Giriş
(26)

oyunculuğun gerçekten aştığı yapımlar

papillon7
film olursa tadından yenmez. ama "eleman şu dizide harbiden aşmış. dizinin her bölümünü elemanın destansı oyunculuğu için izliyorum" tarzı yorumlarla gelirseniz, dizi de kabulümdür. örnek; mar adentro'daki javier bardem.var mı bu tarz öneriler? şunu belirtmekte fayda var, filmin güzel olup olmaması
film olursa tadından yenmez. ama "eleman şu dizide harbiden aşmış. dizinin her bölümünü elemanın destansı oyunculuğu için izliyorum" tarzı yorumlarla gelirseniz, dizi de kabulümdür.

örnek; mar adentro'daki javier bardem.

var mı bu tarz öneriler?

şunu belirtmekte fayda var, filmin güzel olup olmaması ile ilgilenmiyorum. oyunculuk aşmış olsun kafi.
0
papillon7
(24.12.13)
twelve monkeys - brad pitt
revolver - jason statham
rain man - dustin hoffman
0
japon askeri
(24.12.13)
Celda 211 - Luis Tosar nam-ı diğer Malamadre.
0
aychovsky
(24.12.13)
mentalist-dizi
bence simon baker oyunculuğuyla tek başına ayakta tutuyor diziyi.
0
bass solo take one
(24.12.13)
24 - kiefer sutherland
0
xenophobe
(24.12.13)
fringe - john noble. akıl almaz bir oyunculuk. her bölümde ağzım açık izlemiştim.
0
bugunku antremanda goz dolduran futbolcu
(24.12.13)
six feet under
0
feykalade
(24.12.13)
The Shining - Jack Nicholson
Natural Born Killers - Tommy Lee Jones
There Will Be Blood - Daniel-Day Lewis
0
mountaincat
(24.12.13)
the imaginarium of dr. parnassus
0
dafaiss
(24.12.13)
six feet under +1
dexter (michael c. hall ve son iki sezonda jennifer carpenter)

ve aklıma gelen ilk örnek;

black -> www.imdb.com
0
hubaku
(24.12.13)
tim roth - lie to me 'de akıllara ziyan.
j.k. simmons,dean winters,adawele agbeje - oz
ilker aksum - canım ailem
0
orlandu tg cid
(24.12.13)
Glengarry Glenn Ross:
Jack Lemmon, Al Pacino, Alec Baldwin parlıyor.
Kevin Spacey, Alan Arkin, Ed Harris de çok iyi.
Bence bu film oyunculuklar üzerine kurulu tamamen. Zaten tiyatro oyunundan uyarlama.

American Beauty:
Kevin Spacey

We Need to Talk About Kevin:
Tilda Swinton

Black Swan:
Natalie Portman

Closer ve The Talented Mr Ripley:
Jude Law

Shame:
Michael Fassbender & Carey Mulligan (yardımcı rolde parlıyor)

Wendy and Lucy ve Blue Valentine:
Michelle Williams
Blue Valentine'da Ryan Gosling de çok iyi.

Harvey:
James Stewart

The China Syndrome:
Jack Lemmon

North by Northwest:
Cary Grant

Easy Rider:
Jack Nicholson

Dizi olarak:

Deadwood:
Ian McShane

Breaking Bad:
Bryan Cranston

House of Cards:
Kevin Spacey

In Treatment:
Gabriel Byrne

Luther:
Idris Elba
0
m e l t e m
(24.12.13)
aklıma gelen bir kaç eklemede ben yapam...

Bruno Ganz (Der Untergang)
Stellan Skarsgard (En ganske snill mann)
Ulrich Mühe (Das Leben der Anderen)
Tahar Rahim (Un prophet)
Peter Sellers (Dr. Strangelove or: How I Learned to Stop Worrying and Love the Bomb)
0
candanag
(24.12.13)
Scrubs- Dr Perry Cox (John Mcginley) efsanevidir. sadece bu adamın laf sokmalarını izlemek için dizi baştan izlenebilir.
0
ukecan
(24.12.13)
sopranos - james gandolfini
oyunculuk, bütün şu yukarda yazılan dizilerin içinde en çok bunda vardır.
0
argin
(24.12.13)
@argin +1 (yukarıdaki diziler hakkındaki yorumu hariç).

Sopranos'ta Tony Sirico da çok iyidir.
0
m e l t e m
(24.12.13)
mads mikkelsen izle derim filmi önemli değil hatta her filmde harikalar yaratır ama jagten en yeni örneği.
0
ozymandias10
(24.12.13)
çok yazarım ama en günceli
best offer : geofrey rush
0
olmayacakdualarinamindeyicisi
(24.12.13)
in bruges - colin farrell tabi ki. ralph fiennes de cok iyi tabi
0
babamasoliimbananickaldirsin
(24.12.13)
bu isimleri kimse yazmamış. hepinizi sınıfta bırakıyorum! ayıp size.

prison break: robert knepper (t-bag)
breaking bad: bob odenkirk (better call saul)
breaking bad2: jonathan banks (mike reyiz) (saygılar abi.)
spartacus: nick tarabay (ashur)

*burda bir parantez breaking bad oyuncularına açmak gerekir diye düşünüyorum. a'dan z'ye bütün oyuncuları burdan kutlamak istiyorum.

edit: joffrey piçini de unutmamak gerekir sevgili userler.
0
lionel andres
(24.12.13)
Kimse yazmamış yahu hayret. Gregory House-Hugh Laurie
0
idari vesayetle denetlenen gercek kisi
(24.12.13)
- the shining ve one flew over cuckoo's nest'teki jack nicholson.
- dark knight'taki heath ledger'ı nasıl atlamış herkes, hayret.
- scarface'teki al pacino
- inglorious bastards'taki nazi subayı (adını unuttum)
0
john lee hooker
(24.12.13)
battlestar galactica(neredeyse tüm oyuncular)
dexter(michael c hall)
scrubs(tüm oyuncular)
0
WrAiTh
(24.12.13)
bilhassa film dediğiniz için dizi yazmıyorum.
merchant of venice - al pacino
three colours blue - juliet pinoche
weather man - nicolas cage
masumiyet - haluk bilginer
0
olmayacakdualarinamindeyicisi
(24.12.13)
american horror story- jassica lange diyorum
0
blue_heart
(27.12.13)
Soruyu görünce aklıma ilk gelen : Gegen die Wand - Birol Ünel

Onun dışında : Masumiyet - Haluk Bilginer + 1
Inglourious Bastards - Christoph Waltz
0
qazaqwsx
(06.09.14)
Bir tane pembe dizi vardi boyle entrikali falan. Bir ara hasta yatarken izledim birkac bolum, hergun cikiyordu. (Bildigin pembe dizi izledigime inanamiyorum ben dizi bile izlemem:) Orda bir adam vardi Fas'li adam. Yine Fas'li bir kadin vardi bu kadina en az 3-4 kisi asik. Bu Fas'li adamla evliler ama formaliteden. Ama adam kadini gercekten seviyor olumune yani. Sonra bu kadinin sevdigi adam bir sekilde bunlarin buyuk aile evine yerlesiyor. Kadin ve sevdigi adam beraber iken bu Fas'li adam bir kiskanc bakisi vardi ki akillara zarar. Adamin yuzunden kiskanclik fiskiriyor. Tam anlamiyla olumune kiskancligi ifade eden bakis. Adam yuz ifadesi bakisi kiskancliktan icimde volkan patliyor diye bagiriyordu. Bir his yuz ifadesi ile bu kadar guclu anlatilir mi yahu? Izlerken adamin rol icabi icinin kaynamasini icimde hissettim o derece. Nasil bir acting o?
Ama dizinin adini sanini hatirlamiyorum, zaten guney amerika ask dizini ne yapacaksin? Bosuna yazdim yav okadar seyi..
0
delifaruk
(06.09.14)
(5)

anlamadım

charlotte blanc
https://pbs.twimg.com/media/BcMTp8vIcAAIFE1.jpgşurada ayrımcılık var dediler de anlamadım. bir anlatır mısınız ? ama anneye anlatır gibi olsun. hakkaten hiç anlamdım.
pbs.twimg.com

şurada ayrımcılık var dediler de anlamadım. bir anlatır mısınız ? ama anneye anlatır gibi olsun. hakkaten hiç anlamdım.
0
charlotte blanc
(23.12.13)
o site de yaşayan insanlar, o sitede ki gündelikçi kadınlarla aynı servislere binmek istememişler veya da sabah ve akşam vakitlerinde o sitede yaşayıp işe giden veya işten dönen insanlar o sitede çalışan gündelikçi kadınlar aynı saatlerde servisleri kullanınca ayakta kaldıklarını yer bulamadıklarını, bu yüzdenden de o gündelikçi kadınların servislere binmemesini istemişler.Site yöntenimi de doğal olarak parayı veren düdüğü çalar demiş ve bu yazıyı yayınlamış.
0
bana da bu yakisir
(23.12.13)
Site ana arterlere uzaksa, yardimciyi istihdam eden kisi de "servisimize binersin merak etme" demisse ve evin isi de 6 da bitiyorsa
Bu kadin bu sevisi kullanir.

Bu tip calisanlarin cok olusu ve servisi kullanmalari sebebi ile site sakinlerinin kullanamamasi " parasini biz verdik biz kullanamiyoruz" dedirtir.

Site yonetiminin fildisi kulesinden "binmeyin karsim, isterseniz ucarak gidin ama binmeyin"demesi ayrimcilik olmasa da elitist bi tavir.

Site sakinlerinin uyarilmasi ve yardimcilara servisi kullanabilirsiniz seklinde garanti vermemeleri gerektigi soylenebilirdi.
0
cecilia
(23.12.13)
ilk anda dikkatimi çekenler;
1- "site sakinlerimiz ayakta kalmakta"
- vah vah çok üzücü
2- "yardımcı bayan"lark kullanmasın
0
dafaiss
(23.12.13)
ayrımcılık mı bilmem ama büyük saçmalık var. site sakini o servisi işten eve dönerken kullanıyor mu kullanıyor. 'yardımcı bayan' niye işinden evine dönerken kullanmasın? saçmalık gerçekten. o servisi kullanmayıp ne yapıcak? işten bi saat erken bi saat geç mi çıkacak?
0
elorelia
(23.12.13)
ha pardon. ben doğru düzgün okumamıştım. orada sadece tırnak içinde byan yardımcı kelimesini gördüm ve o terimin sorunlu olduğunu sandım. terimin kulanılmasında ayrımcılık var zannettim ve doğal olarak anlamadım. mektubun geri kalanını okumadığım için kimin niye kızdığını anlamadım doğal olarak.
0
🌸charlotte blanc
(23.12.13)
(7)

Kur'an-ı Kerim de geçen Biz kelimesi

colorwithnotexist
Selamlar ,Öncelikle dinsel , seküler ve tanımamazcı yobaz yazar arkadaşlardan bu soruya cevap vermemelerini rica ederim .Soruma gelirsek Kur'an-ı Kerim okurken sizinde dikkatinizi çekmiş olacağı gibi sürekli Biz kelimesi geçmekte .Örnek olarak Bizler size adaletsizliği haram kıldık diyelim burada ge
Selamlar ,
Öncelikle dinsel , seküler ve tanımamazcı yobaz yazar arkadaşlardan bu soruya cevap vermemelerini rica ederim .

Soruma gelirsek Kur'an-ı Kerim okurken sizinde dikkatinizi çekmiş olacağı gibi sürekli Biz kelimesi geçmekte .Örnek olarak Bizler size adaletsizliği haram kıldık diyelim burada geçen Biz kelimesi Allah'ı ve meleklerimi ifade etmektedir yoksa başka bir anlamı var mıdır?

Teşekkürler.
0
colorwithnotexist
(21.12.13)
Nezaket anlamında söylüyor.
0
WrAiTh
(21.12.13)
arapcada kibarlik ifade eden biz kelimesi var mi once onu cevaplamak lazim. ingilizcede yok mesela.
0
tomofilli hasan
(21.12.13)
ben bunu lisedeki din kültürü hocama sormuştum. tıpkı türkçe'de siz derken oluşturulan saygı ifadesinin bir benzeri arapça'da biz olarak kullanılabiliyormuş. burada allah'ın üstünlüğünü göstermek anlamında, türkçe'de bazen bizim de kullandığımız("biz bu işi iyi biliriz" gibi) bir anlam katılıyormuş. açıklaması böyleydi yani.
daha sonra kendim araştırdığımda da meleklerin aracı olduğu konularda genellikle biz'in tercih edildiğini okumuştum.
hangisi daha doğru bilmiyorum.
0
tannen
(21.12.13)
Cogul hitaplarda nezaket anlami olur. Ornegin tek bir kisiye "nasilsiniz, iyi misiniz" seklinde cogul hitap ederseniz bu nezaket ve saygi belirtir.

Ancak kisi kendisine hitap etmez. Yani nasilsiniz sorusuna iyiyiz degil, iyiyim diye cevap verilir (eger sahiden birden fazla kisiden bahsedilmiyorsa).

Kuran'daki biz kelimesi ise buyukluk ve kibiri gostermekte. Yani bir insan kendisinden biz diye bahsetmez ama tanri o kadar kudretli ve buyuk ki kendisinden biz diye bahsediyor.
0
crown
(21.12.13)
bu kutsal kitabın masa başında yazıldığını düşündüğüm zamanlar buna ben de dikkat ettim. herhalde bikaç kişi yazarken bizli cümleler kurulmuş. ben'li kurulmuş cümle yok okuduğum kadarıyla. "biz" dışında tanrıdan 3. tekil kişi olarak bahsediliyor veya "demedi mi rabbin sana ..." şeklinde cümleler var.

rte'nin de biz'li konuştuğunu düşününce... neyse bu konu dışı :)
0
9kuyruklukedi
(21.12.13)
Golgi
(21.12.13)
bu konuda birsürü yorum var, hangisi aklına yatar da kalbin kabul ederse odur demektir.
0
dafaiss
(22.12.13)
(7)

Albert Camus'un Yabancı eseri gibi kitaplar

seriu l intikal sahibi
Nihilizm çok hoşuma gitti. Meursault gibi biri olmak kim istemez ki :) bu tarz kitaplar mevcut mu? sanırım türün en iyi kitabını okudum.
Nihilizm çok hoşuma gitti. Meursault gibi biri olmak kim istemez ki :) bu tarz kitaplar mevcut mu? sanırım türün en iyi kitabını okudum.
0
seriu l intikal sahibi
(21.12.13)
varoluşçuluk diye aratırsanız bu tip eserlere ulaşımınız kolaylaşabilir.
0
vaktiyle iyi biriydi
(21.12.13)
meursault ile birebir eşleştremeyiz karakterleri ama "varolmanın dayanılmaz hafifliği" benzeştirilebilir yabancı'yla kısmendeolsa. milan kundera'nın.
Bir de sartre- akıl çağı ve sartre-bulantı.
0
dafaiss
(21.12.13)
(bkz: nihilizm)

(bkz: varoluşçuluk)
0
mea maxima culpa
(21.12.13)
Aylak Adam, Yusuf Atılgan
0
kral lear
(21.12.13)
mea maxima culpa
(24.04.14)
ummm çok alakasız ama albert camus seven franz kafka da sevebilir ayrıca ben de o kitabı yeni bitirdim ve ben de ona benzer bi şey arıyorum .
0
buiret
(24.04.14)
yabancı da daha çok varoluşçuluk vardır.

nihilizm için turgenyev'den babalar ve oğullarını okuyun. kahramanı bazarov bir nihilisttir.

yabancıya benzer varoluşçu roman tavsiyesi yapayım bir de pek bilinmeyen

(bkz: kişisel bir sorun) yazarı (bkz: kenzabure oe)

(bkz: bir maskenin itirafları)yazarı (bkz: yukio mişima)

okuyun bunları beğeneceksiniz.
0
mea maxima culpa
(25.04.14)
(3)

Facebookda izmir adıyaman olmuş?

allstar
Kişisel bilgilerimde yaşadığım yer izmir yazıyordu bugün baktım adıyaman olmuş izmirli arkadaşlarımında bilgilerinde hep adıyaman yazıyor:D sebebini bilen var mı?
Kişisel bilgilerimde yaşadığım yer izmir yazıyordu bugün baktım adıyaman olmuş izmirli arkadaşlarımında bilgilerinde hep adıyaman yazıyor:D sebebini bilen var mı?
0
allstar
(15.12.13)
nüfus mübadelesinden haberin yok mu?
0
dafaiss
(15.12.13)
Haci harbiden bu nedir ya. Hayatimda adiyaman'i birak yakinlarinda bir yere bile gitmedim ki ben.
0
yazgisiz infaz
(15.12.13)
şimdi bulamadım da, facebookta biri şöyle bir şey yazmıştı: facebook yer bilgilerini direkt wikipedia'dan alıyormuş, wikipedia'da biri izmir sayfasını adıyaman'a yönlendirmiş o yüzden öyle bir saçmalık olmuş. sonra düzeltmişler sanırım.
0
kobuzchu kiz
(15.12.13)
(8)

bir felsefeci/sosyoloji mezunu nasıl pdr'ci olabilir aklınız alıyor mu ?

uzunuzunilgi
sadece benim mi aklım almıyor bu işi ?twitter'da pdr'ye alan dışına hayır diye bir hashtag dolanıyor.aklıma geldi yine.not : evet pdr'ciyim.şunu da vereyim,http://www.change.org/tr/kampanyalar/meb-2013-rehberlik-kursu-durdurulsun?share_id=dVeihxmyAU&utm_campaign=twitter_link_action_box&utm_medium=tw
sadece benim mi aklım almıyor bu işi ?

twitter'da pdr'ye alan dışına hayır diye bir hashtag dolanıyor.aklıma geldi yine.

not : evet pdr'ciyim.

şunu da vereyim,www.change.org
0
uzunuzunilgi
(14.12.13)
var oyle bi muhabbet. egitim bilimciler de pdrci olabiliyor sanirim. imamin, ziraatcinin ogretmen oldugu yerde felsefeciden pdrci haydi haydi olur.
0
syangela
(14.12.13)
imamın,ziraatçinin öğretmen olmasını da aklım almıyor ki ?
o yüzden ne ziraatçiden öğretmen ne de felsefeciden pdr ci olur.
0
🌸uzunuzunilgi
(14.12.13)
uzunuzungil katiliyorum sana. durumu elestiriyorum. ne is olsa yaparim mantiginin devlet eliyle isletilmesi.
0
syangela
(14.12.13)
@dirildimde geldim, giriş derslerimizden öte ortak dersimiz yok. biz bile yetersiz mezun olduğumuzu düşünüyoruz.aldığımız dersler direkt psikoloji ve rehberliğe yönelikken bile diyoruz bunu.

yalnız üniversiteye yerleşirken de aramızda 100 puandan fazla puan farkı var.buradaki çalışan/çalışmayan emek veren/vermeyen farkı bile çok çok büyük haksızlık değil mi ?
0
🌸uzunuzunilgi
(14.12.13)
pdrciyim ve umrumda değil. zaten fakültedeki pdr profline bakıyorum, çoğunluğu empati yoksunu öküzlerden oluşuyor, alt ve üst devrelerden yenileriyle tanıştıkça bu oran azalıyor bu arada. daha kötü nasıl ve ne olabilir ki? hiçbir şey farketmez ve farketmeyecek.
0
dafaiss
(14.12.13)
@sour, lisans sırasında ilk dönemlerde bölümler arası geçiş normal hatta desteklerim. ama mezun olacaksın eğitimi farklı şekilde aldıktan sonra çok daha farklı bir mesleği yapacaksın.bu desteklenecek bir geçiş değil zannımca.

@dafaiss, bir şey diyemedim.
0
🌸uzunuzunilgi
(14.12.13)
Ben çevre mühendisliği okuyorum. Şu anda matematik, makina mühendisliği veya veterinerlik mezunu bir adam bile bi sınava girip benim yaptığım işi birebir yapabiliyor, mevzuat böyle. Üstüne ben de mezun olunca kendi mesleğimi yapabilmek için aynı sınava girmek zorundayım. Yani çevre mühendisliği yapabilme konusunda veterinerlik mezunu bi adamla aynı konumdayım.

Devlet eliyle teşvik edilen bir durum bu maalesef. Dikey uzmanlık bizim gibi 3. sınıf ülkelere göre değil, bize 'bir' işi çok iyi yapabilen biri değil, her işi iyi kötü yapabilen adam lazım. Senin durumun da bundan kaynaklanıyor.
0
roket adam
(14.12.13)
@uzunuzunilgi giriş dersleriniz dışında ortak dersleriniz yoksa bu sıkıntı yaratır gelecekte, kesinlikle haklısın. fakat öss'yi düşünme, orası geçmişte kaldı ve o 100 puan fakültede kimsenin umrunda olmuyor. fakat açıklamana göre haklısın, eğer siz bile yetersiz mezun oluyorsanız onlar ne yapsın?
0
dirildimde geldim
(14.12.13)
(4)

Albüm Tavsiye Edebilirmisiniz?

her seye maydanoz
Pop-rock yerli yabancı albüm tavsiyelerinizi bekliyorum arkadaslar. Teşekkürler.
Pop-rock yerli yabancı albüm tavsiyelerinizi bekliyorum arkadaslar. Teşekkürler.
0
her seye maydanoz
(05.12.13)
Lucy Rose - Like I Used To
0
mayhemdemon
(05.12.13)
onerepublic-native
0
feykalade
(05.12.13)
(bkz: substance)
0
dafaiss
(06.12.13)
kate voegele - don't look away
0
kararsiz renk
(06.12.13)
(9)

bir yayınevi kursanız adı ne olurdu?

uslanmazyazar
yayınevi çocuk kitapları basacak sadece. böyle cicili bicili şeyler...fikirlerinizi bekliyorum.
yayınevi çocuk kitapları basacak sadece. böyle cicili bicili şeyler...
fikirlerinizi bekliyorum.
0
uslanmazyazar
(05.12.13)
Elma sekeri
0
cecilia
(05.12.13)
- zıpır
- zıpır kıpır
0
dafaiss
(05.12.13)
ponçik yayınevi, mesela yani.
0
baba jo
(05.12.13)
lokum
0
denizrocket
(05.12.13)
Findik kurdu
0
gokyuzu gibi
(05.12.13)
incir;

çok sevimli bir kelime bence.

mini mini de olabilir.
0
supersonik turbo
(05.12.13)
yalınayak
0
kitvidet
(05.12.13)
yayın balığı

logosunda da kitap okuyan yayın balığı olsun ehehe
0
ermanen
(05.12.13)
bilicin kitapları
vs.
0
tustin jimberlake
(05.12.13)
(3)

katillere tecavüzcülere işlemeyen hukuk sisteminin ligtv, porno vs.başarısı

dokunmakalbime
eminim hepiniz gormussunuzdur hakimden mukafat gibi karar haberlerini. cocuk tecavuzculeri, kkadin katilleri, pisokopatlar 3 ay yatip cikar. sorunca da kanuni acik, kanun eksikligi, mahkeme yogunlugu vs.. bahane edilir. ama soz konusu internet, porno, korsan yayinlar olunca. digiturk, dsmart, muyap,
eminim hepiniz gormussunuzdur hakimden mukafat gibi karar haberlerini. cocuk tecavuzculeri, kkadin katilleri, pisokopatlar 3 ay yatip cikar. sorunca da kanuni acik, kanun eksikligi, mahkeme yogunlugu vs.. bahane edilir. ama soz konusu internet, porno, korsan yayinlar olunca. digiturk, dsmart, muyap, btk, turktelekom, melih gokcek, vali, basbakan vs..cok kolay mahkeme karariyla site kapatip yuzlerce kisiye dava acarak tazminat ve hapis cezasi verdirebiliyor. ne dusunuyorsunuz?
0
dokunmakalbime
(30.11.13)
para konuşur.
0
the imp
(30.11.13)
- yargılayıcıları kim yargılayacak?
(bkz: quis custodiet ipsos custodes)
0
dafaiss
(30.11.13)
film, müzik sektörü gibi lobileri olmadığından.
0
point me at the sky
(30.11.13)
(6)

kızılay'a yapılan bağışlar hakkında

dahinnotha
selamlar,bir söylenti var ki kızılay'a yapılan bağış kanların satıldığı falan söyleniyor. topladıkları kanları nasıl kullanıyorlar? nereye gidiyor o kanlar? bağış yapmayı seviyorum. eğer kızılay'a yapmayacaksam nereye yapabilirim?acil ihtiyaç olur belki diye duyuruları takip ediyorum ama şuana dek h
selamlar,

bir söylenti var ki kızılay'a yapılan bağış kanların satıldığı falan söyleniyor. topladıkları kanları nasıl kullanıyorlar? nereye gidiyor o kanlar?

bağış yapmayı seviyorum. eğer kızılay'a yapmayacaksam nereye yapabilirim?
acil ihtiyaç olur belki diye duyuruları takip ediyorum ama şuana dek hiç denk gelmedim bulunduğum yerde çok ihtiyaç duyan birine.
0
dahinnotha
(30.11.13)
satılacak kadar kan bağışlanmıyor emin ol.
0
lancelot du lac
(30.11.13)
galiba kan bankası/deposu olan hastanelere de bağışlayailiyorsun.

(ama mantıken her hastanede olması gerekir.)

ben hem tansiyon em de kilo sınırını tutturamadığım için almıyorlar. bu yüzden tam detayını bilemiyorum.
0
goldentitan
(30.11.13)
gonul rahatligiyla bagislayabilirsin.ameliyat oldum ve bikac unite kani kizilaydan aldik.hastaneler kizilaydan talep ediyor.Allah razi olsun butun bagislayanlardan.
0
lempicka
(30.11.13)
Bizim aile tümden kalp hastası dostum. Defalarca ameliyat gördüm. Hiçbirinde Kızılay yoktu. Bakkal, kahve gezip kan arıyorduk kuzenlerle...
(İnsanlar çaresizce kan arıyorsa bunda bir şey vardır bence. Bağışların o kadar yetersiz olduğunu sanmıyorum.
Kan dağıtımlarında belli bir kriter var galiba (acil durumu gibi) ya da sıra işte her neyse. Bu konuda da torpil devreye giriyor söylentileri var. Ben böyle gördüm yani.)

Bir de alınan kanın yerine konulma gibi bir durum olsa gerek. Yani A+ aldın herhangi bir çeşit bağışlanması lazım. Satılma muhabbeti burdan mı geliyor ki?
0
nickini vermek istemeyen uye
(30.11.13)
sözlükte ilgili başlıkları okudum. yazarlardan biri belli ki kızılay'da görev alıyor, hep üzerine atılan çamuru temizlemeye çalışmış.

geriye kalanlar hep kızılay'a güveni zedeleyen şeylerdi. buradaki tıp fakültesinde vardır sanırım gerekli birim. oraya bağışlayacağım.
0
🌸dahinnotha
(30.11.13)
tıp fakültesi hastanelerinin çoğu bununiçin uygun.
Kızılaya günahını bile verme bana sorarsan, ben daha çocukken yaşadığım yeri sel basmıştı zerre yardım etmediler, şimdi aynı şehirde başka bir ilçe semtte benzer sel oldu yine; mahalleye gelmişler, dört kişilik sokakta kalmış ailelere yaptıkları yardım(!) bir tane battaniye. keşke herkes ilişiğini kesse de azalarak bitseler.
0
dafaiss
(30.11.13)
(3)

Düzen takıntısından kurtulmanın yolları

gokyuzu gibi
Freud'cular,Benim sorunum düzeni çok seviyorum. 1,5 yıldır yalnız yaşıyorum. İki ev arkadaşı denedim bir türlü beceremiyorum. Kendime ait bir düzen oturttum ve birisi buna müdahale edince çok fena sinirleniyorum. Zaman zaman ailem ziyarete geldiğinde onların hatta sevgilimin evimde gelişigüzel bırak
Freud'cular,

Benim sorunum düzeni çok seviyorum. 1,5 yıldır yalnız yaşıyorum. İki ev arkadaşı denedim bir türlü beceremiyorum. Kendime ait bir düzen oturttum ve birisi buna müdahale edince çok fena sinirleniyorum. Zaman zaman ailem ziyarete geldiğinde onların hatta sevgilimin evimde gelişigüzel bıraktığı şeylere bile tahammülüm olmuyor. Neredeyse sürekli kendi kendime kızıp duruyorum.

Bunu atlatmanın, daha rahat davranmanın, amaaan olur öyle arada boşver demenin bir formülü ne bileyim bir kitabı falan yok mudur? Çok sıkıldım kendimden.
0
gokyuzu gibi
(27.11.13)
malesef çok zor,
tanıdıklarımın hiçbirisi kurtulamadı düzen takıntısından.
Düzenli olmak güzel ama takıtılı olmak kötü.
0
basond
(27.11.13)
bir süre sokakta yaşa ya da gezerek. yani bir gün orada bir gün başka yerde. "sokakta" derken de alay etmiyorum, ciddiyim. o mümkün değilse bile bir süre seyyah hayatı sür işte.
0
dafaiss
(27.11.13)
şu bölümde seni anlatmışlar sanırım.

www.dizi-mag.com
0
guest9999
(27.11.13)
(5)

komünizm-sosyalizm-anarşizm kavramlarını güzelce açıklayan kitap?

ilkistan
şöyle aşırı derecede terimsel kavramlar içeren, karmaşık olmayacak şekilde güzel bi kitap öneriniz var mı acaba? dili türkçe olsun mümkünse.
şöyle aşırı derecede terimsel kavramlar içeren, karmaşık olmayacak şekilde güzel bi kitap öneriniz var mı acaba? dili türkçe olsun mümkünse.
0
ilkistan
(27.11.13)
Kitap demişsiniz lakin sözlüğe baktınız mı? Zamanında ben de sözlükten yardım almıştım ama illa kitap derseniz;
Prof. Dr. Ayferi göze'nin

Liberal Marxiste Faşist Nasyonal Sosyalist ve Sosyal Devlet

Adlı kitabını okuyun harikuladedir.
0
kya
(27.11.13)
evet gerek sözlük gerek internet olsun yararlanıyorum ama şöyle bu işin uzmanlarından bir kitap okumak daha yararlı olacaktır diye düşündüm.
0
🌸ilkistan
(27.11.13)
andrew heywood-siyasal ideolojiler

aradığınız kitap bu bence. hem kronolojik gelişimlerini, hem de ne anlama geldiklerini oldukça sade bir dille anlatır. siyaset bilimi okurken temel kitaplardan biridir.
0
in pyjamas
(27.11.13)
hepsini farklı kişiler farklı şekillerde tanımlamış, ayrıca anarşi ile anarşizm/anarşist teori, komünal, sosyal yaşam ile komünist/sosyalist teoriler birbirinden farklıdır. Örn. Anarşinin temel ilkelerinden ya da isminden yola çıkarak (an+archia:erksizlik, erke karşıtlık) kendi teorinizi oluşturabilir ya da yeniden tanımlayabilirsiniz.
Bu anlamda hepsini kendi teorisyenlerinden okumalı bence. Anarşizmden başlayacaksanız colin ward-anarşizm iyi bir kitap bu konuda. P. Kropotkin, bakunin, proudhon, emma goldman, john zerzan, max stirner isimlerini okuyarak da devam edebilirsiniz.
0
dafaiss
(27.11.13)
yukarıdakilere ek olarak harold barclay - efendisiz halklar. hegel, engels, spinoza, hobbes, gilles deleuze, etienne balibar, immanuel wallerstein isimlerine de bak derim şahsen. Hepsini okumaya belki ömür yetmez ama haklarındaki eleştirileri veya kendileri ilgili makaleleri okumak vakit kazandırabilir.
0
dafaiss
(27.11.13)
(3)

Duygu kalp iliskisi

efsane
Sevgi,mutluluk,üzüntü,aşk... İfade edilirken neden kalp kullanilir, ne düşünüyorsunuz?
Sevgi,mutluluk,üzüntü,aşk... İfade edilirken neden kalp kullanilir, ne düşünüyorsunuz?
0
efsane
(25.11.13)
hayat kalp atışlarına bağlıdır çünkü. kalp yoksa hayat da yok. insanşar da bu gibi duyguları hayatla eş tutabiliyor.

bir de ben üzüldüğümde kalp tarafımda fiziksel bir acı oluyor. belki bir sağlık sorunudur bu, bilemeyeceğim ama ondan da olabilir.
0
devilred
(25.11.13)
Açılın bilen konuşuyor. kimilolo doğru söylemiş, devilred de ikinci kısımda doğru söylemiş. Sebebi şu: Psikolojinin insan vücuduna fizyolojik etkileri vardır. Mesela ağır bir üzüntü, acı yaşarsanız böbreklerinizde sorun çıkabilir. Yoğun stres, mideyi hasta edebilir. Sevgi ile ilgili kısımlar da kalp ile doğrudan bağlantılı. Aşık olunca kalp atışlarının hızlanması, üzücü bir durum olunca kalp çevresinde ağrı oluşması...Sebebi bu yani.
0
grgn
(25.11.13)
bence eros mitinden ya da başka kültürldeki benzer mitlerden geliyor. sevişirken insanın kalp atışları hızlanır işte falan o da oradandır herhalde.
0
dafaiss
(25.11.13)
(14)

16 yaşındaki çocuk/ yorum tavsiye vs

uzunuzunilgi
Bir kuzenim var 16 yaşında.lise 2 ye gidiyor.çocuk ergenlik dedik yaş dedik hormon dedik ama artık baş edemiyoruz.bir de sizlere sorayım dedim hem içimi de dökmüş olurum,kuzen dediğim kardeşimle eşdeğer neredeyse çünkü.Geçen yıl lise 1 e başladı bu çocuk a okulunda.bu okulda edindiği arkadaş çevresi
Bir kuzenim var 16 yaşında.lise 2 ye gidiyor.çocuk ergenlik dedik yaş dedik hormon dedik ama artık baş edemiyoruz.bir de sizlere sorayım dedim hem içimi de dökmüş olurum,kuzen dediğim kardeşimle eşdeğer neredeyse çünkü.

Geçen yıl lise 1 e başladı bu çocuk a okulunda.bu okulda edindiği arkadaş çevresi sol-sosyalist-tkp falan.neyse bir baktık bu çocuk bulunduğumuz ilde tüm eylemlerde en önde pankartlarla .resimler fotoğraflar..hani ne var bunda diyenler için söyleyeyim ailesine göre normal değil bu ailesi muhafazakar öyle bir haberde de kuzen yine en önde görünce paniklediler sonuçta ilerisi için sabıka durumu falan bile olabilir yasadışı eylemlerden dolayı.bu okuldan almaya karar verdiler kuzeni ailesi.bu dönem çok riskli okul değişimi ama mecbur yaptılar çocuk da kabul etti.

Lise 1 in 2. Döneminde okul değişikliği yaptılar.buradaki arkadaş çevresi de ülkücü çıkmış.gelin görün bu kuzen ali kınık konserlerine gitmeye başladı abdullah çatlı kitapları okumaya başladı,ülkücü atkıları takmaya başladı..abdullah çatlı okuyor dedim ama bilgilenmek için değil direkt model almak için o yüzden belirttim özellikle.

Bu kadar keskin dönüşler ne kadar normal ? siyasetteki iki uç noktayı 1 yıl içinde en aktif olmak şartıyla yaşamak..

Bunların dışında çocuğu kullanıyorlar.annesi face ini kırmış bunun.mesajlarda görmüş şok olmuş.annesine ne diyorsa yalan söylüyor.misal kitap alacam diyor fazla fazla para alıyor gidip kızlara yemek yediriyor.şu arkadaşımla buluşacam diyor çıkıyor farklı arkadaşlarıyla görüşüyor.bu örneklerden sadece biri.babasına çok saygısız davranıyor babası maalesef umursamaz bir tip tüm yük annesinin omzuna biniyor kadın iki yılda yaşlandı.neyse sigara içiyor gizli gizli,arkadaşları kullanıyor dedim ya onların sigara masrafını da karşılıyormuş.ha ayda da 75 80 in altında telefon faturası ödemiyorlar bu çocuğun telefonunun.

Tüm bunları annesi face i kırıp telefonunu karıştırdığı için biliyor.daha önce defalarca konuştular ama fayda sağlamadı.şimdi annesi diyor ki acaba bunların hepsini biliyorum deyip söylesem mi face i kırdım mesajı gördüm diye.ya da telefonunu elinden alsam internetten uzaklaştırsam okulu tekrar değiştirsem de arkadaş çevresinden kopar belki diyor.

Ya arkadaş bıktık gerçekten böyle ergenlik olmasın anlatınca basit öründü gözüme ama inanın sabır bırakmadı kimsede.napılmalı ne dersiniz bu konuya,bu konuda ?

Okuyup da yorumlarını paylaşanlara özellikle çok teşekkür ediyorum.

bu arada belirttim mi hatırlamıyorum bu kuzen erkek.
0
uzunuzunilgi
(18.11.13)
cocuga cok baski uygulanirsa bir yerden firtlar. ustune dustukce azitir, aileden cikis yolu arar. muhtemelen kesinlikle baski yok ustunde gibi bir cevap vereceksin ama ici sadece onu yakar. cocuga yapilabilecek turlu turlu baski var. hele dayak mayak varsa kesinlikle cozumu disarida arar. annesi de, babasi da sefkatle yaklasmaliydi. bu saatten sonra sadece yaptigi o tip arkadasliklardan yara alirsa birakir bu isleri. ailesinin yapabilecegi bir sey yok derim.
0
beriberi
(18.11.13)
siz model olsaniz ona? Siz anlatin siz paylasin. Dinleyecek ve örnek alicak insan ariyor işte besbelli kendisine. Solu da saği da sizden bilsin öğrensin. Lisenin bu tür şeyler için erken olduğunu siz söyleyin ona. Yeni bi okulda ortam yapabilmek icin parasini kullanmak istiyor. Buna da engel olabilirsiniz. Yeter ki aradigi rolmodel kisi siz olun, vakit ayirin, dinleyin, anlatin, gezdirin, okutun.
0
yns
(18.11.13)
Abi çok sıkıntılıymış ya.

Sen alıp çocuğu kendi ortamına soksan falan? Arkadaşlarının yanına götürsen o ortamı görse biraz?

Aldığı parayı başka yere vermesi, sigara içmesi, x yerine y arkadaşıyla görüşmesi hatta bu kadar kısa zamanda bu kadar keskin görüş değiştirmesi normal. Ama normal olması kabul edilebilir olduğu anlamına gelmesin. Gerçekten çok üzüldüm şu anda.

Çok 'özenti' zamanları olduğu için kendi ortamına sok dedim ama tabi para sıkıntı değilse hemen psikologa falan gidin. Aslında bu tip çocukları dayaktan başak bir şey yola getirmez (çok ciddiyim) ama bekleyin biraz. Güzel güzel olmazsa zorla güzellik yaptırırsınız siz de.

Bazı insanlarda çok sıkıntılı oluyor ergenlik, senin kuzen de o insanlardan. Genelde yaş ilerledikçe düzeliyorlar ama riske atmamak gerek. Hazır özenti zamanlarındayken iyi şeylere özendirmeye çalış çocuğu.
0
nodrap
(18.11.13)
Bir boks salonuna yazdırın. Ama salonda kick boks, muay thai, karate vb. başka branşlar olmasın. Ringi olan ve sadece boks eğitimi veren bir salona verin. Şu ana kadar boksa baş koyup da kötü alışkanlıklarından kurtulmayan çocuk görmedim. Her girdiği ortama uyum sağlıyors boksa başlayınca oraya da uyum sağlayacaktır. Sigara, düzensiz hayat, siyaset hepsi çocuk için azalır gider.
0
hiko seijuro
(18.11.13)
@beriberi, bugüne kadar annesi tahmin ettiğimden çok daha fazla anlayışlıydı.bu konuda emin olun gerçekten hiç baskı yok.dayak zaten yok kesinlikle.ailelerimiz iç içe hani biliyorum aile yapılarını

@yns, çok konuştum bunla ben.gayet suyuna giderek anlayarak falan.o gün çok iyiydi annesiyle çok iyiydi yine.ama bildiğinden şaşmıyor.hatta arkadaşlarının bildiğinden şaşmıyor.annesiyle sıkıntı olunca beni arıyordu anlatıyordu ama bir yerden sonra yine kaçtı benden de.

@nodrap, arkadaş çevreme sokmam konusunda hiç düşünemedim bunu evet iyi olabilir aslında.
0
🌸uzunuzunilgi
(18.11.13)
Bu kadar keskin donusler yapmasi aidiyet hissi ile ilgili. Belli ki ailesiyle arasi berbat ve dogru yerin ailesinin yani oldugunu dusunmuyor. Bu nedenle yeni girdigi gruplara ait olmaya calisiyor o yuzden boyle kaliplasmis hareketler yaparak adapte olmus gibi hissediyor.

Ya telefonda oldugum icin yukari cik oku yaz tekrar yukari cik oku yaz zor oluyor. Burayi daha sonra editleyebilirim. Usendim simdi in cik falan
0
empati kuramayan psikolog
(18.11.13)
beriberi +1
çocuk sosyal çevre, yakınlık, muhabbet vb. eksikliği çekiyor. Muhafazakar aile dmişsin, e zaten bu aile yapısındsn kaynaklanıyor. Bunu kırmak lazım, kurs vb. müzik aleti olabilir işte ilgisine göre. Muhtemelen siyasi gruplarla bağı da bu yüzden sosyalleşme/popülerleşme ön planda olma gibi şeyler, sabıka vb. korkmasınlar çünkü orada siyasi/toplumsal bir ideal için değil ortam muhabbet arkadaş çevresi için bulunduğundan sabıkalık bi durum olmaz. Endişeye mahal yok, biraz yazı çiziye meraklıysa dergi çıkarırlar broşür dzğıtırlar slogan atarlar falan, sabıkalık bi durum "onun için" zor yani anlattığın kadarıyla. Parayı da yedirirse yedirsin, arkadaşları kullanıyorsa bırakın kendi eşekliğinin farkına varsın, kendini kullandırmamayı öğrensin; harçlık sınırı koysunlar bütçeye göre fazlasını vermesinler yani yapılabilecek tek şey o.
0
dafaiss
(18.11.13)
arkadaşlar ailesi muhafazakar ama kapalı bir aile değil görüş anlamında.şimdiye kadar denesin kendisi anlasın hatalarını dediler.ama artık kendisi için çocuğun geleceği için tedirgin oldukları için iyice tedirginliğe vurdular.
lise 2 de daha şimdiden 1 günlük devamsızlığı kalmış yani sınıfta kalacak misal.buna bile karışmıyolar artık kalsın belki aklı başına gelir diyolar ama öğretmen hatta öğretmeni geçtim müdürlere çıkışmak ne ya ? kadına daima daima şikayet geliyor
0
🌸uzunuzunilgi
(18.11.13)
oncelikle soyliyim, benzer bir hareketi annem o zamanin msn konusmalarimi okuyup bana yapmisti, sen boyle boyle yapmissin, boyle boyle demissin falan filan diye.. sirf bu yuzden annemle aramiz hala iyi degil, guven temelli hic bir sey kalmadi, ki aradan 7 sene gecti. ergen olarak ozel hayatina bu denli apacik girilince bir de hesap sorulunca cidden cok ama cok ofkeleniyorsun ve butun guvenin zedeleniyor. o yuzden tavsiyem annenin ben senin facebook una girip baktim, sen bunlari yapmissin demesini acikcasi hic dogru bulmuyorum. tamir edilmez bir hale gelebilir iliskileri.

bu derece müdahaleci olmayin, 21.yyda internetten uzaklastiramazsin bir insani, telefonu elinden alsan ne olacak? ikinci el telefon kac para, gider kendi bir tane alir? öbür okulda solcular varmis, bu okulda ülkücüler, bir dahaki vereceginiz okulda da kürt milliyetcileri, ateistler, feministler, cevreciler olur, her grup insandan cocugu ortamdan uzaklastirarak koruyamazsiniz. kaldi ki korumaniza gerek de olmayabilir. 16 yasinda bir insana 7 yas muamelesi yapmaya calisirsaniz daha cok ofkelenecektir.

bir hobi edindirebilirsiniz, gitar calsin, ne bileyim spor yapsin. sosyallesecegi alternatif ortamlar yaratilabilir.

ailesi muhafazakar olabilir ama cocugun kendi dunya gorusu kendi deneyimlerine gore sekillenecek. eger aileyle mumkun degilse, belki kuzenlerden biriyle, daha boyle abi abla yerine koyabilecegi biriyle kendi icinden gelerek paylassa ortam yumusar? anneyle de gereksiz yere gerilmemis olurlar. benim kuzenim ergenligimde bana epeyi yardimci olmustu mesela.
0
seker sey
(18.11.13)
lise birin ortasında okul değiştirttiler? aferin onlara, kusura bakma ama iyi halt etmişler. ben de o dönem okul değiştirmiştim, iyi anlayabiliyorum adaptasyon sorununu. ilk okuluna tam alışmışken hop bambaşka bi çevre. bunun yerine çocukla oturup siyaset konuşmalıydılar. bu konuda da aynı yoldan geçtim. o kadar "yapma etme bizi yok sayıyorsun" dediler bi işe yaramadı ama oturup ideolojik tabanda konuşunca savunduğum düşünceleri içselleştiremediğimi fark ettim. keşke bunu yapsalarmış.

insan doğası gereği bir gruba ait olmak, kabul edilmek ihtiyacı hisseder. bu herkeste vardır. bazısı takım tutarak bunu giderir, bazısı okul kulüplerine girerek, bazısı siyasi gruba dahil olarak. önemli olan kendisini var eden şeyin bu olmadığını anlaması. bi ideolojik görüşün aktif savunucusu olmasa da arkadaşlarının olacağını, onu kabul edecek yaşıtlarının olduğunu anlaması lazım. ilgi alanı, yeteneği doğrultusunda resim, müzik, fotoğraf, spor kurslarına yönlendirin. başka arkadaş grupları edinebileceğini anlar bu şekilde.

yalan mevzusuna gelince. zorunda olmasa yalan söylemez. zamanında bu gece bensularla takılacağım dediğinde ailesi izin vermemiştir, zorluk çıkarmıştır çocuk da kabul edilebilir bir yalan söyleme seçeneğini keşfetmiştir. çocukla oturup konuşsunlar. bi komşu akraba görmüş filan deyip "bize bu konuda yalan söylemene gerek yok, biz senin gerçekte kimlerle nerede olduğunu bilirsek içimiz daha rahat olur, başına bir şey gelse seni nerede bulabileceğimi bilmek seni de güvende hissettirir" gibi şeyler söylesinler. facebookunu telefonunu kurcaladık deyip de onurunu kırmasınlar.
0
uepuey
(18.11.13)
@uepuey, aile okul değişimini yapsak mı dedi çocuk da kabul etti.zorlama falan olmadı yani.yoksa o yaşta çok riskli bir şey maalesef evet.ama işte çocuk da istedi
0
🌸uzunuzunilgi
(18.11.13)
Herşeyden önce bu kadar keskin dönüşler çok normal çünkü etkilenme sürecinde , siz onu yine okuldan alıp cemaat'İn yanına verirseniz cemaatçi olur çıkar çocuk lise sona kadar böyle devam eder bu süreç(kendimden biliyorum okuldaki arkadaşlarım ülkücü ev çevresi radikal solcuydu) sonunda kendi kararını kendi verir kimse karışamaz.

burada sorun ailesine yalan söylemesi , sakın şifresini kırdığını söylemesin seni görmüşler gibi bir şey söylenebilir.

bir psikoloğa danışmakta yarar olabilir , çocuk spora yönlendirilebilir ve en önemlisi sakın sınav baskısı yapmayın tamamen kaybedersiniz.

bakın ben lisedeyken ailem bana okumaz gözüyle bakıyormuş (daha bu yıl öğrendim) yalan söylemezdim veya sigara içmezdim ama davranışlarım öyleymiş , şuan Birleşmiş Milletler saha asistanlığı yapıyorum Afrika'da görmediğim ülke neredeyse kalmadı , Türkiye'nin her yerini gezdim , düzenli bir ilişkim var ve üstelik daha çok gencim.

yani demem şudur ki ergenlik döneminde saçmalayan çocuklar daha sonraları adam olabilir.merak etmeyin sadece onu daha kötüye yönlendirmeyin ve yalan söylemesinin hoş olmadığını belirtin.kızlara yedirmeyen genç mi olur?bırakın gezsin dolaşsın sadece tutumlu olmasını öğretin .
belirli bir miktar verilebilir mesela.ama psikolog konusunu bir daha öneriyorum önemli bir konu.


Not: lise değiştirse ne olacak?ben 3 lise değiştirdim(hiç birisinden atılmadım üstelik sadece canım sıkıldı değiştirdim , üstelik üç lisedeki sınıf arkadaşlarımla da hala görüşmekteyim) ve sabit arkadaşlarım benim olabileceğim yere gelmeyi hayal bile edemez.çocuğu okumaya yöneltin o zaman lise değiştirmek gibi konular önemli olmayacaktır her yerde yeni arkadaşlar edinmeye bakacaktır.
0
colorwithnotexist
(18.11.13)
aile okuldaki rehber öğretmenle irtibata geçsin yaş gurubunu çocuğun çevresini çevrenin hareketlerini daha yakından tanıyan o yaş psikolojisinden anlayan biri sonuçta doğru yaklaşım için rehberlik yapar.
0
aradim aradim yok
(18.11.13)
çocuk para isteyince ne yapacaksın parayı diyen, arkadaşlarımla buluşacağım deyince hangi arkadaşlar diye soran, telefonun bilgisayarını karıştıran ebeveynin çocuğu sorunsuz olamaz. sorun derinlerde. hep kontrol ederek küçük yaşta kişiliğinin oluşmasına engel olmuşlar belli ki. hırpalanmadan bir şeyler öğrenemez.(ailenin hırpalamasından bahsetmiyorum.)
edit: asıl söyleyeceğimi unutmuşum. uzman yardımı şart. ekşi duyuru ile olmaz bu iş
0
dinsiz adam
(18.11.13)
(16)

vejetaryen olmaya karar verirsem?

dahinnotha
selamlar.hayvan yemeyi kendime uygun görmüyorsam ve yemek istemiyorsam nasıl telafi edebilirim etten alamadığım vitamin mineral vs gibi şeyleri?vejeteryan olanlar memnun mu hayatından? nasıl karar verdiler yememeye? eti severim. ama bir canlıyı yemek fikri zaman zaman hoşuma gitmiyor.
selamlar.

hayvan yemeyi kendime uygun görmüyorsam ve yemek istemiyorsam nasıl telafi edebilirim etten alamadığım vitamin mineral vs gibi şeyleri?

vejeteryan olanlar memnun mu hayatından? nasıl karar verdiler yememeye? eti severim. ama bir canlıyı yemek fikri zaman zaman hoşuma gitmiyor.
0
dahinnotha
(17.11.13)
Sut ürünleri proteini karsilayabilir, soya falan yiyorlar sanirim.
0
bir ileti paylastim
(17.11.13)
b12 vitamini alıyorlar.

evrimine aykırı hareketlere girme bence.etsiz yaşanır mı arkadaş.
0
ganyotçu
(17.11.13)
1 ayı aşkın süredir et yemiyorum. internette çok fazla şey var nelerde ne var falan. etten alabileceğin her şeyi sebze, meyve, kuruyemişlerden alıyosun zaten. fındık, ceviz ve bademi muhakkak her gün tüketmelisin. vegan değil de vejetaryen olacaksan süt, yumurta, peynir tüketeceğini varsayıyorum, ki b12 ihtiyacını böyle karşılarsın. ki her şekilde b12 almak için hayvan ölüsü yemek benim içimi ferahlatmıyor, eczanelerde b12 takviyeleri var alabileceğin. ete vereceğin parayı onlara ver, hem vicdanın rahat olur, hem sağlığın iyi olur.

not: bu arada et yemenin evriminin bi parçası olduğunu söyleyenlere inanma. insanların et yemesi evrimimizde çok çok yeni ve asla et yemeye ihtiyacımız yok. kimseye bir şeyi dikte edecek değilim, fikrimi söylüyorum ama bana kalırsa bu et endüstrisini iyi araştır, zaten vejetaryen olmamayı için kaldırmayacak.
0
nathanieltroy
(17.11.13)
baklagiller et yerine geçerler.
0
rock n roll
(17.11.13)
vejeteryanler sadece et yemiyor, yani yannış bilmiyosam onların da farklı seviyeleri var ama süt yumurta falan zaten etten alacağını fazlasıyla verir sana ve elbette + baklagiller.
Ama onlardan da vazgeçeceksen vegan olmuş oluyorsun, asıl o zaman "ne yiyeceğim şimdi ben" diye düşünmen lazım, bazı şeyleri bulması bile zor, meşakkatli. Kökten bir yaşam değişimi demek. Vejeteryanlik pek öyle üzerinde düşünülecek bişy değil yani o kadar.
0
dafaiss
(17.11.13)
vejetaryen olacaksan süt de içmeyeceksin. yoksa vejetaryen oldum deme.

edit: süt yumurta bal yemeyenler vegan oluyormuş hagaten. ben de şimdi öğrendim.
0
himmet dayi
(17.11.13)
vejetaryenlik hayvan ürünü olan hiçbir şeyi yememektir.süt,yumurta,et vs..
et yemekten vazgeçeceksen vejetaryen olmuş olmuyorsun.onun yerine de baklagiller gayet etkili zaten protein konusunda.ha tam karşılar mı emin değilim tabi.

düzeltme: vejetaryen olanlar et ürünleri yememekle beraber bazıları süt,bal falan yiyebiliyormuş.et ürünleriyle birlikte balı,sütü,yumurtayı da reddedenlere vegan deniyormuş.
0
uzunuzunilgi
(17.11.13)
et yememeyi tercih edebilirsiniz, ona kimsenin bir şey diyeceği yok. ama gaza gelmiş taze vejetaryenlerin, "et yemek evrimin bir parçası değil" ya da "hayvan ölüsü yemeyeceğim" gibi yanlış ve temelsiz söylemler kullanarak insanları manipüle etmesine prim vermeyin. kendiniz araştırın. şunu okumakla başlayabilirsiniz mesela:

evrimagaci.org
0
zgrydn
(17.11.13)
arkadaş herkes beslenme uzmanı olmuş ahahhaha.kırmızı etten beyaz etten alınan proteinin bile kalitesi farklıyken,baklagillerden aynı proteini alıyorsun demek neyin kafası anlayabilmiş değilim.

ayrıca b12 yumurta süt ve kırmızı et dışında adam akıllı alabileceğin başka bir gıda yok.

et yiyenlere leş yiyorsunuz falan denmesi gerçek çok komik bu arada.
0
ganyotçu
(17.11.13)
@zgrydn et yiyebiliyor olmamız bizi etçil yapmıyor. bunun gaza gelmekle bir ilgisi yok hanımefendi/beyfendi. o linkteki hiçbir şey neden vejetaryen olunmamasıyla ilgili bir şey söylemiyor. insanların et yeme geçmişini anlatıyor yalnızca. insanlar diğer hayvanlar gibi doğaları gereği tecavüzcüdür, katildir, vesairedir. bunları bastırıyorsak et yemeyi de bastırabiliriz. kelimelerden değil, gerçekliklerinden korkmalıyız, sizi rahatsız eden "hayvan ölüsü" tanımı ise. vejetaryen beslenmenin ne kadar sağlıklı olduğuyla bir link koymayacağım ben; zira çok basit ulaşması. fakat yine de ingilizcesi olanlar için şu eğlenceli kanalı paylaşmalıyım. stupid meat eaters comments videolarına göz atabilirsiniz.

www.youtube.com
0
nathanieltroy
(17.11.13)
işlenmiş et yemiyorum zaten. dışarıdan yediğim de çok olmuyor. normal eti de kurban bayramından sebeple yiyorum, yani yılın bir dönemi. konu vejeteryanlık tartışmasından çıksın diye bunu dedim. bu arada et yemeyi kessem bile peynirden ve yumurtadan vazgeçmem mümkün değil. artık buna ne isim veriliyorsa.

hadi diyelim paramız yok o yüzden et yiyemiyoruz. sağlıklı yaşama hakkını da kaybetmiş mi oluyoruz paramız yok diye?
0
🌸dahinnotha
(17.11.13)
@nathanieltroy, katılıyorum. insan hepçil bir türdür zaten. hem ot hem de et yiyebilir. makalenin linkini vermemin nedeni "evrimin hiçbir aşamasında et yiyiciliği yok" gibi düpedüz yanlış bir bilgiyi doğruymuş gibi sunmanız. makalenin bunu çürüttüğü düşüncesindeyim. ayrıca sıkıntı yaratan şey vejetaryen olunması değil. bazı vejetaryenlerin diğer sıradan insanlara tepeden bakarak aşağılamasına neden olan kaynağı belirsiz özgüven. aynı makalede geçen bir bölüm:

"Aklı başında ve bilinçli vejetaryenler ile hiçbir derdimiz olamaz ve kesinlikle bu tercihlere saygılıyız. Ancak bizim militan/radikal vegan adını verdiğimiz, fanatik ve gözü dönmüş, siyaset ve şahsi düşünceler ile bilimsel gerçekleri birbirinden ayıramayacak kadar bilgisiz bir kitle, hem Evrimsel Biyoloji gerçeklerine, hem de diğer alanlardaki bilimsel gerçekleri hiçe sayarak bazı argümanlar üretmektedir. Bu gruplar ve kişiler kendi görüşlerini savunabilmek adına yalanlar üretmekte ve hayali bilimsel veriler yaratmaktadırlar. Bu kişiler, insanların vejetaryenliğe şüpheyle bakmasına neden olmakta ve halk içerisinde önyargı oluşmasına neden olmaktadır. Kısaca bu kişilerin, kendi savundukları fikre faydadan çok zararı olmaktadır. Bu şekilde argümanlar ileri süren vejetaryenlere güzel bir örnek vermek ve bu örnek üzerinden fanatik vejetaryenlerin bilimsel hatalarını açıklamak istiyoruz:

Buraya tıklayarak izleyebileceğiniz bir videoda, militan/radikal bir vegan grubu bir dizi argüman ileri sürmektedir. Paylaşan grubun adı "vegankolektif", dolayısıyla tarafsız bir kaynak olmadığı oldukça açık. Ancak videodaki argümanları ve bunları sunuş biçimleri üzerinden giderek bu tür gözü dönmüş vejetaryen gruplarının gerçeklikten ne kadar uzak olduklarını ele alalım:

1) "Diş Yapımız Etçil Bir Tür Olmadığımızı Gösterir" Argümanı: Diş yapımızı anlatırken ciddi bir sahtekarlık yaparak insanın ağız yapısını diğer otçulların ve etçillerin yanına koymamışlardır. Koyulduğunda, ikisinin arasında bir yapısı olduğu görülür (köpek dişlerimiz avcılarınki gibi sivridir, molar dişlerimiz ise yassıdır). Ki zaten insan "etçil" bir tür değildir, "omnivor"dur. Ancak "otçul" bir tür de asla değildir!

2) "Dişlerimizin Çoğu Yassı Olduğuna Göre Etçil Olamayız" Argümanı: Dişlerimizin bu yapıda olmasının sebebi, 4 milyon yıl öncesine kadar otçul ağırlıklı omnivor bir yaşam sürmemizdir. Ancak 4 milyon yıl öncesinde bu değişmiş, savanaya çıkmamızla etçil ağırlıklı bir diyete geçmişizdir. Beyin evrimimiz de bu sayede mümkün olmuştur.

3) "Yüzümüz Yassı Olduğuna Göre Avcı Bir Tür Olamayız" Argümanı: Dişlerimiz ısırarak avlanan hayvanlar gibi evrimleşmemiştir, zira asla böyle avlanmadık. Biz, beynimiz sayesinde hep silah kullanarak avlandık ve sonra yedik. Bu yüzden ağzımız ileri doğru hiç uzamadı, dişlerimiz tutucu şekilde sivrileşmedi. Bunlar, etçil doğamız olmadığı anlamına gelmez. Biz silahlarla avladık, elimizle parçalara ayırdık, sonra yedik. Bu yüzden diş yapımız diğer türlerinki gibi tam olarak etçil yapıda değil. Bilgi çarpıtması söz konusu yani.

4) "Avlanmaya Yönelik Adaptasyonlarımız Olmadığına Göre Etçil Olamayız" Argümanı: Gece görüşü, gece avlanan hayvanlar için geçerlidir. Her avcıda olması gerekmez. Diğer yetiler de aynı şekilde. İnsanın avlanmak için var olan bir silahı vardır: Zeka. Bu, nedense sayılmak istenmemiştir (zaten et yeme düşmanları, bunlara "vejetaryen" bile demek istemiyoruz, et yeme ile zeka arasındaki ilişkiye pek değinmek istemezler).

5) "Bağırsaklarımızın Yapısından Ötürü Etçil Olamayız" Argümanı: Bağırsaklarımızın uzun olmasının nedeni otçul atalarımızdır. Dediğimiz gibi, tam etçil bir doğamız olduğunu kimse iddia etmiyor. Ancak, tekrar edelim... Otçul da değiliz! Zira otçul olmamız için selülozu sindirebilecek adaptasyonlarımız olmalı (çok gözlü mide gibi, apandiks gibi). İnsanda ne rudimenter (geviş getiren) bir yapı vardır, ne de apandiks selülozu sindirebilecek yapıdadır. Tam tersine, türümüzün apandiksi diğer otçul ağırlıklı kuzenlerimize kıyasla yok denecek kadar körelmiştir ve neredeyse hiçbir işlevi bulunmamaktadır. Bunun sebebi açık bir şekilde otçul yaşamdan uzaklaşmamızdır.

6) "Midemizde Gerekli Bakteriler Olmadığına Göre Etçil Olamayız" Argümanı: Midemizde et içerisindeki bakterileri öldürecek birçok enzim ve bakteri zaten bulunmaktadır. Et sindirimine katkı sağlayan hiç bakterinin bulunmadığı veya bunu sağlayacak adaptasyonların olmadığı iddiası bir yalandır. Örneğin Bacteroides cinsi bağırsak bakterilerimiz hayvansal proteinleri sindirmemizde görev almaktadır. Ayrıca ikincil adaptasyonlar olarak midemizin asidik yapısı, yiyeceklerle gelen bakterileri ve virüsleri işlevsiz hale getirmeyi hedefler (elbette sadece et tüketimine yönelik bir adaptasyon değildir; ancak işe yaramaktadır). Üstelik bağırsak enterotiplerimiz beslenme türümüzün ağırlığına göre adapte olabilmektedir (tam da hepçil bir türde görmeyi beklediğimiz gibi). Yani eğer hayvansal proteinleri ve yağları çok tüketirseniz bunları sindirmek için Bacteroides enterotipi artarken, karbonhidrat ve bitkisel proteinlerin tüketimi artınca Prevotelle enterotipi artar.

7) "Vejetaryenler Sporda Madalyalar Aldığına Göre Etçil Olamayız" Argümanı: Bunu bir argüman olarak ileri sürmek bile insan zekasına hakaret olacaktır. "Zenciler koşuda madalya alabildiğine göre insanlar beyaz olamaz." demek kadar düşük seviyeli bir argümandır. Kahahuluların madalya alması, onların sağlıklı oldukları veya etten alacaklarını ilaçlarla takviye etmedikleri anlamına gelmez. İnsan, et ağırlıklı beslenmesi gereken bir omnivordur. Elbette ilaçlarla veya planlı beslenmeyle eksikler kapatılarak et yenmeyebilir. Ancak aynı şekilde, ilaçlarla eksikleri kapatılarak ot da yenmeyebilir.

8) "Et Yememiz Kültürel Evrimin Ürünüdür, Biyolojik Evrimin Değil" Argümanı: Videoda da görüldüğü gibi, et yeme evriminden çok kısa bahsedilmiş, uzak durulmuştur. Çünkü bu, Evrimsel Biyoloji'nin güçlenmesinden beridir var olan veganlar için ağır bir darbedir. Ancak itirazlarının aksine, kültürümüzden önce biyolojimiz et yiyecek şekilde evrimleşmiştir; daha doğrusu et yememiz evrimimize şekil vermiştir. Sonrasında ise kültürel evrimimiz et tüketimimizi arttırmış olabilir, bu doğrudur (ve apayrı bir tartışma konusudur). Ne var ki bunun temelinde biyolojik bir evrim olmadığı iddia edilemez.

9) "Hiç Et Yememeliyiz, Et Yemek Çok Zararlıdır" Argümanı: Emin olun hiç ot yemeden et yemek veya hiç et yemeden ot yemek; et ile otu bir arada yemekten daha ölümcüldür. Boş bir argüman daha...

10) "İnsan Yavruları Bir Tavşanı Avlamadığına Göre Etçil Olamayız" Argümanı: Son test ise muazzam bir bilgisizlik örneğidir ve yine, insan zekasına, insan onuruna, insan düşünme yetilerine ve milyonlarca yıllık insan evrimine hakarettir. Böyle bir test ancak modern dünyadan izole olmuş bir şahıs tarafından ileri sürülebilir. İnsan bebekleri asla avlanacak şekilde evrimleşmemişlerdir; her zaman anneleri tarafından beslenmişlerdir. Bu sebeple bir bebeğin tavşanı yememesi kadar doğal bir şey olamaz. Etçil olduğu tartışmasız olan bir kaplan yavrusu dahi, bir tavşan önüne konulduğunda onunla yemeden oynayabilir. Üstelik bebeklerin eğilimlerinin, insanın doğasını anlamak için yeterli olduğunu sanmak başlı başına bir hatadır. Bu şekilde bir argüman üretmek, bebeklerin bir kendilerini öldürecek kadar sıcak olan sobalara dokunabiliyor veya sarılabiliyor olması, insan türünün hayatta kalmak için evrimleşmemiş bir tür olduğunu iddia etmeye benzer. Halbuki alakası bile yoktur. Bu test, saçmalığın daniskasıdır.

Görüldüğü gibi bilime karşı tehdidin nereden geleceğini öngörmenin bir yolu yok. Çok basit bir konuda bile cehalet, bilim düşmanlığını doğurabilmektedir."
0
zgrydn
(17.11.13)
insanların et yemeye yeni başladığını ve bunun bastırabileceğini söylediğimi hatırlıyorum. insanların evrimine etin girmesi bizim otçulluğumuza zeval getirmiyor. etçil de değiliz, hepçil de değiliz; et yiyebiliyoruz. istersek insan eti bile yiyebiliriz. sevgili ender saraç'ın değerli fikirleri şöyle:

www.aymavisi.org

daha fazla duyuruyu sabote etmek istemiyorum, ayıp oluyor. herkese sağlıklı günler.
0
nathanieltroy
(17.11.13)
kendini entelektüel sanan cahillerden çektiği kadar çekmedi bu memleket,bu insanlık.
şimdide fanatik veganlar çıktı ve işin komiği bunu bi statü olarak görüyorlar.

ete saldırmaktan imtana eden bu tipler ,bilimsel düşünceye bi leopar edasıyla atlayıp, kendi hastalıklı düşünceleriyle,bilgiyi doğruyu parçalamaya çalışıyor.

böle insanlar ne olursa olsun vegan,budist,dinci.bu titrlerinden önce zavallıdır.
0
ganyotçu
(17.11.13)
Olm gel yol yakınken dön.. Bugün seni Bi rakı balığa yarında kebap yemeye çıkarayım nasıl?
0
GibsonRules
(17.11.13)
Bu arada Bi oturuşta 3 adana ve lahmacun ya da 400 gram steak veya iki porsiyon kokoreç vs yiyen Bi etetaryenim(hahaha çok komiğim yine)) ve çok sağlıklıyım,check uplarda zirveye oynuyorum. Et sağlıksızdır,leş yiyorsunuz,öleceksiniz diyen arkadaşlar ot yiye yiye ot gibi düşünmeye başlamış
0
GibsonRules
(17.11.13)
(9)

eğlencelik güzel film tavisyesi

yazmamaya yemin eden adam
yarın arkadaşımla pazar keyfi yapıcaz evde. bize güzel vakit geçirtecek aa ne güzel filmdi diyebileceğimiz filmler arıyorum. pek bilinmeyenler olursa daha iyi olur. ne istediğime dair daha da yardımcı olmak için midnight in paris veya before sunrise filmlerini örnek gösterebilirim
yarın arkadaşımla pazar keyfi yapıcaz evde. bize güzel vakit geçirtecek aa ne güzel filmdi diyebileceğimiz filmler arıyorum. pek bilinmeyenler olursa daha iyi olur. ne istediğime dair daha da yardımcı olmak için midnight in paris veya before sunrise filmlerini örnek gösterebilirim
0
yazmamaya yemin eden adam
(17.11.13)
ruby sparks
0
mellifica
(17.11.13)
k-pax
Analyze this, analyze that
babel
Dancer in the dark
The big lebowski
Stay
0
dafaiss
(17.11.13)
The Intouchables www.imdb.com

Tam aradığın gibi bir film. Beğenmezsen gel beni...
0
mutantking
(17.11.13)
ruby sparks güzel film evet ama izledim malesef
0
🌸yazmamaya yemin eden adam
(17.11.13)
interstate 60, www.imdb.com

puanı tatminkar görünmeyebilir tavsiye ettiğim herkes 1 ay boyunca teşekkür etti. :)
0
washe
(17.11.13)
hepsi çok güzel filmler de güzelliklerini bildiğime göre izledim yok mu bağımsız sinema?
0
🌸yazmamaya yemin eden adam
(17.11.13)
(bkz: enough said)
0
bugunku antremanda goz dolduran futbolcu
(17.11.13)
0
clones
(17.11.13)
superbad
this is the end
21 jump street
0
cagri
(17.11.13)
(4)

Kürtler neden olanlara tepki göstermiyor

ataturkist
Neden hiçbir Kürt demiyor ki "yahu biz zaten kardeşiz,ne gerek var bu oyunlara,abd'nin kuklası olmaya,sonu görünmeyen dehlizlerde ne işimiz var" Ben bir çok Türk tanıyorum Kürt'lerin hakkını savunan.Kürtler neden hiç Türk'lerin hakkını savunmuyor.Bu siktimin Barzanisi neden geldi ülkemize,bu adamın
Neden hiçbir Kürt demiyor ki "yahu biz zaten kardeşiz,ne gerek var bu oyunlara,abd'nin kuklası olmaya,sonu görünmeyen dehlizlerde ne işimiz var" Ben bir çok Türk tanıyorum Kürt'lerin hakkını savunan.Kürtler neden hiç Türk'lerin hakkını savunmuyor.Bu siktimin Barzanisi neden geldi ülkemize,bu adamın sıfatı ne? Hangi amaçla geldi? İhanet oyunlarını gören ülke insanları neden buna "dur" demiyor.Kürdistan diye tutturan Kürt'lerin amacı ne? Laz'ın,Çerkez'in,Roman'ların,başbakanın bahsettiği diğer onlarca etnik kökenli grupların canı,hakkı yok mu da onlar devlet kurmak istemiyorlar.Nedir bu sabah akşam Kürt meselesi.Ülkenin bütün sorunları bitti,bir tek olmayan Kürt sorunundan muzdaribiz.
0
ataturkist
(17.11.13)
her millet kendi geleceğini tayin etme hakkına sahiptir. kurtuluş savaşında türkler nasıl kendilerini başka ülkelerin altında yaşamaktan kurtardılarsa kürtler de beraber yaşamak istemiyorlarsa kendi devletlerini kurmakta özgürdürler. yapacak bir şey yok. gücün yetiyorsa engellersin. yetmiyorsa bu gördüklerimiz olur.
0
fayfim
(17.11.13)
bir tepki var da sen "senin istediğin gibi" olanların dışındakileri ya görmüyor ya görmezden geliyorsun. ayrıca bugün olanların kürdistan kardeşlik barış vs ile de alakası yok, sermaye anlaşması. Hemen çıkmış kokusu da radikalde yazmışlar petrol meselesi diye.
0
dafaiss
(17.11.13)
osmanlı devleti yönetiminde 1500 yıldır kardeş gibi yaşadılar.
kurtuluş savaşı da bu kardeşlik sayesinde kazanıldı.
ancak son 80-90 yıldır yapılan asimilasyonlar son 10 yılda sona erdi.
osmanlı devleti zamanında hangi hakka sahiplerse o hak geri verilmeli.
hakkari'nin adı 80 yıl önce neyse şimdi de o olabilir.
çünkü 80 yıl öncesinde zaten yüzyıllardır o isimdi.
diyar-ı bekr ise öyle olmalı.

sorunlar empati kurmayla aşılır.
bir türk olarak empati kuruyorum ve söylüyorum.
biri bana "ne mutlu kürdüm diyene" dedirtse ya da "kürdüm, doğruyum, çalışkanım" dedirtse bombalarım o ülkeyi.
sen kimsin lan benim kimliğime karışıyorsun derim.
0
yapma volkan
(17.11.13)
şuan bir türk ( olduğunu varsayıyorum ) olarak, kürtler tarafından hangi haklarının savunulmadığını düşünüyorsun?
barzani, kürt özerk yönetiminin ( de facto bağımsız bir kürt devletinin) lideri olarak geldi ülkemize. 2 devlet bir milletiz ya azerilerle, bu da o hesapla işte, en azından bir millet var şimdilik.

devletlerin tarih boyunca oluşum süreci nasıldır ki zaten? lazlar, çerkezler, romanlar bu halde mutluysa yeni bir devlet kurmak ismeyebilirler ya da bunu düşünecek güçleri bile yoktur.

sivasta mandayı savunanlara neden hain deniliyor şimdi? milli mücadele başarısız olsaydı, manda veya yine bir şekilde bir devlet olarak var olsaydık, bugün atatürke ne diyecektik? askeri bilgisi sıfır, öyle köylüyle falan savaşa girileceğine inanacak kadar deliydi. ha enver ha mustafa ikisi de aynı kafa vs.

bir tek olmayan kürt sorunu cümlesi bu topraklarda hala sürerse, bu bölünme paranoyası gerçekleşecek. inkarı bırakmak, mağdur beyanı denilen şeye daha yapıcı ve anlamaya çalışarak bakmak gerekir. birisi sana tacize uğradığını söylüyorsa, ona yok canım bir makas almıştır en fazla ne var bunda diyemezsin. önce ona inanmalısın, sonra gerçekliği üzerine araştırmanı yapmalısın.

:şahsi görüşüm bu bölünmenin bir gün olacağı, ancak bunun içeriğini yine türkiye'nin gücünün belirleyeceğini düşünüyorum. en güçsüz anında bile, bu bölünmenin de facto bir bağımsızlık olacağını, veya güçlü bir gününde ise türkiye bunun harita üzerinde bir gece ansızın 82 kerkük, 83 musul ( plakalar latife sadece, ciddiye alınır şimdi ) olacağını ve bunun federatif bir düzlemde, genişleyeceğini düşünüyorum ( genişleme harita üzerinde olur sanırım, kaynaklar anlamında avuç yalamamız kaçınılmaz ).

en kötü senaryo ise, kanlı veya barışçıl bir ayrılık gerçekleşirse, bunun kısa süreceğini düşünüyorum. iran,ırak,suriye ve türkiye bu toprakların boş kalmaması için bir paylaşıma gitmekten kesinlikle kaçınmaz. burda yeni bir devlet istemezler.
0
ete summer
(17.11.13)
(3)

Alimden Zalim, Zalimden Alim Doğar Sözü?

ete summer
bireyin, kendisine biçilen rolü reddetmesi midir? zalimden doğan alim veya alimden doğan zalim etkin bir özne midir? yoksa birey edilgen olmasına rağmen, üst kuşak tarafından nasılsa bizim yolumuzda olur denerek üstüne pek düşülmemesinden midir? soru biraz saçma ve genel bir tespite erişilmeyecek bi
bireyin, kendisine biçilen rolü reddetmesi midir? zalimden doğan alim veya alimden doğan zalim etkin bir özne midir? yoksa birey edilgen olmasına rağmen, üst kuşak tarafından nasılsa bizim yolumuzda olur denerek üstüne pek düşülmemesinden midir?

soru biraz saçma ve genel bir tespite erişilmeyecek bir soru. ancak yine de bir yaklaşım olarak literatürde veya fikir olarak aklınızda varsa bir şeyler söylerseniz sevinirim.

ek: cemal paşa'nın torunu hasan cemal; kabaca bir geçmiş inkarı ( dedem yok benim, veya tiksiniyorum ondan gibi değil, sadece düşünsel anlamda epey farklı olmaları ) içinde olmasında çevre faktörü ne derece etkilidir?
( hasan cemali birebir tanıyan yoktur burda sanırım. düşünsel gelişimini etkileyen şeyleri, yaşamını bilmiyorum elbette. bir birey geçmişindeki sağlam bir figür üzerinden tahlil edilemez elbette. sadece bir örnek anlamında soruyorum hasan cemal'i)

ek2: bu soruyu sormayı beceremedim sanırım.
0
ete summer
(17.11.13)
bir örnek görüp söylenmiş boş bir söz. bir sürü var bunlardan. zalimden doğmuş zalim, alimden doğmuş alim de bir sürü.
0
hkaan
(17.11.13)
Doğal döngüden, kavramların kendi içindeki hareketinden süreçten bahsediyor. Biçilen rolle ilgisi yok, bireyden bağımsız çıkılan yolda yürürken yaşana doğal dönüşümden bahsediyor. Alimi iyi, zalim kotu olarak ele alsak da yürünen yol mevcut oldukça, ya muhafaza edersin ya da feda eder dönüşürsün. Her iki durumda da dönüşürsün, donusturulursun. Süreç anlatılan. Kusura bakma tikten sonra ekledim.
0
rn
(17.11.13)
şöyle iki muamma vardır:
- kişinin karakterinde genetik faktörler mi etkili çevresel faktörler mi?
- toplum mu kişiyi şekillendirir kişi mi toplumu?
"muamma" işte, belli bir kaide yok.
0
dafaiss
(17.11.13)
(9)

Depresyona mı girdim?

matilda
Öğlen lösemili çocuk gördüm bu saat oldu aklımdan çıkmıyo. Akşam üzeri iş yerinde girdim wc'ye ağladım falan. Normal mi bundan bu kadar etkilenmek? O çocuk iyileşsin diye ölmeyi kabul ederdim zaten 23 yaşındayım yaşayacağımı yaşamışımdır dedim. Acaba ben depresyondayım da ağlamaya, ölmeye falan baha
Öğlen lösemili çocuk gördüm bu saat oldu aklımdan çıkmıyo. Akşam üzeri iş yerinde girdim wc'ye ağladım falan. Normal mi bundan bu kadar etkilenmek?
O çocuk iyileşsin diye ölmeyi kabul ederdim zaten 23 yaşındayım yaşayacağımı yaşamışımdır dedim.
Acaba ben depresyondayım da ağlamaya, ölmeye falan bahane mi arıyorum anlamadım.
Hangi kafalarda olabilirim?
0
matilda
(17.11.13)
bunun için depresyona gerek yok. bazen insan çok mutlu olup, kendine dert edecek bir şeyi olmadığı zaman da böyle beklenmedik şeylere ağlayıp, onları kafaya takabiliyor. o da bir ihtiyaç sanki. ben yapıyordum bunu, şimdi gerçekten derdim olduğu için çevreme pek üzülemiyorum.
0
letheavendangered
(17.11.13)
ya ciddi mi soruyorsunuz bunları?
depresyonu, trip gibi bir şey mi sanıyorsunuz? depresyon nedir, nasıl girilir ne yaşanır vs hiç araştırdınız mı?
hayır. depresyon böyle basit bir şey değil. üzülmüşsünüzdür, belki depresif kişiliğe sahipsinizdir belki sadece dönemsel mevsimseldir.
0
female demon
(17.11.13)
triple ne alakası var bunun? gidip çocuğa "nys sn lsmisn glba" demedim :)

tamam, çok başka kafalardayım. çok bilgisayara bakmaktan oldu. depresyonda değilmişim. oldu, teşekkürler.
0
🌸matilda
(17.11.13)
hamile olabilirsin bu kadar hassaslaştıysan.
0
basond
(17.11.13)
Daha önce depresyon teşhisli kişilerle de çalışmış bir psikolog olarak diyim ki arkadaşların dediği gibi, alakanız yok.

Sadece negatif bir duygu durumu yaşamışsınız o kadar. Ha boylamsal bakılıp başka şeyler çıkarsa o zaman başka.
0
jesterdvine
(17.11.13)
@matilda, trip sadece o manaya gelmiyor kuzum...
0
female demon
(17.11.13)
çocukken (12-13 yaşları) televizyonda canlı yayınla ırak'ın bombalanmasını izlemiştim.

takip eden yıl içerisinde 23 nisan kutlamalarını trt'de izlerken ırak sahneye çıktığında ilk defa bir şeyden etkilenip gözlerimin dolduğunu hatırlıyorum.

aklıma bu geldi nedense.

bence depresyon falan değil bu. gayet doğal.
0
hubaku
(17.11.13)
ilk kez mi böyle bir durumla birebir yüzleşiyorsun? ondandır muhtemelen.
0
dafaiss
(17.11.13)
İlk kez bu kadar yakindan gordum. Aklima direkt o cocugun yasamak icin cok vakti kalmamis olabilecegi ihtimali geldi. O an onu bisey yapip mutlu etmek istedim ama aklima bisey gelmedi ve garip karsilanir diye yapamadim.
0
🌸matilda
(17.11.13)
(19)

2500-3000 hatta ve hatta 4000 lira az para mı abi?

akatreil
Birkaç duyuruya baktım da bugün, 2600 liralık memuriyet maaşının yetmeyeceği tartışılmış. Başka bi duyuruda da 4000 liranın çok para olmadığı vs söylenmiş.Benim mi gözüm tok anlamıyorum. Memur bir aileden geliyorum, tutumlu biriyimdir o yüzden. Seneye memur olmak istiyorum düşünüyorum 2600 lira alsa
Birkaç duyuruya baktım da bugün, 2600 liralık memuriyet maaşının yetmeyeceği tartışılmış. Başka bi duyuruda da 4000 liranın çok para olmadığı vs söylenmiş.

Benim mi gözüm tok anlamıyorum. Memur bir aileden geliyorum, tutumlu biriyimdir o yüzden. Seneye memur olmak istiyorum düşünüyorum 2600 lira alsam -ki aşağı yukarı memur olursam o civarda alcam- her ay çok rahat bi şekilde hem ankarada hem istanbulda yaşasam da 1000 lira atabilirim köşeye. ve gayet güzel rahat da bi hayat yaşarım.

Az para muhabbetlerini okuyunca bi içime kapandım lan. Millet deli para kazanıyor bi ben fakirim diye.
0
akatreil
(17.11.13)
aile olunca işler öyle olmuyor.
her evde oturamıyorsun ihtiyaçların değişiyor sorumlulukların değişiyor.
Çoluk çocuk olunca dahada farklı tabi,

Bugün ev tuttuk daha merterde 2+1 ev kirası 1400 tl faturalar falan eline pek bir şey kalmaz maaşdan.

Ha evde öyle süper lüks falan değil merteri de bilen bilir.

Evler/hayat, alışveriş pahalı dostum.
0
basond
(17.11.13)
Aynen katılıyorum akatreil'e ve başlıktaki sorunun cevabını bende merak ediyorum.

Edit: 76bin nüfuslı ilçede karı,koca,ufak çocuk + ankara'da üni. okuyan ben = öğretmen babanın maaşı.
0
birfincankahvedahaisteyenadam
(17.11.13)
Bana göre şu anda az para değil (İzmir şartlarında ve kendi harcamalarıma baktığımda), tabi @basond'un dediği gibi aile olunca belki harcamalar artar ama sonuçta buradaki kaç kişi ben eşimi çalıştırmam evde otursun der ki?? Ya da kaç kişi eşinden gelecek paraya güvenerek hayatını hiç çalışmadan devam ettirebilir ki??
0
EkimBebesi
(17.11.13)
basond + 1.

herkesi tek başına yaşayan / bekar düşünmemek lazım.
0
nesilsiz
(17.11.13)
Ben öğrenciyim. En ucuz yemeği yiyip ev kirasını paylaşıyorum. bakacak sorumluluğunu alacak kimsem yok. 1300-1400 lira geliyo (ev kirası faturalar dahil) ucu ucuna yetiriyorum. 2600 e hem ev hem çoluk hem çocuk aç kalırsınız.
0
zenciamacalismiyor
(17.11.13)
mesele yasam standarti...

ben yemek istedigim bir seyi istedigim zaman yiyebileceksem...arkadasima esime dostuma bir seyler ismarlayabilecek..istedigim giysiyi alabileceksem 2.600 da yeter..bazen 4.000 de yetmez...

mesele burda su ki kiyafetin m.dutti mi ck mi lcw mi olacak...
eger ben lcw mutlu olurum diyorsan 2.600 az degil..ama ck diyorsan 4.000 az
0
pisuvardandumancikartanadam
(17.11.13)
Kira+aidat ya da yakıt+faturalar hiç de küçümsenecek kalemler değil. Ev-aile sorumluluğu, ani çıkabilecek masraflar için bir kenara para ayırma gerekliliği, sosyal hayat, kültür harcamaları derken alıp başını gidiyor. Büyükşehirlerde daha da zor. Bir de rahat harcamaya alışmışsa kişi, bir türlü denkleştiremiyor. Normal yani.
0
istinyede bekle
(17.11.13)
istanbul'da tek yaşıyorum. dediğinden çok daha fazlası yetmiyor, gelirin ne kadarsa giderin de ona paralel oluyor. 6-7 sene önce 2000 tl ile yaşadığımı biliyorum, o zamanki hayat şartlarımı değiştirmesem şimdi milyoner olmuştum ama olmuyor öyle.
0
[silinmiş]
(17.11.13)
açlık sınırı?
yoksulluk sınırı?
0
dafaiss
(17.11.13)
sanırım biraz mentalite farklılığı. sizdeki genel kanı ne kadar para kazanırsan harcamaların o doğrultuda şekillenir. istanbulda okuyorum ben de, ev arkadaşlarım vardı, söylediğiniz düşüncedeydi. çocuklara versen aylık 500 lira, bi şekilde yaşarlardı. 2000 lira ver öğrenciyken yine 1 ay sonra sıfırı görürlerdi. ama ben memur aileden gelmem yüzünden mi bilmiyorum 500 lirayla da yaşasam 2000 lirayla da yaşasam hep bi kenara para atma hissiyatındayım ve becerebiliyorum da bunu. yaşamsal olarak çok da düşürmüyorum kendimi. "dışarda yemez evde yerim" bu olay beni götürür herhalde.
0
🌸akatreil
(17.11.13)
ben de böyle düşünüyordum, 3000-4000 lira yeterli para gibi geliyordu. sonra bir süre 2-3 tane avrupa ülkesinde yaşama fırsatı buldum. almanya, belçika gibi. oralarda, aynı işi yapan adamın istanbul'da 3000-4000 liraya "rahat" dediğimiz şekilde yaşanacak hayatın 2-3 kat daha kalitelisini yaşadığını gördüm. o saatten sonra bana da az gelmeye başladı. bir yerlerde aynı emeğe kat be kat daha iyi yaşayanlar var çünkü.

ayrıca 2600 tek başına yaşayan birisine nasıl yeter ki rahat yaşamaya? istanbul'un az merkezi yerlerinde ahırdan bozma 1+1'lere bile 1000 liradan aşağı kira istemiyorlar. faturaları falan da katarsan maaşın yarısından fazlası ev masraflarına gidiyor. e merkezi bir yerde oturmazsan da günün 3 saatten fazlası yollarda geçiyor. 2600 tl'ye geçinilmez demiyorum, bir şekilde yaşarsın ama pek de dediğin gibi rahat yaşanmıyor işte.
0
bugunku antremanda goz dolduran futbolcu
(17.11.13)
Yaşadığın şehre göre de değişir
0
tzum_tzum
(17.11.13)
özelde 4bin lira çok bi para değil
iş garantin yok, mesai saatin çok. yıpranıyorsun. bu da harcamalarına yansıyor.
memurlar için 2.5 iyi bir para zaten çoğu memur hiç birşey yapmıyor mesain belli, tatilin belli. Misal 3 ay önceden yer ayırtsan gidebileceğini bilirsin bi yere özelde ne olacağı belli olmaz.
ben de memur aileden geliyorum tutumlu biriyim, uçmuyorum yani ama ev geçindiriyorsan hele çocuk varsa büyükşehirde 4bin lira çok da bi para değil emin ol. çocuk küçük olsa bakıcıya ayda en az 700 lira veriyorsun büyük olsa servise, yemeğe yine aynı parayı veriyorsun :)
0
niye ama
(17.11.13)
onlar çıtayı yüksek tutuyor hacı. türkiyenin istanbuldan ibaret sanılması olayı bi nevi. takma bence bunları.

bak bizim şirketin 170 küsür personeli var. hepsi de asgari ücretli. genelde bekar genç tipler almaya çalışıyoruz ama en az %20 evli barklı personelimiz var.
3000-4000 tl maaş az diyen arkadaşlar hiç sanayi personeli görmemiş ya da hiç caddelerden sapmamış.
www.radikal.com.tr bu insanlar da yaşıyor.
0
yons
(17.11.13)
dün bunu düşünüyordum da bence türkiyede sınır 4000-5000 arasıdır
4000 liranın altında kazanan (ben de bu gruptayım) az kazanıyoruz.
0
senbanabakma
(17.11.13)
@yons, asgari ücret kazanıyor olsam ona göre yaşardım, geçinirdim ama bu "hayatta kalmak" olurdu sadece. şimdi de tüm paramı harcamıyorum bu memur çocuklarında fabrika çıkışı böyledir zaten
sizin işyerini bilmem de babamın işyerinde onlarca asgari ücretli genç çalışıyor bir kısmının cebinde 2-3bin liralık cep telefonu var- nasıl başarıyorlar: aileleri zamanında gelmiş yerleşmiş tarlalara imar girmiş, daire düşmüş kira alıyorlar vb. gelirleri var. evli ama anne-babayla birlikte oturuyorlar ya da kredi yiyorlar ha bire sonunda icralık oluyorlar.
diğer bi kısım ise 5'te işten çıkınca gidip başka işte çalışıyor, oradan çıkıyor gece apartmanın çöpünü topluyor haftasonu yıkıyor süpürüyor, sitelerle anlaşmış vs.
babam amir olduğu için hemen hepsinin durumlarını ayrıntılı biliyor, asgari ücretle geçim çok öyle kolay birşey değil.
0
niye ama
(17.11.13)
@yons
300 tl aylıkla geçindiğim dönemler oldu.
Maaşın ne kadarsa o kadarlık yaşarsın.
Babam emekli öğretmendir. Varlık yokluk nedir bilir çoğu insan.
Fakir ama zengin görünen, pahalı bir ülkede yaşıyoruz malum.
0
basond
(17.11.13)
aynen panpa. babam da diyor hep "6-7 bin lira zar zor yetecek iki çocuk olunca." diye. lisedeyken 250 kayme alıyordum, en az 80-100 lira kenara atıyordum. ama nasıl atıyordum, herkes "ay şurada 1,5 iskender çakayım işte evde uğraşmayayım." derken ben ya gidip midemi doldursun diye 1 simit alıyordum ya da su alıp eve gidiyordum. yani öyle harca harca artanı at şeklinde değildi. para biriktirme de bir harcama kadar önemliydi benim için. en büyük harcamam oydu hatta neredeyse. en önemlisi.

ha bunları biriktirip en kral davul aksesuarlarını, pedalları, logitech gaming çevre birimleri alırdım. bir şey değişmezdi yani. :) şu anda da bunlara bir de elektronik eklenmiş durumda son 1-2 yıldır.

en güzeli ya tek yaşamak, ya da anlayışlı bir sevgili/eş ile uzun bir süre çocuksuz yaşamak. benim hayat standartlarıma ve anlayışlarıma göre tabi.
0
zazazaraeta
(17.11.13)
ankara'da iyi para.
0
eksi sozluk e bir daha geldim
(17.11.13)
(3)

Anneye hangi faturasız tarifeyi alalım?

:)
Annemin cep telefonu yok istiyo, ben de evde faturasız bi avea hattı buldum bi basit telefon alıp onunla birlikte vericem. Aveanın ve Turkcellin sitesine baktım aman yarabbim, ne kadar çok seçenek filan var öyle aklım karıştı, bana basit bi tarife önerir misiniz? Ya da hiç paket maket almasak, öyle
Annemin cep telefonu yok istiyo, ben de evde faturasız bi avea hattı buldum bi basit telefon alıp onunla birlikte vericem. Aveanın ve Turkcellin sitesine baktım aman yarabbim, ne kadar çok seçenek filan var öyle aklım karıştı, bana basit bi tarife önerir misiniz? Ya da hiç paket maket almasak, öyle kontör yükleyip kalsa mı? Avea'da da kalabilir Turkcelle de geçebilir. Arayacağı insanların -yani bizlerin- hepsi turkcelli, heralde geçmek mantıklı olur? Bir de eskiden aveanın çekmeme sorunu vardı, hala var mıdır bilmiyorum..

Bi yardım edin kardeşlerim..
0
:)
(17.11.13)
www.turkcell.com.tr şöyle bir şey var. ayrıca hattı bir tarifeye bağlayın yoksa çok pahalıya gelebilir.
0
cdiyez
(17.11.13)
en güzeli:
avea bal paket, yıllardır kullanırım, üstüne tanımam
500 dk her yöne+500 sms+500 mb internet=30 tl

aynısının 20 tl liği var, bal 250, bu bile yeterli olur sanırım..
250 dk+250 sms+250 mb
0
lambada
(17.11.13)
aveanın ev hanımlarına özel hediyeli 150 diye paketi var 10 tl, 150 her yöne sabah 10 öğle 15 arası da 2000 dk veriyo aylık; bir de 2000 dk yerine 250 sms vereni de var.
0
dafaiss
(17.11.13)
(4)

80ler'deki rock.çılar neden öyle?

dahinnotha
selamlar.europe olsun led zeppelin olsun ve dahi diğer rock.çılarda bir feminem görüntü oluyor, özellikle solistlerde. teker teker resim paylaşmaya çalışmayım buyrun buradan görün;https://www.google.com.tr/search?q=80s+rock&safe=off&client=firefox-a&hs=9nf&rls=Palemoon:en-US:official&channel=fflb&so
selamlar.

europe olsun led zeppelin olsun ve dahi diğer rock.çılarda bir feminem görüntü oluyor, özellikle solistlerde.

teker teker resim paylaşmaya çalışmayım buyrun buradan görün;
www.google.com.tr

feminem görünmelerinin sebebi ne? bu moda nasıl başladı? sonuçta bu rockçı amcalar peşlerinde milyon kızı sürükleyen tiplerdi.
0
dahinnotha
(16.11.13)
(bkz: glam rock)
0
whoosie
(16.11.13)
o dönemler bakım çok önemliydi, "erkek"lik tanımı çok daha farklı idi. hatta, sebastian bach'ın "kendimden çirkin kadınla yatmam" diye bir ünlü lafı vardır ki kendisi o zamanlar şöyle idi: www.itusozluk.com
0
aychovsky
(16.11.13)
sadece 80ler değil 70ler de öyle, ayrıca o kadar da genel bişey değil sadece o dönem popüler olan/ön plana çıkartılanlar için geçerli. Hair metal diye bir tür de vardı galiba yalan olmasın, led zeppelin onlardan değil tabi sadece örnek. Ama europe o kategoriye giriyor olsa gerek.
0
dafaiss
(16.11.13)
1950lerden sonraki elvis, jerry lee lewis, johnny cash ve niceleri gibi maskülen, maço erkek sevgisi, 50lerin ikinci yarısı, özellikle de 1960ların ilk yarısından sonra, beat edebiyatının da etkisiyle, kendisini barış yanlısı, uzun saçlı hippilerin erkeklik görüntüsüne bıraktı.

The Rolling Stones ve Mick Jagger'la başlayan gruplardaki bu durum daha sonra aldı başını gitti. Daha sonra glitter rock'a doğru kayınca olay zaten yürüdü gitti. Mesela New York Dolls'un görüntüsü aslında Mick Jagger'la dalga geçme amaçlıydı biraz da. Ama tekrar söyleyeceğim gibi asıl olay, 60 sonrası hippi hareketiyle doğan, saykedelik ve art rock muhabbeti.

Diye biliyorum ben.
0
blackjackdavey
(16.11.13)
(5)

Türkiye'de Hapishaneler?

ete summer
toplum vicdanını sarsan olaylar diye tabir edilen durumlarda, suçluların diğer mahkumlar tarafından cezalandırılıdığı falan söylenir. bu ne derece doğrudur? bunun söylentiden öte emareleri var mı? yoksa sadece toplumun beklediği adalet duygusunu bu yönde kanalize ederek, tatmin olma çabası mı?
toplum vicdanını sarsan olaylar diye tabir edilen durumlarda, suçluların diğer mahkumlar tarafından cezalandırılıdığı falan söylenir. bu ne derece doğrudur? bunun söylentiden öte emareleri var mı? yoksa sadece toplumun beklediği adalet duygusunu bu yönde kanalize ederek, tatmin olma çabası mı?
0
ete summer
(16.11.13)
doğru.

kaynak: gardiyan arkadaşım.
0
brkylmz
(16.11.13)
o dediğin toplum vicdanı değil hakim ideoloji/resmi ideoloji/devlet "vicdan"ı. Mesela vicdani red yaptığı için tutsak edilenlere yapılanlar bu ayrımda iyi bir örnek; ya da daha yakın bir örnek utku kalı. Biraz geri gidelim hayata dönüş operasyonu.
Tam aksi yöndekileri de semirtirler içeride, ogün samast, neydi münevver karabulut'un katilinin ismi o eleman.
O rahatlayan "vicdan"lar için de şöyle bir tanımlama var merak edersen:
(bkz: burjuva ahlakı)
0
dafaiss
(16.11.13)
Ceza evinden çıkan bi arkadasim şöyle demisti; içeriye ne suç işlersen işle gir, ama tecavüzden girme. Anla artik gerisini.

Ogün'ün, Cem'in bu soruyla alakasi yok bence. Onlar f tipi tek kişilik koğuşlarda kaliyor.
0
eyyor
(16.11.13)
askerligimi yaptigim yerde cezaevi vardi. ansizin arama yapmak uzere girdigimiz olurdu.
bir arama baskininda avluda yatan bir adam gorduk. avluda sadece altinda dosek diyebilecegimiz bir sey. ustunde ince bir battaniye.
adam 60 yaslarinda, koturum halde, yurumeyi birak ayakta durmaktan aciz.

savci dahil herkes ne is diye meraka dustu. aciklama iceride yatak olmadigi yonundeydi.
simdi mevsimsel olarak sicak sayilabilecek zamanlardi ama oyle bir adamin acikta (avludan bahsediyorum) yatabilecegi kadar da iyi bir hava yoktu. ozellikle biz geceleri hep parka ile nobet tutuyorduk.
gardiyanlar zaten umursamiyordu, savci da siklemedi. bizim cezaevi sorumlusu uzman cavus zaten mahkumlardan nefret ediyor... oyle olunca oylece biraktik onu orada.

daha sonra bu adami biz universite hastanesine falan da goturdugumuz icin sucunu ogrenmistim. sucu kagittan aynen aktariyorum:
cocugun nitelikli cinsel istismari.

ayrica gercekten yatak olmayabilir diyecekler icin o an cezaevinde 62 suclu bulunuyordu (liste surekli elimden geciyordu) ve en dolu anlarinda 90 kisiye kadar aldigini gordum o cezaevi'nin. kisaca yatak yoktu pek kabul edilebilir bir sey degil. cikarimi siz yapin.
0
entrapmen
(16.11.13)
paran varsa sorun değil yani ne suç işlediğinin falan önemi yok.
paran yoksa arkadaşların dediği gibi oluyor.
0
seyduna6687
(16.11.13)
(17)

haram para ilişkisi

rononoa zoro
parayı faiz yatırıp bankadan faizini almak haram daaltına yatırıp yüksek değerden almak haram değil mi?ne emek veriyorsun ki altında? alsana emeksiz para.
parayı faiz yatırıp bankadan faizini almak haram da

altına yatırıp yüksek değerden almak haram değil mi?

ne emek veriyorsun ki altında? alsana emeksiz para.
0
rononoa zoro
(15.11.13)
kirada aynı şekilde
0
allstar
(15.11.13)
benim o konudaki ölçütüm enflasyon. 100 liram var 20 sene sonra 100 liram 100 lira olarak kalacak mı sanki ? en fazla 50 lira değeri olacak en fazla o da.

eskiden para birimi direk altın olduğu için muamma bence o. bir de biraz daha stratejik gibi. emin değilim ama bu konuda.
0
zazazaraeta
(15.11.13)
bence saçma bi olay ki çoğu müslüman zaten dikkate almaz bunu(çevremde).

- bankaya yatırıp faiz geliri elde etmek mi?
- ev alıp kira geliri elde etmek mi?

ikisinde de para kazanırken emek harcamıyorsun. ve sorduğum köyümün imamı "faiz olmaz, ev olur" diyor.

faiz: para talebiyle-para arzının kesiştiği yerde oluşan paranın fiyatıdır.
0
cemiyetin unlu simasi
(15.11.13)
aynen abi ev kirası da tamamen aynı mantık ve doğru düzgün açıklayamıyorlar. ev kirası da haram faiz haramsa.
0
baldur
(15.11.13)
Ticaret olarak bakabiliriz bu konuya. Dinimizde ticaret yapmak yasak değil yani isteyen istediğini alır istediği fiyattan satar. Altını belli bir fiyattan alırsın, zamanı geldiğinde istersen satarsın, istersen saklamaya devam edersin.
0
yazgisiz infaz
(15.11.13)
ticaretin helalliği riskinden gelir.altın düşebilir çıkabilir bilemezsin bence haram değildir.faizdeki paraya gelince bankaların insanlar üzerinden haksız kazanç sağlamalarına yardımcı oluyor ve bu işten kâr alıyormuş gibi oluyorsun. ( abartmış olabilirim )
0
hystarie
(15.11.13)
iyi de ev kirası almakta nasıl haram bir yan olabilir ki?
sonuçta belli bir birikiminle ev alıyorsun, bu bir emektir. sonra da o evi kiraya veriyorsun. bence bunda yanlış yan yok.
0
bir fincan kahve ile film izlemek
(15.11.13)
banka dediğimiz yapı, para talep edenlerle para arz eden insanları buluşturur. dolayısıyla bankanın da yaptığı ticarettir. risk, operasyon, alt yapı gibi şeyleri üstlenir ve tabi ki masrafını ve karını alır. tabi parasını kiraya veren de faizini alır. dolayısıyla insan üzerinden haksız kazanç sağlama gibi bir durum yok ama teoride yok:D

pratikte kredi denen olayın ülke politikaları neticesinde gelire göre orantısız tüketim amaçlı alınmak zorunda bırakılması, insanların bilinçli bilinçsiz tüketime yönelmesi vb. şeyler haksızlığa neden oluyor. yoksa iş fikri olup iş kuracaklara, ev sahibi olmak isteyenlere kredi sağlamanın bir sakıncası yok bence.
0
cemiyetin unlu simasi
(15.11.13)
bence şöye bi düşünce vardır insanlarda.

altına para yatırıyosun. para cepten çıkıp altın cebe giriyor. sonra gidip altını bozduruyorsuni cebinden çıkandan fazla para alıyosun. burada senin karın var. zararın da olabilir tabi. ama başkasına giren çıkan yok.

ama bankaya parayı yatırınca, banka o parayı kullanıyor. kredi veriyor vs. yani olaya başkaları da dahil oluyor. bu yüzden haram.

fikir yürüttüm sadece.
0
elorelia
(16.11.13)
emeksiz olan her kazanç haramdır, dolayısyla akıl yürütmen isabetli, bahsettiğin normal bir alıp satma işlemi de değil; serbest piyasa ekonomisinin doğası kaynaklı bir olay:
(bkz: riba)
"Onlar da benim paramı yiyo ama" demek de köylü kurnazlığı oluyor, ancak allah'ı kandıramazsın.
ya da emeğinle de kazanmış olsan biriktirdiğin için kira da haram, çünkü sen onu biriktirirken bir başkası ona muhtaç, sen ise alıkoymuş oluyorsun:
(bkz: kenz)
0
dafaiss
(16.11.13)
ama sonuçta ev kiraya verirken de para alıyorsun, karşılığında birinin barınma ihtiyacını karşılıyorsun veya aynı mantıkla düşünecek olursak bir otel diksen ve işletsen oradan gelecek gelir de mi haram olur?

insanın neden kendi maaşıyla, emeğiyle aldığı evi kiraya vermesi haram olsun ki?
yanlışsam düzeltiniz tabii ancak ev kiraya vermeyi banka, faiz gibi şeylerle bir tutmayı doğru bulmuyorum.
''Kira ancak menfaatinden faydalanılıp aynıyla geri iade edilebilen mallarda olur, tüketilen mallarda değil.

Kirada bir malın borç olarak verilip fazlasıyla geriye alınması durumu söz konusu değildir.

Kiraya verilen mal ile geri tahsil edilen mal birbirlerinden farklıdır. Bu sebeple verilenin fazlasıyla geri alınmasından bahsedilemez.

Tüketilen mallar kiraya konu olamaz. Yani para, buğday vb. tüketilip misli iade edilen mallar kiraya verilemez.

Dolayısıyla ev olsun, tarla olsun menfaatinden yararlanılıp aslıyla geri iade edilen mallar sınıfından oldukları ve kira süresince -kiracının kasıt ve kusuru dışındaki- bütün arıza, hasar, yanma, kaybolma, deprem vb. felaketler sonucu tamamen yok olma gibi bütün riskler kiracıya değil mal sahibine ait olduğundan bu tür malların kiraya verilmesi caizdir.''
0
bir fincan kahve ile film izlemek
(16.11.13)
hep şu yanılgı var: adam emeğiyle aldığı evi kiraya veriyor, bunda ne var?

peki faize koyduğu parayı emeğiyle elde etmemiş mi? faize konan paralar hep çalıntı paralar mı oluyor?
0
baldur
(16.11.13)
kira konusunda @baldur +1
Yani olay kendi maaşınla vb. alman değil, sana diyor ki senin için emeğinin "BİR KISMINDAN" başkası yoktur(necm/39). ihtiyacından fazlasını vermek/paylaşmak zorundasın (bakara/219). zenginlerle fakirler eşitlensin (nahl/71, yasin/47)

O kiraya verdiğin evi alabilmenin sebebi, nahl 71, bakara 219, yasin 47'de emredileni yerine getirmemiş olman, gerçeği görmezden gelmen: gerçeği görmezdn gelmek/üzerini örtmek: küfr.

Yani o evi alabiliyorsan, birilerinin hakkını gaspetmişsin demektir.

Riba da, "olduğu yerde şişen" demek, faiz de kira da ortaya bir anapara koyup onun üzerinden "şişirerek" kazandırıyor sana, riba da haram; ikisi de aynı kapıya çıkıyor.

Evin olduğu halde bir 2.ev alabilecek kadar para biriktirmişsen yine yukarıdaki ayetleri görmezden gelmişsindir, yani "kenz" ediyorsundur.

Eli ayağı tutmayan, yaşlı, hasta biri için bunlar geçerli değil tabi; o başka.
0
dafaiss
(16.11.13)
iyi de kimse geleceğini garanti altına almasın mı eve yatırım yapıp kira geliri elde etmeyi hedefleyerek? sonuçta dünya ekonomisi belli değil, ne zaman kriz çıkacak, ne olacak...
0
cemiyetin unlu simasi
(16.11.13)
@cemiyetin unlu siması: allah'a iman eden biri kendinin ömür boyu yaşayacağını varsayıp değil, her an ölecekmiş gibi yaşar. insanlar ömür boyu asgari ücretle, hatta zaman zaman parasız kalarak... bir şekilde idare edebiliyorsa, o şartlarda olmasa bile herkes bir şekilde idare edebilir. "geleceği garanti altına alma" da işine gelmeyenlerin klişe bahanesi oluyor.
0
dafaiss
(16.11.13)
bence yanlış bir mantık. ömür boyu yaşam zaten senin ömrünle kısıtlıdır. 10 yıl da yaşasan ömür boyu 80 yıl da yaşasan ömür boyu.

diyelim 1000 tl maaş alıyorum. kendimi sıktım ve paramdan artırdığımla ev sahibi oldum. ve gençken kendimi sıkmanın karşılığını yaşlılığımda rahat yaşayarak aldım. görüldüğü gibi zaten hakkım olandan feragat ettim. kimsenin hakkını elinden almadım.

elbette parasız da yaşanır ancak afrika gibi yerlerde kabile hayatına geçmeniz gerekir.
0
cemiyetin unlu simasi
(17.11.13)
cemiyetin unlu simasi +1
ki zaten faizli para gibi para karşılığında para almıyorsun. yani tüketilebilir bir ürün, mal değil.

yukarıda da yazmıştım, araştırdığımda şöyle bilgiler buldum:

''Kirada bir malın borç olarak verilip fazlasıyla geriye alınması durumu söz konusu değildir.

Kiraya verilen mal ile geri tahsil edilen mal birbirlerinden farklıdır. Bu sebeple verilenin fazlasıyla geri alınmasından bahsedilemez.

Tüketilen mallar kiraya konu olamaz. Yani para, buğday vb. tüketilip misli iade edilen mallar kiraya verilemez.

ev olsun, tarla olsun menfaatinden yararlanılıp aslıyla geri iade edilen mallar sınıfından oldukları ve kira süresince -kiracının kasıt ve kusuru dışındaki- bütün arıza, hasar, yanma, kaybolma, deprem vb. felaketler sonucu tamamen yok olma gibi bütün riskler kiracıya değil mal sahibine ait olduğundan bu tür malların kiraya verilmesi caizdir.''

yani özetle faiz olayında para yatırıp aynı birimi yani parayı fazlasıyla alırsın ancak ev kira verme konusunda durum öyle değil.
0
bir fincan kahve ile film izlemek
(17.11.13)
(3)

Kanser ve kemoterapi sonrası kişiliğin değişmemesi mümkün mü?

franz kafka
Soru başlıkta. Bence değil. Biraz daha bilgi vereyim.Kanser oldu hemen kemoterapiye başlandı, eşiyle tartışmaları başladı, eşinin kendisine iyi davranmadığı ve bencil olduğuyla ilgili sürekli konuşmalar, çocuğunun ders çalışması çalışmaması yüzünden sürekli kavgalar, facebook'a giriş, eski arkadaşla
Soru başlıkta. Bence değil. Biraz daha bilgi vereyim.

Kanser oldu hemen kemoterapiye başlandı, eşiyle tartışmaları başladı, eşinin kendisine iyi davranmadığı ve bencil olduğuyla ilgili sürekli konuşmalar, çocuğunun ders çalışması çalışmaması yüzünden sürekli kavgalar, facebook'a giriş, eski arkadaşlarını bulma, evlenmiş-boşanmış-tekrar-evlenmiş-ve-iki-çocuğu-olan lise aşkını bulma, facebookta arkadaşça konuşma, evliyken aşk hayatı yaşama eşini/eşlerini aldatma ve bunu kimseyle paylaşmama, eşini hiç sevmediğini farketme konuşmaları, kemoterapinin bitmesi, bu süreçte aileye sürekli eşi kötüleme, eşinden boşanma, lise aşkı adamın boşanamamaması/boşanmaması onun eşinin bunu öğrenmesi, kıskançlıklar, bu süreçte aşk hayatındaki problemler depreştikçe çocuğuyla yeni problemler, ve sonuçta hayatını darmadağın etmiş, kendisine sorsan hayatının aşkını sevmeyi/sevilmeyi buldum diyen bir kişi düşünün.

Bu nasıl bir travma ki insanı böyle değiştiriyor? Kimle konuşsam tanıdığı kanser geçmişi olan insanların dramatik bir şekilde değiştiğini söylüyor.

Yok mu değişmeyen, öncesinde ne ise sonrasında da aynı olan insan?
0
franz kafka
(15.11.13)
ölüm korkusuyla ne olursa olsun artık diye düşünüyor olabilirler. ya da iilaçlar psikolojiyi etkiliyor.
0
sutlu nescafe
(15.11.13)
Bu çok büyük bir psikolojik travma zaten başlı başına. Üstüne bir de sevdiği insanlardan yeterli destek ve ilgiyi göremediğini düşünmüş; hayal kırıklığına uğramışsa bu değişimler mümkün bence.
0
pandispanya
(15.11.13)
değişmediğimiz an mı var ki? kaldı ki böyle radikal bir şey değiştirmesin
0
dafaiss
(15.11.13)
(11)

Sakal birakmak neden sunnet ?

duzsac
Bana gore sunnet olmasi cok sacma sonucta temizlige engeldir sakal. E o zaman neden sunnet ? Dini sorgulamak gunah midir yanlis mi yapiyorum nedir bu ? Neden bana gore sacma deyince tovbe de gunah gunah baskisi oluyor ? Tikleri sabah atacagim yazan herkese simdiden tesekkurler
Bana gore sunnet olmasi cok sacma sonucta temizlige engeldir sakal. E o zaman neden sunnet ? Dini sorgulamak gunah midir yanlis mi yapiyorum nedir bu ? Neden bana gore sacma deyince tovbe de gunah gunah baskisi oluyor ?
Tikleri sabah atacagim yazan herkese simdiden tesekkurler
0
duzsac
(14.11.13)
sakal temizliğin nesine engeldir? temiz tutarsan mis gibidir sakal.
bu mantıkla saç da temizliğe engel olabilir. yıkamazsan.
edit:
ayrıca sünnet, peygamber efendimizin kendi insiyatifi ile uyguladıklarıdır. yaparsan hoştur yapmazsan günah değildir.
sünneti, farzı sorgulamak bence kendisinden daha saçma.
misal, futbol neden 11 kişiyle oynanır diye futbolun insan hayatına sosyolojik-psikolojik vs etkileri araştırılmaz. oradan o sonuç çıkmaz yani.

tövbe de günah da, dinin biraz sevap point günah point gibi bilgisayar oyunu düzleminde sığ bir şekilde yorumlanmasından kaynaklanıyor. din 10 sevap alanın cennete direk gideceği 4.5 olanların 5 e tamamlanıp alınacağı bişey değil. yani en azından bakalım kaç kişi cennete yetecek sevap pointi toplayabilecek diye gönderilmedi.

din başlı başına büyük bir sosyal olgudur. inanç dinde çok önemlidir. ama inanmak sadece kapıyı aralar. ardını görmek lazım.
inanmamak da öngörülmeyen bişey değildir. kuranda ey inananlar, ey iman edenler diye denmesi de inanan insanlara anlatılan başka şeyleri gösterir.
inanç meselesinin dindeki yerini anlatmak açısından söyledim. inandım demekle din bitmiyor. başlıyor.
sonuç; sorgulayabildiğin kadar sorgula, ister inan. ister inanma.
0
vaktiyle iyi biriydi
(14.11.13)
Sakalın neresi temizliğe engel ki? Senin bu mantıgına göre saçta temizliğe engel o halde hepimiz dazlak gezelim sinek kaydı traş olup
0
Sskywalkeremre
(14.11.13)
Sakal erkegin fitratindan dolayidir. Kadina benzememek tamamen ayirt edilmek icindir. Ayrica butun peygamberler sakal birakmistir.
0
efsane
(14.11.13)
Sünnet olması temiz olmasıyla ilgili bir durum değil. Peygamberin yapıp ettiği şeylerdir sünnet. O dönemde mach3 yoktu. Traş olmak başlı başına bir işti ve kumu tozu tutan bir şey sakal. Üstelik yetişkin bir erkek olunduğunun da göstergesi.

Temiz olup olmamasını geçtim, müslümanlar kendi dönemlerinde yaşayan gayrimüslim toplumlar gibi görünmemenin yollarını görsel zevklerinin de ayrılmasıyla başarabilmişler. Bugün televizyona çıkıp da hristiyan gibi sakal bırakma, Yahudi gibi bilmem ne yapma diyen insanlar büyük bir gaflet içindeler.
Yaşadığı sermayenin kaynağını sorgulamak yerine şekille uğraşıp duruyor millet. Size bunu sorguladığınız için baskı gösteren insanları ciddiye almayın derim ben.
0
kalemdefter
(14.11.13)
sünnet değil ki. Cahiliye uydurması o basbayağı.
Dini sorgulamak günah değil farzdır: bakara suresi 260. ayet. (bkz: sorgulayarak iman etmek)
0
dafaiss
(14.11.13)
@dafaiss
www.kurantefsiri.com

sünnettir farzdır vaciptir nasıl çıkardın buradan yahu.
şöyle desek daha mı güzel;
peygamber bile sorgulamış peygamberi olduğu dini ve tanrısının kudretini.
0
vaktiyle iyi biriydi
(14.11.13)
dinin sana göresi bana göresi olmaz; sünnetse sünnettir, farzsa farzdır.
0
repins
(14.11.13)
@vaktiyle iyi biriydi: zaten aynı şeyi söylüyoruz, farz: "senin için iyi ve hayırlı olacağı kesin olan" gibi bir anlamı var.
İslamı nereden öğreniyoruz?
Kuran-ı kerim
orada bize kimler anlatılıyor?
Peygamberler (elçi, uyarıcı, hatırlatıcı)
-ibrahim kim?
Peygamber
- peygamberler niye anlatılıyor
- yaptıklarını yapıp onlar giibi olmaya çalışalım diye.
0
dafaiss
(14.11.13)
sünnet olan sakal ıssız bir adaya düşmüş adam sakalı ya da hanzo sakalı,tarzan sakalı değildir.Sünnet olan sakal Adnan Oktar isimli kişinin bıraktığı gibi içi boşaltılıp sınırları çizilmiş amerikan usulu sakal da değildir.
Sünnet olan sakal, uzunluğu ve temizliği, düzeni sürekli kontrol altında tutulan muntazam sakaldır.Hatta bir rivayete göre elini attığın zaman bir tutam olan sakal daha makbuldur.Yani daha uzununa da gerek yoktur,hogwarts usulu olmamalıdır.

islami bir sakala örnek: Muhterem Münib Engin Noyan beyefendinin sakalı.

Bıyık oldukça kısa tutulmalıdır.Örnek olarak, Tayyip Erdoğan bıyığı.Uzun bıyık hoş karşılanmaz.Yemek yerken bıyık kaşığa değerse o kaşıktaki yemeğin yenmemesi konusunda çeşitli rivayetler,tartışmalar vardır.Yani islami bıyığın da bir usulü var; öyle penguen bıyığı gibi devrimci bıyığı ya da burma bıyık islamda söz konusu değildir.

rivayetle mi,hadisle mi dini yaşayacağz, sorgulayacağız diyen vehhabi kafasına sahip kişiler bu satırları pas geçiniz.Yav hee hee.

Peygamberler pis, kötü bir örnek bırakmaz geride. "Bir şey hz. peygamber yaptı diye sünnetttir,güzel ya da temiz olduğu için değil" gibi saçma sapan bir anlam çıkarmayınız sakın.

İslam insanın saçına sakalına karışır.Koltuk altına, etek tıraşına kadar karışır.Çünkü islam temizliktir.Bu kadar ayrıntıya girmesiyle de mükemmeldir. Allah Kuran'da temiz olmayı emreder; bedenen, ruhen, kalben.Aklen. Bütün bunları temizleyen ve allahın emirleri ve yasakları çerçevesinde yaşayan biri bu dünyada temiz bir hayat sürer.
0
AWD
(14.11.13)
sünnet dediğin şey peygamberin yaptıkları. yani bir bağlayıcılığı yok. o dönemlerde sakal bırakmak yaygındı. modern hayata geçtikçe kesmeye başladı insanlar.
0
cha
(14.11.13)
biraz ilgisiz, biraz ilgili: sıçmak da sünnettir.
0
kadrajagirmeyen
(14.11.13)
(5)

vali olayı neden bu kadar olay oldu

ne gerek var ki
bunu sorunca akp sempatizanı gibi algılanıcağımı biliyorum ama anlamak istiyorum. valiye biri küfür etmiyor mu uzaktan "o.çocuğu" diye, e bu adam da getirin o gavatı diyince neden suçlu oluyor? evet pozisyonuna uygun şekilde duymazdan gelip devam etse kimsenin hayatında bir şey değişmeyecekti ama bö
bunu sorunca akp sempatizanı gibi algılanıcağımı biliyorum ama anlamak istiyorum. valiye biri küfür etmiyor mu uzaktan "o.çocuğu" diye, e bu adam da getirin o gavatı diyince neden suçlu oluyor? evet pozisyonuna uygun şekilde duymazdan gelip devam etse kimsenin hayatında bir şey değişmeyecekti ama böyle davranmaması onu suçlu mu yapıyor? iki küfürü kıyaslarsak valininki hafif kalıyor bence. ve bu olay manşetlere taşındığında karşılıklı bir küfürleşme olduğu üzerinde fazla durulmuyor.
0
ne gerek var ki
(14.11.13)
ak partililer protesto edilmeye çok alışık olmalarına rağmen bunu kabullenebilme olgunluğuna erişemedikleri için zaten küfür olmasa da bi şey bulacaklardı. ayrıca protesto edilirsiniz, size ayakkabı, yumurta da fırlatabilirler, küfür de edebilirler; o makamdaysanız bunları önemseyecek konumda değilsiniz demektir. hani siyaset insanlarına her şeyi mübah gören anlayış var ya, azcık da halka mübah göreceksiniz bazı şeyleri. paşa paşa sineye çekecek edilen lafı, yoluna devam edecek.
0
nathanieltroy
(14.11.13)
demese de aynı tepkiyi verecekti o vali de ondan, yakın tarihte örnekleri var:
(bkz: ananı da al git)
0
dafaiss
(14.11.13)
provokatörler başarıya ulaştığı için.Ben vali olacağım, dingilin biri bana Allah belanı versin diyecek.Soğukkanlılıkla inerim o arabadan, gel buraya kardeşim, sen bana niye böyle dedin, ben bu şehre, bu millete,sana ne yaptım, neyimi, ne kötülüğümü gördün? diye sorarım.
Ha her isteyen her istediğini söylüyorsa vali niye sesini çıkarmayacak? şamaroğlan mı vali? ha, bunların derdi valinin o kişinin seviyesine inmesi mi? öyleyse valiye kızıyorlar ama aynı zamanda o herife de kızıyorlar. Yok böyle değilse provokatif bir söylem.
Farklı siyasi görüşten insanlar bu kadar ezik olmamalı.Hangi devlet büyüğü gelse de yuhalasak, olay çıkarsak, tongaya düşürsek diye beklememeli.Ama onlar da haklı, yapacak bir şeyleri kalmadı.
0
AWD
(14.11.13)
vali'nin tipi ve uslubu ortada. o yuzden savunmayacagim; ama valilik, idarecilik orospucocugu dendiginde bile cvp verilmemesi gerekir diye sacma bir gorus de olamaz. hangi ulkede yasiyosun amk. adamin makamina girerken bile el pence divan duruyorsun. ataturk'e kemal denmesine bile tahammul olmayan zerzevatlarin soz konusu akp olunca her kufuru yemelerinin normal, tepki verilmesinin anormal oldugunu soylemesi capsizliktir
0
mayeskuel
(14.11.13)
çok komiksiniz. her ne partiden olursanız olun, isterseniz savunduğunuz bir partinin sempatizanı olun, karşınızdaki adam size pezeven* diyor ve siz de abartmayın, vatandaş kaşınmış, hoş olmamış ama kaşınmış diyebilecek bir zihniyete sahipseniz aynı zihniyeti aynı muameleyi sizler de görürseniz göstermeniz gerekir.

Bilmeyenler için gavat'ın halk arasında kullanımı pezeven*'tir.

Ayrıca bir insan dediğinin arkasında olabilmeli. Yok aslında gavat değil, kavas demek istemiş olabilirim dedikten sonraki gün 'aslında ben gavat demişim' vs. demek, bilmiyorum arkadaşlar. benim görmek istediğim vali böyle bir vali olmamalı. benim görmek istediğim vali halkıyla uğraşır, bilimle uğraşır, sanatla uğraşır, yüzünden nurlar akar ki bu adamın suratında bir gram bile nur görüyorsanız ellerinizden öpeyim sizin.

Ayrıca hatırlatmak isterim ki AKP'nin kendi adamları bile vali'ye karşı tepki gösterdi. O vali oraya halkın iradesiyle gelebiliyorsa, sen de protestoya uğradığın zaman el sallamak yerine kurşun bakışlarını parmak uçlarınla insanları hedef alıp o halkı gaza getirmeyeceksin.
0
dessy
(14.11.13)
(6)

Kan aranıyor duyuruları neden var?

we miss freddie mercury
Kızılay'ın politikalarını hiç bilmiyorum? Karşılayamıyor mu talebi ne oluyor, para mı isteniyor? İnsanlar kan bağışlayacak kişi yerine Kızılay'a gitse nasıl olur? bilgim hiç yok bu konuda, lütfen trollediğimi sanmayın.
Kızılay'ın politikalarını hiç bilmiyorum? Karşılayamıyor mu talebi ne oluyor, para mı isteniyor? İnsanlar kan bağışlayacak kişi yerine Kızılay'a gitse nasıl olur? bilgim hiç yok bu konuda, lütfen trollediğimi sanmayın.
0
we miss freddie mercury
(14.11.13)
kızılay'ın elindeki kan sınırlı, esas olay bu. bazı durumlarda çok kısa süreler içinde ünitelerce kan gerekiyor. kan bankaları da bunu karşılayamadığı için insanlar gönüllülerden ihtiyaçlarını karşılamak zorunda kalıyor..
0
calzoncillos
(14.11.13)
ben birgün kan bağışlamak için kızılay'a gittim. öyle bir döküman imzalatılmak istendi ki, tam bir bürokrasi/devlet dairesi gibi.. "şöyle olursa suçlu benim, kabul ediyorum" türünden ibareler vesaire. hayır sağlıklıyım, bir sorunum yok, ama öyle şeyler yazılmış ki sözleşmeye. adım adım geri gittim, kan vermedim. neticede ben kan veriyorum, kurumun bu kanın başka birine ne kadar verilebilir olduğunu görebilmesi lazım diye düşünüyorum. 'kan hastalıklı çıkarsa suç kan verenin' gibisinden bir ibareden dolayı kan vermekten vazgeçtim. ama ekşiduyuru'dan arh+ arandığını görsem ve hastane bana yakınsa ve o an bir şey yapmıyorsam gidip kan verebilirim. oysa içimden direkt olarak kızılay'a gitmek pek gelmiyor açıkçası. biraz da, arh+ sık bulunabildiği içindir, belki.
0
gogu delen adam
(14.11.13)
kızılay kanı kendisi mi üretiyor?
0
dafaiss
(14.11.13)
@gogu delen adam, sanırım hiç kan vermediniz. O formu her kan verdiğiniz yerde doldurursunuz. Bazı hastalıklar, örneğin yamulmuyorsam HIV de, belli bir süre (yani virüsü kaptığınız ilk 6 gibi bir süre) testlerde gözükmüyor. Bu nedenle son 1 yıl içinde kulak deldirdiyseniz bile kan vermemeniz gerekli. bu cevabım %100 gerçektir.

@dafaiss hayır, kızılay kanı Çin'deki Zxh adlı bir firmaya ürettiriyor. Bu cevabımın gerçekliği değişkendir.
0
ben bizzat kendim
(14.11.13)
Madem konusu açılmış ben de sorayim burdan. Kan grubum 0 rh+ olduğu için "köpek kanı zaten herkeste var" düşüncesine kapılıp kan verme girisiminde bulunmuyorum. Yanlış bu di mi
0
materyalist imam
(14.11.13)
@materyalist imam: evet yanlış, verdiğiniz kan her şekilde birine ulaşıyor, bazen hem acil hem taze kan gerekiyor mesela öyle durumlarda kan grubunun çok bulunur olup olmaması bişy ifade etmiyor.
0
dafaiss
(15.11.13)
(3)

sure ya da ayet arıyorum

allstar
Küçükken din dersinde bir sure ya da ayetten bahsetmişti hoca tam da hatırlaymırum.İnanmayan birine islamı anlat anlamazsa bir daha anlat gene anlamazsa zorla anlat gibi bir şeydi var mı böyle bir ayet sure falan?
Küçükken din dersinde bir sure ya da ayetten bahsetmişti hoca tam da hatırlaymırum.İnanmayan birine islamı anlat anlamazsa bir daha anlat gene anlamazsa zorla anlat gibi bir şeydi var mı böyle bir ayet sure falan?
0
allstar
(13.11.13)
zorla anlat kısmi garip geldi. zorla nasıl anlatıcan.

şu var.

“Bir kötülük gördüğünde elinle düzelt, ona gücün yetmiyorsa dilinle düzelt, ona da gücün yetmiyorsa kalbinle buğz et, işte bu -kalple buğz etmek- imanın en zayıf derecesidir.”
0
hepiniz oleceksiniz
(13.11.13)
Hepiniz oleceksiniz'in dedigi de sure ya da ayet degildir. Zorla anlat yok, tam tersi, "cok kasma" mealinde ayet var.
0
nereye bu gidis
(14.11.13)
öyle bir ayet yok.
0
dafaiss
(14.11.13)
(5)

tarihi geçmiş enerji içeceği

thracian
22.09.2013'de tarihi geçmiş burn'ü içsem sizce ne olur? en kötü ihtimalle kusarım herhalde. protein de yok içinde, denesem mi?
22.09.2013'de tarihi geçmiş burn'ü içsem sizce ne olur? en kötü ihtimalle kusarım herhalde. protein de yok içinde, denesem mi?
0
thracian
(13.11.13)
boşver napçan ki içip, hiç bulaşma dert etme sonra.
0
sana guluyorum sadece
(13.11.13)
buzdolabında saklanmışsa eğer bişey olmaz , içiniz fakat normal oda sıcaklığında kalmışsa tehlike arz eder zehirlenme belirtileri dahi gösterebilir yüksek risk grubuna girer.
0
alixkandemir
(13.11.13)
şu an 2 ay önce son kullanma tarihi geçmiş gofret yiyorum.
0
dalessandro
(13.11.13)
onu iç, havada iki takla atıp ah vah demezsen adam değilim
0
Thunderbirds
(14.11.13)
daha az enerji verir belki de.
0
dafaiss
(14.11.13)
(5)

Müslümanım diyene mezhep sormak neden ?

EXXE01
Nedir bu insanların birbirini ayırma çabaları. Ek iki soruŞiilikle alevilik aynı mı bir de ?Sünni olanların alevi olanlara öfkesinin sebebi nedir ?Sünniliği ya da aleviliğe ön yargılı olan varsa görüşünü bildirebilir mi ?
Nedir bu insanların birbirini ayırma çabaları.

Ek iki soru
Şiilikle alevilik aynı mı bir de ?

Sünni olanların alevi olanlara öfkesinin sebebi nedir ?

Sünniliği ya da aleviliğe ön yargılı olan varsa görüşünü bildirebilir mi ?
0
EXXE01
(13.11.13)
insanım diyene din sormak neden?
0
sanal uyku
(13.11.13)
valla bana hiç soran olmadı. alevi olanların çoğunluk olduğu yerlerde oluyorsan sorabilirler.

aynı şey değil. ama benzerlikler var.

mezhep çatışması işte. bariz bi kültür farkı da var. iki kesim arasında. her ne kadar azınlık oldukları için es geçilse de aleviler de sünnilere karşı boş değil nefret açısından :))
0
yusufist
(13.11.13)
1.şiilikle alevilik aynı değil.
2. çok uzun bir tarihi bir olay burada anlatmak tartışma başlatıcı içerik hasebiyle silinecektir.
0
sanal hayvan
(13.11.13)
hıristiyanim diyene de mezhep sorulur, hatta protestanim diye hangi incil diye de sorulur. din varsa ayrılık gayrılık olur, normaldir.
0
atmacaged
(13.11.13)
bunu yapan insanlar müslüman falan değil, öyle biz müslümanık triplerine girmiş ne idüğü belirsiz tuhaf pis yaratıklar. Alevilere karşı saçma tavırlar takınanlar da sünnilerin tamamı değil vahhabiler ya da fg cemaati gibi necis örgütlerin mürididirler.
(bkz: islam/#36000001)
(
0
dafaiss
(14.11.13)
(9)

atatürk

uzunuzunilgi
atatürk bu aralar o kadar çok tartışılıyor ki..sakinliğimi koruyamıyorum böyle olunca da dinlemiyorum bile artık atatürk le dalga geçenleri vs.atatürk ü putlaştırmıyorum.evet insan evet hataları var tabi.kim mükemmel ki değil mi ? yanlış politikalar olmamış mı elbet olmuş ama şöyle bir bakınca kesin
atatürk bu aralar o kadar çok tartışılıyor ki..sakinliğimi koruyamıyorum böyle olunca da dinlemiyorum bile artık atatürk le dalga geçenleri vs.atatürk ü putlaştırmıyorum.evet insan evet hataları var tabi.kim mükemmel ki değil mi ? yanlış politikalar olmamış mı elbet olmuş ama şöyle bir bakınca kesinlikle ama kesinlikle saygı duyulması gerekildiğini düşünüyorum.
atatürk ü sevmiyorum demek dillere dolandı ya da benim çevreme birikti bu adamlar bilmiyorum.

şimdi soruya gelince,

1-bu aralar atatürk neden bu kadar gündemde ? neden sevilmeme oranı arttı ? millet zaten sevmiyordu da şimdi mi açığa çıkarmaya başladılar bunu ?
2-sevmeme daha doğrusu saygı göstermeyip tamamen kötüleme gerekçeleri neler ?
3-atatürk-din konusunda fikirlerinizi de alabilir miyim ?

bu arada herkes atatürk ü sevmeli demiyorum,kızdığım şey direkt dalga geçmeleri nefret ediyorum modunda olmaları falan.bu duyuruyu okuyup da atatürk e karşı soğuk olanlar yazarsa cevaplarıma daha sağlıklı cevaplar bulabilirim hatta.

şimdiden herkese teşekkürler.
iyi geceler
0
uzunuzunilgi
(13.11.13)
1- atatürk'e laf etmek artık kolaylaştı. eskiden adamın şeyinden kan alırlardı afedersiniz.
2- tamamen kötülemenin sebebi, birincisi cehaletten, ikincisi de iktidar olan atatürkçülük düşüncesinin yobazlığına karşı bir tepki olarak. (türkiyedeki ateistlerin daha "aşırı" ateist olmaları gibi, çünkü burada çok yobazlık var ve doğal olarak tepki gelişiyor bu yobazlığa)
3- atatürk "din vardır ve lazımdır" demiştir. :))))))))))))))
şaka bir yana, atatürk dindar olmadığı gibi din ile pek ilgisi olan bir insan da değildi benim bildiğim kadarıyla. müslüman olmasaydım, doğrudan "atatürk müslüman değildi" derdim. ama müslümansa, bu durumda benim inancıma göre bu iftira olacağı için bunu demekten sakınırım.
0
nereye bu gidis
(13.11.13)
1-) 10 kasım için koç holding ''olmasaydın olmazdık'' şeklinde bir reklam yayınlamıştı. bunun üzerine de sancaktar dergisi akit gazetesine ''olmasaydı da olurduk'' şeklinde ilan verdi. bu sıralar bu yüzden bu kadar gündemde. bu ilandan cesaret alan, gaza gelen sevmeyenler de internet ortamında saygısızca nefret söylemlerinde bulunmaya başladı.

kesinlikle anlarım, elbette eleştirilecek yanları vardır ki kendisi putlaştırılmak istememiştir sonuçta. ancak saygı duymamak ayrı bir şey.
eleştirebilirsin, sevmeyebilirsin ancak alenen insanları kutuplaştırarak, tahrik ederek böyle ilanlar vermek saygısızlığa girer diye düşünüyorum.

2-) saygı duymadan kin kusma gerekçeleri tamamen dini sebepler. dini olguları ve kitleyi arkalarına alarak atatürk ve kitlesini bu yönden vurmak istiyorlar anlayacağınız.

3-) atatürk-din konusuna gelince insanlar daha doğrusu kendisini sevmeyenler insanlar bunu bir ayrışma aracı olarak kullanıyorlar. günümüzde tamamen ''atatürk'ü seviyorsan dinsizsin'' gibi alenen bir düşünce ortamı oluşturuldu.

benim düşüncem ise atatürk'ü sevmek veya sevmemenin dine bağlanması manasız. tamamen kutuplaştırma derdinde olan aşırı muhafazakar kesim dini, atatürk'e karşı bir koz olarak kullanma gibi manasız bir girişim içindeler.
0
bir fincan kahve ile film izlemek
(13.11.13)
bir de 3. soruya mühim bir cevabı unutmuşum. atatürk, "islam terakkiye manidir" düşüncesinde bir insandı bence.
0
nereye bu gidis
(13.11.13)
yanlış şeyleri şimdiye kadar insanlar asla ve asla dillendiremediği için, özgürlük olunca hepsi bir anda ortaya çıkmaya başladı. bir süre daha böyle devam eder, bi 20 yıl sonra normalleşiriz. "kim mükemmel değil ki.s" diye basitçe geçiştirilecek şeyler değil yalnız.
0
tescillimarka
(13.11.13)
1) Ben bu konunun bu aralar fazla konuşulmasını reklamla bağdaştırmıyorum çünkü son birkaç yıldır var bu olay. Popüler oldu gibi bişey. Bir aralar nasıl millet ateist olduğunu söyleyip vs marjinal olduğunu sanıyorduysa (lafım marjinal olduğunu düşündüğü için ateist olduğunu söyleyenlere.) şimdi de Atatürk'ü sevmiyorum demek marjinallik gibi bişey.

2) Saygı subjektif bi kavram. Yani kimse kesinlikle Atatürk'e saygı duymak zorunda diye bişey yok. Yaptığı şeylerle senin saygını kazanmış olabilir ama bir başkasının nefretini kazanmış olabilir. Bu normal bir şey. Ama önemli olan, Atatürk'e değer veren, saygı duyan insanların görüp / duyabileceği yerlerde ağır, hakarete varan, dalga geçen vb. şeyler söylenmemeli. Bu da diğer insanlara saygıdan olması gereken bir şeydir. Diğer insanlara saygı duymayan biri de zaten kendi gibilerle bir arada olur sadece. (Sevmediğini belirtmeyi saymıyorum buna, Atatürk'ü sevmediğini söylemek saygısızlık olmaz.)

3) Ben kendisinin dini inancı olmadığını veya olsa bile öyle lafta sözde olduğunu düşünüyorum. Ama her siyasi, dinin gerekli olduğunu düşünür.

Kendimin Atatürk hakkındaki düşüncelerine gelecek olursam, ben seviyorum bireysel özelliklerini. Yani dinlediği müzikler, rakı ve sigara ile olan ilişkisi aramızda bir samimiyet kuruyor sanki. Beraber oturup içmek istediğim adamlardan biri. Giyim kuşamı, karizması, hitabet sanatı vs. ile de gayet saygı duyduğum bir insan.

Siyasi yönüne gelecek olursak tam olarak seviyorum veya tam olarak sevmiyorum diyemem. Dönem şartlarına göre çok yerinde ve akıllıca kararlar aldığı kadar, Dersim olayları ve radyolarda Türkçe müziğin yasaklanması gibi olaylara anlam veremiyorum. Bu nedenle katıksız savunduğum ve sevdiğim birisi değil Atatürk.

Ancak dediğim gibi, öyle bir dönemde elini taşın altına koyma cesaretini gösterip -belki de kapasitesi doğrultusunda- yapabileceği en uygun adımları atmış olmasıyla şahsi olarak son derece saygı duyduğum ve bu yönüyle de çok sevdiğim bir devlet adamıdır kendisi.

Ekleme: Atatürk'ün ciddi psikolojik bunalıma girdiğini düşünüyorum özellikle ömrünün son zamanlarında. Yaşadığı şeylerin ağırlığı, çevresinde güvenebileceği kimselerle arasının birer birer açılması ve en son her şeyi bırakıp gemisiyle gitme isteğini dillendirmesi bunu düşündürtüyor bana. Zaten, yaverlerinden birinin söylediğine göre koca sarayda tek başına sabaha kadar öylece oturup rakı içme olayı ciddi bunalımlar yaşadığının göstergesi. Ve bu adamın destek alacağı bir ailesi de yoktu. Kalabalıklar içinde yalnız dediğimiz adamlardandı Mustafa Kemal Atatürk.
0
materyalist imam
(13.11.13)
atatürke karşı soğuk duygularım var :)
takdir edilesi şeyler yaptığını inkar etmiyorum ama soğukluğumun başlıca kaynağı milliyetçiliğidir. çok daha birleştirici olabilirdi.
ayrıca "olmasaydı da olurduk" reklamını iğrenç buluyorum, gerçekten. bu kadar saldırgan, saygısız ve pişkin olabildikleri için iğrenç buluyorum. ama "olmasaydın olmazdık" fikrini de saçma buluyorum. olmasaydı da olurduk ki. tamam farklı olurduk ama bi şekilde bu coğrafyada birileri olarak olunacaktı yani. bi duyuru vardı geçenlerde "atatürk olmasaydı ingiliz piçi olurdunuz" diyen bi öğretmenle ilgili. iyi de o zaman da ingiliz olduğunuz için gurur duyacaktınız? koloni değiliz diyeyse bu sevinç, koloninin dibiyiz.
0
mezzosprite
(13.11.13)
1- Aslında tarihte çok basit bir kural var. Bu dünyada kötüleyen kötülenir. Atatürk de vakti zamanında kendinden önceki yönetimi bir manada kötüledi (ki o günün şartlarında ulus devlete sağlıklı bir geçiş için bu kötüleme gayet normaldi) Neticede bugüne baktığımızda halk içinde muhafazakar demokratlar, liberaller ve islami hassasiyet taşıyan kesim de şuanda bu zihniyeti kötülüyorlar. Bütün bu gruplar Atatürk'ten nefret ediyor anlamında söyleyemeyiz ama bu ülkede herkesin Atatürk'ü "olma" sebebi olarak görmediği aşikar..

2- Gerekçesi ise tabiki dünya görüşüdür. Doğuyu benimseyen, kendini batılı gibi görmek istemeyen halk kendisine tepeden inme dayatılan ilke ve inkılapları benimsemedi.
0
psmstc
(13.11.13)
1- Yaşadığımız ülkede, Atatürk, bir siyasetçi, devlet adamı vb. olmaktan öte bir yere kondu. Çocukların ilk öğrendiği kelimeler arasına girdi, küçücük çocuklar onun adına yemin etti, adına "manevi şahsına hakaret" adında özel yasalar çıkarıldı, neredeyse her 100 kişiye 1 heykeli/büstü dikildi ve nihayetinde darbeler vesilesiyle "aldığın nefesi ona borçlusun" diye bir şey türetildi.

Bu durum, ilk defa kemalist bir gelenekten gelmeyen bir hükümet döneminde yavaşça ortadan kaldırılıyor. Ben iktidarı destekliyor falan değilim ama yaşadığımız sürecin sağlıklı olduğunu düşünüyorum.

2- Atatürkü sevmek, saygı duymak zorunda değiliz. Atatürk, ulvi falan değildir. Bir insandır. Kendi adıma Atatürk'e saygı duymuyorum, saygı duymak zorunda değilim, sevgi de beslemiyorum. Neden mi?

Öncelikle, Atatürk, bu Atatürk mitini yaratan kişinin kendisidir. 1919'da Samsun'a padişahın emriyle yola çıktığı halde, bunun aksini anlatmaktadır. Kurtuluş Savaşı neredeyse baştan aşağı bir efsanedir. Yola çıktığı önce İttihatçılar başta olmak üzere sonradan Kazım Karabekir vb. bütün arkadaşlarını kendine rakip olarak görmüş ve sürekli tasfiye etmiştir. Bu tasfiyelerde bazen "ihtimaldir ki bazı kelleler" uçmuştur.

Topal Osman başlığına bir bakın. Acımasız bir katliamcı olan bu adamı korumuş kollamış, kendisine "koruma" yapmıştır.

İdeolojik olarak ulus devlet inşasını ırka dayandırmıştır. Nüfusun hatırı sayılır bir kısmı olan müslüman olmayan veya müslüman olup türk olmayan nüfusa yönelik sürgün, baskı politikalarının mimarıdır.

Daha da basit ve önemli neden, Atatürk, diktatördür. Şaşırmayınız. Atatürk'ün yaşadığı dönemde çok kısa bir aralık dışında tek parti diktatörlüğü mevcuttur. Atatürk'ün genel başkanı olduğu parti dışında siyasi faaliyetler yasaklanmıştır. Adı Cumhuriyet olan ama gerçekte, tek bir kişi tarafından yönetilen bir ülkede, gerçekten cumhuriyetten, demokrasiden bahsetmek mümkün olabilir mi?

Tarihi resmi kaynaklardan değil de, bilimsel araştırmalardan önyargısız okur, tartışırsanız, bir anda kendinizi inanılmaz bir yalan denizinde yıllar boyu kalmış olarak bulursunuz.

3- Şahsi kanaatim Atatürk'ün politik strateji ve taktikler konusunda başarılı olduğudur. Atatürk'ün din ile ilişkisi de tam da bu eksendedir. Yeri gelip fetva çıkarttıran, islami söylemi kullanan, yeri geldiğinde de sekülerleşen bir yapısı vardır. Dönemin hemen bütün ulusçu siyasetçileri gibi, kişisel olarak seküler ama tanrısal inancı olan biri olduğunu düşünüyorum. Ama öyle namaz niyazla işi olduğunu sanmıyorum. Ateist olduğuna da inanmıyorum.
0
ben bizzat kendim
(14.11.13)
1- gündem değiştirme ve kendi pisliklerini örtme. gücenme lütfen, sen gibi anlamsızca sinirlenen insanları oyalıyorlar işte böyle.
2- 24-38 dönemini okuman yeterli, görebilirsin. Sen "elbette hataları olmuş" diye geçebilirsin ama o hatalar kanından canından insanların zulüm görmesine neden olduysa tepkin bu kadar basit olamıyor; gerçi buna da gerek yok biraz vicdan yeterli. ayrıca saygı gösterme zorunluluğu da çok saçma. zaten bu "son dönemlerde..."ki tepkinin sebebi de o, bastırılmışlık. Eskiden bu kadar rahat yazılıp çizilemiyordu, şimdi birden serbestleşince, ki bunda interneti kontrol mekanizmasının pek etkili olmaması da bir etken, "acısını çıkarmak" misali bokunu çıkaran da oluyor elbette.
3- hiçbir önemi yok benim için.
0
dafaiss
(14.11.13)
(8)

alevilik-bektaşilik, tasavvuf hakkında kitap

denizin kulleri
merhabalar.alevilik-bektaşilik ve tasavvuf hakkında kitaplar arıyorum. niyetim bilgi edinmek; ancak direkt din felsefesi kitabı gibi olmasa, eğlenelim öğrenelim tadında olsa çok güzel olur.gerçeklikleri çarpıtmayan roman vb. bir şeyler bulabilir miyim? en azından konuya iştahımı artırır.veya çok ağı
merhabalar.

alevilik-bektaşilik ve tasavvuf hakkında kitaplar arıyorum. niyetim bilgi edinmek; ancak direkt din felsefesi kitabı gibi olmasa, eğlenelim öğrenelim tadında olsa çok güzel olur.

gerçeklikleri çarpıtmayan roman vb. bir şeyler bulabilir miyim? en azından konuya iştahımı artırır.
veya çok ağır olmayan başka türlü kaynaklar da olur.

yardım ederseniz çok sevinirim, teşekkürler! :)
0
denizin kulleri
(13.11.13)
ciddi bir şey arıyorsanız bedri noyan'ın 9 ciltlik bir serisi var.
0
yol
(13.11.13)
ben reha çamuroğlu'nun "değişen koşullarda alevilik" kitabını okumuştum. teoriden çok, alevilerin şu anki pratik inanç ve yaşayışlarını aktarmaya çalıştığı için sosyolojik manada bir bilgilenme istiyorsanız daha faydalı olur kanaatindeyim.
0
nereye bu gidis
(13.11.13)
@cigerdelen

Makalat'ı okuyacaksa,kimden olduğuna dikkat etmek gerek :)
0
yol
(13.11.13)
Ömer Tuğrul İnançer hocanın güzel kitapları var. Hiçbirini okumadım ama belki onlardan biri sizin isteğinizi karşılıyordur. İsterseniz bir bakabilirsiniz.
0
aguilas negras
(13.11.13)
ömer tuğrul inançer oku. o çok popüler :) dsjdksjkdsk. Hamile kadından korkan adam ya o. Okuma onu.
0
theodor
(13.11.13)
ahmet ümit-bir ses böler geceyi
0
cldplay
(13.11.13)
ömer tuğrul tipi adamlardan uzak dur da kimden okursan oku.
Bana kalırsa kaynak okumadan önce birinci ağızdan, yani bir aleviden bektaşiden dinlemen daha faydalı olur.
Tasavvuf için de üstte yazdıklarım geçerli, yani ö.tuğrul tipi adamlardan okuma. Tasavvufun asıl ruhu ve cevheri hallac-ı mansurdadır, karmatilerdedir. Sonra şeyh bedreddin'e bak. Onları oku araştır. şimdi aklıma gelmiyor ama o konuda kaynak önerebilirim, yazarının adını unuttum. Onlar için de yok kafirmiş yok eşlerinipaylaşırlar vb. İftiracılara denk gelirsen doğrudan at çöpe. Zaten onlar da yine başa döndük inançer tipi adamlar oluyor.
0
dafaiss
(14.11.13)
buldum, hatrlayamadım dediğim kitap şu:
abdullah ekinci- ortadoğuda marjinal bir hareket:karmatiler.
0
dafaiss
(14.11.13)
(4)

Twitter

naylonlee
Twitter'da istediğimiz bir kullanıcının tweetlerini mail adresine göndermesini sağlayabilir miyiz? An itibariyle.
Twitter'da istediğimiz bir kullanıcının tweetlerini mail adresine göndermesini sağlayabilir miyiz? An itibariyle.
0
naylonlee
(12.11.13)
kendisine sorarsın, sana twit arşivini gönderir kabul ederse. ama tiwtterdan isteme şansın yok diye billiyorum.
0
dafaiss
(12.11.13)
aslında söylemek istediğim şuydu: örneğin kullanıcı yarın saat 11 de tweet attı, o an bu kullanıcının attığı tweeti bana mail atıbiliyor mu site? haber vermek amaçlı?
0
🌸naylonlee
(12.11.13)
haa, vallahi var galiba ama ücretli ücretsiz mi nasıl oluyo hiç bilmiyorum tam, mail değil de sms var diye biliyorum ben. belki mail de vardır.
0
dafaiss
(12.11.13)
RSS olarak ayarlayabilirsin. bekle biraz bakayım.

edit: www.labnol.org
0
utkucbkc
(12.11.13)
(2)

Sosyolojici var mı? Bir sorum olacak

Geceler
Küreselleşme batıdan dünyaya bir kültürel emperyalizm mi yaratmaktadır yoksa küreselleşme bütün farklı kültürlerin yan yana bir arada yaşadığı daha melez kültürlerin ortaya çıktığı bir yaşam alanı mı sunmaktadır?
Küreselleşme batıdan dünyaya bir kültürel emperyalizm mi yaratmaktadır yoksa küreselleşme bütün farklı kültürlerin yan yana bir arada yaşadığı daha melez kültürlerin ortaya çıktığı bir yaşam alanı mı sunmaktadır?
0
Geceler
(10.11.13)
Bu sorunun cevabı için çok çeşitli perspektifler var ancak benim görüşümde ilki ağır basıyor çünkü ben küreselleşmeyi daha ziyade McDonaldization algısıyla yorumlayanlardanım. Aynı şekilde Westernization ve Americanization gibi kavramlar da bu savı destekler nitelikte: Eğer sadece globalleşmeyi tek boyutlu ele alıp ne güzel oradan oraya geziyoruz, değişik kültürler tanıyoruz, Batı Doğu' yu görüyor, yanlışlarımızı düzeltiyoruz dersek bu çok naif ve zayıf bir argüman kalır çünkü kültür ve hakim kültür algıları siyasi ve iktisadi alandaki domine güçlerin etkisiyle şekillenir. Kısacası dönemlerin büyük güçleri kültürü hem bu imajı desteklemek için kullanır hem de bu imaj onların gücü sonucunda da meydana çıkmış olur. Ben ne sinemada ne edebiyatta ya da giyimde, yaşam tarzı algısında kültürlerin eşit şanslarla temsil edilebildiğine inanmıyorum. Eğer biz bugün sürekli yereli, daha az görüleni ve bilineni korumaya çalışıyorsak, fair-trade gibi kavramları ortaya atıp lokale ve onun temsil ettiğine geri dönmeye çalışıyorsak çözmek istediğimiz sorun, iyileştirmeye çalıştığımı hastalık da küreselliğin sonuçlarıdır. Bence mevcut güç dengelerini iktisadi ve siyasi çerçevelerden okumakta fayda var. Bunların görünür sonuçları da birey ve toplum psikolojisine sirayet ederek hakim algılar yaratıyor ve biz bu kültürel emperyalizm, küreselleşme okumalarımızı oradan hareketle yapıyoruz.

Tabii post- modern görüşlere göz atmanızda da fayda var, çoğulculuğu ve cohabitationın mümkün olduğunu savunanlar daha çok onlar.

PS: Alanım sosyoloji değil Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi ile Uluslararası İlişkiler ancak konu hakkındaki en genel geçer bilgileri yazmaya çalıştım. Bazı kavramların tam Türkçe karşılığını bilmediğim veyahut anımsayamadığım için arattığınızda alakalı makaleleri de daha kolay bulabileceğiniz İngilizcelerini yazdım. Umarım yardımcı olur.
0
feliss
(10.11.13)
aslında nereden baktığına bağlı olarak, ikisi de. hatta ek alternatifler de üretilebilir. hatta bu konuda cilt cilt kitap bile yazılır kestirip atmak çok zor. bu soru "sosyal bilim" şemsiyesi altına tamamen ya da kısmen giren her şeyin konusu.
ben şöyle derim, ortaya çıkış sürecine göre değişir.
örneğin batıdan dünyaya kültür emparyalizmi olması için öncesinde kitle iletişim araçları, markalar, pop idolleri...nin önce bir üst-küresel kültür oluşturulup sonra da bunun kültür emperyalizminin aracı yapmak için kulllanılması gerekir kabaca. sınırların kalkması ise tamamen teferruat, çünkü zamanlar her yer aynı olur.
bir diğerinde yine ortak bir üst-kültür oluşur ama bu kez diğer gelenekesl kültürler özlerini de asimile olmadan korurlar. mesela bizde dini bayramlar bu üst-kültürün nesnesine dönüşmüştür ama diğer geleneksel kültürleri de herhangi bir şekilde deforme/asimile etmez. bunu dünya çapına uyarlayın işte. işçi bayramı gibi. sınırların olup olmaması yine teferruat.

ya da üstteki ikinci örneiğimi avcı-toplayıcı/göçebe dönemlere dönmüş halini düşünün, o da bir çeşit küreselleşme olarak yorumlanabilir. kavram kullanmadığımdan biraz masal gibi oldu ama hep yorum yani bunlar; net cevabı yok pek.
0
dafaiss
(10.11.13)
(6)

2015 genel seçim sonrası ve özgürlük tahminleri

hadi ya la
Bir muhabbet var ya, "Türkiye İran oluyor, şeriat geliyor" diye.Benim yorumum şu; evet özgürlükler git gide kısıtlanıyor, kendimi baskı altında hissediyorum ve başkalarının görüşlerine zerre saygısı olmayan, karışan, müdahale eden saldırgan cahil kitleden inanılmaz rahatsız oluyorum.Son 10 yılda ceh
Bir muhabbet var ya, "Türkiye İran oluyor, şeriat geliyor" diye.
Benim yorumum şu; evet özgürlükler git gide kısıtlanıyor, kendimi baskı altında hissediyorum ve başkalarının görüşlerine zerre saygısı olmayan, karışan, müdahale eden saldırgan cahil kitleden inanılmaz rahatsız oluyorum.

Son 10 yılda cehaletten beslenip daha da güçlendiklerini görüyorum. Biliyorsunuz ki Türkiye Ekşi Sözlük değil, Facebook'taki arkadaş listeniz değil. Verdiğimiz mücadelelerden sonra çevremize bakıp güç alıyoruz, umutlanıyoruz ama dediğim gibi durum böyle.

Ama en kötü koşullarda olsak bile, bizi eleştirseler de olabileceklerin sınırını merak ediyorum. Sormak istediğim şu, genelde mantıklı yorumlar birinin sözlerini aktarıyorum: "2015 genel seçimlerinde AKP iktidarda kalırsa asıl faaliyetler başlayacak, misal; devlet kurumlarında tesettürsüz çalışan olmayacak, bunun altyapısını hazırladılar."

Gerçekten bu tür şeyler olur mu? Ben amaçlarının gerçekten bu olduğunu düşünmüyorum. İnsanları kutuplaştırıp gerçekte insanların ne halt yediğini önemsemeyip kitlelerini büyütme, paralarını katlama amacı içinde olduklarını düşünüyorum.

Cevapları bekliyorum.
0
hadi ya la
(09.11.13)
2002 yılında ne kadar özgürdü bu ülkedeki bireyler? 2013 yılında ne kadar özgür?
2002 yılında şunu rahatlıkla "yapabilirdim-yapabilirdin" dediğin ama 2013 yılında yapamadığın ve özgürlük kavramı ile iliştirebileceğin hangi eylem var?

2002 yılından önce başkalarının görüşlerine saygısı olan, karışmayan, müdahale etmeyen veya saldırmayan bir cahil kitle yok muydu mesela bu ülkede?

bu soruyu da ısrarla sormaya devam edeceğim cevap alana kadar...
yürütmenin yaşam tarzına müdahale etdiğini gösteren somut bir örnek var mı?

yoksa sadece yıllardır pombalanan şeriat gelecek korkusunun tezahürü mü bu düşündükleriniz?
0
enkolaykullaniciadi
(10.11.13)
su an kendini ne kadar ozgur hissediyorsan 2015 de de degisen bir sey olmaz merak etme.

su an yasalar cercevesinde istedigini yapabiliyor musun? bugun yapabiliyorsan yarin da yaparsin.

ulkemizde maalesef gundem cok hizli degisiyor. ornegin 3-4 ay once icki satisi duzenlemesi yine bugunku kizli-erkekli muhabbeti gibi buyuk olay olmustu. ne degisti. bu gun cumartesi insanlar su an barlarda icki icemiyorlar mi icebiliyorlar. 2015 de de degisen bir sey olmaz
0
exlibris
(10.11.13)
2002 öncesinde özgürlükler konusunda yerlerde olduğumuzun farkındayım. Lakin son zamanlarda olanlar yaşça büyük olanların, önceki hükümetleri de net gözlemleyebilenlerin dikkatini çekiyor ve kıyaslamalarını dinlerken bu dönemde daha da kötüye gittiğimiz hissine kapılıyorum. Bu konuda çok donanımlı olmadığımdan net fikir beyan etmek istemiyorum, merak ettiğim bu nereye kadar gidecek, sınırı nedir, toplumca kutuplaşıp gerilip patlayıp yerimizde mi sayacağız?

Kimsenin başkasının tercihine, eylemine tek kelime dahi etmediği, isteyenin başkalarına zarar vermediği takdirde her şeyi yapabileceği ve kutuplaşmanın olmadığı bir toplum için ne gerekiyor? Kuzey Avrupa ülkelerindeki refah seviyesine, suç oranlarına bakın. O insanlar ne yapmış, biz uzun vadede ne yapmalıyız?
0
🌸hadi ya la
(10.11.13)
yorumumu da yapayım:
akp iyidir kötüdür tartışılır ok. amaçları vardır yoktur tartışılır ok. ama emin ol türkiye çok daha özgür şu anda. böyle hissetmenizin sebebi daha önce bir şekilde bastırılan kitlenin de düşüncelerini, fikirlerini yüksek sesle dile getirmeleridir. bu kişiler akp den öncede böyle düşünüyordu ama konuştuğu zaman ya hapse atılıyordu, ya işinden atılıyordu ya da başka bir şey. bize çok farklı bir ülke profili kakaladılar yıllardır creme de la creme kitleye aitti sadece medya. ve bunlar istedikleri gibi halkı yönlendirebiliyordu. ama şimdi kazın ayağı öyle değil, sosyal medya denen bir güç var. ve herkes düşüncelerini rahatça dile getirebiliyor. evet bazı söylemler çok korkunç ama bu söylemlerin de eyleme dönüşme şansı pek mümkün değil. klavye delikanlıları gibi demeç delikanlıları da oluşmaya başladı bu ülkede. onları da ciddiye almamak lazım.
0
enkolaykullaniciadi
(10.11.13)
@cesario
söylesene bir tane yasa? vardır belki bizim bilmediğimiz, ona göre yorum yapalım.
0
enkolaykullaniciadi
(10.11.13)
dafaiss
(10.11.13)
(7)

bir seyi doğru dürüst tarif edemiyor veya anlatamıyor veya aktaramıyorsun

kaiserr76
Az önce bir arkadaşım benimle ilgili böyle bir tespitte bulunduaslında böyle bir eksikliğimin olduğunun farkındayım kitap okumaya çalışıyorum başka ne yapabilirim bu eksikliğimi gidermek için
Az önce bir arkadaşım benimle ilgili böyle bir tespitte bulundu

aslında böyle bir eksikliğimin olduğunun farkındayım kitap okumaya çalışıyorum

başka ne yapabilirim bu eksikliğimi gidermek için
0
kaiserr76
(09.11.13)
konuşurken insanların senin konuşmanı merakla dinliyor olduklarını düşün. eğer sıkıldıklarını düşünürsen, sözlerini hızlıca bitirmeye çalışır, eksik aktarım yaparsın. kendini rahatlatman, aklındakileri daha rahat ifade etmeni sağlar.
0
mellifica
(09.11.13)
Tane tane, dusunup dogru kelimeleri bulduktan sonra ve bir kerede konus.
Devamli bir tv veya radyo programindaymissin gibi dusun.
Alakasiz detaylara girdigini farkettigin an kisa kes.
0
el desaparecido
(09.11.13)
anlatmak istedigin seyi iyice bilmiyor, kafanda netlestirmiyor olabilirsin. bilmiyorsan bilmiyorum de gitsin. anlamiyorsan, kuskuluysan bunun farkina var.

ben de aciklamayi pek bilmem. ornek vermek de isi cozmuyor cunku ben surekli somutluyorum mesela, ama her sey somut anlatilamaz. bazi seyler soyut anlasilmak zorundadir. mesela sozcukler. (bir arkadasimla surekli farkli duzeylerde tartismalar yapiyoruz; benim ornek vermemden hic hoslanmiyor. bunu ben de fark ediyorum, verdigim ornekler meseleyi egip bukuyor. onemsememekle beraber)

ayrica oncesinde bir cerceve cizmeyi deneyebilirsin kendine. bir temel kazmak gibi. sonra onun uzerine kurarsin fikrini. ama en onemlisi neyi nasil anlatacagindan oncesinde emin olmak. farkindalik gelistirirsen bununla ilgili, zamanla anlayisin ve anlatisin gelisecektir. bunun icin gerekiyorsa anlatiminin yapisini dusunup onceden tasarlayabilirsin.
0
idexo
(10.11.13)
daha fazla yüklem kullanmayı deneyebilirsin. cümleleri dolaştırma. az bağlaç kullan. cümlelerini kısa kısa kur böylece karşındakinin dikkatini dağıtmamış olursun. hem sana diğer cümleyi düşünmek için vakit kalır hem de en kısa zamanda ve en az çabayla ne istediğini anlatmış olursun.
0
bu nick tam yirmi alti karakter
(10.11.13)
deliler gibi kitap okuyun... deliler gibi...

pembe dizi romani olmasin okuduklariniz.
0
compadrito
(10.11.13)
günlük tut, ya da onun dışında otur birkonu seç ya da konusuz yazı yaz.
0
dafaiss
(10.11.13)
Kitap oku. Çok oku.
0
sen git ben geliyorum
(10.11.13)
(11)

ben teşekkür ederim

dullahan
ya şimdi biri bize teşekkür etmişse ve biz de ona "yo hayır ben teşekkür ederim" demek istiyorsak ne demeliyiz? yani sadece thank you tam istediğim ifadeyi veremiyor gibi. yoksa sadece no, thank you blabla yazsak verebilir miyiz bu anlamı?
ya şimdi biri bize teşekkür etmişse ve biz de ona "yo hayır ben teşekkür ederim" demek istiyorsak ne demeliyiz? yani sadece thank you tam istediğim ifadeyi veremiyor gibi. yoksa sadece no, thank you blabla yazsak verebilir miyiz bu anlamı?
0
dullahan
(09.11.13)
oh noo, i thank you.
0
cokponcik
(09.11.13)
thank you derken vurguyu you'ya yapman lazım.

- thank you!
- oh no, thank YOU.

yazıyla anlatmak zor da anladın galiba.
0
bugunku antremanda goz dolduran futbolcu
(09.11.13)
sadece "thank you" ile bu anlamı verebilirsin ancak vurgu önemli. yazı dilinde vurgulamak istiyorsan "thank You" bile yazman karşı tarafın anlaması için yeterli olacaktır.
0
loveinaflipbook
(09.11.13)
no demeye gerek yok ki!

-thank you
+I thank you

dersin biter
0
exlibris
(09.11.13)
alternatif olarak "favor" kelimesini içeren birkalıp vardı sanki ama aklıma getiremedim bir türlü.
0
dafaiss
(09.11.13)
teşekkür ettim. konuşurken "you"yu bastırıyoruz yani.
0
🌸dullahan
(09.11.13)
bugunku antremanda goz dolduran futbolcu doğru söylemiş. thank YOU diye cevap verilir.
0
nereye bu gidis
(09.11.13)
yaziyla oldugunda, ben you'yu bold ve italik yapiyorum, sonuna da bi unlem isareti patlatiyorum oluyo. (yani umarim oluyodur, eheh)
0
compadrito
(09.11.13)
my pleasure diyebilirsin duruma göre alternatif olarak. ama tabi her durumda söylenmez.
0
innerbliss
(09.11.13)
You are welcome ya da not at all diyebilirsiniz..bu tarz seylerin ingilizcede tam karsiligi olmayabiliyor.
0
ruh i tibbiye
(09.11.13)
@ruh i tibbiye

tam karsiligi var hocam. hergun duyuyorum.

you'nun u'sunu uzatiyosun ve daha kuvvetli ve yukariya dogru cikan bir entonasyonla soyluyosun.
0
compadrito
(09.11.13)
(21)

insanlar neden böyle?

falafila
bazı duyurularda hakikaten ufuk açan yanıtlar okuyorum, o yüzden bugün düşündüğüm bir şeyi sizlere de sormak istedim.etrafımdaki insanlarda, özellikle yirmili yaşların ilk yarısındakilerde derin bir umutsuzluk var. hayatlarında her şey yolunda gitse dahi temelde mutsuz olduklarını görüyorum. peşin h
bazı duyurularda hakikaten ufuk açan yanıtlar okuyorum, o yüzden bugün düşündüğüm bir şeyi sizlere de sormak istedim.

etrafımdaki insanlarda, özellikle yirmili yaşların ilk yarısındakilerde derin bir umutsuzluk var. hayatlarında her şey yolunda gitse dahi temelde mutsuz olduklarını görüyorum. peşin hükümlü davranıp "doyumsuzluk" olarak yaftalamak mümkün ama gerçekten doyumsuzluk değil bu. örnek verirsem; iyi okullardan mezun, iyi yerlerde çalışanlar ve sosyal/özel hayatlarında bir problemi olmayanlar dahi böyle. bunların birine ya da birkaçına sahip olanlar da böyle. hiçbirine sahip olmayanlar da. bir kısmı mücadeleden vazgeçmiş, bir kısmı mücadele ediyor ama size içini açtığında aslında mutsuz olduğunu ya da kendine, hayata veya insanlara tahammül edemediğini söylüyor. gencecik insanlardan intihar laflarını duyuyorum, lafta kalmayıp uygulamaya dökenlerle de karşılaşıyorum. insanlar artık yaşamaktan zevk almıyorlar gibi geliyor bana. gençlerin genel profili mi bu yoksa? neden böyle bu insanlar sizce?
0
falafila
(09.11.13)
hep böylelerdi.
Klasik gençlik çok bozdu geyiği gibi.
0
basond
(09.11.13)
çünkü insanlar kendini mutlu etmek için değil toplumu mutlu etmek için yaşıyor artık. bu yüzden sevmediği şekilde davranıyor, sevmediği işte çalışıyor, sevmediği yerlere gidip sevmediği şeyleri giyiniyor. sırf başkaları seviyor yüceltiyor diye.

eğer ilgiliyseniz bu konuyla, freud ve einstein'ın id-ego-süper egodan da bahsettiği yazışmaları var www.idefix.com tavsiye ederim. insan idini bastırıp süper egoya yöneldikçe mutsuzlaşıyor.
0
tescillimarka
(09.11.13)
sonuçta hayatın anlamını henüz bulan yok. mecburen yaşıyoruz, mecburen de yaşamak için çalışıyoruz. niye peki? çalışmak güzel bir şey değil. hiç çalışmasak, her şey son derece güzel bile olsa -ki bu çok düşük bir ihtimal ve öyle olanlar da zaten mutlu gibi- mutsuz olabiliriz etraftaki insanlara bakıp, dünyanın haline bakıp. niye mutlu olalım ki? belki aşık falan oluruz da onun için yaşar mutlu oluruz. o da zor işte...
0
superapple
(09.11.13)
yok zoru görmeyeni bol. basit seylerden tat almayi bile unuttular zamanla.

bir onceki nesil buyuk zorluk gormus ve bu nesli korumayi kafaya takmis. benim cevrem icin gecerli hemen oyle degil demeyelim. boyle olunca cocuklar evdeki veya cevredeki kosullari mucadeleyi gormeden isole bir sekilde yasamayi basarmis. derdi olunca psikologlara psikiyatrlara goturulmus hemen ilaclara baslanmis. hgemen stres denmis depresyon denmis.

biri de cikip hoop olm senin g.tun kalkmis dememis. bacak kadar boyunla kizdan red yedin diye hayatin bitti mi saniyorsun lan sen dememis. ya da hayvani bir okula gidiyorken bir usttekine gidemedim diye aglayana bi bagirmamis. altindaki arabasini eski model almis annemler off ya hayatim sucks diyene bir tane yapistirmamislar.

valla boyle profiller var. uzak durmakta fayda var. su an cevremde kimse boyle degil.
0
wiillii
(09.11.13)
bunun en büyük nedeni genelde genclerde realistik olmayan beklentiler.

en tirt egitimi alanda microsofta girecegini, mezun olunca kapida sira ile bekleyen olacagini zannediyo, ilk 2-3 senede bunun gercek olmadigini anliyo iyi ihtimalle sonra bi bok olcagi yok birakiyo. ek olarak mali olarak durumuda iyi olmadigindan cevre iliskileri de bozuluyor, cikarci insanlar sirt dönüyo.

kisaca özetlersem, maalesef aileden gelen ve onlarca yaratilan beklentinin realistik olmamasindan, cogu insan ek olarak kendi ayaklari üstünde durmadigindan, karakter gelisimini tamamlayamiyor.
0
serabetan
(09.11.13)
@serabetan realistik beklentisi olmuş, bunu yapmış
ya da hakketen microsofta girmeyi beklemiş ve bunu da yapmış insanlar da var :)
olayı getirip de kariyere endekslemek yanlış bence. MIT'de Karolinska'da çalışan zil takıp oynamalı senin mantığınla hiç de öyle değil.
bilkentliyim, neredeyse tüm çevrem öyle kimse mutluluktan ölmüyor...
benzer şekilde; ek olarak kendi ayaklari üstünde durmadigindan...bırak kendi ayaklarının üstünde durmayı herkes aile geçindiriyor. yine aynısı.
0
niye ama
(09.11.13)
belki de sosyal paylaşım siteleri yüzünden böyledir. sonuçta herkes mutluyum pozları satıyor buralarda, bunu görenlerde kendini, kendi hayatını sorguluyor bir yandan da bu oyuna dahil oluyor. başkalarının kendisinden daha mutlu olduğunu düşündüğü içindir.
0
bass solo take one
(09.11.13)
@niye ama

ben zaten sadece kariyer demiyorum, ama en büyük etken genelde ordaki beklentilerin karsilanmamasi. salliyorum bmw de calisan ama aslinda orda mutlu olmayan insanlar olabilir, keza mit icin de gecerli bu, illa sevdigi icin orda olmayabilir, en iyi tercihtir belki onun icin ama istedigi yer degildir belki, ki karolinska bunlarin yakininda dahi degildir zaten.

bunlar disinda dedigim bir baska durum var karakter gelisiminin eksik olmasi. hayatinda üniversite sonuna kadar bir kere camasir yikamamis adamlar en ufak bir gercekle yüzlesince bi bok saniyo onu. kedi götünü görmüs durumu iste.

bunun gibi cokca neden var. illa beklenti kariyer degil, mutlu olacagini sanip ta mutlu olamamakta var bunlar icinde.
0
serabetan
(09.11.13)
iş bulmak zor, siyaset hiç güzel bi gelecek sunmuyor, zorunlu askerlik var, vs. o yaşta insanların mutlu olması o kadar zor ki..
0
nathanieltroy
(09.11.13)
kendi alanım olduğu için bir ABD bi avrupa örneği olarak MIT ve karolinska dedim, bizim için öyle :)
başka alanlarda ne biliyim Boeing ve Airbus gibi algılayın siz onu.

ben de diyorum ki kariyer beklentisi gayet de karşılanmış, hep ayakları üstünde durmuş, sorumluluk almış, başarmış insanlarda da durum çoğu kez aynı..ben musmutlu pek kimseyi göremiyorum.
0
niye ama
(09.11.13)
bence gençlerin genel profili böyle değil sizin çevrenizdeki insanlar ya da gözlemlediğiniz insanlar böyle. bunun için tek bir neden söyleyemeyiz. herkesin kendine özgü sorunları olabilir onun dışında türkiye'de yaşam kalitesinin düşük olması, özgürlüklerin kısıtlanması(zorunlu askerlik) örnek olarak gösterilebilir. ayrıca herhangi bir dini inancı olmayan gençlerin de bu duruma düşmesi olası bence
0
qazwsx
(09.11.13)
abi değil demişsin ama doyumsuzluk cevap. yani farketmesen bile o. insanlar bir türlü o tam özgürlüğe kavuşamıyor. yetmiyor bir süre sonra. zengin olmak istiyor vs. zengin olsan bile yetmiyor...

bunda çevrenin, medyanın, internetin etkisi de var tabii.
0
ermanen
(09.11.13)
(bkz: sosyal depresyon)

Temel bu. Bunun üzerine başka faktörler de var.
0
compadrito
(09.11.13)
bu arada cevap vermemişim :)
belki "fazla bilmek"ten?
ne biliyim avrupadaki amerikadaki bir gencin bizden çok daha fazla maddi imkana, özgürlüğe, cinsel hayata vb. sahip olduğunu biliyoruz mesela.
Memleketimizdeki durumlarla alakalı olarak da aynısı, belki babalarımız bilmediklerinden "kıyas"lamadıklarından daha mutluydu?
sadece başka ülkelerdeki değil aynı ülkede de olabilir İbrahim tatlısesin oğlunun yanındaki kız başlığında küfrediyordu o yaştaki gençler misal.
bir de en müreffeh iskandinav ülkelerinde intihar oranları tavandır. biz ülke olarak onlar seviyesinde değilken, bireysel olarak onların seviyesine ulaşmış insanlarımız olabilir.
ne kadar eğitimli, bilinçli, duyarlıysa o kadar inciniyor olabilir insanlar. (boğaziçinden bir hoca ne kadar çok acı var diyerek intihar etmişti misal, sosyal bir sorun üzerinde çalışıyordu kadın)
"birey" oldukça, yalnızlaşıp mutsuzluğa/intihara meyil artıyor olabilir.
0
niye ama
(09.11.13)
Gencecik insanlarin intihar dusunmesi denemesi neden tuhaf ki
Yaslandikca kabul edilebilir bir durum mu hayatina son vrme istegi

Kac yas intihar icin uygundur sizce?

Bekara avrat bosamasi kolay demisler ya, o hesap seninki.

4duvari sir yaratmis yaratan, seni de merakli.
0
cecilia
(09.11.13)
mutluluğu yanlış yerde arıyorlar da ondan. insanın ömrünü planlaması da bir obsesyon bir patoloji, e herkesin ömrü az çok belli zaten. oku-çalış-tercihen evlen veya gençliğini geçir işte bir şekilde- evli ol olma çocuk yap- yaşarsan emeklilik- geber şeklinde. belirlilik insanı mutsuzlaştırır, sıkar,tüketir. belirsizlik özgürleştirir. gençlerin genel profili bu evet. spontanlığı kısa vadeli şeylerde yakalamaya çalışır insanlar ama "yemez" bunu vücut. belirlilik sıkıntıdır, boşluktur.
0
dafaiss
(09.11.13)
@cecilia, "gencecik" belirli bir yaş grubunu ifade etmek için kullanılmış bir ifade, intihar için uygun yaşı belirtmeye yönelik değil. yanlış anlaşılıyor olabilir.

@Zetahead, mutluluk süreklilik gösteren bir durum değil bence de. yanlış ifadeyi seçmiş olabilirim. saadet/memnuniyet ya da başka bir kavram yerini alabilirdi, bilemiyorum.

intihar konusunda istatiksel bir vurgu yapmaya çalışmadım, sadece o yaş grubuna ilişkin gözlemimi belirttim.
0
🌸falafila
(09.11.13)
mag.newsweek.com

şu yazıda intihar ve sebepleri, profil ve sınıflardan bahsetmiş.

şuan gelişmiş ülkelerde orta yaşlı insanlarda en büyük ölüm sebebi de intiharmış.


şahsi görüşüm ise sebebin ailelerden kaynaklandığı. baskı altında eğitim için zorlanan çocuk bu çektiği zorluğun karşılığını almak için beklenti yaratıyor. yıllar sonra başarsın ya da başarmasın adaletsizliği ve işlerin onun için hiç kolaylaşmadığı hep mücadele etmesi gerektiğini anlıyor. sürekli çaba demotive ediyor.

insanlar kendilerine zaman ayıramıyorlar. arkadaşlarıyla oldukları zaman, tatiller veya haftasonları ise bu eksikliğin acısını çıkartmak için sınırları dışına çıkıp bu sefer de eğlenmek için zorluyorlar. hiçbir zaman hayatı akışına bırakamadıkları için omuzlardaki sürekli yük ile yaşıyorlar.

işte bu yüzden okulu iyi, işi iyi, sosyal hayatı olan insan için hedefe ulaşmış ve mutlu olması gerekir diyemeyiz. çünkü asıl bu insanlar için durum daha zor. bu noktaya ulaşmaları kolay olmadı ve bu noktada kalmaları için de hep çaba göstermeye devam etmek zorundalar.
0
sttc
(09.11.13)
asıl neden herkesin peşinden koştuğu soyut bir kavram olan mutluluğun kendisidir. bu bir kelime ve büyüdükçe bizim için anlamı sürekli toplum tarafından ve kendimizle diğerleni kıyaslama eyleminden dolayı değişiyor. mutluluk için bellli kriterler belirleyip daha sonra o amaçlarımıza ulaştığımızda aradığımız şeyin bu olmadığını görüp yeni tanımlar ve kriterler üretiyoruz. bu şekilde seyreden bir kısır döngü var. bir adada yaşamakta olan bir grup insan yada ilkel kabilelerde mutluluk diye bir kavram olacağını düşünmüyorum. günlük işleri ve ihtiyaçları karşılayıp sadece yaşamaya devam ederler. modern insan çok fazla şey görüp çok fazla şey yaşadığı ve etrafında sayısız yaşam şeklini gördükten sonra kıyaslama ve toplumun diğer tanımlarından kendisini soyutlayamıyor. bu nedenlerle sürekli bu kısırdöngünün içinde debelenip duruyor.
0
kaygusuz
(09.11.13)
Geleceğe dair hayallerimizin paramparça yerlerde gezdiği ilk dönem olduğu için olabilir. Herkes rockstar, ceo, celebrity gibi yaşamak ister, ve kimi daha yoğun kimiyse daha soft bir şekilde bunun hayalini kurar. 20'li yaşların ilk yarısında işe güce başlayıp, hele bir de evlilik bağlayınca, senelerdir kafanda kurduğun dünya yerle bir olur. 30 yaşına gelince sanırım kabullenme evresi başlıyor ve daha keyifli olabilirsin. Tabi bunlar tahmin hep
0
Gkcn
(09.11.13)
fazla bilmekten +1

"kuş olup uçmak isterken, ağaç olup kazık çakmak"tan.
0
neyleyim
(09.11.13)
(10)

Bülent Arınç vs Tayyip Erdoğan

kelbukel
Bir arkadaşla tartışıyorduk, ben diyorum ki Arınç AK Parti'nin en ılımlı, en adamakıllı, en merkeze yakın adamı.Arkadaş diyor ki oha ne alakası var, Arınç Erdoğan'dan bile bağnazdır, ülkeyi Arınç'a bıraksan seneye şeriat gelir.Kim haklı allah aşkına?
Bir arkadaşla tartışıyorduk, ben diyorum ki Arınç AK Parti'nin en ılımlı, en adamakıllı, en merkeze yakın adamı.

Arkadaş diyor ki oha ne alakası var, Arınç Erdoğan'dan bile bağnazdır, ülkeyi Arınç'a bıraksan seneye şeriat gelir.

Kim haklı allah aşkına?
0
kelbukel
(08.11.13)
arınç çok tehlikeli bir adam.

iyi polis kötü polis olayları, arınç bence köprüyü geçirecek biletin derdinde yani henüz gerçek yüzünü görmedik eline güç geçmesini bekliyor.
0
neferkitty
(08.11.13)
Neferkitty +1
Şu anda hem iyi polisi oynuyor hem de Tayyip'i uzlaşılmaz ve zıvanadan çıkmış gösteriyor. O adam fena.
0
whoosie
(08.11.13)
arınç daha ılımlı. katılıyorum.
0
hepiniz oleceksiniz
(08.11.13)
freekara'ya katılıyorum. akp'deki en yüksek rütbelerdeki kişilere göre bakarsak en ılımlı abdullah güldür. Abdullah gül şuan halen başbakan olsaydı Türkiye'deki şu durumlar yaşanmazdı gibime geliyor. (rte cumhurbaskanı olmadığını varsayıyorum)

Bu arada bülent arınç da her ne kadar ılımlı gözüksede; sanki bir oyunun parçası gibi. sürekli başbakanla ters düşüyorlar. planlımı plansızmı onu bilemeyiz.
0
false pretension
(08.11.13)
arınç mı ılımlı ? şuan nefret ettiğiniz tayyip ondan daha iyidir. tayyip erdoğan kurumlardaki cemaatçi kadroyu tasfiye edip daha demokratik kökenli insanlar atamaya çalışıyor en azından cemaata uzak isimleri.

tayyipten nefret ediyorum ama yukarıdaki bilgi kesin kaynaklardan. onlarda tayyibi pasifize etmeye çalışıyor şimdi. en basitinden başkanlık sistemi mevzularından sonra zamanın haberlerine bakmanız yeter. tayyibi köşke yollayıp işini bitirme gayretinde hepsi.

arınç ve abdullah gülü bilerek ılımlıymış gibi göstermeye çalışıyorlar.
0
melancholyman
(08.11.13)
2002de de tayyibin ılımlı, demokrat olduğuna falan inanıyordu millet. halimiz bu. abdullah gülün, bülent arınçın falan da demokrat olduğuna inananlar varsa hala ohoo.

bi 10 sene daha kaybedecez desenize.
0
kta
(08.11.13)
hiçbiri ılımlı falan değil. ölümü gösterip sıtmaya razı olmayı kabul ediyorsan başka. Gül de arınç da erdoğan da temel konularda az çok aynı şeyleri söylüyorlar sadece erdoğanın üslubu daha sert ve saldırgan. Bunun sebebi de:
(bkz: iktidar zehirlenmesi)
Mesela arınçın şöyle bir beyanı var, sence daha mı ılımlı:
(bkz: alman polisine söyle tamamının kimliğini istiyorum)
0
dafaiss
(08.11.13)
eski fazilet partili birine ılımlı demek. komik kaçıyor bana göre.
0
a darkness coming
(09.11.13)
arınç cemaatçi. gelsin başa da bi görün kişisel özgürlük nedir nasıl kısıtlanır. erdoğan gitsin diye her yol mübah diyen zihniyetin aklı başına bi gelsin.
0
tescillimarka
(09.11.13)
Arınç'ın partiye katılmasının ve hala içinde olmasının AKP seçmeninin arasındaki en dindar ve en bağnaz kitleyi içinde tutmasını sağladığını düşünüyorum.

yani Erdoğan-Gül-Arınç içerisinde ılımlılıklar en uzak olan o.

AKP şeriat getirecek diye inanan ve oy veren insanları partide tutulabilmesini sağlayan kişi bence o.
0
burfak
(09.11.13)
(10)

Türkiye emperyalist mi?

yuzyillardir uyuyan dramatik prens
soru başlıkta. açıklamalarla belgelerle gelin. öptüm. ^_^
soru başlıkta. açıklamalarla belgelerle gelin. öptüm. ^_^
0
yuzyillardir uyuyan dramatik prens
(08.11.13)
Değil. Aksine bir sömürge ülkesi.
0
Troll
(08.11.13)
bir ülkenin emperyalist olup olmadığını belgelerle değil siyasal analizle açıklayabilirsin
0
dinsiz adam
(08.11.13)
siyasi analiz de kabulümdür :) çok vurmayın. öldüm.
0
🌸yuzyillardir uyuyan dramatik prens
(08.11.13)
@troll sömürge ülkesi yanlış tanım bence. düşük çıkarlı emperyalizm işbirlikçisi vs. olduğunu kabul edebiliriz ama sömürge ülkesi dersen sömürgeyi iyice açıklaman gerekir.
0
dinsiz adam
(08.11.13)
Sömürge demek belki tanım gereği doğru olmaz. Ben daha çok sözlük anlamıyla düşünerek söyledim. Türkiye'nin sömürüldüğünü düşündüğüm için. Perakendeci bakkal market bile yabancı sermaye Carrefour örneğin. Ülkede yetişen fındığı alıp işleyip ülkeye geri satan ferrero rocher de yabancı sermaye. Yani ağır sanayiyi falan hiç karıştırmıyorum. Bakkaldan marketten aldığımız gıdanın, günlük ihtiyacın kaçta kaçı yerli sermaye? Buna bakarak söyledim sömürülüyoruz diye. Bir de özellikle kültürel küreselleşmeyi göz önünde bulundurarak sömürülüyoruz dedim.

Bir de ülkenin kendi eğitim ekolü yok. Sömürge denince benim aklıma hep pılını pırtını toplayıp, hayatını ortaya koyarak dünyanın başka bir ucuna yerleşmeye giden bir grup insan gelir. Gittikleri yerde sosyal, ticari faaliyetlerde bulunurlar. Okullar, kiliseler açarlar. Türkiye'de de var yabancı okullar kendi ekollerini sürdüren. Bu gerçi artık pek bir şey ifade etmiyor sanırım. Bilemiyorum.

Yurtdışını geçtim, Türkiye'de yurtiçinde bile yerli bir eğitim ekolü var mı bildiğiniz? Benim aklıma gelen tek kurum cemaat oluyor. Yerli bir ekol olulturmuş ve dünya çapında da yayılmaya çalışan tek ekol benim bildiğim bu. Sadece hakkında fazla bir şey bilemediğimiz, kapalı bir kurum olan cemaat emperyalist olmaya yetmez sanırım. Kaldı ki Dünya'da sömürülecek bir şey varsa İngiliz bunu bize niye kaptırsın? İngilizin ağzından lokma almak kolay mı?
0
Troll
(08.11.13)
değil, ama bazılarının hayallerindeki. osmanlıcılık deniyor oralarda.

"emperyal", tek merkezden imparatorluk yönetimi. tek merkez olunca imparatorluk diğer il, ülke, toplumlara baskı yaparak ele geçirmek, onları yönetmek ister. romalılar ve britanya imparatorluğu en önemli örneklerdendir. osmanlı da emperyalist idi. yaşam biçimi empoze etme konusunda diğerlerinden belki ayrılabilir. kapitalizm ile karıştırmamak lazım. kapitalizm sermayeyi ele geçirir, kaynakları. emperyalizm toprak.
0
sana guluyorum sadece
(08.11.13)
hem emperyalist hem sömürge. ama emperyalist oluşu sömürgesi olduklarının çıkarlarıyla sınırlı. Ama ikisi de görecelidir, birçok siyasi kavramda olduğu gibi. Mesela sscb de emperyalisttir bana sorarsan ama bir başkası kabul etmeyebilir vb. Ya da pkk'lı birine sorarsan türkiye kürdistan toprağında işgalcidir diyecektir, kendi bakış açısına göre haklıdır ama başkasınınkine göre değildri vb. Kısmen de olsa göreceli işte nereden baktığına bağlı.
0
dafaiss
(08.11.13)
emperyalizm, "emperyalistler vs sömürülenler" diye ikili bir ilişki değildir.

Bütün dünyayı kaplayan mevcut kapitalist yapının kendisidir. Biz, emperyalist derken aslında bu yapının üst basamaklarını kastediyoruz.

Şu an dünyada ABD, Rusya, Çin, AB (Almanya-Fransa) en büyük emperyal devletler. Ama bir de Brezilya, Türkiye, İran gibi bölgesel güçleri yüksek devletler var.

Bana kalırsa, Türkiye elbette emperyalist. Katılın ya da katılmayın, KKTC adı verilen Kıbrıs adasının kuzeyini oradaki halkın itirazına rağmen işgal altında tutuyor, aynı şey, ülkenin doğusu için de geçerli.
0
ben bizzat kendim
(08.11.13)
"emperyal"in sözlük anlamına mı yoksa lenin'in tanımladığı kapitalizmin en üst seviyesi olan emperyalizme mi göre düşüneceğin de önemli
0
dinsiz adam
(09.11.13)
Bence Türkiye "üniversitede ortam piçi olcam." hayalleri kuran bir lise öğrencisi.
0
materyalist imam
(09.11.13)
(4)

-ler, -lar eki hakkında

the kene
A) "Derin venler, eşlik ettikleri arterler ile aynı isme sahiptirler." B) "Derin venler, eşlik ettikleri arterler ile aynı isme sahiptir." biri yanlış, biri doğru mu bunlardan? yoksa ikise doğru ama biri daha mı uygun? nedir ne değildir arkadaş, yıllardır kafamda bu soru:)
A) "Derin venler, eşlik ettikleri arterler ile aynı isme sahiptirler."
B) "Derin venler, eşlik ettikleri arterler ile aynı isme sahiptir."

biri yanlış, biri doğru mu bunlardan? yoksa ikise doğru ama biri daha mı uygun? nedir ne değildir arkadaş, yıllardır kafamda bu soru:)
0
the kene
(08.11.13)
b doğru olmalı
0
rock n roll
(08.11.13)
B sikki dogru.
0
manert
(08.11.13)
özne yüklem uyumu:)
aklımda kaldığı kadarıyla öznenin canlı cansız olmasına göre değişiyor. Şöyle bir örnek buldum:

İnsan isimleri çoğul olarak özne olduğunda yük­lem tekil ya da çoğul olarak kullanılabilir.

ÖRNEK: Sanatçılar sahneye çıktı. (D)

Sanatçılar sahneye çıktılar. (D)



Ancak insan dışındaki canlı veya cansız varlık isimleri çoğui durumda özne olduğunda yüklem tekil olmak zorundadır.

Kanun maddeleri Meclisle ele alındılar. (Y)

Kanun maddeleri Mecliste ele alındı. (D)
0
niye ama
(08.11.13)
ikisi de doğru yaa, ama bir anlama ayrımı çıkıyor şöyle ki:
- derin venler...............sahiptirler dersen derin venlere bir canlılık/kişileştirme isnat etmiş oluyorsun.
-derin venler..........sahiptir deyince de düz bir cümle işte, cansız bir şey hakkında kurulmuş.
ama kişleştirme gibi bir amacın yoksa @niye ama +1
0
dafaiss
(08.11.13)
(3)

KBB Uzmanı tavsiyesi İZMİR

hayo
Kent hastanesi ve Ekol KBB de aynı şekilde nazal polip ve sinuzit tanısı ile operasyon olması gerektiği teshişi konuldu. Ancak bu iki kurum da tamamen ticarethane gibiler. gerçekten operasyona ihtiyacım da olabilir ama fabrikasyon iş çıkarmayan işinin ehli ve hastaları "müşteri" olarak görmeyen bir
Kent hastanesi ve Ekol KBB de aynı şekilde nazal polip ve sinuzit tanısı ile operasyon olması gerektiği teshişi konuldu. Ancak bu iki kurum da tamamen ticarethane gibiler. gerçekten operasyona ihtiyacım da olabilir ama fabrikasyon iş çıkarmayan işinin ehli ve hastaları "müşteri" olarak görmeyen bir KBB uzmanı tavsiyesine ihtiyacım var.

eski duyuruları da inceledim ancak tatmin edici bir cevabı görmedim, tekrar sorayım istedim.

özel sağlık sigortam var. bu anlamda her tavsiye iş görür.

teşekkürler.
0
hayo
(08.11.13)
ekolden cem karas dan memnun kaldım ben
kimselerin çözemediği ses kısılmalarımı ve öksürüğümü reflüye bağlayarak hayatımın çözümünü buldu
0
i like dance and i like romance
(08.11.13)
op. Dr. Uğur elçi. En son eşrefpaşa'da çalışıyordu oradan ayrıldı galiba, kendi muayenehanesi de vardı. Gugıl size yerini bulmada yardımcı olur muhtemelen.
0
dafaiss
(08.11.13)
ekol'de halis ünlü'den memnun kalmıştım ilk başta. adam şikayetimin sebebini çok detaylı bir şekilde, benim anlayacağım dilde anlattı. tedavi süreciyle ilgili de çok güzel konuştu. ancak bana tam 3 AY kullanmam gerektiğini söylediği bir ANTİBİYOTİK verdi. ben bunu 3 ay kullandım, yine bi halt değişmedi. devlette başka bir doktora gittim 2 gün önce, adam "o ilacın fabrikası o adama ait heralde, naptın kızım sen 3 ay antibiyotik veren doktor nerde görülmüş" diye şaşkınlık içinde kaldı.

bir de o halis ünlü denen doktor bana kartını verdi, süreçle ilgili telefon aç haberdar et, sorun olursa sor falan dedi. cepten hiç ulaşamadım, kliniğini aradığımda da çıkan hemşire "ama bunun için randevu almalısınııaığğzz" dedi. sonuç, bir daha gitmem ben o adama. iyisi kimdir nerdedir, onu bilmiyorum ama.
0
letheavendangered
(08.11.13)
(4)

evde pc başından online iş ne yapılabilir?

fubarr
fiziksel bi rahatsızlıgımdan dolayı bi sure evde durmam gerekiyor. (1 sene gbi) bu surecte evde bu bos zamanımı nasıl kazanca cevirebilirim? online isler vs. tavsiyeleriniz nelerdir?faydası olabilecek özelliklerim: ingilizce, sosyal medya takip, iyi pc ve internet kullanımı.
fiziksel bi rahatsızlıgımdan dolayı bi sure evde durmam gerekiyor. (1 sene gbi) bu surecte evde bu bos zamanımı nasıl kazanca cevirebilirim? online isler vs. tavsiyeleriniz nelerdir?
faydası olabilecek özelliklerim: ingilizce, sosyal medya takip, iyi pc ve internet kullanımı.
0
fubarr
(08.11.13)
çeviri yapabilecek kadar iyi dil biliyorsan çeviri en iyi parayı getirir heralde bu işler içerisinde. onun dışında küçük/orta ölçekli şirketler için web sitesi editörlüğü olabilir.
0
10032007
(08.11.13)
çeviri
0
the kene
(08.11.13)
makale yazabilirsin
0
tuborg yesili
(08.11.13)
eğer içinde bulunduğun şartlar dahilinde anlaşabilirseniz ve 10 parmak klavye kullanabiliyorsan dizgicilik.
0
dafaiss
(08.11.13)
(2)

polis olan var mi?

rentts
aramizda polis kimse var mi?
aramizda polis kimse var mi?
0
rentts
(07.11.13)
Illa ki vardir lakin cikip soylemez burada bence.
0
fortisvita
(08.11.13)
şu 3bin lira maaş muhabbetinin aslında pek de öyle olmadığını anlatan bir entry vardı, anladığım kadarıyla yazarı polisti ama hiiç hatırlamıyorum adını bulamam yani.
son 2-3ayki türk polisi başlığı entrylerini okurken ulaşmıştım ona oradan verilmiş bkzlardan birine tıklarkene.
0
dafaiss
(08.11.13)
(9)

Film Önerisi

matilda
Böyle değişik, ilgimi çekecek bi film arıyorum. Mesela The Number 23, The illusionist, Click, a beautiful mind gibi filmleri bir hayli beğenmiştim. Ayrıca BeetleJuice en sevdiğim film. Animasyon da çok severim ama sonu sürprizli birşeyler de olsa iyi olur.
Böyle değişik, ilgimi çekecek bi film arıyorum.

Mesela The Number 23, The illusionist, Click, a beautiful mind gibi filmleri bir hayli beğenmiştim. Ayrıca BeetleJuice en sevdiğim film.
Animasyon da çok severim ama sonu sürprizli birşeyler de olsa iyi olur.
0
matilda
(07.11.13)
sonu sürprizli diye sorduğun filme gelecek her cevap spoiler niteliğinde olacak ama izlemediysen bence now you see me süper film, bence kesin beğenirsin.
0
in vino veritas
(07.11.13)
yazmaktan bıkmadım: mr nobody
0
inugard
(07.11.13)
prestige var o ayarda, now you see me var.

alakasız olacak o konseptten ama intouchables'ı tavsiye ederim bir de.
0
elmali kurabiye
(07.11.13)
trance
0
elorelia
(07.11.13)
ispanyol sinemasının nadide örnekleri var ; el cuerpo.

los cronocrimenes var ; zaman yolculuğu temasını geleceğe dönüş serisiyle seven beni darmadağın etti , ilginç bir film bence.

the jacket var ; piyanist şantör adrian brody abimiz oynuyor. psikolojik gerilim tarzında. belki sonu tahmin edilebilir ama ben o sonu o şekilde tahmin etmiyordum.
0
montauq
(07.11.13)
(bkz: bad boy bubby)
(bkz: sanatorium pod klepsydra)
(bkz: enter the void)
(bkz: angst)
falan filan
0
sanal hayvan
(08.11.13)
a fantastic fear of everything
headhunters
0
feykalade
(08.11.13)
el maquinista
abre los ojos
stay
shutter island
jacob's ladder
0
zihuatanejo
(08.11.13)
the man from earth
k-pax
0
dafaiss
(08.11.13)
(2)

Kız-Erkek öğrenci aynı evde kalamaz - bir entry

otopsicocugu
http://antik.eksisozluk.com/show.asp?id=38092339Sizce entry'nin sonunda bahsedilen "bu haberin doğruluğu...." kısmı doğrulanmış mıdır?Entry ile ilgili ayrıca yorum da yaparsanız sevinirim... Özellikle "gezi'de sizlerle aynı saflarda bulunduğuma utanıyorum arkadaş. bu kadar mı cahil cühela topluluğuy
antik.eksisozluk.com

Sizce entry'nin sonunda bahsedilen "bu haberin doğruluğu...." kısmı doğrulanmış mıdır?

Entry ile ilgili ayrıca yorum da yaparsanız sevinirim... Özellikle "gezi'de sizlerle aynı saflarda bulunduğuma utanıyorum arkadaş. bu kadar mı cahil cühela topluluğuyla birlite dikilmişiz biz? "

kısmı ile ilgili...
0
otopsicocugu
(06.11.13)
Haberin doğruluğu bizzat başbakan tarafından doğrulandı.
Haber doğru.

Bu arkadaş gezi eylemine muhtemelen katılmamıştır bile.
0
bugraa
(06.11.13)
b.arınç'a bakıp böyle demiştir. b.arınç da başbakan tekrar başka bir konuşmada aynı şeyleri tekrarlayınca çevir kazı yapmasın yaptı.
0
dafaiss
(06.11.13)
(8)

her şeyin en iyisini siz biliyorsunuz evet biz koyunuz

senialanaglasinalsinsikinicaliyabaglasin
İnsanların özellikle de sol görüşlü kişilerin artık sürekli; "her şeyi biz yaptık, gezi yi de biz yaptık, şunu da bunu da.. biz en süperiz en muhteşemiz ama sizin zekanız yetmediği için bunu anlayamıyorsunuz.. yüz yıldır sosyalizm marksizim anlaşılamadı, biz anladık çünkü sizden daha zekiyiz, daha ç
İnsanların özellikle de sol görüşlü kişilerin artık sürekli;
"her şeyi biz yaptık, gezi yi de biz yaptık, şunu da bunu da.. biz en süperiz en muhteşemiz ama sizin zekanız yetmediği için bunu anlayamıyorsunuz.. yüz yıldır sosyalizm marksizim anlaşılamadı, biz anladık çünkü sizden daha zekiyiz, daha çok okuduk, daha kültürlüyüz çünkü.. ayrıca siz de kimsiniz sistemin kölesi koyunusunuz.. biz sizden üstünüz çünkü biz kölesi koyunu değiliz.." demesi çok sıktı..

bu tavrın Başbakan ın "biz onu da daha iyi biliriz, sizden öğrenecek değiliz" tavrından farkını göremiyorum.. Hatta daha üzücü ve salakça çünkü bunlar bi de okuyup, öğrendiklerini ve daha kültürlü, zeki olduklarını sanıyorlar ama eleştirdikleri başbakandan bir adım bile önde değiller, fark yaratması gereken o bilme haline rağmen aynı yerde oldukları için, hatta daha da kötü durumdalar..

he gülüm he

siz tek tip değilsiniz zaten.. siz hiç aynı şeyleri aynı cümleler aynı örneklerle açıklamıyorsunuz..
siz her konuşmada yeni şeyler katıyorsunuz bu dünyaya..
siz değerlisiniz çünkü başkaldırdınız, diğerleri değersiz, koyun, kültürsüz..
siz insanları güya insan olduğu için sevip kucakladınız ve sınıf farkı olmasın istediniz ama o kadar malsınız ki çoğunuz nerdeyse hepiniz konuşmalarınızda sizinle aynı fikri, bilgiyi paylaşmayan insanları ezme eğilimde oluyorsunuz..

nere gitti hacım eşitlik???

sen beni ezdin bilmediğim ya da senin gibi -senin tarzında- başkaldırmadığım için..


bu tavırla artık o kadar sık karşılaşıyorum ki aynı ya da benzer şeyleri savunsam bile karşımdakinin bu tavrı beni o kadar çileden çıkartıyor ki anlatamam..

yazdım çünkü fikrinizi merak ettim..

belki sonra silerim..

okuyana selam..
0
senialanaglasinalsinsikinicaliyabaglasin
(06.11.13)
buraya bolca liboş sıfatı gelecek, hazırlıklı olunuz
0
reverse engineer
(06.11.13)
okudum yazını +1 diyorum.

Genel olarak insanlar diğer insanları kendi savunduklarını anlayamadıkları için savunmadıklarını düşünüyorlar.

Sağ sol farketmez isteyen istediğini savunsun.

Ha inandığı için değil çıkarı olduğu için savunan insanların sayısıda çok fazla.
Aptal olduğu/anlamadığı için değil çıkarı olduğu için savunduğunu düşünüyorum insanların.
0
basond
(06.11.13)
katılıyorum çoğunlukla ama hiç sormuyor musun "niye acaba böyle, sadece kendilerini üstün gördükleri için mi bu insanlar böyle tepki veriyor?"

- yöneltilmemiş, bastırılmış öfke.

insanların kendini ifade etmesi kısıtlandığı için, e engelleyene tepki veremiyor, hayatı tehlikede, sana böyle tepki veriyor, ya da senin tabirinle "onun tarzıyla başkaldırmayanlara.

bastırılmış öfkenin bir bastıranı, yöneltilmemiş öfkenin yöneltilmesinin engelleyeni vardır değil mi? kim peki?
insanların kendisini ifade etmesini ksıstlayıp engelleyenler.
yani "biz daha iyi biliriz" diyenlere çıkıyor kapı yine.
0
dafaiss
(06.11.13)
Açıkcası solcular bu ülkede bir halt yapacak durumda değiller. Beceremiyorlar, birleşemiyorlar ve örgütlenmekte beceriksizliğin zirvesindeler.

Sadece 3 ayda üniversitede 3 yeni sol grup oluştu, toplamda 13-14 tane sol grup var.

Hepsi toplanıp 3-4 kişiyle toplantılar devrim konuşmaları bildiriler falan filan.

Devrimci işçi bilmemnesi var, içlerinde tek işçi yok. Onu geçtim üniversitede işçi pozisyonunda çalışanlar bile sallamıyor bunları.

bazıları 7-8 yıldır üniversitede adam kantinde oturmuş örgütüne adam devşiriyor, devrim yapacak yıllardır.

kısaca bu zihniyette ki soldan bir cacık olmaz, sırasıyla tayyip sonra bir başka sağ parti lideri bunları s.kmeye devam eder, bu ahmakların salaklığı yüzünden halkıda s.kmeye devam eder.

zira Milletin çoğu bir bunlara bakıyor bir tayyibe, bunları görünce tayyibe oy atıyor.
0
efrasiyab87
(06.11.13)
insanların zaaflarını kullanmayı ahlaki bulmuyor olabilirler.ayrıca sol görüşlü insanlar okumaya,araştırmaya biraz daha meyilli oluyorlar.biat kültürü de olmuyor.
0
rock n roll
(06.11.13)
yazdığımı tekrar okuyunca biraz daha basitleştirme ihtiyacı hissettim: düşün ki patron sana bağırıp çağırıyor işyerinde, birşy talep ediyorsun umırsmayıp azarlıyor; ya da okuldaysan hoca canını sıkıyor ve aman işim/okulum/maaşım/bursum tehlikeye girmesin borçlarımı hasta kardeşimin ilaç parasını... nasıl öderim diye düşünerek susmak zorunda kalıyorsun. Sonra o öfke birikiyor ve eve döndüğünde aileden birilerine ya da arkadaşa dosta küçük bir meseleyi büyütüp çatıyorsun, çatacak yer arıyorsun. Çünkü onlar iş vb.yi tehlikeye sokacak konumda değil.

İşte iş/okul yerine iktidar, kaybedecek şeyler yerine de özgürlük, eğitim hakkı vb şeyleri koy, çatılan kişi de sen oluyorsun. Suçlu konuşmanı engelleyip taleplerini iletmene dahi tahammül edemeyen patron/iktidar özünde.
0
dafaiss
(06.11.13)
Tespitine +1 diyorum.
0
yazgisiz infaz
(06.11.13)
başıma sıkça gelen:

- hükümeti savunmadığım halde (asıl karşı çıkılacak yönleri, esaslı meseleler yerine yüzeysel, gündelik hususlara karşı çıkılması hasebiyle),

ve

- çoğu demokrasi (ve yuvarlak, muğlak bir özgürlük) talebini ilettikleri halde;

durum değerlendirmelerinde, bir bağlam arayışına girmemi, farklı bileşenleri hesaba katmamı zinhar kabul etmemeleri, zıt bile değil farklı yaklaşımları, anlama çabalarını yekten reddetmeleri, kelime hazneleri gibi düşünme yorma kapasiteleri vasat olanların, sadece a veya b seçeneklerinden birini, altını tam dolduramadıkları ifadelerle seçmeleri, buna rağmen "ben haklıyım, doğruyum" demeleri ve zıddına bile söz etmemeleri gerekirken farklı fikirler duymaya HİÇ tahammül edememeleri. kızsam mı üzülsem mi bilemiyorum.
0
tedirginlik hucresi
(07.11.13)
(21)

Ak parti hükümeti'nin iyi işleri?

lunedor
Nelerdir tam olarak? Ekonomi dediler yıllarca bak böyle olmaz bu lastik patlar dedik patladı da kısmen, sağlık dediler ki sağlık skandalları, kesilen paraların akıbetsizliği, her ilaç için fişleme sistemi vs vs. Hiç mi iyi bir şey yapmadı diyorlar ya bazen gerçekten buna cevap veremiyorum, hani evet
Nelerdir tam olarak? Ekonomi dediler yıllarca bak böyle olmaz bu lastik patlar dedik patladı da kısmen, sağlık dediler ki sağlık skandalları, kesilen paraların akıbetsizliği, her ilaç için fişleme sistemi vs vs. Hiç mi iyi bir şey yapmadı diyorlar ya bazen gerçekten buna cevap veremiyorum, hani evet bak şunları şunları yaptılar %100 çok süper oldu ama yanlışları diyeceğim yok aklıma gelmiyor,

Son dönem artan antipatim gözümü mü kör ediyor yoksa cidden bu adamların günümüz itibariyle tamamen başka alt nedenlere hizmet etmeden, halka hizmet amacıyla kimsenin cebini doldurmadan kısaca hizmet anlayışıyla ya bak şunu da çok güzel yaptılar diyebileceğimiz bir icraatları yok mu?

Objektif olma çabamda katkı sağlayanlara şimdiden çok teşekkür ederim.
0
lunedor
(06.11.13)
Belediyecilik anlamında güzel işleri var ufak şehirleri iyi yönetiyorlar.
Bir de işte hükümet olarak sigara yasağı en güzel işiydi.

daha da yok zaten :) çıkması da beklenemez.
0
croswell
(06.11.13)
Paradan altı sıfır atılması. Onun dışında yok bir şey.
0
devilred
(06.11.13)
önceden her türlü baskı ve zora "oh olsun" "tabii yapılacak" vesaire diyenlerin de önemli bir kısmına baskı ve zor uygulayarak o tiplere de neyin ne olduğunu biraz gösterdi. büyük başarı aslında.
0
kulkke
(06.11.13)
askeri vesayetin kaldırılması. Sadece onlara akpye mal edilemez ama onların döneminde oldu. Tabi bunun toplumsal zeminini hazırlarken toplum mühndisliğine giriştiler, hiçbişeye alakası olmayan insnların yılları heba oldu vb.

ekonomi=kanser hücresi. o da büyüyor ama vücuda zararverecek biçimde değil mi?gelir adaletsliğinde bir değişim yok, e neye yarar ekonomi?

Sağlık keza öyle, sigortasızlara 213 tl ödeme dayatması varken nasıl bir iyi yönde gelişmeden söz edilebilir?

Eğitim deneme tahtası.
0
dafaiss
(06.11.13)
sigara yasakları
0
nax
(06.11.13)
yahu düşündüm de askeri vesayetin yerine polis devleti geldi. onu da saymasak olur aslında. Yine de "iyi" olarak yorumlayan çıkabilir belki, biraz zorlanırsa.
0
dafaiss
(06.11.13)
eğitim, kötü işler

sağlık, iyi işler

ekonomi, yalan dolan

adalet, çökmek üzere

çevrecilik, standardın biraz altında

özgürlük, o ne yaa

marmaray.
0
duydukduymadıkdemeyin
(06.11.13)
sigara yasakları eyvallah da zaten bu kim olsa olacaktı muhtemelen, gerçi sigara zamları konusunu doğru bulmuyorum ben çünkü vergi sistemimiz ekonomide olması gerektiğinden büyük bir yükü taşıyor.

paradan altı sıfır atılması konusu da yanlış hatırlamıyorsam akp öncesinden planlanan bir şeydi.

eğitim sistemini direkt eledim bedava tablet filan güzel belki de 4+4+4 gibi her sene değişen ucubik bir hale geldi eğitim kaldı ki üniversiteleri de eğitime katarsak çıkamayız oradan :)

esas kastettiğim akp olmasa olmazdı hani yapması gereken değil ekstra olarak bu iktidarın başarısıdır denilebilecek bir şey var mı?

dip not: askeri vesayetin kalkması veya genel kurmay başkanının susması konusunda şunu unutmamalı ki o vesayet tek taraflı kalktı hani eskiden ordu irticanın tepesinde bir kılıçtı şimdiyse iktidarın elinde, gelecekte daha net göreceğiz bunu.
0
🌸lunedor
(06.11.13)
benim isime yarayan tek sey, ankara konya arasi hizli tren. rte'yi zerre sevmem ancak onun bu kibirleri, tavirlari olmasa sittin sene kimse yapamazdi belkide..
0
foolrules
(06.11.13)
askeri vesayet konusundaki tespitin doğru ama bir de şöyle düşün; o kısımda da akp-cemaat çatışması devreye giriyor. Şimdiden net bişy yok elbette dediğin gibi ileride göreceğiz. Ama tsk iç tüzüğü değişti,35. Madde galiba. Yani "bu konuda yasa tanımayız" diyen olmazsa, ihlal etmedikleri yasa da kalmadı ya, o iş de yaş.
0
dafaiss
(06.11.13)
ekonomi patladı mı?
tarihin ekonomik açıdan en güçlü türkiye si var şu anda.
turist sayısı 3 e katlandı.
sağlık sistemi toparlandı.
sgk toparlandı. 38 yaşında emekli olanlar vardı...
0
pause
(06.11.13)
@soso o sırada cevap yazdığım için gözümden kaçmış merak etme tik atarım ben hep compu bana kıyak geçiyor para almıyor tiklerimden :)

@pause turist sayısı arttı ama bunların çoğu turist değil yabancılara verilen geri dönüşümsüz ayrıcalıklar vs derin konu o, ekonomi en güçlü derken? satılan kaynaklar ve geri ödemesine henüz başlanmayan dış borçlar? artan işsizlik, ötv gibi garip vergiler yani ekonomi güçlü derken daha detaylandırabilir misin? sağlık desen yukarıda da yazdım/yazıldı zaten özünde özele teşvik eden, fişlemeye yönelik bir sistem mevcut kaldı ki teori çok önemli değil pratikte büyük sıkıntılar var bir gün işin düşerse fark edersin, sgk toparlandı mı bilemiyorum ama genel sağlık sigortası gibi bir uygulamaya doğru diyebilecek biriyle tanışmadım henüz, zaten sorumu tekrar okursan dünyadaki veya teknolojik gelişimler sayesinde olması gerekenler değil sadece akp olduğu için olan şeyleri sormuş idim, başörtüsü meselesi mesela olabilir, andımızın kaldırılması olabilir gibi doğruluğu tartışılır elbette hepsinin de herkesin görüşünü merak ettim ama bu görüş bence iyi bak süperden çok daha detaylı olabilirse sevinirim.
0
🌸lunedor
(06.11.13)
@pause

saglik sistemi mi?

isi olmayan belli yasi gecmis insanlardan yuzbilmem kac lira almak mi?
hastanelerde yillardir sabahin besinde daha gunes dogmadan siraya girip sira almak felan mi saglik olayinda isleri iyi yapiyor?

ekonomi mi?

ekonomik acidan en guclu turkiye pinpon topu fiyatlarina gore mi? asgari ucrete gel haci.. alim gucune gel, cari aciga gel, imf borclari bitti derken girilen borclara bak.

turist demissin..

isterse son bin yilin dunyada en fazla turist gelen yeri olsun, adam yurtdisindan otelini ayarliyo otelden tek ciktigi yer sahil.. doviz getirip kimi zengin ediyor bu adamlar?

ekleme: saglik sisteminde yeni recete duzenlemesi mi, artik profesorlerden randevu alamamak mi.. daha dusununce neler neer cikar..
0
foolrules
(06.11.13)
bu arada ekonomi konusunu ben de çözebilmiş değilim. ekonomiden anlamam ben ancak bir yanda tamamiyle muhalif bir ekonomist olan ege cansen'in akp ekonomisini karalayan ve mantığa uygun yazıları var, diğer yanda ise, tamamiyle objektif bir şekilde olaya bakıp aslında ekonominin normal seyrinde olduğunu, hatta geliştiğine dair bir açıklamada bulunmuş olan tanıdığım bir ekonomist var. ekonomiyle içli dışlı, olaydan anlayan başka tarafsız biri de yazsa iyi olur hazır lafı geçmişken. yani ege cansen'in yaptığı gibi sadece sayılar verip, şu senede şu kadardı, şimdi arttı borç bakın gibi değil de, biraz daha geçen zamanı hesaba katıp konuşacak birisine ihtiyaç var sanki.
0
soso
(06.11.13)
ekonomi konusunda üşenmeyen arkadaşlar uluslararası raporları inceleyebilir orada bahsi geçen büyümenin hangi ülkelerden geride olduğu görülebilir ayrıca almanya gibi oturmuş bir ekonomiden fazla büyümek başarı değildir gelişmekte olan bir ülke için, aslında bu konuda çevremize kendimize bakmamız bile çok sonuca gebe, maaş aralıkları, alım gücü, vergiler, özelleşen kitler(ki gelir ve satış rakamları ve hatta bunlara finansman sağlayanın devlet oluşu kısaca direkt peşkeş örnek isteyenler termik santral ihalelerini incelesin) gibi gibi, yabancı sermaye arttıkça bakanın dediğine geliyor durum ara eleman ülkesi hani bu noktada veriler zaten pozitif bir tablo çizmiyorken çiziyor olsalar bile dağılım olarak eşitsizlik baki.
0
🌸lunedor
(06.11.13)
ekonomi konusunda şu da incelenebilir:
(bkz: gini katsayısı)
0
dafaiss
(06.11.13)
- kürt-türk meselesinin masaya yatırılması (en büyüğü bence)
- askeriyenin gereğinden fazla olan gücünün elinden alınması
- sigara yasağı
- başörtüsü serbestisi
- ulaşım (marmaray, hızlı tren vs.)
- kentsel dönüşüm projeleri (tarihi doku vs. deniyor ama en ufak bi depremde o insanlar direkt mezara girecek
- ülkelere vize kolaylığı

ama yine de sevmem.
0
brkylmz
(06.11.13)
Başörtüsünün serbest bırakılması derdim iyi icraat olarak (ateistim) fakat eğer sen din ve inanç özgürlüğünü sadece sünni müslümanlara tanıyorsan (bak d,in ayrımını geçtim sadece mezhep var) bunun adı özgürlük değildir. ruhban okullarına da izin vereceksin, cemevleriyle ve alevilerle uğraşmayı keseceksin o zaman derim ki türbanın serbest bırakılması özgürlük içindi. onun için türban işini eledim.

ekonomi: eğer türkiye ekonomisi çok gelişti, tarihin en güçlü türkiye ekonomisi yakalandı diyorsan da doğal gaz zammından daha yüksek memur maaş zammı beklerim ben. her sene elektriğe doğalgaza %15-25 arası zam yaparken memur maaşları %3-%3 artıyorsa ekonominin nereye kime geliştiğinin bir önemi yok. işsizliği çözememişsin.

sgk toparlandı derdim eğer sigortasız çalışan yüzbinlerce işçi olmasaydı. ha sen diyeceksin ki işçiler de sigortasız çalışmayı kabul etmeseydi o zaman. patronlara eğer bir baskı yapsaydın işçilerin iş seçebilme hakkı olsaydı o zaman sigortasız çalışmayı düşünebilirlerdi. hala işçinin parasını bankaya yatırıyormuş gibi gösteren tonla işveren var. banka kartları işverende duruyor. işçiye asgari ücreti bankaya yatırıyormuş gibi gösteriyor. banka kartı işverende olduğu için işveren o parayı çekip 100-200 tl altını işçisine veriyor. bunu engelleyemiyorsan sgkyı nereye toparlıyorsun? tabii 213 tl zorunlu sigorta yaptırırsan eğer işsizlere o zaman toparlanır.

asker olayları: eğer darbeciler yargılansın, bir daha darbe olmasın diyorsan bu işi kökünden kazıyacaksın. gidip 90 yaşına gelmiş adamı yargılamakla darbeyle hesaplaşılmaz ki zaten bir bok da yaptıkları yok bu konuda. tabii ki ordunun gereksiz yere ülkenin her yerini ele geçirdiği günlerin bitmesi güzel. fakat bunu yaparken polisleri rejim ordusuna çeviriyorsan bir boka yaramaz yaptıkların.

sigara yasağı: sigara yasağını kim sallıyor bilmiyorum. düzenli gittiğim yerlerde sigara yasağı falan işlemiyor. herkes iç mekanda sigara içirtiyor müşteriye. tabii göz önündeki yerlerde falan bunu yapmak zor. istiklal caddesi üzerindeki mekanlarda belki içtirtmiyorlardır ama arka sokaklarında fosur fosur içiriyorlar. hele stadyumlar. resmen maça gittiğime pişman oluyorum. herkes sigara içiyor. güvenlik görevlisine şikayet ediyorum abi ben bir şey yapamam herkes içiyor alış sen de diyor adam.

dersane olaylarını ise medyadan nasıl takip ettiniz bilmiyorum ama haberlerde "dersaneler kapanıyor" diye bas bas bağırdıkları şeylerin hepsi yalan. dersaneler kapanmıyor isim değiştiriyor. amaç milli eğitim bakanlığının denetiminden çıkarmak. başka hiçbir amacı yok o hamlenin.

eğitimde yok bedava kitapmış, tabletmiş çok saçma buluyorum. kitabın içi fos. saçma sapan kitabları bastırtıp öğrenciye dağıtıyorsun. evrim teorisnin adının geçmesi bile yasak. isterse dönemde 500 kitap versin ne işe yarar. kaldı ki doğuda bir ton okulda öğretmen sıkıntısı var. napsın çocuk tek başına kitabı. okula gidecek yolu yok doğru düzgün.
0
godsparticle
(06.11.13)
kabinede hızlı tren kazasını hariç tutarsak ulaştırma bakanlığı en iyi çalışandı.

en kötü milli eğitim. zaten 50 kere bakan değişti, hiçbiri beceremedi.

ekonomi önceki tüm hükumetlerden daha iyi ama gene de yeteri kadar değil. sağlık da aynı şekilde.
0
kafkef
(06.11.13)
bu arada sanırım şöyle bir durumda var olması gereken-olan karşılaştırması da yapmalıyız, ulaştırma mesela güzel işler var evet peki 2002 yılında 2006'da bitirilmesi öngörülen bir proje 2013 yılında bitiyorsa? yani ulaştırma konusunda özellikle köprü tadilatı faciası yaşadık farkında olmadan ki işin içinde olmasam ben de fark etmezdim, standardı 10 gün olan işlem tecrübesiz firmaya yaptırıldığı için aylarca çile çekmemizi sağladı trafikte ki bir izmir istanbul otoyolu veya özelleştirmeler gibi gibi ki hızlı tren söylemeye gerek yok. belediyecilik alanında daha çok iyi şeyler yapılmış gibi ama bu da akp belediyelerinin mi başarısı yoksa ödenek konusunda mı bir kayırma var yoksa olması gereken daha doğrusu yapılabileceklerden ne kadar yakın veya uzağız bu noktada önemli gibi.

bir de ilk mesajımda dediğim şey asıl sorguladığım, "sadece halka hizmet" olarak yapılagelen bir şey yok gibi sanki güzel şeyler bile ama ile bağlanabiliyor ufak bir düşünme sonrasında.
0
🌸lunedor
(06.11.13)
paradan altı sıfır atılmasında yanlış bir şey yok. daha öncesinde planlanmış olsa da yapmaya cesaret edilmemişti. akp döneminde yapıldı sonuçta bunu. yanlışlık nerede?
0
devilred
(06.11.13)
(6)

"hangi baba kızının erkeklerde kalmasını ister"

long live rock n roll
Önsöz: rte ve akp'yi günahım kadar sevmem, çok övündükleri muhafazakar tutumlarından nefret ediyorum, atayızım, özgürlükçüyüm. Yazıdaki "kız" kelimeleri yerine "oğul" da konabilir.Sözlükteki "hangi baba kızının erkeklerde kalmasını ister" başlığını şukela modda açtım, en beğenilenlerin mantığı şu:"b
Önsöz: rte ve akp'yi günahım kadar sevmem, çok övündükleri muhafazakar tutumlarından nefret ediyorum, atayızım, özgürlükçüyüm. Yazıdaki "kız" kelimeleri yerine "oğul" da konabilir.

Sözlükteki "hangi baba kızının erkeklerde kalmasını ister" başlığını şukela modda açtım, en beğenilenlerin mantığı şu:

"bırak da bu durum babanın derdi olsun, sen karışma"

Buna karşı rte rolüne bürünüyorum:

"Ben yasaklamayacağım zaten, ne haddime. Apartmanda kalan komşular bunu görüp rahatsız oluyor. Onların şikayet etmesi durumunda bunu araştıracağız. Doğru ise kimliklerini öğrenip babalarına haber vereceğiz. Sonuçta babalar evlatlarından sorumludur, yanlış yapmasını istemezler"

Bunun sonucunda ne olacak? Baba ile kız kavga edecek. İcab ederse baba yer yer gidip kontrol edecek kızı, yakalayacak. Kızın ekonomik özgürlüğü de olmadığı için baba her türlü istediğini yaptıracak kıza. Herkes biliyor ki böyle durumlarda kızının üniversite okuduğu şehre yerleşip beraber yaşamaya karar verecek aileler olacağını biliyoruz. Ee, ne oldu şimdi "babayı ilgilendirir" durumu. Babayı ilgilendirir ama kız özgür değil. Oldu mu? Olmadı.

Buna ne diyorsunuz şimdi? Babayı mı ilgilendirir? Babayı ilgilendirirse, biz de babaya kızı hakkında haber veriyoruz ki ilgili olsun.

Başka bir entry'de de şöyle deniyor:

"babayı ilgilendiren sorudur. kızı değil. ya da şöyle diyeyim, bu sorunun kızı ilgilendirip ilgilendirmeyeceğine kız karar verir; kızın reşit olması kaydıyla."

Ben de bu görüşteyim ama size soruyorum biraz da felsefe yapmak amacıyla. Ben bir baba olarak kızımdan ne kadar sorumluyum? Reşit olana kadar büyük oranda hayatına ben karar veriyorum ama reşit olduktan sonra hiçbir söz hakkım yok mu? Biliyorsam zaten söyleyeceğimi söylerim. Peki bilmiyorsam, devletin bana haber vermesini isteyemez miyim?

Ben şahsen kızım reşit olduğunda kendi kararlarını verebilmesini, hayatını bana istediği kadar anlatmasını isterim. Ama biraz da felsefe yapmak için, çocuğumuzdan ne zaman kadar sorumlu olmamız gerektiğini tartışmak için soruyorum. Sınır 18 mi olmalı? Yoksa kademeli olarak sorumluluk azalmalı mı? Be zaman o kızın hayatını benden gizlemesi meşru olacak? Neticede 20 yaşına geldiğinde ekonomik geçimini ben sağlıyorum, hayatı hakkında biraz söz sahibi olmama gerek olmaz mı? Ne kadar söz sahibi olmalıyım? Tabii ki ekonomik özgürlük açısından tehdit etmem hoş olmaz ama ona hakkım olmamalı mı?

Babamla bu mevzuyu konuştuk biraz da felsefe yaparak. RTE'yi savunmuyor ama RTE'yi haklı çıkaracak bir argüman da sundu; "İnsanlar gençken hata yapabilir. Bazen bu hatalar büyük olur (birkaç örnek de verdi, gençken aldığı kararlar sonucu hayatı boktan olan insanlar hakkında). Ben bir baba olarak çocuğumu uyarmakla sorumluyum. Baskı yapmam, o ayrı, ama hayatını bileyim ki bir hata yapıyorsa müdahale edebileyim." Buna karşıt bir argüman sunabilir misiniz? "O insan reşitse, isterse hayatını gizler, karışamazsın" ne kadar geçerli bir argüman? Çocuğum bir birey olabilir ama ona para veriyorum, benim canım, ve genç yaşta hata yapabileceği için hatalarını bilmek isterim.

Bunlar hakkında araştırabileceğim kaynak verebilirseniz de olur.
0
long live rock n roll
(05.11.13)
0
s plus b
(05.11.13)
ailelerin kişinin hayatına müdahalesi kısıtlı olmalıdır. Bu sınır yasal olarak 18 evet. herkes 18 yaşında olgunlaşmıyor evet. ama aile müdahalesi çok farklı bir durum sadece gerekli durumlarda kontrolü ele almak çok farklı bir durum.

''hata yapıyorsa müdahale edeyim'' argümanı baştan yanlış. insan dışarıdan hatasına yapılan müdahale ile o hatadan ders almaz. ilerde o hatayı tekrarlar çünkü bilinçli bir şekilde o hatadan dönmemiş ailesi sayesinde bir hata yapmaktan dönmüştür. ve benzeri bir hatayı ileride yapmayacağının bir garantisi olamaz. oysa o hatayı yapsa ve sonuçlarına katlansa hayatı boyunca o tür bir hata yapmaz.

hayatımda birçok hata yaptım. hatta ailem yüzünden de hayatımda çok yanlış kararlar aldım. ama hepsinden öğrendiklerim var. evet büyük hatalar yaptım hayatımı değiştirecek kadar hem de ama şu an pişman değilim. sonuçlarını gördüm ve tecrübeliyim.

türk aile yapısı çocuk eğitimi konusunda maalesef sınıfta kalıyor. bu nedenle ruh hastası ağırlıklı bir toplumuz zaten.

bir çocuk sorgu, muhakeme ve neden sonuç ilişkisine sahip olduktan sonra yavaş yavaş aile çocuk yönlendirmekten vazgeçmeli. hatta küçük yaşta bile '' bugün ne giymek istersin? bugün nereye gitmek istersin? şunu yapmak ister misin? '' gibi sorularla çocuğun kendi başına aileden bağımsız bir birey olduğuna vurgu yapılmalı ve çocuk o şekilde yetiştirilmelidir.

tüm bunların dışında kızlı erkekli kalma mevzusuna gelirsek. arkadaş kime ne? yasak olan her zaman zaten daha caziptir. bu tür söylemler çok sakıncalı ve komik ve gereksiz. neyse bu konuda çok doluyum.

sonuç olarak neden hastalıklı bir toplum olduğumuzun cevabı tüm bunlarda gizli. ne psikolojiden anlıyoruz, ne çocuk yetiştirmek konusunda bilgi sahibiyiz.
0
tuborg yesili
(05.11.13)
ilerde kızım olursa inşallah, evlenene kadar sorumluluğu bendedir. türk aile yapısı da bunu gerektirir.

babanın haberi olsun mu olmasın mı konusunda ise, bizim okulda misal öyle şeyler oluyor ki keşke diyorum ailelerinin haberi olsa da durdursalar. çünkü belli yani sonu iyiye gitmiyor. bu muhafazakar bir bakış açısına göre "iyi" değil bu arada. sağlık açısından, standart açısından, iş hayatı açısından vs söylüyorum bunu.
0
tescillimarka
(05.11.13)
18 yasini doldurmus, artik resit olmus, kendi sorumlulugunu ustlenmis bireyler icin cok cok ender durumlar haric hic bir gecerliligi olmayan sacma sapan bir sav. sen kizina-ogluna, kendini korumayi, kendini uzmemeyi, sinirlarini filan ergenlikten baslayarak ogreteceksin, 18ine geldi bu, universitede okuyor catir catir sevisir simdi, dur ben bunu engelliyim, terbiye edeym diyemezsin.
özel hayat diye bir sey var, bu 5 yasindaki cocugun da var, 25 yasindaki kadinin da var. 5 yasindaki cocugun ozel hayatina karisma oraninla 18 yasindaki universite ogrencisi kizina karisma oranin elbette ki ayni degil. devletin sana haber vermesini istemek ne demek, bu nasil bir paronayaklik? sanki uyusturucu tacirligi yapiyor, yasadisi bir faaliyeti varmis gibi gostermek niye? kiz-erkek ayni evde kalinca cidden kotu bir seyler mi oluyor (ki kendim 3 erkek arkadasimla ayni evde kaldim 6 ay boyunca, 2 kere babam geldi ziyaretime filan, aklimizdan hic boyle seyler gecmedi yani, cok keyifliydi hatta), hadi bunlarin sevgili olduklarini varsayalim, ee? ayni evde kalinca noluyor yani, sonuc nedir, neyi ihlal ediyorlar da karisma yetkisini kendinde goruyorsun? edepsizlik ile kiz erkegin ayni evde kalmasi bir mi? her ogrenci evi ayni mi? ayni evde yasama mevzusu sadece evli ciftlere has bir sey mi, insan evlenince otomatik olarak edep sahibi mi oluyor, nedir?

bu durum babayi filan ilgilendirmez (cok cok ender durumlar disinda dedigim gibi), kizin-oglanin tamamen kendi sorumlulugundadir. o evlerde neler donuyor, hunharca sevisiyorlar, batili degiliz biz dogulu degerlerimize zarar veriliyor diye dusuneceginize bu ogrenciler nasil geciniyor, yurtlairn durumu nedir, ne yer ne icerler, dogalgaz-elekrik faturalarini odeyebiliyorlar mi, kredi-burs imkanlari ne derece gercekci diye dusunseniz, kizinizin cok daha hayrina bir is yapmis olursunuz.

yurtdisinda okuyorum, yari zamanli bir iste calisiyorum ama gecimimi babam sagliyor, maddi olarak ona bagimliyim yani. bugune kadar ondan majör bir sey saklamadim (ufak tefek seyler haric), basima bir sey gelse, biriyle dertlesmek istesem ilk onu ararim. beraber kabak koyuna tatile gitmisligimiz, karaormanlari filan gezmisligimiz var, oyle yakinizdir yani. fikirlerine cok deger veririm. bugune kadar da hic bir seyi yasaklamadi. (ergenlikteki sacma sapan seyleri saymiyorum)
0
seker sey
(05.11.13)
ben sorunu şurada görüyorum, lütfen kişisel alma bir de ifade ediş biçimini:
- aynı yerde kalan kişiler illa ki sikmek siktirmek zorunda mı? yani hemcinsi olsa da bir süre sonra mesela erkekler birbirinin dibini mi dövüyor? bu nasıl hastalıklı bir bakış açısı?

ek olarak, bu "kızlı erkekli çok ayıp" genelleyici imasında o kadar büyük bir vebal var ki, bilhassa ahiret inancın varsa, aklın durur; altından kalkılmaz. kalkılamaz. sözlükteki başlıktaki ya da buradaki her şeyi okumadım ama şöyle bir göz gezdirince bile bu "kızlı erkekli kalıyüleer sevişyüüüler ahlaksızlııık" imasının işaret ettiği kaideyi bozacak o kadar çok istisna yazılmış, daha da vardır yani benim okuduklarım/aklıma gelenler dışında.

buradan çıkalım, reşitse kime ne? zaten "reşit" dediğimiz olay her şeyde kendi sorumluluğunu almanın yasal yaşı değil mi? o zaman işi komikleştirsinler ve reşit olma yaşını 21'e çeksinler mesela? nasıl? benim şahsi görüşüm "reşit" dediğimiz yaş 16'ya çekilmeli. nerden tutsan elinde kalıyor çünkü. ama farklı durumlar için farklı düzenlemeler olmalı, yani "x yaşında reşit" çok genelleyici bir şey, duruma göre örneğin bişey için 19 yaş, başka bişy için 16 yaş... ama genel yasalar karşısında reşit olma hali 16.

"ekonomik özgürlüğğünü ben sağlıyorum"a girersek, baba evinden ev hanımlığına geçen kadınlar köle yaşayıp köle mi ölecek? ekonomik özgürlüğünü ben sağlıyorum karışmaya hakkım var demek dünyadaki en en ahlaksızca tutum.

babanın dediği de yakınlığına/samimiyetine bağlı. "bilmek isterim" derken aklından geçenleri, kastettiklerini eğer o yaşa dek o "baba" yakınlığını hissettiremediyse asla bilemez, en azından evladından öğrenemez; hissettrdiyse de zaten bunun için ekstra bir çaba gerekmeyecektir muhtemelen.

kaynak olarak da, yani genel olarak şunlar olabilir:
laurence steinberg - ergenlik
john santrock - ergenlik
ayrıca gelişim psikologlarının teorilerini inceleyebilirsin, ergenlik-genç erişkinlik dönemini kapsayan.

abi bir de kabe de kızlı erkekli tavaf ediliyor, o da mı "muhafazakar yapımız"a ters? işte bu kafalar hacda bile kadınları taciz ediyor sonra.
0
dafaiss
(05.11.13)
sonra diyorsunuz ki komsuluk oldu, insanlar sitelerde oturuyor vs. amina koyim ben boyle komsunun. acik ve net.

ayrica kiz-erkek evde karisik kalirken anlamadigim bir nokta var. simdi bu karisik evlerde kalanlar sevgili ise bunlarin ogrenci olup olmamasinin bi onemi yok o zaman yani hic kimse evlenmeden beraber yasamasin demek bu.

eger obur turluyse yani kimse kimsenin sevgilisi degilse durum daha da fena, et beyinliler zannediyolar ki biz her gun 3 e 3 grup yapiyoruz, ev kerhane hatta. bu kadar sapiklik duzeyinde dusunce olamaz, olmamali, hastalikli bir dusunce bu. ev arkadasi lan o, kiz-erkek ne farki var.
0
modlar bu benim feykim silebilirsiniz
(06.11.13)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.