www.teknosa.com

lumia 625 o fiyat seviyesinde rakipsiz bence.

General Mobile Discovery'nin minisi var. Gayet memnun kardesim. Uygun almanizda da kolaylik saglayabilirim sanirim.

androidle uğraşmak istemiyorsan (ben sırf o yüzden sony xperia z yi satıyorum) iphone ya da lumia (bildiğim kadarıyla windows mobile kullanıyorlar) al derim.
not: (bkz: android pişmanlıktır)

huawei'ler de iyidir, araştırın bi derim. Biz ailecek huawei g610 kullanıyoruz, gayet de memnunuz. (ilk eşimle ben aldık, sonra eşimin kardeşi beğenip aldı. sonra kayınvalide aldı.. :))

babamı kaybettim 12 yıl oluyor. köyümüzdeki aile mezarlığına gömdük. yarın ben de ölsem yerim hazır :) 1 saatlik mesafe evimize. sadece bayramlarda ve köye gittiğimizde muhakkak uğruyoruz. haricinde özel olarak gitmiyoruz.

tavsiyem istanbul'a defnetmeyin. zaten bir zaman sonra gitmeyeceksiniz. ve büyük şehirlerde 5-10 yıl içinde üzerine başkasını gömüyorlarmış.

Biz kayserideyiz. Bize daha yakın olanda yer olmadığı için çok da uzak olmayan ama nispeten uzak olana defnettik babamı. Keşke diğerinde yer olsaydı diyoruz. İnsanın gidesi geliyo. Gidiyoruz şükür ama demem o ki ziyaret edemeyip uzaklık nedeniyle mezarını unutacaksanız yakınınızda olsun. Ama onun isteğinden de eminseniz memleketinde ailesinin yanında olmak istediyse de yapacak bir şey yok. Fırsat buldukça gidersiniz. Allah rahmet eylesin.

Öncelikle başın sağolsun. Allah sabır versin.

Bende babamı 2000 yılında kaybettim. İşyerime ve evime yaklaşık 5 dk yürüme mesafesinde semt mezarlığına gömdük. Tanıdık birisi yerini verdi bize. Genellikle cuma günleri yani haftada bir ziyarete giderim. Arada 1-2 hafta uğrayamadığım zamanlarda oluyor tabiki.

başın sağolsun.
mezarı sık sık ziyaret edebilmek için, cenazeyi kendi yaşadığın yere defnedilmesini istemek güzel bir düşünce olabilir ama merhumun isteğini göz ardı etmeyin, adamı istediği yere anne-babasının-kardeşinin yayına defnedin.

o arzusunu zaten yazmış. bunu yerine getirmek doğru karar bence.

tabii ki özleniyor ama önemli olan onu anmak. yaptıkları ve söyledikleri ile onu yaşatmak ve akla getirmek. bana göre önemli olan fiziksel yakınlık değil.

başın sağ olsun. bence de onun istediği yere gömün.
14 yıl oldu ben babamı kaybedeli. kişiden kişiye değişir elbette ama uzun zamandır bayramdan bayrama gidiyorum ben mezarlığa... bana iyi gelmiyor çünkü...

Başınız sağolsun.
İsteğini yerine getirmek daha iyi olur.
Çok sık gidilmiyor kabirlere genellikle bayramdan bayrama gidiliyor. Başlarda sık ziyaret etseniz bile iş hayatı, hayat meşgaleleri derken gittikçe seyrekleşir. Bu kez de " sık gidemiyorum keşke istediğini yapsaydım bari" diyebilirsiniz.

Başın sağolsun hocam.

2006 yılında babam vefat etti, 5 km uzaklıkta mezarlığı ama hiç ziyaret etmiyorum. Dinsizlikten hep...

Başka bi ülkede olsaydı mezarı belki hiç gitmeyecek olsam da rahatsız hissederdim belki bir gün gidesim gelir diyerek...

babam askerdeyken babası vefat etmiş. bundan 30 küsür yıl öncesi mi ne. neyse o dönem amcamın baskısıyla dedem yaşadığımız şehirde gömülmüş. ancak sadece çocuklarına eşine ve torunlarına yakın. babaannem zaten yürümeye canı yok, çok uzun yıllardır gidemiyor dedemin yanına. bizde eskiden bayramdan bayrama giderdik ancak şimdi neredeyse hiç gitmiyoruz.
aslında biz oldukça geniş bir aileyiz. dedemin köyünde oldukça büyük bir aile mezarlığı var, atalarım dönemin sayılan, sözü geçen sayılı ailelerindenmiş. meyse dedem haricinde ailemizden herkes orada gömülü. babam hep der, keşke köyüne gömseydik. hiç olmazsa diğer akrabalara yakın olurdu ve mezarıyla ilgilenen olurdu diye.

Sağolun arkadaşlar. Sizin de canınızı sıktıysam özür dilerim.

Başınız sağolsun,

Allah size ve geride kalanlara sabır versin. Mekanını nur etsin.

Kabrin biraz uzakta olmasını hayırlı görüyorum ben. Kabir ziyareti, orada yatan mevtadan çok bizim ahiret için ibret almamızı hedefliyor. Bu da çok güzel bir Türk adeti. Ya da şöyle diyeyim Türklerde yaygın hoş bir adet. Ölümün her an yakınımızda olduğunu biliyoruz. Eski resimlerde görürsünüz, kabristanlar mahallelerin ortasındadır. çocuklar kabristanların içinde mezar taşları ile saklambaç oynar.
Benim annem de 5-6 yaşından beri mezarlığa götürürdü beni, hiç bilmediğim dedelerim için. Bendeki etkisi mezarlığın çok normal sıradan bir şey olarak görmem oldu.
Ama bu devirde bu kadar iç içe olmanın gerekmediğini düşünüyorum. Fotoğraf film gibi anı biriktirilen mecralar o kadar fazla ki, sık sık mezar ziyaretine çok da gerek yok. Kybın acısı her içinize düştüğünde bakarsınız. Kabristana ise yolunuz düştüğünde uğrarsınız, iç huzurunuz artar. Bir fatiha okursunuz, hem kendiniz hem de kaybettikleriniz için.
Acınız henüz taze olduğu için biraz garip kaçabilir dediklerim ama Allahın bize büyük nimeti fıtratımızı geleceğe bakacak şekilde yaratması. Oğlumu doğumhanede kucağıma aldığımda ilk defa hissetmiştim bunu. Affınıza sığınarak paylaşmak istedim.

Başın sağolsun. Babam vefat ettiğinde çok ani olmuştu ve semtimize yakın bir mezarlığa defnetmiştik. Sonrasında yanındaki yeri de aldık, yaptırdık, iki kişilik oldu. 1-2 haftada bir hava şartları iyi olursa ziyaret ederim.
Uzak olursa zor olur.

Başınız sağ olsun, özellikle akrabalar çok çıldırtıcı oluyor bu dönemlerde bol sabır diliyorum.

Dedemin büyük anneannemin vs. mezarı hep Ankara'da. Kayseri'de ve Kırşehir'de de birkaç mezarımız var. Özellikle özel günlerde girilmiyor bile mezarlığa Ankara'da. Bence babanızın vasiyetini (hem de babam kardeşine anne babasının yanına gömülmek istediğini söylediği için İstanbul'dan 6-7 saat uzakta küçük bir şehre gömmeye karar verildi) yerine getirin. Yakında olunca zaten haydi gidelim diyip gitmiyorsunuz. Aklınıza gelince gitmek istediğinizde ise sırf bunun için gittiğinizi bildiğiniz için vicdanınız daha da rahatlıyor. Herkesin yaptığı gibi "Madem bayram, madem mezarlık 10 km ötede, gidelim bari." yapmayacaksınız. Bilmiyorum sadece ben mi böyle ufak şeylerden mutlu oluyorum.

Tekrar cok teşekkür ederim cevaplar için. Anlattıklarımızı okuyunca biraz daha rahatladım. Nedense ölüm hep başkalarına uğrar gibi geliyor, yaşayana dek

Vasiyet konusunda, babamın bu isteğini dile getiren adam, kardeş adı altında babamı çokça üzen, iyi niyetinden faydalanan biriydi. Yalanı dolanı da vardı, o yüzden vasiyetini ondan duyunca sorguladim doğal olarak.

Kabir ziyaretine hiç gitmedim, bu kadar canımdan birini de ilk defa kaybettim, o yüzden yakınımda olsun istedim ama olmadı. Umarım dediğiniz gibi olur mezarına dilediğim kadar sık gitmeden de huzurlu olabilirim.

@gunde 3 litre kola icen adam
Akrabalar konusunda o kadar haklısın ki... İnsan neye uzulecegini şaşırıyor

başınız sağolsun.
babamı 5 yıl önce kaybettim. mezarlık görmeye dayanamadığım için ziyaretine gidemiyorum. ilk bir iki yıldan sonra alışıyorsunuz. eğer defnettiğiniz yerde tanıdıklarınız varsa bir sorun yaşamazsınız. bir de istanbulda mezarlık fiyatları uçmuş durumda. bulabildiğimiz en ucuz mezar yeri 1500 tl idi (karacaahmet 55.000 tl idi, 2010 fiyatları-bu günü hayal gücünüze bırakıyorum.)
önemli olan mezar yerinin kaybolmaması ve mezarın bakımının yapılması. bunun için de tanıdıkların (kardeşi mesela) olduğu bir yer istanbuldan daha iyidir.

Başın sağ olsun. Benim babam da doğduğu şehre gömülmek istediğini söylemişti laf arasında. İstanbul'la arası 8/9 saat. Vefat edince biz de öyle yaptık. 8 yıl oldu. Evet ziyaret etme durumu biraz zor olabiliyor ama bize zor oluyor diye bu isteğini yerine getirmemezlik yapamazdık vicdan azabı olurdu.

hava kompresörü. ufağının olduğunu zannetmiyorum. belki arabalar için lastik şişirme aletleri bir parça benzer etkiyi sağlayabilir.

www.hepsiburada.com

temizler.

tüp içinde sıkıştırılmış hava var. bulabilirsen onlardan al. ama pc kasası için yeterli gelmeybilir.

www.youtube.com

onun adi "hava", evet bildigimiz hava.

kompresore bagli bir hortum, ucunda da hava tabancası var. torna, freze tezgahlarinin yaninda bulunur, kesip biçme işlemi bittikten sonra kalan talaşı uzaklaştırmak, temizlemek için kullanılır.

(bkz: blower)

Aslinda olcusu olmasi lazim. mamanin posetinde yazar kiloya gore günde ne kadar verilmesi gerektigi. Onu gun icinde ikiye bölerek vermek daha iyi.

Kristal kum yerine topaklasan kum kullansan? Çünkü kristal kumda cis falan iyi temizlenemiyor. Dolayisiyla kedide idrar yollari problemine sebep olabilir. Alice marka topaklasan kum var bizde hem koku yapmiyor hem temizlemesi kolay.

benim bildiğim kadarıyla uygulama hep aynıdır. yani eğer çok yiyen,obezite sorunu olabilecek bir kediniz yoksa normalde kediler kaba ne kadar koyarsanız koyun belli ölçüde yiyorlar zaten. ama işte bazı kedilerde insanlar gibi boğazını tutamıyor :)

biz kaka,kum allah ne verdiyse tuvalete atıp sifonu çekiyoruz. sıkıntı olmuyor.

-veteriner doğru söylemiş. bunlar bizim gibi bir öğünde işkembeyi doldurmuyorlar. acıktıkca gidip insan hesabına göre bir sandviçlik atışıtırıp geçiyorlar. karışmayın nasıl isterse öyle beslensin.
-kristal kum kullanmayın. çünkü kristal kum kuvars içerir ve silikozis sebebi olabilir. hele ufak kedilerde daha büyük bir problemdir. bentonit kum iyidir. hangi tür kum kullanılırsa kullanılsın tuvalete atıp sifonu çekin yeter.
-bilemem. ben istanbuldayım.

1.Yavru kedide mama kısıtlaması olmaz, 8 aylıktan sonra ve özellikle kısılaştırıldıysa mama kısılmaya dikkat edilir.

2.Silika kumlar kediye zararlıdır ama yok illa kullanıcaz diyorsanız da mecbur çöpe çünkü onlar suyu çekip iyice şişiyorlar ve bence klozeti filan birikip tıkıyabilirler, sert yapıdalar, birbirlerine yapışıyorlar da.

3.Kızılay civarı bilmiyorum.

istanbul ankara hattı için söylüyorum; Her ikisini de denedim, ikisi arasında öyle pek fark yok, otobüsleri de hemen hemen aynı, model yılı belki farkeder ama her ikisi de temiz ve konforluydu. Madem ulusoy gideceğin yere kadar gidiyor hiç aktarmayla falan uğraşma bin ulusoya git. (Bence)

tuvalet önemli. uç markalar haricinde tuvalet olanını seç (ulusoyun bazı otobüslerinde tuvalet var. varanda hepsi tuvaletli).

not: bir de varan satıştan önce lüks olarak ulusoyun daha üstündeydi. şimdi pek fazla bir fark kalmadı ama benim tercihim varan olur.

ben de çok fark olacağını sanmıyorum, ulusoy iyidir, alın bence.

ulusoy rezalet artık, eskisi gibi değil, varan da aynı laciverttir ama bir tık ötededir diye tahmin ediyorum.

ulusoy'unkiler neoplan (cityliner), varan'ınkiler setra'ydı sanırım. çok farklarını ve detaylarını bilmesem de setra daha güzel diye bilirim çocukluğumdan beri.. ama aktarma yapmana gerek yok, ulusoy +1

otobüs olarak ikisinin de aynı model olduğunu söyledi gişedeki hatun. 2+1 koltuklu. sadece ulusoy'da wc olması gereken yere bir koltuk çifti daha koymuşlar. ikisinde de 13 sıra tekli koltuk var.

ben ikisinden ziyade anadolu'yu tavsiye ediyorum.

o kadar da detaya takılma bence, sonuçta ulusoy, varan ve kamil koç şu an türkiye'deki en iyi otobüs firmaları. metro, pamukkale vs almadıysan hiç sorun yok, hepsi birbirine yakın kalitede hizmet sunuyo.

ama madem yıllardır yolculuk etmiyosun, sana bi tavsiye; yanına illa ki polarımsı bişey al, hava cehennem gibi olsa dahi hayvan gibi klima açıyolar, bi süre sonra üşüyebiliyosun..

@reso aga

metroyla pamukkaleyi yanyana koyman olmamis hocam. varan>ulusuyo>pamukkale>kamilkoc>...diger tum firmalar>metro

brkylmz +1

bin gitsin birine işte sanki otobüsü satın alacak gibi yazmışsın.

@brkylmz- benim için de pek farklı değil işte: (ulusoy-varan-kamil koç)-diğerleri-metro şeklinde..

varan daha eyi, en azından tuvalet var diye girdim varan almaya, o da ne? az önce tuvaletli olan otobüs gitmiş, ulusoy'dakinin aynısı tuvaletsiz otobüs gelmiş yerine.

gittim ulusoy aldım. demek ki neymiş, böyle sürprizler şakalar da yapabiliyorlarmış.

Telefondan internete bağla ya da direkt telefondan wireless sürücüsünü indir

Telefonu modem yapip mi. Evde kablosuz da var su an ama kablosuz ozelligini acamadim.

telden driver indirip kablo ile pcye atin

Normalde olmasi lazim di mi cdsi. Aramaya devam edeyim biraz bari

cd olmayabilir. bazı üreticiler dvd den tasarruf etmek için sürücüleri recovery dosyası olarak hard diske atıyorlar. formatta da tüm o dosyalar buhar oluyor.

yapamadin di mi :)

yok mu bi ethernet kablon al laptopu git modeme tak öyle dene bi de. işletim sistemin 8.1 değil sanırım yoksa zaten böyle dertlerin olmazdı?

en olmadı telefonunun internetini paylaş pc'den öyle bağlan.

Kablo da taktim yok olmadi:)

olur tabi faturası iş yerine kesilir

maastan kesiyor bizim sirket

sorun olmaz, yemeğe çıkarlar zaten şimdi

ne parası la

iş yerine göre değişir.

senet varsa bir avukatla görüşmeniz faydalı olur belki.

senetin bir yaptirimi yok. seneti alip bunlari yapacak ustaya verebilirsin ( saf bir usta olacak ) ama adama da yazik gunah. Avukata gidebilirsin ama oradan da bisey cikmaz

geçmiş olsun. depozito bu gibi durumlar için var. arkadaşlarında da dediği gibi senet pek bir şey ifade etmez ama ilamsız icra takibi başlatabilirsiniz.

kira sözleşmen var mıydı?

yer istanbul anadolu yakası mı? 90 m2 civarındaysa iyi bir kiracın olabilirim:))

HD film indirebilirsiniz,
Film adı ve alt yazı adı aynı olacak şekilde USB içine atın.
TV'ye USB'yi takın ve TVden usb'yi seçin, oradan da filmi seçin izleyin.
a

oha abi, on dört bin liraya tv alıp bu soruyu sormak da iyiymiş.

indirdiğin film ile altyazının isimleri aynı olsun.
xxxfilmadi.avi
xxxfilmadi.srt şeklinde yani. usbyi takıp filmi başlayınca altyazı otomatik başlar. türkçe karakter sorunu yaşarsan eğer altyazıyı not defterinde aç, dosya-farklı kaydet de. ANSİ yazan seçeneği UTF-8 yap.

ilk önce tv nin gösterebildiği max çözünürülüğü bilmen gerek (yeni modellerin neredeyse hepsi fullhd (1080p) dir bazıları 4k (bunların çözünürlüğü aşmış gitmiş) dır. nadir de olsa hdready (720p)çözünürlüğe rastlarsın.
uygun çözünürlükte ve tvnin tanıdığı formatta (samsung bu konuda en iyisidir) bir filmi internetten satın alırsın (smart tv ler internete bağlanıp youtube üzerinden de çalışabilir). bu filme uygun altyazıyı yine internetten bulursun. bsplayer bu konuda sana yardımcı olabilir.heriki dosyayı flasha atarsın ve rahatça seyredebilirsin (not: fat32 en fazla 4 gb dosyayı işleyebilir. daha fazlası için ntfs).

o paraya öküz alırız.

abi fiyatla film indirmenin alakası ne anlamadım yalnız

tahminimce tv'ye o kadar veriyorsan filmleri de orijinal izle gibi haklı bir sebepten dolayı dönüyor o laflar ^^

ev ağında vpn falan çalıştırabiliyorsanız, ingilizce de varsa film indirmek falan uğraşmayın netflix aboneliği alın derim. türkçe alternatifi olarak filmbox var ama hiç denemedim, türkçe izlemek prensiplerime aykırı

Torrentten filmi indir, uygun altyazıyı turkcealtyazi.org tan indir, film adı ve alt yazı adı uzantısı dışında aynı olsun. Usbye kopyala, USB yı televizyona tak. Bu kadar.

gitmek istemiyorum ne demek ya :) git tabii ki tetanoz aşısını ol. doktor 5 sene içinde aşı oldun mu diye soracak zaten.

Bu ne saçma bir rahatlık la. Atma ayağının fotoğrafını. Git aşını ol.

Rahatliktan dolayı değil sebebim. En yakın hastane araba ile bir saat. Arabam yok. Otostop çekmek gerek tamamen uzaklıktan dolayi illa ki gitmem gerekiyor ise gideceğim zaten

yıllar evvel komşumuzun ayağına paslı çivi battığı için dizden itibaren kesmek zorunda kalmışlardı.

bunun şakası yok isterse başka şehirde olsun git hemen doktora görün.

Dediğin gibi otostop çekmeye çalış o zaman. Bir şey olur ya da olmaz onun garantisini kim verebilir burada fotolara bakarak bilmiyorum ama işini garantiye al lütfen. Hayatından bahsediyoruz.

doktora gideceksin, fotoğraf atsan ne olacak ?

tetanosdan ölmek istemiyorsan tam teşekküllü bir devlet hastanesine başvuruyor, aşını oluyorsun. istanbul ankara v.b. büyük şehirlerde değilsen her il merkezinde bir devlet hastanesi bulunur.

hemen acilen gidip tetanoz aşısı olman gerekir. tetanoz kasılmalarla öldürür ve çok sancılıdır. bunu yazıp takip edeceğine 112'yi arasaydın, çoktan yanına gelmişlerdi!

gidip aşı olacan bunun başka çaresi yok.

Geldim hastaneye 20 dk dir acilde sıra bekliyorum. Benim acele etmeme gerek yokmuş ki. En az bir bu kadar daha bekleyeceğim herhalde.

gitmelisin, pas şakaya gelmez allah korusun.

edit: gitmişsin zaten, e o zaman geçmiş olsun şimdiden

Anında öleceksin demedik ki abi. Aşı olmazsan kötü olabilir dedik. Neyse geçmiş olsun hadi.

bekliyorum acele etmeme gerek yokmuş vs diye laf etme arkadaşım acil orası senin durumun acil mı? değil kanamadan vs ölecek değilsin o yüzden bekletirler normal

aşımı oldum çivi batan yere pansuman yaptılar, eve geldim. eve geleli çok oldu. cevap veren herkese teşekkür ederim.

hastane de bekleme meselesini bilerek yazdım. gerçekten işim acil iken bile en az 10 dk bekliyorsun. ayakta zor duracak halde iken acile gittiğim zaman da 15 dk beklemiştim. bu iş hep böyle işliyor malesef.

cok geride kalmissin.

5.0.2 yuklu su anda benimkinde. bu son guncelleme ota olarak gelmedi, lg pc suit uzerinden kendin yukluyorsun.

lg g2 lollipop guncellemesi diye aratirsan nasil bulabilirsin nasil yapildigini, basit baya.

sakın güncelleme.
android 4.4.2 kullanıyordum bir gerzeklik edip 5.0.2ye güncelledim ve telefon agd oldu(bkz: agd olmak). lollipop kesinlikle kullanılmaması gereken bir os. telefon kendini kaybediyor.

dosyada bir hata yok. geçen gün gburner ile başka bir dosyayı açmak istedim o program da sanal sürücü oluşturamadı. hem gbi hem de iso dosyaları sağlam. formattan önce düzgün çalışıyorlardı. format sonrası durum bu :/

deamon tools kurun .

@sadakatsiz

bu netliği seviyorum işte buradaki.

eksisozluk.com

Kanadiysa asi olacaksin. Kacari yok

www.youtube.com

gene de aşı yaptirin sokak kedisi sonuçta.

Bilmeden yorum yapmayın, yapanlara inanmayın. Herkes her şeyi biliyor. Kuduzun kanamayla falan hiçbir ilgisi yok. "Kedi tırmaladığında kanamazsa sorun yok, kanarsa aşı şart" tamamiyle uydurma ve saçma bir bilgi. Bence aşı olmalısınız. En yakın hastanedeki Enfeksiyon Hastalıkları polikliniğine (İntaniye olarak da bilinir) başvurun, oradaki hiçbir doktor da size "bişey olmaz" diyemez, emin olun.

yıllardır tırmalanıyorum bi'şey olmadı, senin yerinde olsam aşı olmam ama sen yine git ol, duyurudakiler de beni linç etmesin

Büyük devlet hastanelerinde ücretsiz olarak yapılıyor aşı, 3 toz, hayvan yaşıyorsa ve etrafta görüyorsan son 2 aşıyı olmana gerek yok, zaten yazmışlar.

Hayvanın kuduz olma ihtimali milyonda bir belki ama bu ülkede hala kuduzdan ölen insanlar var. Avustralya dışında tüm kıtalarda kuduz var, bu riske değer mi sen bilirsin.

olmaz. fakat garanti olsun diyorsanız, önce kanayan bölgeyi mümkünse beyaz sabunla iyice yıkayın. sonra git kuduz ve tetanos aşılarını olun.

ama olmaz. rahat olun :)

bosuna nankör kedi dememisler. sen besle, namussuz seni tirmalasin...

kanın ne kadar olduğunun bir önemi yok. tırmıktan kuduz bulaşması düşük bir ihtimal olsa dahi var. sokak hayvanları tetanos riski de taşır. yaptıracağın şey çok basit. tam teşekküllü bir devlet hastanesine başvuracaksın (istanbul anadolu yakasında haydarpaşa numune var). kayıt açacaklar ve gidip aşını olacaksın. ben gittiğimde (2014 ortaları) bu aşılar ücretsizdi (hala öyle olmalı).
koldan 5 adet aşı yapacaklar o kadar.

-metrobüsle söğütlüçeşmeye git
-söğütlüçeşmeden otobüs durağına yürü (doğru otobüs durağına yürümeli, birden fazla var)
-4 numaralı otobüse bin
-cemil topuzlu durağında in

Cemil topuzlu durağından yakın mi? İş bankası bloklari

indiğinde göreceği yüksek katlı bloklar. tam durağın karşısında.

sütü yüzde elli su yüzde elli süt şeklinde verirseniz iyi olur.
ishal yaptığı söylenir sütün, açıkçası ben hiç vermiyorum, zaten anne besliyorsa gerek de yok şimdilik.
micho gibi kuru mamalar hem daha dayanıklı, hem de etraf temiz, derli toplu olur.

Kuru mama yiyebilirler sanırım.
Bir şey ser yinede, ne kadar yaz olursa olsun gece üşüyebilirler.

yavrular ve anne kediler için satılan mamalar iyi iş görür ama bunun için yavruların sütten kesilmesi gerekir. şimdilik anneyi iyi beslemek yeterli olur. süt verecekseniz o sütü mutlaka sulandırın. yattıkları yere koyacağınız dışı naylonla kaplanmış, içine de kullanmadığınız eski kumaşları koyduğunuz bir mukavva kutu onlar için lüks bir apartman dairesi olur (kışın tabii).

nazarımda kuru mama için daha erken illa vereceksen ya günün belirli bir öğününde ver misal akşam yada 2 günde ver. Kedi dediğin yer balık hafızası gibi bir midesi var sen önüne ne koyarsan yesedeyemesede giderbakar.

Seçenek olarak kaşar, peynir, labne, krem peynir vb peynir türlerini yavru kediler mutlaka yerler.

Kırmızı yada beyaz et vermemen yavru kediler için daha iyi yavru kedi hazır mamaları var

Sut vermeyin, ishal yapar. Baska bir sey bulamazsaniz da sulandirarak verin soylendigi gibi. Yavru kediler icin kuru ve yas mamalar var, onlardan alip verebilirsiniz. Haslanmis yumurta sarisi, baharatsiz tuzsuz yagsiz tavuk/balik/et, jambon da evden verilebilecekler arasinda olabilir yine ama en sagliklisi mama.

annesi varsa süt emiyosa anneyi beslemek gerek, değilse şu mamalar biberonla sanırım www.google.com.tr
edit:yanlışım varsa düzeltin

kırtasiyeden bono kağıdı al, üçüne de senet imzalat. madem sözünüzün erisiniz bunu kağıda dökelim de. yanaşmazlarsa o parayı sen zor alırsın haberin olsun.

Alacağın şeyleri bunların kredi kartından çektir. Taksit falan olur başka türlü evrak yoksa alman zor.

aha durun tahsilat uzmanınız geldi. çok kez dönmeyecek paraları döndürdüm.

olay şurada bitiyor; o paradan vazgeçmediğini göstermek. bunu da düzenli bir biçimde karşındakine paranın durumunu sorarak yapabilirsin. sen sıkıştırdıkça yalanları azalacak.

kesinlikle arada sessizlik olmasın. parayı sorup dur. bir de benim de ihtiyacım var falan gibi şeyler söyleme. sen ondan borç istiyomuş gibi... direkt kendi paranı istediğini unutma. kolay gelsin şimdiden.

Pek bir şey yapamazsın, artık günümüzde bu bankacılık sisteminin olduğu ortamda öyle 4 haneli sayılarda borç verilmez, ben olsam gir internet bankacılığına iste bankandan derim, zaten banka vermiyorsa ben de vermem.

Şu 6750 lira verdiğin kişiye parayı nasıl yolladın? Eğer eft-havale gibisindense ve bu konularda pek fikri olmayan birisiyse, elimdeki dekontlarla yasal işlem yapmak istemiyorum gibi konuş bence.

ahirette kul hakkı olarak alırsın.
borc veren insan kerizdir turkiye de.
kimse geri vermek icin borc almiyor.
borcu alan yokmus gibi davranir siklemez bile, derdini veren ceker kodumun memleketinde.

Alman zor demek için erken. Ben de bir arkadaşıma borç vermiştim bir yıl geçmesine rağmen ödememişti. Nişan yapacağımı bilmesine rağmen hiç lafını almıyordu borcun. Hatta tatile gideceğinden falan bahsediyordu. Aradım bunu ben, abi malum nişan var yakında benim parayı gönderebilir misin dedim aynı gün gönderdi. Bazı insanlar istemeden vermiyorlar parayı. Direkt iste bence.

@atom karincanin torunu 6750 yi elimdeki sterlinleri bozdurarak verdim. kendiside bilmez ha bunu insanlık yatım güya işte. sterlin biriktiriyodum o zaman sterlinde 3,75 filan ha ondan bozdurup verdim eline ama işte ne diyim.

mına koyim dünya bankası gibi herkese borç dağıtırsan böyle olur işte.

@sen olmayan cocuk benim inan bu 3 kişidede aynı şeyler mevcut. biri yeni telefon almış biri tatile gidiyo biri eli sikinde iphone filan almış. yüzlerine bakınca ben utanıyorum amk ya

Hacı, ben de utanıyordum, aylarca istemedim. Telefon açıp istediğimde de utana sıkıla istedim ve netice olumlu çıktı. Millet kimseyi düşünmüyo maalesef. Borç verdiğin için pişman olma ama iste borcunu en kısa zamanda. Vermezlerse de yukarıda bi arkadaşın dediği gibi paradan umudunu kesnediğini belli et

ben de bir arkadaşıma borç vermiştim. 10bin tl. bahisten kredi kartlarini sikertmiş bir arkadaştı. 3 sene de aldim parayi taksit taksit. sen ne kadar istersen iste, karşı tarafta para oldugu sürece sana ödeyebilir. o günden sonra da borç isteyen olduğu zaman küçük tutarlar ve güvendiğim insanlar harici kimseye para vermedim.
hatırlatmak bir sike yaramiyor onu da söyleyeyim. en etkili yontem ailesine soylemek, paraya acil ihtiyacın varsa. babasını falan taniyorsan ona söyle. borç taktı bana de.

hayır verdin ya, isteyince birde kötü oluyorsun. sanki dostlukta bitiyor. amk bankadan alsan özel timle evine basar bilimum boxer ve atletlerinden başlarlar.

valla iş yeri açan ve işleri iyi gitmeyen biri olarak söyleyeyim 6.750 liyi alandan zor alırsın ama alırsın dürüstse. baskıda yapsan veremez adam battıysa, bir sürü yere borç oluyor çünkü arkadaşa sıra gelmiyor. çok zor durum Allah basına vermesin vermek istemiyor da vermiyor gibi düşünme onu veremez bir süre.

geri kalan için 150 lik maasını alınca verır, 100 lük içinde maaşını alana kadar bekle.

sabırlı ol, 100 tl için senet imzalatırsan kendını rezil edersin bekle biraz.

100 ve 150 lira küçük rakamlar, 150 lirayı verdiğin insanla aynı iş yerinde çalışıyormuşsunuz çok rahatsız bir durum oluşur istersen. O iş arkadaşınla öğle yemeğine falan çık, hesap ödeme zamanı cüzdanı evde unutmuşsun gibi yap. Sonra da şaka olarak "150'den düşersin" de. Unuttuysa hatırlamış olur böylece, hesabı öderse de hiç değilse paranın birazını geri almış olursun. Onlara fazla yüklenme bence.

6750 lira büyük rakam. "Ben de sıkışığım" de iste parayı, "abi sende yoksa başka birinden borç al, gerçekten ben de sıkıştım" de. İşyeri açıp battıysa o para yanmış olabilir, adamın hakikaten sana ödeme yapacak parası olmayabilir. O zaman da bir ödeme planı yapar gibi, "ayda şu kadar ödeme yap hiç değilse, önümüzdeki aylar denkleştirince birden kapatırsın kalanı" dersin. Yok sana hemen lazımsa paranın hepsi yasal işlem başlatmak zorunda kalacağım diyebilirsin.

üzülerek söylüyorum ki 6750 yanar gibi duruyor hocam.
100-150liği alana 1-2 kere hatırlatır gibi yap vermezse siktir et arkadaşlığını da kes böyle karaktersiz insanlarla takılmanın hiç alemi yok.

çipras'a verdiysen dönmez abi o para :(

sıkıştır. birisi güzel demiş, senin paran o borç ister gibi istemene gerek yok. saldır. psikolojik baskı kur. yoksa vermez. verecek olan adam zaten bununla ilgili açıklama yapardı, atıyorum şu zamanda ödeyebileceğim en erken falan derdi, samimiyetini gösterirdi bi şekilde. misal ben de birine 100 lira verdim, bana açık açık "bu ara çok sıkışığım, yakın zamanda ödeyemeyeceğim" dedi. ben de zaten gözden çıkarabileceğim bi miktar olduğu için verdim, ondan sonra da ses etmedim. karşındaki hiçbir konuda şeffaf olmayıp ölü taklidi yapıyorsa saldırmaktan başka çaren yok, yoksa imkanı yok alamazsın o parayı.

insanlar para konusunda çok değişebiliyor abi. bak kendi borçlanma hikayemi anlatiyim sana.

bi ara fena sıkıştım ben, elimin rahatlaması için 500-600 lira lazım. duyuruya sordum, dedim böyle böyle abi beni tanıyonuz borç verin yoksa yan basıcam. bankalara 1000 liralık kredi için (alt limit o) başvuruyorum hepsi takır takır reddediyor öğrenciyim diye, o ara kart borcum da alıp yürümüş zaten. neyse sonra "ablam" diyebileceğim, çok güvendiğim ve bana güvendiğini bildiğim bi duyurucu çat diye çıkardı masaya vurdu. bi baktım hesabımda 600 lira. dedim ben bunu 12 ayda, 50-50 olarak öderim bak; ben kredi bakıyodum, senden borç istemedim. "istemiyosan verme aq bana ne, ne zaman ödersen öde" dedi sağolsun.

çok şükür, 7 ayda borcu neredeyse kapattım, önümüzdeki ay tamamen bitecek muhtemelen ama yine de bazen "ee istemiyosan verme dedi olm?" deyip vermemeyi düşündüm anasını satiyim. meisteroğlu işte, göt. çok sevdiğim, saygı duyduğum, güvenini sarsmayı göze alamayacağım biri olduğu için ödedim takır takır.

başka insanlardan da borç alıp hepsini ödedim amk, şerefsiz değilim ama demek istediğim şu: insanın aklına geliyor. hele ki borcu almasına rağmen parasızsa, eline değil 6 bin 16 bin lira geçse bile vermez belki. senin istemen lazım. herkes ben mi istemeden borç ödesin...

Cok insana borc verdim, buradan da verdiklerim var, hic birini geri beklemiyorum, oderlerse oderler, sen de bekleme bosver.

Yahu o kadar umutsuzluğa sürmeyin arkadaşı, yüksek miktarda borç verdiğine göre az da olsa güvendiği birisi demek ki, gerii öder geç de olsa. Rezil olma ihtimali çok yüksek vermezse. Rezil edersin millete borcunu ödemezse. İtibarını kaybetmeyi kolay kolay göze alamaz herkes.

acıma bunlara
(bkz: ilamsız icra takibi)

General Mobile One alabilirsen güzel olur bence.

s4 mini

nokia lumia 520 veya 620

android olmasın da hangisi olursa olur.
bütçeye bakılırsa ios çok uzakta. ancak windows mobile kullanan nokia lumia iyi gibi görünüyor.

asus

arada sırada yaş mama verebilirsin. hill's en iyisidir (ama biraz pahalıdır). en iyi tavsiyeyi de sürekli gittiğiniz veterinerden al derim. çünkü kedidedki hassasiyetler hastalıklarla ilgili en geniş bilgiye o sahiptir.

Petburda.com da yasli kediler icin mama sekmesi var. Oradan bakabilirsiniz. Turkiyedeki en iyi kalite mamalar acana, n&d, orijen gibi tahilsiz mamalardir. Ama pahalidir.

anlaşın, kapora verin paranız gelince alırsınız. senet vs. olayı paranızın gelmediği durumlarda sakat azıcık. paranızı cebinize koyup alın derim

adamın birinin paranı geri ödeyeceğinden ümitlenme. para eline geçmeden kapora filan da verme. bir araba gider bir diğeri gelir.

hiç kalkışma. geleceği şüpheli bir parayla araba almak akıl karı değil.

kapora verirsen eğer o tarihte parayı bulamassan kaporan yanıyor haberin olsun etik yasal ne olursa olsun o parayı geri alma hakkın olmuyor.
bu arada adamın biri kim yahu? ben babama 15 bin borç vermem bu devirde

Ben de arac arıyorum söyle o da bana yar olsun:)

üzerinde yazar x kadar yıl y derecede z koşullarında saklanabilir diye.

içilir tabi ki. özellikle cabernet süper olur. içmezsen bana verebilirsin :)

Servis ısısı 6-8 derece, 16-18 derecede yatık olarak saklayın, dolum tarihinden itibaren 2 yıl içinde tüketin yazıyor. Nasıl koşullarda saklandığından emin değilim.

içilmez 2 yıl içinde tüketin yazmış. her şarap yıllandırılmaz.

uygun şartlarda (yatık halde belli ısı ışık şartlarıyla) yıllandırdıysan rahatlıkla içilir. açar bakarsın tadı ve kokusuyla kendini belli eder zaten.açtıktan sonra o gün bitir ama.

2 yıl içerisinde tüketin yazıyorsa eğer içilmez. dene bir ama tadına bak, kötüyse kokusundan bile anlarsın zaten.

Yatık yıllandıysa sakıncası yok tabi ama dik bir şekilde beklediyse balzamik sirke olarak yemeklerde kullanabilirsiniz :)

kutusu delinmiş olsa dahi alırlar. O mini hdmi'lar mini hdmi girişi olan aletler için kullanılıyor işte, telefon tablet vs. bazı ekran kartlarını çıkışı mini hdmi falan, bir sürü var onu kullanan, minik bir adaptör ile normal hdmi'a çevirebiliyorsun ayrıca.

deiştiremezlermiş :( vakumluymuş kutu ,

vatan bilgisayar diyorsun. adamlar müşteri vazgeçme hakkını (7 gün) kullanamasın diye 40 takla atıyor. almazlar tabii.

bu mini hdmi kablosu hdmi kablosundan başka bir şey değil. usbler gibi düşün. flash diskler ile printerlerın kabloları farklı mesela. ama can sıkacak bir konu değil. adaptörler var piyasada.

ben lg kullanıcısıyım. crackli servis yazılımı var internette; her türlü yazılım yükseltme indirme yapılıyor. sony için de muhtemelen vardır bu tür yazılımlar. fakat bu işlerden anlamıyorsanız bulaşmayın telefonu brick etme ihtimaliniz var.

bana sorarsanız 5.0.2 de kalın. 5.0 ilk lollipop sürümüdür hatalar vardı ondan sonra minor güncelleme olarak 5.0.2 almış. bu demektir ki daha hızlı daha stabil daha güvenli bir işletim sistemine sahipsin... lollipop materyal tasarım ile de göze çok hoş geliyor. bence kalsın.

@seni sevenleri bir kere uzdun
göze hoş geliyor da diğer hiç bir şeye hoş gelmiyor. şarjı 4.4 güncellemesinden önce 2 gün gidiyordu şimdi 24 saat bile dayanmıyor. yağ gibi kayan telefon her tuşa basışımda kasılmaya başladı. En pisi de telefon ya da whatsapp mesajı geldiğinde (telefonu yanıtlamadıysam) bunu öğrenmek için telefondan arayan kayıtlarını-whatsapp ı kontrol etmem gerekmesi.

@khiron
aslında yukarıdaki cevapta sorunu da yazdım

büyük ihtimalle kalıntılarda çakışma var
wipe cache falan yapmak lazım sanırım
shiftdelete.net

ADALET TİR

faşizmdir işte, boş lafa gerek yok. ona faşizm dediğimizde mevcut çoğunlukçu demokratik durumumuzun da faşistçe olduğu gerçeği değişmiyor sonuçta.

değildir.

"Bütün insanlar özgür, onur ve haklar bakımından eşit doğarlar." ama sonradan herkes farklılaşıyor be anam? biri okuyup profesör oluyor, öbürü kaldırım mühendisi(boş gezenin boş kalfası vs).

haa ben oy atma oy kullanma konusunda bir tıp profesörüyle hukuk ya da siyasal bilimler profesörünün de aynı hakka sahip olmaması gerektiğini düşünüyorum. tıpta çığır açsan da, oy kullanmaya geldi mi sen en güzel olasılıkla üniversite mezunu olarak değerlendirilmelisin.

ama yeri geldiğinde tıpçı olduğun için tek bir dilekçeyle sağlık politikasının yanlış bulduğun kısımlarını düzelttirme hakkının olması lazım. çeşitli çeşitli yani.

aysun kayacı +1

buralar karışacak ya da bu vapör duyuruyu silecek.

@feel the blanks

bu duyuru senin cevabın diğer nesillere ibret olsun diye burda duracak!!!
sen cevabını silsen bile ben buraya kopyalıyorum...

sen bunu diyorsun @feel the blanks:

"ama sonradan herkes farklılaşıyor be anam? biri okuyup profesör oluyor, öbürü kaldırım mühendisi."

ama kimse doğuştan gelen haklarından feragat etmiyor, isterse prof olsun isterse çoban. bu insan onuru ve hakları ile ilintili ama senin bu konularda bir yorum yapman konuyu hem anlamadığından kendi nickinin zararına hem de -bir görüşe inandığını ve o görüşün de sol olduğunu farzederek- inandığın görüşe zararlı.

bakalım kim silecek, gerçi artık silsen de bir şey değişmeyecek benim faşist arkadaşım..

dursun anam, seni mi kıracam, canın sağolsun.

edit: solcu değilim, sağcı da değilim. kendimi böyle küçük anlamlar ifade eden etiketlerle yaftalayamam.

Evet faşistliktir. Turkiyede bunu savunan salaklar kendisine solcu diyor.

Karşı tarafı savunmuyorum ama bence senin argümanın yanlış. Bunun insan hakları ile alakası yok. İnsan Hakları bildirgesi bireylerin doğuştan gelen, değiştirilemeyecek özelliklerine yoğunlaşıyor.

Eğer beyazların 2 oy, siyahların 1 oy hakkı var denilseydi faşizm olurdu. Aynı şey tüntüm ırk ve dinsel ayrımlar için de geçerli. Ama burdaki parametreler bireyin elinde olan şeyler. Devlet yeteri imkanı sağladıktan üniversite okur veya okumaz ama bu zaman yapılan ayrımcılık bireyin elinde olduğu için faşizm olmaz, hukuk olur.

Senin analojin bir konuda fikrini söylediği için ortamlardan dışlanan, siteden banlanan adamın ama fikir özgürlüğü diye ağlamasına benziyor.

haldamir +1, oy verme ile insan hakları arasında bir bağlantı yok.

bu işlerin çözümü bu değildir. bu işlerin çözümü genel seçimlerden cok bölgesel yönetimlere ağırlık vermektir. böylece cahiller cahil ile, eğitimliler eğitimli kişi ile yönetilir.

(bkz: meritokrasi)

antik yunan devletlerinin çoğunda yalnızca yurttaşların oy hakkı vardı. yurttaşlık da kolay kazanılmıyordu, köleler vs yok hükmündeydi. o dönemde faşizm diye bir şey icat edilmemişti... faşizmin ne demek olduğunu bile bilmiyorsun ki daha bu öfke, bu iddialı söylemin kaynağı ne?

türkiye'de köyde doğan çocukla suadiye'de doğan çocuğun eğitime ulaşma ve başarı ihtimalinin aynı olduğunu sanan elitistler de varmış.

faşizmdir.

Biraz düz mantık olacak ama lise, üniversite okumak isteyince eşit sayılmıyoruz, sınava tabi tutuluyoruz, üniversite bitiyor yine eşit sayılmıyoruz, sınavlara, puanlara göre atanıyoruz. Oy kullanmaya gelince üniversiteye yerleşme hakkını bile elde edemeyenle, derece yapan kişi eşit sayılıyor. Sınavlar faşistlik değilse buna da faşistlik denmez bence.

yönetmek nedir? yönetmek için şart koşulan eğitim nedir? yöneticilik vasıfları nelerdir? eğitimli birinin daha iyi yöneteceğini düşündürten nedir? kabilelere dönüp bakınca kabile reisi yöneticidir, güçlü olan-yönlendirici vasfa sahip olan. kabilelerde bilgeler de vardır ama onlar yönetici değil nasihat veren kişilerdir, ve eğitimsiz "cahil" kişilerin de saygı duyduğu kimselerdir. yöneticiliğin seçiminde birilerinin tercihinin diğerlerinden daha meşru olduğunu düşünmeyi absürt buluyorum. zira bana kalırsa yönetici belirlemede kıstas ahlak, adalet ve eşitlikçi yaklaşım olmalı; bunu da eğitimli eğitimsiz herkes gerçekleştirebilir. ama insanlar eğitimli eğitimsiz fark etmeksizin seçimlerini çıkarlarına göre yaptığına göre; elitizm de, meritokrasi de faşizme çözüm olabilecek seçenekler değildir. aynısının laciverti.

hacı tövbe tövbe insan hakları sözleşmesini allah mı sanıyosun nedir? "AMA SÖZLEŞMeYE AYkIrIıı tmm Mı?!?!?" ahsakxksjsjsj

aihs, sözleşmeye taraf olmayan ülkeyi bağlamaz. devletler kendi istekleriyle benimsiyolar sözleşmeyi. kaldı ki sözleşmenin bazı kısımlarına taraf oluyosun bazılarına olmuyosun yine devletin kendi isteğine bağlı. mesela türkiye bazı kısımlara taraf değil. bu demek oluyo ki türkiye o konuda istediği gibi davranır.
bi de öğrenmişsiniz bir "faşist" her boka faşist diyosunuz az bi okuyun aq

okumuş insanın hali de bi başka oluyor...

@littlejack
o "BİLDİRİ"nin isminde boşuna EVRENSEL ibaresi geçmiyor. ne "taraf"ından bahsediyorsun sen?

büyü artık littlejack!

kendini sol sanıpta aslında yaptığının faşizm olduğunu bilmeyen güya okumuş cahil insanlar bu ülkenin en büyük takozudur.

bunun üstüne tartışmak isteyen varsa özelden yazsın, kim okumuş kim okumamış orda belli olur herşey. duyurunun mantığına ters kaçıyor yoksa burda tartışmak.

eğitime veya sosyal statüye göre insanları ayırmak tabii ki yanlıştır.

ancak oy kullanmadan önce, herkese Türkiye ve dünyadaki siyasi durum hakkında test yapılsa, kişilerin ne kadar bilinçli şekilde oy verdiği tespit edilip ona göre verdiği oya katsayı eklense bence olur.

OP korkunç cahil beyler sözleşme evrensel diyor. tartışmaya değmez bilginiz olsun.

@ontheroad yazmış

"Biraz düz mantık olacak ama lise, üniversite okumak isteyince eşit sayılmıyoruz, sınava tabi tutuluyoruz, üniversite bitiyor yine eşit sayılmıyoruz, sınavlara, puanlara göre atanıyoruz. Oy kullanmaya gelince üniversiteye yerleşme hakkını bile elde edemeyenle, derece yapan kişi eşit sayılıyor. Sınavlar faşistlik değilse buna da faşistlik denmez bence."

o sınavlar bilenle bilmeyeni ayırmak için yapılıyor, sen herkesin tıp okuyup cerrah olduğu bir dünyada yaşamak ister misin?

"x öyleyse y de şöyle değildir" demek nasıl bir mantıktır açıklayabilir misin?

burda doğuştan, sırf insan olmaktan gelen bir haktan, konudan bahsediyoruz ama nedense çok okumuş ama birşekilde çok az bilen arkadaşlar saçma sapan teorilerle faşizmin mantığını açıklamaya çalışıyor ya beni bu kahrediyor.

Madem burda tartışmak duyurunun amacına aykırı, niye açtın diye sorarım. Sorma amacın belli.

Ayrıca bellemişsin bir faşizm faşizm, hoşunuza gitmeyen her şeye faşizm yaftası vurmak gerçekten kavramın içini boşaltılıyor.

Bak sour ne güzel açıklamış. Demokrasi karşıtı her düşünce gerici değildir. Hele faşist hiç değildir. Bana kalırsa demokrasi çok hantal bir sistem ve çok ütopik. Bir demokrasinin işlevsel olabilmesi için yargının bağımsızlığı, medyanın tarafsızlığı gibi birsürü şey gerekiyor. Dünyadaki çoğu ülkede bunlar yok, e böyle olunca napayım ben sandığı. Bunların mükemmel çalışması da çok zor, o yüzden demokrasi aşırı derecede ütopik. Diğer türlü bizim ülkede olduğu çoğunluğun tiranlığına dönüyor.

Eğer konuya biraz tarafsız bakman mümkünse aç wikiden criticisms of democracy sayfasını oku. Niye demokrasinin etkisiz olduğuna dair bir fikrin olur.

eğitim ve statü bu açıdan hiçbir şey ifade etmiyor. etmiş olsaydı, dünya cennet olurdu. güçlüyle zayıf arasındaki korkunç uçurum her geçen gün büyürken, insanların eşitlendiği tek noktaya bile tahammül edememek nasıl bir bencilliktir?

"Bütün insanlar özgür, onur ve haklar bakımından eşit doğarlar" lafını bir sözleşme vesilesiyle imzalayan ve imzalamayan ülkelerin olduğunu halen inatla sanmaları çok ilginç.

kelimeler kifayetsiz kalıyor işte bu noktada ki biz de bu "insanlara" laf anlatmaya çalışıyoruz.

onlar ne kadar kendileri gibi görmediklerini insanlıktan dışlasa da biz onları halen insan olarak görmeye devam edeceğiz.

insan hakları tüm insanlar için, bu BİLDİRİDEN haberi olmayan amazon ormanlarında yaşayan kabilelerde buna dahil.

@vapurlafalan; herkes tıp okusun, tıp okuyan bizi yönetsin demiyorum ki. Eşit olmadığımızı, tutulmadığımızı eğitim sisteminden örneklendirdim. Bilenle bilmeyeni ayırmak nasıl faşistlik sayılmıyorsa, oy verebilecekle veremiyecek olanı da ayırmak faşistlik sayılmaz dedim. Anlamamışsın.

@ontheroad

bana anlamamışsın diyorsun da sen benim ne yazdığımı bile okumamışsın.

bu ülkede faşizmi solculuk sanan insanlar dışında cevap alamadım.

ya 3 tane türkçe sorusu 3 tane mat sorusu çözünce üniversiteye giriliyor neyin derdindesiniz?

türk halkının ekseriyetini özetleyen bir alıntı bırakıp sessizce ayrılıyorum buradan:
"biz zulümden değil, zalimin bizden olmayışından şikayetçiyiz."

zalim bizden olmadığında böyle saçma salak önerileri görüyoruz etrafta.

sarımsak falan yedir. acile gitmene gerek olduğunu düşünmüyorum.

15 - 9 müdahale aralığının altında.

hep yüksek gidiyorsa doktoruna başvurun tansiyon ilaçlarını düzenlesin.

bi limonu sık, suyunu içsin ve kalan posasını da yedir. belli süreli de olsa düşürür tansiyonunu. rahatsız edecek derecede ağrısı varsa, mutlaka gidin doktora tez elden.

götür tabii. bu işler şakaya gelmez.

Tansiyon maks. 14.5 / 8.5 olmalı. Hafif yüksek ama devamlı bu şekilde seyretmesi tehlike tabii. Dahiliye ya da Kardiyoloji bölümüne gidip muayene olabilirsiniz.

Limonlu su tansiyonu dengeliyor. Bir limonu sıkıp üzerine su ekleyip içirebilirsiniz. Sarımsak da dengeler. Çok rahatsız ediyorsa acile gitmeyi de ihmal etmeyin.

@siradisi00 sarımsak yedirdik ama faydası olmadı. Sürekli olan bir şey değil ama tansiyonun yüksek olması gözünün daha çok kanamasına neden olabileceğini düşünüyorum çünkü kanaması olan gözünde ağrı olduğunu sızladığını söylüyor.
@kayipkentindelisi kaç limon sıktık bir faydası olmadı. Eğer sabah da aynı şekilde seyrederse acile getireceğim.

@gece pariltisi dün akşamdan beri sarımsak limon tuzsuz ayran hepsini yaptık ama düşmedi.Eğer sabah da aynı şekilde olursa gideceğiz. Fakat devlet hastanelerinden randevu almak tam bir işkence ancak ya bir hafta sonraya yada iki haftaya sonraya randevular oluyor.

dostum doktorlar sayıları tedavi etmez, semptom veren her kan basıncı değeri yüksek olarak kabul edilebilir. önemli olan semptomlara neden olan altta yatan patolojiyi görebilmek ve ona göre uygun tedaviyi sağlamaktır. 150/100 mmHg yerine göre müdahale edilmesi gereken bir değerdir, yerine göre değildir. Anneniz özelinde muhakkak doktor kontrolü şarttır.

not: doktorum

Stres var mı acaba? Stres, sinir, gerginlik, heyecan çok fazla tetikliyor. 1 hafta beklemeyin, özel hastaneye gidin. Allah korusun tehlikeli sonuçlar doğurabiliyor. Ek olarak idrar için su yüklemesi de yapmayın, ani su yüklemesi tansiyonun yükselmesine neden oluyor.

@kendal şimdi şöyle ki biz beylikdüzü'ndeyiz ama annem cerrahpaşa'da tedavi görüyor. Ameliyatı da orada olacak. Şeker, sedef, tansiyon, aşırı derecede kansızlık söz konusu. İç hastalıkları kansızlığın sebebini araştırıyordu. Ama ameliyat olduktan sonra diğer rahatsızlıklarına yöneleceğini söyledi. Ameliyat için bizi ne zaman arayacaklar bilmiyorum belki bir ay belki iki ay sonra falan bilirsiniz araştırma hastanesi olunca süreç uzuyor.
Yani aslında bizim cerrahpaşa'ya gitmemiz gerekiyor sanırım bunun için ama annemde sedefe bağlı romatizma olduğu için yürümekte güçlük çekiyor o yüzden en yakın hastaneye getirebileceğim.
Ama siz verdiğim bu bilgiler doğrultusunda cerrahpaşa'ya gidin derseniz ben annemi bir şekilde ikna edip oraya getiririm.

@gece pariltisi stres sinir gerginlik yoktu. Devlet hastanesinde 2 gün sonraya kardiyolojide yer var bir arkadaş kardiyoloji demişti oraya alsam olur mu ki acaba ?

cerrahpaşaya gitmeniz şart değil, en yakın hastaneye götürmenizi öneririm. tansiyonu kademeli olarak düşürüp semptomların takibi gerekiyor öncelikle. hipertansiyonun komplikasyonlarının gelişmesini önlemek birincil hedef burada. diğer cerrahi planlamalardan bağımsız bir durum olabileceği için bunu söylüyorum.

''acile gitmene gerek olduğunu düşünmüyorum''diyen arkadaşın kafasından istiyorum

o nasıl bir cahil cesareti

bu işler şakaya gelmez, bir an önce acile uğrayın siz.

kafa içi basıncı artmıştır gözüne vuruyorsa. mutlaka doktor diyorum

Tabii ki olur, ben de yüksek tansiyon hastasıyım ve hep kardiyolojiye giderim. Ama benim görüşüm yarın sabaha kadar düşmezse yarın acile götürün, sonra da kardiyolojiye gidin. Öncelikle bir ilaç veriyolar, düşmezse dil altı veriyorlar.

gençler türkiye'de yaşıyoruz. 15/10 yüksek bir tansiyondur ama acilde müdahale etmeyi gerektirecek bir tansiyon da değildir. bırak acili, normal doktorunuza bile gitseniz ya ilacı değiştirecek, ya yanına bir ilaç daha ekleyecek. siz özellikle istemediğiniz sürece altındaki neden araştırılmayacak. hele acile gittiğinizde "ooo yüksekmiş, dur da niye yüksekmiş bir araştıralım" demeyecekler. muhtemelen dil altı falan verip yollayacaklar. @kendal'ın dediği son derece doğru. kendisi türkiye'de mi yaşıyor bilmiyorum ama maalesef türkiye'de tansiyon neden yüksek araştırılmıyor. hele hele acile başvuran hastalarda hiç.

benim babamın tansiyonu senelerce 15/10'un altına düşmedi. acili bırak, gittiği doktorlar da sadece ilaç verdi, kimse "niye yüksek lan bi bakalım" demedi. biz zor şer bi çekap yaptırdık, ultrason bi çekildi ki soba borusu kadar olmuş abdominal aort anevrizması. ameliyat oldu, tansiyonu düştü. bunu acilde değil, gittiğimiz doktorda da değil, ısrarlarımız üzerine çekilen ultrasonda fark ettik. ısrar etmesek hiçbir doktorun da nedenini araştıracağı yoktu.

o yüzden panik yapmayın. annenizin tansiyonu yaşam standardını etkilemiyorsa acile gitmenize gerek yok. gündüz normal doktorunuza gidersiniz. yok etkiliyorsa acile uğrayın bir dil altı versinler.

Hepinize tek tek çok teşekkür ediyorum nasıl bir yol izleyeceğimi bilmiyordum ama az çok kafamda şekillendi yapmam gereken. Randevu bulamadığım için mecburen acile gideceğiz eğer düşmemişse. Sonra da dahiliye ya da kardiyolojiye.En yakın randevu alabileceğim kardiyoloji.

@kibritsuyu tek korktuğum göz içi kanamasının bu yükseklik yüzünden daha fazla kanamaya sebep olabileceği. Normalde tansiyonu bu kadar yüksek olmuyordu çünkü.

Tekrar teşekkür ediyorum.

Ben de 5. maddede yazıldığı gibi düşünüyorum.

5. madde diye biliyorum.

5. madde komplo teorisi gibi duruyor.

Ama asla savaşa girmeyecek olan ABD halkını savaşa ikna etmek, savaşa sokmak ve savaş sonunda eski dünyanın güçten düştüğü, almanya, ingiltere, fransa vb, ve ABDn,n süper güç olduğu sonucuna bakarsak, o kadarda komplo teorisi gibi gelmiyor.

yahudiler gibi birbirini acayip tutan bir milletin hangi amaçla olursa olsun bu seviyede kendilerini katledeceğine inanmıyorum. hitler yahudileri kesti, çünkü ırkçıydı. bugün de hitlerin devamı olan partiler fırsat bulsa türkleri keserler. bina yakan, türklere tehdit mesajları atan almanlar var. bir türk başarılı olup zengin olduğu için arabasına saldıran, dükkan camlarını kıran almanlar var. ırkçı işte. temize çıkarmaya çalışmaya gerek yok.

Yahu bırakın şu komplo teorilerini artık. Bulunduğumuz coğrafyada üretilen komplo teorileri dünyanın geri kalanında üretilenden fazla. Vallahi insaf.

Irkçılıktı arkadaşım alıp veremediği. Mein Kempf kitabında anlatıyor zaten. "Ben ırkçıyım!" diye anlatmıyor tabii, de salak değilsen okuyunca anlıyorsun.
- Hitler aşırı ulusalcıydı. Beyaz ırkı üstün görüyordu, Almanları herkesten üstün görüyordu. O dönem Almanya'da Almanlardan sonraki en büyük grup Yahudilerdi. Hangi ülkeye gidersen git, oradaki ırkçılar en çok en büyük belirgin olarak farklı azınlık grubuna gıcık olur. Ulusalcılık yüzünden Yahudilere gıcıktı, ulusalcılık yüzünden Birinci Dünya Savaşı'nın intikamını Batı Avrupa'dan almak istedi.
- Hitler fakir bir aileden geliyor. "Bu azınlık grubu Yahudiler arasında benden çok zenginler, başarılılar var" diye ayrı da gıcık oldu. Aslında Almanya'da Yahudilerin çoğu normal yaşayan insanlardı ama bazıları ülkenin en iyi bilimadamları oldu, iş adamları oldu...vs Hitler bütün o pozisyonlarda "saf Alman" olanları görmek istiyordu.
- Hitler kendisi çok dindar değildi ama ailesi epey muhafazakar Hristiyan. O dönem ve gerisi dönemler öyle insanlar Yahudilere gıcık olur. 1) İsa'yı peygamber olarak bile görmedikleri için. 2) İsa'yı Yahudilerin öldürdüğünü düşünüyorlar. Oysa kendisi de Yahudiydi, onu takip edenler Hristiyandı neyse. Ailesi de Yahudilere karşı ırkçı olabilir söyleyeceğim.

Ve en büyük neden, adam MANYAK. Sadece Yahudileri öldürmedi, Sovyetleri, çingeneleri, eşcinselleri, komünistleri, fiziki ve beyinsel engellileri de öldürttü. Emin ol başarılı olsa sıra Müslümanlara, ateistlere, ve diğer uyruktan olanlara da gelecekti. Kısacası deli sevmediği kim varsa ölsün istedi, herkes Alman olsun ya da en azından Almanların kontrolüne girsin istedi.

su ara ali kuzunun dünyanın derin devleti illuminati kitabını okuyorum ve tam olarak 5.madde olduğu kitapta yazıyor. şahsı fikrim bence de 5.madde

hitler, göç etmek istemeyen yahudileri zorla göç ettirmek için tutulmuş bir askerdir. çünkü kutsal kitaplarına göre vaadedilmiş topraklara sahip olmak istiyorlar. e bunun için de adamların gelip ülke kurmaları gerek. böyle böyle işte. zorla güzellik oldu yani.

5. madde demek kolaya kacmak bence, bunun alt yapisinin arastirilmasi ve sorunun irkcilik olmadigi antitezinin ispatlanmasi lazim. Bence görünürde en büyük etken irkcilik. Bu irkiciligin günümüzde etkileri hala devam ediyor. Alman devleti üzerinde uluslararasi baskilar olmasina ragmen, irkiciliga karsi bircok program uygulanmasina ragmen her yil bircok türk dükkani salidiriya ugruyor, türkler asagilaniyor. Daha gecen yil berlinde sehitlik camisini yakmaya calistilar. Bugün bircok engele ragmen durum böyleyken o yillarda, hele almanyanin en büyük ekonomik krizi yasanirken irkcilik yoktu demek, bu olanlarin nedeni irkcilik degildi demek cok büyük iyimserlik ve hedef saptirma. Birilerini oyununa gelmeyelim derken yine baska birilerinin oyununa gelmemek lazim.

Bu irkciligin nasil yükseldigi konusunu anlamak icin yine ayni harketin baslatildigi Leipzig ve Dresden "Pegida" eylemlerini iyi anlamak lazim. Bu gün bu eylemlerin önüne gecilmezse en kücük alman ekonmik krizinde bu eylem grubundan yine bir lider cikar bu dünya kamu oyunu anti islam , anti türk tezine ikna eder ve türkler en iyi ihtimalle sinirdisi edilir. Günümüzde bu pek olasi degil ama sartlar olgunlasirsa olmamasi icin bir neden yok.

3 bence :{ kompleksli herif işte. koskoca almanya'da almanların ikinci sınıf vatandaş muamelesi görmesini hazmedememiş.

Bu kadar 5. Madde yazan gorunce insanliga olan umudumu kaybettim. Sosyolojik be psikolojik gerekcelere ulasmak yillarca surecek bir arastirma birikimi istediginden, populer kulturde hep bir 'dunyayi yonetme' ve 'her seyi kontrol eden guc' tasavvuru vardir. Dusunmeye usenenler de 'konusabilsinler' diye bu mefhum, tarihin en basindan beri soz konusuydu. Bu sekilde kesip atmak ve yuzlerce yillik bilgi birikimine ulasmaya cabalamadan bir 'fikrimsi' belirtmeye cabalamak kolay yol tabii.

Sordugun sorunun ise cok fazla, farkli noktalardan cikan cevaplari var. Psikolojik olarak, avrupa'daki ulusal birlik benligi kurulumunda, yahudiler 'oteki' olarak secilmislerdir(1800'lerin ozeti icin Marx'in kitabi var, onun disinda dreyfus vakasina bakilabilir). Ayrica savastan sonra yikilmis Almanya'da, sola karsi birlik saglamak amaciyla eski dusmanliklarin su yuzune cikartilmasi var. Yani super egonun, baskinin yansimasi olarak zengin ve acgozlu yahudi fikrinin pompalanmasi. Bu pompalama, yeni yaratilan baski turlerini mesrulastirmak ve gerceklik ilkesinin asil sahibini(naziler ya da uluslararasi sirketler ya da tr acisindan islami elitler) gizlemek icin kullanilir.

Sosyolojik aciklamalar icin kapitalizmin aile kurumu yerine toplumsallastirma islevini kurumlara yikmasinin asirilasmasi, birikim rejiminin radikallesmesi, geleneksel Alman soylu/endustricilerinin(junker) secimleri, orta sinifin ic savastan cikma cabasi vb. Teoriler var.

Sonuc olarak, her sosyal ve psikolojik olgu gibi, icinden kolayca cikilabilecek bir soru degil. Ustune, yuzlerce yillik birikimle, bir suru calisma yapiliyor. Bu calismalardan haberi olmayan birisinin, konuyu kahvede, arkadas ortaminda ogrendigi cop niteliginde bilgilerle cozumlemeye calismasi ve bu soruda 5 deyip gecmesi, insanlik adina utanc verici.

başka bir neden göstereyim. 4e yakın gerçi ama biraz farklı.
6-almanyada yaşanan ekonomik buhranın (ünlü 1929 bunalımı) yahudilerin nedeniyle olduğunu düşünmesi. bir de daha önceden kalan yahudilere karşı avrupanın genelinde olan önyargıya da sahipti. sonuç tarihte yazıyor.

@protector yazmışsın uzun uzun. (daha ispatlanamayan) teorilerden bahsetmişsin. üstüne insanlığa olan umudunu kaybetmişsin.senin bildiğin nedir bu konuda ? üstteki arkadaşın 6. yı sıraladığı gibi sen de bir zahmet 7. yi ekle.
( 5. madde diyen, diğer duyuru kullanıcılarıyla bu konuda kahvede toplantımız da olmadı. dahası hiçbirini tanımıyorum) yakın çevremde bu konularla ilgilenen bir tanıdığım bile yok.

@1adam, teoriler genelgeçer biçimde ispatlanamaz. Özellikle de sosyal bilimlerde. Sadece üzerlerinde bir konsensus olur. Örnek olarak, 20.yy'ın başlarına kadar geçerli olan kütle çekim teorisi verilebilir(daha ispatlanamayan derken neyden bahsettiğini anlayamadım; muhtemelen daha önce görmediğin argümanlara bunu yazıp geçmişsin, bir cevap vermeme gerek yok sanırım). Daha ispatlanamayan dersen, söz konusu paradigmalara karşı düşünceni sunarsın, tartışılır ve sonuca varılır. Tabii üstünde konuşulmaya değer şeyler vardır, ama her şey bu kadar değerli değil. 5 nolu şık en meşhuru, popüler kültür için. Ama tartışmaya değer değil. Çok büyük soru işaretleri var. Bireysel ve toplumsal davranış kalıplarına ilişkin, ekonomik paylaşıma ilişkin vb. bir sürü eksik nokta var. Bu nedenle tartışmaya değer değil. Bu iki sebep de öylesine bir araya getirilmiş sözcüklerden oluşmuyor. Yüzyıllarca birikmiş bir bilgiden bahsediyoruz. Nasıl bir fizikçiye, hareketin sebebi tanrıdan kaynaklı dersen seni küçümserse, bir sosyal bilimciye de bu argümanı sunarsan seni küçümser.

Bu girişten sonra, bolca araştırmayla yapılmış temel varsayımları sıralamıştım sanırım, ona geçebiliriz. Tam tamına 6 tanesini sıralamışım zaten. Yani numaralandırma da yaparsak, 6-11 arası numara verebilirsin onlara. Rastgele sıralanmış sözcükler değillerdi.

Maalesef sadece 1-2 sözcükle geçtiğim varsayımlar, binlerce sayfalık bir literatüre sahip. Üstelik söz konusu literatürün anlaşılması için de belli bir alt yapı gerekiyor. Haklarında, hazırlanmadan hele de burada, uzun bir yorum yapmam imkansız. Sadece anahtar kelimeleri vermiştim ki, araştırmak isteyenler anahtar kelimeler aracılığıyla araştırma yapabilirler.

Diğer 5 numara diyenlerle sohbet etmene gerek yok zaten. Klasik kulaktan dolma, düşünsel değeri olmayan söylemleri kastetmiştim. Sosyal bilimler, pozitif bilimlere oranla günlük dile daha yakın olduğundan, isteyen herkes konuşma cüretini kendinde bulabiliyor. Bu sorunu göstermeye çalıştım. Kimse lise fen bilgisi eğitimi ya da popüler bilim köşeleri okuyarak ya da kendince çıkarımlarda bulunarak atom-altı fiziği üzerine konuşmuyor(çünkü dili günlük hayattan farklı). Maalesef sosyal bilimlerde bunu engelleyecek bir mekanizma yok. Oldukça karışık olan sosyo-psikolojik mekanizmalar hakkında hiçbir şey bilmeden siyaset ve sosyoloji konuşmayı engelleyen hiçbir şey yok.

@protector
açıklaman için teşekkür ederim. bildiğim; siyonist kongresinde alınan kararlar ,ardından 2. abdülhamid'den istenenler, sonrasında hitlerin yaptıkları düşünüldüğünde bu tarihler arasındaki bağ ve yakınlık bu ihtimali kuvvetlendiriyor.
yüzeysel kalmamamız konusunda da haklısın tabii. ama maalesef akademik anlamda derinliğe/yetkinliğe sahip değiliz ki burada nitelikli argümanlar ortaya koyalım. yanlışlanabilir olsa da, çoğunluktan beklenen bir oylama söz konusu burada.

tarih komplo teorileriyle yazılmaz. elinizde bununla ilgili resmi kaynaklar yoksa söylentiden ibarettir. Kavgam'da okuduklarıma göre sebebi 3'tür. Ayrıca antisemitizm hitlerle başlayan bir şey değildir. Daha derin bir mevzudur bu sebeple toplum dinamiğini iyi incelemek lazım. Bunun dışında ruslar gibi bir çok millet yahudileri de dışlamıştır.

hitler'in zulmünden kaçan yahudileri de filistin'de yer alması için finanse eden rotschild'dir. amaç büyük israil'in kurulmasıydı. hala da öyle.
hitler'in silah fabrikasının ismi farben'di. farben'in ortaklarından biri de standart oil company'ydi. bu şirket de siyonist rocefeller'e ait. fakir yahudilerin öldürülüp, filistin'e kaçmasını sağlamak için hitleri'i finanse ettiler.

Tabii iptal et. Araştırma yap, hangisini içine siniyorsa onu al.

hiç bir işine yaramaz. üreticisi (bkz: lenovo) ve satıcısı (bkz: vatan bilgisayar) da faul zaten

urun.gittigidiyor.com

Aklım karıştı şimdi de.

En ucuz bu sitede. Lenova icin çok iyi marka diyorlar neden faul ki?

faul falan değil lenovo, bende farklı modeli var taş gibi laptop. sen de farklı modelini alabilirsin belki.

iptal et yav. pahalı hem... o paraya 200 tl daha koy lenovanın taş gibi bir modelini alırsın başka yerden:..

amd işlemci ve 2gb ram'li bir bilgisayar kullanım amacınız ne olursa olsun pek işinize yaramayacaktır. bence 900 küsür liranızı boşa harcamayın, iptal edin.

2 GB ram nedir yahu. İptal edin derim ben de.

biraz zaman verin, tabi ki düzelir.

zamanla düzeliyor nu kediler

bu*

Mutlaka duzelirler siz kedi hallerine birakin. Yakin zamanda tecrube ettik bu durumu.

daha tanımıyorlar birbirlerini. bir de çocuk bunlar. bir iki hafta içinde ısınırlar.

farklı odalarda tutun bir süre, birbirlerinin kokusuna alışmaları lazım, mesafeyi giderek azaltabilirsiniz. my cat from hell'in bir bölümünde bu soruna değiniyordu, tavsiye ederim.

Şu an da oyuncağı ile oynuyor gayet iyi.
Kusmuk içinde biraz tüy vardı :/

tüylerini kusmuştur normal merak etme.

:/ benim hatam.. 2-3 haftadır macun veremiyordum ihmal ettim :(

hiç bir şey.
yalandıkları için tüy de yutuyorlar. sonra da o tüyler böyle dışarı çıkıyor. kedinin normal yaşam döngüsü böyle.

Tamam teşekkür ederim /.\

Malt macunu :/

malt macunu saçma bir şey değil, aksine uzun tüylü kediler için oldukça sağlıklı ve rahatlatıcı. tüylerin midede topaklaşmasını engelliyor ve tüyleri kusarak değil, dışkı ile çıkarmasını sağlıyor. yani macunu vermeye devam edin.
iştahında ve hareketinde azalma yoksa, kusması tekrarlanmıyorsa sorun yok demektir, sadece takip edin. birkaç kere daha kusarsa ve hareketsizleşir, yemek yemezse veterinerinize danışın ama şimdilik sorun yok bence.

ustanın nasıl yaptığını bilmemiz gerek bunu cevaplamak için.

destek kullanmadan yaptıysa o iş nanay.

betonsa demir atmıştır bişey olmaz muhtemelen ahşapsa bilmiyorum bi baktırın en kötü birinin başına çökmesin

rahatlıkla çökebilir. yaptığınız evin tüm statik hesaplarını değiştiren bir değişiklik. bunu sadece bir ustayla değil bir de inşaat mühendisiyle yapmanız lazımdı. madem tamir ettireceksiniz sadece ustaya güvenmeyin derim.

etkili olmuyor deyolar, şu anda benimde tuttu ve ilacım bitmiş lanet.

migren ameliyatı etkisizdir. migren denen nane beyindeki damarlarda ritmik olmayan kasılmalar oluşmasıdır. ancak botox ile bir kaç aylık bir rahatlama sağlarsınız. ancak migreninizin başlayacağını hissettiğiniz anda migren üzerine etkili ilaçlar içilirse krizi engeller. bu ilaçları doktora gitmeden kafaya göre almak ise bir süre sonra etkilerini kaybetmelerine sebep olur. o noktadan sonra allah yardımcınız olsun.
özetlersek; bu hastalıkla yaşamayı öğreneceksiniz. bu kadar içinizi kararttıktan sonra bir de iyi haber vereyim. migren hastaları içinde çok ciddi bir miktarda hasta 40-50 yaşlarından sonra migren krizi geçirmezler.

içindekileri kurtarma amacın yoksa yenisini al.

biraz bakındım da öyle yapıcam sanki.

onun tamiri ya çok ucuzdur ya da imkansızdır. eğer hard diskin kendisi (bunlarında içinde normal bir hard disk bulunur, hatta bilgisayara bile takabilirsin) hasar görmemişse yeni bir kutu alıp içine bu hard diski monte etmen yeterlidir. eğer hard diskte hasar gördüyse tamiri neredeyse imkansızdır.

Benzer durumda sorunu kontrol kartını değiştirerek çözmüştüm. Bu durumda boş harddisk kutusu kadar masrafın olur. Ancak eğer çalışırken düştüyse büyük ihtimall diskte hasar vardır ve onun tamiri olmaz. Ayrıca son dönemde çıkan disklerde kontrol kartı servis harcinde değiştirilemiyor olabilir.

çalışırken düşmüştü. zaten usb'yi takınca disk dönmeye çalışıyor ama dönemiyor gibi bir ses çıkarıyor. ki bilgisayarcı diski kurtarabilirsem kurtarırım demişti ama sonrasında hiçbir şey yapamadığını söylemişti. yani büyük ihtimalle diskten gitti.

saçma gelebilir. eğer kullanmaktan vazgeçtiysen aynı şiddette tekrar yere at ve dene .

allah askina dogru duzgun bir veteriner hekime gostermeden recetesiz ilac kullanmayin.

siz gosterin hekime, masrafini da buradan yazin, uc bes ne yollayabiliyorsak gonderelim.

Parasını yollarız cidden
Lütfen veterinere götür nolur kör olmasın yoksa tek göz ile de yaşayamaz sokaklarda

Haber verir misin bize??

iltihap gibi görünüyor zaten. belediyenin veterinerleri olması lazım. bir diğer seçenekte i.ü. veterinerlik fakültesi. caddebostanda tarım bakanlığı veterineri vardı hala var mı bilmiyorum. buralarda ücretsiz ya da düşük ücretle tedavi ettirebilirsiniz.

iki defa aşağıya indim anneleride yanındaydı akşam karanlık olduğundan pırt diye kaçıyorlar hemen yarın gün vakti bakarım tekrar. gün vakti bu yavruyu sevebiliyorum anneside 3/5 adım mesafeden seyrediyor ama kardeşi ve anesine yaklaşamıyorum hemen kaçıyorlar.

hamileyken anneside sevdiriyordu kendini ama şimdi baya yabanlaştı.

merhaba
ben de maltepedeyim, özel veteriner bilmiyorum ama belediyenin veterinerlik müdürlüğü haritadan yakın görünüyor. Mesaj attım özelden haberleşelim mutlaka

haber var mı??????

bu gün baktım gözü açılmış sordum soruşturdum apartmandaki kedi annelerinden biri çay sürüyomuş birde bir pomad ben ne olur ne olmaz diye yinede götürdüm. (pederle kavgalıydık barışma için bahane oldu beraber gittik)

belediyenin veterinerine götürdüm, bir damla ve bir pomad verdi günde 4-5 kez damlatılacak damladan 45 dakika sonra da pomad sürülecek.

veteriner birde aşı yaptı ne aşısı bilemedim sormadım açıkcası (iğneden korktuğum için)

gitmeden önce gözü şu halde idi: i.hizliresim.com
geldikten sonra anası ile birlikte: i.hizliresim.com
bu da reçetesi: i.hizliresim.com

ilgilenen, gaz veren, nakit yardımı yapmak isteyen herkese çok teşekkür ederim.
ilaçları biz çözeriz zaten ucuz şeylermiş aramızda toplarız.

Ohhhh çok sevindim :))))
Bi şey lazım olursa özelden yazabilirsiniz

Olrayt teşekkürler, uçuruyorum bunu :)

dil tazminatı dediğin;

c için 23
b için 46
a için 69 tl

657'ye tabiyse çabası biraz garip geldi.

ha benim önerim:
duolingo.

çünkü beleş.

@siradisi dil tazminati sadece memurlar icin verilmiyor ki.
ozelden bahsediyordur.

ielts için belli bir seviyeye kadar kurs yardımcı olur ama ondan sonrası anca pratikle olur. şu anda ielts skoru kaç?

Yazan yazıyor, onaylayan onaylıyor. Bir arkadaşımın tezini inceledim, utandım, adam imlaya hiç dikkat etmemiş, komple kopyala yapıştır, ki onu bile düzgün yapamamış, sanırsın fotokopiçiden alınmış sınav notu. Nasıl kuruldan geçmiş anlamış değilim. Ama zaten yazan rahat ediyorsa sorun yok, o teze kimse değer vermez, adı yüksek lisans/ doktora yaptım olur.

yüksek lisans/doktora tezlerinin değerliliği sayfa sayısına bağlı değil.cahit arf'in de yanlış hatırlamıyorsam 50 sayfa idi doktora tezi.
ama liseli kısmına birşey diyemem elbette.

Benim tezim 50 sayfaydı ama gayet düzgün bir çalışmaydı. Liseliliği bilemem.

Şikayet olayı ise yalan, kopya çektiği kanıtlanan kaç hoca var kimse kılını kıpırdatmadı.

evet syf sayısına göre değerlendirme yapılamaz pek. bakın bu cümleler o tezden örnek;

fazla detay vermek istemiyorum, başım belaya girmesin. hatta alıp cümleyi buraya koyacaktım ama google da hemen bulunuyor.

mesela bir yerde şundan bahsediyor. ''çalışmalarımda ana temam insandır çünkü insan evrende yaşayan canlılar arasında en güzel olanıdır.''

kime göre söyleyebilirsin bunu yahu? üstelik tr nin en bilindik okullarından birisi bu. neyse...

evet kimse değer vermez ama bunlar hoca oluyor @elikası

benim danışmanım yüksek lisans tezi bir öneri doktora tezi onun kanıtıdır derdi. yüksek lisans tezi içerikten bağımsız olarak söz konusu kişinin bilimsel araştırma yapabildiğinin kanıtıdır. zaten danışmanlar bu tür tezleri sonuçlarını aşağı yukarı tahmin ettikleri konularda verirler. doktora tezi konusunda ise önemli olan içeriktir. kimse sayfa sayısına bakmaz.

Master tezini kim umursuyor ve kaç sf yazılıyor onu araştırarak başla. Eğer sosyal bilimlerse(tarih hariç) 50 sayfa olur, daha az da olur. Ayrıca master tezi bu, ne bekliyorsun? Liseli gibi yazmaktan ve bilimsellikten kastın ne bilemiyorum, açık ifadeler değil bunlar. Sonuç olarak sorduğun soru, garip ve gereksiz bir tatmin duygusu içeriyor.

sayfa sayısıyla ilgili bir anektod da benden: john nash'in oyun teorisinin temellerini kurduğu doktora tezi 32 sayfaydı ve yalnızca iki tane referans içeriyordu.

verdiğin örneğe bakarak demek istediğini anlıyorum, çok öznel, süslü cümlelerle dolu ve bilimsellikten uzak bir metin olduğunu söylemeye çalışıyorsun. sana katılıyorum. kendi master tezimi yazarken bırak bir şeyi övmeyi, taraf tutmayı, herhangi bir konuda 'en' ile başlayan bir sıfat kullansam hocam hemen 'aman dikkat' diye üstünü çizerdi.

eğer bu tezi veren kişi arkadaşın falansa şikayet etmek falan çok gereksiz. yüksek lisans tezinin bilimsel yayınlarda çıkmadığı sürece pek değeri yok, bakan eden olmaz.

burada sorumluluk öğrencide gibi görünebilir ama değil, o tezi geçirenler işini düzgün yapmayan insanlar.

@kupigometa yalnızca üniversitelerdeki öğretim görevlileri için geçerli değil ki bu durum, eğer adamın varsa elde edemeyeceğin hiç bir kadro yok. Kamu ya da özel sektör fark etmez, bulunduğu konumu zerre hak etmeyen adamlarla dolu etrafımız. Yalnızca teze takılma, tez yazdığı için almıyorlar onu, herkes biliyor zaten üniversitelerde kişiye özel kadro oluşturuluyor, sonra ona göre ilan veriliyor. Hoca olmanın tezle pek alakası yok yani.

sayfa sayısının az olmasına verdiğim tepkiye takılmayın. zaten daha sonra ekleme yaptım diğer mesajlara.

büyük şehirlerden birindeki bir okulun güzel sanatlar fak. öğrencilerinin tezlerine karşı böyle sitem etmiştim. neyse anlayan anlamayan herkese teşekkürler. kendimi gereksiz yere tatmin etmiyorum @protector benden başka bir okulda babalar gibi bir şeyler beklerlerken dengi bir okulun rapor benzeri kıytırık bir şey istemesi canımı sıktı. 1 hafta max 2 haftada yazılabilen şeylerle bizim 3-4 ayda yapmaya çalıştığımız bir tutulacak. bunaydı sitemim.

teşekkürler.

yazan kişi arkadaşım değil. şikayet edilecek yer olsa ederdim hakikaten.

evet gerçekten hoca olacak bunlar. ve alanlarında başarılı olmalarına da gerek yok. ales ve yds yetiyor. sağlam bi dövmek istiyorum hepsini yahu. işini iyi yapmadan oturan aylak insanları dövmek, ardından görevden uzaklaştırmak istiyorum.

alanında başarılı bir sürü arkadaşım boştayken bu beceriksizlerin nefes alması bile zarar ziyan.

görev yöneticisinde hizmetler bölümünden başlangıç uygulamalarından gereksiz olanları kapat.

yine hizmetler'den windows searc' ı bulup devre dışı bırak. harddisk %100 kullanılıyordur muhtemelen.

tarayıcın chrome veya firefox ise mutlaka adblock reklam engellleyici eklentiyi kur.virüs programına bile ihtiyacın kalmaz.

temmuz ortasında windows 10 gelecek, bekle format atıp onu kurarsın. o zamana kadar da sehirbezgini'nin dediklerini yap, ccleaner kur temizlik yap, anti-virus kurup tarama yap. bi de ctrl-alt-del yapıp task manager'ı aç, en çok cpu ve ram tüketen processleri tespit et.

virüstende olabilir win8in pili bittiğinden de olabilir. formata kalkışma derim. çünkü win8 kendini anakart üstünden aktive ediyor o yüzden de başka bir işletim sistemi kuramıyorsun.

bununla ilgili daha önce bir travma yaşamış olabilir. bunun yanı sıra kedi ve köpekler sahiplerinin ruh halinden de etkilenebilirler.

travma tetiklemistir?

travma olacağını sanmıyorum, arkadaşımdan almıştım zaten, evde doğmuştu bu, katı mamaya geçer geçmez de aldık. bebekliğinde o tarz bir travma olmadı yani.

Size daha fazla zarar vermeden evden uzaklaştırmalısınız . Saldırgan , agresif bir kedidir belki sadece

@lilidance oldu, bi saldırmasıyla hemen kapı dışarı edelim, aşırı vicdansız insanlarız çünkü. öyle bir şey yapacak olsak burada fikir sormazdım.

psikologa gotur

her kedinin kızdığı (belki de korktuğu) bir şey vardır. sizinkinin de kızdığı-korkusu ıslık. o varken ıslık çalmamanız yeterli olur. yalnız ufaklığa dikkat. şu anda büyük onun rol modeli. ıslık-saldırı olayına tanık olmaması lazım. aksi taktirde o da etkilenir ve ıslığa saldıran iki adet kediniz olur.

Canıııım, ıslıktan çok korkmuş olmalı. Kedilerde sese tolerans farklı farklı olabiliyor. Kedilerin bazıları tiz seslere karşı çok duyarlı ve ıslık onlara tiz ses gibi geliyor. Bunun bilimsel bir adı da var ama unuttum. Tiz seslere korkusundan saldırıyor hayvancağız. Demek ki çok çok hassas kulakları var. Keza mutfak robotu da tiz seslere giriyor. Yalnız kedinin bir bebekle aynı odada kalmaması iyi olur. Bebek ağlaması da tiz seslere girer, büyük olasılıkla korkudan bebeği parçalar. Yine benzer bir olasılıkla cam kırılmasından, vb. de benzer şekilde korkacaktır. Kulakları hassas ve genetik.

hayvanlarda da bazı seslere aşırı tepki olabiliyor. bazı insanların tahtada gıcırdatılan tebeşire tahammülünün olmaması gibi. bebekliğinden beri tanısanızda onda bir şeyin travma yaratıp yaratmadığını kestiremezsiniz. yaşanmış normal görülebilecek bir şey onda etki yaratıp böyle bir tepkiye sebep olabilir. kedilerde durum nasıl çözülür bilmiyorum ama saldırdığı arkadaşınız bir daha geldiğinde ıslık dahi olmasa saldırabilir. kedilerin de hafızası var.

saldırıya uğrayan ev arkadaşım, yani kedinin sahiplerinden biri, ziyarete gelen, kedinin tanımadığı bir arkadaş değil yani:) bebekliğinden beri beraber büyüttük yani. o yüzden tuhaf zaten kedinin güvendiği, onu sevdiğini bildiği birine böyle saldırması. ama her iki olayda da tiz sesler var ortak nokta olarak. demek ki o tarz sesler çıkarılmayacak, bu manyağın tiz sese alerjisi olsa gerek :)

tiz ses çıkarmamak yerine o tür seslere yavaş yavaş alıştırmaya çalışmak daha mantıklı geldi şu an bana. yanlışlıkla ya da misafirinizin hiç bir zaman tiz ses çıkarmayacağına emin olamazsınız çünkü.

yazılanların çoğu doğru, arkadaşınızın başına gelen şey de çok kötü, geçmiş olsun ama benim demek istediğim başka bişey var; kedi ıslıkla çağırılır mı lan, köpek mi sandınız hayvanı? buna da içerlemiş olabilir bence..

@reso aga ıslıkla çağırmadı, ona yönelik bir ıslık değildi yani.

Kedi en az iki kere ciddi saldırmış, veterinerde de zor tutuyorum demişsiniz, "onun dışında oldukça sevgi gösteren bir kedi" şimdi sevgi gösteriyordur da, kediniz yine de saldırgan tarafta. Bir kedi-köpek en olmadık şeyden korkabilir, agresif tepki verebilir, bunlar normaldir. Ama tepki olarak tıslamak var, tırnaklarını çıkarmadan vurmak var, tırnaklarını çıkararak tek bir kez tırmalamak var...vs Saldırgan tarafta olmayan hayvanlar böyle tepkiler verir. Sizinki resmen girişmiş, arkadaşınızın başının birçok yerini yardı diyorsunuz. Hem de beraber yaşadığı insanın, sahiplerinden biri yani. Misafirlerin etrafında, özellikle çocukların yanında kedinize güvenmeyiniz. Tiz sese gıcık oluyor deyip dikkatli olursunuz, yarın hiç bilmediğiniz başka bir şeye daha gıcık oluyordur, yine ninjalaşır.

Bu nedenle kediyi bırakmanızı söylemeyeceğim elbette. Kedi hala daha genç, arada istisnalar olmakla beraber kedi ve köpekler genelde yaş aldıkça daha sakinleşir. Huyunu anlayıp onu korkutan şeyleri yapmaktan kaçınmanız en iyisi. Ama verdiği tepkinin bu kadar aşırı olmamasını deneyebilirsiniz. Bu sırada tırmalama olayından sonra ev arkadaşınız kendisine bir süre küsmüş gibi davranmayı deneyebilir.

Bir sonra söyleyeceğimin önce mantığını anlatayım. Tamamen kanıtlanmış olmamakla beraber kedilerin insanları insan olarak değil, büyük farklı bir kedi olduğunu sandıklarına dair bazı veriler var ( www.huffingtonpost.com ) Benim bir akrabayı kedisi tırmaladı. Akraba bir tane el tırnağını uzattı, yanlarını kesip onu kedi tırnağına mümkün olduğu kadar benzer hale getirdi. 1-2 hafta sonra kedi yine tırmalamaya kalkınca akraba da tek bir kere onu onun kullandığından daha az şiddetle tırmaladı o uzun tırnakla. Öyle kan akıtacak, hayvanın canını gerçekten acıtacak kadar DEĞİL kesinlikle, o gaddarlık olur, şerefsizlik olur. "Sadece senin değil benim de tırnağım var, ben de o tırmalama işini istesem yapabilirim" diye gösterebilecek kadar. Kedi bir kere daha tırmaladı, yine aynı tepki. Altı sene oldu, o günden sonra kedi bir daha tırmalamadı. Kesin işe yarar, bunu yapın diye bir şey söyleyemem, belki tam tersi bir etki de bırakabilir hayvanda bilemem. Ama böyle bir şey yaşandı etrafımda.

@iamelf haklı olabilir. tesadüf olmamalı. bizim kedi de çok agresif. kollarım kesik kesik bu yüzden ve bazen gerçekten ölümüne saldırır. o dönemler ben de ensesini, göbeğini, patilerini artık neresi denk gelirse hafif ısırıyorum. konuşmayıp hiç ilgilenmiyorum. bu tür davranışları bana karşı bıraktı. en fazla severken sevgi gösterisi bakımından ısırır kemirir.

denemelisiniz bunu.

kimse bilemez. ortalık imitasyon taşlardan geçilmiyor.

Lapis kullanılmış

Lapis değil sanırım, onun rengi daha lacivert oluyor diye biliyorum. Bu turkuaz gibi.

Yüzyüze gelip konuşma bence. Savcılığa verdim gerçek isminizi buldular hakkınızda gerekli işlem yapılacak rahatsız etmeye devam ederseniz. Dersin olur biter. Bunu gündüz vakti söyle ki inandırıcı olsun

Telefondan mesaj atabilirsin yüzyüze gelme. Söylemeyi unuttum bi önceki cevabta

numaranı verdiğini düşündüğün çocuğu çek kenara, yaptığının ayıp olduğunu, bir daha aranırsan adli yollara başvuracağını söyle. dükkan sahibini hiç katma araya, çocuk o kadarcık sözden de olsa korkar zaten.

git kafe sahibiyle konuş eminsen sonuçta iş dediğin internet kafe. bırak çıkarsın işten biraz yaptırım olsun. yaptırım olmazsa bi bok olmuyo diye yarın öbürgün işi ilerletir bu velet. o özgüveni vermemek lazım bence. hiç bi suç cezasız kalmamalı.

he bi de bu tür olaylarda mesaj ya da arama yoluyla kesinlikle dönüş yapılmamalı. sen aradıkça ya da mesaj attıkça o lafı uzatıp daha fazla zaman geçirmeye çalışacaktır.

hiç yüz göz olma. direkt savcılığa ver numarayı.

savcılık olayı iyi güzel de anlattığın gibi bi olayla uğraşmaz savcı savcılık daha ciddi olayları dikkate alıyo. daha önce aynısı başıma geldi savcı başından savcı beni.

ekran görüntüsü paylaşır mısın?

unlocker veya live linux ile açıp silmeyi deneyebilirsin

anti virüs olduğuna emin misin?
adı ne o programın

Çince antivirüs derken Baidu olmasın o?

güvenli mod?????????

hiç kullanmıyorum

tarzım değil.

eset smart security 8

windows'un içinde geleni kullanıyorum. memnunum. ekstra yük bindirmeye gerek yok.

eset +1

avast pro

kılıf sevmiyorum.

Panda . hafif, güvenilir.

Kullanmam diyenler newbielerdir.

avast. beleş

avira. bedava. hergün kendi kendine güncelliyor. kasmıyor. reklam çıkmıyor. var mı daha ötesi?

comodo. hafif ve hızlı.

başka bir veterinere götürün. bir de o yaştaki kediye mama verilmez. kitty milk alın. daha meme emecek yaşta o.

2 aylık kedi mamaya başlayabilir diye biliyorum.
internette çeşitli veteriner görüşlerini okuyabilirsiniz ama burada konu mamadan öte hayvanı hasta etmiş şimdi elini sürmüyor mu veteriner?
istanbul'daysanız mesaj atın bir yer tavsiye edebilirim.

Sorun olmaz genelde, kurtları döker, iştahı açılır ve sağlıklı olur. Bir ya da iki gün sürer bu kurt dökme durumu, durumundaki değişiklikler için gözlemlemeye devam edin.

iki aylık kedi sütten kesilir, mis gibi de mama yer. kitty milke boşuna para dökmeye gerek yok. yalnız 2 aylık kediye nasıl bir şey yapamazmış veteriner? öyle saçma şey mi olur zaten onun verdiği ilaç yüzünden kötü olmuş. başka bir veterinere gidin acil.

iki aylık kediye mama verilir sonra yetişkin olduğunda her sene veterinere tedavi parası verilir. sütten ne zaman kesileceklerini anneleri biliyor. üç aydan önceye kadar da meme emdiriyorlar.

Dün akşam başka veterinere götürdüm, ağzından kaka sıvılaştırıcı bir ilaç verdi, fakat halen kakasını yapmadı, hiçbir şey de yemiyor. veteriner yarına kadar kakasını yapmazsa tekrar getirin dedi, sanırm küçük bir doz iğne yapacak, benim kedi 2 aylık fakat çok ufak kaldı.

i.hizliresim.com  bu eve ilk getirdiğim hali.

kurt dökme sürecinde halsiz kalabilir ama yemek yememsi olmaz. bende de aynı sorunu olan yavruya veterinerimiz vitaminle birlikte bir iğne yaptı ve 2. iğne sonunda canlandı. mutlaka bir veterinere götürün. onun dışında bir süre yaş mama ve yaş mama kuru mama karışımı kullanabilirsiniz. 2 ay kuru mamaya geçiş için normal. anne olduğunda 3-4 aya kadar süt veriyor ama o süt besin kaynağı değil ek besin, koruyucu besin gibi oluyor.
geçmiş olsun

yeni batarya?

batarya çıkıyorsa bi telefonuda şoklat.

pili lithium-ion. yeni bir pille denemek iyi olacak. hem şarj dayanma ömrü de uzar.

eski blackberry

sony android kullanıyor. ben eski blackberry mi canlandırmaya çalışıyorum. sırf o android olacak os yüzünden

otobüsle gönderme seçeneğini düşündünüz mü?

Düşündük ama satış olduğu için karşı taraf kargoyu tercih ediyor. Otobüs daha iyi bence de.

Kırılır etiketi yapıştırmayı unutmayın. Mng genel olarak iyidir.

uzun süredir mng'den çok memnunum diğerlerinin bir kaç adım önüne çıkmayı başardı. onu tercih etmeyecekseniz biraz tuzlu ama uçak kargo.

MNG değil demeye geldim ben de, kırılmasın diye porselen bardağı sıkı sıkı tembih ettik fark ödedik etiket yapıştırdılar yine de kulpu kırık gitmiş.

Çok kargo gönderip aldım. Hiç birinin diğerinden farkı yok. Sağlam paketleyip, üzerine kırılır yazıp dua edeksiniz.

aras tercih "caps lock" edilmemeli "caps lock". onun dışında gçnderilecek şeyden (vazo mesela) biraz daha büyük bir karton kutu alınıp önce tabanı küçük strapora benzeyen parçalarla tıkabasa doldurulur. vazo konduktan sonra da kutunun tamamı vazo hareket edemecek hale gelene kadar o parçalarla doldurulur. üstüne de 200 font kırmızı harflerle kırılacak eşya yazılıp aras dışında bir kargoya teslim edilir.

tamamen kargocu elemanın insiyatifine kalmış. adamın kafası o an bir şeye bozulmuştur atar tutar belli olmaz.

en güzeli nalburlardan baloncuklu naylon alın (adı bu mu bilmiyorum) ve gitarı güzelce sarın. ardından kutusuna koyun. ya da kutuyu sarın.

içerenköy
küçükyalı e5 tarafı
aydınevler
girne mahallesi
maltepe e5 e yakın tarafları
altayçeşme
bağlarbaşı maltepe
cevizli
soğanlık
kartal e5 e yakın tarafları

e5 güzergahına iyi kötü yürüyerek gideceğin yerler buralar.

kadiköy Yeldeğirmeni mahallesinde evler uygun. eski evler ama vapura yakın. hem de ileride kentsel dönüşüm gelirse 1 milyon olur o ev.

saydığın kriterlere uygun geçen yıl bulgurlu'da vardı ama bu yıl orada bile yok. üsküdar'daki eski binalara bakılabilir.

içerenköy - küçükyalı bakman gereken en uzak noktalar olsun bence. maltepe kartal falan uzak kalır. kozyatağı - bostancı - göztepe yasanıcak en guzel semtler anadolu yakasında ama 300.000 biraz az buralar için sanki. altunizade - baglarbası - libadiye buralara da bakabilirsin ev piyasasını hiç bilmiyorum ama kopruye cok yakın metrobus falan ulaşımı kolaydır

metro hattının ulaştığı her yerde bakabilirsin.
tabi bence kartal, maltepe taraflarına bakman gerekecek zira bostancı ve öncesinde bu lokaslyonlarda 300'e bulman zor.

kaldı ki nasıl bir ev, kaç m2 olacak filan hiç bahsetmemişsin.

lokasyon olarak en uygun, üsküdardaki eski evler. bitişik nizam 2+1 ortalama 60 m2 neti olan evler. yeni bina istersen @halilibo yazmış alabileceğin daireleri. şaka gibi ama o paralara artık düzgün bi ev hiçbiyerden bulamıyorsun.

Birkaç ay önce erkek arkadaşımın ailesinin evini 700bin'e sattılar; bizim karşımızdaki apartmanda da daireler 800bin'den başlıyor, gerçekten inanılmaz rakamlar bunlar ama arkadaşların yazdığı semtlerden şimdi bakmaya başladım. 300.000 civarlarına güzel 2+1'ler bulabiliyorum rahatlıkla. Buraları bir gezeyim o zaman, teşekkür ederim.

satılık ev fiyatlarını bilmiyorum ama kuzguncuk, beylerbeyi, çengelkköy karşıya geçiş ve gece dönüş açısından rahat. hem köprüye hem vapurlara yakın.

anadoluda çok merkezi olmasına gerek yok ama karşıya yakın olsun dersen ikinci köprü yakınları da olabilir.

bir bekle derim. feneryolu civarı (metrobüse yakın demiryolu tekrar yaplınca oradan osmanbeye gitmek yarım saat sürecek) ev fiyatları şu anda akıl almaz durumda (2 yıl içinde 250.000 tl lık ev 650.000 tl oldu). her tarafta boş ve sıfır daire var. fiyatlar düştüğünde daha iyi evi daha ucuza alabilirsin.

çok zayıf

özür dileyerek "çirkin" demek istiyorum. düşüncem budur.

ilk fotoğraftaki sorun değilde ikincisi kötü baya.

otobüsteki baş örtülü teyzeler ye kızım ye diye yaprak sarması sokuşturur bunun ağzına.

2si aynı kisi bu arada

bacımdır. oturur birlikte dürüm ya da iskender gömeriz, üstüne çayımızı içeriz. böyle olmaz. bu şekilde olmaz...

fotoğraflardan bağımsız olarak güzel bir yüzü varsa ve uzuvları orantılıysa bir adım öndedir benim için.

ama kız güzelmiş. zayıfken ucuza transfer ederim. altyapı önemli.

sonrasında gelişim gösterir sanıyorum. beslerim ben.

aşırı sağlıksız ve çirkin.

(bkz: anoreksik)

bu kız kötü durmuyor bence. ama genel olarak aşırı zayıflık iyi değil.
yine de şişko olmasındansa tercih ederim.

model mi bu? instagramdan takip ettiğim bikaç model var benim de. birini eskiden beri takip ediyorum. ajansa kabul edilmeden önce sürekli donut, hamburger, çikolata resmi paylaşıp duruyodu, şimdi hugo boss'un miu miu'nun defilelerine falan çıkmaya başladı en fazla bitki çayı resmi koyuyo :) kızların bir suçu yok. suç sektörde.

Littlejack merak ettim kimmiş o:P

Bu kız Modelimsi bişey ünlü değil pek girlnah diye ara bulursun

instagram fotoğraflarına baktıktan sonra karar değiştirdim. çok çirkin. iflah olmaz derecede çirkin.

saglıksız. çirkin ya da güzel demeyecegim ama bence bundan hoslananın pedofil olması yuksek ihtimal.

ya çirkin ya da güzel olarak ayırmıyorum. bana sağlıksız geliyor. sağlıksız şeyleri çağrıştırıyor.

aynı şey aşırı kilolu insanlar için de geçerli.

5-6 kilo alsa kıvama gelecek, zayıf severim ben ama iskelet gibi kötü öyle

zevkler ve renkler epey ayrisir bu konuda. ama kabul edelim cogumuz eti budu olmayan insanlari guzel bulmuyor.

Gram kas yok hic begenmem

Atletik qizlar eqlesin

töbe bismillah bişi lan. evlerden ırak

Şişman kızın karşılığı bu değil, evvele bunu söyleyeyim. Yani "Şişko sevmiyoruz" deyince böylesini seviyoruz demek istemiyoruz. O konu biraz daha farklı, o ayrımı yapmak lazım. Bu da en az şişkolar kadar hastalıklı duruyor.