değil :)

Değil, yaşadığım sıkıntıların 1/10’inden bile haberi olmaz.

Annemin rüyaları genelde çıkıyor ama enteresan bir biçimde bugüne kadar bana dair bir rüya hiç görmedi.

Benimki de böyle. Aynen anlattığın gibi ara sıra arar ve o an üzüntülü ya da sevinçli ne varsa rüyasında görür. Anlattıkları da aynen yaşadığım şeylerdir. Anneliğin default'u bu sanıyordum ben. Bana çok normal geldi anlattıkların.

Benim annem de böyle. Bazen rüyasında görüyor bazen direkt hissedip açıp söylüyor iyi misin huzursuzum vs diye. Bana da hep çok ilginç geliyor annelik içgüdüsü böyle bir şey herhalde.

değil

Ananem böyle insanı ürkütüyor gerçekten. Evham yapmaması için söylemediğimiz şeyleri bile bir şekilde rüyasında görüyor. Her şeyi saklar olduk inanmasın artık rüyalara diye. Bu sefer ben şüpheye düşüyorum kesin bir şeyler olacak kafasıyla.

:))) aynen böyle. Hatta daha dün sabah annemin aramasına uyandım, rüyasında sıkıntılı görmüş beni :)
Hiçbir şey anlatmam ama hissediyor işte, tabi yok iyiyim yolunda her şey diyorum ama..

kısmen böyle. bence hissediyorlar.

bana taa üniversitedeyken yazan bir çocuk vardı ama sevgilisi de vardı, anneme fotoğrafını gösterdim nabız yoklayayım diye. "kız bu bildiğin yakışıklu bunun sevgilisi vardır" dedi anında asddkflg.

Degil, ozur dilerim hepinizden ama çok fazla etkileniyorsunuz izlediginiz filmlerden.

@Deathrow konunun izlediğimiz filmlerle ne ilgisi var peki onu da açıklarsan belki sana yardımım dokunur.

Degil benimki.

bir defasında, ergenken ailemden gizli aydın'a gitmiştim.
şu anda hatırlayamadığım bir ayrıntı ile beraber bunu rüyasında görmüştü.

Evet sasirtici derecede guclu hisleri var. Resmen surviallence cam kullaniyor gibi.

ben dinliyorum. ingilizce kulak asinaligi icin bire bir. faydasini gordum. ek olarak, yeni seyler de ogrendim podcast dinleyerek.

teknolojinin faydali olup olmamasi kullanim seklinize gore degisir.

merakli oldugum konu, takip ettigim prof. spesifik olmasi lazim ama evet. acip da dinleyim isi degil.

komedyenlerin konuk edildiği podcast'leri dinliyorum. örneğin bill burr. çok komik adam.

cenk erdem power fm'de sabah programı yaparken dinleyemediğim zamanlar akşam yatakta dinliyordum.

Hemen hemen her gün podcast dinliyorum.

@nice tnetennba, bill burr'un kendi podcast'i var, seviyorsan onu da deneyebilirsin :)

Ben bi ara baslamistim yururken canim cok sikiliyor diye de sonra kendimi fazla kaptirip odaklaninca gelen gecen arabalari fark etmemeye baslayip biraktim. Bilgi duzeyumin eksik oldugunu dusundugum konulari dinliyodum ben genelde.

Ben de ingilizce için dinliyodum ama evde yapmak çok zor. Genelde uzun yürüyüşler esnasında dinleyebiliyorum zira muzik dinlemek ve podcast dinlemekten başka seçenek yok.

is yerine giderken ve donerken dinliyorum, gunde 1.5 saat filan.

Yabancı arkadaşlarımın hepsi çok severek dinliyor nedense.

Dinlemediğim gün yoktur herhalde

Kaliteli ses kayıtları olan podcastler bulamadığım için dinlemiyorum. Varsa tavsiyeler alırım ben de hazır başlık açılmış. Eğlence/mizah olsun yeter. Trafik başka türlü çekilmiyor.

Hic dinlemedim dinlemem de. Dunyanin en sikici seylerinden biri.

1 kere dinledim. oktay çavuş'la nfltr'den bi elemanın türkiye amerikan futbolu ligleri hakkındaki bi muhabbetiydi. 2 saat falan.

ara sıra şunu dinliyorum: (bkz: you are not so smart).

Ünsal ünlü’nün podcastlerini dinliyorum aux dan arabaya verip yol boyu gündem ve gazete yayınlarını dinliyorum

uyurken dinliyorum. son 6 ayda 50 tane dinlemişimdir.

Valla yanına yatıp öperek uyandiracagin birisi değilse uyandırma tabi ya

Yanındaysa not yazabilirsin, uyanmasın yazık.

Hastaymış bi de, bence uyandırmayın. Uyandığımda başucumda bir browni üzerinde de uyandırmaya Kıyamadım, iyi ki doğdun minvalinde bir not görsem gözlerim dolar çok mutlu olurdum.

msiny +1
Hasta insan için en güzeli öyle olur

çok hassas bir durumda olmalısın şu anda kimse bu topa girmek istemez ama ben gireceğim.

Dostum, bu hayata başlamadan ana rahminde ölen çocuklar var,

piyango çıkıp parayı 1 senede yiyip aç muhtaç kalanlar var.

Mutlu mutlu yaşarken kanser olanlar var.

Daha neler var neler.

Demek istediğim hayat düz bir çizgi değil, dengeli hiç değil. illaki mutlu olabileceğin ortamlar ve durumlar meydana gelecektir. Kimseyi suçlama, sabret, sağlığının kıymetini bil.

Ben de senin 23 yaşındaki versiyonunum ;(

Yapacak bir şey yok maalesef:

Şımarıklık yapma yüzsüz herif. Senin yerinde olmak isteyecek milyar tane insan var. Ağlamayı kes de kıçını kaldırıp harekete geç. Küçük bi kız çocuğu gibi görünüyosun.

İntihar deme sakın, arkanda bırakacaklarına acı. Aylardır gidenin arkasından perişan oldum, nolur ya.

severler, paran da olur. onemli olan yasama sanatini ogrenmek. mutlu olma kapasitesi icimizde sakli. dis etkenlerle cok da bagi yok. hayattan tat almayi ogrenmeye calis.

önce biri seni sevecek de öyle mutlu olacaksın kafasından çık. önce kendini sevmeyi öğren. daha 27 yaşındasın, halledersin.

27 yerine 17 mi yazacaktın?
Büyük ihtimal böyle vasıfsız ya da sıkıcı birisin, bu da şaşırtmaz.

hususi bordo diye bir şey yok. hususi pasaport yeşildir, bordo pasaport = umumi pasaport.

Çipli

mantar?

sadee traş ettiğin bölge mi kaşınıyor, yoksa traş etmediğin yerler de kaşınıyor mu?

Mantar nasil bir sey bilmiyorum ama görünürde bir degisiklik yok, bir anormallik görünmüyor ama kasiniyor.

@killerbee
Tras ettigim bolgeyle birlikte belli bir alan kasiniyor, basindan beri ayni alan. Buyuk bir alana yayilmis degil kasinti.

mantar olsa kötü koku olabilir diye tahmin ediyorum.

eğer bu aralar çok terlediysen ve orası terden dolayı tahriş olduysa bu şekilde de olabilir.

Yok epey oldu kasinmaya baslayali. Tahris falan yok, deride her sey normal gorunuyor.
Hafiften korkmuyor da degilim.

git doktora, bin tane sebebi olabilir
çamaşırların iyi durulanmaz, fazla deterjan koyarsın alerji yapar.

umumi tuvaletten mantar gibi bişey bulaşmıştır, git gide kötüye gider.

rahat da vermiyor sana baksana.

stilex krem dene. sonra da doktora gözükmekte fayda var.

Kasık biti falan olmasın?

çamaşırlarını kontrol et. (özellikle çamaşırlarının dikiş yerlerini) ufak ufak canlılarla karşılaşırsan sorunu buldun demektir. kasık biti.

yıllar önce bende de aynı problem olmuştu. allahım kaşınıyor ama ne güzel kaşınmak öyle. nedeni mantarmış. acilen cildiyeye git.

Durmayan bir kaşıntı ve şişme varsa mantardır. Kremleri var zamanla çözülür.

Kasik biti olsa simdiye farkederdim, surekli inceliyorum.
Sadece kasinti var, sisme yok. mantara benzer bir goruntu yok.

Caminin önünden tramvaya binip Halkapınar'da inip İzban'a geçebilirsiniz. 01:06 son sefer. 00.20'ye kadar tramvay var. Olmadı taksiyle Halkapınar'a gidersiniz.

@teknikekip o tarafta hiç tramvayı kullanmamıştım iyi olmuş ama sorun zaten izbanı kaçırmak umarım yetişiriz konser 9 da başlayacak

Valla baykuş seferleri duruyosa hat 920 var eshottan bi bakın

Soruna tam cevap olmayacak ama bir gece kalacak şekilde kafa dinlemeye kaçıp, gündüz halk plajında denize girip çarşısında ara sokaklarında gezip foto çekip akşam da rakı-balık yapma planım var Dikili'de (iki senedir; bu sene yapacağımı umuyorum). Neyse kafa dinlersin işte. Dikili'de bilmiyorum da Çandarlı'da gözüme kestirdiğim uygun fiyatlı rakı balıkçılar vardı. Belki bir gün Çandarlı'ya gidebilirsin. Araba yoksa belediye otobüsleri de var.
Bademli köyü de çok güzelmiş diyorlar, araba varsa oraya bir uğrayabilirsin.

bir agac dikelebilir.

bergama'ya gidip o muhteşem antik kenti görebilirsiniz.

Denize sabah git öğlen dalgalı oluyor. Bademli güzeldir. Roma dondurmacısı var orası çok popüler. Yazlıklara doğru canlı müzik yapan yerler var gidebilirsin.

bir demliğe 4-5 tatlı kaşığı koyarım. çayın rengini kullandığın çayın markası da etkiliyor. mesela bimde berk seylan çayı var. rengi süper ama tadı alışkın olmayana ağır gelebilir. çaykur filizin tadı da rengi de güzel oluyor. lipton profesyonel harman var. o da iyi.
uzun lafın kısası, çayı değiştir.

suyun çok iyi kaynaması lazım. iyice kaynadıktan sonra demliğe koyulur su, daha sonra üstüne çay tozu eklenir. biraz kaçak çay da koyulursa tamamdır.

İlk önce hangi çay olduğu önemli yıllardır biz çaykur sarı kullanıyoruz. ikinci aşama 2-3 yemek kaşığı çaya çaydanlığın deliklerinin hemen altına kadar kaynar su koyuyoruz. Damacana suyla daha lezzetli oluyor tabi. Demini alması da çok önemli en az 15 dakika kokusu çıkana kadar beklemek lazım.

Biz, 4-5 kaşık normal çay, 2 kaşık da Seylan çayından ekliyoruz demliğe. Sonra soğuk su ile hafif yıkadıktan sonra (bunu ben her zaman yapmıyorum) kaynar su ile demliyorum. Yarım saat kadar deminin almasını bekliyor, sonra da içiyoruz.

kaynamış ya da kaynamaya yakın su, üzerine çay şeklinde, marka önemli ama benim için filiz çaylar favori.

Ben daha temiz iş olduğundan ve Tiryaki olmadığımdan demlik poşet kullanıyorum, kendime demlerken koyu içmediğim için minik demliğe bir poşet çay atarım üst demliğin dibine de çok az su koyarım, suyu iyi kaynattıktan sonra çayı demlerim, güzel de olur. Misafire yaparken 5-6 poşet çay üzerine rengi daha güzel olsun diye bir tutam seylan atarım, suyla çayın tozunu alırım ve aynı şekilde dibine su koyarım, yine suyu iyi kaynatıp demlerim. Pek beğenilir.

1 yemek kaşığı, 2 yemek kaşığı 3-4 çay kaşığı olayı tamamen çay ve demlik ile doğru orantılı olan bir korelasyon içerir. aslında çay olayı çok farklı şeylere de bağlı arkadaşlar zaten belli başlı şeyleri yazmışlar.

Savulun çay uzmanı geldi.
Bi kere bi kaşık çayla olmaz o iş. Yaklaşık bi çay bardağı kadar çay otu koyuyorum ( sülale kalabalık )
Bi de çay karışımı önemli

Su kaynadıktan sonra 2 dk soğutulacak
En fazla 20 dk dem alıcak

enpara ayarlarsan istedigin seviyelerde SMS atiyor ucretsizdi en son.

xe

Bigpara

İlk önce pro destek almaya kendisini ikna etmeniz lazim, zaten ülke öyle bir durumda ki yakında bir çok kişi ruhsal tedavi görmeyi kendi isteyecek. Ben de onlardan biriyim.

Hobi vs değil ama bir uğraş bulmalı kendine, kalıcı ya da geçici bir iş gibi. Yani kendini işine vermeli ki kafaya taktığı şeyleri düşünmesin ama kesinlikle profesyonel destek şart gibi görünüyor.

Yaşadığınız yere göre küçük etkinlik, gezi vs yapabilirsiniz. Zor bir durum. Çok şahit oldum. En çok da aileler zorluk çekiyor.

@dapda kendisi saz çalışıyor ama evde kimse yokken destek istemiyor. Doktora gittiğini söyleyip çok kez gitmediği ilaçlarını içmediği oldu. Ailenin verdiği doktor paralarını harcıyordu, insanlar iyice umutlarını kestiler.

Bir tanı koyması lazım doktorların, rahatsızlığı şu diye, sonra ona göre yön vermeniz lazim ama işte en başta kendisi istemeli çünkü çocuk değil ki elinden tutup götüresiniz.

Doktora beraber gidin olmadi, maddiyat elveriyorsa ücretli gidin çünkü psikiyatriler özel gidersen çok farklı muamele gösteriyorlar hastalarına.

Benim gittiğim 40 dakikaya 450 tl alıyor mesela ama daha uygunları da var.

@dapda obsesif kompulsif bir tanesi ama bence başka şeyler de var yaptıklarının hepsi bu tanıyı karşılamıyor gibi en azından okuduklarım. Yemeğine antidepresan ezip atıyorlar bazen ve bu iyi geliyor ama kalıcı değil ne kadar doğru tartışılır.

(bkz: airbnb)

saatlik kiralayan yerlerden uzak durmakta fayda var.

en onemli kriter referanslar. o yüzden airbnb uzerinden kiralamak daha güvenli. sahibinden vs. gibi sitelerde muhatabınız yok.

Kamera var mı yok mu diye kontrol edin bence

Saçmalamış

helyum balonu sana verirsem balonla birlikte uçarsın demeye getirmiş sanki.

Sana bir deri bir kemiksin demiş.

"go down" hem aşağı inmek hem de gerçekleşmek, olmak anlamına geliyor. helyum balonu da yapısı gereği yükselen bir şey. yani eşleşmemizi kutlamak için sana helyum balonu alırdım ama aşağı inmezdi/uygun olmazdı demiş oluyor, kelime oyunu yapmış. piçli, laf sokmalı bi' şey yok; helyum balonunun yükselmesini "go down"la şeyapmış.

biraz "ay'a baktım seni gördüm, sana baktım ayı gördüm" tarzında bir espri ama onun zararsız olanı sjfsk

you're hot demek istemiş de olabilir.

pek iyi bi espri değil.

eyy match, sen kimsin ya? diye bir cevap verebilirsin. ama ingilicce yaz.

google'a yazınca bestpickuplines.com mu ne geliyor o derece dandik bir laf. are you an angel falandan bile çok çok daha dandik.

Kombini mombini gec, efendi gibi takim elbiseni giy, kravatini tak, git. Zaten bir erkegin 1 adet de olsa takim elbisesi olmali.

d's damat'ta su siralar indirim var, ben 2 hafta once cok uyguna aldim koyu renk takim elbise.

Bence kendi başına yapmamalısın. Acemilerin işi bu konuda çok çok zor. Ya kız arkadaşınla seçim yap ya da baştan aşağı kombinlenmiş bir takım elbise al.

Manzaraya puanım 10 sana puanım 9 kanka

Kapanış ifşası için başarılı :) montun kürküne puanım sıfır ama ;)

manzara muhteşem :)

manzarayla uyumlu bir giyim olmuş, gri falan.

@eksi sozlugun tatlı insanı,

Tarzı değil de kürk kötü diye öyle dedin diye düşünüyorum, senin için üşenmedim yataktan kalkıp baktım. Ayrı ayrı yazmamışlar ama yüzde 40 yün geri kalanı sentetik malzemeymiş. Onu da montun içine koymuşlardır. Yün de zaten koyunlardan falan kırpılıp yapılıyor diye biliyorum, umarım hiçbir hayvan zarsr görmemiştir :)

Aras bulut sandim

Maşallah manzara ve mont güzel :P

soru?

paylaşım için teşekkürler.

Soru: nasil duzelecek bu olay?

düzelmez, dikkat ederek normal(yavaş) konuşabilirsin ama buna dikkat etmeyi unuttuğun anda yine normale dönecektir.

bu gün bi videoda korece konuşan bir adamın benzer sorununu gördüm.

adama diyolar ki, sen ingilizce gayet normal bir erkek gibi konuşuyorsun ama korece konuşmaya başladığın zaman karşımızda sanki bir kadın varmış gibi oluyor, kadın gibi konuşuyorsun, ne iş falan dediler.

adam dedi ki , koreceyi ben kadın öğretmenden öğrendim, o yüzden onun yumuşak tarzı , vurguları bana geçti ve bu hiç düzelmedi.

adam amerikalı, soruyu soranlar koreli

Kendine düzgün konuşan birini örnek al. O kişinin videolarını izle hep YouTube'da. Bir süre sonra onun gibi konuşmaya başlarsın. Ben bir ara J.K. Rowling'in röportajlarını izliyordum. Sonradan fark ettim ki, bazı kelimeleri onun gibi telaffuz etmeye başlamışım, onun tonunda konuşmaya çalışmışım.

@photographer pek ic acici olmadi ama tesekkur ederim. Gercekten sebebi boyle bir sey olabilir cunku her gun dinledigim ve konustugum kisi de benden daha da beter
@dissendium yutup videolarinda agir konusanlari dinlemek bile istemiyordum cogu zaman sanki anlamasi cok kolaymis ve bana bir yardimi dokunmuyormus gibi geliyordu. Belki bu da baska bir sebebidir. Rowling'e bakicam ama kesin

Onların zihnen anlayış ve tahlil - hızını - geçmeyerek..

Native speaker'lar da cok hizli konusur. Onlardan hizli konustugunu sanmiyorum ama onlarin konusmasi gayet anlasilir. Anlasilmaman aksan ya da teleffuzdan oturu olabilir.

bu sorun galiba bende de var. genel ingilizce'yi bilen türklerde olduğunu düşünüyorum hatta. aslında akıcı konuşmak hızlı konuşmak değil. ama burada bir sıkıntımız var bizim. başka birilerinden daha duydum çünkü bu durumu. hatta yabancı biri türkler çok hızlı ingilizce konuşuyro anlaşılmıyor demişti. (tabii iyi seviye bilenleri kast ediyorum)

düşünmeden konuştuğunu varsayıyorum.. burada kendine biraz nefes alacak bir pay bırak konuşurken ve arka planda hep sakin olma kısmını düşün. yavaş yavaş kur cümleleri.
çok zor bu arada alışkanlığı yıkmak ben de yapamıyorum malesef..

Tek tek konuş takıntı yapma o dil senin ana dilin değil.

Hızli konusmanin akici konusmak oldugunu düsünmek gibi yanlis bir anlayisa sahipsin. Ama bu sadece sende yok, baska Türklerde de siklikla karsilasilan bir sorun bu.
Sakin sakin konusmaya calis, anlasilir olmaya gayret et.

Araştırma görevlisi olmak için maksimum 35 yaş şartı var. O nedenle çok şanslı değilseniz akademik kariyer mümkün olmayabilir.

Bu tür sözel bölümleri açıköğretimden de okuyabilirsiniz. Örgün eğitim yerine açıköğretim+meslek edindirme kurslarına gidebilirsiniz. En azından grafik tasarım dışında bir mesleğiniz daha olur.

Bence biraz daha bilgi vermeniz gerekiyor. İstediklerinizden, hedeflerinizden...

Durumunuzu tam anlayamadığım için de benim nacizane fikrim; iyi bir mesleğiniz var, bunun üzerine gidin, sizi sıkan taraflarından kurtulmanın yollarını düşünün. Şurda, şu sartlarda bu işi yapsam mutsuz olmazdım diyebiliyosaniz onun yollarini arayin

Yine bilgisayarla alakali olabilir. Simdiki aklim olsa ya yazilim ya grafik secerdim.

Trip, sitem olduğunu hissederdim ve önemsediğim biriyse bunu yeterince göstermediğim biriyse iyi manada üstüne giderdim kendimi affettirirdim. Ama zaten mesafeli olduğum biriyse sırf tavırsa sırf gıcıklığına ise kızabilirdim.

Karsimdaki insani pek ciddiye almadigimi ve onu istemeden kirdigimi dusundururdu. Her turlu ufaktan uzulurdum.

Tamam derdim. Haklı çünkü.

Ona zorla konuşuyormuşum hissini verdiğimi düşündürttü. Eğer gerçekse yani ben de böylr düşünüyorsam onaylar ve nedenlerini yazardım yok değil yanlış anlaşıldıysam da kendimi doğru ifade etmiş ve doğru anlaşılmış olduğuma emin olana dek uğraşırdım.

Kişisine ve aradaki hukukun derinliğine göre, bi de o anki ruh halime göre değişir.

oradaki da birleşik yazılıyor yalnız diye düşünüp karşımdakinden soğurdum. ajdjdjdd

iç ses: "-işte evleneceğim kadın"

Flört durumu var gibiyse net sıktır çekmiş kişi. Yazma bana her gün, benim mesaj beklediğim kişi sen değilsin demiş.

Mesaj beklediği kişi zaten bu her gün konuşmayalım kişisi olsa öyle bir mesaj gitmezdi

Söyleyen hatun ise sıkılmış, erkek ise manitası var.

Yani diyor ki sen olmasan da olur. Hic zorlamazdim ben.

"Evet, bence de" derdim.
Bir şey hissetmezdim, çünkü öyle düşünüyorum ben de.

Ama bu kişinin bir manipülasyon çabasıyla söylediğini düşünüyorsam hakkında fikrim biraz değişirdi.
Gerçekten "beni azıcık rahat bırak" demek istediğini düşünüyorsam, konuşma başlatma oranımı 0%'e düşürürdüm.

Hah sonunda kendim gibi biri bana denk geldi çok şükür derdim. Sevinirdim.

Kastırdığımı, abarttığımı düşünürdüm. Hele bunu dile döktürene kadar bayıyormuşum.

ya da muhabbetim sıkıcı ve yapay değildiyse karşı tarafın benle aynı frekansta olmadığını anlardım.

zorla yaziyormusum gibi hissettirmisim karsi tarafa ve o da bozulmus, laf sokuyor.

diye dusunurum.

sadece bu cümleden yola çıktığım için trip attığını düşünüyorum ama haklı mı haksız mı bilemicem.

Varlığın yokluğun bir, çok da kasma alt metnini okurum. Yazmam heralde bir daha.

çay gibi kuru gıda-yiyeceklerde sorun yaşamazsın.
şampuan almasan daha iyi, hem 5 ay yetecek kadarını taşıman zor olur, hem de akması muhtemel bir ürün. bagaja vereceğin bavulda deodorant olması sıkıntı çıkarmaz.
düzenli kullandığın ya da arada sırada tutan bir ağrına/rahatsızlığına iyi geldiğini bildiğin bir ilacın varsa, mutlaka yanına al.
tekrar gittiğin yerde almanın maliyetli olacağı düşüncesiyle, kulaklık, hdd disk, usb disk gibi minik ama etkili teknolojik aletleri koymayı unutma. genelde usb hep unutulan oluyor. (:
terlik mühim. o da unutulan bir kardeşimiz. yurtta/hostelde falan mutlaka lazım olacak.

şimdilik aklıma gelenler bunlar. /:

Kahvaltılık götürebilirsin. Çay- kahve ordan da bulursun. Meyve kurusu (kayısı, erik) yiyorsan onlardan bulamazsın... Avrupada bim-migros arası zincir marketler çok, uygun fiyatlı bulabilirsin eksikleri.

her türlü ıvırı zıvırı bulacaksın zaten gittiğin yerde - bir tek şey hariç: yemek. ahanda bu yüzden de baharat götür. o kadar memleket gezdim, bizdeki gibi tadı olan baharat görmedim. toz biber gibi her yerde olanı da, sumak gibi bizim daha çok kullandığımız şeyleri de doldur götür en güzeli. benim stok bitince aldıklarım yerini tutmadı.

bir de kara zeytin ve/ya beyaz peynir seviyorsan bunlar. arasan da bulamıyorsun. 50 çeşit peynir denedim, bizim beyaz peynire benzeyenini bulamadım kuzeyden güneye. zeytin de, canım benim, bozulmaz zaten hemen. at 2-3 kilo. ha almazsan yanına, seviyorsan bir de, ne dediğimi orada anlarsın :)

ben kıyafet, ilaç, lens kutusu ve solüsyonu ve teknolojik eşyalarımı götürmüştüm sadece. sonra neye ihtiyacım olursa ordan aldım, zaten ucuz bir yerdi.

yiyecek götürmek çok saçma geliyor bana, erasmusa gidiyorsun 5 ay da ezine peyniri yemeyiver ne olacak.

yurtta kalacaksan, odada hangi eşyalar hazır seni bekliyor olacak onu öğrenmek iyi olur. yastık, yorgan, bunların kılıfları, çarşaf filan var mı diye sorulabilir. ilk geceyi hallettikten sonra her şey oradan alınır zaten.

odaya girdiğin gibi eşyalarını bırakıp hemen markete git. :)

Sampuan filan goturme, oradan alirsin.

Cay da goturme, trden daha ucuz siyah cay, 50li posette kutusu 1€ya filan bim gibi marketlerde.
Onun disinda ilac gotur, ufak tefek ilaclar bile pahali. Mesela alerji ilaci, nurofen cold&flu, ishal ilaci, agri kesici (paracetamol filan), mide ilaci. Bunlardan birer kutu olsun. Lens suyu giturebilirsin bir de.

Bi de iste mevsime uygun kiyafet ama cok alma yanina, eninde sonunda oradan da alacaksin bi seyler sonucta.
Gidecegin ulke de onemli bu arada, almanya filansa trye dair hicbir sey goturme, her sey var. abik bi ulkeyse belki baharat filan olabilir. Peynir vb goturmek nornalde yasak, yakalanirsan havalimaninda cope atarlar. Bunu da bilesin :)

burada laf edecekler olur şimdi bana da, ben söylemiş olayım: bir tane ertesi gün hapı. yurtdışındaki prosedür ülkeden ülkeye farklılık gösteriyor, ulaşmanız dert olabilir orada. kadın mısın erkek mi bilmiyorum, ben erkeğim ama bir tane ertesi gün hapının yakında yörede durması mantıklıdır her zaman...

İğne iplik götür terzi yok Avrupa'da. Olan da canını söker en basit iş için.

Düzgün jilet ve traş makinası. Berber de yok. İsveç'te en ucuz berber 250 kron. 120 lira.

Çay falan tillahını bulursun. Yemek de götürme, gittiğin yerin lezzetlerini tat. Bir sicilya zeytini için İtalya'ya giden insanlar var. Türk zeytini her yerde var zaten orientalstore da.

Türk kahvesi ve cezve zor bulunuyor müptelası isen götür.

Sigara götür, hayvan pahalı. 1 paket camel 60 kron.

En onemlisi ilaclarini yanina al. Buyuk valize koy, sikinti cikmaz. Digeri ise yanina cerez tarzi akip, kokmayacak yiyecekler al. Ilk gunler lazim olabilir. Nereye gittigine bagli olarak iclik, eldiven tarzi seyler almayi da unutma.

Yurtdışı sağlık sigortası. Hayatın kayar bi aksilik olursa.

görece küçük bir şehire, küçük bir üni'ye geçebilirsin bence.

daha rahat bir okula geçiş yapın. abim 26 yaşında, ikinci sınıftan tıp okumaya yeniden başladı diyebilirim. ailenizin destek olmayacağı noktası ise maddi mi manevi mi önemli biraz, yeni bir okul ve belki de şehri ailenizin desteği olmadan götürmek size nasıl bir yük olacak bunu ancak siz hesap edip üstesinden gelebilirsiniz ancak umudunuzu yitirmeyin. umarım buradan da moral verici farklı örnekler çıkar.

Okulu birakmadan bu sene sinava gir. Neler oluyo bak. Nispeten daha cok sevebilecegin bir bolum bul. Alternatif yarat. Eger ingilizce cok sikintiysa, ona yogunlasabilirsin. Cunku kacilmiyor bir sekilde karsina cikacak. Dunyanin sonu gelmedi merak etme, aile oyle der ama seni atip satamazlar ve mutlulugun her seyin ustunde unutma. Ben de ilk universitemi terk etmis biri olarak soyluyorum surec sancili ama bir sene sonra cok mutlu olabilirsin.

Ankara'da başka bir okula yatay geçiş yapın diyeceğim ama bence biraz zorlayıp mevcut okulunuzu bitirin, o kadar zor şey değil ders geçmek, ingilizce zorlaya zorlaya öğreniliyor; bunun yolları var bu yolları düşünüp, üzerine uğraşmak ile olur;

geri kalan hayatınıza etki edecek bir durum 2-3 sene sıkıntı yaşayıp 40-50 sene rahat etmek daha mantıklı.

25'imde yaptım bunu. Rahat ettim, artık daha huzurluyum. Geç değil.

Hangi bölümdesin ve bundan sonrası için ne yapmayı istersin? Bu iki soruya vereceğin cevaplar önemli. Aile meselesi bu belirlendikten sonra gündeme gelebilir.

ben de 24'ümde aynen odtü'yü bırakıp gittim. benimki de sağlıkla alakalıydı amma ben "lan her türlü ölecem o ki ailemin yanında öleyim bari" deyip bıraktım.

aklına gelecek okul, "ulan bırakmasam daha mı iyiydi" diyeceksin bırakınca. bir de 10 senede de bitse ottü ottüdür, iyidir güzeldir. çık bir hacettepe'de iki saat takıl, ertesi gün ankara'ya, sonrasında gazi'ye, ne bileyim bilkent'e git. sonra devrimde iki bira çak, otur 5. yurdun önünde izle geleni geçeni. ver sonra kararını.

pişmanlığın o kültürden uzaklaşmaktan olur. dahasından değil. ders bir şekilde veriliyormuş, ben bunu gördüm. ottüyü bırakıp iü'ye geçtim, oradan itü ve ceu rotasını izledim. ceu'dan merit'le mezun olurken ottü'yü 10 senede bitirecek olmamı kıyaslıyorum da lisansta salakmışım diyorum işte.

yurttaysan eve çık. al başka hocalardan aynı dersleri (açılıyorsa tabi). git kütüphanede masa sahiplen. ne bileyim, havuza git la her iki üç günde bir. ottü'den nasiplendikçe kafan rahatlar, kafan rahatladıkça zihnin açılır. bence bırakma daha iyi. ama bırakırsan da iü, ankara, hacettepe filan gibi iyinin bir tık altı olmasını beklediğin yerlere gitme. gene itü'ye, bilkent'e, sabancı'ya filan bak. ottü kültüründen sonra bok gibi geliyor gerisi.

@cagdas donem kuramcisi +1

turkiye'de buyuk ve meshur universiteler haricindekiler odtüyü ve ortamini gordukten sonra gecekondu mahallesi gibi gelir. buna dikkat et.

dersleri gecen arkadaslarinizin yontemlerini denediniz mi?
basarili, derslere odaklanan arkadaslarla takilsaniz veya kendinizi onlara yamasaniz belki daha etkili olur.

eger problem ingilizceyse okulu dondurup bir sene ingilizceye egilseniz?

bolumu sevmiyorsaniz orasi baska. gercekten zor olur. okul kaydinizi silmeden sinava girin. rahat okuyabileceginiz bir bolume gecin. yasiniz yeni baslayanlara gore gec olabilir ama hayatiniz icin gec degil. en muthis insanlar sizin gibi ogrenciler arasindan cikiyor :)

edit: çok teşekkür ediyorum herkese. biraz sakinleştim ve kendimi iyi hissediyorum siz ve diğer yazarlar sayesinde. bu sene tekrar sınava gireceğim. bir yandan da okula devam etmek istiyorum. kafam inanılmaz karışık ama yine de vazgeçmek istemiyorum. kafamdaki olumsuzlukları silmeye çalışıyorum.

kampüs ortamı benim için önemli değil. sıradan bir okulun sıradan bir yerleşkesi dahi benim için yeterli olur diye düşünüyorum.

(bu yazacaklarım, benzer bir yoldan geçmiş bir abinin nasihatlarıdır, dinleyip dinlememek sana kalmıştır tabi. amma ki yabana atmamanı salık veririm)

olmaz. sıradan bir okulun sıradan bir kampüsü yeterli olmaz orayı gördükten sonra.

bak ben ottü'deyken umursamazdım (ki odtü dememe sebebim dahi okulu vaktinde umursamamam). bilirdim oxford nedir, sciences po nasıldır filan, ottü'yü beğenmezdim. sonrasında gidip strazburg üniversitesini, viyana üniversitesini filan görünce bu fikrimde doğru olduğuma inandım.

ama...

türkiye'de "elitlerin" bir tık altı okullarla elit okulları kıyaslama imkanı yok. şunu diyeyim: iü'de ana kütüphanede priz yoktu priz. sene olmuş 2010, herkesin elinde bilgisayar var. priz olmaz mı kütüphanede?

bitmedi. hadi tut ki priz buldun. bu sefer okulun kablolu ağını bulmak bela zira bir çekiyor, iki çekmiyor.

tenis kortunu, kapalı spor salonunu geçtim, bir iki sözde basketbol sahasıyla bir iki halı sahadan (bak stat değil, halı saha) başka bir şey yok.

bu kadar mı? tabi ki değil. 15 kişilik sınıfta 40-50 kişinin ders alması mı dersin, cehli ve "ancak o kadar olan" kapasitesi nedeniyle seni çıldırtacak sınıf arkadaşları mı? tamam, öss dediğin zeka ölçen bir şey değil. ama ottü'de arayacağın kültür dediğim şey tam da burada başlıyor: ottü, insana zorla bir şeyler vermeye çalışıyor. es kaza girmiş olan öküz dahi, eğer öküz oğlu öküz değilse, bir şeyler almak zorunda kalıyor. fethullahçılar bile "olabilecekleri kadar" adam oluyorlardı kapalı, boktan, sikindirik fanuslarından çıktıklarında.

seçmeli olarak caz tarihi dersi almak şu anda çok mühim görünmeyebilir. ama eğer üniversitenin sana bir de hayata bakış ve anlamlandırma katacağını düşünüyorsan (ki düşünmeni öneririm), "boktan okul da olur yea" dememeli olduğunu söyleyebilirim.

-

türkçe eğitim - kaç. vallahi kaç. türkçe bölümlerde hoca olanların kahir ekseriyeti alanında yeni neler olduğunu bilmez, nasıl ders anlatılacağını bilmez, nasıl görüş vereceğini bilmez. tam da şudur aslında mevzu:

karikaturistan.com

üniversite bir algı verir esasında. ben, temel/bilimsel mantığı ottü'de öğrendim. dünya tarihine ve özelinde iktisat tarihinde ottü'de vakıf olmaya başladım. kaliteli kitabı nasıl seçeceğimi, neyi nasıl okuyacağımı ottü'de öğrenmeye başladım. bunların bir tekini dahi bana doğrudan öğretmediler. ama öğrendim. çok kişi de öğrendi. piyasada ottü/itü/boğaziçi mezunu aranmasının sebebi eğitim değil. eğitim dediğin temel bir mantık verir sadece. bu mezunların aranmasının sebebi bu okullardan çıkabilmiş bebelerin akıllarını nasıl kullanacaklarını, sorunları nasıl yaratıcı şekilde çözebileceklerini bildiklerine dair bir varsayım.

ceu mesela. bana derslerde verdiklerindense derste vermedikleri çok daha faydalı oldu bana. ben, oturup waltzer'ı okuyup öğrenebilirdim. ama bana sorgulama yetisini verdi okul. literatürü açtı önüme, literatürün ilgili parçasını aramayı, bulmayı öğretti. ve dahası kültür verdi. o hesap.

-

ottü'yü bırakabilirsin. bırak, o çok sorun değil. dedim ya, ben de 24 yaşımda bıraktım. 28'de hala ölmemiştim, iü'den mezun oldum, 29'da da memur. bir şekilde aktı gitti hayat. ama şunu unutma:

ottü'de "en kötü memur olurum" diyordum, iü'de "en iyi ihtimalle memur olurum" dedim. buna eğitim olarak değil, kültür ve hayata bakış olarak al. ondan dedim git başka okulların kampüsünde takıl 2-3 saat, sonra devrim'de veya 5. yurdun önünde oturup sağına soluna bak diye. o kültürü bırakma. okul da, bölüm de mühim değil. ama o kültür mühim. o kültürden ayrılınca daha bariz ve açık bir şekilde görürsün o kültürü, ben gibi "yandım anam" deme diye söylüyorum bunları.

biraz ayrimcilik olacak birazdan soyleceklerim. eger standart universite sinaviyla ek-puan almadan kazandiysan bu bolumu, bu okulu bitereceginden suphe duymuyorum. kendi ustune biraz fazla gitmissin gibi geldi. odtu'yu bitirmek icin dunyalari yaratmaya gerek oldugunu dusunmuyorum, klasik ezbere dayali bir okul.

eger ek puanla ogretmenliklerden birini kazandiysan, diger bolumlerle aldigin ortak derslerin seni zorlamis olabilecegini tahmin ediyorum. azmedip bu dersleri gecebilirsin.

yos ile kazandiysan, odtu sana gore olmayabilir. kapasite meselesi. herkes her yere uyum saglayacak diye bir sey yok.

son olarak turkce egitimin sana cozum olacagini dusunmuyorum. okulu erken bitirene is dunyasinda odul vermiyorlar. yerinde olsam, almam gereken dersleri siralar ve kendime gore bir plan yapardim. eger zor durumda oldugunu dusunuyorsan, bir donemde 3-4 derse odaklanabilirsin, bir sonraki donem 5-6 ders alirsin. odevlerini duzenli yap, derslere elinden geldigince katil, recitationlarda sorulari cozmeye calis. anlamadigin yerleri ne kadar sacma olursa olsun hoclarina sor. cikmis sinav sorularini son gunlere birakma. gecemeyecegin ders olmaz ve iyi notla gecersin. haydin kolay gelsin.

okula devam et +1

psikolojin cok baski yapiyor ama bunu astiktan sonra hep "olm okulu bile bitirdim ben ne haldeyken" deyip kendini motive edebilirsin.
hayatta her zaman kolaya kacmamak gerek.

Üniversitelere ve isimlerine takılma. Bölümüne severek girdiysen ve hala seviyorsan kas ve bitirmeye çalış istersen 10 senede bitir ama diger arkadaslarin da dedigi gibi kolaya kaçma. Ha bölümünü sevmiyorsan o zaman siktir et tabiki. 24 yaşında 5 yıllık fakülteye başlamış biriyim ben de. Ne varmış ayol yaşımda.

www.youtube.com

Banane der geçerim.

Icinde bir kiskanclik var sanirim. Hep kendisinden dusuk statude gordugu birinin, simdi onun gibi giyinmesi acikca rahatsiz ediyor ama nedenlendirmeye calisirken batirmis. Direk soyleyemecegi icin bu sekilde ifade etmis gibi geldi.

ya, insan halleri gorundugunden karisik. mesela, belki bunu size soyleyen biri, size birsey anlatmaya calisiyordur... belki kendi gecmisini bunun uzerinden tasdik etmeye calisiyordur... belki hic isi yoktur, milleti dert ediniyordur... bilemeyiz ki...

bir de kadinlar, yani... daha da karisik. herifin biri icin "bilmemkimin metresligini yapiyor." denildiginde, "ay, kullansin iste, kadin zengin." diyen "feminist" var... burada metres kadin olsa, "fahise!" diyecegi kesin, ayrica.

çağdaş görünümlü ancak kafasının içi örümcek ağı dolu o kadar çok kişi var ki...

regardless +1

nane limon iyi gelir.
ekmek üzeri yoğurt + nane yiyebilir.

Yağlı olmayan kuru şeyler:
* galeta
* kızarmış ekmek
* haşlanmış patates
* Anneciğim pirinçli hasta çorbası yapardı, nurlar içinde yatsın...

kuru ekmek bastırır biraz.

çiğ sebze meyve yememeli, yağlı asitli yememeli.

ben ekmek peynir yerim genellikle. patates iyidir.
çubuk kraker filan yiyebilir.

nane limon da bulantıya iyi gelir. naneli pirinçli yoğurt çorbasi da iyi olur.

midesi bulanan hasta yoğurt yer, tuzlu kraker yer, grisini yer, haşlanmış patates yer. nane limon benim tahammül edemediğim bişiy bu arada, sevmiyorsa iyi gelir diye içirmeyin daha beter olur.

Leblebi

Simit

ekmek arası beyaz peynir

etimek

kuru ekmekle yağsız peynir

Bulantıyı dindirebilecek şeyler alır öncelikle.
En etkililerinden biri bir çay kaşığı karbonata yarım limon sıkıp köpürmesi bitmeden bi dikişte içmektir.
Kekik suyu özellikle üşütme bulantılarına birebirdir.
Nane limon +

Sonrasında peynir ekmek, çorbalar, peksimet, galeta vb. mideyi yormayacak hafif şeyler yiyebilir.

Bulantı sürekliyse:
Beslenme sekteye uğramayacak şekilde ayarlamak lazım. Naturel tatlar çok rahatsız etmeden yenebiliyor.
Tarhana, mercimek,yayla, sebze, bakliyat çorbaları çok rahatsız etmeyebilir. çorbalar pişerken içine minik havuç gibi koku bırakmayacak sebzelerden rendenin ince tarafıyla rendeleyebilirsiniz.

Ispanağı çeşitli şekillerde yapabilirsiniz. çok az yağla tavada bir iki döndürün. üzerine kelle peyniri veya kaşar rendeleyin mesela. yağlı, soğanlı salçalı yemekler ağır gelebilir. Daha çok tavada az yağla sebzeleri pişirip yakışan bişeylerle birleştirin vaya sade verin.

Salatalar iştah açar yemeği kaydırır. pancar salatası, ot salataları, patates salatası, turşular, kereviz salatası, kornişonla hafifletilmiş mayonezi az yoğurtlu rus salatası belki...

kaşarlı tost
haşlanmış ve üzerine limon sıkılıp tuz eklenmiş patates
limonu kesip yalamak üzerine tuz ekip yalamak
hafif salçalı peynirli makarna
muz
kızarmış ekmek+beyaz peynir
bulantıyı bazen ekşi mayhoş meyveler de bastırıyo kivi, dondurulmuş vişne gibi
bazı bünyelerde bardak bardak değil ama bir iki yudum kola da bulantıyı bastırıyor

Haşlanmış patates

Bir tencere suya tavuk baget, patates, soğan. Güzelce haşlasın, yesin içsin.

Haslanmis patates ve cubuk kraker

Derdinde kötü bişey yok ama yeterince açık değil. Orada 3-4 ay daha kalsan ne yapacaksın ki sonunu getirememeyi dert ediniyorsun bilmiyoruz. Dön deriz çünkü para kazanmak önemli, kanunsuzluk yapar durumuna düşmeni istemeyiz.

Şimdi amacının ne olduğunu anlamadım açıkçası. Üstteki yazarın sorusuna cevap verirsen belki netleşir. Hangi amaçla gidildi? Sonunu getirmekten kasıt nedir? Paran yoksa, hayatını idame ettirebilecek bir para kazanamıyorsan, e o ülkenin vatandaşı da olmadığın için sosyal yardım imkanın da yoksa durman gereksiz, geri dön. Para isteyip orada kalmaya devam etsen ne olacak yani onu anlat bize.

Amac ingilizceydi. Ielts'ten 6.5 almakti ama istedigim noktada henuz degilim ve donmek istiyorum. Yarin hem okula hem ise gitmem gerekli ve o kadar kafaya taktim ki uyuyamiyorum. Aileme donup bir seyi daha basaramamin cokuntusuyle de yuzlesmekten korkuyorum.

Dön. Yaşadığın şey çok normal. Herkes yasar bunları, başarısızlık değil doğal süreç yani. Orada burada atan tutanlara da bakma.

Hiçbir şey sağlığından kıymetli değil.

Arkadaş ortamı yapamamış gibi duruyorsun. Yaşadığın yerden alacağın keyif etrafındaki tanıdığın insan sayı ve kalitesiyle de çok orantılı.

Bunun dışında geri dönmek dert değil, hatta zırt pırt farklı ülkelere giden, tutunup veya tutunamayıp geri dönen poposu kurtu tanıdıklarım var. Yapılmıyor değil.

temel prensip çalışıyorsa dokunma (:

sosyal hayatı etkileyecek bozukluk, renk değiişimi gibi bir şey yoksa yaptırmayın derim.

Siz dişiyle derdi olmayablar başınıza bela arıyorsunuz ya ağzınıza kürekle vurup dişlerinizi dökmek istiyorum :) hiç kurcalatmayın pişman olursunuz

yapma bence. Sonra ararsin o lamineleri yaparken de disi daha da kucultuyorlar ve aralarini da aciyorlar. omrun boyunca sahte dislere para odeyeceksin.

ben olsam dokunmam , diş çok sıkıntılı bir durum işler ters giderse başını cok taşlara vurursun. sırf küçük diye değmez bence.

Merhaba. Benim bir fikrim yok ama facebook'ta interrail turkiye grubuna da sorabilirsiniz burdan bir sey cikmazsa.

Londra'da gorulecek cok sey var ve sizin gununuz cok cok kisitli. ozellikle cocukla hareket etmeniz biraz daha yavaslayacaktir (onun ihtiyaclari vs.). bu nedenle tavsiyem once nerede kalacaginiza degil, nereleri gormek istediginize karar verin. zaten olan zamanda bir iki muze, bir iki disarda gorulecek yer disinda fazla bir sansiniz olmaz. kesin gitmek istediginiz iki uc yeri secip onlarin etrafinda bir yerde kalin ki bir de trafikte/metroda vakit kaybetmeyin.

Kassiopei+1

Nereleri goreceginize karar verin, ona gore onlara yakin yerde kalin.
Zaten 1 tam gununuz var, pek bir sey yapamazsiniz.

Camden

Adam öldür öldür nereye kadar diye kadınlara sordum. Belki farklı bir şeyler çıkar diye. Hepsine bakıcam tek tek.

world of warcraft, doom, machinarium, sims aşslsld, counter strike, tycoonlar, limbo, plants vs zombies, slender man
aklıma şimdilik bunlar geldi.

İngilizceniz varsa, pasta konusunda martha stewart diyorum.

www.marthastewart.com

yapması kolay, çok tarif bulursun ancak sakın unutma;
kekin arasına ne zaman krema koyarsan koy, 10-15 dk buzlukta bekletmeyi unutma. her katı döşedikten sonra buzluğa koy. böyle yapmazsan kenarlardan taşan, cıvık bir pastan olur.

Kedi diliyle yaparsan baya kolay oluyor ama ıslatmayı unutma

butik pastacılar var onlardan al ben yaptım de işte. ne uğraşıyon ki...

Ege'de çene cerrahisiyle uğraşan bir doktora görünsün bence.

Bu saatten sonra 5s alınmaz. Sıfıra yakın ikinci el 6s alabilirsin yakın paralara. Ben öyle yapmıştım. Hiç gidip 0 almıyorum ama çok kullanılmış olmamasına dikkat et.

bende 5s var. whatsapp, gmail, twitter spotify gibi standar uygulamalar yüklü. birkaç da oyun. gayet stabil çalışıyor.
ama bugün telefon alacaksan 5se al derim.

Se 32 gb alindi arkadaşlar. Yorumlarınız için teşekkürler.

Hayırlı olsun, güle güle kullanın da 5SE diye bir model yok, şunu bir öğrenemediler.

Hp de başıma gelen arkadasimda böyle olmadı aldığı tarih sayıldı

fiyat pahalı.

sıfır iphone 7'yi 2900'e aldım.

Fiyat pahalı telefon değişirse garanti sıfırlanmaz yanlış bilgi vermiş ben iki kere swap yaptım telefonu garanti süresi hala fatura tarihi

bilgi olarak vatan'da 32gb'lık iphone 6'lar çıktı 2000tl. fiyat çok iyi gibi geldi bana.

piyat pahalı değil, 6s plus diyor. mağazada 3300-3400 civarı fiyatı var.
garanti konusunda birşey diyemiyorum bilgim yok ama fiyatı iyiymiş.

@elvedui nerden aldınız?

hepsiburada

hocam swap cihaz kullanilmis cihaz
garanti yeniden baslamaz
illa iphone istemiyorsan yarısına aynı performansta bir telefon alabilirsin sıfır

Swap = sıfır cihaz.

Ancak garanti kesinlikle yeniden başlamıyor. İlk alış tarihinden devam ediyor.

Swap cihazlar sıfır değil. refurbished cihazlar iyi kötü bir aşamadan geçiyor. Apple bugün her teknik serviste 0 cihaz dağıtsa batar adamlar.

Tek basima iciyorum bir barda. Musluman aleminin ramazani hayirlara vesile olsun.

yeni işten geldim dinleniyorum

otobusteyim, eve donuyorum. the price of a mile caliyor. denizi izliyorum falan. long way from home, stuck in the trench with no way out be kardsm :(

Sahuru bekliyorum. Çok uykum var. Hava soğuk. Kafam dumanlı. Bakalım bu yıl oruç tutabilecek miyim.

oyun oynuyordum. vişki de bitti. yatayım yavaştan.

Kitap okuyorum. Şimdi kahve almaya mutfağa geldim. Kitap pek keyifli gidiyor, herhalde bu gece bitiririm.

Yapacak iş olmasına rağmen youtube'da Bear Grylls izleyip duruyorum.

Mehmet Pişkin'i düşünüyorum saatlerdir.

Çay demledim, ekler yiyorum.

@difdiringi hayır.

Söyleyemem devlet sırrı
Şaka şaka askeriye işi diyelim. Ama asker değilim

Arkadaşlarla çaydan geldim. Uzandım sahuru bekliyor biraz da dinleniyorum.

Akşam tepeleme mantı yedim, midem taş gibi sahurda su içebilirsem ne ala.

uzandım. asla çözülemeyen ilişki sorunlarımı düşünüyorum. lanet sevgilimle konusuyorum, anlaşamıyoruz.

' o ' kişiyi bulunca bana tekmeyi basacak, tahmin etmesi çok zor değil. bas ulan tekmeyi HAZIRIM

Kamu mu? Hangi kamuymuş o ya? İlk defa duydum kamu personelinin gece yarılarına kadar çalıştığını. Ben vocabulary çalışması yapıyorum. Finaller bittiği için gayet rahat bir şekilde takılıyorum.

moral bozukluğundan ölmeye yattım

içimdeki yangını nasıl azaltırım bitiririm diye düşünüyorum ama bi çözümü yok. çok üzülüyorum ebem s.kildi resmen. kafam beynim kalbim bir olmuş beni bitirmeye çalışıyorlar.

ben de yeni fırsat buldum, 10 gün önce açtığım ucuz bir şarabı bitiriyorum. yanında da tuzlu sarı leblebi yiyorum. sarı leblebiyi sevmem. şarabın tadı bozulmuş, küfrede küfrede içiyorum. aklımda da sorular. tuzlu sarı leblebi benim evime nasıl gelmiş? kim tuzlu sarı leblebi satın alır ki? neden tüketim tarihi en yakın şeyi tüketmek gibi bir takıntım var? boktan hayatımı neden daha da boktanlaştırıyorum?

+kolay gelsin bu arada. zorlandığınız an işsizliğin daha beter bir şey olduğunu düşünüp kendinizi teselli edebilirsiniz.

Bi arkadasim olcak adi ilk gun ben de tutcam gel sahur yapalım dedi kalktım gittim biralar şaraplar sorfada yok yok. Pide alıp gidicektim az daha serefsize. Sonra partilicez diye taksime götürüp bıraktım orda geldim sahur yaptım. Haketti ama inş nahoş biseye sebep olmaz bu yaptığım küçük mümin latifesi. Mümin yüreği işte yine vicdan yapıyor :(

kurstan insanların telefon numaralarını al
en çok anlaştıklarınla sen plan yap. sen davet et insanları bi yerlere. sonrası kendiliğinden gelişir.

Bir kere bence özgüvenini kıran şeyleri tespit etmen lazım.
Önce kendini sevmelisin ki insanlar seni sevsin.
Bu kaynaşma işi bence biraz özgüven işidir.
Çok güzel/yakışıklı olmayabilirsin ama öyle bir enerji yayarsın ki insanlar seninle takılmak isterler.
Özgüveni düşük insan toplum içinde daha sessiz sakin olur. ee bi ortama seni çağırmaları için daha aktif olman gerekir sürekli konuşman anlamında demiyorum enerjinin yüksek olması lazım ki insanlar seni yanlarında istesinler.

Bostancı sosyalleşmek için aslında oldukça elverişli.
Kurs mantıklı, aralarda muhabbetlere katılmayı dene.
Emin ol çekinecek şeyler değil.
Selam! de birisine, bir şey sor. FB iyi yendi Yunan keferesini falan
herhangi bir şey.
Diyalog iyidir.

Kafana yatan tipleri önce sen davet et.
Gel bi kahve ısmarlayayım de.
İki lafın belini kır.

Ne kadar etkinlik o kadar muhabbet demek.
Hobi kurslarına katılanların çoğu da sosyalleşmeye meyillidir, ilgi alanına göre, fotoğraf, tiyatro, dans, resim, heykel artık ne hoşuna giderse git.
Ortak zevklerin olan insnların bulunacaı ortammları araştır.

Ne seviyorsan, neyden keyif alıyorsan ona dair kitleleri kovala.
İnternette sevdiğin şeylere dair forumları takip et, yaz oralara, toplantılara katıl...

Harekete geç... :)

aynı dertten müzdaribim ve şu an evde ağlıyorum. teşekkürler.

Bostancı'da oturuyorum, Caddebostan'a geçiyoruz genelde 2-3 kişi. Görsen direk sevip sarılacağın tipleriz. Mesaj çek beraber gidelim bira falan içeriz :)

yaş ve iş güç durumu nedir?

Gunaydin arkadaslar. Oncelikle herkese tesekkurler. Hep cevap vermek hem de uplamak istiyorum, yeni fikir ve onerileriniz icin :)

@interview with the vampire, denedim. Bi whatsapp grubu vardi sinifin. Cok nadir konusma oldu. E ben de cok yazamadik yani. Arada bi iki yazdim. Ama cok komik ben yazdigim an konusma kesildi hep djdjdjjd hani sessizlik olur ya.

@powerpuffgirl, ben neseli olmakla ezilen olmayi ayarlayamiyorum. Nefret ediyorum kendimden bu yuzden. Cok guldururum gulerim oldugum ortamda. Ama bi bakmisim herkesin tasak gectigi biri olmusum. Agirligi hic olmayan. Bundan biktim. Neden oyle oluyor nerede hata yapiyorum tam bilemiyorum.

@mhm, hocam bostanci cidden guzel. De benim arkadasim yok. Yani evet kurs bi secenek de. Ne bileyim hadi yapalim hissiyatinda bi insan olamadigim icin zor gibi. Girdigim ortamlarda konusuyorum zaten. Diyalog kuruyorum da. Guluyoruz ediyoruz faln filan. Ama hic bi yere davet edilmem mesela. Gereksiz eleman gibiyim.

@anarsika, uzuldum.

@eazy, tesekkurler hocam yazacagim size.

@plastic angel, tesekkur ederim hocam size de yazacagim.

@captainobvious, 27 yasindayim. Elektrik elektronik muhendisiyim, it sektorunde calisiyorum.

@proletarier aller lander vereinigt euch, hocam haklisin belki bilemiyorum. Cidden herkese bi yardim edeyim sorununu dinleyeyim basi sikissa ben kosayim diye yasayan biriyim. Ya malim. Ya ugursuzum. Ya da ikisi de. Yani beni hayatta harbiden seven sayan soran veya gorusmek isteyen arkadasim bence yoktur. Max 1. Insanlar da yasiyor hocam. Caddebostan sahilde foto paylasmayan yoktu. Herkesin birden fazla arkadas grubu var. Gidiyorlar falan filan. Ben is yerinde bi arkadasim beni yari yolda birakinca cok koyuyor. Onu hayatimin merkezine koyuyorum cunku baska arkadasim yok. Kiz arkadasim yok belki de o da ilgilidir. Gun boyu whatsapp acmamada falan.

zirvelere katıl buradan, sözlükten ya da film adamından vs. özeniyorsan kır zincirlerini, ne olabilir sonu.

teşekkürler, sana da iyi haftalar.

Macunlu fırçalama yaparken nasıl yapmalıyız

Ben baya bastırarak fırçalıyorum teller falan dikkat ettiğim yok. Şuana kadar sıkıntı olmadı. Curaprox ortho alırsan ekstra yumuşak zaten kırma şansın yok braketleri falan

dişlere değmemesi lazım diye bir şey bilmiyorum ama çok sert fırçalarsan kopabilir. bu sebepten ortho fırcaların ortadaki kılları kısa kenarları uzun oluyor rahatca fırçalanıyor. ben de curaptox 5460 ortho olanını kullandım. normal olanını da kullandım. ortho şart değil yani.

arayüz fırçasıyla tek tek alt üst temizlemek lazım gerçekten çünkü normal fırçayla o kadar ince temizlenmiyor. mesela benim dişlerim çok çok küçük braketler çok örtüyordu dişimi mutlaka arayüz fırçasının uygun kalınlıkta olanıyla temizlemem gerekiyor.

bir de normalde hergün derler ama ben ilk başlarda çok sık yapmama rağmen sonradan çok üşeniyordum superfloss diş ipiyle tüm dişlerimin arasına girip temizliyordum. 30-40 dk dişimin temizliğiyle uğraştığımı bilirim.

öyle bir şey yok. eninde sonunda bazı teller çıkıyo vs. gidip yapıştırırsınız. diş ipi mutlaka kullanın ama

Yapar neden yapmasın. Tel tedavisi sırasında bir çok dişim törpülendi. Şekil verildi sonrasında

akcakocanin denizi cok kotu. iki adimdan sonra boyu geciyor. duzce sakarya bolu yobaz ucgenine deginmiyorum bile. amasrayla ilgili bilgim yok.

araç varsa akçakoca'da konaklanıp 5-6 km batıdaki caferiye-karaburun plajları tercih edilebilir, pide'nin söylediği deniz sıkıntısı oralarda yok; mesela zuğa'nın plajı mis gibi. akçakoca sahil kasabası olduğu için yobazlar rahatsız etmez, çok ankaralı oluyor zaten yazları, topluluk karma hale geliyor.

hiç otelde kalmadığım için para kısmını bilemiycem.

Ben o civarlarda doğmuş biri olarak karadenizi asla önermiyorum hem pis hem dalgalı nezihte değil. Ege sahillerini öneririm. Sakin yerleri de oldukca fazla

amasra için söyleyeyim, kale bölgesindeki pansiyonlardan birinde kalınıp huzurlu vakit geçirilebilir 2-3 gün, bir hafta çok fazla. günlüğü 150 tl filan olur herhalde. öğretmen evi, bir kaç tane de otel var zaten. ben oralara gittiğimde bizimkilerde kalıyorum, fazla bilmiyorum fiyatları:) müze, kale içi gibi yerler görmeye değer, çekiciler çarşısı gezilir, gün batımında amasra salatası ve balık yenir. tavşan adasını ve amasra çevresini görebileceğiniz yat gezisine çıkılır, meraklıysanız bizans ve sonrası yapılar hakkında bilgi alınır (tüneller, şapel, fetih camii, kuş kayası vb). merkezinde pek yüzülmez ama çevrede güzel koylar var, bozköy gibi. yüzmeye doymak için kalan 2-3 gün de inkumu'na gidin siz, bu uzunlukta ve güzellikte kumsal karadenizde zor bulunur. endemik (emin değilim tam, ama nadir kesin) kum nergisi var, kurbağa kayası var, gözleme var, pansiyonlar var, hacettepe üni'nin bir tesisi var hatta.

karadenizi çok tuzlu olmaması sebebiyle seviyorum ben. bir de yüzerken dik kayalıkları, bakir ormanları izlemek çok keyifli. ancak dikkatli olun tabii, rip akıntısı hakkında okuyun biraz. ben hiç karşılaşmadım ama bolca uyarı görürsünüz kumsallarda. geçen sene 10-15 kez yüzmeye gittim, hiç bir koyda kirlilikle karşılaşmadığımı da not olarak belirteyim.

son olarak şu

i.hizliresim.com

schengen varsa o vizeyle girilebiliyordu en son.

aynı durumda ben bulgar vizesiyle uğraşmak yerine italya'dan şengen alıp, o vizeyle bulgaristan'a girmiştim. öyle yapmanı tavsiye ederim.

İtalya'ya uğramak gerekiyor diye biliyorum sorun çıkmıyor mu öyle?

@anarsika

ben girişte bir sıkıntı yaşamamıştım. geçerli bir şengen vizesi yeterli oluyor.

Evlerin fiyatı 2017'de dibe vuracak diye konuşuluyor. Bu kadar ödeme, alım gücü yetersizliği müteahhitleri başabaş noktasına itecek gibi. Maliyetine, çok sancılı geçerse zararına bile satış yapılma imkanı varmış.

Bu konular ile ilgili, işini bilen , danışmanlığına değer vereceğin bir emlakçı il görüş alışverişinde bulunabilirsin.

Vallahi borçlanmak için çok kötü bir zaman bence. Ohal var memlekette, ne olacağı hiç belli olmaz.

Uzun vadeli borclanmak su an hic mantikli degil. Soylendigi gibi emlak fiyatlari dusecek. Mart-nisan aylarini beklemek gerek diye dusunuyorum.

Bekle bence

bende alacağım kardeşim. hemde %25 krediyle. buna rağmen bekliyorum. nisan-mayıs ı bir görmek lazım diye düşünüyorum.

yamulmuyorsam üniversitelerin mezunları için ayrı kimlikleri oluyor. bir sor yönetime istersen. onu basıp geçiyorsun direkt.

girememesi lazim.
sirketlerde oyle oluyo misal istem cikan elemani ertesi gun iceri almiolar (icerden biri kefil olmadkca)

Her mezunum diyen elini kolunu sallaya sallaya girmesin diye yapılıyor. Sende öğrenci tipi görmemiştir ya da sordun diye hemen buyur etmemiştir.

Bana da oldu aynısı, o kampüste de tanıdık hoca falan olmadığı için bildiğin giremedim kendi okuluma.

Hatta inat ettim diğer iki kapıdan da farklı bahanelerle girmeye çalıştım o da yemedi.

benim mezun olduğum okulda arabama kadar tanıyorlardı ve araba için öğrenci giriş kartı hep duruyordu. o yüzden sorun yaşamamıştım.

girebilmesi lazım. mezunun üniversite yerleşkesine girememesi o üniversite için bir sikkoluk göstergesidir. tercih yapacak liseli arkadaşlarımız bu göstergeyi de dikkate alabilirler.

öğrencilik zamanı kadar kolay olmuyor.

Odtü'de mezun kimliğiyle ya da güvenliğe öğrenci numaranızı söyleyerek girebiliyorsunuz. Elini kolunu sallayarak girilmemesi gerekir.

Diplomamı almaya geldim diyerek girebilirsin. Ben öyle yapıyorum bu sıralar.

Yok be hic kasma. Bireyselmis o. Beni insanlar rahatsiz etmiyor oyle yuruyunce. Zaten rahatsiz etmesi sacma. Insan yuruyor la kafasini napsin. G.tune mi soksun. Nedir yani.

Ay bana bakti bakti valla bakti mikecek tavri cok sacma itici

salak bir modele denk gelmişsin. başkaları yüzünden davranışlarını değiştirme.

7 sayfa geriye kadar duyuru okudum. Hiç cevap yazmıyodum ama üzüldüm haline. Olur mu öyle şey ya :) sen nasılsan öyle yürü. bizim sınıfta da dengesiz tipler olurdu. Delidir ne yapsa yeridir der geçerdik.

bu olmazsa başkası olur. sen yine kilo ver.

"o"nu unut ama yine zayıfla sen. yenisini bulursun.

Yav niye kızı unutsun? Bir kızın bir erkeği sevmesi için gereken tek etkenin tip/kilo olduğunu mu düşünüyorsunuz cidden? Bu kadar basit düşünmeyin be...

Bir kız olarak karaktere kilodan daha çok onem veriyorum. Kilo zamanla alınır/verilir ama karekteri degistiremezsin. Bu yüzden sen yine sağlığın için kilo vermeye çalış ama kız konusunda da ümitsizliğe kapılma. Ona karekterini tanıt.

@ceann deas, he annem he. tek kriterin kilo olmaması, 120 kiloluk adamların sevildiği anlamına gelmiyor. hikaye anlatmayın. son üç yılı saymazsak hayatımın her döneminde fiziksel olarak oldukça düzgün bir tiptim. iyi kötü ilgi gösteren, hoşlanan kız falan oluyodu. karakterim o gün nasıl idiyse hala öyle. şimdi en fazla arkadaş olarak görüyolar. allah allah, neden acaba? karakterin düzgün olması, fiziğin önemsiz olduğu anlamına gelmiyor. bırakın şu "karakter önemli" saçmalığını. ben bir insanın fiziksel olarak düzgün görünen biriyle sevişmek istemesini tamamen anlıyorum. aşağıda da belirttim bunu zaten. yalnız şüşkoları teselli etmek için "karakter de önemli" gibi saçmalıklara sığınmanız cidden iğrenç. ben de fiziksel olarak çekici bulduğum biriyle sevişmek istiyorum ve şişmanları çekici bulmuyorum. bunda utanılacak, ayıplanacak, kötü görülecek bir şey yok ama yalan yanlış, ikiyüzlü ifadeler gerçekten ayıp ve terbiyesizce. bir kadının bana "şişkosun ve çirkinsin, o yüzden seninle sevişmek istemem" demesi beni tabii ki üzer ama bunu anlarım, anlayışla karşılarım. doğal bir şey bu. üstelik, kilo da verilebilen bir şey. ne güzel. ama aynı kadının "yaaa senin de karakterin düzgün ama, elbet birisi çıkar :))" demesi direkt olarak iğrençlik ve terbiyesizlik. bu kiloyla alakalı bi şey değil çünkü.

***

top_secret kardeş,

son 2-3 yılda şüşkoluğu yüzünden bissürü hanım kaçırmış bir kardeşin olarak söyleyeyim: bir miktar değil çok kilolusun. kilo ver. çok seviyorsan verirsin diyeceğim de senin kabul edilebilir bir kiloya düşmen çok sıkı çalışmayla bile en az 3 ay sürer. herhangi birini düşünme, kendin için yap bunu. kız "kilo ver seviyim" dese mesela, iki ay sonra sen 10 kilo vermişken vazgeçip gitse, ne yapacaksın? muhtemelen müthiş bir moral bozukluğu yaşayıp verdiğin 10'u 15 olarak geri alacaksın.

o yüzden sakin ol. ayakların yere bassın, uzun vadeli ve kişisel odaklı bir plan yap. bak "böylesi gelmez" ya da "ben bi daha böyle biriyle tanışamam" falan diyosun, hemen işte bi şeyler planlıyosun ama ben garanti ediyorum, valla tanışıyosun. iki ay öncesini düşün, üç ay öncesini düşün. o gün spor yapmaya başlayıp gırtlağını tutaydın şimdi 10-12 kilo vermiş olurdun. hatta bazı insanlar var ki normale döndükleri anda inanılmaz bi hızla kilo verebiliyolar, belki çok basit önlemlerle kendini sıkmadan 3 ayda 20 kilo falan vereceksin. bunu onu düşünerek yapma ama, kendini düşün en başta.

beden kitle indeksi 35'ken kusura bakma ama nah sevgili bulursun abi, dünya sevgi kelebeğiymiş gibi poz kesen ikiyüzlülerin iddia ettiği gibi bi yer değil. zaten o vücutla birinin seni çekici bulması garip olurdu. dünyanın problemi şüşko veya çirkin olanın sevilmemesi değil; şüşkonun ya da çirkinin sevileceğine, onu asla sevmeyecek kişilerce inandırılmaya çalışılması.

o yüzden kilo ver. bu halinle seni sevecek olursa da sen onu sevme amk, kilo veriyim sonra sev de. aklını başına devşirip uzun vadeli plan yaparsan en fazla 6 ay sonra bu problemi ortadan kaldırmış olursun. yok kişilere takılı kalır ya da 10 günde 20 kilo vercem, iki ay sonra hepinizi skicem vs. diye gaza gelirsen önümüzdeki 10 seneyi bu soruları sorarak geçirirsin.

o yüzden önüne bak, kilo ver ve o kızı düşünme. devamlı iletişim halinde olduğun biriyse zaten 6 ay sonra da sevebilir seni.

der meister çok güzel yazmış aynen katılıyorum.

Spora başlayın ve diyet yapın bunu o da görecektir. Önemli olan kendine ve bedenine saygı göstermen zaten. Bu konuyu ona açıp sana yardımcı olmasını iste beraber bir amaca doğru yürüyün hem daha da yakınlaşma fırsatı yakalarsınız.

Acımasız yorum: tüm kilolu arkadaşlardan özür dilerim ama birinin kilolu biriyle sevişmek isteme ihtimali gerçekten çok düşük. Verin şu kiloları.

arkadaşım çooooook ciddi kilo verdi bu iş için
bence sen de verirsin, zaten aşıksan ayda default 5 kilo veririsin :P

der meister +1

dediği gibi, komik ve şişko sempatik arkadaş konumundasın şu an.

Kilo ver=/

alla alla..

bence hepiniz haksızsınız. ne kadar sığ yorumlar yapıyorsunuz öyle. şişmanlar ölsün diyoruz resmen ha? vay be.

o zaman konuşuyorum:
1)şişman olmak mal olmayı gerektirmiyor. özgüven gerek. özgüven için de fiziksel görünüş dışında güveneceğiniz bazı özellikler gerek. mesela konuşmayı bilmek, hoşlandığın bir konuda saatlerce konuşacak bilgiye sahip olmak, gündemi takip edebilmek, yaptığı işlerle saygı toplayabilmek, karşındaki insana saygı duymak gibi.
2)dünyadaki her kadın, hayatına girecek erkeklere sevişilecek obje gözüyle bakmıyor. aynı şekilde her erkek de kadınlara bu gözle bakmıyor. sanırım yorum yapan arkadaşların dünyası seks üzerine kurulu.
3)kendimi bildim bileli kiloluyum (erkek). bazen az, bazen çok. ama hiç bir zaman düz bir karnım olmadı. seksi vücut hatlarım olmadı. ama ne hikmetse şimdiye kadar isteyip elde edemediğim hiç bir kadın da olmadı? hatta beni isteyenler bile oldu bak sen allaaan işine.
4)bki 35 fazla. bunu kadınlar için değil kendin için fazla olarak gör ama. sağlığını düşün. şu an "ay şişmanlarla sevişmek iğrenç:(" diye konuşuyorlar ama bir kaç sene sonra istesen bile yemek yiyemeyecek, istediğin gibi hareket edemeyecek, sevişemeyecek kadar rahatsız olabilirsin. o zaman "skmişim kızları, önce sağlık" diyeceksin.

der meister açık konuşmaya çalışmış. ama genellemeler her zaman doğru olmuyor, üzgünüm. şişman adam iğrenç adam, sevişilmez onla meh meh demekle iş bitmiyor. adonisli adam mal olsa da sevişeceksiniz yani? fiziksel olarak çekici çünkü? bence soruyu soran arkadaşım, bunu düşünen bir kadınla da takılma siktir et.

hayatta seksten daha zevkli şeyler var ve bunları iyi yaparsan yanında bonus olarak seks de geliyor:) şişman ol olma. ha ama cinsellik konusuna hakim ol da sevişeceğin kadını yatakta dumura uğrat. yaşasın yıkılan tüm önyargılar!

bir de dipnot, benim arkadaşlık kurduğum ve yakınen tanıdığım iki tane taş gibi hatun, şişman erkeklerden hoşlanıyordu. ama net şişman yani öyle iri falan değil. sizin iğrenç göbekli memeli diye tabir ettiğiniz. biri evlendi bile öyle bir adamla. yanyana hakkaten garip görünüyorlar. ama adamla konuş bi! kalite akıyor. yani neymiş? şişman seven kadın da sadece şişmanlığa bakmıyormuş. her zaman hayatta bir duruşun olması önemli.

benim yazdığımdan "adonisi olan adamla sevişilir mal olsa bile" anlamını nasıl çıkardın @kfk? senin bahsettiğin kadınlar istisnadır. zayıf olsan, 100 kadının atıyorum 30'u seni beğenecekse şişman olduğunda bu sayı bir, bilemedin ikidir. malum, şişman erkekler de womanizer olmadığı için öyle 100 tane kadınla tanışmaları kolay olmuyor pek. benim demek istediğim şu: şişmanlık HER ZAMAN dezavantajdır ve karakter sevgililik/seks için tek kriter değildir. evet kilo da tek kriter değildir ama düşündüğün zaman şöyle bir şey var: "sadece seks" isteyen birinin önceliği nedir? cinsel ilişkiden keyif almak. bu noktada, bu talepte bulunan kişi için önemli olan şey karşısındakinin yatakta iyi olmasıdır. bu da büyük ölçüde kişinin fiziksel olarak fit ve düzgün olmasıyla ilişkilidir. şimdi konuşturmayın beni, ben 70 kiloyken de 105 kiloyken de cima eyledim (böyle deyince çok sevişiyomuşum gibi oldu da yok ya bi zigin santimlerini geçmez seksim) ve farkı çok net bir şekilde kendim görüyorum.

yok eğer kişi cinselliğin ötesinde bir ilişki istiyorsa, devreye kişilik özellikleri girer ama fiziksel özellikler önemini kaybetmez. kaybetse bile az kaybeder. yani sadece sevişmek isteyen kadına karşı şişman adamın şansı yok denecek kadar azdır. tek derdi sevişmek olmayan kadına karşı ise yine çok azdır. şişman adamın avantajlı olabileceği herhangi bir durum yok. 100 kadından ikisi şişman erkeği çekici buluyorsa, 98'i zayıf erkeği çekici buluyor. "ben şişman seven kadınlara adadım ömrümü" demiyorsan, şişmanlığı avantaj ya da faydalı olarak göremezsin.

hepsinden önce, işin sağlık boyutu var. ben zaten kimseye "şişmansanız gidip ölün" demiyorum. sadece, bu karakter önemli ya da kendimle barışığım saçmalıklarını bırakın diyorum. ha bırakmıyolarsa yine bırakmasınlar canları sağolsun, benimki duyurucu bir vatandaş önerisi. bki'nin 35 olmasının sağlığa zararlarını anlatmama sanırım gerek yok? vücuduna ekstra 35-40 kiloluk bir yük biniyor, zayıf olsan karşılaşmayacağın milyon tane hastalıkla karşı karşıya kalıyorsun. hayatımın ilk 18 senesinde hastaneye toplasan beş kere gitmemişimdir, son dört yıldır hastaneden çıkamıyorum. ne değişti? sadece kilo aldım.

"her şey seks" değil diyorsanız, o zaman en başta kendi sağlığınız için kilo vereceksiniz. her şey seks değil diyerek şişmanlığı mazur görmek yanlış. dediğim gibi bu sadece benim görüşüm, yoksa ben kimseye "şişmansan git zayıfla" da demiyorum. üslup yüzünden öyle anlaşılıyor olabilir ama bana ne amk istiyosanız 300 kilo olun, sizin yaşamınız, ben bi şey diyemem ama siz de "çirkinsin" deyince ağlamayın lütfen.

@der meister, yazdıklarım sana direkt olarak hitap etmiyor, bu sebeple senin yazından öyle bir çıkarım yapmadım. senin yazdığını okuduktan sonra bunları yazmaya karar verdim sadece.

şunu yanlış anlamayalım. ben şişmanlığı meşru kılmaya çalışmıyorum ama bir adam/kadın kilo verme sürecinde olabilir, bir kaç sene içinde fit hale gelecek olabilir ya da hastadır abi veremiyordur. yani siz şişmansınız ve kaybettiniz tarzı sert ifadeler bu yüzden yanlış geliyor bana.

tamam şişmansın, istersen kilo verebilirsin, istemezsen böyle takılırsın. ama dünyanın sonu değil. ilişki yaşamaya da engel değil. benim demek istediğim özetle bu.

insanları anlamsızca dışlamayalım. bu yüzden psikolojik bunalım yaşayan çok kişi var ve bu kişisel gelişimlerini de etkiliyor. kişisel olarak gelişemeyen herkes şişman olsun olmasın hep bir adım geride kalmaya mahkum.

sağlık için doğru olan kilo vermektir. kadınlar ya da erkekler için kilo vermek bir amaç değildir, olmamalıdır. o hep bir bonus olarak gelmeli.

2. saç kremi ve saç maskeleri bu işi çözer.

@devilred: Saç kremlerim/spreylerim de var duş sonrası için, ama hep sağlıksız geliyor vıcık vıcık. Hatta tam şu var: unfadewhatfades.blogspot.com.tr

Gaza geldim sıktım şimdi biraz.

Merhaba, senin kadın halinim. :)

Saç kremi ile güzelce saçlarını yumuşatmadan (2-3 dakika bekle krem kafadayken) o saç açılmaz.

Yapıyorum ama yine de açılmıyor diyorsan ciddi kırıkların var demektir onlar düğüme ve sıkıntıya yol açıyordur.

Şimdi kremledin duruladın güzelce çıktın duştan. Hemen saçın daha ıslakken bir ürün sürmelisin.

Jöle olur briyantin olur köpük olur her ne olursa olsun. BİŞEY SÜRMEK ZORUNDASIN. Ben kışın jöle ve köpük yazın yeşil elidor sç şekillendirici krem kullanıyorum. Yumuşacık bebek poposu gibi saçım oluyor.

Kabarmasının ve düğüm düğüm olmasının nedeni duştan sonra kullandığın ürün. O yüzden.

Bu arada ciddi bir kestirme tavsiye ederim evet iyi bir kadın kuaföründe.

Yani,

Kaliteli bir saç kremi
Duştan sonra saça sürülecek ürün
Kombosunu doğru çözersen sorun olmaz.

Yani spreyin pahalı ama yanlış bir seçim. Bir kez yeşil elidor dene tamamdır. goo.gl

@medre: Söylemeyi unuttum, elidorun buna benzer bir ürününü kullanıyorum. (Yeşili markette bulamıyorum uzun zamandır.)
Duşta kullanılacak kremi de es geçeli uzun zaman oluyor.
Şampuanım şu: boots.scene7.com
Buna uygun bir krem bulmam gerekecek o zaman.

Bi de dediğim gibi, duştan sorna böyle krem kullanmak çok sağlıksız gibi geliyor.
NE kadar süreceğimi de bilemiyorum, boca etmekten çekiniyorum.

Bnim combo at sampuani ve argan yagli maske.muthis ikili oldular benim icin saclar gayet iyi durumda su an.birde suda onemli cok seyahat yaptigim icin bilmedigim yerlerde saclari icme suyuyla yikiyorum.
Senin saclar icin zenci sampuani ve kremi bakman lazim.

Köpük kullanmalısın. O saçtan bende de var ve bunun başka yolunu görmedim şimdiye kadar. Nivea önerebilirim.

Şampuanın da sonrası ürünün de çok pahalı şeyler ama sonuç? Duyurunu dön oku istersen.

Ben hergün şampuan reklam filmi teklif ve önerisi alan biri olarak bile dove kullanıyorum. Şampuanım ayrı, saç kremim ayrı.

E sen şimdi hem duşta krem kullanmam hem de çıkınca ürün kullanmam sağlıksız geliyor diyorsan o zaman ya doğaya yönelip çare arayacaksın ya da bu saçlarla yaşayacaksın.

Yeşil elidor her yerde var, kozmetikten ahmet bakkala kadar. Miktarı ise diplere asla sürmeden kulak yanlarından başlayarak aşağı doğru inmek. Miktar, tüm saçın için yarım çay bardağı kadar. İyice yedir saçlarına sonra tara ve bırak.Zamanla miktarı kendin belirlersin.

Sağlıksızlık algına bir şey diyemem. Doğal yolları araştırman gerek o zaman.

@medre: Ben ürünlerin fiyatları hakkında bir yorum yapmadım lütfen yanlış anlaşılmasın.
Denediğim şeyleri gösterdim hata var mı yok mu anlamak için.

Ayrıca söylediğim yanlış anlaşılmış, ben "duşta krem kullanmam" demedim, kullanacak krem bulamadım demek istedim. Dove deneyip mutlu olduysanız ben de aynısını yapmak isterim, maksat rahat etmek.

süs olsun diye mi yazmışlar sence?

zorla götürürler seni. o götürme işlemi sırasında da masraf olursa onu alırlar. onu demek istiyo. tanı her halde gideceksin.

arkadas sonucta gitmek lazim. ayrica tanikliginiz icin ufak bir miktar odeme yapiliyor.

Valla tanık da olsan duruşmaya gitmezsen eğer hakkında yakalama kararı mı ne çıkartılarak ifadeye çağırıyor mahkeme

Mecbur gidiceksin. avukatı arayıp tanıklıktan çıkmak istediğinizi söyleyin mahkemeye bildirirse anca yırtarsın. Arkadasınla bi konuş tabi önce

Neden rahatsız etti ki sizi anlamadım. Her gün başka yerde gezip gecenin bir vakti eve gelse ona da söyleneceksiniz. Baskı yapmayın kıza.

İştahı ne alemde? iştah yoksa depresyonda falan olabilir. spora teşvik edin. fazla da üstüne gitmeyin ters teper.

Paraya ihtiyaci olmasini saglayin. Kendimi bildim bileli calisiyorum ve yapacak is bulamadigim surece hic bu durumu yasamadim

Aynısını yaşadım okulu bırakıp devlete geçtim huzur buldum gerçekten. Depresyonda olma ihtimali yüksek ve kendine çıkış yolu bulamıyor olabilir. Yaşı çok genç istediği bir bölüm değilse tekrar sınava girebilir. Konuşun beraber dışarı çıkın derdini tam olarak anlayın

Oy verme.

Buna benzer bi seçimde cevabımı kağıda konuyla alakalı bir karikatür çizerek vermiştim :)

Maalesef alamıyorum. Kuvvetle muhtemel olarak deviasyon mevcut. Uyku kalitesizliği, çabuk yorulmak, gün içinde uykunun gelmesi, ne ararsanız mevcut.

Bu konuda çok hassasım, ikisi de açık.

Hayir, daima biri tikali oluyor. Ameliyat olmam gerekiyormus doktorun dedigine gore.

Biri diğerinden az mı nefes alıyor bilmiyorum ama sorunsuz nefes alıyorum. Burun estetiği yaptırmak istiyorum nefes alışım bozulur diye de korkuyorum

ben onu çalışma prensibi tek taraflı diye okumuştum yalan mıymış?

biri full çekiyor diğeri %30 destek.

biri normal diğeri kapalı gibi , diğerine göre daha az oksijen alıyor. ihtacımız karşılayacak kadar almıyor. ama ikisi birlikte yeterli.
antrenman yaptığım zamanlar giderler iyice açılıyor. o zaman ikisi de açık oluyor :)

ikisi de full çekiyo. çünki deviasyon ameliyatı oldum (klip klip)

Birinin hep tıkalı olduğunu açıldığında farkediyorum.

ikisi de full çekiyor.

İkisi de tam açık. Bazen yattığımda biri tıkanıyor, sonra o açılıp öbürü tıkanıyor. Çoğu zaman soğuk algınlığı varsa oluyor bu, yani vücut hafif kırıksa falan.

burun deliklerinin ikisi aynı anda aktif olmaz. nöbetleşe çalışırlar.

sağlıklı bir insanda burun deliğinin biri açık diğeri yarı kapalıdır. türk insanının zaten yüzde 70'inde deviasyon var ama bu nefes almaya engel değil. bizim millette mal bulmuş mağribi gibi koşa koşa bıçak altına yatıyor. hey yarabbim.

ikisinden de nefes alabiliyorum

bazı arkadaşların da belirttiği gibi burun delikleri dönüşümlü olarak çalışır ama bunun da bir yüzddesi, sınırı var. ben geceleri her yattığımda bir tanesi neredeyse %90 kapanıyor ta ki kalkana kadar.

İki sene öncesine kadar ne güzel gürül gürül nefes alıyordum her ikisiyle de ama askerde ne olduysa sol deliği kaybettim, o taraf genelde tıkalıya yakın olmakla beraber %30 verimle çalışıyor.

KBB'ye gittim, konka hipertrofisi tanısı koydu ve haftaya gel ameliyat ederim ben dedi, öyle saç kesecekmiş gibi konuşunca korktum gitmedim. Tek delikle idare ediyorum bir süredir :/

Alabiliyorum. Böyle bir şeyi de ilk defa duydum.

Alıyorum.

ikiside açık

alıyorum

Ahududu

+ Böğürtlen

çilek

incir?

Nar

Domates de olabilir, bozcaada taraflarında yaparlar.

Pota arkası taraflar dışında her yer rahat diye biliyorum. Sadece bir maça gittim ama, tecrübeli abilerimiz ablalarımız da cevaplasın.

Biz bi beşiktaş maçına iki kız gitmiştik. Normal insanlar vardı. O konuda sorun yaşamadık ama kuş bakışı insanın canını sıkıyor. 214 ten izlemiştik işte o süperdi

geçmiş olsun, umarım hastanızın durumu iyidir.

- nöbetçi hemşire ve doktorla aranızı iyi tutun.

- eğer hasta görüşü yapılabilir haldeyse dışarıdan gelen misafirler için programlamayı siz yapın, herkes bir anda yığılmasın.

Zaman geçirmek için kitap, oyun vs iyi olur.

- Yanınıza mutlaka rahat terlik alın, gece gündüz ayakkabıyla durmak adeta işkence olur.
- Kitap vs. oyalanacak şeylere ihtiyacınız olacak.
- Kenarda kağıt havlu bulundurun.
- Eğer mümkünse ve refakat edeceğiniz yerde yoksa küçük bir yastık alın yanınıza, boynunuza, sırtınıza falan koyarsınız.
- Yedek birer rahat tişörtünüz olsun.

Çok sağ olun arkadaşlar. Küçük bir çanta ayarlıcam bunlar için. Aklınıza gelirse yazın tekrar.

Otelcilik hizmeti veren özel hastanelerden birinde değil de sıradan bir hastanede, uzun süre tek başına refakatçilik yapılacaksa eski tecrübelerimden ilk aklıma gelenler;

Fırsat/boşluk bulduğun her an fiziksel ihtiyaçlarını gider. Her boşlukta yemek ye, her boşlukta hacet gider, en önemlisi her boşlukta UYU vb. Cebinde sürekli hazır nakit para bulunsun. Araban varsa deposu hep dolu olsun. Telefonun hep açık olsun, şarjı dolu olsun.

Hastabakıcı, temizlikçi, güvenlik vb. ile muhabbet kur. Ne işler halledebileceklerini görünce çok şaşırırsın.

Refakatçi yatağı koltuğu vs. var ise kesinlikle üzerine temiz bir örtü örtmeden kullanma. Gerekli acil haller dışında hiçbir yere dokunma, hastaneler muhtemelen dünyanın en pis yerleri. Kolonya, dezenfektan, kağıt havlu/mendil vb. bunlardan bolca istifle.

Hasta yürümekte zorluk çekiyorsa, erkek hasta için "prezervatif sonda"lar var. Kalınca bir prz. düşün ucunda hortum var, hortumun ucunda da poşet. Sonda takılmasına gerek görülmeyen hastalar için pratik bir şey. Normal sonda gibi sağlam değil tabii ama iş görüyor, hasta da rahat eder refakatçi de.

Aklıma ilk gelenler bunlar. Günlüklerimi karıştırır, dişe dokunur bir şeyler bulursam edit geçerim buna. Her an her koşula hazırlıklı olmak temel prensip. Hastanın durumuna göre günlerce uyuyamadığın duşu bırak elini yüzünü yıkayamadığın zamanlar bile olabilir. En önemlisi güç, hem fiziksel hem duygusal olarak. Moralini yüksek tutmaya çalış.

Allah acil şifalar versin.

çok geçmiş olsun. ben hasta adına konuşacağım, sürekli empati yapın hani hasta yatan ben olsam neye ihtiyacım olurdu şu an, ne olsa bana iyi gelirdi gibisinden. o çok işe yarıyor. bir de bazı zor anlarda hasta ateşlendiğinde, daraldığında vs. elinizi alnına koymanız mesela, hasta için çok rahatlatıcı olur. hasta suçlanabilir sizi yorduğu için utanabilir, onu esprilerle rahatlatabilirsiniz. gaz çıkarırken utanabilir, ara sıra çok kısa da olsa yalnız bırakabilirsiniz.

@plajda çok teşekkür ederim özverin için hastanede uzun kalmayacağız ama yine de süreç yorucu. Yazdıklarını tekrar tekrar okuyorum.
@who haklısın gercekten bir farkındalık yarattı. Yorgun ve mutsuz gözükmemeye empati yapmaya özen göstericem

benim için tırnak çok önemli olduğundan puan kırıyorum ve dudaklar hiç beğenmedim dudakları burdan da kırıyorum hanım kızımıza 7 gider.

Planör kanadı gibi kaş var.

5/10

Edit: Ulan güzel kız görmesek inanıcaz. Bu kızın hangi tarafı 10? Fotoğrafta görmediğimiz başka bir kısım mı var? Bizi böyle tipsiz kızlara alıştırıp kontrol altına almaya mı çalışıyorsunuz? :)

yıldızlı on.

edit: bu kızı beğenmeyen kadın apaçık hasetlikten beğenmiyor da beğenmeyen erkek neden beğenmiyor hakikatten anlayamadım. sokakta karşılaşsalar, kız bi' gülümsese dizleri filan titrer çünkü bence. AY BANA GÜLDÜ <3 filan der çünkü bence. böyle.

abi yapmayın. tırnaklarının nesi var?

survivordaki nagihana benziyor bu en fazla 6 bence

@ bana nick .... seninki de mehmet ali erbilin kızı sezine benziyor

Sen 4 bu 7

@e bana nick

abi çok sıradan o ne ya? dönüp bakmam ben ona. ama buna bakarım.

@evde liyakat

beğenmeyen erkek. monica'cı olur kendisi.

2.5

Hasta gibi görünüyor rengi bir değişik. Ayrıca çok çiğ ve dişlek. Bir de kaşlar tövbe estağfurullah.
Benim güzellik anlayışıma uymuyor kısacası. Ben daha masum yüzlü kumral kızlardan hoşlanıyorum.

@köstebek

abla senin oğlan bundan daha güzel kabul ediyorum <3 bu biraz maskülen gelmiş olabilir sana dsnfgj

@shotgun ahah aynen benim oğlan bu kıza bin basar ashsgsf

liseli uyuşturucu temalı kızlar gibi. 5/10

Sevgilim olsa 10 uzerinden 50, esim olsa 100 verirdim. Ama boyle uzaktan 10 veriyorum. :)

6.5 anca. alni cok genis+1 ve surat yapisi ehhh. Hani cirkin degil de naif komsu kizi havasi var.. Yolda gorsem bir daha donup bakmazdim acikcasi.

4 veririm. Kaşlari gozleri falan beğenmedim çok. Gerci fotoda cirkin cikmis da olabilir. Erkeğim.

Şurada puanlamaya sunsam siteyi çökertecek bir kiz taniyorum ama yakin arkadaşım oldugu icin etik olmaz çok can sıkıcı durum :(

Survivor damla değil mi bu? 6.5 dan 7 anca

nagihan benzetmesinden sonra bi daha baktım evet hakikaten nagihanın botokslu estetikli yeni haline benzemiş.
1-alnı havaalanı gibi maşallah çok çok geniş
2-kaşlar sanırım bu kontür dediklerinden ama çok kötü böyle dümdüz kaş mı olur kısaca ifadeyi sinsileştirmiş
3- gözler kısık ve sinsi bakıyor
4-nagihana benzetmemin sebebplerinden biri de maskulen bir havası var
kısaca güzel kız görmesek inanıcaz, göz var izan var öyle dibi düşülecek falan asla değil, yoklukta giedri olur anca

kaşları gerçekten kötü ama bu yüzden puan kırmayacağım. sonuçta düzeltilmesi zor bir şey değil. ama ne yaparsan yap o ağız düzeltilmez. kadında koca ağız sevmiyorum. dudağı daha kıvrımlı olsaydı yine bir nevi. ama bu şekilde o dişlerle olmamış.

7 diyorum.

edit: tüm yorumları okuduktan sonra kızın survivor damla ve nagihan karışımı olduğuna kanaat getirdim :(

6 veriyorum.

bacımdır.

Nagihan benzetmesi çok komiiiik ve yeterince uzun bakınca sahiden benziyor. Ben de kaşlarını sevmedim ama yüz şekli dudakları falan çok güzel. Bi de daha net bir fotoğraf olsa iyiydi.
8/10

en fazla 6 veririm.

80 lerden kalma bu kadına 7/10

net cevap: 5,5

sokakta görsem güzel demem. Çok sert bi suratı var bilmiyorum kötü geldi.

6/10

edit: kadınların güzellik anlayışıyla erkeklerinki farklı. Daha önce öyle muhabbetlerim oldu, kadınların güzel dediğine erkekler demiyor, erkeklerin güzel dediğine kadınlar yok canım diyor. Tabii herkesin katıldığı bir kesim de yok değil.

Biraz erkeksi hatlari var oyle abarti guzel degil bence ama evlenirim yani neden evlenmeyeyim sartlar olgunlasirsa :/ 7,5

mevzu çıkaracak ortaokul bebesi tipi var, güzel bulmadım. 6 falan. hiç çekici bulmadığım bi tip. işi "verse skmez misin"e getireceksek çok fazla kadının gideri olabilir. pekala bu kadını da yolda görsem dönüp bakabilirim. bu illaki güzel bulduğum ya da ölüp biteceğim anlamına gelmiyor. benim için 6 bu yani, ptt 1. ligde bunun gibi bissürü kız bulursun. neyse lan niye sinire kestiysem bana ne oluyo amk

bi de erkeksi denmiş ama ben normalde sert hatları olan femme fatale tipli hanımları severim. bunun erkeksi kısmı tamam da kadın kısmı yok. normalde "erkeksi, keskin yüz hatlarına sahip" kadın seksi meksi oluyo. bunda o ikinci kısım yok. ortaokul bebesi gibi. minik de bi şey zaten, böyle ufak tefek garıları sevmiyom.

Kaşlardan 2 puan, burundan 1 puan kırıyorum. Yine ayrık kıkırdak söz konusu çünkü. Sonuç 7.


Maskülen kadın istiyorsan Erika Linder verelim. 2.bp.blogspot.com
encrypted-tbn1.gstatic.com

tamam işte ya nagihan bu
i.hizliresim.com
hatta nagihanın yeni hali daha güzelmiş o derece

2. fotoda erkeksiligi de gecmis harun abi gibi cikmis direkt, puanim 5'e dustu.. Yolda falan carpissak "kusura bakma reyiz" derdim..