eski trenlerde öyle.
yeni (siemens) trenlerde her koltukta vardı sanırım.

İstanbul-Ankara treninde giderken masada oturdum dönerken koltukta ikisinde de yoktu priz.

yeni trenlerde her koltukta var.

Eski sayılabilecek mi6 var. 5.1 inç ekranı.

Güncel bişey yok bildiğim kadarıyla malesef. Sony XZ2 compact var

www.gsmarena.com şöyle bir arama yaptım, 2017 sonrası çıkan 135mm (yaklaşık 5.3") altı telefonlar

Saçının tipine bağlı, ben de uzun saçlıyım ama saçlarım dümdüz nasıl kesilirse kesilsin 2 gün sonra yine dümdüz oluyor.

Pothos

sukulent

Ben aldım da kullanmıyorum pek işe yaradığını sanmıyorum, yine kambur pozisyona dönüyorum o şekilde duruyorum yani.

Sırta oklava, beyzbol sopası falan bağlamak daha etkili. Ya da böyle bi çeşit şoklayıcı bi alet olacak kambur durunca aktif olup şoklayacak düzeltecek bi süre sonra alışırsın belki köpek gibi.

Onun yerine arada kalkıp günde 1 kere bile olsa sırt egzersizleri var internette bulabileceğin, 2 dakika sürüyolar. sadece onları yapsan bu meretten daha faydalı.

tavsiye etmiyorlar, onun yerine düzenli fitness, pilates yapmak çok daha sağlıklı ve kalıcı.

Ben gittim ilgilendiler postür bozukluğu için de gayet ciddiye aldılar devlet hastanesinde röntgen vs çekildi gidin bence ama pilates tavsiye ettiler sonuç olarak.

yaklaşık 6 ay kullandım doktor tavsiyesiyle, birkaç derece düzelme oldu. ancak tedavi yöntemi değil, tedaviye destek olarak düşünün o korseleri. tek başına bir işe yaramıyor bence. yapabileceğiniz en iyi tedavi sırt kaslarınızı güçlendirmek, bana doktorum yüzmeyi ve pilatesi çok önermişti. size de tavsiye ederim.
www.youtube.com ayrıca bu video sırt ağrınız varsa anlık bir rahatlatabilir mutlaka deneyin, bende çok işe yarıyor.

up
sürekli egzersiz mi yapmak lazım ya
bıraktıktan sonra hem boyun ağrısı var hem de duruş bozuluyor
kalıcı olması omurgayla mı alakalı

Bunlar iskelet ve kas sisteminizin yapması gereken işi yapan aparatlar olduğu için zaten zayıf olan iskelet ve kas sisteminizi daha da zayıflatıyor ve uzun vadede mevcut durumdan daha kötü olmanıza davetiye çıkarıyor.

Postür ve fıtık problemim vardı. Fizik tedavi, manuel terapi, yüzme ve en son reformer pilates ile sıkıntımı çözdüm. Manuel terapide fıtıklı eklemlerin sorunu çözüldü. Yüzme ve pilates ile birlikte kas ve duruş konusunda gelişme sağlandı.

Bu tip korse veya destekleyici aparatlar kullanacaksanız 2 saatten daha fazla aralıksız takmamanız gerekiyor. Arada bir kaslarınızı çalıştırmanız lazım.

aynı sorun bende var. bir omzum yukarıda duruyor. hatta bu yazıyı yazarken tekrar düzelttim.

bir buçuk ay fizik tedaviye gittim. fizyoterapistim kendinde farkındalık yaratarak pratik yap ayna karşısında dedi. bunun haricinde yüzme ve pilates önerdi.
fizik tedaviden 1 yıl sonra pilatese başladım. o da bu karantina yüzünden yarım kaldı şimdi. bence böyle aletleri kullanmak yerine gerçekten pilates yap veya yüzmeye git. çünkü duruş bozukluğunun sebebi biraz da sırt kaslarının güçsüz olması.

altta yatan bir hastalığınız (skolyoz, kifoz vs.) varsa bunlar kaslarınızı iyice zayıflatıp ağrıya sebep olabilir veya varsa şiddetini arttırabilir. ortopedi veya fizik tedaviye gitmeniz faydalı olur.

ayarlarda silinecek mesajları maille gönderme seçeneği var.

bilmiyordum teşekkürler ayarladım

herkese gitmiyor o mailler mesela 10 senemi doldurdum burada, oldum olası 1 defa mail gelmedi. sürekli de güncelledim uğraştım falan.

yani pek emin ve güvenilir bir yöntem değil.

6s bildiğim kadarıyla SE ile aynı özelliklerde, ben olsam form faktöründen dolayı SE tercih ederdim, soruna gelecek olursam ben ağustos 2014'te iPhone 6 aldım, hala kullanıyorum, zaten oyun moyun oynadığım yok yani iş görüyor. 2 sene sonra da telefonda ne gibi bir iş yaparız ki ip6s yetmez bilmiyorum.

Elinde herhangi bir diploma varsa götürebilirsin, güncel duruma ihtiyaç yok. Eğer değişmediyse ilkokul diploması bile olur.

Johh Bloor +1

Görmek istedikleri şey ilkokul mezunu olup olmaman. Belgenin güncelliği vs. önemli değil.
Ne varsa elinde götür.

Biraz alakasız ama eğer elinde halihazırda eski türk ehliyetin varsa yurtdışında bulunduğun ülkenin ehliyetine çevirttirebilirsin.

Hangi ulkedesin bilmiyorum ama avusturya icin konusayim cok kisa.

Avusturyada ikamet ederken (okul vs fark etmez) trye gidip trde ehliyet yapinca eger cevirmek istersen trdeki ehliyetini kabul etmiyorlar. “Avusturyada yasarken avusturyada cevirmeliydin ehliyetini” diyorlar. Bastan teori sinavi + pratik sinavi yapiyorsun.

Ha oraya yerlesmeden tr ehliyetin varsa sadece pratik sinav yapip geciyorsun. Goz onunde bulundurun derim.

salataya koyabilirsiniz.

gnocchi'dir aslı ama makarna üstü olur.çorbaya uydurulabilir özellikle domates.omlette eritme yapabilirsin.karnıyarık üstüne serpiştirirsin kaşar niyetine.arrangiarsi!

ben olsam peynir olarak tüketirim. çok seviyorum parmesanı. en basitinden makarnanın sosuna katarak makarnaya level atlatabilirsiniz.

kremalı makarna yada tavuk üzerine serpiştirilebilir.

makarna yapar üstüne dökersin,

şarapla beraber tüketirsin.( toz olmasaydı :() salataya koyarsın ya da pizzanın üstüne koyarsın fırından çıkartınca.

lasagna

Across The Universe var. Tam otobiyografik değil ama Beatles müzikleriyle yapılmış bir müzikal gibi. Çok başarılı bir eser.

Beatles'ın kendi filmleri var bi de müzikal gibi, Help ve A Hard Day's Night. Belgesel gibi yok, Nowhere Boy var John lennonn'u anlatan

stardew valley öneririm, çok keyifli şunu da ekeyim bunu da derken bi bakmışın sabah olmuş oluyor.

stardew valley+1
ayrıca graveyard keeper aynısının biraz daha farklı versiyonu. aynı seviyede bağlayıcı ve eğlenceli

farklı cihaz olarak gözükür ve sessiz çalmaya başlar. o zaman da fark eder.

Out yapmaz

ikinci bir kişi hesaba girince diğerini atmıyor yani hesaba girebilirsin.
fakat ikinci bir cihaz login olduğunda karşı tarafa yeni bir cihaz var bunda çalmak ister misin diye popup çıkıyor, tabii eğer tam senin girdiğin anda o spotify'ı kullanıyorsa görüyor, arka planda filan kullanıyorsa göremiyor.

kullanıp kullanmadığını da son dinlediği şarkılara bakabilirsin yakın zamanda spotify'a eklenmiş veya yeni bir albüm filan varsa oradan anlaşılabilir veya o anda kullanıyorsa zaten görebilirsin başka bir cihazda kullanıldığını gösteriyor.

bir de web üzerinden login olursa
www.spotify.com

bu sayfada offline cihazlar var, offline cihaz ekleyip eklemediğini görebilirsin.

@ocanal offline cihazlar da telefon var son güncelleme de bugün olarak gözüküyor. kullanıyor diyebilir miyiz?

kesinlikle kullanıyor diyebiliriz.

www.spotify.com direk şu adresten girersen player açılmaması lazım, bildirim de gitmez.

bimer, simdinin cimeri, talep etmistim, telefon acip mumkun degil dediler, telefonda akli basinda tehditler savurdum, 1 hafta sonra arayip abi evde misin cam siseni getirdik dediler, kapimin onune koydurdum, tum mahalle kullaniyoruz.

cimerden izmir valiligini secerek talep et. adresini yazmayi unutma

şartları zorlayınca getiriyorlar demek ki.. hem belediyeye hem de cimer'e mesaj atayım o halde

Tavsiyem evin tam önüne koydurma çok ses çıkıyor. Evden çıktığın zaman en çok hangi tarafa yürüyosan o tarafa bi yere koymalarını talep et.

@mirafiori +1
sadece içine atarken değil onu kamyona alırken de çok ses çıkıyor.

tavsiyeler için teşekkürler.. belediyeye mail attım.. mail alındı diyerek içinde takip numarası yazan bir bildirim geldi.. başka da bir numara olmadı şimdilik.. bekliyorum bakalım neler olacak :)

speaker gibi dutuyor ama merkan ettim bende..

Terazi olabilir, herşey elektronik olduğu için radyo da olabilir. Çözünürlük düşük olduğu için anlaşılmıyor ama bence Radyo, ortada ufak cam bir şerit var muhtemelen frekans ayarlama "ekran"ı

Değer değer. Müthiş bi şey hemen al

burdan alacağına aliexpressten al.

İnsta satışından çöp bile almayın

Aliexpress'ten 1$a alıp sen "aman ucuzsa dandiktir" deme diye fiyatı iyice şişirip sana satıyor.

aliexpress'ten al +1

ayrıca (bkz: drop shipping )

iyi bir yerden alındıysa ve tazeyse hiçbir şey olmaz bence.

bear grylls doğada neler neler yiyor.

somonu çiğ de yiyolar ama bu bişey olmayacağı anlamına gelir mi bilmem?

bayat değilse gömülür, bayat ise yada bayatladığından şüphe ediyorsan pişmiş bile olsa yeme zaten

Sushi sashimi yiyorum hep de, paketin üstünde pişirmeden yemeyin uyarısı olunca kıllandım. Kaynağında dondurulmuşsa bişey olmaz diyolar ama pakette çözünmüş, dondurulmuş vs yazmıyodu.

tazeyse hiç bir şey olmaz, bol bol hardallı ve suşi vs biçimde çiğ somon yiyiyorum.

sosyetik bi lokasyonda açarsan, seni şişirecek sosyetik ve ünlü arkadaşların varsa olur.

ne kadar aşçısın kaç michellen yıldızın var bilmiyorum ama türkiyenin en iyi şefleri bile maaşla biyerlerde çalışıyor, mekan açmıyor artık, açan da dürümcü falan açıyor.

yemekten anlayan kimse yok çünkü, millet cuppa cuppa kafasında.

kiralar cok yuksek, mekan acan arkadaslarim oldu ve alayi kira yuzunden batti. benim gordugum bu restaurant isinde iki tip isletme hayatta kalabiliyor.
1 - mulk sahibi olanlar
2 - baska sektorlerde parayi kirip restaurant'i ikinci/ucuncu sektor olarak gorenler. adamin yemege karsi hevesi var, bir de mekani digger sektordeki musterilerini agirlamak icin bir prestij meselesi olarak kullaniyor.

En iyisini pahalıya yapmak kârdan çok zarar getirir. Gözlemlediğim kadarıyla çok kazanan ve istikrar sahibi olan yeme-içme işyerlerinin ortak özellikleri; standardı ortalamanın üzerinde bir kalitede yemek sunmaları ve rekabetçi fiyat sunmaları (ne çok ucuz ne de çok pahalı) ve istikrarlı olmaları. 2-3 senede kapanan yerler de gördüm, 40 yıldır hiç değişmeyen ve aynı hizmeti ve kaliteyi sunan istikrarlı yerler de.

Ekonomik krizde tavsiye etmem. En azindan 2020 ortasina gelene kadar nakitte kal, ve o zaman ortam musait ise ve bunu karsilayacak maddi durumun varsa acilabilir. Ancak oyle bir ruh hali ve para bollugu icinde olmalisin ki batsan da uzulmemelisin cunku acilan mekanlarin buyuk kismi batiyor.

Millet lezzetliyi kaliteliyi değil instagram'da en çok izlenen/görüntüleneni yiyor. Malesef.

Tatlıcılardan çıkmayan biri olarak; Çok net söyleyeyim tatlının neler olduğuna bağlı kesinlikle.

Bahsettiğiniz b blokta görmüşsünüzdür kuyruk oluyor, neden, adam sütlaç ya da kek yapmıyor. Şu an aşırı trend olan san Sebastian cheesecake ve benzerlerinden bir tık farklı browni veriyor.

Benzer konsept, Kadıköy'de çikolata dünyası ve Asuman var. Ağırlıkla Çikolata ve çilekten oluşan çok basit 4-5 tatlı. Mualla, Asuman, Oya gibi isimler verilmiş tatlılara. Yer bulamıyorsunuz, o kadar kalabalık.

Yani: Trendleri yakalamak/ Lezzetli, her yerde olmayan farklı tatlı çeşitleri

Beşiktaş ve Moda da özellikle öğrencilerin takıldığı yerde bu tip şeyler çok iyi gidiyor. Lokasyon olarak öneririm.

İstanbul da bu tip tatlıyı yapan ilk 3 yer arasında olmak" derken, sektörü bilmeden, her yerde olan künefe yaparsanız tutmaz mesela. Düşündüğünüz tatlı çeşitleri ne çok merak ettim, tutar mı tutmaz mı ben söyliyim size tatlısever olarak:))

Xiaomi yakın zamanda düşmez de, Huawei Mate20'ler çıktı yeni P serisini etkiler mi bilmem. Yine de yakın zamanda kayda değer miktarda düşeceğini sanmıyorum.

1 ayda çok değişeceğini sanmıyorum ama 6 ayda düşer. 1 sene de kesin düşer. ne kadar bekleyeceğine bağlı.

ayni ikilemden s8 plus alarak ciktim

işini görürse lg v30+ var uygun fiyatlı 128gb, oled ekran snapdragon 835, fakat kamerası beklentini karşılar mı diye youtube daki incelemelerine bir göz at istersen

www.hepsiburada.com

resmi garantili lg türkiye 2799

Kız arkadaşıma p20 aldık 1 ay önce oldukça memnun şimdilik. Kamera konusunda da kıskanmadımseğil, yapmış adamlar. Bende 8plus var gece çekiminde eziyor p20

nokia 8.. (2bin civarında 3binlik makina)

n11 sitesinde 3bin liraya "xiaomi mi6" satılıyor tavsiye ederim..
özellikle 6gb ram olan modeli nefis, 1 yıldır kullanıyorum en ufak bir sorun yaşamadım..

n11 sitesinin 11-11 kampanyasını takip edersen kuponla daha ucuza bile alabilirsin.. mesela şu an 2750lira üzeri harcamaya 270lira indirim kuponu veriyor -> www.n11.com

bu arada "mi8" alıp sızlananlar da var haberiniz olsun -> (kaynak: ekşisözlük mi8 başlığı)

P20 Pro

p20 pro 5200tl maalesef :(

xiaomi almayın derim. mi6 kullanırken bazı programlarda sorun yaşıyordum. mühim şeyler değillerdi ama xiaomi'den uzak durmama yetti. güncellemeleri de epey geç geliyor. 4500 civarına s9 bile alınabiliyor. samsung veya Huawei modellerini inceleyin derim.

p20 hayatımda gördüğüm en güzel telefon diyebilirim.

Geçen gün bişi okudum; o muzlar benekli ya işte onları yemek acayip faydalıymış

evet ben de duymuştum ama o halini yemeyi sevmiyorum

Ben fazla beklemiş muzlardan tatlı değil de muzlu süt yapıyorum blenderda. Alternatif olabilir belki.

banana split

Muzlu Kek.
www.lezzetustasi.com.tr

muz ve yumurta ikilisi ile krep yapılıyor un katmadan.

www.bbc.com
çok çok güzel.

banana kek. Şekersiz tatlı olarak hem sağlıklı hem lezzetli oluyor.

biskuvi arasina dilimleyip koyup ye.

ballı muzlu süt

Bi muzu ezip iki tane çırpılmış yumurtayla karıştırın, muzlu pancake.

ben olsam şunu yapardım. tam da olgunlaşmış muzdan yapın diyor zaten. ne zamandır aklımda yapamadım siz yapın bari:D

www.youtube.com

muz brovni dondurma karışımı güzel olabilir

neresine geliyorsun dostum? çekmeköy, sefaköy, silivri, pendik?

sabah köprüdeki intihar vakası sebebi ile her yer kilit haberin olsun.
muhtemelen trafikten ötürü hemen kaçmak isteyeceksin.

nereden geldiğin ve nerede görüşme yapacağını söyle ki alternati sunalım.

edit: hava yağmurlu bu arada haberin olsun.

@datnet Göztepe ye

Arabayla geldiyseniz, arabayı anadolu yakasında bırakıp vapurla karşıya geçip ortaköy, bebek, istinye vs açık hava takılabilirsiniz biraz belki.
Ben olsaydım hemen dönerdim gerçi. :)

modaya gidip bir kahve iç
or
caddeye gidip bir yemek ye, bira iç

Emaar'a gel. yazılanların hepsini yapabilirsin.

Moda +1

Dondurma al, sahilde yürü, sonra bir çay iç.

Göztepe parkında dolaşabilirsin

göztepe parkına gidebilirsin ardından kalamış ya da kadıköy güzel olur.

hocam her şeyi geçtim, bu tarz yerlerin MERKEZİ OLMAYAN yerlerinde hayatta kalabilir miyim diye sorman daha anlamlı olur.

Abim filipinlerin belki 10k nüfuslu bir köyünde bir mangaldan oluşan önünde de 3 tane plastik tabüre olan bi türk "restoran"ı var demişti. Kebapları çok güzelmiş hep de iş yapıyormuş, olur olur yani. Nerede açtığınla alakalı. Japonya'da iş yapmayabilir ama güneydoğu asya'da adalarda özellikle filipinlerde bişeyler yapabilirsiniz bence. Özentilik var onlarda, Türkler gibi.

Aynı şekilde Addis Ababa'da çalışan bir tanıdığım da söylemişti, oradaki yemeklere damak tatları uymadığı için hep oradaki Türk restoranı ya da benzer mutfak restoranlarına gidiyolarmış (Ermeni vs...). Hep dolu oluyor diyor, bir de oradaki halkın %99'u fakir, gerçi orası biraz özel bir durum restorana gidenler hep yabancılar zenginler. Yani sadece Türkler değil fakat orada çalışmak zorunda olan tüm yabancılar.

japonyada yakuza var resmi gereklilikler dışında onların rüşvetini vermeden mümkünatı yok. orada olan bi kaç arkadaşımdan duyduğum kadarıyla her köşeyi de parsellemiş bölüşmüşler.

ethiyopya da pazara çıkıyorsun, pazar dediğin de 3 5 tezgah bişey, bulabileceklerin 3 5 kilo soğan, domates, biber, kahve, kasaba gidiyorsun kasap öyle pek kasap değil, volkanik arazide hayvanlar beslenemiyor düdüklü tencerede 12 saat pişirsen bile eti kayış gibi oluyor.

onun dışında türk malları(gıda) çok lüks ve kaliteli sayılıyor fiyatlarıda fahiş olarak yüksek. ben oradayken addisababa da öyle pek bi süper market falan yoktu belki şimdi vardır kimbilir

e yani orada tedarik zincirini kurabilirsen ki çok zor, uçakla getirmen lazım. yemek yaparsın. yoksa ne yapıcan? zaten fakir ülke, tamam orada çalışan çok türk ve diğer milletlerden insan var ama zor yani

adamların tek yiyeceği injera denilen zehir gibi ekşi bir hamur üzerine konan çeşitli soslar.

injera teff adlı bir bitkiden yapılan bir ekmek. buğday yetişmiyor volkanik arazide anca bu yetişiyor, bir de kahve.

orada beyaz ekmeğe bizim buradaki bildiğin en lüks pastaneden söylediğin güzel bir pasta veya cheescake veya tiramisu gibi bakıyolar.

öyle beyaz ekmekle yemek falan yeme olayları zaten yok. beyaz ekmeği tatlı ve süper lüks bişey gördükleri için.

bunun dışında bir arkadaşım thailandda restoran işletiyordu ortak bir thailandlı arkadaşıyla beraber.

yaptılar ettiler işi tutturdular, sonra eleman bunu sepetledi. mahkeme oldu, polisler girdi devreye öyle oldu böyle oldu bizim arkadaşı 5 parasız sepetlediler ve dolar bazında çok ciddi yatırım yapmıştı 50 60k civarı, üçüncü dünya ülkesi olduğu için, rüşvet ve mafyatik her türlü oluşum mevcut, seni de yabancı olarak görüp gayet rahat bir şekilde söğüşleyebiliyolar adli mercilerde.

hatta bizimki üsteleyince hapse atmışlardı 1 ay kadar , orada 3 ayda hapiste kalan genelde ölüyor.

ethiyopya da bunların cafe kültürlerü var, kafe dediğim de bildiğin meyhane, birayı çok seviyolar, genelde de böyle mekanları kadınlar işletiyor.

etiyopya acayip bi yer ya, babasız çocuk doğurmak çok normal bişey, barda takıldığın hatunla gece eve gidiyorsun, ertesi gün abisi önünü falan kesiyor, parasını vermeden kardeşimle beraber olamazsın diye :)

en baba otelinde bile hamam böcekleri cirit atıyor, buradaki hamam böceklerini mumla ararsın, onlar için gayet normal, bazen geceleri vahşi hayvanlar iniyormuş şehre, çakal mı dediler sırtlanmı dedilerdi hatırlamıyorum. yine toplum içinde yemek yerken burun karıştırmak çok normal bunu cahil insan değil okumuşlar da ok yapıyor. o kadar toz toprak bi memleket ki, peçete alışkanlıkları da yok, öyle yemek yersin güzel bi yerde adam daldırır parmağını kurcalar da kurcalar :D

tayland’da çok var türk, demek ki mümkün.
ancak güneydoğu asya’da paperwork çok olur ve güneydoğu asya’da paperwork demek rüşvet demek.
resmi rakamlari iki ile carpmak akillica olur.

kaba olmak istemem, ama bos muhabbet yapiyorsun.
ya once kafe acmak nasil bir sey Turkiye'de ogren. Ya da bir ulkeye git, orayi tani, potansiyeli gor, baglantilarini kur.
Konuda biraz ilerle, ondan sonra sor, surada su olur mu, ne olur vs.

dün yazmıştım bak buna denk geldim. etiyopya ile ilgili az çok özetler durumu

img-9gag-fun.9cache.com

Orphan black

Kompleks dusunmeyi gerektirmeyen olacak

the flash izle. düşününce bu ne be diyebiliyorsun ama düşünmeyince kafa rahat, ekşın bol.

gotham'ı seversin kesin.

belki Broadchurch

breaking bad'i bitirdiysen better call saul, daha hafif ama daha da iyi bence.

Preacher izlemedim ama fargo fanı olarak gotham'ı ben de beğendim

katılıyorum çok iyi bir çizgi dizi olduğuna. Esprileri harika hem gerçekçi aynı zamanda da uçuk.

tavsiye niteliğinde: big mouth .... netflix dublajı çok eğlenceli.

Dün bitirdim 5. Sezonu, mükemmel bi dizi evet:)

Big mouth ilk sezonu izledim, bojack bitince ikinci sezonunu da izliycem. Ama İngilizce izledim Türkçe dublaji mi iyi dediğiniz?

İlk sezonundan beri hastasıyız. Eskiden pek bilinmiyordu ama artık yurtdışında popüler baya. Türkiye'de hala daha az biliniyor.

izliyorum, iyi dizi. 5'i izlemedim ama 4'deki holihok karakteri ağır baymıştı ama. 5'te de varmış galiba, izlemeye üşeniyorum.

bu arada will arnett'in diğer dizisi flaked de idare eder bojack'in yokluğunda.

Hollyhock ilk 8 bolumde yok 5. Sezonda. 9da var ama sanirim bölüm başlığındaki resimde var. Ayrica bence kötü karakter değildi ya.

3. sezon çıktıntan hemen sonra izlemeye başladım. Efsane. Şu an tv'deki en sevdiğim dizi hatta.

Müthiş,its time for sad horse show. Bitmesin diye azar azar izliyoruz.

Gerektiğinden az ilgi gördüğünü sanmıyorum, çok başarılı dizi, günlük hayattaki ve hayattaki genel sıkıntıları, yanlışları bunun gibi sıkmadan anlatabilen, seyirciyle bu kadar derin bağlantı kuran -en azından benim için- başka bi dizi izlemedim ben. Ayrıca suluboya animasyonu olması, genel sinematografisi falan da artı şeyler.

Cok zor.

Cok fazla firmayla gorusmelerimiz oluyor,sabah erken saatte gorusme olmuyor,insanlar ise gelip,varsa toplantilarini yapip,islerini toparlayip oyle gorusme kabul ediyorlar,kimseye saat 8 de gorusmeye gidemiyorsunuz.ogleden once bir gorusme ogleden sonra bir gorusme seklinde ayarlamak lazim.ogleden sonra yemek arasini vs hesaplayin en erken saat 2 ye gorusme alirsiniz.simdi yeni urun,pazarlama yapilacak sizin adam 3. Gorusmeyi kacirmamak icin mecbur toplantiyi hizlandirip,sorulari yeterince cevaplayamayacak.benim is yaptigim arkadaslara her zaman soyledigim istanbul da bir gunde en fazla iki is yapabilirsiniz.verimli bir calisma icin bu kural gecerli.
Bilindik musterilere sabit satis olsa route cizer bir suru ziyaret yapar ama bunda yeni musteri bulunacak,anlatilacak,kisaca 2 iyidir,3 aksamaya sebep olur.

toplantı hedefi ne robot mu adam?

dediğiniz plan Stuttgart'ta çalışır ama istanbul'da çalışmaz.

Günde 3 toplantısı yapması için 3 şirketin de aynı binada falan olması lazım.

tamamen belirsizlikler üzerine plan yapıp performans değerlendirmesine döküyorsunuz işi.

trafik sorunun geçtim.

adama ürün tanıtacaksın gittin saatinde orada oldun, adam bekleyin 1 saat işim çıktı dese geri mi gidecek o arkadaş?

ya da adam ürünle ilgilens(ne tip bir ürün olduğunu bilmiyorum)

numune istese, detaylıca adan z ye herşeyini öğrenmek istese, 1 saat yerine 3 4 saat zaman alsa?

bin tane şey var.

ürün tanıtımı zaten çok sıkıntılı bişey, reprezant olayı gibi, adam asker gibi diker seni, 2 saat, keyfi gelirse dinler, gelmezse git başka zaman gel der gönderir.

siz bence işinizin olduğuna bakın da gerisini çok bızıklamayın.

takip etmek istiyorsan takarsın araç takip sistemi takar izlersin. sizin bu olayı tamamen takip edebilmeniz için elektronik kelepçe falan takmanız lazım bu arkadaşın ayağına.

Metodunuz yanlış. Toplantı hedefi vermek yerine satış hedefi vermeniz daha mantıklı. Kardeş senin satış hedefin şu, baz maaşın şu, hedefini yaparsan şu kadar prim + komisyon alırsın de, kaç toplantı yapacağını bırakın o arkadaş düşünsün. Toplantı hedefi genellikle altı boş toplantılara ve boşa mazot yakılmasına sebebiyet veriyor, işin sonunda kazanan Shell olur yani.

Satış hedefini de 3 ay aynı o arkadaş gibi çalışarak anlayıp verebilirsiniz ancak. Eleman, satamıyorsa düşük para kazanmalı, ama satabiliyorsa zengin olmalı. Amerikalılar böyle yapıyor.

şimdi buradan laf söyleyeğim o da boşa gidecek, o sebeple banlıyorum, bir daha karşılaşmıyorum, rahatlıyorum.
duptıs tenks soruya cevap vermişsin.

birde hosting yani barindirma alman gerekir , ondan sonra koda ihtiyacın kalmadan phpbb gibi ucretsiz sistemler kurabilirsin

domain hosting almana bile gerek yoktu milyon tane hazır forum açabileceğin site var ancak geç onu facebook grubu kur bu devirde kimse girip de foruma bir şey yazmaz.

Rotten head+1

Ftb ile SMF yükleyeceksin siteye. Ama

Rh +1

önemli bir konu üzerine olursa, millet girme ihtiyacı hissederse foruma girenler olur.

ben facebook kullanmıyorum mesela benim gibi de çok insan var.

hem forum neee facebook grubu ne?

forumda bir sürü kategori altında bir sürü şey yazıp sıralayabilirsin, facebook grubunda anca timeline da akan şeyler olur. millet bişey istese bile bulamaz.

senelerden beri takip ettiğim, ilgilendiğim teknik konular üzerine ama oldukça ufak bi sürü forum var.(50-100 aktif kullanıcının olduğu.)

ucuz bir de hosting alarak dns leri yönlendir, ftp programı indir filezilla olabilir sunucuna bilgileri ile bağlanarak forum sistemi dosyalarını oraya at sonrası zaten basit oyun kurar gibi kurarsın site adresine girip.

Bisikletforum mesela, bisiklet kullanan biri olarak soliyebilirim ki gayet guzel bir platform. Hicbir facebook grubundan ayni faydayi almadim. Guzel bir fikrin varsa forum+1

Alternatif olarak redditte şifreli subreddit açabilirsiniz, facebook'a girmek istemeyen de gelir böylece.

Onun dışında üsttekilere katılıyorum, forum desteği sunan bi hosting al, tek tıkla kuruluyor neredeyse. www.siteground.com burayı buldum mesela.

modem arayüzüne girmen lazım

Tarayıcıdan 192.168.1.1 adresine girer ve ekran görüntüsünü buraya gönderirsen daha fazla yardımcı olabiliriz

1.1, 0.1, 1.254 gibi adresleri denedim fakat hiçbirine giremedim. Ağ sahibinin ben olmadığımı hatırlatırım.

onu öğrenmek için
başlat çalıştır cmd

ipconfig /all

yazıp enterlayın. orda default gateway ya da ipv4 adresinden belli olur arayüze nerden gireceğiniz.

android de fing diye bir uygulama var o gösterebilir

@jugador

ipconfig'de çıkan ip'ye gidince login sayfasına atıyor, modem kontrol paneline erişmek mümkün değil sanırım. WPA koruma yok ağda, açık ağ login yapılıyor.

işte login bilgilerini bilmen gerekiyor arayüze girebilmen için.

eğer modemin modeli falan görünüyorsa default bilgilerle giriş yapmayı deneyebilirsin.

Login sayfası dediğim, açık bir wifi'a girince çıkan sayfa, havalimanlarında falan olan, modemin arayüz sayfası değil. Oraya şimdi admin pass gibi standart şeyleri yazmayı denedim de tutturamadım, değiştirmişler heralde.

Böyle ortak kullanılacak bir ağ için kimse yönetimsel erişim şifresini varsayılan bırakmaz. O yüzden boşuna uğraşmayın derim. Onun yerine bahsedilen fing i bi deneyin. Ağ daki tüm ip aralığına tarama yapıp aktif bağlı aygıt sayısını az çok görebilirsiniz. Ping e cevap verme ayarı açık aygıtlarda tabi. Ya da linux te oluyordu belki win 10 da yeni komut modunda olur broadcast adresine ping atın. Ping 192.168.1.255 /b gibi idi parametre. Fing le hemem hemen aynı sonucu verir pc üzerinden denersiniz telefon yerine.

Çoğu ülke yurtdışından alıyor. Fas ispanya vs hangi ülkeden bahsediyosun?

abd ve ab. bizde ucuz olmasının sebebi yerli üretim olması mı?

İtalya'da pazarda portakalın 3 kilosunu 1 euroya alıyorum, siz İzlanda'dan falan bahsediyorsunuz heralde? Kuzey'de daha pahalı tabi, üretim ya da ihraçla alakalı olduğunu sanmıyorum, yaşam standartları daha yüksek olduğu için, insanlar o kadar portakala o parayı verebildiği için o paradır diye düşünüyorum.

ülkeye göre değişir, yerli üretim yoksa pahalıdır, finlandiyada patlıcan'ın tanesinin 1-1.5 euro olduğunu hatırlarım :)

hayvancılık yapıyorlar ama portakal yetiştiremiyorlar doğal olarak. türkiye'de de 3 portakal için 1.5 lira veriyoruz. belki daha fazla. asıl pahalı olan türkiye

Belçika da 4 kilosunu 3-4 euro ya alıyorum. İsviçrede tavuğun kilosu da 20 frank ülkeye göre değişir.

portakalin tanesi 0.5 euro ise kanada'ya gore ucuz. ulkenin iklimine ve meyve/sebzenin geldigi yere olan uzakligina ve mevsime gore durum degisiyor. ters bir mevsimde binlerce km uzaktan gelen kirmizi dolmalik biberin tanesine $5 fiyat cektiklerini gordum.

turkiye'nin topraklari verimli, iklimi super ama icine ettik, yazik oldu, oluyor.

Ucuzmuş 3 portakal 1,5 euro. Burda 1 kilo 28-36 kron falan. Ortalama 3 euro yani kilosu.

Neden pahalı? Evvela AB içinde maaşlar ve giderler yüksek. Sen 10 kuruşa mal edebilirsin bir malın kilosunu onlar aynısını 10 euro cent'e mal eder.

Ayrıca kalitesiz mal yok gibi burada. Ülkede yetişmiyor hiçbir şey ama hayatımda yemediğim lezzette meyveler tattım burda(İsveç).

Eu dışından gelirken de belli kurallar dahilinde geliyor. Ekstra vergisi var, testleri var, standartları var.

İncir'in buruş buruş eskimiş olanı Türk Malı burada tam 10 kron. Düşün 1 adet incir. Biz ağaca tırmanıp toplar yerdik Adana'da. Para vermedim ömrümce.

Bir de pazar yok market var. Marketin de gideri yüksek haliyle. Kasiyer dediğin insan ayda en az 1400 euro kazanıyor. Doktorlarımız öyle kazanıyor bizim.

3 portakal yarım kilo gelse kilosu 3 euro yapar. türkiye'den ucuz.

sanalmarkette stok yokmuş. link atamadım. carrefour'da 7,95 imiş.

www.carrefoursa.com

Neee?! A;manya'da cogu zaman indirim yapiyolar ozellikle kisin 2kg i 99 cent flndi yani.

Pahali falan degil ki. Hatta Avrupa'da bazi meyveler sasirtici derecede ucuz geldi bana. Geri kalanlari da normal. Avrupa'da pahali meyve sebze gormedim ben.

Onların alım gücüne göre bakınca ucuz. TL'ye çevirince pahalı.

Çünkü insana değer veriyorlar. Gelişmiş ülkelerde iş gücü gerektiren herşey gelişmemiş ülkelere göre daha pahalı oluyor. Meyve yetiştirilmesinden markette satışına kadar çok fazla insan emeği gerektirdiği için daha değerli haliyle.

Avusturya'da pazarlarda sebze meyve gayet ucuz, ayrica avokado, yaban mersini turevleri vs gibi seyler de turkiye'ye gore ucuz, organik tavuk da cok ucuz. Euro kazanip euro harcayan adam icin satin alim gucune bakacaksin, tl'ye cevirmek hele hele simdi gayet sacma

çünkü çiftçi de kazanıyor.

Mevsim, tarım alanlarına uzaklıkla alakalı fiyat farkları normal, ama sanırım hatayı euro/tl oranlayarak yapıyorsunuz.

3 portakal 1.5 para birimi, Türkiye'de 3 portakalı 1,5 para birimine alabilir miyiz?

Domatesin kilosu 2,5 para birimi, e bizde daha pahalı şu an?

Maaş oranları aşağı yukarı aynı olduğu için para birimi olarak karşılaştırabiliriz, alım gücü açısından.

Geçen biri paylaştı Hollanda’da markette muzun kilosu 0,98 € idi.

Bir de şöyle bir durum var, yurtdışındaki çoğu ülkede bizim gibi bir meyve yeme alışkanlığı yok (Tüm karpuz almak, akşam dev meyve tabağı yapmak, vb.).

yurt disi derken, hindistan'da sri lanka'da tayland'da filan baya ucuz oluyor cogu meyve.

avrupa'da, abd'de, au'da filan maliyetler yuksek. adam saat ucretleri yuksek. emek isteyen hersey pahalidir.
misal, batili ulkelerde tavuk eti kirmizi etinden daha pahalidir. nicin? sebeplerden biri de, tavuk kucuk oldugundan kesim & hazirlanma vs. prosesin daha cok adam saat gerektirmesi.
bizdeyse saatlik ucretleri ihmal edebiliyoruz galiba, keza hindistan, tayland gibi muasir memleketlerde :P

Bir başka göz önünde bulundurmamız gereken faktör de, en güzel malların ayrılıp oralara gönderildiği gerçeği.

Yani o ürünler 1. kalite ve o fiyata, kalanlar 2. kalite bizim marketlerde, bu fiyata.

Tarkovsky için The Mirror güzel başlangıç olur.

kurosawa için de 7 samurai

tarkovsky için önce solaris ve andriy rublyov.
sonra tarih sırasına göre tümünü izlerdim ben olsam.

seven samurai
yojimbo

Kurosawa için yojimbo diyorum ben de

tarkovski - mirror
kurosawa - rashomon

Acapella?

vokal harmoni deniyor olaya, tahminim çıkışı gospel müzik.

Choir degil mi iste:)

plaklarini almistim 3-4 ay once. guzel grup, yorumlarini da begeniyorum.

live olarak festivallerde baska seyler de soyluyorlar ama repertuar kisitli dogrudur.

Sinsal festivalde izlemiştim kendilerini. bugüne kadar yapılmaması hata olan coverları genç yabancı kitleye ulaştırmaları çok güzel. evet kısıtlı ama sindire sindire ilerliyorlar bence. yoksa bizde malzeme çook.

Ben ilk izlediğimde daha albüm çıkmamıştı, konserden 1 hafta önce falan goca dünya single'larını yayınlamışlardı. O konserde çaldıkları şarkıların hiçbiri albüme girmedi. Yani repertuar epey geniş aslında ama bilmiyorum şimdilerde ne yapıyolar, sadece albüm mü çalıyolar. Bu kadar büyümeyi beklemiyorlardı bir kere bence.

Ilk youtubeda dinledim. Vokal o kadae kötüydü ki dayanamadım.

Sonra kexp performanslarını izledim. Bayıldım.

Grubun kuruluş hikayesini biliyor musun? Kısıtlı şarkı seçimleri ondan. Sen o şarkıları ezbere biliyorsun ama elim gavuru yeni yeni öğreniyor.

Market değil ama, buranın fiyatları nispeten uygun:
www.zomato.com

Carrefour gurme de vardı diye hatırlıyorum

Carrefour gurme +1

Evde kendiniz de yapabilirsiniz o kadar zor değil

torguard kullanıyorum ben.

Torguard +1

dotvpn

Randevu almadan belgelerle ilgili bilgi vermemek? Hayatımda böyle bir şey duymadım.

Gerekli belge listeniz bu:

www.vfsglobal.com

Biz davetiyeli kültürel vize almıştık. Kurum davetli gitmiştik. Yine de yardımcı olabileceğim bir şey ise buyurun.

Elçiliği bilmiyorum fakat istanbul'da arayınca konsolosluğu istersen oraya randevu veriyolar, fakat neredeyse her zaman vizeci şirketten daha sonraya veriyolar randevuyu. İstanbul'daki şirketin adı farklıydı fakat orada VİP vize mi ne öyle bişey var parayı basıyosun 1-2 gün içinde randevu ayarlıyorlar.

Büyükelçilikten başvurmak hakkında gerekli bilgi de şu:

ambankara.esteri.it

@mirafiori

İstanbul'da IDATA seçeneği de var. Ankara'da ise IDATA'dan başvuramıyorsunuz.

doğrudan konsolosluktan olmuyor diye biliyorum. italya ankara konsolosluğunu arayıp sormakta fayda var.
daha erken randevu için vip sistemleri var biraz daha pahalı ama hemen işleme alıyorlar.
gerekli belgeler zaten yazıyor her yerde. davetiye ile vizeler bazen ters tepebiliyor. davetiye gönderen kişinin italya'da örnek bir vatandaş olması lazım. senin de vize memurunu göçmen olmayacağına ikna etmen gerekli.

@prasinos, göçmen olmayacağıma ikna konusunda; nisan ayından itibaren Japonya'ya araştırma öğrencisi olarak gideceğim %95 ihtimalle. elimde burs sınavının ilk aşamalarını geçtiğime dair bir belge var. son aşamadayım yani ve o da ocak ayında kesinleşecek. ilk aşamaları geçtiğimi gösteren belgeyi kullanmama izin var mı emin değilim aslında ama öğrenebilirim. pasaportumda da geçmiş 1 yıllık japonya öğrenci vizesi var. ama bu durumum yeterli olur sanıyorum ispat için.

evet kesin koy o belgeyi, hatta dilekçende de belirt nisan'da japonya'da böyle böyle kabul aldığını vs. ama önceden aldığın japonya vizesi pek iş görmez. seni kurtaracak olan nisan'da gideceğin eğitim olayı.

VFS'ye para verme, direkt kendi siteleri üstünden gün al, kaç gün kalacaksın? ben üç yıl önce iki kere başvurdum(Ankara), davetiyesiz gittim bir sorun yaşamadım. Hatırladığım kadarıyla iptal etmeli rezervasyondan yaptırdık, bankada bir miktar para gösterdik, bir de seyahat sigortası yaptırdık o kadar. Bir de shengen başvuru formu, iki de fotoğraf al yanına.

İtalya'da çok fazla mezun mimar olduğu için var o olay. Mimarlar italya'da iş bulamıyor geyiğinin altında da bu neden yatıyor diyebilirim.
İtalya'da işiniz zor biraz denklikle falan alınmaz. Hangi ülkede geçerli olur onu da bilmiyorum, yardımcı olamadım neden yazdım bilmiyorum.

Daha kullanacağın sensörleri bile araştırmamışsın tam olarak nasıl bir yardım istiyorsun çözemedim ?

Bir yarışmaya bu projeyle katıldığım için söylüyorum, işe yarayacak bir sera otomasyonu bitirme projesi olamayacak kadar kompleks.

Sensörlerden nasıl veri toplayacaksın ? Sensörlerin olduğu kartları neyle besleyeceksin ? Pil ? Nasıl pil ? Ömrü ne kadar olacak, ne kadar sürede bir veri gönderecek. Şarj olacak mı, olacaksa hangi yolla. Her sensöre güç kablosu çekemezsin, onlarca dönümlük seralar var.

Sensörlerden veri toplayan gateway tasarımın nasıl olacak ? dağın başındaki seradan verileri hangi yolla almayı düşünüyorsun ? Aldığın verileri son kullanıcıya nasıl sunacaksın, nasıl depolayacaksın ? İletişim kesilirse ne kadarlık bir veri depolama şansın var ?

Sıcaklık sensörlerini nasıl yerleştireceksin ? Nem sensörlerin uzun vadede korozyon yüzünden hatalı ölçüm vermeye başladığında ne yapacaksın ?

Yüzlerce soru sorabilirim. Her adımda işler gittikçe kompleks hale geliyor. Her adımda donanım ve yazılım iyice kompleks hale geliyor.

Bitirme projesi için konuşacak olursam piyasadaki sıcaklık sensörlerinden al, hazır çin malı nem sensörlerinden al, ESP12 ile arduino kullanarak haberleştir. Verileri wifi ile gönder. "proof of concept" ötesine geçmek istersen vaktin yetmez.

www.youtube.com bu ve bunun gibi onlarca video var youtube'da. Ben de bir ara kişisel hobi olarak girmek istemiştim ama kod arduino falan bi bok bilmediğim için saldım. Bunlar yardımcı olabilir.

Metro market

metro demeye geldim

Teşekkürler metro iyi olur da bulunduğum yerde metro gerçekten sadece şirketi olanlar için, tanıdığım yok giremem...

@ mirafiori: metro asla sadece şirketi olanlar için değil.

bu işin piri maya otel ekipmanları. Istanbul'da.

Tasarım göz kanatıyor, doğru. Adam gibi düzenleme olsa okusak rahat rahat.

ilk basta ben de hic anlamamistim ama su an cok seviyorum. her bir mesaj icin ayrica yazabiliyorsun, haliyle "konu disi" diye bir sey olmuyor. mevcut tasarim degisse ofkelenirim.

ben de bir bok anlamadım valla. takip eden çok arkadaşım var ama ben hiç girmiyorum.
bana şöyle görünüyor: goo.gl

İlk başta biraz karışık gelir sonra alışıyor insan ama. Benim şu an tiksindiğim tek tasarım öğesi comment tree, dünya üzerindeki en boktan comment tree kullanıyor reddit gerisi alışılıyor.

Subredditlere üye olacağız zaten siteyi kullanmanın yolu o, daha sonra ana sayfamızda yalnızca üye olduğumuz subredditlerin postları geliyor onları takip ediyoruz işte. Browser'da sonsuz akan reddit özelliği de geldi, bir defa baştan sona bakınca (saatler alabilir) daha sonra zaten kendini yinelemeye başlıyor, güncellendikçe bakıyoruz işte ara ara. Beleş üyeliklerde 50 den fazla subreddit'e üye olabiliyor fakat bir defada görüntüleyemiyorduk bi de öle bişey var.

Aşırı rahat ve kolay, neyde zorluk çektiniz anlamayamadım. Fotoğraflar genelde imgur'a yükleniyor bu yüzden çoğu fotoğraf ve gif'te yanıp sönen logo görmeniz normal, bize has bir durum yani.

Abone oldugun subredditler anasayfaya düşüyor, abone olmadıkların dahil popüler olanlara da bakabiliyorsun popular sekmesinden, keşif için. 2 yıldır en çok kullandığım sosyal ağ, 40k karmam var.

ipad ya da mobil app üzerinden takip etmek çok daha mantıklı.

Çorba+1
Ara ara takip edesi gelip gözü kanayanlardanım.

11 yıllık aboneyim, sevdiğim sitelerden.

ilk hesap açtığında belli subredditleree abone olarak başlıyorsun.
ana sayfanda abone olduklarından öne çıkan lar random olarak listeleniyor.

önce abone olduğun sayfalara bi göz at, istemediklerini kaldır.

sonra ilgini çeken diğer kanallara göz atıp abone olmaya başla.

hot, now, best, controversial gibi anasayfa listeleme şekilleri var. default olarak best geliyor sanırım. iyi puan almış, yorumları yüksek, güncel entryler. son dk ne eklenmiş takip edeyim dersen new i seçebilirsin. gibi gibi.

Chrome için RES eklentisini kullanıyorum, telefonda ise alien blue uygulamasını kullanıyorum, official app çıktıktan sonra bu appe daha destek verilmiyor ama storeda duruyor olması lazım. Bunlar sayesinde alıştım kullanmaya. Şu an yine stock görünüme dönsem yine kullanamam. Bir de alışmak her türlü biraz zaman alıyor, ilgini çeken subredditleri bulmak adına vs...

Kullanmayı çok sevmeme rağmen mobil app dışında kullanmayı sevmiyorum. Mobilden başlaman daha iyi. İlgi duyduğun sublara kaydol ve top kısmından listelersen hem en iyi içeriklere ulaşırsın hem de alışırken vakit daha eğlenceli geçer.

ios'ta alien blue app'i ile candir
webde ise old.reddit.com

Ben mobilden de bi halt anlmadim abi.

twitter ilk çıktığında da böyleydi. millet nasıl kullanılacağını anlamadığından hesap açıp bir daha uğramıyordu. halbuki kadın anam bile kullanıyor, o kadar basit bir uygulama.
ilgilendiğiniz konularda subredditleri takip edin. hiçbir şey ilgimi çekmiyor diyorsanız da popular sekmesine tıklayın, oradan hoşunuza giden içeriklerin olduğu subları tespit&takip edin.
okullardaki kulüpler gibi düşünün. bir konuya ilgi duyan insanlar bir subreddit altında buluşuyor, paylaşım yapıyor. örneğin; dota2 oynayanlar, izleyenler ya da öğrenmek isteyenler dota2 subredditini takip ediyor.
kendi bağımlılık başlangıcımı da şuraya iliştireyim: 3-4 yıl önce bir site için davetiye arıyordum. reddit'ten şu kullanıcıya mesaj at dediler. kayıt oldum, mesaj attım. siteyi 1-2 kurcaladım ama başta bir şey anlamadım. takip ettiğim subların sayısı arttıkça alıştım.
bence en kolay ve göze hitap eden kullanımı tablet uygulamasında sağlanıyor.

Bol kivircikli domatessiz salata.

Salata olmaz, sevmiyorum.

makarna olmaz mı yau? çok klasik, kolay ama acayip lezzetli bi şey.

makarnaya accuk mayonez ve yoğurt ekleyip karıştırıyorum. üstüne tercihen jalapeno. ton balığı. bi daha karıştır. istersen hepsini ekledikten sonra karıştır sen bilirsin. mis gibi yemek.

Makarna o zaman. Ek olarak peynir de konabilir.

Veya ekmek arasına ton balığı, peynir, maydanoz. Ekmeğe de mayonez sür.

Noodle içine olur mu?
Tavuk çeşnili

bence pek güzel gitmez, tavuk çeşnisi baskın oluyor onlarda. sebzelisinde falan daha iyi olabilir.

Abi ben salatalık doğrayıp, üzerine ton balığı boca edip bu karışımı mayoneze boğmaya gidiyorum. Sen de kafama göre artık.

Tavuk cesnili noodle a ton baligi koyarsan cop olur, normal makarnaya koy.

neden makarna? neden salata? ve neden sandviç değil.

ton balıgını al bir kaba yağını süzüp. üstüne limon sık, karabiber at, mayonez ekle, karıştır. koy eppeğin arasına beyaz peynir ekle ve göm. varsa marul ekle yoksa sıkıntı değil.

Taze tonsa yapıştır tavaya sonra göm. Konserveyse sandviç yap, mayonez roka limon belki kuru domates.

Yurtdışına göre değişir. Doğu Avrupa ülkelerinde, hatta Fransa'nın bazı bölgelerinde, biliniyor ve bazen de kullanılıyor. İngilizcesi "bidet" olarak geçiyor. Ben rahat edemem diyorsanız, şöyle bir şeyler alabilirsiniz:
www.ubuy.com.tr

Bulunduğum ülkede yok ek aparat alıyorsun onun için.

Bidet var ama ayrı bir klozet oluyor, ilk rahat gelmiyor ama yokluktan dolayı alışıyorsun bi süre sonra. Bir de wishte www.wish.com şunun gibi itemler var, ama tuvalette bir su çıkışı olması lazım klozete yakın, çamaşır makinesi vs..

biber katın menemenlik olsun

kaaynatırken hepsini tencereye koyun. zaten kaynayınca su kaybedecek. salça yapmayacaksanız o suya ihtiyacınız var.

ama gereğinden fazla kaldı diyorsanız tuzlayıp için. ben çok severim :))

ne guzel icilir o. :)

limon, zeytinyağı dök, biraz da tuzla. oldu sana salata suyu. tam içmelik :)

İçtik allahsızlar ;) değişik tarif istiyorduk

közlenmiş patlıcan, iri çekilmiş ceviz ve çeşitli baharatlarla kaynatıp kahvaltılık salça yapılabilir.

Vodka, tabasco, worchestershire sos, karabiber ile virgin mary yapilabilir

Kereviz ve ispanak.

Çok mecbur kalmadıkça böcek möcek olayına girmezdim sanırım.

salyangoz

Şırdan, mumbar.

Böcek

Sakatat yemem. Haşarat yemem.

Sümük kıvamında olan yemekler. Thai çorbaları gibi karışık binbir otun, etin olduğu yemekler.

Aslında bütün yiyecekleri denemek isterim ama yiyebileceğimi düşünmüyorum.

Böcekte dahil buna. Denerim ama midem elvermez.

Börtü böcek, ayıptır söylemesi taşak, hayvanların iç organları, hatta genel olarak hayvanlar (balık tavuk hariç).

insan eti.

Bocek mocek +1
Onun disinda bu hayvan penisi testisi falan cin'de yedikleri o seyler. Salyangoz, istakoz.

insan eti +1
komodo ejderi
salyangoz/sümüklü böcek
bokun her türlüsü :)

Hayvan, hayvansal gıda. Tadı kat kat üstün olsa da yemem.

şırdan ve türevleri.
sümüklü böcek, kurbağa bacağı, çekirge tarzı şeyler.

yenilmeyecek şey say say bitmez onları asla yemem, insanlığın ortak fikri onlar. ama şu çok lezzetli denilen domuz etini de hayatta yemem.

Black pudding
Blood sausage
Cok lezzzetli oldugun soyluyorlar..ama dusununce bile midem kalkiyor.

kedi, köpek, kokoreç.

Böcek böyle kızarmışsa ezilmişse vs yiyebilirim ama çiğ, haşlanmış vs. yiyemem heralde. Belli böcekleri yine yiyemem, örümceği görüyorsam yiyemem yani. Hamamböceği de. Çekirge yerim

Böcek ve cenin

İnsan eti
Black pudding
Blood sausage
Dinen domuz eti
haşerat
kedi&köpek
minnak kuş

bu bilgilerle sorunun cevabı bulunamaz. tepeleme mi değil mi? yanlardan taşabilir mi? bir yemek kaşığına bütün tavuk bile konabilir.

Yemek kaşığı yazmış bilmiyorum ne oluyorsa artik

Pirzolayı nasıl kaşıkla ölçüyor anlamadım, kaşığa koyduğun şeye göre gramajı değişiyor sonuçta. 1 yemek kaşığı yaklaşık 10 mililitre, tavuğun özkütlesini 1 g/cm3 alıp sıvı olduğunu farz edersek, bir pirzolanın da 100 gram geldiğini farz etsek bir pirzolanın %10'u bir kaşık eder. 8 yemek kaşığı da pirzolanın %80'i.

Tabi ki doğru bir hesap değil.

kilo için diyorsan et ve yağ insülini yükseltmez ve kilo aldırmaz. ye istediğin kadar.

edit: doktor diyorsa tabii ki onun dediğini yap.

Ben 20-25 senedir aynı berbere tıraş oluyorum ((bkz: erkeklerin berber sadakati)) berber bildiğin mahalle berberi, dekorasyonu falan açıldığı günden beri hiç değişmedi, en son tıraş olduğumda o bile 35 lira aldı. O 35 lira alıyorsa biraz daha iyi bir berberin 50 lira alması baya normal gibi sanki.

mahalle berberine gitmiyorsan normal. ben de o civarda veriyorum unisex bi kuaföre.

Benim iki gram saçım var. Sakalı usturayla aldırıyorum. 30 alıyo. Amk makas değmiyo lan kafama. Yok daha ucuzu. Max 10 liralık iş var bende.

Yaşadığım yerde en ucuz berber 25 euro, ordan hesap et fiyatı. 50 tl normal Büyükşehirde.

Bir kişi en az yarım saatini sana ayırıyor. Saatin kaç para mesela? Diyelim 200 tl saatlik ücretin, berberin de bir zahmet 50 olsun yarım saati.

hocam traşta semt çok önemlidir. berber fiyatı ile ev fiyatı birbirine orantılıdır diyim sen anla. yani lüks bir yerde 50 lira verirsin, sıradan bir semtte 20 tl.

ben de saç sakal için 35 tl veriyorum uzun bir süredir. ortalama bir semt.

saç + makineyle sakal kısalttırma 25 tl. mahalle berberi. istanbul kadıköy.

bu her şeyi normalleştirenler yüzünden en basit şeye bile aşırı para veriyoruz zaten.
bir berber bir saça en fazla ne yapabilir ki 50 tl istiyor? iki tık, bir çıt, bitt; sanki saç ekiyor. 20 tl bile çok!

Benim icin berber ne kadar ucuza keserse o kadar mantikli. CUnku berberin ustaligiyla pek ilginlenmiyorum.
Bir berber dukkaninda calisan eleman her halukarda makasi makineyi nasil kullanacagini biliyor zaten. Model olarak da berberin yonlendirmesiyle hareket etmem asla, adama surayi kes burayi suraya kadar al, suraya dokunma diye direktif veririm, ortaya cikan sey benim istedigim sactir. Bunu da en kotu berber yapabniliyor ne yapacagini adim adim soyluyorum zaten. Yeter ki laf dinlesin.
Onceleri pahali berberleri denedim, o daha kotu. Adam mekani suslemis puslemis, fiyati yuksek tutmus, soyle yap boyle yap diyince hemen biz profesyoneliz bize birak ayagina kendi kafasina gore bir seyler yapmaya calisiyor, laf dinletmek zor oluyor. Ben berberin estetik algisina teslim etmem sacimi.
20-25tl lik berber her turlu yetiyor bana. Fazlasi gereksiz. He adamdan memnunsundur, dilinden anliyordur, baska yere gidip macera aramaya gerek yoktur 50tl cok bir para degil, verilir.

Kendimi bildim bileli 50 civarı veriyorum ben de, istanbuldayım

eğer çok iyi kesiyorsa değil ama diyorsan "yav saçlarımın bir olayı yok öyle kes gitsin işte" o zaman çok evet. ki hala 30-35 lira alıp çok iyi saç kesen berberler var. ha yıkamaya ayrı para alıyorsa oradan koşarak uzaklaş. bence çok fena kurnazlık o olay.

Moser makine aldim kendim kesiyorum. Herkesin kafasina degen makas ve makineyi artik gidip kullanacagimi dusunmuyorum.

Psikolojik sınırım 30 lira, üstünü verdiğim zaman hoşnut olmuyorum. Öyle aman aman bir model de istemiyorum. Şu an gittiğim yer 25 lira alıyor, kesiminden de memnun kalıyorum iki seferdir. Bir bokluk çıkmazsa oraya gitmeye devam ederim.

Edit: Şimdi fark ettim, @biryervarbiliyorum berber bununla mı kesiyor saçını: store.donanimhaber.com

Ben 15 yıldır 50 tl'lik berbere gidiyorum. Hatırladığım son 6-7 senedir 50 tl. 2 ay önce gittiğimde yine 50'ydi. Saçım uzun ve 5-6 ayda bir kestiriyorum fazla gelmiyor. 20lik berber klasik saç traşları hariç kesimleri beceremiyor. 50'yi veriyorum istediğim kesimi yapıyor kafam rahat.

biri büyükşehir biri de küçük bir şehirde 20-25 tl aralığında saç kesen iki berberim var. İkisi de birbirinden iyi. Önemli olan keşfetmek.

1 senedir falan 50 liraya kestiriyorum. Çok değil bence. O 20 liralık kesenlerle 50 liralık kesenler arasında bariz kesim farkı oluyor. Ayrıca o 50 liralık kesenler bu işi sahiden biliyorlarsa ''sana bu gider kanka böyle deneyelim mi'' diyor, tamam diyorsun bir yapıyor artık sürekli önerdiği gibi kesiyorsun :)

Çok değil, ver gitsin.

bir ara öyle pahalı berberlere gittim. 40 - 50 lira alıyorlardı. sonra ortalama bir semt kuaförü gördüm, bir burayı deneyeyim dedim giriş o giriş. 5 senedir giderim. oturuyorum, bir şey söylememe bile gerek kalmadan yapıyor, bildiği için modeli. 20 lira veriyorum. yanlar kısa, üstler biraz daha uzun modeli.

50 lira verdiğimle 20 lira verdiğim aynısını yapıyor, malzeme belli sonuçta. niye 50 lira vereyim. iki jöle, antin kuntin şeyler, havalı dükkana 50 lirayı alıyorlar. brad pitt olmuyorsun, malzeme belli. hep pazarlama taktikleri bunlar. ben jöle mole de kullanmam zaten.

istediğin modeli doğru kesen en ucuz kim varsa ona gideceksin. saçına meç attıran, değişik süsler yaptıran varsa gitsin o berberlere lafım yok ama sıradan modeller için yediğiniz kazığa afiyet olsun.

seyreltmeden içme, ya da daha basitçe yazayım bu doğrudan içilebilir bir şey değil. yazmaya üşeniyorum internette türlü türlü etil alkolden nasıl rakı yapılır tarifi var. denedim güzel oluyor.

etil alkol içilir ama önce damıtılması lazım. öyle meyve suyuyla karıştırıp votka gibi içersen ciğeri mideyi vs. eline alırsın hatta komaya girebilirsin.

abi elbette bidondan doldurup doldurup içmiycez. dedim ya soruda, rakı yapmak niyet. 1'e 1,2 oranında su ile seyreltip %45 yapıyoruz zaten.

güzel ve denenmiş (yapması değil içmesi denenmiş) tarifimiz var da, alkol bire bir aynı alkol değil. yapan kişininki yerli üretimdi (antalya organize sanayi), bu ithal. onda şeker pancarı melasından üretilmiştir yazıyordu, bunda tahıl. onda c2h5oh diye formül yazıyordu, bunda yok. o açıdan soruyorum, içilemeyen cinsinden almış olmayalım?

Açıkçası bu konuda bilgilenmiş değilim fakat, en son bu evde içki yapımı olayları patladığında hükümet etil alköl satımı konusunda belli yasalar getirmişti, bunlardan biri de satılan etil alkolün insan vücuduna zararlı olan bir kimyasal içerme zorunluluğu olmasıydı.

Eğer yanılıyorsam -ki umarım yanılıyorumdur- o zaman sıkıntı olmaz, eğer yanılmıyorsam, o zaman kullanmamanızda fayda var.

@mirafiori'nin bahsettiği olay yanlış hatırlamıyorsam insan vücuduna zarar verecek kimyasal değil de tadını içilemeyecek kadar acı yapan bir kimyasaldı. eğer ondan içeriyorsa sanırım yine ölmezsin ama tadından içilmez.

en iyisi baştan yarı yarıya suyla seyrelt bi bardağın içine tadına bak.

hakkaten acılaştırıcı madde konulduysa kesinlikle içemezsin.

birde aktif karbon ile süzüyolar bu tür alkolleri bir kaç defa, tadını oldukça iyileştiriyormuş.

acı madde yok abi ondan eminim. özellikle acı madde olmayanından aradım buldum.

sormak istediğimi anlatamadım sanırım. bakınız şu da etil alkol: tinyurl.com

ama diyor ki açıklamasında, "tarımsal kökenli değildir, gıda, akaryakıt, hede hödöde kullanılmaz". yani bu da etil alkol, bunda da acı madde yok ama İÇİLMİYOR.

şimdi ben size eczaneden aldığımın etiketini koyuyorum. bu içilmeyen cinsten mi yoksa içilenden mi, bir yerinden anlaşılıyorsa anlayan kişi bakıp söyleyebilir mi, onu soruyorum.

eksisozluk.com

Acılaştırıcı madde olayından sonra hiç almadım ama öncesinde aldıklarımın etiketinde "muhtelif gıdaların yapımında kullanılır" gibi bir şey yazıyordu. Eczacı bir teyzemiz eczaneden tıbbi kullanım amaçlı alkol alıp likör yapıyor, seninkinden olabilir.

Acılaştırıcı maddeyi aktif karbonla tutamıyorsun bildiğim kadarıyla.

aktif karbon acılaştırıcı madde için değil, tadını biraz daha yumuşatmak için kullanılıyor.

Îçilir. Daha geçen hafta eczacı arkadaşımdan aldığım etil alkolle rakı yaptım. Güzel de oldu.

Metil alkol zehirli. Etil alkolde sıkıntı yok.

fesleğen doğru cevap.

Fesleğen bu. Fesleğenle reyhan aslında aybı tür gibiler. Reyhanın yaprakları daha büyük ve iri. Fesleğen böyle mittik mittik yaprakları var ama genelde ikisini de ikis için kullanıyor insanlar. İkisinin de İngilicesi basil diye geçiyor. Basil diye iki farklı bitki satılıyor.

Geniş yapraklı fesleğen diyorum ben de.

Bir Einstein'lık yapayım; kimse tadına bakamıyor ya da koklayamıyor mu? Yoksa sadece fotoğrafa mı bakıyorsunuz siz de?

@m e b kokladik elbette ama sözkonusu bu üç bitki de güzel kokan bitkiler. Ben tadina da baktim ama ayırt edemedim:/

Türkiye'de fesleğen dediğimiz şey (fotoğraftaki), dışarıda yunan fesleğeni olarak geçiyor, dekorluk bir bitki.

Türkiye'de reyhan diye geçen şeyse dışarıda basil yani fesleğen olarak geçiyor, yemeğe konulan,pesto sos yapılan o.

Reyhan dediğimiz ise fesleğenin mor yapraklısı oluyor dışarıda mor fesleğen diyolar, türkiye'de şerbeti yapılan bu cins.

fesleğen net olarak.

fesleğen bu. genelde mor olanına reyhan denir. ikisi de aynı türdendir (ocimum basilikum). ama fesleğenle reyhan ismi farklı şekillerde de kullanılır, çok kesin değildir yani. bazıları küçük yapraklı olanına reyhan der vb. nanenin yaprak boyutu türüne göre değişebilir. ama türkiye'de yaygın olan bir türden örnek olsun:

3.bp.blogspot.com

soldaki nane, sağdaki fesleğen.

Nane türlerinde ayirt edici özellik yaprakların tırtıklı olması. Fesleğen evet.

bu fesloş

En basiti havaalanından rica edin birine 20 euro verin o ülkeye götürürler.

40 euro yine iyiymiş biz en az 50/60 euro verdiydik. efem gideceği kuruma göre değişiyor illa ıslak imza diliyorlarsa yapacak bir sey yok. ancak ben scan ettirdim bir belgeyi öyle kabul ettiler diğer bir belgeyi scanli kabul etmediler. elçilik yardımcı olabilir belki. e devletten alıp elcilikte imza basılsa.

inter by mng'nin dhl'den bir farkı yok, daha uygun fiyata ondan gönder

islak imza diyorlarsa burofax olmaz. dhl yada ups yapacaksin, 40 euro diyorlarsa ucuzmus.

40€ en az miktar heralde tabi daha fazla da olabilir. Belgeyi benim konsolosluğa götürmem lazım. Bir de sgk imzası olunca heralde halletmezler. Acele kargo çok pahalı, ya birisini bulup verecekler boris'in dediği gibi, ya da yavaş postayla ne zaman gelirse o zaman halledilecek sanırım.

Inter'in fiyatları yazmıyor ama bir sorsunlar bakalım.

Ptt'den takipli gönderin gider 1 hafta içinde.

Hangi ülke bunu yazsan belki birileri çıkardı daha faydalı olurdu

Başka el bagajın yoksa sıkıntı olmaz heralde, katlayıp koyarsın yukarıya. Gerçi el bagajı + kamera gibi kişisel eşya alınabiliyor da ama emin olamadım.

şöyle bişey buldum twitter.com

ucundaki püskül pörsümemiş ve sıkı olacak, bir de tuttuğunda sağa sola eğilmeyecek dik duracak. tazeliğini böyle anlarsın.

Ayrica ince olanlar izgarada daha iyi oluyor. Kalinlar sert kalabiliyor

Konsantredir o.

@sutlu konsantre olanları yazıyorlar ya. bunda direkt nar suyu yazıyor. 250 ml 6 lira.

halı naylondur.

@proletar halıya dökülen şeyler çok kolay çıkmıyor fakat bu çok kolay çıktı. kahve dökülmüştü çıkmadı yıkamaya verdim mesela.

elbette nar suyu değil.

inanmazsan narın suyunu sık, şişeye koy. o şişeyi bir kenarda 3 gün beklet. bak bakalım aynı mı oluyor...

%10 nar varsa şükret...

Hiçbir ürünün "içindekiler"inde gerçekten içinde ne olduğu yazmıyor

Bugun bir sirke bulmuş annem bu ne sirkesi dedi içindekilerde sirke yazıyordu

Eminönünde mısır çarşısının yanındaki sokakta vardır

Orda yok boşuna gitme

Aa eskiden hep oraya gidiyodum ördek civciv almaya. Orada yoksa başka yerde yoktur zira en son aldığımda sadece orada vardı.

Anca köylerde çiftliklerde bulunur o zaman. Bayramda köydeyken kartalın arkasında dolaşarak satıyodu bi adam. Sahibindene bakabilirsin belki

Bu hafta pazarda gördüm. 2-3 gün oluyor.


.

Teşekkür ederim internetten bakacağım o zaman

@kartallar yüksek uçar, hangi pazardaydı tam olarak?