Giriş
(4)

Çadır kurmanın yasak olduğu yerler?

ananiyimioguz
Geçenlerde hanım dedi ki çadırı kurup uyuyabilmemiz için illa paralı kamp yeri mi olmak zorunda?Ben de hayır ama bazı ormanlar orman yangınlarından ötürü gündüz kurdursa da belli bir saatten sonra konaklamaya izin vermiyorlar dedim.Benim bilgilimi yalanlayacak veya güncelleyecek olan var mı çünkü he
Geçenlerde hanım dedi ki çadırı kurup uyuyabilmemiz için illa paralı kamp yeri mi olmak zorunda?

Ben de hayır ama bazı ormanlar orman yangınlarından ötürü gündüz kurdursa da belli bir saatten sonra konaklamaya izin vermiyorlar dedim.

Benim bilgilimi yalanlayacak veya güncelleyecek olan var mı çünkü her yeri bilmiyorum.

Mesela sahilleri bilmiyorum. Normalde sahillerde çadır görüyoruz. Bunlara kimse karışmıyor mu? Yani hem paralı hem de parasız yerlerde çadır yasağı olabilir mi?

Gaziantep'ten Aydın'a bir rota çizdik diyelim ve sahil şeridinden gidilecek.

Kalacağımız orman veya sahilleri nasıl seçelim? Her yeri teker teker arayıp sormak mı lazım?
0
ananiyimioguz
(01.04.24)
hocam sizin arabanın markası neydi, genişçe ise stealth camping e çevirin arabayı, yanınıza çadır da alın
0
grimavi
(01.04.24)
Genel olarak bildiğim kadarı ile herhangi bir yere çadır kurmak kanunen yasak. her hangi bir yerde 15 günden fazla devlete bilgi vermeden geçirmende yasak. ancak pratik hayat bundan farklı. kimi bölgelerde işi çok sıkı tutuyorlar özellikle yangınların yaygın olduğu sıcak ve kuru iklimlerde, akdenizde, ancak kimi iklimlerde o kadar da büyük dert değil.

insanların sıklıkla gittiği bilinen alanlar var, bilmemne ovası, bilmemne tepesi, şu gölü falan, insanlar gidip kamp yapıyor jandarma bi ara gelip şöyle bir geziyor etrafa bakıyor gidiyor. bir iki günlük kampçıların yerleri. atla aracına bas git kimse bişi demez.

jandarma tipi bozuk içmeye gelmiş kişilerin derdinde içip içip sapıtmasın diye geziniyo falan ekipmanın düzgünse niyetin belliyse en fazla kibarca başka yere yönlendirir.

bir rota planladıysan o rota üzerinde kamp yapılacak alanları belirleyebilirsin, instagram, facebook grupları üzerinden. tam olarak nasıl bir rota olacağını sen belirleyeceksin ki ona göre kamp yapılacak yerleri çıkart.

sana tavsiyem rota üzerindeki doğa güzelliği alanlarını tespit etmen, oralara yakın kamp yapacak uygun yerler bulunur.

ateş yakma, kamp tüpü al tamamdır.

ücretli yerlerin konforu oluyor, tuvalet, duş, mutfak yada mini marketimsi şeyler falan.

instagram'da ve facebookda kamp yapabileceğin yerlerle ilgili bir sürü grup var.
0
selam
(01.04.24)
türkiye'de herhangi bir kısıtlma ya da regülasyon yok bu konuda bildiğim kadarıyla. wild camping tamamen mümkün.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(01.04.24)
1. Belediye mücavir alan sınırları içinde çadır işine belediye karışır. Mutlaka bir encümen kararı vardır ve kurdurmaz.

2. Belediye yetki sınırları dışındaki yerler, şahıs arazisi ya da girilmesi yasaklı yer değilse kurarsın.

3. Ancak, son yıllardaki orman yangınlarından sonra yaz sezonlarında çadır kurmak için ayrılmış ücretli ya da ücretsiz yerler dışında çadır kurulması her yıl yasaklanıyor. Bu sene henüz bir yasak konmadı ama işgüzar bir polis ya da jandarma ekibi gelip huzurunuzu kaçırabilir ya da bir yerleşim yeri yakınındaysanız, sakinler sizi huzurumuzu bozuyor diye şikayet edebilir.

4. Son yıllarda kaçp malzemelerinin 3 harfli dükkanlarda satılması, kamp işinin genlerimizde olması ve ucuz bir tatil çeşidi olması nedeniyle bu işler sahillerde aldı yürüdü.
Kamp yapılan yerlere çökülür oldu. Karavanlar, tekerlekli sabit gecekondular oldu ve hepberaber halkta bir antipati yarattılar.

Bir şekilde kamp yapanlar kamp alanına Anadolu irfanını her tür atıklarını bıraktılar.

Uygun ve temiz bir yer bulma ve huzurlu kamp konusunda sıkıntı yaşayabilirsiniz.
0
Mirket
(01.04.24)
(9)

bayramda alaçatı deniz nasıldır?

alt4y
girilir mi?
girilir mi?
0
alt4y
(01.04.24)
Buz gibi olur. Yazın bile ortalamaya göre soğuk kalıyor. Size bağlı yani.
0
orient blue
(01.04.24)
girilir
0
grimavi
(01.04.24)
hava bu haftaki gibi seyrederse net girilir. su soğuk olacak mevsim sebepli tabi ancak yazın bile soğuk oluyor denmiş, hiç katılmıyorum.
0
brakgn
(01.04.24)
Deniz suyu gec ısınır girilmez
0
mirty
(01.04.24)
haizran 15te bile girmek için zorluk çektik nisanda buz olur denizler geç ısınır +1
hoş hafta sonu büyükçekmecede denize girenler vardı onlar gibiyseniz neden olmasın
0
eja
(01.04.24)
Alaçatı 16.1° deniz sıcaklıgı su an
0
sizofren06
(01.04.24)
yazın bile o bölgenin denizi soğuk oluyor. deliklikoyda bilmeden laps diye girmiştim suya ,resmen şoka sokmuştu soğukluğu.
0
bigcaptain
(01.04.24)
bugün ayvalık civarı aşırı sıcaktı akşam üstü 6 gibi. buranın suyu da çivi gibi.
yarın sahilde inşaat olmazsa denize girmeyi düşünüyorum, ki şubat'ta girenler oldu.

özetle girilir.
0
janderzel zartanyan
(01.04.24)
22 derece, soğukta denize girme alışkanlığı olmayan normal yazlıkcilar için alt sinir diye biliyorum, 22 derece altı aliskanliginiz yoksa pek önerilmiyor diye aklımda kalmış.

Kendi tecrübem ise bodrum civarı Kasım'a kadar kaldığım dönemlerde -hazirandan itibaren nerdeyse her gün giriyorum-, kasımda 22 derecelere düşüyor ve 10-15 dakika max kalabiliyorum.
0
makbur
(02.04.24)
(12)

diş fırçayı nerde saklamalı

ShadowOfMoon
klozetten dolayı banyoda saklamyın deniliyor. kapak kapalı sifon çekilse belki azalıyor ama lavabodan dolayı yine mikroplar bulaşabilir deniyor.ıslaklık varsa sudan geçer vs diyen var.eve birisi gelince onun tükürüğüvs gerginliği olur diye poşet vs kapatanlar da var ayrıca.Yatak odasında saklayan va
klozetten dolayı banyoda saklamyın deniliyor. kapak kapalı sifon çekilse belki azalıyor ama lavabodan dolayı yine mikroplar bulaşabilir deniyor.

ıslaklık varsa sudan geçer vs diyen var.

eve birisi gelince onun tükürüğüvs gerginliği olur diye poşet vs kapatanlar da var ayrıca.

Yatak odasında saklayan var mı mesela?

elektrikli mi nortmal mi

banyo dolabım yok
0
ShadowOfMoon
(29.03.24)
youtu.be

hocam kullandıktan sonra odamda güneş vuran bir yere koyuyorum ıslak kalmasın diye, plastik kabı var kuruyunca çekmeceye atıyorum
0
grimavi
(29.03.24)
Bu kadar obsesyona gerek var mı?

Benimki banyo evyesi üzerindeki bardakta duruyor. Açıkta.
0
Mirket
(29.03.24)
35 yildir acikta duruyor henuz dis fircasindan mikrop kapip hasta olmadim dolayisiyla devam
0
instant crush
(29.03.24)
gayet basit, diş fırçası kutusunda tutuyorum. insan o kadar hassas bir canlı olsa bu yaşa gelemezdik
0
orpheus
(29.03.24)
kutusu var alın bi tane
0
baldan kaymak
(29.03.24)
bu kadar ince düşünmeye gerek yok bence. yıllardır banyoda duruyor. ama fırçanın ucunu kapatan plastik kap kullanıyorum.
0
exlibris
(29.03.24)
Hocam ben daha bu yuzden hastalik vs yasayan gormedim de duymadim da. Abarti. Lavabo kenarinda dursun bi sey olmaz.
0
nic cage
(29.03.24)
Böyle aşırı düşüncelere gerek yok.
Yeter derecede mikropta lazım "sağlık için"
0
diyecevaplandı
(29.03.24)
Burada gayet güzel test ediliyor
www.youtube.com

Ama iş buna gelene kadar sifonu çektiğinizde soluduğunuz hava daha çok bakteri almanıza sebep olabilir ya da banyo yaparken kafanızdan aşağı akan su, burun ve ağzınıza girmesi.

merdiven parmaklıkları, size sipariş getiren kuryenin en son eliyle ne yaptığı gibi bir çok spesifik senaryo da var :D

o yüzden çok takılmayın. o bakterilere de vücudun ihtiyacı var
0
janavarorion
(29.03.24)
bi milyoncuda kapaklı diş fırçası kapları var onlardan al
0
nahtoderfahrung
(29.03.24)
Yatak odamda benim. Hem elektrikli olan hem de normal. Bir kere koydum ve yatak odasından bir daha başka yere koymadım. Aşırı hijyen düşündüğümden değil.
0
sevilen progressive türkücü
(29.03.24)
Diş fırçası kapağı kutusu falan sakıncalı. Fırçanın kurumasını engeller onlar. Fırça hep ıslak kalırsa bakteri ürer fırçada.
0
Tina
(30.03.24)
(3)

modemin anakartı yandı bana yeni modem önerir misiniz?

grimavi
yıllardır türk telekomun verdiği modemi kullanıyorum evdeki çekim gücü ve hızı bana yetiyor, internet ulaşımım olmadığı için detaylı araştırma yapamıyorumhttps://encrypted-tbn0.gstatic.com/images?q=tbn:ANd9GcRzFJa6EraI_gcaNjYZMMvQBrcsOh7JWzHr05MsZChHDu54vxadsVpPaxc&s=10bunun muadili önerebileceğiniz
yıllardır türk telekomun verdiği modemi kullanıyorum evdeki çekim gücü ve hızı bana yetiyor, internet ulaşımım olmadığı için detaylı araştırma yapamıyorum

encrypted-tbn0.gstatic.com

bunun muadili önerebileceğiniz işimi görecek bir modem var mı? yoksa aynısından mı alayım tekrar, bir iki link bırakırsanız sevinirim
0
grimavi
(25.03.24)
telekoma arıza kaydı açtırıp yeni modem isteyin.
0
inheritance
(25.03.24)
hocam bu modemi herhalde 10 senedir kullanıyorumdur, artık türk telekoma ait değil tt aboneliğim de yok artık kendime ait bir modemdi

duyuru bitmiş ya zor bir duruma düştük yardım eden yok :)

Zyxel VMG 1312 T20B alıyorum onu alma diyecek çıkmazsa www.hepsiburada.com
0
🌸grimavi
(25.03.24)
telekomun verdiği modem deyince interneti telekomdan alıyorsunuz sandım. marka/model tavsiyem yok ama openwrt veya dd-wrt destekleyen bir modem tavsiye ederim.
0
inheritance
(25.03.24)
(7)

Tercümanlik neden bu kadar önemseniyor

Yourcousinmarvinberry
Geçen tercümanlik okuyan arkadaslarla bunun muhasebesini yaptik.ismi lazim degil, bir hoca var bazi piyasa kitaplarini Fransizcadan Türkçeye çeviren. Konu da tam buydu, çevirmenlik öyle yüksek meziyet veya derin birikim gerektirecek bir meslek degil fakat buna ragmen bahsettigim kisiye neredeyse Pla
Geçen tercümanlik okuyan arkadaslarla bunun muhasebesini yaptik.
ismi lazim degil, bir hoca var bazi piyasa kitaplarini Fransizcadan Türkçeye çeviren. Konu da tam buydu, çevirmenlik öyle yüksek meziyet veya derin birikim gerektirecek bir meslek degil fakat buna ragmen bahsettigim kisiye neredeyse Platon etiketi yapistiriliyor. Oysa ki kendisi ne sanatçi ne de yazar. Baska eserleri çevirmek disinda bir katkisi da yok.

Su durumda tercümanlikla, edebiyatla ugrasanlari niye abartiyorlar ki ?
0
Yourcousinmarvinberry
(24.03.24)
çünkü tercüman olmak için iki dili bilmek yeterli değil

iki kültürü bilmek, edebiyattan dilden genel kültürden anlamak, söyleyişi bilmek gibi insanın uzun birikimle edinebileceği şeyler

ama dediğin gibi daha düz çevirmenler hatta makina çevirisi yaptırıp basan yayın evleri de var
0
grimavi
(24.03.24)
hem ana dilini hem yabancı dili bileceksin, üstüne alanı bileceksin. mesela nietzsche çevirmek için almanca'yı bileceksin, nietzsche'yi bileceksin ki bu da yetmez üstüne ana diline de hakim olacaksın. bu kadar meziyete sahip türkiye'de kaç kişi var.

tabii çevirmenlerin çoğu palavra orası ayrı.
0
gule gule
(24.03.24)
Tercümanlık hakkındaki önyargınız doğru değil mütercimler derin entellektüel bilgiye sahip kişilerdir her dil bilen mütercim olamaz mesleğin itibarı buradan gelir.
0
doharkoman
(24.03.24)
En kısa yoldan kendi yaşadığım ve çok canımı sıkan bir yerden örnek vermem gerekirse kolay olsun diye çevirinden gideyim diye okumaya başladığım birçok kaynakta kafamı karıştıran yerler oluyor ve "dur bakalım orjinalinde ne demiş" diye orjinal kaynağa gidiyorum. Nihayetinde kolay olsun diye başladığım çeviri kaynağı tamamen terk edip orjinalden devam ediyorum. Bu cidden can sıkıcı.

İyi çeviri kötü çeviri diye bir durum var. Edebi metinlerde ve bilimsel metinlerde ayrı ayrı şeylere çok dikkat etmek gerekiyor. Bazı edebi metinlerin çeviri olduğu o kadar bariz ki, dilin donukluğundan eserden soğuyorsunuz bu da satış rakamlarının düşmesi demek. Bilimsel metinlerde ise konuya hakim olmayan çevirmenin yaptığı çeviriler sözcük seçimlerinden ötürü anlaşılmaz ve hatta daha ötesinde yanıltıcı bilgi verebiliyor.

Bunların dışında, örneğin oyun çevrileri çoğunlukla amatörlerce yapılıyor ve bu ciddi anlamda göz kanatıyor. Özellikle oyunlar söz konusu olduğunda neyin çevrilip neyin çevrilmemesi gerektiği de çok önemli. Karakter sınıflarında "mahir" falan gibi şeyler görmek çok anlamsız.

Bir şeyi okurken onun çeviri olduğunun farkına varmadan okumanızı sağlayan bir çevirmen cidden oldukça yetenekli biri olmalı.

Söylediğiniz şeye şaşırdım.
0
akhenaten
(24.03.24)
bence önemsenmiyor. ilk defa böyle bir şey duydum. çevremde tercümanlığı önemseyen tek bir kişi bile yok. hatta küfür falan ediyorlar.
0
zeleno
(24.03.24)
yabancı bir kitap alacaksam mutlaka hangi çevirisi daha iyi diye araştırıyorum.

Çevirmenlik benim gözümde yarı yazarlık gibi bir şey. Eseri vezir de eder rezil de.

Bu dediğim edebi eserler için geçerli.
0
burfak
(25.03.24)
Tarihi eserleri çevirenlere saygı duyar önemserim. Sonuçta o dönemin kelimelerinin, o dönemki anlamlarını bulmak ve o döneme uygun çevirmek kolay iş değil. Aynı şekilde fantastik kurguda hem o evrene uygun hem de çok güzel çeviri yapanlar var. Ona saygı duyarım. Bunların hepsi zeka, tecrübe ve emek istiyor. Bunların orijinalini görünce fark ediyorsun ne kadar iyi olduğunu. Yine kötü örnekleri görünce de ne kadar kötü olabileceğini... Aynı şekilde simultane çevirilere de (cümlenin yarısını atlayan futbolcu tercümanlarına değil) saygı duyuyorum. Çok kaliteli hareketler.

Onlar dışında tercümanlar ölü dillerden falan çevirmiyorlarsa ekstra bir saygı görmüyorlar hiçbir yerde. Evet, benim tercüman arkadaşlarım var. İngilizce-Türkçe çeviri işleri de yaptım öğrenciyken. Düz iş işte.
0
nawar
(25.03.24)
(14)

Oyalanmamız doğru mu?

ananiyimioguz
Uzun bir süredir insan ırkı olarak çok azımız dışında geri kalan herkesin oyalanıp gittiğini düşünüyorum ve bu bana rahatsızlık veriyor.Çünkü ben de oyalanıyorum. Kendi ırkım için faydalı bir şeyler yaptığımı veya yaptığımızı düşünmüyorum.Kitaplar, kurgular, filmler, diziler, siyaset, ideolojiler ha
Uzun bir süredir insan ırkı olarak çok azımız dışında geri kalan herkesin oyalanıp gittiğini düşünüyorum ve bu bana rahatsızlık veriyor.

Çünkü ben de oyalanıyorum. Kendi ırkım için faydalı bir şeyler yaptığımı veya yaptığımızı düşünmüyorum.

Kitaplar, kurgular, filmler, diziler, siyaset, ideolojiler hatta dinler.

Kısacık ümrümüzü güzel geçirdiğimizi düşünmemiz/sanmamız için yine kendimizin yaptığı, yani yine kendi beynimizden çıkan araçlar olarak görüyorum.

Bir kitabı okurken veya filmi izlerken o heyecan hoşuma gidiyor. Bir inanca kaptırıp gitmek, ölümden sonraki bilinmezliği doldurmak hoşuma gidiyor. Fakat yoğunlaşma bittiğinde pişmanlık hissi duyuyorum.

Sürekli belli yalanlar kurguluyor, birbirimizi inandırıyor ve bu kurgular hakkında tartışıp duruyoruz. Herkes kendince bir amaç buluyor, kimi dini inancı gereği orada söylenenleri uyguluyor veya uyguladığını düşünüyor en azından iyi hissediyor, kimi farklı duygusal veya bilimsel inanclar geliştiriyor onlara sarılıyor.

Bunu yapıyoruz çünkü birileri öyle istediği için değil de, yapmasaydık eğer türümüzün devamlılığını kendi kendine getiremezdik yani inanç meselesinin de evrimin bir parçası olduğunu düşünüyorum yani bu inancın illa dini olması gerekmiyor.

Fakat her ne olursa olsun, her ne bulursak bulalım oyalandığımızı düşünüyorum. Çoğumuzun "anlamlı" bulduğu şeylerin bile bir yalandan ibaret olduğunu düşünmek bana rahatsızlık veriyor.

Bu konuda ne yapabilirim?
0
ananiyimioguz
(23.03.24)
çocuk xd senin ilacın bu.. yap bak kalıyo mu bi tane varoluşsal sancın

bi de domates salata falan ekebilirsin
0
abuzer
(23.03.24)
çocuk da umduğum gibi olmayabilir :( ayrıca o da bir çeşit oyalanma ve anlam bulma nesnesi değil mi?

gerçi hoş, başka ne yapabiliriz ki herkes bir buluş yapacak diye bir şey yok.
0
🌸ananiyimioguz
(23.03.24)
öncelikle zaten her şey çok anlamsız, anlamı biz yaratıyoruz. sizin de kendi anlamınızı inşa etmeniz gerekir. oyalanıyoruz bu beni rahatsız ediyor, bir şeyler yapıyorum hoşuma gidiyor sonrasında pişman oluyorum demişsiniz ya. başka bir şey yapamazsınız çünkü. değiştirebileceğiniz şeylere odaklanın. değiştiremeyeceğiniz şeylerin peşinde heba olmayın. neye inanıyorsanız ailenize, sevdiğinize ya da devletinize, ona en iyi hizmeti kendinize yatırım yaparak, kendinizi geliştirerek, bu iğrenç sistemin dişlilerinden biri olmayarak yapmış olursunuz. savaşarak bir şeylerin elde edildiği dönem bitti. kim akıl sağlığını koruyorsa o güçlüdür.
0
tabii lan manyak mısın
(23.03.24)
türümün devamlılığı ya da insanlık umrumda değil, ben dünyaya oyalanmaya gelmişim kimseye bir zarar vermeden de zamanı gelince ayrılacam bu kadar
0
grimavi
(23.03.24)
Ne kadar kaliteli oyalanabiliyorsan o kadar iyi.
0
kimlanbu
(23.03.24)
Git Mardinli Şeyhmuz Amca'yla tanış. Yakınsın nasıl olsa.

www.youtube.com

Jadav Molai Payeng'la tanış diyeceğim de o uzakta.

onedio.com
0
Mirket
(23.03.24)
@grimavi +1

Dünyaya bir şey katmak benim de pek umrumda değil. Mesleğimdeki ilerlemem ya da ilgi duyduğum başka bir şey belirsiz bir gelecekte "dünyaya bir şey katmakla" sonuçlanırsa bile böyle bir niyetim olduğundan dolayı olmayacaktır. Zaten böyle bir şey de olmayacaktır.

Hayatın genel bir anlamı olduğunu sanmıyorum, ama yaşamaktan memnunum. Canımı sıkan şeyler var, ilgimi çeken şeyler de var. İnişli çıkışlı gidiyor işte. Olması gereken de bu gibi geliyor.

Gününüzün güzel geçmesiyle, güzel geçtiğini sanmanız arasında bir fark olduğunu da sanmıyorum. Hayatınızı kimseye muhtaç olmadan geçirmek için belli başlı sorumluluklar var, bunları yerine getirdiğiniz sürece geri kalan zamanda ne olduğu çok önemli değil bence.
0
akhenaten
(23.03.24)
Valla anlamsız da gelse sabah erken kalkıp kahvaltımızı yapacaz sporumuzu yogamızı yapacaz işimize gidecek en az emekle max parayı kazanmaya çalışacaz mutlaka her ay para biriktirecez en ucuza en güzel yemekleri nasıl yiycez onu düşünecez kaliteli uyku uyuyacağız mümkün olduğunca doyurucu cinsellik yaşayacaz. Buraya kadar olanları anlamsız da olsa yapacaz. Bunlar oyalanma değil. Bunlar yoksa sağlığımız ekonomimiz bozuluyor. Gücümüz azalıyor. Gücümüzü artıracağız. Fiziksel maddi manevi sosyal ekonomik gücümüzü artıracağız. Bunları düzenli yapıyoruz peki sonra? Hayatla ve insanlarla bağ kuracağız. Bu bağları da güçlendirecekğiz. Hayatın her anını bir festival olarak göreceğiz. Tamam herkes çok acılar çekti herkes oyalandı falan ama bi sürü güzellik de gördük. Öteki sperm birinci gelseydi sen bu güzelliklerin hiçbirini göremeyecektin. İyi ki gelmişiz.
0
gece abisi
(23.03.24)
Felsefe okumya başla. Uzun zamandır okuyorum
0
sonhakan
(23.03.24)
On not: telden uzun cevap yazarken site log off etmis beni ve gondere basinca cevap gitmedi. Cok sagol eksi duyuru. Genis konu ve oyalanmanin anlami degisebilir veya daha felsefi/derin de dusunulebilir. Biraz daha kisa maddeler yazim:

- hayata bir sey birakma istegi, oyalanmamanin ana temasi sanirim ya da toplum bilinci onu dayatiyor. Bunun en yaygin ve gecerli olani cocuk yapmak oluyor. Tabii bunu biyolojik/evrimsel bir icgudu olarak da dusunebiliriz.

- kendimizi karsilastiriyoruz. Son yillarda sosyal medya en buyuk etken. Bence karsilastirmayi birakmaliyiz. En azindan bir cok rastgele insanla. Ama ilham almak iyi bir sey veya sonucu iyi olabilir. Daha onemli kisilerden, sanatkarlardan, bilimadamlarindan ilham almak daha anlamli bence. Onlar da kendilerinden once gelmis buyuk kisilerden ilham alabiliyorlar veya onlarin calismalarini ilerletebiliyorlar. Boyle insanlar sayesinde de medeniyet/bilim/teknoloji vs. ilerlemis.

- dini ve ruhani durumlar da insani etkileyebiliyor ve kisi icin hayatin anlami oluyor. Ruhun veya bilincin sonsuz oldugu inanci ve bu umutla yasamak, dunyanin bir test oldugu inanci ve kendini bir yaraticiya adamak. Kisi, dunyada, dine ve kurallarina gore yasayinca da zaten tatmin oluyor ve oyalanmamis oluyor.

- kendimizi veya dunyayi evrenle karsilastirdigimizda her sey anlamsiz kaliyor. Bir anlam aramamiz da anlamsiz gibi. Ani yasamali bir nevi. Mutlu olmak ve insani degerlerimizi korumak en guzeli. En basitinden dusunursek, etrafimiza/cevremize yaptigimiz kucuk iyilikler ve yardimlar yeterli olabilir.
0
ermanen
(23.03.24)
bu dunya zaten oyalanma yeri

aslinda dinlere gore, bir cesit nezarethane. bir suc islendi ve biz o nedenle buradayiz.

babaannem cocukken hep soyle derdi, o zamanlar anlamazdim


malda yalan mulkte yalan, var birazda sen oyalan
0
foster
(24.03.24)
@grimavi +1
Bütün bilgeliğimle şunu eklemek istiyorum: ya ne yapacağıdık?

Girdiğiniz yolun sonu nihilizme çıkıyor, güzel bura.
0
kobuzchu kiz
(24.03.24)
einstein da olsan, mehmet emmi de olsan yasayacagin omur belli. bence oyalanmak daha iyi. einstein hayati boyunca calismis, belki de berbat bir hayat gecirmis. sonunda ikisi de hayatini kaybediyor ve yaptiklarinin kendileri icin hicbir anlami olmuyor.

biz einstein'i guzel aniyorsak bunun einstein'a ne faydasi var? adam oldu gitti. belki cok calistigi icin cok sevdigi bir yemegi bir kez daha yiyemeden oldu. bu yemek bence einstein acisindan tum bilimsel calismalarindan daha onemli bir sey olabilirdi. cunku hazzin da bir siniri var. belki bu adamin aldigi nobel mehmet emminin aldigi ikinci inekle ayni derecede haz verdi ona. on yillarca calisma sonucu aldigin haz mehmetin alti ay para biriktirip aldigi inekle ayni hazzi veriyor. kisisel olarak asiri kotu bir emek fayda orani degil mi bu?

biyolojik olarak ayniyiz, salgiladigimiz hormonlar ve yasadigimiz haz ayni. ne kadar cok sey yaparsak bu hazza ulasma esigimiz artiyor ki bu olumsuz bir sey.

ozetle bence oyalanmak dunyaya bir seyler katmaktan cok daha iyi. ignorance is bliss diye bosuna dememisler.
0
bohr atom modeli
(24.03.24)
Uzun bir süredir dediğin 200 bin yıldır böyle zaten. İnsanlığın küçük bir kısmı ilerlemeyi ve gelişmeyi sağlıyor. Geri kalanı da ikiye ayrılıyor. Buna doğrudan ya da dolaylı olarak katkı sağlayanlar ya da uyanlar bir grup, topluma gram faydası olmayan yük olarak arkadan getirilenler/geri çekenler de diğer grup. Bırak tamamını, aynı anda yaşayan nüfusunun çeyreğinin Dünya'yı ileriye taşıyan adımlar atıp icatlar yaptığı bir toplum hiç olmadı zaten.

Sende yaşanan şey işte bu diğer iki gruptan birinde olduğunu fark etme anı. Nasıl oyalanacağın ve oylanırken topluma yük olup olmayacağın senin elinde. Kendini fazla yıpratmana gerek yok.
0
nawar
(24.03.24)
(21)

Gezi direnişi zamanında WhatsApp var mıydı?

fakat
Ben iddia ettim ki 2013 yazında WhatsApp yoktu, çünkü biz hiç kullanmadık, duymadık o zamanlar. Ama arkadaş o tarihlerde olduğunu ve kullandıklarını söyledi. İnanamadim. 2010'dan beri var mıydı bu uygulama, hatırlıyor musunuz?
Ben iddia ettim ki 2013 yazında WhatsApp yoktu, çünkü biz hiç kullanmadık, duymadık o zamanlar. Ama arkadaş o tarihlerde olduğunu ve kullandıklarını söyledi. İnanamadim. 2010'dan beri var mıydı bu uygulama, hatırlıyor musunuz?
0
fakat
(21.03.24)
Vardı tabii. Ben 2012 Başından beri aktif kullanıyorum, öncesinde de vardı.
0
fraise
(21.03.24)
Kurulduğunu gördüm zaten, yani bunu kullanıyor muydunuz, yaygın mıydı, biliniyor muydu, gezi'de gruplar kurulmuş muydu
0
🌸fakat
(21.03.24)
2013 yılına girerken yılbaşı hediyesi olarak kendime samsung galaxy s3 aldım. şimdi harici harddiske yedeklediğim fotoğraflara bakıyorum, whatsapp klasörü ve whatsapp
'tan gönderdilmiş fotoğraflar, videolar var. yani 2013'ün başında varmış.
0
kibritsuyu
(21.03.24)
Nasıl hiç kullanmamış olabilirsiniz 2013'te ki

Gayet tabi ki vardı, hatta ana mesajlaşma uygulaması whatsapp'tı zaten. Siz kaç yaşındaydınız ki 2013'te? Belki size ulaşmamıştı.

Gruplar da vardı ama her şey için hadi bi grup kuralım olayı yoktu, group chatler sonradan yaygınlaştı, aslında group chatleri yaygınlaştıranlar daha ziyade orta yaş üstü anne - baba tayfasıydı. Gençler o dönemde facebook gruplarını aktif kullanıyordu.

Whatsapp'ın çıkışı 2009, grup chatleri de 2011'miş şimdi google'dan bakınca.
0
akhenaten
(21.03.24)
Twitter daha güvenli görünüyordu bu yüzden Twitter kullanıldı daha çok. Gezi çok anonim bir olaydı.

Zaten bir süre sonra terör listesindeki gruplar ön plana çıktı ve olayları domine ettiler. Ben de bir çok twitimi sildim. WhatsApp güvenli gelmesi.
0
hebanon
(21.03.24)
20 yaşındaydım, Eskişehir'de hiç yoktu bizim orada , gerçekten şaşırdım. Facebook, Twitter kullanıyorduk, hatta telsiz uygulamaları vardı, garip
0
🌸fakat
(21.03.24)
Yaygındı ya, ben liseye 2010'da başladım, lisenin ilk yılında değilse bile sonrasında hep WhatsApp kullanıyoduk. 2013'te kesin vardı, inek öğrenci grubu olarak birbirimize çözemediğimiz soruları atıyoduk :D

Mesela eylül 2013'te kurulan sınıf grubumuz var ki öncesinde de aktif şekilde whatsapp kullanıldığını çok net hatırlıyorum. Twitter gezi ile beraber ülkede popülerleşti ama whatsapp öncesinde de vardı.

Ha ama bak şunu hatırlıyorum, whatsapp ilk çıktığında ücretliydi, ilk sene bedava sonra ücretli gibi bir olayı vardı, ha ben 2 sene bedava kullanmıştım, sonra da Facebook satın aldı whatsapp'i bedava oldu tamamen. Şubat 2014'te satın alım gerçekleşmiş ki 19 milyar dolardı bak hâlâ hatırlıyorum ödenen miktarı, o zaman zaten whatsapp kullanmayan yoktu ülkede.
0
nundu
(21.03.24)
2011de Kütahya’da üniversite okurken kullanıyorduk biz. Grup filan hatırlamıyorum ama.
0
Gradient_tabanlı_mor
(21.03.24)
gezide telefonum tuşluydu, ben mesajla haberleşiyordum, akıllı telefonlara geçiş dönemiydi herkeste yoktu
0
grimavi
(21.03.24)
vardi. ben lisedeydim ve sinifin whatsapp grubu bile vardi.
ama whatsapp e girince aa senin de mi whatsapp in var yazilan bir dönemdi :)
0
robert bosch
(21.03.24)
29 nisan 2012'de yüklemişim ilk olarak. hatta parayla yüklemiştim. 1 usd miydi neydi. sonra parasız falan olmuştu. tango ve viber diye baska alternatifler de vardi onlar ücretsizdi. muhtemelen onlar da kullanılıyordu o zamanlar. whatsapp bugünkü kadar popüler olmayabilir.

bir de internet paketleri daha sınırlıydı o zamanlar. o yüzden bu kadar yoğun kullanılmıyor olabilir. (internet paketleri 1-2 gb gibiydi sanırım. o yüzden insanlar cep internetini daha temkinli kullanıyordu ve bundan dolayı kullanım bu kadar popüler değildi.)

not: iOS kullanıcıları appstore - accounts - purchased başlığı altında hangi tarihte yükledikleriini görebilirler. android'de de vardır ama o kadarını bilmiyorum... prnt.sc
0
exlibris
(21.03.24)
İlk akıllı telefonumu (iPhone 4) 2010 sonunda aldım ve ilk yüklediğim uygulama Whatsapp'tı. Hatta Z kuşağı bilmez, o zaman WhatsApp ücretliydi, 1 dolar ödemiştim. Z kuşağı onu da bilmez, o zamanlar bu tip marketler TL üzerinden değil, USD üzerinden işlem görürdü.

Gezi zamanı WhatsApp gayet yaygın bir uygulamaydı, cayır cayır kullanıyorduk ama bu kadar kabiliyetli değildi. Grup kurma vardı ama sesli mesaj, arama, görüntülü görüşme ve konferans gibi özellikler yoktu.

Sesli mesajlar için telsiz benzeri kullanılan uygulamalar kullanıyorduk, Zello gibi.

Ancak grup haberleşmesi için Whatsapp'ı pek kullanmıyorduk, en azından ben ve çevrem öyleydi. WhatsApp daha ziyade kişisel yakın çevre ile iletişim kurmak içindi, kitlelerle iletişim için Twitter ve Facebook kullanılıyordu. Ekşi de aktifti.
0
10551037
(21.03.24)
Vardi, gruplardan bilgi akiyordu. Wp, twitter sag olsun guzel orgutlendik.
0
nic cage
(21.03.24)
Hatirladigim en eski tarih. 2011 son bahari idi. Universitedeydim hatta grup projesi falan vardi, bizimkiler whatsapp'da grup kurmuslar ordan haberlesiyorlardi, bana da whatsapp indir, gruba katil diye baski yapiyorlardi. Ben yenilige kapali, istemezukcu oldugum icin yuklememistim. Gezi zamani hayli hayli vardi ve populerdi, ben bile yuklemistim:)
0
freedonia
(21.03.24)
2011 eylulde bir kiz arkadasim 'whatsapl kursana ordan konusuruz' demişti de kurmustum ilk.
0
duster
(21.03.24)
2013 yazında whatsapp vardı. kesin bilgi.
0
benarrivo
(21.03.24)
vardı ama akıllı telefon herkeste yoktu.
0
ferenc
(21.03.24)
Ben whatsappı 2011 ya da 2012de kullanmaya başladım.
Şu anki telefonumda 2013ten sohbetler duruyor. Hiç silmiyorum. Baya aktif kullanıyordum.
0
jelly bear
(21.03.24)
Vardı. 2012'den beri kullanıyorum ben. Gezi'de daha ziyade Facebook ve Twitter kullanılıyordu. Twitter'ı da 2012'de açmıştım. Facebook'u ne zaman açtım hatırlamıyorum ama 2016 gibi bıraktım tamamen. Gezi döneminde yaygın olarak kullandığımızı hatırlıyorum. Gezi dönemi WhatsApp gruplarını hatırlamıyorum ama. Zaten Gezi pek organize bir direniş değildi. Sadece dezenformasyon ve dezenformasyon ile mücadele vardı internette de.
0
nawar
(22.03.24)
Biz lisede kullanıyorduk (2010) hatta android yeni yeni yaygınlaşıyordu hepimizde yoktu.

O yüzden bende nokia n96 vardı symbian için olan whatsapp ı yüklemiştim.

Sonra onu sattım sony ericsson xperia x10 aldım (2011) benim ilk android cihazım.

Ondan sonra gelsin uygulamalar gitsin uygulamalar.

Hatta o dönem çoğu arkadaşım blackberry massenger kullanıyordu ikisi arasındaki iyi kötü yönleri tartışıyorduk. Bir süre sonra bbm, wp ye direnemedi kayboldu gitti.

Edit: 2011 gibi yine çoğu arkadaşımda klavyeli nokia c3 veya e6 falan vardı oradan yazışıyorduk.

Geziye gelene kadar whatsapp ı yalayıp yutmuştuk. Sonra herkes android veya ios a geçti baya hayatımıza girdi whatsapp. Ama herkeste yoktu kısmına katılıyorum. Ben yaygınlaşma sürecine tanık oldum. Hatta 2-3 yıl sonra telegrama da ilk geçenlerdeniz arkadaş çevresi olarak. sene 2013 falan.

Gezide artık normal bir şeymiş gibi kullanıyorduk. Ama yoğunluktan mıdır sabotelerden midir bilmiyorum internette sıkıntılar oluyordu bağlanamıyorduk. O yüzden herkes konum ve wifi bilgisi paylaşıyordu.

Hey gidi günler.
0
ananiyimioguz
(22.03.24)
Whatsapp ilk sürümünü Şubat 2009'da yayınladı. en.wikipedia.org

Ben ilk kez 2010'da kullandığımı hatırlıyorum, eski yani bayağı.
0
vampir akrep
(22.03.24)
(7)

Sanitarium gibi oyunlarda rehbersiz ilerlemek

p133mmx
Rehbere bakmadan oynayayım diyorum ama bazen nasıl ilerleyeceğini bulmak için saatlerim gidiyor. Bu sırada bir zevk de almıyorum. Bu zamanda bu tür oyunlarda nasıl ilerleyeceğini bulmaya sizce saatlerini gömmek sizce mantıklı mı, zevkli mi? Görüşlerinizi merak etmekteyim.
Rehbere bakmadan oynayayım diyorum ama bazen nasıl ilerleyeceğini bulmak için saatlerim gidiyor. Bu sırada bir zevk de almıyorum. Bu zamanda bu tür oyunlarda nasıl ilerleyeceğini bulmaya sizce saatlerini gömmek sizce mantıklı mı, zevkli mi? Görüşlerinizi merak etmekteyim.
0
p133mmx
(21.03.24)
Yakın zamanda Sanitarium oynadım, öyle çok rehber gerektiren bir oyun değildi, biraz diyaloglara dikkat etmek lazım sadece. Oyun iyi tasarlandıysa çok sorun olmaması lazım ama kilit bir diyalog ya da işaret kaçınca sıkıntı olabiliyor. Eğer ben biraz debelenip geçemezsem hızlıca internetten bakıyorum neyi kaçırdığımı anlamak için.
0
salihdt
(21.03.24)
Temiz 5 yıl olmuştur ama ben de bir yerde baktım galiba. Bence çok güzel oyun, yüzde 99 rehbersiz yaptiktan sonra çok da kafaya takmamak lazım.
0
logisticsmanager
(21.03.24)
bu hikayeli adventure oyunlarının keyfi yanında bir arkadaşın varken çıkar, o da senin gibi sevecek, kafa yoracak, hem oyunun muhabbeti hem de günlük muhabbet yapılacak, yanında cips kola takviyesi olacak

2000 lerde bu oyunları tüplü monitörlerle böyle oynadık :)
0
grimavi
(21.03.24)
bazi yerleri cozmek zor olabilir. takildigin yerde cozume bakilabilir. ben de bakmistim diye hatirliyorum. baya uzun zaman oldu oynayali.

cozume bakmak istemeyip ugrasmaktan da zevk alan olur. kisiye bagli. cok daha zor puzzle olan oyunlar var.
0
ermanen
(21.03.24)
Eskiden takıldığım ve zorlayıp bulamadığım yerde 2-3 forum arardım. Şimdi en ufak şeyde elim gidiyor bazen. Biraz yorgunluk ve tahammül ile ilgili sanırım. Yani 20 yaşında olsam yapmazdım herhalde.

Gerçi bu kadar fazla çözüm rehberi olması ve genel olarak internette oyun çözümlerinin kolay ulaşılabilir olması olayı hikaye anlatımını bozdu zaten. Yani kendimi oyuna vermek yerine "acaba şu kararı alırsam, oyunun kendi belirlediği standartlara göre doğru olanı mı yapmış oluyorum" düşüncesi dürtüyor beni de. Oysa ki önceden kendi doğrularımla oyunu oynardım.
0
nawar
(21.03.24)
@grimavi tüplü monitör önünde arkadaşlarla geçen saatleri ben de çok özlüyorum. bu zamanda her şey var ama arkadaş kalmadı.
0
🌸p133mmx
(21.03.24)
Grim Fandango diye bir oyun vardı 1998'de çıkan. Grim Fandango'yu rehbersiz oynayamam misal.
0
put it in your appropriate place
(21.03.24)
(19)

Sizce bir yaratıcı var mı?

slm ben yalnız komando yasin
Yani bu evren tesadüfen mi oluştu yoksa deizmde ki gibi bir yaratıcı var ama dünyaya karışmıyor mu?
Yani bu evren tesadüfen mi oluştu yoksa deizmde ki gibi bir yaratıcı var ama dünyaya karışmıyor mu?
0
slm ben yalnız komando yasin
(17.03.24)
Stephen hawking fizik yasaları ile big bang’i defalarca açıklamaya çalıştı. Evet tesadüfen. Ama günlük dilimizde kullandığımız tesadüften bağımsız yasalarla mümkün kılınan bir tesadüf.
0
ruhen hastayim ben
(17.03.24)
Var mı yok mu bilmiyorum, bilen de yok zaten ve olmayacak. o yüzden umursamiyorum ve hayatımı da bu şekilde yaşıyorum.
0
logisticsmanager
(17.03.24)
yaratıcı yok ama çok umurumda da değil +1
0
gabe h coud
(17.03.24)
Olabilir ama bilemeyiz..
0
anon1m
(17.03.24)
inançsız biri olmama rağmen bunu olasılıklardan biri olarak görüyorum, simülasyonu da bir olasılık gördüğüm gibi o yüzden ateizme değil agnostizme yakınım sonunda ne çıkacak ben de merakla bekliyorum :)
0
grimavi
(17.03.24)
din mensubu kişiler tanrı der.

ama bilime göre evrenin oluşumu (ve/veya big bang) ile ilgili teoriler var. son görüşlerden birisi de kuantum dalgalanması (quantum fluctuation). yoktan enerji oluşmasıyla ilgili kısaca ama daha ayrıntılı tabii. çoklu evren teorileri de var.

metafizik/ütopik durumlar da düşünülebilir. veya daha üstün ırkların/uzaylıların/varlıkların yaratıcı olması veya onların bir deneyi olmamız vs.
0
ermanen
(17.03.24)
Her şeyi bilen ve her şeye gücü yeten diye birer cümleye sığdırdığımız devasa ve imkansız özellikleri bir varlığa atfedince ve onu aynı zamanda hem ezeli hem de ebedi ilan edince nasıl bütün mantıksızlıkları ortadan kaldırmış olabileceğimizi ben anlamıyorum şahsen.

Anlamadığımız her şeyi bir tanrı figürüne atfetmek her şeyi yatağın altına itip odayı topladım diyen bir çocuğun davranışı gibi bence.

Kısacası bunun sizcesi bizcesi yok. Ya görüp bildiğimiz bu evren henüz tam olarak bilmediğimiz belli yasaların etkileşimleri sonucu var oldu ya da bu her şeye gücü yeten, her şeyi bilen, ezeli ve edebi varlık evreni "oldurdu".

İnsanlığın geçmişteki deneyimlerine de bakınca 1. İhtimal tartışmasız doğru olsa gerek.
0
akhenaten
(17.03.24)
Bence yok.

tesadüf ve teori terimlerini günlük hayatta kullandığımız halleri ile karıştırmanıza sebep olan fen bilgisi öğretmenlerinizin suçu hep.
0
nawar
(17.03.24)
+1 @grimavi
Kitaplarda yazdığı gibi olduğunu düşünmüyorum.
0
sevilen progressive türkücü
(17.03.24)
var kardes kesin bilgi.
0
gule gule
(17.03.24)
ya benim anlamadığım bir durum var. tanrı, allah, yaratıcı vs. diyince herkesin gözünde sanki yukarılarda bir yerde, kocaman tahtında oturmuş, önünde dev bir kontrol paneli olan bir figür canlanıyor. ona tanrı deniyor, yaratıcı deniyor. orada bir varlık var, oturmuş panelden yaratıyor, yok ediyor, kontrol ediyor sanki. var mı yok mu, tesadüf mü, bilimsel mi diye tartışılıp duruluyor.

yahu senin tesadüf, ötekinin bilimsel dediği, quantum dediği şey tanrının kendisi işte. dine inanan tanrı diyor, sen tesadüf diyorsun. bütün dinlerdeki tanrı tanımına uyuyor. tanrı dediğin şey o tesadüfün, o bilimselin ta kendisi işte. "tanrı diye bir şey yok, tesadüfen oldu", evet tesadüfen oldu, o tesadüfen olan döngüye biri çıkıp evrim diyor öteki çıkıp quantum diyor, beriki çıkıp tanrı diyor, ben de diyorum ki, tanrı dediğin şey doğanın, kainatın, bu yaşam döngüsünün ta kendisi işte.
0
kibritsuyu
(17.03.24)
@kibritsuyu

hocam bu tartışmalarda genelde semavi dinlerdeki gibi bir tanrı modeli üzerine konuşuluyor

senin dediğin gibi fizik kuralları da tanrıdır diyen açılımlar var tabi
0
grimavi
(17.03.24)
@ruhen hastayim bene ithafen... Stephen Hawking evrenin "neden" oluştuğunu açıklamadı, "nasıl" oluştuğu üzerine fikir beyanında bulundu. Popüler bilim zırvalarından ziyade makalelerine baksanız öğrenmiş olurdunuz.

Dolayısıyla evrenin tesadüfen oluştuğunu iddia edemeyiz çünkü büyük patlamadan öncesine yönelik hiçbir kanıt yok elimizde. Haliyle yaratıcı denen kavramın olup olmadığını da bilemeyiz. Tek bildiğimiz büyük patlamadan sonra evrenin nasıl gelişip hayat bulduğu.
0
truf
(17.03.24)
bilmiyorum. nereden bileyim :) büyük ihtimalle tanrı yok ama olsa da şaşırmam

@kibrit suyu: senin bakış açın ile tanrı yok denmesine imkan yok ki. tesadüfe de evrime de her şeye de tanrı diyorsun sen. bu tartısmalar genelde tam da dediğin gibi önünde kontrol paneli olan bir tanrı var mı yok mu şeklinde geçiyor. olaya senin gibi bakınca ateizmi çökertmiş oluyorsun :)
0
benarrivo
(17.03.24)
Vala ben var olduğu üzerine yaşamımı temellendirip, şekillendiriyorum. Bu benim için daha mantıklı ve iyi hissettiriyor.
0
Amaranta ursula
(17.03.24)
kitap gönderen bir tanrı olduğuna inanmıyorum ama kibritsuyu'nun dediği gibi bir şeye inanıyorum. Yani ben tencereyi dışarıda unuttuğumda içindeki şeyler küflenip bir ortam yarattığında tesadüfen de olsa onların yaratıcısı ben oluyorum sanki. Bu tür "her şeyi başlatan" bir yaratıcımız olabilir.
0
nhk ni youkosu
(17.03.24)
Hawking'in böyle bir iddiasi veya makalesi yok, olamaz da.

internette her okudugunuz, izlediginiz seye atlamayin derim.
0
Yourcousinmarvinberry
(17.03.24)
bir yaratici olabilir ama bence bu dinlerdeki gibi bir sey degil. einstein da boyle diyor.
0
bohr atom modeli
(18.03.24)
Yaratıcı var, dünyanın her bir zerresinde her an her şeyi o olduruyor, fakat sistemi öyle kurmuş ki, yarattıklarından özgür irade verdiklerinin müdahaleleriyle de işleyen ve şekil alan ama her zaman doğal haline mutlaka geri dönen bir sistem. Geri dönerken de onu bozanları bozarak geri dönüyor, ona saygı gösterenlere ise saygılı davranıyor, bozanlardan çok iseler.

İnsan denen o özgür irade sahiplerinin kendilerini tanımaları, anlamalı ve eğitmeleri için yaratılmış bir ortam diye düşünüyorum. Yaratıcı var, her an karışıyor ve müdahaleye izin veriyor, sıradışı müdahaleleri de oluyor. Ben çok yaşadığım için rahatlıkla söylüyorum.
0
muhayyer divan
(18.03.24)
(5)

hangi ayakkabı?

fakat
evet ayakkabı zamanım geldi, kararsız kaldım, para olsa hepsini alırım ama birini alabileceğim, hangisi sizce daha iyi acaba?1) https://www.nike.com/tr/t/zoom-vomero-5-se-ayakkab%C4%B1s%C4%B1-7jmN3F/HF0731-0072) https://www.lacoste.com.tr/urun/erkek-beyaz-ayakkabi-747sma0013-004-2/3) https://www.con
evet ayakkabı zamanım geldi, kararsız kaldım, para olsa hepsini alırım ama birini alabileceğim, hangisi sizce daha iyi acaba?

1) www.nike.com

2) www.lacoste.com.tr

3) www.converse.com.tr
0
fakat
(16.03.24)
1-2-3
0
paintov
(16.03.24)
1’i kullanıyorum hatta 3 tane aldım ilkinin ne kadar rahat olduğunu gördükten sonra.
dünyanın en rahat ayakkabısı olabilir.
Gözü kapalı alabilirsiniz direkt 1 i.
0
rentts
(16.03.24)
1deki rahatlığı hiçbirinde bulamazsın

vomero serisinden görünüşünü beğendiğini gözün kapalı alabilirsin günlük hayatta gezmeye, uzun süreli ayakta durmalı vs bir işin varsa
0
grimavi
(16.03.24)
rahatlığını bilemem ama şıklık olarak bence 3-2-1
0
mustafakesekci
(16.03.24)
vomero 5 ilk olarak 2010 civarında piyasaya sürüldü, bende orjinal modelden hala bir çift var sağlam olarak :) vomero serisi her sene yenileniyor, en son vomero 19 çıktı galiba, fakat bu vomero 5 modeli efsane model olarak geçiyor, çok tutulduğu için prestij modeli niyetine nike 2-3 yılda bir tekrar piyasaya sürüyor ufak tefek değişikliklerle. ve inanılmaz rahat bir ayakkabıdır daha rahatını bulamazsın. sadece 5 değil vomero serisinden herhangi bir modeli gözün kapalı alabilirsin bu arada, rahatlık açısından rakibi yok.
0
zikardo
(16.03.24)
(28)

bi erkek karısına böyle şaka yapabilir mi?

deartheodosia
evlendiğimiz ilk yıllardaydı, eski eşim (hala boşanamadık) bana “ben iş gezisine gittiğimde sen sütçüyü eve alır çocuk yaparsın” gibi bi şaka (!) yapmıştı. ben çok şaşırmıştım tabii, bu şaka mı şimdi diye. böyle densiz densiz şakalar yapıyordu, bir kere araç bir yere sürtmüştü, “sen sürtüksün, sürtü
evlendiğimiz ilk yıllardaydı, eski eşim (hala boşanamadık) bana “ben iş gezisine gittiğimde sen sütçüyü eve alır çocuk yaparsın” gibi bi şaka (!) yapmıştı. ben çok şaşırmıştım tabii, bu şaka mı şimdi diye. böyle densiz densiz şakalar yapıyordu, bir kere araç bir yere sürtmüştü, “sen sürtüksün, sürtüklerin arabası sürter” falan demişti. bunun gibi çok şey var. bu adam normal değildi, di mi?
0
deartheodosia
(15.03.24)
normal değil.
evlenmeden önceki ilişkinizde bunları yapmıyor muyudu?
0
saturn
(15.03.24)
ben 21 yaşında olduğum için biraz (!) salaktım, anlamıyordum @saturn
0
🌸deartheodosia
(15.03.24)
biraz aptal bence. 'saka'nin iki tarafa da komik olmasi lazim. yetiskin yasa gelip bunu kavrayamamisin zekasindan suphe ederim.
0
hot potato
(15.03.24)
normal değil
0
benarrivo
(15.03.24)
mizah zekanın zekatıdır diye bir laf var islami değil biraz düşününce çok güzel bir söz

yani bir insanın bu kadar düşük bir şaka anlayışı varsa onun hakkında başka konularda da fikir verir
0
grimavi
(15.03.24)
Hay amk, çok komiq aq... Zekasız
0
abuzer
(15.03.24)
ciddi misin? çok geçmiş olsun. her biri ayrı travma. keko kocanın neresinden dönsen kardır. bu insanlar evleniyor, gerçekten hayret ediyorum. evlenmeyi geçtim, sürdürebildiği herhangi bir ilişkisinin olmaması lazım. sabit bakkalı bile yoktur.
0
gabe h coud
(15.03.24)
her ikisi de ağır ama ikincisi çok daha ağır.
insan olan değil karısına, sevgilisine, arkadaşına bile demez, dememeli.

merak ettim, evlendikten sonra bunu diyebilen biri, evlenmeden önce bunları yapabileceğine dair hiç sinyal vermedi mi? hiç "acaba" dediğiniz bir an olmadı mı?
0
tabudeviren
(15.03.24)
Toksikolojiye giriş resmen.
0
rock n roll
(15.03.24)
Karısı rahatsız oluyorsa yapamaz. Yoksa çiftlerin aralarındaki espri kalitesi ya türü bizi ilgilendirmez. Buradaki kilit nokta sen ve ikinizin espri/komedi dinamiği. Sen bundan rahatsız olmayıp aynı türde espri yapıyor olsaydın burada dehşete düşen hassas arkadaşlara, gökten düşen 3. elmayı yemek düşerdi. Hatta bundan çok daha ağırlarını(?) karşılıklı olarak gülerek yapan (hatta arada bizim de dahil olduğumuz) evli çift arkadaşlarım var. Gayet mutlular.

Bu arada ağır falan olup olmamasından ziyade komik değil bence.

@hot potato +1
0
nawar
(15.03.24)
ayrıca bir şey aldığımda/yaptıracağım zaman “yeni kocan için mi” diyordu.
0
🌸deartheodosia
(15.03.24)
Tabi ki normal değil de bana biraz sapıklık var gibi de geldi sanki ağız arıyor gibi. Evet filan desen devamı gelecek gibi. İğrenç ya. İyi ki kurtulmuşsun bundan.
0
Gradient_tabanlı_mor
(15.03.24)
bu bastırılmış cuckold'luk veya gavatlık değilse nedir bilemiyorum. Ha ikinci ihtimal, kendini küçük görüyorsa ve içinden "bu kız niye beni seviyor yav" diyorsa öyle bir gelecek projeksiyonu yapıyor olabilir. Her iki durumda da sıkıntılı bence.
0
nhk ni youkosu
(15.03.24)
yuh ya
ya karakteri olgunlaşmamız birisi ya da cuckold.
0
nuisance2
(15.03.24)
Yapamaz ve yapmamalı ama bu toplumda densizlik hadsizlik yozlaşma öyle bir safhadaki herşey normal karşılanıyor hatta yanlışı kınayanlar kınanır hale geldi. Bu arada yazdığınız ifadeler aynı zamanda hakaret suçuna konu olabilir diye düşünüyorum.
0
doharkoman
(15.03.24)
Umarim bosanmaniz bir an önce sonuclanir <3

normal degil, komik degil... ya cok saygisiz ya da en iyi ihtimalle manyak.
0
chihirovekohaku
(15.03.24)
Bana yaşlanınca tacizci olacak, amigdalası çalışmayan biri gibi geldi
0
durgunfoton
(16.03.24)
İçten içe kendisini aldatmanı istiyor gibi geldi
0
olaylar olaylar
(16.03.24)
normal mi diye sorulması bile anormal olan bir adam.
0
odiyus
(16.03.24)
Cinsel sorunları olduğu ortada. Bu tipler gözü açılmamış saf kızlarla evlenirler.
0
anais
(16.03.24)
"Aman canım bunda ne var" denecek türde sözler değil, resmen bilinçaltını bilinçlice ortaya koyuyor. Psikolojik şiddet uyguluyor.
0
muhayyer divan
(16.03.24)
@nawar çok güzel bir ayrıntı yakalamış.
Şaka iki kişiliktir. Şaka yapılan kişinin o an verdiği tepki önemli.
Bana bir daha bu tarz şeyler söyleme mi dedi.
Kıkırdayıp Ayy Çok hoşsun mu dedi.
Tebessümle mi karşıladı, kızdı mı?
O da ona en az aynı seviyede bir başka sözle mi karşılık verdi.
Bunları bilmeden yaptığımız yorumlar havada kalıyor.
Ben elşer arasında bu tarz şakayı yakıştıramam.
Ben insana küfrü de yakıştırmıyorum ama ağzından küfür düşmeyen insanlar da var.
Her ailenin dinamiği farklı. Yorumlar havada.
0
Mirket
(16.03.24)
Aptalmış
0
basond
(16.03.24)
Kesinlikle normal ve saka dedigin sey zaten böyle olmali.
0
Yourcousinmarvinberry
(17.03.24)
gavat ve cuckoldcu olduğunu düşünürüm o lafları tek tek müsait yerine enjekte ederdim.
0
Hallegadola
(18.03.24)
manyak galiba
0
sanguine mcqaer
(18.03.24)
Normal değil. Böyle şaka mı olur? İnsan eşine sen sürtüksün mü der?

Umarım kısa zamanda boşanırsınız.
0
drako
(05.04.24)
adamın şüphelendiği,geçmişte veya mevcut dönemde rahatsız olduğu bir şey yapmışsanız bunu ima ediyor olabilir mi?direkt söyleyip soramadığı için böyle saçma şekilde rahatsız edici şeylerle ima ediyor olabilir.bu durumda bile yanlış ama asla böyle bir şey yoksa tedavi olması gerekiyor insan sevdiğini bu cümlelerin öznesi yapmaz.
0
ercu cozer
(05.04.24)
(4)

Örgü altlığı dizi önerisi

beetlejuice
Merhabalar. Bana böyle örgü örerken takip etmesi kolay, çok kafa yormayan, mümkünse bitmiş ama bitmemiş de olur, hardcore olmayan distopya ya da uzaylı falan sci-fi dizi öneriniz var mıdır? Mesela son zamanlarda see izledim, az önce silonun 1.sezonunu bitirdim, bayılmadım. O yüzden çok yüksek beklen
Merhabalar. Bana böyle örgü örerken takip etmesi kolay, çok kafa yormayan, mümkünse bitmiş ama bitmemiş de olur, hardcore olmayan distopya ya da uzaylı falan sci-fi dizi öneriniz var mıdır? Mesela son zamanlarda see izledim, az önce silonun 1.sezonunu bitirdim, bayılmadım. O yüzden çok yüksek beklentim yok ama benzer bayıldığınız varsa da baş tacım olur.
0
beetlejuice
(15.03.24)
Andor

diğer uyduruk star wars dizileri ve bazı filmlerinden bile iyi, tek başına çok güzel star wars hayranı olmasan bile izlenir
0
grimavi
(15.03.24)
Turkuaz
0
kaset
(15.03.24)
@kaset hocam Turkuaz ne? Yarım saattir taş bakıyorum :/
0
🌸beetlejuice
(15.03.24)
@beetlejuice Pardon Yakamoz imiş:) Çok benzer olduğu için yazarken fark etmedim. Kıvanç Tatlıtuğ’un Netflix’teki fantastikli dizisi, iş yaparken açıyorum.
0
kaset
(21.03.24)
(8)

damlatmayan yağdanlık önerisi?

Amaranta ursula
Merhaba arkadaşlar;Elimdekileri sinirden kırıp dökmeden yenilerini bulmam gerekiyor. Var mıdır kullanıp memnun kaldığınız yağdanlık öneriniz?ok teşekkürler yanıtlar için.
Merhaba arkadaşlar;

Elimdekileri sinirden kırıp dökmeden yenilerini bulmam gerekiyor. Var mıdır kullanıp memnun kaldığınız yağdanlık öneriniz?

ok teşekkürler yanıtlar için.
0
Amaranta ursula
(14.03.24)
En çıldırtmayanı şu bence

www.trendyol.com
0
Mirket
(14.03.24)
www.trendyol.com

şunu almıştım göya master cheftekiler kullanıyor akıtmıormuş diye ama akıtıyor ya ama çok kullanışlı akıtması minimumda
0
eja
(14.03.24)
encrypted-tbn0.gstatic.com
encrypted-tbn0.gstatic.com
encrypted-tbn0.gstatic.com

şişenin şekline göre gövdesi ya da boynuna lastikle kağıt havlu sabitlemek
0
grimavi
(14.03.24)
@Mirket bendeki de linktekine çok benzer ama kapağın takıldığı yerden akıtıyor.
0
🌸Amaranta ursula
(14.03.24)
Sirkeyi damlatıyor da yağda o sorunu yaşamadım. Yağ donup tortu yapıp kapaktaki lastiğin tam oturmasını engelliyor. Doldurmak için her kapağı açtığımda kapağı, deterjan sıcak su falan, hiç tortu kalmayacak şekilde temizliyorum.
0
Mirket
(14.03.24)
ömürlük olsun derseniz tupperware

www.trendyol.com
0
MtKrt
(14.03.24)
www.trendyol.com

Şu tarz spreyler de iyi oluyor.
0
anten
(14.03.24)
Mükemmel bir öneri sonrası bunda karar kıldım:
www.trendyol.com

Aşırı memnunum.
0
🌸Amaranta ursula
(19.03.24)
(3)

Uzun uzun yanan sağlıklı mum tasviyesi

damba
Arkadaşlar İkea’dan mum aldım, hemen bittiği yetmedi üzerine uçuyor içindeki katı madde, bu sağlıklı bir durum mu?Bana sağlıklı ve uzun yanan mum önerir misiniz? Hiç mum kültürüm yok. Neden bazı mumlar çok pahalı bazıları ucuz mesela, anlamış da değilim. Neye dikkat etmem gerekiyor?
Arkadaşlar İkea’dan mum aldım, hemen bittiği yetmedi üzerine uçuyor içindeki katı madde, bu sağlıklı bir durum mu?

Bana sağlıklı ve uzun yanan mum önerir misiniz? Hiç mum kültürüm yok. Neden bazı mumlar çok pahalı bazıları ucuz mesela, anlamış da değilim. Neye dikkat etmem gerekiyor?
0
damba
(14.03.24)
Şurada pahalı ucuzluk konusu konuşulmuştu.

www.eksiduyuru.com

Ayrıca mum parafin ve balmumu karışımından yapılır. Parafin oranı ne kadar yükselirse çabuk biticiliği o kadar artarken balmumu oranı ne kadar yükselirse o kadar uzun dayanır ve alevi daha küçük olur.

Ayrıca balmumu pahalı ve az bulunur bir madde olduğu için onun yerine yine petrol türevi malzemeler kullanılmakta.

Çabuk bitmeyen sağlıklı mum istiyorsan balmumu plakalarını fitil etrafına sararak yapılan mumlar var. Onlardan alabilirsin.

Aha bundan:

www.buyukdedeminballari.com

Kendim sarar kendim yaparım diyorsan da şundan al.

www.buyukdedeminballari.com
0
Mirket
(14.03.24)
mumların üzerinde yaklaşık kaç saat yanabileceği yazar

aynı hacimde ikea mum 20 saat yanarken başka bir marka 80 saat yanabilir, fiyatı da buna göredir
0
grimavi
(14.03.24)
İçeriği soya wax, coconut wax ve bal mumu olanlar parafin mumlara göre daha sağlıklı ama yanan hiçbir şey de sağlıklı değildir. Ben mum ve tütsü yaktığım için akciğerim sosyal içici gibi gözüküyor
0
jazzabel
(15.03.24)
(4)

biçimlendirilemeyen sd kart

jepa
araç kamerasında kullandığım bir micro sd kart vardı. kayıt yapmamaya başlayınca biçimlendirmek istedim ama olmadı. "biçimlendirme tamamlanamadı" hatası alıyorum. disk yönetiminden de olmadı. komut sistemine girip denedim olmadı. nasıl düzeltilir bu?
araç kamerasında kullandığım bir micro sd kart vardı. kayıt yapmamaya başlayınca biçimlendirmek istedim ama olmadı. "biçimlendirme tamamlanamadı" hatası alıyorum. disk yönetiminden de olmadı. komut sistemine girip denedim olmadı. nasıl düzeltilir bu?
0
jepa
(14.03.24)
yani bozulmuş
0
grimavi
(14.03.24)
Sonkez farklı bir kaç telefonda da deneyin isterseniz
0
diyecevaplandı
(14.03.24)
kart bozulmus dostum
0
sewdali
(14.03.24)
kamerada kullanılan sd kart olayı çok narin ya, ben biçimlendirebildiim kart 1 gün çalışıp 2. gün çalışmayı bırakıyor okunmuyor, şimdiye kadar çok kart değiştirdim samsung kartlarda orun yaşamadım 1 sene oldu, kaliteli kart alın alcaksanız.
0
eja
(15.03.24)
(39)

Evlilik ve tükenmişlik hissi, boşanma düşünceleri, tavsiye..

ustapasta
Selamlar, biraz uzun yazacağım. Doldum fakat tanıdığım biriyle dertleşmek istemiyorum. Eşimin mahremiyetini ihlal etmiş olurum diye tanıdık biriyle konuşmayı doğru bulmuyorum. O yüzden burada oversharing'in dibine vuracağım üzgünüm. Nasılsa kimse beni tanımıyor. Evli ya da başından evlilik geçmiş ki
Selamlar, biraz uzun yazacağım. Doldum fakat tanıdığım biriyle dertleşmek istemiyorum. Eşimin mahremiyetini ihlal etmiş olurum diye tanıdık biriyle konuşmayı doğru bulmuyorum. O yüzden burada oversharing'in dibine vuracağım üzgünüm. Nasılsa kimse beni tanımıyor. Evli ya da başından evlilik geçmiş kişiler (özellikle kadın) özelden yazarsa ne güzel olur.

Yaş 33, 5 yıllık evliyim. Eşimle severek evlendik, hala da seviyorum. Güvenilir, merhametli, iyi kalpli bir insan. Neşeli çocuk ruhlu biri, ailem de onu kendi çocuğu gibi sever. Sorun ne diyecek olursanız, sorun 5 yıl geçmesine rağmen hala oturmayan bazı şeylerin beni artık tüketmiş olması. Her şey ama her şeyin benim ittirmemle, benim iknamla yapılması. En basitinden, ikimiz de çalışıyoruz ve haftasonları 1 gün temizlik yapılması gerekli. Bunun için hala her haftasonu mutlaka bir gerginlik olur. “Ben bugün yapmayacağım sen kendi payına düşeni yap. Ben yarın yaparım. Şu zaman yaparım bu zaman yaparım.” İşten geliyorum o içerde yatarken ben yemek yapıyorum yiyoruz (yemek bende, bulaşık onda). Mutfakta bulaşıklar gece saat 10 11’e kadar bekler kokar. “Biraz yatayım yapıcam, yoruldum, maça gideyim gelince toplicam.” Her şey bir savaş evde. En basic rutinler bile devamlı gerginlik sebebi. Haftasonu temizliğimizi iki üç saatte halledip güle oynaya bir yere çıkamıyoruz. Kavga edip bozuşuyoruz ve tüm haftasonu evde küs geçiyor bazen. Böyle günlerde kendimi camdan atasım geliyor ruhum daralıyor. Onun çok da umrunda olmuyor. Karşımda 36 yaşında bir erkek değil de, annesi tarafından devamlı dürtülen 15 yaşında bir ergen var gibi hissediyorum. Bunlar basit örnekler ama demek istediğimi anlamışsınızdır. Hiç bir iş yapmadan yatarsak ondan iyisi yok, o zaman kavga etmeyiz. Sarılıp yatmak ister bütün gün.


Eşim çocukları çok seviyor, ben de istiyorum 10 aydır çocuk deniyoruz ancak henüz olmadı. Her ne kadar temas bağımlısı olsak da bu biraz şefkat ağırlıklı olmaya başladı, cinsellik çok çok seyrekleşti. Ovulasyon günleri dışında nadiren beraber oluyoruz. Belli günlerde olunca vazife gibi oluyor, kendimi çok kötü hissediyorum, istek duyamıyorum. Bunu onunla birkaç kez konuştum, bari şu ovulasyon günlerinde biraz beraber zaman geçirsek, biraz romantik bir ortam olsa da ben kuluçka makinesi gibi hissetmesem. Ama bir türlü aşamadık, tamamen tatsız isteksiz, çocuk yapmak üzerine yaşanan bir eyleme döndü. Açık açık ona cinsel yaşamımızdan inanılmaz mutsuz olduğumu söyledim. Güzellikle söyledim olmadı, kavga ettim olmadı. 60 yaşında bir çiftin yaşamı bizden iyidir, inanın artık uğraşmıyorum ve geçtim bu konudan.


Gelelim bugün kopan kavganın sebebine. Bu ay doktora gittim ve birkaç gün ovulasyon takibi yapıldı. Pazartesi yumurtlama gördü ve üç gün birliktelik olmasını önerdi doktor. Pazartesi yaptık iyi hoş. Salı yani dün akşam eve geldik, yemek faslı. Sonra aslında haftasonu yapması gereken fakat yine ertelediği bazı ev işlerini yaptı. Sonra dışarı terziye gitti, çıkmışken biraz arkadaşlarının yanına uğradı ve 22.30 civarı eve geldi.


Ben bu arada haftasonu memleketten topladığımız bazı taze otları ayıklayıp haşlayıp buzluğa atmakla meşguldüm. Amk otları tam gününü buldu fakat ertesi güne kalsa artık bozulacaktı. Uzun da bir iş. Neyse benim saat 00.30 gibi işim bitti. Bu arada salonda yatıyor, asla gelip yardım teklif etmiyor. Ovulasyon var değerlendirmemiz lazım, zaten saat geç olmuş. Yardımın dokunmasa bile gel, napıyosun canım de, bi ilgilen. İşim bitti salona geçtim yatıyor, eline sağlık dedi yanıma gelsene dedi. Gerçekten o kadar istemedim ki o an, duşa girip yatıcam dedim ve gittim, çıktığımda uyumuştu. O gece bir şeyler yaşanacaksa o akşam biraz daha ilgili olunmasını, moda girilmesini istiyorum, çok mu abes bir şey istiyorum ki?


Bu sabah kalktık, modum düşüktü. En değerli gün boşa geçmişti çünkü. Noldu diye sorduğunda kavga koptu. Beni suçluyor, bütün sorun akşam sana mutfakta yardım etmemem mi diyor. Bendeki birikmişliği asla ama asla anlamıyor, kaç kez anlatmama rağmen. Gece seni yanıma çağırdım gelmedin diyor. Artık vazife gereği yapılan randevulu ilişkilerden de sıkıldığımı söyledim. Ovulasyon zamanında da biraz isteksiz yapıverelim idare et diyor. Sanki o günler dışında yapıyormuşuz gibi. İnanılmaz kötü kavga ettik, birkaç kez ayrıl benden o zaman dedi, bana çok ağır bir cümle kurdu hatırladıkça gözlerim doluyor. Benden ayrıl o zaman, kendini yaptırtacak birini bulursun çok meraklısın ya zaten dedi (elbette bu kelimelerle değil). İnanamadım, hiç bu kadar ağır cümleler kurmazdık kavga ederken.


Bu lafı yutamıyorum. Her ay aynı günlerde, her haftasonu aynı günlerde aynı konulardan kavga etmekten artık tükendim. Dışardan bakıldığında iyi bir çiftiz, ayrı ayrı bakıldığında belki de iyi insanlarız. Ne desem yapar, ama kendisi asla bir şey planlamaz. Kendi kendine bir fikir ortaya atmaz. Bütün erkekler mi böyle? Ne istedin de yapmadım diyor, çok basit, ben o da bir şeyler istesin istiyorum. Her şeyi düşünmek zorunda kalmak istemiyorum, biraz ipleri eline alan, bu kadar edilgen olmayan bir eş istiyorum. Gerek güzellikle gerek kavga ile kaç kere konuştuk. Hep dikkat edeceğim diyor ama olmuyor.


Bu akşam eve gitmeyi düşünmüyorum o ağır lafın üzerine. Boşanmak istiyor muyum? Bilmiyorum, ama eşimi artık bu haliyle istemediğimi biliyorum. Eskisi gibi olsun istiyorum. Ben hiçbir kavgada ayrılık kelimesini kullanmam ama o bugün birkaç kez söyledi. Ayrılmak öyle zor geliyor ki. Yeniden bir hayat kurmak, bütün rutinlerinden vazgeçmek, hayatın tepetaklak olması. Bu ruh haliyle bunlarla başa çıkamayacak gibi hissediyorum. Çift terapisi işe yarar mı bilmiyorum.


Her akşam evde boş boş yatarak geçirdiğimiz bir hayat, ben talimat verdikçe sorunsuz olan, duygusal olarak çok bir şey beklemediğim evliliğim. Bütün evliliklerin sonu bu mu? Erkekler bu rutin yaşamı sorun etmiyor biz mi ediyoruz? Şiddet yoksa aldatma yoksa her şey okey midir? Artık intihar eden insanların ruh halini bile anlayabiliyorum. Eskiden çok şaşırırdım, madem hayatından vazgeçecek duruma geldin, bari her yolu dene, ölümden kötü ne olabilir evden ayrıl aç kal sürün, olmazsa yine intihar edersin derdim içimden. Şimdi anlıyorum, insan bunlarla uğraşmayı göze alamayacak, savaşamayacak kadar tükenmiş oluyormuş. Uğraşmak istemiyormuş sadece bitsin istiyormuş. Ayrılmak istemiyorum, tüm bunlarla uğraşacak, aileme laf anlatacak, yeni bir hayata başlayacak gücüm yok. Tüm bunları göğüslesem bile boşanınca hayat daha mı iyi olacak, bunun garantisi yok. Ama böyle de o kadar mutsuzum ki.
0
ustapasta
(13.03.24)
hocam şöyle bir şey var, evliliklerin çok azı aradaki sevgi ve aşkın azalmasından dolayı bitiyor, daha çok böyle sorumsuzluklar ve hayatı paylaşmamak yüzünden bitiyor ve bir taraf tükeniyor

sizin kafanızı karıştıran şey "ama çok iyi bir insan, aileme ve çevreye çok iyi"

bu düşünce karar vermenizi zorlaştırıyor, ben böyle bir insanın değiştiğini görmedim, 50-60 yaşına gelip hayatının çoğu böyle angaryalarla harcanmış, tükenmiş çok kadın var

hocam bir de korunun bu çocuk konusunu hemen araya sıkıştırmayın, çocuğunuz olursa bu sorunlarınızın üstünü bir süre daha örtecek, çocuk büyürken zamandan da yemiş olacaksınız, çocuk bir adet sorumsuz ebeveyn ve bundan dolayı sürekli gergin ve öfkeli ebeveynin olduğu çok huzursuz bir evde büyüyecek, çocuk olunca eşiniz değişmeyecek, siz yine ev işleri, ev dışı sorumluluklar, çocuk bakım sorumluluğu hepsiyle tek başına uğraşmak durumunda olacaksınız

33 yaş çok genç daha, siz içinde bulunduğunuz koşullar yüzünden enerjisiz ve karamsar hissediyorsunuz, 40ındaki kadınlar hayatı yeniden yaşamaya başlıyorlar daha mutlu daha enerjik
0
grimavi
(13.03.24)
Öncelikle şunu söylemeliyim,

Bu olanları maalesef çoğu evli çift yaşıyor. Erkek ve Kadın versiyonu olarak azıcık farklılıklarla çoğu yerde duyuyorum bunları. Yaşayanlardan birisi de benim. Bu yaşadığınızın erkek tarafındayım.

Her şeyi denedim, profesyonel ve geleneksel olarak tüm tavsiyeleri yumuşak başla uyguladım. Olmuyor.

7 yıl sonra Bebek oldu, onun hikayesi de çok başka ama; takibi ve tedaviyi de ben kontrol ediyorum tabi ki. Yani size şunu desem anlarsınız, eşim ne zaman regl olacak bilmiyor ve takip etmiyor. Kendisi de mühendis bu arada. Makina sahasında imkansızı ürettirmeyi başaran kadın. Demekki böyle, evilik başka bir yetenek.

Boşanmak, bana da yorucu geldi. Tam ciddi kararlar evresinde bir sürü major değişiklik ve kayıplarım oldu. Saldım.

Amatörce ama çok doğru; olmayınca gerçekten olmuyor.
0
achilles
(13.03.24)
@edmond honda aslında hiçbir iş yapmıyor değil. Her şeyi yarı yarıya yapıyoruz, ama sorun bunu bir rutin olarak kabullenememesi. Hep benim söylemek zorunda kalmam. Herkesin işi belli, o yapmazsa ben elimi bile sürmem onun işine.

Dünyanın en sevgi dolu insanı bu arada, yeğenim bile ona bayılıyor çok güzel anlaşıyorlar. çocuk yaparsak sevgisiz asla kalmaz ama ev işleri büyük sorun olur. Bu beni de çok düşündürüyor. Sevmekle olmuyor, sevgi dolu ama tembel.
0
🌸ustapasta
(13.03.24)
en doğrusu minik darılmaları biriktirmemek. az önce bulaşık nedeniyle kavga ettiğin insanla sevişmek istemiyorsun. istediği kadar seksi olsun. bunu aklından çıkarma. senin için de öyle değil mi? güzel güzel konuşun. ikiniz de adım atın. birbirinizi yıpratmamak için elinizden geleni yapın. umarım düzelirsiniz ama ayrılmak dünyanın sonu değil. bazı kalıplara girmek zorunda değilsin. evlilik kutsal değil.

edit: imkanınız varsa haftada bir iki kez yardımcı tutun. öncesindeki gün bulaşık temizlik yapmayın, onları da yapar. haftada 2 gün dışarıdan söyleyip bulaşık çıkarmadan işinizi halledin. bir gün arkadaş aile ziyareti yapın. bir gün de dışarıda yiyin :) haftada bir iki günden fazla evde yemek yapmayın. o kadar büyük dert olmaz. eşin bu ve bunu değiştiremezsin. belki orta yolu bulabilirsin. istiyorsan.
0
gabe h coud
(13.03.24)
evli değilim hiç olmadım. o yüzden evlilikle ilgili yerlere girmicem, yaşayanlar daha iyi bilir. ama şunu görmek zor olmasa gerek, şimdiden böyle olan bir adam çocuk olunca sizce kendiliğinden sorumluluk üstlenip de çocukla ilgilenir mi? sizi rahat ettirir mi? yoksa siz 'iki' çocukla uğraşırken heder mi olursunuz? bence cevap ortada. bu senaryoda evet çocuğa da yazık olur ama bence yazığın en büyüğünü kendinize etmiş olursunuz. 33 yaşında böyle hissetmek normal değil, bunu ömrünüzün geri kalanına da yaymayın, bu adamdan çocuk yapmayın.

bu ruh haline girmek mutlak son değil, normal değil, doğal değil, herkes böyle olur evlilik böyledir vs diye bir şey yok, yaşadıklarınız düzeltmeniz gereken şeyleri gösteriyor, kabullenmeniz gerekenleri değil. çocuk fikrinden vazgeçip ilişkinizi değerlendirip iyileştirmeyi deneyebilirsiniz, bunun için çift terapisi iyi olabilir. ama işe yaramazsa da gencecik bi insansınız ayrılıp çok da güzel fıstık gibi yaşarsınız, hem de büyük küçük kimseye annelik veya hizmetçilik etmeden.. savaşacak da bir şey yok. düzgün bi insansa zaten ayrılırken sorun yaşamazsınız. çevreniz dar kafalı değilse sonrası da sorun olmamalı. milyonlarca bekar var, nasıl yaşıyorlarsa öyle yaşayacaksınız. maaşınız varsa kendinize göre evinizi tutuyorsunuz ve sadece kendi mutluluğunuzu dert ederek keyifle yaşamaya başlıyorsunuz. çok güzel oluyor valla, istediğinizde istediğinizi yapıyorsunuz, kimseye hesap vermiyorsunuz, rica minnet iş yaptırmıyorsunuz, laf anlatmıyorsunuz, caz trip çekmiyorsunuz, başkasının derdiyle hantallığıyla uğraşmıyorsunuz, sadece kendinizi düşünüyorsunuz falan şahane bi hayat. daha heyecanlı ilişkiler de yaşayabilirsiniz, size kalmış, istemeseniz de yaşamazsınız, kafanız rahat oh mis. teknik ve halledilebilecek zorluklara takılıp hayatı kaçırmayın, içinde bulunduğunuz ruh halinde olumsuzluklara odaklanmanız normal, ama yaşayınca ya niye daha önce yapmamışım diyeceksiniz sadece. kendinizi sonunu bildiğiniz bu yorucu hayata hapsetmeyin. kendiniz için yaşıyorsunuz, iyileştikçe bunu daha iyi görür insan, iyileşmeye odaklanın.

hiçbirini yapmıyorsanız bile kendinizi seviyorsanız şu an katiyen çocuk yapmayın derim naçizane, denemelere son verin. (30k)

ek: söylediği lafı unutmuşum, direkt o kısım bile ayrılık sebebi ama neyse.. hak etmediğiniz lafları yutmayın. iyi insan falan filan diye onur kırıcı sözlerini alttan almayın. o kısma takılmışsınız diye açasım geldi ama hocam zaten ortalama insan iyi insan oluyor. bariz kötülük yapmadığı sürece herkes iyi valla. sıradan bi şey bence. tek başına tutunulacak bi özellik değil.
0
nic cage
(13.03.24)
İnsanların evliliklerini yürütmemelerindeki temel sebeplerden en önemlilerini saymissiniz. Kadınların çalışma hayatındaki sorumlulukları yetmiyormuş gibi eve gelince de sorumlulukların devam etmesi, erkeklerin anne evinden sonra eşlerini de evin işlerini yapmak zorunda olan kişi olarak mimlemeleri kültürel olarak bizde zaten çok yaygın. Bunu kavga ederek, kuserek de tamir edemezsiniz. Anlaması gerekir. Önemli nokta şu, anlamaya gönlü var mı?


İkinci nokta aslında evliliklerde çok çok önemli fakat bizde kültürel olarak konuşulmaz. Biten evliliklerin çoğunda cinsel problemler vardır. İnsanlar bunu yok sayamazsa boşanır, yoksa da hayatları boyunca evlilik doyumundaki en önemli noktalardan biri eksik olarak hayatına devam eder. Zaten kadının cinsel doyum bekledigini söylemesi de genelde abes karsilanir. Eşinizin söylediği söz karşısında kirilmissiniz ve bu gayet anlasilir. Ama o da zaten sorunun kendinden kaynaklı olduğunu düşündüğü için ve bunu kabullenmekte zorlandığı için agresif bir tutum takinmis.

Yukaridakilere katılıyorum, bence böyle bir durumda çocuk yapmayı bir süre erteleyin ve eşiniz de kabul ederse birlikte çift terapisine gidin. Çözülmeyecek noktadaysa boşanmak dünyanın sonu değil ama en azından çaba sarf etmiş olursunuz. Çözülecek bir sorun varsa da karşılıklı iletişimle cozebilirsiniz. Sevgi ve aşk ise çok farklı olgular. Aşk yıllar içinde elbette şekil değiştirir ama sevginin baki olması gerekir. Birbirinize vakit ayırın, rutinlerim dışına çıkmaya çalışın.

İlişkilerimize duygusal yatırım yapıyoruz, emek veriyoruz. Bu yüzden bittiğini kabullenmekte zorlanıyoruz bazen ama şunu aklimizdan cikarmamak gerekir; "her iyi insan ve iyi baba, iyi bir eş olacak diye bir kaide yok".

Not: ben de evli ve çocuksuz bir kadın olarak yazdım bunları.
0
fraise
(13.03.24)
hepsini okudum.

bence bu sorunu çözebilirsiniz. adam kötü bir adam değil anladığım kadarıyla.
bence çocuk için acele etmeyin. yani şu an çocuk için yeterince enerjiniz yok.
ev işlerini tekrar bir bölüştürün ya da konuşun.
kendinize çok vakit ayırın.
amk otunu bırak bozulursa bozulsun yani.
birbirinze güzel şeyler söyleyin. film izleyin falan.
yani birbirinze vakit bulamamanızın bütün sebebi bu ev işleri mi.
erkekler biraz daha vurdumduymaz oluyor ama bence eşiniz de elinden geldiğini yapıyor.

burada ayrıl falan diyenleri ciddiye almayın. bekara karı boşamak da kolay diye bir laf var.
bence bu evlilik kurtarılır.

ama söylediği o laf biraz ayıp etmiş bence ciddi değil sinirlenince ağzından çıkmış.
0
OgutucuRecep
(13.03.24)
Erkek tarafıyım. Harekete geçme konusunda çok benzer durumlar yaşadım. Zamanla ortada buluştuk.
Her ikinizin de birbirinize doğru adımlar atmanız gerektiğini düşünüyorum. Bulaşıkları yıkamaması değil sizin sorununuz, sizin uygun gördüğünüz saatte yıkamaması.
Siz her konuda onu harekete geçirmek zorunda hissettikçe dürtükleyen bir insan oldunuz, o da dürtüklenme olmadan hareket etmeyen bir insan oldu. Sorun, sorunu doğurdu.
Çift terapisinin işe yarayacağını düşünüyorum.

Akşam eve gitmeme kararınızı bence gözden geçirin çünkü orası sizin eviniz. Zaten iyi bir durumda değilken bir de rahat etmediğiniz bir ortamda uyumakla uğraşmayın.

Çok şanslısınız ki çocuk konusunda acele etmenize gerek yok, henüz 33 yaşındasınız. İlişkiniz istediğiniz hale gelene kadar o işi biraz duraklatabilirsiniz.

Burada okuduğumuz birkaç satırla "bu evlilik devam etmemeli" gibi bir sonuca varan olursa asla kulak asmayın. Yapıcı tüm tavsiyeleri dikkate alıp yıkıcı tüm tavsiyeleri göz ardı etmenizi öneririm.
0
michael_knight
(13.03.24)
bence adamın pasif rol almasından zaten bunalmışken bu çocuk meselesi tuz biber olmuş. bence çocuk konusunu erteleyip diğer sorunları çözmeye odaklanın ve gündeminizden ovulasyonu vs. çıkarın.

gördüğüm kadarıyla ve eşimi de düşünürsem çoğu erkek kendisinden bir şey istenmeden bir şey yapmamaya plan program yapmamaya eğilimliler, bu doğru.

edit: bu arada ettiği laf konusunu unutmuşum ciddi anlamda özür dilemesi gerekiyor. telafi etmesini beklerdim ve eve gitmeyebilirdim ben de.
0
sanguine mcqaer
(13.03.24)
okudum hepsini
çocuk yapma işini durdurun öncelikle böyle bir ilişkiniz varken. bu sağlıksız bir karar, bence. sonrasında da mutlaka iyi bir terapist bulup terapiye gidin birlikte. iki taraf da çözmek istiyorsa halledersiniz. kavga etmeden konuşma ortamı yaratıp oturup konuşun bir de. belli ki bir şeyler yaşandıkça kavga ederek konuşuyorsunuz. sorun çıkmadığı bir anda oturun konuşun, randevulaşın hatta dışarı çıkın bir yerde oturup bir şeyler içerken konuşun.
0
veritaslibertas
(13.03.24)
Genel olarak bu düşüncede misiniz yoksa bir an için sinirlendiğinizde mi böyle hissediyorsunuz?

Bence sıkıntınız büyük. Eşiniz sizin söylediklerinize rağmen konfor alanından vazgeçmiyor. Ben de evlenmeden önce elimi sürmezdim işe. Ailem sağolsun yapardı.

Şimdi evlilikten sonra işbölümümüz var ve uyuyorum buna. Ama buna eşim zorlamadı.Ben kendim uymak zorunda olduğumu idrak ettim. Kimse çocuk değil.

Hatta işleri bir an önce bitirelim de rahat rahat oturalım diyorum eşime de. Bir de bu kadar iş yapmıyor diye söylenirken çocuk düşünüyorsunuz. Çok ilginç.
0
drako
(13.03.24)
bu akşam eve gitmeyeceksen de haber ver yüzünü göresim yok, şuradayım vs gibi. habersiz eve gitmemek büyük hata olur.

ev işi olayı dışında nasılsınız? eğleniyor musunuz? mutlu musun? beraber vakit geçirmekten hoşlanıyor musun? birbirinize hala değer veriyor musunuz? bunların cevabını düşün. olumlu ise kurtarmaya bak. sen boşanmak istemiyorsun çünkü bence.

temizlikçi tutun imkan varsa. yani belli bu adam temizlik yapmak istemiyor. ve iki yetişkinin yaşadığı evde de her hafta detaylı temizlik yapmak gerekmiyordur bence. bizde 1,5 yaşında bebek ve kedi var mesela. bazen sadece süpürge yapıp geçiyoruz. tozu gördüğüm halde toz almadığım hafta sonları oluyor. onun yerine ailemle vakit geçirmeyi tercih ediyorum. gerçekten kılı kırk yaracak kadar önemli mi bu temizlik meselesi? yapmayın evi bok götürsün demiyorum da bazı haftalarda da olduğu kadar yapıverin. inan sen kafana taktığın için bu mesele bu kadar büyük görünüyor gözüne. akşam yemeğinden sonra 10-11e kadar bekler bulaşıklar demişsin. beklesin. ne kadar kokabilir ki? sonuçta 11de de olsa kaldırıyor. yani sen onun öğretmeni, annesi, ev arkadaşı değilsin. senin sınavından 100 almak zorunda değil. 5 sene kavga etmişsin, konuşmuşsun olmamış. demek ki başka bir yol bakılmalı.

ipleri eline alsın diyorsun, edilgen olmasın diyorsun ya. bu adamın karakteri. sen adamdan A değil B olsun istiyorsun. sen zaten A ile evlenmişsin. değişmesini beklemen saçma değil mi? hani farklı bi durum olur değişmesini beklersin ama adam karakter olarak pasif demek ki. şimdi şöyle düşün. sen çok planlı, programlı, her şeyin kendi istediği gibi yapılmasını isteyen birisin diyelim. eşin de 5 sene sonra gelsin desin ki ben bu kadar dominant bir kadın istemiyorum, pasif olsun istiyorum. sence olur mu öyle bir şey? insanın karakteri neyse odur ya, değişmez. hele otuzlardan sonra hiç değişmez. törpülersin, dikkat edersin ama bir yere kadar.

cinsellik konusuna gelirsek. bazı insanlar isteksizdir. bunu kabul edelim. bir de adam yanıma gelsene demiş. kendisine göre gayet hoş bi davet. sen de reddetmişsin. suçu kendinde görmüyor doğal olarak. o güne otları bırakmak, buzluğa atmak filan senin kafanda yarattığın, çok da gerekli olmayan bir iş. iki saatini harcayıp yoruldun ve hırsını ondan çıkardın. hayatımda ot haşlayıp dolaba attığımı hatırlamıyorum bu arada. neyse. sonuç olarak çok da istekli biri değil belli ki ve hamilelik takvimi işi iyice rutine bindirmiş iki taraf için de.

bence çocuk işini erteleyin. zaten bu temizlik durumu çocuktan sonra seni daha da delirtir. hele taze otu buzluğa atan bi insanın bebek ek gıdaya geçince yapacağı şeyleri düşünemedim bile. sen kendini yorarsın eşin sadece güle oynaya ilgileneceği kadar ilgilenir. gelsin daha büyük kavgalar.

çocuk işini erteleyin. evlilik terapisi alın. ama gerçekten boşanma isteği varsa bir süre belirle. değişim görmek istediğini net bi şekilde belirt. baktın değişim yok o zaman boşanırsın.
0
elorelia
(13.03.24)
5 yıllık evli ve 20 aylık çocuk sahibi er birey olarak yazıyorum;

Sizin probleminiz çözülmeyecek bir problem değil ancak ikinizin de gönüllü olması ve psikolog desteği almanız gerekiyor. Buradan ya da cevrenizden alacağınız tavsiye ile çözemezsiniz.
Şunun kararını vermen lazım gerçekten bu kişi ile evliliğini devam ettirmek istiyor musun?

Eğer devam ettirmek istiyorsan eşini karşına alıp de ki "Ben seninle hayatıma devam etmek istiyorum ancak bu şartlarda değil psikolog desteği alalım" de o da eğer seninle devam etmek istiyorsa zaten kabul edecektir.

Eşimle iletişimimiz çok güçlü ve paylaşımcıyızdır ona rağmen çocuk olduktan sonra çok kez tartıştık çok zorlandık çünkü hem yorgun hem de tahammül azaldığı için sürekli gerginlik oluyor, çocuğun uykuları yeni oturmaya başladı ve ancak kendimize gelebildik bu problemleri aşmadan sakın çocuk yapmayın.
0
mirty
(13.03.24)
elorelia +1

1. çocuk işini erteleyin
2. genel temizlik için birini alın, haftalık ya da iki haftada bir mesela
3. mükemmeliyetçi tavrınızı törpülemeye çalışın, her hafta ev süper tertemiz olmak zorunda değil. bulaşıklar da 11 gibi makineye konsun, idare edilir bunlar

bu arada evli biri olarak yazıyorum, diğer şeyler bir yana, eşinizin itiraz etmeyip her programa katılması o kadar güzel bir şey ki. varsın program yapmasın, hepsine uyması bile güzel.
0
noxie
(13.03.24)
yazdıklarınız boşanmayı gerektirecek bir durum değil gibi, düzeltilebilir şeyler. eşiniz ev işleriyle çok istekli olmayabilir. peki boşanıp yeni birini bulduğunuzda istediğiniz gibi biri olacağından emin misiniz ve hatta birini bulabilecek misiniz?

erkeklerin büyük çoğunluğu eşiniz gibi. bence bi orta yol bulmaya çalışın.

bu arada eşiniz kötü konustuysa ayıp etmiş.
0
tabudeviren
(13.03.24)
teşekkür ederim fikirlerinizi okumak iyi oluyor öyle dolmuştum ki. Ot konusuna bu kadar takılmayın evet zamanlaması biraz saçma olsa da:) ot olmaz b.k olur, mesele yetişkin bir insana 5 yıldır hala devamlı ne yapması gerektiğini söylüyor olmak. Cevabın birinde dediği gibi bulaşık için tartıştıktan sonra kimse kimseyi arzulamaz. Birbirinden alakasız gibi görünen bu konular tamamen iç içe geçti ve birbirini etkilemeye başladı.

@eloreila ve diğer herkes, normalde (yani sorumluluklarımız söz konusu olmadığında) gayet iyiyiz. Beni hiç kırmaz hayır dediğini kolay kolay hatırlamam, ben de aynı şekilde ona değer veriyorum, mesela bu akşam eve gitmek istemiyorum ama ailemin evine de gitmek istemiyorum anlarlar onun hakkında kötü düşünürler diye:/ Sanırım gerçekten bizim en sık kavga nedenimiz ev işleri, haftada bir temizlikçi işini düşünebilirim. İkinci sorun bana göre cinsel yaşam, çocuk konusu zaten kötü olan şeyi daha kötü hale getirdi. Bunu bir süre erteleyeceğim. Eşime boşanmanın tüm zorluklarını göze alacak kadar katlanamıyor değilim, sadece bu döngüyü tekrar tekrar tartışmak ve çözememek beni yordu. Tükenmiş ve kendimi anlatamıyormuş gibi hissediyorum. O kadar laf anlatmama rağmen dün mutfakta yardım etmemem mi tüm sorun demesi mesela. Bunların beni ne kadar yıprattığını anlayamıyor, kendisi benim kadar etkilenmediği için.
0
🌸ustapasta
(13.03.24)
Selamlar henüz 2 yıllık evliyim (29E). Hepsini okudum bir şeyler karalamaya geldim.

Ben de ilişki anlatmayı veya okumayı çok severim o yüzden paylaştığınız için ve net, uzun yazınız için teşekkürler.

Biz de bu tarz olmasa da çok kavgalar ettik. Öncelikle şunu anlamak gerekiyor. Kadınların sorun ettiği şeyler bizim beynimizde "bu niye sorun şimdi ya", "bunu niye tartışıyoruz şimdi", "ben nerdeyim zaman dursa keşke uçsam gitsem şuan" gibi şekillerde yorumlanıyor. Yani önce bunu kabul etmek lazım. Ben de şu açıdan eşinize benziyorum, sorun sevmem, gerginlik sevmem. Evde yapılması gereken bir iş varsa o hemen yapılmayabilir yarın yaparım öbür gün yaparım haftaya yaparım. Evlenince tabi bu ertelemeleri biraz kısalttım. Ben biraz kısalttım, hanım biraz rahatlaştı derken ortada buluşmaya çalışıyoruz.

Bazen kadınların tepkileri o kadar anlamsız geliyor ki güne "bugün ne olsa da sorun yapıp büyütsem ve günü, seksi, hafta sonunu, geceyi mahvetsem..." diyerek başladıklarını düşünüyorum. Çünkü yaşanıyor bunlar yani.

Ne oldu diyorum hayatı sorguluyorum. Ne oldu yine yani çöpü mü atmadım gece film izlemedim ve odama mı gittim, belli bir gün geçti de çiçek veya hediye almayı mı unuttum, bulaşıkları mı dizmedim ne oldu??

Çünkü yetişkin bir kadın bunların herhangi biri yüzünden hem kendi hayatını hem partneri için hayatı zindana çevirebilir.

Ve sorun şi ki tam da sizin anlattığınız gibi bir şey anlatmadan bozuluyorsunuz ve neye bozulduğunuzu anlamamız gerekiyor. Bazen 50 kere de olsa söylemeniz gerekiyorsa söyleyin lütfen.

Gelin yardım et deyin. Ben şuna bozuldum deyin. Konuşun biraz iletişim lazım susarak, içten içe kurularak, içerlere gidip ağlayarak bize bir şey anlatamıyorsunuz bunu anlayın artık.

Biraz dümdüzüzdür ama anlarız yani. Ve de ne olsa da bozulsam diye değil de, ne olsa da ben bunu bir güzelliğe çevirebilirim, huzursuzluğa değil de huzura yorarım diye düşünmek lazım.

Siz bizden ince düşünüyorsunuz. Evi, kendinizi, bizi. Biraz salmanız gerekiyor eve de bişey olmaz ota da bişey olmaz. Yani olsa da bişey olmaz yani 3 günlük dünyada ot çöp yüzünden geri gelmeyecek zamanlar bir hiç uğrana gitmemeli ya.

Gidin sırnaşın onun yerine. Veya çok acilse iki ses edin yardım gelmiyorsa onu mutlu mutlu isteyerek yapın. Yok yapmak istemiyorsanız da salın gitsin. Bizim evde mesela bazen 2-3 günlük bulaşık duruyor, kim denk geliyorsa o hallediyor.

Ben hep evdeyim, bazen hanım gelmeden her yeri süpürüyorum, toparlıyorum, çamaşırları bulaşıkları yıkıyorum, yemek hazırlıyorum. Ama bazen de evde olmama rağmen tezgahın üstü bulaşık kaynıyor. Hanım da yorgun geliyor zaten bazen yapıyor bazen yapamıyor. Ama hiç bir zaman sorun etmiyoruz. En azından bu konuda çözdük bir şeyleri. Bizde de başka konular var.

Neyse, bunlar erkek gözünden bir yorum olsun diye yazdıklarım. Objektif bakarsam da şu çıkarımı yapıyorum. Evet bazen anlamıyoruz, dümdüzüz falan diyorum ama işin şu boyutu da var,

Kadın mutsuzsa yerde gördüğü çoraba bile bozuluyor. Ama mutluysa senin coraplarını yerim essek diyor icinden. Kadın mutluysa evin ortasına da sıcsan der ki "yalnız şu ortalıga sıcma olaylarını bir kaç bin yıl önce bırakmıştık hatırlatırım" der kaldırır yıkar.

Tam beyninizin çalışma yapısını anlamasam da mutsuzken pireyi deve yapıyorsunuz gibime geliyor. O yüzden sizin mutlu olduğunuz şeylere odaklanmalı, sizi üzecek şeylere takılmamanız lazım. Sorun ottan çöpten ziyada başka şeyler olabilir, biraz daha derine inip onları çözmeniz lazım.

Çocuk konusuna gelince, bence de sakın kalkışmayın. Mutsuz bir kadın olarak mutluluğu çocuk üzerinden bulmaya çalışmayın. Bir çocuğun en son isteyeceği şey kendisi mutsuz, ilişkisi kötü bir anne tarafından dünyaya getirilmektir.

Ben de bu sorunlarınızın çözülebileceğine inanıyorum ancak, baktınız çözülmüyor. Evliliğin kutsal olduğuna da inanmıyorum. Mutsuzsan ayrılacaksın. Hayata 1 kere geliyorsak öncelik kendi mutluluğunuz olmalı. Eşinizin veya çocuğunuzunki değil.

Siz mutlu olasınız ki eşinize, ailenize, arkadaşlarınıza veya ileride olursa eğer çocuğunuza verecek mutluluğunuz kalsın.

Netflix de "Kuvvetli bir alkış" ı izlemediyseniz birlikte izleyin belki çocuk yapmaktan biraz vazgeçersiniz :D

Teyzem geçen 60 yaşında boşandı. Çocuklar için katlandım yıllarca dedi. Katlanmak zorunda değilsiniz. Yani başından çözebilirsiniz. Bunu siz veya eşiniz kötü olduğu için değil, birbirinize uymadığınız için yapmalısınız. Uymak zorunda da değilsiniz ama zıtlığın uyumunu bile yakalayamıyorsanız o ilişkiyi sürdürmenin hiç bir anlamı yok.

Sanki ayrılsam başkası daha mı iyi olacak düşüncesi yanlış. Sorun daha iyi veya kötü olması değil zaten. "Daha uyumlu" olması. ki bu da vardır.

Ama bazen eşin 6 tane özelliği çok iyidir, 4 tanesiyle baş etmeye alışırsın, devam edersin. Bu da kafidir. Bazen de 9 özelliği çok iyidir, kim gelse eşinizi havada kapar, o kadar iyidir. Oma o kötü 1 tane özelliği size o kadar batar ki koşarak uzaklaşırsınız. Benim daha önce böyle bıraktığım uzun ilişkilerim oldu. Gram pişman değilim. Herkes dengini bulmalı. Zihnen, bedenen, ruhen, mantıken.. artık nereden bakıyorsanız.

İlla %100 anlaşılacak diye bir şey yok ama birbirinizi idare etmeyi, sorunları idare etmeyi öğrenmeniz lazım. Bakın katlanın demiyorum. Baş etmeyi öğrenmek lazım. Baktınız sizi çok zorluyor, olmuyor, ümitsiz vaka. O zaman bitirmek yanlış bir seçenek değil bana göre.
0
ananiyimioguz
(13.03.24)
Hepsini okudum o iş olmaz çocuk sahibi olmayın erteleyin önce aranızı düzeltin derim.
Eşiniz yanlış yapmış
40e 15 yıllık evliyiz
0
basond
(13.03.24)
Evli bir kadın olarak yorum yapmak istiyorum burayı okuyup gaza gelme. Bu saydığın sebepler boşanma sebebi değil.
Sadece sen yönetmeye yatkınsın, eşin de tembelliğe. Tıpkı benim evliliğim gibi :)
Başlarda bizim de böyle problemlerimiz oluyordu çünkü ben tembelim ev işi sevmiyorum yapmak da istemiyorum. Eşim de sizin gibi her şey tam düzenli ve muntazam olmalı diye düşüyordu.
Tezgahta patates soyarken neden altına bir şey sermemişim, neden salatalıkların kabuğunu orda kurutmuşum filan. Dedim bunun sana ne zararı var? Patatesi soyunca en son tezgahı siliyorum o yüzden altına bir şey koymak istemiyorum. Bu sadece bir örnek. Böyle onlarca olay vardı. Bir süre düşündü ve bana hak verdi. Haklısın aslında onun kimseye zararı yok ama ben alışmadığım için yanlış bir şey yapıyorsun gibi geliyor dedi. Dedim yanlış filan değil bu benim tarzım. Benim hayatım. Kimseye zararım yok.
Demem o ki bulaşığın 9 da değil de 11 de yıkanması kimseye zarar etmez. Hatta erkesi güne kalsın. Ne olabilir ki huzurdan önemli mi.
Kocam bu huylarını bıraktı valla 2 senedir cennette yaşıyorum. Kendisi için de öyle büyük bir stres kaynaği kalkmış oldu. Skeym tezgahı da bulaşığı da yani. Takıntı bunlar hep.
0
yenibirgüzelnick
(13.03.24)
yazacak çok şey var ama öncelik olarak çocuktan net olarak vazgeçin.
ondan sonra sağlıklı bir şekilde düşünüp karar verin.
çocuk sonrası boşanmak çok zor hele kadın için.
0
nuisance2
(13.03.24)
sorun sadece ev işleri meselesi ise bu konuda sorumluluğu daha fazla almanız gerektiğini düşünüyorum.
evet bencilce, fakat ev arkadaşı gibi iş bölümü yapmak erkeğin doğasına uymuyor.
modern yaşam erkekleri kadınlaştırıyor sonra da kadınların erkeğin bu şekilde olmasından rahatsız oluyor.

diğer konularda bir sorun olmadığından eminseniz kocanızı ev işlerine hiç bulaştırmayıp bir süre gözlemleyin(gerekirse yardımcı v.s.), bence işler değişecektir.

planlı çocuk yapma konusuna gelirsek, yumurtlama dönemi v.s. takip etmek bunları tamamen çöpe atın. aklınıze bile getirmeyin.
biz bu şekilde 1 yıla yakın uğraştık sonra ara verip normal sürece girdiğimizde çocuk olmuştu.
bu işlerde psikoloji > fizyoloji.
ayrıca kendinize eziyet etmenize gerek yok.
0
nuisance2
(13.03.24)
@ananiyimioguz teşekkürler kendi açından anlattığın için. Meşhur bir kitap var ya Erkekler Mars'tan Kadınlar Venüs'ten, bana onu hatırlattı söylediklerin. İçeriği günümüze göre artık biraz seksist kalıyor ama bakış açımı bayağı değiştirmişti okuduğumda. Erkeklerin bizim gibi olmadığını ve olamayacağını kabul edersek ve bu ön kabule göre davranırsak mutlu olabileceğimizi anlamıştım. Orada da yazıyordu mesela, "Erkeklerin kadınların aklından geçenleri tahmin etme gibi bir sorumluluğu yok": Yalan yok buna çok içerliyorum ama dikkat etmeye çalışıyorum. Mesela ilk çocuk düşünmeye başladığımızda ayın o belli günlerine neden hiç dikkat etmiyor diye sinir olmuştum. Sonra gittim söyledim, her ay şu şu günler önemli, o günlerde lütfen biraz daha birbirimizle ilgilenelim ortam yaratalım, vazife gibi olunca kendimi kötü hissediyorum diye. Şimdi bunu bir iki kere söylemiş olmam ve tamam demiş olması yetmiyor mu? Her ay da söylenmez diye düşünüyorum, her ay gerekliyse pes.
Bir de ben bu kitabı okumuş ve biraz da olsa kendimi düzeltmeye çalışmıştım, ondan da okumasını rica ettim ama okumadı. Aklıma geldi şimdi :|
0
🌸ustapasta
(13.03.24)
Sizin biraz bosvermeniz biraz da kabullenmeniz lazim. Is sizin istediginiz gibi yapildi mi kismina değil is en sonunda yapildi mi kismina odaklanip sukretmek lazim, erkeklerin en beceriklisi bile bu kadar oluyor max, bunun otesi instagramda evin her tarafini fosur fosur yikayan adam.

Ovulasyon gunlerine bağlı seks yapmak sıkıcı ama garanti bir yontem. Ovulasyon takip ederken hamile kalamiyosam takip etmesem hic kalamam diye dusunmustum (kaldim). Ilk gun neyse de sonra ovulasyon donemi diye görev gibi 3 gun arka arkaya yapmak canimi sikiyordu mesela. Artik 3. gun naparsan yap gorev oluyor o.

Benzer yollardan gecmis biri olarak (35 k, 5 yil evlilik) duzelmeyecek şeyler değil ama iki tarafın da kendinden odun vermesi lazim biraz. Bence takmamayi ogrenmenin yollarini gelistirerek mutlu bir evlilige kavusabilirsiniz.
0
instant crush
(13.03.24)
@nuisance2 buna katılmıyorum ya, ev işleri erkeği kadınlaştırıyor diye hem dışarda çalışıp hem evin çoğu yükünü alırsak bizim suçumuz ne? O zaman erkekleşiyorum diyip dışarıdaki işimi bırakayım ben de. Çünkü bu kadar yükle ben de kadın olmaktan çıkarım.

çocuk konusunda da, evet yumurtlama takibi nefrettt bir şey. Ama işte dediğim gibi sık sık yapan bir çift olsak zaten denk gelir diye düşünerek özellikle o günleri kovalamam. Ama sık yapmayınca bari o günlerde olsun diye dikkat etmeye başlıyorsun ister istemez:|
0
🌸ustapasta
(13.03.24)
temizlik-yemek işinin kadının vazifesi olması bi şekilde insan örfüne yerleşmiş.

siz rolleri değişmişsiniz, kentli modern çift filan. kocanız yeni rolü pek de kabullenemediği ama söylemeye çekindiği için işi ağırdan alıyor bence.

"O zaman erkekleşiyorum diyip dışarıdaki işimi bırakayım ben de." evet. yapabiliyorsanız yapın. geçim de erkeğin yüküydü. roller değişti. insanlığın son birkaç yüzyılının macerası bu.

çocuk yapamama meselesi evlilikleri sarsıyor. bu normal.

çocuk yapamadığı için erkekliği incinmiş olabilir onun da. diğer ihtimaller de var, evlilik değil bekarlık istiyor olabilir ama bunlar spekülasyon olur.

boşanma lafzı hoş değil ama konuşulabilir

burada afedersiniz d*yy*sluk ettiği şey, gidip başkasından yaparsın demesi. çüş. karı koca birbirine böyle derse, hukuklarını büyük yaralar. o yara özürle bile tamamen kapanmayabilir.

bu sonuncu konuyu bi irdeleyin. meselenin ayıbını tane tane anlatın. pişmanlıkla af dilerse, gafletse söylediğini derse, bi şans verebilirsiniz. size kalmış.
0
lambırcek
(14.03.24)
bi twit vardı, evlilikte kadının en büyük sorunu yemeği kim yapacak değil bugün yemekte ne yapsak ne yesek sorunu. ben de bunu yaşıyorum. yemek işi bende ama cidden bugün napacağım olayı beni yoruyor mesela.

diğer konuda da kimi zaman benim kimi zaman eşimin motivasyonu veya enerjisi olmuyor. darılmamamızın sebebinin birbirimize açık olmak olduğunu düşünüyorum. her şeyimizi açık açık o an söyleyip bitiriyoruz. sonu kavga da olsa seks de olsa bunu yapıyorum ben
0
Hallegadola
(14.03.24)
12 yil evli erkek olarak yazayim.
Sizin durumunuzdaki ciftler bosansa evliliklerin yarisi falan biterdi.
Bence esinizin tabiatinda mutfakda zaman harcamak yok.Is bolumlerini tekrar kontrol edin.Gerekirse alisveris, temizlik vb. esinizin yapabilecegi isleri yapsin.
Esiniz muhtemelen sizin gecimsiz, yuzu gulmeyen, surekli dirdir eden sorun cikartan biri oldugunuzu dusunuyor.Ettigi gereksiz kufurden de bir seyleri yerli yerine oturtmaktan, huzurluzluktan biktigini gosteriyor.bence overthinking yapmayi birakip guler yuzlu biri olmaya calisin. Erkekler icin evin bal dok yala olmasi yada evde guzel yemek yapilmasi degil guler yuzlu ve anlayisli bir es daha onemlidir.Esinizin cocuk ruhlu oldugunu yazmissiniz.Bilmem farkinda misiniz ama cocuk ruhlu birine karsi despot anne rolunu oynuyorsunuz.Bu sekilde gecimsizlik olursa yatakta da sorun olmasi cok normal.Ben sizi daha haksiz buldum.Biliyorum bu yazdiklarim hosunuza gitmeyecek bana kizacaksiniz ama dusunmeye deger bence.Yangina korukle gitmeyin.
0
turkuaz
(14.03.24)
yani mutsuz bir evlilik evet ama toksik bir evlilik değil. sadece rutine ve tekdüzeliğe hapis olmuş gibisiniz. tutku, arzu ne bileyim heyecan kalmamış pek. çocuk yapsanız da eşinizden ekstra destek, anlayış göremeyebilirsiniz. bu sizi daha çok üzebilir. çok çocuk heveslisi olsa eşiniz kendisi zaten bu süreçte takip eder, elinden geleni yapardı.
bu arada şeyi anlıyorum özellikle uzun süreli denemelerde bir noktada neden olmuyor stresi ile beraber insan darlanıyor ve zul gelmeye başlıyor. ama bu başka bir bıkkınlık boyutu gibi. gençsiniz, bence hayatınızı mutlu olmadığınız bir ilişkide feda etmeyin, çocuğu da mutsuz ve anlamsız bir birlikteliğin içine doğurmayın.
anlıyorum anne olmak istiyorsunuz, ama sizin anne olma hakkınız, çocuğunuzun mutlu ve sağlıklı bir ailede büyüme hakkından daha öncelikli değil maalesef.
0
wild honey suckle
(14.03.24)
erkekler gene bildiğimiz gibi... "ne var canım daha fazla fedakarlık yapsan" noktasından bakmışlar.
eşinin sana ettiği laftan sonra diğer şeylerin konuşulmasını çok saçma buluyorum. o sebeple kısa kestim.
0
suyin
(14.03.24)
Benim düsüncem senden beklenen; tipik ev kadınlığı ama adama rahat da vermemişsin o da küfür etmiş. Mutlu değilsen yaşın gençken ayrıl.
0
Coma
(14.03.24)
tüm evlilik ile ilgili sorunların temel sebebi, farkında olmadan yükselen stres seviyemiz. Hızlı yaşam, strese, stres huzursuzluk ve tahammülsüzlüğe , ve bunlarda insan ilişkilerine olumsuz olarak yansıyor, diğer her şey bahane ve teferruattan başka bir şey değildir.

Bunun imkan elverdiğinde doğa içinde küçük bir köy ve ilçede yaşamak için plan yapın , hayatınız yavaşladıkta , toprak ve doğra ile temas ettikçe her şeyin yavaş yavaş düzeldiğini göreceksiniz.

Belki inanmayacaksınız ama deneyin, yoğun şehir hayatı insanın doğasına en baştan uygun değildir .Ne varki bu şekilde yaşamayı farkında olmadan zorlanıyoruz.
0
Rao
(14.03.24)
@Rao, başta kulağa mantıklı gibi gelse de benden 2 önceki kuşak köyde yaşamışlar ve köy ortamında da gayet kavga, atışma, küslükler, cinayetler, adam kaçırma, tecavüz, adam vurma.. biraz daha doğuya gidersek töreler falan...

Ya komşu komşuya bahçesine ağaç sarktı ve bişey yapmadı diye 3 yıl küs kalır mı?

Kalır, onların dünyası da o çünkü.

Babaannem alzheimer olmasaydı da anlatsaydı size neler çektiğini. Kırsalda yaşayan bir kaç nesil öncemizde katlanma diye bir şey vardı. Artık kadınlar 1900lerden sonra iş hayatlarına girdiğinden beri bu pek kalmadı. Kimse birinin kahrını çekmek istemiyor veya sesini çıkarıyor artık.

Yani ben kendi dünyamızı büyültmenin veya küçültmenin sorunu değiştireceğini düşünmüyorum. İnsanın olduğu her yerde huzursuzluk, kavga, atışma olurmuş gibime geliyor. Doğamızda var yani. İstediğiniz kadar küçültük, heidi gibi yaşayın, artık o dünya sizin için yine normal olacak.

Ama şehrin, işlerin, kalabalığın vb. bir dünya etkenin bizi aşağı çektiği konusunda haksız değilsiniz.

@ustapasta, tekrar gelmişken şeyi demeyi unuttum, evet yukarıda da yazmışlar, kadınlar mesela eleştirirler annen miyim ben senin diye ama anne gibi davranmaktan da alıkoymazlar kendilerini. Burada bir çelişki yok mu.

İlişkinin başlarında eşim biraz evhamlı ve biraz kontrolcüydü. Yemek yedim mi, camı kapattım mı, üstüme bişey aldım mı, üşüttüm mü, kurulandım mı vs vs saymakla bitmez. ya kontrol eder ya da arar sorardı sürekli.

Anlam veremeyeceğim şekilde strese girer, meraklanırdı. Huzursuz olurdu. Bazen bir şeyi yapmadıysam sinirlenirdi, küçük çocuğa yapar gibi söylenirdi.

Ben de aşırı sülalem rahat bir insanım. Onu gördükçe iyice heyheyleri geliyordu.

Sonra ne olduysa bir ara aydınlanma geldi. Ya ben niye strese giriyorum koca adam gece yemek yiyemedi mi, dolapta bişey yoktu aç mı kaldı falan diye, huzursuz oluyorum. Gider en kötü makarna yapar, hiç bişey olmazsa yemek söyler açlıktan ölecek hali yok ya.

Diye bir ara gelince söylenmişti. Ondan sonra da böyle kontrolcülük yaptığını görmedim.

Ben onun beni yine düşündüğünü başka şeylerde anlayıp hissedebiliyorum ama bu tarz konularda "annelik taslama" huylarından erkenden uzaklaşmasına ben çok sevindim.

Yani bazen kızdığınız şeyi siz kendiniz yapıyorsunuz, çok takılmamak lazım. Hem siz rahatlarsınız hem eşiniz.
0
ananiyimioguz
(14.03.24)
@ananiyimioguz

Her türlü senaryoda negatif örnekle her zaman vardır, buna şans vb artık ne derseniz.
Ancak şöyle bir durum var ki ,yaşanılan yere bölge insanına , vb. göre çok değişkenlik gösteren bir durum.
Kal di ki, bundan insanlar ve nesiller değişiyor, bundan 50 sene önceki ve bugün ki toplum yapısı aynı değil.

Tüm olumsuzluklara rağmen ,doğanın, sessizliğin, temiz havanın , türlü kirlilikten uzaktan durmanın ve yavaş hayatın insana katacağı pozitif etki gerçeğini değiştirmez.
0
Rao
(15.03.24)
@ananiyimioguz aslında hiç anaç biri değilimdir. Mesela dışarda bir planım varsa onun evde ne yediğini ne yiyeceğini sormuyorum, kadınlar olarak erkeklerin beslenmesinden sorumlu olmamalıyız diye düşünüyorum. Hani tepki anlamında sormamak değil, bunu sormak ya da düşünmek aklıma gelmiyor. Birçok kişi böyle değil. Mesela annemlere gittiğimizde eşim tişörtle balkona çıktıysa annem hemen bana döner, "kızım çocuk üşüyecek montunu ver istersen". "Çocuk" üşürse içeri gelip montunu alabilir sanki, bu kadar verici olmamalıyız. Bence bu durum erkeklerin de hoşuna gitmiyor zaten. Tatile giderken eşinin valizini hazırlayan kadınlar olduğunu öğrendiğimde şaşırmıştım, bunun baya baya yaygın olduğunu fark edince de şok yaşamıştım:D


Eşimin şahsi konularında müdahaleci değilim rahatım, kendi tercihleri sonuçta. Ama ev düzeni beni de etkilediği için her şeye de bana ne diyemiyorum işte. Biraz aşmaya çalışıyorum, bahsettiğim kitaptan sonra oldu bu hatta. Mesela eşimin annesi yemek konusunda çok kendini yoran biri değil, o da öyle alışmış. Önüne bir çeşit koysan ya da kahvaltı gibi geçiştirsen okeydir. Bizde ise yemek çok çok önemliydi, ben de öyle alışmışım öyle devam ettirmem gerekiyor gibi davranıyordum hep. İşten gelip üç çeşit yemek yapmak, ya da uğraştırıcı güzel yemekler yapmak için iki saat uğraşıyordum, haliyle çok yorulup hırçın oluyordum eşime kızıyordum. Ben iki saat ayakta yemek yapayım, o gelsin 10 dkda bulaşıkları toplayıp geçsin oh ne ala diye. Sonra kitapta okudum, sizden talep edilmeyen fedakarlıklar yapıyor ama karşılığını göremeyip üzülüyorsanız, belki de o fedakarlığı yapmamalısınız diye. O anda bir aydınlanma geldi, adamın benden üç çeşit yemek beklediği yok, ben kendime bu işi çıkarıyorum, hem yoruluyorum hem haksızlığa uğradığımı düşünüp kızıyorum. Üstelik annem çalışmıyordu, ben işten gelip neden bunu yapıyorum diye düşündüm ve bıraktım. Basit şeyler yapıyorum, yalnızca yemek konusunda değil diğer konularda da rahatladım.

Ama işte dışardan baktığında mesela iş paylaşımımız var. Etrafımda birçok kadın da "söylediğinde yapıyorsa ona da şükür" modunda. Fakat ben 36 yaşında bir insana devamlı ne yapılması gerektiğini söylemeyi kabullenemiyorum. Erkekler böyledir diyip geçmeyi de öyle, acaba böyle midir yoksa böyle mi alıştırıldılar? Dm'den bu "zihinsel yük" ile ilgili güzel bi çizim gelmiş onu da paylaşayım: ekmekvegul.net
Mesela ben de kahvaltı sonrası çayımı içerken yalnızca çayımı içiyor olmayı isterdim. Çay içerken akşam yemeğinin malzemelerinden neler eksik, dışarı çıkıp ne almak lazım diye düşünmek yerine. O zaman sen de düşünme diyip geçilemiyor, saat akşam 7 olunca o malzemeler bir anda belirmeyecek çünkü. Eşim olsa akşam yemeği saatine kadar bir şey düşünmez, saat 7 olunca duruma ayıkır. Bu kafa rahatlığı acaba nasıl bir şey, biz de bayılmıyoruz bir şey yaparken başka şey düşünmeye. Düşünen olmayınca ev işleri aksadığından mecbur kalıyoruz. Yahu mesela yemeği ocağa ısıtmaya koymuşum bir iş çıkmış beş dk içeri geçmişim, eşim mutfakta sigara içiyor telefonda bir şeyler izliyor. Mutfağa giriyorum ki cazır cuzur ses geliyor yanacak yemek nerdeyse. Mutfakta ama onu fark etmiyor mesela, çünkü kendisine söylenmemiş. Hani bu kadar obvious bir şeyin söylenmesi de biraz insanın zekasına hakaret sayılmaz mı? Bu kadarının da yapısal olduğu bence biz kadınlara yutturulmuş bir yalan.

Eşimle konuştuk bu arada. Ettiği kötü söz ile ilgili, sigarayı bıraktığı için bazen anlamsız bir öfke yaşadığını söyledi, bunun mazeret sayılmadığını biliyorum dedi ve özür diledi. Doktor sperm analizini görünce sigarayı bırakmasını istemişti, çocuk sahibi olmayı çok istediği için hemen bıraktı (oversharing reis online).

Temizlik konusunda da, temizlik günleri yaşadığımız gereksiz gerginlikler için şunu dedi, "ben sana sinir olmuyorum, temizlik yapma eylemine sinirli oluyorum. Yani temizlik yaptığım için gergin oluyorum." Ama bunu yapmak zorunda olduğumuzu, benim de bayılarak yapmadığımı, bu gerginliği bana yansıtmasının saçma olduğunu anlattım dikkat edicem dedi bakalım ne olacak. Çocuk gelince sorumluluğumuzun daha fazla olacağını, şimdi böyleysek ileride daha çok sorun yaşayacağımızı, o yüzden çocuk düşüncesini ertelemek istediğimi söylediğimde üzüldü. Artık daha düzenli olalım ben de dikkat edicem dedi. Temizlik için birini ayarlamayı düşünüyorum, en azından yüzeysel şeyler kalsın bize. Durumlar şimdilik böyle.
0
🌸ustapasta
(15.03.24)
". Tatile giderken eşinin valizini hazırlayan kadınlar olduğunu öğrendiğimde şaşırmıştım,"

amacım laf söylemek değil ama böyle düşünüyorsanız aile olmanız zor.
çok bencilce bir düşünce bence.
siz ev arkadaşı olarak görüyorsunuz bence.
0
nuisance2
(15.03.24)
@nuisance2 herkesin “kendi” valizini hazırlaması nasıl bencilce oluyor anlamadım. Tam tersi senaryo olsaydı ne diyecektiniz? Eşim benim valizimi hazırlasın o zaman öyle aile olalım, o olmuyor ama dimi? Çocuklar bile 3-4 yaşından sonra ne giyeceğini kendi seçmek istiyorken bu durum bana komik gelmişti ama görüyorum ki burada bile varmış:D
0
🌸ustapasta
(15.03.24)
"Mesela annemlere gittiğimizde eşim tişörtle balkona çıktıysa annem hemen bana döner, "kızım çocuk üşüyecek montunu ver istersen". "Çocuk" üşürse içeri gelip montunu alabilir sanki, bu kadar verici olmamalıyız"

komiklikten ziyade mevzu şu aslında, adam(kadın) üşümüyor olabilir. ama eşi tarafından en azından kendisini düşündüğüne yönelik jesttir, iyi hissettirir. adam(kadın) evde açlıktan ölmez belki, ama dışardaki eşin onu da düşünerek belki yemek hazırlayıp
bırakması da aynı şekilde jesttir. adam(kadın) valiz hazırlamayacak kadar yorgun olabilir. eşin valizi hazırlaması jesttir. adam(kadın) ilaçlarını takip etmeyi unutabilir. eşin bunu bilip onun yerine hatırlaması hoştur. bu tip ufak gibi görünen davranışlarla zaten bir aile ortamı oluyor. nuisance +1 ev arkadaşlığı konusunda.
0
sarahkerrigan
(16.03.24)
Parantez içinde hep kadın da yazmışsınız ama, pratikte bu tür “jest”leri yapanların genelde erkek olmadığını hepimiz biliyoruz.

Daha bugün twitterda bir video gördüm, erkek işten eve kadından önce geliyor ve yemeği hazırlamış oluyor, kadın bunu videoya almış ve gayet mutlular. Yorumları görmeliydiniz, aşağılama ritüeli demişler, kadın erkeği s.kiyor demişler, bir adam bunu nasıl kabul eder demişler:D mesele beraber yenecek yemeği erkeğin hazırlamış olması.

Tam tersini düşünelim, kadın işten eve erkekten önce geliyorsa yemeği hazırlamaması söz konusu bile olabilir miydi? Sanmıyorum. Gerçek hayatta neyin ne olduğunu hepimiz biliyoruz. “Jest” yapan da, aman nolcak canım seviyorsa yapmalı, bunların hesabını yapıyorsa sevmiyordur denilen de kadın oluyor.

Konu benim konumdan çıktı şu an, şaşkınlıktan eşime şükrederek feminist manifesto yazıcam az kaldı:D
0
🌸ustapasta
(16.03.24)
okumaya bile dayanamıyorum bazı yorumları. sen bildiğin gibi devam et pasta bence...
0
suyin
(16.03.24)
(6)

iki çelik tava arasındaki fark nedir?

yanlishayvan
merhaba,https://www.happy.com.tr/gulsan-maksi-tava-26-cm?ref=akakce&v=1.25https://www.724mutfak.com/%C3%B6ztiryakiler-tava-24x45-tek-sapl%C4%B1-ind%C3%BCksiyon-uyumlu-mat-4084aynı ebatta iki farklı markanın paslanmaz çelik tavası. hangisini almak mantıklı? bu ürünlerden kullanan var mı?
merhaba,

www.happy.com.tr

www.724mutfak.com

aynı ebatta iki farklı markanın paslanmaz çelik tavası.

hangisini almak mantıklı? bu ürünlerden kullanan var mı?
0
yanlishayvan
(11.03.24)
sana çelik tavalarla ilgili genel bilgi vereyim :)

çelik tavaların fiyatını belirleyen şey taban kalınlığı ve kalitesi, bu da ısının tabanın her yerine eşit dağılmasını ve pişmesini sağlar

omlet yaptın diyelim, kötü bi tavada omletin ortası fazla pişmişken kenarları hala çiğ kalabilir

çelik tencere tavalar ömürlük araç gereçler olduğu için biraz daha verip iyisini almak mantıklı
0
grimavi
(11.03.24)
@gevezeyazar

sık kullanacağım 2 kişi için. 26 cm yeterli olur diye düşündüm ama yoksa 24 mü?
0
🌸yanlishayvan
(11.03.24)
arkadaşlar memnun kaldığınız, deneyimlediğiniz bir ürünü paylaşırsanız sevinirim.
0
🌸yanlishayvan
(11.03.24)
3 ay önce Korkmaz'dan aldım, memnunum.
0
reactionic
(11.03.24)
öztiryakiler endüstriyel mutfak eşyası olarak geçer.

büyük restoranların, fast food zincirlerinin, otellerin mutfağına bakın; gülsan göremezsiniz. bunu "gülsan kötüdür" demek için söylemiyorum sadece farklı sınıf ürünler olduğunu bilin.

bizim evde de öztiryakiler yok sonuçta.
0
late viper
(11.03.24)
Biraz tuzludur:

-zwiling
-demeyere
0
kojonotsuki
(12.03.24)
(11)

Dizi önerisi

a man alone
Art arda bölümler izleyeceğim, anında bağımlılık yapan dizi arıyorum.La casa de papel, breaking bad, big bang theory, narcos, dark, got, bates motel dışında önerilere açığım. Bunları izledim.Prison break, The sopranos, Dexter, Modern Family, Peaky Blinders, fringe, true detective, how i met your mot
Art arda bölümler izleyeceğim, anında bağımlılık yapan dizi arıyorum.
La casa de papel, breaking bad, big bang theory, narcos, dark, got, bates motel dışında önerilere açığım. Bunları izledim.

Prison break, The sopranos, Dexter, Modern Family, Peaky Blinders, fringe, true detective, how i met your mother gibi birçok popüler dizinin ilk 3-5 bölümünü izledim, iyi diziler fakat sürükleyici değil. Ekran açıkken bakıyorum sadece.

The last of us’ı izleyemiyorum, erişemediğim için.

Var mı dizi öneriniz?
0
a man alone
(09.03.24)
Justified
Mr inbetween
Generation kill
The pacific
Company of heroes
Bosch
0
logisticsmanager
(10.03.24)
Bosch

Bosch yazılmış. The Shield diyeyim.
0
gabe h coud
(10.03.24)
Bron/Broen
On numaradan hallice.
İzlememiş olduğunuzu varsayıyorum.
0
marcus fenix
(10.03.24)
Ozark dışında yazılan hiçbir diziyi duymamıştım. Teşekkürler
0
🌸a man alone
(10.03.24)
turkcealtyazi.org

çok kafamı yormasın eğlencelik beni hemen içeri alsın biraz da ingiliz soslu dersen
0
grimavi
(10.03.24)
Forbrydelsen
Borgen
Förstfödd
0
heritage
(10.03.24)
homeland
0
nhk ni youkosu
(10.03.24)
Griselda
Berlin
0
ashleybon
(10.03.24)
breaking bad ve big bang theory'i sürükleyici bulup fringe'i veya prison break'i sürükleyici bulmaman da şahaneymiş :D

Forbrydelsen ya da Bron/Broen demeye geldim.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(10.03.24)
Lillyhammer izle seversin.
0
mikahakkinen
(10.03.24)
Prison break i sürükleyici bulmayio breaking var i surukleyici bulan birini de gördüm ya bir yaşıma daha girdim

Homeland
Forbrydelsen
Broadchurch
Night of
The fall
Bron broen
0
alimcgraw
(10.03.24)
(7)

Bir kadın oyuncu arıyorum. Yardım lazım

izmitcan
Adı aklıma gelmiyo. Günümüzde popüler değil, bi 10-15 yıl önce dizilerde görüyorduk. Esmer tenli, gözleri çok küçük ve çekik. Zayıf. Döneminde özge özpirinççi kadar popüler olmuştur. Ten rengi Merve Sevi, Billur Yazgan tonunda. Yardımmmm
Adı aklıma gelmiyo. Günümüzde popüler değil, bi 10-15 yıl önce dizilerde görüyorduk. Esmer tenli, gözleri çok küçük ve çekik. Zayıf. Döneminde özge özpirinççi kadar popüler olmuştur. Ten rengi Merve Sevi, Billur Yazgan tonunda. Yardımmmm
0
izmitcan
(09.03.24)
"çok sık" kısmını anlamadım ama yasemin ergene diyorum
0
hrskrs
(09.03.24)
Yasemin ergene değil, telden yazmıştım fazladan olmuş çok sık kısmı.
0
🌸izmitcan
(09.03.24)
Yeliz Şar olabilir mi ?
0
mey17
(09.03.24)
selen seyven vardı ezel akay'ın yeğeni
0
grimavi
(09.03.24)
selin demiratar
pelin karahan
funda eryiğit
burçin terzioğlu
diye sıralarken selen seyven cevabını gördüm, kesin odur :)
0
hrskrs
(09.03.24)
Türkü Turan
0
durgunfoton
(09.03.24)
Selen seyven doğru, çok teşekkürler. Yeliz şar da çok benziyormuş
0
🌸izmitcan
(09.03.24)
(8)

Şu ayakkabılar nasıl?

megalomaniac
Outdoor yürüme tırmanma dağ bayır gezisi için ayakkabı bakıyorum, aşağıdakilerden birini seçeceğim. Amacım tabanının rahat olması. Çünkü 3-4 gün kadar, günde 20-25 km ayağımda olacak. https://www.lumberjack.com.tr/urun/lumberjack-rhea-hi-3pr-gri-kadin-outdoor-bot-101389360https://www.decathlon.com.t
Outdoor yürüme tırmanma dağ bayır gezisi için ayakkabı bakıyorum, aşağıdakilerden birini seçeceğim. Amacım tabanının rahat olması. Çünkü 3-4 gün kadar, günde 20-25 km ayağımda olacak.

www.lumberjack.com.tr

www.decathlon.com.tr

www.decathlon.com.tr

Başka tavsiyelere de açığım, bütçe max. 2000.
Teşekkürler
0
megalomaniac
(07.03.24)
2000 liralık bütçe ile rahat outdoor ayakkabı bulamazsın maalesef

bunlar iş görür ama tabanları takozdur, biraz denedikten sonra kalın çorap, jel tabanlık, memory foam tabanlık gibi
şeylerle biraz daha rahat hale getirirsin
0
grimavi
(07.03.24)
Rusya gibi sürekli kar buz olan soğuk iklimli ülkelerde bile insanlar günlük yaşamda bizdeki gibi kalın abartılı kışlık ayakkabı giymiyorlar. Bizde ürün amacına yönelik kullanmak yerine başkalarına gösteriş için alınıyor veya yabancı firmalar nasıl pr yapıyorsa algı o yönde. Heryerde salomonlar, Columbialar, newbalanca ve skecherslar sanki bedava dağıtılmıs gibi. Mont alacak biri için bile bir kaç forma harici seçenek bırakmıyorlar markaların pr çalışması bu yönde tavsiyem flo'dan hangi ürün ucuzsa ve rahatsa onu satın almanız. 1000 TL altında bir çok ayakkabı olabilirsiniz.
0
doharkoman
(07.03.24)
@doharkoman

Aslında ayakkabı almak istemiyordum, kendi nike spor ayakkabılarım var aşırı rahat. Ama Likya yolu için tur firması bu tarz ayakkabıyı zorunlu tutuyor.

Benim devamlı giyebileceğim bir tarz değil şehirde bunlarla rahat edilmez diye düşünüyorum. O yüzden ennn iyisini almak gibi bi düşüncem yok, ayağımı sakatlamasın, yaralamasın ve kokmasın yeter.
0
🌸megalomaniac
(07.03.24)
fikrimce turkuaz olan gayet iyi
0
nerthus_
(07.03.24)
2000 e Adidas Nike tasarımı kötü niteliği güzel ayakkabılar da olur sanki
0
Cezcez
(07.03.24)
@doharkoman'a katılıyorum ancak flo'ya kadar da düşmemek lazım. decathlon'daki modeller gayet iş görür. kafanıza göre alın onlardan. lumberjack almayın.
0
motosiklet burclu adam
(07.03.24)
decathlon'un ayakkabıları kullanım amacına göre değişiyor. örneğin kar ayakkabısı ıslak zeminde aşırı kayıyor gibi. oradan alacaksanız özelliklerini iyi okuyun. bileği saran bir model olması sakatlıkları önlemede yardımcı olur. likya yolu için düşünecekseniz tipine rengine değil rahatlığına bakın bence. yanınıza da bir çift tabanlık götürün. 3-4 gün süre olmasaydı yurtdışı alışverişini de düşünün derdim ama en ideali decathlon'dan almak gibi görünüyor.
0
jepa
(08.03.24)
Deneyimli olmadığınız her türlü aktivite/spor için tek tercihiniz decathlon olsun. Decathlondaki seçimi de bütçeniz dahilinde yapabilirsiniz. İlgili aktiviteyle biraz zaman geçirdikten sonra neye ihtiyacınız olduğunu daha iyi anlayıp o doğrultuda ürün ve marka seçimi yapacaksınız zaten. Decathlonun pişmanlık oranı çok çok düşüktür.

Pahalı ürün ve markalara gerek yoktur diyen arkadaşları gözardı edin, aktivite ve sporlar için spesifik ihtiyaçlar ve kalite zorunluluğu olan gereksinimler vardır.
0
Nature Works
(09.03.24)
(4)

Law maker ve love maker telaffuzu hk.

avatar is back
Şu haberi gördüm https://x.com/isilacehan/status/1765638927434543347?s=46Baktım herkes dalga geçmiş falan. Sonra düşündüm daha bir küsür ay önce yabancı bir online toplantıda 2-3 defa law maker kelimesini kullanmıştım, aynı hataya düştüm mü diye düşündüm sesli konuştum da law ve love maker kelimeler
Şu haberi gördüm

x.com

Baktım herkes dalga geçmiş falan. Sonra düşündüm daha bir küsür ay önce yabancı bir online toplantıda 2-3 defa law maker kelimesini kullanmıştım, aynı hataya düştüm mü diye düşündüm sesli konuştum da law ve love maker kelimelerini neredeyse aynı gibi söylüyorum. Google translate’e söylettirdim o da aşırı yakın telaffuz ediyor. Ya tabiki de fark var 2 kere dinleyince ahanda fark bu dersin de öyle cümle arasında kullanırken mümkün değil ikisini farklı söyleyebilmek.

Siz ne düşünüyorsunuz?
0
avatar is back
(07.03.24)
Hukuk > lo
Aşk > lav/laf

Karışmayacak kadar farklı.
0
heritage
(07.03.24)
bağlam diye bir şey var hiç sorun değil

youtube da hintliler teknolojik ürün konusunda çok iyiler, çoğu kelimeyi yanlış telafuz ediyorlar ama ne demek istediklerini anlıyoruz
0
grimavi
(07.03.24)
phonetic transcription olarak bakarsan daha iyi anlarsin, aslinda cok basit.

law: /lAH/
love: /lUHv/
0
bay b
(07.03.24)
Abartilacak bir sey degil. Ingiliz - Amerikan ingilizcesi farkliligi sadece.
Law'i ingiliz loo diye okur, hatta sonuna r koyarlar arkasindan sesli ile baslayan bir kelime geliyorsa law and order'daki law loor olur, saw soor, draw droor olur falan.
Amerikan ise law'u laa diye okur.
Tansu Ciller Amerikalarda okudugundan laa diye okumus ve lovemaker gibi gelmistir ingilizin kulagina istemsizce gulmus, komikliklerine gitmistir. Kraliyet ailesi yalandan, samimiyetsizce binlerce toplanti, davete katiliyor, can sikintisindan, formaliteden kafayi yiyorlardir, oralarda seytanlik ariyorlar o da gulmus iste. Manchester tarafi love louv, cup koup diye okuyor gitsin onlara gulsun madem. Bizim millet kadar gramer, telaffuz takintisi olan millet de yoktur herhalde.

edit: Tansu ciller nerde cikti ya? Kafam gaflariyla unlu diye Tansu Ciller'e gitmis demek. Semra Ozal ortalama her Turk gibi Amerikan ingilizcesi ogrenmis, Amerikan ingilizcesindeki gibi law'yu gibi laa diye okurken olmus iste problem.
0
freedonia
(07.03.24)
(5)

Amerikalilar kiymayi bizim aldigimiz gibi mi aliyor ?

Yourcousinmarvinberry
Yoksa beef satin alip evde kendileri mi çekiyor ?Lütfen Amerika'da yasayanlar cevaplasin.
Yoksa beef satin alip evde kendileri mi çekiyor ?
Lütfen Amerika'da yasayanlar cevaplasin.
0
Yourcousinmarvinberry
(07.03.24)
amerikada yaşamıyorum ama :)
youtube.com
0
grimavi
(07.03.24)
Marketlerde "ground beef" adıyla satılır.
www.walmart.com
0
tiny toon
(07.03.24)
Benim ABDde kaldığım dönemde kasaptan direkt çekebilir (grinding) misiniz diye sorup almıştık. Grill için hamburger öyle daha lezzetli oluyo diyenlerin yalancısıyım :)
0
e mice
(07.03.24)
bizim gibi aliyorlar eved, kuzey amerika'da yasiyorum.
0
cooperr
(07.03.24)
Genelde marketlerde (wallmart, costco, kroger, aldi etc.) paketlenmis olarak satiliyor oyle aliyorlar. Bizdeki gibi. Kucuk bir sehirde yasiyorum, etrafta 1-2 kasap da gordum ama kim aliyor oralardan bilmiyorum.
0
The_Lollok
(07.03.24)
(5)

Yorgos Lentimos vs Nuri Bilge Ceylan

nundu
Az önce Poor Things'i izleyince aklıma geldi. Yorgos Lenthimos'un ilk duyduğum filmi Dogtooth Yunanca, Yunanistan'da çekilen bir filmken şimdi çektiği film yıldızlar karması, hollywood ünlüleri filminde oynamak için peşinde sıra olmuş gibi duruyor. Nuri Bilge Ceylan da Avrupa'da gayet bilinen, çekti
Az önce Poor Things'i izleyince aklıma geldi. Yorgos Lenthimos'un ilk duyduğum filmi Dogtooth Yunanca, Yunanistan'da çekilen bir filmken şimdi çektiği film yıldızlar karması, hollywood ünlüleri filminde oynamak için peşinde sıra olmuş gibi duruyor. Nuri Bilge Ceylan da Avrupa'da gayet bilinen, çektiği her filmi Cannes'da dakikalarca alkışlanan ve ödüller alan bir yönetmenken niye hiç uluslararası film çekme gayretinde bulunmadı? Böyle bir niyeti olsa böyle hollywood ünlüleriyle çalışabilir miydi mesela? Gerçi genelde Anadolu hikayesi anlatan biri gidip Amerika'da Arkansas'ın köyünü mü çekecek ayrı soru da şu an ülkedeki en kariyerli yönetmen o olduğu için kıstasa onu koyuyorum.

Bu arada sinefil biri değilim kesinlikle, Lentimos'un ilk izlediğim filmi Poor Things oldu, NBC'nin hiçbir filmini izlemedim. İkisi arasında kıyas yapma gibi bir derdim de yok da merak ettiğim NBC böyle bir işe niye girmiyor, girse de yapabilir mi?
0
nundu
(04.03.24)
"Gerçi genelde Anadolu hikayesi anlatan biri gidip Amerika'da Arkansas'ın köyünü mü çekecek"

Nbc'nin çekmek istese çekeceği en yakın amerikanvari film nomadland gibi bir şey olurdu sanırım. Yani evet, gidip oranın da yerel hikayelerini anlatmak isteyebilir ama buradaki kadar başarılı olabilir mi emin değilim. O yüzden heveslenmemiştir. Ama hadi dese, iyi de bir senaryosu olsa popüler amerikan oyuncuları toplayacak bir yapımı yönetebilir. Bağımsız çekemeyecek bile olsa A24 gibi indie destekçisi bir dağıtıcı/yapımcı bulur.
0
Bruce
(04.03.24)
Dogtooth Yunanca bile olsa evrensel bir hikayeydi. Konu, filmin dünyası ve karakterleri milliyetsizdi. Anadoluyu ve Türk insanını anlatan NBC'nin hikayeleri belli bi zümreye hitap ediyor. Bu açıdan Hollywood bir teklifle gelse bile o NBC'nin istediği iş olmaz bence. Özgürce istediğini de yaptırmazlar tahminen. Mesela Lanthimos'a yaptırıyor olabilirler çünkü adamın doğal modu evrensel ama garip hikayeler. Ki İngilizce yapınca da Lobster vs. beğenilmişti, sonra Oscar'a kadar gitti.

Bu arada haklısın, Hollywood ülkelerin en başarılı yönetmenlerini alıp devşirme konusunda ustadır bir hocamın bununla ilgili kitabı vardı hatta.
www.aup.nl
0
nhk ni youkosu
(04.03.24)
lantimos başta yunan yeni dalga denen yönetmenlerdendi, son iki filmiyle birlikte kendini hollywood'a attı, yani kendi isteyerek böyle yönlendirdi kariyerini

nbc hem böyle bir şey istemesi hem de esnemesi gerekir ama böyle bir şey yapacağını sanmıyorum
0
grimavi
(04.03.24)
NBC kendi+eşi ve bazen bir kişi daha ekleyerek yazıyor, kendi yönetiyor, görüntü yönetimi-ses-cast vs.'ye aşırı dahil oluyor, kurguyu yine bizzat kendi yapıyor. Yapımcılığını da kendi yaparak başladı, birkaç film bir yapımcı ile çalıştı, sonra onunla bile devam edemedi. Sadece sponsorluk için bakanlıktan ve Avrupa'daki kurumlardan para alıyor ama kimseyi filmine karıştırmıyor. Yani kısaca auteur yönetmen. Hollywood'un film yapım yöntemleri ile taban tabana zıt bir yaklaşım. Adamlarda yapımcının çok büyük gücü var. Senaristler birden çok oluyor ve yönetmenden ayrı. Senaryoya marketing vs araştırmaları sonucunda müdaheleler oluyor. Görüntü yönetimi, ses vs tamamen ayrı kişi/ekiplerde. Kurguya yönetmen karışamıyor. NBC bu şekilde film yapmayı istemez. Zaten Uzak filmine kadar tek kamera, 2-3 kişilik ekiple film çekiyordu. Uzak'tan sonra 3 Maymun ve İklimler'i, ünlü olmasına rağmen küçük ekiplerle çekti. İlk defa Bir Zamanlar Anadolu'dada büyük ekiple çekti. Onda da bu kadar büyük ekiple çalışmanın, büyük prodüksiyon yapmanın kendisini çok gerdiğini vs söyledi. O filmde bile sesçisini değiştirdi. Kurgusunu yine kendi yaptı. Cannes'ın ısrarlarına rağmen kurgu sürecini acayip uzun zamana yaydı içine sinmesi için. Adam bu şekil mutlu oluyor.

Lanthimos öyle değil. O kafasındaki bazı fikirleri anlatmak istiyor. Hollywood tarzı yapımcı çok müdahele etmediği ve senaryo/kurguda da biraz söz hakkı olduğu sürece onun işine gelir. Hem ekonomik açıdan hem de iş yükü açısından rahatlatır.

Bu arada bu bağlamda İtalyan yönetmen Paolo Sorrentino da ilginç bir örnek. O da İtalya'da yaptığı, bazısı çok yerel, bazısı yerel olmayan filmlerle ünlü oldu. Sonra hem Hollywood'la hem İngilizlerle filan filmler yaptı. Döndü yine Hollywood işbirliği ile yerel İtalya filmi yaptı vs.
0
perferil
(05.03.24)
nbc her filminde mühendislik bitirme projesi yapıyor

bi de ödüllü kısa filminden beri para işini fransızlara havale ediyor. kendi söylüyo. emerikanların değil filmi çektiren parayı veren firansızların beğenisine yakın filmler çekiyor. üsttekiler+1
0
lambırcek
(05.03.24)
(7)

Hadi bana mont seçelim

Carlito Brigante
40 erkek1 https://www.boyner.com.tr/columbia-mont-10595212 https://www.boyner.com.tr/columbia-mont-17337503 https://www.boyner.com.tr/jack-wolfskin-siyah-erkek-kapuson-yaka-mont-jasper-ins-jkt-m-p-17410464 https://www.boyner.com.tr/jack-wolfskin-mont-17410525 https://www.boyner.com.tr/jack-wolfskin-
0
Carlito Brigante
(04.03.24)
1
0
grimavi
(04.03.24)
3
0
oldz
(04.03.24)
3
0
Kittie
(04.03.24)
2-6
0
neira
(04.03.24)
2
diğerlerini de al ama sonra yak.
0
datnet
(04.03.24)
Bir tek 2 düzgün duruyor sanki. Siyah güzel renktir ama 3. olan teknik direktör montu gibi olmuş. 2 de düzgün duruyor ama başka renk daha iyi olurdu sanki.
0
nawar
(05.03.24)
columbia olduğu için 2, aynı veya benzer modelin farklı rengi varsa daha güzel olabilir.
0
mustafakesekci
(05.03.24)
(5)

Belediye başkanı olsanız neyi farklı yapardınız?

michael_knight
Şu anda bir ilçenin belediye başkanı olsanız ve bir sonraki seçimde kaybetmekten korkmasanız neler yapardınız?
Şu anda bir ilçenin belediye başkanı olsanız ve bir sonraki seçimde kaybetmekten korkmasanız neler yapardınız?
0
michael_knight
(04.03.24)
enerji tasarrufunu anlıyorum ama led tabelaların bir sınırı olmalı, birden fazla çok parlak led tabelayı indiririm
0
grimavi
(04.03.24)
Üniversite öğrencilerini görevlendirip kapı kapı dolaştırırım, çocuklara ek gelir olur. herkesin derdini tek tek sorarım, sokaktaki tamir edilmeyen yoldan, dükkanın önünü usulsüz kapatan esnafa, normalde fazla kaza olan kavşağa, sahipsiz ve tehlikeli sokak hayvanlarına kadar dertleri tek tek kayıt altına alırım. Bunun için de bir uygulama yaptırıp her probleme bir kayıt açtırırım, fotoğraflı, konumlu, isteyene sorun çözüldüğünde geri bildirim vermek için iletişim bilgilerini de alırım. Şikayetleri düzgün bir şekilde kategorilere ayırıp istatistik çıkarırım. Önem sırasına ve maliyetine göre tek tek çözmeye başlarım.

İlerleyen zamanlarda bu uygulamayı yerel cimer gibi çalışacak şekilde halka açarım.

Kopirayt kimlanbu başgan.
0
kimlanbu
(04.03.24)
Çok yoğun olarak araba kullanan biri olarak söylüyorum. Şehri yayalar için dizayn eder, kalan alanı kaldığı kadarıyla arabalara bırakır, bakın başınızın çaresine derdim.

Yol kenarlarına araç parkını yasaklardım.

Metro hattını seyrekte olsa sabaha kadar çalıştırırdım.

Nostaljik otobüs ve tranvay dışında toplu ulaşımda sadece metroyu kullanırdım.

Yemez içmez, şehri Moskova'daki örneğe uygun, metro hattıyla donatırdım.

Şehir planını yeni baştan yapar, cadde, sokak ve kaldırımları cetvelle çizer, bir standart getirirdim.

İmar planında her daireye, iki araç park yeri, yeteri kadar yeşil alan ve ağaç şartı getirirdim.

Her mahalleye, Okul, Aile sağlığı merkezi, spor kompleksi, kültürel faaliyet kompleksi standardı koyardım.

Akla gelebilecek her konuda kurslar açardım.

Güzellikten, paten yarışına, balkon tanziminden, kek pişirmeye kadar her konuda her yıl yarışmalar düzenlerdim.

Tüm semt pazarlarını kapatır, hepsini sabit manava dönüştürürdüm.

Herkesin evindeki kullanmadığı eşyayı getirip satacağı pazarlar oluşturur, teşvik eder ve çok sıkı denetlerdim.
0
Mirket
(04.03.24)
Belediye meclisinden sivasiz veya boyasiz bina, cephe, duvar sahiplerine ceza kesmek icin bir karar cikartirim ve ihtardan sonra belli surede yapmayan mulk sahiplerinin mulklerini belediyeye sivatip boyatir, maliyetini ve bir miktar cezayi mulk sahibinden tahsil ederim.

Yetkim var mi bilmiyorum ama varsa sehrin en saygin mimarini sehir bas mimari olarak gorevlendirir, ger projenin ve tabelanin bile onun ve ekibinin onayindan gecmesini zorunlu tutarim, boylece sokaklar caddelerin belli bir butunlukte olmasini saglarim.

Tum sehri gercekten engelli dostu hale getiririm, her sene engelliler gununde tum ekibimle beraber tekerlekli sandalyeyle tum gun dolasir teftis ederim.

Yogun semtlerde bir binayi istimlak edip katli otopark yaparim ve oraya 1km mesafede sokaga parki komple yasaklarim.

Kanunlara tam ve esksiksiz uyulmasini saglarim, tekrar secilmek umurumda olmaz, kaldirim ve sokak isgaline filan asla izin vermem.
0
kartonpiyer
(04.03.24)
Rögar kapaklarını asfalt seviyesine getiririm.

Kasisleri standart hale getiririm.
0
hebanon
(05.03.24)
(14)

doğu-batı sentezi şarkı önerileri

estranged
teknik ismi ne bilmiyorum ama böyle oryantal ezgileri barındıran ve özellikle batılı gruplar tarafından bestelenmiş şarkılara çok düşkünüm. bayıla bayıla dinlediklerimloreena mckenitt - gates of istanbulled zeppelin - kashmir (with epgytian orchestra: (git: https://www.youtube.com/watch?v=bzEYNsFC2g
teknik ismi ne bilmiyorum ama böyle oryantal ezgileri barındıran ve özellikle batılı gruplar tarafından bestelenmiş şarkılara çok düşkünüm.

bayıla bayıla dinlediklerim

loreena mckenitt - gates of istanbul
led zeppelin - kashmir (with epgytian orchestra: (git: www.youtube.com
pentagram - dark is the sunlight (ah o solosu yok mu)
shakira - ojos asi (bundakiler doğu ezgisi oluyor mu emin değilim)
orphaned land - let the truce be known (suç benim mi cover :D)

benzer önerileri dört gözle bekleriz.
0
estranged
(03.03.24)
the doors - end
youtu.be
0
grimavi
(03.03.24)
altın gün. örnek atayım iki tane. mevcuttaki parçaları dediğin şekilde coverlıyorlar.
www.youtube.com

www.youtube.com

grup ismi türkçe ama üyeleri yabancı, hollanda kökenli. solist hariç.
0
sarahkerrigan
(03.03.24)
Helena Paparizou - My Number One
www.youtube.com
0
tabudeviren
(03.03.24)
Muse - United States of Eurasia (1:33'ten sonra giren kısım direkt doğu melodisi bence)
www.youtube.com

Tunuslu Myrath grubu vardır, tam oryantal metal ahah.
youtu.be
youtu.be -> bu bana İsmail YK metal gibi geliyor :D

Bu arada müzikal bilgi olarak sanıyorum batılı major/minör gamlarından çıkıp phyrigian, lydian vb. gamlara geçince doğulu tınıyor. Ki bunların hep Anadolu topraklarında üretilmiş şeyler olması beni hep büyülemiştir.

Murder King'in "Eyvah" parçasının solosu da böyle ve çok iyi bence:
youtu.be

daha aklıma gelirse editlerim.
0
nhk ni youkosu
(03.03.24)
Glass Beams diye bir grup var. Sanırım yeni çıktı. Avustralya'dan. Çok iyi şarkıları var. Zaten 6-7 şarkıları var toplamda
0
a man alone
(03.03.24)
Desert Rose
open.spotify.com
0
kobuzchu kiz
(03.03.24)
the tea party grubuna bakabilirsiniz.
0
adivar
(03.03.24)
Şu amcayı sevebilirsin.

Didula'dır adı. Rus tur kendisi.

www.youtube.com

Dhafer Youssef var
www.youtube.com
0
Mirket
(03.03.24)
Myrath ve Desert Rose yazılmış, ben de Mısırlı El dor awal öneeyim. Oryantal&Jazz&enstrümental karışımı. Mesela Sohba:
youtu.be

Transglobal Underground- Sky Giant:
youtu.be

Alaa Wardi var mesela harika cover'lar yapıyor. Adam synthesizer mübarek. Mesela Amr Diab'in Osad Einy'si: youtu.be

Pentagram- Şeytan bunun neresinde:
youtu.be

Sonra mesela Viza diye Amerikalı rock grubu var çok severim. Maktub adlı albümleri komple doğu batı karışımı beni benden alıyor: On the camel's back mesela:
youtu.be
0
Amaranta ursula
(03.03.24)
glass beams - mahal
www.youtube.com

jungle by night - stormvogel
www.youtube.com

King Gizzard & The Lizard Wizard - Sleep Drifter
youtu.be

FAUN feat. Fatma Turgut - Umay
www.youtube.com
0
ne demezsin
(03.03.24)
Sertab Erener - Here i am
0
curukturpkokusu
(03.03.24)
massive attack - inertia creeps
0
inveniam viam
(03.03.24)
teknoda cok var araya oryantal giriyor. oceanvs orientalis- lamma bada yatathanna olabilir. bu ara ali termos a sarmistim nard, ghajar bakabilirsiniz
Rust-ya habibi(cok batili sayilmaz sanki ya)
khidja-drums of taksim
islandman sumeru veya dimitro(en sevdigim, indianvaaari), marakesh
ko shin moon-antelias
björk, omar souleyman- crystalline
cem yildiz-teslim
smek-yuma xd
0
ala09
(03.03.24)
Mirket
(03.03.24)
(3)

yürüyüş ayakkabısı

absel
dağ, tepe değil de şehir içi uzun mesafeler için ayakkabı arıyorum.hafif ve rahat olmasını tercih ederim.marka, model önerebilir misiniz?
dağ, tepe değil de şehir içi uzun mesafeler için ayakkabı arıyorum.
hafif ve rahat olmasını tercih ederim.
marka, model önerebilir misiniz?
0
absel
(02.03.24)
bir nike mağazasına gidip bir adet pegasus serisi bir adet vomero serisi ayakkabı denemek istiyorum diyeceksin

pegasus ince yapılı ayaklara genelde daha uygun, burna doğru daralıyor, vomero ise biraz daha geniş

renklerini önemseme sadece tabanın ve kalıbın rahatlığını ayağına uyumunu test et

nike ın kalıpları dardır o yüzden bi numara büyük olur genelde

normalde 41 giyiyorsan nike ta 42 ya da 42.5 numaraya denk gelir
0
grimavi
(02.03.24)
Sözlükte bolca gömülüyor dayanıksız diye ama bana göre en rahat ayakkabı Skechers. 7 yıldır başka marka ayakkabı almıyorum ben.
0
pispinti
(02.03.24)
eğer daha önce asics kullanmadıysanız mutlaka bir deneyin. bazı seri ayakkabıları müthiş rahat, şık ve konforlu. senelerdir adidas-nike-nb bunların hiçbirinden almadığım randımanı asics'ten aldım.
0
kel aynak kusu
(03.03.24)
(7)

dışarda ne yiyim?

duyurukullanıcısı
çok sağlam diyete girdim iyi gidiyorum.şimdi akşamları ben bir mekana gider gönlümce yer içerdim. şimdi listeye bakıyorum içecek hiçbirşey bulamıyorum. hepsi ya şekerli ya kafeinli.kriterler- şekersiz- kafeinsiz- levent civarıtabi aslında çay var ama çaylar o kadar kötü ki levent civarı ne bir tat a
çok sağlam diyete girdim iyi gidiyorum.

şimdi akşamları ben bir mekana gider gönlümce yer içerdim. şimdi listeye bakıyorum içecek hiçbirşey bulamıyorum. hepsi ya şekerli ya kafeinli.

kriterler
- şekersiz
- kafeinsiz
- levent civarı

tabi aslında çay var ama çaylar o kadar kötü ki levent civarı ne bir tat alabiliyorum ne de verdiğim 50-100tl'ye üzülebiliyorum.

diyet içecek ne içiyorsunuz allasen?
0
duyurukullanıcısı
(01.03.24)
illa bir şey içecekseniz ve meyve suları şekersiz değilse soda.
0
gule gule
(01.03.24)
meyve suları da şekerli olduğu için listedışı
soda içe içe böbrekler madenleşecek yakında...
0
🌸duyurukullanıcısı
(01.03.24)
çay, kahve, sade madensuyu
0
sizofren06
(01.03.24)
şekersiz içecekler konusunda maalesef büyük bir eksiklik bulunuyor.

bu durumda en iyisi ayran veya su. ama kimi uzmanlar da yemekle su içmeyin diyor.

bir de pin markasını duydum şekersiz diye ama detaylı incelemedim.
0
noxie
(01.03.24)
diyet olduğu için değil ama tadını sevdiğim için nane çayı

taze nanenin yapraklarından 5-6 yaprak koparıp suya atıyorum, tadını hissetmek için daha fazla da ekleyebilirsin, alttan gelen belli belirsiz tat daha çok hoşuma gidiyor, 5-6 dk sıcak suda bekleyen yapraklardan çayın hazır

kafeinsiz
pratik
0
grimavi
(01.03.24)
chado, melez ya da tea co ürünleri satan yerleri keşfetmeniz lazım. en güzel çaylar bu markalarda. şekersiz ve kafeinsiz
0
njtbcrn
(01.03.24)
soda limon
(yani gerçek limon suyu ile).
0
alfired
(01.03.24)
(1)

Bu hangi enstrüman?

lament
Merhaba. Bu şarkılarda altta çalan perküsyon hangi enstrüman ile yapılıyor?https://youtu.be/pHRwWvOgcHU?si=ywSD7sU2oS5WotBA&t=15https://youtu.be/DnbtPKtOUZw?si=ERZ1KqDC4pBoF3Ps
Merhaba. Bu şarkılarda altta çalan perküsyon hangi enstrüman ile yapılıyor?

youtu.be
youtu.be
0
lament
(28.02.24)
drum machine
youtu.be
youtube.com
0
grimavi
(28.02.24)
(8)

İş yerinde yemelik neler yapabilirim?

Kahvedesu
Tavuk pilav yapabiliyorum. Başka.
Tavuk pilav yapabiliyorum. Başka.
0
Kahvedesu
(23.02.24)
iş yerinde dolap yoksa diye içinde et ve süt ürünü bulunmayan 4-5 saat dışarda bozulmayacak ve tekrar ısıtma gerektirmeyen şeyler önerdim, mikrodalga varsa her türlü tencere yemeği

kısır
mercimek köftesi
nohut dürüm (dürümlerin içini çeşitlendirmek yeşillik turşu vs sana kalmış)
mantar sote dürüm (mantarla birlikte kırmızı biber yeşil biber başka sebzeler de soteleyebilirsin)
yeşil mercimek salatası
patates salatası
evde hazır yufkadan yapılmış gözleme (soğuk da güzel oluyor)

kış sebzelerinden portakal sulu zeytinyağlı kereviz, portakal sulu zeytinyağlı pırasa, ısıtmadan soğuk yenir, tariflerine internetten bak. zeytinyağlıları öğrenirsen yazın taze fasulye, patlican, kabak, barbunya gibi soğuk yenebilecek yemekleri de repertuarına eklemiş olursun

yeşil mercimekten şöyle bir köfte tarifi var, en hızlı video olduğu için bunu ekledim
youtube.com

hem lezzetli hem insanı uzun süre tutuyor 4-5 tane yiyince yetiyor, ister dürüm yap ister yanına yoğurt ya da başka sosa batırarak ye, tadı soğukken de çok güzel

falafel de yapabilirsin, yapması oldukça basit aslında
0
grimavi
(23.02.24)
Kiloluk konserve ton balıkları alıp, küçük kavanozlara ayırıp. Salata üzeri pratik bir şeklide tüketebilirsiniz.
Ayrıca döküm bir tost makinesi ile tost vb. benzeri şeyler yapılabilir.
0
Rao
(24.02.24)
makarna salatası, tercihen ton balıklı
arpa şehriyeli tavuklu salata
0
nolmus yani
(24.02.24)
Ben çorba dahil her türlü ev yemeğini götürüyorum. En son ıspanak ve tavuk götürdüm mesela.
0
ruhen hastayim ben
(24.02.24)
Tost
Sandviç
0
etna
(24.02.24)
en mantıklısı dışardan dürüm söylemek
kuruyemiş ve meyveyi evden getirmek

öğlen yemeği söz konusu ise
akşamki yemeği getirmek
0
mantık
(24.02.24)
cok sulu olmadigi surece her seyi goturuyorum ben isyerine. zaten bizde disaridan yiyen pek yok herkes evden getiriyor.

fakat ayni problem bende de var. cok kisa surede donguye giriyorum. bu basliktan ilham alacagim. haha.
0
bohr atom modeli
(24.02.24)
Mantik, yurtdisindayim ne durumu.
0
🌸Kahvedesu
(24.02.24)
(1)

esntrüman gibi oyuncak gibi bişey

entropik
https://www.youtube.com/watch?v=IGxOaCPGNEM&ab_channel=THEWACKIDSsoldaki ağzını açarak ses çıkaran aletin adını bilen var mı?
www.youtube.com
soldaki ağzını açarak ses çıkaran aletin adını bilen var mı?
0
entropik
(23.02.24)
otamatone
0
grimavi
(23.02.24)
(1)

Kitap puanlama

sacrilegious
Merhaba, yabancı kitapların kullanıcılar tarafından kitapların puanlandığı, imdb gibi genel kabul görmüş bir site var mı?Teşekkürler
Merhaba, yabancı kitapların kullanıcılar tarafından kitapların puanlandığı, imdb gibi genel kabul görmüş bir site var mı?

Teşekkürler
0
sacrilegious
(22.02.24)
goodreads
0
grimavi
(22.02.24)
(1)

şu şarkı sözünde ne demek istiyor?

egokalp
Seni kaybetmekle yüzleştim dün gece restleştim korkusuylaNe tuhaf şey ki düşüncesi dahi yetti mahvolmamaHey gidi ben sana ne oldu öyle ki emindin aşksızlıktanYalnızlık fihriste eski sevgili muhafsın mutsuzluktanson mısrada ne demek istiyor açıklayabilecek var mı?
Seni kaybetmekle yüzleştim dün gece restleştim korkusuyla
Ne tuhaf şey ki düşüncesi dahi yetti mahvolmama
Hey gidi ben sana ne oldu öyle ki emindin aşksızlıktan
Yalnızlık fihriste eski sevgili muhafsın mutsuzluktan


son mısrada ne demek istiyor açıklayabilecek var mı?
0
egokalp
(15.02.24)
fihrist isim defteri/telefon demek

yalnızlık benim eski sevgilimdi, böyle sevip kavuşamamaktan daha iyiydi, en azından mutsuzluk getirmiyordu yalnız olmak bana diyor şair burada
0
grimavi
(15.02.24)
(5)

Bir arkadaslik sorunsali

kafamdabiseyvar
Eski bir arkadasim bana durduk yere sevgilimi sorup sonra da ondan cacik olmaz insallah iyi birini bulursun gibi bisey yazmis. Bir kisiye bu konudaki gorusunu sormadan boyle bir yorum yapmasini nasil karsiliyorsunuz?
Eski bir arkadasim bana durduk yere sevgilimi sorup sonra da ondan cacik olmaz insallah iyi birini bulursun gibi bisey yazmis. Bir kisiye bu konudaki gorusunu sormadan boyle bir yorum yapmasini nasil karsiliyorsunuz?
0
kafamdabiseyvar
(15.02.24)
gevezelik yapan, boşboğaz, iyi niyetli olmayan biri diye düşünürüm
0
grimavi
(15.02.24)
arkadaşlığımıza bağlı. samimi bir arkadaşım böyle dese farklı, tanıdık düzeyinde kalmış bir arkadaş dese farklı olurdu etkisi. herkes her şey hakkında yorum yapabilir, herkes özgürdür, önemli olan bu yorumun kıymet verilen bir insandan çıkıp çıkmadığı.
0
kesmekes laleler
(15.02.24)
Belki başka biri ile görmüş ve ağzını aramıştır. Bkz. Şüphe tohumları
0
hasmetizm 2046
(15.02.24)
Bu lafı bana sadece ablam, kız kardeşim diyebilir. Gerisi hadsizlik.
0
ruhen hastayim ben
(15.02.24)
hasmetizm 2046 +1
0
noxie
(15.02.24)
(2)

Birinden Vazgeçme Eşiği

rock n roll
Selam, ekşide başlığını görüyorum ve merak ettim birinden sizin vazgeçme eşiğiniz nedir?
Selam, ekşide başlığını görüyorum ve merak ettim birinden sizin vazgeçme eşiğiniz nedir?
0
rock n roll
(12.02.24)
Bir keresinde artık bıkkınlıkla "ne yaparsan yap" kafasına girmiştim. Sonra aydınlanma geldi, gerçekten de ne yaparsa yapsın umrumda olmadığını fark ettim. İşte o an vazgeçtim desem yalan olur çünkü bir şeyden vazgeçmiş gibi de gelmiyordu. :D değişik bir his.

Kolay ve acısız görünüyor ama zor da bir şey aslında. "Bu geçen zaman niye geçti o zaman şimdi" diyorsunuz. Pandemideki 2 yılım şimdi nerde psikolojisi gibi.
0
akhenaten
(13.02.24)
benim şöyle uyguladığım bir mottom var

You must find courage to leave the table, if respect is no longer being served

illa kanlı bıçaklı olmaya gerek yok fakat artık insani olarak saygı görmeme eşiğindeysen, görmezden geliniyor iletişimsizlik duvarı örüldüyse masadan ayrıl :)
0
grimavi
(13.02.24)
(25)

Siz bir insanı uyarır mısınız? Yoksa fişini çeker misiniz?

tchuck
Soruyu doğru bir şekilde soramadım ama bir örnek üzerindenanlatmam gerekirse;eve yarım günlük temizlikçi çağırıyoruz. kadın ilk 2-3 gelişnde işini düzgün yaptı.sonra bi anda öğlen 12de gelip, 2de çıkmaya başladı. 1de geliyor 3te çıkıyor 3.30da çıkıyor.ben de bu kadına hiçbir şey demedim "2de çıkamaz
Soruyu doğru bir şekilde soramadım ama bir örnek üzerindenanlatmam gerekirse;

eve yarım günlük temizlikçi çağırıyoruz. kadın ilk 2-3 gelişnde işini düzgün yaptı.
sonra bi anda öğlen 12de gelip, 2de çıkmaya başladı. 1de geliyor 3te çıkıyor 3.30da çıkıyor.

ben de bu kadına hiçbir şey demedim "2de çıkamazsın, yarım gün anlaştıysak en az 4 saat durman gerekir. buralarda tozlar duruyor, şurayı silmemişsin, burayı bilmem napmamışsın" gibi uyarılarda bulunmadım.

direkt yol verdim.

bu ilk kişi de değil, tüm herkese bunu yapıyorum.

iş veya günlük hayatımda da aynıyım. birinden bir şey istemem, bir şeyi düzeltmesini istemem, uyarmam etmem. direkt o kişiyle çalışmyı vs. bırakırım.

çünkü bana "uyarılmadığı sürece" işini hakkıyla yapmayan insanlar "ahlaksız" geliyor. yani bn bu kadını uyarıp ne yapacağım? bütün gün başınad durup onu mu denetleyeceğim? avizeyi silmesi gerektiğini her sferinde ben mi söyleyeceğim? yani bu kadına supervisorluk falan mı yapacağım gerçekten?

veya işyerimde altımdaki kişiye "bir sürü iş varken youtube mu izliyorsun?" demeliyim? yani bunu benim söylemem gerekiyor mu gerçekten?

ben bu insanları uyardığım için düzeldikleri sürece, yarın bir gün uyaramayacağım bir pozisyonda kalırsam, işlerini doğru yapmayacaklar öyleyse?

veya yanlış mı düşünüyorum?
sizin tavrınız noluyor genelde?
0
tchuck
(12.02.24)
ben de genelde uyarmam. çünkü nasıl teoki vereceğini bilmiyorum uğraşamam. kimse vazgeçilmez değil. ha değer verdiğin biridir. ya da uyarınca değişeceğine inancın varsa uyarırsın.
0
jelly bear
(12.02.24)
sizin bizim ne yaptigimiz onemli degil. dogrusu ve yanlisi ne ona bakmak lazim. hayatta binbir turlu olay, durum, istisna vs dinamik var. herkese ibmde calisiyormus gibi davranamazsiniz. davranirsaniz cevrenizde pek hos bir intiba birakmazsiniz.
0
buenosdias
(12.02.24)
insanlara onlardan ne beklediğimi söylerim

eve temizlikçi hizmeti alırken, iş yerinde task dağıtırken

daha esnek davranıyorum, insan yönetmek ve verim almak böyle bir şey bence
0
grimavi
(12.02.24)
buenosdias+1

Size göre doğruyla olması gereken şey her zaman genel geçer doğru olmayabileceği gibi, insanların hata ve davranışlarının çeşitli geçerli sebepleri olabilir. O yüzden insanlarla konuşup onları anlamaya çalışmaktan zarar gelmez diye düşünüyorum.
0
salihdt
(12.02.24)
Ben önce uyarırım ona rağmen olmuyorsa çalışmam o kişiyle. Ama bu arada kendime de bakarım, acaba yaptığımız anlaşmaya ben de tam anlamıyla uydum mu? Ya da karşımdaki insandan kapasitesinin üzerinde beklentide bulunuyor muyum? Mesela az para verip çok iş mi bekliyorum? Sigorta yaptım mı? Çünkü bazen insanlar çok zor durumda kaldığında mecburen bazı şeyleri kabul ediyorlar ama nihayetinde insan. Ego devreye giriyor vs. Her zaman önce uyarıdan yanayım.
0
rock n roll
(12.02.24)
uyarırsın pişman olursun, bozulur,
uyarmazsın pişman olursun, düzelmeye meyilli birisidir, toparlar kendini, sebepleri varmıştır vs.

arkadaşların dediği gibi durumu iyi analiz etmek ve ona uygun davranmak olabilir.
0
WithWorth
(12.02.24)
Sıkıntı yaşadığı bir çalışanı uyarmak, düzeltmek, verimli hale getirmek yerine her seferinde göndermeyi seçen kişi pek başarılı bir yönetici değildir.
Çok aşırı örnekleri dışında tutarsak gönderdiğiniz kişi ile yerine gelecek kişi arasında dağlar kadar fark olmayacaktır. Sürekli işe birilerini alıp gönderip yenisini almak uzun vadede baktığımızda çok zararlı olabilir.

Kendi evinizin temizliği konusunda bu şekilde davranınca eviniz temizlenmemiş oluyor ve bununla baş edebiliyorsunuz ama çalıştığınız şirkette işler bu kadar sık aksadığı zaman suçlu o verimsiz çalışan değil o departmanı yönetemeyen, o çalışanlardan verim alamayan yönetici olacaktır.
0
michael_knight
(12.02.24)
en iyisini yapmışsınız. bu saatten sonra millete yol yordam mı öğreteceksin.
ahlaki kurallar, etik davranışlar her yerde aynıdır.

4 saat kalmaması ayrı bir sorun işini yapmaması daha büyük sorun.
eli çabuk olsa tamam dersin o da yok.

bu insanlar insanların iyi niyetlerini sömüren tipler.
0
OgutucuRecep
(12.02.24)
Uyarı işin doğasında olan bir şey. En iyi çalışan bile işi savsaklayabilir. Bence hiç uyarı yapmadan her şeyi harfiyen kitabına uygun yapan ve bu motivasyonunu sürekli devam ettiren birini bulma olasılığına sarılmak sadece sizi yorar. İşleri kendiniz için zorlaştırmış olursunuz. Bu kişi ideal bir çalışan olurdu, ancak gerçek hayatta ideal tanımlar çoğunlukla hayal ürünü olarak kalır.

İş bağlamında düşününce işi savsaklayan çalışan = kötü çalışan demek değil. Eğer normal şartlarda işini düzgün yapan biriyse ve sonradan işin bozulduğunu görüyorsanız uyarı yaparsınız ve eğer iş düzelirse bundan hem kendisi hem de düzgün iş yapan birini elinde tutan kişi olarak siz fayda sağlarsınız.

Uyarıyı dikkate almak da bir meziyet ve iyi bir çalışanın bir göstergesi. Bana sorarsanız sizin tavrınız uzun vadede size kaybettirir.
0
akhenaten
(12.02.24)
ben daha cok zor konusmalardan kacan ve kendine de zaman zaman kirilgan ve zayif olma izni vermedigi icin karsi tarafla da bunu iletesemeyen ve buna izin vermeyen bir insan goruyorum acikcasi. sizi bilemem ama insanlar makine degil, herkesin iyi gunu, kotu gunu, zor gunu var, bu bazen bir gun degil belli bir zaman suruyor. bunu benle konusmadan bana yol veren bir liderim olsa, dusunecegim son sey 'bana soylemeden benim yapmam gerekirdi' olurdu herhalde. kimin ne yasadigi, neden ne yaptigi konusunda hicbir fikriniz yok, fikrimiz yok aslinda, yasamin ozu bu. kendi varsayimlarinizla yasiyorsunuz anladigim kadariyla. mutevazi olmak onemli. hayat sizin dogrularinizdan, ne nasil olmali'larinizdan ibaret degil.
0
kassiopeia
(12.02.24)
Uyarmadan yol vermek bana yanlış geliyor. Kimse benim zihnimi okumak veya benimle birebir aynı önceliklere sahip değil. Elbette iş etiği ve sorumluluk denen kavramlar çok önemli (yani uyarmadan işini düzgün yapan kişi tabi ki uyarı aldıktan sonra düzgün yapandan daha önde bu anlamda), ama herkesin geçmiş deneyimleri, çalıştıkları ortamlar ve kişiler de farklı. İki kişinin aynı noktada buluşması için konuşmak gerekir. Ha, konuşma üzerine hala bildiğini okuyordur, o zaman elbette yollarımızı ayırırız.
0
fotrsapka
(12.02.24)
Bu gibi hizmet alimlarinda tutumunuz ise yarayabilir ancak is yasaminda da bu sekilde davranirsaniz yoneticlilik kariyerinizde hayal ettiginiz yere gelmeniz zor olur.
0
turkuaz
(12.02.24)
Bu tarz durumlarda herseyi en bastan konusup firsat vermemek lazim
0
Zetnikov
(12.02.24)
Iste sure veriyorum, o surede bitmezse maille uyari, art niyetli birsey varsa uyarmakla yorulmam.
Bir de 100% hakli olup en kibar sekilde uyardiginda bile insanlar tavir aliyor, triplere giriyor. o yuzden hic ugrasamam.
0
spherical
(12.02.24)
Birde her insan herseyi dusunebilecek kapasitede olmayabiliyor.
0
Zetnikov
(12.02.24)
uyarmam, uyarmakla insan değiştiğini hiç görmedin. temizlik gibi basit bir konuda yol vermek en doğrusu.
0
orpheus
(12.02.24)
Belirli başlı durumlar için elbette ki öncelikle uyarmak gerekiyor. Onun dışında yazdığın her şeyde haklısın. Yani çalışma stili değişikliği ile çalışmama farklı şeyler. Çalışmayanı uyarmaya gerek yok. Uyardıkça çalışıyorsa, uyaran olmayınca kaytarıyordur. Beyaz yakalı işçilerin ve memurların %80'i de böyle.
0
nawar
(12.02.24)
fişi çekmek deniyor muydu bu duruma? bir çırpıda silmek diye biliyordum ben.

cevap: bence uyarmak denenmeli. hepimiz insanız. hata yapabiliriz. hayatımızda sağlığımızda vs. kötü giden durumlar olabilir.
0
ermanen
(12.02.24)
uyarmam. hatalarını düşünemeyecek insanla önce muhabbeti indirger, sonra da keserim.
0
tolgan
(12.02.24)
Değişkenlere tavırlara bağlı
Sizi haksız bulmadım
0
basond
(12.02.24)
kötü niyetli insanları silmek daha mantıklı
düzeltmeye çalışmak yıpratıcı olur

herkes hata yapar kimse mükemmel değildir
bu gibi durumlarda ben hata yaptığımda silseler nasıl olur empatisi yaparım

parasını az verebilirdiniz temizlikçinin ya da ne derdi varmış diye sormak
bir de hiç kimse başkasının evine özenmek ne kadar iş ahlakı deseniz de
ev temizliği için başkasını çağırmak güvenmek evi emanet etmek büyük risk

"bir sürü iş varken youtube mu izliyorsun?"
iş zamanında yetişmez ise sizin üstünüz sizden hesap sorar
ve projeler genelde zamanında yetişmez, iyi bir yönetici en başta bundan daha dramatik durumlar için hata payı bırakır, zamanından önce işi bitirerek prim yapar

haksızsınız demiyorum ama sildiğiniz insan yerine daha iyisini bulmaya çalışmak da yorucu
0
mantık
(12.02.24)
"Şayet Allah insanları yapıp ettikleri yüzünden hemen cezalandıracak olsaydı, yerin üstünde tek bir canlı bırakmazdı; ...." bir de bu ayet gelir aklıma
0
mantık
(12.02.24)
bir çeşit pasif agresyon. iletişim eksikliği. tabii türkiye gibi eleştiriye kapalı insanların olduğu bir ülkede bunun olması normal ama doğru değil. düzgün bir üslupla rahatsızlığını dile getirmeyi öğrenmelisin. belki olumsuz bir geri dönüşten de kaçabiliyor olabilirsin bununla yüzleşmeyi de öğrenmelisin belki. en başta sana zararı olur.

burada kilit nokta da şu aslında. bir durumdan rahatsız olabilirsin. bu çok normal ve en doğal hakkın. bunu karşıdakini de kırmadan, kırılmadan dile getirmelisin. karşıdaki de kırılmamalı. ama türkiye'de insanlar eleştiriye açık olmadığı için hatta görevleri hatırlatıldığı zaman düşmanlaştığı için böyle bir pasif agresyon gelişiyor. ben de yumjuşak bir şekilde söyleyemem rahatsızlığımı. ya hiç bir şey demem senin gibi ilişiğimi keserim ya da kavga ederim. o yüzden aslında doğru iletişim kurmayı öğrenip rahatsız olduğumuz konuyu kavga da etmeden dile getirmemiz lazım. kimisi de laf cambazıdır, kendini çok iyi ifade eder o kadına rahatsızlığını söyler ama ipleri de koparmaz, bir gerginlik yaşamaz. bu önemli bir yetenek ve geliştirmek gerek.
0
blackkmamba
(12.02.24)
insandan insana değişir. böyle yapınca çevrende insan kalmaz. iş yaptıracak insan bulamazsın. sonuç odaklı olmak lazım. en baştan konuş, beklentilerini anlat. olmuyorsa ok ama kendi kendine çözsün, ben demezsem işini yapmıyor bakış açısı doğru değil. ülkede çalışan beyaz yakalının çoğunluğu gizli işsiz. internette takılmak üzerine, mail döndürmek üzerine maaş alıyor. hepsini kovalım o zaman.
0
gabe h coud
(12.02.24)
Zaten uyarmanızla, kendini düzeltecek karakterde biri, baştan bunu yapmaz. En güzelini yapmışsınız.

Uyarsaydınız, ya "bana iş mi yok" diye gidecekti, ya da kalıp baştan savma iş yapacaktı.


.
0
kartallar yuksek ucar
(13.02.24)
(2)

sevgililer günü için fikirlerinize ihtiyacım var

baldan kaymak
henüz çok tanımıyorum ama heyecanlıyız :) ben bir çiçek kesin almak istiyorum.abartı olmasını istemiyorum zaten ayarım yok :) hemüz 2. buluşmasizce ne yapsam? yani güzel hissetmesini istiyorum :)
henüz çok tanımıyorum ama heyecanlıyız :) ben bir çiçek kesin almak istiyorum.

abartı olmasını istemiyorum zaten ayarım yok :) hemüz 2. buluşma

sizce ne yapsam? yani güzel hissetmesini istiyorum :)
0
baldan kaymak
(12.02.24)
abartı olmasın deyip içindeki heyecanla abartmaya da müsait duruyorsun :)

bence de abartma, nergis çiçeği mevsimi, 4-5 demet nergisten orta boy bi buket yaptır yeter

pbs.twimg.com

sen buna 2-3 demet daha nergis eklet
0
grimavi
(12.02.24)
Cicek alinir. Beraber sinemaya, yemege vs gidilebilir. Fazlasi abarti.
0
nic cage
(12.02.24)
(10)

Yeni insanlarla nerede tanisiyorsunuz?

Kittie
+30 icin soruyorum.Hem normal arkadas hem sevgili olarak cevaplarsaniz sevinirim.Cevremi degistirmek istedigimi fark ettim yani aliiskanlik icabi devam ettiriyormusum ben arkadasliklarimi. Ama onlari hayatimdan cikarirsam hic hic kimsem kalmayacak. Simdi en azindan paylasimim az da olsa bi yerlere g
+30 icin soruyorum.
Hem normal arkadas hem sevgili olarak cevaplarsaniz sevinirim.

Cevremi degistirmek istedigimi fark ettim yani aliiskanlik icabi devam ettiriyormusum ben arkadasliklarimi. Ama onlari hayatimdan cikarirsam hic hic kimsem kalmayacak. Simdi en azindan paylasimim az da olsa bi yerlere gidebildigim insanlar var.
Artik olmaz mi yeni cevre?

Ve ozellikle sevgililik icin 35 yas kadinlarda mesela bu isler icin artik cok mu gec?
0
Kittie
(11.02.24)
Tanışılmıyo valla. İş değiştirince anca.
0
invictae
(11.02.24)
twitter

burası daha ifade odaklı bir mecra olduğu için kafa dengi insanlar bulmak kolay
0
grimavi
(11.02.24)
Büyük şehirde olsam full aktivitelerle tanışırdım küçük yerlerde zor oluyor, atıyorum bi treking grubu, dans kursu, veya daha spesifik kurslar ilgi alanlarınıza göre en temizi böyle
0
olaylar olaylar
(11.02.24)
sözlük

gymde, koşu ve dans klüpleri gibi organizasyonlarında tanışanlar da oluyor.
0
gabe h coud
(11.02.24)
bende aynı sorunu yaşıyorum :) yaşıyordum bence kısmet bu sorunun yanıtı. nereden çıkacak hiç bilinmez
arkadaş çevrenizi kullanın
0
baldan kaymak
(12.02.24)
Kendi ilgi alanlarinizi kesfedin, kluplere kurslara katilin. Bu klasik. Bumble'in friend secenegi var, oradan arkadas edinebilirsiniz (dating olayindan apayri, hic ona girmeden). Bir de yalniz turlara katilin, yurtici yurtdisi aktif (bisikletle x gunluk x yeri gezme, x gunluk x yeri yuruyus ile gezme), genclere yonelik, ailelerin ve yaslilarin olmadigi turlar var, cok guzel insanlarla tanisabilirsiniz.
0
kassiopeia
(12.02.24)
Arkadaşlık için spor. Grup pilates derslerindeki kadınlarla bir anda dışarıda da görüşmeye başladık. Bana anlamsız geliyor hatta bir anda bu kadar samimiyet. Ama görüşmekte israrcilar, grubun frekansı oyle geldi, kimse iletişimi koparmak istemedi. Yaşlar +30. Hatta 1 aylık yazılıp grup muhabbeti sarmazsa mekan ya da grup değiştirin:)

Kassiopeia +1
0
mellifica
(12.02.24)
yaş 32

- konserler
- metal barlar
- expat etkinlikleri
- ingilizce quiz nightlar
- arkadaş arkadaşları

şehir romanya'nın 2. büyük şehri

benim tanımadığım insanlar beni tanıyor acayip bir biçimde hatta
0
rain when i die
(12.02.24)
Arkadaşlarımı iş hayatinda sevgililerini sözlükte tanıyorum. 15 yıldır hep böyle oldu bu. İyi ki de böyle oldu.
0
alimcgraw
(12.02.24)
Bu kadar muzdarip kişi varsa, Ankara da yaşayan duyurudaşlar olarak bir buluşma mı yapsak?
0
xuma
(12.02.24)
(7)

Irkçı ve faşist ilan edilmek

mrvln
Son yaşadığım tartışmadan sonra canımı sıkmaya başladı. Şöyle ki artık siyaset ya da güncel konularla ilgili fikrimi belirtmiyorum. Daha az haber izliyorum daha az okuyorum ama artık daha az yeni yerlere gidip daha kapalı yaşamaya başladığım için pek mutlu değilim. Evde de evin dışında da her geçen
Son yaşadığım tartışmadan sonra canımı sıkmaya başladı.
Şöyle ki artık siyaset ya da güncel konularla ilgili fikrimi belirtmiyorum. Daha az haber izliyorum daha az okuyorum ama artık daha az yeni yerlere gidip daha kapalı yaşamaya başladığım için pek mutlu değilim. Evde de evin dışında da her geçen gün daha da tedirgin hissederek yaşıyorum. Sokağım, marketim, eğlenmeye gittiğim yer, ilçem her geçen gün daha da tehlikeli oluyor. Uzun uzun anlatabilirim ama beni anlayanlar zaten anladı, sorum da onlara.
Bu tür suçlamalara karşı kendinizi nasıl koruyorsunuz? En son yılın 6 ayını farklı ülkelerde tatillere giden biri tarafından suçlandım ama nasıl bir suçlama anlatamam. Vicdansızlar, ırkçılar, beyaz türk çakmaları(buna biraz gülünce ortam daha da karıştı) neler neler. Terör benim gibiler yüzünden varmış, kültürlere saygı duymuyormuşum, ülke babamın malı değilmiş, çocuklar ve kadınları düşünmüyormuşum, benim gibiler yok olduğunda dünya daha güzel bir yer olacakmışla bitirdik geceyi.
Açıkçası sen olmayınca dünya daha güzel bir yer olacak diyene kadar he he dedim ama buna çok kırıldım ya. Çimlere basmayan insanım ben. Kırdı yani beni.
Böyle bir durumda ne yapıyorsunuz? Tüm bu yaşananlardan sonra ve içinde bulunduğumuz durumda bile bu şekilde düşünen insanlarla konuşmamaya çalışıyorum zaten de, gece vakti sigara almak için yan sokağa arabayla giden biri olarak yoruldum artık. Kendini güvende hissetmeyen ve sürekli korku halinde kendini korumak zorunda hisseden benim. Benden istenen şey nedir? Ne diyeyim ben şimdi?
0
mrvln
(10.02.24)
Böyle bir durumda ne yapılacağı olaya ve kişiye göre değişir.

Uzun zamandır gözlemlediğim kadarıyla biz ABD'den politika ithal ediyoruz. Sağcısı da solcusu da bunu yapıyor. Irkçılık konusu buna bir örnek, ancak düz dünyacılardan tutun silah serbestisine kadar tartıştığımız çoğu konu aslında bizim kendi iç dinamiklerimizden doğan konular değil. Geçen ABD seçimlerinden beri düzenli olarak ABD haber kanallarını izleyip gündemi takip ediyorum. Ne zaman orada bir tartışma patlak verse birkaç ay sonra aynı konu burada patlıyor. Bunu sorunun kaynağı olarak gördüğümden söylemiyorum, o klasik "ABD karşıtı" tiplerden değilim. Her sorunun kaynağı da ABD değil, bunların hiçbirini ima etmiyorum. Sorun insanlarda, X yerdeki dinamiklerle Y yerdeki dinamikler birbirinden farklı olabilir ancak insanlar gerçekten düşünmeden, sadece ezberden duyduklarını tekrar ettikleri için X yerdeki olayı alıp aynen Y yerdeki olaya uyarlıyorlar.

Bir yerde yaşayan insan topluluğunun da kendi hakları vardır. Kültür de kendi içinde bir ekosistemdir. Bakın geçenlerde define aramak için bir buzul gölü boşaltılmıştı, sonra suyu tekrar doldurup sorun çözüldü gibi davranıldı ancak o göl buzul çağından beri süregelen bir ekosisteme sahipti ve bu yok oldu. Suyu tekrar doldurduğunuzda gölü kurtarmış olmuyorsunuz, o gölü o göl yapan orada su bulunması değildi, o göl bir organizmaydı. Aynı şekilde insan toplumu da böyle bir organizma, ülke sınırları siyasi olabilir ancak yol açtığı etkiler sadece siyasi değil. Burada yaşayan insanların da kendi doğrularıyla yaşamaya hakları var. Siz oransal olarak buradaki nüfusa doğrudan etkisi olacak kadar yabancı unsuru kısa sürede içeriye alırsanız o ülkedeki ekosistemde depremler yaratmış olursunuz ve o kültür de bu duruma tepki gösterir. Bu tamamen beklenen bir tepki, p ise q durumu.

Sizi tanımıyorum, belki ırkçısınızdır belki de değilsinizdir. Ben sadece kabataslak bir gündemden yaptığım çıkarım üzerine konuşuyorum burada. Ancak karşınızdaki insan sizin aktardığınız kadarıyla tamamen irrasyonel davranmış. Olayları doğru tahlil ettiğini sanmıyorum. Karşınızdaki insan bir fikri bilerek savunmayıp, sadece o fikri üretenlerin davranışlarını taklit ediyorsa onunla konuşarak baş edemezsiniz. Çünkü söylediği şeylerin altyapısını bilmediği için onları masaya yatırıp tartışacak kabiliyete de sahip olamaz. Yapabileceğiniz tek şey "elin delisi geldi beni buldu" deyip hayatınıza devam etmek.
0
akhenaten
(10.02.24)
bu konular tam aktarılamaz size nasıl davranıldı bilemem fakat "ırkçı" davranan sürekli yabancılardan şikayet eden insanların sorunu şu, sorunları bireysel insanların üzerine yıkma kolaycılığında bulunuyorlar, ülkeyi denetleyen düzenleyen yapılara sesleri çıkmıyor

örnek vermek gerekirse, mahallede hırsızlık arttı, bunun birincil sorumlusu devlet, güvenliğiyle, adaletiyle vs

ama buna ses çıkarmak zor geliyor, bu öfke basınç kişilere yöneliyor
0
grimavi
(10.02.24)
Irkçılığa uğrayan biri olarak ırkçılığın sistemli bir kötülük olduğunu öğrendim, sürekli önüne engel çıkarıyorlar vs. Biz de ırkçılık biraz lafta kalıyor.

Ben Tr’deki surilerden, afganlardan nefret ediyorum, ettiğimi de söylüyorum. bazı arkadaşlar laf atıyor ama gel Mersin’de bizim evde tatil yap diyince gelip giden yok. Babam iş vermiş mesela bahçede birine hem onun fakirliğine üzülüyorum, yardımcı oluyorum hem de babama seni öldürürse, bulmak için Müge anlı’ya mı çıkacağız diye kızıyorum.
Fil çimen ilişkisi.

Yurtdışında tanıştığım araplar da surilerden nefret ediyor özellikle İstanbul’a gelmiş olanlar kendileri bahsediyor, onlarda mı ırkçı.
Birinin ırkından dolayı nefret etmek ayrı, istilasından dolayı nefret etmek ayrı.
marmaristeki ingilizlerden de nefret ediyorum.
Popülist davranmış, bana bu kişinin ya seninle ilgili problemi var gibi geldi ya da ortamlarda hava atmaya mı çalışmış anlamadım.
0
durgunfoton
(10.02.24)
Yurtdışında problem yaşamıştır belki pasaport polisiyle problemi olmuştur. Hıncını sana yansıtmış.
Akademik çalışmanız mı var? Stk’lar da çalıştın? falan diye sorunca birşey diyemiyorlar, neyi savunduklarını bilmiyorlar bile.
Terör senin gibiler yüzünden var dediğinde İzmit’teki kıza tecavüz edenlerde seni gibiler yüzünden var diye ağzının payını verecektin.
0
spherical
(10.02.24)
Ben de çevremden genelde aynı suçlamaları duyarım, bazen biraz vicdansız ve aşırıya kaçtığım söylenir. Ama en azından bunu diyenler pembe gtlü olmadığımı biliyorum. Çok sallamıyorum ben bu denyoları. Şu an okuyunca bile sinirlendim aslında sallıyormuşum biraz.
0
pianeta
(10.02.24)
Benimle bir sorunu olduğunu düşünmüyorum. Genel olarak kimseyle sorunu olan biri değil anladığım kadarıyla. Benim burada ne işim var havasındaydı. Haftaya okyanusun ortasındaki adını anlamadığım bir adaya gidecek mesela. Farklı bir dünyası var.
@grimavi bu arada bununla da suçlandım :)
Yazmayı unutmuşum, teşekkür ederim. Oyumu kullanarak, yasalara uyarak, içinde bulunduğumuz durumun sorumlularından, sorumlulara destek olanlara kadar kimseyle maddi manevi ilişki kurmayarak elimden geleni yaptığımı düşünüyorum. Yeri geldiğinde kimseye lafımı esirgemedim. Bir vatandaş olarak daha fazla ne yapabilirim?
Ayrıca suç bireysel değil miydi? Neden biri suç işlediğinde onu sorumlu tutmayayım ki? 11 yaşındaki çocukla evlenmek isteyen birini suçlarım. 11 yaşındaki çocukla evlenmeyi normal bulan “kültürü” de suçlarım. Kim ya da ne bana ve varlığıma zarar verecek şey yaparsa onu suçlarım. Sadece bir şeyi suçlama hakkım yok ki benim.
Bambaşka ülkelerdeki bambaşka insanların hakkında yorum yapmıyorum. Bambaşka şeyleri yargılamıyorum. Ben artık yan sokağıma yürüyerek gitmiyorum diyorum size. Yaşadığım mahallede son bir ayda üç dört silahlı çatışma yaşandı. Bilmem kaç bıçaklı yaralama oldu. Canımın güvenliğinden endişeliyim diyorum size. Böyle bir durumda kafama göre birilerinin üzerine bir şeyler yıkabilecek durumda mıyım sizce? Emeği geçen herkese(bu arada havada uçan kuş da dahil) sinirliyim. Daha ne kadar net anlatabilirim.
Bunların hepsini konuştuk. Tartışma da eve dönme meselesinden çıktı zaten. Alkollüyken araba kullanmak istemedim. Taksiye de 600 lira vermek canımı sıktı çünkü toplu taşımayla kapının önünden binip, indiğim yerden 2 dakika içinde evimde olabiliyorum. Sinirle söylendim ve konu buralara geldi. Buna da hakkım yokmuş demek ki.
Bu suçlamaları kabul etmek istemiyorum. Tartışmak da istemiyorum. Kısacık bir açıklamayla konuyu kapatmak istiyorum.
0
🌸mrvln
(10.02.24)
Mevcut göçmen ve mülteci politikasından rahatsız olmak demek ırkçı olmak değildir ancak ırkçıların tamamı da ideolojileri gereği bundan rahatsız olur. Kategorik olarak belli bir ırka mensup insanlardan nefret etmiyor ve/veya kendi ırkınızı kıymeti kendinden menkul sebeplerden dolayı diğerlerinden üstün görmüyorsanız kafanıza takmayın. Bir insanın mülteci olması onun hırsız/tacizci/terörist olduğunu ya da olmadığını göstermez.
0
salihdt
(10.02.24)
(4)

Şu çalışma masası ayağını nereden bulabilirim?

ananiyimioguz
Taşınırken kayboldu bir tanesi, kotu duruyor.https://ibb.co/Mg4jYB3https://ibb.co/s2jyZzWhttps://ibb.co/zVmqzqPhttps://ibb.co/tmbLLCjhttps://ibb.co/6rHwrv6
Taşınırken kayboldu bir tanesi, kotu duruyor.

ibb.co
ibb.co
ibb.co
ibb.co
ibb.co
0
ananiyimioguz
(09.02.24)
bari geçici olarak arkadaki ayağı öne tak, yükselti arka ayakta dursun
0
grimavi
(10.02.24)
Pek alışıldık ayaklara benzemiyor.
İnsanın, - sen ne ayaksın? diyesi geliyor :)

Bulunması, üretici firması dışında biraz zor gibi.

Hepsini çıkarın bunları deneyin isterseniz:
i.hizliresim.com
0
diyecevaplandı
(10.02.24)
internette bulunur ölçülere dikkat etmek lazım. mafsallı ayak veya mafsallı pingo ayak diye aratırsan çıkar ölçüleri karşılaştırıp alabilirsin.
0
bravoteam
(10.02.24)
birgün bir yerde bu sitenin linkini vereceğimi 40 yıl düşünsem aklıma gelmezdi.

www.e-tekerlek.com

metrik yada withwort civata ölçüsüne göre buradan bulabilirsiniz sanırım. mafsallı ayak aradığınız şey.
0
Fodera
(10.02.24)
(3)

date sonrası mesaj ne olursa niyet anlaşılır?

baldan kaymak
sb.yada ben nasıl sorgulayacağım bunu?önceden ne güzeldi, şimdi sohbet falan ok da sonrası? Ayrıldıktan sonra ilk mesaj ondan geldi. Bi kaç mesaj ama sonra durduk. (30 dk :d)Hayır şutungen ştraze ise hazırım :D değilse next yapcam.Bekliyim mi? Enerjim bitmedi :D
sb.

yada ben nasıl sorgulayacağım bunu?

önceden ne güzeldi, şimdi sohbet falan ok da sonrası? Ayrıldıktan sonra ilk mesaj ondan geldi. Bi kaç mesaj ama sonra durduk. (30 dk :d)

Hayır şutungen ştraze ise hazırım :D değilse next yapcam.

Bekliyim mi? Enerjim bitmedi :D
0
baldan kaymak
(09.02.24)
bence mesaj net olmalı, bu akşam-dün akşam iyi vakit geçirdim eğlendim, bu hafta tekrar buluşalım gibi

niyet olumsuzsa da şöyle olmalı, dün akşam zaman ayırdığın için teşekkürler fakat aramızda bir uyum hissedemedim, yeni bir buluşma düşünmüyorum, sen de umarım sana uygun birine denk gelirsin :) şeklinde bir mesaj uygun olur

kadın-erkek niyetimizi ve isteklerimizi böyle net ifade edebilirsek zaman kaybetmeden çözebilecez bu işleri

senin durumuna gelirsek, bu hafta şu gün tekrar buluşalım mı diye mesaj at, niyeti varsa olur der ya da o gün olmaz ama şu gün uygunum buluşalım der, kafan netleşmiş olur

naz yaparsa zorlama, yetişkin insanlar ne isteyip istemediklerini bilirler, o kadar üzerine düşünülecek bi konu değil
0
grimavi
(10.02.24)
@grimavi +1
Bu netlik iyidir zaman ve enerji kazandırır.
0
rebecca
(10.02.24)
Makul olan her zaman netliktir ama "hoşlandım, yine görüşelim" deyince şimdiden üstüne düşüyorsun zanneden, "pek uyum göremedim" deyince de kabalık yaptığını düşünen çok insan var. En ayağı yere basıyor görünenin bile reaksiyonu aslında aynı, politik doğrucu konuşuyor sadece.

Devlerin aşkı diyeceğin türden bir karşılık almadıysan eğer görüştüğünde, dakikaları saymalı hesaplı kitaplı yaptığın her şey seni düşürür. Zaman yaymak, becerebiliyorsan eğer biraz flu olmak her zaman kazandırır.
0
beyfendi
(10.02.24)
(9)

Gap iliski hakkinda ne düsünürsünüz ?

Yourcousinmarvinberry
Eksi'de çok konusulan bir sey su ara. Sizin yaklasiminiz nedir ?https://eksisozluk.com/entry/161391066
Eksi'de çok konusulan bir sey su ara. Sizin yaklasiminiz nedir ?

eksisozluk.com
0
Yourcousinmarvinberry
(09.02.24)
ilk kez duyuyorum, bir şey düşünemedim.
0
datnet
(09.02.24)
swingerin yeni adi gap mi..peki..
0
cooperr
(09.02.24)
Swinger'dan çok farkli bir sey aslinda. iliskinin kendisiyle ilgili.
0
🌸Yourcousinmarvinberry
(09.02.24)
herkes kendine uygun ilişki pratiğini uygulayabilir ya da kendine uygun olup olmadığını deneyebilir

tek eşli ilişki kutsanmak zorunda değil

tek eşli bir ilişkiyi tercih ediyorum fakat bunu hiyerarşik olarak üstte görmüyorum
0
grimavi
(10.02.24)
İlişkide karşılıklı rıza olduktan sonra her şey okey bence. Ben ise kendimi tek eşli görüyorum, geleneksel ilişki modeli dısında bir model denemedim çünkü cazip gelmiyor.
0
rebecca
(10.02.24)
Benim bu konudaki mottom "herkesin hayatına kimse karışamaz". İlişkinin iki tarafı da bunu sorun etmiyorsa, ortada hukuki suç sayılan bir durum yoksa, zarar gören kimse yoksa herkes dilediği ilişki tarzını yaşamakta özgür. Her ilişkinin dinamiği farklı.

Kendi kişisel hayatımda isteyeceğim ya da tercih edeceğim bir durum değil fakat biri bu ilişkiyi yaşıyorsa da tek yapacağım yorum "bu beni ne ilgilendirir?" Olur.
0
fraise
(10.02.24)
anladığım kadarıyla gap ilişki = belirli süreli açık ilişki

ben tek eşli ve evliyim. Evli değilken de ben ve çevrem hep uzun süreli tekil ilişkiler içindeydik.
0
nhk ni youkosu
(10.02.24)
Buna en yakın Friends dizisindeki Ross'un "we were on a break" repliğinin müsebbibi olan kaçamağı geliyor aklıma. 10 sezon boyunca Rachel herifin burnundan getirdi. Genelde tavır bu oluyor herhalde.

Gerçi ilk duyduğumda "Atatürk Barajı'nda buluşulan ilişkiye GAP ilişki denir" diyordum (yaş belli eden örnekler, evet)
0
d max
(14.02.24)
İğrençmiş! Zaten HIV dolu ortalık.
0
Kahvedesu
(14.02.24)
(4)

film adı

redcat
yine buradan bir alman filmi önerilmişti birine, ben de izledim. çok güzeldi ama ismini anımsamıyorum, tekil bir kadın ismiydi sanki.
yine buradan bir alman filmi önerilmişti birine, ben de izledim. çok güzeldi ama ismini anımsamıyorum, tekil bir kadın ismiydi sanki.
0
redcat
(07.02.24)
victoria
0
grimavi
(07.02.24)
@grimavi teşekkürler ama değil maalesef.
0
🌸redcat
(07.02.24)
Amélie? Alman denmiş gerçi pardon
0
psipsipsi
(07.02.24)
Buldum, undine imiş.
0
🌸redcat
(07.02.24)
(13)

Din etkisi az olan yaşam yeri

dakota
Merhaba. Türkiye’de dinin hiç olmadığı hiç yaşanmadığı yer yoktur elbette ama en az yaşanan etkisinin yok denecek kadar az olduğu sakin ilçe veya belde var mı ? Lisans ve lisans üstü eğitimli kişilerin de fazla olduğu. Şöyle Karadenizliler’in falan olmadığı bir yer
Merhaba. Türkiye’de dinin hiç olmadığı hiç yaşanmadığı yer yoktur elbette ama en az yaşanan etkisinin yok denecek kadar az olduğu sakin ilçe veya belde var mı ? Lisans ve lisans üstü eğitimli kişilerin de fazla olduğu. Şöyle Karadenizliler’in falan olmadığı bir yer
0
dakota
(05.02.24)
Kadıköy ve Beşiktaş'ın bazı semtleri ve belki İzmir'de birkaç semt hariç hariç pek mümkün değil bu durum. Maalesef bunlar da sakinlik kriterini karşılayamıyorlar doğal olarak.
0
chaos moleculaire
(05.02.24)
muğla köylerinde pek din olmuyor. yaşlıları doğu-iç anadolu yaşlıları gibi din din diyerek delirmemişler.
0
ferenc
(05.02.24)
mersin.
0
atacaksinfinke
(05.02.24)
Trakya.
0
auroraaurora
(05.02.24)
ismini vermeyeyim öyle bir yerde yaşıyorum ama lisans/yükseklisans düzeyinde olanlar kulağa hoş geliyor ama yerel kendi işinde gücünde pek okumamış halktan daha beterler bir araya gelince
0
grimavi
(05.02.24)
İstanbul için doğup büyüdüğüm yer Ulus. Yabancı nüfus fazladır ve sakindir. Kafe ve restoranlar tarafından işgal edilmediği için de diğer semtlerden insan çekmez. Türkiye’nin bambaşka bir yüzü var içine doğup büyüdükten ve başka yerlere gittikten sonra gördüklerim moralimi bozmuştu.
0
ruhen hastayim ben
(05.02.24)
alevilerin yoğunlukta yaşadığı yerler. ama genelde doğu anadolu’dalar ve yaşanılacak şehirler değil pek.
0
sir gawain
(05.02.24)
bu konuda izmir denir ama izmir artık göçmen şehri oldu tehlikeli. dinin etkisi ege ilçelerinde az ama lisans lisanüstü zor. yani kuşadası marmaris en yaşanılası olabilir ancak yazın ege eziyet.
0
mikahakkinen
(05.02.24)
10 sene önce sorsaydın, İskenderun derdim. Şu anki halini bilmiyorum.

Şu an için, İzmir'de, Karşıyaka(Anadolu caddesinin sahil tarafı, Alsancak, Bayraklı'nın gökdelenler bölgesi, Bornova'nın merkezi, Konak meydan-Fahrettin Altay arasının İnönü Caddesi'nin sahil tarafında kalan kesimi. Bu son kısmı Çeşme'ye kadar uzatabiliriz.

Antalya'da sahil kesimi ve Rusların yoğun olarak yaşadığı bölgeler

Bodrum, Marmaris

Trakya'nın birçok yeri
0
Mirket
(05.02.24)
Datça veya Urla.
0
alfired
(05.02.24)
Kadıköy ve Beşiktaş'ın bazı yerleri +1 Yani arada aşure dağıtan komşumuz var. Onun dışında kaç yaşına geldim, dinle ilgili herhangi bir varlık ya da dayatma görmedim. Bu arada İstanbul'un herhangi bir yerinde olduğu gibi eve yakın 3 tane cami var. Tek dinli konu o.

Aleviler -1 Alevi diyenleri Okmeydanı'nda görmek isteriz. İnançsızların/Dinsizlerin arasına serpiştirilmiş birkaç alevi ile alevi mahallesi aynı şey değil. Bu arada bu cümle hakaret içermiyor. Ben de öyleyim çünkü.
0
nawar
(05.02.24)
Tunceli’den bahsediyorsunuz.
0
yadigar
(05.02.24)
Ege kıyılarındaki yazlık siteler.

Çok başka kafalar bambaşka hayatlar.
0
makbur
(06.02.24)
(6)

Mubi'de ne izlemeli?- 2024

camene87
Selamlar, şu 3 aylık kampanyayı deniyorum. Çok baymayacak cinsten bir film öneriniz var mıdır?Teşekkürler
Selamlar, şu 3 aylık kampanyayı deniyorum. Çok baymayacak cinsten bir film öneriniz var mıdır?Teşekkürler
0
camene87
(04.02.24)
ilgi manyağı
ninja baby
zero fucks given
petite maman

bunlar nispeten çerezlik ama mubide baymayacak film pek olmaz, mubi derdoların mekanıdır
0
grimavi
(04.02.24)
Fallen leaves
Aşk büyü vs
0
bir fincan kahve ile film izlemek
(04.02.24)
leylanın kardeşleri
inşallah erkek olur
ilgi manyağı
sararmış yapraklar
sen dünyaya gelmeden
kutsal örümcek
0
yetkili birine benzeyen abi
(04.02.24)
All hands on deck
Close 2022
0
sadegazoz
(04.02.24)
Andrev zvaygintsevin iki filmi var ikisini de öneririm
0
Sumashi
(04.02.24)
Ama biraz bayabilir
0
Sumashi
(04.02.24)
(2)

Evde Sinema Keyfi için Projektör

drmuhendis
2-3 metre mesafeden duvara yansıtarak kullanmak istiyoruz.https://www.mediamarkt.com.tr/tr/product/_ph%C4%B1l%C4%B1ps-neopix-330-ev-projeksiyon-cihaz%C4%B1-siyah-1235066.htmlŞu ürünün bir eksisi var mı sizce? Bunun yerine şunu al dediğiniz bir model var mı?
2-3 metre mesafeden duvara yansıtarak kullanmak istiyoruz.

www.mediamarkt.com.tr

Şu ürünün bir eksisi var mı sizce? Bunun yerine şunu al dediğiniz bir model var mı?
0
drmuhendis
(03.02.24)
youtu.be

fiyatı sanırım 12.000 civarıydı fakat içinde android işletim sistemiyle, dahili hoparlörüyle daha komple bir cihaz
0
grimavi
(03.02.24)
Bu philips Full HD bile değil. Parlaklığı da oldukça düşük.

LED mi lamba tabanlı mı bilmiyorum ama bir de kullanım ömrü oluyor projeksiyon cihazlarında. Biraz araştırın derim
0
nop
(04.02.24)
(5)

İlk kez çiğ köfte yapıcam yoğurabilir miyim?

uyecik
Yabancı arkadaşlara çiğ köfte yapayım diyorum. 10 kişi falanlar özetle 1 kilo civarı bulgur kullanmam gerekecek. Daha önce annem babam yaparken izlemiştim ama hiç kendim yapmamıştım. Tek başıma 1 kilo bulgurlu çiğ köfteyi yoğurabilir miyim? Çiğ köfte tepsisi yok maalesef, taktik verir misiniz?
Yabancı arkadaşlara çiğ köfte yapayım diyorum. 10 kişi falanlar özetle 1 kilo civarı bulgur kullanmam gerekecek. Daha önce annem babam yaparken izlemiştim ama hiç kendim yapmamıştım. Tek başıma 1 kilo bulgurlu çiğ köfteyi yoğurabilir miyim? Çiğ köfte tepsisi yok maalesef, taktik verir misiniz?
0
uyecik
(03.02.24)
youtube > mutfak robotuyla çiğ köfte > enter

ama 1 kilo bulguru ve malzemeleri 2ye bölüp hazırlarsan iyi olur, her şeyi aynı anda atarsan makinayı yakabilirsin zorlayıp
0
grimavi
(03.02.24)
10 kişi ise 1,5 kilo esmer bulgur
Yılların çiğköfte yogurucusu olarak soylim, bence hiç girişme
Etli yapman lazım o da çok yorar seni
Etleride yoğurarak pişirmek için en az 1,5-2 saat yogurman lazım. Ayrıca altı tırtıklı sini yoksa bu süre daha da uzar
0
etna
(03.02.24)
Etli yapmicam. bir de makine falan yok ogrenci adamız maalesef.
0
🌸uyecik
(03.02.24)
Tek çiğ köfte yapmicam o yüzden 1 kg yeterli
0
🌸uyecik
(03.02.24)
Markette hazır paketteki malzemeyi, üzerindeki tarifle, yeğende yaptık 2-3 defa. Mis gibi de oldu. 1-2 videoya bakıp malzeme katma sırası, karma-ovma zamanı vs dikkat ederseniz 10 numara 5 yıldız olur bence.
0
sagini solunu bilmez cahil
(04.02.24)
(5)

Bu adam kime (hangi karikatüre) benziyor?

kobuzchu kiz
https://images.app.goo.gl/Uf4M36w7yhWFKYRW6Şu kırmızı burunlu ve uzun favorili adamı bir karikatür karakterine ya da bir karikatüristin karakterlerine benzetiyorum ama bir türlü çıkaramadım. Bir de siz baksanıza :)
images.app.goo.gl
Şu kırmızı burunlu ve uzun favorili adamı bir karikatür karakterine ya da bir karikatüristin karakterlerine benzetiyorum ama bir türlü çıkaramadım. Bir de siz baksanıza :)
0
kobuzchu kiz
(31.01.24)
otisabi
0
grimavi
(31.01.24)
Yok Otisabi değil, ilk baktığım o oldu :) daha net, özellikle karakterlerin burnunu kırmızı boyayan biri var aklımda, çıkaramıyorum. Kenan Yarar da değil.
0
🌸kobuzchu kiz
(31.01.24)
Kaptan onedin?

Favori ve kırmızı burun görünce o geldi aklıma.
0
hedep
(31.01.24)
www.filmstarts.de

otisabi'nin filmdeki hali bence net. sen hayir desen de o.
0
bohr atom modeli
(01.02.24)
Stanford Pines?

static.wikia.nocookie.net
0
engelbert humperdinck
(01.02.24)
(6)

bu kalemin markası nedir?

t joe
selamlar. linkteki kalemin markası nedir acaba, nerede satılır?tükenmez değil uçlu kalemmiş. ucunda metal parçası varmış normalde kırılmış.https://hizliresim.com/9n7qa2l
selamlar. linkteki kalemin markası nedir acaba, nerede satılır?

tükenmez değil uçlu kalemmiş. ucunda metal parçası varmış normalde kırılmış.

hizliresim.com
0
t joe
(30.01.24)
90lar uclu kalem , yazın ve görsellere bakın.
0
diyecevaplandı
(30.01.24)
atlas marka olanını hatırlıyorum @diyecevapladı nın dediği gibi 90larda
0
grimavi
(30.01.24)
Atlas Rondi
0
kirk karaktere sigmayacak adam
(30.01.24)
atlas rondi değil.
0
kibritsuyu
(30.01.24)
noki ye benziyor sanki
www.trendyol.com
0
jamswety
(30.01.24)
Pentel a125 sharplet gibi göründü gözüme. (klips kısmı eski modellerdeki gibi. yenilerde klipsin ucu biraz farklılaştırıldı.)

Daha net foto olsa kesin cevap verebilirdim belki.
0
lancelot du lac
(30.01.24)
(7)

ingilizcede bir film eger 5 ayrı filmden oluşuyorsa ne diyoruz?

Zetnikov
mesela örümcek adam 1 2 3 4 5demek istedigim "serisi" nasıl deriz.series dersem bu sefer "normal dizi" ye verilen ad gibi oluyor. çakışsın istemiyorum.örümcek adam filmi serisi demek istiyorum
mesela örümcek adam 1 2 3 4 5

demek istedigim "serisi" nasıl deriz.

series dersem bu sefer "normal dizi" ye verilen ad gibi oluyor. çakışsın istemiyorum.

örümcek adam filmi serisi demek istiyorum
0
Zetnikov
(29.01.24)
3 tane olunca trilogy diyoruz 4'e 5'e ne denir diye baktım şöyle demişler www.google.com
0
patronaj1
(29.01.24)
"film series"

ornek:

By 1999, Sony Pictures Entertainment had acquired the motion picture rights to the character for cinema and TV,[4] creating two Spider-Man animated TV series, and two film series comprising their own continuities: the Sam Raimi Spider-Man trilogy of films (2002–2007) starring Tobey Maguire as the character, and the Marc Webb Amazing Spider-Man films (2012–2014) starring Andrew Garfield in the role.
0
hot potato
(29.01.24)
saga olabilir.

gerçi bu biraz destansı anlamında ama hangi film için kullanacağınıza siz karar verirsiniz.

daha çok lord of the rings ya da star wars gibi serilere uygun.

bu olmazsa series dersiniz. movie series dediğinizde diziden ayrışır.
0
orient blue
(29.01.24)
film series
movie series
film franchise
movie franchise

en.wikipedia.org
0
ermanen
(29.01.24)
arkadaşlar gözlerinizden öpüyorum sağolun
0
🌸Zetnikov
(29.01.24)
Bonus olarak daha önceki bir filmden uyarlanarak aynı konunun devam edip geliştiği filmlere de sequel dersiniz.

"The filmmaker decided to create a sequel to the documentary"

Devam filmi anlamında.
0
akhenaten
(29.01.24)
üçleme trilogy
dörtleme tetralogy
beşleme pentalogy diye gider
0
grimavi
(29.01.24)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.