Giriş
(3)

Fransızca sözlük

lanetolasibeyaz
herkese selam,bildiğiniz kullandığınız online güzel bir fransızca sözlük var mı acaba? kelimelerin masculine mi feminin mi olduğunu da gösteren?teşekkürler
herkese selam,
bildiğiniz kullandığınız online güzel bir fransızca sözlük var mı acaba? kelimelerin masculine mi feminin mi olduğunu da gösteren?
teşekkürler
0
lanetolasibeyaz
(16.05.20)
sözlük olarak ve fiil çekimi için kullanıyorum: www.wordreference.com
0
ganbatte
(16.05.20)
bütün fransızca sözlükler mf gösterir.
larousse.fr
tavsiye ederim. dictionnaires bilingues'den français-anglais seçip kullanılabilir fransızca'dan fransızcaya tercih edilmiyorsa.
0
not dark yet
(16.05.20)
m/f'siz Fransızca sözlük olmaz +1

wordreference'a da +1. Özellikle her kelimenin altındaki forum başlıklarını okumak kelimelerin kullanımlarını anlamak için çok faydalı oluyor.
0
wish i could find a way to disappear
(16.05.20)
(17)

türk evlerinde neden duvar kağıdı kullanılmıyor?

Bruce
şu belarus'taki kelepir daireyi görünce aklıma geldi.https://re.kufar.by/vi/99792767amerikan filmlerini izlerken, özellikle suburb evlerinde, dikkatimi çeker hep; biz neden duvar kağıdı kullanmayız diye. bize gelmemiş bir moda olduğu için mi, yoksa başka bir sebebi var mıdır? bu konuda yorumlarınızı
şu belarus'taki kelepir daireyi görünce aklıma geldi.
re.kufar.by

amerikan filmlerini izlerken, özellikle suburb evlerinde, dikkatimi çeker hep; biz neden duvar kağıdı kullanmayız diye. bize gelmemiş bir moda olduğu için mi, yoksa başka bir sebebi var mıdır? bu konuda yorumlarınızı merak ettim.

bi de yerden duvarın yarısına kadar gelen ahşap kaplama geleneği var mesela, yine amerikan suburb evlerinde oluyor; o da dekoratif bir hareket katıyor bence duvara.

acaba amerikanın ahşap evlerini örtmek daha kolay diye mi kullanıyorlar bunu? bizde sıva üstü boya atınca gerek kalmadığını mı düşünmemişler?
0
Bruce
(15.05.20)
günümüzde duvar kağıdı ökküz gibi pahalı malzeme çünkü. zarar gördü mü onarmak da zor, hatta imkansız. uygulaması da zahmetli.

bu dairedeki duvar kağıtları 80'lerin sonunda demode oldu gitti, eskiden vardı. bizim ev de aynen böyleydi hatta.

alçıyı vurup saten boyayla boyamak hem daha ucuz, hem de yıkıntı döküntü durumunda onarmak çok kolay.
0
kibritsuyu
(15.05.20)
kullanılıyor ve çoğunlukla çok çirkin oluyor bu linkteki gibi. ankarada yeni evlerde duvarın 1 tanesini yarısını falan kaplıyorlar daha da çirkinleşiyor
0
glamdr1ng
(15.05.20)
ben çocukken kullanıyorduk ama buyuyunce ailem artık hep boya yaptırmaya başladı. bize gelmemiş değil de geçmiş gitmiş bir moda sanırım
0
carpenic
(15.05.20)
İnşaatların dandik olmasından ötürü olabilir. Benim evin duvarları, zemini yasyamuk. Zemine parke bile yaptıramadık yamukluk yüzünden, önce düzelttirip sonra üstüne yaptırmamız gerekti.
0
plutongezegendegilmi
(15.05.20)
totomdan sallamaya geldim açılın.

duvar kağıdı temizlik anlamında vs daha rahat ve dikkatli kullanılırsa daha uzun süre temiz bir görüntü sağlıyor boyaya göre ayrıca yedek bulunursa onarımı da çok zor değil çünkü boyadaki gibi ton farkı olmuyor sorunlu yere yeni boya vurulduğunda oluşan ancaaaak aşırı maliyetli bir şey bu meret. bu amarikanlar genelde malum uzun ev kredileri ödeyerek yıllarca hatta ömür boyu aynı yerde yaşıyorlar daha çok. türkiye'de bu durum daha az bana kalırsa, bence ortalama bir türk ailesi amarikan ailesine göre daha fazla ev değiştiriyor. bu da duvar kağıdının avantajını ortadan kaldırıyor.

yorumlarım bu kadar.
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(15.05.20)
Annemler 90lı yıllarda kullanıyormuş. Biraz eski moda diye bakılıyor bence.
0
ruhen hastayim ben
(15.05.20)
Bir dönem evimin her duvarı kağıt kaplıydı ama sonrasında çarpma ve yırtılma olunca çok kötü oldu. Zor zar söküp boyaya döndük.
Bence gereksiz, bazı odaların tek duvarı belki olabilir.
0
brnbrs
(15.05.20)
eski evlerde var. Anneannemlerin eski evinde de vardı, İstanbul şişlide kaldığım öğrenci evimizde de. Yenileri pahalı diye yapmıyor olabilirler doğru.
0
nhk ni youkosu
(15.05.20)
duvar kağıdı yukarıda yazdıkları gibi pahalı bir şey.
hâlâ çok şık, güzel ve kalitelileri var yani duvar kağıdı o kadar da demode değil ve kullanılıyor ama imkânı olan, dekorasyona önem verip buna iyi bir bütçe ayırabilen insanlar tarafından tercih ediliyor daha çok.
mecburen öyle.

sizin anlatmaya çalıştığınız amerikan evlerindeki lambriler bence de çok güzeldir.
bir de bizdeki gibi olmayan geniş süpürgeliklerini de beğenirim.
bizde bir ara yerden tavana kadar lambri modası vardı ama o zaman da belli muhitlerde oluyordu.
yine pahalıydı, ama şimdiki kadar değil.

şu anda biraz demode oldu ama bu tip şeylerin demode olmasının nedeni malzeme pahalılığı ve kullanımın aşırı düşmesi bence.
malzeme pahalılığıyla gelen işçiliğin yok olması konusu da var.

kapı yaptırmak için kapı ustası buluyorsunuz, hazır amerikan kapı takmaktan başka şey bilmiyor.
çünkü artık amerikan kapıdan başka kapı yapıl(a)mıyor.

evin antresini, koridorunu lambri yaptırıp, buna uyumlu masif parke döşettiğiniz zaman ciddi para harcamanız gerekir.
yaptıran yok mu? var.
ama belli bir kesim.
artık ortalama evlerde böyle şeylerin yapılması çok zor.

masif, eski tip, bildiğimiz gerçek parke bile zor bulunur oldu neredeyse.
amerika'da en dandik prefabrik evlerin, kasabalardaki devlet dairelerinin bile ahşap malzemesi masif oluyor çoğunlukla.
çünkü orada ahşap malzeme ucuz.
dolayısıyla bizdeki gibi sentetiğe kaymalarına gerek olmuyor, görsellikten de ödün vermiyorlar.
0
blatta hiberna
(15.05.20)
bizde modası erken geçti.

ayrıca avrupada ev almak, satmak , yatırım yapmak vs bizdeki gibi değil.
insanlar ya çok geçici takılıyor ya da ömürlük ev alıyor. dekorasyon mantığı da o yüzden farklı.

ayrıca pasaklı bişey genelde, çok iyi fikir değil.
0
rewlack
(15.05.20)
90'ların sonu gibi, özellikle 2000'lerde kullanılıyordu hatta modaydı da ancak kullanışlı değildi, sonra modası da geçti. ayrıca hem pahalı hem de kolay yıpranıyor.
hele evde çocuk varsa muhakkak eklenti yerlerinden yırtıyor çocuklar onları.

bana göre saten boya hem daha güzel hem de daha kolay.
0
not sure if serious
(15.05.20)
çünkü modası geçti ve doğu avrupanın sıkıcı evlerini andırıyor.
0
ya ben lan neyse
(15.05.20)
çünkü duvar kağıdını allah kahretsin. evin bir odasını duvar kağıdıyla kaplayalım dedik üç gün anamız ağladı. bir de neredeyse 4 metre tavan. bir daha duvar kağıdı yapacağıma sıvası dökülmüş evde yaşarım daha iyi. benim gerekçem bu.

ülke: almanya. burada bayağı yaygın aslında. ya da benim bulunduğum evlerde öyleydi.
0
bohr atom modeli
(15.05.20)
Tekstil tabanlı duvar kağıtları daha pratikmiş. Takılması ve sökülmesi kolaymış. Kullanmadım sadece duydum.
0
komando kani var bende
(15.05.20)
80'lerin sonu ve 90'ların başında oturduğumuz evlerde hep duvar kağıdı vardı. 90'ların ortasında ev ararken emlakçılar hep evlerin "saten boya" olmasını övüyordu, biz de "vay canına, duvar kağıdı veya düz boya olmadığına göre bu bayağı iyi bir şeydir" diye etkilenmiştik. O noktadan sonra duvar kağıdı falan görmedim yeniden. Duvar kağıdı eski evlerle özdeşleştiriliyordu o dönemde sanki, bir daha da tercih edilmedi.
0
wish i could find a way to disappear
(16.05.20)
temizliği zor ve masraflı olduğu için. kağıt kirlenince değiştirmek yerine söküp boya çekiyorlar.
0
semitika
(16.05.20)
bakınız mesela örnek vereyim yukarıda yazdıklarıma.

şu anda kiracıyım. tuttuğum evin salonu tekstil gibi olan duvar kağıtlarından kaplı. evin geri kalanı alçı duvar, saten boya.

ben evi tutar tutmaz boyacı getirttim, iki kilo alçıyla kırılan, dökülen, delinen her yeri onardılar, 2-3 kova boyayla büyün evi tertemiz boyandı. işçilik dahil maksimum 1000 liraya ev mis gibi oldu. hatta taşınırken yepyeni boyanmış kirişe dolabı gemçirdiler, orası kırıldı. ben taşınmadan sonra saten alçıyla mis gibi onarıp zımparalayıp, artan boyayla da rötüş yaptım, mis gibi oldu. aylar sonra oğlan duvarı kalemle boyamış, sildim çıkmadı. artan boyayla boyadım üstünü, mis. hiç bozulmamış gibi.

ama salon? duvarın birinde önceki herifin astığı aynadan kalan ve silmekle çıkmayan sapsarı bir çerçeve izi. duvarlarda önceki herifin çaktığı çivi delikleri. fon perdelerini astıkları askıların delikleri, dış cepheye bakan duvarların içine de yalıtım için strafor döşenmiş, bir de oraya bir şey çarpmış göçmüş orası.

yani yedeği bile olsa yine neredeyse bütün salonun kağıtlarının sökülüp yeniden yapılması lazım ki tertemiz olsun. ne yaptık? bir şey yapamadık, öyle kullanıyoruz.

bir de kontrata da yazmışlar demirbaşlar kısmına, "salon ithal bilmemne duvar kağıdı" diye. üstüme de zimmetlemişler. sökeyim desem, kendi cebimden salonu da alçı ve boya yapayım desem onu da yapamam yani.

öyle saçma bir şey duvar kağıdı.
0
kibritsuyu
(16.05.20)
(3)

Bu çiçeğin adı nedir?

wish i could find a way to disappear
Merhaba,Anneme bu çiçeği komşusu vermiş ama adını bilmiyoruz. Çok beğendim, başka rengi varsa almak istiyorum. Bu çiçeğin adı nedir?https://i.hizliresim.com/T2xIbl.jpghttps://i.hizliresim.com/qqi1qg.jpg
Merhaba,

Anneme bu çiçeği komşusu vermiş ama adını bilmiyoruz. Çok beğendim, başka rengi varsa almak istiyorum. Bu çiçeğin adı nedir?

i.hizliresim.com
i.hizliresim.com
0
wish i could find a way to disappear
(11.05.20)
Kalanchoe sp. dicem ama fotoğraf çok bulanık
0
beetlejuice
(11.05.20)
Evet post'ta fotoğraf bir kötü çıkmış, fark etmemişim. Kalanchoenin çiçekleri bizimkine göre daha bir minik sanki ama o da ne güzel çiçekmiş.
0
🌸wish i could find a way to disappear
(11.05.20)
ortanca ya da orman gülü. net değil o yüzden pek anlayamadım.
0
tabirimekruh
(11.05.20)
(13)

Telefon faturanız aylık kaç lira?

etki
sb.
sb.
0
etki
(09.05.20)
42 tl.
0
tabirimekruh
(09.05.20)
64 - turkcell
0
superfluid
(09.05.20)
74 Tl
0
paramolacak
(09.05.20)
49 lira
12 gb
1500 dk
250 sms
Vodafone
0
exlibris
(09.05.20)
80.

vodafone red 20 gb
0
benaslinda
(09.05.20)
10 TL 250 dk her yöne bedava
0
geçerkenugradım
(09.05.20)
42 tl | ttelekom | 10 GB | 750 dk | 1000 sms
0
creedwar
(09.05.20)
Vodafone Red20 Plus, 105 lira.

20gb, her yöne bilmem kaç dakika, bilmem kaç sms. Vodafone ve sabit hat sınırsız.

YouTube, Facebook, Instagram, Whatsapp (görüşmeler hariç), İzlesene, Spotify ve bilmediğim birkaç uygulama kotadan düşmüyor. Aynısının 30GB olanına 135 lira teklif ediyorlar, geçmeyi düşünen olursa.
0
aristarkos
(09.05.20)
29TL Vodafone'un esnek paketlerinden 2+5GB, bana yetiyor
0
peki madem
(09.05.20)
Vodafone süper uyumlu (10 GB, 750 DK, 10 SMS) - 29 TL

Daha taze geçtim. 18 yıldır abonesi olduğum Turkcell'in bana sunduğu tek seçenek olan tarife şuydu: Turbo Star (3 GB (iki senedir kullandığım için 6 GB veriyordu), 1000 DK, 100 SMS) - 89 TL. Tarifem bitince 99 TL'ye çıkıyordu.
0
wish i could find a way to disappear
(09.05.20)
50 TL. 20 GB internet, 1000 dk, 1000 SMS.
0
candoguaydin
(09.05.20)
105, Turkcell platinium 22gb, 2000 dk, şebeke içi sınırsız, 250 SMS.
Dergilik ve 1 GB, TV+ temel paket ve 5 GB, lifebox(26gb), bi de fizy bedave ama bir Spotify değil o yüzden kullanmıyorum.
0
yasasin yemek yemek
(09.05.20)
19 tl. Vergi ile 21 küsur filan oluyor.
0
Amaranta ursula
(09.05.20)
(6)

80'li yıllardaki mısır hiyeroglifli tablolar

geber marla singer
romalılar merhaba.. evimde benle yaşıt sayılabilecek (34) bir tablo var..aha da bu: https://hizliresim.com/Rm7qJFçocukluğumdan beri bunu hep çok sevmişimdir, şimdi de kullanmaya devam ediyorum.. lakin birkaç aydır bu tabloların mazisini merak etmeye başladım ben. bunlar 80li yıllarda nerede üretildi
romalılar merhaba..

evimde benle yaşıt sayılabilecek (34) bir tablo var..

aha da bu: hizliresim.com

çocukluğumdan beri bunu hep çok sevmişimdir, şimdi de kullanmaya devam ediyorum.. lakin birkaç aydır bu tabloların mazisini merak etmeye başladım ben. bunlar 80li yıllarda nerede üretildi, nasıl üretildi, baskı tekniğiyle mi yoksa gerçekten çizilerek mi yapıldı, bu konuda bir fikri olan var mı?

bu konuda nette araştırma yaptım farklı zamanlarda satışa konmuş birkaç benzeri dışında bilgiye rastlayamadım.

bilgisi olan. arsa ve paylaşırsa sevinirim.
0
geber marla singer
(08.05.20)
bir de, resmin basıldığı ya da çizildiği şey gerçekten papirüs olabilir mi? benim bildiğim kadarıyla papirüs pahalı bir şey ve bunun gerçek papirüs olduğunu sanmıyorum o yüzden.
0
🌸geber marla singer
(08.05.20)
merhaba. papirüs olması ihtimali çok düşüktür bence de, evet. babam 22 yıl önce mısır'a gittiğinde getirmişti bunlardan. yapım tekniğine dair fikrim yok açıkçası, bence elde çizilmiştir çünkü turistik eşya dükkanları için böyle şeyler çizenler çok var, dolayısıyla nispeten standart şeyler olsa gerek.
0
bir garip melek
(08.05.20)
ahah başlığı görünce tahmin ederek geldim, aynısı ve bir değişiği (dik olan) bizde de vardı. Bence de ilginç-hoş otantik duruyor.

Fakat sanıyorum 80'lerde 25+ olan gençler almış hep. (o dönem annem babam öyledi)
0
nhk ni youkosu
(08.05.20)
Gerçek papirüs değildir ve onları şeker kamışından yapıyorlar yanlış hatırlamıyorsam. Ben de 20 sene önce Mısır'a gitmiştim ve bizimkiler almıştı onlardan. Ayrıca Mısır'da çok fazla sahte turistik ürün yapılıyor. Birisi yanaşıyor yanına, mesela o senin resim için gerçek papirüsten yapılma (yeni) resim diyor falan. Ama o da şeker kamışı mesela. Bence o zımbırtıların sadece manevi değeri olabilir, bakarsın bunu şurdan almıştım dersin. Yoksa tamamı sahte, tamamı çöp şeyler...
0
malheiros
(08.05.20)
90'larda çocukken gittiğim evlerde görüp özenmiştim ve 2000'li yılların başında Tahtakale'den almıştım ben de. Galata Köprüsü'nün altında Mısır ve Kızılderili item'ları satan bir dükkanda da hep görürdüm o yıllarda. Çok pahalı bir şey değildi, hatta çerçevesine resme verdiğimden çok para verdiğimi hatırlıyorum. Tam aradığınız bilgi olmadı ama 2000'lerin başından bir rapor sunmuş olayım.
0
wish i could find a way to disappear
(08.05.20)
90’larda bizim evde de var. Hatta bildiğim 3-4 evde daha vardı. Bence o kuşak hatırlar, sözlükte başlık açılabilecek bir tespit.
0
sacrilegious
(09.05.20)
(6)

Şu anda ki cumhurbaşkanlığı

etna
Eş başkanlık olarak yapılabilir mi?İmamoğlu ve Yavaş ikisi birden aday olsa, "biz eşbaşkanlık yapacağız, birlikte çalışacağız" dese olabilir mi? (Veya Akşener ile Babacan veya Kılıçdaroğlu ile Akşener gibi)İkinci soru; bu oluşum ilk turda yüzde elliyi geçmez mi?
Eş başkanlık olarak yapılabilir mi?
İmamoğlu ve Yavaş ikisi birden aday olsa, "biz eşbaşkanlık yapacağız, birlikte çalışacağız" dese olabilir mi? (Veya Akşener ile Babacan veya Kılıçdaroğlu ile Akşener gibi)
İkinci soru; bu oluşum ilk turda yüzde elliyi geçmez mi?
0
etna
(07.05.20)
Öncelikle anayasa değişikliği gerekir ama pratikte örnek hiç hatırlamıyorum. Bu konuda duayen isimlerden kemal gözler in devlet başkanları kitabına bir daha bakmak lazım böyle bir başlık yoktu orada da sanki, kitap online pdf olarak var isteyen bakabilir, Türkçe bu konuda en kapsamlı eserdir.
Uygulamada daha çok başkan yardımcısı üzerinden bu mantık işletilebilir, çünkü başkan yardımcısının seçimi ile görev ve yetkileri bakımından ülkeden ülkeye değişiklik gösteren uygulama mevcut.

ekleme:
1. Kitap linki: www.anayasa.gen.tr
2. bahsettiğin durum literatürde devlet başkanının kolejyalliği olarak geçiyor ve tarihi bazı örnekler mevcut imiş. Giriş, s.1. www.anayasa.gen.tr
0
candanag
(07.05.20)
Cumhurbaşkanlığı makamının kendisi için koalisyon, mevcut anayasal sistemimizde mümkün değil. Tek bir kişi aday olmak zorunda.

Bir eşbaşkanlık değil ama devlet başkanlığı makamında bir kurul bulunan bildiğim tek örnek Bosna-Hersek. Bir Boşnak, bir Hırvat ve bir Sırp seçiliyor ve görevi birlikte yerine getiriyorlar. Bu da bilgi olarak dursun.
0
wish i could find a way to disappear
(07.05.20)
@wish i could..... Benim anladığım kadarıyla aynı anda üç kişi görev başında aynı anda bulunmuyor, sekiz aylık sureler ile rotasyon mevcut, başkanlık ictuzugu öyle diyor, uygulama için biraz daha detaylı araştırmak lazım. Benim anladığım biraz esbaskanliktan öte kurul ya da heyet gibi bir oluşum.

İlgili içtüzük madde 5 www.predsjednistvobih.ba
0
candanag
(07.05.20)
abi icat çıkarmasak?
parlamenter demokrasi ile yönetilen bir cumhuriyet olmayı beceremiyoruz da sürekli icat çıkarmak zorunda mı kalıyoruz.
hangi ülkede eş başkan var. öyle olunca daha iyi olduğu nereden çıktı
0
dafuq
(07.05.20)
daha normal demokrasiyi sindiremeyen bir toplum eş başkanlık 3 başkanlık hatta koalisyonu bile daha yeni yeni öğreniyoruz. eş başkanlığa daha zaman çok.
0
mikahakkinen
(07.05.20)
@candanag Evet üç kişilik heyet başkan oluyor ama chairperson, 8 ay boyunca devlet başkanı sıfatını taşıyan kişi değil de devlet başkanlığının sözcüsü gibi geldi bana 6. maddedeki görevlerini okuyunca. Kararları yine birlikte alıyorlar ama chairperson bu üç kişilik heyeti temsil ediyor. Anayasa'nın V/2-c ve de hükümleri de başkanlık kararlarının esaslı bir kısmının oybirliğiyle alınması şartını koşuyormuş. Konuyla ilgili İHAM kararından beri ilgimi çekiyor, değişik bir sistem.
0
wish i could find a way to disappear
(08.05.20)
(22)

kendimi nasıl affettirebilirim?

tecrubeyegerekyok
merhabalar... 3 aya yaklaşan bir ilişkim var. sevgilim dış görünüm konusunda özgüven eksikliği yaşayan birisi ama ben onu çok beğeniyorum... biz ilişkiye başlamadan önce mesela instagram'da lady gaga'nın bir fotoğrafını beğenmişim bikinili bana onları yollayıp rahatsız olduğunu dile getirdi bundan y
merhabalar... 3 aya yaklaşan bir ilişkim var. sevgilim dış görünüm konusunda özgüven eksikliği yaşayan birisi ama ben onu çok beğeniyorum... biz ilişkiye başlamadan önce mesela instagram'da lady gaga'nın bir fotoğrafını beğenmişim bikinili bana onları yollayıp rahatsız olduğunu dile getirdi bundan yaklaşık bir ay önce. o zaman bu sorunu hallettik hassas olduğunun farkına vararak ben instagram'da takipten çıktım o türden herkesi ve konu kapandı. kendisi twitter kullanmıyor, benim de yıllardır kullandığım bir troll hesabım var. onu aratmış bulmuş ve beğenilen tweetlere bakmış teker teker incelemiş... bir tane duygu özaslan'ın o iç çamaşırları fotosu var, bir tane de twitter'daki meşhur baddies hesaplarından beğenilen bir tweet var... bunları bana yolladı ve benim hassas olduğumu bildiğin halde bana bunu yaptın, bana verdiğin değer bu kadarmış, beni hiç sevmedin, hiç bana ait hissetmedin, beni gerçekten sevmedin, beni kandırdın, benimleyken başkalarını düşündün, demek ki gözün dışarıdaymış yazarak artık benim sevgilim olmadığını, bittiğini söyledi... bu gece 4'te oldu şu an saat öğleden sonra 3 ve ben hiç uyumadım, o da hiç uyumadı. aralıksız dil döktüm bir hata yaptığımı, beni affetmesi gerektiğini yüzlerce kez yazdım.. 3 kez çok kısa telefonda konuştuk artık sen yoksun diyerek ağladı, ben de çok kötü oldum konuşamadım bile. benim bir yanlış bir sürü doğruyu götürmesin, fevri davranma lütfen vs dememe rağmen bana sürekli olarak artık masumiyetimi yitirdiğimi vs söyledi. bilmiyorum çok üzgünüm çok... buradan geri dönüş olamaz mı? yumuşamaz mı? çok büyük bir hata yaptım ve çok seviyorum...
0
tecrubeyegerekyok
(07.05.20)
ben sende bşr hata göremedim. kız psikolojisi bozuk kanser bir kişilik yapısına sahip. iki sayfa takip edip iki foto beğendin diye bu ''masumiyetini kaybettin'' tripleri falan hiç akıl işi şeyler değil. böyle tipler hayat enerjini mutluluğunu kara delik gibi çeker bence hiç affettirme işlerine girme çünkü affettirecek bir şey yok yola devam.
0
tantunizade murat efendi
(07.05.20)
Reis verilmiş sadakan varmis. Git bir abdest al iki rekat şükür namazı kıl.
0
allah yazdiysa bozsun
(07.05.20)
masumiyetini kaybettin demesinin nedeni daha çok yapmayacağım deyip de yapmaya devam etmem, yalan söylemiş olmam... ama hemen ilk hatasında silinebilir mi bir insan? üstelik böyle bir hata, üstelik deli gibi severken ve onca emek varken...
0
🌸tecrubeyegerekyok
(07.05.20)
aldatmanın gözle de olacağını, bunun da aldatma sayılacağını söylüyor zaten... ben zaten suçumu ilk anda kabullendim, inkar ediyor değilim... benim senin karakterinde en çok sevdiğim şeylerin başında geliyordu sadık oluşun ve gözünün dışarıda olmayışı dedi. bu yüzden çok sarsıldım, her şeyi sen mahvettin vs dedi de dedi... ama bunun tek çözüm yolu ilişkiyi bitirmek miydi? ben kabullenemiyorum.
0
🌸tecrubeyegerekyok
(07.05.20)
Kız arkadaşınızın tepkileri normal değil ve bugün barışsanız da sürekli kavga etmeye devam edeceksiniz diye düşünüyorum. Siz haksız değilsiniz.

Eğer seviyorsanız ve sorunuza cevap vermek gerekirse: Twitter ve Instagram hesabınızı kapatın. O zaten sürekli ne yaptığınızı takip ettiği için fark eder, sonraki kavgaya kadar barışırsınız.

Bonus: Kız arkadaşınızın takip ettiği her şeyin listesini çıkarıp kenara atın, bir sonraki round'da elinizde malzeme olsun bari.
0
wish i could find a way to disappear
(07.05.20)
Bir kilo sorunu olan kız arkadaş görüyorum gibi. Benzerlerini daha önce yaşadım.

Sonuç olarak bir yere varmaz o ilişki. Bu tarz ciddi manada takıntılı (anlattığına göre hareketleri çok anormal) kişiler ile yürümüyor. İki taraf da biraz normal olmak durumunda.
0
big cojones
(07.05.20)
dediğim gibi onun twitter hesabı yok, instagram hesabını da birkaç hafta önce kapattı. onu kapatma nedeni de şu; fark edip uyarmama rağmen ilişkimiz başladıktan sonra hiç tanımadığı erkeklerden gelen takip isteklerini kabul edip geri takip atmaya devam etti... yine uyardım ve bana karşı çıktı, ben seni böyle tanımıyordum sen rahat bir insandın şimdi neden böyle davranıyorsun'a getirdi durumu. açıkçası rest çektim ve onun şu an bana söylediği şeylerin benzerlerini ben ona söyledim. işte gözün dışarıda mı, daha iyisini mi arıyorsun vs vs... bunun üzerine tam tersi istikamete döndü ilk başta listesini temizlemeye başladı, sonra komple hesabı kapattı... işte bu yeni olay üzerine bunu da hatırlattım... benim beğendiğim fotoğraftakiler ünlüler, top modeller falan ama seninkiler gayet iletişim kurabileceğin insanlardı, konuşabilirdin vs dedim. kusura bakma ben çıplak erkeklere bakmıyordum falan dedi bana :) şu an yazarken iğrendim kendimden ben bayağı bayağı haklıyım gibi ya
0
🌸tecrubeyegerekyok
(07.05.20)
@big cojones, evet maalesef kilosunu sorun ediyor ama bir tek o değil... "o kızlar kadar zayıf olamadığım için özür dilerim, göğüslerim öyle olmadığı için kusura bakma, bundan sonra yemek yemeyeceğim, o kızlar gibi olacağım ama o zaman da ben seni istemeyeceğim, senden ve begendiğin kızlardan nefret ediyorum..." ben ona bir kez olsun ne kilosuyla ne de komple dış görünüşüyle alakalı olumsuz hiçbir şey söylemedim bugüne kadar. aksine hep beğendiğimi belirttim ki işin ilginç yanı sadece biraz kilo sorunu var gayet güzel bir kız...
0
🌸tecrubeyegerekyok
(07.05.20)
Ya reis gazla gitsin. Sen birşey yapmasan da sorun üretecek. Problem bizzat kendisi. Gazla gitsin
0
allah yazdiysa bozsun
(07.05.20)
Bunu buraya yazacağımı düşünmezdim ama "ayrıl coco" diyorum. Kız arkadaşın sorunlu ve kompleksli biri. Bu ilişkide sonsuza kadar alttan alabilecek misin?
0
eylul
(07.05.20)
az önce ayrıldık :(
0
🌸tecrubeyegerekyok
(07.05.20)
Git şükür namazı kıl. Sana dönmeye çalıştığında siktiri cek. Gitsin başkalarının hayatını karartsin. Sakin bir araya gelme tekrar. Sen bir hafta yazmayınca başlayacak sana sitem dolu "beni hiç sevmemissin, unuttun bile" tarzı duygu sömürüsüne. Uzak dur.
0
finveben
(07.05.20)
Şükür namazı +1
0
all girls dream
(07.05.20)
acı gerçeği söyleyeyim.
çok büyük hata yapmamışsın, çok büyük hatayı yapmak üzeresin.

belli ki bu dünyanın nimetlerine doymuş, artık cehennem azabını tatmak gibi fantezileri olan bir arkadaşsın.

ara, özür dile, hediyeler al, çiçekler yolla ki cehennemin kapısından girişin görkemli olsun.

madem kaşınıyorsun bırak kaşısın kız. "arkadaşlar, koşarak uzaklaşmam lazım iyi bir spor ayakkabı önerin" diyeceğine "çok büyük hata yaptım" diyorsun.
0
elestirman
(07.05.20)
Üstteki iki yazara katılıyorum. Kendini affettirsen bunlar muhtemelen hiç bitmeyecekti. Dil dökücektin düzelecekti bigun karsina baska seyler cikacaktı. Sürekli davranışlarını düzenleme kendini unutma yolunda gidicektin. Sevgilinin tepkilerinden psikolojisinin sağlıklı olmadığı anlaşılıyor. Masumiyetini kaybettin nedir yani?
Ayrılmak şuan seni üzse de ucuz kurtuldun gibi geldi bana.
0
turkce konusan uzayli
(07.05.20)
3 aylık bir ilişki için bu kadar çabalamak ve yalvarmak çok saçma geldi. bundan sonraki ilişkilerinde gene bu tarz bir insanla tanıştığında böyle bir şey olursa net bir şekilde daha önce beğendiğini söyle ve uzatma. Böyle saçma sapan şeyler yüzünden, hele ki sosyal medyada beğendiğiniz kişi eski sevgiliniz ya da flörtünüz değilse kimseye hesap vermemeyi öğrenin derim.

ayrıca ortada bir hatan yok, emin ol ki o kız zaten dünden seni bırakmaya hazırmış, bir ilişkide emek olmaz, öyle hatada çat diye silmek de olmaz. Yarın bir gün o kızın içine sinen bir hanzo olacak höyt hüyt çekse bile o kız o adamın peşinden koşacak, inan bana.

edit:instagramdan geri takip mevzunuzu gördüm de, o kızın seni sevdiği yoktu. kendine çekidüzen ver ve bir daha böyle insanların peşinden koşma.
0
denizgonen
(07.05.20)
Ya abicim salla geç ya. Bırak bu işleri bak ciddiyim. 30 yaşına kadar hiç sevgilim olmadı. Bi bok zannederdim bu işleri sonra 2-3 kızla sevgili oldum. Hayat zehir oldu bana
Abicim sen böyle davrandıkça sana sıkıntı çıkaracak. Senden sonra ilerde piçin birisinin peşinde köpek olacak. Yol ver gitsin.
0
komando kani var bende
(07.05.20)
Bu hanımefendi size hayatı zehir eder, bir kadın olarak söylüyorum. Yol yakınken önünüze bakın. Toksik ilişki nedir, resmen budur.
0
inawen
(07.05.20)
vallahi bu kadar şey yazıldı bir tane onu destekleyen girdi yok :) çok acayip gerçekten, nasıl bu denli hızlı köprüleri atabildi...
0
🌸tecrubeyegerekyok
(07.05.20)
inançsızım ama şükür namazı +2
0
guitarissimo
(07.05.20)
hocam özgüven eksiği demişsin ama bu arkadaş biraz çakala benziyo. kendi hatasını sana ittirmiş, süründürüyo resmen, ego booster olmuş gidiyorsun.

Yakında hesaplarını kapat vs. diye de gelir sana. Bence yol yakınken dön.

Ben görene kadar dönmüşsün: Şükür namazı +1
0
lcha
(08.05.20)
şükür namazı +4
0
imsorry
(09.05.20)
(4)

Cevap Vermeyen Öğrenci İşleri

6 yasimdan beri metal dinliyorum
Selamlar, Galatasaray üniversitesi öğrenci işlerinden asla maillere cevap alamıyorum. Benim için hayati bir konu. Öğrencileriyim bu arada.Nereye şikayet edebilirim?
Selamlar,

Galatasaray üniversitesi öğrenci işlerinden asla maillere cevap alamıyorum. Benim için hayati bir konu. Öğrencileriyim bu arada.

Nereye şikayet edebilirim?
0
6 yasimdan beri metal dinliyorum
(07.05.20)
Benim zamanımda öğrenci işleri daire başkanına direkt mail atınca 24 saat içinde dönme zorunluluğu vardı; bence hala vardır. Direkt ona atın maili. Hala cevap gelmezse dilekçe yazabilirsiniz de su durumda onu nasıl teslim edersiniz, bilemedim.
0
fraise
(07.05.20)
cimer
0
mehmed resad
(07.05.20)
Telefon etmeyi deneyin, ben GSÜ'de mail'in bir iletişim aracı olarak kullanıldığını görmedim. Nöbetçi birisi vardır mutlaka.
0
wish i could find a way to disappear
(07.05.20)
şikayetten önce.. senin için hayati bi konu olduğunu önesürüp mail atman hata! direkt araman lazım. aradın mı sabahtan akşama?
0
superfluid
(07.05.20)
(6)

Pdf e yazı yazmak

citadel
googleladım ama free bi yazılım bulamdım. adobe de malüm ücretli. duyuruda aramaya da inanmadım. var mı bildiğiniz pdfin üstüne yazı yazmalık program?
googleladım ama free bi yazılım bulamdım. adobe de malüm ücretli. duyuruda aramaya da inanmadım. var mı bildiğiniz pdfin üstüne yazı yazmalık program?
0
citadel
(03.05.20)
işletim sisteminiz nedir?
0
helenart
(03.05.20)
win10. adobe pro nun süresi dolmuş diyor. adobe dc de yazılıyordu herhalde onu yükleyeyim.
0
🌸citadel
(03.05.20)
Foxit.
0
wish i could find a way to disappear
(03.05.20)
isteğinizi karşılar mı bilmiyorum ama not-line-ok eklemek için çok kullanışlı ve pdf birleştirme resime dönüştürme işlerini de yapıyor

pdf-xchange-editor plus ( malum kaynaklardan da bulabilirsiniz)

www.tracker-software.com
0
pislick0
(04.05.20)
hocam
smallpdf ten word e cevirip yazabilirsiniz
ya da nitro pdf mükemmel bir program
0
kingcyrax
(04.05.20)
Basit birşeyse bana yollayın yapayım
0
kaset
(04.05.20)
(15)

tuvalet kağıdı nereye atılmalı?

gelmeistemem
Sözlükte gördüm. Çoğunluk tuvalete demiş. Bizim evde tuvalete atılmaz. Bazı evlerde de tuvalete atıyorsun gitmiyor, sana doğru geliyor. İnsan mahçup oluyor. Böyle bir sorun olmasa tuvalete gitmesi mantıklı tabii. Siz evinizde ne yapıyorsunuz?
Sözlükte gördüm. Çoğunluk tuvalete demiş. Bizim evde tuvalete atılmaz. Bazı evlerde de tuvalete atıyorsun gitmiyor, sana doğru geliyor. İnsan mahçup oluyor. Böyle bir sorun olmasa tuvalete gitmesi mantıklı tabii. Siz evinizde ne yapıyorsunuz?
0
gelmeistemem
(03.05.20)
Tuvalete.
0
kisa
(03.05.20)
tuvalete.
0
theseachange
(03.05.20)
Tuvalet kağıdı normalde klozetteki suda eriyecek şekilde üretiliyor, seni tenzih ederim ama kimisi bi rulonun yarısını tek seferde kullandığı için ya da tesisatı yetersiz kaldığı için problem yaşayabiliyor, ben klozete atıyorum, temizlik yaptığım bi kağıt parçasını evde tutmak bana çok mantıklı gelmiyor.
0
angelus
(03.05.20)
kağıda bağlı. kaliteli alıyorum 4 kat, kumaş gibi, erimiyor, biraz rulo yapıp kullanınca iyice öbek gibi kalıyor. kalitesiz alıyorum, elimde eriyor ama kullanışsız. o yüzden çözümü orta kalite almakta buldum. az dandik, iyi eriyen.
0
sttc
(03.05.20)
Tuvalette içi poşetli çöp sepeti olur. Oraya atılır. Oradan da sokaktaki çöp kutusuna. Yabancı evlerde ise mümkün olduğunca az kağıt kullanılıp tuvalate atılmak zorunda kalınsa bile üstüne bol ve tazyikli su dökülmeli gitmesi için.
Gitmezse o mahcubiyet tuvalette çöp sepeti bulundurmayan ev sanibine aittir . Samimi olduğum yerlerde bunu uygun şekilde belirtirim.
0
Erva
(03.05.20)
Dandik sifon ve tesisatlarda sorun olabilir belki ama ben kendi evimde tuvalete atıyorum; ne tıkandı ne de kağıt yok olmadı.
0
Bruce
(03.05.20)
bizde de klozete atiliyor. banyoda cop kovasi da var ama ona kulak pamugu, yuz temizleme mendili, el kuruladiktan sonra kagit havlu, tararken dokulen saclar filan atiliyor. tuvalete iliskin gayet pis bir seyin (ustelik islak halde) posetli bile olsa kutu icinde beklemesi bana igrenc geliyor.
0
in vino veritas
(03.05.20)
Tuvalete.....
Cope atmak nedir ya? Nasil bir mikrop ortami var orada hayal bile edemedim. Koku kismina hic girmiyorum..
0
nax
(03.05.20)
Klozete atarım. İşyerinde de klozete atarım. Hiç bu sebeple klozet tıkamadım. Olur da bir gün bu sebeple sorun yaşarsam komple o tesisatı değiştiririm.
0
wish i could find a way to disappear
(03.05.20)
tuvalete, ömrüm boyunca tuvalete attım hiç tıkanma problemi yaşamadım
0
kedi kovalayan astronot
(03.05.20)
siz yine de eski binalarda wc ye atmayın.
0
jamswety
(03.05.20)
biz tuvalete atmıyoruz, hayatımda hiç tuvalete atmadım. tuvaletteki çöp kutusuna atarım, o çöp de her gün konteynera gider. tıkanmasından korkuyorum tesisatın falan. annemlerin oturduğu apartmanda birinin attığı tuvalet kağıdı yüzünden tesisat tıkanmıştı 5-6 bin lira para toplandı falan.
koku diyenler acaba tuvalet kağıdını kurulama amaçlı kullanmıyor mu diye merak ettim.
biz sık sık konteynera attığımız için koku olmuyor ama kurulama amaçlı kullanılan tuvalet kağıdı da öyle buram buram kokmaz bence.
not: burnum bozuk.
0
matilda
(03.05.20)
yunanistan'da yasiyorum. burada tuvalete atmayin!!!111 yazilari var her kafede. yani sen at cope kokusunu biz cekicez dediklerine gore bildikleri bir sey var.

ben bir kismini tuvalete bir kismini cope atiyorum. koku filan yok, kapak da yok cop kutusunda, merak ediyosaniz
0
supergirl
(03.05.20)
Tuvalet kağıtları suda eriyecek şekilde üretilir +1

Tesisatlar da çok rahat şekilde bunu bertaraf edeek şekilde olur merak etmeyin.

Tuvalet kağıdı tesisatı tıkamaz. Ama ıslak mendil, kolonyalı mendil, hatta kadın pedi atan sığırlar var.

Binde bir böyle bir sığırın attığı malzeme tesisatı tıkayınca gözler hemen tuvalet kağıdına çevrilir.
0
John Bloor
(04.05.20)
başkasının evindeysem veya dışarda bir yerdeysem tuvalete. kendi evimdeysem çöpe.
0
yedek
(04.05.20)
(4)

Internet kitapçısı indirim

kljgslsdkjsd
SelamlarDoğru düzgün söyle güzelinden indirim/kampanya olan bir kitapçı var mı şu sıralar?Idefix kitapyurdu falan bakındım pek bir şey yok gibi.
Selamlar

Doğru düzgün söyle güzelinden indirim/kampanya olan bir kitapçı var mı şu sıralar?

Idefix kitapyurdu falan bakındım pek bir şey yok gibi.
0
kljgslsdkjsd
(03.05.20)
Geçende İmge Kitabevi'nde 5 al 3 öde vardı; ama tabii ki bitmiş o kampanya.

Şu anda da 3 al 2 öde varmış, bir bakabilirsiniz.
0
wish i could find a way to disappear
(03.05.20)
kidega, enparalılara 75 tl üzeri siparişe 25 tl iade ediyor.. bir tane de kitap hediyesi var.
0
jepa
(03.05.20)
geçen facebookda ibb kitap sitesinde indirim olduğuyla ilgili yazılar dönüyordu. istanbulkitapcisi.com bazı kitaplarda düşük indirimler gördüm açıkçası. siz yine de inceleyin.
0
fezagezgini
(03.05.20)
www.eganba.com
Ben genelde bu siteyi kullanıyorum. Kargo-paketleme konusunda hiç sıkıntı yaşamadım şimdiye kadar. Ama genel olarak kitap fiyatlarında çok uçuk bir oynama olmuyor. Şu an indirimli olan kitabın fiyatı bir ay önceki yada bir ay sonraki fiyat ile aynı olabiliyor. Yine de bu site diğer kitap sitelerine göre daha uygun.
0
hayalhayal
(03.05.20)
(9)

Eczaneler online satış yapabilir mi ?

mahseryerikalabaligi
Şimdi bir ürün var medikal ama bunun eczane fiyatı ile internet fiyatı arasında fark var.Arama sonuçlarında dermoeczanem.com ve eczane.com diye karşıma çıkan sonuçlar var. Bunlar sadece eczane adını link adresi olarak mı kullanıyor yoksa eczanelerin böyle bir satış yapma izni var mı ?
Şimdi bir ürün var medikal ama bunun eczane fiyatı ile internet fiyatı arasında fark var.

Arama sonuçlarında dermoeczanem.com ve eczane.com diye karşıma çıkan sonuçlar var. Bunlar sadece eczane adını link adresi olarak mı kullanıyor yoksa eczanelerin böyle bir satış yapma izni var mı ?
0
mahseryerikalabaligi
(02.05.20)
Yok. Satamiyorlar.zaten ilac satilamiyor internetten. Eczaneler de genelde internet fiyatinin uzerine min yuzde 10 koyup ama sahte olabilibilibilip diye satmaya calisiyorlar ayni mali.
0
kveldulv
(02.05.20)
eczaneler adına internet sitesi açmak yasak. dediğiniz gibi sadece link adresi olarak kullanıyorlar.
0
no ne na hayır
(02.05.20)
Soruya kaynak yapmak istemiyorum ama lafı geçmişken sorayım. İnternetten ürün almak ne kadar güvenli? Şu olaylar çıkmadan önce eczacım da internetteki ürünler sahte demişti. Yüzde 20 bazen yüzde 30 fark olabiliyor ürünlerde.
0
pudra
(02.05.20)
@pudra çakal bakallar çünkü tabii ki öyle derler. sahte falan değil(tabii bu internette sahte ürün yoktur demek değil ama çok büyük ihtimalle senin benim alacağımız şeyler sahte değildir çünkü kim niye uğraşsın?) dükkanın kirasını çıkarmak yanına aldığı bakkal çırağının maaşını çıkarmak için mecbur pahalıya satıyor.
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(02.05.20)
Benim eczacı arkadaşım internetten alıp dükkanda satıyor kozmetik ürünlerini vs. Bize gelen fiyattan daha uyguna geliyor diyor hatta. Yani çok da güvenmeyin.
0
westblack
(02.05.20)
Westblack eczacılardan nasıl daha uyguna alabilirler ki?
0
pudra
(02.05.20)
Toptancılar onlara da uğruyor. Kozmetik toptancıları
0
westblack
(02.05.20)
Cocugun vitaminlerini falan internetten aliyorum. Eczaneden 400 liraya aldigim seyleri 250 liraya aldim gecen. Hepsi de orjinaldi (hepsiburada kendi satiyor vs)
0
brkylmz
(03.05.20)
Senelerdir dermoeczanem'den alışveriş yapıyorum, bir yamuğunu görmedim. Hatta sözlükteki başlığında firmaları arayıp bu sitenin distribütör olduğunu teyit eden vardı. Dermokozmetik ürünlerini hiç eczaneden almam. Eczacılar hep onlara sahte sahte diyor ama sene olmuş 2020, internetten sabun alamayacak mıyım? O kadar tırıvırı ürünün sahtesini üreten varsa da saygı duyarım :)
0
wish i could find a way to disappear
(03.05.20)
(5)

Okuma önerisi

metingiller
Distopya kelimesiyle çok sık karşılaşmaya başladım son zamanlarda. Ufak bir araştırma sonucu distopyadan önce ütopya kavramını anlamam gerektiği sonucuna ulaştım. Bu konuda okuma yapmak kavramları kafamda detaylandırmak istiyorum. Okuma önerilerinize ihtiyaç duyuyorum. Yardımcı olursanız sevinirim.
Distopya kelimesiyle çok sık karşılaşmaya başladım son zamanlarda. Ufak bir araştırma sonucu distopyadan önce ütopya kavramını anlamam gerektiği sonucuna ulaştım. Bu konuda okuma yapmak kavramları kafamda detaylandırmak istiyorum. Okuma önerilerinize ihtiyaç duyuyorum. Yardımcı olursanız sevinirim. Teşekkürler
0
metingiller
(27.04.20)
distopyadan önce ütopya okumanız gerekmiyor. istediğinizle başlayabilirsiniz.

ister ütopya olarak Thomas Moore-Utopia okuyun, ister distopya A.Huxley-Brave New World.

aşağı yazarlar ben başlatmış olayım en bilindikleri
0
AlsterWasser
(27.04.20)
George Orwell 1984 ve Hayvan Çiftliği

Fahrenheit 451

Türün ilk örneklerinden Zamyatin'in Biz kitabı var. Demir Ökçe de distopya diye anılır zaman zaman ama açıkçası Jack London'un politik görüşlerini içeren bir yapıt sadece.
0
black holes in the sky
(27.04.20)
Campanella'nın Güneş Ülkesi de eski ütopyalardandır.
0
wish i could find a way to disappear
(27.04.20)
yevgeniy ivanoviç zamyatin distopyanın atası kabul edilir. zamyat'in biz kitabı distopik dünyanın ilk eseridir. öyle ki, orwell'in 1984 kitabı bu kitabın sönük bir örüntüsüdür. ithaki yayınları/biz kitabıyla başlaman doğru olur kanısındayım.
0
galaksi yolcusu
(27.04.20)
Zamyatin- Biz ile başlamanı öneririm
0
purplee
(27.04.20)
(10)

Kullanıp memnun kaldığınız french press markası?

bobinhoo
Var mı öneri arkadaşlar, hiç kullanmadım bundan daha önce alırken neye bakmam gerekir bilmiyorum. Çok komplike bir alet değil gerçi de, filtresi falan kahveyi yukarı kaçıran veya yıkanması zor olan bir şey almak istemem.
Var mı öneri arkadaşlar, hiç kullanmadım bundan daha önce alırken neye bakmam gerekir bilmiyorum. Çok komplike bir alet değil gerçi de, filtresi falan kahveyi yukarı kaçıran veya yıkanması zor olan bir şey almak istemem.
0
bobinhoo
(27.04.20)
Bodum java.
0
kablelvuku
(27.04.20)
valla hepsi aynı ya. alırken şöyle bi bak biraz zorlanarak aşağı kayanlardan al filtre çubuğu, biraz daha iyi filtreler öyle olduğu için ama frech press her türlü kirli kahve üretir yan yana denemediğiniz sürece çok bi fark anlamazsınız 2 model arasında.

bende bodum var gayet iyi ama mucize yaratmıyor, zaten kırılsa bozulsa gidip de bodum almam o fiyat ne öyle lan. şu kahve sektörü komple tokat üzerine kurulu.
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(27.04.20)
promosyonundan pahalısına hepsini denedim aman aman bir fark olmuyor
0
9kuyruklukedi
(27.04.20)
benim tek onemsedigim sey sicak suya degen plastik olmamasi. bunun disinda hemen hepsi ayni zaten.
0
in vino veritas
(27.04.20)
vallaha pek bir fark yok.
ofiste starbuckstan hediye gelen kullanıyorum.
evdeyse ikeadan aldığımız var.
ofiste bazen arkadaş ucuz aldığı dandik bir pressten yapıyor.
aralarında bir fark yok diyebilirim.

şimdi alacak olsam ucuzundan bir tane alırım. tek kriterin aşağı doğru bastırırken zorlanıp zorlanmadığına bak. zor ineni al. bir de iç aksamda plastik olmasın.

yıkanması hepsinin zor diyebilirim. tamamının aynı yıkanma mantığı.
0
teritori
(27.04.20)
Tellerine dikkat edin, sağdan soldan teli çıkmıyorsa alın gitsin. Yıkaması işkence oluyor yoksa. Bir de teli cama değsin, yani zor aşağı insin. Yoksa kahve taneleri bardağınıza gelir. Ben de özenip Bodum almaya kalkmıştım da tek bardaklıklarından bulamamıştım. Şeklini beğendiğim için Bambum marka bir french press aldım, henüz bir kötülüğünü görmedim. Bir tane de 20 liraya mahalleden aldığım french press'im var, o da beni mutlu etti.
0
wish i could find a way to disappear
(27.04.20)
@proletarier

Malum virüs yüzünden internettten sipariş vereceğim, dolayısıyla inceleme imkanım olmadığından burdan sormak istedim.
0
🌸bobinhoo
(27.04.20)
işyerinde bunu kulanıyorum. www.migros.com.tr

evde gene migrostan aldığım v60 benzeri pour over aparatını. www.migros.com.tr
0
unalub
(27.04.20)
Kahve dünyasının french press i var. Başarılı. Senelerdir kullanıyorum
0
sutlu nescafe
(27.04.20)
starbucks daki bodum.
0
morcivert
(27.04.20)
(6)

Yazıcı tavsiyesi (vs. içerir)

wish i could find a way to disappear
Merhabalar,Yaklaşık 10 yıldır kullandığım HP C4480'in aniden ölmesi üzerine bir yazıcı+tarayıcı ihtiyacı hasıl oldu. Şu iki model bana mantıklı gibi geldi:1) https://www.teknosa.com/hp-4sr29a-500-smart-tank-cok-fonksiyonlu-renkli-murekkep-puskurtmeli-tankli-yazici-p-1250999172) https://www.vatanbilg
Merhabalar,

Yaklaşık 10 yıldır kullandığım HP C4480'in aniden ölmesi üzerine bir yazıcı+tarayıcı ihtiyacı hasıl oldu. Şu iki model bana mantıklı gibi geldi:

1) www.teknosa.com
2) www.vatanbilgisayar.com

Bunlardan kullanıp memnun olan/olmayan var mı? Daha ucuz önerisi olan var mı? Lazerden ziyade mürekkep tanklılara yönelmek daha makul gibi.

C4480'imin sürekli "install cartridges" deyip kartuş takma videosu göstermesi sorununu çözebilecek varsa daha da iyi :)
0
wish i could find a way to disappear
(26.04.20)
mürekkepliler uzun vadede daha masraflı olur. lazer alın rahat edersiniz. mürekkeplilerde sık sık kartuş doldurmak gerekiyor ve o da bi süre sonra bozuluyor. yeni kartuşlar da yazıcıyla aynı paraya geliyor nerdeyse.
0
jelly bear
(26.04.20)
İşyerinde herkes tonerden illallah dediği için lazer yazıcıların tonerleri çok pahalı diye düşünmüştüm :) Evde çok fazla baskı yapmadığım için tanklıların mürekkeplerinin fiyatı bana daha makul göründü.
0
🌸wish i could find a way to disappear
(26.04.20)
Tanklı yazıcı şirkette kullanıyoruz ilk masraf açısından pahalı ama uzun vadede iyiler hem kaliteli baskı hem kartuşlular gibi sürekli doldurmaya gerek olmuyor.

lazer yazıcılar soluk basıyor gibi geliyor bana.

evde kartuşlu kullanıyorum tanklıya geçmek istiyorum da çok pahalılar.

yolladığın modeller güzel HP markasını ben tercih ederim servislerde anlayan daha kolay bulunuyor.
0
kararsızataletfilozofu
(26.04.20)
ben kartuşlu da tanklı da kullandım sonunda bıkıp lazer aldım. ben evde kullandığım için tanklılar bile bir hafta kullanılmasa kuruyor. sonra bir türlü randıman vermiyor.

elinizdeki yazıcının tarayıcısını kullanırsınız, yanına da lazer yazıcı alın. 1 kg toner alsanız 15-20 kez doldurursunuz. 90 tl tonerin kilosu. her dolum 800 sayfa civarında çıktı veriyor.

lazer yazıcı olarak brother hl-1211w tavsiye ederim. doldurması falan en kolay wifi yazıcı.
0
lancelot du lac
(26.04.20)
merhaba, sizin beklentiniz bir yazıcıdan nedir? bütçeniz nedir? kaliteli baskı mı? renkli mi? seri baskı mı? ucuz olması mı? bütün bu değişkenlere göre tavsiyeler değişir.

bir öğretmen olarak yazıcılar ve fotokopi makinaları ile epey içli dışlı oldum ve şunu diyebilirim tanklı modeller tek kullanımda size daha fazla çıktı verebilir. bu size ekonomik de gelebilir, ancak çok önemli bazı eksiklikleri hasıl oluyor, birincisi sıvı mürekkep tankının veya hortumlarının kuruma ve arıza verme ihtimali daha yüksek. ikinci en büyük sıkıntı (ki ben bu yüzden vazgeçtim almaktan) dakika başına alabileceğiniz çıktı sayısı çok düşüktür. yavaş yazdırır. hele ki benim gibi sayıca çok sınav- evrak çıktısını tek seferde almak istiyorsanız bu sizi üzer.

bu bilgiler ışığında kendi aldığım canon mf237w modelini tavsiye ediyorum. bu modeli alma sebebim kartuşunun çok ucuza (30tl) dolması, az sorun çıkarması, internetten çok uygun fiyata kartuş siparişi veriyorum, 5'er tane mesela, masraf çok olmuyor. hem seri yazdırıyor, tabi ben bu cihazı uygun fiyata almıştım (1500) şimdi ne durumdadır bilmiyorum ama tavsiye ederim.
www.hepsiburada.com

edit: az önce sizin gönderdiğiniz ürünle benim aldığımı karşılaştırdım. Brother marka olanın yazdırma hızı iyiymiş. bu açıdan beğendim ancak Wifi yok sanırım onda da. bunu da dikkate alın bence.
0
bugisme
(26.04.20)
Herkese cevapları için çok teşekkür ederim. İki cihaz koyacak yerim olmadığı için eskiyi atıp tarayıcısı da olan bir model almayı planlıyorum. Lazer yazıcıların düşündüğüm kadar korkunç olmadığını anladım sayenizde, ancak fiyat olarak 1000 liranın üzerine pek çıkmak ve çok büyük bir alet almak istemediğim için lazerler pek bana uymadı sanki. Bütçem dahilindekilerin tarayıcısı yok ve tarayıcıyı da yazıcı kadar kullanıyorum. Evde çok fazla çıktı almayacağım için tanklıların kuruma olasılığı üzdü açıkçası ama mürekkepliler tek seçeneğim olarak görünüyor :(
0
🌸wish i could find a way to disappear
(27.04.20)
(13)

Maskeyi nerden buluyor bu kadar insan?

blackbuker
58965 gündür maske gelmesini bekliyoruz. hiç maskemiz olmadı=/ dışarıya çıkıyoruz ağzımızda poşu falan var. millete bi bakıyoruz yaşlı teyzeler amcalar n95 falan kullanıyor. nereden buluyor bu insanlar. karantina sürecinde kendimizi çok değişik hissettik. en ağır basan his enayilik hissi. yardım edi
58965 gündür maske gelmesini bekliyoruz. hiç maskemiz olmadı=/ dışarıya çıkıyoruz ağzımızda poşu falan var. millete bi bakıyoruz yaşlı teyzeler amcalar n95 falan kullanıyor. nereden buluyor bu insanlar.

karantina sürecinde kendimizi çok değişik hissettik. en ağır basan his enayilik hissi. yardım edin ve yol gösterin sayın senato!
0
blackbuker
(26.04.20)
Yasak gelmeden önce temin edilmiş, satın alınmış olabilir. Aynı maskeyi kullanıp duruyor millet mecburen.
0
elorelia
(26.04.20)
bize çalıştığım fabrikada dağıtıyorlar. izmir'deysen biraz verebilirim.
0
pati
(26.04.20)
bize hem ptt'den maske hem de sms ile iki sefer kod geldi. dağıtım işini beceremedikleri için bazı kişilere bol bol ulaşırken bazılarina hiç ulaşamadı zannımca.
0
barisa
(26.04.20)
olay ilk çıktığında internetten satın almıştık, kodla da geldi ama ona henüz geçmedik.
0
anarsika
(26.04.20)
5 tane en adisinden maske almıştım eczaneden, serbestken, hep onları ütüleyip ütüleyip kullandım.

sonra hastaneye gittim, karşısında medikal vardı ama maske satmak yasak tabi.

gittim maske sordum yok dedi, yarım saat dil döktüm ve fahiş fiyattan 10 tane satın aldım.


ne ptt, ne edevlet, ne sosyal yardım, ne kredi, hiç bi şey yok. sanki kiribati vatandaşırız a.q.
0
hem şişko hem deli
(26.04.20)
Dostum artık kod beklemene gerek yok
Eczaneden tc no ile alabilirsin
0
adwokat
(26.04.20)
Maska satışı yasak ama her yerde de satılıyor hala.
0
deer hunter
(26.04.20)
@adwokat, önceki gün eczaneye gittim kimliğimle beraber tam da böyle düşünerek; kod gelmeden veremem dedi geri yolladı. halbuki tv'de eczaneye gidince orada sistemden bakılıyor, kod olmasa da veriliyor denmişti.
0
Jux
(26.04.20)
Başvuru yaptıysanız zahmet edip eczaneye kimlikle gideceksiniz yarın.
Biz aldık .güzel maskeler doğrusu.
0
Erva
(26.04.20)
şubat ayı gibi 1 aylık erzak ve 150 adet maske ile hazırdım. baktım market alışverişi yapabiliyorum. erzakları ramazan kolisine çevirip dağıttım.
0
surprise
(26.04.20)
biz virüsün ilk görüldüğü zamanlarda bir paket almıştık, içinde 50 tane var. bizim gibi yapanların yanı sıra, elinde bulunmayanlar da aynı maskeyi günlerce kullanıyor. ya da siyah maskelerden satın alıyor.
0
candide
(26.04.20)
Bize hem eczane için kod geldi; hem de cuma günü pttden maskeler geldi. En fazla 10 günde bir market için çıkıyoruz, dolayısıyla yetiyor.

Daha önceden de evde 20lik paket vardı da o bitti. Yıllar önce almıştım; bugünlerde kullandık.
0
fraise
(26.04.20)
Yasak gelmeden önce 50'lik bir kutu almıştım. Bir kere de 20 gün önce +65 babama 5'li paket geldi PTT ile. Ben bu stoğu kullanıyorum.
0
wish i could find a way to disappear
(26.04.20)
(6)

bebek ve çocukları öpmek

diffarentiationation
neden yapıyor insanlar bunu? sarılmayı severim ama hiç öpmek istemedim bugüne kadar. hayatının aşkıyla öpüşüyormuş gibi öpenler var ufacık bebeleri. ben öpmediğimde de ben anormal oluyorum ortamlarda. bana göre benim çevremin çocuk yetiştirme şekli, evcil hayvan yetiştirmekten farksız ama bir şey di
neden yapıyor insanlar bunu? sarılmayı severim ama hiç öpmek istemedim bugüne kadar. hayatının aşkıyla öpüşüyormuş gibi öpenler var ufacık bebeleri. ben öpmediğimde de ben anormal oluyorum ortamlarda. bana göre benim çevremin çocuk yetiştirme şekli, evcil hayvan yetiştirmekten farksız ama bir şey diyemiyorum kimseye.

siz neden öpüyorsunuz bu bebeleri, yazık, saçma ve gereksiz değil mi? dudaktan öpmek nedir allah için?
0
diffarentiationation
(08.03.20)
benim çevremde bebekler març diye kocaman öpülürdü. görüp öğrendiğimiz ve yaptığımız bir eylemdi. sonradan uçuk virüsünün bebekleri öptüğümüzde bulaştığını öğrendim. ve bir daha bebekleri öpmedim. ayrıca sırf bundan da değil, bebeklerin bile bedenine onlardan izinsiz dokunmamak gerekiyor. tükrüğümüzü bebeğin yüzüne yapıştırmak aynı zamanda iğrenç değil mi?
ben artık bebekleri öpen yakınlarımı da yapmamaları için uyarıyorum.
0
santimantal
(08.03.20)
ben öpmem. kendi bebeğim/çocuğum olsa öpülmesine, hatta çok yakınlar dışında dokunulmasına bile izin vermem.
0
pati
(08.03.20)
Valla ben öpüyorum hatta o kadar çok seviyorum ki bazen yiyesim geliyor. Bebeklerin bu durumdan rahatsız olduklarını düşünmüyorum, onlar da seviyorlar bence. Bence sarılmak gibi bir ihtiyaç bu, bebekleri öperek büyütmeliyiz.
0
valarmurgulis
(08.03.20)
bence de cocugu opmek yalamak isirmak cok tuhaf. yani atadan anadan falan oyle gorulmus olmasi ve acikca bir artniyet icermemesi normal oldugu/igrenc olmadigi anlamina gelmez. SIlinmesi gereken bir mentalite. Sefkat gostermenin daha kaliteli yollari var.
0
hot potato
(08.03.20)
vardir evrimsel bir avantaji. anneler dudaktan oper mesela, cocugun bir hastaligi varsa antikor uretip sut sayesinde bebegine veriyor diye hatirliyorum.
0
bir varmis bir yokmus
(08.03.20)
Anne/babalarını da öptüğüm çocukları öpüyorum sadece; ki bu da geriye birkaç çocuk bırakıyor. O da sadece vedalaşırken falan. Yumuk ellerini kollarını öperim, çünkü pek sevimli oluyorlar. Durduk yere "ayyy canııım" diye çocuğu zorla yakalayıp şap şup öpenlere ben de sinir olurum. Hele samimi olmadıkları kişilerin çocuklarını, sırf çocuk olmalarından ötürü öpenlere... Kediyi bile istemiyorsa tutup sevmeye çalışmam, çocukları zorlamak saçma. Çocuk biraz büyüyünce beni seviyorsa zaten kendisi gelip sarılıp öpüyor.
0
wish i could find a way to disappear
(08.03.20)
(21)

borç?

pati
özel ders aldığım direksiyon hocam benden borç istedi. haciz maciz bir şeyler anlattı, kardeşinin borcu yüzünden evini icraya vereceklermiş fln. 2000 tl istedi aslında ama o kadar yok dedim, 500 civarı verebilirim dedim (çünkü ben malım. yok diyemedim.). neyse, başka bir isme ait bir iban numarası g
özel ders aldığım direksiyon hocam benden borç istedi. haciz maciz bir şeyler anlattı, kardeşinin borcu yüzünden evini icraya vereceklermiş fln. 2000 tl istedi aslında ama o kadar yok dedim, 500 civarı verebilirim dedim (çünkü ben malım. yok diyemedim.). neyse, başka bir isme ait bir iban numarası gönderdi, ablasının hesabı olduğunu söyledi, farklı yerlerden gelecek olan paralar burada toplanacak, ödemeyi buradan yapacağız dedi. sonra içime sinmedi, aradım, kendi adına olan bir hesabın ibanını istedim, böyle aklıma yatmadı dedim. açıklama kısmına "xxx yyy'ye verilmek üzere" yazarsın, aynı şey dedi. ama ben hocamın soyadını farklı biliyordum, armut.com'dan bulmuştum kendisini, xxx zzz olarak geçiyor orada, ayrıca sahibinden'de de ilanı var xxx zzz olarak. google'a xxx yyy yazıp artınca ilk sıralarda cemaat vs çıktı. ne oluyor fln oldum :/
şimdi mesaj attı, sorun olacaksa gönderme, seni zor durumda bırakmak istemem diyor. ne yapayım?

edit: nasıl yan çizeyim?
0
pati
(23.02.20)
Gönderme.
0
birdenbire
(23.02.20)
Ne yapayım mı ? Tabii ki göndermeyin , ha 500 tl mühim değil sokağa atılacak param var der iseniz verin gitsin.
0
synax
(23.02.20)
bir daha muhattap olmayacaksan borç verme. güveniyorsan ve görüşmeye devam ediceksen ver
üçkağıt kokusu alıyorum ama ben olsam vermezdim.

en başta net olsaydın keşke böyle sürekli karar değiştirmen hoş değil tabi
0
egokalp
(23.02.20)
Durumu ailenizin öğrendiğinden, sizinle kavga ettiklerinden, ailenizi kıramadığınzdan bahsedin. Bir daha da konuyu açmayın. Hatta mümkünse bir daha görüşmeyin. Ne olursa olsun parayı vermeyin.
0
GoodMorningTeacher
(23.02.20)
tabi ki gönderme. o para büyük ihtimal geri gelmez ama yeni bir direksiyon hocası bulabilirsin.
0
theseachange
(23.02.20)
illa vermek için deliriyorsan elden ver ve unut ama verme.
0
not dark yet
(23.02.20)
Sakın verme. Galiba tek kadınsınız başınıza bela olur. Ders bile alma.
0
prizmatik
(23.02.20)
bu soruyu sorman bile hata.
kesinlikle verme o parayı.
0
işimdeyim gücümdeyim
(23.02.20)
Sakinnnn sakin
0
tunaktunaktun
(23.02.20)
vermemeni önerir, bir daha da iletişime dahi girmemen gerektiğini hatırlatırım.
0
oligomer
(23.02.20)
ben direksiyon hocası olsam, çok sıkışsam, öncelikle şunlardan borç isterim: annem, babam, kardeşim, yıllanmış dostlarım, sevgilim, işyerim, işyerimden samimi dostum, babanne-anneanne-hala-dayı-teyze gibi en az on akrabam, kuzenlerim, olmadı banka. normal bir kişi aşağı yukarı böyle bir liste çıkarır. ki bu liste en az 50 kişiliktir. sonda da banka var. bu kişi demek ki bütün bu seçenekleri tüketti, sana kadar gelmiş. internet sitesinden tesadüfen tanışıp ders verdiği kişiye kadar borç istiyor. yani, senden daha çok samimi olduğu herkesten istedi ve yetmedi.

bunlar da demek oluyor ki, o parayı ya sana göndermeyecek, ya da tosuncuk taktiği ile önce verip, sonra çok daha fazlasını alıp onu vermeyecek. sen de kendini enayi gibi hissedeceksin. birkaç defa hesap kitap yapıp istesem mi diye düşündükten sonra rica edecek, sonra artık sormaya bile çekineceksin. çok üzecek bu olay seni.

hayatta hiç kimsesi yoksa ve senden istecek kadar kötü duruma düştüyse bırak da "benim hayatımda 500 daha isteyecek neden kimsem olmadı" diye düşünsün.
o 500 lirayı da git yakınındaki bir öğrenci evine ver, doğalgaz faturalarını ödesinler. geri gelecek mi sıkıntısı yaşamadan, mis gibi sevap.
0
lovemyself
(23.02.20)
Kesinlikle gondermeyin
0
oscar
(23.02.20)
direksiyon hocasıyla nasıl borç para istenecek kadar ortam olabiliyor. özellikle internetten bulduğunuz hizmetlerde resmi takılıp işinizi profesyonelce halledin.

borç vermeyin. 2000 isteyip 500 e razı olduysa ne koparırsam kardır diyordur.
özel dersini al paranı öde geç. çok yapışkan biriyse özel dersi de alma
0
efruz
(23.02.20)
gönderme +1. parayı fener-gs maçına bastım kaybettim dersiniz.
0
golgi aygıtı
(23.02.20)
gönderip kötü olacağına göndermeden kötü ol. 500 kardasın.
0
Tears of Devil
(23.02.20)
Fazla dallı budaklı bir konu olmuş.
Haciz diyorsa farklı yerlere de borcunun olması ihtimali yüksek. Böyleleri: sonraki aylarda bana bir yerden para gelecek, demeyi de ihmal etmezler.
Crack/patch dosyasının kullanım açıklamasında ki gibi olsun tabsiyemiz :
don't give & enjoy
0
Erva
(23.02.20)
:))) göndermeyin üzülürsünüz. 500 lira yi çöpe atmayı kafaya koyduysanız gidin lüks bir yerde yemek yiyin :))
0
monkey
(23.02.20)
"hocam sizi yeterince tanımıyorum, borcu ödemeyeceğinizi düşündüğüm anlamına gelmesin ama tanımadığım birine bu parayı verirsem için rahat etmeyecek; belki sizi de üzeceğim. o yüzden kusuruma bakmayın lütfen."
0
Bruce
(23.02.20)
vermemen için iki mantıklı sebebim var,

1- buraya danışmayı düşünecek kadar şüphe duyduğun bir durum olduğu için verme,

2- öğrencisinden 2000 tl isteyecek kadar ...... (içini sen doldur ( ezik, kurnaz, üçkağıtçı, densiz vs vs) bir adamla muhatap olduğun için verme...

hatta böyle bir adamla ciddi ciddi iletişime devam ediyorsan senden de şüphe ederim. fair enough...
0
bugisme
(23.02.20)
Elimizde resmi kayıt olmadan borçlanmak istemiyorum deyin. Eğer siz de hocanın sizinle dalga geçtiği gibi dalga geçmek istiyorsanız icra işlerinden çok iyi anlayan avukat biliyorum deyin, biraz işletin kendisini hatta :) Bunu hak ediyor gibi geldi.
0
wish i could find a way to disappear
(23.02.20)
sakın gönderme hocam, direksiyon hocası sana kadar geldiyse kimlerden aldı kim bilir
0
gazozailacatmauzmani
(24.02.20)
(4)

Turkcell istedigim pakete gecmeme izin vermiyor

pentium100mmx
Selam,Bu ay sonu Turkcell'de taahutum bitiyor. Bana teklif edilen paketler ayni GB'a sahip olmasina ragmen benim istedigim pakete gore daha pahali. Mesela eşimin paketine geçmek istiyorum sistem vermiyor deniyor. Dijital operatöre uygulamasında da geçiş yapamıyorum. Turkcell herkese mi böyle davranı
Selam,

Bu ay sonu Turkcell'de taahutum bitiyor. Bana teklif edilen paketler ayni GB'a sahip olmasina ragmen benim istedigim pakete gore daha pahali. Mesela eşimin paketine geçmek istiyorum sistem vermiyor deniyor. Dijital operatöre uygulamasında da geçiş yapamıyorum. Turkcell herkese mi böyle davranıyor? Ne yapmak lazım?

Teşekkürler.

PS: Vodafona ve TT evimde çekmiyor bu yuzden gecis yapamıyorum onlara.
0
pentium100mmx
(19.02.20)
vodafone veya türk telekoma geçiş yapıp, memnun olmadığından dolayı (onunda belli süresi var sanıırım) tekrar Turkcelle taşıma işlemi yaparsan 1 tane fatura ödeyip istediğin tarifeyi daha uygun seçebilirsin diye düşünüyorum.
0
xdenizx
(19.02.20)
Turkcell herkese öyle yapıyor, o tarifelerin ayrıntılarında öyle kurallar var ki herhangi bir insanın anlamaması için yazılmış gibi.
Sabredebilirseniz 2 ay bekleyin taahhüt bittikten sonra, onlar kendileri arayıp güzel bir teklif yapacaklardır, taahhütsüz müşteri kaçma potansiyeli yüksek müşteri olduğu için o verilemeyen tarifelerden birini teklif ederler muhtemelen.
0
atom karincanin torunu
(19.02.20)
Ayni durumdayim, gecen sene hatti iptal etmek istedigimi soyleyince bana uygun, bana ozel bir tarife sundular. Evin on tarafında cekiyor, arkasinda cekmiyor diger operatorler, o duruma razi olacaktım artik.
0
(19.02.20)
2002'den beri Turkcell'liyim, bana da bir kere bile daha ucuz paket seçtirmedi. Her sene aynı paketi 10-20 lira zamla öteliyor; 1-2 GB da hediye veriyor kendi çapında.
0
wish i could find a way to disappear
(19.02.20)
(4)

Koltuk renk uyumu

himmet dayi
Selamlar,Aşağıdaki görseldekinden bir adet köşe takımım var. Rengi işte bildiğiniz sütlü kahve renginde. bej de denilebilir.https://www.enzahome.com.tr/frontEnd/site/images/products/Slider-Imaj%20Gorsel/Corners/Boogie/01-Kose-Takimi-Boogie-Slider.jpgminderler de şuradakilerin aynısıhttps://homeshowr
Selamlar,

Aşağıdaki görseldekinden bir adet köşe takımım var. Rengi işte bildiğiniz sütlü kahve renginde. bej de denilebilir.

www.enzahome.com.tr

minderler de şuradakilerin aynısı
homeshowroom.com.tr

soru: bu köşe takımının yanına bir adet berjer almak istiyorum. sizce rengi ne olsun? aynı tonda bej rengi yakalayamayacağım için kontrast oluşturacak bir renk arayışındayım. sizce bordoya yakın bir kırmızı nasıl olur? Başka önerisi olan varsa zevkle dinlerim.

mesela şu nasıl: evtalya.com
0
himmet dayi
(04.02.20)
Koyu lacivert tay tüyü yada kadife kumaş çok asil durur bence.
0
curukturpkokusu
(04.02.20)
Yolladığınız berjerin rengi bence hoş. Koltuğunuzla kiremit rengi berjer de güzel gidebilir, daha turuncu tona sahip olduğu için canlı durur.
0
wish i could find a way to disappear
(04.02.20)
Bizde bej berjerlere bu turuncudan ikili eşlik ediyor ve gerçekten ortam inanılmaz sıcak görünüyor. Ama söylediğiniz kırmızıya yakın bordo da uyar sizin renge.
0
somethinginthewayshemoves
(05.02.20)
koltuk görseli açılmıyor. ilk link.
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(05.02.20)
(4)

Boulangerie artisanale arıyorum

i ve been mistreated
Hangi zincir fırına gitsem ürünler ezenyurttaki fabrikadan donuk gelmiş de orada ısıtmışlar gibi hissediyorum ya da böyle olmayanlarda da bir özensizlik, türkçesi yamuk kaçak Türkmen özbek çalıştrrma, bir güven vermeme durumu var. İstiyorum ki fırıncı ürünü orada fırında üretsin, işini bilsin ve se
Hangi zincir fırına gitsem ürünler ezenyurttaki fabrikadan donuk gelmiş de orada ısıtmışlar gibi hissediyorum ya da böyle olmayanlarda da bir özensizlik, türkçesi yamuk kaçak Türkmen özbek çalıştrrma, bir güven vermeme durumu var. İstiyorum ki fırıncı ürünü orada fırında üretsin, işini bilsin ve sevsin, kaliteli taze ve lezzetli ürün çıkarma amacında olsun. Böyle bir yer biliyor musunuz? Fransa’da bunlardan her mahallede her köşede vardı. Bizde neden yok :(

Benim denediklerim:
Backhaus: ürün çeşitliliği yok, hep yağlı poğaça türü şeyler var
Kovan: çeşitlilik ve tazelik iyi ama ürünlerin malzemesi ve tadı bana vasat geliyor
“Tarihi” nişantaşı fırını: aldığım ürünler hep bayat çıkıyor, 10 sn sonra geri girip paramı geri alıyorum

Sizin tavsiyeniz varsa buyurunuz. Almak istediğim şryler acıbadem, cevizli üzümlü kurabiye türü poğaçacı kafayı biraz aşan şeyler. Bunları da iyisinden, taze taze bulamayınca canım sıkılıyor.
0
i ve been mistreated
(20.12.19)
Acıbadem kurabiyesini beşiktaş 7-8 hasanpaşa fırınından alabilirsin, çok güzel oluyor, bunun yanında kandil simidi, tuzlu pasta yapıyorlar onlar da çok güzel.

not: gitmişken bana da al bir kg parasını veririm :D
0
ekaterina
(20.12.19)
Yedi-Sekiz Hasan Paşa demeye geldim. O kuru pastalar gözümün önünde fırından çıkınca bir mutlu oluyorum. Koko alıyorum sık sık oradan. Lezzet olarak bir boulangerie tadı olmayabilir ama yerli ve milli tat var.

Bir de Ortaköy'deki Ortaköy Fırını'nın da kuru pasta ailesinden ürünleri taze oluyor. Normal pastalarından emin değilim ama ekmek ve kuru pasta türü şeyleri orada pişiriyorlar. Mini suflesinin hastasıyım.
0
wish i could find a way to disappear
(20.12.19)
turkiye'de yasarken 7-8'e sik sik giderim. haftasonu yine geliyorum, yine gidicem.
0
try again fail again fail better
(20.12.19)
7-8 Hasan Paşa Fırını evet
Onun dışında bence her fırının iyi yaptığı bir ürünü oluyor. Bizim orada bir fırın çok güzel zeytinli ekmek yapıyor ama diğer ürünleri vasat, artizan filan değil. Beyaz Fırın ortalama üstü kalitede ama ortalamanın çoook üzeri fiyatları var. Ama acıbadem kurabiyesi süperdir oranın. Suadiye'deki Aum'un elmalı kurabiyeleri enfes, ama oranın da diğer ürünleri vasat.
0
SiyamkedisiZorro
(20.12.19)
(5)

ilkokulun arkasından ev alınır mı?

anarsika
fiyat diğerlerine nazaran daha ucuz elbette ama bunu tecrübe etmiş olan varsa yazabilir mi?
fiyat diğerlerine nazaran daha ucuz elbette ama bunu tecrübe etmiş olan varsa yazabilir mi?
0
anarsika
(25.10.19)
Bizim evin arkasına sonradan ilkokul ve lise yapıldı. Çifte gürültü.. Beynini şeedip atıyor, gerisini sen düşün. Ama sağlam bi ses yalıtımıyla neden olmasın.. Biz okul saatleri içinde camları açmıyoruz mesela.
0
superfluid
(26.10.19)
efenim her tenefüste ve bitişin de garip müzikler. üstüne bir de "sevgili bilmem kimler ders saati" anonsu duymak. ayrıca bonus olarak her pazartesi mikrofonda böğüren/anıran bir müdür. bina girişlerine ve park eden arabalarına arasan girip sigara içen tipler. benim bölgede hem lise hem ilkokul var. belki sadece ilkokul olunca sigara mevzu olmayabilir. bence alınmaz. ama okul günleri ve saatleri sizde işte olacaksanız çok sorun olmayabilir. zira ben evden çalıştığım günler dışında çok etkilenmiyorum.
0
helenart
(26.10.19)
Evimin karşısında ilkokul+ortaokul var. meb'in yeni teneffüs müziği ruh sağlığımı bozdu diyerek sözlerime başlamak istiyorum.

Ders saatinde işte olacaksanız neden olmasın diyorum. Ama evdeyseniz düzenli aralıklarla o korkunç teneffüs müziği ve çığlık çığlığa oyun oynayan çocukları duyacaksınız. Sabahları okula çocuk bırakan annelerin okul duvarını muhabbet ederek işgal etmeleri ve okul çıkış saatlerindeki kaos yüzünden dışarı çıkmak ve eve ulaşmak sevimsiz olabiliyor. Hatta okul çıkış saati bildiğin kabus. Okul gürültüsü bundan da ibaret değil. Mesela şu sıralar hafta sonları Cumhuriyet Bayramı için okul bandosu çalışıyor bahçede sürekli. Hafta sonu olan bir diğer korkunç şey de merkezi sınavlar. İnsan hafta sonu evden çıkınca o karmaşayı yaşamak istemez yani. Bu kadar da laf ettim ama aslında o kadar da korkunç bir deneyim değil. Hafta sonu yaşanabilecek olumsuzluklar dışında çalışan insana çok koymaz diye düşünüyorum. Ayrıca evin yerini tarif etmek aşırı kolay olur; bu kolaylığın çok ekmeğini yedim :)
0
wish i could find a way to disappear
(26.10.19)
mesai saatleri içinde evde olmayacaksan bir sıkıntı olmaz. En fazla benim gibi sabah zili ve pazartesileri istiklal marşı dinlersin. Evde kalacaksan ızdırap olur, camı pencereyi kapatırsan fazla etkilenmezsin ama balkonu açayım, camı açayım dersen o gürültü surround kalitesiyle eve doluyor.
0
kimlanbu
(26.10.19)
bu iş olmaz arkadaşlar bu kesin. tolere edilebilir mi diyordum ama edilemez olduğuna kanaat getirdim. evde yaşlı insanlar ve psikolojik sıkıntıları olan orta yaş bir erkek yaşayacak. durumu daha da dramatikleştirmeye gerek yok gibi. başka yerlere bakalım biz.
0
🌸anarsika
(26.10.19)
(9)

Bulaşık makinesi almak

neverlose
Selamlar.Yeni bir makine alacak ailem.en iyisi nedir bulaşık makinesinin almışken iyi bir şey almak istiyorlar, neye dikkat etmeli? Bosch iyidir dediler ama emin olamadım. Sitesinden baktık beraber bir tane beğendiler 3000 ama mesela gittigidiyorda güvenilir satıcıda kargo dahil 2600'e satıyorlar. i
Selamlar.
Yeni bir makine alacak ailem.en iyisi nedir bulaşık makinesinin almışken iyi bir şey almak istiyorlar, neye dikkat etmeli? Bosch iyidir dediler ama emin olamadım. Sitesinden baktık beraber bir tane beğendiler 3000 ama mesela gittigidiyorda güvenilir satıcıda kargo dahil 2600'e satıyorlar. internetten büyük elektronik almadım daha önce, nedir bunun raconu?
0
neverlose
(14.10.19)
internetten al. Ürünü satıcı ya servise kargoluyor. Eğer böyle olursa servis ürünü getiriyor kurulum yapılıyor. Ya da eve horoz lojistik tarzı bir firma ile kargoluyor. Sen ürün geldikten sonra servisi arıyorsun. Servis kurulum sağlıyor. Garanti vs. kağıdı imzalıyor.
0
westblack
(14.10.19)
bildigim kadari ile bosch ve siemens ayni, ayni urunun siemens'ine de bakin, belki daha ucuzdur (7 yildir siemens kullaniyorum, masallah diyelim).

ayrica donanim haberde siemens bayisi olan bir adam vardi, donanim haber uyelerine gercekten konu hakkinda cok bilgi verip daha ucuza satip kargoluyordu. bir bakin isterseniz, adam guvenilir diye biliyorum, esimin ailesi butun beyaz esyalarini 4-5 sene once ondan almis.

edit: bir de uretim yeri onemli diyorlar, ona da dikkat edebilirsiniz.
0
the end of time
(14.10.19)
Arçelik Beko, Bosch Siemens kullanıyoruz yıllardır. En iyisi olsun diye çok para vermeyin, 2-3 programlı herhangi bir makine yeterli.
0
orient blue
(14.10.19)
Üst sepetine dikkat et, bazı gerizekalı tasarımlara bardak dizmek işkence diye duydum.

Bir de o kadar pahalı bir şeye gerek yok, 2-3 programlı olsa yeter. Yerli malı alabilirsiniz rahatca.
0
John Bloor
(14.10.19)
10 programlı, beş dil biliyor denilen makinelere gerek yok bence. Geçen sene 6 programlı, Arçelik marka bir bulaşık makinesi aldım, sadece 2 programını kullanıyorum.

Ondan önce Aygaz marka bir bulaşık makinesini 20 yıl falan kullanmıştık, bir parçası eskidiği ve o parça artık üretilmediği için atmak zorunda kaldık. Yoksa çalışıyordu. Bu tecrübe bana markanın çok da önemi olmadığını gösterdi.
0
wish i could find a way to disappear
(14.10.19)
icinin (kenarlar, alt kisim) plastik olmamasina dikkat ediniz. (sepetlerden bahsetmiyorum) plastikler koku yapiyor.
0
65 derece
(14.10.19)
Senelerdir Siemens kullanıyorum. Evlenmeden önce aldığım makineyi annemler 22 sene kullandılar, benimkini 17 senenin sonunda başka birine verdim, müteahhit yeni evle beraber makine veriyor diye.
2-3 programlı ucuz olur, döndür dolaş 2-3 program kullanıyoruz zaten savı maalesef yanlış bir sav. Çünkü adamlar senin kullandığın 2-3 programı koymuyorlar o makineye. Mesela kısa programı koymuyor. Bir de dikkat, çatal bıçakları fiti-fiti üst bölmeye teker teker koymaya kasamadığım için ben daha alt modelden seçerek koymuştum.
0
SiyamkedisiZorro
(14.10.19)
alınabilecek tek marka Miele. 20 yıl sorunsuz kullanırsınız. tek bardak dahi çizmez
0
kitapeli
(14.10.19)
bu ay yeniledik 10 yıllık bosch vardı gene bosch aldık. bosch resmi sitesinden fiyatına baktık sonra bize en yakın bosch bayisini telefonla aradık elinizde var mı dedik, var dediler tamam fiyatı nedir dedik o da kendi listesinden birebir aynı fiyatı verdi. Peki ben neden internetten sipariş etmiyim size geliyim dedim o anda indirim yaptı.%5 falan kadar.

biz malzeme gelince garantisini de uzattık eskiyi de aldılar(ben napayım evde ikinci makinayı dedik)

başımızdan geçen hikaye bu
0
basond
(14.10.19)
(3)

Japonlar (erkekler) neden konuşurken sesini kalınlaştırıyor?

ya ben lan neyse
kızlar da bunun aksi seslerini inceltiyor gibi?var mı bir sebebi?
kızlar da bunun aksi seslerini inceltiyor gibi?

var mı bir sebebi?
0
ya ben lan neyse
(13.10.19)
Malliktan. Korede ağzına maske takma kültürü var mesela. Hava kirliliginden degil direkt sekil olsun diye. Bu da onun gibi bir seydir. Kiz ne kadar ince sesliyse o kadar seksi kabul ediliyor heralde. Beyaz tenlilik gibi.
0
stavro
(13.10.19)
Maskülen (otokorashii) görünmek için yapıyor olabilirler. Kızlar da daha sevimli ve genç görünmek için yapıyorlardır. Bizdeki bebek gibi konuşan kızlar gibi düşünebilirsiniz.

Ama muhtemelen böyle düşünmemize sebep olan şey, kadınlar ve erkeklerin farklı konuşmasıdır. Kadınlar daha kibar Japonca konuşurken erkekler daha sert, erkeksi dili konuşur. Basit örnek, kadınlar "ben" derken "watashi" kullanır, erkekler "boku".
İki kelimeyi yüksek sesle söyleyince birinde sesinizin daha kibar, diğerinde biraz daha kaba çıktığını hissedebilirsiniz. Yani düşündüm de, Türkçe'de de arkadaşına "kankaa" diyen adamla "canıığğm" diyen kadın da yabancılara belki kalın ses/ince ses gibi geliyordur.
0
wish i could find a way to disappear
(13.10.19)
daha güzel oldugu için.
kadınlar narin, erkekler dominant işte, ne güzel
adamların kültürüne işlemiş
0
dafuq
(14.10.19)
(4)

İlahi Komedya

simderun
Merhaba sevgili kullanıcılar. "İlahi Komedya" adlı eseri en güzel çevirisiyle hangi kaynaktan okuyabilirim acaba? Cevaplarınız için teşekkürler.
Merhaba sevgili kullanıcılar. "İlahi Komedya" adlı eseri en güzel çevirisiyle hangi kaynaktan okuyabilirim acaba? Cevaplarınız için teşekkürler.
0
simderun
(12.10.19)
rekin teksoy çevirisi en iyisi. oğlak yayınları.
0
nickimin hakkini veremedim
(12.10.19)
oğlak +1
0
pati
(12.10.19)
Rekin Teksoy çevirisi beni tatmin etti.
0
wish i could find a way to disappear
(13.10.19)
Rekin Teksoy bence de hakkini vererek cevirmis. Dipnotlarin yerlesimi de guzel
0
salihdt
(13.10.19)
(2)

Zaman aşımı şu mu oluyor?

ya ben lan neyse
kanunda banka soymada zaman aşımı 10 yılsa banka soyup 10 yıl yakalanmazsam o suçu hiç işlememiş gibi oluyorum he mi?
kanunda banka soymada zaman aşımı 10 yılsa banka soyup 10 yıl yakalanmazsam o suçu hiç işlememiş gibi oluyorum he mi?
0
ya ben lan neyse
(08.10.19)
Hukukçu değilim ama mantık yürütüyorum: Banka soyup 10 sene sonra yakalnırsan; büyük ihtimalle çaldığın para için ceza almazsın çünkü banka onu aynen batık kredilerde olduğu gibi zarar gösterip vergiden düşmüştür falan. Ama kamu düzenni bozma vb. suçlardan alacağın suçlar baki kalır.
0
malheiros
(09.10.19)
Suçu işlemiş oluyorsunuz ama aleyhinize kamu davası açılamıyor.
0
wish i could find a way to disappear
(09.10.19)
(5)

istanbulda hava nasıl?

kaptan maydanoz
yarın geliyorum. ince kazak üstü deri ceket mi yoksa ince kazak üstü şişme mont mu?
yarın geliyorum. ince kazak üstü deri ceket mi yoksa ince kazak üstü şişme mont mu?
0
kaptan maydanoz
(07.10.19)
şişmeye gerek yok.
0
Bruce
(07.10.19)
deri ceket yeterli

sisme mont fazla olabilir

ama yarin istanbul yagisli gorunuyor :( hatta simdiden bazi yerlerde cizeliyor. semsiye de al varsa
0
exlibris
(07.10.19)
Deri ceket yeter. Kazak V yaka falansa akşamları serin oluyor, boynunuza bir şey sarmak isteyebilirsiniz.
0
wish i could find a way to disappear
(07.10.19)
Iyi ki size inanıp deri ceket giymemişim. Şişme montla bile üşüdüm:/
0
🌸kaptan maydanoz
(08.10.19)
Dünkü hava beni de üşüttü, bugün hava normale döndü :)
0
wish i could find a way to disappear
(09.10.19)
(8)

hotels.com ödemeyi almadı

papuayenigine02561
bi pansiyona rezervasyon yaptım hotels üzerinden hatta kart bilgilerimi falan da istedi cvv falan. neyse şimdi kredi kartıma bakıyorum ödeme alınmamış. az önce de mail geldi Rezervasyonunuz onaylandı. Otel sizden toplam 18.00€ tutarında ödeme alacaktır. diye. bir de Otele girişte veya çıkışta, otel
bi pansiyona rezervasyon yaptım hotels üzerinden hatta kart bilgilerimi falan da istedi cvv falan. neyse şimdi kredi kartıma bakıyorum ödeme alınmamış. az önce de mail geldi Rezervasyonunuz onaylandı. Otel sizden toplam 18.00€ tutarında ödeme alacaktır. diye. bir de Otele girişte veya çıkışta, otel tarafından (varsa) yerel vergi alınabilir. diyor. bu ne kadar olur tahmini. zaten 110 lira civarı otel ücreti artı kaç ekler buna? ücreti de karttan daha çekmediğine göre otele direkt elden mi ödeyeceğim?
0
papuayenigine02561
(07.10.19)
provizyonda olabilir mi?
0
elorelia
(07.10.19)
Bazı durumlarda otele girişten X gün önce karttan çekilecek diye yazar, özellikle otel free cancellation ise bu şekilde oluyor. Oteli book ederken bunlar detaylı yazar zaten (ne zaman çekilecek vb). Bazı durumlarda da site üzerinden değil de direkt otele ödeme yaparsınız. Yani genel geçer bir uygulama yok, rezervasyon siteleri otellere farklı seçenekler sunuyor ödeme almaları için.

Yerel vergi için de hangi ülkeye gidecekseniz ülke adı tourist tax diye aratarak bulursunuz (mesela Google: Italy Tourist Tax). Kalacağınız otelin sınıfına göre, ziyaretçilerin yaşına göre vergiler değişebiliyor.
0
crown
(07.10.19)
otel türkiyeede arkadaşlar antalyada.
ayrıca provizyona da baktım yok.
gelen mailde yazdığım gibi sadece rezervasyon onaylandı sizden 18euoa alcaktır ve yerel vergi çıkabilir yazıyor. eğer ödeme almayacaksa neden kart cvv sine kadar istedi anlamadım.
otele girişim de yarınn sabah.
0
🌸papuayenigine02561
(07.10.19)
check in yaptığında alınır ücretsiz iptal varsa.
0
ayin yazari
(07.10.19)
@ayin yazari
hocam rezervasyon geri ödemesiz. check in yaptığımda elden değil kredi kartından alınacak doğru anlamış mıyım? orda sorarım en kötü de işleyişi anlamaya çalışıyorum karmaşık geldi bana bi standardı yok.
0
🌸papuayenigine02561
(07.10.19)
endişelenme. bazı oteller misafire girişte ödeme seçeneği sunmak için çekimi hemen yapmayabilirler.
0
sinek kral
(07.10.19)
@papuayenigine02561 doğru anlamışsınız hocam. otele gittiğinizde kasada soruyorlar bazen ödeme nasıl olacak diye. hotels üzerinden kayıtlı kartla diyebilirsin direk. sen çıktığın gün ödemeyi çekerler.

bir şey sormazlarsa checkout yapıp giderken zaten oradan çekeceklerini anlarsın.
0
ayin yazari
(07.10.19)
Ben de hotels'ten rezervasyon yaptırmıştım. Otele check-in yaptığımda direkt bize bilgileri gelen kartınızdan çekelim mi dediler. Önceden bir ödeme almadılar.
0
wish i could find a way to disappear
(07.10.19)
(2)

hediye işleri

euteamo
Selamlar,İspanyol ortodontistim yeni bir ofise taşındı ve ona bi hediye almak istiyorum. işini çok seven ve iyi yapan bi diş hekimi. yeni ofisi baya büyük ve tamamen beyaz renk hakim. daha önce çok güzel hediye fikirleri çıktığı için burdan bir de size danışayım istedim.şimdiden teşekkürler,
Selamlar,
İspanyol ortodontistim yeni bir ofise taşındı ve ona bi hediye almak istiyorum. işini çok seven ve iyi yapan bi diş hekimi. yeni ofisi baya büyük ve tamamen beyaz renk hakim. daha önce çok güzel hediye fikirleri çıktığı için burdan bir de size danışayım istedim.
şimdiden teşekkürler,
0
euteamo
(07.10.19)
güzel bir bardak/kupayla yanlış gidemezsiniz. #1 ortho tarzı bir şeyler bastırabilirsiniz.
0
neverlose
(07.10.19)
Büyükçe bir Paşabahçe'yi dolaşın, gözünüze çarpan bir şeyler çıkabilir. Mesela ben geçende bir arkadaşıma şunu aldım, keşke ona vermeyip kendi masama koysaydım diyorum: www.pasabahcemagazalari.com
0
wish i could find a way to disappear
(07.10.19)
(10)

Kitap okurken beğendiğiniz bölümleri ne yapıyorsunuz?

roket adam
O kısmın altını çizip, sayfanın köşesini kıvırıyorum ama çok mantıklı gelmiyor. Bu renkli işaretleme yapıştırgaçlarını kullanmayı düşümdüm ama bilemedim. Siz ne yapıyorsunuz? Yoksa hiç kitabı ellemeden tertemiz mi bırakıyorsunuz?
O kısmın altını çizip, sayfanın köşesini kıvırıyorum ama çok mantıklı gelmiyor. Bu renkli işaretleme yapıştırgaçlarını kullanmayı düşümdüm ama bilemedim. Siz ne yapıyorsunuz? Yoksa hiç kitabı ellemeden tertemiz mi bırakıyorsunuz?
0
roket adam
(07.10.19)
Ben post-it yapıştırıyorum. Kitaplarımın altını çizmem, sadece ders kitabıysa çiziyorum (o da kurşun kalemle). Bir tane de ufak defterim var, kısa alıntıları da oraya not ediyorum bazen.
0
wish i could find a way to disappear
(07.10.19)
kitabın başına ya da sonuna birkaç sayfa post it yapıştırıp oraya not alıyordun

örneğin

sayfa 79 yukarı ok
sayfa 223 nokta
sayfa 390 aşağı ok

bu işaretler de şu yüzden, sayfayı göz kararı 3e bölüyorum, bakmak istediğim yerin sayfada nereye denk geldiğini belirtiyor

sonra bundan sıkıldım ve çizmeye sayfanın üstüne notlar işaretler almaya başladım :)
0
freebird5406_2
(07.10.19)
Altını çiziyorum ve yanına kendi düşüncelerimi içeren notlar alıyorum. Kitaplarımı asla paylaşmadığım için dönüp tekrar okuyacağım güne kadar rafına kaldırıyorum.

Bu renkli işaretleme mevzunu mesleki dergilerime yapıyordum, hatta renkli post-it'lere notlar alıyordum dışarıdan da görebilmek için... Şimdi dijitalden takip ettiğim için beğendiğim kısımların ekran görüntülerini alıp kategorize ediyorum klasörlerle...

Bugün o 500'ün üzerinde dergiden 14 sene önce etiketlediğim bir bölüme ya da konuya baktığımda o dönemki bakış açımla bugünü çok daha net görebiliyorum.

Gerekli mi? Bilmem, belki değildir ama benim hoşuma gidiyor.
0
the she ronin
(07.10.19)
Ben fotoğrafını çekiyorum
0
p4c
(07.10.19)
Kitaplar benim çocuğum gibidir. Olabildiğince tertemiz kalmasına özen gösteriyorum.
0
simderun
(07.10.19)
hiçbir şey yapmıyorum.
yetrince beğendiysem zaten aklımda kalıyor.

ancak referans olarak kullanabileceğim bilgiler olduğunda şu ufak renkli ayraçlardan yapıştrıyorum.
0
teritori
(07.10.19)
Kindle'dan okuyorum. Beğendiğim kısımları highlight edince kitabın adı, yazarı, sayfa numarası ve kaydettiğim gün ile birlikte kendisi bir dosya hazırlayarak "my highlights" adı altında kaydediyor. Dünyanın en mükemmel buluşu.
0
sopiro
(07.10.19)
tekrar okuyup geçiyorum. bazen yeniden okumak istediğimde bulamıyorum ama.
0
naksidil
(07.10.19)
Kitabın arasına bir not kağıdı ve kalem koyuyorum. Okurken beğendiğim bölümlerin sayfasını ve bölümün başlangıç cümlesini not alıyorum. Kitap bitince beğendiğim kısımları google drive'a dosyalıyorum. Kitapları temiz kullanmayı severim.
0
anthemis nobilis
(07.10.19)
ben ekşiye yazıyorum o kısımları. arada da okuyorum hatta her kitap bittiğinde uzun uzun kitap eleştirisi yazıyorum sırf bu yüzden.
0
ayseee
(07.10.19)
(12)

Bizim dilimiz ve insanımız neden böyle be?

senolll
Az önce rastlantı sonucu tdknın sitesinde "artık" kelimesini arattım.http://tdk.gov.tr/?option=com_bts&view=bts siz de aratabilirsiniz, büyük türkçe sözlükte.2. sonuç şu"artık Kızlığını gayrimeşru kaybeden kız. Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü "neresinden baksan kötüBu kelimenin bir yerlerde böy
Az önce rastlantı sonucu tdknın sitesinde "artık" kelimesini arattım.

tdk.gov.tr siz de aratabilirsiniz, büyük türkçe sözlükte.

2. sonuç şu
"artık
Kızlığını gayrimeşru kaybeden kız.

Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü "

neresinden baksan kötü
Bu kelimenin bir yerlerde böyle insanlar için kullanılıyor olması, muhtemelen başka birçok dilde böyle bir kelimenin olmayışı düşüncesi. bu anlamın bu şekilde yazılmış olması. İnsanların bu kelimeyi bu yönde kullanmaya ihtiyaç duyması. bekaret kaybetmenin meşru ve gayrimeşru olarak ayrılması.

neyse

soru başlıkta
0
senolll
(06.10.19)
Boyle seyler bati dillerinde de var gayet.
0
stavro
(06.10.19)
Dil bir tür bilinçaltı aslında. Zihniyet kötü olunca dil de böyle oluyor haliyle. Başka dillerde de var tabi ama böyle çirkin değil
0
olaylar olaylar
(06.10.19)
çünkü namus gibi kavram var ve onur ile eşanlamlı kullanıyoruz. birileri sadece laf etti diye bile insanlar birbirlerini öldürüyor.
0
sttc
(06.10.19)
@stavro ve olaylar olaylar

hangi dillerde var ve örnek var mı acaba merak ettim
0
🌸senolll
(06.10.19)
ingilizce. bir kere çok fazla orospu anlamına gelen kelime var. bizdeki gibi vajina ve penis yerine bir sürü alternatif üretilmiş. mesele tabi bu kelimelerin çeşitliliği biraz da.
0
olaylar olaylar
(07.10.19)
Bu soruyu ben de her sabah uyanıp toplum içine çıktığımda soruyorum ve daha bi cevap bulamadım. Şu ülkede kadınlara verilen değeri de çok net özetlemiş tdk gerçekten! Daha söylenecek çok şey var bunun arkasından ama.. Ama işte..
0
superfluid
(07.10.19)
Dildeki cinsiyetçiliğin tartışılması kesinlikle sadece bizimle sınırlı bir durum değil.

Örnek:
www.theguardian.com

Türkleri tüm kötülüklerin anası saymak gibi garip bir refleks oluştu insanımızda...
0
Ufuk
(07.10.19)
kelimenin sözlüğe giriş tarihindeki argo karşılığı önemli.
bugün bir sözlük yapsak inci sözlükten sonra "liseli" kelimesinin kazanndığı olumsuz anlamları da yazabiliriz. 10 yıl sonra liseli'nin sözlüğümüzdeki anlamını okuyan, konudan bihaber biri bizim öğrenci düşmanı tipler olduğumuzu düşünebilir.
takılmamak lazım.
0
sinek kral
(07.10.19)
Sadece Türkçe'ye veya Türk insanına özgü bir durum değil. Fransızca için şöyle bir video vardı:

www.nouvelobs.com

Çevirmeye üşendim, ama erkekler için farklı anlamlarda kullanılan birçok kelime kadınlar için kullanılınca direkt orospu anlamına geliyor diye atarlanıyor videodaki abla.
0
wish i could find a way to disappear
(07.10.19)
dilde bir problem yok, bu tarz deyisler olabilir. buradaki sikinti TDK gibi eskiden buyuk isler yapmis bir kurumun rezil durumudur. Turkiye'deki her kurum gibi TDK'da copluk durumda.
Ikinci anlami "Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü"nde vermisler. Bu bir "derleme sozlugu" mu, ne oldugu da belli degil? Sitesinde bu sozlukten arama yapmaya da izin verilmiyor. Gercek bir derleme sozlugunde yer, tarih verilir. Yok? Derleme sozlugunun mantigi dilin belli bir cografyadada kullanilan ama henuz ana sozluge girecek kadar yayginlasmayan soz varligini gostermektir. Bu yuzden bu sozcuk nerede tespit edilmis, hangi yorede tespit edilmis: onemli bilgilerdir. 1970'li yillarda TDK'nin yaptigi derleme sozlugunun yanina yaklasamiyorlar. Zaten "derleme" faaliyeti yapmiyorlar.

Derlenmis, kullanilan her sozcuk de her sozlukte yer almaz. Cinsiyetci, bir zumre, kimlik ya da milleti asagilayan deyisler ve sozcukler dilde var olmalarina karsin, sozgelimni hicbir zaman "genel turkce sozluk"te yer almazlar. Bunlarin bence derleme sozlugunde yer almasina da gerek yok. Ama bunlari dusunebilecek bir adam yok TDK'da.
0
ebabil curnatasi
(07.10.19)
@ebabil...

sozluk.gov.tr de ararsanız detay da verilmiş.

|||||||||||||||||||

DERLEME SÖZLÜĞÜ (TÜRKİYE TÜRKÇESİ AĞIZLARI SÖZLÜĞÜ)
artık (I)
Kızlığını gayrimeşru kaybeden kız.
*Eğridir köyleri -Isparta

Türkiye'de Halk Ağzından Derleme Sözlüğü

Ankara,Türk Dil Kurumu,1963
cilt: 1
A ( a - az zu )
artık (II)
Geçmiş.
-Burdur

Türkiye'de Halk Ağzından Derleme Sözlüğü

Ankara,Türk Dil Kurumu,1963
cilt: 1
A ( a - az zu )
artık (III)
Faziletli.
*Kırkağaç -Manisa

Türkiye'de Halk Ağzından Derleme Sözlüğü

Ankara,Türk Dil Kurumu,1963
cilt: 1
A ( a - az zu )
artık (IV)
İki yaşından itibaren oğlaklıyan keçi.
*Niksar -Tokat

Türkiye'de Halk Ağzından Derleme Sözlüğü

Ankara,Türk Dil Kurumu,1963
cilt: 1
A ( a - az zu )
artık (V)
Başka.
*Kilis -Gaziantep
-Maraş
-Niğde

Türkiye'de Halk Ağzından Derleme Sözlüğü

Ankara,Türk Dil Kurumu,1963
cilt: 1
A ( a - az zu )
artık
Artık, bundan böyle, daha
Diyarbakır

Diyarbakır Ağzı, İnceleme-Metinler-Sözlük
Münir Erten
Ankara,Türk Dil Kurumu,1994
24+175 s.
artık
Artmış olan, artık
Uşak

Uşak İli Ağızları, Dil Özellikleri-Metinler-Sözlük
Gürer Gülsevin
Ankara,Türk Dil Kurumu,2002
396+16 s.
artık
Bundan sonra artık
Uşak

Uşak İli Ağızları, Dil Özellikleri-Metinler-Sözlük
Gürer Gülsevin
Ankara,Türk Dil Kurumu,2002
396+16 s.
0
Ufuk
(07.10.19)
@Ufuk: sagol, iste aynen boyle olmasi lazim :)
diger yorumlarim baki.
0
ebabil curnatasi
(07.10.19)
(15)

Doların ucuz olduğu yıllarda alım gücümüz de yüksek miydi?

ya ben lan neyse
doların 1.2 tl olduğu yıllarda alım gücümüz de yüksek miydi? (2007 gibi)yoksa o yıllarda dolar tüm dünyada düşük olduğu için tüm dünyada ürünlerin fiyatı da yüksek miydi?edit: http://www.gazetevatan.com/dolar--1-20-nin-altina-indi-140403-ekonomi/
doların 1.2 tl olduğu yıllarda alım gücümüz de yüksek miydi? (2007 gibi)

yoksa o yıllarda dolar tüm dünyada düşük olduğu için tüm dünyada ürünlerin fiyatı da yüksek miydi?

edit: www.gazetevatan.com
0
ya ben lan neyse
(06.10.19)
Kendim ve aileminki kat kat ve de kat yuksekti.
0
dilemma of subscribtionability
(06.10.19)
Tr icin alim gucu simdikinden iyiydi evet.
Ama alim gucunun doviz kuru ile "doğrudan" iliskisi yok.
0
stavro
(06.10.19)
Lisede puma adidas nike millette ayakkabı vardı yillar 2004 2008 şimdi sen hesabını yap. Yalnız dünyada parasal genişleme varmış o dönem çünkü gelişmekte olan ülkelere para yağıyordu.
0
Topalordek
(06.10.19)
Parasal genişleme 2008 krizijden sonra basladi.
0
stavro
(06.10.19)
dünya bazında yakındı yani o zaman asgari ücret 350 dolar civarıydı hala o civarda ancak türkiyede vergi oranları arttı türkiyedeki alım gücü düştü denebilir.
0
basond
(06.10.19)
Besond+1

Asgari ücret venzer dolar miktarındaydı fakat vergiler bu kadar mütecaviz değildi.
0
filipis
(06.10.19)
Hatırlıyorum, 2010'da hem okuyor hem de biri part-time gibi diğeri de online olarak yaptığım işim vardı. Öğrenci halimle ailemden hiçbir maddi yardım almadan geçiniyordum. Ayrıca gene para biriktirerek 2 hafta kadar İtalya'a tatile gitmiştim, tümünü de kendim karşılamıştım. O zamanki tahmini harcamamı şimdi hesaplamadım, kesinlikle o zamanki kadar rahat ve zahmetsizce yapmam mümkün olmazdı.
0
burka
(06.10.19)
Biz bunlari yazarken kopru ve otoyollara %20 zam geldi bugun mesela.
Boyle bir enflasyon da yoktu ornegin.
0
stavro
(06.10.19)
lisedeyken adidas reebok falan giyiyordum, -duk. şimdi papuçkombinim 3 tanesi 109 lira aq.
0
Tears of Devil
(06.10.19)
Cahillik diz boyu. Kimse sizin alım gücünüzden bahsetmiyor, türk lirasının alım gücünden bahsediyor. Bir insan 10 sene önce zenginken iflas etmiş olabilir bu durumun türk lirası ile ilgisi yok.

Reel alım gücü akp’den sonra arttı bunlar istatistiktir. Ancak 2014 sonrası kişi başına düşen milli gelir azaldı ve potansiyelimizin altına düştük. Son zamanlarda iyice kötüye gidiyor. 2007 yılındaki harcamalarınızı ve şimdikileri düşünün.
0
Pertev nail
(06.10.19)
O yıllarda öğrenciydim. Tek harçlığım aldığım burstu. İngilizce romanlar Türkçe çevirilerine göre daha ucuz olduğu için İngilizce romanlar alıyordum. Sevdiğim grupların CD'lerini amazon'dan getirtiyordum. İki kere cep telefonu değiştirdim o dönemde, sıkılınca parasını verip yeni bir Nokia alabiliyordum.

Şimdi maaşlı çalışmama rağmen bu bahsettiğim şeyleri öyle rahat rahat, düşünmeden alamıyorum. Hele telefonum bozulur diye korkuyorum.
0
wish i could find a way to disappear
(06.10.19)
Öğrenci olarak part time çalışıp aylık 500 lira alıyordum (2008'in parasıyla 400 küsür dolar yapıyor). O paraları biriktirip iPhone alabilmiştim.
0
roket adam
(07.10.19)
2017 Ağustosta 10 bin dolar bozdurup aldığın arabayı 2018 Ağustosta 5.5 bin dolara aliyordun. Dolar 1.2 iken oturduğum evin kirasi 300 kusur dolara denk geliyordu, şimdi aynı yer 150 dolar bile etmiyor.
0
hocao
(07.10.19)
2007 ekonomi açısından altın yıldı. Yanlış hatırlamıyorsam 2000-2007 arasında türkiye'deki otomobil sayısı 2 katına çıktı. Bu büyük bir gösterge.

Bir açıdan da kırılma noktası. Eldeki sıcak ve değerli parayla, katma değerli ürün üretebilecek tesisler için yatırım yapmak yerine, arabaya ve inşaata yatırdık parayı.
0
the coon
(07.10.19)
şöyle bir örnek vereyim. 2007'yi filan geçiyorum bak.
2010'da evlediğimde eşimle beraber hiçbir şeyden geri kalmazdık, her istediğimizi rahat rahat yapardık.
şimdi o yıllara oranlar elimize kat kat daha fazla para geçiyor ancak yine de kemer sıkma politikası uyguluyoruz. bunda çocuğun da payı var. ama hanımın maaşını hadi komple çocuğa harcadık desem benim kendi maaşım bile o döneme göre kat kat daha fazla. yine de olmuyor.
0
teritori
(07.10.19)
(19)

99 depremi sonrası yağmalar

utkumon
Hakkında anısı olan var mı ? Ya da bir tanıdığının anısı olan, çevreden duyan eden vs.? Durum ne kadar kötüydü onu merak ediyorum.
Hakkında anısı olan var mı ? Ya da bir tanıdığının anısı olan, çevreden duyan eden vs.? Durum ne kadar kötüydü onu merak ediyorum.
0
utkumon
(06.10.19)
8 yaşındaydım. Bu tarz şeyleri fark edecek yaşta değildim ama bugüne kadar ne ailemden, ne akrabalarımdan yağma ile ilgili herhangi bir şey duymadım. Harabe bir mahalle olsa da yıkılan bina olmadı hatırladığım kadarıyla. Çoğu hala yerinde duruyor. Yağmalar muhtemelen yıkımın çok olduğu yerlerde yaşandı.
0
IncredibleMau
(06.10.19)
ani bana ait degil ama yikimin cok oldugu, insanlarin gocuk altinda kaldiri yerlerde ölmüş kadinlarin kollarindaki bilezikleri yuzukleri cikaramadiklari icin kesen yagmacilar hikayeleri cok vardi. bu boyuta kadar gidebiliyormus o yagma isleri.
0
in vino veritas
(06.10.19)
Evet, benim akrabalarımın adapazarı'nda evleri hasar görmüştü. değerli ve küçük şeylerini kurtarmışlardı ama evdeki danteller çalınmıştı mesela.
0
noxie
(06.10.19)
benim çokça şahit olduğum şuydu. yurtiçi yurtdışı çeşitli yerlerden bir sürü yardım gelirdi. ve bunlar iyi durumdaysa daha halka ulaşamadan satılıyordu depolarda tutulup. ya da şehir dışından gelip ihtiyaç sahibi gibi yardımları alıp gidiyorlardı.
0
pide
(06.10.19)
roman ve şeyler (ne desem bilemedim) vatan cad. migrosu yağmalamışlardı. biz migrosun otoparkındaydık, oradan biliyorum.

edit: iyi anımı da yazayım. aynı migros (ist. vatan cad.) o dönem koç grubundaydı, bebek bezi bebek maması ve temel tüketim malzemelerini halka "bedelsiz" dağıttı. kimse suistimal etmedi bu organizasyonu. hiç bir kanal veya gazetede yer bulmadı bu. garip.
0
Tears of Devil
(06.10.19)
Magazadan kiyafet yagmaladiklarina babam sahit olmustu
0
you
(06.10.19)
Depremden sonra bizim mahalleye taşınan bir arkadaşım vardı. Enkazdan sağ kurtulan kadınlara tecavüz edildiğini, dışarıdaki arabaların düz kontakla çalıştırılıp çalındığını anlatmıştı.
0
komando kani var bende
(06.10.19)
2000 yılında neredeyse bütün komşularımız İzmit ve Gölcük'ten gelmişti ve onlar da hep bilezik ve yüzükleri için kolu kesilen cesetleri anlatıyorlardı.
0
wish i could find a way to disappear
(06.10.19)
Enkazdan çıkan kız arkadaş vardı birkac adamın yardım ayağına tecavüze yeltendigini söyledi,ellerinden kurtulmuş ama kötü işte .Bir tanıdık da paketi 4-5 tl olan sigarayi 10 tl ye sattıklarını anlatmıştı. Ne desem bilmiyorum.
0
Topalordek
(06.10.19)
99 depreminde yakinlarimizim evleri yikildi. Dolayisiyla annem babam ve akrabalar direkt deprem bolgesine gittiler.
Hiçbirinden yağma ile ilgili bir sey duymadim. Gözlerine carpmamos demek ki oyle bir sey.
0
stavro
(06.10.19)
Edit: ama bizimkiler can derdinde oldugu icin farketmemis olabilirler. Baska kişilerden kolu kesilenleri ben de duymustum. Bunlari bolgede bizzat bukunanalardan duymadim. Sallamasyon da olabilir. Bizim millet abarti hikayeler uydurmayi da seviyor.
0
stavro
(06.10.19)
Golcükte yaşayan biri olarak biraz bildiklerimden bahsedeyim.
Bu enkaz altinda kalan insanlarin yagmalanmasi konusunu buralarda hep duyduk ama ben birebir görmüş birinden duymadim. Ama eminim ki olmuştur.

Bizim evimiz yikilmisti, aileden baska insanlarimiz da enkaz altindan oldugundan ve zaten bi önemi olmadigindan esyalarimizla hic ilgilenmedik ama calindigini gördük. Hatta bazi esyalarin kullanıldığını da gördük. Yani etraftan insanlar bilmedikleri insanlarin esyalarini aldi utanmadan kullandi.
Bunun dışında bu tip eşya hırsızlıgi için sehir disindan gelen cok insanlar oldu. Insanlar enkaz başında hic tanimadiklari insanlari beklerken gorduklerinden filan bahsetti..

Babam belediyede calisiyordu ve oturdugumuz yerin yerlisi olduğumuzdan genelde aileleri insanlari tanırdi. Ve gelen yardim tirlari ile de ilgileniyordu. bir çok insani kovdugunu filan söylemişti. Gonderilen ayakkabılardan kiyafetlerden onlarca almaya calisanlar filan. Bu cirkin istemiyorum.diyenler.

Evi yıkılmadigi halde yardim icin gonderilen esyalardan almak icin kuyruklarda cirkinlesen insanlar mi dersin. Yukarida bahsedildigi gibi aldiklarini satanlar, stoklayip bakkal acanlar, aylarca cadirkent icin dagitilan yemeklerden evinden sefertasi ile gidip uc öğün alanlar mi dersin. Bu bizim komsumuzdu mesela. 6 ay sonra zorla bi ev bulup oturmustuk. Annem bi tane kucuk tuple yemek yapardi, hic esyamiz yoktu daha, bu insanla bardaklari bile kirilmasi halde her gun usenmeden cadirkente gider yemek alirlardi.
Aşırı derecede igrencti maalesef.
0
a perfect lie
(06.10.19)
trabzonda otobus2 otobus kalkti hayatlarini kaybedenlerin ziynet esyalarinu almak icin evet meshur guguda.
0
turbo sadık
(06.10.19)
a perfect lie'ın yazdıkları aklıma getirdi. Bizim de evimiz yıkılmamıştı ama ağır hasar almıştı. Komşumuz yardım malzemelerini stoklamıştı resmen. Mesela 5 litre su yetecek olmasına rağmen 15 litre falan almaya çalışıyordu sürekli ve bunu hayatta kalma, ihtiyaç giderme için yapmıyordu. Karaborsada satar mıyım diye düşünüyordu. O dönemi başka bir şehirde geçirdim ama 20 yıldır tiksiniyorum o insanlardan bu yüzden.
0
wish i could find a way to disappear
(06.10.19)
99 depreminde saglik personeli olarak görevliydim kocaelinde. duydugunuz seylerden daha kötülerinin oldugunu söyleyebilirim. uygarlik, medeniyet, devletten eser yoktu ortalikta.
0
proteus
(06.10.19)
5 sene sakaryada kaldım bu anlatılan kolu kesilmiş altın çalınmış hep anlatılıyor lakin. cadirkentten yemek alma subu isi bana çok garip geliyor çünkü sakaryanın insanı gerçekten zengin neden böyle şeyler yapsınlar ki. Benim gorduklerim komşular vs. durumları olan insanlardı.
0
wolfg
(07.10.19)
Mevzu Necip milletin arasında krizi fırsata çeviren necip millet çakması klon vatan hainleri yuzunden oluyor daha yakın zamanda Atatürk havalimanındaki patlamada taksileri kullananların bedava taşımayı bırak neredeyse kanin içilen birşey olduğunu bilse orada hem parasını hem kanını içecekler insanların! Van depreminde yardim ayağına gelen adamlar kanallara çıktı lan bildiğin dızo lan ne yardımı babasını bile toprağa bile gömer bu vatansizlar
0
protrek
(07.10.19)
benim anne tarafım sakaryalı. kimseden öyle bir şey duymadım. İnternette falan yazanlar da hep bir yerlerden duymuş olanlar. Bana uydurma ve abartma gibi geliyor.

gelen yardımlara çöken, parayla satan varmış ama öyle yok kol kesti, yok kafa kesti hurafe gibi.
0
catch the arrow
(07.10.19)
araya sızmış vatan haini falan yazinca dayanamadim. yaşadigim iki olayi anlatayim.

bir saglik ocagini ziyaret edecektik kocaelinin girişinde bir semtte. bize bir toros arac vermislerdi ve yatacak yer bulamadigimiz icin battaniyemizi, suyumuzu ve kisisel esyalarimizi arabanın bagajinda tasiyor, gece nerede sona erdiyse orada uyuyorduk. saglik ocaginin önüne geldigimizde, yardim dagitacagimizi sanan insanlar etrafimizi sardilar, ne dagitiyorsunuz diye sormaya basladilar. bizim sadece ziyarete geldigimizi, ihtiyaclari belirleyip gidecegimizi söylememize ragmen, insanlar kalabaliklasti, etrafimizi sardilar. küfreden hakaret edenlere, arabanın bagaj kapagini acmaya calisanlar eklendi. müdahale edince arbede basladi, biz üc kisi otuz kisinin arasında mahsur kaldik, saglik ocagindan doktorlar cikip kurtardi bizi. sonra halk hicbir sey olmamis gibi normal hayatina devam etti.

bir digeri de van depreminden olsun, orada da gönüllü olarak calismistim. van'da ilk günlerde (zaten önceden de) işsiz olanlara devlet ufak tefek işler verip erzak dagitiminda yardim organizasyonunda yardimci olmalari karsiliginda bir miktar para veriyordu. işler ilk haftanın sonunda öyle bir noktaya geldi ki, insanlar isimlerini yazdiriyor, yardim kuruluşuna yardim etme karsiligi paralarini aliyordu, ama ya yardim kuruluşuna hic ugramiyor ya da yardim kuruluslrının dagittigi ilaclari giysileri ve gıdayi çalıp disarida el altından satiyorlardi.

cinsel saldiri, hirsizlik, yagma gibi suclar çok yayginlasmisti, disaridan kamyon kamyon hirsiz ve yagmaci geliyordu, polis bunlarla ugrasmaktan başka bir sey yapamiyordu.
0
proteus
(07.10.19)
(9)

kardeşimi hukuk okuma sevdasından nasıl vazgeçirebilirim

Wasking
ikinci senesi. obp düşük 10k altına düşemiyor. istanbul - ankara haricinde bir yer de istemiyor. marmara'yı hacettepe'yi falan beğendiremedik.aynı zamanda yurtdışı kapısının da açık olmasını istiyor. nasıl olacak bilmiyorum.kafaya takmış bir de açıktan adalet okuyor. üniversitese sınavı ile olmazsa
ikinci senesi. obp düşük 10k altına düşemiyor.
istanbul - ankara haricinde bir yer de istemiyor. marmara'yı hacettepe'yi falan beğendiremedik.
aynı zamanda yurtdışı kapısının da açık olmasını istiyor. nasıl olacak bilmiyorum.
kafaya takmış bir de açıktan adalet okuyor. üniversitese sınavı ile olmazsa oradan kazanırım diyor.
ben şimdi napayım bu çocuğa?
git catia, plc falan öğren dedim. çok iyi kaynak ustası var tanıdık onun yanına verelim. yani şimdi gazaltı kaynak ustasının günlük kazandığı para 200-300 lira. çalıştığı yerin ağası gibi bir şey kafasına göre kimse karışmıyor etmiyor. bu çocuk hukuktan mezun olsa bile kim bilir kaç sene asgariden çalıştıracaklar. mesaisi yok bir şeyi yok. yanlış mı düşünüyorum?
0
Wasking
(04.10.19)
yolu gosterirsin ama bırak secimini o yapsın.
0
unabomber
(04.10.19)
umarım asgari ücretli iş bulabilir mezun olduğunda, bedavaya çalışmasın da sonra. yurt dışı için hukuk okumak son derece mantıksız. onun yerine mühendislik okusun yurt dışı düşünüyorsa bence. tabi kendi kararı. ben üniversite okuduğum içim pişmanım, keşke lise ve üniversiteyi hiç okumasaydım diyorum. ama belki onun işleri yolunda gider düşük bir ihtimal de olsa. lise ve üniversite sınavının her ikisinde de sayısalda %1'lik dilimlerdeydim. iş bulamıyorum, bulsam bile ödemeler sıkıntı oluyor. kağıt üstünde patronum(mesul müdür) fakat gerçekte beyaz yakalı(?) bir işçiyim. şuan işsizim.
0
angina pektoris
(04.10.19)
Bence bir süre bir işte çalışsın. Para kazanmanın ne denli zor olduğunu kendi deneyimlesin.

Benim de o yaşlarda ütopik hedeflerim vardı. Eğer çalışsaydım çalışma şartlarının ne kadar önemli olduğunu görseydim böyle hayallerim olmazdı.

Hukuk okursa asgari ücrete iş bulması bile zor. 5-6 sene sonrasından söz ediyoruz. Durmadan üniversite açılıyor.
0
Andrew
(04.10.19)
Bırakın kazanabilirse okusun. Dört sene sonra yeniden kaynak ustası olabilir ama avukat olamaz.
Tabela üniversitesi bile katkı sağlıyor insana bırakın okusun bir vizyonu olsun sonra para kazanmak için tamirci de olur kaynakci da.
Ben bir akademisyen olarak bir lise mezunu adamla evlendim hayat paylastim diploma para kazanmak icin e o da kazaniyor ne gerek var etiketlere diyerek. O diploma sadece etiket degilmis insan yasayinca anliyor.
0
cilekli pasta
(05.10.19)
"Dört sene sonra yeniden kaynak ustası olabilir ama avukat olamaz"

Tam tersi. Meslek erken yaşta öğrenilir. Diploma her yaşta alınır. Berberler bile 15 yaşını geçmiş çırak istemez.
0
Andrew
(05.10.19)
kaynak mühendisi olarak yazıyorum. bu mesleğe bir kaynakçı olarak başlasaydım ve mühendisliğe verdiğim emeği kaynakçılığa verseydim. şuanda yurtdışında insani şartlarda şuan kazandığımın 3 katını kazanıyordum. nokta.
0
paudi
(05.10.19)
yurtdisi dusunuyorsa hukuk okursa yalan olur, baska diyecegim birsey yok cocugun kendi gelecegi..
0
cooperr
(05.10.19)
Dünya hukuk endeksi iyi bir veri aslında. Ondan bahsedin
0
ykyt
(05.10.19)
Hukukta yurt dışı kapısının açık olması çok çok zor. Hani çok heves ettiyse okusun da, hukuk okuyunca her şeyin güllük gülistanlık olmayacağını anlatmaya çalışın. Kardeşinizi adliyeye götürün, orada birkaç avukatla falan konuşsun. Ortamı görsün. Hala ısrar ediyorsa bırakın okusun; 4 yıl sonra pişman olsun.
0
wish i could find a way to disappear
(05.10.19)
(17)

Rus edebiyatında karakterler neden sürekli fransızca konuşuyor?

ayseee
her yazarın romanında sürekli fransızca konuşuluyor bunu nedeni nedir? neden almanca değilde fransızca?
her yazarın romanında sürekli fransızca konuşuluyor bunu nedeni nedir? neden almanca değilde fransızca?
0
ayseee
(02.10.19)
O dönemde aynı bizde olduğu gibi Avrupa denince akla gelen tek yer Fransa. Üstelik Tolstoy da kendi hatiralarinda Rusça konuştuğu için cezalandırıldığıni anlatır. Seckin ailelerin tamamı Fransızca konuşuyordu ya da konuşmaya ozeniyordu.
0
allah yazdiysa bozsun
(02.10.19)
İlk kez duyuyorum böyle bir şey.
Var mıdır örnek bilindik bir kitap?
Bilindik derken popüler
0
2 tostos turan
(02.10.19)
valla aynı soru benim de aklımda neredeyse her kitapta fransızca konuşmaya çalışan ruslar var
0
purrty ploop
(02.10.19)
3-5 örnek yok mu bu rusça konuşmaya çalışan ruslara ilişkin kitap?
0
2 tostos turan
(02.10.19)
Budala - prens miskin
Oblomov - oblomov
Bunlar ilk aklıma gelen iki örnek. Ama alıp sazı eline Fransızca konuşmuyorlar tabi ki de. Bizdeki gibi araya Fransızca sıkıştırıyorlar. Ama en net örnek: Tolstoy - çocukluğum.
0
allah yazdiysa bozsun
(02.10.19)
@2 tostos turan hepsinde var. mesela şu an ivan goncarov'un yamaç kitabını okuyorum onda 10 sayfada bir fransızca kelimeler var.

dostoyevski, gogol, puşkin hepsinin kitaplarını okuyorum hepsinde fransızca dolu. hem fransızları cahil,kaba olarak görüyorlar o devirde hemde onlarsız yapamıyorlar gibi bir durum var.
0
🌸ayseee
(02.10.19)
@aysee bu durumda şunun da etkisi büyük. Aslında çok büyük bir Fransa ozentiligi yaşanıyor. Ancak napilyon'un Moskova seferinden sonra bu garip bir nefrete de dönüyor. Neticesinde de garip bir ilişki dönüyor aralarında.
Almanca konuşmaları pek beklenemez. Çünkü Almanya denince sadece kumar ve kaplıca biliyorlar. Bir hayranliklari yok. Ayrıca Almanlar'ın Rusya'ya bira getirmelerinden ve uretmelerinden dahi şikayetçiler.
0
allah yazdiysa bozsun
(02.10.19)
İyi de tolstoy puşkin gibi yazarlar anadil seviyesinde fransızca biliyormuş zaten.
Bunların etkisi olabilir mi?
0
2 tostos turan
(02.10.19)
@2 tostos turan
Onlar Fransızca bildiği için değil Fransız etkisinden ötürü Fransızca yaşıyorlardı. Çünkü o zamanın seckinleri Fransızca bilmemeyi ayipliyordu. Tolstoy'un anadili Fransızca bu arada. Anası olacak kadin, sadece Fransız dadisi ile konuşmasına izin veriyordu. Rus hizmetcilerle konuşması yasaktı.
0
allah yazdiysa bozsun
(02.10.19)
Tolstoy’un anadili nasıl fransızca?
Adamın bütün eserleri rusça
Aristokrasi dili fransızca doğru
Ancak ana dil demek biraz zorlama olmuş..
0
2 tostos turan
(02.10.19)
@2 tostos turan
Abartmış olabilirim başkan :) ama Rusça konuşması yasaktı :)
0
allah yazdiysa bozsun
(02.10.19)
Bence bu da abartı.
Biraz daha araştırman faydalı olacaktır.
0
2 tostos turan
(02.10.19)
Neresi abartı adamın kendi anilari??
Bakınız Tolstoy - çocukluğum
Adam Rusça konuştuğu için aldığı odadan çıkmama cezalarindan bahsediyor. Sizin araştırmanız daha faydalı olur. Ayrıca çocukluğunda kendini Rusça ifade edemiyordu hazretleri.
0
allah yazdiysa bozsun
(02.10.19)
tanzimatta yazılmış eserlerimizde de aynı durum mevcut. o dönemin modası.
0
ruhen hastayim ben
(02.10.19)
Benden de bir örnek gelsin: Savaş ve Barış'ta Napolyon Rusya'ya yürüdüğünde, tatlı su Rus vatanseverleri salonlarda Fransızca konuşanlara bilmem kaç ruble ceza yazıp vatanı kurtarıyorlardı :)

Bugün araya İngilizce sıkıştırmamızın bir değişik, daha aristokrat versiyonu gibi geliyor bana.
0
wish i could find a way to disappear
(03.10.19)
proteus
(03.10.19)
Etkin kültür diğer kültürleri baskılar.
O dönemde Fransa tüm dünyayı etkilemişti. İlk dönem Türk romanlarında aynı etki görülür. Daha aristokrat görünme gayretidir. Bizde de şu an seçkin görünmek için Cümle içine Türkçesi hatırlanamamış gibi İngilizce kelimeler Sıkıştırılmakta. Din simsarları Türkçesini toparlayamamış gibi Arapça cümleler kullanmakta.

Bir zamanlar Avrupa'da Moğol gibi giyinmek kişiye itibar kazandırırmış. Şükran gününde hindi kesmemiz, Yılbaşı gecesi çam süslememiz hep aynı sebeplerden.
0
Mirket
(03.10.19)
(2)

hukuk kitabı ama ders kitabı değil

blue eyes white dragon
müzikal filmler olur. bohemian rhapsody mesela. müzik ile ilgili birini, bir şeyi anlatır. ( izlemedim ya neyse)ben de hukukla ilgili birini, bir şeyi anlatmasını istiyorum. burada çakal karlos, slobodan miloseviç'i savunan bir avukat olan jacques verges'in savunma saldırıyor isimli kitabını gördüm.
müzikal filmler olur. bohemian rhapsody mesela.


müzik ile ilgili birini, bir şeyi anlatır. ( izlemedim ya neyse)

ben de hukukla ilgili birini, bir şeyi anlatmasını istiyorum.

burada çakal karlos, slobodan miloseviç'i savunan bir avukat olan jacques verges'in savunma saldırıyor isimli kitabını gördüm. adam tam bir şeytanın avukatıymış. çok merak etmiştim ama okuduğum yorumlar neticesinde çok ağır olduğu, ancak hukukçuların anlayacağı bir dille yazıldığı( tercümesinin de kötü olduğu) söyleniyordu.

hukuk bilmeyen birine böyle zevk kazandıracak kitap önerilerinizi alırım.

google'a hukuk ile ilgili okunması gereken kitap yazmasını emin olun biliyorum.
0
blue eyes white dragon
(02.10.19)
microfiction
(03.10.19)
Microfiction'ın yolladığı listedeki kitaplar hakkında bir iki söz söyleyeyim:

- Ernst Hirsch'in anılarını pek severim. Nazilerden kaçıp Türkiye'ye gelen bir hukuk profesörünün hem mesleğine, hem de dönem Türkiye'sine bakışını çok güzel anlatan bir hatırat. Nasıl hoca olunacağını, ülkemizde uzun yıllar uygulanan temel kanunların ortaya çıkışını ve o dönemin hukuk fakültelerindeki atmosferi birinci ağızdan anlatıyor. Bence aradığınız şey bu olabilir.

- Osmanlı-Türk Anayasal Gelişmeleri: Tarih derslerinde defalarca okuduğumuz 19. ve 20. yüzyıl tarihimizi, anayasa hukuku perspektifinden değerlendiriyor. Bu bakış açısı benim ufkumu bayağı genişletmişti. Hatta Tanör Hocamın Türkiye'de Kongre İktidarları ve Anayasal Gelişme Tezleri kitapları da muhteşemdir. Şiddetle tavsiye ederim.

- Vergès'in kitabı da aslında aradığınız şey. Kitap o kadar da ağır değil. Mesela listedeki Hart ve Dworkin kitapları hukuk felsefesi kitapları olduğu için çok daha ağır kitaplar. Vergès bence çerez niteliğinde, kısa da bir kitap.

- von Schirach'ın kitapları (Suç I ve II) tam dizi bölümü kıvamında, kısa kısa ceza davalarını anlatan bir kitaptır. Hikaye kısmı hukuk kısmından çok daha öndedir. Hatta kitaplardan hukuki hiçbir şey hatırlamıyorum.

- Cemal Bâli Hoca'nın kitapları (İktidarın Üç Yüzü, Varolma Direnci ve Özerklik) birinci sınıfta okurken bana aşırı ağır gelmişti. Felsefe temelimin zayıf olmasının da bunda katkısı olmuş olabilir. Listede olmayan Modern Düşüncenin Doğuşu-İspanyol Altın Çağı kitabı tarih soslu, bugün kullandığımız temel hukuki kavramları oluşturan düşünürleri ele alan çok hoş bir kitaptır, onu tavsiye edebilirim.

- Bonus: Birkaç yıl evvel Özkan Agtaş'ın Ceza ve Adalet kitabını okuyup beğenmiştim. Devletin cezalandırma yetkisinin kökenini tartışıyordu, daha önce hiç üzerine düşünmediğim bir konuyu okumak hoşuma gitti.

- Bonus 2: Sevtap Metin-Altan Heper'in Ceza Hukuku Felsefesine Katkı-Radbruch Formülü kitabı da biraz felsefi olmakla birlikte tartıştığı konular (hukuk ve doğru olan ikiliği) bakımından keyifle okunabilir.
0
wish i could find a way to disappear
(03.10.19)
(7)

Şu kombini yorumlayalım

tuzluleblebi
Aşırı mı basit kalıyor, aşırı mı rüküş? Hiç oluru yok mu?Siyah boğazlı bluz ya da kazakŞu etek (koyu yeşil, kadife) https://eksiup.com/p/6y221920i25nSiyah mat çorapSiyah spor ayakkabı (Siyah bot demeyin, siyah botum yok. :/)(Tercihe göre basit bir siyah hırka olabilir de olmayabilir de.)Boynuma koyu
Aşırı mı basit kalıyor, aşırı mı rüküş? Hiç oluru yok mu?

Siyah boğazlı bluz ya da kazak
Şu etek (koyu yeşil, kadife) eksiup.com
Siyah mat çorap
Siyah spor ayakkabı (Siyah bot demeyin, siyah botum yok. :/)
(Tercihe göre basit bir siyah hırka olabilir de olmayabilir de.)
Boynuma koyu turuncu minnak bir şal-fular karışımı da eklemek istiyorum ama kınanmaktan korkuyorum.
0
tuzluleblebi
(02.10.19)
bu haliyle gayette güzel. nesi basit bunun?
0
scudman1
(02.10.19)
siyah mat çorap dediğin nasıl bi çorap?
bir de spor ayakkabı nasıl bi ayakkabı?
0
elorelia
(02.10.19)
kazak, etek, opak çorap okey ama beyaz tabanlı spor ayakkabı olmaz.
0
elorelia
(02.10.19)
elorelia kankim +1
0
kablelvuku
(02.10.19)
İşte benim stilim yarışması gibi olacak da nurella gibi sorayım nereye gidiyorsun? Opak çorap vakti gelmedi henüz çok kalın.
0
ashleybon
(02.10.19)
ayakkabinin ne olduguna gore cok degisir. cirkin bir spor ayakkabisiysa - ki buyuk ihtimalle oyledir- ne yapsan kurtarmaz. tum kobinin fotosunu atmadan yapilacak yorumlar bos.
0
hot potato
(02.10.19)
Siyahtan başka renk bluz/kazak + siyah hırka daha iyi olmaz mı? Turuncu fular demeseniz içim kararmıştı.
0
wish i could find a way to disappear
(03.10.19)
(9)

youtube'da trend listesine bakıyor musunuz hiç?

'''
bu youtuberlar trendlere girince çok seviniyor ama düşündüm senede 2 kere bile açıp acaba bugün trendlerde neler varmış bi izleyeyim demiyorumdur.merak ettim siz hiç açıp trendleri izliyo musunuz?
bu youtuberlar trendlere girince çok seviniyor ama düşündüm senede 2 kere bile açıp acaba bugün trendlerde neler varmış bi izleyeyim demiyorumdur.

merak ettim siz hiç açıp trendleri izliyo musunuz?
0
'''
(01.10.19)
niye seviniyolar ben de bilmiyorum muhtemelen etkileşimi çok olan (izlenme/yorum) videolar trende düşüyordur ama ben de hiç açıp izlemem ki evde normal televizyonu açmıyoruz ya youtube ya netflix açık ki %80 youtube açık. ama belki trendleri açmasak da izlediğimiz video türüne bağlı olarak öneriliyor olabilir trende düşünce..
0
matilda
(01.10.19)
Açmıyorum ama en az2 günde bir bakarım
0
kmesne
(01.10.19)
Evrendeki en aptal seylerin Top listesi oldugu icin bakmiyorum.


Trendlere girince sevinmelerinin nedeni trende girecek kadar trafiklerinin olmasi. Dusundugun gibi degil yani. Kimsenin Trende bakmasina gerek yok, bir video trend'e girdiyse zirt pirt kullanicilarin karsisina cikaracak demek onu youtube algoritmasi.

Gerizekali falan degilse trende girince sevinir adam.
0
stavro
(01.10.19)
Ben bakıyorum ama genelde ilgimi çeken bir şey çıkmıyor.
0
roket adam
(01.10.19)
ilk 10 dizi bolumleri (arada bir iki tane youtube fenomeni), 10-14 arasi magazin-show haber, 15-20 arasi cocuklar icin salak icerikler ve 1-2 tane arapca video.

bakacak bir sey yok.
0
brkylmz
(01.10.19)
ilk açtığımda bakıyorum.bir nevi dünün en beğenilen entryleri gibi :)
0
since1907
(01.10.19)
Hayır.
Login olmadan giriş yaptıysam yanlışlıkla hemen çıkıyorum.

Trendler beni üzüyor
0
biseysorcaktim
(01.10.19)
bir kez bile bakmadım.
0
ada meltemi
(01.10.19)
Hiç bakmadım. Youtube'da zaten sürekli oturumum açık.
0
wish i could find a way to disappear
(02.10.19)
(10)

Çantadaki kitap hasar görmeden nasıl taşınır?

yanginmerdiveni
Selamlar, çantamda bölme yok ve kitap ile birlikte başka eşyalar da yer alıyor.Bu da kitabın köşelerinin kırılmasına, kıvrılmasına yol açıyor. Nasıl hiçbir yerini tahrip etmeden kitap taşıyabilirim? Şeffaf dosyaya falan mı koysam? Ya da bu meseleye özel satılan koruyucular falan mı
Selamlar,
çantamda bölme yok ve kitap ile birlikte başka eşyalar da yer alıyor.
Bu da kitabın köşelerinin kırılmasına, kıvrılmasına yol açıyor. Nasıl hiçbir yerini tahrip etmeden kitap taşıyabilirim? Şeffaf dosyaya falan mı koysam? Ya da bu meseleye özel satılan koruyucular falan mı
0
yanginmerdiveni
(01.10.19)
Cırcırtlı, fermuarlı bir kitap kılıfı ya da enli bir dosya işinizi görür bence.
0
1286
(01.10.19)
Kitabın etrafına havlu veya benzeri bir şey sarın iki kat ve en sert diğer iki eşyanın arasında olsun dikey veya yatay.
0
Avoiding The Puddle
(01.10.19)
plastik zarf şeklinde dosyalar oluyor. ona koyun.
0
elorelia
(01.10.19)
alışverş için kulanılan küçük bez çantalardan birinin içine koy. çantaya öyle at.
0
sinek kral
(01.10.19)
Kapax diye marka gördüm ama kullanmadım, ben de küçük bez çantaya koyuyorum.
0
kendi helvasını kavuran zombi
(01.10.19)
kitapların köşelerini selobant/para bandı ile güçlendiriyorum, kıvırarak yapıştırıyorum
0
freebird5406_2
(01.10.19)
uygun bir ayakkabı kutusu yardımcı olabilir.
0
ete summera
(01.10.19)
jimicik
(01.10.19)
buzdolabı poşetine koyarak taşıyorum. yıpranmasını engelliyor.
0
boyalı kuş
(01.10.19)
Plastik dosyalar iş görüyor. Ama çok kalın bir kitapsa koruyucu etkisi daha az olmakla birlikte bez torbaya geçiyorum.
0
wish i could find a way to disappear
(02.10.19)
(2)

FR-ENG Paralel Text'ler

6 yasimdan beri metal dinliyorum
Selam,Fransızca-Ingılızce paralel text okuyabıleceğım bır mecra var mı?Günlük dıyalog ya da akademık tartışma olursa super olur. Internette romanlar vs var da pek mantıklı degıl onlardan gıtmek.Not: Klavyem bozuk, bazı harfler yok, ozur dılerım sımdıden.
Selam,

Fransızca-Ingılızce paralel text okuyabıleceğım bır mecra var mı?

Günlük dıyalog ya da akademık tartışma olursa super olur.

Internette romanlar vs var da pek mantıklı degıl onlardan gıtmek.

Not: Klavyem bozuk, bazı harfler yok, ozur dılerım sımdıden.
0
6 yasimdan beri metal dinliyorum
(30.09.19)
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları çok saçma bir öneri mi olur? Kararlar genelde iki dilde de var, hukuki tartışma kısımları da gayet akademik.
0
wish i could find a way to disappear
(01.10.19)
beelingua diye bi uygulama var. aynı zamanda okuyor da. benim baktıklarım genelde kısa hikayeydi ama içeriğini genişletiyorlar sanırım. ücretsiz olanlar az değil ama sürekli çalışırsanız bitmesi uzun sürmez.
0
curious mind
(01.10.19)
(5)

Silivri açıklarındaki deprem dalgasi

uzun kulaklı yalnız tavşan
İlk gün bakınca artçı sarsıntılar demiştim ama hala bu kadar yoğun artçı devam etmez herhalde. Bölge çok fazla hareketli değil mi? Baktıkça daha çok korkuyorum.
İlk gün bakınca artçı sarsıntılar demiştim ama hala bu kadar yoğun artçı devam etmez herhalde. Bölge çok fazla hareketli değil mi? Baktıkça daha çok korkuyorum.
0
uzun kulaklı yalnız tavşan
(29.09.19)
Perşembe günü yapılan Teke Tek'i izlersen zaten Celal Şengör ve arkadaşları Silivri açıklarında büyük deprem olacak diye üzerine basa basa anlattılar.
0
malheiros
(29.09.19)
@malheiros izledim de sanki biri bişey söyler rahatlarim diye yazdım.
0
🌸uzun kulaklı yalnız tavşan
(29.09.19)
Bir gece ansızın deprem marmara bölgesini yerle bir edecek. Biz de son bulan ömrümüzle beraber bütün dert ve sıkıntılarımız nihayet bulacak. Çok yakında.
0
dolan dolmuş
(29.09.19)
1999 depreminden sonra artçı depremler aylarca sürmüştü. 20 yıldır Marmara Denizi'nde büyük bir depremin olacağı söyleniyor zaten, bu geçen günkü depremi çok da şaapmamak lazım.
0
wish i could find a way to disappear
(29.09.19)
Artcilar uzun süre devam edebiliyormuş ama kesin olarak net bir şey söyleyemiyorlar tabii.

Bu arada teketek'te bu aralar kesin büyük deprem olacak gibi bir şey söylemediler; bugün de olabilir, 20 yıl sonra da olabilir. Net bir şey söylemek mümkün değil ama deprem tarihini ileriye çekti dediler. Ki bunu üstüne basa basa tekrarladilar.


Ben de depremden çok korkan bir insanım ama her saniye depremi beklemek, buna göre hareket etmek bir noktadan sonra psikolojimizi iyice bozmaktan başka bir işe yaramaz maalesef. Biz tedbirlerimizi maksimumda tutup, normal hayat akışımiza dönmek zorundayız. Öteki türlüsü stres kaynağından başka bir şey degil. Yarın araba çarpıp olmeyecegimizin de garantisi yok sonuçta.
0
fraise
(29.09.19)
(5)

İngilizce bir makale okuyup notlar alırken

kayıtsız
yani ders çalışırken, notları türkçeye çevirip mi alıyorsunuz, ingilizce göz dolgunluğu(?!) olsun diye ingiliççe mi? hangisi daha akılda kalıcı oluyor sizce?
yani ders çalışırken, notları türkçeye çevirip mi alıyorsunuz, ingilizce göz dolgunluğu(?!) olsun diye ingiliççe mi? hangisi daha akılda kalıcı oluyor sizce?
0
kayıtsız
(29.09.19)
Dersim ingilizceyse ingilizce not aliyorum ki derslerim ingilizce ama herhalde türkce olsaydi derslerim ve yabanci kaynaktan calissaydim herhalde türkceye cevirirdim.
0
carmenta
(29.09.19)
notlarımı ingilizce olarak alıyorum. bilmediğim kelimeler ya da çok kompleks cümleler hariç çeviri yapma ihtiyacı da hissetmiyorum. zaten okuduğum şeyi zihnimde çevirebiliyorsam kalıcı oluyor benim için. diğer türlü her notu türkçeye çevirip yazmak çok zahmetli geliyor. bence okuduğun zaman zihninde direk ana dilinde bir karşılığı oluşuyorsa notları da ingilizce alman iyi olabilir. hatta sana şöyle bir şey anlatayım :) bir sınava türkçe özetler çıkararak çalışmıştım, daha sonrasında klasik bir sınava girdim ve bazı terimleri hatırlayamadım. eğer en baştan ingilizce çalışsaydım belki hatırlardım...
0
noraliya
(29.09.19)
Direkt not alıyorsam aynen yazıyorum. Zaten bir dili yeterince bilen biri okuduğunda aynen anlamalı (bilinmeyen kelimeler vs. hariç tabi).

Ama özet şeklinde not alıyorsam araya Türkçe kelimeler katabiliyorum tembellikten sanırım.
0
influx
(29.09.19)
Ben yarı İngilizce-yarı Türkçe not alıyorum. Bu nedenle iki dilde de kendimi tam ifade edemiyorum.
0
wish i could find a way to disappear
(29.09.19)
Yarısı İngilizce yarısı Türkçe cümleler. Daha hızlı geliyor bana böylesi.
0
necron
(29.09.19)
(2)

E-yds

thin capitalization
Normal yds den zorluk olarak farkı nedir? Daha mı kolay oluyor da talep bu kadar yüksek? Üstelik fiyatı da 2 katı olmasına rağmen.
Normal yds den zorluk olarak farkı nedir? Daha mı kolay oluyor da talep bu kadar yüksek? Üstelik fiyatı da 2 katı olmasına rağmen.
0
thin capitalization
(29.09.19)
Aynı zorlukta ama talep olmasının sebebi belirli yerlerde yapılıyor olması ve sayının toplasan en fazla 1.000 kişi civarında olmasıdır. Her ay yapıldığından insanlar yds'yi beklemek istemiyorlar.
0
murtiii
(29.09.19)
Her ay yapılıyor ve hemen açıklanıyor; beklemek istemeyenler için ideal. Ben normal YDS'den bir farkını göremedim. Hatta e-YDS puanım normal YDS puanımdan düşük geldi.
0
wish i could find a way to disappear
(29.09.19)
(2)

starbucks "ödül kahve" ile hangi kahveler alınabiliyor?

mr.goodcat
hangi kahve ve hangi boy alınabiliyor ödül kahve ile? hesabımda 1 tane ödül kahve var da. ne içebilirim bununla? mocha alınır mı mesela?
hangi kahve ve hangi boy alınabiliyor ödül kahve ile? hesabımda 1 tane ödül kahve var da. ne içebilirim bununla? mocha alınır mı mesela?
0
mr.goodcat
(28.09.19)
Küçük boy içecek alınabiliyor. Kapın bir ufak mocha.
0
wish i could find a way to disappear
(28.09.19)
Herhangi içeceğin küçük boyu. Sevdiğin pahalı bir şey varsa onu al ^_^ haha
0
nhk ni youkosu
(28.09.19)
(1)

Fransızca - Borne kilométrique ifadesi mi jalon ifadesi mi daha doğru?

lopopo
'Uzun çalışmalar bu hedenin kilometre taşları oldu' gibi bir ifade için hangisini kullanmak daha doğru olur?
'Uzun çalışmalar bu hedenin kilometre taşları oldu' gibi bir ifade için hangisini kullanmak daha doğru olur?
0
lopopo
(24.09.19)
Sanki borne kilométrique gerçek anlamda kilometre taşı demek. Ben jalon'u tercih ederdim.
0
wish i could find a way to disappear
(24.09.19)
(6)

Tez yazarken tez konunuzun çalışıldığını görseniz?

jacque
Ne yapardınız? Sanırım benim başıma geldi çünkü. Tez erişime kapalı, şu an göremiyorum. Nasıl oldu anlamadım sanırım gözümden kaçmış, dün fark ettim.Konu aynı ama ben A'yı çalışıyorsam o A ve B'yi karşılaştırmalı çalışmış, 12 sene önce. Tez teslimine 3 ayım kaldı. Bu durum herhangi bir problem teşki
Ne yapardınız? Sanırım benim başıma geldi çünkü. Tez erişime kapalı, şu an göremiyorum. Nasıl oldu anlamadım sanırım gözümden kaçmış, dün fark ettim.

Konu aynı ama ben A'yı çalışıyorsam o A ve B'yi karşılaştırmalı çalışmış, 12 sene önce. Tez teslimine 3 ayım kaldı. Bu durum herhangi bir problem teşkil eder mi? Ya da o teze de referans verip eleştirisini falan da mı eklemem gerekir?

(Sosyal Bilimler, Nitel-İçerik Çözümlemesi)
0
jacque
(24.09.19)
talihsiz olmuş biraz. 12 sene boyunca tezi erişime açmadıysa çok garip olmuş, yazara erişmeye çalış, belki tezden yayın yapmıştır onlara erişmeye çalış. araştırma sorun özgünse tartışma ve sonuç'ta atıf vererek kendi verilerin bağlamında değerlendirmesini yaparsın, güzel olur.
0
stimpak
(24.09.19)
Değişmediyse,bir süre sonra tezler erişime açılıyordu. Tezim erişime kapalı kalsın tercihi sadece belirli bir süre için geçerli oluyordu, 5 yıl sonrası gibi aklımda kalmış. Netten göremiyorsanız bile tez üniversite kütüphanesinde bulunmalı. Yazarı internetten bulup iletişime geçmeye de çalışabilirsiniz. Mantıken aynı konuda bir araştırma varsa en azından literatür taramasında yer vermeniz gerekir. Ha tabii danışmanınız, ülkede kim tezi okuyor da eksikliği fark edecek,boş yere iş çıkarmayalım da diyebilir.
0
asteriks
(24.09.19)
Yöktezden mi gördünüz. 12 yıl önce çalışılmış konuyu tez tesliminize 3 ay kala görmeniz enteresan zaten. Eski olduğu için erişime açık değildir muhtemelen.
0
fezagezgini
(24.09.19)
aynı konu üzerine sadece bir tez yazılır diye bir şart yok. ayrıca siz A'yı çalışmışsınız o A-B karşılaştırmasını, aynı olmuyor yine?
0
gezegen olan pluton
(24.09.19)
Çok aşırı iyi, konunun kutsal kitabı olacak bir tez değilse bence sorun değil. Herkes olaylara farklı yaklaşabilir, zaten bilim de öylelikle bilim oluyor. Hatta geç görmeniz biraz daha da iyi olmuş, hiç o tezden etkilenmeden tezinizi yazmışsınız. Kütüphaneniz aracılığıyla TÜBESS'ten tezi istetip gerekli atıfları/eleştirileri yapın.
0
wish i could find a way to disappear
(24.09.19)
Aynı durum daha önce muhakkak yaşanmıştır. Bence yüksek lisansta bişey olmaz ancak doktorada bir soru işareti oluşturabilir.

İçin rahat etmeyecekse başlık değişimi, içeriğe eklemeler vb. yollara gidebilirsin.

Olasılık çok çok düşük ancak aynı kaynaklara atıf yapma, aynı ifadeleri kullanma tesadüfü olabilir. Bu durumda intihalle suçlanabilirsin.
0
horowitz
(24.09.19)
(6)

Yüz temizleyici ve nemlendirici

foreignsilhouette
Selam dostlar. Kullanıp memnun kaldığınız ya da kullanmasanız da övgüsünü duyduğunuz yüz temizleyici jel/maske vs ve nemlendirici günlük krem markasını modelini öğrenebilir miyim?Araştırma ya da reklam falan değil, baya baya alıp kullanıcam. Sevgiler.
Selam dostlar. Kullanıp memnun kaldığınız ya da kullanmasanız da övgüsünü duyduğunuz yüz temizleyici jel/maske vs ve nemlendirici günlük krem markasını modelini öğrenebilir miyim?
Araştırma ya da reklam falan değil, baya baya alıp kullanıcam.
Sevgiler.
0
foreignsilhouette
(24.09.19)
cerave ya da cetaphil
0
bubirgüneşvakası
(24.09.19)
biotherm homme aquapower gel nettoyant. sephora'da 160 lira falandı sanırım.
0
normalbiadam
(24.09.19)
Nemlendirici Nivea soft.
0
stavro
(24.09.19)
herkes yüz temizleyici olarak la roche possay effaclar'ı önerir, ben henüz denemedim ama en kısa zamanda deneyeceğim.
0
tabirimekruh
(24.09.19)
The body shop seaweed yüz yıkama jeli. Çok ferah.
0
super kahraman olsaydim baba olurdum
(24.09.19)
Bioderma'nın ürünleri cildimi daha da yağlandırdı, La Roche Posay ile mutluyum.
0
wish i could find a way to disappear
(24.09.19)
(2)

The Godfather telefon zil sesi komik mi?

komando kani var bende
Cep telefonumun zil sesi melodisi The Godfather. Cep telefonum ne zaman çalsa bazı arkadaşlar gülüyor veyahut gülümsüyor. Müzik şu.https://www.youtube.com/watch?v=WUUvgdjsIQkKomik mi bu durum?
Cep telefonumun zil sesi melodisi The Godfather. Cep telefonum ne zaman çalsa bazı arkadaşlar gülüyor veyahut gülümsüyor.

Müzik şu.

www.youtube.com

Komik mi bu durum?
0
komando kani var bende
(22.09.19)
evet.
0
dunyanin en gereksiz adami
(22.09.19)
Filmi bile izlememiş, Kurtlar Vadisi izleyip mafyaya gereksiz bir hayranlık duyan kesim de bu parçayı çok kullanıyor. Hatta dolmuşlara böyle çalan korna falan takıyorlar. Böyle düşününce komik. Ama benim de filmi çok seven bir arkadaşımın cep telefonu melodisi bu, onunki çalınca hiç de komik gelmiyor. Neden bu zil sesini kullandığınızı bilmeyene komik gelir, "ahaha adama bak kendini don corleone sanıyor" dedirtir.
0
wish i could find a way to disappear
(22.09.19)
(6)

Padişah Abdulhamid'in olayı nedir?

işimdeyim gücümdeyim
Bu konuda araştırma yapıp kitaplar okumak bana her zaman sıkıcı gelmiştir lakin çevremde Abdülhamid övmenin son zamanlarda oldukça popüler olduğunu görüyorum. Gel gelelim, tam olarak olayının ne olduğunu kimse söylemiyor.Nedir Abdülhamid'in bu kadar övülmesinin sebebi bilen var mı?
Bu konuda araştırma yapıp kitaplar okumak bana her zaman sıkıcı gelmiştir lakin çevremde Abdülhamid övmenin son zamanlarda oldukça popüler olduğunu görüyorum. Gel gelelim, tam olarak olayının ne olduğunu kimse söylemiyor.

Nedir Abdülhamid'in bu kadar övülmesinin sebebi bilen var mı?
0
işimdeyim gücümdeyim
(22.09.19)
meşrutiyet sistemini istemeyen hatta meclis açıldığında en kısa sürede bahanelerle kapatan islamcı bi padişah. bi de atatürkün de bulunduğu hareket ordusu tarafından mağlup edilip zorla sürülen padişahtır diyebiliriz. o yüzden günümüzdeki malum tayfanın atatürkün karşısına konumlandırabileceği bir padişah olduğu için çok severler. ayrıca tam emin olmamakla beraber osmanlı tarihinde en çok toprak kaybı onun döneminde yaşanmıştır.
0
papuayenigine02561
(22.09.19)
çevren abdülhamid'i övüyorsa bence o çevreyi değiştir. övülmesi gereken en son şey. ha eğer trt dizisi izlersen cihan padişahı olur birden bire. kim nerden, nasıl görmek isterse.
0
scudman1
(22.09.19)
Mehmet Akif Ersoy kendisinden Yıldız'daki baykuş diye bahsederdi.
O dönemlerde yaşamadığımız için objektif bir yorum yapmak zor.Kendi döneminde yaklaşık 1,5m km2 toprak kaybı yaşanmıştır şuanki Türkiyenin 2 katı kadar.
İslamcı bir padişahtır.İstibdat dönemini yönetti nispeten dengeli bir politika izlemiştir.Gerisine yorum yapmak bana düşmez aslında kimseye düşmez çünkü tarihi konularda objektif olmak için o dönemin içinde bulunmak gerekir.
0
stillalive
(22.09.19)
Son 3 osmanlı padişahı kardeştir Reşat, Vahdettin, Abdülhamid. Bunu Tr'nin 99%ı bilmez. Osmanlı'nın bayrağını devraldık diyenler var ya, kimi öne çıkaracak, bayrağı kimden devraldık diyecek? Reşatı mı? Vahdettin desen hiç olmaz? o yüzden Abdülhamid öne çıkartılıyor, onun üzerinden efsane yaratılmaya çalışılınıyor
0
speedy
(22.09.19)
Abdülhamid'in hiçbir özelliği yok hatta kaybedilen topraklar vs şeklinde bakarsan en başarısız padişah bile diyebiliriz ama pratikte olmasa da teoride son Osmanlı padişahı, o nedenle o janrın Mustafa Kemal'e ikamesi gibi görülüyor.
0
angelus
(22.09.19)
Çok yerilen tarihi figürleri övme modasının bir yansıması olarak geliyor bana. Ülkeyi anayasalı bir monarşiye dönüştürme, yani demokratikleştirme vaadiyle tahta geçip kendi ilan ettiği anayasayı 31 yıl boyunca askıya aldı. İfade özgürlüğünü sınırladı, istibdat boyunca herkes jurnalcilik faaliyetleri yüzünden paranoyağa bağladı. Buna mukabil birçok devlet kurumunun, okulun, sosyal hizmet kurumunun onun döneminde kurulmuş olması nedeniyle kendisinin çok hayırsever bir padişah olduğu ileri sürülüyor. Tabii ki bunda kendisinin en uzun süre tahtta kalan padişahlardan olmasının da etkisi var. Halk demokrasi isteriz diye isyan edince de "anayasa hiç yürürlükten kalkmamıştı ki..." diyerek anayasayı yeniden uygulamaya soktu. Yani "yanlış anlaşıldı". Şimdi kendisinin olumsuz tarafları göz ardı edilip sadece olumlu yanları cilalanarak Osmanlıcılık yapılıyor.

Bu arada istibdat dönemi hikayeleri çok eğlencelidir, bu konuda kitap okusanız hiç sıkılmazsınız. Bugünü çok anımsatıyor bana.
0
wish i could find a way to disappear
(22.09.19)
(4)

Kazancı

fosforlu cevriye
merhabalar,Yağmurlu istanbul gününden selamlar. Kazancı erişimi olan var mıdır acaba? 4 karara ulaşma arzusundayım. Kararlar: 11. HD'nin 14.11.2011 tarih ve 2010-2707/14999 sayılı kararı;11. HD'nin 17.02.2011 tarih ve 2009-3224/1805 sayılı kararı;11. HD’nin 12.02.2007 tarih ve 2005-14553/1985 sayılı
merhabalar,

Yağmurlu istanbul gününden selamlar.

Kazancı erişimi olan var mıdır acaba? 4 karara ulaşma arzusundayım.

Kararlar:
11. HD'nin 14.11.2011 tarih ve 2010-2707/14999 sayılı kararı;
11. HD'nin 17.02.2011 tarih ve 2009-3224/1805 sayılı kararı;
11. HD’nin 12.02.2007 tarih ve 2005-14553/1985 sayılı kararı;
11. HD’nin 27.11.2006 tarih ve 2005-11110/12362 sayılı kararı;
0
fosforlu cevriye
(20.09.19)
Yargıtay Kararı - 11. HD., E. 2009/3224 K. 2011/1805 T. 17.02.2011



DAVACI : KLÜP ZEKİ BEBE KONFEKSİYON SAN VE TİC LTD ŞTİ.

VEKİLİ : AV.V. T. -AV.I. O. I.

DAVALI : ZEKİ TRİKO AŞ.

VEKİLİ : AV.J. L.

Taraflar arasında görülen davada Beyoğlu Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 23.09.2008 tarih ve 2007/10-2008/16 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi duruşmalı olarak taraf vekillerince istenmiş olmakla, duruşma için 15.02.2011 tarihi belirlenmiş ise de, davacı vekilinin 15.02.2011 tarihli duruşmadan vazgeçme dikkate alınarak duruşmadan vazgeçilmiştir, temyiz dilekçesinin süresinde verildiği anlaşıldıktan sonra, duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakılmıştı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi M. U. tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Davacı vekili “Davalı Zeki Triko AŞ adına 138085 no ile 25. sınıfta tescilli ZEKİ markasının kullanmadığını ve kullanıma 5 yıldır ara verildiğini ”iddia ederek 556 s.KHK’nın 14 ve 42.maddeleri uyarınca ZEKİ ibareli markanın bu sınıf açısından hükümsüzlüğüne ve hükmün ilanına karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı vekili , müvekkili şirketin markasının 1970 yılından bu yana tesçilli olduğunu, davacının hükümsüzlük talebinin öncelikle zamanaşımına uğradığını, davacının sessiz kalma yoluyla hak kaybına uğradığını, hükümsüzlük davası açma hakkını kaybettiğini, bu davanın açılmasında davacı tarafın hukuki menfaatlerinin bulunmadığını, Zeki markasının tanınmış marka olduğunu, davanın kötüniyetle ikame edildiğini, davanın kabulü halinde dahi davalının markası tanınmış marka olduğundan davacının bu markayı kullanamayacağından iş bu davayı açmakta iyiniyetli olmadığını ve hukuki yararı da bulunmadığını, mayonun iç giyim değil dış giyim eşyası olduğunu,markanın bu sınıfta kullanıldığına ilişkin tüm belgelerinin mevcut bulunduğunu beyan ederek davacı tarafın davasının haksız ve yersiz olduğu gerekçesiyle reddine karar verilmesini talep etmiştir.

Mahkemece iddia, savunma, dosyadaki kanıtlar ve bilirkişi raporuna göre, markanın iptalini isteyen davacının uzunca bir süre dava açmayarak MK 2.madde gereğince dava açma hakkını kaybettiğinden davanın reddi gerektiği gibi ayrıca davalının markasının tescilli bulunduğu 25.sınıf açısından markayı kullandığına ilişkin delilleri ibraz etmesi ve markayı ciddi olarak kullandığının anlaşılması karşısında davanın reddine karar verilmiştir.

Karar taraf vekillerince temyiz edilmiştir.

1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulnmamasına ve 556 Sayılı KHK'nu 14 ve 42/1-(c) maddesinde tanınmış markalara yönelik bir istisnada getirilmemiş olmasına göre, davalı vekilinin tüm davacı vekilinin aşağıdaki bent dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.

2- Dava konusu 138085 sayılı "Zeki" ibareli marka 25. sınıftaki bir kısım emtia için 09.09.1970 tarihinden itibaren davalı adına tescillidir. Davacı taraf 556 Saylı KHK'nin 14 ve 42/1-(c) maddeleri uyarınca söz konusu markanın kullanılmaması nedeniyle hükümsüzlüğüne karar verilmesini istemiştir.

556 Sayılı KHK'nin 14. maddesine göre, "markanın tescil tarihinden itibaren haklı bir neden olmadan kullanılmaması veya bu kullanıma beş yıllık bir süre için kesintisiz ara verilmesi halinde marka iptal edilir." Aynı KHK'nin 42/1-(c) bendine göre de, "14. maddeye aykırılık hükümsüzlük nedenidir." Böylece, tescilli marka hakkı sahibine markanın tescil edildiği mal veya hizmetler de kullanılması zorunluluğu getirilmiştir. Markanın tescil edildiği tarihten itibaren kullanıma beş yıllık bir süre için kesintisiz ara verilmesinin müeyyidesi ise, yukarıda açıklanan hükümlerde belirtilen koşulların oluşması halinde açılacak bir dava ile mahkemece markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesidir. Bu açıklamadan da anlaşılacağı üzere, kullanmama nedeniyle markanın hükümsüzlüğüne ilişkin bir dava anılan maddelerde belirtilen 5 yıllık sürenin gerçekleştiği andan itibaren her zaman açılabileceğinden; böyle bir davada MK'nun 2. maddesi uyarınca sessiz kalma yoluyla dava açma hakkının yitirilmesi söz konusu değildir.

Her ne kadar, Dairemizin 25.11.1997 tarih 5417/9676, 11.09.2000 tarih 5607/6604 ve 08.04.2002 tarih 10860/3275 sayılı kararlarında, 556 Sayılı KHK'nun 42/1-(a) bendinde tanınmış markalar için öngörülen 5 yıllık hak düşürücü sürenin enazından diğer markalar yönünden açılacak davalar için de uygulanarak yasal boşluğun doldurulması uygun görülmüşse de; anılan kararlar 556 Sayılı KHK'nin 42/1-(a) ve (b) bentlerine dayalı olarak açılan hükümsüzlük davalarına ilişkin olup, aynı maddenin diğer bentlerinde belirtilen iptal sebeplerinin gerçekleştiği iddiasına dayalı hükümsüzlük davalarında uygulama yeri bulunmamaktadır. Bu bakımdan mahkemenin davacının kendi markasını tescil ettirdiği 1996 yılından işlbu davanın açıldığı 2007 yılına kadar 5 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiğine ve MK' nun 2. maddesi uyarınca sessiz kalma yoluyla hak kaybına uğradığına dair gerekçesi yerinde değildir.

Öte yandan, mahkemece davalı markasının tescilli olduğu 25. sınıftaki emtia üzerinde kullanıldığı gerekçesiyle de davanın reddine karar verilmişse de, davalı adına tescilli 138085 sayılı marka" jarse, yün, pamuk, merserize, sentetik ipek, penye, kumaş veya örgüden mamul kadın için; elbise, döpiyes, manto, trençkont, tayyör, tek ceket, bluz, etek, pelerin, anorak, tuvalet, gelinlik, kaban, tunik, pantolon, erkek için; klasik ve spor gömlek, tek ceket, pantolon, şort, smokin, frak, trençkot, palto, kollu ve kolsuz yelek, anorak, kaşkol, bisiklet, balıkçı kazak ve süeter"için tescillidir. Dava konusu marka kapsamındaki emtia Marka Tescil Başvurularına Ait Mal ve Hizmetlerin Sınıflandırılmasına İlişkin TPE Tebliği' ne göre aynı sınıf ve aynı altgrupta sayılan mallardan oluşsa dahi, 556 Sayılı KHK'nin 14. maddesi uyarınca markanın tescil olunduğu mallar üzerinde 5 yıl kesintisiz kullanıldığını davalı tarafça kanıtlanması gereklidir. Davalı markasının aynı sınıf ve aynı altgruptaki bir kısım mallar üzerinde kullanılması tescilli olduğu diğer 25. sınıf mallar bakımından da markanın 556 Sayılı KHK'nin 14. maddesi anlamında ciddi bir şekilde kullanıldığı sonucunu doğurmaz. Şayet, dava konusu markanın tescilli olduğu 25. sınıftaki birkısım mallar üzerinde 5 yıl süre ile kullanılmadığının saptanması halinde 556 Sayılı KHK'nin 42/1-(c) bendi aynı maddenin son fıkrası uyarınca yalnız o mallar için hükümsüzlüğüne karar verilir. Bu durumda mahkemece davalının kullanıma dair sunduğu delillerin dava konusu 138085 sayılı markanın tescilli olduğu her bir emtia için ayrı ayrı değerlendirilmesi suretiyle davalının markasının kullanılmadığı mallar yönünden kısmen hükümsüzlüğüne karar verilmesi gerekirken dava sonusu markanın 25. sınıf emtia üzerinde kullandığına dair yetersiz değerlendirme ve kararda yazılı gerekçeyle davanın reddi dahi isabetli olmadığından kararın davacı yararına bozulması gerekmiştir.

SONUÇ : Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz isteminin kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 17.02.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
0
brena
(20.09.19)
Yargıtay Kararı - 11. HD., E. 2005/14553 K. 2007/1985 T. 12.02.2007


Taraflar arasında görülen davada İstanbul Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi'nce verilen 23/06/2005 tarih ve 2004/651-2005/167 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalılar vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi D. Ç. tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü

Davacı vekili, müvekkilinin F. ibareli markanın sahibi olduğunu, davalılardan T. Deri Konfeksiyon Gıda ve İnş.San.ve Tic.Ltd.Şti'nin markası "G. Leather by F." olarak tescilli olduğu halde davalının markasını davacı markası ile iltibas yaratacak şekilde F. olarak kullandığını, diğer davalının F. ibareli ürünleri piyasaya sürdüğünü, bu şekilde haksız rekabette bulunduklarını, davalı markasını 5 yıldan beri tescil edildiği şekliyle kullanmadığı için 556 sayılı KHK'nin 14.maddesi gereğince hükümsüzlüğüne karar verilmesi gerektiğini ileri sürerek davalı markasının hükümsüzlüğüne, haksız rekabetin tespit ve men'ine, F. ibaresi taşıyan ürünlerin toplatılmasına, bu ürünlerin imalat ve satışının durdurulmasına ve hükmün ilanına karar verilmesini istemiştir.

Davalılar vekili, müvekkilinin markanın ayırt edici unsuru olan F. ibaresini kullandığını, davacının bu kullanım şekline uzun süre sessiz kalması nedeniyle dava açmasının MK'nun 2.maddesine aykırı olduğunu, F. ibaresinin' uzun süreli kullanımıyla tüketici nezdinde ayırt edicilik kazandığını, markalar bütün olarak değerlendirildiğinde iltibas ve haksız rekabet iddialarının yersiz olduğunu, ayrıca her iki marka da tescilli olduğundan terkinden önceki kullanımın haksız rekabet teşkil etmeyeceğini, markanın ayırt edici unsuru sürekli ve kesintisiz olarak kullanıldığından 14.maddedeki koşulların gerçekleşmediğini savunarak davanın reddini istemiştir.

Mahkemece toplanan delillere göre, tescilli davalı markasının genel görünümü dikkate alındığında ayırt ediciliğin şekil vasıtasıyla yaratıldığı, yalnızca F. ibaresinin tescili için başvurulmuş olsaydı kapsadığı emtia sınıfı da düşünüldüğünde davacının önceki tarihli markasıyla benzerliğinden dolayı mutlak olarak reddedileceği, markanın tescilinin ancak bu şekilde sağlandığı, davalı markasını tescil edildiği şekliyle 5 yıldan fazla süre kullanmadığı için hükümsüzlüğüne karar verilmesi gerektiği, davalının markalar arasında görsel ve işitsel benzerlik yaratacak şekilde ve tescil ettirdiği şeklin dışındaki kullanımının haksız rekabet teşkil ettiği ve iyi niyetli bir davranış olarak kabul edilemeyeceği, bu nedenle davacının uzun süredir bu kullanıma ses çıkarmayarak hakkını kaybettiği savunmasına itibar edilmediği, davacı başka bir şehirde ticari faaliyet göstermekte olup, kullanımı biliyor. olmasına rağmen muvafakat ettiğine ilişkin bir delil de ibraz edilmediği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Karan davalılar vekili temyiz etmiştir.

1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve davalı markasını tescil ettirdiği şekliyle değil, davacı markasıyla iltibas yaratacak şekilde kullandığından haksız rekabet yönünden davanın kabulüne ilişkin hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalılar vekilinin bu yöne ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle hükmün bu yönden onanması gerekmiştir.

2-556 sayılı KHK'nin 14/1 nci maddesinde "Markanın, tescil tarihinden itibaren beş yıl içinde, haklı bir neden olmadan kullanılmaması veya bu kullanıma beş yıllık bir süre için kesintisiz ara verilmesi halinde, marka iptal edilir." denilmiştir. Anılan madde gereğince kullanma, markanın "işlevini yerine getirecek tarzda" olmalıdır. Aynı KHK'nin 14/2 nci maddesine göre tescilli markanın, ayırt edici karakterini değiştirmeden farklı unsurlarla kullanılması, markanın iptalini gerektirmeyen kullanım hallerindendir. Aslında işlevine uygun surette kullanma, bizatihi markanın tescil edilmiş haliyle kullanımını gerektirirse de, KHK markanın tescil edilmiş halinden farklı bir şekilde kullanılmasına da onun ayırt edici karakterine halel vermemesi şartıyla cevaz vermiştir. Marka farklı bir şekilde kullanılmakla birlikte aynı şekilde algılandığı sürece ayırt edici karakterinde herhangi bir değişiklik yok demektir. (Bkz. Markaların Korunması 556 sayılı KHK Şerhi ve ilgili Mevzuat, Karan-Kılıç, S.316) Somut olayda davalı tescilli "Gemime Leather by F." markasının esaslı unsuru olan F. ibaresini değiştirmeden tescil ettirdiği tarihten itibaren kesintisiz olarak kullandığı için 14.madde gereğince hükümsüzlük koşulları gerçekleşmediği dikkate alınmaksızın davalı markasının hükümsüzlüğüne de karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bu nedenle davalılar yararına bozulması gerekmiştir.

SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle haksız rekabet yönünden hükmün ONANMASINA, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükümsüzlüğe ilişkin hükmün BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 12.02.2007 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
0
brena
(20.09.19)
Yargıtay Kararı - 11. HD., E. 2005/11110 K. 2006/12362 T. 27.11.2006



Taraflar arasında görülen davada İstanbul 2.Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi'nce verilen 12.04.2005 tarih ve 2003/17-2005/81 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi B. Ş. tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü

Davacı vekili, müvekkilinin at yarışlarıyla ilgili bülten, dergi ve çeşitli mevkutelerin basım, yayım ve dağıtım işiyle iştigal ettiğini, davalının da aynı alanda bazı bültenler yayınladığını, 'P.' ibaresini marka olarak adına tescil ettirdiğini, kötü niyetli davrandığını, bu ibarenin at yarışlarında kullanılan bir sıfatı ve sistemi belirtmede kullanıldığını, puansız at yarışı olmasının mümkün bulunmadığını, esasen üç tip puanlama sisteminin olduğunu, tescilinin 556 sayılı KHK'nin 7/a-c maddelerine uygun bulunmadığını, esasen aynı KHK'nin 14 ncü maddesi uyarınca da 5 yıldan beri kullanılmadığını ileri sürerek, davalı adına tescil edilen markanın iptaline ve hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili,08.05.1997 tarihinden itibaren markanın müvekkili adına tescilli bulunduğunu, istemin zamanaşımına uğradığını, tescil ettirdiği tarihten beri kullandığını, kendi alanında tanınmış ve ayırt edici bir karaktere sahip olduğunu, Basın Yasası'na uygun beyannamede açıklanarak öteden beri kullanıldığını, esasen vasıf bildiren bir yönü bulunmadığını, markaya tecavüz ettiğinden davacı aleyhine tespit yaptırıldığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

Mahkemece, iddia, savunma, toplanan kanıtlar ve tüm dosya kapsamına göre, uyuşmazlığa konu markanın 08.05.1997 tarihinde davalı adına tescil edildiği, tescilden sonra ve davadan önce 'G. ve b. t.' ve 'P. İ. K. B.' olarak yayınlar yaptığı, farklı unsurlar eklense dahi markanın kullanıldığı,556 sayılı KHK'nin 14 ncü maddesinin uygulama yerinin olmadığı, malıncinsi ya da çeşidini gösteren sözcük ve resmin marka olarak tescili, bu işaretin doğrudan doğruya ve özel bir zihni çaba harcamaya gerek duyulmaksızın mal veya hizmetin kendisini ya da türün ifadeettiği hallerde yasaklandığı, davalının ürünü olan at yarışı bülteni nedeniyle cins veya vasıf bildiren kelimelerin bülten veya at yarışları veya koşu bülteni olduğu, bu kelimelerin dahi eklerle tescil edilebileceği, 'P.' ibaresinin başlı başına mal veya hizmeti çağrıştırmadığı duyulduğunda koşu bültenini akla getirmediği, ilk etapta üzerinde nokta olan veya benek bulunan bir cismi tasvir ettiği, güçlü bir marka olmamasına rağmen tek başına hükümsüzlüğü gerektirmediği esasen muhtelif ganyan bayilerinden alınan belgeler dikkate alındığında anılan markanın ayırt edici özelliğinin de bulunduğunun kabulünün gerekeceği, aksi yönde bilirkişi raporuna itibar edilmediği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.

Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, davalı markasının 08.05.1997 tarihinde tescil edilmiş olmasma,556 sayılı KHK'nin 7/a-c maddelerine dayalı davacı taleplerinin 5 yıllık hak düşürücü süre dolduktan sonra ileri sürülmüş bulunmasına, davalının markasını kullandığını kanıtlamış olmasına göre, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 1.00 YTL harcın temyiz edenden alınmasına, 27.11.2006 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


ilk karara ulaşamadım maalesef.
0
brena
(20.09.19)
İlk karar da benden:

T.C.
YARGITAY
11. HUKUK DAİRESİ
E. 2010/2707
K. 2011/14999
T. 14.11.2011
• MARKANIN HÜKÜMSÜZLÜĞÜ DAVASI ( Markanın Ciddi Şekilde Kullanılıp Kullanılmadığının Sadece Faturaların Parasal Değeri ve Fatura Sayısı ile Belirlenemeyeceği - Markanın Kullanıldığı Emtianın Kullanma Alanı Yaygınlığı Emtialara Olan Talep Emtianın Piyasası ve Bir Yılda Yapılan Satış Gibi Bilgiler Birlikte Değerlendirilerek Sonuca Gidilmesi Gereği )
• MARKANIN CİDDİ ŞEKİLDE KULLANILMASI ( Markanın Hükümsüzlüğü Davası - Markanın Kullanım Alanı Emtialara Olan Talep Emtianın Piyasası ve Emtialardan Ne Miktarda Satıldığı Gibi Hususlar Araştırılarak Markanın Ciddi Şekilde Kullanılıp Kullanılmadığının Belirlenmesi Gereği )
KHK-556/m. 14
ÖZET : Markanın ciddi şekilde kullanılıp kullanılmadığına ilişkin olarak yapılacak değerlendirmede sadece faturaların parasal değerleri, fatura sayısı değil, markanın kullanıldığı emtianın kullanım alanı, yaygınlığı, bu emtialara olan talep, emtianın piyasası ve yılda bu emtialardan ne miktarlarda satılabileceği hususları da nazara alınmak suretiyle faturalarda yazılı emtia miktarlarının buna göre değerlendirilerek markanın ciddi şekilde kullanılıp kullanılmadığının tayin ve takdir edilmesi gerekir.

DAVA : Taraflar arasında görülen davada Bakırköy Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi'nce verilen 30/12/2009 tarih ve 2008/105-2009/242 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi Duygu Süzer tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

KARAR : Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle, davalı adına TPE nezdinde 2000 yılında 7,9,10,11,21,25,28. sınıflarda tescil edilen “Star”, “Goldstern Satellite”, “Rockster”, “Nexststar Digital”, “Power Digital”, “Routmaster”, “Fischeer Digital”, “Digimaster&Routstar”, “Nextwork Roadmaster”, “Digiroadmaster”, “Gamestar&Webstar”, “Digistar Roadmaster Wega”, “Road&Master”, “Roatmaster”, “Rood&Master Venüs-Neptün-Mars”, “Rony&Work” ibareli markaların tescil tarihinden itibaren beş yıl için kesintisiz kullanılmadığını ileri sürerek, 556 sayılı KHK'nin 14, 42/c maddeleri gereğince hükümsüzlüğünü talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili, davacının hukuki menfaat şartının bulunmadığını, davanın kötü niyetli olarak açıldığını, aynı konuda derdest dava olduğunu, markaların kullanıldığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

Mahkemece, toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna dayanılarak, davacının hukuki menfaatinin olduğu, derdestlik itirazına ilişkin gösterilen davalarda davacının farklı olduğu, sunulan faturaların bazılarında markaya ilişkin bir açıklama bulunmadığı, markayı içeren faturaların kesildiği firmalar ile davalı firmanın organik bağ içerisinde olduğu, bu faturaların adedi dikkate alındığında ciddi kullanım kriterinin de ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.

Dava, davalıya ait markaların kullanılmaması nedeniyle 556 sayılı KHK'nin 14 ncü maddesine dayalı olarak hükümsüz kılınması istemine ilişkindir.Davaya konu bazı markaların dava tarihinden önce kullanımına ilişkin olarak 2003 yılından itibaren düzenlenmiş faturaların sunulmuş olmasına karşın mahkemece fatura sayısı ve özellikle de faturaların organik bağ bulunan şirketler adına düzenlenmiş olması nedenleriyle davalının markalarını ciddi ve etkin bir biçimde kullandığının kanıtlanamadığı sonucuna varılmıştır. Oysaki markanın ciddi şekilde kullanılıp kullanılmadığına ilişkin olarak yapılacak değerlendirmede sadece faturaların parasal değerleri, fatura sayısı değil, markanın kullanıldığı emtianın kullanım alanı, yaygınlığı, bu emtialara olan talep, emtianın piyasası ve yılda bu emtialardan ne miktarlarda satılabileceği hususları da nazara alınmak suretiyle faturalarda yazılı emtia miktarlarının buna göre değerlendirilerek markanın ciddi şekilde kullanılıp kullanılmadığının tayin ve takdir edilmesi gerektiği gibi, davalının iştigal alanları da nazara alındığında ürettiği emtiaları kendi grup şirketleri aracılığıyla piyasaya sürmesi veya onlara da satması mümkün olduğundan bu hususların aksini gösteren deliller sunulmadıkça kendi grup şirketlerine yapılan satımların bu nedenle gerçek ve geçerli bir satış olmadığının kabulü de doğru değildir.Bu durumda, davalıya ait faturalara konu mallarla ilgili markaların hükümsüzlüğü istemine yönelik davada mahkemece anılan hususlar araştırılıp, değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde eksik incelemeye dayalı olarak karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bu nedenle davalı yararına bozulması gerekmiştir.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 14.11.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
0
wish i could find a way to disappear
(20.09.19)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.