Giriş
(10)

otuz yaşından sonra evlenenler

tabudeviren
evlenmeye karar verdiğinizde ilişkiniz ne kadar süre olmuştu?
evlenmeye karar verdiğinizde ilişkiniz ne kadar süre olmuştu?
0
tabudeviren
(31.07.25)
2,5 yil olmustu
0
abuzer
(31.07.25)
1,5-2 yıl arasında bir yerde
0
kobuzchu kiz
(31.07.25)
1 haftada sevgili olduk
1.yıl dönümümüzde nikah yaptık

edit: karar verdiğimizi soruyormuşsun, evlenelim dediğimizde 2 aylık sevigliydik.
0
kaptan maydanoz
(31.07.25)
3 ay olmuştu ama yurt dışına yerleşme durumu nedeniyle biraz öne çekilmiş oldu. 3 ay olmasa 1 yılı geçmezdi muhtemelen.
0
himmet dayi
(31.07.25)
4 yil
0
cooperr
(31.07.25)
Ben degil ama esim biz evlendigimizde 34 yasindaydi. iliskimiz yaklasik 10 yillikti evlendigimizde (ben 28 yasindaydim)

Karar verme sorulmus pardon 8.yilimizda karar vermistik.
0
matilda
(31.07.25)
5 yil
0
instant crush
(31.07.25)
2,5-3 yıl
Yurt dışından iş teklifi gelince birlikte gidebilmek için evlendik, iş teklifini kabul etmeye karar verince evlenmeye karar vermiş olduk yani, yoksa evlenmeye gerek görmüyorduk.
0
cilacı ökkeş usta
(31.07.25)
2 yıl galiba.
Ama zaten birlikte yaşıyorduk. Çocuk yapmak istediğimize karar verdiğimiz için evlendik.
0
michael_knight
(01.08.25)
5 6 senedeyken evleniriz bir ara diye diye 8 9 yılda şirketim batıyor tazmınatımı alayım diye evlendik :) yaş 35di.
0
a perfect lie
(01.08.25)
(30)

Maaşınız ne kadar?

messina123
Meslek tecrübe ve maaş bilgisi alabilir miyiz
Meslek tecrübe ve maaş bilgisi alabilir miyiz
0
messina123
(28.07.25)
Ya ben insanların maaşını değil de bu 120.000 200.000 maaşları alanlar ne iş yapıyor gerçekten çok merak ediyorum
0
Batuhanolabilir
(28.07.25)
Uluslararası bir lojistik şirketinde operasyonlar mdr yrd olarak çalışıyorum.
Bundan önce bir yerelleştirme şirketinde proje yöneticisi olarak çalıştım.
Ondan önce de ortağı olduğum bir yazılım şirketinde satış sorumlusuydum (3 kere batırdım).
33 yaşındayım, lisans mezunuyum, yaklaşık 11 yıldır iş hayatındayım.
Baz maaşım 85 bin TL, yan haklarla birlikte 115 bini buluyor ama afedersiniz HAYVAN GİBİ çalışıyorum, sadece pazar günüm var.

Not: Ben hala eski müşterilerime çeviri yapıyorum; oradan geleni saymadım yani bazen akşamları da çalışıyorum. Bu çalıştığım yerden aldığım maaş. Aylık gelirim, bunun da üzerine çıkarak bazen kendimi komple kapattığımda artıyor.
0
norek
(28.07.25)
@batuhan bizimki mühendislik firması. Bizim şef benim 2 katımı alıyordur diye tahmin ediyorum aşağı yukarı. Yani 140k civarı. Onun üstü müdür yardımcısı onun üstü müdür onun üstü genel müdür yardımcısı böyle böyle gidiyor işte muhtemelen 450-500k alıyordur gmy

@norek kolay gelsin hocam
0
🌸messina123
(28.07.25)
7+ yıllık yazılım mühendisiyim. 180k maaş + 10k nakit yemek ile 190k yatıyor. özel sağlık var. yol, prim, bayramlık cart curt yok.
0
gitdaddy
(28.07.25)
@messina

ama ne iş yapıyor yani. yani devre mi tasarlıyor bina statiği mi hesaplıyor ve spesifik olarak benim merakım bu paraların karşılığı olan teknik beceri nedir
0
Batuhanolabilir
(28.07.25)
10+ yıl matematik öğretmeni

42 bin.
0
sekizdokuzon
(28.07.25)
@gitdaddy güzel para hocam iyi çalışmalar.

@batuhan orta düzey yönetici mühendis maaşı işte aşağı yukarı 32-33 yaşında. Arge proje falan yapıyor. Ek olarak bizi güdüyor

@sekizdokuzon özel ders işi devam ediyor mu okullarda. Eskiden öğretmenler özel ders verirdi
0
🌸messina123
(28.07.25)
Özel ders devam ediyor. Benim öyle bir enerjim yok.
0
sekizdokuzon
(28.07.25)
kamu taşra uzman. özel sektördeki çoğu işe göre rahat. 5 yıl. 63k
0
f02561
(28.07.25)
Finansal analist 62k

Bazan saat 08-18 arasında tuvalete bile gidemediğim oluyor, mesai sonunu bekliyip ofisten geç çıkıyorum.

1 dk dediğim şeyler 30 dk oluyor, annem mesaj atmış dönemedim kadına düşünün

Bence 50k ve üstü tüm maaşlarda o parayı sizden çıkartıyorlar fazla fazla.

Bazan diyorum 40k lık işe geç, 2 saat çalış ve yat. Sonra kiram geliyor aklıma yapamıyorum. Aylık maaşım 51k olduğunda ay sonunda para kalmıyor elime hesaplarıma göre.

Sektörde 8.yılım.

Yukarıda yazılmış bende ekleyeyim:
Müdürler o parayı alıyordur dediklerinizi.

Gmyler de 250-500k alıyordur.

Ama olmak istemezdim. İşe zincirle bağlılar.
0
baldan kaymak
(28.07.25)
CFO. Aylık 630 net + yıllık maaşın %20-25’i prim.
18 yıl tecrübe.
0
gabe h coud
(28.07.25)
Biz de diyoruz gabe nerde, neden vurmuyor 7 haneli maaş bordrosunu yüzümüze
0
sekizdokuzon
(28.07.25)
Ilac firmasinda mudur. Aylik 230 brut + yan haklar. Sektorde 5 yil
0
instant crush
(29.07.25)
Kendi işinin patronu'da çalışıyor(facebook geyiği). Hizmet siktörü. 400k civarı. 4 yıl tecrübe. 7/24 iş.
0
Shepard
(29.07.25)
@Batuhanolabilir, bir akrabam bunlardan biri. Ünlü bir tekstil markasının IT direktörü. Bu maaş üzerine ev kirası ve arabası da şirketten.
0
nhk ni youkosu
(29.07.25)
@batuhan 120 civarı it sektöründe 5+ deneyimi olanlar için normal bir ücret. 200net'e kadar bu alanda gelen hiç bir yanıt şaşırtmaz beni. ama takım lideri olup da iyi bir yerde çalışmadığın sürece ya da yüksek nitelikli biri olmadıkça 200 henüz yaygın değil.

---
brüt 150 civarı, yan hak bir şey yok (yabancı para ile maaş veriyorlar sayılırsa bir o avantaj), 32e, start-up'da mobil uygulama yapıyoruz.
0
biseysorcaktim
(29.07.25)
Şantiye Koordinatörü. (Eski müteahhit)
150bin civarı maaş. Her hakedişten bir miktar pay.
Tecrübe 15+ yıl
0
maydanoz sararır nane kararır
(29.07.25)
aylık 4000 euro netto (bonus, prim, yemek, ulaşım dahil). uluslararası bir firmada pazarlama yöneticisiyim. tecrübe 10+ yıl. yaş 35. evliyim, eşimi seviyorum. o yüzden yazmayın lütfen.
0
elektr10
(29.07.25)
memur maaşları yerlerde yine..

kamu merkez uzman 6 yıl bitti. 78 bin.

okuduğum okula verdiğim emeğe yazık.
0
Hallegadola
(29.07.25)
şantiye hakediş mühendisi 86k. 3 öğün yemek, yol yok. 2.5 yıl tecrübe
0
archmeister8
(29.07.25)
@Batuhanolabilir, müdür olan tum arkadaslarim en az o aralikta maas aliyor
0
turkuaz
(29.07.25)
türkiye gibi memur cenneti bir ülkede de maasindan sikayet etmemen lazim ya.
0
sonsuz
(29.07.25)
Mali işler müdürü (SMMM) (Otomotiv yan sanayi yabancı sermayeli firma)
Yaş 43 / 18 yıl tecrübe
Maaş 150 net + şirket aracı ve sınırsız yakıt

Çok rahatım, sıfır mesai sıfır stres bir ortam. Benimle aynı pozisyonda çalışan ama benim aldığım maaşın yarısını alıp gece yarılarına kadar çalışan stresten hasta olan arkadaşlar var, bu işler biraz şans.
0
zikardo
(29.07.25)
Elektronik haberleşme/13 yıl tecrübe/ haklar hariç 160 net/evden çalışıyorum. Bazen bir hafta boş geziyorum bazen tüm gün pc başındayım işin durumuna göre değişiyor. Ortalama 3 gün çalışıyorum.
0
mirty
(29.07.25)
Yazılım sektörü/100k civari/ full remote calisiyorum haftada bes gun, 7 yillik tecrube
0
rayde
(29.07.25)
ithalat sorumlusu-satın almacı karışımı bir pozisyondayım.

şartlar da şöyle: maaşım 55 bin + aylık akbil + ofiste yemek.

bu alandaki resmi deneyimim 2,5 sene ama önceki işim de buna kısmi olarak benzerdi. orada da 5 sene deneyimliydim.
0
m e b
(29.07.25)
uluslararası bir şirkette veri bilimci. 4000 euro net. 7+ yıllık tecrübe.
0
makarnavodka
(29.07.25)
İsi yazilim olmayan bir şirkette yazilimci gibi bir is yapıyorum. 3300 euro hersey dahil net. Tek maasli olarak avrupanin göbeğinde kit kanaat geçiniyorum.
0
mbond
(29.07.25)
maaşlarınız çok moralimi bozdu söylemek bile istemiyorum hayırlı forumlar :'(
0
matilda
(29.07.25)
işsizim, çalışmıyorum: 0.

yalnız herkes zenginmiş ya. gabe sen hep atıyorsun bu arada, inanmıyorum sana.
0
deartheodosia
(29.07.25)
(13)

erkek bebeğe isim

sir gawain
erkek bebeğe isim önerileri varsa alırım.kriterler:-milliyetçi ya da islami bir isim olmayacak-aşırı maskülen bir çağrışım yapmayacak-türkçe harf içermeyecekayrıca lütfen şu isimleri önermeyin: atlas, arda, aras, aren, deniz.teşekkürler.
erkek bebeğe isim önerileri varsa alırım.

kriterler:

-milliyetçi ya da islami bir isim olmayacak
-aşırı maskülen bir çağrışım yapmayacak
-türkçe harf içermeyecek

ayrıca lütfen şu isimleri önermeyin: atlas, arda, aras, aren, deniz.

teşekkürler.
0
sir gawain
(22.03.25)
Derya
Tuna
0
Amaranta ursula
(22.03.25)
Ben Barış ismini çok severim ama Türkçe karakter var tabii.

Onun dışında Erdem olabilir.
0
fraise
(22.03.25)
Kerem
Can
0
Bruce
(22.03.25)
Uğur çok güzel isim, Türkçe karakter olsa da bence kullanılabilir.

Emre güzel isimdir. Türkçedir, arapçadaki emr ile ilgisi yoktur.

Tekin de güzel isimdir.
0
muhayyer divan
(22.03.25)
kerem ve kerim bunlar arapça isimler.

ilk aklıma gelen efe ve ege oldu.
0
deartheodosia
(22.03.25)
Utku
0
instant crush
(22.03.25)
Bilge, Egemen, Erdem, Utku, Sercan
0
strawberry first
(22.03.25)
Ben erkekte en cok Arman adini seviyorum. Kökeni Farsca ama islami degil, istediginiz tüm kriterlere uyuyor gibi :) Insallah Arman olur adi.


Erdem, Can ve Utku güzel isimler +1
Umut, Cemre hem kadinda hem erkekte duydugum, bu sebeple asiri maskülen cagrisimlari olmayan isimler.
Gene aklima gelen güzel isimlerden Noyan var.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(22.03.25)
Evrim, Eylem
0
strawberry first
(22.03.25)
Umut, eylem, devrim,

Turkce karakterli Ozgur
0
kassiopeia
(22.03.25)
Ege
0
asteriks
(22.03.25)
teoman kısaca teo çok güzel.

ve asla iki isim değil tek isim en iyisi.
0
exlibris
(22.03.25)
Devrim
0
fuzuli
(23.03.25)
(2)

Doğum raporu parası

solenkol
Kasım ayında cocugumuz oldu. Boyle bir şey varmıs sanırım. Eşim bankada calısıyor emekli sandığına tabi, acaba banka izin donemi sonunda otomatik olarak yatırıyor mu? Yoksa biz biryere basvuru mu yapmalıyız bu parayı almak icin?
Kasım ayında cocugumuz oldu. Boyle bir şey varmıs sanırım. Eşim bankada calısıyor emekli sandığına tabi, acaba banka izin donemi sonunda otomatik olarak yatırıyor mu? Yoksa biz biryere basvuru mu yapmalıyız bu parayı almak icin?
0
solenkol
(11.01.25)
Alo sgk tarzi bir yer var orayi arayip sorabilirsiniz parca parca da yatirabiliyorlar toplu da alabiliyorsunuz ama is yerinin raporu onaylamasi gerekiyor
0
instant crush
(11.01.25)
170’i arayıp bilgi edinebilirsiniz. Emzirme ödeneği, doğum öncesi parası ve doğum sonrasınparası yatırılıyor diye biliyorum. Ama tabi hastanenin sizi sisteme işlemesi gerekiyor. Aradığınızda bilgi verirler zaten
0
esinikaybetmiscorap.
(12.01.25)
(5)

İş/kariyer yol göstermece

vedatchilipeppers
Bir arkadaş var, 28 yaşında, arkeoloji mezunu ancak kendi işini hiç yapmamış, 4 yıl boyunca fast fashion bir markanın mağazasında AVM’de çalışmış satış temsilcisi olarak ancak bunu kendine bir kariyer yolu olarak görmüyor fakat başka iş de bulamıyor. AVM’lere giremiyor bile yani öyle bir istememek a
Bir arkadaş var, 28 yaşında, arkeoloji mezunu ancak kendi işini hiç yapmamış, 4 yıl boyunca fast fashion bir markanın mağazasında AVM’de çalışmış satış temsilcisi olarak ancak bunu kendine bir kariyer yolu olarak görmüyor fakat başka iş de bulamıyor.

AVM’lere giremiyor bile yani öyle bir istememek ama başka çaresi de yok gibi. Ailesi destekliyor kendi işini kurmak konusunda ama ne yapacağını da hiç bilmiyor, kendi başına halledebilmek ve ayakları üzerinde durabilmek istiyor. Stajyer olarak başlamaya razı ve 6-7 ay böyle devam edebilir başka bir sektörde ama staja da bu saatten sonra almazlar gibi geliyor. Nasıl bir yol gösterirdiniz bu arkadaşa? Ben diyorum ki sandviççi aç mesela ve evden yaparak başla, trendyoldan yemeksepetinden falan satış yapmaya başlayarak yolunu bulursun bir şekilde gibi.

Siz nasıl bir yol gösterirdiniz?
0
vedatchilipeppers
(02.01.25)
Sahis sirketi acmasi lazim trendyoldan sandvic satabilmesi icin. Evden biraz zor.

Butik açsın madem kiyafet satsin internetten de satar mağazadan da satar hem tecrubesi de var hem de is kurmak istiyor
0
instant crush
(02.01.25)
stajyer olarak bile başlamaya razı dediğiniz için yazıyorum, kültür bakanlığı ve milli sarayların farklı işlerini yürüten (gişe, hediyelik eşya vb.) yüklenici firmalar var, onlara başvurabilir. özelden yazabilirim size firmaları.

bunların dışında bulunduğunuz şehirde özel müzelere vb. de başvurabilir. oralarda düzenlenen rehberli turlarda görev alabilir, normal idari personel olabilir.

bir de belediyelere başvursun, belediye müzeleri de artık bu tür mezuniyetlere dikkat etmeye başladılar.

yanlış anlaşılmak istemem ama 28 yaşında, kendi alanında hiç iş yapmamış, 4 yıl boyunca avm mağazasında çalışmış biri bir miktar pasif geliyor dışardan bakınca. böyle birinin kendi işini kurup yönetmesi çok olası değil maalesef. ama diyorsanız ki yok ya canavar gibidir, sadece olaylar böyle geliştiği için bu durumda, o zaman bir şey diyemem.
0
Phoebe
(02.01.25)
şöyle bir ilan görmüştüm - www.resmigazete.gov.tr

tabi böyle yerlere araya birini sokmadan girmek çok zor ama bence denesin belli olmaz
0
euteamo
(02.01.25)
Düzgün maaşlı bir iş bulması zor. İlla böyle bir niyet varsa kamuda bir şeyler kovalasın. Özelde ona iyi iş-maaş vermezler. Skilled değil çünkü.

Bana göre ticaret en temiz yol. İlgilendiği bir konuda ticaret yapsın. Örneğin sğpor seviyorsa spor malzemeleri satmak veya evcil hayvan seviyorsa bakım ürünleri falan filan gibi.
0
wd40
(02.01.25)
Müzelerde sık sık iş ilanı açılıyor, onları takip edebilir. Yabancı dili varsa turist rehberliği de düşünebilir.
0
seni tanıdığım güne lanet olsun
(02.01.25)
(3)

Domates bütün halde buzlukta saklanabilir mi?

gezegen olan pluton
Deneyen oldu mu, buzunu çözünce tadı aynı kalıyor mu?
Deneyen oldu mu, buzunu çözünce tadı aynı kalıyor mu?
0
gezegen olan pluton
(16.09.24)
Saklaniyor ama sonra yemege koydum ben normal cig domates olarak tuketmedim dokusu bozuluyor
0
instant crush
(16.09.24)
Yemeğe koymak için olur evet. Taze domates gibi salataya koymak istiyorsanız olmaz.
(Ve yemeğe koymak için de buzluğa koymadan önce küp küp kesmek ya da rendelemek daha iyi oluyor, kullanırken doğramak için çözülmesini beklemek gerekmiyor.)
0
kobuzchu kiz
(16.09.24)
Ben bütün koydum geçen sene. Memnun kaldım. Yemek yapmadan 10 dakika önce çıkarıp oda sıcaklığında suda bekletiyorum. Kabukları da çok kolay soyuluyor. Hala donukken ama kesilebilir haldeyken kesip yemeğe koyarsanız taze domates dokusunu yakalarsınız yemeklerde ama çok çözdürürseniz suyu ayrılıyor. O zaman blenderdan çekip püre yapmanız gerek. Yoksa susuz, tuhaf, et gibi bir dokusu oluyor.
0
inawen
(16.09.24)
(10)

Kadin ev terligi önerisi

instant crush
Hello bağyanlar. Evde ne giyiyorsunuz? aldığım tum terlikler ya ayagimi vuruyo ya nasir yapiyo ya rahat degil. Gercekten ortopedik yumusak guzel bir terlige yatirim yapmak istiyorum. Gemileri yaktim 2000 tl falan verebilirim. Bana rahat bi terlik bulalim pls. Ama pelus olmasin. Tenks.
Hello bağyanlar. Evde ne giyiyorsunuz? aldığım tum terlikler ya ayagimi vuruyo ya nasir yapiyo ya rahat degil. Gercekten ortopedik yumusak guzel bir terlige yatirim yapmak istiyorum. Gemileri yaktim 2000 tl falan verebilirim. Bana rahat bi terlik bulalim pls. Ama pelus olmasin. Tenks.
0
instant crush
(09.09.24)
Normalde ben evde terlik giymem, çorap da sevmem. Dışarıda en rahat ettiğim ise birkenstock. Onunla evde rahat edemez misiniz hiç denediniz mi?
0
kullanicadi
(09.09.24)
Birkenstock almistim ayaklarimi paramparca etti arkadasima vermiştim :(
0
🌸instant crush
(09.09.24)
Valla ben anneannemin pazardan aldığı terliği giyiyorum. Normalde ayaklarım sorunludur ama ev terliğinde tabanı sert olmadıkça sorun yaşamadım.
0
Amaranta ursula
(09.09.24)
Eski kız arkadaşımın stili

www.flo.com.tr

Kışın ilaveten

turkish.alibaba.com
0
Mirket
(09.09.24)
Crocs nasıl gelmişti?

Bir de hastanelerde hemşirelerde sürekli gördüğüm Bi terlik var sabo muydu ne. Öyle şeylere bakın. İnsanlar hastanede nöbet tutarken falan giyiyor saatlerce giyiyorlar rahat olmasa giymezler.
0
kullanicadi
(09.09.24)
klasik ceyo terlik iyidir, hafif topuklu olan
0
titanyum22
(09.09.24)
Yumuşak tabanlı twigy.

Yıllar önce oyshoda pamuklu parmak arası bir ev terliği almıştım, çok memnun kaldım. Geçen yıl bir benzerini daha çıkardı piyasaya ama hemen tükendi. Oyshoya da bakabilirsiniz.
0
ruhen hastayim ben
(09.09.24)
kifidis natura. cok mutluyuz kendisiyle.
www.kifidis.com.tr
0
65 derece
(09.09.24)
yanlis model gondermisim. kullandigim buymus. yaklasik 3-4 yildir ayni modeli kullaniyorum. ilk aldigimi 2-2,5 yil kullandim.

www.kifidis.com.tr
0
65 derece
(10.09.24)
Crocs
0
yuvarlanantencereninkapagi
(10.09.24)
(12)

Hiç doğaüstü bir olay yaşadınız mı?

kullanicadi
Benim başıma hiç gelmedi. Sorun olmayacaksa anlatabilir misiniz yaşadığınızı
Benim başıma hiç gelmedi. Sorun olmayacaksa anlatabilir misiniz yaşadığınızı
0
kullanicadi
(26.08.24)
Evet.
0
Amaranta ursula
(26.08.24)
Yaşamadım pozitivistim +1
0
anon1m
(26.08.24)
yaşamadım. etrafımda yaşayan da olmadı. nedense dindar olmayanların başına gelmez hiç böyle şeyler.
0
sir gawain
(26.08.24)
yaşamadım, inanmıyorum. yaşananların da illa ki açıklanabilir bir sebebi olduğunu düşünüyorum.
0
kibritsuyu
(26.08.24)
Benim baba olmam bana göre fazlasıyla doğaüstü
0
mirty
(26.08.24)
bir kez yaşadım ama anlatmak istemiyorum. doğaüstü olaylara inanan birisi değilim. kaparanlık köylerde, ışığın ve teknolojinin olmadığı yerlerde insan beyni öyle bir sarıyor ki neler neler görürsün... ama kesin ve net olarak DOĞAÜSTÜ tek tecrübem oldu. sırrını da asla anlayamayacağım. 12-13 yaşındaydım. bir daha veya başka bir yerde hiç olmadı.
0
der meister
(26.08.24)
Uyurken sürekli dua edip uyumaya başlamıştım tabi Ayetel kursi nas Felak okuyorum sürekli böyle her gece 3 defa 5 defa gelan işte bir gün okuyor muydum hala okumuyormuydum bilmiyorum elimin içinde kına lekesi vardı dedim mantar felandır harbiden de kına kokuyordu iki üç gün kaldı sonra kendiliğinden geçti şok olmuştum
0
Efespilsen
(27.08.24)
Evet, anlatsam da alay ederler. Verdiği korku yıllardır sürüyor.
0
istanbul gecesi
(27.08.24)
Evet hamilelik ve dogum. Bi canlinin icinden baska bi canli cikmasi. Daha ne olabilir. Daha nasil bi mucize bekleyebiliriz?
0
halk
(27.08.24)
varsa görelim inanalım.
0
mikahakkinen
(27.08.24)
Hayır. Hiç şahit olmadım. Şahit olan arkadaşım da yok. Şahit olduğuna inananlara denk geldim. Eğitim seviyesi düşük ve dinli insanlardı. Eğitim seviyesi yüksek olan dindarlarda da şahit olduğunu söyleyene denk gelmedim.
0
nawar
(27.08.24)
Babamin öleceğini rüyamda gördüm ama normal ruyalardan farkliydi. Sonrasında kanser teshisi aldi ve kisa surede kaybettik. Dini inancim yok.
0
instant crush
(27.08.24)
(12)

Kadın kurye

ananiyimioguz
Az önce geldi çok şaşırdım gördünüz mü hiç? Kadınlarımız kusura bakmasın ütopik bir varlık görmüşüm de onu soruyormuşum gibi oldu biraz :D "süphanallah kadın kurye" gibi... Yoksa tabii ki olması gereken de bu ama ben ülkemizde şimdiye kadar hiç denk gelmemiştim şaşırdım sohbet de edemedim ayıp olur
Az önce geldi çok şaşırdım gördünüz mü hiç? Kadınlarımız kusura bakmasın ütopik bir varlık görmüşüm de onu soruyormuşum gibi oldu biraz :D "süphanallah kadın kurye" gibi... Yoksa tabii ki olması gereken de bu ama ben ülkemizde şimdiye kadar hiç denk gelmemiştim şaşırdım sohbet de edemedim ayıp olur veya yanlış anlar diye.
0
ananiyimioguz
(10.08.24)
Getir siparişlerini bir dönem sürekli kadın kuryeler getiriyordu normal bir durum. Çok fazla kadın kurye var ama kask mont falan derken dışarıda motor kullanırken belli olmuyor olabilir.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(10.08.24)
Yıllardır var.

Ne sohbeti edecektiniz zaten anlamadım.
0
sorularimicinfeykhesap
(10.08.24)
Tr de bilmiyorum ama bazı Avrupa ülkelerinde çok yaygın. Normal bişi değil mi ya zaten
0
benaslindayohum
(10.08.24)
Ben hep denk geliyorum. Kadin ptt de var. Zaten neden olmasin
0
instant crush
(10.08.24)
Kargo tarafında görmüş olabilirim belki ama yemek siparişinde ilk defa denk geldim valla.

@sorularimicinfeykhesap, işte akşam napıyosun boş musun falan...

yahu ne diye sohbet edicem işte ilk defa gördüm ya hani kart çekimini beklerken normalde 3-5 muhabbet dönüyor havadan sudan işten yol durumundan yoğunluktan falan. onu edemedim diyorum.
0
🌸ananiyimioguz
(10.08.24)
Bizim postacı kadın ve çok hoşsohbet biri bütün mahalle onu tanıyor o da mahalleyi tanıyor

Hepsijet kuryeleri de kadın erkek sayı olarak eşit getiriyor
0
grimavi
(10.08.24)
evet? ki büyükşehirde değilim bile, bizde çok var. bunun şaşılacak bir şey mi olması gerekiyordu?
0
titanyum22
(10.08.24)
@ titanyum22, güzel kardeşim tabii ki olmaması gerekiyor tabii ki her alanda kadınlar da olsun şu an konumuz o mu? Dedim yanlış anlamayın diye.

Fakat bi an denk gelince şimdiye kadar hiç denk gelmediğimi fark ettim ve şaşırdım. Hiç görmeyişime de şaşırdım. O yüzden sordum. Ama denk gelinen bir şeymiş ne güzel, merakım gitmiş oldu.

Şimdiye kadar 1 i büyük şehir olmak üzere 6 şehirde yaşadım ve denk gelmedim neden şaşırmayım yani.
0
🌸ananiyimioguz
(10.08.24)
aynı işi yapan kadın ptt çalışanları oluyor. kadın kurye neden olmasın? hatta iş yerleri kadın kuryeyi tercih edecektir, suça meyilli serseriler yerine kadın kurye evladır.
0
summerof69
(10.08.24)
istanbuldayım, sadece ptt ve macroonline siparişimi kadın çalışan getirmişti. keşke daha çok olsalar...
0
anna sun
(12.08.24)
ev ve işyerine uğrayan ptt çalışanlarının çoğu kadın.

kışın yolda giderken yağmurlu havada kayıp düşen bir motorcuya yardım etmek için durmuştuk, o da kadındı. yemeksepeti veya trendyol kuryesi idi yanlış hatırlamıyorsam.

geçen hafta yazlıkta bir kadın 18 numara ne tarafta diye sordu, damacana su getirmiş. teslimatta da denk geldim. çok fazla dışarıdan yemek söylemediğim için bana teslimat yapan kadın kurye denk gelmedi yanlış hatırlamıyorsam.

ufak tefek teslimat yapanlar için şaşırılıp sohbet edilecek bir durum pek yok bence. motor kullanabilen herkesin yapabileceği bir işi yapıyorlar, erkekten farkı yok. fakat damacanayı, tüpü omzuna vurup getiren erkeklerin yanında ufak tefek bir kadının damacana, tüp falan getirmesi biraz şaşırtıcı olabiliyor gerçekten.
0
kibritsuyu
(12.08.24)
Bu dedikleriniz arabalı kurye olabilir mi?

Benim dediğim moto kurye idi arkadaşlar.
0
🌸ananiyimioguz
(12.08.24)
(8)

hayat tarzı size ters olan ama görüştüğünüz arkadaşlarınız var mı?

la lykia
sizin hayata bakış açınız, ilkeleriniz, düşüncelerinize ters bir hayat yaşayan ancak size bir zararı olmayan ve saygısızlık yapmayan arkadaşlarınız var mı?aklıma gelen en basit örnek: diyelim ki alkollü araba kullanmaya, trafikte makasa falan çok karşı birisiniz. arkadaşınız da kendi hayatında sürek
sizin hayata bakış açınız, ilkeleriniz, düşüncelerinize ters bir hayat yaşayan ancak size bir zararı olmayan ve saygısızlık yapmayan arkadaşlarınız var mı?

aklıma gelen en basit örnek: diyelim ki alkollü araba kullanmaya, trafikte makasa falan çok karşı birisiniz. arkadaşınız da kendi hayatında sürekli alkollü araba kullanıyor ama sizin yanınızda yapmıyor.

ve önemli nokta: bunun gibi bir sürü örnek de var diyelim ki.

bu kişi ile bana bir zararı yok diye görüşür müsünüz yoksa arkadaşlık ortak yönler, özellikler, ortak dünya görüşüdür diye düşünüp görüşmeyi keser veya çok azaltır mısınız?
0
la lykia
(14.07.24)
Hayatımdaki hemen hemen herkesle görüşüm farklı. Gerektiği yerde de tepkimi gösteriyorum ama görüşmemek için bir sebep değil.
0
numlock
(14.07.24)
Bir kadın arkadaşım eşini aldatıyor. Hem de öyle birkaç kere değil. Tinder bile açmış. Bana son derece ters.
0
Kahvedesu
(14.07.24)
@kahvedesu; tam olarak bu gibi durumları kastetmiştim. görüşmeyi kestiniz mi, tepki verdiniz mi?
0
🌸la lykia
(14.07.24)
Eşine desem adam belki farkında ama umursamıyor. Gece 12'de eşini merak etmiyor musun? Yabancı arkadaşlarım bile ayıplıyor ve olay Türkiye'de yaşanıyor.
0
Kahvedesu
(14.07.24)
Şeriatçı bir arkadaşım var. Önceden ateistti, hristiyan oldu, Tevrat, Zebur ne varsa okudu. Yahudi olmak istedi, olamadı :) Sonra müslüman oldu ama şeriatçı oldu bu sefer de. Yeni bir arkadaş olsa görüşmem ya da hiç iletişimim olmaz ama bu eski ve can dostu bir arkadaş. Hayatta yolunu bulmaya çalışıyor. Sevgim, saygım azalmaz. Onun da bana karşı durumu aynı. “Yanacaksın oğlum” der, gülerek.
0
gabe h coud
(14.07.24)
Eşini aldatan ve cesitli maddeler kullanan bağyan cinsiyetli cok yakin bir arkadasim var. Ben de evli çocuklu dumduz yasayan bir insanim. Benimle gorusurken ayık kafayla ve edepli bir haliyle bulundugu ve hayat standartlarimi tehdit etmediği surece sorun etmem biraz riskli gormekle beraber sevdiğim bir arkadasim.
0
instant crush
(14.07.24)
Çocukluktan kalan arkadaşlarım var böyle. Daha henüz herhangi bir görüşümüz oluşmadan başladığım arkadaşlıklar. Zaman içinde herkes değişiyor tabi, ancak bu kişilerle olan ilişkimde aramıza bu tür şeyler girmiyor. Girebileceği kadar konuya yükselemiyoruz zaten. Zaten o beni olduğum gibi kabul etmiş, ben onu. Fikirsel açıdan soracak, tartışacak bir şey yok. Zaten bu kadar eski arkadaşlıklarda bu konular sıkıcı oluyor, yapacak daha güzel şeyler var. Toplum ölçeğinde olması istenen yaşam şekli yani. Herkesin fikri kendine. :D

Ancak üniden itibaren bu şekilde arkadaşım yok. Çünkü zaten fikirler oluşmuş artık, bir araya gelemiyorsunuz. Gelseniz birlikte yapacak bir şey bulamıyorsunuz. Samimi olmadığınız, içini bilmediğiniz biri bir konuda bir şey söyleyince önyargılar oluşuyor, uyuşmuyorsunuz, tanımak istemiyorsunuz, tanımak mümkün de değil zaten. Ne yapacaksınız? Ben seni sevmedim ama belki severim, istemeden de olsa vakit geçirelim denmez sonuçta. Garip olur.

Haliyle durum bu :D
0
akhenaten
(15.07.24)
Var tabii ki. Genellikle ideolojik ayrılıklarımız var, bu ayrılıkların yaşam tarzına doğrudan yansıdığı arkadaşlıklarım da var. Ama kısasın şöyle, insani ve ahlaki kurallar bakımından bir noktaya gelmiş, bazı temel kriterleri taşıyan arkadaşlarım ne ideolojide olurlarsa olsunlar arkadaşımdır. Ama kendine hiçbir şey kalmamış, cahil, empati yoksunu vs bir kişi ile aynı fikirde olsam da arkadaşlık kurmam.
Arkadaşımın yaşam tarzı ve ideolojisi benden farklıysa benimki de ona göre farklı. O da beni böyle kabul ediyor. Demekki başka noktalarda buluşmuşuz, paylaştıklarımız bu farklardan daha üstün şeyler.
0
curukturpkokusu
(15.07.24)
(2)

Somon balığı dolapta kaç gün?

Kahvedesu
Dün öğle saatlerinde yaptım. Dolaba koydum. Yarın işe götüreyim mi? Bozulmuş mudur?
Dün öğle saatlerinde yaptım. Dolaba koydum. Yarın işe götüreyim mi? Bozulmuş mudur?
0
Kahvedesu
(14.07.24)
Bir şey olmaz hiçbir şekilde.
0
logisticsmanager
(14.07.24)
Bozulmaz
0
instant crush
(14.07.24)
(16)

Başaramayan çalışkan gördünüz mü?

michael_knight
Çok çalışkan, pes etmeyen, diğer insanlara karşı kötü davranmayan bir insanın başarısız olduğunu hiç gördünüz mü?
Çok çalışkan, pes etmeyen, diğer insanlara karşı kötü davranmayan bir insanın başarısız olduğunu hiç gördünüz mü?
0
michael_knight
(13.07.24)
Ben kendim. Şanssızım ve çoğunlukla insanın ayağını kaydırmak isteyenler oluyor.
0
prole
(13.07.24)
beni de yazın:) bu hayatta hiçbir şeye şans ile erişmedim. defalarca düştüm, kalktım, yine denedim. hayat sorunları alt etmekti. ben daha 20li yaşlarımın başındayken anneme alzheimer teşhisi kondu, annemi bu yıl kaybettim. annemin hastalığı tüm planlarımı değiştirdi. eve mümkün olduğunca yakın bir yerde işe başladım. şu an üniversitemdeki tek mobbingsever kürsüde çalışıyorum ve kürsüye en son dahil olan kişi benim. angaryadan bıktım, hayattan tat alamıyorum artık. bu ay herkes tatile çıkınca ben de tatile çıkmış sayıldım. kendimi sudan çıkmış balık gibi hissediyorum. istifa edeceğim sanırım. mobbingi kanıtlama imkanım olsa mahkemeye giderim ama bizim kürsü temiz çalışıyor, yazılı delil yok ve tanık bulmam mümkün değil, ne kadar çalışkan olsanız da hastalık piyangosunu, insan faktörünü kontrol edemiyorsunuz. yaşadıklarınız önce günlük yaşamınızı sonra kişiliğinizi etkiliyor. istediğiniz kadar güçlü olun sizi öldürmeyen şey yıpratır. ben daha 30 olmadan bunu öğrendim.
0
gnosis
(13.07.24)
Basari denilen seyin iki önemli unsuru vardir:

Dogru zamanda dogru yerde olmak.

Yani bir insan 30undan sonra çok çabalasa dahi bu 20 yasinda çok çabalayan biriyle ayni sonucu vermez.
0
Yourcousinmarvinberry
(13.07.24)
Görmedim. Yeterince calismamistir. Yanlış işi yapmistir. Basarmak biseyler ya da birileri sayesinde olmaz zaten. Biseylere ve birilerine ragmen olur.
0
halk
(13.07.24)
Çalışkan bir insan her zaman potansiyelinin sınırlarına ulaşır.

Çalışkan olmayan, sadece akıllı biri potansiyelinin ortalarına anca ulaşıyor.

Çalışkanlık dediğim ama kendini vererek, gereken her şeyi yaparak çalışmak. Ben böyle olup da potansiyelinin altında kalan insan görmedim.

Eğer çalışkan olduğu halde kendini başarısız gören varsa bence çalışkan olmasaydı oralarada gelemeyecekti emin olabilir.
Herkesin potansiyeli de farklı.

Kariyer de 20 adımlık bir yolculuksa şans sana 3 4 adımda anca yarım eder. Şans da zaten, doğru zamanda doğru zamanda bulunmak demektir ve strateji ile alakalıdır. Sadece şans diye bir şey yoktur. Akıllı ve kafa yoran insan kendini “şanslı” diye tanımlayacakları noktaya kendi getirir zaten doğru stratejilerle.
0
zimbirik
(13.07.24)
Çok gördüm. Yanlış çalışan ya da zekası yetmeyen.
0
gabe h coud
(13.07.24)
Tıp fakültesini kazanmak için 10 sene boyunca üniversite sınavına hazırlanan ama 10 senenin sonunda yine kazanamayınca pes edip başka bir bölüm okuyan birini biliyorum.
0
ms brownstone
(13.07.24)
Yanlış savaştadır. Pes etmek hayat kurtarır bazen de.
0
sekizdokuzon
(13.07.24)
Ben de varım.
0
Amaranta ursula
(13.07.24)
Çalışıp başaramayan milyonlarca insan var, peki neden durum böyleyken başaran bir iki kişiyi başardı diye gösteriyoruz, survivorship bias / hayatta kalma yanılgısı diye aratabilirsin
0
grimavi
(13.07.24)
Çok gördüm. Ama azmedip başaramayan hiç görmedim.
0
numlock
(13.07.24)
@numlock

Hocam kişisel alma ama survivorship bias tam da bu, azmedip başaran 100 kişiden 1 kişi görünür olduğu için örnek olarak onu görüyorsunuz, azmedip başaramayan 99 kişi ise silinip gidiyor haliyle haber değeri görünürlüğü olmuyor, o yüzden görmüyorsunuz
0
grimavi
(13.07.24)
Gormedim. Şansı yaver gitmeyen gördüm
0
instant crush
(13.07.24)
çalışkanlık okul başarısı ise çok var öyle. ama bir işte çalışıp para kazanamayan görmedim. 90 ların elitist memur çocukları hep patladı mesela.
0
ferenc
(13.07.24)
aynada görüyorum her gün.

sebep: mental accounting yapamamak.
0
robert bosch
(13.07.24)
@grimavi yok onları da görüyorum. Ama onlardan daha çok azmeden biri var demek ki sonuçta.
0
numlock
(13.07.24)
(9)

Günlük süt bu mudur?

michael_knight
Bebeğe yoğurt yapmak için günlük süt almamı söylediler.Şunu aldım:https://www.icim.com.tr/urunler/icim-tam-yagli-pastorize-sut-pet-sise/Bu değil dediler. Bence doğru aldım.Ama şu da aklıma takıldı ismi "günlük süt" ama son kullanma tarihi 9 gün sonra. Benim hatırladığım günlük sütlerin raf ömrü 2-3
Bebeğe yoğurt yapmak için günlük süt almamı söylediler.
Şunu aldım:
www.icim.com.tr

Bu değil dediler. Bence doğru aldım.
Ama şu da aklıma takıldı ismi "günlük süt" ama son kullanma tarihi 9 gün sonra. Benim hatırladığım günlük sütlerin raf ömrü 2-3 gündü.

Bebeğe yoğurt yapmak için doğru süt hangisi?
(Doktor özellikle pastörize olması gerektiğini söylemişti)
0
michael_knight
(11.06.24)
Kimi çiğ süt ile yapıyor ama pastörize süt ile yapmak isterseniz aldığınızı kullanabilirsiniz. Ben şunu alıyorum genelde: www.migros.com.tr Yağ oranı ne kadar yüksekse o kadar iyi tutuyor, aklınızda olsun.
0
fotrsapka
(11.06.24)
Bir arkadaşım kendine yoğurt yapmak için bimdeki günlük sütün iyi olduğunu söylüyordu
0
grimavi
(11.06.24)
Pastorize sutleri günlük sut olarak satıyorlar. Uht sutler de uzun omurlu sut.
0
instant crush
(11.06.24)
mandıradan jersey ineğinin sütünü alın pişirin ve yapın. en iyi süt o.
0
al basmadan donu var
(11.06.24)
@al basmadan o dediğiniz ürün pastörize değil galiba.
0
🌸michael_knight
(11.06.24)
Evet, yoğurt yapılabilir süt odur. Ancak yağ oranı ile oynanmamış sütleri tercih edin. Besleyicilik için bu gerekli.

Doktor sağlık kaygısıyla pastörize demiş olmalı. Bu konuda maya çok daha önemli. Mayayı nereden ne şekilde temin edeceksiniz. Bakteri varsa mayada vardır. Zaten çiğ sütü kaynatıyorsunuz da maya öyle değil.

Mayalama ısısını tespit için süte parmak sokulup sayı sayılır ki bence o parmak da bir bulaş riskidir başlıbaşına.

Yoğurdu yoğurt makinesiyle değil de atadak kalma usulle yapacaksanız o parmakla kontrol yerine gıda ısısı ölçme aleti almanızı işlem bitiminde de alkol, sirke vs ile silmenizi öneririm.
Şunu yani
www.trendyol.com
0
Mirket
(11.06.24)
onur market varsa yakınınızda a2 sertifikalı çiğ jersey sütü var fiyatı 3kg yaklaşık 300 tl gibi bişey bayadır aldığım en iyi süt kendisi
0
eja
(11.06.24)
@eja @mirket doktor pastörize almamızı söyledi. Pastörize süt arıyorum.
0
🌸michael_knight
(11.06.24)
Bizim hanım sadece TİRE ORGANİK SÜT ile yapıyor. Başka kullanmıyor.
0
etna
(11.06.24)
(2)

hamileler icin organik boya tavsiyesi

caliptyca
8 aya girerken artik kızıldan beyaza gecisim tamamen beyazla sonuclanmak uzere. Doktorum da organik oldugu surece boyayabilirsin dedi ama hicbir marka bilgim yok. Var midir marka tavsiyeniz?
8 aya girerken artik kızıldan beyaza gecisim tamamen beyazla sonuclanmak uzere. Doktorum da organik oldugu surece boyayabilirsin dedi ama hicbir marka bilgim yok. Var midir marka tavsiyeniz?
0
caliptyca
(24.05.24)
phyto önerilmiş dahil olduğum bi grupta.
0
elorelia
(24.05.24)
Hamileyken boyatmadim ama emzirirken phyto ile boyadim. Aylarin beyazini mukemmel şekilde kapatmadi tabi ama iyi yine. Bitkisel icerikli ve amonyak icermedigi yaziyor
0
instant crush
(24.05.24)
(44)

Neden çocuk yapıyorsunuz?

ananiyimioguz
Biz pek düşünemiyoruz. Ben 30, eşim 32 olacak ama mantıklı gelmiyor. Aslında ben evlenmeden önce daha yakındım. Yani ileride çocuğum olur, babalık ve hatta dedelik hislerini yaşamak isterim diye düşünürdüm. Evlendikten sonra ülke, dünya, ekonomi, çevre vs. yüzünden ben de biraz uzağım ama eşim mesel
Biz pek düşünemiyoruz. Ben 30, eşim 32 olacak ama mantıklı gelmiyor. Aslında ben evlenmeden önce daha yakındım. Yani ileride çocuğum olur, babalık ve hatta dedelik hislerini yaşamak isterim diye düşünürdüm. Evlendikten sonra ülke, dünya, ekonomi, çevre vs. yüzünden ben de biraz uzağım ama eşim mesela kendini bildi bileli istemiyormuş, hala istemiyor. Oturup biraz konuştuk, biraz bencil olmak gerekiyor gibi geldi. Pek mantıklı bir sebep bulamadık.

- Olaya ilkel bakamıyoruz. Yani türümüzün devamlılığı gereği doğurmak gerekir falan diye düşünmüyoruz, öyle bir durum söz konusu değil zaten şu an. Hatta nüfus artışı dünyayı felakete sürüklüyor. Millet neden tavşan gibi ürüyor anlamıyoruz.

- Yine ilkel gelen bir görüş, nasıl ki eskilerde "boşanma" gibi bir kavramın olmadığı gibi, "çocuk yapmama" gibi bir bilinç de yokmuş gibi geliyor çoğu insanda.
Yani toplumsal olarak evlenince = çocuk yapılır gibi öğrenilmiş bir kalıplaşmış düşünce var. Kültürel ve dini olarak da bakıyor kimi. Çevre baskısı da had safhada. Bizde böyle şeyler de yok.

- Yine kırsal bir kafayla düşünüp, ya işte çocuk evin neşesidir dolansın ortalıkta, hem bağa bahçeye yardım eder, ne kadar çok çocuk, o kadar iyi. Birlikte büyürler gibi bir olayımız, düşüncemiz de yok. Zaten çok ilkel ve kontrolsüz bir üreme düşüncesi gibi geliyor. Çocuk sayısı arttıkça, çocuklar üzerine düşen refah azalıyor çok çok zengin değilse aile.

- İnsanın anlam arama ihtiyacı. Geçenlerde yaşarken çok boş oyalanmıyor muyuz gibisinden varoluşsal bir soru sormuştum. Öleceğini bilmek ve anlam arayışı zor bir süreç insanoğlu için. Bana çözüm olarak bir kaç kişi çocuk yap demişti. Belki bu bir çözüm olabilir. Fakat bunu yaparsam annelerimiz babalarımızdan ne farkımız kalıyor diye düşünüyorum. Onlar da büyük ihtimalle hayatı yaşamak için bir anlam bulamıyorum bari kendimi çocuğum üzerinden gerçekleştireyim diye düşündüler. Onlar için yaşadılar. Sonra da bişey olsa "yemedim yedirdim içmedim içirdim" diye başlarlar. "Ben kendim yaşamadım sen düzgün yaşa diye" diyerek yakınırlar. Yahu yaşasaydın kardeşim. Biz yaşamayı tercih edenlerdeniz. Bir çocuğa hayat adanması gerekliliğine karşıyız. Asgari düzeyde ayırırsın, ama hayatı kendin için yaşarsın. Ki ben, biz çocuk yapsak bile yine gezeriz tozarız diye düşünüyorum o kadar da paralatmayız kendimizi ama belli de olmaz. Çocuk büyüyüp ailesine dönüp bakınca kendini onun için heba etmiş bir aile görünce mutlu olmuyor ki. Çocuk en başta, birbirini ve hayatı seven ebeveynler görmek istiyorum.

Yani sonuç olarak bencilce bir yaklaşımla, sırf anlam arayışın için çocuk dünyaya getiriyorsan, bu hiç mantıklı gelmiyor. Çocuk sevme ihtiyacı için veya birinin sana bağlanması, sevilme ihtiyacın için vs... Hem belki çocuk sevmeyecek bu dünyayı veya seni.

- "Filmi bırak, peki çocuk olmuş mu?" Çocuk belki senin görüşlerini benimsemeyecek. Benimsemek zorunda değil belki biz özgür yetiştirme taraftarı oluruz ama aşırı aykırı davranacak belki. Hiç istemediğin bir yola sapacak. Sen ne kadar eğitim verirsen ver, görgü öğretirsen öğret dış dünyadan iyice soyutlanacak çocuk. Akran zorbalığına uğrayacak. Herkes aynı eğitim ve bilinç düzeyinde eğitmiyor ki çocuklarını. Sen ne yaparsan yap internet ve arkadaş çevresi sağ olsun beyinleri yıkanacak cocukların. Sana efendiyi oynayacak ama dışarıda bambaşka biri olacak belki. Ama sen kendi çocuğun diye yakıştıramayacaksın onu hep masum ve tatlı çocuğun, güzel kızın, aslan oğlum olarak gibi göreceksin. Ama belki pisliğin teki olacak. Veya aptalın teki olacak. Çocuk istedimiz gibi oluyor mu? Sanki bazen ne yaparsak yapalım olmuyor. Bunlar uç örnekler ama alınan sorumluluğun farkında mısınız?

- Kelebek etkisi. Siz nasıl yetiştirseniz yetiştirin. Yeni gelişen bir canlıya (çocuğa) uyguladığınız en ufak bir yanlışı, çocuk psikolojisiyle ödeyebilir. Başkası, çocuğunuzun büründüğü karakter veya huy yüzünden ödemek zorunda kalabilir. Çocuk, kendine zarar verebilir. İş yerindekilere kötü veya aşırı iyi davranabilir. Eşine ve çocuklarına karşı kötü veya aşırı iyi davranabilir (zarar göreceği düzeyde).

Yani "doğru" çocuk yetiştirmek ne demek? Bence böyle bir şey yok. Nasıl yetiştirirseniz yetiştirin, en ufak bir aktarılan bilginin sonucunu çocuğunuz yüzünden diğer canlılar çekecek. Bu iyi de olabilir kötü de olabilir. Çok iyi yetiştirirseniz kendi zarar görebilir, kötü yetişirse başkaları zarar görebilir. Yani etkisi zincirleme olarak etkileşim kurduğu tüm diğer canlı ve cansız varlıklara aktarılmış olacak. Bunun sorumluluğunu nasıl alabiliyorsunuz?

İşte ben annelik-babalık duygusu tadıcam, çocuk sevicem, ay birisi bana anne veya baba diyecek düşünsene *_* diye bencilce baktığınız bir olayın altındaki sorumluluğun büyüklüğünü görebiliyor musunuz? Bence çok fazla. Çocuk belki dünyayı görünce lanet olsun ne biçim yere geldim diyecek. İntihar edebilir, hassas bir kalbi olabilir sürekli depresif bir halde dolanabilir. Kendi doğrularınızı, kendi dininizi aktardınız diye aslında olabileceğinden, yani potansiyelinden daha kötü şartlarda büyüyüp ölebilir. Veya sizin gerçekliğinizden çıkıp dış dünyayı görünce sizden uzaklaşabilir.

Gerek var mı oyuna bir karakter daha sürmeye?

- Dış dünya tehlikesi. Çocuk her an bir savaşa, virüse, kimyasal bir saldırıya maruz kalabilir. Tecavüz edilebilir, vurulabilir, bıçaklanabilir, psikolojik sorunlar yaşabilir, dayak yiyebilir, veya bunları başka birine uygulayabilir. Dışarısı, aklı başında bir insanın pek de yaşamayı isteyebileceği bir yermiş gibi durmuyor. Ona nasıl koruma garantisi verebiliyorsunuz veya başına bir şey gelse, o sorumluluğu kaldırabilecek güçte misiniz?

Gibi gibi sebepler aklımızda dönüyor...

Edit: İmla.
0
ananiyimioguz
(23.05.24)
Bencilce olabilir. Ama doğal ve insani, bencillik de doğal. Sorumluluk da büyük evet, ama kendi adıma sorumluluk almayı severim. Ya ben bu adamın çocuğumun babası olmasını istiyorum dediğim biriyle tanışsaydım çok net anne olmak isterdim bi 10 sene içinde. Birine o kadar güvenmek bana asıl zor gelen kısım. Neyse nihayetinde bir insan yetiştirmek, beraber büyümek öğrenmek, hayatı deneyimlemek, birini kendinden çok sevmek falan çok fantastik duygular, deneyimler. Yaşamak lazım diye düşünüyorum. Ama hayatın amacı da değil. Çocuk güzel bi lüks bence, fakat ihtiyaç değil. Olsa da olmasa da hayat güzel olabilir, kişiye bağlı.
0
nic cage
(23.05.24)
Yapmiyoruz. Cevremdeki evli ciftlerde de oran yari yariya. Yani yarisi cocuk sahibi oldu ya da olmak istiyor, yarisi hic cocuk istemiyor.
0
sertac akin
(23.05.24)
Mantıklı düşünürsen zaten çocuk işine girmezsin, biraz dürtüsel bir karar. Benim oğlan 2 yaşına geliyor ben daha babalığı yeni anlıyorum. 2 senedir aralıksız ağlıyordum niye yaptık diye ama şimdi uyurken bile özlüyorum, garip bir durum. Mantık aramaman lazım bu işte.
0
mirty
(23.05.24)
Kimse bu kadar düşünerek mantık çerçevesine oturtup çocuk yapmıyor. Bu kadar düşünen yapmaz zaten. Nefes almak, yemek yemek, seks yapmak gibi bir şey çocuk yapmak da. Hayatta kalma içgüdüsünün bir sonucu, kendini çoğaltarak ölümsüz olma çabası. Hatta bu yüzden, mantık çerçevesinde düşünüp çocuk yapmamayı seçmek bir nevi pasif intihar gibi geliyor bana. (Ben de yıllardır antinatalistim)
0
duguit
(23.05.24)
denildiği gibi insanlar istediği için yapıyor direkt bir somut nedeni yok. evlat sahibi olmak anne baba olmak için yapıyorlar.

o kadar düşünen yapmaz zaten +1, yapanlar da o kadar düşünmüyor. sizin için gerek yoksa yoktur. yapana gerek var mıydı diye soramazsınız.

ben de istemiyorum mesela.
0
jülsezar
(23.05.24)
Çocuk sahibi olmak, yeme gibi, içmek gibi biyolojik bir ihtiyaç. Hayatın doğal akışı. Maddi sebeplerle olsun, zamanın modasıyla olsun istenmiyor olabilir. Bu yaşlarda hissedilmiyor olabilir ama travması, yaşam kalitesine olumsuz etkisi, psikolojik sorunları inanın ilerleyen yaşlarda üzerinize çökecektir.
0
Mirket
(23.05.24)
Ekonomik durum iyi değilse cehalet faktörü etkili. Toplum baskısı da var.

Her şey yerindeyse ekonomik durum vb gibi kişisel tercih. Ama evlilik ve çocuk fakiri daha da fakirleştirir.
0
ferenc
(23.05.24)
insanlar cocuk yapiyor cunku bu bizim dogamizda var. boyle hayvansal icguduleri beyaz yakali yaklasimlariyla irdelemek asiri manasiz. cocuk yaparsin ve genlerini aktarirsin cunku bu bizim (dunyada yasayan canlilarin) kodlarimizda var. bu kadar bunun cevabi.
0
bohr atom modeli
(23.05.24)
Ben de şu an 32 yaşındayım ve anne olmak istemiyorum ama çevremde o kadar çok kişi anne olmazsam pişman olacakmışım gibi hissettiriyor ki kabul etmekte zorlansam da etkileniyorum ve bazen "ya sonra keşke dersem" diye düşüncelere gark oluyorum.
istememe nedenim de tamamen sorumluluğundan. kendim kadar çok önemseyeceğim bir varlık kim bilir başına ne dertler açacak hastalanacak üzülecek vs vs seni tasalandıracak diyorum.
Baskın olan hissiyatım yapmamak yönünde. Yaparsam bencilce olsa da merak duygum olabilir.
Ama işin garibi de dışarıda gördüğüm çocuklar olsun kendi yeğenlerim olsun inanılmaz seviyorum ve çoğuyla fazlasıyla ilgileniyorum. Yani anaç yapım yok demiyorum ama kaygılarım ağır basıyor.

çocuk yaptıktan sonra pişman olunca vazgeçebilme hakkımız olsaydı keşke sgjskgksjg
0
Kediyi üzdün
(23.05.24)
@bohr atom modeli, hocam zaten türümüzü diğer hayvanlardan ayıran özellik frontal lobumuzun gelişmiş olması değil mi?

Yani zaten düşünmek ve sorgulamak üzere evrimleşmiyor muyuz?

Hala hayvansal iç güdülerle yaşayacaksak evrimimize haksızlık etmiş olmuyor muyuz?

Tamam ben de hala ilkel olduğumuzu düşünüyorum çoğu yönden ama en azından bir şeyleri yaparken sorgular seviyeye gelmişiz. Kodumuzu aktarıcaz diye düşünmeyelim mi ulan 1dk kodumu aktarıcam ama gerek var mı? İhtiyaç var mı? Herkes kodunu bilinçsiz aktara aktara dünya bu hale geldi zaten demeyelim mi?

O zaman ilkel dürtülerle aile kavramını da hiçe sayalım, birbirimizin üstüne atlayalım. Ne de olsa kodlarımızda vardır o da bir yerlerde.
0
🌸ananiyimioguz
(23.05.24)
Çocuk bakmak aşırı zor bir mesela. Eşini artık çok da sevmiyorsan mesela çocuktaki eşine benzer tarafları görüp çocuktan soguyabiliyorsun bile yer yer. Yeğenimi çok severim normalde, çok da sabırlıýım çocuğa karşı. Ama babasına gıcık olduğum zamanlarda "Baban ne ki sen ne olasın" diye kuruluyorum üç yaşında çocuğa. Bir de ne kadar minyatür bir insan da olsa çocukla frekansınız uymayabiliyor. Sen çok sakinsen hareketli çocuga sinir oluyorsun, ikili diyaloğa giriyorsunuz :p Bir dönem ilkokul öğretmenliği de yapmıştım, oradaki deneyimlerimi de katarak anlatıyorum. Ama günün sonunda sosyopat değilsen ya da çok ciddi bir bunalım geçirmiyorsan barısiyorsunuz, öpüşüp koklasiyorsunuz. Gormediginde özlüyorsun, hayatının merkezine koyuyorsun. Yukarıda bir arkadaşın dediği gibi bu zamanın argümanlariyla işin içinden çıkamıyoruz. Olacağı varsa oluyor, sen de uyum sağlıyorsun duruma.
0
sekizdokuzon
(23.05.24)
Valla ben yazdıklarını okumaya üşendim. 29 yaşındayım. Ekonomik olarak durumları biraz daha toparlayınca 30ların başında falan çocuk yapmayı düşünüyorum yani sağlık sorunu yaşamazsak. Sebebi yok sadece anne olmak istiyorum, karnımda bebek taşımak böyle emzirmek onu büyütmek bir şeyler öğretmek beraber deneyimlemek vs bunları merak ediyorum. Merak duygumu tatmin etmek için çocuk istiyorum. Tabi ki kendi mersk duygum için çocuk yapayım derken onu perişan etmek de istemem tabi ki. Maddi manevi yeterli hissettiğim zaman yaparım bunu.
0
turuncu tonlarda
(23.05.24)
Tam olarak bahsettiğiniz sebeplerden dolayı yapmıyoruz. 32 yaşındayız, 2 yıldır evliyiz ve çocuk fikrine o kadar uzağız ki, uzak kelimesi bile yakın kalır. Zaten şurda kalmış bir bu kadar daha ömrüm, onu da çocuk derdiyle mi geçireceğim zaten? O kadar dertsiz tasasız bir hayatım olursa da çocuk yapmak yerine gezer tozarım. Evde kronik rahatsızlığı olan bir kedimiz var, gözümüz sürekli üstünde. Sırf 1-2 gün uzaklaştığımız zamanlarda aklımız kalmasın diye eve bebek kamerası bile aldım, arada açıp bakıyorum napıyor keyfi yerinde mi diye. Kedinin bile üstüne bu kadar düşerken, hastalandı mı diye gözünün içine bakarken, kendimden olan bir canlıya karşı olan stresimi düşünemiyorum bile. Ülke şartları falan da cabası tabi.

Çevremde "evimi aldım, arabamı aldım, mesleğimi garantiledim. evlenirsem çocuk yaparım çünkü insana hayatta bir amaç lazım" düşüncesinde olan tanıdıklarım da var. Neresinden baksan hastalıklı ve bencil bir düşünce bu bana göre. Sırf kendine amaç olsun, oyuncak olsun, saçma sapan varoluşsal sancılarına derman olsun diye dünyaya bir canlı getirmek büyük bencillik.


Ayrıca "genlerimizde var, üremek için yaşıyoruz" düşüncesi de bu bencilliğe uydurulmuş bir kılıftan başka bir şey değil bana göre. Genlerimizde üremek varsa, kafamızın içinde de beynimiz var. Neyin ne olduğunu sorgulayıp karar verebilme, muhakeme edebilme yeteneğine sahibiz. Şimdi ben çocuk yapmak istemiyorum diye insanlıktan mı çıkıyorum bu durumda yani... Teallam.
0
pianeta
(23.05.24)
Valla ben dünyaya katkım olsun diye yaptım. Çok iyi bir insanım üstelik müthiş zekiyim. Boşa gitmemesi gereken genlerim vardı.
Hep saçma sapan insanlar çocuk yapıp dünyayı daha kötü bir hale getirmesin, ahlaklı düzgün yetişmiş iyi kalpli insanlar da olsun gelecekte diye istedim.

İleride 3 4 tane daha düşünüyorum. Maddi olarak imkanım olursa tabi.
0
Gradient_tabanlı_mor
(23.05.24)
@Gradient_tabanlı_mor, gen aktarımının öyle cımbızla seçerek olduğunu düşünmüyorum da, diyelim ki oldu ve çok zeki, çok yakışıklı/güzel bir çocuk dünyaya geldi. Gayet aklı başında, efendi, saygılı vs. oldu.

Dünya bu özellikleri mükafatlandıran bir yer mi?

Diyelim ki sıyrıldı, mükafatlandı, soruyu şuradan sorayım, dünya bu çabaya değecek bir yer mi?

Dünyadaki en zekilere baktığımız zaman genelde kullanıldıklarını görüyoruz. Çok azı şanslı oluyor. Sistem kaşıkla verip kepçeyle alıyor.

Ayrıca cahiller, eğitimsizler çok fazla ürüyor böyle gitmesin terazinin diğer tarafına biraz bastıralım diye çocuk yapılınca çocuğa haksızlık olmuyor mu uğraşacağı insanlar, yani kötü diye gösterdiğimiz taraf daha çoğunlukta.

Mesela ben aksine, kendimiz gibi bir toplum veya ortam varsa oraya çocuğu koyarım.

Pakistanın orta yerine zeki ve bilinçli bir çocuk koymam mesela. Ona da yazık. Haksızlık. Ama norveç e koymak isterdim. Tr nin durumu da pek iyiye gitmiyor kötü tarafın doğum hızlarına bakılırsa.
0
🌸ananiyimioguz
(23.05.24)
bu kadar dusunen yapmaz +1

su an 33-37 yaslarindayiz, 6 senedir evliyiz, henuz cocugumuz yok.

insanlar cocugu tamamen hayattan beklenenler o yonde oldugu icin yapiyor. okula git --> is bul/kur --> evlen --> cocuk yap, model bu. kimse cocuk yaparken "insanlik devam etsin, turumuzun devamliligi" gibisinden seyler dusunmuyor. bu kadar dusununce okula gitmek de mantikli olmayabilir mesela.

dediginiz gibi, eskiden tarlada calisacak adam vs gibi is gucu alaninda ise yaramis epeyce cok cocuk sahibi olmak. bugun tarlasi olan az, sehirde yasamin da kendince finansal guclukleri var, hayat kalitesi tartisilir. ancak:

cocuk buyukmek eglenceli keyifli bisey, minicik beyinleryle biseyleri kesfetmeleri, akil etmeleri, oyun oynamalari, sizin hayatta akliniza gelmeyecek sorular sormalari vs epey keyifli. buyumesinde, dunyayi kesfetmesinde, kendini kesfetmesinde destek olmak, yol gostermek guzel seyler. bundan mahrum kalmak istememek gayet gecerli bir sebep.

diger yandan insanlar yaptiklari degil yapmadiklari seylerden daha cok pismanlik duyabiliyor, bu da bir baska sebep. 20-30lu yaslarda cok dert etmiyoruz ama hic 50-60 olmadik, tam olarak bilmiyoruz o yaslarda neye nasil ihtiyac duyabilecegimizi.

ayrica, cocuklar buyudukten sonra onlarin kurdugu ailelerle kalabalik olmak, arada birlikte biseyler yapabilmek, yanliz kalmamak, hastalikta yaslilikta cenazede davalik durumlarda vs samimiyetle siginabileci insanlar olmasi yine bir baska sebep.

zamanin "cocugu" olarak ben bugun ailemden uzakta yasiyorum oyle cok aman aman birlikte biseyler yapmiyoruz ama gercekten bir ihtiyac oldugunda atlayip gidebiliyor olmam, genel olarak varligim ailem icin guven verici bir durum. anneme kalsa en buyuk pismanligi daha cok cocuk yapmamis olmak.

dediginiz riskler elbette var, benim de kisisel olarak cocuk konusundaki en buyuk cekincem "ya buyudugu zaman cok stresli bir hayati olursa, ya anksiyetesi olursa, ya depresyonda olursa, ya intihar etmek isterse, ya kanser olusa, ya yatalak olursa" gibi seyler. tamam sorumluluk da istemiyroum belki ama erken cocukluk sorumluluklari citir cerez kaliyor bunlarin yaninda.

diger yandan bugun yetiskin insanlar olarak hepimizde belli bir olcude depresiflik, ankiyete bozukluklari fln var; cesitli hastaliklarla ugrasiyor, issiz kaliyoruz, sevgilimiz terk ediyor, dolandiriliyoruz, basimiza sacma sapan olaylar geliyor uzuluyoruz vs ama bir sekilde bunlarla basa cikmayi ve yasamayi ogreniyoruz; hayatin bir parcasi aslinda hepsi. ayni sekilde cok guzel yemekler yiyouz, sevdiklerimizle 2 kadeh tokusturuyoruz, konserlerde bagira cagira sarkilar soyluyoruz, gezip egleniyoruz. cesitli tibbi desteklere erisimimiz de gittikce kolaylasiyor. o yuzden biz bugun yetiskinler olarak bir sekilde var olabiliyorsak, hayatimizda biseyler yolunda gidiyorsa ve intihar etmiyorsak demek ki var olmak o kadar da kotu bir sey degil.

sonuc olarak konu gerek olup olmamasi degil, konu sizin bireysel olarak cocuk buyutmek istiyor olup olmamaniz.
0
taurina
(24.05.24)
Çocuk yapma kararı mantıkla verilen bir karar değil, duyguyla verilen bir karar. Mantıklı düşünürseniz evet sorumluluğu, yorgunluğu, özellikle küçük yaşlarda ihtiyacı olan dikkati verebilmek için kendinizi bile kaybetmeniz, vs. birçok olumsuz yanını bulabilirsiniz. 2 yaşında çocuğu olan bir anne olarak da bunların hiçbirini reddetmem. Ama dünyaları verseler de oğlumu değişmem.

Ben hamileliği bile çok sevmiştim. Ki çocuk yapma düşüncesi yapana kadar çok kafamı meşgul etmemişti bile. Karnımda minicik bir mercimek tanesi kadar olan bebemin şimdi bıcır bıcır konuşmasını duymak, karakterinin geliştiğini izlemek, büyümesine tanık olmak inanılmaz bir şey.

Bencil insan çocuk sahibi olmaz bana kalırsa, olursa da çocuğu hakkıyla yetiştiremez. Yemeyip yediren, uyumayıp uyutan bir anne veya baba nasıl bencil olabilir ki?
0
gmzo
(24.05.24)
@ gmzo, pek katılamıyorum. çocuğun kendisi zaten bencilce geliyor. çocuğa bakıyor olmak insanın eksik yanlarını besleyen bir şey, o durumu bencil olmamakla açıklayamayız.

François de La Rochefoucauld ve Sigmund Freud'un savunduğu şöyle bir görüş var;

"İyiliklerimizin çoğu, kötülüklerimizi gizleme sanatıdır." İnsanların yaptığı iyiliklerin bile aslında kendi kötü yönlerini ve çıkarcı doğalarını gizlemek için bir araç olduğunu söylerler.

"İnsanların yaptığı iyiliklerin çoğu, şeref ve erdemden çok gururdan kaynaklanır." İnsanlar güzel şeyler yaparken bile aslında gururlarını tatmin ettiklerini ve kendilerini daha iyi hissettiklerini öne sürerler.

"Narsisizm" Freud, insanların birincil ve ikincil narsisizm olarak adlandırdığı kavramlarla, kişinin kendi benliğine duyduğu sevgiyi ve bu sevginin nasıl dışa vurulduğunu açıklar. Bu bağlamda, birçok iyilik ve yardım davranışının aslında kişinin kendi narsistik ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla yapıldığını öne sürer.
0
🌸ananiyimioguz
(24.05.24)
ben bekarım evlensem de hem ülke şartlarından hem şahsi ekonomik gücümden ötürü yapmak istemem. ancak milyon dolarlık bir topçu, aktör falan olsam en az 5 çocuk falan yapardım herhalde. harika bir kendini tamamlama aracı çocuk, paran çoksa eksilerinden mümkün olduğunca az etkilenirdin artılarını çok daha fazla yaşardın. çok iyi bir hayat yaşatacağın garanti olurdu zaten o yüzden bencillik değil tam tersine sahip olduğun iyi yaşamı paylaşmış olurdun. ülkede yarın bir gün iç savaş çıkıp millet değneklerin ucunda komşusunun kellesiyle gezse bile iyi hayat yaşayacağı garanti olurdu para böyle bir şey maalesef. ama ortalama beyaz yaka olarak türkiye'de çok zor bir kere muhakkak koleje gönderecek paran olmalı şu meb müfredatında çocuk mu yetiştirilir. bu bencillik olur bence de. avrupa'da bir orta sınıf olsaydım da eşle gezme tozma işlerinden sıkılma hissine gelirsek düşünebilirdim yok bizi kesmiyorsa bir türlü gezmek tozmak gene yapmak istemezdim herhalde.
0
semaforo de medianoche
(24.05.24)
bu inanç gibi bişey. Kalbin/beynin neye yatkınsa onu görürsün. Senin dediğin gibi, kendi genlerinden kendine benzeyen bir varlık yaratıp yetiştirmeyi müthiş bencil egoist bir şey olarak da görebilirsin, bir annenin yazdığı gibi 'kendimizi düşünmeyip onu yetiştiriyoruz bu nasıl bencil olabilir' diye de görülebilir.

Bu arada dünyanın gidişatına bakmak vs. yalan. Evet nüfus çok ve dünya kötüye gidiyor ama belki de en barışçıl çağdayız (tabii üçüncü dünya savaşı geliyor olabilir, gelmiyor da olabilir). Ben mesela üreyen ve üremeyen kesimi görünce "biz üremeliyiz yav" diyorum. Dünyayı b*k eden şeylerden biri de bu çünkü. İngiltere'de çocuklara en çok konulan isim Muhammed'miş. Neden acaba :D Türkiye'de de 20-30 yıla kimler iktidarda olacak tahmin etmek zor değil. Bunu sorgulayan insanlar yeterince üremezse hayatını belirleyen kararları hiç sevmediğin insanlar alacak (demokrasi yönetimi kaldığı sürece). Fakat bu da bencil ve "oy içi mi çocuk yapıyoruz yav" dedirtecek bişey. Bence zaten çocuk yapmak saadet zinciri gibi bişey. Sistemin devamı için üremek gerekiyor, yeterince genç olmazsa emeklilik sistemi bile çöküyor :D
0
nhk ni youkosu
(24.05.24)
@ thetruenorthstrongandfree, sizin şartlarınızda çocuk yapmak değil yapmamak ayıp olurmuş, o şartlarda çocuğa iyi bir ortam sunamayacağım diye kaygılanmayız ki. Verebileceğiniz imkanlar ve çevre bu düşüncemizi etkiler tabii ki.
0
🌸ananiyimioguz
(24.05.24)
1 - bayragi ilerde birine devretmek icin

2 - her di$i hayvan mutlaka bir kere dogurmali, buna insan da dahil. annelik duygusunu yasamamis bir kadin yasliliginda sikinti ceker, cevremde gordugum yasini almis ve dogurmamis kadinlar sikintili, yerine kedi kopek kaplumbaga falan koymaya calisiyorlar ama yetmiyor.
0
cooperr
(24.05.24)
Bu kadar detayli dusunmek cok sacma. Hepimizin genlerinde var. Hayvanlar niye uruyor? Onlara ne faydasi var? Zarari bile var ugrasiyorlar ediyorlar gida bulup besliyorlar vs. Insanlarin ureme sebebi de bu kadar basit. Boyle kodlanmisiz.
0
The_Lollok
(24.05.24)
@ The_Lollok, hayvanlar neden ürüyorlar? bölünme, çoğalma, üreme canlılığın temelinde var. evrimsel sürecin başlama nedeni. bu konuda yetenekli olmayanlar tarih sahnesinden elendiği için günümüzdeki hemen her canlı üreme konusunda yetenekli ve iç güdüsel olarak hazır hale evrilmişler.

Fakat biz insanlar şu an neyin neden olduğunu ve nasıl çalıştığını az çok kavrayabiliyoruz.

Aklımızla düşündüğümüzde, insanlığın günümüzde üremesini gerektirecek bir sebep yok ki? Korunma yöntemlerini neden çıkardık, kontrol altına almak için. Veya hiç ürememek için. Soyumuz tehlikede, çoğalmamız lazım gibi sebep de yok.

Mesela hayvan çiftleştirince hayvanseverler hemen kızarlar ya "Sokakta bir sürü hayvan var kardeşim ne diye hayvan çiftleştirip onları alıyorsunuz veya sahiplendiriyorsunuz!!!" diye.

Ama sen niye ürüyorsun bir sürü kimsesiz çocuk var sahiplen dediğinde kalırlar öyle. İşte ama bağ falan... derler. Bencillik yani.

Nüfusu artırmanın kime ne faydası var şu an?

Mirasımı devredicem diyen var. Yahu ben öldükten sonra biri almış, almamış kime ne. Belki hiç edecekler geride kalanlar mirası. Bilemiyorsun ki. Belki birbirlerine düşecekler. Hadi onlar da idare etti diyelim, torunlar? Nereye kadar gidecek, ne kalacak, kime kalacak, herkes göçecek.

Bazı hayvanların da aklı olsa üremezdi veya çok kontrollü ve az ürerlerdi diye düşünüyorum soyları tehlikede değilse.
0
🌸ananiyimioguz
(24.05.24)
Böyle kişisel bir konuda burada uzun uzun yazdığına göre sende fikirlerinde emin değilsin ve teyit edilmek istiyorsun. Ancak bu tamamen kişisel bir karar. Topluca böyle bir konuda mutabakat oluşmasını beklemen çok mantıklı gelmiyor.
0
dreamsandcolours
(24.05.24)
Biri sahane bi laf etmisti yillar once bana. İsin ozeti gibi. Sedat bak demisti... ne çocukla oluyor ne de cocuksuz. Ama cocuklu daha guzel.

5 yil yapmadik. Sonra gule oynaya cocugumuz oldu.
0
halk
(24.05.24)
Bazen ellerime kollarıma bakıp "olm milyonlarca yıllık bir evrim sürecinin ürünüsün. Bu noktaya gelene kadar ataların ne yollardan ne sıkıntılardan geçti ve sonucunda sana kadar ulaşıldı. Bu nasıl bir kibirdir ki 4.5 milyar yıllık yolu bir anda kesip atıyorsun"

Urememenin getirdiği bu kibir yalan yok hoşuma gidiyor.

Bir de çocuğu olan biri bencil olamaz tabirine takıldım yorumlarda. Ben tam tersini düşünüyorum. Doğanın yüklediği "turun devamliliginin kodlandigi" iç guduler o kadar kuvvetlidir ki, kendi yaşamının önüne koyarsin yavrunu = annelik.

Kesin olarak Bencil olamayacağını iddia edebileceğiniz tek insan türü, Çocuk yapma şansı olup yapmayıp evlat edinenler bence.

Tamamen akıl, merhamet ve kendinden olmayan bir şeyi kendi önüne koymak.

Bu insanları çok seviyorum.
0
makbur
(24.05.24)
Her şey söylenmiş zaten. Ozetle

1-turun devami icgudusu (zeki yaratik olarak aklinla bunun yersizligini kesfetsen de milyon yıllık evrimin getirisini hemen alt edemiyorsun, kervana katiliyorsun mejburr bazen; yakında senin de yapacağın gibi ;))

2-uzerine düşünmemek, standardi bu zaten deyip yapmak

Bence çocuk yine anlaşılabilir asıl delilik evlenmek. Ama onu da yaptık meselaam di mi
0
abuzer
(24.05.24)
Ben yapmiyorum (simdilik). Gereksiz bencillik ve sorumluluk gibi geliyor. Evlat edinme durumlari da var, onun tartismasi farkli olabilir.

Ama o cocuk yapma icgudusu tetiklenebiliyor. Tabii hayvanlar gibi ilkel icgudu degil. Daha cok "istek"
gibi. Gelismis beynimiz var sonucta. Cogu kisi toplumdan, etrafindan da etkileniyordur. Ve sonucta senin anne baban da var ve atalarin. Devam ettirme istegi oluyor. Gelecege yatirim gibi de dusunebiliyor insanlar.

Daha duygusal yonleri de var. Ve sartlari iyi bireylerde duygusal yon daha agir basiyor sanirim. Anne baba olmayi deneyimlemek. Sevecegini birini dunyaya getirmek.

Anne babaya da sorulabilir: "beni neden dunyaya getirdiniz"? :)

Ya da birey kendine de sorabilir. Felsefeye girecek ama "Ben neden dunyaya geldim?"
0
ermanen
(24.05.24)
Simdi biz doguyoruz, gozlemliyoruz ve birseylere alisiyoruz. Aslinda bircok sey aliskanliklarin getirdigi birsey bana kalirsa. Yani bir sekilde boyle kodluyoruz zihnimize. Yani ayni sekilde bizim de buyuyup evlenince bu sekilde olacagimizi, cocuklarimizin olacagini dusunuyoruz tum akis boyunca.
Farkli bir acidan yine bakayim, bizim yasayamadiklarimiz, pismanliklarimiz var bu hayatta ve bunlari birisinin yasamasini istiyoruz, planliyoruz. Bu da iste cocugumuz oluyor.
Butun bunlari durumumuz kotu bile olsa planlamiyoruz cunku durumu iyi olanin da kotu olanin da cocuk yapmak icin sebepleri farkli ancak illaki bir sebebi var.

3 yasinda oglu olan bir baba olarak, cocuk yapmadan once bir bebegi gozlemlemek ve vakit gecirmenin en onemli karari almanizi saglayacagini dusunuyorum. Bu durtu gelecek mi, cocukla zaman gecirmeyi ilgilenmeyi sevecek misiniz, yoksa size zor mu gelecek. Ondan sonra bu kadar detayli dusunmeyeceksiniz emin olun.
0
va
(24.05.24)
Karşı argüman üretiyorum diye katı bir şekilde karşıyım anlamı çıkmasın, dediğim gibi ben daha yakınım çocuk konusuna. Sadece mantıklı bir fikir, görüş var mı, insanlar ne düşünüyor veya düşünmüyor onlara bakıyorum.

Bana kalırsa ben sırf "ya bizim birlikteliğimizden doğan çocuk nasıl bir şey olur acaba, iyi kötü o kadar deneyim elde ettik, biraz da biz aktaralım bakalım kullansın onları çocuk, derdiyle dertlenelim, sevinciyle mutlu olalım.." düşüncesiyle bile çocuk yapabilirim gibi. Şimdilik sadece eşimden bağımsız ekonomik sebepler bizi ve ilişkimizi sarstığı için çocuk mantıklı gelmiyor. Ama bu sorunlar zamanlar çözüldükten sonra olabilir diye bakıyorum. Eşim o zamanda bile mantıklı bakamıyor.

Bu düşünce ile çocuk yapmak bencillik diyor. Ay merak ettim dur bi bakalım diye çocuk mu yapılır diyor. Zaten yoğun çalışıyorum, çocuğa nasıl bakıcam diyor. Hadi baktık büyüttük diyelim, iyi bir eğitim nasıl vericez bu topraklarda diyor. Çok deli rakamlar harcamak lazım veya. Kötü yetişecekse veya ortalama yetişecekse de çocuğa haksızlık değil mi diyor. Ona sonra "seni zor şartlarda büyü diye yaptık yavrum" mu diyeceğiz, demez mi çok daha iyi şartlarda dünyaya gelenler var, benim günahım neydi diye. Belki demez sonuçta biz razı olduk bir şekilde ama derse, bu büyük bir sorumluluk.

Ben kötü de olsa iyi de olsa hayatı deneyimlemenin, hiç gelmemektense bir artı olduğunu düşünüyorum. Ama eşim öyle düşünmüyor. Eğer @ thetruenorthstrongandfree ın sağladığı gibi bir şart sağlanmıyorsa çocuğa haksızlık edileceğini düşünüyor.
0
🌸ananiyimioguz
(24.05.24)
vaaaay demek 30+ yaşında bir çiftsiniz ve çocuk istemiyorsunuz, hatta çocuk yapanların neden çocuk yaptığına anlam veremiyorsunuz. ohaaa ilk defa böyle bir durumla karşılaşıyorum :D

nedense hep çocuk istemeyenler kendini uzun uzun açıklama ihtiyacı hissediyor. aslında kimse sizin çocuk yapıp yapmamanızla ilgilenmiyor, merak etmeyin. bu kadar çok kafaya takıp sorguladığınıza göre bence siz kararınızdan emin değilsiniz. emin değilseniz kararsızım filan diyebilirsiniz.

çocuk yapmamak eskisi gibi yadırganmıyor zaten emin olun.

bahsettiğiniz -son paragraf - eşinizin başına da gelebilir. o zaman evlenmek de saçma.
hayatta her an her şey olabilir tabi ki insan en çok çocuğu için korkar da sebep olarak yarın bir gün tecavüze uğrar diye bi seçenek dile getirmek çok saçma.

yani bu iş böyle uzun uzun felsefeye dönüşecek tartışmalar yapılacak bir konu değil bence. isteyen yapar istemeyen yapmaz. herkesin kendince haklı sebepleri var. birine gidip neden kedi sahiplenmiyorsun ya da balkondaki saksına neden çiçek dikiyorsun demek gibi bir şey bu.
0
elorelia
(24.05.24)
Heh yani sen eşine sunmalik argüman istiyosun bı noktada...

Öyle harikayim böyle harikayim diye sallayanlari dinleme öncelikle. Kaldı ki sizin durumunuz da fena değil. Ortalama durumdasınız. Sevgi ve huzur ortamında olan bir çocuk için gaaaayet yeterli sartlariniz. Bı de o kadar kontrolcü olmayın (ben de oluom), belki çocuk ileride bohem bı şekilde kulübede yasamaktan keyif alicak ne bilionuz? Sizin planladiginiz yatlarinizi katlarinizi uçaklarinizi (xd) istemicek?

Çocuk ayakkabisini ysl almadiinizi anlamaz meraq etme. Evcil hayvan gibi düşün xdxd sevgini sakınma, gerektiğinde onu koruyacagini belli et, kalanı ileride kendisi halleder zaten o ozguvenle
0
abuzer
(24.05.24)
Cocuk ne ya hem de turkiyede. aklini peynir ekmek gibi yemen veya hayatsiz olman lazim cocuk icin. zaten doguranin yari akli da gidiyo hepten hayatimiz zorlasiyi
0
ala09
(24.05.24)
Benden iyi bir ebeveyn olmaz o nedenle çocuk asla düşünmedim ve düşünmem. Geçen ofiste bütün öğlen yemeği boyunca doğru kişi ile tanışırsan o isterse ne yapacaksın diye sorguya çekildim bir de yani insanlar her bir şeye burunlarını sokma ihtiyacı duyabiliyorlar.

Size gelince daha geçen boşanma masrafı soruyordunuz şimdi biz hiç çocuk düşünemiyoruz diyorsunuz bence de düşünmeyin zaten.
0
peki madem
(24.05.24)
mahalle baskısı bu konuda büyük rol oynuyor. her ne kadar çocuk istesen de, günümüz şartlarında bunun altına girmek oldukça zor. zorumluluk tarafı ayrı.
0
kondansator
(24.05.24)
kedi götünü görmüş yara zannetmiş.
neden çocuk yapmayayım?

evladım olur. severim işte.
0
OgutucuRecep
(24.05.24)
ben bu olaya deneyim olarak baktım ve bu deneyimden neden mahrum kalayım diyerek istedim. sonuç kelimelerle tarif edilemeyecek kadar muazzam bir şey. bu dünyada başka hiç bir şey çocuğunuzun size hisettirdiklerini asla ama asla hisettiremez. başka hiç bir sevgi, aşk, bağ vs vs çocuk-ebeveyn bağına benzemez. bu işin bir yönü.

evet zorluklar da müthiş. zaten ekonomik koşullardan dolayı 2. düşünemiyorum. siz fazla sorgulamışsınız bir de tam tersi hiç sorgulamadan önüne arkasını düşünmeden birden fazla çocuk doğuranlar var. bu ülkedeki kaynaklar ve sistemin bu kadar çok çocuğa olması gerektiği kadar yetmesi imkansız.zaten düşüncesizce doğurup duranlar yukarıda bahsettiğim bağı falan kurmuyor ortaya salıyor ne eğitimi, ne güzel vakit geçirmesi saldım çayıra modunda. o yüzden de bir sürü psikolojisi bozuk insan var toplumda.

öte yandan evrimsel ve insanlığın gelişmesi açısından kaçırdığınız şeyler var. mesela siz hep 30 lu yaşlarda kalmayacaksınız. 90 yaşınıza geldiğinizde kalçanızı kırıp yatalak olup tuvalete gidemediğinizde bir başkasının doğurduğu eğittiği çocuk (hemşire olur hastabakıcı olur) sizinle ilgilenecek ve ona minettar kalacaksınız. herkes sizin gibi çocuk yapmasaydı sizin de muhtaç olduğunuz şeylere erişiminiz olmayacaktı bir de o yönden bakın.
0
iwillsee
(24.05.24)
@ peki madem, evet bize geliyorlar öyle arada pek sağlıklı olmayabilir zaten bizim çocuk yapmamız bir bakıma haklısınız ama

bazı dinamikler var çiftlerin ikisi de bireysel olarak çok iyi insanlar fakat birlikteliklerinde sorun çıkıyor. hal böyle olunca bir de çocuk varsa ayrılmaları daha mantıklı oluyor.

benim de anne babam ayrı mesela. ben hiç sıkıntısını yaşamadım daha güzel bile denilebilir. evde gürültü yok patırdı yok çatışma yok. istediğinde birine gidiyorsun istediğinde öbürüne gidiyorsun kalıyorsun. herkes kendi hayatında vs.

tabii ki en güzeli çocuğa da aile kavramını geçirmek için mutlu bir aile tablosu çizmek ama herkes kendi ilişkisine veya annesine babasına baksın 4/4lük bir hayat mı yaşıyorlar, bazen ayrılık daha mantıklı olabilir. ben ayrılık ile çocuğu engel olarak görmüyorum o yüzden. ülkeden bir sürü insanın annesi babası ayrı. eğer sıkıntı tipler değillerse öyle de sağlıklı çocuk büyütülebilir. ben bir insanla aynı evde yaşamak istemeyebilirim ama çocuğuna bakmak / çocuğumuza bakmak isteyebilirim.

@ iwillsee, teşekkürler deneyiminiz için. fakat yaşlılık konusuna katılmıyorum. ben kimseye yük olmak istemem gerekirse uyutsunlar diye vasiyet bile verebilirim. yaşlanınca kim bakacak diye çocuk mu yapılır bu iyice bencilce bişey. ben tek çocuğum, kardeşim yok bişey yok. eşimle olur da ölene kadar 'evlilik mücadelesini' :D sürdürebilirsek birbirimize bakıcaz işte çocuk olmasa da. en kötü bakım evi qeyf. o da olmadı uyutsunlar dediğim gibi. eşim de olmazsa bir köşede ölür giderim. nedendir bilmiyorum, böyle kaygılarım/korkularım yok.

Çoğu gelişmiş ülkede durum biraz daha farklı, ebeveynler çocuklarını yetiştirdikten sonra köylere kasabalara çiftliklere yerleşiyorlar. Ki kendi hayatlarını yaşasınlar biz yük olmayalım diye. Bizimkiler de gel evime desen gelir. Şimdi diyeceksiniz ki onlar sana o kadar baktı sen onlara bakmıyor musunuz hayırsız evlat. Bence burada kültürel ön yargılar var. Ben öyle bir sorumluluğu kabul etmiyorum ki, onlar da beklemesin. Doğuran bakmakla yükümlü hatta kimi bakmıyor bile. Ama çocuğun ebeveyne bakmakla yükümlü olduğunu düşünmüyorum.
0
🌸ananiyimioguz
(24.05.24)
bu kadar düşünüyorsanız yapmayın zaten. çocuğa da yazık.
0
Whily
(24.05.24)
Tum bunlari sorgulamis ve cocuk istemeyerek 35 yil gecirmis bir insan olarak bu yil bebegim oldu. Butun hepsi bos muhabbetmis ve gereksiz dusuncelermis gibi geliyor su an bu cocuk yapmama gerekceleri ve varolan yeni insan dunyanin en gerekli ve mukemmel seyi oluyor doğduğu andan itibaren. Bir de ben genel olarak bir seyi isteyip istemedigimden cok emin değilsem yapmayarak pisman olma ihtimalini elemek icin yapmayi tercih ederim, cocugumu da iyi ki yapmisim. Akli basinda bunlari sorgulayan insanların bilincli bir sekilde cocuk yapması da insan ve toplum olma deneyimi açısından değerli.
0
instant crush
(24.05.24)
Maddi durumunuz iyiyse çocuğa büyükşehirde üç ev, bir araba veya bir dükkan ve araba filan ve yüklü miktar nakit para bırakabilecekseniz hiç düşünmeden yapın. Fakat kardeşini de 3-4 sene sonra yapın. İleride birbirlerine yoldaş olurlar.

Eğer maddi durumunuz orta direkse çocuklara çok iyi birer eğitim şansı ve hayat mücadelesi ruhu veririm diyorsanız o zaman da yine aynı şekilde en az iki tane yapın.

Fakat en önemlisi de şu. Aile içi huzurunuz fiziksel ve mental sağlığınız yerinde, eşler arası sevginiz muhabbetiniz karşılıklı saygı ve muhabbet sürekli olarak iyi seviyede varsa en önemlisi bu, tüm şartlar okeyse yapın.
0
psmstc
(24.05.24)
Bir de çocuk yapma işi mantıkla olmaz yoksa yapmazsın katılıyorum +1500
0
psmstc
(24.05.24)
Yazdıklarımı anlamamışsınız. Sizin yaptığınız çocuklar size bakar demiyorum. Evrimsel olarak yaşlanınca birileri tarafından yapılmış çocuklara ihtiyacınız olacak diyorum. Şimdi de öyle hiç mi doktora dişçiye gitmiyorsunuz sonuçta onlar da bi annenin doğurup büyüttüğü çocuklar.kimse çocuk yapmasın derseniz mantıksız oluyor
0
iwillsee
(24.05.24)
(12)

diş fırçayı nerde saklamalı

ShadowOfMoon
klozetten dolayı banyoda saklamyın deniliyor. kapak kapalı sifon çekilse belki azalıyor ama lavabodan dolayı yine mikroplar bulaşabilir deniyor.ıslaklık varsa sudan geçer vs diyen var.eve birisi gelince onun tükürüğüvs gerginliği olur diye poşet vs kapatanlar da var ayrıca.Yatak odasında saklayan va
klozetten dolayı banyoda saklamyın deniliyor. kapak kapalı sifon çekilse belki azalıyor ama lavabodan dolayı yine mikroplar bulaşabilir deniyor.

ıslaklık varsa sudan geçer vs diyen var.

eve birisi gelince onun tükürüğüvs gerginliği olur diye poşet vs kapatanlar da var ayrıca.

Yatak odasında saklayan var mı mesela?

elektrikli mi nortmal mi

banyo dolabım yok
0
ShadowOfMoon
(29.03.24)
youtu.be

hocam kullandıktan sonra odamda güneş vuran bir yere koyuyorum ıslak kalmasın diye, plastik kabı var kuruyunca çekmeceye atıyorum
0
grimavi
(29.03.24)
Bu kadar obsesyona gerek var mı?

Benimki banyo evyesi üzerindeki bardakta duruyor. Açıkta.
0
Mirket
(29.03.24)
35 yildir acikta duruyor henuz dis fircasindan mikrop kapip hasta olmadim dolayisiyla devam
0
instant crush
(29.03.24)
gayet basit, diş fırçası kutusunda tutuyorum. insan o kadar hassas bir canlı olsa bu yaşa gelemezdik
0
orpheus
(29.03.24)
kutusu var alın bi tane
0
baldan kaymak
(29.03.24)
bu kadar ince düşünmeye gerek yok bence. yıllardır banyoda duruyor. ama fırçanın ucunu kapatan plastik kap kullanıyorum.
0
exlibris
(29.03.24)
Hocam ben daha bu yuzden hastalik vs yasayan gormedim de duymadim da. Abarti. Lavabo kenarinda dursun bi sey olmaz.
0
nic cage
(29.03.24)
Böyle aşırı düşüncelere gerek yok.
Yeter derecede mikropta lazım "sağlık için"
0
diyecevaplandı
(29.03.24)
Burada gayet güzel test ediliyor
www.youtube.com

Ama iş buna gelene kadar sifonu çektiğinizde soluduğunuz hava daha çok bakteri almanıza sebep olabilir ya da banyo yaparken kafanızdan aşağı akan su, burun ve ağzınıza girmesi.

merdiven parmaklıkları, size sipariş getiren kuryenin en son eliyle ne yaptığı gibi bir çok spesifik senaryo da var :D

o yüzden çok takılmayın. o bakterilere de vücudun ihtiyacı var
0
janavarorion
(29.03.24)
bi milyoncuda kapaklı diş fırçası kapları var onlardan al
0
nahtoderfahrung
(29.03.24)
Yatak odamda benim. Hem elektrikli olan hem de normal. Bir kere koydum ve yatak odasından bir daha başka yere koymadım. Aşırı hijyen düşündüğümden değil.
0
sevilen progressive türkücü
(29.03.24)
Diş fırçası kapağı kutusu falan sakıncalı. Fırçanın kurumasını engeller onlar. Fırça hep ıslak kalırsa bakteri ürer fırçada.
0
Tina
(30.03.24)
(6)

Yeni kum kabı nasıl yıkanmalı?

boyalı kuş
Petshoptan kapı önünde duran kum kabını aldım. Aldığımda hava yağmurluydu ve üstünde yağmurdan kaynaklı duran çamur damlalı yerler vardı. Eve gelince cifle yıkayıp bol su ile duruladım ama içime sinmedi. İnternetten alsam aynı durumda olan kabı da aynı şekilde yıkayıp kullanacaktım. Fark yok aslında
Petshoptan kapı önünde duran kum kabını aldım. Aldığımda hava yağmurluydu ve üstünde yağmurdan kaynaklı duran çamur damlalı yerler vardı. Eve gelince cifle yıkayıp bol su ile duruladım ama içime sinmedi. İnternetten alsam aynı durumda olan kabı da aynı şekilde yıkayıp kullanacaktım. Fark yok aslında diyorum ama bir türlü içim rahat etmedi. Ek işleme gerek var mı? Neyle temizleyeyim ben bu kabı?:/
0
boyalı kuş
(24.03.24)
en fazla çamaşır suyu ile yıkayıp çamaşır suyu ile 10 dk bekletip çok iyi kanar su ve soğuk su ile durulayabilirsiniz.
sholk un patililer için özel çamaşır suyu var aylık kum kabı yıkamalarınızda kullanın hem pati hem nefes dostu olduğu yazıyor üzerinde
0
eja
(24.03.24)
icinize sinmeyen nedir tam anlamadim beyaz sirke&su veya limon&karbonat gibi natural temizleyici kullanabilirsiniz deterjan kalintisi kalmamasi icin
0
ala09
(25.03.24)
Cif fazlasiyla yeterli icinize sinmeyen kisim mikrop kalmasi mi camurlu su izlerinin gecmemesi mi? Mikropsa cif ve camasir suyuyunun bir adim ötesi kabi ateşte yakmaniz. Camurlu su da eger duzgunce cifleyip duruladiysaniz kalmamis olmali. Henuz kullanilmamis sadece camur olmus kap icinize sinmediyse kedi tuvaletini yaptiktan sonra nasil bir temizlik sizi rahatlatacak?
0
instant crush
(25.03.24)
arkadaşlar bu evcil hayvan işini biraz abartıyorsunuz sanırım. petlebi soru cevapta da var benzer sorular.

kedi dediğiniz hayvan; doğasında fare böcek yakalayıp yiyen, kaka yaptığı poposunu kendini yalayarak temizleyen, bu şartlarda da hiç hasta olmayan bir hayvan. ha cinstir, üretimdir, hassastır anlarım da neticede bu bir kedi. vücudu ona göre evrimleşmiş.

tamam fare yedirmeyin, çöple beslemeyin ama cif ve sıcak suyla yıkanmış kum kabının temizliğinden tatmin olmamanın bir adım ötesi, yukarıda da söylendiği gibi kabı yakmak olacak. abi kediniz onun içine sıçacak.

ben kum kabını ayda bir normal domestos ve sıcak suyla yıkayıp iyice duruluyorum. kendi kullandığım klozete uyguladığım tarife de bu. mama kabını da bulaşık deterjanıyla, aynen kendi tabaklarımı yıkadığım gibi yıkıyorum. daha bunun ötesi takıntı, kusura bakmayın. yaptığınız temizlik gayet yeterli, hatta fazla bile.

ben bu kediyi sokaktan aldım. 6 ay önce çöp karıştıran hayvana dün hadi dedim çükü şişmesin kokmuştur, kendi yediğimiz löp löp osso buco''dan verdim, yemedi göt herif. kaliteli mama yedire yedire üç gün önce çöp eşeleyen hayvanın ayarını bozduk, et yemiyor.
0
kibritsuyu
(25.03.24)
bir kova suya bir kapak camasır suyu ile karıstırıp kabın içinde bekletin. bol su ile durulayın. dezenfekte etmiş oldunuz.
0
unalub
(25.03.24)
Cristalyn en iyisidir, bir güzel silin onunla, yaralara iyi gelir göze kulağa ağıza her şeye kullanılır, vetler de önerir. Antiseptik su.
0
Semi
(26.03.24)
(5)

Yalnızken özgüvenin düşmesi normal mi?

psmstc
Partnerinizleyken gezme tozma aktiviteleri hoş güzel. Özgüveniniz sağlam. Ama o yokken bu tür dışrı aktiviteleri tek başına yapmanın korkutması, evden fazla uzaklaşmamak neyle ilgili bir durumdur?
Partnerinizleyken gezme tozma aktiviteleri hoş güzel. Özgüveniniz sağlam. Ama o yokken bu tür dışrı aktiviteleri tek başına yapmanın korkutması, evden fazla uzaklaşmamak neyle ilgili bir durumdur?
0
psmstc
(24.03.24)
Herkes bana bakacak diye mi düşünüyorsun? Benim herhangi bir durumumla ilgili alay edecekler gibi bir düşüncen varsa eğer bu doğru değil merak etme. Çünkü aslında kimse kimsenin umurunda değil. Herkes kendisiyle meşgul. Sana tavsiyem birgün tek başına dışarı çık. Kendine bir gün belirle, o gün yalnızsın. Avm olur, kafe olur vs. Tek başına git. Sen de göreceksin. Bundan sonra hep tek başına çıkmak isteyeceksin. Mesela benim en sevdiğim aktivite tek başıma dışarı bir gün geçirmek.
0
rock n roll
(24.03.24)
Para ?
0
kimlanbu
(24.03.24)
Ben obsesyon derdim ama tanıyı doktor koyar, derecesini doktor belirler, tedavisini doktor yapar. Arkadaşa hayatının güzelleşeceği konusunda bilgi verip psikiyatri doktoruna yönlendirmek güzel olurdu, hayat konforu artar.
0
hasmetizm 2046
(24.03.24)
Pıçaklanma fobisi
0
gece abisi
(24.03.24)
Sosyal anksiyete?
0
instant crush
(24.03.24)
(10)

Acana Mama Deneyimi

matnokta
SelamlarAcana markaya güvenip yıllarca alıp köpeklerimize verdik. Çevremize de önerdik.Markaya sadakatimiz bizi Kaliteli içeriğe sahip olduklarına inandırmalarından kaynaklıydı.İnandık, güvendik ve yanıldık. Firma yetkilileriyle görüştük ve zararımızı tazmin edecek bir noktaya varamamamız sebebiyle
Selamlar
Acana markaya güvenip yıllarca alıp köpeklerimize verdik. Çevremize de önerdik.
Markaya sadakatimiz bizi Kaliteli içeriğe sahip olduklarına inandırmalarından kaynaklıydı.
İnandık, güvendik ve yanıldık.
Firma yetkilileriyle görüştük ve zararımızı tazmin edecek bir noktaya varamamamız sebebiyle CİMER üzerinden resmi olarak ilk aksiyonu aldık.
Şimdi de bu blog üzerinden bu tecrübemi detaylı olarak paylaşacağım.
Lütfen paylaşın ve desteğinizi esirgemeyin.
mamasikayeti.blogspot.com
0
matnokta
(22.03.24)
açık değil. "Bu blogu okumaya davet edilmemiş görünüyorsunuz. Bunun bir hata olduğunu düşünüyorsanız, blog yazarıyla bağlantı kurup bir davet isteyebilirsiniz."
0
summerjam0306
(22.03.24)
Çok teşekkür ederim, eski blog ve acemilik. artık açık:)
0
🌸matnokta
(22.03.24)
geçmiş olsun malesef ki sorunsuz olsa dahi her mama her kediye köpeğe iyi gelmiyor, küfenmiş mama kabul edilebilir birşey değil, nd olması ayrı şaşırtıcı, saklama koşulları çok önemli hem evde hem de satıcının.
ilk sahiplendiğim gün iyi bir veterinere denk gelmiştim çok nokta atışı bilgiler vermişti, kedini köpeğini seviyorsan asla büyük miktarlada mama alma en fazla 3 kg al demişti.
0
eja
(22.03.24)
Durumumuz yoktu okuyamadim blogtaki yaziyi ama evdeki hayvana cuval mama almayin bayatlar, bozulur. Az az sık alın. Internetten degil guvenilir petshoptan alin. İnternette ucuz diye sayilan mamalar sahte cikabiliyor.
0
instant crush
(22.03.24)
Teşekkür ediyorum @eja yanıtınız için.
Küflenmiş olmasına da tamam dedik aslında. Olabilir yani. Ama firma ürünün arkasında durmuyor. Kanada’da dava açılmış bir ilgiliyle görüştüm ve mama hakkında vahim iddialar mevcut. Bir de markaya bu kadar güven duyarken bizim için tramvatik bir durum oldu.
0
🌸matnokta
(23.03.24)
Teşekkür ederim @instant crush amazondan alıyorum bir süredir mamayı. Gelen paketlerde çok fazla patlak çıkıyordu. Defalarca müşteri hizmetlerine koliyle gönderilmesini yazmama rağmen her şeyi kolileyen amazon mamaları kolilememekte ısrarcı.
Daha acı tecrübelerimi yazacağım, dilerim fırsat bulup okursunuz.
0
🌸matnokta
(23.03.24)
petlebi ve markamamadan alıyorum markamama daha ucuz petlebiye göre, bu sitelere güvenebilirsiniz. trendyol veya pazar usulü satış yapan firmalardan almayın
0
eja
(25.03.24)
Acana isteseydi lot numarasını bulurdu sonrasında koptum. Yıllarca kullanıp belli bir dönemde şikayetlerin oluşması firmayı nasıl bağlıyor ben anlayamadım. Yıllarca memnuniyet söz konusu ki kullanım devam etmiş gibi görünüyor. Sorunun son paketlerde olduğu gibi bir izlenim edindim ben açıkçası. Burada üretici firmaya gidene kadar mamanın ne koşullarda bulunduğu ve bozulmuş olabileceği gibi daha makul ihtimaller var. Neticede dünya genelinde satılan, her mamada olduğu gibi şikayetler olabilen bir marka. Diğer taraftan en kaliteli mamayı veriyorum o nedenle alternatiflere kulağı kapatmak da çok saçma.

Yıllardır kedilerim köpeklerim var. En yaşlısı 10-9 yaşında kedilerime ilk zamanlar bende acana vermiştim ancak kedilerin içgüdüsel olarak su tüketimlerinin az olması, acananın tahılsız yüksek protein düzeyi nedeniyle ileride böbreklere ilişkin sorun yaşanabileceğini düşünerek kendim vazgeçmiştim.

4 yaşındaki Golden köpeğimize de ilk önce acana ile başlayıp sonrasında düşük tahıllı ND serüvenimizde ise acana da tahılsız mama olunca hayvanın hiç doymadığı sürekli arandığı, ND düşük tahıllı ise yiyecek konusunda daha rahat olduğunu, sokakta bile yürürken aranmadığını görmüştük mesela. Demem o ki her iyi mamanın her kedi - köpeğe iyi gelecek diye bir kural yok. Bunu biraz gözlemleyerek, fiziksel aktivitesidir vs karar verip açık fikirle olarak ona göre aksiyon almak lazım.
0
FAtE
(25.03.24)
Çok büyük geçmiş olsun öncelikle.

Büyük konuşmak istemiyorum ama evde iki köpek var ve ikisinde de mide-bağırsak problemleri varken veterinerin verdiği mamayı beğenip almamanızda hatanın büyük kısmını sizde görüyorum. Mamalar tabii ki paketli gıda olduğu için bir noktada bozulabilir, hele ki et içerikli olduğu için çok daha dikkatli olmak lazım.

Köpekçiklere çok üzüldüm, umarım bir daha hiç karşılaşmazlar böyle bir sorunla...
0
silverleaf
(25.03.24)
Teşekkür ediyorum @silverleaf
Çok araştırdım, çok deneyimledim diyerek kulakları kapadık, hata ettik.
Acana’ya güvenerek de.
Kendileri mars’a satıldı, bu sebeple kalitede de farklılıklar oluşacaktır.
Bizim gibi sevdiklerine daha iyi şartlar sağlamak adına bir şeylerden fedakarlık yapan aileler bilsin de canı sıkılmasın diye yazdım, yoksa
Pablo da eva da iyi, üzülmeyiniz.
teşekkür ederiz iyi dilekleriniz ve hisleriniz için, umalım hiçbirisi karşılaşmasın, hep gülsünler.
0
🌸matnokta
(27.03.24)
(1)

Hamileliğin kaçıncı ayında şirkete söylediniz?

esinikaybetmiscorap.
Merhaba,Soru başlıktadır.Teşekkürler
Merhaba,

Soru başlıktadır.

Teşekkürler
0
esinikaybetmiscorap.
(20.03.24)
3. Ayda soyledim
0
instant crush
(20.03.24)
(13)

Gece ev süpürüyor musunuz?

jepa
Yani üstümde ormandan direkt şehre inip hayatına apartmanda devam eden tipler var. Birçok kez söyledim ama adam eşine ve kızlarına (20li yaşlarda) söz geçiremiyor sanırım. Günün her saati gürültü, eşya çekme, bağıra bağıra konuşma... Gece 11de yerlere vura vura eşyaları çeke çeke tüm evi süpürdüler.
Yani üstümde ormandan direkt şehre inip hayatına apartmanda devam eden tipler var. Birçok kez söyledim ama adam eşine ve kızlarına (20li yaşlarda) söz geçiremiyor sanırım. Günün her saati gürültü, eşya çekme, bağıra bağıra konuşma... Gece 11de yerlere vura vura eşyaları çeke çeke tüm evi süpürdüler. Halı olmayan Parkenin üzerinde yapılan her şey direkt bizim evin içinde oluyor zaten. Benim apartman kültürüme göre 1 gram saygısı olan insan şunu yapmaz ama bir de farklı görüş duymak istedim. Boşver takma. apartman hayatında böyle şeyler olur, önemli olan sürekli müzik açmaması vs. diyen var mıdır?

Bir de seçenekler şöyle:

-kavga. Adam benden epey büyük.. yakışmaz.
-site yönetimine şikayet... Sonuç çıkmadı
-polis çağırsam uzun süreli bir gürültü değil, çağırsam polis gelene kadar gürültüsü biter kanıtlayamam.
-çevre bakanlığına başvurunca eve cihaz takıp kayıt alıyorlarmış dedi birisi ama kaynak bulamadım
-evden çık.. Seçenek dışı
-sen de onlar uyurken gürültü çıkar onları uyutma

Sanırım son seçeneği yapacağım ama haklıyken haksız duruma da düşmek istemiyorum. Ne yapsam?
0
jepa
(19.03.24)
Ev sahibini tanıyorsan direkt ona şikayet et.
0
sevilen progressive türkücü
(20.03.24)
kendi evleri zaten.
0
🌸jepa
(20.03.24)
Tüh. Kiracı sandım.

Sopayla tavana vur. Birkaç sefer bunu yap. Anlamazlarsa mecbur fight. Yönetime de şikayet etmişsin. Herkesin haberi var.

Ayrıca o gürültü sadece size olmuyordur. Yan komşularına da sorun belki onlar da duyuyorlardır. Birlik olup konuşun.
0
sevilen progressive türkücü
(20.03.24)
Dyson veya diğer marka ışıklı süpürgelerle gece karanlıkta süpürmesi muazzam bir haz veriyor bünyeye. Onların da böyle bir durum olabilir, gece karanlıkta tüm tozlar harika görünüyor. Gündüz bu etki olmuyor. Nadiren de olsa kendimi tutamayıp süpürüyorum ben de ama öyle tüm evi dip köşe geçmem. maksimum beş dakika süpürür geçerim ve saat 11 asla olmamalı, uyku saati o. Kadınla görüşülmesi daha olası gibi görünmekte.
0
mellifica
(20.03.24)
Uzlaşmaya niyeti olmayan insana yapacak bir şey yok maalesef.
Benim de bi 6 7 sene evvel üst kattaki aynen dediğiniz gibi gece halısız mobilya çekme, süpürge açma, gece salak saçma yüksek sesli müzik açıp eşlik ederek söyleme gibi muazzam huyları vardı. Kiracılardı gidince rahatladık.
0
hedep
(20.03.24)
Bir şey kırılması gibi mecburi bir hal değilse 10 dan sonra çalıştırmam
0
anon1m
(20.03.24)
Eskiden supurmezdim ama yan komsumun gurultu konusunda dağ ayısı olmasi sebebiyle eger cok tozlanmissa yatak odasını kisik sesli ayarda supuruyorum 2 dk. Detayli supurge yapmiyorum yine de tabi.
0
instant crush
(20.03.24)
Hiçbir şey yapmayın.
Saat 22:00 sonrasında süpürgeyi hiç çalıştırmam. Cam kırılır ve her yere cam kırıkları dağılırsa sadece o zaman hızlıca çalıştırırım.

Komşunuza karşı bir şey yapmaya çalışmayın bence çünkü hiçbiri sonuç vermeyecek. Kendinizi yormuş, üzmüş, yıpratmış olacaksınız. Rastladığınız zaman yine yüzüne söyleyin rahatsız olduğunuzu.

Eğer yalnız yaşıyorsanız bir kulak tıkacı alın, kenarda dursun. Kullanacağınızı sanmıyorum ama evde olduğunu, isterseniz sesi kesebileceğinizi bilmek bile rahatlatabilir.
0
michael_knight
(20.03.24)
akşam 8'den sonra sabah 9'dan önce ses çıkarabilecek makine çalıştırmam. eğer cam kırılmışsa ve dağılmışsa (yani tehlikeliyse) belki en fazla onu süpürürüm 5 dk.
0
nic cage
(20.03.24)
acmiyorum. acinca direkt whatsappdan yaziyorlar. baslarda uyuz oluyordum her gurultude whatsapp'dan birinin yazdigini gorunce; ama bu sayede sessiz sakin bir apartmanda yasiyorum.
0
buenosdias
(20.03.24)
eger gecenin bir vakti bardak kirdiysam ya da yere tuz falan döktüysem acarim elbet ama bunun sayisi yilda iki bile degildir herhalde. normal olan insan acmaz.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(20.03.24)
tam anlamıyla medeniyetsizlik. kesinlikle yapmam ancak yapanlarla da ne kadar uğraşabilirsiniz ki. bir olur iki olur gereksiz mutsuzluk oluyor sonrası.
0
summerjam0306
(20.03.24)
hayir, rahatsizlik verir diye supurmuyorum. bu arada camaris makinesini de calistirmiyorum.
0
Sour
(20.03.24)
(39)

Evlilik ve tükenmişlik hissi, boşanma düşünceleri, tavsiye..

ustapasta
Selamlar, biraz uzun yazacağım. Doldum fakat tanıdığım biriyle dertleşmek istemiyorum. Eşimin mahremiyetini ihlal etmiş olurum diye tanıdık biriyle konuşmayı doğru bulmuyorum. O yüzden burada oversharing'in dibine vuracağım üzgünüm. Nasılsa kimse beni tanımıyor. Evli ya da başından evlilik geçmiş ki
Selamlar, biraz uzun yazacağım. Doldum fakat tanıdığım biriyle dertleşmek istemiyorum. Eşimin mahremiyetini ihlal etmiş olurum diye tanıdık biriyle konuşmayı doğru bulmuyorum. O yüzden burada oversharing'in dibine vuracağım üzgünüm. Nasılsa kimse beni tanımıyor. Evli ya da başından evlilik geçmiş kişiler (özellikle kadın) özelden yazarsa ne güzel olur.

Yaş 33, 5 yıllık evliyim. Eşimle severek evlendik, hala da seviyorum. Güvenilir, merhametli, iyi kalpli bir insan. Neşeli çocuk ruhlu biri, ailem de onu kendi çocuğu gibi sever. Sorun ne diyecek olursanız, sorun 5 yıl geçmesine rağmen hala oturmayan bazı şeylerin beni artık tüketmiş olması. Her şey ama her şeyin benim ittirmemle, benim iknamla yapılması. En basitinden, ikimiz de çalışıyoruz ve haftasonları 1 gün temizlik yapılması gerekli. Bunun için hala her haftasonu mutlaka bir gerginlik olur. “Ben bugün yapmayacağım sen kendi payına düşeni yap. Ben yarın yaparım. Şu zaman yaparım bu zaman yaparım.” İşten geliyorum o içerde yatarken ben yemek yapıyorum yiyoruz (yemek bende, bulaşık onda). Mutfakta bulaşıklar gece saat 10 11’e kadar bekler kokar. “Biraz yatayım yapıcam, yoruldum, maça gideyim gelince toplicam.” Her şey bir savaş evde. En basic rutinler bile devamlı gerginlik sebebi. Haftasonu temizliğimizi iki üç saatte halledip güle oynaya bir yere çıkamıyoruz. Kavga edip bozuşuyoruz ve tüm haftasonu evde küs geçiyor bazen. Böyle günlerde kendimi camdan atasım geliyor ruhum daralıyor. Onun çok da umrunda olmuyor. Karşımda 36 yaşında bir erkek değil de, annesi tarafından devamlı dürtülen 15 yaşında bir ergen var gibi hissediyorum. Bunlar basit örnekler ama demek istediğimi anlamışsınızdır. Hiç bir iş yapmadan yatarsak ondan iyisi yok, o zaman kavga etmeyiz. Sarılıp yatmak ister bütün gün.


Eşim çocukları çok seviyor, ben de istiyorum 10 aydır çocuk deniyoruz ancak henüz olmadı. Her ne kadar temas bağımlısı olsak da bu biraz şefkat ağırlıklı olmaya başladı, cinsellik çok çok seyrekleşti. Ovulasyon günleri dışında nadiren beraber oluyoruz. Belli günlerde olunca vazife gibi oluyor, kendimi çok kötü hissediyorum, istek duyamıyorum. Bunu onunla birkaç kez konuştum, bari şu ovulasyon günlerinde biraz beraber zaman geçirsek, biraz romantik bir ortam olsa da ben kuluçka makinesi gibi hissetmesem. Ama bir türlü aşamadık, tamamen tatsız isteksiz, çocuk yapmak üzerine yaşanan bir eyleme döndü. Açık açık ona cinsel yaşamımızdan inanılmaz mutsuz olduğumu söyledim. Güzellikle söyledim olmadı, kavga ettim olmadı. 60 yaşında bir çiftin yaşamı bizden iyidir, inanın artık uğraşmıyorum ve geçtim bu konudan.


Gelelim bugün kopan kavganın sebebine. Bu ay doktora gittim ve birkaç gün ovulasyon takibi yapıldı. Pazartesi yumurtlama gördü ve üç gün birliktelik olmasını önerdi doktor. Pazartesi yaptık iyi hoş. Salı yani dün akşam eve geldik, yemek faslı. Sonra aslında haftasonu yapması gereken fakat yine ertelediği bazı ev işlerini yaptı. Sonra dışarı terziye gitti, çıkmışken biraz arkadaşlarının yanına uğradı ve 22.30 civarı eve geldi.


Ben bu arada haftasonu memleketten topladığımız bazı taze otları ayıklayıp haşlayıp buzluğa atmakla meşguldüm. Amk otları tam gününü buldu fakat ertesi güne kalsa artık bozulacaktı. Uzun da bir iş. Neyse benim saat 00.30 gibi işim bitti. Bu arada salonda yatıyor, asla gelip yardım teklif etmiyor. Ovulasyon var değerlendirmemiz lazım, zaten saat geç olmuş. Yardımın dokunmasa bile gel, napıyosun canım de, bi ilgilen. İşim bitti salona geçtim yatıyor, eline sağlık dedi yanıma gelsene dedi. Gerçekten o kadar istemedim ki o an, duşa girip yatıcam dedim ve gittim, çıktığımda uyumuştu. O gece bir şeyler yaşanacaksa o akşam biraz daha ilgili olunmasını, moda girilmesini istiyorum, çok mu abes bir şey istiyorum ki?


Bu sabah kalktık, modum düşüktü. En değerli gün boşa geçmişti çünkü. Noldu diye sorduğunda kavga koptu. Beni suçluyor, bütün sorun akşam sana mutfakta yardım etmemem mi diyor. Bendeki birikmişliği asla ama asla anlamıyor, kaç kez anlatmama rağmen. Gece seni yanıma çağırdım gelmedin diyor. Artık vazife gereği yapılan randevulu ilişkilerden de sıkıldığımı söyledim. Ovulasyon zamanında da biraz isteksiz yapıverelim idare et diyor. Sanki o günler dışında yapıyormuşuz gibi. İnanılmaz kötü kavga ettik, birkaç kez ayrıl benden o zaman dedi, bana çok ağır bir cümle kurdu hatırladıkça gözlerim doluyor. Benden ayrıl o zaman, kendini yaptırtacak birini bulursun çok meraklısın ya zaten dedi (elbette bu kelimelerle değil). İnanamadım, hiç bu kadar ağır cümleler kurmazdık kavga ederken.


Bu lafı yutamıyorum. Her ay aynı günlerde, her haftasonu aynı günlerde aynı konulardan kavga etmekten artık tükendim. Dışardan bakıldığında iyi bir çiftiz, ayrı ayrı bakıldığında belki de iyi insanlarız. Ne desem yapar, ama kendisi asla bir şey planlamaz. Kendi kendine bir fikir ortaya atmaz. Bütün erkekler mi böyle? Ne istedin de yapmadım diyor, çok basit, ben o da bir şeyler istesin istiyorum. Her şeyi düşünmek zorunda kalmak istemiyorum, biraz ipleri eline alan, bu kadar edilgen olmayan bir eş istiyorum. Gerek güzellikle gerek kavga ile kaç kere konuştuk. Hep dikkat edeceğim diyor ama olmuyor.


Bu akşam eve gitmeyi düşünmüyorum o ağır lafın üzerine. Boşanmak istiyor muyum? Bilmiyorum, ama eşimi artık bu haliyle istemediğimi biliyorum. Eskisi gibi olsun istiyorum. Ben hiçbir kavgada ayrılık kelimesini kullanmam ama o bugün birkaç kez söyledi. Ayrılmak öyle zor geliyor ki. Yeniden bir hayat kurmak, bütün rutinlerinden vazgeçmek, hayatın tepetaklak olması. Bu ruh haliyle bunlarla başa çıkamayacak gibi hissediyorum. Çift terapisi işe yarar mı bilmiyorum.


Her akşam evde boş boş yatarak geçirdiğimiz bir hayat, ben talimat verdikçe sorunsuz olan, duygusal olarak çok bir şey beklemediğim evliliğim. Bütün evliliklerin sonu bu mu? Erkekler bu rutin yaşamı sorun etmiyor biz mi ediyoruz? Şiddet yoksa aldatma yoksa her şey okey midir? Artık intihar eden insanların ruh halini bile anlayabiliyorum. Eskiden çok şaşırırdım, madem hayatından vazgeçecek duruma geldin, bari her yolu dene, ölümden kötü ne olabilir evden ayrıl aç kal sürün, olmazsa yine intihar edersin derdim içimden. Şimdi anlıyorum, insan bunlarla uğraşmayı göze alamayacak, savaşamayacak kadar tükenmiş oluyormuş. Uğraşmak istemiyormuş sadece bitsin istiyormuş. Ayrılmak istemiyorum, tüm bunlarla uğraşacak, aileme laf anlatacak, yeni bir hayata başlayacak gücüm yok. Tüm bunları göğüslesem bile boşanınca hayat daha mı iyi olacak, bunun garantisi yok. Ama böyle de o kadar mutsuzum ki.
0
ustapasta
(13.03.24)
hocam şöyle bir şey var, evliliklerin çok azı aradaki sevgi ve aşkın azalmasından dolayı bitiyor, daha çok böyle sorumsuzluklar ve hayatı paylaşmamak yüzünden bitiyor ve bir taraf tükeniyor

sizin kafanızı karıştıran şey "ama çok iyi bir insan, aileme ve çevreye çok iyi"

bu düşünce karar vermenizi zorlaştırıyor, ben böyle bir insanın değiştiğini görmedim, 50-60 yaşına gelip hayatının çoğu böyle angaryalarla harcanmış, tükenmiş çok kadın var

hocam bir de korunun bu çocuk konusunu hemen araya sıkıştırmayın, çocuğunuz olursa bu sorunlarınızın üstünü bir süre daha örtecek, çocuk büyürken zamandan da yemiş olacaksınız, çocuk bir adet sorumsuz ebeveyn ve bundan dolayı sürekli gergin ve öfkeli ebeveynin olduğu çok huzursuz bir evde büyüyecek, çocuk olunca eşiniz değişmeyecek, siz yine ev işleri, ev dışı sorumluluklar, çocuk bakım sorumluluğu hepsiyle tek başına uğraşmak durumunda olacaksınız

33 yaş çok genç daha, siz içinde bulunduğunuz koşullar yüzünden enerjisiz ve karamsar hissediyorsunuz, 40ındaki kadınlar hayatı yeniden yaşamaya başlıyorlar daha mutlu daha enerjik
0
grimavi
(13.03.24)
Öncelikle şunu söylemeliyim,

Bu olanları maalesef çoğu evli çift yaşıyor. Erkek ve Kadın versiyonu olarak azıcık farklılıklarla çoğu yerde duyuyorum bunları. Yaşayanlardan birisi de benim. Bu yaşadığınızın erkek tarafındayım.

Her şeyi denedim, profesyonel ve geleneksel olarak tüm tavsiyeleri yumuşak başla uyguladım. Olmuyor.

7 yıl sonra Bebek oldu, onun hikayesi de çok başka ama; takibi ve tedaviyi de ben kontrol ediyorum tabi ki. Yani size şunu desem anlarsınız, eşim ne zaman regl olacak bilmiyor ve takip etmiyor. Kendisi de mühendis bu arada. Makina sahasında imkansızı ürettirmeyi başaran kadın. Demekki böyle, evilik başka bir yetenek.

Boşanmak, bana da yorucu geldi. Tam ciddi kararlar evresinde bir sürü major değişiklik ve kayıplarım oldu. Saldım.

Amatörce ama çok doğru; olmayınca gerçekten olmuyor.
0
achilles
(13.03.24)
@edmond honda aslında hiçbir iş yapmıyor değil. Her şeyi yarı yarıya yapıyoruz, ama sorun bunu bir rutin olarak kabullenememesi. Hep benim söylemek zorunda kalmam. Herkesin işi belli, o yapmazsa ben elimi bile sürmem onun işine.

Dünyanın en sevgi dolu insanı bu arada, yeğenim bile ona bayılıyor çok güzel anlaşıyorlar. çocuk yaparsak sevgisiz asla kalmaz ama ev işleri büyük sorun olur. Bu beni de çok düşündürüyor. Sevmekle olmuyor, sevgi dolu ama tembel.
0
🌸ustapasta
(13.03.24)
en doğrusu minik darılmaları biriktirmemek. az önce bulaşık nedeniyle kavga ettiğin insanla sevişmek istemiyorsun. istediği kadar seksi olsun. bunu aklından çıkarma. senin için de öyle değil mi? güzel güzel konuşun. ikiniz de adım atın. birbirinizi yıpratmamak için elinizden geleni yapın. umarım düzelirsiniz ama ayrılmak dünyanın sonu değil. bazı kalıplara girmek zorunda değilsin. evlilik kutsal değil.

edit: imkanınız varsa haftada bir iki kez yardımcı tutun. öncesindeki gün bulaşık temizlik yapmayın, onları da yapar. haftada 2 gün dışarıdan söyleyip bulaşık çıkarmadan işinizi halledin. bir gün arkadaş aile ziyareti yapın. bir gün de dışarıda yiyin :) haftada bir iki günden fazla evde yemek yapmayın. o kadar büyük dert olmaz. eşin bu ve bunu değiştiremezsin. belki orta yolu bulabilirsin. istiyorsan.
0
gabe h coud
(13.03.24)
evli değilim hiç olmadım. o yüzden evlilikle ilgili yerlere girmicem, yaşayanlar daha iyi bilir. ama şunu görmek zor olmasa gerek, şimdiden böyle olan bir adam çocuk olunca sizce kendiliğinden sorumluluk üstlenip de çocukla ilgilenir mi? sizi rahat ettirir mi? yoksa siz 'iki' çocukla uğraşırken heder mi olursunuz? bence cevap ortada. bu senaryoda evet çocuğa da yazık olur ama bence yazığın en büyüğünü kendinize etmiş olursunuz. 33 yaşında böyle hissetmek normal değil, bunu ömrünüzün geri kalanına da yaymayın, bu adamdan çocuk yapmayın.

bu ruh haline girmek mutlak son değil, normal değil, doğal değil, herkes böyle olur evlilik böyledir vs diye bir şey yok, yaşadıklarınız düzeltmeniz gereken şeyleri gösteriyor, kabullenmeniz gerekenleri değil. çocuk fikrinden vazgeçip ilişkinizi değerlendirip iyileştirmeyi deneyebilirsiniz, bunun için çift terapisi iyi olabilir. ama işe yaramazsa da gencecik bi insansınız ayrılıp çok da güzel fıstık gibi yaşarsınız, hem de büyük küçük kimseye annelik veya hizmetçilik etmeden.. savaşacak da bir şey yok. düzgün bi insansa zaten ayrılırken sorun yaşamazsınız. çevreniz dar kafalı değilse sonrası da sorun olmamalı. milyonlarca bekar var, nasıl yaşıyorlarsa öyle yaşayacaksınız. maaşınız varsa kendinize göre evinizi tutuyorsunuz ve sadece kendi mutluluğunuzu dert ederek keyifle yaşamaya başlıyorsunuz. çok güzel oluyor valla, istediğinizde istediğinizi yapıyorsunuz, kimseye hesap vermiyorsunuz, rica minnet iş yaptırmıyorsunuz, laf anlatmıyorsunuz, caz trip çekmiyorsunuz, başkasının derdiyle hantallığıyla uğraşmıyorsunuz, sadece kendinizi düşünüyorsunuz falan şahane bi hayat. daha heyecanlı ilişkiler de yaşayabilirsiniz, size kalmış, istemeseniz de yaşamazsınız, kafanız rahat oh mis. teknik ve halledilebilecek zorluklara takılıp hayatı kaçırmayın, içinde bulunduğunuz ruh halinde olumsuzluklara odaklanmanız normal, ama yaşayınca ya niye daha önce yapmamışım diyeceksiniz sadece. kendinizi sonunu bildiğiniz bu yorucu hayata hapsetmeyin. kendiniz için yaşıyorsunuz, iyileştikçe bunu daha iyi görür insan, iyileşmeye odaklanın.

hiçbirini yapmıyorsanız bile kendinizi seviyorsanız şu an katiyen çocuk yapmayın derim naçizane, denemelere son verin. (30k)

ek: söylediği lafı unutmuşum, direkt o kısım bile ayrılık sebebi ama neyse.. hak etmediğiniz lafları yutmayın. iyi insan falan filan diye onur kırıcı sözlerini alttan almayın. o kısma takılmışsınız diye açasım geldi ama hocam zaten ortalama insan iyi insan oluyor. bariz kötülük yapmadığı sürece herkes iyi valla. sıradan bi şey bence. tek başına tutunulacak bi özellik değil.
0
nic cage
(13.03.24)
İnsanların evliliklerini yürütmemelerindeki temel sebeplerden en önemlilerini saymissiniz. Kadınların çalışma hayatındaki sorumlulukları yetmiyormuş gibi eve gelince de sorumlulukların devam etmesi, erkeklerin anne evinden sonra eşlerini de evin işlerini yapmak zorunda olan kişi olarak mimlemeleri kültürel olarak bizde zaten çok yaygın. Bunu kavga ederek, kuserek de tamir edemezsiniz. Anlaması gerekir. Önemli nokta şu, anlamaya gönlü var mı?


İkinci nokta aslında evliliklerde çok çok önemli fakat bizde kültürel olarak konuşulmaz. Biten evliliklerin çoğunda cinsel problemler vardır. İnsanlar bunu yok sayamazsa boşanır, yoksa da hayatları boyunca evlilik doyumundaki en önemli noktalardan biri eksik olarak hayatına devam eder. Zaten kadının cinsel doyum bekledigini söylemesi de genelde abes karsilanir. Eşinizin söylediği söz karşısında kirilmissiniz ve bu gayet anlasilir. Ama o da zaten sorunun kendinden kaynaklı olduğunu düşündüğü için ve bunu kabullenmekte zorlandığı için agresif bir tutum takinmis.

Yukaridakilere katılıyorum, bence böyle bir durumda çocuk yapmayı bir süre erteleyin ve eşiniz de kabul ederse birlikte çift terapisine gidin. Çözülmeyecek noktadaysa boşanmak dünyanın sonu değil ama en azından çaba sarf etmiş olursunuz. Çözülecek bir sorun varsa da karşılıklı iletişimle cozebilirsiniz. Sevgi ve aşk ise çok farklı olgular. Aşk yıllar içinde elbette şekil değiştirir ama sevginin baki olması gerekir. Birbirinize vakit ayırın, rutinlerim dışına çıkmaya çalışın.

İlişkilerimize duygusal yatırım yapıyoruz, emek veriyoruz. Bu yüzden bittiğini kabullenmekte zorlanıyoruz bazen ama şunu aklimizdan cikarmamak gerekir; "her iyi insan ve iyi baba, iyi bir eş olacak diye bir kaide yok".

Not: ben de evli ve çocuksuz bir kadın olarak yazdım bunları.
0
fraise
(13.03.24)
hepsini okudum.

bence bu sorunu çözebilirsiniz. adam kötü bir adam değil anladığım kadarıyla.
bence çocuk için acele etmeyin. yani şu an çocuk için yeterince enerjiniz yok.
ev işlerini tekrar bir bölüştürün ya da konuşun.
kendinize çok vakit ayırın.
amk otunu bırak bozulursa bozulsun yani.
birbirinze güzel şeyler söyleyin. film izleyin falan.
yani birbirinze vakit bulamamanızın bütün sebebi bu ev işleri mi.
erkekler biraz daha vurdumduymaz oluyor ama bence eşiniz de elinden geldiğini yapıyor.

burada ayrıl falan diyenleri ciddiye almayın. bekara karı boşamak da kolay diye bir laf var.
bence bu evlilik kurtarılır.

ama söylediği o laf biraz ayıp etmiş bence ciddi değil sinirlenince ağzından çıkmış.
0
OgutucuRecep
(13.03.24)
Erkek tarafıyım. Harekete geçme konusunda çok benzer durumlar yaşadım. Zamanla ortada buluştuk.
Her ikinizin de birbirinize doğru adımlar atmanız gerektiğini düşünüyorum. Bulaşıkları yıkamaması değil sizin sorununuz, sizin uygun gördüğünüz saatte yıkamaması.
Siz her konuda onu harekete geçirmek zorunda hissettikçe dürtükleyen bir insan oldunuz, o da dürtüklenme olmadan hareket etmeyen bir insan oldu. Sorun, sorunu doğurdu.
Çift terapisinin işe yarayacağını düşünüyorum.

Akşam eve gitmeme kararınızı bence gözden geçirin çünkü orası sizin eviniz. Zaten iyi bir durumda değilken bir de rahat etmediğiniz bir ortamda uyumakla uğraşmayın.

Çok şanslısınız ki çocuk konusunda acele etmenize gerek yok, henüz 33 yaşındasınız. İlişkiniz istediğiniz hale gelene kadar o işi biraz duraklatabilirsiniz.

Burada okuduğumuz birkaç satırla "bu evlilik devam etmemeli" gibi bir sonuca varan olursa asla kulak asmayın. Yapıcı tüm tavsiyeleri dikkate alıp yıkıcı tüm tavsiyeleri göz ardı etmenizi öneririm.
0
michael_knight
(13.03.24)
bence adamın pasif rol almasından zaten bunalmışken bu çocuk meselesi tuz biber olmuş. bence çocuk konusunu erteleyip diğer sorunları çözmeye odaklanın ve gündeminizden ovulasyonu vs. çıkarın.

gördüğüm kadarıyla ve eşimi de düşünürsem çoğu erkek kendisinden bir şey istenmeden bir şey yapmamaya plan program yapmamaya eğilimliler, bu doğru.

edit: bu arada ettiği laf konusunu unutmuşum ciddi anlamda özür dilemesi gerekiyor. telafi etmesini beklerdim ve eve gitmeyebilirdim ben de.
0
sanguine mcqaer
(13.03.24)
okudum hepsini
çocuk yapma işini durdurun öncelikle böyle bir ilişkiniz varken. bu sağlıksız bir karar, bence. sonrasında da mutlaka iyi bir terapist bulup terapiye gidin birlikte. iki taraf da çözmek istiyorsa halledersiniz. kavga etmeden konuşma ortamı yaratıp oturup konuşun bir de. belli ki bir şeyler yaşandıkça kavga ederek konuşuyorsunuz. sorun çıkmadığı bir anda oturun konuşun, randevulaşın hatta dışarı çıkın bir yerde oturup bir şeyler içerken konuşun.
0
veritaslibertas
(13.03.24)
Genel olarak bu düşüncede misiniz yoksa bir an için sinirlendiğinizde mi böyle hissediyorsunuz?

Bence sıkıntınız büyük. Eşiniz sizin söylediklerinize rağmen konfor alanından vazgeçmiyor. Ben de evlenmeden önce elimi sürmezdim işe. Ailem sağolsun yapardı.

Şimdi evlilikten sonra işbölümümüz var ve uyuyorum buna. Ama buna eşim zorlamadı.Ben kendim uymak zorunda olduğumu idrak ettim. Kimse çocuk değil.

Hatta işleri bir an önce bitirelim de rahat rahat oturalım diyorum eşime de. Bir de bu kadar iş yapmıyor diye söylenirken çocuk düşünüyorsunuz. Çok ilginç.
0
drako
(13.03.24)
bu akşam eve gitmeyeceksen de haber ver yüzünü göresim yok, şuradayım vs gibi. habersiz eve gitmemek büyük hata olur.

ev işi olayı dışında nasılsınız? eğleniyor musunuz? mutlu musun? beraber vakit geçirmekten hoşlanıyor musun? birbirinize hala değer veriyor musunuz? bunların cevabını düşün. olumlu ise kurtarmaya bak. sen boşanmak istemiyorsun çünkü bence.

temizlikçi tutun imkan varsa. yani belli bu adam temizlik yapmak istemiyor. ve iki yetişkinin yaşadığı evde de her hafta detaylı temizlik yapmak gerekmiyordur bence. bizde 1,5 yaşında bebek ve kedi var mesela. bazen sadece süpürge yapıp geçiyoruz. tozu gördüğüm halde toz almadığım hafta sonları oluyor. onun yerine ailemle vakit geçirmeyi tercih ediyorum. gerçekten kılı kırk yaracak kadar önemli mi bu temizlik meselesi? yapmayın evi bok götürsün demiyorum da bazı haftalarda da olduğu kadar yapıverin. inan sen kafana taktığın için bu mesele bu kadar büyük görünüyor gözüne. akşam yemeğinden sonra 10-11e kadar bekler bulaşıklar demişsin. beklesin. ne kadar kokabilir ki? sonuçta 11de de olsa kaldırıyor. yani sen onun öğretmeni, annesi, ev arkadaşı değilsin. senin sınavından 100 almak zorunda değil. 5 sene kavga etmişsin, konuşmuşsun olmamış. demek ki başka bir yol bakılmalı.

ipleri eline alsın diyorsun, edilgen olmasın diyorsun ya. bu adamın karakteri. sen adamdan A değil B olsun istiyorsun. sen zaten A ile evlenmişsin. değişmesini beklemen saçma değil mi? hani farklı bi durum olur değişmesini beklersin ama adam karakter olarak pasif demek ki. şimdi şöyle düşün. sen çok planlı, programlı, her şeyin kendi istediği gibi yapılmasını isteyen birisin diyelim. eşin de 5 sene sonra gelsin desin ki ben bu kadar dominant bir kadın istemiyorum, pasif olsun istiyorum. sence olur mu öyle bir şey? insanın karakteri neyse odur ya, değişmez. hele otuzlardan sonra hiç değişmez. törpülersin, dikkat edersin ama bir yere kadar.

cinsellik konusuna gelirsek. bazı insanlar isteksizdir. bunu kabul edelim. bir de adam yanıma gelsene demiş. kendisine göre gayet hoş bi davet. sen de reddetmişsin. suçu kendinde görmüyor doğal olarak. o güne otları bırakmak, buzluğa atmak filan senin kafanda yarattığın, çok da gerekli olmayan bir iş. iki saatini harcayıp yoruldun ve hırsını ondan çıkardın. hayatımda ot haşlayıp dolaba attığımı hatırlamıyorum bu arada. neyse. sonuç olarak çok da istekli biri değil belli ki ve hamilelik takvimi işi iyice rutine bindirmiş iki taraf için de.

bence çocuk işini erteleyin. zaten bu temizlik durumu çocuktan sonra seni daha da delirtir. hele taze otu buzluğa atan bi insanın bebek ek gıdaya geçince yapacağı şeyleri düşünemedim bile. sen kendini yorarsın eşin sadece güle oynaya ilgileneceği kadar ilgilenir. gelsin daha büyük kavgalar.

çocuk işini erteleyin. evlilik terapisi alın. ama gerçekten boşanma isteği varsa bir süre belirle. değişim görmek istediğini net bi şekilde belirt. baktın değişim yok o zaman boşanırsın.
0
elorelia
(13.03.24)
5 yıllık evli ve 20 aylık çocuk sahibi er birey olarak yazıyorum;

Sizin probleminiz çözülmeyecek bir problem değil ancak ikinizin de gönüllü olması ve psikolog desteği almanız gerekiyor. Buradan ya da cevrenizden alacağınız tavsiye ile çözemezsiniz.
Şunun kararını vermen lazım gerçekten bu kişi ile evliliğini devam ettirmek istiyor musun?

Eğer devam ettirmek istiyorsan eşini karşına alıp de ki "Ben seninle hayatıma devam etmek istiyorum ancak bu şartlarda değil psikolog desteği alalım" de o da eğer seninle devam etmek istiyorsa zaten kabul edecektir.

Eşimle iletişimimiz çok güçlü ve paylaşımcıyızdır ona rağmen çocuk olduktan sonra çok kez tartıştık çok zorlandık çünkü hem yorgun hem de tahammül azaldığı için sürekli gerginlik oluyor, çocuğun uykuları yeni oturmaya başladı ve ancak kendimize gelebildik bu problemleri aşmadan sakın çocuk yapmayın.
0
mirty
(13.03.24)
elorelia +1

1. çocuk işini erteleyin
2. genel temizlik için birini alın, haftalık ya da iki haftada bir mesela
3. mükemmeliyetçi tavrınızı törpülemeye çalışın, her hafta ev süper tertemiz olmak zorunda değil. bulaşıklar da 11 gibi makineye konsun, idare edilir bunlar

bu arada evli biri olarak yazıyorum, diğer şeyler bir yana, eşinizin itiraz etmeyip her programa katılması o kadar güzel bir şey ki. varsın program yapmasın, hepsine uyması bile güzel.
0
noxie
(13.03.24)
yazdıklarınız boşanmayı gerektirecek bir durum değil gibi, düzeltilebilir şeyler. eşiniz ev işleriyle çok istekli olmayabilir. peki boşanıp yeni birini bulduğunuzda istediğiniz gibi biri olacağından emin misiniz ve hatta birini bulabilecek misiniz?

erkeklerin büyük çoğunluğu eşiniz gibi. bence bi orta yol bulmaya çalışın.

bu arada eşiniz kötü konustuysa ayıp etmiş.
0
tabudeviren
(13.03.24)
teşekkür ederim fikirlerinizi okumak iyi oluyor öyle dolmuştum ki. Ot konusuna bu kadar takılmayın evet zamanlaması biraz saçma olsa da:) ot olmaz b.k olur, mesele yetişkin bir insana 5 yıldır hala devamlı ne yapması gerektiğini söylüyor olmak. Cevabın birinde dediği gibi bulaşık için tartıştıktan sonra kimse kimseyi arzulamaz. Birbirinden alakasız gibi görünen bu konular tamamen iç içe geçti ve birbirini etkilemeye başladı.

@eloreila ve diğer herkes, normalde (yani sorumluluklarımız söz konusu olmadığında) gayet iyiyiz. Beni hiç kırmaz hayır dediğini kolay kolay hatırlamam, ben de aynı şekilde ona değer veriyorum, mesela bu akşam eve gitmek istemiyorum ama ailemin evine de gitmek istemiyorum anlarlar onun hakkında kötü düşünürler diye:/ Sanırım gerçekten bizim en sık kavga nedenimiz ev işleri, haftada bir temizlikçi işini düşünebilirim. İkinci sorun bana göre cinsel yaşam, çocuk konusu zaten kötü olan şeyi daha kötü hale getirdi. Bunu bir süre erteleyeceğim. Eşime boşanmanın tüm zorluklarını göze alacak kadar katlanamıyor değilim, sadece bu döngüyü tekrar tekrar tartışmak ve çözememek beni yordu. Tükenmiş ve kendimi anlatamıyormuş gibi hissediyorum. O kadar laf anlatmama rağmen dün mutfakta yardım etmemem mi tüm sorun demesi mesela. Bunların beni ne kadar yıprattığını anlayamıyor, kendisi benim kadar etkilenmediği için.
0
🌸ustapasta
(13.03.24)
Selamlar henüz 2 yıllık evliyim (29E). Hepsini okudum bir şeyler karalamaya geldim.

Ben de ilişki anlatmayı veya okumayı çok severim o yüzden paylaştığınız için ve net, uzun yazınız için teşekkürler.

Biz de bu tarz olmasa da çok kavgalar ettik. Öncelikle şunu anlamak gerekiyor. Kadınların sorun ettiği şeyler bizim beynimizde "bu niye sorun şimdi ya", "bunu niye tartışıyoruz şimdi", "ben nerdeyim zaman dursa keşke uçsam gitsem şuan" gibi şekillerde yorumlanıyor. Yani önce bunu kabul etmek lazım. Ben de şu açıdan eşinize benziyorum, sorun sevmem, gerginlik sevmem. Evde yapılması gereken bir iş varsa o hemen yapılmayabilir yarın yaparım öbür gün yaparım haftaya yaparım. Evlenince tabi bu ertelemeleri biraz kısalttım. Ben biraz kısalttım, hanım biraz rahatlaştı derken ortada buluşmaya çalışıyoruz.

Bazen kadınların tepkileri o kadar anlamsız geliyor ki güne "bugün ne olsa da sorun yapıp büyütsem ve günü, seksi, hafta sonunu, geceyi mahvetsem..." diyerek başladıklarını düşünüyorum. Çünkü yaşanıyor bunlar yani.

Ne oldu diyorum hayatı sorguluyorum. Ne oldu yine yani çöpü mü atmadım gece film izlemedim ve odama mı gittim, belli bir gün geçti de çiçek veya hediye almayı mı unuttum, bulaşıkları mı dizmedim ne oldu??

Çünkü yetişkin bir kadın bunların herhangi biri yüzünden hem kendi hayatını hem partneri için hayatı zindana çevirebilir.

Ve sorun şi ki tam da sizin anlattığınız gibi bir şey anlatmadan bozuluyorsunuz ve neye bozulduğunuzu anlamamız gerekiyor. Bazen 50 kere de olsa söylemeniz gerekiyorsa söyleyin lütfen.

Gelin yardım et deyin. Ben şuna bozuldum deyin. Konuşun biraz iletişim lazım susarak, içten içe kurularak, içerlere gidip ağlayarak bize bir şey anlatamıyorsunuz bunu anlayın artık.

Biraz dümdüzüzdür ama anlarız yani. Ve de ne olsa da bozulsam diye değil de, ne olsa da ben bunu bir güzelliğe çevirebilirim, huzursuzluğa değil de huzura yorarım diye düşünmek lazım.

Siz bizden ince düşünüyorsunuz. Evi, kendinizi, bizi. Biraz salmanız gerekiyor eve de bişey olmaz ota da bişey olmaz. Yani olsa da bişey olmaz yani 3 günlük dünyada ot çöp yüzünden geri gelmeyecek zamanlar bir hiç uğrana gitmemeli ya.

Gidin sırnaşın onun yerine. Veya çok acilse iki ses edin yardım gelmiyorsa onu mutlu mutlu isteyerek yapın. Yok yapmak istemiyorsanız da salın gitsin. Bizim evde mesela bazen 2-3 günlük bulaşık duruyor, kim denk geliyorsa o hallediyor.

Ben hep evdeyim, bazen hanım gelmeden her yeri süpürüyorum, toparlıyorum, çamaşırları bulaşıkları yıkıyorum, yemek hazırlıyorum. Ama bazen de evde olmama rağmen tezgahın üstü bulaşık kaynıyor. Hanım da yorgun geliyor zaten bazen yapıyor bazen yapamıyor. Ama hiç bir zaman sorun etmiyoruz. En azından bu konuda çözdük bir şeyleri. Bizde de başka konular var.

Neyse, bunlar erkek gözünden bir yorum olsun diye yazdıklarım. Objektif bakarsam da şu çıkarımı yapıyorum. Evet bazen anlamıyoruz, dümdüzüz falan diyorum ama işin şu boyutu da var,

Kadın mutsuzsa yerde gördüğü çoraba bile bozuluyor. Ama mutluysa senin coraplarını yerim essek diyor icinden. Kadın mutluysa evin ortasına da sıcsan der ki "yalnız şu ortalıga sıcma olaylarını bir kaç bin yıl önce bırakmıştık hatırlatırım" der kaldırır yıkar.

Tam beyninizin çalışma yapısını anlamasam da mutsuzken pireyi deve yapıyorsunuz gibime geliyor. O yüzden sizin mutlu olduğunuz şeylere odaklanmalı, sizi üzecek şeylere takılmamanız lazım. Sorun ottan çöpten ziyada başka şeyler olabilir, biraz daha derine inip onları çözmeniz lazım.

Çocuk konusuna gelince, bence de sakın kalkışmayın. Mutsuz bir kadın olarak mutluluğu çocuk üzerinden bulmaya çalışmayın. Bir çocuğun en son isteyeceği şey kendisi mutsuz, ilişkisi kötü bir anne tarafından dünyaya getirilmektir.

Ben de bu sorunlarınızın çözülebileceğine inanıyorum ancak, baktınız çözülmüyor. Evliliğin kutsal olduğuna da inanmıyorum. Mutsuzsan ayrılacaksın. Hayata 1 kere geliyorsak öncelik kendi mutluluğunuz olmalı. Eşinizin veya çocuğunuzunki değil.

Siz mutlu olasınız ki eşinize, ailenize, arkadaşlarınıza veya ileride olursa eğer çocuğunuza verecek mutluluğunuz kalsın.

Netflix de "Kuvvetli bir alkış" ı izlemediyseniz birlikte izleyin belki çocuk yapmaktan biraz vazgeçersiniz :D

Teyzem geçen 60 yaşında boşandı. Çocuklar için katlandım yıllarca dedi. Katlanmak zorunda değilsiniz. Yani başından çözebilirsiniz. Bunu siz veya eşiniz kötü olduğu için değil, birbirinize uymadığınız için yapmalısınız. Uymak zorunda da değilsiniz ama zıtlığın uyumunu bile yakalayamıyorsanız o ilişkiyi sürdürmenin hiç bir anlamı yok.

Sanki ayrılsam başkası daha mı iyi olacak düşüncesi yanlış. Sorun daha iyi veya kötü olması değil zaten. "Daha uyumlu" olması. ki bu da vardır.

Ama bazen eşin 6 tane özelliği çok iyidir, 4 tanesiyle baş etmeye alışırsın, devam edersin. Bu da kafidir. Bazen de 9 özelliği çok iyidir, kim gelse eşinizi havada kapar, o kadar iyidir. Oma o kötü 1 tane özelliği size o kadar batar ki koşarak uzaklaşırsınız. Benim daha önce böyle bıraktığım uzun ilişkilerim oldu. Gram pişman değilim. Herkes dengini bulmalı. Zihnen, bedenen, ruhen, mantıken.. artık nereden bakıyorsanız.

İlla %100 anlaşılacak diye bir şey yok ama birbirinizi idare etmeyi, sorunları idare etmeyi öğrenmeniz lazım. Bakın katlanın demiyorum. Baş etmeyi öğrenmek lazım. Baktınız sizi çok zorluyor, olmuyor, ümitsiz vaka. O zaman bitirmek yanlış bir seçenek değil bana göre.
0
ananiyimioguz
(13.03.24)
Hepsini okudum o iş olmaz çocuk sahibi olmayın erteleyin önce aranızı düzeltin derim.
Eşiniz yanlış yapmış
40e 15 yıllık evliyiz
0
basond
(13.03.24)
Evli bir kadın olarak yorum yapmak istiyorum burayı okuyup gaza gelme. Bu saydığın sebepler boşanma sebebi değil.
Sadece sen yönetmeye yatkınsın, eşin de tembelliğe. Tıpkı benim evliliğim gibi :)
Başlarda bizim de böyle problemlerimiz oluyordu çünkü ben tembelim ev işi sevmiyorum yapmak da istemiyorum. Eşim de sizin gibi her şey tam düzenli ve muntazam olmalı diye düşüyordu.
Tezgahta patates soyarken neden altına bir şey sermemişim, neden salatalıkların kabuğunu orda kurutmuşum filan. Dedim bunun sana ne zararı var? Patatesi soyunca en son tezgahı siliyorum o yüzden altına bir şey koymak istemiyorum. Bu sadece bir örnek. Böyle onlarca olay vardı. Bir süre düşündü ve bana hak verdi. Haklısın aslında onun kimseye zararı yok ama ben alışmadığım için yanlış bir şey yapıyorsun gibi geliyor dedi. Dedim yanlış filan değil bu benim tarzım. Benim hayatım. Kimseye zararım yok.
Demem o ki bulaşığın 9 da değil de 11 de yıkanması kimseye zarar etmez. Hatta erkesi güne kalsın. Ne olabilir ki huzurdan önemli mi.
Kocam bu huylarını bıraktı valla 2 senedir cennette yaşıyorum. Kendisi için de öyle büyük bir stres kaynaği kalkmış oldu. Skeym tezgahı da bulaşığı da yani. Takıntı bunlar hep.
0
yenibirgüzelnick
(13.03.24)
yazacak çok şey var ama öncelik olarak çocuktan net olarak vazgeçin.
ondan sonra sağlıklı bir şekilde düşünüp karar verin.
çocuk sonrası boşanmak çok zor hele kadın için.
0
nuisance2
(13.03.24)
sorun sadece ev işleri meselesi ise bu konuda sorumluluğu daha fazla almanız gerektiğini düşünüyorum.
evet bencilce, fakat ev arkadaşı gibi iş bölümü yapmak erkeğin doğasına uymuyor.
modern yaşam erkekleri kadınlaştırıyor sonra da kadınların erkeğin bu şekilde olmasından rahatsız oluyor.

diğer konularda bir sorun olmadığından eminseniz kocanızı ev işlerine hiç bulaştırmayıp bir süre gözlemleyin(gerekirse yardımcı v.s.), bence işler değişecektir.

planlı çocuk yapma konusuna gelirsek, yumurtlama dönemi v.s. takip etmek bunları tamamen çöpe atın. aklınıze bile getirmeyin.
biz bu şekilde 1 yıla yakın uğraştık sonra ara verip normal sürece girdiğimizde çocuk olmuştu.
bu işlerde psikoloji > fizyoloji.
ayrıca kendinize eziyet etmenize gerek yok.
0
nuisance2
(13.03.24)
@ananiyimioguz teşekkürler kendi açından anlattığın için. Meşhur bir kitap var ya Erkekler Mars'tan Kadınlar Venüs'ten, bana onu hatırlattı söylediklerin. İçeriği günümüze göre artık biraz seksist kalıyor ama bakış açımı bayağı değiştirmişti okuduğumda. Erkeklerin bizim gibi olmadığını ve olamayacağını kabul edersek ve bu ön kabule göre davranırsak mutlu olabileceğimizi anlamıştım. Orada da yazıyordu mesela, "Erkeklerin kadınların aklından geçenleri tahmin etme gibi bir sorumluluğu yok": Yalan yok buna çok içerliyorum ama dikkat etmeye çalışıyorum. Mesela ilk çocuk düşünmeye başladığımızda ayın o belli günlerine neden hiç dikkat etmiyor diye sinir olmuştum. Sonra gittim söyledim, her ay şu şu günler önemli, o günlerde lütfen biraz daha birbirimizle ilgilenelim ortam yaratalım, vazife gibi olunca kendimi kötü hissediyorum diye. Şimdi bunu bir iki kere söylemiş olmam ve tamam demiş olması yetmiyor mu? Her ay da söylenmez diye düşünüyorum, her ay gerekliyse pes.
Bir de ben bu kitabı okumuş ve biraz da olsa kendimi düzeltmeye çalışmıştım, ondan da okumasını rica ettim ama okumadı. Aklıma geldi şimdi :|
0
🌸ustapasta
(13.03.24)
Sizin biraz bosvermeniz biraz da kabullenmeniz lazim. Is sizin istediginiz gibi yapildi mi kismina değil is en sonunda yapildi mi kismina odaklanip sukretmek lazim, erkeklerin en beceriklisi bile bu kadar oluyor max, bunun otesi instagramda evin her tarafini fosur fosur yikayan adam.

Ovulasyon gunlerine bağlı seks yapmak sıkıcı ama garanti bir yontem. Ovulasyon takip ederken hamile kalamiyosam takip etmesem hic kalamam diye dusunmustum (kaldim). Ilk gun neyse de sonra ovulasyon donemi diye görev gibi 3 gun arka arkaya yapmak canimi sikiyordu mesela. Artik 3. gun naparsan yap gorev oluyor o.

Benzer yollardan gecmis biri olarak (35 k, 5 yil evlilik) duzelmeyecek şeyler değil ama iki tarafın da kendinden odun vermesi lazim biraz. Bence takmamayi ogrenmenin yollarini gelistirerek mutlu bir evlilige kavusabilirsiniz.
0
instant crush
(13.03.24)
@nuisance2 buna katılmıyorum ya, ev işleri erkeği kadınlaştırıyor diye hem dışarda çalışıp hem evin çoğu yükünü alırsak bizim suçumuz ne? O zaman erkekleşiyorum diyip dışarıdaki işimi bırakayım ben de. Çünkü bu kadar yükle ben de kadın olmaktan çıkarım.

çocuk konusunda da, evet yumurtlama takibi nefrettt bir şey. Ama işte dediğim gibi sık sık yapan bir çift olsak zaten denk gelir diye düşünerek özellikle o günleri kovalamam. Ama sık yapmayınca bari o günlerde olsun diye dikkat etmeye başlıyorsun ister istemez:|
0
🌸ustapasta
(13.03.24)
temizlik-yemek işinin kadının vazifesi olması bi şekilde insan örfüne yerleşmiş.

siz rolleri değişmişsiniz, kentli modern çift filan. kocanız yeni rolü pek de kabullenemediği ama söylemeye çekindiği için işi ağırdan alıyor bence.

"O zaman erkekleşiyorum diyip dışarıdaki işimi bırakayım ben de." evet. yapabiliyorsanız yapın. geçim de erkeğin yüküydü. roller değişti. insanlığın son birkaç yüzyılının macerası bu.

çocuk yapamama meselesi evlilikleri sarsıyor. bu normal.

çocuk yapamadığı için erkekliği incinmiş olabilir onun da. diğer ihtimaller de var, evlilik değil bekarlık istiyor olabilir ama bunlar spekülasyon olur.

boşanma lafzı hoş değil ama konuşulabilir

burada afedersiniz d*yy*sluk ettiği şey, gidip başkasından yaparsın demesi. çüş. karı koca birbirine böyle derse, hukuklarını büyük yaralar. o yara özürle bile tamamen kapanmayabilir.

bu sonuncu konuyu bi irdeleyin. meselenin ayıbını tane tane anlatın. pişmanlıkla af dilerse, gafletse söylediğini derse, bi şans verebilirsiniz. size kalmış.
0
lambırcek
(14.03.24)
bi twit vardı, evlilikte kadının en büyük sorunu yemeği kim yapacak değil bugün yemekte ne yapsak ne yesek sorunu. ben de bunu yaşıyorum. yemek işi bende ama cidden bugün napacağım olayı beni yoruyor mesela.

diğer konuda da kimi zaman benim kimi zaman eşimin motivasyonu veya enerjisi olmuyor. darılmamamızın sebebinin birbirimize açık olmak olduğunu düşünüyorum. her şeyimizi açık açık o an söyleyip bitiriyoruz. sonu kavga da olsa seks de olsa bunu yapıyorum ben
0
Hallegadola
(14.03.24)
12 yil evli erkek olarak yazayim.
Sizin durumunuzdaki ciftler bosansa evliliklerin yarisi falan biterdi.
Bence esinizin tabiatinda mutfakda zaman harcamak yok.Is bolumlerini tekrar kontrol edin.Gerekirse alisveris, temizlik vb. esinizin yapabilecegi isleri yapsin.
Esiniz muhtemelen sizin gecimsiz, yuzu gulmeyen, surekli dirdir eden sorun cikartan biri oldugunuzu dusunuyor.Ettigi gereksiz kufurden de bir seyleri yerli yerine oturtmaktan, huzurluzluktan biktigini gosteriyor.bence overthinking yapmayi birakip guler yuzlu biri olmaya calisin. Erkekler icin evin bal dok yala olmasi yada evde guzel yemek yapilmasi degil guler yuzlu ve anlayisli bir es daha onemlidir.Esinizin cocuk ruhlu oldugunu yazmissiniz.Bilmem farkinda misiniz ama cocuk ruhlu birine karsi despot anne rolunu oynuyorsunuz.Bu sekilde gecimsizlik olursa yatakta da sorun olmasi cok normal.Ben sizi daha haksiz buldum.Biliyorum bu yazdiklarim hosunuza gitmeyecek bana kizacaksiniz ama dusunmeye deger bence.Yangina korukle gitmeyin.
0
turkuaz
(14.03.24)
yani mutsuz bir evlilik evet ama toksik bir evlilik değil. sadece rutine ve tekdüzeliğe hapis olmuş gibisiniz. tutku, arzu ne bileyim heyecan kalmamış pek. çocuk yapsanız da eşinizden ekstra destek, anlayış göremeyebilirsiniz. bu sizi daha çok üzebilir. çok çocuk heveslisi olsa eşiniz kendisi zaten bu süreçte takip eder, elinden geleni yapardı.
bu arada şeyi anlıyorum özellikle uzun süreli denemelerde bir noktada neden olmuyor stresi ile beraber insan darlanıyor ve zul gelmeye başlıyor. ama bu başka bir bıkkınlık boyutu gibi. gençsiniz, bence hayatınızı mutlu olmadığınız bir ilişkide feda etmeyin, çocuğu da mutsuz ve anlamsız bir birlikteliğin içine doğurmayın.
anlıyorum anne olmak istiyorsunuz, ama sizin anne olma hakkınız, çocuğunuzun mutlu ve sağlıklı bir ailede büyüme hakkından daha öncelikli değil maalesef.
0
wild honey suckle
(14.03.24)
erkekler gene bildiğimiz gibi... "ne var canım daha fazla fedakarlık yapsan" noktasından bakmışlar.
eşinin sana ettiği laftan sonra diğer şeylerin konuşulmasını çok saçma buluyorum. o sebeple kısa kestim.
0
suyin
(14.03.24)
Benim düsüncem senden beklenen; tipik ev kadınlığı ama adama rahat da vermemişsin o da küfür etmiş. Mutlu değilsen yaşın gençken ayrıl.
0
Coma
(14.03.24)
tüm evlilik ile ilgili sorunların temel sebebi, farkında olmadan yükselen stres seviyemiz. Hızlı yaşam, strese, stres huzursuzluk ve tahammülsüzlüğe , ve bunlarda insan ilişkilerine olumsuz olarak yansıyor, diğer her şey bahane ve teferruattan başka bir şey değildir.

Bunun imkan elverdiğinde doğa içinde küçük bir köy ve ilçede yaşamak için plan yapın , hayatınız yavaşladıkta , toprak ve doğra ile temas ettikçe her şeyin yavaş yavaş düzeldiğini göreceksiniz.

Belki inanmayacaksınız ama deneyin, yoğun şehir hayatı insanın doğasına en baştan uygun değildir .Ne varki bu şekilde yaşamayı farkında olmadan zorlanıyoruz.
0
Rao
(14.03.24)
@Rao, başta kulağa mantıklı gibi gelse de benden 2 önceki kuşak köyde yaşamışlar ve köy ortamında da gayet kavga, atışma, küslükler, cinayetler, adam kaçırma, tecavüz, adam vurma.. biraz daha doğuya gidersek töreler falan...

Ya komşu komşuya bahçesine ağaç sarktı ve bişey yapmadı diye 3 yıl küs kalır mı?

Kalır, onların dünyası da o çünkü.

Babaannem alzheimer olmasaydı da anlatsaydı size neler çektiğini. Kırsalda yaşayan bir kaç nesil öncemizde katlanma diye bir şey vardı. Artık kadınlar 1900lerden sonra iş hayatlarına girdiğinden beri bu pek kalmadı. Kimse birinin kahrını çekmek istemiyor veya sesini çıkarıyor artık.

Yani ben kendi dünyamızı büyültmenin veya küçültmenin sorunu değiştireceğini düşünmüyorum. İnsanın olduğu her yerde huzursuzluk, kavga, atışma olurmuş gibime geliyor. Doğamızda var yani. İstediğiniz kadar küçültük, heidi gibi yaşayın, artık o dünya sizin için yine normal olacak.

Ama şehrin, işlerin, kalabalığın vb. bir dünya etkenin bizi aşağı çektiği konusunda haksız değilsiniz.

@ustapasta, tekrar gelmişken şeyi demeyi unuttum, evet yukarıda da yazmışlar, kadınlar mesela eleştirirler annen miyim ben senin diye ama anne gibi davranmaktan da alıkoymazlar kendilerini. Burada bir çelişki yok mu.

İlişkinin başlarında eşim biraz evhamlı ve biraz kontrolcüydü. Yemek yedim mi, camı kapattım mı, üstüme bişey aldım mı, üşüttüm mü, kurulandım mı vs vs saymakla bitmez. ya kontrol eder ya da arar sorardı sürekli.

Anlam veremeyeceğim şekilde strese girer, meraklanırdı. Huzursuz olurdu. Bazen bir şeyi yapmadıysam sinirlenirdi, küçük çocuğa yapar gibi söylenirdi.

Ben de aşırı sülalem rahat bir insanım. Onu gördükçe iyice heyheyleri geliyordu.

Sonra ne olduysa bir ara aydınlanma geldi. Ya ben niye strese giriyorum koca adam gece yemek yiyemedi mi, dolapta bişey yoktu aç mı kaldı falan diye, huzursuz oluyorum. Gider en kötü makarna yapar, hiç bişey olmazsa yemek söyler açlıktan ölecek hali yok ya.

Diye bir ara gelince söylenmişti. Ondan sonra da böyle kontrolcülük yaptığını görmedim.

Ben onun beni yine düşündüğünü başka şeylerde anlayıp hissedebiliyorum ama bu tarz konularda "annelik taslama" huylarından erkenden uzaklaşmasına ben çok sevindim.

Yani bazen kızdığınız şeyi siz kendiniz yapıyorsunuz, çok takılmamak lazım. Hem siz rahatlarsınız hem eşiniz.
0
ananiyimioguz
(14.03.24)
@ananiyimioguz

Her türlü senaryoda negatif örnekle her zaman vardır, buna şans vb artık ne derseniz.
Ancak şöyle bir durum var ki ,yaşanılan yere bölge insanına , vb. göre çok değişkenlik gösteren bir durum.
Kal di ki, bundan insanlar ve nesiller değişiyor, bundan 50 sene önceki ve bugün ki toplum yapısı aynı değil.

Tüm olumsuzluklara rağmen ,doğanın, sessizliğin, temiz havanın , türlü kirlilikten uzaktan durmanın ve yavaş hayatın insana katacağı pozitif etki gerçeğini değiştirmez.
0
Rao
(15.03.24)
@ananiyimioguz aslında hiç anaç biri değilimdir. Mesela dışarda bir planım varsa onun evde ne yediğini ne yiyeceğini sormuyorum, kadınlar olarak erkeklerin beslenmesinden sorumlu olmamalıyız diye düşünüyorum. Hani tepki anlamında sormamak değil, bunu sormak ya da düşünmek aklıma gelmiyor. Birçok kişi böyle değil. Mesela annemlere gittiğimizde eşim tişörtle balkona çıktıysa annem hemen bana döner, "kızım çocuk üşüyecek montunu ver istersen". "Çocuk" üşürse içeri gelip montunu alabilir sanki, bu kadar verici olmamalıyız. Bence bu durum erkeklerin de hoşuna gitmiyor zaten. Tatile giderken eşinin valizini hazırlayan kadınlar olduğunu öğrendiğimde şaşırmıştım, bunun baya baya yaygın olduğunu fark edince de şok yaşamıştım:D


Eşimin şahsi konularında müdahaleci değilim rahatım, kendi tercihleri sonuçta. Ama ev düzeni beni de etkilediği için her şeye de bana ne diyemiyorum işte. Biraz aşmaya çalışıyorum, bahsettiğim kitaptan sonra oldu bu hatta. Mesela eşimin annesi yemek konusunda çok kendini yoran biri değil, o da öyle alışmış. Önüne bir çeşit koysan ya da kahvaltı gibi geçiştirsen okeydir. Bizde ise yemek çok çok önemliydi, ben de öyle alışmışım öyle devam ettirmem gerekiyor gibi davranıyordum hep. İşten gelip üç çeşit yemek yapmak, ya da uğraştırıcı güzel yemekler yapmak için iki saat uğraşıyordum, haliyle çok yorulup hırçın oluyordum eşime kızıyordum. Ben iki saat ayakta yemek yapayım, o gelsin 10 dkda bulaşıkları toplayıp geçsin oh ne ala diye. Sonra kitapta okudum, sizden talep edilmeyen fedakarlıklar yapıyor ama karşılığını göremeyip üzülüyorsanız, belki de o fedakarlığı yapmamalısınız diye. O anda bir aydınlanma geldi, adamın benden üç çeşit yemek beklediği yok, ben kendime bu işi çıkarıyorum, hem yoruluyorum hem haksızlığa uğradığımı düşünüp kızıyorum. Üstelik annem çalışmıyordu, ben işten gelip neden bunu yapıyorum diye düşündüm ve bıraktım. Basit şeyler yapıyorum, yalnızca yemek konusunda değil diğer konularda da rahatladım.

Ama işte dışardan baktığında mesela iş paylaşımımız var. Etrafımda birçok kadın da "söylediğinde yapıyorsa ona da şükür" modunda. Fakat ben 36 yaşında bir insana devamlı ne yapılması gerektiğini söylemeyi kabullenemiyorum. Erkekler böyledir diyip geçmeyi de öyle, acaba böyle midir yoksa böyle mi alıştırıldılar? Dm'den bu "zihinsel yük" ile ilgili güzel bi çizim gelmiş onu da paylaşayım: ekmekvegul.net
Mesela ben de kahvaltı sonrası çayımı içerken yalnızca çayımı içiyor olmayı isterdim. Çay içerken akşam yemeğinin malzemelerinden neler eksik, dışarı çıkıp ne almak lazım diye düşünmek yerine. O zaman sen de düşünme diyip geçilemiyor, saat akşam 7 olunca o malzemeler bir anda belirmeyecek çünkü. Eşim olsa akşam yemeği saatine kadar bir şey düşünmez, saat 7 olunca duruma ayıkır. Bu kafa rahatlığı acaba nasıl bir şey, biz de bayılmıyoruz bir şey yaparken başka şey düşünmeye. Düşünen olmayınca ev işleri aksadığından mecbur kalıyoruz. Yahu mesela yemeği ocağa ısıtmaya koymuşum bir iş çıkmış beş dk içeri geçmişim, eşim mutfakta sigara içiyor telefonda bir şeyler izliyor. Mutfağa giriyorum ki cazır cuzur ses geliyor yanacak yemek nerdeyse. Mutfakta ama onu fark etmiyor mesela, çünkü kendisine söylenmemiş. Hani bu kadar obvious bir şeyin söylenmesi de biraz insanın zekasına hakaret sayılmaz mı? Bu kadarının da yapısal olduğu bence biz kadınlara yutturulmuş bir yalan.

Eşimle konuştuk bu arada. Ettiği kötü söz ile ilgili, sigarayı bıraktığı için bazen anlamsız bir öfke yaşadığını söyledi, bunun mazeret sayılmadığını biliyorum dedi ve özür diledi. Doktor sperm analizini görünce sigarayı bırakmasını istemişti, çocuk sahibi olmayı çok istediği için hemen bıraktı (oversharing reis online).

Temizlik konusunda da, temizlik günleri yaşadığımız gereksiz gerginlikler için şunu dedi, "ben sana sinir olmuyorum, temizlik yapma eylemine sinirli oluyorum. Yani temizlik yaptığım için gergin oluyorum." Ama bunu yapmak zorunda olduğumuzu, benim de bayılarak yapmadığımı, bu gerginliği bana yansıtmasının saçma olduğunu anlattım dikkat edicem dedi bakalım ne olacak. Çocuk gelince sorumluluğumuzun daha fazla olacağını, şimdi böyleysek ileride daha çok sorun yaşayacağımızı, o yüzden çocuk düşüncesini ertelemek istediğimi söylediğimde üzüldü. Artık daha düzenli olalım ben de dikkat edicem dedi. Temizlik için birini ayarlamayı düşünüyorum, en azından yüzeysel şeyler kalsın bize. Durumlar şimdilik böyle.
0
🌸ustapasta
(15.03.24)
". Tatile giderken eşinin valizini hazırlayan kadınlar olduğunu öğrendiğimde şaşırmıştım,"

amacım laf söylemek değil ama böyle düşünüyorsanız aile olmanız zor.
çok bencilce bir düşünce bence.
siz ev arkadaşı olarak görüyorsunuz bence.
0
nuisance2
(15.03.24)
@nuisance2 herkesin “kendi” valizini hazırlaması nasıl bencilce oluyor anlamadım. Tam tersi senaryo olsaydı ne diyecektiniz? Eşim benim valizimi hazırlasın o zaman öyle aile olalım, o olmuyor ama dimi? Çocuklar bile 3-4 yaşından sonra ne giyeceğini kendi seçmek istiyorken bu durum bana komik gelmişti ama görüyorum ki burada bile varmış:D
0
🌸ustapasta
(15.03.24)
"Mesela annemlere gittiğimizde eşim tişörtle balkona çıktıysa annem hemen bana döner, "kızım çocuk üşüyecek montunu ver istersen". "Çocuk" üşürse içeri gelip montunu alabilir sanki, bu kadar verici olmamalıyız"

komiklikten ziyade mevzu şu aslında, adam(kadın) üşümüyor olabilir. ama eşi tarafından en azından kendisini düşündüğüne yönelik jesttir, iyi hissettirir. adam(kadın) evde açlıktan ölmez belki, ama dışardaki eşin onu da düşünerek belki yemek hazırlayıp
bırakması da aynı şekilde jesttir. adam(kadın) valiz hazırlamayacak kadar yorgun olabilir. eşin valizi hazırlaması jesttir. adam(kadın) ilaçlarını takip etmeyi unutabilir. eşin bunu bilip onun yerine hatırlaması hoştur. bu tip ufak gibi görünen davranışlarla zaten bir aile ortamı oluyor. nuisance +1 ev arkadaşlığı konusunda.
0
sarahkerrigan
(16.03.24)
Parantez içinde hep kadın da yazmışsınız ama, pratikte bu tür “jest”leri yapanların genelde erkek olmadığını hepimiz biliyoruz.

Daha bugün twitterda bir video gördüm, erkek işten eve kadından önce geliyor ve yemeği hazırlamış oluyor, kadın bunu videoya almış ve gayet mutlular. Yorumları görmeliydiniz, aşağılama ritüeli demişler, kadın erkeği s.kiyor demişler, bir adam bunu nasıl kabul eder demişler:D mesele beraber yenecek yemeği erkeğin hazırlamış olması.

Tam tersini düşünelim, kadın işten eve erkekten önce geliyorsa yemeği hazırlamaması söz konusu bile olabilir miydi? Sanmıyorum. Gerçek hayatta neyin ne olduğunu hepimiz biliyoruz. “Jest” yapan da, aman nolcak canım seviyorsa yapmalı, bunların hesabını yapıyorsa sevmiyordur denilen de kadın oluyor.

Konu benim konumdan çıktı şu an, şaşkınlıktan eşime şükrederek feminist manifesto yazıcam az kaldı:D
0
🌸ustapasta
(16.03.24)
okumaya bile dayanamıyorum bazı yorumları. sen bildiğin gibi devam et pasta bence...
0
suyin
(16.03.24)
(16)

işyerinde platonik aşık olunan kadına doğumgünü kutlaması

ekonomimagduru
işyerinde bir kadına aşık oldum. hem de öyle böyle değil. büyük bir kampüste farklı departmanlardayız. öğle aralarında yemekhanede/bahçede veya bazen kantinde görüyorum. aylardır aklımda. her gün görmeye çalışıyorum. önce içime attım, boşver dedim ama içime attıkça daha da büyüdü. ona olan ilgimi çe
işyerinde bir kadına aşık oldum. hem de öyle böyle değil. büyük bir kampüste farklı departmanlardayız. öğle aralarında yemekhanede/bahçede veya bazen kantinde görüyorum. aylardır aklımda. her gün görmeye çalışıyorum. önce içime attım, boşver dedim ama içime attıkça daha da büyüdü. ona olan ilgimi çeşitli şekillerde belli ettim. benim onunla ilgilendiğimden haberi olduğuna eminim. hayatında birisi var mı yok mu bilemiyorum. instagram hesabında tek başına olduğu bir profil fotoğrafı var. yaşlar ben: 37, o: 30.

şimdi... önümüzdeki günlerde doğumgünü var. doğumgününü kutlamak istiyorum. ama nasıl yapsam bilemedim..

önceliğim doğumgününe kadar bir şekilde konuşmak. hep çalışma arkadaşlarıyla gezdiği için yanına yaklaşamıyorum. ama becerebilirsem öncelikle birebir görüşeceğim. olmadı doğumgününde biraz tekila bir şeyler içip gözümü karartıp yaklaşmak istiyorum.. belki dışarıda yakalarım, belki ofisine gider yanına konuşurum. bunu yapabileceğimden emin değilim. doğru yöntem bu mu bunu da bilmiyorum.

eğer olur da birebir konuşamazsam nasıl bir yol izlemeliyim? aklımda çok çeşitli senaryolar var.

a) teams'ten yazayım.
b) dahiliden arayayım.
c) email atayım. (sahte hesapla mı gerçek hesapla mı?)
d) instagram'dan yazayım. (sahte hesapla mı gerçek hesapla mı?)
e) aracına not bırakayım.
f) doğumgününden bir gün önce ofisine not bırakayım, sabah gelince görsün.
g) telefondan arayayım. telefonunu e-devlet sızıntısı döneminde bulmuştum. kimseden almadım.
h) o gün işe gelirken/iş çıkışı karşısına çıkayım.

işe gelişte/iş çıkışta karşısına çıkmak kendini av gibi hissetmesine neden olur. o da aklıma geldi.

hediye alsam.. hiç tanımayan biri için aşırı olur.

doğum günü kutlamasında, kendi adımın olmadığı seçeneklerde (e,f,g) kendi adımı belirtsem mi? belirtip rezil olmak istemiyorum belki çevresindekilere gösterir (yakın çevresinde tanıdığım biri var).. belirtmesem de ben olduğumu bileceğini düşünüyorum.

bir de ben onun doğumgününün hangi gün olduğunu sistemden gördüm. eziklik olur mu? "tanımayan etmeyen, ama ilgilenen biri uğraşıp doğum günümü kutlamış, vay ezik" der mi? boş geçmek istemiyorum. bu sene içinde tanışırsak ki tanışmak istiyorum, ona bu kutlamayı hatırlatırım.

özellikle kadın arkadaşlar. ilgisinin farkında olduğunuz birinin size doğum günü kutlaması hangi şekilde olsaydı en az rahatsız olurdunuz?

uzun zamandır yalnızım ve böyle bir hissi uzun zamandır yaşamıyorum. başka hiçkimsede olmayan şeyler onda oluyor. çok heyecanlanıyorum..
valla beynim yandı kaç gündür düşünüyorum. bi el atın.
0
ekonomimagduru
(12.03.24)
doğum gününü kutlamayı pas geç. stalker gibi gözükeceksin. öncelikle minik diyaloglar yarat.

aman ha sakın bu yazdıklarının hiç birini yapma. yalnızlık ve bu kadar içinde kurma nedeniyle social awkward bir sahne yaşanacak ve büyük ihtimal yüzüne gözüne bulaştıracaksın.

radarına gir. işle ilgili birlikte çalışma, danışma gibi bir planın olsun. büyük jestler asla yapma.

korktum hacı senden.
0
gabe h coud
(12.03.24)
İşi karıştırma, sosyal medyasından ekle yüz vermezse kabul etmezse unut. Ederse oradan yürü.
0
Kahvedesu
(12.03.24)
Bence de bunları yapmayın. Ezik demesini geçtim sapık bile sanabilir. Yüz yüze tanışabiliyorsanız tanışın,olmazsa da instagramdan arkadaşlık gönderin. Kabul ederse, ordaki paylaşımlarından iletişim kurmaya çalışırsınız.
0
asteriks
(12.03.24)
okurken ürperdim, saydığın seçeneklerin her biri birbirinden beter. kıza 30. yaş gününde hayatının travmasını yaşatmak istemiyorsan hiçbirini yapma lütfen.
0
hrskrs
(13.03.24)
Kendi icinde fantaziler kurgular yasamana gerek yok. Fazla ilgili oldugunuzu belli etmeyin, manyak bu der. Girisiminizi kiz rahatca dusunup cevap verebilecek bir sekilde yapmalisiniz. Dogumgununu kutlayacak bir samimiyetiniz yok. Tanimiyorsunuz bile kizi. Ters teper. Sosyal medyadan ekleyin, kabul ederse birkac gun sonra "gorustugunuz kimse var mi bilmiyorum ama ben sizi merak ediyorum, bir kahve icmek isterim" gibisinden niyetini belli eden bir mesaj atabilirsin. Olmazsa da asla ustelemeyin :)
0
The_Lollok
(13.03.24)
birde isimsiz çiçek gönder istersen
arkadaş çık karşısına konuş kutla tanış.
bu gibi girişimler AŞIRI ters tepiyor, iş yerinde özellikle yayılıyor ve insanlar arkandan çok hoş şeyler söylemiyor
0
eja
(13.03.24)
teşekkürler yanıtlarınız için. korkutucu gibi geldiğini düşünmemiştim.

aslında geçen sene şirkette sistemde "bugün doğumgünü olanlar" gibi bir fasilite vardı. geçen sene kutlamıştım. o da teşekkür etmişti. uygulama teşekkürü bu arada, yazılı değil. şimdi o fasilite yok.

o zamanlar bu kadar ilgili değildim. işyerinde biriyle ilgilenmek hiç tarzım değil. zaman içerisinde ilgim arttı, birçok yerde karşısına çıktım. bazen gerçek tesadüflerle bazen benim kurguladığım tesadüflerle birçok yerde karşılaştık. göz asinaligi olmasi icin yaninda yöresinde bulundum birçok kez. yani öyle iki üç günlük bir mevzu değil, bir seneden fazladır ilgi alanımda. ama tanışmaya geçemedim bir türlü.

tanışmayı çok da istemedim açıkçası. başlangıçta birini görüp heyecanlanmak, mutlu olmak hoşuma gitse de dediğim gibi işyerinde birine ilgi duymak bana çok ters. kendimi frenleyip uzak durmaya, başka biriyle ilgilenmeye çalıştım ama daha kötü oldum. kendimi ondan uzaklaştırmaya çalışmak daha kötü aşık olmama sebep oldu.
0
🌸ekonomimagduru
(13.03.24)
Yazdiklariniz cok korkutucu geldi +1 ozellikle yasinizdan dolayi, 20 yasinda biri yazsa cocuk derim de, 37 yasinda sahte instagram hesabindan yazmayi dusunmek, edevlet sizintisindan telefon bulup aramanin normal oldugunu dusunmek vs. Kafanizda yarattiginiz fiction bir karaktere takinti yapmis ve gozunuzde cok buyutmus gibisiniz, en azindan anlattiklarinizdan. Bence bi adim geri alin, kendinizi sakinlestirin biraz. Bu hali ile istemediginiz bir sonuc daha yuksek ihtimal. Ayrica kendinize koydugunuz bu 'dogumgunu' deadline'nini kaldirin, yavas yavas konusmaya dogal akisinda bir tanisiklik yaratmaya bakin. Kadin hakkinda ve ozel hayatina iliskin hicbir fikriniz yok. Su halde ztn dogum gununde not yazdiniz diye bir iliskiye baslama ihtimaliniz 0. Ayrica acilip ne diyeceksiniz, ben sana asigim mi? Evliyim dese ne olacak? Ne gerek var buna. Bi tanisin bakalim, belki gercekte muhabbetiniz uyusmuyordur.
0
kassiopeia
(13.03.24)
Böyle yaptığında akılda kalıcı olacağını, romantik olacağını ve iz bırakan bir insan olacağını düşünüyorsun galiba. Aslında doğru akılda kalıcı olursun ama korkutucu olarak. Bana böyle planlar yapılsa yemin ederim, gizli saklı istifa ederim ve sırra kadem basarım. Hatta taşınıp izimi kaybettirmeyi düşünürüm. Telefonumu, herşeyimi değiştiririm.
0
rock n roll
(13.03.24)
Dediklerinin ve dusunduklerinin hicbirini yapma cok ürkütücü. Normal ayni yerde çalışan insanlar olarak selamlasip havadan sudan sohbet etmeye çalışabilirsin sonra da kahve molasi gibi bir sey onerebilirsin en fazla. Kadin zaten birkac kez karsisina ciktiginda çoktan anlamistir ilgini. İlişkisi olma ihtimali de cok yuksek. Kendi icinde büyüttüğün platonik ask olarak degil normal is yerinde bir insan olarak dusunmen gerek.
0
instant crush
(13.03.24)
instadan normal kendi profilinden ekler, sonra da 2 cümle mesaj atardım. doğum gününü falan geçerdim. ok ise devam yoksa yol verip öne bakmaca.

dedikleriniz ürkütücü ayrıca. be normal.
0
baldan kaymak
(13.03.24)
arkadaş gerçekten yazdıkların korkutucu.
normal git konuş kahve içmeye davet et. bırak dogumgununu falan artık cocuk değilsiniz.
0
sizofren06
(13.03.24)
aslında birkaç ay önce kendi profilimden eklemiştim. kabul etmedi, ama isteği silmedi de.. ben de isteği iptal ettim..
0
🌸ekonomimagduru
(13.03.24)
sadece son yazdiginiza iliskin olarak, istegi kabul etmemis cunku hic tanimadigi bir insanin ozel hayatina dahil olmasini (instagram mesela benim icin ozel bir alan) istememis, ancak reddetmemis cunku is arkadasina ayip olacagini dusunmus, bu sekilde bir yuzgoz olma olayina girmek istememis. tam benim yapacagim hareket. hayatta kabul etmem ozel hayatimda yakinen tanimadigim bir is arkadasimin istegini, ancak reddetmem de, yuzyuze bakiyoruz diye. insan olan anlar derim.
diger hususlar icin yukardakiler +1
0
songforsomeone
(13.03.24)
arkadaşlar teşekkür ediyorum, sayenizde ciddi bir hatadan döndüm. dışarıdan bakınca daha iyi anlaşılıyor. içinde bulunduğum durumda kafayı sıyırdığım için gözüm kör olmuş. önceliğim birebir tanışmak olacak. bakalım ne zaman..
0
🌸ekonomimagduru
(13.03.24)
Son yorumunla doğruyu bulmuşsun cevap olarak kızı rahat bırak demeye gelmiştim.
Zamana bırak güzelce tanışmaya muhabbeti ilerletmeye çalış+1
0
basond
(13.03.24)
(6)

Pirinç pilavının beklemesi sakıncalı mı?

chicha_v2
Geçen bir videoda görmüştüm, bağlantısını bulursam eklerim daha sonra.Bir tanıdığımız da diyetisyen yeğeninden böyle bir şey duyduğunu artık pirinç pilavını ikinci güne bırakmadığını söyledi.Bekledikçe pirince özel bir küf/mantar oluşuyormuş. Uzak doğudakilerin de her gün yeni pirinç lapası pişirmes
Geçen bir videoda görmüştüm, bağlantısını bulursam eklerim daha sonra.

Bir tanıdığımız da diyetisyen yeğeninden böyle bir şey duyduğunu artık pirinç pilavını ikinci güne bırakmadığını söyledi.

Bekledikçe pirince özel bir küf/mantar oluşuyormuş. Uzak doğudakilerin de her gün yeni pirinç lapası pişirmesinin sebebi buymuş.

Doğruluk payı nedir? Her gün pilav mı yapmalıyız?
0
chicha_v2
(06.03.24)
Eskiden ısıtıp ısıtıp yerdim. Hiç de ölmedim. Ama bir gün internette bir yazıya rastladım. 24 saatten fazla buzdolabında dahi olsa bekletmek sakıncalıymış, o süre içinde de normal ısıtmak sakıncalıymış benmari şeklinde ısıtılabilirmiş falan

O güne kadar ölmedim gerçi ama ne olur ne olmaz dedim. Artık günlük yapıyorum.
Sporculuk olduğu için de her gün yerdim oysa.
0
Mirket
(06.03.24)
Valla varsa bile insanlar asırlardır pilav yapıyor, ertesi güne bırakmaktan kaçınanı da görmedim açıkçası. Dışarda araba çarpma ihtimali çok daha yüksektir heralde. Hatta çoğu yerde önceki günkü pilav çorbaların içine girer falan, demek istediğim yemek kültüründe bile yer edinmiş yani bir "dünkü pilav" konusu. Ancak bu zamana kadar hiç bunla ilgili bir uyarı vs duymadım yetkin bir yerden. Ciddi bir durum olsa bu kadar gölgede kalacağını sanmam.

Örneğin konserve gıdalarda da böyle bir durum var, botulinum zehirlenmesi olarak da biliniyor, pirinçten çok daha yaygın bir durum olsa gerek. Hayati tehlikesi yüksek. Düzgün konservelenmemiş gıdalarda biriken bakteri toksinleri sonucu ortaya çıkıyor. Yine de konserve tüketiyorum açıkçası, hatta yapıyorum.
0
akhenaten
(06.03.24)
hayatimda hic tek gun icin pilav yapmadim. muhtemelen ailemde kimse yapmamistir. o pilavin ertesi gun isitilip yenmedigi bizim sulalede gorulmemistir herhalde.
0
bohr atom modeli
(06.03.24)
taze pilavin yerini hicbir sey tutmuyor tabi ama her aksam da pilav pisiremedigim icin 3 gunluk yapip yiyecegim kadar isitiyorum. herhangi bir zarari varsa da cok umrumda degil acikcasi.
0
bay b
(07.03.24)
ısıtılması sakıncalı yiyeceklerin başında geliyormuş. instagram doktorlarından duymuştum. beklemesiyle ilgili bilgim yok. soğuk zaten yenmez. günlük yapmak mantıklı o yüzden.
0
elorelia
(07.03.24)
Kuf/mantar olayini instagramda ben de gordum ama bi huzur vermiyorlar, yok beyaz pirinç seker cikariyormus glisemik indeksi yuksekmis, yok arsenik iceriyormus, yok ikinci gun kuf olusuyormus. Bir huzur versinler de pilavimizi sucluluk hissetmeden yiyelim ya.
0
instant crush
(07.03.24)
(10)

Kiracı hakkında ne yapmalıyım?

ekaterina
Evimi 2020 yılında kiraya verdim, daha sonra 2021’de yasal oran %35 çıktı, ben de %30 yapın siz dedim, sonra da %25 şartı geldi, 2. Sene %25 zam yaptı, 3. Senede %25 çok az oluyor yasal oran 70 çıktı ama %60 yapar mısın krediyi ödesin bari zorlanıyorum dedim, ben devletin verdiğinden 1 tl fazla yapa
Evimi 2020 yılında kiraya verdim, daha sonra 2021’de yasal oran %35 çıktı, ben de %30 yapın siz dedim, sonra da %25 şartı geldi, 2. Sene %25 zam yaptı, 3. Senede %25 çok az oluyor yasal oran 70 çıktı ama %60 yapar mısın krediyi ödesin bari zorlanıyorum dedim, ben devletin verdiğinden 1 tl fazla yapamam dedi, ben de bir şey demedim ve her ay dava vs açamayayım diye 5812 tl ödüyormuş, 12 tl bana hakaret dedim ama beni kötü niyetli olmakla suçladı (evin yeri vadi istanbul’a yakın ve rezidans btw). Ev bize lazım şimdi, annemler istanbul’a taşınacak, annem 6 ay arayla 2 büyük ameliyat geçirecek dizlerinden. ben başka kiracıya da vermeyi düşünmüyorum bi daha ama avukatım dedi ki çıkarmak çok zor 2 sene uğraşırsın :/ Sözleşme yenileme dönemi geliyor, siz nasıl fazla zam yapıyorsunuz? Eğer çıkaramayacaksam bu fiyata oturmasın ki başka bir ev tutabileyim anneme.
0
ekaterina
(26.02.24)
5 sene dolduğunda kira tespit davası açabilirsiniz ancak. çıkartma işi kısa vadede çok çok zor, ihtiyaç nedeniyle bile olsa avukatın dediği gibi davalar çok uzun sürüyor.
0
mustafakesekci
(26.02.24)
Benzer bir surecten geciyoruz. Sozlesme yenileme donemini kacirmadan dava acmak gerekiyor ihtiyac nedeniyle diye biliyorum. Kira icin 5 yil beklemek gerekiyor ama ihtiyac nedeniyle sadece sozlesme yenileme donemi galiba bizim avukat boyle dedi ama bizim ayni zamanda 5. Yila denk geldigi icin emin değilim. Bence her turlu ihtar cekip dava acin belki ugrasmak istemeyip cikar gider
0
instant crush
(26.02.24)
Kirayı resmi olarak %25'ten fazla artıramazsınız. Maalesef bazı art niyetli kiracılar bunu istismar ediyor.

İhtiyaç nedeniyle ihtar çekip, dava açın. Ancak ayak diretirse 2-3 seneyi bulur. Öncesinde avukata vereceğim parayı size veriyim çıkın diye anlaşmaya çalışın. Yoksa yapacak bir şey yok, bekleyeceksiniz.


.
0
kartallar yuksek ucar
(26.02.24)
Hastalik gerekçesiyle kiraci çikartilmaz sonuçta depremzede vs de degilsiniz. Ne yazik ki bu durumu bahane eden çokça ev sahibi var.

Size önerim kiracinin tasinacagi yerdeki 6 aylik kirasini+depozitosunu+tasinma masraflarini karsilamayi teklif etmeniz yönünde.
0
Yourcousinmarvinberry
(26.02.24)
vakit kaybetmeden dava açardım ben olsam.
0
gabe h coud
(26.02.24)
zor işler gerçekten...

yeni aldığımız evden tadilat yapacağız diye kiracıları çıkartmak için epey uğraşmıştık, yasal hakkımız olduğu halde.

%25 meselesi gerçekten çok anlamsız çatışmalara sebep oldu.

arkadaşların dediği gibi kontratın 5. yılında yeniden değerleme yapma şansı oluyor o da önümüzdeki yıla denk geliyor. bu şekilde devam eder önümüzdeki sene kira 5 kat falan artar bu durumda görünen.

bize avukatın önerdiği anlaşma yoluna gitmemizdi ve biz de bu şekilde çıkardık. her halükarda noterden 6 ay içerisinde evi boşaltmaları için ihtar çekmiştik.

siz de görüşün. durumu anlatın.

ekşide vs. dava açılması sonrasında uzlaşma komisyonu mu her ne ise o şekilde hızlıca sonuç aldığını yazanlar vardı. belki bu şekilde çözülebilir.

ancak ilk olarak karşı tarafla görüşmek, zaten kısa zaman içerisinde yeniden değerlendirme olacağı (1 yıl) bu durumda semtteki rayiçe kiranın geleceği, 4-5 kat artacağı, sizin de gerçekten eve ihtiyacınız olduğunu söyleyerek orta noktayı bulmaya çalışın.

taşınmayı karşılayabilirsiniz, bikaç ay kirayı silebilirsiniz vs.

yok hiçbirine evet demiyorsa arkadaş, yapacak bir şey kalmamış olabilir.

bu nedenle zaten sosyal sıkıntılar insanlar arasında çıktı ve çıkmaya devam ediyor.
0
gurur
(26.02.24)
Yani ben neden 6 aylık kirasını+taşınma masraflarını vereyim evin yarısını da üstüne yapayım hatta az oldu söylediğiniz. insan ev sahibi olunca aşırı zengin olmuyor. Ben maaşım 6000 tl ken bu eve 600 bin tl kredi çekerek girdim, 2 sene hiçbir şey yapmadım taksitlerini ödeyeceğim diye.

Pardon da hastalık nedeniyle kiracı çıkarılmaz nasıl bi bahane, ayrıca depremzedeyiz, olmadığımızı varsaymışsınız ama evimiz yıkılmadı sadece, ben depremden sonra dedim ki biz idare ediyoruz oturun sıkıntı yok ama seneye çıkın, 1 sene önce söyledim.

Ya bu Türkiye’deki bi insan bi şeyi haketmek için neden ölüp bitme durumunda olmalı ben gerçekten anlamıyorum. Tepkim size de değil bu ülkeye. Mevcut kiracıyı çıkartırsan evini kiraya veremezsin diyor kanun tamam vermeyeceğim yüksek kira peşinde değilim diyorum yine de ama öyle olmaz ki deniyor, gerçekten hasta oldum ya kadın yürüyemiyor 2 tane adam kar edecek diye düşünüp duruyoruz. Hayır başka ev tutacak paramız yok, ameliyat ücreti 480 bin tl çünkü. Avukata para da vermeyeceğim arkadaşım avukat.

Bu arada bir arkadaş mesaj attı 5. Yıl şartı kalktı diyor. Bunu araştıracağım.
0
🌸ekaterina
(26.02.24)
Ben de yeni bir ev satın aldım ve kiracıyla fiyatta anlaşırsak para vererek çıkartacağım. Şuan sanırım ödemesi gereken kiradan 13 bin lira kadar daha az ödüyor. Davanın sonuçlanmasını beklesem ve 2.5 yıl sürse 13.000 x 30 ay = 390.000 tl ediyor. Bu kişiyle 100 bin tl'ye çıkması için anlaşırsak 290.000 tl + avukat masrafı kadar kardayım.
Hiç "Ama bu haksızlık, neden veriyorum ki! diye düşünme, ekonomik olarak mantıklı olan seçenek bu. Türkiye böyle bir ülke, ne yapabiliriz?
0
fobfilm
(26.02.24)
Yani siz çıkartıp kiraya verip gelir elde edeceksiniz benim öyle bir gücüm yok maalesef.
0
🌸ekaterina
(26.02.24)
Kiraci zaten uzlasmaz bir tavir takindigi icin ben olsam 2-3 sene de surecek olsa simdiden sureci baslatir iki senelik zarari sineye cekerdim.Kiraciniz farkinda degil ama esas kazigi ciktiktan sonra o yiyecek.Kendine acimayana ben hic acimam.Bir avukat ile baslatin sureci.2 sene ise 2 sene
0
turkuaz
(26.02.24)
(6)

İstanbul anadolu yakası temizlikçi bulma

shubulubapshubaptishaluva
Selamlar, Eve temizlik için birilerini bulmak son 2 senemin halen çözemediğim ızdırabı. En son biri ile düzenli anlaştık derken kadın yatılı misafirimin geleceği 1 ay önceden belli olan güne 1 gün kala, sabah 5te iptal edince o kadar kötü durumda ortada bıraktı ki bir daha aramak istemedim. Aynı kiş
Selamlar,
Eve temizlik için birilerini bulmak son 2 senemin halen çözemediğim ızdırabı. En son biri ile düzenli anlaştık derken kadın yatılı misafirimin geleceği 1 ay önceden belli olan güne 1 gün kala, sabah 5te iptal edince o kadar kötü durumda ortada bıraktı ki bir daha aramak istemedim. Aynı kişi saçma sapan gerekçelerle hep günleri kaydırıp iptal ediyordu ama sonuncusu bardağı taşırdı.
Armuttan en az 3 defa son dk iptal edilen rezervasyon girişimim oldu.. Bir dolu firma görüyorum ama sayfaları botlar, şikayetvar da fena yorumlarla dolu.. Siz nereden buluyorsunuz?
0
shubulubapshubaptishaluva
(25.02.24)
Türk bulamazsınız, bulursanız yukarıdaki sorunları tekrar yaşayacaksınız Türkler çalışmak istemiyor bu yüzden yabancı bakmanız lazım.
0
doharkoman
(25.02.24)
açıkçası temizlik düzgün yapıldığı, hırsızlık olmadığı ve aynı dilde anlaşabildiğimiz sürece zaten uyruğu sorun değil. bu detayı hiç düşünmemiştik hatta.
0
🌸shubulubapshubaptishaluva
(25.02.24)
turkmen uyruklularda özellikle baştan anlaşın çantanı çıkarken ararım diye, insanın aklına gelmeyecek şeyleri çalıyorlar. duvardaki süs tabağı almıştı birisi bizde dikkatli olun. ben turkmenlerden çok çektim ya.
bunun oluru apartman görevlisi ne söylemek piyasının 250 tl fazlasını vereyim eşin bu işi yapıyorsa gelsin demek, en son bu şekilde anlaştık biz
0
eja
(25.02.24)
Çok çekmiş biri olarak yabancılarla çalışmanızı asla önermem. Hiçbir şey çalamasa da fırsat bulduğu an parfümümü, makyaj malzemelerimi, kıyafetlerimi denediklerine defalarca şahit oldum. Yapay çiçeklerimin sağını solunu bile koparıp çalmaya çalıştılar. Benim de tavsiyem, apartman görevlisinin eşi veya tanıdığı çevre binalarda çalışan görevlilerin eşleri. İllaki bir tanıdıkları oluyor, hiç olmadı akrabaları geliyor. En güvenilir onlar kendi deneyimlerime göre, üç kuruş fazla verin ama yıpranmayın derim.
0
morca
(25.02.24)
Ben de yabancılar yerine apartman görevlisi eşi ya da tanıdığı derim, mutlaka oluyor tanidiklari.

Benim 3 tane yabancı uyruklu çalışan deneyimim oldu. Birinde çalma, iptal vs durumu yoktu ama temiz yapmıyordu hiçbir şeyi. Diğeri habire iptal ediyordu ya da iki kişi gelelim diye ısrar ediyordu. En sonuncusu ise evdeki tuvalet kağıtları ve buzluktaki kiymalari çantasına atmıştı. Ben utandigimdan söyleyemedim ama poşetin üstünde kabak gibi görünüyordu yani. Üstelik ben her gelene zaten söyledikleri fiyatın bir tık fazlasını veririm, giysilerimden ayırır veririm, evde fazladan erzak varsa paylaşırım. 3-4 aya yakın da gelmişti. O arada başka ufak tefek şeyleri de almış, sonradan fark ettik hep.


Dolayısıyla yabancılardan uzak durun derim ben de.
0
fraise
(25.02.24)
Apartmanin guvenligine sorarak buldum.
0
instant crush
(25.02.24)
(3)

5 haftalık hamilelikte hiçbir şey hissetmemek normal mi?

wild honey suckle
Selam gençler,5 haftalık hamileyim 2 defa beta hcg kan testi verdim artış gayet normal gözüküyor. Maalesef hem kendi hem eşimin işleri nedeniyle bebiş 7,5 -8 haftalık olana dek doktora gidemeyeceğiz, zaten kendisi de şu tarihte gelin kalp atışını duyarız demişti yani çok da acil gelin bakalım demedi
Selam gençler,

5 haftalık hamileyim 2 defa beta hcg kan testi verdim artış gayet normal gözüküyor. Maalesef hem kendi hem eşimin işleri nedeniyle bebiş 7,5 -8 haftalık olana dek doktora gidemeyeceğiz, zaten kendisi de şu tarihte gelin kalp atışını duyarız demişti yani çok da acil gelin bakalım demedi. (Kese minnacık olduğu için zaten ilk ultrasonda görülmedi)
Sorun şu ki, ilk günler regl tarzı ağrılarım ve reflüm varken şu an hiçbir şeyim yok. Yani bilmesem hamile değilmişim gibi normal yaşıyorum. Herkes yok bulantı, yok şu yok bu diyor ama hiçbir şey yok. Doktora da gidemem iş gezisindeyim. Kaldı ki doktora gidip hiçbir semptomum yok desem garip kaçacak.
Benim sorum bu normal mi? Yani burada hamileliğini bu şekilde geçirmiş olup, wild honeycim bu çok normal kendini yıpratma diyebilecek birileri var mıdır:(
0
wild honey suckle
(24.02.24)
daha çook erken. ben 8 haftalıkken öğrenmiştim önceki hafta da her şeye ağlama ve uyuklama başlamıştı sadece. bende kasık ve göğüs ağrısı da olmuştu ama bunu yaşamayanlar da var. tebrikler :)
0
pide
(24.02.24)
Hayırlı olsun. İlk trimester'da -inşallah olmaz da olursa- kusmalar olabilir. Onun dışında pek bir şey hissetmezsiniz. Koku hassasiyeti, uyku düzeni değişikliği başlayabilir.
Hayırlı olsun.
0
abbabaabbaababbabaababbaabbabaab
(24.02.24)
5 haftada benim gazim vardi sadece. 2. ayda uykum erken gelmeye baslamisti ve koku hassasiyeti. Kusma bulanti agri vs hic yasamamistim. Tebrikler
0
instant crush
(25.02.24)
(9)

Full uzaktan çalışma devam eden şirketler var mı hala?

Cezcez
Mesela bizim şirkette serbest. Hybrid diyorlar ama isteyen geliyor. Yakın zamanda zorunlu iki üç gün gelme olacakmış. Saçma geliyor bana ama İstanbul da yurtdışında vs durumlar nasıl bu konuda?Yazılım sektörü Evim şirkete öküz gibi uzak. Patronlar arabaları ile geliyor evleri yakın para çok
Mesela bizim şirkette serbest. Hybrid diyorlar ama isteyen geliyor. Yakın zamanda zorunlu iki üç gün gelme olacakmış. Saçma geliyor bana ama İstanbul da yurtdışında vs durumlar nasıl bu konuda?
Yazılım sektörü
Evim şirkete öküz gibi uzak. Patronlar arabaları ile geliyor evleri yakın para çok
0
Cezcez
(14.02.24)
İş ilanlarına bakarsanız full remote ilanlar var. Hala var mı demek pek doğru değil. İyi maaş vermiyorlarsa remote çalışanların çoğu işi bırakmayı bile düşünebilir. Ellerinden kaçırırlar.
0
sevilen progressive türkücü
(14.02.24)
Selam, ben de haftada 1 gün gidiyorum. Canım istemezse o gün de gitmiyorum ama iki haftada bir kesin uğrarım. Evde canım sıkılıyor bazen 3-4 gün gidiyorum. Hybrid veya full remote model oldukça yaygın ve bu düzen s*ke s*ke oturacak. Son bir yıl içinde en az 3 tane yerinde iş teklifi reddetmişimdir.
0
datnet
(15.02.24)
yurtdisi, muhendislik sektoru.
hibrid takiliyoruz, ben hergun gidiyorum ama haftada 2-3 gun gelenler var.
henuz zorla getirtme bircok sirkette bildigim kadariyla yok.
0
cooperr
(15.02.24)
Bizde 1 gün ofise geleceksiniz dediler, ben gitmedim ama çoğunluk gitti. Sonra 2 gün geliceksiniz dediler, millet isyan etti, şu an yarısı gidiyo yarısı gitmiyo.
0
plutongezegendegilmi
(15.02.24)
Şahsen benim uzaktan çalışılan bir işimin olması en büyük hayallerimden biriydi. 12 yıllık iş hayatımdan sonra şükür artık öyle bir işim var. Şirket ben işe girmeden önce pandemi zamanı uzaktana geçmiş sonra da işlerine gelince de öyle sabitlenmişler. İsteyen gelsin istemeyen evden devam etsin diyorlar. Yol derdi çekmiyorsun giyim kuşamla ugraşmıyorsun. Evde diger işlerinle de ilgileniyorsun. Bundan daha güzeli yok. Mesela işin 5de bitiyor diyelim. Tam 5de masadan kalktığında gün senin oluyor. Önceki işimde 5de çıktıgımda eve girene kadar saat 7 oluyordu.
0
limonlu eksi
(15.02.24)
yabancı bağımsız denetim şitketleirnin bazı bölümleri full uzaktan çalışıyor hala.
0
eja
(15.02.24)
Türkiye'nin en büyük bankalarından birindeyim yazılım tarafında.

2024 boyunca uzaktan devam edeceğiz.

Geçen sene bir ara hibritti bizim de ayda 5 gün de olsa koyuyor zor geliyor tamamen eve alıştıktan sonra.
0
chicha_v2
(15.02.24)
Çok fazla böyle şirket var. Yeni iş bakın bence. Çekilmez uzak yol.
0
Gradient_tabanlı_mor
(15.02.24)
Ben full remote calisiyorum. Artik haftada 2 gun gelin deseler baska is bakarim. İsteğe bağlı giden oluyor zaten
0
instant crush
(15.02.24)
(4)

Onkolojik pet istenmesi kanser demek mi?

fikox
Babamdan onkolojik pet istendi. Mediastende 20x16 mm nodül var. Kendimizi hazırlayalım mi?
Babamdan onkolojik pet istendi. Mediastende 20x16 mm nodül var. Kendimizi hazırlayalım mi?
0
fikox
(06.02.24)
Evet kansere yönelik tarama amacıyla istenmiş maalesef.
0
herp
(06.02.24)
genelde diğer tetkikler sonucu fark edilen kanserin durumunu, metastaz yapıp yapmadığını, tam boyutlarını ve konumunu daha detaylı görebilmek için isteniyor.

belkide önceki tetkiklerde tam olarak ayırt edemediler o yüzden daha detaylı incelemek istenmişte olabilir.
0
my fault
(06.02.24)
ılle kanser olacak dıye bırsey yok ancak ıhtımalı az degıl. bu sebeple eger kanser ıhtımalınde yayılımına bakmak ıstemıstır doktor.
0
monicapp
(06.02.24)
Kanserden supheleniyorlar demek. PET'te radyoaktif madde tutulum yaparsa kanserin yeri ve buyuklugu netlesiyor tutulum olmazsa kanser yok demektir
0
instant crush
(06.02.24)
(6)

Sürekli kaldırıma park eden araçları şikayet etmek ve çözümsüzlük

wild honey suckle
Bizim apartman girişinde kapının hemen sağına ve soluna devamlı olarak tüm kaldırımı kapatacak şekilde park eden araçlar var. yani apartmandan yaşlı veya bebekli biri çıkınca direkt yola inmek zorunda yürüyebilmek için. sokağımız da sahil yolunun alt geçidinin çıktığı sokak yani bir hayli trafiği va
Bizim apartman girişinde kapının hemen sağına ve soluna devamlı olarak tüm kaldırımı kapatacak şekilde park eden araçlar var. yani apartmandan yaşlı veya bebekli biri çıkınca direkt yola inmek zorunda yürüyebilmek için. sokağımız da sahil yolunun alt geçidinin çıktığı sokak yani bir hayli trafiği var. elli kere belediye'ye ve polise şikayet ettim. asla geri dönüş olmadı. hadi polis ceza yazdı diyelim bu adamlar salak mı aynı yere park etmeye devam etsin. hangi apartmanda yaşıyorlar onu da bilmiyoruz ama artık sinirlerimiz bozuldu. bunlara nasıl bir yaptırım sağlayabiliriz. delirmek üzereyim insanların anlayışsızlığı ve mallığı inanılmaz boyutlarda. ne gibi çözüm seçenekleri var?
0
wild honey suckle
(06.02.24)
Maalesef her yerde durum böyle artık büyük bir yozlaşma var.
Sizde kendi adaletinizi sağlamaya çalışın.
Eğer şahsi olarak arabalari gören bir kamera vs yoksa çizin gitsin ya da herkesin uykuda okdugu bir saatte lastiklerini patlatın.
Artık maalesef böyle başa cikabilecegiz.
0
les yeux blanches
(06.02.24)
Apartman onune duba koyabilirsiniz apartman yoneticisiyle gorusup. Kaldirimi isgal eden adamdan daha kotu bir insan olmak istemiyorsaniz insanlarin arabasina lastik patlatip cizip zarar vermeyin tabi ki bu ekonomik sartlarda
0
instant crush
(06.02.24)
Demir engeller çakarak araç parkını engelleyin. Belediye her yere koyuyor vidayla yere tutturulmuş demir kaldırım dubalarından. Benim evin önü olsa başka yerden söker evin önüne takardım. Demir değil de turuncu duba buldun diyelim, ters çevirip İçini mıcır benzeri taşla hazırlanmış harç doldurun, demir kazık falan da atın ki sağlam olsun, plastik diye eğmeye çalıştıklarında tamponu bıraksınlar. Haha yaşasın kötülük. Şaka şaka. Adalet aramayın. Önlem alın kişisel alanınız için.
0
hasmetizm 2046
(06.02.24)
milletin arabasını çizme lastikleri patlatma gibi yasadışı çözümlere kulak asmayın. aracın sahibi penceresinden sizi bunu yaparken görüp o kızgınlıkla kafanızı patlattı mı yerde uzanıyorken etrafa son bir bakış atıp ne yaptım ben diyip gözlerinizi hayata yumarsınız.

çözüm ise belediyeye şikayette bulunun. belediye ,kaldırım boyunca arabanın giremeyecegi demir dubalardan çakıyor. o şekilde olunca kaldırıma park edemiyorlar.
0
limonlu eksi
(06.02.24)
Belediyeyle konuş beton çikinti falan yapiyorlar araba engeli ve kaldirima cikamiyor.
Tek sikinti eger orada dukkan varsa sokmeye calisiyorlar bizim burda on defa yaptirmistik ama sen sokak diosun bisey olmaz yaptirt.
0
Zetnikov
(06.02.24)
Delinatör diye google görsellerde aratın isterseniz. Görsellerde çıkan ürünü alıp taktırın bence.
0
birşeylersoracağım
(06.02.24)
(10)

Kedi sahiplensem mi kararsizligi

nic cage
Oglene dek baya istekliydim, birkac kedi icin sordum sorusturdum ama sahiplenmek uzereyken bi kararsizlik geldi. Boyle mi olur hayvan sahiplenirken? Onceden hic sahiplenmemistim. Bu arada, sayet alirsam iyi bakarim, ozenirim yani can sonucta, severim, iyi olsun diye ugrasirim. Sadece bilemedim yani
Oglene dek baya istekliydim, birkac kedi icin sordum sorusturdum ama sahiplenmek uzereyken bi kararsizlik geldi. Boyle mi olur hayvan sahiplenirken? Onceden hic sahiplenmemistim. Bu arada, sayet alirsam iyi bakarim, ozenirim yani can sonucta, severim, iyi olsun diye ugrasirim. Sadece bilemedim yani hayatim degisecek. Ilk kez benden baska bir canlinin sorumlulugu sadece benim uzerimde olacak. Kedi sahiplenenler ilk asamadan itibaren full istekli mi olur?
0
nic cage
(02.02.24)
Bakacak ya da birakacak biri yoksa tatillerde kisitlanacaginizi bilin 2 gunden fazla yalniz kalamaz onda bile hem kedi triplere girer hem siz uzulursunuz. Onun disinda harika bir sey bence.
0
instant crush
(02.02.24)
Aynı his bana olmuştu. Belli bi yaşa kadar hep köpek besledim. Sonra hayatın yığdığı aırı saçma sapan sorumluluklarla uğraşmaktan kendime bile bakamaz oldum. Sonra kedilerin zekice ama saçma sapan komik davranışlarından etkilenip sahipleneyim dedim. 1 hafta sokakta kedi kolladım evde yaşayabilecek tipte, kedi ilanlarına baktım falan sonra seninle aynı düşünce oluştu endişe edip biraz düşünmeye karar verdim. Benim bu biraz düşünme süreci 3.5 ay sürdü :D Sonra tamam dedim, ben bu işe kalkışabilirim.

İlk denememde sokaktan kurtarılmış yavru korkak bi kedi ilanı görüp 3 saat yol gidip kediyi aldım. Sonuç, eve gelince tam bi canavar çıktı, hırçın, saldırgan, manyağın teki. Dedim ben buna bakamam :D Bahçesi olup kedi arayanları arayıp buldum, aldılar. Sonrası daha bi endişie eder oldum. 1.5 ay sonra tesadüfen annem bi ilan attı. İlan sahibiyle görüştük, gittim aldım. O zamandan beri ne kaldıramayacağım bi sorumluluk hissettim, ne kısıtlanma hissi, ne acabalar.. Hepsi kayboldu :)

Yani demem o ki bu tür şüpheler normal. İnan bana arkadaş bile aramıyorsun :) Aradığın her şey bu sevimli canavarlarda mevcut :D
0
e mice
(02.02.24)
Kedi ile bir evi paylaşmak harika bir deneyim. Ama bazı dezavantajları da var. Bunları sıralamak isterim. (Sorduğunuz bu olmasa da)

-Kediler genel olarak geceleri daha aktif olan canlılardır. Bazı kediler insanların uyuma-uyanma saatlerine adapte olsalar bile çoğunlukla gecenin bir yarısı sizi uyandıracaktır. Beni her sabah 05.45'te uyandıran bir arkadaş var, göbeğini sevdirip sonra uyumaya devam ediyor.

-Kedi evde sabahtan akşama yalnız kalacaksa (kalabilir bir mahsuru yok) akşam siz geldiğinizde çok ilgi bekler. Yeterince ilgilenmezseniz, oyun oynamazsanız gece daha da aktif olur hiç uyku uyutmaz.

-Mevsime bağlı olarak değişkenlik gösterse de genel olarak evin her yerini tüy yapar. Dyson'ın şu lazer başlıklı süpürgesini alana kadar millete "benim kedim pek tüy dökmüyor" diyordum meğer kedi tüylerinin içinde yaşıyormuşum.

-Tatil konusu önemli. Kediye evinizde her gün uğrayıp bakacak birisi yoksa tatile çıkmayı unutun. Kediyi geçici olarak başka bir eve yerleştirmek pek iyi bir fikir değil, strese giriyorlar çünkü evleri değiştirildiği zaman.

-Maalesef, çok acı ama ortalama yaşam süreleri biz insanlara göre çok kısa olduğu için o kötü gün bir gün gelecek. :( Ben bunu düşündükçe "olsun, ona yaşayabileceği harika bir hayat sundum en azından" diyerek kendimi avutmaya çalışıyorum.

-Kedinin maması, kumu ve veteriner masrafları olacak tabii ki. Mama fiyatları özellikle çok arttı.

-Mobilya, halı, bitki evde bunlara sürekli olarak zarar verecektir. Aklınızda olsun.

Böyle uzun uzun listeleyince sanki çok zor bir şeymiş gibi anlaşılmasın, kedi öyle bir sevgi yaratacak ki içinizde, bunların hiçbiri size zor gelmeyecek.

Cevabı yazarken kedimi ne çok sevdiğimi düşünüp gidip mıncırdım kendisini. Elimi kopartmaya çalışarak karşılık verdi. Yerim.
0
pispinti
(02.02.24)
Tek çekincem, çok hareketli veya saldırgan çıkması durumunda buna ne kadar katlanabileceğimi kestiremiyorum. Sakin uysal bi kediyle çok mutlu olurmuşum gibi geliyor. Kedinin sakini uysalı anlaşılır mı? Evetse nasıl?
0
🌸nic cage
(02.02.24)
Ben çok istekliydim sahiplenene kadar sonra eve getirileceği zaman bir panik olmuştum eyvah naptım ben filan diyordum. Bir kaç hatta pişman olmuştum.
Şimdi onsuz yaşayamam diyorum kedim benim her şeyim :)
0
Gradient_tabanlı_mor
(02.02.24)
kediyle yaşamanın getirisi kadar götürüsü de var, birçok kişi anlatmış zaten ama şunu ekleyeyim sadece; göründüğünden çok çok daha büyük bir sorumluluk. aklınızda zerre kadar bile bir şüpheniz varsa sahiplenmeyin. hem size hem kediye yazık. bir gün geldiğinde eeh bıktım demeyeceğiniz garanti ise sahiplenin.
0
robin crusoe
(02.02.24)
uzun uzun yazamayacagim tek sey; sahiplenme. tek bakacak kisi sensen sakin. bir suru kedi sokaga atiliyo. sirf hayatlarina renk gelsin diye kedilerden sikilip vazgecen suruyle insan var. sorumluluk bakmanin otesinde bir sey asiri zaman istiyor. koltuk alirken bile her seyde onu hesapliyosun. %10000 kararli degilsen yapma
0
ala09
(02.02.24)
dostum selam,

neredeyse 3 senedir zilli bir kız ile yaşıyorum. ah benim salak kafam nerelere vurayım?

kedim olmadan geçen 30 küsür sene için kahroluyorum
0
inside story
(02.02.24)
Ben de ilk sahiplenme fikrimiz ortaya çıktığında bayağı heveslenmistm. Eve gelme günü yaklaştığında "acaba almasak mi? Sorumluluğu nasıl olacak, ya bakamazsak? Tüy dökecek, hareketli olacak. Ben katlanabilir miyim?" diye düşünmüştüm. Eve alıp getirdiğimiz ilk bir hafta "eyvah, ben ne yaptım?" dedim. Üstüne hasta oldu, bakamadım diye gecenin bir yarısı veterinerde hüngür hüngür ağladım.


Kendisi şimdi 7 yaşına yaklaşıyor. Başka bir ülkeye taşındık, taşınma mevzusu ortaya çıktığında ilk aklimiza gelen şey "hemen evraklarını halledelim de çok uzun ayrı kalmayalım" oldu. Bizimle yaşamaya başladıktan 1 ay sonra tek bir gün bile pişman olmadım, aksine hayatımda aldığım en doğru kararmış dedim. Bir hayvanla birlikte yaşamak her insanın deneyelimlemesi gereken bir şey.


Fakat bağ kurmak kolay bir şey değil. İnsanlar başka insanlarla ve canlılarla deneyimler biriktirdikce, duygusal olarak yakinlastikca bağ kurarlar. Dolayisiyla ilk başlarda şüpheye dusmeniz, emin olamamaniz çok normal. Kediniz bir süre sonra sizi tanımaya başlıyor, kucağınıza gelip kendini sevdiriyor. Bir bakışından aç mı yoksa oyun mu istiyor, bunları çözümluyorsunuz. Hayatı paylaşıyorsunuz. Böyle bir canlıyla nasıl bağ kurmayacaksiniz ki? Ama bu anlatarak anlaşılacak bir şey değil.


Velhasıl dezavantajları yukarıda yazılmış zaten. Bunlar her kedi için de gecerli değil bu arada. Benim kedim bütün gece uyur, evde biblolar yerinden oynamaz, hicbir şeyi tirmalamaz, düzenli bakımları yapılır vs. Bu biraz da sizin özverinizle ilgili. Kendi karakterinin yanında küçükken biraz ilgiyle birçok şeyi de ogretebiliyorsunuz. O yüzden dezavantajları tekrar tekrar yazmayacağım ama sevgisi bence dünyalara değer.
0
fraise
(03.02.24)
>

Tek çekincem, çok hareketli veya saldırgan çıkması durumunda buna ne kadar katlanabileceğimi kestiremiyorum. Sakin uysal bi kediyle çok mutlu olurmuşum gibi geliyor. Kedinin sakini uysalı anlaşılır mı? Evetse nasıl?

Yavru kedi sahiplenmeyin. 1 yaşını geçmiş, sakin mi manyak mı ne olduğu belli bir kedi sahiplenin. Hatta ola ki denk geldi, yaşı ilerlemiş ama sahiplendirilmesi gereken kediler çıkıyor bazen, ilk kedi için daha uygun ve kolay olur. Yavru kedi enerjisi canınıza okuyabilir :)
0
kobuzchu kiz
(03.02.24)
(6)

29 şubat paris bileti için vize yetişir mi

bu yolun yolcusu
soru başlıkta.
soru başlıkta.
0
bu yolun yolcusu
(01.02.24)
çok zor
0
summerjam0306
(01.02.24)
bu hafta içi randevu varsa yetişebilir.
0
brkylmz
(01.02.24)
baktım vfs den randevu alınamıyor.Demek ki randevular full :(
0
🌸bu yolun yolcusu
(01.02.24)
Vfs'den randevu almak zaten iki hafta sürüyor sonra randevu da birkaç hafta sonrasına oluyor. O yüzden olmaz
0
logisticsmanager
(01.02.24)
vize ajansıyla konuştum şu an 25 nisan ve sonrası biletlemeler için başvuru alıyorlarmış :)
bana imkansız dedi.
0
🌸bu yolun yolcusu
(01.02.24)
Bize italya icin vizeci imkansiz demisti ama kendimiz randevu bulup basvurup yetistirip 3 hafta icinde vize almıştık gecen mayis ayinda. Randevu bulabiliyorsaniz denenebilir ama riskli ve stresli
0
instant crush
(01.02.24)
(8)

Eve uzak ama sevdiğin bi iş mi yoksa eve daha yakın az sevdiğin iş mi?

rebecca
Bu sıralar üzerine düşündüğüm bir ikilemdeyim. Arkadaşlarım farklı değerlendirmeler yapıyor, diğer insanlara sormak istedim. ikilemi formülize edip görüşlerinizi alacağım:)Ben İstanbulda öğretmenim ve evim anadoluda kadıköyde işim karşıda bayrampasada. güzel bir okulda, yol gidiş geliş tam 1 saat ve
Bu sıralar üzerine düşündüğüm bir ikilemdeyim. Arkadaşlarım farklı değerlendirmeler yapıyor, diğer insanlara sormak istedim. ikilemi formülize edip görüşlerinizi alacağım:)
Ben İstanbulda öğretmenim ve evim anadoluda kadıköyde işim karşıda bayrampasada. güzel bir okulda, yol gidiş geliş tam 1 saat ve bir tık yorucu. trafiksiz ama kalabalık, marmaray metro modu 4 gün yaşanıyor. Aylar oldu alışamadım çin'den metro görüntüleri izlemek gibi geliyor:)
Okul ise harika çünkü yüksek puanlı öğrenciler, felsefe öğretmeniyim ve bunu etkili bir şekilde yapabilmek için öğrenci profili önemli. Daha çok çalışmanız gerekmesi de cabası.
Yani bu sizin için A seçeneği olsun, yolunuz uzak sizi zihnen ve bedenen yoruyor ve vaktinizi alıyor, bi yandan da mesleki tatmin yaşıyorsunuz keyifle çalışıyor motive oluyorsunuz.
Diğer yandan B seçeneği ise yolun toplu tasıma ile 40 dk olduğu, trafiğe maruz kalınabilen ama uygun havada motorla 15 dk da gidebildiğim, maltepe civarında bir okul. Mesleki tatmin görece daha az. Hiç yok değil ama rutine dönme riski daha fazla.
Yani B seçeneğiniz, eve daha yakın ve daha kolay bir iş ama mesleki doyum daha zor olacak. Ama öte yandan vaktiniz ve everjiniz size kalıyor.
Siz olsanız hangisini seçerdiniz? A mı B mi? :)
0
rebecca
(31.01.24)
Taşınamıyorsam eve yakın olan iş. Akşamları insanın kendine ayırabileceği zaman kalması büyük konfor.
0
rayde
(31.01.24)
Ben A'yi secerdim. Düşük ogrenci profili dusuk veli ve dusuk ogretmen/idare cevresini de getirir, is tatmini duser bos islerle ugrasma orani artar.
0
instant crush
(31.01.24)
Net a
Yol 1 saat is 10 saat suruyor fp olarak a
0
eja
(31.01.24)
Bence yaşa bakmak lazım. Yaş 40+ ise eve yakın olan, 30'lar ve altı ise uzak ve çok sevilen...


.
0
kartallar yuksek ucar
(31.01.24)
istanbulda eve yakın iş büyük avantaj, ama istanbul için 1 saat makul bir süre. muhtemelen marmaray ve metro yapıyorsunuz. burada süreniz değişmez maksimum 5dk oynar o da bir sonraki metroyu beklemek için. fakat öbür tarafta anadolu yakasında otobüse binerseniz trafik işin içine girer ve o yol bir gün 40dk sürer ertesi gün bir yağmur yağar 1 saat 40dk olur.

imkan varsa a seçeneğine daha yakın misal tek metroyla ulaşılabilen bir yere taşınmak.
0
my fault
(31.01.24)
İstanbul için eskiden yazılı olmsyan bir kural vardı. Kadın işine en fazla 30 dakika, erkek işine en fazla 3 saat mesafede bir ev olmalı.
0
alfired
(31.01.24)
A seçeneği marmaray artı metro toplam 1 saat. Yani 1 saat git 1 saat gel toplam 2 saat. Hiç sekmiyor çünkü trafik yok raylı sistemler.

Diğeri 40 dk git 40dk gel gibi gözüküyor. Ama tamamı trafikte geçecek, yol 6 km ama sapa bir yerde maltepede. Motorla 15-20dkda gidilir uygun hava şartlarında. Yaşım 29 meslekte ilk yıllarım yani hala görece enerji var:)
Ben de çoğunluk gibi A'yı seçiyorum, mesleğin tadını alabiliyorken almak lazım diyerek. Yanıtlar icin tesekkürler
0
🌸rebecca
(31.01.24)
Eve uzak demişsiniz ama Kadıköy Bayrampaşa uzak sayılmaz.
eğer uyuyorsa metrobüsle tek vesait rahatça gidip gelebilirsiniz.

Kadıköy'ün trafiğini de hesaplarsanız eve yakın dediğiniz okulla, bayrampaşaya gidip gelme süreniz aynı sayılır, (tabi fenerbahçe maçlarının olduğu günler hariç)
0
durbidakka
(01.02.24)
(8)

Süpürge Önerisi

vaveylababa
Evde zaten robot süpürge var ama yanında bir süpürge daha almak lazım. Sizce almışken nispeten makul fiyatlı Dyson alıp kenara koymak mı lazım yoksa eski usül uygun fiyatlı torbasız süpürge mi alalım?marka model önerilerinizi ve deneyimlerinizi de paylaşırsanız sevinirim.
Evde zaten robot süpürge var ama yanında bir süpürge daha almak lazım. Sizce almışken nispeten makul fiyatlı Dyson alıp kenara koymak mı lazım yoksa eski usül uygun fiyatlı torbasız süpürge mi alalım?

marka model önerilerinizi ve deneyimlerinizi de paylaşırsanız sevinirim.
0
vaveylababa
(30.01.24)
biz de kararsız kalmıştık. maddi gücümüz de yeterli idi ancak dyson almayıp şundan aldık memnunuz, alt modelleri de alınabilir. çünkü uzuvları pek kullanışlı değil
www.amazon.com.tr
0
fistikthecat
(30.01.24)
Ben oyumu Dyson'dan yana kullanıyorum. V15 var bizde çok memnunuz.
0
pispinti
(30.01.24)
Yanıtlarınız için teşekkürler ancak v15 alacak bütçemiz zaten yok diğer süpürge için de yine çok daha ucuz bişey alacağız alırsak. Max 8 bin dikey süpürgeye ayırabilirim. Diğer süpürge için de 3-4.
0
🌸vaveylababa
(30.01.24)
O zaman aşağıdaki ürün size uygun görünmekte bence:

www.amazon.com.tr
0
pispinti
(30.01.24)
Philips aqua trio. Her supurdugumde iyi ki almisiz diyorum
0
instant crush
(30.01.24)
Bende miele torbası normal süpürge var. On numara alet, zerre performans kaybı yok ama hantal. Bir de robot aldım ama robot her şeye yetmiyor. Sürekli temizle, oraya girmez, buraya çıkmaz... özellikle koltuk, kapı arkası falan için bir süpürge şart. Bu hem büyük süpürge gibi güçlü olsun hem de pratik ve hafif olsun isterdim. Dyson dikey süpürgeleri gercekten düşünebilirdim ama bu kadar para vermem ben. Onun yerine şunu bir araştırabilirsin: amzn.eu

Markanın yorumları iyi, ürünler de uygun fiyatlı. İhtiyacını karşılarsa iyi bir seçenek olabilir.
0
prole
(30.01.24)
almışken dyson alın. fiyatına değer.
0
iwillsee
(31.01.24)
Tavsiye üzerine aşırı uygun fiyatlı da olması münasebetiyle Grundig VCC 7870 alıp geçtik. Canavar gibi de çekiyor.
0
🌸vaveylababa
(05.04.24)
(3)

gündeliğe gelen kişiye ne kadar veriyorsunuz?

super kahraman olsaydim baba olurdum
güncel piyasayı merak ediyorum. gelen kaç saat kalıyor, temizlik ücretine + yol ücreti talepleri oluyor mu? bana son gelen 2 ayrı kişinin böyle talepleri oldu.
güncel piyasayı merak ediyorum. gelen kaç saat kalıyor, temizlik ücretine + yol ücreti talepleri oluyor mu? bana son gelen 2 ayrı kişinin böyle talepleri oldu.
0
super kahraman olsaydim baba olurdum
(08.01.24)
Bin tl Ankara ev 3+1
0
mirty
(08.01.24)
Ist, sabah kendi geliyor 8 gibi aksam 5-6 gibi birakiyoruz. Duzenli geliyor, 800du, 1200 yapti.
0
brkylmz
(08.01.24)
2+1 ev sabah 9:30 gibi gelip 3-3:30 gibi gidiyor. 800 lira veriyorum ama subatta zam gelecek dedi. Ulasim talebi yok. Cok memnun degilim aslinda ama baskasini bulmak etmek daha zor geliyor
0
instant crush
(08.01.24)
(6)

meditasyon meselesi

chihirovekohaku
merhaba meditasyoncu arkadaslar, Zaman zaman azicik durulmaya, kendimi dinlemeye ihtiyacim oldugunu farketmeme ragmen bir türlü bu isi beceremiyorum. Zihnim hep cok dolu ve yorgun hissediyorum. Sanki meditasyon yapabilsem, kendime odaklanabilsem epey rahatlayacagimi hissediyorum. youtube'ta eminim b
merhaba meditasyoncu arkadaslar,

Zaman zaman azicik durulmaya, kendimi dinlemeye ihtiyacim oldugunu farketmeme ragmen bir türlü bu isi beceremiyorum. Zihnim hep cok dolu ve yorgun hissediyorum.

Sanki meditasyon yapabilsem, kendime odaklanabilsem epey rahatlayacagimi hissediyorum.

youtube'ta eminim bir sürü yasam kocu, spiritüel enerjili menerjili icerik görecegim. Onlardan hic hazzetmiyorum. Belki onlardan hazzetmedigim ve meditasyonu onlarla özdeslestirdigim icin baslayamiyorum. Bilmiyorum.

Siz nasil basladiniz ve yardimi oldu mu?
0
chihirovekohaku
(06.01.24)
Şu arkadaşı dene.
İşe yarıyor.

www.youtube.com
0
Mirket
(06.01.24)
Meditasyon odaklanma gerektiriyor ben de yapamıyorum, yoga yapıyorum ama o da odaklanma gerektiriyor. Aslında yapabildigin kadar yap. Mesela gözlerini kapatıp hımmm yapmak şart değil :) sosyal medyadan uzaklaşıyorum, uzanıp gözümü tavana dikip sıkılana kadar duruyorum. Yemek yapıyorum, müzik dinliyorum vs.
0
rock n roll
(06.01.24)
başlangıçta meditasyon yerine white noise'da deneyebilirsin.

www.youtube.com
0
orpheus
(06.01.24)
Meditopia indirdim bana aşırı yardimi oldu. 2 yıldır ucretli olarak kullanıyorum hatta ama ucretsiz kısmında da baya içerik vardi
0
instant crush
(06.01.24)
zihni susturma için mindfullness. diğer meditasyon türleri sizin deneyip de bedeni ve zihninizin kabul etmesi ile alakalı. her türlü yönteme rağmen hala daha bahaneniz varsa bedeniniz direniyor demektir. kabul etmeyi, direnmemeyi öğrenmelisiniz. farkındalığınızı açmanız da bir yöntemdir bunlardan önce.
0
evimin paspasi
(06.01.24)
İngilizcen varsa Sam Harris'in Waking Up diye uygulaması var. Hatta Türkiye'denim kriz var falan diyince ücretsiz üyelik tanımlıyorlar. Tamamen seküler ve materyalistik bir yerden meditasyon anlatıyor, yaptırıyor. Yine ingilizce kaynak olarak Why Buddhism is true önerebilirim. Bu kitap seküler budist deme sebebim kendime. Meditasyonu ve Budizm'in temel öğretilerini evrimsel psikoloji ve felsefi bir perspektiften ele alıyor.

Ben şahsen bunlarla başladım. Sonra farkettim ki meditasyon baya bilimsel olarak çalışılan bir şey. Yapılan şey enerji menerji demeden de anlamlı ve faydalı. Günün sonunda bilinçli olmamız neye dikkat ettiğimiz, zihnimizde neler döndüğü ile aşırı ilintili. Meditasyon da dikkat denilen yetimizi anlamak ve pratik etmek en temelinde. Bu bağlamda spor salonuna gitmeye baya benziyor. Buda da peygamberden çok psikolog. Hiç fena olmayan bir zihin teorisi var, ve suffering'i (acı/tatminsizlik denilebilir çevirisi tartışmalı) azaltmaya yönelik bir reçete yazmış gibi düşünülebilir.
0
stanhiver
(07.01.24)
(8)

Dyson süpürge hakkında

orin
merhabalar. evde bir robot süpürge ve yaklaşık 10 yıllık bir normal süpürge var. aklımda ne zamandır kablosuz bir süpürge de almak vardı fakat çok zaruri bir ihtiyaç olmadığından erteledim. yeni yıl ile birlikte çoğu şeyin fiyatlarının artacağına dair bir düşüncem var. dyson süpürgelere bakıyorum da
merhabalar. evde bir robot süpürge ve yaklaşık 10 yıllık bir normal süpürge var. aklımda ne zamandır kablosuz bir süpürge de almak vardı fakat çok zaruri bir ihtiyaç olmadığından erteledim. yeni yıl ile birlikte çoğu şeyin fiyatlarının artacağına dair bir düşüncem var. dyson süpürgelere bakıyorum da son çıkanı 26500 tl. sizce bu durumda çokta elzem olmayan ama ileride fiyatının da artacağını düşündüğünüz ürünü almalı mıyım? birde eğer alacaksak olsanız siz hangi modeli tercih edersiniz?
0
orin
(26.12.23)
Kablosuz süpürgelerde en büyük sorun batarya. Nası en iyi telefon iphone ama şarjı belli süre sonra yetmiyor onun gibi düşünün. Batarya işini dünya çözene kadar çok para vermenin anlamı yok. Ben tineco aldım, batarya değişimi özelliğine de para verdim en azından 5 6 sene götürür. Bu süpürgelerde fark çekiş gücü ve bataryanın süresi. Ancak zaman geçtikçe bataryalar ölecek. Çok para vermek yerine bir mağazaya gidip deneyin batarya büyüdükçe ağırlığıda artıyor.
0
mikahakkinen
(26.12.23)
hayır sırf fiyatlar artacak diye alınmaz.

dyson özeline gelirsek, dyson pil konusunda çok iyidir, farklı arızlar olabilir fakat pille sorun yaşamazsınız.

en güncel model dediğiniz sanırım gen5, bu cihaz fiziksel olarak çok ağır ve pahalı.
gerçekten kablosuz dysona ihtiyacınız varsa v10 modelini tavsiye ederim, f/p modelidir.
0
nuisance
(26.12.23)
hayır sırf fiyatlar artacak diye alınmaz +1
ikame olarak kullandığınız bir ürün varken almanız biraz gereksiz, ha eski süpürge iyi çalışmıyor kullanım ömrü doldu deseniz belki.
dysonun bana haznesi çok küçük geliyor tüm ev tek seferde boşaltmadan süprülmüyor, evde hayvan varsa bu boşaltma 3-4 kere tekrarlanıyor.
ve ağır gerçekten klasik süpürgeden dysona geçecekseniz 1 odada kolum yorulmuştu.
0
eja
(26.12.23)
v10 tercih edilebilir. lazer ışık çok önemli değil bence. onun haricinde diğerleri hemen hemen aynı özelliklere sahip.

v10 incelemesi
youtu.be
0
walter white kilikli
(26.12.23)
güç kontrol düğmesinin önemini göz önünde bulundurursak v12 iyi. bence hepsi hayvan tüyünü iyi temizliyor geriye biraz dijital showlar kalıyor. v15 ve v8 kullanan biri olarak 12yi ideal görürem.
0
ala09
(26.12.23)
ben de bir suredir bakiyorum, v10 alip gececem buyuk ihtimal. v10 ile v15 arasinda pek bir fark yok gibi ama fiyati iki kati, dyson'da apple mantigiyla ilerleyen bir marka.
0
cooperr
(26.12.23)
Ben philips aqua trio aldim cok memnunum
0
instant crush
(27.12.23)
Fiyat artacak diye alışveriş yapacaksak işin içinden çıkamayız çünkü iğneden ipliğe zam gelmeyen ya da gelmeyecek tek kalem bile ürün yok.

Dyson v12 tavsiye ederim;

* Öncelikle v12 oldukça hafif ve kullanması diğer modellere göre çok daha kolay
* V12 diğer modellerde olduğu gibi tetiğe basarak çalışmıyor. Bu da net bir kullanım kolaylığı sağlıyor. sürekli el tetiğe basılı olmak zorunda değil.
* Toz haznesi 10 saniyede temizleniyor. Bu yüzden haznenin küçük olmasının, çabuk dolmasının falan bir önemi yok. Diğer avantajlarını düşününce 10 saniyede boşaltıp devam etmek hiç dert olmuyor.
* Eco modunda kullanıyorum ve yaklaşık 2 yıldır pil ile ilgili hiçbir sorun yaşamadım. Günde 5 dakka şöyle bir geçince zaten artık toz da olmuyor, kullanması çok pratik olduğu için yormuyor ya da süpürmek iş gibi gelmiyor.
* Çekim kuvvetinin düşük olmasının çok bir önemi yok çünkü önünde sürekli dönerek tozu kiri hazneye iten bir rulo olduğu için her halukarda temizlemiş oluyor. Bu yolların kenarlarını temizleyen fırçalı küçük belediye temizlik araçları gibi, çeri çöpü içeri doğru alarak çalışıyor.

Ez cümle alınır mı? Bence eğer vaktiniz kıymetliyse, kendinize ayırdığınız kısıtlı vaktitten süpürgeye ayırdığınız zamanı azaltmak istiyorsanız alınır.
0
thracia
(27.12.23)
(3)

3 4 günlük yurtiçi tur önerileri

rebecca
Sömestr tatilinde annemle bikaç günlüğüne tura katılalım dedik. Karadeniz olur, ege olur, kaplıca olur, her öneriye açığım. İnternette cıkanlara bakıyorum ama denenmiş onaylanmıs olursa diye sormak istedim. O yüzden tur şirketi önerisi de gelirse muazzam olurdu.
Sömestr tatilinde annemle bikaç günlüğüne tura katılalım dedik. Karadeniz olur, ege olur, kaplıca olur, her öneriye açığım. İnternette cıkanlara bakıyorum ama denenmiş onaylanmıs olursa diye sormak istedim. O yüzden tur şirketi önerisi de gelirse muazzam olurdu.
0
rebecca
(25.12.23)
Setur’dan şaşmayın derim.
0
auroraaurora
(25.12.23)
Jolly kapadokya turuna gitmiştik guzeldi
0
instant crush
(25.12.23)
anneyle birlikte kesinlikle gap turu öneririrm ama şu anda buz gibidir havalar bilemedim ya.

kapadokya bölgesi de çok güzel orası da olabilir.

biz bütün turlarda ssc tur kullandık. genel olarak memnunuz ama iş tamamen rehberde bitiyor. iyi tur/kötü tur yoktur, iyi rehber/kötü rehber vardır. kesinlikle buna emin oldum.

ben şimdi ssc tavsiye ederim rehber öküzün biri çıkar sonra dersin ki ssc çok kötüymüş. vs. şans işi yani.
0
yazar yazmaz yazan yazar
(26.12.23)
(3)

İnsanlar bir oturuşta nasil 10 saat ders çalişabiliyor?

Zetnikov
En sevdigim alanda bile max 3 saat dayanabiliyorum kafa gidiyor sıkılmaya başliyorum.Mesela Youtube da goruyorum 10 saat ve ustu ders calisiyorlar bu nasil oluyor aydinlatir misiniz?Yorum yazdiktan sonra sizin sure olarak ortalama ne kadar ders yapabildiginizide yazin.
En sevdigim alanda bile max 3 saat dayanabiliyorum kafa gidiyor sıkılmaya başliyorum.

Mesela Youtube da goruyorum 10 saat ve ustu ders calisiyorlar bu nasil oluyor aydinlatir misiniz?

Yorum yazdiktan sonra sizin sure olarak ortalama ne kadar ders yapabildiginizide yazin.
0
Zetnikov
(22.12.23)
ben yapamıyorum mesela maksimum 2 saat onun da verimliliği tartışılır. zaten başarısız biriyim allah da belamı vermiş teşekkürleer. ^^
0
anon1m
(22.12.23)
Sinav ertesi günse çalışabiliyordum ben. Simdi mezun olali yillar oldu is yerindeki deadlinelara da ayni şekilde yetisiyorum. Yumurtanın kapiya dayanmasi lazim
0
instant crush
(22.12.23)
TUS çalıştığım dönemde 6-7 saat çalıştığım oluyordu, ortalamam 4 saatti ki bu süreler ortalama bir tusçu için az sayılır. 8-10 saat çalışan arkadaşlarım vardı baya. Ki bunlar kronometre ile ölçülmüş süreler yani öyle masada boş oturduğu dakikalar çıkarılmış hâliyle. Ben o kadar çalışamam ama insanlar çalışabiliyor. Kendini bir hedefe odaklamakla ilgili diye düşünüyorum.
0
nundu
(22.12.23)
(15)

Ateist olmaktan çok yorulmak, benim gibi olan var mı?

Zetnikov
Yazılacak çok şey var ama özetin de özetini geçecegim edebiyat parçalamak istemiyorum.bi kaç şey yazacağım belki ne demek istediğimi anlarsınızlise çağlarından sonra bi anda olmadı zamanla ateistliğe geçtim şuanda 37 yaşına ve bastım olaylar karşısında güçlü duramadığımı farkettim artık duygusal ola
Yazılacak çok şey var ama özetin de özetini geçecegim edebiyat parçalamak istemiyorum.bi kaç şey yazacağım belki ne demek istediğimi anlarsınız

lise çağlarından sonra bi anda olmadı zamanla ateistliğe geçtim şuanda 37 yaşına ve bastım olaylar karşısında güçlü duramadığımı farkettim artık duygusal olarak sürekli zayıf düşüyorum ve toparlanması güç hale geliyor.

çok basit bir olayda bile en güçlü ben olmak zorundayım.


Kötü bir olay olduğunda yakın kaybetmek, kaza geçirmek, sakat kalmak, hastalık, hatta uçağa binmek karşısında aşırı çaresiz kalıyorum

olaylara karşı savunmanız yok

siz kolunuzu kaybettiniz oturdunuz kahroldunuz ama bir başkası diger kolum var diyip şükredebiliyor ve hayata geri dönüş yapabiliyor siz yapamıyorsunuz işte

aynı şekil annenizi kaybettiniz diyelim bu acıyı sizden ne alabilir? annem sonsuza kadar yok oldu demek mi yoksa annem öteki dünyaya göç etti demek mi sizi tekrar hayata tutundurabilir?

uçak mevzusu ve esprisi zaten var biliyorsunuz şiddetli türbülans olsun ankisiyete atağı geçiriyorsunuz yapabileceginiz bişey yok korkudan ölmezseniz seyahat tamamlanmış oluyor.

bir tarafımda diyor bunca sene ateist kafayla yaşamış bir insan gidipte nasıl inanç seçsin bilemiyorum çıkmazdayım fikri olan söylesin arkadaşlar.
0
Zetnikov
(03.11.23)
Abi senin kafan çok karışmış hiç öyle bir şey yok, yani ateistiz diye oturup kahrolmuyoruz ölene kadar ya da ateist olmayanlar her acısında şükrederek çıkış yoku bulmuyor, hiç alakası yok yani.
0
Bir ben var benden şurada
(03.11.23)
İnançlı olsanız da benzer krizleri yaşayabilirsiniz.
Evrende değiştirebileceğiniz çok az şey var uçak alegorisi güzel her gün yüz bin uçak inip kalkıyor hepsinin de bir elektronik ve mekanik çalışma prensibi var arada bazıları türbülansa giriyor. Yolcuların kimisi dua ediyor, pilot işini yapıyor bilim tarihinin ve binlerce insan emeğinin sonucu uçak bunu atlatıyor peki insan ne diyor. Oh Allah buda Jesus Evren korudu? Belki de öyledir bilemeyiz inanıyorsanız ve bu sizi rahatlatıyorsa hiç bir şey diyemeyiz. Birini seçtiğinizde yine kalan %99.9 unu reddetmiş olacaksınız.
0
anon1m
(03.11.23)
Bir tanrıya inanmaktan korkmayın. Nasılını falan boşverin. Güvende hissedecekseniz ve sizi işitip kolladığına inanacaksanız, dua edin ona, size yol göstersin...
0
maydanoz sararır nane kararır
(03.11.23)
Eskiden daha inançlıydım. O günleri özlüyorum. İnsana bir var olma amacı veriyor güçlü inanç, psikolojik olarak da başaçıkabilme gücünü artırıyor. Keşke o günlere dönebilsem.
0
pembe mezarlık
(03.11.23)
İnançlı olmak iyidir inanmak isteyen inansın zaten inancın temelinde bir şeye adanmışlık var. Bilim istediği kadar çürütsün bir maneviyat arıyor insan. Bir ateist olarak bu eksikliği arıyorum. Ha inancında içimde şüphe yine olacak ama bunu farklı bir maneviyata yöneltmek de bir seçenek. Aile bağları, kültür, dostluk ilişkileri bunlar da maneviyat.
0
olaylar olaylar
(03.11.23)
ateist bir tanıdığım reenkarnasyona inanıyor. bu sayede delirmekten kurtuldum diyor.
0
izole
(03.11.23)
Hocam siz ateist değilsiniz ki?

Ateizm, hadi tanrının olmadığını kabul edip ona göre yaşayalım gibi bir şey değil ki?

Diyelim akşam yemek yapacaksınız, o yemek için domates gerekiyor. Siz evde domates olmadığının farkındasınız. Evde domates varmış gibi düşününce eve gidip o domatesli yemeği yapabilecek misini? Hayır yapamayacaksınız. Domates yoksa yoktur, buna göre yeni bir çözüm geliştirip gidip domates almalısınız.

Ailenizden birini kaybetmek elbette kötü, ancak siz onların başka bir yerde yaşamaya devam ettiğine inanmaya çalışsanız inanabilecek misiniz? Yani bunu kendinize anlatabilecek misiniz? Eğer cevap evetse ateist değilsinizdir ki zaten.

Evde domatesin olmadığını bilirken domatesli yemeği yapacağıma ne kadar kendimi ikna edebiliyorsam ölümden sonra hayat olduğuna da o kadar ikna edebiliyorum ben. Yani edemiyorum. Bu benim elimde olan bir şey değil artık esasen. Varmış gibi yapmak hiçbir şeye çözüm değil, yas gibi süreçlerle baş etmenin birçok yolu var. Baş etmeye çalıştığınız zorlukları hayatınızda bir tanrının olmayışına bağlamaktan vazgeçmelisiniz. Bu sizi bir çözüme götürmez.
0
akhenaten
(03.11.23)
Hocam siz anksiyetenize ve mutsuzluğunuza bahane buluyorsunuz konuyu ateizme bağlayarak. Ama konunun ateizmle alakası yok.

Bir kolumu kaybettiğimde tabi ki bir ateist olarak bende ikinci kolumun yerinde duruyor olmasına mutlu olabilirim. Tanrı inancıyla en alakasız konu bu anlattıklarınızın arasında. Bu sizin düşünme tarzınızla alakalı, allaha inanıp inanmamanızla alakalı değil ki.

Birini kaybetmenin üzüntüsü ile alakalı;
İnanç üzüntüye değil pişmanlığa iyi geliyor. Birini kaybettiğinizde eğer elinizden geleni yapmadıysanız o kişi için, o zaman inançlıysanız, kader diyebiliyorsunuz, kısmet diyebiliyorsunuz, alın yazısı, vadesi gelmiş diyebiliyorsunuz, allah almak istedi, konunun benimle alakası yok diyebiliyorsunuz, bunlar hep pişmanlığa iyi gelen şeyler. Ama anneninizin yanında olmamasının üzüntüsünü inançlı da olsanız, inançsız da olsanız yaşayacaksınız.

Eğer annenizin hastalığında ona gereken doktorun bulunması için yeterli desteği göstermediyseniz, belki de son günlerinde yarında olmadıysanız o zaman düştünüz vicdanı sorundan sizi inanç kurtarır.
Ama eğer bu sorumluluğun bilincinde bir ateistseniz siz elinizden geleni zaten anneniz ölmeden yaparsınız, vadesi gelmiş diye düşünmezsiniz, kaderi buymuş demezsiniz, allahın dediği olur demezsiniz, olayların akışını kendiniz yönlendirdiğinizin farkında olursunuz ve gerekli aksiyonları alırsınız. Anneniz vefat edince de geriye kendinize yalan söylemenizi gerektiren bir pişmanlık hissi değil sadece annenizi kaybetmenizin üzüntüsü kalır. O konuya zaten çare yok.

Konuyu allaha bırakıp beklemek yerine, gerekli aksiyonları alırsanız kötü olaylar gerçekleşmeye bilir. Gerçekleştiğinde de sizin kendinize yalan söylemenizi gerektirecek bir “acaba” durumu olmaz ortada
0
zimbirik
(03.11.23)
Demek ki ateist degilsiniz dua edin kurtulun. Anneniz hastayken ya da ölünce icinizden gelerek dua edebiliyorsaniz ya da edebilecekseniz neden kasiyorsunuz. Ben babam hastayken dua edecek merci bulamamıştım mesela, olunce de cennet temasinin gercek olmasini istemistim ama bir avuntu olma ihtimali cok daha yuksek geldi. Oturup aksama kadar da ateistim diye kahroluyorsaniz bununla barisik degilseniz ateist degilsinizdir.
0
instant crush
(03.11.23)
Mavi ve kırmızı hap arasındaki seçimin aynısı. Seçim sizin.
Ancak burada dini inanç ve hayat görüşünün dışında daha temel bir boşlukta hissetme durumu var gibi.
0
crinix
(03.11.23)
@akhenaten +1

siz ateist değilsiniz. ateizm olgusu zamanında size karizmatik gelmiş ve kendinizi buna zorlamışsınız. şu an kendinizi boşlukta ya da güçlükler karşısında çaresiz hissediyor olmanız bilinçaltınızda hala bir mutlak güç olduğu kabulünden kaynaklanıyor. siz istemeden bir tanrının var olduğuna inanıyorsunuz ama inanmıyorum diye kendiniz kandırıyorsunuz. ateizm 'tanrıya inanmamak' değil. tanım olarak bu yanlış. çünkü bu tanım aslında bir tanrının var olduğu ama kişinin ona inanmadığı anlamını doğuruyor. bu yanlış. ateizm bir tanrının varlığını toptan reddeder. siz yanlış olan tanımda takılı kalmışsınız. bir güce sığınma ihtiyacı duymanızın nedeni bu.
0
Flybutter
(03.11.23)
Sen ateist değilsin ki.
İnkar etmişsin sadece.
Şu anki duygusal boşluğunu ya da çöküntünü de buna bağlamışsın.
Çözüm basit.
Tövbekar ol. Dinine geri dön.
Olsun bitsin.
0
Mirket
(03.11.23)
zimbirik +1
ateist olup olmadiginizi bilemem ama sizi rahatsiz eden durum bambaska bir sey bence. kaldi ki birini kaybettigimizde gidene degil, kendimize ve kendimizin onsuz kalma haline uzuluruz buyuk cogunlukla, giden zaten gitmistir ve farkinda degildir ne oldugunun.
0
kassiopeia
(03.11.23)
Ateist değilsin diyen herkes +1

Sizi mutlu edecek şey dinse dine geri dönün. Ateizm ızdıraplar içinde tek başına yaşamak demek değil. Herhangi bir durumda aklıma son gelecek şey tanrı varlığı olur. Sizde böyle değil, farklı sorunlariniz da var o yüzden dua edin rahatlayin.
0
logisticsmanager
(03.11.23)
batınilik çok güzel gelsenize
0
emresh
(11.11.23)
(6)

çiftler nasıl bir araya geliyor?

sarisinvekotlu
çevrem, birlikteliği olan ve uzun süredir yalnız olan iki türden insanlarla dolu.biz yalnız olan taraftayız elbette.üniversite sonrasında karşı cinsle nasıl bir araya geliniyor öğrenemedik bir türlü. nedir bu sürekli ilişki de bulunabilen hiç yalnız kalmayan insanların sırrı?
çevrem, birlikteliği olan ve uzun süredir yalnız olan iki türden insanlarla dolu.

biz yalnız olan taraftayız elbette.

üniversite sonrasında karşı cinsle nasıl bir araya geliniyor öğrenemedik bir türlü. nedir bu sürekli ilişki de bulunabilen hiç yalnız kalmayan insanların sırrı?
0
sarisinvekotlu
(02.11.23)
bazı insanlar şeytan tüyüne sahip. dolayısıyla bir arayışa girmesi gerekmiyor. bir şekilde oluyor. bir yerde biriyle karşılaşıyor. bulunduğu ortamda kendisinden etkilenen biriyle tanışıyor. tam tersi buna sahip olmayanlar ömrü boyunca arayışta oluyor. bulursa da başarısızlıkla sonuçlanıyor. böyle yani.

ha bir de ingilizcede interaction diye bir terim var. bunu önüne gelen herkesle yaptığında yani bu bir merhaba bile olsa olasılığı arttırmış oluyorsun. bu da bir not.
0
amerikanhasta
(02.11.23)
üniversite sonrası çalışma hayatı başlayınca pek fazla yeni kişiyle tanışma imkanı olmuyor. eğer iş arkadaşların ve onların çevresi ile bir şeyler olabiliyorsa olur, olmuyorsa zor.. ekstra çaba göstermen lazım kurstu etkinlikti bir şeylere katılman lazım..

dating uygulamaları kullanacaksın ya da.. ama o daha zor..
0
tabudeviren
(02.11.23)
%90 sosyal medya ve arkadaş tanıştırmaları.
kalanı kendi çabaları.
0
jelly bear
(03.11.23)
Konusmaktan cekinmemek lazim gerekli gereksiz bulundugun yerde birileriyle sohbet deneyebilirsin once tanisma olur. Yalniz ve disarda olman lazim
0
mess
(03.11.23)
Benim tanıdığım yuzde 80 internetten tanisti evlendi
0
instant crush
(03.11.23)
Biraz flörtöz olmayı öğrenirseniz biraz da eli yüzü düzgün biriyseniz bunlar ilk aşama için yeterli. sonrasında ise karşınızdaki kişinin ne aradığına bağlı olarak devam ediyor. mesela ortak ilgi alanları, dünya görüşü, politik görüş, eğitim sosyal ve kültürel çevre diye uzuyor. zor gibi görünse de değil. Bir de bazı insanlar çok seçici olduğu için kendisi kaybediyor ama bazen görünenden fazlası olabiliyor tanımaya değer nice insanı sırf görüntüde bir şeye takılıp eleyebiliyor.
0
Kediyi üzdün
(03.11.23)
(18)

Sevgilimin mesajlaştığı kız

Mossy
Sevgilimle 1 buçuk yıldır beraberiz. Başta uzak mesafeydik 8-9 aydır o da İstanbulda yaşıyor genelde boş vakitlerimizi beraber geçiriyoruz. Gel gelelim o buraya yeni taşındığı için hiç arkadaşı yoktu. Kendisinin öyle bir kaygısı yoktu ama bütün zamanını benimle geçirmesi başka hiç sosyal ortamı olma
Sevgilimle 1 buçuk yıldır beraberiz. Başta uzak mesafeydik 8-9 aydır o da İstanbulda yaşıyor genelde boş vakitlerimizi beraber geçiriyoruz.

Gel gelelim o buraya yeni taşındığı için hiç arkadaşı yoktu. Kendisinin öyle bir kaygısı yoktu ama bütün zamanını benimle geçirmesi başka hiç sosyal ortamı olmaması falan bana uzun vadede mantıklı gelmedi ve sevgilimi arkadaş edinmeye teşvik ettim. Neyse bu arada kıskanç bir insan değilim normalde. Ama benim sevgilim instagramdan kendisini takip eden (kendisi çok iyi bir elektrogitarist olduğu için bir takipçi kitlesi var) bir kızla müzik muhabbeti yapmaya başlamış sonra da bestelerini atmış, Instagram o formatları desteklemeyince whatsappa geçmişler vesaire. Bana da kızdan arkadaşım arkadaşım diye bahsedipduruyordu. Bugün dikkatimi cezbetti sordum kaçtır bahsediyorsun kimmiş bu arkadaş diye. Anlattı işte, sen bana arkadaş edin diyordun ben de insanlarla sohbet ediyorum ilgi alanlarımı paylaşıyorum falan dedi. OKEY HER SEY COK GUZEL BU NOKTAYA KADAR. Sevgilim yokken bi whatsappını kurcaladım içime kurt düştü. Yapacağım iş değil normalde. Ama kızla 2 haftadır her gün kısa kısa da olsa muhabbet etmişler, herrr gün. Bunların bazılarında sabah uyanır uyanmaz kıza yazmış günaydınlaşmışlar. Mesaj yerine ses kaydı atmış ki huyu değildir ses atmaz. Zaten hobileri müzik olduğu için bir dünya şarkı atılıyor karşılıklı. Atılan emojiler affedersiniz bi hoşuma gitmedi anlatabiliyor muyum. Okurken bi kıskandım, ilk kez kıskandım kendisini.

Sevgilim de şöyle bir insan çok iyi tanıdığım için söylüyorum, iyi niyetli cidden bazen saf denecek kadar. Etik değerleri çok güçlü ve bana aşık olduğunu herkesin bildiği bir adam. Bugüne kadar hiçbir güven sorunu yaşamadık. Simdi durup dururken yılmazı msnden sileceksin triplerine girmek istemiyorum ama rahatsız oldum yani yeni tanıştığı biriyle bu şekilde samimiyet kurmasına. Sevgilimi tanımasam ve gelip kendisi bana anlatmasa şüphe edicem ama edemiyorum da.

Ne tepki vermeliyim sizce çok asabım bozuldu.
0
Mossy
(26.10.23)
Şüphe varsa şüphe yoktur. Amma bu aşamada ne yapılır bilmem
0
olaylar olaylar
(26.10.23)
uyuyan arıyı siz uyandırmışsınız anladığım kadarıyla, çiçeklerin tadını aldı mı bal toplamaya başlar artık :D

ne yapacaksınız, karşınıza çekip konuşacaksınız rahatsızım diye. erkekler de kadınlar gibi daha iyisini bulduklarında ya da sandıkları zaman çekilmeye eğilimliler, o yüzden konuşurken karşıdakini çok büyütmemeye dikkat edin derim. onun ilgisi üzerinden belirtin rahatsızlığınızı.
0
gule gule
(26.10.23)
Açıkçası sevgilimin konuşmalarını okumuş olmamı tasvip etmiyorum ve bunu gidip ona açıkça söylemek istemem çünkü benlik bir hareket de değil. İkincisi böyle bir konuşma birbirimiz üzerinde fazladan hak iddia etmemize ve ilişkiyi boğucu bir noktaya götürmemize sebep olur diye endişeliyim. Bundan sonra her arkadaş dendiğinde birbirimizi sorguya çeker konuma gelmek istemiyorum.

O yüzden de iki arada bir deredeyim
0
🌸Mossy
(26.10.23)
tekrar konusu gecince arkadasim dedigi kisiden ne aekilde bahsediyo? arkadaslar ama yazisarak mi sadece? bizim de sanal sohbetlerimiz oluyor ama instadan takipledigim biri falan diye aciklarim arkadasim demem. normalde asosyalse ayari tutturamaz ipin ucu kacar. tek edindigi arksdas bu mu? bence silceesin yerine bunun siradandan fazla oldugunu niyetinden emin oldugunu ama karsi taraf bunu ilgi olarak gorecegini vs konusmalisin. onun sana gostermesini saglaman lazim tabi konusma sıklıgını
0
mess
(26.10.23)
Kimse arkadaşına durduk yere sabah uyanıp günaydın diye mesaj atmaz. Bazı şeyler nettir bence. Ben bunu hoşlantı kabul ederim, geri kalan şeylere bakmama gerek kalmaz.

Diğer taraftan, insan hoşlanır bu elinde olmayabilir ancak bunun ilişkisine zarar verecek boyuta ulaşmasına izin verip vermemek kendi seçimi ve kendi elinde olan bir şeydir. Sizin sevgiliniz baya muhabbete dalmış görünüyor. Daha diğer taraftan 1,5 yılda ve bu 1,5 yılında daha kısa süresi beraber geçmişken böyle bir şey oluyorsa o ilişkiye umut bağlamazdım ben.

Burada karar sizin, onun yaptıklarını değiştiremezsiniz. Ya buna göz yumup daha ileriye taşınmasını beklersiniz ya da uygunsuz bulup bitirirsiniz.
0
akhenaten
(26.10.23)
İlişkiler başlar, gelişir ve zamanı geldiğinde son bulur. Önce bunu kabul etmek lazım bence. En kötü taraflardan biri öldüğünde bitecek, ben böyle bakmaya başlayınca biraz kafam açıldı. Eğer zaten ilişkiniz sizin müdahaleleriniz, çabalarınız ve yoğun bakımınız sayesinde yürümeye devam edecekse; bunları sağlayamadığınız ilk an yine bitecek. Bir noktada bitecek ilişkiden şu an güzel vakitler biriktirmek yerine, ileride olabilecek kötü bir ihtimalle bugünlerdeki güzellikleri de hiç etmemenizi öneririm. Anın keyfine varın derim.

Süper kahraman değilsiniz, ilişki içerisinde bir bireysiniz. Karşı taraf nasıl sizi zorla ilişkide tutması etik değilse, sizin de tutmanız etik olmayacaktır. Zaten bu etik sınırlar ihlal edildiğinde ilişki toksik bir tarafa doğru gidiyor.

Bahsini etmişsiniz zaten, partneriniz iyi ve sizi seven biri. O zaman buna odaklanıp anın kıymetini bilin. Olası bir gönül kayması durumunda yaşayacağınız (ve belki hiç olmayacak) duygu hırpalanmaları ile kendinizi bugünden hırpalamayın. Burada en temel olgu sizin iyi olma halinizin zarar görmemesidir. Kendi kendinizin iyi olma haline zarar veriyorsunuz gibi gördüm şu anda. Bunun bir ileri adımı daha sık whatsappları kontrol etmek, sosyal medyada darlamak, bazen gözünüze çarpmayacak şeylerin artık batıyor olması vs. bunlar giderek büyüyecektir.

Partnerinizin belli ki tutku duyduğu müzik gibi bir alan var. Bu alanda tutkusunu paylaştığı kişilerle normal kişiler arasındaki ilişkilerden daha yoğun ilişkiler olabilir. Ama bu illa arkadaşlık ötesine geçecek diye bir durum yok. Arkadaşlık ötesine geçecek bir duruma gelirse zaten partneriniz o kadar da ilişkiye sadık biri değilmiş demektir ve ne yaparsanız yapın bunu değiştiremezsiniz. O anda da yol vermek en iyisi olacaktır. Ama bunları şimdiden düşünüp kendinizi hırpalamayın.

Kendinize iyi bakın <3
0
ManikD
(26.10.23)
hocam ben bu konudan dili yanmış biri olarak, hatta ne dili kalbi komple kendisi yanmış biri olarak fikir beyan edeyim. benim de böyle dünyalar kadar güvendiğim o kadar ki sorsalar kendinden herkesten çok kime güvenirsin deseler direkt aklıma gelen isim eski sevgilimdi. o dünya iyisidir, dürüsttür, yalanı dolanı olmaz, aldatmaz vs vs imkansız yani ben yaparım o yapmaz derdim. ilişkimiz sürerken bu sevgili kişisinin bi arkadaşı vardı, mesajlaşıyorlardı zaman zaman. bi keresinde bana başka bir konuyla alakalı olarak mesajlaşmalarını göstermişti bu kızla. kız samimi samimi konuşuyordu, benimki de terslemiyordu. ama hani arkadaşlarıyla samimi olanlar okusa belki ne var bunda da denebilecek tarzda konuşmalar. ben o gün ona insan arkadaşıyla böyle konuşur mu diye sormuştum da işte arkadaşıdır, benimki de nasılsa güvenilir diye uzamamıştı konu. gel zaman git zaman biz ayrıldık, biliniz bakalım sevgili kişisi hemen kiminle sevgili oldu? :) yani sizi doldurmak vs katiyen istemem de sevgilisi olan insanın karşı cinsle sürekli ve samimi iletişimi, münasebeti hayra alamet değildir. bu kadar güvenmeyin, sonra daha çok üzülüyorsunuz. bence sevgilinizle konuşun, sizi de rahatlatacak şekilde kendisine çeki düzen verirse ne ala, ama yok sevgilisi dururken arkadaşım da arkadaşım diye tutturursa (hem de yeni tanıştığı biri için) geçmiş olsun yol yakınken ayrılmak en güzeli.
0
nic cage
(26.10.23)
Az tanıdığın ve de ustelik internetten tanisigin insanla her gun mesajlasma gunaydinlasma flörttür. Sarki paylasimi zaten olayı romantik boyuta cekmeye cok musait. Kıza senden bahsetmis mi hic bu konuşmalarda?
0
instant crush
(26.10.23)
benim de çok sevdiğim kız arkadaşlarım var. hiç biriyle ayda 3 kere wsp'den konuşmadık. dışarda buluşmamız wsp'de konuşmadan fazladır.

ciddi bir şey olmasa bile, günlük flörtvari konuşmalar, sürekli günaydınlaşmalar ilişkiyi yıpratan, insanın başkasına olan değerini törpülemesine neden olur.

yapacağın şey basit, bir defa kız yazdığında "ben mossy, sevgilisiyim kendisi müsait olunca size döner" dersin ya da aradığında açarsın buyrun kendisine iletmemi istediğiniz bişey varsa söyleyin dersin olur biter. kızın da kafası çalışıyorsa, iletişimi azaltır
0
avatar is back
(26.10.23)
Hic kimse arkadaslarina her gun gunaydin mesaji atmaz +1
Sevgiliniz de olaylarin farkinda olmali ki sucluluk psikolojisiyle bu yeni arkadasini sizinle paylasmaya calisiyor ama bu sonucu degistirmez.
Politically correct kasmaya gerek yok.Sevgilinizi karsiniza alip konusacaksiniz rahatsizliginizi ileteceksiniz.Baska bir yolu yok bu isin.
0
turkuaz
(26.10.23)
Gitaristler aldatır. Çoktan boynuz yemiş olabilirsin. Yemediysen de dikkat et yakındır.
0
adwokat
(26.10.23)
ummadık taş baş yarar.
yüz verme arsız olur, az verme hırsız olur.
bir elin nesi var iki elin sesi va.. dur bu yanlış oldu.

tepki vermeye gerek yok bu tip durumlara bırakacaksın, bir halt yerse hah diyeceksin bu da elendi, yoluna bakacaksın.
0
ananiyimioguz
(26.10.23)
Ya bunun şüphe duyulacak yanı kalmamış ki.
Sor bakalım kaç kişi sabah uyanınca karşı cins arkadaşlarına günaydın mesajı atıyor. Sadece ve sadece hoşlandığın kişiye atarsın. Başka bir açıklaması yok. Ben çok sevdiğim çok iyi anlaştığım arkadaşlarıma bile her sabah günaydın yazıp her gün sektirmeden mesajlaşmam

Geçmiş olsun.
0
Gradient_tabanlı_mor
(26.10.23)
"Partnerinizin belli ki tutku duyduğu müzik gibi bir alan var. Bu alanda tutkusunu paylaştığı kişilerle normal kişiler arasındaki ilişkilerden daha yoğun ilişkiler olabilir. Ama bu illa arkadaşlık ötesine geçecek diye bir durum yok. Arkadaşlık ötesine geçecek bir duruma gelirse zaten partneriniz o kadar da ilişkiye sadık biri değilmiş demektir ve ne yaparsanız yapın bunu değiştiremezsiniz. O anda da yol vermek en iyisi olacaktır. Ama bunları şimdiden düşünüp kendinizi hırpalamayın "

Kaşe imza mühür sirküler ektedir.
MannikD çok güzel yazmış.
Bu kadar güvendiğin bir erkek arkadaşını şu aşamada öcüleştirmek ikinize de haksızlık olur.
Aralarındaki iletişim sıklığını ve gücünü daha legal yollardan ortaya dökebilirsin, gözünün önünde yaşanmasını sağla ve bunun böyle devam etmesi durumunda masum bir kıskançlık belirtisi göster. Bunda kezbanlık da yok, çok masumane bir şey. Tepkisi ne olacak, mesafe mi koyacak yoksa üste mi çıkmaya çalışacak, içini mi rahatlatacak gör.
0
Bruce
(26.10.23)
Haklısın sizin iş bitmiş uzatmadan bitir
0
basond
(26.10.23)
sen internetten tanıştığın bi erkekle her gün gün mesajlaşsan, günaydınlaşsan o ne düşünürdü? bence hoş karşılamazdı. normal bi durum da değil zaten. erkekler ve kadınlar arkadaş olabilir tabi ki ama her gün mesajlaşacak kadar değil ki bunlar çocukluk arkadaşı değil, daha dün internetten tanışmışlar. erkek arkadaşını saf, iyi niyetli filan gibi tanımlaman komiğime gitti :D saf olan sen olabilirsin bunu düşündün mü?

okuduğunu açık edemeyeceksen gel şu arkadaşınla bi tanışalım filan deyip akışına bırakacaksın.
0
elorelia
(26.10.23)
Çocuğun gönlü biraz o tarafa doğru kaymış. Bu senden vazgeçtiği ya da vazgeçeceği anlamına gelmez.
Al karşına konuş. Bu durum sana normal geliyorsa ki öyle değil, benim gözüme hoş görünmedi ve ben buna müsaade etmem de. Kem küm edebilir ama anlayacaktır hatasını. Sonra yolunuza devam edersiniz.
Öyle bir kafa karışıklığı oldu diye ilişki sonlandırılmaz. Ama göz yumulacak bir durum da yok ortada.
0
Tina
(26.10.23)
Bence üçümüz buluşalım diye bir teklif et bakalım ne yapacak, senden bahsetmiş mi kıza bunu bi anlamaya çalış, 1-2 hafta çaktırmadan üzerine git, bir şeylerin farkında olduğunu ancak gözlem yaptığını hissettir, dönerse senindir, dönmezse hiç senin olmamıştır, önümüzdeki maçlara bakacağız.
0
turuncu tonlarda
(26.10.23)
(5)

Bolu'da ne yenir?

agreas
Arkadaşlar bolu'da güzel yemek yiyebileceğim yerler için öneri lazım. ama öyle aşırı lüks, pahalı bir yer olmasın. Nereye girip yesem inanın bulamadım.
Arkadaşlar bolu'da güzel yemek yiyebileceğim yerler için öneri lazım. ama öyle aşırı lüks, pahalı bir yer olmasın. Nereye girip yesem inanın bulamadım.
0
agreas
(09.10.23)
valla türkiyedeki iyi aşçıların %90 ı bolu mengenli olunca, sokakta simit yesen güzeldir heralde.
0
erty_ksk
(09.10.23)
Filiz Restoran: Filiz/ Barilla makarnasının restoranı ama sadece makarna yok birçok farklı şey var
maps.app.goo.gl

Gazelle otelin restoranı, kendi içindeki yada yine içinde asansörle inilen Gazelle Han restoran, Ufak bir dere kenarında ortamı güzel
0
Ruprect
(09.10.23)
Merkezde bir tane mantıcı vardi google'a yazinca cikmisti, baya guzeldi yine boluya yolum dusse orda mantı yerim herhalde. Ismi y harfli bi seydi sanki ama hatirlayamadim
0
instant crush
(09.10.23)
kubbealtı restaurant. Gözleme üzerine yoğurt döküyorlar. Denenebilir.
0
piotr
(10.10.23)
En yakını yörem mantıydı, şahane bir yer tavsiye ederim
0
🌸agreas
(10.10.23)
(5)

Kiracı olduğum evi alma ve kendi evimi satma hk.

c0sh_kun
Merhabalar,Kendim şu an Tuzlada 5 yıllık havuzlu sitede 2+1 78 m2 evde kiracıyım, 3. senem olacak.Aynı zamanda İstanbul Ataşehir İçerenköyde evim var 5 senesi dolmak üzere kiracı mevcut.İçerenköydeki evde 30 yıllık bina ama cadde üzeri merkezi ve katta tek daire 3+1 110 m2 civarında. Ev sahibim evi
Merhabalar,

Kendim şu an Tuzlada 5 yıllık havuzlu sitede 2+1 78 m2 evde kiracıyım, 3. senem olacak.


Aynı zamanda İstanbul Ataşehir İçerenköyde evim var 5 senesi dolmak üzere kiracı mevcut.

İçerenköydeki evde 30 yıllık bina ama cadde üzeri merkezi ve katta tek daire 3+1 110 m2 civarında.

Ev sahibim evi satmak istediğini emlakçı vasıtayısla iletti. Tatlı da bir insan mümkün olduğunca ben onu kırmamaya çalışıyorum o da beni.

Evi satmak zorunda olduğundan ve kiracılı evi satamadığından bana satmayı teklif etti emlakçı vasıtayısla.

Ben de emlakçıya durumumu izah ettim. Yeni bir eve çıkamayacağımı, en fazla yapabileceğimin kendi kiracıma çıkması ve benim o eve geçmem yönünde olduğunu söyledim. Burada da biliyorsunuz ki kimse çıkmak istemeyecektir, mahkeme yolu vs. 1-2 seneye kendi kiracımı çıkarsam anca geçebilirim.

Böyle bir kısır döngü var. Bu arada kirada 5 senelik olduğundan dolayı 3 de 1 fiyatına oturuyor kiracım, aynı şekilde ben de gelen kirayı direkt ev sahibime iletiyorum. (Ev sahibim kira ile alakalı hiç bir şey demedi)

Bu kadar infodan sonra soruya gelecek olursam.

İçerenköydeki evi satıp, oturduğum evi alırsam;

Eksiler:
3+1 ev m2 daha fazla olan ve katta tek daire olan,
Ataşehir İçerenköy merkezi konumda kentsel dönüşümle 7 milyona satılıyor genelde evler, şu an güncel değeri ortalama 3.8 milyon falandır.

Artılar;
Mevcut oturduğum ev kendimin olacak
Kapalı otopark, havuzlu 5 senelik sitedeki evimde (ev küçük yetmiyor bu arada) oturacağım, (1-2 seneye tanışmam gerekecek gibi)

Nasıl bir yol izlemeliyim? Çok arada kaldım, sizin de fikirlerinizi duymak isterim.

Teşekkürler,
0
c0sh_kun
(03.10.23)
Icerenkoydeki evi satip su an kiraci oldugum evden daha buyuk olan baska bir ev alip ona tasinirdim ben olsam
0
instant crush
(03.10.23)
Biri ataşehir biri tuzla. Tuzla baştan kaybediyor.. tuzla'da uzun bir süre oturdum, tuzladaki villalarda değilsen değmez.

Ev zaten küçükmüş? Tekrar taşınacağın eve niye para yatıracaksın? Tekrar taşınırken yine para vermeyecek misin yeni evi almak için?

Ben olsam şimdiki ev sahibiyle konuşur, evi yeni alacak kişi oturmaya izin vermeyecekse taşınma masraflarını şimdiki ev sahibinden talep ederdim.
0
artci sarsinti
(03.10.23)
1-2 seneye taşınacaksan bu evi almak mantıksız.
0
elorelia
(03.10.23)
kendi kiracinla konusup kendi evine gecmek en mantiklisi su an.
0
duyulmasi gerektigi kadar
(03.10.23)
İçerenköy satılıp da tuzlaya yatırım yapılmaz.yarın öbürgün metro açılıyor.devasa bir havuz ve spor salonu yapılıyor.uçtu içerenköy uçtu ne tuzlası kardeşim..
ha tuzladaki evi al fiyat uygunsa içerenköy e dokunma derim.

not:metro açılmış bile.
0
jamswety
(03.10.23)
(5)

Anne için avrupa gezisi

bapyemir
Arkadaşlar merhaba,Annem hiç yurt dışına çıkmadı daha önce. gezmek istiyor. İtalya'yı beğeneceğini düşündüm fakat fikirlere açığım.Yalnız ve emekli bir kadın için uygun önereceğiniz bir tur veya gezi programı var mıdır? Teşekkürler
Arkadaşlar merhaba,

Annem hiç yurt dışına çıkmadı daha önce. gezmek istiyor. İtalya'yı beğeneceğini düşündüm fakat fikirlere açığım.

Yalnız ve emekli bir kadın için uygun önereceğiniz bir tur veya gezi programı var mıdır?

Teşekkürler
0
bapyemir
(29.09.23)
büyük italya turu çok yorucu, yürüme mesafeleri çok 2-3 günlük bol serbest zamanlı turlar belki daha iyi olabilir, 2-3 günlük turda da yürüme mesafesi var.
biz bilemedik gittik çoğu şehirde seni otobüs gideceğin yerin 1km ilerisinde bırakıyor sonra yürü allah yürü, bi kaç şehiri gezemedik, rehberler alışmış at gibi koşturarak gidiyorlar bize en büyük sıkıntı bu olmuştu.
0
eja
(29.09.23)
Balkan ülkelerini gezebilir. Balkan ülkeleri genelde vizesiz ve sıkça tur düzenleniyor.

Anneannem geçenlerde Makedonya, Karadağ ve Kosova'yı gezdi ve çok memnun kaldı.
0
marsli gocmen
(29.09.23)
Google'da best places to visit for seniors gibi keywordlerle şu örnektekine benzer sayfalar buldum, belki fikir verir:
www.zicasso.com

Buna ek benim hatırladığım Tuna Nehri üstü turlar oluyordu, kendim yapmadım ama. Gemiyle nehir turu yani, Almanya'da Münih'ten başlayıp Macaristan'da Budapeşte'de bitiyor örneğin, birkaç gün farklı farklı şehirler görülmüş olunuyor. Tek bir araç içinde kalınıyor hep, açık deniz cruise gibi yoğun da değil sanırım, gemiler daha ufak nehir olduğu için. belki avantajlı oluyordur. Nehir turları genelde ileri yaş gruplarının tercihi olabiliyor sanırım, öyle denirdi yani, hedef kitlesi de onlar genelde.

@marsli gocmen'in tavsiyesi Balkan ülkeleri süper fikirmiş.
0
nimberjack
(29.09.23)
Fikir olmasi acısından, gezi duzenleyen bir dernek vs gibi bir olusuma dahil olursa kapali gruplarla hem rahat rahat gezebilir hem de duzenli tura katildigi bir arkadaş grubu da olmus olur. Tur şirketlerinden tur satin almaktan daha samimi bir ortami oluyor bu tarz gezilerin.
0
instant crush
(29.09.23)
Tek başına gidecekse balkan turlarıyla başlayabilir.

Hem coğrafya olarak bize yakınlar, hem dil bilmiyorsa derdini anlatabileceği türkçe bilen birine denk gelme ihtimali daha yüksek.
0
anten
(29.09.23)
(12)

özellikle kadınlar için soruyorum, huylarınız annenize benziyor mu?

playing star again
Yaşım ilerledikçe bazı huylarımı annemden birebir kopyaladığımı fark ediyorum. Hatta annemde kızdığım birkaç huy var, ben de aynı şeyi yapıyormuşum meğerse aynı durumda kalınca. son zamanlarda iyice net fark ediyorum. Sizler de bunu gözlemlediniz mi?
Yaşım ilerledikçe bazı huylarımı annemden birebir kopyaladığımı fark ediyorum. Hatta annemde kızdığım birkaç huy var, ben de aynı şeyi yapıyormuşum meğerse aynı durumda kalınca. son zamanlarda iyice net fark ediyorum.

Sizler de bunu gözlemlediniz mi?
0
playing star again
(24.09.23)
30+ yaşlara gelince bunu fark ediyorsun, aynısı erkekler ve babaları için de geçerli.(Ben erkeğim bazı şeylerde bunu fark ediyorum, eşim de annesine benziyor bazı açılardan)
0
nhk ni youkosu
(24.09.23)
Annemin iyi, babamın kötü huylarını aldığımı düşünüyorum. Annemle aram iyi, babamla iyi değil.
0
personaa
(24.09.23)
annemden de babamdan da bazı kötü huylar almışım. özellikle anne değil. yaşadığınız şey normal, büyürken ebeveynlerimizden gördüğümüz muameleyi içselleştiriyoruz ve başkalarına öyle davranabiliyoruz. içgörünüz bunu farkedecek kadar kuvvetliyse muhtemelen düzeltebilecek adımları da atacaksınızdır zamanla. pskikonet yayınları şema terapi kitabı dikkatinizi çekerse bakmanızı öneririm.
0
Mossy
(24.09.23)
Dunyanin en cool, tasasiz, eglenceli, candan kadini. Umarim benzerim, su an alakam yok.
0
nic cage
(24.09.23)
Evet. Annem de annesinin sevmediği huylarını taşıyor. Önemli olan farkına varıp kontrol etmek.
0
ruhen hastayim ben
(24.09.23)
Yaşım ilerledikçe+7
0
abuzer
(25.09.23)
İyisiyle kötüsüyle annemi kopyasıyım. Bazı huylarının yanlışlarını görüp kendimde düzeltmeye çalışıyorum, o kadar.
0
SiyamkedisiZorro
(25.09.23)
Hayır, kendimden nefert ederdim herhalde.
0
Kahvedesu
(25.09.23)
34 yasindayim hicbir huyum benzemiyor sanirim.
0
instant crush
(25.09.23)
Geçenlerde evde kaybolan kedimi ararken "bir ses ver" diye seslendim, tam olarak o an dedim ki annem oluyorum galiba çünkü bir süre konuşmamışsak öyle der.
0
peki madem
(25.09.23)
Ev içi işleyişle ilgili kesinlikle annemin bir kopyasıyım. Onca iş ve okul derdinin arasında tek başıma yaşadığım halde kavanozlarca yazlık konserve ve marmelat işine girişmemin başka hiçbir izahı yok sanırım. Kendi kendime ev hissini annemleşerek veriyor olabilirim...
0
silverleaf
(25.09.23)
Benzeyen huylarım vardı, 30umdan sonra daha da arttı
0
gadlemler
(25.09.23)
(3)

İstanbul'da misafirlerle akşam yemeğine gitmelik mekan

yadigar
Bu cumartesi (yarın) akşam için.Koşullar:Sigarasız bölümü olmalı. (Astım hastamız var, İki aylık bebek var)Alkolsüz mekan olmalı. (Hem dindarımız hem de içince sapıtanımız var)Ayağımıza kedi gelmemeli. (Evet, böyle talihsiz insanlar da var grupta)Çok kazık olmamalı. (Kelle başı 500-600 maksimum)Otop
Bu cumartesi (yarın) akşam için.
Koşullar:
Sigarasız bölümü olmalı. (Astım hastamız var, İki aylık bebek var)
Alkolsüz mekan olmalı. (Hem dindarımız hem de içince sapıtanımız var)
Ayağımıza kedi gelmemeli. (Evet, böyle talihsiz insanlar da var grupta)
Çok kazık olmamalı. (Kelle başı 500-600 maksimum)

Otopark sorunu olmasa süper olur. Lezzetli ve ortamı güzel tavsiyelerinize açığım.
Sevgiler

Edit: Çok uzak olmamak kaydıyla her iki yaka da olur. Başakşehir/florya hattından Çekmeköy/Ümraniye hattına değin her iki yaka uygundur.

Mutfak olarak, türk mutfağı, kebap, balık vs. Olabilir.
0
yadigar
(22.09.23)
kelle başı 500-600 mü? bayadır dışarı çıkmıyorsunuz sanırım :) o paraya anca 1 porsiyon iskender, salata ve içecek alırsınız :) ne balığı, kebabı? :D

edit: bizim burda iskender 100 liracılar gelmeden editleyeyim. duyurucunun plastik sandalyeli mahalle restoranı aramadığını varsayıyorum.
0
mr.goodcat
(22.09.23)
Bayramoğlu döner
0
dogumdansancili
(22.09.23)
Donerci ali usta
0
instant crush
(23.09.23)
(13)

asla çözemediğim uyku sorunu

birsorusorayim
Selamlar, uzun uzun yazmayı düşünüyorum ki, belki küçük bir detaydan bir şey yakalanır, oradan house m.d lik yapılır da, belki faydası olur bana. yaş kırk, cins erkek, ağır işitme kaybı var. lise ve üni zamanlarını saymazsak, yirmilerimin ortalarından beri uyku sorunum var diyebilirim. o gençlik yıl
Selamlar, uzun uzun yazmayı düşünüyorum ki, belki küçük bir detaydan bir şey yakalanır, oradan house m.d lik yapılır da, belki faydası olur bana.

yaş kırk, cins erkek, ağır işitme kaybı var. lise ve üni zamanlarını saymazsak, yirmilerimin ortalarından beri uyku sorunum var diyebilirim. o gençlik yıllarında tabi uykusuzluğun etkisini daha az hissediyordum ama şimdi çekilir gibi değil. hem fiziksel, hem psikolojik olarak yıpratıyor.

benim durumum şöyle; gece uyuyamıyorum, 11-12 gibi, insan gibi yatağa giriyorum ama sabaha kadar dön dolaş uyku yok. ama gündüz uyuyabiliyorum onda hiç sorun yok. yani sabahı edip sekiz dokuz gibi yatarsam, akşam dört gibi kalkıyorum. bazen daha uzun. ama iş güç durumları olduğu için bu ancak tatil zamanları ya da işsiz zamanlarımda mümkün olabiliyor.

uyku düzeni gençlik zamanlarımda böyle geceden gündüze kaydığı zaman ve bunu değiştirmek istediğimde, bir gün uyumayıp akşamına sızıyordum ve bir süre düzelelbiliyordu bu durum. ama şimdi durum şöyle; sabaha kadar uyumadım diyelim ve uyku düzeninin oturtmak istediğim için gündüz de uyumamaya karar verdim. ancak çoğunlukla gece yine uyuyamıyorum. yani iki gün boyunca hiç uyumamış oluyorum.

bu gece uyuyamama sorunu için zamanında uyku ilacı almıştım pskytrdan bir kaç yıl önce. gyrex diye bir ilaç 25 mg yi ikiye bölüp içiyordum ve yarım saat bi saat içinde deliksiz, kesiksiz bir uykuya dalıyordum sabaha kadar. ama ilaç yoksa durum aynı. geçen ecza kutusuna bakarken gördüm biraz kalmış bu ilaçtan. uykuyu da düzene sokmaya çalışıyordum ve kullanmaya başladım. yine uyuttu güzel bir şekilde ama sıkıntılı bir ilaç, kafayı ağırlaştırıyor. yani gece 11 de alsam ertesi gün 12-13 e kadar ancak kendime gelebiliyorum, sürdürülebilir bir durum değil.

işitme kaybı var, bağırsak sorunu var (yüzde doksan ishalim ve günde en az beş kez tuvalete çıkıyorum) ağır spor yaptığım dönemde de uyku sorunu aynıydı. hatta çok yorgun olduğumda bazen hiç uyuyamıyordum. 10-15 kg fazla kilolu halimle de aynıydı uyku sorunum, fit halimle de. çok kahve içtiğim dönemler oldu. acaba kafein mi bunu yapan dedim ve sıfırladım iki ay boyunca kafeini. değişen bir şey olmadı. düzenli seks hayatımın olduğu zamanlarla olmadığı zamanlar arasında bir fark yok. düzenli mast yaptığım zamanlarla üç ay boyunca cinsel perhiz yaptığım dönemler arasında fark yok.içki çok içmişsem sızabiliyorum doğal olarak. ama hiç içmediğim dönemlerle düzenli ve orta seviye miktarda içtiğim dönemler arasında fark yok.

her türlü öneriye, bilgiye, tecrübeye açığım. aktar ürünleri olur, meditasyon olur, müzik olur, şu tür spor vs olur. her şeyi denemek istiyorum, şimdiden teşekürler.
0
birsorusorayim
(07.09.23)
bağırsak ikinci beyindir derler. sürekli ishalsen belli ki bir sorun bağırsaklarında. gidip baktırın derim.

uyku getirebilecek doğal yöntemler deneyebilirsin. melisa çayı ya da kedi otu.
0
elorelia
(07.09.23)
40 yaşındayım ve 20'lerin ortasından beri düzgün uyuyamıyorum diyorsunuz. Bence bu biraz ufak tavsiyelerin ötesinde bir çözüm gerektiriyor, sanırım siz de bunun farkındasınız.

Psikiyatriden ilaç yazdı doktor diyorsunuz, peki bu tedavi dönemi nasıl sonlandı? Tamam her her şey çözüldü dediniz, doktor da peki o halde geçmiş olsun dedi ve bitti mi yoksa zaten uyuyorum atık deyip doktora gitmekten vaz mı geçtiniz?

Uyumaya yardımcı ilaçlar tek bir tane ve hatta tek bir çeşit değil, eğer bahsettiğiniz ilaç sizde çok fazla uyku haline sebep oluyorsa bunu doktora söyleyip farklı bir ilaç denemeniz gerekir eğer önem arz eden bir durum varsa.

Sorununuzun çözümü var, lütfen aksatmayın. Gerekli yöntemlerle belli bir periyotta doktorun yönergelerine uyarak bu işten kurtulabilirsiniz. Bence bu güzel bir şey, yani hiç üstüne kafa yormanıza gerek yok doktora gidin ve yaşadığınız şeyler hakkında düzenli olarak ona bilgi verin ve buna göre geri kalan şeyleri o halledecektir.
0
akhenaten
(07.09.23)
@akhenaten

psikiyatri tedavisi sanırım 1 yıl devam etti. o dönem ailevi sebeplerle çok kötü bir süreç yaşamıştım. zaten depresyon tedavisi uyguladı, prozac vermişti. daha önceki yıllarda da bir kaç kez farklı doktorlara gitmiştim. başka antidepresanlar kullanmıştım ama toplam süre bir kaç yıldır ilaç kullandığım. söylediklerinizde haklısınız, ben yaşadığım sıkıntıları anlatırken doktora, uyku sorunumu da bir yan sorunmuş gibi anlatıyordum. esas sorun duyma sorunu ve bunun sosyal hayattaki yansımalarıydı. aslında sadece uyku için, uykuya odaklı bir tedavi araştırabilirim.
0
🌸birsorusorayim
(07.09.23)
@birsorusorayim bence iyi edersiniz, uyku sorunları depresyonla bağlantılı olabildiği gibi bağımsız da olabiliyor her ikisinin yansıması da aynı olmasına rağmen çözümleri farklılaşabiliyor. Ben de benzer bir şikayetle tedavi almıştım, önce depresyondan şüphelenildi ancak uyku sorunu devam ettikçe sadece uykuya yönelik farklı bir ilaç kullandım bir süre ve yıllardır uyku düzenimle övünür hale geldim. Aksatmayın lütfen.
0
akhenaten
(07.09.23)
@akhenaten

inşallah aksatmam:) çok teşekürler
0
🌸birsorusorayim
(07.09.23)
sebep baykuşlar ve tavuklar olabilir. aranan house m.d tespiti. okan bayulgen ibrahim selim'e katılmış, dakika 37:50'den itibaren gece uyumayıp gündüz uyuma durumunun programını yaptığını söylüyor, profesörleri çağırıp konuşmuşlar. muhabbet de bir ceo'nun akşam 8'de yatıp sabah 3:45'te uyanmasından çıkıyor. ben okan'ın o programını ilgimi çekmediği için izlemedim, kafayı nereye vursam uyurum çünkü, bulunup izlenebilir, muhabbet kralı zamanlarından büyük ihtimalle.

www.youtube.com
0
onemoremile
(07.09.23)
@onemoremile

burada da iki durum var, birincisi tüm çalışma hayatımız gün üzerine kurulu ve ben yada büyük çoğunluk, okan bayülgen gibi gece oturup gündüz yatarım ve yine de paramı kazanırım
diyemiyor malesef. ikincisi de, sağlıkla ilgili. melatonin, leptin, d vitamini, ruhsal sağlık vs. yani çoğunlukla gece uykusunun en sağlıklısı olduğunu söylüyor doktorlar. onlar da bilimsel veriler üzerinden konuşuyorlar. ama en önemlisi maddi sebepler sanırım. ben imkanım olsa, çalışmak zorunda olmasam, en azından az uyumaktansa yeteri kadar uyumak için gündüz uyur gece takılırdım.
0
🌸birsorusorayim
(07.09.23)
houseluk bir durum yok gibi uzun vadede vucudunu bu düzene alıştırmışsın. 15-20 gün sıkıntı çekip gündüzleri uyumayarak normal uyku düzenine geri dönebilirsin.

stanfordhealthcare.org

uyku ilacı yerine uyumadan 30dk önce melatonin alabilirsin. son 2-3 saat ekranlardan uzak dur loş bir odada takıl kitap oku vs.

uyku düzeninin neden kaydığı ise psikolojik olarak incelenmeli. yani gündüz yaşadığın sorumluluklardan kaçış olabilir. bazı antidepresanlar uyku düzeni konusunda işe yarayabilir. bu kısmı da bir psikiyatr ile görüşebilirsin.

sindirim sistemi hakkında biraz paraya kıyıp uzman bir fonksiyonel tıp hekimi ile görüşmelisin. şimdilik ev yoğurdu, iyi bir probiyotik takviye alabilirsin.
0
orpheus
(07.09.23)
Benzer bir cevap verilmiş ama yaşadığınız durum bana sorundan çok biyolojik ritim gibi gözüktü. Ben de akşam 9dan sonra uyanık kalmakta çok güçlük çekiyorum ve sabah 4-5 gibi güne başlıyorum ve tavsiye edildiği gibi 3 gün uyanık kal, kendini yor ve gibi tavsiyelerle değiştirebildiğim bir durum değil, gecelerce 12de de uyusam sabah erkenden uyanıyorum, arkadaşım benim aksime gece yaşayan bir insan, sabah 8-9dan önce uyumuyor ve gün içinde de öğleden sonra 3 gibi zorlukla uyanıyor, ikimiz de işlerimizi kendimize göre ayarlayabilme lüksüne sahibiz, her zaman olmasa da.

Keşke çalışma saatlerinizi kendiniz belirleyebildiğiniz bir düzene geçebilseniz doğanızla savaşmak durumunda kalmazsınız.
0
(07.09.23)
Telefona meditopia indirip uyku meditasyonlarini bi deneyin.
0
instant crush
(07.09.23)
ben de üniversite 1 den beri (2. öğretimdim) geç uyuyup geç kalkan bir insanım. iş hayatımda da erken uyanmak gibi bir derdim yok. dolayısıyla yaşam tarzım bu ama sizinki sanırım bir rahatsızlık seviyesine gelmiş. bir dönem rutinimi değiştirmem gerekiyordu ve zorlanmıştım. Melatonin kullandım yaklaşık 5 ay falan. melatonin içtiğimde (venatura marka) faydasını görüyordum açıkçası. uykuya dalmamı kolaylaştırıyordu. ama ben hiçbir zaman uykum olmadan yatağa girmem. tv karşısında uykum gelir, gözlerim kapanır ancak o zaman yatağa koşar direkt yatarım. uyku gelmeden yatağa girmek benim uykumu daha da kaçırıyor, sizde öyle mi bilmiyorum. sabah sersem uyanma gibi bir etkisi de olmuyordu. bir yan etkisi de yok hatta bazı faydaları bile var makalelerden okuduğum kadarıyla. velhasıl bir deneyim derim, bir şey kaybetmezsiniz. tabii sorunu kalıcı olarak tedavi edecek gibi durmuyor ama...
0
motosiklet burclu adam
(08.09.23)
Geçmiş olsun, uyku sorunları hayat kalitesini en çok etkileyenlerin başında geliyor. Umarım bir an önce düzeni kurabilirsiniz. Bir süre boyunca yatmak istediğiniz saatten 1 saat önce 3 mg melatonin takviyesi alın ve alttaki uyku hijyeni kurallarına uyun. 2 hafta içinde baya mesafe alacağınızı düşünüyorum.

Uyku Hijyeni İçin İpuçları
Uykunuz gelince yatağa gitmelisiniz.
Uyuyamazsanız yatakta fazla vakit geçirmemelisiniz
Yatak odası çok sıcak ya da çok soğuk olmamalı tercihen karanlık ve hafif serin olmalıdır
Yatak odası sadece uyku ve cinsel aktivite için kullanılmalı, çalışma odası ve televizyon odası olarak kullanılmamalıdır
Hafta sonu ve tatil süresince sabah kalkış saatleriniz çok değişmemelidir
Gün içinde uyumamalı, dayanamıyorsanız 1 saatten kısa süreli ve saat 15:00’ ten önce şekerleme yapılmalıdır
Alkol, kafeinli içecekler ve çikolata tüketimi uyku saatinden 4-6 saat öncesinde kesilmelidir
Yatmadan önce sigara içilmemelidir
Akşam yemekleri çok ağır yenmemeli ancak yatağa da aç gidilmemelidir
Uyku öncesi ağır spordan kaçınmalı, egzersizler akşamüstü saatlerine kaydırılmalıdır
Yattıktan sonra günlük düşüncelerden uzak durulmalı, yatak odası dışında düşünülüp çözümlenerek yatağa yatılmalıdır
Uykuyu bozacak ilaçlar (antidepresanlar, kortizon, grip tedavisinde kullanılan ilaçlar, bazı kalp ilaçları vb.) uykuya yakın saatlerde alınmamalıdır
0
ceo07
(08.09.23)
1. Sabah erkenden mümkünse yürüyorken güneşe bak.
2. Sabah kalkar kalkmaz bol tuzlu limonlu su iç.
3. Yatmadan bir iki saat önce magnezyum bisglisinat. En az 200mg.
4. Uyuduğun oda full karanlık ve serin olmalı. 25 dereceyi geçmesin.
5. Uyku saatine üç dört saat kala 1-2 saatlik yürüyüş yap yine.
6. Kahve, kafein falan içeren şeyler no no no.

Pirensesler gibi uyumazsan gel yüzüme tükür dfdsf
0
alperz
(08.09.23)
(5)

Hayatımı nasıl kurtarabilirim? Fikir ve tecrübelerinizi paylaşın lütfen.

anaphylacticshock
Herkese merhaba,İletişim Fakültesi Gazetecilik mezunuyum. Mesleğimle ilgili bir tecrübem yok maalesef. Şu ana kadar staj hariç hiç aktif gazetecilik yapmadım. Hatta aktif olarak hiç çalışmadım. Mezun olalı epey zaman oldu. (Kafamda mesleğimle ilgili, online olarak gerçekleştirmeyi düşündüğüm 1-2 pro
Herkese merhaba,

İletişim Fakültesi Gazetecilik mezunuyum. Mesleğimle ilgili bir tecrübem yok maalesef. Şu ana kadar staj hariç hiç aktif gazetecilik yapmadım. Hatta aktif olarak hiç çalışmadım. Mezun olalı epey zaman oldu. (Kafamda mesleğimle ilgili, online olarak gerçekleştirmeyi düşündüğüm 1-2 proje var ama net değil.)

Sadece üniversite okurken rektörlükte Dış İlişkiler Ofisi'nde akitli öğrenci olarak çalışmıştım.

Yabancı uyruklu öğrencilerden gelen dilekçeleri çevirip, dosyalara işleyip, cevaplandırırdık. Yabancı misafirleri karşılayıp refakat ederdik. Ama asıl işimiz Erasmus, Farabi vb programlarıyla 1-2 dönemliğine başka üniversitelere gidecek öğrencilerin evraklarını takip edip, dosyalarını düzenlemekti. Hibe vb hesaplarını yapmak, gerekli yerlere bildirmekti. Ben Erasmus birimindeydim.

Daha sonra kendim de Polonya'da 2 dönem Erasmus yaptım. Bir ara 7 günlüğüne falan Avrupa Birliği kapsamında düzenlenen bir proje ile Endonezya Bali adasına gittim.

Erasmus'a gitmeden önce dil seviyemin belirlenebilmesi için Oxford Online Placement testine girdim. Avrupa Dil Portfolyosu sıralamasına göre seviyem C1 çıktı. Epey zaman oldu ama sınava girsem şu anda da en azından B2 alırım gibi geliyor. IELTS sınavına girmeyi planlıyorum.

Benim diyeceğim şu ki, ben uzun zamandır boştayım, boşluktayım. Bildiğiniz paso evde yatıyorum. Üniversite biteli 6-7 yıl oldu ve ben hiç bir şey yapmadım. (Niye diye sormayın, net bir sebebi yok. Uzun süre anksiyete ilacı kullandım. Ama maalesef düzenli doktora gitmeden bilinçsizce bıraktım ve bırakma sürecinde kafam kaydı biraz. Aynı zamanda haşimato hastasıyım.)

Bu ilk üniversitem de değildi. Daha önce başka bir üniversiteyi de yarım bırakmıştım. Yani yaşım epeyce var. Hatta doğrudan söyleyeyim, 35 yaşındayım.

Okurken, rektörlükte çalışırken falan yani kısacası insan içindeyken ruhen daha iyidim. Gerçekleştirmeyi düşündüğüm hayallerim, projelerim falan vardı. Öz güvenim hiçbir zaman tavan olmasa da bu kadar düşük de değildi. Ufak ufak da olsa adım atıyordum, hareket ediyordum.

Ama uzun zamandır resmen oturduğum yerde çürüyorum. Hani ölmeden mezara girmek gibi bir tabir vardır ya, açıkçası biraz o haldeyim.

Neden bilmiyorum son zamanlarda, son 1-2 aydır kendimi biraz daha iyi hissediyorum. Aklıma, kalbime bir istek düştü. Kafamda gerçekleştirmeyi istediğim bir şey yer etti. Belki de biraz daha iyi hissedişim bu yüzden... Cesaretim olmasa da yeniden adım atmaya, hayata karışmaya dair isteğim arttı.

Gerçekten merak ettiğim, öğrenmeyi ve gelişmeyi istediğim bir konuda (Yaratıcı Yazarlık) yurtdışında 4-8 aylık PGCert denilen bir programa katılmak istiyorum.

Bu program 3 aşamalı bir program. Yani şöyle 3 şekli var. PGCert, PGDip ve MA (Master of Arts). İlk aşamayı yani PGCert kısmını basit bir kurs gibi düşünebilirsiniz. Seçtiğiniz alanda bilgi edinebileceğiniz, program sonunda programa katıldığınız üniversiteden sertifika alacağınız bir program. PGDip bildiğiniz tezsiz yüksek lisans gibi. MA ise bildiğiniz master.

PGCert programına katıldınız diyelim. Eğer alanı beğenirseniz ve alacağınız derslerde başarılı olursanız, okumaya devam edip PGDip programına ya da Master'a tamamlayabiliyorsunuz. Bu sistem birçok Avrupa ülkesinde var.

Ben bu programa katılmayı ve hatta sonra mastera tamamlamayı çok istiyorum ama artık çalışmam, bir şekilde ucundan kıyısından iş hayatına da katılmam gerekiyor.

Ben kendimi biliyorum. Şu anda öyle büyük ofis gibi bir ortamda, çok fazla hiyerarşik ilişkinin hakim olduğu, çok basit bir konuda bile konuşmadan önce 40 kere düşünülen, ölçülüp biçilen bir ortamda yapamam. Ki zaten bu tecrübesizlikle öyle, o tarz bir yerde iş de bulamam.

Benim şu anda ufak ufak minik adımlarla kendimi toplamam, kendime olan öz güvenimi yeniden kazanmam gerekiyor.

Baskılanmayacağım, yapacağım her hareketi 40 kere düşünmek zorunda kalmayacağım, samimi bir ortamda olmam lazım.

Bütün bu hayallerimi, planlarımı direkt yurtdışında gerçekleştirmek istiyorum. Daha fazla vakit kaybetmek, hayatımdan daha fazla çalmak istemiyorum. Ama açıkçası kafamda ne yapacağım, nerelere başvurabileceğim konusunda bir fikir de yok.

Son zamanlarda haberlerde Almanya'nın işçi alımı (üniversite mezunu, kalifiye eleman) başlattığından, vatandaşlık prosedürlerini falan basitleştirdiğinden bahsediliyor. Kalifiye denecek bir tecrübeye sahip değilim ama elimde hiç değilse bir üniversite diplomam ve iyi de bir İngilizce dil seviyem var.

Sizce öncelikle Almanya'da olmak üzere Avrupa'da nerelere başvurabilirim?

Bu eleman alımı Alman devleti kontrolünde özel firmalar adına bireysel başvurular ile mi yapılıyor yoksa devlet bütün başvuruları genel bir havuza alıp başvuran kişileri İşkur gibi bir firma aracılığı ile gerekli yerlere kendisi mi yönlendiriyor?

Almanya olsun çok isterim açıkçası. Hem eskiden beri sebepsizce bu ülkeye bir sempatim var hem de uzun zamandır Almanca öğrenmek istiyordum. Doğrudan yerinde bir dil kursuna gitmek çok iyi olur.

Yaratıcı Yazarlık üzerine PGCert programı, Almanca dil kursu ve iş. Bu üçü birden şu anda biraz fazla yoğun ve biraz olasılıksız bir plan gibi gelse de imkansız olduğunu düşünmüyorum.

Sizce ben ne yapabilirim? Nerelere başvurabilirim? Bu yaşımda, bu tecrübesizlikle ufak ufak adım atıp kendime gelebileceğim neler yapabilirim?

Yazı biraz fazla uzun oldu farkındayım ama nolur eğer fırsat bulur da okursanız fikirlerinizi ve tecrübelerinizi paylaşın benimle...

O kadar uzun zamandır kendimi ve hayatımı harcıyorum ki; yalnız olmadığımı, benim geçtiğim yollardan, benim kadar geç ve zorlu geçmiş ve her şeye rağmen BAŞARMIŞ birilerinin olduğunu bilmeye çok ihtiyacım var...
0
anaphylacticshock
(03.09.23)
Almanya'da hem sosyal açıdan hem de gelir açısından mutlu olmama ihtimalin yüksek. Almanya'ya çok gidilmesinin nedeni gitmenin kolay olması. Almanya'ya gittiğinde etrafın Türklerle çevrili olacak. Ne almanya ne de ingilizce öğrenebileceksin. Ek olarak sizin alanda yurtdışı hedefi ülkeden bağımsız olarak çok mantıklı değil.

Temel kural şu; Türkiye'de kötü olan başka yerde ya aynı olur ya da kötü olur. Türkiye'de iyi olan başka ülkede daha iyi olur.
0
roe
(03.09.23)
benzer hikayemiz var diyemem. cunku ben universiteyi hic bitirmedim. ama bu gibi duyurulara her zaman cevap veresim geliyor. cunku ben de issizlik, konu komsunun is yok mu is demesi, depresyon vb konulardan cekip ulkeden gittim yillar once.

33 yasindayken cagri merkezinde Turkce calismaya Yunanistan'a geldim. 2-3 sonra yukseldim biraz. su anda Ingilizce olarak baska bir pozisyondayim (bu pozisyonu TR'deyken bulmam mumkun degil, cunku kimse bu is icin bana sponsor olmazdi)

cagri merkezi kimsenin bayila bayila calistigi bir is degil ama TR'deki calisma sartlari kadar kotu degil hicbir sey. bircok isini gucunu birakip gelmis insanla tanistim bu meslekte.

Almanya'ya gitmek kolaydir zordur demeyecegim cunku bana da "yurtdisina gitmek zor, herkes istiyor" diyorlarken basvurup 2 haftada burdaydim.

lakin, Almanya pahali bir yer. ozellikle ev kiralari cosmus durumda. hani bir sekilde gitseniz bile cok buyuk ihtimalle baskalariyla ayni evde kalmaniz gerekecek. ha belki size iyi gelebilir bu bilmem, sahsenben yalniz yasamayi seviyorum.

yani eger yapbilirim diyorsaniz bakin: jobsteleperformance.com
0
supergirl
(03.09.23)
Şener Şen 'in bir filminde vardı, en iyi yaptığın şey ne diye soruyordu, o da içli köfte diyordu galiba. Filmi hatirlamissinizdir. Sizin de öyle en iyi yaptığınız bir şey var mı? Yemek demiyorum illa. Aklınızda olsun sadece.
0
bir varmis bir yokmus
(04.09.23)
İngilizcen iyiyse özellikle LinkedIn'den native-like English istenen işlere basvur. Remote ya da.hybrid olması ısınmana yardımcı olur. Eline biraz para geçince ve özgüvenin biraz yerine gelince "Ben kendim için ve diğerleri için napmak istiyorum, insanlara nasıl faydalı olurum?" diye düşünmeye başla. Kariyerini oraya yönlendir. Yaşa takılma, evde oturma.
0
sekizdokuzon
(04.09.23)
Öğrenciliği uzatarak önemli ve kompleks bir şeyler yapiyor hissiyle kendinizi oyalamak istiyor gibi gozukuyorsunuz. Çalışma hayatina neden atilmak istiyorsunuz? maddi olarak ihtiyaciniz yok gibi gozukuyor planlarinizdan. Hobilerimi paraya cevireyim hem de isin gücüm olsun diyorsaniz daha somut bir sanat ogrenip atolye vs acin bence beyaz yaka olup plazada çalışayim memur olup atanayim gibi bi kariyer cizecek gibi durmuyosunuz.
0
instant crush
(04.09.23)
(4)

Babam kanser mi?

sacrilegious
Tatsız bir soru olacak ama babam son 1-2 yıldır zaman zaman covid belirtileri gösteriyordu. hiçbir zaman testlerde pozitif çıkmıyordu fakat buzlu cam görüntüsü mevcuttu. Kendisi doktor ve devamlı hastanede olduğu için covid oldum deyip bizi geçiştiriyordu. Dün telefonda görüştüğümde neredeyse nefes
Tatsız bir soru olacak ama babam son 1-2 yıldır zaman zaman covid belirtileri gösteriyordu. hiçbir zaman testlerde pozitif çıkmıyordu fakat buzlu cam görüntüsü mevcuttu. Kendisi doktor ve devamlı hastanede olduğu için covid oldum deyip bizi geçiştiriyordu.

Dün telefonda görüştüğümde neredeyse nefes alamıyordu ve hastanede 3 doktorun covid olduğunu kendisine de bulaştığını ama testlerde pozitif çıkmadığı için sedatif verilerek ciğerlerinden su alındığını ve balgamından örnek alındığını falan söyledi. Covid için böyle bir tespit yöntemi var mı bilmiyorum. Virüsü lab da çoğaltıp o şekilde tespit etmeye çalışacaklarını falan söyledi. (Tam böyle de olmayabilir ama ben böyle anladım). Bugün de görüşelim yanına geleyim deyince pozitif çıktığını 14 gün karantinada olacağını söyledi. Farklı şehirlerdeyiz ve ben 2 hafta sonra yurt dışına taşınıyorum.

Sorum şu: babam akciğer kanseri olabilir mi? Bizden bir şeyler saklıyor gibi hissediyorum. Nasıl anlayabilirim?

Teşekkürler
0
sacrilegious
(15.08.23)
E devlet şifresi varsa belki e nabizda görülebilir
0
kisa
(15.08.23)
Uzağa gidecekmişsiniz, bence uygun bir şekilde sorarsanız cevaplayacaktır.

Uygun şekilden kastım; "baba bu olay bana biraz şüpheli geldi, bir şeyler netleşene kadar sanki bazı şeyleri söylemiyormuşsun gibi hissettim, uzağa gidiyorum aklım burda kalacak onun için ne oldu ne olmadı sen bir anlat en iyisi" tarzında bir şey. Yani zaten siz telaşlanmayın diye yapıyorsa o çabasının başarısız kaldığını, şimdi size bir açıklama yapmazsa daha çok telaşlanacağınızı anlamasını sağlayın.
0
akhenaten
(15.08.23)
Yanında kim var, kiminle yasiyor ona sorabilirsiniz. Babami akciger kanserinden kaybettim o sivi alma olaylari tek basina atlatip hayatina devam edebilecegi seyler degil bi de kemoterapi radyoterapi var tek basina size yalan soyleyerek idare etmesi cok zor bunlari.
0
instant crush
(15.08.23)
Babami akciger kanserinden kaybettim. Son zamanlarda hizli kilo verdi mk babaniz ? Goruntulu arayinca fln farkettiniz mi ?
0
oscar
(16.08.23)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.