etrafındaki karelere yayılıp diğer oyuncunun generaline yaklaşıyorsun. her sahip olduğun karedeki güç 25 saniyede 1 artıyor. Diğer oyuncuların da tabii. Amaç diğer oyuncunun generalini almak. 5 puanlık kareyle generale yürüyünce mesela o 100se senin 5 0'a iniyor o 95e. yani onun üstüne yüksek puanlı kareleri sürüp generali zayıflatıp alman lazım. tutorialdan böyle anlayıp kazandım. diğer oyunculara karşı da oynıyım bi :D

hbo yapti diye izliyo evdekiler. android filan dediler ama ben de anlamadim. bi de her bolumde 'SONUNDA SORULARINIZIN CEVAPLARINI ACIKLIYORUZ' yapiyorlarmis.

İşin içinde bitane Nolan var, baştan iyi referans. Bi de hopkins ve harris gibi devler olunca maça 3-0 önde başlıyor. Bunun üzerine ilginç bir senaryo, başarılı oyunculuklar ve sinematografi eklenince ortaya bir diziden beklenecek her şey çıkmış oluyor. Merak uyandırıcı, sürükleyici, üzerine kafa yordurucu, dramatik ve didaktik bir dizi; sadece şu özelliğinden dolayı izleniyor denemez.

İzlemeye tabii ki değer ama herkes sevecek diye bir şey yok; hazmı kolay değil, eğlenceli çıtır çerez sevenler daralır. Ama saydıklarım yüzünden denemeye değer, 10 bölüm zaten vakit kaybı olmaz.

bilimkurgu. Battlestar Galactica'daki Cylon'ların öncesini anlatıyor :D böyle bakmak çok hoşuma gidiyor benim. (böyle değil tabii)

spoilersız şöyle(ilk bölümde görebileceğiniz şeyler), insanlar eğlenceleri için her şeyi yapabildikleri sadece host(robot)lardan oluşan bir park açmışlar. Disneyland'a gidip önüne geleni öldürüp tecavüz edebildiğini ve suç olmadığını düşün. Öyle. İnsanların "id"lerini ve gerçek benliklerini açığa çıkarmayı amaçlıyor sözde. Ama öyle mi? Arnold ve Ford'un gerçek planı için diziye bekleriz.

Orjinal filmini izle. Cok suprr. Dizi kotu.

adamlar western ile bilim kurguyu neredeyse kusursuz bir şekilde harmanlamışlar. izlenmeye değer.

Konusu açıklanmış, ben de şöyle özetleyeyim. İçinde robot insanların yaşadığı kocaman bir park var, eski tip western temalı. Burada robotların oynadığı çeşitli hikayeler var. Sen dışarıdan normal bir insan olarak parka girip bu hikayelere dahil olabiliyorsun, macera yaşıyorsun.

Popüler oldu çünkü konusu ilginç.

Bence izlenmeye değer. İlk başlarda bayağı kafa yorman gerekiyor, an geliyor "ya noluyor şimdi" diyorsun ama olaylar çözüldükçe daha zevkli bir hale geliyor. Boş beleş bir yapım değil. Adamlar ciddi şekilde uğraşmış, ciddi emek vermiş senaryo üzerinde. Bunu hissediyorsun yani.

robotlar vs. isin yuzeysel kismi.

ana konusu, insan bilinci ve varolusculuk. yani, bicamerality, diye bilinen kavrami bir dizi cercevesinde anlatiyor.

(bkz: bicamerality)

"

kendine ait bir bilinci henüz geliştirememiş üç bin küsur yıl önceki insanın, kafasının içinde duyduğunu iddia ettiği hayali ve ilahi bir sesin (tanrı-kral vb.) emirlerine göre davranması durumu...

yazılı belgelerin tarihine bakıldığında, ilyada ve odisse'nin aralarında bir dönemde sona ererek "aklın aydınlanması"nı hızlandırmış evrim aşamalarından birisi...

bicamerality'nin sona ermesiyle, aklının içindeki hayali "ikinci odada" duyduğu sesin aslında tanrı buyruğu falan değil, bizzat kendi bilinci ve özgür iradesi olduğunu fark eden insan, uygarlaşma ve kendi kaderini belirleme yolunda ciddi bir adım daha atar böylece...

"

tck'da yok iş kanununda yeri var. o da tazminatlı işten çıkıştır. ancak kanıtlaması en zor durumdur. şahitler ve en önemlisi yazışmaların olması gerekli.

Ben yeşil olanını kullanıyorum. Kırmızı olanı da gördüm o da güzel.

cbc sports veya idman tv den biri veriyordur

idman tv

evet
www.imdb.com

www.imdb.com

Not: Vikingspor değilim

başladı. ama yeni sezon olarak değil, 11.bölüm olarak başladı.

Emekli shop gibi bir yer yok mu yakınlarda. :D Bir de Google reise "poker seti" yazabilirsin bence.

bende bundan var içerik kaliteli.

www.toyzzshop.com

benim giydiğim tayttan bu. medium. boy 180 kilo 74. sana da olur herhalde.

decathlon

ucuz ve son derece kaliteli: dechatlon.com.tr

boyunluk = buff
tchibo.com.tr'ye bakabilirsin.

Buff lar takı toka satan dükkanlarda da oluyor. Kalın polar gibi birşey düşünüyorsanız hem bere hem boyunluk olanı decathlonda var. Lcwaikiki'de de gördüm geçen erkek reyonunda.

Zara'da var.

camel soft insanı olursun dostum yapma

ltb de de var sanırım.

geçen ay boyner'den pierre cardin marka dar kesim pantolonların fiyatı düşmüştü. bir tane sşyah bir tane lacivert aldım. çok çok hoşuma gitti. iki tane daha alayım diye gittim ama bitmişti.

dockers slim fit

muhteşem yüzyılın ekmeği ile yola çıktılar işin içine son zamanlarda siyaset girdi belli bir kitlenin dizisi olmaya başladı.

hiç izlemedim ama çevremde izleyenler aşağı yukarı aynı fikirdeki arkadaşlarım.
dizinin kalitesini bilmiyorum belki çok kalitelidir belki değildir onu izleyip görmek lazım.

dediğim gibi siyaset girdiği için uzak durmayı yeğliyorum diziden içimden gelmiyor.

Otobüslerde metrobüslerde tutunma yerlerini reklamlarını gördükçe çıkarıp yırtıyorum. Başka da alakam yok.

tarihi bir şekilde öğrenmek, sevmek, daha çok benimsemek gerekir. halkın her kesimi için.
tüm tarihten bihaber yaşamaktansa, en azından bu tür dizilerle insan kendi tarihine bir şekilde yakınlaşıyor. belki kimisini araştırmaya itiyor. tarih bilinci insanın istanbulda bursada sokaklarda yürüyüşünü bile değiştirir. sultanahmet'e bakışını değiştirir, bir hafta sonu bab-ı ali'de gezmeye iter.
karakterleri, olayları, kurgusu, sahnesi ile o dönemi yansıtan yapımları desteklemek gerekir.

üstelik yabancı dizileri izleyen bizler için türk dizileri hiç doyurucu gelmese de bu diriliş ertuğrul ve diğer kimileri yapımı çok sağlam diziler. doğru kelime prodüksiyon mu bilmiyorum. ancak dövüş sahneleri gibi sahneler bir spartaküs kıvamında, değil ise de bir tık altı. çünkü bu adamlarda mal değiller, yabancı yapımları onlarda izliyorlar ve düşünüyorlar, "biz de bunlar gibi bir şeyler yapabiliriz, daha iyiye oynayabiliriz"
bir konuda spartaküs mesela, onu açıp gözümü kırpmadan izleyen ben, bir çok savaş, vahşet sahnelerini, cinsel içerikli sahneleri, işkence sahnelerini yönetmenin hayal gücüne bağlı kalarak açık açık izliyor, beynime alıyorken, burada osmanlının kuruluşu gibi bir zaman ele alınıyor ve tüm parametreler kendimize uygun.

bir çok dizilerde çekildi ve çekiliyor tarih için, öyle bir geçer zaman ki de ve başka o dönemleri anlatan dizilerde çekiliyor. bu iyi bir şey. çocuklara ve gençlere bir şey öğretmenin iyi bir yolu. daha iyi olan kitap okumaktır ama eline kitap verilse kim okumak ister. okulda iken ağlayıp duruyorduk tarih dersi çok sıkıcı, sürekli ezber vs. e al dizi çekilmiş işte en azından. karakterlere bir aşinalık olur. 1299 ezberlenecek bir sayı olmaktan çıkar, dizinin uyandırdığı hisler ile anlamlı bir tarihe dönüşür, zihin onu benimser.
başbakan, cumhurbaşkanı, kim ise, onlarda iyi bir ivmelenme varsa bunu malzeme ederler tabi, bunda pek anormal bir şey yok. bu yeni girişimleri de motive eder. belki bir gün "atatürk" diye de bir dizi çekilir, tbmm'nin kurulurken ki o kaos ortamını atatürkün orada çektiklerini gösler önüne serer. keşke çekilse. bende samimi söylüyorum 2 bölüm falan izledim, ama destekliorum. türk dizileri bir de yabancılar gibi 40 dakikaya inerse, belki de yeniden televizyon başına oturulur neden olmasın. ama reklamlarıyla 2.5 saat ...

sanırım, muhteşem yüzyilin ekmeğini çokça yediği -haremden ibaret osmanlı tabanlı senaryodan- sıyrılarak, daha kabul edilebilir bir senaryonun ekmeğini yediklerinden izleyiciler nezninde tutulmaya başladı.

malum, doğru olmak için eğriliklerden kurtulmak gerek.

Akp propagandası haline dönüştüğü için izleniyor. Güncel Mesajlar Ertuğrul'un ağzından veriliyor. Yandaşların hoşuna gidiyor

Aslında dizi tarihinin belli dönemleri var bir ara ağa dizileri vardı daha sonra bıçkın mahalle delikanlıları şimdi de tarihi diziler

Bir mühendis adayı olarak bütün hocalarım da bunu söylüyor. Diyelim bir cisme kuvvet uygulayıp şeklini değiştirdin. Sokaktaki bir insan bir cisme yeterli bir kuvvet uygulanınca onun şekil değiştireceğini bilir. Ona bu cisim neden şekil değiştirdi dersen büyük ihtimalle çünkü ona kuvvet uyguladın diyecektir. Ama bu bir cevap değil. Doğru cevap uygulanan kuvvet sonucunda atomların komşuluklarının bozulması nedeniyle plastik şekil değişiminin meydana gelmesi. Burada neden denilen şey aslında olayın en temel noktası.

biletler aynı pnr numarasına bağlıysa online check-in de yan yana verir,
havaalanında check in yapacaksanız ayrı pnr olsa da yan yana verirler.

1- uçuştan önce bileti aldığınız firmanın web sayfasında online check in açılır ordan koltuk seçilir (24 saat öncesinde genellikle), biletinizdeki bilet kodu veya pnr kodu ile giriş yapacaksınız. öteki türlü havaalanında kontuardan koltuk atar sistem.
2- online check in yapıp kendiniz seçebilirsiniz ikisini de.

1. Evet check-in sırasında belli oluyor koltuk numarası.
2. Random vermekten kasıt, Pegasus'tan bahsediyorsun sanırım. Çünkü THY'de koltuğunu kendin seçebiliyorsun. Pegasus'ta koltuk seçimi paralı, o yüzden random veriyor evet.

Biletleri birlikte aldıysan koltukları yan yana verir. Ayrı ayrı aldıysan farklı verir. Birlikte almaktan kastım, başta 2 kişi seçip, 2 bileti de aynı anda aldıysan.

Eğer biletleri ayrı ayrı aldıysan ve yan yana koltuk vermiyorsa, uçuştan önce havalimanında check-in kontuarlarına (bagaj verdiğimiz yer) gidip, koltukları değiştirtebilirsin.

pegasusun mail listesine üyeyim

pegasus, aerobilet, bavul.com
bir de facebook'ta sayfa vardı seyahat fırsatları diye ama patladı o grup. sürekli ucuz bilet bulup paylaşırlardı.

Test uçuşlarını yakalarsan 1 USD civarına Uzakdoğuya kadar gidersin.

Edit: Ucuz bilet bulmanın en doğru yolu, istiklalde Tekel işi yapan ve Miles n Smiles kartı olan bir rizeli abimizi bulun.

Miles n Smiles kartındaki sonsuz millerden uçak bileti almasını isteyin. %50 indirimli biletiniz hazır. !!

sana karşı davranışını senin insan olarak değerinin değil onun kendiyle ilişki durumunun bi yansıması olarak görürsen bi noktadan sonra tepki vermeyi bırakırsın diyor. yani biri sana küfür ettiyse kendine küfür eden pis bi insan olmayı yakıştırmıştır, sen onun küfür etmesini onun pis bi insan olması olarak görürsün ve bu seni rahatsız etmez, dolayısıyla da tepki göstermezsin demek istiyor. boş konuşuyor bana kalırsa.

Başkasının size karşı olan davranışına, sizin insan olarak değerinizle ilgili bir ifade olarak değil kendileriyle olan ilişki durumunlarının bir yansıması olarak bakmaya gönüllü olursanız, bir müddet sonra tepki vermeyi tamamen bırakırsınız.

Yani "biri sana bir şey yaptığında bunun kendinle ilgili olduğunu düşünüp ben nası bi insanım ki bunlar benim başıma geldi deme, davranışın onu yapan kişinin kendisi ile kurduğu ilişkiden kaynaklandığını düşün. Bunu yapabilirsen atarlanmayı bırakırsın" diyor.

senin duyurundan bağımsız söylüyorum, şimdi birileri mortgage çekiyor da birileri bunu bankalardan satın alıyor ya, yani banka mortgage gelirini likiditeye çeviriyor; keşke bi şekilde bu insanlara ara bi yoldan ulaşıp senin talebini satabilsek, dolayısıyla parasını morgage a yatıran adam sana yatırsa sen de düşük faizle para alabilsen

iş bankası ve qnb finans

Enpara

Mustafa'nın kurtuluş harekatını dönemin padişahının bilgisi ve isteği dahilinde başlattığını söylüyordu film. Bullshit işte.

Bende filmi izlemedim ama pasa'yi karanliktan korkan ve icine kapanik vs gibi kotu huylarla andigi icin diye yorumlar okumustum, can dundarin bu elestirilere cevabi ise "insan ataturku anlattim" vs olmustu..

Kritik ve ince noktalarda Atatürk'e duyduğumuz sevgiyi zedeleyen şeyler vardı. Üstelik bunu entelektüel olarak objektif olmaya çalışır bir şekilde sunuyordu ama sunduğu şey gerçeğe uygun değildi. (Yalan konuşmayayım şimdi filmi izlemedim ama bu entel bakış açısını bildiğimden ne şekilde hata yapmış olabileceğini tahmin ediyorum).

yücelttiğimiz kişilerin, insanlaştırılmasına tahammül edemediğimiz için.
insan doğası işte; madem benden yükseklerde, o zaman ona tanrısal atıflarda bulunayım da, ona karşı hasetim uyanmasın...
birisi de, "ya bak, o tanrı katındaki adam da yeri gelir yellenir!" dediğinde de hasetimizin içinde olduğu odanın kapısını açmaya zorladığı için, ona hiddetleniriz.
"sen ne yapmnaya çalışıyorsun? otur, oturduğun yerde! açmaya çalışma bilmediğin kapıları" deriz.

@herp'im söylediklerinin yanında atatürk'ü aciz göstermeye çalıştığı, böyle bi profil yarattığı filmimsi bir şeydi. "ben normal insan mustafa'yı anlattım" demişti, bazıları da bu lafın arkasına çok sığındı, evet insandı ama filmde özenle seçilmiş kelimeler vardı.
can dündar'ın belli, sabit bir görüşü olsa ya da böyle bir iş yapmak istese neyse de kendisinin ne kadar dönek bi insan olduğunu gördüğümüz için eleştiriler geldi, hoş balık hafızalı dostlar unuttu o zamanları.
bu arada okuduğum yorumlardan öğrendiğim şeyleri yazmadım, izlemiştim.

Farklı kesimler farklı tepkiler vermişlerdi, ama tarihi 2-3 hata içerdiği için (o dönemde olmayan şeyler filmde gösterildiği vb.) baya tepki çekmişti. Hataları vardı elbette, ama bence gayet güzel belgeseldi. Sinemada da izlemiştim, sonra tekrar da izledim. Gayet etkileyiciydi.

Bazıları tartışmalı konulara değinmemekle (şapka devrimi, istiklal mahkemeleri, vb.) bazıları Atatürk'ü basit bir ayyaş gibi göstermekle, bazıları da başka sebeplerle.

ben de uzun süredir bakınıyorum ama plastiklere güvenemiyorum bi türlü.
starbaksta şehir temalı cam şişeler var, ben onlardan alıcam sanırım. cam olmasına rağmen bayaa hafif.

cam ağır geldiği için ben laken'in mataralarından kullanıyorum (alüminyum), kapayı plastik ama bpa free.

Pazar günü fox tv de türkçe düblajlı verdiler. Büyük ihtimal düblajlı da vardır nette.

hukukçu değilim ama böyle bi tecrübem var. ibraname imzalatırlar. ayrılma sebebini istifa diye yazdırmaya çalışabilirler. öncelikle bi şey imzalamaya mecbur değilsiniz, bi avukat böyle demişti. he illa imzalatıyorlar, altına "tüm yasal haklarım saklı kalmak üzere ihtirazı kayıtla." yazın. böylece dava açma hakkınız olur.

şimdi hatırladım da istifa yazmamak için direnmiştim, kendileri çıkarttığını yazmışlardı en son :) dava açmanız için istifa yazmamanız gerekiyordur.

"Bizim şirkette genellikle saat 17:45 gibi yöneticin yanına gelip seni IK tarafına götürüyor ve orada çıkış belgelerini imzalatıyorlar."
şu kısmı çok feci geldi ya, ne bu böyle kurbanlık koyun gibi :/

çıkış belgelerini güzelce oku. oldu bittiye getirmeye çalışırlarsa, imzala git diye baskı yaparlarsa itiraz et. zaten çıkıyosun, daha ne kaybedeceksin. belgeleri iyice oku, işine gelmeyen bi şeyi imzalama. bunun için hukuk bilmeye gerek yok bence.

o daha öne çıkartılanlar "işbu belgeyi okuduma dair ...."den sonrasını okumamışlar belli ki..

tazminatın, kullanmadığın izinlerin, bu ay çalıştığın günler doğru hesaplanmış mı dikkat et. o parayı almadan sana bütün parayı aldığına dair imzalatmak isteyeceler. güvenmiyorsan imzalama, bankadan falan kanıtlarsın o çok kolay iş gerçi ama olsun. bi yer daha önce bir buçuk ay sonra yatırdı tazminatımı. diğer iş yerim cuma ayrıldım pzt yatırdı, gerçi onlar da gerizekalıydı maaş hesabıma değil çoktan kapatmış olmam gereken başka bir hesaba yatırmışlar.

o anda hiçbir şey imzalamak zorunda değilsin, istersen önce avukatımla görüşmek istiyorum de. ihbar tazminatını al mutlaka. sakın istifa etme. istifa edersen ihbar/kıdem hiçbir tazminat alamaz ve işsizlik maaşına başvuramazsın. istifaya zorlarlarsa kıçımın kenarı de.

ohal süresinde eleman çıkarılamıyor diye duydum bizden bir eleman mecburen köyüne dönerken beni çıkarın da işsizlik maaşı alayım dedi . öyle demişlerdi.

Teşekkürler herkese

Mobilde olduğum için sorduğunuz soruları akşam masaüstünden özel mesaj olarak göndereceğim.

Öne sürülen iddiaları kabul etmiyorum. Dava açma hakkım saklıdır yazsan yeterli.
İmzalayacagin şeyde ibra ederim gibi bir ifade olmaması gerekiyor.
Aslında dava açma hakkından feragat ettiğini bile imzalasan bu geçersiz.

VPS veya Dedicated kullanmıyorsan hosting firmanla görüşeceksin.

Hotel policies var orada ona gir
Check-in
From 15:00 hours

Check-out
Until 12:00 hours

Önemli bilgiler

Check-in
15:00 sonrası

Check-out
12:00 öncesi

Sana verilen fiyatta 10% KDV dahil.
Ama her gece için kişi başı 1,5€ turist vergisi dahil değil. Otele gittiğinde ekstra olarak bunu ödersin.

abi fiyat farki rezervenin iadesiz yada iade edilebilir olmasindan kaynaklaniyor.
ha asil soruya cevap vermek gerekirse:
fiyata dahil olanlar: %10luk vergi
olmayanlar: gecelik kisi basi 1.5 eur sehir vergisi

Oyuncakçılarda?!?
Google'a ördek oyuncak yazıp aratarak
www.oyuncakdenizi.com

www.aliexpress.com

Trenli falan bi programmi?

(bkz: great continental railway journeys) imiş ismi.

kas zedelenmesi olduğundan emin ol öncelikle

Hastaneye git.

Adidas f40 kullanıyorum 6 sene falan oldu sanırım ben hayatımda böyle sağlam bir ayakkabı görmedim. 138 TL vermiştim 6 sene önce.

Ben de suni çüm adidas f30 kullanıyorum.

2011 den beri her hafta giydim. Hala taş gibi.

Deri ise rengi çıkabilir. Su geçirmez bot ise su geçirmeye başlayabilir. Kötü olma ihtimali yüksek açıkçası. Nemli bez ile sil derim.

kişisel görüşüm; ayakkabılar yıkandıktan sonra ciddi derecede koku yapıyor. sonra geçmiyor o koku.

ben ki pek çok şeyi makinede yıkama cesareti sergiliyorum ama cat yıkanmaz, mahvolur.

fileyle atarsan bir şey olmaz ne makinaya ne bota. ben bi kere filesiz attım tabanlar çıkmkıştı gerçi baya eski bottu. sonra tekrar yapıştırtmak zorunda kaldım. onda önce de defalarca timberland botları yıkadım ama fileyle güzelce ağzını bağlayarak.

Bence o bot botluktan çıkar. Makinede yıkama

ben 6 çift ayakkabı yıkadım daha yeni hepsi de sağlam çıktı ve güzel oldu. özellikle içinde tüy(ne onun adı bilmiyorum, sıcak tutsun diye oluyor ya ayakkabıların içinde) olanları yıkamak zorunda hissediyorum.

ayakkabıların 2-3 tanesi markalı diğerleri uygun fiyatlı bu arada. bence cat ayakkabıya bir şey olmaz.

ben izlemedim henüz ama gizli bölüm varmış sanırım

eksisozluk.com

pardon soruyu yanlış anladım sanırım bu ilk sezon finali sonrası

---spoiler alarmi---

onu vuran adam gercekti. kendi hayal zannetti, halbuki mr.robot onlem olsun diye adama silah vermis "gerekirse plani bozmak isteyenleri bununla durdur" demis. kendi kendinin "sigorta"sini kurmus.

bize de en bastan beri hikayeyi anlatirken "aslinda" hayal dunyasi icerisinde gostermis oldugunu itiraf ediyor, oysa bunlar olaylarla basa cikmak icin kendince hayal ettigi seylermis. gayet tirto bir hikaye anlatim teknigi.

edit: gozume batti da baglac olan "de" ve "da" lar unsuz sertlesmesine ugramiyor. konusurken sertlestirseniz bile yazarken "da" olarak yazmaniz lazim.

ilk sezonu bitirmeye zorlandım. ikinci sezonun ilk bölümünde çıktım. çok zorlama.

2. sezon bitmiş hala gizli bölüm var diyenler var dskfljdsklfjd

evet bayağı karıştılar diziyi, nasıl toplarlıcaklar belli değil, ama toparlarlar

2. sezonu 3. bolumde yarım bıraktım saçmalamışlar çok egzantirik olucaz diye.

insan olan bir yerse wc

Beraber hazırlama kısmı dışında voulezvousdinner.com adresinden turistlere masa hazırlamışlığım var, Türk değil tabii site. İsterseniz önceden beraber hazırlamak gibi bir opsiyon da sunabilirsiniz tabii. Bu tarz yerlilerle yeme siteleri var ama Türkiye temelli var mı bilmiyorum.

ne kadar alakalı olur bilmiyorum ama biz couchsurfingten ağırladığımız yabancılara türk yemeği yapıyoruz anlatarak. surfer olarak da gittiğimiz ya zaman orada yapıyoruz, çoğu zaman onlar da bize yapıyor gösteriyor.

Bi arkadaşım yaptırmıştı. 5 dk falan sürmüş sanırım. Gözlüklerini atmıştı hemen.

ben 2004 yılında oldum, o zaman da 5 dk sürüyordu. şimdi farklı teknikler çıktı ama, ameliyat tekniği değişmiş olabilir.

5dk da bitiyor , hatta ameliyat daha kısa .5dk içinde seni masaya baglayıp , gozune bir damla ile uyusturuyorlar. sonra ameliyat yapıyorlar ve cıkıyorsun . toplamda 10dk içinde girip cıkmıs oluyorsun

doktorunu ve ameliyat olacagın teknik ve hastaneyi dogru sectiğin surece sancısız bir surec

ilk gun biraz zorlu geciyor . agrısı oluyor .ertesi gün net görmeye baslıyorsun.
bir arkadasım 2 kez aynı ameliyatı gecirmek zorunda kaldı , ona bile sorunca memnunum der .
bende 1 ay gözümde leke olustu , uzun sure cift gördüm ,ameliyat üzerinden bir yıl gecti geceleri hala ışıklardan rahatsız oluyorum , ölçüm yaptırmadım ama bi gözümde 1 dereceden fazla astimat kaldı . yinede gözlüksüz yasamak guzel
lens hiç kullanmadım
20 yıldan fazla gozluk kullandım
1 yıldır gozlugum yok ama hiç kullanmamısım gibi geliyor
dediğim gibi doktoru ve ekipmanları guzel sec
yuzde 90 kusur ihtimalle sıkıntısız gecen bir ameliyat
makina yapıyor zaten cogu şeyi

10 dakika kadar sürüyor. 4 gün boyunca biraz sıkıntılı olabiliyor, benim yaptırdığım yöntem öyleydi yani. 1 günde normal hayata dönülen yöntem biraz daha sıkıntılı demişti doktor. 4 gün olanda sürekli damlalar damlatıyosun, koruman gerekiyor, gün ışığına çıkmıyosun, koruyucu lens oluyor. ama o 1 hafta bittiğinde tamamen iyileşmiş oluyor.

Lazer ameliyatımın üzerinden 10 yıl geçti. O zamanlar bizi korkuttular, yok göz doktorları gözlüklüymüş, yok uzun vadede ne olacağı belli değilmiş vs. O gün bugündür görmemde hiçbir sorun yok ve tekrarlamadı çok şükür. Aldığım en iyi kararlardan biri. Sonrasında 1 hafta boyunca görüyorum, görüyorum diye dolaştım:)
Ameliyat sonrası birkaç gün sıkıntısı var tabii, ama değer.

Geçmiş olsun.

ameliyat olurken acı hissettiniz mi?

ameliyat sırasında bi acı yok. ama rahatsız bir his bence. yani ben gözüne damla damlatırken bile gözlerimi kırpıyorum, çok hassasım o konuda. o yüzden ameliyat biraz sıkıntılı geçti benim için. doktor, hatta, kendini kasıyosun, kasacak bir şey yok rahat ol deyip durmuştu.

ama acı ya da ağrı değil bu. katlanılamayacak bir şey yok.

ben de eski teknikle oldum 10 yıl kadar önce.. operasyon sırasında acı yoktu galiba sonrasında biraz vardı -o kadar zaman geçmiş düşünün unutmuşum. Ağrı eşiğim düşük değildir ilaç, damla filan kullanılıyor zaten 1 hafta kadar sonra da kontrole gidiliyordu. Ne değişmiştir bilemiyorum ama ben bi haftasonu işe gitmemiştim sonrasında normal çalışıyordum -araç kullanmıyordum tek fark oydu. Bir de güneş gözlüğü takın biraz esirgeyin başlarda demişlerdi. Ufak tefek böyle şeyler vardı ama büyük bir sıkıntı hatırlamıyorum.

Ameliyat sırasında acı yok, göze uyuşturucu damla damlatıyorlar. Sadece ameliyat esnasında gözünü kırpmaman için bir alet kullanıyorlar, onun basıncını hissediyorsun.

yok vucütta virüs varsa ancak hasta olurmuşsunuz, ben daha yeni araştırdım, çünkü yurt dışı seyahatine çıakcaktım, önce mi vurulsam, sonra mı vurulsam diye epey didikledim. öyle bir şey hurafeymiş, vücuda o virüs girmemişse aşı sonrası hastalanmazmışsınız. nitekim vuruldum, hastalanmadım da.

ben her yıl vuruluyorum valla. grip aşısı vurulmadığım yıllarda kışın çok fazla grip olurdum. geçen yıl ise bir kere dahi olmadım. üstelik daha önceki zamanlarda tek tük olduysam bile hafif atlattım epey.

2006 yılında 1 yıl abd'de yaşadım, orda da ücretsiz vuruyorlar, okulda bizzat aşı haftası olmuştu. bildiğim herkes de vurulmuştu.

ssg'nin de şöyle entryleri var, ordaki bir link de sorularınıza yanıt verir: eksisozluk.com

bence vurulun yani.

Ben 18 yıldır düzenli olarak aşı vuruluyorum. Eğer kırgınlık varken vurulmuyorsanız durduk yere sizi hasta etmez o aşı. Ama aşı sonrasında çok hafif ateşlenme olur.

dene, olmazsa beyaza boyarsın kumaş boyasıyla

Leke cikariciya sokmayi denesen? Kosla oxi action filan?

hayır bence. internetteki kaynaklar daha çeşitli. yakında kütüphane olan bir şehirdeyseniz. kütüphanelerin aboneliği vardır. orda takılabilirsiniz.

Ben e dergiye aboneyim.ama ekim ayından itibaren ek olarak eski sayıların kopyalarını verecekler galiba bu yüzden basılı dergiye abone olmak da mantıklı olabilir.hükümetlerden konjuktürden bağımsız olarak yaklaşık 27 yıldır okuyorum.evt bir çok şey değişti ama bana hala en mantıklı bilim kaynağı gibi geliyor. Bu konudaki indikatörüm Emrehan Halıcı o olduğu sürece işlerin çok boktan olmadığına dair inancım var.

Evde 1999 yılının sayıları var. Efsane yazılar hazırlamışlar. Son yıllarda yüzüne bakmadığım bir dergi. Gözümün önünde bilimle ilgili bir şeyler dursun diyorsan alabilirsin.

Eksisi gibi degil o dergi. Bir ise yaramiyor artik.

Selçuk alsan vural altın şahin koçak yok. Yerlerini dolduracak kimse de yok. Yemişim öyle kadroyu lan. Yemişim öyle camiayı. Yemişim öyle popüler bilimi. Yemişim öyle süreli yayını.

Nö. O paraya new scientist alırız.

Tübitak artık Tübitak'lığını, TDK da TDK'lığını kaybetti. Eski TDK'lılar Dil Derneği'nde genelde ama eski Tübitak'lıların bir kısmı ve onların öğrencileri Bilim ve Gelecek dergisinde. O yüzden, Bilim ve Teknik almaya değmez ama Bilim ve Gelecek gerçekten tadından yenmiyor. Bilim ile ilgili bilgi için Bilim ve Gelecek'e, dil ile ilgili olanlar için Dil Derneği'nin yayınlarına başvuruyorum.

siyasi bir kimliğiniz yoksa pek sanmıyorum. mobese veya trafik kontrol gibi kayıt kopyalarını almak kolay değil hele ki böyle bir durum için. ya da uğraşırım diyorsan olayı savcılığa taşıman gerekli olduğunu düşünüyorum.

livetv.sx

365 yerine 247

3 ayak

not: kurulumu diğerine göre zor oluyor.

ilki oldschool daha güzelmiş.

3 ayakli olan.daha kullanisli gorunuyor

www.google.se

Ben sevmedim.

Programcı değilim.

Ben sevdim atmosferi güzel,teknik anlamda yuyuzeysel. Standart kullanıcılar için merak uyandırabilir.

Networkcuyum

Kotu degil ama overrated.

Yazilimciyim.

ergen dizisi gibi geliyor bana

gerçekten kötü bir dizi.

kötü değil ama overrated +1
izliyorum ama

Bence ne kötü ne de overrated. Son derece kaliteli ve sıra dışı bir dizi.

Bence de kötü değil ama overrated. İncicaps tayfası falan ergenliğin zirvesinde ben gizemliyim ayağına yatan bebeler seviyo bunu.

Programcıysan şzle ama iyi değil

ilk başlarda güzel gelip sonra bayan dizilerden bana kalırsa. deneneybıl.

Çoook. kendi başlığında bir sürü entry'im var. o dizinin yaşattığı kafayı başka bir dizide bulamadım. sezonu bitirince loop'a alacağım, yeni sezon gelene kadar izleyeceğim. her hafta damardan aldığım sağlam bir malmış gibi geliyor bana.

diğer taptığım 2 diziyi söyleyeyim;

Person of interest
Battlestar Galactica

teknik anlamda yuzeyselmis adafsfafsfa
bunu diyen adam da sanirsin kevin mitnick
mr robot bugune kadar "hacking" ile alakali en gercek dizidir.
gordugunuz tum ekranlardaki veriler, programlar vs gercekten o hack yapilirken kullanilan seyler.

su da mr robotla ilgili en guzel yazi
www.altyazi.net

gorsel ve sinemasal dil olarak basarili. breaking bad, better call saul tadi aliyorum biraz.

mevzu olarak bazi dialoglar anlam olarak cok fazla tekrarliyor kendi acimdan. o sebeple bazi sahneler sikici geliyor.

ilk 3 bölüm ben de sevdim ama sonra sıktı

programcı olmak ile alakası yok içindekiler çok sıra dışı ve güzel, ama bu zamana kadar filmlerde, dizilerde bilgisayar oynar gibi hack yapanları gördükten sonra buradaki kod ve işleyişin gerçek olması düzgün bir hava katıyor.

ortamlarda ne kadar rate ediyolar bilmiyorum ama farkli bir dizi oldugu kesin. kotu yada overrated degil. kesinlikle izlenir.

yazilimci olarak bazi teknik sahneleri daha iyi anliyor olmak ekstra guzel oluyor, cunku ceviride sicabiliyorlar.

sezon 2'de feci bir tirmanis yakaladi, belki de son bolumlerdi olanlardan oturu o kadar konusuluyor ki baya baya konusulmucak gibi degil.

rentts'e katiliyorum, hacking uzerine en gercek yapim olabilir. programcilikla ilgisi yok elbette cunku hacking'in programcilikla ilgisi yok. islerin nasil dondugunu gayet guzel anlatiyorlar. sinema dili siradisi. izleyiciyi surekli yabancilastirdigindan kimi insanlarin sevemedigi oluyor. bense aksine, yabancilastigim anlardan cok keyif almisimdir. izlerken iyi takip etmek gerekiyor ki olanlari anlayabilin. kimi zaman ergenlestigi oluyor cunku gercekte olan da bu, o yuzden.

ayrica overrated denmis ancak kimler overrate ediyor anlayamadim. oyle delicesine hakkinda konusulan bir dizi degil ki. tam olarak hak ettigi ilgiyi goruyor. ikinci sezonunu ilkinden daha iyi buluyorum.

ha bir de içinde Darlane ve bacakları diye 2 güzel öğe barındırmakta. :) Tyrell'ın hatunu da tarzı ile hoş. Angela sıkabilir. keşke ölse dediklerimden...

Bilgisayar, kodlama, girişimcilik ilgili her diziyi izleyen biri olarak elbette Mr. Robot'u izliyorum ama seviyorum denemez. Akıl hastalığını her meslekle harmanladıkları gibi bu dizide de kodlamayla/hackerlıkla harmanlamışlar işte. Yoksa bilindik hikaye. O yüzden klişe geliyor.

Sözlükte bir yazar yazmıştı, bimer üzerinden borcu yoktur kağıdını istediğini yazmıştı.

Ödemeyi bitirdikten bir süre sonra ödeme ekranında borcunuz kalmamıştır ibaresi çıkıyor. bu sayfanın çıktısını almanız yeterlidir. buradan bakabilirsiniz:

kyk.gsb.gov.tr

geçmiş olsun!

gitmedim ama floryadaki büyük galiba.

Aqua Florya

Özdilek ücretsiz, kanyonda saati 12, 2 saati 16 diye gidiyor.

ücretsizlerde kapanmadan alsan yeterli. kimse kaçta giriş yapmış diye kayıt tutmuyor sonuçta.

patrol veriyosun işte turluyo belli bölgede düşman gelirse haberin oluyor.

sürekli gel git yapıyorlar işte. bir de taa aoe2 zamanında patrol komutu verdiğin bölük combata aniden giriyordu patrol yaparken. ama hepsi tek adama sıkıyo okcuların ve fightta git gel yapabiliyorlar. o yüzden fight başladığında oradaki el işaretiyle stop yaptırman lazımdı.

ama şimdi afrika mafrika çıkmıs değişmiştir oyun. kısascası boş geç bence bi işe yaramaz

Devriye atıyolar.

patrol verdiğin yerle ilk bulunulan arasında devriye geziyorlar ve bu bölgede bir düşmana rastlarlarsa otomatik saldırıyorlar. bir askeri grubu savaşa yollamanın akıllıca yollarından biride denebilir. çünkü diğer türlü tüm orduyla karşı düşmanın bir askerini hedefleyerek saldır emri veriyorsun. patrol ile ise bi nevi otomatik saldırıyorlar.

modem arayuzune girerek. 192.168.1.1 olabilir cok yuksek ihtimal adresi.
orada bagli cihazlarin listelendigi kisim var.

polisler özellikle kendilerinin fotoğrafı çekildiğinde çok işkilleniyorlar. onun dışında bir şey yok sanırım.

Varmış hava alanı santral'ini aradım.

Günlük olarak çantalar 15 lira, orta bavullar 20 ve büyük bavullar 25 liraymış. Kilitli dolaplarda tutuluyorlarmış sigortalı olarak.

bu smoothie nin kesin bir tarifi yok elini neye atsan smoothie oluyor :) sen dolapta olanları söyle ona göre tarif verelim

sadece kavun ve salatalık bile güzel ferah oluyor

Yoğurt, süt, meyve biraz tuz, şeker ya da bal

Taha Akgül ve Selim Yaşar güreşte final maçlarına çıkacaklar.

Ma yani dediği kesin my honey'dir. Bir de öyle arayın.

Bulundu sonunda.

www.youtube.com

Come to ma yani dediğin come to my party imiş. :)