Macfit'e gitmiyorum ama gittiğim salonda üyelik esnasında fotoğraf çekiliyordu, turnikeden geçişte görevlinin ekranında fotoğraf çıkıyordu. Yakalanırsan büyük rezillik.

Sabah aksam olacaksa kullanabilir. Ama 2-3 saat icerisinde tekrar girmeyi deneyince acilmiyor kapi

bizim macfit'te avuç içi okuması var, diğerleri de öyle midir bilmiyorum. İki kişinin kullanması imkansız bu durumda.

döner kapılı şifre var

hemen hemen hepsinde avuç içi okumaya geçiyorlar. eğer yoksa aynı cinsiyetli 2 kişi gider yoksa imkansız

eskiden gittiğim macfit'te parmak okuma vardı.
giremezsiniz yani iki kişi.

Her kulübün girişi aynı değil, şifreyle girilen bir kulüp ise olabilir.

Aynı gün sistemde dikkat çeker belki, ama bir gün biri diğer gün biri şeklinde olabilir.

benim gitigim macte sifreli giris var. banko girisin karsisinda degil. sahtekarlik yapmak icin ortam musait.

resepsiyondaki kişinin bilgisayarına giriş yapan kişinin fotoğrafı düşüyor. dolayısıyla yakalanabilirsiniz. işini seven birisi olması lazım tabi ama fazla yoğun bir saatte kullanmıyorsanız yakalanırsınız. bahsedildiği gibi biyometrik önlemlere hızla geçiyorlar zaten.

ayrıca macfit ya? 50-75 tl den başlayan üyelikleri var neden iki kişi üye olayım?

Tapu dairesinden kayıt almak için vekalet olmalı ya da mal sahibininkendi gitmeli.

Diğer bir yol da e-devlet üzerinden kayıt görüntüleme. Onu da e-devlet şifresi olmadan göremezsiniz.

Yani müşteriden gizli göremezsiniz, söyleyin ispatlasınlar.

senetli satışı ne olursa olsun yapmak için tapu bilgisini istiyoruz diyemiyorsunuz da bir şekilde görebilir miyiz diyorsunuz.

E-DEVLET üzerinden kişiye kayıtlı olan tapular görünüyor.

tabelalar yönlendiriyor zaten 2-3 tane giriş var açık halk otoparkı arkadandı galiba. açık otopark ve kapalı otopark seçenekleri var. genelde yer oluyor fazlasıyla.

aynen.

Kusura bakmayın kaynak yapıyorum ama, çıkarılan işçi ücret istemeden ihbar süresinde çalışmama hakkına sahip mi? Sonuçta kendisi istifa edince şirket hemen çıkarabiliyor, şirket çıkarınca da kendisi hemen gidemez mi?

bildiğim kadarıyla bu iş yerinin inisiyatifinde. yani isterse verir ihbar tazminatını çıkarır, ya da 4 hafta sonra çıkarılacaksın der ama bu süre içinde sana günlük 2 saat iş arama izni vermek zorunda. 4 hafta sonunda da verir 4 haftalık çalışma paranı çıkarır.

Evet diyemiyoruz. İşverenin seçimlik hakkı var. Sana da iş arama izni vermesi gerekiyor

tümör ya da kansere ulaşmak için yapılan bir işlem. kadın canlı. trake mi ne ondan takmışlardır ölü olsa kanamaz böyle.

oyyyyyyyyy ben ne izledim.......

ulan dedim gözünden parazit mi çıkartacaklar. ne göreyim adamlar motor kapağı açar gibi elmacık kemiğini yardı gitti.

allah korusun ya. acil şifalar hastalarımıza.

cerrah olmak hakikaten zor iş ben 10 saniye izleyemedim bile. bir de tümör falan insan için çok zor şeyler.

Sonuna kadar izledim beni çok etkilemedi açıkçası.. Bu ameliyatı yapabilecek cerrah olduğunu sanmıyorum Türkiye'de ciddi anlamda profesyonellik gerektiren bi ameliyat

operasyonun ne olduğu hakkında kimsenin bir fikri yok sanırım. tümör veya kansere ulaşmak için diye bir cevap geldi sadece

entübasyon yok evet ama kadın canlı, trakeostomi var oradan devam oksijen almaya.

bu operasyonun amacı ulaşamadıkları bir tümöre/maligniteye ulaşmak olabilir veya bir travma sonucu kompleks çene yüz kırığı olan bir hasta olabilir.

bir de Türk doktorları çok hafife alıyorsunuz arkadaşlar. çok başarılı çene cerrahları ve plastik cerrahlar var türkiyede. neler yaptıklarını görseniz böyle konuşmazsınız.

En önemlisi ev, bok gibi paran yoksa ev al. araba zaten değer kaybeden bir şey. ev ise tam tersi; sürekli değer kazanır. hiç arabaya binme ya da çok kötü bir arabaya bin ama mutlaka evin olsun.

Araba al bir süre kullan sat ev al

siz bu paraları nasıl kazanıyorsunuz ya?

Bende fakir halimle ev diyorum.

Ev

ev

Ev, değerini kaybetmez.

30 yaşında mercedese binmeyip 45 yaşında mı binecen git al mercoyu.

ev.

nakitte kal ikisi de ölü yatırım bu aralar.

Hayalin Mercedes, alacak paran da var ama bunun yerine 30 yaşında yatırım olarak ev düşünüyorsun öyle mi? Epey saçma. Araba al, hayalin gerçek olsun, sonra gerekirse satar eve yönelirsin.

ihtiyaclarin ve beklentilerin neler ? ona gore dogru karari sen vereceksin zaten

benzer durumdayım. zor bir ikilem. aile planı varsa yakın zamanda, ev daha doğru bir seçim olur. o cepte. yoksa eğer zaten hangi hayalimizi gerçekleştirebiliyoruz ki deyip araba diyorum. haftaya yazlık lastikleri taktırmak için bayiye gideceğim. servis alt katta, satış üst katta. üst kata çıkmaya korkuyorum, kendime hakim olamayıp lastik değişmeye gidip arabayı değiştirmemek için. yine de şimdiden hayırlısı olsun.

araba

Ev her zaman iyidir. Ancak nakit bulundurmak bence su an daha akilkica. Anladigim kadariyla ikisine de ihtiyaciniz yok. O zaman ikisini de almayin. Bence yatirim yapilacak bir donem degil.

bir süre sonra sıradanlaşır araba, ev.

Ev

passat segmenti, 30 yaş civarı, bu kadar gizlilik anonim olduğunuz bir yer için fazla değil mi?

cevap ev

Maalesef ev

araba özel olarak iş sebebiyle para kazandırmıyorsa, ev.

Ben boş geçilen öğünü kahvaltı olarak belirlemiştim. Spordan sonra bence hafif de olsa beslenmeniz lazım. Kahvaltıyı atlamanızı tavsiye ederim.

Antrenmandan sonra yemek yememek senin için problem olmuyorsa ne zaman yemek yediğinin bir önemi yok, toplam kaloriyi-makroyu aldığı sürece sıkıntı yaşamazsın.

kahvaltıyı atlamak daha iyi bir hack bence de.. ben 13-19 uyguluyorum misal ama +- 1 saat oynayabiliyor. ertesi gün ayarlama çekiliyor.

Ben uc dort saat yiyorum. Spor oncesi yiyimnce onlari yakiyor vucut, ac karinla girilince yagdan yiyor deniliyor.
Vegan beslenmeyle cevremdekiler 100 kilolardan 70lere indiler 4 saatle ve

Spor sonrası yemek konusunda bence spordan sonra boşalan depoları mutlaka doldurmak lazım, o yüzden ben yiyorum. Yağı az tutup, protein ve karb almaya çalışıyorum.

If yaparken öğün atlamamayı öneriyorlar, yani normalde olduğu gibi devam edip sadece yiyeceğin zaman aralığını değiştireceksin. Makroları iyi hesaplayıp kontrollü gitmek lazım.

Avea Avrupa'da 1 gb interneti 15 liraya veriyor. Telefon görüşmesini de Skype ya da WhatsApp ile yaparsanız başka masraf olmuyor. Bir göz atın derim.

edit: mr.goodcat uyardı, 15 değil 25 lira imiş. bireysel.turktelekom.com.tr ben başka bir paket ile karıştırmışım.

avea'nın 1 gb ve 2 gb paketleri çok avantajlıymış. vodafone taahhütüm devam ediyor. gitmeden önce taahhütsüz avea hat alıp dönünce iptal ettirmeyi seçsem aylık kullanım ücreti+vergi+ ydışı paket ücreti toplamını hesaba katmalıyım sanırım. bugün gidip bayiyle görüşebilirim.

lyca ve lebara kullananlardan da yorum bekliyorum.

@babilbaligi

15 tl değil, 25 tl.

türktelekom için web sitesine baktım haftalık 35 tl diyor.
gittiğiniz yerde yerel bir hat almak her zaman mantıklıdır. biraz araştıracaksınız.
çok ülke gezecekseniz her hat her yerde çalışmayabilir ama yine de sormak lazım avrupa'da roaming hakkı vermeye başladılar. genelde vodafone tercih edin her ülkede güçlü avrupa'da.
rotanız çok karışık toplam kaç günde gezeceksiniz? eğer tren falan kullanacaksanız restoran, otel, cafe wifisiyle 1 hafta çekilebilir. ama 15-20 gün gezecekseniz araştırmak lazım.

edit: vodafone'a sordum 2017 ağustos'ta avrupa'da roaming olayı kalkmış. ek ücret olmadan kullandırıyorlar. bunun için web sitelerini kontrol etmeniz lazım.
www.vodafone.co.uk
alacağınız ülkenin sitesinden bakmanız lazım elbette. ben uk-france için baktım ek ücret alınmaz yazıyordu.

gezi süresi 1 hafta

Ben 2011 senesinde BK'de Lyca kullanmıştım, çekmeme gibi bir sorun yaşamamıştım. Çok da uygundu, hatta en uygunu da oydu diye hatırlıyorum ama söylediğin yerlerde nasıl çalışır bilemiyorum.

Günlük 15 lirayı gereksiz görüyorsun, anladığım kadarıyla telefonu elinden düşmeyen biri değilsin. Belki ucuz bir Lyca simi alıp deneyebilirsin. Çekmeyip mağdur ederse kendi vodafone hattına geçer onu kullanırsın çok lazım olursa. Turkcell'in paketsiz fiyatlandırması da çok saçma sapan değil mesela. Vodafone'un da farklı değildir diye tahmin ediyorum. Madem 1-2 dakika konuşacaksın, ararsın kendi hattından, ne olacak. Vodafone'un sitesine bir bak, mutlaka ücretler yazıyordur, müşteri hizmetlerini de arayabilirsin. Öyle 2 dakika konuşmaya 15 lira falan yazmazlar bence. İnternetle ilgili olarak, transfer edilen veriyi takip/tahmin etmek zor olduğundan, belki o sorun yaratabilir ama onda da hem uyarı mesajı gelir hem de belki yurtdışı internet pakedi satın alabilirsin Vodafone'dan. İnternet pakedi alırsan, aramalarını da whatsapptan yaparsın hem.

Avea denmiş ama eğer Avrupa'da bizim buradaki ismi TurkTelekom olan eski Avea'dan bağımsız başka bir marka olan Avea yok ise aman aman diyeyim uzak dur! Hele ki interneti için! Aman! (bkz: türktelekom'un 350 mb için 3800tl geçirmesi)
Aynısı daha geçen yaz Kıbrıs'ta bir yakınımın başına geldi. Belki Kıbrıs'ta geçerli ücretlerin yüksekliği gibi bir durumdur ama uyarı mesajlarının iş işten geçtikten, fatura fezaya vurduktan sonra pıtpıtpıtpıt diye peşpeşe gelmesi insanda HİÇ güven uyandırmıyor. Ayrıca akıl mantık sahibi herhangi bir insan, dünyalar kadar parası da olsa bu ücretlerden internet kullanmaz. Bunu herkesin bilmesine tahmin edebilmesine rağmen hattın internet erişiminin kesilmemesi, müşteriye ulaşıp "hacı sen hayırdır?" diye sorulmaması, üstelik sonrasında ödemeyle ilgili hiçbir şey yapılmaması bana hiç iyi niyetli bir yaklaşım gibi gelmiyor. Kıbrıs'ta bunu yapan firma, Avrupa'da centilmen olur mu? Bilemiyorum.

Çok uzattım. Özet geçiyorum;
Kafan rahat olsun istiyorsan, kendi hattının yurtdışı kullanım ücretlerini öğren. Alabiliyorsan, varsa MAKUL bir yurtdışı internet paketi onu al. Ayrıca gittiğin yerde Lyca alabilirsin. Aramalarını onunla yapabilirsin. Aklında duracağına cebinde dursun derim ben. TürkTelekom'un aveasındansa yurtdışında kesinlikle uzak dur.

Lyca deyince Cambridge günlerime gittim. Ne güzel günlerdi. Peşinden Erasmus. Ah ki ahh... Beni de götürsen ya? Olmaz mı? İnternetimi paylaşırım :)

@lazor, gel gel :))

nolur nolmaz 30 dk=25 tl konuşma paketi alıp, ihtiyaç duyarsam orda hat almak mantıklı gelmeye başladı.

Türkiye operatöründen hak alıp dışarda kullanmaya kalkmayın. Lebara alın geçin tertemiz.

şehir girişlerinde vs. durduruyorlar. normal arabaları dahi durduruyorlar tuhaf olan nedir?

Dogu illerinde sıklıkla yapıldığını duymuştum. Kendım bir kez denk geldim. İzmir-Antalya otobüsünde, Antalya sınırını geçtikten sonra durduruldu otobüsüm.Ama sanırım jandarma tarafından.

sürekli. 15 temmuzdan beri nerdeyse her büyük şehir girişinde polis kontrolü var, bazen daha sıkı yapıyorlar bazen pas geçiyorlar.

hatta bir kere narkotik köpeği ile aramaya bile denk geldim. her zamanki gibi gbt diye kimliği çıkardım, elimde bekliyorum. önde de baya otobüs sırası vardı. beklerken gözlerimi kapatmışım, parmaklarımdaki ıslak ve sıcak temasla irkilmemle kocaman bir alman kurduyla göz göze gelmem bir oldu. bu da böyle bir anımdır.

durduruyor. özellikle 15 temmuzdan sonra. ankara göksunun orda bi yer var mesela, devamlı ekip bekliyor ve ne zaman geçsem her türlü aracı durdurmuş oluyolar.

yıllardır pek çok defa ülkenin pek çok yerinde denk geldim. normal.

Oluyor bazen.

Evet her seferinde

manisa izmir arasında sabuncubelini geçtikten sonra kesin kontrol oluyor. arabaları pek durdurmuyorlar da otobüsler allahın emri. iki sene önce 15 temmuzdan da önce bursa girişinde hasanağa organize bölgesi sonrasında da polis kontrolü olurdu da bindiğim otobüsleri pek durdurmamışlardı diye hatırlıyorum.

15 temmuzdan sonra iki kez otobüs yolculuğu yaptım, onlarda durdurulmadık. eskiden daha sık yapıyordum, onlarda da hiç hatırlamıyorum.

"normalde böyle bir şey olmaz diye biliyorum" öyle bilmiyorsundur, hiç duymadığın için öyle zannediyorsundur. Yoksa niye olmaz olsun?

Trabzon'dan Ankara'ya giderken daha Trabzon içindeki küçük bir terminalde polis kontrolüne denk geldik. İhbar varmış, yarım saatten fazla sürdü arama. Muğla'da bir yerde de hem otobüsle girerken hem arabayla girerken 2-3 sene öncesine kadar hep arama oluyordu. Son zamanlarda denk gelmedim nedense. Muğla'daki jandarmaydı ama.

Esenboğadan aştiye giden belkolar bile durdurulup kontrol yapılıyor

Lahmacun.

pizza yiyorum genelde.

Şu an tereyağlı ve soğanlı bir hamburger olsa. üfff

pizza. hatta akşama söyleyeceğim.

Pizza

Kavurmalı kaşarlı pide.

Sipariş verecek olsam kumpir söylerdim tam şu an.

Pizza

ıslak hamburger

pizza

tercihim Boeuf bourguignon olurdu.

tavuklu pilav

adana

tacosking.com.tr

kitap hakkında bilgim yok dizisini izliyoruz kitaba ne kadar bağlı kalındı bilmiyorum ama yüksek dozda bilim kurgu içeriyor kişiler olaylar biraz karıştı dizide. Biz hikayeyi beğendik devam edeceğiz belki kitap hakkında yardımcı olur.

dizisini bir solukta izledim. ben beğendim.

balayına karşıyım ben

mikanos'a gidin. atina'ya uçun. gezin orda. ordan feribota binip mikanos'a gdin. bir kaç ada da gezmiş olursunuz.

para harcamayın, evlilik akıllı adam işi değil.

halkidiki tarafını önerebilirim. 100'ün üzerinde koy var. ben olsam geze geze güzel bir tatil yaparım. ben 6-7 güzel koy keşfettim oralarda takılıyorum ama balayı için bilemedim.

Araba ile gidip nefis deniz ürünlerini çok makul fiyatlara yiyerek sahil şeridi boyunca gezin derim... Atina ayrı mevzu bennce balayına uygun değil. Ama adalar da sahil şeridi de harika. Insanları da çok daha tatlı Türkiye'deki turistik alanlardan.

son 5-6 tatilimin hepsini yunanistanda yaptim artilarini yazayim
- denizi dogasi kirlenmemis el degmemis, tr’de ege akdeniz (marmaris, bodrum, kusadasi, antalya, kas, side, alanya vb) de goremeyecegin kadar guzel denizi. (Sadece bu madde icin bile tercih ederim ben)

- fiyatlar cok uygun. en son apart bi otelde kaldim denize 50 metre mesafede. 150 liraydi gunlugu. yemekler de ortalama raki balik yapayim aksam dersen 2 kisi max 50 euro verirsin. yemekte ahtapot, balik, greek salad, en az 3-5 meze dahil.
ve bunlarin hepsi taze, lezzetler muthis (otel acik bufesi gibi degil yani)
hic bir beach’te ne ozel, ne halka acik sezlonga, semsiyeye ya da otoparka para odemedik. tr de bunlarin hepsi ayri kalem. en dandik siledeki bi beach e git otopark 20 sezlong semsiye 30 gibi rakamlar veriyosun

- insanlar seni soymaya calismiyor cok sicak kanli ve komsi komsi diyolar turk oldugunu anlayinca:)
ayisi, yobazi, iti ugursuzu hic denk gelmedi

tavsiye olarak da ben kuzey yunanistana gidin derim, tasos adasi ya da halkidiki taraflarina. Buralarda gece hayati falan pek bulamazsin. hepsi olsun hem guzel deniz hem gece hayati falan da diyosan rodosu tavsiye ederim. ama rodos da merkez temmuz ayinda asiri kalabalik olabilir. Temmuzda gitmedim.

Başlık: yunanistanda balayı (git: 1267361)
Soru: temmuz ayında gitmeyi düşünüyoruz.

Mikanos Temmuz ayında çok kalabalık olur. Yunanistan'da genelde yerlilerin tercih ettiği az turistik adalar var, onları araştırabilirsiniz.

İlla popüler olan bir adaya gidecekseniz Girit çok daha iyi bir tercih. Genelde İngiliz ve italyan turistler tercih ediyor girit'i. Harika bir mimarisi var.

İkinci tercih olarak Rodos derim. Rodos merkezde 1-2 gün kalır sonra Lindos kasabasına geçersiniz. Orası da mikanos gibi beyaz taş evler.

hdd nin yerine
cd rom a ihtiyac olursa sistem kapanmadan takabilirsin
bir de cd rom yerinde daha az ısı olur diye dusunuyorum

Sistemi nasıl kopyalarım? Bu konu için fikri olan var mı? Sadece işletim sistemini kopyalamak istiyorum ssd'ye?

Ssd nereye takarsan tak işletim sistemi kurulur. Bana sorarsan hdd yuvasına tak, mevcut hdd cdrom yuvasına tak.

Disk klon programları var hedepin dediği gibi ama bana göre en temizi format sıfır sistem.

ssd'yi hdd ile yer değiştirip, dvdrom olan yere de hdd'yi takıyorum ben.

klonlama yapabilirsiniz ama sadece sistemi kopyalamaz c de ne varsa alır. boyutları uyumluysa sıkıntı yaşanmaz.

çok belli ama : 480 gb dolu hdd 240 gb ssd ye klonlanmaz. (!!)

faks kağıtları değil mi onlar?

plotter kullandım yıllarca kendi kendine katlamıyor. kesiyor ama.

Gemilerde bazı elektronik cihazların otomatik yazıcıları bu tip kağıtlar kullanıyor. Evet o kağıtlar parşömen gibi katlanıyor.

Kabin ici valizini koyacak yeri rahatca bulmak.

Bavullarını, çantalarını tam kendi koltuklarının üstüne rahatça yerleştirmek için olduğunu düşünüyorum ben.

kendi kızıma sesli olarak her uçuştan önce söylediğimi söyleyeyim:
erken binenler (yer adı)na önce gidecek ondan dolayı.
etraftaki 3-5 yolcuyla güler moral depolar sonra gireriz.

inerken acele etmeyi eleştiriyor olsanız ben de katılırım da, binerken acele etmek normal gayet. ha benim bi sırt çantam olduğundan onu da koltuğun altına koyduğumdan acele etmem o ayrı da @ozdek gibi dalga geçilecek bi şey yok.

Uçak herkes binmeden hareket eder. Muhtemelen bu yüzden, uçağı kaçırmayalım diye erkenden sıraya giriyorlar.

inerken acele etmek daha anlaşılır bence, acelesi vardır, gideceği yere daha erken ulaşmak istiyordur anlarım ama erken binmeyi neden bu kadar çok seviyor insanlar anlamlandıramıyorum.

kabin bagajı koyarken saçma sapan tiplerle muhattap olmamak öncelikli olmak üzere benim için genellikle sıkılmak olan hededir. (ekşi sözlük mode on)

@orient hayır kapıdaysan sen binmeden hareket etmez.

ben de bu olaya milletin bu kadar kafa yormasını anlayamıyorum. birileri önce binecek ki diğerlerii de onlardan sonra binsin. herkes oturup en son binmeyi beklese daha mı iyi?

Kavga etmemek icin. Cunku onumde bavulunu yerlestirecek yer begenemeyen, koridoru kapatip gecmeye izin vermeyen sigiroglusigirlara uyuz oluyorum. Bir de genelde en arka siralari aliyorum, korukten gecilecekse ucaga, hizla gecip oturuyorum. Eger ilk binenlerden olamayacaksam son binmek icin bekliyorum, az-cok yerlesmis oluyorlar. Ama son binince de "ay cam kenarina oturdum ama midem bulaniyo biliyonnu" tantanasi cekmek daha muhtemel oluyor. Ilk binmek her turlu iyi.

Genelde sona dığru biniyorum ama kapıda kuyruk olması mantıklı geliyor. Uçak geldğinde hurraaa olmasındansa böylesi daha iyi bence.

Uçaktan korkuyorum ve hava alanında sabit oturdukça o korku daha da basıyor. Bu yüzden sürekli volta atıyorum, böylelikle korkunun bir kısmı o şekilde sistemimden çıkıyor. Arka bir yerlerde volta atmazsam o sıraya ben de girerim, çünkü bana “Hadi artık, uçak gelsin de bir an önce ne yaprsak yapalım. Ölüyorsak da ölelim, gereken kişilerle vedalaştım zaten” hissi veriyor. Zaten son binmenin sebebi milletle vedalaşma konuşmaları yaptığımdan. Tabii ki uçak herkes binmeden kalkmıyor ama o kuyruk bana uçak gibi benim için stres düzeyini en tepeye çıkarttıran bir ortamda o sorunla yüzleşiyormuşum hissini veriyor. Belki beniö gibi uçağa bineceği için gergin olan insanlardan olabilirler. Oturup beklemek daha da gerebiliyor.

İkincisi valiz sorunu, bindiğimde çantam 5 arka sırada bir yerde oluyor. Uçuş sırasında bir şey almam gerekse kabus oluyor (uzun bir uçuşsa).

Ötesinde pencere kenarıysa, milletin kuyruğa girmesi gerekebilir bile. Popo içi kadar uçakta milleti kaldırığ koridora çıkarıp kucaktan kucağa geçmektense oturup kafa sakin bir şekilde kendi işi ile ilgilenerek uçağın dolmasını bekleyebilir.

"kabin bagajı için yer kapmak" cevabı bence hatalı. o sıra bekleyenlerin yarısından çoğunda büyük el bagajları yok. ben cevabı çok daha "psikolojik" düşünüyorum. ülkemizde uçak belki 10-15 yıldır çok yaygınlaştı ancak uçağa binen insanların %70-80'i, 80'lerde ve 90'lardaki "çok pahalı" dönemleri de yaşadılar. şu anda uçağa binmek bir statü göstergesi değil ama yine de eskiden kalan bilinçaltı ezberiyle "uçağa erken binelim çok para verdik" ve "ya kaçırırsak ve bilet yanarsa" korkusu hakim. pratik bir durum değil elbette, kimse cidden bunları düşünmüyor. ama bir iç his onları daha boardinge 15 dk varken o sıraya sokuyor.

not: genelde hep en son binerim. elimde bagajlarım da olur. şimdiye kadar hiç "kabin bagajı koyacak yer kalmadı lütfen uçaktan inin" denmedi. en en fazla olan şey; bagajı 2 metre ileri-geriyedeki boşluğa koydum. bu da dünyayı başıma yıkmadı doğrusu. otobüs yolculugu yapan ve 60-70 bavulun rastgele üst üste sıralanmasından hiç rahatsız olmayan insanların "eyvahhh ya el bagajımı tam kafamın üstüne koyamazsam!" korkusuna cidden gülüyorum.

1.bagaj koyacak yer kalmıyor

2. iki saat eşyasını kabine yerleştiremeyen tipler yüzünden koridorda ayakta beklemek istemiyorum. erkenden geçer oturur öyle beklerim en azından diyorum.

3. uçakta, daha koridordayken belediye otobüsündeymiş gibi koltuğunu beğenmeyip ben şuraya geçiyim de sen buraya geç muhabbeti yapan tipleri beklemek istemiyorum.

sanırım 3. binişimdi. çocuk gibi heyecanlıyım cam kenarına oturacağım için. baktım bir adamla karısı oturmuş benim yerime. kalkmıyorlar da. güzellikle rica ediyorum, kalkmamakta diretiyor adam. "ayngı yere gidiyo." falan diyor. beni piç gibi suçluyor bir de. adam utanmaz, benle kavga ediyor, tüm yolcular bizi seyrediyor. ben rezil oldum lan. en sonunda kalktı herif, ben rahatsızlık verdiğim için özür dilemek istiyorum. tam yeltendim ki "kes be sesini." dedi bana. ben de iyice patlama noktasına yaklaşıp "sen kes lan." deyince bu sefer "ama ben senden kaç yaş büyüğüm"e bağladı orospu çocuğu. işte böyle döl israfları yerimi kapmasın diye hemen sıraya girmesem de giriş kapısına yakın oturuyorum. duyuru yapılır yapılmaz da sıraya giriyorum.

Bagaj koyacak yer kalmiyorsa, millet nerede tasiyo el bagajini, koridora mi koyuyolar?

IMAX genelde 3d geliyor vizyona. IMAX 2d gördüklerim sadece 2d olarak gireceğiz biz diyen filmlerde oldu. Black Panther'i 3d olarak IMAX de izledim sanırım 2d olarak IMAX girmedi.

Arkadaşlarınız halt etmiş gayet izlemesi zevkli bir filmdi.

Black Panther, IMAX kameralarıyla çekilmiş bir film ve izlediğimiz birçok filmin aksine, birkaç sahnede 3d olup, 2d olarak devam eden çakma 3d'lerden değil. Bu sebeple, arkadaşlarınızın gözü ağrımış olabilir ancak kesinlikle, "3d kötü, 2d'sini seyret." denecek bir film değil.

ya aslında onun olayı arkadaşlarınla falanken bak bu şarkı çok güzel, sonra diğerinin kendi şarkısını dinletmesi, sonra diğerinin de dinletmesi şeklinde olması lazım. aynı anda 3 kişi bağlanabiliyordu galiba. ben müthiş bir özellik olarak görmüştüm. iptal edilebiliyor mu kitapçığa bakmak lazım da bt mesafesi 3-4 metreden sonra sapıtan bir teknoloji hadi 6 metre diyelim çapınızda sürekli birileri mi var?

hangi modeli?
GO'da olmasi imkansiz. once uzerindek fiziksel tusa basarak bluetooth eslesme modunu aktif etmek gerekiyor

@ozdek Çapımda birileri var. Kimse trollemedi de ama arkadaş yapınca garip geldi.

@jedilance modeli charge 3

tutun bir cafe orada yapın. aşiretlerse parayı çıkartırsınız da :p

bu işler bazen karşı komşunun da yardımıyla çözülür ama yaşadığınız yeri falan bilmediğimden bir şey diyemem. karşı tarafın bunu düşünmemiş olması çok absürt bir durum.

Cafe isine annemler sicak bakmadi ayip olur falan dediler. Bence asil bize ayip dugun gibi kiz isteme mi olur :)

Istanbuldayiz bu arada komsu olayi mumkun degil.

Doğuda öyle düşünülmez. Yani az kişi gidelim ayıp olur demezler. Çünkü çok kişi gitmek ayıp değildir. Bilakis fazla kişi gitmek bir onurlandırma olarak görülür. Mutluluğu paylaşmak olarak görülür. Bunun için yan komşuyu ayarlanabilir, mini bir düğün salonu tutulabilir. Doğuda böylesi merasimler ayrıca yemekli olur. Lahmacun, içli köfte vb. Şeyler gider.

Doğuda cenazede hep birlikte ağlamasını, düğünde hep birlikte oynamasını bilirler.

Tutun bir yer maddiyat iyiyse.

Soruya tam cevap olmayacak ama bir fikir vereyim. Benim kuzenimin nişanı oldu geçen. Teyzemin evi de nişan için küçüktü. Eniştemin kardeşi Almanya'da yaşıyor. Türkiye'de tripleks villası var. Nişanı onların evinde yaptılar çünkü ev boştu. Sizin de geniş evi olan bir akrabanız varsa rica edebilirsiniz. Bir akşamlık olay için çok para dökmeye gerek yok. Kafe ayıp olur diyorsanız otel düşünün diyeceğim de o da tuzlu olabiliyor.

@acemi 4 amca var darilir. 3 hala var darilir. 2 teyze var darilir. Kuzenleri var darilir vs vs.diye kibarca anlattilar ama imkanlarda bi yere kadar. Tatsizlikta olsun istemiyoruz. Iki ucu degnek bizim durum.

kız istemeye yer tutun diyeni de gördük ya ne diyeyim. anne babanız haklı. evde olsun. gelenler kapıdan taşsın, ayakta dursunlar akılları başlarına gelir.
sıkıntı yok. devam.

geçmiş olsun. hem mardin hem aşiret. ksuura bakmayın ama siz kardeşinize değer vermiyor musunuz? hadi kardeşiniz kendine vermiyor bu belli de..

olacakları yazayım; kültür savaşı, anlaşamamazlıklar, şu an el üstünde tutulan kızın iki gün sonra 2. sınıf insan muamelesi görmesi, gelenek-görenek adı altında hayatının zindan edilmesi falan filan.

bu heriften bi an önce kurtulun derim.

@iddiaci aynen senin dedigin cumlelerle geldi damat. Asil az kisi gidersek ayip olur diyor babamlar ikna olmuyorlar diye. Hatta kendileri de "kasayla" cerez, meyve, ikramlik falan getireceklermis adetleri oyleymis. Biz once yok artik dedik daka yapiyor falan sandik ama ciddiler baya.

Bir Öneri daha. Kiralık villalar var. Büyük evler var. Çözüm olabilir.

@ozdek onlarin boyle bir talebi olmadi aslinda ama eve sigamayacagimiz icin bizimkiler bir yer bulalim bari dediler. Belki adamlar ayakta kalmaya razi da babam gurur meselesi yapti isi.

@susadim ikisi de univ.mezunu isi gucu olan 27-28 yasinda insanlar. Herhalde dogruyu yanlisi gorup karar vermislerdir. Bu noktada "kurtulalim" durumu yok. Hem belki farklilik zenginliktir. Umalim oyle olsun.

açıkcası pişman olacağınız bir yol bu. farklılık zenginliktir diye kendinizi aldatmaya devam edin siz.

şimdiden geçmiş olsun. bu isteme olayını bir uyarı olarak görüp yol yakınken dönseymiş keşke.

@mermize+1
Öncelikle hayırlı olsun.

Benzer durum yaşayan bir arkadaşım oldu onlarınki nisandi ama. Komşudan sandalye vs isteyip sıkış tıkış da olsa hallettiler. Zaten yer o kalabalıkta kimse sorun vs cikarmadı. Herkes anlayisli oluyor genelde. Ayrıca en fazla 2 saat sürecek bir süreç. Geniş evi olan bir akrabadan rica edilebilir. Belki damat kişisine sayının yer olmadığı için azaltması da söylenebilir.

Bu altmış kişi nerede yatacak? Kalacaklar mı?

Ek: NEREYE SIÇACAKLAR?!

ozdek +1

gerekirse apartman boşluğuna oturtun kalanları 60 kişi nedir, inceden bu işi evde yapacağınızı buna uygun sayıda gelmelerini ima edin, eğer 60 kişi gelirlerse de ayakta tribün misali dursunlar ya da değişmeli 15'er 15 'er eve alın :)

o evin tuvaletini hayal edemiyorum.

@rahip janick kendi evlerinde :) 2-3 saat bizdeler. Tutarlar cislerini herhalde ya da ev yatili okul helasina doner.

Mardin'den gelmiyor mu abi bu insanlar? Geri mi dönecekler iki saat sonra? Valla yanında kasayla çerez getiren adam iki saat kalıp dönmez bence. :B

Mardinden gelen de var ama oglan tarafinda kalacaklar. Cerezleri bitirmeden gitmezler bence de ama hayirlisi :d

@gezegen evde tek tuvalet var abi camiye falan yonlendiririz herhalde ;)

5-10-15 hadi 20 de tamam. 60 nedir? 60 kişi aynı anda lüks bir restorana gitse orada dahi sistem çoker 1 saat. bu işin sonu yaş. ya doğru düzgün organizasyon yapılacak, paraya acınmayacak ya da sayı azaltılacak. ortası yok. ev ile olacak iş değil.

Mardin'de ya da herhangi bir Anadolu şehrinde kalabalık gitmek adet olabilir, ama Anadolu'daki evler de buna müsait. Büyükşehirlerde, hele ki İstanbul'da bir evde 20 kişiyi bile misafir edemezsiniz. Bunu karşı tarafa anlatın, damat halletsin bu işi "evleri küçük 20 kişi zor sığar sokakta mı kalacaksınız?" desin.

bu duyuruya yazacağım cevabı kız istemeyle ilgili diğer duyuruya yazmışım. Bizim de nişan/söz/isteme bir arada oldu. ben bu tip şeyler için salon vs tutulmasının sıcak bir ortam yaratmadığını ve gereksiz olduğunu düşündüğüm için evde yapmaya karar vermiştim. eşim kendi tarafından gelenlerin 60 kişi civarı olacağını söyleyince bayağı bir tutuştum nasıl sığacaklar diye. burda herkes kalabalık geliyorlar diye karşı tarafa kızmış ama napsınlar, zaten 2 dayı 2 amca 2 hala 2 teyze olsa çocukları falan oldukça fazla bir sayı oluyor. ben onlar kalabalık diye kendi sayımızı azaltmaya çalıştım. mesela sadece 1 arkadaşımı çağırdım. ortama fazla uyum sağlayamayacak olan ve aramızın limoni olduğu halalarımı çağıramadım. sonradan küstüler ama zaten bu olmasa başka şeye küserlerdi. eve komşulardan bir sürü sandalye istedik. büyükleri salona, küçükleri odalara yerleştirmeyi planladık. ama küçüklerde büyük bir zamanı salonda yerde oturarak geçirdiler. heleki yüzüklerin takılıp pasta kesilen anda insanlar video çekmek için birbirlerinin üstüne çıktılar. çoğunluk şehir dışından geldikleri için akşam yerine öğleden sonra yapmıştık nişanı, dönecek olanlar akşam dönsün diye. biz konaklama işine karışmadık zaten, karşı taraf ayarladı hepsini. karnı aç olan olur diye ikramlık ufak poğaça, kurabiye, minik börekler vs hazırladık pastayla beraber ikram ettik. oldu bitti, atlattık valla. siz de çok takmayıni kalabalıklar diye karşı tarafın kötü hissedeceği şekilde bir davranış sergilemeyin. sonuçta gelin ve damada değer verip önemsiyorlar ki bu özel günde orada olmak istemişler. şimdiden hayırlı olsun, mutlu olsunlar :)

www.airbnb.com.tr

benzer bir şey bizimde başımızdan geçti. karşı taraf doğuluydu bıraksak tüm sülaleyi alıp getirecekleri gibi geleceklerin tüm uçak, konaklama ulaşım masraflarını da benim eşime kitleyeceklerdi. bizim de hem o kadar kişiyi ağırlama kapasitemiz olmadığı hem de gereksiz kalabalığı istemediğimiz için annem kibar ama net bir şekilde karşı tarafa 10 kişilik sınır koydu. onlar da istese de istemese de uymak zorunda kaldılar. yaşadıklarımdan yola çıkarak şunu söylemek isterim kesinlikle insanlara karşı ayrımcı değilim ama özellikle bu evlilik işlerinde kültürler farklıysa doğulu olan tarafın artık saçma düzeye varan adetlerle ilgili istek ve arzularına kesin bir dille dur demeniz gerekebiliyor yoksa siz üzülüyorsunuz. :/

Bir üstteki arkadaşın annesi çok iyi yapmış bence. Dağ başında yaşamıyoruz herkesin bir evi var, o evin de kapasitesi belli. Teyzeye amcaya ayıp oluyor da size ayıp olmuyor mu?

İşyeri yemekhanesi:
1) Az önce yediğim ıspanağı ailemde böyle pişirebilen yok.
2) Acı kesinlikle yasak. Masada biber duruyor isteyen koyuyor.

1)bence kötü
2)acı kullanılmıyor.

Üniversite personel yemekhanesi:
1) Kötü değil ama genel olarak yemekhanelere karşı bir ön yargım var.
2) Acı hiç denk gelmedi. Masalarda var isteyen ekliyor.

Şu ana kadar 4 yemekhane kullandım.

1. Akkol, bence kötü
2,3. Sardunya, ikisi de iyi başladı sonradan kötüleşti.
4. Sodexo, kötü

Hiçbirinde acı yoktu.

1-) yemekler fazla yağlı ve tuzlu. ben biraz tuzsuz yemeğe alışıktım ama her halükarda daha tuzsuz olmalı, tansiyon hastaları gözetilmeli diye düşünüyorum.

2-) okulda değil ama yurtta acı oluyor bazen evet.

motorsiklet scooter falansa ucuz tutar ver gitsin, başına bela alma.

Eğer karburator kapağı falan duyarsan hass. de geç.

Şimdi mesaj attı egzozun içi dagılmış diyor, ben pek ihtimal vermiyorum zira ben elimle yumruk atsam daha sert vururdum hesabı bana kitleme peşindeler.

Bana kitleme vakası gibi geldi

elemanın ehliyeti var mıydı? ben motorsiklete istemeden çaptım (hatalı sollama yapıp sağımdan sola girmek isterken bana çarptı) ve düşürdüm. elemana direkt ehliyetini sordum kaçtı gitti.

Adamlar 40-45 yaşlarındaydı, ehliyet olmaması ihtimali düşük, ben şimdi gelin imzalayayım tutanagı desem bana ne zararı olur?

adamin samimiyetine inanmiyorsan bildigim kadariyla da sana hicbir yaptirimi yok su anda. kusura bakma kardesim benim carptigimdan o kadar bir sey olamaz deyip gecebilirsin. kaskondan tamir yaptirsan kasko primin artar adam da bunu dusunup senden para alip tamir bile ettirmeyebilir. tabi bu dediklerim adamin durust olmadigini dusunuyorsan gecerli, ki bana da oyle bir durummus gibi hissettirdin seni saf gormus olabilir :) ek olarak gel benim ustama gidelim gibi olaylara girebilirsin ama bence gereksiz.

sana kitlemeye çalışıyorlar inanma. (anlattıkların doğruysa tabii)

5 km/s hızla nasıl çarptın?

ucuz tutar. kaskı sigortası ve motor ehliyeti varmı onları bilirsen ben ödemiom sen kurallara uy önce de.

2410 tl hesap gelmiş,
Nasıl çarptım, elma yiyordum, elmam bitmişti, elimi silmek için selpak bulamayınca elimi camdan çıkartıp yagmurla ıslatayım derken önüme bakmadım ve çarptım.

Anlattıklarım doğru, mecidiyeköy metrobüsün orada zaten trafik duruyor, akan trafik olsa zaten camı açmazdım :)

2.410 TL'yi kitlemeye çalışıyor farkındayım, Motor 14.500 TL'ymiş, egzoz 2.410 TL tutuyor. Bir yanım gitsin dava açsın diyor bir yanım nasılsa cebimden çıkmayacak diyor. Kaskları vardı adamların.

Not şu an ofiste çalışıyorum. Öğlen gelecek tutanak tutacagız.

2410 nedir amk? sakın kabul etme. çok çok gel benim tanıdığım ustaya götürelim dersin. 2410 tl tutmaz hiçbir şey..

binder haklısın esasında ama artık kötü insanla kötü olmamak adına tutanagı tutacagım, not kısmına 5 km hızla gittiğimi de belirteceğim, trafik sigortası firması dava bile açabilir bu kişiye ileride.

Benim zorunlu trafik sigortam ödeyecegi için tutar benden çıkmayacak ki, adamın egzozunu harbiden yenilemiş olacağız.

Ahaha 2400e arabanin kaput + bagajini yeniliyorlar. Tutanak tuttur kesinlikle. Aciklama kismina da olayi yaz 5 km hizla carptigini, inip baktiginizda gizle gorulur bi hasar olmadgini vs.

trafik sigortası senin karşı tarafa verdiğin zararları oder. senin aracındaki hasarı ise kasko öder. adamların seni sikmeye çalıştığı belli. ama trafik sigortası tarafından karşılanacağından çok dert etme derim.

@twelfth ben de sen gibi düşünüyorum.

Bir motosiklet sahibi ve motordan çok araba kullanan biri olarak cevaplayayım;

Çağırın gelsin, motora ve eksoza bakın. Sizin çarpma açınıza göre eksoza çarpmış olma ihtimaliniz varsa eğer tutun tutanağı.

Ha yok direkt arkadan çarptıysanız tekere ya da çamurluğa denk gelir eksoz olamaz, eksoz tarafından açılı çarptıysanız olabilir ama.

Evet orjinal eksozlar çok pahalı.

Aslında burada sizin kazıklanıp kazıklanmama gibi bir probleminiz yok, nasıl mı?

Tutanağı tutun, çarptığınız açıyı doğru anlatır şekilde tutanağa çizin. Ayrıntılı olarak yazın, motorun ve sürücünün düşmediğini ayakta kaldıklarını da belirtin. Sonra da çarptığınız andaki gibi araçları yerleştirip fotoğraflayın.

Gerisi sigorta eksperine kalmış bir şey, sizi belki kandırabilirler ama eksperi kandıramazlar. Eksper o kazada oluşmayacak şeyleri onaylamaz.

Tekrar farklı yönden düşünelim;

Kaza yaptığınız an tutanak tutup adamla vedalaşsaydınız gerisi sigorta eksperi ve onun arasında olan bir konu olacaktı. Tutanakta kazayı ayrıntılı anlatıp fotoğrafladıktan sonra servise gidip de sağlam eksoz ve tekeri söküp kazalıyı takıp kazada oldu diyerek sigorta şirketin de dolandıramazlar.

Özetle çağırın ve tutanağınızı tutun, hakkı varsa sigortadan alır. Hakkı yoksa babayı alır eksperden.

sana kitliyor, üstelik motorcu bi de... hiç güvenme derim.
yine de tutanak tutucam, bana giren çıkan yok diyorsan; zorla biraz adamı. kamera baktırdığını söyle, hız tespiti yaptıracağını söyle, kendi ustana gösterteceğini söyle.. yarın başkalarını da kökmesin adam.

Geçen 60-70 km hızla giderken motordan düştüm, sürüklendi motor baya. İkimiz de sağlamız. O hızda o kadar hasar çıkması imkansız.

Egzoz da zaten o kadar pahalı bir şey değil performans egzoz değilse. 40-45 yaşlarındaki adam da kullanmaz zaten.

motor ne marka model? carptiginizda egzoza mi denk geldi? yoksa plakalik kismi veya lastige mi?

bana da ara sira isiklarda beklerken veya geri geri giderken carpiyorlar. bazilari ozur diliyor, bazilari kafasini ceviriyor. kadinlar cok fena ne yazik ki. direkt okuze bagliyorlar. neyse, sizin yaklasiminiz cok insancil geldi o yuzden. ama sanki bir kaktirma niyeti var karsi tarafta.

bence sigortanizla gorusup dogru bilgi alin. parayi sizin odememeniz haksiz bir isleme ortak olmanizi gerektirmez.

bir de hazir konusu acilmisken; egzos, egsoz, eksoz, egzost, eksozt bunlar yanlis, egzoz dogrusu.

motorsiklet degil motosiklet dogrusu.

@jimicik, ben zaten neyse onu yazacagım, motorun görünüründe bir hasar olmadığını ve çalışır vaziyette olduğunu, artık sigorta firmasından alır mı yoksa 2.400 TL masraf kendisine mi kalır bilemem, ben ekstradan yok şoyle haksızım boyle haksızım demeyecegim.

tutanak tutulmadıysa hiçbir bok ödemek zorunda değilsin. cevap verme.

@John Bloor +1

1- tutanak tutalım de çağır adamları.
2- eğer tutanakla falan uğraşmam dersen de motoru kendi tanıdığın yer dışında yaptırmayacağını kesin bir dille belirt.

@naksidil, nerede yaptırırsa yaptırsın banane, parasını ben vermeyecegim, sigorta öderse öder ödemezse kendisine kalır.

Yanlış kişiye insanlık yapmaya kalkmışsın. Fırsatçının teki. Egzosta gerçekten bir hasar olsa bile onun tanıdık ustası vardır çok ucuza hallettirebilir. Seni silkmenin peşinde.

Tamam sigorta öder ama bir sonraki sigortan yüksek gelir. Sana da zararı var. Risk puanın yükselir.

Adam motorla maltepeye gidiyor, şimdi de maltepe'den mecidiyeköye gelecek. Bu kadar masrafı olan araç iyi yol yapıyor. İnsan işkillenmiyor değil.

Sigorta yeniletirken sıkıntı yaşarsın. Az masraf değil 2400 kesin primlerinde hayvani artış olur. Sigorta experine paslamışsın durumu ama sigorta experi cebinden vermiyorki o da senin primine yansıyacak.

çarpma pozisyonuna yine al arabayı, egzosa geliyor mu bak ? bence sana kitliyor, ben de başka servis biliyorum oraya götür de.

senin cebinden çıkıyor olabilir ama öyle yüzsüzlere sigorta neden para ödesin. en olmadı tutanak tutulsun ama sonra eksperi ara olayı anlat, ben innamıyorum kazada olduğuna de. zaten eksperler çakal anlarlar

@oscar bence de sigorta uzmanı beni arayacak o zaman zaten ne olduysa anlatacagım.
Adamla tutanak imzaladık, çakal bir tipi yok, halo etkisi ile yanlış düşünüyor da olabilirim :)

kişinin samimiyetine binayen davranmanız daha doğru, ama burada servisinde art niyeti olabilir, adam anlatmıştır böyle böyle oldu diye, servisde ona masraf çıkartmıştır sırf kendisi para kazansın diye, güvenmiyorsanız mesafe de fazla yoksa diyin ki burada bir servise göstereyim ben bakalım o ne diyecek diyin yada yetkili servise götürün.

öte taraftan tutanak da tutabilirsiniz hemen o anda olmak zorunda değil, tutanakta yazdıklarınızda mutabık iseniz problem olmaz.
teknik olarak ise, egzosun içi nasıl dağılabilir ki? içinde ne var bu egzosun.

ek olarak eski egzosu isteyin maden değiştirdin kardeşim bu senin işine yaramaz ben bunu alayım de.

pahalı diyen arkadaşlar için, motosiklet için her bişi çok pahalı :(

müşteri bulabileceksen yapılır. ajanslar yapıyor bu işi drone alıp zaten. önemli olan müşteri bulabilmek.

Müşteri bulma konusunda la femme'ye katılmakla beraber bir şey daha ekleyeyim. Bu tarz çekimleri ucuz cihazlarla yapamazsınız. Piyasada satılan droneların bir çoğu bahsettiğiniz profesyonel beklentilerin olduğu çekimler için uygun değil. Bunun iki nedeni var;titreşim ve uçuş süresi. Kullanacağınız cihazın hem drone un hareketlerini ve titreşimlerini sönümleyebilmesi hem de en az 20-30 dakika uçuş süresi sağlaması gerekir. Doğal olarak bu cihazlarda pahalıdır. Dji'ın sitesini inceleyebilirsiniz.

dji phantom 3 pro olarak düşünmüştüm. 4 fiyat olarak çok yüksek malesef.

karma gopro al

Phantom 3 pro bence güzel bir cihaz. 20 dakika civarı uçuş imkanı da tanır. Bu işte devam etme kararı alırsanız daha iyi platformlara sonra geçiş yaparsınız zaten. Şimdiden başarılar.

bu işi orta seviye ve üzeri yapanlar en az 20-30 bin liralık ekipmanla yapıyor. gopro değil en azından bi sony a6300 ya da dslr takıyorlar. facebookta epey bir drone gurubu var oradan takip edebilirsiniz.

standart doğum günüydü, düğündü gibi etkinlikler için illa profesyonel havadan çekim ekipmanına ihtiyacın yok, standart dji mavic bile işini görür; yeter ki çektiğin videoların düzgün bir şekilde kurgu ve düzenleme işlerini yapabiliyor ol. iki güzel geçiş efekti, iki yavaş çekim, iki filtre ile insanların gözünü boyamak çok kolay.
mesela;
www.youtube.com

phantom 3 alacağına fly more combo mavic air al derim ben. hem daha güncel bir cihaz, gps kuvveti, hızı, atikliği işini görür hem de taşıması kolay. ama ne alırsan al en az 2 yedek bataryan ve yedek propeller'ın olsun, çoklu şarj dokun olsun.

sadece organizasyon olarak düşünme, herhangi bir tatil yöresinde irili ufaklı otellere gidip tanıtım videosu çekebileceğini söyleyebilirsin. 1-2 tanesine uygun fiyatla çeker portfolyo yaparsın, zaten çoğu birbirini tanır, memnun kalırlarsa önerirler. benzer şekilde, tekne turları yapan bir firma ile anlaşıp belirli saatlerdeki turlara gidip teknenin etrafında, koylarda çekim yapabilirsin. suya atlayan tiplerin kısa videoları olur, fotoğrafları olur; bunları da ayrıca kişilere satabilirsin.

Bütün olay senin edit yeteneğin.

3-4 senedir drone işine bulaşmış biriyim. artık zevk alamıyorum. istanbul'da yasaklar yüzünden uçamıyorum! uçmaya kalktığımda polis karakola götürüyor. cezayla tehdit ediyorlar. bilmem kaç desibel ses çıkaran cihazla milletin karısını kızını röntgenliyorsun sanıyorlar.
bu ülkede hobi yapılmaz.
200 liralık drone nedir ya derken bu işe toplam 20 bin tl yatırdığımı ve 15 bin tl lik cihaz(lar)ımın hasarlı olduğunu belirteyim. bir tanesi boğazın serin sularında yatıyor. bir fatihayı eksik etmeyin.

Tanıdığım sıfırdan cihaz alıp bu işe girdi. Aldigi makine ce yedek batarya vs. derken toplam 9 bin liraya geldi. Instagramdan yürütüyor isleri. 6 ay önce başladı ama yeni yeni güzel işler gelmeye başladı. Evlilik teklifi yapmak isteyenler, düğün çekimleri, emlakçılar, dış cephe işi yapanlar arıyor soruyor genelde. Kendisi profosyonel değil. Gelen müşterilerde profosyonel iş istemiyorlar. Ajansların verdiği fiyattan aşağı fiyat çekerseniz müşteri bulabilirsiniz.

Araba van. 1. Köprüden geçemez. Vergisi yüksek hız limiti kamyonetlerle aynı seviyededir.
2005 modelinin anası ağlamıştır. Ben bunun 2007 olanını 2011-2014 arası kullandım o bile haşattı.

Ayrıca kesinlikle önden darbesi var.

Bunu araba değil eşşek niyetine kullanmışlar. Ön kaput çizgileri çok bozuk, farlar tampon filan değişmi. Doğru düzgün yaptırmamışlar bile. Kimbilir motoru şanzımanı ne durumda. Kesinlikle alınmaz.

Araba salmış kendisini artık bırakın öleyim diyor. Alma.

Hususi ruhsatta ise de geçemiyor mu köprüden

İşliyse geçer ama adam muayene yeni şubat 19a kadar geçerli demiş. Yani 1 yıl yani hala kamyonet.

Bir de km nasıl bu kadar düşük 2005 sonrası düşürülemiyordu?

Bahsettiğim fiestada bana da çakmışlardı km düşürülmüş aracı. Hala yapılıyor.

Bu araç alınmaz, galericidense hiç alınmaz.

Sağ eskimiş sol kazadan sonra yenilenmiş, renk farkı bu yüzden. Diğer sorular cevaplanmış ben km konusuna değineyim.

KM düşürelimiyor diye bir şey yok, servise gidip de kayıt altına alınmazsanız, muayeneye gitmeden önce de km düşürürseniz düşük km ile muayenede kayıt olursunuz.

sağ farda katarakt var. lens değişimi yapılarak çözülür.

Farın rengi farklı değil aslında. Ampül değişimini yanlış yapmışlar, yerine tam oturtamamışlar. Dolayısıyla far içindeki yansıtıcı plastiğe temas eden ampül plastiği eritmiş ve far içinde is oluşmasına neden olmuş. Çözümü çok kolaydır bu renk farklılığının.

Km düşürülmüş bence. Döşemeler çok fazla yıpranmış, o km'de bu derece yıpranma olmaz genelde. Bu arada, o fiyat aralığında alınabilecek en iyi arabalardandır. Malum artık şahin doğan o paralara satılıyor.

Daha temizini, sahibinden olmasi kaydıyla bulabilirseniz bence alınır. Ama ilandaki aracı almazdım. Bu aracı hususi amaçla alıp kullanan çok insan var, o şekilde kullanılmış temiz bir alternatif bulabilirsiniz.

hangi havayoluyla uçuyorsa destek olması lazım. tanımadığınız birinden destek almaktan iyidir.
atatürk havalimanında yaşlılar için eskort servisi var diye biliyorum. önceden randevu almak gerekiyordu ama sanırım. kapıya kadar götürüyorlar özel shuttle ya da medikal bir araçla.

bu sabah esenboğa'dan sabiha gökçen'e uçtum. uçakta yalnız yolculuk eden çok çok yaşlı bir kadına, iki havalimanında da eskortluk eden görevliler vardı.

eskort servisine başvurunuz +1. ayrıca lütfen size ulaşılabilecek birkaç telefon numarasını en az bir kağıda yazıp annenize veriniz. olmaz da bir sorun olursa kadın size ulaşabilsin bir şekilde.

üzerinde medeni durumu gösteren tüm belgelerin yenilenmesi gerekli mantıken.

@angelofdeath üzerinde medeni durum yazmıyor işte o yüzden sordum

soyadınız değişmediyse gerek yok diye biliyorum.

yeni kimliklerde bi bok yazmıyormuş bende de yok da. öncesinde mavi kimlikte evli bekar yazıyordu. değişitirmesen de çok sıkıntı değil gerçi

blade runner 2049 vardı yakında.

geostorm

arrival

valla simdi berlinde kontrol momtrol hak getire. museum passli bilet var ondan almistim 3 gundu galiba, sonrasinda almadik bilet falan. sorarlarsa cezasi var da param yoksa alirdim riski. en fazla bilmiyordum bileti valide etmedim falan der yirtarsin, olmadi param yok de pasaporta yazarlad ceza.

kahvalti en ucuz sey, bi yerden sicak icecek bisiler bulursan firinlarda cok cesitli tatlilar oluyor cikolata marmelar vbli. 1 1.5 euro arasi 3 euroya kahvaltiyi halledersin cok rahat. onun haricinde tabi lidl falan daha ucuz takilirsin her turlu. turk doneri en ucuz ve doyurucu sey, denemeni de oneririm sahsen -) mcdonaldstan iyidir. yemek kulturleri yok onun haricinde pek en ucuz neyse ye pisman olmazsin.

berlinde gezilecek yer cok. wall monuementa gidersin orda muze ucretsiz. checkpoint charlie ye git. museum island icin biraz zaman gerekir. disardan binalara takilabilirsin. hava guzelse nehir kenari birani al yat cimlere.

1. bileti valide etmeden adım atmayın. metroda, otobüste sürekli yakalandım. yakalanmam demeyin. valide etmeyi bilmesem çok fena olacaktı. medeni ülkelerde bu tip şeylere bana bişi olmaz derseniz olursa rezil olursunuz cezası büyük. yukarıdaki öneriyi dikkate almayın kesinlikle..

lidl diye bir yer var süpermarket. gayet ucuz yiyecek, atıştırmalık, fındık vb. bulabilirsin. bir de bir tane daha böyle ucuz market zinciri var. kendi ürünleri gayet kaliteli. adını unuttum bak şimdi. bir çantan mutlaka olsun gün içinde su, yiyecek vb. şeyler çantada durur. öğlenleri yemek için mcdonalds vb. en kolay tercih. onun dışında bir sürü alternatif var elbette. döner denenebilir. ben şahsen yemedim.

bu mevsimde çimlere yatın evet güzel hastalık çıkar. ya sabır. :) gezecek yer çok berlin duvarı falan en klişeleri ve türkleri görebileceğiniz yerler arasında - haksızlık yapmamak lazım bütün milletler orada- bul karayı al parayı falan oynatıyorlar görürseniz uzak durun pişman olursunuz.

öğrenci bütçesi gibi bütçeyle günlük 20 eur ortalamada fazlasıyla yeter.
biraz aç kalabilirim diyorsanız günde 10 eur olur ama riskli. çok junk food yersin.

kuru meyve kuruyemiş dediğin poşetler öğrenci şeyler 3.99 ve üzerinde bilgine diyeyim.
ayrıca fırınlardn alacağın tatlı veya bretzel tarzı şeyler de 2 ve üzeri euro. öyle ucuz bişe nerde bulursun türk mekanlarında. onunçün gitmeden bence türk mekanlarını kes. gidince de türküm doğruyum çalışkanım ama param az diyeerk yollar yapmaya çalış.

bir önerim de şu olabilir.
ucuz marketler vardır. onların içinde de fırınları vardır. oralarda akşam doğru 4den sonra kalmışsa ucuza hamur işleri bulabilirsin.

@fempusay hiçbir alman brezele 2 euro vermez. 75 cente almayanı dövüyorlar

Yeme icmeye 100-150 euro harcarsin en az. Aldi, lidl, netto, penny gibi ucuzluk marketlerinden alisveris yapabilirsin. 1 müzeye gideceksen de o müzeler adasi olsun ve bir tam gününü oraya ayir bana kalirsa. 4 müzenin tamami 30 euro civari sanirim, tek müzeye de girebilirsin o da 10-12 euro falan galiba. Yemek olayini da, etrafta bolca bulunan firin ya da büfe gibi yerlerden, sandvic, döner, falafel vs. yiyerek, 2 ila 5 euro arasinda halledebilirsin.

Berlin‘de toplu tasimada kontrol ciddi bir sekilde var. Ama bu isler sans isi bazen 6 ay gezsen kimse denk gelmez bazen bir haftada birden fazla denk gelir. Bence risk almaya degmez. Trenden indirilmek 60 euro ceza yemek falan, hos seyler degil.

Yeni mezuna ne soracaksın ki? Ben genelde üniversitede ne yaptın? anne baba ne iş yapıyor? vs gibi sorular sorup iyi bir insan mı onu öğrenmeye çalışıyorum. iyi bir insan olduğu izlenimi varsa zeki mi diye irdeliyorum. bunu da derslerine ilgisi, sorduğum sorulara olan cevaplarıyla falan belirlemeye çalışırım.
daha içime sinip de işe aldığım yeni mezun yok.

+ingilizce konuş, stresini ölç.

+geyiğine google 'ın işe alım sorularını sor, bakalım nasıl düşünüyor

+10 tane arkadaşının ismini saymasını söyle soyadlarıyla. sosyallik önemli.

1. Önce firma ve pozisyon ile ilgili bilgi ver. Çok uzatma ama 5 dakikayı geçmesin. İş süreçlerini anlat. O pozisyon için düşünülen çalışanın ne yapacağından bahset. Sonra topu oraya at sürekli. Onu konuştur.

"kendinden bahset biraz."
"bizim şirketimizden beklentin nedir?" vs. gibi sorular sor. Zaten yapacağı yorumlara göre diğer sorular aklına gelecek.

if you could live another 300 years, what would you want to accomplish ?

300 yil daha yasayabilecek olsaydiniz, neleri basarmak istersiniz ?

ingilizce biliyorsa ingilizce sor yoksa turkce. cok sevdigim bir sorudur

Kısa, orta ve uzun vadeli hedeflerini sorarım.

*bu başvurduğun pozisyonun ne iş yaptığını anlatabilir misin?
*sektörün genel durumu nedir? ( hangi sektörse)
*çalışmayı istediğiniz bu şirket hakkında neler biliyorsunuz?

yani ssd sürekli veri transferinde, değişiminde önerilen bir medya değil. kapasitesini 68 kez tekrar silip yazmışınız. sanırım bundan fazlasına dayanır. ama wear level count ciddiye alınmayacak bir konu değil diye biliyorum. ssd'ler için elbette. bu da garip bir teknoloji adamlar kullanım sınırı koymuş resmen. saçma.

750 evo eski sayılabilir. samsung'un kendi yazılımıyla kontrol et. benim 7-8 aylık 960 evo 4.2 tb de ve ömrü sanırım 200 tb bunun.

ben de samsung 840 pro kullanıyorum, ne zaman aldığımı hatırlamıyorum bile, en az bi 4 sene olmuştur. bilgisayarda ikinci hdd de var. sadece programlar ve işletim sistemi ssd'de, geri kalan her şey hdd'de. birçok dosyayı da sembolik bağ (symlink) ile hdd üzerinden çalıştırtıyorum. yani demek istediğim, çok bi şey silip yüklemiyorum ssd'ye. ha uzmanı değilim işin ama etrafta önerildiği şekilde kullanmaya özen göstermiştim işte ve şu an bakıyorum wear leveling count 328 diyor, %91, lba 16.5 tb. yüksek gözüküyor aslında ha ama %99 da diyor drivedx.

bu arada trim özelliği açık mı?

Tansiyon bilekten ölçülmez.
Piyasayı bilmiyorum, aletler ve kaliteleri hakkında hiçbir fikrim yok, hiçbirisini kullanmadım. Ama bu kesin yargı yardımcı olacaktır umarım.

omron markasına bakın

omron m2 veya m3.

Omron koldan ölçer

urun.gittigidiyor.com

omron'un koldan ölçer ve iphone ile veri paylaşan cihazını aldık büyük umutlarla. bilekten ölçere laf atan biriydim ama test ediyorum genelde aynı ölçüyorlar. aralarındaki fark 3-5 hg yok ki sonuçlar 113-75 gibi çıkıyor. diğeri 115-77 ölçüyor misal.

Cep telefonu bataryaları, yani lityum iyon piller istenildiği zaman istenildiği yüzdede şarj edilebiliyor.

O "sonuna kadar bitirip, %100 e kadar şarj etme" durumu ise ayda bir yapılması tavsiye edilen bir durum. Buna pil kalibre etmek diyorlar. Daha pil şarjı var gözükürken çat diye kapanırsa bunu yapmak lazım.

Gördüğüm kadarıyla bataryalar taze şarjı seviyor. Şarj etmek için %50'nin altına düşmesini beklemeyin.

%20 altına düşmeden ve %80 üzerine çıkmadan şarj ederseniz. aşınma daha az oluyor ve ömrü %200 artıyor.

li-ion piller için 2007 yılından beri sahip olduğum iphone'lar için konuşursak şarj bulduğumda taktım diyebilirim. pil ömrünü hiç etkilemedi. apple'ın da belirttiği gibi 1000 olarak söylenen bir pil döngüsü var. 600-700 döngüden sonra pil artık ben buradayım demeye başlıyor. döngü nedir? 100'den sıfıra düştüğü her durum bir döngüdür. bunu isterseniz 20-20 5 kerede şarj edin yine 1 döngü oluyor. eşim günde 2 kere telefon şarj eder bense 1. onun pili iphone 5 varken 1,5-2 sene civarında değişim gördü. bende aynı pil 1 sene daha gitti. 2-3 sene sıkıntı olmuyor benim kullanımımla ama döngü olayını bilmek ve bilincinde olmak lazım. günde 1 kez şarj eden birinin 30 ay yani 2.5 sene boyunca çok büyük dertlenmemesi lazım ki bu sürede 3 kere telefon değiştirenler var.

Bu konuyu araştırdım, en mantıklı gelen şey şu oldu; şarj edilebilir pillerin kararlı kalmasını sağlamak için ne çok boşaltmak ne de tam doldurmak gerekiyor. O yüzden yüzde 20-80 arası olayı doğru fakat buna dikkat edilmediği takdirde de çok dramatik farklar oluşmuyor, sadece daha sağlıklı.

Çok fazla tak-çıkar yapmanın hiçbir etkisi yok. Bahsedildiği gibi tam döngü önemli.

2012'den beri 4 sene iphone 4s, 1'er sene de 6s ve 7 plus kullandım. şimdi de x var.

hepsinde dikkat ettiğim şeyler;

- çok çok zorunda olmadıkça %20'nin altına DÜŞTÜKTEN sonra şarja takmak, ayda en az 1 kez telefon kapanana kadar kullanmak. kapansın diye de pili zorlayacak uygulamaları açık bırakmıyorum. misal; gece uyumadan önce şarjı yüzde 2-3 kalmışken uçak moduna alıyorum, pil tasarrufunu açıyorum sabaha telefon kapanmış oluyor ve şarja takıyorum.

- Şarjdaki telefonu %100 olana kadar çok çok zorunda olmadan şarjdan ÇIKARMAMAK

6s'ten itibaren şarjım en az 1 gün yeter duruma geldiği için telefonlar genelde tüm gece şarjda kalıyor.

sonuçlar;

4 sene kullandığım 4s hala evde ne olur ne olmaz diye duruyor. en son kullandığım zamanlar şarjı %1'i görüyordu %1'de de bir süre çalışıyordu.

6s'i şu an eniştem kullanıyor, şarjı ios 11'le bir günü çıkartıyormuş.

7 plus'ı ablam kullanıyor, 1 sene sonunda bildeki aşında yüzdesi yüzde sıfır idi, yani pil kapasitesinden hiçbir şey kaybetmemişti. ablama şarjı 2 gün rahat dayanıyor.

x, 2.5 aydır kullanıyorum. 2 günü illaki çıkartıyor. daha yorum yapmak için erken.

kimin ne dediği umrumda değil. benim kendi tecrübelerim bunlar ve bu şekilde kullanıyorum.

Çok fark eder. Telefon çok eskidi. Elimdeki 6s bile güncellemeden sonra yavaşladı 5sin halini düşünemiyorum. 5s parasına 2. el SE al çok daha iyi olur.

freetakilir'a aynen katılıyorum. şu zamanda SE gibi bi model varken 5s alınmaz.

Alınmaz cidden. 1650 tl civarına 16gb sıfır se satiyorlar. Bunların ikinci eli de 1100-1200 arası. Temizini bulup al uzun süre götürür.

alınmaz.net

dün 5s kullandım bir 30 dakika falan. 5 kullanıyorum 3. telefon olarak.
bütçen müsait değilse kullanılır bence ama 1000 tl vermek çok fazla geldi. 600 falan iyidir temiz ikinci eline.

temiz ikinci el var istersen 700'e satıyorum. geçen haftaya kadar sorunsuz kullandığım telefon. hafıza (16 gb) dışında hiçbir sıkıntı yaşatmadı şimdiye kadar.

5 senedir iphone 5s kullaniyorum, ios 11e guncellemedim.
Bi kez pilini degistirdim, onun disinda sikintisiz. Takilma vb yapmiyor AMA yeni alacak olsam para verip bu yilda asla almam.

mali müşavirler bunun için var.

Ben daha çok kendim literatürden kaynaktan öğrenmek için sormuştum.

bence %5'in altına düştü yağma ihtimali.

yağmaz, şubat tahminlerinde gözükmüyor zaten. En son ne zaman mart ayında yağdı ben hatırlamıyorum bile. işin garibi Ankara'ya bile bu sene yalnızca 2 gün kar yağdı onlar da 1 gün dayanmadı.

Mart ayında kar yağar, tutar ama çabuk erir.

amatör meteorologların tahminlerine göre önümüzdeki haftasonu kar geliyor. geçen seneki kadar kuvvetli olmasa da örtü oluşacak diyorlar. tabi 6-7 gün uzun süreler ama ihtimal %70lerde gösteriliyor.

edit: hatta mgm de karla karışık yağmur göstermiş

yağar, ama çabuk erir +1

ay sonu, mart başı gibi kar yağabilir. sistemlerde bir şeyler görünüyor ama bu sene çok kazık yedik, o yüzden bir şey söylemek için erken. mesela 4 gün önce, 27 şubat-3 mart arası neredeyse tüm türkiye'ye deli gibi kar veriyordu. kayboldu sonra, avrupa'ya kaçtı hepsi.

trakya'ya güzel kar yağacak gibi, orası neredeyse kesin. ama istanbul şehir merkezi olsun, ege veya iç anadolu olsun vs. oraya gelir mi, gelirse ne kadar gelir, şu an için kestirmek zor.

ama bi' şeyler var yani, kar yağması ihtimal dahilinde. tutacak kadar hemi de. yalnız bu sistemler beklendiği gibi gelirse bulgaristan, polonya, romanya falan bir metre kar alır. haberlerde görüp ağlarız.

ptt. ilginç ama isviçre'ye de gönderiyorlar.

ptt tabii ki, takipli alirsaniz sikinti olmaz.

2 yıldan önce seni çıkarırlarsa onlar 10 net maaş tazminat ödeyeceklerini yazmışlar mı?
yazmadılarsa sıkıntı yok ama yazdılarsa problem olur.

işlerini bitir ve yeni gelene de teslim et. ettiğine dair de bir kağıt imzalat ya da mail at. düzgün ayrıl yani. sana hafif gözdağı vermişler ama istifa ettiğin yerde zaten onları yüzüstü bırakmadan ayrılman ilerisi için de çok önemlidir. bir daha aynı iş yerinde çalışabilirsin.

işçi hep haklı olduğundan dolayı 2 şahit bulman yeterli. ama bu davalar 2-3 sene dahi sürebiliyor. bu davanı bilen sektördeki gedikliler seni işinden dahi ettirirler. örnek bende işe başlamış adamın eski firmasıyla davalı olduğunu bilsem (o firmadaki yöneticiyi de tanıyorsam elbette) onu deneme süresi içinde gönderirdim.

işler pisleşirse gece onda işyerine yakın yerdeki bankamatikten çektiğin para bile işe yarar.

şöyle bir durum var, iş kanunun üstünde hiçbirşey yapamazlar, o sebeple imzalayıp geçsen de ileride bi sıkıntı durumunda fazla mesai üzerinden gidersin.

Öğrenci işleri yok mu oranın? Yüksek lisansa kayıt olmayı beceren bir birey bu soruyu öğrenci işlerine sorsa daha iyi değil mi? Ya da direkt fakülteye sorun.
Hayretler içerisinde kalıyorum bazen. Geleceğinizi arkadaşlarınızdan ya da buradan gelen cevaba göre mi şekillendireceksiniz?

gerçekten leş bir sistemi var haliç'in. telefonla ulaşmak mümkün değil. operatörden sonrası yok. belki haliçte ya da benzer bir okulda aynı durumda olanlar vardır diye sormak istedim.

emin ol, okulda çalışan hocaların bile haberi yok.

anladım o zaman nalet olsun. :) uzakta değilsen kampüslerine gitmeni tavsiye edeceğim.

peki lisanüstü yönetmeliğine göz attım ve aşağıdaki maddeleri buldum.
zinli sayılma
MADDE 57 – (1) Haklı ve geçerli bir nedenle öğrenimine ara vermek zorunda olan ya da öğrenimine katkıda
bulunacak yurt dışı burs, araştırma ortamı gibi olanaklar elde eden öğrenciye; danışmanının önerisi,
anabilim/anasanatdalı başkanlığının uygun görüşü ve enstitü yönetim kurulunun kararı ile izin verilebilir.
(2) Zorunlu sebepler dışında izinler, karar tarihini izleyen dönemden itibaren başlar. Dönem başlangıcını izleyen
on beş gün içinde yapılan izin başvuruları için, o dönemde de izin başlatılabilir. İzin süresi sonunda öğrenci, kaydını
yenilemek zorundadır. İzinli öğrenciler, izinlerini kısa keserek dönüş yapabilirler.
(3) Yurt dışı öğrenci değişim programları çerçevesinde öğrenim gören öğrencilerin yurt dışında geçirdikleri
süreler eğitim ve öğretim süresinden sayılır.
(4) 23/7/1965 tarihli ve 12056 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu ve
10/6/2003 tarihli ve 25134 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 4857 sayılı İş Kanununda belirtilen mazeret ve hastalık
izinleri ile doğum nedeniyle kadın öğrenciye verilen ücretsiz izin ve muvazzaf askerlikte geçen süreler azami öğretim
süresine eklenir.
(5) Kesinleşmiş bir mahkûmiyet hali olan öğrenciler izinli sayılmazlar.
Mazeretler
MADDE 58 – (1) Sağlıkla ilgili mazereti olan öğrenci, almış olduğu raporunu süresinin bitimini izleyen üç iş
günü içinde enstitü müdürlüğüne teslim eder.
(2) Öğrenci, rapor bitiminden sonra, mazeret sınavlarına girebilir. Bir dönemde, beş hafta veya daha fazla süreli
raporu olan öğrenciler o dönem izinli sayılabilir. Rapor süreleri, öğrenim sürelerinin hesabında göz önüne alınmaz.
(3) Anne, baba, eş, kardeş veya çocuğunun ölümü veya ağır hastalığı halinde bakacak başka bir kimsenin
bulunmaması ya da enstitü yönetim kurulunca kabul edilebilecek mazeretlerin ortaya çıkması halinde enstitü yönetim
kurulu öğrencinin mazeretli sayılmasına karar verebilir.
(4) Bu Yönetmeliğin ilgili maddelerinde belirtilen haklı ve geçerli nedenlerle izinli veya raporlu sayılan
öğrencilerin, izinli ve raporlu olduğu süre içerisinde öğrencilik hak ve yükümlülükleri devam eder.

ayrıca arkadaşların yanlış biliyor ilgili madde:
Süre
MADDE 35 – (1) Tezsiz yüksek lisans programını tamamlama süresi, bilimsel hazırlıkta geçen süre hariç, kayıt
olduğu programa ilişkin derslerin verildiği dönemden başlamak üzere, her dönem için kayıt yaptırıp yaptırmadığına
bakılmaksızın en az iki yarıyıl, en çok üç yarıyıldır. Bu sürenin sonunda başarısız olan veya programı tamamlayamayan
öğrencinin Üniversite ile ilişiği kesilir.

Teşekkür ederim, sağolun :)

Yakınlarınızdaki bir Starbucks'la şimdiden dost olun bence. Bir de gürültü önleyici kulaklık. Sırf bu sebepten aylarca annemin evine gidemedim ben.

dışarıda çalışmama elvermeyecek bir iş yapıyorum ne yazık ki. bir de tek bir balyozla giriştiler olacak iş değil.

genelde sabah 9 akşam 18 kimse karışmaz. cumartesi de iş günüdür. pazar günü saat 10-11'de başlarlar. 24 saat çalışma izni genelde vermezler ama aldıysalar gece de çalışırlar.
genel kural belli bir desibeli aşmadan çalışmaktır. yanı başınızdaki ev olduğundan geçmiş olsun diyorum merak etmeyin küçük yerler kısa sürede biter. yıkımı da en fazla 10 gün falan sürer tahmin ediyorum.

bizimki Sabah 8.30'da basliyor. inadina mi bilmiyorum ama en cok gurultu cikaran aracla basliyorlar. cumartesi de ayni. pazar yok. bazen gecenin korunde bir takim buyuk arac sesleri de geliyor. kabullendim.

Geçen sene aynı sıkıntıyı ben de yaşadım, tam bir sabır testi. Bu adamlar genelde gerekli yerlerle işi bağlamış oldukları için bunlara şikayet vb. pek sökmüyor.

Pazar günü izin vermezler. Sabredeceksin.

yıkım başladıysa yıkım ruhsatı vardır diye düşünüyorum. bu şartlarda müdahale edilmesi pek mümkün değil. gürültü önleyici kulaklık vs ile geçiştirebilirsiniz ancak.

@sutlu nescafe malesef pazar günü izin veriyorlar.
sabredeceksin +1

kadıköyde izin vermiyorlar. veya da kendileri çalışmıyor. bilemedim.

snmp'yi kapat demişler.

snmp portu kapanırsa çözülür.

Denkyu

Havalimani kaziklar.

Kadikoy carsida satir doviz var, otobus duraklarinin karsi tarafinda. Orasi alir.

en iyi kuru bulma ihtimali kapalıçarşıda olur. ama yine de çok umutlanmayın. beni zamanında tenge, manat ve ruble'de iyi kazık yemiştim.

ülkesine dönen japon bul, ona ver, ondan da artırdığı TL'si varsa almayı dene. Parça parça da olsa verirsin.

kapalıçarşı dışına bakma bile ama orada bile güncel kura göre güzel kazıklanırsın. ben yaşadım oradan biliyorum.

Nasi kaziklaniyosunuz? Ben hic kaziklandigimi dusunmuyorum. 100 tlde 1-2 tl zarar etmek mi bahsettiginiz? Nasil kazik?

Havalimani kazik mesela ve banka da oyle bence, 100tlde kayip rahat 20tlyi filan bulur da normal dovizcilerde nasil?

euro, dolar yada paund değil ki bu. japon yeni bulunmuyor. kuru neredeyse kafalarına göre ayarlıyorlar.

Anadolu yakasındaysanız ben alırım güncel kurdan.

bende de 61 bin yen kaldı, güncel kurdan nerede çevirebilirim? Kapalıçarşı hariç, çünkü kafalarına göre kur belirliyor adamlar.

kapalı çarşı dışında anca japonya ya gidecek biri bulursanız en iyi kurdan bozdurursunuz.

eskimiş olabilir içindeki parçaları vs. bende de xbox360 kolu var kendi kendine kapanıyor. gittim yenisini aldım rahat ettim.

Toz giriyor bence.

Ben ufluuorum kapaliyken o joystick kismini saga sola cevirip.

(bkz: periodontoloji)

Ayri oluyor.

Ayrıdır. Geçmiş olsun sıkıntılı süreçlerdir.

witcher 3 (normali, az kullanılmış- şöyle ki 2 saat oynanmadı) ve shadow of war (açılmamış) mevcut.
aslında başka oyunlar da mevcut ama şimdilik bunları satıyorum.

hocam bende aynı durumdayım. ilk iş ea accses alacaksınız. yıllık 65tl. fifa17,titanfall,battelefield,mass efect gibi baya sağlam oyunlar var. oyuna para vermeden epey idare edersiniz. 2.olarak eğer online da oynarım derseniz xbox liva gold gerekli ki bu biraz pahalıya geliyor. ben çok online oynamıyorum kampanyaları kovalayıp 1tl ye 1aylık üyelikleri alıyorum yılda birkaç kez. bir diğer yöntem de gold üyeliği aylık eşantiyon oyunlarını takip etmek. arada güzel oyunlar güzel indirimler oluyor. o tarz indirim denk gelirse aylık üyelik açtığım oluyor. bir diğer yöntem de kardeşlik müessesi. donanımhaber forumlarında p1-p2 haklarını satanlar oluyor. mesela şu oyunun p2 hakkını 30tl ye atıyorum diye mesaj atıyor eleman. anlaşırsanız sizinle hesap bilgilerini paylaşıyor. sizde kendi cihazınıza yükleyip legal şekilde oynuyorsunuz ikinizde online olabiliyorsunuz. eğer güncel oyunları çıkar çıkmaz oynayacam demezseniz küçük harcamalarla vakit geçirmek gayet mümkün.

selamlar öncelikle ucuz oyun için @genc irisi' nin de belirttiği gibi yıllık belli bir ücret karşılığı belli oyunları kullanımıza sunan ea accsessi inceleyebilirsiniz. adı üzerinde sadece ea nın oyunları bulunuyor genelde.
www.ea.com
yine aynı bunun gibi yıllık veya aylık ücret karşılığı belli oyunları oynamanıza imkan veren xbox game pass' ı inceleyebilirsiniz. şimdilik 134 oyun yer alıyor bu hizmette.
www.xbox.com
son olarak zaten uzun zamandır oynamadıysanız bazı xbox 360 oyunları xbox one üzerinde geri uyumluluk modunda çalışıyor. burdan da geri uyumlu tüm oyunları görebilirsiniz. www.xbox.com
bu oyunları yine xbox mağazasından satın alabileceğiniz gibi diskini satın alıp xbox one a taktığınızda gerekli dosyalar download edildikten sonra disk takılı olduğu sürece oynayabilirsiniz.
tabi bütün bu downloadlar harddisk kapasitesini oldukça azaltacaktır.
ayrıca son olarak yine @genc irisi' nin bahsettiği kardeşlik prosedürü var. bu da şöyle işliyor. diyelim ben size xbox hesap maili ve şifremi verdim sizde bunu kendi konsolunuzda kullanıcı olarak kaydettiğiniz. bundan sonra benim kendi hesabımla satın almış olduğum oyunları veya hizmetleri (ea accsess game pass live gold) siz kendi konsolunuzda kendi hesabınızla login olarak kullanabilirsiniz. yani iki kişi bir hizmeti ortak kullanabilir. tanıdığınız biri varsa bu ayarı yaparak oyun ve hizmet maliyetini düşürebilirsiniz.

arkadaşlar hesap paylaşımı konusunda iyi kazık yemiş biri olarak tavsiye etmiyorum. edeni de bitcoin tavsiyecisi kadar ciddiye alırım belirteyim.

bu devirde helal süt emmiş adamı nereden bulacaksın. aynı hesabı 5 kişiye satmış adam denk geldi zararımı kim karşılayacak? gerçi benim 1-2 güzel deneyimim oldu ama sonra güzel kazıklandım. teminat mektubu almak lazım.

@ozdek şahsen bende gidip bir forumdan hiç tanımadığım biriyle hesap alış-verişine girmem ama bir çok son kullanıcı bu konuda bilgi sahibi değil. belki yakın akraba arkadaş çevresinde aynı konsolu kullanan kişiler var fakat böyle bir paylaşımın mümkün olduğundan haberdar değiller. yoksa tanımadığınız forumda birinden bir ürün almışsınız, hesap paylaşımı yapmışsınız aynı güvenilirlikte. paranızın karşılığını alacağınızın hiçbir garantisi yok.

değerli bilgiler için teşekkürler arkadaşlar, sanırım en mantıklısı eaaccess almak gibi duruyor. sevdiğim oyunların hemen hepsi orada var.
insanlara pek güven olmuyor haklısınız.

kıyaslayamam ama kindle kindle'dır. kobo da kobo?
kindle paperwhite 3'üm var va gayet memnunum. açıkçası renault diye bir marka varken gidip 3 kuruş için tata almam.

iki aydır kobo aura h2o kullanıyorum,arka plan ışığı olması güzel,epubları direkt atıyorsun ekstra bir işleme gerek olmuyor,tablet ve pc'den sonra sayfa geçişleri ve satırları çizmek istediğinizde yavaş geliyor,ekran büyüklüğü ve elde tutuşu güzel,aşağıdaki incelemesini izlemeni tavsiye ederim.

www.youtube.com

decathlon'a bakın. gayet fiyat/performans ürünleri var.

linkteki ürünler iş görür bence

popoyu da kapatanlara bakin bence

kaz tüyü ile ilgili rahatsız edici görüntüler için: www.youtube.com

ps4 kırıldı eski bir firmware geçen hafta

ps3

xbox 360'a artık oyun çıkmıyor pek. fifa ve just dance falan devam ediyor. eğer uzun zamandır oyun oynamadıysanız grafikler de çok rahatsız etmezse xbox 360 alıp oyunlarını oynamaya kalksanız 2-3 senede bitiremezsiniz.

xbox 360 iyi bir tercih. çok da ucuza bulunabiliyor ancak kırılamayan serileri var 2014 3. ay sonrası sanırım.

bide 3k hatası vermeyen kasa almanız lazım elinizde kalır yoksa

Head&Shoulders
Saç derisinde kabuklanma bende de olan bir durum. Strese bağlı olarak artıyor. Stressiz ortamda hiç kalmıyor. Bu aralar azdı mesela.

Ben alirsam Head&Shoulders, onun disinda kiz kardesim ne aldiysa onu kullaniyorum marka model ayirt etmeksizin.

headShoulders clinical strenght. Normalde seboreik dermatit yüzünden saç derim pul pul dökülüyor (kepek ötesi). Bu şampuanla geçti sorunum.

Ben Clear kullanıyorum da hiç mi Clear kullanan yok?

Clear yeşil çay & limon özlü yeni bir şampuan aldım. Saçım normalde kabarır, bunda öyle olmuyor. Bir gariplik var

nevrochaotica +1

clinical strenght acayip iyi.

Hacı Şakir banyo sabunu.

Doğal zeytinyağlı sabun.

Saçın sabuna adapte olması biraz zaman alıyor, ama pes etmezseniz bir süre sonra şampuan etkisi yaratıyor. Ayrıca arada bir hindistan cevizi yağı ile saçlarımı yağlıyorum.

www.otaci.com

Bunu.

elseve ve gliss marka kullanıyordum
geçen sene iş arkadaşımın önerisi ile eczaneden revigen şampuan aldım denedim
çok beğendim artık başka marka almıyorum

organicum.

Otacı argan yağlı şampuan. Arada içine gül suyu katıyorum.

nevrochaotica +1

seboreik dermatit var bende de. O yüzden kullanıyorum. Bu hastalıktan muzdarip olmayanlara önermiyorum. Sıradan bir şampuan değil.

Bioblas. Uzun vadede dökülüp dökülüp yeniden çıkan saçları güçlendiriyor.

Mehmet Aydın zeytinyağlı defne sabunu.

i m cool with that'in söylediği sabunu kullandım uzun süre, 1-2 ay önce dalin'e geçtim.

İnsight yağlı saçları dengeleyici - organik
Tresan ısırgan otlu
T&g kepeğe karşı

3'ünü dönüşümlü kullanıyorum.özellikle ilkini öneriyorum. İkiyi zaten kullanıyorsunuz.

N or A narrow
B, M or D medium
W or 2E wide
XW or 3E extra wide
XXW or 4E extra extra wide

genislik.

sorundan alakasız olacak ama; ayakkabıda ekstra gümrük vergisi var haberin olsun.

@ canercuxy

Geçen hafta ayakkabı siparişi vermiştim. Önünüzdeki hafta gelecek. Alırken vergisini ödedim. Emin misiniz ekstra bir vergi çıktığına?

amazon vergi dahil satıyor rahat olunuz. ekstra çıksa bile öder. ödemezse de haberiniz olur.

Ayakkabıda ekstra vergi yok. 30 euro üzeri 'herhangi bir şey' alırsanız vergi ödersiniz. Arada onun da alınmadığı oluyor.

beşiktaş'ta iş yapmaz çünkü oranın halkı nispeten eğitimli insanlar, sorgulayacaklardır.
bağcılar, zeytinburnu gibi yerlerde ise güzel yürür.

Dükkan kirası ve diğer giderler olmasa hobi amaçlı yapılacak bir iş olur ancak, kusura bakma pek mantıklı değil.

Onun yerine blog aç bence.

Kar marji yuksek urunleri koymadigini nerden bilicem? Ikna etmen lazim beni.

1 ay okuyup inceleyen tayfadanim.

hacılar biz kadıköy yazıcıoğlu'nda falan terör estiren insanlarız, mecidiyeköy'de falan biz yürürken millet kepenk kapatıyor
bizim lafımızın üzerine mouse, sözümüzün üzerine ekran kartı olmaz, olamaz
ya işte hedef kitle o sorgulayan kitle zaten, gidip zortingen bilgisayardan alayım kafam ağrımasın kafaları genel motto.

Hastayim bu is kurma fikri olanlarin iyimser cehaletine. Ticari gelecegini sempatiklik ustune kurmak ancak bizim zeka kupu fularli sozlukculerimize yakisir. Hic mi sokaga cikip ticareti gercekten nasil insanlar hangi mantikla yapiyor ve para aslinda hangi islerde nasil kazaniliyor diye bakmiyorsunuz? Eger ben de cevremde ticaretle ugrasan diger insanlar da yola boyle gercek hayattan kopuk romantik fikirlerle ciksaydik omrumuz icra dairelerinde gecer burnumuz boktan kurtulmazdi. Yanlis fikir bulabilirsin hadi ona bisey demeyelim de kendinizi kandirmak icin bu kadar ugrasmayin sonra hayalkirikligi cok sert vuruyor adami.

Kesin insaat bilgisayar ya da makine muhendisisindir sen.boyle parlak gorunen ama hayatta hicbir karsiligi olmayan fikirler genelde onlardan cikiyor da. Olmaz kardesim o is. Besiktas gibi oynak bi yerde para basilacak elli is varken boyle spesifik seylere gerek yok.

lol summer lol
hastayım hemen tüm insanları aynı kefeye koyan insan zihniyetine
ilk firmayı 24 yaşında kurdum onunla devam ediyorum. daha yazılmış bir cv'im yok. merak etme ne getirir ne götürür çok iyi biliyorum.
yorum yapacaksan fikre yap insanlara değil.

sizin bu kafaları şurada listeledim ayrıca,
www.eksiduyuru.com

helal olsun sana. girişimcilik demek bazen de batmayı göze almak demektir. fikir çok güzel bence ama ticari anlamda güzel mi bilemedim. aslında bir blog ya da blog mu kaldı youtube kanalı olsan bu tip ürünleri tanıtsan ve daha sonra sponsorlukla yürüsen gideri var gibi. yapılmışı vardır bunun kesin bir araştır istersen.
artısı: iyi gelir imkanı. youtube geliri dışında sponsor gelirleri.
eksisi: güven kazanman lazım. yanlış bir ürün sana sponsor olursa sonun kötü olabilir. o yüzden en iyisi bu yerine abicim burda böyle bişi var ne güzel di mi tadında incelemeler yapmak iş modeli açısından daha doğru duruyor.
potansiyel: potansiyel metrem patladı o derece. düzgün yapılırsa ve tutarsa evin ny'da araban ise minimum lamborghini olur. hadi inşallah.

kulaga cok kotu gelmiyor ama bizim uyanık insanımız sende görüp beğendiği ürünü
internetten neresi ucuz veriyorsa oradan alacaktır.
internetteki devlerle de fiyatta yarışamazsın gibime geliyor.

Bu ne lan derim. Hatta bir daha girmem o dükkana. Alışverişte insanların gözünü doyurmak önemlidir. Bir reyona 100 tane yazıyı koyarsan, müşteri orada çok fazla satış yapıldığını düşünür ve o mağazaya güvenir. Sen bir reyona iki tane ürün koyarsan, o ürün istediği kadar kaliteli olsun, müşteri o ürünlerin yetersiz olduğunu, hatta o mağazanın batmak üzere olduğunu bile düşünebilir. Alışverişte insanların psikolojisini göz ardı etmemek gerek. Çeşitlilik sempatik olmaktan daha önemli bir konu. Çeşitlilik olan bir mağazada hiçbir şeye ihtiyacı olmayan bir insan bile bir anda ilgisini çeken bir ürünü almaya karar verebilir.

güven vermen lazım, güven versen olabilir. yoksa ben bu markadan belki daha çok kazanıyor diye düşünüürm. çünkü bixde ticaret şöyle yürüyor; elinde olmayan mal hep en kötüdür, çalışmadığın marka hep en kötüdür. dükkana gir elindekini satmaya çalışır hep adam

bence int sitesiyle başlamak en mantıklısı, orada videolar çekip incelemeler yapıp önerdiğin üürnü satarsın

benim gibi geekler gelir. yalnız bizim gibi adamlar feci fiyat arastırması yaptıgı icin o dukkan kar etmez, edemez.

Kimse sana is kurma ticaret yapma demiyor ki. Fikrin sacma da demiyorum. Fikrini dayandirdigin noktalar cocukca ve ticari hayatin gercegine aykiri.kendini gaza getirme diyorum. Bu mottolarla yola cikilmaz diyorum.yoksa ben de 20 senedir ticaret yapiyorum. O listeledigin olumsuz tiplerden ben de cektim. Lafim sanaydi ama daha cok pembe ruya goren girisimci adaylarinaydi.

Parca urun olarak tutar gibi geldi bana, mouse, ekran kart, kasa vs. Ama laptop halinde gelip oyle bir dukkan tercih eden az olur

Fiyat performans olayına girersen yelpaze çok genişler, iki seçenek az kalır. Belki benim 1000 tl param var ama bu paraya göre en iyisini almak istiyorum. Ha yelpazeyi genişletirsen olur ama konsepte uygun bir isim ve iyi bir reklam çalışması lazım.

ben gelmem, ama bence tutabilir. mesela teknoloji ile arası olmayıp parası olan bir grup var, onlara hitap etmesi muhtemel.

ama diğer yandan, aynı işi yapan apple store var. 2-3 tablet, 2-3 bilgisayar, 2-3 telefon, az sayıda aksesuar, al sana apple store.

bence böyle bir yer olursa kendini geek/pasaj içinde değil, zengin muhitinde tanımlamalı. O zaman daha efektif olabilir.

Ben o dükkana girsem, "aaa negzel seçmişler, dur aynısını hepsiburada'dan alayım" derim.

konum aynı maşallah diyelim. stabil 25 mbit..

Konum beylikdüzü, 50 mbit stabil.

müşteriyi bulabilirsen ve piyasa şartlarına göre biraz daha ucuz olursan (güveni bir şekilde hallettiğini varsayıyorum) neden olmasın, eğer sürece hakimsen ve bunu karşı tarafa ispatladıysan yapabilirsin. Gelen para hesaba kişisel havaleli ve faturasız olur. Çok yüksek miktarlar olmadığı sürece bu sorun olmaz.

daha türkçe cümle kurmayı beceremiyorsun. bırak, kurma şirket filan. bir yanlışlık yapıp danışana yazık.

önce müşteriyi bulun gerisi gelir. kayıtsız da yapabilirsiniz daha sonra yakalandığınızda gelecek vergi cezasını göz önüne alırsanız elbette.

o yüzden kayıt dışı iş yapmayı önermiyorum.

teşekkür ettim facebook ve ozdek

@cagdas donem kuramcisi nasıl bir mutsuz yalnız insansan artık bilemiyorum. cümle kuramadığım kanısına varmışsın bir de nefret kusuyorsun alt tarafı gecenin bir yarısı yazdığım bir sorudan dolayı. sana iyi eğlenceler. uzaklardan insanların önemsemeden yazdığı şeyleri de değerlendirmek çok basit değil mi eğitim seviyeleri nedir neler yapıyordur bu insanlar diye merak etmeden