misir curcunasi
Çok uzun zamandır adamakıllı kitap okuyamadım.Yarısını okuyup bırakıyorum ya da çok hevesli olarak aldığım kitap öylece duruyor.Ama karar verdim eski günlere geri dönücem.Şimdi sözün özü şu ; bilindik /bilinmedik ,yerli /yabancı fark etmeksizin kitap önerilerinizi istiyorum.
Çok uzun zamandır adamakıllı kitap okuyamadım.Yarısını okuyup bırakıyorum ya da çok hevesli olarak aldığım kitap öylece duruyor.Ama karar verdim eski günlere geri dönücem.Şimdi sözün özü şu ; bilindik /bilinmedik ,yerli /yabancı fark etmeksizin kitap önerilerinizi istiyorum.
0
simone de beauvoir - tüm insanlar ölümlüdür (bkz: tous les hommes sont mortels)
0
youkoso hitori bocchi
Vücudumda (tüm bedenimde değil de kasık bölgemin, kollarımın ve gövdemin bazı bölgelerinde) kızarıklıklar oluşmakta. Kaşıntı ve yer yer sinek ısırığına benzer kabarıklıklar da eşlik etmekte. Sadece hareket edip biraz terlediğim zamanlarda oluyor. Geçmesi de yarım saati filan buluyor. Ne olabilir bu?
Vücudumda (tüm bedenimde değil de kasık bölgemin, kollarımın ve gövdemin bazı bölgelerinde) kızarıklıklar oluşmakta. Kaşıntı ve yer yer sinek ısırığına benzer kabarıklıklar da eşlik etmekte. Sadece hareket edip biraz terlediğim zamanlarda oluyor. Geçmesi de yarım saati filan buluyor. Ne olabilir bu? Alerji filan diyeceğim de alerji niye sadece terleyince baş göstersin ki?
0
caps olsaydı iyiydi.
tinea corporis, akne, kontakt dermatit, alerjik dermatit olabilecek hastalıklar.
ama terlemeyle geliyorsa muhtemelen mantardır.
konazol krem sür, kuru tut geçer.
tinea corporis, akne, kontakt dermatit, alerjik dermatit olabilecek hastalıklar.
ama terlemeyle geliyorsa muhtemelen mantardır.
konazol krem sür, kuru tut geçer.
0
paulie walnuts
albümün tamamının dinlenilebilir olması terci sebebidir. farklı türde olupta çok iyi albüm kesin dinle dediğiniz albümleride yazabilirsiniz (ludovico einaudi - in a time lapse gibi)radyo eksende hergün duyduğumuz müzisyenlerden farklı olursa daha bir güzel olur.
albümün tamamının dinlenilebilir olması terci sebebidir. farklı türde olupta çok iyi albüm kesin dinle dediğiniz albümleride yazabilirsiniz (ludovico einaudi - in a time lapse gibi)
radyo eksende hergün duyduğumuz müzisyenlerden farklı olursa daha bir güzel olur.
radyo eksende hergün duyduğumuz müzisyenlerden farklı olursa daha bir güzel olur.
0
mumford & sons - babel ve sigh no more albümleri
fleet foxes - fleet foxes (bkz: aynı adlı albüm)
the shins - oh, inverted world ve port of morrow albümleri
bonus, kadın singer/songwriter ama yazayım laura marling - alas, i cannot swim ve i speak because i can albümleri
ek:
seabear - the ghost that carried us away
the maccabees - wall of arms
eke ek:
dayanamadım, balmorhea diye bir grup var (biliyor da olabilirsiniz tabi), bütün albümleri toptan dinlenilebilir nitelikte, şarkı ayırt etmeksizin, bir deneyin, türü severseniz tüm şarkıları çok güzel.
fleet foxes - fleet foxes (bkz: aynı adlı albüm)
the shins - oh, inverted world ve port of morrow albümleri
bonus, kadın singer/songwriter ama yazayım laura marling - alas, i cannot swim ve i speak because i can albümleri
ek:
seabear - the ghost that carried us away
the maccabees - wall of arms
eke ek:
dayanamadım, balmorhea diye bir grup var (biliyor da olabilirsiniz tabi), bütün albümleri toptan dinlenilebilir nitelikte, şarkı ayırt etmeksizin, bir deneyin, türü severseniz tüm şarkıları çok güzel.
0
Indie değil mainstream ama gene de yazayım, tüm şarkılar güzel.
john mayer - continuum.
john mayer - continuum.
0
carissa's wierd. bi tanedir. kıymetlimdir. acık depresiftir ama indie budur
0
@nimberjack
Mumford and Sons - Little Lion Man'i biliyordum eksenden, albümlerinide dinleyeceğim. fleet foxes güzelmiş baya. the shins'i dinleyemedim daha. kadında olabilir, Florence and the Machine severim mesela.
@i was made for you
john mayeri şununla hatırlıyorum hala =) www.youtube.com
@advocatusdiaboli
evet sırayla gidiyorum bende senin önerilerilerine gelemedim
Mumford and Sons - Little Lion Man'i biliyordum eksenden, albümlerinide dinleyeceğim. fleet foxes güzelmiş baya. the shins'i dinleyemedim daha. kadında olabilir, Florence and the Machine severim mesela.
@i was made for you
john mayeri şununla hatırlıyorum hala =) www.youtube.com
@advocatusdiaboli
evet sırayla gidiyorum bende senin önerilerilerine gelemedim
0
Hahaha adamın yüzlerce videosunu izledim bunu izlememişim iyi ki attın, güzel çalmış. :)
0
buzdagi
çok anlamsız değil mi?
çok anlamsız değil mi?
0
Neden anlamsız olsun ki? Akademisyen adayının yabancı kaynaklardan iyi faydalanabilmesi, hatta yabancı dilde yayınlar yaparak dünyaya faydalı olması gerekir bence.
0
değil, birçok konuda yeterli türkçe kaynak yok, derslerde kullanılacak materyal bile bulunamayabiliyor türkçe. yabancı kitapların çevirileri de bulunmuyor çoğunlukla. o yüzden bazen türkçe programlarda bile ingilizce yeterlilik istenebiliyor, çünkü derslerde kullanılan kaynaklar ingilizce yoğunluklu olabiliyor..
0
özellikle ingilizce aranması anlamsız olabilir.
yani adam uzak doğu üzerine yl yapacaksa ingilizce ve/veya japonca falan olsa biraz daha iyi olur bence.
bilim üretemediğimiz sürece başka kaynaklara mahkumuz.
yani adam uzak doğu üzerine yl yapacaksa ingilizce ve/veya japonca falan olsa biraz daha iyi olur bence.
bilim üretemediğimiz sürece başka kaynaklara mahkumuz.
0
bunu tuhaf bulmak tuhaf bence.Bilim dili uluslarası alanda İngilizce kabul edildiğinden yüksek lisansda bilimsel araştırmalar yapacağından ötürü İngilizce bilmek şart
0
ursa major
Yanağımda sivilce var. Pasaport için foto çekilecek fazla vaktim yok bu sivilceden kurtulmam lazım. Ne yapsak?
Yanağımda sivilce var. Pasaport için foto çekilecek fazla vaktim yok bu sivilceden kurtulmam lazım. Ne yapsak?
0
muhtemelen pek sağlıklı değildir ama diş macunu sürenler görüyordum, ama 1-2 günden önce etki etmez o da herhalde. sivilce kurutucu ürünler var örneğin şunun gibi:
images.balerin.com
images.balerin.com
0
patos64
thy ve diğerleri de aynıdır herhalde,parfüm, diş macunu, kremler vs taşınması yasak mı?edit: bunlar valize atıldığı takdire sorun çıkıyor mu yoksa sadece el bagajındaysa mı sorun?
thy ve diğerleri de aynıdır herhalde,
parfüm, diş macunu, kremler vs taşınması yasak mı?
edit: bunlar valize atıldığı takdire sorun çıkıyor mu yoksa sadece el bagajındaysa mı sorun?
parfüm, diş macunu, kremler vs taşınması yasak mı?
edit: bunlar valize atıldığı takdire sorun çıkıyor mu yoksa sadece el bagajındaysa mı sorun?
0
tamamen yasak değil, belli bir ölçüsü var, seyahat boyları falan taşınabiliyor, sıvıların toplamda 1 litreyi geçmemesi, 100er mililitrelik ufak boylarda olması falan gerekiyor, o kadar.
thy'nin el bagajında sıvı kuralları örnek olarak, hepsinde aynıdır muhtemelen:
Kurallar:
Sıvılar her biri en fazla 100 ml olan kaplarda taşınmalıdır.
Bu kaplar, büyüklüğü 1 litreyi geçmeyen 20x20 cm boyutlarındaki şeffaf ve kilitli poşetlerin içerisinde, ayrı olarak taşınmalıdır.
Her yolcu sadece 1 adet poşet taşıyabilir.
Son güvenlik kontrol noktasında sıvılarınızın içinde olduğu kilitli poşeti çantanızdan çıkarmanız ve x-ray cihazından geçirmeniz istenecektir.
valize atıldığında dediğiniz? küçük valizi el bagajı olarak alıyorsanız o yine el bagajıdır zaten, yukarıdaki kurallar geçerlidir, ister gündelik çantanızda olsun isterseniz el bagajı olarak aldığınız herhangi bir çantada.
bu arada ben böyle kilitli poşette falan taşımıyorum, ufak oldukları sürece kilitli poşet gibi bir şeyden dolayı sorun yaşamadım, sonuçta hiç bir şey olmasa çantada kremdi kolonyaydı bir şeyler oluyor, onlarda da sorun olmadı şimdiye kadar.
thy'nin el bagajında sıvı kuralları örnek olarak, hepsinde aynıdır muhtemelen:
Kurallar:
Sıvılar her biri en fazla 100 ml olan kaplarda taşınmalıdır.
Bu kaplar, büyüklüğü 1 litreyi geçmeyen 20x20 cm boyutlarındaki şeffaf ve kilitli poşetlerin içerisinde, ayrı olarak taşınmalıdır.
Her yolcu sadece 1 adet poşet taşıyabilir.
Son güvenlik kontrol noktasında sıvılarınızın içinde olduğu kilitli poşeti çantanızdan çıkarmanız ve x-ray cihazından geçirmeniz istenecektir.
valize atıldığında dediğiniz? küçük valizi el bagajı olarak alıyorsanız o yine el bagajıdır zaten, yukarıdaki kurallar geçerlidir, ister gündelik çantanızda olsun isterseniz el bagajı olarak aldığınız herhangi bir çantada.
bu arada ben böyle kilitli poşette falan taşımıyorum, ufak oldukları sürece kilitli poşet gibi bir şeyden dolayı sorun yaşamadım, sonuçta hiç bir şey olmasa çantada kremdi kolonyaydı bir şeyler oluyor, onlarda da sorun olmadı şimdiye kadar.
0
proletarier aller lander vereinigt euch
Evden cikarken unutmustum atmayi. Pideydi hem de yumurtali ramazan pidesi neyse kagida sariliydi poset de iyice kapaliydi kuflenir kesin de canlanir mi ya da cok les kokutur mu evi ?
Evden cikarken unutmustum atmayi. Pideydi hem de yumurtali ramazan pidesi neyse kagida sariliydi poset de iyice kapaliydi kuflenir kesin de canlanir mi ya da cok les kokutur mu evi ?
0
kendi çapında küflenir sadece muhtemelen, taş gibi olur yemyeşil olur falan ama koku olacağını sanmıyorum.
0
yok ya bir şey olmaz, en fazla küflenir. döndüğünde hiç açmadan fırlatıp atarsın. ama açıkta bir yerde olsaydı büyük sıkıntı olabilirdi. ben mikrodalgaya pizza koydum, ertesi gün kolumdan tutup liderlerine götürdü karıncalar "bunu biz alıyoruz, sorun olmaz herhalde?? olur mu diyosun? hmmm o zaman... emin misin sorun olacağından?? ;))" diyerek.
nerden girdiyse orspu çocukları mikrodalganın içine.
nerden girdiyse orspu çocukları mikrodalganın içine.
0
bişi olmaz. ekmek küfü çok kötü kokmaz zaten.
küfünü tozunu içine çekmeden çöpe at gitsin. house md den biliyorum, o küfler abuk sabuk hastalıklara yol açıyolar sonra.
küfünü tozunu içine çekmeden çöpe at gitsin. house md den biliyorum, o küfler abuk sabuk hastalıklara yol açıyolar sonra.
0
memories
http://www.hepsiburada.com/liste/freeway-montano-26-dag-bisikleti-by-bisan/productDetails.aspx?productId=outbismontano26&categoryId=27058700arkadaşlar bütçem 250-350 lira arası. şehir içi bisiklet yerine dağ bisikleti alsam pek farkeder mi? yani sadece kampüs için kullanacğaım. fiyat ve görünüm olar
www.hepsiburada.com
arkadaşlar bütçem 250-350 lira arası. şehir içi bisiklet yerine dağ bisikleti alsam pek farkeder mi? yani sadece kampüs için kullanacğaım. fiyat ve görünüm olarak dağ bisikletleri daha iyi oluyor. ayrıca kampüs köy ile iç içe olduğu için inişli çıkışlı bazen çamurlu yollarda sürmem gerekecek. böyle bir şey işimi görür mü?
arkadaşlar bütçem 250-350 lira arası. şehir içi bisiklet yerine dağ bisikleti alsam pek farkeder mi? yani sadece kampüs için kullanacğaım. fiyat ve görünüm olarak dağ bisikletleri daha iyi oluyor. ayrıca kampüs köy ile iç içe olduğu için inişli çıkışlı bazen çamurlu yollarda sürmem gerekecek. böyle bir şey işimi görür mü?
0
O bütçeyle fazla şansın yok zaten, ayrıca dağ bayır geçerim diyorsan dağ bisikleti daha mantıklı. Yalnız bulabilirsen bunun arkasında amortisör olmayanından almanı tavsiye ederim..
0
o amortisör hem bisikleti daha da ağırlaştırıyor, hem de kullanırken daha fazla enerji sarf etmenize ve yavaşlamanıza sebebiyet veriyor bildiğim kadarıyla. örneğin hiç araziye sokmayacak olan insanlar üzerinde hiç amortisör olmayan bisikletleri tercih ediyorlar, daha iyi performans için.
0
kampüsün yokuşluysa sabit amortisörlü bisiklet sakın alma. arkadaşlar arka amartisörlü alma demiş kesinlikle katılıyor ve artırıyorum: yokuş varsa direkt amortisörsüz al. kilitlenebilir amortisörlü de olur ama onlar da 1000 tl'den başlıyor neredeyse. amortisörsüz almazsna yokuşlarda deli gibi yorulursun.
0
yalnız çamurlu köy yolu falan deniyor, onlarda da amortisörsüz sıkıntı olur muhtemelen, amortisörsüzler genelde sadece çok düzgün yollar için kullanılıyor, sizin bulunduğunuz yerde amortisörsüz kullanırsanız lastikleri ve bileklerinizi üzebilirsiniz. Sadece şu arka amortisör olmasa yeter, eğer kullanacağınız yollarda tümsekler, çukurlar, asfalt olmayan yollar varsa amortisörsüz tavsiye edilmez, evet yokuş çıkarken performansı biraz azalttığı doğrudur ama kullanacağınız yol bu noktada daha önemli. istanbulda ara sokaklarda bile dikkat gerektiriyor amotisörsüz bisikletle takılmak, ki taşlı topraklı değil sonuçta altı üstü sokak. iyice kafa karışmıyordur umarım ama yazayım dedim.
0
etrafta bisikletçi varsa ikinci el bi şeyler ara. anahtar vb aletlerini de al. zaten yamanı vs kendin yapmalısın.
bütün bunları 300'e halledebilirsin.
böyle market bisikletleri ufak veletler için.
amortisör önde dahi olmasın bana kalırsa. selen rahat olsun yeter. iyi bir sele ve patlamayan lastikler lazım sana. kalanı teferruat.
ben geçen tura çıkmak için 60 tlye bir bisiklet aldım ikinci el. boynuz gidon taktım. lastikleri iyi durumdaydı. göbeği sorunluydu onu düzeltemeyince bıraktım. emanet bisikletle çıktım ama toplamda 100 tlye tur bisikleti topluyordum neredeyse. biraz üzerine düş. çok güzel bi bisikletin olur. yeni olmaz ama zaten eskiler daha sağlam.
bütün bunları 300'e halledebilirsin.
böyle market bisikletleri ufak veletler için.
amortisör önde dahi olmasın bana kalırsa. selen rahat olsun yeter. iyi bir sele ve patlamayan lastikler lazım sana. kalanı teferruat.
ben geçen tura çıkmak için 60 tlye bir bisiklet aldım ikinci el. boynuz gidon taktım. lastikleri iyi durumdaydı. göbeği sorunluydu onu düzeltemeyince bıraktım. emanet bisikletle çıktım ama toplamda 100 tlye tur bisikleti topluyordum neredeyse. biraz üzerine düş. çok güzel bi bisikletin olur. yeni olmaz ama zaten eskiler daha sağlam.
0
sos fistik olsun mu
Benim kedilere alerjim var. kedili ortama girince gözüm kaşınıyor, hapşuruyorum burnum akıyor falan ama evde hayvan olmasını da bir o kadar seviyorum. köpek şimdilik imkansız olduğundan kediye niyetlendim. Alerjime rağmen alsam ölür müyüm alışır mıyım ?
Benim kedilere alerjim var. kedili ortama girince gözüm kaşınıyor, hapşuruyorum burnum akıyor falan ama evde hayvan olmasını da bir o kadar seviyorum. köpek şimdilik imkansız olduğundan kediye niyetlendim.
Alerjime rağmen alsam ölür müyüm alışır mıyım ?
Alerjime rağmen alsam ölür müyüm alışır mıyım ?
0
alışamazsın. alerjinin alışkanlıkla bir alakası yok. anca sokaktaki kedilere mama ve su vermekle sınırlı kalman gerek.
0
Alismazsin. Ayni alerjik tepkilerle ben de niyetlenmistim. 24 saatlik kedi maceramdan sonra 3 hafta nefes alamamistim.
0
Valla benim de kediye alerim vardı, yıllarca kediye dokunmadım hatta. Sonra bir gün ablam apartmanın önünde duran mahzun bir kediyi eve aldı. Pek yakınlaşmadım. Sevdikten sonra hemen gidip elimi yıkadım. Baktım yakınlaşınca bir şey olmuyor. 1 yıla yakın süredir bizim evde. Aynı yatakta yatıyoruz falan. Her şey yolunda.
Çocukken astımım vardı benim bu arada.
Çocukken astımım vardı benim bu arada.
0
alışılamıyor malesef, sadece şöyle bir şey denk gelebiliyor, nedense çok nadir bazı kediler alerji yapmayıveriyor, belki sahiplenmek istediğiniz kedilerle önce bir iki gün haşır neşir olarak deneme yoluna gidebilirsiniz. ama onun da garantisi yok muhtemelen, büyüdükçe değişebilir, belli tüy dökme dönemlerinde alerjinizi coşturabilir. benim alerji de baya kuvvetli, sokakta sevdiğiyle idare etmek durumunda kalanlardanım tururo'nun dediği gibi.
bi de bazı alerjik insanlar bebeklikten alıştırıp her hafta kedilerini yıkıyorlar mesela, yapmayın etmeyin kedi kendini temizleyebiliyor derler fakat zaten çoğunlukla salyaları ve derilerindeki kepekler insana alerji yaptığından, bu yıkama işi olayı çözüyor olabilir, bazı bebeklikten alışan kediler mutsuz da olmuyor sanırım sürekli yıkanmaktan, bu da bir seçenek olabilir diye belirtmek istedim.
bi de bazı alerjik insanlar bebeklikten alıştırıp her hafta kedilerini yıkıyorlar mesela, yapmayın etmeyin kedi kendini temizleyebiliyor derler fakat zaten çoğunlukla salyaları ve derilerindeki kepekler insana alerji yaptığından, bu yıkama işi olayı çözüyor olabilir, bazı bebeklikten alışan kediler mutsuz da olmuyor sanırım sürekli yıkanmaktan, bu da bir seçenek olabilir diye belirtmek istedim.
0
cosmicgadin
bu zımbırtı sadece iphonelar arası mı kullanılıyor? skype gibi ücretsiz mi yoksa arama ücreti üzerinden mi hesaplanıyor? thx
bu zımbırtı sadece iphonelar arası mı kullanılıyor? skype gibi ücretsiz mi yoksa arama ücreti üzerinden mi hesaplanıyor? thx
0
Sadece ios cihazlar arasi kullaniliyor. Konusma internet üzeri oldugu icin hic bir maliyeti yok.
Fikir olarak muhtesem bence. illaki facetime olarak kullanmak zorundada degilsiniz. Sesli olarakta aramayi gerceklestiriyorsunuz ve ses kalitesi olarakta cok iyi. Yurtdisiyla görüsmek icin en uygun secenek.
Fikir olarak muhtesem bence. illaki facetime olarak kullanmak zorundada degilsiniz. Sesli olarakta aramayi gerceklestiriyorsunuz ve ses kalitesi olarakta cok iyi. Yurtdisiyla görüsmek icin en uygun secenek.
0
iphone ve internete bağlı ipod touch ipad ve maclerde kullanabilirsin. Yani her apple ürünü arasında gayet kaliteli görüntülü veya görüntüsüz haberleşebilirsin. 3g üzerindense paketin bittikten sonra veri ücreti verebilirsin ama wifi ya bağlanıp konuşursan o sorun da kalmaz.
0
Soruya kaynak: e peki bunun skype veya viber'dan farkli yaptigi ne var? Onlarda bu dediklerinizi zaten yapiyoruz? Tamam viberda sadede ses var goruntu yok, peki ya skype?
0
birazcık letheavendangered'a cevap olacak ama, apple cihazları arasında skype'tan daha iyi çalışıyor, performans olarak yani, daha stabil, ayrı bir hesap açmana gerek yok, ekstra program yüklemene gerek yok, birden fazla apple ürünü kullanıyorsan kolaylık oluyor o yüzden falan filan. sonuçta browser gibi düşünün, hepsi aynı işi yapıyor ama kimimiz firefox kullanıyor kimimiz chrome gibi..
0
Benim icin artilarini siralamak gerekirse
- Hesap acmadan numara üzerine arama yapabiliyoruz.
Mesela biriyle facetime üzerinden konusacaksin ama ona numarani vermek istemiyorsun, mail adreside yetiyor.
Yani seni aramalari icin telefon numaran + bir kac mail adresini aktif hale getirebiliyorsun.
- Facetime skype gibi baska bir program üzerinden yürümeyip sisteme entegre oldugu icin, normal hat üzerinden konusmanin rahatligi oluyor.
- Ses kalitesi Viperle kiyaslanmayacak kadar iyi.
Bence tek eksigibi, telesekreter fonksiyonunun olmayisi.
- Hesap acmadan numara üzerine arama yapabiliyoruz.
Mesela biriyle facetime üzerinden konusacaksin ama ona numarani vermek istemiyorsun, mail adreside yetiyor.
Yani seni aramalari icin telefon numaran + bir kac mail adresini aktif hale getirebiliyorsun.
- Facetime skype gibi baska bir program üzerinden yürümeyip sisteme entegre oldugu icin, normal hat üzerinden konusmanin rahatligi oluyor.
- Ses kalitesi Viperle kiyaslanmayacak kadar iyi.
Bence tek eksigibi, telesekreter fonksiyonunun olmayisi.
0
balpolen
Some people want it to happen some wish it would it happen others make it happen Ne demek arkadaslar, bagislayin ceviremedim
Some people want it to happen some wish it would it happen others make it happen
Ne demek arkadaslar, bagislayin ceviremedim
Ne demek arkadaslar, bagislayin ceviremedim
0
anlamı:
bazı insanlar istedikleri şey kendiliğinden olsun isterler, bazı insanlarsa istedikleri şeyin olmasını sadece ümit ederler. Diğer insanlar ise olmasını istedikleri şey için çabalar ve onun olmasını sağlarlar.
birebir çevirisi değil tabi ki, çıkarılması gereken anlamı yazdım sadece.
bazı insanlar istedikleri şey kendiliğinden olsun isterler, bazı insanlarsa istedikleri şeyin olmasını sadece ümit ederler. Diğer insanlar ise olmasını istedikleri şey için çabalar ve onun olmasını sağlarlar.
birebir çevirisi değil tabi ki, çıkarılması gereken anlamı yazdım sadece.
0
böyle olursa daha anlaşılır:
Some people want it to happen, some wish it would happen, others make it happen.
Bazı insanlar olmasını ister, bazıları keşke olsaydı der, diğerleri de oldurur.
Some people want it to happen, some wish it would happen, others make it happen.
Bazı insanlar olmasını ister, bazıları keşke olsaydı der, diğerleri de oldurur.
0
başkalarını o işi oldurtmaya
bazı insanlar bazı dileklerin yerine gelmesini
filan derkene beceremedim.
bazı insanlar bazı dileklerin yerine gelmesini
filan derkene beceremedim.
0
kabaca;
"bazı insanlar olmasını ister, bazıları "keşke olabilseydi" der, diğerleriyse oldurtur."
"bazı insanlar olmasını ister, bazıları "keşke olabilseydi" der, diğerleriyse oldurtur."
0
it would it happen
burdaki ikinci it fazla diil mi yav?
o ite hoşt deyip aralara da virgül koyunca devilred'in dediğini annadım ben de.
sağol devilredcim.
burdaki ikinci it fazla diil mi yav?
o ite hoşt deyip aralara da virgül koyunca devilred'in dediğini annadım ben de.
sağol devilredcim.
0
lcdy3
bu nasıl bir başlık diyene ilk başta bende anlamadım her ay 1 2 kez ağzımda mukusumsu bir yapı oluyor. ve elime alıp bu nedir acaba diye biraz kurcalıyınca leş gibi kokuyor (sanarsınız işkembe). sonra bunun boğazımda oluştuğunu farkettim.bunun sebebi nedir ? doktora gitmem şart mı acaba ?
bu nasıl bir başlık diyene ilk başta bende anlamadım her ay 1 2 kez ağzımda mukusumsu bir yapı oluyor. ve elime alıp bu nedir acaba diye biraz kurcalıyınca leş gibi kokuyor (sanarsınız işkembe). sonra bunun boğazımda oluştuğunu farkettim.bunun sebebi nedir ? doktora gitmem şart mı acaba ?
0
0
0
delifaruk
Gercekten huysuz, ters insanlar mi oluyorlar? Boyle bir kani var toplumda. Gercek mi hakkaten? 35-40 yasina gelmis hic evlenmemis kadinlar buyuk ihtimalle ters insanlar mi oluyorlar evlenmediklerinden dolayi yoksa oyle agizdan agiza yayilmis asli olmayan bir kani mi? Tecrubelerine dayanarak boyle bi
Gercekten huysuz, ters insanlar mi oluyorlar? Boyle bir kani var toplumda. Gercek mi hakkaten? 35-40 yasina gelmis hic evlenmemis kadinlar buyuk ihtimalle ters insanlar mi oluyorlar evlenmediklerinden dolayi yoksa oyle agizdan agiza yayilmis asli olmayan bir kani mi? Tecrubelerine dayanarak boyle bir kaniya varan var mi?
Edit:
Dikkat ediniz, evlenemeyen, kendine evlenecek birini bulamayan demedim. Evlenmemis diyorum. Bekar olanlari diyorum, su ya da bu sebebten evlenmemis. Kendisi ismememis de olabilir, isteyip evlenememis de olabilir.
Ayrica ben bu kanidaymisim gibi algilanmis kimilerince. Hayir ben soru soruyorum, toplumda boyle bir kani var, sizce asli var mi diye.
Edit:
Dikkat ediniz, evlenemeyen, kendine evlenecek birini bulamayan demedim. Evlenmemis diyorum. Bekar olanlari diyorum, su ya da bu sebebten evlenmemis. Kendisi ismememis de olabilir, isteyip evlenememis de olabilir.
Ayrica ben bu kanidaymisim gibi algilanmis kimilerince. Hayir ben soru soruyorum, toplumda boyle bir kani var, sizce asli var mi diye.
0
30 da başlıyor maalesef belirtileri, 35 lerde doruğa ulaşıyor..
Çalışıyor ise, mesai saatlerinde kendini sadece işine vererek çalışma arkadaşlarına ve yönettiği insanlara kan kustururlar.
Çalışıyor ise, mesai saatlerinde kendini sadece işine vererek çalışma arkadaşlarına ve yönettiği insanlara kan kustururlar.
0
35 yas ustu bekar erkekler de kel ve göbekli oluyor. Ne gereksiz genellemeler. İsteyen evlenir istemeyen evlenmez derdinizi seveyim.
0
Iki bekar öğretmenim vardı, ikisi de dışarıdan bakınca genellemeye uygun görünüyorlar, sorsan tanısikligi olanlar hep cins, uyuz der. Samimi olunca çok iyi insanlar olduklarını fark ettim, ikisini de çok severim. Sınıfa sorsan yarısı iyk uyuz karı der ama dersten derse muhatap olmuş insanlardır.
0
Valla olsa olsa huysuz ve ters kadınlar oldukları için o yaşa kadar evlenemiyorlardır.
0
35 yaş üstü bekar kadın değilim ama bu kadınların girdikleri her ortamda aynı boş boş muhabbetlere maruz kaldıklarına "yaa zamanında evlenseydin çocuğun şu kadar olurdu., bak kariyer de bir yere kadar önemli olan aile saadeti", arkasından " ya x çok asabi bi evlense geçer. zamanında armudun sapı üzümün çapı diyerek evlenmedi, yazık etti kendine vs." tanık olmuş biri olarak iyi dayandıklarını söyleyebilirim. insan yıllar boyu bunlarla sınanıp güleryüzlülüğünü ve sabrını koruyorsa direkt madalya takalım zaten, insan-ı kamil olmuş demektir bu genç yaşında.
0
evlenen-evlenmeyen, kadın-erkek diye ayırmak yerine, psikolojik sorunlarını çözemeyen ve onlarla beraberce aşırı derecede bozulmuş hayatlar yaşayan insanlar denebilir bence bu dediklerinize. evlinin evliliğinden ya da evlenmiş olma durumundan psikolojik sorunları oluşur, evlenmeyenin, toplumsal anlamda doğru olanı yapamadığı düşüncesiyle psikolojisi bozulur, daha farklı şeyler de olabilir.. Zaten hayatları ve kendileri hakkında hiç düşünmemiş, kendileriyle ya da içinde yaşadıkları ortamlarla ilgili hiçbir yapıyı anlamaya çalışmamış insanlar her yerdeler. kadınlar daha karikatürize edildiği için sanırım daha çok göze batıyor. Ya da üzerlerindeki toplumsal baskı daha fazla olduğu için daha fazla sorun yaşıyor ve yaşatıyorlarmış gibi görünebilir. Fakat bahsettiğiniz şey klasik insanın genel kendini bilmezliğinden kaynaklanan bir şey gibi geliyor bana, bu sebeple de ayrımı kadın-erkek, evli-değil gibi yapılar üzerinden yapmak istatistiksel olarak mantıksız olabilecektir..
0
otuz beş yaş üstü bir tanıdığım evlendi ve kısa süre içerisinde boşandı, bırak huysuz ve tersi, dünyanın en tatlı insanıdır kendisi. evlenme gibi bir niyeti de olmamasına rağmen bakımlıdır da. genellemek yersiz.
0
düzgün bir partner güzel bi seks hayatları yoksa genelde evet.
varsa pamuk gibi oluyorlar :)
varsa pamuk gibi oluyorlar :)
0
konuşmayım diyorum. Boşver rock diyorum olmuyor. Evlenmediler diye niye ters olsunlar, belki evlenmeyi düşünmediği için bekardır. Ayrıca sizinle evlenmedi diye kimsenin psikolojisi bozulmaz
0
kafayı bozmaya müsait kız 25 yaşında bile bozuyor, 35 demeye gerek yok. Ha, bana kalırsa evlilik delisi kızlar dışında böyle bir durum yok.
0
@knight of cydonia,
@rock n roll,
Yahu ben evlenmeyen kadınlar huysuz olduğundan evlenemiyor demedim. İlla bir genelleme yapmak istiyorsan en elle tutulur tarafı böyle olabilir dedim.
Evlenmek istemez, karşısındaki kötü çıkar, ilgilenmesi gereken insanlar vardır, olabilir yani.
Benim vurguladığım evlenmedi diye kimse huysuz olmaz. O aslında öyledir.
@rock n roll,
Yahu ben evlenmeyen kadınlar huysuz olduğundan evlenemiyor demedim. İlla bir genelleme yapmak istiyorsan en elle tutulur tarafı böyle olabilir dedim.
Evlenmek istemez, karşısındaki kötü çıkar, ilgilenmesi gereken insanlar vardır, olabilir yani.
Benim vurguladığım evlenmedi diye kimse huysuz olmaz. O aslında öyledir.
0
Rockin da az zamani kaldi kizar tabi :)))
O kızgınlık kişiye gore değişiyor. Evlilik meraklısı ise 25inde baslayan bile var.
O kızgınlık kişiye gore değişiyor. Evlilik meraklısı ise 25inde baslayan bile var.
0
@onexey
Aslinda bu acidan bakmak da mantikli geliyor ama o zaman erkekler icin de boyle genel bir kani olmasi lazimdi toplumda. Ama farkli bir acidan yaklasman hosuma gitti.
Evlilik meraklisi olan-olmayan diye ayirmak uygun mu bilmiyorum. Ben evlilik meraklisi olmayan bayana hemen hemen rastlamadim. Kimisi dile getiriyor belli ediyor, kimisi belli etmiyor ama hep gelinlik hayali kurarlar. Ama damatlik hayali kuran...?
Aslinda bu acidan bakmak da mantikli geliyor ama o zaman erkekler icin de boyle genel bir kani olmasi lazimdi toplumda. Ama farkli bir acidan yaklasman hosuma gitti.
Evlilik meraklisi olan-olmayan diye ayirmak uygun mu bilmiyorum. Ben evlilik meraklisi olmayan bayana hemen hemen rastlamadim. Kimisi dile getiriyor belli ediyor, kimisi belli etmiyor ama hep gelinlik hayali kurarlar. Ama damatlik hayali kuran...?
0
huysuz bir kadınım. 19 yaşında da böyleydim, 29 yaşında da böyleyim. evlilik hayali hiç kurmadım, hatta en büyük korkularımdan biri evlenmek.
bu cevaplar yeterli olur sanırım.
bu cevaplar yeterli olur sanırım.
0
@devilred
Bana soyluyorsan bu cevaplar yeterli olmaz. Ben genelleme hakkinda soruyorum. Herhangi bir genelleme rahatlikla dogru kabul edilse bile genellemeye tamamen zit olanlar bulunur. Devilred'in huysuz olup olmamasi genellemenin dogru olup olmadigi hakkinda fikir vermeyecegi icin yeterli olur dedigin cevaplar yeterli degil.
He basligi acana soylemiyorsan cevaplar yeterli olur sanirim diye, o zaman bu satirdan ustte yazdigimi dikkate alma:)
Bana soyluyorsan bu cevaplar yeterli olmaz. Ben genelleme hakkinda soruyorum. Herhangi bir genelleme rahatlikla dogru kabul edilse bile genellemeye tamamen zit olanlar bulunur. Devilred'in huysuz olup olmamasi genellemenin dogru olup olmadigi hakkinda fikir vermeyecegi icin yeterli olur dedigin cevaplar yeterli degil.
He basligi acana soylemiyorsan cevaplar yeterli olur sanirim diye, o zaman bu satirdan ustte yazdigimi dikkate alma:)
0
toplumda böyle bir algı varsa saçmalıktır bu düşünce onu dedim ben de. Ayrıca konu bana nereden geldi. Benim yaşam tarzımda evlilik ve çocuk yok. Ben resimle, heykelle uğraşan, hayatı farklı algılayan,hayata karşı belli bir duruşu olan biriyim. Akşam beyim işten gelsin, eltimgillere, kaynımgillere çaya gidelim tarzı bir kadın değilim
0
Valla bana göre aynı şeyin erkekler için söylenmemesinin toplum yapısıyla alakası var ama uzun ve karmaşık bir konu. İki cümle ile kesin sonuca varılabilecek bi hadise değil.
0
aslı astarı var mı bu olayın demişsin, cevap verdik işte. neden kabul görmedi ki o cevabım? ille açık açık "hayır, aslı astarı yok, ters olmanın evlenmeyle ilgisi yok" mu yazmalıydım?
0
35 yaş üzeri bir erkek olarak ben de huysuz değilim, yaşıtım kadınların da huysuz olduklarını düşünmüyorum.
ayrıca rock'ı da üzmeyin:)
ayrıca rock'ı da üzmeyin:)
0
Simdi dusundumde soyle olabilir; Insanlar huysuz insanlarla karsilastiklarinda istatistik yapmak icin bu huysuz insanlarin boyunu posunu, sacini, goz rengini, kan grubu bilmemnesini aklinin bir kenarina kaydetmiyorelar. Ama ileri yasta bekar olmak bizim toplumda dikkat ceken birsey oldugu icin huysuz bir insanla karsilasinca, ileri yasta ve bekar olmasi gibi dikkat cekici bir ozelligi hafizasina kaydediyorlardir otomatik olarak. Bu yuzden bu hafizaya dayanarak bu genellemeyi ortaya atiyor olabilir insanlar. Belki baska ozelliklerine dikkat edilse baska genellemelerde cikarilabilirdi (alakasi olsa da olmasa da) ne bileyim kisa boylular huysuz, genis omuzlular huysuz, spor yamayanlar huysuz gibi. Ama toplumun dikkatini ceken seyler - toplum tarafindan - genellemeye kriter olabilecegi icin ileri yasta evlenmeyenler huysuz genellemesi yapilmis olabilir diye dusundum simdi..
0
@devilred
Senin genellemeye uymayisin genellemenin asli olmadigi anlamina gelmez tarafsiz bakalim. O yuzden cevap yeterli degil dedim. Bir kisi icin degilde (sen ya da baska bir kisi farketmez)genel icin birsey soylesen bu soruya bir cevap olurdu. "hayır, aslı astarı yok, ters olmanın evlenmeyle ilgisi yok" yazmaliydin degil.
@yalnux
rock'i ben uzmedim biliyorsun:)
Senin genellemeye uymayisin genellemenin asli olmadigi anlamina gelmez tarafsiz bakalim. O yuzden cevap yeterli degil dedim. Bir kisi icin degilde (sen ya da baska bir kisi farketmez)genel icin birsey soylesen bu soruya bir cevap olurdu. "hayır, aslı astarı yok, ters olmanın evlenmeyle ilgisi yok" yazmaliydin degil.
@yalnux
rock'i ben uzmedim biliyorsun:)
0
Boyle br sey var. Literaturde adi bile var. Mal baisé.
(Neden bilmiyorum, fransizca)
(seksist bir tabir, fazla duyarli arkadaslar arastirmasin)
(ben uydurmadim / yaratmadim, paylastim sadece)
(Neden bilmiyorum, fransizca)
(seksist bir tabir, fazla duyarli arkadaslar arastirmasin)
(ben uydurmadim / yaratmadim, paylastim sadece)
0
"sizce böyle bir genelleme var mı?" diye sormalıydın o halde. yoksa "bunun aslı astarı var mı?" sorusuna gayet de geçerli bir cevap verdim.
0
bu duyuruda da rastlayabileceğin üzere genelde rahatsız ruh hastası oluyorlar. ayrıca belirtmeden geçemeyeceğim, allah kimseye 35 yaş üstü hiç evlenmemiş, bekar kadın müdür vermesin.
0
Yaşanan çevreye, alınan eğitime, sosyal hayata, ekonomik seviyeye göre karakterleri de değişkenlik gösterebiliyor. Yaş olarak 35+ olmak standart bir kadın profili vermiyor bize. Hayatının en güzel dönemini geçiren mutlu neşeli pozitif bir kadın olabileceği gibi evde üç çocukla akşam eve gelecek olan kocası için yemek hazırlayıp içten içe "Allah canımı alsa da kurtulsam" diyen hayata küsmüş bir kadın da olabilir bu 35+ yaşındaki kadın. Salt yaşına bakıp "Evet bunlar çok dırdırcı nemrut oluyor" demek büyük bir saflık bana kalırsa.
0
kamera motor
bugün canım size game of thrones'tan 105 yıl öncesini anlatmak istedi. 105 yıl önce çıkan ve en büyük ikinci iç savaş olan blackfyre isyanı ile üç gözlü kargadan bahsedeceğim size. bu iki konuyu olabildiğince dağıtmadan toparlayacağım.iv. aegon'ın hükumdarlığıyla başlıyor olay. bu eleman tüm westero
bugün canım size game of thrones'tan 105 yıl öncesini anlatmak istedi.
105 yıl önce çıkan ve en büyük ikinci iç savaş olan blackfyre isyanı ile üç gözlü kargadan bahsedeceğim size. bu iki konuyu olabildiğince dağıtmadan toparlayacağım.
iv. aegon'ın hükumdarlığıyla başlıyor olay. bu eleman tüm westerosla sikişip duran biridir ve bu yüzden kendisine değersiz aegon (onursuz aegon, alçak aegon kısaca: unworthy aegon) denir. elemanın hükumdarlığı süresince sikişmek dışında bişi yaptığı görülmemiştir ve bu sikişmeleri, krallığın altına dinamik koyacaktır.
bu aegon, kuzenini de siker ve ondan DAEMON isimli bir oğul doğurur bir piç. tahtın gerçek varisi ise en pür kana sahip olan, kardeşi ve kraliçesinden olma DAERON'dur. bu yazıda çok fazla iism geçecek o yüzden iyice irdeleyin. iki isim var şuan: 1. daemon: kendisi piç. 2. daeron: kendisi varis, meşru oğul.
bu daemon ilk kez 12 yaşında katıldığı bir turnuvada çok parlak bir performans göstererek dikkatleri üstüne çeker. ve Aegon iv. targaryen tarafından kendisine Targaryenlerin asırlardır sahip olduğu Blackfyre isimli valyria çeliğinen yapılma kılıcı hediye eder, ki bu çok önemlidir. Aegon ölmeden önce ise; soylu kadınlardan doğurttuğu tüm piçleri meşru ilan eder ve bu son hamlesiyle beraber ortalığın anasını sikmiş olur.
Fahişelerden olan piçler değil, sadece soylu ailelerin piçleri meşrulaşmıştır ve bu meşruluk Daemon Blackfyre, Brynden Rivers (Bloodraven) ve Aegor Rivers'ı tahtta hak sahibi etmiştir.
Ancak Aegon'ın ölümünden sonra tahta yine Daeron Targaryen geçer. "İyi de bu daemon meşru kılınmıştı o zaman taht onun hakkı amk" gibi dedikodulara yol açar bu durum. Ama bu olay savaşın esas sebebi olmaz. Daemon, soylular ve halk tarafından çok sevilen bir adamdır. Bunun sebebi hem soylu kadınlarla iyi anlaşması hem de müthiş bir şövalye olması. Adam tam siyasetçi amk. Üstelik Aegon blackfyre isimli kılıcı da Daemon'a verdiği için "o kılıcı daemona verdiyse varis odur ne konuşuyonuz amk" söylentilerine sebep olmuştur.
Şimdi bilindiği üzere, Aegon the Conquerer (ilk fatih) westeros'u işgal ettikten sonra sadece Dorne'a diz çöktürememişti. Galibiyet gelmeyince de, Targaryenler Dorne'u evlilik yoluyla almaya karar verdiler ve Daenerys isimli Targaryen prensesini (bizimki değil aq ya) Dorne Prensiyle evlendirme yoluna giderler.
İşte Daemon Blackfyre, Daenerys'e aşıktır ve bu evliliğe karşı çıkmaktadır.
Ayrıca, Daemon'ın üvey piç kardeşi olan Aegor Rivers (bittersteel ismi) da Aegon iv. Targaryen'in piç kızı olan Sheira Seastar'a aşıktır. Ama Sheira, Bloodraven (Brynden Rivers) ile metres ilişkisi yaşamaktadır.
Karakterleri tekrar özet geçelim.
Daemon -> piç ama meşrulaştırılmış varis. Daenerys Targaryen'e aşık.
Daenerys -> Dorne ile barış anlaşması yapmak için Dorne Prensi ile sözlendirilmiş.
Bloodraven -> Brynden Rivers ismi, kendisi de Aegon iv. targaryen'in piçi.
Bittersteel -> Aegor Rivers, bu da Aegon iv. Targaryen'in piçi. Sheira Seastar'a aşık.
Sheira Seastar -> Aegon'un piçi. Bu da yukarıda ismi geçen Bloodraven'ın metresi.
Aşk çokgenimiz böyle. Üstelik aileler arasında süren asırlık kan davası da savaşın tetiklenmesine sebep olmuş.
Quentyn Ball isimli bir başka arkadaş da, kendisine söz verilen Kralmuhafızlığı görevi için karısını boşamış ancak Daeron tahta geçtiğinde bu görevi ona vermeyince delirmiş ve o da Daemon Targaryen saflarında savaşa katılmıştır.
Daemon, Targaryenlerin bayrağı olan siyah zemin üstüne kırmızı ejderha bayrağını değiştirip; Kırmızı zemin üstüne Siyah ejderhalı bir bayrak kullanmıştır ve bu yüzden kendisinin cephesindekilere Kara Ejderhanın takipçileri denmiştir. Daeron Targaryen cephesine de Kızıl Ejderhanın Takipçileri dendi haliyle.
Savaşa kuzey ve greyjoylar katılmıyor. onun dışında tüm westeros savaşta.
Savaş başlar, daemon sikertme yolunda ilerlemektedir.
Ancak Kızıl Ejderhanın Takipçisi olarak yer alan Bloodraven, okçu birliğiyle beraber bir tepeyi alır ve "karganın dişleri" isimli okçu birliğiyle beraber (westeros tarihinin en iyi okçu birliğidir) savaşın kaderini değiştirirler. Bloodraven'ın attığı oklar: Daemon Blackfyre ve iki oğlunu bizzat öldürür. Daeron'ın oğulları da savaş alanına gelince isyancılar sikilir.
Bittersteel, Daemon'ın hayatta kalan oğullarıyla beraber kaçar ve uzakdoğuda Golden Company'yi kurarlar. Ve bunun aracılığıyla da iki isyan başlatırlar ama başarısız olurlar.
Burada bahsedilen Bloodraven ise önemlidir.
Bloodraven, Aegon'un piçi olarak dünyaya gelmiş, yüzündeki yaralar sebebiyle "Kanlı Kuzgun" anlamına gelen Bloodraven ismini almıştır. Kendisi feci iyi bir şövalya, müthiş bir okçu ve asıl önemlisi: BİR YEŞİL GÖRENdir. Bran stark gibi yani.
Savaştaki başarısının ardından Daeron'ın kral eli olarak görev yapar. Ve büyüleriyle nam salar, uzun kuraklıkların sebebi olarak kendisinin yaptığı büyülerin laneti gösterilir. Krallığı adeta tek başına yönetir. Kendisi bir yeşil gören olduğu için, tüm her yerde kusursuz bir erişim ağı vardır. Savaşta kaybettiği tek gözü nedeniyle kendisine "BLOODRAVEN'IN KAÇ GÖZÜ VAR? 1000 GÖZÜ VE 1 GÖZÜ" gibi bir tekerleme uydurulmuştur.
Daeron'dan sonra tahta geçen Maekor tarafından zindana atılır.
Maekor, diziden hatırladığımız gece nöbetçilerindeki Aemon Targaryen'in babasıdır.
Maekor öldükten sonra tahtın varisi olan Aemon, taht savaşlarına girmek istemediği için Gece nöbetçilerine katılmaya karar verir ve zindandan çıkardığı Bloodraven'la beraber yola koyulur.
Bloodraven gece nöbetçilerinde de başarılarını sürdürür ve Lord Commander olur.
Sonrası hakkında fazla bilgi yok. Ama dizinin son bölümünden anladığımız kadarıyla: Bloodraven herkesin tahmin ettiği üzere ÜÇ GÖZLÜ KARGA olarak yaşamını sürdürmekte ve tanrıcılık oynamakta.
105 yıl önce çıkan ve en büyük ikinci iç savaş olan blackfyre isyanı ile üç gözlü kargadan bahsedeceğim size. bu iki konuyu olabildiğince dağıtmadan toparlayacağım.
iv. aegon'ın hükumdarlığıyla başlıyor olay. bu eleman tüm westerosla sikişip duran biridir ve bu yüzden kendisine değersiz aegon (onursuz aegon, alçak aegon kısaca: unworthy aegon) denir. elemanın hükumdarlığı süresince sikişmek dışında bişi yaptığı görülmemiştir ve bu sikişmeleri, krallığın altına dinamik koyacaktır.
bu aegon, kuzenini de siker ve ondan DAEMON isimli bir oğul doğurur bir piç. tahtın gerçek varisi ise en pür kana sahip olan, kardeşi ve kraliçesinden olma DAERON'dur. bu yazıda çok fazla iism geçecek o yüzden iyice irdeleyin. iki isim var şuan: 1. daemon: kendisi piç. 2. daeron: kendisi varis, meşru oğul.
bu daemon ilk kez 12 yaşında katıldığı bir turnuvada çok parlak bir performans göstererek dikkatleri üstüne çeker. ve Aegon iv. targaryen tarafından kendisine Targaryenlerin asırlardır sahip olduğu Blackfyre isimli valyria çeliğinen yapılma kılıcı hediye eder, ki bu çok önemlidir. Aegon ölmeden önce ise; soylu kadınlardan doğurttuğu tüm piçleri meşru ilan eder ve bu son hamlesiyle beraber ortalığın anasını sikmiş olur.
Fahişelerden olan piçler değil, sadece soylu ailelerin piçleri meşrulaşmıştır ve bu meşruluk Daemon Blackfyre, Brynden Rivers (Bloodraven) ve Aegor Rivers'ı tahtta hak sahibi etmiştir.
Ancak Aegon'ın ölümünden sonra tahta yine Daeron Targaryen geçer. "İyi de bu daemon meşru kılınmıştı o zaman taht onun hakkı amk" gibi dedikodulara yol açar bu durum. Ama bu olay savaşın esas sebebi olmaz. Daemon, soylular ve halk tarafından çok sevilen bir adamdır. Bunun sebebi hem soylu kadınlarla iyi anlaşması hem de müthiş bir şövalye olması. Adam tam siyasetçi amk. Üstelik Aegon blackfyre isimli kılıcı da Daemon'a verdiği için "o kılıcı daemona verdiyse varis odur ne konuşuyonuz amk" söylentilerine sebep olmuştur.
Şimdi bilindiği üzere, Aegon the Conquerer (ilk fatih) westeros'u işgal ettikten sonra sadece Dorne'a diz çöktürememişti. Galibiyet gelmeyince de, Targaryenler Dorne'u evlilik yoluyla almaya karar verdiler ve Daenerys isimli Targaryen prensesini (bizimki değil aq ya) Dorne Prensiyle evlendirme yoluna giderler.
İşte Daemon Blackfyre, Daenerys'e aşıktır ve bu evliliğe karşı çıkmaktadır.
Ayrıca, Daemon'ın üvey piç kardeşi olan Aegor Rivers (bittersteel ismi) da Aegon iv. Targaryen'in piç kızı olan Sheira Seastar'a aşıktır. Ama Sheira, Bloodraven (Brynden Rivers) ile metres ilişkisi yaşamaktadır.
Karakterleri tekrar özet geçelim.
Daemon -> piç ama meşrulaştırılmış varis. Daenerys Targaryen'e aşık.
Daenerys -> Dorne ile barış anlaşması yapmak için Dorne Prensi ile sözlendirilmiş.
Bloodraven -> Brynden Rivers ismi, kendisi de Aegon iv. targaryen'in piçi.
Bittersteel -> Aegor Rivers, bu da Aegon iv. Targaryen'in piçi. Sheira Seastar'a aşık.
Sheira Seastar -> Aegon'un piçi. Bu da yukarıda ismi geçen Bloodraven'ın metresi.
Aşk çokgenimiz böyle. Üstelik aileler arasında süren asırlık kan davası da savaşın tetiklenmesine sebep olmuş.
Quentyn Ball isimli bir başka arkadaş da, kendisine söz verilen Kralmuhafızlığı görevi için karısını boşamış ancak Daeron tahta geçtiğinde bu görevi ona vermeyince delirmiş ve o da Daemon Targaryen saflarında savaşa katılmıştır.
Daemon, Targaryenlerin bayrağı olan siyah zemin üstüne kırmızı ejderha bayrağını değiştirip; Kırmızı zemin üstüne Siyah ejderhalı bir bayrak kullanmıştır ve bu yüzden kendisinin cephesindekilere Kara Ejderhanın takipçileri denmiştir. Daeron Targaryen cephesine de Kızıl Ejderhanın Takipçileri dendi haliyle.
Savaşa kuzey ve greyjoylar katılmıyor. onun dışında tüm westeros savaşta.
Savaş başlar, daemon sikertme yolunda ilerlemektedir.
Ancak Kızıl Ejderhanın Takipçisi olarak yer alan Bloodraven, okçu birliğiyle beraber bir tepeyi alır ve "karganın dişleri" isimli okçu birliğiyle beraber (westeros tarihinin en iyi okçu birliğidir) savaşın kaderini değiştirirler. Bloodraven'ın attığı oklar: Daemon Blackfyre ve iki oğlunu bizzat öldürür. Daeron'ın oğulları da savaş alanına gelince isyancılar sikilir.
Bittersteel, Daemon'ın hayatta kalan oğullarıyla beraber kaçar ve uzakdoğuda Golden Company'yi kurarlar. Ve bunun aracılığıyla da iki isyan başlatırlar ama başarısız olurlar.
Burada bahsedilen Bloodraven ise önemlidir.
Bloodraven, Aegon'un piçi olarak dünyaya gelmiş, yüzündeki yaralar sebebiyle "Kanlı Kuzgun" anlamına gelen Bloodraven ismini almıştır. Kendisi feci iyi bir şövalya, müthiş bir okçu ve asıl önemlisi: BİR YEŞİL GÖRENdir. Bran stark gibi yani.
Savaştaki başarısının ardından Daeron'ın kral eli olarak görev yapar. Ve büyüleriyle nam salar, uzun kuraklıkların sebebi olarak kendisinin yaptığı büyülerin laneti gösterilir. Krallığı adeta tek başına yönetir. Kendisi bir yeşil gören olduğu için, tüm her yerde kusursuz bir erişim ağı vardır. Savaşta kaybettiği tek gözü nedeniyle kendisine "BLOODRAVEN'IN KAÇ GÖZÜ VAR? 1000 GÖZÜ VE 1 GÖZÜ" gibi bir tekerleme uydurulmuştur.
Daeron'dan sonra tahta geçen Maekor tarafından zindana atılır.
Maekor, diziden hatırladığımız gece nöbetçilerindeki Aemon Targaryen'in babasıdır.
Maekor öldükten sonra tahtın varisi olan Aemon, taht savaşlarına girmek istemediği için Gece nöbetçilerine katılmaya karar verir ve zindandan çıkardığı Bloodraven'la beraber yola koyulur.
Bloodraven gece nöbetçilerinde de başarılarını sürdürür ve Lord Commander olur.
Sonrası hakkında fazla bilgi yok. Ama dizinin son bölümünden anladığımız kadarıyla: Bloodraven herkesin tahmin ettiği üzere ÜÇ GÖZLÜ KARGA olarak yaşamını sürdürmekte ve tanrıcılık oynamakta.
0
cidden şükela butonu arıyor gözlerim bazen şu duyuruda, eyvallah diyorum onun yerine, devamını bekleriz :)
0
Vay bunlar hakkında hiç bir bilgim yoktu bu sefer, çok güzeldi eline sağlık! Vay vay üç gözlü karga hakkında teori ben de hep merak etmişimdir. Vay be neler neler.
0
üç gözlü karga teorisinin gerçek olduğu kesinleşti dizideki üçgözlü karga bloodraven'ın tekerlemesini söyleyince. ama zaten %99 doğru olduğu biliniyordu teorinin o yüzden fazla şaşkınlık yaratmadı.
0
dessy
Şu duyurumdan sonra nihayet yulaf ezmesi aldım, iyi de kazıklandım. => http://www.eksiduyuru.com/duyuru/772733/corn-flakesŞimdi ben süt içmeyen fakat yoğurt manyağı bir insanım. Sağlıklı bir sabah kahvaltısı için fındık fıstık, meyve dilimleri haricinde nelerle karıştırabilirim bu veledi? Haftaiçi u
Şu duyurumdan sonra nihayet yulaf ezmesi aldım, iyi de kazıklandım. => www.eksiduyuru.com
Şimdi ben süt içmeyen fakat yoğurt manyağı bir insanım. Sağlıklı bir sabah kahvaltısı için fındık fıstık, meyve dilimleri haricinde nelerle karıştırabilirim bu veledi?
Haftaiçi uzun kahvaltı yapabilme imkanım yok. O yüzden o açığı sağlıklı bir şekilde kapatmak derdim. Bir de insülin değerlerim düşük olduğu için ani acıkma ve baş dönme krizlerine giriyorum sık sık.
Evet duyurunun doktorları, sağlık severleri. Yorumlarınızı dört gözle bekliyorum. Ona göre yarınki kahvaltımı hazırlayacağım şimdiden.
Şimdi ben süt içmeyen fakat yoğurt manyağı bir insanım. Sağlıklı bir sabah kahvaltısı için fındık fıstık, meyve dilimleri haricinde nelerle karıştırabilirim bu veledi?
Haftaiçi uzun kahvaltı yapabilme imkanım yok. O yüzden o açığı sağlıklı bir şekilde kapatmak derdim. Bir de insülin değerlerim düşük olduğu için ani acıkma ve baş dönme krizlerine giriyorum sık sık.
Evet duyurunun doktorları, sağlık severleri. Yorumlarınızı dört gözle bekliyorum. Ona göre yarınki kahvaltımı hazırlayacağım şimdiden.
0
yoğurt ve kuru meyveler. ama kuru üzüm falan sevmem mesela ben. kuru elma, ananas, kayısı iyidir. tropik olanları şekerle kurutuyolar, onlardan kaçınmak lazım tabii.
0
e peki ıslanması gerekmiyor mu bu yulaf ezmesinin? bir de kaç kaşık koyuyorsunuz siz? Ne kadar süre tok tutuyor?
0
ben kuru üzüm atıyorum, bazen de küçük küçük kesip kayısı parçacıkları.
0
light sütle karıştır, tat vermek istiyorsan biraz üzüm çiğ fındık v.s. atabilirsin.
0
yarım kase yoğurda 1-1.5 kaşık yulaf ezmesi koyuyorum ben. elma, muz, kivi, çilek, şeftali, avokado, mango, kuruyemiş, kuru meyve ne varsa ekliyorum kase dolana kadar. ıslanmasını beklemeden yiyorum:D baya tutuyor ya saat belirtemiycem ama.
0
Ben şöyle yapıyorum, yulaf ezmesini bir tavaya koyuyorum istediğim miktarda. Sonra yulaf ıslanacak kadar süt döküp altını açıyorum. 1-2 dk pişince lapa halini alıyor zaten yulaf, sütü emiyor. Onu kaseye alıp biraz daha süt ekliyorum.(Siz bu kısımda yoğurt ekleyebilirsiniz.) Sonra üzerine muz doğrayıp tarçın döküyorum. Varsa badem ekliyorum ve diğer taze meyvelerden doğruyorum.
0
kimse yazmamış sanki ama yoğurtla o tür yulaftır müslidir yerken az bir şey (yarım tatlı kaşığı belki) bal ile tatlandırmak iyi olabiliyor. daha fantaziye kaçacak ama yarım tatlı kaşığı kadar da fıstık ezmesi böyle yoğurda karıştırınca da güzel oluyor, tabi sevmiyorsanız fıstık ezmesi o başka, bir de bunun kalorisi var kardeşim de diyebilirsiniz tabi :)
0
hazır konusu açılmışken, neden yulaf ezmesi bu kadar önemli? ve sağlıklı diye bilinir? çok araştırma yapmadım, baş ağrısından ölmek üzereyim. yarın google'ın gücüne inacağım fakat bilen varsa merakımız az biraz giderilse?
0
yoğurtla yapacaksan
- yatmadan önce yoğurt ve yulaf ezmesini bir kasede dilediğin miktarda karıştır
- buzolabına koy , sabaha kadar yulaflar yumuşuyor
- sabah da üzerine sadece bir çay kaşığı reçel gezdirerek tüketebilirsin
ikinci tarifimi akşamdan hazırlamaya gerek yok ( aşure gibi bir tadı oluyor :) )
- kasenin içine 3 çorba kaşığı yulaf ezmesi
- üzerine kaynar suyu ekle ve yulaflar suyu emene kadar karıştır (miktarı sana kalmış, sulu ya da lapa nasıl olsun istiyorsan )
- üzerine yarım çay kaşığı tarçın serpebilirsin, bir çay kaşığı bal gezdirebilirsin ya da kuru meyveler de ekleyebilirsin
- yatmadan önce yoğurt ve yulaf ezmesini bir kasede dilediğin miktarda karıştır
- buzolabına koy , sabaha kadar yulaflar yumuşuyor
- sabah da üzerine sadece bir çay kaşığı reçel gezdirerek tüketebilirsin
ikinci tarifimi akşamdan hazırlamaya gerek yok ( aşure gibi bir tadı oluyor :) )
- kasenin içine 3 çorba kaşığı yulaf ezmesi
- üzerine kaynar suyu ekle ve yulaflar suyu emene kadar karıştır (miktarı sana kalmış, sulu ya da lapa nasıl olsun istiyorsan )
- üzerine yarım çay kaşığı tarçın serpebilirsin, bir çay kaşığı bal gezdirebilirsin ya da kuru meyveler de ekleyebilirsin
0
yoğurttan bıkarsan organik soya sütü veya badem sütü ile deneyebilirsin. bir de meyvelerle püre yapabilirsin fena olmuyor.
0
ben yarım kiloluk lifalif'i 4 liraya aldım. birkaç gündür süt ve balla karıştırıp yiyorum. başlıktaki tüm tavsiyeleri deneyebilirsin, herkes güzel tavsiye vermiş.
0
ben bazen portakal suyuyla karistiririm, oyle yerim. yogurtla karistirilinca en guzeli cilekle ya da biraz balla tatlandirmak.
cilek yogurt ve esmer kristal sekerle harika olur tabii.
meyve dilimi istememistiniz... o halde, recellerle tatlandirin, ya da balla iste. ama hazirliginizi sabah yapin bence, yoksa yulaf siser siser siser, mutfaga bile giremezsiniz.
cok az sutle islatip fistik ezmesiyle karistirinca da cok guzel olur.
bir de yulaf ezmenizin icine, bugaday ruseymi mi ne oyle bir sey var, onu karistirmakta fayda var, besin degerini artirirsiniz. ya da ari sutu mu ne diyorlar, ondan da alabilirsiniz arada.
benden bu kadar. afiyet olsun
cilek yogurt ve esmer kristal sekerle harika olur tabii.
meyve dilimi istememistiniz... o halde, recellerle tatlandirin, ya da balla iste. ama hazirliginizi sabah yapin bence, yoksa yulaf siser siser siser, mutfaga bile giremezsiniz.
cok az sutle islatip fistik ezmesiyle karistirinca da cok guzel olur.
bir de yulaf ezmenizin icine, bugaday ruseymi mi ne oyle bir sey var, onu karistirmakta fayda var, besin degerini artirirsiniz. ya da ari sutu mu ne diyorlar, ondan da alabilirsiniz arada.
benden bu kadar. afiyet olsun
0
bu sabah ilk kez yedim yulaf ezmeli+yoğurtlu karışımı. içine bal ve muz koydum, hatta biraz da baharat ekledim. ancak tadını sevmedim :( zorla yedim yani :( alışır mıyım sizce?
0
sezercik yavrum benim
selamlar...araştırma görevlisi bir arkadaşım var. ilk yılı. yıllık izni yok. okula giriş çıkışlarda kart basıyorlar. 1 haftalık (vizesiz) yurt dışı tatili yapmak istiyoruz.benim aklıma rapor geldi ama okulundan, rapor alsan bile yurt dışına çıkamazsın, resmi işlemde bulunamazsın demişler.ne yapıp ed
selamlar...
araştırma görevlisi bir arkadaşım var. ilk yılı. yıllık izni yok. okula giriş çıkışlarda kart basıyorlar. 1 haftalık (vizesiz) yurt dışı tatili yapmak istiyoruz.
benim aklıma rapor geldi ama okulundan, rapor alsan bile yurt dışına çıkamazsın, resmi işlemde bulunamazsın demişler.
ne yapıp edip gitmek istiyoruz. bu işi nasıl kılıfına uydurabiliriz?
araştırma görevlisi bir arkadaşım var. ilk yılı. yıllık izni yok. okula giriş çıkışlarda kart basıyorlar. 1 haftalık (vizesiz) yurt dışı tatili yapmak istiyoruz.
benim aklıma rapor geldi ama okulundan, rapor alsan bile yurt dışına çıkamazsın, resmi işlemde bulunamazsın demişler.
ne yapıp edip gitmek istiyoruz. bu işi nasıl kılıfına uydurabiliriz?
0
yurt dışına çıkamama , resmi işlemlerde bulunamama durumu doktorun risk algısından kaynaklanıyor bence.başına bir hal gelmeyeceğini (hastane , polis) varsayarak rapor alıp Batum' a gitmişliği var bi' arkadaşımın.tabii rapor alırken doktora yurtdışı olayını söylememek gerekiyor bu durumda.
0
araştırma görevlisiyse, yani okulda kadroluysa, bir sonraki yıldan avans izin kullanabiliyor olması lazım? hukuken böyle bir hakkı olmalı yani, bunu da personel daire başkanlığı bilir aslında.
alakasız olmakla beraber, örneğin lunu buldum google'da aratınca, melikşah üniversitesinden ama, üniversitelerde değişebilir tabi de budur aslında yapılması gereken diye buraya da kopyalıyorum:
Avans İzin Kullanımı
Madde 6:
a) Üniversitedeki hizmet süresi bir yıldan az olan personel, ilk hak edeceği yıllık ücretli iznine mahsuben avans izin kullanabilir.
b) Avans izin, yalnızca personelin işe başladığı yıl için geçerlidir.
c) Avans izin kullanan personel bir yılını doldurmadan evvel işten ayrılırsa, kullanılan avans izninin ücreti alacaklarından mahsup edilir.
bir de link vereyim:
www.meliksah.edu.tr
alakasız olmakla beraber, örneğin lunu buldum google'da aratınca, melikşah üniversitesinden ama, üniversitelerde değişebilir tabi de budur aslında yapılması gereken diye buraya da kopyalıyorum:
Avans İzin Kullanımı
Madde 6:
a) Üniversitedeki hizmet süresi bir yıldan az olan personel, ilk hak edeceği yıllık ücretli iznine mahsuben avans izin kullanabilir.
b) Avans izin, yalnızca personelin işe başladığı yıl için geçerlidir.
c) Avans izin kullanan personel bir yılını doldurmadan evvel işten ayrılırsa, kullanılan avans izninin ücreti alacaklarından mahsup edilir.
bir de link vereyim:
www.meliksah.edu.tr
0
roket adam
iyi de geziyorum, bayaa tablo yapmalık şeyler çıkıyor resmen. Ama fotoğrafçı falan değilim yani. Bunları nereden yürüteyim ben ya? Instagramdan kısıtlı sayıda insana ulaşabiliyorum, facebook'ta foto albümü açmak biraz dandik bi iş gibi geldi. bloga koydum çok dandik oldu. ne yapayım dersiniz?bu arad
iyi de geziyorum, bayaa tablo yapmalık şeyler çıkıyor resmen. Ama fotoğrafçı falan değilim yani. Bunları nereden yürüteyim ben ya? Instagramdan kısıtlı sayıda insana ulaşabiliyorum, facebook'ta foto albümü açmak biraz dandik bi iş gibi geldi. bloga koydum çok dandik oldu. ne yapayım dersiniz?
bu arada duyuruyu silmek zorunda kalırsam kızmayın, privacy önemli bi husus.
bu arada duyuruyu silmek zorunda kalırsam kızmayın, privacy önemli bi husus.
0
Bir link ver de guzelleselim be ya. Flickr ve 500px e koy, bir de site ac, degerlenir.
0
ya instagramı manzara fotosu paylaşmak için kullanmak istemiyorum pek. kişisel fotolarımı falan paylaşıyorum. hesabım korumalı oluyor arada sırada. sıkıntı orası. 500px'e bi bakayım.
0
Örnek istenmiş. Son 1 aydaki fotolardan aldım bunları hiç oynanma filtre falan yok direkt telefondan aktardım. Bi iki rotation kastırsak güzel olur aslında.
i.imgur.com
i.imgur.com
i.imgur.com bunu imgurda rotate ettim kalitesi düşmüş :/
i.imgur.com
i.imgur.com
i.imgur.com bunu imgurda rotate ettim kalitesi düşmüş :/
0
Birinci foto Dubai'den, ikinci foto Fethiye'den, üçüncü foto sanıyorum Belek'ten, emin değilim ondan Fethiye de olabilir.
Ne dersiniz yürütecek gibi mi?
Ne dersiniz yürütecek gibi mi?
0
Aynen. 'Değişik' fotolar da var da geneli manzara falan. Zaten sıkıntı da orada. Manzara fotosu güzel hoş da yüz milyorlarca var internette.
0
Telefon nedir. Güzel çekmiş. Deviantart a falan yükleyebilirsin. Ama öyle bir anda omuzlara alınmayı bekleme. Hatta hiç bekleme.
0
Şimdi allah için fotolar kötü değil ama dendiği gibi bunlardan çok var internette, eğer farklı olmak gibi bir derdin var ise farklı perspektiflerden bakıp resmetmeye çalış gördüklerini. Yani "ben süper resim çekiyorum" diye oturma yerinde, farklılaştırmaya çalış.
0
kanka sen hiç süper fotoğraf görmemişsin. Bunlar herhangi herkesin çekebileceği/çekebildiği nitelikte fotoğraflar. Biraz teknik ve photoshop öğrenirsen ışık oyunlarıyla çektiğin görseller daha güzelleşebilir, öbür türlü pek bi esprisi yok.
Flickr veya bol etiketlerle instagram. Instagram'dan takipçi satın alabilirsin.
Flickr veya bol etiketlerle instagram. Instagram'dan takipçi satın alabilirsin.
0
biraz manzaralar güzelmiş, sen yakalayıvermişsin ve telefonun da iyi çekmiş gibi. gerçi manzara fotoğraflarının çoğu öyle zaten ama madem severek yapıyorsun biraz daha dikkat edebilirsin kompozisyonlarına.
0
kompozisyonlarınız ufuk çizgilerinin yamukluğundan dolayı zayıf görünüyor, kimse yazmamış ben yazayım dedim. zira ufuklar heep yamuk veya hizasız mı diyim ne diyeyim. biraz ufuk çizgisi ile ilgili bir şeyler okuyabilirsiniz belki. oranlar da pek doğru değil fotoğraflarda. biraz daha kompozisyon bilgisi gerekiyor, çok okumanıza gerek yok, deneyimleyerek ve iyi fotoğraflara bakarak da anlayabilirsiniz biraz. dediğim konuları araştırırsanız fotoğraflarınızın neden zayıf gözüktüğünü anlayabilirsiniz, zira sizin bile pek içinize sinmiyorlar sanki, yazdıklarınızdan anladığım kadarıyla.
0
roket. çok sıradan, çok simetrik, bilgisayarcı gibi düşnmüşsün (gördüklerimde)
çok sarmadı
resimler güzel ama muhteşem değil
çok sarmadı
resimler güzel ama muhteşem değil
0
süper fotoğraflar çekmiyorsunuz.
bunu bilin istedim.
gittiğiniz yerlerin popüler olanlarında sizin çektiğinizin hemen aynısı 200,000 fotoğraf çekilmiştir.
Ama yine de güzel şeyler yani heves falan.
bunu bilin istedim.
gittiğiniz yerlerin popüler olanlarında sizin çektiğinizin hemen aynısı 200,000 fotoğraf çekilmiştir.
Ama yine de güzel şeyler yani heves falan.
0
@roket adam, fotograflarini vasat ile vasat+1 arasinda. Kirilmayin ama cok gelistirmeniz gerektiginin farkinda olun. Cep telefonu ve instagram insanlari o kadar kotu fotograf cekiyorlar ki, vasat fotograflar iyi gibi kaliyor.
Cok temel birkac kurali siralayayim:
1. Ufuk cizgisi, cok ekstrem fotograflar disinda fotografin kenarlarindan birine (neredeyse kesinlikle alt kenara) paralel olur. En ufak egrilik bile rahatsizlik verir.
2. 3 kurali. Simdilerde cok tartismali olsa da, fotograflari guzel yapmaya yarar. Ne oldugunu okuyun netten.
3. Fotograftaki eleman sayisi. Fotograf tek bir elemanda olusmamali, 2 ya da 3 katmandan olusan fotograflar insana rahatlik duygusu verdikleri icin estetik acidan daha guzel gibi gorunurler.
Ha bir de, insan, hayvan ve bunlara ait ogeler (mesela ayak izi) fotografin kenari ile yeterli bosluk birakilarak konumlandirilirsa daha guzel gorunuyorlar. Ornegin ayak izi belirgin hale gelir gelmez kareden cikmis. Onun yerine kacis payi denilen bir pay birakilmali.
Fotograf/estetik cok goreli kavramlar. O yuzden kural falan deyince, hep tartismali bir domain'in parcalari haline geliyorlar. Yukarida genel egilimleri yazdim, bu yanlis/dogru demek dogru olmayabiliyor.
Cok temel birkac kurali siralayayim:
1. Ufuk cizgisi, cok ekstrem fotograflar disinda fotografin kenarlarindan birine (neredeyse kesinlikle alt kenara) paralel olur. En ufak egrilik bile rahatsizlik verir.
2. 3 kurali. Simdilerde cok tartismali olsa da, fotograflari guzel yapmaya yarar. Ne oldugunu okuyun netten.
3. Fotograftaki eleman sayisi. Fotograf tek bir elemanda olusmamali, 2 ya da 3 katmandan olusan fotograflar insana rahatlik duygusu verdikleri icin estetik acidan daha guzel gibi gorunurler.
Ha bir de, insan, hayvan ve bunlara ait ogeler (mesela ayak izi) fotografin kenari ile yeterli bosluk birakilarak konumlandirilirsa daha guzel gorunuyorlar. Ornegin ayak izi belirgin hale gelir gelmez kareden cikmis. Onun yerine kacis payi denilen bir pay birakilmali.
Fotograf/estetik cok goreli kavramlar. O yuzden kural falan deyince, hep tartismali bir domain'in parcalari haline geliyorlar. Yukarida genel egilimleri yazdim, bu yanlis/dogru demek dogru olmayabiliyor.
0
Elinize sağlık, güzel yorumlar yapmışsınız. Biraz eğileyim ben bu konuya. Şipşakçı olduğum için fazla özen göstermiyordum, malum instagram nesliyiz, çok takmıyordum. Bakacağım artık.
0
yetenek var gibi ama biraz teknik, teori okumalısın bence. herkesin facebook'unda en 2-3 tane böyle fotoğraf vardır. 1/3 kuralı, objeleri dengeleme, kompozisyon oluşturmayla ilgili bir sürü kaynak var.
1. fotoğrafta bütün ağırlık sağ tarafta, güneş olsun dalgakıran olsun sağa yüklenmiş ama sol bomboş.
2. fotoğrafta denizi biraz daha sağa doğru alsaydın daha hoş olurdu.
3. fotoğrafta ayak izlerinin gerisinden çeksen, biraz daha farklı açılar denesen bence daha güzel olurdu.
1. fotoğrafta bütün ağırlık sağ tarafta, güneş olsun dalgakıran olsun sağa yüklenmiş ama sol bomboş.
2. fotoğrafta denizi biraz daha sağa doğru alsaydın daha hoş olurdu.
3. fotoğrafta ayak izlerinin gerisinden çeksen, biraz daha farklı açılar denesen bence daha güzel olurdu.
0
Lirazervatif
Soru başlıkta, teşekkürler şimdiden.
Soru başlıkta, teşekkürler şimdiden.
0
mutevazi
arkadaşlar durum şu:http://instagram.com/p/oYuHaugCaX/çocuk sürekli yerde yatıyor. boşluk bulup yatabilse bile on dakika sonra büyük kedim dövüp kaldırıyor oğlanı.nasıl uzaklaştırırız kedileri bu yataktan?uzaklaştırırsak köpek yattığı için ondan daha çok nefret eder mi kedi? hiç sevmiyor çünkü zaten
arkadaşlar durum şu:
instagram.com
çocuk sürekli yerde yatıyor.
boşluk bulup yatabilse bile on dakika sonra büyük kedim dövüp kaldırıyor oğlanı.
nasıl uzaklaştırırız kedileri bu yataktan?
uzaklaştırırsak köpek yattığı için ondan daha çok nefret eder mi kedi? hiç sevmiyor çünkü zaten. istemiyorum iyice kıskançlaşmasını.
kedilerin de yatağı var.
gariban kafka'yı çok üzüyorlar.
kedilikadinn.tumblr.com
instagram.com
çocuk sürekli yerde yatıyor.
boşluk bulup yatabilse bile on dakika sonra büyük kedim dövüp kaldırıyor oğlanı.
nasıl uzaklaştırırız kedileri bu yataktan?
uzaklaştırırsak köpek yattığı için ondan daha çok nefret eder mi kedi? hiç sevmiyor çünkü zaten. istemiyorum iyice kıskançlaşmasını.
kedilerin de yatağı var.
gariban kafka'yı çok üzüyorlar.
kedilikadinn.tumblr.com
0
ne yapılabileceğine dair bir bilgim olmamakla birlikte, bunun oldukça fazla yaşanan bir durum olduğuna dair kanıtlar var, klasik bir kedi davranışı olma ihtimali var sanki. belki görmüşsünüzdür ama görmediyseniz diye, şu linki buyrun:
videos.huffingtonpost.com
videos.huffingtonpost.com
0
çok normal ya. kedi sizi de yakında yatağınızdan atabilir :P hazırlıklı olun
0
kedi için çok çok tipik bir davranış olduğunu biliyorum da, köpek büyük kedimden korktuuğundan yatağa yanıma gelemiyor. en azından kendi yatağı olsun dedim, şimdi de köpek ne tarafa yatsa gelip dövüp kaldırıyor. üzülüyorum :/
0
bence köpek üzülmüyordur, siz ona sevgi gösterdikten sonra yattığı yeri o kadar önemsemez.
kedili ve köpekli evde mutlaka olan şeyler bunlar. üstelik köpeğiniz strese girecek şekilde üzgün olsa zaten fotoğraftaki gibi yakın yakın yatmazlardı. Ben bu fotoğrafta birbirlerinin varlığına alışmış iki hayvan gördüm.
Maşallah çok güzeller, siz onları kendi hallerine bırakın bence onlar kendi hiyerarşilerini kurmuşlar.
kedili ve köpekli evde mutlaka olan şeyler bunlar. üstelik köpeğiniz strese girecek şekilde üzgün olsa zaten fotoğraftaki gibi yakın yakın yatmazlardı. Ben bu fotoğrafta birbirlerinin varlığına alışmış iki hayvan gördüm.
Maşallah çok güzeller, siz onları kendi hallerine bırakın bence onlar kendi hiyerarşilerini kurmuşlar.
0
avifa
selamlar, kedim asla ve kat'a duran su içmiyor. yok, aslında su içmiyor. kedi şelalerinden, saat başı kucakta musluğa götürmeye kadar yapmadığım kalmadı. çalışıyorum, sabah 1 kez, akşamları da arayla su içirmeye çalışıyorum musluk başında ve avcumun içinden ama yoruldum artık. hem yoruldum hem de üz
selamlar, kedim asla ve kat'a duran su içmiyor. yok, aslında su içmiyor. kedi şelalerinden, saat başı kucakta musluğa götürmeye kadar yapmadığım kalmadı.
çalışıyorum, sabah 1 kez, akşamları da arayla su içirmeye çalışıyorum musluk başında ve avcumun içinden ama yoruldum artık. hem yoruldum hem de üzülüyorum bu kedi az su içiyor böbrekleri zarar görcek diye.
şimdi diyorum ki, gidip eczaneden bi şırınga alsam, aklıma geldikçe dayasam bunun ağzına suyu, nasıl olur?
çalışıyorum, sabah 1 kez, akşamları da arayla su içirmeye çalışıyorum musluk başında ve avcumun içinden ama yoruldum artık. hem yoruldum hem de üzülüyorum bu kedi az su içiyor böbrekleri zarar görcek diye.
şimdi diyorum ki, gidip eczaneden bi şırınga alsam, aklıma geldikçe dayasam bunun ağzına suyu, nasıl olur?
0
geçici çözüm olarak şırıngayla su vermek iyi fikir. suyun yerini değiştirmeyi/evde farklı yerlere su kapları koymayı denediniz mi?
0
gizli gizli tuvaletten su içiyordur belki takip edin. kuru mama verin çok susatıyor
0
suya sevdiği bir şey katsanız? yani normal su kapları temiz dursun yerlerinde de, ayrıca günde bir kez atıyorum yoğurt seviyorsa mesela, bir bardak suya bir yemek kaşığı yoğurt atıp karıştırın (oha ayranın tarifini keşfettim kfsjhg)
0
drinkwell diye bir marka vardı, bu tür sorunları çözebilir. kedi-köpek için su pınarları var, suyu sürekli akar şekilde tutuyor. websitesinden bakılabilir:
www.drinkwell.com.tr
www.drinkwell.com.tr
0
schwannoma
merhaba,Kırk gün önce babamı kaybettim, Ağustos ayında da planlanmış düğünüm vardı. İki olay arasında yaklaşık 5 ay var.Babamın ölmeden önce kafayı en çok taktığı şey bu düğünün gerçekleştirilmesi ve daha çok evimizin kurulmasıydı. sürekli almadığımız mobilyalardan, gelinlik damatlıktan dolayı bize
merhaba,
Kırk gün önce babamı kaybettim, Ağustos ayında da planlanmış düğünüm vardı. İki olay arasında yaklaşık 5 ay var.
Babamın ölmeden önce kafayı en çok taktığı şey bu düğünün gerçekleştirilmesi ve daha çok evimizin kurulmasıydı. sürekli almadığımız mobilyalardan, gelinlik damatlıktan dolayı bize kızıyordu; biz de tedavi sürecinin yoğunluğundan dolayı pek bir şey yapamadık düğünle ilgili.
Babamı kaybettiğim hafta net bir şekilde düğünü iptal ettim kafamda, şu an ise aklım karışık; sebepleri babamın yuvamın kurulmasını çok istemesi, bir sene ertelemenin benim ve nişanlımın hayatını biraz zorlaştıracak olması vs.
Sizce ne yapmalıyım?
Şu an aklımdan geçen eğlence dozunun belli bir seviyede kaldığı, alkolsüz, nispeten sakin bir organizasyon yapmak. bu konuda bana fikir verebilir misiniz? sizce nasıl olur, yas havası olur mu? pişman olur muyum? Annemden ve amcalarım yapmam gerektiğini düşünüyor ama illa ki akrabalardan çatlak sesler çıkacaktır.
bir husus da; düğünden önce kız tarafının evinde olacak düğün/kına gecesi karışımı şey, bunun için nasıl bir formül geliştirebilirim; malum tamamen benim kontrolümde yapılacak bir şey değil çünkü?
bi yardımcı olun inanın ki konuşmanın fikir almanın zor olduğu bir konu..
Kırk gün önce babamı kaybettim, Ağustos ayında da planlanmış düğünüm vardı. İki olay arasında yaklaşık 5 ay var.
Babamın ölmeden önce kafayı en çok taktığı şey bu düğünün gerçekleştirilmesi ve daha çok evimizin kurulmasıydı. sürekli almadığımız mobilyalardan, gelinlik damatlıktan dolayı bize kızıyordu; biz de tedavi sürecinin yoğunluğundan dolayı pek bir şey yapamadık düğünle ilgili.
Babamı kaybettiğim hafta net bir şekilde düğünü iptal ettim kafamda, şu an ise aklım karışık; sebepleri babamın yuvamın kurulmasını çok istemesi, bir sene ertelemenin benim ve nişanlımın hayatını biraz zorlaştıracak olması vs.
Sizce ne yapmalıyım?
Şu an aklımdan geçen eğlence dozunun belli bir seviyede kaldığı, alkolsüz, nispeten sakin bir organizasyon yapmak. bu konuda bana fikir verebilir misiniz? sizce nasıl olur, yas havası olur mu? pişman olur muyum? Annemden ve amcalarım yapmam gerektiğini düşünüyor ama illa ki akrabalardan çatlak sesler çıkacaktır.
bir husus da; düğünden önce kız tarafının evinde olacak düğün/kına gecesi karışımı şey, bunun için nasıl bir formül geliştirebilirim; malum tamamen benim kontrolümde yapılacak bir şey değil çünkü?
bi yardımcı olun inanın ki konuşmanın fikir almanın zor olduğu bir konu..
0
başın sağolsun..
"Şu an aklımdan geçen eğlence dozunun belli bir seviyede kaldığı, alkolsüz, nispeten sakin bir organizasyon yapmak."
böyle düğün yapacaksan yapma. kutlamayacaksan niye düğün yapasın ki? nikah salonunda nikahı kıyar geçersin. kaldı ki 5 ay sonra halinin nasıl olacağını bilemezsin. yaklaşırken hala onu hissedemezsen nikah kıy geç. düğünü sonra yaparsın çok istiyorsanız.
ayrıca vincent +1 akrabayı siktir et.
"Şu an aklımdan geçen eğlence dozunun belli bir seviyede kaldığı, alkolsüz, nispeten sakin bir organizasyon yapmak."
böyle düğün yapacaksan yapma. kutlamayacaksan niye düğün yapasın ki? nikah salonunda nikahı kıyar geçersin. kaldı ki 5 ay sonra halinin nasıl olacağını bilemezsin. yaklaşırken hala onu hissedemezsen nikah kıy geç. düğünü sonra yaparsın çok istiyorsanız.
ayrıca vincent +1 akrabayı siktir et.
0
sabırlar diliyorum öncelikle.
nikahınızı yapın. aile büyüklerinin katılacağı 15-20 kişilik bir yemek de ilave edilebilir belki buna.
ya da belki de arkadaşlarla bir yemek.
düğünü bir başka zamana erteleyin derim ben.
çatlak sesleri de, anneyi amcaları da bir an için önemsemeyin ve kendi içsesinizi dinleyin. adı "düğün" olan bir şey içinize sinmeyecek sanırım, öyle anladım yazdıklarınızdan.
o yüzden nikahınızı yapın, yuvanızı kurun, mutlu olmaya bakın.
kına gecesi konusunda da hanımefendi anlayış göstermeli. damat katılmasa da olabilir bence kına gecesine. kadınlar kendi aralarında hallederler o işi.
nikahınızı yapın. aile büyüklerinin katılacağı 15-20 kişilik bir yemek de ilave edilebilir belki buna.
ya da belki de arkadaşlarla bir yemek.
düğünü bir başka zamana erteleyin derim ben.
çatlak sesleri de, anneyi amcaları da bir an için önemsemeyin ve kendi içsesinizi dinleyin. adı "düğün" olan bir şey içinize sinmeyecek sanırım, öyle anladım yazdıklarınızdan.
o yüzden nikahınızı yapın, yuvanızı kurun, mutlu olmaya bakın.
kına gecesi konusunda da hanımefendi anlayış göstermeli. damat katılmasa da olabilir bence kına gecesine. kadınlar kendi aralarında hallederler o işi.
0
başın sağolsun
öncelikle Allah gecinden versin, babam ölmüş olmasa bile ben bi nikahla geçebilirim evlenme olayını. benim için bu büyük bir mesele olmaz. Anca karşı taraf belki isteyecek bu da çok önemli
sizin (senin+ nişanlının) beklentiniz/planınız neydi? "düğün" yapacak idiyseniz eğlencesiz düğün olmaz gibi. Ya nikah ya da duruma göre yemek organizasyonu yapılabilir.
edit : bu kısmı soru sahibini kız tarafı sanarak yazmıştım, nişanlın için diye düşünürsün artık :)
kına tamamen senin kontrolünde olabilir istersen. davetiyeye yazdırmazsın. sadece çağırmak istediklerini kendin davet edersin. (bekarlığa veda yapanlar da böyle yapıyor) evde yaparsan zaten kısıtlı katılım olacaktır kendi kafanıza göre takılırsınız.
Adet olarak erkek evinden kız evinek kınaya gelen olacaktır. onun için de konuşursunuz sadece kaynanan ve eltin gelir mesela (atıyorum) kına yakar giderler bunu da vakit olarak erken tutarsınız. olur bunlar. Karşı tarafın da adetlerini sorup öğrenir bi olurunu bulursunuz.
öncelikle Allah gecinden versin, babam ölmüş olmasa bile ben bi nikahla geçebilirim evlenme olayını. benim için bu büyük bir mesele olmaz. Anca karşı taraf belki isteyecek bu da çok önemli
sizin (senin+ nişanlının) beklentiniz/planınız neydi? "düğün" yapacak idiyseniz eğlencesiz düğün olmaz gibi. Ya nikah ya da duruma göre yemek organizasyonu yapılabilir.
edit : bu kısmı soru sahibini kız tarafı sanarak yazmıştım, nişanlın için diye düşünürsün artık :)
kına tamamen senin kontrolünde olabilir istersen. davetiyeye yazdırmazsın. sadece çağırmak istediklerini kendin davet edersin. (bekarlığa veda yapanlar da böyle yapıyor) evde yaparsan zaten kısıtlı katılım olacaktır kendi kafanıza göre takılırsınız.
Adet olarak erkek evinden kız evinek kınaya gelen olacaktır. onun için de konuşursunuz sadece kaynanan ve eltin gelir mesela (atıyorum) kına yakar giderler bunu da vakit olarak erken tutarsınız. olur bunlar. Karşı tarafın da adetlerini sorup öğrenir bi olurunu bulursunuz.
0
içime sinmeyecek mi açıkçası şu an onu bilmiyorum, şu an hayata küs değilim, döndüm işime gücüme olması gerektiği gibi; olayı benim gözümden görmeyin lütfen; ben sizin yorumunuzu merak ediyorum; benzer durumda siz ne yapardınız?
belki de o gün kalkıp oynayacak durumda da olacağım, sadece pişman olmak istemiyorum ben.
belki de o gün kalkıp oynayacak durumda da olacağım, sadece pişman olmak istemiyorum ben.
0
bu arada ben erkeğim.
olayın bir de şu boyutu var, nikah yapıp geçmek benim için çok önemli değil ama nişanlımın üzüleceğini düşünüyorum bu durumdan; kız tarafı da gözlemlediğim kadarıyla seneye kalmamasını istiyor evlilik olayının; onları da anlamaya çalışıyorum..
olayın bir de şu boyutu var, nikah yapıp geçmek benim için çok önemli değil ama nişanlımın üzüleceğini düşünüyorum bu durumdan; kız tarafı da gözlemlediğim kadarıyla seneye kalmamasını istiyor evlilik olayının; onları da anlamaya çalışıyorum..
0
duyuru sahibine mesaj olarak yolladığım metni yine kendisinin de isteğiyle buraya aktarıyorum..
öncelikle başınız sağolsun. tedavi süreci gibi bir şeyden bahsettiğinize göre babanızın bir hastalığı varmış. ve o bu durumda iken bile sizin mutlu olacağınız bir ortamı düşünmüş. anne/baba olmak ya da bazen sadece bir insanı çok sevmek, kendisinin ölebileceği ihtimalini bilerek de olsa onun mutluluğunu düşünme gibi bir duygu getiriyor belli ki insana. kendisi bu dünyadan gitse bile insanların hayatlarına devam edeceğini bilir insan herhalde, geride kalanların yaşayacağı güzellikler hayatta olmayan kişiye saygısızlık anlamına gelmeyecektir, bunu onlar da bilir. normal şartlarda da zaten sizin mutlu olmanızı isterler, özellikle anne ya da babanızsa bu kişiler. sizin mutlu olmanız, güzel bir günü mutlu geçirmeniz ona saygısızlık olmayacaktır, o hayatta olsaydı mutlu geçirecektiniz muhtemelen, yine mutlu olabilirsiniz, önünüzde yaşayacağınız bir hayat var, en yakınınızda evlilik gibi bir organizasyon var, muhtemelen bir gün sizin de çocuğunuz olacak, belki yakın belki uzak bir zamanda. bunlar mutluluk içeren olaylar, babanızın anısına leke getirecek şeyler değil hiç biri, mutlu olunan gülünen, eğlenilen zamanlar olacak olmaları da önemli değil, eğlence dediğiniz şey, içtenlikle mutlu olduğunuz bir an babanızın anısına bir olumsuz anlam atfetmeyecek, aksine onun yapmanızı istediği şeyi yapıyor olacaksınız muhtemelen. eğlencenin dozunu kısmak istiyorum diyebilirsiniz, kendinizi nasıl iyi hissediyorsanız öyle olacak tabi ki düğününüz, buna da siz ve eşiniz beraber karar verebilirsiniz, kimsenin ne diyeceği sizi etkilememeli bu durumda. düşünün, bu olayı yaşamadan evlenmiş olabilirdiniz, bir bebek bekliyor olabilirdiniz, babanız o sırada da vefat edebilirdi. o bebek yine doğacak, o bebeğin doğumunun mutluluğu yine yaşanacaktı bu senaryoyu düşündüğünüzde. bu da hemen hemen onun gibi bir şey. benim düşüncem bu noktada yapılması planlanan, üstelik vefat etmiş babanız tarafından da bu kadar olması istenen bir şeyi ertelememek üzerine olurdu. ölümle başa çımak çok zordur, size hayatın ne kadar değerli olduğunu, içerisinde yaşanan her güzel anın sizin için ne kadar önemli olduğunu hatırlatacak birilerine ya da bir şeylere ihtiyaç duyabilirsiniz, bu düğün size yaşadığınız hayatın güzelliğini ve hafifliğini hissettirebilir, hatırlatabilir, belki size ölümü kabullenmede yardımcı olabilir.. bunları hissetmekle de bir yanlış yapmış olmazsınız, sonuçta giden de sizin hayatınızın devam etmesini isterdi, sanırım insan öyle ister yani, özellikle de kendi evladı için..
öncelikle başınız sağolsun. tedavi süreci gibi bir şeyden bahsettiğinize göre babanızın bir hastalığı varmış. ve o bu durumda iken bile sizin mutlu olacağınız bir ortamı düşünmüş. anne/baba olmak ya da bazen sadece bir insanı çok sevmek, kendisinin ölebileceği ihtimalini bilerek de olsa onun mutluluğunu düşünme gibi bir duygu getiriyor belli ki insana. kendisi bu dünyadan gitse bile insanların hayatlarına devam edeceğini bilir insan herhalde, geride kalanların yaşayacağı güzellikler hayatta olmayan kişiye saygısızlık anlamına gelmeyecektir, bunu onlar da bilir. normal şartlarda da zaten sizin mutlu olmanızı isterler, özellikle anne ya da babanızsa bu kişiler. sizin mutlu olmanız, güzel bir günü mutlu geçirmeniz ona saygısızlık olmayacaktır, o hayatta olsaydı mutlu geçirecektiniz muhtemelen, yine mutlu olabilirsiniz, önünüzde yaşayacağınız bir hayat var, en yakınınızda evlilik gibi bir organizasyon var, muhtemelen bir gün sizin de çocuğunuz olacak, belki yakın belki uzak bir zamanda. bunlar mutluluk içeren olaylar, babanızın anısına leke getirecek şeyler değil hiç biri, mutlu olunan gülünen, eğlenilen zamanlar olacak olmaları da önemli değil, eğlence dediğiniz şey, içtenlikle mutlu olduğunuz bir an babanızın anısına bir olumsuz anlam atfetmeyecek, aksine onun yapmanızı istediği şeyi yapıyor olacaksınız muhtemelen. eğlencenin dozunu kısmak istiyorum diyebilirsiniz, kendinizi nasıl iyi hissediyorsanız öyle olacak tabi ki düğününüz, buna da siz ve eşiniz beraber karar verebilirsiniz, kimsenin ne diyeceği sizi etkilememeli bu durumda. düşünün, bu olayı yaşamadan evlenmiş olabilirdiniz, bir bebek bekliyor olabilirdiniz, babanız o sırada da vefat edebilirdi. o bebek yine doğacak, o bebeğin doğumunun mutluluğu yine yaşanacaktı bu senaryoyu düşündüğünüzde. bu da hemen hemen onun gibi bir şey. benim düşüncem bu noktada yapılması planlanan, üstelik vefat etmiş babanız tarafından da bu kadar olması istenen bir şeyi ertelememek üzerine olurdu. ölümle başa çımak çok zordur, size hayatın ne kadar değerli olduğunu, içerisinde yaşanan her güzel anın sizin için ne kadar önemli olduğunu hatırlatacak birilerine ya da bir şeylere ihtiyaç duyabilirsiniz, bu düğün size yaşadığınız hayatın güzelliğini ve hafifliğini hissettirebilir, hatırlatabilir, belki size ölümü kabullenmede yardımcı olabilir.. bunları hissetmekle de bir yanlış yapmış olmazsınız, sonuçta giden de sizin hayatınızın devam etmesini isterdi, sanırım insan öyle ister yani, özellikle de kendi evladı için..
0
Anne, amca, dede, kardeş vs. konuştuysanız bir sıkıntı olmaz. Akrabalardan çatlak ses falan çıkmaz. Millet pidelerini yedi ve dağıldılar hocam. Bundan sonra senin ne yaşadığınla kimse gerçek anlamda ilgilenmeyecek. Yapmacık "var mı yapabilceğimiz bişeyler" ve ziyaretler bir aya biter. Sonra yine tek başınasın. Yeni öğrenen birisi "çok üzüldüm başın saolsun"dan öteye gitmeyecek.
Tedavi süreci demişsin, o zaman ne yaşadığını bilmeyecekler. Başından hastalık veya cenaze işleri geçmeyen adam böyle konuşur hocam.
İki patavatsız teyze çıkıp "vah vah düğün mü olur" diyecek seninle baban arasındaki ilişkiyi, babanın düğününe bakışını bilmeden. 4 ayı bırakın; bugün size sarılıp ağlayanlar akşam Survivor'da üç adama gülecek falan. Yas havası falan da olmaz hocam düğünde. İnsanlar gelinliği eleştirecek.
Sırf bunlar için hayatını etkileyecek bir karar almamak lazım.
(Yaş 22. Tavsiye verecek konumda değilim de. 18'ken çok yakın olduğum bir insanı kaybettiğimde; "cenazeler de olmasa görüşemiyoruz" cümlesini duymuştum 'büyükler'den. Ondan sonra çok sorguladım bu konuları.)
Tedavi süreci demişsin, o zaman ne yaşadığını bilmeyecekler. Başından hastalık veya cenaze işleri geçmeyen adam böyle konuşur hocam.
İki patavatsız teyze çıkıp "vah vah düğün mü olur" diyecek seninle baban arasındaki ilişkiyi, babanın düğününe bakışını bilmeden. 4 ayı bırakın; bugün size sarılıp ağlayanlar akşam Survivor'da üç adama gülecek falan. Yas havası falan da olmaz hocam düğünde. İnsanlar gelinliği eleştirecek.
Sırf bunlar için hayatını etkileyecek bir karar almamak lazım.
(Yaş 22. Tavsiye verecek konumda değilim de. 18'ken çok yakın olduğum bir insanı kaybettiğimde; "cenazeler de olmasa görüşemiyoruz" cümlesini duymuştum 'büyükler'den. Ondan sonra çok sorguladım bu konuları.)
0
@nimberjack ve @nickini vermek istemeyen uye
soruda soramadığımı ama belki de asıl cevap verilmesi gerekeni bulup cevaplamışsınız, teşekkür ederim.
soruda soramadığımı ama belki de asıl cevap verilmesi gerekeni bulup cevaplamışsınız, teşekkür ederim.
0
Ben olsam sade nikah yapardım nişanlım illa düğün istiyorsa ertelerdim evliliği
0
yakınlarımız gittiğinde bizlerin hayatı durmuyor evet. daha dogrusu durmaması dogru olanı. ama 5 aylık bir süre var arada. cok kısa bir süre. siz kendinizi bilirsiniz şimdi mantıklı bir yol bulmaya calısıyorsunuz ama ıcınızden ne gecıyor? kalbinizi sucluluk ve pişmanlık tekmeleyecekse erteleyin. ilk anda düğünü iptal etmişsiniz kafanızda. iyice bir düşünün düğünü yaptıgınızı ve sonrasını hayal edin ve ıcınızde ufacık bir ikircik varsa nikah düşünün ya da düğünü erteleyin.
nişanlınız anlayısla karsılayacaktır herhalde. kınayı da o kendı yakınlarıyla belkı ıstedıgı gıbı yapar bılemıyorum.
babanız gitti siz de sevıncten elinizi eteğinizi çekin değil ama insan işte öyle şeylerden sucluluk duyuyor kı sonradan. yasınızı hakkıyla yaşayın. hıcbır zaman bıtmeyecek ama zamanı geldiğinde zaten dogru yol da ayagınıza gelecektir.
nişanlınız anlayısla karsılayacaktır herhalde. kınayı da o kendı yakınlarıyla belkı ıstedıgı gıbı yapar bılemıyorum.
babanız gitti siz de sevıncten elinizi eteğinizi çekin değil ama insan işte öyle şeylerden sucluluk duyuyor kı sonradan. yasınızı hakkıyla yaşayın. hıcbır zaman bıtmeyecek ama zamanı geldiğinde zaten dogru yol da ayagınıza gelecektir.
0
bak. bi kere 5 ay geçmiş. senin için önemli bir kişi de olsa artık hayatını o hüzüne göre yönlendirme. bir de zaten baban da evin kurulmasını istemiş. onun isteiğini ertelemenin anlamı var mı artık?
0
dostum kendini o kefeye koy diyecem ama baba olmadıgından anlamazsın. sana tavsiyem düğününü yap ama eğlence olmasın. bir gece bikaç saatliğine halaydı misketti yapacaktınız diye bence 20-30 senelik babanın hatırasını incitme. varsın eğlencesiz olsun dostum. ilerde zaman geçer çocuklarına anlatırsın. derler babacım yarrak mı vardı dedemin üstünden 1 yıl bile geçmemişken davul zurna oynamak? cevap veremezsin. hep genç kalmayacağız dostum. kilo alıp domalarak öleceğiz.
biz öldükten 24x150= 3600 saat sonra oğlumuzun/kızımızın mastika mastika eşliğinde evlenmesi ne kadar mutlu eder bizi onu düşünmek gerek. evlen, düğününü erteleme ancak mümkünse eğlence olmasın. bir dost tavsiyesi olarak düşün.
başın sağolsun.
biz öldükten 24x150= 3600 saat sonra oğlumuzun/kızımızın mastika mastika eşliğinde evlenmesi ne kadar mutlu eder bizi onu düşünmek gerek. evlen, düğününü erteleme ancak mümkünse eğlence olmasın. bir dost tavsiyesi olarak düşün.
başın sağolsun.
0
john
ayrıca açma/kapama tuş kilidine alma tuşu da çalışmamaya başladı yardımcı olacak varmı acaba resetliye biliyormuyuz düzelir belki
ayrıca açma/kapama tuş kilidine alma tuşu da çalışmamaya başladı yardımcı olacak varmı acaba resetliye biliyormuyuz düzelir belki
0
home tuşu ve tepedeki kapama tuşuna bir süre aynı anda basarsanız restart gibi bir şeyler oluyor.
hatta buyrunuz resimli anlatım:
support.apple.com
hatta buyrunuz resimli anlatım:
support.apple.com
0
home + power tusuna 10-15 sanye kadar basili tut. duzelmezse restore. yine duzelmezse servis.
0
alihoca
Merhabalar,Yazın 9-12 tarihleri arasında Bilbao şehrinde olacağım fakat bilet fiyatları oldukça pahalı geldi. Pegasus'tan madrid git gel bu tarihler minimum 900 liraya denk geliyor ki bana çok yüksek geldi. madride gidip oradan otobüs ya da trenlede oraya geçmeyi göze aldım ama yine de pahalı. ispan
Merhabalar,
Yazın 9-12 tarihleri arasında Bilbao şehrinde olacağım fakat bilet fiyatları oldukça pahalı geldi. Pegasus'tan madrid git gel bu tarihler minimum 900 liraya denk geliyor ki bana çok yüksek geldi. madride gidip oradan otobüs ya da trenlede oraya geçmeyi göze aldım ama yine de pahalı. ispanyanın hangi şehrine en ucuz uçuyor havayolları şirketleri? Ya da önceden gitmiş bir arkadaş yardımcı olabilir mi bu konuda?
not:tarihlerim esnek değil :(
Yazın 9-12 tarihleri arasında Bilbao şehrinde olacağım fakat bilet fiyatları oldukça pahalı geldi. Pegasus'tan madrid git gel bu tarihler minimum 900 liraya denk geliyor ki bana çok yüksek geldi. madride gidip oradan otobüs ya da trenlede oraya geçmeyi göze aldım ama yine de pahalı. ispanyanın hangi şehrine en ucuz uçuyor havayolları şirketleri? Ya da önceden gitmiş bir arkadaş yardımcı olabilir mi bu konuda?
not:tarihlerim esnek değil :(
0
bayram için bilet aldığımızda en uygun valencia'ydı
aktarmayı düşünebilirsiniz. skyscanner'dan falan biletlere bakın
aktarmayı düşünebilirsiniz. skyscanner'dan falan biletlere bakın
0
Kesinlikle aktarma deneyin, lufthansa da aktarmayla gidiyordu oralara sanırım. Fakat aktarma sırasında bekleme süreniz olabilir birkaç saat, ona hazırlıklı olun. Çok sorun olmuyor aktarmada beklemek, yok ben bekleyemem demeyin, iyi oluyor aktarmayla ucuzluyor fiyat çünkü, değiyor ona. İspanya içi başka bir yere gidip oradan geçmektense doğrudan şehre uçakla inmek iyi olabiliyor. Skyscanner +1 bir de.
0
doktor hektor
merhabalar,biraz önce küçükyalı karakolundan aranıp, 30.Mart'ta sandık görevlisi olarak atandığım ve evrakımı gelip almam gerektiği söylendi. Şimcik, ben herhangi bir başvuruda bulunmadım, kamu görevlisi de değilim, nerden çıktı bu yahu? Bu şekilde de atamalar oluyor muymuş? Tamam oluyormuşsa, zorun
merhabalar,
biraz önce küçükyalı karakolundan aranıp, 30.Mart'ta sandık görevlisi olarak atandığım ve evrakımı gelip almam gerektiği söylendi. Şimcik, ben herhangi bir başvuruda bulunmadım, kamu görevlisi de değilim, nerden çıktı bu yahu? Bu şekilde de atamalar oluyor muymuş? Tamam oluyormuşsa, zorunda mıyım? Gidip almasam bu evrakı ne olur? Bu nedir arkadaş biri bana açıklasın lütfen, şimdiden teşekkürler..
biraz önce küçükyalı karakolundan aranıp, 30.Mart'ta sandık görevlisi olarak atandığım ve evrakımı gelip almam gerektiği söylendi. Şimcik, ben herhangi bir başvuruda bulunmadım, kamu görevlisi de değilim, nerden çıktı bu yahu? Bu şekilde de atamalar oluyor muymuş? Tamam oluyormuşsa, zorunda mıyım? Gidip almasam bu evrakı ne olur? Bu nedir arkadaş biri bana açıklasın lütfen, şimdiden teşekkürler..
0
ailenizin mesleği nedir?
benım mesela babası polis olan arkadaşımı direk sormadan görevli yapmışlardı. gidip iptal ettirdi vs.
onların önceliği oluyormus.sorulmaması ayrı bi saçmalık tabi.
benım mesela babası polis olan arkadaşımı direk sormadan görevli yapmışlardı. gidip iptal ettirdi vs.
onların önceliği oluyormus.sorulmaması ayrı bi saçmalık tabi.
0
sandıkta üç tip resmi görevli var.
devletin görevlisi, memurlardan seçilir
halkın görevlisi, genelde muhtar seçer ama öyle bilindik tanıdık kişiler de yapılabilir
bir de parti görevlileri
devletin görevlisi, memurlardan seçilir
halkın görevlisi, genelde muhtar seçer ama öyle bilindik tanıdık kişiler de yapılabilir
bir de parti görevlileri
0
hiçbir başvuruda bulunulmadığı ve kamu görevlisi olunmadığı halde eve kağıt geldiğinden gayet gidilip sandık başında görev yapılmışlığı var. nerden ve neden geldi bu kağıt dedik ama bir açıklama bulamadık. aynı kağıt aynı sandık için başkalarına da gitmiş idi fakat onlar göreve gelmemişler idi. sanırım cüzi bir cezası var maksimum o ödeniyor.
0
proletarier aller lander vereinigt euch
için bir yol var mı ? mesela açtınız bir kutu kola veya bira asidini kaçırmamanın bir yolu var mı ?
için bir yol var mı ? mesela açtınız bir kutu kola veya bira asidini kaçırmamanın bir yolu var mı ?
0
www.ebay.co.uk
böyle şeyler var örneğin. fakat gazın kaçmamasını ne süreyle sağlıyorlar bilmiyorum. İlla ki uzatıyorlardır ömrünü içeceğin gibi geliyor bana, ama hiç kullanmadığım için emin olamadım.
böyle şeyler var örneğin. fakat gazın kaçmamasını ne süreyle sağlıyorlar bilmiyorum. İlla ki uzatıyorlardır ömrünü içeceğin gibi geliyor bana, ama hiç kullanmadığım için emin olamadım.
0
bir gün yarım gün falan benim beklentim harika şeylermiş acaba türkiye'de bulamaz mıyım ?
0
sanırım derya baykalın programında şöyle bişey görmüştüm,işe yarıyormuş ;
www.passionforsavings.com
daha farklı ürünlerde var
www.google.com.tr
www.passionforsavings.com
daha farklı ürünlerde var
www.google.com.tr
0
ya nedense aklıma ingilizce canlanmış öyle aratmışım, bir de türkçe arattım şöyle şeyler çıktı karşıma :)
www.simcametalplastik.com d&r'larda satılıyomuş mesela güya bu.
www.zuzu.com
www.indirimdukkani.com
siteler güvenilir midir değil midir bilmiyorum, sadece ilk google aramasında karşıma çıkanlardan koyuverdim buraya. belki bu sitelerdeki gibi anahtar kelimelerle arayarak bulabilirsiniz başka yerlerde de.
www.simcametalplastik.com d&r'larda satılıyomuş mesela güya bu.
www.zuzu.com
www.indirimdukkani.com
siteler güvenilir midir değil midir bilmiyorum, sadece ilk google aramasında karşıma çıkanlardan koyuverdim buraya. belki bu sitelerdeki gibi anahtar kelimelerle arayarak bulabilirsiniz başka yerlerde de.
0
windows kullanan mac hayrani
italyanların kahve yapmak için kullandığı bir çeşit cezve olan moka pot nerede satılır türkiye'de ? ankara'da yaşıyorum, haftasonu istanbuldayım. taksim taraflarında varsa alabilirim. ya da ankara'da nerede vardır ?bugüne kadar hep french press ile hazırlıyordum, moka ile hazırlanmış kahve içtim ve
italyanların kahve yapmak için kullandığı bir çeşit cezve olan moka pot nerede satılır türkiye'de ? ankara'da yaşıyorum, haftasonu istanbuldayım. taksim taraflarında varsa alabilirim. ya da ankara'da nerede vardır ?
bugüne kadar hep french press ile hazırlıyordum, moka ile hazırlanmış kahve içtim ve inanılmaz lezzetliydi.
bugüne kadar hep french press ile hazırlıyordum, moka ile hazırlanmış kahve içtim ve inanılmaz lezzetliydi.
0
Ikea'da, tipi klasik moka potlara benzemese de, aynı işlevi gören bir ürün satılıyor örneğin (adı espresso makinesi fakat bildiğiniz moka pot, italyanca isminden dolayı sanırım sıkıntı oluyor türkçe çeviride)
www.ikea.com.tr
Eskiden Mudo çok satardı bunlardan ama şimdi baktım internette görünmüyor, artık satmıyor da sanırım epeydir görmedim de çünkü. Onun dışında İstanbul'da Eminönü'nde türlü çeşitli mutfak eşyası satan yerler var onlarda bulunabilir sanıyorum, ama kesin bir bilgim yok malesef, bulunamayabileceğini de söyleyenler var, emin olmadan gitmek zaman kaybı olabilir bu durumda.
www.ikea.com.tr
Eskiden Mudo çok satardı bunlardan ama şimdi baktım internette görünmüyor, artık satmıyor da sanırım epeydir görmedim de çünkü. Onun dışında İstanbul'da Eminönü'nde türlü çeşitli mutfak eşyası satan yerler var onlarda bulunabilir sanıyorum, ama kesin bir bilgim yok malesef, bulunamayabileceğini de söyleyenler var, emin olmadan gitmek zaman kaybı olabilir bu durumda.
0
sayende kullandığım şeyin adını öğrenmiş oldum. bunca yıldır istanbul'da rastlamadım ama yukarıda yazıldığı gibi bir ihtimal eminönü'nün diplerinde olabilir. ben italya'dan getirmiştim.
edit: gerçi şöyle bir şey buldum ama stokta yokmuş
www.kahvedunyasi.com
edit: gerçi şöyle bir şey buldum ama stokta yokmuş
www.kahvedunyasi.com
0
isildur
bugün vizesi 17 sözlüsü 25 finali 9 olan bi dersin bütü var okul çok ön planda değil gideyim mi lan sınava yoksa hiç gerek yok mu böyle işlere?
bugün vizesi 17 sözlüsü 25 finali 9 olan bi dersin bütü var okul çok ön planda değil gideyim mi lan sınava yoksa hiç gerek yok mu böyle işlere?
0
Bütünlemede aldığın not sadece final notu yerine geçecekse o ortalama zor yükselir gibi geldi bana. Dönem içi bu kadar kötü performansa bütünlemeye girip 100 almayacağını tahmin ediyorum, yani gitmeyebilirsin.
0
git bence de. bütüne gitmedim diye iki dersi tek başıma almıştım alttan. herkes geçti lan.
0
panthera onca
normalde erkek vokalden bildiğimiz şarkıların dişi coverlarını arıyorum, türü dili önemli değil.örneğin kelly clarkson'ın lose yourself eminem coverı da melis danişmend'in duman haberin yok ölüyorum coverı da tori amos'un whole lotta love led zeppelin coverı da kabulümdür
normalde erkek vokalden bildiğimiz şarkıların dişi coverlarını arıyorum, türü dili önemli değil.örneğin kelly clarkson'ın lose yourself eminem coverı da melis danişmend'in duman haberin yok ölüyorum coverı da tori amos'un whole lotta love led zeppelin coverı da kabulümdür
0
0
0
0
Natalie Merchant'ın Space Oddity'si
www.youtube.com
Kylie Minogue'un Copacabana'sı
www.dailymotion.com
www.youtube.com
Kylie Minogue'un Copacabana'sı
www.dailymotion.com
0
lily allen'dan the kooks'un naive'i www.youtube.com var. yakışmış baya sesine.
var. yakışmış baya sesine.
0
mutevazi
az önce yemek yedik. (ben ve iki kedim)yemekten sonra büyük olan kedi küçük olanı yalamaya başladı, küçük olan da beni. ben de gaza gelip köpeği yalayacaktım da kendi kendime "diego dur allanı seversen zaten ortalık karışık" dedim.çok hoşuma gitti ama. çok tatlı değil mi ya?
az önce yemek yedik. (ben ve iki kedim)
yemekten sonra büyük olan kedi küçük olanı yalamaya başladı, küçük olan da beni. ben de gaza gelip köpeği yalayacaktım da kendi kendime "diego dur allanı seversen zaten ortalık karışık" dedim.
çok hoşuma gitti ama. çok tatlı değil mi ya?
yemekten sonra büyük olan kedi küçük olanı yalamaya başladı, küçük olan da beni. ben de gaza gelip köpeği yalayacaktım da kendi kendime "diego dur allanı seversen zaten ortalık karışık" dedim.
çok hoşuma gitti ama. çok tatlı değil mi ya?
0
asljdaslkhfaslkdjad ya sesli güldürdün.
bazen benim kedi de kendini öyle bi iştahla yalıyo ki tadını merak ediyorum.
aramızda kalsın ama iş attığımı düşünmesin sonra tepeme çıkıyo namıssız.
bi de köpeğim eskiden gelirdi böyle sıkıldığında daraldığında filan o eşşşşşek kadar cüssesine hiç bakmadan kucağıma çıkardı, kafasını da boynuma gömerdi öyle yatardı iç çeke çeke, nası hoşuma giderdi ya hey gidi..
bazen benim kedi de kendini öyle bi iştahla yalıyo ki tadını merak ediyorum.
aramızda kalsın ama iş attığımı düşünmesin sonra tepeme çıkıyo namıssız.
bi de köpeğim eskiden gelirdi böyle sıkıldığında daraldığında filan o eşşşşşek kadar cüssesine hiç bakmadan kucağıma çıkardı, kafasını da boynuma gömerdi öyle yatardı iç çeke çeke, nası hoşuma giderdi ya hey gidi..
0
ne güzeldir onlar şimdi de yazmayın efendim böyle şeyler, kedi bakan var bakamayan var alerjisi olan var ne bileyim, üzülüyoruz sonra. img444.imageshack.us bundaki gibi üzülüyoruz. bir de mutluluğunuza mutluluk katılsın diye temenni iliştirelim.
bundaki gibi üzülüyoruz. bir de mutluluğunuza mutluluk katılsın diye temenni iliştirelim.
0
oddyseus
Hayatımda 50'den fazla defa sarhoş olmuşumdur. Tüm içişlerim biran önce bitirmeye yönelik olmuştur. Jack Daniels'ından tut rakısına kadar, absolute'dan tut her türlü karışıma votka tonik cin toniğine kadar her şeyi tattım. Filmlerde böyle keyifli keyifli oturup severek içkinin yudumlanması olayını a
Hayatımda 50'den fazla defa sarhoş olmuşumdur. Tüm içişlerim biran önce bitirmeye yönelik olmuştur. Jack Daniels'ından tut rakısına kadar, absolute'dan tut her türlü karışıma votka tonik cin toniğine kadar her şeyi tattım. Filmlerde böyle keyifli keyifli oturup severek içkinin yudumlanması olayını anlamıyorum. Ya da oturup zevkine bira içilmesini. Abi gerçekten ama gerçekten iğreniyorum. Sorun bende mi bilmiyorum. İçkiden zevk aldıklarını söyleyenler... Nasıl başarıyorsunuz bunu?
Not:Tequilla hariçtir.(Limon tuz sayesinde o da)
Not:Tequilla hariçtir.(Limon tuz sayesinde o da)
0
Ickiden zevk almak bir basari degil ki. Ben zevk aliyorum ickiden ancak mesela kelle pacadan zevk almam. Ama severek kelle paca icenleri de basarili olarak gormuyorum, damak tadi meselesi.
0
zevk alan insanın kendini kandırdığını düşünüyorsan zaten anlayamazsın. Neden yalan söylesin ki bunca kişi? İçki zevk alınarak içilebilen bir şeydir, bence sorun sizde. Ayrıca iğreniyorsanız neden içiyorsunuz mesela?
0
bira dışında hepsinde katılırım ama biranın tadı ayrı ya. buz gibi bira böyle, fıstık falan. inanılmaz keyifli ve lezzetli bir içecek bence. geri kalanını ben de sevmiyorum, kafa yapsın diye içiyorum sırf.
0
@whoosie mazozişt değilim tabi ki kafasına ulaşmak için. Damardan verilen alkoller satsınlar tekelden onu alayım.
0
@bugunku antremanda goz dolduran futbolcu evet bir takım kombinlerle içilebilir hatta sevilebilir seviyeye gelebiliyor. ama yanında eşlik edecek bi yiyecek olmadan içip zevk alanları anlamıyorum.
0
Ben de bilakis "icki kafasi" dediginiz noktaya gelmemeye ozen gostererek tadi icin iciyorum iste. Cakirkeyif olmaya baslarsam birakiyorum icmeyi cunku o noktadan sonra pek tat vermiyor.
0
Alkolu sarhos olmak icin icmiyorum, hatta sarhos da olmuyorum. Tadini keyfini esligini sevdigim icin tuketiyorum. Tadina bakip sevmedigim alkollu icecek de var tadini sevip zevkle tukettigim icki de var.
Alkolde amac sarhos olmak degildir sonuc olarak sarhosluk gorulebilir. Alkol kulturunun carpik olusmasindan bunlarin hepsi. Icmek de icmemek de marifet degil, hele cikip kafasi icin katlaniyorum demek cok sacma. Beyine yeterince hakim olabilirsen sifir alkol ve uyusturucu ile dogal kafaya cok guzel erisebilirsin.
Alkolde amac sarhos olmak degildir sonuc olarak sarhosluk gorulebilir. Alkol kulturunun carpik olusmasindan bunlarin hepsi. Icmek de icmemek de marifet degil, hele cikip kafasi icin katlaniyorum demek cok sacma. Beyine yeterince hakim olabilirsen sifir alkol ve uyusturucu ile dogal kafaya cok guzel erisebilirsin.
0
abi çakırkeyf olmaya başladığında bırakıp nasıl 50 den fazla sarhoş oldun.o denklemi çözemedim?
ps:sorun sende.
ps:sorun sende.
0
illa her türlü alkolü seveceksin diye bir şey yok. en basit şekliyle arkadaşım vodkayı sek içmeyi seviyor, ben 1e 1 karıştırıyorum, başka birine 1e 1 çok alkollü gelebiliyor.
soruna cevap hayır rol yapmıyoruz. içkiyi güzel yapan en önemli şey ortamdır. sıcak bir yaz gününde içilen soğuk bir misali. bunun dışında alkol konusunda doğru markaları tercih ettiğini düşünmüyorum. ayrıca onlarca çeşit denedim demişsin ama tadı birçok meşrubattan daha güzel olan kokteyller var.
soruna cevap hayır rol yapmıyoruz. içkiyi güzel yapan en önemli şey ortamdır. sıcak bir yaz gününde içilen soğuk bir misali. bunun dışında alkol konusunda doğru markaları tercih ettiğini düşünmüyorum. ayrıca onlarca çeşit denedim demişsin ama tadı birçok meşrubattan daha güzel olan kokteyller var.
0
rakıyı hiç de rol yapmadan içebiliyorum. sarhoş olduktan sonra zaten ayrı ama olana kadar, az kayıntıyla böyle, çok değil ama az.
şarap falan o da öyle.
bira zaten şerbet gibi gidiyor. o ilk yudumun tadını arttırabilmek için denemediğim yol kalmadı.
tekila tuz ve limon olmadan da içilir pek ala.
votkanın bi numarası yok. gerçi dur, votkayı bi limonu ısıra ısıra içme yöntei fena değildi.
viski zulüm. içmesini öğrenemediğimden olabilir ama.
önemli olan ağız tadını bozmadan içebilmek. az miktar meze bu yüzden şart. zaten seni rahatsız eden alkolün tadı değil kokusu. o da içerken nefes alıp vermene göre değişiyor. bir de alkol bedeninde dolaşmaya başlayınca zaten içimin kolaylaşıyor. yani tvde alkolik tiplerin alkol alışını canlandırıyorlar biraz o yüzden gerçekçi olmuyor gibi.
şarap falan o da öyle.
bira zaten şerbet gibi gidiyor. o ilk yudumun tadını arttırabilmek için denemediğim yol kalmadı.
tekila tuz ve limon olmadan da içilir pek ala.
votkanın bi numarası yok. gerçi dur, votkayı bi limonu ısıra ısıra içme yöntei fena değildi.
viski zulüm. içmesini öğrenemediğimden olabilir ama.
önemli olan ağız tadını bozmadan içebilmek. az miktar meze bu yüzden şart. zaten seni rahatsız eden alkolün tadı değil kokusu. o da içerken nefes alıp vermene göre değişiyor. bir de alkol bedeninde dolaşmaya başlayınca zaten içimin kolaylaşıyor. yani tvde alkolik tiplerin alkol alışını canlandırıyorlar biraz o yüzden gerçekçi olmuyor gibi.
0
@rakicandir çakırkeyf olmaya başlayınca bırakıyorum diyen ben değil crown'du. 50 defadan fazla da sarhoş olan benim.
ps: sorun kimdeymiş?
ps: sorun kimdeymiş?
0
yok hocam kandırmıyorum en azından ben seviyorum akşam bir kadeh içmeyi çok keyifli bir şey kafanı dağıtıyor rahatlatıyor günün yorgunluğunu alıyor bir sürü sayısız yararı var.
img01.alkislarlayasiyorum.com
img01.alkislarlayasiyorum.com
0
size bi polonya votkasi lazim. cogu ickinin tadi kotu evet ama ruh haline gore mesela bazen biradan igrenen bende bazen guinness su gibi akip gidiyor.
iyi bi votka ne bogazi yakiyor ne yuzunu eksitiyor adamin.
iyi bi votka ne bogazi yakiyor ne yuzunu eksitiyor adamin.
0
(bkz: damak tadı) bu kadar basit bir şey. herkes her tadı (alkol çeşitleri ve bir sürü farklı yiyecek içecek de dahil) sevmek zorunda olmadığı gibi, sevenin yadırganması da anlamlı değil.
0
Ben de vodka-tekila sevmem mesela ama ozellikle Toronto'ya geldigimden beri dunyanin her yerinden bira tatma sansim oldu, bira super bir sey. Arada da iyi bir viskinin her zaman gideri vardir. Her ickiyi sevmek gibi bir zorunluluk yok. Ha, sevmiyorsan da sevmiyorsundur, kasma.
0
güzel bir kırmızı şaraptan, alman yapımı bir buğday birasından, single malt scotch viski'den aldığım zevki, lezzeti başka hiçbir şeyden alamıyorum. kokteyl olayına daha girmedim bile bak.
talisker'in kapağını açınca gelen hafif isli deniz suyu kokusu bile güzel.
talisker'in kapağını açınca gelen hafif isli deniz suyu kokusu bile güzel.
0
şöyle ki bir gün çok sıkı bir şekilde çalış böyle kas gücü gerektiren bir işte ama epey bir yorul akşam iş bitincede açık havada bir bira içmeyi dene. ben de içki içmeyi çok sevmem ama o yorgunluk birası yok mu, bildiğin ilaç.
0
www.eksiduyuru.com şu duyuruya bi göz atarsan anlarsın bence.
içki 'kafa yapmak' için içilecek bir şey değildir, kafa yapmak istiyorsan eski torbacımın numarasını verebilirim...
dipnot: torbacı ironidir, silmeyiniz yok bende torbacı filan ayrıldık biz.
içki 'kafa yapmak' için içilecek bir şey değildir, kafa yapmak istiyorsan eski torbacımın numarasını verebilirim...
dipnot: torbacı ironidir, silmeyiniz yok bende torbacı filan ayrıldık biz.
0
Kusura bakmayin da biradan, saraptan vb. kastiniz da muhim. Bira derken efesse bu bir an evvel bitirmeye cabaladiklarinizdan birisi mesela, hislerinizi bir nebze anlayabilirim. Her karisimi denediginizi zannetmiyorum cumlelerinizden, hele farkli markalara asina oldugunuza da inanmiyorum. Yani jack, olmeca, absolut, efes dediginizden boyle duusndum( tmm efesi ben ekledim ama kesin dogru)
Tek basina bira bile derya deniz ki digerlerine girmeyelim hic. Turu. Mayasi, tadi o kadar farkli ki, gayet lezzetli bir cok tur var olay lezzetse, mesela suraya bir goz atin derim birasevdasi.blogspot.com.tr
Acikcasi kafasina ulasmak icin iciyorumu gorunce bosa yazmisim gibi hissettim.
Zaten bu amacla, sonuc dogal.
Tek basina bira bile derya deniz ki digerlerine girmeyelim hic. Turu. Mayasi, tadi o kadar farkli ki, gayet lezzetli bir cok tur var olay lezzetse, mesela suraya bir goz atin derim birasevdasi.blogspot.com.tr
Acikcasi kafasina ulasmak icin iciyorumu gorunce bosa yazmisim gibi hissettim.
Zaten bu amacla, sonuc dogal.
0
hayatında rakı mezesi görmemiş ya da ne bileyim rakı peynir yapmamış birinin açabileceği bir duyurudur bu. hayır hepsini geçtim onca rakı balık yapan insanda mı sence rakı kafası için uğraş veriyor?
0
ermanen
böyle çok bilindik şeyler dışında ilginç bişey olsun. insanlar yeni bişey öğrenir belki. kalıp, cümle, kelime, gramer, kural, argo vs...hepinizi tikleyecem söz.not: edebi değeri olan öğretici şeyler daha güzel olur tabii.
böyle çok bilindik şeyler dışında ilginç bişey olsun. insanlar yeni bişey öğrenir belki. kalıp, cümle, kelime, gramer, kural, argo vs...
hepinizi tikleyecem söz.
not: edebi değeri olan öğretici şeyler daha güzel olur tabii.
hepinizi tikleyecem söz.
not: edebi değeri olan öğretici şeyler daha güzel olur tabii.
0
erdogan made gains in my cab (sakin olun 4chan klasörümü açana kadar yeşillik olsun diye koydum)
0
bugün yaptığım çeviriden öğrendiğim:
doghouse: Where you are figuratively when you're on bad terms with your girlfriend or wife.
hani evden atılmış da köpek kulübesinde yatmış gibin, oradan mecaz yapmışlar.
edit
mevzubahis cümle: Take it from a man who spent more than a few nights in the doghouse - there are moments that are worth it.
yani diyo ki "karısıyla uzun süre küs kalmış bu adamın sözüne kulak ver, küstüğüne değecek bazı anlar vardır"
esen kalın
doghouse: Where you are figuratively when you're on bad terms with your girlfriend or wife.
hani evden atılmış da köpek kulübesinde yatmış gibin, oradan mecaz yapmışlar.
edit
mevzubahis cümle: Take it from a man who spent more than a few nights in the doghouse - there are moments that are worth it.
yani diyo ki "karısıyla uzun süre küs kalmış bu adamın sözüne kulak ver, küstüğüne değecek bazı anlar vardır"
esen kalın
0
Due to the fact that...
bu sebeple gibi bir şey.
"that" kısmından sonra ne cümle kurarsan kur banamısın demiyor, sorun çıkarmıyor, boku püsürü yok. Çok elverişli bir kalıp.
bu sebeple gibi bir şey.
"that" kısmından sonra ne cümle kurarsan kur banamısın demiyor, sorun çıkarmıyor, boku püsürü yok. Çok elverişli bir kalıp.
0
when the world is sick
can no one be well
but i dreamt we was all
beatiful and strong
can no one be well
but i dreamt we was all
beatiful and strong
0
rigatoni kelimesinin türkçe anlamı kabaca düdük makarnası ya, argo olarak da aynı türkçesindeki gibi, gıcık olunan bir insana "düdük makarnası" demek için kullanıldığını duyduğumda baya eğlenmiştim (friends'te sevilmeyen bir karakter italya'dan döndüğünde, "ne zaman döndü bu düdük makarnası roma'dan şeklinde kullanılmıştı.)
0
cold turkey (daha dün duyurudan öğrendim)
"go crazy over x" kalıbı:
www.quickmeme.com
wild ass guess (git: en.wikipedia.org)
(well educated guess diye kibarlaştırılıyor)
viki linkinden hatırıma geldi: rule of thumb
"go crazy over x" kalıbı:
www.quickmeme.com
wild ass guess (git: en.wikipedia.org)
(well educated guess diye kibarlaştırılıyor)
viki linkinden hatırıma geldi: rule of thumb
0
"to fall on (own) sword" - Kim made a plan but she fell on her own sword.
Kendi kazdığı kuyuya düşmek.
"to hold (own) horses" - Okay, hold your horses!
Sabredin lan iki dakka adam olun!
Kendi kazdığı kuyuya düşmek.
"to hold (own) horses" - Okay, hold your horses!
Sabredin lan iki dakka adam olun!
0
livaneli kadir
Kapitalizmin hunharca irdelendiği, göz önüne serildiği belgesel film önerileriniz nelerdir?,Başlıktaki örnekleri göz önünde bulundurun lütfen.
Kapitalizmin hunharca irdelendiği, göz önüne serildiği belgesel film önerileriniz nelerdir?
,
Başlıktaki örnekleri göz önünde bulundurun lütfen.
,
Başlıktaki örnekleri göz önünde bulundurun lütfen.
0
0
charlotte blanc
üniversitenin aynı bölümünde aynı dersleri aldığım iki arkadaşım derste kaldı. ben pek sosyal yönüm iyi değil. acaba bu durumda ne yapmam gerek ? yazık üniversiteyi bir sene daha uzattılar şilmdi. ben bu durumda ne yapacağımı bilemiyorum. onlara ne söylesem daha iyi olur ?
üniversitenin aynı bölümünde aynı dersleri aldığım iki arkadaşım derste kaldı. ben pek sosyal yönüm iyi değil. acaba bu durumda ne yapmam gerek ? yazık üniversiteyi bir sene daha uzattılar şilmdi. ben bu durumda ne yapacağımı bilemiyorum. onlara ne söylesem daha iyi olur ?
0
onlara bir şey söylemene gerek var mı? sen geçmişsin onlar kalmış, sen erken mezun olacaksın, onlar olamayacak, durum bu kadar basit görünüyor. ne yapacağını ne konuda bilemiyorsun acaba tam olarak.
0
bu kadar inceliğe gerek yok, meydan savaşı değil ki bu. yada senin yüzünden kalmadılar sonuçta
ben olsam noldu lan koydum çocuğu, pis ezikler hahaha derdim
ben olsam noldu lan koydum çocuğu, pis ezikler hahaha derdim
0
esenboga
bu aralar sözlükte bir çok yerde karşıma çıkıyor, yok ben x liraya alıyorum rahatım,yok ben hep x liraya aldığım için etkilenmedim,hep x liraya alanlar anlamaz tabi vs.
bu aralar sözlükte bir çok yerde karşıma çıkıyor, yok ben x liraya alıyorum rahatım,
yok ben hep x liraya aldığım için etkilenmedim,
hep x liraya alanlar anlamaz tabi vs.
yok ben hep x liraya aldığım için etkilenmedim,
hep x liraya alanlar anlamaz tabi vs.
0
benzin fiyatı artışları sırasında birtakım düz adamlar ben hep 50 liralık alıyorum beni etkilemiyor benzin fiyatının artışı diyorlar. ordan geliyor. olmalı.
0
insanlar genelde benzin olmaya gittiğinde düz meblağ olsun diye 50liralık 100liralık benzin alırlar. benzin pahalanır, ayni paraya daha az benzin alırlar. birgün bir arkadaşın "ben hep 50liralık benzin alıyorum o yüzden zamlardan etkilenmiyorum" gibisinden bir entrysiyle başlayıp koptu gitti bu geyik..
0
Bi tv muhabiri benzin zammi ile ilgili sokakta roportaj yaparken vatandasin biri oyle demis, ben zaten hep x liralik aliyorum, benzine zam gelmesi beni irgalamaz gibi bisey. Ondan yani
0
temel fıkrası falan değil. bizzat gözlerimle görüp kulaklarımla duyduğum tv röportajında espri yapmadığı her halinden belli bir adam tarafından kullanılmıştır. sözlüğe de 8 sene önce bu entry'i ilk giren benim. daha eskisi varsa çıksın karşıma.
(bkz: #9382616)
(bkz: #9382616)
0
paranoyak senarist
Böyle film tadında klipler, 2-3 dakikayı geçmeyecek kısa filmler ya da film aralarından kesitler yollasınıza la bana. Çok sıkıldım ve kısa olması çok önemli. Uzun şeylere odaklanamıyor gözlerim.
Böyle film tadında klipler, 2-3 dakikayı geçmeyecek kısa filmler ya da film aralarından kesitler yollasınıza la bana. Çok sıkıldım ve kısa olması çok önemli. Uzun şeylere odaklanamıyor gözlerim.
0
Sikin iyice psikolojimi, sikin, çekinmeyin. Romantik yapmayın yahu, zaten zar-zor tutunuyorum. Ama beğendim, emek harcayıp bulup gönderdiğin için teşekkürler. Güzel insanlarsınız vesselam.
0
vimeo.com
(beş buçuk dakika ama uyarayım)
romantik yapmayın kısmını atlamışız, affola, bu daha kısa komikli
www.youtube.com
(beş buçuk dakika ama uyarayım)
romantik yapmayın kısmını atlamışız, affola, bu daha kısa komikli
www.youtube.com
0
6 dk.lık olur mu?
ama becerir atar kenara, sağlam adamı yatırır bu film. müziği bile güzel.
vimeo.com
www.bbc.co.uk çok kısa
ama becerir atar kenara, sağlam adamı yatırır bu film. müziği bile güzel.
vimeo.com
www.bbc.co.uk çok kısa
0
0
dahinnotha
''Gençliğimizde, yaşamımız için önem taşıyan ve büyük sonuçlar doğuracak olayların ve kişilerin karşımıza davul zurnayla çıkacaklarını sanırız; ama yaşlılığımızda geri dönüp baktığımız zaman, bunların hepsinin de sessizce, arka kapıdan ve adeta dikkati çekmeden içeri süzülmüş olduklarını görürüz.''S
''Gençliğimizde, yaşamımız için önem taşıyan ve büyük sonuçlar doğuracak olayların ve kişilerin karşımıza davul zurnayla çıkacaklarını sanırız; ama yaşlılığımızda geri dönüp baktığımız zaman, bunların hepsinin de sessizce, arka kapıdan ve adeta dikkati çekmeden içeri süzülmüş olduklarını görürüz.''
Schopenhauer - Yaşam Bilgeliği Üzerine Aforizmalar
---
schopenhauerin bu alıntısı durumumu net bir şekilde izah ediyor. 22 yaşındayım. geçen seneye kadar her şey güzeldi. hayallerime yaklaştım, kimini gerçekleştirdim, erasmus yaptım, bu fırsatla interrail yaptım. istediğim şehirde\okulda\bölümde istediğim tarzda bir yaşama sahip oldum, hala öyleyim.
eğlenceli ve dolu geçen günlerim o kadar fazlaydı ki, döndüğümde yani bu dönemin başında bile o sarhoşluğu atamadım. dönem başında ders seçiminde çok mantıklı seçimler yapmayı akıl edemedim ve ortalamam düşürdüm biraz. (şuan 2,75 çok kötü değil aslında). sömestır tatilinde bir seyahat planladığım için staj yapmadım. fakat seyahatten vazgeçtim. CC ile geçmek istemediğim dersi bütünlemeye bırakmak istedim, finalde cevapları bildiğim halde soruları yanıtlamadım fakat DD ile geçtim ve bu yüzden büt.e giremedim. yazın WAT yapmayı düşünüyordum ki bu günlerde somut bir adım atmalıyım ama hiç halim yok bunun araştırması ve para tedariki için. aöf okuyorum ikinci üni olarak, hiç çalışmadığım halde vizelerim o kadar da kötü değildi, finallere çalışsam\saydım geçebilirim\dim derslerimi, fakat boşladım. insan ilişkilerime imtina ederken bir kız arkadaşıma karşı haysiyetsizce davranmış oldum önceki aylarda, aradan onca zaman geçti hala bunu nasıl yaptım diyorum. irili ufaklı daha bir sürü şey var buraya yazmak istemediğim, günlerim gelip geçiyor ve en verimli zamanımı iyi değerlendirmiyorum diye düşünmemi sağlayan.
henüz üçüncü sınıfım, yaşım da 22. o kadar da geç değil yani fakat zamanım gitgide daralıyor. verdiğim alıntıdaki durumu hissedebiliyorum. bir sene sonra okulum bitecek. istediğim başarı ortalaması ile bitirmek için okulu uzatmalıyım ki ortalamaya önem vermeliyim. ailem uzatma konusunda çok hoşnut değil. yüksek lisans düşünüyorum, zira mesleki anlamda çok pek kolay bir bölümde değilim. şimdilerde, boş zamanlarımın olduğu son günlermiş gibi hissediyorum bugünleri ve bunlar kısa süre sonra bitecek ve sanki bir kaç ay sonra, sanki bir iki sene sonra bu günlerimde imkanım olduğu halde yeteri kadar efor sarfetmediğim için pişman olacakmışım gibi.
yıllar sonra, barış manço'nun şarkısında dediği gibi "kaçıp giden gençliğimi özledim" demek istemiyorum. gençliğimi özledim demek istiyorum ama "kaçıp gitmiş" olmasını değil. dolu geçirmek ve pişmanlıktan tenzih olmasını istiyorum. (www.youtube.com
biraz da dertleşmekti bu duyuruyu açmaktaki amacım, özellikle bu günlerime dair tavsiyesi varsa benden daha fazla hayat tecrübesine sahip insanların, onları da duymak isterim.
Schopenhauer - Yaşam Bilgeliği Üzerine Aforizmalar
---
schopenhauerin bu alıntısı durumumu net bir şekilde izah ediyor. 22 yaşındayım. geçen seneye kadar her şey güzeldi. hayallerime yaklaştım, kimini gerçekleştirdim, erasmus yaptım, bu fırsatla interrail yaptım. istediğim şehirde\okulda\bölümde istediğim tarzda bir yaşama sahip oldum, hala öyleyim.
eğlenceli ve dolu geçen günlerim o kadar fazlaydı ki, döndüğümde yani bu dönemin başında bile o sarhoşluğu atamadım. dönem başında ders seçiminde çok mantıklı seçimler yapmayı akıl edemedim ve ortalamam düşürdüm biraz. (şuan 2,75 çok kötü değil aslında). sömestır tatilinde bir seyahat planladığım için staj yapmadım. fakat seyahatten vazgeçtim. CC ile geçmek istemediğim dersi bütünlemeye bırakmak istedim, finalde cevapları bildiğim halde soruları yanıtlamadım fakat DD ile geçtim ve bu yüzden büt.e giremedim. yazın WAT yapmayı düşünüyordum ki bu günlerde somut bir adım atmalıyım ama hiç halim yok bunun araştırması ve para tedariki için. aöf okuyorum ikinci üni olarak, hiç çalışmadığım halde vizelerim o kadar da kötü değildi, finallere çalışsam\saydım geçebilirim\dim derslerimi, fakat boşladım. insan ilişkilerime imtina ederken bir kız arkadaşıma karşı haysiyetsizce davranmış oldum önceki aylarda, aradan onca zaman geçti hala bunu nasıl yaptım diyorum. irili ufaklı daha bir sürü şey var buraya yazmak istemediğim, günlerim gelip geçiyor ve en verimli zamanımı iyi değerlendirmiyorum diye düşünmemi sağlayan.
henüz üçüncü sınıfım, yaşım da 22. o kadar da geç değil yani fakat zamanım gitgide daralıyor. verdiğim alıntıdaki durumu hissedebiliyorum. bir sene sonra okulum bitecek. istediğim başarı ortalaması ile bitirmek için okulu uzatmalıyım ki ortalamaya önem vermeliyim. ailem uzatma konusunda çok hoşnut değil. yüksek lisans düşünüyorum, zira mesleki anlamda çok pek kolay bir bölümde değilim. şimdilerde, boş zamanlarımın olduğu son günlermiş gibi hissediyorum bugünleri ve bunlar kısa süre sonra bitecek ve sanki bir kaç ay sonra, sanki bir iki sene sonra bu günlerimde imkanım olduğu halde yeteri kadar efor sarfetmediğim için pişman olacakmışım gibi.
yıllar sonra, barış manço'nun şarkısında dediği gibi "kaçıp giden gençliğimi özledim" demek istemiyorum. gençliğimi özledim demek istiyorum ama "kaçıp gitmiş" olmasını değil. dolu geçirmek ve pişmanlıktan tenzih olmasını istiyorum. (www.youtube.com
biraz da dertleşmekti bu duyuruyu açmaktaki amacım, özellikle bu günlerime dair tavsiyesi varsa benden daha fazla hayat tecrübesine sahip insanların, onları da duymak isterim.
0
İlerde iş güç sahibi olduğunuzda keşke o kadar kasmasaydım şu ders notlarım için! diyeceğinizi düşünüyorum. Bunu da göz önünde bulundurarak ruhunuzu darlamamanızı tavsiye edebilirim. Zaten güzel başlangıç yapmışsınız, kendinizi rahat bırakın hayat hakkında planlar yaparken şu an yaşadığımızı unutuyoruz bazen. Siz unutmayın, tadını çıkarın bazı şeylerin. Notlarınız o kadar yüksek olmasa ne olacak? Ben lisede matematik sınavlarından kalıyorum diye saçma sapan depresyona girmiştim, şimdi ne salakmışım diyorum. Küçük bir örnek, gerçekten gerek yok.
Başarılar, kolaylıklar.
Başarılar, kolaylıklar.
0
gençliğin kaçıp gitmesi gibi klişeler sadece şarkılarda vardır..kaçırdığını düşünürsen kaçırmış gibi hissedersin. böyle şeyler düşünmek genelde ileriki yaşlarına ve hayatında her yaşta elde edebileceğin birbirinden farklı bir dolu deneyime hakaret etmek gibi geliyor bana. yaşa takılmayalım..
yüksek lisans yapmak istiyorsan evet not ortalaması bir parça önem kazanıyor. çok fazla eğlenceli ve dolu zamanlar geçirdiğin için yorulmuş ya da bunların düşüşünü yaşama evresine geçmiş olabilirsin. bu dönemdeki sıkıntını kabullenebilirsen ona alışabilirsin belki. hayat hep üst düzey doluluk durumunda gitmek zorunda değil. sana böyle gitmesinin doğru olduğunu düşündürten kalıpları bir gözden geçirebilirsin. hayatın yüksek tempolarda geçtiği zamanları olabileceği gibi düşük tempolu geçtiği zamanları da olabileceğini bir düşün? hayatı gitgide daralan zamanlar konsepti üzerinden şimdiden düşünürsen 40 yaşına geldiğinde ne hissedeceksin (ki 40 gayet genç bir yaş.) böyle düşünecek olsaydık 35 yaşından sonra eline enstrüman alıp harika müzikler yapabilen süper insanlar olmazdı hayatta (uç ve klişe bir örnek olabilir biliyorum ama, hayatı daralan zamanlar konseptine hapsetmemek adına bahsini geçirmek istedim).
hayatı tamamen (norm kabul edilen şekilde) dolu geçirmek ve pişmanlık yaşamamak bir androidsen ancak başarabileceğin bir şey olur. boşluk ve doluluk aynı anda hayatın içerisinde birbirini dengelemezse başka problemler de yaşayabilirsin belki belli mi olur? bir de tabi neye göre doluluk, dışarıdan çok tembel diye niteleyebileceğin bir insan senden daha dolu bir hayat geçiriyor olabilir. pişmanlıktan korkmak da benzer bir şey, hepimiz insan olduğumuza ve her şeyi bilemeyeceğimize göre yanlış kararlar da alabiliriz.bu yanlış kararlar bizi deneyimli hale getirir. bunları kabullenmek belki hayatı daha kolaylaştırabilir. mutsuzluktan, pişmanlıktan korkarsan hayatında daha fazla hata da yapabilirsin, stres altında çalışırken daha çok hata yapmak gibi. bence biraz sana bunları düşündürten kalıpları düşünmeye çalışabilirsin belki..
yüksek lisans yapmak istiyorsan evet not ortalaması bir parça önem kazanıyor. çok fazla eğlenceli ve dolu zamanlar geçirdiğin için yorulmuş ya da bunların düşüşünü yaşama evresine geçmiş olabilirsin. bu dönemdeki sıkıntını kabullenebilirsen ona alışabilirsin belki. hayat hep üst düzey doluluk durumunda gitmek zorunda değil. sana böyle gitmesinin doğru olduğunu düşündürten kalıpları bir gözden geçirebilirsin. hayatın yüksek tempolarda geçtiği zamanları olabileceği gibi düşük tempolu geçtiği zamanları da olabileceğini bir düşün? hayatı gitgide daralan zamanlar konsepti üzerinden şimdiden düşünürsen 40 yaşına geldiğinde ne hissedeceksin (ki 40 gayet genç bir yaş.) böyle düşünecek olsaydık 35 yaşından sonra eline enstrüman alıp harika müzikler yapabilen süper insanlar olmazdı hayatta (uç ve klişe bir örnek olabilir biliyorum ama, hayatı daralan zamanlar konseptine hapsetmemek adına bahsini geçirmek istedim).
hayatı tamamen (norm kabul edilen şekilde) dolu geçirmek ve pişmanlık yaşamamak bir androidsen ancak başarabileceğin bir şey olur. boşluk ve doluluk aynı anda hayatın içerisinde birbirini dengelemezse başka problemler de yaşayabilirsin belki belli mi olur? bir de tabi neye göre doluluk, dışarıdan çok tembel diye niteleyebileceğin bir insan senden daha dolu bir hayat geçiriyor olabilir. pişmanlıktan korkmak da benzer bir şey, hepimiz insan olduğumuza ve her şeyi bilemeyeceğimize göre yanlış kararlar da alabiliriz.bu yanlış kararlar bizi deneyimli hale getirir. bunları kabullenmek belki hayatı daha kolaylaştırabilir. mutsuzluktan, pişmanlıktan korkarsan hayatında daha fazla hata da yapabilirsin, stres altında çalışırken daha çok hata yapmak gibi. bence biraz sana bunları düşündürten kalıpları düşünmeye çalışabilirsin belki..
0
bu arada not ortalaması önem kazanıyor dedim ama, bir parça önem kazanıyor kısmına dikkat çekmek isterim. yani aşırı önem atfetmeyebilirsin kendisine.. son sınıfta 3ün üzerine çıkabilecek gibiysen okulu uzatmak gibi işlere girişmemen daha mantıklı olabilir. okulu uzatmak sadece üniversite öğrencisi olmanın kaymaklarını yemeye devam etmek istediğinde mantıklı gibi. burslusundur, okuldan para alıyorsundur, daha staj yaparak deneyim kazanmak istiyorsundur, sudan çıkmış balık gibi mezun mezun iş ararken bulmak istemiyorsundur kendini, bu yüzden öğrencilik de bir yandan devam etsin istiyorsundur gibi gibi bu sebepler uzatılabilir. tabi kendi yüksek lisans alanını iyi değerlendir, gidip önceden bilgi alabilirsin başvurmak istediğin yerlerden not ortalamasının önemine dair, sana bir fikir vereceklerdir.. ama sırf bunun için okul uzatmak çok keyifli olmayabilir, bu da ek olarak naçizane bir fikrim.
0
okulla ilgili şeyler yazdım da, bir ya da iki dönem uzatmak kaydıyla bu sorunu çözebilirim. benim verdiğim alıntıdaki "ileride büyük sorunlara sebep olabilecek şeyler" okulla ilgili konulardan ziyade kişiliğimle ilgili problemler. bazı konularda kararsız olmam, ne istediğimi bilememiş olmam gibi şeyler.
okul durumu daha somut olduğu için onu örnekledim. yoksa onun o kadar da üstünde durulması gereken bir şey olmadığının farkındayım.
cevaplarınıza teşekkür ediyorum bu arada.
okul durumu daha somut olduğu için onu örnekledim. yoksa onun o kadar da üstünde durulması gereken bir şey olmadığının farkındayım.
cevaplarınıza teşekkür ediyorum bu arada.
0
"ileride büyük sorunlara sebep olabilecek şeyler"i bilememenin normal olduğunu kabullenmek gibi bir şeylerdi benim demeye çalıştıklarım aslında. kahin değiliz hiçbirimiz. şu an çok çalışarak delice çalışarak geleceğin için iyi bir şey yapıp yapmadığın da kesin değildir mesela. ve bu kesinsizlikleri düşünmek insanı çok yorabilir bir yerden sonra, bir anlamda beyhude bile olabilir. çok fazla schopenhauer tavsiye etmiyorum şu noktada :) kişiliğiyle ilgili problemleri insanın hissedebilmesi güzel bir şeydir. insanlar genellikle fark etmeden ömür geçiriyor. o problemlere yol açan, derinlerdeki düşünce yapılarını irdeleyebilirsin belki. o "ileride büyük sorunlara sebep olabilecek" şeyleri sana düşündürten kişilik özelliklerin vardır mutlaka.. o özellikleri keşfedip, biraz da olsa kabullenmiş olarak hayata devam edince hafifler insan epey, hayatı ve zamanı da farklı yönleriyle kabullenebilir belki.
''Gençliğimizde, yaşamımız için önem taşıyan ve büyük sonuçlar doğuracak olayların ve kişilerin karşımıza davul zurnayla çıkacaklarını sanırız; ama yaşlılığımızda geri dönüp baktığımız zaman, bunların hepsinin de sessizce, arka kapıdan ve adeta dikkati çekmeden içeri süzülmüş olduklarını görürüz.''
bunun sadece bir aforizma olduğunu unutma belki, herkesin hayatında böyle olmak zorunda olmayacağı gibi, mutlak doğru biçimi de vermiyor olabilir bu. aforizmalar düşündürtür insana böyle şeyler ama aforizmaların düşündüreceğinden daha fazla şeyi gözlemleyerek (kendimizi ve dış çevreyi) de düşünebiliriz aslında. gibi geliyor bana yani.
(aforizma ya da schopenhauer okumak gereksiz ya da yararsız demek istemiyorum bu arada yanlış anlaşılmasın..)
''Gençliğimizde, yaşamımız için önem taşıyan ve büyük sonuçlar doğuracak olayların ve kişilerin karşımıza davul zurnayla çıkacaklarını sanırız; ama yaşlılığımızda geri dönüp baktığımız zaman, bunların hepsinin de sessizce, arka kapıdan ve adeta dikkati çekmeden içeri süzülmüş olduklarını görürüz.''
bunun sadece bir aforizma olduğunu unutma belki, herkesin hayatında böyle olmak zorunda olmayacağı gibi, mutlak doğru biçimi de vermiyor olabilir bu. aforizmalar düşündürtür insana böyle şeyler ama aforizmaların düşündüreceğinden daha fazla şeyi gözlemleyerek (kendimizi ve dış çevreyi) de düşünebiliriz aslında. gibi geliyor bana yani.
(aforizma ya da schopenhauer okumak gereksiz ya da yararsız demek istemiyorum bu arada yanlış anlaşılmasın..)
0
proletarier aller lander vereinigt euch
şimdi sizi sıkmadan yazabildiğim kadar kısa yazmaya çalışıcam.hazırlıktayım ve yarı dönemde proficiency sınavını verip hazırlığı bitirebilirim. aklıma takılan birkaç şey var.1. bahar dönemi için kaydımı dondurursam aldığım kredi sadece o dönem için kesiliyor di mi ?2. irregular student olmak nasıl b
şimdi sizi sıkmadan yazabildiğim kadar kısa yazmaya çalışıcam.
hazırlıktayım ve yarı dönemde proficiency sınavını verip hazırlığı bitirebilirim.
aklıma takılan birkaç şey var.
1. bahar dönemi için kaydımı dondurursam aldığım kredi sadece o dönem için kesiliyor di mi ?
2. irregular student olmak nasıl bir olay olayım mı ?
bu soruyu cevaplarken aklıma takılan şeylerin şunlar olduğunu da bilirseniz daha iyi olur; şimdi hazırlık lise ortamı gibi bir şey bölüme geçtiğimde millet baştan başlamış sistemi çözmüş olacak biraz ben ise pat diye giden bir şey bilmeyen insan olacağım, büyük ihtimalle çoğu dersi de alamıycam anca bahar dönemi ilk kez açılan dersleri alabilicem ki sanırım bu da baya bir az ders yapıyor(bölümüm uluslararası ticaret)
3. irregular student olmanın avantajları ve dezavantajları neler ?
4. diyelim ki kaydımı dondurdum, ki bu benim en çok yapmayı düşündüğüm şey vaktimi nasıl değerlendirebilirim ikinci bir dil öğrenmenin en makul yolu nedir benim için. kursa gitmek mantıklıdır ancak makul fiyatlarda olması da hayati benim için kredi de gelmeyeceğinden mütevellit.
5. bir de hiç atraksyona girmeyip paşa paşa okula gidip gelmek var ama son bir aydır falan okula kendimi sürükleyerek gidiyorum dersler acayip sıkıcı çünkü gerçekten dişe dokunur sabah uyanıp oraya gittiğime değecek bir şey öğrenmiyorum. 80 saat devamsızlık süremiz var ve ben 60 yaptım. gerçi devamsızlık sadece bir miktar not kırılmasına sebep oluyor sınavlarım gayet iyi olduğu için sorun yaratmaz diye düşünüyorum ama insan yine de bir çekiniyor etrafta benim arkadaş 9999 saat devamsızlık yaptı yine geçti diye dolanan arkadaşlar var. bilemiyorum kafam karışık siz napardınız ?
kısa yazıcam dedim ama azıcık bir vaktim kaldı karar vermek için ve kafamdaki her şeyi dökmek zorunda hissettim kendimi şimdiden zahmet edip okuyan arkadaşlara teşekkür ederim.
hazırlıktayım ve yarı dönemde proficiency sınavını verip hazırlığı bitirebilirim.
aklıma takılan birkaç şey var.
1. bahar dönemi için kaydımı dondurursam aldığım kredi sadece o dönem için kesiliyor di mi ?
2. irregular student olmak nasıl bir olay olayım mı ?
bu soruyu cevaplarken aklıma takılan şeylerin şunlar olduğunu da bilirseniz daha iyi olur; şimdi hazırlık lise ortamı gibi bir şey bölüme geçtiğimde millet baştan başlamış sistemi çözmüş olacak biraz ben ise pat diye giden bir şey bilmeyen insan olacağım, büyük ihtimalle çoğu dersi de alamıycam anca bahar dönemi ilk kez açılan dersleri alabilicem ki sanırım bu da baya bir az ders yapıyor(bölümüm uluslararası ticaret)
3. irregular student olmanın avantajları ve dezavantajları neler ?
4. diyelim ki kaydımı dondurdum, ki bu benim en çok yapmayı düşündüğüm şey vaktimi nasıl değerlendirebilirim ikinci bir dil öğrenmenin en makul yolu nedir benim için. kursa gitmek mantıklıdır ancak makul fiyatlarda olması da hayati benim için kredi de gelmeyeceğinden mütevellit.
5. bir de hiç atraksyona girmeyip paşa paşa okula gidip gelmek var ama son bir aydır falan okula kendimi sürükleyerek gidiyorum dersler acayip sıkıcı çünkü gerçekten dişe dokunur sabah uyanıp oraya gittiğime değecek bir şey öğrenmiyorum. 80 saat devamsızlık süremiz var ve ben 60 yaptım. gerçi devamsızlık sadece bir miktar not kırılmasına sebep oluyor sınavlarım gayet iyi olduğu için sorun yaratmaz diye düşünüyorum ama insan yine de bir çekiniyor etrafta benim arkadaş 9999 saat devamsızlık yaptı yine geçti diye dolanan arkadaşlar var. bilemiyorum kafam karışık siz napardınız ?
kısa yazıcam dedim ama azıcık bir vaktim kaldı karar vermek için ve kafamdaki her şeyi dökmek zorunda hissettim kendimi şimdiden zahmet edip okuyan arkadaşlara teşekkür ederim.
0
dil öğrendim bitti denilecek bir şey değil.
hangi seviyede olursan ol öğrenilecek bir sürü şey vardır.
evet eline okul kitabını alıp alıştırmalarda hoplayıp zıplayınca sıkıcı olur.
neden o kitaba bağlı kaldın ki?
hocalarınla konuş. böyleyken böyle yaşam enerjimi aldınız uleen de (zira fakülteye geçince bunu demek kasar, hazırlık okulunda kantinde çay içerken söyle bunu) napıym ben, bana bir dizi neyim verin ya da kitap verin okuyayım ben bir şey yapayım de.
hoca zaten seni bilir durumunu bilir uygun bir yol çizer.
irregular olmak zulümdür.
bütün sınıf, anfi kaynaşmış koklaşmaya başlamışken sen sonradan gelen olursun.
kendini yalnız hisseder kaynaşamazsın. onu da geç zaten bağlı dersleri alamayacaksındır. aldığın 1. sınıfta türkçe, bilgisayar, inkılap, hukuk başlangıcı gibi bir şeyler olur ki "ulan ne geldim ben buraya kurtuluş savaşı cepheler çalışıyorum napıyorum ben" dersin.
ikinci dil bir dönemde öğrenilir mi yaa, bi gerçekçi ol.
kredi işini bilmiyorum. ama tahminen evet o dönem için kesilir diyorum.
atraksiyona girme. paşa paşa git.
olum benim bi arkadaşım geçen yıl 9999 saat gelmemiş geçmiş yeea diyenlere de çok inanma. inan ama çok inanma. aslında inan ... çözemedim yavrum ben bu işi. hep derler o 9999 saat derse gelmeyen ama geçen herifi ama ben görmedim, beni hep bırakırlardı %30 devamsızlık yapınca.
hangi seviyede olursan ol öğrenilecek bir sürü şey vardır.
evet eline okul kitabını alıp alıştırmalarda hoplayıp zıplayınca sıkıcı olur.
neden o kitaba bağlı kaldın ki?
hocalarınla konuş. böyleyken böyle yaşam enerjimi aldınız uleen de (zira fakülteye geçince bunu demek kasar, hazırlık okulunda kantinde çay içerken söyle bunu) napıym ben, bana bir dizi neyim verin ya da kitap verin okuyayım ben bir şey yapayım de.
hoca zaten seni bilir durumunu bilir uygun bir yol çizer.
irregular olmak zulümdür.
bütün sınıf, anfi kaynaşmış koklaşmaya başlamışken sen sonradan gelen olursun.
kendini yalnız hisseder kaynaşamazsın. onu da geç zaten bağlı dersleri alamayacaksındır. aldığın 1. sınıfta türkçe, bilgisayar, inkılap, hukuk başlangıcı gibi bir şeyler olur ki "ulan ne geldim ben buraya kurtuluş savaşı cepheler çalışıyorum napıyorum ben" dersin.
ikinci dil bir dönemde öğrenilir mi yaa, bi gerçekçi ol.
kredi işini bilmiyorum. ama tahminen evet o dönem için kesilir diyorum.
atraksiyona girme. paşa paşa git.
olum benim bi arkadaşım geçen yıl 9999 saat gelmemiş geçmiş yeea diyenlere de çok inanma. inan ama çok inanma. aslında inan ... çözemedim yavrum ben bu işi. hep derler o 9999 saat derse gelmeyen ama geçen herifi ama ben görmedim, beni hep bırakırlardı %30 devamsızlık yapınca.
0
bu yüzden iki ayrı üniversiteden çok muzdarip olan biri olarak söylüyorum ki sakın irregular student olma.pat diye dönemin ortasında derse giriyorsun ve ilk dönem derslerin devamı oluyor çoğu.hiçbir şey anlamıyorsun veremiyorsun.ortama uyum hadi en son bakacağın şey olsun.resmen üniversiteye 1-0 yenilmiş başlıyorsun.benim şimdiki aklım olsa ne dondururdum ne başlardım ikinci dönemden.paşa paşa hazırlığa devam ederdim.kaldı ki en hızlı geçen zaman hazırlık zamanları.kulüplere falan üye ol derslerde sıkılacaksın biliyorum ama inan bana diğer seçeneklerden çok daha iyi.
0
okulumuz ve hocalarımız o kadar afedersin yavşak ki öğrenciye en ufak bir söz hakkı bırakmıyorlar. hele zaten hoca bana takmış durumda bütün ders boyunca sınıf ana sınıfı şeklindeyken, enseye tokat göte parmak şeklinde takılan angutlarla dolu bir sınıfta sessiz sakin oturan bir an önce bitse de gitsek diye bekleyen biriyken en ufak dediğim bir şey üzerine hep ukalasın tavrı takınıyor, hayır 50 dk'lık dersin en az yarısında sessiz olun diyen benim sanki.
yani hocaya gidip de dizi mizi istemem hiçbir şey istemem ben bu hocamdan ama ben kendimi evde falan bir şekilde geliştirebilirim.
benim de en büyük endişem yalnız kurt gibi kalıp tek başıma ders kovalamak koca yarın dönem.
yarım dönemde ikinci bir dili çözmek gibi bir isteğim yok bir temel atayım bir şeyler öğreniyim bir giriş yapayım derdindeyim.
@bi sigara bi bacardi yok valla geçmiyor hocam ya günlük 4 ders sadece ama lanet ediyorum her dakikasına. çünkü sıkılıyorum her dakika on dakika gibi geliyor.
ben de devam etmek istiyorum ama bir yandan da 5 günün iki günü okula gitmeyeyim istiyorum. tabii içine sıçtığımın okulunda kimseden düzgün bilgi alınamıyor ki. danışman hocama gidiyorum böyleyken böyle diyorum "yaa niye devamsızlık yapasın kii, yapmazsın yapmazsın, yok yok bi şey olmaz, geç yaa niye geçmiyosun kii" şeklinde cevaplar alıyorum.
yani hocaya gidip de dizi mizi istemem hiçbir şey istemem ben bu hocamdan ama ben kendimi evde falan bir şekilde geliştirebilirim.
benim de en büyük endişem yalnız kurt gibi kalıp tek başıma ders kovalamak koca yarın dönem.
yarım dönemde ikinci bir dili çözmek gibi bir isteğim yok bir temel atayım bir şeyler öğreniyim bir giriş yapayım derdindeyim.
@bi sigara bi bacardi yok valla geçmiyor hocam ya günlük 4 ders sadece ama lanet ediyorum her dakikasına. çünkü sıkılıyorum her dakika on dakika gibi geliyor.
ben de devam etmek istiyorum ama bir yandan da 5 günün iki günü okula gitmeyeyim istiyorum. tabii içine sıçtığımın okulunda kimseden düzgün bilgi alınamıyor ki. danışman hocama gidiyorum böyleyken böyle diyorum "yaa niye devamsızlık yapasın kii, yapmazsın yapmazsın, yok yok bi şey olmaz, geç yaa niye geçmiyosun kii" şeklinde cevaplar alıyorum.
0
hazırlıkta olduğuna göre liseden yeni kopup gelmiş olduğunu tahmin ediyorum (tabi geç yaşta üniversiteye başlayanlardan değilsen) Hazırlık dediğin gibi lise gibi ortamdır, hazırlıktan "ay biz orada çok mutluyduk" diye gelen öğrenci olmaz normalde. esas olay 1. sınıfa başladığında şekillenir ki orada bile bir bezginlik yaşarsın üniversite ortak dersleri alıyor olmaktan dolayı. irregular olmak evet biraz sinir bozucudur. dediğin gibi herkes ayrı bir kaynaşmış olur falan da o alaşımlar da bozulur hep zaman içerisinde, bu biraz o dönemdeki öğrencilerin nasıl denk geldiğiyle alakalı (bazı dönemlerin öğrencisi çok birbirinden kopuktur bazısı çok iyi anlaşır bilinmez), sonuçta artık ortaokulda lisede değilsin, az özgüvenle ortam yaparsın. ama dersen ki ben şimdiki arkadaşlarımı pek sevdim onları bekleyeyim ama gerçi öyle bir hava da sezilmiyor yazdıklarında. Ders konusunda biraz sıkıntıdır esas irregular, hep alttan dersin varmış hissi yakanı bırakmayabilir okul hayatın boyunca, iyi bir danışmanın olursa belki bir iki dönemde temizlersin dersleri ama hep ekstra çaba sarf etmen anlamına gelecektir bu da. yani işin arkadaş kısmındansa ders sıkıntısı kısmı önemlidir bu konuda, bunda da danışmanına ya da bölümdeki hocalara sorup bilgi alabilirsin diye düşünüyorum, yani irregularlıkta ne kadar zorlanırım, fazladan ders alıp toparlayabilme ihtimalim olur mu diye, genel olarak çok sevimli değildir ama bu irregularlık durumu.
hazırlıktan bir şekilde kurtul, bu "lisede miyim lan ben" duygusundan da daha hızlı kurtarır insanı. üniversite günümüz şartlarında istekle gelmen gereken bir şey olmaktan çıkıp herkesin tamamlaması gereken (zorunlu olmadığı halde) zorunlu eğitim kapsamına girdiği için bu mevzuları çok takarsan daralırsın. uluslararası ticareti isteyerek mi seçtin bilmiyorum ama genelde üniversite okunmuş olmak için okunuyor artık, en kötü birkaç istenebilecek bölüm belirleyip arasından seçim yapmak zorunda kalıyor öğrenci. o yüzden burada önemli olanın işin bu angaryalar (derse gittim geldim baydım patlıycam öf) tarafı değil üniversite sırasında kendini tanıma ve buna bağlı olarak geliştirme olabileceğini bir düşün derim. çok alakasız toplumsal ve ailevi yapılardan gelen, bize söylenenleri yapmaya, tırnak içerisinde doğru olmaya çalışan insanlarız. üniversitede geçireceğin 4-5 yıl ise aslında sahip olduğun temiz bir zamandır. farklı farklı bi ton insan tanıyabilirsin, insanların hayatlarını nasıl yaşadıklarını öğrenirsin, üniversiteye gidip gelmek ders alıp vermekten fazlası olabilir ama bunu senin sağlaman gerekir. derslerden bir şekilde geçersin, kimler ne derslerden geçiyor, dondurmak istiyorsan dondur, irregular olmayı istememek geçerli bir dondurma bahanesidir her zaman. (bu arada toplamda kaç kez okulu dondurma hakkın olduğunu da öğrenmeni tavsiye ederim, genelde sadece 2 hakkın olabiliyor.) dondurduğun dönemde de okulunun kulüplerine bir bak, hangi okul bilmiyorum ama işe yarar bişeyler çıkabilir her zaman. istiyorsan git dil öğren, bir dilde bir kur eğitim alırsın, hızlandırılmış alırsan iyi bir çalışmayla iki kur da geçebilirsin belli olmaz. eğitimi veren yere göre de değişir. onun dışında hayatta yapılabilecek çok şey var, biraz araştırabilirsin bakabilirsin insanlar neler yapıyorlar boş zamanlarında diye, girişken olmakla da alakalıdır tabi bu biraz da kişilik mevzusu yani..
hoca bana taktı gibi konulara hiç girme, evet okul hayatın oyunca takan hoca ile karılaşabilirsin ama ilk taktığı öğrenci sen değilsindir son taktığı da olmayacaksındır, bazen iyiliğin için de takabilirler bu arada. belki derste fazla sıkıntılı durduğun için bile sana takılıyor olabilir, dışarıdan nasıl gözüktüğün belli olmaz.
neyse böyleyken böyle.
hazırlıktan bir şekilde kurtul, bu "lisede miyim lan ben" duygusundan da daha hızlı kurtarır insanı. üniversite günümüz şartlarında istekle gelmen gereken bir şey olmaktan çıkıp herkesin tamamlaması gereken (zorunlu olmadığı halde) zorunlu eğitim kapsamına girdiği için bu mevzuları çok takarsan daralırsın. uluslararası ticareti isteyerek mi seçtin bilmiyorum ama genelde üniversite okunmuş olmak için okunuyor artık, en kötü birkaç istenebilecek bölüm belirleyip arasından seçim yapmak zorunda kalıyor öğrenci. o yüzden burada önemli olanın işin bu angaryalar (derse gittim geldim baydım patlıycam öf) tarafı değil üniversite sırasında kendini tanıma ve buna bağlı olarak geliştirme olabileceğini bir düşün derim. çok alakasız toplumsal ve ailevi yapılardan gelen, bize söylenenleri yapmaya, tırnak içerisinde doğru olmaya çalışan insanlarız. üniversitede geçireceğin 4-5 yıl ise aslında sahip olduğun temiz bir zamandır. farklı farklı bi ton insan tanıyabilirsin, insanların hayatlarını nasıl yaşadıklarını öğrenirsin, üniversiteye gidip gelmek ders alıp vermekten fazlası olabilir ama bunu senin sağlaman gerekir. derslerden bir şekilde geçersin, kimler ne derslerden geçiyor, dondurmak istiyorsan dondur, irregular olmayı istememek geçerli bir dondurma bahanesidir her zaman. (bu arada toplamda kaç kez okulu dondurma hakkın olduğunu da öğrenmeni tavsiye ederim, genelde sadece 2 hakkın olabiliyor.) dondurduğun dönemde de okulunun kulüplerine bir bak, hangi okul bilmiyorum ama işe yarar bişeyler çıkabilir her zaman. istiyorsan git dil öğren, bir dilde bir kur eğitim alırsın, hızlandırılmış alırsan iyi bir çalışmayla iki kur da geçebilirsin belli olmaz. eğitimi veren yere göre de değişir. onun dışında hayatta yapılabilecek çok şey var, biraz araştırabilirsin bakabilirsin insanlar neler yapıyorlar boş zamanlarında diye, girişken olmakla da alakalıdır tabi bu biraz da kişilik mevzusu yani..
hoca bana taktı gibi konulara hiç girme, evet okul hayatın oyunca takan hoca ile karılaşabilirsin ama ilk taktığı öğrenci sen değilsindir son taktığı da olmayacaksındır, bazen iyiliğin için de takabilirler bu arada. belki derste fazla sıkıntılı durduğun için bile sana takılıyor olabilir, dışarıdan nasıl gözüktüğün belli olmaz.
neyse böyleyken böyle.
0
april12th
İstanbul Avrupa yakası mümkünse taksim, levent, şişli veya beşiktaş civarında bildiğiniz iyi iskender yapan yer var mı?HD hariç. Eti kokmayan, lezzetli bir yer arıyoruz arıyoruz bulamıyoruz. Fiyat aralığı yok, lezzetli olsun yeter.
İstanbul Avrupa yakası mümkünse taksim, levent, şişli veya beşiktaş civarında bildiğiniz iyi iskender yapan yer var mı?
HD hariç. Eti kokmayan, lezzetli bir yer arıyoruz arıyoruz bulamıyoruz. Fiyat aralığı yok, lezzetli olsun yeter.
HD hariç. Eti kokmayan, lezzetli bir yer arıyoruz arıyoruz bulamıyoruz. Fiyat aralığı yok, lezzetli olsun yeter.
0
hd hariç demişsiniz ama metrocity hd baya güzel yapıyor. başka yer bulamazsanız tavsiye ederim.
0
beşiktaş'ta bursa iskender denenebilir. biz bir dönem kulüp olarak sürekli oraya giderdik. yeri ıhlamurdere caddesi üzerinde. iç kesime giderken solda kalıyor.
tabelası beyaz zemin üzerinde yeşille yazılı.
tabelası beyaz zemin üzerinde yeşille yazılı.
0
küçük ev var. levent, metrocity ve akmerkez de filan şubeleri var. sanırım aradığınız fiyat aralığında çok güzel iskenderi var.
ha onun dışında kaliteli iskender yemek için (bkz: uludağ kebapçısı) (florya'daki şubesi uludağ et lokantası ismi) gibi yerlere gitmek lazım.
ha onun dışında kaliteli iskender yemek için (bkz: uludağ kebapçısı) (florya'daki şubesi uludağ et lokantası ismi) gibi yerlere gitmek lazım.
0
aha bu, meşhurdur, ya da yani meşhurdu en son geçen sene bıraktığımda.
eski karakol bi de güzeldir de içi falan.
www.iskender.com
eski karakol bi de güzeldir de içi falan.
www.iskender.com
0
nimberjack
sevgili westeroslular, elimde bir adet dumankaya ikon'da ev tutmayı düşünen arkadaş bulunmaktadır. dumankaya ikon'daki aidatlar ve aidatlara ek olarak alınan birtakım ücretlerle ilgili bilgi arıyoruz fakat bulamıyoruz, buradan da sorarak şansımızı denemek istedik. şimdi efendim, alınan standart bir
sevgili westeroslular,
elimde bir adet dumankaya ikon'da ev tutmayı düşünen arkadaş bulunmaktadır. dumankaya ikon'daki aidatlar ve aidatlara ek olarak alınan birtakım ücretlerle ilgili bilgi arıyoruz fakat bulamıyoruz, buradan da sorarak şansımızı denemek istedik.
şimdi efendim, alınan standart bir aidat bedeli var zaten, buna ek olarak suyun ısınmasından ortak kullanım hedelerine kadar birçok konuda ekstra ücret çıkarabilmekteler bu tür projelerde. buraları bilen eden var mıdır, ekstra ödenen faturalarla kira üstüne bir kira daha veriyormuş gibi olmayalım, bir bilen eden varsa yazılırsa seviniriz. örneğin varyap meridien'de ortak kullanım alanlarının bakımlarına dair aidat dışında ek ücretler alınabildiğini öğrendik. dumankaya ikon benzeri projelerde oturanlar da kendi örneklerini yazabilirler, seviniriz, çok teşekkür ederiz şimdiden.
elimde bir adet dumankaya ikon'da ev tutmayı düşünen arkadaş bulunmaktadır. dumankaya ikon'daki aidatlar ve aidatlara ek olarak alınan birtakım ücretlerle ilgili bilgi arıyoruz fakat bulamıyoruz, buradan da sorarak şansımızı denemek istedik.
şimdi efendim, alınan standart bir aidat bedeli var zaten, buna ek olarak suyun ısınmasından ortak kullanım hedelerine kadar birçok konuda ekstra ücret çıkarabilmekteler bu tür projelerde. buraları bilen eden var mıdır, ekstra ödenen faturalarla kira üstüne bir kira daha veriyormuş gibi olmayalım, bir bilen eden varsa yazılırsa seviniriz. örneğin varyap meridien'de ortak kullanım alanlarının bakımlarına dair aidat dışında ek ücretler alınabildiğini öğrendik. dumankaya ikon benzeri projelerde oturanlar da kendi örneklerini yazabilirler, seviniriz, çok teşekkür ederiz şimdiden.
0
o tip residancelar için ortalama m2 başı 5-6 tl gibi düşünebilirsin aidatı. dumankaya ikonda 250-300 gibi bişeydi en son 1+1 55m2 ler için. bunun dışında elektrik, su, doğalgaz faturaları sana ait.
0
evet bildiğimiz kadarıyla 1+1'lerde 270 civarında aidat. buna ek olarak örneğin su parası değil ama sıcak su parası, yani anladığımız kadarıyla suyun ısıtılma parası gibi bir kalemin çok yüksek alındığı gibi bir şey duyduk ama güvenemedik. bir yandan da yok öyle bir ödeme kalemi ya diyorlar emlakçılar falan. biz de standart elektrik, su ve doğalgaz ödemeyi bekliyoruz, ekstra bir sürpriz yaşanır mı acaba diye merak ettik, bir de teşekkürler cevap için :)
0
sıcak su parası dediği o değil. banyo ve mutfaktaki sıcak su merkezi sistemden geliyor ve ayrıca bir sıcak su sayacı var. tarifesini bilmiyorum ama çok mantıksız bir rakam olamaz. tabi kullanıma göre değişir.
0
kogan
Evet malum var boyle siteler fakat bookmarks yanimda degil su an ve google tatmin etmedi.Link verebilecek var mi?Tesekkurler
Evet malum var boyle siteler fakat bookmarks yanimda degil su an ve google tatmin etmedi.
Link verebilecek var mi?
Tesekkurler
Link verebilecek var mi?
Tesekkurler
0
0
