Evet yaklaşık 6 aydır uğraştığım bu sıkıntım konusunda hemen aydınlatayım seni.
Bir arkadaşım girdi buna. Girerken "abi ben bi gireyim seni de alacam yanıma" falan diyerek girdi.
Neyse girdi işte. Aradan 1 ay falan geçti. Sürekli arıyor beni "gel, sende katıl" diye.
Yok diyorum, işim var diyorum, bi şekilde atıyorum başımdan.
Alıp karşıma konuştum. Dedim nedir bu işin aslı?
Senin anlattığın yanına iki kişi alma durumunu falan anlattı işte. Ama ayrıntı vermedi "benden dinleme, ofise gel orda xx abiden dinle daha iyi olur" dedi sürekli.
Gitmedim tabi.
Bir gün yine bunla randevulaştık, oturup sohbet edelim dedik.
Buluştuk, baktım aldı götürüyor beni. O an anladım ofise götürdüğünü ama bi şey de diyemedim kırmamak için, iyi madem hadi gidelim dedim gittim.
Ofise gittik, xx abi geldi, tanıştık. Sonra oturduk bu xx abi bana işi tanıtmaya başladı. Yaklaşık yarım saat ağzımı açmadan dinledim. Anlattığına göre işin mantığı şu:
A firması üreticidir.
B, C, ve D firması aracılardır (kargolamadır, paketlemedir, carttır curttur.
E ise tüketicidir.
Qnet sisteminde, B, C ve D yok sayılır ve ürün direkt A'dan E'ye; yani direkt üreticiden tüketiciye ulaştırılır.
Bu durumda da maliyet düşer. Ve düşen bu maliyet ise, saadet zinciri denilen bu zincirdeki üyelere verilir.
Burda ürün dediğim, senin o 5000TL ile giriliyormuş dediğin şey işte. Bana en az 1500'le girebilirsin demişlerdi, sana 5000 demişler bak.
Yani girerken bu adamlara yüksek bir miktar para bayılıyorsun. Tabi buna kılıf geçirmek için sana ürün iteliyorlar.
Verdikleri ürün hiçbir boka benzemiyor zaten. Bana verecekleri ürünlerin görsellerini gösterdiler. Siktiriboktan markalar, ne idüğü belirsiz saatler vs.
Satsan 10 liraya anca satarsın yani, o derece.
Neyse o gece ofisten çıktık dağıldık. Tamam ben bi düşüneyim deyip attım kendimi dışarı.
Sonra birkaç ay daha bu arkadaş yakamı bırakmadı. Sürekli mesaj atmalar, iş yerime gelmeler falan.
Üstelik tek başına da gelmiyor iş yerime, yanına zincirden birini alıp geliyor. Biliyor ki bana derdini anlatamayacak, yanına adam alıp geliyor. Tabi her seferinde ben bunları paket edip gönderdim, orası ayrı.
Mesela arkadaşla en az 5 kez geçmiştir şu konuşma:
- Hadi abi bak ben güzel paralar kazanmaya başladım sen de gel artık.
+ Ne kadar alıyorsun?
- Ben sana bunu şimdi söylemem olmaz ama istersen banka dekontunu gösteririm.
+ Ya abi diyorsun, madem bu kadar samimiyiz söyle, madem beni ikna etmeye çalışıyorsun söyle aldığın parayı.
- Yok abi olmaz, sen ofise tekrar bi gel, tekrar konuşalım.
+ Tamam o zaman en son aldığın parayı söyle? (bunlar parayı haftalık alıyor bu arada, o yüzden en son aldığı parayı soruyorum).
- Abi söylemem olmaz, ben sana istersen banka dekontunu gösteririm.
+ Tamam getir o zaman banka dekontunu yoksa inanmam.
- Ama abi niye böyle yapıyon.
+ Lan getir işte dekontu.
- ...
Yine iş yerime geldikleri bir gün, yanında getirdiği adam ağzından "bir kere bu işe girdin mi zaten geri çıkamıyorsun" dedi, azğından kaçırdı.
Üstüne gittim nasıl yani girdik mi çıkamıyor muyuz dedim.
"Hıh...h" dedi kaldı önce.
Tekrar sordum, "yaaa niye çıkamayasın, çıkarsın tabi, ama kendin çıkmak istemeyeceksin o yüzden dedim onu" diye kıvırmaya başladı.
Adamlara soruyorum: tamam bu işe girdim diyelim, tamam hadi para kazanmaya da başladım, ama nereye kadar? bu işin sonu ne, ölene kadar bu işi mi yapacağım ben?
Cevap: yaparsın niye yapamayasın. bu işi yapınca başka işe ihtiyacın kalmayacak, gidp kendine özel sigorta bile yaptırabilirsin.
Siktir lan derler adama.
Kısacası, boşver, bulaşma. Bu iş dipsiz bir kuyu.
0