yeni bina ise (izolasyon vs.) alınır. görece daha geniş balkon/terası olur diye tahmin ediyorum. kışın ısıtma masrafı biraz yüksek olabilir.

zgrydn teras çok geniş. Bina sıfır. Çatı sandwich panel.

sakın almayın. mutlaka su alıyor. sonra daire ile baş başa kalırsınız.

size türlü garanti verirler inanmayın.

çok güvendiğiniz kalitesinden emin oldugunuz bir yerse bilemem.

dizde sorun, bel fıtıgı varsa tavsiye etmem.

üst kat daha soğuk olur kolay ısınmaz.

onun dışında iyidir.

Su alma olayı öyle her evde olmaz ya, 12 senelik binada başıma bir kez geldi o da yoğun yağmurlu karlı bir havada oldu. Yaz gelince de çatıda su sızdıran yere macun çektik bir daha da hiç su almadı. En büyük eksisi kışın soğuk yazın sıcak olması.

Yahu niye alınmasın? Aynı metrekareye sahip 3+1 ya da 4+1 arakat elbette daha avantajlı ama dubleksler de daha uygun fiyatlı. Dezavantajları elbette var ama bunlar göze önüne alınarak alınabilir. Neden olmasın?

bu yaşlardaki bebeler çok tehlikelidir. mutlaka güvenlik önlemi / önlemleri almalısın.
-İzmir de niye alınmasın. püfür püfür eser.

Yazın üst kat yanabilir
Çocuklar için güvenlik önlemi nasıl almalısınız onu araştırın, öyle karar verin derim

Yakıt gideri çok olur, üst kat kışın ısınmaz, yazın soğumaz. Terasın temiz tutulması da zor iş. Ama yaşaması çok keyiflidir. Salıncak, bitkiler, mangal keyfi, arkadaşlarla partiler. çocuklar için minik havuz bile alırsın. Güzel ışıklandırırsın, yaz gecelerinde açık hava sineması yaparsın :) komşular da önemli. terasın sadece seninse harika. komşuyla paylaşıyorsan ya da komşunun da ayrı yan tarafta terası varsa daha dikkatli olunacak mecbur. Benim eskiden vardı. Çatıdan kedi, martı falan gelirdi. Martı bir kez öğrenirse, dışarıda yiyecek bırakırsan, bir daha gitmesi zor. Saçma saatlerde ve bitmeyen martı sesi çok kötü bir tecrübe.

Çocukların güvenliğini sağlayabileceksem ve yakıt gideri derdim olmayacaksa alırdım.

Yaşanır, çok da güzel olur. Bir arkadaşım eski bir binada bu şekilde dubleks bir daire aldı, eski olduğu için de çatıyı yeniledi. 10 yılı aşkındır oturuyor, ne aktı, ne koktu. Yalıtımdan dolayı sıcak ya da soğuktan şikayeti de olmadı.

Bunlar olurken, karşı dairesinde oturan ve çatısı yenilenmeyen komşusunda her iki yılda bir çatı akıyordu ve sürekli ısınamamaktan şikayet ediyordu:)

Bu bakımdan çatı uygulamasının kalitesine bilen, ehil birine baktırın derim. Belki küçük eksikleri de siz giderirsiniz.

Evin düzenine göre dubleks dairenin bazı zorlukları olabiliyor. Yaşam alanı ve mutfak nerede? Üst katta da minik de olsa bir mutfak var mı? Ya da minik de olsa bir buzdolabı koyabileceğiniz bir alan var mı? Yazları terasta geçirirseniz bunlar önem arzediyor.

Çocuklar için merdiveni kontrolsüz kullanmamaları için kapı vs. gibi önlemler gerekiyor ki bunları kolayca halledebilirsiniz.

Herkes sogukluktan bahsetmis ama izmir gibi yerde esas mesele yazin cok sicak olacak olmasi. yani izolasyon falan mukemmelse bilemem ama normal bir iscilikle elektrik faturasi yuksek gelir yazin klimadan dolayi.

Su almasa da tavanlarda kararma oluyor.

Yılın 6 ayı o terası göbek taşı olmak dışında hiçbir maksatla kullanamazsın.

İzmir'de hem güney cephe ve hem de en üst kat çoook yüksek BTÜ lü klimalar ve çok sağlam elektrik faturaları gerektirir.

Bir başka avantajı şu olur: Böyle güney cepheli bir çatı dubleksi alma imkanım olsa hemen alıp, çatı kullanımı bana ait olduğu için güneş enerjisi panelleri döşer, hem sıcaktan kurtulur, hem de elektriği bedavaya getirirdim :)

2 yıl 4+1 dubleks evde yaşadım, Sanırım yeterince tecrübe etmişimdir diye düşünüyorum. Kesinlikle tavsiye etmem. Daha önce çatı dubleks evde yaşamayan insanlara ne hikmetse sempatik geliyor dubleks evler, sanırım insanlar villa algısına kapılıp hevesleniyor; ancak durum göründüğü gibi değil. Ha maddi olarak durumunuz iyidir, çıkacak maliyet kalemlerinin altından kalkarım dersiniz ona karışmam. Örneğin çıplak bir teras kullanışlı değildir. güneşte cayır cayır yanar çıkamazsın, rüzgarda çıkamazsın, yağmurda çamurda çıkamazsın, sürekli silmen temizlemen gerekir. Yoksa kuş pisliği, ot çöp gider borunuzu tıkar, uğraşırsınız.cam balkon sistemleri ile kapatmak icap eder, çok pahalıdır boyutuna göre. çatı. malzemesi hangi malzemeden yapılırsa yapılsın birkaç yılda bir bakım ister. Aksi taktirde akıtır, terasın altındaki odama misafir varken leğen koyduğumu hatırlarım. Çatıda ciddi bir sorun olursa diğer komşulardan para toplamanız gerekir, kimisi yanaşır kimi yanaşmaz, papaz olursunuz. Olur olmadık zamanlarda alt komşular bacaydı, günısıydı, antendi,oluk temizliğiydi kapınızı çalar, rahatsız eder.Kimse rahatsız etmese bile tepede yuva yapan güvercinler ve martıların ayak sesleri bağırışmaları ile uyanırsınız. dubleks evi Isıtmak zordur, iki daire parasına ısınır. merdiven yorar. yatak odasına gece çıkmaya üşenirsiniz, çıksanız uykunuz kaçar. küçük olmasa da çocuklar için tehlike arz eder merdivenler.
dubleks için iki kriterim vardır. Ya ev müstakildir, üçe beşe bakmam alırım, ya da param vardır yukarıdaki sorunları bertaraf edeceğim, o zaman da alırım.
Şu an ara kat kutu gibi evde oturuyorum, çok memnunum.

3 defa cati katinda oturdum, bi tanesi dublexti.

-ust katta komsu olmamasi muthis bi sey. sirf bu yuzden yine ilk tercihim en ust kat olur.

-teras ilk baslarda bana cok keyifli gelse de, 3 - 4 ay sonra usenir cikmaz olmustum.

-asansor motorunun tak tak diye vurmasi beni cildirtirdi (yasadigim evlerde asansor olmadigi icin ben bu sorunu yasamadim)

-ust katta tuvalet ve mutfak yoksa (ki yeni binada vardir diye dusunuyorum), aksam/gece tuvalete gitmek, su almaya inmek baya zor geliyo.

evde panjur varsa ve klimanin harcadigi elektrik seni yormayacaksa bence alinir.

çatı izolasyonuna bakın mutlaka.

3-4 gün giydiğiniz için oluyordur. Bir gün giyip dinlendirseniz, her iş günü için ayrı bir pantolon giyseniz daha doğru.

pantolonlarda diz çıkması diye bir olay var. sık giyince oluyor. yıkanma alışkanlığınızla alakalı bir durum değil bence. bacağınızın katlanma noktası olduğu için oluyor

diz kapağının üst kısmından bele doğru kısım yani kucak kısmı.

un dökülmüş gibi bir şey çıkıyor.sanki biri pudra şekeri dökmüş pantolonun kucak bölgesine.

anlamadım gitti. nedir bu.

acaba çok minimal seviyede pamuklanma gibi bir şey mi oluyor?
Pantolonu bir kereliğine 12 saat biraz mor domestos veya yumuşatıcı koyduğunuz ılık suda bekletseniz?

Araba kullanıyor musunuz?

Daddy Yankee - Gasolina ?

loca diyen kadın vardı bu şarkıda, silahlar filan da vardı klibinde

Daddy Yankee - Gasolina

maalesef :(

Buna referans isteme denmez ama eğer pozisyona uygunsanız sizi seve seve önerecektir.

Konuşun bence ama size uygun pozisyon değilse yüzünüze çat diye de söyleyebilir. Ama zararı yok.

@ozdek Bu arada babası ile birebir tanışıklığım yok. Arkadaşımdan rica edeceğim. Teşekkür ederim yanıtınız için.

arkadaşınız işsizse veya daha kötü bir işte ise kendisi için referans yaptırır babasını. babası da eğer evladını seven biriyse böyle bir durumda kendi evladına referans olmayı tercih edecektir.

dediğim şeyler geçerli değilse şansınızı deneyin bencede.

samimi bir şekilde açıl, yardımcı olabilir misin diye sor.

şu an kendi imkanları ile iş bulabilen insan sayısı o kadar az ki belki senden önce birisi teklif yaptı bile.

Doğrudan "referansım olsun", "beni alsın", "kanka ayarlasana" şeklinde istenmez. "Babanın orda şöyle bir pozisyon açılmış, başvurdum dönen yok. Şu an görüşme yapıyorlarmıymış sorsana" dersin babasının haberi olur belki görüşmen için çağırır gibi gibi. Direkt baban bana arka çıksın değil ama beni görünür yapsın şeklinde yaklaşırsan sakıncalı bir durum yok bence. Şirketler, elemanlarının gösterdiği adama dikkat eder, vakit ayırır ama uygun değilse almaz. Torpil olacak diye çekinmeye gerek yok yani.

ben bunu aldım tavsiye ederim: urun.n11.com

senin beğendiğin modellerin benzerlerine ben de bakmıştım, yanları açık olduğu için kitapların düşmesi çok yüksek ihtimal.

adore mobilyaya bak, marketlerde satılan ürünleri bu firma üretiyormuş.

Almadım, ofis masası bakarken bunlara da baktım. Linkteki kitaplığın raflarının altından da metal iskelet geçtiği için kitap ağırlığını çok güzel taşır diye düşünüyorum. Kitaplık değiştirme zamanı gelince böyle bir şey almak ya da yaptırmak istiyorum.
www.ahsapsokagi.com

ikea billy/oxberg aldım. oldukça şık, kullanışlı. evde hayvan varsa kıl tüy de kaçmaz. memnunum. tekrardan bir parça daha almayı planlıyorum.

yolda peynir alabilirsiniz, tekirdağ köfte yersiniz.

şarap bağları var güzel ilginizi çekerse uğrayabilirsiniz. barel-barbare-dessera vs

Giderken çerkezköy vize üzerinden gidin dolaşarak dönüşte pınarhisar,ahmetbey üzerinden gelin.yolu değiltirecek çok özel bir şey yok,ahmetbeyde köfte meshurdur,hemen caminin karsısında ufak bir dukkan yer değiştirmediyse,oradan çorlu falan dönün.

Zamanla alisiyorsun, zamaninda hem tren hem ucak inis rotasi uzerinde oturuyorduk, gunde 5 defada degil surekli yuksek sese maruz kaliyorduk, 2 ay gecmeden alismistik seslere

dostum bu öyle yüksek bir ses değil en üst kattayım, minare tam karşımda sabah odada ezan okunuyor sanıyorsun :)

Camları ev sahibi değişirse bi nebze çözüm olabilir

camlar çift cam onda sorun yok :)

4-5 kat perde alayım diyorum belki sesi keser ama ses o kadar güçlü ki aramızda 60 metre var ama ses feci.

Sessiz diye taşındığımız semtte sitenin tam yanına cami yapıldığında benzer bir olayı yaşamıştık. Resmen hoca bizim evde okuyordu ezanı. Biz rahatsızlığımızı dile getirmiştik. Site sakinlerinden şikayetler artınca biraz kısmışlardı ya da biz alıştık bilemiyorum. Camları değiştirmek işe yarayabilir.

ıssız bir yere taşınmadıkça çözümü yok. oraya da büyük ihtimalle bir süre sonra gelip cami yaparlar.

türkiye'de inanılmaz bir gürültü sorunu var ve büyük çoğunluk bunu kanıksamış, rahatsız olmadan yaşıyor. üst kattaki çocuk gürültüsü, yan dairenin tv gürültüsü, sokaktan bangır bangır müzikle geçen araçlar, egzozu sürücüsünün bir yerine monte etme isteği uyandıran motorlar, trafikte klaksona abananlar, toplu taşımada anırırcasına telefonda konuşanlar, sokak satıcıları, eskiciler... yani bunlar bir kerede aklıma gelenler, daha niceleri var.

dikkat ederseniz hepsi medeniyet yoksunluğu sebepli sorunlar. kısaca çözümünüz medeni bir ülkeye kaçmak veya mevcut durumunuzda namaza başlamak.

ay vallahi daraldım, yangın var diye bağırarak koşacağım sokaklarda.

Taşın hocam.

Cami evin hemen karşısında, arada bir tane sokak var. Her yere şikayet ediyorum, 1 hafta kısıyorlar, sonra geri açıyorlar sesini. Noise cancelling kulaklıkta son ses müzik dinliyorum ezan okunurken, yine fayda etmiyor.

Kaç kurtul. Başka çözüm yok.

cami sesi sorun değil de, hoparlör can sıkıcı. ben bu desibelde gürültü çıkarsam tutuklanırım sanırım.
camisiz bir mahalleden ev almıştım, yılların yeşil alanına cami kondurdular. 50 mt filan.
şimdi evi satmayı düşünüyorum + camisiz bir yerden / camiye uzak bir yerden kiralık ev bakıyorum.

Sele zeytini ne güzel açıklamış tebrik ederim. O sese yapacak pek birşey yok. Şikayet etsen kıstık derler yine devam. Desibel olarak sesleri çok fazla ama kim uyuyor işte camilerde.

Ben de çok rahatsız olan biriyim, genel olarak yolda ya da otobüste yüksek sesle konuşan biri varsa hemen yerimi değiştiririm.

Camları değiştirmek ve alışıyor musunuz bakmak dışında bir çözüm pek yok. Belediyeye şikayet edin ama genelde çok birşey çıkmıyor, yine de deneyebilirsiniz. Baktınız olmuyor valla ben evimi değiştirdim param olunca:(

Evde kombi yok derken tesisatı hazır kombi mi yok? Bağlı olduğunuz ilin doğalgaz dağıtıcısının onayladığı bir kombiciyle çalışmanız lazım yoksa gazı açmazlar.
Bu fiyat vs konusunu da onlarla konuşursunuz.

yeni apartıman kombi ve sayaç takılmamış sadece.

Kombiyi nereden alırsanız alın, onaylı bir firmadan proje çizdirip montaj yaptırmanız lazım, büyük ihtimal ile projesi de yoktur o evin.

Proje varsa montaj yaptırıp gaz idaresinden onay için randevu alacaksınız, bu işlemleri de onaylı bir firma yapacak.

peki bu işlemler kaça mal olur ?

kombiyi kendiniz alırsanız ve evin kalorifer tesisatı zaten mevcutsa muhtemelen 1500-2000TL tutar. normalde ev sahibi değilseniz bu işi ev sahibi yapar.

kaç milyon insan ölürdü. insanlar neden düşüncesiz ve pervazsız. bütün kötü olaylar komşunun başına gelecek gibi yaşıyor.

halkın %99'u enfekte olurdu. şu an %3 hayatını kaybediyorsa, minimum %15 kayıp olurdu. ekonomi, sağlık sistemi vs çökerdi.

Plague inc. Oyunu var bilirsiniz. Hedef insanlığı ypk etmek.

Orda iki senaryo da çuvallıyor
Çok bulaşınca ülkeler sıkı önlem alıyor (güvercinleri toplamak dahil :) hastalık yayılmıyor.

Çok ölümcül olunca hastalar çabuk ölüyor, yine yayılmıyor.

İkisi beraber hep kötü. En düşük puan.

Oyun için en ideali sinsi yayılan, her yere yayıldıktan sonra mutasyon geçirip ölümcül olan. Ki burda bile eğer çoo ölümcülse yine yayamadan ölüyorlar.

bulasma hizi artarsa, oldurme orani dusuyor. ters orantili. ebola mesala daha olumcul covid-19'a gore, ama yayilmazi dusuk.

Ureme hizi da senin kurgunda etken rol oynuyor bence. Dogum orani ve olum orani dengelenirdi.

ebola yanlış örnek.

Direkt temas gerektiriyor, bu şekilde solunum yoluyla bile bulaşma durumu yok.

Daha bulaşıcı olsaydı ölüm oranı çok artardı ancak hem çok bulaşıcı hem çok hızlı öldüren bir şey olsaydı bir yerden sonra tüm konaklar hızlıca öleceğinden daha yavaş yayılmaya neden olurdu bence.

Kesinlikle uzmanı değilim.

Sirkeli su yeterli olur diye düşünüyorum. Bi süre beklet

Sirke virüse karşı etkili olmaz diyorlar televizyonda.

Ayrıca sirke ve karbonat birbirinin etkisini yok eder ve kapalı bir kapta karıştırırsanız patlayabilir diye okudum az önce.

Bozulacak şeyler değilse biraz balkonda filan bekletip sonra yıkasanız daha iyi olabilir. Ama buzdolabında bekleteyim madem demeyin, virüs soğukta daha uzun süre yaşayabilir.

En doğru yöntem nedir ben de bilmiyorum. Başkalarından umarım cevap gelir.

sirke virüs türlerine karşı etkili değilmiş. kullanacaksan 70 derece falan kolonya olmalı imiş.

Biz marul, maydanoz gibi ot ve sebzeleri balkona koyup, yiyeceğimiz zaman yıkayıp yiyoruz. Aldıktan sonra iki gün dokunmadık geçen hafta.

Portakal, elma, kereviz gibi meyve ve sebzeleri sabunlu suda yıkayıp, kurulayıp kaldırıyoruz.

Balkona koyup bekletin sonra normal suyla yıkayın. Sirkenin de dezenfekte edici bı etksii yok çeşme suyunun kloru bile ondan daha çok etkiliymism

Sabun kullanmayin yiyeceğiniz şeylerde.

@red g

sabun neden yok ?

meyveleri suyu leğenin içine dolduruyorum, sonra deterjan döküyorum içine.

bol köpürtüp her elmayı iyice cilalıyorum.

sonra lavobanın diğer haznesine su doldurup orada duruluyorum.

deterjan öldürmez sanırım en çok ishal yapabilir, ama iyi durulanmazsa kansere kadar yolu vardır herhal.

Virüs sirke ya da karbonatla ölmez.

deterjan konusunda ciddi değilsiniz umarım. @kulustur

1 damla deterjanı arıtabilmek için 250 litre su gerekiyor.

yani aslında bulaşık yıkadığımızda biz o deterjan kalıntılarını temizleyemiyoruz ve kanserojen.

mesela bir tava yıkadınız, tamamen arındırdığınızı düşünüyorsunuz, ocağın üstüne koyup kızdırdığınızda mutlaka yanık deterjan kokusu gelir zate ne kadar durularsanız durulayın deterjan kokar.

lütfen böyle çamaşır suyudur, deterjandır falan yiyeceklerinize bulaştırmayın. çok tehlikeli.

@hem şişko hem deli

anladım peki market ve pazardan aldığımız açıkta satılan ekmek, simit, elma, armut, ıspanak vs. nasıl steril hale getireceğiz ?

evde 65 yaşında annem var, bağışıklığı da düşük...

@kulustur, bilmiyorum, hiç bi fikrim yok açıkçası, bilim kurulu önerilerini araştırın.

benim annem de öyle, 65 yaşında, yeni ameliyat oldu ve kanser hastası, çok çekiniyorum.

annemle ilginç bir psikolojik oyun oynuyoruz, sebze falan almıyoruz, meyve de almıyoruz, bir tek portakal ile patates soğan tüketiyoruz. portakalın kabuğu kalın onu yıkasan da bişey olmaz, bir elma gibi , kabak gibi, ıspanak gibi değil yani.

patates soğan da zaten yağ içinde kavruluyor.

oynadığımız oyun şu, virüs var tırsıyoruz, canımız sebze , meyve çekiyor elbet ama çekmiyormuş gibi yapıyoruz.

Elmanın kabuğunu soyuyorsun, ıspanağı da pişirip yiyorsun zaten. Bu kadar paranoyak olmayın yahu.

elorelia

aldığınız gibi mi yiyorsunuz, pişiriyorsunuz.
poşetten çıkarınca bir yere koymuyor musunuz.
mesela simit aldınız simitçiden yediniz bu kadar mı ?

misal markette elmanın üstüne koronalı biri öksürdü.
soydunuz yediniz, elmaya dokununca size bulaşmaz mı ?
bıçağın üstünde kalacak, elmaya dokununca bir sürü yere dokunacasınız belki babanız, eşiniz oraya dokunacak....
siz de elmayı yıkamadan yediniz ? bir noktayı atlıyorum yada siz atladınız.

Yediğiniz yiyeceklere sabun filan karıştırmayın yahu; çok riskli. Aldıktan sonra iki üç gün yemeyin, sonra akan suyun altında yıkayın. Ben sirkeli suda bekletiyorum da tamamen psikolojik, etkisi yokmuş.

Bir de virüsün bulaşma süresi diye bir şey var; 2 gün geçtikten sonra virüs kalsa da sizi hasta etmez diyor doktorlar bangır bangır her yerde.

Yukarıdakilerin dediği gibi sirke tabii ki de virüslere karşı işe yaramıyor.

Doktor Jeffrey'inin anlattığına göre sabun suyla yıkayabilirsiniz. Sabun ksin çözüm olduğundan bu da kesin çözüm oluyor. www.youtube.com

Ekmegi simiti vs ateşe tutarak virusu oldurebilirsiniz. Meyve sebzeye sabun deterjan surmeyin, bekletin yikayin pisirebiliyorsaniz pisirin pismiyorsa normal yiyin.

mikro dalga veya fırında kızarıp bozarana kadar döndürebilirsin. başka yöntemi yok.

kaç dakika, kaç derece, çok kızarttığında yenmez çünkü

Ben tavada ısıtıyorum altlı üstlü.

ocağı son ayarda açın, şöyle bi her tarafını döndürün ateşte, bir şey kalmaz.

Unlu mamüller sterilize edilemez, yanacak kadar ısıtılmadıkça.
Ben de çok arıyorum ama bu dönemde sadece paketli ekmeklerden alıyorum.

Ocağı yakip atese tutarak ama yuksek sicakliga gelmeli

Anti tpo anti tg değerlerinize buna bağlı olarak selenyum ve iyot seviyenize baktılar mı hiç? Tiroidler ne durumda?

tiroid degerlerine baktilar mi? sinir tiroidler dogru calismadiginda olabiliyor
b vitamini seviyeleri nasil? beslenme durumu nasil? herhangi bir fiziksel aktivite, spor vs var mi?
magnezyum (badem) ve potasyum (muz) dusuklugu de bilissel sorunlara yol acabiliyor
yas kac? 35 ve sonrasi icin daha kolay yorulma vs bence normal

belki ruhsaldır...terapiyi deneyin

sigara?

sigara kullanmıyorum 5-6 yıl oldu.
alkol ayda 1-2 sefer 1-2 bira maks.

tiroide bakıldı normal değerlerdeydi.

magnezyum yada potasyum sürekli tüketiyorum.

terapi için psikiyatriste gittim sizin sorununuz ruhsal değil dedi zaten norolojiye yönlendirdi onlar da bir şey bulamadı. beyinde tümor mu var ona kadar baktılar.

bu arada gece çok terliyorum, kanser miyim diye suphelendik, diyabet neler neler...

Kalple ilgili bir şey olabilir mi?

@hair freak

kalp benim de yeni yeni aklıma geliyor. kimse de kalp yok ama bir zamanlar sigara falan içtik. lakin çok spor yaptım.

kalp olması şundan son zamanlarda çok hızlı fiziksel olarak yoruluyorum. ona bir baktıracağım. teşekkurler.

Ciddi bir durum olsa illa ki tam kan testlerinde patlak veriyor. Bence sizinki tamamen psikolojik bir durum. Doğru düzgün etrafınızda tavsiye edilen bi psikoloğa gidin diye öneririm. Psikoloğunuz gerekirse psikiyatriye yönlendirir zaten.

doktor değilim, ama metal zehirlenmelerinin kronik yorgunluğa yol açtığıyla ilgili çalışmalara rastlamıştım. metal testleri yaptırdınız mı?

Gluten ile ilgili bir durum olmasın?

opucuk baligi,

düşündüm fakat 5 yıla yaklaşan bir şey olması, bir de ağır metal içerene kokoreç ton balığından bile uzak dururum, evin çevresinde baz istasyon olduğunu bilsem taşınırım. o yüzden bu şıkkı eledim. teşekkurler.

gluten düşündüm fakat test yaptırmadım ona da bakalım. teşekkurler.

tatillerde çalışmadığın zamanda da aynı problem devam ediyormu bir değişim (daha az yorgun hissetme vs.) gibi bişi var mı? iş yeri stress'i falan da olabilir, stress tehlikeli bişi çünkü.

göz kuruluğunuz veya eklem ağrınız varsa bunları da belirtip dahiliyeye başvurabilrsiniz.
otoimmün, tiroit, demir eksikliği veya fibromiyalji olabilir test yapılması gerek

Kardesim bu illetin adi CFS
Cronic Fatigue Syndrome. Kronik yorgunluk sendromu. 10 yil cektim. Antidepresanla gecti. Iyi bir psikiatriste git.

bahar geliyor, bisiklet turu yada hızlı yürüyüş gibi aktivitelere yönelin.. hem stres atarsınız hem de dayanıklılığınız artar.. düzenli spor yaptıkça insanın dayanıklılığı gerçekten artıyor.. haliyle gün içinde yorgun hissetmez oluyorsunuz..

beslenmeniz nasıl? Sindirim sisteminizle ilgili olma olasılığı var. Şekerli gıdalar bağırsaktaki zararlı mantar bakterileri çoğaltır, bu da dediğiniz gibi sabahları alkol almış gibi yorgun ve zihninizin bulanık olmasına neden olabilir. Hatta bu bakteriler şekeri parçalayarak alkole dönüştürebilirler.
İnternette "gut bacteria producing alcohol" diye aratıp çıkan sonuçlara bir göz atın.
Bunu önlemek için şekerli gıdalardan uzak durmalı, fermente gıdalar almalısınız. Ev yoğurdu, ev turşusu, özellikle kefir probiyotik açıdan zengin gıdalardır. Eğer bunlardan yemiyorsanız beslenmenize bunları ekleyin ve dediğim gibi şekerden ve paketli atıştırmalıklardan uzak durun.

açıkçası beslenmem çok iyi değildi ama normaldi. abartı abur cubur yemiyordum. çikolata bir tek eğlence kaynağı idi. onu da kestim ama değişen büyük bir şey yok. kahve çayı kestim. salataya, sebzeye, ete başladım. bunlar dışında yemiyorum. ekmek haftada bir iki sefer. bulgur yiyorum. bazen pilav.

psikolojik olduğuna inandırdılar, ben de inandım fakat bir taraftan fiziksel bulgular da güçlü. hangi psikolojik hastalık çalışmayı işimi çok sevmeme rağmen konsantrayon bozukluğu veya iş başında deli uyku getirebilir. gece fena terliyorum. bazen parmağımı kaldırmak istemiyorum. evliliğim iyi, kariyerim son 4-5 yılda kötüye gitti ama sorun değil. bilmiyorum.

tüm yorumları okumadım ama şöyle çok düz bi tavsiyede bulunabilirim, ağırlık kaldırın. koşu bandı falan demiyorum. baya squat bench press içeren haftalık 3 gün yeterli olur. sürekli uyuşukluk hali var sizde ve bu psikoloji sizi esir almış. o yorgun halinizle ağırlık kaldırsbildiğinizi kendinize bedeninize psikolojinize gösterin, gücünüzü görün. sonra işlerin yoluna gireceğini umut ediyorum.

muhtemelen depresyon hocam, geçmiş olsun. daha iyi bir psikiyatriste gidin.

www.metrobusharitasi.com

önce google.

Beylikdüzüne giden metrobüslere binip Haramidere Sanayi durağında ineceksin.

wert+1 bir sekilde kendini metronuse at, beylikduzune atarsan direk, avcialara atarsan avcilardan aktarmayla gidicen, haramidere sanayi duragi torium un önü

marmaray ile gitme imkanı var mı _

marmaray'dan hangi durakta inip metrobüse aktarma yaparım acaba ?

tşk.

marmaraya bimersen kucukcekmece duraginda inersin ama metrobuse 10/15 dk yurumen lazim ve fakat birde marmarau cok tin tin gidiyo, sen bilirsin

teşekkür ederim. altunizadeye gidip metrobüse binmek en mantıklısı.

postacı kapıda da alır o ücreti, gümrük sunum ücretini banggod tahsil edemez (daha tam neye göre hesaplandığı bile belli değil zaten, devlet bi tarafından da uyduruyor olabilir), gümrük vergisi hesaplanırken bu ücret dahil mi değil mi bilmiyorum ama sadece gümrük vergisi değil o tahsil edilen.
çin sitelerinin vergi dahil tahsilat yaptığını sanmıyorum, sadece amazon'da gördüm onu şimdiye kadar.

Kargo olarak turkey direct mail seçtiğinde vergiler dahil oluyor.

direct mail saçtik bu yüzden fiyat arttı.

yeni bir sipariş vereceğim tırsıyorum. ptt mi yanlış hesaplıyor fazladan mı alıyorlar vergiyi acaba ?

ptt tahsilat için yada alınan vergi için evrak vermesi gerekmez mi ?

Destekle iletişime geçin geri ödeme yapmaları lazım vergiyi.

hiç simit satmayı denedin mi?

Onlar simit satmayı düşünüyordur da, işveren bu bizle kaç gun simit satabilir ki, sonuçta üniversite mezunu, yarın bir gün bırakır gider, istediğimiz gibi de ezemeyiz diyip işe almıyordur.


Memurlar.net sayfasında isyan eden kişileri görebilirsiniz. İyi puan alıyorsunuz mülakatta eleniyorsunuz. Özele gidiyorsun "sen bizi bırakıp gidersin" diyorlar.

İnsanlar çaresiz kaldığı için intihar ediyor. Ben hiç kimsenin masa başı iş olmadığı için intihar ettiğini düşünmüyorum.

Ve evet, yardım eden kimse yok. Aç olan kişilerin sayısı oldukça fazla.

İntihar etmek için sadece aç olmak gerekmiyor. Aslında kimse kolay kolay açlıktan intihar etmez zaten, bazı şeyleri gururuna yediremediği için eder. Yoksa git sokakta bir lira iste milletten karnını doyurursun yine yada lokantaları gez karnım aç param yok de illa ki yemek verir sana birileri. Hayattan beklentisi kalmamıştır, bugüne kadar istediği hiçbir şey olmamıştır, toplum baskısından yılmıştır, aile baskısından yılmıştır, arkadaşı kalmamıştır vs. bin tane ana sebep var aslında. İşsizlik bataklığına girdiğinde bunların birçoğu default olarak geliyor zaten. her gün babandan 20-30 lira harçlık beklemek koyar insana bir süre sonra. Arkadaşların bir yere gider paran olmadığı için gidemezsin, gitmek istesen bile giyecek doğru düzgün kıyafetin olmayabilir, gururuna dokunduğu için türlü türlü bahaneler uydurursun, bir süre sonra ister istemez asosyal olursun, ondan sonra da intihar fikri kafanda ciddi yer etmeye başlar.

@rents sokakta kağıt dağıttım.Simitte satarım.

@geçergünugradım ve @mesa sanırım haklısınız ama intihar sırf iş bulamıyorum diye olmamalı .İnsanı iş bulamamak girişimci yapmalı !

bir işsiz olarak söyleyebilirim ki etmiyor. işsiz gençleri anlayamıyorum bende. ama 30+ işsizlik ağır geliyor insana. kimseden para isteyemiyorsun birde insanın gururu kırılıyor yani. ama 30 yaş altı hele 22 23 yaşında gencecik çocukların yapabileceği bir sürü iş var. bir çoğu üniversite mezunu olduğu için "iş" 'i kendine yakıştıramadığı için çalışmayıp bunalıma giriyor. tanıdığım bir sürü minibüs şöförü seyyar satıcı vb var üniversite mezunu. biraz onur kırıcı olsa da hayatın gerçeği çalışıp para kazanmak. ama gençler biraz şey... şey işte... yani bir sürü bar günlük 100 150 liraya işçi arıyor, tanıdığım 2 bar sahibi çalışacak adam bulamıyor her hafta birini işe alıyorlar, önümüzdeki hafta "bu iş zor" diyerek insanlar işten çıkıyor. sebebi de kendilerinin üniversite mezunu olması diyor arkadaşım. ama türkiyede ciddi manada açlık var. bunu tartışmak yersiz olur. ülkede çalışsan bile açsın şu an. asgari ücret açlık sınırının "biraz" üstünde, yoksulluk sınırının ise epey altında. dolayısıyla büyük bir kesim aç, ama genel olarak çok büyük bir kesim yoksul diyebiliriz.

işsiz insan nasıl girişimci olsun peki? örnek verin mesela. cebinde para yok girişimci olacaksın?

kuzenim ankara antlaşmasıyla ingiltereye gitti. tüm birikimi gitti. ailesi de üç evini sattı.

O zaman genç işsiz %25'in tamamı çıksın simit satsın, pazarda limon satsın, kağıt toplasın. Hatta bunların büyük bir bölümü de 4 yıl okumuş olsun. Okumamış kitle de siyasi bağlantıları ile bağladıkları işlerle altlarına Range çeksinler. Böyle mantık olur mu yav? Aynen islam devriminden sonraki İran ve Amerikan işgalinden sonraki Irak'taki gibi senaryolar. Kasım Süleymani inşaat işçisiyken komutan yapılmış. Irak'ta tanıştığım işadamı vardı, mütahhitlik yapıyordu, Saddam döneminde bakkal işletiyormuş, sonra koskoca mütahhit yapmışlar adamı. Hocam işte bu ziniyet gençleri intihara demesek bile karamsarlığa sürüklüyor. Devletin görevi elbette her gence iş bulmak, her açı doyurmak değildir; fakat piyasayı canlandırıcı ve her bireyin kendi ayakların üzerinde durabilceği ortamı desteklemektir. Bizim iç politika ayrı, dış politika ayrı... Aha Suriye bitecek mi diye düşünürken Libya başladı. Böyle yönetilmez...

Hocam şimdi dünyada bin bir çeşit insan var. Milyon tane farklı karakterde insan var, milyon tane farklı yaşanmışlığı olan insan var. "Bak ben simit sattım bla bla yaptım herkes yapsın" diye bir genelleme yapamazsın. Kahve muhabbeti olur yani bu. İnsan psikolojisi bu kadar basit bir şey değil.

sokakta simit falan satamazsın.
çorap bile satamazsın.
bir sefer kadıköy de midye satan bir çocugu 15-20 kişinin dövdügünu gördum. iki uc kişi olsa ayırırsın bu oyle degil bildigin çete gibiler. tezgahı kafasına vura vura kırdılar.

İnsan psikolojisi bu kadar basit bir şey değil.

nerede yaşıyorsunuz bilmiyorum ama dünyanın birçok ülkesinde açlık var.

olayın belediyenin yardım edip etmemesiyle alakası yok. bu soru için bir uzmanın cevap vermesi gerekir. bunlar da, ekonomist, toplumbilimci, ruh bilimci ve ruh doktoru.

olay gerçekten simitlik bir durum değil çünkü. bireysel bir ihtihar ancak uzmanlar bunu farklı ve gerçekçi boyuttan açıklar. burda da o yok.

Olaya sadece sokakta bir şey satmak yönünden girip gideceğim. Her köşe tutulmuş siz tek başınıza bir şey yapmak isteseniz dayak, tehdit vs ile yaptırmıyorlar . Sandığınız kadar kolay değil.

aynen damla sakızlının dediği gibi geçen tvde zabıta simitçinin simitlerini götürdü. adam 750 liram gitti diyordu.

bir de çiftçilere destek vereceğiz dediler. tarım kredisi desteği verenler 50 bini 150 bin olarak ödüyormuş.bunun linkini bulamadım. fox haberde izlemiştim 2 gün önce.

Sokakta mafya ve çeteler var kolay değil o işler. Anında tepene çökerler senin.

Simitçi çok acil işim çıktı, tezgaha bakar mısın desin sana yalvara yakara. Sen de kabul etmiş ol, o 10 dakika sana 10 yıl gibi gelir, tanıdık biri görse rezil olucam düşüncesiyle kurdeşen dökersin

sen nerede yaşıyorsun l.a'da falan mı?

İnsanlar durumlarının düzelme imkanı olmadığını düşündükleri için hayatlarına son veriyorlar.

Ayrıca, sanki simit satmak çok kolaymış gibi yazmışsınız. Küçük girişimcinin Türkiye'de devlete veya devletin gayriresmi aygıtlarına (mafya vb.) haraç vermeden serbestçe iş yapması mümkün değil. Simit ve limon satmayı geçtim dilenemezsiniz bile. En iyi ihtimalle vergi gelirinin dörtte üçü dolaylı vergilerden sağlanmıyormuş, kimse vergi kaçırmıyormuş gibi tepenize çöküp "sen devletine nasıl vergi ödemezsin" diye tepene çökerler.

İşsizlikten fırsat yaratıp girişimci olmak için mülkiyet haklarına saygılı bir hukuk devletinde yaşamak lazım.

@angina instagramdan satış yap,büyük şehirde iş ara hayat güzel !

insanlar onca sene dirsek çürüttükten sonra günde 10 saat karın tokluğuna çalışmak istemiyorlar, hele ki diğer insanların nasıl yaşadığını çok daha rahat bir şekilde görebildikleri böyle bir devirde. bunun adı da "şımarıklık" oluyor, "nankörlük" oluyor. bu zihniyetteki adamların yatacak yeri yok. yattığı yerden para kazanmak isteyen birinin intihar ettiğini zaten görmezsiniz. o fakir diye beğenmediğiniz, iş beğenmediğini söylediğiniz insanların çoğu türlü türlü aşağılamalara, terbiyesizliğe maruz kalarak sırf karnını doyurabilmek için türlü türlü işte çalışıyor genelde. onca sene eğitim aldıktan, belli bir alanda kendilerini geliştirdikten sonra insanca simit satabilmekten fazlasını yapmak istemeleri tuhaf mı?

bugün 4 bin lira maaş alan şanslı sayıyor kendini. bu parayla ne yapabiliyorsun sen mesela? ömür boyu çalış. ev mi alacaksın? araba mı? sabah akşam peynir ekmek yersen belki 45-50 sene sonra yaparsın işte. insanların psikolojisi bozuluyor. kimse yatmak ya da saraylar sahibi olmak derdinde değil. sadece şunu soruyor insanlar: başkaları refah içinde yüzerken ben niye bunca uğraşıma rağmen hep mücadele etmek zorunda kalıyorum? etsem ne olacak, ömrümü sırf aç kalmamak için çabalamakla mı geçireceğim?

buna diğer sorunları da ekle, dağ gibi büyüyor işte. psikolojin bozuluyor. çalışkan, mücadeleci, yırtık insanlar yerine göre günde 16 saat çalışır, gardırobun içinde uyur, tuvalette yatar vs... onlara helal olsun tamam ama bu "norm" değildir. insanlık onuruna, gururuna yakışan bir şey değildir. insanların bunu normalleştirmesi, insanlardan bunun beklenmesi şerefsizliktir. hele ki okula gitmiş, eğitim almış, 22-23 yaşına kadar dirsek çürütmüş insanların yarına çıkıp çıkamayacağını düşünmek zorunda kalması devletin ve düzenin ayıbıdır. hiçbir kimse insanca yaşayabilmek için "katma değer üretmek" zorunda olmamalı; komünizmi mabadından anlayan arkadaşlar gibi "doktorla işçinin maaşı aynı olsun" falan demiyorum ama insanlar iş bulabilmeli ve günde 8 saat çalışan her insan belli standartlara kavuşabilmelidir. oyuncak değil bu, insan. haftada 40-45 saat çalışan insanlar bir parça et yiyemiyorsa, yırtık ayakkabısını yaptıramıyorsa bunun sorumlusu o insanlar değildir. devletin görevi de bu insanlara sahip çıkmak, insanlara iş ve yaşam konusunda destek olmaktır.

robot değiliz hiçbirimiz. sen yıllarca uğraşıp bir ev yapsan, ben de seninle dalga geçer gibi gelip dinamitle patlatsam "neyse yenisini yaparım" deyip gidecek misin? hiç üzülmeyecek misin? bu ülkenin başına ne geldiyse bu garibanlığı normal bulan, hak arayana "nankör" diyen, vasatlığı ve varoşluğu yücelten anlayıştan geldi. bunu üniversite mezunu olup da iş bulamadığı için intihar eden insanlar yerine gidip patronlara anlatsanıza. onlara sorsanıza bakalım çalışanları tembel miymiş?

ulan benim annem 50 yaşında sabah akşam, gece gündüz demeden çalışıyor. bir ara temizliğe giderdi, ben masaj yapmasam ertesi gün yerinden kalkamıyordu kadın. şu kadıncağız 200 lira fazla istese "tembel" olacak, "nankör" olacak; iyi yaşayamadığı, çocuklarına gelecek sağlayamadığı için psikolojisi bozulup da intihar etse "niye simit satmamış" olacak öyle mi?

şu kapitalizmi, patronları, girişimcileri sevdiğiniz kadar sadece insanca yaşamayı arzulayan ve bunun için halihazırda haftanın 40-45 saatinden vazgeçmeyi göze almış insanları sevseniz ya lan, çok mu zor?

Soru saka gibi
Der meister +1

@der mister o kadar güzel ve net yazmış ki ekleyecek bir şey bulamadım cevap olarak.

alsınlar çeyrek dönem için 100 lira ancak bir şey çıkar.

kapattır
para mara vermezsin

ev ofis olarak kendi kendinize sözleşme yaparsınız. evin %50'sini kullanır giderlerini de paylaştırma şansınız olur falan..

yalnız bu sene maliye sanırım serbest meslek mensuplarının bu tip ev ofis kullanmalarını kısıtlayan bir şeyler yaptı. gider mi yazamıyorsun nedir öyle bir şey belki sadece avukat, muhasebeci için geçerlidir araştırın.

gelen giden olacak mı?

Tüm komşuların yazılı onayını almanız gerekir diye biliyorum.

Kardeş, uzak gelmezse Kastamonu'ya git, şurada kal: www.sadibeyciftligi.com
Sağı solu gez.
Araçsız gidilmez, kış lastiği alın. Macera.

@ebabil curnatasi

hocam burası kaça patlar 3 gün için oda fiyatlarını bilir misiniz ?

yedi göller, abant olabilir, mudanya da sakindir.

@kulustur: bilmiyorum, galiba 3 yil once bir kis gunu gitmistim, o halini hatirliyorum. parasi aklimda kalmamis, sorup fiyat almak lazim.

abant'a herkes gidiyor, farkli fikir olsun diye belirttim.

maaşlı mı çalışıyorsun, bir ticaretin veya vergsiz gelen bir para yoksa sıkıntı yapma.cezayı öder geçersin.

son dört yıl içerisinde iş değişikliği yaptınız mı?

1. Maaşlıyım
Ama onun dışında da arkadaşlarım adına kredi vs çektim. Maaşımın üstünde toplam harcamam oldu.
Yurtdışında kendi şirketim de var ama o para buraya gelmiyor.

2. Son 4 yılda 2 kere iş değiştirdim.

muhtemelen son dört yılda iki kere iş değiştirmenizi istinaden çağırıyorlar, iş değiştirmenizden kaynaklı vergi matrahından kayıpla ilgili sizden beyanname vermenizi ve cezası ile bu vergiyi ödemenizi isteyecekler.

kpmgvergi.com konuyla ilgili yazılmış güzel bi makale okumanızı tavsiye ederim.

sıkıntı olmaz o zaman rahat ol. arkadaşın adına kredi de sorun olmaz. ticari bir al sat olmadığı sürece.

sanırım iş değişikliğinden dolayı düşük vergi verenleri çağırıyorlar.
yıl içinde iş değiştirip atıyorum 50 bin kazandınız ama yeni iş yeri bunu dikkate almadı ve 0 tl olarak gösterdi. aradaki fark vergi kaçırma oluyor.
yeni çıkan bir kanunla iş değişikliğini de bildirmemiz gerekiyormuş.
korkmanıza gerek yok o aradaki farkı sizden alacaklar.

Peki yarın 9da değil de perşembe 9da gitsem?

sakin ol.
bir şey çıkmaz, şu ara çok kişiyi çağırıyorlar.
özellikle yıl içinde işini değiştirenler.

@kulustur bir şey çıkar bi arkadaşıma 8900 tl, diğer arkadaşıma 3500 tl borç çıkardılar.

Son iki yıldır iş değiştirdiysen düşük vergi ödedin diye o farkı istemek için çagırıyorlardır

Yazı da ne yazıyor? Yurtdışı kazancın gelip gelmemesi önemli değil beyan edilmesi gerekiyor.

neden olmasın tabii mümkün.
fakat yetenekleriniz ve geçmiş tecrübelerinizi düşünün.

Kurs ve meslek deyince aklıma belediyelerin düzenlediği dikiş nakış kursları geliyor sadece. Oradan da meslek falan çıkmaz. Sanayiye gidip direkt iş öğrenilebilir o da zor. Küfür kıyamet falan herkes yapamaz. Ülkede hobiden meslek üretmek diye bir şey kalmadı. Temel ihtiyaçları karşılama harici bir şeylerden para kazanma pek kalmadı

olur tabi neden olmasın.sadece yeteneğinize ve maddi durumunuza göre değişir.

@frances vasıfsızım. her şeyden az çok anlıyorum. ama bir şeyden tam anlamıyorum. iş hayatı beni hep müşteri hizmetleri gibi yerlere itiyor. bunlardan kurtulmak istiyorum artık.

grafikerlik öğrenebilirsin mesela, dil de öğrenebilirsin. aslında geç değil, ben 33 yaşımdan sonra kariyer yapmaya başladım, istersen her şey oluyor yani. ilgi alanına yakın bir şey seçersen daha hızlı gelişirsin.

hayatım hep mutsuz isteksiz küfür ede ede gittiğim iş yerleri ile dolu.. şu ana kadar hep insanlar telefon ya da chat vasıtası ile konuşmak zorunda kaldım. suçum olmamasına rağmen azar yiyip hayattan bezdirilen konumda oldum. yazılımcıların hatası yüzünden site açılmıyor mesela telefondaki herif beni buluyor ben yapmışım gibi beni suçluyor. artık doldum taştım.. 80-90 bin param var bir iş mi yapsam diye düşünüyorum. yani bir kursa gidip bir işi öğrenip iş yeri açmak gibi bişeyde olabilir. ama o kurs nedir bilmiyorum. e ticaret yapmak istiyorum ama nasıl yaparım bilmiyorum. kitap okumak hobim. dünya klasikleri mi satsam acaba.. kitap mı satsam ama nasıl??

şöyle düşünmek lazım. 20 yaşında çalışmaya başladıysan 65 ine kadar çalışacaksın. sadece 10 senesi geride kalmış, 35 sene daha var. o yüzden katlanılır bir meslek bulmak lazım.

illa zanaat öğrenmeye de gerek yok, kimi evden petshop malzemeleri kargolayarak da geçimini sağlayabiliyor. işini iyi yapan insanlara her zaman ihtiyaç var.
aslında umarım siz de kendi işinizi kurarsınız.

kitapla para kazanmak zor, farkındasındır zaten. kazananlar da okuma heveslilerine satış yaparak değil, daha çok belli spesifik satışlar üzerinden kazanıyorlar. örnek vereyim: izmir'de bir sahaf arkadaşım vardı, ege bölgesinde küçük ilçelerdeki sahafları dolaşıp, değerli olabilecek kitapları topluyordu, sonra da izmir'de iki katına okutuyordu. işin içine ticaret giriyorsa kitaba bir okur olarak değil, meta olarak bakman gerekiyor, acı ama gerçek. ticaretten anlamıyorsan bence hiç bulaşma, onun yerine bir kursa gitsen, bir konuda uzmanlaşsan çok daha mantıklı.

e ticaret için bir kurs var mı ya bildiğiniz ben kendi paramla bir e ticaret sitesi açıp kitap satışı + pet shop gibi bir dükkan açmak istiyorum. hedefim ayda 3-4 bin getirsin yeterli. batarsamda intihar ederim artık bıçak kemiğe dayandı

türkiyede 25 yasında bıle işe başlasan sen yaşlanmışsın işe yaramazsın muamelesi gorüyorsun maalesef. ne biçim ülke lan burası.

aslında var ya ben senin yerinde olsam uluslararası geçerliliği olan bir hasta bakımı sertifikası alır, temel almanca öğrenir ve almanya'ya kapağı atarım. deli gibi ihtiyaçları var, öyle böyle değil. mesela 2 yılda hazır hale gelsen, 32 yaşında basar gidersin, zaten o işi yapanların çoğu 30 yaş üstü.

Night train guzel fikir vermiş.

Evden ya da ufak bir dukkan acarak pet işine girebilirsin.sadece mama uzerinden yurusen bile bahsettiğin kazancı elde edersin.

Burada bijuteri işi yapan bir arkadaş vardı.birkaç kişiye o işi yapmaları için önayak oldu.onun gibi kar marjı yüksek ürünlerde olabilir ama bunun için bilen bir kişiden destek almak yerinde olur.

Nicke bakarak kadın olduğunu varsayıyorum. Ben de o lanet olası çağrı merkezlerinden geçtim. Birine beddua edeceksem çağrı merkezine düş derim ashffsg
Öneri olarak da:
Fotoğrafçılık kursuna giderek doğum fotoğrafçılığı yapabilirsin. Anneler çılgın gibi, doğum fotoğrafı, ilk yaş doğum günü, mevlüt çekimi vs. hiç bitmiyor çekilmeler.
Ya da yine bu alanda hastane odası süsleme işi var. Organizasyon diye geçiyor. Ben fiyat sormuştum da birilerine 2000 tlden başlıyordu fiyatları.
Mutfakta ve hamur işinde yetenek varsa pastacılık kursuna giderek butik bir pastacı da açabilirsin eldeki parayla.
Tüm bu önerilerimde instagramdan bol takipçi kasmak ve sürekli paylaşım yapmak çok önemli.
Görmek istersen esinlendiğim hesapların linkini verebilirim.

Kurs değil de 2 yıllık meslek bölümleri okuyarak iyi yerlere gelebilirsin. Odyoloji okuyan bir tanıdık 4500-5000 civarı maaş alıyor. Bu dediğim bölüm kasarsan 1,5 yılda bile bitebilecek bir bölüm.

Sakın 4 yıllık bölüm okuyayım deme. Diş hekimleri bile iş bulamıyor bu ülkede. Ara eleman olacaksan iş var, diğer türlü çok zor.

35!

ben de teknik destek hattinda calisiyorum 3 senedir. iyi yani yurtdisindayim. ama kac yasina kadar yapilabilir bu is bilmiyorum o sebeple yeni arayislar icerisindeyim. param yok ama olsa da riske atacak bir fikrim yok. ama su anki isi yapmazdim o kesin!

her kurs olabilir, ama neye yatkinsin onu bilmen lazim. ama tahmin ediyorum motivasyonun yoktur simdi...

dil kursuna baska bir ulkeye git, hem ufkun acilir.

veterinerlik?

Bulunduğunuz yerdeki halk eğitim merkezlerine danışabilirsiniz. 5-6 önce engelli ve yaşlı bakım kursu vermiştim halk eğitim merkezinde.
Bir başka alan olarak dışarıdan okunabilecek bölümler var, çocuk gelişimi mesela. İş bulmaimkanı yüksek.
Başarılar diliyorum.

ürünü ona postalasan, orada iade yapsa o para yine kredi kartına iade yapılacak. o ürün ne şekilde iade edilirse edilsin iadesi karta yapılacak

sen burada iade yapacaksın, para karta yatacak, kardeşin kullandığı bankanın mobil uygulamasından sana gönderecek, işlem masrafını da senden düşecek.

kardeşim kartı gönderemez başka kartı yok.

kredi kartı elimizde olmadan iade yapalabilir miyim

fiş kimdeyse iadeyi o yapar (siz oluyorsunuz)
para kredi kartına iade edilir
kardeşinizdeki nakit parayı da kardeşiniz size gönderir (cebe havale, atmden yatırma vs. vs.) en fazla 5 tl kesinti olur.

sorun şurada kardeşimin kredi kartı bende değil.

iadeyi nereye yapacaklar kart olmadan ?

iadeyi sistemden yapıyorlar diye biliyorum. tekrar karta gerek olmayabilir. emin değilim. mağazaya telefon açıp sorun bence.

kredi karti olmadan iade yapamazlar. pos cihazina kartin sokulup onaylanmasi gerekiyor. ya kart urunun yanina gelecek yada urun kartin yanina gidecek. baska yolu yok maalesef

Migros /kefirzadem mi kefirdanem mi ne var. Onu alın.

Nasi yapiyosunuz ki kefiri? Cok basit aslinda zehirlenene de hic rastlamadim, sonucta peynir mayalamiyorsunuz - o tehlikeli. Bence markette islenmis urun almayin.

superfluid +1

nasıl başardınız evde kefirle zehirlenmeyi yahu? çok mu beklettiniz, sütünüz ya da mayanızda mmı sorun vardı? yoksa biz evde yapıyorduk bir şey olmuyordu.

merketten kuru maya aldım, iki litre süte koydum. öyle yani.

yıllardır evde kefir yaparım, kefirden zehirlenmeyi ilk defa duyuyorum, istisnai örnekleri genelmiş gibi kabul etmeyin bence, maya bulursanız evde kefir yapmak çok basit ve daha sağlıklı.

www.youtube.com

Videodaki gibi ayak parmağını uyuşturup, tırnağın ete batan kısmını tırnak köküne kadar kesip, çekip çıkartıyorlar. Sonra da asit dedikleri, tırnağın tekrar oluşmasını önleyen bir zımbırtı sürüp kapatıyorlar. İyi bakılmazsa belki tekrarlıyormuş ama videoyu izleyince göreceksin tırnağın %20'si yok oluyor zaten.

tr.aliexpress.com

ben bundan aldım işe yarıyor fakat herkeste işe yarayacak diye bir kaide yok denemek lazim çünkü herkesin batış tarzı farklı oluyor uygulama hakkında bilgi istiyorsan yeşillendir

Düzenli pedikür

aynısı benimde başıma gelmişti özel hastane bile iyileşmez dedi ama benim ki geçti. tırnak bölgesi mikrop kapıyor o yüzden ben bir krem kullandım ama ismini hatırlamıyorum sarımsı bir kremdi. önemli olan o bölgedeki ıiltihap temizlemek. tırnak çektirmek kesin çözüm olmuyor bence dediğim kremi araştırın ve uygulayın.
emin değilim ama bu olabilir yinede eczaneye danışın. www.1krem.com

bana da oldu. ilaç aldım, yarayı temizliyordum. söylenene göre bi noktada lazerle yakmaları gerekecekti.
bi gün elimle oynuyordum batan bölgeyle. sakince ittire kaktıra batan kısım çıktı ve tırnağın da uzamış bölgesini elimle çektim. (başkaları da yapıyordur diye tahmin ediyorum, çok uzamış ayak tırnağınızı arada elinizle kopardığınız olmuştur, öyle bi işlemden bahsediyorum)
akabinde inanılmaz bi rahatlama hissettim. anladım ki daha fazla batmayacak. hafif iltihap kalsada yürümem, koşmam normalleşti. merhemlerle filan iltihap da geçti.
bi daha da yaşamadım aynısını.

pedikür. başka bir şey değil. o ilk video ne öyle kurbanlık koyun gibi. hiç öyle şeyler olmadı valla.

genel cerraha git ameliyat gibi bir işlem yapıyor. kurtuluyorsun. annem öyle kurtuldu. ortopedi hep tırnağı çekerdi. ya da seni yanlış yönlendirmeyim ama bölümün biri tırnağı yanlardan keserek batık yerleri çıkarıyor. kesin çözümü o. sakın çektirme yine uzuyor çile yanına kalıyor.

bu konuda benden daha fazla sorun yaşamış bir insan evladı olduğunu düşünmüyorum.

tırnak batması için kullanmadığım ilaç kalmadı. üzerine 6-7 kez operasyon geçirdim sonuç aynı. bir noktadan sonra yeniden batmaya başlıyor.

çözümü ise acayip derecede basitmiş. son dönemde tam anlamıyla kurtuldum diyebilirim. tırnak batmaya başlayınca soğanı suda haşlayıp ayağıma sarıyorum. bütün gece bu şekilde kalıyor. sabah iltihabın indiğini ve tırnağın dışarı çıktığını görüyorum. iki üç kez bu şekilde yapınca bir sene rahatlıyorum. batma olmuyor. aklınızda olsun.

arkadaşlar nasıl olmuşsa bilmiyorum tırnak mantarı başlamış. doktor havuzdan kapmış olabilirsin dedi. veya çok şeker yemek de yapabilirmiş. bir sürü nedeni varmış.

işte batma o yüzden oluyormuş. ilaç kullanmaya başladım. batma geçti gibi.

Deli misin eve gitme sakın.
Evi ilaçlat ve bu süreç bitene kadar sevgilinde kal, çok yük olmuyosan.

erkek arkadaşınız gelip evi bi arasın.

akrep ısıya duyarlıdır size yaklaşmaz.

akrepler çift gezer, evde bir tane çıktıysa kesin bir tane daha vardır diye bir geyik vardı ben çocukken, bilimsel bir doğruluğu var mı bilmiyorum ama kumrular çift gezebiliyorsa akrepler de pekala gezebilir.

aklıma gelen en mantıklı çözümler yukarıda yazılmış:
-evi ilaçlatın.
-tanıdık bir kedi varsa eve kedi salın.

erkek arkadaşın attı akrep'i eve.

olayın psikolojik boyutunu atlatmanıza yardımcı olabilecek şey ilaçlama olabilir. 2 sene önce yazın evde birkaç kara çiyan öldürünce aklım nasıl gitmiş ki sabah 5den önce uyuyamıyordum. sağlam bir ilaçladım şimdi onlar düşünsün modunda uykum normal saatlerde gelmeye başlamıştı.

birsey olmaz ya. bizim ogrenci evinden de cikmisti. arkadas yanlislika ustune basip da oldurunce farkettik evde akrep oldugunu. zaten oldugu icin hayatimizda 30saniyelik yer isgal etti ondan sonra kaldigimiz yerden devam ettik. baska da akrep cikmadi evden

Bizim de yazlıkta bir hafta arayla iki defa çıkmıştı ama karı koca olduklarını sanmıyorum jungleın içinde bir yerdi :) akrebe karşı ilaçlama bilmiyorum ama bildiğim şey süte geldikleri ve mavi renk boyaları ev pervazlarına sürüyorlar akrep gelmesin diye. Kedi mantıklı bizimkini ödünç verebilirim :)))

Gec Isırır kulağından erkek arkadaşında kal

biz 5 yıl önce evde akrep bulduk, salonun ortasında. üzerine önce tabak kapattık sonra attık. 5 yıldır bir daha başka bir akrebe rastlamadık.

bir şey olmaz ya. geçen günkü kalkışmayı bastırdığına göre daha cesaret edemezler. emir komuta zinciri halinde saldırmıyor bunlar.

Keşke sabahtan sorsaydın ilaç önerirdik, şimdi bu saatte ilaç bulamazsın. Yine de korunma anlamında yapabileceğin şeyler var.

Böcekler kokuyu sevmiyorlar. Çamaşırve yiyecek dolaplarına, kurutulan meyve vs tenekelerine kokulu bitkilerden konmasının nedeni böcek korunması. Varsa lavanta adaçayı gibi kokulu bieyler yak ev bi tütsülensin. Kendin de parfüm gibi kalıcı bi koku kullanabilirsin.
Varsa koyu mavi bişeyler giy, mavi çarşaf kullan. Köylerde evlerin pencere ve kapıları böceklerden korunma yöntemi olarak maviye boyanır.
Evde gazyağı varsa yatağın yere değen kısımlarına sürebilirsin. naftalin olabilir, parfüm olabilir.
Son olarak da kuytu bi köşeye onun sevdiği bi yiyecek bırkabilirsin, karnını doyurup köşesine çekilir evin içinde yiyecek aranmaz.

Ayrıca; rahat ol, akrep kendini tehlikede hissetmezse sokmaz. Akreplerle ve diğerleriyle birlikte yaşanıp gidiliyor yüzyıllardır. Yukardaki önlemleri al, rahat rahat uyu. Bişey olmaz merak etme.

önceki duyurunuzu okumadım ama ilaçlatma konusunda bir şey diyeyim. eğer apartmanda kalıyorsanız diğer komşularla konuşup olayı anlatın, ortak olarak bütün apartmanı ilaçlatın. kim bilir nereden girdi sizin dairenize? apartmanın muhtelifnkuytu köşe yerlerine, duvar içlerine yuva yapmışlardır belki.

yavru yapmışsa sorun olabilir. ilaçlatın hemen çok pahalı bir şey değil. bir gece evde kalmıyorsun ilacın kokusu gidince evi kullanabiliyorsun. o gece de erkek arkadaşınızda kalın şu an ev çok sağlıklı olmayabilir

Hocam oralarda kafeler vardı, şelale cafe, yaka park vs isimlerini tam hatırlamıyorum ama ağaç evleri olan kafelerdi. Bu yerlerde ağaç evlerde uyuyabiliyorsunuz. Biz bir gece geçirmiştik çok keyifliydi. Tam olarak ev değil de böyle sedir gibiydi. Tavsiyedir.

deneyim sahibi iseniz kanyonun içinde konaklarsınız fakat çok tehlikeli bir iş. çadırı kanyonun dışında bir yerlere kurun. sel tehlikesi var hatta yükseğe kurun.

kanyonun içini diyorsan sel+1, yılan, çıyan böcek olur bir de karışan olur mu bilmiyorum, ama orası park vs olduğundan izin vermezler gibi geldi.

Çadır atılmaz kurulur.

bunlar daha cok cakilli yollar icin. Ben size Cannondale quick 6 ve ya 7, specilazed sirrus,cube curve gibi bisikletlere bakmanizi tavsiye ederim.

Ayrica sahibinden'de bir suru sifira yakin ikinci el var ve daha ucuza alabilyorsunuz.

bike&outdoor diye bir mağaza var. geçen kışın oradan 1500 liraya sedona aldım. imkanın varsa git konuş gördüğüm en dürüst insanlar bisiklet almasan bile yardım ediyorlar o derece.

@1917 V-fren olmasın diyordu arkadaşlarım, janta sürtüyormuş bir süre sonra. ama belki specialized sirrus'unkiler daha kalitelidir, hiçbir bilgim yok açıkçası

@kulustur bisikleti ankarada süreceğim, kısa süreliğine istabulda kalacağım ama. kargo varsa gidip konuşabilirim, teşekkürler

yağlı yemeyi kesersen bir müddet sonra gidiyorlar. benim gibi takıntı haline getirirsen, uzun süre buhar banyosu yaptırıp steril iğne ile delince içinden o yağ çıkıyor.

Beyaz yağ bezelerinden bahsediyorsun değil mi?

Doktorun demesine göre yağlı yemeyeceksin beslenmeni diyet yaparak düzenleyeceksin o zmaan geçer demişti dokyor. Yağlı beslenmekten oluyor demişti.

yağlı yemekler ile aram pek yok, cips, kızartma kesinlikle kaçtığım şeyler.

cildim yağlıdır ama...

@pinman bahsettiğin kür nasıl bir şey buhar banyosu evde hazırlamak mümkün olabilir ama iğne kısmını anlatır mısın ?

ben de zamanında yine buradan birinden öğrenmiştim. bir kaba sıcak su koyup başına da havlu örtüp kabın üzerinde 2 şer dakika aralıklarla yüzüne buhar tutup onları yumuşatıyorsun. daha sonra normal iğne ile de olur ama sterilize etme kısmı sancılı olduğu için eczaneden "steril iğne ucu" alıp bezelerin üzerine batırıyorsun. sonra da normal sivilce gibi sıktığında içi boşalıyor.

(bkz: duolingo)

english-hilfen

bu duolingo beni sarmadı, nasıl bir olayı var ben mi çözemedim ?

www.engvid.com
www.ekremuzbay.com
www.dersimizingilizce.com
www.vipingilizce.com
www.ego4u.com
spotlightenglish.com

oldboy vardır izlemediysen.. Efsane denilebilir.

www.imdb.com

the godfather

Kill bill

monte kristo kontu, filmi baya iyi uyarlanmış

I spit on your grave.
3 farklı versiyonu var bu filmin, ikincisi çok güzel.

bunların hepsini izledim teşekkür.

hodejegerne

ben izlemedim filmi ama taken'ın konusu direkt buydu sanırım. değil miydi?

I Spit on Your Grave serisi
Kokuhaku

Edit: pek bilinmediklerden, www.imdb.com

film değil de dizi istersen leverage var.

taken güzel filmdir izleyin intikam yok ama içinde.

saydığınız bütün filmler izlenmiştir, daha bilinmeyen bir şey lazım.

Lucky Number Slevin tam bir intikam filmidir mesela, old boyun ikinci filmi de bu anlamda çok iyidir intikam leydisi...

yeşilimtrak hepsi izlendi.

el secreto de sus ojos çok iyidir izlemeyen varsa baksın bu gece.

Pieta (Kim Ki Duk)

hodejegerne+1 izlemediysen mutlaka izle

(bkz: once upon a time in the west)
(bkz: Throne of Blood)
(bkz: Dip huet seung hung) (çok iyi)
(bkz: the outlaw josey wales) (şiddetle tavsiye ederim)
(bkz: dead man's shoes) (bunu izlemişsinizdir ama izlemediyseniz bunu izleyin)(lucky number bilmemne ayarındadır)

sevgili sanal hayvan,

hepsi izlendi :)

O zaman bu benim için bir izzet-i nefs meselesi haline geldi.
(bkz: straw dogs)
(bkz: ajeossi)D(bkz: alkomhan insaeng) (bkz: Akmareul boatda) (bkz: kokuhaku)(diğerlerini izlediğin için bu dört filmi zaten izledin sayıyorum ama neyse)
(bkz: hard candy)
(bkz: jungfrukallan)
(bkz: sleuth)(orijinal versiyonu)

bunların da hepsini izlediysen mesaj at, yeni cevaplarla döneceğim.

sanal hayvan, aabi uzak doğu benim tez konum :)

uzuluyorum ama bunların hepsi izlendi :(

hard candy de mevcutmuş ama izlenmemiş 0lmadı ona bakarım. sağolasın.

klass ı izlememiştim teşekkürler yeşilimratk.

la geçenlerde de 85 film önerdiğim senmişsin. bakmadım da hiç sroularına, kendimi yordum. aç interneti bak lan!
www.icheckmovies.com

www.imdb.com

www.filimadami.com
Bu kadar film izlediysen bu siteyi de her türlü biliyosundur ama gene yazayım.

anonymox eklentisini

anonymox iyi fakat ücretsiz bir şey arıyorum.

teşekkürler.

sen kur ücretsiz o çalışıyo

your uninstaller diye bir uninstall programı var. onunla dene.

hangi tarayıcı

firefox genelde bazen explorer ama hangisinden bulaştı yada bilgisayarı ilk aldığımda default mu geldi bilmiyorum.

Bundan daha iyi Hollywood'dan olmayacak film önerecek olanın alnını karışlarım.
Dip huet seung hung
www.imdb.com

the killer süper bir filmdir :)

Monica Belluci'li Fransız aksiyonu. "Dobermann" www.imdb.com

dobermann da güzel filmdi. bilhassa monica için izlenir.

Madem The Killer'ı biliyorsun.
O zaman aynı damardan:
Hana-bi
www.imdb.com
Lat sau san taam
www.imdb.com
Sonatine
www.imdb.com

sanal hayvan, hepsini izledim :)

süper filmler, sonatine devam filmleri de vardı yanlış değilsem.

O zaman bu mesele benim için bir izzet-i nefs meselesi haline geldi.
Escape from New york
www.imdb.com
Big Trouble in Little China
www.imdb.com
stander
www.imdb.com
Bring Me the Head of Alfredo Garcia
www.imdb.com
kung fu hustle
www.imdb.com
Henry*
www.imdb.com

Bunların da hepsini izlediysen, seninle acilen arkadaş olmamız gerekiyor.

kung fu hustle ilk defa duydum sinema zevkini beğendiğim için deniyorum.


www.imdb.com
bu filme alternatif bir teklifiniz olur mu ?

sadece asya değil roma yada ingilizleri anlatan bir tarihi filmde olur savaşlı falan çok geç kalktım sabahlarım da :)

muhteşem bir film en az 4 defa izledim.

ne kadar güzel filmler izliyorsun, gelip şimdi bu söylediğinin dengini mi arıyorsun gardaş. yıktın beni.

sholay
www.imdb.com
barry lyndon
www.imdb.com
empire of the sun
www.imdb.com
the last of the mohicans
www.imdb.com
gangs of new york
www.imdb.com
violent cop
www.imdb.com

Biografi, darama olarak Dersu Uzala diyorum. www.imdb.com Bir de ben gece Dr. Jivago 'yu tekrar izleyeceğim. İzlemediysen şiddetle tavsiye.

hastalık filmi ne ya :) içinde hastalık geçen filmler sandım.

madem öyle içinde hastalık konusu geçen güzel, aksiyonlu filmler: (zombimsi ve gore olanları eledim tabii)

children of men
contagion
side effects
blindnes
take shelter
the signal (bunda gore var ama değişikti)

lorenzonun yagi
ingiliz hasta

google chrome ad block + eklentisini indirin.

goo.gl

ad block kurdum bir işe yaramadı eklentisi nedir firefox için konuşuyorum ?

Bi ekran görüntüsü atabilir misiniz?

i.hizliresim.com

Süzgeç tercihlerinden süzgeç abonelikleri kısmına gelip easylist'i seçin.
Normalde bu ilk kurulumda öneriliyordu yanlış hatırlamıyorsam. Ayrıca eklentiler kısmındaki ayarları da resimdeki gibi olsun: i.imgur.com

Çok çok büyük ihtimalle yapmaz.

amerikan federal kargo sistemini kullan usps o şekilde ptt ile gönderilmiş gibi olur burada Topkapı gibi merkezi bir yerden alır uğraşmazsın, ayrıca gümrük mevzuatına girer mi ona bak eğer fatura 300 dolar falan olursa yok yere üzülürsün.

Excel yalan söylemez, circular reference var belki başka bir açık workbookta. Kapanışı yok maalesef, formülleri kontrol et.

www.frmtr.com

www.excel.web.tr

burlardan bir şey çıkabilir.

tek sayfa üzerinde çalışıyorum. başka bir çalışma klasörü açık değil.

evet aynı klasörde birden fazla sayfa var. ama boş sayfa da açsam aynısı oluyor.

formulün yanlış hocam.

örnek veriyorum a3 hücresine formül olarak a1+a2+a3 verirsen, hücre kendi içinde kendini de hesaplamaya çalışacağından bu hatayı verir.

www.dr.com.tr

Scosche thudBUDS tavsiye eden ?

(bkz: sony mh650c)

www.sanalmarketim.com

kalp damar cerrahisine gitmen gerekir. varis, toplar damarlarının kanı taşımasında sıkıntılar, belki damar tıkanıklığı. görüntüleme gerekebilir en iyisi kalp damarcı

varis görüntüsü yok ama bacakta yaşımda daha 30 :)

sigarayı 2 yıl önce bıraktım acaba ? her zaman yapmıyor bu bir iki haftadır başladı.

Özellikle "koşucu bacağı" adıyla bilinen ve tibia (kaval kemiği) üzerinde ağrıya neden olan duruma sahip olabilirsiniz.(İhtimal)
medial stress tibial syndrome adıyla bilinen bu rahatsızlıkta kemikte çok az düzeyde bir esneme, ilerleyen zamanlarda da yamulma görülebilir. Eğer kiloluysanız bunu yaşama olasılığınız daha da yükselir.
Düzgün koşu ayakkabısı kullanmamak, tartan zemin dışında bir zeminde koşmak bu durumu tetikleyebilir.
Muayene sırasında belli noktalardan bası uygulayarak doktor bunu rahatlıkla tespit edebilir.
Tedavi edilebilir bir durumdur.
Geçmiş olsun.

babacım bize oturduğun yeri söyle ona göre yer söyleyelim. şimdi anadolu yakasındaysan balıkçılar çarşısı var,bostancının ilerisinde çok güzel yerler var. avrupada ne bileyim eminönü falan var. nerde oturuyosun sen?

Avrupa anadolu ikisi de uygun bana

kütahya

şöyle çok güzel bir mekan var. tavsiye ederim. fiyatı kalitesine göre çok makul.

www.uskumru.com.tr

Poyrazköye gidin ucuza yersiniz otobüs filan da var.

şehir içinde balık ucuz maalesef belki bur cankurtaran sahile doğru inerken, ramada otel çevresine tren istasyonu sırasına bakın.

anadolu yakası, kadıköy, kadı nimet
avrupa yakası, beyoğlu, şehir meyhanesi

arnavutköy- takanik restaurant. alkol yoktur burada. akşam üstü gidersen çok keyifli olur.

beşiktaş conrad otelin karşısında bike and outdoor dan aldım.

decathlon'a bakabilirsiniz

(bkz: columbia)

the north face alın mutlaka.
deriden ve boyner mağazalarında satılıyor.

north face'in beşiktaş çırağanda kendi mağazası da var.

beşiktaş çarşıda adrenalin var oraya gidin. bu tür şeylerde tek bir markaya bakılmaz o yüzden north face in mağazasına gitmek yerine adrenaline gidin. birçok markanın her türlü fiyatı var.

Sirket olmadan olmuyor

Calisma vizesi sirket sponsorlugunda aliniyor, ya da ab vatandasi olsaydiniz belki calisma izni alabilirdiniz.

size işe teklif eden firma size çalışma izni alıyor, dolandırıcılık tarzı yada boktan bir iş olabilir dikkatli olun.

şu da var buradan atlar gidersiniz 90 - 100 gune kadar bir istisnası var galiba bu durumun o esnada şirket izinleri alabilir ?????

Tükeci mahkemesine başvuru yaparsan alınabiliniyor.

Garanti bankasi bonus olarak iade ediyor.

anlamadığım banka müşterilerinin hesapları için böyle bir ücret almaz ise nasıl bankayı çevirecek

tüketici mahkemesi kaymakamlıkta mı oluyor.

çağrı merkezini ara böyle böyle para kesmişsiniz iadesini istiyorum de onlar da sana bunun mümkün olmayadıgını söyleyecek sonra neden iade edemiyorsun gerizekalı mısın? de biraz tahrik et bu sefer bonus olarak iade edelim diyecek sen ısrarla hayır parayı aynen iade edin diye bastır en sonunda geri yatıracaklar. bir de hangi banka?

ek: sonunda da özür dile gerizekalı dedigin için. yazık o çocuklara da

nilmeye üstte verdiğim cevap senin için de geçerli

gidilecek yer: tüketici hakem heyeti
bulunduğu yer: kaymakamlıklar
gerekli belgeler: paranın iadesini talep eden bir dilekçe, hesap dökümü
istenebilecek miktar: geriye dönük 10 yıl

www.dinimizislam.com

www.kuranmeali.org

bu ayete çarşaf ayeti diyen de vardı bana komik geliyor. çarşaf ayeti de nedir. Anlamak istedikleri gibi anlıyorlar.

dinimizislam yobaz bir site. dini istedikleri gibi, mezhep kurallarına göre görüyorlar ve yanıltıcı bilgi veriyorlar. yanlış tercümeler yapıyorlar. refere almayınız.
güvenilir ve sadece kuran'ı kaynak alan bir siteden okuyun. www.kurandakidin.com

Kur'an'da başın özellikle kapatılmasıyla ilgili bir bilgi yoktur. Örtünmeyle ilgili esas olarak göğüs(dekolte) üzerinde durur. Cinsel uzuvlarınızı koruyun, der.

Ek bilgi: Peygamberin hanımları da bizim Arap özentilerinin bugün yaptığı gibi kara çarşafa filan girmemişlerdir. Zamana uygun elbise giydikleri bilinir. Aynı şekilde Hz. Muhammed de elbise giymekteydi. -Bilirsiniz o model entarileri. Buna göre yaşayacaksak kadın erkek hepimizin o elbiseden giymesi gerekiyor zaten. Çölde durum bu, -40 derecede Rusya'daki Müslüman ne yapsın? O da mı elbise giyecek?

Dolayısıyla böyle bir kıyafet "hükmü" yok. Mühim olan dekolteleri örtmektir. Bunun amacı da "bi yeriniz gözükürse cehennemde cayır cayır yanarsınız" demek değil. Toplumda azgınlığı arttırmamak; huzuru ve düzeni bozmamak, herkesin aklının birbirinde kalmasına engel olmaya çabalamaktır. Bu da kendi içinde tutarlı bişey. Yoksa ister pantolon giy, ister gömlek giy.

göğüs/dekolte diye bişey de yoktur

meallere göre bazınlarında "iman tahtanızı" bazılarında da "ziynetlerinizi" kapatın diye geçer. doğrudan doğruya oranı buranı ört diyen bi ayet yok. hele öyle burnunun ucundan topuğa kadar çarşaf diye bişey hiç yok.

kendim kur'an okurken birebir kadınların saç baş örtülecek diye bir ayete rastlamadım belki tamamını okumadığım için ben denk gelmedim diyordum.

dinimizislam gibi pek çok site ve birçok kuran meali çevirilerinde nedense o ayetteki kelimeyi baş örtüsü diye çevirmişlerdir. baş kelimesi geçmemektedir. örtünün denmektedir, ziynetlerinizi, süslerinizi örtün denmiştir ki bu da o dönemdeki arap toplumunda başları kapalı ama göğüsleri açık olarak dolanan kadınlara süs yerlerini kapamalarına yönelik uyarıdır. devamında gelen ayaklarınızı yerlere vurmayın, cümlesiyle de göğüslerinizi belli etmeye çalışmayın deniyor. baş yok başörtüsü yok, kara çarşaf yok. o zihniyetler nasıl isterse öyle çeviriyor türkçeye. sonra senin dinin onun çevirdiği oluyor. türkçe'ye başörtüsü diye çevirince de bak işte kuran'da yazıyor diyorlar.

örtünmenin "şart/farz" olması tartışmalı bir konu kimilerince, biçimi de öyle. Ancak saçma bir tartışma ve gereksiz de. Kişinin kendi tercihidir ve kesinlikle bir şart yahut zorunluluk değildir.
Hem bu denli önemli bişey olsa herhalde bir iki ayetten fazlasında yer verilirdi değil mi? Aynı salatın yaklaşık 130 yerde geçmesi gibi.
Ek olarak, olayın tarihsel süreci şöyledir: islam öncesi cahiliye toplumunda başörtüsü soylu/özgür ve köle kadınlar arasında ayrım yapmayı sağlayan bir şeydi. Özgürler örtülü, kapalı giyinir; köleler ise yaptıkları iş/derecelerine göre yarı çıplak ile başörtüsüz ama giyinik arası bir biçimde giyinirlerdi. Aynı şey o dönem için de, sonrasında da birçok toplumda da görülür. Bazı kaynaklarda özellikle buna vurgu yapan olaylar da aktarılır hatta mekkeden. Kaynak veremiyorum ama bulmak zor değil, ilgili konular çerçevesinde internette bulabilirsiniz sanırım. Ayet "İnanan kadınlara da söyle, gözlerini sakınsınlar, iffetlerini korusunlar ve açıkta olması gereken yerleri hariç, alımlı yerlerini göstermesinler. Örtülerini göğüslerinin üzerine kapasınlar. Vücutlarının alımlı yerlerini kimseye göstermesinler..."(nur/31) diye vahyolunuyor, aradaki o statü belirleyici özellikteki giyim farkını kaldırmak için. Soylu/zenginler ile köleler/yoksullar arasındaki görüntü farkını ortadan kaldırmak için. Bir de "Ey peygamber, hanımlarına, kızlarına ve inananların kadınlarına örtülerini üzerlerine salmalarını söyle. Bu, onların (erdemli kadınlar olarak) tanınıp hakarete uğramamaları için daha elverişlidir. ALLAH Bağışlayandır, Rahimdir."(ahzab/59) ayeti var. o kadar. başınızı örtün demiyor hiçbir yerde.
dinimiz islam'ın ne kadar saçma bir içeriği olduğunu da diğer konulardaki tutarsız açıklamalarına bakarak anlayabilirsiniz diye düşünüyorum.

www.youtube.com

Nelly Furtado / Waiting For The Night

day'n night deyince akla kid cudi gelir arkadaş ötesini tanımam.
www.youtube.com

Nelly Furtado'nun şarkısı imiş çıkartamamış sesini teşekkürler.

eveti sabıka kaydının ikametle bi ilgisi yok

adliyeleri bir yere topladılar diye biliyorum Çağlayan olmalı...

ikametgahla ilgisi yok, zincirlikuyu metrobüs-çağlayan durağı güzergahından giderek, çağlayan adliyesinden 5 dakikada alabilirsiniz. yalnız dikkat edin öğle arasına denk gelmeyin. öğleden sonra daha uygun oluyor

muhtemelen o kart sende kalır ve kullanımın bi son tarihi olur.. işte 15 nisanda işten çıkarsın, 1 hazirana kadar harcamazsan yanar falan.. yani para vereceklerini sanmıyorum.

kartı alırlar ve paran yanar. son gününe kadar bitir içindekini.

net bu konu.

el koyacaklar bitir.

iki cevap ikisi de tamamen farklı :) tecrübe sahibi olan yok mu yavv. yanar derseniz 1 haftada 300 lira harcamam gerekecek..yapmayın bu zalımlığı..

ben işten ayrılmadan önce boşaltmıştım kartı ondan sonra teslim etmiştim.

mevzuat gereği yemek kartın zaten işyerinde çalışırken ödenen yemek yardımının bir çeşidi. yani bu karta sahip olmanın ve bununla yemek yemenin şartı bu şirkette çalışıyor olman. işyerinden ayrıldıktan sonra yemek kartın sende kalamaz ve yemek yardımını almaya devam edemezsin.

tecrube sahibi olan ben. sodexo vardi bende istifa ettim icindeki parayi 1 ay kullandim. tabi tek o kartla gezmemekte fayda var, baldiri ciplak gibi ortada kalmayin.

bize pizza söyle hacı.

2 şirket 2 farklı uygulama ticket vardı işten ayrıldım içinde 550 tl kartı geri aldılar son maaşımla birlikte maaşıma eklendi 550 tl .
yeni başka bir işten ayrıldım multinet içinde 200 tl vardı 1 hafta kala işten çıkmama kartını bitir dediler gittim markete eve alışverşi yaptım o gun bitti

sivrisinek +1 çıkarken alırlar.
kartın 10 usd gibi depozitosu var mutlaka geri isterler.

anladığım kadarıyla firmadan firmaya değişiyor. kendi çapımda yaptığım araştırmada bizimkiler ellemiyolarmış multineti..paşa paşa sindire sindire yemeye devam etcem sanırım :) aksi durumda market alışverişine yatırcaktım zaten..teşekkür ettim ilgiye alakaya..

valizdekiler size bagli ama duty freeden kisi basi en fazla 2 sise (veya bazen 2lt) diye biliyorum. bilete isliyorlar ya.

örneğin fransadan 4 litre getirsek memur aç valizi dese sorun çıkar mı yada aç valizi deme ihtimali nedir.

terorist veya sapik tipi yoksa demez kim ne diyecek. yalniz kirilabiilir iyi sarin pata kute firlatiyorlar ucaktan indirirken valizleri

valize koyarken kazaklara iyice sarmalayip 10 sise sarap tasimisligim var, bavula en az 5 sise koyarim turkiyeye her gidisimde. almanyadan katiliyorum bu arada. almanyada bagaja verdigimden problem yok, indigimde de hic problem yok. turkiyede gumruk memuru gormedim daha.almanyaya indigimde bir kez cevirildim yuz ifademde asiri sinirlilik varmis diye kotu bir gundu dedim valizi actim bakmadilar bile. koyabildigin kadar sise koy yani sadece bavul cok agir oluyor. ama kasin gozun stresten oynamasin durduk yere, rahat ol.

dış hatlar çıkışta hem gümrük hem de gümrük sonrası polis kontrolü var, ikisine de yakalanmak/yakalanmamak şans işi ancak bunun için terörist/sapık kılıklı falan olmaya gerek yok.

Türkiye'deki Duty Free'lerde bir şişe yüksek alkollü (visk, votka, rakı vb), 2 şişe düşük alkollu (baileys, şarap vb) alma hakkınız var (toplam 3 şişe). (Utanmasalar onu da kaldıracaklar yakında). Diğer arkadaşların dediği gibi ben de gittiğim ülkeden 2 şişe viski filan atıyorum bavula güzelce sarıp. Şu ana kadar herhangi bir kontrol olmadı. Zaten gümrük memuru siz dümdüz giderken elinizdeki duty free poşetini gördü mü sizin zaten duty free'den aldığınızı düşünüyor galiba. Pek elleşmiyor.

3.5 lt civarında bavulumda vardı, 2 de duty freeden almıştım fransadan gelirken, çeken falan olmadı geçtik gittik. istanbul atatürkte veya ankara esenboğada mı ne yolcu çıkışında hemen çıkmadan solda mı ne bazen rasgele gümrük kontrolü için çekiyorlarmış. içiciyim dese bişi olmaz heralde

Chivas Regal gibi blended viskilerin standard versiyonları 32 Euro civarında. Johnie Walker da pek farklı değildir diye tahmin ediyorum.

Macallan gibi Single Malt'lar ise 44 euro civarından başlıyor.

istanbul'dan değil fransa'dan alınız. daha ucuz olacaktır.

black label, red label barselona ve romada -ki gecen hafta baktim- 10 eurodan azdi. (carrefourlarda) duty freelerde daha fazladir tabii ki.

milanoda markette,

chivas 19,90
jack daniels 17,50

duty free'de kazik

istanbul sabiha duty free'de chivas da johnnie black de 35

fiyatlar eurodur.

o zaman marketlerden alalım.

nasıl oluyor da market duty free den ucuz olur hayret bir tarafta vergisiz satılıyor ve sürüm inanılmaz yüksek en az %30 ucuz olmalı oysaki Türkiye'ye göre %60 civarında daha ucuz olmalı atıyorum green label 180 lira ise free shoptan 70-80 liraya alabilirsiniz gibi, atıyorum.

marketlerle hemen hemen aynı. marketten alın en azından valize atarsınız duty freedeki hakkınızı yememiş olursunuz.

free shopta yıllık bir kota mı var ?

diana haddad

elissa

hatta, www.youtube.com

Yemenli verelim, Shlomit levi.

haifa wahbe

Lübnan'ın divası; Fairouz

www.youtube.com

myriam faris
(git: www.youtube.com

www.youtube.com

(bkz: Natacha Atlas)

(bkz: Julia Boutros)
müthiş muazzam
www.youtube.com/watch?v=Fv1jrS_3Mbw