mazlum beyhan çevirisini okudum iş bankası yayınlarından, bayıldım. bizde pek çok klasiğin antin kuntin çevirisi var, anneme kaç kere dedim, "anne allah aşkına ucuz diye böyle saçmasapan şeyler alma, ben param olunca en iyilerini alıcam, onlardan başkasını okuma" diye. "yok yea abartıyosun" falan dedi. ezilenler'i okuyor şu an (yine iş bankası yayınları çevirisi, nihal yalaza taluy'un), dün "gerçekten çok fark ediyormuş oğlum, ne güzel çevirmiş kadın" dedi bana hahaha.
velhasıl tabudeviren +1 derim, konu klasikler olunca verilen bu isimlerden şaşmam. tabii diğer çevirmenlere karşı da önyargılı olmamak lazım, muhakkak kaliteli çevirmenler vardır ve olacaktır ama klasikler benim hassas noktam. klasik çevirisi çok iyi olmalı. rus bir yazarın üç sene önce yazdığı romanda kusursuz, muhteşem çeviri beklemem tamam ama klasikler özel eserler. klasikleri rezil edip de insanları klasikten, okumaktan soğutmak bence suç sayılmalı.
çeviri kalitesi anlamak için o ülkenin dilini bilmeye gerek yok bu arada, türkçeyi az çok biliyor olmak yeterli... öte yandan ben rus dili-edebiyatı öğrencisi olarak elimden geldiği ölçüde kitapların rusçalarını da okumaya, bir yandan türkçe çeviriyi takip etmeye gayret ediyorum. "üçü dışındakiler kötü" demiyorum ama mazlum beyhan, nihal yalaza taluy ve ergin altay üçlüsünü gözüm kapalı okurum. üzerlerine tanımam.
beğenmediğim isimler yok değil ama ben de bu alanın içinde sayılırım, o yüzden maalesef isim veremiyorum. yarın bi' gün yüksek lisans yahut doktora yapacak olurum, karşıma çıkar falan, neme lazım hehe.
0