Aynı ürünün sahtesini internetten gönderdiler bana. Head and shoulders un sitesi var. İlgili siteden telefon numaralarını bularak müşteri temsilcisiyle görüş ve elindeki şampuanın seri numarasını bildir. Kendilerine ait ürün olup olmadığını bildiriyorlar

Bunun bir maksimumu yok. Ne kadar kalori açığı yaptığınıza bağlı ve bir noktada durmasinin sebebi kilo verdikçe bazal metabolizma daha az kalori harciyor. Siz de yediginizi azaltmazsaniz duruyor.

Kaç kalori yediginizi bilmeden net bir şey demek zor. 100e doğru durma ihtimali var tabi.

Bir risk de bu un, seker kesmek insanın ömrünün sonuna kadar yaptığı bir şey olmuyor genelde. Ona da dikkat etmek lazim, böyle bir şeyleri keserek yapılan diyetlerde genelde geri alınabiliyor. O yüzden bir şeyleri komple kesmek yerine macro takibi yaparsaniz daha uzun süreli olur.

yani şunu sormak istiyorum. gün içinde kendimi çok aç hissetmiyorum. yemesem yemem. ama kalori açığı yapıcam diye vücudu aç bırakarak sağlığı bozmayalım.

sadece açlığımı giderecek kadar az yiyip kalori açığı yaparak birkaç ayda 90 kiloya düşmemin bir sakıncası yok mu? vardır sanki. maksimumu o yüzden sordum.

Yapacağınız şey şu : haftada bir kaç gün yürüme veya yüzme. Hergun yürünse keşke ama iş çevre vs olmuyor. Bunun dışında öğlen yemeği ve akşam yemeği bu kadar. Tatlıyı, şekeri kesinlikle bırakın. Ekmek abartılmamak kaydıyla bir iki dilim yenmesinde sıkıntı yok. Bu şekilde devam ederseniz hem zorlanmazsınız hem de sağlıklı kilo verirsiniz. Mesela pilav yediyseniz ekmek yemeğin o gün. Ekmek yediyseniz pilav veya makarnayı yemeyin bunun gibi. Bir süre sonra kilo vermeniz duracak fakat aynı şekilde devam ederseniz tekrar kilo vermeye başlayacaksınız o yüzden sabır işi biraz. Daha hızlı kilo verilir mi verilir elbette ama sağlıklı olmaz. Sabah kahvaltısı yapmadan sadece öğlen ve akşam yemekleri yemeniz ve sporunuzu yapmanız yeterli yaza kadar rahat rahat verirsiniz

Şu sayfayı oku
www.agirsaglam.com
FatSecret uygulamasını yükle.
Oradan makrolarına ve kalorine bak.

Sihirli bir formül yok ortada.

Sadece şunları kısıyorumla olmaz bu iş.

Çok kısarsan platoya girer yaza 120 kiloyla girersin. (Diyette plato dönemi diye Google'a sor.) Bir yerde bırakırsan, verdiğinin fazlasını alırsın. Unu kesiyorum diye lif almayı bırakırsan kabız olur beton imalatına başlarsın fala. Yazdığım kaynakları oku. Acele etmeden bilinçli devam et.

Makroya mikroya bence girme. Paranoyak olup çıkıyor insanlar. Su kaç kalori bu kaç gram vs vs. Sağlıklı yapacağın iki öğün zaten kilo vermen için yeterli kaloride. İki öğünle şuna ki kilonu koruyacak kaloriye ulaşman imkansız. Ha nasıl olur iki öğün yiyorum zaten diye pizza hamburger yersen olmaz o iş. Ama bildiğimiz ev yemeği tencere yemeğini iki öğün yediğin takdirde kalori vs hesaplamaya girme.. en azından şimdilik gerek yok

şu yağ yakmayı kolaylaştıran l-carnitine, cla falan takviyeler duyuyorum. iki sene önce de yüzdüğüm dönemde 4 doz l-carnitine almıştım, öyle duruyordu. son dört seferde onları da içtim yüzmeye başlamadan yarım saat önce. yani hissettiğim bir farklılık yok ama yağ yakımına faydası olacaksa egzersiz ve diyete eklemeyi düşünebilirim. yoksa tamamen gereksiz mi?

her şeyden önce detaylı bir kan tahlili yaptırmanızı öneriyorum. ben bu kilo al ver döngüsünden çıkamıyordum. tahlillerde insülin direnci çıktı ki bu pek çok şeyi açıklıyordu, pek çok kan değerim de diplerdeydi. aile hekiminin de önerisiyle iyi bir diyetisyene başladım. migrenim olduğunu da gözeterek hazırladığı listelerle 16 kg verdim 6 ayda ve hiç kas kaybı yaşamadım. pek çok takviye de kullandırdı, özellikle d vitamini eksikliği etkili kilo vermekte.

size verilen kilo az gelebilir ama yıllardır ilk defa, bu kadar istikrarlı ve sağlıklı hissetmeye devam ederek, yeme atakları yaşamayarak geçirdiğim bir süreç oluyor.

ekmek yememi özellikle istiyor, komplex karbonhidrat konusunu anlattı bana, kendimde araştırdım. sadece yediğim ekmek türünü ve miktarını değiştirtti, siyez, karakılçık, tam tahıl vb. yiyorum artık. pirinç, bulgur, kara buğday vb. ile ilgili neyi ne zaman nasıl neyin yerine tüketebilirim detaylıca bilgi verdi.

kalori açığını oluşturabilmek ve benim de tercihim iki öğün olduğundan aralıklı oruç şeklinde hazırlıyor listelerimi. herhangi bir yasaklamaya asla gitmiyor, ömür boyu sürdürülebilir olmayan hiç bir tercihi onaylamıyor/önermiyor kadın. iş seyahatleri dahil yanımda taşıyabileceğim ara öğünler yazıyor. bir sürü de püf noktası öğretiyor, anlatıyor sürdürülebilir şekilde devam ettirebileceğim. mesela migren tutunca korkunç karbonhidrat ataklarım oluyordu, glutensiz makarna önerdi. migrenle ilgili ekstra araştırmalar yapıp başka beslenme önerilerinde bulundu. tatlı ataklarım için hem kendi tarifler verdi, hem yer fıstığı vb nasıl kullanabilirim anlattı.

yani özetle, önce kan tahlili, sonra alanında iyi (size sadece liste hazırlamayan, sizi dinleyip yaşam tarzınıza uygun bilgiler de öğreten) bir diyetisyen. sporla da destek.

@phoebe

hocam zaten kan tahlilinden sonra başladım ben diyete spora. tahlilde insülin direnci falan değil, doğrudan diyabet çıktı. geçen yıllarda insülin direnci dediklerinde çok dikkate almamanın bedeli. ayrıca ileri derece karaciğer yağlanması.

öyle olunca dahiliye uzmanı diyabetik bir diyet verdi ama eski usul diyetlerden. az az sık sık yeme üzerine. ayrıca iş hayatım nedeniyle oradaki yemem gereken şeylere uymam pek mümkün değil, ye dediklerini yapıp yiyecek ortamım yok. o yüzden kendi çapımda yediklerimi azaltıp, şekeri unu kesme yoluna gittim.

L-carnitine'e para vermeni önermem. @angelus burada olsaydı çöp onlar derdi. Gereksiz şeyler.

@kibritsuyu, işte aile hekimim de çok sert bir dille bu insülin direncini şu an kontrol altına almazsanız ilaç kullanmak zorundasınız dediği için korkumdan her şeyi sıfırladım :).

endişenizi ve direncinizi anlıyorum diyetisyenle ilgili ama düzgün bir diyetisyen size iş ortamında yapamayacağınız, taşıyamayacağınız bir liste vermemeli zaten. bana evde bu ara neler var diye bile soruyor kadın, ona göre yazıyor :).

yine de gitmem derseniz; aralıklı oruç saatleri (ben kahvaltı ve akşam yemeği şeklinde uyguluyorum ve kalori açığı yakalamış oluyorum burdan da), ekmek çeşidini değiştirmek, egzersiz (ortopedi doktorum belli bir kiloya inene kadar dizlerim açısından yürüyüş yapmamı istemiyor, mat pilates ve yüzmede teyidleştik), porsiyon kontrolü şeklinde zaten başladığınız gibi ilerlemeniz gayet makul.

mat pilates hocası da önce çok hafif başladı, 2 ay sonra zorlaştırdı, sonra yeniden bir level zorlaştırdı, işin içine dumble/top/direnç bandı ekledi vesaire derken en başta yapamadığım çoğu şeyi zorlanmadan yapabiliyorum ve inanılmaz inceldim. belki yüzme konusunda da böyle aşamalı bir durum vardır?

Carnitine ve cla falan bunlar bir bilimsel desteği olmayan şeyler. Para vermeye gerek yok.

Ben diyeyim; çöp.

Kilo vermeye yarayan şeyler var ama supplement diye geçmiyorlar ;)

İshal bir hastalık değil, vücudun almış olduğunuz bir bakteriyi dışarı atma çabasıdır.

Hastaneye gitmeyeceksiniz ishal kesici bir şey almayın. Tuzlu şekerli su( hazırlanışı internette var)(abartmadan tabi) , maden suyu ve bol bol sıvı tüketin ki elektrolit dengesizliğine yol açmasın.

Geçmiş Olsun.

'Yatırım tavsiyesi değildir' yazdıkları gibi sağlık konularına da 'Hekim tavsiyesi değildir.' yazmak lazım aslında :)

Nöbetçi eczaneden probiyotik alın. İshalin kaynağı üşütme kaynaklıysa muz ve patates yeyin fakat bakteri kaynaklıysa antibiyotik içmeden geçmesi zor.

Reflor, bakteriyel bir durum varsa iyi geliyor.

reflor +1

Bu şekilde var olan kaslarinizdan olursunuz. Yapacağınız tek şey bu şekilde devam edip sadece akşam da bir öğün yemek yemeniz öğlen ve akşam bu şekilde yemeniz yeterli olur kilo vermeniz için.

iyi gidiyorsun, devam. spora başlayınca ek aldığın kaloriyi abartma.

Şu sayfayı oku.
www.agirsaglam.com

Telefonuna FatSecter uygulamasını yükle.
Yediğin her şeyi yaz. Gün sonunda eksiğine, fazlana bak.
Protein, karbonhidrat ve yağ tüketimini kontrol et.
Ertesi günü, bir önceki günkü hatalarını yapma.
Olsun bitsin.

Hocam ben kalori matematiğinden anlamam, hesap kitap işin içine girince bir süre sonra sıkıyor. Ben tam 2 ay oldu, 13 kilo verdim. 98,5 kg'dan 85,5 kg'a düştüm. daha da devam ediyor düşmeye. Yaptığım şey çok basit: OMAD (Günde tek öğün)
Sabahları sade filtre kahve içiyorum, akşama kadar bol bol su içiyorum. çay ve kahve hariç 2 litre kadar. akşam yemeğinde de çok ağır şeyler yemiyorum. ev yemekleri, ton balıklı ya da tavuklu salata vs. bazen ekmek de yiyorum.
spor - sıfır. masabaşı çalıştığım için hareket - sıfır. buna rağmen beklediğimden hızlı veriyorum kiloları. inanılmaz rahatladım. ilk 1-2 hafta zorlandım tek öğün işinde ama şimdi ne kahvaltı ne öğle yemeği aklıma bile gelmiyor. dişini bikaç gün sıkar da düzeni oturtursan kısa zamanda gözle görülür sonuç alırsın.

bana normal gibi geldi. normalde sadece danışma ücreti için 8000 lira istenildigine şahit olmuştum. 19 bin lira da vasiyetname işlemleri için istiyorlar genelde
avaukata para vermem vaktim var ben kendim yaparım derseniz tüm bu işleri siz de noter vasıtasıyla yapabilirsiniz.

Sana şunu söyleyeyim. İyi bir avukat diye gidip danıştığınız kişiler genelde yanlarında yeni mesleğe girmiş avukatlara yaptırıyorlar işleri. Hal böyle olunca da dilekçeden tutun sonraki süreçlerde sıkıntı çıkabiliyor. Yani çok iyi bir avukat dediğimiz kişiler genelde o işi yapmıyor yanındakilere yaptırıyorlar. Hepsi böyledirler demem yanlış olur ama çoğu böyle. O yüzden yerinde olsam vaktim varsa araştırır kendim yaparım ya da kendi başına çalışan meslekte biraz deneyimi olan kişilere yaptırırım.

Çok uygun bi fiyat vermiş. Etin kilosu 500 tl. Kuaförde saç boyama minimum 5000. Dolayısıyla rakam uygun

Ek :25.000 tl içinden yüzde 20 kdv ödeyecek ve gelir vergisi de ödenince bu rakamın neredeyse yarısı kalıcak avukata.

Kendiniz yapın da berbat edin. Yahu bir asgari ücretlinin 20-25 günlük kazancı minimum 17 bin lira. Zaten avukatlar belli bir rakamın altında dosya alamaz is takip edemezler, yasak. Vergi cezası var. Asgari ücret tarifesinin uzerine koyduğu yuzdelige göre pahalı olup olmadığını kendiniz çıkarabilirsiniz birisi paylaşmış.

Bu türk insanının avukata geldiği zaman girdiği tripleri anlamak mümkün değil. Sizin ozelinizde söylemiyorum, ben bir yere bağlı çalışan bir avukatım dışarıdan is zaten almıyorum. Adama desen paranı iki katına çıkaracam senin eline hiçbir makbuz istemeden 100 bin lirayı verir. Burada sen bir hizmet almak istiyorsun. Karşılığında verdiğin parayı "gereksiz" bulmak diğer yana bir de kendin yap avukata gerek yok diyebiliyorsun.

Kendi yapanlar batırıp geliyorlar ofise o zaman çok gülüyoruz hallerine.

Hakaret-mala zarar verme-tehdit gibi suçlarsa eğer ve sabıka kaydı yoksa genelde para cezası verilip hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar veriliyordu. Anayasa Mahkemesi tarafından bu uygulama bildiğim kadarıyla kaldırıldı. Bu nedenle erteleme verilebilir. Burada önemli olan iddianame hangi suç ile ilgili açıldı.

Balkon tarafını U şeklinde düşün balkonun uç kısımları sahneye çok yakındır fakat uç kısımlarının hemen önünde sahneye ait büyük hoparlörler var ve bu sahneyi görmenizi engelliyor o yüzden biraz daha geride oturursanız gayet iyi olur. Fakat bildiğim kadarıyla yer seçimi yapamıyorsunuz. Fakat en uc kısma oturtmaya kalkarlarsa bir şekilde itiraz edip oturmayın.

Valla tam 2 sene önce aynı şehir ve mekanda aynı grubun konserine gitmiş biri olarak balon tarafında gitaristleri yakından takip etmek zor olur diyorum. @dedminhırkasının da dediği uçlarda ve tepede büyük hoparlörler var ve takip etmek zor olur. Kalabalığı sorun etmem diyorsanız bence önlere gitmek daha iyi olur. Bu da sahnenin görüntüsü belki fikir verir:
hizliresim.com

bağcıkları biraz gevşetmeyi deneyebilirsiniz belki işe yarar.

Yani modele göre değişir ama, sıkıyorsa çabuk yırtılabilir. TR’deyseniz eğer çok para vermişsinizdir diye tahmin ediyorum ama ben geçen yıl Columbia bir ayakkabı aldım 2-3 ay içinde iç tarafta 1 yıl sonra da dışında yırtılmalar oldu. O yüzden ben olsam değiştirirdim.

değiştir bence. gercekten dayanıksız oluyor ayakkabıları.

Yorumlardan sonra değiştirmek yerine acaba iade mi etsem diye düşünür oldum. Bu kadar dayanıksız mı cidden:(

Ayakkabının rahatsız edil etmediğini yokuş asagiya hafif hızlı tempoda iner gibi deneyin. Ayağınıza dar geldiyse zaten sizi orda rahatsız eder. Fakat bu soruyu sorduysanız ben olsam değiştirirdim.

Outdoorrda bir numara büyük almak gerekiyor colombiada. Ben de 37 giyiyorum ama northface ve colombia 37 dar oluyor. Outdoor bir de yürürsünüz, uzun süre giyersiniz rahat olmaz sıktıysa bence büyütün numarayı.

Ayakkabı değil botunu aldım. Kendi ayak numaram sıktı ve kumaş olmayan yerler kalıp gibi olduğu için denemek için giyip çıkartırken bile rahatsız ediyordu. 1 numara büyüğüyle değiştirdim huzur buldum. Anneme de almıştım ona da dar geldi, o da 1 numara büyüğüyle değiştirdi. Columbia.tr'den aldiysaniz mağazadan değişim yapabilirsiniz.

Futbolcular yeni krampon aldiklarinda özel bir ayakkabi firini gibi bir alete koyup sonda giyiyorlar. Bunu görüp yeni ayakkabilarimi bende fön makinesiyle iceriden isitip giymistim. Hem ayagimi vurmamasi hem de ayagima cuk diye oturmasindan dolayi tavsiye edebilirim.

Kalp krizi olsa bilirlerdi. Ani tansiyon yükselmesi olmuş. Olabilir. Tansiyonu düşürmek için idrar söktürücü vermişler. İdrara sık çıkması ondan.

Kardiyoloğa götürün tabi, içiniz rahat etsin de, yüksek tansiyonu kalp nedenli değilse, yani daha önceden konmuş bir kalp rahatsızlığı teşhisi yok ise, tansiyonu için bir dahiliye uzmanına görünmeniz iyi olur.

Maddi durumunuz iyiyse özelde bir kardiyoloğa götürebilir ve sanal anjiyo talep ederseniz kafanızda hiç soru işareti kalmaz.

Ama anlattıklarınızdan anladığım durumun kalp kriziyle alakası yok. (Hekim değilim)

Amcaya geçmiş olsun.

babam defalarca kardiyolojiye gitti geldi. ne yaptilarsa hicbir sey cikmadi. holter, ekg vs.

bir gun bir kaydiyolog "efor testi" yaptirmasini istedi. efor testi dedigimiz sey, kisiyi bir kosu bandina cikararak ve gogusune de kablolar baglayarak kosarken kalp ritimlerinin kayda alinmasi.

bu basit islem sonucu 3 kalp damari tikali gorundu(efor testi sonrasi anjiyo yaptilar sanirim). salak midir nedirler? bu kadar kolaysa neden yillarca yaptirtmadilar bilmiyorum. daha onceleri kalp carpintisi vardi. sonra kalp krizi de gecirdigi oldu. stent lerle kurtadik simdilik.

kalp muhabbeti yapanlara git bir efor testine gir tavsiyesi vermeye basladim istemsizce.

edit: tobe hasa anjiyo kolay demek istemedim.

Annem yıllarca kardiyolojiye gitti. EKG kan testi vs bence hikaye. Kaç defa yaptırdı biseyin yok dediler. Sadece bir doktor ayrıca sanal anjiyo yapalım dedi 4 damarı tıkalı çıktı. Sanal anjiyoyu mutlaka yaptirin

Sahdamarlarinin da bir filmini alın. Esneme krizi bazen beyne az oksijen gitme belirtisi olabiliyor. İhmal etmeyin

"ekg veya kan testi hikaye" derken biraz yavaş gelelim.

ekg veya kan testiyle damarların tıkalı olduğu anlaşılmaz. fakat o anda kalp krizi geçiriyor olduğu veya kısa süre önce geçirmiş olduğu anlaşılır. kriz geçirmiş bir kalp ekg'de de iz bırakır, acilde yapılan rutin bir kan testi olan troponin düzeyini de oldukça yükseltir. kalp krizi geçirilmiş olduğuna işaret eden farklı kan testleri de vardır. doktor değilim, detayını bilmiyorum. ama özellikle yakın zamanda geçirilmiş veya hala geçirilmekte olan kalp krizini acilde kan testi ve ekg ile kaçırmaları çok zordur.

damarı tıkalı mı, kalp krizi riski var mı, onlar bu teslerle anlaşılmaz, efor testi yapılır, orada da anlaşılmaz, şu damarın tıkalı denilemez. ancak riskli görülebilir, o zaman doktor anjiyo ister, damarın içine girip bakar. anjiyo da "kolaysa neden yapmadılar" denecek kadar kolay bir işlem değildir. kasık atardamarından kateterle girilir, aort damarından geçip kalbe kadar girilip damara içeriden kontrast madde sıkılır, bu arada da dışarıdan görüntülemeyle bakılır madde hangi damardan geçiyor, hangi damardan geçemiyor diye. ameliyat gibi bir işlem, binde bilmemkaç ölüm riski var, girmeden sorumluluğu kabul ediyorum diye kağıt imzalatıyorlar. bittikten sonra da atardamar pıhtılaşabilsin diye kasığında kum torbalarıyla epey bir süre baskı yapıyorsun. öyle akciğer röntgeni, ekg çektirir gibi zırt pırt yapılacak tıraş bir iş değil yani. kardiyolog gerçekten gerekli görürse ister.

yani ekg ve kan testlerine normal demişlerse kalp krizi geçirmemiştir. kardiyoloji muayenenizi ihmal etmeyin.

sayın #nobody ye goturun muayene icin. efor testini tavsiye ediyormus herkese. yetkili bi abiye benziyor.

kibritsuyu anjiyonun bilekten yapılanıda var o zaman kum torbası gerekmiyormuş sanal anjiyo dedikleride o başka yani o ilaçlı tomografinin kalp için yapılanı

O alanın altında birden fazla ismi virgülle ayırarak yazabilirsiniz yazıyor olmalı. Ali veli, Ayşe veli şeklinde yazabilirsiniz, rezervasyon onayında bu şekilde iki isim de görünür.

Yazdım fakat bu sefer de odf olarak yazdırabilir şekilde indir değince hiç birimizin ismi görünmüyor ama normalde ciktisiz halde görünüyor

Otelden konfirmasyon belgesi isteyebilirsiniz mail ile. Herkesin adının gözüktüğü konfirmasyon belgesi daha garanti olur.

Bence çok haklısın. İzaha bile gerek duymadım her yatıya gitmek çok manitacılık işi evli oğlunu salabilmeli. Bütün enerjisini oğluyla atması kötü fikir

her şeyin bir ölçüsü var. sürekli sürekli olacak iş değil. insanlar anlayışsız ve vurdumduymaz olunca böyle sonuçlar ortaya çıkıyor. yaşanan durum normal değil. buna bir şekilde çözüm bulunması gerekiyor.

Maddi boyut haricinde ve sizin de bu seyahatlerde onlarla birlikte olmadığınızı varsayarak büyük bir problem göremedim ben.

bence bu durum eşinizle alakalı, iki tarafın da gönlünü alıp orta yolu bulması gerekir

Her seferinde değil de yüzde elli olduğu durumda bence normal. Hatta çok zorlarsam her seferinde bile normal karşılayacak sebepler bulabilirim.

Niye rahatsız olduğunuzu anlamadım. Ana oğul gezsin işte sizinle ne alakası var bu durumun? Kaynanam kocamla takılınca be güzel ana oğul hasret gideriyor diye düşünüyorum ben aklıma bile gelmez kıskanmak.

Pilot oğlunun pilot gelinle evlenmesine itiraz eden annede ben bir çentik ararım.

Maddi durumunuza etkisi tam olarak nasıl oluyor, ben o kısmını anlayamadım. Sonuç itibariyle eşiniz otel ücretini tek de kalsa, annesiyle de kalsa ödemiş olmayacak mı? Uçak biletini mi siz alıyorsunuz? Yoksa komple tatildeki her şeyi mi siz ödüyorsunuz?

Bu durum haricinde birlikte gidiyor olmalarından eşiniz bir rahatsızlik duymuyorsa, siz de orada olmadığınız için ben de bir sorun göremedim. Eşiniz ile annesi arasındaki bir mesele bu bence.

siz bu yatılarda yanlarında değilseniz ve arkanızdan eşinizi size karşı doldurma gibi olaylar yoksa, yani siz eşinizle baş başayken her şey yolundaysa bırakın takılsınlar ana oğul derim normal şartlarda ama eşiniz bu durumdan kendisi hiç rahatsız olmuyorsa uzun vadede rahatsız olmakta haklısınız. böyle anneci adamlar ilişkilerinde dengeyi sağlayamıyor çünkü. eninde sonunda bir yerde ilişkiyi etkiliyor bu durum mutlaka.

üçünüz aynı odada kalıyorsanız çarşı karışır tabi.

Burada ne sorun var anlayamadım. Oğlu normalde tek gidecekken anne olarak oğluna eşlik etmesi, eşinden yeni ayrılmış bir kadın için güzel bir kafa dağıtma yöntemi.

Bu durumdan rahatsız olup engel olmak iyi niyetli birisinin yapacağı bir hareket değil bence. Bence gereksiz yere sorun çıkarıyorsunuz.

but that was just a dream +1

oyle bir yazmissiniz ki sanki ikisi birden surekli tatile gidiyor, sizi ozellikle yanlarina almiyorlar :D

Hatun bosanmis, dunyayi gezmek istiyor. Bu sirada oteli bedavaya getirmek istiyor, eger kocaniz bunu dert etmiyorsa problem ne anlamadim. Kocaniz zaten tahminen sabah annenizden once kalkip ucaga gidiyordur. Adam calisiyor yani, tatilde degil :)

Şimdi öncelikle sebebini bilmesek de istenmeyen gelin olarak bi kalp kırıklığınız var. Bu, kayinvalideye karşı negatiflik tohumu atmış. Bu yüzden onların beraber bu kadar çok vakit geçirmesi sizi korkutmuş olabilir. Çok vakit geçirdikçe sizin çekirdek aileniz içindeki olumlu-olumsuz bilgiye sahip olacak validanım, eşiniz ne kadarına izin verirse tabi. Bu kaygı anlaşılabilir.

Diğer bir konu da eşini kaybetmiş ya da boşanmış annelerin koca misyonunu oğullarına yükleme eğilimi var eskilerde. Çoğunlukla bağımsız bir hayat yasayamadiklari icin olsa gerek. (aslan gibi oğlum var benim!) Zaten maddi anlamda böyle olduğunu söylediniz. Aile içi dengeyi bozan bi şey bu. Bu da kaygı verici.

Kadınların eşlerinin aile bağını koparması da doğumda annelerin oğullarıyla kesemediği göbek bağını gelinin kesmesi aslında. Duygusal olgunluğa erişmiş erkeklerde bu zaten yaşanmıyor, gayet güzel yönetiyorlar durumu.

Mesela bu söylediklerim soz konusu olmasaydı, borcunuza harcınıza rağmen rahatsız olur muydunuz aynı durumda?

Ne kadin ne erkek hic kimsenin annesiyle bahsettiginiz siklikta ve yakinlikta vakit gecirmesini normal bulmam. Ustelik is seyahatinde surekli annesiyle beraber koca adam... Belki ben esimle bir sey konusacak, planlayacak, yapacagim, ergen gibi annen yaninda mi diye mi soracagim kocama hep? Yilda birkac kez normal. Fazlasi garip.

Ailenin geçmişine ve gelişim sürecine bakmak gerekir. Ben pilot olsam annem istediği her yatıya benimle gelebilirdi. Bu konuda eşime karşı bir ihmalim olmazdı ama maddi olarak hiçbir şeyden kaçınmazdım.

Ama her insan pekala aynı değil, anne olmak kişinin kötü yönlerini alıp götürmüyor. Karşı taraftan bakıldığında tasvip edilmeyecek tavır ve tutumlar, çıkarcılık, fırsatçılık, işgüzarlık vb. çoğaltılabilecek durumlar varsa ben de hazzetmezdim.

Anne evliliği istememiş.

İşleri maddi olarak rayına oturtmaya çalıştığınız bir dönemdeymişsiniz.

Eşinizle yeni evli olduğunuz için ve annesinin de bu davranışı eskiden beri süregelen bir şey olmayıp görece yeni başlayan bir şey olduğu için eşinizle ilişkinizi nasıl etkileyeceğini anlamamışsınız.

Bu üç konu bu meselede canınızı sıkıyor anladığım kadarıyla.

Ben yerinizde olsam gözlemlerdim olayı. Annenin davranışı normal değil evet, sonuçta gezmeyi çok seviyor diye oğluyla "ayda yılda bir" sıklığından daha fazla seyahat etmesi absürt. Orası iş ortamı sonuçta. Anne-oğul hayatı bu denli iç içe geçmemeli. Bazı sınırlar var.

Diğer taraftan anladığım kadarıyla ortada zaten ailevi bir sorun var. Anne boşanmış. Bu birçok açıdan insanları etkiler. Siz böyle bir aileye girmişsiniz. Yani evde yangın varken gelip her şey normal gibi yaşamayı beklememelisiniz. Önce bu sıkıntılar atlatılmalı.

Ben yerinizde olsam bu durumu anneyle aramı düzeltmek için fırsata çeviririm. Hatta anneyi bir kere de siz yanınıza alın mesela?

Sonra bu olaylar yatıştıktan sonra eşim hala bunu sürdürmeye devam ediyorsa oturur konuşurum nasıl iş bu böyle diye.

ben anlayamadım sıkıntının ne oldugunu. anladıgım kadarıyla oğlu zaten yalnız oluyor bu seyahatlerde. annesi de onunla aynı odada kalıyor. annesi olsa da olmasa da sen bu zaten olmayacaksın. o zaman annesinin olmasında sıkıntı nerede anlayamadım.
sen eşinle beraber gitmek istiyorsan anlarım ancak oğlu tek olacak ise anne oğul neden bir olamasınlar.
maddi olarak da bir yük olmuyor anladıgım kadarıyla. uçak bileti ve otel parası da ekstra yük olmuyorsa sorun nedir?
sizin paranızla nasıl tatile çıkıyor? yemek yiyor en fazla. annenin yediği yemeği mi sorun ediyorsun

Annesine aylik bazda ne kadarlik masraf yapiyor bu seyahatler dolayisiyla?

Iyi tarafindan bakin. EN azindan kiminle ne yaptigini biliyorsunuz.

Bu duruma bakılacak birden çok taraf var.

Maddi açıdan başlarsak,
- Bildiğim kadarıyla kayınvalideniz pas uçacak, pas uçarken pilotlara ek bir farklılık yok ise sadece vergiler ödenerek uçuyor yolcular. Bu ödenen ücret mi sizi rahatsız ediyor?
- Eşiniz otelde double kaldığı zaman ikinci kişi farkı oluyor ve onu da sizin bütçeden ödüyor ise bu mu sizi rahatsız ediyor?
- Sonuçta eşinizin yaptığı seyahat bir iş seyahati. Şirketin yatı sırasında çalışanlardan belirli beklentileri var ve kayınvalideniz olunca eşiniz bu beklentileri yerine getiremediği için iş kaygısı mı yaşıyorsunuz?

Manevi olarak:
- Eşiniz annesiyle fazla zaman geçirince sizden uzaklaşıyor mu? Kayınvalidenin düzenli bir eşi doldurma durumu mu var?
- Eşiniz ailesiyle sık görüşmeye devam ettiği için kıskançlık yapıyor olabilir misiniz?

Tüm bu soruları kendinize sormanız gerçek sebebi bulmanıza yardımcı olabilir.

Ha ben olsam belki bazı yatılara annemi götürürdüm ama artık benim de bir hayatım var, yalnız olmam gereken zamanlar var mesajını da verirdim.

bir iki kere merak ettigi yere gider de, ben hic normal bulmadim, koca adam niye annesiyle ayni odada kaliyor, bence rahatsiz edici, anne sonradan görme heralde.
sen de kendi anneni götür, ama kaynanan varken biz sonradan görme degiliz ayri odalarda kaliriz diye laf sok. masraflari da ortak hesaptan düs.

Durumun normal olup olmaması işin sıklığına bağlı. Senede 2 veya 3 defadan fazla böylesi beraber seyahatler ilişkileri bozar. Şöyle söyleyeyim (ki olayın sadece maddi boyutu olmadığını gösterebileyim) kvalide sizden maddi destek almasa bile eşinizle senede 20 geziye çıkması sizi mutsuz eder miydi? Beni ederdi, çünkü yoğun iş temposu içinde muhtemelen ben bu kadar eşimle beraber olmazken onların birlikte olması bizim evlilik birliğini kurmamızı (evliliğin erken dönemlerinde) etkilerdi.
Bir de seyahat muhtemelen sadece konaklama ve uçak bileti masrafından ibaret değil. Orada gezecek, yemek yiyecek, ıvır zıvır bir şeyler alacak, günün sonunda geçimi için biz destek oluyorsak gözüme batar benim de. Bütün bu olayların üstüne bir de evlenmemi baştan istememişse... Neyse sakin...
Eşinizle annenin bu gezi çerçevesini çizin ama konuşmayı eşinizin yapması lazım, bunun için de ikna olması lazım. Yoksa bir seyahat sonunda eşinizle yollarınız ayrılabilir.

ufukta boşanma var maalesef.

anne oğluna aşırı düşkün hastalıklı bir kadınsa ayrı, oğlunu tüm bu geziler için maddi manevi bir araç olarak kullanıyorsa ayrı.
ilki zaten evlerden ırak bir durum. yorum bile yapmama gerek yok, ama ikincinin neden rahatsızlık verebileceğini anlıyorum. sonuçta maddi olarak siz de sıkıntıda olduğunuzdan bahsetmişsiniz, geçimine yardım sağladığınız birinin sürekli olarak gezmesi herkesi huzursuz eder. ben mesela evladım dahi olsa, destek aldığım biri varken kendim kişisel harcamalarımı kısmaya özen gösteririm.
ayrıca yeni evli eşek kadar bir insanın kendi annesiyle bu denli çok zaman geçirmesi de sıkıntı. emin olun kadın tarafı olsa da aynısını derdim. insanların ailelerinden uzaklaşıp biraz kendi ailelerinin bilincinde olmaya başlaması gerekiyor.

uzun lafın kısası. madem geçinemeyecek derecede sıkıntısı var, yeni evli çiftin her şeyinden yararlanıp gezmeyiversin.

tşk

merhaba,

bir psikolog ve bir evin bir oğlu ile evli bir kadın olarak cevap vermek istiyorum:

''annenin ilk başlarda kafa dağıtmak için böyle seyahatlere çıkması normal'' diye yorumlar gelmiş, buraya bir nebzeye kadar hak verebiliriz, diyelim ki bu durum geçici, diyelim ki her seyahatine değil de bazı seyahatlere gidiyor anne.

yine de, başta evlenmenizi istemeyen ve sizin maddi gücünüzden alıp, başkasına ''keyfi'' olarak verilen paranın, sizi rahatsız etmesi bence çok normal. burada hissettiğiniz kıskançlık olabilir, öfke olabilir, değersizlik olabilir sizinle alakalı. ama dikkat, sizinle alakalı diye eşinizle alakalı değil, diyemeyiz. siz bir çiftsiniz, evlisiniz, sizinle ilgili olanlar eşinizi de ilgilendirir.

ben eminim ki tüm bu zor şartlar altında, kayınvalideniz zor durumda olsa, Allah korusun bir sağlık gideriz olsa ve yüklü miktarda ona para ayırmanız gerekse, bundan o kadar da rahatsız olmazsınız. ama söz konusu gezmek, tozmak ve ekstra olan bir şey. bunun yanında eğer başta evlenmenizi istemediyse ve oğlu işe girdiğinde kocasından boşandıysa, orada oğlu ile kurduğu sıkıntılı bir bağ olabilir, bunu eşiniz de kayınvalideniz de fark etmiyor olabilir. mesela, tamam artık oğlum güçlü, bana bakar diye bile boşandıysa, bu durum sıkıntılı. sizi de rahatsız eder. valideyi suçmalak doğru değil, bilerek yaptığını hiç düşünmüyorum, Anadolu'da erkekler sınır koymasa bir çok kayınvalidede bunu yapma potansiyeli ne yazık ki var, özellikle kocasıyla sağlıklı bir ilişkisi olmayan kayınvalidelerde.

eşinizin sizi anlamadığını düşünüyorsanız, ona duygularınızdan bahsedin, ve onu suçlamadan kendinizi ifade etmeye çalışın, sizin için de zordur eminim. ''kendimi şu şu duygular içinde buluyorum, ve ancak senin yardım edeceğini düşünüyorum. benim için evlilik birlik beraberlik ve huzur demek; bu yaşananlar benim huzurumu etkiliyor, acaba bana destek olmaya çalışsan, biraz daha empati kurmaya çalışsan, gerçekten buna çok ihtiyacım var.'' gibi cümlelerle yaklaşabilirsiniz.

ve bence mutlaka, evlilik terapisine gidin. ve sakın siz, annen seninle sağlıklı bir ilişki kuramıyor vs demeyin, dememeye çalışın. sizi anlamayacaktır, anlamadığı gibi size tepki de verir. siz üzülürsünüz. bunu uygun bir yolla evlilik terapistinden duyar zaten. ve aslında sizin neden ve ne için rahatsız olduğunuzu, yine aranızdaki hakem, yani terapist anlatır sağlıklıca diye umut ediyorum.

çok geçmiş olsun, sıkıntılı bir durum herkes için bence. ama hayat biraz böyle bir yer, ve evlilik de bazen strateji gerektiren bir ilişki süreci. kolaylıklar.

Allah uzun ömür versin fakat annenizi toprağa koyarken kendinizden iğrenmemek ve keşke dememek için ben olsam yardım ederdim. Ne olursa olsun anne çok farklı bir boyut.

valla açıkçası annemi herkesten çok sevdiğim için elbette yardım ederdim. sevgi bana kalırsa birilerini uyarıp seni dinlemediklerinde kıçını dönüp gitmek demek değildir. hem döverim hem severim diye bir söz var. kızarım gerekirse ama yardımımı da esirgemem.

Annem vefat etti.
Ve şu an "keşke"lerim o kadar fazla ki. Benim durumumda kalmamak için kayıtsız şartsız her şeyi yapmanı tavsiye ederim.

Konu çok havada kalmış. O sebeple nokta atışı cevap vermek zor. Kendi annem standart anneliğin ötesinde o kadar emek verdi ki bana ben illa ki yapardım. Bu annenin çocuğuyla olan ilişkisine çok bağlı. Bundan sonrası varsayım içerir:
Anne zamanında dayınıza /teyzenize uyardığınız halde kendi hakkını vermiştir şimdi zor durumdadır, el cevap: annenize yardım edeceksiniz, ancak hala daha ortak bir takım işler varsa bu konuda dayı/teyze artık sizinle konuşması gerektiğini bilecek, anne de bu konuda size destek olacak gibi...

Cabalamazdim

Anne annedir, geçmişte hataları da olsa yardım ederdim

anneniz de size bir şeyi yanlış yaptığınızı defalarca söylemiştir. defalarca dinlememişsinizdir. yanında olmak gerek.

çıkar kaldırsın onu.
çakal bi telefoncu aldı mı o imeiyi geçmiş olsun kopyalanmış imei.

Peki öyle bir şey yapılmış mı yapılmamış mı sorgulayacagimiz bir yer var mı

e-devlet imei sorgulamadan bakabilirsiniz. ama adam almıştır bi yere not etmiştir belirsiz bi zamanda yapabilir kopyalanmadan anlayamazsınız

Üstünü kapatmalıydı . Telefon satıcıları bile onlarca yepyeni telefonların imei bilgisini göstermezler

Tefas da aldığın fonun detaylar kısmında aylık 3 6 ve 1 senelik hatta 5 senelik getirileri gösteriyor. Yatırdığın parayı getiriye göre hesaplayabilirsin

Bir excell programı yazar, her aldığında maliyet ve miktarları kaydedersin. Toplam ve birim maliyeti gösterir.

tefas sitesinde günlük aylık 3 aylık yıllık ve YTD olarak getirileri görebiliyorsunuz
ayrıca istediğiniz tarih aralığında da getiri görebilirsiniz. fon karşılaştırma sekmesinde istediğiniz tarih aralığını girerseniz yine getiri oranı görünüyor

ben şöyle yapıyorum. aldığım tarih, adet ve alıkş fiyatını excel'de tutuyorum. ne kadar getirdiğini hesaplamak için
= (anlık toplam tutar - alım tutarı)/ alım tutarı yüzde olarak görebiliyorum. (kısaca kar/maliyet şeklinde hesaplayabilirsin)

Bu anlamda gelecegi tahmin edebilmek icin varsayimlar yapmaniz lazim. Cunku her alimda fon fiyati farkli olacagindan bu varsayimlarin agirligi bile yillik kazanci cok degistirir.Verdiginiz sekilde banka vadesi gibi kesini olacagi hesaplayamazsiniz. Ancak olduktan sonra bunu gorebilirsiniz.

Neden farkli varsayimlar farkli sonuc getirir.
Ornegin fon un her ay %1 getiri getirecegini sizin de aylik 1000 lira yatirdginizi dusunelim. Sizin yatirdiginiz para sabit ama urun fiyati surekli artacagindan getiriniz yilda %12 yerine %6-7 olur.

Baska bir senaryoda yine ayni verilerle 11 ay hic artmadigini son ay %12 arttigini dusunsek getiriniz yillik getiriniz %11 olur.

Farkli tutarlarda aldik diyelim yada sayi olarka aldik diyelim parasal karsiligina bakmadan yine onu ona gore bir varsayim senaryosunda hesaplamak gerekir.

excel kullanmayı biliyorsan yaparsın

Başta ücreti ödemeyeceklerini beyan eden bir mail falan var mı? “Maalesef bu parayı iade edemiyoruz” gibi. Eğer varsa mahkemede gene kaybedecekler. Gerçi bu haliyle de hakim salak değilse oyna devam der de. Çünkü thh de işlem başlatma tarihiniz onların size parayı ödeme tarihinden önce olduğu için Bariz sistemi kandırma olayı var belli ki. Hakim soracak madem ödeyecektin, neden mahkemeye verildikten sonra ödedin.

Mail yok ama çağrı merkezini aradım, maalesef iade edemiyoruz dediler. Sonra bir ara iade etmişler ben de fark etmedim.

Bence bir cevap dilekçesi yazın kısaca. "Ben şu gün şu tarihte bankadan paranın iade edilmesini talep ettim. Ancak banka iade etmeyeceğini telefon görüşmesinde beyan etti. Ben de bunun üzerine şu tarihte thh'ye başvurdum. Thh kararının kabul yönünde olmasına banka kendi kusuru ile sebebiyet vermiştir. Bu nedenle bana bir kusur atfedilmesi mümkün değildir. Davanın reddini, mahkeme aksi kanaatte ise aleyhime yargılama giderlerine hükmedilmemesini talep ederim." Şeklinde bişey yazıp verin adliyede. mahkeme değerlendirecektir.

Bu tarz davaları çok gördüm. Turuncu tonlarda’nin dediği gibi bir dilekçe yazman yeterli. Mahkeme burda su konuya bakacak. Bu davaların açılmasının ana kaynağı nedir? Burda sorumlu banka. Zamanında Ödemiş olsaydı ve siz yine de dava açsaydınız o zaman banka diğer kalemleri talep eder ve alırdı fakat burda hem senin parani zamanında ödemiyor dava açman nedeniyle seni zamanından ediyor hem de yargılama gideri ve vekalet ücreti istiyor yok öyle yağma. Mahkeme de aynı bu şekilde hakem heyeti kararının iptali diyerek yargılama ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına diyecektir.

benzer bir durum yillar once basima geldi, ama banka parami odemedi dogrudan dogruya karara tuketici mahkemesine giderek itiraz etti. ben de bankanin dava dileceksini gidip kalemden aldim kendim oturdum arastirdim bir savunma dilekcesi yazip ornek kararlari da ekleyip mahkemeye teslim ettim. dava dosya uzerinden goruldu. savunmamda bu tur durumlarda tuketiciyi THHK'ya yonlendiren resmi siteleri, kanun, yonetmelik vs falan onlari da ekledim dedim boyleyken boyle.

mahkeme bankanin itirazini kabul etti ama tuketicinin bunda bir kabahati yoktur diyerek masraflari benden almadi.

ayni dilekceyi baskalarini da gonderdim tuhaf olarak cogunda mahkeme THHK karainca paranin odenmesine karar verdi millet itiraz ettigi ucreti de aldi :))

siz de mahkemeden dosyanin bir kopyasini alip savunma dilekcenizi duzgunce kisa ve oz bir sekilde mahkemeye teslim edin. sonucta karar cikmadan odeme yapmislar bunda sizin bir kabahatiniz yok. normal bir hakimin sizin lehinize karar vermesi gerekir ama mutlaka savunma dilekcesini verin.

İşyerleri arkadaş edinmek için gidilen yerler değil. Sizin de böyle bir söylemeniz yok zaten o yüzden rahatsızlığınızı karşı taraf ile görüşerek dile getirin. Daha sonra ister tavır koyar ister koymaz sizi ilgilendiren bir durum değil. Amirle bu konuyu konuşmanız sonraki süreç eğer hala devam ederse o zaman görüşürsünüz.

zorbaca davranışları biraz daha açma şansınız varsa daha iyi anlayıp daha iyi yorum yapılabilir. anlattığınız kadarıyla cevap verecek olursam da o dediğiniz konuşma önceden yaşadığınız durum gibi birisiyle aranızı tamamen buz yapabilir yine. böyle olması sizi rahatsız etmeyecekse yapın tabi ama sorma şeklinizden bunu da istemiyorsunuz gibi anlıyorum o yüzden ondan önce o kişiye rahatsızlığınızı ima yoluyla anlatmayı deneyebilirsiniz bence. veya direkt söylersiniz ama böyle uzun ve sert bir konuşmayla değil de o kişi tekrar o davranışları sergilediğinde anlık olarak net ama kısa ve olayı çok da ciddileştirmeyecek bir tonda uyarabilirsiniz.

yöneticiye söyleme işi gerçekten de son çare olmalı çünkü kendin konuşmadan etmeden bir şey denemeden direkt yöneticine gidersen onun gözünde sen de kendini "çocuk gibi kendi sorunlarını kendi çözemeyip şikayete gelen tip" durumuna getirebilirsin. yöneticiye anlatma noktasına geldiğinde yöneticine gerçekten de yapacak başka bir şeyi kalmamış dedirtmelisin.

detay yok. en önemlisi bu kisi patrona vs. yakin mi?
zorbalik yaptiklarinda cevap verdigin icin tavir almak isteyen alsin. seni önemsemeyeni sen de önemseme.
biraz alan ac yalnizken, ezik bu desin, sonra topluluk icin de iyice bir boz ama sizin benimle kisisel bir proleminiz mi var seklinde.

daha önce yaşadığın olaydan pek ders almışa benzemiyorsun, bir yerde nasıl başlarsan öyle gider.

ilk olayda bundan rahatsız olduğunu belirtecektin, senin için dalga geçip unutacağın bir konu değil demekki dalga geçmeyecktin, hoşlanmadığını gözünün içine baka baka söyleyecektin. o gün yapamadın bu gün yapacaksın.

eşşek kadar insan o da, dikkat ederim diyip tekrarlamaması gerekir, çocuk gibi küsecekse küssün.

İşin içinde iş, ekmek, para gibi unsurlar varsa arkadaşlık falan yok. İş dışında muhabbet kurma, selamlaşma. İşin neyse onu yap. Ne fazlası ne eksiği.

yöneticiye söylersen daha kötü olur, düzgün bir şekilde iş arkadaşınla konuşman lazım. bir kere eskisi gibi arkadaş olmanız zor, devamında ne olacağı ise o anki bağlama bağlı... yani en makul olan tepki özür dilemesi, bir daha bunu yapmaması ve sana kin de beslememesi olurdu. ama muhtemelen "ya ben nereden bileyim" ya da "herkese yapıyorum onun alınacağı tuttu" falan, bu tarz bir dışsallaştırma ile olumlu benlik imajını korur, sen de o iş yerinde benlik yüceltmek için kullandığı gündelik bir nesne olarak devam edersin...

bununla beraber eğer sen kuracağın diyalogta ona, yaşananların yegane sorumlusunun o olmadığını hissettirebilirsen yukarıda bahsettiğim savunma mekanizmasını tetiklemeden işi çözebilirsin
yani, "ya işte, böyle böyle oldu/böyle böyle bir dönemden geçiyorum, çok stresliyim, çok şakayı kaldıramıyorum bazen sana da patlamaktan korktum, öyle bir an olursa şimdiden kusura bakma" gibi, tabi ben böyle yazdım, o şu şekil konuşur diğeri bu yöntemi beğenmeyebilir

elbette taraflar heyetin kararına itiraz edebilir ve tüketici mahkemesine (bulunmayan yerlerde asliye hukuğa) başvurabilir.

Tuketici hakem heyeti kararı sana tebliğ edildikten sonra 15 gün içerisinde itiraz hakkın oluyor, aynı şekilde karşı taraf için de.

Öncelikle geçmiş olsun.
Annem 2 ay önce bypass ameliyatı oldu.
Öncelikle bu ameliyatı olan hastalar için genel şeylerden bahsedeceğim.
- Bu hastalar ne olursa olsun enfekyison kapmaması gerekmekte.
- Triflo denen üfleme topunu 2 ay yapması gerekiyor. Gün içerisinde ne kadar yapması gerektiğini söylerler.
- Varis çorabını 2-6 ay arası bacakların durumuna göre takacak. Gece yatarken çıkartıyor. Sabah kalkmadan giyiyor.
- Özellikle saat başı mutlaka yürüyüş yapacak. İsteksizlik olması durumunda zorlayarak hastayı dikkatli şekilde yürütün. Baş dönmesi mide bulantısı gibi durumlarda dikkatli olun zorlamayın fakat çok da nazlanmasına izin vermeyin. Kalp yorgun olduğu için dinlenmek istiyor ancak yürümezse kesinlikle kendisine gelemez. Mutlaka yürümesi gerekiyor.
- İlaçlarını düzenli olarak kullanacak, tansiyonu ölçülecek.

Şimdi özel olarak bahsedersem; Açık mı kapalı mı ameliyatı?
Kapalı ise yani göğsü küçük bir kesi ile yapıldıysa oturmasında kalkmasında çok dikkat etmeniz gereken bir durum yok fakat açık ameliyat yani göğsü kesildi ise;
-Mutlaka korse takılması gerekmekte ve kesinlikle göğüs kemiği oynatılmaması gerekmekte yatarken kalkarken. Bunu hasta tek başına yapamaz. Taburcu olurken refakat edecek kişiye hastanın nasıl kalkması oturması gerektiğini anlatırlar, anlatmazlarsa mutlaka sorun.
-Yara durumlarını her gün kontrol edeceksiniz. Gidişatı hakkında bilginiz olacak. Özellikle göğüs yarasında herhangi bir anormal kızarıklı, ufak bir akıntı olması durumunda hemen dokturuna bilgi verin veya hastaneye gidin. O bölgedeki yara çok önemli.
-Hastanın kendisine gelmesi 6 ayı bulur, eski sağlığına ulaşması da 1 seneyi buluyor.
-Refakatçinin 2 ay yanında durması gerekmekte. 2-3 haftalık izinle olacak iş değil.
-Kesinlikle hastanın yanına 1-2 kişi refakatçiden hariç akraba- eş dost geçmiş olsun ziyaretine girmeyecek. Eğer hasta enfeksiyon kaparsa kendisini topalarlaması ve yoğun bakımdan çıkması uzun zaman alır.
-Genelde bu tarz ameliyat sonrası dikiş yerlerine herhangi bir şey krem losyon vb bir şey önermiyorlar. Bunu doktorunuza sorun.

Aklıma gelen şeyler bunlar. Aklınıza takılan bir şey olursa özelden de yazabilirsiniz.
Bunlar bizim yaşadığımız şeylerdi. Öncelikle ne olursa olsun doktorunuzun tavsiyesine uyun. Geçmiş olsun.

@dedem, güzel anlatmış. Ek olarak bize yatağın ayak ucuna bir ip baglamamizi soylediler, hafif esnek. Ondan güç alarak kalktı uzun süre. Çok islevseldi.

Bir süre maske takarak yanında bulunduk enfeksiyon riskinden dolayı.

Bizimki çok kolay toparlamisti. Umarım sizin de öyle olur. Yanlış olmasın da ilk günden yuruyebildi diye hatırlıyorum. Ama doktorlar da bunu hızlı bulmuştu.

Gogusteki kesik ne kadar olacak acaba? Önceden 20-25 cm kadardı artık kapalı da yapılabiliyor. Kapalıysa işler daha kolay.

Açık ameliyat için çok güzel anlatmışlar yukarıda.
Sadece tekrar etmek istiyorum. Oturup/yatıp kalkması çok dikkat istiyor. Uyurken bile göz ucuyla bakmak lazım, sadece sırtüstü yatması, dönmemesi gerekiyor. Göğüs kemiğinin oynamaması için. Bunların hepsi için gerçekten yanında bir kişiye ihtiyaç var. Geçmiş olsun. Bir şey sormak isterseniz ben de yakından yaşadım bana da sorabilirsiniz.

Konunun cep telefonu ile alakası yok, bankanızın kampanyası varsa harcamanızı ya da ekstrenizin tamamını (asgarisini ödedikten sonra) vade farkı ile taksitlendirebilirsiniz.

Bahsettiğiniz başka bir kampanya ise belki duyan bilen vardır.

axess troy alıyorsun.
2 ay öteledim + 5 taksit yaptım. vade farksız.
trendyol ve hepsiburadada denedim ikisinde de oldu.

Vakıftan yaptım ben de 6 taksit

Bunlar cep telefonu için oluyor değil mi arkadaşlar

Yedigöller'in tam zamanı.
Geçen hafta sonu muhteşemdi.

Yedigoller güzel fakat yedigollere gitmek çok meşakkatli. Yol zor, hem insanı hem arabayı yoran bir yol. Yolda giderken gördüğün yerler, manzaralar da güzel ancak dediğim gibi zor gerçekten. Enerjiniz varsa gidin. Bu yolu ve sonunda vardığın manzarayı kıyaslayınca bence abant tercih edilmeli.

kar varsa gidilmez. kar yoksa gidilir. aslında tam bu ay ideal. sonbahar yapraklar çok güzel

karda falan gidilmez, gece çok soğuk olur. şu sıralar güzel bir hava yakalayıp gidilir bence.

Ben şimdiye kadar 41 numara kadın ayakkabısı görmedim 32 yıllık hayatım boyunca. Kadınlarda 41 numara ayak nadir rastlanildigi için sanırım çok az üretiyor olabilir firmalar.

1.75 boyum ve 38-39 giyiyorum. kendimden uzun hemcinsime de rastlamıyorum.

yeni nesil kızlar sandığınız kadar uzun değil.

çok uzun kızlar bile 39 giyiyor en fazla. 1.80 mesela çok uzun bir boy bence, yeni nesil kızlar bile o kadar uzun olmuyor. tek tük arada var. belki onlarınki 40 numara olabilir. ama benim de hayatımda gördüğüm en büyük kadın ayakkabısı 39 numaraydı.

Tr standartlari oyle. 41-42 giyen yakinlarim var oyle cok uzun degil 170 falan kocaman ayak gibi de degil ben 40 kuzenim 42 giydigi halde benimkinden daha zarif ama uzun ayaklari. Avrupada cok markada bulabiliyosun trde stoklanacak kadar cok gitmiyo o yuzden cesit az ve belli markalardan alabilirsiniz. Bana sanki butun kizlar 38 giyiyormus gibi geliyo hhhh
Trde uzun boylu erkekler icin de secenekler az hem ayakkabi hem giyim icin. pazarina bakmak lazim yani biz daha avrupadan asyaya dogru kuculuyo fizikler

Arz-talep dengesi. O numarayı arayan, isteyen, soran yoksa üretici de üretmez.

Bence yeni neslin henüz kadın ayakkabısı yaşı gelmedi. 1.70 bile olmayan kızım 39-40 giyiyor. Arkadaşları içinde 40-41 giyen var ama hep spor ayakkabı giyiyorlar.

nike da var
büyük ihtimal unisex
ama erkek olarak 42,5 lara bakıyorum düz siyahlar bazen baya indirimli oluyor
kalıp olarak da uygun
www.eksiduyuru.com

Trendyolda deripabuc favorum buyuk numara var neredeyse her modelini almisimdir
Buyuk ayakli kizlar aslinda bildiginizden daha fazla sfafagga
Trenyol yorumlarda herkes agliyor buyuk no yok diye

İnternetten 3 tane telefon aldım zamanında. Şeffaf hava dolu poşet var mıydı hatırlamıyorum ancak en azından bir kutunun içinde gelmişti. Eğer anladığım gibiyse yani telefon kutusunu direk zarfa koyup gonderdilerse bence risk almayın ve iade edin.

Ederim, çünkü bizim insanımız bu konularda çiğ.

Dönem dönem yakın erkek arkadaşım olur ya da olmaz. Karşı tarafın arkadaşlık ilişkileri de ilgimi çekmez açıkcası. Şimdiye kadar karşı tarafın arkadaşlarının adını bile doğru düzgün sormamışımdır anca bahsederse.

Arkadaş, evet. Yakın arkadaş, hayır.

Etmem, var.

Sorun :)

Sorun ederim, benim karşı cins yakın arkadaşlarım cinsellik düşünmediğim kadınlar. Sorun etmeyenlere saygı duyarım tabi

Öyle Bi dünya yok.

Etmem, etmez. Aynı liseden mezun olduk. Üniversite arkadaş gruplarımız da birbirine yakın gibiydi. Ama ikimiz de bu yakın arkadaşlarımızla (iki kişi) başbaşa buluşmayız. İkimizin de en yakın arkadaşı karşı cins değil. Yakın ama en yakın değil.

evet e-devletten giriş yapın tüketici hakem heyeti diye yazınca çıkar, süre içinde tüketici kanununa bakmak gerekiyor.

Ürün ayıplı mal statüsünde ise 6 ay içerisinde başvurabilirsiniz. Ayıplı mal tanımı çok geniştir. İnternetten bakabilirsiniz. Telefon, bilgisayar tarzı bir ürünse genelde hakem heyetleri bilirkişilere verirler dosyayı.

Google Haritalardan bölgeye bakıp, ilçedeki bir çiçekciye telefon açıp yardım alabilirsiniz bence.

googledan bulup +1

Mucur belediyesi özel kalemi arayip durumu anlatıyorsun. Düzgün bir dille rica edersen çiçekçinin adresi konusunda yardımcı olurlar veya yönlendirirler. Belediye olduğu için illa bir yerlere çiçe gönderiyor veya alıyorlardır. Çoğu konuda bu şekilde yardım almisligim var.

İşlenmez.

kilit değiştirmek kolay ve kendin değiştirsen daha iyi her türlü... sonuçta o çilingirin anahtarı kopyalamadığına emin olamazsın, adresini de biliyor olacak takarsa. gereksiz risk...

aynı sebeple online olarak alsan da kullanacağın adresten farklı bir yere hatta mümkünse başkası adına sipariş vermen daha iyi olur.

güvenilirlik derken, birçok kilit aslında o kadar da güvenli değil. lockpickinglawyer videolarına bi göz atman yeterli :D www.youtube.com
bir de çoğu hırsız ya levye gibi bişeylerle kapıyı esnetip açıyor ya bareli kırarak kendi barelini takıyor vs. yani brute-force saldırılara karşı dayanım aslında bi tık daha önemli denebilir. bir güvenlik önlemi en zayıf noktası neyse o kadar güvenlidir. picklenmeye karşı dayanıklı ama bi çekiç darbesi ile kırılan kilit de kötüdür, çok dayanıklı olup 2 saniyede wave rake ile açılan kilit de kötüdür.

temel amaç daha çok etrafındaki diğer seçeneklere göre hırzısı daha çok uğraştıracak bi kilit seçmek olabilir mesela. ortalama üstü olursa adam seninkiyle uğraşacağına gider yanındakine girer.

Alt kilidin sadece göbek kısmını değiştirmeniz yeterli ayrıca, internetten güvenli bir satıcıdan almanızı tavsiye ederim. Kendiniz çok kolay bir şekilde takabilirsiniz.

Değiştirmeniz gereken şey "barel", kilit değil. Anahtar kopyalanmasına karşı, sadece alt bareli (anahtarları) değiştirmek yeterli olacaktır.

Kendiniz yapabilirsiniz, sağlam bir yılız tornavida yeterli.

Şimdi "değer mi o paraya" diye bakarsan 20 bin liraya alacağın telefonda o parayı hak etmiyor, 10 bine alacağın telefonda o parayı hak etmiyor. Fakat durum bu maalesef. O yüzden bir telefona verebileceğin max. parayla alıp uzun yıllar kullanmaya bakmak lazım. Değer mi diye bakarsan alacağın hiç bir telefon hak ettiği fiyatta değil zaten.
S23 güzel bir tercih olur.

iki öneri de çok iyi.

S23 kullanıyorum güzel telefon(Samsung S serisi üzmez), çok harcamayayım diyorsan a54 de gayet iyi (neleri eksik bakmadım şimdi, aradaki 10 bin liraya değer mi değmez mi bi araştırırsın)

mesela s23 ile a54 ü karşılaştırdığında 13-15k fark var.

www.epey.com

ama özelliklere bakınca sanki bu özellik farkları 15k edecek bir fark değilmiş gibi geliyor. sanırım biraz da neye ihtiyaç olduğu ile alakalı.

iyi fotoğraf ve video çekmesi birinci önceliğim ve devamlı kullanmak durumunda olduğum bir şey.
bu çerçevede acaba s23 e gerek var mı bilemedim.

şöyle bir öneri var mı peki?

bak şu markanın şu modeli s23 ile yarışır ama daha ucuz. (örnek: xiaomi redmi vs.)

Kardesim gecen hafta 29bine s23 ultra aldi. (Server kayit mi ne bir seyler anlatiyordu. Evdeki eski 2 telefonun imesini attirtmis telefona).

Tum uygulamalari sorunsuz kullaniyor. Sadece samsung pass uygulamasi acilmiyordu sanirim, zaten onla bi isim yok siliyorum demisti.

Onun haricinde s23 ultra cidden iyi telefon. Kamerasina bayildim. 12 gb ram var alette zaten. Baya bi goturur.

Merhabalar. A54 aldım eşime yeni. Çok tavsiye edebileceğim bir telefon değil. Ancak s23 gerçekten iyi bir seçim olur elinizdeki bütçeye göre.

S20 fe var bende ama ben kameradan artık memnun değilim. Bataryadan da memnun değilim.

S23 iyi tercih olur ama 256 gb alın. 128 gb olanda dosyalama sistemi eski.

A54 ile fark yok denmiş. Hiç katılmıyorum: Victus 2, 8k video, gen 2 işlemci ve kablosuz şarj var.

Çağdaş sanatlar merkezinde ne var diye bakardım.
Yanıma kitap alıp tenha kahveci arardım.

Güzel bir otelde masaj yaptırırdim. Sonra da kahve ohhh.

Sakarya’da veya tunali’da bi bira icerdim, yanima kitap alip yaninda kahve ya da birayla keyif yapardim, kitapcilari gezerdim, sevdigim marka yoksa alisveris isine girmez, sokaklarda gezinirdim

Büyülü fenerdeyse ve fazla yürümek de istemiyorsam kardeşler uygurda bi makarna yer sonra kakulede kahve içer bir şeyler okurdum sanırım. Dosta gidip milleti de inceleyebilirdim bilemedim

Bir kafeye oturup yanıma aldığım kitabı okurdum.

Kafe kitap

Vergi dairesine e devlet üzerinden giriş yapın, dilekçelerim kısmı var. O kısımdan cezanın iptal edildiğine dair evrakları ekleyerek, paranın iade edilmesini talep et. Vergi dairesine gitmene gerek yok.

Karşı tarafla görüşüp iade bedelinin yatırılmasını talep et. Yatırmazlar e devlet üzerinden bildiğim kadarı ile icra dairesine dosya açabiliyorsun. Tahsilatı bu şekilde yaparsın. Tüketici hakem heyetinin kararının tebliğinden 15 gün içerisinde karşı taraf tüketici mahkemesine başvurabilir, hakem heyetinin kararının kaldırılması için fakat bu başvuru hakem heyeti kararının icrasini durdurmaz. Bu nedenle şuanda kararın gereğini yapmazlarsa icra dairesi üzerinden yapabilirsin.

kazandıysan hiçbir şey yapmana gerek yok. onlar seni bulur. istersen hatırlatabilirsin de.

thh kararı posta yoluyla (online karar değil) tebliğ edildikten sonra 15 gün içerisinde itiraz etmezlerse icra ile alırsın, muhtemelen bu kadar küçük bi meblağ için o yola girmezler.

modem ayararından modemin internete bağlantı ayarlarını zamanlayın.hatta bilgisayar telefon hepsini istediğiniz gibi ayarlarsınız.en azından bi süre anneyle ilgilenir.

İnternette herhangi bir sıkıntı yaşadığı anda hemen telekomculari arayıp şikayet ediyor.

borsayı bırakamıyorsa borsa robotu alsın. robot kendisi için alım satım yapsın.

bağımlılık tedavisi görmesi lazım.

Bir sebebi olabilir mi bu durumun? Belki babanızın da yaşanan olaylarla ilgili bir sıkıntısı, tedirginliği vardır ve bu şekilde kaçıyordur.

Bırak şunu, bizimle ilgilen, yüzümüze bile bakmıyorsun falan gibi bir yaklaşım gösteriyorsanız tam tersi babanızın rahatlatılmaya ihtiyacı olduğunu düşünüp bir de ona göre bir şeyler deneyin bence başka bir şeye kalkışmadan.

@aman üstüme geliyorlar, haftasonu iyi, oturuyor güzel muhabbetini ediyo, haftaici iptal.

büyük para kaybetmiştir, geri almak için çırpınıyor, çarpındıkçada batıyordur.

@ayseee 'ye katılıyorum. Eksiden kurtarmaya çalışıyor kendisini, annenizin ameliyat olması para kaygısını arttırdığı için daha da yoğunlaşmıştır...

Para kaybetmiştir + 1
Çaktırmadan,para önemli değil sağlık önemli, hep birlikteyiz en önemlisi bu gibi hafif telkinler belki işe yarar.

büyük para kaybı söz konusu olma ihtimalı +1

değilse sürekli al sat yapıyorsa, varsa borsa işlerinden anlayan güzel öğüt verecek bir yakın veya dosttan yardım almaya çalışın

Ancak babanız bunu bilmemeli, sanki fikir alıyormuş soran kişi kendiside öğrenmek istiyormuş gibi danışmalı.

Muhabbet ileri gidince kişi zaten kendini belli eder, varsa para batırma durumu muhtemelen renk verecektir.

Ayrıca bu sürekli ilgilenme ne zaman başladı, özellikle filistin savaşı sonrası arttı ise , para kaybetme ihtimalinde o kadar fazla düşünebilirsiniz.

Dostlar, adam uzun yıllar böyle. Annemin ameliyatı bir nebze düzeltir dedik. O da etkilemedi. Al sat konumunda oynuyordu bu aralar. Dediğiniz gibi para batırmış bir hali var. Dediğiniz gibi odada çırpınip duruyor. Normalde borsa iyi olsun kendi kendine türküsünü söyler çayını içer. Fakat şuanda yemek yerken bile çocuklar hızlı hizli yer de kaçar ya. Aynen öyle...

Merhaba az önce de ben kendim için baktım. Tasiyicilik saptanmadi yazıyor. Erkek tarafı iseniz ve evli iseniz eşinizin de test için kan vermesi gerekiyor. Onda saptanmazsa sıkıntı yok. Her ikinizde saptansa da %100 smali olacak diye bir durum da yok... muş, tam olarak doktorun bana söylediğini sana da aktardım. Saygılarımla.

dedeminhirkasi +1

Eğer her ikiniz de sma şüpheli olursanız bile bebek anne karnındayken tedavi edilebiliyor.

Çok geçmiş olsun. Biz de şuanda annemizin hastalıklarıyla uğraşıyoruz ve süreç gerçekten sıkıntılı. İnsan canı dediği kişinin böyle durumda olmasını kaldıramiyor. Tavsiyem internette çok dolasmadan daha önce teşhisi koyan ve tedavisi için işlem yapan veya yapacak olan doktoru bulmanız. Daha sonra 1-2 doktora da durumu danışmanız ve ona göre bir yol izlemeniz olacaktır. İnsan bu gibi durumlarda sağlıklı düşünemiyor. Fakat şöyle bir olayların dışına çıkıp uzaktan bakmak gerekiyor. Sizin yapmanız gereken şeyler bunlar bence. Geçmiş olsun.

Çok geçmiş olsun. Ama bir de şöyle düşünün, en azından rahim kanserinin metastazı değil ve 3. - 4. evre kanser değil. Sizin odaklanmanız gereken, anjiyosarkom konusunda uzman bir doktor bulmak. İkincisi, bacak arkasındaki kitle alınırken, çevre dokular alınmış mı? Bazı lenf nodlarının alınması gerekli mi? BUnları araştırmalısınız. Lütfen bu aşamada panik yapmayın ve bol bol araştırın. Sonra, iş işten geçince, geriye dönüp, "keşke şunu da araştırmış olsaydım." demek, pişmanlıkların en büyüğü. Siz araştırmaya, ve birden fazla doktorun görüşünü almaya çalışın. Anneniz, sizin sayenizde iyileşecek, içinizi ferah tutun.

Çok teşekkür ederim. Bugun ameliyatı yapan genel cerrah ile konuştum ben geniş bir alanı taradım ancak herhangi bir yayılma yoktu. Hatta aldığım tümörü çok temiz çıkardım dedi. Tek bir yerden kan damarına tutunmuştu onu da kestim ve tek parça halinde çıktı dedi. Ama ben İzmir'de bir doktor daha araştıracağım mutlaka

Pişmanlığı atlatmak için özfarkındalık ve üzerine düşünerek karar vermek lazım. Bu sayede "O anda yapılması gereken en mantıklı şey oydu ve yaptım, günahıyla sevabıyla benim karar, canım sağ olsun" diyebiliyorsun.

Bi de oldu bitti, kendini yıpratmanın bir anlamı yok. Bi daha aynı hatayı yapmamak için, karşına sonra çıkacak benzer durum için kendini hazırlamaya bak.

Etmiyorum :D "iyi halt yemişsin bir daha yapma" diyorum kendime.

Yapılan hata çok hayati bir meseleye dokunmadıysa şayet ders çıkartıp önüme bakıyorum. Fakat ciddi bir durumla karşı karşıya kaldıysam yapılan hata sonucunda o pişmanlıkla baş etmek gerçekten zor. Onun ilacı da zaman.

Bu güne kadar pişmanlığım olmadı. Ama genelde her yaptığıma ve söylediğime çok dikkat ettim, bu da oldukça yıpratıcı ama pişman olmaktan iyidir.

Bir konudan pişman olunduysa geçmişte yaşanmış ve bitmiş bir konu demektir.

- Eğer telafi etme imkanı varsa, bu hayatın herhangi bir alanında olabilir, telafi etmeye çalışırım.

- Eğer telafi etme imkanı yoksa, yaşanmışlık ve tecrübedir derim geçerim. Bu konudan ne dersler çıkardım, ne gibi hatalar yaptım, gelecekte yapmamak için nelere dikkat etmem lazım diye düşünüp ona göre hayatımı şekillendiririm.

Her iki noktada da önemli olan devamlı olarak geçmişe takılmamak ve hayıflanmamak. Sürekli pişman olduğun konuları düşünürsen hayatı kendine zehir edersin, bugünü ve yarını kaybedersin belki sağlığın dahi olumsuz etkilenir. Hayatta herşey var, geçmişten dersler çıkar ve önüne bak. İnsanoğlu hata yapmaya çok müsaittir hatalarından ders çıkarıp kendini düzeltmeye çalıştığın sürece iyiye gidersin.

11 küçük tansiyon için baya yüksek bir değer, doktora gitmelisiniz.

geçmiş olsun. büyük tansiyonunuz da yüksek. muhtemelen tansiyon hastasısınız. normalde doktora gittiğinizde doktor 1 hafta boyunca sabah akşam ölçmenizi ve not almanızı ister, 1 hafta sonra tekrar gelin der ama sağlığınızla ilgili sıkıntı yaşamamak için doktora bi görünün öncesinde isterseniz. randevuyu birkaç gün sonraya almak durumunda kalırsanız o zaman yine sabah akşam ölçer doktora gösterirsiniz.

Bacak şişliği, mide ağrısı, bulantısı, Sirt ağrısı varsa ayrıca kalpten de şüphelenin. Yüksek tansiyon kalp damarlari için de sıkıntılı.

Git doktora.
Tansiyonun normal değil

Cinli, büyülü bir durum yok. Biraz kasvetli bir ortam var ama gayet güzel bir dizi. Cüzzam salgınına değindiği bölümler biraz geriyor insanı o kadar.

@dedeminhirkasi, ay çok teşekkürler. rahat rahat izleyim o zaman. bu arada bir çağan ırmak filmi olmaya aday bi nick gjhjfkg, sevgiler.

@yeter ki tak denilmesin perdeleeer, rica ederim, güzel dizi. Nicki alırken etrafımdaki nesnelere bakarken gözüme hırka ilişti, yanında da dedemin fotoğrafı vardı :) Saygılar...

Merhaba L, bazen kablosuz mouse bağlıyorlar ve o mouse Bi yerlerde unutuluyor bu tarz sorunlara neden oluyor. Kontrol etmekte fayda var.

touchpad ile ilgil bir sorun olabilir. touchpad üstünü iyice bir silin bilgisayarı kapatıp 30 sn güç düğmesine basılı tutup donananımı resetleyin.

Talep dilekçesi yazacaksınız mahkemeye. Hakime havale edecekler. Hakim imzalarsa verirler. Durumu kaleme anlatın veya hakimle görüşme durumunuz varsa görüşün. Direk dilekçeyi yazıp verirseniz reddedebilirler.

bağırsak ikinci beyindir. sinir, stres, heyecan bağırsakları etkiler. en azından bende öyle oluyor. ne zaman tatile vs yola çıkacak olsam ya da benim için önemli bi güne uyanacak olsam sabaha perişan oluyorum :D

stres'dir. her şeyi yapar insan bile ölüyor stres yüzünden.

Yapmaz olur mu? Sinir, stres, kavga, seks, heyecan anında mideye kramp girer ya. Kavga, stres de doğrudan bağırsakları etkiler.

Yapar tabi. Hem de ne yapar. Lisede sınıfta kaldım. Üzüntüden her gün ishaldim.

Yapar

Yeniden dolum yaptırıp kullanabilirsiniz. Herhangi bir yangın firmasına gitmeniz yeterli.

Yeniden yapılan dolumlarin acil bir durumda çalışmama ihtimalini de gözününde bulundurunuz.

sorun çıkmaz bimde. ne satıyorlar?

BİM bazen özel ürün ürettiriyor. İçerikleri farklı olabiliyor. Süt için düşünün, içinde %3 yağ olan ile %1.5 yağ olan aynı kalitede ve fiyatta olmuyor.

Ancak çoğu zaman bire bir aynı ürünü getiriyorlar. Bir bakın, inceleyin, alabilirsiniz.


.

Teknolojik ürünler için konuşacak olursak örneğin telefon vb. bunların garantisi ithalatçı garanti olabilir. Buna dikkat etmekte fayda var. Sorun çıkabilecek tek şey de bu zaten. Bunun haricinde herhangi bir sorun olacağını sanmıyorum.

Elektrikli düdüklü tencere aldım. Çok da memnunum. Daha önce de A101'den televizyon almıştım.

Kapalı ambalajında, faturalı, garanti belgesi onaylı ürün. Ne sorun olabilir ki?

A101'den telefon, BİM'den aifryer aldım bir sorun çıkmadı.

Bim’drn zamanında 2 metrelik apple şarj kablosu almıştım. Sonradan kablo arıza yapınca garantiden değişti ki paralel ithalattır falan diye hiç umudum yoktu aslında. Bildiğin yarı fiyatına Apple Tr ğrünü satmışlar.

elektronikte değişim iade olmuyor diyorlar sorunlu çıkınca kapı duvar oluyor

gerçek fiyatından satıyolar aslında. çabuk tüketildiği için tüm markalar bim a101 şok gibi marketlerle anlasıyor.

bodrum öğretmenler arasında sürgün yeri olarak geçiyor ve evet, kimse gitmek istemiyor. genelde kendilerine ucuz yollu bir araba alıp yakın köylerde yaşıyorlar.

Bodrum'da yaşıyorum. Buradaki memurların bazıları öğretmenlerin çoğu Bodrum'lu. Aileleri de burada. Kira derdi yok.
Kira ödeyenlerinde ya eşleri de çalışıyor ya da Milas, Güllük gibi yerlerde oturuyorlar.

Alacatiya tayini çıkan üniversiteden sınıf arkadaşım resmen bunalıma girdi. Sonra onu ticarete soktum. 7 senedir çeşmede para kesiyor. Başta şanssızlık olan şey şuan şansı oldu. Tek sorunu yazın herkes denizde eğlenirken o ful çalışıyor.

Popüler tatil yerlerinde memurluk hem iş açısından hem de konaklama açısından zordur. İş açısından genelde küçük yerler olduğu için imkanlar ve personel azdır. Yetişmiş işi bilen memur çoğu küçük yerde yoktur.

Konaklama için konuşursak da bizim tatilimizi yapıp gezdiğimiz gibi işlek veya yakın yerlerde değil merkeze uzak köhne binalarda veya köylerde yasamaktadırlar.

Önceden evi uyguna kapatmadıysa zor. 2 memur çift ise birininki komple kiraya ve ev masraflarına gider.

Route iyidir

Cer modern.

kahvaltıdan ne beklediğinize bağlı. klasik türk kahvaltısı mı seviyorsunuz, yoksa konsept (pankek, tartine, kruvasan vs.) mi? Konsept seviyorsan,

1- ekşi maya. tunalıda ve maydanda var.
2- line. incek bulvar loftta.

Tunalı'da yer alan "Cafemiz" isimli yer gayet güzel.

Ekşi maya.

Klasik bir kahvaltı olsun ama az fakat kaliteli ürünler olsun, bitiremediğimiz şey kalmasın masada dersen Sobalı Köşk.

asgariden "çok daha iyiydi" diye bir aşamaya geçmişsin. tr'de artık çalışmanın %80 amacı para, kariyer falan değil. parana bak geç.

tr'de milletin "onunla problem olur, bununla rekabet olur" hikayeleri bitmez. aldırmayıp işine bakıp geçeceksin. 50 senedir bu iş çözülemedi gitti şu ülkede ya. kim ne diyorsa desin. aşırı yük, iş de veriyorlarsa, birader bu, bu sürede yetişmez, 2 gün değil, 4 gün sonra elinizde olur de geç. ağırlığını koymazsan ilk günden pısırık olursan binerler tepene. işini iyi yapacan ama fazlalıklara da ses çıkaracan kimse bişey diyemez

Asgari ücretten daha fazla veriyorlarsa, kayda değer bir miktarsa geçmen mantıklı. Neticede istifa ettiğin isyerinde de düzen bozulur, huzur kaçar bir süre sonra. İş ortamlarinda uzun sure huzurlu çalışmak zor. Aynı zamanda kötü bir ortam da zamanla düzelir.

Ben olsam aldığım miktarın %20si oranında bir artış olacaksa maaşta o işe geçiş yapardım.

baskalarinin dediklerine kulak asma, isine bak..

İnsanların sızlanmaları bitmez ki. Boş oturan adam bile şöyle zor böyle ağır diye anlatıyor, ben buna çok şahit oldum. Dolayısı ile insanların ne söylediğinin bir çok önemi yok. Ona ağır gelen iş, senin hızınla kısa sürede de bitebilir. Bu yorumlar subjektif doğal olarak. Bence arkana bakmak yerine önüne bak. Hoşuna gitmezse başka bir iş bakarsın, asgari ücretmiş zaten önceki işin bir kaybın yok gibi.

geri dönme ihtimaliniz yoksa, ya yeni işte çalışacak yada başka bir iş bakacaksınız.

Ama yerinizde olsam, bir denerim, dedikodular bitmez.

çok takılmadan yeni işe odaklan. maaşını artırmışsın ne güzel, parana bak geç. oldu da işler kötü gitse ne kaybedeceksin ki. asgari ücretle çalışıyormuşsun, beğenmezsen en kötü ihtimalle aynı ücrete çalışacağın başka bir iş bulursun.

iş hayatında öyle herkesin lafını dinlersen maymuna dönersin.

bunu işini yaparken göreceğin bir yere yaz as arada gözünün önünde bulunsun, iyi gelir.

hadi iyi mesailer.

Alster+1

Benim staj yaptığım iş de aynı böyleydi, gelen kaçıyormuş o birime. Ben o birimde çalışmaya devsm ederken kaç kişi girip çıktı sayısını unuttum. Ama ben orda 3 yıl 3 ay çalıştm, sonra şehir değiştirdiğim için ayrıldım işten, yoksa daha çalışırdım yani.

Bence o kişiden kişiye değişen bir şey. Bana aşırı zor gelen bir pozisyon başka birine gayet kolay geliyor olabilir. Belki de o kaçanlar fazla minnoş tiplerdir, ya da senin kadar tecrübeli pratik vs değillerdir, denemeden bilemezsin, maaşı iyiymiş ben olsam kesinlikle pişman olmazdım. Sonuçta birkaç hafta içinde alışırsn, milletin geçinemediği insanları bir bakmışsın parmağında oynatıyorsun.

Ama teknoloji çok çok ilerledi, birçok ilaç var, mutlaka tedavisi vardır, tedavisi olmayan çok az hastalık var artık, kalbinizi ferah tutun, ameliyat aşaması geçmiş inşallah devamında da her şey güzel olur tedavisi iyi gider. Benim halam da meme kanseri şu an :( Allah şifa versin tüm hastalarımıza.

annem ve teyzem bundan 6 yıl önce rahim kanseri teşhisi aldı, biyopsi sonrası rahimlerini almaya karar verdiler. çok şükür şu an ikisi de çok iyi durumda. başlarda 6 ayda bir kontrole gidiyorlardı bu sene yılda 1 kez ilaçlı tomografi ile tarama yapılıyor. inşallah anneniz de benzer şekilde sağlığına kavuşur ve asla metastaz gerçekleşmez. uzun yıllar mutlu sağlıklı yaşarsınız.

doktor eger şüphesi olsaydı bu sekilde konuşmazdı. metastaz şüphesi olsaydı size bir şey söylemezdi. icinizi rahat tutun, bölgesel kanserdir ve ameliyat ile temizlenmiştir. bundan sonra belki önleyici kemo ya da sadece rutin kontrollerle izlerler. çok gecmis olsun, umarım patoloji sonucu da iyi gelir

Benim babam da ani çıkan belirtiler sonrası bu hafta lösemi teşhisi aldı. Bir haftadır hastanede, steril odada kaliyor, yoğun bir kemoterapi süreci başladı. Uzunca bir süre de hastanede olacak.

Biliyorum insan ilk duydugunda allak bullak oluyor; ne yapacağını şaşırıyor ve çok üzülüyor. süreç de kişiden kişiye değişiyor ama kolay da geçmiyor. Bu durumda onlara moral vermek ve kendimizi bırakmamak da bize düşüyor. Kanserde moral ve motivasyon çok önemli (bunu aynı zamanda bir klinik psikolog olarak söylüyorum). Kanser hastaları için hayat zordur ama yakınları için daha zordur. O yüzden rutinlerinizden mümkün olduğunca uzaklasmamak, internette detay detay araştırmalar yapmamak çok önemli. Kafanızı mümkün olduğunca dağıtmaya çalışın. Ve anneninizi moral olarak yüksek tutmaya çalışın. Siz iyi olacaksınız ki ona da iyi geleceksiniz. Çok bunaldiginizda kendinize vakit ayırmayı da unutmayın.

Ayrıca daha anneniniz durumu da belli değilmiş, şimdi artık akıllı ilaçlar vs derken kanser eskisi kadar korkutucu değil.

Çok geçmiş olsun.

Yakın zamanda annem bypass ameliyatı oldu. Gerçekten uzaktan davulun sesi hoş geliyormuş insana. İnsan sevdiğini hastane köşelerinde görmeye dayanamıyor. Ben annemi yoğun bakımda öyle bir halde gördüm ki ölene kadar unutmam o görüntüyü. Üzüntüden dışarı çıktığımda kusmuştum. Üzüntü, stres, kaygı çok normal. Bu saat oldu ben hale uyuyamıyorum. Çok şükür annemin durumu iyi ama işte o süreçler insanı gerçekten yıpratıyor. Demem o ki zor bir süreç ama hayat işte bu yüzünü de gösteriyor. Keşke her şey annemizi o güler yüzü ile hatırlayacağımiz şekilde kalsa.