Giriş
(13)

Aileden gelen birlikte tatile gidelim teklifi

dedeminhirkasi
Evliyim, zar zor yılda 3 hafta izin alırsak alabiliriyoruz eşimle. Hal böyle olunca da başbaşa gitmek istiyoruz bir yerlere. Hem benim ailem yani abim, hem de eşimin abisi ne zaman bir tatil ayarlasak biz de gelelim, birlikte gidelim yok villa kiralayalım daha zevkli olur vs. İkisi de çocuklu aile.
Evliyim, zar zor yılda 3 hafta izin alırsak alabiliriyoruz eşimle. Hal böyle olunca da başbaşa gitmek istiyoruz bir yerlere. Hem benim ailem yani abim, hem de eşimin abisi ne zaman bir tatil ayarlasak biz de gelelim, birlikte gidelim yok villa kiralayalım daha zevkli olur vs. İkisi de çocuklu aile. Bizde çok çocuk seven bir çift değiliz tamam yeğenimiz tabiki seviyoruz ama ne bilim ya tatilde de başbaşa takılmak istemiyoruz. Bu sene de teklifler geldi yine ektik. Şimdi darılmışlar napalim yahu biz... Hatta alınmasınlar gucenmesinler diye kendi abimlerle bir kere de gittik ha fena olmadı gayet de güzel oldu ama ekseriyetle kendi başımıza gitmek suç mu? Bu istek çocuklu aileler de mi oluyor acaba? Vicdan yapmamı gerektirir bir neden var mı? Annem arıyor tatildeyken abin çok üzülmüş niye birlikte gitmediniz diye bok ediyor günümü. Siz ne dersiniz objektif olarak?
0
dedeminhirkasi
(07.09.24)
Dünyanın en aptalca alınganlığı olabilir bu, bazen çift olarak tatile gitmek bile zorlayıcı olurken ekstra bir aileyle tatile gitmek ölüm gibi bir şey olabilir. Ayrıca siz evlenip kendi ailenizi kurduğunuzda sizin aileniz eşiniz olur çoluğunuz çocuğunuz olur, tatil beklentilerinizde bi çerçeve etrafında şekillenir ama anne baba abi kardeş vs bu çerçeveye girmeye çalıştığında tatil beklentileri genişler herkes kendi istediği şekilde bir tatil olsun beklentisi içine girer, bunların olmaması için herkes "kendi ailesi" ile ne yapmak istiyorsa onu yapacağı şekilde planını yapmalı, tamam hepimiz ailemizi seviyoruz ama çekirdek aile bir şey yapmak istediğinde bu "ya hadi biz aileyiz hep birlikte yapalım" şeklinde sabote etmeye çalışmak, karşıt fikir oluştuğunda da buna alınmak gerçekten çok gereksiz bir stres, belli bir yaşa ve olgunluğa erişmiş kişilerin hala böyle şeylere takılıyor olması çok saçma.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(07.09.24)
annenin aramış olması olayı özetliyor. Beraber gittiğinizde abini arayıp 'kardeşin üzülmüş beraber gittiğinize' diyor mu?
Uzun lafın kısası alemin enayisi sizseniz onlarla beraber gidersiniz. Tavrınızı net koyun ortaya.
0
abbabaabbaababbabaababbaabbabaab
(07.09.24)
Anneyle babayla aileyle abiyle araya mesafe koyun hatta onlar koymuş bile, hayatınızda bundan sonra kafanız rahat etsin
0
grimavi
(07.09.24)
neden ailenizle tatil yapmak istemiyorsunuz? aileyle tatil gayet eglenceli birbirine yakinlastiran bir sey. yegenlerinizle de yakinlasma saglar hep.

tabii bunlar aileden uzakta oturuyorsaniz gecerli. zaten aralarda görüsüyorsaniz bas basa tatil istemek normal bence.
0
robert bosch
(07.09.24)
çocuklu ailelerle bir yere gitmek ailelere çocuğu başkalarına iteleyebilme imkani sağlar. kendileri daha az ilgilenmiş olur.

yılda kısıtlı bir dönemde eşinizle yaşayacağınız özel bir zaman aralığını neden başkalarını ortak edesiniz? kendi anılarınızı, deneyimlerinizi inşa etmek varken bu anilariniza başkaları da dahil olacak ve çocuklu aile yüzünden yeteri kadar serbest hareket edemeyeceksiniz. çocuksuz aile olsa da durum böyle.

suç değil.
vicdan yapacak bir durum yok.
kimsenin alınmasına gucenmesine gerek yok.

küçükken aile ile tatile gitmek güzel ama kendin de bir aile olunca başka bir ailenin eklemlenmesi iğrenç.
0
tabudeviren
(07.09.24)
Ay kesinlikle vicdan yapılacak bir sey yok. Ayda yılda bir izin alinacak tatile gidilecek onda da başkalarını yaninda istememek cok normal. Hele ki sizde cocuk yok ve onlarda varsa. Çocuklu çiftler böyle tatilleri daha cok seviyor ama sürekli onlarin cocuklari herkesin odak noktasi oluyor ben sevmiyorum. Yakinda ben de bebekli olacağım hayatta cocuksuz birilerini çağırmam onlar teklif etmedikçe. çünkü sacmalik yani millet kafa dinleyecek belki. Darilan kişinin yaptığı cok sacma geldi bana. Annenin bunu söyleyip canini sıkması da çok gereksiz bi davranis.
0
sanguine mcqaer
(07.09.24)
Dunyanin en sacma alinganligi +1
Cocuklu aileler yuksek ihtimal cocuklarini baskalarina kitlemek istiyor +1

Sizin ayri bir aileniz var - esiniz ve siz -, sinir koyun. Cok sacma ya.
0
kassiopeia
(07.09.24)
Böyle durumlarda net tavrınızı koymadıkça devamlı aynı şeyleri yaşarsınız.
0
my fault
(07.09.24)
ne yapistilar evli cifte ya. annenin tel acma tatildeyken de. dunyanin en sacma alinganligi+1
0
ala09
(07.09.24)
Hayır Diyebilme Sanatı
Yazar: Müthiş Psikoloji
0
carisch
(07.09.24)
Yumuşak yüzlüsünüz herhalde. Ben de kardeşim de asabiyiz. Ailemize baştan rest çekebilen insanlarız eşlerimiz de öyle. Onlardan çekiniyorlar sanırım, annem böyle bir şey deseydi özellikle tatil yaparken asıl dramayı ben yapardım. Yılda bir hafta zar zor izin alıp tatile gidiyorum valla tatilde böyle aksiyonlarda ağzımı bozarım
0
Hallegadola
(08.09.24)
Bana yakinlarim bu teklifi yapmisti

Bende cevap olarak

Biz esimle tatile gidecegiz dedigimde trip atmislardi

Bende onlara sunu soylemistim

Evde ciplak geziyoruz ve surekli olarak sevisiyoruz

Sonuc bi daha teklif etmediler
0
Zetnikov
(08.09.24)
ben sizi haklı buldum. üstteki arkadaslar yazmış sebeplerini. hepsine katılıyorum.
aile ilişkilerinde haklı olmak için duygusal tepkiler vermek şart.
küsmek, alınmak, bağırmak, ağlamak. bunları ne kadar çok yaparsanız o kadar haklı görünür ve sevilirsiniz.
abin duygusal tepki verince annen hemen ona hak vermiş.
evli ve çocuklu çiftler eşleri ve çocuklarından sıkıldıkları için başkasına kitleme derdinde oluyorlar böyle tatillerde.
0
benarrivo
(08.09.24)
(9)

düğünde hangi takıyı takayım

baldan kaymak
eski iş yerinden işteyken yakın arkadaşımdı.işten ayrıldıktan sonra son 2 senede 1 kez görüştük. evini taşırken yardım ettim o kadar. 2 kez de başka ekip arkadaşları için yemekte. özel hayatta görüşmüyoruz ama whatsapp ve tipik yakın konuşmalar. ayda 1 kez araşmaz konuşmayız.sizce uygun takı nedir?d
eski iş yerinden işteyken yakın arkadaşımdı.

işten ayrıldıktan sonra son 2 senede 1 kez görüştük. evini taşırken yardım ettim o kadar. 2 kez de başka ekip arkadaşları için yemekte. özel hayatta görüşmüyoruz ama whatsapp ve tipik yakın konuşmalar. ayda 1 kez araşmaz konuşmayız.

sizce uygun takı nedir?

dolar, eur, altın (gr / çeyrek / yarım)
0
baldan kaymak
(07.09.24)
Gram
0
jülsezar
(07.09.24)
ben olsam gitmem dügüne.
0
robert bosch
(07.09.24)
Arkadaslik seviyesine bakilirsa bence de birsey takmaya gerek yok gibi gorunuyor. Dugune katilacaksaniz tabii max gram diyorum, 200 TL onemsiz hale geldi, 20 euro falan da olabilir gidecekseniz.
0
mbond
(07.09.24)
50 euro gayet ideal bence.
0
havadakarada
(07.09.24)
gram takardım ben. o da evleniyor, ev kuruyor destek amacıyla.
0
deartheodosia
(07.09.24)
çok net gram.
0
yazar yazmaz yazan yazar
(07.09.24)
Gram takardim eski gunlerin hatrina
0
sanguine mcqaer
(07.09.24)
bulursan yarim gram
0
ala09
(07.09.24)
Yarım gram.
0
Cesario
(07.09.24)
(12)

Magnum neden zorla Badem satıyor?

michael_knight
Magnum'un en güzeli Beyaz. Classic seven de vardır mutlaka. Ama diğerleri eh işte.Magnum Mini paketlerinde 2 tane Beyaz yiyebilmek için 2 Badem ve 2 Classic yemek zorunda kalıyorum. En sevmediğim Badem çeşidi 6 paketin 4'ünde de var.Algida neden zorla bu Badem'i yedirmeye çalışıyor bize. Onun için b
Magnum'un en güzeli Beyaz. Classic seven de vardır mutlaka. Ama diğerleri eh işte.

Magnum Mini paketlerinde 2 tane Beyaz yiyebilmek için 2 Badem ve 2 Classic yemek zorunda kalıyorum.
En sevmediğim Badem çeşidi 6 paketin 4'ünde de var.

Algida neden zorla bu Badem'i yedirmeye çalışıyor bize. Onun için bir farkı yoktur, istese hepsini Beyaz da üretebilir.
Siz mi Badem'i çok seviyorsunuz yoksa pazarlamada bunun bir ismi mi var?
(Bir ürün satarken yanında başka bir ürün daha satmanın mantığını anlıyorum ama bunlar zaten aynı ürünün aromaları)
0
michael_knight
(12.06.24)
Fazla yemiyorum ama bence en iyisi bademli. Vucudumuza vitamin giriyor gibi hissediyorum. :)
0
mbond
(12.06.24)
bana bademli çok satıyor gibi geliyor açıkçası.
(bkz: kendinde olunca herkeste olduğunu sanmak)
magnum alacağım zaman bademliye gidiyor elim. halbuki beyaz güzel evet ben de severim. pazarlama stratejisi de olabilir, algı olarak magnum bademli ka geliyor bana.
0
veritaslibertas
(12.06.24)
çocukluğumdan beri en sevdiğim bademli. galiba en çok satan o.
0
sanguine mcqaer
(12.06.24)
bi kaç senedir yemiyorum ama eskiden ben de hep bademli yerdim.
0
spirit crusher
(12.06.24)
Ben de double dışında almıyorum. Badem neyse de double dışındakiler çok kötü. Hem double ile iki çikolata yemiş oluyorsun ne güzel:)
0
nothing in my way
(12.06.24)
bademli güzel.
ben classic sevmiyorum.
0
OgutucuRecep
(12.06.24)
badem globalde en sevilen ve muhtemelen en çok satılan çeşit. o sebeple karma kutularda en fazla olması normal gibi.
0
a darkness coming
(12.06.24)
Bademli>beyaz>>>classic gibi sıralarım üçünü

Çocukluktan beri favori magnumum bademli. Beyaz çikolatayı seven biri olarak beyazı da güzel ama piyasada bademli çok ürün olmadığı için (eskiden milka m-joy bademli vardı onu da çok severdim) magnumda genelde bademliyi tercih ediyorum.

Sokakta 100 kişiye favori magnumunu sorduk gibi bir anket yapmadım hiç ama algida yapmıştır yani mutlaka. Bademli hiç sevilmese bu kadar satılmazdı. Siz sevmiyorsunuz diye kimse sevmiyor diye düşünmemek gerekir. Yani bunu ben de yapıyorum bazen kendi sevmediğim ürünler niye popüler diye sorguluyorum ama seven seviyodur diyip geçmek lazım :)
0
nundu
(12.06.24)
neden zorla beyaz satıyor diye de düşünmek gerekir. beyaz çikolata tamamen yapay bir şey değil mi?
0
mikahakkinen
(12.06.24)
Sizin yüzünüzden Bademli yemek zorunda kalıyormuşum yıllardır. Ben de zannediyorum ki tadı kötü olanı zorla kakalıyorlar.
Alacağınız olsun.
0
🌸michael_knight
(12.06.24)
Bademliyi ben de sevmem
0
jülsezar
(12.06.24)
bademli benim de favorim küçüklüğümden beri. classic de severim.

beyaz çikolata çok kötü geliyor bana. sırf magnumda değil, genel. çok şekerli ve margarin gibi.
0
art cat chocolate
(13.06.24)
(13)

Tek Başına Tatil

rock n roll
Selam herkese, hiç tek başınıza tatile gittiniz mi? Ben hiç gitmedim ve denemek istiyorum. Zorluklarla karşılaştınız mı? Keyifli yanları nelerdi? Önerir misiniz?
Selam herkese, hiç tek başınıza tatile gittiniz mi? Ben hiç gitmedim ve denemek istiyorum. Zorluklarla karşılaştınız mı? Keyifli yanları nelerdi? Önerir misiniz?
0
rock n roll
(18.04.24)
yurt dışına gittim 5 gün, yurt içine gittim ama kısaydı o.

yurt dışında ev kiraladım, evde kaldım.
zorluk olarak bişi yaşamadım.

-güvenli bölgeyi araştırıp oradan ev kiraladım.
-gece yarısı bile tek başıma bara gittim, sokakta takıldım, eve döndüğüm oldu.
-istediğim zaman istediğim yere gidip gelmek çok keyifli. ne istiyorsam yaptım.
-yeni insanlarla tanıştım.
-farklı bir deneyim bu. herkes kendisiyle vakit geçirmenin ne kadar güzel bir şey olduğunu, illa başka biri olması gerekmediğini yaşamalı.
0
mor oje
(18.04.24)
Ben gittim hep gittigimiz 5 yildizli oteldi o yüzden kafam rahatti 3 gun kaldim akşam yemeği haricinde sıkılmadım
0
sanguine mcqaer
(18.04.24)
Olumsuz yanı her yer çift dolu, bu bazen can sıkıcı olabiliyor.

Olumlu yanları daha fazla. Özgürsün, bir maceranın içindesin, keyfine göre plan yapıyorsun, kafa dinliyorsun…
0
ruhen hastayim ben
(18.04.24)
tatil derken otel mi yoksa seyahat mi?

otele gitmedim. denk gelmedi ama gidebilirim de. seyahatten daha kolay olur o.

seyahate cok gittim. zorlugu her seye, yola, plana, bilet nereden alinacak vs kendin karar vermen ve ögrenmen. bu beni yormustu. o nokta da dinlenmek gerek. yolda da insanlarla tanisiyorsun. bir yerde yalniz yemek yedigini görürse insanlar onlar da yalnizsa ya da cift degil de iki arkadaslarsa seni davet ediyorlar. dene mutlaka.
0
robert bosch
(18.04.24)
Zorluk kısmı biraz göreceli bi kavram. Bazı insanlar 'fotoğrafımı kim çekecek' diye bile yalnız başına tatil yapmaktan kaçıyor ashssj. En önemli şey güvenlik kısmı sanırım, güvenli bir mekanda/mahallede vb. olduğunuz sürece yurtdışı/yurtiçi fark etmeksizin gayet keyifliydi, çok öneririm.
0
amelie poulain
(18.04.24)
Eğer plaj tatiliyse sıkıcı olur ama city trip tarzı olacaksa bazen tek olmak daha iyi oluyor. Kimseyi beklemeden istediğiniz saatte otelden çıkıyorsunuz, istediğiniz yerde istediğiniz kadar takılıyorsunuz.
0
VIPCH
(18.04.24)
yurt ici, yurt disi, deniz tatili, dag kampi... hepsini tek basima yaptim, tavsiye ederim.
keyifli yani bence cok ama kisiden kisiye degisir. tek basima tatile gidiyorum diye beni asosyal olarak etiketlemislerdi, halbuki ben yalniz ciktigim hicbir tatilden yeni insanlarla tanismadan donmedim. yeni iliskiler kurma kapasitem bu sayede cok gelisti.

hem keyifli hem de zor olan yani bence su: tum kararlari kendi istediginiz sekilde alacak kadar ozgursunuz; ama yalniz oldugunuz icin istediginiz her karari alamazsiniz, gotunuzu kollamaniz lazim :)
0
inspired by a true story
(18.04.24)
iş için gidiyorum sağa sola tatil sayılır mı bilmem,
roma, zurich, oslo, munich, berlin vs vs

insan sıkılıyor ya, tamam gezdin 3 saat sonra oturup bi yerde yemek yiyesin geliyor, şurası ne güzelmiş diyesin geliyor çevrende kimse yok

özellikle munich, oslo gibi insanların kendi başına takıldığı yerlerde isen zaten yeni insanda bulamazsın

bence bir keyifli yanı yok yani
0
duyurukullanıcısı
(18.04.24)
Ben hep tek başıma gidiyorum, hatta birisiyle gitmek çok zor geliyor bana. Ama insandan insana değişir.
0
peki madem
(18.04.24)
2020'de marmaris'e gittim. kötü yanı her çift dolu evet, hiç sap yoktu:) onun dışında her şey güzeldi.
0
nothing in my way
(18.04.24)
Yurtdışına çok gittim gezmeye. Güzel oluyor.

Yurtiçinde bir defa gittim. 2022 senesinde Kaş Antalya'ya gitmiştim. Keyifliydi. Kafamı dinlemiştim.
0
put it in your appropriate place
(18.04.24)
Yurt dışı için defalarca yaptım.
Ben de alışkanlık yaptı, hep tek gitmek istiyorum.
0
HellKeePer
(18.04.24)
yurtdışına başka birileriyle birlikte gidince işkence gibi geçmeye başlıyor.
0
deartheodosia
(20.04.24)
(5)

Kredi kartı aidatı yasal mı ve iadesi nasıl talep edilir?

anaphylacticshock
Merhaba, Ziraat Bankası'nın BANKKART COMBO gold kredi kartını kullanıyorum. Hem maaş hesabım hem de kredi kartı hesabım tek kartta. Kredi kartımın Nisan ayı dönemine KART AİDAT ÜCRETİ adı altında yüklü bir mebla yansıtmışlar. Kart aidat ücreti kesintileri yasal değil ve iadesini talep etme hakkımız
Merhaba,

Ziraat Bankası'nın BANKKART COMBO gold kredi kartını kullanıyorum. Hem maaş hesabım hem de kredi kartı hesabım tek kartta.

Kredi kartımın Nisan ayı dönemine KART AİDAT ÜCRETİ adı altında yüklü bir mebla yansıtmışlar.

Kart aidat ücreti kesintileri yasal değil ve iadesini talep etme hakkımız var diye biliyordum ancak internette yasal deniyor.

Normalde her sene düşük bir miktar kesilirdi ama bu sene çekilen miktar gerçekten fazla geldi.

Yıllık aidat adı altında kesilen bu tutarlar gerçekten yasal mı?

Bu yıl ve önceki yıllarda kesilen aidat ücretlerinin iadesini toplu olarak talep edebilir miyim?

Bunun için nereye başvurmam gerekir?

(Bankayı aramadım. Arasam ne diyecekleri belli. Aylık belli bir tutar harcama karşılığında kesilen aidat ücretini puan olarak yansıtma kampanyası yapmışlar. Ben puan değil kesilen tutarların iadesini talep etmek istiyorum.)
0
anaphylacticshock
(13.04.24)
Her banka taksiti, kampanyası, puanı vesairesi olmayan aidatsız bir kart çıkarıyor. Bu kartları dışındaki kartların aidatı var. Ziraatin Bankart'ının da aidatı var.

Bankalar genelde telefon açıp, iptal ettiririm haa diye tehdit edip aidatını geri isteyen müşterilerine, eğer bankaya para kazandıran bir müşteriyse, bu seferlik deyip aidatın bir kısmını iade ediyorlar veya puan veriyorlar. Genelde de blöfü görüp kartı iptal işlemi yapıyorlar.

Ziraat Bankasının hiiiç o diyaloglara girmeden direkt kartı iptal edeceğini düşünüyorum ama bir şansını dene istersen.

Bu arada Ziraatin Bankkart Mobilde aidat iade sekmesi var. Orda 6 ay süreyle belirlediği kadar karttan harcama yaparsan aidatını otomatik iade ediyor. İadesi puanla mı oluyor onu bilmiyorum ama puanları da yine mobilden harcamalarını sonradan ödeme olarak kullanabiliyorsun. Diğer bankalar gibi şu tarihte veririm şu tarihe kadar harcamazsan keserim. o arada da sadece anlaşmalı yerde kullanabilirsin saçmalığı Ziraatte yok.

Ben bütün kredi kart sorularında Ziraat güzellemesi yapıyorum da seviyor muyum ben bu bankayı nedir :)
0
Mirket
(13.04.24)
Bahsettiğiniz durum mevduat hesaplarındaki "hesap işletim ücreti" konusundaydı. Kredi kartlarında durum biraz daha farklı. Sizin kullandığınız tarzda adında gold, platinum vb. ibareler olan kartların sağladığı bazı kampanyalar ve ekstra indirimler ya da ne bileyim özel danışmanlık hizmetleri falan oluyor. Kartın prestijine göre ambulans ya da taksi hizmeti veren falan bile var. Bunlara binaen bu tip kartlardan aidat alıyorlar ya da belirlenen tutarda minimum harcama taahhüdü veriyorsunuz. Ancak çoğu bankanın temel seviyede çıkardığı, sadece kredili harcama yapmaya yarayan ve çok bir numarası olmayan kartları da var. Onlardan almayı düşünebilirsiniz.
0
akhenaten
(13.04.24)
Tuketici hakem heyetine yaz yasal degilse iade olur zaten. (Bu sekilde iade alan gördüm ama ayrıntısını bilmiyorum)
0
sanguine mcqaer
(13.04.24)
Kredi kartı aidatı yasal.
Tüm bankalar "Aidatsız Kredi Kartı" çıkarmak zorundalar, çıkardılar. Onlara geçebilirsiniz.

Bankayı arayıp onlarla aylık belli bir tutar vs. gibi pazarlık yapabilirsiniz. Aslında banka bunu yapmak zorunda değil ama sizi kaybetmemek için yapıyor.
0
michael_knight
(14.04.24)
burdan aldım çok kez www.turkiye.gov.tr
0
ShadowOfMoon
(14.04.24)
(8)

Aldığını geri getirmeyen komşu

takıl yani takmıyo belli
Bir komşumuz var, bazen apartmanda karşılaşıp konuşuyoruz hoş sohbet tatlı birisi.Arada bir birşeyler rica etmek için kapımızı çalar. Ağrı kesici, tornavida, sıcak su torbası, adaptör gibi şeyler istemişliği var. Ama durum şu ki, aldıklarını geri istemeden getirmiyor. En son birkaç ay önce okey takı
Bir komşumuz var, bazen apartmanda karşılaşıp konuşuyoruz hoş sohbet tatlı birisi.
Arada bir birşeyler rica etmek için kapımızı çalar. Ağrı kesici, tornavida, sıcak su torbası, adaptör gibi şeyler istemişliği var. Ama durum şu ki, aldıklarını geri istemeden getirmiyor. En son birkaç ay önce okey takımı istemişti. Bakalım ne zaman getirecek diye ses etmedim hala getirmedi.
Yaptığının hoş olmadığını da hissettirecek şekilde, inceden laf sokmalı bir şekilde geri nasıl istemeliyim?
Siz olsanız böyle bir komşuya yardımcı olmaya devam eder miydiniz?
0
takıl yani takmıyo belli
(03.04.24)
etmezdim. okey takımını nasıl istersin bilmiyorum ama başka bir şey istediğinde "ya o istediğin şey 2 hafta sonra bana lazım olacak, o yüzden veremem" de. anlar herhalde.
0
hrskrs
(03.04.24)
ben olsam bir tik daha degerli birsey ister, aynisini yapardim, umursamiyorsa huyu boyle derim, ama sinsilik sezersem iliskimi kesmis olurum.
0
durgunfoton
(03.04.24)
Karşısında unutubilirsiniz diye sizden aldıklarını liste yapın. Karşısında okuyun ve isteyin.
O istedi ayıp olmadı, siz hayli hayli isteyeceksiniz .
0
diyecevaplandı
(03.04.24)
Kapısını çalıp, "unuttunuz herhalde şu, bu ve o sizde kaldı" diyeceksiniz. O da geri verecek. Laf sokmaya gerek yok direkt iletişim iyidir.
0
pispinti
(04.04.24)
eee komşum hala taşın gelmesini mi bekliyorsun?
0
eurhka
(04.04.24)
fazla alttan strateji yapmaya gerek yok inceden inceden. Onun yerine bir sonraki seyi istediginde verirken "isiniz bitirince getirin lutfen, uzun sure kalinca sorun oluyor, ihtiyaciniz bittiginde hemen getirirseniz sevinirim" de olsun bitsin
0
The_Lollok
(04.04.24)
Ben yerinizde olsam son kez okey takımını da geri isterim, bir daha bir şey vereceğim zaman da "yalnız 1 haftaya bana da lazım olacak" gibisinden bir geri dönüş tarihi veririm.
0
akhenaten
(04.04.24)
"bizim okey takımı vardı sizde misafir gelecek oynayacağız da alabilir miyim" diye gidip geri isterim okey takımını.

sonra bir şeyler istediğinde vermemeye başlarım bizde o yok, başkasına verdim gibi çok da çabalamadan bahaneler söylerim bahane olduğunu anlamasından da rahatsız olmam.
0
sanguine mcqaer
(04.04.24)
(8)

Ter kokusuna karşı koltukaltı ürün tavsiyesi

naksidil
birinde alüminyum var birinde paraben derken zararsız bişi bulamıyorum. kışın bi şekil idare ettik ama yazın olmuyor. deotak'tan çok memnunum bu konuda ama onda da alüminyum var. siz ne kullanıyorsunuz? ne önerirsiniz? tşk
birinde alüminyum var birinde paraben derken zararsız bişi bulamıyorum. kışın bi şekil idare ettik ama yazın olmuyor. deotak'tan çok memnunum bu konuda ama onda da alüminyum var.

siz ne kullanıyorsunuz? ne önerirsiniz? tşk
0
naksidil
(03.04.24)
ben karbonat kullaniyorum. rica ederim.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(03.04.24)
Kristal tuz roll on deodorant (buna da laf atan çok ama şöyleydi böyleydi diye)
0
hedep
(03.04.24)
Siveno
0
mikahakkinen
(03.04.24)
Daha önce karbonat ile hindistan cevizi yağını karıştırıp kendime göre bir kıvam elde edip kullanmıştım, koltuk altımı karartmadı diyemem, çok fazla olmasa da. Ne kullanılabilir bilmiyorum belki balmumu eritip karıştırılabilir ama bir miktar da çay ağacı yağı karıştırmak lazım diye düşünüyorum, çok iyi bir antimikrobiyal diye duymuştum. Minik minik miktarlarla denemek mümkün.
0
muhayyer divan
(03.04.24)
Uzun süre karbonat kullandım. Sonra olumsuz etkileri olabileceğine dair şeyler okuyunca sebamed'e geçtim. Arada limon suyu sürüyorum değişiklik olsun diye.
0
Amaranta ursula
(03.04.24)
jepa
(04.04.24)
uzun süre karbonat+hindistan cevizi yağı+nişasta karışımını küçük kavanoza koyup sürüyordum çok da memnundum ama kullanması zor oluyor kışın donuyor falan bu yüzden bıraktım.

nivea pearl and beauty kullanıyorum şu anda.
0
sanguine mcqaer
(04.04.24)
old spice'nin stick roll onun dan çok memnunum, içeriğini bilmiyorum
0
9kuyruklukedi
(04.04.24)
(14)

İyi ki boşanmışlar diyor musunuz?

michael_knight
Boşanan anne-babası için "iyi ki boşanmışlar" diyebiliyor mu insan?Yoksa hep bir "biraz daha şöyle davransaydınız boşanmazdınız, keşke deneseydiniz" gibi bir düşünce mi oluyor?Kendinizden olmak zorunda değil, arkadaşlarınızdan da biliyorsunuzdur bu durumu.
Boşanan anne-babası için "iyi ki boşanmışlar" diyebiliyor mu insan?
Yoksa hep bir "biraz daha şöyle davransaydınız boşanmazdınız, keşke deneseydiniz" gibi bir düşünce mi oluyor?

Kendinizden olmak zorunda değil, arkadaşlarınızdan da biliyorsunuzdur bu durumu.
0
michael_knight
(29.03.24)
İşin en temeline inersek her zaman bir keşke olacaktır, kötü bir evlilik olacağına iyi ki boşanmışlar demek bile keşkeyle düzelir. (Keşke müthiş bir çift olsalardı da güzel bir evlilik ve aile hayatı olsaydı)
0
olaylar olaylar
(29.03.24)
Evet diyorum. Hatta bosanmalari icin push ettim zamaninda. Herkes memnun halinden.
0
mor oje
(29.03.24)
Çocuklar bencil canlılardır. Anne babalarının bir birey olarak değil de sadece ve sadece kendilerine anne baba olmak maksadıyla yaratıldığını, kendilerine ait bir hayatlarının olamayacağını düşünürler. Bu sebeple de boşanmak eylemini haklarının gaspı olarak algılıyorlar.

Ama yaş ilerleyip belirli bir olgunluğa gelince, keşke kendisini bu kadar yıpratmasaydı da daha önce boşanabilseydi düşüncesi hakim oluyor.

Ayrıca 'keşke' lafı üzerinden fikir yürütürsek, İnsanın kafasını her 'keşke' mutlaka meşgul etmiştir. Hangimiz düşünmedik ki, Amerikalı bir ailenin çocuğu olarak, ya da zengin bir ailenin çocuğu olarak doğmayı, keşke tek çocuk olsaydım da demişizdir, keşke daha çok kardeşim olsaydı da. Bu keşkelerden biri de, 'Keşke ayrılmasalardı.' mutlaka olmuştur.
0
Mirket
(29.03.24)
keşke boşansalar dediğim oldu.
0
inheritance
(29.03.24)
Keşke boşansalar lafını ömrüm boyunca ettim, kız arkadaşımın annesi babası ayrı ikisiyle de görüşüyor huzur var. Huzursuz bir birlikteliği devam ettirmek çok zararlı. Normal bir çocukluğum olmadı.
0
furry burns
(29.03.24)
kendi anne babam için kesinlikle evet.

ben çocukken babam eve gelmesin isterdim. annem, babam evle ve kendisiyle ilgilenmediği için çok üzülürmüş. akşamları babam dışarı çıkacağı zaman ona kızdığında ben gidip "anne bırak gitsin" dermişim, ona ayrıca üzülürmüş.

şu an 29 yaşındayım, "aileyle mutlu bir pazar kahvaltısı" ya da "aileyle güzel vakit geçirmek" gibi şeyler olduğunu hatta ailenin gerçekten önemli bir şey olduğunu ben ne yaızk ki 20'li yaşlarımdan, babam hayatımızdan büyük ölçüde çıktıktan sonra öğrendim.

bugün ölecek olsam hayatıma dair hatırladığım en güzel şeyler annem, kız kardeşim ve erkek kardeşimle yaptığımız pazar kahvaltıları, sonrasında içtiğimiz kahve, ettiğimiz muhabbetler filan olur.

babamı sırf maddiyattan dolayı iyi anabilirim, erkek kardeşim şu an onun emekli maaşı sayesinde okula gidebiliyor mesela yoksa imkanımız olmazdı ama onun dışında kendi tabiriyle çok "cins" adamdı maalesef. anneme 20 sene kan kusturdu, biz çocukları olarak onun yanında kendimizi asla rahat ve huzurlu hissedemedik.

annem de babamdan boşandıktan sonra her anlamda aldı yürüdü bu arada, çok daha mutlu ve özgüvenli birisi oldu.

benim şu an tek kaygım annemin yaşlılığı. ben 30 yaşında kendimi bu kadar yalnız hissediyorum, anam gibi ailevi değerleri önemseyen muhafazakar bir insan 60 yaşında tek başına çok mutsuz olur diye korkuyorum. yani biz yanında yöresinde olmaya çalışırız tabii ki ama ne kadar? evlat ayrı, eş ayrı. bazen "seni güzel bi huzurevine yerleştiririz, orda kankitolarınla sabahtan akşama takılırsın, canın sıkılmaz" diyom şakasına, "siz benimle ilgilencekseniz olur valla napcam tek başıma" diyo ama bilmiyom.
0
mark greg sputnik
(29.03.24)
evet diyorum.
0
sanguine mcqaer
(29.03.24)
Keşke daha erken boşansalarmış diyorum.
0
jazzabel
(29.03.24)
Keşke boşandalardı diyorum, simdi hasta oldukları için birbirlerine muhtaç kaldıklar.
0
mirty
(29.03.24)
yakın arkadaşım anne babası için iyi ki boşanmışlar diyor her seferinde.
benim anne babam ayrı olmadığından kişisel tecrübem yok.
0
biskuvilipasta
(29.03.24)
Tam olarak cevap değil ama daha kötüsü: keşke boşansalardı...Annem "çocuklarım için" diye diretti, sonuç: hepimiz ruh hastası olduk.
0
gadlemler
(29.03.24)
Kendimden bildiriyorum. Benimkiler 24 yilin sonunda bosandilar. Keske, keske daha önce bosansalarmis diyorum.
0
chihirovekohaku
(30.03.24)
iyi ki boşanmamışlar diyorum ben ya. ikisi de tekrar evlenirdi çünkü ve yine mutsuz olurlardı. ben de üvey anne/baba ve belki üvey kardeşlerle uğraşmak zorunda kalırdım.
0
deartheodosia
(30.03.24)
Kendi ailemle ilgili keske cok önce bosansalarmis diyorum. Mutsuz, kavga dolu, kötü bir evde büyümüsüm.
0
robert bosch
(01.04.24)
(4)

Kedinin işemesi

Zima Blue
merhaba,4 yaşına girecek, 6.ayında kısırlaştırılmış bir tekir kedim var. evde kullanmadığım bir duşu ona adadım. tuvaleti buradaydı. genelde tuvaletine işese de arada duşa kabinin giderine de işediği olmuştu. ama 3 günde iki kere aynı halıya işedi. evin giriş kapısının önündeki halıya 3 gün önce işe
merhaba,

4 yaşına girecek, 6.ayında kısırlaştırılmış bir tekir kedim var. evde kullanmadığım bir duşu ona adadım. tuvaleti buradaydı. genelde tuvaletine işese de arada duşa kabinin giderine de işediği olmuştu.

ama 3 günde iki kere aynı halıya işedi. evin giriş kapısının önündeki halıya 3 gün önce işedi. temizledik vs, bugunde diğer ucuna işemiş.

sonuç olarak birden bire nerden çıktı bu? tuvalet kabını kumunu mu beğenmiyor? dışarı mı gitmek istiyor nedir?

teşekkürler.
0
Zima Blue
(29.03.24)
Büyük ihtimalle kumun kokusu farklı, veya eskiye göre temiz değil.

Bir de, banyoya girdiğinde birileri kovalamış olabilir (başka bir insan veya kedi mesela). Korkudan girmeyebilir.

Düşük ihtimal ama, idrar yollarında problem varsa tutamıyor veya yapmakta zorlanıyor olabilir. Yaparken izlerseniz farkedersiniz garip davrandığını.
0
alfired
(29.03.24)
yumuşak yere yapma eğiliminde olunca idrar yollarında sorun olduğunu söylüyorlar acıdığı için yaparken yumuşak yer seçme eğiliminde oluyorlarmış. veterinere gitmekte fayda var.

kumu temiz ise başka stress faktöründen etkilenmediyse doğru veteriner en korktuğum şeydir idrar yolları problemleri kısır ve görece şişman kedide daha çok tıkanıklık olabiliyormuş.
0
eja
(29.03.24)
kedinin hayatında (maddi - manevi) ne değişti?
hiçbirşey değişmediyse, fiziki bir hastalığı olabilir.
0
parka
(29.03.24)
bir kere işediği zaman oradaki kokuyu tanıyıp tekrar işiyorlar, koku iyice yok edilmeli. kum çok kirliyse yapabilir ya da sağlık sorunu olabilir.
0
sanguine mcqaer
(29.03.24)
(10)

tek başına yurt dışı gezisi

semaforo de medianoche
çoğu arkadaşım evli oldu, çift oldu artık o yüzden pek birlikte gidebileceğim biri kalmadı. o yüzden tek başıma bir yurt dışı gezisi yapsam mı 1 haftalık diye düşünmekteyim ama biraz korkutuyor da beni. normalde kendi kendime zaman geçirmeyi de severim aslında ama 1 hafta tek başına gezerek geçirmek
çoğu arkadaşım evli oldu, çift oldu artık o yüzden pek birlikte gidebileceğim biri kalmadı. o yüzden tek başıma bir yurt dışı gezisi yapsam mı 1 haftalık diye düşünmekteyim ama biraz korkutuyor da beni. normalde kendi kendime zaman geçirmeyi de severim aslında ama 1 hafta tek başına gezerek geçirmek için insanı sıkabilecek bir süre gibi geliyor, yurt dışına gidip 3 günde dönmek de olmaz. pek sosyal birisi değilim evden çıkmadan 1 ay da yaşarım tek başıma sorunsuz. ama seyahat işi farklı yani yurt dışına gidince odaya kapanıp film izlemek, oyun oynamak gibi bir şey yapmayacağım için aynı şey değil. hatta çok sosyal olmamak, girişken olmamak dezavantaj da olabilir. ne düşünüyorsunuz bu konuda tavsiyeleriniz var mı?
0
semaforo de medianoche
(27.03.24)
seyahatlerimi çoğunlukla yalnız yapıyorum. çok keyif alıyorum. 5 günden uzun kalmadım yalnızken. 1.5 gün zaten yola gidiyor totalde 3.5 gün kalıyor. merak ettiğiniz bi yere güzel bi planla giderseniz sıkılacak zaman bile olmuyor inanın. denemeden bilemezsiniz.
0
dedim ben sana
(27.03.24)
orada seni kimse tanımayacak ki tek başına gez ,dolaş, yürü,bol bol foto çek, bi yerde otur bir şeyler iç sosyalleşmek zorunda değilsin. Bence yalnız yapılabilecek (interneti ve şarjı olan bir telefon ile) en iyi aktivite turistlik.
0
sanguine mcqaer
(27.03.24)
Çok fazla tek gezgin var zaten kimse seni yadırgamaz kafana göre gezersin mis gibi
0
condom kurşunu
(27.03.24)
tek başına katılabileceğin turlar var ve çoğunlukla genç insanlar katılıyor diye biliyorum bunlara. ben katılmadım ama tek katılan arkadaşlardan duydum isimlerini; roar camp ve başka türlü macera.
0
noxie
(27.03.24)
Ben baya baya sadece yalnız başına gezmeye çıkabiliyorum. Başkasıyla olmuyor tam tersine. Büyük rahatlık.
0
d max
(27.03.24)
aynı dertten muzdaripim aslında. vizem de var gitmek istiyorum ama tek başına yurtdışı korkutucu geliyo :(
0
chanandler bong
(27.03.24)
Gezilerini çoğunlukla tek birisi olarak diğerlerine hak veriyorum.

seyahatlerimi çoğunlukla yalnız yapıyorum. çok keyif alıyorum +1

orada seni kimse tanımayacak ki tek başına gez ,dolaş, yürü,bol bol foto çek, bi yerde otur bir şeyler iç sosyalleşmek zorunda değilsin. Bence yalnız yapılabilecek (interneti ve şarjı olan bir telefon ile) en iyi aktivite turistlik. +1

Çok fazla tek gezgin var zaten kimse seni yadırgamaz kafana göre gezersin mis gibi +1

tek başına katılabileceğin turlar var +1

Ben baya baya sadece yalnız başına gezmeye çıkabiliyorum. Başkasıyla olmuyor tam tersine. Büyük rahatlık. +1

Ben baya baya sadece yalnız başına gezmeye çıkabiliyorum. Başkasıyla olmuyor tam tersine. Büyük rahatlık. +1
0
put it in your appropriate place
(27.03.24)
ilk gittiginde ne yapacagini bilemedigin icin bir sudan cikmis balik gibi olabilirsin ama sonraki geziyi iple cekersin.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(27.03.24)
Tek başına seyahat etmek daha keyiflidir kimseye bağlı olmadan özgürce gezebilirsiniz. Vize istemeyen ucuz balkan turları ile ilk adımı atabilirsiniz.
0
doharkoman
(27.03.24)
kimsenin beni yargılaması, tanıması, yadırgaması umrumda değil zaten o tarzda bazı cevaplar gelmiş birkaç tane de onlara istinaden diyorum. derdim sadece tek başıma 1 hafta gezerken sıkılır mıyımdı. zaten ilk kez yurtdışına çıkmış da olucam zorlar mı beni gibi şeyler işte. maddi açıdan da hatrı sayılacak bir masraf yapılacak işten izin al, tarih ayarla, kalacak yer ayarla, vize ayarla, günlerini planla gibi yorucu işlere girilecek yani öyle aman kötü geçerse nolacak denmelik bir durum yok yılda 1 yapılabilecek bir şey benim için max. acaba birlikte gülüp eğleneceğim o keşif heyecanını birlikte yaşayacağım biri olmamasının eksikliğini çok hisseder miyimdi benim endişem.
0
🌸semaforo de medianoche
(27.03.24)
(28)

bi erkek karısına böyle şaka yapabilir mi?

deartheodosia
evlendiğimiz ilk yıllardaydı, eski eşim (hala boşanamadık) bana “ben iş gezisine gittiğimde sen sütçüyü eve alır çocuk yaparsın” gibi bi şaka (!) yapmıştı. ben çok şaşırmıştım tabii, bu şaka mı şimdi diye. böyle densiz densiz şakalar yapıyordu, bir kere araç bir yere sürtmüştü, “sen sürtüksün, sürtü
evlendiğimiz ilk yıllardaydı, eski eşim (hala boşanamadık) bana “ben iş gezisine gittiğimde sen sütçüyü eve alır çocuk yaparsın” gibi bi şaka (!) yapmıştı. ben çok şaşırmıştım tabii, bu şaka mı şimdi diye. böyle densiz densiz şakalar yapıyordu, bir kere araç bir yere sürtmüştü, “sen sürtüksün, sürtüklerin arabası sürter” falan demişti. bunun gibi çok şey var. bu adam normal değildi, di mi?
0
deartheodosia
(15.03.24)
normal değil.
evlenmeden önceki ilişkinizde bunları yapmıyor muyudu?
0
saturn
(15.03.24)
ben 21 yaşında olduğum için biraz (!) salaktım, anlamıyordum @saturn
0
🌸deartheodosia
(15.03.24)
biraz aptal bence. 'saka'nin iki tarafa da komik olmasi lazim. yetiskin yasa gelip bunu kavrayamamisin zekasindan suphe ederim.
0
hot potato
(15.03.24)
normal değil
0
benarrivo
(15.03.24)
mizah zekanın zekatıdır diye bir laf var islami değil biraz düşününce çok güzel bir söz

yani bir insanın bu kadar düşük bir şaka anlayışı varsa onun hakkında başka konularda da fikir verir
0
grimavi
(15.03.24)
Hay amk, çok komiq aq... Zekasız
0
abuzer
(15.03.24)
ciddi misin? çok geçmiş olsun. her biri ayrı travma. keko kocanın neresinden dönsen kardır. bu insanlar evleniyor, gerçekten hayret ediyorum. evlenmeyi geçtim, sürdürebildiği herhangi bir ilişkisinin olmaması lazım. sabit bakkalı bile yoktur.
0
gabe h coud
(15.03.24)
her ikisi de ağır ama ikincisi çok daha ağır.
insan olan değil karısına, sevgilisine, arkadaşına bile demez, dememeli.

merak ettim, evlendikten sonra bunu diyebilen biri, evlenmeden önce bunları yapabileceğine dair hiç sinyal vermedi mi? hiç "acaba" dediğiniz bir an olmadı mı?
0
tabudeviren
(15.03.24)
Toksikolojiye giriş resmen.
0
rock n roll
(15.03.24)
Karısı rahatsız oluyorsa yapamaz. Yoksa çiftlerin aralarındaki espri kalitesi ya türü bizi ilgilendirmez. Buradaki kilit nokta sen ve ikinizin espri/komedi dinamiği. Sen bundan rahatsız olmayıp aynı türde espri yapıyor olsaydın burada dehşete düşen hassas arkadaşlara, gökten düşen 3. elmayı yemek düşerdi. Hatta bundan çok daha ağırlarını(?) karşılıklı olarak gülerek yapan (hatta arada bizim de dahil olduğumuz) evli çift arkadaşlarım var. Gayet mutlular.

Bu arada ağır falan olup olmamasından ziyade komik değil bence.

@hot potato +1
0
nawar
(15.03.24)
ayrıca bir şey aldığımda/yaptıracağım zaman “yeni kocan için mi” diyordu.
0
🌸deartheodosia
(15.03.24)
Tabi ki normal değil de bana biraz sapıklık var gibi de geldi sanki ağız arıyor gibi. Evet filan desen devamı gelecek gibi. İğrenç ya. İyi ki kurtulmuşsun bundan.
0
Gradient_tabanlı_mor
(15.03.24)
bu bastırılmış cuckold'luk veya gavatlık değilse nedir bilemiyorum. Ha ikinci ihtimal, kendini küçük görüyorsa ve içinden "bu kız niye beni seviyor yav" diyorsa öyle bir gelecek projeksiyonu yapıyor olabilir. Her iki durumda da sıkıntılı bence.
0
nhk ni youkosu
(15.03.24)
yuh ya
ya karakteri olgunlaşmamız birisi ya da cuckold.
0
nuisance2
(15.03.24)
Yapamaz ve yapmamalı ama bu toplumda densizlik hadsizlik yozlaşma öyle bir safhadaki herşey normal karşılanıyor hatta yanlışı kınayanlar kınanır hale geldi. Bu arada yazdığınız ifadeler aynı zamanda hakaret suçuna konu olabilir diye düşünüyorum.
0
doharkoman
(15.03.24)
Umarim bosanmaniz bir an önce sonuclanir <3

normal degil, komik degil... ya cok saygisiz ya da en iyi ihtimalle manyak.
0
chihirovekohaku
(15.03.24)
Bana yaşlanınca tacizci olacak, amigdalası çalışmayan biri gibi geldi
0
durgunfoton
(16.03.24)
İçten içe kendisini aldatmanı istiyor gibi geldi
0
olaylar olaylar
(16.03.24)
normal mi diye sorulması bile anormal olan bir adam.
0
odiyus
(16.03.24)
Cinsel sorunları olduğu ortada. Bu tipler gözü açılmamış saf kızlarla evlenirler.
0
anais
(16.03.24)
"Aman canım bunda ne var" denecek türde sözler değil, resmen bilinçaltını bilinçlice ortaya koyuyor. Psikolojik şiddet uyguluyor.
0
muhayyer divan
(16.03.24)
@nawar çok güzel bir ayrıntı yakalamış.
Şaka iki kişiliktir. Şaka yapılan kişinin o an verdiği tepki önemli.
Bana bir daha bu tarz şeyler söyleme mi dedi.
Kıkırdayıp Ayy Çok hoşsun mu dedi.
Tebessümle mi karşıladı, kızdı mı?
O da ona en az aynı seviyede bir başka sözle mi karşılık verdi.
Bunları bilmeden yaptığımız yorumlar havada kalıyor.
Ben elşer arasında bu tarz şakayı yakıştıramam.
Ben insana küfrü de yakıştırmıyorum ama ağzından küfür düşmeyen insanlar da var.
Her ailenin dinamiği farklı. Yorumlar havada.
0
Mirket
(16.03.24)
Aptalmış
0
basond
(16.03.24)
Kesinlikle normal ve saka dedigin sey zaten böyle olmali.
0
Yourcousinmarvinberry
(17.03.24)
gavat ve cuckoldcu olduğunu düşünürüm o lafları tek tek müsait yerine enjekte ederdim.
0
Hallegadola
(18.03.24)
manyak galiba
0
sanguine mcqaer
(18.03.24)
Normal değil. Böyle şaka mı olur? İnsan eşine sen sürtüksün mü der?

Umarım kısa zamanda boşanırsınız.
0
drako
(05.04.24)
adamın şüphelendiği,geçmişte veya mevcut dönemde rahatsız olduğu bir şey yapmışsanız bunu ima ediyor olabilir mi?direkt söyleyip soramadığı için böyle saçma şekilde rahatsız edici şeylerle ima ediyor olabilir.bu durumda bile yanlış ama asla böyle bir şey yoksa tedavi olması gerekiyor insan sevdiğini bu cümlelerin öznesi yapmaz.
0
ercu cozer
(05.04.24)
(39)

Evlilik ve tükenmişlik hissi, boşanma düşünceleri, tavsiye..

ustapasta
Selamlar, biraz uzun yazacağım. Doldum fakat tanıdığım biriyle dertleşmek istemiyorum. Eşimin mahremiyetini ihlal etmiş olurum diye tanıdık biriyle konuşmayı doğru bulmuyorum. O yüzden burada oversharing'in dibine vuracağım üzgünüm. Nasılsa kimse beni tanımıyor. Evli ya da başından evlilik geçmiş ki
Selamlar, biraz uzun yazacağım. Doldum fakat tanıdığım biriyle dertleşmek istemiyorum. Eşimin mahremiyetini ihlal etmiş olurum diye tanıdık biriyle konuşmayı doğru bulmuyorum. O yüzden burada oversharing'in dibine vuracağım üzgünüm. Nasılsa kimse beni tanımıyor. Evli ya da başından evlilik geçmiş kişiler (özellikle kadın) özelden yazarsa ne güzel olur.

Yaş 33, 5 yıllık evliyim. Eşimle severek evlendik, hala da seviyorum. Güvenilir, merhametli, iyi kalpli bir insan. Neşeli çocuk ruhlu biri, ailem de onu kendi çocuğu gibi sever. Sorun ne diyecek olursanız, sorun 5 yıl geçmesine rağmen hala oturmayan bazı şeylerin beni artık tüketmiş olması. Her şey ama her şeyin benim ittirmemle, benim iknamla yapılması. En basitinden, ikimiz de çalışıyoruz ve haftasonları 1 gün temizlik yapılması gerekli. Bunun için hala her haftasonu mutlaka bir gerginlik olur. “Ben bugün yapmayacağım sen kendi payına düşeni yap. Ben yarın yaparım. Şu zaman yaparım bu zaman yaparım.” İşten geliyorum o içerde yatarken ben yemek yapıyorum yiyoruz (yemek bende, bulaşık onda). Mutfakta bulaşıklar gece saat 10 11’e kadar bekler kokar. “Biraz yatayım yapıcam, yoruldum, maça gideyim gelince toplicam.” Her şey bir savaş evde. En basic rutinler bile devamlı gerginlik sebebi. Haftasonu temizliğimizi iki üç saatte halledip güle oynaya bir yere çıkamıyoruz. Kavga edip bozuşuyoruz ve tüm haftasonu evde küs geçiyor bazen. Böyle günlerde kendimi camdan atasım geliyor ruhum daralıyor. Onun çok da umrunda olmuyor. Karşımda 36 yaşında bir erkek değil de, annesi tarafından devamlı dürtülen 15 yaşında bir ergen var gibi hissediyorum. Bunlar basit örnekler ama demek istediğimi anlamışsınızdır. Hiç bir iş yapmadan yatarsak ondan iyisi yok, o zaman kavga etmeyiz. Sarılıp yatmak ister bütün gün.


Eşim çocukları çok seviyor, ben de istiyorum 10 aydır çocuk deniyoruz ancak henüz olmadı. Her ne kadar temas bağımlısı olsak da bu biraz şefkat ağırlıklı olmaya başladı, cinsellik çok çok seyrekleşti. Ovulasyon günleri dışında nadiren beraber oluyoruz. Belli günlerde olunca vazife gibi oluyor, kendimi çok kötü hissediyorum, istek duyamıyorum. Bunu onunla birkaç kez konuştum, bari şu ovulasyon günlerinde biraz beraber zaman geçirsek, biraz romantik bir ortam olsa da ben kuluçka makinesi gibi hissetmesem. Ama bir türlü aşamadık, tamamen tatsız isteksiz, çocuk yapmak üzerine yaşanan bir eyleme döndü. Açık açık ona cinsel yaşamımızdan inanılmaz mutsuz olduğumu söyledim. Güzellikle söyledim olmadı, kavga ettim olmadı. 60 yaşında bir çiftin yaşamı bizden iyidir, inanın artık uğraşmıyorum ve geçtim bu konudan.


Gelelim bugün kopan kavganın sebebine. Bu ay doktora gittim ve birkaç gün ovulasyon takibi yapıldı. Pazartesi yumurtlama gördü ve üç gün birliktelik olmasını önerdi doktor. Pazartesi yaptık iyi hoş. Salı yani dün akşam eve geldik, yemek faslı. Sonra aslında haftasonu yapması gereken fakat yine ertelediği bazı ev işlerini yaptı. Sonra dışarı terziye gitti, çıkmışken biraz arkadaşlarının yanına uğradı ve 22.30 civarı eve geldi.


Ben bu arada haftasonu memleketten topladığımız bazı taze otları ayıklayıp haşlayıp buzluğa atmakla meşguldüm. Amk otları tam gününü buldu fakat ertesi güne kalsa artık bozulacaktı. Uzun da bir iş. Neyse benim saat 00.30 gibi işim bitti. Bu arada salonda yatıyor, asla gelip yardım teklif etmiyor. Ovulasyon var değerlendirmemiz lazım, zaten saat geç olmuş. Yardımın dokunmasa bile gel, napıyosun canım de, bi ilgilen. İşim bitti salona geçtim yatıyor, eline sağlık dedi yanıma gelsene dedi. Gerçekten o kadar istemedim ki o an, duşa girip yatıcam dedim ve gittim, çıktığımda uyumuştu. O gece bir şeyler yaşanacaksa o akşam biraz daha ilgili olunmasını, moda girilmesini istiyorum, çok mu abes bir şey istiyorum ki?


Bu sabah kalktık, modum düşüktü. En değerli gün boşa geçmişti çünkü. Noldu diye sorduğunda kavga koptu. Beni suçluyor, bütün sorun akşam sana mutfakta yardım etmemem mi diyor. Bendeki birikmişliği asla ama asla anlamıyor, kaç kez anlatmama rağmen. Gece seni yanıma çağırdım gelmedin diyor. Artık vazife gereği yapılan randevulu ilişkilerden de sıkıldığımı söyledim. Ovulasyon zamanında da biraz isteksiz yapıverelim idare et diyor. Sanki o günler dışında yapıyormuşuz gibi. İnanılmaz kötü kavga ettik, birkaç kez ayrıl benden o zaman dedi, bana çok ağır bir cümle kurdu hatırladıkça gözlerim doluyor. Benden ayrıl o zaman, kendini yaptırtacak birini bulursun çok meraklısın ya zaten dedi (elbette bu kelimelerle değil). İnanamadım, hiç bu kadar ağır cümleler kurmazdık kavga ederken.


Bu lafı yutamıyorum. Her ay aynı günlerde, her haftasonu aynı günlerde aynı konulardan kavga etmekten artık tükendim. Dışardan bakıldığında iyi bir çiftiz, ayrı ayrı bakıldığında belki de iyi insanlarız. Ne desem yapar, ama kendisi asla bir şey planlamaz. Kendi kendine bir fikir ortaya atmaz. Bütün erkekler mi böyle? Ne istedin de yapmadım diyor, çok basit, ben o da bir şeyler istesin istiyorum. Her şeyi düşünmek zorunda kalmak istemiyorum, biraz ipleri eline alan, bu kadar edilgen olmayan bir eş istiyorum. Gerek güzellikle gerek kavga ile kaç kere konuştuk. Hep dikkat edeceğim diyor ama olmuyor.


Bu akşam eve gitmeyi düşünmüyorum o ağır lafın üzerine. Boşanmak istiyor muyum? Bilmiyorum, ama eşimi artık bu haliyle istemediğimi biliyorum. Eskisi gibi olsun istiyorum. Ben hiçbir kavgada ayrılık kelimesini kullanmam ama o bugün birkaç kez söyledi. Ayrılmak öyle zor geliyor ki. Yeniden bir hayat kurmak, bütün rutinlerinden vazgeçmek, hayatın tepetaklak olması. Bu ruh haliyle bunlarla başa çıkamayacak gibi hissediyorum. Çift terapisi işe yarar mı bilmiyorum.


Her akşam evde boş boş yatarak geçirdiğimiz bir hayat, ben talimat verdikçe sorunsuz olan, duygusal olarak çok bir şey beklemediğim evliliğim. Bütün evliliklerin sonu bu mu? Erkekler bu rutin yaşamı sorun etmiyor biz mi ediyoruz? Şiddet yoksa aldatma yoksa her şey okey midir? Artık intihar eden insanların ruh halini bile anlayabiliyorum. Eskiden çok şaşırırdım, madem hayatından vazgeçecek duruma geldin, bari her yolu dene, ölümden kötü ne olabilir evden ayrıl aç kal sürün, olmazsa yine intihar edersin derdim içimden. Şimdi anlıyorum, insan bunlarla uğraşmayı göze alamayacak, savaşamayacak kadar tükenmiş oluyormuş. Uğraşmak istemiyormuş sadece bitsin istiyormuş. Ayrılmak istemiyorum, tüm bunlarla uğraşacak, aileme laf anlatacak, yeni bir hayata başlayacak gücüm yok. Tüm bunları göğüslesem bile boşanınca hayat daha mı iyi olacak, bunun garantisi yok. Ama böyle de o kadar mutsuzum ki.
0
ustapasta
(13.03.24)
hocam şöyle bir şey var, evliliklerin çok azı aradaki sevgi ve aşkın azalmasından dolayı bitiyor, daha çok böyle sorumsuzluklar ve hayatı paylaşmamak yüzünden bitiyor ve bir taraf tükeniyor

sizin kafanızı karıştıran şey "ama çok iyi bir insan, aileme ve çevreye çok iyi"

bu düşünce karar vermenizi zorlaştırıyor, ben böyle bir insanın değiştiğini görmedim, 50-60 yaşına gelip hayatının çoğu böyle angaryalarla harcanmış, tükenmiş çok kadın var

hocam bir de korunun bu çocuk konusunu hemen araya sıkıştırmayın, çocuğunuz olursa bu sorunlarınızın üstünü bir süre daha örtecek, çocuk büyürken zamandan da yemiş olacaksınız, çocuk bir adet sorumsuz ebeveyn ve bundan dolayı sürekli gergin ve öfkeli ebeveynin olduğu çok huzursuz bir evde büyüyecek, çocuk olunca eşiniz değişmeyecek, siz yine ev işleri, ev dışı sorumluluklar, çocuk bakım sorumluluğu hepsiyle tek başına uğraşmak durumunda olacaksınız

33 yaş çok genç daha, siz içinde bulunduğunuz koşullar yüzünden enerjisiz ve karamsar hissediyorsunuz, 40ındaki kadınlar hayatı yeniden yaşamaya başlıyorlar daha mutlu daha enerjik
0
grimavi
(13.03.24)
Öncelikle şunu söylemeliyim,

Bu olanları maalesef çoğu evli çift yaşıyor. Erkek ve Kadın versiyonu olarak azıcık farklılıklarla çoğu yerde duyuyorum bunları. Yaşayanlardan birisi de benim. Bu yaşadığınızın erkek tarafındayım.

Her şeyi denedim, profesyonel ve geleneksel olarak tüm tavsiyeleri yumuşak başla uyguladım. Olmuyor.

7 yıl sonra Bebek oldu, onun hikayesi de çok başka ama; takibi ve tedaviyi de ben kontrol ediyorum tabi ki. Yani size şunu desem anlarsınız, eşim ne zaman regl olacak bilmiyor ve takip etmiyor. Kendisi de mühendis bu arada. Makina sahasında imkansızı ürettirmeyi başaran kadın. Demekki böyle, evilik başka bir yetenek.

Boşanmak, bana da yorucu geldi. Tam ciddi kararlar evresinde bir sürü major değişiklik ve kayıplarım oldu. Saldım.

Amatörce ama çok doğru; olmayınca gerçekten olmuyor.
0
achilles
(13.03.24)
@edmond honda aslında hiçbir iş yapmıyor değil. Her şeyi yarı yarıya yapıyoruz, ama sorun bunu bir rutin olarak kabullenememesi. Hep benim söylemek zorunda kalmam. Herkesin işi belli, o yapmazsa ben elimi bile sürmem onun işine.

Dünyanın en sevgi dolu insanı bu arada, yeğenim bile ona bayılıyor çok güzel anlaşıyorlar. çocuk yaparsak sevgisiz asla kalmaz ama ev işleri büyük sorun olur. Bu beni de çok düşündürüyor. Sevmekle olmuyor, sevgi dolu ama tembel.
0
🌸ustapasta
(13.03.24)
en doğrusu minik darılmaları biriktirmemek. az önce bulaşık nedeniyle kavga ettiğin insanla sevişmek istemiyorsun. istediği kadar seksi olsun. bunu aklından çıkarma. senin için de öyle değil mi? güzel güzel konuşun. ikiniz de adım atın. birbirinizi yıpratmamak için elinizden geleni yapın. umarım düzelirsiniz ama ayrılmak dünyanın sonu değil. bazı kalıplara girmek zorunda değilsin. evlilik kutsal değil.

edit: imkanınız varsa haftada bir iki kez yardımcı tutun. öncesindeki gün bulaşık temizlik yapmayın, onları da yapar. haftada 2 gün dışarıdan söyleyip bulaşık çıkarmadan işinizi halledin. bir gün arkadaş aile ziyareti yapın. bir gün de dışarıda yiyin :) haftada bir iki günden fazla evde yemek yapmayın. o kadar büyük dert olmaz. eşin bu ve bunu değiştiremezsin. belki orta yolu bulabilirsin. istiyorsan.
0
gabe h coud
(13.03.24)
evli değilim hiç olmadım. o yüzden evlilikle ilgili yerlere girmicem, yaşayanlar daha iyi bilir. ama şunu görmek zor olmasa gerek, şimdiden böyle olan bir adam çocuk olunca sizce kendiliğinden sorumluluk üstlenip de çocukla ilgilenir mi? sizi rahat ettirir mi? yoksa siz 'iki' çocukla uğraşırken heder mi olursunuz? bence cevap ortada. bu senaryoda evet çocuğa da yazık olur ama bence yazığın en büyüğünü kendinize etmiş olursunuz. 33 yaşında böyle hissetmek normal değil, bunu ömrünüzün geri kalanına da yaymayın, bu adamdan çocuk yapmayın.

bu ruh haline girmek mutlak son değil, normal değil, doğal değil, herkes böyle olur evlilik böyledir vs diye bir şey yok, yaşadıklarınız düzeltmeniz gereken şeyleri gösteriyor, kabullenmeniz gerekenleri değil. çocuk fikrinden vazgeçip ilişkinizi değerlendirip iyileştirmeyi deneyebilirsiniz, bunun için çift terapisi iyi olabilir. ama işe yaramazsa da gencecik bi insansınız ayrılıp çok da güzel fıstık gibi yaşarsınız, hem de büyük küçük kimseye annelik veya hizmetçilik etmeden.. savaşacak da bir şey yok. düzgün bi insansa zaten ayrılırken sorun yaşamazsınız. çevreniz dar kafalı değilse sonrası da sorun olmamalı. milyonlarca bekar var, nasıl yaşıyorlarsa öyle yaşayacaksınız. maaşınız varsa kendinize göre evinizi tutuyorsunuz ve sadece kendi mutluluğunuzu dert ederek keyifle yaşamaya başlıyorsunuz. çok güzel oluyor valla, istediğinizde istediğinizi yapıyorsunuz, kimseye hesap vermiyorsunuz, rica minnet iş yaptırmıyorsunuz, laf anlatmıyorsunuz, caz trip çekmiyorsunuz, başkasının derdiyle hantallığıyla uğraşmıyorsunuz, sadece kendinizi düşünüyorsunuz falan şahane bi hayat. daha heyecanlı ilişkiler de yaşayabilirsiniz, size kalmış, istemeseniz de yaşamazsınız, kafanız rahat oh mis. teknik ve halledilebilecek zorluklara takılıp hayatı kaçırmayın, içinde bulunduğunuz ruh halinde olumsuzluklara odaklanmanız normal, ama yaşayınca ya niye daha önce yapmamışım diyeceksiniz sadece. kendinizi sonunu bildiğiniz bu yorucu hayata hapsetmeyin. kendiniz için yaşıyorsunuz, iyileştikçe bunu daha iyi görür insan, iyileşmeye odaklanın.

hiçbirini yapmıyorsanız bile kendinizi seviyorsanız şu an katiyen çocuk yapmayın derim naçizane, denemelere son verin. (30k)

ek: söylediği lafı unutmuşum, direkt o kısım bile ayrılık sebebi ama neyse.. hak etmediğiniz lafları yutmayın. iyi insan falan filan diye onur kırıcı sözlerini alttan almayın. o kısma takılmışsınız diye açasım geldi ama hocam zaten ortalama insan iyi insan oluyor. bariz kötülük yapmadığı sürece herkes iyi valla. sıradan bi şey bence. tek başına tutunulacak bi özellik değil.
0
nic cage
(13.03.24)
İnsanların evliliklerini yürütmemelerindeki temel sebeplerden en önemlilerini saymissiniz. Kadınların çalışma hayatındaki sorumlulukları yetmiyormuş gibi eve gelince de sorumlulukların devam etmesi, erkeklerin anne evinden sonra eşlerini de evin işlerini yapmak zorunda olan kişi olarak mimlemeleri kültürel olarak bizde zaten çok yaygın. Bunu kavga ederek, kuserek de tamir edemezsiniz. Anlaması gerekir. Önemli nokta şu, anlamaya gönlü var mı?


İkinci nokta aslında evliliklerde çok çok önemli fakat bizde kültürel olarak konuşulmaz. Biten evliliklerin çoğunda cinsel problemler vardır. İnsanlar bunu yok sayamazsa boşanır, yoksa da hayatları boyunca evlilik doyumundaki en önemli noktalardan biri eksik olarak hayatına devam eder. Zaten kadının cinsel doyum bekledigini söylemesi de genelde abes karsilanir. Eşinizin söylediği söz karşısında kirilmissiniz ve bu gayet anlasilir. Ama o da zaten sorunun kendinden kaynaklı olduğunu düşündüğü için ve bunu kabullenmekte zorlandığı için agresif bir tutum takinmis.

Yukaridakilere katılıyorum, bence böyle bir durumda çocuk yapmayı bir süre erteleyin ve eşiniz de kabul ederse birlikte çift terapisine gidin. Çözülmeyecek noktadaysa boşanmak dünyanın sonu değil ama en azından çaba sarf etmiş olursunuz. Çözülecek bir sorun varsa da karşılıklı iletişimle cozebilirsiniz. Sevgi ve aşk ise çok farklı olgular. Aşk yıllar içinde elbette şekil değiştirir ama sevginin baki olması gerekir. Birbirinize vakit ayırın, rutinlerim dışına çıkmaya çalışın.

İlişkilerimize duygusal yatırım yapıyoruz, emek veriyoruz. Bu yüzden bittiğini kabullenmekte zorlanıyoruz bazen ama şunu aklimizdan cikarmamak gerekir; "her iyi insan ve iyi baba, iyi bir eş olacak diye bir kaide yok".

Not: ben de evli ve çocuksuz bir kadın olarak yazdım bunları.
0
fraise
(13.03.24)
hepsini okudum.

bence bu sorunu çözebilirsiniz. adam kötü bir adam değil anladığım kadarıyla.
bence çocuk için acele etmeyin. yani şu an çocuk için yeterince enerjiniz yok.
ev işlerini tekrar bir bölüştürün ya da konuşun.
kendinize çok vakit ayırın.
amk otunu bırak bozulursa bozulsun yani.
birbirinze güzel şeyler söyleyin. film izleyin falan.
yani birbirinze vakit bulamamanızın bütün sebebi bu ev işleri mi.
erkekler biraz daha vurdumduymaz oluyor ama bence eşiniz de elinden geldiğini yapıyor.

burada ayrıl falan diyenleri ciddiye almayın. bekara karı boşamak da kolay diye bir laf var.
bence bu evlilik kurtarılır.

ama söylediği o laf biraz ayıp etmiş bence ciddi değil sinirlenince ağzından çıkmış.
0
OgutucuRecep
(13.03.24)
Erkek tarafıyım. Harekete geçme konusunda çok benzer durumlar yaşadım. Zamanla ortada buluştuk.
Her ikinizin de birbirinize doğru adımlar atmanız gerektiğini düşünüyorum. Bulaşıkları yıkamaması değil sizin sorununuz, sizin uygun gördüğünüz saatte yıkamaması.
Siz her konuda onu harekete geçirmek zorunda hissettikçe dürtükleyen bir insan oldunuz, o da dürtüklenme olmadan hareket etmeyen bir insan oldu. Sorun, sorunu doğurdu.
Çift terapisinin işe yarayacağını düşünüyorum.

Akşam eve gitmeme kararınızı bence gözden geçirin çünkü orası sizin eviniz. Zaten iyi bir durumda değilken bir de rahat etmediğiniz bir ortamda uyumakla uğraşmayın.

Çok şanslısınız ki çocuk konusunda acele etmenize gerek yok, henüz 33 yaşındasınız. İlişkiniz istediğiniz hale gelene kadar o işi biraz duraklatabilirsiniz.

Burada okuduğumuz birkaç satırla "bu evlilik devam etmemeli" gibi bir sonuca varan olursa asla kulak asmayın. Yapıcı tüm tavsiyeleri dikkate alıp yıkıcı tüm tavsiyeleri göz ardı etmenizi öneririm.
0
michael_knight
(13.03.24)
bence adamın pasif rol almasından zaten bunalmışken bu çocuk meselesi tuz biber olmuş. bence çocuk konusunu erteleyip diğer sorunları çözmeye odaklanın ve gündeminizden ovulasyonu vs. çıkarın.

gördüğüm kadarıyla ve eşimi de düşünürsem çoğu erkek kendisinden bir şey istenmeden bir şey yapmamaya plan program yapmamaya eğilimliler, bu doğru.

edit: bu arada ettiği laf konusunu unutmuşum ciddi anlamda özür dilemesi gerekiyor. telafi etmesini beklerdim ve eve gitmeyebilirdim ben de.
0
sanguine mcqaer
(13.03.24)
okudum hepsini
çocuk yapma işini durdurun öncelikle böyle bir ilişkiniz varken. bu sağlıksız bir karar, bence. sonrasında da mutlaka iyi bir terapist bulup terapiye gidin birlikte. iki taraf da çözmek istiyorsa halledersiniz. kavga etmeden konuşma ortamı yaratıp oturup konuşun bir de. belli ki bir şeyler yaşandıkça kavga ederek konuşuyorsunuz. sorun çıkmadığı bir anda oturun konuşun, randevulaşın hatta dışarı çıkın bir yerde oturup bir şeyler içerken konuşun.
0
veritaslibertas
(13.03.24)
Genel olarak bu düşüncede misiniz yoksa bir an için sinirlendiğinizde mi böyle hissediyorsunuz?

Bence sıkıntınız büyük. Eşiniz sizin söylediklerinize rağmen konfor alanından vazgeçmiyor. Ben de evlenmeden önce elimi sürmezdim işe. Ailem sağolsun yapardı.

Şimdi evlilikten sonra işbölümümüz var ve uyuyorum buna. Ama buna eşim zorlamadı.Ben kendim uymak zorunda olduğumu idrak ettim. Kimse çocuk değil.

Hatta işleri bir an önce bitirelim de rahat rahat oturalım diyorum eşime de. Bir de bu kadar iş yapmıyor diye söylenirken çocuk düşünüyorsunuz. Çok ilginç.
0
drako
(13.03.24)
bu akşam eve gitmeyeceksen de haber ver yüzünü göresim yok, şuradayım vs gibi. habersiz eve gitmemek büyük hata olur.

ev işi olayı dışında nasılsınız? eğleniyor musunuz? mutlu musun? beraber vakit geçirmekten hoşlanıyor musun? birbirinize hala değer veriyor musunuz? bunların cevabını düşün. olumlu ise kurtarmaya bak. sen boşanmak istemiyorsun çünkü bence.

temizlikçi tutun imkan varsa. yani belli bu adam temizlik yapmak istemiyor. ve iki yetişkinin yaşadığı evde de her hafta detaylı temizlik yapmak gerekmiyordur bence. bizde 1,5 yaşında bebek ve kedi var mesela. bazen sadece süpürge yapıp geçiyoruz. tozu gördüğüm halde toz almadığım hafta sonları oluyor. onun yerine ailemle vakit geçirmeyi tercih ediyorum. gerçekten kılı kırk yaracak kadar önemli mi bu temizlik meselesi? yapmayın evi bok götürsün demiyorum da bazı haftalarda da olduğu kadar yapıverin. inan sen kafana taktığın için bu mesele bu kadar büyük görünüyor gözüne. akşam yemeğinden sonra 10-11e kadar bekler bulaşıklar demişsin. beklesin. ne kadar kokabilir ki? sonuçta 11de de olsa kaldırıyor. yani sen onun öğretmeni, annesi, ev arkadaşı değilsin. senin sınavından 100 almak zorunda değil. 5 sene kavga etmişsin, konuşmuşsun olmamış. demek ki başka bir yol bakılmalı.

ipleri eline alsın diyorsun, edilgen olmasın diyorsun ya. bu adamın karakteri. sen adamdan A değil B olsun istiyorsun. sen zaten A ile evlenmişsin. değişmesini beklemen saçma değil mi? hani farklı bi durum olur değişmesini beklersin ama adam karakter olarak pasif demek ki. şimdi şöyle düşün. sen çok planlı, programlı, her şeyin kendi istediği gibi yapılmasını isteyen birisin diyelim. eşin de 5 sene sonra gelsin desin ki ben bu kadar dominant bir kadın istemiyorum, pasif olsun istiyorum. sence olur mu öyle bir şey? insanın karakteri neyse odur ya, değişmez. hele otuzlardan sonra hiç değişmez. törpülersin, dikkat edersin ama bir yere kadar.

cinsellik konusuna gelirsek. bazı insanlar isteksizdir. bunu kabul edelim. bir de adam yanıma gelsene demiş. kendisine göre gayet hoş bi davet. sen de reddetmişsin. suçu kendinde görmüyor doğal olarak. o güne otları bırakmak, buzluğa atmak filan senin kafanda yarattığın, çok da gerekli olmayan bir iş. iki saatini harcayıp yoruldun ve hırsını ondan çıkardın. hayatımda ot haşlayıp dolaba attığımı hatırlamıyorum bu arada. neyse. sonuç olarak çok da istekli biri değil belli ki ve hamilelik takvimi işi iyice rutine bindirmiş iki taraf için de.

bence çocuk işini erteleyin. zaten bu temizlik durumu çocuktan sonra seni daha da delirtir. hele taze otu buzluğa atan bi insanın bebek ek gıdaya geçince yapacağı şeyleri düşünemedim bile. sen kendini yorarsın eşin sadece güle oynaya ilgileneceği kadar ilgilenir. gelsin daha büyük kavgalar.

çocuk işini erteleyin. evlilik terapisi alın. ama gerçekten boşanma isteği varsa bir süre belirle. değişim görmek istediğini net bi şekilde belirt. baktın değişim yok o zaman boşanırsın.
0
elorelia
(13.03.24)
5 yıllık evli ve 20 aylık çocuk sahibi er birey olarak yazıyorum;

Sizin probleminiz çözülmeyecek bir problem değil ancak ikinizin de gönüllü olması ve psikolog desteği almanız gerekiyor. Buradan ya da cevrenizden alacağınız tavsiye ile çözemezsiniz.
Şunun kararını vermen lazım gerçekten bu kişi ile evliliğini devam ettirmek istiyor musun?

Eğer devam ettirmek istiyorsan eşini karşına alıp de ki "Ben seninle hayatıma devam etmek istiyorum ancak bu şartlarda değil psikolog desteği alalım" de o da eğer seninle devam etmek istiyorsa zaten kabul edecektir.

Eşimle iletişimimiz çok güçlü ve paylaşımcıyızdır ona rağmen çocuk olduktan sonra çok kez tartıştık çok zorlandık çünkü hem yorgun hem de tahammül azaldığı için sürekli gerginlik oluyor, çocuğun uykuları yeni oturmaya başladı ve ancak kendimize gelebildik bu problemleri aşmadan sakın çocuk yapmayın.
0
mirty
(13.03.24)
elorelia +1

1. çocuk işini erteleyin
2. genel temizlik için birini alın, haftalık ya da iki haftada bir mesela
3. mükemmeliyetçi tavrınızı törpülemeye çalışın, her hafta ev süper tertemiz olmak zorunda değil. bulaşıklar da 11 gibi makineye konsun, idare edilir bunlar

bu arada evli biri olarak yazıyorum, diğer şeyler bir yana, eşinizin itiraz etmeyip her programa katılması o kadar güzel bir şey ki. varsın program yapmasın, hepsine uyması bile güzel.
0
noxie
(13.03.24)
yazdıklarınız boşanmayı gerektirecek bir durum değil gibi, düzeltilebilir şeyler. eşiniz ev işleriyle çok istekli olmayabilir. peki boşanıp yeni birini bulduğunuzda istediğiniz gibi biri olacağından emin misiniz ve hatta birini bulabilecek misiniz?

erkeklerin büyük çoğunluğu eşiniz gibi. bence bi orta yol bulmaya çalışın.

bu arada eşiniz kötü konustuysa ayıp etmiş.
0
tabudeviren
(13.03.24)
teşekkür ederim fikirlerinizi okumak iyi oluyor öyle dolmuştum ki. Ot konusuna bu kadar takılmayın evet zamanlaması biraz saçma olsa da:) ot olmaz b.k olur, mesele yetişkin bir insana 5 yıldır hala devamlı ne yapması gerektiğini söylüyor olmak. Cevabın birinde dediği gibi bulaşık için tartıştıktan sonra kimse kimseyi arzulamaz. Birbirinden alakasız gibi görünen bu konular tamamen iç içe geçti ve birbirini etkilemeye başladı.

@eloreila ve diğer herkes, normalde (yani sorumluluklarımız söz konusu olmadığında) gayet iyiyiz. Beni hiç kırmaz hayır dediğini kolay kolay hatırlamam, ben de aynı şekilde ona değer veriyorum, mesela bu akşam eve gitmek istemiyorum ama ailemin evine de gitmek istemiyorum anlarlar onun hakkında kötü düşünürler diye:/ Sanırım gerçekten bizim en sık kavga nedenimiz ev işleri, haftada bir temizlikçi işini düşünebilirim. İkinci sorun bana göre cinsel yaşam, çocuk konusu zaten kötü olan şeyi daha kötü hale getirdi. Bunu bir süre erteleyeceğim. Eşime boşanmanın tüm zorluklarını göze alacak kadar katlanamıyor değilim, sadece bu döngüyü tekrar tekrar tartışmak ve çözememek beni yordu. Tükenmiş ve kendimi anlatamıyormuş gibi hissediyorum. O kadar laf anlatmama rağmen dün mutfakta yardım etmemem mi tüm sorun demesi mesela. Bunların beni ne kadar yıprattığını anlayamıyor, kendisi benim kadar etkilenmediği için.
0
🌸ustapasta
(13.03.24)
Selamlar henüz 2 yıllık evliyim (29E). Hepsini okudum bir şeyler karalamaya geldim.

Ben de ilişki anlatmayı veya okumayı çok severim o yüzden paylaştığınız için ve net, uzun yazınız için teşekkürler.

Biz de bu tarz olmasa da çok kavgalar ettik. Öncelikle şunu anlamak gerekiyor. Kadınların sorun ettiği şeyler bizim beynimizde "bu niye sorun şimdi ya", "bunu niye tartışıyoruz şimdi", "ben nerdeyim zaman dursa keşke uçsam gitsem şuan" gibi şekillerde yorumlanıyor. Yani önce bunu kabul etmek lazım. Ben de şu açıdan eşinize benziyorum, sorun sevmem, gerginlik sevmem. Evde yapılması gereken bir iş varsa o hemen yapılmayabilir yarın yaparım öbür gün yaparım haftaya yaparım. Evlenince tabi bu ertelemeleri biraz kısalttım. Ben biraz kısalttım, hanım biraz rahatlaştı derken ortada buluşmaya çalışıyoruz.

Bazen kadınların tepkileri o kadar anlamsız geliyor ki güne "bugün ne olsa da sorun yapıp büyütsem ve günü, seksi, hafta sonunu, geceyi mahvetsem..." diyerek başladıklarını düşünüyorum. Çünkü yaşanıyor bunlar yani.

Ne oldu diyorum hayatı sorguluyorum. Ne oldu yine yani çöpü mü atmadım gece film izlemedim ve odama mı gittim, belli bir gün geçti de çiçek veya hediye almayı mı unuttum, bulaşıkları mı dizmedim ne oldu??

Çünkü yetişkin bir kadın bunların herhangi biri yüzünden hem kendi hayatını hem partneri için hayatı zindana çevirebilir.

Ve sorun şi ki tam da sizin anlattığınız gibi bir şey anlatmadan bozuluyorsunuz ve neye bozulduğunuzu anlamamız gerekiyor. Bazen 50 kere de olsa söylemeniz gerekiyorsa söyleyin lütfen.

Gelin yardım et deyin. Ben şuna bozuldum deyin. Konuşun biraz iletişim lazım susarak, içten içe kurularak, içerlere gidip ağlayarak bize bir şey anlatamıyorsunuz bunu anlayın artık.

Biraz dümdüzüzdür ama anlarız yani. Ve de ne olsa da bozulsam diye değil de, ne olsa da ben bunu bir güzelliğe çevirebilirim, huzursuzluğa değil de huzura yorarım diye düşünmek lazım.

Siz bizden ince düşünüyorsunuz. Evi, kendinizi, bizi. Biraz salmanız gerekiyor eve de bişey olmaz ota da bişey olmaz. Yani olsa da bişey olmaz yani 3 günlük dünyada ot çöp yüzünden geri gelmeyecek zamanlar bir hiç uğrana gitmemeli ya.

Gidin sırnaşın onun yerine. Veya çok acilse iki ses edin yardım gelmiyorsa onu mutlu mutlu isteyerek yapın. Yok yapmak istemiyorsanız da salın gitsin. Bizim evde mesela bazen 2-3 günlük bulaşık duruyor, kim denk geliyorsa o hallediyor.

Ben hep evdeyim, bazen hanım gelmeden her yeri süpürüyorum, toparlıyorum, çamaşırları bulaşıkları yıkıyorum, yemek hazırlıyorum. Ama bazen de evde olmama rağmen tezgahın üstü bulaşık kaynıyor. Hanım da yorgun geliyor zaten bazen yapıyor bazen yapamıyor. Ama hiç bir zaman sorun etmiyoruz. En azından bu konuda çözdük bir şeyleri. Bizde de başka konular var.

Neyse, bunlar erkek gözünden bir yorum olsun diye yazdıklarım. Objektif bakarsam da şu çıkarımı yapıyorum. Evet bazen anlamıyoruz, dümdüzüz falan diyorum ama işin şu boyutu da var,

Kadın mutsuzsa yerde gördüğü çoraba bile bozuluyor. Ama mutluysa senin coraplarını yerim essek diyor icinden. Kadın mutluysa evin ortasına da sıcsan der ki "yalnız şu ortalıga sıcma olaylarını bir kaç bin yıl önce bırakmıştık hatırlatırım" der kaldırır yıkar.

Tam beyninizin çalışma yapısını anlamasam da mutsuzken pireyi deve yapıyorsunuz gibime geliyor. O yüzden sizin mutlu olduğunuz şeylere odaklanmalı, sizi üzecek şeylere takılmamanız lazım. Sorun ottan çöpten ziyada başka şeyler olabilir, biraz daha derine inip onları çözmeniz lazım.

Çocuk konusuna gelince, bence de sakın kalkışmayın. Mutsuz bir kadın olarak mutluluğu çocuk üzerinden bulmaya çalışmayın. Bir çocuğun en son isteyeceği şey kendisi mutsuz, ilişkisi kötü bir anne tarafından dünyaya getirilmektir.

Ben de bu sorunlarınızın çözülebileceğine inanıyorum ancak, baktınız çözülmüyor. Evliliğin kutsal olduğuna da inanmıyorum. Mutsuzsan ayrılacaksın. Hayata 1 kere geliyorsak öncelik kendi mutluluğunuz olmalı. Eşinizin veya çocuğunuzunki değil.

Siz mutlu olasınız ki eşinize, ailenize, arkadaşlarınıza veya ileride olursa eğer çocuğunuza verecek mutluluğunuz kalsın.

Netflix de "Kuvvetli bir alkış" ı izlemediyseniz birlikte izleyin belki çocuk yapmaktan biraz vazgeçersiniz :D

Teyzem geçen 60 yaşında boşandı. Çocuklar için katlandım yıllarca dedi. Katlanmak zorunda değilsiniz. Yani başından çözebilirsiniz. Bunu siz veya eşiniz kötü olduğu için değil, birbirinize uymadığınız için yapmalısınız. Uymak zorunda da değilsiniz ama zıtlığın uyumunu bile yakalayamıyorsanız o ilişkiyi sürdürmenin hiç bir anlamı yok.

Sanki ayrılsam başkası daha mı iyi olacak düşüncesi yanlış. Sorun daha iyi veya kötü olması değil zaten. "Daha uyumlu" olması. ki bu da vardır.

Ama bazen eşin 6 tane özelliği çok iyidir, 4 tanesiyle baş etmeye alışırsın, devam edersin. Bu da kafidir. Bazen de 9 özelliği çok iyidir, kim gelse eşinizi havada kapar, o kadar iyidir. Oma o kötü 1 tane özelliği size o kadar batar ki koşarak uzaklaşırsınız. Benim daha önce böyle bıraktığım uzun ilişkilerim oldu. Gram pişman değilim. Herkes dengini bulmalı. Zihnen, bedenen, ruhen, mantıken.. artık nereden bakıyorsanız.

İlla %100 anlaşılacak diye bir şey yok ama birbirinizi idare etmeyi, sorunları idare etmeyi öğrenmeniz lazım. Bakın katlanın demiyorum. Baş etmeyi öğrenmek lazım. Baktınız sizi çok zorluyor, olmuyor, ümitsiz vaka. O zaman bitirmek yanlış bir seçenek değil bana göre.
0
ananiyimioguz
(13.03.24)
Hepsini okudum o iş olmaz çocuk sahibi olmayın erteleyin önce aranızı düzeltin derim.
Eşiniz yanlış yapmış
40e 15 yıllık evliyiz
0
basond
(13.03.24)
Evli bir kadın olarak yorum yapmak istiyorum burayı okuyup gaza gelme. Bu saydığın sebepler boşanma sebebi değil.
Sadece sen yönetmeye yatkınsın, eşin de tembelliğe. Tıpkı benim evliliğim gibi :)
Başlarda bizim de böyle problemlerimiz oluyordu çünkü ben tembelim ev işi sevmiyorum yapmak da istemiyorum. Eşim de sizin gibi her şey tam düzenli ve muntazam olmalı diye düşüyordu.
Tezgahta patates soyarken neden altına bir şey sermemişim, neden salatalıkların kabuğunu orda kurutmuşum filan. Dedim bunun sana ne zararı var? Patatesi soyunca en son tezgahı siliyorum o yüzden altına bir şey koymak istemiyorum. Bu sadece bir örnek. Böyle onlarca olay vardı. Bir süre düşündü ve bana hak verdi. Haklısın aslında onun kimseye zararı yok ama ben alışmadığım için yanlış bir şey yapıyorsun gibi geliyor dedi. Dedim yanlış filan değil bu benim tarzım. Benim hayatım. Kimseye zararım yok.
Demem o ki bulaşığın 9 da değil de 11 de yıkanması kimseye zarar etmez. Hatta erkesi güne kalsın. Ne olabilir ki huzurdan önemli mi.
Kocam bu huylarını bıraktı valla 2 senedir cennette yaşıyorum. Kendisi için de öyle büyük bir stres kaynaği kalkmış oldu. Skeym tezgahı da bulaşığı da yani. Takıntı bunlar hep.
0
yenibirgüzelnick
(13.03.24)
yazacak çok şey var ama öncelik olarak çocuktan net olarak vazgeçin.
ondan sonra sağlıklı bir şekilde düşünüp karar verin.
çocuk sonrası boşanmak çok zor hele kadın için.
0
nuisance2
(13.03.24)
sorun sadece ev işleri meselesi ise bu konuda sorumluluğu daha fazla almanız gerektiğini düşünüyorum.
evet bencilce, fakat ev arkadaşı gibi iş bölümü yapmak erkeğin doğasına uymuyor.
modern yaşam erkekleri kadınlaştırıyor sonra da kadınların erkeğin bu şekilde olmasından rahatsız oluyor.

diğer konularda bir sorun olmadığından eminseniz kocanızı ev işlerine hiç bulaştırmayıp bir süre gözlemleyin(gerekirse yardımcı v.s.), bence işler değişecektir.

planlı çocuk yapma konusuna gelirsek, yumurtlama dönemi v.s. takip etmek bunları tamamen çöpe atın. aklınıze bile getirmeyin.
biz bu şekilde 1 yıla yakın uğraştık sonra ara verip normal sürece girdiğimizde çocuk olmuştu.
bu işlerde psikoloji > fizyoloji.
ayrıca kendinize eziyet etmenize gerek yok.
0
nuisance2
(13.03.24)
@ananiyimioguz teşekkürler kendi açından anlattığın için. Meşhur bir kitap var ya Erkekler Mars'tan Kadınlar Venüs'ten, bana onu hatırlattı söylediklerin. İçeriği günümüze göre artık biraz seksist kalıyor ama bakış açımı bayağı değiştirmişti okuduğumda. Erkeklerin bizim gibi olmadığını ve olamayacağını kabul edersek ve bu ön kabule göre davranırsak mutlu olabileceğimizi anlamıştım. Orada da yazıyordu mesela, "Erkeklerin kadınların aklından geçenleri tahmin etme gibi bir sorumluluğu yok": Yalan yok buna çok içerliyorum ama dikkat etmeye çalışıyorum. Mesela ilk çocuk düşünmeye başladığımızda ayın o belli günlerine neden hiç dikkat etmiyor diye sinir olmuştum. Sonra gittim söyledim, her ay şu şu günler önemli, o günlerde lütfen biraz daha birbirimizle ilgilenelim ortam yaratalım, vazife gibi olunca kendimi kötü hissediyorum diye. Şimdi bunu bir iki kere söylemiş olmam ve tamam demiş olması yetmiyor mu? Her ay da söylenmez diye düşünüyorum, her ay gerekliyse pes.
Bir de ben bu kitabı okumuş ve biraz da olsa kendimi düzeltmeye çalışmıştım, ondan da okumasını rica ettim ama okumadı. Aklıma geldi şimdi :|
0
🌸ustapasta
(13.03.24)
Sizin biraz bosvermeniz biraz da kabullenmeniz lazim. Is sizin istediginiz gibi yapildi mi kismina değil is en sonunda yapildi mi kismina odaklanip sukretmek lazim, erkeklerin en beceriklisi bile bu kadar oluyor max, bunun otesi instagramda evin her tarafini fosur fosur yikayan adam.

Ovulasyon gunlerine bağlı seks yapmak sıkıcı ama garanti bir yontem. Ovulasyon takip ederken hamile kalamiyosam takip etmesem hic kalamam diye dusunmustum (kaldim). Ilk gun neyse de sonra ovulasyon donemi diye görev gibi 3 gun arka arkaya yapmak canimi sikiyordu mesela. Artik 3. gun naparsan yap gorev oluyor o.

Benzer yollardan gecmis biri olarak (35 k, 5 yil evlilik) duzelmeyecek şeyler değil ama iki tarafın da kendinden odun vermesi lazim biraz. Bence takmamayi ogrenmenin yollarini gelistirerek mutlu bir evlilige kavusabilirsiniz.
0
instant crush
(13.03.24)
@nuisance2 buna katılmıyorum ya, ev işleri erkeği kadınlaştırıyor diye hem dışarda çalışıp hem evin çoğu yükünü alırsak bizim suçumuz ne? O zaman erkekleşiyorum diyip dışarıdaki işimi bırakayım ben de. Çünkü bu kadar yükle ben de kadın olmaktan çıkarım.

çocuk konusunda da, evet yumurtlama takibi nefrettt bir şey. Ama işte dediğim gibi sık sık yapan bir çift olsak zaten denk gelir diye düşünerek özellikle o günleri kovalamam. Ama sık yapmayınca bari o günlerde olsun diye dikkat etmeye başlıyorsun ister istemez:|
0
🌸ustapasta
(13.03.24)
temizlik-yemek işinin kadının vazifesi olması bi şekilde insan örfüne yerleşmiş.

siz rolleri değişmişsiniz, kentli modern çift filan. kocanız yeni rolü pek de kabullenemediği ama söylemeye çekindiği için işi ağırdan alıyor bence.

"O zaman erkekleşiyorum diyip dışarıdaki işimi bırakayım ben de." evet. yapabiliyorsanız yapın. geçim de erkeğin yüküydü. roller değişti. insanlığın son birkaç yüzyılının macerası bu.

çocuk yapamama meselesi evlilikleri sarsıyor. bu normal.

çocuk yapamadığı için erkekliği incinmiş olabilir onun da. diğer ihtimaller de var, evlilik değil bekarlık istiyor olabilir ama bunlar spekülasyon olur.

boşanma lafzı hoş değil ama konuşulabilir

burada afedersiniz d*yy*sluk ettiği şey, gidip başkasından yaparsın demesi. çüş. karı koca birbirine böyle derse, hukuklarını büyük yaralar. o yara özürle bile tamamen kapanmayabilir.

bu sonuncu konuyu bi irdeleyin. meselenin ayıbını tane tane anlatın. pişmanlıkla af dilerse, gafletse söylediğini derse, bi şans verebilirsiniz. size kalmış.
0
lambırcek
(14.03.24)
bi twit vardı, evlilikte kadının en büyük sorunu yemeği kim yapacak değil bugün yemekte ne yapsak ne yesek sorunu. ben de bunu yaşıyorum. yemek işi bende ama cidden bugün napacağım olayı beni yoruyor mesela.

diğer konuda da kimi zaman benim kimi zaman eşimin motivasyonu veya enerjisi olmuyor. darılmamamızın sebebinin birbirimize açık olmak olduğunu düşünüyorum. her şeyimizi açık açık o an söyleyip bitiriyoruz. sonu kavga da olsa seks de olsa bunu yapıyorum ben
0
Hallegadola
(14.03.24)
12 yil evli erkek olarak yazayim.
Sizin durumunuzdaki ciftler bosansa evliliklerin yarisi falan biterdi.
Bence esinizin tabiatinda mutfakda zaman harcamak yok.Is bolumlerini tekrar kontrol edin.Gerekirse alisveris, temizlik vb. esinizin yapabilecegi isleri yapsin.
Esiniz muhtemelen sizin gecimsiz, yuzu gulmeyen, surekli dirdir eden sorun cikartan biri oldugunuzu dusunuyor.Ettigi gereksiz kufurden de bir seyleri yerli yerine oturtmaktan, huzurluzluktan biktigini gosteriyor.bence overthinking yapmayi birakip guler yuzlu biri olmaya calisin. Erkekler icin evin bal dok yala olmasi yada evde guzel yemek yapilmasi degil guler yuzlu ve anlayisli bir es daha onemlidir.Esinizin cocuk ruhlu oldugunu yazmissiniz.Bilmem farkinda misiniz ama cocuk ruhlu birine karsi despot anne rolunu oynuyorsunuz.Bu sekilde gecimsizlik olursa yatakta da sorun olmasi cok normal.Ben sizi daha haksiz buldum.Biliyorum bu yazdiklarim hosunuza gitmeyecek bana kizacaksiniz ama dusunmeye deger bence.Yangina korukle gitmeyin.
0
turkuaz
(14.03.24)
yani mutsuz bir evlilik evet ama toksik bir evlilik değil. sadece rutine ve tekdüzeliğe hapis olmuş gibisiniz. tutku, arzu ne bileyim heyecan kalmamış pek. çocuk yapsanız da eşinizden ekstra destek, anlayış göremeyebilirsiniz. bu sizi daha çok üzebilir. çok çocuk heveslisi olsa eşiniz kendisi zaten bu süreçte takip eder, elinden geleni yapardı.
bu arada şeyi anlıyorum özellikle uzun süreli denemelerde bir noktada neden olmuyor stresi ile beraber insan darlanıyor ve zul gelmeye başlıyor. ama bu başka bir bıkkınlık boyutu gibi. gençsiniz, bence hayatınızı mutlu olmadığınız bir ilişkide feda etmeyin, çocuğu da mutsuz ve anlamsız bir birlikteliğin içine doğurmayın.
anlıyorum anne olmak istiyorsunuz, ama sizin anne olma hakkınız, çocuğunuzun mutlu ve sağlıklı bir ailede büyüme hakkından daha öncelikli değil maalesef.
0
wild honey suckle
(14.03.24)
erkekler gene bildiğimiz gibi... "ne var canım daha fazla fedakarlık yapsan" noktasından bakmışlar.
eşinin sana ettiği laftan sonra diğer şeylerin konuşulmasını çok saçma buluyorum. o sebeple kısa kestim.
0
suyin
(14.03.24)
Benim düsüncem senden beklenen; tipik ev kadınlığı ama adama rahat da vermemişsin o da küfür etmiş. Mutlu değilsen yaşın gençken ayrıl.
0
Coma
(14.03.24)
tüm evlilik ile ilgili sorunların temel sebebi, farkında olmadan yükselen stres seviyemiz. Hızlı yaşam, strese, stres huzursuzluk ve tahammülsüzlüğe , ve bunlarda insan ilişkilerine olumsuz olarak yansıyor, diğer her şey bahane ve teferruattan başka bir şey değildir.

Bunun imkan elverdiğinde doğa içinde küçük bir köy ve ilçede yaşamak için plan yapın , hayatınız yavaşladıkta , toprak ve doğra ile temas ettikçe her şeyin yavaş yavaş düzeldiğini göreceksiniz.

Belki inanmayacaksınız ama deneyin, yoğun şehir hayatı insanın doğasına en baştan uygun değildir .Ne varki bu şekilde yaşamayı farkında olmadan zorlanıyoruz.
0
Rao
(14.03.24)
@Rao, başta kulağa mantıklı gibi gelse de benden 2 önceki kuşak köyde yaşamışlar ve köy ortamında da gayet kavga, atışma, küslükler, cinayetler, adam kaçırma, tecavüz, adam vurma.. biraz daha doğuya gidersek töreler falan...

Ya komşu komşuya bahçesine ağaç sarktı ve bişey yapmadı diye 3 yıl küs kalır mı?

Kalır, onların dünyası da o çünkü.

Babaannem alzheimer olmasaydı da anlatsaydı size neler çektiğini. Kırsalda yaşayan bir kaç nesil öncemizde katlanma diye bir şey vardı. Artık kadınlar 1900lerden sonra iş hayatlarına girdiğinden beri bu pek kalmadı. Kimse birinin kahrını çekmek istemiyor veya sesini çıkarıyor artık.

Yani ben kendi dünyamızı büyültmenin veya küçültmenin sorunu değiştireceğini düşünmüyorum. İnsanın olduğu her yerde huzursuzluk, kavga, atışma olurmuş gibime geliyor. Doğamızda var yani. İstediğiniz kadar küçültük, heidi gibi yaşayın, artık o dünya sizin için yine normal olacak.

Ama şehrin, işlerin, kalabalığın vb. bir dünya etkenin bizi aşağı çektiği konusunda haksız değilsiniz.

@ustapasta, tekrar gelmişken şeyi demeyi unuttum, evet yukarıda da yazmışlar, kadınlar mesela eleştirirler annen miyim ben senin diye ama anne gibi davranmaktan da alıkoymazlar kendilerini. Burada bir çelişki yok mu.

İlişkinin başlarında eşim biraz evhamlı ve biraz kontrolcüydü. Yemek yedim mi, camı kapattım mı, üstüme bişey aldım mı, üşüttüm mü, kurulandım mı vs vs saymakla bitmez. ya kontrol eder ya da arar sorardı sürekli.

Anlam veremeyeceğim şekilde strese girer, meraklanırdı. Huzursuz olurdu. Bazen bir şeyi yapmadıysam sinirlenirdi, küçük çocuğa yapar gibi söylenirdi.

Ben de aşırı sülalem rahat bir insanım. Onu gördükçe iyice heyheyleri geliyordu.

Sonra ne olduysa bir ara aydınlanma geldi. Ya ben niye strese giriyorum koca adam gece yemek yiyemedi mi, dolapta bişey yoktu aç mı kaldı falan diye, huzursuz oluyorum. Gider en kötü makarna yapar, hiç bişey olmazsa yemek söyler açlıktan ölecek hali yok ya.

Diye bir ara gelince söylenmişti. Ondan sonra da böyle kontrolcülük yaptığını görmedim.

Ben onun beni yine düşündüğünü başka şeylerde anlayıp hissedebiliyorum ama bu tarz konularda "annelik taslama" huylarından erkenden uzaklaşmasına ben çok sevindim.

Yani bazen kızdığınız şeyi siz kendiniz yapıyorsunuz, çok takılmamak lazım. Hem siz rahatlarsınız hem eşiniz.
0
ananiyimioguz
(14.03.24)
@ananiyimioguz

Her türlü senaryoda negatif örnekle her zaman vardır, buna şans vb artık ne derseniz.
Ancak şöyle bir durum var ki ,yaşanılan yere bölge insanına , vb. göre çok değişkenlik gösteren bir durum.
Kal di ki, bundan insanlar ve nesiller değişiyor, bundan 50 sene önceki ve bugün ki toplum yapısı aynı değil.

Tüm olumsuzluklara rağmen ,doğanın, sessizliğin, temiz havanın , türlü kirlilikten uzaktan durmanın ve yavaş hayatın insana katacağı pozitif etki gerçeğini değiştirmez.
0
Rao
(15.03.24)
@ananiyimioguz aslında hiç anaç biri değilimdir. Mesela dışarda bir planım varsa onun evde ne yediğini ne yiyeceğini sormuyorum, kadınlar olarak erkeklerin beslenmesinden sorumlu olmamalıyız diye düşünüyorum. Hani tepki anlamında sormamak değil, bunu sormak ya da düşünmek aklıma gelmiyor. Birçok kişi böyle değil. Mesela annemlere gittiğimizde eşim tişörtle balkona çıktıysa annem hemen bana döner, "kızım çocuk üşüyecek montunu ver istersen". "Çocuk" üşürse içeri gelip montunu alabilir sanki, bu kadar verici olmamalıyız. Bence bu durum erkeklerin de hoşuna gitmiyor zaten. Tatile giderken eşinin valizini hazırlayan kadınlar olduğunu öğrendiğimde şaşırmıştım, bunun baya baya yaygın olduğunu fark edince de şok yaşamıştım:D


Eşimin şahsi konularında müdahaleci değilim rahatım, kendi tercihleri sonuçta. Ama ev düzeni beni de etkilediği için her şeye de bana ne diyemiyorum işte. Biraz aşmaya çalışıyorum, bahsettiğim kitaptan sonra oldu bu hatta. Mesela eşimin annesi yemek konusunda çok kendini yoran biri değil, o da öyle alışmış. Önüne bir çeşit koysan ya da kahvaltı gibi geçiştirsen okeydir. Bizde ise yemek çok çok önemliydi, ben de öyle alışmışım öyle devam ettirmem gerekiyor gibi davranıyordum hep. İşten gelip üç çeşit yemek yapmak, ya da uğraştırıcı güzel yemekler yapmak için iki saat uğraşıyordum, haliyle çok yorulup hırçın oluyordum eşime kızıyordum. Ben iki saat ayakta yemek yapayım, o gelsin 10 dkda bulaşıkları toplayıp geçsin oh ne ala diye. Sonra kitapta okudum, sizden talep edilmeyen fedakarlıklar yapıyor ama karşılığını göremeyip üzülüyorsanız, belki de o fedakarlığı yapmamalısınız diye. O anda bir aydınlanma geldi, adamın benden üç çeşit yemek beklediği yok, ben kendime bu işi çıkarıyorum, hem yoruluyorum hem haksızlığa uğradığımı düşünüp kızıyorum. Üstelik annem çalışmıyordu, ben işten gelip neden bunu yapıyorum diye düşündüm ve bıraktım. Basit şeyler yapıyorum, yalnızca yemek konusunda değil diğer konularda da rahatladım.

Ama işte dışardan baktığında mesela iş paylaşımımız var. Etrafımda birçok kadın da "söylediğinde yapıyorsa ona da şükür" modunda. Fakat ben 36 yaşında bir insana devamlı ne yapılması gerektiğini söylemeyi kabullenemiyorum. Erkekler böyledir diyip geçmeyi de öyle, acaba böyle midir yoksa böyle mi alıştırıldılar? Dm'den bu "zihinsel yük" ile ilgili güzel bi çizim gelmiş onu da paylaşayım: ekmekvegul.net
Mesela ben de kahvaltı sonrası çayımı içerken yalnızca çayımı içiyor olmayı isterdim. Çay içerken akşam yemeğinin malzemelerinden neler eksik, dışarı çıkıp ne almak lazım diye düşünmek yerine. O zaman sen de düşünme diyip geçilemiyor, saat akşam 7 olunca o malzemeler bir anda belirmeyecek çünkü. Eşim olsa akşam yemeği saatine kadar bir şey düşünmez, saat 7 olunca duruma ayıkır. Bu kafa rahatlığı acaba nasıl bir şey, biz de bayılmıyoruz bir şey yaparken başka şey düşünmeye. Düşünen olmayınca ev işleri aksadığından mecbur kalıyoruz. Yahu mesela yemeği ocağa ısıtmaya koymuşum bir iş çıkmış beş dk içeri geçmişim, eşim mutfakta sigara içiyor telefonda bir şeyler izliyor. Mutfağa giriyorum ki cazır cuzur ses geliyor yanacak yemek nerdeyse. Mutfakta ama onu fark etmiyor mesela, çünkü kendisine söylenmemiş. Hani bu kadar obvious bir şeyin söylenmesi de biraz insanın zekasına hakaret sayılmaz mı? Bu kadarının da yapısal olduğu bence biz kadınlara yutturulmuş bir yalan.

Eşimle konuştuk bu arada. Ettiği kötü söz ile ilgili, sigarayı bıraktığı için bazen anlamsız bir öfke yaşadığını söyledi, bunun mazeret sayılmadığını biliyorum dedi ve özür diledi. Doktor sperm analizini görünce sigarayı bırakmasını istemişti, çocuk sahibi olmayı çok istediği için hemen bıraktı (oversharing reis online).

Temizlik konusunda da, temizlik günleri yaşadığımız gereksiz gerginlikler için şunu dedi, "ben sana sinir olmuyorum, temizlik yapma eylemine sinirli oluyorum. Yani temizlik yaptığım için gergin oluyorum." Ama bunu yapmak zorunda olduğumuzu, benim de bayılarak yapmadığımı, bu gerginliği bana yansıtmasının saçma olduğunu anlattım dikkat edicem dedi bakalım ne olacak. Çocuk gelince sorumluluğumuzun daha fazla olacağını, şimdi böyleysek ileride daha çok sorun yaşayacağımızı, o yüzden çocuk düşüncesini ertelemek istediğimi söylediğimde üzüldü. Artık daha düzenli olalım ben de dikkat edicem dedi. Temizlik için birini ayarlamayı düşünüyorum, en azından yüzeysel şeyler kalsın bize. Durumlar şimdilik böyle.
0
🌸ustapasta
(15.03.24)
". Tatile giderken eşinin valizini hazırlayan kadınlar olduğunu öğrendiğimde şaşırmıştım,"

amacım laf söylemek değil ama böyle düşünüyorsanız aile olmanız zor.
çok bencilce bir düşünce bence.
siz ev arkadaşı olarak görüyorsunuz bence.
0
nuisance2
(15.03.24)
@nuisance2 herkesin “kendi” valizini hazırlaması nasıl bencilce oluyor anlamadım. Tam tersi senaryo olsaydı ne diyecektiniz? Eşim benim valizimi hazırlasın o zaman öyle aile olalım, o olmuyor ama dimi? Çocuklar bile 3-4 yaşından sonra ne giyeceğini kendi seçmek istiyorken bu durum bana komik gelmişti ama görüyorum ki burada bile varmış:D
0
🌸ustapasta
(15.03.24)
"Mesela annemlere gittiğimizde eşim tişörtle balkona çıktıysa annem hemen bana döner, "kızım çocuk üşüyecek montunu ver istersen". "Çocuk" üşürse içeri gelip montunu alabilir sanki, bu kadar verici olmamalıyız"

komiklikten ziyade mevzu şu aslında, adam(kadın) üşümüyor olabilir. ama eşi tarafından en azından kendisini düşündüğüne yönelik jesttir, iyi hissettirir. adam(kadın) evde açlıktan ölmez belki, ama dışardaki eşin onu da düşünerek belki yemek hazırlayıp
bırakması da aynı şekilde jesttir. adam(kadın) valiz hazırlamayacak kadar yorgun olabilir. eşin valizi hazırlaması jesttir. adam(kadın) ilaçlarını takip etmeyi unutabilir. eşin bunu bilip onun yerine hatırlaması hoştur. bu tip ufak gibi görünen davranışlarla zaten bir aile ortamı oluyor. nuisance +1 ev arkadaşlığı konusunda.
0
sarahkerrigan
(16.03.24)
Parantez içinde hep kadın da yazmışsınız ama, pratikte bu tür “jest”leri yapanların genelde erkek olmadığını hepimiz biliyoruz.

Daha bugün twitterda bir video gördüm, erkek işten eve kadından önce geliyor ve yemeği hazırlamış oluyor, kadın bunu videoya almış ve gayet mutlular. Yorumları görmeliydiniz, aşağılama ritüeli demişler, kadın erkeği s.kiyor demişler, bir adam bunu nasıl kabul eder demişler:D mesele beraber yenecek yemeği erkeğin hazırlamış olması.

Tam tersini düşünelim, kadın işten eve erkekten önce geliyorsa yemeği hazırlamaması söz konusu bile olabilir miydi? Sanmıyorum. Gerçek hayatta neyin ne olduğunu hepimiz biliyoruz. “Jest” yapan da, aman nolcak canım seviyorsa yapmalı, bunların hesabını yapıyorsa sevmiyordur denilen de kadın oluyor.

Konu benim konumdan çıktı şu an, şaşkınlıktan eşime şükrederek feminist manifesto yazıcam az kaldı:D
0
🌸ustapasta
(16.03.24)
okumaya bile dayanamıyorum bazı yorumları. sen bildiğin gibi devam et pasta bence...
0
suyin
(16.03.24)
(13)

Anneyle konuşmamak ve vicdan azabı çekmemek

Mirabel
6 aydır annemle görüşmüyorum. Sebebi yeğeniyle bir olup bana iftira atması sonucu yeğenine çıkışmam ve bana yeğeninden özür diletmesi. Hiç bu kadar gururum incinmemişti. Ertesi aylarda da yeğeninin üzerine tarla geçirdi gizlice. Annem babamı ve bizi hep kendi bekarlık ailesine hizmet için kullandı.
6 aydır annemle görüşmüyorum. Sebebi yeğeniyle bir olup bana iftira atması sonucu yeğenine çıkışmam ve bana yeğeninden özür diletmesi. Hiç bu kadar gururum incinmemişti. Ertesi aylarda da yeğeninin üzerine tarla geçirdi gizlice.
Annem babamı ve bizi hep kendi bekarlık ailesine hizmet için kullandı. Bize ne olursa olsun yeter ki onun ailesinin istekleri yerine gelsin. Yeğeni geliyor havalanından alınsın diye bana izin kullandırıyor da ona taksiye atla gel diyemiyor vb… Tabii ki bunları sorun etmiyorum ama bu olanların da arka bir planı var.

İlişkimi kestim annemle. Kardeşim ve babam da bir süre kesti bana yaptığından dolayı. Yeğen ve teyzeyi zaten çıkardık hayatımızdan. Şimdi geceleri uyanıp ağlıyormuş ben ona ne yaptım diye. Babam da haksızsın özür dilemen lazım diyormuş. Asla dilemem, o dilesin diyormuş. Yeğeninin adını duyunca sinir krizi geçiriyormuş. Onlara laf söyletmiyomuş. Ben de bu şartlarda asla barışmayacağım. Babam çok üzülüyor annen dayanamıyor diyor. Bana nasıl yeğeninden özür diletti, yeğenine de diletsin ve bana attıkları iftirayı kabul etsinler annemle barışırım diyorum. Yapmayacak diyor. Ben de geri adım atmıyorum çünkü bunları bir daha yaşamayacağımın garantisi yok. O iftirayı attıkları gün bana hayatımın en kötü gününü yaşattılar ve düştüğüm durumu zevk ala ala izlediler. Bunu unutamam.

Ayrıca ben onkoloji hastasıyım küçük yaşlarımda geçirdiğim onkoloji hastalığım var ve sürekli tedavi altındayım. Bir annenin çocuğuna bunları yaşatmaya hakkı yok. Bahsettiğim iftira konusunda da %100 ben haklıyım. Bir annenin yeğeniyle bir olup çocuğuna iftira atmasını kabul edemiyorum. Babam özür dilemeyecek diyor (annemin ve ailesinin hayatında özür dileme kavramı yoj), hiç bi şey olmamış gibi devam edin istiyor diyor. Yaptığıyla yüzleşmiyor. Abim sen haklısın o nedenle sen ne istersen o diyor. Çok duygusal bir insanım ama vicdanım sızlamıyor. Sizce ne yapmalıyım?
0
Mirabel
(06.03.24)
Anlattıklarınızdan siz 100% haklı görünüyorsunuz. Barışsanız da benzer şeylerle yine üzecektir muhtemelen. Zor bir durum.
0
crinix
(06.03.24)
İnsanın alt soyu hariç hiç kimseye sorumluluğu yok bence sal gitsin çokta önemli değil
0
alp9900
(06.03.24)
Bence küs kalma, barış. Özür dilemekse dile ve artık eskisi gibi hayatına müdahale edecek konuma girmesine izin verme bu kadar.
0
dedeminhirkasi
(06.03.24)
çok haklısın. ne yapman gerektiğine sen karar vermelisin.
0
benarrivo
(06.03.24)
hic ilgilenme, gidan yapacak bir sdy yok zaten o kadar uzuluyorsa gonlunu alabilir onunki drama. ustelik ozur dilese konusacakmissin ona ragmen yapmiyorsa kendi bilir. yuz versen ayni seyleri yapmaya devam edecek baban da kusura bakmasin artik yalanci iftiraci biriyle yaşamaya devam etmenin bedelini kendi odeyebilir. sen uzak dur
acil şifalar dilerim
0
ala09
(07.03.24)
engelle geç görüşme bi daha öyle anne mi olur. keşke benim annem de seninki gibi kötü bi şeyler yapsa da hastaneye götürmeyince alışverişini yapmayınca falan vicdanım sızlamasa. bir yükten kurtulmuşsunuz.

ameliyat falan olursa dümenden 2 kg mandalina alıp git 15 dk otur sonra yine topukkkk
0
gece abisi
(07.03.24)
şimdi barışırsan yarın yine bu tarz bir şey yapacak. seçimini yap ya görüşmeyip kendi psikolojini koruyacaksın ya da bir şey olmamış gibi devam edip tekrar tekrar üzüleceksin. çok önemli bir şey olursa hastalık falan ararsın ama onun dışında görüşmezdim ben olsam.
0
sanguine mcqaer
(07.03.24)
Bırak annen özür dilesin bence de. Kafanız bu şekilde rahatsa da takmayın derim.

Böyle saçma şey mi olur? Bir insan kendi öz kanından gelen çocuğunu nasıl bu kadar ezebilir? Rahatsızlığınız da varmış kafanıza bile takmayın. Keyfinizi bozduğunuza değmez bile.
0
drako
(07.03.24)
umursayinca yine ayni donguye girmeyecek misin, ozur vol.2 gibi olacak, kuzen yuz bulacak, sana hava atacak vs. vs.
belki yegen ve teyzeye yol yapmak icindir, sonra yine birsey olursa abinler arkanda durur mu? sen affettin falan olur.
bana sorarsan kalp isi bitmis, mantigin ne diyorsa, stressiz olacaksa onu yap.
baska tarlalar vardir, belki hedeflerinde.
0
Ley
(07.03.24)
ne yapacagin burada yaziyor zaten. 'Asla dilemem, o dilesin diyormuş. Yeğeninin adını duyunca sinir krizi geçiriyormuş. Onlara laf söyletmiyomuş.'
senin gonlunu almaya calisan yok bu yazdiklarinda.

benim dusuncem ailesi ile sorunlari olanlar ya kendinden vazgeciyor (kisiliginden veya sagligindan, uyusturucu vb.) ya da ailesinden vazgecip gidiyor. sen de kendi kisiligine gore olani sececeksin.
0
durgunfoton
(07.03.24)
Önceki duyurunuzu hatırlıyorum. Cevap yazmamışım bile ama nasıl içime oturduysa daha okurken mevzuyu hatırladım ve yine sinirlendim.
Görüşmeyin bu insanla.
Gerçekten samimi olsaydı iletişime geçer ve özür dilerdi diyorum ben de o koşulda bile görüşmezdim ama konu oraya gelirse iş size kalmış.
Mesele tarlayı başkasına vermesi falan da değil sadece orayı geçtim ama duygusal olarak sizi bu hale getirmesi çok yanlış.
0
mutekebbir
(07.03.24)
bence küs kal. kendi çocuğunun önüne yeğenini koyan kadından anne olamamıştır zaten.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(07.03.24)
anne babaya verilen değer çok abartılıyor bizim toplumumuzda. hakedene değer verilir, haketmeyeni hayatınızdan çıkarırsınız.
0
antihero
(08.03.24)
(6)

sinek ısırıkları, doktor

deartheodosia
yalnızca kolumda ve elimde 8 adet sivrisinek ısırığı var. tüm vücudumu yemişler ve yedikleri yerler acayip bir şekilde şişip kabarmış. daha önce hiç böyle şişiklikler yapmamıştı bende. uyuyamadım da rahatsızlık hissinden dolayı. sabah doktora gitsem mi, farklı bir şey değildir di mi bunlar?
yalnızca kolumda ve elimde 8 adet sivrisinek ısırığı var. tüm vücudumu yemişler ve yedikleri yerler acayip bir şekilde şişip kabarmış. daha önce hiç böyle şişiklikler yapmamıştı bende. uyuyamadım da rahatsızlık hissinden dolayı. sabah doktora gitsem mi, farklı bir şey değildir di mi bunlar?
0
deartheodosia
(17.09.22)
Eczaneden stilex veya sistral alıp sürün. Geçmezse doktora gidersiniz.
0
inheritance
(17.09.22)
Bende alerji var, 30 yaşımdan sonra çıktı ortaya. Yukarıda önerilen kremlere fenistil jel ekleyeyim ama ben zyrtex içmeden rahatlayamıyorum. Kullandığınız bir alerji ilacı varsa onu deneyin.
0
kobuzchu kiz
(17.09.22)
Alkol(kolonya,dezenfektan) halleder. Sivri değil yakarca da olabilir bu arada. Bu sene çoklar nedense.
0
snowman
(17.09.22)
bu aralar sivrisinek ısırıklarından dolayı hastaneye başvuran sayısı baya artmış diye duydum
0
sanguine mcqaer
(17.09.22)
Bruce
(17.09.22)
ben ilk kez böyle bir şey yaşıyorum, 1 tl büyüklüğünde kızarık şişlikler var tüm vücudumda. kolum dalgalı bir şekilde şu an şişliklerden dolayı.
@kobuzchu, ben de gece 2 zyrtec aldım ama ilk kez bana bir etkisi olmadı.
@inheritance, teşekkür ederim.

yanıtlar için teşekkürler.
0
🌸deartheodosia
(17.09.22)
(9)

sürekli değişen qr kod

michonne
merhaba, bana sürekli değişen bir qr cod lazım. amacımız şu, insanlar qr kodun fotoğrafını çekip işe gelmeden kullanmasınlar diye, belirli saatler arasında değişen qr kod gerekiyor, böyle bir şey mümkün müdür?
merhaba,

bana sürekli değişen bir qr cod lazım. amacımız şu, insanlar qr kodun fotoğrafını çekip işe gelmeden kullanmasınlar diye, belirli saatler arasında değişen qr kod gerekiyor, böyle bir şey mümkün müdür?
0
michonne
(19.08.22)
qr kod metin içerir, bu dediğiniz içeriğinin değişmesi demek, qr kodu ne amaçla kullandığınıza göre çözüm geliştirebilirsiniz, temelde kod ne işe yarıyor bilmiyorum ama belli saatler arası geçerli token üreterek yapabilirsiniz çalışmayı.
0
atom karincanin torunu
(19.08.22)
@atom karincanin torunu,

aslında qr kod içine koyacağımız link sabit kalacak. insanlar sürekli o linke girip bilgi dolduracak. ama qr kodun belirli aralıklara değişmesini istiyoruz. mümkün mü böyle bir şey merak ediyorum
0
🌸michonne
(19.08.22)
link sabit kalacaksa qr kodun değişmesi anlamsız olacaktır çünkü insanlar qr koda gerek kalmadan linke girebildiklerini farkederler ve yapmaya çalıştığınız şey işe yaramaz.
0
veritaslibertas
(19.08.22)
Bunun için en iyi yöntem parmak izi aslında ama yasal mı değildi o? Veya gelen kişiler belli insanlar değiller mi? Belliyse en mantıklısı özel bir kart veya parmak izi. Gerçi kartı da birine verebilir.

Qr code olayı için de bir tane android tablet koyun bence girişe. Yazılımcı arkadaşlar varsa bir api hazırlasınlar tarih ve saate göre her saat bir token üretilsin. Normalde gidilen linkin sonuna o token ı parametre olarak ekleyecekler ve qr okutulduğunda o şekilde sayfaya gidilecek. O tarih ve saatten üretilen algoritma ile o an sayfaya erişmeye çalışan kişinin token'ı eşleşirse sayfa açılsın. Yoksa açılmasın uyarı versin. Ama anlık olarak birisi fotoğrafını çekip uzaktaki birine yine gönderebilir. Bunun için belki bir uygulama yapıp konum bilgisi de almak gerekebilir. Hatta böyle bir şey yapılacaksa qr code u sürekli değiştirmeye gerek de kalmaz.

Değiştirerek ilerlemek istiyorsanız o token linki de her saat yeni karekod olarak ekrana basılsın. Ya da yarım saatte bir. Veya her dakika.. artık keyfinize kalmış. Link olduktan sonra qr generate etmek kolay.

Olur yani bir şekilde dediğiniz olay.
0
ananiyimioguz
(19.08.22)
qr kodunun referans verdigi linkin arkasina qr kod olusturulurken timestamp bilgisi eklerseniz bundan ureteceginiz qr kod her sefereinde degisecektir. ornegin www.xyz.com?time=1234556 gibi. bu sondaki time alani degistiginde ureteceginiz qr da degisecek ve o qr kullanarak referansa gidildiginde zaman bilgisi de gonderilmis olacak.
0
emrahday
(19.08.22)
timestamp yapıp açık gönderirseniz biraz meraklı ve eli yatkın olanlar çözebilir. şifreleme yapmanız gerekebilir.
0
inheritance
(19.08.22)
aynen @inheritance dedigi gibi kotuye kullanilabilecek bir durum olmamasi icin timestamp bir secret deger ile birlikte sifrelenip url icine eklenirse guvenli olur. yoksa ise gelmeden ayni qr evde de olusturulabilir, veya qr tarafindan referans verilen link evden de cagrilabilir.

bu veri sifrelense bile ise gelen biri o qr in fotografini cekip evdeki is arkadasina gonderdiginde ne olacak, bunun da dusunulmesi gerekir.
0
emrahday
(19.08.22)
soruna cevap degil ama belki nasil yapildigini arastirabilirsin.

hopi uygulamasinda qr kod dakika basi degisiyor. sonucta qr kodda musterinin ayni verisi var ama surekli degisiyor.
0
exlibris
(19.08.22)
Evet mumkun. Kahve dunyasinda bedava kampanyasi varken fotografini baskasina atip kullanilamasin diye surekli değişiyordu. Nasil yapilacagi ise teknik burda anlatmaya gerek yok yazilimcilariniz bilir diye dusunuyorum
0
sanguine mcqaer
(19.08.22)
(5)

Tatil satinalma sitesi?

Cherea
Tatil rezervasyonlarinizi hangi siteden yapıyorsunuz? Booking.com kapanınca agoda.com'dan yapıyordum tatile gidecekken ama agoda hakkinda rezalet yorumlar var. Biraz çekincem oluştu. Tavsiyeniz var mıdır?
Tatil rezervasyonlarinizi hangi siteden yapıyorsunuz? Booking.com kapanınca agoda.com'dan yapıyordum tatile gidecekken ama agoda hakkinda rezalet yorumlar var. Biraz çekincem oluştu. Tavsiyeniz var mıdır?
0
Cherea
(22.07.22)
Bazen rezervasyon iptalleri oluyor. Normalde kafami uzatamayacagim oteli gunlugu 1200 tl ye ayarladim. Bes yildiz hersey dahildi.

Site tavsiyesi yok ama 1 hafta ya da 3 gun sonrasina yer arayin. Kisaca buna ölücülük deniyor.
0
halk
(22.07.22)
ETS'den alıyorum hiç sorun yaşamadım, hatta değişim yaptım problem çıkmadı.
0
eja
(22.07.22)
olay tamamen bütçe ile alakalı ama gideceğiniz oteli iyi seçtiğiniz taktirde çok sorun yaşamazsınız.

firmaların tek yetkili, çift yetkili ya da dışardan alıp afişe etmek gibi satış kanalları var. bu da fiyatı etkiliyor.

x oteli için a oteli tek yetkilidir. haliyle en iyi fiyatı verir ama diğer çok popüler firmalar yüksek fiyata afişe etmek zorunda kalır.
özetle otelinizi seçtikten sonra firmaları araştırıp en uygun verenden alıp geçmek yeterli.

ets, tantur, setur, gezinomi memlekette en popüler firmalar.
0
tenyalar bagirsakta yasar bagirmasakta
(22.07.22)
Otelz.com’dan aldım, otele giriş yaptım oda berbat çıktı. Direkt otel..com u aradım para iadesi yaptılar anında odadan çıkış yaptım başka otel buldum geçtim. Booking’den sonra kesinlikle kullanacağım site arasında otelz.com var. Hem daha ucuz fiyat veriyor ets’ye göre hem para iadesi ile gönlümü kazandı…
0
Boris
(22.07.22)
ETS den aliyorum. Gittiğinde otelde de yardımcı oluyorlar sürekli.
0
sanguine mcqaer
(23.07.22)
(3)

ehliyet kurslarının gereksizliği

black mamba
neden zorunlu bunlar? birçok insan zaten sadece sınava giriyor ailesinden falan öğreniyor araba kullanmayı. kurstan öğrenen de temel düzeyde öğreniyor ve yine yakınlarından destek alıyor. asıl öğrenme kursta olmuyor yani. devlet sınav yapsın geçsin. boşuna kursları zengin ediyoruz.yurtdışında yaşaya
neden zorunlu bunlar? birçok insan zaten sadece sınava giriyor ailesinden falan öğreniyor araba kullanmayı. kurstan öğrenen de temel düzeyde öğreniyor ve yine yakınlarından destek alıyor. asıl öğrenme kursta olmuyor yani. devlet sınav yapsın geçsin. boşuna kursları zengin ediyoruz.

yurtdışında yaşayanlar yaşadığınız ülkede nasıl ehliyet alma durumu? kurs gibi şeyler zorunlu mu yoksa kullanmayı bilen direkt sınava girip alabiliyor mu?
0
black mamba
(24.09.20)
boşuna kursları zengin et diye varlar :D birileri ekmek yesin. piyasa dönsün
0
glamdr1ng
(24.09.20)
Sürücü kurslarında sadece araç kullanmak öğretilmiyor. Üstelik trafiğe çıkacak kişinin sadece arabayı sürmeyi bilmesi yeterli değil. Trafik kuralları, ilk yardım, araçla ilgili gerekli bilgiler trafiğe çıkmadan önce mutlaka öğrenilmeli. Türkiye'de bu kurslar çok gerekli hatta derslerin zorunlu devamlılık koşulu olması lazım.

Ülkede trafiğe çıkanların en az %80i ne düzgün araba kullanıyor, ne trafik kurallarını biliyor, ne kurallara uyuyor. Kurslar olmasa durum daha vahim halde olurdu.
0
GoodMorningTeacher
(24.09.20)
benim ailemde araba yok ehliyet kursundan başka yerde araba sürme şansım da yoktu. ne yapsaydım yani öğreten yok diye almasa mıydım :) ayrıca yakınlarımızın da pek fikri yok tecrübe ettiğim kadarıyla ehliyetini özellikle 2015 öncesi almış kişiler allaha emanet araba kullanıyor. direksiyon sınavına soksak bu ailesinden öğrenip 8 çizerek ehliyet alanları hepsi kalır :)
0
sanguine mcqaer
(24.09.20)
(2)

hepsiburada gelmeyen sipariş

soru
iki hafta önce bir sipariş verdim buradan, gelmedi. üye olmadan sipariş vermiştim, yine de siparişlerim diye bir yer görünüyor, oraya bakıyorum sipariş yok. ama telefonumda garanti'den gelen şifre onay mesajı var, ayrıca aldığımı da net hatırlıyorum. gmail'e bakıyorum ilgili ürünle ilgili mail bulam
iki hafta önce bir sipariş verdim buradan, gelmedi. üye olmadan sipariş vermiştim, yine de siparişlerim diye bir yer görünüyor, oraya bakıyorum sipariş yok. ama telefonumda garanti'den gelen şifre onay mesajı var, ayrıca aldığımı da net hatırlıyorum. gmail'e bakıyorum ilgili ürünle ilgili mail bulamıyorum. siparişiniz alındıyı net hatırlıyorum ama. sorun nerde şimdi? kargoda dicem de satıcı bilgilerine baktım kargo firması bilgisi yok ücretsiz kargo diyor sadece. satıcı profili güvenilir görünüyor, 453 yorumu var /98 olumlu. sorun nerededir bu durumda? satıcıya mesaj atacaktım sipariş verdim gelmedi diye, neyi göstereyim kanıt diye bulamadım. üyelik olmadan aldım ve siparişlerde görünmüyor dediğim gibi. ay neyse çok uzattım ne bu şimdi napiyim sizce
0
soru
(23.08.20)
Hepsiburadayı arayın.
0
fezagezgini_4
(23.08.20)
hepsiburadada üye olmadan diye bir şey yok ki gmail ile falan giriş yaptıysanız üye olmuş gibi bir şey oluyor neyse orada siparişlerimde görünmüyorsa vermemişsiniz. ama yine de müşteri hizmetlerini arayın tabi. garantide şifre onayı msjı var ama kart hareketlerinde var mı? belki düşmedi parası da.
0
sanguine mcqaer
(24.08.20)
(7)

Sigaraya tekrar başlar mıyım ?

paramolacak
Selamlar,geçen hafta pazartesi covid19 dan yatırdılar, dün taburcu ettiler evde 14 gün karantinadayım. Hastanedeydekn tabi attım tuttum bıraksam bıraksam sigarayı diye ama sımdı acayip canım istiyor. 1 haftadır hiç içmedim. 1 tane içsem mi acaba ne dersiniz ?
Selamlar,

geçen hafta pazartesi covid19 dan yatırdılar, dün taburcu ettiler evde 14 gün karantinadayım. Hastanedeydekn tabi attım tuttum bıraksam bıraksam sigarayı diye ama sımdı acayip canım istiyor. 1 haftadır hiç içmedim. 1 tane içsem mi acaba ne dersiniz ?
0
paramolacak
(21.07.20)
başlama hocam tabii ki
0
fezagezgini_4
(21.07.20)
Bu soruyu sorduğuna göre başlamayabilirsin. Bi kere aklından çıkardın mı tamamdır.
0
pass
(21.07.20)
1 tane 1 tane olarak kalmaz. sen de biliyorsun.
0
sanguine mcqaer
(21.07.20)
ic tabii ki.
0
ateistanbul
(21.07.20)
ateşle oynuyorsun ve başlarsan yanman yüksek ihtimal.
0
istanbul gecesi
(21.07.20)
4 ay oldu bırakalı zerre canım çekmiyor. yalnız söyliyim ilk başları en zoru, 2-3 hafta dayan sonrası cennet. say say bitmez artıları şimdi o klişelere girmeyeceğim. 16 sene aralıksız içmişim, kafama sıçayım.
0
inancsiz deve
(21.07.20)
İç tabi
0
conta
(22.07.20)
(5)

Doğum sonrası Anti TPO aşırı yüksek ne demek?

medre
5 ay önce doğum yaptım. Salgın yüzünden hiçbir tahlil yaptırma fırsatım olmadı. Dün ilk kez yaptırdığım kan tahlili sonucuna göre normalde 5 olması gereken Anti TPO değeri ben de 460.Doktoru pazartesi göreceğim de bu ne demek bilen var mı? Emzirdiğim için kaygılıyım.
5 ay önce doğum yaptım. Salgın yüzünden hiçbir tahlil yaptırma fırsatım olmadı. Dün ilk kez yaptırdığım kan tahlili sonucuna göre normalde 5 olması gereken Anti TPO değeri ben de 460.

Doktoru pazartesi göreceğim de bu ne demek bilen var mı? Emzirdiğim için kaygılıyım.
0
medre
(04.07.20)
@flexner wintersteiner onlar normal referans aralığında.

Anti tg de yüksek. 4 olması gereken değer 38 çıkmış.

Bi de b12 düşük. Horman değerlerimde bu 3'ü hariç hepsi normal referans aralığında.
0
🌸medre
(04.07.20)
anti tpo haşimato tiroidini tanılamak için kullanıyorlar. bende her seferinde 1300+ çıkar mesela. tiroid hormonu takviyesi alıyor muydun? tsh kaç tam değeri?
0
sanguine mcqaer
(04.07.20)
@sanguine hayatımda hiç tiroidle ilgili bir durumum olmadı, o anlamda bir hastalığım olmadı yani, hiç bildiğim bir konu değil.

Tsh 1.10.
Referans aralığı: 0.34 - 4.94
0
🌸medre
(04.07.20)
Hashimoto tiroidi. İlerledikçe Tsh t3 ve t4 değerleriniz de bozulur.
0
sta
(04.07.20)
tsh değerinin normal olması güzel bir şey. emzirmeyle ilgili bir sorun olacağını sanmıyorum. b12 düşüklüğü de tiroid sorunu olanlarda yaygındır. ama anti tpo tiroid sorunu yaşayacağının habercisi gibi. doktora gitmeyi ihmal etme mutlaka. tiroid sorunları hayatı çok fazla etkiliyor.
0
sanguine mcqaer
(04.07.20)
(15)

Gram hesabı yapan işletme

Arthur Dayne
Çekirdek aldım az önce, 1 kg istedim, tarttı ve 1016 gr geldi. Adam üşenmedi o fazla olan 16 gramı geri almaya çalıştı. Çok garibime gitti, hani pahalı birşey alıyorsunuzdur tamam eyvallah da çekirdek yahu. Siz söyler miydiniz kalsın o fazlalık parasını vereyim ne kadarsa diye, yoksa sessiz kalır ve
Çekirdek aldım az önce, 1 kg istedim, tarttı ve 1016 gr geldi. Adam üşenmedi o fazla olan 16 gramı geri almaya çalıştı. Çok garibime gitti, hani pahalı birşey alıyorsunuzdur tamam eyvallah da çekirdek yahu. Siz söyler miydiniz kalsın o fazlalık parasını vereyim ne kadarsa diye, yoksa sessiz kalır ve o işletmeyi birdaha tercih etmez misiniz? Ya da bunların dışında ne yapardınız?
0
Arthur Dayne
(01.07.20)
bazı esnaflar hak geçmesin isterler. açıkçası ben de hak geçmesin isterim bana göstere göstere 16 gr fazla koyduysa beni rahatsız eder. parasını ödediğim şeyi almak isterim.

çekirdek ya da safran olması benim için durumu değiştirmez.
0
ozdek
(01.07.20)
bu kadar kasmayın ya. 1000'de 16, yani yüzde 1,6.

çekirdek ne kadar bilmiyorum, hiç yemem ama kilosu 15 lira olsa 25 kuruşluk çekirdek. töbe töbeeee. 25 kuruş için adamın harcadığı enerjiye değmez. alanın da verenin de umursamaması lazım. ben olsam garibime giderdi ama ilk seferde öyle çok rahatsız etmezdi beni.

he belki şöyle düşünüyor olabilir: günde 10 kişiye 25 kuruşluk malı fazla verse, ayda 75 lira yapıyor. sen 100 lira de. 100 liralık malı bedavaya vermiş oluyor (gerçi sonuçta umursamayıp 3-5-15 gram fazla koyan yerler var ama). müşteriyi rahatsız edici bir durum olsa da böyle düşünüyor olabilir. böyle düşününce belki de adam haklı, bilemiyorum.
0
ahm1
(01.07.20)
işletmeciye bir şey demem.
tekrar orayı tercih edip etmemek konusunda tek başına yeterli bir veri değil bu.
0
biseysorcaktim
(01.07.20)
Muhtemelen daha önce 1.1 kg falan vermişlerdir müşteriye o da şikayet etmiştir. Onlar da söve söve fazlasını alıyordur artık.
0
bahoho
(01.07.20)
çok takılmamak lazım.

mesela konunun seninle hiç ilgisi de olmayabilir, adam obsesiftir, tam 1 kg yapmak istemiş olabilir.
0
aziz dostum jack
(01.07.20)
sizi düşündüğü için yapıyor olabilir. 16 gram fazla para almış olacak ve prensip sahibi insanlar için 5 kuruş ile 5 liranın farkı yoktur.
0
antikadimag
(01.07.20)
O degil bir karikatur vardi, aradim bulamadim esnaf soruyor 20 gr fazla oldu abi geri alayim mi? Adam yok, problem degil diyor. Icinden: ulan it boyle boyle diye diye batirdin beni bu fazla koymalarin yuzunden, fabrikatordum ben falan diyordu:) Esnaf dogrusunu yapmis, sizin mudahale etmeniz lazim, problem degil usta falan diye, yoksa musteri ne istediyse onu vermesi lazim
0
neverletyougodown
(01.07.20)
16gr 10 kişi gelse 160gr 100 kişi gelse 1600gr.
kilosu 20tl olsa 32tl.
0
duyurukullanıcısı
(01.07.20)
adam takıntılı olabilir, daha önce niye fazla verdin demiş olanlar olabilir. sonuçta siz zararlı çıkmıyorsunuz bu durumda. niye rahatsız olalım ki? mesela kasapta falan da 580 gr oldu verelim mi falan diye sorarlar. bu sormamış da almaya çalışmış değişik ama itici gelmedi bana.
0
sanguine mcqaer
(01.07.20)
böyle cins adamlar var. sadakası olmasın hiç. esnaflıkta adettir.azcık senden müşteriye gitsin . tabi bunlar unutuldu artık.
0
x571
(01.07.20)
ben bir süre mangal kömürü, piknik gereçleri vs. satan bir yerde çalışmıştım. sattığım şey mangal kömürü. sizin örneğinizdeki gibi 20gr fazla gelse onu ayarlamaya, denk getirmeye çalışıyordum. bunu yapmamdaki sebep ben mal sahibi değilim,çalışanım ve hak geçsin istemiyorum. evet dışarıdan üçün beşin hesabını yapmak gibi geliyor, hatta müşteriler altın mı tartıyorsun diye takılırlardı bana ama içim öyle rahat ediyor napayım.
0
birfincankahvedahaisteyenadam
(01.07.20)
buradaki yorumlar şaşırttı beni. adam resmen saçmalamış. esnaflık bu değil.
0
alicandan
(01.07.20)
geçen kronotrop a gittim ilk defa gram hesabı ile espresso yapılan yer gördüm.

fazla geldi çay kaşığı ile aldı az geldi koydu vs.
0
duyurukullanıcısı
(01.07.20)
ben ayni parayi odeyecekmissiniz gibi anladim ama yorumlarda bazi arkadaslar sanki son tutari odeyecekmissiniz gibi anlamis.

ben hic takmam bu olaya. zira cekirdek kolay ayarlanabilir bir sey, elma armut degil. tutari degisecekse ve onu odeyeceksem kalsin derim. ona ragmen bile duzeltmeye calisanlar oluyor.

musteriler cok takik olabiliyor boyle seylere. o yuzden ben kotu niyet oldugunu dusunmuyorum.
0
supergirl
(01.07.20)
Sana vereceği miktar icin degil de son kalan urunun eksik cikmasindan endişe ediyor olabilir. 5 kg malin 4,016 kg'ini sana verirse geriye kalan 1 kg tam 1000 gram gelmeyecek. Esnaf dediğin insanin isi ufak hesaplar yapmaktır. Isin içerisine din hak vs. de girerse bu hesabın yapılması çok normal. Kurumsal yerlerde daha çok dikkat edilir. Tchibo'dan 100 gr kahve istersen 99 gr veya 101 gr vermezler mesela.
0
pass
(02.07.20)
(2)

tramer kaydı sorgulama ?

ramazanali
Arabam 2 adet kazaya karıştı.2 kazada da benim aracımda herhangi bir boya ya da değişen söz konusu değil. Çok küçük kazalardı.Bunlar tramer da hasar kaydı olarak arabamın fiyatını düşürür mü ?
Arabam 2 adet kazaya karıştı.2 kazada da benim aracımda herhangi bir boya ya da değişen söz konusu değil. Çok küçük kazalardı.Bunlar tramer da hasar kaydı olarak arabamın fiyatını düşürür mü ?
0
ramazanali
(27.06.20)
fazla yüksek rakamlar değilse çok fiyat düşeceğini sanmam ama hasar kaydı olan arabadan uzak duranlar olacaktır yine de.
0
GreyFever
(27.06.20)
arabada hasar olmadıysa bedelsiz çıkıyor ve bu çok olumsuz bir etki yaratmıyor. miktar çıksa bile az bir şeyse yine sıkıntı olmaz.
0
sanguine mcqaer
(27.06.20)
(6)

türkiye'nin temel sorunu

duyurukullanıcısı
çoğu insanın erken yaşta evlenip 2-3 çocuk yapması olabilir mi?özellikle kadınlar kendilerini geliştirecek zaman bulamıyorlar diye düşünüyorum.yani 25'te evleneceğine 35'te evlensen en az 10 yıl hem kendine hem ülkeye maddi açıdan büyük pozitif katkıları olur insanların.risk alırlar, eğitime para ve
çoğu insanın erken yaşta evlenip 2-3 çocuk yapması olabilir mi?
özellikle kadınlar kendilerini geliştirecek zaman bulamıyorlar diye düşünüyorum.
yani 25'te evleneceğine 35'te evlensen en az 10 yıl hem kendine hem ülkeye maddi açıdan büyük pozitif katkıları olur insanların.

risk alırlar, eğitime para verirler vs vs.

olabilir mi sizce?
0
duyurukullanıcısı
(26.06.20)
35 yaşına gelip evlenmeyen bir kadına akademik başarısı ne olursa olsun 'evde kalmış' 'evlense rahatlayacak' gibi iğrenç yakıştırmalar yapılıyor bu toplumda. özellikle kadınlar demişsiniz de. kimse dur 35 ime kadar kendimi delice geliştireyim evlilik dursun diyemiyor. evet yüksek eğitimliler de dahil buna.

ayrıca çocuk doğurma gibi bir durum var ve 30 yaşından sonra sıkıntılar yaşanabiliyor. erkekler kendilerini ne kadar geliştiriyor mesela geç evlenenler bu durumda özellikle, o da tartışılır.

bence temel sorun olmasa da sorunlardan biri ayrıca evet.
0
sanguine mcqaer
(26.06.20)
@xportant
hiç düşündüğün gibi değil ben zaten üniversiteye gitmiş kesimden bahsetmiyorum, teknisyeni, aşçısı, dansçısı, terzisi, dondurma yapan esnafı vs. ben iyi okullarda okumuş mühendisim diyelim. aşçısı, dansçısı, terzisi, dondurma yapan esnafı kendini geliştirmesi lazım ki ben onlara makine, cihaz satabileyim. yoksa tr'de olduğu gibi mühendis hem ışık geliştirip hem dans etmeye kalkıyor.

@sanguine mcqaer
bence işte bunun özendirilmesi lazım. yani kimseye tabi yapma çocuk veya 30'a kadar çocuk yasak diyemezsin ama 35-36 yaşına kadar kendi mesleğinde uzmanlaşmış, kendi ekonomik durumunu sağlamlaştırmış sonra çocuğuna da uygun ekonomik ve sosyal zemini oluşturmuş insanların hikayelerini gösterebilirler.
dizi film vs vs.

bence gelişmekte olan ülkelerde erken yaşta evlilik, çocuk vs büyük sıkıntı.
aşılması gereken bir türkiye gerçeği var orada hemfikiriz zaten.
0
🌸duyurukullanıcısı
(26.06.20)
bence temel sorun yargi. Cezalar caydirici degil. Tecavuz mu var, bas 20-30 yili, mafyacilik, adam oldurme mi var bas 30-40 yili, curusun icerde, iyi halmis, sartli salivermeymis yok hic bir sey. Yolsuzluk mu yapmis, rusvet mi almis, cok malina, adami da at iceri birak curusun icerde bir daha yapabiliyor mu bakalim. Adam kirmizida mi geciyor, basacaksin 10000 lira cezayi gak guk etme yok. Yiyosa bir daha gecsin, parasi varsa gecsin tabi, enayi parasi sonucta. Sehir merkezinde kameralardan adami tespit ettin, yere cop mi atmis, zorunlu hizmet 2 ay ver supurgeyi belediye gorevlisi olarak calistir. Calismak istemiyorsa odesin 10000 lira cezayi. Boyle boyle kanunlari, medeniyeti ogreteceksin. Polis sucluyu yakaliyor ertesi gun aramiza karisiyor suclular. Hasbel kader iceri tiksalar periyodik aflarla cikiyorlar. Temel sorun bu. cezalar ceza degil.
0
neverletyougodown
(26.06.20)
tolkien hayranı'na katılıyorum, bu başka sorunların sonucu olabilir ancak.

bence türkiye'nin en büyük sorunu vizyonsuzluk net.
0
knight of cydonia
(26.06.20)
Eğitim almış insanların hali ortada değil mi? Okuyunca da eşeklik azalmıyor.

İlkokul mezunu bile olmayan, okuma yazması olmayan çok düzgün kadınlar var. Kendisi okuyamadığından çocukları okusun diye ellerinden geleni yapıyorlar. Kimisinin hayata bakış açıları üniversite mezunu, kariyer sahibi kadınlara göre çok daha geniş.

Toplumumuzdaki sorun eğitim değil. İnsanların tamamı üniversite mezunu olsa hiçbir şey değişmez. Televizyonlara çıkıp konuşan üniversite mezunlarını görmüyor musunuz? Ya da üniversitelerde derslere giren hocaların halini?
0
GoodMorningTeacher
(26.06.20)
okumuş insanların halini görmüyor musunuz, temel sorun eğitim değil demek enteresan bir bakış açısı gerçekten. okumuş dediğiniz insanlar doğru düzgün eğitilmemişler demek ki, bunu anlamak zor olmasa gerek. ha keza herkes üniversite mezunu olsa bir şey değişmez de benzer. ülkemizde doğru düzgün kaç üniversite var ki üniversite mezunu olmak bir işe yarasın. eğitim sistemi baştan aşağı bozuk olduğu için o sistemden çıkan insanların da genelde düzgün yetişmesi mümkün olmuyor haliyle.
0
del piero10
(26.06.20)
(24)

Çevrenizde evli ve mutlu çiftler var mı?

GoodMorningTeacher
Son yıllarda çevremde çok fazla boşanan, sürekli kavga eden, birbirinden şikayet eden çift var. Bu çiftlerin yaşları 27-35 arasında. Kimisinin evliliği daha beş seneyi dahi doldurmamış. Ama aralarındaki iletişim korkunç bir hale gelmiş. Eğitim ve kariyer açısından ülke geneline göre çok iyi seviyede
Son yıllarda çevremde çok fazla boşanan, sürekli kavga eden, birbirinden şikayet eden çift var. Bu çiftlerin yaşları 27-35 arasında. Kimisinin evliliği daha beş seneyi dahi doldurmamış. Ama aralarındaki iletişim korkunç bir hale gelmiş. Eğitim ve kariyer açısından ülke geneline göre çok iyi seviyedeler. Çoğunun arasında kültür farkı da yok. Hele çocukları henüz 4 yaşına bile gelmemiş çiftlerin kavgaları daha korkunç oluyor.

Artık evli ve mutlu çift sayısı bir elin parmaklarını geçmiyor gibi. Bu insanlar kavga etmek, boşanmak için evlenmiyor ama bu hale gelmeleri dramatik değil mi? Çok üzücü.
0
GoodMorningTeacher
(25.06.20)
Çevrenkelier belki farklıdır ama ben bunu "6,ay içinde tanışıp evlenmeye" bağlıyorum.

6 ay tabi lafın gelişi. Bir insanı tanımak için hem yıllar geçmesi gerekiyor hem de birçok durumu birlikte yaşamış olmak gerekiyor.

Ama çoğu kişi, kısa bir sevgililik döneminden sonra evleniyor. Çünkü sanıyorlar evlilikte sevgililik gibi neşeli bir oyun. Her günleri öyle geçecek sanıyorlar. Sonra da gerçekle çat çat yüzlerine vurmaya başlayınca her iki taraf da afallıyor, çirkibleşebiliyor vsvs.
0
sorularimicinfeykhesap
(25.06.20)
ben hic gormedim acikcasi.

bir hizla evlenip mutsuz oluyorlar. bosanan cok var. 22-30 yas arasi cok.
0
baldan kaymak
(25.06.20)
Evli insani tanimasam bile genel ifadesinden anliyorum artik. Mutsuz, bezgin bi ifade.
0
msb
(25.06.20)
çevremde mutlu olan var.
genç olan, söylediğiniz yaş aralığında bir tane.
ileri yaşlarda daha fazla çift var mutlu olan.

mutsuz olanların durumu dramatik değil, çünkü zaten beklenen bir şey bu.
perşembenin gelişi çarşambadan belli oluyor genelde.
sorun evlilikte değil, insanların yaklaşımında.
0
blatta hiberna
(26.06.20)
Yok. Bir tane bile yok. 30 yıllık evlisinde de aynı bıkkınlık 5 senelik evli olanda da.
0
black holes in the sky
(26.06.20)
30 yaş altı evet mutsuz ve paylaşım cok az
Ama 30/35 civarı evliler daha iyi ya da stabil gibi.
0
chemnil
(26.06.20)
Hiç yok. Seks hayatları berbat.
0
kickboxer
(26.06.20)
Benim çevremde de durum kötü. Mutlu evlilikler az. Herkes hemen tanışıp evlenme derdinde. Bir yarış var da bizim haberimiz yok galiba. En çok üzüldüğüm de arada kalan çocuklar. Daha kendileri büyümemiş insanlar biran önce çocuk sahibi olma peşinde. Çok yazık.
0
kostüm çok güzel prenses misiniz
(26.06.20)
Ben bu konuda şanslı azinliktanim galiba; arkadaşlarım, ailem içinde evliliğini güzel bir şekilde idare eden çok insan var. İç dünyalarını %100 bilemiyorum tabii, her evlilikte olduğu gibi ufak tefek sorunları oluyordur ama birbirleriyle iletişimi olan, mutlu çiftler genelde yakinimdakiler. Bunu empati yeteneğine bağlıyorum ben. Empati, sevgi ve saygı bir ilişkide ne kadar fazlaysa o ilişki o kadar güzel şekilde ilerliyor. Çocuk konusunda da mesela; hiç çocuk düşünmeyen ve korkan ben bu çiftler sayesinde yavaş yavaş daha sıcak bakmaya başladım.

Ha hiç mi boşanan yok? 2 dayım birer yıl arayla boşandı; biri 30 yıllık evliydi, diğerı 4 yıllık. Ama sırf bu ikisine bakarak tüm çevremde evlilikler çok sorunlu diyemem.
0
fraise
(26.06.20)
Evlilik bir mutlu olma aracı değil ki zaten ? De facto olarak evliliği neden mutlulukla bir yazarlar anlamam.

Evlilik bir insanla aynı evi paylaşmanın maddi ve manevi olarak ibraz edilmesinden öte bir şey değil.
0
Avoiding The Puddle
(26.06.20)
en son evli bir arkadaşa sorduğumda %60 pişmanım demişti. %40 mutluluk da çocuk içinmiş.
0
tabudeviren
(26.06.20)
Benim çevremde mutsuz olan az ama çevremdeki evli erkeklerin yarıya yakını abaza. Kalan yarısının da bir kısmı aşırı görgüsüz. Hanımlarını tanımıyorum bu adamları nasıl çekiyorlar bilmiyorum belki onlarda öyledir. Çoğunluğu evliliklerinden memnun. Gelip evlenme diye kafa utuleyene boşan o zaman diyorum ağlamaya başlıyor.
0
Topalordek
(26.06.20)
bir hızla evlenip mutsuz olanlar konusunda herkes yazmış zaten ve fakat üniversitenin ilk yıllarından itibaren beraber olup, yedi sene sonunda evlenip bir sene sonra boşanan da var. zor işler.
0
ismim ibrahim
(26.06.20)
Ben varım.

Çünkü eşim en iyi arkadaşım, tek arkadaşım. Klişe bir tabir biliyorum ama ben zaten çok bir çevresi olmayan bir insanken, bir de başka bir şehre çalışmaya geldim. E tanıdık da kimse yok. Birbirimizden başka arkadaşımız da yok.

Bunu bozacak, huzur kaçıracak tek şey olarak çocuk yapmayı görüyoruz. O yüzden mesela çocuk yapmaya mesafeliyiz. Çünkü bahsettiğiniz gibi "evli ve mutsuz çiftler" genelde çocuklu çiftler oluyor. Çocuktan sonra bir yerde mecburi katlanmaya dönüyor olay.
0
akatreil
(26.06.20)
Valla ben memleketten çok uzak bir yerde yaşıyorum. Antalya'da çevremde bir sürü mutsuz çift var. Her gün kavga gürültü, tartışma. Antalya'da genel olarak herkes mutsuz gibi geldi bana
Fakat; yaşadığım yerde birçok mutlu çift var. Havasından mı suyundan mı bilemedim.
0
komando kani var bende
(26.06.20)
Bunlardan biri de benim. İki evlilik yaptım, biri 4 biri 3 yıl sürdü. Sanırım insanlar içinde büyüdüğü aile ortamını bekliyor, bulamayınca da hüsranla sonuçlanıyor. Bulmak da pek mümkün değil, jenarasyon farklı. Erkeklerde kabahat çoktur ama kadınların hiçbir şeye tahammülü yok. Maddi zorluk da buna dahil, kocalarının depresyona girmiş olmalarını bile ben bu dünyaya mutsuz olmaya gelmedim diye karşılayabiliyorlar. Entelektüel düzeyler hemen hemen aynı da olsa ev içinde farklılıklar batabiliyor bir süre sonra. Kadınlar ev işlerinde erkeklerin kendileri kadar becerikli olmalarını beklerken, erkekler ev işlerinin karı koca arasına girmesinden şikayetçi. Eşleri geçtim, aileler bile tahammülsüz, boşanırlar biter kafasındalar. Karı koca ikisinin de çalıştığı durumlarda yorgunluktan cinsel istek daha da azalıyor, ve bu mesafeleri arttırıyor. Bir taraf sürekli ilgi ve pohpohlanma beklerken diğer taraf yorulduğunda artık beni sevmiyorsunlar başlıyor. Tahammülsüzüz, en büyük problem bu. Ailenin kutsallığı da kalmamış üstelik. Biterse bitsine dönüyor iş. Bir şekilde olmuyor yani.
0
antihero
(26.06.20)
32 yaşındayım. izmir. Cevremde henüz mutlu bir evliliğe rastlamadım. Kendi annem babam/abimin evlilikleri ve arkadas cevrem dahil. Evliliğe olan yaklaşımım nihayete erdi sanırım. Evlenmeyeceğim.
0
tmm
(26.06.20)
ben bugüne kadar bir tane mutlu evlilik gördüm. bir gamer çiftti onlar da kafaları müthiş aynı çalışıyordu. başka da görmedim. geri kalanların hepsi sorunlu, hepsi problemli. tam olarak antihero'nun anlattıklarıyla dolu evlilikler.

evlenmeyin, gerek yok. saçma sapan bir kurum.
0
avianthem
(26.06.20)
Ben de çok kısa sürede tanışıp evlenen çiftlerde bunu görüyorum ya hemen boşanıyorlar yada ailelerinden eşinden felan mutsuzlugunu cok kolay dile getirebiliyorlar, ben ve eşim 3 yıldır evliyiz, üniversiteden beri beraberiz total 8 yıl, gayet arkadaş sevgili her şeyiz. Evlenince farklı bir insanlar karşılaşmadım, ve hiç konuşmasak bile gayet ne dediğimizi anlıyoruz. Bu işler sabır işi biraz da. Evlenmeden önce sevgiliyle mutlaka 2-3 tartışma yaşıcak kadar birlikte olunmalı. Tüm ortamlara girilmeli ve iki bireyde olgun olmalı çünkü bu iş sevgililinten öte biraz daha. Tartışma konusu ise şu şekilde ilk tartışmada cok muhim değil hemen biri alttan alır geçer ama 2-3 tartışmada artık insanın gerçek yüzünü görüyorsun o şekilde kabullenirsin veya etmezsin
0
esinikaybetmiscorap.
(26.06.20)
Var. Abim ve 3 kuzenim evli. Hepsi mutlu. Abimin 2 çocuğu var, bir kuzenin 1 tane çocuk. Hepsi mutlu, herkes mutlu.
0
put it in your appropriate place
(26.06.20)
Biz varız :)

Daha önce benzer konulara da yazmıştım. 15 senedir evliyiz , 1 gün bile eve ayaklarımız geri geri gitmedik , seve seve koşa koşa gittik hep. Huzur,güç bulduğumuz tek yer birbirimizin yanı oldu. Evlilik genel anlamda güzel bir şey mi ? Çevremde gördüklerimden çıkan sonuç asla değil. Bizim evliliğimiz güzel :)
0
synax
(26.06.20)
evde kardeşinizle nasıl tartışıyorsanız eşinizle de tartışıyosunuz arada. ama sıklığı ve şiddeti önemli. azcık tartışma çokça mutluluk var bizde.
0
xrated
(26.06.20)
benim 5-6 kişilik arkadaş grubumda herkes mutlu. ben nişanlıyım ne olacağını kestiremiyorum. evlilik çok zor bir şey. tahammülsüz, uzlaşmayı bilmeyen insanlar evlenirse ister çok sevsinler ister 10 sene çıkmış olsunlar o evlilikler yürümüyor. birçoğumuz da tahammülsüzüz aslında. kendimizi bu yönde geliştirirsek karşımızda da böyle olmayan biri olursa yürümemesi için ekstrem bir şey olmadıkça bir sebep yok bence. sevgi saygı onları saymaya gerek yok zaten.

sadece 1 çift bizde bir garip onları unutmuşum. 6 ay sonra uzak evlilik (atama memuriyet meselesi) olmasına rağmen boşanmaya falan kalktılar ki evlendikten sonra 1 kez görüştüler zaten. sorunları da şuydu: bunlar evlenmeden hiç bir ciddi konuyu konuşmamışlar. Resmen hayat görüşleri bile ayrı. Görünen köy olayı var mesela bunlarda da.
0
sanguine mcqaer
(26.06.20)
Kesinlikle sevgilimle 6 ay aynı evde yaşarım. Eğer hala herşey iyiyse ozmn evlenirim.

Şöyle diyim, gören herkesin hayran ötesi hayran olduğu, ben sormadan çevremin kendiliğinden sevgilin çok kaliteli çok düzgün çok harika biri deme gereği duyduğu über yakışıklı eski sevgilimden ayrıldım mesela. Hem de bitiren bendim. Aynı evde yaşamasam bilemezdim ama. Aşırı bencildi misal, aşırı tembeldi. Aşırı rahatına düşkündü. Hani herkes rahatına düşkündür hatta ben rahatıma düşkünlüğüm ile mehşur biriyim, ama sıkıya gelmem gerekiyorsa alasını yaparım. Ama o 7/24 rahatına düşkündü misal. Hatta son zaman, ya bundan çocuğum olursa ayvayı yedim diyecek bir duruma geldim. Ama dışarda gör ütüsüz kot bile giymez, gerekirse dışarı çıkmaz ama çıkacaksa jilet gibidir. Bir bakmışsın bütün haftasonu evde mahoş mahoş gezinen, sana kahrını çektiren adam kalkmış dışarı çıkacağı için ütüsünü yapıyor, şoka girersin. Harikadır yani dışarıdan. Bazen ben bile unutup diyorum, nasıl bıraktın mis gibi çocuğu diye, tabi bu düşünce 2sn sürüyor, sonra asıl olan karakteri aklıma geliyor of iyi ki bıraktın aferin kızım diyorum. Ev diyip geçmeyin öyle çok şey oluyor ki evde.

Kısacası yaşamadan bilinmiyor. Önce tadına varacaksın. Birkaç aşama kaydedilecek evde, sonra zamanla herkes artık kendi olduğunda hala herşey iyiyse tamam, hatta öylesini bulursan kaçırmayacaksın.

Eskiden insanlar seyahat edermiş ama artık tanıma yolu değil, seyahatler uzun süreli yol yapma serüvenleri.

Aynı evde yaşayacaksın. Budur.

Soruna cevap değil biliyorum ama böyle. Öyle 3 gün bende 4 gün kendi evinde de değil. G.t g.te yaşayacaksın arkadaşım aylarca aynı evli gibi. Ondan sonra o kişi ile evlenmeyi gözün yiyorsa, kesiyorsa canın istiyorsa evleneceksin.

Soruna kısa bir cevap verirsem çoğu ilişki dürüst değil çünkü. Konuaşamadıkları, ay bundan alınır mı diyecekleri insanlarla evleniyorlar. Sonra buraya gelip soru soruyorlar eşim bunu yaptı konuşsam mı ama nasıl diyeceğim alınır o öyle bu böyle olur. Eşimle bir konuyu konuşarak çözmek mümkün değil, konuşarak çözemiyoruz biz.... Ee napacaklar. İki seks yap halının altına süpür sorun gerçekten patlak verene kdr...

Ya da mesleği için evlen, evi arabası için evlen, güzelliği için evlen ee sonra??? Güzelliği ile sahip olduğu kibir, onun için harcadığı zaman ve para, bencilliği belki takındığı yapay davranışlar sana uyacak mı? Yada bütün haftasonu pes oynaması. Aslında onun boş hayatının içinde mutlu olmadığını fark ettiğinde ne olacak?

İnsanın değeri olacak değeri, değerleri.. Sonra benzer değerlere sahip biri ile olacak. Sevmeyi bilecek. Dürüst olacak. Sonra evleniyor mı çocuk mu yapıyor me bok yapıyorsa yapsın. Değer derken ah o egeli ben de egeliyim, aynı kafadayız değer yargılarımız aynı vs vs bundan bahsetmiyorum. Misal senin için film izlemek bir değerdir, öbürü için sürekli film izlemek anlamsızdır, belgesel izlemek ya da sıkıcı diye tabir edilen sanat filmleri izlemek bir değerdir. Misal senin için sağlıklı beslenmek bir değerdir, onun için bulduğu her dönerciye girmek. Yani aslında küçük değerlerin büyük puzzle ı oluşturduğu bir şeydir ilişki.

Ama biz hala ben onu değiştiririm kafası ile evlenelim, konuşamadığımız konuları içimize atalım, aman ne güzel ilişkim var şimdi kavga etmeyelim bundan diye gerçek fikirlerimizi söylemeyelim. Ama bu böyle gitmez ki, patlar işte bir yerde..

Dramatik mi bilmiyorum ama bir tiyatro oyununda sahneler ilerledikçe ortaya serilen çözümlenmeler gibi.
0
mobydick
(26.06.20)
(11)

Zor Durumlar 2: Tıbbi Personel Otopark Üstünlüğü?

Corc
SelamlarHastalık başlar başlamaz 10 martta kaçtığım tatil kasabasında pek covid vakası yok.Olsa da fark etmez gerçi anlatacağım hikayede.Markete gittim, marketin önünde 20-30 araçlık açık otopark var.2 araba arası bi yer gördüm, geri yanaşmak için öne manevra yaptımO sırada adam direk kafadan giriyo
Selamlar

Hastalık başlar başlamaz 10 martta kaçtığım tatil kasabasında pek covid vakası yok.
Olsa da fark etmez gerçi anlatacağım hikayede.

Markete gittim, marketin önünde 20-30 araçlık açık otopark var.
2 araba arası bi yer gördüm, geri yanaşmak için öne manevra yaptım
O sırada adam direk kafadan giriyordu park yerine.
Dıt kornaya bastım, ben giriyorum işareti yaptım
Ki görmemesi imkansız!

O da girmedi, geri geri girdim ben.
Arabadan inerken, cam açtı bu.
bana -ben doktorum- dedi.
ben de -eee- dedim

-tü size yazıklar olsun, yazıklar olsun- diyip gazlayıp gitti.

Adam ne bekliyordu?
Benim ne yapmam gerekiyordu?

Tıp dünyamızın kahraman neferi, emeklerin karşılığı al sana migros park yeri???
Sana layık değil ama, lütfen çizgiler arasında kal
0
Corc
(24.06.20)
bunlar tipik ucuncu dunya ulkesi sikintilari, cok kafaya takmamak lazim.
0
cooperr
(24.06.20)
Komik ya. O kadar okumus ama ego ve kompleks aynen kalmis :)
0
sanguine mcqaer
(24.06.20)
Cidden şaka gibi
0
chemnil
(24.06.20)
Doktor egosu ile karşılaşmış durumdasın. Sıkıntı yok yüzde doksanı böyle. Üstün insan olarak görüyorlar kendilerini.
0
prodeq
(24.06.20)
böyle durumlarda fantastik cevaplar vermek gerekebiliyor.

+ben doktorum.
- ben de itfaiyeci???
0
hem şişko hem deli
(24.06.20)
Ne yapacakmış, meyve reyonunda muz mu ameliyat edecekmiş ?
0
kimlanbu
(24.06.20)
Bunlar böyle hocam daha dur bak neler göreceğiz, metrobüs sıralarında, banka kuyruklarında, böyle park yerlerinde falan hiç susmaya gerek yok, böyle tiplere hemşişkohemdeli nin dediği gibi yaklaşmak lazım, bende Bilim Kurulu Üyesiyim falan dicen, senden benden terslenince ''ulan yemiyor sokakta '' diyip kesçek o davranışını.
0
paramolacak
(24.06.20)
fıkra gibi. keşke videoya falan çekebilseydin.
0
scudman1
(24.06.20)
ya adam aslında medeni ülkelerde haklı.
geçen hafta 20 kişilik posta sırasında iken adamın biri geldi doktor/sağlık çalışanı kartını gösterdi ve hepimizin önüne geçti.

ondan sonra da keyfinden bu mektup niye gelmiş bu niye gelmemiş diye muhabbet etti çünkü 20 kişi önümdeyken önüme geçmiş adam sıra bana geldiğinde hala meşgul ediyordu. (2 kişi çalıştığını anlamışsınızdır). ağzımı açıp bir laf edemedim.

aynı şekilde marketlerde vs de öncelikleri var ama daha ona denk gelmedim. ülke ingiltere.

bizim ülkemizde ise öncelikleri var şeklinde bir açıklama vs hatırlamıyorum. dolayısıyla güzel davranmışsınız. özellikle eee kısmına bayıldım.
0
ozdek
(24.06.20)
eee kısmı süper olmuş. ağzınıza sağlık.

çocukluktan beri pompalanan içi boş kendine güven yüzünden böyleler işte. Halbuki çoğu boş insan. İngilizce dahi bilmezler.
0
catch the arrow
(24.06.20)
açılın ben doktorumu yanlış anlamış
0
ya ben lan neyse
(24.06.20)
(13)

Tek taş alınca bahşiş verilir mi?

hazarcan
Merhaba. Geçtiğimiz hafta kurumsal bir firmanın avmdeki mağazasından evlilik teklifinde kullanmak amacıyla yüzük almaya gittim. Yüzüğü aldım ancak parmak boyu özel yapılacağı için sipariş verildi. Bugün geldi diye arandım mağazadan. Sonra WhatsApp tan mesaj attılar, sizinle ilgilenip siparişinizi al
Merhaba. Geçtiğimiz hafta kurumsal bir firmanın avmdeki mağazasından evlilik teklifinde kullanmak amacıyla yüzük almaya gittim. Yüzüğü aldım ancak parmak boyu özel yapılacağı için sipariş verildi. Bugün geldi diye arandım mağazadan. Sonra WhatsApp tan mesaj attılar, sizinle ilgilenip siparişinizi alan arkadaş yıllık izinde ama gelmesini isterseniz gelecek diye. Ben de bilmediğimden gerek yok teslimatta sorun olmayacaksa dedim. Şimdi de o arkadaş size teslim etmek istiyor geleceğiniz zamanı haber verebilirsiniz o da gelecek dediler.

Soru başlıkta aslında sizce bahşiş için falan mı yapıyorlar bunu? Yoksa başka bir nedeni mi var? Kurumsal bir marka sonuçta orada çalışanlara da bahşiş vermek mantıklı mı?
0
hazarcan
(23.06.20)
Yahu ne alaka yillik izinde ama gelecek? bu seni ilgilendirmiyor.gelmesin, baskasi ilgilensin. bana cok tuhaf gorundu. vermemelisin bence veriliyorsa da vermen icin baski sayilir ne munasebet
0
ala09
(23.06.20)
Verme yahu zaten bi dünya para vermişsindir tektaşa. sal gitsin.

belki satış&ilgilenme üzerinden prim alıyodur ondan kasmıştır.
0
lcha
(23.06.20)
ilk defa duydum ve saçmalık!!! kuryelere bile kargoyu getirdiği için bahşiş veriyorlar yada şubeden 20-30 gönderiniz varsa bahşiş veriyormuşsunuz.. maaş bitti bahşişe döndü ortalık.. bu nedir yaa?!!
0
Mügüs
(23.06.20)
Ne kadar saçma bir sey hic böyle bir şey duymamistim. Ben olsam hic bir sey vermem boyle tuhaf bi davranis da eklenince
0
sanguine mcqaer
(23.06.20)
sacmalik, sizi saf gormusler sanirim, vermeyin, zaten prim aliyorlar
0
müptezel dostoyevski
(23.06.20)
Hayır tabii ki!
0
halitkin
(23.06.20)
Hocam kulübe hoş geldiniz. İlk saplama girişimine maruz kalmışsınız. Bu noktadan sonra evlilikle uzaktan yakından ilişkili en ufak şeyde canım ülkemin canım esnafları (kurumsal falan yalan o işler çoğu yerde) saplama festivaline başlayacaklar. Hangisi tutturursa artık. Evlenip balayına falan gidip en son dönüp eve girip kapıyı kapatıncaya kadar bu saplama festivali devam edecek. İlk başta aman evleniyorum heyecanı ile gaza gelmeyin, kurtulabildiğiniz en ufak noktada kurtulmanın yoluna bakın bu festival ölücülerinden. Çünkü bazı anlar gelecek saplanmadan kaçamayacağınız durumlar olacak, neyse gelenek buymuş diyip her türlü saplanacak. Siz minimal tutmaya çalışın yoksa bir evlilik masrafı da bu saplama ölücülerine gömersiniz. Olabildiğince imkanlar dahilinde yaptığınız alışverişleri evleniyoruz adı ile yapmayın.

İmza: Saplama festivalinde çok saplanmış yumuşak yüzlü 2 yıllık evli bir dost
0
ManikD
(23.06.20)
Hayırlı olsun. Allah tamamına erdirsin.
Hangi markadan hangi özelliklerde yüzüğü kaç liraya aldınız acaba?
Atasay 0,63 karat d rengi yüzüğe pazarlıkla 8000 tl dedi bana.
0
etna
(23.06.20)
Bahsis icin yapiyorlar, iyi niyetli degiller.
Sakin ola vermeyin
0
gunes123
(23.06.20)
Firma adı vermemenizdeki sebep nedir?

Mücevherat ve altın işinde olanlar müşteri ilişkileri konusunda eğimtilidir ve çok iyi kazanırlar. Portfolyolarına dikkat ederler. Bence potansiyel müşteri olduğunuz için iyi muamele ediyor olma ihtimali yüksek.

Acı gerçekse gia gibi dünyaca ünlü kuruluşlar tarafindan sertifikalı değil de, kendi kuruluşları tarafından sertifikalanmış ürün aldıysanız muadillerine oranla daha çok para ödemişsinizdir.
0
baal
(23.06.20)
@baal Blue diamonddan aldım üstad. Açıkçası çok araştırma yapmadım daha önce kız arkadaşımla denedigimiz ve elinde en güzel durdugunu düşündüğümüz bütçeme de uygun olan yüzüğü aldım. Umarım dediğiniz gibidir. Ama ben yine de soru işaretiyle gideceğim. Aşırı pahalı yüzük oldugunu dusunmedigim için de gia sertifikasidir vs hiç bakmadım ilk kez duyuyorum hatta. Sanırım kaziklanmaya daha cook alışmam gerek. Teknik detaylardan ziyade içime sinmesine öncelik vermiştim.
0
🌸hazarcan
(23.06.20)
Ben olsam vermezdim
0
serbest gezen koala
(24.06.20)
Ha gerçi şey olabilir, prim alıyorlar ya, sizi o bağladı ise satışınız o kişinin adına yapılacaktır ve adam haliyle primi kaçırmak istememiştir. Olay bahşiş olmayabilir. Malum bu devirde prim alabilmek epey zor.
0
serbest gezen koala
(24.06.20)
(5)

Diyabet habercisi mi bu durum

solo
Merhabalar,Son zamanlarda yoğun bir iş temposu ile çalışıyorum bir yandan da hiperaktif bir oğlumuz var o da bir hayli yoruyor bizi ama benim asıl sorunum özellikle kahvaltı ve yemeklerden sonra bildiğiniz bayılıyorum, bakın bayılıyorum derken gerçekten bir anda uzanıp uykuya dalıyorum bu dakika sür
Merhabalar,

Son zamanlarda yoğun bir iş temposu ile çalışıyorum bir yandan da hiperaktif bir oğlumuz var o da bir hayli yoruyor bizi ama benim asıl sorunum özellikle kahvaltı ve yemeklerden sonra bildiğiniz bayılıyorum, bakın bayılıyorum derken gerçekten bir anda uzanıp uykuya dalıyorum bu dakika sürmüyor ve en az yarım saat kendime gelemiyorum eğer o anda uyumazsam sersem gibi oluyorum bütün sistemim çöküyor.

Sabah uyanıyorum kahvaltıya oturuyorum kahvaltıdan 5-10 dakika sonra hoop tekrar uzanıyorum ve uyku haline geçiyorum.

Biraz araştırınca bu durumun diyabet hastalığının habercisi olduğu yönünde bilgilere ulaştım. Bu konuda hangi bölüme başvurmalıyım hangi doktor ilgileniyor bu durumla acaba?
0
solo
(15.06.20)
Olabilir. Dahiliyeye gidip tahlil yaptirirsaniz anlasilir. Ac gitmelisiniz tahlile.
0
sanguine mcqaer
(15.06.20)
Endokrinoloji yoksa dahiliye. İdrar ve ağız kokunuz takip edin aseton gibi keskin bir koku geliyor mu ? Şiddetli ağız kuruluğu veya çok su içme ihtiyacı hissi var mı takip edin doktora gidiş sürecinde.
0
synax
(15.06.20)
Yanlış biliyor olabilirim ancak endokrinoloji ve ramatoloji gibi üst alanlara kafanıza göre gidemiyorsunuz. Dahileyeden sonraki adım olduğu için önce dahiliyeye gidiyorsunuz o sizi ihtiyaç dahilindeyse yönlendiriyor.

Ayrıca çoğu devlet hastanesinde endokrinoloji doktoru da olmuyor. Zaten piyasada kaç tane var ki!
0
tessera
(15.06.20)
@tessera ; Yılların şeker hastası olarak bizde öyle biliyorduk , dahiliyede kanı ver , insülin yazdır devam et.

Öyle değilmiş endokrine gittim (özelde çok tavsiye edilen bir doktora) bütün tahlilleri aldı , insülini tek seferde kesti başka bir ilaca başlattı dozajı düşürdü ve taa taaaam yine şeker hastasıyım ama artık düzenli bir şekerim var ani iniş çıkış kalmadı , deli gibi tatlı krizleri bitti.

Endokrinoloji iyidir ,candır.
0
synax
(15.06.20)
Ozeldeyse direkt endokrine gidilebiliyor ama devlette once dahiliyeye gitmek gerekiyor @synax
0
sanguine mcqaer
(15.06.20)
(7)

Asosyalliği sevmek

sacrilegious
Ya düşünüyorum. Birkaç sene öncesine kadar çok sosyaldim her ortamda iyi vakit geçirirdim. Sonra ne oldu bilmiyorum, bi zaman sonra içe dönük yaşamaya başladım ve artık arkadaşlarımla görüştüğümde çok sıkılıyordum. Hatta görüşmemek için çağırıldığım her etkinliğe bir bahane buluyordum. Ne bileyim ço
Ya düşünüyorum. Birkaç sene öncesine kadar çok sosyaldim her ortamda iyi vakit geçirirdim. Sonra ne oldu bilmiyorum, bi zaman sonra içe dönük yaşamaya başladım ve artık arkadaşlarımla görüştüğümde çok sıkılıyordum. Hatta görüşmemek için çağırıldığım her etkinliğe bir bahane buluyordum. Ne bileyim çok gereksiz geliyordu ya. Yani kafam kaldırmıyor mu denir nasıl anlatılır bilmiyorum. Sıkılıyorum. Hep yüzeysel muhabbetler. bi beklentim de yok kimseden aslında...

Mesela böyle lisedeyken ya da üniversitenin ilk yıllarında falan dünyanın en güzel şeyiydi sosyalleşmek. Aptalca şeylere saatlerce gülerdik falan. Şimdi görüşmek konusunda insanlara bahane bulmaktan usandığım için telefonu kapatıyorum. Ne oldu da bu noktaya geldim anlayamıyorum.

Ya mesela sevgilim var. Her dönem birileri oldu. Ama onun dışında kim olursa olsun çağırıldığım ortamda 10. Dakikasında “pff ya burda ne işim var” oluyorum. İnsanları beğenmemek değil derdim. Kendimle olmaya o kadar alıştım ki diğer tüm ilişkiler sabun köpüğü gibi geliyor. İnsanlar özellikle aile bireyleri bu durumu bir hastalık gibi görüyor, üzülüyorum. Bahsettiğim asosyallik iletişim kuramamak değil. Anlamışsınızdır. Yani işim gereği kurmam gereken ilişkilerimde vs hiçbi sorun yok. Sadece boş zamanlarımda başkalarıyla vakit geçirmektense hiçbir şey yapmamayı bile daha cazip bulmak.

Doğumgünlerinde ne işim var mesela? Ya da neden birilerinin arkadaş gruplarıyla tanıştırılıyorum? ya da örneğin içlerinden ikisini tanıyorum ama 5-6 kişi gidilen kahvaltıya çağrılıyorum. Yine 5-6 kişi tatile gidelim diyen var ya. Eski ev arkadaşım hala arıyor, bulunduğu şehre davet ediyor falan. Ya insanlarla görüşmek, tanışmak istemediğim için artık kendimi kötü hissediyorum.

Sizce bu bir sorun mu?
0
sacrilegious
(15.06.20)
Yaş 28,5;k bu arada. Yaşlandık mı yoksa?
0
🌸sacrilegious
(15.06.20)
Yaslanmak demeyelim de olgunlasmak diyelim biz bu ise. Yani yas aldikca insan biraz daha kendi icine cekiliyor. Isten cikinca kosa kosa eve gidiyorum, hafta sonlari yapilan planlar ruhumu daraltiyor mesela.

Fakat bunca eve, kendi icine kapanmak da saglikli degil yine de. Sorun aslinda disarida kalitesiz vakit gecirmek, senin dönüsümüne cevrenin ayak uyduramayisi veya ayni seviyede insanlarla karsilasamamak. Belki biraz daha kafa dengi, iyi vakit gecirebileceginiz insanlar olsa etrafinizda, arada sirada vakit gecirmek isteyeceksinizdir diye düsünüyorum.

Tabii bunlar hep kendimden yola cikmalarim, tamamen farkli bir motivasyonunuz da olabilir.
0
bosver nicki
(15.06.20)
Depresyon olabilir. Depresyon illa “cok kotuyuuum” diye ortaya cikan bir sey degil.
Ha tabi ki daha secici olabilirsiniz yasla beraber ama ben burda secicilikten ziyade direkt anti sosyallik gordum.
Bir psikiyatra gidin derim, en azindan hastalik mi yoksa gercekten tercih mi, bunu ogrenip o yonde adim atarsiniz ya da atmazsiniz.
0
kuehles blondes
(15.06.20)
Depresyon demeye gelmistim. Eskiden zevk alinin seylerden artik hic almamak belirtisi olabilir. Ama kisi is ilişkilerini filan normal devam ettirebilir örtülü ya da maskeli depresyon deniyordu sanirim.
0
sanguine mcqaer
(15.06.20)
"Ama onun dışında kim olursa olsun çağırıldığım ortamda 10. Dakikasında “pff ya burda ne işim var” oluyorum. İnsanları beğenmemek değil derdim. Kendimle olmaya o kadar alıştım ki diğer tüm ilişkiler sabun köpüğü gibi geliyor."

bu tanım hobimi yapmıyorsam %100 bana da uyuyor ve psikolojik bir durumdan ziyade -bence- olgunlaşmayla, hayattan istenilecek şeylerin kişisel olarak belirlenmesi ve bunun hayat tarzı içinde oturtulmasıyla alaklı. Ama çevredeki insanlar bunu bir hastalık ya da zaaf gibi görüyorlar.

Kendi çevremde gözlemlediğim şey ise, bunu ilginç olarak yorumlayanların tamamı kendilerini zorlayarak dışarıda vakit geçiriyorlar (her cumartesi dışarıya çıkar iki bira içip canlı müzik dinlerim gibi..) ve çevrelerine kendilerini pazarlar gibi orada olduklarını belirtme ya da davet etme gibi huylar da ediniyorlar.

Ben aile de dahil olmak üzere, eşim dışında kimseyi umursamadığım için bu farkındalığın hiç sıkıntısını çekmiyorum hatta huzurunu hissediyorum.

son olarak bu bence asosyallik değil, sosyal doygunluk.
0
foolrules
(15.06.20)
Bu arada herkes bir depresyon deme kafasında da; eskiden zevk alınan herşeyden hayat boyu zevk alınmalı mı?

Yani eskiden meyveli dondurma severdim ancak bir kaç yıldır sütlü ya da kakaolu dondurma dışında tercih etmiyorum. bu da mı depresyon?

Asosyal olan kişilerin doğru düzgün bir ilişkisini geçtim iki üç tane bile arkadaşı olmaz, inanlarla ya da çevresiyle iletişimden kaçınır. Söz konusu durum böyle bir durum değilki..
0
foolrules
(15.06.20)
İçe dönük karakter yapısına evirilmiş olabilirsiniz. Bilimsel adını yazıyım; Introvert. Genel olarak extrovert yapınız varmış. Artık bir şekilde Introvert dönüşmüş olabilir bence.

Asosyallik farklı bir şey.

@boşver nicki +1
0
put it in your appropriate place
(15.06.20)
(20)

Düğüne gidilir mi? - Akıl danışmaca

kostüm çok güzel prenses misiniz
Yakın bir arkadaşımın ağustosta düğünü olacak Kütahya'da. Ankara'dan birkaç kişi gitmeyi planlıyoruz ama çekincelerimiz var malum corona belası yüzünden. Birincisi şehirler arası otobüse binmek zorundayız. Özel araç var ama acemi şoförleriz. İkinci olarak orada 2 gün kalacak olmamız da düşündürüyor
Yakın bir arkadaşımın ağustosta düğünü olacak Kütahya'da. Ankara'dan birkaç kişi gitmeyi planlıyoruz ama çekincelerimiz var malum corona belası yüzünden.

Birincisi şehirler arası otobüse binmek zorundayız. Özel araç var ama acemi şoförleriz.
İkinci olarak orada 2 gün kalacak olmamız da düşündürüyor bizi, kim kime dumduma olur şimdi ortalık.
Üçüncü olarak, düğün dönüşü sınava giricez. Herhangi bir hastalık vs.durumunda sınavı da tehlikeye atmış oluyoruz.

Gitmek çok istiyorduk önceden elbise falan da aldık ama şimdi düğün dernek için uygun ortam yok diye düşünüyoruz. Düğüne katılmayıp hediyesini göndermek en mantıklısı bizce şu ortam için. Sonra ev görmesine gideriz, gerekirse kendi aramızda kutlama da yaparız diye düşündük arkadaşlarla.

Bu durumu biraz çıtlattık ama arkadaşımız baya bozuldu. Tamam onu da anlayabiliyorum ama bizim de kendimizce sebeplerimiz var. Yanlış mi düşünüyoruz ahali, ne dersiniz? Ne yapmalı?

Teşekkür ederimm

Mutlu son: Arkadaşım bizi zor durumda bırakmak istemediğini, haklı olduğumuzu söyledi. Gergin bir zamanına geldi büyük ihtimal. Tatlıya bağladık:)
0
kostüm çok güzel prenses misiniz
(11.06.20)
Asla Gidilmez . Önce
Hediyesini gönderir sonra da uygun bir zamanda ziyaret edersiniz.
Hatır samimiyet gibi şeyler tedbire engel olmamalı.
0
Erva
(11.06.20)
cahillik
0
ayseee
(11.06.20)
gitmem
0
anais
(11.06.20)
Gitmeyin.
0
minik pattis
(11.06.20)
Tabii ki hayır.
0
ahm1
(11.06.20)
3 kişi x şehire 2 gün tatile gideceğiz olsaydı bu soru gidilir derdim. düğün olunca işler değişiyor. o kadar kişi arasında risk artıyor. zaten düğün havasında geçmeyecek.

bekara karı boşamak kolay ama düğün yapana da anlam veremiyorum. vaka sayıları artış eğiliminde. sabit kalması bile kötü. günlük 900 vakadan ayda 25-30 bin yeni vaka oluyor. hiç az değil.

hele arkadaşınız bozulduysa hiç düşünmeden gitmeyin. ben olsam "haklısınız canınız sağ olsun" derdim. bu ortamda düğün yapmazdım gerçi o ayrı.
0
fezagezgini
(11.06.20)
Gidilmemesine bozuluyorsa bence de ortada cahillik var.
Bu zamanda düğün yapmaktan başlıyor zaten. Hadi ona kültürel baskı diyelim, yapmak zorunda kalmıştır.
Ama gidilmez.
Tik atmazsanız da önemli değil.
0
pro9it9is9
(11.06.20)
arkadaşların cevaplarından sonra yazmaya korktum ama biz de gideceğiz ne yazık ki, o tarihteki salgının durumunu da göz önünde bulundurduktan sonra.

sizin plan biraz abartı olmuş yalnız, biz arabayla düğün günü gidip gecesinde döneceğiz. 15 yıllık arkadaşımız, napalım, o da istemiyordu ama baskılara dayanamamış.
0
bruges
(11.06.20)
Ankara Kütahya yakın. Gözü karartıp araba ile gidin. Kimseye yük olmayın otelde kalın. Gidilebilir bu şartlarda.
0
elorelia
(11.06.20)
Ben düğünümu erteledim sahsen pazar gunuydu. Bizim başımız kel sanki. Hala dugun yapiyorlar. Iptal etselermis ben olsam gitmem.
0
sanguine mcqaer
(11.06.20)
Ben de düğün iptal edenlerdenim, kesinlikle gitmeyi düşünmüyorum, bu dönemde düğün yapanın da cahil ve sorumsuz olduğunu düşünüyorum.
0
roket adam
(11.06.20)
Gitmesen de binlerce insan gidecek ve sen vicdanınla başbaşa kalacaksın bir ömür.
0
bir demet ben
(11.06.20)
Ya kuzenim Ekim'de yapacak ben ona bile yapma ikinci dalga başlar diye dedim ama bir kere kafaya koymuş yapacak salon vs tutuldu. Ha diyelim ki ikinci dalga oldu ben takarım eldiveni mi takarım maskemi bir köşede otururum. Yapmasaydı bana mı sordu.

Bu durumda düğün yapan bencillik ediyorsa ben de kendimi ve sınava birliktegireceğim diğer insanların vicdani sorumluluğunu da alıp gitmeme hakkımı kullanıyorum.

Bozulan darılan gücenen kendi bilir. Böyle bir konuda alınganlık yapma cüretini gösteren gözümde net bencildir.
0
Kediyi üzdün
(11.06.20)
ya arkadaş madem öyle yaparsın kıytırık bi çiçek gönderirsin, bi kart yazarsın gelemediğimiz için üzgünüz diye, karşı taraf da bakar altın maltın yok, yalar avcuunu oturur.

bak bu 2. dalga varya belki 100e katlayacak, belki amerikayı geçeceğiz.

geçen adanada bi asker düğününde 58 kişiye korona bulaşmış. asker düğünü dediğin şeyde bi halay çeker, iki hoplar zıplar dağılır gidersin. buradan düşün sen olayı.

yeni normale alışmak lazım ama o böyle düğüne gidelim edelim diyerek olmaz.

düğünü geç, cenazem olsa kimseyi çağırmam, gerek yok insanları riske atmaya.
0
hem şişko hem deli
(11.06.20)
Yakınlık var yakınlık var o ilişkinize göre değişir.Benim kendi fikrim ben giderdim eğer dostum yakın arkadaşımsa çünkü siz bir arkadaş grubusunuz anladığım kadarıyla bu önemli.İkinci bir nokta ben aşırı riskli bir ortam olduğunu düşünmüyorum abartılıyor herkesle orada samimi ve yakın temasta olmak zorunda değilsiniz varlığınızı belli etmeniz yeterli.
0
shredd
(11.06.20)
Millet niye bu kadar abartmış düğün mevzusunu anlamadım? Hala dışarı çıkmayan, işe gitmeyen, alışveriş yapmayan birbiriyle görüşmeyen ne kadar insan kaldı ki? İstanbul da toplu taşıma ile işe gitmek mi riskli yoksa arkadaşınızla öpüşmeden tebrikleşeceğiiniz uzakta ayrı bir masada oturacağınız düğün mü? Markette herkesten uzakta durmaya çalışırken ensenizin dibine girip bunun fiyatı ne diyen mi tehlikeli dğğün mü? Amerika da Avrupa da her yer floyd protestoları ile kaynıyor. Dip dibe insanlar. Buna rağmen virüse etkisi yüzde 1 bile değil. Bağışıklık sisteminize problem yoksa veya döndüğünüzde yaşlı bir birey ile temasınız olmayacaksa bence gidilir.
0
trgydl
(11.06.20)
Gidecekseniz de otobüsle gitmeyin. Acemi şoförüz demişsiniz de şehir içinde acemice kullanabilen şehirler arası daha rahat gidebilir zaten. Çok uzun bi yol da değil.
0
antihero
(11.06.20)
Gidin bence cünkü sonrası ciddi piişmanlık
0
chemnil
(12.06.20)
arabaya atlayın direkt dugun mekanına gidin biraz durun donun
0
kitap arasında kalmış silgi tozu
(12.06.20)
Akraba düğünü dahil katılmayı düşünmüyorum
0
oligomer
(12.06.20)
(8)

araç içi telefon tutucuların hangisi en sağlamı

mr.goodcat
bir çok model var. mıknatıslı ve klima ızgarasına takılan. cama vakumlanıp da yandan sıkıştırmalı vs. vs. kullanıp da memnun kaldığınız hangi tür oldu? iki güneş görünce pörsümeyecek ve kasislerde falan telefonu bırakmayacak bişey lazım.
bir çok model var. mıknatıslı ve klima ızgarasına takılan. cama vakumlanıp da yandan sıkıştırmalı vs. vs.

kullanıp da memnun kaldığınız hangi tür oldu? iki güneş görünce pörsümeyecek ve kasislerde falan telefonu bırakmayacak bişey lazım.
0
mr.goodcat
(08.06.20)
Şunu aldım, memnunum: m.trendyol.com

Ama sürekli camda bırakmıyorum, sadece navigasyon kullanacağım zaman cama yapıştırıyorum. Sürekli camda durursa yavşar mı bilmiyorum.

Çok sonra editliyorum ki aramaya inanıp görürseniz almayın: sıcaktan herhalde, camdan düşüyor.
0
pati
(08.06.20)
Ben 2 senedir Spigen'in manyetiğini kullanıyorum bi sorun yaşamadım: www.spigen.com.tr
0
angelus
(08.06.20)
mıknatıslıdan çok memnunum. kasis için karşılık olan metali biraz büyütmek lazım ama kablosuz şarj ile çakışmayacak şekilde ayarlamak sıkıntı olabiliyor. ben yerini ezberledim 9/10 koyduğum yerde duruyor.
0
ozdek
(08.06.20)
Spigen in manyetiginden şaşma, daha guclusunu görmedim.
0
vampir akrep
(08.06.20)
spigen
0
mikahakkinen
(08.06.20)
angelus un attığından kullanıyorum. acayip güçlü bir şey.
0
sanguine mcqaer
(09.06.20)
2012'den beri nite ize steelie kullanıyorum. Izgaraya değil de konsola yapıştırılıyor. Arabamın ızgaraları çok dandik o yüzden takmaya cesaret edemedim oraya.

Uzun yıllar kullanacak bir şey arıyorsan önerimdir. Ama kaba yani.
0
denizgonen
(09.06.20)
Spigen +1
0
cursor
(09.06.20)
(12)

İnsülin mi direnç gösteriyor?

Karmaşıklık
Sabah: Kupa bardak sade kahve, yarım litre su Öğlen: Yarım porsiyon çorba, yarım porsiyon ev yemeği, yarım porsiyon pilav vb. ve salata. Yarım litre su.Akşam: Tam porsiyon akşam yemeği, salata. 3 litre su.Spor: Her akşam 45-60 dk yüksek tempo yürüyüş. Yürüme bandı 6-6.5 arası. Yedi sekiz defa yavaşl
Sabah: Kupa bardak sade kahve, yarım litre su

Öğlen: Yarım porsiyon çorba, yarım porsiyon ev yemeği, yarım porsiyon pilav vb. ve salata. Yarım litre su.

Akşam: Tam porsiyon akşam yemeği, salata. 3 litre su.

Spor: Her akşam 45-60 dk yüksek tempo yürüyüş. Yürüme bandı 6-6.5 arası. Yedi sekiz defa yavaşlayıp yeniden hızlanıyorum.

Şeker, ekmek, ekstra tuz kesinlikle yok. Sıfır.

Tüm bunların yanında bütün gün kölelik. En az 8 saat ayakta, bilfiil hareket halindeyim. Telefon doğru göstermiyordur da en az 13.000 adım atmış oluyorum eve geldiğimde.

Bugün gelen yorum: Sen de kilo aldın, şaka gibi.
Çıldırmak üzereyim.

Akşam tam porsiyonu da yarıma çekmeyi hatta bir gün yulaf ezmesi, bir gün yarım porsiyon ev yemeği yemeyi planlıyorum.

Başka önerisi olan var mıdır?
0
Karmaşıklık
(08.06.20)
Yazmayı unutmuşum, her sabah 6:30'da kalkıyorum.
Öğle yemeğini 14'de yiyorum.
Akşam yemeği 18-19 arası.
0
🌸Karmaşıklık
(08.06.20)
boyunuz kaç? kilonuz kaç?
bunu yapmaya başladığınızdan beri kilo verdiniz mi? kaç kiloydunuz?

en önemlisi yaş kaç?
0
ozdek
(08.06.20)
Moralim bozulmasın diye kilo yazmak istemiyorum . . . . .

28, 2.5 kilo verdim.
0
🌸Karmaşıklık
(08.06.20)
kilonuz fazlaysa, 2,5 kg farkedilmeyebilir. klasik bi diyet programı sizinki. trend oluşturmak adına günlük olarak tartılın(aynı şartlarda) ve not alın. belinizi, kalçanızı ölçün bunları da haftalık olarak takip edin. çok kafa yorulacak mevzu yok kilo vermekte. veremiyorsanız fazla kalori alıyorsunuz ya da tam harcadığınızı alıyorsunuzdur. ölçüler düşmüyorsa kalori azaltın.
ek olarak totalde kalori miktarı değişmedikçe neyi ne zaman tükettiğimiz çok önemli değil ama. if yapıyor gibisiniz, öğlen tam porsiyon akşam yarım porsiyon olarak iki öğünü değiştirirdim ben. bir de suyu gün içinde daha eşit dağıtırdım.
*insüline cevap vermemişim; çocukluğunuzdan beridir yüksek kilo probleminiz yoksa muhtemelen insülin direnciniz yoktur, yani akşamdan diğer gün akşama sadece yarım porsiyonlarla zaten zorlanmadan devam ediyorsanız yine direnç konusunda sıkıntınız yoktur diyebilirz.

istikrar-sabır-takip. bi süre kim ne demiş bunları takmadan devam edin. sonuçlar gelecektir.
0
Barbell
(08.06.20)
insülin direnci olan biriyim. zayıfım da. ama bu şekilde kalmak için inanılmaz çaba gösteriyorum beslenmesi sporu. ayrıca hipotiroidim de var. sizdeki sorun bu da olabilir. öncelikle dahiliyeye gidip hormon kan değerlerinize baktırmanızı öneririm.

eğer sorun insülin direnci ise kırılana kadar pilav bile yememeniz gerekiyor(yarım porsiyon bile). ki beyaz pirinç glisemik indeksi ennn yüksek şeylerden biridir. glisemik indeks diyeti diye araştırın. bir süre uygulayın. ben hiç dışına çıkmamıştım ve uzun süredir üzerimde yapışıp kalan fazlalığı vermiştim. maalesef bu tarz bi rahatsızlık varsa spor yapmnaız neredeyse hiç fayda etmiyor(bizzat yaşandı). sadece belki daha fazla kilo almamanızı sağlar.
0
sanguine mcqaer
(09.06.20)
düzenli olarak ciddi kilolar alıp veren birisi olarak tavsiyem: kimseye diyet, spor yaptığınızı söylemeyin.

bir de çok enteresandır ki tartıda kilo aldığımda insanlar bana hep kilovermişsin derlerdi. aynen böyle zayıflamaya başladığımda da kilo almışsın derlerdi. bu hep böyle galiba.

daha çok kilo vermek için kendinizi aç bırakıp metabozlimanızı bozmayın.
0
baskabirsekildeolabilirdi
(09.06.20)
İnsanların dediğine ne bakıyorsunuz. Tartı ne diyor o önemli
0
fezagezgini
(09.06.20)
Hocam karbonhidrat aliyorsun. Karbonhidrat vucutta seker etkisi yapiyor. Bence sen ketojenik diyetle bir tanis istersen. Eger ingilizce biliyorsan lowcarbdownunder diye youtube'da arat yok bilmiyorsan keto kafasi diye turklerin yaptigi bisi var.
0
tezek
(09.06.20)
Öğle yemeğine çok geç yiyorsunuz sabahleyin de birşey yemiyorsunuz. bu yaptığınız intermitten fastinge benziyor. Ben nir müddet intermitteng fasting beslenmiş olan biri olarak, açıkçası 50 kiloydum hayatımın ilk defa o döneminde kilo aldım. uzun süre aç kalmak evet belki vücuda bir sürü yararı olan bir şey ama bir yandan da metabolizma hızınızı inanmaz yavaşlatıyor ve vücudunuzun yediği şeyleri direk depolamasını sağlıyor. Vücut açlığa bir tepki olarak öyle davranıyor. o yüzden ben size sabahleyin uyanır uyanmaz kahve ve sudan hemen 15-20 dakika sonra hurma ya da ne bileyim başka herhangi bir şey yemenizi tavsiye ederim, kuruyemiş vs olabilir. kesinlikle metabolizmanızı güne erken başlatmanızı öneririm, daha sonra öğle yemeğini de çok geç olmadan 12 gibi yemeğinizi önereceğim, Akşam yemeğini de 7'de bitirmiş olmanızı öneririm. Bu şekilde aynı porsiyonları yediğiniz takdirde farkı göreceksiniz.
0
mobydick
(09.06.20)
Ve bir de en hafif öğün akşam olursa öğle ve akşam yemeğinin porsiyonlarını değiştirirseniz daha güzel olur.
0
mobydick
(09.06.20)
Diyetiniz gayet mantıklı gibi görünüyor. Benzer bir diyetle Ekim-Mart arası 12 kilo (87'den 75'e) vermiştim ki sizin kadar hareket etmiyordum (yani düzenli spor hiç yapmıyordum, gün içinde ortalama 8000 adım kadar yürüme) ve hani şeker falan tüketmemeye dikkat etmekle beraber arada ufak kaçamaklar da yapıyodum. Gerçi ben kolay kilo alıp veren biriyim biraz, şu an bile iki gün dikkat etsem 1 kilo veriyorum, iki gün ağır yesem 1 kilo alıyorum. Karantina döneminde iyice saldığım için biraz geri aldım maalesef.

Neyse, ben if tarzı diyetleri savunuyorum. Arkadaşlar laf etmişler ama ben tıp bilgimle if'in mantığını kendime uygun görüyorum. Temel olarak şöyle işliyor, 10 saatlik açlık boyunca vücut depolanmış glikojenleri yakıyor, 10 saatten sonra artık depoladığı yağları yakmaya başlıyor. Bu yüzden 10 saat üstü (tercihen 14-16 saat) açlıkta yağ yakımı oluyor fizyolojik olarak. Bizim de yakmak istediğimiz yağ zaten. Yani asıl amaç kilo vermek değil yağ yakmak olmalı. Tartıdaki değişimden ziyade yaktığınız yağ önemli.

Yedikleriniz gözüme çok görünmedi ama tabi ki şu anki kilonuz/cinsiyetiniz/yaşınız gibi değişkenlere de bağlı. Ki karbonhidratı olabildiğince az tutup protein ve sağlıklı yağlara yönelmiş gibisin, bu da oldukça mantıklı ve sağlıklı.

Ben kalori sayma konusunda şüpheleri olan bir insanım. Yani atıyorum 500 kalori ama sırf şeker olan bir öğün, 700 kalori ama içinde protein ve sağlıklı yağ olan bir öğünden çok daha zararlı bana kalırsa. Günlük besini de kaloriyi de çok abartmadan tabi ki ama genel olarak besinlerin türüne dikkat ederek sürdürmek mantıklı geliyor.

Yani bilmiyorum ama "Kilo vermek çok basit, yaktığın kalori aldığından fazla olursa kilo verirsin" önermesi bence tek başına doğru değil. Çünkü istediğimiz şey yağ yakmak ve bunun için aldığımız karbonhidratı azaltmak lazım. Ayrıca sırf kalori sayarak vücudu stres altına sokup iyice depo yapmasını istemeyiz.

Tabi ki diyetisyen önerileri daha mantıklı olabilir ama tıp fakültesinden öğrendiğim fizyoloji bilgileri + internetten araştırmalarım sonucu bana en mantıklı gelen diyet yöntemi sizin yaptığınız gibi olandı ve bende gayet yaradı. Sizde de yarıyor gibi, 2,5 kilogram az değil. Bence kimseyi dinlemeden devam edin. Bi kere oldukça sağlıklı görünüyor yaşam tarzı olarak da.
0
nundu
(09.06.20)
tuz sadece su tutar, su da potasyumla rahatlıkla atılır..

tuz yani iyot TSH hormonlarınızı harekete geçirir. Tabi ki kararında yenildiğinde

metabolizma zayıflar yavaşlarsa, size ayak uydurur kg vermelerde yavaşlar..

yanlışım varsa değerli arkadaşlar beni düzeltsin..
0
hunharca ben
(09.06.20)
(11)

Sadece eyeliner varsa makyaj olarak o şekilde uyur musunuz?

damladamla
Yoksa rahat edemem mutlaka silerim mi?
Yoksa rahat edemem mutlaka silerim mi?
0
damladamla
(05.06.20)
Yüzümde hiçbir şey yoksa bile sabah akşam temizliyorum.
0
danbrownie
(05.06.20)
Birkaç saat sonra gözüm kaşınıp yanmaya başladığı için silerim. Çok yorgun/sarhoşken silmeden uyuyabilirim.
0
kobuzchu kiz
(05.06.20)
dışarıdan gelmiş olmam ya da hiç çıkmasam da evin içinde sabahtan akşama kadar zaman geçmesi yüzümü temizleyip nemlendirmem için yeterli.
0
jimjim
(05.06.20)
eyelinersa silmeden uyumamaya calisirim ancak kobuzchu kiz'in dedigi gibi uykudan ölüyor veya sarhosluktan bayiliyor olursam silmeye usenirim. gozkalemi ise bu durumlar disinda da bazen usenip istisna yapabilirim. ama bunlar disinda cok yapmasam da ten makyaji, rimel, far filan varsa mutlaka silip oyle yatarim.
0
in vino veritas
(05.06.20)
yattığım yeri bulamayacak kadar alkollü falan değilsem yüzümü her türlü temizlerim.
0
sanguine mcqaer
(05.06.20)
Makyaj yoksa da temizlemeden uyumam +1
Eyeliner, göz kalemi falan ten makyajı kadar temizlemesi çok zor değil zaten o yüzden üşenmem.
0
aquarium
(05.06.20)
Hicbir sekilde yuzumde makyajla uyumam. Ama bi kere asiri sarhos olup sizmistim. Tek istisnam.
0
matilda
(06.06.20)
Silerim. Makyajla uyumam asla.
0
ruhen hastayim ben
(06.06.20)
1-2 kere çok sarhoş ve yorgundum, sabah dilediğim kadar uyuyabilecektim, öyle olunca silmeden uyumuştum. Uyanınca hemen silmiştim çünkü gözüm acıdan açılmıyordu.
Ama normalde asla yapamam. Gözlerim mahvolur zaten.
0
megalomaniac
(06.06.20)
Silerim. Sadece eyeliner de olsa makyaj makyajdır. Cildime acımasam yastık kılıfıma acırım; o kadar sürtünmeyle illa gözden çıkıp bulaşır. Uykusuzluktan ölüyorsam bile pamuğa iki damla makyaj temizleyici döküp silmek vakit almıyor.
0
wish i could find a way to disappear
(06.06.20)
makyaj yapmiyorum. kirk yilda bir eyeliner surerim. eve gelir gelmez de silerim.
0
batlegolas
(06.06.20)
(9)

en iyi b12 takviyesi

semenderr
malum hastaneye gidemiyoruz, reçetesiz alinabilen fiyat olarak da ev parasina yakin olmayan b kompleks ve öncelikle b12 takviyesi olarak ne onerirsiniz?
malum hastaneye gidemiyoruz, reçetesiz alinabilen fiyat olarak da ev parasina yakin olmayan b kompleks ve öncelikle b12 takviyesi olarak ne onerirsiniz?
0
semenderr
(05.06.20)
apikobal
0
murtcu
(05.06.20)
Benexol
0
shredd
(05.06.20)
Apikobal,benexol,tribexol hepsi birbirinin eşdeğeri ama ben alacak olursam benexol alıyorum.
0
nick konusunda kararsizim
(05.06.20)
Benexol
0
sanguine mcqaer
(05.06.20)
Emilim problemi varsa iğne daha faydalı olabilir. Henüz kullanmaya başlamadım ama ben arkadaş tavsiyesi ile solgar b12 methylcobalamin aldım. Her ürün gibi bunda da "hayatımı kurtardı" ile "hiç faydasını görmedim" yorumları bolca var.
0
zihua
(05.06.20)
iğnenin yerini tablet tutmaz elbette.

ben dodex vurduruyordum. vurdurma imkanınız var iğne tercih edin.
0
fezagezgini
(05.06.20)
O değilde b12'yi kafanıza göre almayın.Çünkü fazla alımda,cidden kızarıyorsunuz,çişiniz kokuyor.doktora danışın
0
somon sosu
(05.06.20)
eşimin b12si yıllardır diplerdeydi. solgar dilaltı b12 aldık. 2 aydır kafasına göre haftada 2-3 alıyor. bugün ölçtürdük, üst sınıra yakın (700küsür) çıktı. işe yaradı bizde
0
yemrem
(05.06.20)
New life kullaniyorum ben dil altı kullaniyosun. Oncesinde benexol kullanmistim verimli degildi.
0
hindistan cevizi
(06.06.20)
(10)

hiç dexter izlememiş olmak

market_arabasıyla_terör_estiren_trafik_canava
izleyeyim mi değer mi?
izleyeyim mi değer mi?
0
market_arabasıyla_terör_estiren_trafik_canava
(05.06.20)
Evet izle
0
kisa
(05.06.20)
dexter oldukça kaliteli bir dizi izlenmeye kesinlikle değer
0
floydian
(05.06.20)
bence de dexter izlememek bir kayıp denebilir.
0
ozdek
(05.06.20)
kaliteli, izlenmeli.
0
tabirimekruh
(05.06.20)
açılışı yeter:
www.youtube.com
0
late viper
(05.06.20)
Keske izlememis olsaydım simdi izlerdim ne guzel. Kesin izle.
0
sanguine mcqaer
(05.06.20)
spoiler alertimsi

5. sezonda sinirim bozuldu izleyemedim iki kez denememe rağmen ikisinde de 5. sezonda yaşadığım sinir bozukluğu bıraktırdı.

ama 5 sezonu nefessiz izledim.
0
unique hint kumasi
(05.06.20)
son birkaç sezonu kötü olsa da izlenmeye değer. spoiler gibi olmasın ama finali da baya bktandı.
0
okannn
(05.06.20)
Dexter en ama en sevdigim dizi. Keske hafizami sildirip tekrar izleyebilsem. Cok iyi. Mutlaka izlee.
0
matilda
(06.06.20)
dexter ı severiz ama son sezonlarda bozdu+1
0
basond
(06.06.20)
(10)

Dışarıda yemek yiyor musunuz?

komando kani var bende
Dışarıda lokantalardan yemek yiyor musunuz? Teşekkürler.
Dışarıda lokantalardan yemek yiyor musunuz?

Teşekkürler.
0
komando kani var bende
(05.06.20)
hayır. birkaç ay daha kafeye restorana oturmayı düşünmüyorum.
0
sir gawain
(05.06.20)
Yiyorum.
0
himmet dayi
(05.06.20)
eve soyleyebilirim ama disarda yemem bir iki ay daha en az.
0
fakyoras
(05.06.20)
yok ben dışarda oturup yemek yemeye hazır değilim açıkçası. şu her yerin serbestleşmesi nasıl sonuçlanacak onu görmeden de gitmem herhalde.
0
sanguine mcqaer
(05.06.20)
eve siparişte bile yemeğin geldiği kutu yanıyormuş gibi davranıyoruz. bu sene bi yere gidip oturup oranın tabagını canagını kullanmak zor gelir biraz.
0
samurai kajoshin
(05.06.20)
1 ay daha bekleyeceğim. Sonra temizliğinden hiç şüphemin olmadığı bir mekanda yiyebilirim.
0
black holes in the sky
(05.06.20)
dışarda çay bile içmiyorum ama eve söylüyorum.
0
a darkness coming
(05.06.20)
Evet.
0
kuehles blondes
(05.06.20)
Eve siparis veriyoruz
0
all girls dream
(05.06.20)
Meyilleniyorum ama hayır.
0
msb
(05.06.20)
(11)

düğün dernek işlerini ne yaptınız?

yazar yazmaz yazan yazar
bu yaz için düğün tarihi alanlar ne durumdasınız? nasıl bir planlama yaptınız? bizim temmmuzda kır düğünümüz var ama elimiz kolumuz bağlı bekliyoruz. her şey belirsiz. ekim'e atabiliriz ya da seneye atabiliriz dedi mekan sahibi ama ekimde hem yağış ihtimali var hem de temmuzdaki ve ekimdeki sosyal h
bu yaz için düğün tarihi alanlar ne durumdasınız? nasıl bir planlama yaptınız? bizim temmmuzda kır düğünümüz var ama elimiz kolumuz bağlı bekliyoruz. her şey belirsiz.

ekim'e atabiliriz ya da seneye atabiliriz dedi mekan sahibi ama ekimde hem yağış ihtimali var hem de temmuzdaki ve ekimdeki sosyal hayat şartları muhtemelen aynı olacak o halde yağmur riskine neden gireyim diyorum. evet her masanın şemsiyesi var ıslanmayacak kimse ama niye kasvetli yağmurlu havada düğün yapayım ki?

nikahı temmuzda yapıp düğünü seneye atsak kız tarafı homurdanıyor. maskeli sosyal mesafeli düğün mü olur bir de buna çıldıracam. sizin bakışınız ne bu duruma? maskeli düğün ister miydiniz mevcut şartlarda?

peşin not: düğünsüz olmuyo mu? düğün yapmayın o zaman! aileler niye karışıyo sadece siz evleniyosunuz gibi popülist cevaplar değil de direkt soruma yönelik cevaplar gelirse çok sevineceğim.
0
yazar yazmaz yazan yazar
(05.06.20)
bizim bir arkadas nikahi bu yil, dugunu onumuzdeki yil yapacak
0
fakyoras
(05.06.20)
Temmuz 11 de kır nikahı tadında kokteyl yapcaktık hala aksiyon almadık biz de. Aile aramıs ertelesek tüm cumartesiler dolu imiş. Nikah 5temmuzda olcaktı resmi olanı. Onu yapıp diğerini biraz daha ileriye agustos eylul gibi yapabiliriz. Direkt kokteyli iptal edip, sahilde bir restaurant kapatıp düğün gibi açıkhavada yapma fikri de var 150-200kişiye indirip sayıyı.
0
solenkol
(05.06.20)
bizim 14 hazirandaydı. ben kadın tarafı olarak nikah düğün hepsini seneye atma taraftarıyım. erkek tarafı nikahı bu sene yapalım falan diyor istemiyorum.

seneye kalacak muhtemelen. maskeli mesafeli düğün olmaz çünkü bence. e bu sene balayı olayı da yaş. italyaya gidecektik bir de aralık ayında ayarlamıştık :) ay çok doluydum sorunuza döküldüm resmen :)))
0
sanguine mcqaer
(05.06.20)
bizim de 18 eylüldeydi düğün. henüz iptal etmedik ama edeceğiz gibi gözüküyor. yasaklar sürmese bile şehir dışından gelenler, yaşlılar vs. tedirgin olacak herkes. Nikahı da tayin durumu olursa önceden yapacağız aynı eve de geçeceğiz. düğünü de mecburen önümüzdeki yıl.
0
gakgul
(05.06.20)
nikah yapılacak, düğün seneye uygun bir zamanlamada yapılacak. normalde temmuzdaydı.
0
ozdek
(05.06.20)
bu covid'in benim işime yarayan tek tarafı ^^

nikah bu sene düğünü de umarım seneye kadar herkes unutur da yapmayız.
0
tuborg yesili
(05.06.20)
yapanlar ne yaptı bilmem de davetli olarak bir düğüne çok çok yakınım, dostum olmadığı sürece katılmam.
0
jugador
(05.06.20)
nikah yapıp çiftler evlendikten sonra düğün kutlamasının 1 yıl sonra yapılmasını çok mantıksız buluyorum. altın toplamak için mi yapılıyor, neden yani. nikah yapıp geçerdim ben olsam.

neyse 3 çift tanıyorum. birinin düğünü hazirandaydı, ekime aldılar. bir diğeri de hazirandaydı, yine haziranda yapılacak (gitmeyeceğim). bir diğeri belirsizdi, nikah yapılacaktı ama temmuz için küçük gruplu yemekli bir akşam ayarlamışlar.
0
anais
(05.06.20)
nisanda nikah yaptık zaten kapalı mekandı henuz arayıp sormadım adamları. kasımda filan yaparız.

@anais farklı durumlar soz konusu olabiliyor ornegin bizimki iki hafta kala iptal olmuştu. bu cok yakın bir süre ve mekanla anlaşmış, gelinlik vesaire diktirmiştik. bir de insan illa düğün olsun diye değil, sadece onemli bir adım olduğu için yakınlarıyla kutlamak da istiyor. ornegin bizim aile ilişkilerimiz iyi, bir sürü arkadaşımız var neden kutlamaylım ki? sadece nikah da olabilir bu, gece kulübünde eğlenmek de olabilir. herkes evlilikle ilgili anısının 4 kişinin katıldığı bir tören olmasını istemeyebilir, kimisi de sallamaz, herkese gore değişiyor işte, bir şekilde dugun olmazsa da evlenmiş aynı eve geçmiş bir çift karalar bağlamaz yine heralde, isteyen istedigini yapsın. yeter ki düğün terörü kılıklı gelenekler olmasın :D
0
kitap arasında kalmış silgi tozu
(05.06.20)
En çok bilgi bendedir bu konuda. Düğün organizasyon şirketimiz var.
Pandemi öncesi anlaştığımız 4 düğün vardı temmuz ayında olacak.
Bu 4 çiftin 3 ü avrupada yaşıyor. Düne kadar beklediler. Uçuşlarla ilgili sıkıntılı karar çıkınca kararlarını verdiler.
2 si iptal etmeye karar verdi, çünkü başka tarihte yapamayacaklarmış.
1 i seneye ertelemeye karar verdi. Aslında daha öncesinde eylüle ertelemek istemişti ama hem uçuşlarla ilgili dönüşteki karantina konusu geçmeyebilir hem de dans edilemeyebilir diye seneye diye değiştirdiler.
Bu düğünlerin katılımcı sayıları 120-250 arasındaydı.
Bir tane de yurtdışıyla pek de bağlantılı olmayan (en azından gelin damat tr'de yaşıyordu) bir düğün vardı, yine 250 kişilikti, o da seneye erteledi.

Bunlar dışında ekimde eylülde olan düğünün iptal edildiği de oldu, ağustos başına pandemi döneminde yeni anlaşma yaptığımız da oldu. Gerçekten herkesin bakış açışı çok farklı.

Henüz 1 temmuzda uygulanacak kurallar belli değil.
Ama çeşitli kısıtlamalar olacağı kesin.
Örneğin; bir 180cmlik yuvarlak masada (klasik 10 kişilik düğün masası yani) oturacak kişi sayısı 4-5 civarı olacak. Bu sanırım aynı soyada sahip kişiler için esnetilebilecek.
Dans konusu çok belirsiz, hala doğru düzgün bir ipucu gelmedi. Müzik olacak, dans olacak ama belli kriterler konulacak.
Üzgünüm ama çok büyük ihtimal girişte maske zorunluluğu olacak, ateş ölçerle kontrol , her masaya dezenfektan gibi bazı kurallar olabilir. Ama yemek sırasında maske çıkartılabiliyor bu yüzden maske olayının kontrolü denetlenmesi mümkün değil.
Zaten bu kuralların mantığını tam anlayamıyorum, kim uyarıda bulunacak düğün salonu sahibi mi? Aşiret ağasına 2000 kişilik düğün yapan firmalar var, o düğün saloncusunu çiğ çiğ yerler :)

Bir taraftan onlarca bu işin komplo olduğunu düşünen, ciddiye almayan bir sürü de insan var. Sorumsuz insan çok. Şu an çevremizde hastalık olmaması, bir hasta kişi ile tüm sülalenin hasta olabileceği gerçeğini değiştirmiyor.
Tüm bu bilinmezlikler durumunda ben eğer düğün yapmak istiyor olsaydım, benim kişiler tercihim seneye yapmak olurdu.

Kendi ailemizde de benzer durum vardı, ağustos başı eşimin kardeşi evleniyor, düğünü iptal ettiler, salonda nikah yapacaklar. Hevesi kalmadı insanların.

Sizin durumunuz içinse - hangi şehirde olduğunu bilmiyorum- ama izmirde bile ekim ayında yapılan düğünlerde üşünür. Gerçekten üşünür ceketler vs giyilmesi gerekiyor kesin. Açık hava bir yerde olacaksa, havanın soğukluğundan kaynaklı olarak misafirlerinizin erken kaçma ihtimali olabilir. Deliler gibi eğlenmek, umarsızca dans etmek, arkadaşlarımın beni havaya atıp tutmasını istiyorum, sarhoş olup oluum sizi çok seviyorum diye ayrılmak istiyorum düğünden diyorsanız seneye, amaan ben pek düğün istemiyorum da aileler yapın diyor, öyle böyle bir şekilde olsun, takılar toplanmış olur en azından, eşimle de güzel fotoğraflar çektiririz daha sakin bir ortam olur, kimse içip sapıtmaz işte diyorsanız da ekimde yapın. Ben de komplocuyum bütün bu korona falan yalan, amerikanın oyunu zaten laboratuardan salmış çinliler bunu, hepsinin arkasında rockefellerlar var, yok ya tamamen israilin oyunu bunlar diyorsanız temmuzda yapabilirsiniz, size bir şey olmaz.
0
likorlu cikolata
(18.06.20)
@likorlu cikolata, 1 temmuz itibarıyla durumu (kısıtlamaları, zorunlulukları) görüp ona göre karar vereceğiz. örneğin dans-oyun olmayacaksa düğün yapmanın mantığı ne?

18 temmuzda düğünü yapabilmek hepimizin umudu. çünkü seneye bu ortamın düzeleceğinin bir garantisi yok keza ekim-kasım için de öyle. o yüzden bir an önce yapıp kurtulalım kafasındayız. bıktık artık belirsizlikten gına geldi.
0
🌸yazar yazmaz yazan yazar
(19.06.20)
(8)

kizkardesim evleniyor

hede hodo
evet. o gun bugun. abisiyim.ben cok uzaklardayim. ucak da ayarlayamadim. ama diyorum kendi kendime. acaba daha mi iyi oldu gibi. karsisinda oyle yalandan gulmeye calismak filan daha bir uzerdi sanki onu.ben ortancayim. bi de benden buyuk abimiz var. o evlenirken hicbir sey hissetmedim.ama simdi bask
evet. o gun bugun. abisiyim.
ben cok uzaklardayim. ucak da ayarlayamadim. ama diyorum kendi kendime. acaba daha mi iyi oldu gibi. karsisinda oyle yalandan gulmeye calismak filan daha bir uzerdi sanki onu.
ben ortancayim. bi de benden buyuk abimiz var. o evlenirken hicbir sey hissetmedim.
ama simdi baska. hani insanin icine okuz mu oturuyordu ne. ha iste o var.

bi seyler soylersiniz icimi ferahlatacak bi seyler soylersiniz belki diye dusundum.
ozellikle abilerden.
0
hede hodo
(05.06.20)
Kız kardeşinin evleneceği kişiyle ilgili bir sorunun mu var? Yoksa gerçekten bu tür konularda hiçbir şey hissetmiyor musun?
0
booty hunter
(05.06.20)
yok hayir. abim evlenirken mutluydum yani. ama kizkardes durumu farkliymis. onu demek istedim. evlenecegi kisiyle sorunum yok. sadece kendimi alistiramiyorum.
0
🌸hede hodo
(05.06.20)
sen evlenirken de başkasının icine okuz oturacak.

bu isler boyle
0
duyurukullanıcısı
(05.06.20)
Bu işler böyle. +1

Kardesimi verdim değil kardeş kazandım diye bakmaya çalış.
0
kisa
(05.06.20)
Üç ablam evlendi, her seferinde ağladım. Zor oluyor baya öküzler oturuyor içine insanın
0
monseur thenardier
(05.06.20)
ben ablayım kızkardeşim evlendiğinde gayet mutluydum aslında ama düğün bitti ve eve bizle gelmedi ya orda çok garip bir his çöküyor. Ama alışıyorsun bu duruma da.
0
sanguine mcqaer
(05.06.20)
kardeşinin mutluluğuna odaklan sadece, ötesini berisini düşünme bence. Kardeşin senin her daim arkasında olduğunu biliyordur zaten ve aranızdaki bağ hiç bir zaman kopmayacak nasılsa.
0
foolrules
(05.06.20)
valla oturun abimle dertlesin siz birbirinize cok benziyorsunuz :) eşimle ilk tanıstırdıgımda adam oturup cafede agladı :D
0
kitap arasında kalmış silgi tozu
(05.06.20)
(7)

doritos nacho'nun ayağını mı azaltmışlar?

floydian
eskiden buram buram ayak kokardı yıllardır yemediğim cipslerden biriydi ama geçenlerde bi yedim ve resmen hiç ağır kokmuyordu ayak katmıyorlar mı artık içine siz de tadında ve kokusunda bi şey fark ettiniz mi çünkü yeni hali çok hoşuma gitti.
eskiden buram buram ayak kokardı yıllardır yemediğim cipslerden biriydi ama geçenlerde bi yedim ve resmen hiç ağır kokmuyordu ayak katmıyorlar mı artık içine siz de tadında ve kokusunda bi şey fark ettiniz mi çünkü yeni hali çok hoşuma gitti.
0
floydian
(05.06.20)
Sorun ayaklarda, eskisi gibi kokmuyorlar artık. Biz ayak kokusu için sevdik o cipsi. Nerde o eski çorapsız giyilmiş superstar kokusu...
0
Bruce
(05.06.20)
Gramı azalıyor, tuzu azalıyor, aroması azalıyor. Seneler önceki cipslerle alakası yok şimdikilerin. Ben eski halini severdim, yedikten sonra elim resmen turuncu olurdu. Şimdi tırt.
0
Abdurrahman
(05.06.20)
Çok güzel tespit cidden son yediğimde ayak kokusu namına hiçbir şey yoktu resmen!

Bi daha da almadım son alışımdan sonra.
0
msb
(05.06.20)
son alışlarımda ben de o eski tadı bulamadım ya. demek tek bana garip gelmiyormuş. en sevdiğim cips ne hale geldi son aldığımda midem bulandı resmen. ayak kokarken ne güzeldi oysa :)))
0
sanguine mcqaer
(05.06.20)
Bana da öyle geliyordu
0
owaki
(05.06.20)
Sorunu iki adet taze terlemis kopek patisiyle giderebilirsiniz.
0
buf-e kür
(05.06.20)
ben sadece gülmeye geldim ahhahaha
0
mehmed resad
(05.06.20)
(4)

karın kaslarım çok güçsüz

yuvarlanantencereninkapagi
en basit karın egzersizini yaparken bile ölüyorum. yapamıyorum açıkçası. napmaliyim? ne kadar zorlasa da yapmaya mi çalışayım?? youtube'dan beginner diye açtığım egzersize bile max 2 dk dayanabiliyorum. en basit şekilde nasıl güçlendirmeye başlayabilirim?
en basit karın egzersizini yaparken bile ölüyorum. yapamıyorum açıkçası. napmaliyim? ne kadar zorlasa da yapmaya mi çalışayım?? youtube'dan beginner diye açtığım egzersize bile max 2 dk dayanabiliyorum. en basit şekilde nasıl güçlendirmeye başlayabilirim?
0
yuvarlanantencereninkapagi
(03.06.20)
Sadece karnı değil genel olarak core bölgesini komple çalıştır, bunu yaparken de her bölge için olduğu gibi kademeli bir yükleme yap. Misal core çalıştıran en güzel hareketlerden biri deadbug çalışmasıdır, bunu günlük ya da haftalık yüklemelerle çalışabilirsin, güç öğrenilebilir bi yetenektir, bunu sinir sistemine doğru şekilde öğretmen gerekir, bunun tek yolu da en düşükten başlayıp yükleme yaparak ilerlemektir. Senin için en düşüğü günlük 1 dakikaysa 1 dakika yaparsın, bi sonraki hafta 2 dakika. Böyle böyle zamanla güçlenirsin.
0
angelus
(03.06.20)
Karin benim de en zorlandığım bolge. Üstüne gide gide oluyor. 3 tane mekik cektim diye kucumseme mesela 5 10 artiyor hepsi. Sabirli olmak gerek. Zorlayabildigin kadar zorla canin cok acirsa birak.
0
sanguine mcqaer
(03.06.20)
plank duruşu yapın bolcana :)
0
durme
(03.06.20)
Kaslar yıkıma uğradıkça gelişiyor.. O yüzden 2 dakika boyunca yaptığınız egzersiz de size fayda sağlayacak. Gittikçe dayanabilme zamanınız uzayacağı için burada önemli olan “bir saniye bile daha egzersiz yapamayacağım” kıvamına gelebilmek. Sonunda ölüp bittiğiniz 2 dakikalık egzersiz kaslarınızı güçlendirecek.
0
ruhen hastayim ben
(03.06.20)
(16)

Bu evlilik bitmeli mi?

el magico
Selamlar,Uzun açıklamalı bir soru olacak. Sabrınız için şimdiden teşekkürler. Soruma yanıt verirken cinsiyet ve seçtiğiniz şıkkı yazarsanız çok sevinirim. 4 yıllık evliyiz. 1,5 yaşında bir kızımız var. 5 aydır boşanma konusunu ciddi ciddi düşünüyoruz. 2 aydır terapi görüyoruz ama neredeyse hiçbir şe
Selamlar,

Uzun açıklamalı bir soru olacak. Sabrınız için şimdiden teşekkürler. Soruma yanıt verirken cinsiyet ve seçtiğiniz şıkkı yazarsanız çok sevinirim.

4 yıllık evliyiz. 1,5 yaşında bir kızımız var. 5 aydır boşanma konusunu ciddi ciddi düşünüyoruz. 2 aydır terapi görüyoruz ama neredeyse hiçbir şey değişmedi.

Eşimle kavga etmediğimiz zamanlarda güzel vakit geçiriyoruz ama bu zamanlar çok nadir. Çocuktan önce de böyleydi ama çocuktan sonra ikiye, üçe katlandı neredeyse. Kavgalarımızın sonunda artık sürekli boşanma davası açılıyor. İşin sıcaklığı geçince dava hemen kapanıyor.

Kavgalarımızın dört ana konusu var;

1- Eşimin benim kadar tertipli ve düzenli olmaması. Düzensiz demiyorum ama onun için öncelik keyif yapmak daha sonra ortalığı toplamak. Benim içinse tam tersi. Ortalık derli toplu olsun ki rahatça keyif yapabileyim. Bu zamanla biraz düzelse de hala onun dağınıklığını ben topluyorum. Ben de eskisi kadar şikayet etmiyorum artık. Bazı şeylere gözümü yumuyorum.
2- Çocuğumuz olmaya yakın kendi evimizi bırakıp eşimin annesinin yakınına, kiraya çıktık. Maksadımız doğum izni sonrası eşim çalışmaya başlayınca bakıcı tutmak yerine annesinin çocuğumuza bakmasıydı. Ama diğer torun yüzünden bu olmadı. Maddi durumumuz biraz daha iyileşince eşim ücretsiz izin aldı ve kızımıza kendimiz bakmaya devam ediyoruz. İzin bitince ne olacak belli değil. Şu an için çocuk bakmasını geçtim, eşime biraz daha fazla vakit ayırmasını istiyorum. Ama diğer kızı ve torun yüzünden o da olmuyor. Ben de taşınmamızın hiç bir mantığı kalmadığı için eleştirilerde bulunuyorum. Zaman zaman dozunu kaçırmış olabilirim. Ama bu kadar konuşmamın asıl sebebi eşim için üzülmem. Kendine daha fazla vakit ayırması için elimden geleni yapıyorum ve özellikle taşındığımız için annesinden de bunu bekliyorum. Üstüne bir de kiracıyla uğraşıyoruz.
3- Onun ve benim ailemdeki davranışlar. İkimizin de ailelerinde sevmediğimiz davranışlar var. Ben bunları eleştirip düzelmesini sağlamak istiyorum. Ama eleştirdiğim kişiyle de aramı bozmuyorum. Küsme huyum yok. Ama o benim ailemden birinin en ufak kusurunda hemen ipleri koparıyor. Bizimkilerde de suç yok demiyorum ama uzaktayız zaten. İdare edilebileceğini düşünüyorum. Eleştirsin ama küsmesin. Ben bizim taraftaki eleştirilen davranış ile ilgili konuşup düzeltmeye çalışıyorum. Ama eşimin ailesi hakkında en ufak eleştiri yüzünden kavga çıkıyor.
4- Arkadaşlar ve alkol. Bekarken daha sık dışarı çıkıp içkili ortamlara takılıyordum. Evlendikten sonra bunu azalttım. Çocuk olduktan sonra neredeyse ayda bire indi. Evlenmeden önce eşimle de çıkar, yer, içer, eğlenirdik. Arkadaşlarımla da hep beraber takılırdık. Evlendikten sonra çok istememeye başladı. Çocuk olduktan sonra ise gece hiç dışarı çıkmaz oldu. Kahvaltı ya da kısa ev oturması olursa tamam ama bar, meyhane filan yok. Hatta çocuğun düzeni bozulmasın diye evimize bile misafir kabul edemez olduk. Ben de sürekli çıkalım, edelim, evimize birileri gelsin demiyorum. Ama ayda bir de olsa çocuğun düzeni bir akşamlık bozuluversin. Gerekirse o akşam için çocuğu kayınvalideye bırakalım diyorum. Bu da bir ihtiyaç bence. Haa bunu söylerken çocuk bakmanın zorluğunu da bilerek söylüyorum. Yükün çoğunluğu eşimde olsa da çocuğu uyutmak, yemek yedirmek, altını değiştirmek vs. işleri elimden geldiğince ben de yapıyorum. Dışarı çıkma ya da eve arkadaş davet etmeyi konuşmaya başladığımızda konu alkole geliyor. Çakır keyif ya da sarhoş olduğumuzda rezil duruma düştüğümüzü, götümüzün başımızın oynadığını ve o yüzden çıkmak istemediğini söylüyor. Olan şey ise herhangi bir insanın sarhoş olduğunda yaptığı; Barda dans etmek, meyhanede şarkı söylemek, arkadaşına sarılıp halay çekmek, hoplayıp, zıplamak, gülmek, eğlenmek. Şimdiye kadar ara sıra kusma dışında kavga, dövüş vs. bir duruma düşmedik. Arkadaşlarımla erkek erkeğe çıkmama bir şey demiyor ama insan karı koca olarak da takılmak istiyor. Yılda bir kez bile olsa arkadaşlarımı eve davet etmek istediğimde, eğer içki varsa burası pavyon mu? Evli barklı adamsın diyor. Kendi arkadaşlarıyla takıldığımızda içilmesi o kadar sorun olmuyor. En son tartışmamızda dediği şu; "Ben istemediğim ortama girmek zorunda değilim. Benim sınırım bu." Bense insanın eşi için bazı şeylerde fedakarlık yapması gerektiğine inanıyorum. Ben de onun her arkadaşına/akrabasına bayılmıyorum. Ama bir yere gidilecekse ya da misafir gelecekse buyursunlar gelsinler diyorum. Arkadaşlarıyla planı varsa sorgusuz sualsiz katılıyorum. Ayrıca bu konuyu açtığımda ailemi alkol ve arkadaşa tercih ettiğimi söylüyor. Benimse öyle bir niyetim yok. Sadece eşimle arkadaşlarımı ortak bir paydada buluşturmaya çalışıyorum. Tabii ki öncelik her zaman eşim ve çocuğumda.

Buraya kadar okuduysanız teşekkür ederim. Hadi 1 ve 2. maddeleri siktir et ama 3 ve 4 için dayanamıyorum artık. Ailem ve arkadaşlarım hakkında sürekli olumsuz düşünmesi ve onlarla görüşmek istememesi beni üzüyor. Bu yüzden sorunumun çözümünü iki şıkka indirdim. Siz ne yapardınız? Lütfen cinsiyet bilgisi ile yanıt verin.

A) Boşan gitsin. Böyle hayat geçmez. Kızın bu gergin ortamda büyümemiş olur hem.
B) Ufacık kızın var. Onun günahı ne? Bırak arkadaşlarınla ailenle samimi olmasın, çok görüşmesin. Nasıl olsa erkek erkeğe çıkabiliyormuşsun, buna şükret. Aile ve arkadaş konusuna gözünü yum ve evliliğine devam et.
0
el magico
(01.06.20)
Eğer iki insan konuşabiliyorsa ve birbirini seviyorsa, bunlar hiç büyük aşılmayacak problemler değil. Sizi anlayabiliyorum. Ama bunun sonucu boşanmak bence kesinlikle olmamalı. Saygı ve de sevgi varsa. İnsanlar neler yaşıyor da birlikteliklerini boş ve gereksiz yere devam ettiriyorlar.
Konuşmaya çalışın, diliniz sevgiyle olsun. Empatiyle olsun. Ona verdiğiniz değerden, birlikte yapmaktan hoşlandığınız, özlediğiniz şeylerden bahsetmeyi deneyin.
0
Semi
(01.06.20)
Evlilik başlı başına sakat iş zaten. Bence birinci şık. En azından sağlıklı bir psikolojiniz olur. Kızınıza da daha iyi babalık edersiniz.

K
0
ruhen hastayim ben
(01.06.20)
evliliğe antipatik yaklaşan biri olarak ben de bunların aşılamayacak problemler olmadığını düşünüyorum. böyle çift kişiyi içeren durumlarda eşinin de ne diyeceği de önemli, bi de ondan dinlemek lazım belki de.

4'ü bu kadar büyük problem etmen tuhaf, sevdiğin insanla beraber olmak güzel ama o da istiyorsa. istemiyorsa istemiyordur. evlenirken her şeyin eskisi gibi olacağını sanıyordun muhtemelen ama evliliğin normali bu. hele bi de çocuk var, millet arkadaşlarıyla çıkmak için bile izin alamıyorken senin durumun şımarıklık oluyor.

3 de idare edilebilir bir problem. eleştirip düzeltemezsin karşı tarafın ailesini, hele ki eşinin böyle bir niyeti yoksa. yine evlilik böyle bir şey bizim toplumumuzda; ya komple bağ koparılacak -ki kayınvalideden çocuk bakmasını istiyorsan bunu isteyemezsin- ya da idare edilecek. bununla yaşamayı ve anlık sorunları çözmeye çalışman lazım.

2- "Ben de taşınmamızın hiç bir mantığı kalmadığı için eleştirilerde bulunuyorum"
bunun adı dırdır etmek, olmuş bitmiş, kayınvalidenden bunu isteyemezsin. öbür torun olmasa bakacakmış, şartlar değişmiş. eşin için üzülüyorsan bu konudan ötürü eşini üzmemeyi deneyebilirsin.

1- evlenmeden önce düşünmen lazımdı bunu, bir anda değişmedi muhtemelen. başka bir insanla beraber yaşamak -o kişi eş de olsa, çocuk da olsa, anne de olsa- bu tarz durumlarda ortak payda yakalamayı gerektiriyor. aşırı bir dağınıklığı varsa sen de toplamazsın tepki olarak, bir noktada toplayacaktır. hatta hiç söylemeden bir anda kesersin, ortalık çöp eve dönüp sana söylenmeye başlarsa fark etmiş olur belki. bu sorunlar arasında en konuşulup çözülecek olanı zaten.

biraz control freak'lik sezdim sende. bunu aşabileceğini kendi kendine, eşinden bağımsız düşünüyorsan ortak noktada buluşabilirsiniz. sen üzerine düşeni yapıyorsan ve ondan hamle gelmiyorsa o zaman düşünürsün ayrılma seçeneğini.
ama orta noktada buluşmaya niyetin yoksa, sen elinden geldiğini ve daha fazlasını yapmayacağını düşünüyorsan çocuğu bu ortamda büyütmek cidden sorun.
0
Bruce
(01.06.20)
hepsi düzeltilebilir problemler ama sen her konuda kendi istediğinin olması için baskı yapıyorsun, olmayınca da huzursuzluk çıkarıyorsun gibi duruyor yazdıklarına bakınca. daha ılımlı olmalısın, özellikle de evliysen. karşındaki insanın da istekleri ve kararları var, ortak bir noktada buluşmanız gerekiyor. ben de birinci şık diyorum, kadının ruh sağlığı açısından özellikle.
0
pearson
(01.06.20)
Siz sanırım henüz evliliğe adapte olamamışsınız.

"Ben de taşınmamızın hiç bir mantığı kalmadığı için eleştirilerde bulunuyorum. Zaman zaman dozunu kaçırmış olabilirim. Ama bu kadar konuşmamın asıl sebebi eşim için üzülmem. Kendine daha fazla vakit ayırması için elimden geleni yapıyorum ve özellikle taşındığımız için annesinden de bunu bekliyorum. Üstüne bir de kiracıyla uğraşıyoruz."

Eşiniz büyük ihtimal annesine yakında oturduğu için çocuk açısından kendisini rahat hissediyor. En azından bir şey olsa annem yakınımda gelir bakar diyebiliyordur. Siz bu ev mevzusunda zaten sürekli eleştiride bulunup, hatta eleştirinin şikayet etmenin dozunu kaçırdığınızı kabul etmişsiniz.

"O benim ailemden birinin en ufak kusurunda hemen ipleri koparıyor. Bizimkilerde de suç yok demiyorum ama uzaktayız zaten. İdare edilebileceğini düşünüyorum. Eleştirsin ama küsmesin. "

En ufak kusurdan kastınız sanırım ufak bir kusur değil. Yoksa bizimkilerde "suç yok demiyorum" yazmazdınız. Sizin ailenizi sizin idare etmeniz gerekir eşinizin değil. Uzaktayız zaten eşim ailemden gelen eleştirileri, sözleri kabul etsin, duymamazlıktan gelsin demeye çalışmışsınız.

"Dışarı çıkma ya da eve arkadaş davet etmeyi konuşmaya başladığımızda konu alkole geliyor. Çakır keyif ya da sarhoş olduğumuzda rezil duruma düştüğümüzü, götümüzün başımızın oynadığını ve o yüzden çıkmak istemediğini söylüyor."

Eşiniz önceden de sizin kadar gece dışarı çıkan biri değilmiş. Siz de belli ki içki içme konusunda ayarı olan biri değilsiniz. Bunun ayarını kaçırdığınız için eşiniz rahatsız oluyor. Arkadaşlarınızı eve toplayıp, içki keyfi yapmamanızı istemesi de gayet normal. Zaten erkek erkeğe çıkmanıza da tamam diyormuş.

Siz sanırım evinizi silip süpüren, sizin ailenizle güzelce geçinen, sizin dışarı çıkıp eğlenmenize ses çıkarmayan bir köle arıyorsunuz.

Ben eşiniz adına üzüldüm. Allah kolaylık versin kendisine. Siz evlilik ve çocuk olayına alışamamış kabul edememişsiniz. Boşanın rahat edin.
0
GoodMorningTeacher
(01.06.20)
bence esine cok baski yapiyorsun. hicbir evlilige bitsin diyemem kadin ya da erkek cok buyuk suclu degilse bu yuzden bosanma, isleri yoluna koymaya calis. esinin gonlunu al, uyum saglamaya calis diyorum. sen esine iyi davrandikca o da sana iyi davranmaya baslar.
0
anais
(01.06.20)
Gördüğüm kadarıyla genelde gömülen taraf siz olmuşsunuz. Ama bence o kadarını hak etmiyorsunuz. Sonuçta buraya bile gelip derdini anlatmaya çalışan objektif yazmaya çaba gösteren bir adam esasında "evliliği nasıl kurtarabilirim?" diye soruyordur. umut ve çözüm arayışı sizinki. o yüzden gömmek haksızlık olur.

bence ilişkinizde olumsuz taraflara değil olumlu taraflara odaklanmayı deneyin. gerçekten de evli ve küçük yaşta çocuklu bir erkeğin, erkek arkadaşlarıyla alkollü gecelere devam etmesi, her evlilikte bulunan bir şey değil. bu eşinizin hanesine artı olarak yazmanız gerek. ama kocaman bir artı. öyle karalama bir şey değil.

insanların eğlence anlayışı zaman içinde değişebilir. eskiden alkollü ortamlarda eşlik eden eşiniz şimdi artık sevmiyor olabilir. zorlamayın. ailenizi alkol ve arkadaşa değiştiğinizi söylüyorsa bunlar onların hisleri. niye böyle hissetmiş olabileceğini biraz düşünün. bunlar öyle bir çırpıda ulaşılabilecek hisler değil.

boşanmak işin en basit kısmı. burada öyle "boşa gitsin" yazanlara sormak lazım, çünkü bekara karı boşamak kolay diye bir laf var. acaba kaç tanesi ortada 1,5 yaşında çocuk varken eşlerinden ayrıldılar.

bence, eşinizin kendisine zaman ayırmasını istemek yerine siz biraz ona zaman ayırın. anlaşılan bebek doğduktan 1 yıl sonra başlamış bu gergin ortam. bence eşiniz ilgi istiyor, sevildiğini görmek ve gerçekten hissetmek istiyor. başbaşa olmak istiyor. ama sizin dayattığınız şekilde değil. kendi mutlu olabileceği bir başbaşa zaman ve ilgi istiyor. eskiden olduğu gibi, "alkolden ve arkadaşlarınızdan" daha değerli olduğunu hissetmek istiyor.
0
elestirman
(01.06.20)
Bu ilişkiye zehri salan sensin görünüyor.
0
osssy
(01.06.20)
genel olarak bruce+1

1. çok titiz bir erkeğin eşi küvetin giderinde saçlarını bırakan, temizliğe hiç dikkat etmeyen biriyse o evliliğin yürümeyeceğine inanırım.
yani birinci madde hafife alınacak bir madde olmaz benim için ama söylediğiniz konuda ben sizde biraz "bilmişlik" ve kontrolcülük sezdim açıkçası.

2. siz bir düşünceyle hareket etmişsiniz ama evdeki hesap çarşıya uymamış.
kaldı ki, eşinizin annesi sizin çocuğunuza bakmakla yükümlü değil.
yani onun garantisine güvenip çocuk yapmadığınıza göre, şu durumda konuşup durmanın anlamı yok.
eşiniz yoruluyor diye üzülüyorsanız konuşmak yerine bakıcı tutun.
tutamıyorsanız, huzur verin.
devamlı olmuş bitmiş bir konu hakkında yorum yapmak kadar saçma bir şey yok.
sonuçta yine de annesine yakınsınız ve elbette önemli bir şey olsa, "annem yakında" hissini eşiniz her şekilde hissediyordur.
yani bu neden tartışma konusu haline getirip olaya bu kadar saplandığınızı anlayamadım.

3. eleştirerek düzelme sağlayamazsınız.
zaten eşinizi de, ailesini de, başka birini de değiştiremezsiniz.
değiştirebilecek olsaydınız da yine bu konuşarak yapılamazdı.
bazen saygı gösterip susabilmek lazım.
dediğiniz gibi küsmemeniz elbette doğru bir davranış.

fakat sizin aileniz uzakta olduğu için iki tepkinin ölçüsünün aynı olduğuna inanmıyorum.
eşinizin ailesiyle daha çok yüz yüze bakıyorsunuz ve görüşüyorsunuz belli ki.
sosyal olarak zaten dediğiniz şey değiştirmeye çalışmak ve sürekli eleştirmek dışında normal.

benim anlamadığım, sizin aileniz uzaktan bile nasıl ilişkiyi kesmeye sebep olabilecek kadar bir müdahalede bulunuyor?
ki "bizimkilerde suç yok demiyorum" demişsiniz.
zaten az görüşüyorsunuz, uzaktasınız, bu yorumu da yaptığınıza göre ortada saçma şeyler var gibi geldi.
tavır koymak eşinizin hakkı, yapılacak şey durumu idare etmek.
eğer ortada gerçekten bir haddini aşma durumu varsa, eşinizden anlayış beklemek yerine, ailenizi dizginlemeniz lazım.

4. eşinizle dışarı çıkma keyfinin ayrı olmasını anlıyorum ama sanki eşiniz sizin eğlence tarzınızdan hoşlanmıyor gibi geldi.
yani bir akşam yemeğine çıkıp, iki kadeh şarap içip dönmek de mi kabul görmüyor?
o da kabul görmüyorsa bilemem, ama meyhane ve gece hayatına dahil olan şeylerden tepki aldığınıza göre, muhtemelen sizinle eğlenmiyor.
arkadaşlarınızla ortamınızdan, hatta arkadaşlarınızdan hoşlanmıyor da olabilir bu arada.
o da bir ihtimal.

çocuğun düzeni bence de bozuluversin, onda bir şey yok.
ama sanki o biraz mazeret ediliyor gibi geldi bana.

evlenmeden önce de böyleyse, o zaman yine "zaten öyleymiş, neden şikayet ediyorsunuz?" diyeceğim.
evlendikten sonra böyle olduysa, artık öyle şeylerden keyif almıyor olabilir.
yaşlar kaç bilmiyorum ama şimdi meyhaneye gitmek var, meyhaneye gitmek var.
ben de meyhaneye gidiyorum ama dediğiniz tarzda hoplamalı zıplamalı şeylerden ben de hoşlanmam.
o yüzden acaba eğlenme şeklinizden rahatsız oluyor olabilir mi diye düşündüm.

bu durumda kendinize özel bir aktivite yaratabilirsiniz belki.
yani arkadaşlarla eşi bir araya getirme konusunda ısrarı bırakın, karı koca bir yemek yiyip dönün mesela.
"seni akşam yemeğine çıkarayım" diye flört edin, çocuk işini de gerekirse kayınvalidenizle konuşup organize edin.
böyle bir teklifi de reddediyorsa, onu bilemem.

sizi evlilik içinde biraz kontrolcü, ısrarcı ve "fazla konuşan-dırdır yapan" kişi olarak gördüm açıkçası.
biraz rahat verin bence, çünkü sanki siz "sussanız" ortada pek bir sorun kalmayacak.
susmaktan kastım kendinizi şişirin anlamında değil elbette.
ama çözümü olmayan, iş işten geçmiş konularda ve düzeltemeyeceğiniz şeylerde fazla ısrarcı ve tutturan bir tavrınız var gibi.
halbu ki bu sorunlara alternatifler yaratabilirsiniz.
mesela gündelikçi ya da bakıcı tutun, evdeki dağınıklık ve anneyle ilgili sorunu çözmüş olursunuz.
yapamıyorsanız da destek olun.

gece dışarı çıkma konusunu önce karı koca aktiviteleriyle canlandırın, belki çocuk büyüdükçe o da biraz ayak uydurur, arkadaşlarınızın ortamına da girer.
bunlar seçenekleri olan konular.
niyetiniz iyi olsa da, karşıda sürekli söylenen ve konuşan birinin olması insanda gerginlik yaratır.
üstelik bütün gün çocukla ilgilenen biri zaten gergindir diye tahmin ediyorum, üstüne gitmeyin.
bunlar biraz çocukça serzenişler, yani ortada derin bir konu yok aslına bakarsanız.
0
blatta hiberna
(01.06.20)
öncelikle sorunlu bir evliliği çocukla taçlandırdığınız için sizi tebrik ederim.

neyse.

ben ortada boşanacak bir problem göremedim. hele ortada çocuk varken arkadaşlarım eve gelemiyor diye ağlanmak mantıksız geliyor.

1 ve 2 ise hayatımda duyduğum en saçma kavga sebepleri. dillendirebiliyor olmak bile komik. ilkini salla zaten çok düzen ve temizlik merakın var varsa kendin yap, temizlikçi tut. kayınvalidenin çocuk bakmaması konusunda ise bu duruma üzülüp kızmış olabilirsin ama dillendirip kavga çıkarmanın manası ne? daha neyini eleştiriyosun olmuş bitmiş, eşinin suçu ne?
0
elorelia
(01.06.20)
Hepsini okudum. Pardon ama sizin derdiniz ne? Bunlar problem mi? Bunun icin yuva yıkmayı cocugu bosanmis aile psikolojisi ile mahvetmeyi dusunuyorsaniz siz olgunlasmamissiniz bence. Rahat batmis gibi de. Boşanmış bi aile cocugu olarak gicik oldum sorunuza kusura bakmayin. ayrıca @blatta +1

edit: siz derken ikinizi de kastettim.

K
0
sanguine mcqaer
(01.06.20)
1- Sonuçta o ev bi şekilde düzenleniyor. Ha önce ha sonra, biraz esnemelisin.
2- Karın bu konudan şikayetçi değilse, senin yorum yapmana gerek yok.
3- Aileleri evin dışında bırakın. Kimse ana babasını seçemiyor, 60 yaşına gelmiş insanları değiştirmek sizin vazifeniz değil. Boşuna eleştiriyle siz kendinizi yormayın. İkiniz de ailelere saygıyla yaklaşıyorsanız yeterli, kimseyi sevmek zorunda değilsiniz.
4- Burada mevzu garip. Eve arkadaşla gelince "Burası pavyon mu?" çok kalitesiz bir söylem. Kaç yaşına gelmiş insanlar ağzınızla içemiyor hala sağa sola kusma moduna geliyorsanız o da garip. Ağzınızla içiyosanız bu laf gelmezdi sanki?

Özetle: Esnemen lazım hocam. Yoksa bu iş olmaz.

Ha bi de çocuktan önce de bu kadar olay vardıysa bu rağmen çocuk yaptıysanız "B" şıkkı sizin en başta düşünmeniz gereken şeydi. Kavga gürültü içinde bi eve çocuk getirme kararını verirken daha bencilce davranmışsınız ikiniz de. Şimdi boşansanız da devam da etseniz o çocuğa çok yazık.
0
lcha
(02.06.20)
şikayet ettiğiniz şeylerden 1-3-4 hepsi karı koca olarak aşmış olmanız gereken sorunlardı. bu konuda önerim yok sadece şunu soracağım. 5 yıllık evlisiniz, 1,5 yaşında çocuğunuz var. hadi 1 yıl diyelim hamilelik sürecini de çıkaralım. 2,5 yıllık evliyken çocuk yapmışsınız. geldiğiniz noktanın sebebinin karı-koca olmayı beceremeden anne baba olmak olduğunun farkında mısınız?
0
halanne
(02.06.20)
Öncelikle sebepler çok geçersiz. Yani bu tip sebepler bana boşanmak için çok eften püften geliyor, rahatlık batması gibi geliyor bu yüzden (b) şıkkı diyorum. Milletin ne sorunları var siz neyin derdindesiniz.

Erkeğim.

1- belki çok tertipli biri değilim diyedir ama yine de obsesif insanlara biraz kıl oluyorum. Evin düzenli tertemiz olması güzel şey eyvallah da eğlenmeye manilik bi tarafı yok.

2- kiracınızı çıkarıp geri taşının olsun bitsin. Bakıcı da tutmuşsunuz işte. Eşiniz hamile iken güven duygusunu annesine hissedip olmayacak bir şeye kalkışmış olsa da böyle olacağını bilse kendi de taşınmazdı, size eziyet olsun diye yapmış gibi anlatıyorsunuz, siz zaten gözden çıkartmışsınız gibi geldi.

3- çözümü şöyle bulabilirsiniz: eleştirme noktasında karşılıklı anlaşın, eleştirtmeyin, eleştirmeyin olsun bitsin. Dedikodu tarzı şeylerinden hoşlanmadığınızda da konuyu değiştirin ya da konuya ilgisiz davranın, dedikodudan hoşlanmadığınzı belirtin.

4-sadece bu konuda size hak verdiğim yan, eşinizle dışarıda yapmak istediğiniz olabilir ama bu da boşanmak için pek tutarlı değil. Milletin karısı sizin imtiyazlarınıza bile sahip olamıyor. Sizinde kendinize ait bir alanınız var demek ki ne güzel işte.
0
Unde bach canim
(03.06.20)
Umarım aranız düzelir. Evlilik ciddi bir şey, ortada çocuk da var. Sunduğunuz argümanlar evliliği sonlandırmak için bence çok basit. Bu olayların boşanmayı düşündürmesi asıl düşünülecek şey belki de. Gerçekten sadece bunlar mı?

28, E.
B şıkkı.

3 numaraya dair yorumum yok. can sıkıcı bir durum ama bu kadarsa boşanma için bir sebep olamaz.

Ben asıl 4'e çok şaşırdım. Sizin bir kerecik olsun eşiniz ve arkadaşınızla beraber olmak istemeniz kadar onun da arkadaşlarınızla beraber olmak istememe hakkı var. O kırılmasın diye istemediğiniz ortama girmeniz onun hatası değil. Belki bundan hoşnutsuz olduğunuzu bile göstermediniz ya da o kadar hoşnutsuz olduğunuzu bilmiyordu. Eşinizle beraber takılabiliyorsunuz, dışarı çıkabiliyorsunuz, arkadaşlarınızla çıkabiliyorsunuz, arkadaşlarınızla evde görüşebiliyorsunuz. ama eşiniz ve arkadaşlarınızla hep beraber alkollü bir buluşma yapamadığınız için çok bunalmış hissediyorsunuz.

bence sizin bu ısrarınız eşinizin size saygı duymasını azaltacak. hatta belki o alkollü eğlencelerde şarkı söylemek, dans etmek gibi sıradan sarhoş aktivitileri size olan saygısını azalttı bile. yazdıklarınızdan bu anlamı çıkarıyorum.
0
biseysorcaktim
(03.06.20)
Bence boşanırsanız boşanma sebebiniz bu konular değil bu konuları bile halledemiyor oluşunuz olabilir. Bu konular halledilebilir şeyler, demek ki taraflardan biri egosundan ödün vermiyor.
0
kitap arasında kalmış silgi tozu
(05.06.20)
(23)

Sevgili ile ilerisi için plan yapmak- yapamamak

garavel
Bir ilişkim var, kendisi bu sene üniden mezun oldu ben de seneye olacağım, benim gelecek planlarım arasında mezuniyetten sonra çift vatandaşlığım olduğu için avrupa'ya yerleşme düşüncesi var. Kız arkadaşım ise mezun olduktan sonra bu yurtdışında yaşama düşünceme bozuluyor bunu bırakıp gitmek olarak
Bir ilişkim var, kendisi bu sene üniden mezun oldu ben de seneye olacağım, benim gelecek planlarım arasında mezuniyetten sonra çift vatandaşlığım olduğu için avrupa'ya yerleşme düşüncesi var. Kız arkadaşım ise mezun olduktan sonra bu yurtdışında yaşama düşünceme bozuluyor bunu bırakıp gitmek olarak görüyor ve onu planlarıma dahil etmediğim için, beraber hayal kurmadığım için suçluyor. Benim düşünceme göre, eğer türkiye içerisinde yaşamayı düşünürsem ben, beraber planlar yapılıp ona göre yaşanılabilir tabii ki ( evlilik için ikimiz de erken olduğunu düşünüyoruz ).

Fakat yurtdışı hayalim devreye girince onun gelmesi bana göre gelmesi çok çok zor olacacağı için, planlarımı bir yerde tek başıma kuruyorum ve mezun olduktan sonra direkt gitmek istediğimi ona söyledim, evlilik hariç de yurtdışında onunla birlikte yaşamamızın bir yolu yok gibi. Mezun olur olmaz evlenmek de istemiyorum kesinlikle, orda sonuçta bilmediğim bir hayata sıfırdan başlayacağım vs. Kendimi Türkiye’de de süründürmek istemiyorum. Sonuçta bunlar 1-2 sene sonrası, bunları konuşmayalım diyorum fakat yine de bozuluyor. İlişki içerisindeyken onu da dahil ettiğim bir gelecek planı yapmıyorum, o hayaller kuruyor mesela ama ben kuramıyorum o da bu yüzden bana sürekli ilişki bitecekmiş gibi davranıyorsun diyor. Çıkmaza girdik. Birlikte plan yapmamakla, hayatıma onu dahil etmemekle suçlanıyorum, siz ne düşünüyorsunuz ?
0
garavel
(31.05.20)
Dostum sen mantıklı düşünüyorsun düşüncelerin konusunda yüzde yüz haklısın.İkinci olarak darılmaca gücenmece korkusu olmadan kız arkadaşına direkt bunları söyle çünkü seni suçluyor.Yani burada yazdıklarını ve düşündüğün gerçekleri kendisine söyle.Gelecek hakkında evlilik yolunda uyuşmazsanız zaten yollarınız ayrılır.
0
shredd
(31.05.20)
çok ilişkilerden anlayan bi tip değilim ama sen haklısın ama kız da haklı abi
0
high hopes of the sozluk
(31.05.20)
Üniversite biter bitmez evlilik düşünmesi, kız arkadaşının çok da mantıklı biri olmadığını gösteriyor. Sen de dürüst davranmışsın. Kendini evlenmek zorunda hissetmemelisin. Burada doğru olan yolların ayrılması.
0
ruhen hastayim ben
(31.05.20)
Gerçekten de planlarınıza o kişi dahil değil. Gelecek de yok bu durumda.
Hiç kimsenin karşısındaki kişinin zamanını çalmaya hakkı yok. Yolları ayırmak en doğrusu.
0
pro9it9is9
(31.05.20)
@ruhen hastayim ben kendisi de düşünmediğini, erken olduğunu vs söylüyor. ama yurtdışında yaşama isteğine de böyle bi şansım varken engel olamıyorum, gönül ister ki tabii ki oda gelebilsin birlikte yaşayalım ama evlilik hariç yolu yok. böyle bir şeyi de mantıken şuan düşünmüyoruz. şuan için zaten 2-3 sene sonrasını konuşmak çok çok saçma diyorum, birlikte hayal kurulmadığı için suçlanıyorum. geriye bir ihtimal kalıyor türkiye’de yaşamam o senaryoda işte.
0
🌸garavel
(31.05.20)
hiç bir kadın hatta erkek, bu şekilde hayatına dahil edilmediği bir yerde durmak istemez kusura bakmayın. kız arkadaşınız haklı
0
kisalafinuzunu
(31.05.20)
@shredd zaten her zaman %100 açık sözlü oldum. bugün taparsın çok seversin istersin, yarin öyle bir hata yapılır ki buz gibi soğursun dün verilen tüm sözler laflar yalan olmuş olur. kaldı ki, bana göre büyük kararlar bunlar, o yüzden her şeyi vakti gelince konuşmak doğrusu ama sonuçta bir şeyi gizlemiyorum.
0
🌸garavel
(31.05.20)
peki siz avrupa'ya yerleşme düşüncesi içerisinde kız arkadaşınızı nereye koyuyorsunuz ? avrupa'ya giderken ayrılmayı mı düşünüyorsunuz. zamanı gelince bakarız mı diyorsunuz, kız arkadaşınıza dediğiniz gibi. e bu senaryonun sonunda ayrılık olması gerekiyor zaten.

kız arkadaşınız da haklı siz de haklısınız. yolları ayırmak gerekebilir.
0
fezagezgini
(31.05.20)
@feragezgini bunları şimdiden konuşmak yerine evet dediğiniz gibi zamanı gelince bakarız düşüncesindeyim. az bir zaman değil çünkü min 2 seneden bahsediyoruz bu 2 sene çok uzun değil mi? insanların düşünceleri değişebilir, o gün gelmeden böyle şeyleri bugünden konuşmak bana saçma geliyor. ama ben ilişkinin en başından beri bu düşüncemden bahsetmiştim zaten uzun süredir olan bir şey. kaldı ki tr’de çalışıp 1-2 sene deneyim kazandıktan sonra gitmek istiyorum daha buradayız yani.
0
🌸garavel
(31.05.20)
İlişki evlilik yolunda mı gidiyor yoksa maksat günümüz mutlu olsun mu?
Eğer evlilik yolundaysa plan yaparken iki tarafı da düşünmek gerekir. O gün gelince belki fikrim değişir demekle olmaz. Ya değişmezse? Günü kurtarmaksa zaten kız fazla alıngan.
Şahsi fikrim kariyerinize odaklanın o yıllar geri gelmiyor. Kızı da kırmadan ilişkiyi bitirmek en mantıklısı. Ama gönül işi mantık da dinlemez Allah kolaylık versin..
0
cilekli pasta
(31.05.20)
aklıma sevgilisi için erasmusa gitmeyenler geldi. aman abi sakın planlarından ve hayallerinden vazgeçme. gelirse gelir. istiyorsa planlarına kendini de dahil eder. dediklerinin arkasında dur, aynen devam et.
0
MtKrt
(31.05.20)
@the cat
niye, uzak olunca ilişki devam etmiyor mu ? ben orada düzenimi kursam mesela ayaklarım üzerinde dursam sonra kendimi bişeyler için hazır ettiğimde onu yanıma alsam? ha bir de gelince hiç sevmeme mevzusu var, alışamaz vs bir sürü şey. ya da direkt ben alışamam, dönerim. bu da ihtimaller dahilinde neticede. hayat abi bu, bilebilir miyiz? peki benim isteklerim, düşüncelerim? çok güzel bir teklif alsam mesela gitmesem? ya da direkt hiç bilmediğimiz yere sıfırdan evlenip gittik diyelim çok çok büyük risk ceğil mi?
0
🌸garavel
(31.05.20)
bence konu kapanmis. sirf sevgili istiyor diye turkiye'de kalinmaz. gercekci olursak zaten hayatinda daha bir suru sevgilin olacak. daha iyisini bulursun. git avrupaya.

"ben orada düzenimi kursam mesela ayaklarım üzerinde dursam sonra kendimi bişeyler için hazır ettiğimde onu yanıma alsam?" kesinlikle oyle bir sey olmaz, cocuk mu kandiriyorsun derler. "olme esegim olme" deyimi bu gibi durumlar icin turetilmis. zaten kizi yeterince begeniyor olsan evlenip yaninda gotururdun. ben gideyim sonra gelirim = cayma hakkim olsun istiyorum, sen beni bekle bu sure icinde.
0
hot potato
(31.05.20)
Zaten önünüzde bu kararları düşünmeniz için kocaman bir yıl daha var mezuniyete kadar, bir yıl içinde kim öle kim kala. Belki de ilişki, yurtdışı meselesine kalmadan, başka bir sebepten ötürü bitecek. O yüzden şimdiden düşünüp fazla da sıkmayın canınızı.

Bir de, bu tarz konularda genelde karşı tarafı hayal kırıklığına uğratan şey sizin yaptığınız plandan ziyade, bu planı aktarış biçiminizdir. Yani elbette eğitiminiz gereğince yurtdışına gitmeyi düşünmenizden daha normal ve daha mantıklı bir şey olamaz, fakat bunu "ben giderim, ben ederim" vs. gibi tamamen birinci tekil şahısta konuşarak söylüyorsanız elbette karşı tarafta düşüncelere yol açabilir. Ben giderim demek başka, acaba beraber gidebilir miyiz ya da gitsem nasıl oluruz diye sorular sormak başka.

Bir de, bu konuda çevremizde çok örnek var ve bu tarz ayrılık yaşayan neredeyse herkes ayrılıyor sonunda. (Ben de dahilim buna) Bu yüzden, böyle bir kararı bu kadar açık bir şekilde iletebiliyor oluşunuz, ona kıyasla ayrılık ihtimalini çok daha cesur karşıladığınız anlamına geliyor. Belki de buna bozulmuştur.
0
lolita
(31.05.20)
aynı durumu yaşayan, kadın tarafıyım. bu sene mezun oldum ve yurt dışına çıkma planım bir süre erteledim. bunun sebepleri arasında erkek arkadaşımla daha cok vakit geçirmek istemem de var. 1 sene içinde her şey değişebilir, bunu yaşayarak göreceğiz.
mantıklı düşünüyorsun, bunu kaybetme. öte yandan, fırsatlar karşımıza tekrar çıkabilir, çok şey değişebilir ama bir insan bir kez karşımıza çıkar ve bir kez kaybedilir.
eğer geleceğinde hiç bir şekilde göremediğin birisi ve er geç zaten ayrılacağınızı düşünüyorsan, erkenden bitmesi ikiniz için de daha iyi olur. kız arkadaşına “senin için gitmedim bak. kötü oldu” deme tabi eğer gitmeyeceksen. kararların sorumluluklarıyla beraber sana aittir. karşındaki insanı da üzmemen lazım, enine boyuna düşünün derim.
ikiniz için de en iyisi olsun.
0
milord
(31.05.20)
bence kız haklı. bir yere kadar tamam, sonrası yok diyorsun. kız arkadaşın için geleceğinden vazgeçme tabi ama isteseydin geleceği de birlikte planlardın.
0
anais
(31.05.20)
sen yurtdışında yaşamak isteme hakkına tabii ki sahipsin fakat kız haklı kusura bakma. sen onsuz bir gelecek planlıyorsun ve bundan duygusal bir rahatsızlık duymuyorsun ama kız senin yurtdışına gitmenle ayrılığın aynı şey olduğunu bildiği için rahatsız oluyor. derdi yurtdışına gitmen değil yani. ilişkinin son kullanma tarihi var gibi bir şey. seni sevdiği için bırakamıyor da öyle gitmeni bekliyor. ne üzücü değil mi? beni suçluyor demişsin ama ne yapsın?
0
sanguine mcqaer
(01.06.20)
dostum biraz empati kursan aslında mevzuyu daha iyi anlayabilirsin, sen çok rahat eyvallahı çekip arkana bakmadan gidecek imajı veriyorsun. tc de buna fuckbuudylikten bi tık sonrası gözüyle bakılır. faruk biz şimdi neyiz sorusunu sorması doğal. ilişki kavramına farklı baktığınız yol ayrımına gelmişsiniz. ben avrupaya gideyim sonra seni alırım gibi bir sonuca da varmayacaksanız. devam etmenizin bir anlamı kalmamış gibi duruyor. 1 sene daha ilişkiyi sürdürmek atlayacağınız yüksekliği arttırmaktan farksız.
0
Golgi
(01.06.20)
O kadar istiyorsa seni, o zaman o kendinden feragat etsin, sonuçta sen gelecek için seni hesaba katmiyorum demiyorsun ona, o bu durumu öyle yorumluyor. Ha gerçekten katmiyorsan ya da katsan mi katmasan mi kararsizsan, yanlışlık sende.

Ha böyle değilse,

Yani sevgilin, darılma da, böyle seni aşağı çeken insanları pek umursamamak lazım bana kalırsa.

Ancak bu bir tarafı, kilit nokta bana kalırsa demin de yazdığım feragat meselesi.

Çünkü sizin durumda, sanki sen yapılmasa da olur olan bir şey yapıyorsun gibi bir durum oluşmuş, ve bu yüzden senin vazgecmen gerekiyor, suçlusun.

Onun ilişki anlayışında öyle bir şey var madem, fedakarlık yapan, feragat eden o olsun.

Mesela o da aynı ülkede yüksek lisans araştırsın, başvurular yapsın. Ayda, iki ayda bir yanına gelsin...

Ama sen söyler misin bilmem de hayatım pahasına bahse girerim teklif etmek değil sözü bile geçse kabul etmez ve lafı karıştırıp yine seni suçlar.
0
encokbenisevinnolur
(01.06.20)
Kendi hayatına yatırım yap
Bas git avrupada master yap
0
photo85
(01.06.20)
@photo85 ben master için değil direkt çalışmak için düşünüyorum orayı. 1-2 sene türkiye'de alanımda deneyim kazandıktan sonra şirketlere başvuru yapıp illa bir iş bulurum düşüncesinedyim gitmek için master vs yapmam şart değil yani, onun gelme durumu benim gibi çalışma- oturma izni olmadığından rahat olmuyor.

@encokbenisevin katmama gibi bir durum zaten yok ki,sadece mantıken hiç bilmediğim bir yere gidip orada sıfırdan başlarken buradan birisiyle beraber gitmemin tek yolunun evlilik olması ağır bir sıkıntıyı doğuruyor, yoksa mesela kendisinde de ab'de oturum- çalışma bulunsa ben zaten tamamım beraber gidip bir şeyler denemeye, işi bozan kısım işte o ciddileşme, şimdiden konuşmak onları fazlasıyla geriyor beni ve çok çok ilerisi.
0
🌸garavel
(01.06.20)
Yani senin durumda anladığım öyleyse, evlenmek ya da evlenmemek değil, bunun hemen olup olmaması ile ilgili.

Bir de, evlenir evlenmez yurtdışına ya da başka şehire gitmek, intihara teşebbüs gibi evlilik adına, çünkü bir süreniz çok yapışık geçecek, birbirinize mecbur hatta mahkum konumda olacaksınız.

Bilemiyorum, belki "bizim için daha iyi bir gelecek için yapiyorum bunu" şeklinde sunmak öyleyse işleri bir ihtimal değiştirebilir
0
encokbenisevinnolur
(01.06.20)
E arkadaş hayatına dahil etmiyorsun ki arkadaşını zaten. 2 senelik bir ilişki vaad ediyorsun an itibarıyla, o da buna bozuluyordur. İkiniz de haklısınız bu arada. Sadece sen hem çorbam dursun hem karnım doysun derdindesin (Hem 2 sene sonra kuşlar gibi özgür Avrupa'ya yerleşeyim, ama o zamana kadar da mevcut kız arkadaşımla takılayım). Kız da böyle istemiyor. Hemen evlenmeyelim ama 3-4 sene beraber olursak, işe girdikten sonra beraber yaşarız belki sonra da evleniriz vs. Bu yola girin demiyorum. Ama uzak mesafe ilişkisine güvenmeyen biriyse karşınızdaki oldurmaya çalışmak nafile çaba...
0
SiyamkedisiZorro
(01.06.20)
(2)

Evde saç boyamak

sacrilegious
3 ay önce saçıma sıcak karamel balyaj attırmıştım. İlk bir hafta iyiydi ancak korona muhabbeti olunca tekrar kuaföre gidemedim ve boya saçıma tam oturmadı, oryal ile açılan kısımlar şu an çingen sarısına döndü. yeniden kuaföre gitmek istemiyorum, sıcak karamel tonlarda bir boya alıp evde kendim Baly
3 ay önce saçıma sıcak karamel balyaj attırmıştım. İlk bir hafta iyiydi ancak korona muhabbeti olunca tekrar kuaföre gidemedim ve boya saçıma tam oturmadı, oryal ile açılan kısımlar şu an çingen sarısına döndü. yeniden kuaföre gitmek istemiyorum, sıcak karamel tonlarda bir boya alıp evde kendim Balyaj yaparak bu akan kısımların (sarıların) üstünden geçemez miyim acaba?
0
sacrilegious
(31.05.20)
Gecersin zaten bikac kere o sarilarin ustunden gecmeden renk oturmuyor. Senin boyadigin da akacak. Kuafor de ayni seyi yapacakti. Dogal sacimi paket boyayla boyayim desen yapma derdim ama acilmis yerleri boyamanin kotu bi sonucu olacagini sanmam.
0
sanguine mcqaer
(31.05.20)
Daha önce evde boya deneyiminiz yoksa balyajşa başlamak riskli bi iş. Bence elseve mor maske veya sampuan veya ikisini de alıp uygulayın, akmış Sarı küllü bi renge dönsün. İlla boya yapmak isterseniz sıcak karameller çok turunculuk yapabilir, yarı kalıcı boya tercih edebilirsiniz rengini full vermeyecek, L'Oreal casting creme gloss bal köpüğü gibi
0
turk kizi
(31.05.20)
(3)

kulaklık boyutu belirleme

inheritance
komşu gürültüsünden bıktığım için kulak tıkacı almaya karar verdim. bunların boyutu oluyormuş, boyut belirlemek için bir pdf vermişler bastırmak gerekiyormuş. yazıcım yok, bastıramıyorum. yazıcı olmadan kulaklık boyutumu nasıl belirleyebilirim?pdf: http://www.otifleks.com.tr/assets/boyut-belirleme-d
komşu gürültüsünden bıktığım için kulak tıkacı almaya karar verdim. bunların boyutu oluyormuş, boyut belirlemek için bir pdf vermişler bastırmak gerekiyormuş. yazıcım yok, bastıramıyorum. yazıcı olmadan kulaklık boyutumu nasıl belirleyebilirim?

pdf: www.otifleks.com.tr

ek olarak, bu marka (otifleks goodsleep) nasıldır? 3m 1100 ve moldex önerildiğini gördüm genelde.
0
inheritance
(29.05.20)
elinize bir a4 kağıt alın. ekran üzerine tutun. alttaki sayfayı da %100 yada %110 ayarına getirip elinizdeki kağıt ile aynı boyut oldu mu diye kontrol edin. Bu şekilde monitörü kağıt ile aynı boyut gibi kabul edebilirsinz bence
0
pislick0
(29.05.20)
3m 1100 kullaniyorum gayet memnunum.
0
sanguine mcqaer
(29.05.20)
Boyut ise zaten elinle sikistirip kulagina sokuyorsun ve o sisiyor. 3m 1100da boyut bilgisine gerek yok bence.
0
sanguine mcqaer
(29.05.20)
(8)

Mesajlaşma aralığı

pek ılımlı baterist
Bir arkadaşım var. Bazen sohbet olsun diye ya da iş yüzünden mesaj atıyor. Görünce cevap veriyorum birkaç dakika içinde ama o 1 saat sonra cevap veriyor. Her mesaj aralığı 1,5-2 saat. Sinir oluyorum buna. Söyledim birkaç kez. Görmüyorum dedi. Elinde telefon ve sürekli bildirim gidiyor yani nasıl gör
Bir arkadaşım var. Bazen sohbet olsun diye ya da iş yüzünden mesaj atıyor. Görünce cevap veriyorum birkaç dakika içinde ama o 1 saat sonra cevap veriyor. Her mesaj aralığı 1,5-2 saat. Sinir oluyorum buna. Söyledim birkaç kez. Görmüyorum dedi. Elinde telefon ve sürekli bildirim gidiyor yani nasıl görmüyor olabilir ki. Ayrıca arkadaşlarına hemen cevap veriyor. Ha beni önemsemiyor yazmıyor desem kendi mesaj atıyor sohbet etmek için genelde. Sıkılıyor desem daha ilk mesajlarda böyle durum. Merhaba yazıyor, merhaba yazıyorum ama nasılsın mesajı 2,5 saat sonra geliyor örneğin. Baya sinirlerimi bozuyor bu durum. Yerimde olsaydınız nasıl tepki verirdiniz?
0
pek ılımlı baterist
(27.05.20)
müsait değildir muhabbet edecek durumda değildir o an. mesaj atıp 2. mesajı atmasa daha ayıp olur gibi geliyordur. ben de yapıyorum bunu bazen.
0
kelepir
(27.05.20)
yazamayacak durumda olduğum zamanlarda insanlara mesaj atmadığım için beni de rahatsız ederdi bu durum. 1-2 sefer olsa sebebi var derdim ama hep böyle yapıyorsa kasıtlı olması lazım diye düşünürüm.
0
Bruce
(27.05.20)
geç cevap ver, aynısını yap, merhaba yaz 2. cevabı 2 saat sonra yaz.

2,5 saat sonra cevap verdiğinde k.bakma görmedim gibi bir şey diyor mu ? yoksa normal devam mı ?
0
fezagezgini
(27.05.20)
ya buna ben de sinir oluyorum. 1 kez 2 kez değil her seferinde yapan biri bilerek yapıyordur. hepimiz telefonumuza yapışık yaşıyoruz sonuçta kimse kimseyi kandırmasın.
0
sanguine mcqaer
(27.05.20)
demiyor. normal devam ediyor konuşmaya. @fezagezgini

bir kere, iki kere olsa neyse derim de hep yaptığı şey bu. @kelepir
0
🌸pek ılımlı baterist
(27.05.20)
arkadaşlarına anında dönüyor ama? @the cat
0
🌸pek ılımlı baterist
(27.05.20)
herkese sıra sıra yazıp duruma göre devam ediyor olabilir.benim de çok sinir olduğum bir durum bu , " işim var yarım saat sonra konuşalım mı ? " bile diyemeyecek birisine gibtir git deyip iletişimi kesiyorum ben.
0
uzunincemalbrodayim
(27.05.20)
Bilerek yapiyor, o 2 saate cevap veriyorsa sen 4 saat sonra cevap ver. 2 3 gun sonra ya sana asiri kizgin bir mesaj aticak(senden hoslandigini gosterir) ya da hicbirsey yapmyacak
0
monicapp
(27.05.20)
(5)

Daire kanalındaki evler

ırene adler
>>Selamlar herkese,youtube'daki daire kanalını bilenler vardır.Buradaki evlerin bir çoğunu baya sevdim. Modern ile vintage karışımı yerleri beğeniyorum daha çok. Aşağıdaki ev mükemmel mesela.https://youtu.be/FJHnWtFa3LUSorum su. Mimar olanlar hariç,insanlar bu tarz evleri nasıl olusturuyor?Elime şim
>>Selamlar herkese,youtube'daki daire kanalını bilenler vardır.
Buradaki evlerin bir çoğunu baya sevdim. Modern ile vintage karışımı yerleri beğeniyorum daha çok. Aşağıdaki ev mükemmel mesela.

youtu.be

Sorum su. Mimar olanlar hariç,insanlar bu tarz evleri nasıl olusturuyor?Elime şimdi istediğim tarzda bir ev yapmak için para gecse ki geçebilir( çok büyük bütçelere gerek yok).Neyi nerden alıcam,aldıklarımın yanına dekor olarak koyabilcegim şeyleri nerden alırım,hiç bir fikrim yok.

Bu insanlar bu tarz evleri zaman içinde mı oluşturuyor? Bir koltuk,yatak vs beğeniyor mesela ,sonra tarzına uygun bir gardrop gibi temel esyalar. Ve bunlar alındıktan sonra dekoratif şeylerle süslemek mı kalıyor sonrasında? Tam anlatamadigim galiba sorumu ama para da olsa hemen bu tarz evler oluşturmak benim için zor gibi. O artistik bakış açım,vizyonum filan pek yok sanki. Bu durum için bir iç mimarla çalışmak gerekir mi ilk etapta? Sonra da düzenlemeleri ve dekoru zaman içinde zenginleştirmek mesela. Sizce nasıl süreçler bunlar? Biraz bu konudaki kültürü mü arttırmak gerekir?
0
ırene adler
(27.05.20)
yapı malzemelerini tanımanız ve yeni çıkan malzemeleri-çözümleri takip etmeniz gerekir. bunun için iç mimarlık-dekorasyon dergilerini okuyabilir ve fuarlara gidebilirsiniz. bir de bu konuda başarılı olabilmeniz için mümkün mertebe uygulanabilirliği kolay, detayları zor olmayan ama dayanıklı ve uzun ömürlü çözümler düşünmeniz/bulmanız istediğiniz şekilde bir evi yaptırabilmenize olanak kılabilir. diğer türlü mimar-mimarlık firması ile çalışmanız gerekebilir. yani siz istediğiniz imalatı bir usta çağırıp yaptırmanız mümkün olmayabilir.

bir de dekorasyon işinde mobilya-ahşap işi en önemlisi. iyi bir mobilyacı ile çalışırsanız yukarıda bahsettiğim, yaptırmak istediğiniz basit ev, mobilya eklenince göze hiç de basit görünmez..
0
malheiros
(27.05.20)
eskiden dergiler vardı. dergiden tasarımı alır eve bunu yap derdik hoop sana tasarım mobilya olurdu.

şimdi youtube var beğendiğin bir koltuk vs olursa gösterip aynısını yaptırabiliyorsun.

misal bu evi ve eşyalarını mı beğendin? buluyorsun bir usta sana aynısını yapıyor. ya da bunlara benzer şeyleri arıyor ve alıyorsun.

bu işi kurumsal olarak yaptığım için çok kolay olduğunu söyleyebilirim. mühendis olmama rağmen en az 5-6 özel patron odası ve yüzlerce örnek daire vs için eşya satın aldım. tasarımı da yoksa iç mimar bulup çizdirdim. çizdiremediysem kendim çizdim vs.

koleksiyon ile falan çalışıyorum genelde patron odaları için hiç kasmaya gerek yok para var huzur var.
0
ozdek
(27.05.20)
www.youtube.com burada bir kitaptan bahsediyorlar. Bir bak istersen.
0
sanguine mcqaer
(27.05.20)
bu evlerden birindeyim.
mimar değilim.
öncelikle güzel ışık alan bir daire aradım uzun süre.
evi dekore ederken yani henüz eşyalarım yokken/taşımamışken özellikle salona bakıp hangi duvara hangi köşeye ne gelecek planlamıştım.
ağırlıklı renkler ve geometrik etkisi belirliydi kafamda. mesela oval, elips hiçbir şey yok. genellikle karesel objeler, köşeli hatlı eşyalarım var.
bir de akım/trend açısından ana bir çizgim vardı. retro mu olacaksınız, romantik mi modern mi potmodern mi iskandinav mı vs bu da önemli.
büyük bir bütçem yoktu.
uzun bir süre her gün letgo ve bazı küçük parçlar için antikacılara gittim. örneğin yemek masası için aradığım parça belliydi ve ilan sahibi paylaşır paylaşmaz letgodan yazıp ertesi günü satın aldım.

bence ışık, ışığa göre yerleşim, eşyaların aynı dili ya da en azından aynı ana dili konuşması, kullanılan renkler vs önemli. evi ya da odayı yani dekore edilen bölgeyi bütün görmek gerekir. şu koltuk da ne rahatmış ya da ay rengine bayıldım diye düzeninizle tezat oluşturacak bişey sırıtıyor yani özellikle tezatlık amaçlanmıyorsa.
0
jimjim
(27.05.20)
aynı şeyi ben de düşündüm. evler çok güzel objeler, dekorlar, renkler, bitkiler. Bence uzun süren bir süreçtir bu parçaları birbirine uydurmak ya da yakıştırmak. ve genelde hepsi istedikleri parçaları uzun süre arayıp bulamayınca bir mobilyacıya falan yaptırdıklarını söylüyorlar.

bence işin para boyutu da çok önemli. çok büyük bir kısmının kendi evi ve cidden istedikleri gibi dekore edebiliyorlar. keza aldıkları ürünler, objeler, bitkiler bile baya iyi para. etiler'de çekilen bir bölümündeki mermer kitap tutacağına bayılmıştım, tekinin fiyatı 500 liraydı mesela... o upuzun makromeler, duvar kağıtları da o şekilde. bitkilerden hiç bahsetmiyorum bile. neyse gidip biraz pinterestten ev bakayım da bunalıma gireyim :/
0
livaist
(28.05.20)
(9)

PMS dönemi kilo alıyorsunuz? -ödem-

kırmızıayakkabılıgargamel
Merhaba, Bir süredir diyet yapıyordum ve kilo vermiştim. Buraya kadar her şey güzel. Bir gün bi de baktım tartıda 1.5 kilo fazlayım, bazen ikiye çıkıyor. Daha önce kilomu kontrol etmediğim için tartıda böyle bir duruma ilk kez tanık oluyorum tartı üzerinden. Moraller bozuk, motivasyon düşüyor. PMS
Merhaba,

Bir süredir diyet yapıyordum ve kilo vermiştim. Buraya kadar her şey güzel.

Bir gün bi de baktım tartıda 1.5 kilo fazlayım, bazen ikiye çıkıyor. Daha önce kilomu kontrol etmediğim için tartıda böyle bir duruma ilk kez tanık oluyorum tartı üzerinden. Moraller bozuk, motivasyon düşüyor.

PMS dönemindeyim bu dönemde 2 kilo fazlalık normal mi?
Siz de böyle oluyor musunuz? Kaç kilo alıyorsunuz mesela?
0
kırmızıayakkabılıgargamel
(27.05.20)
normal, odem o. ostrojen hormonuyla cosuyor beden
pms in bitmesiyle gidiyor, kilo ne kadar fazlaysa odemde o kadar fazla olur.
bol suya devam
0
cairo
(27.05.20)
Hiç fark etmedim açıkcası. Ama pms dönemlerinde kendimi şişko hissederim her zaman. Demek sebebi buymuş. 53 kiloyum.
0
ruhen hastayim ben
(27.05.20)
Normal tabii ki odem tutuyorsunuz cunku. Regl donemi bitmesiyle bitiyor bu odem durumu da. 1 kilo civari oynuyor benimki. Bol bol su icin. Gunde bir-iki bardak yesil cay tuketin. Cok tuzlu, sekerli de yemeyin mumkunse.
0
fraise
(27.05.20)
Normal. duzenli beslenen spor yapan biriyim regl oldugumda veya yaklaştığında tartılmam 1-2 kilo arasi fazla çıkarım çünkü. Ödemden dolayi arkadaslarin dediği gibi.
0
sanguine mcqaer
(27.05.20)
Regl öncesi 3 gün ve regl sonrası 3 günde tartı sonuçları doğru çıkmayacaktır, bilginize
0
gergedan
(27.05.20)
3 günü onden yedik 5-6 pms 3 günüde sondan gitti ayın yarısı, kadın olmaz zor iş bee.
0
cairo
(27.05.20)
Regl öncesi ve sonrası için özellikle tartılmadım, hesabını da tutmadım açıkçası ama o dönem kendimi şişkin hissediyorum.

2 kilo fazlalık da normal ama bence.
0
Amaranta ursula
(27.05.20)
ben balon gibi şişiyorum. bildiğin göbek yapıyorum o yüzden çok normal.
0
tuborg yesili
(27.05.20)
Odem normal bende de oluyo. O donem karbonhidrat yemeyip proteinle ve bol su yesil cay vs ile gecirmek gerekiyor.
0
hindistan cevizi
(27.05.20)
(4)

Wireless sürücüsü görünmüyor

masmeleddin erdogan
Aygıt yöneticisinde wireless sürücüsü görünmüyor. bilgisayarda wifi ayarları da görünmüyor. sağ alttaki internet simgesine tıkladığımda herhangi bir wifi adı gelmiyor. wireless sürücüsünü flash bellekten kurmaya çalıştığımda işlem sonunda "aygıt bulunamadı" diyor.internetteki birçok yolu denedim ama
Aygıt yöneticisinde wireless sürücüsü görünmüyor. bilgisayarda wifi ayarları da görünmüyor. sağ alttaki internet simgesine tıkladığımda herhangi bir wifi adı gelmiyor. wireless sürücüsünü flash bellekten kurmaya çalıştığımda işlem sonunda "aygıt bulunamadı" diyor.

internetteki birçok yolu denedim ama çözüm bulamadım. geriye tek şüphelendiğim wireless donanımında bir sorun olduğu.

sizce de sürücü görünmüyorsa donanımsal bir sorun mu vardır? kendim çözebilir miyim bu sorunu? format atınca da sorun düzelmedi.

(windows 10)

sonuç: harici wifi adaptörü aldım.
0
masmeleddin erdogan
(27.05.20)
formatı dahi denediysen sorun direkt donanımsaldır.
Laptopu son zamanlarda sert bir şekilde düşürdüysen ya da savrulmuşsa alt kapağını açıp wireless kartı söküp tekrar takmayı deneyebilirsin. Yuvası ile bağlantısı kopuş olabilir.
Ancak hiç haraket bile etmeyen bir bilgisayarda bu olduysa modeline uygun wireless kart ya da harici usb wifi adaptörü bakman daha mantıklı.
0
foolrules
(27.05.20)
Driver programi indir. Orada wireless surucusu unplugged gorunuyorsa gecmis olsun. Usb adaptor alip kullanirsiniz.
0
sanguine mcqaer
(27.05.20)
usb'den boot edebiliyorsan ubuntu desktop u live olarak boot edebilir misin?

yanlışlıkla kurma tabi.

ubuntu desktop live olanı çoğu wifi vs sürücüsünü de otomatik tanıyor. eğer orada da göremiyorsan bir dongle alabilirsin. 5 ghz destekli al da aldığına değsin tabi.
0
ozdek
(27.05.20)
Aygit yoneticisinde donanim gorunmuyorsa driverla, formatla ugrasmaya gerek yok diye dusunuyorum. Ya baglantisinda sorun vardir ya da wifi adaptoru sizlere omur.
0
Kirmizibavul
(27.05.20)
(25)

bozulunca ne yapıyosunuz ?

ramazanali
Hatun kişiyle konuşuyoruz tatlı tatlı şu an yeni tanışma aşamasındayız. Off çok sıkıldım nefes alamıyorum filan yazdı. Ben de bugün dayan yarın hürgeneraliz dedim. Hürgeneraliz ne filan yazdı. Ben de esprisine yazdım filan dedim üsteledi hürgeneral ne ya böyle bozdu yani beni. Espri kalitem bu düze
Hatun kişiyle konuşuyoruz tatlı tatlı şu an yeni tanışma aşamasındayız. Off çok sıkıldım nefes alamıyorum filan yazdı. Ben de bugün dayan yarın hürgeneraliz dedim. Hürgeneraliz ne filan yazdı. Ben de esprisine yazdım filan dedim üsteledi hürgeneral ne ya böyle bozdu yani beni. Espri kalitem bu düzeyde değil ama bazen sırf muhabbet dönsün diye de böyle saçma espri yapabiliyorum. Kıza açıkladım canım bi sus yazdı bildiğin bozuldum.Yazmadım bişey.Şimdi yazmış bazen yersiz esprsiler yapıyosun anlayamıyorum. Sinir oluyorum demiş. Böyle giderse ben şamaroğlanına dönerim. Yeri gelir kötü espri de yaparım abartmamak şartıyla. Ne diyosunuz nasıl bi tepki vermek lazım merak ettim düşüncelerinizi ?
0
ramazanali
(26.05.20)
Valla on numara espri işte kız ne olduğunu bilmediği için boş boş konuşmuş. Bence sen uza yavaştan bu kızla vakit geçmez.
0
Boris
(26.05.20)
gereksiz bozmuş bence. ben bazen espri kötü olsa bile karşıdakine ayıp olmasın diye gülüyorum. en fazla hürgeneral mi öff :) falan yazıp gülebilirdi şakaya vurup.
ben olsam bi daha yazmazdım. o yazarsa da başlarda biraz mesafeli konuşurdum.
0
buneperhizwhatisthis
(26.05.20)
Burda bozulma yok bana göre, "hee zeka düzeyi düşükmüş" derdim, geçerdim.


Daha da cevap yazasım gelmezdi.
Ama nispeten uzun süre konuşulduysa kibarca, incitmeden konuyu kapatır,iyi dileklerle hoşçakal derdim.
0
masseter
(26.05.20)
"Canım bir sus" çok rahatsız edici bir cevap, karşınızda kaba bir insan var. Ben yerinizde olsam gerçekten de susardım.
0
Olive
(26.05.20)
abi esprinin iyi veya kötü olmasıyla ilgisi yok, kız direkt orgeneral korgeneral kavramlarına hakim olmadığı için ne dediğini cidden anlamamış ve kompleksli de biri belli ki. Bomboş. Bırak gitsin +1
0
tejeve
(26.05.20)
@olive+1
Ayrıca @masseter'in dediği gibi kibarca konuyu kapatir, hoşçakal derdim.
0
Amaranta ursula
(26.05.20)
Valla biz kizlar espri kötü olsa bile sirf gönlü olsun diye guleriz adama. Tabi eger onu umursuyor, deger veriyor veya hoslaniyorsak.Ennnn azindan ya cinim soguk bi espriydi hehehe falan yaparsin. Bu kızla işin zor bence seninle vakit geciriyor sadece. Samaroglani mevzusuna da katılıyorum. Kac kac.
0
sanguine mcqaer
(26.05.20)
Belki askerlik terimlerine yabancı. Hürgeneral'in ne olduğunu çoğu kadın bilmez. Diğer esprilerine de böyle tepkiler verirse sıkıntı.
0
komando kani var bende
(26.05.20)
Başta anlamamış, sen açıklamak zorunda kalınca da ezik miyim ben diye saldırıya geçmiş “canım bi sus” diyerek.
Sevmedim kızı.
Ben ne salak esprilere ne kahkahalar attım... Ve ne esprilerimi bilale anlatır gibi uzun uzun açıklamak zorunda kaldım... insan sevdiğini tersleyemez hele susmasını asla istemez.
0
megalomaniac
(26.05.20)
AHAHAHAHAHAHA bence kız senden hoşlanmıyor. hoşlansa komik bulurdu ya da bu kadar bozmazdı.
0
fragile lady
(26.05.20)
"Canım bir sus" çok kaba bir laf. Ne o öyle azarlar gibi. Ben uğraşmazdım her seferinde böyle azarlayacak mı?
0
legolasin son oku
(26.05.20)
Tanışma aşamasında böyle davranan kızdan sana fayda gelmez. Tam bir tripli kezban. Karşındakine ilgi duyan biri bu şekilde tepki vermez. Yersiz espriler yapıyormuş da anlayamıyormuş sinir oluyormuş. Kızımıza bak hele. Bırak gitsin bence yazma bir daha.
0
bayc
(26.05.20)
Bir kere yaptigin espri degil karsidaki kahkaha atsin amaci yok. Oylesine soylenmis geyik bir deyiş. Bu laftan buraya gelmek cok sacmaymis.
0
pofudukayi
(26.05.20)
Gönder bu kızı Ramazan Ali. Güzelliği on para etmez eğer anlayışsız ve şımarık biriyse. Dert sahibi olmadan yolla...
0
pass
(26.05.20)
Kızla tinderdan tanıştık alımlı bi hanım kızımızdı hoşlantıyı belli edince demek ki olay buraya geliyor.
0
🌸ramazanali
(26.05.20)
Bence kız senden hoşlanmıyor. O yüzden bu kaba tarzını göstermekten çekinmemiş. Hiç uğraşma abuk sabuk biri belli ki.
0
aquarium
(26.05.20)
Flörtleştiğin birine bi sus diyemezsin çünkü bu bariz kabalıktır. Espiriyi beğenmezsen yalandan güler geçersin en fazla. (Ne rahat insanlar var. Biri incinir kırılır diye şöyle bi rahat olamadım ya)
0
nick konusunda kararsizim
(26.05.20)
internette senden daha komiklerini bulabiliyor bir kaç saniye içerisinde
artık en ufak problemde next diyorlar kızdan daha güzel değilsen

serengeti
0
bir soru sorcam
(27.05.20)
Bu ne biçim konuşma şekli yahu, bana çok saygısızca ve kaba geldi. Kadın veya erkek fark etmez, birisi benimle bu seviyede konuşsa ilişkimi keserdim açıkçası.
0
lolita
(27.05.20)
o ne la öyle? bunda büyütecek ne var? bi de kurşuna dizseydi amk :)))

kanka istenmiyorsun orada.. SENİ İSTEMİYOR. hemen terk et orayı.. hemen.. bir saniye durma.
daha fazla durup ezdirme kendini!
0
tabudeviren
(27.05.20)
yeni tanıştığın insana bi sus denmez. popolarını kaldırmayın böyle kişilerin.
0
aydonno
(27.05.20)
Bende uzarim, kaba insanlara tahammülüm yok. Bu cevap evet kaba.
0
Topalordek
(27.05.20)
azcik onurun varsa bu laftan sonra mesaj atmazsın
0
egokalp
(27.05.20)
Kıza asker arkadaşı nuhabbeti yapmışsın resmen.

Neyse muhabbetiniz iç açıcı değil ve buraya gelip yazdığına göre biraz da zoraki gidiyor gibi görünüyor.

Yasin küçük olabilir ama benden tavsiye ne yazayım diye kimseden tavsiye isteme, zaten taktik yapman gerekecekse bı hayır gelmeyecektir oradan.
0
nucleon
(27.05.20)
yersiz espriler yapıyorsun diyen birine ayarı verip ortamdan uzaklaşırdım ben olsam. bu ne samimiyetsiz cümle yav. evlat olsa sevilmez. espriyi beğenmiyorsan komik değil dersin ki bu da görece absürd bir yanıt olduğundan karşı bir komiklik olmuş olur.
bu kadınla hayat geçmez.
0
bohr atom modeli
(27.05.20)
(2)

Bi instagram sorusu

Beni son 3 ayda takip eden kişileri veya hesabımı ne zaman gizli ne zaman herkese açık yaptığımı görmek istiyorum.Böyle bir şansım var mı?
Beni son 3 ayda takip eden kişileri veya hesabımı ne zaman gizli ne zaman herkese açık yaptığımı görmek istiyorum.
Böyle bir şansım var mı?
0
(26.05.20)
Hesap verileri kısmından sadece kendiniz için hesap gizliliği değişikliklerinden bakabilirsiniz
0
coca cola
(26.05.20)
Verilerimi indir diye bir sey var. Herşeyin dökümünü atıyorlar size. Gizlilik falan oralari kurcalayin
0
sanguine mcqaer
(26.05.20)
(2)

kadın kuaförleri tam randımanlı çalışıyor mu şu an

regina phalange
yani fön, kaş, bıyık, kesim, boya vs için gitsem haftaya neyle karşılaşırım? bazısı diyor ki fön yasak, ip kullanmadan ağdayla alınıyor kaş bıyık. doğru mu bunlar?
yani fön, kaş, bıyık, kesim, boya vs için gitsem haftaya neyle karşılaşırım? bazısı diyor ki fön yasak, ip kullanmadan ağdayla alınıyor kaş bıyık. doğru mu bunlar?
0
regina phalange
(24.05.20)
arkadaşım gitti fön yasakmış ip yasakmış ağda ile alınıyormuş ama herkes uymuyor
0
sanguine mcqaer
(24.05.20)
kesime gitmeyi düşündüğüm için aramıştım, kesimden sonra kurutmadıklarını söylediler. yani fön kısmı hayal gibi.
0
no ne na hayır
(25.05.20)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.