masmeleddin erdogan
Merhaba, citroen c3 2012 model yarı otomatik aracım var. bugün, yaklaşık 8 saat park halinde olan arabayı çalıştırmak istedim ama kontağı çevirdiğimde "vites kutusu arızası" uyarısı ile karşılaştım ve araba çalışmadı. yani kontağı çevirince araba hiçbir tepki vermedi. (panele elektrik geliyor ama).
Merhaba, citroen c3 2012 model yarı otomatik aracım var. bugün, yaklaşık 8 saat park halinde olan arabayı çalıştırmak istedim ama kontağı çevirdiğimde "vites kutusu arızası" uyarısı ile karşılaştım ve araba çalışmadı. yani kontağı çevirince araba hiçbir tepki vermedi. (panele elektrik geliyor ama). daha önce böyle bir sorun yaşamamıştım. şu an araba çalışmıyor. servise götürmeden önce arabanın muhtemel arızasını bilebilir miyiz? ne olmuş olabilir?
edit: araba çalıştı, aynı sorunla karşılaşanlar için aşağıya özet geçiyorum.
bu sabah sanayiden elektrikçi çağırarak arabaya gittim. usta aracı cihaza bağlayıp şanzımanda hata aramaya çalıştı ama şanzıman görünmedi bile cihazda, o yüzden hata tespit edemedik. bu sefer akü takviyesi yaptı, yine çalışmadı, şanzımanda büyük sorun vardır dedi ama elektrikçi olduğu için kesin bir şey söylemedi. akü takviyesi devam ederken tam pes edecekken üst üste marşa bastı, vitesi ileri geriye attı, nihayet geri viteste iken araba çalıştı. (normalde araç boşta iken çalışabilir sadece, muhtemelen aracın beyni de karışmıştır.)
sorunun aküden olup olmadığını o da bilemedi. bir kez daha aynı arızayı verirse aküyü değiştiririz dedi.
bence akü ile ilgili bir sorun. akünün kaç yıllık olduğunu bilmiyorum çünkü son 1 yıldır araba bende, önceki sahibi değiştirmiş mi bilmiyorum.
edit2: akü takviyesinin ertesi sabahı araba yine çalışmadı. bu sefer usta yeni akü taktı. şu an 15 gün oldu herhangi bir sorun yok. demek ki sorun aküdenmiş.
edit: araba çalıştı, aynı sorunla karşılaşanlar için aşağıya özet geçiyorum.
bu sabah sanayiden elektrikçi çağırarak arabaya gittim. usta aracı cihaza bağlayıp şanzımanda hata aramaya çalıştı ama şanzıman görünmedi bile cihazda, o yüzden hata tespit edemedik. bu sefer akü takviyesi yaptı, yine çalışmadı, şanzımanda büyük sorun vardır dedi ama elektrikçi olduğu için kesin bir şey söylemedi. akü takviyesi devam ederken tam pes edecekken üst üste marşa bastı, vitesi ileri geriye attı, nihayet geri viteste iken araba çalıştı. (normalde araç boşta iken çalışabilir sadece, muhtemelen aracın beyni de karışmıştır.)
sorunun aküden olup olmadığını o da bilemedi. bir kez daha aynı arızayı verirse aküyü değiştiririz dedi.
bence akü ile ilgili bir sorun. akünün kaç yıllık olduğunu bilmiyorum çünkü son 1 yıldır araba bende, önceki sahibi değiştirmiş mi bilmiyorum.
edit2: akü takviyesinin ertesi sabahı araba yine çalışmadı. bu sefer usta yeni akü taktı. şu an 15 gün oldu herhangi bir sorun yok. demek ki sorun aküdenmiş.
0
masmeleddin erdogan
Uzun yıllar gitar çalan kişilerde perdelerde gezinen parmak uçları bir müddet sonra hissizleşiyor bildiğimiz kadarıyla.1) peki bu kişiler o parmaklarla dokunmatik ekran kullanabiliyorlar mı?2) parmak izleri kayboluyor mu?merak ettim.
Uzun yıllar gitar çalan kişilerde perdelerde gezinen parmak uçları bir müddet sonra hissizleşiyor bildiğimiz kadarıyla.
1) peki bu kişiler o parmaklarla dokunmatik ekran kullanabiliyorlar mı?
2) parmak izleri kayboluyor mu?
merak ettim.
1) peki bu kişiler o parmaklarla dokunmatik ekran kullanabiliyorlar mı?
2) parmak izleri kayboluyor mu?
merak ettim.
0
sertleşiyor biraz ama dokunmatik ekran elektriksel bişey, sorun yok.
Telefon ve tabletler parmak izimi okuyabiliyor :D no problem. Ki mesela vize, ehliyet vs için parmak izi verirken parmağın kendini baya bastırırsın, ama gitar çalarken ucuyla çalıyorsun parmak izi verirken orası taranmıyor bile.
Telefon ve tabletler parmak izimi okuyabiliyor :D no problem. Ki mesela vize, ehliyet vs için parmak izi verirken parmağın kendini baya bastırırsın, ama gitar çalarken ucuyla çalıyorsun parmak izi verirken orası taranmıyor bile.
0
masmeleddin erdogan
Türkiye'de malum ekmek, su, elektrik, doğalgaz, akaryakıt gibi yaşamak için gerekli olan ihtiyaçlar başta olmak üzere her şeyin fiyatı senede birkaç defa artıyor. çünkü devlet bir şekilde açığını kapatmak zorunda kalıyor. ona binaen de maaşlar belirli bir oranda artıyor. peki gelişmiş ülkelerde, abd
Türkiye'de malum ekmek, su, elektrik, doğalgaz, akaryakıt gibi yaşamak için gerekli olan ihtiyaçlar başta olmak üzere her şeyin fiyatı senede birkaç defa artıyor. çünkü devlet bir şekilde açığını kapatmak zorunda kalıyor. ona binaen de maaşlar belirli bir oranda artıyor.
peki gelişmiş ülkelerde, abd, kuzey avrupa, japonya gibi ülkelerde de herhangi bir ürünün fiyatı sürekli değişiyor mu? mesela ekmek şu an 1 dolarsa beş sene sonra 2 dolar oluyor mu? onlarda da bizde olduğu gibi "o zamanın parasıyla" diye bir kavram var mı, yoksa 50 sene önce ekmek fiyatı neyse şimdi de aşağı yukarı o mudur?
maaşlar da buna göre artıyor mu, yoksa hayat standartları yükselsin diye mi maaşlara zam yapılıyor?
peki gelişmiş ülkelerde, abd, kuzey avrupa, japonya gibi ülkelerde de herhangi bir ürünün fiyatı sürekli değişiyor mu? mesela ekmek şu an 1 dolarsa beş sene sonra 2 dolar oluyor mu? onlarda da bizde olduğu gibi "o zamanın parasıyla" diye bir kavram var mı, yoksa 50 sene önce ekmek fiyatı neyse şimdi de aşağı yukarı o mudur?
maaşlar da buna göre artıyor mu, yoksa hayat standartları yükselsin diye mi maaşlara zam yapılıyor?
0
artmiyor cunku onlarda enflasyon turkiye'deki gibi her sene yuzde 10'la 50 arasinda degismiyor. ev fiyatlari degisiyor mesela ama bu nufus artisi ve imar izniyle alakali bir durum ornegin, yoksa bugun markette 2 euro olan cikolata uc sene sonra gittiginde hadi 2.5 euro olsun... temel urunlerin fiyatlari fazla degismez.
bu tabii ki son 20-30 yil icin gecerli bir durum, tum avrupa'yi sarsacak buyuk bir kriz olursa onlarda da tablo degisebilir tabii.
bu tabii ki son 20-30 yil icin gecerli bir durum, tum avrupa'yi sarsacak buyuk bir kriz olursa onlarda da tablo degisebilir tabii.
0
kanadada yaşayan türk youtuber çift var bilirsiniz. onu izleyebilirsiniz. geçen seneki sepetin aynısını almışlardı. sanırım ufak tefek değişiklikler dışında bazı ürünlerde düşüş bile vardı.
0
50 senede tabi farklar oluyor ama 3-5 yilda cok fark olmuyor.
İngilterede bazi sirketler maas zammini sadece terfilerde yapiyorlar. (Cogunda oyle diyenleri gordum ama pek inanmiyorum). Enflasyon dusuk oldugu icin cok sorun olmuyor.
İngilterede bazi sirketler maas zammini sadece terfilerde yapiyorlar. (Cogunda oyle diyenleri gordum ama pek inanmiyorum). Enflasyon dusuk oldugu icin cok sorun olmuyor.
0
İspanya'da yaşayan bir arkadaşım günlük tüketim ürünlerinin fiyatlarının aynı kaldığını, bazı durumlarda da tüketimi arttırmak amacıyla ufak düşüşler olduğunu söylemişti. Yani bizdeki gibi bugün 3 lira olan şey yarın 5 lira olmuyormuş.
Ev konusuna gelirsek orada bir arz / talep sözkonusu olduğundan artış oluyormuş çünkü Türkiye'deki gibi kafana göre ev dikemiyorsun.
Ev konusuna gelirsek orada bir arz / talep sözkonusu olduğundan artış oluyormuş çünkü Türkiye'deki gibi kafana göre ev dikemiyorsun.
0
Kanada icin ani artislar yok gibi, senelik enflasyon guyya %2 civari ama hissedilen kesinlikle daha fazla. Maas artislari da beyaz yaka icin o seviyede olur her sene maasiniz erimesin diye, ama yine de erimenin onune gecilemiyor. Tek care ya isvereni 3-4 senede bir %10 civari zam yapmazsaniz cikarim diye tehdit etmek ya da istifayi basip daha yuksek bir maasa baska sirkete gecmek.
Son 5 senede asgari ucreti yaklasik %50 arttirdilar, bu da mutfak masraflarinda ciddi artisa neden oldu. Bundan 5 sene once haftada $200 harcadigimiz zaman bu hafta cok para verdik derdik, simdi $300 altina ciktigim zaman bu sefer az harcadik diyorum.
Ayni sekilde dogalgaz ve elektrik fiyatlarinda da artislar var.
Kanada'da yasayan tuber arkadaslar malesef size ulkeyi gercekci olarak yansitmiyor, hit alma niyetiyle, izleyici kitlesinin hosuna giden seyler cekilip tekrar tekrar yayinlaniyor. Kanada'da dar gelirlinin ne sartlarda yasadigini gormek icin buyrun:
youtu.be
Son 5 senede asgari ucreti yaklasik %50 arttirdilar, bu da mutfak masraflarinda ciddi artisa neden oldu. Bundan 5 sene once haftada $200 harcadigimiz zaman bu hafta cok para verdik derdik, simdi $300 altina ciktigim zaman bu sefer az harcadik diyorum.
Ayni sekilde dogalgaz ve elektrik fiyatlarinda da artislar var.
Kanada'da yasayan tuber arkadaslar malesef size ulkeyi gercekci olarak yansitmiyor, hit alma niyetiyle, izleyici kitlesinin hosuna giden seyler cekilip tekrar tekrar yayinlaniyor. Kanada'da dar gelirlinin ne sartlarda yasadigini gormek icin buyrun:
youtu.be
0
masmeleddin erdogan
Arabamı aldığımda arka koltukta beyaz lekeler vardı. çok umursamamıştım. ama geçen gün oto yıkamacıya verdim lekeleri çıkarsın diye. çıkar mı dedim, kesin çıkar dedi. tamam dedim verdim arabayı akşam arabayı aldığımda lekelerin çıkmamış olduğunu ama yerlerinin değiştiğini gördüm. yani önceleri yanla
Arabamı aldığımda arka koltukta beyaz lekeler vardı. çok umursamamıştım. ama geçen gün oto yıkamacıya verdim lekeleri çıkarsın diye. çıkar mı dedim, kesin çıkar dedi. tamam dedim verdim arabayı akşam arabayı aldığımda lekelerin çıkmamış olduğunu ama yerlerinin değiştiğini gördüm. yani önceleri yanlamasına iken sonradan diklemesine lekeler oluşmuştu. adam ıslak olduğu için tam çıkmadı dedi, sonraki gün yine verdim (ücretsiz) bu sefer lekeler koltuğun oturma yerinden yaslanma yerine geçti. anlayacağınız bu lekeler çıkmamakla kalmıyor yer değiştiriyorlar.
ben arabayı aldım adamdan. şimdi kendim çıkarmaya karar verdim.
1) bunlar ne lekesi ki ordan oraya gidebiliyorlar.
2) nasıl çıkarabilirim.
not: ıslakken lekeler kayboluyor, kuruyunca tekrar ortaya çıkıyorlar. sanki kir filan değil de yağlı bir kimyasal madde lekesi gibi geldi bana. help!
lekelerin şekli değişiyor ama form aynı kalıyor.
ben arabayı aldım adamdan. şimdi kendim çıkarmaya karar verdim.
1) bunlar ne lekesi ki ordan oraya gidebiliyorlar.
2) nasıl çıkarabilirim.
not: ıslakken lekeler kayboluyor, kuruyunca tekrar ortaya çıkıyorlar. sanki kir filan değil de yağlı bir kimyasal madde lekesi gibi geldi bana. help!
lekelerin şekli değişiyor ama form aynı kalıyor.
0
masmeleddin erdogan
Yarı otomatik araç kullanıyorum. vites geçişlerinde herhangi bir sorun yok ama ileriden geriye ve geriden ileriye takınca şak diye bir ses geliyor. ses dışarıdan da duyuluyor. sanayiye götürdüm ciddi bir şey değil dedi usta ama sebebini söylemedi, ben de yetkili serviste yaptırmak için sanayide yapt
Yarı otomatik araç kullanıyorum. vites geçişlerinde herhangi bir sorun yok ama ileriden geriye ve geriden ileriye takınca şak diye bir ses geliyor. ses dışarıdan da duyuluyor. sanayiye götürdüm ciddi bir şey değil dedi usta ama sebebini söylemedi, ben de yetkili serviste yaptırmak için sanayide yaptırmadım.
bu ses neden geliyor, önceden yoktu? (citroen c3 2012)
bu ses neden geliyor, önceden yoktu? (citroen c3 2012)
0
masmeleddin erdogan
bir yandan özel araçlarda sürücünün yanı boş olacak, arka koltukta en fazla 2 kişi oturulacak şeklinde sosyal mesafe kurallarının uygulandığı haberleri var,https://www.cnnturk.com/yerel-haberler/bursa/inegol/aracta-suruculerine-sosyal-mesafe-uyarisi-1507073https://www.milliyet.com.tr/gundem/arabanin
bir yandan özel araçlarda sürücünün yanı boş olacak, arka koltukta en fazla 2 kişi oturulacak şeklinde sosyal mesafe kurallarının uygulandığı haberleri var,
www.cnnturk.com
www.milliyet.com.tr
diğer yandan böyle bir uygulamanın olmadığı, haberlerin yalan olduğu iddiaları var:
www.trthaber.com
www.haberturk.com
hangisine inanacağız?
www.cnnturk.com
www.milliyet.com.tr
diğer yandan böyle bir uygulamanın olmadığı, haberlerin yalan olduğu iddiaları var:
www.trthaber.com
www.haberturk.com
hangisine inanacağız?
0
varmış gibi davranırsan faydana olur.kişisel bir tercih gibi uygulanıyor gözlemlediğim kadarı ile.
0
öyle bir düzenleme yoksa kafalarına göre ceza yazamazlar. anlaşılan vatandaşların tedbir almaları için böyle bir söylenti bilerek yaydırılmış. nitekim düzenlemeye dair hiçbir belge yok.
0
masmeleddin erdogan
Aygıt yöneticisinde wireless sürücüsü görünmüyor. bilgisayarda wifi ayarları da görünmüyor. sağ alttaki internet simgesine tıkladığımda herhangi bir wifi adı gelmiyor. wireless sürücüsünü flash bellekten kurmaya çalıştığımda işlem sonunda "aygıt bulunamadı" diyor.internetteki birçok yolu denedim ama
Aygıt yöneticisinde wireless sürücüsü görünmüyor. bilgisayarda wifi ayarları da görünmüyor. sağ alttaki internet simgesine tıkladığımda herhangi bir wifi adı gelmiyor. wireless sürücüsünü flash bellekten kurmaya çalıştığımda işlem sonunda "aygıt bulunamadı" diyor.
internetteki birçok yolu denedim ama çözüm bulamadım. geriye tek şüphelendiğim wireless donanımında bir sorun olduğu.
sizce de sürücü görünmüyorsa donanımsal bir sorun mu vardır? kendim çözebilir miyim bu sorunu? format atınca da sorun düzelmedi.
(windows 10)
sonuç: harici wifi adaptörü aldım.
internetteki birçok yolu denedim ama çözüm bulamadım. geriye tek şüphelendiğim wireless donanımında bir sorun olduğu.
sizce de sürücü görünmüyorsa donanımsal bir sorun mu vardır? kendim çözebilir miyim bu sorunu? format atınca da sorun düzelmedi.
(windows 10)
sonuç: harici wifi adaptörü aldım.
0
formatı dahi denediysen sorun direkt donanımsaldır.
Laptopu son zamanlarda sert bir şekilde düşürdüysen ya da savrulmuşsa alt kapağını açıp wireless kartı söküp tekrar takmayı deneyebilirsin. Yuvası ile bağlantısı kopuş olabilir.
Ancak hiç haraket bile etmeyen bir bilgisayarda bu olduysa modeline uygun wireless kart ya da harici usb wifi adaptörü bakman daha mantıklı.
Laptopu son zamanlarda sert bir şekilde düşürdüysen ya da savrulmuşsa alt kapağını açıp wireless kartı söküp tekrar takmayı deneyebilirsin. Yuvası ile bağlantısı kopuş olabilir.
Ancak hiç haraket bile etmeyen bir bilgisayarda bu olduysa modeline uygun wireless kart ya da harici usb wifi adaptörü bakman daha mantıklı.
0
Driver programi indir. Orada wireless surucusu unplugged gorunuyorsa gecmis olsun. Usb adaptor alip kullanirsiniz.
0
usb'den boot edebiliyorsan ubuntu desktop u live olarak boot edebilir misin?
yanlışlıkla kurma tabi.
ubuntu desktop live olanı çoğu wifi vs sürücüsünü de otomatik tanıyor. eğer orada da göremiyorsan bir dongle alabilirsin. 5 ghz destekli al da aldığına değsin tabi.
yanlışlıkla kurma tabi.
ubuntu desktop live olanı çoğu wifi vs sürücüsünü de otomatik tanıyor. eğer orada da göremiyorsan bir dongle alabilirsin. 5 ghz destekli al da aldığına değsin tabi.
0
masmeleddin erdogan
Akşamüstü uyuyunca neden sersem hale geliriz? Bunun bilimsel bir açıklaması var mıdır?gece uyumaya alışık olduğumuz için diyeceğim ama örneğin öğle vakti uyumaya da alışık değiliz ama öğle uyuyunca sersem olmuyoruz.günün yorgunluğu ile alakalı diyeceğim ama herkes 8'de işbaşı yapıp 5'te paydos etmiy
Akşamüstü uyuyunca neden sersem hale geliriz? Bunun bilimsel bir açıklaması var mıdır?
gece uyumaya alışık olduğumuz için diyeceğim ama örneğin öğle vakti uyumaya da alışık değiliz ama öğle uyuyunca sersem olmuyoruz.
günün yorgunluğu ile alakalı diyeceğim ama herkes 8'de işbaşı yapıp 5'te paydos etmiyor. çok farklı saatlerde çalışanları da akşamüstü uykusu sersemletiyor.
1) güneşin insan bünyesi üzerinde ne gibi bir etkisi olabilir?
2) dünyanın her yerinde de akşamüstü uykusu sersemletiyor mu?
gece uyumaya alışık olduğumuz için diyeceğim ama örneğin öğle vakti uyumaya da alışık değiliz ama öğle uyuyunca sersem olmuyoruz.
günün yorgunluğu ile alakalı diyeceğim ama herkes 8'de işbaşı yapıp 5'te paydos etmiyor. çok farklı saatlerde çalışanları da akşamüstü uykusu sersemletiyor.
1) güneşin insan bünyesi üzerinde ne gibi bir etkisi olabilir?
2) dünyanın her yerinde de akşamüstü uykusu sersemletiyor mu?
0
ben akşam üstü uyuyunca sersem olmuyorum? nasıl bir bilimsel dayanağı var bunun merak ettim.
100 bin kişiyle deney yapılmış da böyle bir sonuç mu çıkmış? süper insansam bileyim.
edit: sözlükten alıntı yapılmış tik verilmiş. şimdi ben de aynı yere çok sağlıklıdır diye yazıyorum. anlayamamışsınız mantığı.
100 bin kişiyle deney yapılmış da böyle bir sonuç mu çıkmış? süper insansam bileyim.
edit: sözlükten alıntı yapılmış tik verilmiş. şimdi ben de aynı yere çok sağlıklıdır diye yazıyorum. anlayamamışsınız mantığı.
0
uyku kendi icinde kucuk dongulerle ilerler, bir dongu kabaca 1,5 saattir, bu donguyu tamamlamadan uyanirsak sersemlik hissederiz.
ben bu bilgiyi ogrendigimden beri kabaca 1,5 saat uyuyamayacaksam ogleden sonra kestirmeye hic yeltenmiyorum bile.
gece de ayni mantik, 6 saat/7.5 saat uyuyp uyaninca daha dinc oluyoruz, 8 saat sersemletiyo gibi gibi.
ben bu bilgiyi ogrendigimden beri kabaca 1,5 saat uyuyamayacaksam ogleden sonra kestirmeye hic yeltenmiyorum bile.
gece de ayni mantik, 6 saat/7.5 saat uyuyp uyaninca daha dinc oluyoruz, 8 saat sersemletiyo gibi gibi.
0
masmeleddin erdogan
Balkon korkuluğu üstündeki boş saksıya güvercin yumurtlamış ve kuluçkada oturuyor birkaç gündür. ancak saksı güvenilir gelmiyor bana. şu an aşırı yağmur yağıyor ve güvercin ıslanmış durumda. rüzagara karşı da korunmasız orası. yavrular çıkınca da muhtemelen balkondan aşağı düşüp ölürler.Diyorum ki s
Balkon korkuluğu üstündeki boş saksıya güvercin yumurtlamış ve kuluçkada oturuyor birkaç gündür. ancak saksı güvenilir gelmiyor bana. şu an aşırı yağmur yağıyor ve güvercin ıslanmış durumda. rüzagara karşı da korunmasız orası. yavrular çıkınca da muhtemelen balkondan aşağı düşüp ölürler.
Diyorum ki saksıyı o korunmasız yerden bir iki metre berideki camın bulunduğu korkuluğa alsam yuva bozulmuş olur mu? güvercin oturmaya devam eder mi? Belki hem annenin hem de yavrularının hayatını kurtarmış oluruz.
güvercin yeni yere gelmezse de en azından yavrular doğmamış olurlar. bu da doğup ölmekten iyidir bence.
ne yapayım?
Diyorum ki saksıyı o korunmasız yerden bir iki metre berideki camın bulunduğu korkuluğa alsam yuva bozulmuş olur mu? güvercin oturmaya devam eder mi? Belki hem annenin hem de yavrularının hayatını kurtarmış oluruz.
güvercin yeni yere gelmezse de en azından yavrular doğmamış olurlar. bu da doğup ölmekten iyidir bence.
ne yapayım?
0
Gece karanlıkta yapın, çok ürkütmeyin. Hatta mümkünse yeri değiştirmeyin, saksının etrafına ve üstüne bir koruma yapın geçici. Pet şişeden kesip rüzgarlık filan yapın mesela, üstüne şemsiye gibi bişey uydurun mesela.
0
saksının üstüne koruma yapma şansım yoktu. yağmur dinmeyince risk aldım. saksıyı kademeli olarak güvenli yere götürmeye karar verdim. ilk yer değişiminden sonra güvercin geldi yine yuvasına. bir-iki yer değişiminden sonra bulunduğu yer güvenli olur.
0
masmeleddin erdogan
Gone girl filminde sunucu kayıttan önce bir alıştırma yapıyor. bu alıştırmanın adı var mı, ne işe yarar, nasıl yapıldığı hakkında video bulabilir miyim?aşağıdaki linkte 1.45.35'te görülüyor. karnını bastırıp sesler çıkarıyor.https://unutulmazfilmler.pw/gone-girl-kayip-kiz.html
Gone girl filminde sunucu kayıttan önce bir alıştırma yapıyor. bu alıştırmanın adı var mı, ne işe yarar, nasıl yapıldığı hakkında video bulabilir miyim?
aşağıdaki linkte 1.45.35'te görülüyor. karnını bastırıp sesler çıkarıyor.
unutulmazfilmler.pw
aşağıdaki linkte 1.45.35'te görülüyor. karnını bastırıp sesler çıkarıyor.
unutulmazfilmler.pw
0
Özel bir adı yok sanırım. Ama bu zaten sahneye çıkan herkesin gerçekleştirdiği bir şey. Ses egzersizi. diyafram çalışması. bu isimlerle aratabilirsiniz. diyaframını açıyor ses tellerini ısıtıyor.
diyarbakır'ın hazro kırsalında bir tiyatro grubuna katılsanız yine ilk yapacakları şey size ses egzersizi yaptırmak olur.
www.youtube.com
youtube'da ses ısıtma / ses egzersizi yazarak birçok alıştırma videosu bulabilirsiniz
diyarbakır'ın hazro kırsalında bir tiyatro grubuna katılsanız yine ilk yapacakları şey size ses egzersizi yaptırmak olur.
www.youtube.com
youtube'da ses ısıtma / ses egzersizi yazarak birçok alıştırma videosu bulabilirsiniz
0
masmeleddin erdogan
Bu musluğa takılan su arıtıcılarını kullanan var mı? varsa memnun musunuz? memnun iseniz bunlar kireci önlüyor mu? önlüyorsa filtre hemen tıkanmıyor mu?not: tezgah altı, üstü arıtıcılardan bahsetmiyorum. onlarla ilgilenmiyorum.
Bu musluğa takılan su arıtıcılarını kullanan var mı? varsa memnun musunuz? memnun iseniz bunlar kireci önlüyor mu? önlüyorsa filtre hemen tıkanmıyor mu?
not: tezgah altı, üstü arıtıcılardan bahsetmiyorum. onlarla ilgilenmiyorum.
not: tezgah altı, üstü arıtıcılardan bahsetmiyorum. onlarla ilgilenmiyorum.
0
Fiziksel olarak yer kaplayan dolaba konulması gereken bir filtresi yoksa dolandırıcılık olarak varsayabilirsin. O mucizevi ufacık şeyler gerçekten filtreleme yapamaz.
0
şu an kiracısı olarak bulunduğum evin sahibi kadın zamanında taktırmış...
kireci önlemiyor. suyun temizliğine de katkı yaptığını zannetmiyorum. e, o halde neden taktırmış?
biliyorum.
zaten eve yerleştiğimden beri,deneme amaçlı hariç hiç kullanmadım.
kireci önlemiyor. suyun temizliğine de katkı yaptığını zannetmiyorum. e, o halde neden taktırmış?
biliyorum.
zaten eve yerleştiğimden beri,deneme amaçlı hariç hiç kullanmadım.
0
o kadarcık şeyin filtreleme yapması ne mümkün ya:) dolandırıcılık işte. elimde bir analiz, veri olmasına gerek yok. akıl var mantık var yani musluğa bir şey takıyorsun ve su temizleniyormuş ben de yedim.
0
@r evolution: neden üstüne alındın anlamadım, ama ben o filtrelerin içerisindeki aktif karbon gibi adsorption materyallerinin filtreleme hesaplarını yapabilirim, mesleğim bunun üzerine. Senin Mitsubishi cihazın benim kasdettigim cihaz değil, senin cihazının işlevsiz hale gelmemesi için 900 litrede bir kartuş değiştirilmesi gerekiyor. Benim kasdettiğim musluğa takılan avuç içinden küçük aletler.
0
Arkadaslar kartuşu tezgah altına konan su arıtma cihazı adı verilen ürünlerin tamamının bir kapasitesi mevcuttur. Bu kapasite öyle yüksek bişey değildir, o yüzden bulaşık yıkarken falan da bu cihazdan su geçirirseniz her ay kartuş yenilemeniz gerekir, kartuş kapasitesine ulaştığında artık daha fazla arıtma yapmayacaktır. bu Brita için de geçerli. Yorum yapmadan önce brita kartuslarin kapasitelerini de inceleyiniz.
0
masmeleddin erdogan
Güçlü pil almak istiyorum. yani ortalama bir tıraş makinasını rahatça ve uzun süre çalıştırabilecek bir pil.ama şarjlı mı yoksa tek kullanımlık mı alma konusunda tereddüde düştüm. mesela 2000 mah'lık şarjlı pile kıyasla daha güçlü ve daha uzun süre dayanabilecek tek kullanımlık pil var mıdır?
Güçlü pil almak istiyorum. yani ortalama bir tıraş makinasını rahatça ve uzun süre çalıştırabilecek bir pil.
ama şarjlı mı yoksa tek kullanımlık mı alma konusunda tereddüde düştüm. mesela 2000 mah'lık şarjlı pile kıyasla daha güçlü ve daha uzun süre dayanabilecek tek kullanımlık pil var mıdır?
ama şarjlı mı yoksa tek kullanımlık mı alma konusunda tereddüde düştüm. mesela 2000 mah'lık şarjlı pile kıyasla daha güçlü ve daha uzun süre dayanabilecek tek kullanımlık pil var mıdır?
0
Sarj edilemeyen piller arasinda en iyisi: Duracell Quantum
Edilenler icinde ise: Energizer Recharge Universal 2000 mAh NiMH
Edilenler icinde ise: Energizer Recharge Universal 2000 mAh NiMH
0
Şarjlı veya şarj edilemeyen olarak değil de pil markaları arasında bir test vardı youtube'da.
Şaşırtıcı derecede bim'de satılan pil markasının performansı iyi çıkmıştı yanlış hatırlamıyorsam. Başka bir discount market de olabilir.
Tamamen atıyorum, reklamları olan X marka pil fiyatı 5 lira iken 5 dk dayanıyor mesela, bu ucuz piller 1 lirayken 2 dk dayanıyor mesela.
Kolayca ve sık sık pil değiştirilebilen bir alet için pahalı pillere gerek yok bana göre.
Ha uzakta bahçen vardır, otomatik sulama cihazına kaliteli pil takarsın mesela. Ya da el altında durmayan ve pil yuvası zor sökülen bir cihaz vardır ona da takılabilir.
Şaşırtıcı derecede bim'de satılan pil markasının performansı iyi çıkmıştı yanlış hatırlamıyorsam. Başka bir discount market de olabilir.
Tamamen atıyorum, reklamları olan X marka pil fiyatı 5 lira iken 5 dk dayanıyor mesela, bu ucuz piller 1 lirayken 2 dk dayanıyor mesela.
Kolayca ve sık sık pil değiştirilebilen bir alet için pahalı pillere gerek yok bana göre.
Ha uzakta bahçen vardır, otomatik sulama cihazına kaliteli pil takarsın mesela. Ya da el altında durmayan ve pil yuvası zor sökülen bir cihaz vardır ona da takılabilir.
0
Ben xbox kolu için Duracell 2500 mah şarjlı pil kullanıyorum. Taş gibi valla saatlerce aha kesin bitecek dediğim halde bitmedi. Şarj aleti de aldım tertemiz sadece dört pille hayatıma devam ediyorum.
Öteki türlü 12'li, 24'lü pil al, bittikçe değiştir, eskilerini biriktir sonra geri dönüşüme bırak, arada piller karışsın hangisi eskiydi hangisi yeniydi bileme vs. bana hem çevre dostu gelmiyor hem de uzun vadede daha masraflı. Bendeki şarjlı pillerin 2'lisi 35 lira civarına satılıyor ve epey bi götürür seni güçten düşene kadar.
Eğer yine de standart pil alacaksan bim pilleri cidden iyi. Biz sahada telsizlere de koyduk, evde fareye de koyduk bana mısın demedi. Fiyat performans olarak oldukça iyiler. 1-2 saat fazla gidecek diye pil başına çok daha fazla ödemeye gerek yok bence.
Öteki türlü 12'li, 24'lü pil al, bittikçe değiştir, eskilerini biriktir sonra geri dönüşüme bırak, arada piller karışsın hangisi eskiydi hangisi yeniydi bileme vs. bana hem çevre dostu gelmiyor hem de uzun vadede daha masraflı. Bendeki şarjlı pillerin 2'lisi 35 lira civarına satılıyor ve epey bi götürür seni güçten düşene kadar.
Eğer yine de standart pil alacaksan bim pilleri cidden iyi. Biz sahada telsizlere de koyduk, evde fareye de koyduk bana mısın demedi. Fiyat performans olarak oldukça iyiler. 1-2 saat fazla gidecek diye pil başına çok daha fazla ödemeye gerek yok bence.
0
Eskiden şarjlı pillerin kapasitesi çok fazla değildi, son yıllardaki artışlarla standart pillerin performansını yakaladılar, belki geçmiş de olabilirler. Artık şarj etme olanağı olmayan istisnai durumlar haricinde normal pil almak hem çok daha pahalıya geliyor hem de çevreye zararlı. Ek olarak şarjlı piller kullanılmasalar bile artık şarjlarını aylarca koruyorlar. Normal pil almak için hiçbir neden göremiyorum.
0
son 10 yildir sarjli pil kullaniyorum, sarjli piller cogu zaman tek kullanimlik pillerden cok daha iyiler, cevreye cok daha az zararlari var ve inanilmaz ucuzlar.
ortalama iyi bir doldurulabilir pil 500-800 kere doldurulabiliyor pratikte(üzerinde 2000 yazsa bile böyle pratikte, dolumlar arka arkaya yapilmiyor zamanla eskiyor). buradan hesaplayin cevreye ve cebe olan katkisini.
sarjli piller icin tavsiyem 2 pil kullanacaksaniz 4 sarjli pil alip degistire degistire kullanmaniz.
ortalama iyi bir doldurulabilir pil 500-800 kere doldurulabiliyor pratikte(üzerinde 2000 yazsa bile böyle pratikte, dolumlar arka arkaya yapilmiyor zamanla eskiyor). buradan hesaplayin cevreye ve cebe olan katkisini.
sarjli piller icin tavsiyem 2 pil kullanacaksaniz 4 sarjli pil alip degistire degistire kullanmaniz.
0
masmeleddin erdogan
Mide yanması için doktor şurup verdi, refcon double action diye. Şurubun kutusunda ölçek yok, günde 4 defa alacağımı biliyorum, doktor ve eczacı her defasında kaç ml alacağımı söylemedi, prospektüste aynen şu yazıyor: "yemeklerden sonra ve yatarken 10-20 ml (2-4 tatlı kaşığı) (günde toplam 4 doz)".ş
Mide yanması için doktor şurup verdi, refcon double action diye. Şurubun kutusunda ölçek yok, günde 4 defa alacağımı biliyorum, doktor ve eczacı her defasında kaç ml alacağımı söylemedi, prospektüste aynen şu yazıyor: "yemeklerden sonra ve yatarken 10-20 ml (2-4 tatlı kaşığı) (günde toplam 4 doz)".
şimdi ben cümleden şunu anlıyorum: her defasında 10-20 ml olmak üzere günde 4 defa içmem lazım. yani günde 40-80 ml. Bu beni biraz işkillendirdi. şurubun kendisi zaten 200 ml. günde 80 ml içsem 2-3 günde biter zaten.
O cümleden anlamam gereken bir günde toplam 10-20 ml mi acaba, ne diyorsunuz?
şimdi ben cümleden şunu anlıyorum: her defasında 10-20 ml olmak üzere günde 4 defa içmem lazım. yani günde 40-80 ml. Bu beni biraz işkillendirdi. şurubun kendisi zaten 200 ml. günde 80 ml içsem 2-3 günde biter zaten.
O cümleden anlamam gereken bir günde toplam 10-20 ml mi acaba, ne diyorsunuz?
0
masmeleddin erdogan
Diş fakültesinde 20'lik gömülü dişimi ameliyatla çektirdim. Dikiş atıldı. Sonrasında doktor dedi ki dikişi aldırmak için buraya gelmene gerek yok, herhangi bir yerde de aldırabilirsin dedi. O hengamede zaten ağzımı açamadığım için soramadım "herhangi bir hastane" derken neyi kastediyorsunz diye.beni
Diş fakültesinde 20'lik gömülü dişimi ameliyatla çektirdim. Dikiş atıldı. Sonrasında doktor dedi ki dikişi aldırmak için buraya gelmene gerek yok, herhangi bir yerde de aldırabilirsin dedi. O hengamede zaten ağzımı açamadığım için soramadım "herhangi bir hastane" derken neyi kastediyorsunz diye.
benim öğrenmek istediğim, cerrahi bölümü olmayan (genel diş) hastanelerdeki diş hekimleri de bu dikişi alabiliyor mu yoksa illa cerrahi bir hastaneye mi gitmem gerekiyor? bu benim için önemli çünkü bulunduğum şehirde sadece genel diş hastanesi var.
benim öğrenmek istediğim, cerrahi bölümü olmayan (genel diş) hastanelerdeki diş hekimleri de bu dikişi alabiliyor mu yoksa illa cerrahi bir hastaneye mi gitmem gerekiyor? bu benim için önemli çünkü bulunduğum şehirde sadece genel diş hastanesi var.
0
masmeleddin erdogan
Aşağıda linkini verdiğim klipteki 1.51 saniyesinde sol tarafta duran melez kadının adını bilen var mı?youtube linki: https://youtu.be/fdg2OG8zFiM?t=111ekran görüntüsü: https://prnt.sc/ovrhdq
Aşağıda linkini verdiğim klipteki 1.51 saniyesinde sol tarafta duran melez kadının adını bilen var mı?
youtube linki: youtu.be
ekran görüntüsü: prnt.sc
youtube linki: youtu.be
ekran görüntüsü: prnt.sc
0
masmeleddin erdogan
Google chrome'dan bir süredir örneğin n11'e girdiğimde "bakımdayız" hatası veriyor site. aynı sorunu kitapyurdu'nda da yaşıyorum.https://prnt.sc/o42p36https://prnt.sc/o42pr6Mozilla'dan girdiğimde ise herhangi bir sorun olmuyor. Bu sorunun nedeni ne olabilir, nasıl çözerim?
Google chrome'dan bir süredir örneğin n11'e girdiğimde "bakımdayız" hatası veriyor site. aynı sorunu kitapyurdu'nda da yaşıyorum.
prnt.sc
prnt.sc
Mozilla'dan girdiğimde ise herhangi bir sorun olmuyor. Bu sorunun nedeni ne olabilir, nasıl çözerim?
prnt.sc
prnt.sc
Mozilla'dan girdiğimde ise herhangi bir sorun olmuyor. Bu sorunun nedeni ne olabilir, nasıl çözerim?
0
masmeleddin erdogan
Bu aralar rahatlamaya ihtiyacım olduğundan rahatlama egzersizleri (diyafram, nefes vs.) yapıyorum. Ancak dikkatimi çeken nokta, aksi olması gerekirken karnımın hep içe dönük bir kasılma halinde olduğu oldu. Yani hep istemsiz olarak karın kaslarımı geriyormuşum.Egzersiz yaparken gevşetiyorum o kaslar
Bu aralar rahatlamaya ihtiyacım olduğundan rahatlama egzersizleri (diyafram, nefes vs.) yapıyorum. Ancak dikkatimi çeken nokta, aksi olması gerekirken karnımın hep içe dönük bir kasılma halinde olduğu oldu. Yani hep istemsiz olarak karın kaslarımı geriyormuşum.
Egzersiz yaparken gevşetiyorum o kasları, ama bir müddet sonra yine karnımın eski haline geldiğini görüyorum. Fark ettim ki yerken, içerken, yürürken neredeyse her an böyle yaşıyormuşum. Bir tek uzanırken normal oluyormuş.
Bunu fark ettim ama belki de herkes böyledir. Yani belki de herkesin karın kasları bir sebepten ötürü kasılı halde hep. Sizde nasıl, bunu öğrenmem çok önemli?
edit: bazen de kalça kaslarımı da sıkıyormuşum istemsiz.
Egzersiz yaparken gevşetiyorum o kasları, ama bir müddet sonra yine karnımın eski haline geldiğini görüyorum. Fark ettim ki yerken, içerken, yürürken neredeyse her an böyle yaşıyormuşum. Bir tek uzanırken normal oluyormuş.
Bunu fark ettim ama belki de herkes böyledir. Yani belki de herkesin karın kasları bir sebepten ötürü kasılı halde hep. Sizde nasıl, bunu öğrenmem çok önemli?
edit: bazen de kalça kaslarımı da sıkıyormuşum istemsiz.
0
masmeleddin erdogan
Bataryasında 3,8 volt yazan android telefonumu 5,2 voltluk adaptörle şarj ettikten sonra telefonun ekranı sürekli kapanıp açılıyor ve dokunmatiği hafif kafayı yemiş gibi.Telefonu uzun zamandır kullanmıyordum. Kapalı halde şarja taktım ve saatlerce şarjda kaldı. Ekranın kapanıp açılması ve dokunmatiğ
Bataryasında 3,8 volt yazan android telefonumu 5,2 voltluk adaptörle şarj ettikten sonra telefonun ekranı sürekli kapanıp açılıyor ve dokunmatiği hafif kafayı yemiş gibi.
Telefonu uzun zamandır kullanmıyordum. Kapalı halde şarja taktım ve saatlerce şarjda kaldı. Ekranın kapanıp açılması ve dokunmatiğinde sorun çıkması yüksek voltaj ile alakalı olabilir mi? Alakalı ise bu sorunu çözebilir miyim bir şekilde?
video buldum: tam olarak şu videodaki gibi oluyor: www.youtube.com
Telefonu uzun zamandır kullanmıyordum. Kapalı halde şarja taktım ve saatlerce şarjda kaldı. Ekranın kapanıp açılması ve dokunmatiğinde sorun çıkması yüksek voltaj ile alakalı olabilir mi? Alakalı ise bu sorunu çözebilir miyim bir şekilde?
video buldum: tam olarak şu videodaki gibi oluyor: www.youtube.com
0
İyi de standart adaptörler zaten 5 volt veriyor. 5 volt vermeniz normal, pilin şarj olma voltajı içeride ayarlanıyor zaten. Örnek olarak bilgisayarın usb çıkışı da 5 volt. Yani bilgisayara bağlayınca fazla voltaj mı veriyoruz? Tabii ki hayır. 0,2 volt fazla vermiş oldunuz sorun başka bir şeyde bence.
0
exce elektronigi bitirdin
her telefonun kendi orjinal adaptoru var
fazla voltaj ile sarj etmek akuyu bozar
her telefonun kendi orjinal adaptoru var
fazla voltaj ile sarj etmek akuyu bozar
0
masmeleddin erdogan
Ben ne zaman 1 yaprak dahi soğan yesem ertesinde vücudumdaki soğan kokusunu hissederim. En çok da banyo sonrası havlumla kurulanırken havlumun kokusunda hissederim bu kokuyu ve çok rahatsız olurum.Neden böyle? sizde de var mı böyle bir durum? migrenden dolayı burnum kokulara karşı hassas, bunun fark
Ben ne zaman 1 yaprak dahi soğan yesem ertesinde vücudumdaki soğan kokusunu hissederim. En çok da banyo sonrası havlumla kurulanırken havlumun kokusunda hissederim bu kokuyu ve çok rahatsız olurum.
Neden böyle? sizde de var mı böyle bir durum? migrenden dolayı burnum kokulara karşı hassas, bunun farkındayım ama özellikle soğan kokusunu duyuyor olmam ilginç geliyor bana. bu yüzden sevdiğim halde soğanı ne çiğ ne de yemeklerde yememeyi tercih ediyorum.
Ne diyorsunuz?
Neden böyle? sizde de var mı böyle bir durum? migrenden dolayı burnum kokulara karşı hassas, bunun farkındayım ama özellikle soğan kokusunu duyuyor olmam ilginç geliyor bana. bu yüzden sevdiğim halde soğanı ne çiğ ne de yemeklerde yememeyi tercih ediyorum.
Ne diyorsunuz?
0
masmeleddin erdogan
Yaklaşık 2 hafta yıkanmayan bir tavam vardı, bugün onu iki kere yıkamama rağmen küf (ya da başka şey) kokusu geçmedi. O kadar ki balkona koydum kokusu geçsin diye.Tavada yanılmıyorsam sucuklu yumurta yapmıştım. Sonra evden ayrıldığım için yıkayamadım.Şimdi bu kokunun geçmesi için ne yapabilirim? Yok
Yaklaşık 2 hafta yıkanmayan bir tavam vardı, bugün onu iki kere yıkamama rağmen küf (ya da başka şey) kokusu geçmedi. O kadar ki balkona koydum kokusu geçsin diye.
Tavada yanılmıyorsam sucuklu yumurta yapmıştım. Sonra evden ayrıldığım için yıkayamadım.
Şimdi bu kokunun geçmesi için ne yapabilirim? Yoksa tavayı atmam mı lazım? Başkasının da başına gelmiş midir bu kokusu çıkmayan tava mevzusu?
Edit: Tava teflon değil, granit olması lazım. birkaç yıldır kullanıyorum. Dibinde çizik bile yok neredeyse.
Çözüm: Tavaya biraz sirke, yarım limon koyup üstüne su ekledim, 15 dakika kaynattım, sonrasında ise yıkadım, koku kalmadı. Teşekkürler herkese.
Tavada yanılmıyorsam sucuklu yumurta yapmıştım. Sonra evden ayrıldığım için yıkayamadım.
Şimdi bu kokunun geçmesi için ne yapabilirim? Yoksa tavayı atmam mı lazım? Başkasının da başına gelmiş midir bu kokusu çıkmayan tava mevzusu?
Edit: Tava teflon değil, granit olması lazım. birkaç yıldır kullanıyorum. Dibinde çizik bile yok neredeyse.
Çözüm: Tavaya biraz sirke, yarım limon koyup üstüne su ekledim, 15 dakika kaynattım, sonrasında ise yıkadım, koku kalmadı. Teşekkürler herkese.
0
teflon mu? teflonsa çöp.
edit: granitse de fark etmez yine çöp. yapışmaz kaplama tavadan koku geçmiyorsa = çöp.
hatta acı gerçek. yapışmaz kaplamalı bütün tavalar 2-3 yılda çöp.
edit: granitse de fark etmez yine çöp. yapışmaz kaplama tavadan koku geçmiyorsa = çöp.
hatta acı gerçek. yapışmaz kaplamalı bütün tavalar 2-3 yılda çöp.
0
çamaşır suyuna yatır çamaşır suyunu da kaynak suyla yıkayıp, kızdırıp limonla silip tekrar durulayıp kullan
0
çamaşır suyuna yatırmayın, sonra hem çamaşır suyu kokusunu çıkarmakla uğraşırsınız hem çamaşır suyunun içindeki kimyasalları yemiş olursunuz.
sirke-limon-karbonat deneyebilirsiniz.
bunun haricinde çöp +1 malesef.
sirke-limon-karbonat deneyebilirsiniz.
bunun haricinde çöp +1 malesef.
0
Çamaşır suyu sakın kaynatmayın. Sirke, limon tuzunu suyla seyreltip kaynatmak muhtemelen işe yarar. Yağ dokusunu hissediyorsanız bir miktar bulaşık deterjanı da damlatabilirsiniz. Kurtarılabilir bence.
0
çamaşır suyundan korkmayın bu kadar, sadece gidip konsantre kıvamlı çamaşır suyu kullanmayın, suya bile eser miktarda çamaşır suyu ekleyip, bunu dezenfekte edip içebilirsiniz.
bir de kullandığımız o bulaşık deterjanları, makina deterjanları emin olun kat kat zararlıdır çamaşır suyundan.
ayrıca siz bilmiyorum gördünüz mü, çay ocakları, kafeler, ve bu tarz servis yapan yerler, her hafta mutlaka 1 gün, tüm tabak çananğı çamaşır suyuna yatırır hem dezenfekte ederler hem de camlarda parlaklık sağlarlar.
bir de kullandığımız o bulaşık deterjanları, makina deterjanları emin olun kat kat zararlıdır çamaşır suyundan.
ayrıca siz bilmiyorum gördünüz mü, çay ocakları, kafeler, ve bu tarz servis yapan yerler, her hafta mutlaka 1 gün, tüm tabak çananğı çamaşır suyuna yatırır hem dezenfekte ederler hem de camlarda parlaklık sağlarlar.
0
masmeleddin erdogan
Elimde tüplü mü doğalgazlı mı olduğunu bilmediğim bir ocak var. Doğalgaz borusunu bağladım ocağa, ocağı yakıyorum ama pek az bir ateş çıkıyor.İnternetten baktım biraz, tüplü ocakları doğalgazlıya çevirirken ocağın gözlerindeki memelerin de değişmesi gerekiyormuş. Şimdi ben ocağın neden az yandığını
Elimde tüplü mü doğalgazlı mı olduğunu bilmediğim bir ocak var. Doğalgaz borusunu bağladım ocağa, ocağı yakıyorum ama pek az bir ateş çıkıyor.
İnternetten baktım biraz, tüplü ocakları doğalgazlıya çevirirken ocağın gözlerindeki memelerin de değişmesi gerekiyormuş. Şimdi ben ocağın neden az yandığını öğrenmek istiyorum: ocağın memeleri tüp için olduğu için mi az yanıyor yoksa başka sorunları olabilir mi?
Eğer tüplü ocağa doğalgaz bağlanınca hiç yanmaması gerekiyorsa o halde ocağın başka sorunu vardır diyeceğim.
İnternetten baktım biraz, tüplü ocakları doğalgazlıya çevirirken ocağın gözlerindeki memelerin de değişmesi gerekiyormuş. Şimdi ben ocağın neden az yandığını öğrenmek istiyorum: ocağın memeleri tüp için olduğu için mi az yanıyor yoksa başka sorunları olabilir mi?
Eğer tüplü ocağa doğalgaz bağlanınca hiç yanmaması gerekiyorsa o halde ocağın başka sorunu vardır diyeceğim.
0
her ocakta sadece meme değişmiyor.
kimisinde de memeler sabit ama bu tüp/doğalgaz hortumunun takıldığı yere ufak bir parça takılıyor vidalı(ocakla birlikte gelen)
yani sanıyorum ki o parçayı taktıktan sonra ya gaz basıncını arttırıyor(delik genişliği ile) ya da tam tersi düşürüyor.
bence sen bunu doğalgaz kombi servisine falan sor sakata gelme sonra.
kimisinde de memeler sabit ama bu tüp/doğalgaz hortumunun takıldığı yere ufak bir parça takılıyor vidalı(ocakla birlikte gelen)
yani sanıyorum ki o parçayı taktıktan sonra ya gaz basıncını arttırıyor(delik genişliği ile) ya da tam tersi düşürüyor.
bence sen bunu doğalgaz kombi servisine falan sor sakata gelme sonra.
0
masmeleddin erdogan
Tüketici hakem heyetine e-devletten başvuru yapınca çıktısını alıp imzalayıp hakem heyetine fiziki ortamda teslim etmemiz gerekiyor mu? burada öyle diyor çünü https://ankara.gtb.gov.tr/tuketici-hakem-heyeti-basvurusu/tuketici-hakem-heyeti-basvuru-5 (soru 11)buradaki videoda ise adam imzadan filan ba
Tüketici hakem heyetine e-devletten başvuru yapınca çıktısını alıp imzalayıp hakem heyetine fiziki ortamda teslim etmemiz gerekiyor mu? burada öyle diyor çünü ankara.gtb.gov.tr (soru 11)
buradaki videoda ise adam imzadan filan bahsetmiyor. e-devletten gönder yeter diyor. www.youtube.com (2:25)
hangisi doğru?
buradaki videoda ise adam imzadan filan bahsetmiyor. e-devletten gönder yeter diyor. www.youtube.com
(2:25)hangisi doğru?
0
ben geçenlerde başvurdum e-devletten, hiç bir yerde teslim edilecek falan yazmıyordu. şu anda da firmadan savunması istendi. öyle bir durum olsa belgeleri teslim etmeden ilerleme olmazdı muhtemelen.
0
masmeleddin erdogan
Neo'nun bedeni makinaların şehrinde hapisti. Ama bizimkiler bu bedeni kurtarıp gemiye taşıdırlar. Hem de makinalar yardımıyla.Neo'yu bir makina kurtardı, sonra onu bir tünele bıraktı. ordan da bizimkilerin gemisine taşındı. Nasıl oldu bu?
Neo'nun bedeni makinaların şehrinde hapisti. Ama bizimkiler bu bedeni kurtarıp gemiye taşıdırlar. Hem de makinalar yardımıyla.
Neo'yu bir makina kurtardı, sonra onu bir tünele bıraktı. ordan da bizimkilerin gemisine taşındı. Nasıl oldu bu?
Neo'yu bir makina kurtardı, sonra onu bir tünele bıraktı. ordan da bizimkilerin gemisine taşındı. Nasıl oldu bu?
0
Ben bunu, mimarın hem Matrix'i hem de "gerçek dünyayı" yaratan olduğuna delil olarak görüyorum.
0
bilgisayar da, telefon da, nebukadnezar da makina. bunda bi sorun yok. sorun makinalığını bilmeyen, insan gibi davranan makinada. yani makineler düşman değil. kendini insan gibi gören makineler düşman/kötü.
0
@İdont hayır bildiğin düşman makina onu alıp tünele bırakıyor. Zaten düşman makina şehri orası.
@angel neo makina da olsa onun oradan nasıl geldiği konusunda şüpheye düşmeleri gerekirdi morpheusun.
Asıl sorun, makina şehri ile gemi arasında nasıl bir bağlantı var ki noe tünelden düşüp makinaya geliyor?
@angel neo makina da olsa onun oradan nasıl geldiği konusunda şüpheye düşmeleri gerekirdi morpheusun.
Asıl sorun, makina şehri ile gemi arasında nasıl bir bağlantı var ki noe tünelden düşüp makinaya geliyor?
0
Bunları anlayabilmen için sadece Matrix'i izlemen yetmez Animatrix'i de izlemen gerekir, zira makine şehri gemi Zion dünya gerçek dünya diye düşünülen yerin hepsi aynı programın içi, filmde bildiğimiz anlamda bir "Dünya" yok, hepsi aynı program aynı simülasyonun bir parçası, bağlantısı bu.
0
neo kırmızı hapı içtikten sonra aynanın karşısında ayna sıvıya dönüşüyor ve miğdesinin içine giriyor. bu morpheus ve ekibinin yaşayan kişileri matrix sistemine ölü/hata vermiş gibi göstermeleri için bir "hack" işlemi. sonra makineler ölü insana ihtiyaç duymadıkları için gerçek dünyadaki bedenini çöpe/kanalizasyona atıyorlar. bizimkiler de bedenin nereye atıldığını bulup kurtarıyorlar, çok net olarak bu sahneler vardı filmi dikkatli izlememişsiniz anlaşılan.
0
Bu konuda iki düşüncem var.
1. @farabi+1 (ki "gerçek dünya" kavramı da halihazırda her zaman kuşkulu)
2. Sistemde hata olup kendi kendine bedenleri uyananlar hep oluyordur. Bu hataları görevli çöpçü makineler bulup tarladan toplayıp kanalizasyona atıyordur. Malum, zihinleri henüz matrix'ten kurtarılmadığı için bunlar ölü bedenler kabul ediliyor. Ancak eğer ki o hapı almışsan zihnin de matrix'ten çıkartılıyor ve yaşayabiliyorsun. Tabi hikayeye göre o bedenlerin eritilip tekrar kullanılmasını bekleriz, çöpe atılmasını değil. Bence bu noktada hikayenin akması için bu kusuru göz ardı ettiler.
1. @farabi+1 (ki "gerçek dünya" kavramı da halihazırda her zaman kuşkulu)
2. Sistemde hata olup kendi kendine bedenleri uyananlar hep oluyordur. Bu hataları görevli çöpçü makineler bulup tarladan toplayıp kanalizasyona atıyordur. Malum, zihinleri henüz matrix'ten kurtarılmadığı için bunlar ölü bedenler kabul ediliyor. Ancak eğer ki o hapı almışsan zihnin de matrix'ten çıkartılıyor ve yaşayabiliyorsun. Tabi hikayeye göre o bedenlerin eritilip tekrar kullanılmasını bekleriz, çöpe atılmasını değil. Bence bu noktada hikayenin akması için bu kusuru göz ardı ettiler.
0
neo hapı içince uyandı ve artık makine şehrinde pil olmaktan çıktı makine bunu farkedince onu ölsün diye çöpe attı(tünele) morfeus da o çöpün dibine gidip düştüğü yerden aldı onu. morfeus almasaydı zaten açlık vs den ölecekti normal uyanan bir insan.
0
@masmeleddin makine "hacklenebilir", adamlar da hacker, o yüzden "düşman" makinesini de hackleyebilir.
0
Uyananları makineler unplug edip serbest bırakıyor ölmüşler gibi. Sanırım bu nedenle.
Bir diğer teori de makineler zaten "uyanan" insanları öldürmek yerine serbest bırakıyor çünkü uyandıkları dünya da bir simülasyon ve kandırmaca. Kanıt olarak da Neo'nun Matrix dışında da güçleri var yani o dünya da gerçek olamaz. Makineler birkaç katmanlı bir gerçeklik yaratarak insanları tam tahakküm altında tutuyor olabilir.
Bir diğer teori de makineler zaten "uyanan" insanları öldürmek yerine serbest bırakıyor çünkü uyandıkları dünya da bir simülasyon ve kandırmaca. Kanıt olarak da Neo'nun Matrix dışında da güçleri var yani o dünya da gerçek olamaz. Makineler birkaç katmanlı bir gerçeklik yaratarak insanları tam tahakküm altında tutuyor olabilir.
0
masmeleddin erdogan
Eskiden daha çok yapılıyormuş. Nakaratın temposu hep aynıyken sonlara doğru birden tempo değişiyor. Anladınız sanırım neyi kastettiğimi. Aşağıda iki örnek veriyorum:https://youtu.be/fUis9yny_lI?t=2m45s 2.50'de değişiyor.https://youtu.be/g36smj4s8SI?t=3m20s 3.25'te değişiyor.nedir bu değişimin adı? A
Eskiden daha çok yapılıyormuş. Nakaratın temposu hep aynıyken sonlara doğru birden tempo değişiyor. Anladınız sanırım neyi kastettiğimi. Aşağıda iki örnek veriyorum:
youtu.be 2.50'de değişiyor.
youtu.be 3.25'te değişiyor.
nedir bu değişimin adı? Ayrıca çok itici gelmiyor mu size de bu? Güzelim şarkıları katlediyorlar bana göre böyle yaparak.
youtu.be 2.50'de değişiyor.
youtu.be 3.25'te değişiyor.
nedir bu değişimin adı? Ayrıca çok itici gelmiyor mu size de bu? Güzelim şarkıları katlediyorlar bana göre böyle yaparak.
0
soruya doğru cevap verilmiş.Benim yanıtım itici gelmesi ve güzelim şarkıları katletmesine .Kesinlikle katılmıyorum. Transpoze, doğru şarkının doğru yerinde yapıldığında iyi bir biftek yemiş gibi hissettirir. Canlı performansta ise duyumu harikadır. Orkestranın kalitesini ortaya koyar. Bunu sevmeyen kişi kanımca harmonik vokali de gereksiz bulabilir
0
masmeleddin erdogan
Mobil cihazlarda IMEI, bilgisayarlarda IP numarası var, bunu biliyoruz. Peki bunlar dışında kalan elektronik cihazlarda herhangi bir numara var mıdır? Hard disk, flash disk, hafıza kartı ve diğer cihazlarımız kaybolduğunda onların yerini tespite yarayan numaraları var mıdır?
Mobil cihazlarda IMEI, bilgisayarlarda IP numarası var, bunu biliyoruz. Peki bunlar dışında kalan elektronik cihazlarda herhangi bir numara var mıdır? Hard disk, flash disk, hafıza kartı ve diğer cihazlarımız kaybolduğunda onların yerini tespite yarayan numaraları var mıdır?
0
ip internet protocol'ün kısaltması; internete bağlanan her cihaz ip numarası alır, bağlanmayanda almaz. cihaızn kendi üstünde olan bir numara da değil bu zaten, internete bağlanma protokolünü simgeleyen sayılar. bir cihazın aldığı ip numarası değişebiliyor bu yüzden.
0
nete bağlanan her cihazın var ip numarası, örneğin akıllı evlerdeki klima/fırın/akıllı tv gibi cihazların.
ancak hard disk/hafıza kartı/usb vb. cihazların sadece seri numarası olur. internete kendi başlarına çık(a)madıkları için de ip numarası olmaz.
ancak hard disk/hafıza kartı/usb vb. cihazların sadece seri numarası olur. internete kendi başlarına çık(a)madıkları için de ip numarası olmaz.
0
Evde tek internet hattı var fakat farklı farklı ürünlerin kendilerine ait ip adresleri var. buraya kadar tamam peki bu farklı ürünlerin hepsinin aynı internet agından baglandığını anlayabilirler mi?Yoksa farklı ürünlerin ip adresleri farklı olduğu için bunu bilemezler mi?
0
internete bağlanan her cihazın ip numarası var ve hangi ağdan bağlandığı anlaşılıyor evet.
0
ip adresi bağlanılan network üzerinceki dhcp dağıtıcısı tarafından ağa bağlanan tüm aygıtlara verilen numaralardır.
örneğin cep telefonunuz gsm operatoru tarafından size verilen bir telefon numarası var. aynı zamanda bu cep telefonuna internete girdiğiniz de gsm operatoru tarafından cep telefonunuza yine değişken bir ip adresi atanır.
ardından cep telefonunda üreticiler tarafından verilen imei numarası vardır. bu numara sabittir ve normalde değiştirilemez (tabiki bazı software ve hardware yöntemlerle bazı telefonlarda değiştirilebiliyor.)
bunun gibi ayrıca networke bağlanan her cihazda bir mac adresi vardır. bu fiziksel bir adrestir ve cihaz içine kodlanmıştır. pc üzerinde software müdahale ile değiştirilmesi/maskelenmesi mümkünse bile teorik olarak değişmez.
cep telefonunuzla eve geldiniz wifi ye bağlandı. bu durumda sizin modeminiz telefona sizin evinizdeki yerel ağda tanınmasını sağlamak için bir ip adresi verir. siz bir internet sitesine girdiğinizde site teleofunun bu yerel ip sini göremez. onun yerine internet sağlayıcınızın modeminize verdiği ip yi görür. ama mac adresi olarak telefonun mac adresini görür.
kısacası ethernet kartı, wifi, modem, router, gibi ağ aygıtlarının ip ve mac adresleri olur.
harddisk, vga, usb flash vs sadece aygıt id ler, vardır ve cihaz marka modelini tanımlama, driver bulmada kolaylık sağlar.
örneğin cep telefonunuz gsm operatoru tarafından size verilen bir telefon numarası var. aynı zamanda bu cep telefonuna internete girdiğiniz de gsm operatoru tarafından cep telefonunuza yine değişken bir ip adresi atanır.
ardından cep telefonunda üreticiler tarafından verilen imei numarası vardır. bu numara sabittir ve normalde değiştirilemez (tabiki bazı software ve hardware yöntemlerle bazı telefonlarda değiştirilebiliyor.)
bunun gibi ayrıca networke bağlanan her cihazda bir mac adresi vardır. bu fiziksel bir adrestir ve cihaz içine kodlanmıştır. pc üzerinde software müdahale ile değiştirilmesi/maskelenmesi mümkünse bile teorik olarak değişmez.
cep telefonunuzla eve geldiniz wifi ye bağlandı. bu durumda sizin modeminiz telefona sizin evinizdeki yerel ağda tanınmasını sağlamak için bir ip adresi verir. siz bir internet sitesine girdiğinizde site teleofunun bu yerel ip sini göremez. onun yerine internet sağlayıcınızın modeminize verdiği ip yi görür. ama mac adresi olarak telefonun mac adresini görür.
kısacası ethernet kartı, wifi, modem, router, gibi ağ aygıtlarının ip ve mac adresleri olur.
harddisk, vga, usb flash vs sadece aygıt id ler, vardır ve cihaz marka modelini tanımlama, driver bulmada kolaylık sağlar.
0
masmeleddin erdogan
Sormak istediğim şu: benim ayt sayısal puanım 300 olsun, Bayburt üniversitesi diş hekimliği kontenjanı da 100 olsun. İlk yerleştirme ile bu 100 kontenjan dolmuş olsun. Ancak bunlardan 5 kişi kayıt yaptırmasın. Ben de bir yeri kazanmamış olayım. Ek yerleştirme kılavuzu yayınlandığında 5 kontenjanı gö
Sormak istediğim şu: benim ayt sayısal puanım 300 olsun, Bayburt üniversitesi diş hekimliği kontenjanı da 100 olsun. İlk yerleştirme ile bu 100 kontenjan dolmuş olsun. Ancak bunlardan 5 kişi kayıt yaptırmasın. Ben de bir yeri kazanmamış olayım. Ek yerleştirme kılavuzu yayınlandığında 5 kontenjanı görünce burayı yazmış olayım, ama puanı benden yüksek (en düşüğü bile 400 puan) sadece 4 kişi yazmış olsun. Şimdi önümdeki 4 kişi yerleştikten sonra beni de düşük olan 300 puanla yerleştirecekler mi yoksa belli bir taban puanı koruyup benden öncekileri alıp beni dışarıda mı bırakacaklar?
0
oranın taban puanından daha düşük bi puanınız varsa tercih edemezsiniz. örneklemek gerekirse, Bayburt diş 400 ile kapamış olsun, sizin orayı tercih etmek için sahip olmanız gereken puan 400.1
0
Senin istediğin gibi olması için 100 kişilik kontenjana 95 kişi yerleşmesi lazım. Yani taban puanı oluşmamış olması lazım.
0
Anladım. Daha açıklayıcı olması amacıyla yazıyorum: ilk yerleştirmede kontenjanın dolması şartıyla en son yerleşen kişinin puanı bölümün taban puanını oluşturur. Ek yerleştirmede artık o bölüme yerleşebilmek için oluşan taban puanın üstünde bir puana sahip olmak lazım.
Taban puan ise kontenjanın dolması ile belirlenir ancak. İlk yerleştirmede kontenjan dolmadığı sürece ek yerleştirme ile yerleşen en son kişinin puanı ne olursa olsun o kişi yerleşebilir ve artık taban puan bu son kişinin puanı olur.
Teşekkürler.
Taban puan ise kontenjanın dolması ile belirlenir ancak. İlk yerleştirmede kontenjan dolmadığı sürece ek yerleştirme ile yerleşen en son kişinin puanı ne olursa olsun o kişi yerleşebilir ve artık taban puan bu son kişinin puanı olur.
Teşekkürler.
0
masmeleddin erdogan
Türkiye benzeri ülkeleri gezmiş ve oralardaki insanları az çok tanımış birileri o ülkelerde de "bunlar Amerika İsrail oyunları" muhabbetinin olup olmadığını söyleyebilir mi?
Türkiye benzeri ülkeleri gezmiş ve oralardaki insanları az çok tanımış birileri o ülkelerde de "bunlar Amerika İsrail oyunları" muhabbetinin olup olmadığını söyleyebilir mi?
0
Internette konustugum Yunanlardan Yunan medyasinda Turkiye ile ilgili haberlerin surekli gosterildigini duydum kac kere. Surekli bir Turkiye korkusu pompalaniyormus, bu kardak meselesi falan (eskisi degil de en sonuncusu bu yaz olan) 2-3 ay her turlu haberde acik oturumda konu olmus, iste Turkiye'nin Ege ihlalleri, bu adamlar ne yapmaya calisiyor vs. vs. Ekonomik olarak falan da kotu durumdalar ya medya Turkiye haberleriylse hedef saptiriyormus orada da. Ne kadar dogru bilmiyorum ama bu konuyu farkli zamanlarda 4-5 farkli Yunan vatandasina sordum hepsinden benzer cevaplar aldim. Turkiye'de Yunanistan ile iliskilerin pek haber konusu olmadigini soyledigimde baya sasirdilar.
0
Evrensel olaylari Amerika uzerinden yorumlama var genel anlamda.
Ama “soganin fiyati artti amerihanin oyunu bunlar hep” tarzinda yaslilar haricinde pek rastgelmedim.
Ama “soganin fiyati artti amerihanin oyunu bunlar hep” tarzinda yaslilar haricinde pek rastgelmedim.
0
Evet var, cunku her ne kadar kahvehaneperde tr ekonomisi buyuyor muhabbeti yapan kesimin agzinda dolasan bir arguman olsa da amerikanin oyunu muhabbetinin gerceklik payi var. Tr ozelinde de degil. Haliyle dünyada da bu muhabbet dönüyor. Bu muhabbet Amerika icerisinde de var.
Allahin Nikaragua'sindaki gerillalari silahlandiran, Kuveytli ilkokul cocuguna kamera karsisinda "irakli askerler geldi bebekleri tek tek oldurdu" dedirten bir ulkeden bahsediyoruz.
Allahin Nikaragua'sindaki gerillalari silahlandiran, Kuveytli ilkokul cocuguna kamera karsisinda "irakli askerler geldi bebekleri tek tek oldurdu" dedirten bir ulkeden bahsediyoruz.
0
muhtemelen çoğu ülke yakınıyordur çünkü böyle bir şey var. tamam biz komplo teorilerini biraz abartıyoruz ama tamamen uydurulmuş bir olay değil bu.
çünkü adamlar güney amerika'dan, asya, oradan ortadoğu, avrupa, afrika her yere karışıyorlar kısacası. her yerde olayları var. dünyanın şerifi olarak görüyorlar kendilerini.
buna da bir ad veriyorlar da şimdi aklımda değil. kutsal misyon mu öyle bir şey.
çünkü adamlar güney amerika'dan, asya, oradan ortadoğu, avrupa, afrika her yere karışıyorlar kısacası. her yerde olayları var. dünyanın şerifi olarak görüyorlar kendilerini.
buna da bir ad veriyorlar da şimdi aklımda değil. kutsal misyon mu öyle bir şey.
0
masmeleddin erdogan
Laptopımın ekranı durduk yere karıncalandı. Herhangi bir darbe almadı. Aşağıda ekranın fotoğraflarını görebilirsiniz.Bunun nedenini bilen var mı? İçini açıp kablolarını kontrol ettim ama herhangi bir kopukluk tespit edemedim. Tamiri mümkün mü bunun?http://i.hizliresim.com/JDODWE.jpghttp://i.hizlires
Laptopımın ekranı durduk yere karıncalandı. Herhangi bir darbe almadı. Aşağıda ekranın fotoğraflarını görebilirsiniz.
Bunun nedenini bilen var mı? İçini açıp kablolarını kontrol ettim ama herhangi bir kopukluk tespit edemedim. Tamiri mümkün mü bunun?
i.hizliresim.com
i.hizliresim.com
Bunun nedenini bilen var mı? İçini açıp kablolarını kontrol ettim ama herhangi bir kopukluk tespit edemedim. Tamiri mümkün mü bunun?
i.hizliresim.com
i.hizliresim.com
0
Monitörü açıp bir şey yapmamama rağmen sorun şimdilik düzeldi. Sorun muhtemelen aşırı tozlanmadan kaynaklanıyordu. Bu sorunla karşılaşanlara fikir olması açısından duyuru dursun burada.
0
masmeleddin erdogan
Çok basit soracağım, örneğin adıyaman'da hdp'nin oy oranı chp'ninkinden fazla olmasına rağmen chp vekil çıkarabiliyorken hdp çıkaramıyor. https://www.yenisafak.com/secim-2018/adiyaman-ili-secim-sonuclaribunun sebebi nedir?
Çok basit soracağım, örneğin adıyaman'da hdp'nin oy oranı chp'ninkinden fazla olmasına rağmen chp vekil çıkarabiliyorken hdp çıkaramıyor. www.yenisafak.com
bunun sebebi nedir?
bunun sebebi nedir?
0
İttifak sisteminden dolayı. İyi parti+CHP+sp'nin oy orani toplam kabul ediliyor. Aynı şekilde mhp+akp'nin de. Aylardir defalarca anlatildi bu sistemin nasil işlediği
0
masmeleddin erdogan
Doktora gideceğim elbette ama ön bilgi almak istiyorum işin ehlinden. Uzağı göremiyorum. Aynı zamanda Güneş ışığından da fena rahatsız oluyorum. Ne yapmam lazım?1) Numaralı güneş gözlüğü mü kullanayim2) lens takıp güneş gözlüğü mü takayım3) kolormatik gözlük mü kullanayimVar mı fikri olan?
Doktora gideceğim elbette ama ön bilgi almak istiyorum işin ehlinden. Uzağı göremiyorum. Aynı zamanda Güneş ışığından da fena rahatsız oluyorum. Ne yapmam lazım?
1) Numaralı güneş gözlüğü mü kullanayim
2) lens takıp güneş gözlüğü mü takayım
3) kolormatik gözlük mü kullanayim
Var mı fikri olan?
1) Numaralı güneş gözlüğü mü kullanayim
2) lens takıp güneş gözlüğü mü takayım
3) kolormatik gözlük mü kullanayim
Var mı fikri olan?
0
ben lens+güneş gözlüğü şeklinde kullanıyorum.
gözün bozuksa zaten ya lens ya da numaralı gözlük kullanman elzem bence. lens daha rahatıma geliyor benim, numaralı güneş gözlüğüyle vs de uğraşmama gerek kalmıyor dışarıdayken. gözlük kullanacaksan da sürekli gözlükleri değiştirmek gerek, eziyet bence.
gözün bozuksa zaten ya lens ya da numaralı gözlük kullanman elzem bence. lens daha rahatıma geliyor benim, numaralı güneş gözlüğüyle vs de uğraşmama gerek kalmıyor dışarıdayken. gözlük kullanacaksan da sürekli gözlükleri değiştirmek gerek, eziyet bence.
0
Gözyaşı damlası yazar doktor büyük ihtimalle kuruluk var bu nedenle aydınlıktan rahatsız oluyorsun.
Miyopsun büyük ihtimalle yine. Gözlük yazar keyfine göre kullan lens, gözlük, lazer ameliyat farketmez.
Miyopsun büyük ihtimalle yine. Gözlük yazar keyfine göre kullan lens, gözlük, lazer ameliyat farketmez.
0
Öncelikle Lens kullanmak gibi bir düşünceniz var ise doktora Lens için ölçüm yaptıracağım diye belirtin. fiyat farkı mevcut... hem göz tansiyonuna hem göz yapısına bakılarak lens için uygun olup olmadığı ve tam ölçüler çıkıyor.
sadece göz muayenesi olursanız gözlük ile lens arasında hem miyopi hem astigmat için +0,25 / +0,50 oynuyor.
Ben 15 senedir lens kullanıyorum ve gözümde herhangi hangi bir sorun oluşmadı. ayrıca her marka güneş gözlüğü de kullanabiliyorsun.
kısaca; lens + güneş gözlüğü
Not: ışıktaki hassasiyet astigamata bağlı olabilir... odanızda sarı ışık kullanın... beyaz ışık gözü daha çok yorar
sadece göz muayenesi olursanız gözlük ile lens arasında hem miyopi hem astigmat için +0,25 / +0,50 oynuyor.
Ben 15 senedir lens kullanıyorum ve gözümde herhangi hangi bir sorun oluşmadı. ayrıca her marka güneş gözlüğü de kullanabiliyorsun.
kısaca; lens + güneş gözlüğü
Not: ışıktaki hassasiyet astigamata bağlı olabilir... odanızda sarı ışık kullanın... beyaz ışık gözü daha çok yorar
0
masmeleddin erdogan
Arkadaşımın 7 gün önce bir kız bebeği oldu. Bu işleri pek bilmiyorum, ama giyim harici bir şeyler almak istiyorum. Herkes giyim alıyor nasıl olsa. Giyim dışında yeni doğan bebekler için ne alınabilir, var mı tavsiyesi olan?
Arkadaşımın 7 gün önce bir kız bebeği oldu. Bu işleri pek bilmiyorum, ama giyim harici bir şeyler almak istiyorum. Herkes giyim alıyor nasıl olsa. Giyim dışında yeni doğan bebekler için ne alınabilir, var mı tavsiyesi olan?
0
giyim almak çok saçma zaten çok çabuk büyüyolar. bi paket bez daha çok makbule geçer emin ol. imlan varsa altın derim.
0
Battaniye, bornoz, havlu, mama onlugu, ayakkabi, alt acma minderi gibi seyler olabilir giyim istemiyorsan.
0
yeni doğan bebeğe önce altın ya da benzeri bir şey almak veya takmak daha makbul.
yol yordam olarak da daha doğru.
yani çeyrek altın takmasan da mesela gümüş emzik falan gibi bir şey alabilirsin.
gümüş emzik olmasa da, gümüş emzik zinciri, künye gibi seçenekler de var.
giyecek, oyuncak falan tarzı şeyler zaten doğum gününde falan yağacak her yerden.
bir de yeni doğmuş bebek için o tarz bir hediye almak hafif kalır.
yol yordam olarak da daha doğru.
yani çeyrek altın takmasan da mesela gümüş emzik falan gibi bir şey alabilirsin.
gümüş emzik olmasa da, gümüş emzik zinciri, künye gibi seçenekler de var.
giyecek, oyuncak falan tarzı şeyler zaten doğum gününde falan yağacak her yerden.
bir de yeni doğmuş bebek için o tarz bir hediye almak hafif kalır.
0
masmeleddin erdogan
Takip ettiğim kişiler bazen hoşuma gitmeyen tweetler beğeniyorlar. Onları takip etmekten vazgeçmek istemiyorum ama bu beğendikleri tweetleri görmek de istemiyorum. Var mı bunun bir çözümü? Yani takip ettiğim kişilerin beğendikleri tweetlerin timeline'ıma düşmesini engellemenin var mıdır yolu?
Takip ettiğim kişiler bazen hoşuma gitmeyen tweetler beğeniyorlar. Onları takip etmekten vazgeçmek istemiyorum ama bu beğendikleri tweetleri görmek de istemiyorum. Var mı bunun bir çözümü? Yani takip ettiğim kişilerin beğendikleri tweetlerin timeline'ıma düşmesini engellemenin var mıdır yolu?
0
masmeleddin erdogan
Basit gibi görünen ama bana pek de öyle görünmeyen bu soruyu "avize ne işe yarar?" şeklinde sormak istedim ancak soruyu daha da basitleştirecekti bu.Konuya gelince, ben kiralık bekar evimde odamı çıplak ampulle aydınlatıyordum, avizenin tamamen dekoratif bir malzeme olduğunu düşündüğüm için almayı h
Basit gibi görünen ama bana pek de öyle görünmeyen bu soruyu "avize ne işe yarar?" şeklinde sormak istedim ancak soruyu daha da basitleştirecekti bu.
Konuya gelince, ben kiralık bekar evimde odamı çıplak ampulle aydınlatıyordum, avizenin tamamen dekoratif bir malzeme olduğunu düşündüğüm için almayı hiç düşünmedim, ta ki ışıktan rahatsız olduğumu fark edene kadar. (migrenim var)
Bugün bir avize aldım ama avizenin gözümü ışıktan koruyacak kadar bir işlevinin olmadığını anladım. Belki de doğru avizeyi almamışımdır. İnternetten cevabını bulamadığım sorularım ise şunlardır, cevap gelirse memnun olurum:
1) Avize sadece dekoratif bir malzeme midir?
2) Avize gözleri çıplak ışıktan koruma işlevini mi görür?
3) Avize aslında yansıma yaparak ışığı bollaştırıp her yere yayılmasını mı sağlar?
Konuya gelince, ben kiralık bekar evimde odamı çıplak ampulle aydınlatıyordum, avizenin tamamen dekoratif bir malzeme olduğunu düşündüğüm için almayı hiç düşünmedim, ta ki ışıktan rahatsız olduğumu fark edene kadar. (migrenim var)
Bugün bir avize aldım ama avizenin gözümü ışıktan koruyacak kadar bir işlevinin olmadığını anladım. Belki de doğru avizeyi almamışımdır. İnternetten cevabını bulamadığım sorularım ise şunlardır, cevap gelirse memnun olurum:
1) Avize sadece dekoratif bir malzeme midir?
2) Avize gözleri çıplak ışıktan koruma işlevini mi görür?
3) Avize aslında yansıma yaparak ışığı bollaştırıp her yere yayılmasını mı sağlar?
0
1. hayır sadece dekoratif değildir.
2. çıplak ışık parıltı yapar ve bu dediğiniz gibi migreni tetikler. İdeal bir avize (bulunduğu ortama göre değişmekle beraber) aydınlatma değerini mümkün olduğu kadar çok tutarak, ışığı eşit bir şekilde dağıtmak ve yumuşatmakla yükümlüdür.
3.bkz: 2
içmimarım
2. çıplak ışık parıltı yapar ve bu dediğiniz gibi migreni tetikler. İdeal bir avize (bulunduğu ortama göre değişmekle beraber) aydınlatma değerini mümkün olduğu kadar çok tutarak, ışığı eşit bir şekilde dağıtmak ve yumuşatmakla yükümlüdür.
3.bkz: 2
içmimarım
0
masmeleddin erdogan
Virüs olduğunu düşünüyorum çünkü takip ettiğim bir arkadaşın hesabından paylaşılıyor bu aralar, kendisinden habersiz. Şu an türkiye gündeminde "sarıgülkomedisi" ve "ankaradamustafayasinakgül" şeklinde iki tane saçma hashtag popüler. iki hashtaglw ilgili tweet arkadaşımın hesabından da paylaşılmış am
Virüs olduğunu düşünüyorum çünkü takip ettiğim bir arkadaşın hesabından paylaşılıyor bu aralar, kendisinden habersiz. Şu an türkiye gündeminde "sarıgülkomedisi" ve "ankaradamustafayasinakgül" şeklinde iki tane saçma hashtag popüler. iki hashtaglw ilgili tweet arkadaşımın hesabından da paylaşılmış ama arkadaşıma sorduğumda profilimde gözükmüyor diyor.
Sormak istediğim şu:
1)bu bir virüs mü?
2)virüsse nasıl kaldırılır?
3)Sadece ben mi görüyorum yoksa arkadaşımı takip eden herkes görüyor mu bu tweetleri?
4)eğer sadece bende gözüküyorsa benim hesabıma virüs bulaşmış mı oluyor?
Sormak istediğim şu:
1)bu bir virüs mü?
2)virüsse nasıl kaldırılır?
3)Sadece ben mi görüyorum yoksa arkadaşımı takip eden herkes görüyor mu bu tweetleri?
4)eğer sadece bende gözüküyorsa benim hesabıma virüs bulaşmış mı oluyor?
0
masmeleddin erdogan
Sormak istediğim şeyi hiç bu kadar kötü anlatamazdım sanırım.Sorunun özeli şu: 75 mg'lık ilaç (hap) kullanıyorum ama bende aynı ilacın 37,5 mg'lığı var. ben bu 37,5 mg'lık olandan 2 tane kullansam 1 tane 75 mg'lık olanın verdiği etkinin aynısı alabilecek miyim?
Sormak istediğim şeyi hiç bu kadar kötü anlatamazdım sanırım.
Sorunun özeli şu: 75 mg'lık ilaç (hap) kullanıyorum ama bende aynı ilacın 37,5 mg'lığı var. ben bu 37,5 mg'lık olandan 2 tane kullansam 1 tane 75 mg'lık olanın verdiği etkinin aynısı alabilecek miyim?
Sorunun özeli şu: 75 mg'lık ilaç (hap) kullanıyorum ama bende aynı ilacın 37,5 mg'lığı var. ben bu 37,5 mg'lık olandan 2 tane kullansam 1 tane 75 mg'lık olanın verdiği etkinin aynısı alabilecek miyim?
0
masmeleddin erdogan
Kekemelerin rahatça şarkı söyleyebildiklerini, rap bile yapabildiklerini biliyoruz.Benim merak ettiğim ise kekemeler sadece diğer insanların yanındayken mi konuşmada zorlanıyorlar yoksa kendi başlarına kalıp sesli konuştuklarında da zorlanıyorlar mı?Eğer kendi başlarına kalıp kendi kendine konuşunca
Kekemelerin rahatça şarkı söyleyebildiklerini, rap bile yapabildiklerini biliyoruz.
Benim merak ettiğim ise kekemeler sadece diğer insanların yanındayken mi konuşmada zorlanıyorlar yoksa kendi başlarına kalıp sesli konuştuklarında da zorlanıyorlar mı?
Eğer kendi başlarına kalıp kendi kendine konuşunca zorlanmıyorlarsa o halde kekemeliğin tamamen sosyo-psikolojik bir vaka olduğu sonucu çıkar. yani sadece psikolojik veya fizyolojik bir anormallik olsaydı kendi başlarına kalınca da konuşmada zorlanmaları gerekirdi.
Bu konuda bilgisi olan veya kekemelik sorunu yaşayanların fikirlerini paylaşmaları güzel olur.
Benim merak ettiğim ise kekemeler sadece diğer insanların yanındayken mi konuşmada zorlanıyorlar yoksa kendi başlarına kalıp sesli konuştuklarında da zorlanıyorlar mı?
Eğer kendi başlarına kalıp kendi kendine konuşunca zorlanmıyorlarsa o halde kekemeliğin tamamen sosyo-psikolojik bir vaka olduğu sonucu çıkar. yani sadece psikolojik veya fizyolojik bir anormallik olsaydı kendi başlarına kalınca da konuşmada zorlanmaları gerekirdi.
Bu konuda bilgisi olan veya kekemelik sorunu yaşayanların fikirlerini paylaşmaları güzel olur.
0
3 tane kekeme tanıdığım oldu. Bunlardan biri, profesyonel bir şarkıcıydı. Rap yapmalarının ve şarkı söyleyebilmelerinin sebebi, ritm eşliğinde kekelememeleri. Konuşurken elleriyle ritm tutabildiklerinde de, pek kekelemiyorlar. Stres, kekemeliği tetikleyebilir ama %100 sebep olduğunu düşünmüyorum.
0
Kendi başlarınayken de kekeliyorlar. Ancak içlerinden konuşurken kekelemiyorlar. Nörolojik bir problem yani.
0
Öncelikle tek bi' çeşit kekemelik yok, ve ilginç kısmı da şu; tek bir kekeme ''hastasının'' dahi birden fazla sebebi-sonucu da olabiliyor(genelde oluyor)
Yani diyorsan eğer ''birisi yalnızken akıcı konuşabiliyor başkalarının yanında konuşamıyorsa sosyopsikolojik bir vakadır ve biz bu sosyopsikolojik kısmı çözersek durum hallolur'', bu yanlış. Şöyle çevirirsek eğer bi' miktar haklılık doğuyor; Kekemeler ''eninde sonunda heyecana'' yöneliyorlar çünkü bunu öğreniyorlar ve bunun da zorluğunu yaşıyorlar. evet bu doğruya daha yakın. Yani aslında sorunuzun temeli olan; heyecanlandığı için mi kekeliyor yoksa kekeme olduğu için mi heyecanlanıyor sorusunun bi' cevabı yok, her 2side bu hastalıktan muzdarip olanlarda mevcut.
Hastalığın teknik boyutuna yönelik de belki biraz konuşabiliriz, ya da neden ülkemizde çözülemediği kısmını ama ben yazmaya devam edersem konu çok uzar o kadar enerjim yok, sen aklında soru varsa sor benim bildiğim şeyler olursa cevap veririm.
*ülkemizde çözülemiyor diyorum ama aslında çözülüyor-biraz yaşla ilgili bir problem eğer genç farkedilir ve çalışılırsa oran %100'e yakınMIŞ-, sadece teknik kısmında biraz karmaşa var. Bunun da sebebi para getirmeyen bi' alan olduğu için bu konu üzerinde ilgilenen çok fazla teknik adam yok. Daha çok(dünyada da böyle aslında ama)bu dertten muzdarip olanların çözüm yöntemleriyle ilerleniyor. Bunun dışında tıp'da uzmanlık alanında da 2 tip ekolü var bizim ülkede ve birini kullanan diğeri hakkında kolaylıkla ''o uzun vadede çözüm değil'' diyebiliyor(yani sonuca giden yolda yöntem farklılığı değil de çalışıp çalışmamasında dahi ayrışma var)
Yani diyorsan eğer ''birisi yalnızken akıcı konuşabiliyor başkalarının yanında konuşamıyorsa sosyopsikolojik bir vakadır ve biz bu sosyopsikolojik kısmı çözersek durum hallolur'', bu yanlış. Şöyle çevirirsek eğer bi' miktar haklılık doğuyor; Kekemeler ''eninde sonunda heyecana'' yöneliyorlar çünkü bunu öğreniyorlar ve bunun da zorluğunu yaşıyorlar. evet bu doğruya daha yakın. Yani aslında sorunuzun temeli olan; heyecanlandığı için mi kekeliyor yoksa kekeme olduğu için mi heyecanlanıyor sorusunun bi' cevabı yok, her 2side bu hastalıktan muzdarip olanlarda mevcut.
Hastalığın teknik boyutuna yönelik de belki biraz konuşabiliriz, ya da neden ülkemizde çözülemediği kısmını ama ben yazmaya devam edersem konu çok uzar o kadar enerjim yok, sen aklında soru varsa sor benim bildiğim şeyler olursa cevap veririm.
*ülkemizde çözülemiyor diyorum ama aslında çözülüyor-biraz yaşla ilgili bir problem eğer genç farkedilir ve çalışılırsa oran %100'e yakınMIŞ-, sadece teknik kısmında biraz karmaşa var. Bunun da sebebi para getirmeyen bi' alan olduğu için bu konu üzerinde ilgilenen çok fazla teknik adam yok. Daha çok(dünyada da böyle aslında ama)bu dertten muzdarip olanların çözüm yöntemleriyle ilerleniyor. Bunun dışında tıp'da uzmanlık alanında da 2 tip ekolü var bizim ülkede ve birini kullanan diğeri hakkında kolaylıkla ''o uzun vadede çözüm değil'' diyebiliyor(yani sonuca giden yolda yöntem farklılığı değil de çalışıp çalışmamasında dahi ayrışma var)
0
masmeleddin erdogan
Bu aralar aklıma takılıyor bu soru. Hadi Cumhurbaşkanını sevenler ona saygıdan ötürü reis diyorlar diyelim ama muhalifler, hatta onu hiç sevmeyenler de ona reis diyorlar. Nedir bunun altında yatan sebep? Reis gibi son derece itici bir lafı kullanmakla onu alaya aldıklarını mı düşünüyorlar? Çok itici
Bu aralar aklıma takılıyor bu soru. Hadi Cumhurbaşkanını sevenler ona saygıdan ötürü reis diyorlar diyelim ama muhalifler, hatta onu hiç sevmeyenler de ona reis diyorlar. Nedir bunun altında yatan sebep? Reis gibi son derece itici bir lafı kullanmakla onu alaya aldıklarını mı düşünüyorlar? Çok itici gelmiyor mu size de bu durum?
0
Direkt ismini ya da makamını söylemek bazen suç kapsamına girebilir fakat lakaplar kişiye özel olmadığı için hukuki olarak "Temel reisi kastettim" gibi bir bahane ileri sürebilir hiç olmazsa.
1984'de de BB'ye herkes BB diyordu.
1984'de de BB'ye herkes BB diyordu.
0
Muhalifler dalga geçmek, küçümsemek için kullanıyor. Bana da itici geliyor. Ben "Erdoğan" diyorum. Yüz göz olmaya gerek yok.
0
çünkü "cumhurbaşkanı" tabiri onları kesmiyor. reis-i cumhur'dan geldiğini düşünmüyorum bu tabirin. daha bir kabadayılık çağrışımı var. bir hukuk devletinin başındaki kişi için kullanılacak bir tabir değil. başbuğ da öyle, ağa da öyle, baba da öyle.
0
masmeleddin erdogan
Travma derken kurban kesimine şahit olmak gibi görece basit travmalardan bahsetmiyorum. Fiziksel, psikolojik şiddet veya çevresince onur kırıcı davranışlara maruz kalmak, cinsel istismara maruz kalmak, bir yakınının ölümü gibi ciddi ve kalıcı travmalardan bahsediyorum.Merak ettiğim; bir oranlama yap
Travma derken kurban kesimine şahit olmak gibi görece basit travmalardan bahsetmiyorum. Fiziksel, psikolojik şiddet veya çevresince onur kırıcı davranışlara maruz kalmak, cinsel istismara maruz kalmak, bir yakınının ölümü gibi ciddi ve kalıcı travmalardan bahsediyorum.
Merak ettiğim; bir oranlama yaparsak çocukluğunda ciddi travma yaşayanlar ile yaşamayanlar nasıl puan alır? Hangisi çoğunluktadır? Bunu bilmek son derece zor ama en azından bu işle iştigal edenlerin az çok fikri vardır diye düşünüyorum.
Diğer merak ettiğim ise "hiç travma yaşamadım" diyen birinin hayatı, travma yaşayanlardan çok farklı mıdır? (başarı, kariyer, statü, para vb. konularda)
Merak ettiğim; bir oranlama yaparsak çocukluğunda ciddi travma yaşayanlar ile yaşamayanlar nasıl puan alır? Hangisi çoğunluktadır? Bunu bilmek son derece zor ama en azından bu işle iştigal edenlerin az çok fikri vardır diye düşünüyorum.
Diğer merak ettiğim ise "hiç travma yaşamadım" diyen birinin hayatı, travma yaşayanlardan çok farklı mıdır? (başarı, kariyer, statü, para vb. konularda)
0
Konunun uzmanı değilim, ancak son sorunuza istinaden genel bir yorum: Elbette daha az sayıda travmaya maruz kalan kişilerin daha sağlıklı bir hayat sürme olasılığı daha fazladır. Bu demek değil ki tüm başarılı ya da yüksek gelirli olanlar az sayıda travmaya maruz kalmıştır. Öyle olsa çoğu major tarihsel figur sıradan bir hayat sürerdi herhalde :)
0
Ülkemizde teavmaya uğramamış insan gerçekten çok az. Birileriyle derinlemesine konuştuğunda, güvendiğinde çok defa paylaşıyor. Ancak travma alanında son yıllarda en çok önem verilen kavramlardan biri resilince. Yani buna göre bazı insanlar aynı travmalardan aynı oranda etkilenmiyor ya da kendini çok daha kolay tamir ediyor. Bunun nereden geldiği araştırılıyor.
Ben analitik baktığım için burada etkinin genelde 0-2yaş arası anne-bebek bağında olduğunu düşünüyorum. Eğer daha orada sorun varsa kişi en ufak etken travma olarak algılanabiliyor. Ancak güçlü bir bağlanma ve sonrasında da iyi bir yapılanma varsa belki travmatik deneyimlerin üstesinden gelinebiliyor.
Bir de travma ne kadar erken dönem olmuşsa, ne kadar insan eliyle yaratılmışsa ve ne kadar güven ortamında ya da güvenilen kişiden gelmişse o kadar ağır sonuçlar doğuruyor. Bu nedenle tabii ki daha az ve görece daha az yoğum travmalar insanların gelecek yaşamını daha olumlu kılıyor. Ama atıyorum iş hayatında başarıl olur daha çok zengin olur vs denemez. Zira bazı insanlar da travmasıyla baş etmek için işkolik olup büyük başarılara imza atabilir ancak ikili ilişkilerde sorun yaşayabilir. Off neyse dağıttım konuyu biraz:)
Ben analitik baktığım için burada etkinin genelde 0-2yaş arası anne-bebek bağında olduğunu düşünüyorum. Eğer daha orada sorun varsa kişi en ufak etken travma olarak algılanabiliyor. Ancak güçlü bir bağlanma ve sonrasında da iyi bir yapılanma varsa belki travmatik deneyimlerin üstesinden gelinebiliyor.
Bir de travma ne kadar erken dönem olmuşsa, ne kadar insan eliyle yaratılmışsa ve ne kadar güven ortamında ya da güvenilen kişiden gelmişse o kadar ağır sonuçlar doğuruyor. Bu nedenle tabii ki daha az ve görece daha az yoğum travmalar insanların gelecek yaşamını daha olumlu kılıyor. Ama atıyorum iş hayatında başarıl olur daha çok zengin olur vs denemez. Zira bazı insanlar da travmasıyla baş etmek için işkolik olup büyük başarılara imza atabilir ancak ikili ilişkilerde sorun yaşayabilir. Off neyse dağıttım konuyu biraz:)
0
masmeleddin erdogan
Son zamanlarda haberlerde orda burda görüyoruz; vali, kaymakam veya diğer devlet büyüklerinin makam odalarında koltuklarının arkasında genelde bayrak, atatürk ve cumhurbaşkanı posterleri duruyor.Daha önceleri dikkat etmediğimden veya hatırlamadığımdan önceki cumhurbaşkanlarının da posterlerinin asıl
Son zamanlarda haberlerde orda burda görüyoruz; vali, kaymakam veya diğer devlet büyüklerinin makam odalarında koltuklarının arkasında genelde bayrak, atatürk ve cumhurbaşkanı posterleri duruyor.
Daha önceleri dikkat etmediğimden veya hatırlamadığımdan önceki cumhurbaşkanlarının da posterlerinin asılı olup olmadığını öğrenmek istiyorum. Mesela abdullah gül veya ahmet necdet sezer dönemini hatırlayan birileri var mı? o zamanlarda da asılıyor muydu posterler?
ekleme: başbakanın da resmi bulunuyor bazı makamlarda. mesela istanbul valiliği: www.istanbul.gov.tr
Daha önceleri dikkat etmediğimden veya hatırlamadığımdan önceki cumhurbaşkanlarının da posterlerinin asılı olup olmadığını öğrenmek istiyorum. Mesela abdullah gül veya ahmet necdet sezer dönemini hatırlayan birileri var mı? o zamanlarda da asılıyor muydu posterler?
ekleme: başbakanın da resmi bulunuyor bazı makamlarda. mesela istanbul valiliği: www.istanbul.gov.tr
0
kısmen oluyordu ama cumhurbaşkanı, devletin birliğini temsil ederdi. tarafsızdı. en azından kendisine oy vermeyenleri ayırmıyorlardı. parti devleti olduk resmen.
0
Bence su donemde buna cok da takilmayin arkadaslar. O ortadaki buyuk resim nasil olsa her zaman kalacak. Asagidaki kucuk resimler birer kucuk detay, duzeltilir.
0
masmeleddin erdogan
Bu son kaza sonrası aklıma takıldı, hadi yolcu uçaklarında her yolcu için zor ama küçük jetlerde de mi paraşüt bulunmuyor? son kazada 8 yolcu dışında 2 de pilot vardı, onların da mı paraşütü yoktu? yoksa paraşüt var da atlamaya zaman mı kalmıyor? var mı bilen?
Bu son kaza sonrası aklıma takıldı, hadi yolcu uçaklarında her yolcu için zor ama küçük jetlerde de mi paraşüt bulunmuyor? son kazada 8 yolcu dışında 2 de pilot vardı, onların da mı paraşütü yoktu? yoksa paraşüt var da atlamaya zaman mı kalmıyor? var mı bilen?
0
Pilotun görevi son ana kadar uçağın kontrolünü sağlamak, sağlayamıyorsa olabildiğince pürüzsüz şekilde inişi sağlamak. Atlaması gibi bir şey söz konusu değil bence, yolcuların sorumluluğu kendisinde.
Paraşüt için ayrıca bir eğitim gerekiyor. Bunun yanı sıra ani basınç farklılıkları, çarpma gibi nedenlerle yolcuların bilinci de açık olmayabilir. Uçağın kaza yapma ihtimali İstanbul trafiğinde kaza yapma ihtimalinizden düşük.
Paraşüt için ayrıca bir eğitim gerekiyor. Bunun yanı sıra ani basınç farklılıkları, çarpma gibi nedenlerle yolcuların bilinci de açık olmayabilir. Uçağın kaza yapma ihtimali İstanbul trafiğinde kaza yapma ihtimalinizden düşük.
0
Uçağın kapısını açamazsın. İçeriden basınçla kapanıyor. Kabin basıncını düşürürsen açılır. O zaman da delikten dışarı vakumlanırsın ve bayılmış olursun muhtemelen.
0
Teknik olarak mumkun degil.
acemi'nin dedigi olaya kalmaz zaten. Kapinin acilmasi mumkun degil o irtifada. Kapi acilabilir yapilsaydi mukavemeti yeterli olmazdi. Kapiyi actigini varsayarsak zaten roket gibi disari firlarsin, ve 800-900kmh gibi hizlarda bunu yaptigini dusunursen oksijensizlige kalmadan olursun zaten. Bunun disinda da nedenler var. O is mumkun degil kisacasi.
acemi'nin dedigi olaya kalmaz zaten. Kapinin acilmasi mumkun degil o irtifada. Kapi acilabilir yapilsaydi mukavemeti yeterli olmazdi. Kapiyi actigini varsayarsak zaten roket gibi disari firlarsin, ve 800-900kmh gibi hizlarda bunu yaptigini dusunursen oksijensizlige kalmadan olursun zaten. Bunun disinda da nedenler var. O is mumkun degil kisacasi.
0
İnsanlar nedense düşme olayını bir kuşun süzülmesi olarak hayal ediyor.
Düşen Malezya uçağının düşme anını gösteren bir simülasyon şöyle.
vimeo.com
Bu konumda bulunan bir cismin içinden bırak paraşütle atlamayı, ayağa bile kalkamazsın.
Düşen Malezya uçağının düşme anını gösteren bir simülasyon şöyle.
vimeo.com
Bu konumda bulunan bir cismin içinden bırak paraşütle atlamayı, ayağa bile kalkamazsın.
0
Bu soru çok soruluyor. Aslında çok mantıklı bir soru değil ama havacılıkla ilgili bilgisi olmayan birinin sorması normal. Bilmeyen birisinin aklında uçak kazası şöyle canlanıyor çünkü: uçak 35 bin feette düz giderken tık diye motorlar duruyor, sonra o irtifadan “aaaaaaaaaaaaaa” diye dakikalarca düşüyor uçak ve yere çakılıyor. Halbuki böyle bir şey yok. Uçak kazalarının çok çok büyük bir kısmı iniş ya da kalkış sırasında gerçekleşiyor. Bu tip kazalarda olay zaten çok ani gelişir, bırak yolcuyu pilotlar bile kaza olacağından son ana kadar emin olamaz. Düz uçuş kısmında gerçekleşen kazalarda bile uçağın düşeceğinden kesin emin olamazsın, kaldı ki o irtifadan çakılmaya başlayan bie uçaktaki herkes g kuvveti nedeniyle bilincini kaybeder.
Uçakta meydana gelebilecek aşağı yukarı hiçbir teknik arıza ölüm fermanı değildir. Uçakta başımıza gelebilecek arızaları düşündüğümüz zaman, kanat kopması, iki motorun birden durması gibi absürt ve trilyonda bir bile rastlanmayan ihtimaller hariç, tek motor arızası, hidrolik arızası hatta yangın falan gibi durumlarda bile uçağı sağ salim indirme ihtimalimiz, hiç eğitimin olmadan uçaktan paraşütle atlayıp sağ çıkma ihtimalinden çok çok daha yüksektir. Bu arızaların hepsi için onlarca prosedür belirlenmiş ve pilotlar hepsi için bir ton eğitimden geçiyor. Uçağı bırakıp paraşütle atlamanın mantıksız olduğunu anlatmaya çalışıyorum yani, sen uçağın düşeceğini anladıysan zaten artık kazaya sahiyeler kalmıştır.
Uçakta meydana gelebilecek aşağı yukarı hiçbir teknik arıza ölüm fermanı değildir. Uçakta başımıza gelebilecek arızaları düşündüğümüz zaman, kanat kopması, iki motorun birden durması gibi absürt ve trilyonda bir bile rastlanmayan ihtimaller hariç, tek motor arızası, hidrolik arızası hatta yangın falan gibi durumlarda bile uçağı sağ salim indirme ihtimalimiz, hiç eğitimin olmadan uçaktan paraşütle atlayıp sağ çıkma ihtimalinden çok çok daha yüksektir. Bu arızaların hepsi için onlarca prosedür belirlenmiş ve pilotlar hepsi için bir ton eğitimden geçiyor. Uçağı bırakıp paraşütle atlamanın mantıksız olduğunu anlatmaya çalışıyorum yani, sen uçağın düşeceğini anladıysan zaten artık kazaya sahiyeler kalmıştır.
0
@acemi
Bir degil bir suru ucakta var o ama light sport aircraft sinifindaki kucucuk ucaklarda var o. 1-2 kisilik, kalkis agirligi yarim tona ulasmayan kucuk ucaklar.
Bir degil bir suru ucakta var o ama light sport aircraft sinifindaki kucucuk ucaklarda var o. 1-2 kisilik, kalkis agirligi yarim tona ulasmayan kucuk ucaklar.
0
masmeleddin erdogan
Bu bir problem değil, sadece nasıl olduğunu anlamak istiyorum.Sennheiser'ın ucuz bir modelini kullanıyorum. kulak içi kulaklık. iki yıldır mikrofonu yok diye müzik dinlerken arama geldiğinde kulaklığı çıkarıp öyle konuşurdum. ancak bugün bir arama geldi ve mikrofonlu diğer kulaklığın takılı olduğunu
Bu bir problem değil, sadece nasıl olduğunu anlamak istiyorum.
Sennheiser'ın ucuz bir modelini kullanıyorum. kulak içi kulaklık. iki yıldır mikrofonu yok diye müzik dinlerken arama geldiğinde kulaklığı çıkarıp öyle konuşurdum. ancak bugün bir arama geldi ve mikrofonlu diğer kulaklığın takılı olduğunu düşünerek konuşunca karşıya sesim gitti. bildiğin mikrofonlu kulaklıkla konuşuyormuş gibi oldu.
Bunun nedeni ne olabilir sizce? kulaklık yokmuş gibi telefonun kendi mikrofonundan mı gidiyor ses?
Sennheiser'ın ucuz bir modelini kullanıyorum. kulak içi kulaklık. iki yıldır mikrofonu yok diye müzik dinlerken arama geldiğinde kulaklığı çıkarıp öyle konuşurdum. ancak bugün bir arama geldi ve mikrofonlu diğer kulaklığın takılı olduğunu düşünerek konuşunca karşıya sesim gitti. bildiğin mikrofonlu kulaklıkla konuşuyormuş gibi oldu.
Bunun nedeni ne olabilir sizce? kulaklık yokmuş gibi telefonun kendi mikrofonundan mı gidiyor ses?
0
Cevabını yazmışsın evet telefonlar mikrofonlu olup olmadıklarını anlayabiliyor ona göre kendi mikrofonunu kullandırıyor.
Sokakta bu şekilde kulaklık kulağında telefonu ağzına tutarak çok insan gördüm.
Sokakta bu şekilde kulaklık kulağında telefonu ağzına tutarak çok insan gördüm.
0
masmeleddin erdogan
eleaf istick pico kullanmaya yeni başladım. öncesinde 0.3lük coil kullanırken dün 0.5liğe geçtim. 0.3lükte sorun yaşamazken 0.5likte çekerken şöyle 1 sn boyunca buhar gelmiyor, boş çekiyorum. sonrasında buhar geliyor ama tatmin etmiyor bu sefer.internette bulamadım sebebini. varsa e-sigaracı, yardım
eleaf istick pico kullanmaya yeni başladım. öncesinde 0.3lük coil kullanırken dün 0.5liğe geçtim. 0.3lükte sorun yaşamazken 0.5likte çekerken şöyle 1 sn boyunca buhar gelmiyor, boş çekiyorum. sonrasında buhar geliyor ama tatmin etmiyor bu sefer.
internette bulamadım sebebini. varsa e-sigaracı, yardımcı olursa sevinirim.
internette bulamadım sebebini. varsa e-sigaracı, yardımcı olursa sevinirim.
0
Muhtemelen Pilinle alakali,buharin hemen gelmesi icin ,coilin isinmasi gerekiyor.03 luk coil daha zayif oldugu icin hemen isiniyordu.05 te 1 sn de isinmaya basliyor,yeterli olmuyor.
0
Normalde ohm yükseldikçe daha düşük wattla ateşleme yapîlır. Ama eleaf coillerde 0.5 daha yüksek watta ateşleme yapıyor. Wattı biraz yükseltin. Kullanacaksanız da 0.3 ten şaşmayın. Watt yükseltmek istemiyorsanız da pre heat kullanın. İnternetten pico güncellemesini yapın. Cihaz kapalıyken ateşleme ve - tuşlarına aynı anda basıp bekleyin. 0.5 saniye ve kullandığınız wattın 5 üzerini ayarlayın. Bu şekilde yaparsanız ateşlemede gecikme olmaz.
0
masmeleddin erdogan
Kombilerin içini gören var mı, ne kadar temiz? Kombi, suyu ısıtırken suda olumsuz etki bırakıyor mu? Makarna ya da kuru fasulyeyi kombi suyuyla yapınca sağlığa olumsuz bir etkisi olur mu, var mı fikri olan?
Kombilerin içini gören var mı, ne kadar temiz? Kombi, suyu ısıtırken suda olumsuz etki bırakıyor mu? Makarna ya da kuru fasulyeyi kombi suyuyla yapınca sağlığa olumsuz bir etkisi olur mu, var mı fikri olan?
0
Ben suyun tadını kokusunu değiştirdiği için kullanmıyorum. Aslında olumsuz bir tarafı yok gibi musluktan akmadan önce 2 borudan daha geçiyor o borularda da filtre var ki ben zamanla söküp temizlerim onları.
0
masmeleddin erdogan
Haberlerde kaldırıldığını gördüm bu heykellerin. ama kaleci heykeli yolun ortasına kadar uzanıyor görünüyor. var mı bu heykelleri canlı gören? ayrıca neyle tutturmuşlar, demir memir görünmüyor? http://www.haberankara.com/images/haberler/2017/11/belediye-den-aciklama-geldi-dev-kaleci-ve-futbolcu-heyk
Haberlerde kaldırıldığını gördüm bu heykellerin. ama kaleci heykeli yolun ortasına kadar uzanıyor görünüyor. var mı bu heykelleri canlı gören? ayrıca neyle tutturmuşlar, demir memir görünmüyor?
www.haberankara.com
www.haberankara.com
0
Uzamıyor abi ters perspektiften bakıyorsun ama senin baktığın perspektifte kaleci yaya geçidinin üzerinde uçuyor oluyor yola uzanmak değil direkt yolda olmak bu.
Bak yere temas ettiği yerlerdeki gölgelere.
Bak yere temas ettiği yerlerdeki gölgelere.
0
gölgelere dikkat etmemiştim, kalecinin trafik lambasının orda küçük ebatlı olduğunu sanmıştım. meğerse kavşağın ortasında ve daha büyük ebattaymış. yere de temas ediyormuş gerçekten. aksi halde nasıl havada kalacak değil mi?
0
Pampa bu, esenboga'ya giderkenki yolda. Pursaklari geçince, genelde alt tünelden geciyorsun ustte kalıyor bu onsan pek gören olmamıştır.
0
şimdi sen trafik lambasının yanından yaya geçdine doğru atlayan normal insan boyutlarında bir heykel canlandırmışsın gözünde. hani şu aradaki perspektif farkını kullanarak video illüzyonlarıyapan bir herif var ya, eyfel kulesini tepesinden tutup yerinden söküyor, kule biblo oluyor falan, onun gibi bir illüzyon yaşıyorsun. öyle değil. o kaleci orta göbek üzerinde yerde yatıyor. ve neredeyse orta göbeğin çapı kadar büyük bir boyutta. o yüzden yanıltıyor.
0
masmeleddin erdogan
Android 7 yüklü telefonuma cevapsız arama geldiğinde her seferinde sanki 2 tane arama gelmiş gibi görünüyor. 2 cevapsız gelse 4 tane gelmiş gibi görünüyor. bunun sebebi ne olabilir, var mıdır çözümü?
Android 7 yüklü telefonuma cevapsız arama geldiğinde her seferinde sanki 2 tane arama gelmiş gibi görünüyor. 2 cevapsız gelse 4 tane gelmiş gibi görünüyor. bunun sebebi ne olabilir, var mıdır çözümü?
0
Ben messenger'ı ilk yüklediğimde aynısı olmuştu. Aynı mesaj iki kez geliyordu ayrıca. Sonra kaldırıp tekrar kurdum geçti.
Bununla ilgili olabilir mi?
Bununla ilgili olabilir mi?
0
masmeleddin erdogan
Geçen sözlükte kadın sürücülerle ilgili yazılar okudum. kadın sürücülerin çok tehlikeli olduğu konusunda herkes hemfikirdi neredeyse.ben sürücü olmadığım için, yurtdışına da çıkmadığım için aklıma bir soru takıldı: ülkemizdeki kadınların tehlikeli sürücü olmaları (ki bana göre ihtiyatlı demek daha d
Geçen sözlükte kadın sürücülerle ilgili yazılar okudum. kadın sürücülerin çok tehlikeli olduğu konusunda herkes hemfikirdi neredeyse.
ben sürücü olmadığım için, yurtdışına da çıkmadığım için aklıma bir soru takıldı: ülkemizdeki kadınların tehlikeli sürücü olmaları (ki bana göre ihtiyatlı demek daha doğru olur) kadın olmakla mı alakalı yoksa sosyolojik bir durum mu? dünyadaki kadın sürücülerin geneli de "tehlike" saçıyor mu yoksa ülkemizdeki kadınlar üzerindeki toplumsal baskı onları özgüvensiz yaptığı için mi daha "kötü" sürüyorlar? bunu yurtdışında da sürücülük yapmış, ya da en azından yurtdışı izlenimi olan birileri cevaplarsa sevinirim.
not: cinsiyetçi bir dil kullanmamaya özen gösterdim.
ben sürücü olmadığım için, yurtdışına da çıkmadığım için aklıma bir soru takıldı: ülkemizdeki kadınların tehlikeli sürücü olmaları (ki bana göre ihtiyatlı demek daha doğru olur) kadın olmakla mı alakalı yoksa sosyolojik bir durum mu? dünyadaki kadın sürücülerin geneli de "tehlike" saçıyor mu yoksa ülkemizdeki kadınlar üzerindeki toplumsal baskı onları özgüvensiz yaptığı için mi daha "kötü" sürüyorlar? bunu yurtdışında da sürücülük yapmış, ya da en azından yurtdışı izlenimi olan birileri cevaplarsa sevinirim.
not: cinsiyetçi bir dil kullanmamaya özen gösterdim.
0
türkiyede'ki kuralsızlık artık kural olduğu için kurallara uyunca çıkıntı oluyorsun. Asıl sorun bu herkes 90 la gitse sıkıntı olmayacak ama biri çıkıp makas ata ata gidince tabi herkes şaşırıyor.
Ayrıca türkiyede kadın sürücüler için trafiği okuyamama durumu var önünde kocaman alan var kullanmıyor mesela trafik tıkanıklığına sebep oluyor göze batıyor.
Tabi park etme yada sıkışık bi anda kalınca kontrolünü kaybedip ne yapacağını bilememe durumu da oluyor.
bu durumu türkiyede gözlemleyebildim sadece birçok ülkede kadınların aktif düzgün şekilde araç kullandığını gördüm adını bilmediğimiz moritanya da bile kadınlar kuralsız trafikte gerçekten iyi araba kullanabiliyordu.
Ayrıca türkiyede kadın sürücüler için trafiği okuyamama durumu var önünde kocaman alan var kullanmıyor mesela trafik tıkanıklığına sebep oluyor göze batıyor.
Tabi park etme yada sıkışık bi anda kalınca kontrolünü kaybedip ne yapacağını bilememe durumu da oluyor.
bu durumu türkiyede gözlemleyebildim sadece birçok ülkede kadınların aktif düzgün şekilde araç kullandığını gördüm adını bilmediğimiz moritanya da bile kadınlar kuralsız trafikte gerçekten iyi araba kullanabiliyordu.
0
Almanya'da koca koca teyzeler essek kadar belediye otobüslerini, trenleri, tramvaylari kullaniyor. Kimsenin de kadinlar kötü sürücüdür dedigine sahit olmadim simdiye kadar. Bu fizyolojik fark nedense hep Türkiye veya bizim gibi gelismemis toplumlarin kadinlarinda var demek ki. 5 tane Alman adamla ayni ofiste calisiyorum. Kadinlar hakkkinda cinsiyetci bir tane söylem duymadim ki geyik muhabbeti baya bol bir gruptayim, her türlü sakayi yapariz birbirimize.
Ne diyelim azizim, Allah cografi konumun da hayirlisini nasip etsin :D
Ne diyelim azizim, Allah cografi konumun da hayirlisini nasip etsin :D
0
Finlandiya’da araba kullandım iki yıl faal olarak. Önümdeki aracın sürüşünde sıkıntı fark ettiğimde yüzde doksan kadın sürücü çıktı. Diğer yüzde on da yaşlı erkekler. Yani ister cinsiyetçi deyin ister önyargılı isterse başka bir şey; ama kadınlar erkeklerden daha kötü araba kullanıyor. Bunun kurallara uymakla da alakası yol zira Finlandiya’da herkes kurallara uyuyordu ve şehir içi maksimum 70’le gidiliyor zaten. Buna rağmen çat diye anlıyorsun sorunlu bir araba görünce.
Beni cebinden çıkaracak karın şoförler vardır mutlaka. Ama genel olarak erkekler çok daha iyi araç kullanıyorlar.
Beni cebinden çıkaracak karın şoförler vardır mutlaka. Ama genel olarak erkekler çok daha iyi araç kullanıyorlar.
0
diğer ülkelerde de kadın sürücülere karşı ön yargılı olanlar var. mevzu bana göre tamamen tecrübe - tecrübesizlik ile alakalı. bizim ülkede ortalama bir erkek erken yaşta mevzuya ilgi duymaya başlıyor. 18 - 20 civarında ehliyetini alıp tecrübe kazanıyor. kadınların ise 24-25 yaşına kadar arabayla işi olmayabiliyor. bazısı ehliyet alsa da yıllarca kullanmayıp pratiğini kaybediyor.
trafikte genellikle yarattıkları durum tehlikeden çok anarşi. trafiğin doğal akışı dışında hareket etmeleri, kararsızlıkları vs. diğer sürücülerin dikkatini çekiyor doğal olarak. ne yapacağı belli olmayan bir sürücüyle yan yana gitmeyi ben de istemem.
trafikte genellikle yarattıkları durum tehlikeden çok anarşi. trafiğin doğal akışı dışında hareket etmeleri, kararsızlıkları vs. diğer sürücülerin dikkatini çekiyor doğal olarak. ne yapacağı belli olmayan bir sürücüyle yan yana gitmeyi ben de istemem.
0
Trafikte tehlikeli araç kullananları çoğu erkek. Yalnız trafikte BİLİNÇSİZ araba kullananların çoğu kadın.
Gereksiz yere frene basmak, virajlarda şeridini koruyamamak, aynaları kontrol etmeden şerit değiştirmek. Bir de yol verecek yerleri ağrıyor, inatlarından geberecekler. Kararsızlar, acil durumlarda devamlı panik havası hakim. Sol şerit babalarının malı, süratlerine bakmadan sol şeritteler. Korna sellektör ters tepiyor, gene inada bindirip çekilmiyorlar. Sonra makası çakıp geçince sen suçlu oluyorsun.
not: Cinsiyetçi bir dil kullanmamak için kasmadım. Böyle kullanan kadınlara ehliyet veren, emeği geçen herkesin...sebebi neydi ki ?
Gereksiz yere frene basmak, virajlarda şeridini koruyamamak, aynaları kontrol etmeden şerit değiştirmek. Bir de yol verecek yerleri ağrıyor, inatlarından geberecekler. Kararsızlar, acil durumlarda devamlı panik havası hakim. Sol şerit babalarının malı, süratlerine bakmadan sol şeritteler. Korna sellektör ters tepiyor, gene inada bindirip çekilmiyorlar. Sonra makası çakıp geçince sen suçlu oluyorsun.
not: Cinsiyetçi bir dil kullanmamak için kasmadım. Böyle kullanan kadınlara ehliyet veren, emeği geçen herkesin...sebebi neydi ki ?
0
Almanyada otobus, kamyon, is makinasi, taksi soforu kadin gormek cok normal. Kimse onlara uzayli gozuyle bakmaz. dunyanin en duzenli trafigi almanyada akiyor diyebilirim, herkes kurallara uyunca kadinlarin surusunun erkeklerden farkli olmadigi goruluyor. Ama eger trafik kaos durumuna gectiginde kadinlar erkekler kadar gozu kara hareket etmedigi icin, kurallara daha bagli olduklari icin belki sorun yasiyorlardir. zaten ayni nedenle eger turkiyede bir kadin kural tanimadan suruyorsa "erkek gibi suruyor" deniliyor. ozetle almanyada kadin-erkek diye bir genelleme yapilmiyor, ama trafikte biri kurallara uymadan kullaniyorsa genelde "turk" diyorlar.
Belki kucuklukten beri erkekler kadar firsat bulamadiklari, belki de genellikle kadinlar gec yasta araba kullanmayi ogrendikleri icin boyle bir durum olabilir ama ayni sartlar altinda kuralli bir trafikte bence esit kadin-erkek.
ayrica hicbir gazetede soyle bir manset olmaz "fren yerine gaza basan 'erkek' surucu dehset sacti" ama ayni seyi kadin yapinca hemen 'kadin' vurgusu yapiliyor. erkekler de ayni hatalari yapiyor. istanbuldaki minubus soforleri hep erkek, nasil araba kullanidiklari malum. bu da algimizi etkileyen bir neden elbette.
Belki kucuklukten beri erkekler kadar firsat bulamadiklari, belki de genellikle kadinlar gec yasta araba kullanmayi ogrendikleri icin boyle bir durum olabilir ama ayni sartlar altinda kuralli bir trafikte bence esit kadin-erkek.
ayrica hicbir gazetede soyle bir manset olmaz "fren yerine gaza basan 'erkek' surucu dehset sacti" ama ayni seyi kadin yapinca hemen 'kadin' vurgusu yapiliyor. erkekler de ayni hatalari yapiyor. istanbuldaki minubus soforleri hep erkek, nasil araba kullanidiklari malum. bu da algimizi etkileyen bir neden elbette.
0
Öncelikle cinsiyetçiliğin çok yaygın olduğu bir toplumda ve sözlükte alacağınız yanıtların kadınların kötü sürücü olduğu, beyin-vücut yapılarının uygun olmadığı savları olmasına şaşırmadım. Kadın olmak biyoloji ile ilgili de değil, cinsiyet kimliği 3 yaşından sonra belirleniyor. Diğer yandan dünyadaki ve özellikle Türkiye'deki trafik kazalarına baktığınızda çoğunluğunun erkek sürücüler tarafından yapıldığını tahmin etmek zor değil. Erkekler daha fazla araba kullanıyor evet ama çok sık da kaza yapıyorlar. Buna iyi sürücülük diyebilir miyiz?
Geçtiğimiz aylarda NTV'de izlediğim bir haberde yapılan araştırmada kadınların daha iyi araba kullandığı kanıtlanmış. Benzer bir haberi de şu şekilde buldum. ama dediğim gibi bunu beyine değil sosyal skillere bağlamak gerekiyor. www.telegraph.co.uk
Türkiye'de sosyolojik olarak bakarsak kadınlar araba kullanmayı erkeklere göre geç öğrenebiliyor ve kuralsızlığın kural olduğu Türkiye trafiğinin stresinde yeni başlayan olarak stresli olabiliyorlar. Bu kuralsızlık işte her gün cana mal oluyor ama kimse erkekler böyle demiyor.
Geçtiğimiz aylarda NTV'de izlediğim bir haberde yapılan araştırmada kadınların daha iyi araba kullandığı kanıtlanmış. Benzer bir haberi de şu şekilde buldum. ama dediğim gibi bunu beyine değil sosyal skillere bağlamak gerekiyor. www.telegraph.co.uk
Türkiye'de sosyolojik olarak bakarsak kadınlar araba kullanmayı erkeklere göre geç öğrenebiliyor ve kuralsızlığın kural olduğu Türkiye trafiğinin stresinde yeni başlayan olarak stresli olabiliyorlar. Bu kuralsızlık işte her gün cana mal oluyor ama kimse erkekler böyle demiyor.
0
chitosan +1
yurtdışında otobüs kullanan kadın gördükçe hala şaşırıyorum. ne kadar koşullandıysak. yaşamadığım için bilmiyorum ama trafikte türkiye'de olduğundan çok daha fazla kadın var.
trafikte kötü kullanan kadınlar da erkekler de var hatta orana dökersek erkekler daha fazla ama kadın olunca çok göze batıyor ve hemen "kadın işte yaa" deniliyor.
yurtdışında otobüs kullanan kadın gördükçe hala şaşırıyorum. ne kadar koşullandıysak. yaşamadığım için bilmiyorum ama trafikte türkiye'de olduğundan çok daha fazla kadın var.
trafikte kötü kullanan kadınlar da erkekler de var hatta orana dökersek erkekler daha fazla ama kadın olunca çok göze batıyor ve hemen "kadın işte yaa" deniliyor.
0
masmeleddin erdogan
Varmış böyle bir şey. zamanında ayağımda mantar oluşmuştu, sonra krem kullanarak gitti o mantar ama geçen gün ayak mantarı varken giydiğim eski ayakkabımı bir daha giyince aynı gün yine mantar bulaştı ayağıma.ayakkabı deri ve atılacak durumda değil henüz. bu ayakkabıyı mantarlardan kurtarmanın yok m
Varmış böyle bir şey. zamanında ayağımda mantar oluşmuştu, sonra krem kullanarak gitti o mantar ama geçen gün ayak mantarı varken giydiğim eski ayakkabımı bir daha giyince aynı gün yine mantar bulaştı ayağıma.
ayakkabı deri ve atılacak durumda değil henüz. bu ayakkabıyı mantarlardan kurtarmanın yok mudur bir yolu? yoksa kendiliğinden geçer mi? ayakkabıya fıs fıslanan spreyler zannedersem kokuyu önlüyor sadece. buna da çare olurlar mı?
ayakkabı deri ve atılacak durumda değil henüz. bu ayakkabıyı mantarlardan kurtarmanın yok mudur bir yolu? yoksa kendiliğinden geçer mi? ayakkabıya fıs fıslanan spreyler zannedersem kokuyu önlüyor sadece. buna da çare olurlar mı?
0
masmeleddin erdogan
Telefonuma iki gün önce nougat güncellemesi geldi, ben de yükselttim ama uygulama ayarlarındaki her uygulamaya özel bildirim çeşidi ayarı kalkmış.daha önce kayan bildirim ayarı vardı, onu pasif yapınca bildirim geldiğinde ses çalardı ve o uygulamanın ikonu bildirim çubuğunda gözükürdü. bildirimin iç
Telefonuma iki gün önce nougat güncellemesi geldi, ben de yükselttim ama uygulama ayarlarındaki her uygulamaya özel bildirim çeşidi ayarı kalkmış.
daha önce kayan bildirim ayarı vardı, onu pasif yapınca bildirim geldiğinde ses çalardı ve o uygulamanın ikonu bildirim çubuğunda gözükürdü. bildirimin içeriği gözükmezdi yani. (mesela whatsapp mesajı gelince mesajın içeriği görünmezdi). şimdi ise telefonun ekranı açıkken gelen mesajlar, bildirimler olduğu gibi bildirim çubuğunda gözüküyor. çok rahatsız edici bir şey bu.
var mı nougat kullanan ve var mı buna çare olabilecek kimse?
daha önce kayan bildirim ayarı vardı, onu pasif yapınca bildirim geldiğinde ses çalardı ve o uygulamanın ikonu bildirim çubuğunda gözükürdü. bildirimin içeriği gözükmezdi yani. (mesela whatsapp mesajı gelince mesajın içeriği görünmezdi). şimdi ise telefonun ekranı açıkken gelen mesajlar, bildirimler olduğu gibi bildirim çubuğunda gözüküyor. çok rahatsız edici bir şey bu.
var mı nougat kullanan ve var mı buna çare olabilecek kimse?
0
masmeleddin erdogan
Telefonumdaki kişilerin aynı numarası birden fazla defa kayıtlı. mesela a kişisinin numarası olan 05xxx9 şeklindeki numarası iki veya üç defa ama 05-xxx9 ya da 05x-xx9 şeklinde kayıtlı. rehberde 220 kişinin adı var ama yedekleme yaptığımda 600 küsür numara yedeklendi diyor. yani her bir kişinin birç
Telefonumdaki kişilerin aynı numarası birden fazla defa kayıtlı. mesela a kişisinin numarası olan 05xxx9 şeklindeki numarası iki veya üç defa ama 05-xxx9 ya da 05x-xx9 şeklinde kayıtlı. rehberde 220 kişinin adı var ama yedekleme yaptığımda 600 küsür numara yedeklendi diyor. yani her bir kişinin birçok numarası kayıtlı. telefonu değiştirince oldu bu.
not: görüntülenecek kişilerde sadece telefon seçili. yani bu numaraların hepsi telefon hafızasında. android işletim sistemi.
şimdi ben bu numaraları 1'e nasıl indiririm?
edit: hay allah razı olsun fyodor.
not: görüntülenecek kişilerde sadece telefon seçili. yani bu numaraların hepsi telefon hafızasında. android işletim sistemi.
şimdi ben bu numaraları 1'e nasıl indiririm?
edit: hay allah razı olsun fyodor.
0
Şuraya gir contacts.google.com orda çiftlenenler çıkacak. ister tek tek birleştir. istersen sağ üstten tümünü birleştir de geç.
0
masmeleddin erdogan
İşim gereği kumaş pantolon giymek zorundayım. ama kundura giymeyi oldum olası sevmem. kundura giyince kendimi mutsuz hissederim gün boyu.işte ben kundura olmayan ama dışarıdan bakıldığında da kumaşın altında absürt durmayacak bir ayakkabı arıyorum. var mı böyle kendini göstermeyen, rahat, yazlık bir
İşim gereği kumaş pantolon giymek zorundayım. ama kundura giymeyi oldum olası sevmem. kundura giyince kendimi mutsuz hissederim gün boyu.
işte ben kundura olmayan ama dışarıdan bakıldığında da kumaşın altında absürt durmayacak bir ayakkabı arıyorum. var mı böyle kendini göstermeyen, rahat, yazlık bir ayakkabı modeli?
işte ben kundura olmayan ama dışarıdan bakıldığında da kumaşın altında absürt durmayacak bir ayakkabı arıyorum. var mı böyle kendini göstermeyen, rahat, yazlık bir ayakkabı modeli?
0
