Kulaklık girişinin sağlam olduğuna emin misiniz?

kulaklık girişi veya ses kartı problemli olabilir. bence sürücüyü sil, tekrar yükle.

Bugün kasayı açtım ve nasıl olduysa artık ses bağlantı kabloları çıkmış. Anakartta yerlerine taktım ve sorun düzeldi. Cevaplar için tesekkürler.

Orman Genel Md.ğü bazı kampanya dönemlerinde ücretsiz dağıtıyor.
belki belediye fidanlıkları olabilir.

istanbul sarıyer bahçeköy'de orman fidanlığından çok sayıda olmamak koşulu ile fidan almanız mümkün olabilir. ama hangi ağaç fidanı, hangi boyda vs. önemli detaylar.

Ne fidanı? Hangi ağaç türleri? Leylandi çam ise bu sene çelikleme yapınca tutanlardan verebilirim.

Sanırım ps5

ps5 +1

hatta ps5 getirirse ilk alıcısı olabilirim.

kapsamlari ayni mi ? orijinal muadil parca filan neler var, onlari bilmeden cevap veremeyiz ki

Allianz

Trafik sigortası ise çok farf etmez. Senin aracın hasarını karşılamıyor nasıl olsa.

trafik sigortası ise en ucuzu, kasko ise orjinal parça desteği vs vs en kapsamlı olanı.

Fiyatlara bakılırsa trafik sigortası, en ucuzunu al geç. Senlik bir durum yok, zaten hepsi reasürans garantisi altında.

Sigorta arkadaslar, guya kapsami ayni. Sigortacinin sozu, ne kadar dogru bilmiyorum

online.sbm.org.tr

buradan kendiniz de sorgulayabilirsiniz.

Şimdi beyanla ödeyebilirsin, sistem cezayı kesince hemen e devlette görünüyor. Ama postaya verilmesi ve tebliğ edilmesi daha uzun sürüyor. Bu yüzden vergi dairesinde görünmez, beyanla öde.

eve tebliğ gelmesini bekleyeceksin sonra tebligat zarfıyla gidiyorsun. ben salak gibi 18 gün sonra gittim sanırım zarfın üzerindeki tebliğ tarihini dikkate alıyorlar.

ya benim amacım indirimli ödemek, beyanla ödeyince indirim olmuyor maalesef.

o tebliğ zarfı işte hep tribe sokuyor, bir kere son gün muhtardan gidip almıştım onu, şimdi de geldi mi yoksa gelicek mi düşüncesi var salak saçma bir iş ya.

Kim diyor beyanlı ödeyince indirimli olmadığını ?

Bir kaç ay önce ben indirimli olarak ödedim, tebliğ tarihi olarak bugünü seçin

beyanla ödediğin zaman indirimli ödüyorsun işte. nasıl olmuyor? www.gib.gov.tr

Beyanla indirimli ödeniyor +1

Daha yeni ödedim beyanlı ödeyince 120 küsür değil de 90 küsür ödüyorsunuz işte

resim çok küçük link şeklinde atabilir misin

hangi link daha iyi çalışır bilemediğim için iki ayrı yere yükledim:

eksiup.com

i.redd.it

uyumluluk konusunda bir problem yok. sadece işte "şunu şöyle yapacağına ondan biraz kıs şunu arttır" yorumları olur ama sen bu sistemi kullanırsın problem olmaz

PC toplama sihirbazı olan sitelerden sırayla parçaları seçerseniz, uyumsuz olanları listelemez zaten.

Listede tuhaf bişey yok, sadece soğutucuyu bilemedim.

Ayrıca monitörü 144 hz alın bari almışken.

Uyumlu görünüyor.
Fotoğraf çok ufak, net görünmüyor, 3000mhz bir ram seçmişsiniz galiba. Ryzen'ler yüksek saat hızında çalışan ram sever, anakartınız 4400mhz'e kadar destekliyor. 3. nesil ryzen 9'ların en efektif çalıştığı frekans 3733 mhz ama piyasada yok dolayısıyla 3600 ideal seçim olurdu. Daha öncesinde anakartınız o rami destekleyip desteklemediğini kontrol edin mutlaka.
www.asus.com

Güç kaynağı yeterli.

işlemci soğutucu sıvı soğutucu değil? İşlemciyle gelen kendi soğutucusu. Gayet iyi, işinizi görür.

@battal gemalmaz,
Resimlerin yüksek çözünürlüklü hallerini yukarıda bir yorumda paylaştım.

Seçtiğimiz ram 3600, ideal olduğunu varsayıyorum o zaman :)

Soğutucu dediğiniz gibiymiş, ama arkadaşım yine de sıvı soğutucu ekledi şimdi.

mimari işlerde 3d render vs alacaksa o monitör yerine daha yüksek çözünürlüklü olanı seçmesini tavsiye ederim. dell ultrasharp'ta gayet harika ama diğer özelliklerle kıyaslayınca, daha iyisini seçebilir gibi duruyor. ips monitor ve led monitor farklarını da kanlı canlı görüp ona göre seçimi yapsın bence.

bu listeyi ben hazırlasam, bir tık daha büyük ekranlı, 144-165hz ve led olanı alırdım.

ama düz mimari tasarımlar yapıyor olsam bu kadar detaylı monitör yerine arkadaşınızın seçtiği gibi bir monitör alır geçerdim

Sonradan verdiğiniz linki görmemişim, 3600 gayet iyi. 32x2 seçmeniz de iyi olmuş, ihtiyaç halinde diğer iki slotu da kullanabilirsiniz.

İşlemcinin kendi soğutucusu normal kullanımda yeterli olur. Seçeceğiniz sıvı soğutma tabi daha sessiz ve -modeline göre- daha serin çalışacaktır. Tercih meselesi.

pcpartpicker.com

şurdan çok güzel bakarsınız uyumlu mu değil mi.

Sistem güzel, fiyat ne çıktı? :) ben de topluyorum bu tarz birşey, yeni nesil ryzen'ları alacağım sanırım.

Oem fiyatlarını epeydir takip etmiyorum. 3950x'i kaça alıyorsunuz? Acaba 3950x yerine 5900x ya da 5950x mi alsanız?

Thermaltake Tr2 S dandik bir güç kaynağı, özellikle 3080 ekran kartı kaliteli ve güzel bir güç kaynağı ister. Sıvı soğutucu alacağınıza kaliteli bir güç kaynağı alın, Corsair'in iyi serilerinden veya Seasonic daha iyi olur.

araba otomatik mi? eğer öyleyse zaten frene basmadan çalıştıramazsın. sen bunu yeni fark etmiş olabilirsin muhtemelen. konuyla alakası yok bunun yani.

kaçak konusunda da zaten yeni nesil araçlar tamamen her şeyi kapatır, hangi marka model kaç yıllık araba bilmiyorum ama dörtlüler hariç her şeyi otomatik kapatması lazım çoğu araçta.

sende şöyle bir problem olabilir, örneğin bir ampülde veya farklı bir elektrik tüketen cihazda bozukluk vardır, elektrik çekmeye devam ediyordur. masraf konusunda hiçbir fikrim yok ama dışarıda bir ustaya gidersen hiç anlamadığını belli etme, durduk yere kazık yeme.

araçta start stop var mı?
hava sıcaklığı nasıldı?

yanmayan far vs var mı?

1. Araç çalışmıyorken frene bir kaç kes basılırsa o kadar şişmesi normal, sıkıntı yok.

2. Araçta alarm var mı? Bazen alarmlar bu tür sorun çıkarıyor. Sonradan takılan herhangi bir elektrikli kasesuar var mı?

Belki de bir şeyi açık unuttun, tavan lamnasını kontrol et. Tekrar etmezse tamirciye gitmene de gerek yok.

normalde tüm elektrik sigorta kutusuna gider. ordan dağılır. dolayısıyla sigorta kutusundaki sigortaları çıkarıp araya bi aparat koyduktan sonra tekrar bağlandığında akım ölçümü yapılabilir. bu sayede hangi sigortanın akım çektiği görülebilir. ama usta nasıl bir yöntem seçer bilmiyorum.

Cevaplara teşekkür ederim. Araba 2012 model, alarmsız ve otomatik. Start-stop yok. Yanmayan far veya çalışmayan bir aksam yok (fark ettiğim kadarıyla) Sonradan arka park sensörü takılmıştı. Önceki gün kullanmıştım, hava da soğuk ama 10-15 derece arasıdır. Ya frene basma olayının normalde olduğunu biliyorum da, demek istediğim elektriksel problemin ona sebep olup olmayacağıydı. Aslında bir şeyi açık bırakmadığıma eminim çünkü tek tek hepsini kontrol ettim, araç açıldığında da açılmadı. Daha önce de birkaç kez marş basmama problemi olmuştu ama birkaç dakika sonra denediğimde çalışmıştı. Bu sefer göstergeler tamamen gidecek ve anahtarı algılamayacak şekilde bir bitiklik oldu. Ben sonraki hafta bu işlerden anlayan bir arkadaşla gidicem de çok masraf çıkmasa bari ya

aracı ne kadar sıklıkta, hangi uzunluklarda kullandınız bu marş basmama/çalışmama olayından önce?
akünün şarj olabilmesi için kısa seyahatler pek faydalı değildir, eğer sürekli kısa koşu beş-on dakika kullanıp bıraktıysanız akünün şarjının yeterince dolmamış olma ihtimali de var. (bu bahsettiğim akünün yeniliğiyle pek ilgili değil, standart bir durum.)

şarj dinamosunu da kontrol ettirmekte fayda var. ben 15000km kullandığım arabayı bir gün feribottan inmek için marşa bastığımda çalıştıramadım, vurdurdum ve bir tamirciye kadar akü idare etti.

1- fren şişmiş olabilir, kontak kapalıyken hidrolik pompası çalışmaz ve fren pedalı birkaç kez basınca sertleşir, elektrik aksamıyla ilgisi olduğunu düşünmüyorum.

2- aracın marka/modeline göre değişmekle birlikte bir çok araçta (hatırladığım kadarıyla özellikle fiat'larda) kontak kapalı ve anahtar takılı değilken akü kullanımını durduran bir sistem var.
aracınızda gps araç takip, veya fabrikasyon olmayan bir multimedya sistemi (bazen kontak anahtarını bypass ediyorlar montaj yaparken) gibi sonradan takılan ve aküden direkt (kontağa bağlı olmaksızın) elektrik çeken bir donanım yoksa aküyü bitiren bir aksam olması zayıf bir ihtimal.
yani akü akşamdan sabaha bitmemiş olabilir. eğer öncesinde yeterince şarj olmuyorduysa zaten zayıflıyordur, dayandığı yere kadar gitmiştir ama bu sefer çalışmamıştır.

3- şarj dinamosunda bir sorun varsa düşük bir ücrete tamiri de mümkün olabilir (ben ne kadara yaptırdığımı hatırlamıyorum ama epey oldu zaten), veya değişmesi de gerekebilir. düşük dediğim de dinamoyu söküp takmanın ne kadar zor olduğuna ve sorunun neyden kaynaklandığına göre değişebilir, herhangi bir parça değişimi gerekmeyecekse belki 100 belki 250 liraya tamir de edilebilir. komple dinamonun değiştirilmesi gerekiyorsa da internetten araştırabilirsiniz aracının marka/model/motor özelliklerine göre. benimki o zamanlar 1800₺ civarıydı.

-fren şişmesi bu konuyla alakalı değil, çalışmayan motorda vakum kaybolduğu için freni ayağınla bir iki defa pompalarsan bu şekle geldiğini ve tutmadığını görürsün.bütün araçlarda böyledir.

- akü konusunda iki sorun olabilir ya yetersiz şarj ediyor, şarj dinamosu-konjektörü vs arızalı olabilir.

ya da dedikleri gibi birşey aküyü deşarj ediyor. bu ikisini de ölçmek ve test etmek gayet kolay.

gecmis olsun, bu durumlarda yaralanma falan yoksa ilk yapılacak şey araç fotograflarinin çekilmesi ve tutanagin iki surucu de oradayken doldurulması. tutanak doldurulduktan sonra kendi aranızda çözmeyi konuşabilirsiniz. park yapılmaz tabelası var mi o yolda? mesela öyle bir tabela varsa kusur bölüştürülecektir. kusur tamamen karşıya yüklenirse sizi bağlayan bir durum yok, butun masraflar karşı tarafın sigortasından karsilanacaktir ama sizin de tramer kaydınıza aracınızla ilgili bu ücret islenir.

Geçmiş olsun. Araç satışları 2020'de aşırı düştüğü için servis geçirmeye çalışmış. Sadece kapağı kırılan aynanın tamamı niye değişsin ki? O kapaklar sonradan takılabilir. Ancak gövde renginde ise aynı renk bulamayabilirsin. Bir kaportacıya gidersen o kapağı gövde rengine boyar aracın renk koduna göre.

Sadece kapak ise 500-600 tl orjinali, ama ayna gövdesinde kırık çatlak olmadığına emin olun.

Nasılsa karşı tarafın sigortası ödeyecek diye de özel serviste hasar kaydının yükselmesine izin vermeyin.

İsraf hem de, sadece kapaksa komple neden değişilsin?

Geçmiş olsun.

Servis fazla der. Geçen yaz, benim aracın depo kilidi bozuldu 1600 tl dedi servis . Sanayiye gidip 250 tl parça, 50 tl işçilikle 300 tl ye hallettim.

çarptığı andaki fotolar olmasına gerek yok. olay sonrasında, trafiği de meşgul etmeden foto çekmek önemli. ileride durmuş geride durmuş fark etmez. sonuçta adam çarparken ilerliyordu ve bir yerde durması gerekiyordu.

servis ne diyorsa o. adamlar pazarlık yapmaz genel olarak. aynanın iç aksamında problem yoksa , yan sanayi bir kapakla (varsa) değişim neden olmasın? internetten 3008 yan ayna dış kapak vs gibisinden aratın biraz, çıkar karşınıza.

Geçmiş olsun.
Aynanın tüm fonksiyonlarını (ısıtma,yönlendirme,kör nokta,varsa açılıp kapanma özelliği) kontrol ettiniz ve sadece kapaksa sıkıntı,İkitelli sanayideki çıkmacılardan aracınızla aynı renk kapak bulup alıp taktırabilirsiniz.
Geçen hafta trafik çekicisi, arkadaşın aracının ayna kapağını ve ayna camını kırdı, bu şekilde halletti arkadaşım kaskosu olmasına rağmen.

Aynen, arenas'ın dediği gibi sadece kapak kırıldı demeden önce tüm fonksiyonlarını bi deneyin derim. İçinde aynayı yönlendiren zımbırtı o kadar basit bi mekanizma ki rüzgar esse kırılabiliyor. Muhtemelen sadece ayna kapağı değildir.

aynayı düğmeden kapatmayı, aşağı yukarı sağa sola ayarlarını denedim. kontağı kapatınca otomatik kapanmayı denedim. hepsi çalışıyor.

Resimden hiçbir şey anlaşılmıyor. Bahsettiğin boşluğu sıcak veya soğuk silikonla doldurmak çözüm olabilir.

Küflenmeyen şeffaf kaliteli silikon ile doldurursan sorun olmaz.

Sakın bataryayı sökme, elinde kalabilir.

tarifemin bitimine son 3 gun kala vodafone>tt tasidim

uc gun kala gidip basvurdum islemler yapildi, son ana kadar vodafone'u kullanabildim, sonra sms geldi ve sim kartimi degistirdim. yeni hattim acildi.

vodafone uygulamasindan kontrol edin, cayma bedeli 0 tl olmasi lazim. eger o sekilde goruyorsaniz taahut bitimine 4-5 gun ksala yeni operatore basvurun

taahhütün son 1 ayında cayma bedeli çıkmıyor

Son ay içinde cayma bedeli yok +1

Zaten alacağı parayı, fatura edeceği tutarı hak etmiş oluyor şirket. Bir kaybı olmuyor yani.

3-5 gün kala taşımaya başvurun, 15 ocağı geçirirseniz 1-2 gün için bile yeni tarifeden indirimsiz olarak fatura edebilirler.

Pimapenci cagirabilirsiniz, birlesim yerlerine bir ayar yapiyolar, durum halloluyor.

Max 15-20 dk surecek is bu arada butun pencereler icin, fiyat pazarligini ona gore yapin.

pimapenci çağırın + 1. içine fitil gibi bir şey yerleştiriyorlar.

fitiller zamanla eskiyip sönükleşiyor. pimapenci yenilerini takinca bir de ayar yapiyor ve cok etkili oluyor. bi fiyat alın derim.

kardeşim pimapen fitilini alıp kendi değiştirmiş. internetten nasıl yapıldığına bakabilirsiniz.

Pencerelerin mekanizmasında rulman gibi küçük tekerler var, kasadaki karşılığa denk gelen, hani kolu indirip kaldırınca yukarı aşağı oynar.

Onların ortasında allen vida başı olur (alyan) bir allen anahtarla bu bilyaları çevirerek kışlık konuma alabilirsiniz.

Döndükçe kanat çerçevesine yaklaşır ve kasadaki karşılıkta sıkılık sağlar.

Youtube'a yazın yaz kış pimapen ayarı diye mutlaka vardır.

başlat->çalıştır

C:\Users\%USERNAME%\Pictures\Screenshots

bu arada artık windows 10'da "windows tuşu❖ + shift + S" ile screenshot alıp /kesip istediğin yere kaydedebilirsin. Eskiden snipping tool olan şey içine eklendi böyle.

Bir ipucu vereyim, ben web whatsapp ve telegram desktop'ta direkt "ctrl v" yapıyorum.

Yani prtscn tuşuna basıp, yapıştıracağım whatsapp ya da teşegrama gidip ctrl + v yapıyorum. Oldukça pratik.

alacağın levhaların ölçüleri ne? ne tarz bir araç gerekli?

Bauhausun kendi hizmeti yoksa da hizmet veren birilerine aracı oluyordur, olmadı o bölgede çalışan bir nakliyeci bulursun.

Yer neresi?

nadir de olsalar, doblo tarzı ya da station taksiler var etrafta. bunlardan birini bulabilirseniz işinizi görecektir.

görmüşsün beğenmişsin fiyatı uygun gelmiş almışsın. bence sıkıntı yok.

başka bir yerde daha ucuzmuş mantıklı bir açıklama değil.

@duyurukullanicisi durumu anlamadın diye tahmin ediyorum. Ürün kendi üretimleri değil o bilinmeyen markanın ürünüymüş yani. Etiketini söküp kendi markaları gibi satıyorlar. Fiyatı da 80 lira fazla.

ya beymen 80tl fazlaya vakko satabilir. bir sıkıntı yok. sonuçta sana o ürünün fiyatı makul gelmiş almışsın.

Yanlış bir şey göremedim.

motosiklet için korumalı pantolon üreten bir türk firması var. ürünleri avrupalı bir marka için üretiyor. avrupalı firma da kendi etiketini basıp ürünü millete iteliyor. ben tr deki üreticinin mağazasında aynı pantolonu çok daha ucuza alabiliyorum. böyle bir durum mu söz konusu acaba?

Aynı markaya, firmaya fason ürettirip kendi etiketleriyle de satabilirler.

Ben de bir sıkıntı görmedim.

Fason yazacaktım

Fason üretim nedir araştırın isterseniz

aklına gelen ne kadar büyük marka varsa, yerli ya da yabancı, fason üretim yaptırır, bu gayet doğal.

kalite standartları vardır,

fason zinciri daha iplik üretiminden başlar, boyanmasına, dikilmesine hatta paketlenmesine kadar gider.

bu büyük markaların olayı tasarım yapmasında, kreasyon yaratmasında, yoksa düşünsene bir kabanın, düğmesi, fermuarı kumaşı, ipliği, astarı, içindeki dolgusu hangisini kim tek başına üretebilir.

dünyada kaç tane fermuar üreticisi var zaten? benim bildiğim büyük firmalardan sadece 1 tane var.

hatta binlerce lira verdiğin süper lüx markaların kumaş boyama işlerini merdiven altı yerler yapar. adet olarak çok az üretilir çünkü, büyük üreticiler o kadar az parçayla uğraşmak istemez ya da sağlam fiyat çeker. defalarca gördüm annem babam tekstilde çalıştı yıllarca.

şurada bi farklılık var, senin a firması fason olarak kendi modelini ürettiriyor ya, katiyen hiç bir şekilde o üretilen ürün ikinci bir marka altında satılmaz, iş veren firma bunu kabul etmez. sonuçta adamların tasarımı.

belki de tasarımı beğenip parça başı ürettirmişlerdir böyle de olabilir.

Markayı ve fasonu da paylaş da bilelim.

@ghostinthemech aynı durum yurtiçi versiyonu olarak. Hatta direk o markanın etiketlerini söküp kendilerininkini yapıştırıyorlar muhtemelen.

Herkes doğal bir şey olarak gördüğünden dolayı başlık vs açmayacağım. En fazla ürünü iade ederim. Özelden ve buradan marka ismimlerini soranlar var ama maalesef paylaşıyorum. Normal bir olaymış zaten etik açıdan doğru gelmese de.

paylaşmıyorum* olacak.

Konfeksiyon islerinin %90i fason uretim uzerine.

marka algısı böyle bir şey. bir de kaç lira içinde 80 liradan bahsediyoruz?

mesela 1000 liralık ürünü mü 1080'e satıyorlar? yoksa 80 liralık ürün 160 lira mı olmuş? aynı markanın iki mağazasına girdiğinizde bile 80 lira fark edebilir.

Bir sürü eski bina yıkıp yenisini yaptım, fotoğrafına bile bakıp %90 oranında tuttururum.

bina 1999 yılından önce yapıldıysa %80 depreme dayanıksızdır, 1990 yılından önce yapıldıysa %95 depreme dayanıksızdır.

Bazı spesifik projeler ve bazı devlet kurum binalarını bundan hariç tutabiliriz. Piyasa şartlarında değil de işi bilen bir mimar ve mühendis ile eğer hazır beton kullanıldıysa sağlamlık yüksek oranda artmıştır.

Birer ikişer yapılan, küçük ve orta ölçekl, mütehitlerin yaptığı 1990 yıı öncesi her bina için bire on bahse girerim çürük çıkacağına dair.

O yıllarda bilerek çürük yapılmıyordu binalar, üretim kalitesi böyleydi. Deniz kumundan, hurda demirden, bina önünde sokakta karıştırılan betondan başka ne bekleyebilirizki.

Üzerine de hırsız kalfa ve müteahhitlerin demir ve hatta kolon eksiltmesini ekleyin, projede yazan her şeyi tam kullansanız bile malzeme dandik. İşçiler de harcı nasıl yapacağını bilmiyor, kumu çimentoyu ıslatıp beton diye attılar yıllarca.

Bakın bir örnek vereyim, bir sürü bina yapmış bir çok kalfa ve müteahhitin bile kendi oturacağı, aile apartmanı olarak kullanacağı için demiri ve çimentoyu bol kullanıp sağlam yaptığına inandığı 1990 öncesi binalar bile çürük.

Notu sonradan gördüm, projeyi bu ülkenin en kaliteli mimarı da çizse, en düzgün mühendisi de onaylasa, imalat aşaması çok önemli.

Siz bana binanın yapım yılını söyleyin, belki gerekirse dışarıdan bir foto isteriz. Binanın dışı görüntüsü üretildiği zaman ve yapım tekniği açısından bilgi verir az çok.

sadece fikir verir. ayrıca o projelerde zemin etüdü de vardır, belki zemin iyi olduğu için öyle bir yorum yapılmıştır. ama yapım kalitesi ile ilgili fikir sahibi olmak için numune almak lazım, o sonuçlar da zaten %100 "binanız şudur" diyemiyor. yorumlanıyor..

ama iskan yok yazmışsınız ve imar barışından da apartman faydalanmadıysa, bence satın çıkın. belli ki kat maliklerinin ekonomik durumları iyi değil veya başka oturacak yerleri yok. zor bir durum. siz oturulur veya oturulmaz raporu kovalamaya çalışmayın, kendinizi kurtarın.

Binayi unlu bir mimara cizdir, hesabini dunyanin en akilli insaat muhendisine yaptir, uygulamayi yarim yamalak yaparlasa yine yikilir, garantisi yok.

Binanin saglam olmasi icin projenin, malzemenin ve uygulamanin iyi olmasi lazim, bunlardan birinde sikinti varsa ortaya sikintili bir bina cikiyor.

Binada iskan olmamasi, 3 binanin birlestirilmesi ortaya bir tane asansor yapilmasi ve onun calistirilamamasi falan malesef pek pozitif doneler degil.

Biz ev satın almadan önce kpeder ile (inşaat mühendisi olduğu için) birlikte (bizim elediğimiz yüzlerce daire içinden) her halde bir 10-15 daire gezmişizdir. Şöyle bir kriterimiz vardı o zamanlar:
* Eğer binada 20'den fazla daire varsa kesin deprem testi yapılmıştır (99 öncesi yapılarda), göstermiyorlarsa zaten o binadan hayır gelmez.
* odalarda duvarlar 90derece açı yapmıyorsa zaten kalıplı döküm değildir, istediği kadar iyi mimar çizmiş olsun uygulama şinanaydır
* Bodrumu gezdiğinizde duvarlarda kabarma varsa demirlerin paslanmış olma ihtimali pek yüksek
99'da yapılmış bir binanın iskan onayının şimdiye dek alınamamış olması bana kaçak kat ihtimalini düşündürüyor. Bu açıklama bana mantıklı ve yeterli gelmedi.
Hele daire içinde yükseklik farklılıkları aman Allah!

İskan olmaması konumuz için öndemli değil o yıllarda ve daha eski yapılan binalarda çok normal. İstanbul'un yarısında iskan yoktur.

Bodruma kömürlüğe filan inip çıplak betonu gözlemleyebiliyor musunuz? Dökülen harç vs olup da demir donatı gözüken bir yer var mı?

Elinize hafif bir çekiç alıp betona vurunca kolayca ayrılıyor mu? Ayrılan parçalarda deniz kabuğu var mı?

Hazır beton kullanılmamış bir binada dayanım aramak bence abesle iştigal. Yıkım kararı çıkmazsa güçlendirme çıkar. Diğer hususlara değinmiyorum bile.
Ha yıkılmasa bile fay hattı yakınındaysa sağlam hasar alır.

İlla eski bina alacaksanız aktif fay hatlarına uzak ve yeraltı su seviyesi düşük yerlerden alın en azından.

John Bloor+1
gerisi teferruat.

cevap: güvenilmezdir.

Evet, gelmesi gerekirdi. Bilgilerinizi yanlış girdilerse geri dönmüştür ya da hiç göndermediler oyalıyorlar.

İban hesap adı uyumsuzluğu yoksa kesin gelirdi. Dekont isteyin. Dekont atmıyorlarsa göndermemişlerdir.
Eskiden hesap adı iban uyumsuz olunca 1-2 gün askıda kalabiliyordu. Artık hesap adı iban uyumsuzluğunda anında geri dönüyor para.

cumartesi gönderilen EFT normal şartlar altında pazartesi günü en geç 9.05'te hesapta olur.

eft sadece mesai saatlerinde olmuyor mu yahu? değişen bir şey mi var?

Ya yalan söylüyolar, ya da yolladılar ama yanlış bir sayı girildi ve para geri döndü, geri döndüğünü görmediler.

Kendi bankanızı arayıp havuza düşüp düşmediğini sorun, sonra geri arayıp kendinizden emin olarak sorun.

@blue eyes white dragon;

mesai saatleri dışında eft emir olarak ileri tarihli verilir, mesai başlayınca işlem gerçekleşir.

Gerçi son zamanlarda BDDK bankalar arası bir iletişim protokolüyle EFT'nin de havale gibi mesai saati dışında gerçekleşmesi için çalışma yapıyordu.

@bewd EFT için talimat mesai saatleri dışında verilebilir, işlem mesai başlayınca gerçekleşir.

bankalar arası 7/24 para transferine imkan veren FAST isimli yeni fon transfer sistemi önümüzdeki günlerde kullanıma girecek.

Hocam aküden dolayıdır diye düşünüyorum. Zaten akü bitince bütün herse hata vermeye başlıyor. Hata kodunu silemiyomusunuz? Obd cihazı bağlayıp.
Benim tavsiyem akü kutup başlarını sokup tekrar takmanız. Ya da aküyü iyice doldurmanız veya yeni akü almanız. Ben sorun olacağını düşünmüyorum servise giderken. Onlarda obd cihazı ile hata koduna bakıp aküyü degistirilwr diye düşünüyorum.

Akü daha yeni değişti ya. Sıfır aldım. Yine de tamamen ölmüş müdür? Yarım saat kullandım şarj ettikten sonrA.

hocam öncelikle akün halen sağlam için rahat olsun. değiştirelim derlerse de değiştirme çünkü onun içinde olan ve içerisinde enerji depolayan maddelerin ömrünün tükenmesi için epey zamana ihtiyaç var. sadece şarj etmen eski performansına dönmesine yeterli olacaktır. eğer aküyle ilgili bi sorun var diyolarsa da garantiye gönder zaten.

araçta en son bıraktığınızda mekanik anlamda bi sorun yoksa bilgisayara bağlatıp hatayı sildirmeniz sorunu çözecektir. belki araç hatayı yolda kendiliğinden bile silebilir. bunun yanında araçta garip bi ses varsa veya bi anormallik olduğunu düşünüyosanız kesinlikle işinizi çekici ile halledin.

Akü bittiği için marşa basarken bir çok müşirden ve sensörden hata kodu alabilir araç.

Akü şarj ediltikten sonra hata kodlarını silip devam edin, %99 bir problem yok.

Öncelikle hata kodunu sildirip aynı hatayı tekrar vermezse asla aracın sağını solunu kurcalatmayın.

sana giriş değil çıkış lazım. kulaklık çıkışına bağla.

Sorun olmaz, görseldeki kablonun amacı tam olarak o. Kalitelisini alabilirsin ama.

orası çıkış değil giriş bence. beyaz ve kırmızı audio left right. sarı da composite video. ben oradan sinyal alabileceğinizi hiç sanmıyorum. üzerinde de yazar muhtemelen input mu output mu olduğu.

orası ses çıkışı değil, ses ve görüntü girişi. yani hdmi öncesi, dvd player gibi bir aleti bağlayabilmek için giriş. şunun gibi bir kabloyla mesela.

www.kayashop.com.tr

kulaklık çıkışı varsa oraya takacaksınız. kulaklık çıkışı da yoksa, o içinden kırmızı ışık çıkan optik çıkışa bağlanabilir bir alet almadan bir yolu yok.

gerçi sanırım şöyle bir şey var, denemiştim ama yıllar geçti, çok emin değilim buradan mı denemiştim.

scart çift taraflı çalışıyor. yani aynı delikten çıkış da alabiliyorsunuz. o kabloyla buradan ses çıkışı alabilirsiniz, lakin alsanız bile gecikmeli alırsınız ve oraya kablo taktınız diye televizyonun kendi hoparlörleri kapanmaz. taktığınız hoparlörlerden gelen ses çok kısa bir gecikmeyle gelir ve düğün salonu gibi ekolu izlersiniz televizyonu.

Orası çıkış değil giriş +1

Kesin bilgi, pekiştirelim.

TV'de mutlaka kulaklık çıkışı vardır, size lazım olan kulaklık çıkışı.

Kulaklık çıkışı yoksa (çok zor bi ihtimal) @kibritsuyu'nun dediği gibi scart ile kullanmak için şöyle bir adaptör alacaksınız;

www.bakicioglu.com

muhtemelen artar

Düğün sezonu altının fiyatını etkiler diyorsanız bence siz bu işlere bulaşmayın.

altın her zaman alınır alınmasına da altın alımlarının %5'i bile düğünde takmak için yapılmıyordur, emin olun.

Dugun sezonunda altin fiyati artar teoremini ilk cikaran adami cok merak ediyorum :))

kusura bakmayın ama catch the arrow +1 :)

500 üstü, hatta en son 530 liradan altın insanlar bile var, şu sıralar fiyat uzun vadeli yatırım için mantıklı.

Kısa vadeli para lazım değilse altın her zaman alınır, son ayların ortalamasına göre de fiyatı iyi şu an.

Ama unutmamak lazım ki yakın tarihte 1700 dolarlardan 1100 dolarla düşmüşlüğü de var altının.

Şimdi de kimse altın asla 1500 dolara düşmez diyemez, bi bakmışız çat diye 1500 dola rolmuş onsu?

en azından bir sene tutmayı göze alıyorsanız alın. 6 ay sonra bozdurucam derseniz zarar edersiniz muhtemelen ama

Temel amaç köşe olmak mı , biriktirmek mi ?

Ben her hafta fiyatına bakmaksızın 1 cumhuriyet alıyorum , 50 adet olunca satıp işimi görüyorum. Şu an 23 teyim , mayısa kadar 50 yapıp tuğralı bir doblo almak istiyorum. Şaka şaka tuğrası olmayacak :) Temel mantığım kumbara misali kullanmak altını beni hırpalamayacak miktarı köşeye atıp ''unutmaya'' çalışıyorum .

Öyle düğün zamanı vurguna çıkılsa inanın size bana bırakmazlar kemiğini bile sıyırırlar.

ben de aldım bakalım ufak bir miktar. aldıktan sonra gramda 10 lira daha düştü ama olsun bekleyecem :D

Alman merkez bankası süresiz olarak markı euroya çeviriyormuş, 1 euro 1,95 alman markı.

Almanya harici çevirmeniz çok zor, almanyadan gelen birine verebilirsiniz gidince çevirir, ama yüklü miktarsa gümrükte sorun olur.

Çok merak ettim, nasıl elinize geçti?

kapalıçarşıdaki dövizciler de alabilirler. ama düşük fiyat verirler.
güncel kur 4.40 mış. 3 lira falan verirler
en mantıklısı almanyaya giden birisine verip orada bozdurmasını sağlamak.

Birkaç tane ise sanayi hırdavatçılarından bulabilirsiniz, çok fazla alım olacaksa fabrikalardan teklif alabilirsiniz.

karakoy'de bulabilirsin

Kancasız açık yay, organize san. bölgelerindeki hırdavatçılarda, rulmancılarda, kayışçılarda bulabilirsiniz.

İstanbul avrupa yakası için karaköy'de bulunabilir +1, ikitelli org.san.bölg. bulunabilir.

İstanbul anadolu yakası için imes'te bulunabilir, hatta imes'te yay üreticisi de var. Adetli lazımsa üreticiden alınmalı.

Google'a ''1S26202 yeşil kalıp yayı'' yazınca sana en yakın yerden sipariş geçebilirsin.

dış çap: 25 mm
iç çap: 12,5 mm
yükseklik: 203 mm
maksimum kapanma: 81 mm (844 Newton)
kırılma noktası: 110 mm (1144 Newton)

not: en yumuşağı olsun dersen 1L26202 kodlu mor renkten de alabilirsin ama zor bulunur.

Panelvanda yerde ve yan duvarlarda bağlama kancaları varsa linktekine benzer gergili kayışlarla sabitlersiniz bence. Sehpa değil de yan ayak sanki daha dengeli gibi. Sehpada dimdik duruyor, yanal hareketlerde devrilme riski olabilir.

www.amazon.com.trğlama-Klemmverschluss-sabitleme-uzunluklarda-taşıyabilir/dp/B077MHKL5S

Şöyle;
www.picfair.com

Yan ayağa alın motoru, son motorun sağından bir yerden şasesine ip bağlayıp üstünden geçirip sol alt kısımlarda bir yerde bir kancaya veya ipi bağlayabilecek bir yere bağlayın.

Sonra aynısını soldan sağa yapın, bu sefer daha sıkı gerdirin, böylese solda biraz esneklik kaldıysa dengelersiniz.

Motoru bağlamadan önce iyice ileri itin kasa içinde, yani öne doğru yürüyecek pay kalmasın.

Bağlama bittikten sonra arka tekerden de bir ip bağlayıp öne doğru gerdirin, bu da geriye kaymasını engelleyecektir.

İpleri bağlarken seleyi yortmaması içinde kartonvb şeyler ile destek olun, aynı şekilde grenajlar da kırılabilir ona da dikkat edin.

nalburdan spanzet alıp bağlarsan da daha sağlam olur.

O tarz ürünleri kullanmayın. 30.000 km de ne enjektör temizleyicisi? Araç 30.000 km de diyorsunuz. Servis sipariş oluştursun, 1 hafta içinde gelir. Atla deve değil ki bu mazot filtesi gibi bir kritik parça. Tamam serviste o an stokta olmayabilir ama siparişle getirtilebilir.

tırstım ben. bu nasıl bir servis ki hem mazot filtresi yok hem de falanca ürünü kullan deyip o ürün ellerinde yok? yetkili servis mi bu?

1. Yakıta karıştırılan kimyasalları KESİNLİKLE kullanmayın mazot pompasına zarar verebilirsiniz. İlla depo, enjektör temizliği falan yaptıracaksanız BOSCH veya SIEMENS'in özel servisleri var buralarda yaptırabilirsiniz.

2. Mazot filtresi kolay kolay sorun çıkarmaz bir sonraki bakımda değiştirebilirsiniz hatta çok uzun süre değiştirmeden kullanabilirsiniz bir şey olmaz. En fazla çıkarabileceği problem arabanın çekişinde düşme olur.

3. Dizel yakıt sistemleri dayanıklıdır kolay kolay arıza çıkarmaz ama arıza çıkarsa da maliyetli olur.

4.Türkiye'de akaryakıt belli bir standartta dilediğiniz akaryakıt istasyonundan akaryakıt alıp kullanabilirsiniz yeter ki yakıt katkılarını KESİNLİKLE kullanmayın.

Yakıta da yağa da hiç bir zaman hiç bir şey karıştırmayın.

30 binde arabanın mazot filtresi değişmedi diye dünya durmaz, sıkıntı yok.

Hele ki bi önceki bakımda 15 binde değiştiyse hiç gerek yok, sıkıntı yapmayın.

En kötü senaryoyu söylüyorum, kaçak göçek dandik mazot alırsınız, pislikten filtre tıkanır, araba mazotu düzgün çekememeye başlar. Filtreyi değiştirir devam edersiniz.

Hangi özel servise gittin bilmiyorum ama bi daha gitme. Aracın acayip egzotik bir şey değilse mazot filtresi max bi iki günde gelir, adamlar sana katkı satmaya çalışıyor.

Araç Dacia Sandero. Filtre gümrükten geçmemiş, hiç bir serviste bulamazsınız falan diyorlar. 6 ay gelmez falan..

Oto sanayide bir iki oto parçacı gez bulursun, sadece o modele özel bir filtre değildir %99. Üniversal bir modeldir ve sandero dahil bir çok modele uyumludur.

Ama önemi yok, bir dahaki bakımda değişirsin, yakıta bir şey katma.

istanbul'daysan yeni sahrada oto ozan var. ona bi sormanı öneririm.

Elden fatura kaç kişi kaldı.

Gündüz marketlere gitmek ve/veya getir gibi uygulamalar serbest değil mi zaten ?

Karttan çekilir öncesinde erzak almak için.

Limit kalmadıysa bir şey diyemem.

1 Ocak resmi tatil değil mi zaten?

Son günü resmi tatile denk gelen süreler, ilk iş gününe uzar.

Ona rağmen maaş 1'inde yatıyorsa, zaten alışveriş yapmaya çıktığında çekebilirsin, markete neyin gitmeye izin var.

1inde çekmezsen paran yanmıyor 2sinde çekersin
normal zamanda da ayın 1'i haftasonuna denk gelirse napıyorsan onu yapıyorsun.
faturaların bir kesilme bir de son ödeme tarihleri vardır, araları da en az 10 gündür.

1 Ocak resmi tatil, resmi tatilde ne devlet ne de özel sektör maaş yatırmaz/yatıramaz, sonraki ilk iş günü halledilir.

Kafaya bak amk

anayola yakınlık. bakı: güney cephe kuzey cephe. deniz ya da hakim rüzgar alıyor mu? imarlı değilse büyük ev yapamazsınız. tarla olarak geçer. tapusu olmayan araziyi zaten almayın. muhtar tapusuyla orman arazisi satarlar size. 2B alabilirsiniz. ama onun da tapusu için sonra para ödersiniz. su ve elektrik hattı geçiyor mu?

Dolandırıcılara dikkat edin. Size gösterilen arsa ile size satılan arsanın aynı olduğundan emin olun. Sanırım harita kadastro mühendisi tutuluyordu bu işler için.

Arsa vasfına, imar durumuna, hisse durumuna, yakında imarla ilgili yola terk gibi bir işlem olup olmayacağına bakın. Asla emlakçının ya da satan kişinin söylediklerine itibar etmeyin.

ormana yakın olması da problem sanırım, zira orman bakanlığı yazı göndermiş 12 dönüm araziniz orman arazisine yakın vb vb gelin paşa paşa bize devredin yoksa dava açıcaz diye.

Tapudaki ada ve parselin yerini buradan görebilirsiniz.

parselsorgu.tkgm.gov.tr

Öncelikle ne için kullanacaksınız arsayı? Arsa dediğinize göre tarla istemiyorsunuzdur, tarla/arazi istemediğinizi var sayarak arsa üzerinden devam ediyorum;

1. Kadastro yol var mı bakılmalı, yani önünde yanında gözle görünen fiziki bir yol olmasa bile kadastroda yol ayrılmış görünüyorsa yolu var demektir.

2. Elektrik su var mı? Yerleşim yerinden uzak yerlerde arsada su zor bir ihtimal ama elektrik olma ihtimali var. Elektrik varsa arsa değerlidir zaten.

3. İmar var mı? Varsa ne kadar var? Yapı yapacaksanız size yetiyor mu? İmar yoksa gelme ihtimali var mı? (bunu kimse net bilemez, ancak ölçek planları büyükşehirden çıktıysa çıkacaksa vs ilçe belediyesinden bilgi alınabilir, ama kesin tarih verilmez)

4. Size gösterilen yer tapuda gerçekten size satılacak arsa mı?

Bunu anlamak için öncelikle arsanın ada/parsel bilgilerini öğrenin, internetten ada parsel ile arsayı haritadan bulun. Tapu kadastro kurumunun hizmeti var bunun için, zaten kadastro yolu olup olmadığını bu haritadan da görebilirsiniz.

Arsayı internetten görüp beğendikten sonra gidip fiziksel olarak da görün, internetten ada parsel ile baktığınız yer ile aynı yere baktığınıza emin olun.

Pazarlıklar bitip iş gerçekten ciddileştikçe, herhangi bir ödeme yapmadan bir haritacıya gidip parası neyse verin (300-500 tl) haritacıyı getirip arsanın kazıklarını çaktırıp yerden emin olun.

En son tapuya gideceksiniz, parayı ödeyip arsanın tapusunu alacaksınız, o aşamada da aldığınız tapunun o arsanın ada/parseli ile aynı olduğuna emin olun.

kontra, su kontrası anlamında. suya dayanıklı levhadır. sunta bilindiği gibi suya son derece dayanıksızdır, şişer.

koltuk takımı için idealdir diyebilir miyiz?

hayır mobilya için uygun değildir kontraplak ince ağaç yapraklarının presiyle yapılmış bir malzemedir koltuk takımı için kereste daha uygun olur

@yanagiba

e ürün bilgisinde bu yazıyor. aldık bi de. patlamayalım sonra?

Kontra kelimesi yanlışlıkla ya da aptallıkla eklenmiş bana göre, zaten hemen hemen tüm koltuk iskeletleri kayın/meşe ağacından üretilir.

Bi ihtimal koltuğun kolçağında vs dışarda görünen bir ahşap kısmı varsa, bu kısım da bombeli, radüslü bir kısım ise;

bu kısımı buharla ısıtarak kontradan elde etmiş olabilirler, ama genel iskelet yine kayın/meşe kerestedir.

Link atın zahmet olmazsa, merak ettim.

Motorcularin forumlari var fb da instagramda sayfalari. Oralara haber verin, baya paylasip bulunanlar oluyor

model ve marka + foto ile facebook'daki gruplara haber salın. sahibinden.com'u düzenli olarak takip edin.

Bölgedeki eski kulağı kesiklere sorun soruşturun, bir miktar fidye ödeyerek motoru geri alma ihtimaliniz var.

Bu şekilde fidye ödeyerek bir motoru geri almışlığımız var.

Fakat bu yöntemle çok dolandırılan insan da var, dikkatli olun. Kesin güvenilir bir aracı olmadan para vermeyin, motor gelmez üstüne bir de paranız gider.

kesildi diye mail geldiğinde ödüyorum ben. 5. günse 6'sında ödenebilir.

Ayın 5. gününde gün bitmeden sistem otomatik olarak keser, genelde 23:59 ya da 0.00 da kesilir.

Ödeme günü de 6-15 arası olur, bazı bankalarda 6-20. Amacınız ödeme yapmaksa kesilmesini beklemenize gerek yok, girin bakın güncel borç ne kadarsa o kadarlık ödeme yapın.

ayın 6. gününde gece 00.01 den sonra ödeyebilirsiniz demek bu.

bu arada erken ödemeyin, niye bankaya para kazandırıyorsunuz? paranız varsa gecelik faize koyun, günü gelince çekip ödeyin.

@ala09

Neden erken ödüyorum? Son ödeme tarihini geçirip, faize kalmamızı için.

Birikimim zaten vadeli hesapta. Nakit gerektiği zaman, vadesize aktarıp kullanıyorum.

ödemenin bir başlangıç tarihi yok. ekstre günü dönem sonudur, ekstre kesilince dönem borcunuz tahakkuk etmiş olur ve son ödeme tarihine kadar öderseniz faiz işlemez. ekstre kesilmeden ödeme yaparsanız ekstre kesilirken bu ödeme düşülür ona göre ekstereniz kesilmiş olur.

70 liralık benzin ibre oynamasi için yeterli olmamıştır belki.

benzini almadan önce depon boşa yakınsa yeni aldığın benzin muhtemelen yedek deponu doldurmuştur. yedek depo göstergeye dahil olmadığından senin ibre fazla yukarı çıkmamış.

bana da aynısı olmuştu.

10 litre benzin yapar, 50-60 litrelik depoda 10 litre benzini manuel ibreyle anlamak çok zor.

Ama sürekli benzer oranda yakıt alıyorsanız ibrenin hareketini bilirsiniz.

Fişinizi almış mıydınız? Bu kadar düşük yakıt alımında çakallık yapacaklarını sanmam, riskli çünkü.

Geçmiş olsun ama böyle bişey olduysa bile yapabileceğiniz bir şey yok maalesef, bir ispatı mümkün değil çünkü.

@tantunisultansuleyman +1 dibe indi ise yedek depoyu da hesaba katmanız lazım. Yedek depoya gideni ibrede göremezsiniz.

depo boşsa , boşa yakınsa, yedek depoyu da hesaba katın. bir de 10 litre benzinle 6 litre benzini ibreden anlamak çok iddialı bir hareket.

Bu arada bir not düşelim, otomobillerde yedek yakıt deposu yoktur. Onun adı genleşme tankıdır. Buharlaşan veya dolumda sıkışan yakıtın aktarıldığı, sonra normal depoya geri akıtılan bir bölmedir.

Normal depodan yüksekte durur genelde, yani yakıt deposu tam doluyken ya da tam dolum yapılırken işe yarar.

Bazı araç modellerinde depo tam dolduktan sonra bi klipse basılarak buraya da yakıt dolması sağlanabilir ama tehlikelidir. Sıkışan ya da buharlaşan yakıt buraya dolamayacağı için tahliyeden araç altına akıtılır.

Bir miktar yakıt kullanıldıktan sona buradaki fazla yakıt normal depoya akacağı için tehlike ortadan kalkar.

Konudan alakasız ama belki birinin işine yarar bir bilgi daha bırakalım;

otomobillerde yoktur ama genelde küçük hacimli ve manuel benzin musluğu olan motosiklerde vardır.

Fakat bu da ayrı bir depo olarak değil de, aynı depoyu iki ayrı seviyeden kullanan musluk ile kullanılır aslında.

Benzin şamandırası bozulmuş olabilir aracın. Benimki bozuk mesela, özellikle az benzin aldığımda ibre bazen değişmiyor ya da bakıyorum bir iki gün sonra kendi kendine olması gereken yere gelmiş.

@John Bloor hocam o zaman asıl düzeltmeyi de yapalım, evet yedek depo yoktur, fiziksel olarak, ancak araçlardaki yakıt ibresinin 0 noktası aslında yakıt tankının sonunu göstermez. Tankın alt kısmı her ihtimale karşı yedek olarak ayrılmıştır bu nedenle halk arasında yedek depo da denir. Ayrıca bir genişleme tankı da vardır anlattığınız gibi.

Firmayı müşteri hizmetlerine şikayet et. 70 liralık yakıt aldım fişiniz var ise fişim elimde diyin. Yok ise fiş almadım. İstasyonu suçlamak için konuşmuyorum. İstasyonun tankındaki Yakıt bitmesine bağlı hava basabiliyor. Ek olarak pompaların yıldan yıla kalibrasyonu yapılıyor. Yapılmamış olabilir kalibrasyon çok etkilemez de.

Sizin şikayetiniz üzerine oraya bir ekip gidiyor kontrol ediliyor plakanızla, hangi pompadan yakıt aldıysanız. Kontrol edip size geri dönüş yaparlar.

Evet, hatalı sollama yaptığınız, karşıdan gelen adamın şeridinde kazaya karıştığınız için 8/8 olmasa da suç sizde olacaktı.

Evet. Tipik bir hatalı sollama örneği.

Yani ciddi ciddi adamın şeridinde giderken kafa kafaya girsem bütün suç bende mi diye mi soruyorsun?

Suçlu sensin+1

Zatürre aşısının kaç derecede saklandığını bilmiyorum, ama normal buzdolaplarında saklanıyorsa buz aküsü belirli bir süre için yeterli olacaktır.

Ha bir de aşıyı kutudan çıkarıp direkt aküya değdirmeyin, mesafe uzunsa iki tane akü arasına kutusuyla aşıyı sandviç yapıp sarın.

@John Bloor teşekkürler hocam. Kutusundan çıkarmam.

pembe veya beyaz tutkal ile doldurabilirsiniz sanırım. deliklerin de fotoğrafı olsaydı keşke.

Kağıt petek dolgulu MDF ve sunta. Bu fiyata sattıkları ürüne bak kağıtla doldurmuşlar. japonu boca et ben mutfak masası ayağını bu şekilde yaptım baya sağlam oldu. patex olursa daha iyi olur hemen soğutma spreyi ile sabitlersin.

mümkünse masayı ters çevir
deliklere karbonat dök
sonra dübeli yerleştir
japonu dök
beton gibi olur

Valla bence kesinlikle böyle bir şey yapma. Bu masaların dışı sert ama içi karton, iki gün sonra çat diye ortadan ikiye ayrılır, modifiyeye gelmiyor bunlar. Ne yaparsan yap düzgün bi şekilde tutmayacaktır.

Malzeme bu: www.youtube.com

@roket adam

evet haklısın içi dandik ama sonuçta o rafa koyacağım hepi topu 2 tane laptop adaptörü bir üçlü priz, hepsini toplasan max 2 kg, o kadar yüke dayanır sanıyorum, zaten bu signum bu masalar için üretilmiş internette araştırdım bu şekilde kullanan bir sürü insan var, kimse düştü diye şikayet etmemiş, belki ben kabloyu yerleştirirken sert çekmesem gene çıkmayacaktı. japonla bir deneyelim bak nasıl olacak.

@kisa
karbonat neden? bir de bu karbonat hani marketlerde gıda reyonunda kabartma tozu vs birlikte satılan karbonat değil mi?

Alçıpan dubeli kullanabilirsin, böylece içi boş da olsa sert olan yüzeyi tutar dubeli.

Kelebek olan tip dubel alacaksın;

cdn.tekzen.com.tr

neden karbonat sorusunun cevabını ufak bir google aramasıyla buldum, çok ilginçmiş.

John bloor+1
Alcioan dubeli demeye geldim.

Alçıpan dübeli aklıma gelmemişti çok mantıklı

üçlü priz çift taraflı bantla masanın altına yapıştırın, daha pratik olabilir. kalan kabloları da , cırtlarla ya da kablo spiralleri ile düzenleyin.

masayı tanıtan vidyoda adamın oturduğu sandalyenin ismi nedir?
mmapi.ikea.com

Üst kapağı kaldırın, basma tuşuna bağlıysa kapak o tuşun çerçevesini veya kendisini çevirerek üst kapağı boşa çıkarın.

Suyu boşaltın, öncesinde musluğunu kapatın. Su boşaldıktan sonra şamandırayı yukarı aşağı elinizle bir kaç oynatıp aç kapa yapın.

Yüksek ihtimal ile su dolmaya yakın şamandıra yukarıya tam kalkmadan bi kasılma yapıyor, yavaş yavaş dolmaya devam ediyor.

Hatta içinde su yokken gözünüz kesiyosa hareketli parçaları silip temizleyin, su içinde de olsa böyle sarımsı bir kir birikiyor parçalarda.

Bu kadar basit bişi için ustaya gerek yok.

kireçten içerideki şamandıra az kalkıyor buda su dolma işini az yapıyor,musluktan suyun az akması gibi..
o kireci gidermeniz gerekli.kapağı kaldır pis gördüğün yerleri temizle.

ne alırsan al 3 ay sonra gacur gucur etmeye başlıyorlar. ben pes ettim artık en ucuzu hangisiyse onunla değiştiriyorum 3 ayda bir.

Bir kış bir yaz görünce özelliğini yitiriyor zaten, bir oto parçacının önüne yanaş, arabadakini sök içeri gir benzerin en ucuzunu versinler.

Sadece silgiyi sökeceksiniz komple kolu değil.

Hic bir seye dikkat etmen gerekmiyor.mahallende giderken oto aksesuarcinin onunde duruyorsun usta sunun silecekleri degistirirmisin diyorsun.gidip kutusuyla getirip takiyor,30 lirayi veriyorsun ve olay bitiyor.

bosch silecekden başkasına bakma

Ben de bugün yarın derken belki 2 senedir silecek alamadım :)
cevaplara bakınca köşedeki aksesuarcıdan taktırasım geldi.

kaliteli olarak bosch önerilmişti bana da.

Bosch kullanıyorum ben de. Memnunum.

bosch alırsan aeroeco alma çok kötü. aerotwin iyisi.

sileceksepeti.com diye bi yerden aldım. yorumları da iyiydi. ekşi'de gördüm ben de belki duyuruda emin değilim. gayet memnun kalmıştım.

Bosch aerotwin almanı tavsiye ederim.

Çelikten yapılır o barlar, hiçbir şey olmaz.

Salonlarda her akşam ağırlıkları söküyorlar barlardan görevliler, bi anlamı olmalı.

Üzerinde ağırlık yokken nasıl saklandığının pek önemi olmasa gerek.

O menfez olmasa ortam ısınmaz, soğuk hava alttan ısı odasına girer, şöminenin içinde bulunduğu kapalı duvar kısım, burdan ısınır yukarıdan bu menfezden çıakr ortamı ısıtır.

Eğer rüzgar sesi geliyorsa, ilk ihtimal soğuk hava girişini dışardan yapmışlardır, (ki mantıklı bir işlem) böyleyse dışardan bu girişi geçici kapatın, lazım olunca tekrar açarsınız.

İkinci ihtimal bacadan aşağı rüzgar giriyor, tuhaf ki yanma odasının yalıtımında bir sıkıntı var ve menfezden bunu duyuyorsunuz.

Ya da yine bacadan rüzgar giriyor ve bu menfezden çıkmıyor ama siz sesi duyuyorsunuz.

Eğer böyleyse bu sefer bacadan rüzgar girişine engel olun, eğer sadece menfesi kapatırsanız sesi ve rzügarı kesersiniz ama bacadan giriyorsa şöminenin içine kadar rüzgar geliyordur.

sıcak havayı odaya veriyor o dalgamotor. onun açılır kapanırlarından yerine takabilirsin kullanmadığın zaman kapatırsın ama yine hava geçirir.
en kesin yol onu yerinden çıkıyorsa sokup hava geçirmez bir malzemeyle kapatıp yerine geri takmak. görsel olarak aynı görünür arkada bir set olur böylece.
ama ben yerinde olsam her akşam yakarım
mis gibi şömine yahu. baca da güzel çekiyor bol ses yapıyorsa demek.
al bi kaç çuval odun keyfini çıkar. şimdi şömine karşısında rakı içmek için neler yapmazdım :)

Şömineyi yaksanıza niye yakmıyorsunuz. Şömineli evimiz kentsel dönüşüme gidiyor diye neredeyse oturup ağlayacağım:) şöminenin baca kısmında bi kapak olması lazım orayı kapatırsanız sorun çözülür sanki.

Yüksek bir sese, gürültüye maruz kaldıysan hemen git. Bu tür durumlarda ilk günlerde gitmek %80 oranında tedavi sağlıyor demişti biir KBB doktoru.

Böyle bir şey yoksa da hemen git, ne olur ne olmaz, kulak şakaya gelmez.

Düzensiz uyku, uykusuzluk ve stres olunca bende kulak çınlaması oluyor. Stresten vertiigo olmuşluğum ve migren atağı geçirmişliğim var geçmişte. Kulak, beyin, denge falan her bir şey etkilenmişti. Sizin durumunuzda ben olsam beklemem doktora görünmek için. Bambaşka bizim bilemeyeceğimiz sebepler olabiliyor böyle hallere.

Baştan her şeyi konuşun. Geri iade olmayacağını belirtin.
Üründen eminseniz deneme izni falan vermeyin. Alıcı, siz parayı aldıktan sonra da kullansın.
Ama tavsiyem ürünü önce güvendiğiniz yakın çevrenize teklif edin.

denemek diye bişey yok, hijyenik sebepleri öne sürün.

en fazla çalışıyor mu diye bakarlar, zaten çalışıyorsa bir sıkıntı olmaz.

Elden satılacaksa prize takılıp ısınıp ısnımadığına bakmak ister alıcı, zaten yanıyorsa daha neyi deneyecek? Üzerine kanat atacak değil ya :)

Gerçi hiç kullanılmadığı belli olduğu için denemeden de alabilir insan, o da normal. Garantisi de var.

Uzak satışlarda önce para sonra kargo kesinlikle.

Ben musluğu değiştirirdim. Almanya'damısınız anlayamadım , fiyatları çok pahalı değilse uğraştığınıza değmez, musluğu değiştirin geçin.

evet almanya'dayiz. fiyatindan degil de muslugu degistirmek cok daha zor olmaz mi ya. onu sanki hic yapamam gibi. su sikisan seyi acabilseydim.

yanlış anahtarla açmayı deniyorsun o anahtar açmaz.dişli anahtar gerekli sana..şöyle bişi.
www.gittigidiyor.com

Gözünüzde büyütmeyin
urun.n11.com , böyle bir alet sizde, eş dostta yok mu ? birde teflon bant, söküp takmanız 5 dakikanızı almaz.

Şöyle bir ayarlı pense de olur;

productimages.hepsiburada.net

Yani dişsiz ayarlı anahtar ile olmaz, mutlaka dişleri olan bir anahtar türü lazım.

Bir de çok sıkmayın aparatı, çok sıkarsanız dişelre basınç uygulamış olursunuz.

emekli olmadan hangi aylığa karşılık kredi verecekler?

32bin yatirilinca hemen emekli oluyor hocam.

babanız şu anda sistemde emekli görünmüyor banka kontrol ettiğinde. parayı yatırdıktan sonra hemen emekli oluyor olması bankanızı bağlamıyor. şu an güncel duruma bakıyorlar.

Üzerine bir tane ev var teminat gösterebilir.

e söylememiş mi kabul edilmediğinde başvurusu?

yakın bir dostundan borç alsa kısa süreli. böylece öder, sonra da emekli olup krediyi çekip aldığı kişiye geri verir?

Evi teminat göstermek masraflı, eksperdi tapuya şerh koymaydı vs.

Araba varsa arabayı ipotek edebilir.

1987-1996 arasıymış, şu olan;

www.imdb.com

hadi türkçesi yok diyelim, ingilizce de mi yok?

Edit: Dvd satışları var ebay'de, mutlaka internette bir yerlere de yüklemiştir birileri

www.amazon.com

90larda sadece star da yayınlandığını biliyorum.

Turkcesi lazim :( cok tesekkur ederim.

John Bloor, ellerinize saglik cok ugrasmissiniz , keske Turkce olani bulabiilsem :( Tekrar cok sagolun.

Bende hepsi var, orijinal ingilizce.
Bahsettiğiniz 87-96 arası orijinal ninja turtles. 10 sezon sürdü, toplam 200 bölüme yakın sürdü.
Türkçe bulman çok zor, çünkü türkçe dublajlı dvd hiçbir zaman yayımlanmadı. Türkçe dublajları sadece o dönemde bu yayınları yapan tv'nin arşivinde ve bunları tv yayınından kaydetmiş kişilerde vardır. 200'e yakın bölümü kaydedecek ninja kaplumbağa hastası da var mıdır bilemiyorum.

Tüm bölümler var mı bilmiyorum ama oneindir'de buldum. Yorumlarda eksik olan bölümlerin bağlantısı verilmiş ve oradan indirilerek tamamlanması istenmiş yanlış anlamadıysam. Kurallardan dolayı indirme linki veremiyorum.

Ayrıca dailymotion'da da bazı bölümler var.

Sn. Battal Gemalmaz bilgiler icin cok tesekkur ederim.
Sn. İnatciligin yer yuzundeki temsilcisi bana bulabilecegim yerleri iletti.
Hepinize cok cok tesekkur ediyorum tekrardan. Emeklerinize, ellerinize saglık.

hesap sahibi kayıtlı kartı silebilir.

veya

kaydedilen kartı bankayı arayıp kayıp bildirimi yapıp yenilenmesini sağlayabilirsiniz.

başka bir yöntemi yok

sanal kart oluşturup, sonra kartı iptal edebilirsin. arkadaşının hesap bilgileri varsa o hesaba girip kartı kaldırabilirsin. kartını online alışverişlere mail order sistemine falan kapatabilirsin.

2 seçenek var. kartı iptal edersin ya da "trendyol geçenlerde hacklenmiş kayıtlı kart bilgileri çalınmış, kart bilgilerimi sil de benimki de çalınmasın" bahanesiyle arar ona sildirirsin.

hesap ayarlari/kayitli kartlarim buradan silme var

Trednyol hesabı sizinse herhangi bir yerden girip silebilirsin. Hesap da arkadaşın hesabıysa kart kayboldu diyip yeni kart al.

olmaz mı hemde acayip fark yapar.

bu meretler şekil itibariyle hepsi birbirine benzer de, kaliteli bir havya yıılarca hiç fişten çıkmadan çalışır ve ısı kaybı yaşamazken, adi olanlar 2 gün sonra lehim teili eritmeyecek kadar performans kaybına uğrar.(uç kirliliğinden bağımsız, adi malzeme yapısı sebebiyle)

öyle saatlerce günlerce uğraşmayacaksan bile benim sana tavsiyem 80 watt kalem tipi havya alman olur. marka konusunu bilmiyorum ama adisine yanaşma ve bilenlerden marka tavsiyesi al.

weller markasını biliyorum bi babamdan dolayı, çok sağlam bir markadır.

urun.n11.com

tabi türkiye olunca sahte mi gerçek mi o da ayrı dert oluyor.

n11scdn.akamaized.net

kisisel olarak bu tipleri daha kullanisli geliyor. hem fazla hizmeti de yok diger tiplere gore

bu tabanca tipli olandan babamda vardı, değişik bir modeli de olabilir.

bunların özelliği biraz daha kaba işler elektrik işleri falan için. öküz gibi güçlüdür ama.

öyle çip elektronik devre falan dersen kalem tipler daha ince oluyor.

Tabancalar ile ufak tefek elektronik işleri yapmak işkence.

Şu model baya iyi.
tr.aliexpress.com

oha iyi pahalılarmış.

fakir müşteri mode on: ben bi düşüneyim

weller marka iyi fakat fiyat olarak gerçekten yüksek. Benim iş yerimde weller kullanılıyor. Ama ben Yaklaşık 6 ay önce gittim şunu aldım.

urun.n11.com

Öneririm gerçekten çok kaliteli ve yeterli. 6 aydır kullanıyorum. Tabi 7/24 açık bırakmıyorum. Belli aralıklarla kullanmaktayım gayet iyi

oluyor. elimdeki makine sizinki gibi lehim eritmez durumda. kendime daha yeni şunu sipariş ettim. www.direnc.net

zamanında okulda ikende buna benzer bir şey kullanıyorduk gayet iyi idi.

Profosyonel kullanıcı değilsen bu kadar kaliteli markalara ihtiyacın yok, ayda yılda bir fişe takıp kullanacak bir ev kullanıcısıysan 40-50 liralık aletler oldukça yeterli gelir sana.

Fakat güç 80 watttan düşük olmasın, en kötü 60 watt olsun. 40 watt ile işkence çekersin, hele ki ucuz marka alacaksın bir de prformans kaybı yaşanacak.

Gir bir tane bir milyoncuya, çeşidi bol olan bir yer olsun, 60-80 watt bir tane alırsın ortalama 35 liraya.

kontrol kalemiyle elektrik gelip gelmediğine bakın geliyorsa avizede problem olabilir

tersini dene. belki eskiden de ters bağlıydı.

ters değildi, daha yeni takmıştık aslında hatırlıyorum. kabloları mı kırdım diye düşünüyorum şu an...

Kesip yeni uç için sıyırırken çok çekip kabloyu kopartmış olabilirsin, ama bunun için çok dandik olması lazım.

Ev elektriğinde ters düz olmaz, kablonun biri nötr biri faz'dır, nasıl bgağlarsan bağla ampül yanar.

hangi kulaklik? microusb, usb-c, lightning olabilir kulakliga gore.

usb-c olmadigina eminim.
anker soundcore

micro usb sanirim.

Cihazların girişinin fotosunu çek koy emin olalım. Usb tipleri şunlar;

previews.123rf.com

Kindle icin micro usb

valla yapacak bi şey yok.
aynen dediğiniz gibi.
yapacakları tek şey var aileboyu calısıp hayatları boyunca 1 ev sahibi olmak.

20 yıl öncede aynı muhabbet ediliyordu çok iyi hatırlıyorum. ama haklısın çok daha zorlaştı ve zorlaşyor.

onların çocuklarına kalacak. ailesinde mal mülk olmayan bir şeye sahip olamaz.

İş hayatına 2000'lerin başında atılmış olan insanları gözlemliyorum çevremde, çoğunun kafası çalışmıyor. Canavar gibi gençler iş arıyor ama.

Bi tanesi ile sıklıkla muhatap oluyorum, kesinlikle beynini kullanmaması gereken bir işten ekmeğini kazanmalıymış. Galerici tipi var. Ortalarda geziyor bi halt yapıyormuş gibi, tek küpesine tükürdüğüm. Neyse. Onlardan çok daha nitelikli insanlar şimdi iş arıyor velhasıl. Yani, katılıyorum.

KPSS'de bile, 73'ler, 75'lerle 2006'da atanan mimar, mühendis tanıyorum. Şimdi girenlerin 95'i garantilemesi gerekiyor atanabilmek için yazık ki.

dünyada yeni nesil için bi şey kalmadı. şanslı %1-2'lik kesim youtuber, influencer falan olup oradan yürüdü. %5-10 kadarı da gece gündüz çalışır, 10 parmağında marifet olur, zaten işkoliktir vs. o şekilde devam eder.

şu an dünyada teknik lise veya üniversite öğrenimi görüp de haftada 40 saat mesaiden sonra "ben yokum eyvallah" diyebilecek lükse sahip, fazla kazandığında ek mesai ücreti alabilen, kazandığı parayla ev-araba alma şansına sahip olan insan sayısı çok az.

durum türkiye'de ekstra kötü diğer yerlerde de çok iyi değil. geçen hollanda için bir tablo görmüştüm reddit'te. maaşlar yıllardır yerinde sayıyor ama enflasyon da düşük zaten, eyvallah iyi güzel ama atıyorum 10 yılda gelir %20 artmışsa aynı dönemde ev fiyatı %200 artmış, bu tarz acayip bir fark vardı.

biz aç karnımızı doyuramıyoruz daha ama dünyanın en gelişmiş ülkelerinde bile artık gençler mal mülk sahibi olmakta zorlanmaya başladı. kanada desen hepsine çinliler çöktü mesela.

parayı sahip eden grup her geçen gün biraz daha güçleniyor, dünyanın her yerinde zenginler daha da zengin olurken insanlar kitleler halinde fakirleşiyor ama neyse biz jeff bezos övmeye, elon musk yalamaya, "çalış senin de olur" zihniyetiyle hiçbir şeyi sorgulamadan yaşamaya devam edelim. kesin tembel olduğumuz için fakirizdir hepimiz.

son yıllarda işe başlamış -görece genç- bir insanın hayali, amacı neden ev araba almak olsunki? bunu da bi düşünmek gerek.

ne yapsınlar? göç edebilirler.

''Götüren götürmüştür'' demek çok iddialı hemde haksız bir itham. Bu muhabbet 20 yıl öncede vardı daha eskidende de vardı. Ülkemizde maddi durumu kötü olanlar olduğu gibi maddi durumu çok iyi olan bir çok insanda var. Mesela tacirler, iş adamları, doktor, mühendis, mimar, avukat gibi görece gelir seviyesi yüksek kesimler mevcut. 1980'lerden itibaren Türkiye'de hızla artan orta sınıf var. Bunun haricinde ev fiyatları arzın talebi karşılayamamasından kaynaklı olarak yükseliyor. Merkezi yerlerdeki ev fiyatları artık şehirleşme ve rant dolayısıyla normal insanların alabileceği noktada değil. İstanbul için konuşmak gerekirse İstanbul'da 3 farklı gelir grubu var zengin, orta, fakir ve her sınıfın yaşadıkları semt, o semtlerdeki ev fiyatları, kiraları, temel tüketim ürünleri ve erzak fiyatları farklı.

Ben tam 30 yaşındayım, sakın gösteriş gibi algılanmasın ama benim de evim (kredili tabii ki) arabam (kredisi bitmek üzere) var. İkisinde de ailemin tek kuruş bir katkısı yok. Yani halen mümkün bu tarz şeyler. Her ay çok az da olsa bir birikim yapmak, birikimleri değerlendirmek, sürekli kazancı artırmaya odaklanmak, kazancın agresif bi şekilde artabildiği sektörlere yoğunlaşmak, sonra da devletin dağıttığı negatif reel faizli keriz kredilerini yakalamak şeklinde bir formülüm var, şu ana kadar tıkır tıkır işliyor. Burada kilit nokta şu, cazip olan sektörler çok değişti. Mesela 80'lerde bankacılar, 90'lar ve 2000'lerde inşaatçılar çok kazanıyorken, şu anda bilişimciler nispeten daha rahat bir hayat yaşıyor. Bu rüzgarı da yakalamak önemli.

Ancak yeni nesil müthiş bir negatif propaganda ve "yapamazsınnnn" ile büyüyor ki böyle bir kariyeri hayal bile edemiyorlar şu anda. Ama bu ülkede dediğim gibi kalburüstü bir beyaz yaka sınıfı var ve ciddi paralar kazanabiliyorlar. Hatta internet sayesinde global pazardan iş almanın kolaylaşması ve döviz - tl dengesinin alt üst olması dolayısıyla çok düşük döviz rakamının bile türkiyede iyi bir hayat yaşamaya yetmesi bunu daha da cazip hale getirdi. 90'ların çocuklarının hayal edemeyeceği fırsatlar var şu anda elinizde. Ancak bunu ne bileyim yazılımla uğraşmak yerine ekşide siyaset tartışmak için kullandığımızdan fark edemiyoruz.

Okul okumayıp erken yaşta iş hayatına atılarak bütün fırsatları zorlarsan belki götürme şansın olabilir.

Üniversite okudun ve ilk yılında kazanıp kalmadan bitirdin. Şansın çok iyi gitti hemen iş buldun diyelim. Yaş oluyor 23. Çok özel bir yeteneğin yoksa başlangıçta alacağın en iyi özek sektör maaşı 6-7 bin. Ayda 2 bin kenarı atsan yılda 24 bin yapar. Maaşın arttı ve 50 bin kenarı attın diyelim yine değişen bir şey yok. Bir ev bir araba yemeden içmeden 20 sene sürer en az.

Çevremde 30'larındaki bir doktorun hiçbir şeyi yok. Mühendislerin de aynı şekilde. Ama okumamış ve hayata erken atılmış olanlardan iyi durumda olanlar var

Kafasi yatirima birikime calisan insan okusa da okumasa da bir seyler sahibi olabiliyor. Burada kilit nokta tuketime ne kadar mesafeli yaklastigin. Kendi adima ortalamanin epeyce uzerinde kazaniyor olmama ragmen birikimmis yatirimmis hic o kafalarda olamadim. Kazandigini gunubirlik harcayanlardandim ama belki bi son 5-6 aydir bir seyler kafama dank etti, olgunlastim sanirim :) 3-5 kenara atiyorum, belki bi krediye vb girerim.
Bu arada alan aldi satan satti fikrine katilmiyorum, yatirimlik arsa hala var, yatirim olanaklari kolay kolay bitmez ama ozellikle yeni nesilde de ogrenilmis bi caresizlik yok degil. İnanmiyor olacagina.

mesela kickboxer'ın hesabından gidelim. yılda 24k kenara attın, dolara bastın örneğin oldu sana yılda 35k. İki senede 70 bin etti. İki sene sonunda 70 bin üstüne devlet vergi indirimi yaptı ya da düşük faizli keriz kredisi çıkardı, azıcık borçlanıp 100 binlik araba aldın. 2 sene içinde araba oldu mu 200 bin. noldu, 4 senede 200 bin tl servet yaptın.

bu fırsatları yakalayamayan arkadaş ayda 2 bin tl kenara atsam ne olacak dedi, atsa bile 24*4 anca 96 bin kenara koyabildi, onu da evlilikti, gezmesiydi oydu buydu yemediyse. fırsatları değerlendiren vatandaş tam iki katı servete ulaştı. yani bu iş biraz bununla ilgili. ilk aracımı alırken 88 bin tl kredi çekip 134 bin tl'lik bir araç almıştım, 3 sene krediliydi. herkes manyak mısın olum dedi, şu an o aracın kullanılmış ikinci el hali 300 bine gidiyor, hadi 270 olsun. evet ödemek kolay değildi ama kredi faizlerini düşsen bile çok ciddi bi para birikmiş oldu. yeni mezun arkadaşlar bu sistemi biraz anlamakta zorlanıyorlar genel gördüğüm. bir de instagram jenerasyonunun getirdiği acayip bi tüketim hırsı da var tabii. tüm bunları alt alta yazınca, okuyabilenler ve iyi kötü kazanabilenler için dünyanın çok az yerinde olan acayip fırsatlar var bu ülkede. garip boşluklar var yani enteresan bi şekilde.

fakat şu var, mesela yaşıtlarım ev araba aldı belki ama ben deli paralara bilgisayar, kamera, lens yatırımı yaptım. Cidden bilgisayar + kamera + lens'in biraz üstüne 2015'te araba alabilirdim ve o araba şimdi 250 bin falan, elimdekilerin değeri öyle değil :D Elimdekilerle o kadar kazanacak iş de yapamadım. Ama işim gereği bulundurmam da gereken şeyler. E n'apayım şimdi?

Ek olarak gençlerde öğrenilmiş çaresizlik var doğru, fakat ben üniversite okurken iyi bir laptop 2000-3000 liraydı, şimdi en az 8000 hatta daha fazla. Fakat o zaman ilk işe giren biri nasıl oluyorsa 1500-2000 alabiliyordu, şimdi 4000 teklif ederlerse iyi. "Bir şeyler yapabilmek için elde etmen gereken ekipmanlara" bile daha geç ulaşabiliyorsun.

Şu an öğretim görevlisiyim, valla benim 2010'da aldığım ve artık beğenmediğim kamerayı çocuklar sorup "hocam iyi mi iş görür mü" diye getiriyorlar. Çok kötü.

Maaşla çalışan biri de üst yerlere gelse 15-20 bin mi kazanacak mesela? O parayla bile şu an 300 bin olan arabayı, seneye 350 bin olunca alabilecek misin?

Bence gençler temel eğitimi aldıktan sonra para kazanabilecekleri e-ticaret, yazılım, 3d tasarım (bu hep atlanır mesela, mimar arkadaşlarım mimarlık işi bulamadı ama çatır çatır kanadaya 3d model satıyorlar) öğrenmeliler.

Ben 30 yaşında bunlara yeni uyanıyorum.

Bu her zaman konuşulur, 10 yıl önce de 20 yıl önce de 30 yıl önce de aynı şeyler konuşuldu durdu. Karamsar olan hep karamsardı, iş bitirici olan hep iş bitirdi. Yakın tarih için Levent Kırca parodileri, uzak tarih için yeşilçam filmlerine bakabilirsiniz.

Benim gençlere nacizane tavsiyelerim;

Aldığını şeylerin fiyatına bakmayacak birikime erişene kadar gereksiz alışveriş ve harcama yapmayın.

Alkol, sigara, gece hayatından da bütçeniz güçlenene kadar uzak durun.

Sürekli para emen, ölü yatırım gerektiren hobiler değil de, para kazandırmasa bile koyduğunuzu geri alabileceğiniz hobiler ile ilgilenin.

Üniversite bittiğinde sizi istihdam etmek isteyenlerin çokça olacağı bir üniversite bölümüne gitmeyecekseniz okul ile zaman kaybetmeyin.

Okumayı sevmiyorsanız, işe yarar bir bölüm kazanmadıysanız, sırf aileden uzaklaşıp üniversite gençliği hayatı yaşamak için okula gitmeyin.

Mutlaka ticareti deneyin, ticaret bilen bir tanıdık/yakın yanında takılın bir süre. O havayı koklayın, küçük de olsa bir sermaye bulup ticareti deneyin.

Eliniz yatkın ise bir ustalık konusunda kendinizi geliştirmeye çalışın, hatta üniversite okumayacaksanız hiç zaman kaybetmeyin ve karar verdiğiniz bir sektörde bir ustanın yanına girip işi öğrenin.

Birikim yapmayı küçümsemeyin, ben inşaatcıyım, bugüne kadar onlarca daire üretip sattım. Hemen hemen hepsini asgari ücretle çalışan ya da biraz üstü maaş alan insanlara sattım.

Götüren götürmemiş. O zaman da böyleydi şimdi de böyle. Sana bileciğin köyünden tarla almak mantıksız geliyorsa, onlara da senin şimdi tüh dediğin yatırımlar mantıksız gelirdi. Her zaman bir mücadele var, bu mücadelenin bir kazananı bir kaybedeni var. Bu sürekli olacak. Tek değişken zaman. Geri her şey aynı.

bu tespitte baya bir haklılık var, "20 sene öncede böyle diyorlardı" diye yazanlar yanılıyor.
bununla ilgili kerim rota'nın nefis bir yazısı vardı, hatta sözlüğe düşmüştü okumayanlar mutlaka okusun derim;
www.paraanaliz.com

ben ilk işe başladığım 2010-2011 yıllarında 10+ yıl tecrübeli uzmanlar 5bin dolar karşılığı tl maaş alıyordu 5bin!
şimdi ben tecrübe olarak o seviyelere geldim buraya aldığım maaşı yazmayayım ama çok komik bi rakam dolar olarak.
hem TL değere karşı müthiş değer kaybetti, hem de özel sektörde maaşlar reel olarak azalıyor sürekli.
yeni işe başlayanları hiç düşünemiyorum bu durumda.

Bu olay tamamen zamanı yakalamakla ilgili. Mesela çok daha önceye gidelim 70 li yıllarda gurbete gidenler kazandıklarını yine köylerinde tarım arazisi alarak değerlendirdiler. Çünkü bildikleri tek yatırım aracı buydu. Daha sonraki nesil metropollere aktı, fırsatçılık ve acımasızlık ve orman kanunları geçerli idi. Bazıları kazandı çoğu arada kayboldu gitti. Şu anda 40 yaş üzeri olanlar o kuşağın devamı beyaz yaka tabirinin ilk temsilcileri hatta. Çoğu ikini bir dil öğrenemedi böyle bir ihtiyaç duymadı. Bilgi bu kadar ulaşılabilir değildi. Mesleki anlamda tercihler dar ve bu coğrafya ile sınırlı idi.

Günümüzde standart olanın kazanma şansı çok az. Babadan dededen kalma meslekler ve uzmanlıklarla yırtmak kolay değil. Bir çok meslek aslında ölmek üzere olan zanaatlar gibi. Araba diye bir şey bulunmuşken dünyanın en iyi semercisi olmak için uğraşmamak lazım. Topraksız tarım çıkmışken iki dönüm tarladan ne kazanırım şeklinde düşünmemek lazım. Babadan dededen şanslı olmayanlar için biraz vizyon ve cesaret gerekli. Artık ortalama donanımda bir insan için kazanmak daha zor ama fırsatlarda eskisinden çok daha fazla.

türkiye'nin bu konudaki tek sıkıntısı herkesin başarıyı büyük şehirlerde yakalamaya çalışması. istanbul gibi bir şehrin nüfusu 16 milyon arkadaşlar yazıyla "on altı milyon".

100'bine araba alıp 200bine 2 sene sonra satmanız servet kazanmak değildir 100'bin aldığınızda 100bin+2sene'ye satmak demektir. bir şey kazandığınız yok sadece banka hesabınızdaki sayılar büyümüş oldu. hatta amortisman hesabı ve enflasyonu kattığınızda muhtemelen para kaybetmiş olabilirsiniz.

E arşiv ve e fatura sayesinde böyle bir kolaylık varsa bile, basılı kağıda kesilen faturaları öğrenemezsiniz, en azından bildirim vs yapılana kadar.

Nokta atışı cevabı @kibritsuyu veya diğer mali müşavir arkadaşlar verir eğer görürlerse.

ogrenmek mi ? bir sirket olarak aldigin faturalari takip edip, kontrollerini saglamak sizin goreviniz zaten. odemeleriniz ile karsilastirabilirsiniz en basitinden

@john, kağıda basılılar için elbette böyle bir şey olduğunu düşünmedim :) elektronik ortamda kesilenler için var mı diye merak ediyorum.

@sweetoffice, aydınlatıcı bilgi için teşekkür ederim

@kisa; rica ederim. ancak ciddiyim, fatura vb. takip edemeyeceksiniz ugrasmayin; ba/bs lerden bir dunya ceza yiyorsunuz sonra

efaturaları kullandığınız hizmet vericisinin faturaları gönderdiğiniz uygulaması üzerinden görebilirsiniz.

arşiv faturaları interaktif vd.den görebilirsiniz.

anladım şimdi sweet,
fatura takibi elbette yapılıyor sadece bazı şeyler için çift kontrol iyi olacaktır.

evet çift kontrol iyidir, bir de bazi faturalar sisteme dusmeyebiliyor, ona da dikkat etmek lazim (ayrica e-smm'ler filan da dusmuyor sisteme) o yuzden en iyisi, zamaninda faturayi almak (kagit ya da diger turlu)

@naksidil : efatura mükellefiyiz. luka ve işnet kullanıyoruz. earşiv faturalarımızı nereden göreceğiz?

e-fatura mükellefiyseniz size kesilen e-faturaları kullandığınız entegratörden görebilirsiniz. bunu sorduğunuza göre muhtemelen e-fatura mükellefi değilsiniz.

e-fatura mükellefi değilseniz de size kesilen e-arşiv'leri interaktif vergi dairesinden görürsünüz. ama sadece listesini görürsünüz, içeriğini görmezsiniz. onu görebileceğiniz bir yer yok.

size kesilen e-serbest meslek makbuzlarını veya 5000 lirayı geçtiği için e-fatura mükellefi olmayanlar tarafından gib portal üzerinden kesilen e-arşiv faturaları, adı her ne kadar "elektronik" de olsa hiçbir yerden göremezsiniz. bunları elektronik ortamdan kesseniz de kağıt faturadan farkı yok. illa çıktı alıp veya pdf olarak kaydedip göndermeleri gerekli.

@co2s2: e-fatura mükellefine zaten e-arşiv kesilmez. e-fatura kesilir, o da işnet'e düşer. kast ettiğiniz e-fatura mükellefi olmayanların gib portal'dan kestiği e-arşiv'ler ise yukarıda dediğim gibi, adı "e" ama kağıt faturadan farkı yok, bir yerde göremezsiniz. illa çıktı ya da mail göndermeleri gerekli. bu da devletin elektronik dönüşüm adı altında yaptığı basiretsizlik işte.

@kibritsuyu : evet doğru. efatura mükellefi olarak bize kesilen earşiv faturalarını görmek istiyoruz. bana çok saçma geldi. internet üzerinden efatura sistemine benzer , hatta birebir aynı bir sistemle fatura kesiliyor ama efatura gibi kullanışlı olmaması için ellerinden geleni yapmışlar.

@kibritsuyu

efatura mükellefleri de earşiv faturası alabilir. karşı taraf efatura kullanıcısı değilse ve 5bin üstü fatura kesiyorsa gib portaldan efatura mükellefine arşiv fatura keser.

ayrıca arşiv faturalarınızı interaktif vd.ne girip sol menüden - bilgilerim - arşiv faturalarım kısmından 7 günlük tarih seçimleriyle görebilirsiniz.

@naksidil

farklı bir şey dediğimi sanmıyorum. ben de aynısını dedim zaten. bir daha yazayım.

evet e-fatura mükellefleri, e fatura mükellefi olmayanların gib portal üzerinden kestiği e-arşiv faturalarını alır. ama adı "e" olsa da bu e-arşiv faturalar, e-fatura mükellefinin entegratörüne düşmez. adı "e"dir ama kendisinin kağıt faturadan bir farkı yoktur, ya çıktı alınıp eline verlecek, ya pdf alınıp mail atılacak. e-fatura mükelleflerinin birbirlerine kestikleri e-faturalar gibi otomatik olarak kendiliğinden karşı tarafın entegratörüne düşmez.

evet interaktif vergi dairesinden adınıza kesilen e-arşiv faturaları 7 günlük aralıklarla görebilirsiniz. hatta izmir mali müşavirler odasının hazırladığı üstad isimli basit bir programla aylık olarak da görürsünüz. lakin sadece listesini görürsünüz, tıklayım da faturanın kendisini göreyim, içeriğine bakayım, çıktısını alayım, mail atayım diyemezsiniz.

teksen niye kulaklık takmıyorsun önce herkesin aklına gelen bu soruyu sorayım.
çünkü ne kadar uzağa kaçıcam insanlardan desen de oraya gelip oturmak isteyen biri sesi duyup sen fark bile etmeden giderse sana sövebilir. bu da seni düşünceli ama farkında olmadan dallama yapar.

Hayata Ziraat'ten emekli, bakkala bile kravat takıp giden Nuri Bey gibi bakan biri olarak cevap veriyorum. Evet yapar. Kulaklık neyinize yetmiyor?

Konuşma sesinin şiddetini aşmazsanız bence sorun yok. Ben olsam kulaklıkla dinlerdim ama. Rahatsızlık verecek kadar sesi açmazdım zaten ama o ses şiddeti de beni tatmin etmezdi, o yüzden kulaklık tercih ederdim.

Kulaklık yerine hoparlör tercih etme nedenim müziğin yanı sıra dışarının seslerini de duymak istemem, özellikle de dalgaların sesini.

Başkalarınıda eğlencesine davet etmekten çekinmeyen, eğlenceli ve pozitif olma gayesinde biri yapar.

Başkalarına temas eden her şeyiniz rahatsız edebilir. Dinlediğiniz müziğin sesi, konuşma sesiniz, sigara dumanınız, telefon ışığınız, ağız kokunuz, parfüm kokunuz vs.

Kamusal alanda herkese duyurarak müzik dinleyenlerin genellikle kendini ıspatlama alt metniyle hareket ettiğini de düşünüyorum.

Dalga sesler için dış sesi aktaran kulaklıklar tercih edilebilir.

Günbür gümbür açmayacağını söylemişsin. Rahatsız olan dibine değil biraz daha uzağa geçer oturur. Müzik dinlemek hakkınız. Kulaklıkla dinlemek zorunda değilsiniz.

Konuşma sesini geçmediği sürece açın gitsin, bir ekşi sözlük yazarı gelip de hede hödö derse ağzına bir tane vurup yollayın bilgisayarının başına. Dikkatli vurun, sivilceli yerine gelirse patlar, darp raporu falan alırlar.

ben bunu sık sık yaparım. milletin dibine girmeden, sesi de çok açmadan kendi kendime hoparlorumle dinlerim bir şikayet almadım.

ben ve tanıdığım diğer tüm insanlar, ''allahın kekosu'' yorumunu yaptıktan sonra mümkünse uzaklaşma yoluna gidiyoruz.

dalga sesini duyacak kadar az acacaksan senden mbaska kimse duymaz zaten. ama fazla ses acacaksan ben sana maganda gozuyle bakardim.

Ben sorun etmezdim öyle dinleyen birine denk gelsem.

dinle ya ne olacak, kesinlikle görgüsüzlük değil bu. hem bluetooth hoparlörler ne amaçla üretildi ki başka, evimizde dinleyelim diye mi? herhalde dışarıda dinleyeceğiz.

ben istanbul'un bilumum sahil ve parklarında, kamplarda vs hep müzik açarım, arkadaşlarım açar, oraya gelen başkaları da açar. bugüne kadar kimse ne bize laf etti, ne de biz birilerinden en ufak rahatsız olduk. zaten biraz uzaklaştığında ses hiç duyulmuyor bile. kendin de deneyebilirsin.

bazen özellikle yaylalarda bangır bangır -bence kalitesiz- müzikler açan dayılar oluyor, arabadan açıyorlar hatta. elbette hoş değil ama senin durumla karşılaştırılamaz bu. ses seviyesi önemli bir kriter.

Yakınınıza gelip de sizden daha çok ses çıkaran bir cihazla hiç haz etmeyeceğiniz bir müzik türünü dinleyecek birileri olursa, şikayet etme hakkınızı kendi elinizle en baştan kaybetmiş olursunuz.

Lütfen sahillerde, kamp alanlarında, piknik alanlarında, aracınızda cam açıkken yüksek ses ile müzik dinlemeyin.

bangır bangır açmayacaksan aç dinle. insanları ses seviyesiyle rahatsız etmeyecekse yalnızca müzik duyduğu için rahatsız olacak varsa da siktirsin başka yerde otursun.

gorgusuzluktur. baskalarina kendi muzigini dinletmek -onlar istemedigi surece- dayatmadir. yanlis anlamayin, sorunuza cevap. yoksa bu soruyu dusunup sormanizbile sizin medeni bir insan oldugunuzu gosteriyor.

bluetooth hoparlorler disarida muzik dinlemek icin degildir. kisik da olsa duyuldugu surece baskasina rahatsizlik verir. sirf baskalari yapiyor diye bunun normallesmemesi gerekir. hic kimse yoksa olur, ama yok uzaktayim duyulmaz vs. duyulur. ben duyarim ve sizin bolgeden uzaklasana kadar icimden soverim.

benimle ayni fikirde olan arkadaslarin verdigi cevaplar bana umut verdi. keske bu cevabi verenler bir ulkede; hoparlorden muzik dinlemenin hak oldugunu dusunen, BT hoparlorlerlerin acik alanda muzik yayini yapmak icin oldugunu dusunen ve ustteki kufurbaz sahis gibiler ayri bir ulkede yasasa. oyle bir ulke olsun ki onlara herkes hoparlorden muzik dinliyor olsun, ama herkes.

biz de kendi guzel dunyamizda kulaklik diye bir icadin nimetlerinden faydalanirken bilmeden birilerinin hayatini zindan etmemis olalim.

baska yerde oturcakmisim haspam muzik yayini yapacak calacak diye.


suna bakin ve hayal edin. bir trende, metroda bir vagondaki herkes sessiz ve hepsi bunu bilerek biniyor. kulakliktan dinlenen muzigin bile sesini belli bir seviyede tutman gerekiyor. telefon konusmasi vb yok.

www.amtrak.com

hep bunun hayaliyle yasiyorum. su an maalesef birinin kulakliksiz izledigi instagram story'lerine maruz kalmamak icin ben muzik dinlemek zorundayim. teknoloji ilerledikce mi bozuluyoruz yoksa yeni jenerasyon mu buna sebep oluyor bilmiyorum ama umarim gurultu yapmanin ayip sayildigi gunler yakindir.
.

Ben de rahatsız oluyorum açıkçası, bir süre sonra herkes bt hoparlör getiriyor, sonra diğerlerinin sesini bastırmak için sesi daha cok açıyorlar, leş gibi bi ortam oluyor. Tek kulaklıkla dinlemek en iyisi bence.

hic haz etmem acik havada baskasinin duyacagi sekilde muzik dinleyen insandan. butun keyfim kacar.

dalga sesini dinlesene sadece kardes? muzigi baska zaman dinlersin.

yaptığınızın köpek ulumasından farkı yok. kulaklık tak.

Sahil kenarına oturmuş bir avuç grubun birbiri arasındaki konuşmaları, gülüşmeleri gürültü gelmiyor da, kısık sesle açılmış müzik sesi mi gürültü geliyor?

Bana göre topluma açık alanda, bir sahil kenarında, eğer ki insan grupları varsa, çıkardıkları her ses o ekosistemin bir parçasıdır. Yüksek desibelde olmadıktan sonra benim için hiçbir farkı yok. Kendi alanınızda hafif bir müzik açabilirsiniz ben rahatsız olmazdım. Millet ne kadar huysuzmuş arkadaş. Tahammül eşiği de kalmamış kimsenin.

@kiyiya vuran dildolar +1

Keko diye dallamalara bakma onlar medeniyet kavramina arka tarafindan bakiyorlar . Tofasci edasiyla sokagi inletmiyorsan eglenmene bak rahatsiz olan gelip 2 metre yanina oturmaz zaten

darılmaca yok ama bana bayağı kıroca geliyor açıkçası. çünkü aklıma direkt arabadan müzik dinleyenler geliyor.

he ama sesini mümkün olduğunca az açarsan belki kabul edilebilir.

haspam müzik sesi duymayacakmış
yapmayın etmeyin allah aşkına caddeye çıktığınızda mekanlardaki müzik seslerini de mi kestiriyorsunuz?
ses seviyesi rahatsız edici olmadıkça isteyen istediğini dinler, mekandan mekana da o seviye değişir.
kusura bakmayın da duyduğun her sesten rahatsız olmak medeniyet falan değil

ya başkan o hoparlörlerin zaten kulannım amacı evde müzik dinlemek değil. rahatsız olmayacağın ölçüde aç keyfine bak, yurtdışında çok ülkede bulundum kimse kimseye karışmıyor bile herkes istediği ölçüde takılıyor bu gibi konularda türklerde acayip bir kompleks var.

o zaman yan tarafta da 5-6 kişinin konuşup kahkaha atması da beni rahatsız ediyor ne yapayım kalkıp susun diye mi uyarayım. mantığa bak.

çok açmadığın sürece aç gayet keyfine bak abi nolucak.

Tolkien üşenmemiş yazmış, ellerine sağlık.

Gençler herkes sizin gibi iyi niyetli değil, kısık sesle dinlemek elbette kimseye zarar vermez. Ama bu kısık ses seviyesini kim belirleyecek?

Biz medeni bir toplum değiliz, herhangi bir şeyin ucunu gevşettikmi sonunu alamıyoruz.

Bakın bu insanlara da gidin sorun, kimseyi rahatsız etmediklerini iddia edecekler eminim.

www.youtube.com

www.youtube.com

www.youtube.com

Mobil hatlarım kısmında çıkıyor olmalı
Edit: Gayet görünüyor senin adına ise;
---
Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu

Mobil/Sabit/İnternet/Kablo Tv/Uydu İşletmecilerinden Borç/Alacak Sorgulama ve Ödeme/iade İşle..

Pasif (Geçmiş) Abonelikleriniz
---

Göremiyorsanız sizin adınıza olmayabilir mi eski hat?

Hatırlamadığım numaralar bile görünüyor kapattığım.

Çünkü bizde internetten alınabilecek, internetten talep görecek bir ürün değil. En yakın sanayi ya da organize bölgesine gidip bir rulmancıda rahat rahat bulursunuz.

Mesela kod değil de ölçü girince buldum bir iki tane;

www.hepsiburada.com

www.byhirdavat.com

www.hepsiburada.com

www.byhirdavat.com