Vallahi son zamanlarda aynı şekilde düşünüyordum da cesaret edip kelimeye dökememiştim. Bence en büyük sebebi duygusal boşluklar. Aile ilişkilerin iyi degilse aileyi anlatan dizi/filmler, arkadaşın yoksa arkadaşlıklar / yol hikayeleri, sevgilin yoksa, sevilmiyorsan romantik şeyler allak bullak edebiliyor insanı. Kısacası ameliyatlı yerine vuruyorlar ondan bence :(

Once bi "yok lan ne alaka" dedim de evet bi boşluk var ondan demekki her zamankinden daha fena oldum. O zaman bu amaliyatli yeri ben ciddiye alayim mazaallah

zayıf noktan ne ise onu bulup kendini oradan vuruyorsun. başka bir insan o filmde bambaşka bir detay fark edip ona takılacak mesela.

suburra izlesene bi. bakalim kendini kimin yerine koyacaksin.

Dün akşam toy story 3 izlerken finalde hüngür hüngür ağladım.

+1 yazarak da bir yere kadar oluyor. Valla hersey o kadar ulasilabilir ki basari hikayesi uretemeyecek kadar miskinlik.

motivasyon en büyük enerji kaynağıdır.
eğer varsa yaşınız 70 de olsa peşinden kendiniz koşarsınız, yoksa 25'inde bir şey yapamazsınız.
sizi motive eden şey/şeyler ne bu soruya odaklanın. cevabı somut olmak zorunda değil.

benim anlatılabilecek seviyede dramatik bir başarı hikayem yok ama 30 yaşındayım ve hala bir şeylerin peşinden koşturuyorum, hoşuma da gidiyor.

Gyme gidenler icin soylenen bir söz vardir "motivasyon gecici, disiplin kalıcıdır" diye. Hayatin geri kalani icin de gecerli aslinda. Motivasyon, bir seye baslamana ve bir miktar sürdürmene olanak saglar fakat ona tutunmak icin farkli bir düsünce sekli gerekir. Bahsettigin seylerden ben de muzdaribim. Bir cok seyi heyecan ve istek duymadigim halde sadece sorumluluk bilincinden dolayi yapiyorum. Günün sonunda bir seyleri yapmis olmani sagliyorsa, motivasyon duymadigin halde yapilmasi gerektigini düsünerek kendini o işleri yapmaya ikna etmeyi deneyebilirsin.

26-27 arasinda yurtdisina yerlesmeye karar versik esimle birlikte. 2 yil boyunca Avustralya icin cabaladik durduk, tam onay gelmeden 1 ay once o kadar gelistirdik ki kendimizi esim Hollanda’da is buldu yedekte Avustralya’yi tutup Hollanda’da yasamaya basladik. Sonrasinda hayatimizi daha guvenli hale getirmek icin de cok aranan sertifikalari almaya basladik.

Ben senin enerjinin olmamasinin ya umutsuzluk veya rahatlik sebepli oldugunu dusunuyorum. Simdi asil soru su, sen hayallerini gerceklestirmek icin, kendi hayatindan ne kadar odun verebilirsin ve bunu ne kadar sure ile devam ettirebilirsin.

Eger enerjim yok yalanina devam edeceksen ki bu cok rahattir icten ice bitirir insani, sana hayirli isler.

Eger cidden cok iyi seyler istiyorsan hayatinda, yarin degil simdi basla gereken adimlari atmaya.

goo.gl

2 sene Göteborgda yaşamiş biri olarak dedigin rotalara iki türlü de gittim. Malmö bomboş bir şehir. İsveçliler bile sevmiyor. Şehirde görmeye dair muhtemelen tek şey "turning torso" binası ki inş müh olarak benim bile cok umrumda degilken normal bir insanın ilgisini cekecegini sanmiyorum. Orada harcadigim her dakikayi Kopenhagda harcamis olmayi isterdim.

Diger yandan Kopenhag cok daha eglenceli. Müze turundan, kanal turuna, yürüyüş yollarından tarih turizme dair her şey var. Kafa dagitmak istersen gündüz Christiania da tüttürebilir, gece de bar hopping yapip çeşit çeşit mekan görebilirsin. Gündüz hayati da gece hayati da İsvec'e göre cok daha canli.

Stockholm teoride güzel bir sehir olmasina ragmen pratikte fazla bir şey sunmuyor. Nobel müzesi ve Vasa vaiking gemisi görülesi yerler. Onun dışında old town kisminda ara sokaklarda boş boş gezip tarihi dokuya hayranlik duymak da bir alternatif.

Bu arada Kopenhag ile Stockholm arasi öyle cok yakin degil. Trenle 6 saat falan sürer diye tahmin ediyorum. Aynen bahsettigin Öresund koprusu üzerinden geciyor. Kopenhag tren istasyonunda binip, Malmö-Göteborg-Stockholm şeklinde gidiyorsun. Eger orada bulunacagin zaman kisitliysa cok da yapilasi bir yolculuk degil. Tren saatleri, fiyatlari, yolculuk süreleri için www.sj.se kullanabilirsin.

Kısmen haklı kısmen haksız

ben satranca 30 yaşından sonra bir merak sarmaştım. müsabık satranççı olmak gibi bir niyetim de yoktu. toplu taşımada vakit geçirmelik güzel olu. kitaplar aldım okudum falan ama işte o kadar yani. hobi olarak 1 yıl falan oyaladı beni. hepsi bu.

Verdiginiz linkteki arkadas bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmanın kanlı canlı örnegi adeta. Bizzat kendim 10+ yıl (bir kısmı da profesyonel olarak) satranc oynadim. Basladigimda daha ilkokula gidiyordum, haliyle bu bana yarar saglayacak bir şey diye bir bilinçle degil, tamamen hoşuma gittigi icin oynadim. Yıllar içinde yadsınamaz şekilde faydasını gördüm. Fakat diger yandan şunu da söyleyebilirim, eger oyundan beklentimiz düşünce şeklimizi geliştirmek, hızlı karar verme, problem çözme vs gibi beceriler kazanmaksa bunun ancak küçük yaşta verimli olacagi kanaatindeyim. Hic bir temeli olmayan biri elbette her yaşta satranc ogrenebilir fakat yeni başlamış yetişkin bir insanın çok çok vakit ve emek harcamadigi sürece hobi aşamasında kalacagi görüşündeyim ki hobi olarak bile güzel bir şeydir.

sAINT +1

öyle profesyonel bir oyuncu falan değilim kendi çapımda bir oyuncuyum. ama iyi bir izleyiciyim. oyunu biraz izlerseniz ve izlerken anlamaya çalışırsanız hiç de entrydeki gibi olmadığını göreceksiniz. ayrıca edineceğiz bu hobi sizi farklı bir alanda sosyalleşmeye de itebilecek.

Satrançtan ne beklediğine bağlı. Terapi gibi olabilir. Kimseyle oynamak zorunda bile değilsin. Çok güzel 3-5 kitabı var. Tahtayı önüne koy. Ordaki maçları oyna. Hikayelerini oku o maçların.


Ben geç yaşta başlayıp sonra bıraktım. Bıraktığım için de pişmanım. Çok güzel oyundur. Hamleleri bir yere kadar ezberlersiniz. Karşınızdaki rakip bütün ezberlerinizi bozan bir hamlesi ki çok hesapsız bile olabilir bu hamle dengenizi bozar. 25 yaşında 6-7 yaşında çocuklara yenilip bundan keyif aldım.

satranç öğrenmek yerine memrise ve duolingo dan yeni bir dil öğrenmek daha fazla şey katar diye düşünüyorum.

fifa 2000'de ali eren beşerler kaledeydi. beşiktaş yine mağdur. :(

fifa 99 da türk takımları var mıydı ki? ben yoktu diye hatırlıyorum. senin rovaşotayı arkadaşın falan yaratmış olabilir.

Fifa 99'da sadece Beşiktaş ve Galatasaray vardı, rövaşota olayını ben de anımsıyor gibiyim. Kasti bir şey olduğunu sanmıyorum ben.

abi adamın adı nasıl rövaşata olabilir ya? rövaşata türkçe bir terim değil mi?

Pes 2016'da Türk milli takımının lisansı olmadigi icin eski mankenlerden kurulma bir takim yaratmişlar. goo.gl Konami'nin de EA'den aşagi kalir yanı yok yani :D

O yıllarda oyuncuların fotoğraflarına, tiplerine vs. bu kadar kolay ulaşılamıyordu. Türkiye ligleri herhangi bir önem taşımıyordu. Dahası, FIFA'nın satış rakamları muhtemelen 100 falandı en fazla. Bu şirketlerin şunu kötüleyelim bunu yüceltelim gibi dertleri yok, para gelen/gelecek yere yatırım yaparlar. Mesela çoğu F2P (P2W gerçi bunlar ama olsun) oyunun Türkçe desteğine sahip olması da bu yüzden. Para vermeyi çok sevmediğimizden bunlara yöneliyoruz ülkece, kullanıcı sayısının çok olacağını gören firmalar da oyunu Türkçe destekli yapıyor ve sonradan oyun içi itemla daha çok yoluyor oyuncuları ldsfkgjfd.

Yalnız 2001'de sırtta değildi ya, aslında öndeki şeritli formayı yapmışlar ama çift şerit yapmışlar ortası da boş olunca haç gibi görünüyordu, bu niye bu kadar olay olmuştu hiç anlamadım.

Yunan Bulgar denince Doğu Avrupalı da olsa Avrupalı imgesi canlanıyor adamların kafasında. Yunanları zaten yeterince bilirler. Türk denince ise eh işte Ortadoğulu Müslüman bir halk. Şimdi de tipi daha iyi biliyorlar ama algı daha da Araplığa kaydı ayrı konu (nasıl kaymasın).

@bohr atom modeli
FIFA 99'da Beşiktaş ve Galatasaray vardı 2000'de GS hariç TR ligi vardı, 2001'de ise milli takım ve GS vardı. Beşiktaş da vardı aslında, UEFA kupası oynarsanız (EFA Cup diye geçiyordu) rakip olarak çıkabiliyordu B. Istanbul adıyla. Yarı finalde denk gelip de select sides yaparak oynamışlığım var :(

ama neden rövaşata? neden rövaşata? bu ismi kesin orada takılan bir türk koymuştur gibime geliyor...

Olabilir, ya ekipte çalışan bir Türk vardır ya da takıma oyuncu doldurmaya çalışırken goygoy olsun diye çeviriye bakıp koymuşlardır.

Edit: PES'in Master League takımlarında iki Türk vardı mesela uydurma Otam ve Sariw. Bari normal anlamlı bir isim bulsalarmış bunlar da :D

@thor odinsson o dediğin fifa 2002'deydi. ha gerçi 2001 hiç oynamadığım için her ikisinde de olabilir tabi bilemem. ben de aynı şekilde turnuva modunda istanbul takımıyla aynı gruba düşmeye çalışıp taraf değiştirirdim :(

sebep tahmini yapıyorum, pornografik içerik varsa bu olabilir neden

youtube'un twitter'ın avukatları erişimin kaldırılması için uğraşıyorlar. imgur'un haberi bile olmayabilir.

imgur'a mail atip haci sizin siteye Türkiye'den girilmiyor haberiniz var mi dedigimde, bizim öyle bi uygulamamiz yok diye cevaplamişlardi. Ciddi ciddi bloklandıklarından haberleri olmayabilir veya actirmaya ugrasacak kadar ciddiye almiyor olabilirler.

vpn'i kapatınca girilmiyor, halen engelli. daha doğrusu ana siteye giriliyor da i.imgur.com bloklandığı için hiçbir resim açılmıyor.

Bildigim kadariyla zaten son sezonu hayranlarinin hatrina çektiler. Yoksa dizinin senaristleri önceki sezonun finalini, dizi finali olarak planlamışlar. Bence gayet iyiydi, güzeldi. Aksiyon olsun, senaryo olsun tatmin edici bir şekilde bitti. Kendini iyice kaptirip izlerken boşluga düşmüş hissi oluyor bitince ama dönüp bakınca tadında bırakmışlar, güzel bir diziydi diye hatirliyosun. Bu diziyi sevenler genelde Black Mirror izliyor şimdi.

valla son anda sameen'in kameraya anlamlı bakışı bana yeni sezon için ışık yaktı hissini verdi. ama bende son bölümlere doğru verdiği tat azaldı. sanki sıkıla sıkıla çekmiş gibilerdi. ama son sezonda iyi bölümler yok muydu ? vardı... ama john'un ölmesi üzdü :/

ne çok ama demişim ama.

Sony mdr1abt
Tr de daha ucuz diye biliyorum enteresan şekilde. Media markt ta en son 800 dü internet üzerinden. Ben kullanıyorum, şarjı hiç bitmiyor bi hafta. Pc ye de bağladım film oyun sırasında da kullanıyorum. Gom player kontrol etmek mümkün kendisinden. Sony center da deneyebilirsin almadan önce ben öyle yapmıştım. Ha bide oldukça rahat, uzun süreli kullanımda.

sony mdr xb650bt kirmizi renk veya,
Skullcandy Grind Wireless'in hoşunuza giden desenlerinden biri ideal olur bence. İkinci alternatif Tr'de yok yalniz Amerikada kolayca temin edilebilir.

en iyisi sony mi yani 2 sony tavsiyesi gelmiş?

"en iyi" hem çok göreceli hem de tartışmaya açık bir konu. Ona girersek bence içinden çıkamayız. Ben önerilerimi kullanım rahatigi ve estetik açıdan tasarimini göz önüne alarak yaptim. Birisi çıkıp başka bir marka şu kadar dB fazla ses veriyor derse itiraz edemem.

fb
insta herkeste yok. snap de öyle.

Facebook

Facebook hiçbir zaman popülerliğini kaybetmez. Çünkü Facebook, Twitter ya da Instagram gibi kullanıcıyı kısıtlayan bir ortam değil.

Mizahla ilgili paylaşımlara bakarsan çoğunun Twitter kaynaklı olduğunu görürsün.

reddit

Instagram'daki her gönderiyi görüyorum genelde. O sıklıkta kullanıyorum. FB'a çok nadir bakarım. FB'ta paylaşılan gönderiler ilgimi çekmiyor.

Twitter.

Facebook hiç çekici gelmiyor nedense, Instagram'da da kendim pek fotoğraf koymuyorum, milletinkilere bakmak da bayıyor birkaç dakika sonra.

Facebook. Polularitesini yitirdigi falan yok. Intagram, snapchat gibi uygulamalarin yeri ayri, FB'nin yeri ayri daima.

Reddit disindakileri kullanmiyorum.

blog içinse, tumblr.

facebook
başka hesabım yok

facebook. zaten sadece facebook kullanıyorum.

Sadece Facebook

Hiltonun deniz ve sehir manzarasi var. Ama denize giriliyor ordan. Mersinin icinde zaten denize girmelik yer yok. Ilcelere bakacaksiniz. Silifke erdemli vs gibi.

Pardin denize GIRILMIYOR yazacktim

Eger denize girmek istiyorsaniz Hilton'dan yaptiginiz rezervasyon boşa gider. Mersin merkezin hiç bir yerinden denize girilmiyor. Bunun için Antalya yolu üzerinde uzanan Akkum, Susanoglu, Ayaş, Taşucu vs gibi sahil kasabalarından birinde kalmaniz lazim. Malesef isimlerine aşina olmadigimdan mekan öneremeyecegim fakat denizle ilgili bu durum aklinizda bulunsun.

mersin ağustosta cehennem gibi olur. denize girecekseniz taşucu, silifke, kızkalesi civarlarına gitmek gerek.

Yukarda da söylenmiş, mersin'in merkezinde denize girilmiyor maalesef.

Kizkalesi apaçi kaynıyor, biraz ilerisinde susanoglu var. Hem denizi çok güzel hem de daha sakin. Yakininda yaprakli koy var, orasinin da denizi cok guzel. Merkezden uzaklasabiliriz diyorsanız benim tavsiyem Aydıncık tarafı olur bu arada. Tisan'in da denizi güzel ama otel var mı bilmiyorum.

susanoğlunu tek geçerim mersinde uzun ve güzel bir kumsalı var. daha batıdaki tatil yörelerinde yok bence böyle kumsal. o civarlarda araştırma yap. Altın orfoz otelini tavsiye ederim. kendi koyu var ve hiç rahatsızlık yaşamazsın emin ol.

Pttdendir.

Genelde almanya'dan max 2 gune cikiyor, istanbulda oluyor ama istanbulda surunuyor baya.
Ha istanbul degilse adres ya da buyuk sehir degilse daha cok surunebilir
:D

İzmir'e gidecek inşallah:(
Ptt'den isimle sorgulama şansım var mıdır peki?

Yok. Takipli gondermediyseniz nesine nasil sorgulayabilirsiniz ki.

Biraz daha bekleyin, bu haftasonjna filan varir herhalde.

benim annemin vizesi için yolladığım belgeler 15 günde gitmemişti. belgenin aslı elinde olsun diye yollamıştım zaten gitmeyince de maille hallettik. peşine düşmedim o yüzden ama kaybolabiliyor evraklar haberiniz olsun.

Türkiye'den Almanya'ya da posta yollamıştım 10-12 gün falan sürmüştü gitmesi. bir hafta daha bekleyin bence.

benim hiç kaybolmadı ama 2 haftayı bulduğu çok oldu
ankaradayım

Ben isvec'ten gonderdigimde, takip no'su falan verilmeyen en ucuz opsiyonu kullanarak yollamistim ve yanlis hatirlamiyorsam tam 1 haftada varmişti. Bence 2. hafta da ulaşmazsa mektuptan endişe etmeye başlayabilirsiniz.

geçen cuma ulaştı mektup :) ama daha da takip no'suz heyecan aramam :)

Arkadaşta var öve öve bitiremiyor ama güvenlik açısından sıkıntıları olduğu için ben tercih etmem

hiç kullanmadım ama kalas gibi geliyor bana.

Bmw'sini satip alan arkadasim var. Baska bir tanesi de ciddi ciddi dusunuyor.
Ben estetik olarak pek begenmiyorum ama alan baya memnun gibi.

3 yıl kullandım. yeni model olarak alabileceğin en kalas araba. arabayı zevk için kullanacaksan alma. köy yollarında kullanacağım arazi yapacağım ucuz yollu bir şey olsun dersen al.

büyükşehirde oturuyorsan al. temiz araba. o paraya sıfır zor alırsın.

Bende var 2012 dizel laurette olanı. Laurette look paketini alabilirsiniz.

Şimdiye kadar beni uzmedi, bu arabayı kotuleyenler genelde hic kullanmayanlar. Üst sınıf jiplere yetecek/ayıracak paran varsa tabi onlara yönel. Ancak bu araç tam bir fiyat/performans ürünü.

bence de iyi araç. paran buna yetiyorsa alınır yani.

Vestel, regal
Arcelik, altus
Ulker biskuvi, halk biskuvi
Volkswagen, skoda

Vs. Gibi

Dacia da renaultun alt markasi

Alt markalarda pazarlama stratejisi olarak ustteki marka seviyesinde kaliteli malzeme kullanilmiyor. Bu sekilde maliyet minimize edilerek ust markanin toplumsal sinifi ile alt markaninki net sekilde ayristiriliyor.

Biz arabayi veya herhangi bir seyi fiyat performans olarak.degerlendirip aliyorsak ve prestij vs. Bizim icin onemli degilse alt markalar tercih edilebilir. Zira alt markalarin servis, yedek parca ve bakim ucretleri de uygundur.
Ayrica alt markalarin ic donanim seviyesi daha doludur. Ornegin skoda da daha ucuza daha yuksek ic donanimli arac alinabilir volksvagene gore. Fakat ic malzeme kalitesi plastigiyle olsun vs. Belli sinirlar dahilinde.

Renault malzeme kalitesiyle unlu bir marka degil. Dolayisiyla dacia markasini ben eskiden cok populer olan renault toros serisine benzetiyorum. Ucuncu dunya ulkeleri pazari icin uretilen toza camura yoldaki cukura dayanikli. Narin olmayan tas gibi arabalar. Fakat herhangi bir surus dinamigi veya konfor beklemek yanlis olur iste.

Tesekkurler

Çok sıkışık burası tıkış tıkış; yer yok.

istanbul güzel. ama çok kalabalık. özellikle o kültür sanat etkinliklerinin olduğu yerler.
trafiği çok. levent'te 1 otobüs durağını 1 saatte gidiyorsunuz akşamları mesela.

metrobüse bineyim diyosunuz, insanlar birbirini yumrukluyor.

ben doğma büyüme buralıyım. eskiden burdan uzaklaşma fikri beni korkuturdu. şimdi fırsatım olsa direkt sessiz sakin bi yerlere giderim.

Istanbulun nimetlerinden faydalanacak vakti ve imkani olanlar tasinsin tabi. Onun disindakiler icin o kosusturmaca o kaos iskenceden baska bir sey degil bence.

Disaridan görünen o ama bir vesile ile 1-2 sene dahi istanbul'da yerleşik yaşasan, saydigin şeylerin ya göründügü gibi olmadigina ya da eksi yönlerine degmeyecegine kanaat getrirsin.

15 sene önce 20 sene içerisinde deprem beklendiği söylenmişti.
Zırt pırt bomba haberleri geliyor.
Ulaşım dert. Ev kiraları dert.

Bi de bi yerden sonra bir bok yok. Yani en son ne zaman İstanbul'a özel bir şey yaptım hatırlamıyorum.

istanbul'a arada bir gelebiliyor olmak çok daha şahane bi şey olsa gerek. ben bilemiyorum hep burdaydım :/

Güvenli bir şehir değil. Terörden bağımsız konuşuyorum.

Trafik sorunu var, toplu taşıma yeterli değil.

Aşırı kalabalık. Her şeyin bir sınırı vardır, biz o sınırı aştık. Şehir artık insan kaldırmıyor, bitti.

Kirli bir şehir. Devasa bir çöplük haline geldi.

Tüm bunlara rağmen bir de pahalı. Konaklaması pahalı, yemesi içmesi pahalı.

Insanı da artık leş. Görgüsüzlük, kavga, gürültü, asık suratlar, saygısızlık, sevgisizlik had safhada.

Paran varsa, boğaz semtlerinin birinde güzel bir evin varsa, önünde de teknen varsa bu şehirden daha güzel şehir bulamazsın, o ayrı.

Ben Istanbul'da yasamaktan - tum olumsuzluklara ragmen- memnunum, bence tasinma demem bana sorarsan. Bence tasin, sebeplerini kendin yazmissin zaten IStanbul'u digerlerinden ayiran arti yonleriyle, ben de aynilarini soyleyecektim. Biraz sosyal hayatin varsa her seye ragmen yasaman gereken yer yine Istanbul. Ama Beylikduzu'de falan oturursan bir anlami yok burada yasamanin.
Edit: Bana sorsan Beylikduzu de olsa yine burada yasarim, baska sehire gitmem ama.
Kisacasi artilari eksilerinden fazla +1
Sana bir dost tavsiyesi, Istanbul'a gelme diyenleri hic takma.

"tıp yazan kafamı siksinler" sendromu diye geçer literatürde. tatlı sert yakınmak. hiçbir değeri yoktur. mesela sorun @acemi'ye. bu kadar şikayete rağmen iple mi bağlamışlar da orada duruyor? hayır, artıları eksilerinden fazla olduğu için.

bakın demek ki iş imkanları yüzünden duruyorsunuz siz de. sonuçta avantajları dezavantajlarını aşıyor. aşmadığı an, eyleme geçer gidersiniz çünkü.

şimdi bu arkadaş iş için istanbul'a gelmek istese söylediklerinizin ne kadar tesiri olur?

Istanbul'da durumun iyiyse degil cok iyiyse yasanir. Onun harici bildigin cile cekiyorsun hergun. Buyuk konusmuyum ama hayatta istanbul'da yasayamam. O sehir 3-5 tiyatro, 3-5 konser vb. etkinlikler icin cekilmez. Arada bir gidip 2-3 gun kalmak cok daha faydali insana.

Sadece zamanin gecmesini bekle. Ve elinden geleni yap. Once yap sonra bekle. Sabir goster. 5 yil sonraya gotur kendini. Tavsiye ver ver bitmez. Dik dur bir de. Gecmis olsun.

(bkz: Tabi lan manyak mısın)

Sonrasında bi spora başladım, gidiş o gidiş :D

Derslere de asılmıştım ama o çok uzun soluklu olmadı :/

onsuz oluyor valla bak.
oldu yani. geçiyor, şimdi yok gibi aklına bile gelmiyor sonradan.
az vakit harca kendine, gez dolaş.

Çok severken terk edildim. Öleceğim sandım. Çok saçmaladım. Ölmedim ama çok ilginç. Hala bazı anlarda onsuz olamayacağım gibi geliyor. Olamıyorum da. Ama geçiyor herhalde sonra, bilemiyorum.

ben sevgilimin eşcinsel olduğunu öğrendim askjldasdaf. arkadaşım hiçbirinizin durumu benim gibi olamaz bence. :(

Ben cok severken terk ettim.

Su an oldugundan daha fazla acimayacak canin bunu dusun. Bunlarin da gececegine, o hayatina girene kadar nasil bir sekilde yasiyorsan devam edecegine inan. Calismiyorsan is bul. Ogrenciysen de bul freelance ya da part time. Kendini oyala. Mangala yap, puzzle yap. Dusunmemek icin elinden geleni yap. Ve kimseyi de cok sevme.

Yalnız kalmamaya çalış, samimi olmasa da havadan sudan da olsa birileriyle takıl sürekli. Müzik dinleme bir süre, eğlenceli bile olsa dinleme. Onu hatırlatacak her şeyi bir kutuya koy ve erişemeyeceğin bir yere kaldır. Ha bunları yapınca geçer, üzülmezsin demiyorum. Ama en azından ağlama nöbetlerinin sayısı azalır. Ayrıca ben de inanmazdım ama inan cidden her şeyin ilacı zaman :(

terk edildim. ilk 2-3 ay çok çok kötü geçti. 1 seneye kadar düzeldim. 2.5 sene sonra da normale döndüm. zamanla olacak iş.

olmekten beter olup olmuyorsun. tipki v for vendettadaki gibi, mutasyona ugrayip daha guclu hayata devam ediyorsun. ya da deadpooldaki gibi super kahraman oluyorsun.

amaaaaaa burda soyle bir durum var. terkeden yarin pisman olup geri doner veya bir sekilde barisirsaniz, bu bir umuttur insanin icinde hep, ve bu sekilde tekrar baslarsaniz emin ol tekrar ayrilacaksiniz. bir kere ayrilan tekrar yine ayrilir. ve simdi kendine uzuluyorken o zaman kendine kizmaya baslayacaksin ne kadar aptalim diye. zor durum, zor karar. allah kolaylik versin.

geçer mi geçmez mi bilmem ama sana bi tavsiye geçmese bile terkeden günün birinde geri döndüğünde (genelde dönüyolar) ona asla ama asla tekrar inanma. hala seviyorum hala aklımda deme çünkü emin ol tekrar gidicek. çok klişe ama işin gerçeği bu. pişmanlık diye bişey yok. insan neyse odur ve değişmez. bi insanda vicdan yoksa yine yapar yine yapar. ben de inanmazdım ama aklın yolu birmiş. o zaman geçiceği varsa da geçmez. kayıp giden yıllarına yazık. vur kıçına tekmeyi, çek siktiri hiç acıma. şu an için yapabileceğinin en fazlası zamana bırakmak ama gelecek için bunları sakın unutma. inanma aldanma.

1 ay oluyor. İlk haftalar gögsünün orta yerinde bir delikle yaşıyorsun. Her yeni güne gözünü moral bozuklugu ile acmaya alışana kadar yataktan cikmak istemiyorsun. Varsa dört elle sarildigin isini gücünü aksatiyorsun. Hareket etmeye mecal bulamadigindan haftada 5 gün yaptigin sporu birakiyorsun. Yemek yemek, uyumak gibi severek yaptigin şeyleri bile, hayatta kalmak için mecburen yapiyorsun. Bir yerden sonra baktin hic bir sey daha boktan olamaz, hayata dair bütün güzel hisleri alinmiş bir zombiye dönüsüp, önceden her gün ne yapiyorsan, aynı şeyleri yapmaya devam ediyorsun. Sonrası nasil bilmiyorum, ona da zaman diyorlar.

Belki de durdu, bilemiyoruz. Kesin bir şey yok, nasil kabul edersen o şekilde bitiyor.

sonunu bağlamıyor yönetmen orda, tartışılsın diye gizemli bırakıyor.

dekart'ın da dediği gibi yaşadığımız hayatın bir rüya olmadığını kanıtlamak için yapabileceğimiz hiçbir deney yok. yani her zaman bildiğimiz gerçekliğin tamamen yalan olma ihtimali var, tek emin olabileceğimiz şey var olduğumuz. inception da bu anafikirden besleniyor, bu şekilde muammalı bırakmaları bence gayet yerinde ve hoş olmuş.

sanki tam düşücek gibi oluyodu ya sahne bitmeden. sadece bana mı öyle geldi

bir başka yorum da di caprio çoluğu ve çocuğuyla mutlu olduktan sonra rüya mı gerçek mi olduğunu önemsemediği

evet biraz tökezliyo gibi olmuştu totem. en azından filmin içine bi iki ipucu koysaydı da teorileri ona dayandırarak yapsaydık. ben gerçek olduğuna inanmak istiyorum.

evet sonda durduğunu göstermiyor ama merak ettiğim şey filmin içinde pek çok kez düşüyor totem yani tüm olaylar rüya olsa o sahnelerde de düşmemesi gerekmez miydi? ya da filmin o son uçaktan uyandıktan sonrası mı rüya? gerçi son izleyeli bi yıl falan oldu da olay tam nasıl orda aa durmadı demek ki bu rüya dedirten

ana karakterimiz topacı çevirdikten sonra artık durum durmayacağını (gerçeklik-rüya) görmekten vazgeçip o an algıladığı dünyayı çocuklarına yöneliyor. böylece son anlamlı oldu.
eğer karakter de bizim gibi topaca bakarken film bitseydi okkalı bi küfürü haketmişti nolan :D

robep +1

sonunu tam açık bırakmamışlar yani, sonunda dicaprio nun umrunda olmuyor.

bazen filmler bu şekilde ucu açık bırakılabiliyor, veya yönetmen bir sahneyi özellikle böyle izleyicinin yorumlamasını istediği için "havada" bırakır falan.

yani her zaman "ne oldu" sorusunun objektif cevabı olmayabiliyor.

Millet aslında Leonun toteminin yüzük olduğunu, topacın sadece karısınınki olduğunu söylüyordu. O teoriye göre son olay gerçek, tıngırdama sesi vardı bence de gerçek. Zaten onun pek de umrunda değildi

neyden bahsediyorsun ki? bi baştan başla, hangi bölüm? neyle kıyasladın? ders programına kredilerine saatine baktın mı?

Bir kaç buyuk universiteyi haric tutuyorum ama ingiltere'de master egitimi, malta'da dil kursu gibi tamamen turizmvari bir ticaret sektörüne donusmus vaziyette. Avrupa'da genelde bir bucuk yil ders, yarim yil tez periyodu olur. İngiltere'de bu bir yil sıkıstırılmıs ders programi, yaz tatili de tez sureci sayilip 1 senede bitiriliyor. Bu sayede daha cok ogrenci sirkulasyonu, daha cok musteri. Amaci cv'ye yurtdisi masteri eklemek olanlarin da isine geliyor bu durum ama ciddi bir akademik donanim kazanmayi bekleyen birisi icin hayal kirikligi olur.

yapmış biri olarak konuşayım, biraz sıkıştırılmış oluyor ama oluyor. Ha denklik falan derken Türkiye'de 2.yılı da bekliyorsun merak etme :D

Türkiye'de arkadaşlarımın 2 gün dersi varsa biz orada 4-5 gün genelde tam gün ders aldık ilk 2 dönem(3'er aylık period). Son 6 ay (3.dönem) de tez aşaması. Bitirmeyip uzatan da var bitiren de. Kalite biraz kişiye kalmış, hocalar üniversiteler dersen oradaki akademisyenler daha hevesli, farklı şeyleri destekliyorlar. Türkiye'de iyi olan kişiler bile bıkmış olabiliyor sana köstek olabiliyorlar duyduğum kadarıyla.

üstteki entry'e bir açıdan katılıyorum, cidden İngiltere'de eğitim müthiş bir para kazanma yolu ve turizme dönüşmüş evet. Bu kötü eğitim verildiğini göstermez (bazıları öyledir tabii) ama yine de rahat rahat araştırma yapayım uzun uzun okuyayım diyorsan 6 ay yetmeyebilir.

Mesela doktoraya bakıyorum, bizde 4 onlarda 3 yıl gibi, eğer uzatmazsan. Ama orada adam başvuru için manyak gibi proposal istiyor yapacağın her şeyi anlatan. Bizde ilk yılın sonunda yapılıyor o işler diye biliyorum, o 1 yıl oradan çıkıyor işte. Başvurmadan çoğu şeyi halletmeni istiyorlar.

almanyada okuduğum master 1.5 yıl tez ile birlikte.

razer orochi

benzer durumda razer abyssus aldim. bence bütün kriterlerinize hitap edecektir.

tımbıl sonraki r yok..
www.howtopronounce.com

tumblır diyorum ben. kaynak götüm.

tambılır

ben tamblır diyorum.

amerikalılar tamblır diyor.

Ben tammlır diyorum.

Ekliyorum: Asker arkadaşım tumbilir diyordu ahahaha. :)

tamblır

ingilizler tambla" diyor

Henuz gectigimiz yaz masterimi Chalmers'ta bitirdim. Benim basvurdugum sene, evraklari universityadmissions.se'ye posta ile yollamak gerekiyordu. Onlar sisteme yukluyorlardi. Yakin zamanda duydugum kadariyla artik kendin yuklemen yetiyormuş. Yine de emin olmak icin basvuru portalina bakmakta fayda var.

Onun disinda merak ettigin bir sey olursa da yardimci olmaya calisirim.

başvuru rehberini incele. koordinatöre mail at. illa ki başvurduğun bölümün bir danışman kişisi vardır.

iki şekilde olabilir, online başvurursun ve belgeleri gönderirsin. veya online başvurursun, kabul alırsan belgeleri gönderirsin.

gecen sene basvuran arkadasimdan bildigim kadariyla: o ortak sistemden basvurdu sonra bazi orjinal belgeleri bir de postayla yolladi onlara.

Onu kirdigin zaman hp verme ozelligini ogreniyorsun. Enchanting (¿tılsımlama?) seviyen yüksekse, kaliteli bir soul gem (ruh taşı) kullanarak cok daha fazla hp veren zırhlar yapabilirsin.

cıva zehirlenmesi olur diyorlar, en ufak destekleyecek bir bilgim dahi yok.

Valla hic belli olmaz. Bi ara peder bey sagolsun jumbo karidesi ekmeksiz gotururduk hep adam bir gun kizardi kasinmaya basladi cok fena bi sekilde doktor protein zehirlenmesi dedi. Ha belki doktor yanlis teshis koydu ama sonucta bir etkisi oldu yani.

cıva yüklenmesi
üstelik vücuttan asla atılmıyor

Civa basta olmak uzere vucudunda agir metal birikimi yasayabilirsin.

Deniz ürünleri fazla ağır metal biriktiriyor, yarı ömürleri de fazla olduğundan vücuttan atılmaları zor ve uzun sürüyor. Ağır metal yorgunluğu diye araştırabilirsiniz sanırım.

@want2die evet 70 yılda falan atılıyor. insan ömrünü düşününce "asla" genellemesi bence yerinde

www.sciencedirect.com

(bkz: dengesiz beslenme) Bazı bileşenleri almayacağınız için vücudunuzda yoksunluk belirltileri ortaya çıkar.

vedat milör gibi olursun adamda metal zehirlenmesi yüzünden böyle olmuş. tr de yediği deniz ürünleri sebep olmuş demişti bir programında.

s2ürekli aynı balığı yemediğin sürece sorun olmaz.

ayrıca civa yüklenmesi de koca bir saçmalık. sürekli ton balığı ya da kılıç balığı yemeyeceğine göre bu söylentiler hava civa.

bizim denizlerimizdeki balıklara civa falan yok. aç dünya sağlık örgütünün raporlarını oku bakalım hangi balıkları tehlikeli görüyorlar.

senin yiyeceğin hamsi, istavrit, çipura, levrek, tekir, palamut falan olur.

ye kardeşim istediğin kadar...

kız arkadaşımla böyle bir planlama yaptık. ben erasmusta olduğum için zaten bilet ucuz, kız arjadaşım da istanbuldan baya ucuz bilet buldu. ancak hesaplamalar yapmaya başlayınca işin rengi değişti. tayland bileti bakıyorduk ve yılbaşında 2 bin tl üzeri olduğu için vazgeçmiştik, ancak uçak bileti 300 tl olan kopenhag 4 günlük harcamalarla tayland masrafına neredeyse denk oluyor. avrupa'nın en pahalı iki şehrinden biri olma şerefine nail olmuş bu şehirde 1 big mac menü 10 euronun üzerinde.

@zenci forvet
O zaman gachayim ben bu isten hazir yol yakinken, cok sagol zenci forvet :)

Denemeyin boşuna her her ama her yer kapalı.Hiç keyif alamazsınız.Denedim.
Kış ülkesini kışın görmek lazım ama yılbaşında değil :(

rica ederim hocam, gezginin en büyük yardımcısı diğer gezgindir. bu arada huzur şehri kopenhag'ın yılbaşında savaş alanına döndüğüne dair de çok fazla şey okudum. amsterdam'a gitme şansınız varsa hiç kaçırmayın dün oradan döndüm ilk kez bir yerden dönerken gözlerimin dolduğunu hissettim.

@zenci forvet amsterdam efsane olur muhtemelen ama zaten iki hafta sonra gidiyorum :) gerci yilbasinda ayri bi guzel olabilir, dusuneyim onu da (Mart'ta da gitmek icin biletim var Amsterdam'a :))

hocam sen beni ağlatmak için mi duyuru açtın, amsterdamda yaşamanın yollarını arayan insana yapılır mı bu

Bilet ucuz bulunur oraya, ama ulke pahaliymis. Herkes oyle soyledi bana. Yoksa biletler cok uygun.

yılbaşında iskandinavya'nin hic bir tarafina gitmeyin derim. Hem kış sezonu oldugundan hem de yılbasi dolayisiyla gezmelik yerlerin cogu kapali olur. Ayni paraya daha populer bir sehirde daha cok eglenebilirsiniz.

Gidersiniz de amac nedir ona bagli. Göteborg-Malmö taraflarinda cok sorun olmaz. Yagmurlu bir zamana denk gelirseniz iceri hapsolur etrafi gezemezsiniz. Stockholm taraflari daha soguk, sokaklari kar-camur olur. Parklar bahceler de kisin kapali oldugundan gezmek yine keyif vermez. Katilmak istediginiz bir etkinlik varsa veya biz isvec metal muzigine ilgiliyiz, rockbarlardan cikmayacaz gibi bir amacla gidiyosaniz, kisin tam sezonudur, memnun kalirsiniz.

Gittim.

-28 derece kar firtinasiydi, son bilmemkac yilin en soguk kisi diye geciyordu. Trenler bile calismiyordu.

Disarida catir catir gezdim.
Ama iyi giyindim. Termal iclik, uzerine kislik tayt, ayagima diz hizasinda ici kurklu (tuylu) cizme. Ust kismimda kayak montu, termal iclik, yun atlet ve yun elbise (dizustu) vardi. Atki ve bereyle de iyi sarindim.

Hic usumedim, hatta bir sonraki gun ustteki termal icligu cikarip sadece yun atlet - yun elbise olarak gezmistim.
Soguktan korkan biri degilseniz cok eglenceli ve guzel bir deneyim. Gunler tabi ki kisa, 3-3.5 dedin mi gunes (varsa) batiyor. Ben cok eglenmistim. Hem metal barlarda, hem disarida.

Bu dediklerim stockholm ve uppsala icin gecerli bu arada. Malmoye martta gitmistim.
Bir de stockholme yazin da gittim, baya sicakti sansa.

Diyecegim tek sey, soguktan korkmazsaniz gidin, hicbir seye engel olmaz.

Telefonun Danimarka'da ucuz olması için bir neden yoktur diye tahmin ediyorum.

vergiler bizim kadar hayvani olmadigindan her turlu daha ucuzdur diyorum ben.

Almanya ile aşağı yukarı aynı, belki biraz daha pahalıdır.

avrupa'da genel olarak elektronik ucuz degil, hele iskandinav ulkelerinde hic degildir.

bir de oyle tek basina telefon pek satilmiyor, hatla beraber anlasma yapilip taksitli satiliyor genelde.

reinne'e sor

Elgiganten vardi
sitesi: www.elgiganten.dk

isvec icin cevap verirsem (ki cogu seyin fiyati Danimarka'yla ayni), Turkiye'dekiyle ayni fiyat. Fakat EU vatandasi degilsen ve cikista vergi iadesi alirsan, o zaman baya kara geciyorsun.

Onlara göre ucuz da, Türk lirası döviz karşısında müthiş değer kaybettiği için bize aynı. Fark eden bir şey yok.

Master bitirince mezuniyet tarihin itibariyle 1 yıl erteleme hakkın oluyor.
Denklik bekleme süresi içindeysen o süre geçmiş oluyor yani.
Ekstradan bir süre vermiyorlar.

Benzer durumda oldugumdan kaynak yapip sorayim dedim. Denklik almadan erteleme islemini yapiyorlar mi? Bir de denklik basvurudan asagi yukari ne kadar zaman sonra veriliyor?

Denkliğe gerek yok. Okuduğun ülkedeki elçilikten aldığın öğrenci belgesi ile 1 sene erteleyebiliyorsun. Fazlası olmuyor. Ben de aynı durumdayım. Doktoraya başlayarak sorunu çözdüm sanırım :)
@sAINT yurtdışında lisans bitiren bir arkadaşımın denklik belgesini alması 7-8 ay sürmüştü. Aşağı yukarı bu kadar sürecektir diye düşünüyorum

şirkete primlerini ödemen lazım. asgari ücretli gösterseler dahi, prim miktarı zaten gss için ödenecek aylık miktarı buluyor diye biliyorum. (şu halde hem işverenden kesilen hem maaşından kesilen kısmı senin ödemen gerekecek)

sikinti olusturmaz aksine odedigin sigorta primi sadece saglik hizmetlerinden faydalanmana degil ayrica emeklilik icin prim olarak saydirmana da olanak saglar. eger gelir testinden zaten yuksek cikacaksa, imkanin varsa direk sigorta baslatmak daha mantikli.

peki ben sonra gelir testine gittiğimde devlet bana "sen özel şirketten sigorta başlatmışsın. o zaman senin borcunu sıfırlamaya/azaltmaya gerek yok." falan der mi? çünkü sanırım gelir testi yaptırdıktan sonra o görünen borçta epey bi azalma oluyor.

işsiz olduğun dönem için borcun silinmez.

normal. adam bayram sürücüleri yollardan çekilmiş midir diye sormuş, kelime seçimi biraz tuhaf olsa da. sen de alakasız bir cevap yazmışsın. ben mod olsam ben de silerdim.

yav ben de bazen böyle tiplerle dalga geçmek istiyorum hatta geçiyorum da senin gibi. ama sonra cevabım silinince ağlamıyorum.

kendin de biliyorsun bence o cevabın silinmesi gerektiğini.

Bence degil. Sitenin amaci sorulari cevaplandirmak eyvallah da geyik de mi yapmayacagiz? 3-5 ergeni mod yaparsan olacagi bu.

Bence de soruya cevap değil ve normal. Keşke mod olsam.

bu sekilde "cevap" vermeyi tercih ediyorsan, silinince de aglamaman lazim.

Normal.

geyik ayrı bu ayrı arkadaşlar.
bence normal, adam senin cevabını dikkate alıp ona göre de program yapabilir.

bence gayet normal çünkü geyik de olsa cevabının içinde bir yönlendirme bulamadım ben.
bazen ciddi olmayan esprili geyikli cevaplar da verebiliyoruz ama içinde gene de bir "cevap" barındırıyor. sadece esprili bir tarzda söylemiş oluyoruz.
O yüzden seninkinin silinmesi normal bence.

Açıklayayım:

1) Ben duyuruda geyiğe karşı değilim. Ancak bu bize karşımızdakilerle kafamıza göre dalga geçme hakkını vermez. Soruyu soran kişiye karşı kinayeli ya da onun zekasını/sorusunu vb bir şeyini küçümseyen bir tavır takınarak "gerçekten de soruya kesinlikle bir cevap olmayan" bir şeyler karalamak "geyik" tanımıma girmiyor.

2) Geyiğe karşı olmadığım için duyuru sahibinin cevap olarak görüp "tik attığı" geyikvari cevapları hiçbir zaman silmem.

3) Yalnız bu cevabınız tik de almamış ve üstüne üstlük bir de ispiyonlanmışsa, bu aynı zamanda cevabınızın küçümser ve hatta tartışma başlatıcı tavrından rahatsız olunduğu anlamına da gelir ve ben de bunu silerim.

Umarım açıklayıcı olmuştur.

oo demek ki herkes trafiğe çıkanların seceresini biliyormuş bir ben bilmiyormuşum :)
bayram bittikten sonra bayram sürücüleri neden hala yolda olsun?
bu cevaba bakarak neyin programı yapılabilir? pazartesi günü trafikte kimlerin olduğunu bilen var mı gerçekten?

geyik veya degil, soruya cevap var burda, silinmesi abesle istigal.

kafaniza gore kural yaratip cevap mi silinirmis.

mantiga bak amk tik alip almama ne zaman cevap silme kriteri oldu.

siz de burda canak tutun bunlara aferin.

2x2 kaç sorusuna 5 diye cevap yazarsan silinmez cevap yanlıştır ama soruya cevaptır
ama bu soru sorulurmu hahahahah dersen yada cevap ayvadır dersen silinmesi normaldir

bence bu sorunun cevabı silinmemeli sorusuna cevap vermişsin ve hayır cevabı açıkça çıkıyor.

arkadaş sormak istediği şeyi sakalı komiklikli yazmış, sende kel alaka bir cevap vermişsim bece silmekte haklılar.

cevabın çok gıcık bence uçurulmalıydın. sorulara alaycı cevaplar verenlere çok kızıyorum çoookkk.

Kafaya göre kural yaratan yok, varolan kuralı uygulayan insanlar ve asla memnun olmayanlar var. Her nedense hiçbir koşulda memnun olmayan kesimin üslubu da hep böyle kaba saba, seviyesiz ve saygısız çizgide. Bu yüzden de kimin mantıklı, makul yaklaşımlar sergileyerek iyi bir şeyler yapmaya çalıştığı; kimin ortalığı yalnızca karıştırma amacı güttüğü de belli oluyor. Yine mantıklı insanlar da bu iki kesim arasındaki farkı rahatça anlıyor.

Bence silinen her cevapta "bu cevap silinmeli miydi" diye yeni bir duyuru açmak yerine önce aranızda bir karar verin. Şikayetlerin hepsi bu tarz dalga geçen cevaplarla, türlü trollüklerle, küfür, hakaret ve cevaplar arası ego savaşının üst seviyede olmasıyla, kalitesiz yanıtlarla ilgiliyken; cevabının silinişini hazmedemeyen kesimin bu tarz çıkışları kafa karışıklığı yaratıyor yok yere. Bu Kişilerin sayısı çok da değil; birkaç hesap birden alarak, farklı kişilermiş gibi milleti galeyana getirmeye çalışanlar da var :)

Neyse, konu nereden nereye geldi. Ben soruya yanıt verdiğimi düşünüyorum. Duyarlı tüm dostlara çok teşekkürler.

jugodar+1

bir sürü duyuruda bir sürü geyik var. özellikle seksli meksli duyurularda adam ordan benimki büyük küçük hesabına giriyor, onlara bişi demiyosunuz, siz de hala burada üstünde durulmayacak muhabbetler döndürüyorsunuz. o zaman diğerleri de silinsin. hatta duyurunun yarısı kapatılsın yarısı da halka açılsın.

bıdıbıdı'ya katılıyorum, soruları silinen herkes bunu diğer insanlarla paylaşabilir. çünkü öne sürülen bahaneler o kadar komik ki, ortalık karıştırmak içinmiş. ortalık karıştırarak mod. olan kullanıcılar da gördü bu gözler.

o kadar laf yazmissin goy goy disinda bir sey yok.

ben kurali kafana gore uygulamandan rahatsizim digerlerinin, trollerin ne yaptigi umrumda degil.

acik ve net, kurallara uygun olan bir cevabi kendi yarattigin ve var olmayan tik alma almama durumuna gore siliyorsun.

bu benim icin onemli. cunku hak yiyen durumdasin ve ilerde bunun da benim basima gelmesi gordugum kadari ile gayet muhtemel.

ki ben duyuruda geyik yapan ya da amaci trolluk olan biri degilim.

burada bir hallowlife vardi ve ikincisine gerek yok.

yaptigin hatayi kabul etme erdemini gostermeni diliyorum.

ve hatta bugun senin bu sifatta burda olmanin yegane sebebi de hollowlife'in senin gibi sacma sapan sebeplerle cevaplari silmesidir.

Hahaha :D benim, yaptığım bir hatayla ilgili kabullenme ya da özür dileme problemim olmadığını buradaki çoğu insan bilir. Saygısız, seviyesiz üsluplu insanlara kendimi daha fazla anlatmaya çabalamayacağım. Duyuru sahibinin kendisiyle yalnızca dalga geçme amacıyla yazılmış bir cümleyi "saldırı/hakaret olarak görmeme olgunluğu göstermesi" onun kendi insiyatifindedir. Eğer duyuru sahibi verilen cevabı kendine saygısızlık olarak görmüşse ve o cevabı kabul etmeyip üstüne bir de ispiyonlama gereği duymuşsa o cevaba karşı kurallar çerçevesinde adil bulduğum tutumu sergilemek de benim görevimdir. Buna karşılık, zannediyorum ki site sahibi de dahil kimsenin bireysel olarak gereksiz bulduğu bir soruyla "bu ne gereksiz bir soru" diyerek dalga geçme hakkı yoktur. Boşuna element uydurmayın. Iyi akşamlar.

bu ne gereksiz bir soru diyemezler ama "bu ne gereksiz bi cevap" diyebilirler demek.

yani soruyu soran istedigi cevabi alamazsa yani cevabi begenmezse ve ispiyonlarsa siliyorsunuz.

hmmm.

ne kadar sacmaladiginin farkindasindir umarim.

adalet umarim size de lazim olur bir gun.

Judagor burası bir "soru sorma" sitesi. Insanlar sorularına CEVAP BULMAK için burada.

Farkındaysan " bireysel olarakgereksiz bulduğumuz sorularla dalga geçme hakkını kendimizde bulamayız" diye özellikle belirttim. Sense bunu bile çarpıtma peşindesin. Umarım çarpıtma peşindesindir yoksa yazılanları anlamaktan bu derece uzak birisine cümle kurmaya devam ettiğim için üzüleceğim.

Yani burada benim "bana göre ne kadar gereksiz bir cevap" diyerek bir cevap silmem söz konusu değil. Ortada 1) bir cevap yok, 2) cevap niyetine yazılan şey karşıdaki kişiyle sadece dalga geçiyor -ki bunu yazarın kendisi de "öyle saçma soruya böyle cevap verdim" diyerek kabul ediyor zaten, 3) Haklı bir gerekçeyle bu cümle ispiyonlanıyor. Ve ben buna kayıtsız kalırsam asıl o zaman adaletsiz olurum çünkü yarın bir gün kan aradığın, hastalık sorduğun ya da senin için önem teşkil eden herhangi en ufak bir konuda seninle dalga geçenler olursa "aa ama teknik olarak bu da bir cevap aslında eheh" diyerek onlara da elimden bir şey yapmak gelmez. Burada hastanelik insanlarla dahi dalga geçildiğine de bir sürü kez şahit olduk. Bu sitenin amacını anlamak lazım. Burası bir "karşıdakine haddini bildirerek ego tatmin etme", "dalga geçerek cool gözükmeye çalışma", "zaman ölsün diye sonsuz saçmalama" sitesi değil. Bu da kurallarla açıklanmış. Uymazsan silinir. Bu kadar basit.

Herkes insan, herkes hata yapar. Ben de hiçbir zaman hatalarımı savunmam ama şu anki konuda hata yapan kişi/kişilerin de objektif ve adaletli düşünerek hatalarını kabul etme erdemini göstermesi gerekir. Benim bu konuda bir hatam yok. Hala inancınız tamsa konuyu daha üst mercilere taşıyınız.

uzun uzun yazmayacagim;

1- ortada "bir" cevap var.

iyi geceler.

Uzun uzun yazmadığın gibi okuyamıyorsun da belli ki. "aa ama teknik olarak bu da bir cevap aslında, eheh" yazdığım bölümü gözden kaçırmışsın; tam da bundan bahsediyordum, bir çakal sensin çünkü. Haydin sana qeyfii forumlar.

pandispanya senin cevapları tiklemedim ve rahatsız oldum siler misin lütfen? ispiyonumu da yaptım, yani silmen için her şey mevcut ;)

bana hakaret etme hakkini sana kim veriyor?

pandispanya seni çok severdim ama üslubun çok itici geldi bu sefer nedense. allahım şu iktidarın değiştirmediği bir adam göster bana. gerçek pandispanya bu değil. kaymak sen misin??

Siz Moderatör olma işini gözünüzde ne kadar büyütüyorsunuz yahu? :D bütün sorun burada başlıyor. Bende bir değişiklik yok. Duyan da dünya başkanlığı zannedecek moderatörlüğü, ne iktidarından bahsediyorsunuz? :)

"Bu mod olanlar gereksiz tribe giriyor" ile başlayıp, "3-5 ergen" ile devam edip (ki 10 küsur senedir sözlük yazarı ve açıldığı günden beri duyuru kullanıcısıyım), "amk" yazan adamı cevap silme gerekçesini önüme altın tepside sunmasına rağmen "onun fikri de kalsın" diyerek silmeyip, son saniyeye kadar son derece kibar bir üslup ve sizli bizli konuşma biçimini tercih ediyorum ve karşılığında bir dolu hakaretvari ve kışkırtıcı cümle işitiyor, sonunda da itici üslupla eleştiriliyorum :D neyse ki ben ne yaptığımı biliyorum. Trollükle işi olmayan kimselerin de yaptığımı gördüğüne inanıyorum. Son cevabımdır. Herkese iyi geceler.

bilen bilir kaç kişi bilir bilmiyorum belki de şu yazdıklarımı okurken 'hangi köyün soğanı bu?' bile diyebilirsiniz, yüzüme derseniz üzülürüm neyse konuyu daha fazla dağıtmadan devam edeyim. zamanında doğrudan compumaster'ı sert bir dille eleştiren yazılar yazdım, çeşitli haksızlıkların duyulması için, göze batması içinçabada bulundum ancak genel olarak baktığımda burada pandispanya'nın haklı olduğunu söyleyebilirim. compu ne alaka diyebilirsiniz, cevap vereyim; yükseklere oynuyor, mod'lukta gözü var yaranmaya çalışıyor demeyesiniz diye. kesim farketmeden olumlu/ olumsuz eleştiriler yaptım burada.
pandispanya'nın haksız olduğu bir nokta varsa o da cevabı silinenlerin cevaplarının silinmesiyle ilgili açtıkları başlıklarla ilgili kurduğu cümledir. sonuçta burada herkes bir şekilde var oluyor ve varlığını sürdürme noktasında kendisine sorun teşkil eden, canını sıkan konuları açma özgürlüğüne sahip. cekilmiş gayfe bu duyuruyu açmakta sonuna kadar haklı ancak bu haklılığı onun itirazını haklı bulmamı gerektirmiyor. kaldı ki haklı da bulmuyorum. çünkü net olan/ olmayan bir soruyu kendisi beğenmiyor, dalga geçtiğini düşünüyor ve ona kendince dalga geçerek cevap veriyor. dedim ya burada kimse kimsenin açtığı duyuruyu yargılayamaz (kurallar dahilinde elbette) aynı şekilde cg arkadaşımız (baş harfleriyle kısalttım) diğer duyuru sahibi arkadaşı yargılaması yanlış. görünüş itibariyle tuhaf bir duyuru olabilir ancak belki duyuru sahibi tuhaf bir insan. bu noktada söylediklerimi lütfen kendisi yanlış anlamasın, bir takım genellemeler üzerinden gidiyor. belki eğitim seviyesi, cümle kurma kapasitesi o kadar. belki zeka seviyesi izin vermiyor fazlasına. belki de o anda kafası çok yoğundu ve o anda bir şeyler karaladı ve cevap bekledi. burada herkes dil bilimci, edebiyat uzmanı, yazar şair değil. herkes belli bir takım kurallara uyduğu sürece istediği gibi yazabilir. biliyorum buraya kadar okuduysanız 'ne diyor bu' diyen sayısı azımsanamayacak ve dediklerimi anlayan kişi sayısı %1 olursa sevineceğim.
arkadaşta işte orada kendi çapında veya havasında bir şeyler yazıp cevap beklemiş. belki de gerçekten de cg haklı ve tuhaflık olsun, makara olsun diye yazdı ancak bunun kararını biz verip yargılayamayız. burada cevap verirken insanların o soruyu ciddi olarak sorduğunun ön kabulu ile cevap vermemiz gerekir. eğer makara yaparsakta silinmeyi göze almışız demektir. burada yeri geliyor bende alakasız cevaplar veriyorum ya da duyurular açıyorum ancak silindiği zamanda o duyuru cevap ciddi bir şekilde girmediysem eğer itiraz etmiyorum.
.
ekleme edit: itiraz elbet hakkınız, hakkımız. burada her şeye bir itirazımız olabilir, itirazımızı da her zaman yapacağız. kafa takıldıkça, sinirimi bozdukça, gördükçe bende itirazımı yapacağım ancak bel altı saldırmak, kişiliğine hakaret etmek (mod olunca neticen kalktı ithamları) doğru bir uslüp değil.

benim tanıdığım pandispanya daha mütevaziydi zaten bu özelliğinden dolayı da sevildiğini hissederdim. sana bir yerlerden kibir bulaşmış. kendini haklı çıkarmak için karşındakini trollükle suçlamak çok ucuz, birde her cevabın sonunda bizi bilen bilir, mantıklı adamlar bizi anlar gibi kendince mantıklı bulduğun adamlardan yandaş toplama çabaların bana itici geldi bunu da belirttim. modluğu ne zannediyor bu insanlar bilemiyorum ama ben kendi adıma çok haksız bir biçimde kullanıldığını gözlemliyorum.

bastan asagi yanlissin, bir dunya yazi yazdin icinde bir tane dogrun yok.

kendi icinde celiskiler icindesin ve bana ettigin hakareti mesrulastirma cabalarina giriyorsun.

cok basit oysaki, ozur dilerim yanlis degerlendirmisim, cevap niteligi varmis gozumden kacmis.

bana da hakaretin icin ozur dileyebilir konu kapanabilirdi.

bugun bir hakem cikti milyonlarin onunde hatali karar verdim diyebilme cesaretini gosterdi.

umarim sen de bir gun boyle bir erdem ve cesaret gosterebilirsin.

veritas & aequitas

Araya "Arkadaş topladı da geldi" izlenimi vererek girmek istemezdim.

Öncelikle cekilmis gayfe'ye cevap vereyim. bugunku antremanda goz dolduran futbolcu + 1 ve innerbliss + 1, Olay geyiklik değil, şekil olarak cevap görünen şeyin aslında cevap içermemesi. Aynı şekilde, ortada "Neden dünya dönüyor" diye bir soru olsa ve "Sen sorasın diye" bir cevap olsa, onu da "Soruya cevap değil"den silerdim. Tipi cevap, kendi değil çünkü. Formata uymak "yetmez ama evet". Şu duyuruda aychovsky yerine pandispanya yazmasının tek nedeni, benim o saatte yolda olmam.

Küfürlerin yasaklanması ile ilgili şunu yayınladık, 10 gün kadar tepede idi. Artık küfür ve hakaret yasal, doğru bu. Bu da ortak bir karar. Ben yazdım diye benden çıkmadı özetle. Buna siyasi tartışmalar ile başladık, çünkü en yoğun tartışmalar oradaydı ve duyurunun sonunda da göreceğiniz gibi siyasi duyurularla kısıtlı olmamasını belirttik.
www.eksiduyuru.com

Cinsel sorulara gelince, burada suyu çıkmadan bu konular konuşulsun istiyoruz. Kişi bir yandan soruya cevap veriyorsa, soru ile de ilgiliyse, konusu açılmışsa, pipi boyunu bildirebilir. Yalan olup olmadığını bilemeyiz, incelemedik, görmedik. Güveniyoruz şimdilik, yirmisantim'e güvendiğimiz gibi. Tabii cevabın içeriğine de bakmak gerek.

Yanlış buluyorsanız ispiyonlayınız, internet kullanıcısı iseniz mesaj atınız, silmezsek ve haklı iseniz hesap sorunuz. Cevap alamadıysanız kıdemli modlara gidiniz, onlar kan bile alır bizden. "Bu silindi, bu silinmedi" de diyebilirsiniz, deyin ama yeter ki isim verin, belirtin. Silinmeyi hak ediyorsa silelim. Neyi silip neyi silmediğimizi bilelim.

Bazı şeyler bir iki gece kalıp asabınızı bozuyor olabilir. İspiyonladığınız halde silinmiyor olabilir, biz toplaşıp onların üstünde tartışıyoruz. 5 gündür üzerinde tartıştığımız cevaplar var. Kızabilirsiniz bize "5 gün silinmemiş, şimdi silirse ne olacak" diye, haklı da olursunuz; ama bazı konular fazla kaygan, sınırın nerede kesileceği çok bulanık. Toplaşıp arpacı kumrusu gibi düşündüğümüz de oluyor. "Düşüne düşüne bu musunuz ancak" derseniz, vallaha, ancak buyuz.

Hepimizin farklı tutumu var, doğrudur. Hatta gün içinde bile farklı tutumlar gösterebiliyoruz. Ama çok büyük sapmalarımız yok. Bunları standartlaştırmak en büyük hedeflerimizden biri. Bunun için hem compu'den hem sizden yardım isteyebiliriz yeri geldikçe. Size tek bir şey söyleyeceğim, hatta yalvaracağım; ne olur ama ne olur yapıcı olun. Yanlış yapabiliriz, siz de yapabilirsiniz; ilk önce bir derdinizi anlatın. Açıklamaları kabul etmek zorunda değilsiniz, tartışmaya da açabilirsiniz. Sine-i millet karşısında hesap da verelim.

"Bu cevap silinir mi" duyurusu yersiz değil kesinlikle ama sırasının yanlış olduğuna inanıyorum. Eğer haksız yere bir silinme durumu varsa, ilgili mod'a sorduktan sonra yanıt almazsanız ve verilen yanıt tatmin etmezse, neden sormayasınız. Biz de halka açık şekilde cevap veririz. Doğrudan duyuru açarsanız, açabilirsiniz, karışamayız; ama ara bir basamağı atlamış oluyorsunuz. "Ben onun cevap vermeyeceğini biliyorum" derseniz ad hominem yapmış olursunuz, ayıp olur. Önce bir deneyin efendim.

Herkes sinirlenmiş, kızgın yerlerimize soğuk su dökerek hayatlarımıza devam edelim.

"yarın çanakkale'den istanbul'a gideceğim sizce yollardaki manyak sürücüler evine gitmiş midir?"
bu sorunun cevabi yok.
kimse bu soruya cevap veremez.
boyle soruya boyle cevap verilir, ya ne diyecekti ki adam (adam=cekilmis gayfe)?
kim bilebilir hangi suruculer manyak, hangileri evde?
nasil bir cevap bekliyorsunuz buna simdi, ben cikip "evet hepsi evde karsim" desem bu cevap mi sayilacakti? soruyu soran da buna inanir miydi?

ben bunu anlamadim, anlayan varsa lutfen bana anlatsin.

Sorudan anladığım şu: "Tatilin son iki günü sürücü sayısı çok oluyor, haliyle acemisi, kasaptan ehliyet alanı çok oluyor ve çok sayıda kaza haberi alıyoruz. Şimdi yola çıksak ne kadar risklidir?" Açıkçası zamanında yetişsem şöyle bir cevap verirdim: "Trafiğin ve kalabalığın çoğu geçti gitti. Yollar tenhadır artık, o açıdan risk daha azdır ama tenha yolda manyak şoförler daha manyak kullanır trafik olmadığından, yine de dikkat edin".

Ben soruyu fazla irdelemiş de olabilirim ama bir arkadaşım gelip bana bunu söylese böyle anlarım.

".... sizce yollardaki manyak suruculer evine gitmis midir?"

sorusuna

"yok senin yola cikmani bekliyorlar hala"

cevap teskil etmiyorsa kapatalim dukkani gidelim.

bunu beyninizin hangi kivrimi cevap olarak kabul etmiyor?

cevabi begenmeme hakkiniz yok abi sizin.

soruyu soranin da yok modaretorlerin de.

tik almadigi icin ve ben de cevabi begenmedigim icin sildim ne demek abi bana bunu aciklar misiniz?

1500 karakter basi demagoji kasip hicbir seye cevap vereceginize buna cevap verin?

eger bu cevap silinirse soru da silinmeli, yoksa cevap geri gelmeli.

@air:
Çok büyük emek vererek yazmışsın, her bir kelime için çok teşekkürler. Konuyla ilgili hiçbir tartışmaya girmeyeceğim, yalnızca bu konularda duyuru açılması hususunda beni senin gibi yanlış anlamış bir kitle varsa bunu düzeltmeye geldim.

Ben "her cevabı silinen yeni başlık açacaksa" derken, kesinlikle kimse hakkını aramasın demedim, asla da demem. Yalnızca kurallar belli. Silinen cevabı bildiren mesajda bile "bir yanlışlık olduğunu düşünüyorsanız ilgili moderatöre mesaj atınız" diyor. Yani bunu sorgulama kısmıyla ilgili bir sorun en başından itibaren zaten yok. Bu kişi bana mesaj atsa; ama ben cevap vermesem ya da kötü bir üslup kullansam ya da bir şekilde verdiğim cevaptan tatmin olmasa ve başka insanlara da sorma gereği duysa elbette artık bir sonraki aşamaya geçebilir ve bir duyuru açarak bunu halka açık şekilde de sorgulayabilir. Ama bulunduğu yerin kurallarına hiçbir şekilde uymayıp, daha sonrasında beğenmediği ilk durumda bu şekilde bir yaklaşım sergilemek tam anlamıyla riyakarlık oluyor.

Benim cevap vermediğim, hesabını vermediğim, oturup güzelce anlatmadığım ya da yanlış bir karar verdiysem özür dilemediğim tek bir örnek bile yok. Çoğu zaman bir şeyleri silmemek adına ilgili kişiye mesaj da atarım "bakın şurayı düzeltin isterseniz cevabınız boşa gitmesin" diye. Bu benim özverim (bizim özverimiz) ama burada silinen cevapta "bir hata olduğunu düşünüyorsanız moderatöre mesajla bunu bildiriniz" diyorsa önce lütfen bunu bir deneyesin yahu.

Neden? Çünkü günde elli tane duyuru/cevap siliyoruz. Kararı beğenmeyen her adam bunun için özel duyuru açarsa günde 30 tane "bu cevap silinmeli miydi" sorusu okursunuz ve bu size normal mi gelir? Duyuru asıl amacını kaybetmez mi? Bir moderatör, bir gün içinde kendisine gelen 50 tane mesaja tek tek cevap verebilir, gerekirse hepsine kaliteli bir şekilde zaman ayırabilir ama bu kişiler mesaj atmak yerine duyuru açarsa, her duyurunun altında yazan minimum +5 kişiye daha cevap verebilmek imkansızlaşır. Bu da sonsuz bir kaos ortamı ve yine sizin huzurunuzun dört bir koldan azalması anlamına gelir.

Bahsettiğim şey buydu. Yalnızca bu site için geçerli değil; içinde bulunduğumuz her ortamın, her düzenin bir kuralı, bir "oluru" var. Buradaki "olur" saygısız üsluplarla kaba saba hesap sormak, yermek demek değildir; çünkü o zaman bunun adı "hak aramak"tan çıkar. Burada hiçbirimiz düşman değiliz, genel adı farklı olan "kullanıcıların" birbirine düşman olmasını gerektirecek hiçbir durum yok. Doğru tutum ve davranışlarla aşılamayacak kadar büyük sorunlar yaşamamızın imkanı yok. Bahsettiklerim genel olarak bunlardı. Umarım daha doğru anlatabilmişimdir. İyi günler.

chaotic good'un cevabına cevap verebilir mi bir moderatör?

cevabin silinmesi cok normal, ne kadar bu kadar tartisilmis ki? a) dalga geciliyor b)cevap verilmiyor

nedense kendinde biraz kibir bulunan herkes toplumda insanlarin "alinma hakkinin" olmadigini düsüyor. aliniyorsun bizden degilsin aliniyorsun zayifsin vs. pek tabikide insanlarin bazi seylere karsi alinma hakki var. neden bu kadar tartisiliyor ki?

"Benim cevap vermediğim, hesabını vermediğim, oturup güzelce anlatmadığım ya da yanlış bir karar verdiysem özür dilemediğim tek bir örnek bile yok."

1- "yarın çanakkale'den istanbul'a gideceğim sizce yollardaki manyak sürücüler evine gitmiş midir?"

sorusuna

"yok senin yola çıkmanı bekliyorlar hala"

bir cevap değil midir?

buna bir cevap vermedin pandispanyacım.

2- hala ettiğin hakarete dair bir özür duyamadım, okuyamadım.

başka sorum yok.

Yollardaki manyak sürücüler derken kimin kastedildiğini anlayamayan arkadaşları şu haberlere davet ediyorum:

1) www.hurriyet.com.tr
2) www.youtube.com
3) www.vidivodo.com

Normal insanların, normal hızlarla, normal biçimde yapacağı kazalar değil bunlar. İlgili kişi de bu tehlikeler geçmiş midir yoksa insanlar hala dönüş yoluna geçmeye devam ediyor olabilir mi diye hali hazırda yollarda olan ya da daha önceki senelerden dolayı kendisinden daha fazla tecrübesi bulunan insanlardan fikir ve yardım istemiştir. Burada normal olmayan tek şey soruyu anlamamak ve anlaşılamayan soru üzerinde laf olsun torba dolsun diye bir şeyler yazmak konusunda ısrarcı davranmak ve karşıdaki adamı küçümsemektir.

Jugador, bahsettiğin cümle, daha önce de zaten 800 kez söylediğim gibi, "bu soruya bir cevap değil". Bu soruya hiçbir yardımı dokunmadığı gibi, soruyu soran kişiyle de açık bir biçimde dalga geçiyor. Bu iş bu kadar net. Benim cevabımı anlayamayacaksan, git bu konuyu manipülasyona uğratmadan, ayrı bir anket olarak açıp araştır; ya da çık sokağa, 100 kişiye sor ve en popüler cevabı ara. Sana cevap vermemişim gibi de yalan söyleme.

Ben sana hakaret de etmedim. Çakal, kurnazlığıyla tanınır ve çakallık etmek deyimi de tıpkı senin yaptığın gibi türlü hile ve çarpıtmalarla kendine fayda sağlamaya çalışan kişiler için kullanılır. "Alemin bir çakalı (kurnazı) sensin zaten" demek küfür de hakaret de değildir. Özür konusunda bu kadar hassassan kendi hakaretlerin ve tavrın için özür dileyerek başlayabilirsin. Cevap veremediğin her yerde bel atlı vurmaya çalışarak olmaz, şov amaçlı bu kadar da saçmalanmaz judagorcuğum.

Ben senin tarzını anladım. Birazdan cımbızla seçtiğin kelimeleri kendince birleştirerek onlardan yepyeni bir hikaye yaratır, cevabı elli kez verilmiş soruları tekrar tekrar sorar ya da karşılığında verecek bir cevabın kalmadıysa bel altı vurup dikkatleri başka yöne çekmeye çalışırsın. Bu yüzden şu an cevabını almadığın bir sorun da kalmadığına göre ben sana bir kez daha yanıt vermeyeceğim. Hala tatmin olmadıysan konuyu üst yönetime taşımanı ve hakaretim için de beni savcılığa şikayet etmeni öneririm :) Sağlıcakla.

yahu adam insan gibi bir soru sormuş fikir istemiş. sense yalnızca dalga geçmişsin. herhangi bir fikir yok adamın sorduğu şeye cevap niteliği taşıyan hiçbir şey yok yazdığında. silinmeyecekti de ne olacaktı? bu kadar basit bir şey niye böyle tartışılmış harbiden ya. ortada bu kadar kompleks bir durum yok ki.

birileri de demiş ki yok efendim bu soruya kimse cevap veremez, başka nasıl cevap verilecek bu soruya filan. yahu adam gibi cevap verme kabiliyetin yoksa hiçbir şey yazmazsın olur biter. dalga geçmek zorunda mısın? bu soruya cevap verilemez diye bir şey yok. adam soruyu yazarken milletin kalkıp tek tek tüm yolları kontrol edip rapor hazırlamasını beklemiyor. fikir görüş istiyor. "bence" geçmiştir ya da geçmemiştir dersin gayet de güzel cevap verilmiş olur.

bazıları da tutturmuş "cevap işte banane cevap işte bu" diye. hadi varsayalım ki sen haklısın cevap bu. o zaman da "tartışma yaratıcı içerik" diye silinmesi gerekiyor. soruyu soran kişiye sataşma var, dalga geçme var. ee adam şikayet de etmiş. şikayet etmesine rağmen silinmeyince kalkıp kendisine sataşan kişiye duyuru altında küfür etse tartışma başlatsa kimin suçu olacak bu sefer?

"yok senin yola çıkmanı bekliyorlar hala" cümlesi duyurudaki soruya cevaptır. "elbette gittiler" anlamı taşıyor çünkü. ifade ediş tarzı -bana göre olmasa da- "tartışma başlatıcı" nitelikte bulunabilir ona bir nebze hak verebilirim ama "cevap değil" demek bariz yanlıştır.

insan denilen mahluk ne yazık ki böyle işte.

hatasını kabul etmemekte ısrarcı. bu işin de fıtratı bu galiba :/

yapacak bir şey yok. adalet ve doğruluk yanında olsun pandispanyacığımmm...

bu konuda söyleyeceğim son şey, kimsenin formata uygun olan bir cevabı beğenmeme lüksü ve haddi yok. ne soru sahibinin ne de moderatörün.

yarın sizin de başınıza benzer bir haksızlık geldiğinde -ki gelecek- ben yine sizi (pandispanya seni de) savunuyor olacağım.

sağlıcakla kalın.

"yok senin yola çıkmanı bekliyorlar hala" cümlesinin 'uslübü' yanlış olsa dahi ciddi bir cevap olduğunu ve "elbette gittiler" anlamı taşıdığını iddia etmek insanları aptal yerine koymaktır. cevabın varlığının gerekliliği savunulabilir belki ancak tutupta insanları aptal yerine koymak ayıp. hepimiz az çok okumuş, kafası çalışan insanlarız. o cevapta neyin kastedildiğini görebiliyoruz. kaldı ki cevabın sahibi bile cevabının öyle olduğunu iddia etmiyor.

ben mod olsam ben de silerdim. +1

cevap değil -hatta dalga geçmek de değil bence-, direkt sataşma olmuş.

panpa modlara takılma tam cs 1.6 public server admini kıvamındalar :p zaa u mad mods?

cevap mi degil mi neyse de ben birsey yazacagim.
arada benim kizdigim sacma icraatleriniz olsa da isiniz zor mod arkadaslar.
bu kadar insani memnun etmek imkansiz.
cok seyetmeyin millet siz de formata uydurup yazin madem ne diyim ben de bilemedim :D
bak mesela bu yazdigim ve yukarida yazilanlarin cogu duyuruya cevap degil :D
o kadar hot zot olsalar burada cevap kalmazdi.
modlara ergen cart curt diye hoykurmeye de gerek yok hepimiz kocaman insanlariz burada, az medeni olalim.
kib by.

SpeedFan guzel program. Otomatik optimizasyonu yok ama fan hizini % cinsinden ayarlama imkani ve CPU / GPU isilarini gozlemleme imkanin var. Bir muddet kullanip, gozlem yaptiktan sonra hangi seviyede calistirmanin yeterli olduguna kendin karar veriyosun zaten. Ayrica kolay ve sade bir arayuzu var.

cm 2001/2002

bence :oyungezer.com.tr

cm 2000 ya da 2001, ikisini karistiriyorum.

ya cm de çok eski be kardeşim, 14 sene öncesinin oyunu oynanır mı? ne kadar iyi olabilir allasen?

fm 2008 ve fm 2012 benim en çok keyif alarak oynadığım oyunlardı. 2008'de ortaokuldaydım zaten pek anlamıyodum ama 2012'yi herkes çok över, fm serisinin en güzel oyunu kabul eder.

ecx.images-amazon.com

cm 2001-2002 galiba çoğunun favorisi. bu oyunu güncelleştirmelerle oynayan var mı peki

bence de cm 01/02 ama bu oyunun dev bi sıkıntısı var, hala oynamıyor olmamın tek sebebi. diyelim ki inegölspor'u aldınız, uğraştınız didindiniz 1. lige çıktınız. hatta daha da uğraştınız yukarıları zorluyor, uefa'ya gidiyorsunuz. kendinizi aştınız cl'yi kazandınız. ne yaparsanız yapın, oyunun başında üst seviye takımlarda olan topçular sizin takımınıza gelmez. aşağı görürler. takım saygınlığı gibi bir sistem yoktur yani.

o yüzden oyun cm 03/04'e

cm 03/04 efsanedir nokta!!!!!!!!!

03/04 kadar iyisi olmadi daha

www.champman0102.co.uk

Almanlıktan aldığım tadı bilardodan bile alamadım ama fm 2008'den aldım.

03-04 > 01-02 > fm 2005 > fm 2012 > fm 2008

Nar eksisi. (marketlerde nar eksisi sosu adiyla satilan glikoz suruplu sey degil ama)

hiç sirke kullanmadım, limon sıkarım olmadı nar ekşisi falan.

ben limon severim

limonla olur. ama tercih meselesi bence. bazısı hiç sirke sevmez, bazısı limon sevmez.

ikisini de koymam, nar eksisi +1
illa sececeksem limon.

Damak zevkine göre limon veya sirke kullanılıyor.

Benim annemden gördüğüm dolayısıyla damak zevkime uyan:
Közlemelerde, piyazlarda (kuru bakliyat börülce fasulye..), turp rendesinde, roka salatasında sirke
marul salatasında, havuç rendesinde, maydonoz salatasında limon,
antep kaşık salatasında sumak.
(şu anda salataların hepsini hatırlayamadım aklıma geldikçe eklerim.)

limoooooooooon!

Elma sirkesi > nar ekşisi > limon

kimse de sormamış: ne salatası?

salatanın çeşidine göre değişir bu. çoban salataya her ikisi de yakışırken yeşil salataya limon yakışır. roka domates yaparsanız nar ekşisi yakışır.

Sirke sevmem, limon iyidir.

Adini hatirlamiyorum ama bir gemi otel var. Kamaralarini otel odasina cevirmisler. Pek konforlu degil ama odaya sadece uyumak ve dus almak icin gelicez diyosaniz gayet merkezi ve hesapli.

popka var.sırp mafyası işletiyor.resepsiyonist in adı vemirz.

tren istasyonunun yanında radisson blu vardı. çok pahalı değildi. çok konfor bekleme ama.

Turkiye sampiyonalarinda var. Kadinlar istedikleri takdirde erkeklerle de oynayabilirler fakat tersi mumkun degil. Profesyonel ligde de bayan masa, genc masa gibi ozel kriterli masalar var, gerisi karma.

Bir iki bölgesel şampiyonaya katildim ayrim olayi yok kiz bir arkadaş tarafından yenilip turnuvaya veda etmisligim var.

uluslararası turnuvalarda var diye biliyorum çünkü gm ve wgm falan diye ayrı ünvanları var. ama yerel turnuvalarda yoktur

eksisozluk.com

Her olumsuzlugu Obama'ya yukleme trendi.
www.youtube.com

4 sene önce girmiştim, hatırladığım kadarıyla herkes aşağı yukarı aynı zamanda başlamıştı speaking'e.
verilen kulaklık oldukça ağırdı ve sesi biraz azaltmıştı. yine de durup dinlersen başkalarının söylediklerini duyabilirsin tabii.

sınav sırasında soruyu okumak, cevabını hazırlamak ve konuşmak için belli süreler olduğu için ister istemez kendi sınavına dikkat vermek zorundasın. o an konsantrasyon seviyesi yüksek oluyor ve diğer konuşmaları duysan da takmıyorsun.

Oyle bir durum var. Once bitiren, speaking'e de once basliyor. Kulakligin olmasi ve zaten butun dikkatini ekrana veriyor olman buyuk olcde yok sayiyor zaten sesi. Beni rahatsiz etmemisti sahsen.

benim girdigim yerde ses engelleyici kulakliklar vardi. hicbir sey duyulmuyor disaridaki.

Merhaba sinav reading ile basliyor ve listening ile devam ediyor. Ardindan 10 dk ara oluyor sonrasinda herkes ayni anda speaking yapiyor. Eger biri 180 dolari bos yere vermisse evet reading ve listening sorularini sikar ve tek basina diger kisiler reading cozerken speaking yapar. Ama bence kimse o kadar parayi verip sadece speaking puani alip cikmaz. TOEFL'a sabah girdim cevaplari sallamadan kimse speaking'e digerleri henuz reading yaparken baslayamaz.

Ben veriyorum benim için değiyor.

1-2 aksi sanatçı haricinde bütün albümlere erişimin var. istediğin zaman istediğin yerde dinleyebiliyorsun. birçok çalma listesi var, yeni yeni müzikler keşfediyorsun.

benim için en güzel tarafı sesin kalitesi, müzik keşfetmeme kolayca yardım etmesi ve mp3 indir yok youtube a gir gibi şeylerle uğraşmadan direk dinleyebilme kolaylığı.

1,5 yıldır premium kullanıyorum bu rahatlığa alışınca sonradan bırakamıyorsun tabi.

evde kullaniyorsan hayir, yolda kullaniyorsan evet.

vodafone red indirimim olmasa hayatta vermem. bence değmez.

1.5 senedir kullanıyorum, gayet degiyor. Zaten indirimsiz hali de 7 lira mi ne.

tamamiyle değer.

sürekli evdeysen, bilgisayar kucağındaysa pek ihtiyac duymazsın tabi ama seyahat ederken, sahilde otururken, piknikte vs dışardayken istediğini dinlersin, güzeldir. ayrıca premium olunca çevrimdışı müzik de kaydedersin metro gibi internet çekmeyen durumlarda onları dinlersin. Enpara ile alınca 5 liracık oluyor aylık. Fazlasıyla hakediyor zaten onu da.

lan adamlar dünyanın en geniş playlist'ini sunuyor.Müziğe bir sanat eserine ilk kez hayatınızda para verme ödeme şansı yakalıyorsunuz (hepiniz hırsızsın o ayrı) onada 5 tl vermem diyorsanız ben sizin taaaa :)
İnşallah yarın öbürgün sizinde emeğinizi hakkınızı çalarlar ne diyeyim

büyük rahatlık. evden çıkmadan aklıma bir albüm geliyor hop basıyorum ayakkabılarımı giyene kadar iniyor sonra yol boyu dinle. ayrıca müzik keşfetmek için de yeterli bence.

1-2 aksi sanatçı haricinde bütün albümlere erişimin yok, türkiye'de dinlenmeyen bir çok albüm var. bir de bağımsız sanatçılar yavaş yavaş ayaklanmaya başladılar bizi sömürüyor diye.

edit: 1,5 yıldır 10 tl/ay veriyorum ben

dünden razı daha pozitif gibi. bişey için hevesli olmak

Ipe un sermek?

Tam karşılamıyor biliyorum ama başka da gelmedi şimdilik.

ipe un sermek de sadece bahane bulmak. yani her an bahaneye bulmaya hazır anlamında degil gibi. bi de daha cok absurd bahane

simdi uydurdum; bahanesi cebinde dolasmak.

"Calmadan oynamaya hazir : kapı gicirtisina bile oynamak"

Alakasi yok biliyorum ama yazayım dedim :)

- ayranı yok içmeye atla gider seçmeye! :)) yok bu şaka.. ama şu biraz yakın:
- (bkz: oynayamayan gelin yerim dar dermiş)!

Benim ilk okul öğretmenimin lafı vardı "fırsatı ganimet biliyorsunuz" şeklinde, anlamazdım ama severdim :))

bir ayagi eşikte olmak?

Bence:
(bkz: mayasilli göte arpa ekmegi bahane)

Benim annem babam hep mayasıllı der, osuruklu olduğunu da şimdi öğrendim.

(bkz: namazda gözü olmayanın ezanda kulağı olmaz)

kaytarmaya hazır

ille sıfat mı lazım.
do we need to pay anything desen?

yok abi daha formal olsun, o ezik oluyo :)

will i be charged for this event?

is this a fee-paying/paid event?

fee-paying daha çok ücretli okul gibi terimler için kullanılır

paid ise daha çok hizmetler için kullanılır. event de bir nevi hizmettir. dolayısıyla paid en uygunu gibi bana kalırsa

is this free of charge?

formal diyorsan: complimentary

davet edildidysen misal: i would like to know if this is a complimentary invitation.

complimentary aşırı formal oldu bu sefer. yani günlük dilde bir ingiliz/amerikalı "aga bu ücretli mi?" diye nasıl diyor?

yazıldı ya yukarıda.

paid event de,
free of charge de,
fiil olarak kullan ya da bunları.

neyini beğenmedin?

is this event free of charge?

usta formal anlayışında problemler görüyorum senin.

günlük bir dide ingiliz amerikalı bizim sorduğumuz gibi sorar.

formal demek resmi demektir bir nevi. resmi, bürokratik yazışmalarda veya iş muhabbetlerinde falan formal ingilizce kullanılır.

formalini yazmışlar şimdi de diyorsun günlük hayatta.

çare olamadık senin derdine yemin ediyorum 15 adam

do we have to pay'den complimentary'e bütün yelpazeyi sunmuşuz zaten sana, istediğini seç beğen al. senden bunu duyacak adam bu kadar bu kadar kalıp bilmiyor zaten.

do we need to pay anything
will i be charged for this event
is this a fee-paying/paid event
is this event free of charge?
i would like to know if this is a complimentary invitation

seç işte bak sıraladım sana. ortadan beğendiğini kullan

i.imgur.com

ben öyle oynuyorum mesela

Uçak simülasyonlarında bir anlamı oluyor.

sağ solda invert olur mu bilmiyorum ama yukarı aşağı yönünde invert istiyorum. ben de uçak mantığıyla gidersem mouse ya da joystick i aşağıya çektiğimde uçağın yukarı gitmesini isterim yani. sanırım flap mantığını bilen insanların beyni o şekilde evrildiği için.

telefon ekranlarında da bu şekilde kullanıyoruz aslına bakarsanız. mouse üzerinde yarattığınız etkiyi nasıl anlamlandırdığınıza bağlı bu tamamen. göründüğü kadar zor değil invert oynamak. kısa bir süre içerisinde alışılıyor.

x ekseninde ters kullanildigini duymadim hic fakat y ekseni ters cevrilmis sekilde oynayan profesyonel counter strike oyunculari bile var.

Uçak simülasyonlarında ben de açıyorum. Ama cs falan, nope.

akademisyenler.org

Bazılarından direkt olarak üniversite birimlerimdeki hocalarla iletisime gecmem gerektigini duyuyorum , ancak bu ne kadar avantajli bilemiyorum.

ne üzerine doktora yapmak istediğini belirledikten sonra bir tez önerisi yazmalısın. seçtiğin alanda çalışma yapan ve öğrenci kabul eden okulları / hocaları bulman lazım. öğrenci olarak gidebilirsin (bu durumda harç ve diğer masrafları ödemen gerekir, dolayısıyla okuldan veya dışardan burs lazım) veya projeni kabul ettirebileceğin fellowship'lere bakabilirsin, o zaman maaş alırsın.

findaphd.com'a bakabilirsin. the grad cafe forumuna bak. ama burs konusunda asıl yönlendirmeyi gitmek istediğin okullardan alırsın.

Doktora icin genel gecer bilgilerin bir ise yarayacagini sanmiyorum cunku her okul bunu kendine gore farkli sekillerde hallediyor. Mesela bu yaz yuksek lisansindan mezun oldugum okul doktora pozisyonlarini is ilani seklinde aciyor. Burs soz konusu degil cunku zaten kabul edilirsen maas aliyorsun. Yurt disinda doktora yapan diger bildigim insanlar da hep bu sekilde yapiyorlar. Kendi gorusum de yurtdisinda maas almadan, salt ogrencilik seklinde doktora yapmak pek mantikli degil zaten.

okunmaya okunur da hangisi

türkiye de üni okunurmu diye sorsalar dumlupınardan tut bilkente odtüye kadar geniş bir yelpaze var

ortam açısından soruyorsan evet, ucuz ülke insanları iyi kızları güzel.

eğitim kalites açısından ise her ğlkede olduğu gibi değişir üniversiteden üniversiteye

okunur, ulke gayet guzel, arastir muhendislik hangi universitede daha iyi gider,

okunur mu bilmiyorum ama Varsova veya Krakow harici bir yerinde yasanmaz.
Universite arastiracaksan bu iki sehrin disina cikma derim.

Kişiden kişiye değişir, deneyerek kendiniz fark edebilirsiniz. Bende 6 kupadan sonra ayıklık şöyle dursun ters etkiyle yorgunluk yapıyor. Aman dikkat edin bu tolerans işine, sonra toparlaması yorucu.

Bu fikir verebilir.
www.youtube.com

Generator Hostel.
Biz 4 kisi gittigimizde en uygun fiyata en iyi imkani sunan buydu. Avrupa'nin diger populer sehirlerinde de subeleri var, baya tutulan bir yer. Ayrica sehir merkezinde ve her yere yurume mesafesinde.

Flash denen sacmalik yuzunden oluyor. Windows ile calisan laptoplarda da var ayni sorun. Adobe'un kendi forumlarinda da dunya kadar sikayet var ama bir cozumu yok. Mumkun oldugunca indirerek veya html5 kullanan sitelerden izlemeni oneririm.

safari kullaniyorsaniz

extensions.apple.com

flash icerikleri tiklayinca aktif eden guzel bir eklenti tavsiye ederim. isinma sorununda biraz yardimci olur.

turkiyede bir yuksek lisans programina basvurup eramusla bir yil okulunuzun anlasmali oldugu bir okula gidebilirsiniz.
gidenlerin bir kismi gitmeden ya da her seyi goze alip gittikten sonra burs buluyor.
bir kismi da hem ogrencilige devam ediyor hem de calisiyor.

not ortalaman 3.00 ve üzeri ise almanya icin burs imkanlari var www.tev.org.tr

Eger yasam masraflarini karsilayabilirim diyorsan Finlandiya'ya bak derim. Avrupa'da okul ucreti istemeyen heralde tek ulke orasi kaldi ve muhendislik egitimi gercekten kaliteli.

hollanda yabancı öğrenciler için burssuz senelik 15bin euro civarı. ayda 350-550 arası kiraya gider.

buradan burslara bakabilirsin:
www.studyinholland.nl

türkiye'den burs alıp gidebilirsen o da olur. tr'de yüksek lisans yaparken exchange de bir seçenek.

ÖN EDIT: En önemli noktayı unutmuşum: Devletin (KYK) yurtdışı kredisi var. Hollanda için aylık 450 Euro falan veriyordur büyük ihtimalle. (Güncel rakamlara sitesinde ulaşabilirsin). Geri ödemeli tabii ki ancak son çare olarak onu alıp gidebilirsin.

o yollardan geçmiş ve bu süreçte ebesinin nikahı kadar ülkeyi, bursu, olayı araştırmış biri olarak diyeceğim iki şey var:

1- Master eğitimi bedava olan ülkeleri araştır öncelikle.
2- Ülkeye göre değişmekle birlikte min 500 Euro gerekecektir aylık. Kuzey Avrupa ülkelerinde (Norveç hariç) 700 Euro'ya hiçbir lüksün olmadan yaşanır. 600'e de geçinirsin ancak. Almanya'da falan bu paralara alkol gibi lükslerin olabilir.

Ek: Ortalamanı çok yüksek tut ve motivasyon mektubunu yazmaya çok uzun zaman ayır, her türlü yardımı iste insanlardan. En önemli şey o mektup. Ayrıca o mektubu yazarken sakın ortaya karışık sallama. Gitmek istediğin alanda gitmek istediğin okulda gitmek istediğin bölümde çalışan hocanın ilgi alanları ne ise ona odaklan. Özellikle o anki ilgi alanına odaklan adamın. Tamamen atıyorum mesela adam geçmişte "Hollanda'nın güneş panellerinin ampermetresi" gibi bir konuda çalışmıştır ama şu an "Norveç'teki elektrikli araçların kinetiği" falan gibi şeyler araştırıyordur. Direkt adama "Ben buyum, bu özelliklere sahibim, bu konuda çalışmak istiyorum, projenize şu şekilde katkım olacağına inanıyorum" yaz.

Yolun açık olsun.

Not: Özel mesajla sorabilirsin istediğini.

isveç ve norveç'ten çok daha ucuz bir ülke. gelişmişlik olarak da zaten bu iki ülkenin baya gerisinde.

edit: alkol pahalı bak. onun içinde haftasonu feribotla tallinn'e geçip kasa kasa bira alıp dönüyorlar.

almanyadayım, geçenlerde fin 2 kişiyle tanıştım, hep burada her şeyin ne kadar ucuz olduğunu söyleyip durdular. yiyecek içecekten alkole, ulaşımdan konaklamayai her şeye "ay ne kadar ucuz, sanki bedava" diye tepki verdiler ve kendi ülkelerinde burada yaptıkları şeylerin çoğunu 3 kez düşünerek yapabileceklerini söylediler. sen düşün.

Isvec ile Norvec de ayni ayarda degil yalniz. Norvecliler de Isvec'e gelince kendilerini kral gibi hissediyorlar. Finlandiya da isvec ayarindadir diye tahmin ediyorum. Turkiye'ye gore pahali tabi.

www.numbeo.com

akılsızlığın kılavuzu olmaz.
boşver

Evet bence de çok gereksiz bir atardı, şaşardım Harun Tekin'in tepkisine. Adam yazar yazmaz özür diledi, bilinçli bir şey yapmadığını söyledi, daha uzatıp durmak çok manasız.

"mor ve ötesi o kadar bok bi grup ki hırsızları ona çevirdi" anlamış.

oysa ki adam kelime oyunu yaparak "nasıl da morarttı hırsızları" demek istemiş.

adam kast ettiğinin ilki olmadığını ve ikincisi olduğunu belirtmişse uzatan adam net kötü niyetlidir.

evet aynen öyle. bu kelime oyununu anlamamasına şaşırdım. çirkefleşmiş nedensiz yere.

çirkef adam zira. yapar.

kusura bakmayın da öyle söylenmez bu, insan gibi menşın atarsın "hacıt bak böyle yanlış anlaşılıyor silsen iyi olur" diye, haklıyken özür dileyen adam diretmeden siler zaten. tepki boktan.

atar yaptığı adam zaman yazarı, yani cemaatçi. muhtemelen o yüzden ön yargıyla yaklaştı ve anlamak istediği gibi anladı.

tam bir liseli atarı. ki mvö de severek dinlerim defalarca konserlerine gittim.

doğan duru'laşma olayı yoktur umarım harun tekin de de.

Adam zaman yazarı diye lüzumsuz ergen atarı. Halbuki adam bildiğin kadarıyla yamuğu olmayan efendi bir adamdı.

İtici.

Efendi Adam dediğim gazeteci olan. Türkiye'de azıcık yükselen, bir de muhalif takısı alan pusulayı şaşırıyor.hele oyuncu 1-2 tipin yancılığı falan ayıp resmen.

Yersiz bir benzetme. Kimse grubunun oy calmaya yeltenmis fakat basaramamis bir siyasi partinin dustugu durumala iliskilendirilmesini istemez. Daha usturupluca isteyebilirdi tabi ki silmesini.

yemişim marka değerini de imajını da. tehdit ederek mi imajını korudu şimdi harun tekin?

imajın zedelenecek diye rahatsız oluyorsan, imajını bozmayacak şekilde tepki verirsin. harun tekin'in müziğini değil ama duruşunu beğeniyordum. attığı bu tehditkar tweetle imajı yerle bir oldu gözümde. ne oldu şimdi? böyle mi koruyacaksın imajı?

kibritsuyu'nun dediği gibi; "adam kast ettiğinin ilki olmadığını ve ikincisi olduğunu belirtmişse uzatan adam net kötü niyetlidir."

neden adam gibi uyarmamış? neden tehdit etmiş? buna takılmıyorsunuz da, adamın istemeden "marka değerine zarar vermesi"ne mi takılıyorsunuz?

bence gayet de "oy ve ötesi" ile olan benzerliğinden dolayı "mor ve ötesi" demiş.

kötü niyetli olsaydı niyetini o yönde sürdürür, özür dilemezdi.

düpedüz terbiyesizlik. eleştirdiği fikirlere sahip olanlardan davranış olarak çok da farkının olmadığının ortaya çıkmasıdır bence. bu adam bu lafa takılıyosa ricardo allah var başlığında adı geçenler toplanıp sözlüğe nükleer saldırı yapsın.

kaldı ki hadi yanlış anladın, kendini haklı gördün, öylesine atarın anlamı nedir? bişi denicez nedir? sonrasında adam özür diledi ben haklıyım tavırlarında dolaşıp bütün aleyhine yazan ekşicileri troll olarak nitelendirmek nedir?

bu arada mor ve ötesi eski efsaneleri saymazsak gözümde en iyi yerli gruptur, bi düşmanlığım falan da yok. ekşide de saçma sapan bi linç tayfası var, troll var doğrudur ama harun da kusura bakmasın bu sefer kendisini eleştirenler haklı. hatta ekşiye saygı bile duydum kısmen, normalde çünkü harun bizim mahalleden diğerini tanımıyoruz denip direkt diğeri linç edilirdi.

"bu rezil tweet'ini sil, silmezsen üstünde bir şey denerim" demek yerine "grubumuzun adını oy hırsızlarıyla bir tutmanız üzücü" falan diyebilirmiş. dememişse ve tavrında ısrar etmişse kötü niyetli olduğu açık.

benim bi arkadaş yurtdışından türkiye'ye taşınmasına rağmen baya uğraşmıştı hesabını tl'ye geçirmek için. türkiye'ye taşındığına dair resmi belge falan istiyolar. steam support zaten tam bir karın ağrısı olduğu için adam belgeleri göstermesine rağmen uğraştı yine de.

aslında bende kimi yerde tl kimi yerde euro görünüyor fiyatlar bir garip. ödeme kısmına da bayağıdır bakmadım. bi bakayım tekrardan.

bi de oyun piyasasını hiç bilmiyorum ya. anca bildiklerimin üçüncüsü beşincisi çıkarsa ne olduğunu tahmin edebiliyorum. bana birkaç oyun tavsiye edebilir misiniz ucuzundan?

bayılarak oynamış olduğum oyunlar
age of serisi
hotline miami (en yenisi bu)
gta serisi
böyle ilginç hikayeli ilerlemeli platform oyunları, puzzle oyunlarını severim.
diablo 2
la noire
the witcher 1
dünya haritası üzerinden giden böyle rise of nations gibi şeyleri de severim ama medieval bayıyor. kendini tekrar eden şeyler sıkıcı oluyor.

indie'dir süper indirimdir tavsiyeniz varsa alabilirim. en fazla 15-20 lira falan harcarım zaten.

tl çalışıyormuş tamam. wishlistte left for dead 2 vardı onu aldım. 10 yıldır falan listedeydi galiba. nası bi oyuncu olduğumu anlamışsınızdır

vpn kullanırsan banlanırsın paraların boşa gider diyim.

Hesabini nerde actiginla alakali olabilir. Yurtdisindayim, fiyatlar euro olarak gorunuyor, fakat login olunca hepsi tl'ye donuyor. Bu satis suresince de bikac tane aldim hatta tl olarak.

store.steampowered.com

buradan alışveriş yap. ben steam supportla konuştum yurtdışındayım 1 sene kadar ne yapayım dedim bu linkten alın dediler.

Bence adam aman huzurumuz kacmasin dusuncesindeydi, kadin yine de Oberyn'in intikami icin zehirledi kizi.

benim sözümü çiğner Kızın canına zeval getirirsen ben de seninkini beceririm minvalinde bir seydi o konusma. Ama kadın elbette dinlemedi. Ayrıca panzehir içti kurtuldu ama kız geberdi. Olay bu. Yere kan damladı falan, obery nin de zehirlerler ilgili olduğundan falan Ölmeden once oyle bir çağrışımı yaparsa abisinde biri de Kanı falan söylerse o vakit daha cok şüphelenir adam. Ay isimleri unuttum su an hepsini. Bilmem ne sand di kadının adi elia mi ne.

Sanmam. Oberyn de vicdanlı bir adamdı. Abisi de Öyledir. Prensesin br sucu yok. Çocuk onların gözünde ayrıca. Zarar vermek isteyeceklerini sanmam ama bravo aklıma çomak soktunuz su an. Ahah

Olabilir mi ki ya?
Yok ben sanmam. Iki kez uyardı o kadını çünkü bana itaatsizlik etmeyeceksin diye. Birinde jamie falan vardı sonuncuda ama ilkinde yalnızdı Kadınla.

Sanmam. Yok yok.

beni şüpheye düşüren o ilk yalnız konuşmalarında kral diyo ki imalı bi şekilde "I believe in second chances. I don't believe in third chances." sonra böyle imalı bi bakışma oluyo aralarında ve konuşmanın devamını göstermiyolar. dedim acaba izin verdi ama kendi topraklarında ölmemesi şartı ile mi izin verdi.

hayır bilmiyor, barış bozulmasın diye düşüncesi de yok aslında daha başka planları var ama henüz dizide görmedik belki de hiç görmeyeceğiz... senaristler karakterlerle oynamalar yapıyorlar gerçi stannis konusunda olduğu gibi, ama bu konuda hiç sanmıyorum. bahsettiğin imada da öyle bir şey sezmedim çünkü, sadece bir daha sözümden çıkarsan, benden habersiz bir şey yaparsan kelleni alırım minvalliydi bence.

sanmıyorum.
1.si oğlunun aşık olduğu kız.
2.si adam savaş istemiyor.
tamamen kadının kendi kişisel intikamıydı.

Goty almaya gerek yok, dlc'lerden sadece The Knife of Dunwall'ın işe yarar bi hikayesi var, o da ana oyundaki bi karakterle bağlantılı olduğu için. 7,75'ten aşağı düşmez bence.

duz versiyonunu alip almamak arasinda ben de kararsizim.
skyrim disinda dlc'sinden hayir gelen bir oyun gormedim henuz.

bence de alınmaz. fiyat farkı çok fazla düz versiyonu ile.

@saint: borderlands ve fallout için çıkan dlc'lerde güzeldi. ve fiyat farkı bu kadar abartı değildi goty versiyonlarında.

Mr. Nobody. Ozellikle altta siraladiklarin arasina kesinlikle girmesi gereken bir film.

izledim @saint :(

listede goremeyince direk o aklima geldi. Oyleyse Jake Gyllenhaal seviyosan Source Code'a bir bak derim. Lucy, Limitless gibi beynin isleyisi hakkindaki filmler ilgini cekiyosa bence buyuk ihtimalle seversin.

Coherence'ı izlemediysen verdiğin listeye uyar.
eğlenceli ve 4 oscarlı film istersen de The Grand Budapest Hotel

2001 a space odyssey. izlemişsindir o zaman.

dogville