Varim. Ama soruyu anlamadim.

İdeali talebi doğru almak, fiyat ve spec araştırması yapmak, tedarik, lojistik ve finansal anlamda optimum seçimi yapmak gibi bir süreci olması gerekiyor. Hangi sektör için sorduğuna bağlı birçok değişkeni var. Ürün mü hizmet mi satın alacağınız da önemli.

her sektörün satın alması mutlaka farklılıklar gösterir. büyük firmalarda genellikle ürün geliştirme mühendisi şartnamesini ve çalışmasının doğru olacağı birkaç firmayı satın alma ekibi ile paylaşır. hatta bazen fiyat için de ön görüşme yapar zira belli bir ortalama oluşmalı ki satın alma ekibi de absürt rakamları anlayabilsin. teknik olarak da firmaların birbirine üstünlükleri varsa onları da anlatır.

daha sonra satın almacı muhtemelen %1 - %2 civarında bir indirim de kendi koparır, ödeme koşullarını biraz daha iyileştirir ama genellikle sonunda ürün geliştirme veya malın alınmasını isteyen birimin dediği olur. satın almacı teknik background'a sahip olmadığından olası bir problemde suçlanacak taraf olmayı istemez.

bu anlattıklarım mesela otomotiv sektöründe ilk 5 içerisinde yer alan bir firmada tecrübe ettiklerim.

yalnız bizde adetler yıllık 250.000-300.000 bazen daha da fazla miktardaydı. bu adetlerde üründe zaten öyle pazarlık olarak çok bir şansınız yok herkes son rakamı başta söyler. bazen gerçekten orjinal kendi mühendisliklerini kattıkları ürün olursa başkasında zaten yoktur onda da çok pazarlık şansınız olmaz. en azından başka firmalara sattığı fiyattan daha pahalı almayalım mantığı oluşur.

ben varim kanka olmiyur mu?

once belgelerine bakiyorum var mi
sonra fiyatina bakiyorum birkac yere soruyorum asagi yukari zaten biliyoruz.
sonra odemede anlasiyoruz bizde zaten nakit cok nadir. 60-90-120 gun cek yaziyoruz. sonra mali sahaya indiriyoruz.
genelde calistigimizla calismak istiyoruz.

Ben de yazayım çok genel olarak;
Bakkal olarak yürümüyor bizde. Bir suru süreci var. Sirf tedarikcinin sistemde yaratilmasi ve onaylanmasi normal süreçlerde iki ay falan.
Genelde urun geliştirme ve satin alma yeni tedarikci vs buluyor. Sonra bunun operasyonu operasyonel satın alma tarafinda. Sonrasında bunun denetimi oluyor dönem dönem tedarikçi performansina bagli olarak. Bende misal bir tedarikci (dis tedarikci kendi şirket grubumuzdan degil) 3 ay üst üste kotu performans verdi. Holdingten ulastilar aksiyon plani nedir, yardim lazim mi vs diye.
Nakit yok, 90 gun çalışıyoruz. Cani isteyen calisir istemeyen çalışmaz. Corporate kararı. Onun dışında gene herkesle ayni incoterm calisiyoruz. Her seyin farkli kategori yoneticisi var. Ama sıkıntı tabi öyle ödemede sistemsel sıkıntı oldu cikmadi. Hizlandirma gibi bir olay cok cok zor :( sürekli denetim var dış ve iç. 5 ay önce satin alinan ve müşteriye yollanan ürünün tedarikciden alindigina dair imzali belge isteme gibi garip garip isteklerle geliyorlar bazen...

Neyse bundan once bakkal gibi yerde de calistim. Tedarikci aranir, 3-4 tane bulunur. Hangisi secilirse onla secilmeye başlanır. Öyle corporate onayi, sistemde yaratma, onaylama falan yoktu. Arka planda performans takibi vs lokaldi. Oyle lojistigin falan farkli kategori müdürü yoktu satin alma olarak. ödemede sikinti olsa onayi iki yan odadaki cfo veriyordu. Ama bu iki dedigim firmanin arasinda tahmini 90bin kisilik calisan farki var...

Çalıştığınız bir banka şubesi varsa orayla görüşün, çıkartabilirlerse onlar çıkartır. Bloke teminatlı kredi kartı diye de bir şey var galiba bunu deneyebilirsiniz ama her koşulda şubeden halletmeye bakın.

Kredi çek 1000-2000-3000 artık ne kadar çekebiliyorsan. 2 taksitte öde. Kredili mevduat hesabı aç 300-500 ne veriyorsa. Ara sıra eksiye düşür ve 3-5 gün sonra sıfırla. Başka bir bankada daha hesap aç ve bunu yap. Her ay yükseltebiliyorsan kredi miktarını yükselt. Bu ay 1000 çekebildin, 2 ay sonra 1500 çek. Kara listelerde değilsen 1-2 yıl içerisinde toparlarsın.

O başvuru ve redler puanını düşürüyor. Biraz ara ver.

3. ihtimal komşuların meraklılıkla haysiyetsizliği harmanlamış olmaları.

sırf onlardan zengin görünüyorsun diye niye gıcık olsunlar ki sana, büyükşehirin en fakir semtinde bile bahsettiğin tarzda araba zenginlik göstergesi sayılmaz; en kötü 5 km ötede görüyordur aynısını.

benim başıma böyle bir şey gelse aklıma hiç bu tarz bi sebep gelmezdi valla, şaşırdım soruyu görünce; üstünlük taslamayan biri için fazla cüretkar bir bakış açısı olduğunu söylemem lazım.

önemli olabilecek bir zarf olduğu için ya meraklı biri yapmıştır ya da bir şekilde kendinin sanıp açmıştır. çocukların yapmış olma ihtimali de var.

buyuk ihtimal cocuklardan biri yapmistir da dusundugun seylere bakilirsa senin ordan tasinma vaktin gelmis kardes..

Ben, evde oldukları halde uzun süre kapının önünden alınmayan ekstrelere filan gıcık oluyorum. Her gün o kapıdan giren adam almıyor postasını. Uzun sürede gerçekten uzun yani 6 ay filan. Bir gün sinirlenip hepsini yok ettim. Acaba böyle bir operasyon mu yapılmak istendi ?

Ama yeniyse hoş değil tabi

bu zarf yırtma işi meraktan ya da sırf piçliğine en tahmin edemeyeceğiniz insanların bile yapabileceği bir şey.
arabadan maaşa neler düşünmüşsünüz ilginç.

Biz okula bile gitmezken apartmandaki çocuklar zarfları kesip şekiller yapmıştık evdekiler o zarfları atıyor nasıl olsa diye. Meğer faturaymış :)
Çoluk çocuktur takmazdım ben olsam

Genelde insanlar meraktan bunu yapıyor. Birisine karşı dava açılmış olması, icra takibi başlatılmış olması dedikodu hot topic'leri. Zarfı açıp "aaa signore'ye de mahkemeden, tapudan vs. şöyle şöyle yazı gelmiş" demişlerdir. Özellikle yaşlılardan şüphelenebilirsiniz. Babamı aynı şeyi yapacakken zor durdurdum :) Çok da taşınmayı gerektirecek bir şey değil.

Öyle bir şey yok. En ufak düşmede çat diye gidiyor cam olanlar. Sticker olanlar çizilmeye dayanıklı. Kırılmalardan da nisbeten koruduğunu düşünüyorum.

cebinizde anahtar vs ile taşıma alışkanlığı varsa çizilmesin diye taktırabilirsiniz. düşmeye karşı bir koruması yok. tecrübeyle sabit.

paranız cebinizde kalsın.

spigende var www.spigen.com.tr

bence iade edin muhtemelen yapacaginiz masrafa daha iyisini bulursunuz.

asagidaki soruya cevap:valla astarli olmasinin bi sebebi vardir diye dusunuyorum. ama daha iyi bilen biri varsa aciklasin tabi

ceketlerin içindeki astarı çıkarsam olacak gibi. astarsız giysem olur mu? baya ucuza aldım geri göndermek istemiyorum.

Pay varsa yapılabilir ama 20 tl imkansız bence. Dümdüz pantolon pacasini 10 liraya yapıyor terziler yani. Astarsız olacağına inanıyorsan bir tanesinin kol astarlarıni söküp deneyebilirsin.

Defolu olduğu için ucuz zaten.

Tebrikler. Başarılar dilerim. Bu tür azim hikayelerine çok saygı duyuyorum. Patlarsa da peyderpey satarsın bir şekilde. Gerekirse götürüp Kadıköy’deki falan esnaflara ya da illa elden çıkaracağım diyorsan pazarcılara bile toplu olarak satmayı deneyebilirsin. Ama eminin patlamayacaktır elinde.

Her gün saatlerinizi alan bir iş değilse bence devam edin. İşinizi yapabileceğiniz fırsatları aramaya da devam edebilirsiniz. Korkunuz varsa 200 ürün yerine 100 ürün alın. Duruma göre kapasitenizi artırırsınız.

Kendi mesleğiniz yanında e ticaret konusunda da tecrübe kazaniyormussunuz gibi düşünün. Yani baktınız kendi isiniz yürümüyor, belki bu alanda bir iş bulmaniza vesile olur.

Aslında yaptığınız iş ve mesleğiniz arasında çok da fark yok. Normal yani devam. Az ürün almaya çalışır ilerde kendiniz fasonculara ürettirirsiniz. Bu sayede ikisini de yapmis olursunuz

İş anlamında ben de bir sorun görmüyorum. Hali hazırda moda tasarımı yapıyormuşsunuz.

Siz hazır olan kıyafetleri mi satıyorsunuz?
Eğer öyleyse arada bir tane kendi tasarımınızı da yapıp satabilirsiniz diye düşünüyorum zaten bildiğiniz bir iş çok zor olmasa gerek ilgi çekici olabilir.

Girlboss dizisi olmus bu ya :))

Kendi mesleginden uzaklasmamissin ki basligi gorunce doktordun da cafe actin birakip sandim :/ kendin de kiyafetleri donusturebilirsin toptancidan aldiktan sonra. Kendi moda gozunu de katmis olursun.

Çınaraltı’nın karşısından. Metro inşaatının yanında. İskelenin de karşısında sayılır.

Özel olarak devre dışı bırakmamışsan o otomatik kaydetmiştir bir yerlere.

ben sonsuza kadar beklerdim. Bilgisayardaki diğer işlemleri sonlandırıp.

@zimbirik :(((

Office 365 kullanıyorsanız ve hesabınız programda açıksa webten giriş yapıp kontrol edin derim.

faturada ismi olan elemanı bul, 12 bin lira alsın. 1000 lira da ona verirsin sana da 11.000 kalır.
ha 12.000 alır da sana vermeyebilir mi? o da mümkün.

gayet mümkün. bakalım erdoğanlar napacak

sus ve parayı al.

sus ve parayı al.

ben olsam tamamını almak için uğraşırdım.

şu anki değeri eminim 12 binden de fazladır. sen değeri olan bir ürün satın almışsın, kaça satın aldığının önemi yok. belki 12 bin verdik gibi gösterip 2 bini de kendilerine ayırırlar. sonuçta başkasının adı yazıyorsa ya hiç verilmez ya da faturada ne yazıyorsa o verilir. atıp tutması bizim için rahat ama. parayı al,zamanın varsa geri kalanı için talepte bulun. ya da faturada adı geçen ile iletişime geç, geri kalanı o alır. manevi olarak ta kendini daha iyi hissedersin. modeli nedir acaba merak ettim.selamlar.

Ortalığı karıştır bence bu fırsatı değerlendirmen gerek.

Uyuklamalarınızda da varsa (serviste eve gidene kadar mesela) insülin direnci nedeniyledir.

yorganınız hazır elyaf ise sebebi bu olabilir. kumaşının pamuklu olmasına dikkat edin ya da eski usül anneanne tipi yorganları daha ince ve mevsimlik yaptırabilirsiniz. önemli olan hava geçirgenliğini azami seviyede arttırmak. aynı şekilde pijama, nevresim ve çarşafınızın da yüzde yüz pamuk olmasına gayret edin. yastık konusunda da terleme için özel yastıklar var, fena değiller.

yattığımda aça yakın olmazsam bende de oluyor. Meyve yiyip, çerez yiyip yatmıyorum.

Bende son zamanlarda oluyordu yemekten sonra meyve tatli vs atistirmayi biraktim, hafif aclik hissiyle yatınca terlemeler durdu.

@t3hn0 Uyuklamalarda sorun yok.

@lapetite Evet yorganım mevsimine göre pike, ince battaniye veya yün. Elyaftan, polardan nefret ediyorum. Muşamba örmekten farkı yok. Başımdan, sırtımdan ve göğsümden terliyorum sadece.

Gece terlemeleri zatürre tüberküloz belirtisi olabilir. Tetkik gerekebilir.

Kendileri de yapıyor birilerinden de alıyorlar. Cafe'yi açınca birileri zaten ulaşır sana evde şunu şunu yapıyorum bu fiyata diye...

Starbucks, simit sarayı, espresso lab gibi yerler belli firmalarla anlaşıyor ve oralardan getirtiyor. Çoğu ürün donuk halde geliyor.

Starbucks buyuklugundeki firmalar yerli pasta fabrikalari ile anlasiyorlar. Eski sevgilim bu fabrikalardan birinde calisiyordu, pastaya keke bogulmustum o donem.

Daha kucuk yerlere hizmet veren benzer daha kucuk firmalar var.

Eski usul pastahaneler genelde kendileri yaparlar, hatta cok subeleri varsa merkezde uretilip subeye gelir.

cheesecake, trileçe, börek, baklava gibi ürünler genelde dışarıdan alınır. tek işi donuk tiramisu ve cheesecake üretip çevredeki pastane, kafelere satmak olan işletmeler var.

pastane üretimlerinde genelde kurabiye, poğaça ve pasta ustaları bulunur, çok büyük bir yer değilse.

Güven yok, güven olmayan yerde insan da para da olmaz

Güven yok derken, sana bana değil.
Dış yatırımcıya
atıyorum 10 sene önce türkiyede kaç tane yabancı marka vardı, şimdi kaç tane var.
Son 1 senede kaç yabancı marka türkiyeden çıktı onu düşün.

kanun yoksa, malının canının güveni yoksa, kaddafi libyası gibi oluyorsun.
sen türk olarak gittin ev aldın x ülkesinden.
O ülke 3 gün sonra tamam evine el koyduk, sen dımdızlak gideceksin derse, bu ülke güvensiz ülkedir.
Türkiye böyle bir ülke oldu.

Kotu yonetim & populizm.

twitter.com

aslında 2013'lerden beri kötüye gidiyoruz ama o zaman ekonomistlerin dediği şeyler yeni yeni ortaya çıkıyor. (biz sıradan insanlar için)

ABD para basıyor bunu toplayacak dediler, bizde hukuk düzgün işlemezse yatırım gelmez dediler, "bunu da ithal etmeyelim" dediler... neler neler anlattılar yıllarca. Hepsinin tersini yaparsan ülke bu hale geliyor işte.

Kısaca, uzun vadeli düzgün çözümler yerine kısa vadeli "seçime kadar durumu toplayıcı" tedbirler alındı hep. Bir noktada daha da fena patlayacak. Hala en kötü günlerde değiliz.

Bu arada insanları tüketime ve ithal ürünler almaya alıştıran da bu hükümetin kendisi. Zamanında ne güzel alabildiğimizle ilgili güzellemeler yapıyorlardı, para kalmayınca cari açık artmasın diye her şeye deli vergi koymaya başladılar.

Önceden de dolar ve euro durmadan artıyordu ve önceden de işsizlik tavandı. 2002-2012 arasında global olarak büyük bir iyileşme yaşandı, biz de biraz faydalandık, şimdi fabrika ayarlarımıza döndük işte.

1

1

1

Kocaeli'nde açmıyosanız 2'deki 41 çok manasız geldi ve negatif intiba uyandırdı. Kocaeli'nde olsanız da 1 gerçi

1

1

genel musteri kitlesini dusunerek 2 diyorum. 1 de gecen 'dental studyo' kolay anlasilabilecek bi tanim degil. ben olsam 'capa agiz ve dis sagligi merkezi'gibi kolay akilda kalici birsey secerdim.

ps: kutuk derince

@try again haklı, nişantaşı değil ki dental studio falan yazasın. Bence ikinci seçenek de kötü. 41 falan biraz köylü işi gibi. Çapa ağız diş sağlığı polikliniği olsa olmaz mı?

Ağrıdan öleyazmadığım ve şehir milliyetçisi olmadığım sürece plaka numaralı bir muayenehaneye girmem.

Semen testi olarak geçiyor. İyi bir hastanede yaptırmanı öneririm.

Çok sert ya da yanlıl açılarda fırçalıyorsan diş minesini çiziyorsundur. Çizilen yerlerden sararması daha kolay.

@pass oral-b nin şarjlı diş fırçasını kullanıyorum. O çiziyor olabilir tabii ama eşimde de aynı fırça var ve onda böyle bir problem yok. Diş yapısından da kaynaklı olabilir tabii. Ama merak ettiğim bunun engellemenin veya yavaşlatmanın bir yolu olup olmadığı.

zırt pırt bırakmayı denemek yerine önüne psikolojini hazırlayabileceğin bir zaman dilimi koy. örnek 15 ekimde bırakacağım diye.

git 1 kilo naneli olips al, geçen sene kilosu 25 lira civarıydı. güzel hoş olduğu için söylemiyorum, her sigara istediğinde bi tane atıcaksın ağzına. ondan sonra mutlaka su olsun yanında.

sigarayı çağırıştıran şeyleri ilk etapta ertele örneğin çay kahve, farkettiğim ufak bir detay, şekerli çay ve kahvenin sigara isteğini arttırması.

ayrıca benim en çok mutlu olduğum şey ağzıma karanfil atmak oldu. kalorisi yok, çok aşırı tüketmezsen bi zararı yok.

sigarayı bıraktığın anda ağız bakımına çok özen göster. sigara içen insanın ağzında bile baktrei yaşamıyor. bırakınca ağızda yaralar çıkabiliyor. 3 kere fırçala ve en ufak problemde kloroben gibi gargaraya başla.

sigarayı bırakmak 3 hafta.

süreç bende şöyle oldu.

psikolojik olarak hazırlandım. 3 gün aşırı mutsuzluk çektim sigarayı bıraktığımda bu beyindeki mutluluk hormonunun sigara içince salgılanmasıyla alakalı 3 günden sonra azalarak geçiyor bu arada.

ilk hafta nispeten sıkıntılı geçebiliyor 3 gün ağır sonra git gide yavaşlayarak. ondan sonra iyice rahatlıyorsun, enerji geliyor, güzel nefes alıyorsuna ğzının tadı yerine geliyor. 21 günden sonra da hiç bişey kalmıyor.

eğer 7 ay içmezsen beynin sanki daha önce hiç sigara içmemiş gibi oluyor bu arada. bunu da psikolog bir arkadaşım söylemişti.

ilk hafta ne yersen ye iç serbest, ikinci hafta biraz özen göstermeye başla, çünkü sigara kullanırken besinlerden aldığın kalorinin daha fazlasını sigara içmediğinde alıyorsun. 3. hafta hafif tempolu spora başla.

böyle bir sigarayı bırakma, dengeli beslenmeye özen gösterme en azından abucubur kesmek ve hafif tempolu spora başlarsan çok mutlu olacağına eminim.

benim hiç bi zaman etrafımdaki insanların sigara içmesi canımı istetmedi. alakasız şekilde gecenin ikisinde, uykudan uyandığımda, bilgisayar oyunu oynarken falan böyle abuk sabuk zamanlarda gelmişti istek.

sigara içme isteğini kırmak çok klay, zaten kriz geldiğinde maks 3 dakka sürüyor, bi şeker at ağzına bitti gitti.

ilk 3 günden sonra şekersiz çay kahve içiyorum ben. şekerli içersem eğer ne hikmetse canım sigara istemeye başlıyor.

sigara bırakmakla ilgili bir sürü video var göz at. paikolojini hazırlamadan bırakmaya çalışma, ne olursa olsun önemli olan bıraktıktan sonra 1 tane bile olsa içmemek. 1 tane içersen başlarsın.

ha bir de her yol mübah. sigarayı bırakma hattını arayıp , oradan alacağın ilaçla da bırakabilirsin.

sigaranın en kötü yanı bence bırakmanın çok zor olduğunu düşündüren bir etki yaratması, hiç mi hiç alakası yok. sıkıntı çeksen çeksen 3 gün çekersin 21. günde de tamamen kurtulursun.

ben 99 yılında başladım sigaraya hesap et kaç sene olmuş, 2007den beri tütün içerim ve 2 paket en ağır tütünden içerdim.

benim nikotin ihtiyacımla 4 kişi doyardı, hiç bir sıkıntı çekmeden bıraktım. abi şöyle geçsin bi 1 hafta nefes almak bile keyifli hale geliyor, öyle enerji geliyor, hayat konforun artıyor, ya bari yediklerime içtiklerime dikkat edeyim diyorsun, böyle spor yapmak geliyor içiden.

45 günde 23 kilo verdim sadece intermittenfasting ve junk food'u keserek, millet şoka girdi :)

Touch Blue mu ne diye bi sigara varmış. Buna geçip kullananlar paralı oksijen manasız deyip komple bırakıyorlar.

sigara bağımlılığı ve nasıl geçtiğini anlatan bir video izlemiştim, bende etkili oldu arkadaşların dediği gibi 3 haftalık bir süreç. allen carr olması lazım video başlığı. aratırsan faydalı olacağına eminim.

Hayır.

Benim çevremde evet.

Hayır. Düzgün ilişkiler var. Ben hiç sevgililerimi aldatmadım, bildiğim kadarıyla da hiç aldatılmadım. Yakın çevremde, uzaktan tanıdıklarımda da gayet güzel ilişki olduğunu bildiğim çiftler var.

Hiç aldatacagini düşünmediğim kişiler aldattı, aldatıldı ve tersine de çok şahit oldum.
Sadece şunu diyebilirim,yalan olsa bile güvenebilmek büyük şans.

Ben aldattım hacı. Evlensem de aldatirim herhalde emin degilim

hayır. ben aldatmıyorum. aldatıldığımı da öğrenmedim. takılmalık bir ilişki hiç yaşamadığım için böyle şeylere ihtiyaç duymuyorum. çok fazla ilişkim de olmadı açıkçası ama karşı taraf aldattıysa haberim olmadıysa bilemem.
Sevgim bittiyse ya da kafamda olmayacağına kanaat getirirsem bitiriyorum. karşı tarafa da bunu yapmasını söylüyorum.
Çevremde de aldatan ve aldatmayan kişiler var. aldatanların ilişkisi takılmalık oluyor genelde. karşı taraf aldatsa da sorun etmeyeceğini söyleyenler de var. Ancak çevremin büyük çoğunluğu aldatmıyor.

Ben bunun yapı karakter meselesi olduğunu düşünüyorum. Ben yapamıyorum mesela asla. Düşüncesi bile çok rahatsız edici bir şey.
Ben de bildiğim kadarıyla aldatılmadım hiç.

Ama bunu çok normal sanki olması gereken bir şeymiş gibi yaşayan, öyle anlatan insanlar var çok enteresan. Soruyorum çevreme bazen. Abi diyorum anlat. Neden yapıyorsun, sonrasında kötü hissetmiyor musun, nasıl bakıyorsun yüzüne falan. Doğru dürüst cevap veren olmadı şimdiye kadar. Hepsi kem küm şöyle oldu böyle oldu hele hele rockstar. Sadece yapabildiği için yapıyor belki de insanlar bilmiyorum. Korkunç bir şey. Karşısındakini geçtim insan kendine bunu yapmamalı. Üçüne de ayıp.

Ama uzun bir süredir ben de çevremde çok görüyorum. Sosyal zerzavatların bir derece sebep olduğunu düşünüyorum. Artık sağa kaydırmak kadar kolay. Çok kolay harcanabiliriz o yüzden.

Hayır.

Öyle olmadığına inanmak istiyorum.

İlişkisine göre değişiyor. Bi ilişkide aldatan başka ilişkisinde aldatmayabiliyor.

hayır.

Hayır.

millet "günümüz ilişkileri" diye diye kafayı yedi... hep sosyal medya yüzünden bunlar. sanıyorlar ki bunlar 30 ya da 130 sene önce hiç olmuyordu, herkes birer efsanevi romantik aşıktı, sevdiğinden başkasını görmezdi gözü, tüm ilişkiler örnek ve mükemmeldi. geçin abi günümüz ilişkisini, twitter "feno"sunun nasıl yaşadığından size ne ki?

önemli olan anlaşabileceğin ve güvenebileceğin birini bulmak. gerisi hikaye. isterse tüm dünyanın ilişki anlayışı değişmiş olsun, ben benimle aynı şeyi isteyen bir kişi bulmuşsam o bana yeter mantıken, ben bir kişiyle ilişki yaşıyorum sonuçta dünyayla değil.

kimse "aaa artık aldatmak moda oldu şekerim" falan deyip de aldatmaz. bu tip şeylerin zamanla falan da alakası yok pek. geçmişin övüleceği yer var, övülmeyeceği yer var.

bunu düşünmektense hayatınızı birinin üzerine kurmak yerine, ilişkinin en kontrolden çıktığı ve aşkın her şeyin önünde olduğu anlarda dahi kendi yolunuzda gitmeyi becerebilirseniz, sonunda aldatılsanız dahi uzun süreli bir pişmanlık ya da üzüntü duymazsınız. hem bu hayatta böyle tipler olduğu kadar çok tatlı, söyledikleriyle kafalarından geçenin aynı olduğu belli, kendine güveni olan insanlar da var ve kalitelerini bir şekilde belli ediyorlar bana kalırsa. hehe.

oran veriyorum %95 evet

Cevabım hayır. Düzgün ilişkiler de var.

Ancak bu hayatta aldatmasını bekleyeceğim en son kişilerden birinin bile eşini aldattığını öğrendim. O yüzden 'Hayır' cevabından o kadar da emin olamıyorum.

(bkz: gece plağı)

Marka model vb bir tavsiye olur mu acaba?

Hazır satılan var mı bilmiyorum ama çevremdeki gece plağı kullananların hepsi diş hekimine ölçü verip yaptırdı.

Bi de magnezyum ile alakalı bi araştırmada bulunsanız faydanıza olabilir *(kulaktan dolma çevresel bilgiler!)

İnternette bir kaç tane hazır gördüm de o yüzden sordum.

internettekileri boşver hocam.ben kullandım bikaç hafta da pek kullanılacak gibi değil.bi de ağız yapını falan bozar.boşver.doktora git.

Gece plaklari kendi dis olculerinize gore yapilmadan olmaz. Hazirlari bosverin. Olacak is degil o.

Rüya görüyor musunuz? Terapiye ne dersiniz?

Botox. 1,5 yildir cok mutluyum. O kadardi ki benim sıkmam dolgular kiriliyordu. Cene ve hatta sakaklara botox ile rahatladim.
Gece plagi kendi ölçünüze gore yapiliyor.

Hazırlarından aldım ama olmadı. Ağız-diş ölçülerinize göre size özel kalıplarda yapılması daha iyi.

Botoks yaptıranlar,. İstanbul için yer tavisyeniz var mıdır acaba?

Özgür varoğlu 0212 351 51 31
Kliniği ararsanız yardımcı olacaklardır.

Ben acibadem kozyatagi hastanesi dis bolumunde yaptiriyorum.

31 zor gibi 32 daha iyi olur

boy kaç? boy 1.70, ve 75 kiloysanız başka olur. boy 1.80 ve 75 kiloysanız başka olur.

ben 1,80 boyum var 79 kilo olduğumda 33 beden giyiyordum

kac beden giyecegin boya gore degisir.

20 sene once 72-73kg dolaylarinda gezinirken iken 32 giyiyordum, boy 1.80.

Ölçü her marka ve modelde değişiyor. Sabit bir cevabı yok.

Boy 170 kilo 75 olan mavinin jake-30 beden kotunu giyen birisi olarak iç çamaşırında; alt giyimde L beden alıyorum, üst giyimde M beden alıyorum. Bir sorun yaşamıyorum. Yalnız üst giyimde m bedene de temkinli yaklaşmak gerek etek boyu bazen kısa olabiliyor atletlerde. Görerek almakta fayda var üst giyimi.

186 boy 90 kiloyum 31bel 32bacak kot pantolon aldım geçen hafta.

3 vakte kadar olur.

Başlıktaki soruya cevap: Hayır.

Bunca senenin sonunda bazı rüyaların benim için bir anlamı olduğuna inandım. Örnek vereyim; ne zaman balık görsem hakikaten işlerim açıldı, eve beklemediğimiz yerden para geldi. Ne zaman çiğ et görsem hastalandım. Ablam her deniz kabuğu gördüğünde iş değiştirirdi.Rüya tabiri kitapları safsata ama rüyaların kişiye özel anlamı olduğuna inanıyorum. Rüya sırasında nasıl hissediyorum filan...

Senin rüyanın tabirini bir tek sen yapabilirsin, yardım alabilirsin ancak başkasından, o da sana rüyalarınla ilgili soru sorarak yapar bunu, sen çözümlersin, helvayı satın mı alıyordun? Evlenme anını mı gördün yoksa evlenmiş misin? , yanında başka kimler vardı vs gibi.

@SiyamkedisiZorro Senin mesajından örneklendireceğim.
Hastalanmak üzere olan bir insanın rüyasında çiğ et görmesine zihnin bedeni uyarması olarak bakıyorum. Her deniz kabuğu görüldüğünde iş değiştirmesi o deniz kabuğunu tatili yani işinden çok bunaldığını anlatıyor. @SiyamkedisiZorro nun dediği gibi Rüya tabirinin kişiye özel anlamı var. Ve eğer kendimizi çok sıkar ve üzersek rüyalarımızda vücut kimyamız yerine gelsin diye aşırı neşeli pozitif şeyler görmek mümkün, içimize su serper umut vs. Ben genelde yaş pasta yerim böyle zamanlar rüyamda :) O yüzden eğer pasta yediğimi görürsem rüyamda, canını çok sıkma anlamına gelir.

Ben bilinçaltıyla olan ilişkisine inanıyorum sadece.

Annemin bazı işaretleri var: altın görmek, ayakkabı görmek sıkıntı der. temiz suda yüzmek hayırlı der vs. Ölmüş bir büyüğümüzü görünce de hayır yaparız.

bunun dışında bir sürü yorumcu var: yok ayak parmağında siyah oje sürmek ne demektir vs gibi abidik gubidik rüyalar var yorumları. Bunları pek de sallamıyorum.

Ama rüyalar genel olarak bilinçaltının işareti. Biraz ciddiye almak gerekiyor. Ne gördüm neden gördüm diye incelenmeli.

@lcha geçtiğimiz aylarda 1 er hafta arayla kuş gördüm mesela rüyayı gördüğüm günlerin sabahında babaannem ve halam rahmetli oldu. sonra baktım kuş ölüm ile alakalı birşeymiş galiba.

Hayır.

Çağırdıklarında müsaitsen git, çağırmadıklarında küsme. Gittiğin zaman izleyici ol bir süre. Gruptan kopacak davranışlar yapmamaya çalış. Alışma süresini hasarsız atlatırsan herkesi tanımış herkes de seni tanımış olur. Sonrası kolay.

Valla sohbetlerini seviyorsan ve samimi olduklarına inanıyorsan çağırdıklarında git. Ama aksi durum söz konusu ise sadece işteyken normal konuşur pek samimi olmazsın.

Bu kadar spesifik ve stratejik düşünmeye gerek yok dal gitsin

@pass e katılıyorum çağırilinca git ama simdilik sen atakta bulunma bence. Bizim hergun bu sekilde görüştüğümüz grupta yaslar 28-35 seklinde hatta esini sevgilisini getiren olursa 25 e falan dusuyor 30umu gectim demissin ya anlaşılmıyor kim kac yasinda zaten boyle ortamlarda. Bence karis aralarina gitsin. Bir sicak bir soğuk davranmalarinin sebebi sey olabilir ama ; iclerinde kibar olanlar vardir davet ediyorlardir iclerinde sana gicik olan da vardir bazen onlara uyup aman hadi etmeyelim diyorlardir. Ama kaynasinca duzelir muhtemelen.

Mesafeli dediğim kız uyuz oluyor olabilir bana, dediğim gibi frekansimiz pek uymadı. Oğlanın napmaya çalıştığını zaten bilmiyorum. O kanımın kaynadığı kız için yanasasim var ama bu kadar çabuk kaynasip gruplasan insanlar da ne bileyim.

biraz daha gözlemle, dedikodu seviyorlarsa grup her an dağılabilir. seni bazen çağırmamaları çağırmadıklarında senin dedikodunu da yapıyor oldukları anlamına da gelebilir.

Samimi olmak için değil ne döndüğünü öğrenmek için o grubun bir parçası olman lazım.

sal gitsin.bir daha çağırmazlarsa sonraki çağırdıklarında gitme.mümkün olduğu kadar sohbetlerine az dahil ol.körler sağırlar birbirini ağırlasın.sen keyfine bak.muhattap olmana değmez.

hayir hocam
agrır basınız maalesef
kalanı krediyle alacaktık de
iskansız kredi cikmaz de
risk yani hocam

Merhaba,

Konuyla hiçbir ilgim ya da deneyimim yok fakat yerinizde olsam elimde tapu olmadan 1 kuruş vermezdim ki siz zaten 90 bin vermişsiniz.

İşte sıkıntı şurda ki babam pazarlık yaparken benim peşin param var kredi için sizi bekletmicem nakit ödiycem dediği için bizim krediyle işimiz olmayacağını biliyor.
Ve dolardaki parayı bozdurduğumuzu da biliyor. O yüzden dolar yükseldi siz düşükten bozdunuz zarar ettiniz, en azından bana ödemeyi yapın daha fazla yükselmeden de ben çok zarar etmeyeyim diyo.

sorun muhtemelen belediye de degil. muhtemelen sgk ya da vergi borcu iskan isini salliyor. borcu olunca iskan alamaz. on yillarca iskansiz oturulan binalar. adam kacar gider bina da iskansiz kalir. is binada oturanlara kalir. yani konu biraz cetrefilli.

sizinde tapu almadan para vermeniz cesaret isi. muhtemelen tapu icin onay verecek kisiye de borcu var adamin. yoksa satis isinin iskanla ilgisi yok. umarim parayi kurtarabilirsiniz. ya da tapuyu alabilirsiniz.

Sorun şu ki bir evi alırken ödeyeceğiniz paranın nakit ya da kredi ile ödenmesi satıcı için bir önem teşkil etmiyor. Paranızı verir tapunuzu alırsınız. İskanlı ise doğru bir satın alma yapmış olma ihtimaliniz daha yüksek. Umarım müteahhit sizden alacağı paralarla tüm dairelerin iskanını bitirir de rahat edersiniz.

Sorun fatura değil, sorun tapu alamamanız. Şirket iflasını açıklar, arsaya binalara bankalar el koyar, siz de elinizde şirket çekiyle kalakalırsınız. Hele ki bu dönemde, bir sokağa çıkma yasağı olur, kriz çıkar vs, ortada kalırsınız hocam. Aman diyeyim.

Çok özür dileyerek soruya kaynak yapıyorum. belki sizin için de yardımcı olacağını düşünüyorum.


bizim de almayı planladığımız evlerden birinde benzer bir durum vardı. müteahhitin dediğine göre paratoner montajı ve jeneratör bağlanması durumunda iskan işlemleri tamamlanıyormuş.

Sorum şu , bunu belediyeye gidip teyit edebiliyor muyuz ? yani burası iskan alamamış, nedeni nedir ? diye sorabiliyor muyum. şu şu eksikler varmış bunların dışında bir durum söz konusu mu bilgisini veriyorlar mı ?

Belediye satışa engel olamaz kesinlikle. Kat irtifaklı( iskan gerekmez) olduğunu varsayıyorum bağımsız bölüm bellidir ve satış yapılabilir. İskan alınırsa kat mülkiyetine geçer.

Kat irtifaklı yerlerde genel sorun şantiye elektriği ve suyu kullanmak olur. Şantiye elektriği neysede şantiye suyu binaya ortak gelir ayıkla pirincin taşını.

Tapu almadan paranın tamamını vermek çok aptalca. Müteahhit battı kaçtı haberini Google'dan okuyun.

Yerinizde olsam ufak ufak avukat bakmaya başlarım.

Satış sözleşmesi yada satış vaadi sözleşmesi umarım yaptınız.

Konuşulacak yazılacak çok şey var ama sayfalar yetmiyor.

Yerinizde olsam belediyeye uğrar yapının mevcut durumunun hatta tapudan kat karşılığı temlik sözleşmesi varmı diye bakmaya başladım.

Sakın ama sakın para vermeyin illa vereceksiniz karşılığında başka tapu teminatı isteyin.

Evet adamın iki dairesi kat irtifaklı olduğu için satamadığını söyledi. Satış gerçekleştiremiyorum demişti. İskan çıkınca belediye irtifakı kaldıracak satışı ozaman yapacağım dedi.
İskan için de belediye sığınağı ve apartmanın hidrofor sistemini beğenmediği için vermediğini söyledi. O yüzden tapuyu alamıyoruz.

Iskan olmamasinin satisa engel olmamasi lazim.

Iskansiz 0 daire almıştım zamanında, tapusunu kat irtifakiyla aldim. Kredi de kullandim. 2 sene sonra iskan cikti, kat mülkiyeti aldik.

Demem o ki, muteahhit sizi yemis gibi.

Yarın belediyeye gidip bi bakacağız binanın durumuna.

arkadaşımın binasına sanırım 3 yıldır falan iskan çıkmadı. bütün apartmana tek fatura geliyor her şey eşit miktarda bölüşüp ödüyorlar. suyu falan karşı binadan çekiyorlardı. hatta arkadaşım kendi dairesine uyumaya çıkamıyordu "kızınız da o zaman fatura ödeyecek" dedikleri için. halbuki sadece uyumaya çıkmak istiyor ışık vs hiç bir şey kullanmadan. mecbur anasının evinde salonda uyuyor falan böyle.

Geçmiş olsun, maalesef işin içinde yalanlar var. İskan işinin uzadığı tuhaf şartlar olur her zaman, ama bu asla tapu satışına engel değil.

Hele ki müteahhitin dediği "iki dairesi kat irtifaklı olduğu için satamadığını söyledi. Satış gerçekleştiremiyorum" konusu aşırı saçma.

Korkarım ki o dairenin tapusunu başka birine devretti bile, binanın ada parselini öğrenip daire numarası ile tapuya bir sorun, normalde bilgi vermezler ama durumu anlatıp rica edin. Dairenin kime ait olduğunu, ne zaman satış yapıldığını öğrenmeye çalışın.

Kime ait olduğunu söylemeseler bile, müteahhitin adına olup olmadığını sorun en azından.

Hadi 20 bin kapora vermişsiniz, bu kadarcık risk alınır, sonraki 70 bini neden verdiniz?

ben de arastirmistim, bu corona belasindan once doktorlarin hastanelerde kullandigi markalar iyiydi ama o markalara ulasamadim.

kurtsan medikal'in roll marka maskesini bir yerlerde ovuyorlardi

www.kurtsanmedikal.com

ama satan bir yer bulamadim, simdi bim'den aldigim sanibon maskeyi kullaniyorum fena degil gibi

www.trendyol.com
RKadaşım bundan kullanıyor ve memnun

evony çok övülüyordu burada da, ben de aldım memnunum

evony kullananlar. çakmak testinden geçiyor mu?

şuradan kaydı var mı kontrol ediyorum. utsuygulama.saglik.gov.tr

daha önceki önerilerden mardenim almıştım, burada kaydı var. feli's diye bir marka almıştım hepsiburadadan, kaydı yok. ikisi de güzel ama mardenim bir tık daha iyi.

evony sipariş ettim, onun da kaydı var.

hangisi daha iyi evony mi mardenim mi acaba?

urun.n11.com

Benim için artık çakmak testi out, su testi in.

eksisozluk.com

Bu testi şu ana kadar geçenler b-good, evony ve ah zee.

Bir tavsiye, asla Trendyol'dan maske almayın, başka yerleri tercih edin, markasına güvenip alıyorsunuz saçmasapan bir marka ve bir işe yaramaz abuk subuk maskeler geliyor. Yorumlarda da yazılıyor hep ama Trendyol hala göz yumuyor. Başka siteleri tercih edin, mağdur olmayın.

Ben de Bgoodcuyum, ben eczaneden aldım ama internette de satılıyor, yüzüme cuk oturdu, gözlük kullanıyorum, buğulanma olmadı, zaten güvenilirlik testlerini de geçmiş fakat kulaklarından şikayet edenler olduğu için lsatiklerini daha geniş yapmaya başlamışlar, yeni aldıklarım biraz bol gibi, ilkleri kadar memnun kalmadım ama o işi de aparatla çözdüm.

İkinci tercihim Evony, o da testleri geçmiş, yüzüme bgood kadar iyi oturmasa da diğerlerine nazaran çok iyi, kulakları ile çok rahat edemedim ama gözlük kullandığım için pek çok maskede kulak sorunu yaşıyorum, evony özellikle kulak rahatsızlığı yaşayanlar için tasarlanmış ama ben çok sevmedim.

Bu arada Bgood çok ince gibi gözüküyor ama su testini geçti, eczacı da uzun zamandır yani pandemi öncesi de kullandığını söyleyerek övüyor bu markayı.

evony.

gözünüz kapalı alabilirsiniz. dünya standartlarında ve koruyuculuğu çok yüksek bir maske. merdiven altı maske alıp sağlığınızı riske atmayın.

Değerli kardeşim, depresyon tedavisi için bir ilaç kullanman gerekiyorsa, kullanıyorsan ya da bir şekilde kullanmamışsan bunun motosiklette dikkatini dağıtma etkisi yüksek olabilir.

Depresyonunun semptomlarını ve ilacın etkilerini/yan etkilerini bilmeden konuşuyorum elbette ama doktorun uygun görmüyorsa ehliyet işini sonraya ertelemen daha hayırlı olabilir. Motosikletin şakası yok.

Herhangi bir olumsuz durumda başta sen ve yakınların olmak üzere birçok kişinin etkilenebileceği sonuçlara izin vermemek şu an senin elinde.

benim reçete geçmişimde kırmızı reçeteli ilaçlar gırla ama aile doktorundan sağlık raporu alıp verdim daha karşıma çıkmadı

O beyan esasına göre rapor sistemi değişti. Geçen ay gittiğimde neyim var neyim yok saydı hepsinden rapor istedi.

Aile hekimine git o zaten enabizdan bakıp bi sey lazımsa isteyecektir senden

Çocuk gözlükleri gibi ince ve esnek saplı gözlükler var, onlarla.

Bir sure sonra kulaklarimda cok baski oluyor, uzun yolda lens tercih ediyorum.

Bir de motosiklette maske takmayanlara ceza yazildigini ogrenince, gecen gun hem maske hem gozluk taktim, kulak acisindan iskenceye dondu 1 saatlik yol, oysa kaskin vizorunu hic acmiyordum trafikte ya da insanlara yakin gecerken, mantiken maske çok gereksizdi ama...

Tek çaresi kaskı alıp gözlükçüye gidip orada deneyerek bir çerçeve almak.

En temizi lens

Ben ankarada kayak gözlüğüne numara takan gözlükçü gördüm ankamall de bir sormak lazım kask için olabilir.

:( güzel değil. Lacivert ceket, pant. ve açık mavi gömlek tercih edebilirsiniz.

güzel değil.

Kötü baya

bence baya güzel. bir mendille fark yaratılabilecek, hafif sporumsu bir ceket.

anca evde giyersin hocam.

Böyle bir ceket üretildi diye almak zorunda değilsin. Ve inşallah beğenmemişsindir........

Ceketlerde tek renk tercih etmek daha mantıklı hocam. Slim fit olursa daha iyi olabilir. Ekoseden kaçın, tercih etmeyin. Bir de bir mağazadan gidip deneyerek almak ceketler ve takımlar için daha iyi olacaktır.

Ceket fena değil ama fotodaki kombin yanlış. En azından kravat tenk renk olmalıydı.
O ceketle gidecek aynı renkte bir pantalon olur. Gömlek de koyu renkli ve sade

Az ye reyiz. Bol su iç. Bi de günde 5 km yürüdün mü toparlarsın yakında

Diyetisyen doğru hareket olur. Hedefin min.100 olsun yine. Demek verebiliyorsun, iradene hakim olabiliyorsun, vücudun da müsait. Devam o zaman.

evet acil önlem almalısın
az ye. bu kadar basit

Diyetisyene gittikten sonra ne oldu? Eger surekli kilo alma durumu varsa "3 ay diyet yapayim" kafasi her zaman daha yuksek kilolara donmeye mahkumdur. Yemek aliskanliklarini degistirmek lazim.

surdan bakin, obese oluyor sanirim www.nhs.uk

@fortisvita diyetsyenden memnun değildim. Verdiği liste iki 10 kilo verdim. Sonra ben bu listeyi kendimde uygularım neden para veriyorum dedim. Sonra listeyi uygulamayı bıraktım. Yeni diyetisyen buldum ama gitmedim. Çünkü gittiğimde kan değerlerimi görmek isteyecek ve ben asla aç karınla kan veremiyorum. Öyle saçma bir döngüye girdim. Kan değerlerime bakmayan birini bulursam yine başlayacağım

50 kilo fazlan var. yemegi azalt, ekmek, makarna, pilav, seker gibi seyleri birak, bol bol yuruyus yap.

120 kilo bir hanım kızımızın (boy 1.47) 99a inmesine yardımcı olup, çok şımarınca bırakmıştım. Yap dediklerimi hatırım için yapıyor moduna girmişti.
Şekeri bırakacaksın, spora başlayacaksın, if yapacaksın. Bu üçünü harfiyyen yaparım diyorsan birkaç püf noktası daha verebilirim.

ketojenik diyet araştır. inanılmaz tok tutuyor, hızlı sonuç veriyor, beyin olarak çok zinde oluyorsun, uykuların verimli hale geliyor.

aralikli oruc. hem yapmasi kolay, hem de hizli sonuc veriyor.

merhaba, gecmis olsun. hastalikla ilgili bilgim yok, son cumle icin geldim. memlekette yasamayi seviyorsa, orada yasamasini saglayabilecek imkanlariniz vardir umarim. dusunceniz ulvi, sizinle gurur duyduguna eminim.

Cok tesekkur ederim, sagolun insallah gecer. Ikna edebilirsem biraz birikmisim ve arabam var, onu satip yerlesmek istiyorum. Yeterki iyi olsun, iyi gelsin. Cok zor...

Çok geçmiş olsun. İyi bir tedavi bulabileceğinize kalpten inanıyorum.

Sağlıkçı değilim ama memleketi seviyorsa ve imkanınız el veriyorsa gitmeniz yararına olacaktır diye düşünüyorum. Geçmiş olsun.

"bu adamlar bir şekilde bilimsel olmayan verilerle insanları yönlendirmiyor mu?"

Bu haklı soruya çok güzel cevaplar var ama astrologlar diğerlerinin yanında muhabbet kuşu gibi sevimli kalıyor. Ve diğerlerine yapılan yorumlar silivri'ye yönlendiriyor.

O diğer konulara hiç girmeyelim :)

Yasak değil. Astrologlar palavracı, onlara inanmak da salaklık.

Bilimsel verilere yönlendiren ve yönlenen herkes için geçerli bu. İster siyasi ister dini ister astrolojik.

Ben astrolojiyi bilim olarak görmüyorum, ama belli istatistiksel veriler üzerinden yorum yapan astrologlar var, onlar diğerlerine göre daha okunabilir buluyorum, ilgimi çekiyorlar.
Yoksa koç burcu dikkatli olsun, balıklar aradıkları aşkı bulacak diyenlere gülüp geçiyorum.
Hem neden tartışmaya kapalı meslek olsun ki. Verip veriştirmiyor muyuz yeterince? Kısıtlama mı var? Kişi bazına indirgeyip hakaret etmedikçe istediğin kadar sallayabilirsin diye düşünüyordum ben...

eksisozluk.com

restoran, hotel degil ki bu? Hangisi yakinsa gidin iste, alt tarafi rutin kontrolmus

@kırmızıgözlüağaçkurbağasıyeşili Tamamdır şimdi belirlendi hangisine gitmeyeceğim:)

@neverletyougodown İkisi de yakın birbirine. Yukardaki cevap işime yaradı demek farkediyormuş.

Ben yeditepe’de sinan tatlipinar’a gidiyorum. Cok memnunum.

Umma, küsme. Beklentilerini düşür. Kimseden bir şey bekleme.

İşinizi çok ciddiye almak, işte yükselmek etmek sizin kendi seçiminiz. Herkes o yolu izlemek zorunda değil.

Size yük olmadığı sürece umursamaz olmaya bakın.
Yük oluyor, işi başkalarına bırakıyorsa orada el atın tabii.

Size yazmaması da normal. Her insanın sosyal becerileri gelişmiş olmuyor.

Sıfırdan başlayın. Sosyal iletişiminizi gereken ölçüde tutun. “Aaa işte şuradan tanışıyorduk, nasılsın?” gibi cümleleri bırakın o kursun, sonuçta işi bilen, o departmanda daha fazla vakit geçirmiş olan sizsiniz. Soru sorması ve çabalaması gereken karşı taraf ve onun mentörü.

stajyer sozlesmesiyle calismasi falan sizi ilgilendiren bir durum degil, isterse karin tokluguna calissin alan razi veren razi olduktan sonra. Bir kere arkadas sizin departmana yeni geliyor, ise yeni baslaayanlarin oryantasyonu, islerin nasil devredilecegi gibi konularin departmanca planlanmasi organize edilmesi lazim. Sizde ise yeni girenlerin diger calisanlari sosyal medyalardan ekleyip, telefonlarinizi bir yerlerden bulup bana bunu ogretin falan diye pesinizden mi kosmasi gerekiyor anlamadim ki? Belki de rahatsizlik veririm diye dusunuyor

kendisi içe dönük ve çekingen yapıda biri olabilir bu anlattıklarına göre. elinden tutmayı deneyebilirsiniz ekipçe. eğer olur da olumlu bir geridönüş olmazsa kendisinden, o zaman bir şeyler düşünülür. çok çok erken endişelenmişsin biraz zaman geçmesini bekle bence.

çekingen olabilir +1

neverletyougodown'a da katılıyorum, ekibe yeni biri geldiğinde hoş geldin vs vs ekibin demesi gerekmiyor mu ? belki part-timea geçmeyi kendi istememiştir başka nedenlerden

@ Neverletyougodown

Sosyal medya yok, hepimizin sirket maili ve telefonu var, sirketin intranetinde de isim soyad yazinca cikiyor.

Hosgeldin seklinde yaptik zaten, biz iletisime gectik daha dogrusu. Isi devralacagi arkadas zaten toplantilari vs yolluyor. Ben de basladigimda herkese gidip ben toplanti rica etmistim.

Kisaca aslinda onyargili oldugum biraz “uzumun copu, armudun sapi” diyip her seye gicik oluyorum sanirim.
Bunun ustesinden nasil gelecegim? :( boyle olsun da istemiyorum aslinda, sonucta evet bana karsi yapilmis bir sey yok ki.

Çekinik gördüğün için ezesin gelmiş bence. Kendi işine odaklan.

biz iyi usta icin; iyi kalfa yetistirendir deriz.
sizin icin de test olur dediginiz kadar iyi misiniz. bence cok iyi olmus cok da guzel olmus.
iyi yonetim kisilere degil sistemlere bagladir kisiler degisse de isin yururse o is olmus demektir. 3 ay sonra guzel.haberler aliriz umarim.

kendin de kabul ediyorsun ki fazla önyargılısın
baya baya gıcık olmuşsun hiç bir şey yapmamış olmasına rağmen
sosyal becerileri gelişmiş değil, bu kadar yerin dibine sokman gerekmezdi.

Turizm :'(

Aglamiyorum gozume bir sey kacti.

Benim gordugum en kotu etkilenenler havayolu ve cruise sektorleri. Ozellikle havayollari nasil toparlanacak bilmiyorum, herhalde onumuzdeki senelerde sacma sapan bilet fiatlari gorecez ki zaten ucuz degildi.

Kendi istatistiğime göre dışarda bişey yiyip içmiyor, hiç bir mekana gitmiyor, eve sipariş de vermiyoruz. Ayrıca kıyafet vs türü şeyler almayı bıraktım. Tatil, gezi gibi atraksiyonlar yok.
Ve sıfır kırtasiye alışverişiyle sezona girdik. Gerçi geçmiş yıllar aldığım kalem kağıt üç beş yıl götürür:)
Negatif etkilediğim sektörler ilk anda bunlar

eğlence sektörü, özellikle de bağımsız çalışan müzisyen kesim.

Kültür-sanat sektörü, eglence sektörü, havayollari. Benim icin en onemlisi kultur-sanat. Sonra eglence sektoru.

diğer cevaplara katılıyorum. ek olarak, bunu söyleyince belki tuhaf gelecek çünkü araba satışları arttı -özellikle ikinci elde- ama otomotiv sektörü. nedenine gelince, pandemi nedeniyle firmalar üretim yapamadı, bu nedenle otomotiv sektöründe ikinci çeyrekten itibaren %30'luk bir daralma görüldü, bu oran yaz dönemiyle birlikte arttı (yazın özellikle avrupa otomotiv endüstrisinde üretimin yavaşlaması ve yine özellikle her sene ağustos ayında gerçekleşen bakım amaçlı kısa süreli fabrika kapatmaları da bunda etkili) aynı durum inşaat sektörü için de geçerli ama bu kadar yüksek oranlarda değil. yani talep yüzünden değil ama, pandeminin çalışma hayatını etkilemesi yüzünden iş gücü azaldığı için otomotiv ve inşaata yönelik malzeme üretim sektörlerinde azalma var.

en yüksek artışlardan biri tabi ki temizlik ve hijyen ürünlerinde, ama sadece maske ve temizlik kimyasallarından bahsetmiyorum. sağlık sektörüne yönelik koruyucu kıyafet, yine sağlık sektörüne ve ek olarak turizme yönelik tek kullanımlık çarşaf, nevresim, yastık kılıfı gibi ürünler, yine sağlık sektörüne, turizme ve ek olarak kuaför ile berberlere yönelik tek kullanımlık havlular -turizm kötü etkilendi, evet ama turizm sadece eğlence ve kültürden ibaret değil, sonuçta zorunlu seyahatler de bunun bir parçası-, temizlik bezleri ve mopları gibi ürünlerde -özellikle bu son ikisinde çılgıncasına- artış oldu. en azından benim ve çalışma arkadaşlarımın gözlemleri bu şekilde.

sektör demeyeceğim ama küçük ve orta düzey esnafın çoğu tükendi. sağda solda açık görünen işletmelerin alayı iflas yasağı kalkınca birer birer dökülecek. ben öyle turizmmiş havacılıkmış üzülmüyorum. bunlar en kötü ihtimalle milyonlarla oynayan insanlar. esnaf öyle değil. çok kırılgandı, kırıldı.

Tiyatroların durumu çok kötü.

Uygulama online kart yükleme yapıyor sanıyorum ki.
Kart almak çok kolay. Otomatlarda bile var. Bence alınmalı

Alsın bir kart. Hatıra da kalır.

uygulama ne işe yarıyor bilmiyorum ama kart almakta bir şey yok ki, çoğu istasyonda alınabiliyor. direkt makine veriyor yani önceden bir şey yapmaya da gerek yok, çok rahat ve kolay bir işlem.

Uygulama karta para yüklüyor sadece ama kartı yine gidip bir otomata okutman gerekiyor yüklemenin tamamlanması için. Yani kart almak şart.

Devam ettirmezden şekli bozulur kesin de o yoğunluktaki bir kıl için gerek yok bence.

ne epilasyonu abi baska bir seyi dert edin kendine.

Linke tıklarken ne göreceğiz acaba dedim normal bir kol cıktı. Sal kendini hocam.

pire tasması hariç takılan tasmanın hiç bir faydası olamaz, hatta kedi gibi özgür hayvanları fazlaca rahatsız eder, boyunlarına ağırlık yapar, kaşındırır. Yeni kedi alan gösteriş meraklılarının ilk icraatlerindendir. Gerçek kediseverler tasmaya karşıdır.

İlk sahiplendigimizde takmıştık zilli olandan. Evin içinde bulmak açısından iyi oluyordu. Ama sonra rahatsız olacağını düşünüp çıkardık. Çıkardıktan sonra boynundaki tüyler coştu bir de. Demek ki tasma uzamasini da engelliyordu. Numaramızi bastirdigimiz bir tasması da var. Zil vs yok ama ağır gibi geldi yine rahatsız olacağını düşünerek takmadik.

Zilli olanı takmak salaklık. Bu saatten sonra tasma takmayiz ama kaybolma vs durumunda isimli, numaralı tasma işe yarar aslında. O yüzden bu tip bir tasmayi takana bir şey demem.

ben kızımı ilk sahiplendiğimizde zilli bi tasma almıştım. ama tıngır tıngır çocuğun kafası şişiyor diye kıyamadım çıkarttım. sonra bir tanıdığımızın kedisi (kızımızın annesi) kaçtı, 10 gün sonra geldi ama o 10 gün onlar da biz de çok üzüldük. sonra bir tasma yaptırdık üstte kızımızın ismi (SAKIZ) altında da eşimin telefon numarası yazıyor. bizimki hiç çıkmaz dışarı ama oldu da bir şey oldu camı itti açtı (sineklik var ama açılabilir belki bilemiyorum bi gün o kadar güçlenebilir :) ), biz unuttuk açık kaldı, bulunduğumuz semt kedi dostu mutlaka biri bulur arar bizi diye. bu arada ara ara tasmayı kontrol ediyorum büyüdükçe boğazını sıkmasın diye. araya parmağım rahatlıkla giriyor. sorun yok.

Sesli tasmaları kuşlara koşarken ses yapsın diye takıyorlar diye biliyorum.

İlk sahiplendiğimizde bir heves taktık ama zilli olanlardan hiç kullanmadık. Uzun süredir hiç bir şekilde tasma kullanmıyoruz.

takılır bence, biz takıyoruz. hem kaçma vukuatı oldu bir kaç kere, hem de durduk yere üzerimize saldırabiliyor bazen :( o yüzden hem zili var (koşarak saldırmaya gelişini buradan anlıyoruz) hem de telefon numaralı isimliği var.

evde iki tane kedi var, biri tasmalı biri tasmasız. tasmasız olan 8 kilo ve kocaman bir şey ve evin içinde genelde tembel tembel yatıyor. baktın mı hemen buluyorsun. diğeri 3.5 kilo ufacık bir bebe. bazen evin içinde 15-20 dakika arıyoruz hiç ses vermiyor, ortaya çıkmıyor. zilli tasma taktık, böylece bulması daha kolay oluyor. uızunca bir süre kediyi bu şekilde aramak zorunda kaldıktan sonra tasma takmaya karar verdik.

Evle ve sizle tanisma sürecini atlattıktan sonra, evde takmayin derim, ne kediye ne kopege. Ne yararı olacak? Bulunmayı istemiyorsa, bulmayın hayvanı. İlaç saati vs. yoksa ya da denetimde tutmanız gereken bir sağlık sorunu, bırakın rahat rahat gezsin.

annem çok seviyor gözleri ile uyumlu -biri mavi biri yeşil çünkü vanlı kızımızın- yeşil taşlı tasma takmayı -evet annem firdevs yöreoğlu tadında bir teyze (-_-)- ama ben çok karşı çıktım, çünkü kendim de takı takmayı sevmem ve boğulacak gibi olurum, kediciğimi bir de öyle görünce çok feci boğuluyorum hissine kapılmıştım -bir de bana amerikan kölelik dönemlerini hatırlatıyor, tövbe estaaaa- ama şu da var, bazen dışarı gezmeye çıkıyor -bazen biz izin veriyoruz çıksın gezsin diye, sakin bir sokak zaten, bazen de kendi kaçıyor fırt diye- bir keresinde eve dönüş yolunu bulamadı, tasmasında telefon numarası da vardı, annemi arayıp getirdiler. ha ben yine de tasmalı görmekten rahatsız oluyorum, aslında kendisini hiç rahatsız etmiyor, halinden gayet memnun, ama ne bileyim yani, biri sırf evinde yaşıyorum diye bana tasma taksa, rahatsız olurdum :( (evet bazen hayvanlarla aynı bilinç düzeyindeymişiz gibi düşünüyorum :))

Zilli tasmanın hayvanı çok rahatsız ettiğini düşünüyorum ya, sürekli her hareketinizde kulağınızın dibinde bir şey şıngır şıngır ses yapsa siz rahatsız olmaz mısınız? Zaten saklanan kedi genellikle bir kuytuda hareketsiz yatıyor olur, zil yine işe yaramaz.

Bahçe kedisiyse, dışarı çıkıp geliyorsa mümkün olduğunca hafif bir tasmayla telefon numarası vs yazılmasına karşı değilim, en azından pratik bir nedeni var.

önemli bir şey hatırlatıcam; tasma takılsa bile zorlandığında çıkabilen bir tasma olmalı. çünkü kendi başına gezinirken bi dala falan takılabilir ve kendini kurtaramayabilir.

İlla orjinali gerekli değil.beğendiğin herhangi bir kayışı takabilirsin.junkers in aksesuarını türkiye de bulmak biraz zor olabilir zaten.

Instagram'da el yapımı saat kayışı yapan hesaplar var. İnceleyin. Hoşunuza gidecek Güzel şeyler illaki vardır.

Orijinal kayış işi zor +1

@westblack

Hesap onerisi yapabilir misiniz?

Hocam takip ettiğim pek çok saat sayfası var normalde Instagram'da. Ama şu ara bir sınav durumum olduğu için kapattım o yüzden kusura bakmayın. İsimleri de hatırlamıyorum. Yardımcı olamayacağım. Zaten birini takip edince 100 tanesi istek yolluyor. Biraz bakının.

Emre leather works mu öyle bi hesap vardi tavsiye ederim

Tahtakale’de Asri Han’a bak.

İstediğin siteyi aç Chrome’da.

Sağ tıkla inspect de.

En üstte <html

ile başlayan satıra sağ tıklayıp Edit HTML de.

contenteditable="true"

Satırını ekle ve CTRL+Enter

<html contenteditable="true"> gibi olmalı.

Sonra inspect ekranını kapat.

Sayfada istediğin yeri tıklayıp edit’le.

Pass bunu biliyorum ama öğrenmek istediğim şey browser inspect etmeden bunu yaptıran siteydi.

Banko burger olabilir mi? Gittiğimde çalışanlar bu konudan bahsetmişti çünkü.

Yakınlarda Bob sipariş ettim eve ve o kadar da güzel değildi.

Banko Burger Moda'da.Şef Bora Bozankaya'nın açtığı bir yer.

Ben bizzat gittim. Burgeri beğendim. Köftede bir tık lezzet azlığı hissettim ama suluydu. Onun dışında patatesleri de iyiydi. Mekan bulundugu apartmanın bahçesini kullanıyor ayrıca, çok sıkışık değil oturma düzeni. Gastronomiden anlayan birinin açtığı çok belli. Yeşil elma turşusu vardı, çok lezzetli bir şeydi.Arkadaşım kokoreç denedi,izmirdeki asım ustadan getiriyorlarmış, porsiyon olarak bize az geldi kokoreç.alışanlar ilgili ve sıcaktı. Tuvaletleri temizdi.

Bob'u ilk zamanlar denemiştim,begenmiştim burgerini, son dönemde biraz bozmuş sanırım.

Burgerle ilgiliyseniz ve denemediyseniz Nişantaşındaki The Grungy'i öneririm. İstanbulda benim için ilk 3'te. Sosları da lezzetli.

@fever Ilk acildigi zamanlarda BOB ortalamanın uzerinde iyiydi ama simdi Draft Bar'la birleşmişler bir sekilde (oncesinde de bir birliktekileri varsa bilmiyorum) ve köftesinden bildigin sakatat kokusu geliyor. Bağdat Caddesi şubesinde yedim ve resmen midem bulandı.

@pink cadillac, @ırene adler Banko'da da yiyorum ara sıra ama Banko degildi sanırım. Istanbul'daki hamburgercileri denemeye calisiyorum. The Grungy de listemde. 1 hafta içerisinde deneyeceğim.

@ırene adler UIus'ta By Ulus ve Etiler'de Doktor'u denemediysen deneyebilirsin. Onlar da bayagi basarililar.

Hocam bir arkadaşımda Reflü yastığı olarak satılanları hic sevemedi fakat şunu bulduk ;www.istikbal.com.tr
Cok ta memnun kaldı. Ekstradan bir haberdar edeyim dedim.

Primetime in attığı yastığın eşdeğer benzerini yataştan aldım. Her gece onjnla uyuyorum. Yatağın çarşafının altına koydum. Çarşaf değiştirsem bile yeri sabit aynı şekilde duruyor.

Reflu için aldım. İlk başlarda garipti. Şimdi çok seviyorum.

Yüksek ve sert yastık kullanırım. Elyaflar falan rahatsız uyutuyor. En iyisi yün yastık.

tarhuna benziyor.

Yapışkan andız otuna benziyor. Latincesini hatırlayamadım şimdi ama tarifinize ve tüylü yapraklarına bakılırsa o bence.

Yarpuz olsa gerek.

yeri gelmişken bir uygulama tanıtalım:

plantnet

eksisozluk.com

play.google.com

Full Face kask hariç önerilmez, çeneden açılanlar dahil. Çenesiz kaskla yarım korunmuş olursunuz, yarım korunmak mi tam korunmak mı buna göre karar verilir. Scooterda çenesiz kaskların daha estetik durduğu da doğrudur. O zaman estetik mi korunma mi daha önemli derim ama kaza yapıp çenenize estetik ameliyat yaptırmak zorunda da kalabilirsiniz. Çene kalırsa tabii.

Düşme anında darbelerin büyük çoğunluğu alna ya da çeneye alınır. O yüzden yarım kask çenesiz kask çeneden açılır kask falan hiçbirini önermiyoruz.

@Giovanni'nin yazdığını yazmaya geldim. Yanlış hatırlamıyorsam yüzde 40 civarı çene de darbe alıyor. Ayrıca almışken kaliteli kask almanızı öneririm. Tabi kaskla bitmiyor eldiven, ceket de alın. Ben şehirlerarası yol yapmadığım için kot ve bot kullanmıyorum. Aslında onları da almak lazım.

Herkes aynı şeyi yazacak ama olsun çok önemli bir şey bu.

Kafanıza tam oturan fullface yekpare kasklar hariç lütfen kullanmayın. Şurdan şuraya gidivercem yav, hava çok sıcak bunaldım falan etmeyin sakın :/

Sanırım geçen gün hangi motoru alalım diye soran da sizdiniz. Honda almakla iyi ettiniz ama yazdıklarınızda ve yanıtlarınızda nedense beni rahatsız birşey vardı/var bilginiz olsun. Bunu neden söylüyorum, motorun tehlikesi farklı ve bana göre tecrübesiz görünüyorsunuz.

O yüzden motosiklet neyse de, ekipmanda böyle şeyler şakaya gelmez. eşinizi seviyorsanız full face alın. çene açılır kaskınızın da çenesini açmayın.

bilginiz olmadığını söylediğiniz için yardımcı olmak istediğimden söylüyorum. bunlar aksesuar değil, motosiklet de oyuncak değil. koruyuculu mont, eldiven, dizlik, kask bunlar olmadan yola çıkmayın markete bile gitseniz ve full face kapalı kask almıyorsanız kafanıza saksı taksanız daha iyi.

kontrol ettim, doğru hatırlıyorum. sizdiniz o motor duyurusunu yapan da.

tekrar okudum yazdığımı, olmamış. belki size tehlikesini şöyle anlatabilirim: düşük hızlarda 40-50 kmh dahil; asfalta düştüğünüzde üzerinizdeki kot pantolon etinizle karamelize olur, toprağa düşerseniz de etiniz toprakla karışır. bunu düşünerek ekipmanınıza önem verin.

Tereddütsüzce tam kapalı kask.

Benzer yoldan geçtim. Son noktada içimdeki hesaplayan adam ortaya çıktı ve bir scooter aldığımda kaç seferlik martı kullanımımı amorti edeceğini hesapladım. Sonuç 2 sene çıktı. Gerçekçi martı kullanma senaryosunda 2 sene boyunca binsem ancak bir scooter parası ediyor. 2 seneye kime öle kim kala diyip scooter almaktan vazgeçtim.

Senin kullanım şeklin farklıdır, aynı hesabı yapmaya çalış. Beni en çok caydıran tam da o taşıma, nereye sokacağını bilememe sorunuydu. Nereye koydum, çalındı mı, şarjı bitti mi, merdiven indir bla bla bla. Martı ile kafam rahat valla.

yahu eskiden insanlar yürüyüş yapmak için dışarı çıkardı, şimdi elektrikli araçlar üzerinde tembellik yapmak için çıkıyorlar. bu araçların pahalılığı, nereye koyacağını bilememe, hırsızlık, şarjın bitmesi de cabası. en iyisi bisiklet kullan :)

O scooter’ların tehlike boyutunu da hesaplamanız lazım. 15 km hızla giden küçük tekerli, hafif ve kelimenin tam anlamıyla dengesiz bir aletle yapacağınız ‘basit’ bir kazada kafanızı ya da başka bir yerdeki kemiğinizi kırabilirsiniz.

Mi 365 Pro kullanıyoruz, çok memnunum. Amorti etsin diye almadık, yatırımlık değil gezmelik bir cihaz. Ataşehir'den caddebostan - kalamış - maltepe hattında kullanıyoruz çoğunlukla. Evin içinde tutuyor ve evde şarj ediyoruz. Buradaki en önmeli konu şu: gezmeyi planladığınız rotalar bu cihaza uygun mu? Mesela Gop'ta kullanılacak bi cihaz değil yani.

x marka y ulkesindedir, ekstra kargo odeyerek ureticisinden direk getirirsin onu anlarim ama aliexpress'ten medikal, hele ki goz gibi narin bir organ icin, malzeme alinilmaz.

15 yıldır da ben kullanıyorum. 2 gün önce lensmarket'ten 260 liraya 2 kutu + lens solüsyonu aldım. ortalama 12 ay gidiyor. aylık 1 paket sigara parası neredeyse.

aliexpress te toric veya göz kusuru düzeltici lens bulabileceğini pek sanmıyorum. Hadi buldun diyelim. ona güvenip kargoyu bekledin kayboldu. takipli istedin diyelim kafadan 40-50 tl de takipe vereceksin. (düzgün takipli). Gümrükten sağlık ürünü olduğu için geçmeme veya 70-80 tl gibi bir vergiye tabi olması mümkün. Etti mi sana 100-120 tl masraf. bunun üzerine bir de eczane veya yine internetten alacağınız 360 ml lens solusyonu da eklersek 40 tl kadar. oldu 140-160 tl

bu kadar zahmete girmek için o lensin en fazla 80-100 lira olduğunu varsaysam bile toplamda 220-260 tl ye gelir ki , aradaki 40 tl fark için bu kadar zahmete ve GÖZ sağlığını tehlikeye atmaya değer mi ? olası bir sorunda muhattabınız kim olacak ?

lensmarketten aldığım ürünün bir tanesinde sorun çıkmıştı. üretici firma kaynaklı sorun deyip aynı üründen 1 tane daha yolladı mesela.


NOT: 12 ay nasıl kullanıyorsun lan diyen olacaktır. 2 göz numaram birbirinden çok farklı. bu sebeple 2 kutu alıyorum (6 lı paket). gece muhakkak yatarken çıkartıyorum. günlük 14-18 saat arası gözümde.

amazon'dan falan tuzlu da olsa orijinal ürün alınır da, aliexpress'ten sağlıkla ilgili hiçbir ürün alınmamalı, hele göz için.

Haklısınız. Ben yine yaklaşık 10 yıldır devam ettiğim lensmarket.com’dan devam edeceğim..

mangerie bebek

Göksü Big Chefs. Hem manzara hem kahvaltı çok güzeldi.

anadolu yakası lacivert restaurant olabilir. manzara da kahvaltı da güzel.

avrupa yakası, nezih kebap rumeli hisarına yakın. ben böyle geniş bir serpme kahvaltı görmedim. pideden ciğer şişine kadar her şey var.

Oba.

(bkz: malta köşkü )

Ciragan

Lacivert olabilir, güzel yer.

Moda Kayıkhane olabilir, Paslı Pelikan yeni adı. www.paslipelikan.com

set balık - kireçburnu
www.zomato.com

güzel yer yedigün - sarıyer
www.zomato.com

yeniköy yalıer 1
www.zomato.com

bu son attığım yalıer kalite olarak benim için kötü bir yer. ama manzarası cidden şahane, denizin yanı başında bir masaya rezervasyon yaptırabilirseniz manzarası için gidilir.

bunların yanında sur balık, eleos gibi manzarası güzel, biraz daha merkeze yakın yerler var. istanbul'un en kötü yanlarından biri boğaz'ın birçok yerinin vasat işletmelerle dolu olması ya da halka tamamen kapalı olması.

salaş bir tarz uyarsa size, karaköy'deki balıkçı kemal'in yeri modern bir restoran ambiyansı değil de otantik bir balıkçı deneyimi için çok başarılı. mezeler çok iyi, hizmet çok iyi. hele ki hala sokağa masa atıyorlarsa ortam çok keyifli oluyor, bir yandan tamamen açık havada, sanki karaköy sahiline kendin masa atmışsın da içiyorsun gibi oluyor, hem de haliç-galata-süleymanyiye manzarası karşında.

Garipce rumeli kavagi tarafinda denize sifir guzel yerler var, fakat ben hic gitmedim. Arastirabilirsiniz fikir olmasi acisindan

Deniz Yıldızı Çengelköy

Burgazada, Ada Restoran veya Kalpazankaya da olabilir.

tarihi ali baba balık lokantası - kireçburnu. pandemide tek gittiğimiz yer. hem açık hava, hem servis iyi hem de fiyatlar üzmüyor. (ağaç altı masayı isteyebilirsiniz)

amerika çıkışlı iphonelarımıza apple türkiye bakmadı. bakmıyorlarmış.

tr'de bazı şeyler hikaye.

alakası yok yukarıdaki yorumla gerçek hayatın.

apple extra bir ücret ile normal piyasa standartlarından daha üst segment bir çok ürün sundu. ipod, iphone, macbook.

verdiğin 2 kat paraya da daha kaliteli hizmet aldığın bir gerçek tabi. iyi ürün, iyi pazarlama, yüksek ciroyu getirdi ve ardından bu da kalitede stabilizasyon olarak geri döndü.

ama artık apple sadece bir marka. bir çok firma üst segmente mülteri bulamayız derken bugün monster bile 50kTL'lik laptop satabiliyor.

Yurtdışından gelen cihazlar içinde geçerli.

Özdek in dediğinde kısmi doğruluk var.cihazların kodları var.bu kodlar öenmli.cihaz amerika için üretilmiş ve bunu alıp gelmişsen burası diyor ki ben bunu açıp yanlışlıkla zarar verirsem bunu eski haline getiremem.benim iphone 8 plus yanlış hatırlamıyorsam a1897.bu koda türkiyede bakım hizmeti veriyor.ama bunun 1898 veya 1864 olanına bakamıyorlar.

Mutlaka hatalı olanlar vardır ama ben şimdiye kadar kendi düşürüp kırmalarım dışında servise başvurmadım.aldığında sorunsuz çok uzun süre kullanabiliyorsun.

eksisozluk.com

Apple'in olayi bence genius bar. Turkiye'de durum ne bilmiyorum ama kuzey amerika'da ben boyle bir servis hicbir markadan almadim, araba servisleri dahil.

yurtdışı cihazlar için geçerli değil artık, geçtiğimiz sene telefonlar için zoraki kurallar koydurmuşlar.

apple genius bar yurtdışı telefonlara bakmıyor, geçen hafta iphone telefonumun batarya probleminden dolayı randevu aldım. Gittiğimde yurtdışı cihazlara yasak nedeniyle bakamadıklarını söylediler, cihazımın bataryasını garanti değil parayla onarım yaptıracaktım.

Yetkili servis merkezlerine yolluyorlar, yetkili serviste bin dereden su getiriyor bakmamak için, öncelikle cihazın faturası olmalı ve bu fatura adınıza olmalı, btk kayıtlı olmalı gibi ilginç kuralları var.

2016'da yazılmış bir entry. O dönem için geçerli bir ibare. Ama söylendiği gibi ABD'den alınan bazı modelleri, donanımsal farklılık olduğu için Türkiye'de tamire almıyorlardı. Şimdi durum Northern Mariner'in anlattığı gibi olabilir. Onu bilmiyorum.

Ama Apple'ı Apple yapan zaten bu uluslararası garanti değil. Lokal satış sonrası hizmet payı, uluslararasına göre çok daha büyük. Muhtemelen Avrupa Birliği ülkeleri içinde de böyle bir kısıtlama yok. Yani bizim ülkemiz gibi üçüncü dünya ülkeleri dışında Apple'ın satış sonrası hizmeti gerçekten efsane.

Ben de ABD'de yaşanan bir olayı anlatayım. Arkadaşım 5S almıştı. Home tuşuna basarken kolay kolay fark edilemeyecek bir çıt sesi geliyordu. 1 hafta sonra Apple Store'a gitti ve 5-10 dakika içinde yedeklemenin geri yüklendiği sıfır cihazı verdiler. Tek bir itiraz yok, "tamir edelim 1 hafta sonra gelin" yok.

Konuyu sadece cep telefonu teknik desteği olarak da okumlamamak lazım. Apple’ın birçok ürünü ve hizmeti var.

Sadece ürün ve hizmetleri değil OS çekirdeği ve OS geliştirme altyapısıyla Macbook ve iPhone benim için hep vazgeçilmez ve alternatifi olmayan ürünler olmuştur. Android veya Microsoft’la kıyaslayamıyorum bile.

Apple’ın tasarım ve kullanıcı deneyimi parametreleri de var.

Android ve Windows’ların MacOS’lerinkiyle kıyaslanamayacak kadar güvenlik zaafı var.

Apple Store hizmetleri ayrıca güven veriyor. Bir sorunla karşılaştığınız zaman karşınızda muhatap bulabiliyorsunuz. Uygulama platformu Google Play Store gibi bir Çin kerhanesi değil. İndirdiğiniz basit bir yemek uygulamasının haberini olarak ya da olmayarak telefonunuzun aklınıza gelebilecek her özelliğine ve dosyasına ulaşması gibi psikopatça talepleri olamıyor. Satın alma süreçleri düzgün işliyor. Satın alıp beğenmediğiniz bir uygulamayı iade edip paranızı alabiliyorsunuz.

Apple’ı Apple yapan şey vizyonu.

Fanboy değilim. Belki de öyleyimdir bilmiyorum ama Android işletim sistemi kullanan bir telefon 37700 megapiksel dahi foto çekse umrumda olmaz.

5 senedir iPhone 7 kullanıyorum. Kontrollü eskitme falan kabul edildi ama ben 5. senede sadece batarya değiştim ve canavar gibi kullanıyorum hala.

Abd’de apple 6’yı pil değişimi için apple store’a götürdük. Aldılar baktılar, pil değişecek 50 dolar gibi bir fiyat verdiler. Tamam dedik 2 saat sonra almak üzere telefonu verdik. 2 saat sonra döndüğümüzde telefonu bize verdiler ve daha önce 3. Bir tarafa pil değişimi yaptırıldığını farkettikleri için pil değişimi yapmadıklarını söylediler. Para ödemedik ama 2 saat mesafedeki evimize gittiğimizde farkettik ki telefonun kamerası ve hoparlörü çalışmıyor. Aradık durumu anlattık dediler ki telefonu kargolayın ve şu hesaba 320 dolar yatırın. Sorun bizden kaynaklanmışsa pranızı iade edeceğiz. Bu arada telefonun 0 fiyatı 200 dolar civarı. Tabii ki parayı yatırmadık ve yeni telefon aldık.
Bu da böyle bir anımdır.

Amerika cihazlarını bilmiyorum ama ben dubai'den getirdiğim cihaz için yetkili serviste tamirat, değişim yaptırdım. Türkiye'den aldığım macbookum da garantisi bitmiş olmasına rağmen 2 kere yetkili serviste yine parça değişimi gördü ücretsiz olarak. Yani evet genel olarak ben servis hizmetinden çok memnunum. Buradaki tek nüans, eskiden apple store direkt kendi bakıyordu yurtdışı cihazlara, artık yetkili servislere yönlendiriyor. Yetkili servis de apple'ın servisi yine, ücretsiz orijinal parçayla halleniyorlar. Hatta apple storeda olduğu gibi sıra da beklemiyorsun, o bakımdan iyi.

Jabra'nin da bir modeli vardi sanırım. 75T action miydi neydi hatırlayamadım ezberden.

ben teee fi tarihinde sony'nin mp3 çalarını -evet mp3 çalar- baya ucuza almıştım, dolar 3 tele miydi belki o kadar bile değildi, hala daha da kullanma fırsayım olmadı, ama yorumları iyiydi. şu seriden olması lazım: www.sony.com.tr ama bu kadar pahalı birşeye gerek olduğunu sanmıyorum, ben aldığımda 150 tlya almıştım çünkü, şimdi olmuşlar 600 - 700 tele :(

Bence hem test hem panik için acele etme şimdilik. Hele test icin devlet hastanesine gideceksen kesinlikle bekle.

baş ağrısı muhtemelen bir anda sigaraya abanınca olmuştur, bende öyle oluyor.

bu dönemde her insanın covid pozitifmiş gibi düşünerek hayatına devam etmesi lazım aslında. her birimiz belirtisiz taşıyıcı olabiliriz. o yüzden birkaç kat daha dikkatli bir şekilde böyle devam edin bence.

bir de bu aralar hastanenin önünden bile geçmemek lazım ciddi bir belirti yoksa :/

Bir müşterime epey rahatsizken satış yapmıştım adam öksürüyor, ateşi var boğazı ağrıyor vs. Aramızda bir metre kadar mesafe tuttum. Fakat bazı ürünleri tabletten sunmak için ara ara yaklaştım sonra tableti eline aldı.
Neyse o gün ipadi kolonyayla yıkadım bildiğin kendim de kolonya banyosu yaptım. Bir kaç gün sonra duydum müşteriyi hastaneye yatırmışlar. O atlattı çıktı ben negatif devam ettim hayatıma çok şükür. O gün pozitif olduğu besbelliydi. Mesafeyi koruduk hijyen kurallarını dibine kadae uyguladık. Dikkat edin ama evhamben yapmayın derim kısaca.
Geçmiş olsun.

Sizden daha alt seviyede başlamışlarsa:
İş öğretmezseniz iş paslayamazsınız, kendi bacağınıza sıkmış olursunuz.
İkinci olarak altınızdakileri iyi yönetemezseniz, hızlı yükselemezsiniz. İnsan yönetmek, iş öğretmek de aranan bir yetenek.

Aslında sormak istediğim İŞ kanunu bağlamında. Yani birine iş öğretmedim diye, yasal olarak kusurlu duruma düşer miyim?

yoksa zaten, bir süre sonra beni işten çıkaracaklar zaten.

Ilk gunden boyle bir gorev de yüklemiyor kimse sana. Is kanunu da yüklemiyor.

Insaniyet namına isten ayrilacagin zaman senden sonra gelecek kisiye sorumluluk devirlerini yaparsın o kadar.

Kimse deneyimlerini, kisayollarini, pratiklerini bir başkasına aktarmanı isteyemez ve bekleyemez. Sen kimden nasıl öğrendiysen o da o sekilde öğrenmeyi öğrenecek.

Sen ise girdiğin zaman senden önceki kisi yönetimin direktifleriyle seni karşına alıp sana isini öğretmediyse (ki bunu yapmışsa bile onun ve senin kendi aranizdaki yazılı olmayan mutabakattir) senin de kimseye öğretmek gibi bir misyonun yok.

işçinin işverenin talimatlarına uyma borcu, yapmakla ödevli bulunduğu görevleri kendine hatırlatıldığı halde yapmamakta ısrar etmesi vb. haller kanunla ve yargıtay içtihatlarıyla düzenlenmiştir. Bunlara yönelik maddeler ise sözleşmenizde mutlaka vardır. İşvereniniz tarafından size iş öğretmeye yönelik talimat verirse bunu yerine getirmelisiniz diye düşünüyorum.
Tabi bu öğretme nasıl olur sizin bileceğiniz iş.

İşveren işten çıkartıyor ve sizin yerinize birini almışsa, bir rapor hazırlayın. Sorumluluklarınızı, neler yaptığınızı ve neler yapılması gerektiğini yazın. Konuyla ilgili kişiler varsa, telefonlarını verin. Yeni gelen kişiye ve iş yerinizdeki yöneticinize bunları verin. Güzel olur.

Eğer iş yeri ile iyi ayrılıyorsanız, yapılacak işler yanında nasıl yapılacağıyla ilgili de bilgi verirsiniz. Yoksa hiç gerek yok.


.

Şöyle biraz anlatır gibi yap, kalanlar 'ortak'ta de, geç..

Vay arkadaş.
Şu an 35'e az kaldı, üstüne bir de çocuğum var. 4 hafta sonra 10 yıldır hayal ettiğim yere taşınıyorum.
Hiç birşey için geç değil. Kuzenim benim yaptığımı iki çocukla 38 yaşında yaptı.
Yaş meselesini düşünmeden istediğin yerlere başvur, para var diyorsun üstelik.
Kaçırma fırsatı sonra pişman olma.

hayır değil, avrupa'da bu çok normal. lise sonrası, erkekler için askerlik yerine bir yıl zorunlu sosyal hizmet, bir yıl ara verip dünyayı gezmek, lisansı uzatarak okumak, iş deneyimi, sonra yüksek lisansa başlamak gibi yol çizen bir çok insan var. hem sizin iş deneyiminiz de var, iş deneyimi ile yüksek lisans yapmak daha olumlu karşılanır.

35 Yasimda tasindim. 30 gec degil ama ne kadar erken o kadar iyi.

Aslında yüksek lisansı bu kadar da erteleme nedenim buraya dönmek zorunda kalır mıyım düşüncesiydi. Ben oraya geri dönmeme amaçlı gitmek istiyorum ve ihtiyaç duyacağım hiçbir şey de yok burada. Çünkü orada 2 sene yaşadıktan sonra gelip burada çalışmak istemem. Orada kalmak benim becerilerime de bağlı tabii ama yüksekten sonra dönmek istemeyip de iş bulamadan dönmek korkusu var.

30 yaşında olsam tekrar üniversiteye bile başlayabilirdim.

30 dediğin nedir ya? keşke 30'uma geri dönebilsem, iki yılımı feda edip mesleğimi değiştirir kanada'ya göçerdim.