android felan değil direk q5 daha iyi 9900 hem eskidi hem q5 in performansının yarısını vermez q5 te 2 gb ram var yanlış hatırlamıyorsam fiyatları bilmediğimden q5 diyorumda uçurum fiyat farkı varsa 9900 düşünülebilir ama q5 daha iyi ön kamerası kameranın hd çekimiyle felan ekran çözünürlüğü saymakla bitmez

donma takılma açısından durum nedir acaba, bir de pil açısından?

tıklamadıysanız bulaşmamıştır. böyle durumlarda exe'yi shift+del şeklinde silin, sorun yaşamazsınız. muhtemelen virüs programınız onu karantinaya almıştır diye düşünüyorum. bi tarama yapın, içiniz rahatlasın.

ayrıca gizli dosyalar görünür halde ise bütün virüsleri görüp silebilirsiniz. çünkü yenidosya.exe hayatında değişiklik yapmak isteyip gizlenmişse bilemem.

@it's just a cigarette: cevabınız için teşekkürler. söylediğiniz gibi kaspersky silmiş(daha doğrusu kaspersky backup'da duruyor) bu exe'yi adı da Yeni Klasorr.exe imiş, ben yanlış hatırlamışım. bu durumda benim endişelenmeme gerek yok değil mi?

isterseniz bir usb'yi kendi bilgisayarınızda kullanın, sonra başka bilgisayara takın bakalım nolcak. bence bir sorun yok, eğer sizde sorun varsa, benim bilgisayarım dünyanın en virüslü bilgisayarı olabilir çünkü virüs programım yok gibi bir şey. ancak virüs yok eminim.

backup'tan siliniyor mu bakın, sonra da yine de taratın, içiniz rahat etsin. rica ederim...

kaskını çıkartan oluyor, sonra düşünce kayaya tosluyorlar. kaskınızı çıkarmayın.

peki kask takılıyken kayaya çarpsak birşey olmuyor mu kaskları bu iş için özel kask mı?

diyelim bir toplumda erkekler daha az doğuyor, o zaman erkek sayısı daha az olacağı için bir erkeğin eş bulması bir kadından daha kolay olur. bu durumda da erkek doğuran ailelerin daha çok torunu olması yani soylarının toplumda artması beklenir. yani erkek doğurma geni başta azken bu sayede zamanla kız doğurma geninden daha hızlı çoğalıyor. bu sebeple dengeye ulaşana kadar erkek doğum oranı artıyor. dengeye ulaştıktan sonra da dengede devam ediyor. aynı durum en başında tam tersi olursa da geçerli. bu sayede uzun dönemde erkek-kadın oranı eşit oluyor toplumda.

@yakuza123: çok teşekkür ederim, 3.maddeyi anlamamıştım sayenizde anladım. Ama bence bu açıklama çok da gerçekçi değil insan açısından çünkü kültürel olarak kadınların erkekler kadar eş seçebilme hakkı yok(en azından sayısal anlamda)

montaj vb işlemler robotlar tarafından yapılmıyorsa doğal.

@fishbone

Performans farkı ne kadar ? Göze almaya değecek büyüklükte bir farktan mı sözediyorsunuz ?

bu bilimsel bir çalışmaydı, çok hassas ölçüm yapmışlardı, ama montaj nasıl yapılmıştı bilmiyorum

telekom'un fiber dediği vdsl2

başka açıklaması var mı telefon hattıyla gelmesinin bilmiyorum.

peki ama bunu nasıl fiber diye pazarlıyorlar bu düpedüz aldatmaca değil mi?

valla hukuki bir yolunu kesin düşünmüşlerdir. ama superonline fiberi ile ttnet fiberi farklı. hatta bir de hipernet hizmeti var o da fibernet ile tıpatıp aynı tarifeler neredeyse ama adı farklı.

bulunduğunuz binaya kadar fiberle gelip oradan bakır tellerle dağıtıyorlar.

Bizim bulunduğumuz handa o bakır telden bize 100mb verdiler.

bir an bu vdsl'den farklı mı diye düşündüm ama şu belgeyi buldum:

sphotos-f.ak.fbcdn.net

@freekara: o şekilde çıkıyor ama nokia'daki gibi olsa bence daha kolay olur

android isletim sistemli telefon/tabletiniz varsa. offline cache modu olan programlar var o programlardan edinip istediginiz alani istediginiz boyutta kaydedip sonrasinda bir baska program araciligi ile merge edip pdf olarak kaydedersiniz.

iyi fikir, deneyeyim bunu, çok teşekkürler

internet bağlantısında sıkıntı olabilir

yok internet bağlantısı var sitelere girebiliyorum

hocam bis paketin olmadan malesef mail kurulumu yapamassın.

patternlock isimli program işini görecektir sanırım. eksisozluk.com

mrb, ilginiz için çok teşekkür ederim ama benim telefon dokunmatik ekranlı değil, hatta tam yazayım bold 9700 os 5.0.0 aslında os 6 vardı ama sırf bu istediğim şeyi yapabilmek için os 5'e downgrade ettim ama yine beceremedim, bu özellik çok lazım çünkü cepteyken kilitlenmezse rastgele işler yapıyor telefon..

yanlardaki shortcut tuşlarından birine screen password kısayolu atayabilirsin?

en kötü öyle yapacağım ama önceliğim kilit tuşuna kilit atayabilmek, beceremezsem öyle yapacağım

file system'den siliyorsunuz dosyaları doğal olarak her iki masaüstünden de silinecektir.

ama kastınız "extension" ve/veya "add-on" ile özelleştirmek ise en son KDE'de gördüm ben onu.

mrb, cevabınız için teşekkür ederim. bilgisayar konusunda konulara çok hakim değilim bu nedenle doğru şekilde anlatamamış olabilirim. şimdi benim yapmak istediğim iki farklı desktop denilince insanın ilk aklına gelen şekilde bir düzen içerisinde olması yani iki farklı desktop varsa ikisi birbirinden tamamen bağımsız çalışmalı örneğin ben birinde kişisel kullanım için olan dosyalarımı kısayollarımı tutayım diğerinde iş ile ilgili olanları tutayım, eğer bu şekilde olmayacaksa iki desktop olmasının pek bir anlamı kalmıyor. şimdi siz söyleyince dikkat ettim file system'da desktop olarak görünen tek bir klasör var acaba bunun sayısını ikiye çıkarıp bu dosyalardan birini desktop 1'e diğerini desktop 2'ye atamak mümkün mü?

malesef öyle olmuyor,

~/Desktop klasörü her iki masaüstü için de geçerli siz eğer ~/Desktop1 yaparsanız ve bunu masaüstü klasörü olarak "user-folders"'dan tanımlarsanız dahi sonuçta ~/Desktop işlevsiz kalmış ~/Desktop1 geçerli masaüstü klasörünüz olmuş olacak.

KDE'nin böyle bir olayı var zira kde-plasma-desktop'da masaüstleri değil sizin istediğiniz gibi workspace'ler var ve her workspace'e istediğiniz activity'leri atayabiliyorsunuz.

www.ghacks.net
www.youtube.com

farklı masaüstleri için ise şöyle bir açıklama getirmeye çalışayım, her pencereyi isterseniz farklı bir masaüstüne açarsınız ve bu sayede diğer etkenlerden uzakta o işlemle uğraşırsınız.

ilginiz ve detaylı cevabınız için çok teşekkür ederim, iyi günler

@zamanın ötesinden gelen edit.

fishbone'un istediği şeyde her masaüstünde ayrı linkler olması.

kubuntu'da bu istediğinizi kolaylıkla yapabilirsiniz. bunun için activity kullanmaya bile gerek yok. her masaüstü için farklı widgetlar kullanılabiliyor. bu sayede "dizin görünümü" widgetında da her masaüstü için farklı bir klasörü ayarlayarak dosyaları da ayırmış olursunuz.

pek açıklayıcı olmadı sanırım ama kubuntu'yu veya herhangi bir kde'li dağıtımı düşünürseniz daha ayrıntılı anlatırım.

yok mu peki dediğim şeyi yapmanın bir yolu (kimse çakmadan)?

en son ne zaman çevrimiçi olduğunuzu zaten istemediğinizde kimse göremez. ben ayarlardan onu kapattım, herkes engellediğimi mi düşünüyor yani? yok öyle bir şey. engelleyin yeterlidir.

yeni bi hat alip whatsapp'e o numarayla kayit olup sonra normal hattina dönebilirsin.

@ protdeq, nasil kapatiyosunuz acaba cevrimici oldugunuzu gormelerini

iphone için,

ayarlar,
sohbet ayarları,
gelişmiş,
son görülme bilgisi

Her taraftar kart ile 1 bilet alabiliyorsun. Kongre üyeleri ve platinum taraftar kart sahipleri 2 bilet alabiliyor galiba.

fenercell, klasik veya gold kart ile 1 adet, platinium kartla 2 adet alabilirsin.

o zaman iki kişi yan yana oturabilmek için illa ki platinyum kart mı almak gerekiyor?

extra soru: biletler ne zaman çıkıyormuş bi bilgisi olan

avrupa maçlarını bilmiyorum ama biz dünkü eskişehir maçı için biletixten max 3 bilet alabiliyorduk. 9 anormal sanki.

kongre üyeleri için 22 nisan'da, taraftar kart ve fenercell için 23 nisan'da, genel satış da 24 nisan'da. 9 bileti geçtim, o gün tek bilet alabilirseniz şükredin.

gişeden al, yer seçme şansın var istediğin yerden alırsın. biletix'de nadiren değişse de genelde 9 bilet sınırı oluyor.

biletixten alman için fb kartın olması lazımdı en son.sistem hala böyleyse ve sende fb kart yoksa alamazsın.
fb kart varsa eğer; biletin satışa çıktığı günün sabahından biletixin sitesine erkenden girip bileti alman lazım.biletler muhtemelen 10 dakika içinde biter zaten.hızlı olman lazım yani.

@elikası: 9 bilet işinden emin misiniz? bana fazla geldi bu sayı da ondan soruyorum

50 mb internet 50 sms alıyorum 3 tl watsapa da yetiyor facebooka da twittera da 5800 sağolsun

aldatılıyoruz bunun için sordum

dans etmelik mekan icin karşıya gecseniz daha iyi olur, ben de cok iyi bilmiyorum ama.

açıkcası ben de size katılıyorum ama mucbir sebeplerden ötürü bu şekilde oldu. yine de bildiğiniz bir yerler varsa paylaşırsanız çok sevinirim

araf. apaci konusunda ne durumda bilmiyorum.

bünyen alerjik mi?

değil

evet reflü var bende ama reflü bu derece zarar vermiş olabilir mi, sonuçta sık sık olmuyor reflüm benim arada bir oluyor ve ilk defa böyle oldu ve bir aydır sürüyor, ateş de yapıyor, reflünün tahrişi ateş yapar mı?

benim de öyle bir durum oldu bu kış. bir aydan fazla boğazım ağrıdı. hastaneye ilk gittiğim de ağrı kesici antibiyotik vs. bilindik şeyleri verip yolladılar. hiçbir işe yaramadı. tekrar gittim bu sefer de önemli bir şey yok alerjidir deyip alerji ilacı verip yolladılar. tabi kullanmadım bir daha ilaç falan. zencefil bal nane limon vb. ıvır zıvırlardan kullandım. havalar ısınmaya başlayınca kendiliğinden geçti.

dolaşımdasın, dolaşıyorsun, gel geri ülkene...

@apc: memleketteyim bir yanlışlık var ama anlamadım

o zaman ayarlardan yer ve saat ayarlarını kurcalamak lazım. çünkü telefon kendini başka ülkeye ait sanıyor, seni de dolaşımda gösteriyor.

telefonun başka bir operatör üzerinden çekiyorsa da roaming işareti çıkıyor.

bunlar asset backed security yani Varlığa Dayalı Menkul Kıymet. 4 çeşit varmış bunlardan biri gayerimenkullere yatırım yapan. ama en çok kullanılanı gerçek bir ticari amaca dayanan bir borcu satın alan(yani diyelimki kuveytturk bir sanayi şirketine 10 milyon dolar borç verdi. 6 ayda bir de bunun faizini "sana göre çikolata bana göre kar payı" topluyor.

işte bu sukuk yaratılırken toplanan fonla bu borç baştan satın alınıyor, bu yukardaki kar payıyla discount ediliyor (klasik bono fiyatlaması) ve o borç satın alınıyor. sonra şirket 6 ayda bir borcu ödedikçe o para yatırımcılara geliyor.

yada ara ödeme hiç olmuyor sen baştan düşük alıp nominal fiyatı alıyorsun.


www.tkbb.org.tr

@spy of soul: cevabınız için çok teşekkür ederim. cevabınızı tekrar okuyup iyice anlamaya çalışacağım ama şu anda anladığım kadarıyla gayrimenkule ortak olup onun kira gelirine de ortak olma durumu yok, işler biraz daha karışıkmış

rica ederim.

. bir örnek veriyim. mesela garanti bankası 2012 de 100 bin kişiye araba kredisi verdi. 100 milyon dolar diyelim toplam verdiği para.

garanti işte bu krediyi "Varlığa Dayalı Menkul Kıymet" yapar genelde. yani bunu paketler ve bir bonoya çevirir. buna rating şirketleri bir not verir ve bu bono isteyen yatırımcılara atıyorum 95 milyon dolara satılır. ortalama vade 2 sene desek işte 2 sene toplamda 100 milyon dolar edecek bir bonoyu yatırımcı bugün 95 e almış olur. garanti de eline geçen bu 95 milyon dolarla 100 bin kişiye daha araba kredisi kullandırır :)


amerikadaki 2008 mortgage krizide bu uygulamanın bir benzeriydi. sukukta bu temel mantığa dayanır. yani bir finansal borcu bir varlığa çevirip satmak.

tabi sukuk olayında islami bazı soslar var. yani borcun gerçek bir ticari ilişkiden doğmasını istiyorlar, ara ödeme değil iskontolu bono isterler gibi.

gayrimenkule dayalı sukukjların daha az olmasının sebebi her 1 milyar dolarlık sulul çıkarmak için gayrimenkul alıp kiralamaya kalksanız ev fiyatları uçar heralde

hiçbir önerinin güvenilirliği olmaz ki? ha gdip te parayı artniyetle kullanmazlar. zaten sizin risk alma isteğinize göre şekillenir. birimi nedir bilemedim şimdi. dışarıdan kuruluşlardan da destek alıyorlardır.

@sparkle kiddle: güvenilirlilikten kastımı anlatmaya çalışmıştım, sıradan vatandaşlara gönderdikleri bu portföy önerileri kendilerinin de yatırım yaptığı portföy mü, yoksa kendilerine ayrı bir portföy mü oluşturuyorlar

@aband0ned: şöyle diyelim o zaman: akyatırım, yapı kredi yatırım, garanti yatırım'ın bankada yatırım hesabı olanlara gönderdikleri öneriler kendilerinin portföyü mü

bankaların çıkardığı fonları yatırım şirketleri yönetir. işbankası fonunu işportföy yönetir. ama işyatırımda hisse senetleri önerilerini araştırma bölümü yapar. ikisinin temel farkı araştırma bölümü aslında satış odaklı analiz yapar. yani her analistin sorumlu olduğu bir kaç sektör vardır.

atıyorum bankacılığı analiz ediyorsa ve 10 banka varsa illaki bir kaç tanesine al birkaçına sat yada tut ratingi verebilir.yani aslında 2013 te bankacılık hiç bulaşılmaması gereken bir sektör bile olsa(öyle değil tabi) o analist illa bir kaç hisseye al demek zorundadır.

ama alım yönlü analiz yapan için böyle bir durum yoktur. bankacılığa güvenmiyorsa o sektörden hiç hisse aldırmayabilir.

ayrıca her fonun stratejisi farklı olduğundan hisse seçimleri de ona göredir. hani daha riskli olan (daha fazla hisse taşıyan; risk portföyü yüksek belirtilmiş) bir fona seçilecek hisseyle düşük risk/getiri bakışıyla yönetilen fona alınacak hisseler farklıdır.

araştırma tarafının yaptığı analizde bu tarz bir ayrım yapılmaz. anlist 10 hisse yi araştıryorsa en yüksek getiri beklediği 3 hisseye al kalanlara tut yada sat verebilir.

ama dediğim gibi fon yöneten için en yüksek getiri beklentisi yerine daha orta geitiri/risk profili olan hisseyi seçebilir.


sektörde buy side analiz sell side analiz diye ayrılır.


soruna gelirsek tabiki bazı hisseleri kullanırlar kendileri içinde. ama düzgün kurumlar ( büyük banka aracı kurumları) müşterisine farklı kendine farklı hisse aldırmaz. çünkü analistlerin ve kurumların performansı ölçülür sektörde. (bloomberg terminallerde ).

ayrıca bu analizler yurtdışınada gönderilir dediğim gibi bir üründür sonuçta.

farkedecek tek şey zamanlama olabilir. yani raporlarda al dedikleri zaman çoktan almış sat dedikleri zaman çoktan satmışlardır.

@spy of soul: verdiğiniz bu detaylı cevap için çok teşekkür ederim

bankalarda çalışanların hepsi finans, iktisat falan mezunu. dolayısıyla kendilerini üniversitede yetiştiriyorlar :)

@secilmis uye: evet haklısınız, alaylı borsa uzmanı olmak için diyelim o zaman

borsa kursu diye birşey hiç duymadım bu yüzden bir kaynak kitap edinmen lazım. ama hangisi bilmiyorum bir yazan çıkar belki. ya da internet üzerinden bulabilirsin. bence bir an önce çok küçük bir parayla 1000 tl ile mesela bir bankadan borsa hesabı açtırıp girin bu işe, anca öyle öğrenirsiniz. şirket haberlerini ve siyasi durumları iyi takip edin. ona göre hafif hafif al satlar yapın.

üniversite mezunuysan sınavsız açık öğretim hakkından faydalanıp iktisat okuyup bu alanda kendini geliştirebilirsin, elinde belgen bile olur.

Borsa'da başarılı olmak istiyorsan Teknik analiz olayını çözmelisin.

ali perşembe dostum, aradığın adam bu. kafam kadar kalın kitapları var, teknik analiz vb. gibi. oku onları ama eğer hiç bir bilgin yoksa bu konuda ağır gelebilir.

"her uzman borsada uzun vadeli usulüne uygun yatırım yapın diyor ama kimse bunun nasıl olacağından bahsetmiyor"

elcevap : kendileri de bilmiyorlar. aracı kurumların bültenlerini oku. hsbc iş yatıırm yapı kredi vs .günlük olarak.

hesaplama hatasi yapmislardir bence. eger hata yapmadilarsa da cok sorun olmaz bence. Sonucta yanlisligi hesaplanan ilk teori olmaycak. Fizikte nice kanunlarin teoremlerin yanlisligi ispatlandi. aralarina bir tane daha girmis olur. En fazla teorik fizik ve quantum fizigi etkilenir bundan. Gunluk hayatimizi etkileyen kanunlarda bir degisiklik olmaz.

''Negatif basınç kullanarak atomlar arasındaki etkileşimi kontrol altına aldık.'' bence burda bir laf oyunu var..

sıfır kelvinin altına nasıl inebilirler ki? kendi sitesinden bir bakmak lazım..

edit;

sanırım negatif basınçla doğru orantılı olarak bir sıcaklık değeri buldular..bu sıcaklık değerine yön vermek içinde negatif sıcaklık değeri dediler..pozitif basınçla oluşan sıcaklığa +sıcaklık dersen negatif basınçla oluşana -sıcaklık diyebilirsin sadece yön belirtmek için..böylece -3K gibi bir değer oldu..bunu gazeteciler gördü.. eksiye inmişler lan!! diye bastılar haberi..ya da ben çok pis salladım

Konuya mesleki bir hakimiyet ve çok özel bir ilgim yok fakat şunları demekte bir sorun yok sanırım:

Bu yaratım yapay labaratuar ortamında yaratılmıştır. Doğada ya da evrende normal şartlar altında gerçekleşmeyeceği anlayışı geçerliliğini koruyor. Şimdi ne olacağını ise zaman gösterecek. Bilimsel keşiflerin teknolojiye dönüşmesi vakit alıyor. Bu teknolojinin ilerletilerek dünyanın enerji ihtiyacına çözüm olması görülebilir olası-geleceklerde söz konusu değil izlenimini verdi bana haberin sunuluş şeklinden. Şimdilik sadece bilimsel bir başarı, enerji ihtiyacına cevap veren bir sistem haline gelmesi için en az bir 20 yıl beklememiz gerekecek yüksek ihtimalle.

şu galiba orijinal metin..

www.sciencemag.org

üyeliği falan olna varmı?pdfyi bize atsa ya da bizi de üye yapsa?

@dedim dedim de kime dedim 'in gönderdiği orjinal linkten anladığım kadarıyla mutlak sıfır o kadar da mutlak değilmiş yani bir sorun yok gibi duruyor

arz talep olabilir,emin değilim tahmin ettim

kapitalist sistem. paranın yoktan var edilip vardan yok edilmesi.

(bkz: Fun with Dick and Jane)

cevaplarınız için teşekkürler. cevaplarınız fiyatın değişmesindeki etkenler elbette ki ama bunların etkisi saniye başına fiyatın değişmesini etkiliyorsa bile ben tam anlayamıyorum. bir de şöyle bir durum var: mesela bizim borsanın yüzde 75'i yabancıların elinde, bu yabancı denilen adamlar da bildiğim kadarıyla büyük fonlar bunlar uzun vadeli yani en azından 1-2 sene kalıp ondan sonra satıyorlar hisseyi diye biliyorum en azından her saniye işlem yapmıyorlardır diye tahmin ediyorum risk almamak adına zaten onca hisse bir anda satılamaz. bu durumda da fiyatların neden saniye bazında değiştiğini anlamıyorum, bilmediğim-kaçırdığım nokta nedir?

şiket veya şirketler için o an olumlu bir bilgi geldiğini düşünelim. satıcı önceki duruma göre teklif ettiği fiyatı artırıyor. alıcı da önceki duruma göre ödeyebileceği satın alma teklifini yükseltebiliyor ve yeni bir fiyat oluşuyor. bu da sürekli bir dalgalanma yaratıyor.

eviniz var kiraya vereceksiniz, bir haber yayılıyor evin arkasından tren yolu geçecek. kimse tutmak istemez kirası/satış fiyatı düşer. hemen yanına alışveriş merkezi yapılacak diye haber çıkarsa değeri artar. ev aynı ev ama müşterilerin ödeyebilecekleri fiyat değişiyor. bunun gibi. borsada bu biraz daha sık oluyor.

bir de imkb'de fiyatın oluşma mekanizmasına bir göz atın.

tek bır neden var , arz ve talep..


kımısı elındekı kagıdı satmak ıstıyor en ıyı alıcıyı gozune kestırıp satıyor , kımısı ıse o kagıdı almak ıstıyor ve en ıyı alıcıdan alım yapmaya calısıyor..

olay cok basıt.. gerı kalan hersey arz ve talebe etkı eden seyler...

cevaplarınız için teşekkür ederim.

söylediklerinizden çıkardığım ve vardığım/kabul ettiğim nokta şu: demek ki bizde ve genel olarak tüm borsalarda yatırım yapan çok fazla kişi/kurum var, yani bir yerde şöyle diyorum: dünyadaki tüm borsalarda dünyadaki tüm borsacılar işlem yapıyor yani borsalarda işlem yapanlar hep aynı kişiler ve her yerdeler ve bunların sayısı çok fazla, en azından hepsi ya da büyük çoğunluğu türkiye'de çünkü yabancıların ağırlığı bu kadar fazla iken saniye bazında fiyat değişmesini böyle açıklayabiliyorum kendime, eğer bu şekildeyse bir mantığa oturmuş oluyor benim için.

şu ana kadar yazdıklarımda yanlış bildiğim/yanlış yorumladığım ya da bilmediğimi anladığınız noktalar varsa bunları açıklarsanız çok sevinirim

işleri bu. 2 tür oyuncu var piyasada uzun vadeli ve kısa vadeli.
uzun vadeli olanları senin gibi düşünenler, borsanın uzun vadede şirketlerin performansı üzerine hareket ettiğini düşünen ve belki ayda belki 2-3 kere alış satış yapan.

kısa vadeli ise;
işi kurum adına günlük trade etmek olan yüzlerce insan var + bir o kadar da bağımsız spekülatör var. çok büyük paralarla işlem yapmıyorlar belki 50 bin 100 bin.
kaldıraç kullanırlar kredili işlem yaparlar.pozisyon taşımazlar, gün sonunda kapanırlar.
şirketin adı, değeri farketmez onlar için. eğer bir hareket varsa hissede
bir kademeye oynarlar. şirketle ilgili bir haber, olağandışı bir yüklü alım satım.

onlar borsayı 300 makineli bir kumar masası gibi görürler. ama aslında iş yaplacak büyük tahta maksimum 40 civarıdır.imkb 30 + bir kaç büyük şirket daha.

bütün gün en çok artan azalan hisselere bakarlar,haberleri yakalamaya çalışırlar. çoğu firmanın ne iş yaptığını bile bilmezler.

bir kısmı "tahta yapar". kağıttaki hacmin %30-40 ondadır fiyatla istediği gibi oynalar. hatta ufak tahtalarda dışardan gelen alımları bile sayabilirler.
bizim borsada günlük hacim 2 milyar tl civarıdır. misal noel de fln yabancı olmayınca bu 700 milyona kadar düşer. yerli hacmin çoğu yukarda bahsettiğim kaldıraçlı trade hacimdir.

neyse gördüğün gibi ekmek parasından ötürü işte o saniyelik değişimler. başta bir duyuruda yaznışım aynen koydum buraya;

bir tahta böyle gözükür;

t=0 anında
lot alış satış lot
100000 9.0 9.05 100000

5 saniye sonra

lot alış satış lot
100000 9.0 9.05 20000


gibi düşün 9.05 ten 10000 tane aldın tam kademe kalkerken. piyasayı izlemeye devam ediyorsun diyelimki

lot alış satış lot
25000 9.5 9.10 150000

baktın kademe düşecek 9.05 a geri veriyosun.

ama baktın;

lot alış satış lot

100000 9.10 9.15 20000


kademe çıkacak gibiyse arkana yaslan keyfine bak. değilse 9.10 dan satsan anında 0,05*10000=500 tl kazanç.

günde 4-5 kere böyle fırsat yakaladığını düşün ?

işte bu ve buna benzer stratejiler yüzden lanetli gibi sürekli ekranlara bakan binlerce insan çalışıyor bu sektörde.

modem onun bilgisayarına kuruludur erişimi engellediği için siz giremiyorsunuzdur.

@kakao: cevabınız için teşekkürler. normalde bağlanıyordum son 2-3 gündür ben zaman zaman bağlanamıyorum ama kardeşimin bağlanmasında sıkıntı yok. bu bana garip geldi çünkü aynı ağa aynı mesafeden bağlanıyoruz ama kardeşimin bağlantısı düzgün çalışırken ben bağlantıda sorunlar yaşıyorum

pc nize manuel ip adresi vermeyi deneyin.

dil seçeneğiyle alakalı bir sıkıntı olabilir.. ya da ingilizcesini indirmiş olabilirsin.. :)

genelde vlc de öyle sorunlar olurdu bende. gom da düzelirdi

www.turkcekarakter.com iş görebilir.

ilginiz için teşekkür ederim çözdüm sayenizde

bigchefs şişhanedeki iyidir iyi

Tam yerine sormuşsun :))

Juno var Nişantaşı'nda. Bir de Zamane Kahvesi vardır Nişantaşı'nda ama Bağdat Cd'de bir şubeleri daha var gerçi... Başka aklıma gelmedi şimdi. Neden şubesiz ki?

@pembegurba: şişhane'deki bigchef iyi ama bigchef de zincir oldu

@barut: bir hanımefendiyi misafir edeceğim de biraz kasmış, düşünmüş olmak adına zincir olmasın istedim

aman :P

o zaman 'La Paz' tünel beyoğlunda yeni açıldı bu meksika yemekleri iyi!!!

Gram Pera yı şiddetle tavsiye ediyorum!!!!! Asmalımescit Meşrutiyet Caddesinde kendisi

umarım iyidir bunlar :P

@pembegurba: çok teşekkür ederim ilginiz için

ajanmış. üstelik adı da firuze diilmiş.

aynen yedıler bızı

firuze:muhteşem yüzyılda bir karakter
biz izlemedik başını ne olmuş bi ayrıntılı anlatsanız?

arkadaş madem ajan niye dövmesi var bu ne mallık, neyse

Firuze ajanmış ya la :/

değilmiş. acem diyarından bir sultanmış. taht kavgası yüzünden ülkeden kaçmış. kaçarken esir düşmüş. müslüman olduğunu da haremden kovmasınlar; ülkesine göndermesinler diye saklamış.

ajanmış. sultan falan da değilmiş üstelik sultan adına ajanlık yapıyormuş.

firuze, hümeyra adında bir hatunmuş. firuze ismindeki sultan gibi davranmış .

o zaman o dövme de yakalandığında acındırmak için miymiş? peki o dövmeyi fark etmeselerdi n'olacaktı çok kasıp saçmalamışlar

zaten böyle neden geldi neden gitti oldu, dövmeyi bir başında kız diziye girerken gösterdiler sonra hiç işlemediler. ağır hürremciyim haftalar bana zehir oldu.

www.haberturk.com

www.siyahgribeyaz.com

tam age of empires kafası. aslında en iyisi duvar yapmak.

sorunun cevabı füzenin seyrüsefer fazlarıyla ilgili.

ateşlendiği anda değil, ateşlendiği anda rahat tespit edilebilir, rota planlanır, çarpma anına yakın yerde imha edilmesi daha optimum diyor (terminal aşama)

soru sormuştum yanlışlıkla sildim, @kisa bu soruya üstteki cevabı verdi. soru şuydu: patriotları rakip füzenin ateşlendiği noktaya yakın koymak daha avantajlı olmaz mı erken imha etmek içindi. @kisa'nın cevabından ve gönderdiği sayfayı tekrar okuyunca anladığım; aslında hesaplamaların yapılabilmesi için süreye ihtiyaç var bu sürenin de maksimum olması avantaj olacağı için vurulmak istenen nokta neresiyse patriotları oraya yerleştirmek en mantıklısı. Allah sonumuzu hayretsin, inş sadece gövde gösterisi aşamasında kalır bu işler

nasıl sonuç çıkmıyor .

www.androidcim.com

@keller: ofişıl olanı hakkında soruyorum, custom rom olmasın diyorum öncelikle

cevap yazanlara çok teşekkürler, heralde mini için ofişıl ics bulamayacağım ben de emanon yüklemeye karar verdim. sorduğum sorunun cevabı da başka aletin rom'u başka bir alete olmuyormuş. böyle yani

eskiden vardı o fark artık yok sayılır. kendi ürünün için fabrikaya piyasada olmayan bir şey ürettirirsen farklı olur. şimdi hepsi aynı..

microsoftla alakalı birşey yok. eğer apple kendi işlemcisini kullanırsa mac alıp içinde windows da kullanan insanlar artık windows kullanamayacağı için bir sorun olabilirmiş.

İşlemci mimarisine göre microsoft kendi yönün çizdi. Şöyle ki intel, microsoft yokken çok kullanılan x86 işlemci mimarisini yarattı, microsoft ta baktı ki çok kullanılan intel, intel işlemcilere uygun işletim sistemi üretti.
Daha sonra diğer işlemci firmaları daha az güç isteyen ve daha ucuz işlemci mimarileri yarattılar ve ürettiler.Mesela mobil ortamlarda apple kullanıdğı ARM mimarili işlemciler.İşte tam o noktada microsoft başta yaptığı gibi geleceği göremedi ve ürettiği işletim sistemlerine ARM mimarisini eklemedi.
Gel gör ki ARM mimarisinin zamanla artıları ortaya çıkınca APPLE gibi firmalar bu alana kaymaya cihazlarınd ARM mimarili işlemcileri kullanmaya başladılar.Ama APPLE nasıl kullanabiliyordu.Linuxun gücü ile. Mac ürünleri mac işletim sistemi kullanır ve mac sistemler linux-BSD temellidir.ARM ve x86 mimarisini her türlü taa 80 küsürlerden beri destekler.Burada firmaların arasında bir işbirliği olsa bile birbirilerini yaratma durumu yoktur.Mesela microsoft hala tabletlere girememektedir işte sebebi bu noktada gizlidir.Tablet üreticileri ARM işlemci kullanırlar ve microsoftun ARM mimarisine çözümü yoktur.Tabi henüz.

@superjax: detaylı açıklamanız için çok teşekkür ederim, aydınlattınız beni

(bkz: pardus)

pardus'un gelistirilmesi durdu diye biliyorum.

ubuntu guvenli bir secim olur heralde.. onun disinda da guzel rakipler cikti diye hatirliyorum ubuntu'ya ama isimlerini hic hatirlamiyorum simdi.

pardus'un geliştirilmesi durmuştu evet, ubuntu da yavaş çalışıyor kurmuştum, ubuntulite mı denesem acaba bilgisayar da eski 5-6 senelik

Eski sistemlere tavsiye Lubuntu veya Xubuntu. İkiside kasmadan çalışır ve iş görür.

ubuntu iyidir. lubuntu ya da xubuntu olacak araştırın tabi. ben lubuntu seçtim 7 senelik bir notebookda çalışıyor hem de usb den çalışıyor 8 lik flash bellekte performansı gayet iyi o bilgisayara göre.

lubuntu kurdum, istediğim gibi oldu, hepinize teşekkür ederim

drp.su

@cetoxim:bunda zarar gelir mi acep malware vs

os ne xp mi kullanıyon?

şimdiye kadar 300ü aşkın bilgisayara bununla driver yükledim. hiçbir sorun olmadı. olacağını da düşünmüyorum.

@cetoxim
olacağını da düşünmüyorum.
olacağını da düşünmüyorum.
olacağını da düşünmüyorum.

emin misin?

pardon os'u yazmayı unutmuşum, xp pro olacaktı os

valla open office geliştiricileri de istiyor sorunsuz full compatible olsun ama olmayınca olmuyor :/

dediğiniz doğru, belki bir addon veya başka bir programcık vardır bunu sağlayabilen diye düşündüm, ümitliyim hala

System Care.

vista yerine windows 7 kurmakla başla.

Tune Up Utilities

vistayı kaldır +1

win7 home kurabilirsin, hızlı çalışır az ram yer hızlanır makina

ubuntu kur, ben Xubuntu 12.04 ya da Ubuntu 10.04 desktop öneririm , eski bilgisayarı uçurur

bilgisayar arkadaşımın bilgisayarı ben de çok ısrar ettim vista'dan kurtulalım diye ama yok diyor bu nedenle systemcare tuneup tarzı programlarla halletmem gerekiyor

eğer bakaya gözüküyorsa yapacak bişi yok diye biliyorum. Askerlik şubesine gidip sormakta fayda var.

35 yaşından küçükse öğrenci belgesiyle birlikte askerlik şubesine gitsin. yeniden tecil ettirsin. 2 sene tecil ettirir. maksimum 3 sene tecil ettirebilir kalması durumunda. 35 yaşına geldiği andan itibaren tecil ettirme şansı kalmıyor.

@accorbite: cevabınız için çok teşekkür ederim. bakaya kalma durumu yok

@durdenist: cevabınız için çok teşekkür ederim.

kuzey ırak'ta tamamen kendi piyonu var. yine kuzey ırak'ta hem musul'da hem de kerkük'te petrol yatakları var. gelmişken kürdistan'ı da özerk bölge haline getirdi hem.

yani önceden iran'ı işgal etmek için lojistik merkezi yoktu ama şimdi kuzey ırak var diyorsunuz, mantıklı

stackoverflow'un benzer kardes siteleri stackexchange domaininde yer aliyor. yani google'da biology stackexchange diye aratirsaniz cikacaktir aradiginiz site.

yani bu: biology.stackexchange.com
butun diger sitelere de buradan ulasabilirsiniz: area51.stackexchange.com

bunları biliyorum burada profesyonellerden çok ödev arayanlar var, bu nedenle başka var mı diye sordum

"sallama"dan kastın belli bir bilimsel dayanağı olan yöntemlerden faydalanarak ortaya yeni veriler/sonuçlar çıkarmak ise doğrudur. sallamak kelimesi argo ya da mecaz anlamda hiç uygun olmamış.

yüksek lisans tezinden mi bahsediyorsunuz, doktora tezinden mi?

doktora tezinde yeni bir sey ortaya cikarmaniz gerekiyor, yüksek lisans tezinde farkli.

doktora tezi bambaşka birşeydir. ayrı tutmalısın.

geriye kalanlar ısınma turları, ön sevişme gibi.

okuldan okula, hocadan hocaya degisir.

lisans ve yüksek lisans tezinde önceden sallanmış şeyleri bir araya getirip yeni bir şey sallıyorsun. ama önceden sallanmış şeylere atıfta bulunman ve biraz da değiştirmen şart. türkiye'de durum böyle. aynı yaklaşımı tr dışında denememek lazım tabii.

doktora ve master tezlerinin farkını açar mısın yurtdışı ve yurtiçi için

yüksek lisans tez aşamasındayım şimdi ve literatürde hiç olmayan bir konu üzerine çalışıyorum. hocasına göre değişir yani ki benim bu konuyu çalışmamı da hocam teşvik etti.

cevap vermiyim dedim gece ama yani, abartilmis baya.

elbette sallamak ya da kopyalamak degil tez ama hadi türkiyeden alalim örnegi, 4 milyon üniversite ögrencisi var türkiyede, bunlardan 3 milyonu lisans ve üstünde egitim görüyor.

asagi yukari yilda 600 bin mezun var bu lisans ve üstünden yaklasik 600 bin de bilimsel/bilimsel olmasi gereken tez var.

kac tanesi bilimsel bunlarin allaskina? kac kisi düzgün cidden oturup tez yazdi merak ediyorum.

yok efendim neymis "literatürde hic olmayan bir konu üstünde calisiyormusmus" , "salla salla tez savunmasinda da sallarmismis", abi naapiyosunuz arkeolojik kazi mi? deniz altinda yeni bi canli mi buldunuz?

asagi yukari hepimiz biliyoruz bi tez savunmasinin türkiyede nasil oldugunu, o tezlerin nasi yazildigini, nasi degerlendirildigini, ne kadar "o formalite icabi aggbii zaten" lerin oldugunu. türkiyede, en iyi üniversitelerde en iyi bölümlerde 5 yilda 270 makale yazdim diyenler cikti, ösym baskanin tartismali tezleri oldugunu, daha nice hocalar var ki yargilanamiyor bile. copy paste tezler cenneti resmen...

kimse kimseyi kandirmasin, cok genel bi düsünün ki bi üniversite var, bunun bi bölümünde 100 ögrenci var her hocayada 15 ögrenci düsüyo desek, bi hocanin 15 ögrencinin 70 er sayfalik tezlerini degerlendirecegini düsünüyoruz. sanirim soruya gerek kalmiyor.

sallamak kelimesine çok takılmışsınız, haklısınız, ben de doğru tabir olmadığını biliyorum, biraz bıkkınlıktan böyle yazdım, bunun için özür dilerim.

etmiyorlar, basın ilkeleri diye bir şey var.

uzun değerlendirme için teşekkür ederim. 96 tutuklu gazeteciler için birşey yapmıyorum, tıpkı öldürülen, tecavüz edilen, açlıktan ölen, sömürülen; değil 96, milyonlarca insana yardım etmediğim gibi. peki acaba elimden gelen vardı da yapmadım mı, acaba zülme uğrayan insanlara üzülmedim mi? bunları bilemezsiniz, beni tanımıyorsunuz bile. gelgelelim elimden gelen birşey olarak buraya bir duyuru açtım ama siz bunu sulandırdınız, bunun gereği yoktu. bir de şunu söylemek isterim 96 gazeteci tutuklu diye ben medyayı eleştiremeyecek miyim? kimseye karşı yaptığım birşey de yok sadece buraya yazı yazıyorum, buna tahammül edebilmeniz gerekir, medya için savunduğunuz düşünce özgürlüğünü (96 gazeteci düşünce özgürlüğüne saygı duyulmadığı için içeride bulunuyor şeklinde düşündüğünüzü farz ederek) benim için de savunup buna saygı duymanızı beklerim, düşünce özgürlüğü sadece gazeteciler için değil. sizin dalga geçtiğiniz düşüncem sizin "Menfaat için yanlış habere gelince, evet yanlış ama bu adamların editörleri var. Bir kontrol mekanizması var, o da çalışmıyorsa yapıcak bir şey yok." dediğiniz durum için söylendi, bence yapılabilecek bir şey olduğu için söyledim bunu, yapabilecek birşey yok diyerek kimseye hiçbirşeye faydanız olmaz. bir de nasıl akıl edemezsiniz demişsiniz, gereği yok kimse ne sizden zeki ne sizden aptal bu tür ifadelere gerek yok

derdimi anlatamadığımı düşünüyorum kimseyi günah keçisi seçmedim, gazeteciler de denetlenmeli bu nasıl yapılabilir dedim, tutuklu gazeteciler konusunu siz açtınız, benim sorduğumla bağlantısını göremiyorum bunun

---SON---

burada şu konuda hatam oldu gazetelerle ilgili kişileri düşünerek gazeteci dedim. siz de gazeteci değince köşe yazarı ve muhabirleri anlıyormuşsunuz anladığım kadarıyla, sevgiler saygılar

@divit: medya kamusal bir alandır, hele hele internet çağında tam anlamıyla böyledir, adres bar'a yaz adresi gir. elbette kendini okutuyor diye alıyorlar haklısın da bu doğru ve yeterli bir kriter mi? sadece buna göre seçiliyorlarsa medyanın saygınlığı kalır mı? sana sormuyorum bunu genel olarak soruyorum. sadece okutmak için haber yaparsan başka kritere dikkat etmezsen dikkat etmen kriterleri kontrol etme işini kim yapsın

sorduğum soruyu değiştirdim hacı(git: 482416)

ya benim de geçen hurriyet gazetesinde pek uzun olmayan bi yazım çıktı. bikaç hafta önce görüşmüştük gazeteciyle. gazete çıkmadan önce ne haber verdi ne bişey, benden yazıyı aldıktan sonra pat diye kesti mailleri. önce internet sitesinde biri görmüş yazımı, uyardı falan, sevindim dedim en azından yayınladılar. 4 gün sonra başka biri "geçen seninle aynı isimde birinin yazısını okudum gazetede" dedi, meğer gazeteye bile yazmış adam. şimdi bulamıyorum gazeteyi.
ordaki eskort kişisi de asıl roportajda daha fazla detay ve daha yumuşak ifadeler kullanmış aslında ama işte benim masum, üniversite konulu yazımda bile tıraşlamalar var. kısaltıp keskinleştiriyorlar sırf okunsun diye. sırf o gazeteciye özgün bir durum değil, sanırım sektör böyle işliyor. çok çirkin. ulan gazeteye çıkıyorum haberim yok resmen, arşivleyemedim gazeteyi. çocuklarıma anlatsam inanmicaklar.

breaking bad'le ilgili olabilir.

breaking bad'de meth nasıl geçiyor peki, bir anlamı, bir göndermesi var mı meth'in?

breaking bad tamamen meth üreten bir öğretmen üzerine bir dizi zaten bildiğim kadarıyla..

(bkz: metamfetamin)

meth kuvvetli bir kimyasal uyuşturucu. breaking bad sayesinde meşhur oldu sadece. blue meth ise sadece walter white in üretebildiği efsane bir türü bu uyuşturucunun. yüzde 99 saf uyuşturucu halidir blue meth. en iyisi yani

meth amerika'da oldukca yaygin kullanimi olan "sert" bir uyusturucu.

breaking bad'den bagimsiz olarak genel 9gag akimindaki uyusturucunun esprilere malzeme olmasindan cok farkli degil"dir" mevzu.

evet ifadeler biraz havada kalmış. keşke bir sözleşme yapmış olsaydınız.

şimdi burada hem aradaki farkın %10'u kadar bir dava vekalet ücreti ödeyip, hem de bu tahsil edilecek para icra yoluyla tahsil edileceğinden bunun %12'sinden başlayan oranlarla yapılacağından hem borçludan hem de alacaklıdan alınan icra vekalet ücretini de ödemeniz istenebilir. Bence konuşun avukatınızla davaya ilişkin ne kadar borcunuz olduğunu öğrenin.

tam açık yazmamuışsın ama olması gerekeni söyleyeyim;
eski kira 1000 olsun yeni kirada 1500. 1500-1000=500*24=12.000*%10=1.200 TL vekalet ücreti.

ben bu işlerde hemen hemen herkes benzer şekilde sözleşmeler yapıyordur diye sizlere sorayım dedim. genel olarak nasıl oluyor?

@emininsel: dediğiniz gibi elbette avukatla konuşacağım, teşekkür ederim
@ground: senin yaptığın hesap benim tahsil edilecek paranın yüzde10'u dediğim şey oluyor. burda aklıma takılan şu, tahsilatın yüzde 10'u alınacaksa davanın uzaması avukatların işine gelir (bizim avukat böyledir demiyorum), isteyerek davanın uzaması yönünde hareket ederler, bu adil değil. keşke başka bir avukata bu avukatla yapacağım sözleşmeyi hazırlatsaydım

bende avukatım ve yazdığından anladığım kadarı ile yorumlayarak hesap yaptım. avukat eğer aradaki farkın %10 demişse bu dediğimi kastederek demiştir muhtemelen. yoksa benim hesbımdaki gibi arada 500 tl fark varken %10 u 50 tl yapar bunu kastetmemiştir. veya 3 kira alsan 1500 yapar bunun da %10 u 150tl yapar ki yine mantıksız bir rakam ortaya çıkar. ikinizin arasında net olmayan bir durum var ve bunu açıklığa kavuşturun bence. yoksa diğer türlü hesaplarda avukatın alacağı rakam komik hatta avukatlık kanununa göre asgari ücret tarifesinin de altında olduğundan kanunen de yasak bir durum var ortada.

Şu program iyidir: www.feedreader.com

Artık akışları (rss) haber sitelerinin kendisinden falan alabilirsin. Ama en kolayı, haber ajanslarının rsslerini eklemek olur. Doğan Haber vb gibi yabancı haber ajanslarını da eklersen akar gider.

@Raymond: çok teşekkürler

bir de aklıma geldi, acaba ajans press gibi firmalar interneti takip ederken hangi programları kullanıyorlar, onlar zannederim ki keyword girilince o keyword'le ilgili bilgi getiren programlar kullanıyorlardır, var mı bu şekilde çalışan bildiğiniz programlar

İnterneti takipten kastınız tam olarak nedir? Facebook, twitter gibi ortamlarda olup bitenler, haber sitelerinde yazılanlar gibi mi? Bence kendilerince bu tür ütüphaneler vardır yada sürekli bunları takip eden birileri vardır. Arama motorlarıyla, botlarıyla pek olur gibi gelmiyor. Ha yine de social media search gibi siteler\yazılımlar var, yine de bu tarz bir yazılım geliştirilmiş olabilir ama benim bilgim yok.

@Raymond: evet ilk cümlenizde söylediğiniz durumu kast etmek istemiştim

Şu ve türevi yapılar kullanıyor olabilirler;
www.socialmention.com

valla hocam bu soruyu burada soruyorsan şirket şeçebilecek durumda olduğunu düşünmüyorum.

kodlama yonunden iyi degilsen proje yoneticisi olabilirsin belki, ama kodlamasi iyi olmayan bir bilgisayar muhendisi hic bir zaman cok basarili olamaz. ben yerinde olsam isi gucu birakir iyi programlama ogrenirdim. C++ C# Java falan.

yemisler seni, firma ismini kimse siklemez yaptigin/yapabildigin isler dururken.

kodlamam kötü diye it ile falan uğraşıp ayak işleri yapmada. şirket elbette önemlidir ama işin içinde o kadar çok değişken var ki. en önemlisi en azından işine giderken öf dememek olmalı. kendini geliştir ve bölüm arkadaşlarınla muhabbetini iyi tut. bir üstte denildiği gibi java veya c#'tan birisini orta seviyede bil. gelişen teknolojilere de önem ver. mobile development iyi bir seçenek olabilir.

tam tersi. yazılımda mühim olan yaptığın iştir. firma değil. mülakatta zırt diye ortaya çıkıyor zaten neyi bilip bilmediğin, kapasiten vs.

"kodlamasi iyi olmayan bir bilgisayar muhendisi hic bir zaman cok basarili olamaz"
aşırı iddialı bir laf bence, sistem mühendisleri network mühendisleri kodlama ağırlıklı çalışmıyor sonuçta.

bana yukarıda yazdığım tavsiyeyi söyleyen arkadaşlarımın burda saygısızca cevap veren arkadaşlardan çok daha iyi mühendis olduğuna eminim, ukalalık yapmak her zaman kolaydır

mecbur değilsen heybeli'de yüzme bence, pis orası artık. burgaz daha iyi.

teşekkür ederim, peki burgaz'da ya da diğer adalarda önerebileceğiniz temiz, tercihen sakin ve bedava plajlar var mı?

Eric Cartman

evet eric cartman güzel bir örnek ama daha naif örnekler arıyorum

bir numarali troll : bugs bunny

Sid (Ice Age)

"karşısındakini rahatsız eden" derken sinir bozucu tiplerde işin içine giriyormu, böyle hali tavrı vs. sinirleri bozan gıcık tipler?

yok gıcık eden tipler değil sataşan tipler cartman örneğinizdeki gibi

Bart Simpson

Tom&Jerry'den Jerry

sana günde 3 öğün pratik yazıyorum.

imkan varsa yurtdışı, yoksa tiflis.

herkese mi böyle oluyor yoksa bazılarına has birşey mi

yok yok, bende de aynen oyle ya. bir de sey farkettim, karsimdaki kotu konusuyorsa ben de aynen tutukluk yasiyorum. native arkadaslarla konusurken sikinti yasamiyorum yani pek.

wikipedia'dan başla. birçok konuda epey faydalı olabiliyor.

yasakli siyasi konulu kitaplar olabilir

yasaklı siyasi kitaplar da genelde olayları bir tarafın gözünden yorumluyorlar, ben daha çok akademik kaynak bakıyorum

akademik kaynak olarak öncelikle su kitabı okuyarak başlayabilirsin, çok da akicidir.
www.idefix.com

bunu okumuştum bu kitap çok güzeldir ama sadece türkiye ile ilgili ben tüm dünya yani genel olarak büyük devletlerle ilgili kaynak arıyorum

albert r. simmons oku kardeşim. sikkiofieldin çeviri yaptığı adam. direk sikko yuda okuyabılırsın tabıkı

dunyada gercekten olup bitenleri akademik kitaplardan ogrenmek zor olabilir

benim bildiğim cia bile akademisyenleri takip edip strateji belirliyor, dünyadaki çoğu konu ekonomik temelli bu açıdan mesela ekonomistler yorum yapabilirler olaylar konusunda

alaeddin şenel'in harika bir kitabı var. akademik olmasının yanında dili de ağır değil, herkesin okuyabileceği cinsten. günümüze kadar gelmiyor ama göndermeler yapsa da.

(bkz: kemirgenlerden sömürgenlere insanlık tarihi)

ayrıca dünya'da olup biteni anlamak için dünya tarihini çok iyi kavraman gerektiği savından hareketle bu yönde kitaplar okumanı tavsiye ederim. günümüzün 'süper gücü' abd'nin tarihinden başlayabilirsin mesela. abd tarihine amerikan halklarının bakış açısıyla yaklaşan ve kuruluşundan günümüze abd'yi anlatan harika bir kitap var:

(bkz: a people's history of the united states)
(bkz: howard zinn)

ayar kurcalamayı sevmem, basitçe kullanayım diyorsan ios.
kurcalayayım, uğraşayım, yeni şeyler deneyeyim, ayarlarla oynayayım, ilginç programlar bakayım diyorsan android.

ios: kararlı olsun, sorun çıkarmasın, aksın gitsin.
android: kırayım dökeyim, üç beş haftada bir rom yükleyeyim, sürekli hata versin.

ios kapalı eko sistemi dış saldırılar konusunda daha güvenli.kullanım kolaylığı ve arayüz konusunda android ios a göre daha karışık,ayarlar sekmelerin altında oluyor cogu zaman.ios un belkide en iyi farkı,ne kadar uygulama açarsan aç takılma yada agırlasma olmadan stabil calısıyor.güncelleme konusunda ios her sene güncelleniyor android güncellemeleri bazen alınan cihaza yüklenemiyor.sonuç olarak:

kullanım kolaylığı,stabilizasyon,uygulama zenginliği,kolay,kullanışlı = ios
sınırlamalar,esneklik,uğraşmak,kurcalamak = android

iOS'taki uygulama sayısı ve çeşitliliği android'e göre çok çok fazla...

@marcelle: bu konuda pek emin değilim, çıkan bir uygulamanın en geç bir ay sonra android versiyonu da çıkıyor

andorid ios'a göre çok daha yeni bir sistem. uygulama sayısındaki "artış" grafiği ios'tan kat kat daha yüksek. ios'u yakalaması ve geçmesi çok yakın.
yani uygulama konusunda android.
bunun yanında ios'da 7-8 program açıkken sorun olmuyor ama android 1,5 milyarlık bir telefon değilse takılmalar başlıyor. ama üst düzey andorid telefonlarda pek sorun duymadım.

www.uzmantv.com

bunu gördüm de bu organik tarımı anlatan bir setin parçası tam olarak ikisini eşit olarak değerlendirmiyor

doğru anlatmış ama. organik gıdada pestisit, toksik maddeler, hormonlar, genetik değişimi vs yok. ve bunlar kontrollü ve onaylı oluyor. doğal ürünler kontrollü ve onaylı değil, o yüzden ne kullanıldığını bilemiyoruz.

şu yabancı kaynağa da bakabilirsin:
www.organicfacts.net

peki şöyle sorsam ne cevap verirsin: güvendiğin, bildiğin yerin doğal tarım ürünü ile organik ürünler arasında ne fark var?

yani şunu soruyorum, marketlerde organik sertifikasıyla satılan ürünler kendi bahçemde yetiştirdiklerim kadar doğal mı? sertifikalı doğal üretilene mi organik deniyor

organik ürünler de sütten çıkmış ak kaşık değil tabii. devletin regülasyonlarının ne kadar iyi olduğunu bilemezsin, hele türkiye'de. o yüzden bildiğin bir yerin doğal ürünü, organik üründen daha iyi olabilir. ama pestisit vs. kullanılmadığından emin olman lazım.

" ...marketlerde organik sertifikasıyla satılan ürünler kendi bahçemde yetiştirdiklerim kadar doğal mı? ..."

diye sormuşsunuz. kendi bahçenizde yetiştirdiğiniz ürün doğaldır. ancak organik değildir. çünkü bir ürünün organik sertifikasını alabilmesi için yetiştiği toprağın zehirli kimyasal ve ilaç artıklarından arındırılmış olması ve ürünün yetişme süreci boyunca kullanılan ilaçların doz ve türlerinin yine belli standartlara göre seçilmiş olması gerekir.

evde saksıda yetiştirdiğiniz biber doğaldır. ancak toprağını (pazardan alınan toprak) tohumunu (pazardan aldığınız gdo'lu ya da tek üretime yönelik işlenmiş tohum olabilir) takip etme şansınız yoktur.(babaannenizin sandığından çıkan tohumları kullanmadığınız sürece) sadece daha az kimyasala maruz kaldığı ve ev tipi üretim olduğu için doğaldır, kimyasal v.b kullanımı minimumdadır. bunu küçük ölçekli bahçeniz için de düşünebilirsiniz.

bir ürünün organik olması için bazı kriterleri karşılaması gerekir. organik ürünler sürekli denetime tabiidir.

resmi gazetedeki yönetmeliği okuyabilir, bugday.org adresini inceleyebilirsiniz.

www.resmigazete.gov.tr

organik olmayan tarim olamayacaği gibi organik olmayan gidalarda olamaz tamamen türkçe bilmezlerin yumurtlamasıdır bu terimler, organikten kastedilen bünyesinde kimyasal destekleyicler bulunmayan besinlerdir, doğal gıda terimi ifade bakımından anlatılmak istenene daha yakındır.