elektrik onlemi icin once ups guc koruma unitesi satin alirsin tabi bilgisayarinin voltajina gore bir de yanina akim korumali philips prizlerden cekersin.

bilgisayar tercihi olarak da kasali almani tavsiye ederim. mesela cok takintiliysan 5 sene seni idare edebilecek bir anakart olursa en kotu ekran kartini degistirirsin. daha az masraf yani ama senin icin mobilite onemliyse o zaman laptop tabi.

hocam laptop-desktop olayına senin karar vermen lazım. mobil zırt pırt gezen ve sürekli laptopunu yanında arayan birisiysen yada ev içerisinde değişik pozisyonlarda kullanacaksan laptop.

Testisten bahsediyorsan f/p için kasa toplamalısın. Bütçeni söyle ona göre bakalım yoksa sana 20000 TL ye de toplarım :)

Sanırım max 2.5 harcayabiliriz. Hani o da valide sultana iyi yalakalık yaparsak. Mobilite önemli değil daha çok masaüstünden yana hatta gönlümüz ama daha önce bu elektrik yüzünden kasayı fenalara getirmişliğim olduğu için bu sefer iyi düşünmek istiyorum.

=şimdi()

support.office.com

Ama her satıra yeni =ŞİMDİ() yazdığımda bir üstteki saatte güncelleniyor.. OK kodu yazdıktan sonra sadece veri yapıştır gibi bişey yapabilirim ancak sanırım.

Şöyle bir makro var;

Private Sub Worksheet_Change(ByVal Target As Range)
If Not Intersect(Target, [B1:B65536]) Is Nothing Then Cells(Target.Row, "A") = Format(Now, "dd.mm.yyyy hh:mm")
End Sub

B sütununa işlem yaptığında A sütununa tarih -saat yazıyormuş.

Linkide burda. Farklı bir makro daha var burada.
www.excel.web.tr

Olur öyle ilk hafta ,devam et.

protein tozu kullanabilirsin.

no pain no gain, devam et.

Ağrıyı azaltmak için birşey yapamazsın, spora devam 1 hafta-10 gün içinde azalarak geçer. Çalıştırdığın her kas grubunda aynı ayrı olacak. Yarın sırt çalışırsın o bölgedeki kaslar ağrımaya başlar gibi...

hamlık dediğimiz hadisedir bu. çaresi ise çivi çiviyi söker misali yine spor yapmaktır. ayrıca kaslarınızın ağrıması iyi birşeydir. bu ağrı kaslarınızın çalıştığını gösterir.

Agriyan kaslarin oldugu bolgeye guzelce sicak suyla masaj yaparsan, kaslarin az da olsa gevsemesini saglarsin. Bu da bir nebze olsun agrini azaltir.

Antrenmana başlamadan dinamik esneme yapıp kaslarını ısındır, bittiği zaman da statik esneme yapıp kaslarda biriken laktik asidi boşalt. Eve gidince de buz kompresi yap. Bunları yapmamak, özellikle yeni başlayanlarda, en bilindik kas ağrısı nedenleri. Onun dışında havalar sıcak, çok terliyorsa kaslardaki sodyumu atmış olabilirsin, bu da su elektrolit dengesini bozar. O da kas ağrılarına neden olur. Çözüm maden suyu.

samsung teknik servis sıkıntılı alma bence.
tv iyi de olsa ben tövbe ettim.

evde grundig var yani arçelik/beko

yıllarca samsung tv'leri sevdim, evde de samsung kullanıyorum, ama artık lg daha üst sırada benim için. bir sonraki televizyonumu kesin olarak lg almak istiyorum. teknik olarak da bayağı inceledim ve lg-samsung arasında kaldıysan gönül rahatlığıyla lg'yi tavsiye ederim.

smart tv özelliklerini (dlna, usb, youtube vs) sık kullanıyorsan o markalara yönelme. yazılım yönünden sıkıntılı olabiliyor. lg tavsiye ederim.

Tavisye LG, ama uygun fiyatlı birşey dersen SEG var orta karar bir cihazır. Vestel in üretimidir.

yabancı olmanız gerekiyor.
araçların 6 ayda bir yurt dışına çıkması gerekiyor. yani diğer bir deyişle çifte vatandaşsanız ucuz bir araba alabilirsiniz ancak yılın sadece 6 ayı türkiye'de kullanabilirsiniz.

Ayrica bu aracin tescili yurt disi olacagi icin arac yurt disindaki bir adrese vergilendirilecek ve sigorta islemi o adres üzerinden yapilacaktir. Bunun icin yurt disinda bir ikamet, veya oturum gerekir.

İki araba alır 6 ay birini ay 6 ay diğerini kullanırım gibi bir düşünce de aklına gelebilir. Ben araştırdım olmuyor. Unut yani.

Mutlaka bir açığı olmalı. Yapan var biliyorum. Artık işin pjçliğini biliyor ya da emniyette falan bi torpili var ama yapıyor işte nasıl bilmiyorum. Tanısam soracağım.

bir de vekalet olayı var. araç alınıp tr'de birine vekaleten kullandırılıyor. ama bunda da 6 ay prosedürüne ek olarak başka dalgalar da var. vekalet olayıyla ilgili çok bilgim yok.

Küçük bir ekleme ile sürekli çalışacak hale getirilebiliyor. Şu linkte adamlar yapmış açıklayarak. Sonsuza kadar çalışırmı bilmem ama çoook uzuzn bir süre çalışacağını düşünüyorum. Tüm çevresel şartlar hiç değişmez ise teoride sonsuza kadar çalışabilir ama.
www.youtube.com

sahsi tecrubem yok ama insanlar hep logitech'le iletisime gecmis, oldukca da ilgililer ve memnuniyeti sagliyorlar. ben de farenin usb'sinin yenisini isticektim o zaman okumustum.

yan boşluğuna bişey kaçmıştır belki, temizlemeyi denedin mi?

@loveinaflipbook

e ben bunu açsam garantisi bitmiş olmaz mı? denemedim o yüzden.

yok açıp değil de, belki iğneyle falan tekerin yan boşluğuna girip oraları bi yoklayabilirsin.

önce aldığın yere sor olmadı logiteche mail at. yenisini gönderirler büyük ihtimalle.

Benim klavyeye çay dökülmüştü, aradım tuşların bazıları çalışmıyor filan dedim, neyse işin sonunda o seriden kalmadığı için daha üst model ile değiştirdiler :)
Unutmadan garantisi filanda çoktan bitmişti.

@loveinaflipbook

yokladım şimdi, değişen bi şey olmadı.

Logitech garanti konusunda gayet iyi bir firmadır. Sorunu anlatınca aynı ürünü evine sorgusuz sualsiz kargoladığına şahit oldum. Bence Logitech ile iletişime geç.

en kısa zamanda kendilerine bir mail at. sana iletişim için dönecekler. derdini güzel bir dille anlattığında problemini kesinlikle çözecekler. çok anlayışlılar kesinlikle. bir kaç kez işim düştü. o konuda inanılmaz memnunum kendilerinden.

bu mail at dediğiniz destek sistemi üzerinden belirtilen arıza kaydı mı olmakta acaba? başka bir mail adresi bulamadım çünkü.

aramamız için verilen telefon numaraları kullanılmamakta, türkiye siteleri bakımda. hadi bakalım nasıl bitecek bu iş.

Tablodaki zaman değerlerini aralık olarak vermişsin. Excel onları sayısal veri olarak algılamadığından grafik boş çıkar.
Arada tire (-) olmadan nasıl yazabilirsin veya uyarlarsın onu düşün. Belki iki sütuna bölüp alt değer - üst değer gibi düzenleyebilirsin.

iki seri kullanabilirsin. birinci seri alt sınırı gösterir. örneğin 'unloader' satırındaki 80 değeri. ikinci seri ise alt sınır ile üst sınır arasındaki farkı. örneğin aynı satırda 156-80=76. ayrıca grafik türlerinden iki seriyi üst üste gösteren formu kullanırsın. ilk serinin rengini beyaz yaptığında sadece ikinci seri görünür hale gelir. eğer yapamazsan excel dosyanı gönder, deneyeyim.

Standard seyahat saglik sigortasi.
Yani ozel bisey ekleyip cikarmaniza gerek yok, herhangi bi seyahat acentasindan ya da online olarak sta travel sitesinden (baska sitelerde de vardir da ben ordan yaptirmistim) yapabilirsiniz.

Kuehles +1, ayrıca bankalar da yapıyor. 50-60 liradan fazla verme yalnız, daha az paraya yapanlar çok, biraz araştırırsın.

maaş hesabının olduğu bankaya yaptır. 1 hafta falan kalacaksan 30 tlden fazla para verme. bankaya gidip bana bu lazım dersen iki dakikada hallederler.

garanti internet şubesi, iki dakka sürmüyor.

www.sigortadukkanim.com

ben buradan almıştım italya seyahati için. 20 tl falan. online poliçeyi yazdırıyorsunuz o kadar. herhangi bir imzaya falan gerek yok.

İdata yapıyor. 30 TL filan olması lazım.
Birde "dosyaları göndermek kaldı" demişsin, bizzat götürmen gerek diye biliyorum.

Ben yapıyorum bu poliçeyi istenirse ingilizce basım da alınıyor.

15 günlük 17-19 lira filan.

"En makulü iData'dan yaptırmak, böylece şurası eksik burası fazla diye sorun çıkartmazlar" şeklinde bir öneri aldım. 8 gün için 28 tl'lik sigorta yaptılar orada. Çok teşekkür ediyorum tüm cevaplar için. Uzun vadeli gidişler esnasında aklımda bulunduracağım.

bildiğim kadarıyla excel'de böyle bir fonksiyon yok ama makro ile yapılabiliyor.

www.extendoffice.com

Filtre ile istediğin sonucu alabilirsin ama formül olsun illaki dersen bilemeyeceğim.

formülle yapabilirsiniz.

her rengin karşısına rengi belli eden bir kelime yazın. sarıyla boyanmışsa yanındaki hücreye sarı yazın, maviyse mavi yazın her birine. sonra da sumif(etopla) formülünü uygulayın.

örnek:

a sütunu b sütunu

1(sarıya boyalı) sarı
2(maviye boyalı) mavi
3(sarıya boyalı) sarı
4(kırmızıya boyalı) kırmızı
5(sarıya boyalı) sarı

=sumif(b1:b5;"sarı";a1:a5)

b'deki tüm sarıları a'daki değerlerle karşılaştıracak ve a'daki toplam sayıyı yazacak.

avis sixt hertz budget
kısaca kurumsaldan şaşma

en memnun kaldığım avistir

öneri verecek kadar tecrübem yok ama şöyle bişe var. senin için uygunsa deneyebilirsin.

www.turkcell.com.tr

www.centraltr.com

YOYO firmasını deneyebilirsin.

central + 1

Budget'ta vodafone'a %25 indirim var.

çünkü ivmeleri az. yani daha uzun sürede hızlanıp yavaşlıyolar.

ivmeden korunma sistemi diye bir şey yok. ama harekete başlarken ve dururken yolcuları savurmayacak ve sarsmayacak şekilde hareket etmeye "konfor ivmesi" deniyor.Genellikle raylı araçlarda durma ve kalkma bilgisayar kontrollü olarak konfor ivmesi dikkate alınarak yapılıyor.

En fazla 80 yapmıyor Dünya'daki tüm metrolar aynı hızla ilerler 60 o da galiba. Kaynak Marmaray'da çalışan elektrik Mühendisi

Newton'ın hareket yasaları ne diyor? Bir cisme bir kuvvet etki ediyorsa, cisimden kuvvete doğru eşit büyüklükte ve zıt bir kuvvet oluşur. Metroda bunlar olmuyor. Yani oluyor da bunu çok şiddetli şekilde hissedeceğimiz kadar olmuyor. Zira ortada keskin bir viraj yok, bu viraja hızlı bir şekilde girmiyorlar, haliyle sağa sola savrulmuyorlar; ya da aniden yavaşlalamıyorlar, bu da ön tarafa yapışmayacakları anlamına geliyor. Bunların hepsi çok yavaş şekilde olduğu için karşı tepki de yavaş oluyor.

@Mcfly marmaray bir metro sistemi değil yer altından giden demiryolu sistemi.İkisi farklı şeyler.

Arabada 10 saniyede ciktigin hiz metrodaki 10 saniyede ciktigin hic ayni degil. Arabada metroya gore cok cabuk hiz arttirimi oldugu icin etkileri daha sert oluyor.

Hatta metrolar durmaya calisirken en son kapilar acilmadan once sert bi fren yapiyolar. Orda gozlemleyebilirsin savrulma seysini.

ankaray'da viraj var ve savruluyorum

Bu olayı metronun hızına bağlamak doğru değil. Yani 60'la veya 80'le gitmesi bir şey değiştirmez. Düz bir çizgide gidiyorsa eğer isterse 10 bin km/s ile gitsin, savrulmasına neden olacak bir dış kuvvet uygulanmadığı sürece aynı şekilde gider araç hiçbir yere savrulmazsın.

Tramvaylarda ani fren yapılıca millet nasıl öne doğru uçuşa geçiyor yaşayan bilir :) Metrolarda da ani fren yapacak bir durum olurssa en arkadaki eleman en ön vagona kadar uçar emin ol.

Güzergahlara bağlı olarak hızı değişmekle beraber ortalama metro 60 ile,tramvay ise 40 ile gitmektedir.metrolar 240 tonluk araçlar ve içinin ful insan dolu hali ile 40 tonda oradan eklersek 280,300 tonluk bi aracın bir istastondan ayrılması ile diğer istasyona varması arasında ATP dediğimiz otomatik hız kontrolü ile makinistler metroyu kullanırlar.bu güzergah içinde virajlı yerlere ya da diğer istasyona yaklaştığında atp hız limitini 40 ya da 30 a kadar çekebilir,virajı geçince ATP hız limitini artırabilir,makinist de ivmesiyle hızını ona göre değiştirir. hız limitinin düşmesi gereken yerde makinist hızını düşürmezse ne olur ?,metro kumanda paneli alarm sesi gibi ses verir,daha sonra makinist hala hızını düşürmediyse metro kendisini durdurmak için yavaş yavaş hızını sıfırlar ve durur,bu mesafe yaklaşık olarak 40 metre civarındadır. metro ve tramvay fren sistemleri farklı çalışır,tramvaylarda metrolardan farklı olarak mekanik,elektrik ve elektromekanik frenlerin yanında ray frenleri var ve tramvayı anında zank diye durdurmaya yarar.nedeni de tabiki trafikte seyahat ettikleri içindir.

Artik Kurdistan kurulmak istenmiyor olabilir. Yerel yonetimlerin guclendirilmesi de istenen olabilir. Cunku Orta Dogu'da bir ulke olmak hem de yeni bir ulke olmak bircok sorun demektir. Dunya artik PKK'nin kuruldugu gunlerdeki gibi degil. Zaten bence bu sebeple Kurtler icinde baris isteyen buyuk bir kesim de var artik. Selahattin Demirtas ornegin PKK savasi birakmali dedi hatirlarsan. Bir de tum Kurtler bagimsizlik istiyor demek olayi yanlis algilamak demektir. Nasil Turklerin de farkli gorusleri var her Turk en uc milliyetci goruslere sahip degil tum Kurtler de bu sebeple PKK'ya sempati duyar diyemeyiz. Yalnizca orta veya kisa vadede birbirleri hakkinda kotu soz soylemezler. AKP - CHP kooalusyon gorusmeleri zamaninda oldugu gibi. O siralarda elestiri yapamazlardi kamera onunde.

He gönderirsin kürtleri kürdistana. Kimin kürt olduğunu nasıl bileceksen

travellerın söylediğine ek olarak, pkk da siyasi olarak uzun süredir -min. 10 sene- bağımsız kürdistandan vazgeçmiş durumda zaten. sadece temel haklar -eş vatandaşlık, anadilde eğitim, katliamlara ilişkin özeleştiri- isteniyor. özerklik yerine de tüm türkiyede yerel yönetimlerin güçlenmesini istiyorlar. izmir trakya istanbul vb. her yer dahil.

ayrıca bu da pek vurgulanmıyor ama, 2003ten beri, sorunun silahla çözülmeyeceğini kabul etmiş durumdalar. yani çözüm sürecine dair yasa çıktığı zaman -güvence oluyor- tamamen silah bırakacaklarını söylüyorlar. ama nedense akp 2 sene çözüm süreci diyip işleri resmileştirmekten hep kaçtı. neden olduğunu şu an anlıyoruz tabii.

en mantikli cozum bu aslinda, kizmalik bir sey degil, anlasilmiyor gibi bir turlu ama niye beraber yasamak zorundayiz ben anlamiyorum niye yani? niye ayrilamiyoruz? kurtlerin de buna evet demesi gerekirken, onlar daha cok karsi cikiyor, alin size bagimsiz devlet diyoruz, yakamizdan dusmuyor adamlar. alismislar asalakliga tabi, birakirlar mi istanbulu izmiri.

bitmez bu savas. 300 yil bile surebilir. taa ki kurdistanda yasamak isteyen butun kurtlerin bagimsiz kurdistana gonderilmesi ve bagimsiz kurdistanin kurulmasiyla sonlanir. kalmak isteyen kurtlere de sorulacak, bu ulkenin yasalarina uyacak misin, bu ulkenin degerlerine saygi duyacak misin. cevap evetse gonderilmeyecekler. that is it. cok zor degil aslinda.

benim babam Türk annem Kürt. Beni ikiye mi böleceksiniz?

Anlamayan arkadaşlar bir zahmet açıp tarih okusun. Kimse kimseye türk milletine ait vatan toprağını veremez. Babanızın malını gidip kürtlere verebilirsiniz ama gerisi hakkında böyle konuşamazsınız.
Ayrıca kürtler tc sınırları dışında istedikleri yerde ülke kurabilirler. Kimseyi tuttuğumuz yok. Gitsinler kursunlar. Gerçekten buradan daha eşit ve güzel bir yer olursa ben de giderim.

almanyada yaşayan türkler de ayaklansın, almanyanın bi bölümü türkistan olsun mu? kıbrıslılar da tek devlet istiyor mesela, verelim gitsin yunanistan'a amk. bizimkilerin niye aklına gelmedi ki la bunlar?

@himmet dayi
şöyle düşün, yurtdışında yaşıyorsan, bazı ülkeler çift vatandaşlığa izin veriyor. eğer ki Kürdistan ve Türkiye arasında böyle bir anlaşma sağlanırsa, çifte vatandaş olur, istediğin bölgede yaşarsın. bulunduğun yerin kurallarına uymak saygı göstermek zorundasın ama. benim lafım, izmir'de ankara'da yaşayıp, olduğu yerlerin düzenini bozan, ille de Kürdistan diye tutturanlara. o kadar meraklılarsa, lütfen kurulsun Kürdistan ve gitsinler ülkelerine, Türkiye'ye de vize alıp gelsinler gezmek istiyorlarsa. Yaşamasınlar.

nufus mubadelesi cok ama cok karisik ve imkansiz bi konu. neden diyecek olursan benim nisanlimin babasi mardinli, cok kucuk yasta istanbula gelip hayatini kazanmaya baslamis bir adam, esi siirtli bir arap kizlari da baba tarafindan kurt ve nisanlisi olan ben tatar bir babayla makedonya gocmeni bir annenin cocuguyum.

sanirim nufus mubadelesi olsa aile dunyanin 4 bi tarafina dagilir.

aha almanyada yasayan turkler de ayaklansin o zaman ornekcisi de geldi tam oldu. almanyadaki turklerle, turkiyedeki kurtlerin pozisyonlari tamamen ayni zaten. dostum almanyada daga cikmis turkler mi var bagimsiz turk ulkesi kurmak isteyen? almanyadaki turklerin zaten hali hazirda memleketi var, almanyada yasamak istemiyorlarsa donerler turkiyeye bu kadar basit. bu kadar sacma bi ornek olamaz ya.

Hacı evinin tapusunun çok değil 1/4 ünü benim zerime yaparsın diye düşünüyorum bu mantığınla.

bence ortada ne istediğini bilmeme durumu var. hiç kimse net olarak bir cevap veremiyor. kimse de ne istediğini bilmiyor. ana dilde eğitim de olsa apo serbest de kalsa çatışma devam edecek. özerklik de tam bir iki yüzlülük. madem çok istiyosun o zaman bağımsızlık talep et. bağımsız toprak almak da öyle kolay değil. bi bok üretmeden devlet olmak da değil. üç beş tane keleşle kendini savunmak da mümkün değil. ortadoğu burası. adamın götünü keserler. sürekli bi bıdı bıdı. devlet bakmıyor, halkı katlediyor falan filan.

oncelikle; turkiye'de yasayan kurtlerle almanya'da yasayan turkleri hala bir tutabilecek akil eksikligindeki insanlara bu konu hakkinda konusma yasagi getirilmeli.

sonra da kurt turk diye ayrilmak yerine, akli basinda, insanliginin farkinda olanlarla 'yakamizdan dussunler, asalaklar' vs gibi hakaretlerde bulunan vasifsiz, gerizekali, bir sike faydasi olmayan bos beles comarlar diye ayrilalim bence.

Sen bir malsin.

en son da bi paragraf yazı yazıp da konuyla ilgili bi cümle fikir beyan edemeyen sikindirik adamlar duyurudan kovulmalı.

olur, hadi.

@varolublabla

not funny :(

Hala Kürdistan kurulması için bu kadar şey diye düşünülüyor. Kürtler öldürülüyor, hapse atılıyor, hapiste işkence göryor, evlerine sldırılıyor. Çocuklar vuruluyor. Bunların çoğu de silahlı mücadelede değiller. Olay özgürlük mücadelesi, hiçbir zaman sahip olunamamış haklar.

Ben de isterim Kürdistan kurulsun, bitsin artık her şey. KEşkekurulmuş olsaydı yıllar önce, eğer ölmeyhecektiyse bu kadar insan. Nüfus mübadalesina da gerek olacağını sanmam. Kürtler TÜrklere bir şey yapmayacaktır. TÜrklerinyapacağı ise bariz.

bulgaristan'da yaşayan türk vatandaşlarımıza yapılanları hatırlayacak yaşta mısınız emin olamadım. isimleri zorla değiştirilmişti, ibadet etmeleri yasaklanmıştı, dillerini konuşamıyorlardı ve başka pek çok baskıcı politikalar uygulanıyordu kendilerine. o zaman ülkece o kadar üzülmüştük ve etkilenmiştik ki olaydan, bu haksızlığı vicdanımız kabul etmiyordu.

şimdi aynı politikaların kürtlere uygulandığını düşünün. ki bunlar uygulandı, toplu mezarlar artık devlet eliyle açılıyor, asit çukurlarının yerlerini özel harekatçılar itiraf ediyor, jitem'in köylülere nasıl hayvan dışkısı yedirdiğinin kayıtları olduğu söyleniyor, köyleri biz yaktık sonra kürtler yakmış gibi gösterdik şeklinde pek çok itiraf mevcut, diyarbakır cezaevinde insanın kanını donduran işkenceler kanıtlanabiliyor, faili meçhuller-cumartesi anneleri-kayıplar hala aydınlatılmamış durumda, uzunca yıllar çocuklarına kendi bildikleri isimleri bile koymalarına engel olundu vesaire vesaire. gezi olaylarında ana akım medyanın yanlı yayın yaptığını görünce deliren kesim, nedense yıllarca aynı ana akım medya tarafından kendilerine bir kürt düşmanlığı (pkk demiyorum) empoze edildiğini görmezden geliyor, bir türlü yüzleşmek istemiyor bu durumla. devlet eliyle bu vatandaşlarımıza terör uygulanmıştır. pkk bir avuç insanken diyarbakır cezaevi olayları "sayesinde" son derece hızlı bir ivmeyle byümüştür. bu ülkede olağanüstü hal bölgesi varken, f16 ile "kendisine" başka şehirden et ve balık getirttiren üst düzey askerler olmuştur. o dönem memurlara yapılan fazla ödemeler vardı ki çoğu memur bir taraftanda memnundu durumun uzamasından. "uyuşturucu kaçakcısı kürtler" derken, dünyanın bilmem kaçıncı en ileri teknolojisine sahip olduğunu iddia eden ordumuzun koruduğu sınırlardan, her ne hikmetse o uyuşturucu dolu tırlar vızır vızır geçer ve edirnekapı'da yakalanırdı, 90 yıllarda 20'li yaşlarında olanlar hatırlayacaktır, ana haberlerde sürekli böyle haberler çıkardı. ileri teknolojiye sahip aynı ordu, her türlü malzemeye sahipken her nasılsa kendi sınırlarımızdan pkk eğitim kamplarına giden yolları bir türlü tespit edemezdi, pkk sığınaklarını bir türlü bulamazdı. özel harekatçıların kendi karargahlarının fotoğraflarında duvarlaına üç hilalli halılar asılmış, ülkücü bıyıklı abiler poz verirdi.

pkk'ya veya silahlı mücadaleye inanmıyorum. kürt milliyetçisi değilim, türk milliyetçisi de değilim. vicdan sahibiyim sadece ve devlet politikası olarak kürt vatandaşlarımıza yıllarca asimilasyon çalışmaları yapıldığı için olayların bu noktalara geldiğini biliyorum. iki yanlış bir doğru etmez. hıh amerika kızılderilileri yok etti, ayyy romanda okudum aborijinlere neler yapılmış diyen insanların kendi ülkelerinin geçmişine bu kadar "kör" bakmalarını çözemiyorum.

ben gerçekten anlamıyorum, ben başka bir ülkede yaşıyormuşum gibi geliyor bu yaklaşımları okudukça. bu ülke hiç bir zaman adil ve hakkaniyetli olmadı. çok övündüğümüz cumhuriyet rejimi bile (ki mayası tutmamış bir rejimdir maalesef), köylü milletin efendisidir derken, aynı rejim mükellefiyet kanunu ile köylüleri jandarmaların dipçik zoruyla modern köle olarak madenlerde çalıştırdı yıllarca. tamam, ülkemi çok seviyorum gerçekten, iki yabancı dilim var, almanya merkezli bir şirkette çalışıyorum ve istemelerine rağmen gitmiyorum bir yere. ama bu ülkemle ilgili kör bir inanca sahip olmamı da gerektirmiyor.

ben almanya'da büyüdüm, ilkokul 4. sınıftayken annemin çok ağır kanaması olmuştu menapoz başlangıcı nedeniyle, alman evsahibimizi çağırmıştım ve onlar götürmüştü bizi hastaneye. hastanede erkek jinekoloğu ısrarla reddeden anneme, "mecbursun" diyen bir hemşire yüzünden alman ev sahibimiz hastaneyi birbirine katmıştı. bu kadın müslüman ve erkek doktor istemiyorsa ona kadın doktor bulacaksınız, buna saygı duymak zorundayız diye inletmişti ortalığı ve kadın jinekolog bulunmuştu. 1980 lerden bahesiyorum. hah, işte bu sahne benim insanlara bakış açımı oluşturan temel yapı taşlarından biri oldu.

ezcümle, toptan reddediş veya toptan kabulle mümkün olmayacak barış. ne ülkenin bölünmesi çözüm, ne terör olayları, ne de çözüm sürecinin baltalanması. kimse ölmesin artık.

Phoebe+1

daha daha?

hayır, abonenin bizzat gidip dilekçeyle başvurması gerekiyor.

İnternet üzerinden kapatılabiliyormuş abonelikler.

online hizmetlerden kapatırsın elektriği

Şehir ışıklarından mümkün olduğunca uzakta bir yerde izle.

bence istanbul'a en yakın izlenebilecek yer topuk yaylası :)

aydos tepesinden izlenebilir diyolla.
twitter.com

ama aşırı uzak bi yer, pendik tarafında :/

palamutbükü yerine hayıt bükü'nde kalsaydınız keşke. yerleri yakın, oraya da uğrayın derim. asos'un denizi kumludur ama çok hızlı derinleşir. didim ve çeşme'yi bence kafadan eleyin. muğla gökyaka'ya gidebilirsiniz.

@dahili meddah
palamut büküyle sınırlı değiliz. Hayıtbükü, mesudiye, knidos falan gezicez. Gökyaka dediğin yeri araştırıcam şimdi. Assos ile ilgili hiçbir bilgiye sahip değiliz. o nedenle sordum burada.
Abi araştırdım şimdi de gökyaka diye bir yer yok. senin dediğim yer akyaka-gökova olmasın?

tam orası:) yanlış yazmışım. akyaka gayet keyiflidir.

Assos' a kadar gidecekseniz madem devam edn oradan Bozcaada ya gidin.

güzelçamlı

@merhum
Abi selamlar güzelçamlı ile ilgili biraz daha ayrıntılı bilgi verir misin? araştırdım ben de denizin kumu ile ilgili çelişkili bilgiler var:)

denizi kum olan ve girişi ücretsiz çok uzun bir plajı var zaten. ama burası çok sıcak oluyor.
onun dışında milli parkın içindeki ilk plaj olan içmeler kum ve serin. ağaçlardan mı yoksa dağdan mı bilemiyorum. diğerleri de çakıl.
1-ücretsiz plaj.www.kinalikayahotel.com

2-içmeler www.otelium.com

Mihrimah Sultan Hamamı

avis, sixt, budget, hertz.

enterprise. bana da duyurudan tavsye edilmişti başka bir şehir için. birkaç defa kullandım çok memnun kaldım fiyat ve hizmet olarak.

Europacar. Bir kez kiralamıştım uygundu fiyatları sorun çıkmadı hiç.
İzmir oto kiralama diye aratın karşılaştırmaların yapıldığı siteler çıkar zaten karşınıza.

Avis'ten uzak durun.
Kara kışın ortasında kış lastiği istememize rağmen dört mevsim lastik ve bir set aracın lastik ölçülerinden küçük zincir vermekle yetinen bir yer.

Europcar ve Hertz ftw!

metro gross markete de bakabilirsiniz. fiyatlardan emin değilim, kutu felsgold var en ucuzu o.

Ankarada gimtta var efesci de tanesi 4.25 e mi ne geliyordu hesaplamiatim bir ara

metro gross marketler esnafa ayri normal vatandasa ayri fiyattan satiyorlar.

fiyatlari da migrostan, tekellerden cok farkli degil. ama iste topluca, kasa kasa alinabiliyor.

Yapabiliyorsanız bir bakkal ile anlaşın hayrına getirtsin size 3-5 kasa sizde haftalık alışverişinizi oradan yaparsınız.

efes gibi leş birayı toplu alman ilginç
metro marketten alın kasayla satılıyor. esnaf olmayana da satıyorlar ama kartınız yoksa olan birinden rica edin.

araba kiralama firmasında pasaport bilgileriniz varsa sıkıntı çıkabilir ödemezseniz. ha o yoksa sadece kredi kartı bilginiz varsa kartım çalındı deyip yeniletin kartı :)

bi sekilde odemeye bak derim, orada bi tanidik falan varsa ona odetebilirsin.

ceza arabaya yazilmis, indirimli sure gecince araba kiralamaya mektup gidecek, onlar cezali olarak odeyecekler, daha sonra cezali odeme ucreti arti bi miktar (20-25 euro) islem ucretini kredi kartindan tahsil edecekler.

odemeyeceksen tek kurtulusun kredi kartinin numarasini degistirmek.

Odemeyin.
yukaridaki tr deki eve haciz gelir diyen arkadaş baya sallamış. Ceza adına bile değil amk

Cezada plaka vardır. Araç kiralama şirketi bunu görür, öder, kredi kartı numaran adamlarda varsa çeker. Senden kredi kartı numarasını almasının sebebi zaten bu.

kiralama yaptığın firmayla konus. onlar yatırsın sen onlara ödersin. yada k. kartı bilgilerin onlarda varsa ordan çeksinler işte temiz.

Kiralama yaptığın firma ödüyor ve kiralama için kullandığın kredi kartından tahsil ediyor. Ekstrede görürsün zaten. Milanoda aynı şekilde götümüze girdiği için tecrübe sahibi olduk malesef :)

Bir an önce, tanıdık birini bularak oradan ödemeyi yaptır derim. Ayrıca ödeme dekontunu kiralama şirketiyle mutlaka paylaş. Çünkü poseidon1 adlı arkadaşın söylediği gibi kiralama şirketine geliyor ceza. Onlarda ödeyerek senin kredi kartına yansıtıyorlar. Bu işlemi sana bildirmek için posta ile faturaları yolluyorlar. Ve asıl bombası , çektikleri cezanın haricinde , her ceza için sana 53€ posta parası geçiriyorlar. Bilgin olsun istedim....

Sen okumuyor musun yazdıklarımı? ŞAHISA değil PLAKAYA kesilmiş ceza. Adamın resmi olarak devlet kurumlarına borcu harcı cezası yok.

Vardır. Öyledir. Böyledir. Şöyledir.

Siktir et ödeme.

Benim arkadaşın kendi adına ceza var. Beraberken yazdılar hatta. Bir şey olmadı.

KK varsa alsın.

5 senedir buradayim ve biz burada ceza odemeyiz dostum. odeyenleri de sevmeyiz.

hic takma kafana, siktir et. hic bir sey olmaz merak etme.

eczanelerin hepsi özel zaten. değil mi?

Ozel derken, ozel mutesebbise ait demek istedim. Isteyen herkes hastane/okul acabilir ama eczane acamaz. Neden? Belki ben de parasiyla doktor/ogretmen calistirir gibi eczaci calistiracagim?

eczacılık, avukatlık, kamu görevi gören serbest meslek çalışanlarıdır. hukuki statüsü ayrı, avukat olmayan nasıl hukuk bürosu kurup avukat istihtam edemiyorsa, eczacılık da öyle.

Eczacılık diplomasını kiralayarak eczane açabiliyorsun.

senin zihniyetine tüküreyim.

ağır konuşturacaksın beni.

bkz : bak bunu burdan alın

bkz : oğlum bak git

çünkü ilaç dediğin şeyler insan hayatı için tehlikeli olabilir, uyuşturucu ilaçlar var falan, sen açarsın bir eczane uyuşturucu madde içeren ilaçları alıp satıyormuş gibi gösterir el altından dağıtımını yaparsın misalen, devlet nasıl güvenecek sana?

@atimikoydum ne dedigini anlamadim?

@selam, o dedigini normal eczaci da yapabilir. Ona nasil guveniyor? Aaa cunku bu ilaclarin hepsi kayit altinda ve sayimda bir noksan/fazlalik olursa eczane dogruca ihtar aliyor ve 3 ihtar aldiginda eczanesi kapaniyor.

Yine egitimli personel calisacak burada, hatta mevcut eczacilardan daha dusuk hata payiyla calisabilir personel, gerekli sirket ici egitimler sayesinde. Hangi eczaci okulda ogrendiklerini 5 sene sonra hatieliyor? En son ne zaman meslek ici egitim almislar? Ama sirketlesme ve rekabet olsa hem hizmet kalitesi artar hem de ilac ucuzlar.

Su eczacilikta rekabet olsa, hatta ecza depolarini da aradan cikartacak denli kiran kirana bir rekabet olsa ve ilaclarin fiyati dusse cok mu fena olur?

hastane için doktora okul için öğretmene eczane için eczacıya hukuk müşavirliği için avukata proje bürosu için mimara ihtiyacın var.
bu adamları bulursan hepsini de açarsın. sıkıntı yok.

Bir de, eczacilar eczanelerini ortaokul mezunu kalfalarina birakip geziyorlar iken, kimse eczaciligin ne kadar nitelik gerektirdigini yazmasin lutfen. Ortaokul mezunlari koca eczaneyi haftalarca cevirebiliyor iken, kurumsallasmis bir firmanin yuksekokul mezunu calisanlari kat be kat daha iyi hizmet verir, vergilerimiz de birilerinin keyif yapmasi icin harcanmaz.

@poseidon1 o dedigin yasal degil.

Ovv güzel tartışma bence doğru söylüyorsun
dükkanı isteyen açabilmeli eczacı mesul müdür olur, özel hastanenin mesul müdürü nasıl oluyorsa özel eczanenin de olur. Ama bunun yöntemini buluyorlar zaten -kanunen izin verilmeyip bizim kanunun etrafından dolanmamız adetimizdir.
1) Devlet kontrol edemiyorsa o devletin acizliği, özel hastaneyi nasıl kontrol ediyor --belki özel hastane de para almak için kesiyor adamı? (yani ameliyat ediyor, demek istiyorum)
2) sanki dükkan eczacının olunca eczacı dükkanda mı duruyor? zaten çalışanların çoğu tezgahtar mantığıyla çalışıyor. ben düzenli ilaç kullanıyorum eczacı kadını senede 1 kere anca görüyorum.
3) esasen eczacının görevi ilacı "hazırlamak" mış ,eskiden. şimdi ben kendisi ilaç/merhem hazırlayan, enjeksiyon yapan, hatta tansiyon ölçen bile eczacı görmüyorum. Ki bunlar da sebep değil, eczanede eczacı çalıştıracak zaten dükan kimin olursa olsun.

soru sahibine başka bir not:
özel eczane de olsa pek indirim filan yapamaz bide ilaç firmalarıyla pazarlığı zaten devlet yapıyor, yeterince indirim alıyor :)
ancak geri ödemesi olmayan ürünlerde daha çok da kozmetik tarzı şeylerde rekabet olursa olur, o da zaten şu haliyle de vardır -emin değilim ama yanyana 10 dükkan olan yerler var birbirinden haberleri oluyordur herhalde.
yani mevcut durumu iyileştirecke bir yanını da düşünemedim bu özgürlük verilse bile.

eczane kalfasının özel statüsü var diye biliyorum, yani bir eczacıda çalışıyorsun diye kalfa çırak olmuyorsun (belki yanlış biliyorum), eczacılar pratikte kimyager sıfatını da taşıyorlar, elinde reçete ile ilaç almaya gittiğin bir dükkandan daha fazlası eczacı, ilaç yaptırtabiliyorsun, eskiden kepek, bit pire vs. için de eczacılar şampuan yaparlardı (ısmarlama diyelim) şimdi o kadar ilaç yapmıyorlar, her şey paketli, evde yapabileceğimiz şeyleri nasıl marketten paketlenmiş alıyorsak eczanede de durum öyle.

birde eczacı niye X lira maaş için seninle çalışsın ki? kendi dükkanını açar? elinde diploma varsa yani.

bir ara akp hükümetinin, eczaneleri USA'deki drug store'lara çevireceği gibi bir söylenti vardı ne oldu da olmadı bilmiyorum ama hazırlık yapan eczaneler vardı, sonra iptal oldu hepsi.

@niye ama, @selam, belki ben o kadar cok ilac satacagim ki kendim ecza deposu olacagim ve ilaci daha da ucuza satacagim. Devletin ideal satis fiyati belirlememesi lazim bu durumda. Sadece alis fiyatini, satilacak ve muadil ilaclari belirlemeli. Isteyen nasil colayi migros ya da bimden aliyorsa, ilacda da aynisi olmali. Sonuc olarak halk daha ucuza ilaci alacak ve eli gotunde gezen eczacilari beslemek zorunda kalmayacagiz.

@selam, sanayi devrimi geldi ulkeye. Eczacilarin eczanesinde tek basina yaptigi bir ilaci daha ucuza milyon tanesini laboratuarda yapabiliriz. Hayir, isteyen her ortaokul mezunu hala eczanelerde calisabiliyor ( bazilari duz lise isteyebiliyor)


@livefast iste o 5 eczacinin gobegini sisirmek yerine bir tane kurumsal firmanin subesi olsa, rekabet ortaminda o ilaclar cok daha ucuza satilir.

olayın eczane kısmını bi kenara bırakıyorum şunu anlatayım:

bu ülkede en büyük sağlık hizmeti ödeyicisi (payer) sevgili devletimiz
yine bu ülkede ilaç bakımından neredeyse eşdeğer dünyada en ucuz olan ülke zaten

özel sağlık sigortlarının ilaç bakımından bir hükmü olmadığından, en büyük sigorta kurumu SGK olduğundan, o da devletin olduğundan ve yerli ilaç firması da neredeyse olmadığından (jenerik üretimi var bizde sadece) biz çoğu ilacı dışarıdan alıyoruz. (gerçi nereden aldığının da bi önemi yok)

bizim devletimiz oturuyor bütün o kocaman ilaç şirketleriyle pazarlık yapıyor
senede 75 milyon nüfus için yapıyor o pazarlığı. hatta bazı ilaçlar, devletin yaptığı bu delice pazarlık yüzünden artık türkiyede YOK. çünkü ilacı avrupada 30 euroya satarken (=90 lira) devlet diyorki 50 lira veririm bi kuruş daha vermem :P
adamın maliyeti 49 liraysa hadi belki tamam diyor da 51 liraysa demiyor. veya durum düzelir diye, pazarını kaybetmemek için vs. 1-2-3-5 sene tahammül ediyor. sonra etmiyor, etmemek niyetinde olabiliyor.
Kısacası sen, istediğin kadar kurumsal eczane ol devletten büyük OLAMAZSIN. 75 milyon için pazarlık edecek halin yok. devlet otoritesi kullanıp afedersin seve seve (!) indirim yaptırtacak halin hiç yok :P
geri ödemeli ilaçların büyük kısmında durum bu. ha muadil ilaç diye etken maddesi zayıf ilaç veriliyor şu oluyor bu oluyor bi sürü sorun onları filan geçiyorum, sadece toplu pazarlık olayını anlatmak istedim.

@niye ama, yok zaten yukarida yazdigim gibi ureticiyle pazarligi yine devlet yapsin. Ben de ondan alip dogruca halka/sgk ya vereyim. Ama arada ecza deposu, ciragini eczaneye birakip gezen eczaci filan olmasin. Buralardaki zeki arkadaslar da baska iskollarinda bu zekalarini kullanmaya devam etsin.


Bak bu durum kanser ilaclari icin oldu. Artik kanser ilaclarini sadece hastane eczaneleri satiyor. E kanser ilacini satan digerlerini de satar, neden satmiyor ?

dolar al

stuttgart'a bas.

faizden çok kazanmazsınız anca enflasyonu bulur, altının da sağı solu belli olmuyor.

iyi bir şirketin hissesini satın alın. hisse senedi yani. uzun vadede iyi kazandırır.

Bu işlerden anlamadığın belli dostum, hiç kasma 3 kuruş ekleyeceğim diye elindekinden olma. Paşa paşa yatır vadeli hesaba aylık 550-600 TL getirisi olur 70000 TL nin.

shakhtar'a bas, 20 bin olsun sana 60 bin ^^

altın kalmadı artık, güvenli liman falan da değil. kafam rahat olsun diyorsan mevduata koy, yüzde 11-12 getirisi var yıllık.

ama takip ederim dersen, bence de borsa.

Bankaların (veya bankaların anlaşmalı kuyumcuları) altın alırken yüksek miktarda komisyon alıyorlar. altınları pazarlık yaptıktan sonra herhangi bir kuyumcuya bozdursanız sonrasında gidip bankaya yatırıp gram altın alırsanız daha karlı olur.

sakın direkt çeyrek / yarım / altını bankada grama çevirtmeyin. (bundan ağzım yandı)

eğer ilginiz yoksa borsa vs işlerine girmek de kumar olur. (bundan da ağzım yandı)

sakın arabaya almayın, 70 bine aldığınız araba kontağı çevirmenizle 60'e düşer (bundan da ağzım yandı)

peşinat olarak kullanıp bir daire almayı düşünebilirsiniz. (en azından bu şekilde yüzüm güldü)

5 yıllık evliyim :)

eğer uzun vadede getiri istiyorsanız bence arsa almaya çalışın.

tarifi boşver ya yap normal patlıcanla

pişiyo gayet. koy ocağın üstüne, çevire çevire közle..

bu arada beğendi mi yapacaksınız, babagannuş mu? ona göre yorum yazayım sonrası için de.. :)

hünkar beğendi yapacağım. gayet lezzetli oluyor aslında ama belki bostanla yapsam daha da iyi olur gibi düşündüm de işte o koca popoyu pişirene kadar yangın çıkar :P

yok yahu çıkmıyo, güven bana eheh ben çok yaptım. sadece pişerken veya çevirirken falan biraz suyu muyu akıyo, ocak kirleniyo vs ama o normal patlıcanda da oluyo zaten.. :)

Fırına at, ortalama 20 dakikada aynı şekilde közlüyor.

fırına atınca lezzeti aynı olur mu?
hani mangalda etin lezzeti başka olur ya onun gibi?

Firinda köz kokusu olmuyor, ben sevmiyorum, ocakta közle sen

Ben lezzetinde bi farklılık göremedim. Bir de yiyeceğin ateşle direkt temas halinde olması çok da iyi bir şey değil.

yani evet asıl olay o köz kokusunun olması yoksa patılcan sevmiyorum :/

Fırında yapılanla ateştekinin tadı aynı olmaz. Ocakta yapılan ocağı biraz batırabilir. Bunun için de patlıcanı folyo ile sarıp ocağa koyarsan daha az pislik çıkar.

pislik sorun değil çok kolay temizleniyor maksat o koca popolu patlıcan iyice pişsin ve köz tadı olsun ama işte emin olamıyorum onun için pişer mi diye

Yıllardır koca popoyu pisiririz bi sikinti yok .orta atesi en aza getir cevir cevir yavasca ici de pisiyor. Yanan kabuk atiliyor zaten zarar gelmez. En iyisi mangal tabi... dun yaptim hunkar beğendi. Yine canim cekti.

patlicanlari folyoya sariyorsun daha sonra kurdanla delikler aciyorsun ocagin ustune atiyorsun. o koca patlicani cevire cevire pisiriyorsun gayet de pisiyor.

LB serisi eski seri ama fiyatı uygun sadece isimdeki harfleri değiştiriyorlar. 999 iyi fiyat. Alabilirsin.

Yalnız başlıkta Full HD diyor ama özelliklerde Full HD desteği var şeklinde belirtiyor. Destesği var ama full HD değilse alma.

bir de bu tv değil, ekran. karasal yayınları gösterecek donanımı yok. uydu alıcı bağlayıp tv gibi kullanılabilir.

uydu alıcı almanız gerekecek ayrıca. onun dışında iyi bir televizyondur.

Dedikleri gibi bu monitor. Bildigin pc monitoru gibi dusun ama iste uydu, digiturk, tivibu vb. seyler baglayip tv olarak da kullanabiliyorsun. Alinir bu fiyata. Uydu maliyeti de eger canak varsa 100 lira gibi paraya kutu alabilirsin. Yoksa canak alman gerekir. Oyle anne evine falan da gider.

Oha yahu.maliyet olsa anlarım ama bu bildiğin çakallık.

@telet abi haksız kazanç bildiğin.

kafalarini duvarlara vuruyordur amina kodum ackopekleri nasil daha once dusunmedik diye. yerlesen de ekstra 15 lira daha alsinlar bari.

Bu çakallık en başında belliydi; 2014 sınavına başvuru sırasında belirtmişlerdi. Bir şeyler o zaman da yapılmadı. Sınava başvuru kitapçığında ilk tercihin normal, diğer tercihlerin ücret karşılığı yapılacağı yazıyordu. Ama bu ücretin 10 lira olacağı yazarken şimdi 15 lira yapmışlar bir de.

ösym içinde de parayı nereye harcayacaklarını bilemiyorlar ve mevzuat gereği her sene ösym'nin elinde kalan para maliye bakanlığına devrediliyor. dev saçmalık.

"Adaylar tercihlerini yaptıktan sonra yerleştirme ücretini (15,00 TL) yatıracaklardır."

İlk tercih ve sonrası diye ayırmamışlar adamlar tercih yapıyorsan ödeyeceksin diyor. (Ben öğle anlıyorum) Milleti söğüşlemenin yeni yolları. Ama yaratıcılar allah için. Haram zehir zıkkım olsun.

@poseidon1 aşağıdaki linkte en sonda "Sınavdan sonra yapılan ilk yerleştirmede adaydan yerleştirme ücreti alınmaz. Ancak, bu sınav sonucuna
bağlı daha sonra yapılacak tüm yerleştirme işlemlerinde adaydan yerleştirme ücreti (15,00 TL) alınır." diye bir ibare var.

dokuman.osym.gov.tr

Telefondan Yazdığım ıcın eksık olmus ,uzun zamandır birlıkteligim yok ve 10dk da olsa görüp etkılendıgım ıcın bana yazmamasına bozuldum . Kendı düğününde damada söyleyip benımle tanışmak ıstemesı sadece alkol olamaz dıye düşünmek ıstiyorum.Siz olsanız bıraz daha bekleyip espirili bir dılle kendınızı hatırlatacak bır mesaj atarmıydınız yoksa numarayı kaybetmıs ya da başka ihtimaller de olsa hiçbir sey yapmazmıydınız ? Normalde Çekingen bı adamım boyle konusmam zor dedı ,yakışıklı ve concon bır görünümü oldugunu düşünüyorum .(ben 30 o 34 yasında) ne yapardınız sız olsanız ? Şimdiden teşekkür ederım

birden damat asıldı sandım ya la.. valla hatırlıycam diyip hatırlamadıysa hiç üsteleme. her zaman zoru oynayacaksın bu hayatta. hiç bir erkek kolay tavlanan kadını sevmez. ararsa da aa kaydetmemişim numaranı falan de ve bir firdevs yöreoğlu kuralı der ki; asla telefon çalar çalmaz açmayacaksın bir kaç kere çalsın bırak, meşgul sansın seni..

Birden ben de damat asılacak sandım.

Ne yazık ki bu tarz oyunları anlayamadığım için hep kaybediyorum ancak ben yine de cumaya kadar bekle ve mesaj atmazsa kendini hatırlat diyorum.

Ben de damattan korktum hakikaten, Allah'tan o değilmiş, atma mesaj içkinin etkisiyle konuşmuş gibi geldi bana. O kadar etkilendiyse arar zaten, araması lazım 34 yaşında bir erkekten bahsediyoruz sonuçta.

Evet damat asıldı diyeceksin diye hopladık hepimiz :))
(optimist mode on) Adam alkol almış dedin ya gece bilmem ne kulübünde de devam etmiştir alkol sonrası ne durumda olduğunu bilmediğimizden çok içip ertesi günü bok gibi geçirmiş olabileceği, malum hafta içi olması nedeniyle çok yoğun olduğu ve bu yoğunlukta seni arayamadığını veya mesaj filan atamadığını ve ayrıca seni araya sıkıştırmak yerine rahat bir anında uzun uzun ilgilenmek istediğini ve arayacağını filan düşünebilirsin ki mantıksız değil. (optimist mode off)

(Pesimist mode on)Alkollü kafa ile o kadar yağladığına göre alkol oranı ve güzellik arasındaki doğru orantı akıllara gelmiyor değil açıkçası. Bununla birlikte hemen atlamayayım diye stratejide yapıyor olabilir. Sen nasıl davrandın konuştun bilemiyoruz ama " tamam bu da düştü, cepte" algısı oluşmuş olabilir, tabi öyle bir tip ise.
Bu kadar.

seni şımartmamak için hemen aramamıştır erkekler de kadınlardan göre göre strateji yapmaya başladı. bekle ama sakın sen arama.

Senin yorgunluğu bahane ettiğini, görüşmek istemediğini düşünmüş de olabilir. "O günden berı arayan soran yok" demişsin de bu olay kaç gün önce oldu ki? Daha bir hafta olduysa meşguldür belki, belki iş gezisine falan çıkmıştır, telefon numaran bir şekilde silinmiş bile olabilir.

Adamdan hoşlandıysan sen ara ya da mesaj at. "E görüşmüyor muyuz?" diye atma tabii, şöyle eğlenceli, komik bir mesaj atabilirsin bence. Kaybedecek ne var.

Ben kızarıp bozardıgım için cok bir sey konuşamadım .Sadece görüşebiliriz olabilir dedım .Alkollu kafayla guzel gorulecek bir kız degılım

yahu aşk, hoşlanma, flört gibi şeyler amma çok oyun, tüyolarla ölçülür olmuş. evlenme teklifi etmeyeceksin herhalde, cevap gelmezse zekice hatırlat bi kendini işte.

Bende direk 2.yazıyı okuyunca gelini kaçırdın sandım aşsdqmşwe
yazma yazmaaa, tek seferlik olmak istemiyorsan tabi.

Ilk adımı atan taraf olma derler ya hep toplum algısı ıste

Bence senin kendine güvenin yok.

Benim etrafımda ilk adımı kadının attığı örnekler var, kimisi evlendi, kimisi hala birlikte, kimisi ayrıldı. herhalde dünyada böyle bir çevreye sahip olan tek insan da ben olamam.

Hemcinsin olarak söylüyorum. Hem hiç aranmamayı mı tercih edersin, yoksa bu hafta olmasa bile haftaya esprili bir mesajla kendini hatırlatmayı mı tercih edersin?

Esprili bir dille yaz dıyenler ne yazarsınız sız olsanız? Her turlu ihtimali gözonunde bulunduruyorum .

hoşlanmışsın gelmişin otuzz yaşına neyin gururu biraz buyuyun ablacım ya ,erkekler kolay tavlanan kadınlardan hoşlanmaz eyvallah peki ne istediğini nilen azimli kadınlardan?

bir de bence başkalarının fikirleriyle değil, kendin olsan nasıl bir esprili mesaj yollardın, ona odaklan. böyle şeyler planlı programlı olmaz. 18 yaşında değiliz artık, başkalarının tüyosuna da ihtiyacın yok. be yourself, olsun bitsin! :)

Alkollu haline verirdim cunku tanismiyoruz. Muhtemelen adam hatirlamiyordur bile.

Onceden tanisiyor olsaniz da alkolluyken acilsa super olurdu tabi ama o farkli bir durum :3

Adam davetini geri çevirdiğin için bozulmuş, alınmış olabilir.

O gece bir yere davet etmemiş olsa bekleyebilirdin ama ilk gece yorgunum gelemem dediğin için senin ikinci adımı atman icap eder.

Adamın artıst bir tavrı vardı ,sankı ben yazarsam zorla aklına getırtmiş olacağımı düşünüyorum .ne yapsam bılemedım

@turkuaz ayakta zor duruyordu benı bı yere çağırırken bile kendı gıdecegıne emın degıldi :)

ee?

noldu merak içindeyiz :)

Mesaj attım sadece alkollüyken güzel görülecek kadar çirkin değilim aslında:) diye ama okudu ve cevaplamadı :( yapacak bir sey yok içimden geleni yaptım o kadar en azından :)

Adam hatirlamiyordur bile ya da senden bagimsiz olarak cekingen yapisi varsa yaptigindan utanmistir. Sen fazla umutlanma.

sen sakin ol ve sadece bekle.keşke başka bişey yazsaymışsın... selam, nasılsın vb.
suç esprili mesaj at diyenin bence

ne münasebet sakın kendini hatırlatma bence. cocuk ıstese her turlu sana ulaşır gelinin arkadaşısın bir haftadır hoşlandığı kız aklına gelmez mi insanın. adamın sevgilisi bile olmuş olabilir. unut o muhabbeti. ya da ben olsam kız arkadasımla bır bahane gorusur konuyu acardım o ne dıcek dıye, bısey yapcaksa da o kendı yapmıs gıbı olur.

edit: çok geç mesaj atmıssın mutlu sonla bitse bari de mutlu olsak biz de:)

Mesajın içeriği gereksiz olmuş +1 numarasını sil ve hayatına devam et
Salla gitsin

evde kalmışsın zaten. kacırma bence.

Sohbet kıvamında geçmişti benimki. Ne iş yapıyorsun, neden bu bölümü seçtin vs. teknik hiç birşey sorulmamıştı. (Marmara Ün.)

Onun çerçevesi olacak, önce onu sabitle yuvasına sonra ortasına resimdeki parçayı oturt. O parçanın tam ortasında da bir tane vidası olacak onu sıkarak sabitlersin.

bu şekilde bağlanıyor ama bu şekilde kullanmayın. bakır liflerini önce kendi aralarında burarak toplu durmalarını sağlayın. sonra vidanın çapını dönecek gibi kıvırıp vidayı öyle sıkın.

bu şekilde salkım saçak olması sakıncalı. özellikle mavi kablodan çıkan bakır liflerinin sadece bir kısmı vidanın altında sıkılı kalmış. o bakır lifler ayrı ayrı durduklarından metal yorgunluğu ile koptukça elektrik kontağından yangın'a doğru gidebilirler.

Telleri toparla, vidanın dönüş yönüne doğru vidanın etrafından dolaştır. Çok emanet duruyor senin yaptığın.

şimdi bi kere bourne serisini izlemediysen öl.
sırasıyla;
the bourne identity
the bourne supremacy
the bourne ultimatum
sonradan 4. sü çıktı legacy diye ama onu izlemesen de olur.

onun dışında sevdiğim aksiyonlu filmler;

body of lies, hitman, homefront, shooter, taken (2 ve 3'ü de var ama çok güzel değil, istersen izlersin), the expendables serisi, the transporter serisi, war (jason statham)

The Equalizer
John Wick

American Sniper
Enemy At The Gates (Büyük ihtimalle izlemişsindir ama yinede yazdım)

en son kingsmen baya iyi

munich

Road to Perdition

12.5x92=1150 tl

1150 TL. - 1160 TL. 1150 nin altına da verme bence. 1160 üstünüde mevcut fiyatı düşünerek bekleme derim ama.

barcelona

istanbulda yaşamadım ama bursa derim ben. doğası, sosyal imkanları fln bi sıcak geliyor bana. gerçi orda da trafik yavaştan sıkıntı olmaya başladı gibi ama istanbulun yanına yaklaşamaz herhalde. bak özledim şimdi bursayı.

İzmir, Antalya

melbourne.

Ben ankara'ya geldim. Istanbul'da oldugumdan cok daha mutluyum, hem de bir sahil insani olarak.

Insan konusunda da tr icinde kendi kucuk avrupanizi yaratmak zorundasiniz.

Ben ege'ye giderdim.

Ege iyidir ama Antalya da iyidir sıcağına katlanırım dersen.
Ege de, İzmir olur, Muğla kıyı kentleri olur.
Antalya da merkez iyi

İzmit

mersin

Tekirdağ iyidir de çok fazla kültürel aktivite bulamazsınız. Ama İstanbul'a yakındır.

toyota al

Opel al

@frederick co

hocam şöyle aile arabası tanımına uyan bir modeli var mı opelin? yakıt tüketimi nedir? biraz detaya inebilir misin? bir de zamanında corsa alacağım zaman beyaz istemiştim 6 ay sonra anca gelir o zaman da bu fiyata alamazsın elde siyah var işine gelirse gibi ukala bir cevap verdiler. vw hayvanlığına oldukça yakın. ordan opele mesafeliyim biraz. yine de ayrıntı verirsen düşünürüm.

Alirsin ford olursun lord..:) evet kötü espiri oldu..

Öncelikle arkadasim müsteriye, alirsan al tarzinda sana ukalaca yaklasan firmadan uzak dur. paranla adami rezil etmeye calisiyor adi herifler. öte yandan almanya'da eger gerekli kisilere sesini duyurabilseydin gercekten sorununla ilgilenebilirlerdi bence.. tekrardan dene istersen.

yakit konusunda bilmem ama fordun arabalari genis ve yol tutusu iyidir. tavsiye ederim. saygilar!

Sıfır mi alacaksınız?ihtiyacınız nedir,genelde 2 kişi +1 çocuk kullanacaksanız opel Corsa 1.3 dizel tam size göre.genelde bizde sedan hastalığı var ille de sedan olsun SUV olsun bok var suva binecek.herkes Corsa ile 20 Kuruş yakmak varken 2 tonluk suv'a biniyor sonra neden 50 Kuruş yakıyor.alın Corsa binin,bende Astra kullanıyorum benzin+LPG.sorunuz olursa özelden bakabilirim az çok anlarım araçtan.

Alırsın Ford olursun Lord !

Al bir Corolla gitsin.

opel den kaç, toyota +1

opel'e yaklaşma bile. senin aradığın kriter neler ? B segmeti mi C segment mi? sedan hatchback ?dizel benzin?otomatik manuel? bütçen ne kadar? bunlar ile daha güzel öneriler bulabilirsin.
Mazda 3 ben çok seviyorum ama pahalı biraz.misal şu ara gözüm Suzuki swift'de 1.2 otomatik ve ya 4x4 manuel ..

-arkadaşım 5 yıl polo kullanıp golf'e erfi etti. polo'sunu sanayide sadece vw gruba bakan iyi bir ustaya götürüyordu. şimdi golf'un garantisi bitince yine oraya götürecek. yetkili servis harici bir yer bulmaya çalış.-

Toyota ve Ford iyidir. Ford sınıfının en iyi yol tutuşuna sahiptir yaklaşık 0.28-0.30 TL civarı yakar.

corsa 1.3 dizel polo 1.4 ile hemen hemen benzer yakıt tüketimine sahip. ben yeni aldım aracı aldığımda depoyu fulledim. 500km yol yaptım (100km üzerine pek çıkmadım, istanbul'da genelde kısa mesafelerde kullandım) ibre yarıya geldi.
Bu arada siyah benim araç, üzerinde ufak tefek çizikler var siyah olduğu için çok belli oluyor. bi de arabayı yıkatınca falan daha da belli oluyor. herhalde bundan sonra değiştirirsem beyaz alırım.

distribütörün bayisini şikayet ettiğin için, ülkendeki yetkili merciye gitmen lazım. adamlara gidip distribütörü değiştirin demek için bir tüketici olman zaten yeterli değil, kibarca göndermişler :) önerim renault.

dayanıklılık, servis, ilgi gibi konuları önemsiyorsan toyota daha öne çıkıyor, japonyaya mail atmana gerek yok türkiye fazlasıyla ilgili.

astra sedan bayaa iyiydi en son aile arabası olarak

fecaaaat

dandik

yaz reklamı değil bu müzikle ancak sonbahar reklamı olabilir. şarkı genel olarak berbat.

çekim kalitesi falan güzel, film tadında ama,

- özcan ve sıla beraber olmamış. sılayı gördüğün an etrafta uçuşan dolarlar görmeye başlıyo insan. samimi değil. ne kadar para aldıysa demek ki diye düşündüm hemen.

-biz hintli miyiz?

garip yani. ama yine de bi şekilde özcan denizin özgüveni beni benden aldı.

rezillik.ben bugüne kadar hep beğenirdim hatta çok duygulandığım olmuştur bi turkcell bide colanın reklamlarını hep severdim bu resmen bi facia olmuş.

hiç beğenmedim. gerçi hedef kitlesine sormak lazım. cola tüketmiyorum.
ayrıca colayı ayran gibi sallamasalar iyiymiş!

Biri yorumlarda yazmış ya bırak Sıla'dan soğumayı ülkeden bile soğudum diye. O derece kalitesiz olmuş. Bir şeyin bokunu çıkarmada üstümüze yok zaten.

Özcan Deniz olmamış, yakışmamış hiç. Ama adamlar bok gibi para harcamışlar valla. Bir kere yayınlanması bile tahminen 1.5 milyon lira filandır. Kaldı ki çakimi falan filan var daha.

www.youtube.com
www.youtube.com

coca-cola aklımda yukarıdaki reklamlarla kalmalıydı.

İlk gördüğümde bu neymiş diye izlemeye çalıştım ama sonuna kadar izlemek imkansız. Bir yerden sonra işkenceye döndü. Yorumum: Özcan Deniz dede olmuş, Sıla da Serenay sarıkayaya benzemiş.

adamlar milyon dolarlık reklam çekiyor. her ülkede müşteri profiline göre çalışıyorlar.
ona göre planlama yapıyorlar.

sözlükte ve duyuruda beğenilmemiş genel olarak. ama halkın çoğunluğu bu tür reklamlardan hoşlanıyor. yakında sağda solda "uuaaağğç bir coca cola" diye duymaya başlarız.

@hushhush - biz hintli miyiz +1

kesinlikle bosch.

paran yetmiyorsa arçelik.

vestelden falan uzak dur.

bulaşık makinesi için çok programlı olmasına gerek yok. zaten kullandığın 1-2 program var. boşuna fazla para ödeme.

hepsi için elektrik tüketimine dikkat et. A++ olsun. faturalar bel büküyor.

benimkiler metalik renk temizlikte bir sorun olmuyor. zaten parmak izi kalmayacak şekilde yapıyorlar.


edit: şimdi burada bosch'u beğenmeyenler olmuş. olabilir. ama biraz gerçekçi olalım. adam evlenecek. ortalama bir bütçeye sahip olduğunu varsayıyorum. tamam bosch kusursuz bir marka değil ama ortalama geliri olan birisinin alabileceği en iyi marka.

miele önerilmiş mesela. evet çok iyi markadır. www.mielebeyazesya.com ama bir çamaşır makinesıne 4500 TL verebilene. bu durumda evlenirken 30000 tl civarı sadece beyaz eşyaya gömmesi lazım.

paran yoksa arçelik dedim. bosch alamayan adam gidip vestel almasın diye arçelik öneriyorum. yoksa kesinlikle ilk tercih değil.

almanyadaki bosch ürünleriyle Türkiyedekiler birbirinden farklı. Almanyadakiler daha nitelikli, bu yüzden bosch değil.
(bkz: miele)

bosch'un ucuz modelleri gerçek bosch kalitesinde değil, buzdolabı gürültü yapıyor, bulaşık makinesi iki saatte yıkıyor, çamaşır makinesi az çamaşır koyduğunda çıldırıyor.

arçelik özellikler açısından iyi gibi görünse de gerçekten iyi değil, garanti süresi dolduğunda fırın, buzdolabı ve çamaşır makinesi bozuluyor.

vestel gereksiz yere pahalı gibi geliyor, yerli üretici olmasına rağmen yabancılardan pahalıya satıyorlar zaten, direkt antipatik geliyor bana bu yüzden yerli üreticiler.

servis hizmetleri bulunduğunuz yere göre değişiyor ama bosch genellikle diğerlerinden iyi, işini takip ediyor çağrı merkezi gibi bir oluşumla. servis talebin olumlu olarak bile sonuçlansa arayıp memnun kalıp kalmadığını soruyor falan.

ve bu bahsettiklerim sadece bir-iki örnek değil, son yıllarda sık sık karşılaştığım durumlar.

ucuz alma, bulaşık makinesi için 2 den fazla programı olsun en azından.

TV, buzdolabı ve çamaşır makinası için LG kesinlikle. Bulaşık makinası olarak tüm markalar sıçışta. Bulaşık olayını tutturamıyorlar Bosch alma çok pahalı, Arçelik eskileri iyiydi ama yeniler bok gibi, LG veya Siemens alınabilir.

buzdolabı bosch, bulaşık makinesi beko. çamaşır ve kurutma makinesi arçelik. hepsinin servisi filan gayet iyi, istanbul için konuşuyorum. geliyolar, garantiliyse değiştirip gidiyolar. değilse max. 100-150 tl masraf çıkıyor. min. 2 sene sonra mutlaka bi arıza veriyorlar. gerçi buzdolabi ve çamaşır makinesi 2 yılı geçti ama henüz bi sıkıntı yok.

çamaşır makinesi için mutlaka 8 ve üzeri kg yıkayan a+++ ve az ses çıkaran al. bizimki neredeyse salona gelecek yani, ucuz almıştık, şu an bağımsızlığını ilan etti.

televizyonda kesinlikle samsung smart.

valla bosch' un sesli çalışan buzdolabını, çıldıran çamaşır makinasını filan merak ettim hangi modeller diye.

2011' de evlendim, tüm beyaz eşyalarımı bosch aldım, daha tek bir sıkıntı olmadığı gibi, renklerinde en ufak bir atma bile olmadı. büyük ihtimal ile daha uzun yıllar kullanacağız. evde paraya kıyıp pişman olmadığım tek şey buzdolabı, bulaşık makinası ve çamaşır makinası.

bak mesela klimasını tavsiye etmem. ısı geçişleri çok keskin. mesela 24 te ılık veriyor, 23 te kıçınız donuyor, arası yok.

bu arada en son televizyon alın. biz 6 ay önce aldık düğünden, 6 ay içinde üzerine 2 model, 2 +özellik çıktı.

Buzdolabım Bosch 2 sene olmak üzere hiç bir sıkıntısı yok. Sessiz çalışıyor kesinlikle tavsiye ederim. Bulaşık makinesine gelince sakın ama sakın 3-5 programlı alma. 2 programlı yeter yeter yeter ve artar bile. Bulaşık makinesinde kısa programın süresine dikkat et alırken. Bende arçelik var ve 2 program var kısa 58 dakikada tertemiz yıkıyor. Çok beklemiş yağlı falan varsa o zaman 2. program kullanılıyor. Arçelik şöyle böyle diyenleri bir kenara bırak bence gayet sağlamlar. Çamaşır makinesi de arçelik evdeki o da sorunsuz ve sessiz çalışıyor. 8 kg ve üstü almanı tavsiye ederim. Bütün aldıkların a+ ve üstü olsun elektrik tüketimi açısından çok önemli. Bu arada hem bosch hem arçelikte ürünü aldıktan sonra 100 lira gibi bir para verip garantilerini 3 sene falan uzatabiliyorsun. Ben yaptırdım şimdi 5 sene garantili hepsi.

Bizim bulaşık makinesi 20 senelik bosch, bir sorunu yok.

15 sene önce bosch buzdolabimiz vardı o iyi değildi ama 10 sene kullandık. Şimdi samsung kullanıyoruz. Metalik renk, memnunuz.

Fırın bosch al, bizim metalikti. Çok güzel pisirirdi ve kolay temizleniyordu. Şimdi ankastre termikel var, öyle yaptırmışlar. Hayatımda gördüğüm en kötü fırın.

Davlumbaz, ocak vs. için silverline ve siemens'e bakabilirsiniz.

Çamaşır makinesi LG, direct drive sesi çıkmayan makinelerden alın komşular da rahat etsin. Miele'ye paran yetiyorsa al tabi, anneannemin 30 küsür senelik vardı, çalışıyordu.

Son olarak almanya'da bosch, siemens değil beko tutuluyor niyeyse. Turkiye'dekinden daha çok beko gördüm mağazalarda.

kesinlikle samsung.

buzdolabı: lg veya sharp.uygun fiyatlı arçelik-beko-grundig
çamaşır makinesi: almanya üretimi bosch veya uygun fiyatlı profilo(koreliler ve japonlar çamaşır makinesi yapmayı beceremiyor)
bulaşık makinesi: yüksek fiyatlı bosch veya profilo.bulaşık makinesi için genelde 3 programlı modeller yeterlidir.(benzer fiyatlı bosch ile profilo arasında fark yok hatta profilo daha avantajlı olabiliyor.)
tv: samsung-lg

şurdan model şeçimi konusunda daha ayrıntılı bilgi alabilirsiniz forum.donanimhaber.com

yabanci dil bilmeyen birine sadece pasaport kontrolüne kadar eslik etmemize izin verildi yabanci havalimaninda. nedeni gayet mantikli, sinir degistiriyorsun kayitsiz. pek taviz vermezler sanirim. ama bir havayolu calisani vs yardimci olabilir, hele de saglik durumu cok iyi degil (cok yasli, yürüyemiyor/yavas yürüyor, gözleri cok iyi görmüyor ya da duymuyorsa) yanina birini verebiliyorlar.

asil sorun indigi hava limaninda yasanacak. eger vize varsa hele, sacma sapan sorular oluyor. o durumda en iyi ihtimal, siradaki bir türke yanasip öncesinde, tercüme vs gerekirse yardim eder misiniz diye rica etmesi. bize cok defa soruldu böyle.

ben sürekli engelli vatandaşlara yardımcı olan personelleri görüyorum. uçağa kadar eşlik ediyorlar. portclinic'miş. belki size de yardımcı olabilirler.

www.sabihagokcen.aero

İneceği yer azerbaycan indikten sonra halledebilir herşeyi ancak uçak kapısını falan nasıl bulacağını halledemedik

thy şöyle yazmış;

Özel İhtiyaçları Olan Yolcular

1. Görme engelli yolcular yanlarında bir refakatçi olmadan seyahat edebilirler mi?
Evet. Yolcularımız tek başlarına veya rehber köpekleriyle seyahat edebilirler.
2. Duyma engelli yolcular yanlarında bir refakatçi olmadan seyahat edebilirler mi?
Evet. Yolcularımız tek başlarına seyahat edebilirler.
3. Hem görme hem de duyma engelli yolcular yanlarında bir refakatçi olmadan seyahat edebilirler mi?
Hayır. Bu yolcularımızın bir refakatçi ile seyahat etmeleri gerekmektedir.
4. Talep edildiği takdirde ihtiyacı olan yolculara herhangi özel bir hizmet veriliyor mu?
Talep edilmesi halinde, ihtiyacı olan yolculara (yaşlı, lisan problemi olan, fobisi olan, görme ve işitme engelli, genç vs.) check-in işlemlerinin tamamlanmasının ardından uçağa alınma sırasında ve uçağın havalimanına varışında refakat hizmeti verilmektedir.

Daha birkaç ay önce aynı şekilde anneannemi aldım ve ziyaretinden sonra geri gönderdim.

Atatürk Havalimanı'nda çelebi firmasının yer hizmeti görevlileri var onlar yardımcı oluyorlar. Sen check-in için ilgili havayolunun personeline benim bu durumda yaşlı yolcum var(anneannem okuma-yazma bilmiyor, kalp pili kullanıyor, uçağa ilk kez binecek, bacağında platin var vs.) ilettiğinde onlar da görevlilere haber veriyor ve bir tekerlekli sandalye ile oldukça kibar görevliler kendisini alarak özel asansörle uçağın içine kadar götürüyor ve aynı şekilde ineceği yerde de geri alıyorlar.

Ben de epey endişelenmiştim ama için rahat olsun adamlar işlerini iyi yapıyorlar.

hava alaninda tekerlekli sandalye talep edeceksiniz. sizi ucaga kadar goturtuyorlar. hostesler de yerine oturtturtuyor. ayni islemi azerbaycana da isteyebilirsiniz. soylerseniz orada da tekerlekli sandalyeci bekler, nenenizi alir ve sandalyeyle cikisa goturur.

Kontuarlarınorada özel bir bölüm var adını unuttum ama tabelasında yazar.Onlardan yardım istediğinizde bir görevli ayarlıyorlar uçağa kadar bindiriyor. THY kontuarına veya kontuar civarındaki görevlilerede söylerseniz yönlendirirler sizi.

makbuz vermeyen adam noter huzurunda öder mi ki? olur ama masraflı bir iş olur.

hukuken kanıtlanmasının yolu banka üzerinden geçirmek veya makbuz almak. makbuz illa ki matbu ciltli bir formda olmak zorunda değil. boş kağıda "poseidon'dan x lira aldım" diyip imzalasa da olur. onu da yapmıyorsa vermeyin parayı.

Noter ile geldiğimizi bilmeseler?

odendıgıne dair tutanak olur ama ımzalar mı mechul

İmza atmazlar amk. çocukları.
O paranın alındığına dair bir yazı makbuz vs. vermiyorlar vermeyenlerinde doğalgaz su gibi imkanları kullanmasını engelliyorlar ve bu müteahhidin ödemesi gereken bir bedel. Ev sahiplerinden istiyor ama gavat.
Nasıl yapsakta bu orçoları dava etsek?

Nasıl bi memleket?
İslamın hakim olduğu memleket.

Allah'a havale edin.
Buna şükür, deyin.
ABV deyin.

PTT'den APS ile İstanbul'dan Ankara'ya zarf yolladım (hatta PTT'nin genel müdürlüğüne yolladım), 14 günde gitti.

İşi bilen, ehil, çalışmaya hevesli ve işe ihtiyaç duyan kişiler yerine, bir boktan anlamayan, sadece yandaş olduğu ve malesef oy hakkı olan ve bu oyunuda kişisel çıkarları için satma şerefsizliğine sahip ehil olmayan ve hatta zıt görüşten gerçekten dürüst, namusuyla çalışan birileri sadece görüşü için o mevkide bulunmasın diye getirilen maaş ödenen kişiler olduğu için o posta zamanında yerine ulaşmıyor.

Diğer görüşteki hükümetlerin döneminde bu yokmuydu? tabiki vardı. Onlarında allah belasını versin ama bunlar kadar kadrolaşma yandaşı kayırma hiçbir dönemde olmamıştı.

tanımlayış şekline hayran oldum.
soruya gelince nasıl bi memleket lan bu sorusuna gelince;

o kağıdın ne olduğuna göre değişen bazı durumlar olabiliyor.

2 hafta önce hastaneden aldığım randevuyu elindeki kağıtta ismim yazdığı halde bulamayan başarısız memurların iş yapmaya çalıştığı bir memmleket burası. Ben 3 metre geriden ismimi görmesem kadın bugün git yarın gel diyecekti.

vasıfsız, yönetici niteliği olmayan adamları en başına getirirsen olacak olan bu. Kendi gibi vasıfsızları da alttaki pozisyonlara yerleştiriyor. Sonra para üstü verirken eli elime değmesin vs. bok püsür. Çok karışık anlattım ama çok dertliyim. Neyse.

Baba haklısın yerden göğe kadar da ilk iki paragrafta ne kafa açtın ne darladın ya.
Memlekette bu işler hep böyle ağır yürürdü ama ilk kez bu son zamanlardaki kadar ağır yürüdüğünü hatta yürümediğini fark ettim ben de geçen bir evrak işinde.
Tenis topu gibi ordan oraya göndermeler falan.

golf?

accent blue, dizel olanları bu fiyata bulabilirsin.

@safepassage; Golf derken?

golf derken, polo yani :) (son anda da kıvırtırım böyle)

Otomatik alacaksaniz honda alın. Diğerleri sorunlu. Özellikle DSG den uzak durmak lazım. Honda Civic diyorum

@nucleo; Dostum, Civic yeni kasaları bilmem ama eskiler için çok yaktığını söylüyorlar. 0,40-0,45 civarı filan diyorlar km. de tüketim.

chevrolet cruze dizel? 2012 model dahi alabilirsin; 2010 ve öncesi için sıkıntılı diyorlar ama 2011 ve sonrası için iyi diyorlar. servisine de opel baktığı için sıkıntı yok diye düşünüyorum.

Ben ciddi ciddi bakıyordum nasip olmadı, Pejo 208 2012 1.4 hdi aldım. Şehiriçi 16 - 18 kuruş arası yakıt tüketimi var, sen de düşünebilirsin istersen :) Çogzel bi araç :)

seçmen listeleri bu hafta askıya çıkıyor galiba. geç kalmış olabilirsin adres değişikliği için.

Teşekkür ederim cevaplar için. Paraya kıyıp döneceğiz artık 1 oy 1 oy dur.

istedigin derinligi ve anlamı cumlenın geri kalanı ile anlatman lazım. sadece you ile mumkun degil.

Afedersin de sıçayım öyle dile :)

"you" derken elinle ve gözlerinle onu işaret edeceksin (parmakla şart değil, sanki elini ona veriyormuş gibi de olabilir). şaka yapmıyorum, gerçekten böyle yapılıyor. konuşma dili yanında vücut dili ile destek her zaman anlamı güçlendirir ve böyle durumlarda da ayırt edicilik katar.

tabii ebleh gibi "naha sen!" diye işaret etme, cümlenin gidişine yedir :)

@loveinaflipbook

:)) ama söylemeyi unuttum, mesajda nasıl söylerim olacaktı.

"Seninle gelmek istiyorum" mu demek istiyorsun yoksa "senin için geliyorum veya gelmek istiyorum" mu demek istiyorsun.
With you diye bitir "seninle" olsun
for you diye bitir "senin için" olsun

o zaman you'yu tırnak içine al. ya da "you only" de, sadece seninle anlamında. o da biraz garip anlaşılabilir mi kurmak istediğin cümlenin içinde bilemedim...

edit: yani - I want to come with "you".
sonuna bir de *kıps* ekle (ingilizcesi *wink*) :))

i want to come with "single" you desek çok mu aptalca olur? artık dile eklemeler yapıyorum hale bak.

olmuyorsa bi üstteki flipbookun yazdığı iyi.

dragos - maltepe sahilinde yapın

Belgrad Ormanı

Kartal'da aydos ormanı var.. Piknik yerleri de var diye biliyorum.. Bi bakabilirsiniz..

Malesef işe yaramadı :(

ne yapmaya çalıştığınızı tam anlayamadım.

fakat =SUMPRODUCT formülü işinizi çözecek gibi hissediyorum.

yazdığım formül seçilen iki sütundaki değerleri birbirleri ile çarparak toplamını getiriyor size.

eğer sizi yanlış anladıysam beni düzeltin, sorununuzu her türlü çözeriz.

@yassayf öncelikle ceva için teşekkürler. google sheetste çalıştığımı tekrar hatırlatmak isterim.

sumproduct nasıl kullanılıyor bilmiyorum da, formul şu şekilde kısaca tek satır için maliyet analizi yapıyorç

A1*A4 + B1*B4 + C1*C4 + D1*D4.... diye gidiyor sonunda da bu toplamı yazıyorum.
bir alt satıra geçince yine maliyet hesaplama yerinde şöyle olmalı:

A1*A5 + B1*B5 + C1*C5 + D1*D5..... böyle her seferinde ikinci çarpım büyüyor ama ilk çarpım sabit duruyor.

Bunu aşağıya çekerek yapamıyorum, saçmalıyor. isterseniz sizinle paylaşabilirim dosyayı da

hocam galiba sumproduct işimi görecek dediğin gibi, bakıyorum hemen..

google sheets'in ne olduğunu bilmiyorum şahsen, excel değil mi çalıştığınız?

dosyayı gönderebilirsiniz bana, bakmayı çok isterim.

excelde sabit çarpan olarak kullanmak istediğiniz hücreyi işleme sokarken başına # işareti koyarsanız sorununuz çözülür.
#A1*A4+#B1*B4+... şeklinde yazıp aşağı çekerseniz otomatik ayarlar.

tamam çözdüm şimdi teşekkürler. google docs üzerinden yaptığım için gönderemiyorum. yani online çalışıyorum. teşekkür ederim sumproduct imiş olay.

$A$1*A4 + $B$1*B4 + $C$1*C4 + $D$1*D4

Sabit olarak kalmasını istediğin değerin başına $ işareti koy.

olası bir başarısızlık/mutsuzluk durumunda geri döndüklerinde iş bulana kadar yeterli paraları olacaksa gitsinler de erkek işsiz mi gidecek? erkek de iş bularak gidicekse olabilir neden olmasın. mevcut düzenleri de "rahat battı" dedirtecek cinsten.

sizin sartlarinizdaki insanlar icin belki de en guzel ülke turkiye burada mutlu olabilmek de ayri basari, İngiltere'de mutsuz olursunuz demiyorum ama turkiye'de mutlu olmak guzel bisey. Hakkinizda hayirlisi.

Erkeğin yerinde olsam ve orada beni idare edebilecek (aynı statüde olmasa bile benzer bir iş) bir iş bulsam arkama bakmazdım. Burada zemin kaygan. İngiltere, daha doğrusu Londra çok yaşanılası bi yer.

ingiltereye gitseler erkek ne iş yapcak orda

Gidersen iş bulmadan gitme. İş bulsan bile mutsuz olursan yengenin başına kakma (senin yüzünden geldik vs. gibi) yada ufak ufak laf sokma durumları mümkün. İş bulur içime sindirir isteyerek giderim dersen git yoksa 2-3 yıl yenge istiyor diye maceraya gerek yok bence. Ayrıca 2-3 yıl için gidilmez bence madem gideceksin en az 8-10 yıllık bir plan ile gidin.

(erkeğe öğütler)

oha amk hayata bak.bana yaşam koçu olsalar ya bunlar :)
neyse buradaki yaşamdan mutsuz iseler gitsinler.ben deli gibi yurtdışına gitmek isteyen biriyim fakat hiçbir zaman yapamazsam döneriz gibisinden dönerim diye düşünmüyorum mesela.tabi ihitimaller var ama öyle bi niyet ile gidersen olmaz o işler diye düşünürüm neyse konu dağıldı :) demem o ki mutlu iseler kalsınlar bence.maddiyat olarak söylemiyorum bunları.

bu şartlar altında gidilmez. ancak gidilmezse bir ömür kadın tarafından senin için hayallerimden vazgeçtim dırdırı yapılır.

ayrıca izmir gibi bir yerde bu yaşam standardında bile ülkenin siyasi geleceği, insan kalitesi, toplumun durumu vs. diye bahane arıyorsanız ülkenin geri kalan kısmı ne yapsın?

bence önce kadın gitsin önden, baksın durumlara, hem ülkeyi, hem de işi tartsın. ok verirse erkek de işini ayarlasın, artık ingiltere'de iş mi bakar, başka bişey mi olur bilemem. sonra ingiltere'de yerleşik düzene geçme planları yaparlar.

büyük hayat değişiklikleri çok kolay olmuyor, bunun gibi durumlarda böyle ayrı kalmalar çok normal, belki 2-3 ay belki 6-12 ay. belki ordaki ortama ya da kültüre çok yabancı hissedecek kadın, belki orasıyla ilgili başka şeyler çok zorlayacak onu (hava koşulları, çevre gibi) ve geri dönmek isteyecek. bu durumda hazır kurulu düzenin bozulup yeniden yapılandırılmaya çalışılmasındansa, en azından çok sıkıntı olmadan yeniden başlamak çok daha kolay. bazı hevesler gerçeklerle yüzleşince kolay sönüyor, sonrasında da hayatınızın sıkıntılı olmaması için buşekilde yapmanızı öneririm.

Yanlış anlamayın, kızmayın ama bi laf vardır ya hani "rahat battı" diye, aynı o durum olmuş. Kurulu bir sistem, harika bir yaşam, harika bir maaş ve mutluluk var. Rahat var. Ama rahat batıyor, erkek işsiz olacak, hiç bilmedikleri yerlere gidip baştan başlamaya kalkacaklar. Oldukça mantıksız bir hareket.

Erkeğin işsiz olarak gitmesi ve muhtemelen İngiltere'de halihazırda sahip olduğu standartlarda bir iş bulamayacak olması ilişkide ciddi sıkıntı yaratabilir.

Çocuk yoksa kadın kendi başına gitsin. 2-3 sene dediğiniz nedir ki? Eğer kadın orada dikişi tutturur ve kocasını da yanına aldırabilirse yeni ülkede yeni düzen kurarlar ama kadın orada yapamazsa da buradaki düzenleri bozulmamış olur. Bence kimsenin kendi kariyeri için başkasınınkini çöpe atmaya hakkı yok. Bu insanlar evli diye illa her saniye birlikte olmak zorunda da değiller. Aksine, aralarındaki bağ ve arkadaşlık kuvvetliyse bir iki yıl "gidip gelerek" idare edebilirler. Kazançları güzel olduğu için uçak masrafı çok koymaz. Hafta sonları buluşurlar, biletleri önceden ayarlarlar. Bence kadın gitmeli, adam beklemeli. Sonraki duruma göre de kimin geri döneceği/taşınacağı şekillenmeli.

Ayrıca "satış" işi öyle bir alan ki, teknik işlerle alakasız, bulunduğunuz ülkenin hatta bölgenin kültürüne göre inanılmaz değişiklikler gösterir. Yani burada bölge müdürü olan adam, İngiltere'de hiçbir şey ifade etmeyebilir. Mühendis olaydı, sanatçı olaydı, elinde başka bir altın bileziği olaydı durum farklı olabilirdi ancak hele ki İngiltere için iş önceden ayarlanmadıktan sonra, alınması hiç de mantıklı bir risk değil. Çocukluk olur. Kadın gidip ortalığı bir kolaçan etsin işte. Yapamazsa geri döner yuvaya. Yapabilirse kocasını da alır.

Arkadaşlar cevaplar için çok teşekkürler, arkadaşım yanımda o okuyor (konu kendisiyle ilgili).

Ricam şu, okuyan kim olursa olsun bir iki dakika ayırıp kendi fikrini yazabilir mi? Yazanlara çok teşekkürler, başka fikirler var mı?

yani bence kalmak daha iyi gibi ama kadının aklında kalacak. sonuçta aranızda anlaşmanıza bağlı.

ben olsam giderim ama herkesin almak isteyeceği bir karar değil bu. erkek bunu kabul edecekse olası sorunlarda bunu kadının yüzüne vurmayacak, gerekirse karın tokluğuna yaşamayı kabullenecek, gibi şartlar oluşabilir ki bu da her insanın razı olacağı şartlar değil. aynı şekilde kadın da erkeğin bu şartlara uyup uymayacağını düşünerek hareket etmeli, gerekirse gitmeyelim demeli. karşılıklı oturup anlaşma gerektiren zor bir durum yani.

kadının maaşı adam iş bulana kadar yetecek mi mesela? adam yabancı ülkede yaşamak hakkında ne düşünüyor, yeterli parası olduğunu düşünürse.
ben avrupa'da yaşama isteği olan biriyim, o yüzden karım yeterli parayı kazanıyorsa hiç çalışmamayı bile kabul ederek gitmek isterim. evimin adamı, çocuklarımın babası olurum valla, ses etmem.

erkek iş bulsun, gitsinler. çocuklarını türkiye'de yetiştirmesinler. çocuk büyüdükten sonra yurtdışı tecrübeleriyle dönerler isterlerse.

son yıllarda okullarda okutulan kitaplara bir göz atın, zaten titreyerek ingiltere bileti arayacaksınız. çocuk yapılmayacak bile olsa, o kitaplarla büyüyen diğer çocuklar on sene sonra türkiye'de hayatın önemli noktalarında olacak, bu bile yeterli sebep.

Gitmezse kadın sürekli erkeğin kafasına kakar gelecekte bunu. Bence gitmeliler. Eğer dediğin gibi bir yaşamları varsa, Erkek de yurtdışında iş bulabilir bir şekilde.

Şu an her şey mükemmel görünüyor. Yurtduşında da çalışabilmek için farklı bir bölüme girecek biri olarak şu düzeni bozup gitmezdim. Evet Türkiye'de ne olacağı belirsiz ama hani öyle reddedilemeyecek iş teklifi falan da gelmemiş ki.
Ben olsam savaş falan çıkana kadar beklerdim. Hayatları şu an mükemmele yakı görünüyor.
Kadınım.

Ricaniz uzerine yaziyorum. Eger standartlara alismislarsa veya iki tarafda da 'en kotu rezil olur doneriz nolacak yea' kafasi yoksa, erkek issizken gitmesin. Diger yandan kadinin icinde kalacak. Bu durumda erkek de is bulursa gitsinler. Ya da kadin isi kacirmamak icin onceden gitsin, birkac aya erkek de is bulup ya da gorusmeleri ayarlayip gelsin.

lütfen gitsinler. türkiyede şeriat gelecek, bütün izmirlileri sürgün edecek zaten. şimdiden gitsinler.

selam.

ingiltere'de 2 sene okuyan/çalışan biri olarak söylemem gerekir ki izmir'deki standardınıza ulasmanız imkansiz orda. hem erkek için iş bulma süreci çok sancılı geçicektir. türkiye'deki iş tecrübesinin hiçbir geçerliliği yok orda. mühendislik falan olsa bi nebze ama bu durumda ben iyi bir iş bulma şansı oldugunu düsünmüyorum. hem de oraya dependant olarak gidecek çalışma vizesi işi nası olur bilmiyorum.

madem fikrimizi soruyorsunuz o zaman söyleyeyim, bence hiç maceraya girmeyin. yani girmesinler.

iş hayatıyla ilgili sormak istedikleri bi sey varsa da yardımcı olmaya calısırım.

ha unuttum türkiye tabi ki bok. daha da kötü olacak her sey. o yüzden paraları biriktirip dolara çevirip bi 10 seneye ben de siktir olup gidecegim

Benim anlamadigim o 3 senenin sonunda ne degisecek? Kariyerinde olaganustu bi sicrama olacak mi? Yoksa sadece yurtdisinda yasama hevesi mi tatmin olunacak?
3 sene icin su sartlar tepilmez hele ki yurtdisinda yasayayim hevesi yuzunden.

Erkek neden işsiz olarak gidiyo? Bir eşin diğerinden bunu istemesi çok büyük bi' bencillik umarım bunu okuttuğun kişi kadın tarafıdır. Bak bacım adam biraz şans biraz da özveri ile daha 30'unda üstelik İstanbul da değil İzmir'de 6500 net maaşlı işte çalışıyor. Doğudan mülteci gider gibi işsiz gitmenin mantığı ne? İş bulamadığını bir düşünsene evi geçindiren sadece sen olursan psikolojik olarak da harap edecektir onu. Şimdi yapmanız gereken şey abimize iş ayarlamak.

İş ayarlayın gidin illa gidecekseniz yahu. Burada aldığı maaş asgari ücretin 6.5 katı. Orada mesela Londra'da 10 bin lira maaşla çalışacak olsa bile burada yaptıklarının yarısını yapamaz. Aylık 11bin lira + kira geliri ve üstüne kira gideriniz vs yok kendi eviniz. Orada da buradaki gibi rahat edebilmeniz için ikinizin de cidden güzek bi maaş alması lazım. Adam için 32 33 yaş dönüşte riskli olacaksa her şeyi garantiye almadan peşinde sürükleme sakın. Gerçekten gerçekten çok istediğin bir işse arkadaşların da dediği gibi 2-3 senelik uzak mesafe katlanılamayacak bir şey değil.

Mutlusunuz, aileniz burada daha ne istiyorsunuz. Her şeyi rayına oturtmuşsunuz. Lütfenbu bencilliği kocanıza yapmayın. Kimsenin buna hakkı yok.

pandispanya +1. bunu yazmaya gelmiştim ki, yazılmış daha önce.

ben olsam gitmezdim adamın istifa etmesi çok saçma bir defa. burda mutlu mesut yaşıyorlar düzenlerini bozmasınlar. gezmeye bol bol gitsinler ama başka ülkede yaşamak bana çok zor geliyor. yaşları da ufak değil. ayrıca biri gidip biri kalması bana anlamsız geliyor. birbirlerine yakın olamadıktan sonra evli olmanın ne anlamı var. para ya da kariyer her şey değildir. sonuçta burda da mutlular burda devam etsinler bence.
. kadın 31 yaş.

erkek olsam iş bulmadan gitmezdim gerekirse bir süre farklı yerlerde çalışmayı göze alırdım ama kadın tarafı olsam gerekirse köprüleri yakar giderdim.

madem hanım kariyer sebebiyle en azından 2-3 yıl demiş, eğer kendisi cumartesi çalışmayacaksa ayda 2000 liralık uçak yolculuk masrafı gözden çıkarılıp 1 senelik program yapılsın ve denensin. hanım tarafı için aynı şirket içerisinde rotasyon yapılacağından geri dönüşü mümkün bir durum var ve risk yüksek değil. erkek için ise durum tam tersi ve önemli bir pozisyonu ve duygusal olarak bağlı olduğu bir yeri bırakıp gidecek; psikolojik olarak zorlanabileceği için riskli bir durum.

kadın yeni ofise başladığında kendini kabullendirmek için eşek gibi çalışacak eve yorgun argın gelecek ve büyük ihtimal evde darlanmış bir adamla karşılaşacak. sadece bu kısmı aşmak bile başlı başına bir iş.

dolayısıyla biletleri almaya başlayın.

erkeğim,

herkesin bişeyler istemeye hakkı var ama kadın bence fazla zorluyor. "bir de tehdit etseydi" dedim okurken, açıkçası ben o şartlarda bi durumu, erkek olarak sevgilime söylemeye imtina ederdim, kafası karışır, üzülür, hayır diyemez diye düşünüp. zira ortada bir "şeftali bulup tüysüzüne göz dikme durumu" var. kaldı ki yurtdışında yaşamak kişiye göre değişken olsa da meşakkatli ve yorucu bi durum. kadının kariyer aşkı diğer aşkın önüne geçecek gibi duruyor. şımarıklık ediyor. ayrı ayrı çalışıp ilişkiyi sürdürebilecek yürek varsa ne ala ama aksi takdirde çok saçma olur birlikte gitmeleri. kaldı ki 2-3 yıllık bir süreçte odaklarının birbirinden ziyade kariyerine kayacağına inanıyorum.

adam zaten bi satışçı olarak kendi işini kurmadığı sürece steve jobs olsa bile 38-40 yaşında emekli edilir, istisnasını nadiren gördüm.

adama tavsiyem, kesinlikle gitmemesi. eğer evlilikte sorun yaratmayacaksa kadın gitsin, buluşun ara ara ama yaş 35e dayandığında ayrı geçirilmiş bir gençliğe bakıp "parası, kariyeri batsın" demek de var işin ucunda. çünkü o işin 2-3 yıl ile sınırlı kalmayacağı gün gibi ortada. kadın orada kalır banko.

sevdiğin insan için her yere gidilir, belki bu gidiş erkeğin profesyonel anlamda ufkunu açar, kendi işini bile kurar ama ne bileyim, çok zor öyle ingiltere'de okumadan orada adamı alanında işe alacak yerler bulmak. ingiltere bu anlamda diğer ülkelerden de katı. artı satışçı olarak dili de senden benden sağlam olmalı. en kötü 1 yıl boş boş yatacak adam orada.

ayrıca şöyle boktan bir durum da var ki ingiltere'ye gidilmezse şayet, şimdi "istemezsen gitmeyiz ama çok mutlu olucam" diyen kadın 3 yıl sonra bu olay yüzünden evde fırtınalar estirir "keşke gitseydim" diye. hele bir de çocuğu olursa "hayallerim vardı benim" diyip bunalıma girer.

umarım böyle olmaz sonu.

pandispanya +1
birlikte gitmek zorunda değiller.

ya çok üzüldüm ben lan. burda çok güzel hayatları var ama kadının yurtdışında yaşama hevesini de sonuna kadar anlıyorum. e gitseler ortam çok farklı, adam işsiz. kalsalar kadın mutsuz olacak, adam da üzülecek belki. iki ucu boklu değnek.

ben 20 yaşındayım, bence beni evlat edinsinler ve "çocukla zor olur bu saatten sonra" diyerek izmir'de kalmaya devam etsinler. annem babam falan çok sevmiyo zaten sorun olmaz yani. ben de hiç sorun çıkarmam zaten cebime paramı koysunlar hiç öyle kavgaya mavgaya karışmam sigaram alkolüm yok evde oturuyom öyle mal gibi. ama istanbul'da bitirmem lazım okulu onlarla yaşayamam kusura bakmasınlar.

şaka bi yana, ulan cidden çok karışık. ben türkiye'den bir an önce defolup gitmek isteyen biri olarak kadını çok iyi anlıyor ve anlayışla karşılıyorum. ama türkiye'de 6500 lira maaş alan bir adamın vasıfsız bir "ev erkeği" olarak yaşamak zorunda olması da kötü bi şey. e burda kalsalar, birincisi türkiye'de kalmış olacaklar ki yeterince kötü bir şey. ikincisi kadının içinde ukte kalacak, araları belki bozulmayacak ama kendilerinin farkına bile varmayacağı bir soğukluk girecek. pf.

ya bence burda kalmaları lazım. tatile zaten gidiyolarmış. paralarını biriktirsinler. burada işler çok boka sararsa, belki ingiltere değil ama başka bir ülkeye giderler. yoksa eğer yabancı dilleri, onu da öğrensinler. bu kadar para kazanan insan 40'ına geldiğinde bir iş kursa, bi' şeyler yapsa zaten sırf evde yatmak için bile yurtdışına gidebilir diye düşünüyorum. hani bu durumda iş-güç derdi de olmaz.

bence ayrı kalmasınlar. 3 sene az zaman değil. kadın gitsin erkek kalsın bence olmaz o iş. adam askere gitmiyo ya da kadın 6 aylığına iş için gitmiyo ki. 3 sene diyosun. gencecik insan bunlar yav biri 30 diğeri 27 yaşında. üç senede ne biçim sevişilir. ne gereği var o yaşlarda ayrı kalmanın. mecburiyet yok bi şey yok.

şimdilik otursunlar oturdukları yerde bence. teklifimi de düşünsünler.

Butun dogumlar sancili olur. Size soracagim soru su olur : ee?

Bu genc yasta hayaliniz bu kadar mi ? Ikinizde nerdeyse zirvedesiniz burda. Ama ? Sonra. Yani hayat bu mu? Monotona baglamayacak mi ? Hayat sadece iyi maaslari alalim gezelim mi ?

Tamamen bir macera hayat. Boyle bir firsat her zaman gelmez :) adam ve kadin bu kadar basariliysa zaten donduklerinde tekrar is bulacaklardir ama islerin kotu gidecegine ihtimal vermiyorum. Dediginiz pozisyonlara geldiyseniz bir ozelliginiz kabiliyetiniz olmali. Cocuk plani varsa avrupa vatandasi olmasi cok cok buyuk bi avantaj.

Siz turkiye levelini bitirmissiniz :) bence hazirliklari yapip level 2 ye baslayin :)

affedersiniz ama yurtdışında yarrak mı var, nedir bu yurtdışı merakı, cillop gibi ülke dururken, yılın on ayı karamsar, sürekli yağmur ve kapalı bir hava, izmir gibi dünyanın cenneti bir şehirden sen kalk ingiltere denen insanında meymenet yok, suratsız yavşakların memleketine git.

hayattan soğursunuz, sakın gitmeyin, güneyde bir ülke olur, o zaman oturur konuşuruz.

not: gittim, yaşadım, döndüm, oradan biliyorum.

erkek dönüşte 32-33 yaşında aynı işi bulamazsa baya baya baya kötü duruma düşer. bu çift türkiye'de şanslı %10'luk dilimde. rahat mı battı?

Gelen cevapları okumadan yazdığım için tekrara düşersem affola. Herşeyden önemlisi İngiltere'ye gittiklerinde, oturdukları evi de kiraya verseler maddi olarak ekstra bir gelirleri olmuş olacak. Kaldı ki erkek de birkaç ay içinde bir iş mutlaka bulur diye düşünüyorum. Ama satış işi biraz riskli, ülkelere göre farklılık gösterir ancak yurtdışı tecrübesi bambaşka bir tecrübe olacaktır her ikisi için de.

Ben kadın da olsam erkek de olsam giderdim. Eşlerden biri çalıştığı ve bunu diğerinin yüzüne hiçbir şekilde vurmadığı sürec sürece sorun yok.(ne fedakarlık yapan için ne de yaptırtan için) Ülkenin siyasi geleceğini göz önüne almıyorum bile. Alırsam uça uça giderim.

Uyumluluk Modu olmadan denedin mi? Ben şimdi exe'ye baktım da normal çalışıyor.
W7 HP x64 sistem

@heritage
Yok dostum yaa bişi değiştirmeden denedim yine aynı.

@proletarier...
Şurada derken?

Oyundan olmasın ben 7 de gayet iyi oynuyorum

@proletarier...
Denedim kardeşim yemedi ama :)

@want2die
Geç buldum çabukmu kaybedeceğim diyorsun yani...

@vincenzo
Dostum oyundanmı bilmiuoyum ama açılışında menülerde filan hiç sorun yok ne zaman ki yarışa başlayacağım görüntü cortluyor amk.

Oyun açılıyor, menüler geliyor istediğim şekilde ayarlara filan giriyorum. En son "race" bölümünede tıklıyorum 3-2-1 diye saydığı bölüm açılıyor motor sesi filan herşey geliyor elemen sayıyor geriye ama görüntü gri bir ekran. ok tuşlarına başınca aracın hareket ettiği filanda anlaşılıyor sesten ama görüntü yok.

caps ekledim geri saydığında filan görünen ekran görüntüsü.

Evet sürücü güncel.

Birde alakası varmı bilmiyorum ama introdaki görüntüyo mis gibi gösteriyor.

oyunun başka kurulumunu bul, ben win 7 32 bit'te sıkıntısız oynayabiliyordum. Şu an 64 bit yüklü denemedim hiç.

bilezikler de (ağır işçilik yoksa) gram usulü hesaplanır. birkaç kuyumcudan fiyat alıp hangisi uygunsa ona bozdurursunuz.

Hangi ayardaysa bilezikler fiyat bellidir hocam. Satış tan gram başına 5-10 tl eksik alır senden

Bir miktardan kastın az ise bir iki kuyumcuya fiyat sor en iyi fiyat verene bozdur. yok bende hatırı sayılır bir miktar var diyorsan Kapalıçarşıda ayaklı borsanın olduğu yere gel yine fiyat al birkaç yerden en iyi fiyat verene bozdurt.

kuyumcudan kuyumcuya hatta şehirden şehire bile değişiyor, iyice fiyat alın...

Windows XP kullanıyorsanız ComboFix, Windows 7 ve üstünü kullanıyorsanız Malwarebytes Anti-Malware ile taratın.

format :(

en güzeli sistem geri yüklemesi. 10 gün öncesine git moruk.

Format atmamak için çok şey denedim ama olmadı amk. bastım sonunda formatı.

çıtayı çok yükseltmeyin daha düğün var :d

@la noix, sormayın hiç. o kadar heyecan yaptı ki bir şeyler yapmazsam bana saracak kesin :)

sen git özel kahve fincanı al, sana o fincanda tuzlu kahve içirsinler :) aklıma fikir geldi: uzun süredir görmediği bir yakınını, süpriz olarak kurdele kesmeye getirebilirsin. büyük olsun ama :)

Benim nişanlım söz için kurabiye yapmisti, uzerinde boyle gelin damat figurleri ve onunla benim adim yaziyor. Onlari paketleyip kurdale ile baglayip kenarinada nikah sekeri gibi etiketle tarih ad soyad falan yazmisti. Herkes cok begenmisti.dusunurseniz boyle kurabiye falan o gunden sonra bu ise basladi nisanlim, sizin icinde yapar oyle bardak falan pahaliya gelir.

Bildiğim kadarıyla bu zımbırtılar zaten kız tarafının? Sen afili bir çicek ve afili bir pasta ile git yeter.

@twelfth, kesinlikle öyle. ancak farklı fikirler konusunda yardımımı istedi.

@pinman, önerileri toplayıp sunayım da bi gerekirse irtibata geçeriz hocam.

www.bonbonelle.com

twelfth +1 ama pasta olmaz bence nişan çikolatası alacaksın. Başka birşeye karışma ne istiyorsa yapsın.
Çikolatayıda hazır yapılmış alma pastaneden geçiriyorlar. Güzel bir çanak, kase filan al bir yerden (Şark Han olabilir İstanbuldaysan) güzelce içini doldurt kaliteli bir çikolatayla süslesinler götür.

ptt nin yurtdışı kargo takip bölümünden kontrol etmişsindir sanırım. paket en son nerede görünüyor?

20-30 gün arası gürüyor genellikle kargonun gelmesi. Son alışverişim 9 günde geldi :) şok geçirdim. 55 gün sonra aldığım üründe oldu ama. Bekle yani.

1.Torbaya Eklendi - İSTANBUL(AVR)(İST.ULUSLARARASI PİM)
01/11/2014 05:22:44

en son burda kaldı galiba seninki de ...

klasiktir viktor levi.