şunu dener misiniz: www.frmtr.com

chrome ise sıfırlayın: support.google.com

Combo fix icin calistirdiktan sonra this operating system is not supported combo fix only runs on : windowx xp… … windows 2000 is not supported diye bisey cikti.

Google'i tamamen silmistim. Yeni indireyim dedigimde site dl.google.com gibi bir yere gidip ordan bisey indirdi.

Neden olmasın

Neden olsun ya da olmasin demiyorum, nasil oluyor diyorum?

Olunabiliyor. Olan çok fazla kişi var. sen de şahit olmuşsundur kendi örneğin dışındakilere

elindeki hazır materyali stokta tutacağına değerlendirmiş.

Evlenilebilecek biri çıkmıştır karşısına ve evlenmeye karar vermiştir. Ben evliliğin aşkla çok ilgili olduğunu düşünmüyorum. Kafasındaki belirli şartları sağlayan birini bulunca direkt evlenmeye karar vermiştir.

Asktan nasil vazgecebiliyor bu insanlar boyle, ve hemen yeri dolabiliyor.
Hakkaten anlayamiyorum?
Ben bana zulmeden adami atlatamadim, adam deli divane asigim derken nasil iki gun sonra renk degistiriyor?
Hoslanmak demiyorum.

Hepimiz aynı geceyi yaşıyoruz ama karanlığımız farklı.

valla fiber romantik akımları bu davranışlar ile birlikte bitiriyorsunuz, :) ne bekliyordun.. insanlar acı çeke çeke duygusuz bir hayvana dönüştü.. merak etme sen de dönüşürsün..

İnsan boşluktayken birine kafayı takıp ona çok aşık olduğunu sanabiliyor. Belki size karşı hisleri de öyleydi.

Konuyla ilgili Camus'den bir alıntı: "Bir adam tanıdım, kafasız bir kadına yaşamının yirmi yılını verdi, her şeyi feda etti ona, dostlarını, emeğini, dürüstlüğünü bile, ama bir akşam, kadını hiç sevmemiş olduğunu anladı. Canı sıkılıyordu, hepsi bu, insanların çoğu gibi canı sıkılıyordu."

Ya da şu an evleniyor olduğu kadına aşık değildir, sadece "evlenilir bu kadınla" demiştir. Herkes aşık olup evlenmiyor ki.

Senin asktan anladigin baskadir, adaminki baskadir, bana sorsan ask bence kisa sureli ve gecici bir sey. Asigim oluyorum bitiyorum diyenlere de inanmiyorum genelde, gercekci gelmiyor bana mesela. Olur yani, neden olmasin +1

her insan için aşk eşit değildir evlenme sebebi. hatta bu kadar çarpık insanın yaşadığı bir ortamda aşk gibi başka bir çarpıklık işin içine dahil olunca hepten sapkın ilişkiler yaşanabiliyor. ben aşık olduğum değil 20-30 yıl uyumlu yaşayabileceğim insanla evlenicem mesela.
örneğin başkasıyla evlenmiş olması hala sana aşık olmadığını göstermez, içini rahatlatma ihtimali varsa diye söyleyeyim.

Çok düşünme ve anlamaya çalışma bence. Kendi hayatına odaklan

cok yakin arkadasim var ayni bahsettigin gibi biri. yillarca ayni kizin pesinde kostu, yapmadigi kalmadi kizi ikna edebilmek icin, duygusal olarak kimseyi hayatina sokmadi hatta ama olmadi. sonra bir gun bi anda bir baskasiyla tanisti ve 10 gun icinde evlenmeye karar verdiler. tanismalarindan 6 ay sonra evlenmis olacaklar. arkadasim cok mutlu, nisanlisi da oyle. olabiliyor yani. bir yerden sonra pesinde kosmaktan yorulup nasilsa elde edemiycem dusuncesine kapiliyor insanlar galiba. o sirada karsilarina cikan ilk kisiyle evlenebiliyorlar da bazen hatta.

Ablacım 27 yaşı geçmiş erkeklerde şöyle oluyor;
- geçmişten tanıdığın kızları tara
- evlilik kriterlerini ne kadar sağlıyor kıyasla
- oransal olarak yüksek ise görüşmek iste
- kız istemedi -> salla
- görüştün ama naz yapıyor, aşk oyunları oynuyor ->salla
- aklı başında evlilik odaklı aile kurmaya istekli -> söz nişan düğün

aşk dediği hoşlantı falandır. kimse aşkından karalar bağlayıp kara treni beklemiyor.

Ben onun gibisine bir daha denk gelemeyecegimi dusundum ama ona asik olmadan evlenirsem hem ona hem kendime haksizlik etmis olurum diye dusundum.
Onun kotu ya da iyi biri olmasiyla alakali olmuyor malesef,kisiligi hayranlik uyandiracak kadar iyi bircok konuda. Ama yaninda eski sevgilerime hissettigim seyi hissedemiyorsam neden evleneyim dedim.
Insanin birseyleri yeniden hissedebilmesi icin desarjolmasi gerektigini eskilerin tozunu uzerinden atmasi gerektigini dusunuyorum. Bunun suresi 1.5 ay olabilri mi?
Hala ayni noktadayim evet...

Bazı insanlar çivi çiviyi söker zihniyetinde, bazıları için ise zaman alan şeyler bunlar. İlki o, ikincisi sen. Yapınız farklı.

Kiminin çöpü, kiminin serveti

hayatınızda olmayan birisinin kendi hayatında ne yaptığı sizi bu kadar ilgilendirmemeli.
ve ömür boyunca 1 kişiye aşık olacağız diye bir kural yok.
demek ki sizin dışınızda da aşık olabileceği kadınlar varmış, aşık olmuş ve evleniyor.
ayrıca size emek veren, insanı sadece aklınızın bir köşesine koymanız onun sizi ömür boyu beklemesini de gerektirmiyor.

devilred +1

Sana asik olmamis cunku seni tanimiyor bile. Elini bile tutmamis, opusmemissiniz bile. Sen de bunlara izin verip seni tanimasini istememissin.

Yani sen onun hayatinda hic olmadin.

Bu yaptiklari neydi peki? Sarki bestelemeler falan?

Bunlar demo’dur. Bak ben boyleyim, seni tanimama izin ver devami da gelecek mesajlaridir. Ikna yontemleridir, kendini tanitmadir. Obur turlu herkes odun gibi birbirine gidip “merhaba ben x, sevgili olalim” derdi.

Senden hoslanmis, ac kapiyi gireyim demis. Sen acmamissin. Yaptiklarini, ugrastiklarini cok da sahsi algilama yani.

Allah mutlu mesut etsin ikisini diyelim artik napalim :)

Seni de tabi

"Insanin birseyleri yeniden hissedebilmesi icin desarjolmasi gerektigini eskilerin tozunu uzerinden atmasi gerektigini dusunuyorum. Bunun suresi 1.5 ay olabilri mi?"

Bence de olamaz. Ben yapamam, yapan insanların da yeterince sevmediğini, yalnız kalmamak için birini bulduğunu düşünüyorum.

Benim de başıma böyle bir şey gelmişti. Kendisinin 8 yıllık sevgilisi uzatmalı olmaya dayanamayıp iki ay içinde başkasıyla nişanlandı, evlendi. Bana da bu olaya üzüntüsünden hasta olduğunu falan söylemişti, sonra bana yazmaya başladı cevap alamayınca ailesinin bulduğu bir kızla nişanlandı, kısa bir süre içinde de evlendi.

Herkes dengini bulur umarım.

bence burada sorun şu : bizler karşımızdaki insanı elde etmek için duygularımızı biraz abartarak aktarıyoruz. yani sana tabi ki aşık falan olduğu yok. öyle düşündüğün kadar yoğun değil yani sana karşı hisleri.

tabi erkeklerin bu tavrı takınmak zorunda hissetmesinin sebebi de yalnızca kadınlar.

@roe İntihar vakaları üzerine çalışma yapan ve intihara meyilli hastalarla çalışan psikolog.
Keşke konunun ne olduğunu bilmeden böyle yapılmasa.

ben olabilirim :) nasıl bir şey?

Hocam bir paragraftı hakkıyla çevirilsin istemiştik halloldu, çok teşekkürler.

tersi için ailen borç alabilirim tabi ama euro 5 yıl sonra 2-3TL olsun türkiye'ye dönerim çalışmak için, muazzam bir şey olmuş olmalı onun için, avrupada savaş falan.

Tabii yurtdışında iş bulup oturum alman gerekicek onuda dağıtmıyorlar malesef:)

kyk bursu toplu mu veriliyor? benim bildigim aylik aylik verilmiyor mu? euro arttikca sana geliri de dusecek zaten?

Valla bana da oyle geliyor. Hatta benim su an planim her ay kredinin hepsini cekip, yarisi kadarini euro olarak saklamak. Ilerde de euronun artmasi ile rahat rahat oderim diye dusunuyorum.

Haa bu arada finalde odeyecegin miktar 43,488 degil. Her sene zam gelecek krediye bu zam da ilerde oderken yansitilacak. Mesela ben ilk aldigimda kredi 1500 tl idi, subatta 1660 oldu. Fakat seneti imzalarken 1500*24 uzerinden imzalamistim.

Onun yerine part time ise gir derim. Hayat bu ne olacagi belli olmaz, planlar islemeyebilir. Kazanmak borctan her zaman kat kat iyidir
Not:Yurtdisinda yasiyorum, Turkiye`de okurken KYK aldim.

recuva indir. kur. tarat.

Easeus da kullanabilirsin.

Bilgisayarın toplam hafızasının %70'i silindi. Recuva 100 mb diyordu.

www.eksiduyuru.com

Önce arayıp sonra duyuru açsanız daha guzel olur. Link bugün açılan bir duyurudan. Bunun gibi onlarca duyuru var.

Findik fistik sikinti olmaz da bu saydiklarinin hepsi hollanda'da da vardir turk marketlerinde.
Hadi findik fistik insan kapali urun almiyor herkesin aldigi bir yer var da.. Mercimek, bulgur bulunuyor her yerde.

Et ve et urunleri, sut urunleri kesin sikinti eger yakalanirsan. Ama bunlarin sikinti olacagini cok sanmiyorum. Bir de o tahin pekmez dokulurse, acilirsa filan cok uzulursun :((

Hocam önerileriniz için çok teşekkür ederim, orda olduğunu biliyorum. Fiyatlarını da biliyorum :)

Dökülmeyecek şekilde koymanın yolları var.
Soru, orun olmayacağı kesin bilgi mi? :)

Pazar günü nar ekşisi, salça ve bulgurla uçtum Atatürk'ten. Evet kısır yapacağım ^^

Bilmem, avusturya'da hic o kadar pahali degil, demek hollanda'da daha pahali.

Meat and milk and any items thereof from non-EU countries with the exception of limited amounts from Andorra, Croatia, the Faeroe Islands, Greenland, Iceland and small amounts of specific products from other countries
• Protected species and products thereof as listed by the CITES (Washington Convention) for example ivory, tortoise shell, coral, reptile skin, wood from Amazonian forests.

netherlands.visahq.com


Bir de

www.belastingdienst.nl

Kuru bakliyatta sıkıntı olmaz ama pekmez, tahin gibi kavanozların poşetlerini vakumlattırabilirsin. bazı kasaplarda ve şarküterilerde görmüştüm poşetleri vakmladıklarını. böylece dökülme riskini en aza indirmiş olursun. iyi yolculuklar

Vakum yaptıracağız zaten de, ülkeye götürmek yasak mı onu merak ediyorum?

Sorun yok, yurtdışından Türkiye'ye 5 kiloya yakın peynir getirdim valizde, kimse bu ne demedi. Sucuk, pastırma, pekmez, süzülmüş yoğurt, konsantre vişne suyu, salamura yaprak o kadar çok şey çıkardık ki kimse ne bu demedi. Yoğurt ve vişne suyu el bagajındaydı, yine bir şey demediler, THY o kadar incelemiyor gibi geliyor bana.

@elikasi
Ben de sucuk pastirma peynir vb cok getirdim hatta en son adam bavulu actirdi ama peyniri saklamistim. Zeytini gordu, baska var mi dedi, yok diyince tamam dedi.
Bunlari yakalanmadigin surece sokarsin ama bi yakalandin mi hepsi cope gider. (Iyi ihtimalle. Kotu ihtimalle hem cope gider hem ceza odenir) Cunku normalde yasak. O yuzden riskli bir sey getirecegimde kimseye rica etmem, kendim hallederim hep.

@fiber yolladigim linklerde sorunun cevabi var.

1) okulun yemekhanesi
2) cami sokak'ta soslu hatay dürümü yapan yer
3) haftasonuysa saatine göre ya acik bufe kahvaltı ya da acik büfe zeytinyagli-mezeler vs. @aspava
4) urfam dürüm, kebap vs.
5) teras kantin @güney kampüs

Şimdi açık mı yemekhane?

hisar kampüse doğru tavuk pilavcı var

hala bulunmadıysa doydos, büfebu. aspava +1. hisar yolunda frango.

Bilenler sevdiği yerleri yazsa bugün olmaza başka gün makbule geçer :)

yemek niye sorun olsunki aksine daha rahat bile olabilir kendine özel ocağın olcak sonuçta karavanda ama 4 yılda uzun bir süre onuda düşünmen lazım :)

Erkeksen date durumlarını düşünmen lazım. Hiç bir güzel kız karavanda, trailer parkta yaşayan bir elemanla ikinci date'i yapmaz.

Kızsan, 4 senede en az bir kere tecavüz riskiyle karşı karşıya kalırsın. Wolf Creek filmini izle.

1-karavana oturma izni almak ölümcül. kalici karavan parki bulmali, aidat vs ödemeli, adres ve posta kutusu edinmeli, bunlara da depozito ve düzenli para yatirmalisin.

2-tuvalet dus gibi sorunlarin devam edecek.

3-karavan parklari her yerde yok, sehir icinde denk gelmedim de zaten.

4-yamuluyor da olabilirim ama trafik ve park kurallarinda karavanlarin farkli durumlari var.

ben de benzer nedenlerle düsünmedim degil, ama yok, mantikli degil.

dus/tuvalet + park yeri demeye gelmistim.
wiillii+1

astari yuzunden pahali olur, wiillii +1

Uzun vade diyorum, kira öder gibi ... sahibi olacağım bişey istiyordum. okulum olacak oranın bahçesine yakın bir yerler olabilir diye düşünmüştüm. Evlerin önünde araba tipi karavan gördüm çünki.. Olmadı hocamın evinin yanına giderim

yemek/ısınma problem değil, hayatının büyük kısmını babası ile karavanlarda belgesel çeken bir arkadaşımın dediğine göre en büyük sorun tuvalet daha doğrusu tuvaletin temizliği sonuçta bir yere dökülüyor onlar, eğer daha olması gereken gibi yaparsan çukur kazıp içine gömmen gerekiyor.

ondan hariç yolda kalma durumu daha sık oluyor, (tabii paraya göre araca göre değişir bu) bununda nedeni aslında sürekli aletin üstünde olman yani normal şartlarda diğer araçlar kadar yolda kalıyorsun ama sürekli üstündesin dolayısı ile daha fazla fark edilir ve daha fazla başına geliyormuş gibi oluyor.

harika fikir bence. dezavantajlarının da üstesinden gelinir, ev için de çok şeyle uğraşıyosun. kalacağın yere yakın bir karavan parkı var mı onu araştır. avrupa içi de olsa uzun mesafe yolculuklarında pek güvenmezdim ben karavana.

edit: erkek olduğunu düşünerek yazdım.

27/ K

en masrafsızı sanırsam enpara

işbankası hesabında da döviz hesaplarım var şu ana kadar herhangi bir işletim ücreti almadı.

enpara. eskiden atmden döviz çekilip yatırılamıyordu, şimdi bazı atmlerde oluyor.

www.finansbank.com.tr

enpara, cepteteb.
cepteteb vadesiz gibi eur, usd hesaba da faiz işletiyor o yüzden daha bir önde.

İşbankası 6 aylık için 54 tl ücret alırım diyor

direk enpara.

@inheritance ; bu özellikten enpara müşterilerinin de yararlanabildiğine emin misin?

@widee, evet bizzat kullandım, en azından yatırmayı.

8.5 42-43 falan oluyordu
8 de 41'dir heralde

contentinjection.com

beden olarak 38 diye biliyorum ben

ayakkabı numarası

güvenme tabii. söz namustur, küçük söZlerde yaşan söyleyenler büyüklerde tamamen yüzüstü bırakır

Ben de "Yarın sabah erken kalkacağım, kesin" deyip kalkamayan bir insanım. Gerçi diğer sözlerimi tuttum genelde ama sabah kalkamıyorum işte. Daha kendime verdiğim sözü tutamazken, başkasından böyle beklentilerim yok. Anlık gazla verilen "İçimden geldi, sana şunu yapacağım"lar beni çok mutlu ediyor açıkçası, çünkü hissedilerek söyleniyor onlar. Demek ki birilerinin içinde coşkulu, tutkulu birtakım duygular uyandırmışım ki, dayanamayıp böyle şeyler söylemiş. O an yapabilse yapacak ama zaman aşımına uğruyor o tutkular, bu da normal bence. Benim isteyip "Ne olur bak, çok önemli. Buna bel bağladım" dediğim, özellikle istediğim ve tekrar tekrar hatırlattığım bir şey değilse, hiç gücenmiyorum. İlk taşı günahsız olan atsın. O da ben değilim.

yalan değil de önemsememek gibi.

sözlerini tutmayan insanlardan uzaklaşmaya çalışıyorum

hatta soğuduğum bile oluyor

Yapamıyorsa insanlık hali, o anki durumu elvermiştir ve içinden gelmiş söylemiştir ama maddi manevi bir dönemlik engel çıkmış olabilir, sözünü gerçekleştirmek için söz konusu olay geçmediyse ya da ömür bitmediyse sözünü tutmadı diyemeyiz bence.

Ama yapabildiği halde yapmıyorsa o güven zedeleyicidir tabiki de. ''şu gün senin yanında olacağım'' deyip de ''qanka hiç çıkasım yok :('' moduna girmesi gibi.

İçimden çok gelerek ve isteyerek yapmak istediğim ama yapamadığım şeyler oldu ve hala da yapmak istiyorum, bence insanlara karşı bu ön yargıyı bir kenara bırakmak lazım.

Tabi benim bahsettiklerim ''sana şunu alasım geldi'' deyip alamamak gibi ya da yapamamak gibi sözler.

Birisinden bu tarz sebeplerden ötürü asla soğumam. Hatta alamasa/ yapamasa da o an içinden gelmesi ve bunu hissetmesi bile benim için yeterli olur.

Demesin o halde ne diye diyor. Beklenti oluşturup yapmamak hoş değil

O an nereden bilebilir bir mani çıkabileceğini? İçinden gelip insan söyleyebilir. Siz hiç mi ''bir gün şuraya gidelim ya'' deyip heyecanla birilerine söylemiyor, anlık duygularınızı paylaşmıyorsunuz? Bunun ondan farkı yok aslında. Geleceği küreden göremeyeceğine göre bu tarz şeylerde beklentiye girmemek en mantıklısı, insanın başına her an her şey gelebilir. Hatta kendiniz de blirtmişsiniz yap(A)mıyor diye, yapabilse zaten yapacak demek ki bi mani çıkmış. Evli insanlar bile sonsuza dek birlikte olucaz deyip ayrılabiliyor, abartmayın yahu. Ki siz küçük sözler demişsiniz üstelik, küçük bir şeyi bir insan neden yapmasın ki? Demek ki dediğiniz gibi bir şey çıkmış ve yap(A)mıyor. Bu hiçbir zaman yapmayacağı sözünü tutmayacağı anlamına da gelmez ayrıca, uygun şartlar oluştuğunda tekrar sözünü tutuyorsa problem yok bence.

Edit: hele bu bi de hediye gibi bir şeyse ve benim yüzüme vurursa (aklımda olduğu halde) çok çok istesem de bütün hevesim kaçar asla almam söz konusu hediyeyi. Karşıdaki insanın da biraz tevazu sahibi olması lazım. ''E bana şunu alacaktın hadi noldu'' demek de biraz gevşeklik. Belki o ay beklenmedik bir şekilde elim sıkıştı, onun parasını bir şekilde aklımda hesapladım ve bir dahaki aya alacağım.. gibi. Ama karşıdaki insan bunu görevmiş gibi önüme sunarsa da hiç umrumda olmaz onun bana güvenmesine gerek kalmaz çünkü ortada bir samimiyet kalmaz, hiç dert etmem.

1- satin alirken form dolduruyorsun, aldigin yer kase filan basiyor. Sonrasinda havaalanindaki ofise gidip parani aliyorsun. (internette hangi havaalaninda hangi ofis var bulabilirsin)

2- abd'de gecerli. Baya bi ulkede gecerli, gecerli olmatan azdir sanki..

3- tam hatirlamiyorum ama gecerli degul diye hatirliyorum. Bilen birisi kesin cevabi verir.

1- formu doldururken yaninizda pasaportunuz olmali.
2- abd'de gecerli degil.
3- hayir.

alisveris yaparken form dolduruyorsun daha sonra havaalanin da ya da bulundugun sehirdeki bazi magaza ya da alisveris merkezlerinde bu formu veriyorsun. Paris icin la fayette istanbul icin harvey nichols da mesela.

Amerika ve internet alisverisi icin gecerli degil

Market alisverisleri icin gecerli mi?

Amsterdam, den haag, rotterdam.

Vaktin varsa brugge'e de gecebilirsin. Amsterdam haric yukardaki sehirlerden birine gitmekten iyidir :)

Daha ayrıntılı soruyorum :)

red light district>bulldog coffe shop>vitrin kızları>mutlu son>otel

Oruç tutuyorum orucumla da mutluyum, en iyisi ben en son burda kayda değer ne yapılır diye yazayım da size de faydası olsun vitrin kızlarına kadar düşmeyin:) Ancak yardımsever tavrınız için gene de teşekkür ederim. :)

www.eksiduyuru.com

Kapatma ve ortadaki dugmeye ayni anda 30 sn basili tutmayi deneyin

Sarj kablonuz veya fisiniz arizali olabilir. Bilgisayardan sarji deneyin

Benim de basima geldi bunlarla cozuldu az kaldi tamire veriyordum

Olmadı :( Bilgisayara takılı kalınca öyle olmuştu zaten :((

Tamam oldu :)

Uluslararası sigortaysa kartını göstermek yetiyor. Bi de yoksa yanınızda faturayı oduyorsunuz, sonra şirkete yolluyorsunuz o faturayı geri size parayı yatırıyorlar. Ben Hollanda'dayken gittim ole hatta küçük bi operasyon falan yaptılar kuruş para ödemedim. Gerçi benim hem kartım yanımdaydı hem de acillikti durumum. Gece olayını bilemicem ama acilde yaparlar belki. Dutchlar sevimli insanlar, sizde sorunca falan kibar kibar bıkmadan usanmadan anlatıyorlar.

ama bana kart vermediler ki?

şimdi baktım skyscannerdan temmuz ayında en ucuz bilet 195 lira gözüküyor tek yön. niye o kadar pahalı anlamadım açıkçası. italyaya haziran sonunda 320 liraya gidip dönüyorum pegasusla(önceden aldım bileti gerçi)

tavsiyem skyscannerdan yakın tarihli biletlere bak fiyat ne kadar fark ediyor gör. temmuzda dönüş biletini alırsan o civarda olur heralde fiyatları.

bir de illa 31 temmuzda gitmen gerekmiyorsa 29u 200 mesela yakın tarih fiyatlarına da bak.

Dönüş için jetcost.co.uk 'a bakabilirsin. Fiyatlar skyscannerdan ucuz olabiliyor. Hem bilet alığında bir sonraki bilet için 30 euroyu site karşılıyoru sanırım. Emin değilim.

evet tek çare akp'ye vereceksin ki, pkk'ya gerek kalmadan ülkeyi satsınlar. az kaldı zaten, genelini sattılar çoktan.

TRT mi çok güvenilir? TRT'nin haberi AKP'ye gider. Uzun adam resmen gaspetti kanalı, tek eline aldı.

bence sen oy verme.

Bu ne ya? Dalga geciyorsun herhalde. Chp'ye verilen oy ne diye hdp'ye gecsin allasen? Ya da mhp'ye verilen oy neden chp'ye gecsin? Boyle bir mabtik var mi?

Tayyip'in kanali trt'ye uyarak akp'ye oy vermek kadar komik bir sey olamaz herhalde.

görüyorum ve artırıyorum. AKP haricinde kime oy verirsen ver vatan hainisin!!!!111birlerikiler!!!

Verilen cevaplardan bir kez daha anti akpcilerin mizahtan ve ironiden anlamadıklarını görmüş oldum. Bunlar gider bi de twitter'da troll olduğu direk belli olan kişilerin twitlerini alır üzerinde tartışırlar falan. Kusura bakmayın ama zeka konusunda akplilerden pek farkınız yok.

Ne genelleme yaptım bee.

not: apolitiğim.

ulan manyak mısınız:D ironi yapmış işte, linç etmişsiniz boşu boşuna.

ben de bu haberi okuduktan sonra silkindim ve kendime geldim. oyum büyük reise

senin attığın oy bana geliyor kardeşim. geçen seçimde de öyle oldu. nasıl yapıyorsun bilmiyorum ama direkt bana gidiyor senin oy.

2.75 için ameliyat olmana değmez. az da olsa daha da bozulma riski oluyor çünkü. astigmat zaten tedavi edilemediği için yine net göremeyeceksiniz. en güzeli torik lens kullanmanız ve teknoloji astigmatı tedavi edebilecek konuma gelene kadar ameliyattan uzak durmanız olacaktır.

geçen eylül ayında aynı değerler için ameliyat olmuştum. birkaç saat testler sürüyor. ameliyat olmak istersen hastanenin ameliyat günleri oluyor atıyorum salı-cumartesi gibi. uygunluğa ve senin müsait oluşuna bağlı olarak gün seçiyorsun eğer ameliyat olmaya karar verirsen.

ameliyattan hemen sonra bir kontrol yapılıyor, muayene ediliyorsun. daha sonra ertesi sabah tekrar muayeneye gidiyorsun kontrol ve lensi çıkartıyor.(araştırdığımda lensle ilgili hiçbir şey duymamıştım bu bu ameliyatla ilgili fakat ameliyat esnasında da lens koyduklarını fark ettim.) 1 ay sonrasında kontrole gel dediler. okul sebebiyle şehir dışında olduğumdan ara tatilde gittim. yine 1 ay sonra için kontrol dediler. yine okul sebebiyle şimdi istanbul'a gittiğimde kontrol olacağım. aslında pek kontrollük bir durum olmuyor aslında. bir tek ameliyatttan sonra 2-4 hafta sonrasında kontrol önmeli anladığım kadarıyla görüşün tam olarak oturduğundan onu ölçüyorlar.

ben bahçelievlerdeki istanbul göz hastanesinde olmuştum. süreçte herhangi bir sorun olmadı. fakat birgün yanlışlıkla arkadaşın eli gözüme çarptı ve gözümde ödem oluştu. acilen doktora gittim tabii(bu vakitler okuduğum şehirde olduğumdan farklı doktora gitmek durumunda kaldım) ilaçlar sayesinde olayı atlattım. bu 1 kez aynı gözümde daha sonra diğer dözümde tekrar etti. aynı ilaçlara devam ettim. sonrasında zaten ara tatil yaklaştı orada kontrolde durumu anlattım. sıkıntı olmadığını söyledi ve bir sürü suni göz yaşı damlası aldırdı. şu anda çok şükür hiçbir sıkıntım yok. sanırım oluşan ödem gözün kuruluğuyla alakalı da olabilir. tam bilemiyorum.

edit: @yollarbenibekler astigmat tedavi olamaz demiş fakat adamlar beni kandırmadıysa astigmatı da düzelttiler. :) şu anda herhangi bir bulanıklılık yok görüşümde. yanlış hatılamıyorsam -3'er miyop + astigmat vardı bende. gözlüksüz sadece flu bir hayat vardı yani ya da lenssiz. :)

Gözde nereye işlem yaptıklarının kaydını alın, daha sonra lazım olabiliyor.

erhan sarışın

Tez yazmamış Adam'ı doktoraya almazlar başta yüksek lisans tez içeriğin ne diye soracaklar ne cevap vereceksin ?

sosyal bilimlerde imkansız.

fransa ve sosyal bilimler alanında böyle bir şeyin asla ve kati surette mümkün olmadığını gönül rahatlığıyla söyleyebilirim.

ha mba dir, mühendisliktir bu konularda doktorada durum ne bu ülkede bilgim yok.

Amerika'da mumkundur. Orada cogu bolum icin kimse master yaptin mi diye bile sormaz. Doktora egitimi cogunlukla lisans egitimi sonrasi baslar zaten. Iyi bir lisans ortalaman varsa ve iyi bir GRE skoru alirsan daha cok sansin olur.

amerikada birleşik doktoralar da var, doğrudur.

İnşallah ben onlardan biri olmaya adayım, üniversiteler de gayet iyi ilk 100'deler . Ulu orta yazıyorum, maşallah diyelim :). Bana da olmaz diyenler olmuştu. Kendi durumumu -eğer gerçekten karalıysan- sana cesaret olsun diye yazıyorum. Olumsuz insanlara takılma. Hayırlısıyla sen de olursun inşallah Neden olmasın? :)

Eğer notların iyiyse şansın daha yüksek. İyi bir hocayla da kayda değer bir proje yaparsan güzel olur. Yanına doktoraya gitmek istediğin hocaların çalıştığı konularla da makale, proje vb vesilelerle çalışıp; masterı böylelikle zenginleştirirsen şansın artar, hatta bu çalışmayı yapmak için yurtdışındaki hocanın yanına gitmeyi, hocayla biraz iletişime geçtikten sonra hocaya teklif edebilirsin. Seni beğenirlerse işin çok kolaylaşır. Allah yardımcımız olsun :) Başarılar.

Yaş ile alakalı.
20 li yaşlarda tutkulu ilişki derdim ama şimdi 30 alrımda huzurluyu tercih ettim.

tabi ki huzur. insan belli bir yaştan sonra mantığını eline alıp geçmiş bol tutkulu, sırılsıklam ilişkilerini düşününce bu sonuca varıyor. ne arkasına bakmak ne önünü görmek, sadece anı yaşamak istiyor. en azından 32 yaşında bir birey olarak ben bunu istiyorum.

Mısırı bulduk da püsküllüsünü mü arıyoruz? Bunca insan yalnızken, bunca insan neden yalnız?

Bana kalırsa ikisi de olmalı; tutkulu bi ilişki yaşadığın kişide huzuru da bulabilmelisin.

30

%60 huzurlu %40 tutkulu

Huzurlu bir ilişkide de "birbirimizden vazgeçemeyiz" diyebilirsin eğer doğru insanla birlikteysen.
O düşünce yoksa ne yapayım huzurlu ilişkiyi. Mantık ilişkisi olur öyle ancak.

Genelde çok sakin giden ilişkiler tartışmayı kaldırmıyor, ilk sorunda bitiyor benim gözlemlediğim kadarıyla ama istisnalar olur tabi.

Yaş 22- huzurlu tabiki. Cok şükür öyle bir ilişkiye sahibim de.

Şüphesiz huzur.

bir taraf iniş çıkış ve tartışma diğer tarafa tutku koyunca olay biraz değişiyor
ne yani sakin bir insansak veya kavga gürültü olmuyorsa o, tutkulu değiliz mi demek oluyor? tutku olmadıkça ilişki milişki olmaz.

tartışma yaşanmaz demiyorum bu arada, yaşansın da hatta zaman zaman, iki yetişkinin her konuda istisnasız uyumu diye bişey de çok ütopik. Tartışma olur ama belli sınırlar aşılmaz, hatta zamanla pekçok şey tartışılaz ama bu "çılgın atılmayan düzseyir bir ilişki" haline geldiğinden değil tam tersine adamı/kadına daha fazla sevip bağladıkça tartışmaya kıyamamaktan, oraları geçmekten de olabilir.

her neyse versus biraz sakat geldi bana.

ikisi bir arada tutku da önemli ama psikopatça değil
33 olucam birkaç güne, niye ama +1

Kadınlar açık denizler gibi fırtınalı ilişkileri her yaşta seviyorlar gözlemlediğim kadarıyla. Erkekler ise anne kucağı gibi huzurlu ilişkileri tercih ediyor.
yaş 30

tutkusuz ilişkiyi neyleyeyim? huzur da olsun elbet ama tutkusuz huzur eksik kalsın.

29'un son demleri.

Bir dargın bir barışık oldu mu, çok yıpranırım. Dramalı, kavgalı, tartışmalı şeyleri sevmiyorum. Kavgalardan sonra insanlarla hiç konuşamadığım, bir daha yüzüne bakamadığım oluyor. O yüzden huzur şart ama huzur olsun diye de, sunta tatlı yavan ilişkiyi n'eyleyeyim. İkisi bir arada olmadıktan sonra tek olayım zaten, ilişki niye olsun.

2.5 ay sonra 32.

Huzurlu ilişki kavramı bana hep mantık evliliği tarzı bir şey çağrıştırıyor o yüzden tutkulu olsun kavga edersek de öpüşür barışırız nedir ki yani.

25 - huzur

i.imgur.com

her ikisi de. tutku sadece kavgayla, didişmeyle olmuyor sonuçta :)

Arkadaşların yaş dedikleri libido seviyeleri sanırım. Kişilik&derinlik denen kavramlar da var hani. Derin insanların yaşlarından bağımsız derin tutkuları olabilir. Ki tutkuyla heves aynı şeyler de değil. Gençlik hevesi ile karıştırıp haksızlık etmemek lazım.

Bir ilişkinin ne kadar huzurlu ya da tutkulu olduğu insanların huzur ve tutku potensiyellerine göre değişebilir. Sanki ilişki denen şey, 3.cü bir şahısmış da her şey ondan bekleniyormuş gibi bir muhabbet dönüyor. Dayanamadım yazdım artık :) Kendinizi analiz edin, kendinizi düzeltin; tutkuyu huzuru kendinizde arayın-bulun ki ilişkide de olabilsin. İlişkiden, sıkılıp yeni arayışlara giren insanlar aslında hayatında kendine ruhsal zihinsel hatta duygusal yatırım yapmayan kişilerden oluşabiliyor. Bir süre -karşıdaki insanın yeni olması sebebiyle- hayatınızda hareketlilik varmış gibi geliyor,alışınca sıkılıyorsunuz. Esas yenileyemediğimiz kendimizden sıkılıyoruz da, haberimiz yok. İlişkisi olmadığı için bitik hisseden insanlar da kendiyle arkadaş olamamış, yüzleşmekten kaçan ve illüzyon arayan insanlar olabilir mi?

Siz kendinizi yenilerken karşıdaki olduğu yerde sayıyor ve siz bundan sıkılıyorsanız, sizlere bir lafım yok.

Zaten huzurlu ve zaten tutku dolu insanların birbirlerini bulması dileğiyle...

22'yim huzur diyorum. Ciğer kalmıyor öteki türlü.

21 kadin huzur.

uzun süreli bir ilişkiyse zaten huzur ama öyle çokta ciddi değilse yarı yarıya dağılımda yarar var

huzur 25e pm

%20 huzur
%20 tutku
%20 arkadaşlık
%40 beğeni

22. kesinlikle tutkulu iliski. Birbirimizden asla vazgecemiyoruz guveni her seyden onemli.

hem huzur hem tutku olamıyor muymuş?
huzur olmadan tutkunun hiçbir manası yok benim için. gerilmek için yeterince sebebim var, bir de ilişkiye ihtiyacım yok. yaşım da 20 bu arada.

Yaş 25 erkek
Huzur

huzur olmayınca ben bütün köprüleri yakıyorum valla had safhada cinsel çekim vs olsa bile. denge güzel şey ikisinin dengesi mutluluk getiriyor.

yaş 23

Huzur önemli.

tutkuyu iniş çıkışlı, tartışmalı ama yine de vazgeçmemeli ilişki şeklinde algılamıyorum.
benim anladığım şekliyle tutkulu ve huzurlu olmalı.
yaş 25

huzur %80 tutku %20

bana bir tane zalim söyle mutlu ölen

aslında yok ama bunun olduğuna inanan geniş bir kitle var.

zalimler için yaşasıncehennem

Var. Kendi adıma henüz tecelli etmedi ama var olduğuna inanıyorum.

Allah o islere karismiyor.

Edit: Karma falan da yok elbette.

karma var, ilahı bu işe karıştırma ;_;

yok. sebep sonuc iliskisi var.

Bence ikisi de yok.

bir adalet var ama Türkiye'de olanından değil

karmaya inanıyorum, inanmak istiyorum.

Eden bulur a inanıyorum ben. insan yaşattıklarını yaşıyor. bu bazen birebir olurken, bazen bambaşka bir yerden çıkıyor. bir kaç defa gördüm. çok büyük çaplı şeyler değildi belki ama önemliydi. şahsen nadiren kişilere pislik yapasım gelse de bunun acısının da bir yerden çıkacağını düşünerek yapmaktan uzak duruyorum. ama bunu ilahi şeylerle ilişkilendirmiyorum. enerjinin korunumu yasası daha şey.

insanlar genelde sabırsız. bir kötülüğün cezasının hemen kesileceği yönünde bir inanç mevcut ilahi adaletin gerçekleşmesi adına. oysa olaylar öyle gerçekleşmiyor zamanla yavaş yavaş veya yıllar sonra aniden bir yıldırım gibi gerçekleşiyor.

1 örnek var birebir şahit olduğum.


küçük bir ilde, devlet kurumu başkanı var çalışkan namuslu. ankaradaki kurum başkanı bu adamdan rahatsız kendi adamını getirmek istiyor, ihale vb için. bunu yolundan çekmesi lazım. yolsuzluk yapıyor diye yalan ihbarda bulunuyor ve müfettiş yollanıyor. mifettişi de ayarlıyor. mügettişle giden heyette bir tanıdık var, araştırmada adamın masumluğu belli oluyor ama müfettiş rüşvet aldı şeklinde rapor veriyor. sorduğunda bizim tanıdık adam cevap verypr benim çoluğum çocuğum var onları düşünmem lazım diye.

adam hapis alıyor.
1 yıl sonra adamın masumiyet ispatlanıyor işine geri dönüyor. bilinçli olarak yalan rapor veren adam ise bir gün kaza geçiryor. kendisi sapasağlam çıkıyor, eşi ve çocuğu komada.

filan falan. çok örnek var ama ben inanıyorum.

ilahi adalet/karma falan yok
züğürt avuntusu bunlar...

Inanmadığım kavramlardan birtakımı. nawres + 1
Eden bulsaydı, kimlere neler olmuştu. Kaç yıllık bedeli ödenmemiş, üstü kapanan bir ton kötülük varken inanamıyorum.

buna islami acıdan bakarsak, efrasiyab87'nin dedigi gibi olaylar bir anda tecelli etmiyor. zaten bizim sınavımızda burda. insanoglu bakıyor kötülük yaptıkca kısa surede basına bişe gelmiyorsa oo adalet saglayıcı yok hobarey dagıtalım iyice moduna giriyor(zalim iradesi olanlar). aslında cok verilen dünya malı zalim icin sınavı iyice zorlastırıyor. dünya benim diyor, ezebildigini eziyor. ben ilahi adalete kesinlikle inanıyorum, ister karma de, ister inananlar için Allah bu inanç olmazsa dünya cok anlamsız biyer olurdu. sadece anlık mutluluklarımız için kıcımızı yırtmamız gereken, güçsüzün durumuna bakmayıp kendimizi semirtmek icin zamanı/tüm kaynakları sonuna kadar sömürmemiz gereken bi yer olurdu. ben bu senaryoyu cok mantıksız buldugum icin inanmayı seciyorum. mazlumun hakkını almayacagı bir düzeni gönlüm kaldırmıyor çünkü.

bu arada adaletin nerde tecelli edecegi Allah'ın elinde, bu dunyada gordugumuz de olacak din gününde de.

Sözlükte de biri yazmıştı. Olmadığının en büyük kanıtı kenan evren'dir. adam kral gibi yaşadı kaç yaşına kadar. ama olmasını çok isterdim.

"var" diyenler de onlarca örnek gösterebilir, "yok" diyenler de.

Kimi Hitler'in sefil ölümünü örnek gösterirken kimileri Kenan Evren'in 100 yıl yaşayıp eceliyle paşalar gibi ölmesini sunar.

Bence tanrı bu dünyanın kendi elleri ile yarattığı şeytanlara pek karışmıyor. Ya da karışıyor. Bilemedim.

bu haberlerdekilerin karma olduğuna inanmak istiyorum örneğin:

www.scmp.com
www.radikal.com.tr

ve ay nov kung fu'nun aşağıdaki cevabı +1 (ilahi adalet kısmı hariç)

Karmayı nedense hep somut örnekler üzerinden düşünmeye meyilliyiz. Oysa kötü niyetli insanların illa ki acı çekerek ölmesi demek değil karma/ilahi adalet.

İnsan aslında kendi cehennemini yaratma konusunda oldukça yetenekli bir varlık. Kötü bir insan düşünün, o insanın bilincinde olmaya çalışın. Kötülük yapmasının arkasındaki motivasyon nedir? Hırs, kıskançlık, aç gözlülük... İnsana dair sayabileceğiniz bütün zayıflıklar, bu zayıflıklara sahip olan insana hayatı zindan eder zaten.
Bana kötülük yapan birinin illa kafasına saksı düşmesini beklemiyorum. Bana kötülük yapılır, ben belki bir süre zorluk çekerim ama sonra atlatır yoluma devam ederim. Ancak bana kötülük yapan insan daima kötülüğünün arkasındaki motivasyonla yaşamaya mahkum, "kafasına saksı düşüp" aydınlanmadığı sürece...
Bu durumda ben yaşarken zorlansam da iç huzurumu öyle veya böyle bulabilirken, kötülük yapan insan sefa sürüyor olsa da daima memnuniyetsiz olacaktır. Maksimum 100 yıl olan bir ömür, baktığı her şeyde güzellik gören bir insan olsanız da geçecek zehir saçan bir insan olsanız da. Çok zengin olsanız da karnınız doyacak çok fakir olsanız da. Bu sebeple gönlümce hayatımdan zevk alarak yaşadığımdan emin olduğum sürece geri kalan şeylerin hiçbir önemi yok. Kötülük yapan da kendi kötülüğünde yaşamaya mahkum zaten.
Bu bağlamda tekrar söylüyorum ilahi adalet var.

ben enerji dengesi diyorum. yani var.

Çaresiz insanlarin en büyük avuntusu bence bu ikisi.

Ilahi adalet ya da karma denilen şey olsa dünya bu kadar boktan bir yer olmazdi. Insanlar cigirindan çıkmış gibi yaşıyor artik. Bunun en basit örneği "gelir adaletsizliği"dir. O çok zengin, ultra lux yaşayan insanlarin hepsi birer melek olmali, eğer adalet ya da karma olduğuna.

Eger hakkin yendiyse, adaletsizlik varsa çevrende bunu karmaya birakma kendin hallet.

zihinsel birer unsur olarak varlar.

hikaye hepsi.

kizgin ve somurulen toplumun gazinin alinmasi icin uydurulmus seyler..

ilahi adalet hem inananlar hem de inanmayanlar tarafından çarpıtılan bir kavram.tabi iki taraf da kendi lehinde çarpıtıyor. herhangi bir konuda hakettiğini bulmuş bir kişiye bakıp "işte ilahi adalet" diyorsak hakettiğini bulmamış kişiye bakıp "ilahi adaletsizlik" diyebilmemiz gerek.ikisi de değil. burası adaletin sağlanacağı yer değil. insan dilediği kadar kötülük işlemekte özgür. böyle olmalı ki sorumluluk yüklenebilsin ve hesap sorulabilsin. dünyayı havaya uçurabilirsin gücün varsa. iyi biri hayatı boyunca kötülüğe maruz kalabilir. kötü biri hiç cezalandırılmayabilir, krallar gibi yaşayabilir ve yaşıyorlar da zaten. iyinin hiç kötülüğe uğramadığı, kötünün hakettiğini bulduğu bir dünya yaratılışın mantığına aykırı. bu durumda zorunlu bir iyi olma durumu oluşur ki bunun da anlamı olmaz. kısa vadede büyük menfaatler kötülükten geçiyor. insanlar beklemek istemiyor, peşin olanı tercih ediyor. çatışma da burada başlıyor. hiç görmediğimiz doğru mu yoksa hemen gözümüzün önündeki net çıkar mı?

Yukardaki arkadaş ilahi adalete, insanlar istediği kadar kötülük işleyebilir böyle olmalı vb bol keseden yazarken ilahi adalete haksızlık ediyor. Hani yok dese daha az itici olacak.

kesinlikle var. ah ettiğim kişilere nasıl ah ettiysem aynısını yaşadılar ve ben de gördüm. korkun benden :)

Öncelikle bu kadar uzun yola çıkmadım,motorla daha çok yurt içinde dolaştım. türkiye-bulg-sırb-macar-avust-alm-hollanda güzergahı yaparsan ortalama benzin fiyatin 3.75-3.85 arası değişir 3500 kmde 550 tl civarı yakmış olursun.Mutlaka çadır bulundur ve onda kal hem ekonomik hem zevkli.Ben yapamadım böyle bir gezi sen inş yaparsın

yol kaç km?
hangi ülkelerden hangi şartlarda geçeceksiniz?
motosikletiniz ne, durumu nasıl?
tek kişi mi?
bunlar önemli şeyler.

Biliyorum önemli şeyler. Tecrübesi olan ne biliyorsa yazarsa seviniiz işte

Oncelikle eksiteker'i sktret, 4 litre güzel bi ortalama, ne icin değiştirmek istiyorsun motorunu? anladığım kadarıyla 200-250cc bandında bir motorun var bence değiştirmene gerek yok hatta nekadar az oynayan parçası varsa o kadar iyi. 250cc ile Türkiye'nin çoğu ilini gezdim. Bu yaz ülke dışına çıkmayı planlıyorum bende 10 gün Romanya tarafina doğru gidicem aşağı yukarı bin euro civarı masraf hesapladim otelde kalicam genelde.

O bir scooter&150 cc ve benzini içiyor. 110 120 yapan motorla 90-100-110 gidince sonuç bu. Cbr mi alsam demiştim yarısından daha az yakıyorlar.

maddi gücün varsa pulsar'ı öneririm bi araştır, bizim klüpte 3 kişide var hepsi memnun

Sele rahat mı sele?

açıkçası ben scooter'la o kadar yol gitmezdin.

motorum yok inşallah bir gün alacağım ama nedense uzun yol için bana chopper'lar daha rahatmış izlenimini veriyor, tabii uzaktan öyle, tecrübeli arkadaşlar daha iyi bilirler.

birde yurt dışına motor gezisi yapanların bloglarından anladığım kadarı ile güçlü bir motor ile çıkmak (en az 350cc) daha mantıklı oluyor, hem uzun süreli kullanım, hem extra yük (çoğunda 20lt den büyük çanta/çadır vs. de var), hemde gidilecek çıkılacak dağların tepelerin meçhullüğü. büyük motor ile biraz daha rahat edilebilir, daha uzun yol gidilebilir.

ikincisi sarsıntısı olmayan motor kullanmak zira sarsıntı insanı yoracaktır, yorulan bünyeden dolayı dikkat dağılabilir ve kaza riski artar, el yabanda kaza yapmak problem olabilir, riski azaltmakta fayda var.

küçük motorların sarsıntısı fazla diyorlar. sanırım burada silindir sayısı önem kazanıyor.

Yakıt o kadar tutmaz fiyatlar tr'de abartı biliyorsun zaten.

Birde geçenlerde 60'larda 70'lerde vespa'sı ile avrupa ve amerika turu yapan bir türk'ün (karadenizli idi sanırım) belgeseli ile ilgili bir şeyler gördüm, bağış topluyorlardı ne oldu bilmiyorum bir bakın istersen.

ben oturmadım hiç ondan bi fikrim yok, ben mesela kle kullanıyorum uzun yola da gözü kapalı çıkıyorum ama yakıt konusunda canımı sıkıyor zaman zaman yoksa onu da tavsiye ederim

haklısın valla böyle diş eti ağrısı mı olurmuş

Ayni durum bende de var. Disinle etin birlestigi noktayi bir sekilde temizleyeceksin. Cozum o. Ama ben de yapamiyorum. Ugrasmadim gerci. Acima siddeti artinca, Hani ordaki disi basinca aciyinca, disciye gidiyorum temizliyo plaklari.

Bana dis fircasini oraya diplerine sokacaksin dediydi, kanarsa kanasin ama.temizlemek lazim dedi. Dis ipi de bi yontem dedi.

bi periodontoloji bölümüne git, dişeti ceplerini ölçsünler. diş ipi kullanımı şart.

Elma sirkesini sulandır, gargara yap.

Ağrının sebebi nedir? Uykunda dişlerini mi sıkıyorsun? Eğer öyleyse uyurken bir aparat kullanmalısın.

Karbonatlı su ve tuzlu su ile gargara.
Kloroben diye antiseptikli bir ağız gargarası var, onunla gargara.
Yumuşak bir diş fırçasıyla fırçala dişlerini.
Sıcak-soğuk içme bu aralar, sadece ılık şeyler iç.

Diş taşı da diş etlerini ağrıtabilir, eğer dişlerini fırçalarken kanıyorsa diş taşı olması büyük ihtimal, onu da diş hekiminde temizletebilirsin.

doğrudan mevzuatını bilmiyorum, kısa google araması da bulamadı. Ama arkadaşlarına bavul bavul taşımış bir kişi olarak geçmişte, para değil tr fiyatlarıyla karşılaştırıldığında diyebilirim. Durdurup bunlara vergi verecen diyen olmadı daha önce.

İnternetten siparis edeceğim. Biri getirmiyor.

büyük çoğunluğu medikal değil kozmetik olarak sınıflanıyor o yüzden 75 euroyu geçmediği sürece pek sorun yaşamazsın kargoda. Medikal lisanslı ürünlerde sağlık bakanlığının ithalat iznin olup olmaması aranıyor, gümrükte takılabiliyor ve gereksiz bir dizi prosedüre zorlanabiliyorsun. her ihtimale karşı amazon vb ürün geri dönerse hızlıca iade alabileceğin bir yerden alırsan daha sağlam olur. Yüklü sipariş için illaki biri yanında getirsin.

kozmetik ürünlerin satışını yapmıyorlar genelde ama dermokozmetik çok rahat. ptt 3 tl gümrük vergisi alıyor. 75 euro'yu geçme yeter.

www.renskincare.com
Şurdan alacağım. Ona göre cevap vermeniz mümkün mü ?

bir şey olmaz. defalarca almışlığım var.

Bilgi için tşklr.

b ehliyetin var ama, araba kullanmayı biliyor musun? aktif olarak kullanıyor musun? eğer öyleyse, motoru çözmek 10 dakika sürer. hakim olmak 1 hafta. amaaa, motosikletle trafiğe çıkmak, viraj almak vesaire uzun sürer. kaza yapmamış motorcu yoktur, kaza yapacak motorcu vardır derler.

benim sınavı scooterla yapmışlardı

kişiden kişiye değişir. artık motosiklet sınavları daha ciddi yapılıyor. muhakkak vitesli (ybr 125 gibi) motosikletler kullanıyorlar ve yaklaşık 30 dakika kadar sürüyor. eger scooter hakimiyetiniz varsa sınav öncesi biraz pratik yaparak geçersiniz diye düşünüyorum.

ben de motosiklet ehliyeti alacağım ve iyi kötü vitesli scooter tecrübem var fakat yine de sınava girmeden önce 2 günlük özel ve birebir eğitim veren bir yerden ders alacağım riske girmemek için.

Artık scooter ile yapılmıyor. O bilgi net de sınavı geçecek şekilde öğrenmek 2-3 dersle mümkün olur mu sizce?

scooter tecrübeniz var ise benim gibi, bonus olarak bisiklet sürüyorsanız, genel olarak denge probleminiz yoksa, 2-3 seferlik eğitim -bence- yeterli olur ehliyet için. beni şu saniye sınava alsalar yine de geçeceğime eminim ama yine de pratik yapmak istiyorum.

Heyecan bastı. Benim direksiyon kursu ders vermiyor. İstanbul/Avrupa'da ders veren birini tanıyan var mı?

Yamaha Riding Academy var, ehliyet veren de GİSakedemi olması lazım. Hondanın da eğitimi güzel diyorlar. OMM var. İnternetten araştır bu kurumları.
Bu durumunla ehliyet alsan da sürme zaten. Üniversite kuluplerine danışmak iyi olabilir. Boğaziçi Üni. motosiklet kulubu eğitimleri indirimli alıyordu, misal. Facebookdan bakabilirsin.

Altin elbiseli adamı da araştırın istanbulda iseniz. Yardımcı olur diye tahmin ediyorum nereden nasil egitim alinir konusunda.

@fiber, Ben de Boğaziçi'ndeyim de facebook'tan vs. ulaşamadım öyle bir kulübe.

tabiki de beyzbol sapkasi. her duruma uygun, heryerde kullanabilirsiniz

www.google.co.uk

buff headwear diye arat, yakışana çok yakışıyor kendisi.

ne alırsanız alın koyu renkli olanından almayın. doktor size kafa derisini korumak için önermiş, koyu renkli kumaşlar ışığı güzelce soğurup deriye aktarırlar. açık renkli olanlardan alın.

2 defa şampuan sürüyorum, onda da az kullanmaya gayret ediyorum. zaten 3 günde bir falan yıkıyorum saçlarımı kurumasın diye. Hangi şampuan iyidir o zaman?

ben argan yagi kullaniyorum. ayda bir filan butun sacima yedirip masaj yapip basima tulbent gibi bir sey sarip uyuyorum. sonra sabah yikiyorum. ilk yikamada cikmiyor ama bir kez sampuanliyorum. sonra ilerleyen gunlerde yikandikca temizleniyor ama haftalarca yumusacik ve parlak kaliyo sacim. sac kremi de kullanmiyorum.

Kuaförlerin nem kaybına uğramış kuru saçlar için bakımları oluyor. Güvenilir kuaför tavsiyesi verebilirim.

Şampuan olarak da argan Yağlı ve sülfatsız şampuan kullanıyorum. Onu da öneririm. Baya toparlanıyor, hele de boya yoksa daha iyi sonuç alırsınız.

su içmiyorsun belki de. Protein almıyorsan da etkiliyor. Phytokeratin diye bir marka keşfettim. Ürünlerini incele istersen.
Bir de Braun'un iyon veren tarağı var, elektirklenme için cidden işe yarıyor. Büyük teknoloji marketlerine gidip deneyebilirsin.

Saçın hafif dalgalıdır da sen dümdüz tarayıp çıkıyor olabilir misin? Kabarır öyle. Nemliyken kafanı eğip köpükle, şekil vermeyi dene. kolayca kıvrılıyorsa saçı yanlış kullanıyorsundur.

Doa kozmetiğin bakım kremi güzel gibiydi bu arada, dene istersen.

Sağdakinin siyahını aliexpress'ten kardeşime aldım, 21 dolar falandı.
İnci'de olabilir, Flo'da da çok çeşit var.

gerçekten giyiliyor mu bunlar.

cevap evetse

nerede hangi ortamda?

Tüm ayakkabıcılarda olsa sormam. Bulamadım.

Siyahtan değil ordaki renklerden lazım.

Özel gecelerden başlayıp, günlük giyime kadar yelpazesi var. Koşmayacaksan tabi.

İlkinin çok benzeri 3-4 sezon önce Elle'de vardı.

ilacı bilmem de beyaz ekmek, pirinç, şekerden kesersen faydasını görürsün. glisemik indeksi düşük yiyecekler uzun süre tok tutar.

aç karna sigara.

Spor yapmak da iştahı düzenliyor sanki. Angelus, bu konuda bilgi erebilir, tabii okursa burayı.

Şanslısın, hemen söylüyorum. Maydonoz suyu. www.sifamarket.com
Ama dikkat et Maydonozlar hormonsuz olacak yoksa zarar görebilirsin. Kahvaltıdan önce içiyordum. Net, iştahı kesiyor. Cilde de iyi geliyor.

yakın zamanda denediğim bir ilaç:

venladip içtim bildiğin mideme biri oturdu. hiçbir şey yiyemiyordum.

not: tedavi tavsiyesi değildir.

susuzluk da insana kendini aç hissetiren bir şey olabilir. bol su iç.

Aerius veya Crebros alıyorum. Üzerine Avamys veya Nasonex sıkıyorum.

Aerius +1

Az önce bir KBBciye ulaştım, desmond+nasonex+diprospan önerdi bana da. Diprospan bir kereliğine yapılan bir iğneymiş(sizin de işinize yarar belki). Nefes alamayınca çok uyuyormuşuz.

aerius hayvan gibi uyku yapar gece içmek gerekir ki bu da gündüz alerjinin devamına yol açar.
ayrıca bahsettiğiniz şeyler bahar alerjisiyle alakalı değil 10 senedir ilaç kullanıyorum ordan biliyorum. doktora danışmalısınız.

Bu belirtiler, bizzat bahar alerjisi; burnun kırık olduğu için de daha ağır geçiyor dedi doktor. Benim gözlerimde alerjik bunu da göz doktorum her gittiğim de söyler. Bünye hassas sonuç bu.

toz polen ev akarı alerjim var evet. zyrtec kullanıyorum ben.

Uyku yapıyormuş evet, ben de uyumamam lazım, uyku yapmayan var mı dedim, tabi var dedi yukardkileri söyledi.

aerius uyku yapmayan bir selektif H1 reseptör antagonistidir.
uyku yapan için-> Avil
Kestine ve Deloday da şu anda aklıma gelen diğer seçenekler.
Deloday ile Aerius'un içinde aynı madde var.
Ayrıca da dedikleri gibi bir burun spreyi fayda edecektir. Burun spreylerini 5-6 günden fazla kullanmanızı önermiyoruz ama.

levmont kullanıyorum. en son 35 liraya aldım. Uyku yapmıyor ama fark ettim ki gece kabus goruyorum bide libidoyu düşürüyor haberiniz olsun

Ben bir kbb doktoru yakınımla konuşmuştum kıkırdak kısmı en zoruymuş, çok çok iyi birine yaptırman lazım yoksa ucu düşüyormuş. Bir de ameliyat sonrası görüntü her zaman tahmin edilebilir olmuyormuş çok kötü bir durum yoksa elletme, elleteceksen de paraya kıyıp düzgün birisine yaptır. Arkadaşım 4 sene önce Reha Yavuzer'e yaptırdı, bayağı para döktü ama burnu hala çok güzel bir şekilde duruyor.

Çok çok iyi olduğunu nasıl bilebilirim ki? Başka bir doktor bana burun derin ince değili burun ucun top gibi kalır demişti. :S Bu söylenileni ilettiğim başka bir sağlıkçı da o doktor becerikszmiş demişti vs.. Bahsi geçen pek iç açıcı konuşmayan doktor iyi bir doktor olarak biliniyordu vs... İşin bir nefes alma kısmı var bir de estetik kısmı var, ikisinde birden iyi olması gerikiyor .
Söylediğiniz burun düşmesi olayına da şahit olmuşluğum var. O da feci. Kore'ye mi gitsem orda bu işler çok gelişmiş diyorlar :)
Tarık Şapçı'yı duymuştum ben de.

barış çakır burun estetiği konusunda şuan türkiye de en önde gelen isimlerden. ama olay kıkırdak olunca ne kadar iyidir nedir ne değildir bilemiyorum. yinede bir araştırabilirsiniz.

Ankara Kayseri arası en köpeksiz rota ne demek?

asdasfda soruyu kes

Bir kaç farklı rotadan gidilebiliyor da hani, hangisinde köpekle karşılaşma ihtimalim daha azdır diye soruyorum (bilenlere).

havadan git.
bit.ly

@inheritance zekice :) ama uçak bileti çok pahalı, arcım da uçmuyor ne yazık ki.

En sağdan gitme.

Ben onlara çarpmıyorum ki, onlar motora saldırmaya pek meraklı. Neyse Allahmuhafaza.

ciddi ciddi köpeğe çarpma ihtimaline göre rota mı belirleyeceksin?

yavaş git. köpek önüne çıkarsa frene bas.

paran yoksa trenle de gidebilirsin.

Yolun acık olsun!

Tek kazasını köpekler yüzünden yapmış biri olarak evet :)

yayaya yada araca çarpsan ne yapacaksın?

araç trafiğine kapalı rota mı soracaksın :)

köpek bu. nerede olacağı belli olmuyor ki. yavaş gidersin en fazla alacağın tedbir bu.

Aşırı mantıksız bir hareket yapmış olursun. Bol paran yoksa satma sakın dursun, mis gibi motor. Şekle takılan gitsin kendine güzelini alsın.

İlla ben taktım diyorsan o iş de 4500TL ile olmaz, çinliye bulaşma. önerilerim pulsar, hyosung gt 250 comet yada hyosung gv 250. 8-9 civarı bunlar.

1500 kilometre kaza yapmamana güvenme daha çok yenisin.
ybr 125'de en azından bir yıl daha piş sonra 250cc veya daha büyük bir motosiklet alırsın.

-sen kendine daha gösterişlisini alırsın.
+he pizzacıda işe girdim.
-uyuşturucu taşıyacağım

gibi cevaplarla sinir olduğunuzu belirtebilirsiniz. siz motorunuzdan memnunsanız onlara bok yemek düşer. tatlı alettir ybr. akarı yok kokarı yok.

motoru seviyosan satma hacı gidiğ sıfır almışsın bir de. ama evet bence de çirkin bi motor :) benim başlangıç motorum honda eğitim + cbr 250 olurdu

Farkında olmadan çok güzel başlamışsın. Ybr iyi motordur,gaz tepkisi, parça fiyatı, yakıt tüketimi falan. Satarken çok şey de kaybettirmez. 4500 liraya alacağın hiçbir makina istediğini vermez sana. Çinliden uzak dur hele o kadar yaşlı çinliden kesinlikle uzak dur. Canını almışlardır o makinanın. Yeni daytonalar falan fena değil bak ama bütçenin çok üstünde olur.
Sonuç olarak satma. Can var abi işin ucunda. El sikiyle gerdeğe girilmez. Sen bi 5 10 bin km yap bununla.

Akli olan motoru degil egitimi dusunmeli, egitim alinca aslinda hic birsey bilmedigini goreceksin. Baskalari da birak nederse desin, millet anlamadigi konularda konusmaya bayiliyor. Ybr125 guzel motor, takilma.

ben de aslında sizin gibi düşünüyorum. gv250 niyetiyle başlamıştım. 1 yıl 10-15bin km birkaç eğitim sonrası belki 400-650 cc bir şey alırım diyerek.

metehan01 , motor bence çirkin değil. güzel bile derim :) bir topcase taktım. o çirkin gösteriyor evet ama inanılmaz rahatlık. bir yere gittiğinde elinde kask olmaması, nereye koyacağım derdinin olmaması çok iyi.

satmayayım ya. mis gibi motor. gayet de memnunum. şehiriçinde yetiyor bana

Motora binmek usturayla traş olmaya benzer mutlaka birgun bir yerini kesersin

sen dogrusunu yapıyorsun emin ol, motosiklete binmek tecrübe gerektiren bir durum, gerçekten iki tekeri sevenler için cc'nin bir önemi yoktur. Şu an satarsan pişman olursun bence gaza gelip de değiştirme sakın. Bir de sana tavsiyem yeni başlamışken eğitim alman, sonradan eğitim alınca öğrendiğin yanlışları düzeltmen gerçekten zor oluyor(tecrübe ile sabit). he illa ki değiştiricem dersen 250'lik virago'yu öneririm sana çok güzeldir benim de ilk motorumdu ben aldıgımda 16 yaşındaydı ama canavar gibiydi. Egitim ve tam koruman oldugu sürece trafikte kendini daha güvende hissedeceksin en azından benim için öyle, tekrar belirteyim arkadaşlarını sallama bi halttan haberleri yok, tekerin düz bassın.

illa içine sinmiyorsa, ki bence 10.000i görene kadar devam et en az, bajaj hero derbi 150'liklere bakabilirsin. 5bin lira dolaylarında ve güzel aletler onlar da.

doğal atıp bahçeye dökülür benim bildiğim. zamanlar oralar yeşillenir. mesela biz yumurta kabuklarını attık attık sonunda orada bi takım otlar çıkmaya başladı ama sonra keçi onları yedi :p

pancarı büyükbaş, davar falan yer ama dişinin kovuğuna değer mi bilmem.

Posalar da meyve/sebze ye dahil değil mi ye gitsin

Bu kadar dert ediyorsan ye gitsin +1

Sonuçta o havucun suyunu sıkmadan yesen posayı da yemiş olacaktın. Suyu olmadan tatsız olur gibi ama gayet de yenilebilir.

ben posayı bir kere daha sıkıyorum o zaman tamamen kuru kum gibi atmaya kıyılabilir bir posa kalıyor. makine de iyi tabii.

@apartman teyze :)

portakal, elma falansa süte karıştırılabilir sanki. meyveli süt gibi. diğerleri yinelebilir. pancar falan demişsiniz çok kötü değilse kış salatasına (rendelenmiş havuç-turp-pancar) katılabilir. suyuna ekmek banmalık olur hem. :)

Tekrar sıktım su cikmadi. Onerileri ben de dusundum de olmuyor, yiyemiyorum. ODTU'de bulabilir miyim, bunu yiyecek hayvan? Çimlere koysam kizarlar sanirim.

internetçiler:
e-gurme,
urban coffee,
barista sepeti,
kahve fabrikası,
coffeenutz,
coffeehaus (internetten değil de yerinden alacaksan, (git: 791268))

Ankamall tchiboda baya fazla sirkulasyon var guatemala iyidir.

kahve fabrifabrikasından alıyorum, tavsiye ederim.

Ankara Ümitköy Begendik

Bunu bi inceleyin isterseniz.... www.bulabilirim.com

bulunduğunuz şehirde singer bayii bulursanız onlar sizi yönlendirecektir. bayiden değil, internetten veya başka bir markadan alacak bile olsanız fikriniz olur, boyutlarını görürsünüz, aklınızda olmayan bir özellik karşınıza çıkar belki.
sadece nakış yapan ev tipi makinalar var tabi ki, bir çok modeli de var.
singer, bildiğim kadarı ile, bazı şehirlerde ders bile veriyor.
umarım gönlünüze göre bir model bulabilirsiniz.

Şunu görmüştüm Japonlar gene yapmış .. www.youtube.com

beğendik'te olmalı diye hatırlıyorum

Orduevi ile Sinema Onay diye bilinen yerlerin arası kitapçı kaynar. Merkez de Almer'in karşısında han gibi bir yer var orası da hep kitapçı, ama dini ağırlıklı. Bir de gene Almer'in arka tarafında kocaman bir park var, oranın içinde de çok büyük bir kitapçı var, adını hatırlayamadım, yerin içine yapmışlar kitapçıyı, bulamazsan panik yapma sor :).

books.google.com.tr bu oluyor.

epub'i:
bookzz.org

Phyton demek istedim. Mobilden ne siliniyor ne duzeliyor.

Soru olmadan nasil yardimci olabiriz ki sana?


belgeler.org

Tamam o zaman baslayalim. Bana bir kod lazim, oyleki bu kod elimizdeki sifre metnin gercek halini bulmali. Sifrelenme metodu da soyle, buyuk kucuk harf aynı sayiliyor sadece harfleri karakterden sayiyoruz. Harflerin numara karsiliklaro soyle A 0 b 1 c 2 d 3... (ingilizce)

Bu numaralar x kadar ileri atilarak metin sifrelenmis. Mesela abc 012 yi 5 kadar kaydirmis 567 olmus. Iste mesele biz nekadar kaydirilmis onu bulacagiz. Mod 26 dayiz tabi. 26 tane farkli x olabilir. Program bunlari tek tek deneyip hangisinin anlamli oldugunu bulmali. (Dil tanima)

Biliyorum hocam, programlamaya donusturmesinde sıkıntı var.

mesnevi:)

söylediği sözlerden öte hayatını anlatan Radi Fiş'in bir kitabı var : Bir Anadolu Hümanisti Mevlana diye. Tavsiye ederim.

Elif safak - ask

bir anadolu hümanisti mevlana, radi fiş.

edit: görmemiştim, gochebe+1

Ay hayır ya, Elif Şafak .. Aşk.. bıt bıt.., o kadın kim ola ki Şems ile Mevlana Hazretlerini alıp içine "uydurmalar" katıp kitap yazma cürretinde bulunuyor? Çok iyi bir yazar olabilir o başka mesele.. Bir insanı en iyi kendi kitapları anlatır. Mesneviden başla sen en güzeli.

Gusül abdesti al bebiş

@emirkulu2 +1354353

bin dereden su gelse yine olmuyo kardeş kuru kalıyo bi yer

Birinin canını yaktıysan da pek mümkün.

şans aslında çok önemli bi faktör.
kendini bilmeme, öz disiplin vs de olabilir.

ya kendimde arıyorum sonra bakıyorum ohooooo cuzi iradenin dışında amk coğu şey olmuyo yetmiyo özveri de evet ama cok sıkıldım çaba sarfedemiyorum hep bi kulaç atsam kurtulacam o kulacı atamıyorum

şans cok önemli amk o hic yok lan bende

ayetel kürsi oku her gün. fellak ve nas da oku . 3 kulhu bi elham ekle peşine .

allah sevdiği kulun sırtına vurdukça vururmuş... bizimkisi de seninki gibi iki senedir sıkıntının bini bin para. Allah'tan geldik ona gidiciyiz... Sıkıntımızı ondan başka giderecek de yok...

@ inanmazsan inanma aynen hacı abi de az bi nefes alayım lan kimseden yardım istemiyorum

Makarna istiyorsan instant noddle'lar var onlardan alabilirsin. Makarneks'i de ocakta yapın diyo ama ben kaynar su katıp yapmıştım o da aynı mantık zaten noddle'la.

makarna (bkz: nudo)
çorba (bkz: bardak çorba)

Ben üzerine netal elek yerleştirerek buharlı pişirici, ocak yerine kullanıyordum.

makarna yenecek kıvama gelir ama tadı tuzu kalmaz bence.

kampta kettle ile pilav yapmıştım. ama şu satılan kolay pilav kitleri ile.

buradaki marketlerde çin yemeği satılıyor, sıcak su ekleyip yiyorsun başarılı baya.

benim için rüya gibi. youtube'da uçak videoları izle. inen kalkan, düşen, son anda düşmeyen, crosswindler falan. uçakları sev. ondan sonra ninni gibi gelir sana o sesler. ciddiyim.

hafif, rahatlatıcı müzik dinlesen?

tost yeme, hiç uyuyamazsın.

O tost yeniyor hem de hindi fümeli:D bugün baya spor yaptım, midem bomboş kalmış,bulantıdan uyuyamıyorum..

Süt iç ve varsa kulak tıkacı kullan.

bence havalimanı yönetimiyle görüşmende fayda var. havalimanını biraz daha uzağa götürebilirler. sonuçta teknoloji çok gelişti. inşaat sektörü aldı başını gidiyor ve türkler ön sıralarda yer alıyor bu konuda. eminim yönetim bunu kısa dönem plnları içine alacaktır.

Uçaklar alçaktan kalkış yapıyor artık. Malum ülkede satacak yerkalmadı, benzin az gitsin diye talimat vermişler.Nerden mi biliyorum oranın esaslı pilotlarından..

ses gecirmez kullaklik yoksa, esarp, kaskol, atki, sal evde benzeri ne varsa aliyorsun, bunu boyle kulaklarinin etrafina hintli gibi sariyosun, sonra boyle terennum eden sow bir muzik buluyorsun, sesini aciyorsun ama kulaga yerlestirmiyorsun, kulakliklari turbanimsi seyin kulagina denk gelen bir kivrimina sokuyorsun. boylece sen uyumaya calisirken uzaktan boyle bir muzik sesi geliyor. diger sesleri de olabildigince kesiyor. bir de iceri bir odada tv acik birakabilirsin.

uçakların alçaktan kalkıp yakıttan tasarruf etmesi baya yaratıcı imiş.

Benzinde tasarruf için alçaktan kalkmak nası oluyo? 2-3 dakkada bir uçak geçmesinin sebebine ve yakıttan tasarrufun nasıl yapılacağına dair:

Türk Hava Yolları (THY) Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Topçu, önümüzdeki dönemde hem Avrupa'da hem Asya'da, özellikle de Afrika'da etkinliklerini artırma yönünde ciddi çalışmaları olduğunu belirterek, "Zayıf olduğumuz Orta Amerika ülkelerine de Yönetim Kurulu'nun kararını aldığı 4 noktaya uçma kararımız var. Bunlar; Venezuela'daki Caracas ve Bogota ile Mexico City ve Küba" dedi.

Hamdi Topçu, Borsa İstanbul, Chevron, Halkbank ve THY iş ortaklığında düzenlenen Atlantik Konseyi Enerji ve Ekonomi Zirvesi'nde, Jeopolitik ve Enerji Konulu Genel Toplantılar çerçevesinde gerçekleştirilen "1. Oturum: İstikrarsız Bir Bölgede Siyasi Dönüşümün Yönetilmesi" başlıklı oturumda bir konuşma yaptı. THY'nin bugün filosunda 260 uçağı ile 108 ülkeye uçarak, dünyanın en fazla ülkesine uçan havayolu şirketi olduğunu aktaran Topçu, şirketin aynı zamanda 261 noktaya uçarak dünyanın en önemli 4 network'ünden (ağ) birisine sahip olduğunu kaydetti.

Topçu, THY'nin bugün iştirakleri ile 45 bin kişinin çalıştığı bir topluluk haline geldiğini anlatarak, anonim şirket olarak 11 milyar dolar ciroyu geçtiklerini, iştirakleri ile 17,5 milyar dolar gelir elde edeceklerini dile getirdi. THY'nin gelecekle ilgili ciddi planlar yaptığını vurgulayan Topçu, şirketin 250 uçak siparişi ile 2021 yılına kadar uçak filosunu genişleterek 450 uçağa çıkarmayı hedeflediğini ifade etti.

Topçu, şirket olarak uçuş ağına yeni destinasyonlar katarak dünyanın uçulmadık kıtası ve noktası kalmayacak şekilde organizasyonlar yaptıklarını söyleyerek, "THY, 2021 yılında 100 milyon yolcu taşımayı hedeflemektedir. Bu itibarla baktığımızda THY'nin enerji giderleri içerisinde de ciddi bir iştiraki var ve şu anda havacılık yakıtı konusunda Türkiye'de yüzde 66 paya sahip THY-Opet ortaklığı altında bir iştirakimiz var. Bugün itibarıyla 3,7 milyon ton akaryakıt tüketmiş olacağız, bunun da maddi karşılığı 4 milyar dolar. Toplam giderimiz içerisinde bunun payı yüzde 38."

THY'nin uçak filo yaşı 7

Topçu, şirket olarak üçüncü havalimanını çok önemsediklerini dile getirdi. Söz konusu proje tamamlandığında İstanbul'da 150 milyon yıl yolcu kapasiteli bir havalimanının inşa edileceğini aktaran Topçu, bunun da yolcu kapasitesi bakımından dünyanın en büyük havalimanı anlamına geleceğinin altını çizdi.

Topçu, bugün THY'nin uçak filo yaşının 7 civarında bulunduğu, yeni aldıkları uçaklarla hem yakıt ekonomisinde yüzde 15 tasarruf etmeyi planladıkları bilgilerini de paylaştı. THY ve Türkiye'nin dünya sivil havacılığının tam ortasında yer aldığına işaret eden Topçu, dünya sivil havacılık trafiğinin yüzde 66'sının Türkiye üzerinden geçtiğine dikkati çekti.

Topçu, geçen ay yayımlanan verilere göre dünyada en çok yolcu taşıyan 12. havayolu şirketi olduklarını hatırlatarak, konuşmasını şöyle tamamladı:

"Önümüzdeki dönemde hem Avrupa'da hem Asya'da, özellikle de Afrika'da etkinliğimizi artırma yönünde ciddi çalışmalarımız var. Zayıf olduğumuz Orta Amerika ülkelerine de Yönetim Kurulu'nun kararını aldığı 4 noktaya uçma kararımız var. Bunlar; Venezuela'daki Caracas ve Bogota ile Mexico City ve Küba. Bunlara önümüzdeki dönemde bürokratik işlemleri tamamladığımız takdirde uçmak istiyoruz. Aynı şekilde Kuzey Amerika'daki uçuş etkinliğimizi artırma noktasında yeni destinasyonlar ilave ediyoruz. Nisan ayı itibarıyla San Francisco'ya uçuşlarımız başlayacak. ABD içindeki başka şehirlere de uçuş planlarımız devam etmektedir."

Uçakların sizin evin üstünden geçişi tamamen rüzgarın yönüne bağlı. Dün karayel vardı. Karayel zamanında kuzeye doğru kalkıyorlar ve doğu ve güneydoğu gibi yönlere gidecek uçaklar köprü üstü bir yerlerden geçiyorlar. Güneyden de iniyorlar. Aslında sizin inen uçakları duyduğunuzu düşündüm, çünkü Beşiktaş tarafından uçak seslerini tek duyduğum zaman lodosta ve iniş sırasında oluyor.

Aşağıdaki şeklin alt tarafından örnek vereyim.
cdn0.vox-cdn.com
Uçak kalktıktan sonra bir ilk tırmanma, bir de tırmanma süreci var. İlk tırmanma süreci çok dik. FSM taraflarında ilk tırmanma devam ediyor ama dik kalktığı için daha yüksekte oluyor. İniş ise daha yavaş yavaş yapıldığından, FSM tarafında kalkışa göre daha aşağıda oluyor. O yüzden kalkıştaki uçağın sesini daha az, inişteki uçağın sesini daha çok duyarız bu noktalarda. FSM civarlarında ilk tırmanışın ya yarısında ya yarısına yakın bir yerde ya da yarısından hafif uzakta bir yerde olmaları gerek.

Dün karayel vardı, kuzeyli rüzgar demek, kalkış kuzeye ve eğer Antalya gibi bir yerlere (ya da o doğrultuda dünyayı tarayın) giden uçakların kalkışını duymanız zor bir durum. Onları Ataköy'dekiler duyuyor.

Uçakların iniş rotaları, karayel durumunda şöyle şekilleniyor. Hepsi bir şekilde Marmara Denizi'ne çıkıyor, Florya Parkı üzerinden iniş yapıyorlar. Tam güney yönü diyemem, güneybatı-kuzeydoğu gibi bir akış ile iniyorlar. Bunlar da bir şekilde FSM civarlarından geçmiyor. Şu an flightradar24.com'a bakarsanız, inen uçak göremezsiniz.

Bir seçenek de, inerken sıra beklemek için havada dönen ve bir yandan alçalan uçakları duyuyorsunuz. Bu rüzgarda bunlar da TEM civarından duyulur ama FSM'ye uzaklar.

Demek ki duyduklarınız kalkıştaki uçaklar. Ki bu da biraz Kuzey-kuzeydoğu yönüne kalkan uçakları duyuyor olabilirsiniz.

Şekil: i.hizliresim.com
İniş-kalkış yönlerine dikkat.

2-3 dakikada bir uçak kalkıyor zaten havalimanından, yoğun günlerde 70-80 saniyeye düşüyor.

Bu kadar teorik bilgiden çıkan sonuç şu: Eğer kalkıştaki uçağı duyuyorsanız, gerçekten evinize uzun vadede yalıtım konusundan bir şeyler yaptırmanız gerekir.

Kulak tıpaları işe yarayabilir ama bu biraz zor. Eczaneden alacağınız tıpa hiçbir işe yaramaz. 3M kulak tıkacı almalısınız. Ama bu sefer telefonu, evde olan biteni duyamayabilirsiniz.

Bu pencere kenarına çekilen süngerlerin kalitelelilerini bulup pencere kenarına onlardan çekebilirsiniz.

Lodos zamanı o kadar rahatsız edici olmayacaktır sesler, ama ülkemizdeki kuzeyli rüzgar günü sayısı, güneyli rüzgar günlerine göre fazla.

reykjavik'i çok merak ediyorum, volkanik molkanik olaylar, buz gibi, kutbun dibinde bi şehir. ilginç olsa gerek.

sonra pripyat'ı görmeden ölürsem valla küserim. o atmosfere tanıklık etmek olağanüstü olmalı.

gezmiş olduklarımın içinde de çok underrated olan cenevre, vilnius ve hamburg diyorum. vilnius'un brugge'den geri kalır yanı yok mesela ortaçağ şehri olmakta, artısı var hatta gece hayatı falan da harikadır ama filmi var diye brugge daha çok ilgi çeker. hamburg ve cenevre zaten akıl almaz şehirler. bir şehirde bir tane çirkin sokak, estetik olmayan bina olmaz mı arkadaş? ciddiyim yok. sanat eseri gibi şehirler ikisi de.

yozgat

sanki sibiu'ya gitti pezevenk

"nereye gitmek istersin dediklerinde" yazdım başta itovlit, gitmiş olsam sibiu'ya gitmek istiyorum mu derim

mardin, gaziantep

Katmandu'ya deli gibi gitmek istiyorum. Ara sira nepal ucak bilet fiyatlarina bakar ordan gezi rotami falan cikaririm. Insallah bir gun gidecegim.

Amalfi kıyılarını komple gezmek istiyorum.
Tanca'ya gitmek istiyorum.
Kutup ışıklarını görmek istiyorum.
Transilvanya, İzlanda +1

glasgow

Mekke

delft, konstanz.

Granada. gerçekten çok güzel bir şehir.

berlin ve hamburg.
evet ünlüler ama mesela paris kadar amsterdam kadar ünlü değiller. Fakat gerek eğlence hayatı, gerek içinde yaşayanlar, gerek şehirlerin dinamikleri, gerekse fiziki yapıları olarak parise de amsterdama da budapeşteye de on milyon basar. avrupanın güneyinden kuzeyine bir sürü ülke/şehir gördüm, hiçbirini bu iki şehri sevdiğim kadar sevemedim.

Karlovy Vary ve bir de Brugge.
Aah ah, en yakın zamanda imkan olsa da bi daha gitsem ikisine de.

al, 10 gün dişini sık, yorul.
geleceğe yatırım yapmış olursun.
bunlar önemli fırsatlar.

Cevabı kendin vermişsin aslında. Bırak işi falan asıl derslerine. Ben bu yüzden 1 yıl kaybettim. Sen kaybetme.

Çok tecrübeli dili yanmış konuşuyor. Ders Çalış! Kafanı duvara vurursun sonra.

çok yiyor olsan bile 6 yumurta 6 bardak un ve 6 bardak sıvıdan yapılan krep orduya yeter israftan başka bir şey değil. bu karışımı unla koyultup bol yağda kızartabilirsin. krep gibi olmaz ama olur.

helva yapsanaa.

Ben onu bazen tost makinasında pişiriyordum :)
yoğurt katıp gene orduya yetecek lokma tatlısı yapabilirşin :)

tavanın dibini yağa bulamaman lazım. bir kaseye sıvı yağ koyup peçeteyi batır ve tavayı yağla. tavanın ısınması gerekiyor. sonra kepçeyle harcı yavaşça dök, her yerine yay tavanın. iyice pişmeden çevirme. spatulayla kontrol et, krep kalkıyorsa yerinden çevirebilirsin. bir de böyle dene.

Sen onu keke çevir bence

tavayı kızdır ve biraz katı yağ sür o şekilde dene bi de azcık katılaşınca altını şeyapıp çevirmeye çalış

direk pancake!
hic acimam.

Yemek yok?
Icecek yok?
Tatli yok?
Gezilecek yer yok.

ankarada mi yasiyorsun.

Ankaradaysan eger akyurtda ya da sincanda falan kaliyorsun sanirim

Deniz yoksa Seğmenler var.

Tunalı, Bahçeli 'de falan güzel mekanlar var bence. Hiç uğradınız mı?

Ben de aynen böyle düşünüyordum, motorumu alınca çok güzel yerler keşfeder olduk bir de çok kaliteli insanlarla tanıştım. (Üniversiteli gözünden)

nerelere takiliyorsun cok merak ettim ;) ankara'da yemek ve icecek yoksa diyecek bir seyim yok sana; para durumuna gore bir suru guzel mekan var.... gezilecek yer de dunya kadar; segmenler yap bir gun, kugulu park'a ugra, mogan'a git, eymir'e git, tunali'da bahceli'de gez oyalan... daha neler neler !

Bu arkadaşı alın ASPAVA'ya götürün.

yemek: çukurağa ve masabaşı kebapçısı
içecek: ne arıyorsun, bira şelalesi falan mı?
tatlı: bunda da charlie' nin çikolata fabrikasini bekliyorsun sanirim
gezilecek yere katılıyorum, cok yer yok ama göller var birkaç tane. onlara gidilebilir.
bu arada anıtkabirde yatıp, kalkan yok bu arada. nöbet tutan askerler bile her gün orada değiller.

orada yazdığın her şey fazlasıyla yapılır..

8 sene ankara'da yaşadım. bana ankara'yı anlat desen öncelikle yemek kültürünü övmekle başlarım. biri zaten aspava demiş. çukurağa var, tavacı recep var. binlerce mekan var ya, ekstra ikramlar şunlar bunlar. cafeler de gırla.

tiyatroyu söylerdim sonra. sonra eymir. kesin bi odtü sıkıştırırdım araya. seğmenler sonra. gitmesen de olur ama ankaralılığın şanındandır bi de avmler var tabii. :)

acil derken? acil cevap alınca iz kalmayacak mı?

bence kalmaz. rahat olun.

öncelikle bir yanık kremi alın eczaneden ve sürün bi güzel.

kahverengi yara kabuğumsu geçtiğinde bulabilirsen madecasol al sür eczaneden.

olmadı zeytinyağı.

Böyle durumlarda soğuk suya tuttuktan sonra kurula ve yoğurt sür, ateşini alır. Büyük ihtimal su toplar, ondan sonra da soyulur gider.

Çiğ yumurta akı sür. itfaiyeciler bile bunu yapıyor. Acısı geçiyor çabuk iyileşiyor

Kantaron yagi bire bir.
Her turlu yara yanik izine iyi geliyor.

silverdin direk

yanık kremleri antibiyotik etkilidir genelde. örneğin silverdin gümüş içeren ve bakterilere karşı kullanılan bir krem. hatta içeriği nedeniyle iz kalma olasılığını da arttırıyor. bu nedenle yüzü yananlara vermiyoruz.

yumurta akını düzenli kullanırsan iz kalma olasılığı azalır.

bundan 8 ay önce bacağımı haşladım kettle la, ve ta daa güzel bir yanık izi kaldı hatıra.

silverdini sürekli yenilersen kalmaz. benim bacağımdaki yanığın izi kalmadıysa kimsede iz kalmaz muhtemelen.

kalmaz. net bilgi.

Sağolun dostlar. Silverdin'i bi kere sürdüm alerji yaptı sanırım kıpkırmızı oldu yanığın çevresi. Yani yanık olmayan yerler de kızardı. Tırstım şimdilik sadece nemlendirici sürüyorum. Her gün renki koyulaşıyor ama neden? O kahverengileşen kısım daha sonra soyulacak mı? ya eşşek kadar yanık diseğimden elime kadar. Yumurta akı olayını da deniyorum arada, o da çok geriyor ama yapacak bişey yok, zeytinyağı falan da sürdüm. İz kremi kullanan yok mu hiç acaba? Yara iyileştikten sonra mı kullanmak gerekirmiş onu? Yoksa iyileşme sürecinde mi?

Yakalanma ihtimali var elbet, yok değil. Herhangi bir sebeple polis durdurursa ya da kazaya karışırsan yakalanırsın.

Ehliyetsiz araç kullanınca para cezası yanı sıra aracı bağlıyorlar ya da ehliyeti olan birinin gelip almasını istiyorlar.

Kızın biri senelerdir scooter ile İstanbul'da ehliyetsiz gezdiğini söylemişti. Kadınların çevirmeye girme ihtimali daha az olabilir tabi.

hapis cezası var. ama para cezasına çeviriyorlar. toplam 3000 tl civarı

Kaza olursa katil durumuna düşebilirsin. Bekle.

Yakalanma ihtimalin var tabi ama arabalara göre daha düşük ihtimal. İlla kulanacağım diyorsan dikkatli kullan, delice kullanıp göze batma yeter. Ben 8 ay boyunca istanbul trafiğinde bu şekilde otomobil kullanmıştım

ruhsat senin adına olursa alacağın ceza çok fazla olmaz, ama ruhsat da başkası adına ise ehliyetsizlik cezası hem kullanana hem kullandırana kesilir.

efendi gibi tam korumalı ve ciddi bir motor sürücüsü gibi gezersen polis kolay kolay çevirmez böyle bir adamın eksiği yoktur diye. ama korumasız apaçi gibi binersen, hatta şort tişört kask ile gezersen yine çevrilebilirsin.

2 ay beklemek daha mantıklı bence, çünkü cezası ağır. gerek yok.

Kullanmayin efendim kullanmayin, uyun su trafik kurallarina lutfen.