Ryu
türk lirası borcum var beyler, kardeşim madde bağımlısı (70bini ordan), babam 50 yaşında (480 bini babamdan), sevgilim de beni anlamıyor nabiym?
türk lirası borcum var beyler, kardeşim madde bağımlısı (70bini ordan), babam 50 yaşında (480 bini babamdan), sevgilim de beni anlamıyor nabiym?
0
ayda 1000 lira ödesen 559 ayda biter, bir şey değil.
şaka bir yana babanı reddet, öyle bir şeyler oluyordu sanırım.
şaka bir yana babanı reddet, öyle bir şeyler oluyordu sanırım.
0
borç benim üstüme, lanet gelsin.
5 seneye yayarsak, aylık ödemeler neticesinde, güncel kazancıma nazaran (sezondayık), her ay 4 bin içerdeyim, olacak iş değil.
bu vaktine kadar yaklaşık meblalarda borç takıp gitmiş yahut iflas eşliğindeki abilerin, kardeşlerin nasihatlerini dinlemeye hazırım.
5 seneye yayarsak, aylık ödemeler neticesinde, güncel kazancıma nazaran (sezondayık), her ay 4 bin içerdeyim, olacak iş değil.
bu vaktine kadar yaklaşık meblalarda borç takıp gitmiş yahut iflas eşliğindeki abilerin, kardeşlerin nasihatlerini dinlemeye hazırım.
0
odeme boyunu asıyorsa odemeye calısma.paranı biriktir.anlasmaya varmaya calıs.obur turlu hem odersin hem borcun bitmez.
0
borcun bankalaraysa sakın tahütte bulunma birde ödeyemeyeceksen zorlama malı mülkü başkasının üstüne yap hemde acilen...
0
öncelikle, hakikaten, hay aksi şeytan!
-şirket borcuysa şirketin devrini gösterip, tanıdık birine sat(ıyormuş gibi yapmak). tanıdık, şirket devri için kredi çekiyor gözüksün.
-hangi sermaye grubundan kallavi tanıdık varsa o grubun bankalarından birisi ile anlaşın kredi konusunda. (kuveyttürk vs. işbanka gibi)
-bir diğer opsiyon borcu yapılandırma. yine bankaya yapılandırabiliyor olmak lazım. ama şirketlere falansa borç böyle oluyordur sanırım.
-bu durumda sorumuz: baba borcu nereye? tek bir yere mi? resmi bir yere mi? kumar borcu (gibi) mu? kumarsa, ödense de bitmeyen ve bitmeyecek borç diye mi algılamalıyız? hatta öyle olursa az para biriktirip, ülkeyi terk etmek daha bile mantıklı (yoksa değil mi?).
-kardeşin bunu bırakmasını sağlamak zorundasın. neden böyle? değişmiyor mu? neye bağımlı? ne bu, 70 bin ne ya?! o 70 bini kim bilir kime borç? nasıl olcak o iş, hiç bilmiyorum!! sinir oldum.
-sevgilin nasıl seni anlamıyor? neyi, hangi kısmı anlamıyor? anlamamak ne demek? dinlemiyor mu? dinliyor da umursamıyor mu? anlaşılmayacak ne var? boka batmanın neresi anlaşılmıyor?
--babaların özellikle 50 yaşlarında bunları yapmasına hususi garezim var. lütfen kendine hunhar davranma bu süreçte. ve babanın borcu bu. 50 çok yaşlı değil. nasıl bu borca soktuysa kendisini çıkmak zorunda. seni genç yaşında böylesine hak etmediğin bir borcun içine sokamaz. sırf kendi borçlarından dolayı seni yeni borçlarda göstermesi olarak anladım ben olayı. bu hiç adil değil. neden borçlandı bu kadar? neden durmadı?
-cidden sağlam plana ihtiyacın var. net maaşını da düşünerek iyi bir hesaplama yapman lazım.
-bu dediklerimin hepsini birilerine danış. hukuki ve pratik yöntemlerinin olurunu öğren. ben çok iyi bilmiyorum çünkü. ama hızlı davran!
ve edit: vejeteryan pirana'nın dediğini ise hemen yap. üzerine olan malları güvenilir, ama yüzde bir milyar güvenilir, birinin üzerine yap. annen gibi.
gerçi kardeşin ve babana bakılacak olursa... neyse. sakın yanlış anlama. sadece çok üzüldüm başına böyle bir şey gelmesine, seni tanımasam da.
-şirket borcuysa şirketin devrini gösterip, tanıdık birine sat(ıyormuş gibi yapmak). tanıdık, şirket devri için kredi çekiyor gözüksün.
-hangi sermaye grubundan kallavi tanıdık varsa o grubun bankalarından birisi ile anlaşın kredi konusunda. (kuveyttürk vs. işbanka gibi)
-bir diğer opsiyon borcu yapılandırma. yine bankaya yapılandırabiliyor olmak lazım. ama şirketlere falansa borç böyle oluyordur sanırım.
-bu durumda sorumuz: baba borcu nereye? tek bir yere mi? resmi bir yere mi? kumar borcu (gibi) mu? kumarsa, ödense de bitmeyen ve bitmeyecek borç diye mi algılamalıyız? hatta öyle olursa az para biriktirip, ülkeyi terk etmek daha bile mantıklı (yoksa değil mi?).
-kardeşin bunu bırakmasını sağlamak zorundasın. neden böyle? değişmiyor mu? neye bağımlı? ne bu, 70 bin ne ya?! o 70 bini kim bilir kime borç? nasıl olcak o iş, hiç bilmiyorum!! sinir oldum.
-sevgilin nasıl seni anlamıyor? neyi, hangi kısmı anlamıyor? anlamamak ne demek? dinlemiyor mu? dinliyor da umursamıyor mu? anlaşılmayacak ne var? boka batmanın neresi anlaşılmıyor?
--babaların özellikle 50 yaşlarında bunları yapmasına hususi garezim var. lütfen kendine hunhar davranma bu süreçte. ve babanın borcu bu. 50 çok yaşlı değil. nasıl bu borca soktuysa kendisini çıkmak zorunda. seni genç yaşında böylesine hak etmediğin bir borcun içine sokamaz. sırf kendi borçlarından dolayı seni yeni borçlarda göstermesi olarak anladım ben olayı. bu hiç adil değil. neden borçlandı bu kadar? neden durmadı?
-cidden sağlam plana ihtiyacın var. net maaşını da düşünerek iyi bir hesaplama yapman lazım.
-bu dediklerimin hepsini birilerine danış. hukuki ve pratik yöntemlerinin olurunu öğren. ben çok iyi bilmiyorum çünkü. ama hızlı davran!
ve edit: vejeteryan pirana'nın dediğini ise hemen yap. üzerine olan malları güvenilir, ama yüzde bir milyar güvenilir, birinin üzerine yap. annen gibi.
gerçi kardeşin ve babana bakılacak olursa... neyse. sakın yanlış anlama. sadece çok üzüldüm başına böyle bir şey gelmesine, seni tanımasam da.
0
aciz sertifikası al da onu almak öyle kolay değil borçluların senin için istemesi lazım dıye bılıyorum sızın elınızde degıl yanı o vesika.
0
aciz vesikası için öncesinde icra memurunun haczedilecek birşeyi kalmamış bununlu rapor sunması lazımmış ayrıca haciz davalarında 2 yıl süre içerisinde devredilen menkuller de incelemeye alınıyormuş bu da süreyi uzatıyormuş falan, hukuksal boyutta pek bir çıkarını bulamadık biz bu işin ya da avukat pek ilgilenmedi anlamadım.
aciz vesikası alındıktan sonra alacaklı alacağını gider olarak gösterebiliyormuş, zarar olarak geçiyormuş. ben de bunun üstüne alsak bu aciz sertifikasını, adamlar zarar gösterse, kalan borcu nakde çevirip kdv'siz ödesek mi dedim, olmaz dedi :(
şu an için 2 farklı bankadan icra talebinde bunulmuş durumda zaten, ne yapılır bilemiyorum.
aciz vesikası alındıktan sonra alacaklı alacağını gider olarak gösterebiliyormuş, zarar olarak geçiyormuş. ben de bunun üstüne alsak bu aciz sertifikasını, adamlar zarar gösterse, kalan borcu nakde çevirip kdv'siz ödesek mi dedim, olmaz dedi :(
şu an için 2 farklı bankadan icra talebinde bunulmuş durumda zaten, ne yapılır bilemiyorum.
0
gaius
içinde dram olmasın.gerçekçi olsun öyle tinto brass ın filmleri gibi olmasın.şimdiden teşekkürler hepinize.
içinde dram olmasın.gerçekçi olsun öyle tinto brass ın filmleri gibi olmasın.şimdiden teşekkürler hepinize.
0
@robin crusoe hacı mesala dün and you mother to diye bir film vardı onu izledim.sonunda öğreniyoruz ki meğer kadın kansermiş.ölüyordu kadın filmin sonunda.kocasının kadını aldatması kadının ardından kocasını aldatması filan bu kadarla sınırlı kalsaydı daha iyiydi.ölüm filan içimdeki şehveti çekip aldı resmen.
0
dieselsingle2
neslinizi devam ettirmek istiyor musunuz, niçin?
neslinizi devam ettirmek istiyor musunuz, niçin?
0
geçmişi siktiğimin dünyasında benim bile olmam fazla. değil nesilimi devam ettirmek spermlerim biryerler de kalır diye mastürbasyon yapmıyorum.
0
kozmoslar kadar çok istiyorum çünkü benden doğacak soy, dünyayı ele geçirecek.
süperinsan yaratmak istiyorum.
oldukça da ciddiyim.
süperinsan yaratmak istiyorum.
oldukça da ciddiyim.
0
Genlerim sağlam değil pek, bundan kaynaklanan sorunları çocuklarım ve torunlarımın da yaşamasını istemiyorum.
0
neslimi devam ettirmek istiyorum çünkü neslimin devam etmesini istiyorum.
0
evet. Çünkü insanların büyük bir çoğunluğu evlatları için yaşar. annem sürkli şöyle der: '' evlat her şeye değer '' diye.
0
Sana sunu soylemeliyim insanlarin cocuk sahibi olmalarinin en onemli nedeni iclerinde bulunan ebedi olma duygusu yani olumsuzluk (turkce karakter kullanamiyorum) duygusudur. Ama bu durumu cok az kisi bilir. ;)
0
tahret muslugu
başka bir yazı için daha evvel yazdığım bi makaleden alıntı yapmak istiyorum. bunu göstermeli miyim tıpkı diğer eserlerden yaptığım alıntıları gösterdiğim gibi? yoksa direk yardırayım mı?
başka bir yazı için daha evvel yazdığım bi makaleden alıntı yapmak istiyorum. bunu göstermeli miyim tıpkı diğer eserlerden yaptığım alıntıları gösterdiğim gibi? yoksa direk yardırayım mı?
0
suyunu çıkartmadan kendi kendinin alıtnı yap. böylece okuyanlar senin o konuda sürekli olarak çalıştığını, bir anlamda uzmanlaşmış olduğunu anlamış olur.
0
bizim bölümde, doktoradan bir arkadaş, kendi yazdığı ödevden yaptığı alıntıyı yazılı referansla belirtmediği için (hocaya sözlü olarak söylemiş olmasına rağmen), "kendinden intihal" yapma gerekçesiyle doktoradan uzaklaştırıldı. daha başka hangi fantastik suçlamayla karşılacağınızı bilemezsiniz. verin referansınızı.
0
mushtopus
merhaba arkadaşlar böyle istanbulda graphic novel satan, bu konuda geniş yelpazesi olan kitapçılar sahaflar biliyor musunuz acaba ?dil olarak ingilizce ağırlıklı olanlar varsa mesela ??teşekkürler :]
merhaba arkadaşlar
böyle istanbulda graphic novel satan, bu konuda geniş yelpazesi olan kitapçılar sahaflar biliyor musunuz acaba ?
dil olarak ingilizce ağırlıklı olanlar varsa mesela ??
teşekkürler :]
böyle istanbulda graphic novel satan, bu konuda geniş yelpazesi olan kitapçılar sahaflar biliyor musunuz acaba ?
dil olarak ingilizce ağırlıklı olanlar varsa mesela ??
teşekkürler :]
0
spesifikasyon
neden savaş çıkması istenmiyor? yarın yine aynı şeyler olursa..
neden savaş çıkması istenmiyor? yarın yine aynı şeyler olursa..
0
çünkü şam'dan dışarı çıkmakta zorlanan bir hükümetin sınıra kadar gelip bir başka ülkeyi bombalaması çok düşük bir ihtimal. özgür suriye ordusu denen oluşum beşar esad'ı deviremeyecek. bu belli olduğu için savaşla devirmek isteniyor. bunun için de bizi piyon olarak kullanıyorlar.
şimdi tekrar düşün. biz neden girelim savaşa?
şimdi tekrar düşün. biz neden girelim savaşa?
0
oha dalga mı geçiyorsun nasıl neden savaş çıkmasını istemiyor diyorsun, bir kere genel bakarsak savaş asla çıkmamalı, özel durumumuza bakarsak piyonuz zaten
0
bombalanan şehrimizdeki isanların acaba % kaçı kendini "vatandaşımız" olarak görüyor, onu da bir sormak lazım, neden girelimki savaşa.
0
özgür suriye ordusu çapulculardan oluşuyor. ancak o bölgede ajanlar cirit atıyor. pkk'ya nasıl ki nato helikopterleri ile silah taşındıysa, bu bölgede de sözde müttefiklerimizin (ya da daha doğru tabirle çıkarı olan devletlerin) bizi savaşa sokmamak için yapamayacağı şey yok.
0
1. bence kimse ölmedi. halkı bu savaşa alıştırmaya çalışıyorlar.
2. savaş bir oyun değil, hele bu çağda. savaşın götürdükleri ve yaşattıkları çok fazla ve derindir. bu yüzden ancak zorunlu durumlarda savaşa girilir. amerika girin la dedi, recep tamam dedi. yaparsak yüzyılın hatası olur.
2. savaş bir oyun değil, hele bu çağda. savaşın götürdükleri ve yaşattıkları çok fazla ve derindir. bu yüzden ancak zorunlu durumlarda savaşa girilir. amerika girin la dedi, recep tamam dedi. yaparsak yüzyılın hatası olur.
0
o insanları öldüren kapitalist akp politikaları. embesiller bile farkında. sen?
0
savaş hiçbir zaman tek yol değil. savaş hiçbir zaman son seçenek bile değil.
insan hayatlarından bahsediyoruz.
dünyanın geldiği şu noktada savaş tamamen saçmalık.
manyak bu ülkeler!
insan hayatlarından bahsediyoruz.
dünyanın geldiği şu noktada savaş tamamen saçmalık.
manyak bu ülkeler!
0
vatandasin degeri yokta ondan.
israil ceker vurur bir sey olmaz, baska ülkeden biri öldürür bir sey olmaz, pkk öldürür "sabrimizi tasirmasinlarrr" , "artik yeter" derler halk afferin bak tepkililer der.
kisacasi degerimiz yok türkiye devleti icin.
söyle izah ediyim, sen yurt disinda kacirildin, öldürüldün, basina bir is geldi, dene bakiyim konsolosluga ulasabiliyo musun?
basit bi deneme...
israil ceker vurur bir sey olmaz, baska ülkeden biri öldürür bir sey olmaz, pkk öldürür "sabrimizi tasirmasinlarrr" , "artik yeter" derler halk afferin bak tepkililer der.
kisacasi degerimiz yok türkiye devleti icin.
söyle izah ediyim, sen yurt disinda kacirildin, öldürüldün, basina bir is geldi, dene bakiyim konsolosluga ulasabiliyo musun?
basit bi deneme...
0
Yüzlerce otobiyografi var, belgesel niteliğinde kitaplar var, savaş zamanı yaşananları anlatan. Bir tanesini bile okumadın mı yoksa? Bir satırını okusan anlardın niye savaş çıksın istemediğimi. Savaşın neden istenmediğini? Hangi bir sebebi sayayım ki? Dağ gibi yiğitlerin yok yere ölüp gidecek olmasını mı? Gıda ve tüketim ürünlerinin fiyatlarının yüz katına fırlayabileceğini mi? VE bir süre sonra kıtlık sebebiyle paran olsa bile ihtiyacın olan temel maddelere bile ulaşamayacak olmayı mı?
Hepsini geçtim, 30 yıldır pkkyı bitiremedik daha, Suriye^yi bitireceğiz?
Hepsini geçtim, 30 yıldır pkkyı bitiremedik daha, Suriye^yi bitireceğiz?
0
annem babam ve kardeşim antakya' da yaşıyor. senin annen baban olsaydı savaş çıkmasını ister miydin?
hiçkimsenin annesinin babasının kardeşinin ölmemesi içim savaş çıkmasını istemiyorum. Zerre kadar itibarı olmayan ülkemizin yalandan gaza-dolduruşa gelerek sırf bir şeyler yapmış görünmek için bir barut fıçısına kibrit çakmasını istemiyorum. hiçbir ülke benim annemden önemli değil!
hiçkimsenin annesinin babasının kardeşinin ölmemesi içim savaş çıkmasını istemiyorum. Zerre kadar itibarı olmayan ülkemizin yalandan gaza-dolduruşa gelerek sırf bir şeyler yapmış görünmek için bir barut fıçısına kibrit çakmasını istemiyorum. hiçbir ülke benim annemden önemli değil!
0
bir oyunun içerisindeyiz. israil de bizim vatandaşlarımızı öldürdü bir kaç sene önce hatırladın mı? mavi marmara? sonuç ne oldu? neden borumuz ötmedi? niye saldıramadık. hah şimdi afganistan, ırak, libya, mısır gitti mi? gitti. kim götürdü? neden iç karışıklık çıktı? sen biliyorsun bunun cevabını. e yandaş israil'e abilerinden aldıkları emirleri boyun büken t.c. şimdi üflesen uçacak bir ülkeyle neden savaşa girmek istiyor? neden sürekli tehdit ediyor? kim söylüyor bunları yapmasını? sence? fikrini merak ettim gerçekten.
çok eminim ki suriye misilleme haberi yalan haber. bir şekilde puzzle parçaları yerine oturtuluyor ve asıl resim ortaya çıkmaya başlıyor. al bi kaç ay öncesi uçak düştü. dedi suriye vurdum. hoop mermi izleri yok uçakta. yok pilotların botları bulundu, kaskı uluslararası sulardaymış ama postalı suriye sularındaymış, enkaz incelenemiyormuş. ulan bu kadar mı anadaval bu memleketin vatandaşı arkadaş?
neden savaş çıkması istenmiyor? gençecik 20li yaşlarında binlerce delikanlı bir hiç uğruna telef olacağı için, anası babası nişanlısı yoktan yere onca acı çekeceği için, bir takım kapitalistlerin oyunları için bunca emekle, mücadeyle elde edilen bu toprak, bu değerler gideceği için istenmiyor.
özgür suriye ordusu adı altında başka bir devletin iradesine silah sıkan teröristleri bağrına basar, besler büyütür terörizme destek verirsen o devletler de senin ülkene kasteden teroristlere destek verir. ondan sonra suriye'de pkk kampları çıkınca aaauuuvvvv amk.
çok eminim ki suriye misilleme haberi yalan haber. bir şekilde puzzle parçaları yerine oturtuluyor ve asıl resim ortaya çıkmaya başlıyor. al bi kaç ay öncesi uçak düştü. dedi suriye vurdum. hoop mermi izleri yok uçakta. yok pilotların botları bulundu, kaskı uluslararası sulardaymış ama postalı suriye sularındaymış, enkaz incelenemiyormuş. ulan bu kadar mı anadaval bu memleketin vatandaşı arkadaş?
neden savaş çıkması istenmiyor? gençecik 20li yaşlarında binlerce delikanlı bir hiç uğruna telef olacağı için, anası babası nişanlısı yoktan yere onca acı çekeceği için, bir takım kapitalistlerin oyunları için bunca emekle, mücadeyle elde edilen bu toprak, bu değerler gideceği için istenmiyor.
özgür suriye ordusu adı altında başka bir devletin iradesine silah sıkan teröristleri bağrına basar, besler büyütür terörizme destek verirsen o devletler de senin ülkene kasteden teroristlere destek verir. ondan sonra suriye'de pkk kampları çıkınca aaauuuvvvv amk.
0
birileri bizi savaşa sokmak istiyorsa bu bizim savaşımız değildir. birileri sırf savaşmak zorunda kalalım diye insanımızı öldürüyorsa ölenlerin intikamından evvel, yaşayanlar, yani bizler için daha güvenli olanın yapılması gerekir. bu en basit, çok mikro bir politika. bununla paralel olarak -bak saçmaladığımı düşünenler olucak şimdi-, şu vaziyette suriyeye girmemiz de yapılması gereken şey olabilir... bizler yani bu millet için, bu milletin refahı, eğitim seviyesi, istikrarı şusu busu vs. için. yani aynı durumda savaşmak da savaşmamak da mantıklı olabilir. bu politikaların nasıl kurgulanması gerektiğini bu yüzden politikacılara bırakıyoruz.
@yapacakbirseyyok vb;
kapitalist abd politikaları?!!!!!!!! lan abdye diklense kime güveniyo bu gerizekalı akp diye ortalarda dolaşcaklar, abdyle ortak hareket edince kapitalist, bık bık bık! embesil herifler.
olum bak ben alexi seviyorum, evet adama müthiş bi haksızlık yapıldı benim de canımı acıttı. ama bence aykut bir gerizekalı değil. anlıyo musun? ortada bir mevzu varsa görev başındaki insanlar bu süreci bir şekilde yönetmek zorundadırlar.
şeyh şamil değil lan tayyip! tabi boyun eğicek amerikaya. eğdi diye götoş değil. her boyun eğmeyen de yiğit değil.
@yapacakbirseyyok vb;
kapitalist abd politikaları?!!!!!!!! lan abdye diklense kime güveniyo bu gerizekalı akp diye ortalarda dolaşcaklar, abdyle ortak hareket edince kapitalist, bık bık bık! embesil herifler.
olum bak ben alexi seviyorum, evet adama müthiş bi haksızlık yapıldı benim de canımı acıttı. ama bence aykut bir gerizekalı değil. anlıyo musun? ortada bir mevzu varsa görev başındaki insanlar bu süreci bir şekilde yönetmek zorundadırlar.
şeyh şamil değil lan tayyip! tabi boyun eğicek amerikaya. eğdi diye götoş değil. her boyun eğmeyen de yiğit değil.
0
bop diye bir proje var ve bu ülkenin başbakanı o projenin eşbaşkanı. sabah akşam suriye-esad diye diye milleti bıktırdı, kamuoyunu ikna edemedi. kardeş kanı dökülsün istemiyor makul çoğunluk. her zamanki gibi milleti gaza getirecek provokasyonlar tertipleniyor. bu da bir tertip. umarım savaşa neden olmaz. rusya ve iran uyanık olmalı, bizimkilerden hiç umudum yok zira.
0
yatagants
http://www.hurriyet.com.tr/gundem/21617637.asphttp://www.hurriyet.com.tr/gundem/21617056.asphttp://www.hurriyet.com.tr/gundem/21617655.asphttp://www.hurriyet.com.tr/planet/21617127.asphttp://www.hurriyet.com.tr/planet/21617565.asp
0
bu boktan ekonomiyi kurtaracak bir şey lazım. çıkma olasılığı yoksa da çıkacak. savaş ekonomisi lazım.
0
chiko06
Üniverstede hangi bölümü okuyacaksın ne meslek yapacaksın? Sorusuna beden eğitimi öğretmenliği diyorum.Millet ağız büküyor beğenmiyorlar neden beğenmiyorlar ?Ben doktor,mühendis ,avukat falan olmak istemiyorum.İstediğim meslek kötümü ?
Üniverstede hangi bölümü okuyacaksın ne meslek yapacaksın? Sorusuna beden eğitimi öğretmenliği diyorum.
Millet ağız büküyor beğenmiyorlar neden beğenmiyorlar ?
Ben doktor,mühendis ,avukat falan olmak istemiyorum.
İstediğim meslek kötümü ?
Millet ağız büküyor beğenmiyorlar neden beğenmiyorlar ?
Ben doktor,mühendis ,avukat falan olmak istemiyorum.
İstediğim meslek kötümü ?
0
gayet güzel ama millet garanti işi seviyor. beden eğitimi öğretmeni olmak baya zor, ataması yok doğru düzgün.
0
kötü değil aslında. toplumsal şartlanmışlık.
bir de spora önem veren bir ülke değiliz, onun da etkisi var.
sonra neden türk kızı patlıcan kollu, neden türk erkeğinin götü büyük?
istediğin bölüm beden eğitimi öğretmenliği bile olsa ideallerin olmalı.
bütün ömrümü okullarda çürüttüm deme sonra.
ne bileyim spor salonu açmak iste, tr'ye yeni bir spor getirmek iste fln.
bir de spora önem veren bir ülke değiliz, onun da etkisi var.
sonra neden türk kızı patlıcan kollu, neden türk erkeğinin götü büyük?
istediğin bölüm beden eğitimi öğretmenliği bile olsa ideallerin olmalı.
bütün ömrümü okullarda çürüttüm deme sonra.
ne bileyim spor salonu açmak iste, tr'ye yeni bir spor getirmek iste fln.
0
Şu anda spor sektöründe çalışıyorum ve bu bölümden mezun olanların kazandığı parayı görünce dudağım uçukluyor. Ne yapın edin, düzgün bir spor kulübünde personal trainer olun derim. Ondan sonra gelsin paralar, laflarını herkes geri alır zaten.
Ayrıca insanın mesleğinin sporla ilgili olması bence gayet güzel.
Ayrıca insanın mesleğinin sporla ilgili olması bence gayet güzel.
0
sen hangi bölümü okumak sitiyosan, hangi hayati yasamak istiyosan onu yasa.
bölüme gelince kimse tip, elektronik müh, hukuk gibi bölümler kazanacakken beden egitimi okumadigindan normal.
ayrica alinmazsan bikac arkadasim vasitasi ile asagi yukari derslerin ne düzeyde islendigini bildigimden ben kisisel olarak beden egitimi bölümünden birinin bilgisine cok güvenmiyorum. kisisel anlamda bunun etksii var.
bölüme gelince kimse tip, elektronik müh, hukuk gibi bölümler kazanacakken beden egitimi okumadigindan normal.
ayrica alinmazsan bikac arkadasim vasitasi ile asagi yukari derslerin ne düzeyde islendigini bildigimden ben kisisel olarak beden egitimi bölümünden birinin bilgisine cok güvenmiyorum. kisisel anlamda bunun etksii var.
0
eğer atanırsanız süper rahat bi meslek. bir de şansınıza atandığınız okulun alt yapısı varsa güzel bi takım kurar ülkeyi gezebilirsiniz.
0
atanma kısmı falan zor olmaz umarım onun dışında dünyanın en güzel mesleklerinden biri. kıyafet serbest. öğrencilerle sına mınav derdii yok. en güzeli futbol takımı voleybol takımı basketbol takımı. off süper bir şey. hocalık koçluk. birkaç insan evladının hayatını değiştirmen de mümkün. öğrencilere hayata dair şeyler anlatma fırsatın bilinçlendirme fırsatın bol.
zupar meslek bence boşver elalemi.
zupar meslek bence boşver elalemi.
0
kpss de diğer bölümlere göre nispeten daha düşük puanla atanıyorlar.Ama öğretmen alımı gittikçe az.Buna rağmen özel sektörde spor salonları vs. gibi yerlerde çalışarak hayatını kazanabilirsin.
öyle sanıldığı kadar sikko bir bölüm değil bence
öyle sanıldığı kadar sikko bir bölüm değil bence
0
Sen isteyerek seçmişsen ve istediğin meslekse en "hafif" tabirle "siktir et" insanların düşüncelerini.
0
öyle bir yazmışsın ki sanki derece yapmış da beden eğitimi öğretmenliğine girmiş gibi. puan alsan sen de tıp, hukuk, mühendislik falan yazacaktın.
0
1- fakir ve aklı olmayan, aptal insanların spor bölümlerine gittiklerine dair bir önyargı var insanlarda, ondan beğenmiyorlar.
2- bu meslekleri istemek zorunda da değilsin zaten.
3- hayır değil; ama gerçekten sporla ilgili işler yapmak isteyen, kafası çalışan insanları veya o insanlara yetecek hocaları bulmak zor gibi görünüyor. türkiye'de çoğu şeye gereken/yeterli değer/önem verilmiyor. birkaç şey (kavram, akım, araba, meslek, muhit, etc.) ortaya çıkıyor, insanlar bu şeylere ve bunların yarattığı yaşam-stili imajlarına tutulup, özeniyorlar ve hayatlarını bunlar doğrultusunda yönlendiriyorlar. sonra da ömürlerini yapmadıkları diğer şeylere özenmekle tamamlıyorlar.
2- bu meslekleri istemek zorunda da değilsin zaten.
3- hayır değil; ama gerçekten sporla ilgili işler yapmak isteyen, kafası çalışan insanları veya o insanlara yetecek hocaları bulmak zor gibi görünüyor. türkiye'de çoğu şeye gereken/yeterli değer/önem verilmiyor. birkaç şey (kavram, akım, araba, meslek, muhit, etc.) ortaya çıkıyor, insanlar bu şeylere ve bunların yarattığı yaşam-stili imajlarına tutulup, özeniyorlar ve hayatlarını bunlar doğrultusunda yönlendiriyorlar. sonra da ömürlerini yapmadıkları diğer şeylere özenmekle tamamlıyorlar.
0
mr.goodcat
Birisi var mi acaba? Yoksa bunlari hepsi safsatadan ibaret midir? Basaridan kastim sigara birakmadan tutun belirli bir korkuyu yenmeye kadar. Not: bunlardan birini tecrube etmis arkadaslar cevaplarsa sevinirim.
Birisi var mi acaba? Yoksa bunlari hepsi safsatadan ibaret midir? Basaridan kastim sigara birakmadan tutun belirli bir korkuyu yenmeye kadar.
Not: bunlardan birini tecrube etmis arkadaslar cevaplarsa sevinirim.
Not: bunlardan birini tecrube etmis arkadaslar cevaplarsa sevinirim.
0
NLP'nin (özellikle) Türkiye ve Planet Earth genelinde kullanıldığı şekliyle çalıştığına pek inanmıyorum. Yoksa mantığının çalışabilme ihtimali hep vardı.
Gerçi ben batı bilimlerinin hepsine savaş açmış, şeytani bir varlığım. Sosyal başka faktörleri değerlendirmeden apartman terapi ve yaklaşımlar kullanmak oldukça zevzekçe.
Sigara bırakma, korkuları aşma gibi şeylerde de çalışabilme ihtimalleri var. Ama ben uygulamada çalıştığına inanmamakla beraber, çalıştığını görmedim ve çalıştığını söyleyen bir tanıdığım da yok.
Batı bilimlerine inanmasam da iyi psikanaliz, iyi terapi ikilisinin çalıştığı görülür.
Fakat bunların hepsi kafası çalışan bir terapist gerektirir. Hangi yöntem uygulanırsa uygulansın, terapi bahanesi.
Gerçi ben batı bilimlerinin hepsine savaş açmış, şeytani bir varlığım. Sosyal başka faktörleri değerlendirmeden apartman terapi ve yaklaşımlar kullanmak oldukça zevzekçe.
Sigara bırakma, korkuları aşma gibi şeylerde de çalışabilme ihtimalleri var. Ama ben uygulamada çalıştığına inanmamakla beraber, çalıştığını görmedim ve çalıştığını söyleyen bir tanıdığım da yok.
Batı bilimlerine inanmasam da iyi psikanaliz, iyi terapi ikilisinin çalıştığı görülür.
Fakat bunların hepsi kafası çalışan bir terapist gerektirir. Hangi yöntem uygulanırsa uygulansın, terapi bahanesi.
0
NLP'nin (özellikle) Türkiye ve Planet Earth genelinde kullanıldığı şekliyle çalıştığına pek inanmıyorum. Yoksa mantığının çalışabilme ihtimali hep vardı.
Gerçi ben batı bilimlerinin hepsine savaş açmış, şeytani bir varlığım. Sosyal başka faktörleri değerlendirmeden apartman terapi ve yaklaşımlar kullanmak oldukça zevzekçe.
Sigara bırakma, korkuları aşma gibi şeylerde de çalışabilme ihtimalleri var. Ama ben uygulamada çalıştığına inanmamakla beraber, çalıştığını görmedim ve çalıştığını söyleyen bir tanıdığım da yok.
Batı bilimlerine inanmasam da iyi psikanaliz, iyi terapi ikilisinin çalıştığı görülür.
Fakat bunların hepsi kafası çalışan bir terapist gerektirir. Hangi yöntem uygulanırsa uygulansın, terapi bahanesi.
Gerçi ben batı bilimlerinin hepsine savaş açmış, şeytani bir varlığım. Sosyal başka faktörleri değerlendirmeden apartman terapi ve yaklaşımlar kullanmak oldukça zevzekçe.
Sigara bırakma, korkuları aşma gibi şeylerde de çalışabilme ihtimalleri var. Ama ben uygulamada çalıştığına inanmamakla beraber, çalıştığını görmedim ve çalıştığını söyleyen bir tanıdığım da yok.
Batı bilimlerine inanmasam da iyi psikanaliz, iyi terapi ikilisinin çalıştığı görülür.
Fakat bunların hepsi kafası çalışan bir terapist gerektirir. Hangi yöntem uygulanırsa uygulansın, terapi bahanesi.
0
velhasilkelam
Çoğumuz yaşamıştır. Bir işin en iyisini yapalım derken sıkılıp hiç yapamadığımız durumlar olur.Fazla özendiğimizden ötürü karşımıza çıkan en ufak problemi büyütüp en iyi şekilde çözmeye çalışırız ve bir süre sonra küçük ayrıntılar büyüyerek işi yapılamaz duruma getirir.Birkaç sene öncesine kadar bug
Çoğumuz yaşamıştır. Bir işin en iyisini yapalım derken sıkılıp hiç yapamadığımız durumlar olur.
Fazla özendiğimizden ötürü karşımıza çıkan en ufak problemi büyütüp en iyi şekilde çözmeye çalışırız ve bir süre sonra küçük ayrıntılar büyüyerek işi yapılamaz duruma getirir.
Birkaç sene öncesine kadar bugüne göre oldukça obsesif bir adamdım ve yukarıdaki yazdıklarımı fark etmem (ettirilmem) sonucunda bu özelliğimi törpüleyebildim. Ve bu çok işime yaradı.
Ancak herhangi bir olay veya durumu karşımdakine aktarmaya çalışırken halen çok zorlanıyorum.
Misal az önce patronum, oğlum roman yazıyor gibi anlatıyorsun dedi.
Evet, arabanın tekerleğinden ses geldiğin anlatmak için tekerliğin icadına gidebilme potansiyeline sahibim.
Tamam biraz mübalağa oldu ama yaşayanlar anlamıştır ne demek istediğimi.
Yaptığım işler konusunda ki mükemmeliyet takıntımı yendim ama anlattığım konuyu en mükemmel hali ile sunabilme obsesifliğinde hala dipteyim.
Bu konuda, 'bırak dağınık kalsın' adamı olmanın yöntemi var mıdır? Yoksa yine telkine devam mı?
Fazla özendiğimizden ötürü karşımıza çıkan en ufak problemi büyütüp en iyi şekilde çözmeye çalışırız ve bir süre sonra küçük ayrıntılar büyüyerek işi yapılamaz duruma getirir.
Birkaç sene öncesine kadar bugüne göre oldukça obsesif bir adamdım ve yukarıdaki yazdıklarımı fark etmem (ettirilmem) sonucunda bu özelliğimi törpüleyebildim. Ve bu çok işime yaradı.
Ancak herhangi bir olay veya durumu karşımdakine aktarmaya çalışırken halen çok zorlanıyorum.
Misal az önce patronum, oğlum roman yazıyor gibi anlatıyorsun dedi.
Evet, arabanın tekerleğinden ses geldiğin anlatmak için tekerliğin icadına gidebilme potansiyeline sahibim.
Tamam biraz mübalağa oldu ama yaşayanlar anlamıştır ne demek istediğimi.
Yaptığım işler konusunda ki mükemmeliyet takıntımı yendim ama anlattığım konuyu en mükemmel hali ile sunabilme obsesifliğinde hala dipteyim.
Bu konuda, 'bırak dağınık kalsın' adamı olmanın yöntemi var mıdır? Yoksa yine telkine devam mı?
0
1: yay burcu etkisinde olabilirsin. yani yay burcu, yükselen yay veya doğum haritanda 3. evin yay olabilir. ya da yay üzerinde gezegenler toplanmış olabilir doğduğunda.
2: anlattıklarından anlaşılan şey kavrayışının derin ve kapsamlı olduğu. bu kötü bir şey değil, düşman da değil. derinlemesine düşünemeyen insanla ben iletişim kurmaktan sıkılırım. insanlar senin enteresanlığını anlayamazlar. ama sen olduğun halinle güzelsin.
3: içinden temiz/titiz bir şekilde düşünmek için zaman tanı. kendi içinde derinlemesine ifade etme kısmını bitir, sonra dışarıya sunduğun bunun mükemmel bir özeti olsun. yani senin anladığın anlamı ile mükemmeliyeti içindeki düşüncelere, diğer insanların anladığı anlamıyla mükemmeliyeti de dışardaki özet düşüncelerine yansıt. dışardan gözüken şey kısa ve tekli-bağlantılar şeklinde olduğunda insanlar daha kolay anlıyor. sana muhtemelen daha uzun bağlantı kurmak ve ilintileri görmek/göstermek daha açık ve berrak geliyordur. ama diğer insanlar böyle değil. limitli noktalar arasındaki bağları anlamak daha kolay geliyor. bu bence çok sıkıcı. heyecan verici olan bir şeyin hikayesine sadık kalmak oysa ki.
4: etrafında senin gibi düşünen insanlar olsun. öteki türlü hayat geçmez. her şey hafif kalır. ya konuşmaların anlaşılmıyormuş gibi gelir ya da anlatılan şeylerin ne kadar küçük ve basit şeyler olduğunu düşünürsün. gizli bir dili konuşmanın tadı çok lezzetlidir. etrafında senin konuştuğun dili konuşan insanlarlaysan, kendini dünyanın en harika ve gizemli şatosunda gibi hissedersin.
bu önemli.
2: anlattıklarından anlaşılan şey kavrayışının derin ve kapsamlı olduğu. bu kötü bir şey değil, düşman da değil. derinlemesine düşünemeyen insanla ben iletişim kurmaktan sıkılırım. insanlar senin enteresanlığını anlayamazlar. ama sen olduğun halinle güzelsin.
3: içinden temiz/titiz bir şekilde düşünmek için zaman tanı. kendi içinde derinlemesine ifade etme kısmını bitir, sonra dışarıya sunduğun bunun mükemmel bir özeti olsun. yani senin anladığın anlamı ile mükemmeliyeti içindeki düşüncelere, diğer insanların anladığı anlamıyla mükemmeliyeti de dışardaki özet düşüncelerine yansıt. dışardan gözüken şey kısa ve tekli-bağlantılar şeklinde olduğunda insanlar daha kolay anlıyor. sana muhtemelen daha uzun bağlantı kurmak ve ilintileri görmek/göstermek daha açık ve berrak geliyordur. ama diğer insanlar böyle değil. limitli noktalar arasındaki bağları anlamak daha kolay geliyor. bu bence çok sıkıcı. heyecan verici olan bir şeyin hikayesine sadık kalmak oysa ki.
4: etrafında senin gibi düşünen insanlar olsun. öteki türlü hayat geçmez. her şey hafif kalır. ya konuşmaların anlaşılmıyormuş gibi gelir ya da anlatılan şeylerin ne kadar küçük ve basit şeyler olduğunu düşünürsün. gizli bir dili konuşmanın tadı çok lezzetlidir. etrafında senin konuştuğun dili konuşan insanlarlaysan, kendini dünyanın en harika ve gizemli şatosunda gibi hissedersin.
bu önemli.
0
yay burcu hakkında bir bilgim yok ama merak ettim, araştıracağım.
yaptığın analizle tam olarak beni ve anlatmak istediklerimi (belki de fazlasını) ifade etmişsin. bu çok şaşırtıcı.
* uzun bağlantı kurmak ve ilintileri görmek/göstermek daha açık ve berrak geliyordur.
* heyecan verici olan bir şeyin hikayesine sadık kalmak oysa ki.
...düşüncelerimin özetini bu iki cümlede toplamışsın.
Benim sunmak istediğim berraklık, genel'in beklentisinin üzerinde olduğu için sıkıntı bu noktada yaşanıyor sanırım.
Ve bende tatmini sağlayan da tam olarak bu, hoş.
ek olarak 4. başlıkta yazdıklarının her kelimesine katılıyorum ve burada yazdıkların birçok konuda tekrar düşünmem gerektiğini gösterdi. Bazı insanlardan kurduğum iletişim sonucunda yaşadığım bilinçsiz tatminin temelinde aslında bu yazdıkların yatıyor olabilir.
Düşüncelerimi çok farklı bir noktaya taşıdın. Yazdıklarını düşüneceğim, çok teşekkür ederim.
yaptığın analizle tam olarak beni ve anlatmak istediklerimi (belki de fazlasını) ifade etmişsin. bu çok şaşırtıcı.
* uzun bağlantı kurmak ve ilintileri görmek/göstermek daha açık ve berrak geliyordur.
* heyecan verici olan bir şeyin hikayesine sadık kalmak oysa ki.
...düşüncelerimin özetini bu iki cümlede toplamışsın.
Benim sunmak istediğim berraklık, genel'in beklentisinin üzerinde olduğu için sıkıntı bu noktada yaşanıyor sanırım.
Ve bende tatmini sağlayan da tam olarak bu, hoş.
ek olarak 4. başlıkta yazdıklarının her kelimesine katılıyorum ve burada yazdıkların birçok konuda tekrar düşünmem gerektiğini gösterdi. Bazı insanlardan kurduğum iletişim sonucunda yaşadığım bilinçsiz tatminin temelinde aslında bu yazdıkların yatıyor olabilir.
Düşüncelerimi çok farklı bir noktaya taşıdın. Yazdıklarını düşüneceğim, çok teşekkür ederim.
0
rnlelk
evlenecek olan çift birbirine benzemiş güya. etrafıma baktığımda evli çiftleri pek birbirine benzetemem ama. böyle bişi duyan var mı acaba????
evlenecek olan çift birbirine benzemiş güya. etrafıma baktığımda evli çiftleri pek birbirine benzetemem ama. böyle bişi duyan var mı acaba????
0
zamanında bi yerlerde okumuştum hatta resimler vardı. ama mevzu evlenecek olanların değil de evlenenlerin 30-40 yıl sonraki halleriydi.
0
var cidden benzeyen de var. sebebi mimiklerin ve yüz ifadelerinin benzemesiymiş, bir nevi 30-40 yılda evrilip benzeşiyorlar işte.
0
evlenecek değil, evlenmiş olanlar birbirine benzer. zaman geçtikçe birbirinin davranışlarını, hareketlerini benimsiyorsun, hatta konuşman, mimiklerin, jestlerin bile benzemeye başlıyor.
ne demiş atalarımız üzüm üzüme baka baka...
ne demiş atalarımız üzüm üzüme baka baka...
0
sürekli aynı yemekleri yedikleri ve aynı iklimde yaşadıkları için benzediklerini duymuştum.
0
ben ve karım. evli olduğumuzu bilmeseler kardeş derler. o derece.ikimiz de suyun öbür yanındanız.
0
bu hem fiziksel hem de zihinsel anlamda sürekli yanında olan bir insanı istemsiz kopyalamaktan geliyor.
gözlerini açarak konuşan bir arkadaşınız varsa da bunu yaşarsınız, ama etkisi limitlidir, uzaklaşınca siz de gözlerinizi açmazsınız. ama yakın ve uzun süreli bir arkadaşınızsa, çoktandır onun belli fiziksel eğilimlerini vücudunuzda taşımaya başlarsınız.
ya da evli çiftler ortak mental hastalıklar da geliştirirler. bu konuda şizofreni örneği verilebilir belki. ikiliden birinde şizofreni var ise, diğerinde de şizoid kişilik bozukluğu gözlenebiliyor.
yani hem fiziksel hem sosyal hem kültürel hem de mental anlamda başkalaşıma uğruyoruz. hem de herrrr ilişkimizde.
gözlerini açarak konuşan bir arkadaşınız varsa da bunu yaşarsınız, ama etkisi limitlidir, uzaklaşınca siz de gözlerinizi açmazsınız. ama yakın ve uzun süreli bir arkadaşınızsa, çoktandır onun belli fiziksel eğilimlerini vücudunuzda taşımaya başlarsınız.
ya da evli çiftler ortak mental hastalıklar da geliştirirler. bu konuda şizofreni örneği verilebilir belki. ikiliden birinde şizofreni var ise, diğerinde de şizoid kişilik bozukluğu gözlenebiliyor.
yani hem fiziksel hem sosyal hem kültürel hem de mental anlamda başkalaşıma uğruyoruz. hem de herrrr ilişkimizde.
0
kaçanbalık
mi demek oluyor?Kullanım yerini belirtirsem yardım almam kolaylaşacaktır tabii ki;Bir arkadaşım kullanıyor bunu şu şekilde hani 'İstanbula gelecek misin? Tekrar görüşecek miyiz? diyorum cevap; who never knows! O sebepten 'kimse bilmez' mi acep dedim.Its british english btw.
mi demek oluyor?
Kullanım yerini belirtirsem yardım almam kolaylaşacaktır tabii ki;
Bir arkadaşım kullanıyor bunu şu şekilde hani 'İstanbula gelecek misin? Tekrar görüşecek miyiz? diyorum cevap; who never knows! O sebepten 'kimse bilmez' mi acep dedim.
Its british english btw.
Kullanım yerini belirtirsem yardım almam kolaylaşacaktır tabii ki;
Bir arkadaşım kullanıyor bunu şu şekilde hani 'İstanbula gelecek misin? Tekrar görüşecek miyiz? diyorum cevap; who never knows! O sebepten 'kimse bilmez' mi acep dedim.
Its british english btw.
0
bu haliyle soru oluyor "kim asla bilmez?" gibi ama büyük ihtimalle bunun bi başı sonu vardır ve soru değildir.
0
daha çok "who knows..." "kim bilir?!" anlamına denk gelir.
en.wiktionary.org
"who knows", cevabı belli olmayan, muğlak şeylere işaret etmek için kullanılır.
"who never knows" gibi bir kalıp olmadığını düşünüyorum. ayrıca brit kalıpları daha temkinli olur genelde.
bunlardan dolayı ya kendine ya da size dönük olarak, (cevapları vb.) "asla bilmeyen kimse" olarak kullanıyor olabilir. buradaki temel kullanımında yani: grammartips.homestead.com
en.wiktionary.org
"who knows", cevabı belli olmayan, muğlak şeylere işaret etmek için kullanılır.
"who never knows" gibi bir kalıp olmadığını düşünüyorum. ayrıca brit kalıpları daha temkinli olur genelde.
bunlardan dolayı ya kendine ya da size dönük olarak, (cevapları vb.) "asla bilmeyen kimse" olarak kullanıyor olabilir. buradaki temel kullanımında yani: grammartips.homestead.com
0
hukukisler
arkadaşlar 3 aylık çok cici bir kedim var. ama onu sevmemize asla izin vermiyor, sürekli tırmalıyor, elimizi filan dişliyor. bazen durduk yere çok agresif oluyor, zıplıyor üzerimize. bu normal mi neden böyle bu kedi? cinsi: ankara kedisi.
arkadaşlar 3 aylık çok cici bir kedim var. ama onu sevmemize asla izin vermiyor, sürekli tırmalıyor, elimizi filan dişliyor. bazen durduk yere çok agresif oluyor, zıplıyor üzerimize. bu normal mi neden böyle bu kedi? cinsi: ankara kedisi.
0
ankara kedisini bilmem de kedi karakteri işte.sevdirmiyosa hiç sevdirmez.sevilmeyi sevmiyodur.bizim bi kedi vardı öyle ellerimiz hep tırnak iziydi.sevmeyelim diye buzdolabı üstünde uyuyodu.
0
yavruyken normal.
çok üstüne gitmeyin sevmek için.
bu sefer hep kaçar.
1 yaşına doğru giderken daha düzgünce ilişki kurmaya başlarsınız, şu anda çok bebek.
ama belli ki kucak kedisi olmayacak, o kadarını söyleyebilirim.
çok üstüne gitmeyin sevmek için.
bu sefer hep kaçar.
1 yaşına doğru giderken daha düzgünce ilişki kurmaya başlarsınız, şu anda çok bebek.
ama belli ki kucak kedisi olmayacak, o kadarını söyleyebilirim.
0
Sevdirmiyorsa yapacak bir şey yok. Hayvanı rahat bırakacaksınız. Ha tabi üzerinize saldırıyorsa, ciddi ciddi zarar veriyorsa, veterinere göstermekte fayda var.
Ben bir sorun olduğunu düşünmüyorum. Ergenlik döneminde kedicik. Büyüdükçe karakteri de oturacak ve daha uysal bir kedi olacak. Belki yine sevilmekten hoşlanmayacak ama garip davranışlar sergilemeyi bırakacak.
İmkanınız varsa bir kedi daha alın. Hazır küçükken soğuk nevale olmaktan kurtulur, biraz oyuncu olur. :)
Ben bir sorun olduğunu düşünmüyorum. Ergenlik döneminde kedicik. Büyüdükçe karakteri de oturacak ve daha uysal bir kedi olacak. Belki yine sevilmekten hoşlanmayacak ama garip davranışlar sergilemeyi bırakacak.
İmkanınız varsa bir kedi daha alın. Hazır küçükken soğuk nevale olmaktan kurtulur, biraz oyuncu olur. :)
0
öncelikle tırnaklarını kesmeyi öğrenmen lazım, bi bilene danışın tabi bunun için. keidye gelince evde 1 yetişkin 4 yawru var şuan hepsinin huyu farklı,kimisi kucaktan inmez kimisi hiç sevdirmez, o ısırmalara falan da takılmayın uyumadan önce öyle atraksiyonları seviyolar
0
genelde sağır ve başına buyruk olurlar.
kulakları duymuyorsa (benim samimi olduğum bir tanesi insan ciyaklaması gibi çok yüksek frekanslara tepki veriyordu sadece) normaldir.
kulakları duymuyorsa (benim samimi olduğum bir tanesi insan ciyaklaması gibi çok yüksek frekanslara tepki veriyordu sadece) normaldir.
0
olabilir; yani doğal olabilir. çünkü kedibebeklerin en oyuncul ve maymuncul oldukları dönemlere girmiş bulunmakta kediniz. esasen 1 yaşına kadar hoplamak, koşmak, zıplamak, ısırmak, saklanıp saldırmak istemesi normal.
ısırmasını durduramazsınız ama tırnaklarını düzenli olarak keserseniz, deriniz çiziklerle dolmaz. ilk önce veterinere götürüp, öğrenebilirsiniz. sürekli mama aldığınız bir veteriner varsa onlardan rica edebilirsiniz size göstermesini. ama mutlaka tırnakları düzenli kes(tir)in.
ben çok oynuyorum kedilerle. herhalde tecrübesiz olduğunuz için, ona uyum sağlayıp, onunla oynamayı denemiyorsunuz. kucağınıza alıp sevmekten daha eğlenceli, denemelisiniz. çıkardığı sesleri, tavırlarını, kedi canlısını öğrenmek için temel zaman.
bir süre ona uyacaksınız, sonra o da size uymaya başlayacak.
@blatta hiberna'nın dediği gibi ilerde kucak kedisi olarak hayatına devam etmeme ihtimali yüksek bir kediniz var.
ama hayvanı sevmek için sıkıştırmayın, kediler bundan nefret ederler.
ısırmasını durduramazsınız ama tırnaklarını düzenli olarak keserseniz, deriniz çiziklerle dolmaz. ilk önce veterinere götürüp, öğrenebilirsiniz. sürekli mama aldığınız bir veteriner varsa onlardan rica edebilirsiniz size göstermesini. ama mutlaka tırnakları düzenli kes(tir)in.
ben çok oynuyorum kedilerle. herhalde tecrübesiz olduğunuz için, ona uyum sağlayıp, onunla oynamayı denemiyorsunuz. kucağınıza alıp sevmekten daha eğlenceli, denemelisiniz. çıkardığı sesleri, tavırlarını, kedi canlısını öğrenmek için temel zaman.
bir süre ona uyacaksınız, sonra o da size uymaya başlayacak.
@blatta hiberna'nın dediği gibi ilerde kucak kedisi olarak hayatına devam etmeme ihtimali yüksek bir kediniz var.
ama hayvanı sevmek için sıkıştırmayın, kediler bundan nefret ederler.
0
hocam 3 aylık dıyorsunuz daha oyun cagı. suana kadar 19 kedı bakdım. hepsının karakterı farklı basımdan gecen bir olayı anlatayım; ilk kedim 2 yavru dogurmustu bunların 1'i cok sakin bir hayvandı kendini sevdirirdi. digeri hep oyun oynamak ısterdı tırmalardı falan benımde hosuma gıderdı.o sekılde alısırdım hepte oyle kalsın isedim acıkcası 5 ay boyunca ellerim dediğiniz gibi tırnak izi içersinde kaldı ama 6-7. ayda havan diğer yavru gibi oldu oda sakinleşti.kedinin karakteri ve sizinle ilgil birazda bekleyin 1-2 ay daha o zaman içerisinde oyun oynamak ısterse bıraz elinizi çizdirin derim sonradan sakinleşiyorlar 4*5 kedım bu sekılde hareket etti hiç hırçın kalanına denk gelmedım.
0
aynısı bizim kedimizde de vardı. çok hırçındı, sürekli ısırıyor, tırmalıyordu. çok şiddetli değildi ama oynayınca sinirlendirince bazen dişini fazlaca geçiriyordu. ta ki anne olana kadar. 3 tane yavrulayınca bütün hırçınlığı kesildi.
0
dişleri kaşınıyor öncelikle. ve kendinden başka bir ırkla beraber yaşıyor. daha 3 aylık, agresif olması normal. ısırmak mı istiyor? bırak ısırsın yada ısırabileceği bir oyuncak al.
kediler sen sevmek istediğinde genelde ısırır zaten. ısırmaması için onun sana sevilmek için gelmesini beklemelisin.
tırnaklarını kesmelisin, tırnakları kesilince agresiflikleri kaybolur.
kediler sen sevmek istediğinde genelde ısırır zaten. ısırmaması için onun sana sevilmek için gelmesini beklemelisin.
tırnaklarını kesmelisin, tırnakları kesilince agresiflikleri kaybolur.
0
sakın kızıp bağırma, sakın müdahale etmeye çalışma. bazı yasaklar koyman gerekir evet, ama huyla alakalı kısımlarda karışmamalısın. gece olup sen uyuyunca bütün yasakları deler zaten o; önüne gene geçemezsin.
o bir birey, öyle düşün.
o bir birey, öyle düşün.
0
ya ben lan neyse
selamlar,parfümden anlamam. hiç anlamam. zaten şimdiye kadar hiç parfüm kullanmadım.bana 50-150 tl arası erkek parfümü öneriniz olursa çok memnun kalırım.milleti bayıltmasın, kokusu keskin olmasın, koklayanlar kırlarda papatya toplasın, yaz meltemleri yüzlerine yüzlerine üfürsün, koklayan bir daha k
selamlar,
parfümden anlamam. hiç anlamam. zaten şimdiye kadar hiç parfüm kullanmadım.
bana 50-150 tl arası erkek parfümü öneriniz olursa çok memnun kalırım.
milleti bayıltmasın, kokusu keskin olmasın, koklayanlar kırlarda papatya toplasın, yaz meltemleri yüzlerine yüzlerine üfürsün, koklayan bir daha koklamak istesin, bunun markası ne diye sorsun, oracıkta kölem olsun, önümde domalsın.
parfümden anlamam. hiç anlamam. zaten şimdiye kadar hiç parfüm kullanmadım.
bana 50-150 tl arası erkek parfümü öneriniz olursa çok memnun kalırım.
milleti bayıltmasın, kokusu keskin olmasın, koklayanlar kırlarda papatya toplasın, yaz meltemleri yüzlerine yüzlerine üfürsün, koklayan bir daha koklamak istesin, bunun markası ne diye sorsun, oracıkta kölem olsun, önümde domalsın.
0
Signature, belki o fiyatlardan bile aşağıdadır(gerçi 50-60TL olabilir) ama çevremde Diesel ile birlikte en çok dikkat çeken parfüm oldu bugüne kadar.
0
Calvin klein one niye bilmiyorum kokusunu duyunca kendimden geciyorum ben.Erkek parfümlerinin en güzeli bence.
0
ten rengide önemli hocam bu tercih için. lacoste red her ten için köle bulabileceğin bi parfümdür.
0
kokusu keskin olmayan, beni bayıltmayan bir parfümü bir daha koklamak istemem, markasını zaten sormam, çünkü köleleştiren parfüm keskin ve çarpıcıdır.
kır-çiçek erkek kokuları için Hermes parfümlerini kullanan, zevkine de güvendiğim yakın bir erkek arkadaşım mevcut. bir bak, kokla.
koklamak iyidir.
kır-çiçek erkek kokuları için Hermes parfümlerini kullanan, zevkine de güvendiğim yakın bir erkek arkadaşım mevcut. bir bak, kokla.
koklamak iyidir.
0
wayne
böyle birisine acınması gereken bir şey olunca kaldıramıyorum, çok üzülüyorum, bende bu imkanlar varken onda neden yok diyip ağlayacak gibi oluyorum ve hayatımı 2-3 gün etkiliyor ne yapabilirim? cidden dünyada kötü adamlar ve merhametsizler var mı
böyle birisine acınması gereken bir şey olunca kaldıramıyorum, çok üzülüyorum, bende bu imkanlar varken onda neden yok diyip ağlayacak gibi oluyorum ve hayatımı 2-3 gün etkiliyor ne yapabilirim? cidden dünyada kötü adamlar ve merhametsizler var mı
0
aynı duyguları, benzer durumlarda ben de hissediyorum. bir keresinde şaşı bir amca görüp gözlerimin yaşardığı olmuştu. açıkçası, 2-3 gün bu atmosferde takılmak beni de eli kolu bağlı gibi hissettiriyor. ama obsesyona meyilli olduğum için fazla üzerinde durmamaya çalışıyorum. benden aciz durumdaki insanlara karşı vicdanımı rahatlatacak kadar iyi şeyleri başardığımı söyleyemem ama, iyi kötü benim de kendime göre bir ahlak anlayışımın olması ve benim bu doğrultuda yürüyor olmam aşırı derecede üzülmemi engelliyor diyebilirim.
dünyada kötü adamlar ve merhametsizler var mı, bilemem. ama bazı insanlar kötülük ve merhametsizliği huy edinmiş olabiliyor. ama bahsettiğimiz aciz insanlardan tutun da, kötülüğüyle tanıdığımız şeytani ruhlu kimselere kadar her bir insan; merhameti de zalimliği de, bir damla da olsa kalplerinde barındırırlar.
dünyada kötü adamlar ve merhametsizler var mı, bilemem. ama bazı insanlar kötülük ve merhametsizliği huy edinmiş olabiliyor. ama bahsettiğimiz aciz insanlardan tutun da, kötülüğüyle tanıdığımız şeytani ruhlu kimselere kadar her bir insan; merhameti de zalimliği de, bir damla da olsa kalplerinde barındırırlar.
0
gaddarlık etmenin hak olmaması gibi, acımak da hak değildir.
acımak kendini bir başka boyutta üstün veya herhangi bir şeyin sahibi görmektir. buradaki bir şey güç, para, sevgi, seks, imkan, vb. olabilir. acımak bir kıyaslamayı gerektirir. kendinle kıyaslamayı. kendininkini başkasınınkiyle kıyaslamayı.
hayatta karşılaştığımız problemleri aşabilecek ya da yıkabilecek kişiler biziz. herkes kendi hayatı için düşünse ve bir şeyler yapsa daha anlamlı olabilir.
başkalarının hayatları, başkalarının koşul ve seçimlerini getirir.
başkasının hayatına acımak, o hayatın koşul ve seçimlerine saygısızlıktır bir anlamda. acırken yapılan kıyaslama iyilik, merhamet, doğruluk veya erdemlilik göstergesi değildir. aksine kötülüğün tohumunun buradan filizlenme ihtimali çok daha yüksektir.
acımak kendini bir başka boyutta üstün veya herhangi bir şeyin sahibi görmektir. buradaki bir şey güç, para, sevgi, seks, imkan, vb. olabilir. acımak bir kıyaslamayı gerektirir. kendinle kıyaslamayı. kendininkini başkasınınkiyle kıyaslamayı.
hayatta karşılaştığımız problemleri aşabilecek ya da yıkabilecek kişiler biziz. herkes kendi hayatı için düşünse ve bir şeyler yapsa daha anlamlı olabilir.
başkalarının hayatları, başkalarının koşul ve seçimlerini getirir.
başkasının hayatına acımak, o hayatın koşul ve seçimlerine saygısızlıktır bir anlamda. acırken yapılan kıyaslama iyilik, merhamet, doğruluk veya erdemlilik göstergesi değildir. aksine kötülüğün tohumunun buradan filizlenme ihtimali çok daha yüksektir.
0
kayisili turta
nadir kitap'tan başka önerebileceğiniz sahaf sitesi var mıdır?
nadir kitap'tan başka önerebileceğiniz sahaf sitesi var mıdır?
0
Gittigidiyor ve Sahibinden de işini görebilir. Ama özellikle sahaf sitesi bilmirem balam bilmirem.
0
nurigagarin
selam duyuru muhitişindi ben ege üniversitesi felsefe bölümünden (bölüm %100 türkçe) boğaziçi üniversitesi felsefe bölümüne (bu bölümde %100 ingilizce) geçebilir miyim? geçersem nasıl geçerim, aldığım türkçe dersleri saymazlar mı?
selam duyuru muhiti
şindi ben ege üniversitesi felsefe bölümünden (bölüm %100 türkçe) boğaziçi üniversitesi felsefe bölümüne (bu bölümde %100 ingilizce) geçebilir miyim? geçersem nasıl geçerim, aldığım türkçe dersleri saymazlar mı?
şindi ben ege üniversitesi felsefe bölümünden (bölüm %100 türkçe) boğaziçi üniversitesi felsefe bölümüne (bu bölümde %100 ingilizce) geçebilir miyim? geçersem nasıl geçerim, aldığım türkçe dersleri saymazlar mı?
0
yani bir de gerçekten bölümden bağımsız türkçe den ingilizce ye geçen yok mu hiç, tanık da mı olmadınız?
0
Ben Türkçe önlisanastan %100 İngilizce lisans bölüme dikey geçiş yaptım. 10 tane dersten muaf oldum. From Muğla to the Hacettepe University.
0
@efrasiyab87 e puanım yetseydi zaten oraya girerdim değil mi? ama ortalamam iyi olacak
0
Ders saydırabilirsin, ama bir sene hazırlık okutacaklar sana (Prof'u geçersen ya da TOEFL'ın varsa ne ala)
Örnek
1. İTÜ'den (yarı Türkçe sanırsam) Boğaziçi'ne geçen arkadaşım var elektronikten.
2. Kocaeli Üni 2 yıllıktan yine Boğaziçi kimya mühendisliğine geçen var.
Sanırsam ikisi de bölüm birincisiydi.
Örnek
1. İTÜ'den (yarı Türkçe sanırsam) Boğaziçi'ne geçen arkadaşım var elektronikten.
2. Kocaeli Üni 2 yıllıktan yine Boğaziçi kimya mühendisliğine geçen var.
Sanırsam ikisi de bölüm birincisiydi.
0
olur da, ege'den boğaziçi'ne olur mu?
türkçe dersleri sayıp saymayacakları her zaman okula ve bölüme bağlıdır. arayıp, sormanız gerekir.
başka okullar belki kabul edebilir, ama boğaziçi hem çok yüksek ortalama ister (yatay geçiş rekabeti), hem de dışardan gelecek öğrencilerdense, kendi içerisindeki öğrencilerin bölüm değiştirmelerini daha çok destekliyor diye biliyorum.
arayıp, görüşün, ama sadece boğaziçi'ni denemeyin. bunun odtü felsefesi var, bilgi burslu felsefesi vaar... mimar sinan var...
bak hatta bu listeyi buldum: fef.sdu.edu.tr
mesela galatasaray ünv. de olur bak. bir sene fransızca hazırlıktan geçmek zorunda kalırsın ama felsefeyi fransızca öğrenirsin. böyle bir olayları olması gerekiyor. bir ara.
özet: bölümle görüş. hatta başka üniversitelerin başka bölümleri ile görüş. peşinde koş.
her ders sayılmaz muhtemelen, çünkü her üniversitede farklı dersler oluyor zaten.
türkçe dersleri sayıp saymayacakları her zaman okula ve bölüme bağlıdır. arayıp, sormanız gerekir.
başka okullar belki kabul edebilir, ama boğaziçi hem çok yüksek ortalama ister (yatay geçiş rekabeti), hem de dışardan gelecek öğrencilerdense, kendi içerisindeki öğrencilerin bölüm değiştirmelerini daha çok destekliyor diye biliyorum.
arayıp, görüşün, ama sadece boğaziçi'ni denemeyin. bunun odtü felsefesi var, bilgi burslu felsefesi vaar... mimar sinan var...
bak hatta bu listeyi buldum: fef.sdu.edu.tr
mesela galatasaray ünv. de olur bak. bir sene fransızca hazırlıktan geçmek zorunda kalırsın ama felsefeyi fransızca öğrenirsin. böyle bir olayları olması gerekiyor. bir ara.
özet: bölümle görüş. hatta başka üniversitelerin başka bölümleri ile görüş. peşinde koş.
her ders sayılmaz muhtemelen, çünkü her üniversitede farklı dersler oluyor zaten.
0
Hevesini kırmayayım ama Boğaziçi'ne yatay geçiş yapan tanıdıklarım İTÜ veya İstanbul'dan geldiler genelde. Pek Ege'den alacaklarını sanmıyorum. Ama şans işi tabi, öyle bir rakibin de olmaz belki. Dersleri saymazlar. (inkilap ve tk dersleri türkçe, belki onları sayabilirler) Boğaziçi'nin proficiency sınavına girmen gerek bir de öncelikle. Başarılı olman lazım, aşırı zor bir sınav değil ama ingilizce bilgin vasatsa geçemeyebilirsin. Essay yazdırıyorlar, reading ve listening var.
0
zaugnakhaldun
Kış geliyor camları açamayacağız, camlar açıkken bile sağlam koku siniyordu odaya şimdi camları kapatınca baya koku sinecektir. Bunun en temiz çözümü nedir? Yani oda spreyleri kokuları var ama en iyisi hangi tür oda kokusudur onu bilemiyorum o konuda tavsiyeye ihtiyacım var.Ek olarak, yatılan odada
Kış geliyor camları açamayacağız, camlar açıkken bile sağlam koku siniyordu odaya şimdi camları kapatınca baya koku sinecektir.
Bunun en temiz çözümü nedir? Yani oda spreyleri kokuları var ama en iyisi hangi tür oda kokusudur onu bilemiyorum o konuda tavsiyeye ihtiyacım var.
Ek olarak, yatılan odada da sigara içildiği ve oda kokularının uzun süre maruz kalınca başımı ağrıttığı düşünülecek olursa oda kokusuna alternatif bir çözüm bulmam gerekebilir.
Ne dersiniz? Hangi sprey/kokuyu kullanmalı ve altenratif neleri düşünebiliriz?
Bunun en temiz çözümü nedir? Yani oda spreyleri kokuları var ama en iyisi hangi tür oda kokusudur onu bilemiyorum o konuda tavsiyeye ihtiyacım var.
Ek olarak, yatılan odada da sigara içildiği ve oda kokularının uzun süre maruz kalınca başımı ağrıttığı düşünülecek olursa oda kokusuna alternatif bir çözüm bulmam gerekebilir.
Ne dersiniz? Hangi sprey/kokuyu kullanmalı ve altenratif neleri düşünebiliriz?
0
En temiz çözüm tütsü ama onun kokusuna katlanabilir misin bilmiyorum. Güzel kokanları da var gerçi. Yoksa oda spreyi falan cidden hiç işe yaramıyor.
Bir de mum yakın, kokuyu alır derler ama hiç deneyimlemedim. Belki şu kokulu mumlar falan..
Bir de mum yakın, kokuyu alır derler ama hiç deneyimlemedim. Belki şu kokulu mumlar falan..
0
o oda spreylerinin ve kokularının içerisinde zibilyon tane kimyasal madde var. ara sıra kullanmak belki sağlığı çok fazla tehdit etmeyebilir ancak böyle sürekli kullanım olacaksa hele ki yatak odasında, ileride çok ciddi sağlık sorunlarıyla karşılaşabilirsin.
en temizi yatak odasında hatta mümkünse ev içerisinde sigara içmemek. soğuk dahi olsa balkona çıkıp, balkon da içme imkanı yoksa cam kenarına sandalye veya koltuk koyup dumanı dışarı üfleyerek içmek.
en temizi yatak odasında hatta mümkünse ev içerisinde sigara içmemek. soğuk dahi olsa balkona çıkıp, balkon da içme imkanı yoksa cam kenarına sandalye veya koltuk koyup dumanı dışarı üfleyerek içmek.
0
Kesin çözüm: Odada sigara içmemek
+
Geçici çözümler: Sık perde yıkamak(kokulu deterjanlar ile) ve masa,koltuk vs.. eşyaları düzenli silmek.
+
Geçici çözümler: Sık perde yıkamak(kokulu deterjanlar ile) ve masa,koltuk vs.. eşyaları düzenli silmek.
0
Mum cidden kokuyu aliyor.Annem de hep mum yakar mutfakta (evde bir tek orada sigara icilebiliyor balkon oldugu icin ama yine de koku siniyor).Kokulu cubuklar var bir de tutsu seklinde ama odaya koku veriyorlar.Cicek kokululari oldukca guzel.
0
odada mum yakabilirsiniz ve tütsü. tütsünün kokusu kalıcıdır baya özellikle vanilya, karamel tarzı kokusu olanlar. odaya lavanta keseleri alıp koyabilirisin. bunların dışında glade, air wick gibi markaların sprey kokuları var, camsil gibi şişeleri oluyor hani. bunlardan olması önemli. bunlar etkili oluyor çünkü hatta üzerinde kumaşa sıkılabilir yazıyor. koltuklara, yatağa, perdelere, halıya vs sıkarsın ve havalandırırsın, oda güzel kokar. bu yazdığım markalar pahalı gelirse ki biraz pahalı sürekli kullanan için a 101 tarzı marketlerde satılanlardan alırsın. bir koku manyağı olarak aklıma gelenler bunlar:)
bu arada zararlı, kimyasal, petrol ürünü farkındayım sende biliyorsundur sanırım ama kullandığımız ne zararsız ki şu yeryüzünde. deterjan, şampuan, parfüm o, bu, şu hepsi zararlı ve kimyasal.
bu arada zararlı, kimyasal, petrol ürünü farkındayım sende biliyorsundur sanırım ama kullandığımız ne zararsız ki şu yeryüzünde. deterjan, şampuan, parfüm o, bu, şu hepsi zararlı ve kimyasal.
0
mum ve kibrit derler bu iş için. kibrit yakıp söndürmekte sigara kokusunu alıyor. en güzeli havalandırmak arada bir tabii.
0
test edilen ve onaydan geçenler:
1. yatak odasında sigara içmek ciğer-ağrısına, böğür çökümlenmesine neden oluyor, özellikle sabahları, özellikle İstanbul muadili nemli bir şehirde.
2.perdeler: koku deli gibi siniyor. sık sık yıkamak.
3. tütsü: ağır kokuyu alıyor, yerine başka bir ağır koku bırakıyor. sürekli yakıldığında, ki çocukluğundan beri tütsü yakılan bir evde büyümüş bir insan olarak, bünyede benzer bir ciğer tuhaflığına neden olabiliyor, alerji azdırabiliyor.
4. sanırım bulunduğunuz evde ortak oda/salon, çalışma odası veya alternatif olarak balkon yok. bundan dolayı derleme: camdan uzanıp sigara içmek çok can sıkıcı / iş bölücü. bunu yapmadıkça ciğerler huysuzlanacak. oda spreyleri ve tütsüler ek kimyasal ve ciğer hırıltısı bırakacak. baş ağrısı artacak. perdeler sigara+parfüm+tütsü kokacak.
azaltıcı en talihli çözüm: mum. ağır kokulu mum. para varsa yankee candles ya da tepe home satılan ağır seksi parfümsü kokan siyah mumlar var markasını bilmiyorum, 15 lira. enfes kokuyor. salonda defalarca kullandık, ben, ve arkadaşlarım. hatta o markanın mumlarının hepsi leziz. tepe home'a gider gitmez; gidince de alır almaz markasını mesajlarım.
ama bu da azaltıcı çözüm.
yani aradığınız cevaba şu an ulaşılamıyor. bu imkansız.
1. yatak odasında sigara içmek ciğer-ağrısına, böğür çökümlenmesine neden oluyor, özellikle sabahları, özellikle İstanbul muadili nemli bir şehirde.
2.perdeler: koku deli gibi siniyor. sık sık yıkamak.
3. tütsü: ağır kokuyu alıyor, yerine başka bir ağır koku bırakıyor. sürekli yakıldığında, ki çocukluğundan beri tütsü yakılan bir evde büyümüş bir insan olarak, bünyede benzer bir ciğer tuhaflığına neden olabiliyor, alerji azdırabiliyor.
4. sanırım bulunduğunuz evde ortak oda/salon, çalışma odası veya alternatif olarak balkon yok. bundan dolayı derleme: camdan uzanıp sigara içmek çok can sıkıcı / iş bölücü. bunu yapmadıkça ciğerler huysuzlanacak. oda spreyleri ve tütsüler ek kimyasal ve ciğer hırıltısı bırakacak. baş ağrısı artacak. perdeler sigara+parfüm+tütsü kokacak.
azaltıcı en talihli çözüm: mum. ağır kokulu mum. para varsa yankee candles ya da tepe home satılan ağır seksi parfümsü kokan siyah mumlar var markasını bilmiyorum, 15 lira. enfes kokuyor. salonda defalarca kullandık, ben, ve arkadaşlarım. hatta o markanın mumlarının hepsi leziz. tepe home'a gider gitmez; gidince de alır almaz markasını mesajlarım.
ama bu da azaltıcı çözüm.
yani aradığınız cevaba şu an ulaşılamıyor. bu imkansız.
0
sirke dolu bi kase koyun falan derler odaya. tabi sirke daha kötü kokabilir o ayrı.
0
benim yöntemi denemeni tavsiye ederim, ıslak sünger. dumanı ve kokuyu süper emiyor. bir de yanına kokulu mum yakıyorum, tadından yenmiyor. süngerleri dekoratif bir hale getirip kullanabilirsin, tavandan sarkıtmaca, renkli küçüklü büyüklü parçalar kesip süsleyip kaseye koymaca gibi. oda spreyi ve tütsü çok yoğun kokulu ve geçici geliyor bana. ıslak süngeri dene derim.
0
google da bulamadim
ne olduda bu aksam evde kaldiniz la. acayip sarhosum bu arada.
ne olduda bu aksam evde kaldiniz la. acayip sarhosum bu arada.
0
ben dışarı çıktım
içtim falan takıldım
eve geldim sonra
bi bok olduğu yok. ha çıkmışsın ha evde durmuşsun.
içtim falan takıldım
eve geldim sonra
bi bok olduğu yok. ha çıkmışsın ha evde durmuşsun.
0
ben de şimdi geldim eve. yoruluyor insan, uykum da var. her hafta olucak iş değil.
0
evde kalan kim? denize karşı sevgilimle bomonti & midye eşliğinde duygusal dakikalar yaşadık.
0
baps
aşırı komik olsun mümkünse.
aşırı komik olsun mümkünse.
0
samiabi19
starbucks da hangi icecekliri seviyorsunuz ? Ve fiyati ne kadar ?
starbucks da hangi icecekliri seviyorsunuz ? Ve fiyati ne kadar ?
0
(bkz: beyaz çikolatalı mocha)
ama starbucks'ı tercih etmiyorum genelde. daha popüler ve ucuz olan bir kahve dükkanı var, oraya gidiyorum.
ama starbucks'ı tercih etmiyorum genelde. daha popüler ve ucuz olan bir kahve dükkanı var, oraya gidiyorum.
0
bildiğin latte. Küçük boyu 5.5tl , grande(orta) 6,25tl , venti(büyük) de 7tl.
0
9 civar bi şeydi galiba. raspberry white mocha. güzel yani. ama çok sevmiyorum starbucks'ı. karşı da değilim ama. kahve keyfi olmuyor :D
0
Chaitea latte veya chai tea latte ice birde carsmel frappucino 5.5 ile 9.5 arasında degisiyor
0
chai tea latte, bazen sıcak çikolata. kahve içesim varsa istediğim birini seçip hazırlattırıyorum. şekerli sevmediğim için aromalı kahveleri tam bilemiyorum, ama en çok caramel macchiato ve white mocha seviliyor sanırım. şekersizleri yok.
eğer ucuza bri şeyler istersen, bir insana yetesi bir kupa (tall) cappucino, latte, chai latte, filtre kahve, americano 5 lira ortalama. yine bu kupalar, kahve dünyasının bence leş kahvelerinden daha fazla ve içerik daha lezzetli bence.
çaylar daha da ucuz ama tam hatırlamıyorum. kısaca 3-10 tl arası istediğin boyda istediğin şeyi içersin. istersen kupada da alabiliyorsun.
eğer ucuza bri şeyler istersen, bir insana yetesi bir kupa (tall) cappucino, latte, chai latte, filtre kahve, americano 5 lira ortalama. yine bu kupalar, kahve dünyasının bence leş kahvelerinden daha fazla ve içerik daha lezzetli bence.
çaylar daha da ucuz ama tam hatırlamıyorum. kısaca 3-10 tl arası istediğin boyda istediğin şeyi içersin. istersen kupada da alabiliyorsun.
0
sevmiyorum. şekerli kahve veya sıcak içecek sevmem. şekerli bir tek sahlep içerim.
ama soğuk sütlü americano içerim gittiğimde.
Lavazza ve Nero'yu tercih ederim.
Ama yiyeceklerde Starbucks'ta sevdiğim şeyler var.
ama soğuk sütlü americano içerim gittiğimde.
Lavazza ve Nero'yu tercih ederim.
Ama yiyeceklerde Starbucks'ta sevdiğim şeyler var.
0
Günün kahvesi içerim her zaman, orta boyda. Paket kahve alırsam onun bedavası olarak küçük boy kahve içerim. Starbucks kart ile puan birikiyo diyolla.
0
Vanilyalı Frappuccino içerim hep. Fiyatı her şubeye göre değişiyor sanırım, 8-9 civarıdır işte ya.
0
manuel mandalina
arkadaşlar, odamı boyatıcam. mobilyalarım ağırlıklı olarak şu renk(git: http://www.tepehome.com.tr/Urunler/Mobilya/Yatak-Odalari/Genc-Ve-Bebek-Odalari/Kitapliklar/P000365-Elmo-Dort-Rafli-Kitaplik-Ve-Kapagi.aspx). yerler de bunun biraz sarıya kaçan tonunda parke. pazartesi günü usta gelicek, o gelmed
arkadaşlar, odamı boyatıcam. mobilyalarım ağırlıklı olarak şu renk(git: www.tepehome.com.tr). yerler de bunun biraz sarıya kaçan tonunda parke.
pazartesi günü usta gelicek, o gelmeden katalogdan bakıp renk seçmem gerekiyor, ona göre boya getirecek. ancak katalogdan bakmakla karar veremiyorum. üzerinize afiyet hasta yatıyor olduğumdan, dışarı çıkıp inceleyemiyorum da. şimdi moda olan yok mum ışığı, yok ay ışığı gibi sarıya dönük beyaz tonları yerine (mobilyaları ve yeri düşününce iyice boğacak çünkü) griye gönük bir bej falan bakayım diyorum. ne dersiniz? benim mobilyalara kontrast ne renk güzel olur? boyatıp da, geniş alanda duruşunu bildiğiniz/beğendiğiniz bir renk var mı acaba? (git: www.polisan.com.tr)
pazartesi günü usta gelicek, o gelmeden katalogdan bakıp renk seçmem gerekiyor, ona göre boya getirecek. ancak katalogdan bakmakla karar veremiyorum. üzerinize afiyet hasta yatıyor olduğumdan, dışarı çıkıp inceleyemiyorum da. şimdi moda olan yok mum ışığı, yok ay ışığı gibi sarıya dönük beyaz tonları yerine (mobilyaları ve yeri düşününce iyice boğacak çünkü) griye gönük bir bej falan bakayım diyorum. ne dersiniz? benim mobilyalara kontrast ne renk güzel olur? boyatıp da, geniş alanda duruşunu bildiğiniz/beğendiğiniz bir renk var mı acaba? (git: www.polisan.com.tr)
0
bence hafif/soluk bir tarçın tonu iyi gidebilir. çok soluk renkler, birazcık odanın rengini ısıtır.
0
filliboya.com.tr!prettyPhoto[ajax]/0/
bal buğu, açık somon ve somon bence bu üçü çok hoş.( en baştaki su bazlı olanların içinde vardı bunlar.)
bal buğu, açık somon ve somon bence bu üçü çok hoş.( en baştaki su bazlı olanların içinde vardı bunlar.)
0
açık renklerin mekanı genişlettiğini de hatırlatarak;
açık ton şampanya rengi, beje dönük.
kesinlikle çok ferahlatıcı.
açık ton şampanya rengi, beje dönük.
kesinlikle çok ferahlatıcı.
0
@qwerty, mavi ve yeşil çok soğuk kaçar gibi geldi.
@9kuyruklukedi, ben de roma'yı beğendim gibi şimdilik.
@fauxhumanitas, tarçının soluğu sarımsı mı oluyor? bir de 2. cümleyi anlamadım valla.
@9kuyruklukedi, ben de roma'yı beğendim gibi şimdilik.
@fauxhumanitas, tarçının soluğu sarımsı mı oluyor? bir de 2. cümleyi anlamadım valla.
0
@crimsonlady, bal buğu mobilyaların rengine yakın, boğar diye düşündüm.
şu anda da somon zaten, geniş alana uygulanmışı bayaa kötü diyebilirim.
şu anda da somon zaten, geniş alana uygulanmışı bayaa kötü diyebilirim.
0
Düz beyaz bence en güzeli. Mavidir somondur falan olmaz bu mobilyalarla. Ya çok koyu bordo gibi bir renk olur ya da çok açık kirli beyaz gibi.
0
Dostum, boya güzeldir lakin bir duvarına boyadığın renge yakın tonlarda bir duvar kağıdı da düşünebilirsin, bence tek renk komple odayı boyamak yerine bir duvarda duvar kağıdı kullanıp diğer duvarları boyamak daha güzel sonuç verebilir.
0
@mehmet lutfi, hocam evde rutubet sorunu mevcut olduğundan kağıt bir seçenek değil malesef.
0
o zaman tamamen zıt renkler önerimle gelirim bende. mesela koyu vişne çürüğü veya lacivert olabilir.
0
hayır tarçının açığı sarımsı olmuyor.
ikinci cümlenin meali: duyuruda işaret ettiğin renkler saturasyonu/doygunlugu düşük, solgun renkler. ondan dolayı daha kırmızılı ama çok da cart olmayan bir renk canlandırır diye düşünüyorum.
hafif bir tarçın rengi güzel olur.
demeye çalıştığım renk bu linktekinin daha azıcık soluğu: www.duvarrenkleri.com
ya da buradaki ilk skalada da yeni yavruağzı rengi ile malta arası bir renk diyebiliriz (buradaki somon kadar beyazlı-açık değil): www.bilgiyuvasi.com
ikinci cümlenin meali: duyuruda işaret ettiğin renkler saturasyonu/doygunlugu düşük, solgun renkler. ondan dolayı daha kırmızılı ama çok da cart olmayan bir renk canlandırır diye düşünüyorum.
hafif bir tarçın rengi güzel olur.
demeye çalıştığım renk bu linktekinin daha azıcık soluğu: www.duvarrenkleri.com
ya da buradaki ilk skalada da yeni yavruağzı rengi ile malta arası bir renk diyebiliriz (buradaki somon kadar beyazlı-açık değil): www.bilgiyuvasi.com
0
rectoa
http://hugelol.org/lol/20629
0
alors
biliyorum böyle sorular var. zaten not aldım onların yanıtlarını. burada yazmadığınız uygun yer tavsiyelerinizi bekliyorum.
biliyorum böyle sorular var. zaten not aldım onların yanıtlarını. burada yazmadığınız uygun yer tavsiyelerinizi bekliyorum.
0
istanbul'daki sınav merkezleri arasında kurstan bozma yerler olabiliyor. bunlardan birine yüksek lisans için toefl alırken girdim. baya baya kötü. milletin telefonu çalıyor, havalandırma çalışmıyor, bilgisayarlar eski çağlardan kalma.
seneleeeer önce ankara'daki amerikan kültür idi yanılmıyorsam; şahaneydi. ilk ünv. girdiğim zamandı. steril. zaten sınav 4 saat, bir de insanların gerzekliklerini çekmek mümkün değil.
ders 1:
asla son anlara bırakmamalı, kalan son sınav yerlerine girmemeli.
ders 2:
x ve y kültür merkezleri, daha credible gözüken yerler cidden daha iyi. en azından şimdi y. dışı için tekrar gireceğim sınava, kesinlikle amerikan kültür'de falan girerim.
gibi.
seneleeeer önce ankara'daki amerikan kültür idi yanılmıyorsam; şahaneydi. ilk ünv. girdiğim zamandı. steril. zaten sınav 4 saat, bir de insanların gerzekliklerini çekmek mümkün değil.
ders 1:
asla son anlara bırakmamalı, kalan son sınav yerlerine girmemeli.
ders 2:
x ve y kültür merkezleri, daha credible gözüken yerler cidden daha iyi. en azından şimdi y. dışı için tekrar gireceğim sınava, kesinlikle amerikan kültür'de falan girerim.
gibi.
0
yokumbenburda
facebook'ta bir internet sitesi için az önce açtığım hayran sayfasının kontrol paneline hiç bir şekilde giremiyorum. giriş yapıyorum ama büyük puntolarla "facebook'a reklam ver" başlığı altında nasıl reklam verileceği tarif ediliyor. bir de sap üst köşede bulunan "ayarlar" kısmına giriş yapabiliyoru
facebook'ta bir internet sitesi için az önce açtığım hayran sayfasının kontrol paneline hiç bir şekilde giremiyorum. giriş yapıyorum ama büyük puntolarla "facebook'a reklam ver" başlığı altında nasıl reklam verileceği tarif ediliyor. bir de sap üst köşede bulunan "ayarlar" kısmına giriş yapabiliyorum sadece.
0
sayfanın dışardaki insanlara açılabilmesi için 30 kişinin like etmesi gerekiyor diye biliyorum.
tamamen yalan da olabilir.
ed: ama sizin kontrol paneline girebiliyor olmanız gerekiyor. acaba sayfa yetkilisine / domain mailine onay maili falan mı attılar? olabilir. gerçekten o sitenin sahibi/yöneticisi veya yürütücüsü olduğunuza dair bir verification sistemi olabilir. o şekilde bir sayfa açmadığım için bilmiyorum. ama mantıken böyle düşündüm.
tamamen yalan da olabilir.
ed: ama sizin kontrol paneline girebiliyor olmanız gerekiyor. acaba sayfa yetkilisine / domain mailine onay maili falan mı attılar? olabilir. gerçekten o sitenin sahibi/yöneticisi veya yürütücüsü olduğunuza dair bir verification sistemi olabilir. o şekilde bir sayfa açmadığım için bilmiyorum. ama mantıken böyle düşündüm.
0
findikkiran
selamlar,bir üniversiteye araştırma görevlisi kadrosu için başvuracağım. dilekçe yazarken aklıma takıldı. şimdi "istenilen belgeler ekte sunulmuştur" ifadesinden sonra bir de dilekçeye :ekler:-ales belgesi-üds belgesi-vb.........şeklinde yazmam mı gerekiyor? yoksa "istenilen belgeler ekte sunulmuştu
selamlar,
bir üniversiteye araştırma görevlisi kadrosu için başvuracağım. dilekçe yazarken aklıma takıldı. şimdi "istenilen belgeler ekte sunulmuştur" ifadesinden sonra bir de dilekçeye :
ekler:
-ales belgesi
-üds belgesi
-vb....
.....
şeklinde yazmam mı gerekiyor? yoksa "istenilen belgeler ekte sunulmuştur" ifadesi yeterli midir? (zaten ekliyorum o belgeleri).
bir de akademik cv yazarken format nasıl olmalıdır? sadece lisans & yüksek lisans, not ortamalarını, okulları yazmak yeterli midir? lise de yazılmaz sanırım? tez konusu da yazılacak da, ne yazmam / yazmamam lazım?
acil cevap yazarsanız sevinirim. teşekkürler.
bir üniversiteye araştırma görevlisi kadrosu için başvuracağım. dilekçe yazarken aklıma takıldı. şimdi "istenilen belgeler ekte sunulmuştur" ifadesinden sonra bir de dilekçeye :
ekler:
-ales belgesi
-üds belgesi
-vb....
.....
şeklinde yazmam mı gerekiyor? yoksa "istenilen belgeler ekte sunulmuştur" ifadesi yeterli midir? (zaten ekliyorum o belgeleri).
bir de akademik cv yazarken format nasıl olmalıdır? sadece lisans & yüksek lisans, not ortamalarını, okulları yazmak yeterli midir? lise de yazılmaz sanırım? tez konusu da yazılacak da, ne yazmam / yazmamam lazım?
acil cevap yazarsanız sevinirim. teşekkürler.
0
ekler:
1)
2)
gibi yazman gerekiyor sol alt köşeye diye biliyorum. ben öyle yaptım.
ed:
elbette tez konunu yazacaksın. ben olsam aldığım bazı dersleri de yazarım. yani tabii ki transcript de veriyorsun böyle detaylar için ama yine de bir kaç ana alan yazmaktan zarar gelmez. topics of interest, research topics, academic interests gibi bir başlıkta toplardım bunları.
liseyi de daha önce bıraktığım okulu da yazardım. academic, adı üzerinde eğitim hayatını yazman bekleniyor gibi düşünüyorum.
ikincisi de word2010'da indirebileceğin örnek CV templateleri var, onlardan biraz bak derim.
ed2:
sonuçta her alanın ayrı beklentileri var. kimya akademisyeni ile sosyoloji akademisyeninin cvsi aynı olamaz. okullar, araştırmalar, ödüller, burslar, başarı belgeleri gibi şeylerin olması gerekir.
1)
2)
gibi yazman gerekiyor sol alt köşeye diye biliyorum. ben öyle yaptım.
ed:
elbette tez konunu yazacaksın. ben olsam aldığım bazı dersleri de yazarım. yani tabii ki transcript de veriyorsun böyle detaylar için ama yine de bir kaç ana alan yazmaktan zarar gelmez. topics of interest, research topics, academic interests gibi bir başlıkta toplardım bunları.
liseyi de daha önce bıraktığım okulu da yazardım. academic, adı üzerinde eğitim hayatını yazman bekleniyor gibi düşünüyorum.
ikincisi de word2010'da indirebileceğin örnek CV templateleri var, onlardan biraz bak derim.
ed2:
sonuçta her alanın ayrı beklentileri var. kimya akademisyeni ile sosyoloji akademisyeninin cvsi aynı olamaz. okullar, araştırmalar, ödüller, burslar, başarı belgeleri gibi şeylerin olması gerekir.
0
aseton
sağlıkla ilgili bi konuda hasta eğitimi hazırlayıp sınıfta sunmam gerekiyor. konu bulamadım bi türlü. çok geniş ya da dar kapsamlı olmamalı, biraz ilgi çekici ve orijinal bi şey olmasını istiyorum.hastalara verilecek bi eğitim gibi düşünüleceğinden çok öyle akademik bir araştırma havasında değil de,
sağlıkla ilgili bi konuda hasta eğitimi hazırlayıp sınıfta sunmam gerekiyor. konu bulamadım bi türlü. çok geniş ya da dar kapsamlı olmamalı, biraz ilgi çekici ve orijinal bi şey olmasını istiyorum.
hastalara verilecek bi eğitim gibi düşünüleceğinden çok öyle akademik bir araştırma havasında değil de, daha basit bi dil olacak. meselaa atıyorum kalp hastalıklarında egzersiz, çocuklarda ilaç kullanımı vs. aklıma bunlar geldi ama çok da içime sinmedi. sınıftakiler organ bağışı eğitimi, ağız ve diş sağlığı gibi konular düşünüyorlar, biraz sıradan geliyor bana açıkçası. fazla fikriniz varsa alırım efenim.
hastalara verilecek bi eğitim gibi düşünüleceğinden çok öyle akademik bir araştırma havasında değil de, daha basit bi dil olacak. meselaa atıyorum kalp hastalıklarında egzersiz, çocuklarda ilaç kullanımı vs. aklıma bunlar geldi ama çok da içime sinmedi. sınıftakiler organ bağışı eğitimi, ağız ve diş sağlığı gibi konular düşünüyorlar, biraz sıradan geliyor bana açıkçası. fazla fikriniz varsa alırım efenim.
0
hlt1985
tek bir çalışma için stock görsele ihtiyacım var. Ama bütün siteler paralı. O kadar da para vermek istemiyorum. Free stock görseli sağlayan site bilen var mı aranızda?
tek bir çalışma için stock görsele ihtiyacım var. Ama bütün siteler paralı. O kadar da para vermek istemiyorum. Free stock görseli sağlayan site bilen var mı aranızda?
0
deviantart.com'da bazı insanlar çalışmalarının stock olarak kullanılmasına izin veriyorlar. bir arama yaparsanız, denk gelme ihtimaliniz yüksek.
0
dahinnotha
aslında gece sorusu bu. güzel bi ctesi günü gündüzüne uygun değil ama merak ettim. cennet, cehennem, günah, haram gibi kavramları silip atıp da yerine mantığın ve daha önemlisi "etik" kavramını getirdiğinizde, hayatınızda neler değişti? inançlıyken yaşamak kolay değil miydi?
aslında gece sorusu bu. güzel bi ctesi günü gündüzüne uygun değil ama merak ettim.
cennet, cehennem, günah, haram gibi kavramları silip atıp da yerine mantığın ve daha önemlisi "etik" kavramını getirdiğinizde, hayatınızda neler değişti? inançlıyken yaşamak kolay değil miydi?
cennet, cehennem, günah, haram gibi kavramları silip atıp da yerine mantığın ve daha önemlisi "etik" kavramını getirdiğinizde, hayatınızda neler değişti? inançlıyken yaşamak kolay değil miydi?
0
pek bişey değişmedi,
iyi-kötü güzel-çirkin ve vicdan sevgi kaldı. yeterli.
bu arada aslında inanç kaybolmuyor sadece inanılan şey değişiyor.
ateist bile inançlı aslında olmadığına inanıyor.
insan her ne olursa olsun bir "şey"e inanmaya muhtaç.
iyi-kötü güzel-çirkin ve vicdan sevgi kaldı. yeterli.
bu arada aslında inanç kaybolmuyor sadece inanılan şey değişiyor.
ateist bile inançlı aslında olmadığına inanıyor.
insan her ne olursa olsun bir "şey"e inanmaya muhtaç.
0
inançlıyım, inancımı kaybetmedim ve inan bana inançlı olmak daha zor.
bi kere elini-kolunu bağlayan şeyler var, inançsız isen her şey serbest diye düşünürsün.
ayrıca inanmak da mantıksız değildir bence.
bi kere elini-kolunu bağlayan şeyler var, inançsız isen her şey serbest diye düşünürsün.
ayrıca inanmak da mantıksız değildir bence.
0
Sonuçta günah ya da haram gibi kavramlar silinince yerine gelenler hırsızlık ya da hortumculuk olmuyor. İyi insan olmak, ahlaklı olmak isteği kalıcı oluyor ki olmalı da. O yüzden değişen çok da bir şey yok. Sadece insan kendisini kısıtlamıyor.
0
Hiçbir şey değişmedi. Değişen tek şey kötülüklerin insanların yanına kar kalabileceği bilinci. Ilahi adalet vs cart curt kavramlarına sığınan insanlara acımaya başlıyorsun.
0
inanç başka bir mesele. sadece din veya sadece tanrı gibi şeylerden daha fazla şeyi kapsayan bir kümesi var.
ben kaybetmedim. inanç kaybolan-bulunan bir şey olmayabilir hatta.
ben zaten tanrı ve din gibi şeylere inanmıyorum.
tam anlamıyla şaka gibi gelmesi dersek, o zamandan beri hayatımda din ve tanrı gibi şeylerin insanlara yaptığı ve yaptırdığı şeylere hem daha çok gülüyorum hem de bunlardan daha çok tiksiniyorum.
bu da bütün dünya ve insanlık tarihine olan bakışımı etkilemiş oluyor.
ben kaybetmedim. inanç kaybolan-bulunan bir şey olmayabilir hatta.
ben zaten tanrı ve din gibi şeylere inanmıyorum.
tam anlamıyla şaka gibi gelmesi dersek, o zamandan beri hayatımda din ve tanrı gibi şeylerin insanlara yaptığı ve yaptırdığı şeylere hem daha çok gülüyorum hem de bunlardan daha çok tiksiniyorum.
bu da bütün dünya ve insanlık tarihine olan bakışımı etkilemiş oluyor.
0
disfircasiyimben
evet, soru başlıkta ?
evet, soru başlıkta ?
0
en.wikipedia.org
yani ingiltere, irlanda ve iskoçya'nın koruyucu azizlerinin haç işaretlerinin üst üste konulmasıyla oluşmuş.
yani ingiltere, irlanda ve iskoçya'nın koruyucu azizlerinin haç işaretlerinin üst üste konulmasıyla oluşmuş.
0
en.wikipedia.org birleşik krallık (britanya) ve kuzey irlanda'nın bayrağı diyor.
0
cevaplar gelmiş ama ek bilgi olarak "ingiltere" bayrağı olmadığını söyleyim. karıştırıyor çoğu kişi.
ingiltere bayrağı şu:
en.wikipedia.org
ingiltere bayrağı şu:
en.wikipedia.org
0
Birleşik Krallık bayrağı;
Krallığa bağlı İskoçya, Kuzey İrlanda ve İngiltere'nin (ve bir sürü küçük ada) birleşmesini simgeler.
Adı da Union Flag'dır. Union Jack sadece ve sadece su taşıtlatına konulan/çekilen bayrağa verilen isimdir.
Krallığa bağlı İskoçya, Kuzey İrlanda ve İngiltere'nin (ve bir sürü küçük ada) birleşmesini simgeler.
Adı da Union Flag'dır. Union Jack sadece ve sadece su taşıtlatına konulan/çekilen bayrağa verilen isimdir.
0
Aynen heritage'ın dediği gibi, dalmışım. Doctor Who'da sahnesi bile var. (:
0
"union jack" ismi sadece su taşıtlarında kullanılmıyor ama adı ordan gelmiş. çünkü ingiltere tarihinde kraliyet donanmasının etkisi büyükmüş ve bayrağa "union jack" deniyormuş. zamanla "union flag" ve "union jack" aynı anlamı kazanmış ve resmi olarak da böyle.
resmi ingiliz kraliyet sitesinde de yazıyor:
www.royal.gov.uk
resmi ingiliz kraliyet sitesinde de yazıyor:
www.royal.gov.uk
0
lunedor
Mr. Nobody filminin başlarında ve filmin devamında da ara ara verilen bilgiler gibi bilgilerin derlendiği güzel bir belgesel var mıdır bildiğiniz?(filmi izlemeyenler için örnek olması açısından; güvercinlerle batıl inanç deney, entropi ve zaman kavramı gibi gibi kısa ve genel anlamda ilginç bilgiler
Mr. Nobody filminin başlarında ve filmin devamında da ara ara verilen bilgiler gibi bilgilerin derlendiği güzel bir belgesel var mıdır bildiğiniz?(filmi izlemeyenler için örnek olması açısından; güvercinlerle batıl inanç deney, entropi ve zaman kavramı gibi gibi kısa ve genel anlamda ilginç bilgiler içeren bir şeyler arıyorum aslında.)
Şimdiden teşekkürler.
Şimdiden teşekkürler.
0
0
çok tuhaf.
carl sagan-cosmos olabilir.
belki what the bleep serisi. ama bu biraz daha popüler-new age-"enerji" gelebilir.
bir de biz maksimum entropiye giderken düzen nasıl beklenebilir ki diyorum, demeden geçemiyorum. Mr. Nobody izleyen, bu soruya yönlenecek herkese kozmik olaylar diliyorum.
carl sagan-cosmos olabilir.
belki what the bleep serisi. ama bu biraz daha popüler-new age-"enerji" gelebilir.
bir de biz maksimum entropiye giderken düzen nasıl beklenebilir ki diyorum, demeden geçemiyorum. Mr. Nobody izleyen, bu soruya yönlenecek herkese kozmik olaylar diliyorum.
0
her verilen karar ve sonuçları, paralel evrenler konularındaki genel fikri en rahat anlamamı sağlayan şey "yaşlı adamın savaşı"" kitabındaki bir paragraflık açıklama olmuştur. solucan deliği olayına da değiniyor. through the wormhole'u hala izlemedim o yüzden kitaptaki ne kadar tutarlı emin değilim ama benim düşünceme yakın çıktı.
0
submariner
banyonuzdan hulk çıksa ne yapardınız
banyonuzdan hulk çıksa ne yapardınız
0
sinirlendirmemeye çalışırdım. bebek şampuanından verirdim bi'de. pambuk pambuk sakinleşir belki diye.
0
altıma sıçarım herhalde. hulk'ı bırak normal tanımadığım bi adam bile çıksa korkarım lan. ne işi var evimde?
0
Birden nasıl çıkacak, neresine sığacak; bunlar da ayrı meseleler. Yıkanırken birden duvarı kırsa, içeri dalsa kırdığı duvardan bildiğin elime geçen ilk kumaş, havlu parçasını alıp diğer odalara doğru kaçardım. Az sakinleşince (hem ben hem o) neden banyo duvarımı kırdığını sorar, bunun parasını ödemesi gerektiğini belirtirdim. Sonra yollardım. Bana ne Hulktan.
Ha dersen birden Gambit çıksa, adamın helaliyim zaten, herkes bilir; isterse küvetimden çıkar isterse küvetimde yatar. Nışanlım, alyazmalım, böcügözlüm, kartoyuncusum, şehvenigözlüm ldfksdfkldf coşku.
Ha dersen birden Gambit çıksa, adamın helaliyim zaten, herkes bilir; isterse küvetimden çıkar isterse küvetimde yatar. Nışanlım, alyazmalım, böcügözlüm, kartoyuncusum, şehvenigözlüm ldfksdfkldf coşku.
0
ein lied
arıyorum. istila-salgın-felaket aklınıza ne geliyorsa. yani diyeceğim böyle pis şeyler olsun ama korkunç olsun gerim gerim gelsin. dawn of the dead gibi belli başlı zombi filmleri hariç az bilinen kaliteli zombi filmlerini de bekliyorum. (bkz. az bilinen süper zombi filmleri)i am legend güzel filmdi
arıyorum. istila-salgın-felaket aklınıza ne geliyorsa.
yani diyeceğim böyle pis şeyler olsun ama korkunç olsun gerim gerim gelsin. dawn of the dead gibi belli başlı zombi filmleri hariç az bilinen kaliteli zombi filmlerini de bekliyorum. (bkz. az bilinen süper zombi filmleri)
i am legend güzel filmdi mesela. "şikago'da güvenli alan varmış, millet oraya gidiyormuş" tarzındaki klişeyi de çok severim.
yani diyeceğim böyle pis şeyler olsun ama korkunç olsun gerim gerim gelsin. dawn of the dead gibi belli başlı zombi filmleri hariç az bilinen kaliteli zombi filmlerini de bekliyorum. (bkz. az bilinen süper zombi filmleri)
i am legend güzel filmdi mesela. "şikago'da güvenli alan varmış, millet oraya gidiyormuş" tarzındaki klişeyi de çok severim.
0
0
heyamo
bankada bos bos duruyor, en guvenilirinden en risklisine her turlu artırım fikirlerinizi bekliyorum.
bankada bos bos duruyor, en guvenilirinden en risklisine her turlu artırım fikirlerinizi bekliyorum.
0
altın alınıp üstüne yatılır
likit fon alınır keyfe keder harcanılır
hisse senetlerine giriş yapılır
(iktisatçı falan değilim ben olsam bunlardan birini yapardım)
likit fon alınır keyfe keder harcanılır
hisse senetlerine giriş yapılır
(iktisatçı falan değilim ben olsam bunlardan birini yapardım)
0
daha detaylı yanıtlasanız, ybancıyım bu işlere. fon ne mesela, nasıl alınır riski nedir?
0
likit fon almak kolay
hele internet bankacılığın varsa daha da kolay
hangi banka olursa olsun fon al diye bir menüsü vardır
almadan önce hangi fonu alacağına karar verirsen daha güzel olur tabi
fonun esprisi çok karlı olması değil
az karlı ama zarar ihtimali nerdeyse yok
dediğim gibi iktisatçı değilim ama bankacı falan varsa burda daha güzel açıklarlar durumu
hele internet bankacılığın varsa daha da kolay
hangi banka olursa olsun fon al diye bir menüsü vardır
almadan önce hangi fonu alacağına karar verirsen daha güzel olur tabi
fonun esprisi çok karlı olması değil
az karlı ama zarar ihtimali nerdeyse yok
dediğim gibi iktisatçı değilim ama bankacı falan varsa burda daha güzel açıklarlar durumu
0
kredi kartı yada bankamatik kartınızda düzenli bir para duruyor ise bu istediğiniz miktar parayı kartınızda ne kadar miktarsa siz belirliyorsunuz fon yatırımına gidiyor.buna başlayın bi 5 yıl sonra fonda toplanan karlı paranızı bu 9binliranın üstüne koyup araba alabilirsiniz misal.
0
erobur
Birlikte olduğum her insanı en iyi arkadaşım yaptım. Dostum, sırdaşım. Çok güçlüyümdür, illet bir çocukluk geçirdim. Güçlü yetiştirildim. Sorunlarında ellerinden tuttum kaldırdım. Güç verdim. Neden bilmiyorum, birlikte olduklarım hep benden önce çok güçsüz olan insanlardı. Ben iyileşmelerinde yardım
Birlikte olduğum her insanı en iyi arkadaşım yaptım. Dostum, sırdaşım. Çok güçlüyümdür, illet bir çocukluk geçirdim. Güçlü yetiştirildim. Sorunlarında ellerinden tuttum kaldırdım. Güç verdim.
Neden bilmiyorum, birlikte olduklarım hep benden önce çok güçsüz olan insanlardı. Ben iyileşmelerinde yardımcı oldum. Özgüven kazandırdım. Ayağa kaldırdım. Sırdaşım yaptım. Kafam bozukken gidip arkadaşlarımla içmek yerine omzuna kafamı koydum. Anlattım.
Ben mi yanlış yaptım? Yani şimdi bakıyorum ki, güçlü biri olarak ben de düşebiliyorum. Tökezleyebiliyorum. Hayat bu.. Çelme takmadan durmuyor.
Şöyle beni elimden tutup ayağa kaldırıp kendime getirecek bir kızı kadını tanımadım. Yok demiyorum. Ben tanımadım. Belki bulamadım. Hatta bazen ben düştüğümde bu onların gözünde bir eksi gibiydi sanki. Güçsüzlüğü gösterme durumu olabilir, emin değilim.
Ben mi yanlış yaptım? Sevdiğin kadın sadece sevdiğin kadın mıdır? Sırdaşın, dostun olamaz mı? Tökezlediğinde, tutup kaldıramaz mı?
Neden bilmiyorum, birlikte olduklarım hep benden önce çok güçsüz olan insanlardı. Ben iyileşmelerinde yardımcı oldum. Özgüven kazandırdım. Ayağa kaldırdım. Sırdaşım yaptım. Kafam bozukken gidip arkadaşlarımla içmek yerine omzuna kafamı koydum. Anlattım.
Ben mi yanlış yaptım? Yani şimdi bakıyorum ki, güçlü biri olarak ben de düşebiliyorum. Tökezleyebiliyorum. Hayat bu.. Çelme takmadan durmuyor.
Şöyle beni elimden tutup ayağa kaldırıp kendime getirecek bir kızı kadını tanımadım. Yok demiyorum. Ben tanımadım. Belki bulamadım. Hatta bazen ben düştüğümde bu onların gözünde bir eksi gibiydi sanki. Güçsüzlüğü gösterme durumu olabilir, emin değilim.
Ben mi yanlış yaptım? Sevdiğin kadın sadece sevdiğin kadın mıdır? Sırdaşın, dostun olamaz mı? Tökezlediğinde, tutup kaldıramaz mı?
0
evet yanlış yapmışın.
tarif ettiğin manada güç; "ben mi yanlış yaptım" demez kanımca. çünkü yanlış olduğunu bilir insanların geneli. amma ve lakin işte insan olmak bile bile ladese mahkum kılar insanoğlunu. en nihayetinde bir dağ başında yaşayamıyoruz.
tarif ettiğin manada güç; "ben mi yanlış yaptım" demez kanımca. çünkü yanlış olduğunu bilir insanların geneli. amma ve lakin işte insan olmak bile bile ladese mahkum kılar insanoğlunu. en nihayetinde bir dağ başında yaşayamıyoruz.
0
olurmuş gibi durur ama her şey düzelmeye başlayınca kopmaya başlarlar. herkesin tanıdığı bildiği buna en güzel örnek çift : sertab erener - levent yüksel çifti.
0
zayıf insanlar ve güçlü insanlar aynı dünyada yaşıyorlar. bu ondan dolayı zor bir durum. güçlü inanların güçlü insanlarla olduğu bir dünya güzel olabilirdi. gerçi bu kategoriye şöyle bir bakınca kimler kimler girer!
her neyse.
yanlış diye bir şeyin olduğuna inanmıyorum.
sevmek, sadece sevmek değil ki; sevdiğin kadın, sadece sevdiğin kadın olsun.
sevmek tek başına çok sıkıcı, yanına sağlam arkadaşlar edinmesi gerekiyor.
sırdaş veya dost yapılmaz bir insan, olur. sanıyorum senin durumundaki ince detay bu olmalı. zaten bu kelimelerin klişeliğine gerek kalmadan bir şey olmuşsa olmuştur.
İnsanlar birbirlerini tökezlediğinde tutmak ya da düştüğünde kaldırmak gibi niyetlerle ilişkiye başlamadıkları gibi, bunu yapmak zorunda da değillerdir.
Bana göre ideal bir ilişkide, düştüğünde, dünyanın sonuna kadar birlikte düşmek, gerkirse evrenin genişleyen limitlerine kadar düşmek daha sağlıklı bir ilişkiyi tasvir/temsil edebilir. Veya karşındaki insan tökezlerken ya da düşerken değil, bunlar olmadan önce öngörü sahibi olup, o insanın başına bunlar gelmeden önce sezebilecek ve uyarabilecek kadar da dikkatli bir şekilde o insana değer vermeyi gerektirir.
ama bunlar ideal.
gerçekte bunlar olmuyor.
her neyse.
yanlış diye bir şeyin olduğuna inanmıyorum.
sevmek, sadece sevmek değil ki; sevdiğin kadın, sadece sevdiğin kadın olsun.
sevmek tek başına çok sıkıcı, yanına sağlam arkadaşlar edinmesi gerekiyor.
sırdaş veya dost yapılmaz bir insan, olur. sanıyorum senin durumundaki ince detay bu olmalı. zaten bu kelimelerin klişeliğine gerek kalmadan bir şey olmuşsa olmuştur.
İnsanlar birbirlerini tökezlediğinde tutmak ya da düştüğünde kaldırmak gibi niyetlerle ilişkiye başlamadıkları gibi, bunu yapmak zorunda da değillerdir.
Bana göre ideal bir ilişkide, düştüğünde, dünyanın sonuna kadar birlikte düşmek, gerkirse evrenin genişleyen limitlerine kadar düşmek daha sağlıklı bir ilişkiyi tasvir/temsil edebilir. Veya karşındaki insan tökezlerken ya da düşerken değil, bunlar olmadan önce öngörü sahibi olup, o insanın başına bunlar gelmeden önce sezebilecek ve uyarabilecek kadar da dikkatli bir şekilde o insana değer vermeyi gerektirir.
ama bunlar ideal.
gerçekte bunlar olmuyor.
0
sevdiğin kadın sırdasın,dostun oldugunda gercekten sevdiğin kadın olur.o kişi her zaman cıkmıyor karsımıza tabii.dogru kişi denilen kişi.
0
Olur niye olmasın? Siz doğru yapmışsınız ama denk gelmemiş herhalde.Sıkmayın canınızı.
0
insanlar karşılarındakinde bu dirayeti farkettikleri zaman bilinçsizce bir rahatlama hissediyor olabilirler.sizin bir sıkıntınız olduğu takdirde "o kendi halleder" intibasını bırakmış olabilirsiniz.bazen güçlü insanların da problem yaşadıklarına ve yardıma ihtiyaç duyabileceklerine inanmak lazım.
0
QwertyKlavye
insan sağlığına zararı ne ölçüde?birde benim kedi kuru mamadan başka bir şey yemez.yani acıktığı zaman maması ve suyu sabit yeter gelir yer gider çatılarda dolaşır. evde durmuyor kapının önüne geliyor miyav miyav miyav da miyav.mecbur açıyorum..e nereden bulaştı bu iç parazit bu kediye?çatıda yiyece
insan sağlığına zararı ne ölçüde?
birde benim kedi kuru mamadan başka bir şey yemez.
yani acıktığı zaman maması ve suyu sabit yeter gelir yer gider çatılarda dolaşır. evde durmuyor kapının önüne geliyor miyav miyav miyav da miyav.
mecbur açıyorum..
e nereden bulaştı bu iç parazit bu kediye?
çatıda yiyecek bir şey bulması da imkansız kuru mamadan başka.
zaten hayvan gibi yiyor.
bitiyor kuru maması çabuk.
birde benim kedi kuru mamadan başka bir şey yemez.
yani acıktığı zaman maması ve suyu sabit yeter gelir yer gider çatılarda dolaşır. evde durmuyor kapının önüne geliyor miyav miyav miyav da miyav.
mecbur açıyorum..
e nereden bulaştı bu iç parazit bu kediye?
çatıda yiyecek bir şey bulması da imkansız kuru mamadan başka.
zaten hayvan gibi yiyor.
bitiyor kuru maması çabuk.
0
çatıda kuş öldürüp yemiş olabilir.
ya da ölü kuşla oynamış olabilir.
referans: kedim.
ya da ölü kuşla oynamış olabilir.
referans: kedim.
0
neidüğübelirsiz.
Feriköy güzelbahçe sukak mevki nasıl bi yerdir? İki kız rahatça ev tutabilir miyiz? Rahatça yaşar mıyız?
Feriköy güzelbahçe sukak mevki nasıl bi yerdir? İki kız rahatça ev tutabilir miyiz? Rahatça yaşar mıyız?
0
ev bulduk, ev çok hoşumuza gitti 750 lira kirası da. Fakat çevresi nasıldır dye kafamız karıştı.
0
feriköy güzeldir ama dolapdereye falan yakın kısımları sakattır feriköy genelde ermeni asıllı kişilerin kaldığı bir semttir bu yüzden öyle çok fazla olay olmaz ama dediğim gibi dolapdere kasımpaşa gibi yerlerden gelenler olay çıkartır hırsızlık olaylarına şahit oldum.
Zamanında kurtuluşta kaldım 1 yıl.
Zamanında kurtuluşta kaldım 1 yıl.
0
klark
mailin içine mi kopyalayayım? yoksa pdf dosyası olarak ekleyeyim mi?
mailin içine mi kopyalayayım? yoksa pdf dosyası olarak ekleyeyim mi?
0
a different dimension
depozito veya tüp başlığının parası dahil değil, sadece aygaz tüp doldurttum, normal mi bu fiyat?50Tl uzattım, ben paranın üstünü beklerken, 78 Tl dedi, Oha dedim.
depozito veya tüp başlığının parası dahil değil, sadece aygaz tüp doldurttum, normal mi bu fiyat?
50Tl uzattım, ben paranın üstünü beklerken, 78 Tl dedi, Oha dedim.
50Tl uzattım, ben paranın üstünü beklerken, 78 Tl dedi, Oha dedim.
0
en iyisi doğalgaz abi... biz en son tüp aldığımızda 35-40 tl arasıydı 2005 civarı olması lazım.
0
@clones, Bu fiyata herkes normal dediği için sen ucuza almışsın diyorum.
Ama bir dahakine araştırıp likitgaz bulacağım.
Ama bir dahakine araştırıp likitgaz bulacağım.
0
of dream and drama
Şimdi ter kokusuyla ilgili birkaç sorum var.1. Bazı insanların terleri neden daha kötü kokuyor?2. Kendi ter kokusunun çok kötü olduğunu düşünen var mı yoksa kimseye kendi kokusu kötü gelmiyor mu?3. Hiçbir arkadaşımın kötü koktuğuna denk gelmemişken bazen yanımdan geçen insanın kokusuna dayanamıyorum
Şimdi ter kokusuyla ilgili birkaç sorum var.
1. Bazı insanların terleri neden daha kötü kokuyor?
2. Kendi ter kokusunun çok kötü olduğunu düşünen var mı yoksa kimseye kendi kokusu kötü gelmiyor mu?
3. Hiçbir arkadaşımın kötü koktuğuna denk gelmemişken bazen yanımdan geçen insanın kokusuna dayanamıyorum (yıkanmamak değil problem, beşiktaşta sosyetik görünümlü kadının aşırı pis koktuğuna da denk geldim) ama yanlarında insanlar oluyor. "Kötü insan kokusu" algısı kişiye mi bağlı? Yani bana kötü kokan başkasını rahatsız etmeyebilir mi?
4. Roll-on ya da deodorant kullandığımda ben ne kadar terlersem terleyeyim ter kokmuyorum, kokan var mı?
1. Bazı insanların terleri neden daha kötü kokuyor?
2. Kendi ter kokusunun çok kötü olduğunu düşünen var mı yoksa kimseye kendi kokusu kötü gelmiyor mu?
3. Hiçbir arkadaşımın kötü koktuğuna denk gelmemişken bazen yanımdan geçen insanın kokusuna dayanamıyorum (yıkanmamak değil problem, beşiktaşta sosyetik görünümlü kadının aşırı pis koktuğuna da denk geldim) ama yanlarında insanlar oluyor. "Kötü insan kokusu" algısı kişiye mi bağlı? Yani bana kötü kokan başkasını rahatsız etmeyebilir mi?
4. Roll-on ya da deodorant kullandığımda ben ne kadar terlersem terleyeyim ter kokmuyorum, kokan var mı?
0
feromonla alakalı olabilir. bi de ter kadar giyilen kıyafet önemli. pamuklu kıyafetlerde ter kokusu hemen olmuyor sentetiklerde daha beter oluyor diye biliyorum.
0
1. çok fazla baharatlı, ağır yiyecekler tüketenlerin teri ağır kokar.
2. çok nadir olsada kötü kokuyormuşum gibi geliyor ve öyle hissedersem kimseye yaklaşmam.
3. kötü kokan hakikaten kötü kokuyor. sana kötü kokan bana da kokar.
4. aynen
2. çok nadir olsada kötü kokuyormuşum gibi geliyor ve öyle hissedersem kimseye yaklaşmam.
3. kötü kokan hakikaten kötü kokuyor. sana kötü kokan bana da kokar.
4. aynen
0
26-27 yaşını geçtikten sonra ter kokusu ağırlaşıyor.az bi terlemeyle bile duş almak gerekibiliyor.genç yaşlarda iyice terleyince duş gerekiyodu.ayrıca yemeklerde kullanılan baharatlar ve yoğurtla da direk ilgili.bazı baharatlar kötü kokutuyor bunları bilirsin.bir de spor yaptığım bi dönem sapık gibi yoğurt yerdim.akşam yemeği niyetine çoğu kez yarım kilo süzme yoğurt yediğim oldu ve yaklaşık bi sene sürdü.yoğurt vücuttan çıkıp çıkabilecek tüm kötü kokuları hafifletiyor.antioksidanlarla da ilgili bir şey demek ki.
0
neden daha kötü kokuyor sorusuna tam cevap olamaz ama insasın yedikleri de etki ediyor ter kokusuna. mesela kahvaltıda bir kangal sağlam baharatlı sucuk ye bi sefer 1-2 gün terin dahi sucuk gibi kokar. onun dışında kullanılan ilaçlar da etki edebilir. mesela ben sivilce için verilen zoretanin kullanmıştım 3 ay kadar o etki etmişti diye hatırlıyorum.
0
1. baharatlı yemenin ter kokusuna neden olduğunu duymmuştum.
2. bazen kendime tahammül edemiyorum.
3. kokan, herkese kokar.
4. 24 saat etkili denilenler bile bazen 8 saat bile dayanmıyor.
2. bazen kendime tahammül edemiyorum.
3. kokan, herkese kokar.
4. 24 saat etkili denilenler bile bazen 8 saat bile dayanmıyor.
0
ter kokusu yediklerine göre de çok farklılık gösteriyor. ayrıca koltuk altında kıl tüy fazla ise o da etkili derler.
bir de çok bakımlı insanın kötü ter kokması var ki o tamamen kullandığı parfüm ile ten kokusunun çatışmasından kaynaklı oluyor. x kokusunu sen sürersin harika karşılanır ben sürerim millet burnunu tıkayabilir parfümeri dükkanlarına sorarsan anlatırlar.
bir de çok bakımlı insanın kötü ter kokması var ki o tamamen kullandığı parfüm ile ten kokusunun çatışmasından kaynaklı oluyor. x kokusunu sen sürersin harika karşılanır ben sürerim millet burnunu tıkayabilir parfümeri dükkanlarına sorarsan anlatırlar.
0
Her etkiden bahsedilmis, ASIL etkiden bahsedilmemis. Ter kokusunun bariz ve dayanilmaz hale gelmesinin en onemli sebebi, uzerinden bir gece gecmesidir. Yani kisi terlemis, o ter, kisinin uzerinde sogumus sonra da bu olayin uzerinden bir gece gecmisse, koltuk altindaki, meme arasindaki, buna benzer diger yerlerdeki bakteriler yardimiyla, o ter "kokusur".
Bir geceden fazla zaman gecerse, tabii ki koku daha da agirlasir.
Cemen haric, baharat etkisi, zaman etkisinden sonra gelir.
Bonus:
www.sabah.com.tr
Bir geceden fazla zaman gecerse, tabii ki koku daha da agirlasir.
Cemen haric, baharat etkisi, zaman etkisinden sonra gelir.
Bonus:
www.sabah.com.tr
0
1. benden önceki cevaplarda bu konu güzelce işlenmiş.
2. kendi terinin çok fena koktuğunu düşünen, insanların da bunu fısıldadığı çok yakın 2 kızar-kadaşım oldu. bunlardan biri yanında hep yedek t-shirt taşırdı. hatta gerekirse, evdeysek, evinde olduğumuz kişiden rica eder bi durulanırdı. ben tuhaf bir biçimde sevdim, alıştım kokusuna vaktinde. Davidoff Coolwater'ın da tek yakıştığı insandı. Coolwater kokusu alınca hala onun kokusu olmadığı için eksik gelir parfüm bana. baya ağırdı çünkü onun ten kokusu/teri.
3. Bazen kişiye bağlı, bazen değil.
Sosyolojik ve sosyal-psikolojik olarak bakarsak, insanların kafalarında bazı yargılar, stereotypelar var. Mesela çirkin, fakir ve mavi-yaka insanların kötü kokmalarını daha kolay fark ediyorlar genelde. Ya da dışsal insanların, kendi çevrelerinden olmayanlarınkini. Arkadaş kötü koksa da alışılıyor ya da kişi kendini o kokuya adapte ediyor (sosyal yakınlıktan). Tabii bunlar benim gözlemlerim. Bununla ilgili bir araştırma yapasım geldi. Çok güzel konu aslında.
Her neyse, ama ben mesela değişik ter kokularını seven bir insanım. İğrenç değil, değişik. Bazı ter/ten kokuları çok orijinal oluyor çünkü. Ama benim sevdiğim bir kaç ter kokusuyla anım olduğu için de böyle olabilir, sosyal koşullanmış olabilirim. Bir de anne babadan, kalıtımsal geçen eğilimler de devreye giriyor. Genler söz konusu olduğu için belli insanların ten kokusu, belli insanlara hoş geliyor ya da itiyor.
hekeza feromon da bu yolla devroluyor gibi, tabii henüz tam olarak kanıtlanmış değil gibi insandaki feromon olayı. en.wikipedia.org ve en.wikipedia.org
4. ben hayatım boyunca hiç roll-on kullanmadım. 25 yaşındayım, ilk defa geçen ay deodorant aldım. onu da hemen hemen hiç kullanmadım. parfüm kullanıyorum. onu da azalttım. terim/tenim çokzel kokuyormuş, ben de insanların yalancısıyım, ama bence de fena değil. benim de hoşuma gidiyor. yakında pembe kakaladığımı iddia edeceğim, o derece şımardım.
5. teri ağır, yoğun, kötü kokan insanlardan rahatsız olan bir çevreden/aileden geliyorum. ama hoşgörülüyüm ter kokusuna. baya dirençliyim hatta.
tuhaf, yakınımdaki insanların terleri hep ağırdır. ama güzel ağır. keskin kokuları seviyorum. parfümde de, insan teninde de. ama leş ter değil, güzel ter.
2. kendi terinin çok fena koktuğunu düşünen, insanların da bunu fısıldadığı çok yakın 2 kızar-kadaşım oldu. bunlardan biri yanında hep yedek t-shirt taşırdı. hatta gerekirse, evdeysek, evinde olduğumuz kişiden rica eder bi durulanırdı. ben tuhaf bir biçimde sevdim, alıştım kokusuna vaktinde. Davidoff Coolwater'ın da tek yakıştığı insandı. Coolwater kokusu alınca hala onun kokusu olmadığı için eksik gelir parfüm bana. baya ağırdı çünkü onun ten kokusu/teri.
3. Bazen kişiye bağlı, bazen değil.
Sosyolojik ve sosyal-psikolojik olarak bakarsak, insanların kafalarında bazı yargılar, stereotypelar var. Mesela çirkin, fakir ve mavi-yaka insanların kötü kokmalarını daha kolay fark ediyorlar genelde. Ya da dışsal insanların, kendi çevrelerinden olmayanlarınkini. Arkadaş kötü koksa da alışılıyor ya da kişi kendini o kokuya adapte ediyor (sosyal yakınlıktan). Tabii bunlar benim gözlemlerim. Bununla ilgili bir araştırma yapasım geldi. Çok güzel konu aslında.
Her neyse, ama ben mesela değişik ter kokularını seven bir insanım. İğrenç değil, değişik. Bazı ter/ten kokuları çok orijinal oluyor çünkü. Ama benim sevdiğim bir kaç ter kokusuyla anım olduğu için de böyle olabilir, sosyal koşullanmış olabilirim. Bir de anne babadan, kalıtımsal geçen eğilimler de devreye giriyor. Genler söz konusu olduğu için belli insanların ten kokusu, belli insanlara hoş geliyor ya da itiyor.
hekeza feromon da bu yolla devroluyor gibi, tabii henüz tam olarak kanıtlanmış değil gibi insandaki feromon olayı. en.wikipedia.org ve en.wikipedia.org
4. ben hayatım boyunca hiç roll-on kullanmadım. 25 yaşındayım, ilk defa geçen ay deodorant aldım. onu da hemen hemen hiç kullanmadım. parfüm kullanıyorum. onu da azalttım. terim/tenim çokzel kokuyormuş, ben de insanların yalancısıyım, ama bence de fena değil. benim de hoşuma gidiyor. yakında pembe kakaladığımı iddia edeceğim, o derece şımardım.
5. teri ağır, yoğun, kötü kokan insanlardan rahatsız olan bir çevreden/aileden geliyorum. ama hoşgörülüyüm ter kokusuna. baya dirençliyim hatta.
tuhaf, yakınımdaki insanların terleri hep ağırdır. ama güzel ağır. keskin kokuları seviyorum. parfümde de, insan teninde de. ama leş ter değil, güzel ter.
0
hasanli
2 tarz aile düşünelim. Bir tanesi çok zengin holdinglerı var yurtdışında bir sürü işyerleri var ülke çapında tanınan saygı duyulan bir aile şirketi. Aile şirketi olduğu için biraz kalabalıklar amcalar dayılar kuzenler falan hepsi aile işinin bir kolundan tutmuş. Ailede evlilikler görücü usulü il
2 tarz aile düşünelim. Bir tanesi çok zengin holdinglerı var yurtdışında bir sürü işyerleri var ülke çapında tanınan saygı duyulan bir aile şirketi. Aile şirketi olduğu için biraz kalabalıklar amcalar dayılar kuzenler falan hepsi aile işinin bir kolundan tutmuş. Ailede evlilikler görücü usulü ile oluyor yani kendin seçemessin kafana göre eş. Aile bireylerinden hiçbiri sigara ve içki kullanmıyor. Dolayısıyla sende kullanamassın. Ailede akraba evlilikleride olabiliyor bazen. İkinci aile ise zengin degil orta halli bir aile. işte asgari maaşın biraz üstünde para kazanıyor baba ama çocuklarının özel hayatına kesinlikle karışmıyor. Sigara ve içkiye hiçbir sekilde karışmıyor eşinide kendin seçebilirsin. Siz hangi aileden olmak isterdiniz? Neden?
0
İlki finansal anlamda çok cazip olsa da,ikincisini tek geçerim. Ki zaten,öyle gerçekten..Çünkü iş ögrenilir,para kazanılır..Ama özgürlük bambaşka bir şeydir.
Kaldi ki kişinin kiminle evlenecegi yada evlenmeyecegi sadece kişiyi baglamalıdır,diger herşeyde oldugu gibi.Saygılar.
Kaldi ki kişinin kiminle evlenecegi yada evlenmeyecegi sadece kişiyi baglamalıdır,diger herşeyde oldugu gibi.Saygılar.
0
1. ailede doğmuş olan birisi muhtemelen 1. aileden olmak isterdi.
2. ailede doğmuş olan birisi muhtemelen 2. veya 1. aileden olmak isterdi.
Fakat ben 594. aileden doğdum ve 594. aileden olmak istiyorum.
2. ailede doğmuş olan birisi muhtemelen 2. veya 1. aileden olmak isterdi.
Fakat ben 594. aileden doğdum ve 594. aileden olmak istiyorum.
0
ben de 2.aileden olmak isterim.çünkü hayatını kendin biçimlendiriyorsun.eşini kendin seçiyorsun.nasıl yaşamak istiyorsan öyle yaşıyorsun.bence 1.aileyi kimse seçmez :)
0
2. aileden. hem kalabalık aile sevmem hem de gerekli gereksiz herkesin birbirinin hayatının içinde olup birbirinin hayatına müdahale etmesi hiç çekilir gelmiyor kulağa.
0
birinciyi hemen taşlamayın, hele bi dinleyin. insanın elinde bu kadar imkan varken ve bazı şeyleri yapmak istedikten sonra, birazda kafasını kullanırsa eğer, gene kimseye çaktırmadan hayatını yaşamasını bilir.
edit: yalnız şöyle bir şey var, bu tip ailelerin(1.aile için söylüyorum) çocuklarının akıllarıda aynı ebeveynleri gibi çalışıyor genelde. genetik midir nedir bilemem ama, çocuk anne babadan ne gördüyse hayatındada onu işliyor. bunuda bildiğim ve çoğu yerde gördüğüm için bende 2. aileyi seçerim şahsen.
edit: yalnız şöyle bir şey var, bu tip ailelerin(1.aile için söylüyorum) çocuklarının akıllarıda aynı ebeveynleri gibi çalışıyor genelde. genetik midir nedir bilemem ama, çocuk anne babadan ne gördüyse hayatındada onu işliyor. bunuda bildiğim ve çoğu yerde gördüğüm için bende 2. aileyi seçerim şahsen.
0
tabi ki 2. aile.
orta hallinin biraz üstünde kazanan bi aile gayet yeterli zaten. zengin olmak, tanınmak falan çok gereksiz şeyler. görücü usulü, içki içilmemesi gibi şeyler bana ters.
orta hallinin biraz üstünde kazanan bi aile gayet yeterli zaten. zengin olmak, tanınmak falan çok gereksiz şeyler. görücü usulü, içki içilmemesi gibi şeyler bana ters.
0
1. aileden olmak isterdim.
şimdi kpss derdim, askerlik derdim, iş derdim, evlilik derdim, gelecek kaygım olmazdı...
şimdi kpss derdim, askerlik derdim, iş derdim, evlilik derdim, gelecek kaygım olmazdı...
0
cominghomeagain
aklınıza ilk ne gelirse. neyle ilgili olursa.
aklınıza ilk ne gelirse. neyle ilgili olursa.
0
şu an : dışarı çıkmak
genel olarak : geç yatılan gecenin sabahında sabah 7 de kalkmak
genel olarak : geç yatılan gecenin sabahında sabah 7 de kalkmak
0
yakın akrabağalarımla iyi geçinmeye çalışmak derdim birkaç ay önce sorsaydın. ama öyle bir rest çektim ki artık 1 saniye sonrasını ve bir sanye öncesini düşünmeden yaşıyorum. sende öyle yapmalısın ölümlü dünya canın küfür etmek istiyorsa birini git et.
0
evime benden çok yerleşen akrabaya bu evin bir parçasıymış gibi davranmakta zorlanıyorum.
0
kilo almak. kendim istemediğim halde arkadaşlarım tarafından çok zayıfsın vb gibi tepkiler yüzünden bu sıralar şuursuzca yemek yiyorum.
0
zaman diye bir şeyin benden ve birçok şeyden bağımsız bir şekilde var olduğunu, her saniye geçtiğini yaşamımda tatbik ederek idrak etmeye çalışmaya zorluyorum. istemeyerek.
0
bonjurkes
Yaş 25, 2 üniversite değiştirdim, askerliğimi yaptım, 2-3. düzgün işimde çalışıyorum. Çok fazla arkadaşım yoktur, 4-5 belki, yani arayıp, hadi gel görüşelim oğlum diyebileceğim tipler. Hafta içi kıçımı kaldıramam, gece 2 den önce yatamam, sabah 8-9 da işe anca kalkarım ve işime giderim.Haftaiçi akşa
Yaş 25, 2 üniversite değiştirdim, askerliğimi yaptım, 2-3. düzgün işimde çalışıyorum. Çok fazla arkadaşım yoktur, 4-5 belki, yani arayıp, hadi gel görüşelim oğlum diyebileceğim tipler.
Hafta içi kıçımı kaldıramam, gece 2 den önce yatamam, sabah 8-9 da işe anca kalkarım ve işime giderim.
Haftaiçi akşamları yorgunluk çöker, ama bazen de, olm eve gitmeyeyim, hafta içi olsun boşver birilerini bulayım dışarda içelim vs derim.
Cuma akşamları iptalimdir, haftanın yorgunluğu (yoğun iş tempom yok ama düzensiz uykudan muhtemelen) o gün üstüme çöker, eğer birşeyler yaparsam, yorgunluktan onun keyfine varamam, öbür türlü eve gider bilgisayar başında sızarım.
Cumartesi akşamları evde kös kös oturmayı sevmem, her hafta cumartesi insanları sırayla arar, hadi oğlum dışarı çıkalım, dışarı çıkalım derdim. Şimdi evde oturmak pek sıkmıyor beni gibi. Bilgisayar başında takılıyorum.
Dün akşam iş yerinde birşeyler içip taksim tarafına geçip bir barda canlı müzik dinledik işyerinden arkadaşlarımla, o kadar yorgundum ki, çıkalım artık diye isyan ettim ve eve gittim.
Bu akşam olan bir evente, aynı arkadaşlarla gidecem dedim ama dün akşamdan beri hiç gitmeye niyetli değilim. Ayaklarımı uzatayım, belki bir de viski alıp evde içerim birşeyler diyorum, kendi işlerimi yaparım.
İşin aslına gelirsek, hiç tanımadığım grupların çıktığı bir evente kamyonla para verip (yapıyorum bunu arada) bir de bu yorgunluk ve isteksizlikle oraya gidesim yok. Mekanlardaki leş kalabalıktan iğreniyorum. Şu klasik, yanındakine merhaba naber diyip yeni insanlar edinme muhabbetleri zaten bizim memlekette olmuyor ya da zor oluyor, o yüzden kös kös gidip, olm yine gidecez, içecez, ayakta duracaz, bok gibi yorulacam, hiç çekemem diyorum.
Zamanında erasmusla yurtdışına çıktım, her gün içtim, saçma sapan şeyler yaptım, barda çalıştım, ve gayet eğlendim. Asla, 5-10 kişilik bir grupla takılmadım, (iş yeri grubu 5 kişi falan), ama bana bazen "bu ne olm, yine aynı bokun laciverti, hiç yapasım yok diyorum".
Mekanlarda leş kalabalık, adım atmaya yer yok, tadını çıkaramayacağın alkole hayvanlar gibi para veriyorsun vs. artık çekici gelmiyor bana.
Kız arkadaşım olsa, evimde oturur film izlerim, ya da adam gibi bir restoranda adam gibi birşeyler yerim, içerim.
100 lira verip, 2 kişi, hatta 200 lira, en kral yerde hayvanlar gibi yemek yerim, ama aynı parayı, leş insanlarla dolu bir konser alanına, ayakta kalıp, sıkış tıkış durmak için vermeye kıyamıyorum.
Sorunum ne olm benim? Arkadaşlarımdan biri, ruhun yaşlanmış senin diyor (hatun kişi yaş 30)
edit: bacı değil erkeğim, yaşım 25
Hafta içi kıçımı kaldıramam, gece 2 den önce yatamam, sabah 8-9 da işe anca kalkarım ve işime giderim.
Haftaiçi akşamları yorgunluk çöker, ama bazen de, olm eve gitmeyeyim, hafta içi olsun boşver birilerini bulayım dışarda içelim vs derim.
Cuma akşamları iptalimdir, haftanın yorgunluğu (yoğun iş tempom yok ama düzensiz uykudan muhtemelen) o gün üstüme çöker, eğer birşeyler yaparsam, yorgunluktan onun keyfine varamam, öbür türlü eve gider bilgisayar başında sızarım.
Cumartesi akşamları evde kös kös oturmayı sevmem, her hafta cumartesi insanları sırayla arar, hadi oğlum dışarı çıkalım, dışarı çıkalım derdim. Şimdi evde oturmak pek sıkmıyor beni gibi. Bilgisayar başında takılıyorum.
Dün akşam iş yerinde birşeyler içip taksim tarafına geçip bir barda canlı müzik dinledik işyerinden arkadaşlarımla, o kadar yorgundum ki, çıkalım artık diye isyan ettim ve eve gittim.
Bu akşam olan bir evente, aynı arkadaşlarla gidecem dedim ama dün akşamdan beri hiç gitmeye niyetli değilim. Ayaklarımı uzatayım, belki bir de viski alıp evde içerim birşeyler diyorum, kendi işlerimi yaparım.
İşin aslına gelirsek, hiç tanımadığım grupların çıktığı bir evente kamyonla para verip (yapıyorum bunu arada) bir de bu yorgunluk ve isteksizlikle oraya gidesim yok. Mekanlardaki leş kalabalıktan iğreniyorum. Şu klasik, yanındakine merhaba naber diyip yeni insanlar edinme muhabbetleri zaten bizim memlekette olmuyor ya da zor oluyor, o yüzden kös kös gidip, olm yine gidecez, içecez, ayakta duracaz, bok gibi yorulacam, hiç çekemem diyorum.
Zamanında erasmusla yurtdışına çıktım, her gün içtim, saçma sapan şeyler yaptım, barda çalıştım, ve gayet eğlendim. Asla, 5-10 kişilik bir grupla takılmadım, (iş yeri grubu 5 kişi falan), ama bana bazen "bu ne olm, yine aynı bokun laciverti, hiç yapasım yok diyorum".
Mekanlarda leş kalabalık, adım atmaya yer yok, tadını çıkaramayacağın alkole hayvanlar gibi para veriyorsun vs. artık çekici gelmiyor bana.
Kız arkadaşım olsa, evimde oturur film izlerim, ya da adam gibi bir restoranda adam gibi birşeyler yerim, içerim.
100 lira verip, 2 kişi, hatta 200 lira, en kral yerde hayvanlar gibi yemek yerim, ama aynı parayı, leş insanlarla dolu bir konser alanına, ayakta kalıp, sıkış tıkış durmak için vermeye kıyamıyorum.
Sorunum ne olm benim? Arkadaşlarımdan biri, ruhun yaşlanmış senin diyor (hatun kişi yaş 30)
edit: bacı değil erkeğim, yaşım 25
0
ne alakası var hayatında "event"e gitmemiş bi sürü insan vardır aynı kişiler gençlerle özdeşleşen başka bi sürü aktiviteyi sürekli yapıyordur.
kendin açıklamışsın işte, gereksiz pahalı, sıkış tepiş ve keyif almıyorum demişsin gitmek istememen çok normal
ben de yurt dışı yaptım o sıkış tepiş, gürültülü, alkollü mekanlarda bol bol bulundum hiç sevmedim hiç de aramıyorum misal ama hiç de yaşımın insanı (tüm akran arkadaşları 2 çocuklu evli barklı olan) bi hatun değilim
şimdiki veledlerle hiç samimi oldun mu? onlar 5 yaşında sıkılıyorlar herşeyden...devir böyle artık.
kendin açıklamışsın işte, gereksiz pahalı, sıkış tepiş ve keyif almıyorum demişsin gitmek istememen çok normal
ben de yurt dışı yaptım o sıkış tepiş, gürültülü, alkollü mekanlarda bol bol bulundum hiç sevmedim hiç de aramıyorum misal ama hiç de yaşımın insanı (tüm akran arkadaşları 2 çocuklu evli barklı olan) bi hatun değilim
şimdiki veledlerle hiç samimi oldun mu? onlar 5 yaşında sıkılıyorlar herşeyden...devir böyle artık.
0
bence yaşınıza göre normal.ne olucaktı 30 yaşında sabahlara kadar o bar senin bu bar benim dolaşıcakmıydın.
zaten yapıcağını zamanında yapmışsın.
yalnız vakit geçirmekten hoşlanan ev canlısı birisin o kadar
zaten yapıcağını zamanında yapmışsın.
yalnız vakit geçirmekten hoşlanan ev canlısı birisin o kadar
0
çok maddiyatçi bir insan değilim, daha ucuz diye dandik yemek yemem, hostelde kalmayı sevmem, 4-5 yıldızlı otellerin parası neyse verir kalırım.
Ama dediğim gibi, canım istemeyince istemiyor. Bu akşam ayarlarsam bir arkadaşımla kahve içerim, ayarlayamazsam evde takılırım diyorm. Ama kesinlikle o curcunaya girmem.
edit: wayne fight club ı geçen izledim, güzelmiş gerçekten.
erayguloglu: iş arkadaşım 30 yaşında bağyan, tek takılıyor (ilişkisi yok yani), odur sürekli oraya gidelim buraya gidelim diyen.
Babylonda IAMX konseri var kasım sonunda (hayranlarına duyurulur), 2 saniye teklemeden bileti aldım, adamların 2 tane şarkısını seviyorum belki 5 tane şarkısını biliyorum ama tereddüt etmedim, koşarak giderim.
Sanki hem cuma, hem de cumartesi takılmak bana gelmiyor, en azından şu aralar. Cuma evde kalırsam, cumartesi illa çıkayım diyorum.
edit: aynı arkadaşlar, salı gecesi 12 de taksime gidip sabah 5 e kadar mekanda takılıp sonra 3 saat uykuyla işe geliyorlar arada. Grupta çalanlardan biri, iş yerimdeki hatunlardan birinin erkek arkadaşı, o sebeple. Ama bu da bana pek cazip gelmiyor, manyak mıyım sabah 5 e kadar duracam hafta içi
Ama dediğim gibi, canım istemeyince istemiyor. Bu akşam ayarlarsam bir arkadaşımla kahve içerim, ayarlayamazsam evde takılırım diyorm. Ama kesinlikle o curcunaya girmem.
edit: wayne fight club ı geçen izledim, güzelmiş gerçekten.
erayguloglu: iş arkadaşım 30 yaşında bağyan, tek takılıyor (ilişkisi yok yani), odur sürekli oraya gidelim buraya gidelim diyen.
Babylonda IAMX konseri var kasım sonunda (hayranlarına duyurulur), 2 saniye teklemeden bileti aldım, adamların 2 tane şarkısını seviyorum belki 5 tane şarkısını biliyorum ama tereddüt etmedim, koşarak giderim.
Sanki hem cuma, hem de cumartesi takılmak bana gelmiyor, en azından şu aralar. Cuma evde kalırsam, cumartesi illa çıkayım diyorum.
edit: aynı arkadaşlar, salı gecesi 12 de taksime gidip sabah 5 e kadar mekanda takılıp sonra 3 saat uykuyla işe geliyorlar arada. Grupta çalanlardan biri, iş yerimdeki hatunlardan birinin erkek arkadaşı, o sebeple. Ama bu da bana pek cazip gelmiyor, manyak mıyım sabah 5 e kadar duracam hafta içi
0
neden bilmiyorum ama hayatına feci özendim, çok huzurlu gibi göründü bana...
0
Olur öyle. Bazı bazı bana da oluyor. Aynı bokun lacivertine ek olarak her şey aynı bir noktadan sonra. O sıkıcı geliyor insana. E çıkıyorsun ilk kez duyduğun ve eşlik edemediğin ya da dinlemekten ezberledigin cover ları dinliyorsun, içiyorsun, yoruluyorsun, birine merhaba deyip sohbet etsen de aynı bokun lacivertligi fasit dairesine takılıyorsun. Sonuç olarak laboratuvar testleri gb her bokun sonucunu bilmek ya da %90 oranında tahmin etmek bizi mutsuz ediyor. Heyecan meyecan bi bok kalmıyor. He bir de genelde yaş ilerledikçe fazlaca alkol alınan ve yüksek sese maruz kalınan gecelerin ertesi günü mallik hissi yayginlastigindan insan az biraz depresif oluyor.
Cok fazla bok yazmışım pardon. Ama Su an ben de evde mi otursam dışarı mı çıksam ikilemindeyim. Aynı renk olacak gene (:
Cok fazla bok yazmışım pardon. Ama Su an ben de evde mi otursam dışarı mı çıksam ikilemindeyim. Aynı renk olacak gene (:
0
Bir de ek olarak daha seçici oluyoruz. Daha bir konfor düşkünü oluyoruz. Iamx e gitmesen ruhun çürümüş derdim.
0
vay arkadaş amma ruhumuz çürüyormuş ya. Benden 2 yaş büyük olup parti marti takılmayı sevmeyen, alkol tüketmeyen yabancılar bilirim. O kadar da kötü değil yani durumlar.
Şu kadar söylüyorum, abi akşam taksime içmeye gidecez gelir misin diye arasa bir arkadaşım, sonra da abi bak kahve de içebiliriz starbucksta falan dese, tereddüt etmem starbucksa ya da neyse artık oraya giderim.
Yok mekanlarda yer arayacan, ayakta kalacan, göt göte oturacan falan, her zaman çekici gelmiyor bana yani
Not: aynı arkadaşım şu an, yaşlı ve emeklisin diye laf etti bana :/
Şu kadar söylüyorum, abi akşam taksime içmeye gidecez gelir misin diye arasa bir arkadaşım, sonra da abi bak kahve de içebiliriz starbucksta falan dese, tereddüt etmem starbucksa ya da neyse artık oraya giderim.
Yok mekanlarda yer arayacan, ayakta kalacan, göt göte oturacan falan, her zaman çekici gelmiyor bana yani
Not: aynı arkadaşım şu an, yaşlı ve emeklisin diye laf etti bana :/
0
''Kız arkadaşım olsa, evimde oturur film izlerim, ya da adam gibi bir restoranda adam gibi birşeyler yerim, içerim.''
sorununu kendin tespit etmişsin zaten. muhtemelen iş arkadaşlarınla kafa olarak çok uyuşmuyorsun, biraz da onlardan sıkılmış gibisin. biraz daha senin kafanda insanlarla takılmaya, tanışmaya bak. bir de doğru düzgün bir gönül yoldaşın olsa her yere gidecek motivasyonun olur merak etme.
sorununu kendin tespit etmişsin zaten. muhtemelen iş arkadaşlarınla kafa olarak çok uyuşmuyorsun, biraz da onlardan sıkılmış gibisin. biraz daha senin kafanda insanlarla takılmaya, tanışmaya bak. bir de doğru düzgün bir gönül yoldaşın olsa her yere gidecek motivasyonun olur merak etme.
0
yaş meselesi. 25 yaş hepimizi değiştirdi.
hatta üzerimizden tırla geçti. biz de 25in üzerinden tırla geçiyoruz bence.
hatta üzerimizden tırla geçti. biz de 25in üzerinden tırla geçiyoruz bence.
0
için çürümemiş durumun gayet normal bence. aynı durum bende de var. biraz kişilik meselesi sanırım. rahatına düşkün olabilir, kalabalık kafa sikmesinden sıkılmış olabilirsin. bir de şu davet yerine event' i kullanmasan tadından yenmezsin. event meselesi önemli.
0
ben de son 1-2 yıldır değiştim (25'ten sonra sanırım).
yani değişiyoruz sonuçta, beklentimiz, eğlence anlayışımız vs.
belki yaş ve yorgunluk değil de, doygunluktur yaşadığımız. yani nereye kadar aynı şeyleri yapacağız?
bir de ben de kalabalık gruplardan çok, daha küçük gruplarla takılmaya (hatta sadece sevgilimle çoğu zaman) rağbet eder oldum.
yani değişiyoruz sonuçta, beklentimiz, eğlence anlayışımız vs.
belki yaş ve yorgunluk değil de, doygunluktur yaşadığımız. yani nereye kadar aynı şeyleri yapacağız?
bir de ben de kalabalık gruplardan çok, daha küçük gruplarla takılmaya (hatta sadece sevgilimle çoğu zaman) rağbet eder oldum.
0
neysene
sigmund freud-histeri üzerine çalışmalar kitabını okumak istiyorum. almayı düşünüyorum fakat bu kitabı psikoloji eğitimim olmadığı halde anlayabilir miyim? psikoloji bölümüne karşı bir ilgim var. normalde mühendis kişisiyim.edit: terminoloiye uzak değilim.
sigmund freud-histeri üzerine çalışmalar kitabını okumak istiyorum. almayı düşünüyorum fakat bu kitabı psikoloji eğitimim olmadığı halde anlayabilir miyim? psikoloji bölümüne karşı bir ilgim var. normalde mühendis kişisiyim.
edit: terminoloiye uzak değilim.
edit: terminoloiye uzak değilim.
0
konuya tamamen vakif olmamakla birlikte, psikanaliz ile baslasaniz daha mantikli gibi sanki.
0
henrychinaski
başlığa yazacak kısa bir tanımlama bulamadım.bir topluluğun içine girip insanlarla tanışırken kendi ismimi söylüyorum ama tanıştığım insanın ismine hiç dikkat etmiyorum. topluluk olması şart değil. ortak arkadaşın yanındaki tek kişiyle tanışırken bile böyle oluyor. daha 2 dk geçmeden "hassiktir, ney
başlığa yazacak kısa bir tanımlama bulamadım.
bir topluluğun içine girip insanlarla tanışırken kendi ismimi söylüyorum ama tanıştığım insanın ismine hiç dikkat etmiyorum. topluluk olması şart değil. ortak arkadaşın yanındaki tek kişiyle tanışırken bile böyle oluyor. daha 2 dk geçmeden "hassiktir, neydi lan ismi?" durumu oluyor.
oluyor mu size de? n'apsak ki?
bir topluluğun içine girip insanlarla tanışırken kendi ismimi söylüyorum ama tanıştığım insanın ismine hiç dikkat etmiyorum. topluluk olması şart değil. ortak arkadaşın yanındaki tek kişiyle tanışırken bile böyle oluyor. daha 2 dk geçmeden "hassiktir, neydi lan ismi?" durumu oluyor.
oluyor mu size de? n'apsak ki?
0
0
Bana da oluyor sık sık, çok can sıkıcı. Karşındaki ismini söylediğinde, onun ismini tekrar etmeyi adet edinebilirsin. Bunu söylerken onaylar gibi ses tonunda yapıyorum bazen. Konuşma sırasında da 1-2 kez kafada tekrar etmekte fayda var.
O: Ben Arzu.
Sen: Arzu..? Ben Kemal.
gibi bir şeyler işte.
O: Ben Arzu.
Sen: Arzu..? Ben Kemal.
gibi bir şeyler işte.
0
isim hatırlama bir nevi yetenek ya. eğer otomatikman olmuyorsa arkadaşların dediği gibi bir teknik geliştirmeyi denemen lazım. mesela bir yerde okumuştum, duyduğun isimleri bir şeylere benzeterek aklında tutmaya çalışabilirsin. misal okuduğum yazının yazarı vinay parmar idi. ben bu ismi nasıl hatırladım? vinay'ı "wine" kelimesine parmar'ı da futbolı takımı parma'ya benzettim. harbiden aklımda kaldı.
0
ortamda 2 kişiden fazla insan varsa asla isimleri aklımda tutmaya çalışmam.
nası olsa tutamayacağımı düşünürüm. ismini söylemek zorunda kalırsam da, açık açık adını tekrar soruyorum. işte o zaman aklımda kalıyor ismi.
nası olsa tutamayacağımı düşünürüm. ismini söylemek zorunda kalırsam da, açık açık adını tekrar soruyorum. işte o zaman aklımda kalıyor ismi.
0
daha önce tanıştığım ve fazlaca muhabbetim olmayan insanlarla yaşıyorum bu problemi, uygun bir anda facebooktan ismine bakıyorum :)
0
evet oluyor, benim de kısa süreli hafızam zayıfmış. online testlerin yalancısıyım.
ben bu durumu, geniş bir ortama giridiğimde 2 adımla aşıyorum:
1. küçük gruplar halinde tanışıyorum. herkese aynı anda "hey, ben faxuhumanitas" deyip, yerime geçtikten sonra yanımda oturan diğer insanlarla tokalaşarak birebir isim öğrenmece yapıyorum.
2. bu fasıldan sonra ismini öğrendiğim insanlara ilk birkaç cümlede sıkça isimleriyle hitap ediyorum.
mesela "can, senin yüksek lisans konun çok şehvetliymiş" gibi.
böl-yönet gibi bir şey sanırım bu.
ben bu durumu, geniş bir ortama giridiğimde 2 adımla aşıyorum:
1. küçük gruplar halinde tanışıyorum. herkese aynı anda "hey, ben faxuhumanitas" deyip, yerime geçtikten sonra yanımda oturan diğer insanlarla tokalaşarak birebir isim öğrenmece yapıyorum.
2. bu fasıldan sonra ismini öğrendiğim insanlara ilk birkaç cümlede sıkça isimleriyle hitap ediyorum.
mesela "can, senin yüksek lisans konun çok şehvetliymiş" gibi.
böl-yönet gibi bir şey sanırım bu.
0
mosakale
evet, yanlış duymadınız bırakıyorum. önce tebrikleri alıyım, sonra cevap verin bana bu iş nası olcak?malumunuz öyle bırakıyorum diyince bırakılmıyo, bilenler bilir. aslında soracağım soru nasıl bırakırımdan ziyade ellerim tekrardan nasıl insan eline benzer? yani turnaklarım çok çirkin değil, tırnak
evet, yanlış duymadınız bırakıyorum. önce tebrikleri alıyım, sonra cevap verin bana bu iş nası olcak?
malumunuz öyle bırakıyorum diyince bırakılmıyo, bilenler bilir. aslında soracağım soru nasıl bırakırımdan ziyade ellerim tekrardan nasıl insan eline benzer? yani turnaklarım çok çirkin değil, tırnak altı etlerimi de yemiyorum zaten ancak tırnağın az üstü yani parmaklarımda sıkıntı var. yani tırnakların çıkma noktası. amk yara gibi hep, malum öyle olunca da düzeltmek için yiyorum oraları yine, iğrenç.. şimdi manikür seti bile aldım bi erkek olarak. biraz düzelttim filan yarım saat uğraştım ama yaralar duruyo. ne sürsem o yaralar kısa sürede geçer? çünkü o yaralar düzelmeden benim durmam çok zor. 15 yıldır filan yiyorum, bi kaç kez denedim. bi ara 2 ay kadar hiç yemeyip düzeltmişliğim var ama yine o yaralar tam düzelmediğinden tekrar başlamıştım.
evet canlar, yaralara ne sürsem kısa sürede düzelir?
malumunuz öyle bırakıyorum diyince bırakılmıyo, bilenler bilir. aslında soracağım soru nasıl bırakırımdan ziyade ellerim tekrardan nasıl insan eline benzer? yani turnaklarım çok çirkin değil, tırnak altı etlerimi de yemiyorum zaten ancak tırnağın az üstü yani parmaklarımda sıkıntı var. yani tırnakların çıkma noktası. amk yara gibi hep, malum öyle olunca da düzeltmek için yiyorum oraları yine, iğrenç.. şimdi manikür seti bile aldım bi erkek olarak. biraz düzelttim filan yarım saat uğraştım ama yaralar duruyo. ne sürsem o yaralar kısa sürede geçer? çünkü o yaralar düzelmeden benim durmam çok zor. 15 yıldır filan yiyorum, bi kaç kez denedim. bi ara 2 ay kadar hiç yemeyip düzeltmişliğim var ama yine o yaralar tam düzelmediğinden tekrar başlamıştım.
evet canlar, yaralara ne sürsem kısa sürede düzelir?
0
her parmağına üşenmeden yara bandı tak.
sürekli tak.
böylece düzelmesi için zaman tanımış olursun ve hemen elleyemez, ısıramaz hale gelirsin.
sürekli tak.
böylece düzelmesi için zaman tanımış olursun ve hemen elleyemez, ısıramaz hale gelirsin.
0
acı oje babam çocukken almıştı, öyle daha güzel oluyo evet o yüzden onu kullanmıyorum. direk irademle bırakıcam ya. gerekirse günde 1 paket fazla sigara içicem ama tırnak yemicem artık..
0
bu yazanların hepsini alıcam ya. eczacıya da sorcam onun tavsiyelerini de ayrıca alıcam. başarısız olursam doktora filan gidicem ama bu iş biticek.
0
:D senin duyurunu öyle bi dikkatle okurken kendimi tırnak yiyorken buldum :D yarabandı işe yaramıyor öncelikle. yaralar konusunda şöyle diyim irade falan diyoz ya işte asıl irade orda baslıyor. benimde tırnaklarım cok beterdi hatta öyle bi yiyordum ki tırnagı cekilmiş insanlar gibi olmustum. öncelikle yerken kendini frenle yeme ya iyileştir orayı tut kendini sigara içme onun yerine su iç sürekli sakız cigne agzın gercekten bos kalmasın. sonra aklına gercekten tiksinc olabilecek seyler getir. mesela en fazla mikrop bankamatiklerdeymiş orayla bulundugun temasla belki alacagın mikroba viruse vucudun direncini gösteremez yani. ben mesela misafirliğe gittiğim zaman tırnak hiç yemem. çünkü bilmediğim yer bana da korkunc geliyor nasıl bi mantıksa benimkide :)) kendini bu sekilde tut özetle:)
0
ya irademe güveniyorum şu anda. mesela bugün hiç elimi ağzıma götürmedim ki böyle bi şey normalde mümkün değil. yani tırnak yemesem de sakalımla bıyığımla filan oynardım ama artık yok. inançlıyım, başarıcam.
şu anki planım gündüzleri renksiz olacak bi şey sürmek. nerinosa bepanthen filan onlardan hangisi renksiz ve görünmezse onu sürücem. eve geldiğimde de basıcam batticon u üstüne de yara bandı kapatıcam allah selamet versin. şu an çok güvenli gibi. zaten o ellerim düzelince yemeye kıyamam gibi geliyo..
şu anki planım gündüzleri renksiz olacak bi şey sürmek. nerinosa bepanthen filan onlardan hangisi renksiz ve görünmezse onu sürücem. eve geldiğimde de basıcam batticon u üstüne de yara bandı kapatıcam allah selamet versin. şu an çok güvenli gibi. zaten o ellerim düzelince yemeye kıyamam gibi geliyo..
0
Yahuda
Ev tutarken haritadan bakmam, emlakçıya sormam bir de o civarı bilen birisine sormam arasında dağlar kadar fark var. Hakkında hiç bir şey bilmediğim bazı yerler için size danışmayı uygun gördüm. Bu mevkiiler hakkında biraz bilgi verebilirseniz (yokuş mudur, hırlısı hırsızı var mıdır, elimde içki şiş
Ev tutarken haritadan bakmam, emlakçıya sormam bir de o civarı bilen birisine sormam arasında dağlar kadar fark var. Hakkında hiç bir şey bilmediğim bazı yerler için size danışmayı uygun gördüm. Bu mevkiiler hakkında biraz bilgi verebilirseniz (yokuş mudur, hırlısı hırsızı var mıdır, elimde içki şişesi görürlerse linç ederler mi, vs.) müteşekkir kalırım.
- Feriköy Yayla Mah. (Feriköy Mezarlığı'nın doğu tarafı. Mezarlık civarında oturmanın herhangi bir sorunu olur mu?)
- Beşiktaş Dikilitaş Mah.
- Şişli Gülbahar Cad tarafı (sanırım bu civar Gülbağ olarak biliniyor, yanlış mıyım?)
- Şişli Hürriyet Mah. Taşocağı Cad. ve Dr. Cemil Bengü Cad. civarı.
Bunların haricinde, metroya ya da metrobüse yakın olabilecek nereleri var? Nereyi önerirsiniz?
- Feriköy Yayla Mah. (Feriköy Mezarlığı'nın doğu tarafı. Mezarlık civarında oturmanın herhangi bir sorunu olur mu?)
- Beşiktaş Dikilitaş Mah.
- Şişli Gülbahar Cad tarafı (sanırım bu civar Gülbağ olarak biliniyor, yanlış mıyım?)
- Şişli Hürriyet Mah. Taşocağı Cad. ve Dr. Cemil Bengü Cad. civarı.
Bunların haricinde, metroya ya da metrobüse yakın olabilecek nereleri var? Nereyi önerirsiniz?
0
dikilitaş saydıkların arasında en güvenlisi , ama yokuşu boldur .
ferikoy yayla mahallesi hacıhusrevle komşu.. hacıhüsrev istanbulun ''god city'' tadında bir semti.
gülbağda gece yürümek tekinsiz olabilir.
hurriyet mah bilemiorum
ferikoy yayla mahallesi hacıhusrevle komşu.. hacıhüsrev istanbulun ''god city'' tadında bir semti.
gülbağda gece yürümek tekinsiz olabilir.
hurriyet mah bilemiorum
0
gülbağ tarafı yokuş oluyor baya... bayansan da akşamları belli bi saatten sonra dönmesi bi yere kadar problem olabiliyo, ama tek başına yürüyenleri de gördüm... her yer kadar tehlikeli, az da değil fazla da. gece doğal olarak erkek popülasyonu fazla oluyo ama etrafa çok takılmadan gidersen zaten seni onlar da sallamıyo:)
0
1. şıkta geceleyin adamı söküp sonra tekrar monte ederler, ona göre. ayrıca oranın durumları karışık evlerin çoğu tapusuz sağında solunda rezidanslar türedi. emlak fiyatları şişiyor.
4. şıktan da kesinlikle uzak dur.
4. şıktan da kesinlikle uzak dur.
0
en ideali dikilitaş. ama yokuşlardan dolayı nefret edersin hiç bulaşma.
gülbağ aman diyim içki şişesi fln:)
hürriyet mah.de gülbağ gibi.
feriköy bilmiyorum tam olarak.
en iyisi gayrettepe:d
gülbağ aman diyim içki şişesi fln:)
hürriyet mah.de gülbağ gibi.
feriköy bilmiyorum tam olarak.
en iyisi gayrettepe:d
0
Ben Feriköy Duatepe Mahallesi'nde oturuyorum (6 aydır, ev arkadaşım 1 buçuk yıldır) ve seviyorum burada yaşamayı. Etrafta çok esnaf var ve genelde geç saatlerde açık oluyorlar o yüzden sokaklar çok karanlık olmuyor ve insan oluyor etrafta bu da geç döndüğün zamanlar için iyi bence. Ayrıca halledilmesi gereken bir iş olduğunda (tesisat gibi) yanıbaşında olması güzel. Ben evde kilitli kalınca camdan atlayıp 2 dakikada çilingire gidebildiğim için bayağı memnun olmuştum mesela (öte yandan kilitli kalmamın nedeni o çilingirin kolpalığıydı biraz.) Ayrıca metrodan eve yürürken yoldan midye dolma ve bira alıp evde keyif yapmak paha biçilemez :) Hırsızlık gibi olaylarda ekstra bir fazlalık yok, İstanbul genelinde ne kadarsa burada da o kadar.
0
bunları ben tercih etmem.
şunları düşün:
Şişli Merkez Mh. (i.e. Abide-i Hürriyet Cd., Sıracevizler Cd.)
Osmanbey - Pangaltı - Kurtuluş bölgesi (Baruthane Cd. ve Ergenekon Cd. arasında kalan ara sokaklar, i.e. Baysungur, Bilezikçi, etc.)
Fulya/Cevahir'den Kalp Vakfı'na kadarki bölge
şunları düşün:
Şişli Merkez Mh. (i.e. Abide-i Hürriyet Cd., Sıracevizler Cd.)
Osmanbey - Pangaltı - Kurtuluş bölgesi (Baruthane Cd. ve Ergenekon Cd. arasında kalan ara sokaklar, i.e. Baysungur, Bilezikçi, etc.)
Fulya/Cevahir'den Kalp Vakfı'na kadarki bölge
0
- Valla Gayrettepe güzel yer de fiyatlar da güzel epey. Vereceğim kirada 1300'ü geçmek istemiyorum açıkçası.
- Dikilitaş'da düzgün insan tiplemeleri gördüm hep. Hepsi olmasa da bazı yapılar da güzel. Ama çok yokuş ya. Yine de söylediklerinize bakarak orayı daha bir ön plana aldım.
- Feriköy'ün Duatepe tarafı biraz daha iyi anlaşılan. Yayla Mah. Muhtarlığının oralarda güzel evler var, oralara bakıyorum. Ama demonte edilmeyi de pek istediğim söylenemez. @isildur O kadar mı fena oralar? Yoksa mezarlığın güney kısımlarından mı öyle bahsediyorsun?
- Dikilitaş'da düzgün insan tiplemeleri gördüm hep. Hepsi olmasa da bazı yapılar da güzel. Ama çok yokuş ya. Yine de söylediklerinize bakarak orayı daha bir ön plana aldım.
- Feriköy'ün Duatepe tarafı biraz daha iyi anlaşılan. Yayla Mah. Muhtarlığının oralarda güzel evler var, oralara bakıyorum. Ama demonte edilmeyi de pek istediğim söylenemez. @isildur O kadar mı fena oralar? Yoksa mezarlığın güney kısımlarından mı öyle bahsediyorsun?
0
robin crusoe
banka hesap kartımda 5 lira var, internetten ne alayım bunla?
banka hesap kartımda 5 lira var, internetten ne alayım bunla?
0
hayır kurumu falan bişey varsa oraya gönder. 5 lira sana bişey kazandırmaz ama bir yere yardımın dokunur.
0
Steam'den oyun al, elbet zamanında oynadığın eski bir oyun vardır. 2.50-3 dolara filan. Vefa borcunu öde.
0
ben 5 liraya gitti gidiyordan usb ses kartı almıştım geçen sene. lazımsa öyle bir şey al mesela. ya da böyle ufak bi aksesuar al bileklik vs. (dişiysen toka falan).
0
iddia, şans oyunu sitelerinde harcayabilirsin
dealextreme gibi sitelerden bir şeyler alabilirsin
last.fm, grooveshark, 8tracks gibi sık kullandığın bir hizmete ücretli üye olabilirsin.
dealextreme gibi sitelerden bir şeyler alabilirsin
last.fm, grooveshark, 8tracks gibi sık kullandığın bir hizmete ücretli üye olabilirsin.
0
hepsiburada.com a gir, üst cubukta diger yazan yerde kargo bedava ürünler var. gir oraya, bes milyon liraya evi donatirsin.
0
chiko06
İnternetten elbise bakabileceğim site linkleri atarmısınız ?
İnternetten elbise bakabileceğim site linkleri atarmısınız ?
0
0
loveinaflipbook
selamlar, bu ayın 10'unda yeni bir eve taşınmak üzere kira sözleşmesine imza attık. kira ödeme günü olarak da 15'i belirledik (emlakçı da "15'i yazın tabii canım" dedi zaten). ben imzalarken ev sahibi yoktu, onunla muhattap olmadık. o imzayı arkadan atacaktı emlakçıya uğrayıp.bugün eşim kira sözleşm
selamlar,
bu ayın 10'unda yeni bir eve taşınmak üzere kira sözleşmesine imza attık. kira ödeme günü olarak da 15'i belirledik (emlakçı da "15'i yazın tabii canım" dedi zaten). ben imzalarken ev sahibi yoktu, onunla muhattap olmadık. o imzayı arkadan atacaktı emlakçıya uğrayıp.
bugün eşim kira sözleşmesini emlakçıdan aldı, elektrik, su vb. abonelik işlerine girişti. sonra farketmiş ki, ev sahibi kira ödeme gününü ayın 10'u olarak karalayıp değiştirmiş.
adam zaten uyuz olduğunu belli etmişti ilk telefon konuşmasından. evde kırık dökük klozet sifonunu değiştirin dedik diye, yok efendim ne gerek varmışa getirdi olayı. depozito ödemesini 4-5 saat -bir EFT problemi nedeniyle- geciktirdik diye 20 kere aramış emlakçıyı. allahtan benim telefonum yoktu herifte...
bugün ayın 13'ü olmasına rağmen daha eve adımımızı atmadık, bir tek boya yapıldı, o kadar. ki bir önceki kiracıların vitrini hala evin içinde duruyor, almamışlar. sadece doğalgaz açılmış, her taraf çok yoğun diye daha elektrik, su, telefon vs bile hallolamamış bugün içinde...
bu herife ne yapmalı? vallahi sinirden elimi ayağımı kemiriyorum, emlakçıyı araya sokacağım, kendim konuşursam ağır kavga çıkacak.
bu ayın 10'unda yeni bir eve taşınmak üzere kira sözleşmesine imza attık. kira ödeme günü olarak da 15'i belirledik (emlakçı da "15'i yazın tabii canım" dedi zaten). ben imzalarken ev sahibi yoktu, onunla muhattap olmadık. o imzayı arkadan atacaktı emlakçıya uğrayıp.
bugün eşim kira sözleşmesini emlakçıdan aldı, elektrik, su vb. abonelik işlerine girişti. sonra farketmiş ki, ev sahibi kira ödeme gününü ayın 10'u olarak karalayıp değiştirmiş.
adam zaten uyuz olduğunu belli etmişti ilk telefon konuşmasından. evde kırık dökük klozet sifonunu değiştirin dedik diye, yok efendim ne gerek varmışa getirdi olayı. depozito ödemesini 4-5 saat -bir EFT problemi nedeniyle- geciktirdik diye 20 kere aramış emlakçıyı. allahtan benim telefonum yoktu herifte...
bugün ayın 13'ü olmasına rağmen daha eve adımımızı atmadık, bir tek boya yapıldı, o kadar. ki bir önceki kiracıların vitrini hala evin içinde duruyor, almamışlar. sadece doğalgaz açılmış, her taraf çok yoğun diye daha elektrik, su, telefon vs bile hallolamamış bugün içinde...
bu herife ne yapmalı? vallahi sinirden elimi ayağımı kemiriyorum, emlakçıyı araya sokacağım, kendim konuşursam ağır kavga çıkacak.
0
Kirayı her ayın 15 inde gönder birader. 5 gün için ne yapabilirki en fazla arar sende açmazsın. Her ay bu gıcıklı yap kudurt.
0
Daha taşınmadan bu kadar problem yaratan bi ev sahibim olsa yakarım o depozitoyu,ev sahibi olacak o adamında kalıbına ederim.Daha başı bu,ben olsam hiç yerleşmeden vazgeçerdim.İlerde bi düzen tutturup işleri yoluna soktuğunuzda daha salakça problem açabilir o ev sahibi size aman dikkat edin ...
ps: Zaten ayın 10u diye belirtilmişse bunun en az 5 gün obsiyonu vardır.Siz 15inde yatırın,hiçbişey diyemez..
ps: Zaten ayın 10u diye belirtilmişse bunun en az 5 gün obsiyonu vardır.Siz 15inde yatırın,hiçbişey diyemez..
0
imkanın varsa girme herifin evine. yoksa da her ay 15'inde yolla.
0
daha önce 2 tane böyle ev sahibim oldu.
biri gerçekten zayiattı.
ikincisi de ızdıraptı.
çıkabilirseniz iyi olur da; kim bilir ne kadar para yatırdınız... min. 1000 lira olsa kiranız, 1000 (ilk kira) + 1000 (depozito) + 1000 (emlakçı) = 3000 lira yapar.
min. 3000 lira yakılmaz.
keşke başta dikkat etseydiniz. eğer bu verdiğiniz paraları yakmadan çıkabileceğiniz bir anlaşma yolu bulabilirseniz, mesela emlakçıyı da araya sokarak, çıkın.
mesela "15i diye anlaşılmıştı, 10u yazılmış. bu şartlarda anlaşmamıştık, paramızı derhal geri istiyoruz, aksi durumda hukuki işlem başlatırız" deyin. tabii ev buluruz bu arada derseniz, güzel bu da. kısa sürede tekrar ev aramak daha zahmetli gelebilir.
gibi.
biri gerçekten zayiattı.
ikincisi de ızdıraptı.
çıkabilirseniz iyi olur da; kim bilir ne kadar para yatırdınız... min. 1000 lira olsa kiranız, 1000 (ilk kira) + 1000 (depozito) + 1000 (emlakçı) = 3000 lira yapar.
min. 3000 lira yakılmaz.
keşke başta dikkat etseydiniz. eğer bu verdiğiniz paraları yakmadan çıkabileceğiniz bir anlaşma yolu bulabilirseniz, mesela emlakçıyı da araya sokarak, çıkın.
mesela "15i diye anlaşılmıştı, 10u yazılmış. bu şartlarda anlaşmamıştık, paramızı derhal geri istiyoruz, aksi durumda hukuki işlem başlatırız" deyin. tabii ev buluruz bu arada derseniz, güzel bu da. kısa sürede tekrar ev aramak daha zahmetli gelebilir.
gibi.
0
