detayli anlatayim.

1. metni notepad++'a ekle.
2. ctrl+h yap.
3. uste: \n
4. alta: space tusu ile bir bosluk birak
5. replace all yap.

edit: en alttaki search mode menusunden extended \n\r\ vs..yi sec.

Bu işlemi yaptım. \n ile yapınca satır başına, \r ile yapınca satır sonuna bir boşluk ekliyor. ama bu sorunu çözmüyor ki... paragraf yine dengesiz satırlardan oluşmuş biçimde kalıyor. Örneğin aşağıdaki metne \r ile yer değiştirme uygulandı. Metnin gelmesini istediğim şekil ise en altta...


YENİLEŞME DÖNEMİ
Osmanlı Devleti'ndeki yenileşme hareketleri 17. yüzyılın sonundaki Karlofça Antlaşması
(1699) ile başlamıştır. Osmanlı İmparatorluğu, 17. yüzyıla dek dünyanın büyük devletlerinden
biriydi. Ancak bu yüzyılın sonlarında ülke küçülmeye başladı. Karlofça antlaşmasıyla başlayan toprak
kaybı, devlet adamlarını derin derin düşünmeye yöneltti. Toprak kayıplarının nedeni ordunun savaş
alanlarında yenilmesiydi. Bu tespit, olgunun bir yüzünü, askerî yönünü dışa vuruyordu. Oysa sadece
askeri örgütler değil devletin çeşitli kurumlan çağın ihtiyaçlarını karşılamaktan uzaklaşmıştı. Ancak
bunu görmek isteyenlerin sayısı son derece azdı. O nedenle Osmanlı İmparatorluğundaki
çağdaşlaşma hareketi askerî alanda başlatıldı. Amaç imparatorluğu eski gücüne kavuşturmaktı.
Tanzimat devrine gelinceye kadar ülkede bazı yenilik hareketlerine girişildi. Ancak bunlar
planlı programlı çalışmalar olmadığı için, sadece yeniliği başlatan devlet adamının yaşamıyla
özdeşleşti. Yenilikçi kişinin ölümü ile yenilikler de ortada kaldı.

***

YENİLEŞME DÖNEMİ
Osmanlı Devleti'ndeki yenileşme hareketleri 17. yüzyılın sonundaki Karlofça Antlaşması (1699) ile başlamıştır. Osmanlı İmparatorluğu, 17. yüzyıla dek dünyanın büyük devletlerinden biriydi. Ancak bu yüzyılın sonlarında ülke küçülmeye başladı. Karlofça antlaşmasıyla başlayan toprak kaybı, devlet adamlarını derin derin düşünmeye yöneltti. Toprak kayıplarının nedeni ordunun savaş alanlarında yenilmesiydi. Bu tespit, olgunun bir yüzünü, askerî yönünü dışa vuruyordu. Oysa sadece askeri örgütler değil devletin çeşitli kurumlan çağın ihtiyaçlarını karşılamaktan uzaklaşmıştı. Ancak bunu görmek isteyenlerin sayısı son derece azdı. O nedenle Osmanlı İmparatorluğundaki çağdaşlaşma hareketi askerî alanda başlatıldı. Amaç imparatorluğu eski gücüne kavuşturmaktı. Tanzimat devrine gelinceye kadar ülkede bazı yenilik hareketlerine girişildi. Ancak bunlar planlı programlı çalışmalar olmadığı için, sadece yeniliği başlatan devlet adamının yaşamıyla özdeşleşti. Yenilikçi kişinin ölümü ile yenilikler de ortada kaldı.

bendeki ingilizce, ona göre anlatıyorum. önce view -> show symbol -> show all characters. sonra ctrl + h yap. extended ı seç. find what kutusuna \r\n yaz. replace with kutusuna boşluk at. replace all a tıkla.

Teşekkürler.
Oldu, yapabildim. Ancak, bunun da kesin çözüm olmadığı ortaya çıktı. Zira, bu sefer de tüm metin, paragrafsız bir şekilde bir araya toplanıyor. Yani aşağıdaki 1. durumdan 2. duruma geliyor. İstenen durum ise en alttaki 3. durum.

1. Durum
YENİLEŞME DÖNEMİ
Osmanlı Devleti'ndeki yenileşme hareketleri 17. yüzyılın sonundaki Karlofça Antlaşması
(1699) ile başlamıştır. Osmanlı İmparatorluğu, 17. yüzyıla dek dünyanın büyük devletlerinden
biriydi. Ancak bu yüzyılın sonlarında ülke küçülmeye başladı. Karlofça antlaşmasıyla başlayan toprak
kaybı, devlet adamlarını derin derin düşünmeye yöneltti. Toprak kayıplarının nedeni ordunun savaş
alanlarında yenilmesiydi. Bu tespit, olgunun bir yüzünü, askerî yönünü dışa vuruyordu. Oysa sadece
askeri örgütler değil devletin çeşitli kurumlan çağın ihtiyaçlarını karşılamaktan uzaklaşmıştı. Ancak
bunu görmek isteyenlerin sayısı son derece azdı. O nedenle Osmanlı İmparatorluğundaki
çağdaşlaşma hareketi askerî alanda başlatıldı. Amaç imparatorluğu eski gücüne kavuşturmaktı.
Tanzimat devrine gelinceye kadar ülkede bazı yenilik hareketlerine girişildi. Ancak bunlar
planlı programlı çalışmalar olmadığı için, sadece yeniliği başlatan devlet adamının yaşamıyla
özdeşleşti. Yenilikçi kişinin ölümü ile yenilikler de ortada kaldı.
Paris ve Londra elçiliklerinde bulunmuş olan Hariciye Nazırı Mustafa Reşit Paşa, Osmanlı
İmparatorluğu'nda Tanzimat Dönemi olarak tarihe geçecek bir olayı başlatmıştır.
3 Kasım 1839'da Gülhane Hatt-ı Hümayunu adı verilen bir belgeyi devlet ileri gelenlerinin,
yabancı elçilerin, halkın önünde okumuştur.
"Tanzimat ", düzenlemeler demektir. Her alanda düzenlemeler yapılacağının duyurulduğu bu
fermana Tanzimat Fermanı; bu fermanın ilanıyla başlayan döneme de Tanzimat Dönemi denir.
Fermanın en dikkat çekici yanı, Osmanlı Devleti'nin, Batılı devletlerin anayasalarında yer
alan insanın temel hak ve özgürlüklerinin korunması ilkesini kabul etmesi ve bunu resmî bir törenle
duyurmasıdır. Böylece imparatorlukta hukuk devletine doğru bir yöneliş de başlamıştır.
Tanzimatla gelen yenilik ve düzenlemeler, hemen hemen yaşamın her alanını kapsamıştır.
Tanzimat Fermanı'nda, Batılı anlamda bir düzene duyulan gereksinim açıkça belirtilmişti.
Önce yönetim merkezi olarak Babıâli güçlendirildi. II. Mahmut zamanında kurulmuş olan
Meclis-i Ahkâm-ı Adliye yeniden düzenlendi. Yeni meclislerin kurulması kararlaştırıldı. Ceza ve
ticaretle ilgili yasalar çıktı (1840'ta Ceza Kanunnamesi, 1850'de Ticaret Kanunnamesi).
Osmanlı yurttaşı olan herkesin yasa önünde eşit olduğu vurgulanıyordu. Ayrıca üyeleri
arasına yabancıların da katıldığı karma ticaret mahkemeleri kuruldu. 1864'te Vilayet Nizamnamesi
çıkarıldı. Ülke vilayetlere, vilayetler sancaklara, sancaklar kazalara, kazalar da karyelere (köylere)
ayrıldı. Vilayetlerin başına valiler, sancakların basma mutasarrıflar, kazaların başına da
kaymakamlar getirildi. Ayrıca kazalarda, sancaklarda ve vilayetlerde birer idare meclisi kuruldu.
Ekonomik Alanda Yapılan Yenilikler
Osmanlı yöneticileri devletin düzlüğe çıkabilmesi için ekonomik kaynakların verimli hâle
getirilmesini istiyorlardı. Bu nedenle de vergi düzenini çağdaşlaştırmaya karar verdiler. Çünkü hem
yeterince vergi toplanamıyor, hem de vergi toplayıcıların baskısı yüzenden devletle halk karşı
karşıya geliyordu. Bunu önleyebilmek için merkezden sancaklara "muhasıl" adıyla birer memur
atandı. Bu memurun başkanlığında Muhasıllık Meclisi adı verilen bir meclis kuruldu. Fakat beklenen
vergi toplanamadı. Vergi sistemi büyük ölçüde değiştirildi.
1841'de ilk kâğıt para çıkarıldı. Hazine bonosu biçimindeki bu paranın adı "kaime" idi. Fakat
beklenen sonuç alınamayınca, 1844'te kaldırıldı. Bankalar kurulmaya başlandı. İlk kurulan banka olan
İstanbul Bankası çok geçmeden kapandı. Menafi Sandığı adıyla kurulan kurum ise Ziraat Bankasına
dönüştürüldü. Ülke ekonomisinin kötüye gitmesi üzerine İngiliz ve Fransız firmalarından borç para
alındı. Böylece ilk borç para Tanzimat döneminde alındı. Fakat faizleriyle birlikte büyük bir sorun
olan bu borç, sonunda devleti iflasa sürükledi ve 1881'de Düyun-ı Umumiye'nin kurulmasına yol açtı.
Askerî Alanda Yapılan Yenilikler
Ordu, başlarında müşirlerin bulunduğu beş ordu biçiminde düzenlendi. Adı Asakir-i Nizamiyei
Şahane'ye çevrildi. Askerlik süresi beş yıl olarak belirlendi. Askere alma işi kuraya bağlandı.

2. Durum
YENİLEŞME DÖNEMİ Osmanlı Devleti'ndeki yenileşme hareketleri 17. yüzyılın sonundaki Karlofça Antlaşması (1699) ile başlamıştır. Osmanlı İmparatorluğu, 17. yüzyıla dek dünyanın büyük devletlerinden biriydi. Ancak bu yüzyılın sonlarında ülke küçülmeye başladı. Karlofça antlaşmasıyla başlayan toprak kaybı, devlet adamlarını derin derin düşünmeye yöneltti. Toprak kayıplarının nedeni ordunun savaş alanlarında yenilmesiydi. Bu tespit, olgunun bir yüzünü, askerî yönünü dışa vuruyordu. Oysa sadece askeri örgütler değil devletin çeşitli kurumlan çağın ihtiyaçlarını karşılamaktan uzaklaşmıştı. Ancak bunu görmek isteyenlerin sayısı son derece azdı. O nedenle Osmanlı İmparatorluğundaki çağdaşlaşma hareketi askerî alanda başlatıldı. Amaç imparatorluğu eski gücüne kavuşturmaktı. Tanzimat devrine gelinceye kadar ülkede bazı yenilik hareketlerine girişildi. Ancak bunlar planlı programlı çalışmalar olmadığı için, sadece yeniliği başlatan devlet adamının yaşamıyla özdeşleşti. Yenilikçi kişinin ölümü ile yenilikler de ortada kaldı. Paris ve Londra elçiliklerinde bulunmuş olan Hariciye Nazırı Mustafa Reşit Paşa, Osmanlı İmparatorluğu'nda Tanzimat Dönemi olarak tarihe geçecek bir olayı başlatmıştır. 3 Kasım 1839'da Gülhane Hatt-ı Hümayunu adı verilen bir belgeyi devlet ileri gelenlerinin, yabancı elçilerin, halkın önünde okumuştur. "Tanzimat ", düzenlemeler demektir. Her alanda düzenlemeler yapılacağının duyurulduğu bu fermana Tanzimat Fermanı; bu fermanın ilanıyla başlayan döneme de Tanzimat Dönemi denir. Fermanın en dikkat çekici yanı, Osmanlı Devleti'nin, Batılı devletlerin anayasalarında yer alan insanın temel hak ve özgürlüklerinin korunması ilkesini kabul etmesi ve bunu resmî bir törenle duyurmasıdır. Böylece imparatorlukta hukuk devletine doğru bir yöneliş de başlamıştır. Tanzimatla gelen yenilik ve düzenlemeler, hemen hemen yaşamın her alanını kapsamıştır. Tanzimat Fermanı'nda, Batılı anlamda bir düzene duyulan gereksinim açıkça belirtilmişti. Önce yönetim merkezi olarak Babıâli güçlendirildi. II. Mahmut zamanında kurulmuş olan Meclis-i Ahkâm-ı Adliye yeniden düzenlendi. Yeni meclislerin kurulması kararlaştırıldı. Ceza ve ticaretle ilgili yasalar çıktı (1840'ta Ceza Kanunnamesi, 1850'de Ticaret Kanunnamesi). Osmanlı yurttaşı olan herkesin yasa önünde eşit olduğu vurgulanıyordu. Ayrıca üyeleri arasına yabancıların da katıldığı karma ticaret mahkemeleri kuruldu. 1864'te Vilayet Nizamnamesi çıkarıldı. Ülke vilayetlere, vilayetler sancaklara, sancaklar kazalara, kazalar da karyelere (köylere) ayrıldı. Vilayetlerin başına valiler, sancakların basma mutasarrıflar, kazaların başına da kaymakamlar getirildi. Ayrıca kazalarda, sancaklarda ve vilayetlerde birer idare meclisi kuruldu. Ekonomik Alanda Yapılan Yenilikler Osmanlı yöneticileri devletin düzlüğe çıkabilmesi için ekonomik kaynakların verimli hâle getirilmesini istiyorlardı. Bu nedenle de vergi düzenini çağdaşlaştırmaya karar verdiler. Çünkü hem yeterince vergi toplanamıyor, hem de vergi toplayıcıların baskısı yüzenden devletle halk karşı karşıya geliyordu. Bunu önleyebilmek için merkezden sancaklara "muhasıl" adıyla birer memur atandı. Bu memurun başkanlığında Muhasıllık Meclisi adı verilen bir meclis kuruldu. Fakat beklenen vergi toplanamadı. Vergi sistemi büyük ölçüde değiştirildi. 1841'de ilk kâğıt para çıkarıldı. Hazine bonosu biçimindeki bu paranın adı "kaime" idi. Fakat beklenen sonuç alınamayınca, 1844'te kaldırıldı. Bankalar kurulmaya başlandı. İlk kurulan banka olan İstanbul Bankası çok geçmeden kapandı. Menafi Sandığı adıyla kurulan kurum ise Ziraat Bankasına dönüştürüldü. Ülke ekonomisinin kötüye gitmesi üzerine İngiliz ve Fransız firmalarından borç para alındı. Böylece ilk borç para Tanzimat döneminde alındı. Fakat faizleriyle birlikte büyük bir sorun olan bu borç, sonunda devleti iflasa sürükledi ve 1881'de Düyun-ı Umumiye'nin kurulmasına yol açtı. Askerî Alanda Yapılan Yenilikler Ordu, başlarında müşirlerin bulunduğu beş ordu biçiminde düzenlendi. Adı Asakir-i Nizamiyei Şahane'ye çevrildi. Askerlik süresi beş yıl olarak belirlendi. Askere alma işi kuraya bağlandı.

3. Durum

YENİLEŞME DÖNEMİ

Osmanlı Devleti'ndeki yenileşme hareketleri 17. yüzyılın sonundaki Karlofça Antlaşması (1699) ile başlamıştır. Osmanlı İmparatorluğu, 17. yüzyıla dek dünyanın büyük devletlerinden biriydi. Ancak bu yüzyılın sonlarında ülke küçülmeye başladı. Karlofça antlaşmasıyla başlayan toprak kaybı, devlet adamlarını derin derin düşünmeye yöneltti. Toprak kayıplarının nedeni ordunun savaş alanlarında yenilmesiydi. Bu tespit, olgunun bir yüzünü, askerî yönünü dışa vuruyordu. Oysa sadece askeri örgütler değil devletin çeşitli kurumları çağın ihtiyaçlarını karşılamaktan uzaklaşmıştı. Ancak bunu görmek isteyenlerin sayısı son derece azdı. O nedenle Osmanlı İmparatorluğundaki çağdaşlaşma hareketi askerî alanda başlatıldı. Amaç imparatorluğu eski gücüne kavuşturmaktı.

Tanzimat devrine gelinceye kadar ülkede bazı yenilik hareketlerine girişildi. Ancak bunlar planlı programlı çalışmalar olmadığı için, sadece yeniliği başlatan devlet adamının yaşamıyla özdeşleşti. Yenilikçi kişinin ölümü ile yenilikler de ortada kaldı.

Paris ve Londra elçiliklerinde bulunmuş olan Hariciye Nazırı Mustafa Reşit Paşa, Osmanlı İmparatorluğu'nda Tanzimat Dönemi olarak tarihe geçecek bir olayı başlatmıştır.

3 Kasım 1839'da Gülhane Hatt-ı Hümayunu adı verilen bir belgeyi devlet ileri gelenlerinin, yabancı elçilerin, halkın önünde okumuştur.

"Tanzimat ", düzenlemeler demektir. Her alanda düzenlemeler yapılacağının duyurulduğu bu fermana Tanzimat Fermanı; bu fermanın ilanıyla başlayan döneme de Tanzimat Dönemi denir.

Fermanın en dikkat çekici yanı, Osmanlı Devleti'nin, Batılı devletlerin anayasalarında yer alan insanın temel hak ve özgürlüklerinin korunması ilkesini kabul etmesi ve bunu resmî bir törenle duyurmasıdır. Böylece imparatorlukta hukuk devletine doğru bir yöneliş de başlamıştır.

Tanzimatla gelen yenilik ve düzenlemeler, hemen hemen yaşamın her alanını kapsamıştır. Tanzimat Fermanı'nda, Batılı anlamda bir düzene duyulan gereksinim açıkça belirtilmişti.

Önce yönetim merkezi olarak Babıâli güçlendirildi. II. Mahmut zamanında kurulmuş olan Meclis-i Ahkâm-ı Adliye yeniden düzenlendi. Yeni meclislerin kurulması kararlaştırıldı. Ceza ve ticaretle ilgili yasalar çıktı (1840'ta Ceza Kanunnamesi, 1850'de Ticaret Kanunnamesi).

Osmanlı yurttaşı olan herkesin yasa önünde eşit olduğu vurgulanıyordu. Ayrıca üyeleri arasına yabancıların da katıldığı karma ticaret mahkemeleri kuruldu. 1864'te Vilayet Nizamnamesi çıkarıldı. Ülke vilayetlere, vilayetler sancaklara, sancaklar kazalara, kazalar da karyelere (köylere) ayrıldı. Vilayetlerin başına valiler, sancakların basma mutasarrıflar, kazaların başına da kaymakamlar getirildi. Ayrıca kazalarda, sancaklarda ve vilayetlerde birer idare meclisi kuruldu.

Ekonomik Alanda Yapılan Yenilikler

Osmanlı yöneticileri devletin düzlüğe çıkabilmesi için ekonomik kaynakların verimli hâle getirilmesini istiyorlardı. Bu nedenle de vergi düzenini çağdaşlaştırmaya karar verdiler. Çünkü hem yeterince vergi toplanamıyor, hem de vergi toplayıcıların baskısı yüzenden devletle halk karşı karşıya geliyordu. Bunu önleyebilmek için merkezden sancaklara "muhasıl" adıyla birer memur atandı. Bu memurun başkanlığında Muhasıllık Meclisi adı verilen bir meclis kuruldu. Fakat beklenen vergi toplanamadı. Vergi sistemi büyük ölçüde değiştirildi.

1841'de ilk kâğıt para çıkarıldı. Hazine bonosu biçimindeki bu paranın adı "kaime" idi. Fakat beklenen sonuç alınamayınca, 1844'te kaldırıldı. Bankalar kurulmaya başlandı. İlk kurulan banka olan İstanbul Bankası çok geçmeden kapandı. Menafi Sandığı adıyla kurulan kurum ise Ziraat Bankasına dönüştürüldü. Ülke ekonomisinin kötüye gitmesi üzerine İngiliz ve Fransız firmalarından borç para alındı. Böylece ilk borç para Tanzimat döneminde alındı. Fakat faizleriyle birlikte büyük bir sorun olan bu borç, sonunda devleti iflasa sürükledi ve 1881'de Düyun-ı Umumiye'nin kurulmasına yol açtı.

Askerî Alanda Yapılan Yenilikler

Ordu, başlarında müşirlerin bulunduğu beş ordu biçiminde düzenlendi. Adı Asakir-i Nizamiyei Şahane'ye çevrildi. Askerlik süresi beş yıl olarak belirlendi. Askere alma işi kuraya bağlandı.

dreamweaverdan br yada p taglariyla yaparsin eger yanlis anlamadiysam.

dreamviewrer henüz bilgisayarımda yok. ilerde kurarsam deneyeceğim. teşekkürler.

Okul idarecileri yolluyor onu. Okulda birileri vardir mutlaka. Onlar hallediyor

ösym sitesinden giriliyo diye biliom ben.

@siradisi00,
osym sitesinden yapılan, GİS denen site, ösym sınavları için yapılan başvurudur. meb'in yaptığı sınavlar için öğretmen direkt başvuramıyor. bir site yok. okuldaki memurlar tek tek insanlara soruyor.

ösym gis (görevli işlemleri sistemi)'ten yapacaksın ama bunun için kurumunun ösym ile ilgili kişisi tarafından sana şifre vs. alınması lazım.

o nasıl klima ya alta kata geliyo sesi ? Hukuki konudan tam emin değilim ama kesin vardır çünkü apartman istemediği için bizim karşı komşu kedi besleyemiyo evinde.

önce şikayet ile tutanak tutturup ölçüm yaptırmanız gerekiyor diye biliyorum.

hukukçu arkadaşlar daha iyi yardım edecektir.

ölçüm yaptırman lazım ama ben araştırmıştım bu konuyu biraz o klima sesini biliyorum evet sinir bozucu ama yaptırıma yeterli olacak kadar yüksek değildir yasal olarak diye tahmin ediyorum eğer normal bir klimaysa.

bie klimanin sesi alt kata nasil gider ya?

büyük ihtimalle klimanın ses problemi düzgün bir bakım ile giderilecektir. Bu nedenle önce üst komşunuz ile konuşmanız çok yararlı olabilir.

Klimayı pencerelerinin altına takmışlar. dolayısıyla benim daireye çok yakın. neredeyse elimi uzatsam değecek. sanırım belli seviyeleri var bu zıkkımın. bazen çalışınca az ses geliyor. bazen de öyle hızlı ve gürültülü çalışıyor ki, gürültüden uyuyamıyorum. hele de bu sıcak ve nemli yaz günlerinde pencereyi açamıyorum. adeta başımda helikopter çalışıyormuş gibi oluyor. bence bu büyük bir haksızlık. buna katlanmak zorunda değilim. varsın balkonunun içine assın klimasını. hele hele, titizlikle, takıntıyla hiçbir alakası yok. basbayağı rahatsız edici bir durum.

gel gör ki memlekette adalet yok.

arkadaşlar bence bu konuda da bir kamuoyu oluşturulmalı. hakkımızı aramalıyız.

bende seçildim.

hiç bir etksi olmayacağı için ver yükseği geç.

yonetici.meb.gov.tr
değerlendirme ekranı açılmış ama...

sınav giriş belgesinin çıktısını alırken sıkıntı çıkabilir. her ihtimale karşı yakın bi liseye gidip fotoğraf çektirin bence.

Bence yeniden gidip fotoğraf vermeye gerek yok. Kılavuzu tekrar okudum ve buna kanaat getirdim. Başvuru anında fotoğraf geçerliyle, son 50 ayda çektirmişsen başvurunu alıyor. Adeta kâğıda basılı vermişsin gibi... 50 ay ertesi gün dolsa bile sen artık başvurmuşsun, onla girersin. Zaten aksini ispatlayan bir yazı da yok kılavuzda.

***

Merkezimiz kayıtlarında geçerli bir fotoğrafı (*) bulunan adaylar; başvurularını bireysel olarak İnternet aracılığıyla (ais.osym.gov.tr) veya diledikleri bir başvuru merkezi (ÖSYM Sınav Koordinatörlükleri veya başvuru merkezleri) aracılığıyla yapacaklardır.

* Geçerli fotoğraf: Son 50 ay içerisinde ÖSYM tarafından yapılan bir sınava bir başvuru merkezi aracılığıyla başvuru yapmış ve başvuru aşamasında fotoğrafı başvuru merkezi görevlisi tarafından çekilerek Merkezimiz kayıtlarına alınmış adaylar ile son 50 ay içerisinde herhangi bir nedenle bir başvuru merkezinden fotoğraf güncellemesi gerçekleştirmiş adayların Merkezimiz kayıtlarındaki fotoğrafı geçerli fotoğraftır.
Başvuru merkezleri ve ÖSYM Sınav Koordinatörlükleri bilgisi ÖSYM’nin www.osym.gov.tr İnternet
adresinde yer almaktadır.

Ayarlarda bi yerdedir. Ekran ayarları vs.

ayarlar > ekran sekmesinde, bu arada o tabletler geri verilecek mi ya? kardeşime de vermişler, kullanmıyor. :))

okul değiştirir ya da okulu bırakırsa geri alınıyor tablet...

ayarlar, ekran sekmesinde döndürmeyle ilgili bir şey yok.

masaüstünde parlaklık için bir kısayol var, orada bir dönüşüm ikonu var. onu pasif hale getiriyorum ama ekran dönmeye devam ediyor :-(

dostum batarya işareti var ya sağ üstte. onun üzerine dokunarak aşağıya çekince otomatik döndür seçeneği var. onun üstüne tıklayacaksın. öğretmen tabletinde öyle... öğrenci tabletinde de aynı yerde olması lazım..

merak ettim meb ne marka tablet verdi?

Markası Vestel Heralde iPad varken ne gerek var böyle şeylere.

general mobile... gayet de kaliteli... yanında bluetoothlu klavye ve kılıf da vardı...

hangi programdan pdf yapılacak. Bazı programlarda save as pdf özelliği var. Yoksa pdf995 olabilir

word'den çeviricem.

pdf995 nedir?

word'de farklı kaydetten direk pdf olarak kaydedebiliyorsunuz diye biliyorum ben.

eksisozluk.com

(bkz: dopdf)

(bkz: pdfcreator)

tamamdır.
word 2007'de farklı kaydet'ten kolayca yapılıyor.
teşekkürler...

yeni başlayanlar için: NTFS en.wikipedia.org

ntfs olarak biçimlendir

bilgisayarımdan flash bellek simgesine gelin sağ tık biçimlendir deyin açılan pencerede dosya sistemini ntfs olarak seçin sonra kopyalama yapın.

ntsf olarak nasıl biçimlendiricem?

www.softpedia.com

bunu indir diski ntfs olarak bicimlendir usta.

ntsfeeğğğğ... Ah bee yetişemedim.

fat32 ile formatlamissindir. herkes ntfs ile formatla demis, dogrudur.

bide ben diyeyimde içimde kalmasın.
sana ntfs lazım yeğen.

durun lan benim de içimde kaldı.

sağ klik biçimlendir ntfs varsayılan boyut.

ooohhhhh. mis.

netefese dosya sistemi kardeşşş

ntsf dediniz mi? Hah. hay yaşayın.

nasıl 2.8 yahu, 1.8 olmasın o?

Yok 2.8 özel bir durumum var bunu bilerek geldim bölüme :(

Sakin hacı. Okula dönünce not tutmuş ders çalışmış kadro ile irtibata geç evlerde ders çalışma organizasyonlarına katıl. O dersleri sana anlatsınlar. 2 hafta çalışmak için çok çok uzun zaman ileride çözeceksin zaten. Panik yok.

daha zor durumlar atlattım.Bir kaç kişiyle bir gecede 50 araba çalmak sadece filmlerde olur belki ama kısıtlı zamanda "yetişmez" denilen şeylerin yetiştiğine şahit oldum. uyku konusunda savurgan olmazsan ve gereksiz işlerden elini ayağını çekip zamanını programlarsan yetişir.Matematik dediğin limit, türev , fizik dediğin mekanik... zor değil yani. Sınav başarısı odaklı çalışacaksan ders notlarına çalış. içindeki "yetişmeyeceeek, s.çacaksıııın.." diyen sese " lbsg amk, yetişip yetişmeyeceği umrumda değil, ben bu işi becermek için, yetiştirmek için çabalıyorum,yetişmezse bile bu uğurda elimden geleni yapmış olacam lan" diyebilirisin.hemen yarın başla.

İşe koyulduğun zaman , zaman yavaşlıyor. o şeyleri gözünde fazla büyüttüğünü farkediyorsun. Zaten bitirememenin en büyük nedeni başlayamamaktır.

okula dönüncesi falan yok bunun. direkt şimdi başla çalışmaya. saçam sapan bir not sınırı yüzünden atılma okuldan. depresyona falan girme lüksün yok hacı. çalışırsan yaparsın bu kadar basit. çalışmamak için mazeretler uydurma.

yavaştan çalışmaya başla. az da olsa başla. böylece moralin düzelmeye başlar. rahatlarsın ve yavaş yavaş toparlarsın... 2.8 değil, daha iyisini de başarabilirsin.

ben de benzer bir durum yaşamıştım ve kendimi güzelce sakinleştirip çalışarak, en yüksek notu almıştım bir defasında...

2 haftada neler neler yapılır 1 dönemi 2 haftada okuyabilirsin. benim 4 gün var sınava, hala çalışmıyorum son 2 gün çalışacağım en az b alırım diye düşünüyorum.

Abi 2.8 ne gözünü seveyim ya. Ben kimya müh. başladım bu sene. Ben de henüz hiiiç kitap açmadım. Bu tatil çalışmam lazımdı, çalışmadım. Ama çalışınca olacak şeyler bunlar. Daha yeni başladık. Az şeyden sorulacak sınavlar, böyle düşün.

Havada karada yaparsın.

e iyi de ne dilekçesi olduğunu söylememişsin biz nereden bilelim?

başvuru?şikayet? mazeret? rapor? nedir?

iadeli taahhütlü mektupla gönderin, geçerli olur.

@jimjim,
ben genel olarak sordum. herhangi dikelçe. önemli olan şunu öğrenmem: dilekçeyi kabul edip işleme koyma zorunluluğu var mı?

yine de açıklayayım: aslında dilekçeyi MEB'na yolluycam ama okul üzerinden göndermek durumundayım. öğrenim özrü tayini yapılmazsa dava açmak için önce dilekçe yollayıp reddedilmek gerekiyor. tşk.

hayır böyle bir zorunluluğu yok.
örneğin; bir görev başvurusunda (ilanda yazar) bizzat gelmesi gerekiyor denebilir. ya da hastalık durumunda rapor/izin dilekçesi kargoyla yollanabilir.Böyle bir genelleme yok yani.

ha dava için demişsin --90%-- dilekçe kargoyla yollandığında kabul edilir. Yani normalde ediliyor, okul gıcık dediğin için 100% demiyorum.

kanun şu şekilde:
mevzuat.meb.gov.tr

yazı ile başvuru hakkı var diyor. ama şahsen olup olmaması hakkında bir şey demiyor.

garantininki de öyle? tüm sanal kartlar bir kredi kartına bağlı olur, ayrıca sanal karta para falan yüklersin limit tanımlarsın.

yok, garantininki öyle değil.
garantide gerçek kredi kartım yok ama sanal kredi kartım var. mesela 50 liralık alışveriş yapcaksam, 50 lira aktarıyorum vadesiz hesabımdan ve alışverişi yapıyorum. para yüklenmeden harcama yapılmadığı için güvenli oluyor.

Telefonda 'rahatsız etme', 'uyku', 'uçuş' gibi herhangi bir mod aktif edilmiş olabilir mi?

Telefonla ilgili ayrıntı verebilirseniz daha iyi atabiliriz. ^^

*Bu arada özellikle Android'lerde çok sık yaşanan bir sorun.

benimki de öyle son zamanlarda, benimki LG. gıcık oluyorum sms gelince anlıyorum beni aradıklarını

bana sms de gelmiyor. mesela internet bankacılığına giriom, sms gelmiyor. anlıyorum ondan.

ben liseyi bitireli 10 yıldan fazla oldu ama 10 yıl önce bile o devamsızlıklar silinmese lise sonda ağzımıza sıçılırdı. Bunu öncelikle ekleyeyim dedim.
Sonrasında, raporlar gelince siliniyor olabilir. Ama diyorsanız ki hayır, keyfe keder olduğunu düşünüyorum, ilçe milli eğitime şikayet edebilirsiniz.

edit: fearomenkor söyleyince baktım önceki duyurunuza, müdürle sorun yaşadığınız için yapmayı planlıyorsanız, yapmayın. Öğrencilere nasıl bir yaptırımı olur bilinmez ve hiç hoş olmaz.

bence de yapma. illa müdüre birşey yapmak istiyosan başka açıklarını yakala ama öğrencilere dokunman pek etik değil.

ciddi sıkıntıların var, önce onları çözmeye bak.

yapma çünkü öğrencilerin sınıfta kalmasına sebep olabilirsin.

müdür ile sorununuz varsa gidip müdür ile çözmeye çalışın.öğrencileri yakmayın.

önceki duyurunuzu ben de okumuştum. izniniz verilmedi diye öğrencilerin hayatlarıyla oynamak nedir yahu? okulda çalıştığınızı söylüyorsunuz son sınıfların halini en iyi sizin bilmeniz lazım. ha vicdanınız uçak biletinizi ertelemeyi değil de öğrencilerin bir yılını yakmayı kaldırıyorsa bir şey denilemez tabi.

Arkadaşlar, bilip bilmeden ne güzel konuşuyorsunuz. Ben güneydoğuda görev yapıyorum. Burada insanlara yapılan baskının zerresini bilseniz farklı konuşurdunuz.
Devamsızlığı silinen lise sonlar değil. 3 ay keyf için gelmeyip derste öğretmene yapmadığı terbiyesizllş kalmayan lise 1 öırencisinin bile devamsızlğı siliniyor. Açık lise sınavlarında tüm sorular ç,zülüp cevapları öğrencilere veriliyor. Ben buraya gelmeden evvel bura hakkında pek bir şey bilmiyordum. Batıda bizim kıçımızı yırtarak elde ettiklerimizi burada bedavadan elde ediyorlar.
Ben ısınmak için 2 bin lira elektrik faturası yatırdım adamlar ahırı kaçak elekrikle ısıtıyor.
Ve daha neler neler...evet, müdür inatla sınav tarihinl erteledi. Sırf egosunu tatmin etmek içln. Ben de o yüzden onu şikayet etmeyi düşünüyorum.

kusura bakmayın ama yine hatalısınız. sene bitmiş, her türlü şeye göz yummuşsunuz şimdi şikayet etmeye kalkıyorsunuz. üstelik önem verilmesi, eğitimin üst seviyelere çıkarılması gereken bir şehirde eğitimci olarak bunlara müsaade etmemeniz lazım. neyse, yine de durum buysa şikayet etmeniz gerek tabi.

birden fazla kez yanlis deneme yaptiysan bloke olmus olabilir

sifrede yer alan kaakterleri dogru girdiginden emin misin?

bazen ordunun o su sifir gibi olabiliyor, izmirin i si kucuk L gibi oluyor

e-devlet şifre olayı ilk çıktığı zamanlarda satın aldığın şifreyi girdikten sonra şifreni değiştirmen gerekiyordu. eğer hala böyleyse ondan giremiyorsundur.

yeni şifre al ve ilk girişten sonra şifreni değiştir.

şifremi değiştirmiştim. onda sorun yok.

bi forumda biri şöyle demiş: 2 ayda bir değişmek lazımmış mış... var mı böyle bişe?

2 ayda bir değiştirmelisin... değiştirmezsen sistem kendisi atıyor onu da sen bilemiyorsun... 10 tl verip yenisini alacaksın...

işe yarar mı bilmiyorum hocam ama bende var. kullanılmıyor öylece kenarda duruyor. ilgilenirsen mesaj atarsın.

aynen bende de var powerball yatıyor kendisi. NSD marka kaliteli olan. hizlial.com'dan almıştım.

benimki satılık değil

boyun düzleşmesine powerball'un iyi gelebileceği fikrine sen kendin mi kapıldın yoksa herhangi bir doktordan onay aldın mı?

bana direkt felce koşarsın gibi geldi. doktora gitmediysen, git. seni fizik tedaviye yönlendirecektir, orda da eline powerball vermezler diye tahmin ediyorum.

ayrıca olay kan dolaşımının azalması değil, damarlarının gerilmesi nedeniyle kanı iletememesi. yani istediğin kadar kan dolaşımını arttır, kan ordan geçemedikçe hiçbir anlamı yok.

düzgün bir doktora gitmelisin bence bir an önce, aman diyim sakat falan kalma.

fizik tedavi falan gördüm. ama geçmedi. beş dakka pc başına otursam yine ağrılarım başlıyor.

vücudu hızlı sallamak iyi geliyor ama, bir defasında lunaparkta trene binmiştim. öyle bi salladı ki, ağrılar bi anda yok oldu.

ama yine de doktora danışayım. sömestirde giderim.

cevap ve uyarılar için teşekkürler....

ayıp etmişin geçe bırakmakla. küflenmiştir o, sanmam kalacağını.

neyin içinde duruyordu? bir arkadaşın anlattığına göre pet şişe içinde ingiltere'ye götürüp yemiş. o yöntem iyiymiş mesela. saklama yöntemi iyiyse sıkıntı olmaz.

ya ne alaka tadında ekşilik yoksa bozulmamıştır mis gibi sarma! yemezsen ayıp be!!

*ayrıca şimdi veya daha sonra pişmiş dolma kaynatılmaz tekrar, her şeyi tüm tadı gider..

@jimjim,
pişmiş değil, ben pişiricem.

ayrıca: hava almayacak şekilde sarılmıştı.

içinde öyle bozulması tehlikeli olacak bişi yok aslında sonuçta en tatlı portakal da hafif küflü olanı. pişirmeden atma, bi dene bari. kendini belli eder. mesela bi tane ye 2 saat bekle bişi olmuyosa ye tencereyi :) şimdi hava aldığı için bekledikçe daha çok bozulur, bekletme.

eğer ki çok fazlaca ısıya da maruz kalmamışsa şansını dene derim. afiyet olsun.

emeeen hele bir de pişmemiş.. pişir ye şekerim afiyet olsun. hiçbişey olmamıştır.

hiç bişi olmaz afiyetle yiyebilirsin!

pişirdin mi?

evet, pişirdim, arkadaşla yedik söylemesi ayıp. ve hayattayım dostlar.

eski bilgisayarlarda CVBS (composite) ve S-Video çıkışı oluyordu.

S-video çıkışı olan bir kamerayı, bilgisayarı vs tabi ki tv'ye bağlayabilirsiniz

olur.

aktarabilirsin.

bilgisayarın hdmi ekran kartı olmaması sorun yaratmıyor mu? görüntü analog olarak çıkıyor çünkü, hdmi TV'de (LED tv.de) görüntülenir mi?

görüntülenebilir de kalite cözünürlük falan ayri meseleler tabii.

657 sayılı Devlet memurları Kanunun ek 20 maddesinde "Devlet memurlarının görev yaptıkları kurum ve hizmet birimlerinin bulunduğu yerleşme merkezlerinde (mücavir alanları dahil belediye ve köy hudutları içerisinde) ikamet etmeleri esastır.
Devlet memurlarının görevini aksatmamak kayıt ve şartıyla birinci fıkrada belirlenen hudutlar dışında ikamet etmelerine mensup oldukları kurumun yetkili amirince izin verilebilir.
Devlet memurları, ikamet ettikleri il hudutlarını tatillerde ancak yetkili amirin izniyle terkedebilirler."

@santiago nasar,

o kural değişti. artık il dışına gitmek serbest. ama yurt dışına gidiliyor mu?

yurtdışı hala izine tabi. okulunuzla konuşsanız ve bir günlük de mazeret izni alsanız olur gibi geldi.

Yurtdışına çıkış iznini okul vermez, valiliğe kadar uzar gider.

Millet doktora sormadan ilac alir sen doktorun verdigi ilaci almiyorsun.

Agrilarini hafifletmek icin o ilaclar. Kendine dikkat eder ve boynunu zorlamazsan kisa surede toparlarsin. Ilaclari almazsan agri cekersin. Keyfin bilir.

Verdigi ilaclar antiinflamatuar, kullanin, onun disinda doktor baska bir sey onermedi mi/soylemedi mi?

Hayır, onun dışında bike söylemedi. Yıllardır çekiyorum hastalıktan beni 1 dk dahi dinlem,eden teşhis koyup ila. Yazıyor adamlar.

İlaçlar geçici rahatlatır, bir süre için oradaki ödemi çözer. İlaçları kullan bitir. Ama boynunu korumayı öğrenmelisin. Aşağıdaki linklere bir göz at. Bir de ortopedik bir yastık kullan. Geçmiş olsun.

sakur.uludag.edu.tr
sakur.uludag.edu.tr
sakur.uludag.edu.tr

Ne davası hemen gaza gelmeyin yaw, halledilir o, size de sözleşme vermişlerdir onu da götürün, telekom müdürlüğüne gidin o şekilde halledersiniz.

Bana sözleşme vermediler. Ben de akıl edemedim istemeyi...

o zaman haketmişsin cezayı

Şimdi iste verirler.

Önce Telekom'a bir dilekçe ile başvurup sonucu makul bir süre bekleyin. Dilekçeyi verdiğinizde ortalama ne kadar bekleyeceğinizi sorarsanız faydalı olur. Eğer makul sürede cevap çıkmazsa veya olumsuz çıkarsa hiç vakit kaybetmeden tüketici hakem heyetine gidin.

öncelikle gidip bi dükkanda deneyin. kendinize yakışan tarzı stili beğenin ardından netten buna göre arama. Hatta e-bay'e güvenme.

1. Daha yaratıcı olmalı espriler.
2. Dükkanda deneme şansım yok. Küçük, ücra bir kasabadayım. Hem de internetten almak oldukça ucuz.

www.ray-ban.com

Siteden öte; büyüklüğü kestirmek çok güç olabiliyor, boyutlarını da yazan bir yerlerden bakıp istediğiniz ölçüler ile kıyaslayabilirsiniz. Benim en son aldığım 2 gözlük fotoğrafta göründüğünden çok daha büyük olduğu için bir kenarda duruyor, hiç kullanmadım.

il dolce suono - lucia di lamarmoor diye bir bak bakalim

o değil, onu çok iyi biliyorum.

yani ders kaydı yaptırmalı mıyım?

it doesn't work that way

yani bu işler öyle yürümez. hani'nin tam karşılğını bulamazsın, yani bu bağlamdaki karşılığını...

you were supposed to come yesterday.
weren't you supposed to come yesterday?

zorlarsak suppose burada hani'nin yerine geçiyor.

how come olabilir mi? emin değilim.

"how come" benim de aklıma geldi ama pek olmaz gibi, olumsuzla birlikte kullanılması gerekiyor hem. o da "nasıl olur da/oldu da dün gelmedin" gibi bir şeye denk düşüyor.

hani zaten ingilizcedir.

(bkz: honey)

you have promised that you would come?

you would have come yesterday!

burada hani yok ama türkçeye "hani dün gelecektin!" diye çok güzel bir şekilde çevrilebilir bence :D

you were supposed to come yesterday, weren't you?

bunu dersen hani weren't you olabilir bence.

o sorduğunu anlam olarak en iyi ifade etmek istersen
"I thought you were coming yesterday"
yok ben kelime kelime(mot a mot)çeviricem dersen, öyle bişey yok.

throat singing deniyor yanılmıyorsam.

Türk haklarından Tuva'lar da bu tür müzikler yapıyor... huun huur tu, ay kherel gruplarına bakın bir de...

ross daly ye de bak....

o grubun ismi altan urag, aradiginda bulunuyor albümün tamamı.

formasyon alıp öğretmen olanların derecesini etkiliyor da formasyon olmadan öğretmen olunuyor mu?

Evet, Fen-Edebiyat mezunlarının yaptıkları tezsiz yüksek lisans bir kademe veriyor. Bana göre saçma ama, böyle.

Kademe almak için asaletiniz tasdik edildikten sonra (memuriyete girişten bir yıl sonra) tezsiz yüksek lisans belgenizi bağlı bulunduğunuz milli eğitim müdürlüğüne tesliminiz yeterli.

Ben Tezsiz Yüksek lisans yapmadım. Pedagojik formasyon eğitimi sertifika programına gittim. 2010-2011 döneminde böyle oldu. Bu da derece arttırabiliyor mu?

uykunu düzene sok, her öğünde normalde yediginden fazla yemeğe çalış

uyumadan önce hamurlu şeyler ve uyku aralarında (bende doğal olarak oluyor) abur cubur ye

önce bi sağlık ocağında tiroidini ölçtür. (bugün de ne çok tiroid dedim be. doktor değilim)

yağlanarak kilo alacaksan hiç alma şu anki halin daha sağlıklı bunu bilesin. acil olarak et süt yumurta tüketimini artırıyorsun tiroid hormonunu ölçtürüyorsun tabi yemeye devam. sütün yağsız hatta laktazsız olanından 1 litre içebilirsin günde sabah uyanır uyanmaz 4 yumurta beyazı yemeni tavsiye ederim yiyemiyorsan su ile yut. ton balıklı salata ve beyaz et ilk tavsiyem karbonhidrat içinde makarna. en can alıcı nokta spora başlıyorsun dostum, no pain no gain. kimsenin elinde sihir değnek yok vücudunu zorlayıp güçlenmelisin kilo almalısın.

bi ay içinde 5 kilo almak düzensiz beslenmedir, sağlıklı değildir.
iyi bir diyetisyene gözük derim.

ben de çok zayıftım ve kilo alamıyordum.
daha sonra bunun psikolojik gerginlikten olduğu ortaya çıktı.
psikoterapi aldım ve kaslarım gevşedi, gelişmeye başladı.

eğer aşırı bir zayıflık varsa ve hiçbir şekilde kilo alamıyorsan psikolojik nedenleri de değerlendir.

kesinlikle yağlanarak kilo almaya çalışmıyorum, zaten iki aydır spora gidiyorum, şu an yurtdışında olduğumdan uyku düzenim değişti, anne eli değmiş yemekler
olmayınca ve üşengeçlikten dolayı kilo vermece oldu. psikolojik bir neden yok, öküz gibi yemek yeyince ve uyku düzeni oturunca kilo alabiliyorum ama uyku düzeni bozulunca hop eriyor bi anda kilolar.

sigara içiyorsan bırak. body yapabilirsin hocalar zaten sana takviye bir şeyler verirler. şimdi neden body diyorum. kilo alıp da bunu vücuduna düzgünce yaymanın en kolay yolu olduğu için. mesela ben 24 yaşındayım senin yaşında aynen 65 kiloydum. sigarayı bıraktım şimdi 75 kiloyum ama kilo sadece götte göbekte. kollar falan aynen sanki hiç kilo almamışım gibi. abur cuburla kilo alırsan aynen bu duruma gelirsin ve hiç bir işine yaramaz önemli olan düzgün kilo almak.

tabii ki de fast food olayını abartman gerekiyor. mesela hemen "super size me" adlı belgeseli izle, sana yol gösterecektir.

1. evet. şirketin kayıtları derken nasıl olacak o? kayıtlı pcleri delil olarak gösteriyorsunuzn (çıktıları verin. sonra gerekirse bilişim suçları masası pcleri alır ve inceler gerçek mi diye)
2. ses kayıtlarında bildiğim kadarı ile "ses kaydı yapılmaktadır" denmiyorsa olmuyor. ama bunda duruma göre değişebiliyor olabilir.

1. hayır. msn yazışmalarının kayıtları kendi bilgisayarınızda ve düz metin olarak tutulur. notepad'de bile açıp içeriğini ve tarihini saatini her şeyini kafanıza göre değiştirebilirsiniz. hiçbir geçerliliği yok.

2. habersiz ve izinsiz telefon konuşması kaydetmek suçtur. bunları da hiçbir şekilde delil olarak gösteremezsiniz.

bilmiyorum da meraktan soruyorum sonuçta notpad ile açsan bile düzenlemene tarihlerinden yeniden yazılma tarihi gözükebiliyor ona göre bir işlem uygulanamıyor mu ?

peki ben emniyette desem ki:
şu numaralar arasındaki görüşmeler kanıttır.
operatörlerin kayıtlarına başvurabilir mi emniyet?

386dx dosyanın düz metin olarak tutulması önemli değil. çok ciddi şekilde dosyanın değiştirilme ilk kayıt vs gibi zamanları ile bir dokümanı belge olarak değerlendiriyorlar. bu nedenle pcdeki herhangi bir belgeniz içeriği gerçek ise delillerden biri olarak kullanılabilir. ancak davanın sonucuna gitmenize yeterli delil olur mu ona hakim karar verir zaten.

MSN konuşmaları MS'in bir datacenterında tutuluyor olması lazım yanlış mı biliyorum acaba?

logların içeriği rahatlıkla değiştirilebilir, yazılmamış şeyler yazılmış olarak bile gösterilebilir.

dosya özelliklerinde yazan değiştirilme tarihi vs. de google'dan bulacağınız basit ve ücretsiz bi yazılımla değiştiriliyor.
her şeyin elektronik olduğu bi ortama %100 güvenlidir ve sağlamdır demek imkansız.

ama ülkemizdeki bilir kişilerin bu konudaki bilgisi sınırlı olduğu için delil olarak kabul edilebilir duruma göre, avukatlara falan sormak lazım...

valla encase gibi uygulamalar o basit programlarla yapılan şeyleri kolaylıkla buluyor. (tecrübe ile sabittir)

encase'in mantığı anladığım kadarıyla dosyaların bi önceki hallerini de diskte bulabiliyor olması. ccleaner'ın bile "boş alanın üstüne 35 kere yaz" gibi seçenekleri mevcut, yapabileceklerinizi siz düşünün kombinasyonlar bitmez...

konudışı: lulzsec zamanında fbi gibi kuruluşların login bilgilerini çekip txt olarak dünyaya yaydı, basit bi log dosyasını manipüle edip üstünü örtmek de imkansız olmasa gerek ;-]

386 dx ve Rawkon'un dediği gibi herhangi bir msn log kayıdı el ile oluşturulabilir, oluşturulma ve değiştirilme tarihleri ile oynanabilir.

evet, bunu oluştururken en ufak bir hata yapılmışsa bile ortaya çıkarabilecek uygulamalar var. ancak bunları hazırlamak hem zor bir iş değil, "tecrübe ile sabittir" demek yetmiyor.

karşıdakinin hattı avea olabilir?

avea değil, Turkcell...

bana da oluyor bazen,telefonu kapatıp açıyorum düzeliyor.

faturasızsa hattın, kontörün bitmiş olabilir

Kontör sorunu değil, diğer no larla konuşabiliyorum.

özellikle avea'da oluyor bazen 2-3 kere arayınca düzeliyor.

Tamamen Türk usulü olacak ama telefonu kapatıp açsan düzelir belki, eski telefonlarda düzeliyordu öyle.

Elissa, haifa wehbe, joseph attieh...bak bunlara. Lübnan'lı arapça pop şarkıcıları en iyisidir bunda. 1 yıl yaşadım orda!
Şu youtube grubunda çoğunun klipleri vardır:
www.youtube.com

benden de bir "amr diab" gelsin albümlerinin hepsini indir hepsi de çok güzel,üstelik akdeniz ezgileri de mevcut.

biraz geleneksel olsa da Feyruz'u mutlaka dene... onun da kıpır kıpır şarkıları var...

www.youtube.com

www.youtube.com
beğenmezsen para yok : ))

Faudel, Cheb Khaled, Rashid Taha. 1 2 3 Soleils albümünü tavsiye ederim.

electro-arabic tarz düşünürseniz beats antique çok iyidir derim ben.

radio tarifa tavsiye ederim
arap ve ispanyol ezgilerinin karışımı.. değişik kafa şukela..

ispatınız?

havale yapmış olmanız ispat olur mu? sanmam. adam dese "onun bana borcu verdi ödedi" ? . kaldı ki bir insana havale yaptınız diye, olmaz ki.

neyse geçmiş olsun.

kesinlikle çok uğraştırır. yakalansa dahi şahsi borcu vardı deyip işin içinden çıkabilir bile bence.

edit: aklıma geldi de dolandırıcılık suçundan dolayı takibe alınabilir yalnız. evet bence polise gidiniz. yoksa her aklına esen hesabına bi şekilde havale yaptırıp sonra borcu vardı deyip işin içinden sıyrılsa ohoooo... yinede umutsuz vaka olduğunu düşünüyorum lakin. geçen sefer sorduğunuzda müdahale etmek istemedim, söylenmesi gereken herşeyi arkadaşlar söyledi ama siz dinlememiştiniz..

:( sen bu olayı yazmıştın.ben sana cevap verdim mi hatırlamıyorum ama içimden yazık oldu diye düşünmüştüm.öylede olmuş.

havale yaptığın için alacaklı durumdasın resmi olarak.avukat falan uğraşırsan haciz davası açarsın ama orospu çocuğu orospu çocuğudur.acımayın abi kimseye bırrakın anası sikilsin.uzmanım ben bu konuda.kendim yapamadığımdan size söylüyorum.kendi paranızı kendiniz yiyin.ağlayana zırlayana vermeyin.meslek ediniyorlar bir süre sonra.

ha bi de sebepsiz zenginleşme diye bir şey var ki çok uğraştırır gerçi

hiç bir şey olmaz,,,sanırım geçen yine bu konuda başlık açan sendin,,,,adamın internet şifresi sendeymiş, mobil onay cep şifre vs. diye güvenlik önlemleri var artık + sana 4.000 lira için kazık atan adama borç niye verirsin, parayı kolay kazanıyorsun belli, ya 2011 azcık dikkat ya, heryer şerefsiz heryer dolandırıcı,,,,,polis abi ben 4000 lira verdim adam geri vermiyor mu diyeceksin ortada senet sepet yok,,,madem 4000 liran gitti, paraya kıy azcık daha 3 tane adam bul yanına git benzet orospu çocuğunu...

önceki duyurunuzdaki son yorum:

"yapmaaaaaa. yapma. senet al önce.
compadrito [ek$i sözlük yazarı] (23.11.11 21:41:04)"

film gibi yav. dinlememişsiniz anlaşılan. geçmiş olsun, yapabileceğiniz bir şey yok gibi görünüyor. yine de gidin polise siz, anlatın bi bakalım. belki uğraştırırlar adamı. ama dalga falan geçerlerse agresifleşmeyin sakın, sakin olun :)

bi insana son şans vermişsiniz ayrıca. değerlendirememiş ne yazık ki. yine de güzel bir şey bu yaptığınız. yok dizinden aşağısını vur, yok adam tut dövdür gibi şeylere de kulak asmayın.

Sevgili dostlar,

artık bir açıklama yapmam lazım. o hatayı yaptığımda kafam son derece dağınık ve karışıktı. diğer sorunlarımdan ve baskıdan dolayı iyi düşünemedim ve gevşek davrandım. bir anlık bir gaflet gibiydi.

para bir tarafa, nasıl gaflete kapıldım ve nasıl güvendim diye kendime kızıyorum. riski göz ardı ettim. en kötü ihtimali düşünmedim.

şimdi ne yapsam bilmiyorum. en çok, bu durumu ailemden saklamak zorunda olduğum için vicdan azabı çekiyorum. bu yüzden parayı kısmen de olsa geri almak istiyorum. tanıdığım emniyet mensupları var. belki yardımcı olurlar. arayıp soracağım.

sana avukat ve bir insan olarak daha önce yazdığım cevapları buaraya yazmadan önce bu duyuruyu sil ve üyeliğini de iptal et. Ben ve bir çok insan sana adeta yalvarırcasına yapma dedik. Sen ne dedin ? ; yea 4.000 tl yea gitse ne olur. O zaman ağlama. Çok sinirliyim . Adımı adtesimi istersen veriyim özelden. inan ki hiç üzülmedim aferin arkadaşına. inşallah bu da bir trollük yöntemi değildir. oh olsun.

Bir Avukata gidin öncelikle ve birlikte içinde suç unsuru barındıran bir senaryo oluşturup bu şekilde savcılığa şikayette bulunun.

o zaman, yani önceki duyurunda bi de şunu yazmışım:

(bkz: merhametten maraz doğar) atasözünü uygulamalı olarak tecrübe etmek istiyorsun. durumun özeti bu. karakterinin sağlam olmadığını bildiğin bir adam için neden böyle bir şey yaparsın ki?

compadrito (23.11.11 12:22:16)

(bkz: dersini almış da ediyor ezber) türküsünü söyleme zamanı şimdi.

istisnai olarak söz dinleyen gençler bu tür zararlara uğramaz. çoğunluk ise büyük sözü dinlemez ve "tecrübe" etme yolunu seçer.

band yapıştır.

vida da kullanabilirsiniz.çapa tarafındaysan bende var matkap.ödünç verebilirim

@arafa teşekkürler,
diyarbakır.dayım. ama kargoyla gönderirsen, işim bittikten sonra geri kargolarım :)

matkap olsa daha temiz olurdu. madem matkap yok önce yıldız tornavida gibi sivri uçlu bir şeyle gücünün yettiği kadar duvarda minik bir oyuk aç ondan sonra çak çiviyi.

en güzeli şeffaf seloteyp bant yapıştırıp onun üstüne çakmak, sonra da bandı dikkatlice sökmek.

+@kibritsuyu, eğer önüne bantı gizleyebilecek bişy asacaksan hiç sökme bence. eğer duvar çatlamışsa kopan parçalar bantla gelir eline, aynıya gelir. bırak kalsın bant.

çiviyi duvara tam düz değil de, hafif açılı çakınca sıva dökülmez derdi babam.

sıvayı geçecek kadar bir tornavida veya kontrol kalemi ile del, sonra çak. ben yaptım oldu.

beton çivisi (veya en azından sağlam bi çivi) olduğundan emin ol. sarı olurlar genelde. ağır bişi asacaksan da illa ki dübel gerekir.

çaydanlık tencere vs yanık kokuları için en güzel çözüm tencerenin içine su ve sirke koyup kaynatıcaksın, sonra sirke kokusunu almak için tencereye yine su koyup içine biraz türk kahvesi koyup kaynatacaksın, mis olur.

koku daha çok eve sinmiş. evi nasıl arındıracağım?

ıslak bir bezin üstüne sirke dök ve kaloriferin üstüne koy bu bezi.

günün belli saatlerinde '' ceryan yaptırmak '' dediğimiz kavramı kullan. bir de temizlik yapman lazım etrafı hoş kokulu birşeyle temizlersen eskisinden daha iyi olur bence.

annem balık kokusu için cezvenin içinde sirke kaynatır ama o balıktan daha leş kokar

cevzeye biraz su ve yumuşatıcı koy, kısık ateşte kaynat.

soracııımmaaaa limon, portakal ya da mandalina gibi bi narenciye kabuğunu ocağın üstüne yerleştir onu yak.

bir de şu koku giderici spreyler var. kokuyu kapatmak için çiçek böcek kokusu olanlar değilde, kokuyu hapsedip yok edenler.

geç biliyorum ama en ideali, tencerede gazete kağıdı yakarak, odalarda dolaş, inanamayacaksın

iyi de internet şubesine girerken şifre dışında mutlaka bir ek güvenlik şifresi daha istenecektir. bunu nasıl aşmayı planlıyorsunuz?

@kedili madam,
tüm şifre ve parolar bende. girebiliyorum.

o zaman ziraat bankasından internet bankasılığına bulaşmamak gerek anladığım kadarıyla. giriş esnasında üretilen, tek kullanımlık, genelde cep telefonuna sms olarak gelen bi şifre olur ya onu nasıl verebildi ki arkadaşınız size? daha kendisinin bile bilmediği şifreyi yani.

ayrıca madem tüm şifreler var, tam o gün yatıcağını tahmin ettiğiniz saatte girip kendinize havale yapın.

ayrıca merakımdan soruyorum: insan bu kadar güvensiz olduğu birine neden geri almak istediği bir meblağı borç verir. hani deseniz ki yanarsa yansın o para ben arkadaşıma yardım etmiş olayım onu zaten anlarım. ama geri alabilmek için de uğraştığınıza göre demek ki önemli bir miktar. neyse bana ne tabi ki ama merak ettim işte.

internet bankacılığında extra bir şifre gönderiyorlar cep telefonuna. bu sorun olabilr. ama belki internet ankacılığına girerek kendi telefonunu tanımlayabilirsin, belki işe yarar.

hiç ziraat bankası internet şubesi görmedim,

ama gördüklerimin hepsinde ileri tarihli para transferi tanımlayabiliyorsun.

atıyorum, 1 aralık 2011 saat 9.10'da kendi hesabına belirlediğin bir miktarı direk eft/havale emri verebilirsin.

ama denildiği gibi, tek kullanımlık şifre kullanmadan internet şubesine giriş yapamazsın. tek kullanımlık şifre bankaya özel bir uygulama değil, yasal bir zorunluluk.

Ziraat internet şubesini kullanıyorum. Cebine şifre geliyor giriş onunla mümkün, bunun dısında kullanıcı No ve parola ve şifre gerekli. Lanlanlan in söylediği mümkün ileri tarihli eft yapılabiliyor. Ama para transferi o hesaba ilkkez oluyorsa onun için de ayrıca cebine bir şifre geliyor.

atm şifresini değiştir. parayı çekemez böylece.

edit: şimdi baktım. internetten atm şifresi değiştirilemiyor galiba. bi de sms ile bilgilendirme diye bir şey var ama bilmiyorum ne işe yarıyor.

@mimikikili sağol, yaşar nuri'nin çoğu kitabını okudum; kur'an'daki islam'ı da okudum. saçmalık var mı diye sormamıştım aslında; ama olsun.

açıkcası din min pek takıldığım şeyler değil ama yaşar nuri'yi okumaktansa cübbeli ahmet hocayı dinlemeyi yeğlerim adam bilimsel anlatıyor.

(bkz: kuran'ın bug'ları)

Ne dirayetsiz adammışsın arkadaş? "Kur'an'da saçma bulduğunuz ayrıntılar nelerdir" diyorsun, ardından "Saçmalık var mı diye sormamıştım" diyorsun. İnsan kalkıp da "Aslında buradan yazılan mantıklı ama ben saçma buluyorum" der mi? Bi' b.. yiyorsunuz, bari sözünüzün arkasında durun.

@AhmetVural1987,
"saçmalık var mı" diye sormuyorum net bir şekilde, dirayetsizlikle nasıl alaka kurdun? zahmet edip allah'ın sana yazdığına inandığın kitabı biraz (objektif bir gözle) okursan verdiğin cevaptaki ironi dolu yediğin b.ku net bir şekilde görebilirsin.

kuran'daki saçmalıkları soruyorsam; "kurandaki saçmalıkları soruyorum" demektir; "muhammedilerin kendilerini ikna etmek için ne kadar çaba göstereceklerini öğrenmek istiyorum" demek değildir.

bu tür yaptığı iyiliklerin bi tarafında patladığı bir ailenin ferdi olarak, arkadaşının insafına kalmışsın.

aylık senet al.

Aylık senet aldım diyelim, o senedi ödemediyse ne yapacağım? onu ödemeye zorlayacak şey ne olacak?

Ayrıca şu an farklı şehirlerdeyiz bu durumda senet yapabilir miyiz bir araya gelmeden?

Öncelikle evet iyi yapmışsınız ve aranızda bir araya gelerek tanzim edeceğiniz bir senet yeterli olur.İsmi altına imzalı bir senet alırsan herhangi durumda er ya da geç tahsil edebilirsin.

senedi ödemezse icraya verirsin.

doldur senetleri postala imzalayıp geri göndersin sana.
Asla o parayı alacağının garantisi yok ancak en azından caydırıcı bir yöntem olur elinde evrak olur, sıkışırsan avukata verirsin arar o da olmadı icraya verirsin vs. yasal hakların olur en azından. Bu tarz bir evrak almadığın koşulda hiçbir şansın yok.

icraya verirsin. icra maaşına haciz koyar

(bkz: merhametten maraz doğar) atasözünü uygulamalı olarak tecrübe etmek istiyorsun. durumun özeti bu. karakterinin sağlam olmadığını bildiğin bir adam için neden böyle bir şey yaparsın ki?

tüm borcu için bir senet al. bu senedi icraya koy. tebligatı alsın ve kesinleşsin. daha sonra kendisi gelsin ve borcu kabul ettiğini ve her ay maaşından x miktarda kesilmesine muvafakat wettiğini vee ilgili belgenin kurumuna yollanmasını talep eden bir dilekçe yazsın icra müdürlüğüne. aksi takdirde kesinlikle sağlama almış olmazsın. maaşı var diye güvenme,başka biri senden önce haciz koyarsa (ki bu danışıklı döüş bile olabilir) sen asla paranı alamazsın. ayrıca takibi kesinleştirerek her an bir malına hızlı bir şekilde haciz koyma olanağına da erişirsin.
sakın olaki ben bunu teklif edemem, ayıp olur gibi bir düşünceye girme. senin gibi bir adama domalmasını istesen bunu dahi yapması lazım. asla taviz verme. sakın. diğer her türlü yöntemlerin kesinlikle bir kaçış yolu var. seninkinde sadece memuriyeti bırakırsa alamazsın paranı.

compadrito ve ground' a katılıyorum. henüz parayı vermediysen, hareket tarzın bu olmalı. tüm borç için tek senet al ve ground' un dediğini yap.
durumun ne olduğunu tam olarak bilemesem de, aklıma takılan bir soru var. madem bu arkadaş devlet memuru, niye kendisi kredi çekmemiş de tefeciden borç almış? bunu bir düşün öncelikle, olur mu?

yine de yaptığın/yapacağın çok iyi bir şey. borç olarak veriyorsan, böyle yapmalısın. ödemese de sorun olmayacaksa senin için, dilediğin gibi ver işte.

çok basit bir sözle olaya katılayım, "acıma acınacak hale düşersin". çekme kredi falan, çektiysen verme. verdiysen senet falan hikaye, maaşının en fazla %25 ine haciz koydurursun, başkaları koymadıysa. kaldı ki böyle sorunlu birinin işinin de garantisi olmayacaktır. umarım vermemişsindir.

@july,

kredi çekemiyor. maaşının büyük bölümü hacizde... internetten kumar oynayıp borçlandı. her şeyi sonuna kadar kuruttu. bu onun son şansı. Bu sefer de toparlanmazsa artık işi çok zor.

az buçuk tahmin etmiştim, karar senin. yardım etmen çok iyi, umarım üzülmezsin. kumar alışkanlığı konusunda bir şey demesem daha iyi. belki yaşadıklarından ders alır, tövbe eder, seni de üzmez.

maaş aldığı bankanın kartına el koy. kredi taksiti kadarını al geri kalan parayı arkadaşının başka hesabına yatır. oradan kendi kullansın.

sevgili el magico,

iyi fikir. bunu düşünebilirim.

ben de şöyle düşündüm. ondan ziraat maaş hesabını internet bankacılığına açmasını istedim. anlık şifre için benim cep numaramı verecek. parola ve şifreyi bana yollayacak. ben giriş yapıp şifreyi falan değiştrdikten sonra parayı ona yolluycam.

sonra internet şubesinden her ay benim hesabıma kredi taksidi kadar otomatik eft(havale?) talimatı vericem.

ve sık sık internetten açıp bir değişiklik varmı diye bakıcam, talimat değişiş mi, şifre geçerli mi vs...

maaşını yatan bankayı değiştirmesi zor değil. bence sen şimdiden aylık ödeme planına bunu da ekle. sen de biliyorsun sonunda sana patlayacağını. bir de cinsiyetiniz hakkında bir fikrim yok ama gönül işlerinden dolayı bu yükümlülüğün altına girmiyorsundur inşallah.

tefeciden para alan sonra da ödeyemeyen ve herşeyi satıp savıp başka şehre taşınmayı düşünen birisi kafası rahatladıktan sonra arkadaşını fln pek takmaz gibi geliyor bana. paran var ya abi beni zora sokma şimdi diye diye seni peşinden koşturur.

senet yaptırsan ve arkadaşın ödemezse mahkemeye verip onun masraflarıyla fln uğraşıp paranı 1 yıl sonra almakla uğraşır mısın?
ve ayrıca arkadaşına bunu yapabilir misin?
bankanın tefeciden daha acımasız ve kuvvetli olduğunu biliyor musun?

locco + 1

karşınızdaki "tefeciden borç alıp geri ödemeyen ve bugün memuriyetten istifa edip başka şehre kaçmayı planlayan" birisi. iyi niyetli bile olsa, "zor oyunu bozar." maalesef hayat şartları artık bu. bu yüzden senet sepetten bahsetmeyip arkadaşının insafına kalmışsın demiştim. ha yine de al senedi sepeti, elinde belge olsun, 1 senede ya da 3 senede alırsın paranı...

şu andan itibaren maaşına sen haciz koyduramaz mısın? sanki gecikmiş borcu varmış gibi senet imzalasanız. sen de maaşına haciz koydursan, he ay maaşından kesilip direkt sana gelse para? olabilitesi var mı bilmem ama çıkar bi yol sanki bu. bunu yapabilirsen kaçsa da göçse de para gelir sana.

krediyi çektim ve arkadaşıma yarın göndericem. senet falan işine girmedim. sadece internet bankacılığı şifre ve parolasını aldım. maaş hesabını kontrol edebileceğim. 18 ay sonra, borcun bana geri ödemesinin bitme zamanında tekrar buraya yazacağım. bakalım ne olacak! umarım pişman olmam.

yapmaaaaaa. yapma. senet al önce.

Twitter'den mesaj at. Onlar seni arasın. @TTNETdestek

Sınırı aşmış olmayasınız?bende ttnetteym korktum şimdi.

@aerith,

sınır aşma değil. zaten başka bir şehire taşındığım için bir saniye bile kullanmadım interneti. 2 yıllık taahhütüm olduğu için kapattrmadım henüz.

aynı zamanda, faturamda tarifenin NET4'ten NET6'ya değiştiğini görebiliyorum.

benim tarifemi de uzun süre önce yeni abonelere kapatılan 49 tl'lik 1 mbit limitsiz'den "netlimitsiz indirimli" tarifesine yükselttiler ekim ayında ve bunu bana haber vermeden yaptılar.

az önce online işlemelerden faturama baktım ve şok oldum: 104 tl. iyice bokunu çıkardılar artık.

Korkunç.Ne yapılmalı bilen varsa yazsın aman ya..
Biz şuan limitsiz 2 yıl kontratlı kullanıyoruz.2 ay bedava geri kalanı 55 miydi neydi.Mahkemeye kadar yolu var bunun bence.Yoksa şu okumadığımız bir sürü yazının arasında mı geçiyor?Hani kontrat imzalarken falan?Bak çok huylandım şimdi

türkçe kısa videolar var. ingilizceleri izleyin. zaten "şunu yaptım bunu yaptım" diyor ingilizcelerinde de. öğrenrisiniz. ne yapmak istiyorsunuz kısaca tarif edeyim.

biraz program kültürü ve yorum yapacak kadar ingilizce işini görür.

@ben smyrna,
dostum daha önceki bir duyurumda yazmıştınız kısaca ama anlamadım ne yazık ki.

programı bilmediğim için biraz daha açık bilgi lazım.

yapmak istediğim şu:

mesela 20 dk.lık bir video var. bunun 7 dk - 36 sn.den 16 dk. 56 sn.ye kadar olan kısmını kesip yeni bir video olarak kaydetmek istiyorum.

video avi formatında ve Oynat'tığım zaman programdaki ekranda görüntü çıkmıyor. Bunun nedenini de anlamış değilim.

yardımcı olursanız sevinirim. tşk.

programdaki ekranda görüntü olmamasının nedeni codec olmalı. ancak vegas sevmediği formatı hiç açmaz. ancak yine de bi dene bence codec pack yüklemeyi.

diğer cevap aşağıda.

şimdi senin verdiğin örnek üzerinden değil düz rakamlar ile açıklayacağım ki kolay anlatayayım. şu videon olsun ve üzerindeki rakamlar 1. dakika 2. dakika 3. dakika diye gitsin...

0--------1--------2--------3--------4--------5--------6--------7--------8

mesela sen 2 ile 6 dakika arasını almak istiyorsun.
bu durumda time line üzerinde videonun önce 2. dakikasına sonra 6 dakikasına işlem yapacaksın. şöyle olacak.

0--------1--------2|--------3--------4--------5--------6--------7--------8
2. dakikaya gelip S tuşuna bas. video kopacak (split)
hiç bir şey yapmadan 6'ya git.

0--------1--------2|--------3--------4--------5--------6|--------7--------8

şimdi 3 parçalı bir videon var. 0 ile 2. dakika arası. 2 ile 6 dakika arası (lazım olan) ve 6 ile 8. dakika arası.

şimdi öne 0-2 arasında her hangi bir yeri tıkla (videoda) ve delete tuşu ile sil. sonra aynı şeyi 6-8 arasında da yap. timeline'da sadece 2-6 arası kalacak. bunu da iyice sola yasla (eğer auto ripple özelliği açık ise zaten kendiliğinden sola gider. ama gitmezse sen çek) şimdi sana lazım olan video hazır. bunu render etmen gerek. bunu da file menüsünden render as ile yapacaksın. eğer youtube'a falan yükleyeceksen en güzeli mp4. videonun orijinalinin bitrate ve çözünürlüğünden büyük render yapmanın manası yok. o yüzden asıl videoya windows üzerinden bak kaç kbps imiş. ona en uygun render yap.
render dakika başına 3-5 dakika bile sürebilir. yani 1 saatlik video ise (kestiğin kısım) 1.5 saat bile sürebilir. tabi i7 işlemcin falan varsa bilemem :)

takılırsan ara(?!) :)

goo.gl codecleri için bunu indir kur. pcyi kapat aç.

www.youtube.com

www.youtube.com

www.youtube.com

www.youtube.com

www.youtube.com (bunu idare et artık)

www.youtube.com

www.youtube.com

www.youtube.com

www.youtube.com

www.youtube.com

www.youtube.com

www.youtube.com (bunu da idare et)

www.youtube.com

www.youtube.com

www.youtube.com

www.youtube.com

www.youtube.com

www.youtube.com

www.youtube.com

www.youtube.com

www.youtube.com

www.youtube.com (lütfen kızma bana)

www.youtube.com

www.youtube.com (naapıyım, kendimi alamıyorum)

www.youtube.com (arada bir bu da lazım)

www.youtube.com

www.youtube.com

www.youtube.com

www.youtube.com

www.youtube.com

www.youtube.com

www.youtube.com (arada bir olur öyle)

www.youtube.com

www.youtube.com

www.youtube.com

www.youtube.com

www.youtube.com

www.youtube.com

www.youtube.com

www.youtube.com

www.youtube.com

www.youtube.com

www.youtube.com

havadaki oksijeni yakar. ufo alarak çözebilirsiniz, o oksijeni yakmaz.
yakıp yakıp odayı havalandırmak desem parayı havaya atmış olursun, bu yüzden bataniyeye sarıl :)

havayı kuruttuğu için.
üstüne bi kase su koy (hatta bazılarında bunun için özel yerler var). kasenin ısıya dayanıklı bişey olmasına dikkat et.
odaya ıslak çamaşır as.
arada kettle su kaynat.
marketlerde kalorife peteklerine asmak için su hazneleri var, onlardan al ama elektirikli ısıtıcıya nası asılı bilemedim.

ufo mu?

ufo değil, kumtel.

Kafana baktırtma, boyun altına hedef aldır. Ufolar ve klima da bende delik gibi baş ağrısı yapıyor.

sarımsak. ortadan kes bıçakla şeritler çiz suyunu salıcak, onu merhem gibi sür sarımsak ile.

asiviral sürüyorum ben sabah uyanır uyanmaz hissettiğimde.

en son aseton denedim epey kuruttu ama tabi yara oldu yine illa ki.

Zovirax

önlem için asiviral, tedavi için zaman.

bu soru çok popüler :)

zovirax gibi bir ilaç kullanmak.
bağışıklık sistemini güçlendirmek ve kuvvetli tutmak.

vectavir ya da asiviral. etken maddeleri farklı iki uçuk kremi. bende bazen biri bazen diğeri etkili oluyor.
ayrıca sıcak. derler ya tahta kaşığı ısıtıp dudagına yapıştır. ben onun yerine çay kahve bi sey içerken ucugun olduğu yere değdiriyorum. yanıyor tabi ama etkili.

erkeğim, ufak bi nokta fondoten sürüyorum uçuğun üzerine kuruttuğu için bi kaç saat içinde düzeliyor

(bkz: vectavir)

karbonatı suyla karıştırıp sürünce hemen kurutur

moderatör bu yazdığımı silecek ama yine de yazayım. siz hiç mi cevaplara tik atmaz mısınız yoksa duyurunun böyle bir özelliği olduğunu mu bilmiyorsunuz?

www.eksiduyuru.com

atarım elbette tik. ama acelem yok. siz de acele etmeyin.. :)

girmek istediğin enstitünün web sitesinde şartlara bak; git hocalarla, asistanlarla konuş.

en önce para biriktirmen lazım. 15bin-20küsürbin lira tezsiz yüksek lisans. ales yüksek olursa büyük avantaj.

tezsiz yüksek lisans kalktı artık yok bilgin olsun. her okulun koşul farklı. gop'un alımı var şu an sitesinden bakabilirsin.

@kutsal bilgi kazanı
ilk defa senden duyuyorum. kaynak gösterir misin?

Uzaktan eğitim tezsiz yüksek lisanslar mevcut. Okula doğrudan gitmeden pc üzerinden online hocalarla ders yapılabiliyor. Örneğin Gazi üniversitesinde var.

www.ue.gazi.edu.tr

koşullarda linkte mevcut.Diğer okullarda da benzer programlar mevcut.

Tezsiz yükske lisans kalktı diyen arkadaşlar söyledikleri laflara bir kaynak göstermeli, insanların umutları ile yorum olsun diye oynamak ayıptır.

bu uzaktan yüksek lisans askerlik tecilinde işe yarıyor mu?

Hiç bilgim yok ama uzaktan eğitim dahi olsa online olarak derslere devam mecburiyeti belli bir oranda var. Yani bence yarayabilir, en sağlıklı bilgiyi linkteki iletişim numaralarını kullanarak öğrenmek lazım.

kimsenin umuduyla oynadığımız yok arkadaşım bir şeyi tam öğrenin.
tezsiz yüksek lisans (pedagojik formasyon)öğretmenlik için getirilmişti artık uygulanmıyor.
www.haberler.com
www.memurlar.net

baldur: evet askerlik tecil ediliyor.

E benim verdiğim link ne diyor o zaman?

Eğitim fakültesi mezunlarını ve öğretmen adaylarını ilgilendiren bir haber o bahsettiğiniz. Genel manada tezsiz yüksek lisans halen mevcut. Pedagojik formasyon için tezsiz y.l. kaldırıldı sadece. Yani diğer bölümleri ve pedagojik beklenti dışındakileri ilgilendiren bir durum yok.

Biraz daha açıklayıcı yorum yapmak lazımki insanlar başlarından kovayla soğuk su dökülmüş gibi moral bozukluğu yaşamasın.

bu uzaktan eğitim yüksek lisans programlarının tez durumu ve ücret durumu nasıl oluyor?

arkadaşlar Oguzhang arkadaş doğru söylemiş formasyon hükmü yok. uzaktan eğitime çevrilmiş.
yani tezsiz eğitimi uzaktan devam ediyor. şimdi telefonla sordum. belli bölümlere veriyorlar işletmede içinde. tez yerine de bitirme projesi var.

Baldur mersin üni. için söylüyorum 5 milyara yakınmış net rakam sitede varmış.

Gazi üniv için. 3 kredilik bir ders 500 tl fiyat verilmiş.

Kredisine göre hesaplanıyor genelde bu programlar. Diğer tanınmış üniversiteleride yoklayın birçok üniversitede uzaktan eğitim şeklinde tezsiz y.l. mevcut.

Uzaktan eğitimde vizeleri internet üzerinden finali okulda alıyorsunuz. Dolayısıyla ankara yerine İstanbul'dan çok da sıkmayacak bir okul (mesela Arel üniversitesi areluzem.arel.edu.tr ) tercih etmeniz daha mantıklı. Derslere giremeseniz bile arşivden yapılmış dersleri izleyebiliyorsunuz. (connect.arel.edu.tr Normal öğrenci statüsünde sayılıyorsunuz.

Finansbank almaz olur mu ücret? Tabii ki de alıyordur. Benimkinden alıyor.
Eğer hesabı kapattrıabilirsen nasıl kapattığını bana da anlatabilir misin? Benim de niyetim var kapatmaya.

@mabl,
ben henüz hiç kullanmadım. ben istemeden yolladılar. eğer kullanmazsam öylece bırakıcam. kapattırmıyıcam. bana bir zararı olmaz. daha evvel kapattığım olmuştu finans kartlarından. şubeye gidip dilekçe vermiştim diye hatırlıyorum. telefonla arayıp kapatmamak için yeni fırsatlardan bahsettiklerinde de kesin şekilde reddetmek lazım. yurt dışına çıkıyorum falan de :)

3 aylık dönemlerde 13.50 tl ile 15 tl arasında değişen bir rakam alır. hesabına kmh yani esnek hesap tanımlıysa hesap işletim ücreti buradan tahsil edilir. fixcard kredi kartıdır. fix kartın yanında çapraz satış diyerekten bankamatik içinde imzs almışlar sizden.
bence en yakın finansbank şubesine giderek esnek hesabınızı iptal ettirin. fix kartı kullanabilirsiniz. şunu unutmamak lazım finansbank çok kazık bir bankadır ama merkez bankası limitlerini zorlayan ender bankalardandır.

alıyor almak istiyor sen telefon açıp öyle şey mi olur kartımı iptal edicem diyorsun onlar da tamam paranızı iade edelim ama daha en azından kartınızı 6 ay kullacagınıza söz verin diyorlar, olay halloluyor ,,,aa sana tavsiye mümkünse cepten arama dklarca bekliyorsun, ve müşteri hiz. çok kötü....

serdar ortaç'ı.

www.youtube.com

Sensazioni D'amore aynı yılların filmi

Müzikal degil de opera tavsiye edebilirim; (bkz: les contes d'hoffmann)

evita'yı izlemiştim. güzeldi tavsiye ederim.

les miserables - sefiller müzikali.

hatta ondan bir kesit, (bkz: empty chairs at empty tables)

otur agla oyle bisey.
www.youtube.com

---

the phantom of the opera

ondan bir kesit
www.youtube.com (all i ask of you) - bu filminden alinti muzikalin

---

the king and i (kral ve ben)

www.youtube.com

---

vs..

spring awakening çoook çok güzeldir.

(bkz: Moulin Rouge)

rock müzik seviyorsanız, başyapıttır;

jesus christ superstar the rock opera

Dur kardeşim. önce bir otur çay koy kendine. sonra iyi bir mastürbasyon yap, rahatla gevşe. Yarış atı değilsin sen. doğada zevk için sevişen 2 canlıdan birisisin. (diğerini merak edenlere selam) Üniversite birinci sınıftasın. Herhalde lisans bölümü öğrencisisin, bu ara öğrenci kulüpleri falan revaçta sizde yeni yeni ısındınız ortama hepiniz bi Steve Jobs olacaksınız, Mark gibi basit bir fikir ile dünyayı yöneteceksiniz. Bunların hepsi olacak. ama önce bir çay koy kendine. sonra.. iyi bir masturbasyon şart.

almanca öğrenmeyi gerçekten istiyor musun peki? bence bunu bir sor kendine. çünkü insan gerçekten yapmayı istediği şeyleri keyif alarak yapar, ertelemez diye düşünüyorum ben.

@sormaya geldim ben 3. sınıftayım. üniversite bitti bitecek. rahatlayıp gevşerken ömrüm geçiyor.

@godoy sıkıntı tam o noktada. almanca bilmeyi çok istiyorum. yani keşke çatır çatır almanca konuşsam istiyorum ama, o öğrenme sürecinden geçmeye üşeniyorum işte. sıkıntım da bu.

intihar et geçer

35 sene sonra da aynı soruyu soruyor olacaksın.

bu sorun son zamanlarda burada bile cok sik gorunmeye baslandi ki hayatin icinde cevremde de goruyorum bu sorunu ben. zaman zaman kendimde de goruyorum. bence bunun sebebi hayalperestliktir. insan kendinin ne yapip ne yapmayacagini kabul etmeli. -ebilite kullanmadim bak, direkt olarak yapip yapmamak bu. ben de cok sey yapmak istiyorum ama onlar icin caba harcamam gerek ve ben bunu yapmam. bunu kabullendigimden beri daha az dertliyim. nacizane onerim ne kadar caba harcayacagini hesaplayip, yapmak isteyip de yapmayacagin seyleri ona gore belirledikten sonra durumunu kabullenmektir.

dünyada kime sorsan 5 tane dil öğrenmeyi istemiyorum demez. ama bunu çok azı başarır. sen o çok azı değilsin işte. niye herkes doktor mühendis iş adamı olmuyor? istemedikleri için mi? hayır, zamanında çaba harcamaya üşendikleri için. meslekler örnektir, çoğaltılabilir.

kararlı olup çaba harcayan istediği yere ulaşır, geri kalan da "ulan şunu yapmam lazım" deyip yapmayanlar ve "keşke zamanında yapsaydım"cılar.

ben de "şunu yapmak istiyorum" deyip çaba harcamaya üşenenlerdenim. bizden çok var.

biraz karışık olacak ama şöyle açıklayayım;

-sen ingilizce bilmek istemiyorsun.
-sen almanca bilmek istemiyorsun.
-sen fransızca bilmek istemiyorsun.
-sen ispanyolca bilmek istemiyorsun.
-sen italyanca bilmek istemiyorsun.
-sen sinemaya hakim olmak istemiyorsun
-sen edebiyata hakim olmak istemiyorsun
-sen enstrüman çalmak istemiyorsun

sen ingilizce, almanca, fransızca, ispanyolca, italyanca bilmek, sinemaya ve edebiyata hakim olmak ve enstrüman çalmak istiyorsun. bunların hepsini de yapamayacağını bildiğinden hiç başlayamıyorsun.

aynı yaşlardayız büyük ihtimal. istediklerinin yarısı kadarını ben de istiyorum diyebilirim. özellikle dil konusunda. 3 dile hakimim sanırım. ayrıca okul derslerim fazlasıyla ağır. ama kendin için olmasa da geleceğin için düşününce pek de zor olmuyor işler. yani şu an yatacağıma 10 yıl sonra ne bileyim st tropez'de margaritamı yudumlayabilirim diyorum. o istek beni ayağa dikiyor zaten. şu ana kadar yaklaşık her gün bu ve buna benzer duyurular okuyorum burada. ilk kez bu kadar uzun yazdım. bu da durumunu gerçekten anladığımdan. ama diyorum ya kesinlikle geleceğinde çok çok daha iyi olabilme ihtimalin var. yani şu an oturup ekşide zaman harcayacağıma neden burj al arab'ın en lüks dairesinde ayaklarım uzatıp maçımı izlemeyeyim ki? çok zor değil bunlar.

sorun tembellikten çok çok farklı olabilir. mesela procrastination.
çeşitli psikolojik sorunlar olabilir. bunların çözülmesi gerekir. olmayabilir de... o zaman da, yine de bir kendini düzenlemeye ihtiyacın var.

bence yapacağın en doğru şey, iyi bir psikologa danışmaktır. bilişsel davranışçı kuramın yöntemleri ile kendini düzene koyabilirsin.

TAKTİK 1: senin gibi düşünen ama senin gibi tembel olmayan tez canlı bir yoldaş bul kendine. belki de çevrende vardır.
yani seni motive edebilecek, hadi kalk lan gidiyoruz diyerek kıçını kaldırmana yardım edecek bir arkadaş edinirsen faydalı olur diye düşünüyorum. hem öğrendiklerini ve öğrenmek istediklerini tartışırsın, birlikte pratik yaparsınız falan.
sana destek olur.

TAKTİK 2: kendini cezalandır. boşa geçirdiğini düşündüğün her dakika için kendini çok sevdiğin birşeyden mahrum et.

TAKTİK 3: o üşendiğin öğrenme süreçlerini eğlenceli hale getirmeye çalış. yine bir arkadaşından destek isteyebilirsin. eğer biliyorsa seninle almanca konuşsun, zorlasın falan. hiç olmadı madem internette vakit harcamayı seviyorsun, internetten bir arkadaş bul. otur almanca konuş onunla. saçma olabilir bilmiyorum ama belki işe yarar. hiç olmazsa alman pornosu izle haha :) şaka.

TAKTİK 4: birisinden duymuştum dedi ki; yapmak istediğin bir şeyi, 21 gün boyunca yaparsan, ondan sonra rutin haiine getiriyormuş insan. ya. sık dişini, belli saatlerde otur çalış 21 gün boyunca. sonra belki de standart haline gelir.

hedeflerin çok fazla. bunları sıraya koysan daha iyi olur. karar ver öncelikle ilk ingilizce öğrenmek istiyorum de git bir kursa yazıl eğer zamanın kalırsa enstürman için de bir kursa yazıl. bunların ikisini de ilerlet sonra diğerlerine geç.

kilo vermek için de başta küçük hedefler koyun derler ki göze kolay gelsin. 10 kilo vericem ben demek ayrı, 2 kilo veririm şu zamana kadar ondan sonra yeni hedef belirlerim demek ayrı olaydır arkadaşım. kolay gele.

@cigerdelen sporu severim ama yetenek hiç yok. 10 yaşında bir çocuk koşma yarışında geçer beni herhalde. ondan dolayı farklı yerlere yönelmeye çalışıyorum sanırım.

adobe premier ile

video kesmek için büyük hata.

sony vegas kuracaktın. adobe'nin üçyüzbin gigabaytlık zerzevatı yerine 150 mb program ile işini görecektin.

premier ile video kesilmez, video düzenlenir. düzenlerken videyu time line'a atarsın. istemediğin yerleri kırparsın. sonra tekrar "render"larsın. sonuç: kesilmiş video.

not: vegas ile de aynı şey olacaktı. ama en azından pcnin içine etmez kullanmadığın kullanmayacağın ve özel ilgin yoksa asla işine yaramayacak bin tane program ile.

@lutah,

premiere adlı bir kısayol göremiyorum.

@ben smyrna, en iyisi bunu kaldırıp Sony vegas ı kurayım.

@ben smyrna

abi senin şu adobe düşmanlıgın, sony vegas fanatikligin beni benden alıyo :D

premiere düşmanı değilim de sony vegas'ı 2 gb ram ve e6300 işlemci ile mis gibi kullanıyorum. ancak premiere gelince iş, eşek yükü ile ram en az i5 olmadı i7 işlemci olsa mis gibi olur diyor. ayrıca install edilmiş hali 381 mb. premiere kaç "GB"?? :) yani evde bişeyler yapıyorsak premiere gerek yok. inan avid'de yüklü bende, premiere'den daha rahat çalışıyorum onunla. ama vegas kadar çat çut pat küt çalışanı yok. avid bile premiere'den iyi bu arada. ayrıca sony için değilse de çiçek kahraman bile avid kullanın, eliniz alışsın diyor. ama ilk kez kullanacak için avid zor gelir. aslında avid daha zevkli bence. gijilti alınmasın ama "kesmek için hangi progrmaı kullanacağım" diyecek birisi için avid de premiere de fazla. vegas mis. eos ile çekilmiş hd mov videoları kesip biçiyorum sorunsuz. kaç yıl dv video kesip biçtim. valla sahiden premiere gereksiz :)

cake- never there
www.youtube.com

klibi bilmiyorum ama sözler demis roussos un Forever and ever adlı şarkısını andırıyor.

ortada dans eden bir kadın ve erkek de var mı?

olabilir, o kadar net hatırlamıyorum.
adamların bazıları uzun saçlı idi. arkadan bağlı idi saçları.

iki tane link mesaj attım. bi bakarsan sevinirim. onlardan biriyse aramaya devam ederiz.

uyar mı:

www.google.com

t2.gstatic.com

(link nasıl kısaltılır bilemedim ve utandım lan!!!)

edit: neyse ki kendi kısaltmış :)

bi de son cevabımda yolladığım resimse eğer öyle çok eski değildir o resim diye hatırlıyorum. bir röprodüksiyonu tanıdığım bi uygur ailenin evinde var. 12 muqamın icrası üzerine bir resimdir kendisi yanılmıyorsam. ama yani eski uygurlardan kalma denecek kadar eski değil bildiğim kadarıyla.

dostlar teşekkürler, bunlar değil lakin. @kedili madam mesajdan attıklarınız da değil.

bu yolladıklarınız genellikle islami dönemden ve Yeni uygurlara ait. benim kast ettiğim Eski Uygurlar.dan kalma. islamiyet öncesi, Göktürkler zamanında yaşayan uygurlara ait.

aradığım resim marmara üniv.nde bir fakültenin duvarında vardı.

hımmmmm. türkiyat araştırmaları enstitüsüyle bağlantılıdır yüksek ihtimal. linkte iletişim nolarını bulabilirsiniz. arayıp sorarsanız çok tatlı insanlardır. mutlaka cevap verirler. en azından bulmanızı kolaylaştırırlar.

turkiyat.marmara.edu.tr

öğrenci lisede. lise zorunlu olduğu için ailelere yaptırım uygulanmıyor bildiğim kadarı ile.

hocam burs dönemleri eylül sonunda biter genelde ya. türk eğitim vakfı, vehbi koç vakfı genelde lise öğrencilerine lise öğrencileriyle ilgilenir. dediğim gibi başvuru dönemi geçti ama bi şansını dene, ulaşmaya çalış.

hangi il? çydd icin dönem kısıtlaması yok diye biliyorum, bulundugunuz yerdeki temsilcileriyle görusun.

diyarbakır.

söylemin amacına değil de pratikte ne gibi sonuçlara yol açtığına bakarım. ırkçı veya milliyetçi veya ikisi de değil, birşeyi değiştirmez.

Anayasada "Türk"'ün tanımı şu şekilde: "Türk Devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes "Türk"'tür." Bence bu tanım ile Türklük ırksal bir söylem olmaktan çıkıyor.

bence artniyetli biri bir tartışmada bunu kullanan birini ırkçılıkla değil de şovenist olmakla suçlayabilir. zira "ne mutlu Türküm diyene" ezilmemiş bünyelerde bir etki yapmayacaktır. ancak ezik kalan biri bunun altında kalıp da atağa geçebilir.

tek başına bir Türk ırkçılığını bağırmamakta ama sürekli göze sokulursa (bir anlamda @cro magnon'un dediği gibi) asıl niyetinin Türk olmayanlara hoş gözle bakmayacağı olacağının sinyallerini vermekte bence.

bunun neresi ırkçılık allah aşkına? burada başka bir ırka hakaret mi var? onları küçümseme mi var, aşağılama mı var?
ben türkleri severim demek de ırkçılık o zaman.
ırkçılıkla alakası yok. bir ırkın kendi ırkını övmesi ırkçılık değildir. her ırkta da bu vardır zaten. olmaması anormal.

Baldur her ırkın kendi ırkını sevip övmesinin normal olmasının sonuçları için seni Türk milliyetçilerine ve ALman milliyetçilerine ve yaptıklarına ve ayrıca genel olarak "milliyetçilik" kavramlarına yönlendirmek istiyorum.
Yalnızca bir ırkı sevmemek değil, bir ırkı diğerlerinden fazla sevmek ve üstün olduğunu düşünmek de ırkçılıktır.

ne mutlu Türküm diyen kişinin kafasındaki Türk kelimesinin anlamı anayasadaki tanım ile eşleşiyorsa ırkçı bir söylem olmayabilir ama çoğumuz biliyoruz ki ne mutlu Türküm diyen çoğu kişinin kafasındaki tanım öyle değil.

gayet de ırkçı bir söylem. sen adamın evladına her sabah zorla ne mutlu türküm diyene dediriyorsun. kürtlere hak verdiğim bir iki noktadan biri. düşün ki amerikan mandası kabul edilmişti her sabah god praise who say i am american demekten rahatsızlık duyarmıydın_?

felina ve idm +1, ben de anayasada geçtiği haliyle anlıyorum bu cümleyi. ama pratikte farklı yerlere çekiliyor..

burada şu tartışmaya girmeye ne gerek var?

ulan benim bacaklarımı açarak oturmamı bile seksistlikle suçlayan insan var bu dünya üzerinde. dolayısıyla ne yapıldığı değil etkileri ve sonuçları önemlidir. ne mutlu türk'üm diyene sözü de ayrımcılığın ekmeğine yağ sürüyor. pratikte böyle.

ben ırkçı buluyorum.
pratiğe bakınca, anayasada tanımlanan Türklük kavramı ile farklı bir durumla karşılaşıyoruz.
mesela: tarih dersinde Orta Asyadan gelen bir milletten söz ediliyor. oysa ordan gelmeyen, anadoluda daha önce de var olan insanlar da var, başka yerden gelenler de... türkiyedeki tüm insanlara Türk ırkının etnik özellikleri empoze ediliyor... ne mutlu Türkiyeliyim diyene, anatolyan'ım diyene gibi bir şey olsa iyi olurdu...

ırkçı bulmuyorum, o yıllarda yeni kurulan devletin vatandaşlık ruhunu oluşturmak için kullanılmış bir slogan olarak görüyorum. adeta "aşağılık kompleksine kapılma, sen de iyi/güçlü bir bireysin" anlamına geliyor. Bu söylenirken de "ne mutlu türküm diyene, ne kadar yazık almanım diyene" anlamının kastedildiğini sanmıyorum, ülkedeki etnik azınlıkların dışlanması için söylendiğini de hiç düşünmüyorum.
Ama tabii günümüz koşullarında bir anlam taşımıyor. sanki bir çocuğun büyümesi gibi.

mustafa kemalin bunu söylediği zamana ve sosyal şartlara bakarsak mantıklı ve hatta gerekli bi söylem. ama 2011 yılında hala bu söylem üzerinde ısrarcı olmaya gerek yok. dünya o kadar çok değişti ki.. bugün bi ingiliz çıksa karşıma ve "ne mutlu ingilizim diyene dese" hassiktir ordan derim.. ne mutlu insan olabilenedir bence..

durup dururken niye türküm demekle mutlu olunuyor onu bi irdelemek lazım bence öncelikle.

bi de şöyle düşünelim:

almanya'da "ne mutlu almanım diyene" diye bir söz olsa ordaki türkler ve diğer göçmenler için bu ne anlama gelirdi? üstüne almanlığı da "alman devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes almandır" gibi bir kılıfa soksalar?

(bkz: ulus inşası)

Atatürk Ne mutlu Türküm diyene demiş ve akabinde o dönemin eğitim politikası da vatandaşların eğitimini bu düşünceye uygun üstlenmiş. Yani 70-80 sene önce söylenmiş bir lafı düzyazı olarak algılamamak lazım. O dönemde bu ülkede ermeniler,rumlar çerkezler vs. birçok topluluk bir aradaydı buna rağmen bu laf söylendi ise kimse çıkıpta "bizi öteleme amaçlı söylediler bu lafı" diyemez.

Bazı kesim amerkan filmlerindeki "zenci" leri oynamayı seviyor. Zenci hırsızlık yapar tutuklanır hemen başlar şikayete "ben zenciyim diye tutukladılar" soru sorulur "zenciyim diyemi soruyorsun" vs. vs. Günümüzde bir kesimde kendini zenci yerine koymayı seviyor. Onun için yazılan yer yazıyı düzyazı olarak okuyup çarpıtıyorlar.

Hepsinin cebinde Türk parası,Türk kimliği var Yurtdışında pasaportlarından dolayı Türk vatandaşı görünüyorlar, ama buna rağmen "Ne mutlu Türküm diyene" lafından rahatsız oluyorlarsa çözüm basit. Mutlu olmadığınız ülkenin nüfus cüzdanını,pasaportunu,parasını,dilini taşımayın. Bu konuda bir zorlama yokki...

türk'üm diyene övgü içerdiğinden ırkçılığı, etnik aidiyetiyle ön plana çıkmayı alenen teşvik etmiştir bu söz 90 yıldır. yüzlerce yıl kendini müslüman olarak tanımlayan, türk,laz, çerkes, gürcü, kürt, boşnak kitleleri bu bilinçten sıyrılıp devletin resmi millet kalıbının içine girmeye zorlamıştır. bu kalıba girmek istemeyenleri, bu kalıbın dışarıda bıraktığı kültür ve dilleri türk milliyetçisine dönüşen kitlelerin hedefi haline getirmiştir. bu kitlelerin büyük kısmı maalesef 90 yıldır parmağın gösterdiği yerden kafasını çevirip parmağın sahibini görememiştir.

:) Saçmalamamak lazım bazen, Bu laf söylendiğinde ülke bile değildik bir nesil,okumuş eğitimli bir gençlik, eğitmenler doktorlar bilim adamları hepsi cephelerde şehit olmuş,ülke harabe haline idi.

Tüm ulusu ayaklandırmak için çeşitli övgü sözleri söylenmiş, aradan geçmiş 90 küsür sene birileri sıcacık kaloriferin yanında monitör başında yok şuydu buydu edebiyatı yapıyor. O zamanki insanlar dünyanın en büyük ordularına boyun eğmemişte bu lafımı yutup 90 sene sineye çekmiş? işkembeden teori uydurmamak lazım.Nefret söylemidir bu diyenler nefret kusmaktadır aslında.