merhaba. telefondan gördüm duyuruyu, resmen uzandigim yerden kalktim gittim bilgisayari actim sirf buna yazmak icin, onemli bir konu cunku.
4 senedir devlet ve kolejde müzik ogretmenligi yapiyorum istanbul'da. bu sene itibariyle birakmis ve farkli muzikal (yine cocuklarla alakali) aktivitelere giriyor olsam da, onlarla yeterince zaman gecirip deneyim sahibi oldum. cocugum yok fakat yüzlerce cocugum oldu her sene. (erkegim bu arada)
öncelikle, kesinlikle "şu enstrüman olsun, sanatın şu dalı olsun" vs. gibi bir yaptiriminiz olmamali. çocuğun kendisi sevmeli ve istemeli o enstrümani veya sanatin o dalini. bu piyano olur, keman olur, bale olur, seslendirme olur, her şey olabilir. basliklar halinde biraz bunlara deginmek istiyorum.
1- enstrüman: piyano şu bakımdan güzel. her türlü müzik (pop, klasik, senfonik, vb.) piyanoya uyarlanabilir öncelikle zengin bir şekilde. üstelik, müziği, armonik yapiyi, en iyi görebileceği enstrümanlardan birisi. dijital piyanolar da artik bolca kullanildigindan, komşularla sıkıntı yaşama derdi de yok. diğer enstrümanlarin bana sorarsaniz babasi gibi. düşünün, biz konservatuvarlarda, senfonik eserleri de, operaları da, ilk başta hep piyano eşlikli calisiyoruz.
ama onun disinda, diger bütün enstrümanlarin da kendisine has güzellikleri var. nefesli enstrümanlar mesela hep cezbetmistir beni, tabi onlarin da kendilerine has zorluklari var. "şan"da olduğu gibi soyut düşünme, diyaframin kullanim ve geliştirme zorlugu, vb..
tek tek tüm enstrümanlara değinmeyeceğim ama eğer kendisini bir "çocuk orkestrasi" veya orkestrali bir çocuk oyununa götürürseniz ve daha sonrasinda "canım, izledigin konserde en cok sevdigin enstrüman neydi, bunlardan bir tanesini öğrenmek ister misin" şeklindeki sorunuza alacağınız yanıta göre yönlenebilirsiniz. daha sonra bir enstrümanın öğrenilmesi ile ilgili zorluklardan, aşılması gereken noktalardan vs. bahsederiz ona, bu tabii ikinci aşama. gerçekten de bir enstrümanı kalpten severek, isteyerek çalışmak ister mi, bunu bir yoklayın.
önerim, kadıköy süreyya operasında haftasonları bazı çocuk oyunları var orkestralı. onlara götürün mesela. içinde hem enstrüman, hem tiyatro, hem şarkı söyleme, hem bale var bu bazı oyunların. böylece neye yönlenmek istediğini, neyden daha çok büyülendiğini görürsünüz.
veya doğuş senfoni orkestrası, beyoğlu gençlik orkestrası gibi orkestraların konserlerine götürün.
2)
bizim bu haftasonu (pazar günü) CRR konser salonunda bi konserişmiz var. dünya koro günü. orada bizim büyük korolar dışında, idso çocuk korosu da yer alacak. eğer koroda şarkı söylemeyi isterse (sakın okul korolarıyla karıştırmasın, bu korolar profesyonel oluşumlardır) onumuzdeki seneler icin ben hocalariyla tanistirip sinava hazirlama ve sokma işlerini üstlenirim.
bu konserin detaylari, ekşi duyuruda en üstte sabitlenmiş duyurumda var zaten. mutlaka "çokseslik"i duyması ve kaliteli zengin armonili eserleri dinlemesini sağlayın. size hatta çocuk korosundan veli olan arkadaşımla da tanıştırırım ve koronun çocuğu üstündeki etkileri ile alakalı bilgilendirmesini sağlarım.
3- seslendirme - dublaj.
ben küçükken bu işte bir süre yer almıştım ama daha sonra başka alana yöneldim. bu da, çocuğunuzun karakteristik bir ses tonu varsa, yönelebileceğiniz alanlardan birisi. bir kayıt yapıp onunla, dinletebiliriz birilerine.
4- resim - bale.
okulda ogretmenleri bu anlamda sizi yonlendiriyor olmali ama yonlendirmiyorlarsa eğer, bu alanlardaki eserleri izlemeye/gormeye gidin beraber cocugunuzla ve ilgisini takip edin, bu konular uzerine konusun kendisiyle. bakalım ne hissedecek yaşıtlarını izlediginde.
5-
ilkokuldan itibaren konservatuvarların yarı zamanlı sınavlarına sokabilirsiniz. kendi okuluna giderken, bir yandan da yarı zamanlı olarak konservatuvara gfidip müzik egitimi alabilir. 2 okul bi arada okuyor yani, haftada belli günler.
bunun tabi yetenek sinavlari var. hangi bölüme gireceğine göre, sinavin icerigi değişir. bale, piyano, flüt, vb.... bunla ilgili ayrintili ayrica konusuruz. pek cok aile bilmez bu yarı zamanlı olayını.
6- spor.
benim alanım olmadığından cok ahkam kesmeyeceğim ama inanilmaz yararlarini görüyorlar eski okulumdaki öğrencilerimden spora başlayanlar. takım sporları ozellikle inanilmaz katki sagliyor. cocuklarin sosyal yaşantıları için de harika.
7- çocuk koroları
2 numarada bahsettim biraz ama burada açayım biraz. istanbulda olduğunuzu farz ederek yazıyorum ama her şehirde de vardır.
idso çocuk korosu, trt çocuk korosu, istanbul üniversitesi çocuk korosu gibi korolar var.
ben 12 yaşımda idso çocuk korosu ile müziğe başlamış ve akm'de büyümüştüm. bir çocuğun, o yaşlarda geçirebileceği en güzel zamanları geçirdim diyebilirim abartısız.
orkestralı, piyanolu, solistli, a capella, pek çok türde eserlerde sahneye ciktik. daha minik yaşta dünyanin sayili şefleriyle, solistleriyle calisma firsatiniz olabiliyor boylece. üstelik bu korolarda şarkı söylerken, opera ve tiyatronun çocuk kadrolarına veya sözleşmeli kadrolarına da geçiş yapabilir, sinavlara girebilirler.
ayrica, sosyal ilişkiler açısından inanilmaz katkilar yapacaktir çocuklara bu korolar. hayatlarindaki en güzel dostluklari bu korolar sayesinde yaşayacaklar ve çekirdek arkadaş kadroları bu kaliteli ailelerden ve onların çocuklarından oluşacaktır.
yapılacak çoksesli müziğin kalitesi ise, bu kazançlardan sonra gelecek bir artıdır elbet.
aklıma tonla şey geliyor ama sizin ufaklığı tanımadığım için çok bir şey diyemiyorum.
sportif veya sanatsal alanlarda mutlaka başarılı olacağı şeyler vardır, olacaktır. yeter ki yönlendirin.
0