuz galiba. 2018 birinci ayında oradan bu tip bir lisans aldım ve 1 seneden fazladır sorunsuz kullanıyorum.

oem lisans diye geciyor bunlar. guvenli saticidan almak lazim. ben amazon.de'den almistim mesela daha ucuzdu

Dolap, modacruz gibi yerlerde satabilirsiniz.

nedir marka model?

Sen bir fiyat belirle ondan sonra ölücüler üşüşür zaten. Ona göre makul bir fiyat verene sat gitsin. Parfümd sahte çıkma olasılığımolduğumiçin pek rağbet olmuyor ne yazıkki

Orjinallik adına seri no ve fatura bilgisi paylaşabilirim diye dert etmiyordum bu sahte mi acaba düşüncesini.

Dolce & Gabbana The only one yeni gelmiş Türkiye’ye ama benim kullanabileceğim tarzda değil ne yazık ki. O uygulamalara koydum ama kafamdaki fiyatın çok altında teklifler geliyor

Ambalaji acilmis kimse almaz fiyati yuksek tutarsan, zaten pek rare bir koku degil. Sorry.

piyasa fiyatı 900 tl değil. 450 tl Dolce & Gabbana The only one 100ml

350 ve üzeri tekliflere satın.

Mağazada 900 lira olan şeye sırf şeffaf ambalajı açık olduğundan 500 demek çok olmasa gerek...
En kötü ihtimalle bi ambalajcıda yaptırmak lazım dışını :)

Benim bahsettiğim yeni gelen the only one. Kırmızı olan.

381 lira.

urun.n11.com

250 liraya satarsın diyorum.

www.morhipo.com

569 tl

www.beymen.com

Zaten elimde faturası mevcut, soru da ne kadar olduğu değil ki...

Fiyat konusunda da yardım istediğiniz için arkadaşlar o konuyu netleştirmek istemişler.

Letgo yu denediniz mi

Satacaksanız da fazla zaman geçirmeyin. Bunu zaten bilen alır. Taze değil diye alıcılar kaçar.

ataturk yada sabiha gokcen havalimani yakinlarindaki yerlere arabanizla gidin. yol kenarinda yavaslayip, kaldirimda yuruyen insanlara laf atin parfum ihtiyaclari var mi diye. havalimaninda calistiginizi ve parfumu o yuzden ucuza aldiginizi soylemeyi unutmayin.

elalem gidiyor ceviz kütük dilimlettiriyor, formika frezesi ile içini dışını oyup saksı yapıyor 300 500 den koyuyor, ee koyduklarına göre satılıyor demek ki.

i.hizliresim.com

Ahşap oyuncak.

google'a "handmade wood products" yazınca çıkanlar güzel fikirler verebilir.

Bu ses bombası, hoparlör gibi aletleri nostaljik radyo tasarımı içinde satiyorlar ve sırf tasarımından dolayı çok ilgi görüyor.yaslilar kendileri için orta yaşlılar hatıra için vs alıyor. Buradan yola çıkarak: Gemi, radyo, fotoğraf makinesi şekilli hediyelik eşyalar insanlara her zaman cazip gelir, romantik ve nostaljik bulunur.bu şekillerde bişey üretip eskitme görünümlü boyalarla boyayıp çok rahat satarsiniz meraklısına

sabun olabilir.

İçinde pektin ve de glikoz şurubu olmayan reçel yaparsan ben alırım.
Ama öyle üzerine kenarına dantel yapılmış bi parça çuval bezi iliştirip, eşek yüküyle para istemeyeceksin. Fiyatı makul, mantıklı olacak.

Kuksa

Ev yapımı reçel marmelat kavurma yoğurt yapıp bir pazarda satılabilir. Ya da moda gibi yerlerde sokak tezgahı açıp.

kuksa demeye geldim. yapıp satanlar var bisürü. ben almam ama. ahşap oyuncak da güzel fikirmiş onu alabilirim, hatta böyle puzzle/tangram gibi olan bişey yapabilirsen tadından yenmez, misal: www.google.com

Abi uygun fiyata büyüük çoook büyüük boy ahşap çerçeve yapma şansın var mı kaça olur 80x120 mesela

10. ayımdayım :(

ben 5. ayımdayım.

Üniversite sınavına Pazar günü girdim Pazartesi işbaşı yaptım. Üniversiteyi açık öğretimden okudum zaten çalışıyordum. Yani hiç.

işsiz kalmak kişinin tercihi aslında.

liseden mezun olunca bi inşaat firmasında çalıştım sonra proje bitti ayrıldım. baktım etrafta ne var derken fastfood restorantlarından birinde çalışmamaya başladım. patates kızartıp bulaşık yıkıyordum. baktım olacak gibi değil lcwaikiki ye başvurdum tamam dediler part time orda çalıştım ama bu arada da sürekli çalışabileceğim işleri aradım. derken ido yenikapı da bilet satmaya başladım. oranın parası da iyiydi çalışma şartları da. ido satılınca işten çıktım ne olur ne olmaz diye güvenlik sertifikası almıştım bi yer buldum orada çalıştım. sonra orası da düzgün değildi çıktım bi otelin hesap kontrol işi için anlaştım orası da kafama uymadı askere gittim geldim iş yok. lc waikikiye girdim yine ama part time bile değil destek elemanı diyorlar. adamlar seni çağırıyor filan. günlük 30 TL mi neydi. yol yemek sana ait. haftada 1 gün çağırıyorlardı beni. 10 TL yol yemeğe gidiyordu. 20 TL kalıyordu. 4 hafta olduğu zaman aylığım 80tl oluyordu. sene 2015 :) neyse iş aramaya devam ettim. sonunda düzgün bi iş buldum. maaşı döviz ile alıyorum. asgari ücretin bilmem kaç katı. bunu da övünmek için filan değil fikir olsun diye yazıyorum.

şunu unutmayın ne bitirirseniz bitirin iş bulamıyorsanız her işi yapın. 1 her zaman 0 dan büyüktür. 80tl aylık aldığım zaman bile çalıştım. evde oturmadım.

siz çalışıp çabalarsanız karşılığı bi şekilde geliyor. ister allah rızkını veriyor deyin ister hayatın karması deyin.

9. ayımdayım.

mezuniyetten üç ay sonra dil eğitimi vesilesiyle malta'ya gidip geldiğim için 6 aylık süreci pek anlamadım, işsizlik gibi değildi.

şu an malta'dan döneli üç hafta oldu ve bu üç hafta bir sene gibi geldi bana. resmen kabus gibi.

mezun olduktan 1.5 ay sonra calismaya basladim ama mezuniyetten 3 hafta once is kesinlesmisti. mezuniyetten sonraki hafta gel basla dediler, ben de tatil yapicam hemen baslayamam 1.5 ay sonra gelebilirim demistim.

ben de 9. ayımdayım. ilk 3 ay pek iş aramadım ekim hatta kasım gibi başladım aramaya ama öncesinde arasam bi şey farkeder miydi bilemiyorum. geleceğe dair de herhangi bir umudum yok. bi işe girmek istersen girilir tabi ama vasfıma yakışan bir işe girmek istiyorum.

3

edit: 3 ay. @ergenpezeveng ile yaklaşık aynı.

@ergenpezeveng, tebrik ederim öncelikle emeğinizle bir yerlere gelmişsiniz. İşsizlik asla bir insanın tercihi olamaz. Kimse işsiz kalmak için okumaz, övünülecek, mutlu olunacak bir tarafı yok. Ben geçici işlerle geçimimi sürdürüyorum,diğer taraftan da bir sürü iş ilanına başvuruyorum, dönen yok. 600 liraya ücretli okutman olarak özel üniversitelerde çalışan arkadaşlarım var. İleri de onlar da bu fiyata çalışacak yer bulamayacaklar.

düzeltme: mezun olduktan sonraki işsizlik sorulmuş; 2 ay.

Gerçek işsizlik 8 ay gizli işsizlik 5 yıl

Kilo yapan şey yaktığınız kaloriden fazlasını almanızdır. Dürümcükten daha çok kalori yakmadıysanız gün içinde, yapar.

Yapar.

dürümcükler yapabilir. lavaşsız yersen yapmaz.

Bulgur karbonhidrat nihayetinde. Lavaşa sarıyorsunuz , o da öyle. Nar ekşisi, acı sos vs. derken bayağı kilo yapar.

Bulgur, ayçiçek yağı, salça, aroma vericiler, nar ekşisi kisvesi altında üretilen glikoz şurubu, tamamen hamurdan oluşan lavaş ekmek.

Burada "Az zararlı" diyebileceğimiz tek içerik bulgur, ki o da karbonhidrat içeriyor.

Çiğ köfte kilo yapar mı?

Hazir gida riskli.

yapar efendim. gereğinden fazla yediğiniz her şey kilo yapar.

Gün içinde ne ve ne kadar yediğinle ilgili

sanırım onların çoğu hep oraya çıkmak için para verenler. ben de farkettim aynı durumu hep aynı öneriler geliyor sıkıyo bir yerden sonra.

yeni videolar izledikçe ve o sağdakilere not interested dedikçe değişir.

Herkeste oyle. Algoritma bazi videolari promote ediyor, onlardan kurtulus yok gibi bir sey.
O surekli cikan videolara dikkat et, yoruma millet yazmistir "her allahin gunu karsima cikiyor yeter artik" gibi.
İlgilenmedigin seylere "not interest" de diyecektim ben de.

Basligini gorenlerin cogunun tikladigi videolari bunu goren izliyor, daha cok kisiye gostereyim mantigiyla herkese oneriyor algoritma. Youtube algoeitmasinin temel amavi kullaniciyi olabildigince uzun sure sitede tutmak. Insanlari sitede tutan videolari daha cok oneriyor. Bazi youtube kanallaroni epey kayirmis oluyor boylelikle de:)

mavi diyorum ben.

siyah

İnstagram üzerinden alıyorsun, hıyar çıksa daha mı iyiydi? İnsanlar fotoğraf paylaşım sitesinden hangi kafayla alışveriş yapıyor anlayamıyorum.

kargo fiyatları çok yükseldi. daha bilinçli olmanız gerekliydi. ptt kargo ile gönder fşlan deseydiniz keşke. karşı taraf da gönderirken fiyat 45 çıkınca size bildirmesi lazımdı. para kendinden çıkmayacağı için öyle göndermiş umursamayıp. ürünü doğru göndermesi bile büyük şans bence de. instagram üzerinden alışverişin hiçbir güvencesi yok.

Fiyat belirtmemişsin, sebamed öneririm. Pahalı ama süper.

www.trendyol.com

kullanıyorum ve memnunum.

karlovy lazne tabii ki. pek malzeme çıkmaz ama her katta farklı müzik olayını görmelisiniz.

Prag'daki mekanlarda içki genel olarak ucuzdur ancak turistik yerlerdeki fiyatlar ortalamanın üstünde.

Beer Museum'a bir kere de olsa bir gidin, konsepti görün.
Sert elektronik müzik seviyorsanız, Cross club.
Bir klasiktir: Chapeau Rouge
Leş mekan ama ucuz içki: Popo
Şöyle tepeden manzaraya karşı içmece için: Letna beer garden.
Irish bar isterseniz, Dubliners.
Biraz turistik ama motorcu barı tarzında, Harleys.
Kopkop için Lucerna, Roxy ve M1 (epey küçük ama ortam canlı) ilk aklıma gelen yerler.
Böyle büyük, Reina tarzı yerler arıyorsanız Sasazu ve Mecca.

Şimdilik aklıma gelen yerler bunlar. Prag'ı özlemişim valla.

hayır. süzgeçte kendi kendine kuruyor.

hayır. durulayıp bulaşıklığa, yer kalmadıysa masaya koyarım.

3 saate kalmaz kurur zaten niye birde bezle uğraşcam. bu bulaşık kurutmaya da hiç akıl erdiremiyorum.

bazı şeyleri kuruluyorum, camsa mesela üstünde su lekesi kalmasın diye, ya da sebze/et bıçaklarını mesela paslanmasınlar diye. tencere, tabak, çatal, kaşık, kase falan gibi şeyleri kendi haline bırakıyorum, hemen kullanmak ya da yerlerine kaldırmak gerekmeyecekse.

Sadece bıçağı kuruluyorum. Bıçağı kurulamazsan paslanır.

nö.

ben kurulamıyorum ama geçen düşündüm, bulaşık teli kireç tutuyor, altında lekeler oluyor, teli de ayrıca yıkayıp temizlemem gerekiyor vs. ayrıca o kurumuşları tekrar alıp dolaba rafa vs yerleştirmek gerekiyor. oysa yıkadığım gibi kurulayıp kaldırsam hiç bunlara gerek kalmayacak.

Faturası olmadığı için şüpheyle yaklaşırlar. O tişörtün satışını incelemek vs o topa gireceklerini düşünmüyorum. Youtubeda bir sürü video var onun nasıl çıkartılacağı ile ilgili bence şansınızı deneyin :)

koton olmayan bir mağazaya gidip rica etmeyi deneyin? belki çıkarırlar.
edit: gerçi şimdi düşündüm de yine sıkıntı olabilir fatura yoksa.

benim basima geldi dogru duzgun bir marka idi. o videolari izledim valla icinden boya vs. cikabildigi icin ben cesaret edemedim. alip goturdum, gider gitmez kasaya yoneldim, icerde oyalanmadim yani, dolayisiyla calmis olmam imkansizdi, direk cikarip gosterdim. bin kere ozur dileyip bir de indirim ceki verdiler. fisim yoktu benim de diye hatirliyorum ama dukkanin posetiyle falan goturdum yani.

Kamera kayitlari da var kendinizden eminseniz be calm.

bence mağazaya gidin ve durumu anlatın, çıkarsınlar kendi hataları sonuç olarak. Eğer şüpheli yaklaşırlarsa şirket faturalarından ve de güvenlik kameralarına baksınlar ki eğer böyle bir şey yaparlarsa kendilerini direk mahkemeye ver.

Büyük bir giyim mağazasından nişanım öncesi aldığım gömleğin alarmını sökmemişlerdi. Ben de son dakika yola çıkmak üzereydim aldığım mağazayı aradım bir güzel fırçaladım araba ile alarm söken cihaz göndereceklerdi neredeyse.

www.mgmguvenlik.com.tr
bu tip içinde boya içermeyen bir alarm ile ben de uğraşmıştım. Kipa içinde yer alan yabancı bir giyim markası vardı. Kapanacağını duyunca yüklü miktarda alışveriş yapmıştım. Ancak 6 ay kadar sonra bir üründe alarm kaldığını gördüm. Mağaza kapandığı için fişim olmasına rağmen götürmedim. Elime bir pense ve yankeski alıp önce alarmın dış kısmını kırdım. Ancak çok sağlam bir plastik. Çok uğraştırdı. Plastik kırılınca ortaya çıkan raptiye başlı iğneyi ise yan keski ile çıkarmayı başardım. Sonuç olarak güç isteyen bir şey ama yapılabilir.

hiç gerek yok aynısı başımıza geldi pense ile çektim geldi biraz zorlamanız gerekecek sadece

Pense ile çıkıyor. İlk plastiği parçalayıp, ortaya çıkan çiviyi kesin.

aynısı başıma geldi. alarmın olduğu yeri yavaş yavaş yakarak çıkartabilirsin ancak dikkatli olmalısın. çakmakla hafifçe yakarak alarmı erit.

pense ile cikardim birkac tane, zor degil.

Eğer kişinin kapasitesi varsa Avrupa görmek o kişiye bir şeyler katar. Ama sadece Avrupa görmüş olması tek başına bende bir algı yaratmaz.

Genel olarak insanların okuduğu okullar, yaşadığı ülkeler ya da çalıştığı şirketler bende bir algı yaratmıyor. Her kişinin bunlardan bağımsız olarak değerlendirilmesi gerekiyor.

Not: Avrupa'da yaşıyorum

Adam olmak başka. Avrupa gören nice öküz sayarım.

Aynı projeden bir kızla tura çıkmıştık birkaç ülke gezmek için. Viyana'da 20 euro verip bir müzeye girdik. Kız girince video kaydetmeye başladı, çıkınca kaydı durdurdu. Vakit az, müze büyük olduğu için neredeyse koşa koşa video kaydetti ve adı Viyana'da müze gezdim oldu.

Bu da Avrupa görmüş oldu işte.

Bu ekside iyi eğitim almis, kendigini geliştirmiş, hayat gorusu ve kisilik olarak takdir ettigi ve ornek olarak gordugu bir tanigi olana adama bir kiz onerildikten hemen sonra "guzel mi" diye sordugu icin bir anda adama ve diger butun erkekle olan güvenini ve saygisini kaybettigini soyleyene falan rastladim.

Eksinin buyuk cogunlu kafasinda kurtugu tuhaf bir evrende yasiyor, cok da seyapmamak lazim bu eksici tayfayi.

Avrupa gormus olmanin hicbir artisi yok bir kisiyi genel olarak degerlendirmeye alip puanlayacaksak.
Avrupa goren onlarca mal tanidim.
Avrupa gormek illa ki bir seyler katar insana. Ama bunun gibi bir suru sey var insana bir seyler katacak. Avrupa gormus olmak muthis bir seviye atlatmiyor. Bir suru kultur tanimis serefsizin tekini Avrupa gormus diye adam saymayiz mesela.

Bu sey gibi, adam ressam abi.

Haklısın. Yani şöyle açıklanabilir: Hayatını köyden şehre, evden işe geçiren insanlar için Avrupa elbette bir vizyon çizgisi koyabilir. Bu, sadece avrupa için değil genelde yurt dışı tecrübesiyle alakalı eski bir terim. Elbette öküz her yerde öküzdür. Ama "Avrupa görmüş" tabiri bence "orada yaşamış ve hayatını bir süre idame ettirmiş, bilgi edinmiş-tahsil görmüş" anlamında kullanılıyordu. Bu da bence farklılık-kültür farkındalığı, çevre ve görüş bakımından fayda sağlayabilir insanogluna, kendini geliştirmek isteyene.

İnsanın avrupa görmüş olması kendine mutlaka bir şey katar. Farklı bir şehir, farklı bir ülke görmek her zaman bir şeyler ekler yani genelde, ama iyi ama kötü.

@sour

''avrupa yerlisi(p*çi) kısmını hiç analamadım. avrupa'nın yerlileri...''

Oo ooo ne yaptınız siz öyle ya :D :) Bütün Avrupa'ya neden öyle bir şey diyeyim ki! Tamam tam olarak anlatamamış olabilirim o cümlede ne demek istediğimi ama amacım sizin bahsettiğiniz gibi bir şey değildi.

Avrupa ülkeleri olsun, dünya ülkelerini görmek olsun insana çok şey katar tabi. Ben katmaz demiyorum ama daha 'Avrupa Görmüş...' kalıbını anlamadıysanız, açıklamaya kalksam iyice karışacak kafanız. O yüzden gerek yok :) Avrupa görmek önemli ama abartılıp, insana değer kattıracak çok önemli de bir etken değil(Öyle olsa her çift mutlu olurdu Avrupa'da)

selülit için masaj değil spor yapın. dışarıdan titreterek nerene fayda sağlamayı düşünüyordun ve sağladın acaba?

arkadasım sporumu zaten yapıyorum, benim merak ettıgım bu masaj aletlerinin masaj konusunda faydasız oldugu bazı yazılarda ise kas spazmına faydası vardır gıbı yazılar okudum.

spor sonrası denediğinde kaslarını rahatlatiyorsa vardır iyi kötü biraz neden olmasın.

İşe yaramaz olan titreterek yağ eritme, bölgesel incelme, kas yapmak vs. meseleleri. Titreşim seni güzel hissettiriyorsa titret gitsin. Ama selülite falan bir yararı olmaz.

"Çok araştıran ve sorgulayan biri." ondan

Umutları tükendiği için. Çünkü insanı yaşatan bir umuttur.

Iyi şartlar her zaman eşit değildir "yaşama" eyleminden zevk almak. Herkes hayatı sevmiyor haliyle bir noktadan sonra devam etme zorunluluğu hissetmeyebiliyor.

hayat ve ölüm denen şeyin ne olduğunu kafasında çözüp ve anlamsız bulup, erkenden son vermek istemiş olabilir. bir derdi, sıkıntısı da olabilir. hepsi ihtimal, bilemeyiz.

Bazen kimseye bir şey anlatmak istemiyorsun. Anlamıyorlar, dinlemiyorlar. Ya da dinleseler de inanmıyorlar. İyi, olumlu bir şey yapabilme ihtimalin kalmıyor. O eşiği geçince intihar etmemek zorlaşıyor.

intiharin genlerle gelme ihtimali yuksek. Yani fitrat olayi. Soyle soyliym, tecavuze ugramis, iflas etmis, bitmis olabilirsin ama hayata tutunursun. Intihara meyilli kisilik ise, zaten yikilmaya meyilli. Sunu dusun, nasil ki habis ur, kanser hucresi yok ediciyse, ve bir insani olduruyorsa, sunu varsay ki aslinda butun dunya da baska bir yasayan organizmanin icinde bir hucre. Savas, intihar, olum, kotu dusunce de bu dunya hucresinin kanseri. Ve kendi kendini bititiyor. Allah yasama sevinci versin diye dua edilir. Inancli olmak, olmamaya gore hayata tutunmak icin buyuk bir destektir. Bu dusuncelerle batakliga saplanma. Uret ve bir ise yaradigini dusundurecek seyler yap. Zirva gibi gelebilir ama, yazarak ancak bu kadar iletebiliyorum. Sevgiyle kal.

Gerçekleri algılamaları bozulduğu, olayları yanlış algılayıp yanlış düşündükleri için intihar ediyorlar. Araştıran sorgulayan kimse intihar edemez zaten, merak eder çünkü. Umutlar hiçbir zaman tükenmez. İnsanı yaşatan da umut değildir, insan yaşar ve yaşamanın kendisi sürekli her zamAn her türlü umudu içinde barındırır. İntihar edenler bunu geçici süre göremeyen insanlardır.

İnsanın bi dayanma eşiği oluyor, o eşiği geçince bu kararı soğukkanlılıkla uygulayabiliyorsun bence. 1000lerce kez intihari düşünmüşümdür fakat yapabilecek cesareti kendimde bulamadım. Geleceğe dair umutların tükenmesi var olan durumu kabullenememe.. çok düşünmek hissetmek sorgulamak. Bunlar birleşince, birazcık da anlık deli cesareti. İntihar edilebiliyor demek ki. Ben anlayabiliyorum intihar eden insanlari

intiharın en büyük sebebi olarak çevre baskısı diye biliyorum. ailesiyle arası iyi zannedersin mesela ama hep okul başarısıyla ilgili baskı yaşamıştır. anne babasına sorsan biz sadece ilgili ebeveynleriz derler.etrafıdaki insanların onu sevme sebeplerine kendisi hiç değer vermiyorsa bu çelişkiyle başa çıkamamak da baskı yaratmış olabilir.ya da en basiti sevgilisi aldatmıştır..anlık bir karardır.tanımadan bilemezsin.

Bazı nedenlerle birey olma aşamasında güçsüz ve yetersiz kalmış olabilir. Etrafından da doğru yönlendirme ve nitelikli eğitim almamışsa, yanlış anlamlandırmalar sonucu çözümü hayatına son vermekte bulabilir.

Yıllar önce bir video izlemiştim. Bir psikolog avm nin içindeki korkuluklardan kendini aşağıya usulca bırakıyordu. Aynı soruyu sorup durmuştum. Neden neden. Olmamalı. Fazlaca içimi karartmıştım günlerce. Sonra o video internetten silinmeli diye düşünmüştüm.

Aslına bakarsan belki de “hiçbir şey dışarıdan göründüğü gibi değildir”. Sana göre iyi üniversite, iyi bölüm olabilir. Dışarıdan ailesinin sevdiği biri gibi görünebilir. Belki de ihtiyacı olan bunlar değildir. Eksiktir. Üzgündür. Mutsuzdur. Çaresizdir. Belki de kimsesizdir. Bilemeyiz.

"Ailesinin, arkadaşlarının sevdiği biri." bunu asla bilemezsiniz.

öncelikle başınız sağolsun. o ruh haline girmeden anlaşılması çok zor bir psikoloji. bildiğin kafanda bir şeyler bozuluyor. yokluk, boşluk hissi huzur vermeye başlıyor o zaman plan yapmaya başlıyorsun. şu ilaçtan mı içsem yoksa otobanda 200le gidip kaza mı yapsam veya şuradan kendimi mi atsam napsam diye. bu ruh halini kabul edersen sonun intihar oluyor. bunun doğru olmayan bir şey olduğunu farkedersen de gidip profesyonel yardım alıyorsun.

zamanında hafif bir antidepresana başlamıştım prospektüsünü okuyunca çok düşük bir oranda da osla intihara ilişkin düşünceleri yan etki olarak arttırabileceği yazıyordu ki başladıktan kısa bir süre sonra sabahları yataktan "intihar etsem ne güzel olur ha kurtulurum biter" diye kalkmaya başladığımı farkettim. aklıma prospektüste yazan gelmeseydi belki de yapardım. doğrudan doktora gittim böyle böyle düşünüyorum kurtarın beni bu düşünceden diye rengi attı kadının ilacımı değiştirdi de rahatladım. ama şu ana kadar o zamanlarda ölüm düşüncesinden bulduğum huzuru başka hiç bir şeyde bulamadığımı da söyleyebilirim. dendiği gibi yaş ilerledikçe aman ne gerek var diyip ona da üşeniyorsunuz arka planda kalıyor öyle çok düşünülmüyor.

hayat çok boş. ailelerimizi mutlu etmek için üniversiteye gidiyoruz, patronumuz para kazansın biz de açlıktan ölmeyelim diye vaktimizin %30unu işimize ayırıyoruz. gerçek bir yaşama amacı olmadan, istediğin şeyi yapmadan çok manasız geliyor. keşke ufaklıkla daha önce konuşma şansımız olsaydı belki yardımcı olurdum. çok üzüldüm.

2. Ejderha dövmeli kız serisini okumalısın, ben tarzını yanlış hatırlamıyorsam çok benzetmiştim. Okuyalı 10 sene olmuştur.

Başkomiser nevzat der kaçarım.

mikrodalga hiçbir besini bozmaz. yiyecek ve içecekteki suyu titreştirip ısınmasını sağlar sadece.

Ek olarak yağı ve alkolü de titreştirip ısıtabilirmiş. Etanol, bitkisel ve hayvansal yağlarda su bulunmuyor ama bunları mikrodalgaya koyarsak ısınırlar, erirler.

diffarentation; bir aralar mikrodalganın zararlı olduğundan bahsediyorlardı, yalan mıymış?

Kemik suyunun faydalı olması da mikrodalganın zararlı olması da yalan.

neden zararlı diyorlardı? benim bildiğim mikrodalga fırın, suyun rezonans frekansında mikro dalgalar gönderip titreştirerek ısı açığa çıkarır.

kemik suyu gayet faydalı bu arada, üstteki sallamış.

bilmiyorum, diyorlardı işte.

kemik suyu +1

(kemiksuyu'ndan güzel isim olurmuş)

fotoyu açmayın korkunçlu.

vitamin eksikliğinden iyileşmiyor. bol bol meyve sebze yemelisin. özellikle c vitaminli olanları tercih et.

@diffarentiationation dsakdopsakpo O kadar değil la inanmayın açabilirsiniz :D

b12 eksikliğinden oluyor genelde. vazelin sür iyi gelir. düzgün beslen :)

Bu bende de olmuştu. Doktor dönem dönem mevsim geçişlerinde olabileceğini hatta stresin de tetikleyici olduğunu deyip b vitamini hapı ve hamazinc adli bir krem vermisti. Birlikte kullaninca bu ikisini iyi geliyor.

"Cheilosis" veya "keylozis" olarak geçer. Üstteki arkadaşların dediği gibi genel manada özbakım eksikliğinden kaynaklanır (düzgün beslenmeme [ağırlıkla vit-B2 eksikliği], stresli bir dönemden geçme, alkolü fazla kaçırma, hepsinin bir arada olması vb).

İyi beslenip uyku düzeninizi oturtun, düzelecektir. İnat edip düzelmezse cildiye veya iç hastalıkları -hangisi size uygun gelirse- polikliniğine başvurabilirsiniz.

Aynısı bende de oluyordu. Genelde grip üst solunum yolu enfeksiyonları öncesi veya sonrasında ortaya çıkıyor.
Bağışıklık sistemi düşüklüğünden oluyor. İyi beslen, uykunu al, mümkünse spor yap.
Bu arada herhangi bir krem işe yaramıyor boşuna kullanma bence.

angular cheilitis dediğimiz şey bu. çok karbonhidratlı beslenme, şeker hastalığı gibi nedenleri de olabiliyor.

Tariften Sebahattin Ali çıkıyor.Oğuz Atay da eklenebilir.

klasik yazarlar böyledir genelde. yaşar kemal ve cengiz aytmatov favorilerimdir.

Türkçe ve üslûp kelimeleri yan yana geliyorsa, okunması gereken ilk isim Refik Halid'dir bence. Tadı bambaşkadır. Ahmet Haşim'in düzyazıları da çok iyidir. Kelime hazineniz ne durumda bilmiyorum ama özellikle Ahmet Haşim sizi yorabilir biraz.

Kemal Tahir'i beğeniyorum

Eskilerden Reşat Nuri öyle geliyor bana, çok zarif bir dili var.

Hasan Ali Toptaş tarif ettiğin gibi

let alone derdim ben.

bende fazladan bi "not only but also" var veriym belki kullanırsın.

Being happy cannot even express how much happy I was after receiving the news that day. I was literally flying!


breh breh breh :)

At that moment I was the happiest person on earth fln derdim ben.

"being happy" would fail to express how I felt at that moment.

bırakınız etsinler. her insan kararlarında özgürdür. birinin kendi arzusuyla ölümü tercih etmesini yadırgamamak gerek ama bunu yapmadan evvel kalkıp size anlatıyorsa muhtemelen intihar falan etmeyecek ya da başarısız olacağını bildiği yöntemleri deneyip kendine hafif zararlar vererek ilgi çekmeyi deneyecek. her halükarda kendi haline bırakın. unutmayın: kimsenin anası babası değilsiniz!

Neden evine gidelim anlamadım? Soru ne bu arada?

@massayidonatello, Biriyle ilgili endiseye kapilmaniz icin annesi babasi olmaya gerek yok.

Bu sekilde hicbir yakinini tanimadan yardim etmek cok zor. Umarım ilgi cekmek icin soylemis olsun.

polise haber vermek en dogrusu. kimse tanimadigi ve intihar egilimi olan ne yapacagi belli olmayan birinin evine gitmez, gitmemeli de. cinayet falan diye ustune bile cokerler hic belli olmaz. biraz mantikli olun.

duyuruda ve sözlükte ki bir kaç muhtemelen intihar olayı için bayağı endişelenmiştim eskiden.

sonra saldım. bir çoğu nickini falan silip kayıplara karıştılar.

Marilyn monroe da intihar edeceğini söyledi, ciddiye alınmadı ve intihar edip öldü. Belki sadece "yardım çağrısı" niteliğinde bir intihar girişimi olacaktı; ama yapmayacağı düşünüldüğü için öldü. Karşınızdaki kişi intihar girişiminde bulunacağını söylerse polise haber verin. Gerçekten kendini öldürmeyi düşünüyorsa hayat kurtarıp tedavi olmasına vesile olursunuz. Yok, yalan söylüyorsa yine tedavi olması gerekir ve siz buna vesile olursunuz; çünkü böyle bir konuda yalan söylemek ancak sağlıksız bir ruh hali içinde yapılabilir.

Hayat ona mutluluktan çok keder getiriyorsa bırakın etsin, keşke ben de edebilsem.

En iyi şehir en ucuz şehirdir.

polonya'nın her şehri güzeldir ama tabii ki başkenti öneririm. şansın varsa gdansk/gydnia/sopot benim favorimdir.