bombelenme olmayabiliyor, bende olmaz mesela.
ama gerçek olan şu ki, genelde adı olan manikür-pedikür/güzellik merkezlerinden ziyade, sokak aralarındaki "manikür-pedikür-ağda" (kuaför değil) salonlarındaki, dükkanın sahibi olan orta yaşlı ablalar/teyzeler bu işlerde iyidir.
şimdi ben çok bilindik bir güzellik salonuna gitsem de, bizim zerrin abla'nın manikürünü bulamıyorum hiçbir yerde mesela.
kötünün iyisi yani.
ne kadar sıklıkla yaptırılır sorusu kişiden kişiye değişir.
benim etlerim yumuşaktır, hatta et bile yok neredeyse, iki elim toplam 15 dk sürüyor.
ben ayda bir yaptırıyorum işte, bakımlı olsun diye.
ne kadar çok yaptırırsan, o kadar çok alışır elin.
bu sefer uzun süre ara verdiğinde şeytan tırnağı denen şeyler falan çıkıyor, el manikür istiyor.
yani çok da fazla alıştırma.
manikür yaptır, ojen bozulduğunda oje sür ya da gidip sadece oje sürdür.
benim ojesi bozulunca manikür yaptıran arkadaşım var, o doğru bir şey değil.
manikür yaptırdıktan sonra geceleri cuticle oil denen tırnak eti yağları var, onlardan sürersen, zaten süreyi çok uzatırsın.
flormar'dan, mavala'ya her markanın var ve çoğu da iş görüyor.
İstanbul'da 30 ila 70 arası değişiyor gittiğin yere göre.
illa pahalısı iyi olacak diye bir şey yok.
ellerini ve tırnaklarını beğendiğin bir arkadaşına sor, onun yaptırdığı yere git mesela.
en iyi o şekilde bulursun.
mavala manikürü diye bir şey var bir de.
etler kesilmiyor, itiliyor.
onu da deneyebilirsin, ama mesela benim ellerime çok uygun olsa da, manikür yaptırmışım hissi vermediği için normalini tercih ediyorum genelde.
0