Giriş
(3)

Üniversite Bürokrasi Sorusu

turk kasi
Yönergelerden birinden bir maddeyi değiştirmek için ne yapmak gerekiyor?Rektör direkt değiştirebilir mi? Süreç nasıl işler?
Yönergelerden birinden bir maddeyi değiştirmek için ne yapmak gerekiyor?
Rektör direkt değiştirebilir mi? Süreç nasıl işler?
0
turk kasi
(07.07.20)
olaya idare hukuku açısından bakmak lazım. normlar hiyerarşisine göre yönerge, yönetmeliğe, yönetmelik tüzüğe, tüzük kanuna, kanun anayasaya aykırı olamaz. yapılması istenen değişiklik eğer bir üst hiyerarşideki norma aykırıysa yönetmelik değiştirileemz, tam tersinden bu sıralamaya uygun şekilde yukarıdan aşağıya değişiklik yapılmalı.
eğer değişiklik üst norma uygunsa ya birimler değişiklik teklifini hazırlar ya da hukuk müşavirliği teklifi hazırlar ve üniversite senatosunda görüşülür. rektör tek başına karar alamaz.
0
halanne
(07.07.20)
rektör bizzat değiştirmez olay şöyle olur bnm tahminim (hiç senatoda bulunmadım ama bulunanla konuştum) bi sorun varsa ya da bi şey değişecekse senato gündemine geliyor senatoda da dekanlar fakülte temsilcileri enstitü müdürleri falan oluyor onlar madde getiriyor tartışlıyor oylanıyor sonra rektörlüğümüz senatosunun aldığı .. kararına istinaden yönergelerden şu değişmiştir oluyor.

aynen halanne doğru yazmış aslında. eğitim komisyonu ya da komisyonlardan biri bi karar alıyor komisyonda da 10 20 kişi var hocalardan onlar senatoya yolluyor senatoya gelen bi madde zaten kesin geçer.
0
lata
(07.07.20)
Senato değiştirir.
0
piotr
(07.07.20)
(5)

Resimdeki yeşil daire nasıl yapılmış?

halanne
Selam, harita üzerindeki şu yeşil daire hangi programla yapılır, mersi, boku, danke, bitte..
Selam, harita üzerindeki şu yeşil daire hangi programla yapılır, mersi, boku, danke, bitte..
0
halanne
(06.07.20)
adobe ps
0
marlonbranda
(06.07.20)
photoshop'ta brush tool ile yapılır.
0
elektr10
(06.07.20)
hmm, başka ve daha küçük bir programla yapabilmenin yolu var mıdır?
0
🌸halanne
(06.07.20)
paint.net adlı program ile yapılabilir. ücretsiz, küçük ve güzel bir program. PS'in temel bazı araçları var.
0
himmet dayi
(06.07.20)
www.photopea.com brush toolun içinde 1. satır en sağdakini seç.(ibb.co) ondan sonra da opacity %80 ya da artık kaç istiyorsan ayarlayıp koy yeşil daireni.
0
10032007
(06.07.20)
(5)

Tezli yüksek lisans ve doktora eş zamanlı olur mu?

amuda kalkan solucan
Merhaba,Tezli yüksek lisansta tez aşamasına geldim, birkaç ay içinde yazıp bitirmiş olacağım.Ama aynı zamanda başka bir alanda doktora eğitimine de başlamak istiyorum. İki program da aynı eğitim kurumunda fakat farklı alanlarda. Bu durumda tezli yüksek lisansı bırakmak şart mı? Yoksa ara bir yolu va
Merhaba,

Tezli yüksek lisansta tez aşamasına geldim, birkaç ay içinde yazıp bitirmiş olacağım.
Ama aynı zamanda başka bir alanda doktora eğitimine de başlamak istiyorum. İki program da aynı eğitim kurumunda fakat farklı alanlarda.

Bu durumda tezli yüksek lisansı bırakmak şart mı? Yoksa ara bir yolu var mı?

Yardımlarınız için şimdiden çok teşekkür ederim.
0
amuda kalkan solucan
(05.07.20)
aynı anda tezli yüksek lisans ve doktora programına kayıtlı olamazsınız.

ama doktoraya başvurdunuz kayıt oldunuz derken mezun olabilirseniz olur.
0
ceketimi alip cikcam
(05.07.20)
Hayir ayni anda iki tezli programda kayitli olamiyorsunuz, yl tezsiz olea olurdu.
0
red g
(05.07.20)
Yüksek lisansi bitirmeden doktoraya baslanıyor mu ki?
0
absolutelydevastated
(05.07.20)
@absolutelydevastated +1

önceden yls diplomanız var mı? yls diplomanız olmadan doktora yapamazsınız.
0
halanne
(05.07.20)
Yüksek lisans eş değeri bölümden mezun olduğum için bizde direkt doktoraya başlanabiliyor ancak ben kolaya kaçtığım için yüksek lisansa başvurmuştum.

@ceketimi alip cikcam o zaman iyi bir hesaplama yapmam lazım. denk getirebilirim umarım.
0
🌸amuda kalkan solucan
(06.07.20)
(13)

yunan heykelleri vücut geliştirme

black mamba
bir hocadan duymuştum tv'de. yunan heykellerine bakın insanlar o zamanlar bile bu vücutları yapmışlar o yüzden günümüzdeki makinalara ihtiyaç yok falan diyordu. bana mantıklı geldi. o zamanlar nasıl yapmışlardır bu vücutları? sadece vücut ağırlığı ile mi? günümüzde neden makinalara vs. ihityaç duyuy
bir hocadan duymuştum tv'de. yunan heykellerine bakın insanlar o zamanlar bile bu vücutları yapmışlar o yüzden günümüzdeki makinalara ihtiyaç yok falan diyordu. bana mantıklı geldi. o zamanlar nasıl yapmışlardır bu vücutları? sadece vücut ağırlığı ile mi? günümüzde neden makinalara vs. ihityaç duyuyoruz?
0
black mamba
(05.07.20)
daha hızlı ve salonlarda yer kaplamıyor. gidip yel değirmeni ve keçi dana bulman lazım diğer türlü kas yapmak için.
0
kelepir
(05.07.20)
o zamanlarda masa başı işte yoktu, organik olmayan yapay yiyecekler de yoktu.
günlük çalışmanın büyük kısmı insan gücü kas gücü gerektirince, yemekler de doğal olunca fit bir vücut olabilir.

hala fiziksel olarak yoğun mesai yapan insanların çoğunun fit oldugunu görebiliriz.
0
ayin yazari
(05.07.20)
Antik dönem kas gelişimi için Krotonlu Milo’yu bi araştır.
0
angelus
(05.07.20)
@ayin yazarı masa başı işle açıklanamaz bence. Davut heykeli mesela. Define bir vücut. Masa başı çalışmayan, doğal beslenen kaç kişinin vücudu öyle? O vücut çalışılmış bir vücut.
0
🌸black mamba
(05.07.20)
Conan bir macerasinda bir zigurattan gecip gunumuz dunyasina geldiginde vucut gelistirmeci bir adami tokat manyagi yapip "demir kaldirip indirerek kas gelistirmek olume karsi mucadele ederek kas gelistirmeye benzemez" demisti.

Tabi o donemde herkes olumle karsi mucadele etmiyor her gun ama gene de ya motorlu aletler olmadan ciftcilik yapiyor, yuk indirip kaldiriyor, demircilik yapiyor vb.
0
crown
(05.07.20)
Davut heykelindeki Davut model değil ki, yani Davut gelip Michelangelo’ya poz vermemiş Michelangelo kendi hayalinde o şekilde yorumlamış. Davut belki de dombili bir vücuda sahipti bilemeyiz.
0
angelus
(05.07.20)
vücut geliştirme için makinalara ihtiyaç duymuyoruz, spor salonundaki makinaların çoğu basit makina matığıyla çalışır yani işimizi kolaylaştırabiliyorlar. hani ya şu kas grubunu daha insanoğlu olarak çalıştıramadık dur şöyle bi makina yapalım demedi kimse. bahsettiğin dönemde olimpiyatların düzenlendiğini düşünürsek ve güç insan hayatında belki şimdi olmadığından daha önemli bir noktada idi. (avlanma, insan gücü vs) insanlar avlanıyor, protein alıyor, ve ağır kaldırıyorlardı. vücut geliştirme zaten temelinde ilkel bir spor. yani bu şaşırılacak bir bilgi değil
günümüzde bile makinasız evde kendi vücut ağırlığıyla youtubeda "çelınç" videoları çeken tonla adam var.
ilk gün 3 şınav çekersin diğer gün 5 diğer hafta 10 diğer ay 20.. kendini zorladıkça hiç yapmadığın bulunmadığın noktalara geldiğinde güçlenirsin kaslanırsın olay bu kadar.
0
Barbell
(05.07.20)
Ağırlığı eşit dağıtılmış, daha yüksek verimli ve kas dönüşümlü ağırlıklar yerine, şekilsiz tutması bile zor taşları indirip kaldırsın hocan o zaman.

Modern dünyada 1 sene içerisinde yaptığın vücut ve kası, eski dünyada yıllar yıllar içinde amelelik yaparak taş taşıyıp kazma sallayarak yapabilmişlerdir.

Neye gerek yok demiş anlamadım. Hocan “kalkın taş taşıyın boşverin” mi demiş
0
avatar is back
(05.07.20)
her şeyden önce yunanlılardaki ideal kavramını açıp okumak gerekir.
0
isveperver
(05.07.20)
Makinelere tabiki ihtiyac yok.

Gününü avlanarak gecireceksen, sürekli yuruyeceksen, sürekli uzerinde zirh elinde kilicla dolasip eğitim yapacak/savasacaksan, surekli daglara cikacak/tirmanacaksan.
Bu arada bir şeyleri heykellerde görüyoruz diye arka planda fakirlerin de böyle oldugu ya da cok zenginlerin böyle oldugu fikri nereden cikiyor bilmiyorum. Biz de heykel olarak sadece brad pitt, arnold, jay cutler falan yapsak gelecekte de boyle dusunurlerdi.

Simdi de yapabilirsin; yüksek protein oranli, sebzeli ye. Karbonhidrati biraz azalt, seker hic alma. Her gun barfiks, dips, row, sinav, squat turevleri, deadlift turevleri yap. Bunu yapan insanlar cok, ilk defa bulunan bir olay değil.
0
logisticsmanager
(05.07.20)
Antik donem yunan heykelleri tanri insani simgelesigi icin mukemmel vucuda sahip. Yani olayi o zaten. Insani tanrilastirmak... ideal insana ulasmak... kusursuzluga ulasmak. Bu sebeple hepsi kasli vs. Heykellerin idealize edilmis olmasi o donemde yasayan tum insanlarin kasli vs oldugunu gostermez. Cunku heykellerin yapilma amacidir zaten insanin mukemmel olmadigi ve ideale kavusma dusunceleri....
Ayrica davut heykeli baya sikintili, hic de mukemmel olmayan bir heykeldir. Onu da arastirin isterseniz. Mermerin dogal formu ve boyutlari yuzuden heykel anatomik oransizliklarla/hatalarla doludur.
0
nax
(05.07.20)
o yunan heykellerinin hepsi idealizm döneminden yani, kişinin gerçek hali değil; olması gereken, ideal, hayali halinin heykelleştirildiği anlayıştan. yoksa hiç mi şişman, kısa, göbekli, kel, çirkin yunanlı yoktu yani.

bu konuda bakınız: bbc, how art made the world
0
halanne
(05.07.20)
(bkz: calisthenics)

Basit/ilkel aletlerle dahi mümkün
0
filipis
(05.07.20)
(11)

calisirken gezme imkaniniz olsaydi nasil bir plan yapardiniz

buenosdias
covid 19 yuzunden evden calisiyoruz. durumlar icacici olmadigi icin su an sirkette uzun sureli evden calisma plani yapiliyor. ben de hayaller kurmaya basladim. su an istanbulda tek basina yasayan biriyim. ev kira. diyorum ki evi kapatip yollara duseyim. aylik evler kiralayip ege, akdeniz, karadeniz
covid 19 yuzunden evden calisiyoruz. durumlar icacici olmadigi icin su an sirkette uzun sureli evden calisma plani yapiliyor. ben de hayaller kurmaya basladim. su an istanbulda tek basina yasayan biriyim. ev kira.

diyorum ki evi kapatip yollara duseyim. aylik evler kiralayip ege, akdeniz, karadeniz vs..gezip calisayim diyorum. guzel bir yer bulursam kalici yaparim. tabi bunun icin superbox modem alip tum esyalarimi tek bavula sigdirma temizligi yapmam lazim.

siz olsaydiniz ne yapardiniz?
0
buenosdias
(02.07.20)
güzel planmış. ben virüsten hala çok korktuğum için yapamazdım muhtemelen.
0
inancsiz deve
(02.07.20)
süper fikir. ne kadar uzun süreli evden çalışma planı yapılıyor?
yazın iyi de kışın sık gezemezsin.
0
effa
(02.07.20)
muhtemelen bir, iki yil surecek; ama ofis maliyet tasarrufu patronun agzinin suyunu akittigi icin devamli olma ihtimali de var.
0
🌸buenosdias
(02.07.20)
Plan güzel de, 3 ay sonra şirket ofise dönün derse ne yapacaksınız ?
0
tss
(02.07.20)
atlayip donerim. istanbul'da annemlerin evi var. ev bulana kadar orada kalirim.
0
🌸buenosdias
(02.07.20)
e siz yapmissiniz plani, az biraz paranizda varsa yapin tabi neden olmasin.
0
cairo
(02.07.20)
dikkat edilecek bir iki husus var, bir iki aylık ev kiralama yıllık kiralamadan daha pahalıya gelir size, bununla beraber küçük yerde (şehir dışındaki ilçelerde/mahallelerde) aylık ev kiralamak zor olur ev sahibi güvenmez hırlımısın hırsızmısın, kaçakmısın diye. dolayısı ile ben olsam önce gideceğim yerde 2 aylık bir ev bulurdum, sonra bu evin kapatılması son kirası eşyaların satışı vs. ile uğraşırdım en son olarak da taşınırdım, taşınırken daha ev bakmak zorunda kalabilirsin. yine küçük ilçelerde eşyalı ev bulmakda sıkıntı olabilir.

eğer aracın var ise şanslısın ama araçta kamp yaparak çalışabilirsin.
0
selam
(02.07.20)
Valla paran varsa plan süper. Ben de aynı moddayım, evli olmasam şimdi tura çıkmıştım bile.
0
roket adam
(02.07.20)
superbox modem sadece fiber altyapı ile çalışıyor- sanırım- biz fethiye için bunu sağlayamadık vdsl aldık. adres bazlı superbox sorgusu yapılabiliyor
0
delidiyorum
(02.07.20)
dediğinizi dünya yı gezerek yapanlar var. dijital göçebelik deniyor.
0
dmrkprn
(02.07.20)
görüyor ve arttırıyorum. karavan alın, hiç ev bulmak kiralamak vs ile uğraşmayın. beğendiğiniz yerde çekin kenara karavanı, atın şezlongu kurun laptopu oh miss. gittiğiniz ev temiz mi sizden önce coronolı biri hapşurdu mu derdiniz de olmaz.
0
halanne
(02.07.20)
(16)

ölü babam şu an ne yapıyordur

bir garip melek
merhaba. bugün babam öleli 1 yıl oldu. sizin inancınıza göre şu an nerededir ve ne yapmaktadır?
merhaba. bugün babam öleli 1 yıl oldu. sizin inancınıza göre şu an nerededir ve ne yapmaktadır?
0
bir garip melek
(25.06.20)
Yaptıgın güzel ve onurlu davranıslara bakıp işte benim evladım diyordur bence.
0
chemnil
(25.06.20)
ben arada düşünüyorum ne yaptıklarını. bana öyle geliyor ki gülüyorlar. bozulduğumuz, üzüldüğümüz, kafaya taktığımız şeylere bakıp da gülüyorlar.
0
prodeq
(25.06.20)
Allah rahmet eylesin. Melek olmuştur o.
0
rahibeler terasa
(25.06.20)
maalesef hiç bir şey. sadece senin hafızanda yaşıyor.
0
stewie
(25.06.20)
Başın sağolsun :(
Doğaya, azot döngüsüne karışmıştır.
0
pati
(25.06.20)
senin hatiralarinda yasiyor bana göre, onu nasil hatirlarsan öyle yasayacak.
0
proteus
(25.06.20)
müslümanca yaşayıp son nefeste de öyle öldüyse ferahtadır, kendisine gösterilen güzel diyarlara gideceği günü bekler. emin ellerdedir yani, artık hiçbir kötülüğün zararı dokunamaz ona. arkasından fatiha okursanız, hayır hasenat yaparsanız haberdar olur.

bu benim inancım değil bizzat gerçeğin kendisi bu arada. insanların inanıp reddetmesi bunu değiştirmiyor. istisnasız hepimiz bunları yaşayıp göreceğiz, ölüm ve sonrası bizden çok uzakta bir köyde çağrılan bir türkü değil.
0
ssiradanbirigibi
(25.06.20)
senin babanı bilmem de, benim babam öleli 15 yıl oldu, halam öleli bugün tam 1 hafta.
Halam gider gitmez annemi ve diğer gelinleri şikayete başlayıp babamı darlamıştır. babam şu an bi yerlerde halamdan saklanıyordur.
0
halanne
(25.06.20)
geçen sene bu günlerde en sevdiğim arkadaşlarımdan birinin ölüm haberini aldım. google fotoğraflar arada bir bildirim gönderiyor, 3 yıl, 5 yıl önce bugün diye. hep onun fotoğrafları çıkıyor. oradalar işte, 3 yıl öncedeler, 20 yıl öncedeler. herkesin bir saati var ve o saat bir gün duruyor.

ne yazık ki doğmadan önce olduğu yer +1
0
bruges
(25.06.20)
@halanne: umarım öyle olmamıştır :))

Başın sağolsun, bu konuda sana verebileceğim kesin bir yanıt yok, kimsenin yok. Dokuz sene önce dedem vefat etti, ilk sene benim için gerçekten zordu. Bir türlü kabullenemedim, zihnim almıyordu. Senin sorduğun soruları ben de kendime sordum. Dünyada bir izinin kaldığını düşünüyorum, fotoğraflarında, bize aldığı hediyelerde ya da söylediklerinde. Onu tanıyanlarda bir etki bıraktı, zihnimizin bir köşesinde imgesi yaşıyor ya da ne bileyim bir huyu ya da rahatsızlığı kalıtımsal olarak günlerimizde, hayatımıza yön veriyor. Peki biz ölünce ona ne olacak? Dünyadan tamamen silinecek mi? Belki de. Belki öyle olması gerekiyor. Belki farklı bir bilinç düzeyinde başka varlıklara etki ediyor şu an, dünyadaki varlığını hatırlamıyor. Belki her şey iç içe, dedem dünyadaki varlığının sona ermekte olduğunu biliyor ve bunu çok dert etmiyor.

Fiziksel olarak olmasa da zihninin, benliğinin bi köşesinde yaşadığını bilmek iyi gelebilir sana da. Ötesini bilemiyoruz. Başın sağolsun.
0
epistemic_regress
(25.06.20)
Annem öleli 7 aydan biraz fazla oldu. Hücreleri doğaya karışıyor, bilinci ise öldüğü anda kayboldu. Benden önce de söylenmiş, kaybettiklerimiz hatıramızda ve hafızamızda yaşıyor sadece.
0
kobuzchu kiz
(25.06.20)
Benim inancıma göre yaptıkları ne ise onun karşılığını alıyordur.
0
komando kani var bende
(25.06.20)
Zümer Suresi 42. ayete göre bakalım olaya. (Süleymaniye Vakfı Mealinden alıntıdır)

Allah nefisleri/ruhları, vücut öldüğü sırada vefat ettirir[1*], ölmemiş olanların nefislerini /ruhlarını da uykusunda vefat ettirir. Ölümüne hükmettiğinin ruhunu tutar, ötekini belirlenmiş eceline[2*] kadar salıverir. Bunda, düşünen bir topluluk için âyetler /dersler vardır.
[1*] Her insanda iki nefis vardır; birincisi bedeni, ikincisi ruhudur. Ana rahminde döllenmiş yumurtadan yaratılan bedene ruhun üflenmesi, bütün organların tamamlanmasından sonra olur. Böylece insan, dinleyebilen, basiret ve gönül sahibi olan farklı bir canlı türü haline gelir (Müminûn 23/12-14 ve Secde 32/7-9)

Bu âyete göre vefat, işi biten ruhun bedenden ayrılmasıdır. Allah ruhu iki şekilde vefat ettirir, biri uykuya daldığında, diğeri de öldüğünde olur. Ruh, bilgisayarın işletim sistemi gibi bütün bilgileri korur. Onun için Allah, hem uyuyan hem de ölen bedenin ruhunu koruma altına alır. Uyuyan insanın ruhu, uyandığında, ölen kişinin ruhu da vücut yeniden yaratıldığında geri döner. (Bkz. Müminûn 23/100 ve Tekvîr 81/7)

Ölüm ile uyku, insan açısından aynıdır. Uyurken kapanan göz, uyanınca açılır. Ölürken kapanan göz de yeniden dirilince açılır. Her ikisi de gözü kapayıp açmadır. İnsan bu arada geçen sürenin farkında olmaz. (Bakara 2/259, Kehf 18/19, Yasin 36/51-52)

Ahirette yeniden yaratılan bedene gelen ruh ile kişi, daha yeni uyuklayıp uyanmış gibi olur:"Sura üflenmiştir. İşte o zaman kabirlerinden Rablerine doğru koşup giderler. "Bize ne oldu! Uyukladığımız yerden bizi kim kaldırdı? derler." (Yasin 36/51-52)

Ölümle birlikte vücudu terk eden ruh, yeni bedene girince kişi kendini, hiç olmadığı kadar dinç hisseder ve tatlı bir uykuya geçtiği sırada uyandırıldığını sanarak tepki gösterir. İlgili âyetlere göre ilk ölen ile en son ölen insanın zaman algısı aynıdır. Böyle bir algıya sahip olabilmek için ölüm anındaki bilgi ile diriliş anındaki bilginin aynı olması gerekir.


Yani anlayacağın ölen öldüğünden habersiz uykuda. Yeniden yaratılma gerçekleştiğinde kendine gelecek.

Bu bakış açısından dolayı ölüm korkutucu gelmiyor artık(sevdiklerimizden uzak kalma açısından). Ölen için sorun yok sıkıntı kalana. Ölen zamandan bağımsız uykuda binlerce yıl geçirecek belki ama kalan kaybettiği sevdiğinden uzun yıllar ayrı kalmanın acısını tadacak.
0
emcekare olmadi einstein olsun bari
(25.06.20)
ben reenkarnasyona inanıyorum. baban şu anda başka bir beden içerisinde geçmişini bilmeden yeni bir gelecek yazmakla meşgul.
0
kırmızıgözlüağaçkurbağasıyeşili
(25.06.20)
Allah'ın emirlerine uyduysa ve iyi bir insan olarak öldüys ne mutlu ona.
0
alt4y
(25.06.20)
Allah sabır versin.

veraset ilamında, tapularında, gelir belgelerinde yaşıyor. umarım maddi anlamda bir şeyler bırakabilmiştir ve acının yanısıra bir de çalışmak zorunda değilsindir.

lütfen böyle depresif olma. dünyada milyarlarca insanın annesi babası ölü şu an. yalnız değilsin. istisnasız herkes yüzleşecek bu acıyla. er ya da geç. ölüm bir yokoluş, ne yapıyordur diye düşünmek sana yalnızca ıstırap verir. bu yalnızca ölüm için değil, bir daha geri başlamayacak şekilde biten ilişkiler için de böyle. geriye bakıp ne yapıyordur diye düşünmek çok yorucu, lütfen bu eziyeti yapma kendine.

hayatının bundan sonraki kısmını huzurla geçirmeye bak sadece.
0
semitika
(25.06.20)
(3)

Binli sayıların yazılışı

november rain
TV kanalları ya da haber siteleri vb. Binli sayıları neden farklı yazıyorlar?Mesela 1234 değil de bin 234 yazıyorlar standart olarak.
TV kanalları ya da haber siteleri vb. Binli sayıları neden farklı yazıyorlar?
Mesela 1234 değil de bin 234 yazıyorlar standart olarak.
0
november rain
(24.06.20)
tdk öyle diyor çünkü:
Dört veya daha çok basamaklı sayıların kolay okunabilmesi amacıyla içinde geçen bin, milyon, milyar ve trilyon sözleri harfle yazılabilir: 1 milyar 500 milyon kişi, 3 bin 255 kalem, 8 trilyon 412 milyar vb.
tdk.gov.tr
0
halanne
(24.06.20)
Ama isteseler 7. Maddeye göre de yazabilirler:
Dört veya daha çok basamaklı sayılar sondan sayılmak üzere üçlü gruplara ayrılarak yazılır ve aralarına nokta konur: 4.567, 326.197, 49.750.812, 28.434.250.310.500 vb
0
🌸november rain
(24.06.20)
ee okunması kolay diye işte.

tv karşısında zar zor okuma yazma bilenden gözü görmeyenine kadar çeşit çeşit insan var. bin 345 okumak mı daha kolay, 1.345 okumak mı? o küçücük noktayı göremeyecek olanı da düşünmek zorunda.
ikincisi spikerin konuşma notlarında ve prompterında ona hızlı bir şekilde ve hatasız okumasını sağlayacak şekilde yazıp vermek gerekir. spikerin "aa bi dakka bakayım, noktadan sonra 3 hane var demek ki bunu bin diye okuyacağım" diye düşünecek zamanı yok. ben de kendi konuşma notlarımda bin 345 yazarım, 1.345 değil, hele 5.123.456 hiç değil. dolayısıyla aynı yerden kopyala yapıştır yapılınca her yerde aynı şekilde yazıyor.

ayrıca sosyal bilimlerde makale vs yazarken de genelde noktasız olan tercih ediliyor.

komplocu mod on: ilk bakışta bin kelimesini gözden kaçırıp bugün sadece 345 yeni hasta varmış şeklinde algı yönetimi de uygulanmaya çalışıyor olabilirler. komplocu mod of.
0
halanne
(25.06.20)
(4)

Hiç tatil yapmamış babamı Ege'de görülebilecek tarihi yerlere götürme?

winston insani
MerhabalarBabam hayatında hiç tatil (deniz tatili, gezip görme) yapmamış biri. Yüzme fln da bilmez, çiftçi olduğu için yazları da sürekli tarla işlerinde.Kendisi müzeleri, farklı kültürlere ait şeyleri ve tarihi yerleri çok sever.Öncelikle yüzme bilmediğinden, ve kalabalık yerlere götürmek istemediğ
Merhabalar

Babam hayatında hiç tatil (deniz tatili, gezip görme) yapmamış biri. Yüzme fln da bilmez, çiftçi olduğu için yazları da sürekli tarla işlerinde.

Kendisi müzeleri, farklı kültürlere ait şeyleri ve tarihi yerleri çok sever.

Öncelikle yüzme bilmediğinden, ve kalabalık yerlere götürmek istemediğimden bu covid nedeniyle, önümüzdeki hafta izin alıp 1 haftalığına şöyle bir gezelim görelim yapalım diyorum çok fazla akdenize' kadar inmeden.

Henüz bir plan yapamadım, Kırklareli'nden öyle aşağıya doğru inicez bakalım. Çanakkale'ye de kilitbahir'deki arabalu vapurla geçmemiz gerekiyor galiba. Tabi ama aklımda çanakkale şehitliği ve şehitler abidesi var.

Sizlerin de varsa şuraya gitse çok beğenir, şunu da görse çok beğenir dediğiniz yerler fikirlerinizi almak isterim. Max 5 günlük bir tur şeklinde düşünüyorum şimdilik.
0
winston insani
(24.06.20)
Çanakkale'den geçecekseniz Anzak Koyu'na da uğrayın mutlaka. (Tören falan da yokken zaten geçerken kısa mola verip, oraları görüp, bilgi tabelalarını okuyup devam edebileceğiniz bir yer.)
0
kobuzchu kiz
(24.06.20)
Altınoluk akçay oraları da sevebilir,bizimkiler seviyor.
0
chemnil
(24.06.20)
Canakkale de truva antik kentine gidebilirsiniz.

Efes antik kentine gidebilirsiniz. Meryem ana ya da gidebilirsiniz.

Yaninizda kesinlikle sapka ve gunes kremi olsun cunku antik kent gibi yerlerdeki mermerler cok gunes yansitir. Bol su , sapka ve krem kesin...
Muze kart cikartirsaniz rahat edersiniz bi de.

Mugla da bolca antik kent var mesela stratonikia cok guzel ve buyuk. Yatagan milas arasinda.

Bodrum deniz muzesi var kalede. Ara ara bakimlar oluyor bi bakin acik mi diye.
0
tessera
(24.06.20)
sabah erken yola çıksanız, 2-3 saat sonra gelibolu yarımadasındasınız. önce orayı gezip oradan kilitbahir ya da eceabattan çanakkaleye geçin. çanakkale içinde meşhur ama tırt aynalı çarşıyı gezin. bence konaklamayı çanakkalede yapın,hme keyiflidir hem de ucuzdur.

sabah erken kalkıp truva. yeni açılan truva müzesi muhteşem, mutlaka götürün. truva antik kenti eh işte ama, zaten müze ile dip dibe. gitmişken görmeden dönmek olmaz.

oradan asos ve behramkale. asos antik kentine taşlı bir yoldan dik bir yokuşla yürüyerek çıkılıyor. babayı zorlar mı acaba? behramkalede sıcak dondurma yemeyi unutmayın.

üre'de (akçay) tahtakuşlar etnografya müzesi var, ilgisini çekebilir.

pergamonu sevecektir ama truva, asos derken fazla antik kent olabilir üst üste. ama teleferik vs de ilginç olabilir. pergamon yarım gün yer, oraya gitmişken kızılavlu ve asklepios da görülmeli tabi. sonra da altın kepçe'de köfte ve çığırtma yiyin.

pergamona girdiyseniz konaklamayı oralarda bir yerde yapacaksınız mecburen ya da az zorlayıp foça'ya ya da izmire atacaksınız kendinizi. izmir civarı efes, meryem ana zaten olmazsa olmaz.

babanın hoşuna gidiyorsa belki manisa/salihlide bir gece termal bir otelde kalınabilir.

izmirden sonra çeşme/alaçatı kalınmayacaksa da ya da denize girilmeyecekse görülmeli ki tatil yörelerinin şişirilmiş bir balon olduğu bir daha anlaşılsın.

antik kentleri gezerken önceden az biraz çalışıp gidin, yoksa bilmeden gezildiğinde hepsi sadece taş gibi geliyor.

ilginize göre sonradan editleriz.
0
halanne
(24.06.20)
(2)

Uzaktan derslerde ekrana denklem yazabilmek için ipad pro işe yarar mı?

panamera
Selamlar,Ipad pro ve kalemi ile kağıda yazar gibi denklem yazabilir miyim? Sayfalarca matematiksel denklem ve işlemin olacağı dersler için önerir misiniz? Çok pahalı olduğu için ancak işe yarayacağından emin olursam almayı düşüneceğim.Bir de galiba bu aralar yeni modeli çıktı. Bir eski modelini daha
Selamlar,
Ipad pro ve kalemi ile kağıda yazar gibi denklem yazabilir miyim? Sayfalarca matematiksel denklem ve işlemin olacağı dersler için önerir misiniz? Çok pahalı olduğu için ancak işe yarayacağından emin olursam almayı düşüneceğim.
Bir de galiba bu aralar yeni modeli çıktı. Bir eski modelini daha ucuza almak için şu an uygun bir zaman mıdır?
Cevap vereceklere şimdiden teşekkürler.
0
panamera
(24.06.20)
Bildiğim kadarıyla pronun yenisi 2. Nesil kalemi destekliuor. Eski alacaksan onun yerine basit ipad al çeyrek fiyatına sıfır. O da 1. Nesil kalemi destekliuor.

Kullanım tecrübem yok. Sadece ben de araştırıyorm. Belkin yutub dan bulabilrsin ingilizce aratarak denklem yazmayı ipade
0
sarcophagus
(24.06.20)
hocam bizim okuldaki matematikçiler google'un jamboard uygulamasını kullandılar sizin bahsettiğiniz iş için. sanırım sıradan bir tablete jamboard kurup, bunu bilgisayarlarına senkronize edip sonra bilgisayar ekranını paylaşıyorlar derste. isterseniz detay öğreneyim.
0
halanne
(24.06.20)
(4)

mitoloji

guldum gectim genceciktim
ilyada, odesa destanlari haricinde yunan mitolojisinde ne onerirsiniz?
ilyada, odesa destanlari haricinde yunan mitolojisinde ne onerirsiniz?
0
guldum gectim genceciktim
(20.06.20)
Zincire vurulmuş prometheus
Prokrustes’in Yatağı
Ars poetica(Bu şiir)
Euthyphron/ Dindarlık Üzerine
0
Amaranta ursula
(20.06.20)
arganotlar seferi
herkülün oniki görevi
casandra ve perseus
theseus ve ariadne
0
halanne
(20.06.20)
Bütün tragedyalar
Ovid eserleri
Hesiod eserleri
0
lesmiserables
(20.06.20)
tesekkurlef
0
🌸guldum gectim genceciktim
(21.06.20)
(3)

Transkript Hakkında

anladespina
Merhabalar. Bu sene okuduğum üversiteden memnun olmadığım için yatay geçiş yapacağım. Gideceğim yee fark etmeyeceği için birçok kuruma başvuracağım (10 civarı) Ancak bu transkript belgesinin sadece okuldan alındığını duydum. Bilgisi olan var mı, mutlaka okuduğum şehre gidip mi almalıyım, bir de belg
Merhabalar. Bu sene okuduğum üversiteden memnun olmadığım için yatay geçiş yapacağım. Gideceğim yee fark etmeyeceği için birçok kuruma başvuracağım (10 civarı) Ancak bu transkript belgesinin sadece okuldan alındığını duydum. Bilgisi olan var mı, mutlaka okuduğum şehre gidip mi almalıyım, bir de belge almanın sayıca bir sınırı var mı? Teşekkür ederim.
0
anladespina
(11.06.20)
3-4 okul e devlet üzerinden de veriyor transkripti. Öğrenci işlerini arayıp fax çekmelerini de isteyebilirisin.
0
pislick0
(11.06.20)
@pislick0 Teşekkür ederim maalesef bizimkiler e devletten vermiyor. Faxı deneyeceğim.
0
🌸anladespina
(11.06.20)
yatay geçiş için istenen evraklar ıslak imzalı olmak zorunda. bu yüzden sadece öğrenci işlerinden alabilirsiniz. bizim okul karşı taraf ödemeli kargoyla gönderiyor istenen evrakları. telefon açıp kargoyla gönderip gönderemeyeceklerini okulunuza sorun.

10 tane almanızda sakınca yok fakat bazı okullar belli bir sayı üstündekilere para isteyebiliyor. bunu da telefonda sorun.

bazı okullar yatay geçiş başvuru evraklarında "yatay geçiş yapmasında sakınca yoktur" yazmasını istiyor. siz öğrenci belgenizde bu ibarenin olmasını isteyin okulunuzdan.
0
halanne
(11.06.20)
(6)

Hangisini hediye edeyim?

le jeune turc
Merhaba,Nişanlım öğle yemeğini iş yerinde yiyor. Ona doğum günü hediyei olarak taşınabilir bir yemek kabı almak istiyorum. Aslında ısı ile temasını sağlıklı bulmadığım için plastik istemiyorum ama çelik olan da tam sefer tası gibi duruyor. Bir de yine ben ne kadar tasvip etmesem de mikrodalga kullan
Merhaba,

Nişanlım öğle yemeğini iş yerinde yiyor. Ona doğum günü hediyei olarak taşınabilir bir yemek kabı almak istiyorum. Aslında ısı ile temasını sağlıklı bulmadığım için plastik istemiyorum ama çelik olan da tam sefer tası gibi duruyor. Bir de yine ben ne kadar tasvip etmesem de mikrodalga kullancak. Çelikler de mikrodalgaya uygun olmuyor anladığım kadarıyla.

O yüzden sanırım şunu almayacağım:
www.amazon.fr

Şunu düşünüyorum:
www.amazon.fr

Hem çantası var hem görüntüsü hoş. Eksisi kutu içinde bölme oluşturamama. Başka modellerde bu mevcut.

Sizce almak istediğim ürün güzel ve kullanışlı mı? Sizin kullanıp tavsiye ettiğiniz bir model var mı? Kapaığı bambu desenli olanlar var, onlar bir süre sonra soyuluyormuş.

Bütçe 30 avro.
0
le jeune turc
(11.06.20)
2 hem şık hem kullanışlı. mikrodalga için uygun. alınır.
0
not dark yet
(11.06.20)
bento box aldım ben ama aşırı küçük ona dikkat edin.

valla ikea saklama kaplarının lüks olanları ence çok kullanışlı. cam olanları da var. bir de mikrodalga uyumlu kapakları var ağzını hafif açabiliyorsun.

ben olsam onu tercih ederdim.
0
ozdek
(11.06.20)
@ozdek
www.ikea.com şu mu hocam?

Cam ağır diye elemiştim sanırım, ama sağlık açısından daha iyidir.
0
🌸le jeune turc
(11.06.20)
evet ama kapağı şekilli olacak. ortasında bir sibop gibi bişi olması lazım mikroya sokarken onu pıt yapıyorsun. katalogda bulamadım onu üretmiyorlar galiba artık.

sağlık açısından cam dedim yoksa ikeanın plastiklerinden de memnunum. mikro safe olması lazım onlar da. açıkçası taşıma açısından plastik derim ben de.
0
ozdek
(11.06.20)
hocam iyice kafa karıştırmak gibi olacak ama, her gün işe yemek götüren biri olarak hem bölmeli olması, hem sızdırmaması hem de hafif olması önemli. cam tamam sağlıklı ama hem ağır, üstüne kırılma derdi var, hem de bölmeli değil. iki çeşit yemek götürmek için iki ayrı cam kap bu da 2 kat ağırlık demek. o yüzden ben de hiç istemeyerek plastik aldım.

bende hem ikea'nın hem de tupperware'in boy boy olanlarından var. farklı boylarda olması daha iyi, ana yemek, yoğurt, salata gibi farklı ölçülerde olanlara iyi oluyor, birden fazla olması iyi biri kirliyken diğerlerini kullanabiliyorum ya da artanı işyerinde dolaba koyup ertesi gün ayrı bir kapla ekstra birşeyler götürebiliyorum.

bende olanların linkini bulamadım ama şunlara denk geldim:
www.ikea.com.tr

www.ikea.com.tr

tupperware.ipapercms.dk

ayrıca googleda tupperware yemek termosu diye aratınca daha farklı şeyler de çıkıyor.
0
halanne
(11.06.20)
@halanne hocam çok teşekkür ederim değerli tecrübe paylaşımınız için. Bölmeli olmasına dikkat edeceğim.
0
🌸le jeune turc
(11.06.20)
(7)

T-shirt'deki tükenmez kalem izi

eyeinthesky
Renk turkuazKalem maviMakinada yıkandı ama geçmedi. 2 sene önce zaradan 50 tl'ye almıştım pek ucuz da değil içim acıdı. Toplasan 5 kere anca giydim bir de.Ne yapmak lazım?
Renk turkuaz
Kalem mavi
Makinada yıkandı ama geçmedi. 2 sene önce zaradan 50 tl'ye almıştım pek ucuz da değil içim acıdı. Toplasan 5 kere anca giydim bir de.
Ne yapmak lazım?
0
eyeinthesky
(10.06.20)
yer bezi veya cam bezi.
0
hem şişko hem deli
(10.06.20)
İzopropil alkol ile ovalayabilirsiniz.
0
heritage
(10.06.20)
o da çok pahalı yav aynı fiyat tshirtle :d
0
🌸eyeinthesky
(10.06.20)
kosla vanish oxi
0
halanne
(10.06.20)
rengi solar mı
0
🌸eyeinthesky
(10.06.20)
kosla oxi'nin jelini aldım, bir boka derman olmadı. yağ ve pas çıkarmadı daha doğrusu, kalem izi için kullanmadım. ne alırsın bilmem, cevaptaki kosla jel olmayanı sanırım, onun için bişey diyemem ama jel olanı alma.
0
Bruce
(10.06.20)
ariel leke sokucu kullan. alirken dikkat et renkli ve beyaz icin farkli urunler var.
0
helenart
(10.06.20)
(9)

Online kitap alışverişi

gmzo
Son zamanlarda kullanıp memnun kaldığınız online kitap mecrası var mı?
Son zamanlarda kullanıp memnun kaldığınız online kitap mecrası var mı?
0
gmzo
(04.06.20)
idefix.com
0
burfak
(04.06.20)
www.kitabinabak.com
ben önce buradan fiyat karşılaştırması yapıp sonra diğer sitelerden sipariş veriyorum.
0
halanne
(04.06.20)
eganba.com kullanıyorum ben hep.
0
kobuzchu kiz
(04.06.20)
istanbulkitapcisi.com

İstanbul büyükşehir belediyesinin kurduğu bi kitapçı.
0
esmeralda villalobos
(04.06.20)
Ben kidega'dan alıyorum son 2 3 seferdir; memnunum bayağı.
0
fraise
(04.06.20)
istanbulkitapcisi.com
amazon.com.tr

amazon gönderimleri çok hızlı, ibb kitapçıcısından pazartesi sipariş verdim bir gün sonra kargoya verdiler, o da iyi. ikisini de tavsiye ederim
0
burya
(04.06.20)
Kitapyurdunda sorun yasamadim hic. Amazonun indirimleri cok iyi. Kidega kullanan cok insan duyuyorum benim de aklimda.
0
hindistan cevizi
(04.06.20)
İlk çıktığından beri Idefix kullanırdım. Sonra D&R’a geçti. O dönem berbat bir hal aldı. Bir de üstüne D&R TveK’ya satılınca hepten rezil bir hale büründü. O zamandan beri Eganba’yı kullanıyorum. Sözlük’te hakkındaki yorumlara bakarsanız insanların memnun olduğunu görecekseniz. Bir de Babil var ki aynı şirketin aslında. Nasıl ki şu anda D&R ile Idefix kardeş siteyse Eganba ile Babil de öyle.
0
microfiction
(04.06.20)
idefix ten uzak dur, 15 kitap aldım, 3 ayrı kargoyla gönderdiler:/ ve yaklasık 20 gün sonra

keske kitapyurdunu tercih etseydim demiştim, biraz gec gönderse de dr da iyidir
0
blackgirl00
(04.06.20)
(13)

ABD'ye benzer bir ülke daha var mı?

Fusha
Abd hakkında fazla bilgi sahibi değilim ama yine de ne demek istediğimi anlatmaya çalışayım. Bildiğim kadarıyla en bireysel takılan insanlar / sistem Amerika'da. Sağlık sistemi çok iyi değil ama insanlara verdiği imkânlar dolayısıyla oradakiler (sanırım oraya sonradan gidenler desem daha doğru) bu s
Abd hakkında fazla bilgi sahibi değilim ama yine de ne demek istediğimi anlatmaya çalışayım. Bildiğim kadarıyla en bireysel takılan insanlar / sistem Amerika'da. Sağlık sistemi çok iyi değil ama insanlara verdiği imkânlar dolayısıyla oradakiler (sanırım oraya sonradan gidenler desem daha doğru) bu sağlık sistemi sıkıntısını göz ardı ediyorlar. Özgürlük daha önemli veya imkan sunma daha önemli diyorlar sanırım.

Bir de bu soruyu sormama sebep olan entryi bırakayım şuraya;

eksisozluk.com

Evet. Böyle bir ülke daha var mı?
0
Fusha
(03.06.20)
Hepsinin dinamikleri farklı ama;
Avusturalya
Kanada
Yeni Zelanda
0
intihar etsem de kendime gelsem
(03.06.20)
Hollanda için neoliberalizmim gerçek kalesi deniyor
0
le jeune turc
(03.06.20)
bence önce abd'nin tarihçesini okumanız gerekiyor.

üniversitedeki tarih derslerinden hatırladığım kadarıyla özet geçeyim: avrupa'dan amerika'ya giden insanlar zaten avrupa'da umduğunu bulamamış, dinsel veya başka bir sebepten baskı gören veya "yeni diyarda yeni fırsatlar var" diyerek, iş bulma, belki zengin olma hayaliyle oraya gidenler. gidiş sebepleri zaten bireycilik. "burada fakirim, gideyim oraya belki zengin olurum, olmadı iş bulurum en azından, ekonomik durumum daha iyi olur" diyerek gidiyorlar.

13 koloni döneminde her koloninin ayrı yasası var. ben bir kolonideyim, o koloni baskıları arttırırsa, hoşuma gitmezse diğer koloniye geçiyorum. dolayısıyla koloniler insan çekmek için özgürlükleri arttırmak zorunda kalıyorlar. böylece "özgürlükler" ülkesi oluyorlar biraz ama bu bireycilik sayesinde de kapitalizmin membağı oluyorlar.

başka ülkelerde var mı yok mu diye araştırmak için kıta avrupası dışındaki yerlere. kolonileştirilip avrupa'dan yoğun göç çeken yerlere bakmanız lazım.

ek olarak, geçmişinde sosyalist mücadelenin olduğu yerlerde kapitalizmin aşırıya kaçamadığını da unutmayın
0
ahm1
(03.06.20)
Sağlık sistemi nasıl çok iyi değil. Dünyanın en gelişmiş ülkesi Amerika ve en iyi sağlık imkanları da orada. Tek sıkıntı bu imkanlara ulaşmak pahalı. Sağlık sistemi iyi değil ile pahalı olması arasında fark var. Parası olanlar boşuna tedavi için amerika’ya gitmiyorlar.

Onun dışında sorunuzun ilk cevabı ben de katılıyorum herhalde Kanada’dır.
0
messor
(03.06.20)
Sağlık sisteminden kastım, dandik, doktorları adam değil anlamında değil. Herkesin kolayca ulaşabileceği bir sistem yok. Onu diyorum
0
🌸Fusha
(03.06.20)
@messor

sağlık imkanlarının iyi olmasıyla sağlık sisteminin iyi olması aynı şey mi? Sağlık imkanı açısından dünyada zirvedeki ülkelerden biri abd'dir muhtemelen elindeki bilimsel ve teknolojik gelişmelerle ama sağlık sistemi olarak çok kötü olduğunu abdli siyasiler de rahatlıkla söylüyor. İmkanın iyi olup bundan sadece çok zenginlerin yararlanabilmesi sistemi iyi yapmıyor. Sistemin iyi olması toplumdaki en fakir insanların o imkanlardan ne ölçüde faydalanabildiğiyle ölçülür.


Soruya cevap olarak, ABD'nin sağlayıp atıyorum Almanya'nın ya da İsveç'in sağlayamadığı ne özgürlük var bilmiyorum. Silah sahipliği olabilir belki ki bu halkın sahip olmasını kesinlikle istemediğim bir özgürlük. Onun dışında toplumsal özgürlük, fikir özgürlüğü vs konularda Batı ve Kuzey Avrupa'nın ABD'den geri olduğunu düşünmüyorum. Ki bu özgür diye pohpohlanan ABD 1980lerde komunistlere açıkça cadı avı uygulamış, günümüzde hala siyahileri sokak ortasında polislerce öldürebilen bir ülke. Batı Avrupa bu konularda çok net daha iyi ABD'den (mükemmel değil tabi, avrupada da ırkçılık olduğunu biliyorum ama abd kadar değil).

Bu arada entrydeki gibi bi durum (ilaç alacak para sağlamak için kişinin çok değer verdiği bir eşyayı satacak duruma gelmesi ama sosyal devletin hiç akla bile gelmemesi) yukarıda örnek verilen ülkelerin hiçbirinde olmaz. Bugün Kanada'nın kişisel olarak en büyük övünç kaynağı sağlık sistemi. ABDlilerle çok dalga geçiyorlar her şeyin paralı olması konusunda. Avustralya ve Yeni Zelanda da iyi kötü sosyal devletin olduğu yerler diye biliyorum. Batı Avrupa zaten bu işin zirvesi.

Entry'nin genel üslubuna da uyuz oldum. Tipik liboş zırvaları. Milyarder falan olmadıysa ABD'de bu özgüvenle yazdığı entry çok komik durmuş :)
0
nundu
(04.06.20)
Hocam ben bireysel özgürlüklerin yani sıra şirketlere sağlanan özgürlük/imkan hakkında da sordum soruyu, geniş manada sordum yani.

Almanya dediğiniz için onun üzerinden gidelim. Almanya sosyal bir devlet olduğu için haksız rekabet konusunda yasalar çok güçlü, ABD de ise haksız rekabet üzerine yoğun bir yasa yok (bildiğim kadarıyla) alman Telekom firması (adını unuttum) haksız rekabet kanunu nedeniyle Almanya'daki karlarının abd deki karlarindan çok daha düşük olduğunu söyledi. İşte devlet sosyal olunca vatandaşı düşünüyor. Firma Almanya'da, ABD de yaptığı gibi vatandaşı sogusleyemiyor. (Bunun dezavantajı da, Almanya'dan bir Google, Facebook çıkamıyor)

Ayrıca ben ABD hi övmedim, siz övdüğümü düşünüp öyle cevap vermişsiniz gibi hissettim.
0
🌸Fusha
(04.06.20)
Sen abd'yi savundun!!

hahaha yok o anlamda demedim. Alıntıladığınız entry'ye uyuz oldum daha çok. Sizin Abd'yi övdüğünüze yönelik bi eleştiri yapmadım. Yani ABD'yi övebilirsiniz tabi bu arada. ABD belli konularda dünyanın zirvesinde olan bir ülke, ama işte burda önemli olan, temel politika farkı. Ben Almanya tarzı sosyal devlet ilkesini her zaman ABD tarzı sert kapitalizme karşı savunurum. Evet ABD belki dünyanın en büyük şirketlerinin (yüzdeyi misalen yazıyorum) %80'ine sahip olabilir. Ama bunu yaparken belki de milyonlarca başarısızlık hikayesinin içindeki birkaç yüz başarı hikayesini görüyoruz. Bu başarısızlıklar için bahaneleri de "imkanları vardı, yeterince çalışmadılar, risk almadılar vs" yani işte liberal biri bu bakış açısını mantıklı görebilir tabi ama belki parası yokken sağlığı bozuldu ve bu yüzden elindekini avucundakini satıp tedavisiyle uğraşmaktan bu başarı hikayelerini yapamadı ve fakir ve liberallerin "tembel" diye nitelendirdiği bir hayat sürdü?

Almanya gibi İskandinav ülkeleri gibi ülkelerde bu olay daha az. Ortalama olarak her vatandaş sağlık, eğitim gibi temel haklarını karşılayabiliyor ve kendilerini gerçekleştirme konusunda daha rahat hissediyorlar. Ama ABD'ye göre ne dezavantajı vardır, vergiler daha yüksektir mesela muhtemelen. ABD'lilerin vergilere karşı taa kuruluşlarından beri olan öfkesini ve özellikle gelir vergisi gibi milyarderlere dokunacak vergilere olan tutumlarını biliyoruz. Avrupa'da ise vergiler gerçekten yüksek. Ama işte belki bir Google ya da Facebook çıkmıyor (ki yine bi Uganda'dan bahsetmiyoruz, Almanya ya da İsveç gibi ülkelerin klasik sanayileri de, dijital sanayileri de gayet iyi) ama ortalama bir vatandaşı (diyelim ki öğretmen) hayatını daha rahat geçirebiliyor, kanser ya da ağır ameliyatlık bir kaza gibi bir durumla karşılaştığında evini satmak zorunda kalmıyor.

Yani eğer top %1 düzeyde olacağınız kesinse ABD Avrupa'dan çok daha avantajlı tabi ki politikaları gereği ama sonuçta ülkedeki herkes oraya ulaşmak istiyor ve ABD rekabetçiliği herkese göre olmayabilir. Avrupa'da ise yine oldukça zengin olabilirsiniz, sonuçta sosyal devletin olduğu kapitalist ülkeler bunlar da. Ama ortalama bir vatandaş olarak yaşayacaksanız Avrupa ABD'den çok daha iyi bu konuda.
0
nundu
(04.06.20)
Benim gorusum Kanada ile Amerika'nin pek bir alakasi olmadigi yonunde. Belki bazi sehirleri birbirine benzetebilirsin ama uzundur Kanada kirsalinda takilan biri olarak Amerika hep tersime geliyor benim. Genelde sinir gorevlileriyle atisarak ulkeye giriyorum zaten.

Kanada nispeten sulandirilmis bir kapitalizm, Amerika zaten olayin kitabini yazmis. Kralicenin hala borusunun ottugu, buyuk bir imparatorlugun soguk bir kosesi. Avustralya ve Yeni Zelanda ile tahminim bir kume olusturulabilir.

Zengin olmak da surunmek de Amerika'da cok kolay, iki ucu boklu degnek. Kanada ne aclikdan gebermene izin veriyor ne de para toparlamana. Biraz kafayi sudan cikartinca vergilerle boguyorlar, vs.

Neyse, uzun hikaye, yasayip gormek lazim.
0
cooperr
(04.06.20)
soruya cevap değil lakin şu belgeseli mutlaka izleyin: where to invade next?
0
halanne
(04.06.20)
@nundu :)) hocam entrye nötr idim ben. Çünkü ABD hakkında pek bilgim yok açıkçası. O kadar filmlerini seyrediyoruz ama pek bir şey kalmıyor aklımda :) gerçi house of cards sayesinde baya bir bilgim olmuştu yönetim manasında.

@cooperr, hocam Kanada ya bir giden bir de gitmeyen pişman diyorlar :) nasıl orada durum? Memnun musunuz genel olarak?

@halanne, izleyeceğim hocam. Teşekkürler
0
🌸Fusha
(04.06.20)
@fusha daha once de yazdim, ben kimseye gelin yasayin diye tavsiye etmem, ozellikle beyaz yakalilara. mutlu olanlarin (ya da oldugunu iddia edenlerin) cogunlugu mavi yaka, kaporta ustasinin, fayanscinin, sivacinin ordinaryus profesorden daha cok kazandigi bir ulke.
0
cooperr
(05.06.20)
Anladım hocam, açıkçası yurtdışına gitmeyi düşünmüyorum çünkü iş alanım yurtdışına gitmeyi mümkün kılan bir alan değil (aslında kısmen mümkün de ben kendi işim içinde o alana yonelmedim) sadece meraktan sordum, bir de gidenlerin pişman olduğunu okumustum bir forumda. Hele soğuk ve kar, mshveti bizi minvalinde çok şikayet vardı hatırladığım kadarıyla.
0
🌸Fusha
(05.06.20)
(5)

ne izlesem-dizi

market_arabasıyla_terör_estiren_trafik_canava
en son the night of, the missing izledim.bb falan izledim. görüntü, senaryo, oyunculuk acısından "kalite" dizi arıyorum ne izleyeyim?
en son the night of, the missing izledim.


bb falan izledim.


görüntü, senaryo, oyunculuk acısından "kalite" dizi arıyorum ne izleyeyim?
0
market_arabasıyla_terör_estiren_trafik_canava
(02.06.20)
dark
0
halanne
(02.06.20)
Chernobyl
When They See Us
After Life
Houdini
0
halitkin
(02.06.20)
Maniac (2018)
0
bug b
(02.06.20)
The night of ve the missing çizgisinde;

The fall
Bron/broen
happy valley
The sinner
La mante
Fargo
Cardinal
Forbrydelsen
Manhunt unabomber
Broadchurch
True detective
Black spot

Kaliteli oyunculuk sağlam senaryo;
Boardwalk Empire
House of cards
Homeland
Six feet under
Dogs of berlin
0
deer hunter
(02.06.20)
Person of Interest
0
fezagezgini
(02.06.20)
(9)

yurtdışından kitap siparişi

a man alone
Merhaba,Pandora kitabevi'nden Almanya'ya kitap siparişi vereceğim fakat kargo ücreti 872 tl tutuyor. kitap yurdunda ise bu ücret 233 tl. fakat kitap yurdu aradığım birçok kitaba sahip değil.Pandora'dan siparişi vereceğim sanırım ama kargo bayağı pahalı bence.Alternatif bir yöntem var mıdır sizce?
Merhaba,

Pandora kitabevi'nden Almanya'ya kitap siparişi vereceğim fakat kargo ücreti 872 tl tutuyor. kitap yurdunda ise bu ücret 233 tl. fakat kitap yurdu aradığım birçok kitaba sahip değil.

Pandora'dan siparişi vereceğim sanırım ama kargo bayağı pahalı bence.

Alternatif bir yöntem var mıdır sizce?
0
a man alone
(02.06.20)
Kitabı Türkiye de birine gönderin o göndersin size? Ptt kargo falan daha uygun olur herhalde
0
senolll
(02.06.20)
kitapyurdu'nda pandemi nedeniyle bir süredir birçok kitapta stok sorunu var, eksik kitaplar sık sık ekleniyor ama yine tükeniyor. bekleyebilirseniz eksik kitaplar stoklara girer. alternatif olarak bkm kitaba da bakabilirsiniz. türkiye'den birine kargolatmak da diğer bir seçenek.
0
deartheodosia
(02.06.20)
E book
0
sta
(02.06.20)
Kitapyurdu 30 euro çıkmış, normal sayılır, ptt 4 kg kargoyu bu paraya taşıyordu galiba.
hepsiburada da yurtdışına kargo yollamaya başlamıştı oraya da bakabilirsiniz.
0
atom karincanin torunu
(02.06.20)
@demirkamil @sta çoğu kuramsal kitaplar. Onların e bookları yapılmıyor henüz.
@senoll evet fiyat sormak lazım, araştırayım
@dear... ve @atom bakayım, teşekkürler
0
🌸a man alone
(02.06.20)
www.kitabinabak.com
bu sitede aradığınız kitabın farklı kitabevlerindeki fiyat ve kargo karşılaştırmasını yaparak en uygununu bulabilirsiniz.
sonrasında bence de @senolll dediği gibi türkiyede bir yere sipariş verin, onlar size ptt kargo ile göndersin.
0
halanne
(02.06.20)
abebooks.com'a da bakın, Türkçe kitaplar çıkabiliyor ve EU içinden bir satıcı bulursanız kargosu çok daha ucuza gelir.
0
kobuzchu kiz
(02.06.20)
Almanya'da Türkkitabevi.de var, Amazon De UK'de dahi Türkçe kitaplar var. Türk kitabevinde zaten çoğu oluyor.

instagram.com
0
kaset
(02.06.20)
@halanne bu site çok faydalıymış

@pasifik @kobuzchu @kaset yurtdışından türkçe kitap almak pek tasarruflu değil. 3-4 katı pahalıya satıyorlar. mesela tr'de 20 tl ise yurtdışında 8-9 euro. ve avrupa'daki tr siteleri teori ve kuramsal kitaplar satmıyor. kişisel gelişim, dini kitaplar, basit siyaset kitapları vs satıyorlar.
0
🌸a man alone
(02.06.20)
(4)

Komedi filmi tavsiyesi

kljgslsdkjsd
Şöyle We're the Millers gibi tatlı komik bir şeyler var mıdır? 2010 sonrası olursa şükela olur bir de.
Şöyle We're the Millers gibi tatlı komik bir şeyler var mıdır?

2010 sonrası olursa şükela olur bir de.
0
kljgslsdkjsd
(01.06.20)
Due date

We're the millers i izledim. Bu tam oyle degil ama yine komik bi yol hikayesi
0
Kittie
(01.06.20)
ted serisi.
0
nothing in my way
(01.06.20)
harold and kumar going to white castle
0
tantunizade murat efendi
(02.06.20)
date night
tag
game night
fun with dick and jane
0
halanne
(02.06.20)
(16)

Bu evlilik bitmeli mi?

el magico
Selamlar,Uzun açıklamalı bir soru olacak. Sabrınız için şimdiden teşekkürler. Soruma yanıt verirken cinsiyet ve seçtiğiniz şıkkı yazarsanız çok sevinirim. 4 yıllık evliyiz. 1,5 yaşında bir kızımız var. 5 aydır boşanma konusunu ciddi ciddi düşünüyoruz. 2 aydır terapi görüyoruz ama neredeyse hiçbir şe
Selamlar,

Uzun açıklamalı bir soru olacak. Sabrınız için şimdiden teşekkürler. Soruma yanıt verirken cinsiyet ve seçtiğiniz şıkkı yazarsanız çok sevinirim.

4 yıllık evliyiz. 1,5 yaşında bir kızımız var. 5 aydır boşanma konusunu ciddi ciddi düşünüyoruz. 2 aydır terapi görüyoruz ama neredeyse hiçbir şey değişmedi.

Eşimle kavga etmediğimiz zamanlarda güzel vakit geçiriyoruz ama bu zamanlar çok nadir. Çocuktan önce de böyleydi ama çocuktan sonra ikiye, üçe katlandı neredeyse. Kavgalarımızın sonunda artık sürekli boşanma davası açılıyor. İşin sıcaklığı geçince dava hemen kapanıyor.

Kavgalarımızın dört ana konusu var;

1- Eşimin benim kadar tertipli ve düzenli olmaması. Düzensiz demiyorum ama onun için öncelik keyif yapmak daha sonra ortalığı toplamak. Benim içinse tam tersi. Ortalık derli toplu olsun ki rahatça keyif yapabileyim. Bu zamanla biraz düzelse de hala onun dağınıklığını ben topluyorum. Ben de eskisi kadar şikayet etmiyorum artık. Bazı şeylere gözümü yumuyorum.
2- Çocuğumuz olmaya yakın kendi evimizi bırakıp eşimin annesinin yakınına, kiraya çıktık. Maksadımız doğum izni sonrası eşim çalışmaya başlayınca bakıcı tutmak yerine annesinin çocuğumuza bakmasıydı. Ama diğer torun yüzünden bu olmadı. Maddi durumumuz biraz daha iyileşince eşim ücretsiz izin aldı ve kızımıza kendimiz bakmaya devam ediyoruz. İzin bitince ne olacak belli değil. Şu an için çocuk bakmasını geçtim, eşime biraz daha fazla vakit ayırmasını istiyorum. Ama diğer kızı ve torun yüzünden o da olmuyor. Ben de taşınmamızın hiç bir mantığı kalmadığı için eleştirilerde bulunuyorum. Zaman zaman dozunu kaçırmış olabilirim. Ama bu kadar konuşmamın asıl sebebi eşim için üzülmem. Kendine daha fazla vakit ayırması için elimden geleni yapıyorum ve özellikle taşındığımız için annesinden de bunu bekliyorum. Üstüne bir de kiracıyla uğraşıyoruz.
3- Onun ve benim ailemdeki davranışlar. İkimizin de ailelerinde sevmediğimiz davranışlar var. Ben bunları eleştirip düzelmesini sağlamak istiyorum. Ama eleştirdiğim kişiyle de aramı bozmuyorum. Küsme huyum yok. Ama o benim ailemden birinin en ufak kusurunda hemen ipleri koparıyor. Bizimkilerde de suç yok demiyorum ama uzaktayız zaten. İdare edilebileceğini düşünüyorum. Eleştirsin ama küsmesin. Ben bizim taraftaki eleştirilen davranış ile ilgili konuşup düzeltmeye çalışıyorum. Ama eşimin ailesi hakkında en ufak eleştiri yüzünden kavga çıkıyor.
4- Arkadaşlar ve alkol. Bekarken daha sık dışarı çıkıp içkili ortamlara takılıyordum. Evlendikten sonra bunu azalttım. Çocuk olduktan sonra neredeyse ayda bire indi. Evlenmeden önce eşimle de çıkar, yer, içer, eğlenirdik. Arkadaşlarımla da hep beraber takılırdık. Evlendikten sonra çok istememeye başladı. Çocuk olduktan sonra ise gece hiç dışarı çıkmaz oldu. Kahvaltı ya da kısa ev oturması olursa tamam ama bar, meyhane filan yok. Hatta çocuğun düzeni bozulmasın diye evimize bile misafir kabul edemez olduk. Ben de sürekli çıkalım, edelim, evimize birileri gelsin demiyorum. Ama ayda bir de olsa çocuğun düzeni bir akşamlık bozuluversin. Gerekirse o akşam için çocuğu kayınvalideye bırakalım diyorum. Bu da bir ihtiyaç bence. Haa bunu söylerken çocuk bakmanın zorluğunu da bilerek söylüyorum. Yükün çoğunluğu eşimde olsa da çocuğu uyutmak, yemek yedirmek, altını değiştirmek vs. işleri elimden geldiğince ben de yapıyorum. Dışarı çıkma ya da eve arkadaş davet etmeyi konuşmaya başladığımızda konu alkole geliyor. Çakır keyif ya da sarhoş olduğumuzda rezil duruma düştüğümüzü, götümüzün başımızın oynadığını ve o yüzden çıkmak istemediğini söylüyor. Olan şey ise herhangi bir insanın sarhoş olduğunda yaptığı; Barda dans etmek, meyhanede şarkı söylemek, arkadaşına sarılıp halay çekmek, hoplayıp, zıplamak, gülmek, eğlenmek. Şimdiye kadar ara sıra kusma dışında kavga, dövüş vs. bir duruma düşmedik. Arkadaşlarımla erkek erkeğe çıkmama bir şey demiyor ama insan karı koca olarak da takılmak istiyor. Yılda bir kez bile olsa arkadaşlarımı eve davet etmek istediğimde, eğer içki varsa burası pavyon mu? Evli barklı adamsın diyor. Kendi arkadaşlarıyla takıldığımızda içilmesi o kadar sorun olmuyor. En son tartışmamızda dediği şu; "Ben istemediğim ortama girmek zorunda değilim. Benim sınırım bu." Bense insanın eşi için bazı şeylerde fedakarlık yapması gerektiğine inanıyorum. Ben de onun her arkadaşına/akrabasına bayılmıyorum. Ama bir yere gidilecekse ya da misafir gelecekse buyursunlar gelsinler diyorum. Arkadaşlarıyla planı varsa sorgusuz sualsiz katılıyorum. Ayrıca bu konuyu açtığımda ailemi alkol ve arkadaşa tercih ettiğimi söylüyor. Benimse öyle bir niyetim yok. Sadece eşimle arkadaşlarımı ortak bir paydada buluşturmaya çalışıyorum. Tabii ki öncelik her zaman eşim ve çocuğumda.

Buraya kadar okuduysanız teşekkür ederim. Hadi 1 ve 2. maddeleri siktir et ama 3 ve 4 için dayanamıyorum artık. Ailem ve arkadaşlarım hakkında sürekli olumsuz düşünmesi ve onlarla görüşmek istememesi beni üzüyor. Bu yüzden sorunumun çözümünü iki şıkka indirdim. Siz ne yapardınız? Lütfen cinsiyet bilgisi ile yanıt verin.

A) Boşan gitsin. Böyle hayat geçmez. Kızın bu gergin ortamda büyümemiş olur hem.
B) Ufacık kızın var. Onun günahı ne? Bırak arkadaşlarınla ailenle samimi olmasın, çok görüşmesin. Nasıl olsa erkek erkeğe çıkabiliyormuşsun, buna şükret. Aile ve arkadaş konusuna gözünü yum ve evliliğine devam et.
0
el magico
(01.06.20)
Eğer iki insan konuşabiliyorsa ve birbirini seviyorsa, bunlar hiç büyük aşılmayacak problemler değil. Sizi anlayabiliyorum. Ama bunun sonucu boşanmak bence kesinlikle olmamalı. Saygı ve de sevgi varsa. İnsanlar neler yaşıyor da birlikteliklerini boş ve gereksiz yere devam ettiriyorlar.
Konuşmaya çalışın, diliniz sevgiyle olsun. Empatiyle olsun. Ona verdiğiniz değerden, birlikte yapmaktan hoşlandığınız, özlediğiniz şeylerden bahsetmeyi deneyin.
0
Semi
(01.06.20)
Evlilik başlı başına sakat iş zaten. Bence birinci şık. En azından sağlıklı bir psikolojiniz olur. Kızınıza da daha iyi babalık edersiniz.

K
0
ruhen hastayim ben
(01.06.20)
evliliğe antipatik yaklaşan biri olarak ben de bunların aşılamayacak problemler olmadığını düşünüyorum. böyle çift kişiyi içeren durumlarda eşinin de ne diyeceği de önemli, bi de ondan dinlemek lazım belki de.

4'ü bu kadar büyük problem etmen tuhaf, sevdiğin insanla beraber olmak güzel ama o da istiyorsa. istemiyorsa istemiyordur. evlenirken her şeyin eskisi gibi olacağını sanıyordun muhtemelen ama evliliğin normali bu. hele bi de çocuk var, millet arkadaşlarıyla çıkmak için bile izin alamıyorken senin durumun şımarıklık oluyor.

3 de idare edilebilir bir problem. eleştirip düzeltemezsin karşı tarafın ailesini, hele ki eşinin böyle bir niyeti yoksa. yine evlilik böyle bir şey bizim toplumumuzda; ya komple bağ koparılacak -ki kayınvalideden çocuk bakmasını istiyorsan bunu isteyemezsin- ya da idare edilecek. bununla yaşamayı ve anlık sorunları çözmeye çalışman lazım.

2- "Ben de taşınmamızın hiç bir mantığı kalmadığı için eleştirilerde bulunuyorum"
bunun adı dırdır etmek, olmuş bitmiş, kayınvalidenden bunu isteyemezsin. öbür torun olmasa bakacakmış, şartlar değişmiş. eşin için üzülüyorsan bu konudan ötürü eşini üzmemeyi deneyebilirsin.

1- evlenmeden önce düşünmen lazımdı bunu, bir anda değişmedi muhtemelen. başka bir insanla beraber yaşamak -o kişi eş de olsa, çocuk da olsa, anne de olsa- bu tarz durumlarda ortak payda yakalamayı gerektiriyor. aşırı bir dağınıklığı varsa sen de toplamazsın tepki olarak, bir noktada toplayacaktır. hatta hiç söylemeden bir anda kesersin, ortalık çöp eve dönüp sana söylenmeye başlarsa fark etmiş olur belki. bu sorunlar arasında en konuşulup çözülecek olanı zaten.

biraz control freak'lik sezdim sende. bunu aşabileceğini kendi kendine, eşinden bağımsız düşünüyorsan ortak noktada buluşabilirsiniz. sen üzerine düşeni yapıyorsan ve ondan hamle gelmiyorsa o zaman düşünürsün ayrılma seçeneğini.
ama orta noktada buluşmaya niyetin yoksa, sen elinden geldiğini ve daha fazlasını yapmayacağını düşünüyorsan çocuğu bu ortamda büyütmek cidden sorun.
0
Bruce
(01.06.20)
hepsi düzeltilebilir problemler ama sen her konuda kendi istediğinin olması için baskı yapıyorsun, olmayınca da huzursuzluk çıkarıyorsun gibi duruyor yazdıklarına bakınca. daha ılımlı olmalısın, özellikle de evliysen. karşındaki insanın da istekleri ve kararları var, ortak bir noktada buluşmanız gerekiyor. ben de birinci şık diyorum, kadının ruh sağlığı açısından özellikle.
0
pearson
(01.06.20)
Siz sanırım henüz evliliğe adapte olamamışsınız.

"Ben de taşınmamızın hiç bir mantığı kalmadığı için eleştirilerde bulunuyorum. Zaman zaman dozunu kaçırmış olabilirim. Ama bu kadar konuşmamın asıl sebebi eşim için üzülmem. Kendine daha fazla vakit ayırması için elimden geleni yapıyorum ve özellikle taşındığımız için annesinden de bunu bekliyorum. Üstüne bir de kiracıyla uğraşıyoruz."

Eşiniz büyük ihtimal annesine yakında oturduğu için çocuk açısından kendisini rahat hissediyor. En azından bir şey olsa annem yakınımda gelir bakar diyebiliyordur. Siz bu ev mevzusunda zaten sürekli eleştiride bulunup, hatta eleştirinin şikayet etmenin dozunu kaçırdığınızı kabul etmişsiniz.

"O benim ailemden birinin en ufak kusurunda hemen ipleri koparıyor. Bizimkilerde de suç yok demiyorum ama uzaktayız zaten. İdare edilebileceğini düşünüyorum. Eleştirsin ama küsmesin. "

En ufak kusurdan kastınız sanırım ufak bir kusur değil. Yoksa bizimkilerde "suç yok demiyorum" yazmazdınız. Sizin ailenizi sizin idare etmeniz gerekir eşinizin değil. Uzaktayız zaten eşim ailemden gelen eleştirileri, sözleri kabul etsin, duymamazlıktan gelsin demeye çalışmışsınız.

"Dışarı çıkma ya da eve arkadaş davet etmeyi konuşmaya başladığımızda konu alkole geliyor. Çakır keyif ya da sarhoş olduğumuzda rezil duruma düştüğümüzü, götümüzün başımızın oynadığını ve o yüzden çıkmak istemediğini söylüyor."

Eşiniz önceden de sizin kadar gece dışarı çıkan biri değilmiş. Siz de belli ki içki içme konusunda ayarı olan biri değilsiniz. Bunun ayarını kaçırdığınız için eşiniz rahatsız oluyor. Arkadaşlarınızı eve toplayıp, içki keyfi yapmamanızı istemesi de gayet normal. Zaten erkek erkeğe çıkmanıza da tamam diyormuş.

Siz sanırım evinizi silip süpüren, sizin ailenizle güzelce geçinen, sizin dışarı çıkıp eğlenmenize ses çıkarmayan bir köle arıyorsunuz.

Ben eşiniz adına üzüldüm. Allah kolaylık versin kendisine. Siz evlilik ve çocuk olayına alışamamış kabul edememişsiniz. Boşanın rahat edin.
0
GoodMorningTeacher
(01.06.20)
bence esine cok baski yapiyorsun. hicbir evlilige bitsin diyemem kadin ya da erkek cok buyuk suclu degilse bu yuzden bosanma, isleri yoluna koymaya calis. esinin gonlunu al, uyum saglamaya calis diyorum. sen esine iyi davrandikca o da sana iyi davranmaya baslar.
0
anais
(01.06.20)
Gördüğüm kadarıyla genelde gömülen taraf siz olmuşsunuz. Ama bence o kadarını hak etmiyorsunuz. Sonuçta buraya bile gelip derdini anlatmaya çalışan objektif yazmaya çaba gösteren bir adam esasında "evliliği nasıl kurtarabilirim?" diye soruyordur. umut ve çözüm arayışı sizinki. o yüzden gömmek haksızlık olur.

bence ilişkinizde olumsuz taraflara değil olumlu taraflara odaklanmayı deneyin. gerçekten de evli ve küçük yaşta çocuklu bir erkeğin, erkek arkadaşlarıyla alkollü gecelere devam etmesi, her evlilikte bulunan bir şey değil. bu eşinizin hanesine artı olarak yazmanız gerek. ama kocaman bir artı. öyle karalama bir şey değil.

insanların eğlence anlayışı zaman içinde değişebilir. eskiden alkollü ortamlarda eşlik eden eşiniz şimdi artık sevmiyor olabilir. zorlamayın. ailenizi alkol ve arkadaşa değiştiğinizi söylüyorsa bunlar onların hisleri. niye böyle hissetmiş olabileceğini biraz düşünün. bunlar öyle bir çırpıda ulaşılabilecek hisler değil.

boşanmak işin en basit kısmı. burada öyle "boşa gitsin" yazanlara sormak lazım, çünkü bekara karı boşamak kolay diye bir laf var. acaba kaç tanesi ortada 1,5 yaşında çocuk varken eşlerinden ayrıldılar.

bence, eşinizin kendisine zaman ayırmasını istemek yerine siz biraz ona zaman ayırın. anlaşılan bebek doğduktan 1 yıl sonra başlamış bu gergin ortam. bence eşiniz ilgi istiyor, sevildiğini görmek ve gerçekten hissetmek istiyor. başbaşa olmak istiyor. ama sizin dayattığınız şekilde değil. kendi mutlu olabileceği bir başbaşa zaman ve ilgi istiyor. eskiden olduğu gibi, "alkolden ve arkadaşlarınızdan" daha değerli olduğunu hissetmek istiyor.
0
elestirman
(01.06.20)
Bu ilişkiye zehri salan sensin görünüyor.
0
osssy
(01.06.20)
genel olarak bruce+1

1. çok titiz bir erkeğin eşi küvetin giderinde saçlarını bırakan, temizliğe hiç dikkat etmeyen biriyse o evliliğin yürümeyeceğine inanırım.
yani birinci madde hafife alınacak bir madde olmaz benim için ama söylediğiniz konuda ben sizde biraz "bilmişlik" ve kontrolcülük sezdim açıkçası.

2. siz bir düşünceyle hareket etmişsiniz ama evdeki hesap çarşıya uymamış.
kaldı ki, eşinizin annesi sizin çocuğunuza bakmakla yükümlü değil.
yani onun garantisine güvenip çocuk yapmadığınıza göre, şu durumda konuşup durmanın anlamı yok.
eşiniz yoruluyor diye üzülüyorsanız konuşmak yerine bakıcı tutun.
tutamıyorsanız, huzur verin.
devamlı olmuş bitmiş bir konu hakkında yorum yapmak kadar saçma bir şey yok.
sonuçta yine de annesine yakınsınız ve elbette önemli bir şey olsa, "annem yakında" hissini eşiniz her şekilde hissediyordur.
yani bu neden tartışma konusu haline getirip olaya bu kadar saplandığınızı anlayamadım.

3. eleştirerek düzelme sağlayamazsınız.
zaten eşinizi de, ailesini de, başka birini de değiştiremezsiniz.
değiştirebilecek olsaydınız da yine bu konuşarak yapılamazdı.
bazen saygı gösterip susabilmek lazım.
dediğiniz gibi küsmemeniz elbette doğru bir davranış.

fakat sizin aileniz uzakta olduğu için iki tepkinin ölçüsünün aynı olduğuna inanmıyorum.
eşinizin ailesiyle daha çok yüz yüze bakıyorsunuz ve görüşüyorsunuz belli ki.
sosyal olarak zaten dediğiniz şey değiştirmeye çalışmak ve sürekli eleştirmek dışında normal.

benim anlamadığım, sizin aileniz uzaktan bile nasıl ilişkiyi kesmeye sebep olabilecek kadar bir müdahalede bulunuyor?
ki "bizimkilerde suç yok demiyorum" demişsiniz.
zaten az görüşüyorsunuz, uzaktasınız, bu yorumu da yaptığınıza göre ortada saçma şeyler var gibi geldi.
tavır koymak eşinizin hakkı, yapılacak şey durumu idare etmek.
eğer ortada gerçekten bir haddini aşma durumu varsa, eşinizden anlayış beklemek yerine, ailenizi dizginlemeniz lazım.

4. eşinizle dışarı çıkma keyfinin ayrı olmasını anlıyorum ama sanki eşiniz sizin eğlence tarzınızdan hoşlanmıyor gibi geldi.
yani bir akşam yemeğine çıkıp, iki kadeh şarap içip dönmek de mi kabul görmüyor?
o da kabul görmüyorsa bilemem, ama meyhane ve gece hayatına dahil olan şeylerden tepki aldığınıza göre, muhtemelen sizinle eğlenmiyor.
arkadaşlarınızla ortamınızdan, hatta arkadaşlarınızdan hoşlanmıyor da olabilir bu arada.
o da bir ihtimal.

çocuğun düzeni bence de bozuluversin, onda bir şey yok.
ama sanki o biraz mazeret ediliyor gibi geldi bana.

evlenmeden önce de böyleyse, o zaman yine "zaten öyleymiş, neden şikayet ediyorsunuz?" diyeceğim.
evlendikten sonra böyle olduysa, artık öyle şeylerden keyif almıyor olabilir.
yaşlar kaç bilmiyorum ama şimdi meyhaneye gitmek var, meyhaneye gitmek var.
ben de meyhaneye gidiyorum ama dediğiniz tarzda hoplamalı zıplamalı şeylerden ben de hoşlanmam.
o yüzden acaba eğlenme şeklinizden rahatsız oluyor olabilir mi diye düşündüm.

bu durumda kendinize özel bir aktivite yaratabilirsiniz belki.
yani arkadaşlarla eşi bir araya getirme konusunda ısrarı bırakın, karı koca bir yemek yiyip dönün mesela.
"seni akşam yemeğine çıkarayım" diye flört edin, çocuk işini de gerekirse kayınvalidenizle konuşup organize edin.
böyle bir teklifi de reddediyorsa, onu bilemem.

sizi evlilik içinde biraz kontrolcü, ısrarcı ve "fazla konuşan-dırdır yapan" kişi olarak gördüm açıkçası.
biraz rahat verin bence, çünkü sanki siz "sussanız" ortada pek bir sorun kalmayacak.
susmaktan kastım kendinizi şişirin anlamında değil elbette.
ama çözümü olmayan, iş işten geçmiş konularda ve düzeltemeyeceğiniz şeylerde fazla ısrarcı ve tutturan bir tavrınız var gibi.
halbu ki bu sorunlara alternatifler yaratabilirsiniz.
mesela gündelikçi ya da bakıcı tutun, evdeki dağınıklık ve anneyle ilgili sorunu çözmüş olursunuz.
yapamıyorsanız da destek olun.

gece dışarı çıkma konusunu önce karı koca aktiviteleriyle canlandırın, belki çocuk büyüdükçe o da biraz ayak uydurur, arkadaşlarınızın ortamına da girer.
bunlar seçenekleri olan konular.
niyetiniz iyi olsa da, karşıda sürekli söylenen ve konuşan birinin olması insanda gerginlik yaratır.
üstelik bütün gün çocukla ilgilenen biri zaten gergindir diye tahmin ediyorum, üstüne gitmeyin.
bunlar biraz çocukça serzenişler, yani ortada derin bir konu yok aslına bakarsanız.
0
blatta hiberna
(01.06.20)
öncelikle sorunlu bir evliliği çocukla taçlandırdığınız için sizi tebrik ederim.

neyse.

ben ortada boşanacak bir problem göremedim. hele ortada çocuk varken arkadaşlarım eve gelemiyor diye ağlanmak mantıksız geliyor.

1 ve 2 ise hayatımda duyduğum en saçma kavga sebepleri. dillendirebiliyor olmak bile komik. ilkini salla zaten çok düzen ve temizlik merakın var varsa kendin yap, temizlikçi tut. kayınvalidenin çocuk bakmaması konusunda ise bu duruma üzülüp kızmış olabilirsin ama dillendirip kavga çıkarmanın manası ne? daha neyini eleştiriyosun olmuş bitmiş, eşinin suçu ne?
0
elorelia
(01.06.20)
Hepsini okudum. Pardon ama sizin derdiniz ne? Bunlar problem mi? Bunun icin yuva yıkmayı cocugu bosanmis aile psikolojisi ile mahvetmeyi dusunuyorsaniz siz olgunlasmamissiniz bence. Rahat batmis gibi de. Boşanmış bi aile cocugu olarak gicik oldum sorunuza kusura bakmayin. ayrıca @blatta +1

edit: siz derken ikinizi de kastettim.

K
0
sanguine mcqaer
(01.06.20)
1- Sonuçta o ev bi şekilde düzenleniyor. Ha önce ha sonra, biraz esnemelisin.
2- Karın bu konudan şikayetçi değilse, senin yorum yapmana gerek yok.
3- Aileleri evin dışında bırakın. Kimse ana babasını seçemiyor, 60 yaşına gelmiş insanları değiştirmek sizin vazifeniz değil. Boşuna eleştiriyle siz kendinizi yormayın. İkiniz de ailelere saygıyla yaklaşıyorsanız yeterli, kimseyi sevmek zorunda değilsiniz.
4- Burada mevzu garip. Eve arkadaşla gelince "Burası pavyon mu?" çok kalitesiz bir söylem. Kaç yaşına gelmiş insanlar ağzınızla içemiyor hala sağa sola kusma moduna geliyorsanız o da garip. Ağzınızla içiyosanız bu laf gelmezdi sanki?

Özetle: Esnemen lazım hocam. Yoksa bu iş olmaz.

Ha bi de çocuktan önce de bu kadar olay vardıysa bu rağmen çocuk yaptıysanız "B" şıkkı sizin en başta düşünmeniz gereken şeydi. Kavga gürültü içinde bi eve çocuk getirme kararını verirken daha bencilce davranmışsınız ikiniz de. Şimdi boşansanız da devam da etseniz o çocuğa çok yazık.
0
lcha
(02.06.20)
şikayet ettiğiniz şeylerden 1-3-4 hepsi karı koca olarak aşmış olmanız gereken sorunlardı. bu konuda önerim yok sadece şunu soracağım. 5 yıllık evlisiniz, 1,5 yaşında çocuğunuz var. hadi 1 yıl diyelim hamilelik sürecini de çıkaralım. 2,5 yıllık evliyken çocuk yapmışsınız. geldiğiniz noktanın sebebinin karı-koca olmayı beceremeden anne baba olmak olduğunun farkında mısınız?
0
halanne
(02.06.20)
Öncelikle sebepler çok geçersiz. Yani bu tip sebepler bana boşanmak için çok eften püften geliyor, rahatlık batması gibi geliyor bu yüzden (b) şıkkı diyorum. Milletin ne sorunları var siz neyin derdindesiniz.

Erkeğim.

1- belki çok tertipli biri değilim diyedir ama yine de obsesif insanlara biraz kıl oluyorum. Evin düzenli tertemiz olması güzel şey eyvallah da eğlenmeye manilik bi tarafı yok.

2- kiracınızı çıkarıp geri taşının olsun bitsin. Bakıcı da tutmuşsunuz işte. Eşiniz hamile iken güven duygusunu annesine hissedip olmayacak bir şeye kalkışmış olsa da böyle olacağını bilse kendi de taşınmazdı, size eziyet olsun diye yapmış gibi anlatıyorsunuz, siz zaten gözden çıkartmışsınız gibi geldi.

3- çözümü şöyle bulabilirsiniz: eleştirme noktasında karşılıklı anlaşın, eleştirtmeyin, eleştirmeyin olsun bitsin. Dedikodu tarzı şeylerinden hoşlanmadığınızda da konuyu değiştirin ya da konuya ilgisiz davranın, dedikodudan hoşlanmadığınzı belirtin.

4-sadece bu konuda size hak verdiğim yan, eşinizle dışarıda yapmak istediğiniz olabilir ama bu da boşanmak için pek tutarlı değil. Milletin karısı sizin imtiyazlarınıza bile sahip olamıyor. Sizinde kendinize ait bir alanınız var demek ki ne güzel işte.
0
Unde bach canim
(03.06.20)
Umarım aranız düzelir. Evlilik ciddi bir şey, ortada çocuk da var. Sunduğunuz argümanlar evliliği sonlandırmak için bence çok basit. Bu olayların boşanmayı düşündürmesi asıl düşünülecek şey belki de. Gerçekten sadece bunlar mı?

28, E.
B şıkkı.

3 numaraya dair yorumum yok. can sıkıcı bir durum ama bu kadarsa boşanma için bir sebep olamaz.

Ben asıl 4'e çok şaşırdım. Sizin bir kerecik olsun eşiniz ve arkadaşınızla beraber olmak istemeniz kadar onun da arkadaşlarınızla beraber olmak istememe hakkı var. O kırılmasın diye istemediğiniz ortama girmeniz onun hatası değil. Belki bundan hoşnutsuz olduğunuzu bile göstermediniz ya da o kadar hoşnutsuz olduğunuzu bilmiyordu. Eşinizle beraber takılabiliyorsunuz, dışarı çıkabiliyorsunuz, arkadaşlarınızla çıkabiliyorsunuz, arkadaşlarınızla evde görüşebiliyorsunuz. ama eşiniz ve arkadaşlarınızla hep beraber alkollü bir buluşma yapamadığınız için çok bunalmış hissediyorsunuz.

bence sizin bu ısrarınız eşinizin size saygı duymasını azaltacak. hatta belki o alkollü eğlencelerde şarkı söylemek, dans etmek gibi sıradan sarhoş aktivitileri size olan saygısını azalttı bile. yazdıklarınızdan bu anlamı çıkarıyorum.
0
biseysorcaktim
(03.06.20)
Bence boşanırsanız boşanma sebebiniz bu konular değil bu konuları bile halledemiyor oluşunuz olabilir. Bu konular halledilebilir şeyler, demek ki taraflardan biri egosundan ödün vermiyor.
0
kitap arasında kalmış silgi tozu
(05.06.20)
(14)

soğuk iklimde yaşam?

antikadimag
yurt içi, yurt dışı yaşadığınız en soğuk yer neresiydi? kışın en az 1 ay kalmış olmayı sayıyorum. 1-2 hafta iş veya tatil için gitmek değil. okul, iş amaçlı uzun süreli kalmaktan bahsediyorum.hayat nasıl etkileniyor? uyum sağlayabildiniz mi yoksa ilk fırsatta kaçtınız mı?
yurt içi, yurt dışı yaşadığınız en soğuk yer neresiydi? kışın en az 1 ay kalmış olmayı sayıyorum. 1-2 hafta iş veya tatil için gitmek değil. okul, iş amaçlı uzun süreli kalmaktan bahsediyorum.

hayat nasıl etkileniyor? uyum sağlayabildiniz mi yoksa ilk fırsatta kaçtınız mı?
0
antikadimag
(30.05.20)
Munih, ofisten eve donus yolunda metrodan ciktiktan sonra "10 dakika yururum bir sey olmaz" diyerek -25 derecede eve yurumustum. Eve vardigimda yuzumun rengi kirmizi/mor arasiydi :)

Hayat ona gore uyum sagliyor, kacacak bir durum yok. Turkiye'den ayrilan birisi hemen her yere uyum saglayablir :)

Simdiki sirkette bir ekip arkadasim Yakutsk sehrinden, kislari -50 dereceyi gorduklerini soylemisti.
0
crown
(30.05.20)
ankara'da 4 sene yaşadım. -15 °C'ye kadar düşüyordu sıcaklık. kışın kat kat giyiniyordum, atkı, kulankık, bere, kapüşon, eldiven ne varsa takıp öyle çıkıyordum dışarı. hele sabaha karşı aşti'ye varıp da yurda gitmek için seyrek geçen bir otobüsü uzun uzun beklerken burnum, kulaklarım, ellerim öyle üşüyordu ki :( çok kötüydü. normalde bölüm ve yurt iyi ısınırdı, ama bazen yurdun kaloriferleri bozulurdu veya başka bölümlerin çok soğuk sınıflarında dersim olurdu, onlar tam işkenceydi benim için. mezun olduktan sonra sıcak iklime yerleştim :)

soğuktan nefret ederim. ankara bu kadar işkenceyse gerçek anlamda "soğuk iklim"de yaşamayı geçtim kısa süreliğine bile bulunmak istemem.
0
pati
(30.05.20)
Berlin.

Cok cok az etkiledi. Ankara´da ogrenciydim 3 yil, kampüsünde tilki gorulen dag basinda bir üniversitede okudugum icin, kar tipisi nedeniyle yollarda kaldigim, ulasimin durdugu bir yerden sonra Berlin sogugu ve sartlari zorlamadi. Cok iyi giyinmeyi, kat kat giyinmeyi ogreniyorsunuz. Sogugunda bisiklet de surdum, disarida vakit gecirdim. Surekli gri ve yagmurlu kuzey Almanya sehirlerinde yasamak istemem ama.
0
buf-e kür
(30.05.20)
5 yıl erzurum
3 yıl ağrı
6 yıl kastamonu
19 yıl eskişehir

-20'de yarım saat otobüs beklediğim de oldu kabanla yatıp soğuktan evdeki halı perdeleri üstüme örtüp "inşallah kalıcı hasar bırakmaz" dediğim de. -40'ı da gördüm. "izmir daha soğuk çünkü nem var diyen yumuşak popolulara bilgisayar başında gülüyordum. erzurum'da kristal yağdığını gördüm. burnum kaç kere birbirine yapıştı. patlayan çeşmeler 3 metrelik buz tepesi yapıyordu. kapıyı açtığında dışarıdan içeri sis bombası atılmış gibi buhar giriyordu. kolay uyum sağladım. erzurumdan dönüşte eskişehir'de 3 kış ceketle gezdim.
0
ya ben lan neyse
(30.05.20)
zamanında anlatmışım buyrun. dünyanın en soğuk yerlerinden biri astana.

eksisozluk.com
0
ozdek
(30.05.20)
ankara. doğma büyüme ankaralıyım. ama kışın bile aşırı soğuk olduğunu düşünmüyorum, çok fazla önlem almadan dışarıda uzun süreli vakit geçirebiliyorum. takım elbise üstüne mont kombinasyonuyla çok üşüdüğüm nadirdir. bazen titretici soğuk oluyor ama çok sık değil. atkı, eldiven, bere kullanmam bu arada.

alman şehirlerinin çoğu okyanus iklimine sahip ve ankara'dan daha düşük kış sıcaklık değerlerine sahip değiller. dolayısıyla çok fark yaratmaması normal bence.
0
🌸antikadimag
(30.05.20)
van'da yasadim. bazen -40'lara kadar inen bir havasi var. hava cok keskin. ancak insan uyum sagliyor. zor anacim. sonra goctuk sicak diyarlara. simdi gitsem yasayamam.
0
Leonardo~Da~Vinci
(30.05.20)
Doğma büyüme Ankaralıyım. Eğitim için 6 ay Finlandiyada yaşadım. Gündüzleri -30 olan çokca gün yaşadım. Bir şekilde uyum sağlıyorsun ve bence -20'den sonra hissedilen çok değişmiyor gibi :)
0
mayday
(30.05.20)
Geçen sene Stockholm’de aralık ayında gece vakti dışarı çıktığım bir zaman ilk nefes aldığım anda boğazıma buz saplandı sanmıştım burnum kaskatı oldu, üşüme ve titremeden bahsetmiyorum bile açık kalan yerler donup düşebilir o kadar soğuktu.
0
Uncle Sam
(30.05.20)
ağrı'da ikinci yılım. -30ları görüyoruz. kışın çıkıp bir yerlere gitmek hayal. işten eve, evden işe. -27'te eldivensiz 10 dakika eve yürümek durumunda kalmıştım. çantadan anahtarı bulup çıkaramıyordum, parmaklarım hissetmiyordu. bir keresinde de o kadar titriyordu ki ellerim anahtarı kilide sokamamıştım. saç, kaş, kirpik, burun içinin donması olağan şeyler. yürürken dikkat edeceksin her yer buz pisti. pek alışılacak gibi gelmiyor kulağa değil mi? :)
0
sadakatsiz
(30.05.20)
Viyana.
Istanbul’a gore filan oldukca soguk ama coook soguk demem. Gerci pis bi ruzgari var bu sehrin mahvediyor.

Ha burada yasamaya basladigimdan beri istanbul’da insanlarin koca koca kis montlari giydigi gunlerde deri ceketle filan geziyorum ben.
Alisiliyor, sonucta kat kat giyiyorsun, oluyor. Cok sikinti degil.
Kisin 10 gun kutup dairesi kuzeyindeydim, sadece 1er kat fazla giyindim. Ha geceleri disarida kirpikler saclar filan donuyordu tabi.
0
kuehles blondes
(30.05.20)
İnsan herşey uyum sağlıyor. Şöyle bir video bırakayım, yer Sibirya, başlığında yazdığına göre eğer sıcaklık -55 dereceden yukarıysa bugün güzel bir gündü diyorlarmış orada yaşayanlar.

www.youtube.com

Şimdi değil ama 5-10 sene önce Eskişehir'de birkaç soğuk kış hatırlıyorum. Soğuktan kastım öğleden önce -20 civarları. O zamanlar müstakil bir evde oturuyordum. Mutfak musluğum default olarak donardı. Günlerce, mutfak musluğunu kullanamazdım. Tüple filan ısıtmak için çok uğraşmışımdır. Banyo musluğu donmasın diye içim sızlaya sızlaya geceleri musluktan çok az akmasına izin verirdim. Ama her zor şeyin güzel tarafı da olabiliyor, mesela sobalı bir evdi, işten eve geldiğimde ev buz gibi olurdu, ama sobayı yaktıktan sonra keyfine doyum olmazdı.
0
panamera
(30.05.20)
-32 finlandiya.
hatta izmirde yola çıktığımızda +20 dereceydi, 8 saat sonra helsinkiye indiğimizde -20 dereceydi. şoku düşün.
doğma büyüme oralı olsam heralde hiç koymazdı çünkü biz giyinip dışarı çıktığımızda michellinin lastik adamına benziyorduk ama onlar tşört, üzerine bir hırka/sweat, onun da üzerine sağlamcana bir montla gayet rahat o soğukta durabiliyordu. daha yeni doğmuş bebek vardı mesela, hastaneden çıkıyorlardı. biz olsak normal havada bile 40 gün sokağa çıkarmayız ama o kadın (yeni doğum yaptığı yürüyüşünden belliydi) bebeği kızak gibi bir şeye koyup kar üstünde kaldırımda çeke çeke evine götürdü. kreşler her gün 1-2 saat bahçede oynatıyorlar -20 -30 demeden. çocuk böyle büyüyünce ister istemez alışıyor soğuk havaya. genetik olarak da yatkınlar tabi ki.
ama ben dondum, gerçi ben zaten çok üşürüm ama orası ayrı bir soğuktu. fakat gene de uyum sağlıyorsun, kar görmemiş masum izmirliler olarak her gün kar yağması, günde sadece 4-5 saat güneş ışığı o da kalın bulutların arkasından zar zor görebilmek zorluyor tabi ama alışıyorsun neticede çünkü elinde olan bir şey değil. hatta eksi dereceleri göze alıp o kış kuzey avrupa turuna çıktık, hatta kuzey avrupa bile bize komadı ki ne olacak en fazla biraz serin olur diyip bir sonraki kış güney avrupa turuna çıktık, o da son 50 yılın en soğuk avrupa kışına denk geldi, bi yerimizde bişeyimiz dondu ama gene de ölmedik vs.
soğuk diye finlandiyadan da kaçmadık, erasmus bitti döndük, gene olsa gene gideriz ama bu sefer daha hazırlıklı gideriz.
0
halanne
(30.05.20)
Ardahan’da görev yapıyorum. En düşük -45 olmuştu. Genelde de -25 civarı olur. Sadece düşmeden yürümek zorluyor :). İsteyerek geldiğim için bir sıkıntı yok benim için
0
transilvanya
(30.05.20)
(2)

Suyla ilgili bir kendin yap işi

sylow
Bi alet vardı terazi şeklinde. Bi kaba su doluyor ve yeterinCe dolunca aşağı iniyor ve aşağı inince su dökülüyor. Bu böyle devam ediyor sürekli. Bu aletin/olayın ismi ne tam olarak?
Bi alet vardı terazi şeklinde. Bi kaba su doluyor ve yeterinCe dolunca aşağı iniyor ve aşağı inince su dökülüyor. Bu böyle devam ediyor sürekli. Bu aletin/olayın ismi ne tam olarak?
0
sylow
(29.05.20)
ayı kaçıran

www.youtube.com
0
halanne
(29.05.20)
inheritance
(29.05.20)
(3)

Ödüllü Soru 2: Bu filmin adı nedir?

pass
Bir savas var. Bir aile evin bir odasının bir kosesinde açılan bir boyut kapisindan geçerek boyut değiştiriyor ve kurtuluyor.Baska bilgi yok. 80'li yillar. Çok sevinirim bulabilirseniz :)
Bir savas var. Bir aile evin bir odasının bir kosesinde açılan bir boyut kapisindan geçerek boyut değiştiriyor ve kurtuluyor.

Baska bilgi yok. 80'li yillar. Çok sevinirim bulabilirseniz :)
0
pass
(21.05.20)
25 yıllık hata ile "narnia günlükleri: aslan, cadı ve dolap" diyorum. ne kazandım?
0
halanne
(22.05.20)
Alkış kazandın. Alkışlıyorum. Alkışladım. :)
0
🌸pass
(22.05.20)
yetişemedim :)
0
semyasa
(22.05.20)
(13)

ağlatma garantili film önerisi

bugisme
sadece babam ve oğlumda ağlayabilmiş bir adama yerli yabancı hangi filmi önerirsiniz?
sadece babam ve oğlumda ağlayabilmiş bir adama yerli yabancı hangi filmi önerirsiniz?
0
bugisme
(21.05.20)
hachiko: bir köpeğin hikayesi.. her izlediğimde ağlarım..
0
synche
(21.05.20)
benim agladiklarim:
Schindler's List
Cinema Paradiso
Once Upon a Time in America
Requiem for a Dream
Raging Bull
Million Dollar Baby
Amores Perros
In the Mood for Love
Dancer in the dark
0
neverletyougodown
(21.05.20)
Bunu yazmak için giriş yaptım. "Şampiyon"
Bold Pilot' un hikayesi.
0
kumandanim
(21.05.20)
Mommo +1
0
megalomaniac
(21.05.20)
0
wish i could find a way to disappear
(21.05.20)
canım kardeşim
0
konsomatrix
(21.05.20)
ben ayla filminde sağlam ağlamıştım.
0
tantunizade murat efendi
(21.05.20)
orpheus
(21.05.20)
Incendies
The stoning of soraya m.
Oldboy
The cut- Fatih akın
Duvar
Dancer in the dark
Kaplumbağalar da uçar
Dekalog 7
0
mr.green
(21.05.20)
Dünyanın orta yerinde aşk için ağlıyorum
0
basond
(22.05.20)
Grave of the fireflies ciğer komple gitti
0
EasyTiger
(22.05.20)
filmlerde ağlayabilmek kendinle özdeşleştirebilmekle alakalı bence yani empati. bende manyaklık derecesinde yksek empati yeteneği var o yüzden bayram şeker reklamlarında bile ağlarım ama. annemin hüngür hüngür ağladığını gördüğüm tek film, babam be oğlumdu. çünkü babam o dönemde kanser tedavisi görüyordu, babam ve abim küslerdi ve ortada 10 yaşında bir annesi olmayan bir torun vardı. sinemadan çıkınca annemi hastaneye götürdük tansiyonu tavan yaptığı için.

kısaca rastgele duygusal filmler yerine, onun kendisiyle özdeşletirebileceği bir karakteri olan, ya da kendisinin yaşamış olduğu hikayelere benzer hikayeleri olan filmler arayın.
0
halanne
(22.05.20)
Canım kardeşim +1
0
mayday
(22.05.20)
(4)

şırınga için olan ilaç içilir mi?

antikadimag
annem sağlık ocağına iğnelerimi coronadan olamıyorum diye gittiğinde bugün doktor iğne şart değil ilacı kırıp için demiş?böyle oluyor mu? bana tuhaf geldi.
annem sağlık ocağına iğnelerimi coronadan olamıyorum diye gittiğinde bugün doktor iğne şart değil ilacı kırıp için demiş?

böyle oluyor mu? bana tuhaf geldi.
0
antikadimag
(21.05.20)
Bazıları içiliyor sanırım. D vitamini ampulünü kas içine yapmak yerine iç diyor gördüğüm her doktor. Ağrı kesici ampulü de daha hızlı etki etsin diye içmemi tavsiye eden doktor olmuştu. İlacına göre değişiyordur tabii.
0
kobuzchu kiz
(21.05.20)
evet içilen var. d vitamini ampülünü ben de kırıp içiyorum.

doktor dediyse sizin ilacınız da içiliyordur. o riski almaz doktor. prospetüsüne vs bakın bir şey yazıyor mu diye
0
fezagezgini
(21.05.20)
Hemen hemen çoğu ilaç içilebiliyor. Bizim doktorlar arada kendilerine kokteyl bile yapıyorlar grip falan olduklarında. Ciddiyim.
0
nolmus yani
(21.05.20)
novalgine de içiliyor
0
halanne
(21.05.20)
(6)

0-14 yaş sokağa çıkma izni - bu ne saçmalık?

kibritsuyu
abi çok değil daha geçen yaz (ve ondan önceki bütün yaz mevsimlerinde) bütün uzmanlar televizyonda orda burda bas bas bağırırdı "güneşin en dik geldiği 11:00-16:00 saatleri arasında güneşe çıkmayın" diye. yanlış mı hatırlıyorum oğlum ben? her yaz bangır bangır bunu söylemezler mi?ama bakıyoruz, el k
abi çok değil daha geçen yaz (ve ondan önceki bütün yaz mevsimlerinde) bütün uzmanlar televizyonda orda burda bas bas bağırırdı "güneşin en dik geldiği 11:00-16:00 saatleri arasında güneşe çıkmayın" diye. yanlış mı hatırlıyorum oğlum ben? her yaz bangır bangır bunu söylemezler mi?

ama bakıyoruz, el kadar çocuklar için sokağa çıkmak için verilen iznin saatleri 11:00-15:00 arası. hadi atlayıp bi ormana, ağaçlık bir mesire yerine götürelim dersen yooohh yürüyüş mesafesinde olacak.

ulan ben ankara'nın göbeğinde yürüyüş mesafesinde gölgeliği nereden bulayım? hani o saatlerde güneşe çıkmak sakıncalıydı? geçen hafta el kadar çocuğum 2 saat içinde cayır cayır yanmış, acısından gece uyku uyuyamadı, şimdi de soyuluyor. kafasına şapka takmayı akıl edip, güneş kremi almayan kafama da tüküreyim.

hafta içi o saatlerde çocukcağızı dışarı çıkarabilecek ebeveynlerinin çalışıyor olmasından hiç bahsetmiyorum bile.

hayır yani çok mu zor ne bileyim bi akşam serinliğinde falan çıkarsak, hem mesai bitmiş olsa? izin zamanı belirlerken çok mu zor acaba bunu düşünmek?
0
kibritsuyu
(20.05.20)
aynen öyle. çok saçma. yaşlılar için belirlenen saatler de tehlikeli.
0
sutlu nescafe
(20.05.20)
Nereden baksan elinde kaliyor haklısın +1
0
basond
(20.05.20)
geçen işim vardı kocaman adamım, hava da çok aşırı sıcak değildi, saat 10 da çıktım 2 de eve geldim yürümek zorunda kaldım bayağı bir, yüzüm ensem falan acayip yanmış. acıyor bayaa.


şunu farkettim, polisler karışmıyor artık eskisi kadar, evet site içine geliyolar ama kimse dinlemediği için, sadece iki siren çalıp gidiyolar. insanlar da bezmiş olacak ki kimse polis falan takmıyor, polis de üstelemiyor.
0
hem şişko hem deli
(20.05.20)
daha bu sabah aynı şeyi düşündüm, çocuğum olsa çıkarmam. otursun evde zıplasın. bugün biraz serinledi gerçi hava, çok şükür sadece 41 derece olacak.
yaşlılar için de aynı durum geçerli. geçen pazar bütün yaşlılar sokaktaydı ve 43 dereceydi. arizona kertenkelesi gibi hepsi bulduğu banka çöktü kaldı. zaten hepsi ya tansiyon ya kalp hastası. corona bulaşmasın derken sıcak çarpmasından öldürecekler nüfusun yarısını. bilim kurulunda henüz o kadar bilimsel düşünebilen analitik zekaya sahip arkadaş yok heralde.
0
halanne
(20.05.20)
Tamam da D vitaminini ancak o saatlerde alabiliyorsun. Kaç haftadır doğru düzgün güneş görmemiş insanlar...
0
malheiros
(20.05.20)
Malheiros +1

Evde kaldigimiz sure boyunca hepimiz D vitamininden yoksun kaldik, ki ne kadar hayati bi vitamin oldugu ortada.

İki ucu boklu degnek gibi bir sey iste.
0
msb
(20.05.20)
(7)

Küresel ısınmayla ilgilinen arkadaşlara soru

noluyo yaa
Ben şimdi en iyi ihtimalle 80 sene sonra ölecek biri olarak bunu neden umursamalıyım?Okuyorum, tamam efektleri şu bu, tamam nedenleri de bunlar bunlar. Çözüm için de X,Y,Z yapmamız gerek. Hepsini anladım, çok güzel.Ama bir kaynak da çıkıp senin hayatında şu değişecek demiyor (deniz kenarında oturan
Ben şimdi en iyi ihtimalle 80 sene sonra ölecek biri olarak bunu neden umursamalıyım?

Okuyorum, tamam efektleri şu bu, tamam nedenleri de bunlar bunlar. Çözüm için de X,Y,Z yapmamız gerek. Hepsini anladım, çok güzel.

Ama bir kaynak da çıkıp senin hayatında şu değişecek demiyor (deniz kenarında oturan insanlar hariç) veya ben bulamadım.

Şimdi ben benim hayatımda 10,20,30, 60 senede bir şeyler yaparsak neler olacağını ve yapmazsak neler olacağını gösteren bir kaynak bulamaz mıyım?
0
noluyo yaa
(19.05.20)
iki farklı düşünceden bahsediyorsun sanırım, ben öleceğim o yüzden sonuçlarına ben niye dikkat edeyim ki diyorsun. sonra da senin hayatına olacak etkisinden bahsediyorsun. ilkinin cevabı ayrı, ikincisi ayrı.

ilkinin cevabı: bunu umursamalısın çünkü sorumlusu sensin; kullandığın araba, deodorant, elektrik, kırmızı et bunların hepsi küresel ısınmayı hızlandıracak üretim düzeninden geçip önüne gelen şeyler. umumi tuvalete girip duvara işememe sebebin neyse bu da o olmalı.

ikincinin cevabı: küresel ısınmaya bağlı iklim değişikliklerinin yol açtığı sel baskınları, toplu yangınlar yaşadığın bölgeyi etkileyebilir. deniz seviyesinin yükselmesi tek sonuç değil yani. bunun haricinde beslenme ve sağlık üzerinde de etkileri bulunuyor.

zibilyon tane kaynak var google'da, en salağa anlatanından tut en bilimsel makalesine.
health2016.globalchange.gov
www.healthaffairs.org
www.nationalgeographic.com
www.globalchange.gov
climate.nasa.gov
0
Bruce
(19.05.20)
çünkü sen olmayacaksın ama çocukların olacak, torunların olacak.
insanlık devam ediyor sonuçta. bizim şu an geldiğimiz nokta da 1800'lü yıllarda sanayi devrimini başlatanlar.
ayrıca sence mayıs ayının ortasında 43 derece olması ile şu an sen iklim değişikliğinden etkilenmediğini mi sanıyorsun? antalyada her sene hortum ve sel olurken onlar bugün etkilenmiyor mu? avustralya 3 ay boyunca cayır cayır yandı, onlar da 80 sene sonra mı etkilenecekler?
0
halanne
(19.05.20)
@Bruce, nelerin yol açtığının farkındayım. Ama neden ben sorumluyum? Benim yaptığım şeyler beni veya çevremdekileri nasıl etkileyecek?

İkincisine verdiğin cevap içinse hiçbir kaynak bugün biz GHG'leri tamamen kessek bunların olmayacağını söylemiyor. Şimdi benim bugün yaptığım hareketin etkisini ben 50 yıl sonra mı göreceğim, yoksa seneye bitip gidecek mi? Etkisini 50 sene sonra göreceksem ben ne yapayım bu işi?

@halanne, çocuk torun vs istemiyorum. İnsanlığın illa devam etmesi gerektiğini de düşünmüyorum. Ben öldükten sonra isterse kıyamet kopsun insanlık bitsin, bana ne.

Ayrıca şu an etkisini hissetmiyorum demiyorum, ben bugün bir şey yaparsam bu etki yarın olmayacak mı diye soruyorum. Eğer benim davranışımı değiştirmem bana bir şey kazandırmayacaksa ve ben hala bunları yaşayacaksam neden davranışımı değiştireyim?
0
🌸noluyo yaa
(19.05.20)
e diyorum ya, umumi tuvaletin duvarına işeyip çıksan bi daha o tuvalete girmeyeceksin, senden sonra kim uğraşıyorsa uğraşsın. neden yapmıyorsun bunu onu düşün, küresel ısınma konusuna da aynı sebeple yaklaş diyorum.

insanlar bencil olmayı seçebilir, kimse seni küresel ısınmayı önemsemen için zorlayamaz. ortada bir bilinç ve sorumluluk meselesi var, bu sorumluluğu almak istemiyorsan istemiyorsundur; ne duymak istiyorsun ki bizden?
"dikkat edersem olumlu etkisini ben göreceksem ederim, ama yok olumlu etkisi ben öldükten sonrakilere fayda sağlayacaksa bana ne" diyorsan biz ne diyebiliriz ki.
0
Bruce
(19.05.20)
@Bruce, umumi tuvalet sorusunun cevabı basit. Çünkü hepimiz öyle yaparsak bu davranıştan hepimiz etkileneceğiz. Hepimiz temiz tuvalete girmek istediğimiz için birbirimizle cooperative game'de ceza korkusuyla dengeye geliyoruz ve çoğumuz bunu yapmıyoruz. Ama küresel ısınma da bu cooperative game yok (veya var mı yok mu anlamaya çalışıyorum diyelim). Eğer benim davranışım beni etkilemiyorsa, ben cezalandırılmıyorsam veya ödüllendirilmiyorsam kendim için en rahat olanını yaparım. Havuç sopa olayı. www.sciencedirect.com

Duymak istediğim benim yaşam tarzımın beni etkileyip etkilemeyeceği. Ben (veya genel olarak biz) davranışımı değiştirirsem ciddi anlamda 10-20 sene içinde bir değişim yaşayacak mıyız, yoksa önceki nesillerin yedikleri nanelerden mi etkileneceğiz hala?
0
🌸noluyo yaa
(19.05.20)
"Eğer benim davranışımı değiştirmem bana bir şey kazandırmayacaksa ve ben hala bunları yaşayacaksam neden davranışımı değiştireyim?"

Birey olarak ya kendinizi dünyanın merkezine yerleştirirsiniz ve doğayı size hizmet eden bir "uşak" olarak görürsünüz, ya da kendinizin gelip geçici olduğunuzu ve hem başka insanların (şimdiki veya gelecek nesil farketmez) hem de böceklerden bitkilere farklı canlıların da bu dünyada sizinle eşit hakları olduğunu düşünürsünüz. İnsan olarak tüm canlılarla aynı doğayı paylaşıyoruz. Davranışlarımız tek bir penguenin veya hiç tanımadığımız bir insanın bile canını yakıyorsa bu sorumsuzluk ve haksızlıktır. Şimdiki veya gelecek zaman farketmez.
0
fotrsapka
(19.05.20)
@fotrsapka, bu sizin düşünceniz. Ben öldükten sonra ne olduğu benim umurumda değil. Ayrıca hak dediğiniz şey tamamen uydurduğumuz bir şey, henüz var olmayan bir şeyin hakkı falan yok.

Ayrıca diyelim var, ben neden başkası üreyecek diye hayatımı değiştiriyorum? Onlar neden üremeyi bırakmıyor?
0
🌸noluyo yaa
(20.05.20)
(2)

site icerigini toplu indirmek

goklerdengelenkarar
http://docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/Yukarisi derya deniz beyler. Ama cogu eser jpg formatında. Her sayfayi tek tek indirmek zorluyor. Gördüğümüz klasör formatinda nasil indirebilirim? İnternet Download Manager biraz işime yaradı da tam degil.
docs.neu.edu.tr

Yukarisi derya deniz beyler. Ama cogu eser jpg formatında. Her sayfayi tek tek indirmek zorluyor.

Gördüğümüz klasör formatinda nasil indirebilirim? İnternet Download Manager biraz işime yaradı da tam degil.
0
goklerdengelenkarar
(19.05.20)
firefox'ta DownThemAll diye bir eklenti var, pdf'lerde işe yaıyor ama jpg de olur heralde
0
halanne
(19.05.20)
docs.neu.edu.tr
(bkz: WHAT'S NOT PERMITTED
• Robots and systematic downloading
Systematic downloading using robots, spiders or manual means is not permitted. Publishers
keep track of patterns of use and where the publishers suspect misuse in the form of
systematic downloading (e.g. more than one article from an issue, continuous downloading
from a particular journal etc.) they will cut off access requiring Library to investigate and take
action on those who have misused the e-Resour ces. There have been instances recently
where publishers have withdrawn access to their online resources to the entire Institute.
This prevents access by the majority of re sponsible users to information needed for their
research and learning. It becomes obligatory on the library’s part to investigate such
misuses and report the same to the publishers. It takes longer time to get the access
restored and convince the publisher that re-occurrence of such misuses will be stopped.
• Downloading more than one article and few bibliographic records
Downloading, copying orprinting more than one article per issue of a journal (electronic or
print), downloading of more than few hundred of bibliographic records, one or two chapters
from a e-book without the permission of the owner (generally publisher), downloading the
entire contents of an electroni c journal or an entire book to your PC, home le space or
writable CD is illegal.)
0
ozhan
(19.05.20)
(21)

26 yaşındayım pilavda istikrar sağlayamıyorum

hjarteblod
bir yaptigim lapa oluyor digeri tas gibi oluyor. ustelik tariflerdeki sekilde yapiyorum direkt, en ufak fevrilik yok. 1'e 1.5 denedim 1'e 2 denedim sonuc degismiyor. dun 1 cay bardagi pirince 1.75 cay b. su koyarak yaptim tas gibi oldu. inanilmaz yani neden boyle oldu. sonra uzerine hafif su dokup d
bir yaptigim lapa oluyor digeri tas gibi oluyor. ustelik tariflerdeki sekilde yapiyorum direkt, en ufak fevrilik yok. 1'e 1.5 denedim 1'e 2 denedim sonuc degismiyor. dun 1 cay bardagi pirince 1.75 cay b. su koyarak yaptim tas gibi oldu. inanilmaz yani neden boyle oldu. sonra uzerine hafif su dokup demlenmeye biraktim lapa oldu bu sefer, ustune dibi tuttu.
en basta yagin uzerine pirinci attiktan sonra cok veya az mi kavuruyorum acaba, orda kriter nedir sicak suyu dokmeden onceki? tariflerde pirinc beyazlasincaya kadar yagda cevirin diyor. abla pirinc zaten beyaz. nolur yardimci olun.
0
hjarteblod
(18.05.20)
piştikten sonra dinlendirirken kapakla tencere arasına peçete sıkıştırıyordum ben, lapaysa lapalığını alıyor biraz, sertse de biraz yumuşatıyor.
bir de tuzu kavururken atmak da işi kolaylaştırıyor.
0
qerest
(18.05.20)
@qerest, cok tesekkurler ama bunlari da yapiyorum halihazirda :(
0
🌸hjarteblod
(18.05.20)
Pirincin cinsine gore eklenmesi gereken su miktari farkli olabiliyor. Mumkun oldugunca ayni pirinci kullanin.
0
kuehles blondes
(18.05.20)
pirinç kötüdür belki. yağı daha bol koymayı dene. suyu ekledikten sonra bi karıştırır ve hemen en kısık ateşe alırım ben kapağını kapatıp. byeaz dediği de şeffaf gibi sedef gibi oluyor onu diyordur.
0
hasmetizm 2046
(18.05.20)
pirinci önce kaynar tuzlu suda bekletmeniz lazım. 15-20 dk. sonra sudan geçirin.
0
kendi helvasını kavuran zombi
(18.05.20)
tam da tahmin ettiğim gibi kimse en önemli noktaya değinmemiş. pirinç pişerken asla ama asla dokunmayacaksın sıcak suyu döktün kapağı kapattın ya(kapağın da iyi kapanması önemli o da olumlu bir etki yaratıyor) o kapağı asla açmayacaksın. pilav pişti baktın su kalmamış hiç üzeri kuru kuru görünüyor kapattın ya altını bi 20 dk falan da öyle bekleyecek. bu şekilde hiç yıkamadığım veya suda bekletmediğim pirinç bile tane tane oluyor. bi tarif videosu yollarım adam çok güzel anlatıyor.

edit: yani ben pişirirken kapağı açtığına veya dinlemeden açıp karıştırdığına baya eminim lütfen göt etme.

edit 2: siyamkedisi zorro üşenmemiş çok güzel anlatmış bak öyle yaparsan kesin tutar. pilav düşük sıcaklıkta buharıyla pişen bir şey olmasa koskoca caponlar rice cooker'larının bütün olayının bunun üzerine kurmazdı. o yüzden kapağı istediğin kadar aç bak diyen dangalakları boşver.
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(18.05.20)
çay bardağı ölçü bardağı olamaz, şaşırtır.

pirimin beyazlaşmasından kastı parlaması. hani estetik operasyonlarla yapılan beyaz dişler gibi düşün bunu.

yağı yeterli ölçüde ısıtıp yakmaman gerek.

suyu eklediğinde ateşi hemen kısma, su biraz çekilece kadar orta ateşte, su çekildi zaman altını kısıp devam et ve son olarak demleme için en az 15 dk ayır.
0
giovanne
(18.05.20)
Pilav şu aşamaları yaptığınız sürece kolay ve garantili bir yemektir. Pirinç cinsine göre tam tane tane olmayabilir ama lapa ve taş gibi arasında gidip gelmez sonuçları.

1- Öncelikle 1 defa soğuk suda yıkayın, sonra en az 15 dk. sıcak suda içine 1 tatlı kaşığı tuz atıp bekletin. sonra tekrar normal su ile nişastası kalmayana kadar yıkayın, suyu berrak çıksın

2- kenara alıp 15 dk dinlendirin, suyu iyice süzülsün

3- Tereyağında minimun 5 dk. kavurun sonra üzerine su koyun.

4- Koyduğunuz su sıcak olacak. 2 bardak pirince 3 bardak su koyuyorum ben. Bu orantıya göre ayarlayın. Dediğim gibi pirincin cinsi biraz fark ettirir ama dramatik bir fark değil.

5- Suyunu, tuzunu koyduktan sonra sadece bir defa karıştırıp kapağını kapatın (kapaktan bukar çıkmayacak, cam kapak olsun ki içini görün. Mümkünse yapışmaz tabanlı tencere kullanın.

6- 20 dakika sonra hazır olur. Bu zaman içinde kapağı açmayacaksınız. 20 dk sonra açtığınızda kapağa birikmiş suyun tekrar pilava düşmemesi lazım. Basit bir bilk hareketiyle kapağı ters çevirin.

7- Ocağı kapatın, kapaktaki suyu lavaboya dökün, tencerenin üzerine temiz bir mutfak örtüsü ya da havlusu koyun, kapağı onun üzerine kapatarak bir 10 dk dinlendirin.

8- sıcak su et veya tavuk suyu olursa lezzet artar tabii ki.
0
SiyamkedisiZorro
(18.05.20)
pirince eklediğin su fokurdamaya başlar başlamaz ocağı en kısığa alıyor musun?
0
nolmus yani
(18.05.20)
Dakika olayı da biraz muğlak, suyu yok gibi görünüp üstü delik delik olunca kapatıyorum ben. 10dkda oluyor. (Öncesinde 1 saate yakın ılık suda bekletince güzel oluyor. Bekletmezsen 1.5x değil 2x su koyman gerekiyor ama yine de iyi olmuyor bence)
0
nhk ni youkosu
(18.05.20)
Pirinci önce sıcak suda beklet 20 dakika kadar sonra kavur ve üstünü az geçecek kadar normal sıcaklıkta su koy. Pilavın altını da pilav suyunu tamamen çekince değil çekmek üzereyken kapat. Demlendirirken kapakla arasına kağıt havlu koy.
0
Sonsuzluk ve Bir Gün
(18.05.20)
www.youtube.com

başka adres arama.
0
Kresto
(18.05.20)
Kapağı defalarca açıp gerekirse su katıyorum ben. Bu kapağı asla açma diyen kabileye kulak asma. Su eklemen gerekirse çok az ekle. Pişirmeden önce pirinci sıcak suda bekletmeyi de unutma.
0
catch the arrow
(18.05.20)
beyazlaşıncaya kadar değil. yağı içine alan prinç biraz daha sanki şeffafmış gibi oluyor. o tozlu beyazlık gidiyor, yağlı bir sarılık geliyor.

Çok karıştırma.

koydun pirinci tabana düm düz yay. sonra üzerine koyduğunda su pirinci birazcık geçsin ama prinçler hala görünür kalsınlar suyla beraber. bu şekilde pişir. bir süre sonra açıp bak. olmadıyda çok az gezdirerek su koy.

tek yere koyma suyu, ve çok birden koyma
0
tessera
(18.05.20)
amatörler için pilav:

yağda kavur, fazla su koyma kısık ateşte pişsin. baktın cızırdamaya başlıyor suyu çekmiş demektir. kontrol et hala sertse biraz daha kaynar su ekle. olmadı yine. en son uygun kıvama gelince altını kapa. sonra kapağını aç buharı çıksın biraz. bu noktada tabii havlu falan da konabilir ama ben çok sıcak yiyemediğim için üstünü açıp öyle birkaç dakika bekletmeyi daha uygun görüyorum.

bu kadar basit. bu yöntemle odun talaşından bile pilav yaparsın.
0
bohr atom modeli
(18.05.20)
kavurlan pirincin beyazlaştığını ilk defa duydum. kavruğaln pirinç bi kere şeffaf, opak bir sarıya döner. bu aşamaya gelmeden önce suu koyma.
en başından başlayalım.

malzemeler:
cam kapaklı, yayvan ve yapışmaz yüzeyli tencere
kaliteli, taze ve baldo/osmancık/jasmin pirinç
pirinç/su oranını ayarlamak için bardak
tereyağ ve zeytinyağı
tuz

1. en az 3-4 saat parmağını yakacak derecede ama kaynar olmayan bol tuzlu sıcak suda pirinci ısla.

2. ıslanmış pirinci tencereye koymadan önce yıka fakat çitileme. yumuşak yumuşak hatta sadece üstünden bol su akıtarak yıka. sen mıncırdıkca zaten suyun içinde rehavete kapılmış pirinç taneleri iyice kendinden geçip kırılır ya da nişastasını salar.

3. tencerede bol tereyağ erit, az biraz da zeytinyağı ekle ki tereyağ yanmasın.

4. yıkanıp iyice süzülmüş pirinçleri at, opaklaşana kadar orta ateşte kavur. ben diyeyim 5 dakka, sen de 10 dakka. ne kadar iyi kavurursan o kadar güzel olur.

5. en az 3-4 saat beklemiş olduğu için 1/1,5 oranında kaynar suyu ilave et. yalnız yukarıda demişler, her pirincin istediği su oranı farklıdır. aynı markayı alırsan ilk birkaç seferden sonra bu oranı daha iyi ayarlarsın. profesyonel level'a geldiğinde pirincin üstünü bir parmak kalınlığında geçecek kadar su koymayı bile ayarlayabiliyorsun.

6. tuzunu ilave edip şöyle bir kere usulca karıştır ve kapağı kapat.

7. altını en kısık ateşe getir, bırak yavaş yavaş pişsin.

8. cam kapak olduğu için kapağı açmadan yani içindeki buharı kaçırmadan üstünden baktığında eskilerin göz göz olmuş dediği pirinç tanelerinin aralarında küçük küçük delikler oluşmaya başladıysa suyun bitmeye başlamış demektir. bu gözleri görünce kapağı kaldır, hafifçe kaşığın ucuyla en ortasından dibini kontrol et su var mı yok mu, bir de garanti olsun diye bir kaç tane ağzına atıp diriliğini kontrol et. hala diriyse mutlaka sıcak su ilave et. (pişmiş aşa soğuk su katılmaz)

9. pirinçler pişmişse altını kapat, çok yumuşakça bir kere döndür (karıştır). iki kat yaptığın kağıt havluyu üstüne ört, kapağını kapat. 10 dakika demlendir.

10. hala lapa olduysa daha da pilav yapma. şaka şaka, yapmaya devam et, hiç birimiz lapa yapmadan, kıtır kıtır pirinci pilav diye servis etmeden, dibini tutturmadan pilav yapmayı öğrenmedik. ben de 42 yaşındayım ama hala rafadan yumurta yapamam, her sabah denemeye devam.
0
halanne
(18.05.20)
Sonuç ne oldu?
0
tessera
(20.05.20)
@tessera, berbat oldu :d

belki tencerede sikinti vardir benim, teflon gibi benimki. celik tencerede denicem bi de basliktaki bikac tip'i daha deneyerek.
0
🌸hjarteblod
(20.05.20)
Berbati bi acsana ya nasil berbat oldu nasil berbat olabilir pilav ya :D

bi de kullandığın pirinç cinsi ne? osmancık bence en kolay pirinç. bu su-pirinç oranı pirinçten pirince değişir o yüzden biraz deneme yanılma yapman lazım ama zaten yaptım olmuyor diyorsun mutlaka bir şeye uymuyorsun burada. şimdi bir şey diycem de iyice kafanı karıştırmak istemiyorum, pişirme tekniğin doğru olursa pirinci yıkamadan kavurmadan da gayet tane tane pilav elde edebilirsin gözünü seveyim hallet şu işi.
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(21.05.20)
geçen arkadaşın annesinden aldım tarifi

1.5 su bardağı pirinci tuzlu suda yarım saat bekletiyoruz esas nokta bu. yağda az kavurduğumuz suyunu süzdüğümüz pirinçlere 1.5 su bardağı sıcak su ekliyoruz. eğer suda bekletmeseydik 3 bardak su alırmış bu. sonra kapağı kapatıp kısık ateşte pişiriyoruz. en sonunda da altını kapatıp ağzına havlu kağıt sarıp demlenmeye bırakıyoruz
0
kablelvuku
(21.05.20)
@proletarier,

en son kotu oldugunda yaninda kavurma da yapmistim. o da yalan oldu pilav berbo olunca, ikisini birlikte yapmistim cunku. cok uzucu oldu. ya biraz sert kalmisti ama halbuki her sey usulune uygundu. mecbur biraz daha su koydum falan ama bi turlu normal bi hale burunemedi. alti ustu ortalama bi tavuk pilavcinin pilavina erismek istiyorum. icimde kaldi o yemek gittim etli pilav siparisi verdim sonra :(

yemin olsun burda tarif edildigi sekilde yapiyorum. zaten herkes ayni seyi yaziyor :d benim ya pirinc bozulmus bisi olmus, ya da tenceremde sikinti var. yayvan pilav tenceresi degil biraz uzun bi tencere benimki belki ondandir. pirincim de migros baldo pirinc. guzelce yikiyorum, suda bekletiyorum, suzuyorum, hafif kizmis yagli tencereye atiyor biraz kavurduktan sonra suyunu koyup kisik ateste goz goz olana dek birakiyorum, sonra altini kapatip havluluyorum. sorun ya bu kavurma asamasinda (cunku tariflerde net bisi soylemiyolar, videolarda da kesiyolar burayi niyeyse), ya tencerede ya pirincte. analitik yaklasarak bu denklemi sadelestirecegim. farkli bir pirinc, farkli bir tencere ve farkli surelerde kavurma deneyecegim. biraz uzun surecek ama sorunu anlamis olacagim nihayetinde.
0
🌸hjarteblod
(21.05.20)
(7)

Domates Biber yetiştirmek.

guitarissimo
Ben 3 yıldır bahçeli bir evde yaşıyorum apartmanın bana kullanım için izin verdiği küçük bir alanım var. Ben normal şartlarda ingiltereden getirttiğim 2 adet şerbetçi otu çeliği ekmiştim o alana ama hem hastalandılar hem de ben özverisiz davrandım vs. Geçen sene de kediler büyümesine izin vermediler
Ben 3 yıldır bahçeli bir evde yaşıyorum apartmanın bana kullanım için izin verdiği küçük bir alanım var. Ben normal şartlarda ingiltereden getirttiğim 2 adet şerbetçi otu çeliği ekmiştim o alana ama hem hastalandılar hem de ben özverisiz davrandım vs. Geçen sene de kediler büyümesine izin vermediler ama her şey karman çorman olmuştu çoktan kim bilir hangi türdü büyümeye çalışan. Bir şey ekilmemiş de olsa ben muz kabuğu ve yumurta kabuğuna boğdum o toprağı. Geçen bir avuç mercimek salladım deli gibi büyüdüler ve çok sağlamlar asla boyunları bükülmedi. Neyse efendim ben oraya temiz GDO suz, antik kuntik olmayan salkım domates ve klasik sivri biber ekmek istiyorum. Gerçekten güvenilir tohum veya fide nereden alınır? Yer: Kadıköy- İstanbul

Sonradan gelen edit: Bu başlıktan sonra fide siteleri kanıma girip böğürtlen, ahududu ve yaban mersini fidelerini karşıma çıkardı.
0
guitarissimo
(18.05.20)
Hibrit ve standart tohumlar da bir nevi genleri bükülmüş tohumlar. Alacağınız fideler de bu tohumlardan üretilmiş olur. Yerel ya da atalık tohum ve fidelerin satışı da yasak. Ancak tanıdık eş dost babaannelerinden edinilebilir. Yazlık sebze tohum ekimi için de geç kalmışsınız zaten. Size yine yollar hazır fidelere çıkıyor. Ama yok illağ da babaanne tohumu olsun, uğraşır, çabalar, bu yolda ter akitirim derseniz öneri sunabilirim.
0
beetlejuice
(18.05.20)
Bende domates biber yetiştiriyorum tohumdan ektim. Şu an domatesimin üstünde baya domates var biberler de çıkıyor geç kalmıssınız en iyisi pazarlarda satılan fidelerden alıp ekmek.
Hem bahcede daha guzel olur benımkıler saksıdalar :( ama çok keyifliler :)
0
sineklerin tanrısı
(18.05.20)
facebookta uttm diye bir grup var, emekli albay tarzında bir amca resmen askeri disiplinle yönetiyor grubu. satış yasak, sadece tohum takası yapılıyor, arada fide dağıtımı falan da oluyor, özellikle istanbul'da yaşayan üyeler sürekli buluşup kendi arasında takas, dağıtımı da yapıyor.
yerli tohumlar var sadece ama a'dan z'ye her türlü meyve sebze var. yani tam aradığınız şey. ayrıca ekim, dikim, yetiştirme, vs vs a'dan z'ye her türlü konuda postlar oluyor. şu anda takas zamanı bitti ama şimdiden seneye hazırlık için takibe başlayabilirsiniz. bence bu sene pazardan aldığınız fidelerle saksılarda acemiliğinizi atın, hibrit ve gdo'lu tohum/fidelerin toprağı öldürdüğünü unutmayın, hazır aldığınız fidelerle toprağınızı kirletmeyin. atalık tohumlardan şaşmayın ama acemiliğinizi atmadan bu işe girişip de atalık tohumlara da yazık etmeyin.
0
halanne
(18.05.20)
Teşekkür ederim cevaplar için. Peki bu meyveler için ne düşünüyorsunuz? Fidan siteleri var ve organik olduklarını iddia ediyorlar ne kadar güvenilir. Şu saatten sonra ne yapılabilir? Önümüzdeki sene çok uzak bu seneyi kurtarma şansım yok mudur?
0
🌸guitarissimo
(18.05.20)
Organik ürün ambalaj ya da etiketlerinde organik tarım logosu olmak zorunda. İddia ancak bu şekilde kanıtlanabilir. Organik üretimde de hibritleme söz konusu. Zaten atalik tohumlara sertifika da verilmiyor. Sertifikasyon için tohum alınan bitkinin anası babasına kadar kontrollü olması istendiği için...

Saydığınız berryler aşılı fidedir, zaten tohumdan yapmaya kalksaniz istediğiniz hızda ve kalitede meyve elde edemeyebilirsiniz. O yüzden cezbedici güzelliklerine kapılıp birer fide almak makul.

Bu yıl için sebze olmasa da salataya ot çıkaracak maydanoz, dereotu, rezene, kişniş, nane, fesleğen, reyhan, soğan, sarımsak vb tohumlar ekebilirsiniz. Ayrıca Temmuz sonu ve Ağustos'tan başlayarak kışlık sebzeler de ekebilirsiniz. Şu dönemde acele ederseniz yine mısır, ayçiçeği, fasülye tohumu da ekebilirsiniz. Domatesi de pazardan alın artık canım aaa :)

Bir edit: soğan ve sarımsağı tohumdan degil de başları dişleri toprağa gömmek suretiyle dikebilirsiniz. Tohumdan yapılırsa geç kalır.
0
beetlejuice
(18.05.20)
Ben o zaman bu berryler ve yaban mersinlerine yürüyorum. teşekkür ederim :)
0
🌸guitarissimo
(18.05.20)
organik ile hibrit (gdo) başka şeylerdir yalnız. hibrit de gayet organik yetiştirilebiceği gibi atalık tohum kimyasala boğulablir.
hibrit tohumunun genetiğindeki yapay düzenlemeler, daha fazla ürün versin daha dayanaklı olsun vs vs.
organik ise yetiştirilme aşamasında kimyasal madde kullanılmamış, ya da yabancı maddelere maruz kalmamış demek.
hibrit tohum/fideyi hiç bir kimyasal gübre, tarım ilacı, egzoz dumanına maruz bırakmazsanız organik olur.
atalık tohumu E-5 karayolu kenarına dikip ayda bir kimyasal gübre, üstüne tarım ilacı, üstüne hormonlu bitki takviyesi ile yetiştirirseniz organik olmaz elbette.
0
halanne
(19.05.20)
(14)

berbere gidilir mi?

diffarentiationation
1 hafta oldu açılalı, kalabalık azalmış mıdır? gittiniz mi veya gidecek misiniz?
1 hafta oldu açılalı, kalabalık azalmış mıdır? gittiniz mi veya gidecek misiniz?
0
diffarentiationation
(18.05.20)
gittim. kalabalık aynıdır bence. zaten randevu veriyorlar. traş olurken diğer müşteri geldiyse dışarda bekliyor.

hatta ben ilk günlerde (geçen çarşamba) gittim ki, berbere virüslü müşteri gelirse bulaştırıcı olmadan halledeyim berber negatifken diye :).

başka bir duyuruya yazmıştım tekrar yazayım.
günün ilk randevusunu aldım. ortamda/aletlerde virüs varsa, akşam 9 dan sabah 9 a 12 saatte bi nebze olsun daha temizdir diye düşündüm. hemen başkasının ardından traş olmak yerine günün ilk traşını olmak daha steril geldi bana. çünkü ben traş olurken birisi geldi randevusuz (benden sonra randevulu yok diye aldı), dışarda bekledi. benden sonra onu traş edene kadar aletleri temizlemiş midir, aynı aletlerden başka var mıdır bilmiyorum.

berber maskeli idi. saçı yıkadıktan sonra da tek kullanımlık havlu kullandı. ama yüzüme vs dokundu tabi çıplak elle.
0
fezagezgini
(18.05.20)
Ben gitmem bi süre daha. Evde makine ile devam
0
all girls dream
(18.05.20)
Uzun bir süre gitmeyi düşünmüyorum. Normal zamanda da berberde hijyen hep kafama takılırdı. Bir tarak kaç kişide kullanılıyor allah bilir.
0
Topalordek
(18.05.20)
kesinlike dusunmuyorum. kendi sacimi kesitigimdeki cekiciligimle berber kesitindeki arasindaki far %0.00001 falan. niye bu riski alayim. zaten evdeyim, zamanim var kesmek icin de.
0
hot potato
(18.05.20)
yaz sonuna kadar gitmeyecem gibi.
0
cooperr
(18.05.20)
Düşünmüyorum uzun bir süre. Zaten evden calisiyorum pek insan icine ciktigim yok. Karantinanın başında hayatımda ilk kez kazıdım, 2 aydır idare etti. Bundan sonrasi makinayla devam.
0
yigitovic
(18.05.20)
Bu vakitten sonra bir daha gidecegimi sanmiyorum. Zaten genel olarak sevmezdim berbere gitmeyi. Gerekli steril kosullari saglayabilecek kafada degil zaten bircogu. Bulas riski cok yuksek, sac trasi icin bu riske degmez.
0
msb
(18.05.20)
babam papaza dondu ama gitmiyor :D
0
baldur2
(18.05.20)
kendim harika kesiyorum saçımı makinayla. berber işi benim için kapandı sonsuza dek :D
0
xrated
(18.05.20)
cuma sabahı karı-koca gidip kazıtacağız, sonra eve gelip kendimizi çamaşır suyuna yatırıp birer şişe domestosla gargara yapacağız, dezenfektan içeceğiz. sonra daha da eylül-ekime kadar gitmeyiz.
0
halanne
(18.05.20)
Bulunduğum ildeki vaka sayısı tamamen bitmeden gitmem.
Bulunduğum il vaka sayısı olarak ilk 5 içerisinde.
Özetle çok uzun bir süre gitmem
0
han20
(18.05.20)
en son martın ilk haftasında gitmiştim. saçlarım uzadı lüle lüle oldu ama gitmeyi düşünmüyorum en azından bayrama kadar. evde sakalları hallediyorum. haziran başı şirkete dönene kadar böyle idare ederim :D
0
golgi aygıtı
(18.05.20)
Covid19 hayatımızın her alanına girdi maalesef. Dikkat ederek her türlü şeyi yapmaya devam etmek lazım.

Berberlerde ustura kullandırmayın, gelince duşunuzu alıp; dezenfekte olun. Ciddi bir risk yok.

Berberlerde hijyen olayı yalan, bunu da belirtiyim. Dikkat eden belki vardır ama çoğu, eski düzen devam edecek. Burada hükümetin yapabileceği en iyi çözüm: havlu, önlük gibi olabilecek ürünlerde, tek kullanımlık ürünlere zorlamak.
0
kartallar yuksek ucar
(18.05.20)
Şu durumda saçınızı, sakalınızı kendiniz kesseniz veya uzun, şekilsiz olsa bile kimsenin yadırgayacağını zannetmiyorum.
Babama, kardeşime falan asla gitmemelerini tavsiye ediyorum ben. Yani market, pazar alışverişi olsa mecbur kalınmıştır diyeceğim ama kuaförle berberlere gitmeye hakikaten gerek yok.
0
chitosan
(18.05.20)
(9)

Neden böyle bir şey oluyor?

asaf
Pamukkale Üniversitesi'nde yüzyüze eğitim anketi yapılıyor. Öğrencilerin 5000'i isterken 21.000'e yakını online eğitim istiyor. Bir üniversite öğrencisi için aile evinde bu kadar uzun süre kalmak, hele de bu korona psikolojisiyle ne kadar mantıklı? Öğrenciler neden bu yönde bir temayül gösteriyorlar
Pamukkale Üniversitesi'nde yüzyüze eğitim anketi yapılıyor. Öğrencilerin 5000'i isterken 21.000'e yakını online eğitim istiyor.

Bir üniversite öğrencisi için aile evinde bu kadar uzun süre kalmak, hele de bu korona psikolojisiyle ne kadar mantıklı? Öğrenciler neden bu yönde bir temayül gösteriyorlar? Bir kısmı maddi sebeplerle olsa da genç bir üniversite öğrencisi online eğitimi neden ister ki?
0
asaf
(12.05.20)
Hastalanmaktan korkuyor insanlar.
0
evrim halkasi
(12.05.20)
0
archmage mahmut
(12.05.20)
iyi de şehirdışından gelip aile evinde kalmayanlar gene öğrenci evlerinde kalmaya devam edebilir.

c-tembellik.
0
unabomber
(12.05.20)
Hemen söyleyeyim

Pamukkale değil ama başka bir üniversite için (Daha büyük)

1- İnsanlar korkuyor. Kronik hastalıkları var, ailelerinde hassas birileri var vs.

2- Ulaşım yok gibi bişey. Otobüs uçak yok. Olan otobüsler çok çok pahalı (normalde 60 TL olan bilet 150 TL)

3- Kalacak yer sıkıntı. Yurtlarda karantina tayfa var. Evini kapatanlar var, özel yurttan çıkanlar var. Haftaya gel desen kalacak yer yok. Ayrıca aile evinde kalmak ekonomik açıdan daha uygun.

4- Bazı bölümlerde 200 kişilik salonlarda ders yapılıyor. Öyle bir ortamda bulunmak istemiyor insanlar.

5- Şu an cafeler vs. açık değil. Üniversite öğrencileri ne yapacak gelip ? Sosyallik neredeyse sıfır

6- Bazı bölümlerde dersleri geçmek online daha kolay. Yüz yüze sınavla geçemeyecek bazıları ödev yapıp dersi geçiyorlar.

Şu an en mantıklısı ve en güvenlisi bu. Sağlık en önemlisi. Ayrıca o 5000 kişinin bir kısmı denizlide ikamet edenler filandır. Şu an kimse artvinde, vandan, tekirdağdan gelmeyi göze almaz. Velilerde göndermez.
0
infernalcadre
(12.05.20)
tam tersini sormak gerekiyor, o 5000 ögrenci nicin yüzyüze egitim istiyor. sehir disinda ogrencilerin bir kismi, gelmek istese otobus yok. gelse cogu evi bosaltmis, yurtlar kapali, kalacak yer yok. gelse oturacak yer yok. sinav olsa o kalabalikta nasil sinav olacak, onun icin hocalar asistanlar da okula gelmek zorunda olacak.

bu kosullarda dönem böyle kapanacak. online egitim sinav yalan dolan zaten. bir sekilde herkes gececek bu dönem böyle bitecek.
0
proteus
(12.05.20)
ne kadar garip bir düşünceniz var.
nedenini bilmiyorum ama

''Bir üniversite öğrencisi için aile evinde bu kadar uzun süre kalmak, hele de bu korona psikolojisiyle ne kadar mantıklı? ''

lafınız cok ürküttü beni, virüsü aile evine tercih etmişssiniz resmen

ben de aile evinde üni okudum
tabii ki öğrenci evi serbestliği yok ama o kadar da değil,
online eğitim tabii ki olmalı
mantıklı, sağlıklı ve olması gereken bu cünkü?
0
blackgirl00
(12.05.20)
böyle bir durumda ne isteyecekti insanlar? asıl siz neden okula gitme heveslisisiniz onu çok merak ediyorum ben. neden yani?
0
nothing in my way
(12.05.20)
Mantıklı olan online eğitim çünkü. Yüz yüze eğitim isteyenlerin 5000 kişi olması çok bile bence. Şu koşulda yüz yüze eğitimi online eğitime tercih etmek için mantıklı bir tane sebep göremiyorum.

Ben Ege Tıp'ta intörnüm, bizim eğitimi inatla yerinde yapacaklardı bazı okullar online eğitim yaparken. Sonra dün çıkan yök kararıyla bu planı iptal ettiler ve bugün online eğitime geçtiklerini duyurdular. Çoğunluk bu karardan oldukça memnun olması gerektiği gibi ama arada bazı çıkıntılar hastaneye gidip gönüllü çalışmak istediklerini söylediler. Bunun da mantığını anlamıyorum mesela. Otur evinde dersini gör çalış işte, sınavlara da internet üzerinden rahat rahat girersin. Tuhaf yüz yüze eğitim isteyenler.

Ayrıca aile evi öcü mü? Bu dönemde öğrenci evine gitse ne yapacak? Sanki sosyalleşecek imkan var da öğrenci evini tercih etmesi daha iyi..
0
nundu
(12.05.20)
1. hastalık korkusu
2. sadece sınav için 2 haftalığına git gel yapmak ulaşım maliyeti demek
3. seyahat kısıtlaması olan şehirlerde oturanlar için ya da seyahat kısıtlaması olan yerlerde okulu olanlar için izin almak ekstra uğraşı
4. dördüncü sınıfların pek çoğu bu dönem uzaktan eğitim şeklinde tamamlanacak diye evi yurdu kapattı, ayrıldı. okula dönseler kalacak yerleri yok. ufak sınıflasr için kyk'lar kapalı. üniversite okulu açsa bile bakalım kyk yurtları açacak mı? kyk dışındaki özel yurtlar da kepenk indirdi.
5. online eğitim çok rahat, devam zorunluluğu yok, varsa bile gir bağlantıya aç hoca kendi kendine anlatsın sen git öbür tarafta uyu, gta oyna, kim bilecek.
6. online sınav da ödev de çok rahat, watsap gruplarında, face gruplarında aynı ödev dolanıp duruyor. şu an muhtemelen aynı dersi veren tüm türkiye hocaları aynı kaynaktan çıkıp revize edilmiş bir ödevi okuyoruz.
7. aile evinde olduklarını nerden biliyorsun? sayıca az da olsa bir kısmı zaten okulun olduğu yerde kaldı, eve hiç gitmedi bile. daha az bir kısmı, sevgilisinin yanında kalıyor.
0
halanne
(12.05.20)
(6)

İhtiyaç sahiplerine ulaşmak

EXXE01
arkadaşlar merhaba bugünlerde yardımda bulunmak istiyorum. Daha önce belli mahalle muhtarlarına sorup buluyordum. Sizin daha iyi tavsiyeniz var mı ?Gerçek ihtiyaç sahiplerine nasıl ulaşabilirim .
arkadaşlar merhaba bugünlerde yardımda bulunmak istiyorum.

Daha önce belli mahalle muhtarlarına sorup buluyordum.

Sizin daha iyi tavsiyeniz var mı ?

Gerçek ihtiyaç sahiplerine nasıl ulaşabilirim .
0
EXXE01
(12.05.20)
Bakkalların veresiye defterleri.
0
onemoremile
(12.05.20)
Derin Yoksulluk Ağı üzerinden yollayabilirsiniz, güvenilir bir oluşum. twitter.com
0
kaset
(12.05.20)
Aydın sosyal hizmetler il müdürlüğü sokağa terk edilen çocuklar için yardım toplamaya çalışıyor. isterseniz telefon numarasını vereyim.
0
halanne
(12.05.20)
Derin Yoksulluk agi +1

Sana yardim yollayacagin yardima muhtac kisinin adi soyadi adresi telefonu veriliyor sen de online marketlerden bir seyler alip yolluyorsun.Bana cok pratik geldi.Arada araci olmuyor.Direk yardim.
0
turkuaz
(12.05.20)
Ben de benzer bir durumdaydim ve seninle aynı aksiyonu aldım. Gidip yoksul mahalle muhtarlarına Danıştim ama gerek muhtarın ifadeleri gerek oturduğu yerden değişik konuşmaları içime sinmedi ben de arastirip ahşap platformu na gonderecektim. Son anda benzer durumda olan arkadaşım ihtiyaç sahibi birisini bulduğunu ve kendisinin ettiginden daha çok yardıma ihtiyacı olduğunu söyledi ve bizi de yönlendirdi. gerçekten de ihtiyaç sahibi birisine yardimci olabildik. Tavsiyem ahşap platformu.
0
shbz
(12.05.20)
duseyazar
(13.05.20)
(3)

bu çiçeğin ismi nedir?

theseachange
linkte fotoğrafını paylaştığım çiçeğin ismi nedir acaba?https://i.hizliresim.com/36s6bD.jpg
linkte fotoğrafını paylaştığım çiçeğin ismi nedir acaba?

i.hizliresim.com
0
theseachange
(11.05.20)
"Bahçe minesi" sanırım
0
pislick0
(11.05.20)
ben de yer minesi ve sardunya arasında kararsız kaldım.
0
halanne
(11.05.20)
yer minesiymiş :)
0
🌸theseachange
(11.05.20)
(8)

49 yıllık tohum

catch the arrow
Dedemin evinin duvarını kırınca içinden 49 yolluk fasulye tohumu çıktı. Poşetin içimdeydi. Ektik biz bunu ama çıkar mi? Bir de böyle tohumları verebileceğimiz devlete ait bir banka falan var mı?
Dedemin evinin duvarını kırınca içinden 49 yolluk fasulye tohumu çıktı. Poşetin içimdeydi. Ektik biz bunu ama çıkar mi? Bir de böyle tohumları verebileceğimiz devlete ait bir banka falan var mı?
0
catch the arrow
(09.05.20)
Tohum Gen Bankası'na başvurunuz.
0
imsorry
(09.05.20)
Ekin ve çoğaltın. Dünya bu konuda kötüye gidiyor zaten.
0
Erva
(09.05.20)
tohum değişim gönüllüleri vardı. onlarda olabilir.
0
selam
(09.05.20)
bir gece suda bekletseydiniz dikmeden önce.
0
tabudeviren
(09.05.20)
ekin çoğaltın sonra bana da 4 tane verin.
0
iddaaci
(09.05.20)
facebookta uttm diye bir grup var, ben üyeyim. takas ve koruma yapılıyor.
0
halanne
(09.05.20)
Tohumları herhangi bir kuruluşa vermek yerine ekim işiyle uğraşanlara ulaştırmanızı öneririm. Çok yüksek hasat veren ve şekli şemali düzgün ancak besleyiciliği olmayan hibrit tohum kullanmak zorunda bırakılan çiftçiler var.
0
rakunzelll
(09.05.20)
Merak eden varsa, tohumlar ölü çıktı.
0
🌸catch the arrow
(19.05.20)
(8)

mantıksal dizi sorusu

tabudeviren
https://prnt.sc/sdfn1icevabı nedir ve neden?
prnt.sc

cevabı nedir ve neden?
0
tabudeviren
(09.05.20)
sorunun kaynağı nedir üstad ? düşün düşün bi hal olduk
0
fezagezgini
(09.05.20)
bir iş görüşmesi online test sorusu.
0
🌸tabudeviren
(09.05.20)
Cevap sağ en alttaki olabilir mi ?
Dikey baktığımızda 1. Ve 3.sütunda toplamda 3S 1 kutu işareti var.
Yani 2. Sütun icin 2S 1 kutu lazım.
Sıralama için de dikeyde sütunda S ile başlamışsa altindakiler de öyle( 1.ve 3.sütun)
2. Sütun ise kutu ile başlamış, yani soru işaretli kısım da oyle başlamalı.
O yüzden sağ en alt olabilir
0
incelikler yüzünden
(09.05.20)
Her şekilden ikiser tane var. Buna gore cevabi bulabilirsin.
0
tunaktunaktun
(09.05.20)
tunaktunaktun 9 kutu olduğuna göre haliyle sizin dediğiniz olmuyor.
0
fezagezgini
(09.05.20)
incelikler yüzünden +1
0
xiii
(09.05.20)
incelikler yüzünden +1

biz dizi ararken otomatik olarak satırda bir mantık bulmaya çalışıyoruz. satır yerine sütun olarak bakınca çok net görülüyor ne geleceği.
0
halanne
(09.05.20)
incelikler yüzünden -1

Bana pek mantıklı gelmedi çünkü eğer mantık dizisiyse sadece sutunda değil satırda da benzer bi mantık göstermeli. Çok düşündüm ama bulamadım.
0
superfluid
(09.05.20)
(5)

fox haber'de çıkan termosla çay satan kişi

sheeper
adı yusuf derin'miş, işsiz. iş bulma kurumu önünde çay satıyor, çok üzüldüm haline, kendisine ulaşabilecek bir yol var mıdır, ekran görüntüsü kaydedemedim, bilmiyorum bir şeyler yapılabilir mi.biliyorum böyle binlerce insan var ama kötü hissettim kendimi.
adı yusuf derin'miş, işsiz. iş bulma kurumu önünde çay satıyor, çok üzüldüm haline, kendisine ulaşabilecek bir yol var mıdır, ekran görüntüsü kaydedemedim, bilmiyorum bir şeyler yapılabilir mi.

biliyorum böyle binlerce insan var ama kötü hissettim kendimi.
0
sheeper
(04.05.20)
ben de üzüldüm. mavimasa ya da cimer üstünden iskura iletmek üzere ulaşabileceğinizi düşündüm.
0
banacevaplazım
(04.05.20)
Ağladımm ve çok kötü oldum:(
0
koyusiyah
(04.05.20)
fatih portakalın twitter hesabından ulaşılabilir belki
0
halanne
(04.05.20)
Ekside basligi acilmis. Hesap numarasini da almislar. Yazara ulasamazsaniz bana yazarsaniz ben de size iletebilirim.
0
banacevaplazım
(04.05.20)
Ulaştım teşekkürler
0
🌸sheeper
(05.05.20)
(7)

İçinde köpek olan ancak köpek filmi olmayan filmler arıyorum

yanginmerdiveni
Selam.Başrolünde köpek olmayan (hachiko, 101 dalmaçyalı, lessie vb olmayan) ve herhangi bir sahnesinde köpek olan -özellikle 15 yıldan eski- filmlere ihtiyacım var. Başrol kişinin köpeği olabilir, sahnede yolda görülen bir köpek olabilir vb. Aklıma ilk gelen film tarkovsky - stalker gibi.teşekkürler
Selam.

Başrolünde köpek olmayan (hachiko, 101 dalmaçyalı, lessie vb olmayan) ve herhangi bir sahnesinde köpek olan -özellikle 15 yıldan eski- filmlere ihtiyacım var.
Başrol kişinin köpeği olabilir, sahnede yolda görülen bir köpek olabilir vb.
Aklıma ilk gelen film tarkovsky - stalker gibi.

teşekkürler
0
yanginmerdiveni
(01.05.20)
15 yilda eski kriterini saglamaz ama aklima Once upon a time in hollywood geldi.
0
hindistan cevizi
(01.05.20)
Maske
0
Erva
(01.05.20)
amores perros
0
glamdr1ng
(01.05.20)
Geleceğe dönüş
0
gsgsgsgsgsgsgsgs
(01.05.20)
12 yıl olur mu: Marley & Me www.imdb.com

13 yıl: I Am Legend www.imdb.com

14 yıl: eight below: www.imdb.com

17 yıl: Bruce Almighty www.imdb.com

19 yıl: Legally Blonde www.imdb.com

35 yıl: Back To The Future www.imdb.com (1 de kesin var, hatta adı einstein, serinin diğerlerinde var mı hatırlamıyorum)
0
halanne
(01.05.20)
Kate and Leopold
You've Got Mail
İstasyon (Cüneyt Arkın & Hülya Koçyiğit filmi)
The Mask
The Artist (bu 15 yil içinde oldu pardon)
0
(02.05.20)
15 yıl değil ama neden kimse John Wick yazmamış..
0
eatpraylaw
(02.05.20)
(4)

Basketbol açık havada oynanamaz mı?

gezegen olan pluton
Basketbol için neden salon tercih ediliyor, açık hava olamaz mı, ne bileyim yağmur altında bir maç izlemek fena olmazdı?
Basketbol için neden salon tercih ediliyor, açık hava olamaz mı, ne bileyim yağmur altında bir maç izlemek fena olmazdı?
0
gezegen olan pluton
(01.05.20)
Parke zemin yagmurdan sonra kabarır, pert olur. Açık havada tozdan ayakkabılar kayar. O reverseleri, eurostepleri zor görürsün.
0
prole
(01.05.20)
top sekmez
ıslak asfalt/beton kayar sakatlık çok olur
top elden kayar
seyir zevki düşük bir şey çıkar ortaya
0
freebird5406_2
(01.05.20)
buyrun hazır yapılmışı var: streetball
yağmur olayını bilemedim tabi, basket camiası bu kadar romantizme alışık değildir sanki.
ayrıca top sekmez +1
0
halanne
(01.05.20)
çimde filan değil de sert zeminde ve dar bir alanda oynandığından yere düşme riski daha yüksek ve oynanış itibariyle de yere düşüşler çok kontrollü olmayabiliyor o yüzden önce sağlık.
0
aziz dostum jack
(01.05.20)
(8)

Kardeşe evlatlık çocuk vermek

pudra
Başlığı nasıl açsam bilemedim. Evlatlık verilen kişi böyle bir şeyi öğrenebilir mi? Eskiden hamile taklidi yapılıp bir anda çocuk ortaya çıkarılabiliyormuş ama doksanlı yıllarda istanbulda hastanede doğan çocuğun biyolojik annesi bellidir değil mi? Anne babası öldüğünde ortaya çıkar mı bu yoksa bilm
Başlığı nasıl açsam bilemedim. Evlatlık verilen kişi böyle bir şeyi öğrenebilir mi? Eskiden hamile taklidi yapılıp bir anda çocuk ortaya çıkarılabiliyormuş ama doksanlı yıllarda istanbulda hastanede doğan çocuğun biyolojik annesi bellidir değil mi? Anne babası öldüğünde ortaya çıkar mı bu yoksa bilme şansı yok mu?
0
pudra
(01.05.20)
E dna testi?
0
jimjim
(01.05.20)
Ortada böyle bir şüphe yok. Normal bir vatandaş evlatlık olup olmadığını araştırıp bulursa tabii ki bulur. Sorum araştırmayan haberi dahi olmayan birinin resmi bir işlem yaparken/evlenirken/bir mal satın alırken ya da satarken öğrenip öğrenmeyeceği. Kardeşleriyle ortak evleri arsaları falan var ama kuzen olarak biliyor.
0
🌸pudra
(01.05.20)
o şekilde olmasa da hiç alakası olmayan yerlerden, hiç beklenmedik zamanda tesadüfen de olsa öğrenebilir. çok garip olsa da karşısına çıkabilir. esra erol vs tarzı programlar bu olaylarla dolu
0
MtKrt
(01.05.20)
Karadenizliyim, bizim oralarda pek yaygındı bu iş eskiden. O zamanlar evde doğum yapmak yaygındı, çocuğun da doğum belgesi falan olmuyordu herhalde, gidip çocuğum oldu diye kaydettiriyorlardı. Eğer aile söylemezse resmi olarak ortaya çıkabileceğini sanmıyorum çünkü evlat edinme gibi bir durum yok, direk kendi nüfusuna kaydettiriyorsun. 80li yıllarda da çok biliyorum ama 90larda hiç duymadım bu arada. Ama bu durumlarda aileden birileri bi şekilde söyler, çok boşboğaz bizim insanımız.
0
opucuk baligi
(01.05.20)
nüfusta üst soyu anası/babası bildiği kişiler ise bence öğrenemez. ki öyledir muhtemelen.

kan gruplarında bir absürtlük de yoksa. (ana baba 0 iken evlat ab gibi)
0
fezagezgini
(01.05.20)
Fezagezgini halaya evlatlık verilmiş. Evet.
0
🌸pudra
(01.05.20)
tahminimce eğer biyolojik anne-baba nüfusa kaydettirmiş sonradan evlatlıkla kütüğü değişmişse vukuatlı nüfus kaydında çıkar.
ama doğumdan sonra hiç nüfusa işlenmeden direk yeni ana-baba üstüne kaydedildiyse görünmez.
hastane kayıtları olsa bile, çocuğa evde doğdun demiş olsalar hangi hastaneye bakması gerektiğini nereden bilecek
0
halanne
(01.05.20)
Sonradan mahkeme kararıyla evlatlık verilmediyse öğrenemez.
0
principia
(01.05.20)
(1)

okul dondurma

bbb_1
merhabalar ben yüksek lisansa kayıt oldum geçen döenem ama pek hevesim,gidesim yok bu aralar çünkü işim çok yoğun. YÖK dondurma imkanı vermiş sanırım, mantıklı mı bu hakkı kullanmak?
merhabalar ben yüksek lisansa kayıt oldum geçen döenem ama pek hevesim,gidesim yok bu aralar çünkü işim çok yoğun. YÖK dondurma imkanı vermiş sanırım, mantıklı mı bu hakkı kullanmak?
0
bbb_1
(27.04.20)
üzgünüm ama süresi bitti.
0
halanne
(27.04.20)
(8)

Uyku problemleri ve vitamin eksikligi

pike
Oncelikle bahsedecegim sorunun vitamin eksikligi kaynakli oldugunun bir kesinligi yok elbet fakat su an hastaneye gidemedigim icin ihtimalleri ogrenmeye calisiyorum.Uyku problemime gelecek olursak; 8 saatlik uykuda en az 2-3 kez bazen herhangi bir ses yokken aniden, bazen de minik seslere (buzdolabi
Oncelikle bahsedecegim sorunun vitamin eksikligi kaynakli oldugunun bir kesinligi yok elbet fakat su an hastaneye gidemedigim icin ihtimalleri ogrenmeye calisiyorum.

Uyku problemime gelecek olursak; 8 saatlik uykuda en az 2-3 kez bazen herhangi bir ses yokken aniden, bazen de minik seslere (buzdolabindan gelen mekanik sesler mesela) uyanmak; cok fazla ruya gormek ve kabus olmasa da genelde bu ruyalarin hastalik, olum ya da dogaustu korkunc seyler icermesi. Aralik ayindan beri var problemlerim.

Benzer seyler yasayan var mi aranizda? Sizin durumunuzda sebebi neydi?

Tesekkurler.
0
pike
(24.04.20)
Melatonina tablet kullanmayı deneyebilirsiniz, bir araştırın isterseniz.
0
jacque
(24.04.20)
kabus ya da rahatsız edici rüyalar kısmını saymazsak, çok rüya görmek, çok zor uykuya dalıp gece boyu 50 kere uyanmak, çok hafif uyku/her harekete sese uyanmak gibi sıkıntılar mevcut. bonus olarak da huzursuz bacak sendromu var.
düzenli olarak kan tahlili yaptırıyorum. her hangi bir vitamin eksiği yok fakat demir eksikliği var sadece, bir de B12 fazlası var.
magnezyum takviyesi duymuştum bir yerde. bir ara başladım ama ekstra bir faydasını görmedim.

@jacque'yi görünce aklıma geldi. melatonin aldım ben de. onun da sıkıntısı tam 5 saat sonra uyanmak. her gece almayın yazıyor üstünde, ben de sadece baktım dalamayacağım o zaman alıyorum 5 mg'lık bir tane, ya da 3 mg'lık iki tane. kaç tane alırsam alayım tam 5 saat sonra uyanıyorum, ondan sonra aman sabahlar olmasın.
0
halanne
(24.04.20)
Ben yıllardır deliksiz uyur abartısız senede 3-4 kez rüya görürdüm, her gün rüya görenlere şaşırırdım. B12 eksikliği olduğu için B12 vitamini alıyorum. Bir ay kadar da Omega3 takviyesi almıştım. B12 aldığımdan beri yani takribi 3-3 aydır ben de böyleyim. Sabaha kadar saçmasapan rüyalar. Ama bu gece bir başkaydı Lotr evreninde Gandalf ile spin-off çekiyorduk djdjdjd
0
le jeune turc
(24.04.20)
yılların uykusuzu olarak bunlar vitamin eksikliğinden değil.

yaşadığın evde bir gerginliğin olabilir, örneğin hırsız girmesinden korkuyorsundur ve en ufak ses seni uyarıyor. hayatınla ilgili seni bu kadar geren ve sürekli alarm durumunda tutan stresin ne olduğunu bulup çözmen lazım.

iyi bir psikiyatr-psikolog ile rüya analizleri işine yarar.
0
orpheus
(24.04.20)
Cinsiyetinizi bilmiyorum ama ben regl öncesi yaşıyorum bunu. Yalnızca bu dönemde kullandığım magnezyum takviyesi uyku problemim çözdü gibi.. Yani diğer zamanlardaki kadar rahat uyuyamasam da hala, en azından gecenin ortasında uyanıp uykuya geri dalamama sorunu yaşamıyorum.
0
gmzo
(24.04.20)
Orpheus +1
Sadece alkol aldığım akşamlar rüyasız ve derin uyuyorum. Tabii bunu da sürekli yapamadığım için hayatım uykusuz geçiyor.
Ben düzenli terapiye gidiyorum. Terapiye gitme sebebim bu olmasa da uykusuzluğumu ve rüyalarımı da konuşuyoruz zaman zaman. Benim gördüğüm kabusların hepsi, günlük hayatımda korktuğum şeyler. Bu korkular günlük hayatta azalınca, kabusları da geçiyor. Mesela ben iş yerimle ilgili kabuslar görüyordum. Her sabah da ağlayarak uyanıyordum. Evden çalışıyorum 1 ayı geçti, o kabuslar kalmadı.
Bunun yanında hala devam eden kötü rüyalarım da var. Mesela 4 yıl önce hiç tanımadığım birisi beni eve kadar takip etmiş, gece de kapıya dayanmıştı. Şimdi gece mesela bazen merdivenlerden inenler kapıma çarpıyor, o sese uyanıp tekrar uyursam muhakkak kapıya birinin gelmesiyle ilgili kabus görüyorum. Bunların da geçeceğine inanıyorum. Güvenlikli bir sitede oturursam mesela veya evde başka birisi olursa, gibi..
benim kötü rüyalarım anlatmakla bitmez de vitaminle alakası yok, düşük değerleri bulup onları yükselttikten sonra da aynı rüyalar devam etmişti .
Carl Gustav Jung okuyabilirsin. Kendimi anlamamda bana iyi gelmişti.
0
irene
(24.04.20)
uykuya dalamamak, derin uyuyamama sorunlari icin genelde magnezyum onerirler. Benim de benzer problemlerim vardi, 1 ay kadar (belki daha fazla) duzenli ocean megamag 200mgx2 aldim. Yaninda omega 3 falan da vardi. Ciddi derecede fark etti. Ama bana doktorum soylemisti. O yuzden sizin icin de aynisi gecerli olur mu bilemeyecegim.
Ruyalarla ilgili olarak da, haber izlemeyi, gundem takibini bir sure azaltin. Cahilim mutluyum düsturuna yoneldim ben, rahatladim:))
0
65 derece
(24.04.20)
öğle saatinde güneşte yarım saat durursan iyi gelebilir.
0
silver apple
(24.04.20)
(3)

sokağa çıkma yasağı ve iklimsel olaylar

kırmızıgözlüağaçkurbağasıyeşili
istanbul gibi büyük şehirlerde bu tür sokağa çıkma yasağının küresel ısınmanın önüne geçmek gibi faydası var mı? hava kirliliği kesin azalıyordur. nereden baksak %90 oranın daha az araç var dışarıda. var mı bununla ilgili bir yazı ya da fikir yürüten?
istanbul gibi büyük şehirlerde bu tür sokağa çıkma yasağının küresel ısınmanın önüne geçmek gibi faydası var mı? hava kirliliği kesin azalıyordur. nereden baksak %90 oranın daha az araç var dışarıda. var mı bununla ilgili bir yazı ya da fikir yürüten?
0
kırmızıgözlüağaçkurbağasıyeşili
(23.04.20)
Pek çok makale yazı okudum bu konuda, şu an elimin önünde yok ve araştırmaya da üşeniyorum iş bilgisayarımın geçmişindeler diye, ama bir harita vardı şehirlerin kirlilik haritası tarzı, tüm dünyada tertemiz olmuş, çin'de hava kirliliği dörtte birine inmiş vs.

Küresel ısınma olarak da, tabii ki output azalmış onlarca yıl geriye gitmiş ama ısınma duruyor haliyle :) Onunla aktif olarak mücadele etmemiz gerekiyor artık kirliliği azaltmak yetecek bir yerde değiliz.
0
aguen
(23.04.20)
Karbon emisyonu ikinci dünya savaşından beri ilk defa bu kadar azaldı. Yani evet, pozitif etkisi var. Ama her şey normale döndüğünde eskiye dönecek ve artarak devam edecek.
www.google.com
www.google.com
0
Bruce
(23.04.20)
iklim değişikliğine sebep olan sera gazlarının çoğunun atmosferdeki ömrü 100 yıl civarı. yani bu yıl sokağa çıkmadık diye iklim değişikliği ortadan kalktı diye bir şey yok.

ayrıca şimdi sokağa çıkamamanın acısı, salgın bittiği anda herkesin kendini sokağa, geziye, tura atmasına sebep olacak. bkz: sokağa çıkma yasağının bitti pazartesi günü sabahı, hatta gece yarısı. yani şimdi ufak bir toparlanma olduysa bile bunun etkisini hissedemeyeceğiz bile ne yazık ki.
0
halanne
(23.04.20)
(5)

Klozet kapağı ölçüsü çok fark eder mi?

İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi
Merhaba arkadaşlar,Klozetin kapağı menteşesinden çatladı ve karantinadan dolayı dışarı çıkıp alamıyoruz. İnternetten almak istiyorum ama tam aynı ölçülerde bulmak zor. Mesela bizimkinin ebatları 44x36 ama 45x37 var 44x35 var tam birebir ölçüde bulamadım. Acaba bu ufak farklara sahip klozet kapaklar
Merhaba arkadaşlar,

Klozetin kapağı menteşesinden çatladı ve karantinadan dolayı dışarı çıkıp alamıyoruz. İnternetten almak istiyorum ama tam aynı ölçülerde bulmak zor.

Mesela bizimkinin ebatları 44x36 ama 45x37 var 44x35 var tam birebir ölçüde bulamadım. Acaba bu ufak farklara sahip klozet kapaklarından alsam sorun olur mu? Bizimki standart oval tiplerden. Yoksa tam birebir ölçülerde mi almak gerekiyor? Teşekkür ederim.
0
İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi
(17.04.20)
standart olsa gerek. bir kaç kere almaya gittiğimde sadece oval mi köşeli mi bir de yumuşak kapanan mı falan diye sordular. ebat sormadılar hiç.
0
halanne
(17.04.20)
Sorunuzun cevabını bilmiyorum ama, kapağı klozete bağlayan montaj elemanlarının sağlam olmasına dikkat edin mümkünse. Kapağınız tam oturmasa bile, bu parçalar durumu kurtarabilir.
0
kusmakla kusamamak arasindaki ince cizgi
(18.04.20)
@halanne Ben de öyle düşündüm de ebat falan yazınca aklıma takıldı.

@kusmakla kusmamak arasındaki ince çizgi O konu bizim de aklımızda, kırılanın menteşesi plastikti ve vidalar sürekli kırılıyordu. En sonunda menteşesi çatlamış. O yüzden metal menteşeli alacağız.
0
🌸İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi
(18.04.20)
alacağın satıcıya soru sor ölçü gönder uyarsa göndersin.
0
illegalstar
(18.04.20)
@illegalstar Ben genelde e-ticaret sitelerinin kendi sattığı şeyleri alma taraftarı olduğum için satıcılara yaklaşmamaya çalışıyorum. Yani satıcıdan alma taraftarı olmadığım için soru sormam pek mümkün değil.
0
🌸İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi
(18.04.20)
(3)

yarın otoparkta yürüsem

condom kurşunu
bugün inicektim aslında ama çok yoruldum çalışırken. yarın çıkayım dyorum. sokağa inmeden otoparkta bir saat yürüsem sorun olur mu? ikametimden ayrılmıyorum yani.
bugün inicektim aslında ama çok yoruldum çalışırken. yarın çıkayım dyorum. sokağa inmeden otoparkta bir saat yürüsem sorun olur mu? ikametimden ayrılmıyorum yani.
0
condom kurşunu
(17.04.20)
Annemlerin sitedeki yürüyüş parkurunda yürümüşler hep geçen haftasonu. Yani amaç insanların birbirinden ayrık kalması, dolayısıyla site içinde yaşamanın getirdiklerini biraz kötüye kullanmışlar ama yürüyen yürüyor yani :)
0
superfluid
(17.04.20)
superfluid; bizim sitenin içinde herkese ceza kesmişler. yani site içleri de yasak. otopark da (açık otopark olduğunu varsayarak) site içine dahildir heralde. Ama arabadan bişey almaya indim diyip sıyrılabilirsiniz.
0
halanne
(17.04.20)
İndim şansa bırakmadım yarına
0
🌸condom kurşunu
(17.04.20)
(3)

Evde Bira

Efe1987
Tüm kiti alabileceğimiz butikbira yı biliyordum ancakSözlükte olumsuz torumlar var aon zamanlarda. Sizin önerebileceğinizSiteler var mı arkadaşlar?
Tüm kiti alabileceğimiz butikbira yı biliyordum ancak
Sözlükte olumsuz torumlar var aon zamanlarda. Sizin önerebileceğiniz
Siteler var mı arkadaşlar?
0
Efe1987
(17.04.20)
Taze mayse var ama hiç sipariş vermedim.
0
i want to ride my bicycle
(17.04.20)
Biramarket
Vinomarket
0
kablelvuku
(17.04.20)
en fazla çeşidin olduğu yer butik bira. ben şu ana kadar hiç sorun yaşamadım. eğer yeni üye olacaksanız, ya da daha önce hiç sipariş vermediyseniz, başlangıç seti almadan kit almanıza ya da başka ürün almanıza izin vermiyor şu an sistem. bu yüzden mecbur başka sitelerden almak zorunda kalabilirsiniz.

diğer taraftan butik bira da dahil pek çok sitede, gümrükte yaşanan sorunlar sebebiyle çok uzun zamandır stokta bişey kalmadı.

tüm yazdıklarım 1-2 ay öncesi için geçerli. son durumda değişiklik olmuş olabilir.
0
halanne
(17.04.20)
(12)

Fırında en lezzetli balık

etna
Hangisi? Akşam yapayım dedim
Hangisi? Akşam yapayım dedim
0
etna
(16.04.20)
firinda somon veya levrek guzel oluyor. alabalik da iyi olur.
0
in vino veritas
(16.04.20)
Çipura/levrek. Ama bugünlerde somonda kampanya var galiba. Somon da güzel olur.

Çocuk varsa kesinlikle çipura. En lezzetli kültür balıklarından biri bence. Somon için mesela bir alışma evresi gerekiyor.
0
ozdek
(16.04.20)
Lezzeti daha çok mevsiminde olup yağlanması ve deniz balığı olması etkiler. Mesela piyasada 3 çeşit levrek görürsün: kültür, deniz çevresinde yetiştirilen deniz levreği ve doğrudan balıkçının denizden çıkardığı olta levreği. Hangisinin daha lezzetli olduğunu soylememe gerek yok fiyatları da ayni sekilde katlanarak gider bunların. Mevsime özgü iyi bir f/p sahip balık bulamaz ya da tereddüte düşersen levrek cupra ve somon joker olarak değerlendirilebilir.
0
candanag
(16.04.20)
Sirf levrek demek icin duyuruya giris yaptim. Ben kacar bye.
0
baldur2
(16.04.20)
baldur2 kankama harfiyen katılıyorum demeye geldim ve gidiyorum.
0
yedek
(16.04.20)
kaya levreği kesinlikle. şöyle bol baharatlı, zeytinyağlı. oy :)
0
fingers of fury
(16.04.20)
levrek.
fileto yapın, sadece tuz ve karabiberleyip çok az yağlayarak fırına atın.
çıkardıktan sonra üstüne bol dereotlu, sarımsaklı, limon suyu ve zeytinyağından (ağır gelmez derseniz tereyağ da olabilir) oluşan bir sos yapın.
sonra bana teşekkür edin.
0
halanne
(16.04.20)
Çipura <3
0
chihirovekohaku
(16.04.20)
Firin posetinde levrek. Arasina limon dilimi defne yapragi sogan sarimsak sikistirin birazda yaglayin. Misss.
0
xrated
(16.04.20)
levrek. yorumları okudum yine de yazıyorum.
0
belkider
(16.04.20)
Kimse yazmamış ama levrek de güzel olur.
0
038576
(16.04.20)
levrek güzel olur kimse yazmayınca yazayım dedim
0
bugisme
(16.04.20)
(5)

İsim meselesi

firemanjonny
rica etsem cünyırın kardeşi için isim anketine katılır mısınız?önerilere de yorumlarda açığız.https://xoyondo.com/ap/I0S0RpRnDeeWQfS
rica etsem cünyırın kardeşi için isim anketine katılır mısınız?
önerilere de yorumlarda açığız.

xoyondo.com
0
firemanjonny
(14.04.20)
Bence Türkçe karakter kullanmayın isimde. Kaan gibi yazım yanlışına sebebiyet verecek isimlerden de uzak durun. Yusuf ise dinî geliyor bana.

Ben tek nefeste okunabilen, kısa, net isimler severim. Oyum Mert'ten yana.
0
elorelia
(14.04.20)
elorelia +1
umutun yanına en güzel barış gider aslında ama elorelia haklı, türkçe karakter konusu sıkıntı. o yüzden ben de mert diyorum.
0
halanne
(14.04.20)
Barış'ı görür görmez işaretledim; erkek isimlerinde en en sevdiğim isimdir. İlerde bir gün oğlum olursa hiç düşünmeden koyacağım isim.

Türkçe karakter kısmına gelince de erkek kardeşim de ben de İsviçre'de büyüdük; kardeşimin isminde türkçe karakter var, soyismimiz de turkce karakterli. Bir sorun yaşanmıyor, en fazla bir kere duzeltiyorsunuz. Türkiye'de yaşarken hele hiç dert etmezdim. Zaten türkçe karakter olmasa da türkçe isimlerde her türlü bir kere düzeltme yapiyorsunuz.
0
fraise
(14.04.20)
Bence Albus düşünülebilir. Bi arkadaşımın çocuğunun ismi. Latincede de beyaz demek. Güzel gelmişti bana
0
izmitcan
(14.04.20)
iki isim de pozitif olsun diye Barış'a yöneldim, aynı şekilde Özgür de güzel, ancak Türkçe karakter konusunda kararsızım.

Kendi adımın pek tercih edilmemesi de üzdü;)

tercihim şıklarda olmayan: Mete
0
late viper
(14.04.20)
(4)

şeftali kayısı erik

diffarentiationation
neden çıkmadı hala? ne zaman çıkar?
neden çıkmadı hala? ne zaman çıkar?
0
diffarentiationation
(14.04.20)
Mevsimini bilmiyorum ama çiçek açtıkları dönemden sonra zirai don yemişlerdi, o yüzden "Bu sene gecikebilir veya çıkmayabilir" dediklerini hatırlıyorum meteoroloji yetkililerinin.
0
eksi was here
(14.04.20)
Şeftali ve kayısı haziranda hasat olur, erik de mayısta. Sıcak bölgelerde biraz daha erken olur bu tarih, ama pahalı olur meyve.

Nisana yeni girdik daha, sabır.
0
John Bloor
(14.04.20)
nisan meyvesi degiller zaten. ondan cikmamislar.
0
baldur2
(14.04.20)
çağla badem çıktı. haftaya en geç sonraki haftaya erik çıkar. kayısıya daha çok var, anca mayıs ortası ama lezzetlenmesi haziranı bulur. şeftali de haziran gibi.
0
halanne
(14.04.20)
(24)

İzmir Meryem Ana evini daha önce duymuş muydunuz?

:)
Selamlar. İç turizmle alakalı bir çalışma yapıyoruz. Rica etsek Selçuk'taki Meryem Ana evinden bahsedildiğini duyup duymadığınızı, duyduysanız hangi vesile ile bildiğinizi bizimle paylaşır mısınız. Bu onemli mekanı tanıtmak için cevaplarınızla çalışmamızı şekillendireceğiz. Önerilerinizi de dinlemey
Selamlar. İç turizmle alakalı bir çalışma yapıyoruz. Rica etsek Selçuk'taki Meryem Ana evinden bahsedildiğini duyup duymadığınızı, duyduysanız hangi vesile ile bildiğinizi bizimle paylaşır mısınız. Bu onemli mekanı tanıtmak için cevaplarınızla çalışmamızı şekillendireceğiz. Önerilerinizi de dinlemeye hazırız. Önce yerli turistlere anlatmak isteğimiz. Teşekkür ederiz, saygılar sunarız.
0
:)
(11.04.20)
duydum çünkü aydın-izmirde oturuyorum. buralarda herkes bilir. buralarda oturmasaydım sanırım gene duyardım. çünkü: 1. gezmeyi severim. 2. eşim turist rehberi.
0
halanne
(11.04.20)
3 gittim ben oraya, haciyim bir nevi:p
İlk gidisim cok eski nedeni hatirlamiyorum ama danirim arabyal bodrum-kusadasi falan yaparken gidildi.
Sonra anne goturuldu. Sonra da anne ve ablayla falan gidildi. Turistik gezi mahiyetindeydi. (Anne cok sever oyle maneviyati olan yerleri)
0
65 derece
(11.04.20)
*3 kere
0
65 derece
(11.04.20)
yerli muhafazakar turist meryem ana evine çok sıcak bakacağını düşünmüyorum. seküler kesime hitap edebilirsiniz. efese gidildiğinde yakın olduğu için oraya da gitmiştik. izmirli olduğum için ilk ne zaman öğrendiğimi bilmiyorum. çok küçükken öğrenmiş olabilirim.
0
kelepir
(11.04.20)
Ay editleyemiyorum mobilden!! Yazim hatalari icin cok ozur dilerim. Gondermeden once okumaliydim:(
0
65 derece
(11.04.20)
Selcuk merkezden efese bizi birakan arkadasin tanıdıgindan duydum. Yolda giderken surdan giriste meryem ana evi var , Pek bsy yok degmez gibi seyler dedi. Sanki yolu bozuk oranin da demis olabilir oyle seyler hatirliyorum.
0
sen nasıl bir insansın
(11.04.20)
efes antik kente giden çoğu turist meryem anaya da uğruyor. tek başına değil de antik kentle birlikte reklamı yapılmalı diye düşünüyorum.
0
9kuyruklukedi
(11.04.20)
ben de gittim hem de iki kere. efes’e giden buraya da mutlaka gidiyor bence. kuşadasına giden herkes bir şekilde öğreniyor varlığını.
0
theseachange
(11.04.20)
edit: gidip gitmediğimizi yazacak mıydık? sanırım 15-20 olmuştur. ama bir pazar ayini ya da 15 ağustostaki ayine gidemedim bir türlü.

tavsiye istiyorsunuz madem, ekleme yapayım. efes'e gitme ve meryem ana'ya gitme oranını araştırın. efese gidenlerin büyük kısmı meryem ana'ya da gider. ya da efesi bilen meryem anayı da bilir. hatta iyice abartıp yedi uyurları da sorabilirsiniz. muhafazakar kesim yedi uyurları bilip gidiyorsa ve meryem anayı bilmiyor ya da biliyor fakat gitmiyorsa oradan bir şey yakalayabilirsiniz. araştırmanın ne olduğunu bilmeden öneri vermek de ne bileyim biraz şey oldu gibi
0
halanne
(11.04.20)
2 kere gittim:) İlkokulda Selçuk'a yapılan okul gezisinde Şirince Köyü, Efes ile birlikte buraya da gidilmişti.
Bir kaç sene önce gittiğimde de Meryem Ana Evi'ne Selçuk Garajı'ndan dolmuş vs. yoktu. Şimdi nasıl bilmiyorum ama İzban ve trenle gelenler için taksi dışında alternatif şart.
0
yineiyisinoxford
(11.04.20)
Turla geziye gittiğimizde tur şirketi götürmüştü bizi.
0
icimdekipollyannatinerebasladi
(11.04.20)
duydum, çocukken 3 aile toplaşıp gitmiştik.
0
birfincankahvedahaisteyenadam
(11.04.20)
Efes antik kenti duydum, babam alman arkadaslariyla gitmisti bize anlatti. Sonra o zaman arastirinca falan meryem ana evini de ogrenmistim, bi kere de ne kadar dogru tam hatirlamiyorum hiristiyanlarin haci olduklari yer diye izlemistim
0
c1b2k3
(11.04.20)
Evet, bir kere de ziyaret ettim.

Selcuk´a zaten Efes icin gidecegim icin, arastirip yakinlardaki gorulecek yerleri bulmustum. Ulasimi sadece ozel aracla mumkundu, biraz caydiriciydi boyle olmasi, taksi tutup gitmistim. (Yakinindaki harika gozleme yeri ve buz gibi nar suyundan dolayi da gitmis olabilirim.)
0
buf-e kür
(11.04.20)
Biliyorum, gittim. İzmirliyim. Lisede iken okul gezisinde Efes’e Meryem Ana’ya ve Şirince’ys gitmiştik. Daha sonra Efes’e 3 kez daha gittim ancak şirinceye her defasında uğramama ve son ikisinde yanımda Hıristiyan biri olmasına rağmen Meryem Ana’ya çıkmak masraflı olduğu için gitmedik. Dünya düzeldiğinde bir dahakine kesin gideceğiz.
0
le jeune turc
(11.04.20)
Duyduk gecen yaz gittik gezdik
0
basond
(11.04.20)
Efese giderken yol üstü olduğu için uğramıştık. İzmirli değilim.
0
aynenbencede
(12.04.20)
ben hep meryem anayı biliyordum öğrenme diye birşey olmadı ben 2 yaşındayken bizimkiler gitmiş 90lı yıllar malum sıkıldıkça fotograf albümüne bakılır oradan hep meryem ana'daki fotoları görüyordum benliğile ilgili ilk anılardan desem yeri var. o yüzden bilmemek bana çok garip geliyor.
0
kuzey li
(12.04.20)
efes'e gitmeye karar verdikten sonra araştırırken duydum, fark ettim. efes'in çok net gölgesinde. zaman kalınırsa gidiliyor.
0
anarsika
(12.04.20)
Dokuz Eylül üniversitesi mezunuyum. Ögrenciyken efes şirince tarafına neredeyse her hafta gezi olurdu okulun etrafı da tanıtıcı afişlerle dolu olurdu. İlk o afişlerde gördüm ama gitmek kısmet olmadı
0
eylul
(12.04.20)
22 yaşımda İspanya'da otostopla gezerken, şöför-hacı abimizden duymuştum ilk defa. aa süperdir falan demiştim ama o zamana kadarki hayatımın yarısını ege'de(bodrum) geçirmeme rağmen ilk defa o zaman duymuştum.
0
xasuo
(12.04.20)
bir kere efes-şirince turuna katıldığımda götürmüşlerdi, tur programından görüp öğrenmiştim. sonra bir kere de arkadaşımla birlikte o taraflara gitmişken gittik. izmir'e taşınmadan önce duymamıştım.
0
pati
(12.04.20)
genel kultur olarak biliyorum. muhtemelen ilk genclik ergenlik cagimda duymusumdur.
0
baldur2
(12.04.20)
Eskiden daha çok duyuyordum. Artık duymuyorum tek.15 sene önce falan gitmiştim
0
i ve been mistreated
(12.04.20)
(4)

tez kaynakları

who cares wins
merhabalar,korona yüzünden pek çok kurum kaynaklarını açtı. benim de bir ödevim var sosyal öğrenme teorisi konulu. yoktezde istediğim tarz bir kaynak bulamadım. google akademik'e baktım. başka nereye bakmamı tavsiye edersiniz? korona için kaynaklarını açan yerlerin bir listesi varsa gönderir misiniz
merhabalar,
korona yüzünden pek çok kurum kaynaklarını açtı. benim de bir ödevim var sosyal öğrenme teorisi konulu. yoktezde istediğim tarz bir kaynak bulamadım. google akademik'e baktım. başka nereye bakmamı tavsiye edersiniz? korona için kaynaklarını açan yerlerin bir listesi varsa gönderir misiniz? şimdiden teşekkürler.
0
who cares wins
(11.04.20)
üniversitenin veritabanı üzerinden bakabilirsin.
0
westblack
(11.04.20)
aradığınız konuda bir kaynağı scholar'da bulamamanız, öyle bir konu şu ana kadar hiç çalışılmamış demek gibi bir şeydir. çünkü scholar, açık ya da kapalı olması fark etmeksizin bütün kaynakları tarar ve listeler. fakat, siz bunları tam metin okumak istediğinizde kapalı ise açamazsınız. onun da yolu sci-hub.tw sitesini aracı yapmaktır.
0
halanne
(11.04.20)
üniversitenin veritabanına edu.tr mailim olmadığı için giremedim. mail attım ama malum durumlardan dolayı dönen olacak mı bilmiyorum. scholarda kaynak buldum ama daha fazlasına ulaşabilirim gibi geldi. o yüzden sordum.
0
🌸who cares wins
(11.04.20)
Diva portal
0
kveldulv
(11.04.20)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.