shadow journal
Selamlar,Hiçbir bilgisi olmayan bir insan olarak akıllı telefon almak istiyorum. Aslında tek istediğim gmaile girsin, çok yavaşlamadan takılmadan çalışsın. Bir de şarjı çok çabuk bitmesin (zaten sürekli kullanan birisi değilim).Bu vodafondakilerden öneriniz var mıdır acaba? Samsung J5 ya da Huawei P
Selamlar,
Hiçbir bilgisi olmayan bir insan olarak akıllı telefon almak istiyorum. Aslında tek istediğim gmaile girsin, çok yavaşlamadan takılmadan çalışsın. Bir de şarjı çok çabuk bitmesin (zaten sürekli kullanan birisi değilim).
Bu vodafondakilerden öneriniz var mıdır acaba? Samsung J5 ya da Huawei P8 Lite diye bir şey var mesela. Nasıldır ki bunlar?
Çok teşekkürler
Hiçbir bilgisi olmayan bir insan olarak akıllı telefon almak istiyorum. Aslında tek istediğim gmaile girsin, çok yavaşlamadan takılmadan çalışsın. Bir de şarjı çok çabuk bitmesin (zaten sürekli kullanan birisi değilim).
Bu vodafondakilerden öneriniz var mıdır acaba? Samsung J5 ya da Huawei P8 Lite diye bir şey var mesela. Nasıldır ki bunlar?
Çok teşekkürler
0
uygun fiyatlı istersen Lenovo P70
senin fikrinde bir arkadaşa aldık çok memnun.
operatör kampanyalılar biraz pahalıya geliyor.
senin fikrinde bir arkadaşa aldık çok memnun.
operatör kampanyalılar biraz pahalıya geliyor.
0
Bütçe 800-900 falan, bir de ben bir haftalığına Amerikaya gideceğim oradan almaya kalsam daha ucuza gelir mi ki ya da mantıklı mı
0
asus zenfone2 ve genaral mobile one var o fiyatlara pasaporta isletmek kaydi ile amerikadan daha iyi telefon bulabilirsin
0
Wolfware
gerçekten çok merak ediyorum. yani hangi yasa ya da hangi ülkede başladı bu olay. sadece biz Türklere özgü mü? Global bir saçmalık mı? Ya arkadaş açılmamış bir ürünün çalışmadığını nasıl anlayabiliriz? Hep aynı şey oluyor. Açıyoruz çalışmıyor -özellikle teknolojik ürünlerde- müşteri hizmetleri diyor
gerçekten çok merak ediyorum. yani hangi yasa ya da hangi ülkede başladı bu olay. sadece biz Türklere özgü mü? Global bir saçmalık mı? Ya arkadaş açılmamış bir ürünün çalışmadığını nasıl anlayabiliriz? Hep aynı şey oluyor. Açıyoruz çalışmıyor -özellikle teknolojik ürünlerde- müşteri hizmetleri diyor ki kurallarımız gereği açılmış ürünü geri alamayız. Arkadaş nasıl anlayabiliriz peki? Telekinik yöntemlerle mi? Biri mantıklı bir açıklama yaparsa çok sevineceğim yoksa insanlık olarak birbirimizi s.kmekte üzerimize olmadığını düşüneceğim
0
Kutusu açılmadan bozuk olduğu anlaşılamayacak bi ürünü almak zorundalar. Ancak çok zaman geçmeden olması lazım aksi halde müşteri hatası mı değil mi bilemezler. Biraz kavga edilirse iade alırlar
0
Kutusu açılmış bir ürünü sen almak ister miydin? Adamlar aynı ürünü başkasına satacak sonuçta.
Bununla birlikte dediğinde haklısın, bu durumlarda teknolojik ürün garantiye gönderiliyor ve uzun da sürse değiştiriliyor olmalı. Çalışmıyor diye iade almamalari normal.
Bununla birlikte dediğinde haklısın, bu durumlarda teknolojik ürün garantiye gönderiliyor ve uzun da sürse değiştiriliyor olmalı. Çalışmıyor diye iade almamalari normal.
0
global bir sacmalik degil, su anda bulundugum ulkede buyuk marketlere bu isime yaramadi, begenmedi diyip gidersen degistiriyorlar. bu sekilde islerini goren arkadaslarim var. tabii ki suistimal soz konusu burada.
0
cihaz çalışmıyorsa eğer, alamayız diye bir olay yok ama ha deyince de iade kabul etmezler. önce bir servise yollayıp arıza neden diye bakarlar. ayıplı ürün ise seve seve alırlar, en fazla tüketici mahkemesi karar verene kadar beklersin..
0
Açıkçası donanımhaber ölücülerini görüyorsan firmalar gayet normal davranıyor.
Kutusu açılmış ürün iade alınmaz (mağazadan alma) çünkü kullanılmıştır, siz nasıl ki başka zaman bana kullanılmış ürün satmışlar diye şikayet edebiliyorsunuz, firma bunu en başta engellemek istiyor.
Arızalı ürünlerde ise ürün çeşidine göre değişiyor davranış genelde, garanti belgesinde genelde açıkça yazar, şu anda sanırım ilk 30 günde yaşanan arıza için distribütör arızalı derse iade hakkınız var, geri kalan kurallar için belgeyi okuyabilirsiniz.
Kutusu açılmış ürün iade alınmaz (mağazadan alma) çünkü kullanılmıştır, siz nasıl ki başka zaman bana kullanılmış ürün satmışlar diye şikayet edebiliyorsunuz, firma bunu en başta engellemek istiyor.
Arızalı ürünlerde ise ürün çeşidine göre değişiyor davranış genelde, garanti belgesinde genelde açıkça yazar, şu anda sanırım ilk 30 günde yaşanan arıza için distribütör arızalı derse iade hakkınız var, geri kalan kurallar için belgeyi okuyabilirsiniz.
0
Amazon her türlü aliyor, gerekce sormadan, warehouse tadinda ikinci el ya da refurbished pazari da var, orda gayet uygun seyler bulunabiliyor.
Ama genel olarak cogu yerde gecerli bu kural. Özellikle türkiyede bu kuralin uygulanmamasini beklemek aptallik. Donanimhaber sicak firsatlarda 10 dk gecir, ben satici olsam, türklere kapali ürün degistirmesi de yapmam. Bilmiyorum kendi irkina olunca hala irkci oluyor musun ama milletce namimiz yürüyor, amazonda oldukca cok feedback ve sikayet birakildi son birkac aydir. Saticilarin bir kismi bu istatistikler sonucunda türkiyeye farkli gözle bakacak, demedi demeyin.
Yani ideali elbette üreticinin almasi, bakar sorunlu ise düzeltir, yok sorunsuz ise ambalajlar geri gönderir. Kendi icinde ikinci el satisi sunan yerler ayni amazon gibi calisabilir. Harici olanlarin böyle bir seyden kacmalari cok normal. Ama her satici farkli. Gecen bir ürün almak icin internetten baktik yabanci arkadasla. Anlamamis pek, bir hafta sonra paket geldi, ürün icinde. Ödedin mi diyorum, yoo diyor, aldin mi diyorum, yoo almadim diyor. Sonraki günlerde posta geldi, ürünü iade edeceksek kargo bedeli bizde bir de ürünün fiyatinin düsecegi, farki bizim ödememiz gerektigi yaziyor. Ödemezsek de bir hafta icinde faiz binecek islem yapilacakmis. Ödedik tabi. Zorla ürün satti adamlar, geri göndersek -70% zarardayiz. Nasil is ben de anlamadim. Alisveris yaparken sormuyorsan, hele de online ise, tüketici haksiz durumda. Okumadim etmedim bilmiyordum faydasiz.
Özetle, hayir evrensel degil ama mantikli.
Ama genel olarak cogu yerde gecerli bu kural. Özellikle türkiyede bu kuralin uygulanmamasini beklemek aptallik. Donanimhaber sicak firsatlarda 10 dk gecir, ben satici olsam, türklere kapali ürün degistirmesi de yapmam. Bilmiyorum kendi irkina olunca hala irkci oluyor musun ama milletce namimiz yürüyor, amazonda oldukca cok feedback ve sikayet birakildi son birkac aydir. Saticilarin bir kismi bu istatistikler sonucunda türkiyeye farkli gözle bakacak, demedi demeyin.
Yani ideali elbette üreticinin almasi, bakar sorunlu ise düzeltir, yok sorunsuz ise ambalajlar geri gönderir. Kendi icinde ikinci el satisi sunan yerler ayni amazon gibi calisabilir. Harici olanlarin böyle bir seyden kacmalari cok normal. Ama her satici farkli. Gecen bir ürün almak icin internetten baktik yabanci arkadasla. Anlamamis pek, bir hafta sonra paket geldi, ürün icinde. Ödedin mi diyorum, yoo diyor, aldin mi diyorum, yoo almadim diyor. Sonraki günlerde posta geldi, ürünü iade edeceksek kargo bedeli bizde bir de ürünün fiyatinin düsecegi, farki bizim ödememiz gerektigi yaziyor. Ödemezsek de bir hafta icinde faiz binecek islem yapilacakmis. Ödedik tabi. Zorla ürün satti adamlar, geri göndersek -70% zarardayiz. Nasil is ben de anlamadim. Alisveris yaparken sormuyorsan, hele de online ise, tüketici haksiz durumda. Okumadim etmedim bilmiyordum faydasiz.
Özetle, hayir evrensel degil ama mantikli.
0
almanya'dayım. gerek amazon olsun gerek başka şirketler olsun kutusunu açtığım birçok ürünü sırf beğenmedim veya boyu (elbiseler için) uygun değil diyerekten geri gönderdim. en ufak bir sıkıntı olmadı. senin açtığın kutuyu satmayacak ki başkasına onların ayrı prosedürü vardır, o ürünü tekrar paketleyip yeniden kutularlar..
0
@acemi: amazon veya hepsiburada kendi ürünlerini satmıyor sonuçta. iade alınan ürün, şirkete geri verilir. onlar da bu ürünü yeniden paketleyip satar.
0
kumdan kale
ben kobo glo 2 mi ne öyle bişi kullanıyorum pek de memnunum. bir tanıdığıma gösterdim o da beğendi fakat ona biraz daha yetenekli bir cihaz lazım. şimdi istiyor ki:kitapların altını çizmekle kalmasın ona not ekleyebilsin. sonra da eklediği notları ve altını çizdiği yerleri ayrı bir yerden ulaşıp gör
ben kobo glo 2 mi ne öyle bişi kullanıyorum pek de memnunum. bir tanıdığıma gösterdim o da beğendi fakat ona biraz daha yetenekli bir cihaz lazım.
şimdi istiyor ki:
kitapların altını çizmekle kalmasın ona not ekleyebilsin. sonra da eklediği notları ve altını çizdiği yerleri ayrı bir yerden ulaşıp görebilsin
böyle özellikleri olan kitap okuyucu var mı
(google da ne diye arıycam bilemedim burdan başliyim sormaya dedim sevgiler)
şimdi istiyor ki:
kitapların altını çizmekle kalmasın ona not ekleyebilsin. sonra da eklediği notları ve altını çizdiği yerleri ayrı bir yerden ulaşıp görebilsin
böyle özellikleri olan kitap okuyucu var mı
(google da ne diye arıycam bilemedim burdan başliyim sormaya dedim sevgiler)
0
Paperwhite 2 kullanıyorum, saydıklarından biraz daha yetenekli. 3G modeli bile var, mümkünse onu alsın (en dandik 100-250 mb'lık paket yeter sırf yazı inecek zaten) dışarıda Wiki'ye bağlanamayınca kıl ediyor bazen.
0
teşekkürler cevaplar için
ve son sorum
kindle paperwhite ya da 2 yi aldı diyelim
kobo da usb gibi kullanıp içine doğrudan kitap atabiliyorum
kindle da bir ara farklı bir programla çevirmek gerekiyor falan deniyordu
arkadaş bolca pdf kullanacak, bu özellikleri kullanması için pdf leri (kobo da pdf nin altını çizemiyorsun mesela not da alamıyorsun) bu program la kindle a uygun formata çevirmesi gerekecek mi
niye soruyorum, çünkü teknolojiyle pek barışık biri değil almadan önce ona anlatmam lazım : )
ve son sorum
kindle paperwhite ya da 2 yi aldı diyelim
kobo da usb gibi kullanıp içine doğrudan kitap atabiliyorum
kindle da bir ara farklı bir programla çevirmek gerekiyor falan deniyordu
arkadaş bolca pdf kullanacak, bu özellikleri kullanması için pdf leri (kobo da pdf nin altını çizemiyorsun mesela not da alamıyorsun) bu program la kindle a uygun formata çevirmesi gerekecek mi
niye soruyorum, çünkü teknolojiyle pek barışık biri değil almadan önce ona anlatmam lazım : )
0
:)
Yani bu müzik çalanlardan birtek ben mi rahatsız oluyorum? Millet bunlara bayağı para verip alkışlıyor, buraya sorayım dedim. Ben kamusal alanda istemediğim müzikleri dinlemeye mecbur muyum?
Yani bu müzik çalanlardan birtek ben mi rahatsız oluyorum? Millet bunlara bayağı para verip alkışlıyor, buraya sorayım dedim. Ben kamusal alanda istemediğim müzikleri dinlemeye mecbur muyum?
0
metro istasyonlarında falan çalınınca memnun oluyorum, vapurda çalınsa yine memnun olurdum. ki izmir'de fahrettin altay istasyonunda gitarda klasik besteler çalan da var blok flütle notlarının yarısı yanlış ahmet kaya çalan da. para vermedim hiç öğrenci adamım ama memnunum hatta kulaklıkla müzik dinliyorsam kulaklığımı çıkarıp yürürken 4-5 saniye dinliyorum önlerinden geçerken
0
sadece vapurda değil, metrolarda, istiklal caddesi gibi yoğun alanlarda da müzik yapılıyor. eğer vapurda rahatsız oluyorsan ortalara değil de cam kenarlarına oturabilirsin. çünkü genelde orta sıranın ya en sonunda ya en başında çalıyorlar.
0
başıma bir şey gelmeyecekse ben rahatsız oluyorum.
2 defa efsane baş ağrısıyla bindim, artık ağrıdan bayılmak üzereyim hani insanın kafasını vurası geliyor ya o durumdaydım. bir de bu arkadaşlar çıktılar, ee insan bir şey de diyemiyor tabi hem sevenleri de var. kalktım diğer tarafa geçtim. lan 5 dk sonra oraya geldiler. neyse oturdum gitmelerini bekledim.
hani bu metro gibi değil sonuçta herkes sabit. metroda sonuçta önünden geçip gidiyorsun beğenirsen durursun da burada sonuçta zorla dinletme var.
bir de hala çözemediğim bir durum var.
ya insanların duygularını sömürüyorlar yada herkes duysun ve dinlesin ulan diyerek
yiğidim aslanım, yaşa mustafa kemal paşa gibi marş ve şarkılar çalıyorlar. ve sanki bir kesimi gaza getirip daha fazla para topluyorlar. ama dediğim gibi kimsenin günahını almak istemem.
2 defa efsane baş ağrısıyla bindim, artık ağrıdan bayılmak üzereyim hani insanın kafasını vurası geliyor ya o durumdaydım. bir de bu arkadaşlar çıktılar, ee insan bir şey de diyemiyor tabi hem sevenleri de var. kalktım diğer tarafa geçtim. lan 5 dk sonra oraya geldiler. neyse oturdum gitmelerini bekledim.
hani bu metro gibi değil sonuçta herkes sabit. metroda sonuçta önünden geçip gidiyorsun beğenirsen durursun da burada sonuçta zorla dinletme var.
bir de hala çözemediğim bir durum var.
ya insanların duygularını sömürüyorlar yada herkes duysun ve dinlesin ulan diyerek
yiğidim aslanım, yaşa mustafa kemal paşa gibi marş ve şarkılar çalıyorlar. ve sanki bir kesimi gaza getirip daha fazla para topluyorlar. ama dediğim gibi kimsenin günahını almak istemem.
0
deli gibi rahatsız ediyor. vapurda uyuyorum genelde ayrıa kimsenin bana zorla müzik dinletmeye hakkı yok...
0
Saygısızca ve kesinlikle rahatsız edici. Sokakta falan hadi neyse, mahkum olduğun bir yer yok, geçip gidiyorsun ama vapur öyle değil ki. Müziği son ses açıp arabayla dolaşan insanımsılardan pek farkları yok bence. Sorsan özgürlük derler bir de, doğru, rahatsız etme özgürlüğü.
0
Ben de rahatsız oluyorum. Hatta ibb şikâyet hattına mail attım ama cevap gelmedi. Çoğunu başarısız buluyorum ama konu o değil aslında. Dinlemeyi tercih etmeyen insanlar olabilir ve o seviyede sesten kaçma imkanı yok vapur sınırlarında. Bu şartlarda vapur içinde müzik yapılmasının insanlara saygısızlık olduğunu düşünüyorum.
0
Sevmiyorum, çünkü çaldıkları müzikler genelde 3 ay gitar kursuna gidilip çalınabilecek şeyler. Bir başarı görmüyorum.
0
genelde seviyorum, hatta normalde yolsakulaklıkla müzik dinlerim ama böyle bir grup denk gelince çıkartır kulaklıkları canlı müziği dinlemeye geçerim. hatta çok iyi çalıyolarsa para bile verebilirim.
0
@justmentalamele müzisyenlerin nerede ve ne zaman calacaklari kura ile belirleniyor.
0
vapurda yapılması ile sokakta/metroda yapılması arasında fark var.
vapurda yapılması doğru değil.
insanlara gidip başka yerde otursunlar diyemezsiniz.
vapurda yapılması doğru değil.
insanlara gidip başka yerde otursunlar diyemezsiniz.
0
Toplu taşıma araçlarının içinde huzurumu kaçıracak her şeye karşıyım. Kızılay'da mesela (Yer verip direk rencide etmeyeyim arkadaşı) bir eleman var 4 senedir leş gibi sesiyle gitar çalıp çığırıyor. Hatta 6 yaşındaki dilenci bebeler bile fırça kayıyor sus diye dsfaasdfs.
Ama otbüzde, metroda, olsaydı da vapurda Coldplay gelsin iki dakka susun amk derim. Toplu taşıma lan, günümün en iğrenç zamanı. Bir de sen mi içine edeceksin?
Ama otbüzde, metroda, olsaydı da vapurda Coldplay gelsin iki dakka susun amk derim. Toplu taşıma lan, günümün en iğrenç zamanı. Bir de sen mi içine edeceksin?
0
cookieki
Bence olmaz bunu cok kere tecrube ettim eger eliniz yuzunuz duzgunse erkekten arkadas olmuyor arkadas siz ne kadar iyi niyetli olursaniz olun bir erkekle samimi olursaniz toplum gozunde direkt verecek formatina sokulursunuzSu ana kadarkanka ayagi ceken hic bjr erkekten hayir gormedim hepsi hoslanip
Bence olmaz bunu cok kere tecrube ettim eger eliniz yuzunuz duzgunse erkekten arkadas olmuyor arkadas siz ne kadar iyi niyetli olursaniz olun bir erkekle samimi olursaniz toplum gozunde direkt verecek formatina sokulursunuz
Su ana kadarkanka ayagi ceken hic bjr erkekten hayir gormedim hepsi hoslanip elde edemedikleri icin pislik yaptilar ve beni kizdirdilar
O yuzden erkektn arkadas olmaz
Kizdan da olmaz gerci
İnsanin en iyi dostu kndisi
Siz ne dusunuyosunuz
Su ana kadarkanka ayagi ceken hic bjr erkekten hayir gormedim hepsi hoslanip elde edemedikleri icin pislik yaptilar ve beni kizdirdilar
O yuzden erkektn arkadas olmaz
Kizdan da olmaz gerci
İnsanin en iyi dostu kndisi
Siz ne dusunuyosunuz
0
"Hiç bir erkek birlikte olmak istemeyeceği bir kızla yakın arkadaş olmak istemez." Freud ağabey.
edit: herkes birden kişiliği mükemmel insan olmuş jkdfhldfhd. bu böyle beyler kusura bakmayın. sizler mükemmel kişilikte arkadaşıyla asla sevgili olamayan y*arak kürek tiplerden arkadaş edinebilen insanlar olabilirsiniz ama erkeklerin %90ı böyle değildir ve çoğunun yakın arkadaşıyla sevgili olabilitesi vardır. ha bu şimdi bunu söyleyen benim de böyle olduğum anlamına mı geliyor? hayır. ben insanları anlattım.
ayrıca sözde olmaz demiyor istemez diyor. freud sözleri boşa atılacak bir adam değildir.
edit: herkes birden kişiliği mükemmel insan olmuş jkdfhldfhd. bu böyle beyler kusura bakmayın. sizler mükemmel kişilikte arkadaşıyla asla sevgili olamayan y*arak kürek tiplerden arkadaş edinebilen insanlar olabilirsiniz ama erkeklerin %90ı böyle değildir ve çoğunun yakın arkadaşıyla sevgili olabilitesi vardır. ha bu şimdi bunu söyleyen benim de böyle olduğum anlamına mı geliyor? hayır. ben insanları anlattım.
ayrıca sözde olmaz demiyor istemez diyor. freud sözleri boşa atılacak bir adam değildir.
0
İnsanlar çekici bulmadıkları kadınlarla ya da erkeklerle arkadaş olmazlar.
Sosyal alanda görmek istediğin kişiler de cinsel açıdan çekici bulacağın kişiler oluyor bu yüzden.
Kanka ayağı dediğiniz şeyin nedenleri tartışılabilir. Sizin davranışlarınızdan üstü örtük bir anlam üretip sizi büsbütün kaybetme riskini göze alamamış demek ki o erkekler ancak bu onların bir kişilik sorunu olduğu gerçeğini de değiştirmiyor. Hoşlandığım bir kadını elimde tutmak için kanka numarası yapmayı ben kendime yakıştırmazdım. Ciğercinin kedisi gibi bekliyorsun ve hoşlandığın halde onun başkalarına olan ilgisini izleyip üzülüyorsun. Belki bir gün bana da yönelir diye de umutlanıp niyetini açık etmiyorsun. Bu bir özgüven sorunu.
Benim niyetim onu elde etmekse açık olurum. Ancak; bir kadına asılmamam için ona kankam ya da kardeşim gibi ünvanlar vermem gerekmez. Bu toplumsal bir problem insanlar başkaları için tehdit oluşturmadıklarını belli etmek için bu tür hitaplarda bulunma gereği duyuyor. Ortaya bir samimiyetsizlik çıkıyor.
Siz size kanka diyen birine engel olmuyorsanız bu sizin de bu ilgiden memnun olduğunuz ve onu kullanmaya teşne olduğunuz anlamına da geliyor.
Birey olmak ve birey olarak iletişim kurabilmek önemli.
Sosyal alanda görmek istediğin kişiler de cinsel açıdan çekici bulacağın kişiler oluyor bu yüzden.
Kanka ayağı dediğiniz şeyin nedenleri tartışılabilir. Sizin davranışlarınızdan üstü örtük bir anlam üretip sizi büsbütün kaybetme riskini göze alamamış demek ki o erkekler ancak bu onların bir kişilik sorunu olduğu gerçeğini de değiştirmiyor. Hoşlandığım bir kadını elimde tutmak için kanka numarası yapmayı ben kendime yakıştırmazdım. Ciğercinin kedisi gibi bekliyorsun ve hoşlandığın halde onun başkalarına olan ilgisini izleyip üzülüyorsun. Belki bir gün bana da yönelir diye de umutlanıp niyetini açık etmiyorsun. Bu bir özgüven sorunu.
Benim niyetim onu elde etmekse açık olurum. Ancak; bir kadına asılmamam için ona kankam ya da kardeşim gibi ünvanlar vermem gerekmez. Bu toplumsal bir problem insanlar başkaları için tehdit oluşturmadıklarını belli etmek için bu tür hitaplarda bulunma gereği duyuyor. Ortaya bir samimiyetsizlik çıkıyor.
Siz size kanka diyen birine engel olmuyorsanız bu sizin de bu ilgiden memnun olduğunuz ve onu kullanmaya teşne olduğunuz anlamına da geliyor.
Birey olmak ve birey olarak iletişim kurabilmek önemli.
0
Yıl 2016 Freud'u sallayan kalmadı hâlâ Freud yazıyorlar. İnsanlar çekici bulmadığı kadınlarla arkadaş olmazlar diye bir şey yok. Çok yakın bir kız arkadaşım var, kendisini zerre çekici bulmuyorum. Asıl bu yüzden iyi arkadaş olabiliriz çünkü aramızda bir şey olma ihtimali yok.
0
Seksten sonra herseyin degisecegini dusundugumuz icin bu yanilgi normal bence. Tavla oynamakla seks yapmak arasinda cok bir fark yok kavramsal olarak. Ha ask sevgi filan diyorsaniz o sular benim boyumu asar.
0
Cevap: olur.
Ancak erkekler kadınlar gibi daha baştan bir kişiyi ya arkadaş ya potansiyel partner havuzuna atıp sonradan asla oradan çıkarmamazlık yapmıyorlar. Yani erkek seninle arkadaş olur, içten içe beğenebilir, belki 5 yıl sonra hamle yapar, belki yapmaz öyle kalır onu bilemem.
Ama genellikle o arkadaşlık ilişki sınırını geçme erkeklerde daha yaygın çünkü zaten sınır biraz daha belirsiz, kadınlarda ise çok daha kesin çizgilerle ayrılmış durumda.
He bunun sebebi biyolojik midir kültürel midir ikisi birden midir o uzun bir tartışma.
Ancak erkekler kadınlar gibi daha baştan bir kişiyi ya arkadaş ya potansiyel partner havuzuna atıp sonradan asla oradan çıkarmamazlık yapmıyorlar. Yani erkek seninle arkadaş olur, içten içe beğenebilir, belki 5 yıl sonra hamle yapar, belki yapmaz öyle kalır onu bilemem.
Ama genellikle o arkadaşlık ilişki sınırını geçme erkeklerde daha yaygın çünkü zaten sınır biraz daha belirsiz, kadınlarda ise çok daha kesin çizgilerle ayrılmış durumda.
He bunun sebebi biyolojik midir kültürel midir ikisi birden midir o uzun bir tartışma.
0
Üniversiteden 4 tane arkadaşımla konuşuyorum 3ü kız 1i erkek.
Zerre cinsellik düşüncem yok güzel bir eşim güzel güzel arkadaşlarım var. Eğer siz bu mantalitede yaşayıp birde bunları edebi argümanlarla desteklemeye çalışıyorsanız sizde bir sapkınlık vardır.
Derviş'in fikri neyse zikride o olurmuş misali.
Zerre cinsellik düşüncem yok güzel bir eşim güzel güzel arkadaşlarım var. Eğer siz bu mantalitede yaşayıp birde bunları edebi argümanlarla desteklemeye çalışıyorsanız sizde bir sapkınlık vardır.
Derviş'in fikri neyse zikride o olurmuş misali.
0
açık gözle sevişmeye utanmayan yahudi kardeş,
bir duyurunda bekar ve canı sıkılan bir insansın, ötekinde birden eşi olan ve hayattan keyif alan birine dönüşüyon. bu kadar troll yetmedi bir de sen çıktın başımıza.
www.eksiduyuru.com
bir duyurunda bekar ve canı sıkılan bir insansın, ötekinde birden eşi olan ve hayattan keyif alan birine dönüşüyon. bu kadar troll yetmedi bir de sen çıktın başımıza.
www.eksiduyuru.com
0
@del piero10
Evet bekarım ve eşim var olamaz mı? Senin sevgilin, nişanlın eşin değil mi? Eş kavramı sende bir tek karı koca olmayı mı çağrıştırıyor?
Ailemin yanında yaşıyorum medeni halim bekar aileler arası söz kestik geçenlerde, ama dünya kadar güzel bir eşim var. Karım değil bak güzel kardeşim eşim.
Evet bekarım ve eşim var olamaz mı? Senin sevgilin, nişanlın eşin değil mi? Eş kavramı sende bir tek karı koca olmayı mı çağrıştırıyor?
Ailemin yanında yaşıyorum medeni halim bekar aileler arası söz kestik geçenlerde, ama dünya kadar güzel bir eşim var. Karım değil bak güzel kardeşim eşim.
0
Demisekseül ne demek araştır. Öyle birisi olarak söylüyorum, şeyimde bile değilsiniz afedersin. Şükrü abiden farkın yok. Ondan daha estetik ve seksi olabilirsin evet ama pek şeyimde değil.
Bir de kezbansın bence.
Bir de kezbansın bence.
0
rommel
iki adam düşünün.Ahmet 100 kiloMehmet 50 kilobunlar buzun üstündebir iple birbirlerini çekiyorlar.ne olur ?a-Ahmet mehmete doğru giderb-Mehmet ahmete doğru giderc-ortada buluşurlard-ortada buluşurlar ama Ahmet 1/3 yol alır, Mehmet 2/3 (isimler tam tersi de olabilir Word de kayma olmuş)
iki adam düşünün.
Ahmet 100 kilo
Mehmet 50 kilo
bunlar buzun üstünde
bir iple birbirlerini çekiyorlar.
ne olur ?
a-Ahmet mehmete doğru gider
b-Mehmet ahmete doğru gider
c-ortada buluşurlar
d-ortada buluşurlar ama Ahmet 1/3 yol alır, Mehmet 2/3 (isimler tam tersi de olabilir Word de kayma olmuş)
Ahmet 100 kilo
Mehmet 50 kilo
bunlar buzun üstünde
bir iple birbirlerini çekiyorlar.
ne olur ?
a-Ahmet mehmete doğru gider
b-Mehmet ahmete doğru gider
c-ortada buluşurlar
d-ortada buluşurlar ama Ahmet 1/3 yol alır, Mehmet 2/3 (isimler tam tersi de olabilir Word de kayma olmuş)
0
ikisi de düşer, çanağı kırar. ciddili cevap ise bence d ama oranı bilemezsin, çekiş gücüne bağlı. aynı güçle çekerlerse hafif olan çok yol alır sürtünme daha az olduğu için.
0
buz mevzuunu "sürtünme sıfır" diye kabul ediyorsak çekiş gücünden bağımsız cevap d. çekiş gücü ikisinin toplam uyguladığı kuvvet olarak alınır.
0
sürtünme varsa ağır olan kımıldamaz
sürtünme yoksa ortada buluşurlar
edit:he tam ortada buluşur diye de şık varmış biri az biri çok yol alır d şıkkı
sürtünme yoksa ortada buluşurlar
edit:he tam ortada buluşur diye de şık varmış biri az biri çok yol alır d şıkkı
0
d şıkkı doğru.
ipteki gerilim neyse, ikisinin de çekeceği kuvvet odur.
momentumun korunumu sebebiyle de, hafif olan fazla, ağır olan az yol gider.
p.s. sürtünme ihmal edildiğinde.
ipteki gerilim neyse, ikisinin de çekeceği kuvvet odur.
momentumun korunumu sebebiyle de, hafif olan fazla, ağır olan az yol gider.
p.s. sürtünme ihmal edildiğinde.
0
aynı kuvvette çektiklerini farz edersek d şıkkı olur. ahmet'in kilosu fazla olduğu için ahmet'e uygulanan sürtünme fazladır.
0
d diyenler alkol mü almış anlamadım. birbirlerinden gaza gelerek D demişler. cevap B kesinlikle. buz üzerinde geleneksel ortamlara gore az da olsa sürtünme vardır. her durumda mehmet ahmete doğru kayar.
0
az da olsa sürtünmenin olması ahmet'in hareketini tamamen durdurmaz. ayrıca kimin hangi kuvvetle çektiği belirtilmemiş. mehmet 50 birim güçle, ahmet 10 birim güçle çekiyorsa yine mi ahmet sabit kalacak?
0
@goodz; Var mısın lan iddiaya, gel deneyelim. Gidelim Belpa'ya, ben 120 kilo bi insan bulayım. sen de 60 kilo bi insan bul. ip benden, çeksinler metreyle ölçelim.
kaybeden buz pateni paralarını öder hacı...
kaybeden buz pateni paralarını öder hacı...
0
ağır araba daha çok kayar diyor servisçi hüseyin ağbi, ona göre ahmet mehmete dogri gider
0
100 kilo olan oldugu yerde kalir, 50 kilo olan ona dogru gider. Mehmet'in uyguladigi cekme kuvveti kendisini ahmete dogru yaklastirmaktan başka bir ise yaramaz.
Cavap B.
İsteyenle iddaya girebilirim.
Cavap B.
İsteyenle iddaya girebilirim.
0
Baya geç kalmışım ya la. Ama yine de eksik kalmayayım. :p
Soru ne sorusu bilmiyorum ama ben lise fizik olarak alıyorum. Ona göre kullanıyorum serbest sallama hakkımı. Kim ne kadar çekerse çeksin ipteki gerilme ikisini de aynı miktarda çeker. Aynı kuvvet Ahmet'e a Mehmet'e 2a ivme uygular. Alınan yok 1/2 a t^2 yani Mehmet 2x yol alır Ahmet x. Ortada değil de 2x/x oranında buluşup öpüşürler.
Soru ne sorusu bilmiyorum ama ben lise fizik olarak alıyorum. Ona göre kullanıyorum serbest sallama hakkımı. Kim ne kadar çekerse çeksin ipteki gerilme ikisini de aynı miktarda çeker. Aynı kuvvet Ahmet'e a Mehmet'e 2a ivme uygular. Alınan yok 1/2 a t^2 yani Mehmet 2x yol alır Ahmet x. Ortada değil de 2x/x oranında buluşup öpüşürler.
0
milkerboy
İyi geceler duyurucular. Bi kaç gündür gözümde segirme vardı. Sonunda göz doktoruna gittim. Şikayetim sinirselmis ama çok hafif derece miyop astigmat çıktım. Doktorum da sadece parlak ekrana baktığım zamanlarda kullanmam için gözlük verdi. Nette dinlendirici gözlük diye bişey yoktur diye birsürü yaz
İyi geceler duyurucular. Bi kaç gündür gözümde segirme vardı. Sonunda göz doktoruna gittim. Şikayetim sinirselmis ama çok hafif derece miyop astigmat çıktım. Doktorum da sadece parlak ekrana baktığım zamanlarda kullanmam için gözlük verdi.
Nette dinlendirici gözlük diye bişey yoktur diye birsürü yazı çıkıyor. Bu gözlüğü herkese veriyorlar mi? Takmazsam da olur mu? Var mıdir bilginiz?
Nette dinlendirici gözlük diye bişey yoktur diye birsürü yazı çıkıyor. Bu gözlüğü herkese veriyorlar mi? Takmazsam da olur mu? Var mıdir bilginiz?
0
Antirefle özelliği için vermiştir sanırım. Bence kullan zararı olmaz. Dinlendirici yoktur tabi ki.
0
Bilirkişi falan değilim söyleyeyim. Sadece paneller hakkında çatpat bir şeyler bilen bir dört gözüm.
Telefon tv laptop vs bunların yaydığı mavi ışık bizi baya yoruyor. Baş ağrısı yapıyor uykunu kaçırıyor kısır yapıyor önden vuruyor arkadan çıkıyor. O yüzden mavi filtreli monitörler ve yazılımlar var. Maviyi dozunda bir şekilde kısıyor, başımız ağrımıyor. Ayşe mutlu oluyor. Gözlüklerde de var bu. Yansıma önleyeni var rengi keseni var. Var oğlu var.
Dinlendirici dediğimiz buysa, al tak. Ama bazıları "Gözün 3 numaraysa, 1 numara falan dinlendirici oluyo işte." kafasında oluyor. O mal optikçileri görürsen kaçarak uzaklaş.
Telefon tv laptop vs bunların yaydığı mavi ışık bizi baya yoruyor. Baş ağrısı yapıyor uykunu kaçırıyor kısır yapıyor önden vuruyor arkadan çıkıyor. O yüzden mavi filtreli monitörler ve yazılımlar var. Maviyi dozunda bir şekilde kısıyor, başımız ağrımıyor. Ayşe mutlu oluyor. Gözlüklerde de var bu. Yansıma önleyeni var rengi keseni var. Var oğlu var.
Dinlendirici dediğimiz buysa, al tak. Ama bazıları "Gözün 3 numaraysa, 1 numara falan dinlendirici oluyo işte." kafasında oluyor. O mal optikçileri görürsen kaçarak uzaklaş.
0
Bilgisayara bakmaktan gözüm ağrıyordu, bana vermişlerdi dinlendirici gözlük. Pek takmadım. seneler sonra gene gene aynı şeyi yaşadım gene doktora gittim. bu sefer doktor "dinlendirici diye birşey olmaz, gerek yok takma, gözün sağlam" dedi. Peki dedim ama ikna olmak için başka doktora gittim. O da aynı şeyi söyledi.
Onun yerine göz sulandırıcı damla vermişlerdi.
Onun yerine göz sulandırıcı damla vermişlerdi.
0
rommel
sağdaki soru diyor ki her iki tarafına eşit ağırlığa sahip yük binerse pistonların durumu ne olur :)soldaki soru ise malum :)şimdiden teşekkürler:)
sağdaki soru diyor ki her iki tarafına eşit ağırlığa sahip yük binerse pistonların durumu ne olur :)
soldaki soru ise malum :)
şimdiden teşekkürler:)
soldaki soru ise malum :)
şimdiden teşekkürler:)
0
Katılar "basınç kuvvetini" sıvılar ise "basıncı" direk iletirler. Soldaki soru için konuşuyorum. Alanlara 1'e 4 diyelim. Sol pistondaki basınç F/1. Bu basınç aynen sağ pistona da iletilecek. O da 10x10 (kgxyerçekimi)/4 olcak. Yani F/1=100/4, F=25
Sağdaki soruda ise alan lazım.
Edit: Dur lan soldaki daha genişmiş zaten. Soldaki daha geniş olduğu için aynı kuvvette daha az basınç yaratacak. E sağ ve sol taraftaki basıncın eşit olması lazım, şu anda sağda daha çok var. Bir kısmını da hdg ile su basıncından yaratmaya çalışacak, o yüzden orası yükselecek.
Sağdaki soruda ise alan lazım.
Edit: Dur lan soldaki daha genişmiş zaten. Soldaki daha geniş olduğu için aynı kuvvette daha az basınç yaratacak. E sağ ve sol taraftaki basıncın eşit olması lazım, şu anda sağda daha çok var. Bir kısmını da hdg ile su basıncından yaratmaya çalışacak, o yüzden orası yükselecek.
0
aquarium
Ilk kez dogalgaz kullaniyoruz da kombiyi nasil kullanmak gerekir?Surekli açik mi kalacak mesela gun icinde? Yani kombiden mi acip kapaticaz peteklerden mi pek anlamadik bir de basinci kac olmali
Ilk kez dogalgaz kullaniyoruz da kombiyi nasil kullanmak gerekir?
Surekli açik mi kalacak mesela gun icinde? Yani kombiden mi acip kapaticaz peteklerden mi pek anlamadik bir de basinci kac olmali
Surekli açik mi kalacak mesela gun icinde? Yani kombiden mi acip kapaticaz peteklerden mi pek anlamadik bir de basinci kac olmali
0
Enerjiyi daha verimli kullanmak adına düşük ayarda sürekli açık olması gerektiği söyleniyor. Hiç bu şekilde denemedim sürekli evde olmadığım için ama gayet mantıklı geliyor kulağa. Çünkü ev bi an önce ısınsın diye kapalı kombiyi bi anda yüksek ayarda açınca, ay sonunda gerçekten fena giriyor.
Peteklerden değil, direkt kombiden açıp kapatacaksınız. Hangi odada hangi peteklerin ısnmasını istiyorsanız onları açıp, diğerlerini kapatın. Atıyorum bizim banyodakiler kapalı mesela, gerek yok ısınmasına. O ayarlamayı yaptıktan sonra petekle işiniz kalmıyor, direkt kombiden aç-kapat yapıyorsunuz.
Basınç 1 ile 2 arasında olmalı tam. Dijitalse 1,5'e ayarlarsınız, analogsa ibre tam 1 ile 2 arasına gelecek şekilde ayarlayın.
Peteklerden değil, direkt kombiden açıp kapatacaksınız. Hangi odada hangi peteklerin ısnmasını istiyorsanız onları açıp, diğerlerini kapatın. Atıyorum bizim banyodakiler kapalı mesela, gerek yok ısınmasına. O ayarlamayı yaptıktan sonra petekle işiniz kalmıyor, direkt kombiden aç-kapat yapıyorsunuz.
Basınç 1 ile 2 arasında olmalı tam. Dijitalse 1,5'e ayarlarsınız, analogsa ibre tam 1 ile 2 arasına gelecek şekilde ayarlayın.
0
Basınç aralığı üzerinde yeşil olarak gösterilir. Bizim kullandıklarımızın hepsinin ortak noktası 1,5tu tümevarım yapabiliriz sanırım.
Peteklerden aç kapa yapma sürekli, eğer bir oda fazla ısınıyorsa onu biraz kıs oynama. Hiç kullanmadığın odalar varsa oraları da kapatabilirsin/kısabilirsin.
Kombiden yapacaksın sıcaklık ayarını. Tasarruf olarak, hiç kapanmadan yanması ama bazen kısıp bazen açman daha tasarruflu. Gece ve dışarı çıkınca kıs, eve gelince aç tarzında. Ama bizim ailede doğalgaz korkusu olduğu için biz gece kapatıyoruz.
Peteklerden aç kapa yapma sürekli, eğer bir oda fazla ısınıyorsa onu biraz kıs oynama. Hiç kullanmadığın odalar varsa oraları da kapatabilirsin/kısabilirsin.
Kombiden yapacaksın sıcaklık ayarını. Tasarruf olarak, hiç kapanmadan yanması ama bazen kısıp bazen açman daha tasarruflu. Gece ve dışarı çıkınca kıs, eve gelince aç tarzında. Ama bizim ailede doğalgaz korkusu olduğu için biz gece kapatıyoruz.
0
hava düzenli olarak soğuk gidiyorsa minimumda çalıştırmakta fayda var, sıfırdan ısıtmaktan çok daha az enerji harcayan bir hal, fakat arada soğuk günler oluyor arada yakılmıyorsa yakmayıp kazakla idare etmekte fayda var.
petekleri açıp kapamanın çok esprisi yok çünkü borularda gene su var ısınan
petekleri açıp kapamanın çok esprisi yok çünkü borularda gene su var ısınan
0
düşük ayarda sürekli açık tut. üşürsen arttır. bu şekilde kullandık. 200 lirayı bir kez geçtik geçemn sene. ev eski ama yalıtımı yeni. bir de kombi yoğuşmalı. 35-40 civarı şu an istanbul için.
0
Bazı kombilerde su bazılarda oda derecesi yazar. Su derecesi yazdığını varsayıyorum, Rutinin 40 olsun bi önce, sonra zamanla kendi idealini bulursun. 35-40 arası gezinenler çok mesela. Ama biz 50-60, hatta en soğuk zamanlarda 70te yakardık. (Şimdiki kombide oda derecesiyle ayarlanıyo bilmiyorum o yüzden. 5 kademe var su sıcaklığı için de) Tabi bizim bu kadar yüksek yakmamızda gece kapatmamızın etkisi büyük.
0
70te yakiyormusuz biz :D ve hic kapatmadik 24 saat acikti. petekleri kapatip aciyorduk sadece ev sahibi oyle soyledi.simdi 35e dusurduk ama petekler cok ılık.isinmaz ki boyle :/
0
Aynen amk evi soğutur üstüne o petekler. İnternette herkes 35-40 yazınca ben de gaza geldim öyle dedim. 50den aşağı yakan fenerli olsun. Isınmıyor lan ev öbür türlü. Üstüne bir de ben odamda elektrikli radyatör yakıyorum.
35-40la yetinen kim varsa da evinde milyon dolarlık yalıtım olduğunu düşünüyorum. Patladım lan sonunda.
35-40la yetinen kim varsa da evinde milyon dolarlık yalıtım olduğunu düşünüyorum. Patladım lan sonunda.
0
Napalim simdi 40 50 civari yakip evden cikarken 30a mi dusurelim mesela ? 12 saat kadar evde olmuyoruz cunku.
0
30a düşürene kadar hiç açma abi, 30 demek soğuk demek çünkü. geçen sene 2 yöntemi de denedim, evde olduğun zaman yak, sonra kapat yöntemi ve sabit 40'da kalsın, üşüyünce arttır, yatmadan azalt yöntemi. kombiyi kapatınca iyi girmişti o ay, elektrik faturası da etkilendi sadece doğalgaz da değil. o yüzden şimdi sabit 40, üşüyünce 45, misafir gelince 50.
ankara için tabi bunlar, orda o kadar soğuk olmaz tabi :(
ankara için tabi bunlar, orda o kadar soğuk olmaz tabi :(
0
eğer mümkünse yapabileceğiniz en mantıklı şey bence tüm peteklere (banyoda falan havlupan varsa onlara gerek yok, onları olabilecek en kısık ayarda tutun ya da mekan çok soğuk olmuyorsa tümden kapatın) termostatik vana almak.
sonrasında kombiyi sabit bir sıcaklıkta sürekli açık tutun. termostatik vanaların her biri termometre gibi çalışır, ayarladığınız oda sıcaklığına ulaşıldığında kendi kendine peteği kapatır/açar/kısar.
eğer her bir peteğe vana taktırmak zor gelirse salona bir oda termostatı takın. bu termostat ortam sıcaklığı ayarlanan dereceye ulaştığında kablolu/kablosuz olarak kombiyi kapatır/açar. tabii kombinin bu termostatı destekliyor olması lazım.
annemlerde kablolu oda termostatı var, haliyle sadece bulunduğu odayı ölçerek kombiye komut veriyor ama evin geneli de ufak farklarla ayarlanan sıcaklığa ulaşıyor. bizde ise her petekte termostatik vana var, çok daha konforlu ve ekonomik.
sonrasında kombiyi sabit bir sıcaklıkta sürekli açık tutun. termostatik vanaların her biri termometre gibi çalışır, ayarladığınız oda sıcaklığına ulaşıldığında kendi kendine peteği kapatır/açar/kısar.
eğer her bir peteğe vana taktırmak zor gelirse salona bir oda termostatı takın. bu termostat ortam sıcaklığı ayarlanan dereceye ulaştığında kablolu/kablosuz olarak kombiyi kapatır/açar. tabii kombinin bu termostatı destekliyor olması lazım.
annemlerde kablolu oda termostatı var, haliyle sadece bulunduğu odayı ölçerek kombiye komut veriyor ama evin geneli de ufak farklarla ayarlanan sıcaklığa ulaşıyor. bizde ise her petekte termostatik vana var, çok daha konforlu ve ekonomik.
0
yamuklu sucurta
bu gün arkadaşla tartışıyorduk bu konuda. ben feminizm kadının üstünlüğünü savunarak kadın ve erkeği eşitlemeye çalışıyordur dedim. o da feminizm daima kadın ve erkek eşitliğini savunur dedi. tartıştığımız nokta ufak bir ayrıntıydı ama inandıramadım kendi görüşüme. tabii ne kadar doğru kendi görüşüm
bu gün arkadaşla tartışıyorduk bu konuda. ben feminizm kadının üstünlüğünü savunarak kadın ve erkeği eşitlemeye çalışıyordur dedim. o da feminizm daima kadın ve erkek eşitliğini savunur dedi. tartıştığımız nokta ufak bir ayrıntıydı ama inandıramadım kendi görüşüme. tabii ne kadar doğru kendi görüşüm bilmiyorum.
0
eşittir der.
feministim diye takılıp kadınların üstün olduğunu belirtmek feminizm olmuyor malesef.
feministim diye takılıp kadınların üstün olduğunu belirtmek feminizm olmuyor malesef.
0
kadın üstündür demez tabii ki, kadın ve erkekler haklar ve özgürlükler bağlamında eşittir der.
0
Erkek egemen toplumda kadına yönelik uygulanan (ya da uygulanması gereken diyeyim) pozitif ayrımcılık genel olarak "feminizm kadınları üste çıkartıyor yav tamam kadın haklarına saygım var da o kadar da değil" muhabbetlerini doğuruyor. Yanlış bir algı.
Tacizde ve tecavüzde genel anlamda kadın beyanını savunmak, kadın kotası vs. tam da bu yüzden üste çıkartma çabası olarak görülmemeli.
Feminist olmayan bir erkek olaraktan görüşlerim böyle. Feminist arkadaşlar "hayır öyle değil" diyerek haddimi bildirirlerse "saygılar" der, çekilirim.
Tacizde ve tecavüzde genel anlamda kadın beyanını savunmak, kadın kotası vs. tam da bu yüzden üste çıkartma çabası olarak görülmemeli.
Feminist olmayan bir erkek olaraktan görüşlerim böyle. Feminist arkadaşlar "hayır öyle değil" diyerek haddimi bildirirlerse "saygılar" der, çekilirim.
0
arkadasinin söyledigi daha makul, birinin birinden üstünlügünü savunmak esit olduklari anlamani gelmez ki?
0
kadınların üstün olduğunu neden savunsunlar ki?
mevcut durumda erkeklerle sosyal vs açıdan aramızda kat be kat fark varken primer amaç bizim de insan olduğumuzu; onların kendilerine hak gördüklerini bizim de yapabileceğimizi (gece dışarı çıkma, eş seçme, para kazanma...), dünyanın anlamasını sağlamak.
mevcut durumda erkeklerle sosyal vs açıdan aramızda kat be kat fark varken primer amaç bizim de insan olduğumuzu; onların kendilerine hak gördüklerini bizim de yapabileceğimizi (gece dışarı çıkma, eş seçme, para kazanma...), dünyanın anlamasını sağlamak.
0
daha kadin temelli bir gorus oldugu icin, -ki ataerkil bir dunyada bunun olmasi gayet dogal- size kadinlarin ustunlugu olmali diyorlarmis gibi gelmis olabilir ama esitligini savunuyorlar tabii ki.
0
"kendi görüşüme inandırmadım" demen kahkaha attırdı panpa.
feminizmle ilgili kim demiş hangi kitaptan bu görüşünü edindin?
feminizmle ilgili kim demiş hangi kitaptan bu görüşünü edindin?
0
feminizmin amacının zaten kadın ve erkek eşitsizliğini ortadan kaldırmak olduğunu ben de biliyorum. ama düşüncem şu şekilde; kadına pozitif ayrımcılık yaparak bunu sağlıyor olması. bunun kötü bir şey olduğunu savunmuyorum ancak pozitif ayrımcılık ta bu pratikte kadının üstünlüğünü savunur ve dolaylı olarak kadın ile erkeği eşitler.
0
Feminizm şu an erkeğin kadın haklarını savunur, feministlerin intikamcı bakış açısıyla saldırgan söylemleri ya da matriarşi kovalaması düşüncenin temelini değiştirir mi bu tartışılır. Bu da "gerçek x bu değil" goygoyuna sebep oluyor.
Gerçek şu ki kadın ve erkek elbette ki eşit değil. Hedeflenen eşitlikten kasıt sosyal alanda ve hukuksal olaral eşitlik.
Bu da eşitlik kavramını tartışmaya açıyor. Bir karikatür vardı. Farklı boylarda 3 kişi bir çitin arkasındaki maçı izlemeye çalışıyordu. "Eşitlik" olara üçüne de tamamen aynı ebatlarda kutu veriliyordu üstü çıkıp izlesinler diye. Uzun olan için bu yeterliyken, kısa olan için yetersizdi. Bu da olması gereken eşitlik diye ikinci karede çözülüyordu. Boyları ile ters orantılı yüksekliklerde kutular veriliyor böylece hepso aynı boya gelip izliyordu.
İşte kadın ve erkeğin eşit olmadığı noktalarda sağlanan pozitif ayrımcılığın olayı bu. Eşit kurallar olmadan eşit hakları sağlamak. Eşit olamamasına örnek doğum konusu. Pozitif ayrımcılık da mesai saatleri ve doğum izni gibi.
İşte ilk paragraf dönersek intikamcı kalabalık ve bu eşitlik ayarını tutturamayanlar feminizmle ilgili bu algıyı yaratanlar.
Erkeklerin istisnasız hepsinin sapık, tecavüzcü, şiddet eğilimli ve pislik olduğu önkabulü ile konuşmaya başlayan feminist akım var mesela. Tecavüz ya da kadına şiddet vak'aları sonrası türüyorlar birden. Bu kafa ile nasıl bir şeyleri çözmeye ya da anlaşmaya çalışabilirsin ki?
Gerçek şu ki kadın ve erkek elbette ki eşit değil. Hedeflenen eşitlikten kasıt sosyal alanda ve hukuksal olaral eşitlik.
Bu da eşitlik kavramını tartışmaya açıyor. Bir karikatür vardı. Farklı boylarda 3 kişi bir çitin arkasındaki maçı izlemeye çalışıyordu. "Eşitlik" olara üçüne de tamamen aynı ebatlarda kutu veriliyordu üstü çıkıp izlesinler diye. Uzun olan için bu yeterliyken, kısa olan için yetersizdi. Bu da olması gereken eşitlik diye ikinci karede çözülüyordu. Boyları ile ters orantılı yüksekliklerde kutular veriliyor böylece hepso aynı boya gelip izliyordu.
İşte kadın ve erkeğin eşit olmadığı noktalarda sağlanan pozitif ayrımcılığın olayı bu. Eşit kurallar olmadan eşit hakları sağlamak. Eşit olamamasına örnek doğum konusu. Pozitif ayrımcılık da mesai saatleri ve doğum izni gibi.
İşte ilk paragraf dönersek intikamcı kalabalık ve bu eşitlik ayarını tutturamayanlar feminizmle ilgili bu algıyı yaratanlar.
Erkeklerin istisnasız hepsinin sapık, tecavüzcü, şiddet eğilimli ve pislik olduğu önkabulü ile konuşmaya başlayan feminist akım var mesela. Tecavüz ya da kadına şiddet vak'aları sonrası türüyorlar birden. Bu kafa ile nasıl bir şeyleri çözmeye ya da anlaşmaya çalışabilirsin ki?
0
@fasulyek düz mantıktan ilerledim. eğer feminizm kadın ve erkek eşittir diyorsa maskulizmde aynı şeyi söylemelidir yanlışım mı var? eğer feminizm kadın üstündür diyorsa maskulizm de erkek üstündür demelidir. ki maskulizm de erkek üstünlüğünü savunur.
0
Normalde eşittir der. Ancak lisedeki mor menekşe grupları ve Türkiye'deki bilinçsiz kezban tayfa bazen açık açık, bazen de bilinç altına ite ite kadının daha üstün olduğunu savunur. "Keşke erkekler olmasaydı, ayakkabılarımızı koyacak daha çok yerimiz olurdu." falan kafası.
0
Feminizm kadın ve erkek eşitliğini savunur demek biraz fazla genellemeye vurmak olabilir.
Feminizmin de kendi altında dalları, fraksiyonları var. Kadınla erkek tamamen eşittir diyen de var, kadınla erkek farklıdır ama bu farklılıklar karşılıklı bir üstünlük yaratmaz diyen de var, kadın üstündür diyen de var, erkekler ölsün diyen de var.
Ben kadınla erkek farklıdır ama bu farklılıklar karşılıklı bir üstünlük yaratmaz, farklılıklar eşit olmanın önünde engel değildir fikrini savunuyorum misal.
Dolayısıyla hadi tatlıya bağlayalım, ikiniz de haklısınız. Biraz cehalet devreye girmiş sadece.
Feminizmin de kendi altında dalları, fraksiyonları var. Kadınla erkek tamamen eşittir diyen de var, kadınla erkek farklıdır ama bu farklılıklar karşılıklı bir üstünlük yaratmaz diyen de var, kadın üstündür diyen de var, erkekler ölsün diyen de var.
Ben kadınla erkek farklıdır ama bu farklılıklar karşılıklı bir üstünlük yaratmaz, farklılıklar eşit olmanın önünde engel değildir fikrini savunuyorum misal.
Dolayısıyla hadi tatlıya bağlayalım, ikiniz de haklısınız. Biraz cehalet devreye girmiş sadece.
0
Çok çeşitli feministler var. Radikaller, anarşistler, Marksizm savunanlar, klasik feministler... hepsi de başka görüşlere sahip.
0
Kadınla erkek aynı değildir aynı olsa zaten 2 ayrı cins olmaz farklı yaratıklardır ikisinin de farklı güzel özellikleri vardır ama sosyokültürel ve toplumsal olarak eşittirler ve eşit haklara sahiptirler feminizm de bu eşitliği savunur patriyarkaya karşıdır patriyarkayı benimsemiş kadına da karşıdır erkek düşmanı değildir gerçek düşman araerkillik olmalı
0
buradaki bazı tipitiplerin sandığı gibi kadının üstünlüğü değil, eşitliğidir. bu, pozitif ayrımcılık için de geçerli. pozitif ayrımcılığı savunanlar feminizm savunucuları olamazlar.
0
vikipedya diyor ki: Feminism is a range of movements and ideologies that share a common goal: to define, establish, and achieve equal political, economic, cultural, personal, and social rights for women.
yani eşitliğe ulaşmak için çabalama hali.
yani eşitliğe ulaşmak için çabalama hali.
0
rommel
arkadaşlar,sorunun çözümü nedir ve bu dirençler seri mi paralel mi bağlı
arkadaşlar,
sorunun çözümü nedir ve bu dirençler seri mi paralel mi bağlı
sorunun çözümü nedir ve bu dirençler seri mi paralel mi bağlı
0
@bohr, Abi iki ucuna 12v taktık, kaç amper geçer diye sorsak sen direk dirence bakacaksın sonuçta. İki uca K de L de, K-L arası eşdeğer direnç 4 imiş.
0
verilen değer Rges, devrenin sağ ve sol noktaları arası eşdeğer direnç ise,
Rges-R3= 4-2=2 ohm
paralel koldaki dirençler toplamı 2 ohm olmalı;
3*R/(3+R)=2
R=6 ohm
Rges-R3= 4-2=2 ohm
paralel koldaki dirençler toplamı 2 ohm olmalı;
3*R/(3+R)=2
R=6 ohm
0
O iki açık uç arasına baktığımızda R1 ve R2 birbirine paralel. Bu ikisinden oluşan eşdeğer direnç ise R3 ile seri.
0
ya ben lan neyse
markete gidip bir ürün aldığımda içindekiler kısmına bakarım. genelde bizdeki ürünlerde üründe şeker varsa sadece "şeker" yağ varsa da sadece "bitkisel yağ" yazar. bunlar misal.e şeker var şeker var... yağ var yağ var... adam kandırıyorlar. ulan milyon tane bitki var hangi bitkinin yağığmış bu? ne z
markete gidip bir ürün aldığımda içindekiler kısmına bakarım. genelde bizdeki ürünlerde üründe şeker varsa sadece "şeker" yağ varsa da sadece "bitkisel yağ" yazar. bunlar misal.
e şeker var şeker var... yağ var yağ var... adam kandırıyorlar. ulan milyon tane bitki var hangi bitkinin yağığmış bu? ne zaman cin oldunuz da adam çarpmaya başladınız?
bunlara izin verenler daha suçlu o ayrı.
böyle ürünleri gördüğüm anda yerine bırakıp bin bir küfür ediyorum.
böyle giderse yakında içindekiler kısmında sadece "bir kısım yenilebilir şeyler" yazacaklar.
yurt dışında durum nasıl? adam ürününe istediği şeyi katıp "şeker var" yazabiliyor mu?
siz de böyle ürünlere sinir oluyor musunuz?
e şeker var şeker var... yağ var yağ var... adam kandırıyorlar. ulan milyon tane bitki var hangi bitkinin yağığmış bu? ne zaman cin oldunuz da adam çarpmaya başladınız?
bunlara izin verenler daha suçlu o ayrı.
böyle ürünleri gördüğüm anda yerine bırakıp bin bir küfür ediyorum.
böyle giderse yakında içindekiler kısmında sadece "bir kısım yenilebilir şeyler" yazacaklar.
yurt dışında durum nasıl? adam ürününe istediği şeyi katıp "şeker var" yazabiliyor mu?
siz de böyle ürünlere sinir oluyor musunuz?
0
İçinde bitkisel yağ var yazıyorsa zaten direkt çöp gıda sınıfına giriyor, zira içindeki bitkisel yağ dediği yağ, hidrolize olmuş mısır yağı. Trans yağ. Başka bir şey yazmasına gerek yok.
0
Bir de "hidrojene nebati yağ" yazıyorlar anlamayalım alalım diye. He amk anlamıyoz. Adını hiç bilmediğim bir zeytin yağının arkasında "Yağ 1 litre" yazıyordu en bombastiği oydu.
Ya bro "Yazamıyosan bok bile olabilir içinde, almıyom görüşürüz." diyip gidiyorum ben. Ama annem mesela sorsan en bilinçli tüketicidir, "Aaa ne güzel zararlı bir şey yokmuş yağ yazıyor sadece." diyip alıyor.
Ya bro "Yazamıyosan bok bile olabilir içinde, almıyom görüşürüz." diyip gidiyorum ben. Ama annem mesela sorsan en bilinçli tüketicidir, "Aaa ne güzel zararlı bir şey yokmuş yağ yazıyor sadece." diyip alıyor.
0
@angelus hidrolize olmus misir yagi nedir? Hidrojenize olmus mu demek istiyorsun?
0
sunriseee
Merhabalar, yeni bir iphone 6s aldım. fakat şarj ile sadece facebook messenger da konuşma , biraz facebook takılmaca, biraz mail yollamaca,10 dk konuşma ve biraz sms ve whatsapp ile sabah 7:30 dan akşam 23:30 görüyorum. bir arkadaşım abi 2 gün gidiyor diyor. Anlamadım ben bu işi, bir inliği cinliği
Merhabalar, yeni bir iphone 6s aldım. fakat şarj ile sadece facebook messenger da konuşma , biraz facebook takılmaca, biraz mail yollamaca,10 dk konuşma ve biraz sms ve whatsapp ile sabah 7:30 dan akşam 23:30 görüyorum. bir arkadaşım abi 2 gün gidiyor diyor. Anlamadım ben bu işi, bir inliği cinliği mi var ? -konum açık değil.
Teşekkürler.
Teşekkürler.
0
bana normal gibi geldi. birader kullanıyor, hemen hemen her gün şarja takıyor aleti, öyle çok aman aman bir kullanım yoğunluğu olmamasına rağmen. facebook'ta takılıyor, biraz da mesajlaşma vs. işte.
0
bir gunu cikariyorsun iste cok normal. bilgisayar gibi kullandigin bir cihazi bir gunden fazla gitmesini beklemek cok sacma. arkadasin hayatinda bir kez gormustur onu. parlakligi sifira indir hucreseli kapat. Bir hafta bile gider sarjin.
0
6s aldım, daha 2. günü görmedim şarjda. ben de korkuyordum da normalmiş demek ki
0
tavish11
Ekşi sözlükte şu başlığı ( https://eksisozluk.com/ogrencilikte-yapilan-hirsizliklar--2375751 ) okuyunca buradakilerin de bu olguya nasıl baktığını merak ettim. Sözlükte baya yorum yazan olmuş. Çevremde part time çalışan öğrenci arkadaşların da ufak tefek şeyler aldığını biliyorum. Mesela bir kalem,
Ekşi sözlükte şu başlığı ( eksisozluk.com ) okuyunca buradakilerin de bu olguya nasıl baktığını merak ettim. Sözlükte baya yorum yazan olmuş.
Çevremde part time çalışan öğrenci arkadaşların da ufak tefek şeyler aldığını biliyorum. Mesela bir kalem, ya da paketi açılmış tekrar satışı yapılamayacak ürünler gibi... Okulda ise kantinden bir şeyler alanlar var. Buna kendileri "kamulaştırma" diyorlar.
Sizin bu "alma" / "çalma" durumlarına bakış açınız nedir? Hırsızlığın büyüğü de küçüğü de birdir mi diyorsunuz yoksa kapitalist sistem zaten bizi sömürüyor. Bu kadar insanın emeği üzerinden para kazanıyor. Ben de parasız alıyorum mu diyorsunuz?
Türkiye tarihinin en büyük vakalarından birisi 17-25 aralık operasyonuydu. Bu hırsızlık/bir şeyler alma olgusunu doğal karşılayanlar 17-25 aralıka nasıl bakıyor?
Çevremde part time çalışan öğrenci arkadaşların da ufak tefek şeyler aldığını biliyorum. Mesela bir kalem, ya da paketi açılmış tekrar satışı yapılamayacak ürünler gibi... Okulda ise kantinden bir şeyler alanlar var. Buna kendileri "kamulaştırma" diyorlar.
Sizin bu "alma" / "çalma" durumlarına bakış açınız nedir? Hırsızlığın büyüğü de küçüğü de birdir mi diyorsunuz yoksa kapitalist sistem zaten bizi sömürüyor. Bu kadar insanın emeği üzerinden para kazanıyor. Ben de parasız alıyorum mu diyorsunuz?
Türkiye tarihinin en büyük vakalarından birisi 17-25 aralık operasyonuydu. Bu hırsızlık/bir şeyler alma olgusunu doğal karşılayanlar 17-25 aralıka nasıl bakıyor?
0
hayatım boyunca hiçbir şey çalmadım/izinsiz almadım. bu durumu meşrulaştırmaya karşıyım, küçük/büyük farketmez.
0
Hırsızlık, akıl baliğ olup ergenlikten çıkıldığı halde yapılıyorsa küçük başlar, büyük devam eder diyenlerdenim. Yani bence hırsızlığın küçüğü ya da büyüğü olmaz. "Kamulaştırma" çirkin bir meşrulaştırma bahanesi bence...
0
belki kitap konusunda mazur görebilirim. hiç kitap çalmadım ama kitabım çalınsa eğer çalan kişinin öğrenci olduğunu ve faydalanacağını bilirsem bir şey demezdim.
0
uzun uzun yazayım dedim. bu braz ahlaki gelişim evreleri ile ilgili. kohlberg bunu iyi bir anekdotla anlatır;
(gece gece yazmak istemedim şimdi. kopi peyst yabıcam kusura bakma.)
Kohberg’in meşhur eczacı ikilemini içeren senaryosu şöyledir: ?Avrupa?da bir kadın az görülen kanser hastalığının bir türü nedeni ile ölmek üzeredir. Aynı kentte bulunan bir eczacının keşfettiği radyumun bir formu olan ilaç onu kurtarabilecektir. Eczacı, ilacın maliyetinin on kat fazlası olan 2000 dolar fiyat talep etmektedir. Hasta kadının kocası Heinz, tanıdığı herkesten borç alarak ancak 1000 dolar toplayabilir.
Heinz eczacıya, karısının ölmek üzere olduğunu söyleyerek, ondan ilacı ya daha ucuza vermesini, yada Paranın yarısını daha sonra vermeyi önerir. Fakat eczacı, ? bu ilacı ben buldum ve para kazanmak istiyorum!? der ve Heinz?in önerisini kabul etmez. Bunun üzerine çaresi kalmayan Heinz, bir gece eczaneye gizlice girerek ilacı çalar??
Heinz ilacı çalmalı mı? Çalmamalı mı? Niçin böyle yapmalı veya yapmamalı nedenlerinizi, gerekçelerinizi açıklayınız.(Beykent Üniversitesi; 2006; Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı Dersi Final sorularımdan biri idi..)
Yukarıdaki ahlaki ikilem içeren öykü 24 kişilik kız öğrenci grubuna verilmiş ve cevaplarını gerekçelendirerek yazmaları istenmiştir. Grubun 2/3 ?ü ?Evet, Hans?ın ilacı çalması doğrudur, çünkü?? gurubun 1/3?ü ise ?Hayır, Hans ilacı çalmamalı, çünkü?.? şeklinde yanıtlarını vermişlerdir.Aşağıda bunlardan beş ayrı olgunun yanıtlarını inceleyeceksiniz.
FARKLI AHLAKİ YARGI DÜZEYLERİNE İLiŞKİN DÖRT OLGU ÖRNEĞİ
Olgu 1 : 20 YAŞ KIZ ÖĞRENCİ; EVRE 5
” Cevabım hayır! İçerisinde yaşadığımız toplumun belli kuralları vardır. Herkes de bu yasak ve kurallara uymak zorundadır. Çünkü herkes tarafından akla uygunluğu kabul edilmiştir.Hırsızlık toplum kuralları tarafından suç sayılan kötü bir davranış biçimidir.Kimse kendisinden izin alınmadan eşyasının yada herhangi bir şeyinin gizlice alınmasından hoşlanmaz. İnsanı çaresizlikler birçok kez yanlış davranışlara sürükleyebilir, ama her ne olursa olsun bize ait olan beyni kullanmamız lazım İçerisinde bulunduğumuz durum bizi hiç bir zaman umutsuzluğa kaptırmamalı, Kendimize yapılmasını istemediğimiz durumları başkalarına uygulamamalıyız. Çalmak da hem toplum kuralları açısından yanlış ve yasak hem de inandığımız dinin kuralları açısından yanlış ve yasaktır. Her ne olursa olsun hırsızlığın doğru olduğunu düşünmüyorum. Elbet her çaresizliğin içinde bir çare vardır. Yeter ki, doğru dürüst insan ol. Elini attığın her kapı sana açılır. Eğer ki bir yaratıcımız varsa muhakkak ki bizi görür ve el uzatır. Eğer uzatmazsa da bir bildiği vardır. “Hırsızlığa hayır !” diyorum?”
Olgu 2 : 21 YAŞ KIZ ÖĞRENCİ ; EVRE 4
?Hayır bu davranış yanlıştır. Heinz?ın ilacı çalarak konuya duygusal olarak yaklaştığını düşünüyorum.Eczacının tutumu karşısında durumu en yakın ilgili mercilere durumu izah etmesi ve onlardan bu konuda yardım talep etmesi gerekirdi. İlgili merciler belediye, muhtarlık yada yardım kuruluşları olabilir, Daha üst mevkilerde olabilir. Hatta eczacıyı gerekli yerlere şikayet edebilir?
Olgu 3: 20 YAŞ KIZ : 6. EVREYE YAKLAŞAN BİR YANIT
” Evet! Bu davranışı doğru buluyorum. Çünkü, Heinz ilk önce çalma gibi bir eyleme başvurmamıştır.Elinden gelen her şeyi denemiştir, borç almıştır , çok sevdiği karısı ölmek üzeredir, paranın devamını söylediği halde eczacı zalimce davranmıştır.Akla gelebilecek bütün çareleri tükettikten sonra ilacı çalması kaçınılmazdır.Bu belki etik açıdan doğru karşılanmayabilir fakat empati kurduğumuzda hansın yerinde olan pek çok kişi aynı şeyi yapardı diye düşünüyorum. Eğer bir insanın yaşamı biraz para yüzünden son buluyorsa bu içler acısı bir durumdur. Heinz?da kendini çok suçlu hissedecektir .Çok sevdiği karısını yaşatmak için bir çaba göstermezse vicdanı çok daha fazla rahatsız olacaktır. Bence gerçekten çok mecbur kalmasa ilacı çalmazdı. Bu nedenle bu davranışı doğru buluyorum. Hiç bir şey insan hayatından önemli olamaz. ve eminim ki ilacı karısına götürdükten sonra eczacıya olan borcunu ödeyecekti.?
Olgu 4 : YAŞ 19 KIZ : 3. EVREYE YAKLAŞAN BİR YANIT
“Hayır! Bu davranışı yanlış! Karısı ölmek üzere olabilir fakat bu çalmasını gerektirmez.Çünkü Heinz burada sevdiğini kaybetmek istemiyor ve bencilce davranıyor,çünkü aslında yalnız kalmaktan korkuyor.Belki bu para eczacıya da gerekli, bence suçludur.?
----
kohlberg çalabilir, insan eşi için her şeyi yapar, eşi olsa aynı şeyi yapardı diyenleri çıkarcı evreye koyup, çalabilir, insan hayatı söz konusu diyenleri ahlaki gelişimin tamamlamış, evrensel ahlak seviyesine çıkmış insanlar olarak nitelendirir bu arada.
(gece gece yazmak istemedim şimdi. kopi peyst yabıcam kusura bakma.)
Kohberg’in meşhur eczacı ikilemini içeren senaryosu şöyledir: ?Avrupa?da bir kadın az görülen kanser hastalığının bir türü nedeni ile ölmek üzeredir. Aynı kentte bulunan bir eczacının keşfettiği radyumun bir formu olan ilaç onu kurtarabilecektir. Eczacı, ilacın maliyetinin on kat fazlası olan 2000 dolar fiyat talep etmektedir. Hasta kadının kocası Heinz, tanıdığı herkesten borç alarak ancak 1000 dolar toplayabilir.
Heinz eczacıya, karısının ölmek üzere olduğunu söyleyerek, ondan ilacı ya daha ucuza vermesini, yada Paranın yarısını daha sonra vermeyi önerir. Fakat eczacı, ? bu ilacı ben buldum ve para kazanmak istiyorum!? der ve Heinz?in önerisini kabul etmez. Bunun üzerine çaresi kalmayan Heinz, bir gece eczaneye gizlice girerek ilacı çalar??
Heinz ilacı çalmalı mı? Çalmamalı mı? Niçin böyle yapmalı veya yapmamalı nedenlerinizi, gerekçelerinizi açıklayınız.(Beykent Üniversitesi; 2006; Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı Dersi Final sorularımdan biri idi..)
Yukarıdaki ahlaki ikilem içeren öykü 24 kişilik kız öğrenci grubuna verilmiş ve cevaplarını gerekçelendirerek yazmaları istenmiştir. Grubun 2/3 ?ü ?Evet, Hans?ın ilacı çalması doğrudur, çünkü?? gurubun 1/3?ü ise ?Hayır, Hans ilacı çalmamalı, çünkü?.? şeklinde yanıtlarını vermişlerdir.Aşağıda bunlardan beş ayrı olgunun yanıtlarını inceleyeceksiniz.
FARKLI AHLAKİ YARGI DÜZEYLERİNE İLiŞKİN DÖRT OLGU ÖRNEĞİ
Olgu 1 : 20 YAŞ KIZ ÖĞRENCİ; EVRE 5
” Cevabım hayır! İçerisinde yaşadığımız toplumun belli kuralları vardır. Herkes de bu yasak ve kurallara uymak zorundadır. Çünkü herkes tarafından akla uygunluğu kabul edilmiştir.Hırsızlık toplum kuralları tarafından suç sayılan kötü bir davranış biçimidir.Kimse kendisinden izin alınmadan eşyasının yada herhangi bir şeyinin gizlice alınmasından hoşlanmaz. İnsanı çaresizlikler birçok kez yanlış davranışlara sürükleyebilir, ama her ne olursa olsun bize ait olan beyni kullanmamız lazım İçerisinde bulunduğumuz durum bizi hiç bir zaman umutsuzluğa kaptırmamalı, Kendimize yapılmasını istemediğimiz durumları başkalarına uygulamamalıyız. Çalmak da hem toplum kuralları açısından yanlış ve yasak hem de inandığımız dinin kuralları açısından yanlış ve yasaktır. Her ne olursa olsun hırsızlığın doğru olduğunu düşünmüyorum. Elbet her çaresizliğin içinde bir çare vardır. Yeter ki, doğru dürüst insan ol. Elini attığın her kapı sana açılır. Eğer ki bir yaratıcımız varsa muhakkak ki bizi görür ve el uzatır. Eğer uzatmazsa da bir bildiği vardır. “Hırsızlığa hayır !” diyorum?”
Olgu 2 : 21 YAŞ KIZ ÖĞRENCİ ; EVRE 4
?Hayır bu davranış yanlıştır. Heinz?ın ilacı çalarak konuya duygusal olarak yaklaştığını düşünüyorum.Eczacının tutumu karşısında durumu en yakın ilgili mercilere durumu izah etmesi ve onlardan bu konuda yardım talep etmesi gerekirdi. İlgili merciler belediye, muhtarlık yada yardım kuruluşları olabilir, Daha üst mevkilerde olabilir. Hatta eczacıyı gerekli yerlere şikayet edebilir?
Olgu 3: 20 YAŞ KIZ : 6. EVREYE YAKLAŞAN BİR YANIT
” Evet! Bu davranışı doğru buluyorum. Çünkü, Heinz ilk önce çalma gibi bir eyleme başvurmamıştır.Elinden gelen her şeyi denemiştir, borç almıştır , çok sevdiği karısı ölmek üzeredir, paranın devamını söylediği halde eczacı zalimce davranmıştır.Akla gelebilecek bütün çareleri tükettikten sonra ilacı çalması kaçınılmazdır.Bu belki etik açıdan doğru karşılanmayabilir fakat empati kurduğumuzda hansın yerinde olan pek çok kişi aynı şeyi yapardı diye düşünüyorum. Eğer bir insanın yaşamı biraz para yüzünden son buluyorsa bu içler acısı bir durumdur. Heinz?da kendini çok suçlu hissedecektir .Çok sevdiği karısını yaşatmak için bir çaba göstermezse vicdanı çok daha fazla rahatsız olacaktır. Bence gerçekten çok mecbur kalmasa ilacı çalmazdı. Bu nedenle bu davranışı doğru buluyorum. Hiç bir şey insan hayatından önemli olamaz. ve eminim ki ilacı karısına götürdükten sonra eczacıya olan borcunu ödeyecekti.?
Olgu 4 : YAŞ 19 KIZ : 3. EVREYE YAKLAŞAN BİR YANIT
“Hayır! Bu davranışı yanlış! Karısı ölmek üzere olabilir fakat bu çalmasını gerektirmez.Çünkü Heinz burada sevdiğini kaybetmek istemiyor ve bencilce davranıyor,çünkü aslında yalnız kalmaktan korkuyor.Belki bu para eczacıya da gerekli, bence suçludur.?
----
kohlberg çalabilir, insan eşi için her şeyi yapar, eşi olsa aynı şeyi yapardı diyenleri çıkarcı evreye koyup, çalabilir, insan hayatı söz konusu diyenleri ahlaki gelişimin tamamlamış, evrensel ahlak seviyesine çıkmış insanlar olarak nitelendirir bu arada.
0
silgimi aldı, pırtımı kokladi gibi empati kurarak nefretle lanetlediğimiz şey hırsızlık mı?
romantik laflar etmek istemiyorum ama; arkadaşlar kapitalizm dediğiniz şey sizin çalınabilecek her şeyinizi çalıyor. bakkaldan bir şey alırsınız, karşılığını verirsiniz. siz, karşılığını vermediğiniz zaman buna çalmak diyorsunuz. güzel.
bakkaldan çalarsanız bu onun için bir geçim problemine dönüşebilir. peki bunu carrefour için düşünelim. oradan çalacağınız şey bir geçim problemi yaratmayacaktır değil mi? bu olsa olsa bir kardan eksilme yaratacaktır. carrefour'dan bir şey alıp, karşılığını vermediğinizde bunun adı kamulaştırma değil de yine hırsızlık olsun, ok. peki carrefour'da çalışan işçiye carrefour bunun karşılığını vermezse bunun adı ne olurdu?
peki sizin verdiğiniz bir fikirle yüzbinler kazanılıyorken, bunun karşılığında size 3000TL veriliyorsa bunun adı ne? kabullenmişlik? öğrenilmiş çaresizlik? ne yapabiliriz kicilik? belki ben de bir gün sömüren tarafa geçebilirimcilik?
hepsi oluyor ama hırsızlık olmuyor değil mi?
bu büyük tepkilerin sistemin kendisine veya sizden çalanlara aynı ölçekte asla dönmemesi tam da @tavish11'in son cümlesinde yatıyor işte...
romantik laflar etmek istemiyorum ama; arkadaşlar kapitalizm dediğiniz şey sizin çalınabilecek her şeyinizi çalıyor. bakkaldan bir şey alırsınız, karşılığını verirsiniz. siz, karşılığını vermediğiniz zaman buna çalmak diyorsunuz. güzel.
bakkaldan çalarsanız bu onun için bir geçim problemine dönüşebilir. peki bunu carrefour için düşünelim. oradan çalacağınız şey bir geçim problemi yaratmayacaktır değil mi? bu olsa olsa bir kardan eksilme yaratacaktır. carrefour'dan bir şey alıp, karşılığını vermediğinizde bunun adı kamulaştırma değil de yine hırsızlık olsun, ok. peki carrefour'da çalışan işçiye carrefour bunun karşılığını vermezse bunun adı ne olurdu?
peki sizin verdiğiniz bir fikirle yüzbinler kazanılıyorken, bunun karşılığında size 3000TL veriliyorsa bunun adı ne? kabullenmişlik? öğrenilmiş çaresizlik? ne yapabiliriz kicilik? belki ben de bir gün sömüren tarafa geçebilirimcilik?
hepsi oluyor ama hırsızlık olmuyor değil mi?
bu büyük tepkilerin sistemin kendisine veya sizden çalanlara aynı ölçekte asla dönmemesi tam da @tavish11'in son cümlesinde yatıyor işte...
0
Duyuruda küfüre sert bakıyorlar, ne düşündüğümü yazarsam barınmaz bu cevap burda.
Ankara'da özellikle genç heyecanlı radikal solcularda çok gözleniyor bu. Şeytan diyor git sen de onun laptopını kamulaştır...
Ankara'da özellikle genç heyecanlı radikal solcularda çok gözleniyor bu. Şeytan diyor git sen de onun laptopını kamulaştır...
0
bizim arastirma ofisinde kolombiyali bir postdoc var. gozune kestirdigi seyleri araklar sanki kendi evinde bir sey bulmuscasina. surekli is arkadaslarimizin masalarindan bir seyler eksiliyordu. ingiliz bir arkadas masasina kamera yerlestirmisti, oradan tespit ettik. lakin, adami isinden edip, adina leke surdurmektense etrafa yaziyla olan bitenin izlendigini belirten bir yazi asacagiz yakinda. eleman cocuk sahibi, aile babasi bir tip. ne yapacaksin? asirdigi kalem, kulaklik, sarj aleti vs icin, ailesini de cezalandirmak istemedik. ufak seyler belki maruz gorulebilir. ornegin, tatile gideceksindir, ucak biletini ofisteki yazicidan cikartirsin. ama ofisteki bilgisayarin monitorunu eve tasiyamazsin.
0
ayrica, bana gore guneydogu'da kacak elektrik kullananlar hirsizlar. yazmadan edemeyecegim. yokluk falan da degil, adamin apartmani var kacak kullaniyor..
kacak bedeli olarak senden o parayi tahsil eden elektrik sirketi de ikinci bir hirsiz. baskasinin kendinden caldigini, senden calarak kotarmaya calisiyor. ama kacak elektrik kullananlar, sirketten daha bir hirsiz ; cunku senin, benim gibi faturasini odeyenlerin cebinden caldigi elektrigin faturasinin cikacagini bilerek bu hirsizligi yapiyor. sonra da devletten caliyoruz, hakkimiz vs gibi gerekcelere dayandiriyorlar yaptiklari isi.
bunu savunan adamlara da k.fam girsin.
kacak bedeli olarak senden o parayi tahsil eden elektrik sirketi de ikinci bir hirsiz. baskasinin kendinden caldigini, senden calarak kotarmaya calisiyor. ama kacak elektrik kullananlar, sirketten daha bir hirsiz ; cunku senin, benim gibi faturasini odeyenlerin cebinden caldigi elektrigin faturasinin cikacagini bilerek bu hirsizligi yapiyor. sonra da devletten caliyoruz, hakkimiz vs gibi gerekcelere dayandiriyorlar yaptiklari isi.
bunu savunan adamlara da k.fam girsin.
0
günde 10 cente işçi çalıştıran yavşakların kolonyal dönemde taşını toprağını sahiplendiği dünyadan sonra işi aya taşımaya çalıştığı bir noktadayız. aferin, hatta affffffferin çatır çatır götürsün çocuklar. pırlantaya vergi yokken kullanmak zorunda olduğun suyun elektriğin onun bunun vergisi, kdv'lerin ötv'leri var.
böyle iki yüzlü bir etik olacaksa hiç olmasın. kitlesel çalım işadamlığı, çocuklar kitlesel çalamıyor problem o.
bugünün fabrika sahipleri, büyük üreticileri eskinin dağıtımcılarıydı. bir görev verasetle devredilir ve o noktada kendi kendine tekelleşirse, yetki konumundakiler böyle tekelleşebilmenin kanunlaştığı yani kendilerini kolladıkları bir dünya yaratırsa ve sen o kanuna adaletle eş anlamlıymış gibi bir anlam yüklersen darwin'in adamı bir var iken bir yok eden değneğine mahkumsun.
bu çocukların ana babalarından çalınmayaydı böyle bir şey yapmak zorunda kalmaz bir de hırsız yaftası yemezlerdi.
çok kolay başka yerlerden konuşmak. yoksulun ahlakı tam olacak ama ondan o ahlakı soran her türlü herzeyi yiyecek. yok öyle bir şey. ne zaman bu ihtiyaçtan çıkar ve işin içine çalarak yaşamak girer bunların yaptığı gibi, o zaman sorun var. ama hakkı olanı başka türlü alamıyorsa yuhlayacak değilim, anca kutlarım.
(bkz: aylaklığa övgü) yine yeniden
böyle iki yüzlü bir etik olacaksa hiç olmasın. kitlesel çalım işadamlığı, çocuklar kitlesel çalamıyor problem o.
bugünün fabrika sahipleri, büyük üreticileri eskinin dağıtımcılarıydı. bir görev verasetle devredilir ve o noktada kendi kendine tekelleşirse, yetki konumundakiler böyle tekelleşebilmenin kanunlaştığı yani kendilerini kolladıkları bir dünya yaratırsa ve sen o kanuna adaletle eş anlamlıymış gibi bir anlam yüklersen darwin'in adamı bir var iken bir yok eden değneğine mahkumsun.
bu çocukların ana babalarından çalınmayaydı böyle bir şey yapmak zorunda kalmaz bir de hırsız yaftası yemezlerdi.
çok kolay başka yerlerden konuşmak. yoksulun ahlakı tam olacak ama ondan o ahlakı soran her türlü herzeyi yiyecek. yok öyle bir şey. ne zaman bu ihtiyaçtan çıkar ve işin içine çalarak yaşamak girer bunların yaptığı gibi, o zaman sorun var. ama hakkı olanı başka türlü alamıyorsa yuhlayacak değilim, anca kutlarım.
(bkz: aylaklığa övgü) yine yeniden
0
@acemi: o nedenle üretim araçlarının eşit dağılımı yani mülkiyetin olmaması diye bir mefhum var.
adam yağmayla zengin olduktan sonra kimin yağma yapıp yapmayacağını belirleyen bir hukuk yani üstünlerin hukukuna göre dediğiniz doğru.
aksi takdirde tek yanlı bir bakış var bana kalırsa orada. dünyadaki sömürünün müsebbiplerine alacak verecek çetelesi çıkarsalar ömür boyu hapis yatsalar ödeyemeyecekleri borçlar bunlar.
kamulaştırmanın sonu zaten olmayaydı iyi olurdu. türkiye'de tahkim yasasının çıkması sonrası istatistikler eskiyle kıyaslandıklarında bunu fazlasıyla ortaya koyuyor.
son not: ateşli silahlarla topraklarına konduğunuz insanları köle yapıp çalıştırdıktan sonra kendi kendinizi toprak sahibi ilan ettiğiniz o yerde birkaç kuşak sonranız meşru mülk sahibi olmuş oluyor diye suç değişmiyor. O topraklarda herkes eskisi gibi eşit pay sahibi olsaydı size gerek kalmazdı tabii, ama meseleye bu yönden bakmakta zorlanılıyor nedense. Siz derken 2. kişinin bakış açısından bahsediyorum tabii, not düşeyim.
Türkiye'de özel teşebbüsün kamulaştırılması değil, zaten kamu malının özelleştirilmesi söz konusu. Dolayısıyla bahse konu kamulaştırma zaten eskiden kamunun veya hazinenin olup daha sonra özelleştirilen şeylere ilişkin.
adam yağmayla zengin olduktan sonra kimin yağma yapıp yapmayacağını belirleyen bir hukuk yani üstünlerin hukukuna göre dediğiniz doğru.
aksi takdirde tek yanlı bir bakış var bana kalırsa orada. dünyadaki sömürünün müsebbiplerine alacak verecek çetelesi çıkarsalar ömür boyu hapis yatsalar ödeyemeyecekleri borçlar bunlar.
kamulaştırmanın sonu zaten olmayaydı iyi olurdu. türkiye'de tahkim yasasının çıkması sonrası istatistikler eskiyle kıyaslandıklarında bunu fazlasıyla ortaya koyuyor.
son not: ateşli silahlarla topraklarına konduğunuz insanları köle yapıp çalıştırdıktan sonra kendi kendinizi toprak sahibi ilan ettiğiniz o yerde birkaç kuşak sonranız meşru mülk sahibi olmuş oluyor diye suç değişmiyor. O topraklarda herkes eskisi gibi eşit pay sahibi olsaydı size gerek kalmazdı tabii, ama meseleye bu yönden bakmakta zorlanılıyor nedense. Siz derken 2. kişinin bakış açısından bahsediyorum tabii, not düşeyim.
Türkiye'de özel teşebbüsün kamulaştırılması değil, zaten kamu malının özelleştirilmesi söz konusu. Dolayısıyla bahse konu kamulaştırma zaten eskiden kamunun veya hazinenin olup daha sonra özelleştirilen şeylere ilişkin.
0
hirsizliga hicbir sekilde saygiyla(?) yaklasamam. kitap hirsizligindan milyonlarca liralik hirsizliga, emek hirsizligina kadar. hepsi ayni sey. kitap hirsizligini hakli gorenler bir gun siyasete girse orada da calmayi hakli gorurler.
kisaca kilif cok. calmak calmaktir, bunun bir felsefesi yok. kucuk hirsizliklar yapan imkani oldugunda buyuk hirsizliklar da yapar.
kisaca kilif cok. calmak calmaktir, bunun bir felsefesi yok. kucuk hirsizliklar yapan imkani oldugunda buyuk hirsizliklar da yapar.
0
buradan baklava çalan çocuklarla ülke dolandıranları aynı kefeye koymamız gerektiğini öğrendik. onların 9 yıl yediğini, diğerlerinin hala bulundukları yerde yemeye devam ettiklerini düşünününce bile aynı kefeye koymamız gerekiyor.
okumak için kitap çalanla satmak için kitap çalan da aynı kefede. hem de bilginin güç, ayakta kalma savaşında bir ileri nokta olduğunu bilirken.
vay canına. (bkz: öbür yanağını çevir) insanlar bunu demiyorlar, bu iyi niyetle kastedilen elbette bu olamaz ama ben farkı görmekte zorlanıyorum.
hani o seviyeye düşmemek, öyle olmamak = dediğimizi yap, yaptığımızı yapma'ya inanmak.
bu kafayla demek ki vahşete inanmadığım için, ayının teki gelse öldürücü darbeyi vurmadan önce her tarafıma pençeyi koysa ben de mızrak vs. çıkarıp dövüşmemeliyim o zaman. okuyup da aynı şey demeyenler olursa diye söylüyorum: tamamıyla aynı.
veraset, aile, devlet, özel mülkiyet nasıl çıktı bunlar; orijini ne, kimse merak etmiyor mu acep...
okumak için kitap çalanla satmak için kitap çalan da aynı kefede. hem de bilginin güç, ayakta kalma savaşında bir ileri nokta olduğunu bilirken.
vay canına. (bkz: öbür yanağını çevir) insanlar bunu demiyorlar, bu iyi niyetle kastedilen elbette bu olamaz ama ben farkı görmekte zorlanıyorum.
hani o seviyeye düşmemek, öyle olmamak = dediğimizi yap, yaptığımızı yapma'ya inanmak.
bu kafayla demek ki vahşete inanmadığım için, ayının teki gelse öldürücü darbeyi vurmadan önce her tarafıma pençeyi koysa ben de mızrak vs. çıkarıp dövüşmemeliyim o zaman. okuyup da aynı şey demeyenler olursa diye söylüyorum: tamamıyla aynı.
veraset, aile, devlet, özel mülkiyet nasıl çıktı bunlar; orijini ne, kimse merak etmiyor mu acep...
0
godos, tamam herkes (senden) caliyor diye sen de git cal. al iste. neden o cok ozendigimiz avrupa ulkeleri gibi olamayacagimizin nedeni. minareyi calan kilifini hazirlarmis. bedavacilik, uyaniklik, kendini hakli bulma/ezdirmeme (!), kutsallastirma. hepsi burada.
0
Türkiye'de bir kesimde cahilliğe övgü var. Bu kesim cahil olmayı, hırsızlık yapmayı, okula gitmemeyi, kolay yoldan para kazanmayı erdem sanıyor.
0
üniversiteden sınıf arkadaşım kitap fuarı zamanında fotoğraf paylaşmıştı, 50'den fazla kitap var fotoğrafta. yorumları okumadan "vay bee millette para var" demiştim. kitapların çoğu da minimum 30 liradan başlayan tuğlalardan. sonra yorumları okudum, birkaç kişi toplanıp gitmişler, çalmışlar kitapları. altında da bin tane yorum, helal olsun bilmem ne diye. lan çalacaksan bile (!) git bi tane kitap çal, şebeke kurmuş it. solcuyum ayağına neler yaptı pehey be.
0
Hırsızlık bu, herhangi bir kalıba sokarak ya da gerekçe arkasına sığınarak normalleştirilecek birşey olamaz
0
Ahlaksızlık. Kendinin olmayan, elde etmek için çaba göstermediğin, sana bedavaya verilmemiş bir şeyi alıp bu benim demek aşağılıkça. Bunu yapan insandan soğurum. Kız arkadaşım yaptı ondan da soğudum. İğrenirim.
0
selam, kadrolu hırsızım; 17 aralık olaylarının bu kadar sallanmamasının sebebi milletin tam olarak ne olduğuna kafasının basmaması diye düşünüyorum. yani tayyip orda arasa film gibi olm adam öldürdüm falan dese o dramı görseler belki etkilenir bir şeylere kafa yorarlar ama fısıldayarak tamam onu şeyap demesinden etkilenmeyip siklemiyorlar bence.
bu arada kadrolu hırsız değilim, şaka.
bu arada kadrolu hırsız değilim, şaka.
0
çalmak evet hırsızlık ama boyutları var uçsuz bucaksız!
17-25 aralık operasyonu hırsızlığın Everest'i! hemfikiriz.
doğru bulmuyorum.
yukarıda demişler kaçak elektrik. ben bunu ödemekten nefret ediyorum! hakkımı helal etmiyorum. bu doğu için değil kaçak kullanan herkes için geçerli.
doğru bişey değil ama herşeyin bi yaptırımı olmalı. baklava çalan çocuk hırsız damgası yedi de baş çalanlar a hırsız dediğin an soruşturma yapılıyor.
hırsızlık var ama yaptırımları kademeli olmalı. çaldığın şey ne ise cezan da o kadar olmalı. 1 kalem 1 tl mi ve çalıyor musun 1 tl belki 2 tl ceza olmalı. nerede bunu uygulayacak hükümet?
ya daha bizim bilmediğimiz ne çok şey var çalınan.
17-25 aralık operasyonu hırsızlığın Everest'i! hemfikiriz.
doğru bulmuyorum.
yukarıda demişler kaçak elektrik. ben bunu ödemekten nefret ediyorum! hakkımı helal etmiyorum. bu doğu için değil kaçak kullanan herkes için geçerli.
doğru bişey değil ama herşeyin bi yaptırımı olmalı. baklava çalan çocuk hırsız damgası yedi de baş çalanlar a hırsız dediğin an soruşturma yapılıyor.
hırsızlık var ama yaptırımları kademeli olmalı. çaldığın şey ne ise cezan da o kadar olmalı. 1 kalem 1 tl mi ve çalıyor musun 1 tl belki 2 tl ceza olmalı. nerede bunu uygulayacak hükümet?
ya daha bizim bilmediğimiz ne çok şey var çalınan.
0
herkes benden çalıyor diye gidip ben de çalayım... siz benim yazdığımdan bunu anladıysanız diyecek bir şeyim yok.
ufakken bir iki önemsiz şey yürütmüştüm, bir tane grafit kalem mesela. bana diyorsanız, yani.
aslında orta halli olmasına rağmen evi birkaç kere soyulan bir ailenin çocuğuyum, hepsi de güvenin kötüye kullanılmasından oldu. bir tanesinde bizimkiler kimin soyduğunu bilmeden polise gittiklerinde araştırma sonucu kapıcının yaptığını öğrenip şikayet etmeme kararı almalarına rağmen adamcağız 1 yıl yedi. çocukları bir iki kere bizde video izledikten sonra özenip diretmişler babalarına, video al diye(beta vhs kaset oynatıcısı zamanları). adam o yaşta yerin dibine girdi utançtan. bizim video bize geldi, adamın 1 yılı gitti. niye söylemedin, arada verirdik kullanırdınız diye hayıflandı benim köy enstitüsü öğretmenlerin köylü çocukları olan annem ve babam. ben ailemden bunu aldım, çocukken raj kapoor'un awaara'sını, canım kardeşim'i falan izleyerek büyüdüm, onlar haline hayatın herhangi çok basit bir cilvesiyle gelebileceğim bu insanlar benim için öcü değil, adi değil, insanca istekleri olan ve sömürü olmayan bir sistemde bunu yaşamak zorunda kalmayacak insanlar, videosu olmayan çocuklarla aramda bir fark olmadığını o yaşta biliyordum, bana verildi bu. bu soruyu cevaplarken kendi malımı düşünerek cevaplamıyorum o nedenle, bunun tehdidini hissetmiyorum. bunları herhalde demem gerekiyordu, sonradan ekledim...
dönersem konuya, size diyecek bir şeyim yok da soruyu soran arkadaşa hangi açıdan baktığımı daha iyi anlatmak için devam etmek zorundayım.
birisi sizin olanı çalıp bununla yatırım yaparak zengin olduğunda dahası bunun devamı için özelleştirme yasaları çıkardığında, "ah ne güzel çalıyorsun benden/ondan öyle" deyince "ahlaklı" olmuyorsunuz. tepkisiz ve sürekli kendisinden bir şeyler çalınabilen bir topluma katkıda bulunuyorsunuz ancak. kendi toplumumuza bakınca zaten bunu görüyorum, tersini değil hatta dünyanın çoğu yeri böyle. aa hala oy verdi diye şaşırılıyor sonra. anlayış olarak hiçbir farkınız yok o halde neden şaşırıyorsunuz? o romantik fransız devriminde de burjuvalar aristokratlardan çaldı, ona ne kulp takacaksınız acaba?
bütün dev zenginlikler suç işleyerek oluşmuştur. o ahlakı biraz olsun bu insanları ele alırken gösterseniz neden bahsettiğinizi anlayacağım. hepiniz maşallah çok duyarlısınız. o duyarlılığınızdan ne var ki ona hiç ihtiyacı olmayan yararlanıyor, text kitaplarını alamamak, otobüs bileti satın alamamak gibi dertlerle boğuşanlar değil. onlar için kimsenin duyarlı olmasına gerek yok, onların asgari ücretle çalıştırılan, hatta kanun dışı kayıtsız çalıştırılan, sendikaları kapattırılan işçi anne babalarının emeğinin, alın terinin zerre önemi yok. sigortasız işçi çalıştırılmasının önemi yok.
madende, tersanede yüzlerce adamın ölmesinin önemi yok. iyi eğitimin parayla gelmesinin önemi yok. tamam bu sayede herkes neredeyse orada kalabilir.
bunu savunmak için statükocu olmak gerekir, zaten ateş olmayan yerden duman çıkmaz. birisi diğerine saldırdığı zaman bu saldırılan değil saldıran hakkında bir şey anlatır.
soruyu soran arkadaş fikir almak istiyor, bu güzel bir tartışma konusu ve benim tek yapmak istediğim anlayarak tartışmak.
minareyi çalan kılıfını hazırlamış diyene kadar ilk önce kim neyi çalmış ona bakabileydiniz zaten bunu da söylemezdiniz. size göre laf eylemden daha önemli.
adam çalarken "iş işletiyorum" diyince kılıf olmuyor o, "girişimcilik" oluyor. o basit dille konuşayım o zaman: hadi be oradan.
uyanık sizsiniz, siz, hem nasıl.
("ekmek bulamıyorlarsa pasta yesinler" demeyeyim de yine ve yeniden "ücret emek sermaye"(k. marx), "ailenin devletin özel mülkiyetin kökeni"(f. engels)diyeyim, cahil kalmak steyenler okusun)
ufakken bir iki önemsiz şey yürütmüştüm, bir tane grafit kalem mesela. bana diyorsanız, yani.
aslında orta halli olmasına rağmen evi birkaç kere soyulan bir ailenin çocuğuyum, hepsi de güvenin kötüye kullanılmasından oldu. bir tanesinde bizimkiler kimin soyduğunu bilmeden polise gittiklerinde araştırma sonucu kapıcının yaptığını öğrenip şikayet etmeme kararı almalarına rağmen adamcağız 1 yıl yedi. çocukları bir iki kere bizde video izledikten sonra özenip diretmişler babalarına, video al diye(beta vhs kaset oynatıcısı zamanları). adam o yaşta yerin dibine girdi utançtan. bizim video bize geldi, adamın 1 yılı gitti. niye söylemedin, arada verirdik kullanırdınız diye hayıflandı benim köy enstitüsü öğretmenlerin köylü çocukları olan annem ve babam. ben ailemden bunu aldım, çocukken raj kapoor'un awaara'sını, canım kardeşim'i falan izleyerek büyüdüm, onlar haline hayatın herhangi çok basit bir cilvesiyle gelebileceğim bu insanlar benim için öcü değil, adi değil, insanca istekleri olan ve sömürü olmayan bir sistemde bunu yaşamak zorunda kalmayacak insanlar, videosu olmayan çocuklarla aramda bir fark olmadığını o yaşta biliyordum, bana verildi bu. bu soruyu cevaplarken kendi malımı düşünerek cevaplamıyorum o nedenle, bunun tehdidini hissetmiyorum. bunları herhalde demem gerekiyordu, sonradan ekledim...
dönersem konuya, size diyecek bir şeyim yok da soruyu soran arkadaşa hangi açıdan baktığımı daha iyi anlatmak için devam etmek zorundayım.
birisi sizin olanı çalıp bununla yatırım yaparak zengin olduğunda dahası bunun devamı için özelleştirme yasaları çıkardığında, "ah ne güzel çalıyorsun benden/ondan öyle" deyince "ahlaklı" olmuyorsunuz. tepkisiz ve sürekli kendisinden bir şeyler çalınabilen bir topluma katkıda bulunuyorsunuz ancak. kendi toplumumuza bakınca zaten bunu görüyorum, tersini değil hatta dünyanın çoğu yeri böyle. aa hala oy verdi diye şaşırılıyor sonra. anlayış olarak hiçbir farkınız yok o halde neden şaşırıyorsunuz? o romantik fransız devriminde de burjuvalar aristokratlardan çaldı, ona ne kulp takacaksınız acaba?
bütün dev zenginlikler suç işleyerek oluşmuştur. o ahlakı biraz olsun bu insanları ele alırken gösterseniz neden bahsettiğinizi anlayacağım. hepiniz maşallah çok duyarlısınız. o duyarlılığınızdan ne var ki ona hiç ihtiyacı olmayan yararlanıyor, text kitaplarını alamamak, otobüs bileti satın alamamak gibi dertlerle boğuşanlar değil. onlar için kimsenin duyarlı olmasına gerek yok, onların asgari ücretle çalıştırılan, hatta kanun dışı kayıtsız çalıştırılan, sendikaları kapattırılan işçi anne babalarının emeğinin, alın terinin zerre önemi yok. sigortasız işçi çalıştırılmasının önemi yok.
madende, tersanede yüzlerce adamın ölmesinin önemi yok. iyi eğitimin parayla gelmesinin önemi yok. tamam bu sayede herkes neredeyse orada kalabilir.
bunu savunmak için statükocu olmak gerekir, zaten ateş olmayan yerden duman çıkmaz. birisi diğerine saldırdığı zaman bu saldırılan değil saldıran hakkında bir şey anlatır.
soruyu soran arkadaş fikir almak istiyor, bu güzel bir tartışma konusu ve benim tek yapmak istediğim anlayarak tartışmak.
minareyi çalan kılıfını hazırlamış diyene kadar ilk önce kim neyi çalmış ona bakabileydiniz zaten bunu da söylemezdiniz. size göre laf eylemden daha önemli.
adam çalarken "iş işletiyorum" diyince kılıf olmuyor o, "girişimcilik" oluyor. o basit dille konuşayım o zaman: hadi be oradan.
uyanık sizsiniz, siz, hem nasıl.
("ekmek bulamıyorlarsa pasta yesinler" demeyeyim de yine ve yeniden "ücret emek sermaye"(k. marx), "ailenin devletin özel mülkiyetin kökeni"(f. engels)diyeyim, cahil kalmak steyenler okusun)
0
"Sefaletten zenginliğe" adlı kitabı okursanız godoşu beklerken'in ne demek istediğini anlayabilirsiniz zannımca.
0
hiçbir türlü hırsızlığı büyük, küçük kabul etmem. çevremde de yapanı barındırmam. sadece dinsel değil manevi olarak da hak geçmesini çok ciddiye alırım. ailemden bile bir kuruşu izinsiz almam.
0
@acemi
"liseliler bilmez", bakkallar stok yaptigi donemde devrimciler karaborsacilarin depolarini basar, halka gercek fiyat uzerinden satis yapardi. sonra da o parayi bakkala verirlerdi. sistem boyle diyip bakkalin insafina, bakkalin daha cok edinmesi karsisindaki olum kalim mucadelesine seyirci kalinmazdi. bunu da o donemin karaborsacilarindan baska kinayan kimse gormedim, halksa ayni halk, ahlaksa ayni ahlak.
"liseliler bilmez", bakkallar stok yaptigi donemde devrimciler karaborsacilarin depolarini basar, halka gercek fiyat uzerinden satis yapardi. sonra da o parayi bakkala verirlerdi. sistem boyle diyip bakkalin insafina, bakkalin daha cok edinmesi karsisindaki olum kalim mucadelesine seyirci kalinmazdi. bunu da o donemin karaborsacilarindan baska kinayan kimse gormedim, halksa ayni halk, ahlaksa ayni ahlak.
0
yukarıda bayağı bayağı ahlaki gelişim evreleri yazdık. bu işin bilimsel yanını irdeledik ama ekmek çalan adamla banka batıran adamı aynı kefeye koyanlar var, ilginç.
bu da gösteriyor ki bizim toplumumuz daha çok kohlberg'in "kanun, düzen" dediği dönemde saplanıp kalıyor. bir şey kanunen yasaksa yanlıştır. değilse yapabilirsin. yarın öbürgün o yasak olan şey yasak olmaktan çıksa bu gibi adamlar ilk olarak o şeyi yapmaya başlarlar.
birtakım insanların tüm servetlerinin ellerinden alınarak devlet eliyle koç gibi sermayelerin kurulduğu bir ülkedeyiz. alooo. ama biz bu konuda hakkında ne yapabiliriz ki zaten değil mi?
bir de o özendiğimiz avrupa var. özendiğimiz avrupa nasıl özendiğimiz avrupa oluyor acaba? fransa nasıl işsizlerine her ay para ödeyebiliyor? ya almanya? ingiltere nasıl bu durumda? açıp iki tarih okuyun lan. adamlar dünyanın anasını belleyip sömürdü/sömürüyor, ben de onun gibi olmak isteyecekmişim. alla alla. yok kardeş kusura bakma, gidip hindistan'ın, cezayir'in vs vs anasını belleyeceksem, çin'de fabrika kurup günde onlarca sent karşılığında reşit olmayan çocukları çalıştırıp ürettiğimi başka ülkeye 100 katı fiyatına satacaksam olmayayım öyle. ha, başka türlü bir medeniyet geliştirmek de mümkün tabii. ama siz o özendiiniz avrupa olmak istiyorsunuz. sizi de anlıyorum. çünkü yarın öbürgün o müthiş "ahlak"ınızla yaptığınız" kanuni" işlerden voleyi vurmak istiyorsunuz. adınız da hazır. girişimci. size hayatta başarılar.
bu da gösteriyor ki bizim toplumumuz daha çok kohlberg'in "kanun, düzen" dediği dönemde saplanıp kalıyor. bir şey kanunen yasaksa yanlıştır. değilse yapabilirsin. yarın öbürgün o yasak olan şey yasak olmaktan çıksa bu gibi adamlar ilk olarak o şeyi yapmaya başlarlar.
birtakım insanların tüm servetlerinin ellerinden alınarak devlet eliyle koç gibi sermayelerin kurulduğu bir ülkedeyiz. alooo. ama biz bu konuda hakkında ne yapabiliriz ki zaten değil mi?
bir de o özendiğimiz avrupa var. özendiğimiz avrupa nasıl özendiğimiz avrupa oluyor acaba? fransa nasıl işsizlerine her ay para ödeyebiliyor? ya almanya? ingiltere nasıl bu durumda? açıp iki tarih okuyun lan. adamlar dünyanın anasını belleyip sömürdü/sömürüyor, ben de onun gibi olmak isteyecekmişim. alla alla. yok kardeş kusura bakma, gidip hindistan'ın, cezayir'in vs vs anasını belleyeceksem, çin'de fabrika kurup günde onlarca sent karşılığında reşit olmayan çocukları çalıştırıp ürettiğimi başka ülkeye 100 katı fiyatına satacaksam olmayayım öyle. ha, başka türlü bir medeniyet geliştirmek de mümkün tabii. ama siz o özendiiniz avrupa olmak istiyorsunuz. sizi de anlıyorum. çünkü yarın öbürgün o müthiş "ahlak"ınızla yaptığınız" kanuni" işlerden voleyi vurmak istiyorsunuz. adınız da hazır. girişimci. size hayatta başarılar.
0
@bu nick: "bir şey kanunen yasaksa yanlıştır. değilse yapabilirsin. yarın öbürgün o yasak olan şey yasak olmaktan çıksa bu gibi adamlar ilk olarak o şeyi yapmaya başlarlar"
aynen. bu duyuruyu okurken gözlerim pörtledi benim. ve cehaletten bahsedeni bile var.
devamını da çok güzel yazmışınız; avrupa'nın bugüne nasıl geldiğine bakmadan avrupa'nın bu yanına özenmek inanılır gibi değil. insan cevaplara bakarken kendine "yok be yanlış anlıyorsundur, bir daha oku" falan diyor ama nafile. sınıf bilincinden gelen bir statükoculuk mu var işin içinde, yoksa kraldan çok kralcı bir stockholm sendromluluk mu anlamadım.
aynen. bu duyuruyu okurken gözlerim pörtledi benim. ve cehaletten bahsedeni bile var.
devamını da çok güzel yazmışınız; avrupa'nın bugüne nasıl geldiğine bakmadan avrupa'nın bu yanına özenmek inanılır gibi değil. insan cevaplara bakarken kendine "yok be yanlış anlıyorsundur, bir daha oku" falan diyor ama nafile. sınıf bilincinden gelen bir statükoculuk mu var işin içinde, yoksa kraldan çok kralcı bir stockholm sendromluluk mu anlamadım.
0
öyle bir şey var. kırmızı ışık deneyleri var. insanlar polis olduğunu görünce kırmızıda duruyor. aynı insanlar polis olmadığını görünce kırmızıda durmuyor. bu güruh "kanun, düzen" döneminde işte.
@godos bunlar birgün de nike'a hırsız dememiştir mesela. nike bir marka, girişmcilik başarısı abilerin gözünde. benim gözümde ise nike hırsızdır. net.
benim tavrım her olayda farklı olur. özel olarak insanların yaşadıklarını ve neden çaldıklarını dinlemeden onlara hırsız diyemem.
robin hood hırsız mıdır mesela?
@godos bunlar birgün de nike'a hırsız dememiştir mesela. nike bir marka, girişmcilik başarısı abilerin gözünde. benim gözümde ise nike hırsızdır. net.
benim tavrım her olayda farklı olur. özel olarak insanların yaşadıklarını ve neden çaldıklarını dinlemeden onlara hırsız diyemem.
robin hood hırsız mıdır mesela?
0
sözlükte pisikologum ben'in yazısı epey tepki çekmiş aynı zamanda epeyce onay almış. sosyal biimcilerin ilgileneceği bir yazı. ilginç. yazıyı okuyunca empati kurmamak olanaksız. mafyaya öfke duyup, 23 lira maliyetli pabucu 100 liraya satan şirkete "ohh olsun" diyorsun.
biz insanlar bu kadar çok yanlışın içinde doğru kalmakta zorlanıyoruz. psikolog öfke duymakta haklı, öc alma duygusunu ona anlatacak halimiz de yok, o kadar okumuş etmiş. ancak kesin olan şey; yapılan eylemin sermayeye karşı yapılmış olması onun kamulaştırma olması demek olmadığı. keza bardan çalınan kültablası, büyük marketten çalınan bilmemne de kamulaştırma değildir.
kamulaştırma kamu tarafından yapılır. kamu da aklına estiği gibi yapmaz, konuşur değerlendirir vs. bireysel olarak yapılan kamulaştırma değil mülkiyetin el değiştirmesidir.
devlet eliyle yapılanın dışındaki kamulaştırma söylemi ve uygulaması türkiye solunun başlangıcından beri var. benim bildiğim 70'lerin başları. arkadaşlar da (yoldaşlar yani) yaparlardı. hehehe kamulaştırdık filan. banka soygunları da birer kamulaştırma eylemiydi. örgüt oturur karar verir ve uygulamaya geçerdi. banka soygunlarından elde edilenle dergiler basılır, silah ve mühimmat alınırdı. biliyorsunuz mahir'ler ve niceleri o silahlar ellerindeyken öldüler. kafalarındaki hiç bir bilgiyi adına kamulaştırma yaptıkları halk için kullanamadan düştüler.
şimdi sola bakıyorum da, neredeyse hepsi che'nin cebindeki kitaba, deniz'in sevdiği senfoniye vakıf ancak büyük çoğunluğun terzi fikri'den haberi yok. terzi fikri ve yoldaşları da düştüler aynı mahir'ler gibi. ama onlar güzel bir örnek bırakırken, işte böyle olmalı paylaşım derken düştüler. o kadar doğru yoldaydılar ki, sermaye 80 karasına bulanırken ağzından çıkan söz biz gelmeseydik fatsa'dakiler gelecektii oldu.
kısa keseyim, kamulaştırmak için öncelikle kamu olmayı becerebilmek lazım.
kapitalist sistem bizi sömürüyor o zaman ben de onu sömüreyim düşüncesi bir nevi plesobo. sömürü devam ediyor, sömürü duruyor mu? üstelik bu ne perhiz bu ne lahana turşusu, sömürüye karşıyım ama sömüreni sömürmeye karşı değilim. dişe diş, tırnağa tırnak, cana can he mi? bu yolun sonu hiç hayra alamet değil...
---/---
sağlık konusu örneklendirilmiş, hindistan örneği verilmiş. hindistan'da ve şu an hatırlayamadığım bir ülkede daha ilaç içeriğini çözümlemek yasaldır. hindistan'ın en sevdiğim iki olgusundan biri bu. diğeri de bizim ekmek yere düşünce yaptığımızı onların eğitim araç gereçleri için yapması. yere düşen kitabı alıp öpüp başının üzerine götürüyorlar. bizde olduğu gibi kopya anılarını marifetmiş gibi anlatmadıklarını söylememe gerek var mı bilmiyorum. tıp ve bilişimde geldikleri nokta belli.
---/---
hırsızlığın büyüğü küçüğü olmaz, yaşı da olmaz. ufaktı aklı ermiyordu diye bişey yok. öğrenciydim falandım filandım diye bişey de yok. bu gün kopya çeken yarın intihal yapar.
---/---
bilginin zekatı paylaşmak. herkes bilgisini paylaşsın mesela. makale peşinde göbekleri çatlıyor insanların. kitap desen hangi birini alacan. kütüphaneler geliştirilmeli. ( sosyal mesajsız olur mu ;) e ama doğru yani. yazarın telif haklarının korunduğu ve geniş halk kitlelerinin ulaşımı olan çok çok güzel bir uygulama. kağıt yani ağaç israfı da olmuyor, bir ktap yüzlerce kitap yerine geçiyor. ohh miss.
biz insanlar bu kadar çok yanlışın içinde doğru kalmakta zorlanıyoruz. psikolog öfke duymakta haklı, öc alma duygusunu ona anlatacak halimiz de yok, o kadar okumuş etmiş. ancak kesin olan şey; yapılan eylemin sermayeye karşı yapılmış olması onun kamulaştırma olması demek olmadığı. keza bardan çalınan kültablası, büyük marketten çalınan bilmemne de kamulaştırma değildir.
kamulaştırma kamu tarafından yapılır. kamu da aklına estiği gibi yapmaz, konuşur değerlendirir vs. bireysel olarak yapılan kamulaştırma değil mülkiyetin el değiştirmesidir.
devlet eliyle yapılanın dışındaki kamulaştırma söylemi ve uygulaması türkiye solunun başlangıcından beri var. benim bildiğim 70'lerin başları. arkadaşlar da (yoldaşlar yani) yaparlardı. hehehe kamulaştırdık filan. banka soygunları da birer kamulaştırma eylemiydi. örgüt oturur karar verir ve uygulamaya geçerdi. banka soygunlarından elde edilenle dergiler basılır, silah ve mühimmat alınırdı. biliyorsunuz mahir'ler ve niceleri o silahlar ellerindeyken öldüler. kafalarındaki hiç bir bilgiyi adına kamulaştırma yaptıkları halk için kullanamadan düştüler.
şimdi sola bakıyorum da, neredeyse hepsi che'nin cebindeki kitaba, deniz'in sevdiği senfoniye vakıf ancak büyük çoğunluğun terzi fikri'den haberi yok. terzi fikri ve yoldaşları da düştüler aynı mahir'ler gibi. ama onlar güzel bir örnek bırakırken, işte böyle olmalı paylaşım derken düştüler. o kadar doğru yoldaydılar ki, sermaye 80 karasına bulanırken ağzından çıkan söz biz gelmeseydik fatsa'dakiler gelecektii oldu.
kısa keseyim, kamulaştırmak için öncelikle kamu olmayı becerebilmek lazım.
kapitalist sistem bizi sömürüyor o zaman ben de onu sömüreyim düşüncesi bir nevi plesobo. sömürü devam ediyor, sömürü duruyor mu? üstelik bu ne perhiz bu ne lahana turşusu, sömürüye karşıyım ama sömüreni sömürmeye karşı değilim. dişe diş, tırnağa tırnak, cana can he mi? bu yolun sonu hiç hayra alamet değil...
---/---
sağlık konusu örneklendirilmiş, hindistan örneği verilmiş. hindistan'da ve şu an hatırlayamadığım bir ülkede daha ilaç içeriğini çözümlemek yasaldır. hindistan'ın en sevdiğim iki olgusundan biri bu. diğeri de bizim ekmek yere düşünce yaptığımızı onların eğitim araç gereçleri için yapması. yere düşen kitabı alıp öpüp başının üzerine götürüyorlar. bizde olduğu gibi kopya anılarını marifetmiş gibi anlatmadıklarını söylememe gerek var mı bilmiyorum. tıp ve bilişimde geldikleri nokta belli.
---/---
hırsızlığın büyüğü küçüğü olmaz, yaşı da olmaz. ufaktı aklı ermiyordu diye bişey yok. öğrenciydim falandım filandım diye bişey de yok. bu gün kopya çeken yarın intihal yapar.
---/---
bilginin zekatı paylaşmak. herkes bilgisini paylaşsın mesela. makale peşinde göbekleri çatlıyor insanların. kitap desen hangi birini alacan. kütüphaneler geliştirilmeli. ( sosyal mesajsız olur mu ;) e ama doğru yani. yazarın telif haklarının korunduğu ve geniş halk kitlelerinin ulaşımı olan çok çok güzel bir uygulama. kağıt yani ağaç israfı da olmuyor, bir ktap yüzlerce kitap yerine geçiyor. ohh miss.
0
zeytinyağının 40 lira olduğu ülkede kimse kusura bakmasın bence.
çok da güzel bi kitaplık yaptım kendime, vicdan azabı vb duygular yaşamadım, yaşamam da zira gidip sahaflara dadanmadım, işi endüstriyel boyuta taşımış olan korkunç kitapcılar düşünsün.
bazı şeylere değerlerinin 2-3 katı etiket yapıştırdığınız zaman bazı kararlar gerçekten kolay veriliyor.
bi gün biri kolumdan tutup 'napıyosun sen' derse hiç de mağdurmuşum gibi davranmam, utanmam, sıkılmam, 'asıl sen naptığını sanıyosun' derim gayet.
ben bugüne kadar hiç kimseden kitap sakınmadım, o kitapların geri gelmeyeceğini bile bile okuyacağını bildiğim insanlarla paylaştım, duyurudan onlarca kişiye bedava kitap yolladım, hiç de pişman değilim.
burada 'hırsızlığın küçüğü büyüğü olmaz yarın bi gün anamızı bacımızı da çalarlar' diyen tiplere de iyi güldüm, muhtemelen her birinden daha sağlam etik yargılara sahibim çünkü.
çok da güzel bi kitaplık yaptım kendime, vicdan azabı vb duygular yaşamadım, yaşamam da zira gidip sahaflara dadanmadım, işi endüstriyel boyuta taşımış olan korkunç kitapcılar düşünsün.
bazı şeylere değerlerinin 2-3 katı etiket yapıştırdığınız zaman bazı kararlar gerçekten kolay veriliyor.
bi gün biri kolumdan tutup 'napıyosun sen' derse hiç de mağdurmuşum gibi davranmam, utanmam, sıkılmam, 'asıl sen naptığını sanıyosun' derim gayet.
ben bugüne kadar hiç kimseden kitap sakınmadım, o kitapların geri gelmeyeceğini bile bile okuyacağını bildiğim insanlarla paylaştım, duyurudan onlarca kişiye bedava kitap yolladım, hiç de pişman değilim.
burada 'hırsızlığın küçüğü büyüğü olmaz yarın bi gün anamızı bacımızı da çalarlar' diyen tiplere de iyi güldüm, muhtemelen her birinden daha sağlam etik yargılara sahibim çünkü.
0
hindistan'a niye atıfta bulunduğum belli. olayı anlamamışsınız. ha diyorsanız ki hindistan sömürülmedi, diyecek bir şey yok zaten.
0
yazdığımdan hindistan sömürülmedi dediğim anlaşılmıyor bana kalırsa. hindistan konusuna güzel bir örnek olduğu için değindim.
hindistan'da ilaçların içeriğini çözümlüyorlar, üstelik devlet eliyle yapılıyor. bu da içinde bulunduğumuz ve algımızı oluşturan ekonomik sisteme göre bir hırsızlıktır. adamlar emek ve para koyup bi ilaç üretiyorlar, sonra birileri gidip onu çözümlüyor ve ucuza satıyor. tüh tüh, gitti sermaye ve emek! oysa bana göre doğruyu yapan onlar.
içinde bulunduğumuz ekonomik sistem rezil. arkadaş özelleştirme hırsızlıktır diyor. öyle değilmidir? çayırları bile ranta açtılar yahu!
hırsızlık mülkiyetin olduğu ortamda oluşan bir olgu. özel mülkiyet olmasa hırsızlık diye bir kavram da olmaz. işte bunun için yazımın başında doğru kalmakta zorlanıyoruz diye yazdım.
hırssızlık kavramı uygulamada bir çok alt başlıklara ayrılıyor. o nedenle duyurunun altı ve sözlük karıştı.
"bir kalem, okulda kantinden bişey alanlar" deniyor soruda. kantincilik yapan dul bir arkadaşım vardı. oğlunu evlendirirken çalışması gerekti, emekli maaşı yetmedi. düşünelim şimdi; kadın 50 yaşında tüm gün ayakta çalışıyor, akşam eve gelip tavuk pilav pişiriyor. amacı üç kuruş para kazanıp oğluna ev açmak. öğrencilerin yaptığı kamulaştırma ne derece doğru bir hareket? gerçekten kamulaştırma mı bu? emek hırsızlığı mı yoksa? ne de olsa o ürünün parası için biraz daha fazla çalışması gerekecek değil mi?
hırsızlığın büyüğü küçüğü olmaz. sistemin seni sömürdüğünü düşünüyorsan sistemi düzelteceksin. sistem bizi sömürüyor diyenlerden kaçı resmi gazete okuyucusu bilmiyorum. halbuki okunmalı, bilinmeli. tabii öncelikle anlaşılır hale getirilmeli. bu haliyle okusan da bişey anlayamazsın kolay kolay. neyse o ayrı bi sıkıntı. yapılmayacak iş de değil
çünkü ona bağlısın. senin için verilen kararlar orada. iki tane ayakkabı, üç tane goflet alıp sömürüye ayak diredim demekle sömürü durmuyor.
çayırlar konusunda hala çok kızgınım elimden de bişe gelmiyor. bütün şehir yasası bir tarım ülkesinin beline beline vurmaktır. haber etmesi benden.
hindistan'da ilaçların içeriğini çözümlüyorlar, üstelik devlet eliyle yapılıyor. bu da içinde bulunduğumuz ve algımızı oluşturan ekonomik sisteme göre bir hırsızlıktır. adamlar emek ve para koyup bi ilaç üretiyorlar, sonra birileri gidip onu çözümlüyor ve ucuza satıyor. tüh tüh, gitti sermaye ve emek! oysa bana göre doğruyu yapan onlar.
içinde bulunduğumuz ekonomik sistem rezil. arkadaş özelleştirme hırsızlıktır diyor. öyle değilmidir? çayırları bile ranta açtılar yahu!
hırsızlık mülkiyetin olduğu ortamda oluşan bir olgu. özel mülkiyet olmasa hırsızlık diye bir kavram da olmaz. işte bunun için yazımın başında doğru kalmakta zorlanıyoruz diye yazdım.
hırssızlık kavramı uygulamada bir çok alt başlıklara ayrılıyor. o nedenle duyurunun altı ve sözlük karıştı.
"bir kalem, okulda kantinden bişey alanlar" deniyor soruda. kantincilik yapan dul bir arkadaşım vardı. oğlunu evlendirirken çalışması gerekti, emekli maaşı yetmedi. düşünelim şimdi; kadın 50 yaşında tüm gün ayakta çalışıyor, akşam eve gelip tavuk pilav pişiriyor. amacı üç kuruş para kazanıp oğluna ev açmak. öğrencilerin yaptığı kamulaştırma ne derece doğru bir hareket? gerçekten kamulaştırma mı bu? emek hırsızlığı mı yoksa? ne de olsa o ürünün parası için biraz daha fazla çalışması gerekecek değil mi?
hırsızlığın büyüğü küçüğü olmaz. sistemin seni sömürdüğünü düşünüyorsan sistemi düzelteceksin. sistem bizi sömürüyor diyenlerden kaçı resmi gazete okuyucusu bilmiyorum. halbuki okunmalı, bilinmeli. tabii öncelikle anlaşılır hale getirilmeli. bu haliyle okusan da bişey anlayamazsın kolay kolay. neyse o ayrı bi sıkıntı. yapılmayacak iş de değil
çünkü ona bağlısın. senin için verilen kararlar orada. iki tane ayakkabı, üç tane goflet alıp sömürüye ayak diredim demekle sömürü durmuyor.
çayırlar konusunda hala çok kızgınım elimden de bişe gelmiyor. bütün şehir yasası bir tarım ülkesinin beline beline vurmaktır. haber etmesi benden.
0
bayağı zaman sonra hayat aklini'ya cevap:
aynen öyle, göze göz, dişe diş.
sizinkisi temenni. eğer dileyerek bu iş olcak idiyse, hiç bu kadar uzatmaya gerek yok; "insan insan olmadıkça bu mümkün değil", "hayat bayram olmalı, insanlar el ele tutuşmalı" der kapatırız.
kamu ne zaman kamu olur? bu soruya cevap aradınız mı?
cevabını x olsun.
x ne zaman x olur, diye devam ettiniz mi?
bunu olayın dibine inene kadar yaptınız mı?
ben mahir çayan'dan bahsetmiyorum.
ben sizden çalanın bir karar ve bilinç sahibi olduğunu,
bunu üstelik sınıf bilinciyle yaptığını,
bunun beraberinde statükoculuğu getirdiğini,
o nedenle çalışmayan adamların çalışmayı övdüğü,tokat atanın yanak çevirmeyi tembihlediği, kraldan çok kralcı ve kendisini mağdur edene gücüne tapma üzerinden hayranlık duyan toplumların içinde yeşerdiği bir kültürün spontan olmayan bir şekilde ısrarla verildiğini söylüyorum.
göze göz'e şaşıranlar için çok basit örnek vereyim:
kapkaççı gelip çantanızı çekip elinizden alıyor.
peşinden koşup çantanızı geri çektiğinizde hırsız mı oluyorsunuz? aynı şeyi yapıyorsunuz?
bu size göre farklı bir surumsa bana 2008 kriziyle düzenli soyulan insanları, onların paralarıyla kurtarılan hortumcu CEO'ları, bu sürede evinden barkından olan ve trailer'larda hatta direkt sokakta yaşamaya başlayan bir sürü ABD insanını nasıl açıklıyorsunuz?
hadi tüm tarihi ve verilerini geçelim... toplum vicdanına sahip olamayan, anstisosyal spektrumda yüksek skorlar çıkaran insanların özellikle toplumu soymaya elverişli makamlara yönelmesi bile artık bir soruyu açık ediyor:
bu insanlar aldıklarını güzellikle mi geri verecek? kanunları da kendileri hazırlıyor ve değiştiriyorken?
vicdanı olmayan insanların doğru karara ulaşmalarını nasıl sağlayacaksınız? eğitimle derseniz, ne zaman ele geçireceksiniz de o eğitim sistemi ve boş zamanı, bunu yapabileceksiniz, size kim izin verecek?
statükoculukla korunan bu hırsızlıkların hepsi ile öngördüğünüz mücadele biçimi ne?
bir şeyi bilerek ve isteyerek yapan, neden ve ne zaman bunu yapmayı keser?
devrimlerin adı neden devrimdir? birileri hak ettiğinizi size verir mi, siz mi ellerinden alırsınız? ya da, en azından almaya karar verirsiniz?
gayet tabii göze göz. bedel ödemeyen dersi de çıkaramıyor. toplum hafızasına kölelikten başkasını yerleştirmek istiyorsanız...
yoksa kırk yıllık kani olur yani diyerek değil.
ve ben kitaplarımı hacılayan çocukların yarısını affettim, onlar kitaplarımı kullandılar. satmadılar. bilgiye erişmeye herkesin ama herkesin hakkı vardır. insanların bilgi paylaşmalarını beklemek vicdana gelmelerini beklemeye benziyor. insan öyle güzel bir şey olsaydı böyle bir sistemde yaşıyor olmazdı.
aynen öyle, göze göz, dişe diş.
sizinkisi temenni. eğer dileyerek bu iş olcak idiyse, hiç bu kadar uzatmaya gerek yok; "insan insan olmadıkça bu mümkün değil", "hayat bayram olmalı, insanlar el ele tutuşmalı" der kapatırız.
kamu ne zaman kamu olur? bu soruya cevap aradınız mı?
cevabını x olsun.
x ne zaman x olur, diye devam ettiniz mi?
bunu olayın dibine inene kadar yaptınız mı?
ben mahir çayan'dan bahsetmiyorum.
ben sizden çalanın bir karar ve bilinç sahibi olduğunu,
bunu üstelik sınıf bilinciyle yaptığını,
bunun beraberinde statükoculuğu getirdiğini,
o nedenle çalışmayan adamların çalışmayı övdüğü,tokat atanın yanak çevirmeyi tembihlediği, kraldan çok kralcı ve kendisini mağdur edene gücüne tapma üzerinden hayranlık duyan toplumların içinde yeşerdiği bir kültürün spontan olmayan bir şekilde ısrarla verildiğini söylüyorum.
göze göz'e şaşıranlar için çok basit örnek vereyim:
kapkaççı gelip çantanızı çekip elinizden alıyor.
peşinden koşup çantanızı geri çektiğinizde hırsız mı oluyorsunuz? aynı şeyi yapıyorsunuz?
bu size göre farklı bir surumsa bana 2008 kriziyle düzenli soyulan insanları, onların paralarıyla kurtarılan hortumcu CEO'ları, bu sürede evinden barkından olan ve trailer'larda hatta direkt sokakta yaşamaya başlayan bir sürü ABD insanını nasıl açıklıyorsunuz?
hadi tüm tarihi ve verilerini geçelim... toplum vicdanına sahip olamayan, anstisosyal spektrumda yüksek skorlar çıkaran insanların özellikle toplumu soymaya elverişli makamlara yönelmesi bile artık bir soruyu açık ediyor:
bu insanlar aldıklarını güzellikle mi geri verecek? kanunları da kendileri hazırlıyor ve değiştiriyorken?
vicdanı olmayan insanların doğru karara ulaşmalarını nasıl sağlayacaksınız? eğitimle derseniz, ne zaman ele geçireceksiniz de o eğitim sistemi ve boş zamanı, bunu yapabileceksiniz, size kim izin verecek?
statükoculukla korunan bu hırsızlıkların hepsi ile öngördüğünüz mücadele biçimi ne?
bir şeyi bilerek ve isteyerek yapan, neden ve ne zaman bunu yapmayı keser?
devrimlerin adı neden devrimdir? birileri hak ettiğinizi size verir mi, siz mi ellerinden alırsınız? ya da, en azından almaya karar verirsiniz?
gayet tabii göze göz. bedel ödemeyen dersi de çıkaramıyor. toplum hafızasına kölelikten başkasını yerleştirmek istiyorsanız...
yoksa kırk yıllık kani olur yani diyerek değil.
ve ben kitaplarımı hacılayan çocukların yarısını affettim, onlar kitaplarımı kullandılar. satmadılar. bilgiye erişmeye herkesin ama herkesin hakkı vardır. insanların bilgi paylaşmalarını beklemek vicdana gelmelerini beklemeye benziyor. insan öyle güzel bir şey olsaydı böyle bir sistemde yaşıyor olmazdı.
0
perkele
Elimde soyle bir MacBook Pro var:MacBook Pro (15-inch, 2.53GHz, Mid 2009)Processor: 2,53 GHz Intel Core 2 DuoMemory: 4 GB 1067 MHz DDR3Graphics: NVIDIA GeForce 9400M 256 MBCihazi Photoshop, illustrator, indesign, vs calistirmak ve belki biraz da video render etmek icin kullaniyorum.Performansini ve
Elimde soyle bir MacBook Pro var:
MacBook Pro (15-inch, 2.53GHz, Mid 2009)
Processor: 2,53 GHz Intel Core 2 Duo
Memory: 4 GB 1067 MHz DDR3
Graphics: NVIDIA GeForce 9400M 256 MB
Cihazi Photoshop, illustrator, indesign, vs calistirmak ve belki biraz da video render etmek icin kullaniyorum.
Performansini ve hizini arttirmak icin SSD almayi planliyorum.
1 - SSD ler hakkinda cok bilgim yok, marka/model ne onerirsiniz? Hangi ozelliklere dikkat etmem gerekir, iyi bir performans icin veri aktarim hizinin (mb/s) ne civarda olmasi lazim?
2 - SSD disinda performansa etki edecek, butceyi zorlamayacak baska ne yapmami onerirsiniz? "SSD alacagina sunu al" ya da "SSD'nin ustune cilayi sununla yap" dediginiz bir sey var mi?
MacBook Pro (15-inch, 2.53GHz, Mid 2009)
Processor: 2,53 GHz Intel Core 2 Duo
Memory: 4 GB 1067 MHz DDR3
Graphics: NVIDIA GeForce 9400M 256 MB
Cihazi Photoshop, illustrator, indesign, vs calistirmak ve belki biraz da video render etmek icin kullaniyorum.
Performansini ve hizini arttirmak icin SSD almayi planliyorum.
1 - SSD ler hakkinda cok bilgim yok, marka/model ne onerirsiniz? Hangi ozelliklere dikkat etmem gerekir, iyi bir performans icin veri aktarim hizinin (mb/s) ne civarda olmasi lazim?
2 - SSD disinda performansa etki edecek, butceyi zorlamayacak baska ne yapmami onerirsiniz? "SSD alacagina sunu al" ya da "SSD'nin ustune cilayi sununla yap" dediginiz bir sey var mi?
0
sizinle ayni mbp'yu kullaniyorum. sandisk begenilen bir ssd'sini takmistim sanirim 2 yil onceydi. perfomans artacagina azalmisti. ozellikle boot cok uzun sürüyordu. bence i5 işlemcilerden öncekiler bu ssd olayı için donanımsal olarak pek uygun degil.
0
mevcut islemci,ram ve ekran kartiyla fazla bi performans artisi beklemeyin. elinizdeki makine 7 yillik zira.
butceyi zorlamayacak bi cozum; ssd + ram takviyesi (4gb) olabilir, ama buna ragmen hayalkirikligi yasayabilirsin.
bir diger alternatif, eger windowsa terfi ederim diyorsan ki elindeki macbookda temiz kullanilmissa, elden cikarip ustune ssd+ram parasini da koyup daa iyi donanimli bir pc alabilirsin.
butceyi zorlamayacak bi cozum; ssd + ram takviyesi (4gb) olabilir, ama buna ragmen hayalkirikligi yasayabilirsin.
bir diger alternatif, eger windowsa terfi ederim diyorsan ki elindeki macbookda temiz kullanilmissa, elden cikarip ustune ssd+ram parasini da koyup daa iyi donanimli bir pc alabilirsin.
0
Olayın i5 ile vs alakası yok. Ancak o makineyi SSD kurtarmaz boşuna masraf yapmayın.
0
Öncelikle, eski bir cihazı canlandırmanın en iyi ve en mantıklı yolu SSD takmaktır.
Ama en nihayetinde bu bileşenlerin bütünü ortaya bir performans koyuyor, daha iyi olacağı kuşkusuz, beklentiniz nedir ve bu değişiklik onu karşılayabilir mi orası bilinmez, denemek lazım.
Ben Samsung Evo öneririm. Okuma ve yazma hızı 500 ün altında olanları boşverin, 250gb altında alacaksınız hiç bulaşmayın, SSD boşta kalan kapasitesine göre performans verir, o yüzden en az 250 almaya bakın.
www.akakce.com
www.amazon.com
Ama en nihayetinde bu bileşenlerin bütünü ortaya bir performans koyuyor, daha iyi olacağı kuşkusuz, beklentiniz nedir ve bu değişiklik onu karşılayabilir mi orası bilinmez, denemek lazım.
Ben Samsung Evo öneririm. Okuma ve yazma hızı 500 ün altında olanları boşverin, 250gb altında alacaksınız hiç bulaşmayın, SSD boşta kalan kapasitesine göre performans verir, o yüzden en az 250 almaya bakın.
www.akakce.com
www.amazon.com
0
ssd daha çok program açılış hızlarını efendime söyleyeyim arayüz performansını falan etkiliyor. yani pc bu anlamda yavaş çalışmaya başladıysa ssd mantıklı. yalnız render performansı bekleme.
şöyle bir durum olabilir attığın videoların ön render süresi kısalır, yalnız o da ssd üzerindeyse videolar ancak. öbür türlü bir etkisi olacağını sanmıyorum.
bu arada samsung evo 850 kullanıyorum, memnunum.
şöyle bir durum olabilir attığın videoların ön render süresi kısalır, yalnız o da ssd üzerindeyse videolar ancak. öbür türlü bir etkisi olacağını sanmıyorum.
bu arada samsung evo 850 kullanıyorum, memnunum.
0
nemo problemo
bütçe 4000 tlminimum özellikler:i7 minimum 4. nesilminimum 256 gb ssd16 gb ramminimum 2 gb ekran kartıMJLQ2TU/A şu model bi macbook var ama onda da oyun oynamak sıkıntılı. 4500e alınabiliyo. tavsiyelerinize ihtiyacım var.
bütçe 4000 tl
minimum özellikler:
i7 minimum 4. nesil
minimum 256 gb ssd
16 gb ram
minimum 2 gb ekran kartı
MJLQ2TU/A şu model bi macbook var ama onda da oyun oynamak sıkıntılı. 4500e alınabiliyo. tavsiyelerinize ihtiyacım var.
minimum özellikler:
i7 minimum 4. nesil
minimum 256 gb ssd
16 gb ram
minimum 2 gb ekran kartı
MJLQ2TU/A şu model bi macbook var ama onda da oyun oynamak sıkıntılı. 4500e alınabiliyo. tavsiyelerinize ihtiyacım var.
0
Hocam naptın sen ya, mac alacağına şunu al kesinlikle;
i7-5500U 2.4GHz işlemcisi gayet iyi, 16GB Rami, 1TB sshd,nvidia geforce 930M 2gb ekran kartı var,
hybrid sshd kullanıyor, fiyat performans olarak özellikleri şukela, buyur:
www.usulshop.com
i7-5500U 2.4GHz işlemcisi gayet iyi, 16GB Rami, 1TB sshd,nvidia geforce 930M 2gb ekran kartı var,
hybrid sshd kullanıyor, fiyat performans olarak özellikleri şukela, buyur:
www.usulshop.com
0
oyun için istediğin minimum özellikler bunlarsa bir şey bilmiyorsun demektir...
1-) i5'in bazı modelleri i7'den çok daha yüksek performanslı olabiliyor
2-) gpu performansını vram kapasitesi belirlemez, sana kalsa 2gb gt920m ile gtx960m aynı herhalde...
3-) oyun için dediğin bir bilgisayarda 16gb ram overkilldir, fiyat şişirir ve aynı fiyatlarda 16gb ramli olanların diğer parçalarından illaki kısılır.
4-) ssd sonradan da takılabilir, istediğin modeli istediğin kapasitede takma imkanın da olacağından daha iyi olur hatta...
alırken bakman gereken 2 şey var öncelikle, 1- gpu 2- cpu... cpu gpudan daha öncelikli değil kesinlikle. 8gb ram yeterli ve ssd şart değil.
1-) i5'in bazı modelleri i7'den çok daha yüksek performanslı olabiliyor
2-) gpu performansını vram kapasitesi belirlemez, sana kalsa 2gb gt920m ile gtx960m aynı herhalde...
3-) oyun için dediğin bir bilgisayarda 16gb ram overkilldir, fiyat şişirir ve aynı fiyatlarda 16gb ramli olanların diğer parçalarından illaki kısılır.
4-) ssd sonradan da takılabilir, istediğin modeli istediğin kapasitede takma imkanın da olacağından daha iyi olur hatta...
alırken bakman gereken 2 şey var öncelikle, 1- gpu 2- cpu... cpu gpudan daha öncelikli değil kesinlikle. 8gb ram yeterli ve ssd şart değil.
0
@ ucan spagetticanavarı +1
ayrıca neosphere'nin önderdiği bilgisayar oyun anlamında tamamen çöp. 930m leş bir ekran kartı ve 5500U performans cpu'su değil az enerji harcaması için tasarlanmış bir cpu'dur. ayrıca içinde ssd olanlar genelde çok pahalı oluyor, kendin sonradan alıp takarsan çok daha karlı olursun.
www.cpubenchmark.net (cpu için)
gpuboss.com (gpu için)
bu siteleri kullanarak cpu ve gpu'ları karşılaştırabilirsin. amacın oyunsa en kötü 860m olsun laptopta.
ayrıca neosphere'nin önderdiği bilgisayar oyun anlamında tamamen çöp. 930m leş bir ekran kartı ve 5500U performans cpu'su değil az enerji harcaması için tasarlanmış bir cpu'dur. ayrıca içinde ssd olanlar genelde çok pahalı oluyor, kendin sonradan alıp takarsan çok daha karlı olursun.
www.cpubenchmark.net (cpu için)
gpuboss.com (gpu için)
bu siteleri kullanarak cpu ve gpu'ları karşılaştırabilirsin. amacın oyunsa en kötü 860m olsun laptopta.
0
@bobinhoo fiyat performans olarak iyi ürün, nasıl tam anlamıyla çöp oluyor, bir bütün olarak incelemek zorundasın! Ve ayrıca bütçeye göre dedim, özellikle de belirttim leş dediğiniz ekran kartı ve diğer özellikleriyle laptop piyasadaki en sağlam laptoplardan birine ihtiyaç duyan hemen her oyunu, fallout 4'ü de açıyor (görüntü özellikleri elbette low ama pek de aman aman fark yok)! sshd iyi bir alternatif, hybrid bir teknoloji elbette ssd kadar performanslı değil ama ekstra ssd alsa çok daha pahalıya gelir (bu kapasitede).
Her "açıdan" incelemek lazım...
Her "açıdan" incelemek lazım...
0
neosphere her açıdan incelendiğinde bu fiyata bu önerdiğin laptop oyun için tek kelime ile "çöp" evet... işin içine oyun girdiği anda bakılacak ilk şey gpudur ve 930m bu bütçeyle alınabilen 960m yanında leştir...
0
@neosphere
dediğim gibi önerdiğiniz bilgisayar gamer'lar için değil, bilgisayarını yanında taşıyacak, uzun pil ömrü ve hafiflik isteyen kullanıcılar için tasarlanmış. sağda solda 3700 liraya oyun laptopu aldım, içinde 930m var derseniz millet güler valla.
dediğim gibi önerdiğiniz bilgisayar gamer'lar için değil, bilgisayarını yanında taşıyacak, uzun pil ömrü ve hafiflik isteyen kullanıcılar için tasarlanmış. sağda solda 3700 liraya oyun laptopu aldım, içinde 930m var derseniz millet güler valla.
0
laptop'ı satın alıp içine oyun yüklemiş ve denemiş gibi yazanlar ve halen işlemciye ram'e bakmayıp atıp tutanlar...
arkadaşım güncel oyunların tümünü çatır çatır açıyor!
Fallout 4 en baba sistemlerden birini isteyen "güncel" bir oyundur ve çatır çatır oynanıyor!
konu kapanmıştır!
arkadaşım güncel oyunların tümünü çatır çatır açıyor!
Fallout 4 en baba sistemlerden birini isteyen "güncel" bir oyundur ve çatır çatır oynanıyor!
konu kapanmıştır!
0
neosphere
tüm oyunlar gt930m ile oynanabildiği için de adamlar gtx980m'i geliştirmiş üretmiş satıyorlar ve daha da geliştirmek için yeni serilerin argesine devam ediyorlar... çok mantıklı.
net bir şekilde benchmarklar varken, zaten hangi ayarlarda ne vereceği az çok belliyken ve o gpunun cudası hızı şusu busu bu kadar rezilken gelip fallout 4 açıyo ama bak yea demek nedir? nazıl bir basite indirgemedir? gelip "oyun için" diye tavsiye isteyen birine gtx960m alınacak paraya gt930m önermek ve bilmediğini birileri gösterdiği halde yanlışının yanlış olduğunu kabullenmeyip hala ısrar etmek nedir?
niye adam 960m alıp medium/high oynamak varken ya da daha uzun süre kullanabileceği bir pc almak varken o "çöpe" aynı parayı versin? lowda oynanıyor yea ne gerek var ayar yükseltmeye dimi... lowda 30fps almak varken kim napsın mediumda 50-60fpsi...
ayrıca o işlemci u serisi, daha önce de söylendiği gibi düşük performanslı bir i7, h serisi bir i5 bile daha iyi performansa sahip ki bu fiyata i7 mq serisi işlemcili bir laptop da alınır ki o işlemci de daha iyi performansa sahip olur...
neresinden bakarsan bak önerini mantıklı çıkaracak en ufak bir sebep bile yok. o laptopu da oyun için aldıysan geçmiş olsun derdim ama sen düşük standartlara alışmışsın daha rahatsın, olur da yanlışlıkla iyi bir şeye sahip olursan fazla gelir zaten bu kafa yapınla sana...
siler editler vs. belki neyse i.imgur.com
tüm oyunlar gt930m ile oynanabildiği için de adamlar gtx980m'i geliştirmiş üretmiş satıyorlar ve daha da geliştirmek için yeni serilerin argesine devam ediyorlar... çok mantıklı.
net bir şekilde benchmarklar varken, zaten hangi ayarlarda ne vereceği az çok belliyken ve o gpunun cudası hızı şusu busu bu kadar rezilken gelip fallout 4 açıyo ama bak yea demek nedir? nazıl bir basite indirgemedir? gelip "oyun için" diye tavsiye isteyen birine gtx960m alınacak paraya gt930m önermek ve bilmediğini birileri gösterdiği halde yanlışının yanlış olduğunu kabullenmeyip hala ısrar etmek nedir?
niye adam 960m alıp medium/high oynamak varken ya da daha uzun süre kullanabileceği bir pc almak varken o "çöpe" aynı parayı versin? lowda oynanıyor yea ne gerek var ayar yükseltmeye dimi... lowda 30fps almak varken kim napsın mediumda 50-60fpsi...
ayrıca o işlemci u serisi, daha önce de söylendiği gibi düşük performanslı bir i7, h serisi bir i5 bile daha iyi performansa sahip ki bu fiyata i7 mq serisi işlemcili bir laptop da alınır ki o işlemci de daha iyi performansa sahip olur...
neresinden bakarsan bak önerini mantıklı çıkaracak en ufak bir sebep bile yok. o laptopu da oyun için aldıysan geçmiş olsun derdim ama sen düşük standartlara alışmışsın daha rahatsın, olur da yanlışlıkla iyi bir şeye sahip olursan fazla gelir zaten bu kafa yapınla sana...
siler editler vs. belki neyse i.imgur.com
0
MSI veya Monster'ın 960m'li bir laptopını al geç. Boyutunu ramini ssd'sini hdd'sini seçersin zaten. O paraya 960m'den fazla bir şey alman imkansıza yakın, süper bir indirim bulsan 970m alırsın ikisi de Haswell ve Skylake i5'lerle cayır cayır çalışıyor. Broadwell iyidir hojdur ama performans odaklı değildir, sana hitap etmiyor.
Biz Macbook'a oyun için çöp diyoruz ama neosphere'in önerdiğini alacağına Macbook al daha iyi. Adam bilmiyor sormuş eyvallah, ama bilmeden neden cevaplıyorsun kardeşim? Hadi bilmiyorsun niye üsteliyorsun?
Biz Macbook'a oyun için çöp diyoruz ama neosphere'in önerdiğini alacağına Macbook al daha iyi. Adam bilmiyor sormuş eyvallah, ama bilmeden neden cevaplıyorsun kardeşim? Hadi bilmiyorsun niye üsteliyorsun?
0
yarak kafalı mısınız ?
adam sorusunda;
bütçe 4000 tl
minimum özellikler:
i7 minimum 4. nesil
minimum 256 gb ssd
16 gb ram
minimum 2 gb ekran kartı
MJLQ2TU/A şu model bi macbook var ama onda da oyun oynamak sıkıntılı. 4500e alınabiliyo. tavsiyelerinize ihtiyacım var demiş, sizin göte birşey mi kaçtı da yazdığı özelliklerde İntel 5. nesil bir i7 işlemciye ve 16 gb ram'e hybrid bir terabytlık harddiske sshd'ye sahip ve evet piyasa şartlarında pek de iyi olmayan "idare eder" bir nvidia ekran kartına sahip laptop önerdik, herkesin götüne yarak kaçıp burada ben pcden manyak anlarım hacı, amno gorum bülent başgan moduna girdiler... ya arkadaş fiyat peformans olarak daha ucuz ve performanslı bir link varsa paylaşın yoksa, ssd ayrı al şunu ayrı tak şunu götüme tak diye konuşmayın, linkleri alayım yoksa susun ve komplekslerinizle pc forumlarında yazın... hadi evladım.
adam sorusunda;
bütçe 4000 tl
minimum özellikler:
i7 minimum 4. nesil
minimum 256 gb ssd
16 gb ram
minimum 2 gb ekran kartı
MJLQ2TU/A şu model bi macbook var ama onda da oyun oynamak sıkıntılı. 4500e alınabiliyo. tavsiyelerinize ihtiyacım var demiş, sizin göte birşey mi kaçtı da yazdığı özelliklerde İntel 5. nesil bir i7 işlemciye ve 16 gb ram'e hybrid bir terabytlık harddiske sshd'ye sahip ve evet piyasa şartlarında pek de iyi olmayan "idare eder" bir nvidia ekran kartına sahip laptop önerdik, herkesin götüne yarak kaçıp burada ben pcden manyak anlarım hacı, amno gorum bülent başgan moduna girdiler... ya arkadaş fiyat peformans olarak daha ucuz ve performanslı bir link varsa paylaşın yoksa, ssd ayrı al şunu ayrı tak şunu götüme tak diye konuşmayın, linkleri alayım yoksa susun ve komplekslerinizle pc forumlarında yazın... hadi evladım.
0
hocam commodore 64 kafa ayarını yapayım dönücem...
bebeler link diyorum alooo ?!! varsa ver yoksa sus! ben de bundan bilmem kaç sene önce dgfdgfdgfg... teee allam.
not: 2 yıl önce 1 terabayt sshd ve 16 gb ram kullanman beni harbi mutlu etti ve 2000 tl iyiymiş hacı welcome to disneyland
edit: abicim yeni nesil pek bir ukala, çözüm üretmiyor anca ahkam kesiyor, ben biliyorum süperim moduna bürünüyor, duyuru amacından sapıyor, herif FİYAT performans sorusu sormuş, sabahtan beri diyorum ki varsa (herkese diyorum) daha uygun fiyata özellikleri daha iyi link verin! yok. Cvp tavsiye vermek değil dertleri kendilerini kanıtlamak ona tilt oluyorum işte!
Bu kadar...
bebeler link diyorum alooo ?!! varsa ver yoksa sus! ben de bundan bilmem kaç sene önce dgfdgfdgfg... teee allam.
not: 2 yıl önce 1 terabayt sshd ve 16 gb ram kullanman beni harbi mutlu etti ve 2000 tl iyiymiş hacı welcome to disneyland
edit: abicim yeni nesil pek bir ukala, çözüm üretmiyor anca ahkam kesiyor, ben biliyorum süperim moduna bürünüyor, duyuru amacından sapıyor, herif FİYAT performans sorusu sormuş, sabahtan beri diyorum ki varsa (herkese diyorum) daha uygun fiyata özellikleri daha iyi link verin! yok. Cvp tavsiye vermek değil dertleri kendilerini kanıtlamak ona tilt oluyorum işte!
Bu kadar...
0
adam aslinda link istemiş parası var, almak istiyor iste, satis siteleri linki kastim canım zeka pırıltılı arkadasim n11 vs. senin link official asus... bi işe yaramaz (soruyu soran için) dediğim yere döndük yine. Ama kanitladi herkes kendini kendince. Ha tavsiye değil derdim bilgimi konuşturmak, cok da tın soru benim icin derseniz dedigim gibi pc forumu çok, oralara bir uğrayın derim.
0
yav bu aralar bütün zeka kompleksliler beni buluyor galiba, ben zaten benim vereceğim link işe yaramaz dedim ve bana yalancı muamelesi yaptığın için o linki sana verdim. böyle cici cümleler kuracaksan istersen hardcore geleyim ben de sana gece gece renklenelim. ne nezaketten anlıyorsun ne bir şeyden, yarak dolu bir yazı yazmışsın boğazında kalmış sanırım kim soktuysa ona git. çattık lan. nasıl, böyle yazınca daha anlaşılır oldum mu?
0
oldu aferim sen kazandin, you win.
hadi artik.
sktir git yat simdi saat 04:20 oldu.
zeka piriltili yazinca agrina gitti galiba, seni gidi amcik beyinli yazsaydim gitmezdi sanirim, hardcore böyle olur.
Konu sizin neslin kompleksli yapisi yüzünden buralara geldi.
Neyse hadi eyvallah...
hadi artik.
sktir git yat simdi saat 04:20 oldu.
zeka piriltili yazinca agrina gitti galiba, seni gidi amcik beyinli yazsaydim gitmezdi sanirim, hardcore böyle olur.
Konu sizin neslin kompleksli yapisi yüzünden buralara geldi.
Neyse hadi eyvallah...
0
Vay araya birkaç Osmanlıca kelime daha nice güzel olurdu.
"godoşu beklerken" zamanın nasıl geçtiğini anlayamadım inan.
o derece saygıdeğer bir ruh hali içindeyim.
Yaş senin 20'li yaşlar kesin. Sen ve diğerleri, işte bu nesil pek bir ukala benim derdim bununla.
90 ların ortalarinda biz pc söküp takarken bebeler simdi oldu ebeler.
Hani diyorsun ya kimsenin seninle bir derdi yok, benim derdim zaten o değil. Adam cevap istemiş, mümkünse kisa yoldan link verirsin (bence en faydalisi) adam öder parasini, alir. Bu kadar.
Yoksa dediğim gibi ortamı bu tip polemikler içerisine sokmak, senin dedigin çöp lan o, gibi tavirlara girip, yine tekrarliyorum bak "fiyat-performans" olarak alternatif sunmamak, egosal mastürbasyondur. Başka bir halta da yaramaz.
Neyse uzatmanin alemi yok, baştan sona tekrar okursan anlarsın tum mesajlari. Senin ve benim mesajları degil sadece.
Biri bence su ekran karti şöyle böyle (haklı) demiş ama bir fiyat performans linki yok. Onlarca site var ekran karti karsilastirmasi yapan! O konu baska! Soru o degil, komple bir laptop...
Yani ben diyorum o paraya bu iyi, oyun da oynar, istediğini de yapar... Yok arkadaş anlayamıyorlar, kapasite yok! Eeee siz verin o zaman alternatif link? O da yok...
Yani amaç cevap vermekten çok karşındakine birşeyler kanıtlama çabası oluyorsa saçma. Demek istediğim bu. Hadi iyi sabahlar.
"godoşu beklerken" zamanın nasıl geçtiğini anlayamadım inan.
o derece saygıdeğer bir ruh hali içindeyim.
Yaş senin 20'li yaşlar kesin. Sen ve diğerleri, işte bu nesil pek bir ukala benim derdim bununla.
90 ların ortalarinda biz pc söküp takarken bebeler simdi oldu ebeler.
Hani diyorsun ya kimsenin seninle bir derdi yok, benim derdim zaten o değil. Adam cevap istemiş, mümkünse kisa yoldan link verirsin (bence en faydalisi) adam öder parasini, alir. Bu kadar.
Yoksa dediğim gibi ortamı bu tip polemikler içerisine sokmak, senin dedigin çöp lan o, gibi tavirlara girip, yine tekrarliyorum bak "fiyat-performans" olarak alternatif sunmamak, egosal mastürbasyondur. Başka bir halta da yaramaz.
Neyse uzatmanin alemi yok, baştan sona tekrar okursan anlarsın tum mesajlari. Senin ve benim mesajları degil sadece.
Biri bence su ekran karti şöyle böyle (haklı) demiş ama bir fiyat performans linki yok. Onlarca site var ekran karti karsilastirmasi yapan! O konu baska! Soru o degil, komple bir laptop...
Yani ben diyorum o paraya bu iyi, oyun da oynar, istediğini de yapar... Yok arkadaş anlayamıyorlar, kapasite yok! Eeee siz verin o zaman alternatif link? O da yok...
Yani amaç cevap vermekten çok karşındakine birşeyler kanıtlama çabası oluyorsa saçma. Demek istediğim bu. Hadi iyi sabahlar.
0
Neosphere denen manyağı dinleme sen. Gerizekalı ya da troll. Laptopta fiyatı belirleyen en önemli şeylerden birisi ekrandır, belırtmemıssın şak diye model oneremıyorum. İlla dediğim speclerde olsun, donanımdan zerre anlamam sayısıyla hava atcam diyorsan al ama sana hiçbir şey ifade etmez. Şehir içinde Ferrari kullanmak gibi olur yaptığın. Zerre komforlu olmaz.
0
Bence troll hepinizsiniz, anlaşmış gibi aranızda resmen, cok komik lan ! Bir Allahın kulu da daha iyi özelliklerde ve daha ucuz bir laptop bulamadı ahahaha
Link veren halen yok atıp tutan çok, hadi sktirin şimdi...
Link veren halen yok atıp tutan çok, hadi sktirin şimdi...
0
www.vatanbilgisayar.com
al sana gerçek oyun laptop'u. neosphere'nin önerdiği aletin low'da verdiği fpsden fazlasını medium'da verir. Ayrıca 128 gb ssd de var içinde.
son kez söylüyorum, 930m oyun için tasarlanmış bir ekran kartı değildir hatta aksine az enerji harcasın diye tasarlanmıştır.
www.nvidia.com
burdan da bakabilirsiniz isterseniz, göreceğiniz gibi gtx serisi özel olarak oyun için tasarlanmıştır.
al sana gerçek oyun laptop'u. neosphere'nin önerdiği aletin low'da verdiği fpsden fazlasını medium'da verir. Ayrıca 128 gb ssd de var içinde.
son kez söylüyorum, 930m oyun için tasarlanmış bir ekran kartı değildir hatta aksine az enerji harcasın diye tasarlanmıştır.
www.nvidia.com
burdan da bakabilirsiniz isterseniz, göreceğiniz gibi gtx serisi özel olarak oyun için tasarlanmıştır.
0
limoncello
sb. bence karışmayın ayıp, ben de karışmam
sb. bence karışmayın ayıp, ben de karışmam
0
@jangling evet ben de çok zor durumda kalmadıkça eski sevgiliyle görüşülmesini istemem
0
Karışmam, gavatım +1
Ben yanındayken dışarda dilerse (cesaret edebilirse) çıplak bile gezebilir. Ben yokken de kendini magandalardan, sapıklardan fiziksel olarak savunabilecek ölçüde giyinsin. Zaten buna kendisi karar verebilir.
İstediği arkadaşıyla görüşür, takılır, yer içer gezer taksisine atlar eve gelir. Bu kadar.
Ben yanındayken dışarda dilerse (cesaret edebilirse) çıplak bile gezebilir. Ben yokken de kendini magandalardan, sapıklardan fiziksel olarak savunabilecek ölçüde giyinsin. Zaten buna kendisi karar verebilir.
İstediği arkadaşıyla görüşür, takılır, yer içer gezer taksisine atlar eve gelir. Bu kadar.
0
Karismam gavatim benim mottom lan size noluyor.
Karismam evet gavatim.
Karismam evet gavatim.
0
Evet her şeyine karışırım. Şimdiye kadar karışmam ya gerekmedi ya da 1-2 kez gerekti.
0
Arkadas cevresine hep bok atiyorum. Cok gebes yavsak varotik tipler var cevresinde azaltti gorusmeyi de allahtan. Giyimine de karismam cok ama don uzunlugunda etek falan giyerse bi höst yer ki ole bisey gelmedi basima. Seviyorum ben bu kizi yea <3
0
Fikir beyan ederim. Bunu karışmak veya kısıtlamak olarak algılamıyorum. Biriyle birlikteysem hayatında tabi ki bir etkim de olacaktır. Kendisi beyin özürlü ya da 18 yaş altında biri değilse kendi kararını kendisi her şekilde verebilir. Kararı bana uygun düşmüyor ise (tek seferlik örnekten bahsetmiyorum, süreçten, örneklerden bahsediyorum) ilişkiyi sorgularım. Olmuyorsa bitiririm.
0
karışırım. bazı adamlar saf oluyor, "bak bu kız sana yürüyor" diye silkelemedikçe kendine gelmiyor. bana da böyle bir şekilde karışılmasını isterim.
0
Ters gördüğüm yerde karışırım. Kadın dediğin söz dinleyecek, inat etmeyecek. Öyle karşı cinsle baş başa alkol almaları özgürlük sanmayacak.
0
Genelde karismami gerektiren bir durum olmuyor ama o benim her seyime karisiyorsa ben de ona karisirim.
Challenge accepted :p
Saka bir yana hic karismayan ve umursamayan bir insan olmasindansa biraz karismasi hosuma gidiyor. Belki anormal belki normal bilemem ama ben seviyorum.
Challenge accepted :p
Saka bir yana hic karismayan ve umursamayan bir insan olmasindansa biraz karismasi hosuma gidiyor. Belki anormal belki normal bilemem ama ben seviyorum.
0
Karışmam. "Karışarak" bir ilişkiyi sağlıklı tutamayız diye düşünüyorum. Tehlike sezdiğim konularda fikrimi beyan ederim. Gerekirse konuşulur, tartışılır ve mantıklı argümanları ağır basan tarafın fikri kabul olur. Göz göre göre sana yanlış gelen şeyleri üst üste yapan, burnunun devamlı dikine giden birisiyse zaten o kişinin sana uygun olmadığını anlar, ayrılırsın.
0
Karışmam.
Bundan yıllar önce öğrenciyken bir sevgilim olmuştu. Okuldan bir eleman mütemadiyen asılıyordu. Bir gün bana gelip yılışık biçimde "Yea hocağm, senin kıza fazla yakın oluyösam söyle" dedi. Ben de yanıtladım. "Benim sevgilim gerektiğinde sana xtir çekmeyi bilir, gerek yok sen istediğin gibi davran" dedim.
Hem kendine hem de sevgilisine güvenen bir insan bunu yapmaz zaten. Yok efendim ben sana güveniyorum ama dışarıdaki insanlar bla bla diyorsa burada bir güvensizlik vardır.
Karışmam.
Bundan yıllar önce öğrenciyken bir sevgilim olmuştu. Okuldan bir eleman mütemadiyen asılıyordu. Bir gün bana gelip yılışık biçimde "Yea hocağm, senin kıza fazla yakın oluyösam söyle" dedi. Ben de yanıtladım. "Benim sevgilim gerektiğinde sana xtir çekmeyi bilir, gerek yok sen istediğin gibi davran" dedim.
Hem kendine hem de sevgilisine güvenen bir insan bunu yapmaz zaten. Yok efendim ben sana güveniyorum ama dışarıdaki insanlar bla bla diyorsa burada bir güvensizlik vardır.
Karışmam.
0
karışmam, birisini hayatıma olduğu gibi beğenip kabul ediyorsam onu değiştirmeye çalışmak aptalca geliyor.
gidip mini etekli bir kız beğenip sonra giyme onu diye olay çıkaran mal değneklerini de anlamıyorum hiç bir şekilde.
gidip mini etekli bir kız beğenip sonra giyme onu diye olay çıkaran mal değneklerini de anlamıyorum hiç bir şekilde.
0
fikrimi söylerim, karışırım. o da bana karışır. ortak bir yerde buluşuruz. ayıp demekle halt etmişsin.
0
karışırım, kavga bile çıkarırım.
kadınların ilişkideki standartları erkeklerle uymuyor genelde.
mesela bir erkeğe göre kısa olan bir elbise, bir kadına göre kısa olmayabiliyor. ya da ne bileyim, eski sevgilinin kardeşiyle görüşmek bir erkeğe göre sakıncalıyken, bir kadına göre olmayabiliyor.
o yüzden, en azından orta yolu bulmak üzere, fikir beyan edilebilir, orta yol bulunmazsa kavga çıkarılabilir.
bi mahsur görmüyorum.
kadınların ilişkideki standartları erkeklerle uymuyor genelde.
mesela bir erkeğe göre kısa olan bir elbise, bir kadına göre kısa olmayabiliyor. ya da ne bileyim, eski sevgilinin kardeşiyle görüşmek bir erkeğe göre sakıncalıyken, bir kadına göre olmayabiliyor.
o yüzden, en azından orta yolu bulmak üzere, fikir beyan edilebilir, orta yol bulunmazsa kavga çıkarılabilir.
bi mahsur görmüyorum.
0
pandispanya + 1
%100 her şeyin ortak olması imkansız zaten. İnsanın kaldırabileceği şeyler vardır, kaldıramayacağı şeyler olur. Bu noktalar ikimiz için de birbirine yakınsa ve geri kalan noktalar da o rahatsız edici seviyede değilse sevgili olunur zaten. Giyim kuşam ve görüşmeye hayatta karışmam zaten. Güven ya da güvenmeme meselesi değil benim için, yetişkin bir insanın peşinden bunları yapmak komik geliyor. Eğer karışılmak zorunda kalınıyorsa, zaten kaldırılabilirler-kaldırılamazlar dengede değil ve beklentiler farklı demektir; bu durumda sevgili olmaya gerek yok demektir.
Yine de tavsiye verilsin ve ben de vereyim isterim. Örneğin, geçen gün oda arkadaşımın eşi patronuna kızmış. Oda arkadaşım da kocasına kelimesi kelimesine "Adamla gidip konuş bence, alınmıştır" dedi. Bazı kişilere göre bu hayata müdahale, "Sen benim patronumla ne konuşacağıma nasıl karar verirsin" diyebilen kişiler de var; halam enişteme böyle dese, eniştem evi yakar örneğin. "Haklısın, hiç bu açıdan bakmamıştım" diyebileni de var. İnsan kendi içinde olduğu durumu rahat göremiyor, bu nedenle durumumu dışarıdan değerlendirebilsin ve ben de ona değerlendirme yapabileyim isterim ama her türlü kararına saygı duyarım ve kötü sonuçlanırsa destek olmak isterim. Kabak gibi bir hata yapıyorsam, söylenmesini isterim. Sonra hatayı yaparsam bilincimle yapayım, yapmazsam da onun sayesinde yapmayayım, o ayrı konu.
%100 her şeyin ortak olması imkansız zaten. İnsanın kaldırabileceği şeyler vardır, kaldıramayacağı şeyler olur. Bu noktalar ikimiz için de birbirine yakınsa ve geri kalan noktalar da o rahatsız edici seviyede değilse sevgili olunur zaten. Giyim kuşam ve görüşmeye hayatta karışmam zaten. Güven ya da güvenmeme meselesi değil benim için, yetişkin bir insanın peşinden bunları yapmak komik geliyor. Eğer karışılmak zorunda kalınıyorsa, zaten kaldırılabilirler-kaldırılamazlar dengede değil ve beklentiler farklı demektir; bu durumda sevgili olmaya gerek yok demektir.
Yine de tavsiye verilsin ve ben de vereyim isterim. Örneğin, geçen gün oda arkadaşımın eşi patronuna kızmış. Oda arkadaşım da kocasına kelimesi kelimesine "Adamla gidip konuş bence, alınmıştır" dedi. Bazı kişilere göre bu hayata müdahale, "Sen benim patronumla ne konuşacağıma nasıl karar verirsin" diyebilen kişiler de var; halam enişteme böyle dese, eniştem evi yakar örneğin. "Haklısın, hiç bu açıdan bakmamıştım" diyebileni de var. İnsan kendi içinde olduğu durumu rahat göremiyor, bu nedenle durumumu dışarıdan değerlendirebilsin ve ben de ona değerlendirme yapabileyim isterim ama her türlü kararına saygı duyarım ve kötü sonuçlanırsa destek olmak isterim. Kabak gibi bir hata yapıyorsam, söylenmesini isterim. Sonra hatayı yaparsam bilincimle yapayım, yapmazsam da onun sayesinde yapmayayım, o ayrı konu.
0
@limoncello çok zor durumda kalmadıkça diye bi şey yok bence. eski sevgili sonuçta. çocuğun velayetini mi konuşacaklar? nedır yani, nasıl bi durum ki eski sevgilisiyle görüşmesi gereksin. valla 22li 23lü yaşların başında bu konuda daha açık görüşlüydüm de baktım o olay öyle deilmiş. olay modern olacağız kadına birey olarak değer veriyoruz diye gavatlığa doğru gidiyordu. artık dümdüz düşünüyorum, twitterda takip bile edemez. eder ama ayrılırım. bunu bilipte yapar.
0
rayde
Ne ki bu? Cok fazla degil mi? Vergi falan dedi görevli. Arkadas ne vergisi bu kadar ya. Turkcell'e ozel ayakta adam şeyapma mi bu? Hic hat devri yapan var mi baska gsm operatorlerinden falan?
Ne ki bu? Cok fazla degil mi? Vergi falan dedi görevli. Arkadas ne vergisi bu kadar ya. Turkcell'e ozel ayakta adam şeyapma mi bu? Hic hat devri yapan var mi baska gsm operatorlerinden falan?
0
Daha önce hat devri yapmadım ama yanılmıyorsam 1 sene önce de vodafone hat devri 50 tl civarındaydı.
0
turkcell bi hattım var 12 yildir fln kullandigim teyzemden hediye gelmişti telefonla birlikte o yüzden onun adinaydi eğer devirden kastimiz hatti üstüme almamsa ben hiç para ödememiştim buna bi kaç sene önce
0
@bergin bir ara ucretsiz yapmislardi, daha sonra tekrardan ucretli oldu.
0
Hattin sahibi annem, ben kullanici olarak gözükuyorum. Fatura vs hep bana geliyo. 4gli sim kart alayim dedim vermediler mesela. Hatti kulaniciya devretmek bile para arkadas üf.
0
@rayde aynı mevzu için turkcell ile uğraştım geçen. Vodafone 40 avea da 35 mi ne istiyor. Aradım 34dk müşteri temsilcisinin ekip lideriyle konuştum, devlet artık hat sahibi dışında kullanıma izin vermediğini ve devir yükümlülüğünde olduğumu, bana verecekleri bu zorunlu hizmette sadece vergi kısmını ödemeyi talep ettiğim söyledim. 55 liranın ne kadarının vergi olduğunu bile söyleyemediler, direttim çözüm alamadim. Aklıma getirdin biraz daha savaşayım.
0
Benden 45 istediler birkaç ay önce. İş zorlaştırmaktan başka bir şey değil yaptıkları.
0
pikap
saçma bi soru gibi gelecek belki ama durup dururken aklıma takıldı. acaba hangi bölüm insana bilgi ve kültür patlaması yaşatır? yalnız, insan kendi kendini yetiştirir görüşünden bağımsız olarak fikirlerinizi belirtirseniz sevinirim.
saçma bi soru gibi gelecek belki ama durup dururken aklıma takıldı. acaba hangi bölüm insana bilgi ve kültür patlaması yaşatır? yalnız, insan kendi kendini yetiştirir görüşünden bağımsız olarak fikirlerinizi belirtirseniz sevinirim.
0
genel kültürün çok da genel bir şey olduğuna inanmıyorum. her bölümün katacağı bilgi birikimi ayrıdır ve karşılaştırılamaz. sen "kamboçya'nın başkentini bilsin ama" dersin, ben "protein yapısı şart" derim; görüldüğü üzere birbirinden çok farklı alanlar.
0
çok vardır ama aklıma ilk gelenler felsefe, sosyoloji, edebiyat (türk, ingiliz, fransız vs) gibi disiplinlerarasılığa açık olan bölümler. tiyatro bölümlerini de sayabiliriz mesela.
0
Belki de hiç bilmediğim, alakamın olmadığı ve aklımda tutamadığım bir alan olsa gerek edebiyat hakkında bir şeyler bilenlere üstün zekalı muamelesi yapıyorum. Tarih geliyor genelde akla bir de, ama o daha çok hobi gibi kalıyor.
Yine de illa patlama yaşayayım diyorsan ben sayısal bir bölüm derim. İnternette felaket bilgi kirliliği var bu konularda, az biraz bir şey biliyorsan, bir de yanlış şekilde anlatıldığı versiyonlarını da biliyorsan ortamlarda bildiğin kral oluyorsun. Sözel kısımlar (edebiyat tarih felsefe) hobi niyetine gelişiyor yine bir yere kadar da olsa.
Yine de illa patlama yaşayayım diyorsan ben sayısal bir bölüm derim. İnternette felaket bilgi kirliliği var bu konularda, az biraz bir şey biliyorsan, bir de yanlış şekilde anlatıldığı versiyonlarını da biliyorsan ortamlarda bildiğin kral oluyorsun. Sözel kısımlar (edebiyat tarih felsefe) hobi niyetine gelişiyor yine bir yere kadar da olsa.
0
@mutlusismankedi'nin dediği gibi disiplinlerarasılığa açık olan bölümler. Gördüğüm en geniş programlar da critical theory doktora programları. Bir örnek atayım Berkeley Critical Theory programından (elbette hepsini almıyorsun, aralarından 4-5 tanesini seçiyorsun):
"Anthropology, Comparative Literature, Education, English, Ethnic Studies, Film and Media Studies, French, Gender and Women’s Studies, Geography, German, History, History of Art, Interdisciplinary Studies, Italian, Law, Music, Performance Studies, Philosophy, Political Science, Public Health, Rhetoric, Spanish and Portuguese, Sociology, and South and Southeast Asian Studies, among others."
"Anthropology, Comparative Literature, Education, English, Ethnic Studies, Film and Media Studies, French, Gender and Women’s Studies, Geography, German, History, History of Art, Interdisciplinary Studies, Italian, Law, Music, Performance Studies, Philosophy, Political Science, Public Health, Rhetoric, Spanish and Portuguese, Sociology, and South and Southeast Asian Studies, among others."
0
baymayself
Selam sevgili dostlar. size bir soruserbest çalışan bir kişide araba markasının (mercedes,bmw,audi) iş ve özel hayata ciddi bir etkisi olur mu?serbest çalışan arkadaşlar(mimar,mühendis,avukat,esnaf) düşüncelerini esirgemez ise memnun olurum.
Selam sevgili dostlar. size bir soru
serbest çalışan bir kişide araba markasının (mercedes,bmw,audi) iş ve özel hayata ciddi bir etkisi olur mu?
serbest çalışan arkadaşlar(mimar,mühendis,avukat,esnaf) düşüncelerini esirgemez ise memnun olurum.
serbest çalışan bir kişide araba markasının (mercedes,bmw,audi) iş ve özel hayata ciddi bir etkisi olur mu?
serbest çalışan arkadaşlar(mimar,mühendis,avukat,esnaf) düşüncelerini esirgemez ise memnun olurum.
0
serbest çalışıyorum.
çok etkisi olduğunu söyleyemem. bir defa toplantıya gittiğinde kimse arabanı bilmiyor. ya binanın ya da yakınlardaki bi otoparka bırakmış oluyorsun. bir süre çalıştıktan ve ilk izlenimi aştıktan sonra ise markanın önemi yok.
bence arabadan daha önemlisi giyim kuşam, tavır.
çok etkisi olduğunu söyleyemem. bir defa toplantıya gittiğinde kimse arabanı bilmiyor. ya binanın ya da yakınlardaki bi otoparka bırakmış oluyorsun. bir süre çalıştıktan ve ilk izlenimi aştıktan sonra ise markanın önemi yok.
bence arabadan daha önemlisi giyim kuşam, tavır.
0
Babam 99 model mavi Hyundai Accent kullanırken böyle bir derdi olduğunu söylüyordu.
0
iş hayatı için konuşuyorum sektörünüze bağlı olarak var.
milyon liraların konuşulduğu sektörlerde 20.000-30.000 liralık arabalarla
gidilen görüşmelere 1-0 yenik başlamanıza neden olur
milyon liraların konuşulduğu sektörlerde 20.000-30.000 liralık arabalarla
gidilen görüşmelere 1-0 yenik başlamanıza neden olur
0
Beyaz yakali olarak 91 model lada samara kullaniyorum, gayet de memnunum. Bütün cevrem o kadar para aliyorsun duzgun bir sey alsana diyor :) Isim geregi epey farkli sube'ye kendi aracimla gidiyorum, su ana kadar is sirasinda olumsuz bir duruma dusmedim. Cok şekilci olmaya gerek yok bence :)
0
Avukatlıkta maalesef önemli. Arabanıza bakarak büyük meblağlı davaları size getirmekten vazgeçebiliyorlar veya Demek ki iyi kazanmıyor başarılı değil şeklinde yorumlayabiliyorlar.
0
kesinlikle var etkisi. tam da @dunyanin dans eden sarki soleyen pisligi'nin söylediği durumu yaşadım.
yıllar önce amcamın inşaat firmasında çalışırken ıstanbuldan ortaklık görüşmeleri yaptığımız kişiler geldi. gayet kalantor bir mekanda yemek yendi içildi, sonra bu vatandaşları otellerine götürmek için kalktık, beraber otoparka doğru yürürken adamlar bizim astranın olduğu tarafa değil de otoparkın diğer tarafında duran 2 lüks aracın olduğu tarafa doğru yöneldiler.
yıllar önce amcamın inşaat firmasında çalışırken ıstanbuldan ortaklık görüşmeleri yaptığımız kişiler geldi. gayet kalantor bir mekanda yemek yendi içildi, sonra bu vatandaşları otellerine götürmek için kalktık, beraber otoparka doğru yürürken adamlar bizim astranın olduğu tarafa değil de otoparkın diğer tarafında duran 2 lüks aracın olduğu tarafa doğru yöneldiler.
0
valla var böyle bir şey. her gün arabasız gittiğimiz lokantaya patronun mersedesi ile gidince kapıyı bile açmışlardı. ayrıca toplantılarda vs direk dedikodu konusu ama çok hayati bir şey değil.
çalışan olarak ise olumsuz ayıptır söylemesi gittim sıfır vw aldım en ufağından. patronda direk biz galiba fazla para veriyoruz algısı oluştu. iş değiştirdim. bir hafta arabasız gittim ikinci hafta arabayı otoparka çektiğim gün konusu oldu
çalışan olarak ise olumsuz ayıptır söylemesi gittim sıfır vw aldım en ufağından. patronda direk biz galiba fazla para veriyoruz algısı oluştu. iş değiştirdim. bir hafta arabasız gittim ikinci hafta arabayı otoparka çektiğim gün konusu oldu
0
avukatım. 2014 model ford fiesta'm var. ruhsatımı alır almaz aldım arabayı. yarısından fazlasını kredi çektim. 2 yıllık kredimi 1,5 senede ödedim. arabayı aldıktan 7-8 ay sonra işten ayrılıp kendi ofisimi açtığım halde üstelik.
şimdi memnunum arabamdan da işlerimden de çok şükür. ama sağda solda hala bmw, mercedes, audi gibi arabalara binenlerin daha iyi avukat olduğundan bahsediliyor olması, bizim arabaya bisiklet muamelesi yapılıyor olması hoş değil :)
şimdi memnunum arabamdan da işlerimden de çok şükür. ama sağda solda hala bmw, mercedes, audi gibi arabalara binenlerin daha iyi avukat olduğundan bahsediliyor olması, bizim arabaya bisiklet muamelesi yapılıyor olması hoş değil :)
0
Domuz
İşim gücüm arasında hoparlöre alıp açtım tekrar tekrar aramaması için. Uzattı klasik olarak neyse birkaç kez ilgilenmiyorum dedim teşekkür ettim. Kapatacakken ben telefona uzaktım kapatamadım o da kapandı sandı benim sesimi taklit etti kaşar. Son cümlemin aynısını söyledi ahaah. Şikayet ediyim mi si
İşim gücüm arasında hoparlöre alıp açtım tekrar tekrar aramaması için. Uzattı klasik olarak neyse birkaç kez ilgilenmiyorum dedim teşekkür ettim. Kapatacakken ben telefona uzaktım kapatamadım o da kapandı sandı benim sesimi taklit etti kaşar. Son cümlemin aynısını söyledi ahaah. Şikayet ediyim mi sizce?
0
et. güvenliğiniz için ses kaydına alıyoruz diyorlar. o ses kaydının müşteri nezdinde bi işe yaradığını görelim
0
uğraşma derdim ama üşenmeyeceksen iş yerine söylemende fayda var. Şirketi temsil etsin diye maaş alıyor o kadın ve seni kaybettirdi şirkete.
0
ne var taklit etmişse etmiş. bütün gün telefonda anası ağlıyodur onun da eminim. abartmaya gerek yok.
0
ben olsam uğraşmam ama 3 kuruşa köpek gibi çalışıyor falan diye de acımam açıkçası istemiyorsa ya da zor geliyorsa çalışmayabilir o kendi sorunu ama müşteriye karşı ne olursa olsun kabalaşmamak zorunda, o da yüzüne bir şey söylememiş kapattığını zannetmiş ama yine de hoş olmamış bu tavır. Sen de ona kötü bir şey söylememiş ya da bağırmamışsın. Uğraşmaya vaktim var dersen dene derim.
0
Uğraşırım diyorsan şikayet et. Ben üşenirim ama şikayet etmek isterim. Üç kuruşa orada çalışıyorsa da onun sorunu, daha fazla para eden bir yeteneğe haizse gitsin oradan para kazansın madem.
0
uğraşırım ne olm yaw he diyecekler kapatacaklar.
kimsenin sikinde olmaz rahat olun.
kimsenin sikinde olmaz rahat olun.
0
eurhka
mesela bir alt geçit var ve bir tane kolon ile desteklenmiş. kolonun çapı da 30 cm diyelim. biz bu kolonu 60cm'e çıkarsak etkisi artar mı? yoksa iki tane 30 cm'lik kolon koyulursa mı etkili olur orası için.anlatamadım sanırım, ama olsun.
mesela bir alt geçit var ve bir tane kolon ile desteklenmiş. kolonun çapı da 30 cm diyelim. biz bu kolonu 60cm'e çıkarsak etkisi artar mı? yoksa iki tane 30 cm'lik kolon koyulursa mı etkili olur orası için.
anlatamadım sanırım, ama olsun.
anlatamadım sanırım, ama olsun.
0
merhaba. öncelikle sorunuzun muhatabının mimar değil inşaat mühendisi olması gerektiğini düşünüyorum, bunu belirterek başlayayım :) 60 cm'lik kolon, 30 cm'lik kolondan daha dayanıklı olacaktır tabii. 60'lık mı yoksa iki tane 30'luk mu sorusuna gelişigüzel yanıt verilemeyeceği, alt geçitin ölçülerine göre hesap gerekeceği kanaatindeyim. ama aynı olmaz, çünkü iki durumun moment kollarının uzunluğu farklıdır.
0
Asıl muhatabı mühendizler evet ama mimarlar da temel düzeyde de olsa alıyor bu dersleri. Hatta lisede biz bile aldık lan. *sımayli*
Salt dayanıklılık olarak soruyorsan, o kesit alanına bağlı. O yüzden 60 santim çapındaki kolon, iki tane 30 santim çapındaki kolonun iki katı ağırlığı taşır. Ama işin detayda someone'ın da dediği gibi olay değişiyor, inşaat müendizinin alanına giriyor. *ikinci sımayli*
Salt dayanıklılık olarak soruyorsan, o kesit alanına bağlı. O yüzden 60 santim çapındaki kolon, iki tane 30 santim çapındaki kolonun iki katı ağırlığı taşır. Ama işin detayda someone'ın da dediği gibi olay değişiyor, inşaat müendizinin alanına giriyor. *ikinci sımayli*
0
acsr777
BOy 184 kilo 78. kilo sorunum yok ama doktora en son sordugumda haftada 500gr dan fazl kirmizi et yeme onun yerine balik tavuk ye dedi.Tavuklar cabuk büyüsünler diye bi ton igne antibiotik, gdolu besin veriyorlar. tavuk zaten ayda bi kere filan yiyorum.Balik keza ayni sekilde. Piyasada alabalik-Cupr
BOy 184 kilo 78. kilo sorunum yok ama doktora en son sordugumda haftada 500gr dan fazl kirmizi et yeme onun yerine balik tavuk ye dedi.
Tavuklar cabuk büyüsünler diye bi ton igne antibiotik, gdolu besin veriyorlar. tavuk zaten ayda bi kere filan yiyorum.
Balik keza ayni sekilde. Piyasada alabalik-Cupra-levrek hepsi ciftlik baligi. Arada mevsimi gelirse hamsi lüfer barbun vs yiyorum.
Onun disinda icinde et olmayan bir ögün düsünemiyorum. Etsiz doymuyorum. Buna bir cözüm öneriniz olur mu?
Tavuklar cabuk büyüsünler diye bi ton igne antibiotik, gdolu besin veriyorlar. tavuk zaten ayda bi kere filan yiyorum.
Balik keza ayni sekilde. Piyasada alabalik-Cupra-levrek hepsi ciftlik baligi. Arada mevsimi gelirse hamsi lüfer barbun vs yiyorum.
Onun disinda icinde et olmayan bir ögün düsünemiyorum. Etsiz doymuyorum. Buna bir cözüm öneriniz olur mu?
0
köy tavuğu bulabilirsen göm? bide tam deniz balığı mevsimi. bu mevsimlerde azaltırsın eti balıkla malıkla, zamanla alışırsın.
çok mu zenginsin lan :(
çok mu zenginsin lan :(
0
Bunun cözüm önerisi diye bir sey yok, bu senin kendi kendine kazandigin yeme aliskanligin ve sahsi irade ve sabrin ile bunun üstesinden gelmen lazim. Et yemeden doyulabilir bunu önce gercekten kafa olarak sindirmen gerek, ekmek yemeden doyulabilir mi? Ben sahsen inanmiyordum ama artik tika basa doyuyorum bazen bir salatayla bile. Bir süre acmissin gibi hissetmeye alisman, sabretmen lazim. Kolay bir is degil, ama dünyanin en zor isi de degil.
0
ineğe koyuna bir şey verilmediğini nerden biliyorsunuz? tavuk çiftliği gezdiğiniz gibi inek çiftliği de gezdiniz mi?
bayılıyorum şu tavuğa bok atanlara :)
bayılıyorum şu tavuğa bok atanlara :)
0
sanki bagimlilik yapmis sizde kirmizi et. doyma hissi de sanki tatminkarlikla alakali. bir kac vejetaryen arkadas edinin bence.
0
Bu tavuk düşmanlığı ne ara başladı yahu, insanlar utanmasa tavukları testislerimize sürüyoruz falan dicek. Göm abicim göm, o balıkta ne kadar kimyasal var o inek nasıl büyüyor biliyor musun sanki?
0
sahipsiz
merhaba, web yazılımcısıyım. ilk soru, hiç tecrübem yok 13.3 ultrabook ile kodlama yapmak sıkıntılı mıdır? diğer sorum, ultrahd veya o ayar, çok yüksek çözünürlüklü ve pil ömrü uzun giden, ips panelli ultrabook önerileriniz var mı?zenbook un 301 olanı sanırım güzel. bunun dışında tavsiyeleriniz nedi
merhaba, web yazılımcısıyım. ilk soru, hiç tecrübem yok 13.3 ultrabook ile kodlama yapmak sıkıntılı mıdır?
diğer sorum, ultrahd veya o ayar, çok yüksek çözünürlüklü ve pil ömrü uzun giden, ips panelli ultrabook önerileriniz var mı?
zenbook un 301 olanı sanırım güzel. bunun dışında tavsiyeleriniz nedir?
ve tekrar sorayım, ultrabook 13.3 yazılım geliştirmek için uygun mudur?
diğer sorum, ultrahd veya o ayar, çok yüksek çözünürlüklü ve pil ömrü uzun giden, ips panelli ultrabook önerileriniz var mı?
zenbook un 301 olanı sanırım güzel. bunun dışında tavsiyeleriniz nedir?
ve tekrar sorayım, ultrabook 13.3 yazılım geliştirmek için uygun mudur?
0
dell ips. kim ne derse desin düşük çözünürlük ve düşük ekran boyutuyla kodlamak cidden işkence. şimdi macbook ekranını örnek alalım retina 3klık bir ekran ve 13" olanı sıkıntısız. dell ips modelleride böyle fakat 720p 15" bi laptop cidden sıkıntı.
0
asus zenbooklar da güzel duruyor 3200 küsür çözünürlük var sanırım retinadan da yüksek.
0
Arkadaş Dell XPS demeye çalışmış sanırım. Eğer öyle dediyse +1.
0
gcsays
şimdi bi tane ev arkadaşımız var adamla halihazırda her şeyi paylaşıyoruz ve bir sıkıntı olduğu yok. fakat eleman gitarı kimseye elletmediğimi bildiği halde gitara halleniyor. birkaç kez de sordu ne zaman izin vereceksin çalmama diye. valla gitarı gizli gizli çalmaya başladım amfinin sesini kısıyoru
şimdi bi tane ev arkadaşımız var adamla halihazırda her şeyi paylaşıyoruz ve bir sıkıntı olduğu yok. fakat eleman gitarı kimseye elletmediğimi bildiği halde gitara halleniyor. birkaç kez de sordu ne zaman izin vereceksin çalmama diye. valla gitarı gizli gizli çalmaya başladım amfinin sesini kısıyorum pis pis hallere girdim. sorun bende mi onda mı napmak lazım?
0
uzun vadede evimi de kimseyle paylaşmam ama gitarımı hiç paylaşmam. yıllardır böyle, gelip giden arkadaşlarım da hiç dokunmaya yeltenmezler.
0
Bateri çalıyorum, benden iyi bilmediği sürece oturtmam başına. Bagetin yanıyla yanıyla koskoca ride'a vurmuyorlar mi, bütün tomların kenarına kenarına vurup derilerin anasını ağlatmıyorlar mi...
0
konseri ya da sahnesi vardır, ihtiyaçtır veriririm kemanımı aksi halde kurcalamak tıngırdatmak falan için ise vermem zırt pırt. hanıma bile dokundurtmuyorum.
0
Sorun bana gore sende. Boyle bir sey ne gordum ne duydum. Nice takintili insanlar tanidim kendi gitarini uzatip sunun tonlara bak diye kendi teklif eden. Kaldi ki baskasi iki eline alsa nolacak ki zarar desen vermez teller eskidi desen o kadar pinti degilsindir tam olarak sebep nedir? Enstrumaninizi fetis haline mi getirdiniz acaba?
0
Calmayi biliyor mu ki duzenli olarak calacak. Biliyorsa gitsin kendine gitar alsin bilmiyorsa da ogrensin de gelsin. Haklisin o zaman.
0
bizim gruptan elemanlarla paylaştığım oluyor. hatta pedallar medallar, klavyemi bile vermiştim. şu an yakın arkadaşımda.
ama bizimkiler de iyi çalar, onlara veriyorum sazı. diğer türlü tanımadığıma vermem.
ama bizimkiler de iyi çalar, onlara veriyorum sazı. diğer türlü tanımadığıma vermem.
0
xex
çalışmadığınız ya da okula gitmediğiniz vs. günleri nasıl değerlendiriyorsunuz? benim gibi genelde evde tembellik yapmayı mı tercih ediyorsunuz yoksa kendinizi dışarı mı atıyorsunuz?
çalışmadığınız ya da okula gitmediğiniz vs. günleri nasıl değerlendiriyorsunuz? benim gibi genelde evde tembellik yapmayı mı tercih ediyorsunuz yoksa kendinizi dışarı mı atıyorsunuz?
0
h.sonu komple yatış ve akşama kadar maç izlerim. hafta içi komple spordayım.
0
Bisiklete biniyorum. Dun mesela kuru soguk vardi ellerim ve kulaklarim dondu ama yine de bindim yine de keyif aldim.
0
tchuck
bu aylık 25tl'ye olan iş için office'te diyor ki; 1 kulanıcı 5 bilgisayara (veya tablet) kadar kullanabilir.ofiste üç kişiyiz. üçümüz tek kullanıcı alıp aynı anda 3 bilgisayardan bağlanabilir miyiz yani?yoksa başka bir plan mı almamız gerekiyor?
bu aylık 25tl'ye olan iş için office'te diyor ki; 1 kulanıcı 5 bilgisayara (veya tablet) kadar kullanabilir.
ofiste üç kişiyiz. üçümüz tek kullanıcı alıp aynı anda 3 bilgisayardan bağlanabilir miyiz yani?
yoksa başka bir plan mı almamız gerekiyor?
ofiste üç kişiyiz. üçümüz tek kullanıcı alıp aynı anda 3 bilgisayardan bağlanabilir miyiz yani?
yoksa başka bir plan mı almamız gerekiyor?
0
vercingetorix
PMI, İngilizce bir kısaltma oluyor.bence birincisi ama... emin olamadım.
PMI, İngilizce bir kısaltma oluyor.
bence birincisi ama... emin olamadım.
bence birincisi ama... emin olamadım.
0
Pemei'nin. Yani PMI'nin.
Aksini iddia edenlere uygun fiyatli turkce dersi verilir.
Aksini iddia edenlere uygun fiyatli turkce dersi verilir.
0
son kararınız mı :( bunun kuralını yazan bir yer yok mu yav, bulamadım ben..
0
Zamaninda arastirdim tdk pmi'nin diyordu en son. Ha tdk paso degistirir fikrini ancak genellikle hep boyle kullanilir artik kural nolursa olsun.
0
Evet söyledikleri gibi. Pmi'nin şeklinde. Bakın çok ilginç Pmi'ın şeklinde yazanların yaklaşık %47'sinde aşağılık kompleksi ve özgüvensizlik mevcut. "dur pmi'ın yaziim de pe me i şeklinde okuduğumu sanmasınlar bunlar yaa :/"
0
Eğer puan vs gibi bir şey elde edeceksem bu sorunun sonunda, floydian +1. TDK'ye (TDK'ya değil mesela -.-) göre Türkçe okuyacaksın.
He elde klavye bir yere yazıyorsam, PMI'ın derim. AVM'in demem ama mesela, çünkü Türkçe. İngilizce kısaltmaysa tabi ki PMI'ın derim lan, ne kompleksi ameka.
He elde klavye bir yere yazıyorsam, PMI'ın derim. AVM'in demem ama mesela, çünkü Türkçe. İngilizce kısaltmaysa tabi ki PMI'ın derim lan, ne kompleksi ameka.
0
TDK'nın böyle dediğine dair kaynak göstermesini rica edebilir miyiz Türkçe dersi verecek arkadaşlardan? Hususi olarak Türkçe olmayan kısaltmalara dair yani.
Ben şahsen Türkçe olmayan bir kısaltmanın Türkçe okunarak ek almasında bir mantık göremiyorum. "Piyemay'ın" diye ek alması mantıklı olur diye düşünüyorum.
Buna alternatif olan kullanımlar "İmefe" gibi örneklerdir. "Ayemef" değil de "İmefe" denegeldiği için "IMF'nin" yazarız, "IMF'in" değil. Ama bu tip genelgeçer kullanımlar haricinde "PMI'ın" olmalı diyorum.
Ben şahsen Türkçe olmayan bir kısaltmanın Türkçe okunarak ek almasında bir mantık göremiyorum. "Piyemay'ın" diye ek alması mantıklı olur diye düşünüyorum.
Buna alternatif olan kullanımlar "İmefe" gibi örneklerdir. "Ayemef" değil de "İmefe" denegeldiği için "IMF'nin" yazarız, "IMF'in" değil. Ama bu tip genelgeçer kullanımlar haricinde "PMI'ın" olmalı diyorum.
0
@melek
Türkçe olmayan bir kısaltmanın İngilizce bir kavramın kısaltması olduğunu nereden biliyorsun peki? Senin "piemay" diye okunduğunu zannettiğin bir kelime "pemöy" diye okunuyorsa ne olacak?
Diyelim ki "piemay" diye okunuyor, anadili İngilizce olmayan hiçbir ülkede insanlar harflerin İngilizce telaffuzunu bilmek zorunda değil.
Evet, İngilizce bilen insanlar olarak günlük kullanımda tercih ettiğimiz telaffuzlar bizi yazı dilinde de aynı şekilde hareket etmeye zorluyor. Fakat yazı dili, kuralları olan ayrı bir dünya. Kesinlikle "PMI'nın" yazmalısınız.
Türkçe olmayan bir kısaltmanın İngilizce bir kavramın kısaltması olduğunu nereden biliyorsun peki? Senin "piemay" diye okunduğunu zannettiğin bir kelime "pemöy" diye okunuyorsa ne olacak?
Diyelim ki "piemay" diye okunuyor, anadili İngilizce olmayan hiçbir ülkede insanlar harflerin İngilizce telaffuzunu bilmek zorunda değil.
Evet, İngilizce bilen insanlar olarak günlük kullanımda tercih ettiğimiz telaffuzlar bizi yazı dilinde de aynı şekilde hareket etmeye zorluyor. Fakat yazı dili, kuralları olan ayrı bir dünya. Kesinlikle "PMI'nın" yazmalısınız.
0
olm kisaltma ingilizce kelime olsa ne olur ya?
p harfi pi degil pe diye okunur turkcede.
adamlar pkk'ya pikeykey diyor, turkcesi buymus diye dert etmiyolar, bir tek bizde bu var bu eziklik. herkes dogal olarak kendi diline cevirip oyle okuyor, biz ise yok kuyt, yok kejman, yok fan persi. ya adamlar rustuye rustu mu dedi yillarca veya hakan sukurun soyadini nasil okudular? turkcede okundugu gibi mi okudular? bunun icin cabadilar mi? hayir, sukur diye okudular, hatta sukur diye yazdilar, adamlar orijinaline sadik kalmayi birak, adam isminin yuzde 60ini cevirmisler. biz ise alex i aleks olarak yazmiyoruz formaya, alex olarak yaziyoruz x diye bir harf olmamasina ragmen.
ben anlamiyorum bizi.
p harfi pi degil pe diye okunur turkcede.
adamlar pkk'ya pikeykey diyor, turkcesi buymus diye dert etmiyolar, bir tek bizde bu var bu eziklik. herkes dogal olarak kendi diline cevirip oyle okuyor, biz ise yok kuyt, yok kejman, yok fan persi. ya adamlar rustuye rustu mu dedi yillarca veya hakan sukurun soyadini nasil okudular? turkcede okundugu gibi mi okudular? bunun icin cabadilar mi? hayir, sukur diye okudular, hatta sukur diye yazdilar, adamlar orijinaline sadik kalmayi birak, adam isminin yuzde 60ini cevirmisler. biz ise alex i aleks olarak yazmiyoruz formaya, alex olarak yaziyoruz x diye bir harf olmamasina ragmen.
ben anlamiyorum bizi.
0
Sevgili Arkadaşlar,
Konu ciddi ve kafama göre yazabileceğim bir metin değil. Bana kalsa ben ne yapacağımı biliyorum ama ciddi bir metin, her tür dil kuralına özen gösterilmesi gereken ve kişisel fikirlere göre karar verilmemesi gereken bir metin. Tartışmak gerekli bence de bu konuyu ama rica etsem cevap verenler belli bir kaynak gösterebilirler mi acaba? Dil bilgisi kuralları ile ilgili, TDK gibi sitelerden mümkünse tabii... Bak burada böyle yazmışlar şeklinde değil de...
Teşekkürler.
Konu ciddi ve kafama göre yazabileceğim bir metin değil. Bana kalsa ben ne yapacağımı biliyorum ama ciddi bir metin, her tür dil kuralına özen gösterilmesi gereken ve kişisel fikirlere göre karar verilmemesi gereken bir metin. Tartışmak gerekli bence de bu konuyu ama rica etsem cevap verenler belli bir kaynak gösterebilirler mi acaba? Dil bilgisi kuralları ile ilgili, TDK gibi sitelerden mümkünse tabii... Bak burada böyle yazmışlar şeklinde değil de...
Teşekkürler.
0
Bu arada "pemei'nin" diyen arkadaşlar: o sondaki harf büyük ı ama bizde, neden "i" diyoruz peki? adamlar i diyor diyeyse, o zaman kuralın tüm özü şu an çöktü.
0
SON KARAR: Dayanamdım artık ve işverene sordum. Gelen cevap şudur arkadaşlar (elbette ki büyük ı konusunda tereddüt etmekte haklıymışım):
"PMI'nın
PMI'yı
PMI'ya
PMI'da
PMI'dan"
Yani "nin" değil, "nın"...
Herkese sevgiler, saygılar.
"PMI'nın
PMI'yı
PMI'ya
PMI'da
PMI'dan"
Yani "nin" değil, "nın"...
Herkese sevgiler, saygılar.
0
cevap olarak örneğini vereceğim şey zaten söylenmiş. kısaltmanın türkçe telafuzu ne ise o şekilde yazılır tabiki. konuşma dilinde telafuz edilen ortama göre değişebilir. ortamda kısaltma nasıl biliniyorsa o şekilde ekleme yapıyor insan doğal olarak. ama yazı olunca kimin okuyacağını bilemeyeceğin için türk dil kurallarına uygun yazmakta fayda var.
zaten karı görünce çok çok seviniyor insan.
zaten karı görünce çok çok seviniyor insan.
0
sevgili cenkertem, şahsen ben iğmefe diye okuyorum onu. ama geçerli bir dil bilgisi kaynağın varsa, söz, senin dediğini yapacağım. şimdilik elbette ki işvereni dinlemem en doğrusu olacak.
0
sevgili @vercingetorix
Cenk ile Erdem burda değiller ama söz görürsem dediklerini onlara ileteceğim.
"ama geçerli bir dil bilgisi kaynağın varsa, söz, senin dediğini yapacağım" demişsin ama ben de senin işverenine katılıyorum. yazdıklarımdan farklı bir şey mi anlaşılıyor yoksa?
Cenk ile Erdem burda değiller ama söz görürsem dediklerini onlara ileteceğim.
"ama geçerli bir dil bilgisi kaynağın varsa, söz, senin dediğini yapacağım" demişsin ama ben de senin işverenine katılıyorum. yazdıklarımdan farklı bir şey mi anlaşılıyor yoksa?
0
Bizim tikler kalkmış ama istenen süper resmi kaynağı da belırtmemıs kimse.
Bunu kanıt olarak sunabılecegım hiç aklıma gelmezdi ama, geçen sene YGS'ye girdim lan ben! En az 10 kez TDK (2009 veya 2012) alıntılı bir şekilde bunun üzerine basıldığını gördüm, ve sorularda çözdüm. İmla kılavuzumu da atmasaydım bakardım da tartışmalar çok kıl bir eksende dönmüş, pek uğraşasım da gelmedi.
Haksız yere alınan tik konusunda takıntılıyım ben. Verin ulen tikimi!
Bunu kanıt olarak sunabılecegım hiç aklıma gelmezdi ama, geçen sene YGS'ye girdim lan ben! En az 10 kez TDK (2009 veya 2012) alıntılı bir şekilde bunun üzerine basıldığını gördüm, ve sorularda çözdüm. İmla kılavuzumu da atmasaydım bakardım da tartışmalar çok kıl bir eksende dönmüş, pek uğraşasım da gelmedi.
Haksız yere alınan tik konusunda takıntılıyım ben. Verin ulen tikimi!
0
cenkertem.afc
Ben şehir içinde rahat 15 yakar diyorum arkadaşım yakmaz o kadar max 12 yakar diyor. Alınır mı ne dersiniz ayrıeten?http://www.sahibinden.com/ilan/vasita-otomobil-mercedes-benz-park-auto-2003-mercedes-clk-500-avantgarde-306-hp-235065974/detayAyrıeten Lpg beygiri etkiler mi ya? Lpg li araçta max hız
Ben şehir içinde rahat 15 yakar diyorum arkadaşım yakmaz o kadar max 12 yakar diyor.
Alınır mı ne dersiniz ayrıeten?
www.sahibinden.com
Ayrıeten Lpg beygiri etkiler mi ya?
Lpg li araçta max hız etkilenir mi ısı sıcaklık basınç belki ket vuruyordur diye dedim.
Alınır mı ne dersiniz ayrıeten?
www.sahibinden.com
Ayrıeten Lpg beygiri etkiler mi ya?
Lpg li araçta max hız etkilenir mi ısı sıcaklık basınç belki ket vuruyordur diye dedim.
0
Hesap numarani gonder de dogru duzgun bi sey al kendine :(
0
Ayrıca max hızın etkilendiğini (ve doğal olarak hepsinin) düşünüyorum çünkü çoğu yerde "max speed on lpg" gibi şeyler görüyorum.
0
lpg hem beygiri hem maksimum hızı etkiler, en az 15 yakar daha yükseği mümkün altı pek değil
0
proletarier aller lander vereinigt euch
Kizin dudaga yabiscaktim bugun alta mi uste mi yabissam kararsiz kaldim dusunurken o atmosfer bozuldu. Bi dahakine kararsiz kalmamak icin sorayim dedim hangisine yabismali neden?
Kizin dudaga yabiscaktim bugun alta mi uste mi yabissam kararsiz kaldim dusunurken o atmosfer bozuldu. Bi dahakine kararsiz kalmamak icin sorayim dedim hangisine yabismali neden?
0
0
ilk yapışma sırasında bende aynı ikileme düşüyorum, ilkini aştıktan sonra zaten sırayla geziyorum ama ilk yapışma için sanırım kural alt dudak.
edit büdüt: sebebi ısırması daha kolay olduğu içinmiş (evet; araştırdım)
edit büdüt: sebebi ısırması daha kolay olduğu içinmiş (evet; araştırdım)
0
yoktan adam
sony telefon alacğaım. ancak sony z5 kullanan var mı sormak istedim?suya şoka ne kadar dayanıklı?
sony telefon alacğaım. ancak sony z5 kullanan var mı sormak istedim?
suya şoka ne kadar dayanıklı?
suya şoka ne kadar dayanıklı?
0
Şok dediğin ne bilmiyorum ama suya "dayanıklılık" var evet. 1000 liralık telefonlarında bile var. Z serisinde ise Z2'den beri var. Hatta bildiğim kadarıyla bir süredir kapaksız contasız yapıyorlar bu işi. USB portu açık yani.
0
Su işi yalan arkadaşlar. Çevremde bu telefonu kullanan arkadaşlarımın experiası bu yüzden bozuldu (z1-z2- z3 örneklerim var)
Hatta arkadaş suya dayanıklı dediler diye suya soktum deyince, "yoo biz suya sokmayın diyoruz" demiş bir bayii (bayiinin kafası da bi başka gerçi)
Sırf su yüzünden alıyorsan alma derim.
Hatta arkadaş suya dayanıklı dediler diye suya soktum deyince, "yoo biz suya sokmayın diyoruz" demiş bir bayii (bayiinin kafası da bi başka gerçi)
Sırf su yüzünden alıyorsan alma derim.
0
suya dayanıklı ama su geçirmez değil.
adamlar marketing yapıp dayanıklı diyorlar biz (ben de içerisinde dahil olup kötü bir tecrübe sonucu elime aldım telefonu) su geçirmez sanıp suya atlıyoruz.
yağmurda dayanıklı ya da üzerine bir şey dökülünce yıkayabiliyorsun.
Xperia Z almıştım 3 sene önce
1 sene kullandım bu su dayanıklılığı muhabbeti yüzünden kasada basınç çok ve ekran içeriden çatladı
inatla yapmadılar, ilgilenmediler tamamen fabrika hatası şeyi kullanıcı hatası dediler.
sony i çok severim ama xperia ya artık güvenemiyorum
adamlar marketing yapıp dayanıklı diyorlar biz (ben de içerisinde dahil olup kötü bir tecrübe sonucu elime aldım telefonu) su geçirmez sanıp suya atlıyoruz.
yağmurda dayanıklı ya da üzerine bir şey dökülünce yıkayabiliyorsun.
Xperia Z almıştım 3 sene önce
1 sene kullandım bu su dayanıklılığı muhabbeti yüzünden kasada basınç çok ve ekran içeriden çatladı
inatla yapmadılar, ilgilenmediler tamamen fabrika hatası şeyi kullanıcı hatası dediler.
sony i çok severim ama xperia ya artık güvenemiyorum
0
şu ana kadar en başarılı modeli z1 dir bu konuda. onu da çevremde gördüğüm kadarıyla biliyorum. suya dayanıklı dediği sandığımız gibi bi şey değil yani gereksiz de değil ama olmasa da olur yani :) sırf onun için telefon alınmaz. geçen yaz z1 ile sualtı çekim yaptık tabi ki telefonu gözden çıkardık ama bi şey olmadı. üst modellerde direkt bozuluyor telefon ya da ekran buğulanıyor nette de öyle okudum hep.
0
bende Xperia Z var aldığımda denizde falan video çektim, dayanıklı yani. Ama şu an kapakçıkları falan mefta oldu, sokmam denize. Serinin yeni telefonları kapakçıksız su geçirmez olmuş, ben güveniyorum.
0
şoka dayanıklılık yok, toz ve su var. z1 var bende, deniz hariç her suya soktum(havuz, dere, göl), kirlendikçe yıkıyorum, 2 senedir kullanıyorum herhangi bir problem yaşamadım. ama bu senin yaşamayacağın anlamına gelmez. suyun geçmesinin en büyük sebebi telefonu tutan yapıştırıcıların bir şekilde erimesi/zayıflaması. çok sıcak havada yumuşuyor mesela, ya de deniz suyundaki tuz yüzünden, ya da telefon çok ısınmışken, ya da telefon depoda beklerken, ya da herhangi bir sebeple. onun haricinde ufak bir üretim problemi de sebep olur su geçirmeye. sony ilk baştan beri dayanıklı dedi ama reklamında oraya buraya soktu, bunu gören kullanıcı da tabii sokacak. sorun şu ki sony bu telefonları değiştirmedi, kullanıcı hatası dedi. sonradan baktılar olmuyor, sokmayın suya; yağmurda ya da üstüne bişey döküldüğünde korur noktasına getirdiler işi. telefonu alırsın, sürahiye atarsın bişey olmayabilir de olabilir de. kuzenimde z2 var mesela, sudan sonra kameranın olduğu taraf biraz buğu oluyor, 1 saate geçiyor. kiminin mikrofonu boğuk oluyor kiminin ahizesi.
su altı için kesin telefon lazım diyorsan alma ama alırsan kullanabilme imkanın var.
su altı için kesin telefon lazım diyorsan alma ama alırsan kullanabilme imkanın var.
0
someone of god
USB 3.0 olup olmadığını nasıl anlıyoruz kankalar?
USB 3.0 olup olmadığını nasıl anlıyoruz kankalar?
0
Mavi mi ona bak. Hoş kesin Apple onda da bir aykırılık yapmıştır.
0
0
kucukharfler
Simdi bir önceki duyurumda macbookumda problem oldugunu yazmistim. Aldigim yere götürecegim fakat datalari yedeklemem gerekiyor. Evde bir tane 4 tb harici harddisk var ama windows icin formatlanmis ve mac deki datalari buna atamiyorum, icinde de 550gb data var. Yani bunu macos icin formatlayamiyorum
Simdi bir önceki duyurumda macbookumda problem oldugunu yazmistim. Aldigim yere götürecegim fakat datalari yedeklemem gerekiyor. Evde bir tane 4 tb harici harddisk var ama windows icin formatlanmis ve mac deki datalari buna atamiyorum, icinde de 550gb data var. Yani bunu macos icin formatlayamiyorum cünkü icindeki datalari yedekleyebilecegim bir yer yok.
Benim backup ini almak istedigim mac deki data 100 gb. Ne yapabilirim? Yeni bir harici hd alip ona aktarmaktan baska cözüm var mi? :((
Benim backup ini almak istedigim mac deki data 100 gb. Ne yapabilirim? Yeni bir harici hd alip ona aktarmaktan baska cözüm var mi? :((
0
4tblık diskin 120gb'lık kısmını macos okuyacak şekilde ayır. sonra atarsın oraya. ancak bu ayırma işi uzun sürebilir ayrıca tüm verilerin de gidebilir. risk var yani.
0
İçinde veri olan diskleri bölmeyin. Ben böldüm, bir sorun olmadı ama garantisi yok. Tepedeki arkadaş de demiş zaten.
Mac dışında bir bilgisayar bul, mümkünse çok eski olmasın. Ethernet portlarından öpüştür bilgisayarları. 1 gigabit'e yakın hızla al gülüm ver gülüm yap. Pc'den de hariciye aktar.
Mac dışında bir bilgisayar bul, mümkünse çok eski olmasın. Ethernet portlarından öpüştür bilgisayarları. 1 gigabit'e yakın hızla al gülüm ver gülüm yap. Pc'den de hariciye aktar.
0
ya evet o diskteki verileri riske atamam. zaten cok iyi anlamiyorum bu islerden yanlis bir sey yapmayayim.
@gunde 3 litre kola icen adam baska bir pc var. ethernet portlarindan nasi öpüstürcez? :/
@gunde 3 litre kola icen adam baska bir pc var. ethernet portlarindan nasi öpüstürcez? :/
0
Modeminin modelini söylersen eğer daha pratik bir yol söyleyebilirim. Modemin/routerın da gigabit porta sahipse Mac'i ve Pc'yi aynı ağa bağla kablolu olarak, ağ üzerinden veri aktar. Yok eski 100/300 mbitlerdense yine aynısını yapabilirsin ama 3-10 kat daha uzun sürer. Sürmesin diyorsan da ethernet kablosunu alcaksın bir ucunu Mac'e bir ucunu Pc'ye takacaksın. Sonrası da Google amca.
0
kanka ubuntu veya kali linux indir live olarak usbye yaz.
bilgisayarı bu usb ile bootla (başlat)
linuxta ne takarsan tak gelir
geç oldu ama inşallah başlamamışındır
bilgisayarı bu usb ile bootla (başlat)
linuxta ne takarsan tak gelir
geç oldu ama inşallah başlamamışındır
0
@patr bir harddisk daha buldum. Daha önce saçmalamıştı o harddisk ama şimdi mac ile çalıştı. Once o harddisk e sonra pc ye aktarıcam dataları. Emin olduktan sonra silicem. Bilgi için teşekkürler yine de ;)
Su an mac de time machine backup yapiyor. Sonra bilgisayari simdiki haline nasil getirecek bu time machine bilmiyorum ama bakicaz :) cok asina degilim mac de herseye acikcasi
Su an mac de time machine backup yapiyor. Sonra bilgisayari simdiki haline nasil getirecek bu time machine bilmiyorum ama bakicaz :) cok asina degilim mac de herseye acikcasi
0
dafuq
sb
sb
0
fantaaaazi (fantastik edebiyat, yoksa ayipli seyler degil!), bilim kurgu, polisiye.
edit: fularini kapan gelmis, herkes akademisyen sevdigimin yerinde :D
ek: manga ve cizgi romanlar sayilmaz sanirim ama onlar da harika :3
edit: fularini kapan gelmis, herkes akademisyen sevdigimin yerinde :D
ek: manga ve cizgi romanlar sayilmaz sanirim ama onlar da harika :3
0
cinema akımları, sosyoloji akımları. akımlı marxlı eisensteinlı şopenaurlu şeyler. roman olursa da garcia marquez.
0
epeydiiir roman okumuyordum geçen gün romanlara başladım.
ilk marc levy okudum, bu gün mavisel yener okuycam. arada yine yakın tarih filan olur belki.
geçengünden önce antropoloji, tarih, eğitim gibi konularda araştırmalı incelemeli türler okuyordum.
şiir de okurum.
ilk marc levy okudum, bu gün mavisel yener okuycam. arada yine yakın tarih filan olur belki.
geçengünden önce antropoloji, tarih, eğitim gibi konularda araştırmalı incelemeli türler okuyordum.
şiir de okurum.
0
şu "psikolojik" nedir bir türlü çözemedim ben. bunu okuyan kitleyi de tanımlamakta güçlük çekiyorum.
tür dediğin roman olur, öykü olur, deneme olur, inceleme olur, kuramsal kitap olur. edebiyat akımı desen popüler edebiyat var, çağdaş dünya edebiyatı var, klasikler var, modernist eserler var, postmodern romanlar var, büyülü gerçekçilik var, fantastik edebiyat var, bilimkurgu var.
psikolojik ne???
kendi ülkesinde, kendi kitabını bastıramayan, orijinali yayımlanmamış fakat türkçe çevirisi olan, yani kısaca başarısız, sıçmıklarını üçüncü dünya ülkelerine kakalayan (kakalayabilen) adam fawer kitapları tarzı şeyler mi?
tür dediğin roman olur, öykü olur, deneme olur, inceleme olur, kuramsal kitap olur. edebiyat akımı desen popüler edebiyat var, çağdaş dünya edebiyatı var, klasikler var, modernist eserler var, postmodern romanlar var, büyülü gerçekçilik var, fantastik edebiyat var, bilimkurgu var.
psikolojik ne???
kendi ülkesinde, kendi kitabını bastıramayan, orijinali yayımlanmamış fakat türkçe çevirisi olan, yani kısaca başarısız, sıçmıklarını üçüncü dünya ülkelerine kakalayan (kakalayabilen) adam fawer kitapları tarzı şeyler mi?
0
"Kitap rüzgâr olmalı, perdeyi kaldırmalıdır,
kitap, kanber tayı olmalı Şah İsmail'in
seni sırtına alıp
devlerin üstüne saldırmalıdır. "
kitap, kanber tayı olmalı Şah İsmail'in
seni sırtına alıp
devlerin üstüne saldırmalıdır. "
0
Ben de sadece akademicx teletext kitabi okuyorum. Roman okuyanlara kicimla gulerim hehehehee.
0
Internette hic tanimadigi insanlara tespit kasanlarin sorunlarina yonelik psikolojik analiz kitaplari okuyorum
0
laf sokmuş ve gerçekten mizah anlayışı olan insanlara sinirlenip misilleme yapmaya çalışan insanların postmodern toplumdaki varoluş çabalarını anlatan neo noir hypertesbit türündeki romanları tek geçerim.
0
kitap okumuyorum doğru düzgün ne zamandır ama fantastik, bilimkurgu, YA, bazen popüler bilim. şimdi yavaş yavaş discworld serisini okuyorum misal.
0
@flueur du mal, alakası yok. o dediğin roman kategorisinde olur.
bu kitap yeni çevrildi ve çok satanlarda, psikoloji olarak listeleniyo mesela, www.idefix.com
ben en çok roman okuyorum. romanın da türlü türlü alt başlıkları var da genelliyim böyle. psikoloji, siyaset, tarih ve biyografi de alıyorum ama hep bekliyor. en çok klasikleri seviyorum, onlar da arka arkaya okunmuyor.
bu kitap yeni çevrildi ve çok satanlarda, psikoloji olarak listeleniyo mesela, www.idefix.com
ben en çok roman okuyorum. romanın da türlü türlü alt başlıkları var da genelliyim böyle. psikoloji, siyaset, tarih ve biyografi de alıyorum ama hep bekliyor. en çok klasikleri seviyorum, onlar da arka arkaya okunmuyor.
0
(bkz: kitap okumuyorum eksikliğini hissetmiyorum)
sdafghjgfdsa şaka lan şaka benim konsantrasyonum dağıldığı için şeyapamıyorum ben. konsantreyi nasıl toplarım diye kitap okuyasım var ama bu durumda ortaya çıkacak paradoksla nasıl baş edeceğimi bilemiyorum.
help mi ! :/
sdafghjgfdsa şaka lan şaka benim konsantrasyonum dağıldığı için şeyapamıyorum ben. konsantreyi nasıl toplarım diye kitap okuyasım var ama bu durumda ortaya çıkacak paradoksla nasıl baş edeceğimi bilemiyorum.
help mi ! :/
0
Çok kitap okumam. Hatta az okurum aslında. Kitap formu çok sarmıyor beni. Kindle falan edindim ama çok sarmadı yine de, ders kitaplarını atıyorum kindle'a.
Araştırma ağırlıklı. Bir olayı falan anlatan böyle romandır fantezidir okuyamıyorum. Hani araştırmayı sevdiğim için değil, bunları okuyamadığım için. Canım sıkılıyor devam edemiyorum kopuyor gidiyor hikaye.
Tarih de azımsanamaz gerçi. Ama onu da bıraktım çünkü Türkçe düzgün tarih kitapları bulamıyorum. Hemen saldırmayın, benim cehaletim de olabilir. İngilizcem de öyle oturup sular seller gibi okuyacak kadar iyi değil, 2 kitap okuyabildim sadece.
Araştırma ağırlıklı. Bir olayı falan anlatan böyle romandır fantezidir okuyamıyorum. Hani araştırmayı sevdiğim için değil, bunları okuyamadığım için. Canım sıkılıyor devam edemiyorum kopuyor gidiyor hikaye.
Tarih de azımsanamaz gerçi. Ama onu da bıraktım çünkü Türkçe düzgün tarih kitapları bulamıyorum. Hemen saldırmayın, benim cehaletim de olabilir. İngilizcem de öyle oturup sular seller gibi okuyacak kadar iyi değil, 2 kitap okuyabildim sadece.
0
@kuul, help yu :)
romanlar çabuk okunuyor.
marc levy - birbirimize söyleyemediğimiz onca şey güzeldi mesela. toplamda 5-6 saat sürmedi okumam. hikaye, kurgu iyiydi. sürükleyici olursa dikkat dağılmıyor. ben de kafam boşalsın diye romanlara başladım.
orhan gökdemirin ucube'sine başlamıştım, baktım referenslar çok, kafam da yorgun şu sıralar, hiç kaldırmayacak, romanlara başladım.
romanlar çabuk okunuyor.
marc levy - birbirimize söyleyemediğimiz onca şey güzeldi mesela. toplamda 5-6 saat sürmedi okumam. hikaye, kurgu iyiydi. sürükleyici olursa dikkat dağılmıyor. ben de kafam boşalsın diye romanlara başladım.
orhan gökdemirin ucube'sine başlamıştım, baktım referenslar çok, kafam da yorgun şu sıralar, hiç kaldırmayacak, romanlara başladım.
0
Fantastik, Korku, Gotik türde romanlar
Marvel-DC çizgi romanları
Sinema kitapları
Marvel-DC çizgi romanları
Sinema kitapları
0
klasik ağırlıklı olmak üzere nefis roman okurum. bir şey hakkında bilgi almak istiyorsam onunla ilgili kitap almıyorum genelde, internetteki kaynakları sömürüyorum. o yüzden roman harici pek az kitap okurum. mao zedong yoldaşımla ilgili iki ciltlik 1200 küsür sayfa bir kitap vardı mesela devrimi anlatan, çok istedim onu almayı ama birinci cildini bulsan ikincisini bulamıyorsun falan, uğraş dur. açtım ingiliççe wiki'yi canım sıkıldıkça açıp açıp okudum. ne kitap alıcam onun için.
0
Akıcı şaşırtıcı, boğazıma kadar beni hikayenin için alan, biraz nostaljik, biraz hüzünlü, kafamın içinde güzel tatlar bırakan romanları okumayı seviyorum. Günümzde değil de, eski zamanda geçenler daha çok hoşuma gider.
(bkz: manzaranın güzelliği hüznünde yatar )
(bkz: manzaranın güzelliği hüznünde yatar )
0
akatreil
Eksiduyuru hariç hiçbir siteye giriş yapamıyorum şuanda.Bu web sayfası kullanılamıyorDNS_PROBE_FINISHED_NO_INTERNETşöyle bir şey yazıyor. Ne ola ki ?
Eksiduyuru hariç hiçbir siteye giriş yapamıyorum şuanda.
Bu web sayfası kullanılamıyor
DNS_PROBE_FINISHED_NO_INTERNET
şöyle bir şey yazıyor. Ne ola ki ?
Bu web sayfası kullanılamıyor
DNS_PROBE_FINISHED_NO_INTERNET
şöyle bir şey yazıyor. Ne ola ki ?
0
DNS sunucularına bağlanamıyorsun demek. Ekşiduyuru'ya girebilmenin sebebi de ekşiduyuru'nun DNS'leri halen önbellekte duruyor, bu demektir ki son 10-15 dk'da girdiğin sitelere girebilirsin, yeni sitelere giremezsin. Şöyle bir çözüm buldum:
Open CMD (command prompt) Admin and RUN below command one by one.
ipconfig /release
ipconfig /all
ipconfig /flushdns
ipconfig /renew
netsh int ip set dns
netsh winsock reset
Now Restart your computer. That’s it.
Open CMD (command prompt) Admin and RUN below command one by one.
ipconfig /release
ipconfig /all
ipconfig /flushdns
ipconfig /renew
netsh int ip set dns
netsh winsock reset
Now Restart your computer. That’s it.
0
Ya da DNS adreslerini tekrar değiştirmeyi dene.
195.46.39.39 ve 195.46.39.40 (safe DNS, çocuk korumalı falan)
77.88.8.8 ve 77.88.8.1 (yandex genel dns, pornolu falan)
bunlar olabilir.
195.46.39.39 ve 195.46.39.40 (safe DNS, çocuk korumalı falan)
77.88.8.8 ve 77.88.8.1 (yandex genel dns, pornolu falan)
bunlar olabilir.
0
cenkist
Dimi doğru bu ? Doktorlar dısında ayda 20 bin üzeri kazanan yok memlekette ? Anca ceo falan olman gerekiyor ? O da zor .Zira bugun koşe basında orta bir market bile ayda 30 40 kazanabiliyor ? Biliyor musunuz ?
Dimi doğru bu ? Doktorlar dısında ayda 20 bin üzeri kazanan yok memlekette ? Anca ceo falan olman gerekiyor ? O da zor .Zira bugun koşe basında orta bir market bile ayda 30 40 kazanabiliyor ? Biliyor musunuz ?
0
okeye 4. ariyor musunuz?
cevap: zengin doktorlar? nerede yasiyorsun? yok kardesim, zengin olunmuyor. Lena Edlund ila Kopczuk diye birileri var, bisiler yazmislar, diyor ki, eskiye oranla baba parasi veya ani bir piyango/viral durum olmadikca, zenginlesmek giderek zorlasiyor.
cevap: zengin doktorlar? nerede yasiyorsun? yok kardesim, zengin olunmuyor. Lena Edlund ila Kopczuk diye birileri var, bisiler yazmislar, diyor ki, eskiye oranla baba parasi veya ani bir piyango/viral durum olmadikca, zenginlesmek giderek zorlasiyor.
0
E para kazanmak ve zengin olmak ne zaman kolay oldu ki? Eskiden de zordu, şimdi de zor.
E açsana birader köşe başında ortai bir market :)
E açsana birader köşe başında ortai bir market :)
0
işini iyi yapan ve gerçekten para kazanma hırsı olan illa ki iyi para kazanabilir.
0
doktorum. ayda 20 bin kazanan doktor tanıdığım hiç yok. olmadı da.
evet, duyduğum oldu. ama şu anda tanıdığım, bildiğim 20 bin tl üzeri kazanan hiç doktor yok.
özel sektördeki ortopedistler haricinde o parayı kazanabilecek doktor grubu olduğunu da pek sanmıyorum. o da zamanının tümünü çalışarak geçirdiğin takdirde.
evet, duyduğum oldu. ama şu anda tanıdığım, bildiğim 20 bin tl üzeri kazanan hiç doktor yok.
özel sektördeki ortopedistler haricinde o parayı kazanabilecek doktor grubu olduğunu da pek sanmıyorum. o da zamanının tümünü çalışarak geçirdiğin takdirde.
0
Arkadaşlarımın akrabasında baya bir zengin vardı (maaşlı zengin) hiçbiri 20 bin almıyordu. Ha bir tane diş hekimi vardı, kendi muayenehanesine 850 bin liralık makine almıştı tek başına. Bi hocam da lise arkadaşını anlattı 18500 (ne biçim koyduysa adama, küsüratına kadar verdi) liraya imza atmış radyologmuş.
Onun dışında tonla dereceyle mezun olmuş ODTÜ bilmemneci, California'da 10 yıl okuyup gelmiş doktor falan gördüm hiçbiri 5 haneli maaş almıyordu.
Onun dışında tonla dereceyle mezun olmuş ODTÜ bilmemneci, California'da 10 yıl okuyup gelmiş doktor falan gördüm hiçbiri 5 haneli maaş almıyordu.
0
Maaşla zengin olunmaz. Rahat ve güzel bir hayat yaşanabilir, ama zengin olunmaz. Zenginlik apayrı bir şey.
Çok büyük şirketlerin CEO’larını vs ayrı tutuyorum. Global ve kurumsal firmalarda ayda 10-15 bin tl hatta daha fazla alan müdürler, direktörler var. Güzel yaşıyorlar, şirket arabası vs, güzel imkanları var ama “zengin” değiller. Trink parayı basıp bilmem ne yaşam konutlarından 3 tane ev alamazlar mesela , kredi çekmeleri gerekir. Tüccarlar zengindir, işini iyi yapan, piyasada tanınan avukatlar, doktorlar vs zengindir. Özel sektördadeki üst düzey memurlara zengin denmez.
Zengin olmak her zaman zordu. Asıl zorlaşan şey, alım gücünün düşmesi nedeniyle kredisiz, borçsuz ev bark sahibi olabilimek.
Çok büyük şirketlerin CEO’larını vs ayrı tutuyorum. Global ve kurumsal firmalarda ayda 10-15 bin tl hatta daha fazla alan müdürler, direktörler var. Güzel yaşıyorlar, şirket arabası vs, güzel imkanları var ama “zengin” değiller. Trink parayı basıp bilmem ne yaşam konutlarından 3 tane ev alamazlar mesela , kredi çekmeleri gerekir. Tüccarlar zengindir, işini iyi yapan, piyasada tanınan avukatlar, doktorlar vs zengindir. Özel sektördadeki üst düzey memurlara zengin denmez.
Zengin olmak her zaman zordu. Asıl zorlaşan şey, alım gücünün düşmesi nedeniyle kredisiz, borçsuz ev bark sahibi olabilimek.
0
15-20 k alan müdürler var. ama onların yerinde olmak istemezdim. hem riskli işlere parmak basıyorlar, hemde patronlar bir aksilikte bunları fena zikiyor. yalan söylüyorlar, alttaki insanları eziyorlar üzerine basıyorlar vs...
az çalışıp 15-20 k alan varsa beri gelsin. mühim olan az çalışarak kazanmak.
az çalışıp 15-20 k alan varsa beri gelsin. mühim olan az çalışarak kazanmak.
0
abimin köşe başında marketi var dı iflas etti marka marketler yüzünden.öle kolay mı sandın.
0
onu ben de farkettim. ticaret yapiyorsaniz, 1 i 5 e, hem de hic bir sey yapmadan eklemeden satiyorsunuz, oturdugunuz yerden. maasla calisiyorsaniz saat ucretiniz belli ve ne kadar calisabilirsini zki max. calisacaginiz saat de belli, o yuzden calisarak zengin olunamayacagini, en azindan ticaret yapanin yakalanamayacagini dusunuyorum. duzen boyle kurulmus
0
maaşla zengin olunmaz. yatırım ile veya miras ile zengin olunur.
ayrıca morcivert +1
ayrıca morcivert +1
0
olunmaz tabi. o değil de bugün öğrendim. aramızda bazı hayvanlar milyon dolarlarla forex oynuyorlar.
0
para ticarette daha doğrusu ticarette de alavere dalaverede.
devlet memuru iken zengin falan olamazsın. doktor da olsan, başbakan müsteşarı da olsan!!
devlet memuru iken zengin falan olamazsın. doktor da olsan, başbakan müsteşarı da olsan!!
0
evet biliyoruz, siz yeni mi öğrendiniz de her cümleyi soru işaretiyle tamamlayacak kadar şoka girdiniz.
0
bu arada, o boktan market yılın 365 günü sabah 6'da açılıyor, gece 10-12'ye kadar açık. tatil yok. sosyal hayat yok. 37 ekran tv'de flash tv izlemek dışında yapacak bişey yok.
riskin tamamı sende, aldığın mal elinde patlayabilir. %51 vergi her zaman ödenecek, yok kdv, yok geçici, yok muhtasar yok bilmemne. tabelaya bile vergi vereceksiniz.
tekel varsa ayyaşı sarhoşu eksik olmaz, 55 gram peynir isteyen menaapozlu teyzeyle de 1 liraya püsküvü isteyen veletle de uğraşacaksın. veresiye takacaklar, eyvallah diyeceksin.
daha neleri var, kolay mı lan öyle?
30-40 gibi rakamları da rüyanda görürsün. koca market şubeleri kazanmıyor o kadar.
riskin tamamı sende, aldığın mal elinde patlayabilir. %51 vergi her zaman ödenecek, yok kdv, yok geçici, yok muhtasar yok bilmemne. tabelaya bile vergi vereceksiniz.
tekel varsa ayyaşı sarhoşu eksik olmaz, 55 gram peynir isteyen menaapozlu teyzeyle de 1 liraya püsküvü isteyen veletle de uğraşacaksın. veresiye takacaklar, eyvallah diyeceksin.
daha neleri var, kolay mı lan öyle?
30-40 gibi rakamları da rüyanda görürsün. koca market şubeleri kazanmıyor o kadar.
0
Ben varım lan.
oturduğum yerden kazanıyorum hemde. 20binden fazlasını da kazanıyorum. yaptığım iş pornoculuk auhsha video sitelerim var.
caps 1: i.hizliresim.com
caps 2: i.hizliresim.com
oturduğum yerden kazanıyorum hemde. 20binden fazlasını da kazanıyorum. yaptığım iş pornoculuk auhsha video sitelerim var.
caps 1: i.hizliresim.com
caps 2: i.hizliresim.com
0
yatagants
Şimdiye kadar hiç kaşlarımdan çekinmedim. Hafif birleşik ve birazkalın. Tabi aklınıza hemen ido gelmesin.Kadın arkadaşlar da şimdiye kadar hiç al vs demedi. Ama erkekler al deyip tutturuyor Sizce gerekli mi? Bence lüzumsuz neysem oyum.Siz alıyor musunuz?Ve kadınlar siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?
Şimdiye kadar hiç kaşlarımdan çekinmedim. Hafif birleşik ve birazkalın. Tabi aklınıza hemen ido gelmesin.
Kadın arkadaşlar da şimdiye kadar hiç al vs demedi. Ama erkekler al deyip tutturuyor Sizce gerekli mi?
Bence lüzumsuz neysem oyum.
Siz alıyor musunuz?
Ve kadınlar siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?
Kadın arkadaşlar da şimdiye kadar hiç al vs demedi. Ama erkekler al deyip tutturuyor Sizce gerekli mi?
Bence lüzumsuz neysem oyum.
Siz alıyor musunuz?
Ve kadınlar siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?
0
Bende çıksa alırdım ya da yapılıyorsa epilasyon yaptırırdım. Bu konuda kendinle barışık olman güzel ama biraz da gereksiz.
0
Bu kadınların kol kıllarını alıyor olması gibi bir durum. Şu anda zorunlu değil yada yapmayan öyle aman aman ayıplanmıyor. Fakat kol pürüzsüz olunca daha bir güzel görünüyor estetik görünüyor. Ve böyle giderse 100 sene sonra bütün kızlar kollarını almaya başlayacak.
Erkeklerin kaş ortasındada durum aynı. Yapsanda olur yapmasanda, Fakat Ayrık kaşların daha güzel göründüğü mesajı beyinlerimize yerleşti bir kere haberin olsun.
Erkeklerin kaş ortasındada durum aynı. Yapsanda olur yapmasanda, Fakat Ayrık kaşların daha güzel göründüğü mesajı beyinlerimize yerleşti bir kere haberin olsun.
0
Alma! Erkek adam kilini alir mi hic? Alirsan erkekligin elden gider. Cocugun falan da olmaz erkekligin gittigi icin. Seks hayatin da biter, kadinlar adam yerine koymaz. Kilini alip da ortalikta adamim diye dolasamazsin. Kasinin ortasini alacagina git kendini at. Kilini aldirana nonoş denir! Gay denir! Topitop denir! Sakin ha, adam yerine koymazlar bak. Millet ne der? Yakin cevreden baslayarak tek tek sormaya basla ne derler diye. Erkek adamin kili olur. Boyle kalin telli simsiyah elinde kolunda bacaginda gogsunde suratinda bogazinda ne kil varsa oyle kalmali erkek adamin. Oyle bebek yuzlu erkek mi olur? Vucudunda ne yamuklu varsa aynen kalcak erkek dedigin. Dis gorunusunu duzelten i*nedir! Dogustan az killi olanlarlar, kasinin ortasi olmayanlar da erkek merkek olmamasi lazim aslina ama neyse onlari bosver, sonradan alirsan erkekligin gider. Benden 2 yas kucuk kardesimin kasini almaya basladigini farkedince evden kovduk, aileden reddettik. Hollanda'ya kacti, hayatta mi degil mi bilmem ama gordugum yerde vururum onu da.
Kadinlarin ne dusunduguyle ne isiniz var? Ortada varsa alin, piril piril olsun. ORtasi olan kas hos gozukmuyor, secim sizin. Aynaya bakinca "boyle gayet de iyiyim yahu" diyorsaniz dokunmayin ama disaridan beni nasil goruyorlar derseniz ortasi olan kasla harika gorunmediginizden supheniz olmasin.
Bir de kadin arkadaslarin soylemezler her seyi. Kasini almani soylememis olmalari bakinca hic de alinmasi gerekiyormus gibi gozukmedigi anlamina gelmiyor. Kadinlar kirici olmaktan kacindigi icin de soylemiyor olabilirler, erkekler cekinmez o kadar cunku erkek soylediginde gucenme ihtimaliniz daha dusuk.
Kadinlarin ne dusunduguyle ne isiniz var? Ortada varsa alin, piril piril olsun. ORtasi olan kas hos gozukmuyor, secim sizin. Aynaya bakinca "boyle gayet de iyiyim yahu" diyorsaniz dokunmayin ama disaridan beni nasil goruyorlar derseniz ortasi olan kasla harika gorunmediginizden supheniz olmasin.
Bir de kadin arkadaslarin soylemezler her seyi. Kasini almani soylememis olmalari bakinca hic de alinmasi gerekiyormus gibi gozukmedigi anlamina gelmiyor. Kadinlar kirici olmaktan kacindigi icin de soylemiyor olabilirler, erkekler cekinmez o kadar cunku erkek soylediginde gucenme ihtimaliniz daha dusuk.
0
kadinim.
cok azsa alma ama goze takilyorsa al gitsin. iki dklik is zaten, acimiyor da. kalinligina dokunmamani oneririm ama.
birkac arkadasimdan biliyorum, daha hos gorunuyor bence.
cok azsa alma ama goze takilyorsa al gitsin. iki dklik is zaten, acimiyor da. kalinligina dokunmamani oneririm ama.
birkac arkadasimdan biliyorum, daha hos gorunuyor bence.
0
@stravro ne bu öfken hocam? sakin ol. soru sorduk.
Ne eşcinsellerle ne heterolarla ne kadınlarla problemim var benim.
Ne eşcinsellerle ne heterolarla ne kadınlarla problemim var benim.
0
ehe, ben daha dün erkek arkadaşımın kaşlarının arasını aldım ağda ile. daha önce bir kaç kez yaptırmış ama son bir kaç haftadır gözüme çok batıyordu, martı olmaya doğru gidiyordu gel alalım dedik aldım, çok da güzel oldu. alındığı belli olmayacak şekilde alındığı sürece ben destekliyorum.
0
Evet. Beşiktaşlıyım.
Edit: Belli olmadıkça falan denmiş ama, kaşlarımın orta kısmı asimetrik o yüzden oraları da düzeltiyorum. Belli oluyo valla bende.
Edit: Belli olmadıkça falan denmiş ama, kaşlarımın orta kısmı asimetrik o yüzden oraları da düzeltiyorum. Belli oluyo valla bende.
0
Arz talep meselesi olarak bak meseleye bence üstat. Kız arkadaşı adayın, kız arkadaşın al diyorsa al. Alma böyle daha iyi diyorsa alma. Yorum yapmıyor ve gözleri ara ara takılıyorsun kuşlara al derim ben.
0
ido benim kaşları görse diz çöküp tövbe ister, öyle bir sıfatım var. ben sadece ortasını değil, kendisinin de sanırım büyük bir kısmını alıyorum.
0
proletarier aller lander vereinigt euch
Bugun kendimi cok mutsuz yorgun bitkin halsiz bikkin umarsiz umursuz bi ton sey hissediyorum. Azicik sovun bana bi guzel de kendime geleyim. Ciddiyim. Not: sadece en baba hakarete tik gelecek ilk basta sonra hepsine atcam maksat aradan en iyisini secmek.Not 2: hakaret illa kufurlu olmak zorunda degi
Bugun kendimi cok mutsuz yorgun bitkin halsiz bikkin umarsiz umursuz bi ton sey hissediyorum. Azicik sovun bana bi guzel de kendime geleyim. Ciddiyim.
Not: sadece en baba hakarete tik gelecek ilk basta sonra hepsine atcam maksat aradan en iyisini secmek.
Not 2: hakaret illa kufurlu olmak zorunda degil.
Not: sadece en baba hakarete tik gelecek ilk basta sonra hepsine atcam maksat aradan en iyisini secmek.
Not 2: hakaret illa kufurlu olmak zorunda degil.
0
cokponcik
selam arkadaşlar,mavericks var bende hala, yosemite çoğu kullanıcı yorumunda problemli olduğu için yükseltmemiştim.el capitan hakkında ne düşünüyorsunuz yükselteyim mi? safarisi çok gelişmiş diyorlar ama bilemedim.ne dersiniz?teşekkürler şimdiden.
selam arkadaşlar,
mavericks var bende hala, yosemite çoğu kullanıcı yorumunda problemli olduğu için yükseltmemiştim.
el capitan hakkında ne düşünüyorsunuz yükselteyim mi? safarisi çok gelişmiş diyorlar ama bilemedim.
ne dersiniz?
teşekkürler şimdiden.
mavericks var bende hala, yosemite çoğu kullanıcı yorumunda problemli olduğu için yükseltmemiştim.
el capitan hakkında ne düşünüyorsunuz yükselteyim mi? safarisi çok gelişmiş diyorlar ama bilemedim.
ne dersiniz?
teşekkürler şimdiden.
0
Elindeki cihazı eskitse bile, driver sorunu yaşatsa bile eğer çok çok büyük bir sorun değilse her zaman en güncel sürümü kullan. Bluray playerdan bilgisayara, routerdan telefona kadar. O güncellemeler yeni özellikler katıyor iyileştirmeler yapıyor vs tamam eyvallah ama asıl çocuğu koydukları nokta güvenlik açıkları. 10 saatte aldığın renderı 11 saatte al, telefonun şarjı 1 saat erken bitsin ama elindeki verinin güvenliğinden emin ol.
Birkaç sene öncesi gibi değil, veri güvenliği konusunda yeni bir çağa giriyoruz. Kendinizi kollayın.
Birkaç sene öncesi gibi değil, veri güvenliği konusunda yeni bir çağa giriyoruz. Kendinizi kollayın.
0
ben iki makinemde kullanıyorum, sıkıntı yok. tabi iş makineme öyle yekten kurmadım. birkaç güncelleme aldı, 10.11.1 oldu, ondan sonra.
0
neynep
Muhafızlar kılıçlarını çektilerMuhafızlar kılıçlarını çekti. Hangisi doğru? Kulağa ikinci doğru gibi geliyor ama niye? özne-yüklem uyumu derdimiz yok mu?
Muhafızlar kılıçlarını çektiler
Muhafızlar kılıçlarını çekti.
Hangisi doğru? Kulağa ikinci doğru gibi geliyor ama niye? özne-yüklem uyumu derdimiz yok mu?
Muhafızlar kılıçlarını çekti.
Hangisi doğru? Kulağa ikinci doğru gibi geliyor ama niye? özne-yüklem uyumu derdimiz yok mu?
0
muhafızlar canlı varlıklar olduğu için ikisi de doğru
cansız varlıklarda ikincisi doğru
cansız varlıklarda ikincisi doğru
0
ben bunu zamanında araştırdım. genel kanı özne insan değilse tekil, insansa çoğul olduğu yönündeydi diye hatırlıyorum.
0
Sağolunuz. Yayıncılıkta özellikle şöyle kullanılır, diye bişi diyebilir miyiz peki? (çeviring)
0
öncelikle, ben de çevirmenim. tek bir kuralla açıklamak zor aslında ama bir yazarın şöyle bir notu vardı :
1. Özne tekil olduğunda, yüklem de kendiliğinden tekil olacaktır. Burada sorun pek çıkmaz.
2. Özne çoğul olduğunda iki uygulama biçimi vardır (insan ya da öteki canlı varlıklar arasında ayrım yapmadan):
a. Çoğul özne açıksa, tek bir noktada odaklanan eylemini belirten yüklem tekil olur.
Örnek: "Çocuklar çok akıllıydı."
b. Çoğul özne gizliyse, yüklem çoğul eki alır.
Örnek: "Arkalarına bakmadan çekip gittiler."
3. Özne açık ve tekil olduğunda, saygı ve incelik belirtmek için yüklem çoğul olabilir, ama bunun dilin dışına bir kaçış biçimi olduğu da kabul edilerek.
Örnek: "Öğretmenim nasıllar?"
Çeşitli yazım kılavuzlarının açık hükümlerden kaçındığı ya da hiç değinmediği bu yazım ilkesinin tartışılıp en doğru çözümün bulunması zorunlu görünüyor. Üstelik bu konulardaki kesin hükümleri vermesi beklenen Türk Dil Kurumu'nun internet sitesinde, "Özne-yüklem uyumu nedir?" başlığı altında verilen şu yanıt, kurumun ne denli yetersiz ve çözümleyici olmaktan uzak bulunduğunu gösteriyor:
"Cümlede özne ile yüklem arasında her zaman teklik-çokluk bakımından uygunluk aranmaz. Cansız varlıklarda özne çokluk biçimindeyken yüklem teklik biçiminde olur. Her kuralda olduğu gibi bu kuralın da istisnaları vardır. 'Bunlar masa mı?' doğru kullanımdır. Ancak, canlı varlıklarda durum biraz farklıdır. Canlı varlıklarda özne çokluk biçimindeyken yüklem teklik de olabilir, çokluk da olabilir. 'Ayşe bize geldi.', 'Ayşeler bize geldi.' veya 'Ayşeler bize geldiler.' örneklerinde olduğu gibi. Yüklemin çokluk olması durumunda, anlatım biraz daha saygı ve nezaket ifadesi taşır. 'Hocam, beni hatırladılar mı?' cümlesinde olduğu gibi. Bununla birlikte yüklemin çokluk ifadesi taşıması, bazen de küçümseme ya da alay anlamı taşır. 'Dostumuz bizi hatırlamamışlar.', 'Nihayet, lütfen teşrif ediyorsunuz.' gibi."
TDK'nın açıklaması hiçbir soru işaretini kaldırmaya yetmiyorsa, bu konuya yeniden ve gecikmeden dönmek zorundayız.
1. Özne tekil olduğunda, yüklem de kendiliğinden tekil olacaktır. Burada sorun pek çıkmaz.
2. Özne çoğul olduğunda iki uygulama biçimi vardır (insan ya da öteki canlı varlıklar arasında ayrım yapmadan):
a. Çoğul özne açıksa, tek bir noktada odaklanan eylemini belirten yüklem tekil olur.
Örnek: "Çocuklar çok akıllıydı."
b. Çoğul özne gizliyse, yüklem çoğul eki alır.
Örnek: "Arkalarına bakmadan çekip gittiler."
3. Özne açık ve tekil olduğunda, saygı ve incelik belirtmek için yüklem çoğul olabilir, ama bunun dilin dışına bir kaçış biçimi olduğu da kabul edilerek.
Örnek: "Öğretmenim nasıllar?"
Çeşitli yazım kılavuzlarının açık hükümlerden kaçındığı ya da hiç değinmediği bu yazım ilkesinin tartışılıp en doğru çözümün bulunması zorunlu görünüyor. Üstelik bu konulardaki kesin hükümleri vermesi beklenen Türk Dil Kurumu'nun internet sitesinde, "Özne-yüklem uyumu nedir?" başlığı altında verilen şu yanıt, kurumun ne denli yetersiz ve çözümleyici olmaktan uzak bulunduğunu gösteriyor:
"Cümlede özne ile yüklem arasında her zaman teklik-çokluk bakımından uygunluk aranmaz. Cansız varlıklarda özne çokluk biçimindeyken yüklem teklik biçiminde olur. Her kuralda olduğu gibi bu kuralın da istisnaları vardır. 'Bunlar masa mı?' doğru kullanımdır. Ancak, canlı varlıklarda durum biraz farklıdır. Canlı varlıklarda özne çokluk biçimindeyken yüklem teklik de olabilir, çokluk da olabilir. 'Ayşe bize geldi.', 'Ayşeler bize geldi.' veya 'Ayşeler bize geldiler.' örneklerinde olduğu gibi. Yüklemin çokluk olması durumunda, anlatım biraz daha saygı ve nezaket ifadesi taşır. 'Hocam, beni hatırladılar mı?' cümlesinde olduğu gibi. Bununla birlikte yüklemin çokluk ifadesi taşıması, bazen de küçümseme ya da alay anlamı taşır. 'Dostumuz bizi hatırlamamışlar.', 'Nihayet, lütfen teşrif ediyorsunuz.' gibi."
TDK'nın açıklaması hiçbir soru işaretini kaldırmaya yetmiyorsa, bu konuya yeniden ve gecikmeden dönmek zorundayız.
0
aksi kanitlanmadikca cocuktur
Kac kuşak lazim bunu diyebilmek için? Not: istanbul'da yaşamak ve istanbullu olmak ayrı şeyler.
Kac kuşak lazim bunu diyebilmek için?
Not: istanbul'da yaşamak ve istanbullu olmak ayrı şeyler.
Not: istanbul'da yaşamak ve istanbullu olmak ayrı şeyler.
0
kendimi bildim bileli kadıköylüyüm ama aslen makedon ve selanik göçmeniyiz, şimdi ne desek bilmem ama istanbulluyum göçmenlik de var diyorum
0
benim bu konudaki düşüncem şöyle,
insan kendini nerenin kültürüne ait hissediyorsa oralıdır.
insan kendini nerenin kültürüne ait hissediyorsa oralıdır.
0
Benim Kimlikteki yazan şehirde doğan dördüncü kuşağım.
Dedemin dedesi gelmiş buraya, öncesi iranda.
Şimdi ben buralı mıyım, evet.
Üç kuşak bence kafi çünkü bizde iki kuşaktan sonra iran muhabbeti binbirgece masalları tadına inmiş.
Dedemin dedesi gelmiş buraya, öncesi iranda.
Şimdi ben buralı mıyım, evet.
Üç kuşak bence kafi çünkü bizde iki kuşaktan sonra iran muhabbeti binbirgece masalları tadına inmiş.
0
ayyyyy karsidaki hangi kusakta sikiliyorsa "ya onun babasi nereli?" demekten o kusaktir. kimse kabullenemiyor birinin istanbullu olmasini. ben artik x'liyim ama dogma buyume istanbul diyorum. neyse yediremedikleri karsidaki istanbullu olunca.
0
@justinho26, benim anamın dedesi görmüş ingiliz gemilerini istanbul'da ve götün götün köye kaçmış. annemle babam ben 1 yaşımdayken geldiler istanbul'a.
şimdi ben nereliyim :D
şimdi ben nereliyim :D
0
Altı olsun yedinici de sen ol, yedi kuşak İstanbullu oluyorsunuz.
Bu devirde ömrünün büyük bir kısmını tek bir şehirde geçirenlere saygı duyuyorum zaten. O yüzden kafalar karışıyor. İstanbullular hariç, ayh iş bulamiciiim diye burnunu çıkartmıyor orada kimse dışarı, sizi tenzih ediyorum.
Bu devirde ömrünün büyük bir kısmını tek bir şehirde geçirenlere saygı duyuyorum zaten. O yüzden kafalar karışıyor. İstanbullular hariç, ayh iş bulamiciiim diye burnunu çıkartmıyor orada kimse dışarı, sizi tenzih ediyorum.
0
iki kuşak önce yunanistan iskeçeden gelmişiz mesela. bu durumda yunanım desem herkes bir yeriyle güler, ama beş kuşak önce dedemizin sivastan, kayseriden falan gelmesiyle hemencecik oralı oluyoruz. bence herkes nerede doğup büyüdüyse, kısacası nerenin kültürünü aldıysa oralıdır.
0
bizim milletin en çok övünmekle iştigal ettigi konu. istanbulluyum izmirliyim vs vs.
Adamın ailesi yozgat'ta dogmuş hasbel kader istanbul'da dünyaya gelse ben istanbulluyum diye övünür. benim gözümde istanbullu azınlıklar, osmanlı'nın saray eşrafı ve ozamanki elit kesimdir. zaten dedesinin evinde eski istanbul'dan kalma antika en az 100 yıllık olacak ki kişi istanbulluyum desin. göçmenler kesinlikle istanbullu olamaz.
edit: gümilceliyim
Adamın ailesi yozgat'ta dogmuş hasbel kader istanbul'da dünyaya gelse ben istanbulluyum diye övünür. benim gözümde istanbullu azınlıklar, osmanlı'nın saray eşrafı ve ozamanki elit kesimdir. zaten dedesinin evinde eski istanbul'dan kalma antika en az 100 yıllık olacak ki kişi istanbulluyum desin. göçmenler kesinlikle istanbullu olamaz.
edit: gümilceliyim
0
@eyke, kadınlar evlendiklerinde kocalarının kütüğüne geçiyorlar. peki o ne olacak?
0
indescribable
bu http://www.gelinlikvitrini.com/wp-content/uploads/2015/02/Mini-etek-modelleri.jpgya dabuhttp://www.fikrikadin.com/wp-content/uploads/2015/09/HM-Mini-Etek-Modelleri1.jpgtarzda etekler nasıl moda olur ya, en hafif rüzgarda popo gösteren şeyler bunlar bir de bunu tarz olmak için giyiyorlar.ya bana
bu
www.gelinlikvitrini.com
ya da
bu
www.fikrikadin.com
tarzda etekler nasıl moda olur ya, en hafif rüzgarda popo gösteren şeyler bunlar bir de bunu tarz olmak için giyiyorlar.
ya bana mı garip geliyor?
extra extra mini değil mi bunlar ya
bi de bunları gögüs altına çekiyorlar popo çizgisinden 1 cm aşağıya iniyo etek boyu
kafamda deli sorular
www.gelinlikvitrini.com
ya da
bu
www.fikrikadin.com
tarzda etekler nasıl moda olur ya, en hafif rüzgarda popo gösteren şeyler bunlar bir de bunu tarz olmak için giyiyorlar.
ya bana mı garip geliyor?
extra extra mini değil mi bunlar ya
bi de bunları gögüs altına çekiyorlar popo çizgisinden 1 cm aşağıya iniyo etek boyu
kafamda deli sorular
0
Bana da garip geliyor.üstelik piyasa bunlarla dolu.normal boyda diizn biraz üstü mini etek bulmak imkansız gibi bir şey.bunları kim nerde nasıl giyebiliyor hayret yani.
0
Bizim kızlarımız giyince patlıcan gibi oluyor ama bunlara yakışıyor. Güzel yani.
0
Bu resimlerdeki 1.80'lik modeller dikkatini çekereim, dolasıyla 1.60'lık ortalama boya sahip türk kadını giyince otomatikman popo seviyesinde olmuyor ve biraz daha uzun duruyor.
aşırı mini giyene de hiç denk gelmedim, bence bu etekler de çok şirin, moda olması isabet olmuş :3
aşırı mini giyene de hiç denk gelmedim, bence bu etekler de çok şirin, moda olması isabet olmuş :3
0
Etek değil de bu şekil elbiseler giyiyor sevgilim, hiç de açılmıyor lan? Nasıl bir rüzgar var sizin memlekette.
"Extra extra mini" değil. Hatta yukarıda olduğu için bana bacağa odaklanmadıkça mini bile gelmiyor. Düz mini diyelim.
"Extra extra mini" değil. Hatta yukarıda olduğu için bana bacağa odaklanmadıkça mini bile gelmiyor. Düz mini diyelim.
0
bel-kalça mesafesinin belirli bir standardı olduğu için 180'lik de giyse 160'lık da giyse kısalık anlamında farklı durmuyor öyle pantolon ya da elbise gibi.
ben bu eteklere bayılıyorum, ama rüzgar eser g.tüm görünür diye giymiyorum. evde sevgilime filan giyiyorum. şey yapılabilir, mesela o çiçeklinin altına siyah opak çorap çok yakışır, altına öyle bir çorapla giyilebilir, o zaman açılsa da umursamıyorsun pek zaten çünkü bir şey görünmüyor. üzerine palto giyorsan zaten açılmaz.
giyin kızlar bu eteklerden. ^_^
ben bu eteklere bayılıyorum, ama rüzgar eser g.tüm görünür diye giymiyorum. evde sevgilime filan giyiyorum. şey yapılabilir, mesela o çiçeklinin altına siyah opak çorap çok yakışır, altına öyle bir çorapla giyilebilir, o zaman açılsa da umursamıyorsun pek zaten çünkü bir şey görünmüyor. üzerine palto giyorsan zaten açılmaz.
giyin kızlar bu eteklerden. ^_^
0
ben pek sevmiyorum. daha dar olanlar daha iyi. bu tarz giyinenler de hep uyuz gelir bana.
0
Daha geniş eteklerin bu boyları da var piyasa da hiç mi rüzgar yok. Bi ara işte benim stilim de Ayşenur giymiş bişey işte hem marjinal hem de tarz olayım da külot misali deri bişeyler resmen poposu göründü. Bu tarz mi alla sen dedim
0
Bunları giyip sokakta dolaşmıyorsun, mekan kapısından arabaya, ordan başka bir yere giriyorsun.
İlk etek çok fenaa...
İlk etek çok fenaa...
0
Çorapla (opak) rahat giyilir (dolaşılır) bence, evet. Örnek de buldum:
tr.pinterest.com
tr.pinterest.com
tr.pinterest.com
tr.pinterest.com
tr.pinterest.com
tr.pinterest.com
0
Çok güzel etekler.Gerçi olay etekte değil giyen bayanın ince ve narin bacaklı olmasında.
Kalın bacaklı bayanlara yakışmaz bu tarz etek ama bacakları güzel olan bayanlara 3 level birden atlatır.
Kalın bacaklı bayanlara yakışmaz bu tarz etek ama bacakları güzel olan bayanlara 3 level birden atlatır.
0
İlk linkteki arama terimlerinde "1O YAŞINDA MİNİ ETEKLİ KIZLAR RESİMLERİ" kimsenin dikkatini çekmedi mi ya normal mi bu
0
ben giyerim yazın. yazlık yerde, tatilde. istanbul'da pek tercih etmem.
@jacque, nerede çıkıyor ben göremedim?
@jacque, nerede çıkıyor ben göremedim?
0
@jacque
Ohaaa, evet!
"Arama Terimleri:
kısa etek modeleri
kısa etekli kız
1O YAŞINDA MİNİ ETEKLİ KIZLAR RESİMLERİ
kışlık mini etek kombinleri 2013
kışlık mini etek modelleri 2013
şık mini etek kombinleri"
10. fotoda'da "kız cocok mını etek 14" var. Bir de güya bu "gelin" (aile maile) sitesi.
Ohaaa, evet!
"Arama Terimleri:
kısa etek modeleri
kısa etekli kız
1O YAŞINDA MİNİ ETEKLİ KIZLAR RESİMLERİ
kışlık mini etek kombinleri 2013
kışlık mini etek modelleri 2013
şık mini etek kombinleri"
10. fotoda'da "kız cocok mını etek 14" var. Bir de güya bu "gelin" (aile maile) sitesi.
0
bir fincan kahve ile film izlemek
1) şimdi ios için hep kapalı bir ekosistem diyorlar da ne kadar kapalı suserlar? aydınlatın beni.yani ben mesela tableti alıp içine rahatça film-dizi vs. atıp izleyebilmeyi isterim. bunları yapmama ipad müsaade ediyor mu?2) aynı fiyat aralığındaki ipad mini 3 mü örneğin yoksa android tablet (nvidia
1) şimdi ios için hep kapalı bir ekosistem diyorlar da ne kadar kapalı suserlar? aydınlatın beni.
yani ben mesela tableti alıp içine rahatça film-dizi vs. atıp izleyebilmeyi isterim. bunları yapmama ipad müsaade ediyor mu?
2) aynı fiyat aralığındaki ipad mini 3 mü örneğin yoksa android tablet (nvidia tegra k1 işlemcili mesela) mi? yoksa önerdiğiniz başka bir ipad mi?
3) ipad ise neden ipad? uzun vadede ipad daha mı dayanıklı örneğin? yani güncellik, stabilite vs. açısından?
4) ram farkı ipad performanslarını çok etkiliyor mu? yani 1 gb ramli ipad mini 2 veya 3 ipad air 2'den bariz farkı var mı?
5) bende hiç ios veya mac cihaz yok örneğin. elimde apple ekosistemi olmaması ipad kullanımı için dezavantaj oluşturur mu? tüm nimetlerinden faydalanamama gibi falan.
teşekkürler
yani ben mesela tableti alıp içine rahatça film-dizi vs. atıp izleyebilmeyi isterim. bunları yapmama ipad müsaade ediyor mu?
2) aynı fiyat aralığındaki ipad mini 3 mü örneğin yoksa android tablet (nvidia tegra k1 işlemcili mesela) mi? yoksa önerdiğiniz başka bir ipad mi?
3) ipad ise neden ipad? uzun vadede ipad daha mı dayanıklı örneğin? yani güncellik, stabilite vs. açısından?
4) ram farkı ipad performanslarını çok etkiliyor mu? yani 1 gb ramli ipad mini 2 veya 3 ipad air 2'den bariz farkı var mı?
5) bende hiç ios veya mac cihaz yok örneğin. elimde apple ekosistemi olmaması ipad kullanımı için dezavantaj oluşturur mu? tüm nimetlerinden faydalanamama gibi falan.
teşekkürler
0
ipad'e de dizi atıp izleyebiliyorsun ama bin türlü programla bir saat uğraşmak falan gerekiyor. android tablete usb'ye atar gibi atıyorsun istediğin şeyi, 30 saniye sürüyor. ben samsung galaxy tab s aldıktan sonra apple'da neler çekmiş olduğumun farkına vardım, gittim iphone'umu da sattım. mutluyum. stabilite vs. konusunda en ufak bir sıkıntım da yok.
0
iOS ile münasebetim birkaç yıl önce bitti, eski tecrübelerim ve takip ettiğim kadarıyla cevaplıyorum.
1) iOS 4'te bile atabiliyorduk. Atamasan bile hileyle yaparsın.
2) iPad. Tartışma bile kabul etmez.
3) Tabletler telefon laptop gibi çok kullanılmaz, aşırı kişiselleştirilmez. Direk aç kullan olmalı. Telefonlarında nefret etmemi sağlayan bu özellik tabletlerini vazgeçilmez yapıyor. Üstteki sorunun cevabı da bu aslında.
4) Etkiliyor. iOS sen ekrana dokunduğun anda her şeyi durdurur resmen. Sebebi de ram azlığı. Çok olması iyidir, bariz bir fark var.
5) Bende de yoktu. Eğer süper yeni bir özellik gelmediyse yok öyle bir dezavantaj.
1) iOS 4'te bile atabiliyorduk. Atamasan bile hileyle yaparsın.
2) iPad. Tartışma bile kabul etmez.
3) Tabletler telefon laptop gibi çok kullanılmaz, aşırı kişiselleştirilmez. Direk aç kullan olmalı. Telefonlarında nefret etmemi sağlayan bu özellik tabletlerini vazgeçilmez yapıyor. Üstteki sorunun cevabı da bu aslında.
4) Etkiliyor. iOS sen ekrana dokunduğun anda her şeyi durdurur resmen. Sebebi de ram azlığı. Çok olması iyidir, bariz bir fark var.
5) Bende de yoktu. Eğer süper yeni bir özellik gelmediyse yok öyle bir dezavantaj.
0
1) ipade vlc player yukluyorsun, wireless olarak bilgisayarına yada video kaynagı neyse baglanıp vlc uzerinden indirebilirsin, yada itunes üzerinden vlc player applikasyonuna istediğin video formatını atıp izleyebilirsin.
2) apple kullanıyorum android cok uzun zaman once kullandım tarafsız bir yorum yapamam.
3) guncellik stabilite acısından ipad, ayrıca müzikle ilgileniyorum ses işleme konusunda ipad androite gore cok daha ileride.
4)yeni ios, applikasyonlar yavas kalır yeni bir ipad her zaman iyidir.
5) pc ile ipad kolayca senkronize oluyor, dropbox vb gibi cloud sistemleride cok ise yarıyor.
2) apple kullanıyorum android cok uzun zaman once kullandım tarafsız bir yorum yapamam.
3) guncellik stabilite acısından ipad, ayrıca müzikle ilgileniyorum ses işleme konusunda ipad androite gore cok daha ileride.
4)yeni ios, applikasyonlar yavas kalır yeni bir ipad her zaman iyidir.
5) pc ile ipad kolayca senkronize oluyor, dropbox vb gibi cloud sistemleride cok ise yarıyor.
0
1- hayır. android tablete torrent kurup internetten film indirip altyazı ekleyip izlersin. ipad dünyasında bunu ancak rüyanda görürsün.
2- sony tabletlere bak. hem ekranları, hem ramleri, hem ses çıkış kaliteleri daha iyi. toza ve suya dayanıklılar. darbeden de etkilenmiyor diyorlar. ama her modeli tr'de var mı bilmem.
3- fikrim yok.
4- ram her zaman fark eder.
5- apple cihazlar birbirleri arasında uyumlu çalışıp senkronize oluyor, sen edemezsin.
2- sony tabletlere bak. hem ekranları, hem ramleri, hem ses çıkış kaliteleri daha iyi. toza ve suya dayanıklılar. darbeden de etkilenmiyor diyorlar. ama her modeli tr'de var mı bilmem.
3- fikrim yok.
4- ram her zaman fark eder.
5- apple cihazlar birbirleri arasında uyumlu çalışıp senkronize oluyor, sen edemezsin.
0
bartholomew87
s.b.
s.b.
0
soyle oluyor sanirim:
saf su: icerisinde baska maddeler (mineral vs) barindirmayan.
sterilize su: icinde bakteri vs barindirmayan.
saf su: icerisinde baska maddeler (mineral vs) barindirmayan.
sterilize su: icinde bakteri vs barindirmayan.
0
peki benzincilerde satılan saf su mudur? ya da saf suyu nereden, nasıl temin edebilirim?
0
benzincilerde satılan su saf su. ama ne kadar saf istediğinile alakalı olarak birçok yerden alabilirsiniz.
0
anonymice
Diyelim ki bir arkadaşınız var, ABD ye gidecek, 2 ay kalacak. ya da çine.En çok ne cezbederdi sizi de getirmesini isterdiniz?ben sordum, ben başlayayım, gibson les paul getirmesini isterdim, böle kehribar renginde. yumuşak yumuşak....evet cevapları alalım.
Diyelim ki bir arkadaşınız var, ABD ye gidecek, 2 ay kalacak. ya da çine.
En çok ne cezbederdi sizi de getirmesini isterdiniz?
ben sordum, ben başlayayım, gibson les paul getirmesini isterdim, böle kehribar renginde. yumuşak yumuşak....
evet cevapları alalım.
En çok ne cezbederdi sizi de getirmesini isterdiniz?
ben sordum, ben başlayayım, gibson les paul getirmesini isterdim, böle kehribar renginde. yumuşak yumuşak....
evet cevapları alalım.
0
6. nesil i7 işlemci. pil kadar bir şey. şu anda bütçe-ihtiyaç olarak en lazımı bu.
0
öneri almak için değil de öylesine soruyorsun sanırım, o yüzden işine yarayabilecek bir cevaptan ziyade direkt olarak aklıma geleni söyleyeceğim: hiçbir şey. abd veya çin'e gidiyorsa geçerli bu elbette. avrupa'ya, kanada'ya veya rusya'ya gitse oradan desteklediğim takımların formasını, atkısını, beresini, şapkasını vs. isteyebilirdim ama amerika ve çin'den hiçbir şey gelmiyor aklıma. teknolojik aletlere ilgim yoh. bilgisayar istesen olmaz, "ağır" kaçar. ipad'miş, iphone'muş, onlarla da benim işim olmaz. emektar samsung'um her işimi görüyo şükür. yavşak yavşak sırıtıp başımı yana eğerek CANININ SAĞLIĞI BE KARDSM, GÜLE GÜLE GİT GÜLE GÜLE GEL derim ben en fazla.
ama tekrar ediyorum, bu söylediğim sadece abd ve çin için geçerli. catania'ya gidip de bana hiçbir şey getirmeyen arkadaşıma hafta boyu trip atmışlığım var çocuk gibi. yalnız yine sinirlendim. aq çocuğu insan bi bere, şapka getirmez mi ya. nerden bulucam bi daha catania'ya giden adam. o mendeburun şansıyla zaten üçüncü lige düştü adamlar. hain herif.
ama tekrar ediyorum, bu söylediğim sadece abd ve çin için geçerli. catania'ya gidip de bana hiçbir şey getirmeyen arkadaşıma hafta boyu trip atmışlığım var çocuk gibi. yalnız yine sinirlendim. aq çocuğu insan bi bere, şapka getirmez mi ya. nerden bulucam bi daha catania'ya giden adam. o mendeburun şansıyla zaten üçüncü lige düştü adamlar. hain herif.
0
nashville'den cikma gitar getirsin. ucuz da olur. pawnshop.
erdemby bu arada 27" imac var turkiye'de gayet. hatta bir tanesini de ben kullaniyorum. hatta retina 5k bile var sagda solda goruyorum.
erdemby bu arada 27" imac var turkiye'de gayet. hatta bir tanesini de ben kullaniyorum. hatta retina 5k bile var sagda solda goruyorum.
0
kindle, pubble ve chromebook olabilir; üçü de Türkiye'de satılmıyor.
0
cenkertem.afc
Evet arkadaşlar markete gidiyorum ne alayım
Evet arkadaşlar markete gidiyorum ne alayım
0
Tavuk göğsü al ama çok alma. Ağırlığı but oluştursun tavuk alışverişinin. Göğsü öyle çok sevme ihtimalin yok, buttan yürürsün sevmezsen. Seversen de bundan sonra göğüs alırsın.
0
introduction to macroeconomics
şaka şaka uğraşmayacağım bugün seninle
ben affetmem yeşil golden elma alırım
şaka şaka uğraşmayacağım bugün seninle
ben affetmem yeşil golden elma alırım
0
ya ben lan neyse
1) aynı bilgisayara kütüphanemdeki aynı oyunu istediğim kadar indirip kaldırabilir miyim? sınırlama var mı?2) aynı oyunu farklı bir bilgisayara, ip'ye aynı hesaptan indirebilir miyim?3)indirdiğim oyunu oynamak için steam hesabıma giriş yapmak zorunda mıyım?sağ olunuz.
1) aynı bilgisayara kütüphanemdeki aynı oyunu istediğim kadar indirip kaldırabilir miyim? sınırlama var mı?
2) aynı oyunu farklı bir bilgisayara, ip'ye aynı hesaptan indirebilir miyim?
3)indirdiğim oyunu oynamak için steam hesabıma giriş yapmak zorunda mıyım?
sağ olunuz.
2) aynı oyunu farklı bir bilgisayara, ip'ye aynı hesaptan indirebilir miyim?
3)indirdiğim oyunu oynamak için steam hesabıma giriş yapmak zorunda mıyım?
sağ olunuz.
0
1) Evet, yok.
2) Evet
3) Evet zorundasın ve aynı anda iki yerden giriş yapamayacağın için farklı yerlere indirsen bile kendi hesabınla tek bir yerden oynayabiliyorsun. (Ev içinde yayınlama falan var o başka konu)
2) Evet
3) Evet zorundasın ve aynı anda iki yerden giriş yapamayacağın için farklı yerlere indirsen bile kendi hesabınla tek bir yerden oynayabiliyorsun. (Ev içinde yayınlama falan var o başka konu)
0
İki hesap birden online olamıyor. Öbür pcde Login olup interneti kesersen ai ile istediğin kadar eğlen. Ama tahmin ettiğin gibi gta v'i insanlar senaryo modu için değil online için alıyor. O yüzden single olayını pek ipleyen yok Steam'de.
0
haydaa buradaki arkadaşlar gerçekten steam'i kullanmayı mı bilmiyor yoksa benim mi yanlışım var bilemedim ama internetsiz tabiki de oyunları oynayabilirsiniz. sadece steam açılınca "bağlanamıyoruz, offline oynucan mı?" gibi bi şey soruyo, ona tılayınca bütün yüklediğin oyunlar elinin altında yine.
0
steam'a giriş yaparken çevrimdışı olarak kullanma tercihi sunuyor internetiniz yoksa, milleti yanlış bilgilendirmeyin.
0
" internet bağlantım olmayınca oyun oynayamayacaksam kapatıyorum hesabımı."
boyle bisi yok, millet ne yazmis okumadim ama steam offline iken de oyun oynayabilirsin.
bazi oyunlar achievementlarini saymiyor online olmadan o da cok az bi kismi zaten, tek dezavantaji o.
1.evet istedigin kadar silip kaldirabilirsin, o oyun senin artik.
2.evet indirirsin.
3.evet ama offline calistirabiliyorsun yukarida yazdigim gibi.
boyle bisi yok, millet ne yazmis okumadim ama steam offline iken de oyun oynayabilirsin.
bazi oyunlar achievementlarini saymiyor online olmadan o da cok az bi kismi zaten, tek dezavantaji o.
1.evet istedigin kadar silip kaldirabilirsin, o oyun senin artik.
2.evet indirirsin.
3.evet ama offline calistirabiliyorsun yukarida yazdigim gibi.
0
mutevazi
Adami duzgunce uyardim, yuzume bakmadi. Bagirdim cagirdim, yuzume bakmadi.Polisi arasam gelir mi? Ya da nereye sikayet edebilirim? Gercekten cok sinirliyim. İki gunden az kaldi tatilin bitmesine ve calismam gereken dunya oadar sey var. Herif gelmis tam calisma odamin onunde son ses muzik caliyor.
Adami duzgunce uyardim, yuzume bakmadi. Bagirdim cagirdim, yuzume bakmadi.
Polisi arasam gelir mi? Ya da nereye sikayet edebilirim? Gercekten cok sinirliyim. İki gunden az kaldi tatilin bitmesine ve calismam gereken dunya oadar sey var. Herif gelmis tam calisma odamin onunde son ses muzik caliyor.
Polisi arasam gelir mi? Ya da nereye sikayet edebilirim? Gercekten cok sinirliyim. İki gunden az kaldi tatilin bitmesine ve calismam gereken dunya oadar sey var. Herif gelmis tam calisma odamin onunde son ses muzik caliyor.
0
Ankarada etlik ve cevızlıderede, adanada barajyolunda defalarca şikayet ettim. Yarısına yakınında gelmedi polıs. Geldiğinde de u dönüşü yapıp yanında geçtiler, adam müziği kisti sonra geri açtı polıs gidince. Hiçbirinde durmadı ama polıs.
Evin camından taş atmıştım ben bir kez. Denenebılır.
Evin camından taş atmıştım ben bir kez. Denenebılır.
0
Ben de oveclerle cevizlidere arasinda bir yerdeyim zaten. Allah hepsinin belasini versin bir huzur yok ya.
0
kung fu ayicik
1-) kaç günde bir saçlarınızı kestiriyorsunuz?2-) kaç günde bir sakal tıraşı oluyorsunuz?
1-) kaç günde bir saçlarınızı kestiriyorsunuz?
2-) kaç günde bir sakal tıraşı oluyorsunuz?
2-) kaç günde bir sakal tıraşı oluyorsunuz?
0
ayda bir saç tıraşı. haftada bir de sakal tıraşı ama makinayla.
bu arada geçenlerde bi kız arkadaş bana zımpara sakalın daha çok yakıştığını söyledi, o yüzden 3 günde bire indirmeye karar verdim sakal tıraşını.
bu arada geçenlerde bi kız arkadaş bana zımpara sakalın daha çok yakıştığını söyledi, o yüzden 3 günde bire indirmeye karar verdim sakal tıraşını.
0
Yılda bir duzelttırıyorum kısaltmıyorum
Ikı üç haftada bir uçlarını esıtlemek amaçlı birazcık kısaltıyorum.
Genele baktığımızda saç da sakal da uzuyor. Küçük bir kıl yumagıyım.
Ikı üç haftada bir uçlarını esıtlemek amaçlı birazcık kısaltıyorum.
Genele baktığımızda saç da sakal da uzuyor. Küçük bir kıl yumagıyım.
0
ya ben lan neyse
bende şu şırınga tipli terman macunlardan vardı.sebebini sormayın, dış kapının önünde duruyordu 3-4 gündür.bugün baktım yok.birinin temizlik niyetine almadığına eminim.apartmanda her yaştan çocuk var.çocuklardan biri aldı en büyük ihtimalle. bir şey görse alıyorlar. çocuk dolu.lan çocuklardan biri a
bende şu şırınga tipli terman macunlardan vardı.
sebebini sormayın, dış kapının önünde duruyordu 3-4 gündür.
bugün baktım yok.
birinin temizlik niyetine almadığına eminim.
apartmanda her yaştan çocuk var.
çocuklardan biri aldı en büyük ihtimalle. bir şey görse alıyorlar. çocuk dolu.
lan çocuklardan biri alıp yemesin şimdi bunu? yerse ağır zehirlenir mi?
geçen komşulardan biri gördü atacak oldu bana denk geldi izin vermedim. yani terman macunun benim olduğunu da biliyorlar.
valla zaten bekar yaşayan biri olarak handikaplı başladım apartman hayatına.
sikerler şerefsizim.
yarın tek tek evleri gezip termal macun göstericem ve dikkat etmelerini söyleyeceğim.
ne diyorsunuz hacılar?
sebebini sormayın, dış kapının önünde duruyordu 3-4 gündür.
bugün baktım yok.
birinin temizlik niyetine almadığına eminim.
apartmanda her yaştan çocuk var.
çocuklardan biri aldı en büyük ihtimalle. bir şey görse alıyorlar. çocuk dolu.
lan çocuklardan biri alıp yemesin şimdi bunu? yerse ağır zehirlenir mi?
geçen komşulardan biri gördü atacak oldu bana denk geldi izin vermedim. yani terman macunun benim olduğunu da biliyorlar.
valla zaten bekar yaşayan biri olarak handikaplı başladım apartman hayatına.
sikerler şerefsizim.
yarın tek tek evleri gezip termal macun göstericem ve dikkat etmelerini söyleyeceğim.
ne diyorsunuz hacılar?
0
Herkese haber sal derim. Bir an once. Seni birsey yapmalarini gectim, cocuga uzulurum
0
yemez, zaten ağzına sıksa bile tadı güzel gelmez tükürür(aslında yemedim ama güzel olmadığını tahmin ediyorum). zaten her bulduğunu yiyorsa doğal seleksiyona kurban gitme ihtimali çok yüksek, sadece biraz erken olmuş olur. yarın apartmanı gezsen tüm anne babalar sözleşmiş gibi madem tehlikeli neden bıraktın diye bikbiklerler ama kendi çocuklarına başkalarının eşyalarını almamaları gerektiği terbiyesini veremediklerini düşünmezler, salağa yat boş ver.
0
kardeş öncelikle onların üstünde kocaman çocukların erişebileceği yerlerden uzak tutun yazıyor sen de biraz dikkat etseydin.
bence yemez, tadı bok gibidir zaten kusar musar çıkarır yese de. Bence senin komuşu uyuz oldu eeh sikerim deyip çöpe attı. Boşver kimseye söyleme boşuna tepki çekersin, yiyecek olan yemiştir çoktan.
bence yemez, tadı bok gibidir zaten kusar musar çıkarır yese de. Bence senin komuşu uyuz oldu eeh sikerim deyip çöpe attı. Boşver kimseye söyleme boşuna tepki çekersin, yiyecek olan yemiştir çoktan.
0
çocuk bu yer, yemese bile ne bileyim doktorculuk oynar, tutup arkadaşının ağzına boca eder tedavi yapıyorum diye. ne yapar ederler kendilerini bir şekilde zehirlemenin yolunu bulurlar.
fredinin dediği gibi bir an önce herkese haber sal. o değil ebeveynlerin sağı solu belli olmaz, evini ateşe verirler.
edit: ya da boşver haber salma, az dikkat etselerdi çocuklarına. her türlü s*lecekler, kendi ayağınla gitmiş olursun. en kötü şu anda salağa yatma imkanın var.
birde bir daha bırakma öyle şeyleri ortada. çocukları geçtim, malından oldun işte.
fredinin dediği gibi bir an önce herkese haber sal. o değil ebeveynlerin sağı solu belli olmaz, evini ateşe verirler.
edit: ya da boşver haber salma, az dikkat etselerdi çocuklarına. her türlü s*lecekler, kendi ayağınla gitmiş olursun. en kötü şu anda salağa yatma imkanın var.
birde bir daha bırakma öyle şeyleri ortada. çocukları geçtim, malından oldun işte.
0
yazmıyor oğlum üstünde çocuklardan uzak tutun diye. yazıyorsa da hatırlamıyorum.
off ulan ne yapıcam ben.
off ulan ne yapıcam ben.
0
apartmanin girisine isimsiz ilan koy, posetten boyle bir sey dusmus olabilir bulursaniz agziniza burnunuza sokmayin diye.
0
hacılar vallahi kimseyi aşağılamak için söylemiyorum ama apartmanda oturanlar son derece eğitimsiz insanlar. "abla gümüş içerikli termal macun kayıp." desem belki de çok ağır tepki verirler, plutonyum muamelesi gösterip yaygara koparırlar. beni kocalarına zktirirler.
apartman çocuk dolu ve birkaç tane 2-6 yaş arası çocuk yaz kış demeden sabahtan akşama dışarıda oynuyor. bence tehlikeli durum.
söylemekten vazgeçtim. ilanla da benim yaptığım anlaşılır.
apartman çocuk dolu ve birkaç tane 2-6 yaş arası çocuk yaz kış demeden sabahtan akşama dışarıda oynuyor. bence tehlikeli durum.
söylemekten vazgeçtim. ilanla da benim yaptığım anlaşılır.
0
siktiret ya , sen macun bırakmasan başka bişey sokarlardı ağızlarına zaten. takma kafana.
0
durduk yere ortalığı velveleye veriyorsunuz. gördüğü her boku yiyecek çocuğu zaten anasız babasız sokağa salmazlar. siz hiç sokakta kendi başına takılan 2 yaşında çocuk gördünüz mü? 2-3 yaşında çocuk ayakta durmayı anca öğreniyor lan.
kardeş apartmanda sokakta tek takılan çocuk en kötü 5-6 yaşına gelmiştir. bulduğu şeyin yenilebilir olup olmadığını anlayabilir o yaşta. endişe etme. en kötü alıp sıkmışlardır taşa duvara.
kardeş apartmanda sokakta tek takılan çocuk en kötü 5-6 yaşına gelmiştir. bulduğu şeyin yenilebilir olup olmadığını anlayabilir o yaşta. endişe etme. en kötü alıp sıkmışlardır taşa duvara.
0
hocam çok sağ ol telkinlerin için.
bir tanesi var el kadar. konuşamıyor bile. ama ne zaman görsem dışarıda. elinden şeker-cips eksik olmuyor. piç ve götümü ye laflarını yarım yamalak önüne gelene söylüyor. anne babası bu kadar mı ilgilenmez lan. ama böyle bir durumda söylesem vaaay sen benim analığımı nasıl sorgularsın oluyor.
geçen çöpe strafora saplanmış birkaç çiçekli süs şeysi attım, benden önceki kiracıdan kalmış. kadın çöpten çıkardı götürdü.
bir tanesi var el kadar. konuşamıyor bile. ama ne zaman görsem dışarıda. elinden şeker-cips eksik olmuyor. piç ve götümü ye laflarını yarım yamalak önüne gelene söylüyor. anne babası bu kadar mı ilgilenmez lan. ama böyle bir durumda söylesem vaaay sen benim analığımı nasıl sorgularsın oluyor.
geçen çöpe strafora saplanmış birkaç çiçekli süs şeysi attım, benden önceki kiracıdan kalmış. kadın çöpten çıkardı götürdü.
0
0
gittim çöpü karıştırdım ve termal macunun paketini buldum. macun yok. çocuğun biri alıp yememiştir umuyorum.
0
telaşını görünce ister istemez güldüm abi. şimdi en başta termal macunu kapıya neden bıraktın sen onu anlamadım, yapmasaydın keşke. ikinci olarak, bence herhangi bir şey yapma. çocuklardan biri yeseydi eğer, bir şeyler duyardın herhalde. ne bileyim hastaneye kaldırılırdı, midesi yıkanırdı bir şeyler olurdu. ya yemediler ya da yiyip sçtılar.
bi de bence yememişlerdir zaten. benim 2 ve 5 yaşlarında iki kuzenim var mesela, düşünüyorum da yok ya alıp termal macunu yiyecek çocuklar değiller. sağa sola sıkmaya çalışırlar en fazla. tut ki kendileri yemeye kalktı, "bu ne mnzıkim" deyip tükürürler zaten. bizden daha akıllı o pezolar, öyle gidip de kendilerine zarar verecek kadar termal macun yemezler.
son olarak, yemişlerse de anaları babası düşünsün ya. tamam sen vicdan azabı çekersin, korkarsın neblim ama çocuk da termal macunu yemesin aq. diyorum ya benim de küçük kuzenlerim var. o her bulduğunu ağza götürme olayı çok daha küçük yaşlarda oluyor benim bildiğim, o yaşlarda da zaten termal macunu ağzına bulaştıracak gücü kuvveti olmuyor çocukların.
bi de bence yememişlerdir zaten. benim 2 ve 5 yaşlarında iki kuzenim var mesela, düşünüyorum da yok ya alıp termal macunu yiyecek çocuklar değiller. sağa sola sıkmaya çalışırlar en fazla. tut ki kendileri yemeye kalktı, "bu ne mnzıkim" deyip tükürürler zaten. bizden daha akıllı o pezolar, öyle gidip de kendilerine zarar verecek kadar termal macun yemezler.
son olarak, yemişlerse de anaları babası düşünsün ya. tamam sen vicdan azabı çekersin, korkarsın neblim ama çocuk da termal macunu yemesin aq. diyorum ya benim de küçük kuzenlerim var. o her bulduğunu ağza götürme olayı çok daha küçük yaşlarda oluyor benim bildiğim, o yaşlarda da zaten termal macunu ağzına bulaştıracak gücü kuvveti olmuyor çocukların.
0
gerçekten ben de öyle tahmin ediyorum. yani 2 yaşında da olsa mal değilse tadının güzel olmadığı bir şeyi ısrarla yemeye devam etmez değil mi? öyle olsa yerden ne bulsa yemesi lazım. az bir şey yiyip öeeh diye elinden attıysa herhalde olmaz bir şey.
0
Calli +1
Araştırdım biraz ama bir şey olmaz demişler. Çocukta da olmaz herhalde. Olursa da üzülme teknoloji yüzünden sekteye uğrayan doğal secılımı devam ettırıyorsun. Ormanda olsa zehirli bişi yerdi bu amk kertenkeleleri.
Asıl soru, termal macunu niye oraya bıraktın? Eli yüzü düzgün olanları 30 lira lan
Araştırdım biraz ama bir şey olmaz demişler. Çocukta da olmaz herhalde. Olursa da üzülme teknoloji yüzünden sekteye uğrayan doğal secılımı devam ettırıyorsun. Ormanda olsa zehirli bişi yerdi bu amk kertenkeleleri.
Asıl soru, termal macunu niye oraya bıraktın? Eli yüzü düzgün olanları 30 lira lan
0
