[]

Hayatımı nasıl kurtarabilirim? Fikir ve tecrübelerinizi paylaşın lütfen.

Herkese merhaba,

İletişim Fakültesi Gazetecilik mezunuyum. Mesleğimle ilgili bir tecrübem yok maalesef. Şu ana kadar staj hariç hiç aktif gazetecilik yapmadım. Hatta aktif olarak hiç çalışmadım. Mezun olalı epey zaman oldu. (Kafamda mesleğimle ilgili, online olarak gerçekleştirmeyi düşündüğüm 1-2 proje var ama net değil.)

Sadece üniversite okurken rektörlükte Dış İlişkiler Ofisi'nde akitli öğrenci olarak çalışmıştım.

Yabancı uyruklu öğrencilerden gelen dilekçeleri çevirip, dosyalara işleyip, cevaplandırırdık. Yabancı misafirleri karşılayıp refakat ederdik. Ama asıl işimiz Erasmus, Farabi vb programlarıyla 1-2 dönemliğine başka üniversitelere gidecek öğrencilerin evraklarını takip edip, dosyalarını düzenlemekti. Hibe vb hesaplarını yapmak, gerekli yerlere bildirmekti. Ben Erasmus birimindeydim.

Daha sonra kendim de Polonya'da 2 dönem Erasmus yaptım. Bir ara 7 günlüğüne falan Avrupa Birliği kapsamında düzenlenen bir proje ile Endonezya Bali adasına gittim.

Erasmus'a gitmeden önce dil seviyemin belirlenebilmesi için Oxford Online Placement testine girdim. Avrupa Dil Portfolyosu sıralamasına göre seviyem C1 çıktı. Epey zaman oldu ama sınava girsem şu anda da en azından B2 alırım gibi geliyor. IELTS sınavına girmeyi planlıyorum.

Benim diyeceğim şu ki, ben uzun zamandır boştayım, boşluktayım. Bildiğiniz paso evde yatıyorum. Üniversite biteli 6-7 yıl oldu ve ben hiç bir şey yapmadım. (Niye diye sormayın, net bir sebebi yok. Uzun süre anksiyete ilacı kullandım. Ama maalesef düzenli doktora gitmeden bilinçsizce bıraktım ve bırakma sürecinde kafam kaydı biraz. Aynı zamanda haşimato hastasıyım.)

Bu ilk üniversitem de değildi. Daha önce başka bir üniversiteyi de yarım bırakmıştım. Yani yaşım epeyce var. Hatta doğrudan söyleyeyim, 35 yaşındayım.

Okurken, rektörlükte çalışırken falan yani kısacası insan içindeyken ruhen daha iyidim. Gerçekleştirmeyi düşündüğüm hayallerim, projelerim falan vardı. Öz güvenim hiçbir zaman tavan olmasa da bu kadar düşük de değildi. Ufak ufak da olsa adım atıyordum, hareket ediyordum.

Ama uzun zamandır resmen oturduğum yerde çürüyorum. Hani ölmeden mezara girmek gibi bir tabir vardır ya, açıkçası biraz o haldeyim.

Neden bilmiyorum son zamanlarda, son 1-2 aydır kendimi biraz daha iyi hissediyorum. Aklıma, kalbime bir istek düştü. Kafamda gerçekleştirmeyi istediğim bir şey yer etti. Belki de biraz daha iyi hissedişim bu yüzden... Cesaretim olmasa da yeniden adım atmaya, hayata karışmaya dair isteğim arttı.

Gerçekten merak ettiğim, öğrenmeyi ve gelişmeyi istediğim bir konuda (Yaratıcı Yazarlık) yurtdışında 4-8 aylık PGCert denilen bir programa katılmak istiyorum.

Bu program 3 aşamalı bir program. Yani şöyle 3 şekli var. PGCert, PGDip ve MA (Master of Arts). İlk aşamayı yani PGCert kısmını basit bir kurs gibi düşünebilirsiniz. Seçtiğiniz alanda bilgi edinebileceğiniz, program sonunda programa katıldığınız üniversiteden sertifika alacağınız bir program. PGDip bildiğiniz tezsiz yüksek lisans gibi. MA ise bildiğiniz master.

PGCert programına katıldınız diyelim. Eğer alanı beğenirseniz ve alacağınız derslerde başarılı olursanız, okumaya devam edip PGDip programına ya da Master'a tamamlayabiliyorsunuz. Bu sistem birçok Avrupa ülkesinde var.

Ben bu programa katılmayı ve hatta sonra mastera tamamlamayı çok istiyorum ama artık çalışmam, bir şekilde ucundan kıyısından iş hayatına da katılmam gerekiyor.

Ben kendimi biliyorum. Şu anda öyle büyük ofis gibi bir ortamda, çok fazla hiyerarşik ilişkinin hakim olduğu, çok basit bir konuda bile konuşmadan önce 40 kere düşünülen, ölçülüp biçilen bir ortamda yapamam. Ki zaten bu tecrübesizlikle öyle, o tarz bir yerde iş de bulamam.

Benim şu anda ufak ufak minik adımlarla kendimi toplamam, kendime olan öz güvenimi yeniden kazanmam gerekiyor.

Baskılanmayacağım, yapacağım her hareketi 40 kere düşünmek zorunda kalmayacağım, samimi bir ortamda olmam lazım.

Bütün bu hayallerimi, planlarımı direkt yurtdışında gerçekleştirmek istiyorum. Daha fazla vakit kaybetmek, hayatımdan daha fazla çalmak istemiyorum. Ama açıkçası kafamda ne yapacağım, nerelere başvurabileceğim konusunda bir fikir de yok.

Son zamanlarda haberlerde Almanya'nın işçi alımı (üniversite mezunu, kalifiye eleman) başlattığından, vatandaşlık prosedürlerini falan basitleştirdiğinden bahsediliyor. Kalifiye denecek bir tecrübeye sahip değilim ama elimde hiç değilse bir üniversite diplomam ve iyi de bir İngilizce dil seviyem var.

Sizce öncelikle Almanya'da olmak üzere Avrupa'da nerelere başvurabilirim?

Bu eleman alımı Alman devleti kontrolünde özel firmalar adına bireysel başvurular ile mi yapılıyor yoksa devlet bütün başvuruları genel bir havuza alıp başvuran kişileri İşkur gibi bir firma aracılığı ile gerekli yerlere kendisi mi yönlendiriyor?

Almanya olsun çok isterim açıkçası. Hem eskiden beri sebepsizce bu ülkeye bir sempatim var hem de uzun zamandır Almanca öğrenmek istiyordum. Doğrudan yerinde bir dil kursuna gitmek çok iyi olur.

Yaratıcı Yazarlık üzerine PGCert programı, Almanca dil kursu ve iş. Bu üçü birden şu anda biraz fazla yoğun ve biraz olasılıksız bir plan gibi gelse de imkansız olduğunu düşünmüyorum.

Sizce ben ne yapabilirim? Nerelere başvurabilirim? Bu yaşımda, bu tecrübesizlikle ufak ufak adım atıp kendime gelebileceğim neler yapabilirim?

Yazı biraz fazla uzun oldu farkındayım ama nolur eğer fırsat bulur da okursanız fikirlerinizi ve tecrübelerinizi paylaşın benimle...

O kadar uzun zamandır kendimi ve hayatımı harcıyorum ki; yalnız olmadığımı, benim geçtiğim yollardan, benim kadar geç ve zorlu geçmiş ve her şeye rağmen BAŞARMIŞ birilerinin olduğunu bilmeye çok ihtiyacım var...

 
Almanya'da hem sosyal açıdan hem de gelir açısından mutlu olmama ihtimalin yüksek. Almanya'ya çok gidilmesinin nedeni gitmenin kolay olması. Almanya'ya gittiğinde etrafın Türklerle çevrili olacak. Ne almanya ne de ingilizce öğrenebileceksin. Ek olarak sizin alanda yurtdışı hedefi ülkeden bağımsız olarak çok mantıklı değil.

Temel kural şu; Türkiye'de kötü olan başka yerde ya aynı olur ya da kötü olur. Türkiye'de iyi olan başka ülkede daha iyi olur.
  • roe  (03.09.23 21:26:22) 
benzer hikayemiz var diyemem. cunku ben universiteyi hic bitirmedim. ama bu gibi duyurulara her zaman cevap veresim geliyor. cunku ben de issizlik, konu komsunun is yok mu is demesi, depresyon vb konulardan cekip ulkeden gittim yillar once.

33 yasindayken cagri merkezinde Turkce calismaya Yunanistan'a geldim. 2-3 sonra yukseldim biraz. su anda Ingilizce olarak baska bir pozisyondayim (bu pozisyonu TR'deyken bulmam mumkun degil, cunku kimse bu is icin bana sponsor olmazdi)

cagri merkezi kimsenin bayila bayila calistigi bir is degil ama TR'deki calisma sartlari kadar kotu degil hicbir sey. bircok isini gucunu birakip gelmis insanla tanistim bu meslekte.

Almanya'ya gitmek kolaydir zordur demeyecegim cunku bana da "yurtdisina gitmek zor, herkes istiyor" diyorlarken basvurup 2 haftada burdaydim.

lakin, Almanya pahali bir yer. ozellikle ev kiralari cosmus durumda. hani bir sekilde gitseniz bile cok buyuk ihtimalle baskalariyla ayni evde kalmaniz gerekecek. ha belki size iyi gelebilir bu bilmem, sahsenben yalniz yasamayi seviyorum.

yani eger yapbilirim diyorsaniz bakin: jobsteleperformance.com
  • supergirl  (03.09.23 23:38:07) 
Şener Şen 'in bir filminde vardı, en iyi yaptığın şey ne diye soruyordu, o da içli köfte diyordu galiba. Filmi hatirlamissinizdir. Sizin de öyle en iyi yaptığınız bir şey var mı? Yemek demiyorum illa. Aklınızda olsun sadece.


  • bir varmis bir yokmus  (04.09.23 00:34:13) 
İngilizcen iyiyse özellikle LinkedIn'den native-like English istenen işlere basvur. Remote ya da.hybrid olması ısınmana yardımcı olur. Eline biraz para geçince ve özgüvenin biraz yerine gelince "Ben kendim için ve diğerleri için napmak istiyorum, insanlara nasıl faydalı olurum?" diye düşünmeye başla. Kariyerini oraya yönlendir. Yaşa takılma, evde oturma.


  • sekizdokuzon  (04.09.23 00:34:35) 
Muhendis oldugumdan saniyorum planiniz bir turlu aklima yatmiyor. Birbiri ile celisen bir suru nokta var.

Ortalamanin uzerinde Ingilizceniz var. Bu ingilizce ile 4-8 aylik PGCert yaratici yazarlik kursu alip, ayni zamanda Almanca ogrenmeye calismak alakasini kuramiyorum.

Kurs icin gerekli Ingilizceniz yok su anda. Zaten bu kursun hakkini verebilmek icin Ingilizcenizin mukemmel olmasi gerekiyor. Hadi Ingilizcenizi mukemmellestirdiniz kursu bitirip copywriter olarak bir is buldunuz. Dunyanin en stresli islerinden biri bu. Zamaninda yetistirilmesi gereken bir dolu is, yazdiklarinizin kabul edilip edilmeyecegi endisesi, bitmez Ayrica is de cok subjektif birinin begenmedigine digeri tapar vs. tuhaf bir ortam. Cok dusunmek gerekiyor taslaklari gondermeden once. Asagiya sizin yazdiginizi da kopyaliyorum. Bu isin dogasi size uymaz gibi.

"Ben kendimi biliyorum. Şu anda öyle büyük ofis gibi bir ortamda, çok fazla hiyerarşik ilişkinin hakim olduğu, çok basit bir konuda bile konuşmadan önce 40 kere düşünülen, ölçülüp biçilen bir ortamda yapamam. Ki zaten bu tecrübesizlikle öyle, o tarz bir yerde iş de bulamam. "


Bu yukarida bahsettigim surec icerisine ayni zamanda Almanca ogrenmeyi ben yerlestiremiyorum. Olmuyor.

Ayrica bir yandan bir an once is bulma cabanizi anliyorum ama hobi, ilgi, sonu belli olmayan zaman alici egitim pesinde kosma isteginiz bununla celisiyor.

Bence yurt disinda mezun olur olmaz %100 is bulduracak buyuk ihtimalle mavi yaka, en fazla 1 yil suren bir egitim almaya calismaniz mantikli olur.
  • thetruenorthstrongandfree  (04.09.23 02:41:56 ~ 02:44:21) 
Öğrenciliği uzatarak önemli ve kompleks bir şeyler yapiyor hissiyle kendinizi oyalamak istiyor gibi gozukuyorsunuz. Çalışma hayatina neden atilmak istiyorsunuz? maddi olarak ihtiyaciniz yok gibi gozukuyor planlarinizdan. Hobilerimi paraya cevireyim hem de isin gücüm olsun diyorsaniz daha somut bir sanat ogrenip atolye vs acin bence beyaz yaka olup plazada çalışayim memur olup atanayim gibi bi kariyer cizecek gibi durmuyosunuz.


  • instant crush  (04.09.23 07:08:03) 
1
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.