Büyük ihtimalle modemin kapasitesi o kadardır. 8 cihaza bağlantı verebiliyordur. 1 tane de printer tarzı bir şey varsa tamam işte.

ip cakismasi olabilir butun pc lerin otomatik ip aldigindan emin ol. ozellikle o ucunun.
ikincisi modemin arayuzune gir bak herhangi bir filtreleme var mi diye.

Sabit mi bağlanamayan 3 bilgisayar? Hiçbiri bağlı değilken de sadece o 3ü bağlanamıyor mu?

sen yine de şu tarz al derim www.ebay.com altında usbler için içeri dogru girinti var ama her türlü duvarda modifiye isteyecektir diye düşünüyorum.

bende böyle birşey arıyordum bulamamıştım, hmm doğru aynı boyutta olması mümkün değil.

Kendi evim olsa yaptırırdım şahsen, çogzel bi çözüm.

kesinlikle ya ne uğraşacaksın adaptörle falan.

Çizgili olanlar olmaz, elindeki cihaz muhtemelen 110V kullanıyordur. USB olanlar yüksek ihtimalle olur ama giriş değeri ne kabul ediyor ona bak. 220den 6ya dönüştürmeli.

Evrensel diyor ama prizin iç kısmı bizdeki standart yuvalara uygun değil. Duvarın içindeki plastik yuvayı (adını bilmiyorum) değiştirmen gerekecek.

Bu bilgiler e-maille falan gönderilmez. Bloke olan kartı aktive etmeye uğraşmak yerine sanal kart veya alipay kullanarak öde bence.

phising yiyor olabilirsin. kimse bu bilgileri maille istemez gibime geliyor benim de.

Yurtdışındaki firmalarla, ödeme güvenliği ve fraud koruması konusunda çalışıyorum.

Kartın sana ait olmadığı fikrine kapılırlarsa, bir çok firma bu belgeleri ister. kartın fotoğrafları, kimlik/pasaport fotoğrafı vs bunlar olağan şeyler. Göndermek istemeyen bir çok kişi oluyor tabi ki.

Ip adresin değiştiyse ya da türkiye kredi kartını yurtdışından veya VPN'den giriyorsan bu tür önlemlerle karşılaşırsın.

Başka ödeme seçeneği kullanamıyorsan bu bilgileri göndermen gerek.

yukarı dudullu'da vardı 6-7 ay kaldı sonra aldı hurdacılar. sanayi bölgelerinde oluyo galiba beyle terkedilmiş boynu bükükler.

ziverbey'de bp'nin karşısındaki çıkmaz sokağın sonundaki apartmanın bahçesinde 2 tane anadol var. yanyana duruyorlar yıllardır. hatta genel olarak kuyubaşı-ziverbey civarında çok fazla homelessa ev olmuş çok vosvos var.

Kozyatağı taraflarında çok görüyorum sokak aralarında ama tam olarak nerede dersen hatırlayamam.

Fulya Acıbadem'den Gayrettepe emniyete çıkarken sağda var bir tane.

itü maslak kampüsünde görmüşlüğüm var.

Çekiş aksındaki lastikler diğerinden hızlı dönünce anlıyor araç patinajı.

hız sensörleri var her tekerde ve farkı görünce devreye giriyor.
www.bilgiustam.com
burada açıklıyor resimli olarak.

ECU tekerleğinin dönüş hızını sürekli kontrol ediyor. Dönüş hızında çok hızlı bir artış varsa patinaj olduğuna karar veriyor. Çok hızlı yavaşlıyorsa da kızaklıyor demektir.

sinyal bozucu cihaz kullanılmış olmasın ?

belki. ama sinyal bozucuyla filan takilan adam profesyonel olmali, araci calmamis.

gecmis olsun. sırf bu yuzden 50 liralık piranha navigasyon kullanıyorum.

sinyal bozucu ile çalışan adam yine de arabayı çalamaz. zira immobilizer var. aracın beynini değiştirecek ki istediği anahtarla çalıştırabilsin. ancak sinyal engelleme yani jammer çok basit. bir kere alıp yüzlerce kez kullanıyorlar neticede. yani jammer kullanmışlar belli ki. ablan da kilitlerken dönüp aracın ışıklarının yanışını görmekle ilgilenmiyorsa çok kolay olmuştur.

Ayrıca araba çalmak riskli iş. Navigasyon cihazı ise çok daha temiz.

la 1.000.000 (bir milyon) km yapan taksiler var :)

Senin de farkettiğin gibi motor ömrü konusunda iki farklı ekol var. Birinci ekole göre 100 binden sonra araba çöp olur. İkinci ekole göre bakımlarını düzenli yaptırdığın sürece 250, 300 bine kadar kullanırsın. Sonra revizyon yaptırır kullanmaya devam edersin.

Değişmeyen gerçek 100.000'den sonra ağır bakım olacak. Onun masraflarını bir araştır bence.

700-800 binden aşağı değildir iyi bir dizel motorun ömrü.

toyotanın eski dizelleri 3.000.000 km ömürlüydü sanırım. önemli olan bakımları yani. adam bakmış mı arabaya onu kontrol edin

millet teknolojinin gelişmesini çok da takip ederek kurmuyor bu cümleleri o nedenle kulak asmamak lazım ama tabi genel algı 100.000'in üzerindeki arabadan uzak dur yönünde.
Eğer arabayı uzun süre kullanmaya niyetliysen al bakımını da yaptırarak kullan fakat alırım biraz biner satarım diyorsan bu algıdan dolayı 100.000'den sonra piyasa değeri düşecektir.

bakım ve kullanım önemli. bununla birlikte geçen bindiğim skoda fabia takside 536bin km'yi gördüm.

sokağa çıkıp şöyle bir bakarsan göreceğin arabaların en az yarısı 100.000 i devirmiştir. Bir motorun ortalama ömrü çok daha uzundur. Ama bir araç da sadece motordan oluşmamaktadır. Dizel araçlarda turbo ve enjektör gibi arızası ciddi masraf çıkarabilen parçalar vardır. Hem bu parçaların masraf potansiyeli hem de piyasada bi dolu şirketten çıkma km düşürülmüş dizel araç olması insanları yüksek km dizelden uzaklaştırıyor.

Özetle 80.000km birşey değil, şirket aracı değilse, sahibi düzgün kullanıp bakımlarını aksatmadıysa düşünülmeden alınılır.

bir filo firmasında çalışırken yüzlerce aracın durumunu takip ediyorduk. genel eğilim dizellerde 100000 den fazla ama kullanıcısına göre değişiyor. eğer yüksek devirde sürekli turbonun çalıştığı bir araç ise 150000 lerde turbo iflas ediyor. düzgün kullanılmış ise diğer yorumlarda da dendiği gibi milyonları görmek mümkün.

motor ömrü değil turboya bakmak gerek. kontrolü nasıl yapılıyor bilmiyorum ama alacağınız aracı servise götürdüğünüzde turbosunu kontrol ettirin, kaçak, ses, basınç takibi vs ne varsa yapılır.

kullandığımız fiorino 140.000 kilometrede. hiçbir sıkıntısı yok.

fiorinolar her 40.000 kilometrede bir ağır bakıma giriyor, ortalama 700-800 lira gibi bir masraf çıkarıyor (ankara, yetkili servis fiyatları ile). 80.000'de satılan fiorino 80.000 bakımına girmemişse sokmanız gerekir ve bu tutar size patlar. bundan sonra 120.000'de yine ağır bakıma girer, burada biraz daha fazla çıkar (yaklaşık 1000 lira kadar). sonrasında bir sıkıntı olmadı. olanı da duymadım.

fiat 1.3 multijet motorlar için genelde 200-250 bin kilometre arası rektifiye öneriliyor. oraları pek bilmiyorum, ama yoğun kullanılacak bir araba için sınır 200.000 kilometre gibi geliyor bana.

aracı ustaya göstermekte, turbosuna baktırmakta, sesini dinletmekte fayda var. düzzgün kullanılmışsa 80.000 fazla bir kilometre değil.

bunun için kişinin a4 kağıtı üzerindeki kimlik fotokopisine tutanaklı bi kağıt imzalatabilirsin.

orada yazılacaklar sizin hayal dünyanıza kalmış.
şu şu imei numaralı şu şu seri numaralı kore üretimi vs. model telefon sattım cihazın herhangi bi kusurunun olmadığını ve alıcıya sağlam teslim ettiğimi beyan eder, ileride telefonla ilgili dogacak pasaport kaydı ile ilgili sorunda mesuliyet kabul ederim. telefonun imei çalınması ve arızalanması durumu alıcıyı ilgilendirmektedir. iş bu tutanak alıcı ve satıcı arasında imzalanmıştır. hertürlü anlaşmazlıkta T.C yasaları devreye girecektir.

ne salladım be.

her iki telefon da çöp. pasaport kayıt işleri de sakat olduğundan alma derim.

Kayit iptal olmaz ki. Neden sakat olsun.

Kayit iptal olmuyor ki, 2 sene sonra otomatik olarak yeni telefon kaydettirme hakki elde ediyor.

Ben senelerdir yurtdisindan telefon getirip pasaportuma kaydettirip öyle kullaniyorum, bundan onceki telefonumu kuzenim hala kullaniyor iste. Bir sorun yok yani.

Satıcı bu işin ticaretini yapan biriyse büyük ihtimal bir iki ay içinde kayıdı iptal ettirip yeni telefon kaydedecek. Sen de fellik fellik pasaport aramaya başlayacaksın. Bu şekilde yapacağını sahibinden.com üzerinden satış yapan bir satıcı "Bizde kayıtlar iki aylık ona göre." şeklinde kendi söylemişti.

macbook veya pc farketmez aslında. genel olarak torrent çok güvenli değil aslında. güvenilir sitelerden indirirseniz pek bir şey olmaz. indirdiğiniz içeriği bi antivirüs programı ile tararsanız içiniz daha da rahat edebilir.
pc kullandığım için hangi program önerisine cevap veremeyeceğim ama burada da program bilgisayarımda bilmediğim bi iş yapmasın istiyorsanız open source torrent client'lara yönelebilrisiniz.

neden güvenli olmasınki? ben bildim bileli mac'te torrent kullanıyorum herhangi bir sıkıntı yaşamadım. public trackerlardan indireceğin içeriğin günvenli olacağı garantisi yok. ben de yıllardır torrent kullanan birisi olarak public tracklar tavsiye etmem.

client soruyorsan utorrent for mac iyidir.

(bkz: transmission)

Torrent sitelerinde Mac Keeper tarzı zararlı yazılımların reklamları çıkıyor. Dalgınlığına gelip bunları indirip kurmazsan bir sıkıntı çıkacağını zannetmiyorum.

ya 100 tl lik basit bir şey alma bence çünkü 100 tl ye lazer yazıcı yok ve püskürtmeliler için başta yazıcı fiyatı iyi ama 120-150 sayfa sonra bitiyor ve kartuş fiyatları el yakıyor. Ben bunu kullanıyorum tavsiye ederim; 1000 sayfa yazma kapasitesi var, kartuş bitince de 80-100 arası bulunuyor. www.teknosa.com

yalnız ben de macbookla kullanıyorum ama benimki 2014 mid modeli, seninki ne kadar eski uyumluluk sorunu olur mu bilemiyorum.

2014 mid benim mac de.

bende samsung ML-???? serisinden bir printer vardı. Bir süre sonra macbook'u tanımamaya başladı ve çözemedim. şu an o printer burda. görünüş kusursuz ama bir sakatlık var tanımıyor.

bu da mesela 100'lerce sayfa sonra kartuşu bitmişti. yine böyle bir şey arıyorum.

dediğini göz önünde bulunduracağım.

teşekkürler.

Marka model tevsiye etmeyeceğim ama ethernet(network) desteklemesinde sonsuz fayda var. Hatta eğer modemin yanına koyamayacaksanız wi-fi destekli birşey tavsiye ederim.

Linux de kurabilirsin. Ubuntu, Mint gibi dağıtımların artık kurulumları da kullanımı da Windows kadar kolay. Ayrıca sıkıntı yaşadığın konulara da çözüm olur. Bilgisayarı kullanım amacına da hizmet eder. Yeni bir bilgisayar almadan önce bunu dene bence.

W8.1 kur. i5 650 işlemcili 4 gb ramlı 5 senelik emektarı coşturdu.

Senelerdir özellikle laptoplarda recovery bölümü bulunuyor, bunun sayesinde bir kaç tıklama ile bilgisayarınızı ilk aldığınız günki haline çevirbiliyordunuz, bunun için cihazların kullanma kılavuzlarını okuyun.

Tabi şimdi harddiskin değişimi ile bu imkan gitti, bilgisayarınızın altında windowsun hangi sürümünü kullandığınızın ve ürün anahtarınız yazar, ona göre iso dosyasını indirir dvd'ye yazıp oradan formatlarsınız, ardından dell'in sitesinden sürücüleri çekersiniz.
Windows defender yeterli bir koruma sağlamakta ama açık olduğuna emin olunması lazım, otomatik güncellemeler açık olmalı.
İndirilen programlar programın resmi sitesinden indirilmeli ve kurulurken ne kurulduğuna dikkat edilmeli, o anasayfa virüsleri kendi kendilerine açılamaz, hayır evet onayında evet demişsiniz.

Eğer maddi olarak zorlamayacaksa Macbook tavsiye ederim. Ben de benzer nedenlerle Mac'e geçtim. 3 senedir kafam rahat. Telefona uygulama kurar gibi işletim sistemini güncelliyorum. Yalnız ilk başlarda biraz zorlandığımı itiraf etmeliyim. Yıllardır alıştığın şeyi bırakıp yeni bir sisteme alışmak başlangıçta biraz zorluyor.

Maxton browser'da oluyordu galiba. Cepten tıklıyorsun buluta iniyor. Eve gidince buluttan alıyorsun falan filan.

put.io

put.io sadece torrent çalıştırmıyor mu?

hiç öyle bişey yok ya kaç tane arkadaşım aldı işyerine getirdiler hiç bi kuryenin ne böyle bişey dediğini duydum, ne de arkadaşlarımın bahşiş verdiğini gördüm. uyanıkmış o kurye biraz.

gidin şubeden alın. bu ne yüzsüzlükmüş hakikaten. hani getirdiği de odtü'yü kazanmış üniversite sınavı sonucu falan olsa neyse. pasaportu parayı veren çıkartıyor ne müjdesi getirdi diye?

ilk kez duyuyorum bahşiş isteyen, genelde apartmanın içine atıyolar ya da bırakıp koşa koşa kaçıyolar

Şikayet edin.

devlet memuru nasıl bahşiş alıyor ki?
zaten vazifesi o.

şikayet edin bence.

Eskiden o şeyler. Çalıştığım yere her gün onlarca paket geliyor her birine müjde verecek olsak battık.

adamın yaptığı ayıp. hatta suç. sakın bahşiş vermeyin.

yok öyle bir dünya.

Pasaportun neyi mujdeymis?? Prim vermeyin

PTT'nin web sitesinden şikayet edebilirsiniz, gerçekten ilgileniyorlar.

Sıkıntıya gerek yok. Ikea'ya gittiğinde oradaki görevlilere soruyorsun. Onlar sana yardımcı oluyor. Alman gereken parçaları liste halinde veriyorlar.

yanlış anlamış olabilir tamam ama niye tikim verilmiyor ben de zahmet ettim o kadar

ERTON/FINNVARD
449t
çalışma masası
Fiyatlarımıza KDV dahildir. Ürünler stoklarla sınırlıdır.

Malzeme
Masa tablası:

Masif kayın ağacı, Yağ

Raflı şövale ayağı:

Masif kayın ağacı

Ebatlar
Uzunluk : 155 cm

Genişlik : 75 cm

yani diyor ki, bu masayı almak için sadece ilk verdiğin linki satın alacaksın tam ürün o diyor

@neira: ama kayranin kedisi diyor ki ben bu masanın beyazını istiyorum. o yüzden ayağını ayrı, beyaz renkli tablasını da ayrı alıp kendim takıcam diyor. evet ilk linkteki tam ürün ama beyaz değil.

birleştirmen için klavuz buldum. kolay gelsin

www.ikea.com

ben de tam rakidabalikolsa nın verdiği klavuzu söyleyecektim. en son sayfasına bakarsan tablayı direk ayaklara geçirmiş.

ayrıca o masa iskeletinin klavuzuna bakarsan
cdn.ikea.com.tr
senin seçtiğin ayaklara uyumlu değil. yabi tabla ve ayakları alman yeterli olacak.

Belli başlı markaların bilindik modellerinden şaşmayacaksan teknoloji marketlerden bulabilirsin. Özellikle aradığın bir model varsa internetten alacaksın. Ucuz arayorsan ve şansın varsa Real/Migros gibi yerlerde güzel kampanyalar oluyor. Onun haricinde Internet.

euro baya bi arttığı için avrupa ülkelerinde de artık elektronik eşyalar çok ucuza gelmiyor. belki ucuza gelir ama çok farketmez. türkiye'den alırsan en azından türkiye garantili bi ürün almış olursun. diğer türlü bi sorun olduğu zaman yurt dışına göndermen falan gerekebilir.

500gb ilr 1tb arasında 40Tl mi ne fark vardı o yüzden 1tb daha uygun oluyor.
türkiyeden hepsiburada.com'dan aldım.

Parçalar düz kesilebiliyorsa montajının kendin yapmak şartıyla Bauhaus'da kestirebilirsin. Ancak açılı/şekilli detay varsa onları yapmıyorlar.

Apple urunlerinde elma logosu gozuksun diye var sanirim da samsung kilifinda neden var o konuda bi fikir yürütemedim.
www.mobilcases.com

Kılıfı çeviren mekanizma orada. İlla boş olması gerekmiyor ama bu tasarım çok tutunca burdan yürüdüler.

nası çeviren hocam ya?

türkiyede normal :) yüzlerce mülakata girmiş biri olarak söylüyorum, her tipte manyak var.
bana kalırsa bu tip tavırlar senin için bir gösterge olmalı. bir firma çok kurumsalız ayağına birini işe almak için 4 görüşme yapıyorsa (oha) ve hala karar veremediyse, kılık kıyafet üzerinden yargıya varıyorsa, bu saçmalığı yüzüne söylemekte de bir beis görmüyorsa zerre kadar kurumsal değildir. yerinde olsam ben onlarla çalışmak istemezdim. bu kafada yönetilen bir şirkette mutlu olma ihtimalin az.
kolay gelsin.

güzel cevap. güzel kapanış.
ne bu ya? okudum da evlilik için eş arayan ya da yemekteyiz programındaki çorbaya eklenen suyun miktarını dert eden birini hayal ettim bir anda.

Yahu o bir şey mi bir iş görüşmesinde bana kadın şey dedi. Yazılımcılar çok alıngan oluyor, iş yüzünden bağırınca hemen küsüp gidiyorlar.

daha beterleri bile var...
bi daha gitme görüşmeye bence.
çok ısrar ederlerse maaş beklentini yükselt.

çok güzel cevap vermişsin tebrik ederim.

artık dördüncü iş görüşmesine gelmişsin, ya evet demeleri lazım ya hayır. hala küçük şeylere takmaları can sıkıcı.

ama evet türkiye şartlarında normal. herkes kapılarında kuyruk adamlar şımarıyor.

Yani ben eğer gideceğim işte takım elbise giymeyeceksem görüşmesine de takım elbise ile gitmem. Hatta son zamanlarda sakalı bile kesmiyorum. Hata mı yapıyorum bilmiyorum ama rahat hissediyorum kendimi. tabi çok salaş gitmiyorum ama takım elbise ve sinekkaydı olayına hiç giriyorum.
Yani ben beni alacak adamın daha ilk görüşmesinde karar vereceğini düşünüyorum. çok fazla uzatmışlar senin süreci. 4 üncü görüşme nedir arkadaş?

görüşmenin sonunu iyi bağlamışsın.
eminim daha iyi bir iş bulacaksın.
daha beter müdürler var,
maaşı yükselt+1

Öncelikle 4. görüşme nedir diyen arkadaşların hangi şirketlerde hangi pozisyonlarda çalıştığını sorguladım. Zira hep kurumsal şirket özelinde iş başvuruları yaptığım için, çevrem de dahil işe girebilmek için minimum mülakat sayım 4 oldu. Hatta P&G Unilever Pfizer gibi şirketlerin stajyer seçme aşamasında 5-6 görüşme yaptığını biliyorum.

Sonraki kısma gelirsek, normal koşullarda ne olursa olsun mülakatlardaki dengesizliğin yutulması gerektiğini düşünürüm ama bu biraz fazla olmuş. Gözünün üstünde kaşın var deseler daha mantıklıymış. Çok profesyonel ve düzgün bir cevap vermişsin. Aklı başında bir firmaysa 1 görüşme daha ayarlar ve seni işe alır. Aramazlarsa da büyük ihtimalle müdürün bi akrabasını almak için kılıf arıyorlardı o nedenle böyle konuştular demektir.

Hiç canını sıkma, çok doğru yapmışsın.

Aklıma gelmişken... Uluslararası çapta bir inşaat firmasında İK stajı yapıyordum öğrenciyken. Buraya baya iyi üniversiteden inşaat mühendisleri ve mimarlar geliyordu iş başvuruları için. (Rusya'ya filan gönderiyorlardı) Neyse, bir gün İK müdürü "gelen aday takım elbiseyle geldi görüşmeye. Biz alışkın değiliz. Ne kadar saygılı ve istekli. Çok takdir ettim" dedi. Normalde çalışanlar sivil, mülakata gelenler de kot vs. giyip geliyor doğal olarak. Ama mülakata bir takım çekip gitmek müdürün gözünde + puan olarak yazabiliyor işte. Yani giymedin diye - puan yazmaz, ama giyersen + puan yazabilir. (Bu da ben mülakatlara rahat giyinir giderim diyenlere gelsin :) Belki ileride lazım olur :)

iyi demişsin tebrik ederim. keşke sonuna "sizin de şu an giydiğiniz kıyafet kurumsal bir firmada iş görüşmesi yapacak kapasitede değil" deseymişsin. insanın gerçekten midesini bulandırıyor şu işler. almanyada üretim müdürünün boynuna kadar dövmesi vardı, amerikalı iş ortağımızın ceo'su gözümüzün önünde kıravatını gömleğini çıkarıp anahtarla makinaya dalmıştı ama bizimkiler sanki kuin elizabet amk

tebrik ederim sırf bu hareketin bile saygı uyandırdı bende
umarım istediğin gibi bir işi en kısa sürede bulursun

türkiye de normal demişler evet bende bunu söylemeye geldim.
abuk subuk şeylere takılmış gibi yapıp seni kıvrandırmakmış bence niyetleri düşmemişsin tuzaklarına.

Yorum yapamayacağım ama çok iyi cevap vermişsiniz, kutlarım.

Büyük ihtimalle tepkini ölçmek için yapılmış bir şeydi ya da Icha'nın dediği gibi seni elemek için bahane arıyorlardı. Her iki durumda da iyi cevap vermişsin.

Maalesef elemek için her türlü cambazlığı yapıyorlar. Diğer arkadaşlarım da dediği gibi, biri araya tanıdığını sokuşturmultur, onlar da kılıf arıyorlardır. @ douchebag ' in anlattığına istinaden benim de bir anım var; sene 2010 bir ilaç kşmyasalları firmasına görüşmeye gittim idari işler için. O dönemde de yine bir kimya firmasında çalışıyorum, laboratuvarda çalışan çok zeki mühendis arkadaşlarımız var üç kuruşa anaları ağlıyor filan. Bu gittiğim firma bana iş tanımından bahsetti, sonra beni lab.'a alıp birkaç şey gösterdi. Bakın dedi ne kadar kolay yapabiliyorsunuz, bu iş için ekstra bir elemana gerek görmedik, sizin çalışacağınız pozisyon bu işi de içerecek. Şaşırdım tabi. Başkası olsa ulen ne var iki kimyasal karıştırıp makineleri on off yapcam ne kadar zor olabilir ki diyip o para ın üzerine atlardı( maaş bayağı dolgundu) ben beraber çalıştığım mühendis arkadaşları düşünerek kendime yediremedim o pozisyonda çalışmayı. Birkaç gün sonra referanslarımı istediler ama ben işi kabul etmedim. Oraya sonuçta başka birini aldılar tabi, hem ofis işlerini yapacak hem de lab.'ı yönetecek. İşler böyle işliyor işte Türkiye'de. O sebeple mantık falan aramayın. Kimsenin işi hakedip, etmediğini de sorgulamayın artık. Ayrıca görüşme süreçleri o kadar uzayabiliyor, hele ki kurumsal firmalardı 4-5. Görüşme + ingilizce sınavı, yetenek sınavı vs. Bunlara hazırlıklı olun derim. Motivasyonunuzu düşürmemeye çalışın ki sürecin sonuna doğru isteksizleşmeyin.umarım bu işyerinden tekrar aralar. Kolay gelsin

CD'ye dosyalar zaten karışık şekilde yazılır. Sanıyorum sen MP3 oynatıcısının çalma sırasını değiştirmek istiyorsun? Kullandığın oynatıcı neye göre sıralıyor? Dosya ismi mi? Id3 tagları mı?

@zombi, dosyalar mp3 ise CD'ye karışık şekilde değil, alfabetik olarak yazııyor. Ancak hazırlanan ses CD'si ise dilenen sıralama en baştan yapılabilir.

CD'ye karisik yazmaliyim ki bir cd player'a taktigim zaman karisik calsin. ornegin caldigim cd calarin karisik calma ozelligi yok. o zaman cd'nin icinde cozmem gerekmiyor mu bu sorunu?

hemen hemen her cd oynaticinin rastgele calmasi icin mixed random shuffle gibi modlar bulunur. nerede calacagina bagli. yani cdyi karisik yazdirmana gerek yok ( he yollari var ama mp3 icin ugrastirir. dosya isimlerinin numaralandirmak gibi .. )

" I use Winamp to make my playlist. Then drag and drop the play list in Nero. Works great. "

@cok sey hakkinda az sey bilen adam

Dosyaların hangi sırayla yazılıdığının önemi yok. CD'yi açtığında Explorer'ın ayarlarını değiştirmediğin için alfebetik sırayla görüyorsun. Mesela bende tarih sırasıyla gözüküyor.

MP3 player büyük ihtimalle dosya ismine değil ID3 etiketlerinde album/track bilgisine göre sıralıyordur. Bunu manupüle edecek bir program kullanmak lazım.

@zombi iste ben bunu alt edebilecek o programi ariyorum ya da yontemi.

www.bernd-leitenberger.de

Şurada bir program buldum. ID3 etiketlerini siliyor, dosya isimlerini ve tarih bilgisini değiştirerek rastgele hale getiriyor. İşini görür gibi.

@zombi cok sag ol, bakiyorum.

ben de tam çıkaramadım ama akın balık'ın olduğu taraf diye düşünüyorum.

Perşembe pazarında, hırdavatçıların arkasındaki sokakta, deniz kenarında balık ekmekçilerin işgal ettiği bir park vardı. Balık pazarının arka tarafı oluyor. Belediye iki senedir işgale göz yumuyordu. İlerde bölge komple yıkılacağı için şimdilik uğraşmıyorlar deniliyordu. Artık ne olduysa yıkmaya karar vermişler.

bende şablon var
________A______________B_________C
1....Kitap_Adı.............Kitap_Yazarı...........Yayınevi

altını doldurursun...

@esenboga: rica edebilir miyim acaba?

excel 2013 varsa, çalışma sayfası açılışında, birçok alternatif taslak önerisinde bulunuyor.Oradan bir şey seçip, istediğiniz ölçüde düzenleyebilirsiniz.Gerçi sizin yapmak istediğiniz de fazla detay yok gibi geldi ama? Kitapla ilgili, ismi-yazarı dışında sütunlar ekleyecek misiniz? Eklemeycekseniz, normal tablo yapın gitsin derim.

@tsubasa: ben 2013 sürümünü kullanıyorum ama fazla şatafatlı geldi diğer taslaklar. @esenboga'nın belirttiği şekilde bir şablona ihtiyacım var.

hücrelere yazıp çıktısını alacaksın bir numarası yok

Buyrun google docs linki

docs.google.com

Bu bir felsefe değil zaten. Ek olarak kalite de aynı olmuyor. Özellikle yemeklerde kalite farkı çok yüksek(bu aşırı fahiş fiyatların normal olduğunu savunmak değil tabii ki). Son olarak da mcdonalds ve muadilleri kesinlikle güvenilir ve kaliteli değil.

Anlattığın durum ise, kapitalizmin serbest piyasa ilkesiyle uyumlu. Yani özgür ve serbest bir ortamda, alıcı ile satıcı belli bir fiyat üzerinde uzlaşıyorlarsa, o fiyatın ne olduğu önemsiz. Yani satıcı o fiyata malını satabiliyorsa, ortada bir sorun yok.

Senin beğenmedin şey serbest piyasa ekonomisi bu da kapitilizmin can damarlarından biri. Alternatifi devletin tavan ve taban fiyat belirlediği karma sistem veya fiyatların tamamen devlet tarafından belirlenmesi.

siyasi değil ama kısmen karşılayan ekonomik karşılığı var: fiyat farklılaştırması, özellikle 2-3. derece fiyat farklılaştırması dediğine giriyor. eksisozluk.com

çok katı düşünüyorsun ayrıca, yediğin-giydiğinin farklı açılardan kaliteli-iyi vs. olması senşn için olmasa da bir başkası için anlamlı olabiliyor. Yemekten örnek verecek olursam MC Donalds a çatmışsın, ben de adımımı atmam zaten ama benim severek yediğim dönerin porsiyonu 15-16 lira ve ben 2 porsiyonla yani toplamda 200-250 gr dönerle doyuyorum, biraz pahalıya geliyor ve ben daha uygun yerlerin var olduğunu da biliyorum ama tercihim bu yönde oluyor, kazıklandığımı da düşünmüyorum.

mc donald's güvenilir derken etin nereden geldiği belli, ayran'ın markası belli, diğer ürünlerde keza bu şekilde. hani merdiven altı ürünler kullanılmıyor demek istedim yoksa sağlıklı olduğundan değil.

ayrıca kendimi ifade etme sorunum var, @sour kesinlikle beni benden daha iyi anlatmış. yazdıkları %100 oranında beni temsil ediyor. arkadaş olalım mı? :)

bu düşüncemi çevreme bir türlü aktaramıyorum, herkes cimri olduğumu düşünüyor. "cimri" kelimesinden ise ciddi anlamda nefret eden biriyim, kafayı sıyırıcam yakında.

maaşımı aldığım gün bitirmek yerine onu bir aya bölüyorum veya biriktirip toptan harcıyorum adım cimriye çıkıyor.

(bkz: donanımhaber ölücüleri)

işin şakası bi yana, sanırım anarko kapitalizm veya bir ihtimal consumerism gibi bişey aradığın.

Yok derken? Turkcell'lerde, Teknosa ve Bimeks'de envai çeşit power bank var. En azından iki hafta öncesine kadar vardı.

//not: Eğer bataryayı söküp telefondan ayrı oalrak şarj etmek istiyorsan bunun için Akrep diye bir cihaz vardı onu bulman lazım. Ahanda bu:
urun.gittigidiyor.com

@zombi: ben de onu soruyorum zaten.

Osman Bey Metro durağının arkasında Tayyereci fehmi bey sokak var. Orada ikinci el telefon da satan ufak telefoncular olacaktı. Bir ihtimal orada olabilir gibi geliyor.

Ekstradan para harcamana gerek yok. Elindeki ps4 controller'i eşleştir kullan.

spotçulardan alsan oyunu ucuza geliyor gta 5 i 90 tl ye alan gördüm :D biraz araştırın çok ucuza oyunlar var facedeki ps4 gruplarına girin 2.el oyun veren çok

@zombi
Zamaninda eslestirme yapmistim ama cogu oyunda tus atamalarini manuel yapmak gerekiyordu.

@KendineAteist
Evet su an icinde 2. el piyasasindan besleniyorum ama PC de yeni cikan oyunlarin yari fiyat oldugunu görünce, delirmiyor degilim. PS4 deki gibi her oyunda sorunsuz calisacagini bilsem direkt gecerim valla :)

pc de o sorun var en yeni ekran kartıyla bile saçma sapan hatalar verebiliyor ps4 de sıkıntı yok :D

içindekileri kurtarma amacın yoksa yenisini al.

biraz bakındım da öyle yapıcam sanki.

onun tamiri ya çok ucuzdur ya da imkansızdır. eğer hard diskin kendisi (bunlarında içinde normal bir hard disk bulunur, hatta bilgisayara bile takabilirsin) hasar görmemişse yeni bir kutu alıp içine bu hard diski monte etmen yeterlidir. eğer hard diskte hasar gördüyse tamiri neredeyse imkansızdır.

Benzer durumda sorunu kontrol kartını değiştirerek çözmüştüm. Bu durumda boş harddisk kutusu kadar masrafın olur. Ancak eğer çalışırken düştüyse büyük ihtimall diskte hasar vardır ve onun tamiri olmaz. Ayrıca son dönemde çıkan disklerde kontrol kartı servis harcinde değiştirilemiyor olabilir.

çalışırken düşmüştü. zaten usb'yi takınca disk dönmeye çalışıyor ama dönemiyor gibi bir ses çıkarıyor. ki bilgisayarcı diski kurtarabilirsem kurtarırım demişti ama sonrasında hiçbir şey yapamadığını söylemişti. yani büyük ihtimalle diskten gitti.

saçma gelebilir. eğer kullanmaktan vazgeçtiysen aynı şiddette tekrar yere at ve dene .

Camı sökerek ön taraftan ulaşıyorsun fana. Camı sökmek için vantuzlu tutacaklardan kullanman gerek. iMAC tamir kiti alabilrsin ancak onun yerine arabada kullanılan telefon tutucuların vantuzları da çok güzel iş görüyor. Youtube'daki videoları izlemeden kalkışma.

Aracı geri getirdiğinde sahibi şurasını bozdun burasını çizdin derse ne olacak? Memleket çakal kaynıyor.

yurtdışında müthiş çalışan ama türkiye'de tutmayacak bir iş girişimi daha.

zamanla sitedeki ilanların %90'ı normalde kiralamacı şirketler tarafından sahibiymiş gibi verilen ilanlarla dolacak.

adam gibi bilinen bir yerden araç kiralamanı tavsiye ederim. aksiyona gerek yok.

stackoverflow.com

Şu linkte onaylı olan değil, sondaki c'patszim'in cevabında kullanabileceğin bir makro var. Bir bak istersen.

Biz tazminatını verip çıkartmıştık, ispat edemediğimiz için.

Bu bahsettiğin return period olmuyor mu? Amortisman bambaşka birşey. Şimdi oranlara bektım mali amortisman betonarme binalar için 50 yılmış mesela. Yanlış mı biliyorum?

@zombi teknik ve ingilizce teriminden tam emin değilim.Gayrimenkulun değeri kaç senelik kira getirisine eşit veya aşağısında olursa yatırım için uygundur diyebiliriz demek istemiştim.

gayrimenkule gore degisir, işyeri-dükkan ise 10-12 sene ev ise yaklasık 20 sene gibi olmalı. aslında olması gereken, 10 sene oncesınden bahsediyorum yani dukkanlarda 6-7 sene evlerde ise 10-12 sene olması lazım. ev alıyosun 20 sene bekliyosun parayı amorti edebilmek için sacmalık.

Ok. Senin aradığın şey kira çarpanı o zaman. Kira çarpanı 100-120 civarında olan yatırım karlı yatırım kabul ediliyor. 200'e doğru aşırı pahalı/karsız kabul edilmeye başlanıyor.

bahsettiğin kavram kira çarpanı.

gayrimenkulun prim potansiyeline göre şekillenir çoğu zaman. örneğin kentsel dönüşüme girecek bir bina eskidir, kiraya taliplisi çok olmaz. Ama kesinse gireceği fiyatlar çok yüksektir.

bildiğin kurnazmış bu yahu. ben olsam yakınlarda bir yer bulup çıkmaya hazırlıklı olurdum. 1200 TL bir anda 1500'e yükseltilmez. Bir tane keko gelir 10 ay oturur hiçte kira vermeden cıkar gider. Bunlara bu müstahak işte.

%10 zamlı kirayı ödemeye devam et 1331 lira hatta yuvarla 1300 lira yatır. uğraşsın tahliye davası açsın. kira tespit davası açsın. kazanamaz.

krem peyniri +1 1400TL de anlaşabilirsiniz veya azıcık %10'da diretmeye çalışın belki kavul eder.

not: 1210'de yuvarlamadım 10TLyi bile yatırdımı anlayamadım ev sahibi yerine banka olsa %10 da anlaştığında 10'yi almasan olmaz mı diyemiyorsan bu durumda da dememen lazım.

Kadın bildiğin risksiz yatırım hayali kurmuş. Enflasyon %80 olaydı bir anda, %10'a sadık kalacak mıydı? Ne konuştuysanız onu yap. Resmi enflasyona göre o bile çok.

%10 a devam et.

olmadı, dava bile açabilirsin.

bu arada kira kontratına yazdığımız ibare "minimum %10" şeklindeydi kadının ısrarı yüzünden. bu "minimum" durumu olayı değiştirir mi peki?

Yasal olarak tefe/üfe ortalamasının üstünde artış yapamaz. Bu mart ayı için, 12 aylık ortalamaya göre %7.70, yıllık ortalamaya göre 6.75 yapıyor. %7.70'den fazlasını istiyorsa fiyat tespit davası açması gerekir.

İlave: Kontratta ne yazdığının önemi yok. Kontroat yasa ve yönetmeliklere uygun olmak zorunda. Yasa ve yönetmeliklere ters düşen anlaşma hükümleri geçersidir.

fiyat tespit davası nasıl işliyor peki? yani civarın raicini öğrenmek için mi açılıyor bu dava? yoksa diareyi tekil olarak mı ele alıyorlar?

Ona bu linki atın: www.youtube.com

Şaka bir yana, kibar görünümünün ardında bir çakal yatıyormuş ev sahibinizin. Bu tarz durumlarda kiraya zam oranı çok bellidir pratikte, hele ki eve iyi bakıyor kirayı da geciktirmiyorsanız. Ama sözleşmeye göre olan haklarınızı bir kurcalamak gerek. Belki reste rest şeklinde yaklaşmanız iyi bir yöntem olabilir, "bu kadar ödeyebilirim eğer uymuyorsa giderim" gibisinden. Sonra arasın dursun sizin gibi kiracıyı.

Fazla para istiyor gerçekten. Yalnız emin olmamakla beraber sözleşme bittiği zaman ev sahibinin sözleşmeyi yenilememesi, sizi çıkarma hakkı var diye biliyorum. Avukat değilim, yasalar da değişebiliyor malum, en iyi bir avukat bilir. Ama ev sahibinin istediği rakamı ödemezseniz evden çıkarmaya hakkı var sanırım. (Sözleşmenin bitmediği zaman yok.)

Yerinizde olsam 1350'den yukarısını kabul etmem.

şimdi benim de aklımda aslında 1350 TL vardı, ay sonuna doğru kadına mesaj atıp söylerim diyordum. kadın bugün birden 1500 TL deyince "öh!" dedim.

peki ben bu durumda "size en fazla 1350 verebilirim, üstü beni aşar" desem, kadın bana ne yapabilir? "o zaman veremiyorsan çık evimden kardeşim" diyip çıkarabilir mi hakkaten? ya da başka şekilde uğraştırabilir mi beni? sözleşmeyi tek taraflı feshedebilir mi? fikri olan var mı??

kontratta ne yazdığı önemli değil tefe-tüfe den yukarı zam yapamaz. %10 kibarlık olmuş civar evler falan önemli değil. Genel olarak uzun zamandır oturan kiracılar çevreye göre az verir zaten bu da açıklanan enflasyonun gerçeği yansıtmadığının kanıtı.

Direk bunu söyleyin hocam kovulursanız da gelin ben ağırlarım sizi :))

arkadaşlar hukukta şöyle bişi yok:
"ama kontratta böyle yazmışlar"

ı ıh. yok o.
kontrata "3 yıl süreyle benim kölem olduğunu kabul etmiştir" yazsa, köle olarak yaşayacak mısın? yaşamayacaksın. çünkü böyle bişi yok.

bu sene sanırım tefe-tüfe %8'e falan denk geliyor aşağı yukarı. bunun üstünde 1 kuruş zam yapamaz.
seni asla evden de çıkartamaz bu sebepten ötürü.
1 seneniz dolduysa, kontratın da aynı şartlardan otomatik olarak yenilendi demektir.
ve, yenilenmemiş olsa bile, sen kendin kabul etmediğin sürece farklı şartlardan yeni bir kontrat bile yapamaz.

hukuku arkanıza alın arkadaşlar.
bu ülkenin başka hiçbir şeye ihtiyacı yok. sadece hukuku arkanıza alın.
tefe-tüfe'den 1 kuruş fazla verme. 1400'ü bile kabul etme yani.

Öncelikle o SMS'i silmeyin. Lazım olur.

"Herşeyin yolunda olduğunu düşünüyorum" ne demek? Kibarlık değil bu. Umuyorum de bari.

Haksız insan psikolojisi, genellikle insana yüzyüze veya telefonda konuşmak yerine SMS attırıyor.

Konuya gelirsek, TCMB'nin sözleşmenin dolduğu aydan önceki ay açıkladığı 12 aylık TÜFE oranı kadar artırın. Siz de cevaben buradaki arkadaşların söylediklerini yeni öğrendiğinizi belirterek "hukuksuz iş yaptığımızı anladım, bundan sonra hukuka uygun olarak TÜFE oranında zam yapacağım" deyin. Mis.

Bildiğim kadarı ile kirasını düzenli ödeyen kiracıyı evden çıkarmak o kadar kolay değil. Ya çirkefleşecek, ya da kabul edecek.

ben böyle bi tip sayesinde ev sahibi oldum.

otobüsle gönderme seçeneğini düşündünüz mü?

Düşündük ama satış olduğu için karşı taraf kargoyu tercih ediyor. Otobüs daha iyi bence de.

Kırılır etiketi yapıştırmayı unutmayın. Mng genel olarak iyidir.

uzun süredir mng'den çok memnunum diğerlerinin bir kaç adım önüne çıkmayı başardı. onu tercih etmeyecekseniz biraz tuzlu ama uçak kargo.

MNG değil demeye geldim ben de, kırılmasın diye porselen bardağı sıkı sıkı tembih ettik fark ödedik etiket yapıştırdılar yine de kulpu kırık gitmiş.

Çok kargo gönderip aldım. Hiç birinin diğerinden farkı yok. Sağlam paketleyip, üzerine kırılır yazıp dua edeksiniz.

aras tercih "caps lock" edilmemeli "caps lock". onun dışında gçnderilecek şeyden (vazo mesela) biraz daha büyük bir karton kutu alınıp önce tabanı küçük strapora benzeyen parçalarla tıkabasa doldurulur. vazo konduktan sonra da kutunun tamamı vazo hareket edemecek hale gelene kadar o parçalarla doldurulur. üstüne de 200 font kırmızı harflerle kırılacak eşya yazılıp aras dışında bir kargoya teslim edilir.

tamamen kargocu elemanın insiyatifine kalmış. adamın kafası o an bir şeye bozulmuştur atar tutar belli olmaz.

en güzeli nalburlardan baloncuklu naylon alın (adı bu mu bilmiyorum) ve gitarı güzelce sarın. ardından kutusuna koyun. ya da kutuyu sarın.

Sen mazeret olayını yanlış anlamışsın. Mazeret 1. derece akrabaların ölümü ve evlilik durumlarını kapsıyor. Senin mantığınla bu işin sonu gelmez, bir sürü bahane üretirsin. Sen hiç istemeyip 3 yıldır ilk kez istediğin için garipsemişsin ama bu durumlar için yıllık iznini kullanman normal bir şey.

Annenin veya babanın hastalığı da mazeret değil ayrıca. Bu gibi konular tamamen işverenin insafına kalıyor. Ama yasal olarak patronunun sana söylediğinde haksız bir durum yok.

aile hekimine gidip durumu anlat, 3 gün rapor yazsın.

kurumsal firmalarda çatır çatır kişisel işlerin için mazeret iznini kullanırsın. bu firmanın durusuna kalmış, iyice extrem bi olay olması gerekmez. bence de rapor alç kafan raad olsun.

Bizde 3 günden kısa yıllık izin kullandırtmıyorlar.Bu tip durumlarda girilecek sınav işle ilgiliyse ücretli, değilse ücretsiz izin oluyor.

bauhaus'a gidip paraşüt ipi yada benzer kalitede çeşitli ipler (inceli-kalınlı) var onlardan alıp yapabilirsiniz. O uçtaki metal zımbırtıyı tuhafiye,buyuk bijutericilerden alabilirsiniz. (Anahtarcılardada olabilir)

Youtube : paracord keyrings :)

www.hepsiburada.com

www.hizlial.com
www.hizlial.com

oha diyorum, şu olay için dönen paralara bakınız... şok şok şok!

www.aliexpress.com
www.aliexpress.com

anahtar kelime: lanyard

Ben aldığın gömleklerin etiketlerindeki ipleri kesmeden açarak çıkartıp, onları kullanıyorum.

Yaşlı araba sık arıza çıkaracaktır. Broadway'in ustası/bileni daha çok broadway tercih ederdim.

hyundai daha konforlu bir araba ancak bu yaştaki arabalar sürekli ufak tefek arızalar çıkarır. konfor, vs. durumları bu bütçede yanıltır. ekonomi ön plana alınmalı bence.

2 yıl 88 broadway kullanan biri olarak konuştum.

al götür hemen

anneyi de al hatta. kafese birlikte koyarsan sorun çıkarmaz.

başka yavru da var mı?

Anne ortalıkta değildi. Kafes de yoktu zaten. Kutuyla anneyi götürmek zor olabilirdi.

Yavruyu götürdüm. İlk tedavisi yapıldı. Bir göz kötü durumda ama en azından diğeri daha iyi. Getirip çok az konserve mamayla diğer yavruların yanına koydum. 3-4 saatte bir gidip göz damlasını damlatmaya devam edeceğim. Annesinin kabul edip etmeme durumuna göre de kendim konserveyle falan beslerim artık.

Doğrusunu yapmışsın. Durumu daha kötüye gitseydi annesi en iyi ihtimalle terk edecekti zaten.

supersin ya...

e-book piyasasinda pek fazla yenilik olmuyor. Hatta pazar küçüldükçe alternatif modelleri iptal ederek cihazları tektipleştirmeye başladılar. Yakın zamanda renkli e-mürekkep falan beklemeyorsan gerek yok bence.

kobo glo tavsiye ederim

ipad air ile de gayet güzel ebook okunuyor.
o ihtimali de düşünebilirsiniz.

pdf'leri e-ink konforuyla rahat rahat geniş geniş okumak istiyorum, ipad ya da diğer küçük okuyucular işimi görmüyor ki hali hazırda kindle 4 kullanıyorum.

bu yeni alacağım cihaz daha çok ders kitapları ve dergiler için.

soldaki kırmızıya iyice yaklaşıp geri manevrayla sokman gerek. eğer buna rağmen maviye değiyorsan senin araba oraya girmez demektir.

Hocam öncelikle o araya aracın burnunu sok sonra tam girmeden tam sağ yap.sonraki hamle geri takıp geri geri o araya girmen .Tek yönlü sokakta olduğumdan böyle yapıyorum .

O boşluğa önden girip park edecekmiş gibi burnunu sok. Tabi araba sığmayacak. İleri devam edip burnunu dışarı çıkar. Bu şekilde araba iki kırmızının arasına biraz girmiş olacak ve mavilere doğru manevra yapacak alan kazanmış olacaksın. Bu şekilde yapamıyorsam ben daha uğraşmıyorum. Başka yer bakıyorum.

(bkz: paralel park)

Burnunu sokup ileri devam edecek kadar yer olmayabilir. Hakikaten dar bir yerse oraya park edilmez zaten.

@cekilmis gayfe de acemi anlaşıldı =)

önce burnunu sokup sonra maviye yaklaşmadan oraya parkedemezsin. bunu yaparsan 2 ileri geri manevrada girersin.

kendi arabanın arka kapı çizgisi kadar (senin arabanın yarısı yani) öndeki kırmızı arabanın yanına gel, tam sol yap (yada sağ artık duruma göre) geri geri gir, senin arabanın arka camından arkandaki arabanın yarısı gözükünceye kadar direksiyonu bırakmadan geri gitmeye devam et sonra arabayı toparla (direksiyonu diğer tarafa kıracaksın ) eğer sığmazsa sığmıyor demektir zaten

öncelikle yapacağın şey araba yerine motor almak olabilir güzel kardeşim neden illa araba? motor al rahatına bak :-D

"Kedilerin ve özellikle de sokağa çıkarılan kedilerin en büyük tehlikesi bazılarının dışkılarında toksoplazma adı verilen ve doğmamış bebekte enfeksiyon yarattığında ciddi durumlara yol açabilen bir parazitin bulunabilmesidir. Ev kedilerinde bu parazit nadir görülmekle beraber bu parazit kedinin dışkısıyla bulaştığından önlem olarak kedinizin dışkı kabını başka birinin değiştirmesini sağlayın. Kediyi sevmenizde, ona dokunmanızda bir sakınca yoktur.

Kedilerden insanlara bulaşabilen Toksoplazma (“Toxoplasma Gondi”) adı verilen etken parazitten kaynaklanan toksoplazmosis yani toksoplazma enfeksiyonunu barındıran diğer bir kaynak ta çiğ kırmızı etlerdir.

Vücudunda toksoplazma etkenini barındıran kedilerden parazit insana kedi dışkısıyla direkt temas sonucu ellerin yıkanmamasıyla ağız yoluyla bulaşabilir. Yine kedi dışkısıyla bulaşmış sebze ve meyve türü gıdaların iyi yıkanmaması veya iyi pişirilmemesi sonucu da etken vücuda sindirim sistemi yoluyla girebilir.

Vücudunda Toksoplazmaya karşı bağışıklığı olmayan bireylerde toksoplazma çok çeşitli hastalık tablolarına yol açarken anne adaylarına geçmesi durumda bebeklerde düşük, erken doğum, göz ve beyin kusurları gibi çeşitli sorunlara neden olabilir.

Toksoplazmaya bağışıklık olup olmadığını gösteren testler Toxo IgM ve ToxoIgG’dir. ToxoIgM testinin pozitif çıkması büyük olasılıkla halihazırda geçirilmekte olan enfeksiyonu, ToxoIgG testinin pozitif çıkması ise büyük olasılıkla önceden geçirilmiş enfeksiyonu ve bağışıklığı gösterir. Şüpheli durumlarda bu testlerin belirli aralıklarla tekrar edilmesi veya ToxoIgG avidite adı verilen ileri testlerin yapılması gerekebilir.

ToxoIgG pozitifliği tüm anne adaylarının ancak %1-3’lük kısmında mevcuttur ve tokspolazma etkenine bağışık olan bu anne adaylarının bebeklerinde gebelikte toksoplazma enfeksiyonu sorunu yaşama olasılıkları düşüktür

Gebelikte toksoplazma enfeksiyonları >>
Kedi besleyen anne adaylarının kediyle direkt temastan mümkün olduğunca kaçınmaları, kumunu eşlerine değiştirtmeleri veya kendileri değiştiriyorlarsa eldiven kullanmaları ve sonrasında ellerini iyice dezenfektan sabunla temizlemeleri hamilelik döneminde sorun yaşama olasılıklarını önemli ölçüde azaltır.

Sokağa çıkmayan, çiğ etle beslenmeyen ve veteriner kontrolleri düzenli olarak yapılan bir kediden toksoplazma bulaşma ihtimali son derece azdır. Bu nedenle hamilelik planlayan anne adaylarının kedilerinden vaz geçmeleri gerekli değildir.
Sokak kedileri toksoplazmayı genelde ufak oldukları dönemde geçirirler. Büyük kedilerin toksoplazma etkeni barındırma ihtimalleri azdır.

Kedi tırmalaması çoğunlukla toksoplazma bulaşmasına neden olmayan bir durumdur. Kedi tüyü ise toksoplazma barındırmaz. "

www.gebelik.org

Bununla ilgili sorulara verdiğim cevapları eksi duyurularda bulabilirsin. Buraya da veterinerinerimin cevabını yazayım. "Senin evinde sağlıklı 'bir' kedi var. Ben burada her gün onlarca hasta hayvanla uğraşıyorum. Her gün tırmalanıyorum. Hamileyken de çalıştım. İki tane sağlıklı çocuğum var." demişti.

tercih meselesi

bizim patronlar 11de geliyor işe. patron olmak varmış...
gerçi bizimkiler gibi olmak istemem. adam gece üçte kalkıp işçileri seyrediyor kameradan kaytaran var mı diye :/

Arttırıyorum. Ben bu sabah 4.30'da kalktım.

hepimiz para birleştirip patron mu olsak?

Doğru, ben de sabah 8.10'da kalkıp 8.30'da yola çıkıyor, 9 olmadan işte oluyorum. lanet olsun bu düzeneeee! (:

@want2die: O açıdan bakınca çok güzel de. İşte köşe başlarını tutanlar çok daha az çalışarak ihtiyacının çok daha fazlasını satın alabilsinler diye onların yerine de çalışıyorsun.

8.10'da kalkıyorum 8.40'ta işteyim. şimdi onlar düşünsün

cdn.meme.am

azaltiyorum.
sabah 9.10'da kalkiyorum. 9:30'da evden cikiyorum. 9.50 gibi iste oluyorum.
simdi agzima sicabilirsiniz.

arbeit macht frei

her sabah 5:45'te kalkarım, hazırlanır işime giderim. sabah 8'de mesaim başlar, akşam 17:00'de biter (cumaları 16:30). işle ev arası uzak ama İstanbul içinde çalışan insanlardan çok önce evde olabiliyorum, günün güzel kısmı bana kalıyor. enerjim varsa o saatten sonra yapılacak bir sürü şey var. hem zaten bütün gün evde miskin miskin yatsam da en fazla o çıktığım saatten 2 saat önce evde çıkarım bişeyler yapmaya.

sıkıntı yok, çok takmamak lazım, karşılığında para kazanıyorsan bu da diyeti, düzen böyle kurulmuş, çark böyle dönüyor. evde çocuklar açma bekler, poğaça bekler, ps4 oyunu bekler, pizza bekler, bira bekler, jager bekler. nereye bekleyecek bu çocuklar?!!? napsınlar, çukuru kazıp, böyle toprağı kazıp öyle mi beklesinler??

mesaim 7.30da başlıyor. düşününce delirecek gibi oldugumdan bu konuda dusunmemeye calısıyorum.

o da bir şey mi? ben 5.55'te kalkıyorum, 7'de iş başı.

9-6 çalışıyorum ama imkanım olsa 7-4 çalışmak isterdim.
çok uyumak iyi birşey değil. 00.00-06.00 arası sağlam bir uyku bana yeterli.

-----spoiler-----

yeniden kapının önüne oturup bekledim. çalışma hayatında benim canımı en çok sıkan şey "izinli" olma haliydi. günün en güzel saattlerini işte çalışmadan sonra akşam evimize gitmemize izin verilmesi, bir yıl çalışmadan sonra 15 gün denize, yüzmeye gitmemize izin verilmesi, cuma günü kotla işe gelmemize izin verilmesi bana çok saçma geliyordu. kot da, g.t de, deniz de her zaman, oldukları yerde hazır olarak bulunuyordu ama sürekli veya istenilen zamanda bir araya gelmelerine izin verilmiyordu, geleceği zamana ve süreye izin veriliyordu.

-----spoiler-----

(bkz: #35603936)

ben de artırıyorum; 9'da işbaşı var, ben 10.00, 10.30 gibi geliyorum, 11 ay oldu hala kovulmadım

daha bilgili arkadaşlar net yanıt verir, ama ben de bi ara hollanda üzerinden böyle bi şey yapayım diye araştırmıştım ve vazgeçmeme sebep olan şey şu olmuştu: ülkeye o araçla giriş yaparken pasaportuna hangi ülkeden girdiğini falan işletiyormuşsun. akabinde 3 ya da 6 ayda bir kez (sayıdan tam emin değilim ama 1 yıl değildi. şimdi değişmiş de olabilir ayrıca) o ülkeye o araç ile giriş yapman gerekiyormuş. 6 ayda bir türkiyeden almanyaya giderken yakacağın yakıtı eforu zamanı falan düşünürsek, hiç mantıklı olmuyor. başka bi bürokratik engeli varsa bilemiyorum. ama bu bile eğer hala geçerliyse, direkt vazgeçme sebebi gibi duruyor.

almanya yerine bulgaristan veya gürcistandan alınabilinir oralardada ucuz ama eskiden 6 ayda gir çık yapılıyordu ama şimdi 6 ay tr de 6 ay yurtdışında kalması gerekiyor.

Bu söylediğini zamanında Tanju Çolak denemişti. Sonuçları kendisi için pek hayırlı olmadı.

yabancı araç tr'de maks 6 ay kalıyor, sonrası sıkıntı. gir çık kurtarmıyor.

benim merak ettiğim yasa böyleyken bizim mahalleye taşınan suriyeli arkadaş 1+ yıldır bmw'sini nasıl burada tutuyor...

Arabayı getiren kişi, arabasız yurtdışında çıkamıyor. Uçakla vs. yurtdışına çıkması gerekirse arabayı emanet olarak gümrüğe bırakması gerekli diye biliyorum.

Yani Almanya'dan gelsin arabayı bıraksın gitsin yok yani.

@burfak hakli. amcan araba ile gelirse ve ucak ile cikmasi gerekirse o arabayi kimse kullanamaz. ayrica araba @mrthany dedigi gibi gümrükte 6 ayda bir gir-cik yapilmasi gerekli. Bunu da arac sahibi yapmali. Bunun disinda arac muayene gibi nedenlerle 2 yilda bir almanyaya gitmeli. ayrica muayene süresi gecmis araci ile almanyada kasko/sigorta sirketi problem yasanir, hele bir de ciddi bir kaza yasanirsa basin agrir.

eyvallah. gerçek bir şey yoktu ortada.

merak ettiğimden sordum.

mesela yani ;)

kime nasıl şikayet edilir biliyorum, yöneticiye şikayet et.apartman toplantısı iste şikayetini belirt karar alınmasını sağla.
lince karşı geldim. bu yarı hayvan severlik durumuna sinir oluyorum. sen seviyorsun diye herkes sevmez sorunda değil. evinde besle git bir parka koy yiyeceğini suyunu besle."ivim pislinir ımı bınım" mantığıyla merdivende beslemek bana göre iki yüzlülük. kimse kimsenin hayvanının pisliğini çekmek zorunda değil.
köpeğini park bahçe gezidirip dışkısını parkta bırakanada aynı derecede uyuzum.
hergün evin yakınındaki parka yemek ve bir kap su koyuyorum ama bunu asla ne apartmanın önünde ne de içinde yapmam.

yöneticiniz yok mu, yöneticinizle konuşabilirsiniz.

kedilere de eziyet oluyordur öyle ortalığa işemek, sı.mak... kokularını kapatırlar normalde. giderler toprağa yaparlar bir de kimse bulamasın diye iyice üstünü örterler. kokuları açıkta kalınca onların da içgüdüleri tatmin edilmemiş oluyor, onlara da mutsuzluk veriyor bu durum. ki sizin de kediniz varmış, biliyorsunuzdur.

apartman dışına mama kapları koyarak kedileri dışarıya çıkartabilirsiniz belki? yaş mamaya kesin kanarlar.

belediye de yardımcı olabilir ama belediyeyi karıştırmamaktan yanayım. kedileri alırlarsa kim bilir nereye bırakırlar. ölürler mi kalırlar mı bilinmez.

Önce besleyen insanla konuşun derdinizi anlatın. Havalar ısındı, kediler sokak kedileriyse dışarıda kalabilirler.
Söyleyin bahçede baksın kedilere. Kediler için de apartman boşluğunda yaşamak iyi birşey değil zaten.
Ama hayvanları mahalleden göndermeye hakkınız yok.

Ooo empati alırım bi dal.

Hadiyin len ordan. Saba kimse al hayvanı koynuna birlikte yatın demiyor zaten, hayvanları sevmen için başına silahta dayamıyor. İşte sırf o yüzden çeneni çekip susmalısın.

Neyse kime ne anlatıyorum. Boşver hepsinin mamasına zehir koyup telef et hayvanları, için soğusun ve sonra mutlu bir şekilde uyu.

Kim besliyosa onu bul konus. Mamalarini bahçeye falan koyarak disari alistirsin. Kediler icin de apartmanda yasamak eziyet oluyordur bence. Hayvan çıkmak dolasmak ister sonucta yabani ev kedisi degil.

1 adet legen ve kumla bu sorunu cozebilirsin. Kum pahali bir sey degil. Apartmandan toplanir bu ucret. Kediler temiz hayvanlar. Onlar da bu durumdan memnun degildir. Bu sekilde lanse etmek cok yanlis. Herkes bilir kedi kumu diye bir seyin varligini. Onlari kurtulunacak varliklar olarak gormek cok uzucu.

Hatta söyle biz gelelim hepsini toplayıp yakalım cayır cayır. Oh mis.
Kum falan diyenler olmuş, neymiş kediler temiz hayvanlarmış. Bak bak bak.
Boq kokuo onLaR bikerem Taam mI?
Hepsi ölmeli!! Camooooğğnn!

valla olay bizim apartmanda da var 10 daire apartmanımızda 9 daire de kedi var. herkes hayvansever. merdivenlerde kedi bakılıyordu. aa ne güzel falan dedik mama koyduk.. ama iş çığrından çıktı sonra.. benim kedi ki kendisi evden hiç çıkmaz pirelendi. ses çıkarmadık komşunun bebek arabasına düzenli olarak işiyordu komşu biraz olay çıkardı. en son apartmanda fareler cirit atmaya başladı. ki fare 46 numara ayakkabı kadar bizim eve girdi. kediye saldırdı bana saldırdı. nereden geldi kedi de var falan derken şahit olduk ki kedi mamasına geliyor. onu yemekten şişmanlamış semirmiş. kafayı tabağa gömüp öyle yiyordu ki açık büfe sanki. o yüzden sıkıntı çıktı yasaklandı kimse bakmıyor.

linç etsinler önemli değil benimde kedim var, sokakta ki kedileride beslerim ama apartmana girmelerine karşıyım, kedi evi falan da var etrafta yani, yiğenimle yaptıklarımız falan var sorun aa yazık soğukda üşümesinler sıcakta pişmesinler diye apartmana alınmaları.

@whimsical, yönetici yok, var da yok yani, işlevi yok.


@innerbliss, kaç defa dedik besleme hayvanları apartman içinde diye, birde kendi dairesinin önünde kedi evi yapmış hayvanlar orada yatıyor aşağıda sıçmaya geliyor bende birinci kattayım, bu seneki bi olay değil senelerdir böyle, kimsenin evinin önünde paspas yok kediler sıçıyor üstüne diye, zaten besleniyor hayvanlar dışarıda ama artık apartmanı ev gibi görüyorlar, kovuyorsun iki dakika sonra kapı otomatiğini duydukları anda içeri girmek için koşturuyorlar.

@doksanaltmisdoksan her sabah apartmanın içindeki kedi kumunu temizlemek zorundamıyım? yengem kedilerden tiksiniyor misal bazen kapıdan dışarı çıkamıyor korkusundan o kadın mecburmu kendi evinden dışarı çıkamamaya? kendi kediminkini temizliyorum zaten, çok seviyorsa benim gibi evinde baksın kedilerine.

bende halamda kedi besliyoruz evimizde ama apartmanda başkasını rahatsız etmiyoruz ve ben arkadaşlarım evime geldiğinde utanıyorum apartman pis kokuyor dendikçe sanki benim kabahatimmiş gibi.

sana tavsiyem apartmanda kedi pisliği gördüğün an erinme git besleyenin kapısını çal gel hemşehrim de madem besleyeceksin gel kedin sıçtı kapıma gel temizle de. 1-2-3 sonunda onlarda bıkar. gecenin 3 ü sabahın 5 i fark etmez. ben senin beslemene göz yumuyorum ama sen temiz tutacaksın yoklarmış gibi diyeceksin. bir noktadan sonra bıkacaklardır merak etme yaz geldi dışarı saldık ki biz onları diye sevgi pıtırcığı olurlar

Malesef bazı insanlar kendilerini bütün sokak hayvanlarına bakmak zorunda hissediyorlar. Etraftakilere verdikleri rahatsızlığı da hiç düşünmüyorlar. Bu kedilerin başına bir şey gelmesini kimse istemez ama madem komuşunuz laftan anlamıyor, kedilere dışarda bakmayı kabul etmiyor, yapacak bir şey kalmamış. Belediyeye haber vereceksiniz.

Not: Sokak kedilerini veterinere götürdüğüm için arkasından kedi ambulansı diye lakap takılan biriyim.

belediye kedilere zarar vermez dimi? öldürmez falan yani? seviyorum zillileri sonuçta?

O kısım belediyesine göre değişiyor maalesef. Önceden bir araştırmanda fayda var.

Okudum okudum sonunda dayanamadim. Insanlar ne kadar ego sahibi. Ne kadar olum, oldurme meraklisi. Zaten konu sokak hayvani olunca bitiyor degil mi? Bu zihniyet yuzunden her gun yok testisleri kesilmis yok kafasi kesilmis, yakilmis, iskence gormus hayvanlarla ugrasiyoruz. Bunun bir yasasi hukuku olmadigi surece cok uzucu ki boyle devam edicek. Sonucta insani, vicdanj bir olay.kimde ne kadar tartisilir. Kum onerim bakan kisinin temizlemesinden yanaydi. Sayilari kac tane? Bir de sehir belirtmemissin. Yakip yikmaktan, zehirlemekten daha insancil yollar var. Belediye haber verdiginiz anda en iyi haliyle o kedileri oldururler. Belediyelerin zihniyetleri malum. Sehir belirtirseniz yardimci olmaya calisirim.

@doksanaltmisdoksan, istanbul/maltepe 3 tane kedi var apartmana giren, diğerleri girmiyor pek de bende öldüreyim/atayım arabaya götüreyim taraftarı değilim zaten seviyorum zillileri hatta bir tanesinin kardeşi benim evde, apartmana girip çıkıyordu buda dedim madem apartmanda geziyorsun gel benim evimde gez bundan sonra aldım eve bakıyorum senelerdir ama gücüm birine yetiyor sadece. senelerdir kokusunu çekiyorum (hatta birazda bu yüzden eve aldım kediyi) sıkıldım artık. bizim belediye iyi bakıyor diyorlar buradaki hayvansever insanlar ama yinede emin değilim tam olarak benim istediğim kişinin para cezası falan alması 3/5 kere para cezası alırsa yapmaz artık diye düşünüyorum.

yengem söyleyince gidip temizliyor diyor burada birisi tavsiye vermiş gecenin ne zaman görsen kapısına git diye en güzeli öyle yapayım diye düşünüyorum (giren kedilerde baya sevimli zararsız hayvanlar cırmalama falanda yok.) kişiyi yıldırma daha mantıklı geliyor bana. öncesinde de kızıyordum tam kapının girişinde mama veriyor yengemde çok korkuyor hayvanlardan girip çıkamıyor apartmana diye şimdi kapıdan uzakta veriyor mamayı ama 1 sene sürekli söylendik.

@selam: Ben önceki yazdıklarınızdan komşunuzun laftan hiç anlamayan biri olduğunu anlamıştım. O yüzden belediyeyi aramanızı söylemiştim. Komşuyu ikna edebileceksiniz tabiki en iyisi.

Maltepe belediyesinin topladığı hayvanları öldüreceğini zannetmiyorum. Ancak hayvanlara barınakta kötü muamele edebilirler veya kendi başlarının çaresine bakamayacakları saçma sapan yerlere atabilirler onun için araştırın dedim.

Örneğin Beyoğlu belediyesi kedileri kısırlaştırdan sonra alındığı bölgeye geri bırakıyor. Yalnız size geri teslim edilmesini istiyorsanız takip etmeniz lazım. Yoksa rastgele bir yere bırakıyorlar. Hatta çalıştığım yerdeki insanlara saldıran sorunlu bir köpeği üç kez alıp, her seferinde bir hafta içinde geri getirdiler. Öldürecek olsalar onu öldürürlerdi.

beynim yandı...

hayallen yaşayana zevklen goyuym diyorum.

hdp'nin herkesi kucaklaması nerdeyse imkansız. yapısı ve tabanı buna müsait değil.

tabi lan. hatta daha fazla bile olur. selo kankam milleti kandırmaya devam etsin yeter.

(bkz: tabi lan manyak mısın)

10 milyon kurt sayisi 15 yil sonra 60 milyonluk turk nufusunu gececek he mi?

Olur o zaman da Hdp'den kurtulmak için İslamcı partileri baraj geçirtmeye falan çalışırız.

Aynısı chp, mhp vs hepsi icin5 geçerli.

Aldığı emanet oyların hakkını verir, seçimden önce izlediği çizgiyi sürdürürse o emanet oyların bir kısmı kalıcı olabilir. Ancak ppk'ile araya bir sınır çizmesi lazım. Bunu yapamazsa eski oyuna geri döner. Tek başına iktidar olacak oyu bulmasına ise imkan yok. Türkiye de hep sağ partiler ağırlıkta oldu.

hdp alıp alabilceği max oyu bu seçimlerde aldı. tatlı sucular işin farkına vardığında o oylar tekrar %5-6 ya iner.

Group on à bak indirim vardı 99 poz à 15tl

Media markt lerde tanesi 30-40 kuruş yaklaşık . Toplu yaptırımca indirim oluyor.

Kopya merkezlerinin (Copy Center, Ozalitçi) hepsi yapar.

1-Ücretsiz Windows indirip kurabileceğin bir site yok. Ücretsiz istiyorsan torrent'ten korsanını indirip kuracaksın.

2-Hayır

bahsettiğiniz dreamspark projesi onun için üniversite öğrencisi olmanız lazım.

windows 10 preview'ı var onu mu diyorsunuz o da tam sürüm çıkana kadar sürekli değil.
windows.microsoft.com

windowsu kurduktan sonra garanti kapsamından çıkmaz.her halükarda ona bi işletim sistemi yükleceyeksin ne de olsa

Noterde adamın gözünün önünde imza atıyorsun, paramı aldım diyorsun falan, bunları nette yapmak zor. Meblağ da büyük olunca risk fazla. Bu haliyle bile dolandırıcılık olayları ortaya çıkıyor, nette insanlar karşılıklı neler yapmaz.

adamlar test sürüşüne çıkarmak istemiyor genelde. ikidir sıfır araba alırken aldığım arabayı test edemedim. ellerinde test aracı yokmuş. markalar: dacia ve skoda.

ayrıca teslim ofisi falan açıp ödeme işini gayet halledebilirler bence. boşu boşuna ışıklı salonlar, saçma masalar vb... gereksiz kapitalist zırvalardan kurtulamaz mıyız?

Dolandırıcılık. Ayrıca fiyatı 40-50binlere varabilen bir ürün üzerinden kara para aklanabilmesi çok olası, kontrol altında tutuluyor o yüzden.

internet üzerinden ev almak gibi düşün. hiç görmediğin bir evi alır mısın?

rekabetin gelişmediği, arz talep dengesinin oturmadığı ekonomilerde olamıyor maalesef.
Amerika'da var bu mesela. Hatta Tesla aracı olmadan direkt kendi satmaya başladı araçlarını

Biraz daha zaman geçmesi gerekiyor sadece.

Bundan 15 sene önce internetten alışveriş yapmak cesaret işiydi. 10 sene önce "Elektronik kitap vb. tamam ama online giysi de alınır mı?" deniliyordu. 5 sene önce yakın zamanda online hesap açılabileceği kimsenin aklına gelmezdi. Hepsi oldu.

evet daha ucuz vergisiz felan gümrükten kaçak yapıyolar bişeyler:)

bu tip şeyerde networking de çok büyük rol oynuyor. Yıllarca lüks araçlar satan gelericilerle komşu ve aile dostu olduk. Benim çocukluğumdan beri gözlemlediğim ünlülerle, parası olan insanlarla zaten iyi ilişkileri oluyor. Adam araba almamış olsa bile geliyor, pohpohlanıyor falan. Bu arkadaş ilişkileri içinde sanırım tercih arkadaştan yana yapılabiliyor dolayısıyla.

m.radikal.com.tr

Bak mesela adam 2 ferrari getirmiş, sadece birinin vergisini vermiş. Aynı plakayı iki arabada da kullanıyor.

Çeşitli yöntemlerle arabanın fiyatını ucuz göstererek daha az vergi ödüyorlar.

www.milliyet.com.tr

paralel ithalat gibi düşün işte.

vergi ve fiyat avantajlarına ilaveten, galeride hazır olan arabayı alıyorsun. yetkili satıcı ise önce siparişi alıyor, 3-4 ay sonra teslim ediyor. bazı arabalarda bu süre 1-2 yıla kadar çıkıyor.

ekranın ortasından aşağıya doğru çekince spotlight gelecek. Oradan arama yapabilirsin.

iPhone'un böyle bir özelliği yok.

itunes.apple.com

ben bu uygulama ile kullaniyorum.

1mm epoksi belki biraz daha ucuza gelir ama kötü görünebilir.

Marley?

Unkapanına gitme şansın varsa orada ucuza bir şeyler vardır.
bi de yazın beton serin tutar, bir şey sermesen olmaz mı?

Sürekli toz üretecek olması sebebiyle beton kalmasını istemiyorum açıkçası.

pazarlardan falan ucuz yollu kilimler alıp da kaplayabilirsiniz belki.

Ekleme: yani ben işsizlik oranını yükseltiyor muyum, devlet gözünde işsiz miyim?

Son 3 ay içinde İŞKUR veya özel isdihdam bürolarına başvurarak iş aramadıysan TUİK seni işsizlik oranına dahil etmiyor zaten.

İşsiz sayılmıyor. Ayrıca belirli bir süreden fazla süredir (3 ay olması lazım) iş aramayan, ümidini kesmiş kişi de işsiz sayılmıyor. Bir iştrn ayrılan kişi yeni iş arasa da (ilk 6 hafta sanırım) işsiz sayılmıyor. Bir de çok uzun süre işsiz kalan işsiz sayılmıyordu sanırım ama bu sonuncudan emin değilim.

Son 10 yılda işsizlik hesaplama çok değiştirildi. "bakın işsizliği azalttık" demek için. Bana sorarsan bunların aksine geçim sıkıntısından (tercihen değil) mezun olduğu bölüm yerine başka sektörlerde çalışanlar bile işsiz sayılmalı.

Aksine yüzsüzce, kimya mühendisi adam gidip inşaatta kum çekip, harç hazırlamak istemezse "işsizlik diye bir şey yok Türkiye'de iş çok millet iş beğenmiyor" deniyor. Tabii bu cümlenin aynısı 1500 liraya haftada 6 gün, günde 10+ saat, maaş asgari yatıp kalanı elden verilecek şekilde çalışmak istemeyince, insani şartlarda çalışmak isteyince de kuruluyor.

(bkz: gönüllü işsizlik) bence buna giriyorsun.

iş arayıp da bulamayanlara işsiz deniyor sanırım. asyada bir ülkenin işsizlik oranı %0.004 mü neydi ama tüm sokaklar dilencilerle dolu. iş aramadıkları için sayılmıyorlardı mesela. tüm dünyada böyle diye biliyorum.