:) tabii ki birlikte yapacaklar.

Bazı arkadaşlar var, soru sorana sallamazsa bir şekilde ölecek hastalığına yakalanmış gibiler. İlla böyle bir şakalı, komikli olma çabası bir bozma çabası olacak yani bunlarda.

Belli değil. Düzenlemeler daha sonra belli olur. Kanuna uygun hazırlanan yönetmelikler ile belirlenir. Daha önceki bedellilerde, belirli merkezlere toplanıyorlardı. Şimdi öyle mi olur bilemiyorum.

Ekleme: Bazı arkadaşlar silmişler yazdıklarını, manasız olmuş giriş cümlem.

yurtdışından bu tarz kısa eğitime gelenler eskiden Burdurda yapmış. Ancak bu sefer çok daha fazla kişi sayısı var. Ya belli merkezlerde sirkülasyona girebilir bedelliler ya da normal sistemde acemi birliğine koyulup öyle bir uygulama olabilir oluyorsa bilmiyorum artık.. Tabi bunlar hep fikir.

daha belli değil.

@windowsguvenlikduvari

Yıllar once bedelliler aynı yerde yaptı gibi hatirliyorim ama o zamanki sayı su an ki sayidan çok daha azdı o yüzden acaba şu an nasıl olur diyordum ki düzenlemeler belli değilmis

çanakkale, izmir ya da burdurda yapılacakmış bedelli.

uzun dönemlerle aynı yerde yapmaları çok zor. zaten Türkiye'de ister uzun dönem ister kısa dönem olsun belli başlı eğitim komutanlıkları, birlikleri var. Manisa, Kütahya, Isparta, İzmir vb. gibi... 21-28 gün temel eğitim alacaklarından öyle hop diye usta askerlerden mütevellit bir birliğe vermezler bedellileri.

çanakkale ve izmir'de tam rdm'li cenneti. olursa fena olur

ben zannetmiyorum aynı yerde yapacaklarını. sadece bedellici erlerin olduğu yerde yapılır bence.

Daha belli değil, bi sakin olun. Uzun dönemlerle birlikte yapılsa da birşey olmaz merak etmeyin.

Bedelliler ayrı yerde yapar askerliği.

Ayrı yerde yapılacağına inanıyorum, diğer yükümlulerle yapmak denge bozar, heriflerin şafak 360 seninki 20. O sebeple belirli yerlerde belirli celplere bölerler. Bekleyip çıkacak yonetmeligi görmek lazım.

normal uydu bağlatın diji yerine. internet seçiminiz doğru.
kod lazımsa turk.net olarak kullanailirsiniz. ödemelerim otomatiktir.

@ozdek

izlediğim kanallar daha çok platform kanallarında o yüzden uyduyu çok düşünmedim.

Digiturk aile paketi 4 yıldır vardı bu yıl 27₺ istediler.Belgeseller için alıyordum.Tivibuya 9₺ ile geçtim iki numara referans gösterip.Digiye göre daha fazla belgesel ve film kanalı var.Turknetle toplam 74₺ ya gelir.Tivibuyu hattın durumuna göre 1-5₺ aylık fiyatla alan da var.

taahhüğt olmayınca hayvan gibi kurulum ve aktivasyon ücreti alacaklar bunu hesaba katarak karar vermeni öneririm

ben bunu yeni aldım. bütçenizin yarı fiyatına:D sadece halıda çekişi C. halı yüzeyi çok önemli değilse aklınızda bulunsun.

www.hepsiburada.com

philips marathon al, ben aldım çevremde 4-5 kişi daha aldı herkes çok ama çok memnun.

supurge icin bin lirayi gozden cikardiysaniz bi 400 lira daha koyup sunu[1] alin bence. kendim kullanmiyorum ama o kadar cok yerli/yabanci review izledim ki muthis bir sey oldugundan eminim, fiyat/performans canavari gibi duruyor.

[1]: www.hepsiburada.com

Rupafin

Tere. Nezleyi hissettiğiniz zaman bir iki dal tereyi çiğnerseniz, göz ve burun akıntısının azaldığını göreceksiniz. En azından bende böyle işliyor.

claritine. ben en çok bundan memnun kaldım. uyku yapmıyor bende.

Buruna tuzlu su çekmek

aerius

Ben 2020 diye okumuştum bir yerde. Hatta Pro'nun çıkışı nedeniyle ötelendi falan diye hatırlıyorum.

Arada güzel indirimler oluyor. En baba oyunları 50 liraya falan alabiliyorsun (Battlefield 1, GTA 5, F1 2017 vs.) Bence alınır. Zaten cihazın fiyatı 1200 lira falan.

Aynı sorular ile ben de 2 ay önce uğraştım. PS4 alim 500 GB 2 kollu 20 ay garantili 900 liraya aldım. İyi ki de almışım. Bu süre zarfında tekrardan gow iii remastered, Uncharted collection, Uncharted 4, beyond two souls, god of war 4 gibi harika exclusive oyunları bitirdim. Şu ara gta v ve last of Us oynuyorum. Kesinlikle pişman etmez ayrıca yeni konsol da 2020 den önce gelmez.

@himmet dayi 1200'e yok ki ama ben 1900 tl civarılarında gördüm en düşük.

Psn kardeşlik ile zaten oyunları alıp satıp ya da takaslayıp bedavaya getirirsin çoğu zaman. Koleksiyoner falan değilsen tabi.

Alınır. Kafadan en az 2 veya 3 senesi var yeni neslin. Ayrıca yeni nesil çıkar çıkmaz hemen ölmez bu nesil. Bir süre daha yeni oyunlar çıkmaya devam eder. O yüzden alın derim. Ben de Xbox one aldım geçen hafta. Pişman olmadım.

Yalnız sıfıra para gömmeyin bence, sizin dediğiniz 1900 lira sıfır fiyatı. Hiç gerek yok. Temiz, garantili bir ikinci el kovalayın. Üste kalan paraya oyun alırsınız.

oha fiyatı amma artmış. ben birkaç ay önce Migros'tan tam 1.000 liraya almıştım. Şu an en ucuz 1.700...

Sonra ehonomimiz çoh eyi...

edit: 1.680'e buldum: urun.n11.com

@himmet dayi bunun fiyatı ithalatçı garantili olduğu için düşük sanırım. çok iyi almışssın gerçekten. 500gb mı? 500 gb acaba kapasite konusunda sıkıntı çıkarıyor mu?

Ben migrostan aldım. Eurasia garantiliydi galiba emin değilim.

500 GB aslında sorun. 5-6 oyundan fazlasını yükleyemiyorsun ama 2TB bir taşınabilir disk alıp USB'den takarsan 2.5 GB oluyor bir anda. O kadar da dert değil yani.

iki hafta kadar önce ben de tek seferlik vuruldum geçirdiğim ufak bir operasyondan dolayı. kortizon zaten vücudun ürettiği bir hormon olduğundan şu kadar günde vücuttan atılır gibi bir yorum yapılamıyor. bu sebeple de anladığım kadarı ile tek seferlik kullanımlarda kolay kolay yan etki göstermiyor. benim de iğne yerim 2-3 gün sızladı, korkulacak birşey yok. insanlar bu ilacı aylarca kullanıyorlar. ancak yine de ben 1 hafta kadar tuzlu tatlı yemedim, bol su içtim.

Tuzlu yeme.

Acil servislerde uygulanan serumların yarısında var kortizon. tek seferde hiçbir şey yapmaz.

2 ay kullandım bu hapı. vücutta kıllanma yaşamadım. kilo için birşey diyemem ama ben çok sert diyet yaptım. 10 kilo verdim hatta

Maaşın 4 katına çıkıyor. Ben reklamcıyım kesin kabul ederdim.
Sektörünüz nedir ki bir daha geri dönemiyorsunuz? Aynı yer olmasa da başka bir firmaya giremiyor musunuz?

Eldeki kuş uçan birçok kuştan iyidir bence.

6 ay sonra hepimizin ne olacağı meçhul değil mi? Kabul ederdim.

madem 6 aylık para 2 yıllık parana eşit, bu demek oluyor ki 6. aydan 24. aya kadar iş bulamasan bile zararda değilsin. 18 ayda iş bulamayacak kadar tecrübesiz ve/veya beceriksizsen değiştirme.

macerayı severim. ben 6 aylık işi tercih ederdim. o kadar para verdiklerine göre 6 ayda bana ciddi bir deneyim katacak demektir. 6 ay sonunda bu deneyimi kullanarak iş arayabilirim.

Direk kabul et. Hayat kısa.

+1 Bruce.

ben kabul ederdim. 18 ayda illaki birşeyler bulabilirsin bence

eğer mevcut işin daha stabilse riske girme derim.

Evliysen, çocuk varsa kabul etme.

6 aylık olani kabul et. benzer bir firsati degerlendirmemiş bir malak olarak oyle bir firsat karşıma ancak 5 sene sonra çıktı. tabi 2. kez aynı hatayı yapmadim :)

kabul et. 6 aylık iş bitince, 6 ay kendine iş bulma zamanı bırak. 12-13. ayda bir yere gir. mis.

1.5 sene içerisinde eski işinin parasına başka bir iş bulursun en kötü ihtimal.

Riske girme riske girme. Riske girmeyince bir arpa boyu yol ilerleyemiyorsun. Bu şekilde düşün. Risk almadan bir cacık olmuyor.

i.hizliresim.com

Fringe

Fringe

Utopia önerirdim.

netflix'de dark var ilgi çekebilir.

Westworld

Dark

Lost'un sonunu da beğendiyse leftovers, o da lindelof dizisi.

Fringe

Dark

mi band 2 +1.

hatta mi band 3 çıkacak diyorlar...

Bende ikisinden de var miband hızlı nabız aralığını doğru ölçmüyor; ama decathlonun göğüs bandlı olan doğru. Amaç spor yaparken nabız aralığı kontrolü ise decathlon; günlük aktivite kontrolü ise miband. Tek sıkıntı şu; göğüs bandı koşu bandı ile senkronize olurken kodlanmamış sinyal aldığı için hemen yanında koşan başka göğüs bantlı biri ya da telefon vs varsa sinyal iletimi etkilenip ufak hatalara yol açabiliyor. Yanındakinde decathlon saati yoksa bişi olmaz

Aktif spor esnasında ölçüm istiyorsanız göğüs bantsız modeller tırt, yok keyfe keder ise ölçümler bantlar watchlar da iş görür.

spor esnasında ölçmek istiyorum anladığım kadarıyla decathlon daha uygun mi'den

miband 2 kullanıyorum 1 yılı aşkın süredir sanırım.
nabız ölçümü ne yazık ki kötü çalışıyor. spor esnasında güvenilir bir sistemi yok.
@acemi'nin dediği gibi sessiz ve sabit durunca doğru ölçüyor. bu sebeple uyku düzeni takibinde işe yarıyor sadece. o da ne kadar gerekliyse tabi.

Yağ yakma nabzı efsanesi çürütüleli yıllar oluyor. Olay tamamen kalori dengesinden ibaret. O yüzden nabzını ölçecek bir şeye para vermene gerek yok. Egzersizi, yaparken nefes nefese kalmadan bir konuşmayı sürdürebilecek bir tempoda yap; tabi yavaş da olmayacak.

İkisini de sürekli kullanmakta olan biri olarak @neferkitty güzel özetlemiş diyorum.

@hümanist tabutçu kaynak belirtebilir misin?

Sadece bir kaynak: Amerikan Egzersiz Konseyi

www.acefitness.org

@hümanist tabutçu

verdiğin linkte " If the goal is weight loss, a higher-intensity activity is desirable. The overall goal should be to increase the heart rate and burn off a significant number of calories." diyor. ben buradan söylediğin sonucun tam tersini anlıyorum

koldan ölçen bilekliklerin bunun gibi göğüsten ölçenler kadar isabetli nabız ölçmesi imkansız, hele spor yapacaksan mi band hiçbir işine yaramaz. bende bu saatten var, nabız konusunda başarılı. hatta göğüs bandından saate bilgi akışını sağlayan teknoloji spor salonundaki aletlere uyuyorsa o alette de görüyorsun nabzını.

@hümanist tabutçu,
"The overall goal should be to increase the heart rate and burn off a significant number of calories."
heart rate'in ne kadar increase edileceğini anlamak için nabzını kontrol etmen lazım, yoksa kalp krizinden ölürsün. "nefes nefese kalmayacak kadar koş" çok afaki bir tabir; yaşa-kiloya göre herkesin maksimum nabız atımı, aerobik-anaerobik solunum bölgesi değişiyor. yani yağ yakmak için nabzı kontrol etmeye hala devam ediyoruz. ayrıca verdiğin link bilimsellikten uzak, "doğru bilinen yanlışlar" yazıları yazarak tık kovalayan klişe üslup içeriyor; ki başlıkta söylediği tezi tam olarak kendi de savunmuyor, "yarı doğru" diye yan çiziyor.

@Bruce
Yağ yakımı için nabzı hiç kontrol etmem. Edeni de görmedim ve hepsi başarılı sonuçlar alıyor. Kardio yapmazsan yağ yakamazsın demek oluyor o zaman senin bu dediğin resmen. Hiç kardiyo yapmadan da yağ yakabilirsin. Yani yağ yakımı nabız aralığı diye bir şey yok. Ayrıca kaynak da bir forum sitesi veya pazarlama sitesi değil. Amerikan Egzersiz Konseyi. Neresinin bilimsellikten uzak olduğunu anlamadım.

"The overall goal should be to increase the heart rate and burn off a significant number of calories" ifadesiyle benim söylediğimin çeliştiği bir yan yok :) Nihai amaç, nabzı arttırıp kayda değer miktarda kalori yakmak diyor. Yani olay kalori dengesinden ibaret.

Yarı doğru diye yan çizmiyor ki. Yağ hücresinin yakımıyla kilo vermek farklı şeyler diyor. Pratikte evet daha çok yağ yakarsın ama senin istediğin aslında bu değil ki diyor. İstersen "Yağ yakımı nabız aralığı" dediğin aralıkta her gün 1 saat kardiyo yap, sonra da günde 2500 kalori tüket (kilonu koruma kalori miktarının 2000 olduğunu varsayıyorum), yağ mı yakıyorsun yoksa depoluyor musun gör.

yağ yakımının tek bir yolu yok, arkadaş anladığım kadarıyla hiit yapacak, o durumda nabzını kontrol etmek zorundasın, yoksa gereksiz yormuş olursun kendini. ağırlık kaldırırken ya da bisiklete binerken tabii ki nabzını sürekli kontrol etmek zorunda değilsin ama bu demek değil ki yağ yakmanın yolları arasında nabız kontrol etmek yok. kaldı ki en etkili kardiyo egzersizlerinden biridir hiit, yağ yakma amacında olan insana ağırlık kaldır denmeyeceğine göre amaca uygun, kısa ama etkili egzersiz için gerekli olan nabız ölçüm konusu hakkında çürütüleli yıllar oluyor demek doğru olmuyor.

ortalama bir insan sürekli 180 nabızda 1 saat koşarsa(ki ilk başta koşamaz zaten, ölür) hücre anaerobik solunum yapmaya başlar, yağ yakımı azalır. anaerobik bölgenin hemen altında intervallerle çalışırsa yağ yakım performansı artar. yani nabzının hangi bölgede olduğuna göre yağ yakımın değişir, yani yağ yakımı bölgesi diye bir şey pratikte olmuş oluyor.

2500 kalori tüketme konusuna niye girdin anlamadım, beslenme düzeninin tartıştığımız şeyle alakası yok. nihai amaç kalori yakmaksa ve kalori yakmayı en kısa sürede olabilecek en yüksek oranda yapmak için nabız aralığını kontrol etmek işe yarıyorsa konu açıklığa kavuşmuş oluyor benim için. yağ yakmanın tek yolu bu değil ama senin cümlenden "nabız kontrol etmek gereksiz" anlamı çıkıyor, gereksiz olmadığını anlatmaya çalıştım. saygılar sevgiler...

Snapchat

instagramda hikaye kısmında

Farkedebiliyor musunuz siktiginizi
nefes egzersizi ile rahatlamaya calisin diyolar

meditasyon. saçma gelebilir ama gerçekten çok rahatlatıyor. hatta telefonda bir uygulama var. meditasyon-uyku nefes ve farkındalık diye. paralı bir uygulama ama bir hafta deneyebilirsin ücretsiz olarak. farkı bence göreceksiniz. bu arada gözünüzde sakın büyütmeyin her an istediğiniz yerde meditasyon yapabilirsiniz.

diğer ülkeleri bilemeyeceğim ama yunanistan sıkıntı

t24.com.tr

evet Yunanistan sıkıntı pasaport'da kıbrıs olunca, kimlik çıkarmak 5 dk'lık iş ona uğraşın.

Yeni kimlikleri çıkarmak zaman alıyor. Onun için de en az bir hafta beklemek gerekiyor ve uçuşa yetişmiyor.

Pasaportla giriş yaparken, damgayı kimlikle girerken verilen kağıda basmalarını rica ederek giriş yapabilirsiniz. Geçtiğimiz cuma bu şekilde geldim. Türkiye'de de, Kıbrıs'ta da sorun çıkaran olmadı.

1 sene kadar ölçülmedi o olaydan sonra. ihale yapıldı. şimdiki kantar media diye bir şirket kazandı. 2012 eylül'den beridir ölçüyor.

mesaj fake gibi geldi. şifrenizi nereden değiştirdiniz?

@imelih uygulamanın içinden

Bende de çıkıyor bu uyarı. İnstagram'ı hacklemişler sanırım bir süre önce. Onun yüzünden olabilir diye düşünüyorum.

Uyarı nasıl geldi? mesaj yoluyla mı yoksa ekranda mı belirdi bir anda? Telefonunuz android mi ios mu windows mu?

ben keylogger'dan şüphelendim açıkçası.

uygulamanın içinde belirdi. zaten sitesinde de destek kısmında bu konu ile ilgili bişeyler yazıyor. 2. metin

help.instagram.com

benim anladığım ele geçirilen şifreleri öğreniyorlar ve ellerindeki şifreler ile eşleştiriyorlar

belki şöyle olabilir; atıyorum instagram'a facebook hesabıyla giriş yapıyorsundur ve facebook hesabında anormal hareketler vardır. Bunu tespit etmelerinde bir sıkıntı yok. Aksi durumun gerçekleşeceğini pek sanmıyorum. Çünkü bu şifreler bilmem kaç bit şifreleme yöntemiyle karşı tarafın server'ında saklanıyor.

amacınız pc'den yazışmak ise whatsapp web'i deneyebilirsiniz. Büyük kolaylık.

- eklenebilme olanağım var mı?
+kucuk bir sirketse, it'ciler kankasiys buyuk riskler alinarak eklenebilirsin, riskine degmeyecek bir sey. onun disinda imkaninin olmamasi lazim. eger engelli degilse whatsapp web iyidir.

icses: sirketteyken surekli konusmayiverin, siz de kadincagiz isine odaklansin. is yerinde en sevmedigim tipler ellerinden telefon dusmeyen tipler... (yalniz es falan diyince kadin tarafi direk karsisidir diye dusundum nedense :D :( )

windows messenger değildir o skype for business'tir. sizi ekleyebilir evet

windows messenger olduğundan eminim gördüm çünkü. skype olsaydı daha kolay olabilirdi evet. whatsapp web de denenebilir. teşekkürler.

İkinizin de Google hesabı varsa Hangouts da olabilir, gayet pratik.

Belki microsoft lync'dir?
Windows Messengerın kullanılabilir olduğunu zannetmiyorum, kullanılabiliyor ise deneyerek öğrenebilirsiniz en mantıklısı, onu nasıl kullanabiliyorlar hiç bir fikrim yok.

muhtemelen lync'dir. o şirket ağına vpn felan bir şey ile dahil olduktan sonra dahil olabilirsiniz.

lync öldü, yaşasın skype business
www.wikiwand.com

bu mu?

www.youtube.com

Evet , teşekkür ederim :)

of gördüm yine tüylerim diken diken oldu. bi de bunların feci bi instagram hesabı var. tam şakirt tipi.

araç yolununu kapanmasını mı soruyorsun yoksa yaya yolunun mu? otobüs duraklarından iskeleye giden boğaza paralel yol araçlara kapalı, girişte vale var, belirli araçlar girebiliyor, otel misafirleri sanırım. bunda çok ekstrem bir durum yok ama iskeleden çarşı'ya çıkan müzeyle otel arasındaki yolun yaya trafiğine kapanması asıl saçma olan. otel için değil başbakanlık çalışma ofisi için kapalı o yol muhtemelen, ara yolda hep polis var, sokağın çıkışında da barikat.

sanırım 1 sene oluyor. önce araçlar için kapatmışlardı. sonra da yayalar için. yavaş yavaş. sanki farkettirmeden hallettiler.

zaten böyle bir haber var. ilginçtir haber gezi parkı işgalinin gününde çıkmış. bence biraz olaylardan dolayı otel el koymaya çekinmiştir.

t24.com.tr

En çok küfür ettiğim şeylerden biriydi beşiktaş ta yaşarken. 15 temmuz bahanesiyle tamamen kapttılar sonra yolu bile değiştirdiler. Bunu vesile olanlar kan sıçsın hayatlarında hiç seks yapamasın. Diye küfürederek geçtim her gün iskeleye öyle gittim. Bir 30 m yolunun uzaması var her gün binlerce insanın geçtiği yola nasıl böyle bir şey yapıyorlar anlamak mümkün değil.

Herhalde yaklaşık 10 aydır falan yayalara kapalı. Güvenlik nedeniyle olduğunu hiç sanmıyorum. Yolun kapanması, eski kibrit fabrikasının otele peşkeş çekilmesinin bir parçası. Eskiden orada bir üst geçit vardı. Her gün binlerce insanın karşıdan karşıya geçtiği bir yerde gayet de işe yarıyordu. İlk önce, otelin görüntüsünü bozuyor diye onu kaldırdılar. İnsanları o ışıklarda üst üste beklemeye mahkum ettiler. Normalde şehirler, insanlar içindir. Ama söz konusu bizim ülkemiz olduğunda insan faktörü en son sırada bile yer almıyor. Ardından iskeleye çökme girişimi geldi. Ama bu girişim gezi zamanına denk geldiği için büzükleri yemedi ve geri adım atıldı. Sonra sırasıyla yolu önce trafiğe sonra da yayalara kapadılar. insanları eşşek gibi yürütüyorlar, eminönüne giden otobüsleri, barbaros yokuşuna sürdüler. Oradan dönmeye çalışıyor otobüsler ite kaka. Peki bütün bu eziyet ne için? Bu ülkede hiçbir değerinizin olmadığını anlayın diye elbette.

KAPAdokyaya arabasiz gittim en son, cok da keyif alip guzel gezdim. Arkadaslarin ilgincmis.

Onun disinda bursa cok guzel bi sehir. Hem doga, hem tarih.

adana - mersin - Antakya uçlusu yapabilirsiniz. her biri için bir gun ayirirsaniz güzel bir gezi olabilir.

ayrica, sanliurfa - Gaziantep seklinde bir tur da yapabilirsiniz.
Urfa'da gobeklitepe , halfeti, harran gibi yerlere de gidebilirsiniz.

kusura bakma arkadaşların biraz halt etmiş. millet nereden kalkıp geliyor burayı görmeye. kapadokya sadece balon değil. arabasız evet biraz sıkıntı olabilir ama çok da sorun olacağını sanmıyorum. orada çeşit çeşit tur düzenleyen şirketler var.

müze-örenyeri seviyor gibisiniz. pamukkale-efes yapabilirsiniz.

enteresan ben daha 3 ay önce aldım vize fransadan. her evrağı da ıslak imzalı sunmadım. mesela maaş bordrolarını sgk hizmet dökümü çıktılarını ticaret sicil gazetesi falan hep imzasızdı. değiştirmişler mi anlamadım

nerede yazıyor bu bilgi? ben mayısta aldım. sitesinde yazanlarla gittim. sadece işveren yazısı ve bankadan aldığım döküm ıslak imzalıydı.

vfs aradım ıslak imzalı olacak dedi, tekrar aradım bu sefer çıkan fotokopi olur dedi

peki ticaret odası kaydı orjinal mi verdiniz yoksa oda mı fotokopiydi ?

Hiç bi hayalim olmadi o yüzden bilemedim.

Anlatırdım ama hep bozulduğunu ve insanlara açıklama yaparak daha çok üzüldüğümü farkettikten sonra anlatmamaya başladım. Sadece sevgilimle paylaşıyorum

aile dışına hayır, çünkü rasyonel değiller ve küçük düşünüyorlar.

Asla, asla, asla. 2 hatalık vardı zamanında paylaştım. Saçma sapan, traji komik sebeplerle suya düştü. Içten içe düşündüğüm her hayal ise, örgü örer gibi yavaş yavaş işliyor.

*hayal

benzer durum benim de başıma çok geliyor, bildiğin hevesim de elimde patlıyor ya la :( o yüzden ben de çenemi tutup anlatmamaya çalışıyorum. hayır bilimsel kafalı bir insan olmasam "nazar deyiyi" dicem de...

Paylaşmıyorum kimseyle, yapabilirsem de yapamazsam da konunun tek muhatabı benim. Misal 8 senedir yüksek lisans tezime başlayamadım, artık bu konu hakkında kimseyle konuşmuyorum, ama bitirme hayalim tabii ki var.

cureforlove'ın dediğini diyecektim, sözlük girdirmedi. Ona ekleme yapayım.

Birine ya da birkaç kişiye bir hayalinizi anlattığınızda, daha doğrusu, ötesinde heyexanınızı paylaştığınızda, o hayale kavuştuğunuzda elde etmeniz gereken başarı hissinin bir benzerini yaşarmışsınız. Yani, o gazla anlatırken beyniniz "Başardım da, onu anlatıyorum. Başardığım için heyecanlı heyecanlı anlatıyorum" dermiş. Dolayısıyla, yalandan ve küçültülmüş bir baları hissi yaşarmışsınız anlatırken. Bu yüzden de, yeterince kişiye anlatırsanız, artık beyin iyiden iyiye başarıya ikna olduğu için daha fazla o şeyin peşinde koşmak istemezmiş, "Zaten başardım, daha ne koşayım" diye kendini salarmış.

Buraya kadarki zaten cureforlove'ın dediği, ekleyeceğim kısım şu: Hayal etmek de hayallerimize ulaşmamıza engel. Yani, o başarılı günleri hayal ettikçe aslında hak etmediğimiz, yalancı bir başarının zafer sarhoşluğunu yaşıyormuşuz; o yaşadığımız hayalin heyecanı değilmiş. Dolayısıyla, hayal edilmesi gereken başardığımız zaman ne olacağımız, nasıl olacağımız değil; nasıl başaracağımız kısmı imiş. Yani, diyelim ki bir şarkıcı olmayı hayal ediyorsunuz. Hayaliniz uluslararası bir star olmak. Başarılı halinizin hayali uzun sürmemeli, bir noktadan sonra beyin "Ben kendimin starı oldum zaten" deyip sallamıyoe. Hayakiniz gerçek etkisi yapıyor. Balarılı döbemlerin kısa kısa, bir iki ekran görüntüsü eşliğinde, atıyorum, şan eğitimi almanın hayalini kurmak gerekiyormuş. Hayalin öyle tatmin edecek kadar uzun tutulmaması, hayalden düşünce aşamasına geçilmesi gerekiyormuş. Daha doğrusu, hayal düşüncelerin ve planların Powerpoint sunumu gibi olmalıymış.

Bu yüzden paylasmiyorum. Baskalari sizin kafanizda olmadigi icin ya "Olmaz" Diyecekler ya da "Yapamazsin" Diyecekler. Bu yuzden anlatmak yerine hayata gecirmeye calisiyorum. Baskalarinin ne dedigi umrumda degil.

benden akıllı benden pozitif benden mantıklı kişilerle seve seve paylaşırım bana akıl verirler fikir verir yol gösterirler .
alay edecek küçümseyecek kimse ile konuşmam.

hayır çünkü insanlar eksik arıyor. hayal bu. bugün olmazsa yarın gerçekleşir. ya da 10 yıl sonra. ama insanlar bilirse sürekli şevkini kırmak isteyebilir. ya da gerçekleştirmek istemeyebilirsin. sonradan hevesin kaçar. millet noldu yapamadın mı falan diye kendini tatmin edebilir.

cureforlove ve aychovsky'a ek olarak.

www.hurriyet.com.tr

Ay ben yabıştırıyorum hemen! Zaten hayal, istek paylaştiğim bir elin parmak sayısını gecmez. Yok ya, iki el, iki el. 10 vardır. Içim de ne tutacağim ya, doldu taştı ıçim, yeter. Beynimin de bir sinyal verdığı yok, çatır çatır başardım.

Çok istediğim bir şeyse gerçekleşene kadar anlatmıyorum, hatta gerçekleştikten sonra belli bir süre bekliyorum garanti olsun diye.

İnsanların çok kıskanç ve haset içinde olduklarını düşünüyorum çünkü eskiden her söylediğim şeye nazer değdiriyorlardı.

Kesinlikle hayır.

hevesinin kırılmaması için paylaşma. Bunu sadece biz değil, tüm mentorlar diyor.

free shippingler o ülkenin sinirlari icerisinde oluyor genelde.

gümrükten telefon geçmez. sıkıntı çıkar. aksesuar falan bakıyorsanız aliexpress'e bakın isterseniz

Amazon un lokal sitesinden bakmalisin, evet.

Vergi hariç mi 126 dolar tutuyor?
Eğer böyle ise büyük/ağır bir şeyler almış olmalısınız veya daha yüksek ihtimal satıcının amazon/fullfilled by amazon olmadığı ürünleri almışsınız.
i.hizliresim.com

amazon.de 'yi denedin mi ? en son aldığım ürünleri italyadan gönderdiler.

çalışıyorum, hiç askerlik moduna giremedim henüz.

giderken alınacakları aklıma yazıyorum. kendimi en kötüye hazırlıyorum.

yarın sabah hepimize hayırlısı ile bir yer çıkar umarım

kafam bi milyon geziyorum, sabah ki sonuca göre istifayı verip çıkacağım. veda yemekleri, devamında verimli zaman geçirme çabası. ne almam gerektiğine bile önümüzdeki hafta içerisinde bakacağım. inşallah herkes için hayırlısı olur.

Cumhuriyetteki haberi gordum ama kaynagi inandirici gelmedi. Resmi elcilik sayfasinda da bulamadim. Sadece ekvator elciliginin aciklamasi var.

bir dış işleri sayfasında gördüm. doğru. kaynağı şu anda hatırlamıyorum. yesilkart forum facebook grubunda vardı.

iki defa yapılan başvurular geçersiz sayılıyor.

haliyle kendini akıllı sanan kişiler ulan şuradan 3-5 bin başvuruyu iptal ettirsek olasılığı artırırız diye düşünerek bu tip haberleri çıkartıyor.

resmi makamlarca bir açıklama gelmeden kimse başvuru yenilemesin.

edit:

@liberal'den link geldi. adam haklı beyler.

www.dvlottery.state.gov'dan bir açıklama yapılmadığı için ciddiye almıyorum.

edit: liberal'in verdiği link'ten sonra iş değişti, açıklama doğruymuş.

Bu link ekvator elciliginin. Turkiye basvurulari icin de gecerli mi acaba?

burada diyor işte. ben mi yanlış okuyorum

www.dvlottery.state.gov

Ben kobo alalı bir hafta oldu. Sürekli çıkarıp okuyorum. Ayrıca kitap için muteferrika var ve daha birçok kitap sitesi.

Ben pdf okuduğum için ipad mini den okuyorum.

Yanımda kitap taşımayı sevmem. Her şeyin tablette olması kolayıma geldi. Yolda, metroda orda burda beklerken okuyarak baya kitap bitirdim.

Facebook da pdf,epub vs gibi formatlarda gruplar var. Aklıma direkt sorgulan pdf sayfası geldi. İnsanlar ellerindeki çeşitli formatlardaki kitapları paylaşıyor veya talep ediyor.

Güncel kitap da bulabilirsin eski de. Günceller tabii daha az.

Basılı kitap okumayı sevmiyorsanız kindle'da da -hevesiniz geçtikten sonra- bir şeyin değişeceğini sanmıyorum. Ukalalık olarak algılamayın lütfen, benzer hataları ben de yaptım, yapıyorum. Okuyacak olan her türlü okuyor. Değinmek istediğim nokta tüketim kültüründe bize empoze edilmeye çalışılan tuzaklara düşmemek. Bunun yerine kendinize gerçekten okumanın gerekli olup olmadığını, sevdiğiniz benzer eğitici öğretici aktiviteler varsa onların neler olduğunu sormanız daha mantıklı olabilir.

ekleme: Yukarıdakini telefonda yazdığım için şimdi bilgisayardan birkaç şey daha eklemek istedim. Çevremde iyi okur olarak bildiğim çoğu insan geleneksel yolla, yani basılı kitaplarla okuyor. Burada bir şey daha eklemek istiyorum. Cevabım sizin belirttiğiniz duruma özeldir. Pek tabii kindle ile kobo vs. ile daha iyi okuyan vardır fakat tahmin ediyorum ki onlar da önce halihazırda basılı kitapları okumakta sıkıntı çekmeyen ve "gerçekten" taşıma yükünden kurtulmak gibi amaçlarla e-kitaba geçenlerdir. Asıl anlatmak istediğim okumaktan ziyade teknolojik ürünlerde bize dayatılan "hayatınızı değiştireceğiz" algısı. Hayatımız değişmiyor. Niyet varsa teknoloji onu kolaylaştıran bir araç olabiliyor anca. Öteki türlü envai çeşit oyuncakla tecrübe ettim ki hiçbir şey değişmedi. Bu yüzden iç sesi dinlemek çok önemli. Bir oluşun içinde varolmak ve düşünmeden atılmak mesele. "Ben kitap okumayı sevmiyorum yeaa film daha rahat" diyen insanları toplumda yer etmiş önyargılarla eleştirirken fark ettim ki benim "ah bir okusam iyi olacak" diye düşündüğüm zamanları film izleyerek geçiren insanlar dehşet film kültürüne sahip olmuş gitmiş. Hiç okumayıp başka bir şeyle ilgilenen, ama bir şeyle ilgilenen insanlar başka yönde bilgilenmiş, belki kitapla alabilecekleri bilgiyi başka yönden elde etmiş oluyorlar. Kendimizi kalıplara sokmadan mutlu olduğumuz şeylere bakalım bence.

al al. ben uzun zamandır kullanıyorum. çok işlevsel. zırt pırt çıkarıp istediğin yerde okumaya başlıyorsun. şöyle düşün. boşta kalınca nasıl telefon kurcalıyoruz. onun yerine çıkarıp okuyorsun. bence kitap bulmak da sıkıntı değil. evet güncel kitaplar zor ama daha binlerce kitap var okunmayan öyle düşün.

Okumazsın. Ayda 4 kitap okuyorum ama hepsi metroda.

Metronun dışına çıktığımda 3 sayfa bile okuyamıyorum. Dolayısıyla ya metroda oku (telefon da çekmiyor hem mecbursun), metro yoksa kendine bi köşe yap orada sadece kitap oku.

Bir de kitap okuyamama yoktur, yanlış kitapları okuma vardır. Şu mükemmel bir site, kitap listeme göz atabilirsin: 1000kitap.com

Bence de faydası olmaz ama kindleın zararı da olmaz. Çok pahalı bişi değil. Eğer sana dokunmayacak bi paraysa denemeye değer. Çünkü çok güzel ya alet. Bende eskilerden 3rd gen var klavyeli mlavyeli. Çok okumasam bile hiç unutup da bi kenara kaldırmadım. Sürekli kitap yükledim yavaş yavaş ayda bi de olsa okudum/okuyorum. Diğer elektronik aletlerde heves geçmesi var ama kindle öyle değil bana göre.

Dikkat dağınıklığk, gözde bozukluk gibi sorunlar olabilir mi ?

Yahut hiperaktivite ?

Kindle bence yardımcı olmaz. Kavanozu anahtarla açmaya çalışmak gibi olur.

seesli kitap denediniz mi? ben cok kitap okuyan biriyim, isterseniz sizi hangi kitaplarin okunacagi degil ama nasil aliskanlik haline getirilecegi konusunda rehberlik edebilirim. ben hem ipadden hem konvansiyonel yollardan, hem telefondan hem de sesli olarak kitap okuyan biriyim. sesli kitap icin ozellikle sonynin son walkmanini cok tavsiye ederim, acayip kolaylik sagliyor.
www.amazon.co.uk
en guzel tarafi gun icinde ayrica birsey yapmaniza gerek yok, herhangi bir zamanda boslugunuz mu oldu? bir yandan yuruyus yapip bir yandan kitap okumus oluyorsunuz, isterseniz soyle birsey bile deneyebilirsiniz, bir kitapin farkli formatlarini hem sesli hem e-kitap olarak indirin sonra bir formattan sikilsaniz diger format sizin imdadiniza yetisir. bir de goodreads gibi sitelerde liste tutmak insani acayip gaza getiriyor.

sana bağlı. gürültülü patırtılı eğlence organize eden arkadaşlarım da oldu. kimseye haber vermeyip sadece yakınlarıyla vedalaşıp gidenler de oldu. içinden nasıl geliyorsa.

eskiden de gürültülüydü ama konvoy sadece evinden alıp otogara giderken olurdu, bir de otobüsün orada havaya atıp tutarlardı. şimdilerde iyice boku çıktı. 2-3 saat önceden başlayıp bütün mahalleyi ayağa kaldırıyor orospu çocukları.

benim gideceğim hafta birkaç akraba evine yemeğe davet etti, onun dışında bir sabah sessiz sakin çıkıp gittim.

edit: ha bir de bir arkadaşım zonguldak'tan havalimanına gelmişti. o iyi hissettirmişti.

akrabalar eve geldi, arkadaşlar toplanıp meyhaneye götürdüler.

aşırı gereksiz şeyler. ben mesela evden çıkıp gideceğim askere bu kadar :'(

lan geçen denk geldim. böyle eziyet olmaz olsun. gecenin 2'si otobüse vuruyorlar sallıyorlar hayvan herifler. meşale yaktılar. otobüsün içine doldu. yaşlısı, çocuğu var. düşünmüyor bile. bir de bunca şeyin arasında adamlar otobüsün plaksını çaldılar. nasıl adetse amk.

ben sevgililer gününde bu tokadan almıştım: 4.bp.blogspot.com ama diziyi izlemiyodum. sevgilim hukuk okuyodu. o aralar da bu gündemde olan bişeymiş. çok sevinmişti. toka alın demiyorum ama mesleğiyle ilgili ya da sevdiği bişeyle ilgili bişeyler alabilirsiniz.

o bana saat almıştı, ben ona bir şey almadım. bence saat takan biri ise saat alabilirsiniz. kasımda ise doğum günü swatch un hediye kutu kampanyası başlayacak, 2 saat bile alabilirsiniz.

kindle aldım ben. kitap okumayı çok seviyor. çok fazla yol gidip geliyor. çok işine yaradı.

beğendiği bi spor ayakkabı vardı bana söylediği. onu gittim aldım. bi de bana sünnetimde takılan altın kolye vardı, onu verdim asdhahdhas. vintage diye çok hoşuna gitti, hem de benim çocukluğuma ait bişey :)

Beni Antalya'ya götürmüştü

fujifilm instax seti almıştım + işyerine çiçek göndermiştim.

Eski sevgilime elektrikli diş fırçası almıştım ona ihtiyacı olduğu için. Kendisi pasta ile kutlamayı çok sevmiyordu o da benim gii et hastası bi manyak olduğundan güzel bi et lokantasına 2 arkadaşımızla birlikte yemeğe götürmüştüm.

Mobildeyim düzeltemiyorum: o da bana doğum günüm için: doğum günümden birkaç gün önce konsere götürmüştü teomanın açık hava konseriydi. (Bu aylarda götünüz donabilir kalın giyinip gidin)
Ardından başka bir günde tekne kiralamıştı 2 saatlik falan boğaz turu eşliğinde başbaşa doğum günümü kutlamıştık.

SONRA AYRILDIK SHDJAJHSHAJAJAJS

bir öncekinde de çiçek desenli yazlık elbise ( x etekli gibi bir ismi vardı unuttum) aldım.

iki öncekinde çocukluğumdan beri kullandığım cicili bicili kayışlı bir kol saatim vardı, onu verdim. 2 senedir kafam hediye konusunda rahat ^^

üç öncekinde de ikiz midye kabuklarının iç kısmına ikimizin silüetlerini çizmiştim.

Adım, nabız vs. sayan akıllı saatlerden almıştım

erkek arkadaşım bana stop motion bir video hazırlamıştı. yapmayı bilmiyormuş ama bir telefon uygulaması varmış onu indirip onunla yapmış. uğraşmış bir de, çok tatlı ^^

yanında da kışın evde üşümeyeyim diye terlik ve tüylü kalın bir sweatshirt almıştı oysho'dan. oysho çok iyi bu arada. her kadının beğeneceği ama durup dururken kendine almayacağı şeyler bulabilirsin oradan.

06 yazınca çıkan imei kayıtlıysa bişi olmaz
kayıtlı bir imei numarasını, kaçak cihaza clonelamışlardır.
askerlik dandik telefonsa kalsın uğraşma.

n11'deki samsunglar falansa sahte imei çakıyorlar. anneme baya önce almıştım, uzun bir süre kapanması ama son durumu bilmiyorum.

o zaman onay veriyorum satışa.

yanlis anlamayin ama siz spor yapmayin lutfen...

"Hep aynı tişörtle spor yapıyorum. Ne kadar terlese de. VE şortla da."

ve

"Çözüm önerisi mne olabilir? Torblara koymak mesela ama fazla da uyğraşmamam lazım. "

o spor salonunda olanlarin isi gercekten cok zor!

tabiki kokar öyle. havasız ortamda nemli kalan şeyler sonuçta. kokmayı geçtim sağlıklı da değil. bakteri ürer. bunun en mantıklısı eve götürüp getirmen. oturduğunuz yerde sandalyeye sereceksiniz ama çalıştığınız yerde tek misiniz? milleti kokusu rahatsız etmesin?

Off okumasaydim keske.O terlerle toplu tasimayada binersnz simdi.Cözüm evine git dusunu al ve havlunu kurut.Nikein cok kucuk boy spor cantalari var.Onlarla kolay oluyor

40 50 dakikada vücuda geçer mi bakteriler, bilmiyorum.

Toplu taşımaya da binerdim de yazdığım gibi duş alıyorum ve sonrasında sabah giydiğmi temiz kıyafetleri giydiğim için kokmyorum.

Havlu ilk başta temiz olursa sersem de kokmaz dşye düşünüyorum.


Şu an yapmak istediğim eve bir şey götürüp evden bir şey getirmemek.

Daha 2 gün oldu, 5e kadar bakalım ne kadar kokacak :D

ulan ben markete gittiğim tshirtü yıkamadan bir daha giyemiyorum adam 5 gün terli tshirt giyiyorum diyo. helal olsun.

terli tişörü tekrar giyerek hem kendinize hem salondaki diğer insanlara eziyet etmeyin bence. bu şekilde illa ki kokar yapacak birşey yok.

5 tisort + 5 sort + torba (torba ne ugrastiracak yav icine koyacan, agzini siki kapat).

veya eve getir gotur.

alternatifi yok.

hem istekilere yazik, hem spor salonundakilere yazik hem de toplu tasimadakilere yazik (mesele dus alman degil, cantandakiler kokuyor). herkese yazik yani, olmaz oyle.

olaya temelden giriyorum.

simdi modern insanlar ya da diger bir deyisle homo sapiens sapiens canli varliklar arasinda ökaryot olarak bilinen cok hücreli canlilar arasindadir.

insanlarin hücre sayilari cok olmakla beraber özellesmis hücrelere sahibiz, mesela üreme hücresi gibi.

bizim tersimiz tek hücreli canlilara prokaryot denir.

bu alemin farkli canli gruplarindan biri bakterilerdir. bu bakteriler adi tek hücreli olmakla beraber farkli özelliklere sahip olabilirler.

insanlarin medeniyeti gelistikce bu tek hücreli canli gruplarini anlayabildik. mikroskobun kesfi ile bunlari görebildik. bununla beraber saglik ve alt dali tip cok ilerledi.

bu ilerleme ile birlikte yasamimizin ciddi bicimde degismesi taniklik ettik tarih boyunca. güney amerikanin kesfi sirasinda mesela binler ve belkide milyonlarca insanin immün sisteminde tanimadiklari tek hücreli canlilar ve virüsler yüzünden öldügünü anladik.

iste bu tek hücreliler bizim vücutlarimizin atiklari ile cok güzel bicimde harmanlanip onlari host olarak kullaniyorlar. terin icindeki organik besinler onlar icin güzel üreme ortamlari.

bu üremenin ciddi hale gelmesi özellikle canta gibi yerlerde distinktif bir kokuya sebep olur.

cantanizi kokmasinin nedeni basit biyoloji.

teknoloji ile cok güzel buluslardan bir tanesi camasir makinasi. bunu kullanalim, kullanilmasini tesvik edelim.

panpa bende senin kafadayım ama olmuyor öyle maalesef. ben atleri filan çamaşır makinasına attım bi kaç gün beklettim yıkandıktan sonra üstünde lekeler kalıyor. pislik bi insansın karşim tebrik ederim.

Yahu cildirdin mi? Tabii ki kokar. Sporda giydigini asla tekrar giyme ve eve gelir gelmez cantandan cikar. Cantaya koyarken de posetleyip agizini bagla. Aninda kokar yoksa. Senin spor yaptigin salonda spor yapmak istemezdim:)
Ter kokusu lanet bir koku.

Ben antrenman arasında bile tişört değiştiriyorum.

Bizim salonda da çok fena kokan bir amca var, salon kalabalık olduğunda bile etrafında boş bir alan oluyor abinin:D Tahminimce o da senin gibi yapıyor.

Bir giydiğini bir daha yıkamadan giyme, çözüm bu.

duş havlusu olarak decathlondaki microfiber havlulardan al. hem az yer kaplıyor hem de çabuk kuruyor. kullandıktan sonra serer kurutursun. ayakkabını, terliğini (iyice kuruttuktan sonra) ofiste bırak. şort, tişört, çorap, ter havlusu vs. her gün götürür getirirsin. unuturum dersen akşamdan hazırla.

havlu kurutma hariç daha önce haftada 5 gün spora gidiyordum iş yerinde bu şekilde.

tertemiz eşyalarla gittiği spor salonundan kokarak dönersin, 5 gün üst üste giysen nükleer atık olursun.

bir keresinde sporda giydiğim atleti çantada unutmuştum. 4-5 gün sonra küflendiğini siyah siyah beneklendiğini gördüm.

olm pislik yapma 5 tişört 2-3 tane de şort koy kirlileri de poşetle akşam eve götür.

yok sırtıma asayım yok yere sereyim gibi saçma sapan icatlar da uydurma.

Bir hafta boyunca aynı şeyleri giyersen satranç oynasan da kokar çantan. North Face'ten 3-4 tane sporluk tişört almıştım ben. 5 kere olmasa da 2 kere üst üste giyilebiliyorlar. Şort olarak da Nike'ın termal hedeleri var. Bunun ötesinde bir yöntem aklıma gelmedi. Çorap, don zaten her gün değişmeli her türlü. Ayakkabılar havalandığı sürece aralıksız giyilebilir bir tek. -Ki o da muhteşem sağlıklı bir şey değil.

Allah alla niye koktuki kokmamasi lazim normalde. Ulan millet antreman sırasında yedek t shirt giyer. Bende kendimi pis olarak tanimlardim

salonda öyle tipler görüyorum ben de, acayip kokuyorsunuz salonda da, haberin yok galiba ama ona göre, her gün değiştirmen lazım kıyafetleri

E devlete gir. Uydu telekom vs borç alacak verecek sorgulama sayfası var. Tıkla. Gerçekten borcun varsa görürsün.
Kapattığında son kullandığın ayın faturası 1 ay sonra gelir bu arada.

benim arkadaş 2 sene önce hattı kapattırmak istemişti. kapatmamışlar dondurmuşlar. ses kayıtlarını da bulamıyoruz diyorlar. 500 tk borç çıkardılar

evet aynı borç görünüyor ama ttnetin benim borcum varken bunu tahsil etmeden hattı kapatması pek mantıklı değil

Sadece ttnet değil bütün turkcel vodafone avea digiturk vs vs vs. hepsi böyle yapıyor?
Prosedür bu şekilde. Kapattığınız an kullandığınız kadar fatura çıkarılmıyor. Fatura tarihi bekleniyor, son ayın faturası normal fatura tarihinde geliyor.
Borcunuzun olması aboneliği kapatmanıza hiç bir yerde engel değil. Borcunuz varsa eninde sonunda alıyorlar yani.

Borçla iptal edebilir. Bende oldu. Son faturayı kapattıktan sonra ödedim.

muhtemelen ekran görüntüsü alarak kaydetmiş hepsini

son entirilerini açıyorsunuz profilden. aşağıdaki daha fazla göster'e basarak hepsini görünür yapıyorsunuz. sonra ekran görüntüsü alma uygulamaları ile kaydediyorsunuz. mesala chrome'da fireshot var bütün hepsini almaya başlıyor otomatik olarak.

frden banlanmaz ama sen biraz daha floodlarsan ban yicen

uçaktan inince yönlendiriyor zaten seni tabelalar. bayraklar var tabelada o açıdan sıkıntı olmaz. havalimanda da freiburg'a otobüsler vardı.

neyi floodlamisim anlamadim?

ya simdi fr cikisina gitti damga vuruldu, vs sonra o kapinin cikisinda frya giden disinda deye giden de mi otobüsler var? mantiken sacma geldi de o yzuden soruyorum

10 TL zor ama powerbank bir alternatif olabilir.

erkekler için kravat

bence 10 tl'lik verecekseniz hiç girişmeyin o işe. niyetiniz iyi ama 10 liralık hediye daha olumsuz düşünceye sebep olur bence.

Düşünülüp bir hediye verilmesi bile hoşuma gider.
Ne olduğu çok da mühim değil aslında.
Maliyet düşük olduğu için aklıma kupa bardak geliyor.
Bunun dışında kalem olabilir, anahtarlık olabilir.

Herkese aynı şey verilecekse her yıl farklı bir şey seçip onu dağıtabilirsiniz.
1 kişiye her doğum gününde aynı şeyin hediye edilmesi garip olur.

Aklıma gelen başka bir şey olursa eklerim.

Üstteki arkadaş powerbank demiş; toplu yaptırılırsa ucuza mal edilebilir, geçenlerde migros satıyordu 10 liradan.
Görünümü hoştu ama ne kadar iş görür bilemem.
images.hepsiburada.net

fidan+1
hem beğendirme derdiniz olmaz. bizim sektörde de yapıyorlar bunu. o gün mail atıyorlar işte. adına ağaç diktik diye.

Firmanız ajanda veya defter yaptırsın. Siz de sevdiğiniz elemanlarınıza özel isim bastırırsınız. Ayrıca müşterilerinize de yaptırım, güzel bir promosyon yapmış olursunuz.

Hem firma reklamı, hem eleman memnuniyeti (kendini özel hissetme)...

mug/kupa

firmaniz ne kadar buyuk bilemem de bizim firma yilda 2-3 kere hediye dagitiyor. cok buyuk seyler degil ama powerbank, cuzdan, kucuk mutfak esyasi vs. gibi herkesin ihtiyaci olabilecek genel seyler ve muhtemelen cok sayida yapildigi icin cok ucuza geliyor. bence yilda 2 kere bu sekil bir sey yapilabilir. mug, anahtarlik, kalem vs. insanlari alip cope atacagi bir sey bence.

Powerbank çok iyi fikir bence.

şu ana kadar aldığım şirketten en iyi doğum günü hediyesi şuydu; doğum gününde izinli sayılıyorsun. bundan güzel hediye olamaz, bir gün gelmede şirkete de maliyeti olmaz, hem çalışan için çok iyi kıyak olur

10 tl'lk lösev bağışı olabilir ya da farklı bağışlar... makbuzunu zarflayıp kurdelalayıp verirsiniz.

Kitap geliyor benim çalıştığım yerde şu an.

2 kişilik sinema bileti veriyordu eski işyerim.

maaş konusunu bilmiyorum ama seyehat planını önümüzdeki 6 ay olacak tüm seyehatleri kapsayacak şekilde yaparsan daha uzun vize alma olasılığın mevcut.

1.soruna bişey diyemiyorum ama mantıken 2 bilginin birbirini tutması gerek. ben olsam bordroda yazanı yazardım.

2. ben 2. seyehat için gideceğim tarihleri belirten dilekçe verdim. ayrıca yanında o seyehatın uçuş ve hotel bilgisini de ekledim ama görevli sadece dilekçeyi aldı. diğer gezinin rezervasyon bilgilerini koyamıyoruz dedi. Vizem istediğim tarihlere göre çıktı. Sen rezervasyonları yine de götür zaten görevli belgelere bakıp dizip kokuyor. belki seninkini koyar.

Elden aldığın maaşı yazarsan o şirketi öttürürler :)

Ust gomulu/yari gomulu 20 liklerde bu durum nadiren de olsa gelisir. Doktoruna ulas ilac recete etsin. Umarim kalici olmaz.

dün gittim tekrar doktora kapanmaya başlamış dedi. antibiyotik ve ağrı kesici devam ediyorum. Bakalım ne kadar sürede kapanacak.

1 tane istediğin için olabilir. midyeyi 1 tane yiyen pek olmaz.

midyeciler insan kılığındaki şeytanlardır. parasız olduğunu değil sadece nefis köreltmek istediğini düşünmüştür 2. midyeyi vererek iradeni kırmayı planlamıştır.

"bir tane midye yemek neymiş lan" demiş, vermiş adam işte.
bedava ve ekstra bir gıda olarak bak, mutlu bir şekilde devam et.

müşteri çekme, daha çok yedirme taktikleri.
fakirliğinle alakası yok hacım.

Gereksiz takmissin kafaya. Midyeciler - hepsi degil ama - yapar boyle guzellikler arada.
"gunluk hayattan bir soru" demek istedin galiba.

midyeci bir faceless man olabilir. nefsini test etmiş anladığım kadarıyla, sen de başarısız olmuşsun.

midyecilerin adeti değil mi ikram yav. çanakkale'de hep 3-5 bişey fazladan veririlerdi. mesala elindeki paraya 22 tane olur o 25'e tamamlar falan. adam da 1 tane alınca 1 tane daha vermiş işte. çünkü pek 1 tane yenmez canının çektiğini anlamış.

1 tane deyince üzülmüş ya adam.

Tezgahın Önünde müşteri görünsün diye bile vermiş olabilir

İşte gerçek esnaflık bu midyeciyi kutluyoruz. Para olduğunda git de 10 - 15 tane göm.

Benim omuzumda var, şimdilik bir sorun olmadı. 2+ yılında.
Ama güneş kremi sürüyorum hep, güneşlenmiyorum bir de. Aralarda da nemlendirici veya başka cilt bakım ürünleriyle kuruyup pullaşmasını önlemeye çalışıyorum (cildim çok kuru çünkü).
Koray Karagözler yaptı benimkileri, "çok güneşte kalıp yanmadığınız, bronzlaşmadığınız sürece ömür boyu solmaz diye düşünebilirsiniz" demişti. Muhtemelen bir noktada solacaktır tabii ama iki üç yıl değil en azından.

benim 3. senem, berbat baktığım (yani bakamadığım) için rengi soldu. güneş kremini eksik etmemek gerekiyor. ama her türlü soluyor sanırım ya.

koray karagözler'in yaptığı dövmeyi taşıyorum. iyi bakım, güneş durumu dövmenizi etkiler. 4 sene oldu benim. illaki ilk canlılık azalıyor ama onu da en fazla sen anlarsın. yukarıdaki linkte de olan kızın sırtındaki at gibi de renklerin yok olduğu olmadı.

6 ay sonra renk oturur ve öyle kalır iyi işçilik ve iyi boyada. Kolay kolay değişmez rengi. En büyük etken ten rengi. Beyazlara gidiyor renkli dövme.

İki yöntemi de kullanabilirsin, ister evde ister kioskta yazdır.

Ben telefondan gösteriyorum

yazdırmaya gerek yok. telefona gelen mobil biniş kartı kodunu göstericeksin.

bi gün güvenlik kontrolündeki görevli, yazıcıdan evde çıktısını aldığım bileti; bilet değil bu diye kabul etmemişti. bilet bu desem de dinlemedi. o zamandır kiosktan bastırırım.

o fiyata otobüsle türkiye içinde gidiş dönüş gidemediğin yerler var.

daha ucuza cok zor bence cok iyi fiyat. genelde 70-120 euro araliginda oynuyor istanbul-berlin biletleri.

gidiş dönüş hem de daha ne olsun.

Bence baya başarılı olmuş. Bu sene çok yükseldi biletler :/ Teşekkürler euro kuru

hesaplayan adam geldi. türk lirasından hesaplamayın. neredeyse aynı fiyata almışsınız.

ocak 2016 euro:3,22 62 euro bilet.
şu anda euro:4,15 66 euro bilet.

içiniz rahat olsun. daha ucuzu bence çok zor. hayırlı yolculuklar

Olucu musun:) Gayet iyi, daha fazla zorlama bence.

şifreleriniz bruteforce ile bulunabilecek kadar basit mi?

interneti bilinçli kullanın. maillerinize gelen herhangi bir yabancı linke tıklayıp xss yemiş olabilirsiniz. pishinge maruz kalmış olabilirsiniz.

bu sitelerdeki mail adresiniz aynı mı? pc'nizin temiz olduğundan eminseniz mail adreslerinizi değiştirin bence.

mümkün olan her yerde 2 adımlı doğrulama kullanın.

abicim naptın öyle ya. yerinde olsam bir daha internetle bağlantısı olan hiç bi cihaza elimi sürmem.

nerede ne kadar kullandığın cihaz varsa hepsini fomatla ve şifrelerinin hepsini yenileyip güçlü hale getir.
şimdiye kadar kullandığın hiç bir şifreyi tekrardan kullanma.
güvenlik için kullanılan ikincil mail adreslerini kontrol et.
yerinde olsam temiz bir mail adresi alıp önemli üyeliklerimi de o mail adesine tanımlarım tüm bu önlemlerden sonra.
ayrıca sms doğrulama ile giriş seçeneği olan sitelerde bunu da kullan.

nasıl yapıyorlar bilemeyiz, bir çok şekilde olabilir. şifrelerin çok basitse bruteforce olabilir tabi. ama bir yerden bir virüs yemiş gibisin bence. bu kadar tüm hesaplarının ele geçirilmesi tesadüf değildir.

facebook şifre yenileme mesajı her hafta fiks geliyor bana 1 yıldır falan. çalınmadı henüz, çok da umurumda olmadığından sallamıyorum. ama diğerleri garipmiş. üşenmeyip tüm hesaplarında mail adresi ve şifreyi değiştir bence.

şu an açık bende.

haydaa her yere giriyor bir tek akbank girmiyor. ne şimdi ki bu?

aciliyor bende de

ben de de açılıyor. vpn, dns, adblock falan açıksa kapatın. pc'nin tarih-saatini kontrol edin bi de. bazen bunlardan dolayı olabiliyor.

adblock kapattım
tarih saat doğru
Vpn yok
dns falan her şey otomatik
yurtdışındayım acaba ondan mı diyeceğim ama ne alaka ki?
Bu arada diğer banka sitelerine giriş yapılıyor. Mobilden akbank işlemlerini yapabiliyorum. Transfer falan sorun çıkmadı. Sadece laptopla bütün tarayıcılar denenmesine rağmen giremiyorum.

Yurtdışında olduğun için olabilir. Bazı bankaların yurtdışı trafiğini engellemek gibi bir güvenlik önlemi var. Ziraatte de vardı bir ara. Hala var mı bilmiyorum.

mobil uygulama ile giriş yapabiliyorum ama mobil tarayıcı ile giriş yapamıyorum
eeh bu ne saçma iş yahu?

Size zahmet birisi bana bunların e postasını atabilir mi
iletişim için dahi giremiyorum sitelerine
Yurt dışında olduğumdan arayamıyorum da
Türkiye'deyken aradığımda bile saatlerce bekleyip yeter be deyip kapattığım oluyordu ki buradan denemem sonucunda olacakları düşünmek bile istemiyorum

Telefondan Akbank Direkt'i deneyin.

sanırım uygulama çalışıyor. oradan giriş yapın. sağ üstteki 4 kareye tıklayıp telefon edin. hiç uğraşmadan direkt bağlanacaksınız.

olay git gide karmaşıklaşıyor
mobil data ile girebildiğimi farkettim, normal internet bağlantısı ile(ev hattı) giremiyorum. ama wifi çalışıyor bütün bankalar denendi.

bu durumda internet sağlayıcım olan Vodafone (ev hattı) akbankı engellemiş gibi görünüyor ama bilemedim. ilk kez başıma gelen bir durum

chrome ayarlar - gelişmiş ayarlar kısmında proxy ayarları kısmına göz at , muhtemel unuttuğun bi addblocker devrede. onu kapatman yeterli.

ben hep online check-in yapıp doğrudan uçağa gidiyorum ve yanımda makul boyutlarda çanta oluyor. hiç 8 kiloyu geçtim mi bilmiyorum ama bariz bi durum olmadıkça öyle uçağa binerken tartma olayı filan olmaz. ya da işte tartın ona göre 8 kiloyu geçmeyin o zaman. ama 9 kiloluk kabin boyutunda bi çanta sorun olmaz böyle online check-in yapıp tarttırmadan uçağa giderseniz.

Online checkin yapmazsan %100 tartarlar.
Online yaparsan tartılmama şansın var. Genelde tarttıklarında sorun çıkarmıyorlar ama belli de olmaz.

bu konu gerçekten çok değişken. istanbul'dan zaten biniş çok rahat. self check-in'den bastır boarding kartını. göze batan bir çantan yoksa geç kimse bişey demiyor. bazen kontrolden geçerken görevliler bekliyor. göze batan bir çantan yoksa eliyle bir yokluyor ağır mı diye. değilse kabin bagajı diye kağıt yapıştırıyor.

Ama yurtdışında daha sıkılar. kilosunu geçtim boyutuna bile takılıyorlar.

online check in yapın. olur da tartacak gibi olurlarsa valizdeki ağır kıyafetleri üstünüze giyin. sorun çıkarabilirler çünkü daha önce çok yaptıklarını okudum.

şu bikutumutluluk gibi bir şey olabilir, alternatifleri de vardır mutlaka, aydan aya bir kutu sürpriz hediyeler gönderiliyor, bir arkadaşıma geliyor her ay, güzel yani, hatunların hoşuna gidecek cinsten bir şey,

Ucunda sizin için anlamlı bi charm (yonca, ay, yıldız vs..) olan kolye al bence. Şahsen hatırlama işini fiziksel objelerle bağdaştıran biri olarak böyle şeyleri üzerimde taşımak beni mutlu ediyor.

Instax al bol bol fotograf cekin hatira olsun.

@proletarier aller lander vereinigt euch

ondan da var:)

Otelden voucher mı istiyor konsolosluk

Evet voucher istiyorlar. Aslında adım ve tarihler olsa yeter bence
Accommodation proof (confirmed hotel reservation/rent agreement clearly stating your name, rental period and accommodation address) covering the entire period of stay in Schengen area

Bookingden aldığınız çıktı dışında(zaten orada onay sure ve adres oluyor),ama hotel voucher istiyorlarsa otel isminizi yazmak zorunda. Israr edin.

Ben booking onay sayfasını verip almıştım vizeyi. Orda bu yazdığın bilgiler zaten var.

Ama adınız yazıyor muydu nucleon ?? Bende yazmıyor

Booking rezervasyon ciktisinda isim yazar. Su ana kadar hep oyle aldim ben.

booking rezervasyonunda isim yazıyor birşeyi yanlış yapıyorsun.

rezervasyonu bastığınızda sayfanın en alt kısmında oda bilgileri yazan yerde guest name olarak adınız yazıyor olması gerek.

rezervasyonu güncelle deyip, oraya isim bilgisi girebiliyorsun

yazan kişi arkadaşın mı ki XD başarısız değil. kafası çalışmayan milyonlarca insan var. günde binlerce lira kaldırıyorlardır

bence arkadaşın hacklenmiş

hesap hacklenmiş olabilir.

Arkadaşın değildir, hesap hacklenmiş+1 Birçok kez duydum bunu, aynı mesaj bana da geldi zamanında.

Fake hesaptir o. Arkadasin degildir.

arkadaş değil, birisi hesabına girmiştir. benim bir arkadaşa da olmuştu aynısı

Hacklenmiş bana da kuzenimin kayınpederi benzer bir mesaj atmıştı asdgsf

Az önce otobüsçü abinin başına geldi tam bu anlattığın. Geçen sene benim kuzene oldu, adam zaten bankacı, gel sana faizsiz kredi veriyim diye mesaj attı, ana bacı sövünce sustudjshjsb

babama oldu. 25 tl gitmişti. akrabası yardım eder misin demiş falan. buna benzer bişey. 10 dk sonra hesap kapatılmış zaten.

Hacklenmis arkasasin, haberi bile yoktur

Arkadaşının face hesabı hacklenmiş. Karakola gidip ifade falan vermesi gerekiyor bildiğim kadarıyla. Benim bi arkadaşımın başına geldi, öğrencileri falan ekli olduğundan bi hesaptan onlarca kişiyi dolandırmayı başarmışlardı. Hafife alma, cahil insan çok, buna okumuşu da dahil.

vitamin eksikliği olabilir, uyku apnesi gibi bi problem olabilir. tamamen psikolojik olabilir.

genel bi testten geçin, özellikle vitamin değerlerine bakılsın.

uyanmak için sebebiniz güçlü değildir belki. ikna olmamışsınızdır.

spor yap. bende'de aynı durum vardı. hatta bu iş kariyerimi etkilemeye başlamıştı. düzenli spor yapmaya başlayınca her gün sabah 7 de otomatik olarak uyanıyorum artık. eğer ki yapmıyorsan bir dene.

aile hekimine git kan değerlerine baktır. b 12 eksik olabilir. yattığın oda havasız kalıyorsa oksijensizlik de adamı sersem yapar zor uyanırsın.

sebebi uyuyamaman (derin uykuya dalamaman) olabilir. ışık, ses izolasyonunu sağla. nefes yolunu aç. odayı havalandır. gün içinde fiziksel olarak efor sarf et (spor gibi). sonuç alacaksın.

b12 eksikliği olabilir. ayrıca burnun ile bir sıkıntı var mı? bu da kaliteli uyku çekmeni engelleyip zor uyanmana neden oluyor olabilir.

sleep cycle adlı telefon uygulamasını bir denesene.

bende çok işe yaradı ama 1 ay sonra bıraktım kullanmayı. çünkü yatakta telefonla uyumanın sabah uyanamamaktan daha çok zarar verdiğini düşünüyorum.

gerçi artık o programa gerek kalmadan da kendim uyku saatlerimi ayarlayıp uyuyorum. aslında çözüm 1,5 saat ve katları kadar uyumak. örneğin haftaiçi sabah 7'de uyanmam gerekiyor ve bu yüzden 1'e doğru yatağa girmiş oluyorum, 1'de uyuyorum ve 6 saat sonra zıp diye kalkıyorum. bunu artık uzun süredir yaptığım için vücudum da alıştı, belki ondan kolay geliyordur.

kendi kendinize cozemiyorsaniz

(vitamin, kan degerleri, oda havalandirma, temiz carsaf, oda isigi, lavanta kokusu, sut, ilik dus, alarm aplikasyonlari, spor, yemek duzeni, yatmadan dusunceleri not etme, 432hz muzik dinleme)

uyku klinigine gidebilirsiniz. var artik bir cok hastanede bu bolumden.

erken yat, 10 gibi

kendimi bildim bileli uyanmakta zorluk çekerim aslında.
sabah 8, en geç 8.30'da kalksam yeterli oluyor, o yüzden 10 gece uyumam için çok erken bir saat. zaten işten de 7'ye doğru çıkıyorum, anca 8.15'te falan evde oluyorum mesaiye kalmazsam. biraz akşamı da yaşamam gerekiyor :)

spor yapmıyorum. ginseng içiyorum bu dönem. ara ara içtiğim vitaminleri değiştiriyorum.

geçen sene doktora gittiğimde demir eksikliği ve d vitamini eksikliği çıkmıştı. ama çok mühim değerlerde değildi diye hatırlıyorum.

bu arada ekstra bilgi veriyorum belki bir şey çıkar:
kadın, 29,
boy 160, kilo 46-47

Sonuç tek kelimede saklı rahatlık. Geç kalınca sorun olmayacağını bildiğin için salıyorsun. Erteleme genleri devreye giriyor bugün de uyuyayım yarın erken kalkarım.

İlk geç kaldığın gün tutanak tutacak bir müdürün olsa her gün yarım saat erken masanın başındaydın, vitamin falan hikaye.

Alarm vb kurunca kalkamıyor musunuz yoksa kalkıp kapatıyor musunuz?

Eğer kalkıp da kapatıyoranız telefonu duyabileceğiniz fakat yataktan çıkmadan kapatamayacağınız bir mesafeye koyun.

Bir de cep telefonu uygulamaları var. Size çeşitli bulmacalar matematik soruları vs soruyor. Bunlarda zoru seçin. Siz çözünceye kadar alarm çalmaya devam edecek ve sinirlerinizi zıplatacaktır.

Bu süreçte ayılırsınız diye umuyorum. Hatta banyonuza yakın bir yerde olsun telefonunuz. Kalkar kalkmaz yüzünü de yıkayın.

Tüm bunlardan sonra da gidip uyursanız o sizin bileceğiniz iş.

bir uyku klinigine gitmelisin. ama önce kbb gidip burun ve nefes sorunun var mı ona mutlaka bak. vitamin kan vs sonraki adımlar.

bazı otelcilik programları;

opera pms (dev oteller genelde bunu kullanır)
elektra
sistem otel
amonra

www.teamwork.com
Atlassian Jira

basecamp
slack

ufağından en kurumsalına tüm medya planlama ajansları bu programı kullanıyoruz

medplan. (evet çok yaratıcı bir isim:D)

ya git git...
öyle arkadaş mı olur. git, o ben geldim diye haber verdiğinde şimdi geliyorum 5 dk geliyorum diye diye beklet.

git.
ya da başka bi yerde bekle. o geldiğinde 40 dk da sen onu beklet. sonra istersen buluş istersen hiç buluşma.

Ben beklemezdim alışkanlık yapmış

git.

git. gitmezsen ders almayacak devam edecek buna.

Git

git ama gittiğini söyleme, gelince neredesin desin o zaman söyle. muhtemelen carlayacak, sen de carla, eteğindeki taşları dök, kaç oldu bu de, rahatsızlığını dile getir. bazı insanların silkelenmesi gerekiyor durumun farkına varabilmeleri için.

Keyfi bir şey değilse gitme, ama her şeye rağmen buluştuğunuzda ufak tefek laf atabilirsin bu duruma, eşşek değilse anlar.

Nerdesin la yapraaam diyebileceğin biriyse bekle.

Benim bir arkadaşım öyle. En son 2de buluşalım ama sen 1 gibiymiş gibi düşün beni bekletme artık dedim sonra dikkat etmeye başladı.

durduğun kabahat. 5 dk 10 dk hadi neyse de he seferinde 30-40 dk beklenilmez.

Git durduğun kabahat. Aynısını yapan arkadaşım var, ben de onun üzerinde uygulayacağım lütfen arkadaşının tepkisini de yaz ki ona göre ben de uyguladığımda gardımı alayım

Bende de var aynından bir tane. Defalarca söyledim. Zaman algısı yok, artık kabullendim. Buluşma saat 1'deyse 2'ye doğru gidiyorum kafam rahat.

Buluşup sonra ayrılmanın bence hiçbir etkisi yok yine aynı şey olmuş.

e-devlette adımıza açılmış hatları görebilirken bddk, şu işe bir el atıp getiremedi.

bankaları arayıp sorun. dilerseniz de kapatıyorlar. zaten en fazla kaç bankada hesabınız olabilir..

findeks'den detaylı rapor aldığınızda üstünüze olan kredi kartı bilgilerini veriyordu ama banka hesapları var mı hatırlayamadım.

o zaman mustafa kemal'in samsun'a çıkması manşet olacak kadar önemli bir haber değildi, belli ki bu gazete de yıllar sonra milliyet gazetesi'nin bir 19 mayıs'ında ek olarak verilmiş.

Milliyet gazetesi 1926 yılında kurulmuş.

+1 vegas ve captainobvious



tr.0wikipedia.org

mustafa kemal'in samsun'a çıkışı önemsiz olur mu hiç? o yıllarda bile gazi çanakkale savaşından dolayı (önceki savaşlar da var tabii) büyük şöhrete sahipti. halk daha o samsun'a çıkmadan önce bile büyük umut besliyordu. samsun'a gitmek gidip padişahtan izin aldığında da o umut vardı. biraz geri planda kalsalar da aslında başka önemli komutanlar da benzer mücadele girişimlerine başladılar. sonra atatürk'le birleşenler, ona karşı duranlar vs. oldu. neyse konu o değil.

geçmiş döneme ait böyle gazete yapmak biraz tuhaf geliyor sadece. birkaç gazete değil, böyle yüzlerce binlerce şey var.

@samterk önemsizdi demiyorum, ama "kurtuluşumuz geldi" diye ulusal gazeteye manşet olacak kadar devasa da değildi.

kaldı ki yukarıda hazırlayan olarak adı geçen ömer sami coşar'a baktığımızda, kendisi zaten 1919 doğumlu.

bunlara ek olarak, header'da bulunan türk bayrağının bu şekli alması da 1936'da. öncesinde benzer ama standardize olmayan bayraklar kullanılıyor.

burada cevabı

"1969-1970 yıllarında gazeteci Ömer Sami Coşar (1919-1984) tarafından Kurtuluş Savaşını belgelemek üzere hazırlanarak Yeni İstanbul gazetesine ek olarak dağıtılmış, ansiklopedik bir gazete ekidir"

tr.0wikipedia.org

Operasyonu çok maliyetli bildiğim kadarıyla.
Teknolojisinde bir şey olmasa gerek. Yüzlerce konteyner taşıyan gemi yapan bunu da yapar biraz mühendislikle beraber.

Nükleer enerjiyle çalışıyor uçak gemileri. Türkiye hala nükleer enerji konusunda tecrübesiz. O gemiye gerekli teknolojileri koymak zor olan. Yoksa o boyuttaki bir gemi kocaman bir kayık niteliğinde olur. Bir de ciddi anlamda çelik ve kaynak işçisi gerekli. Yapılabilir ama sıra ona gelene kadar çok iş var. Bana kalırsa ihtiyacımız da yok.

uçak gemisi çok zor bir olay.

ilk bakışta düz metal gemi gibi gelmiş olabilir sana ama orada ciddi bir mühendislik var. hadi projeyi sağlam bir mühendis ekibi oluşturdun yazdın çizdin. türkiyede bildiğim kadarıyla ne bu kadar büyük bir kızak ne de bu kadar büyük bir havuz var. hadi onlar da dert değil önce onları yaparsın. gelelim işçiliğe bizim tersaneler 2009 krizine kadar deli gibi gemi yapıyordu, aslında gemicik yapıyorlardı. 2009'dan beri türkiyedeki tersanelerde gemi yapılmıyor. sadece bakım yapılıyor. bu nedenle gemi "inşa" anlamında zaten çok bir bilgimiz yoktu ama 8 yılda olan bilgi de uçtu gitti.

bu arada bu tip gemilerin işçiliği inanılmaz önemlidir. hiç bir hataya yer yoktur. türk işçiyle bu kadar teknik bir şey yapmak çok zor. inanılmaz iyi bir kadro toparlanması gerekir ki neredeyse imkansız. türkiyede genelde işi iyi yapmaktansa denetçi yemeğe götürülür, karı ısmarlanır, o da olmazsa bıçak çekilir...

hadi bunları da hallettik. yıldızlar takımını oluşturduk başladık üretmeye. bu gemi nasıl yürüyecek? o gemi nükleer enerji dışında bir şeyle yürüyemez. cüssesinden falan kaynaklı değil. askeri stratejik nedenlerden dolayı. senin uçak gemine nükleer enerji koymana kim izin verecek? o nükleer enerji kaynağını kim kuracak? işte dışa bağlı olunca bu soruların sonu gelmez. o nedenle haddini bilip ilk önce uçak gemisi değil de ilk önce kendi buğdayını üreteceksin...

hadi bir şekilde yaptın. bir de bu aleti yüzdürmenin maliyeti var. öyle saldım gittim olmuyor. hayvan gibi eskort ediliyor korumak için.

Şurada örneğiyle açıklanmışı var: eksisozluk.com

Kolay bir iş değil sanırım. Rusya'nın bir tane uçak gemisi vardı, Suriye'ye getirdiler. Kaza üstüne kaza oldu. Geri çekip, bakıma aldılar.


Türkiye emperyal bir ülke olmadığı için uçak gemisine ihtiyacımız yok ama o büyüklükte bir gemi ve teknolojisini öğrenmek adına 1-2 tane yapılmasında fayda var.

Herkes %100 yerli yapmıyor zaten. Motor gibi bazı aksamlar gerekirse satın alınır.


.

Merhaba,

Öncelikle Türkiye uçak gemisi yapabilir. Bunun için gerekli olan tüm kaynaklara sahibiz. Yeterli uzunlukta kızağımız da var, gemi inşa etmek için bilgi ve tecrübemiz de var.

Şu anda 240 metrelik askeri geminin inşa edilmekte olduğunu hatırlatırım. Bu gemiye de dikine kalkış ve iniş yapabilen uçaklar için bazı ayarlamalar yapıldığını biliyoruz. (bkz: tcg anadolu). Bu gemiyi yaoabilen Türkiye uçak gemisi de yapabilir.

Neden büyütüldüğüne gelince; çok fazla ülkede uçak gemisi bulunmuyor. Sadece deniz aşırı politik hedeflere sahip ülkeler bu tip gemilere sahip oluyor. O yüzden biraz saldırgan bir hareket uçak gemisine sahip olmak. O yüzden ilgi çektiğini düşünüyorum.

Sınırlarından kalkan uçakların müdahale edemeyeceği kadar uzak ülkelerde savaşmak gibi hayallerin varsa uçak gemisi yapmayı düşünebilirsin.
Öyle bir hayalin yoksa, ara sıra ailenle alışverişe gitmek için otomobil almak dururken gidip otobüs almaya benzer ki salaklıktır.
İlla birşey yapmak azim ve kararlılığındaysan uçak yap. Uçak gemisi kusur kalsın.

Teknolojik yetersizlik değil, siyasi yetersizlik bizdeki. Zira deniz aşırı uzun süreli savaşlara girmek dışında bir işe yaramıyor uçak gemisi. Bizim öyle bir misyonumuz olmadığı gibi defansımızı bile zor yapıyoruz.

kolay bi iş olsa ruslar becerirdi bunca yıldır. uzaya gitmiş adamlar neticede. bi tane kıçı kırık uçak gemicikleri var 2 ayda bir bakıma sokuyorlar.