@godosu beklerken: Yonetim Bilimlerinin ilk maddesi der ki iki kisinin oldugu yerde yonetim baslar. Guc bazen birinin elindedir, bazen digerinin elindedir. Dengeli bir iliskide gucun surekli ve duzenli el degistirmesini gerektirir. Yetki ise farkli bir kavramdir. Her yetkili olan guclu olmayabilir ve guc yetkiyi bastirir. Ornegin, parayi guc kaynagi olarak kullanarak rusvet verenler yetki kullanimini engellemis olur. Bu yuzden de guc>yetki... diye baslayip devam ediyor. Burada da sanirim o kabul esas alinmis; yani denge oldugunda da zaman zaman yonetirsin, zaman zaman yonetilirsin. Ornegin, aksam yemeginde ne yenecegi karari ortak olsa bile bu iki gucun surekli el degistirmesinin sonucu ortaya cikmis bir karardir. Sen "Evde yiyelim", karsindaki "Disarida yiyelim" demis olabilir ama ortak karariniz "Bahcede yiyelim" ikinizin de esit guclu oldugunu, hem yonetildiginizi hem yonettiginizi gosterir. Bu alanin bilimleri "ne yonetilirim, ne yonetirim"i cok net reddediyor. Ustune kurulan her calisma "Bir kisi varsa yonetimden soz edilmez, ikinci kisi geldigi anda yonetim kavrami dogar ve devam eder, hic bitmez" diyor. Onlar da bu calismalari baz almis olabilirler.
Belki bunu derecelendirmek daha mantikli olabilirdi. Ornegin 7'lik olcekte ne kadar yonetilip ne kadar yonetmeyi sevdigi sorulabilirdi. Bu kabul ile tam ortayi isaretleyerek aslinda "Yonettigim kadar yonetilirim" dedigi anda "Ne karsimdakini yonetmeyi ne karsimdaki tarafindan yonetilmeyi seviyorum" demis olabilirdi.
Seninle ayni dusuncedeyim de, "Kisilerin bakis acisi bu olabilir" diye niye onlari savundum, onu da ben bilmiyorum. Otobusu de kacirdim, bir sonrakine bineyim bari. :)
@godoşu beklerken'in alttaki cevabına cevap (Ortalığı kirletmeyeyim dedim)
"dışarısı ve ev iki geçerli istek iken bahçe istenmeyen fakat uzlaşarak varılan bir üçüncü şık. iki karakterin de istediği olmuş değil" kısmını şöyle açıklayabilirim: Benim verdiğim örnekte zamanda bir atlama oldu. Yani biri "Evde yiyoruz" dedi, diğeri "Dışarıda yiyoruz" dedi. Diğer cümlede birden bahçede yediler. Şimdi burada şöyle bir durum var. Evet, bütünsel olarak baktığında bir yönetim olmayabilir ama bu zaman içindeki bileşkelerinin toplamı. Yani bu karar birdenbire verilmiyor. Tartışılıyor ve tartışılırken yönetim bir birinin bir diğerinin elinde oluyor. Zamanın sürekliliği içinde yönetim devam ediyor. Örneğin, biri "Hayır, evde", diğeri "Hayır, bahçede" dediği anda bir biri yönetimi eline alıyor, bir diğeri. Ama tersi olsaydı "Tamam, senin dediğin olsun, dışarıda" dese ilki, diğeri de "Yok, senin dediğin olsun, evde" derse, bu sefer de yönetimi birbirlerine devrederek hala bir yönetimden söz ediyoruz. Tabii bu yönetim güçlerinin bileşkeleri en sonda 0'a ulaşmış olabilir ama süreklilik içinde yönetim bir birinde bir diğerinde. Bu "iyi yönetici" olmadığı anlamına gelir ama yönetim kavramının olmadığı anlamına gelmez.
Bu durumda birisi "Yemeğe gitmiyorum" dese ve yemeğe gitmezse, yönetim onun elinde olmuş olur. Çünkü istekler de statik değil, zaman içinde değişiyor. Kişinin de isteği değişiyor. Bu yüzden, o anda ayağını sertçe basıp "Hayır" dediği anda güç onun eline geçmiş oluyor. Kararsızlık durumları da krizden ziyade süreç oluyor.
Demokrasi de benzer bir şekilde tanımlanıyor. Yani büyük resimde demokrasi elde edilebilir ama süreklilik içinde imkansızdır. Yönetimin yönleri ve büyüklüklerinin bileşkesi demokratik de olabilir, başka türlü de.
Anketteki like'ı ise şöyle yorumluyorum: Eğer elindeki gücü kullanman veya karşı tarafa teslim etmen için her türlü uygun şart hazırsa senin doğandan ne çıkar?
Ben optimizasyoncuyum, sayısalcıyım, matematikçiyim. 10 sene önce aldığım dersten hatırladıklarım bunlar :)
0