cb seçimlerinin 2 turda olması aslında senin de dediğin gibi saçma. o kısmı birebir "işlemiyor" dedikleri parlamenter sistemden kopyalamışlar. çünkü meclis bu şekilde seçiyordu, sonra halk seçerken de bunu getirdiler ve devam ediyorlar.
örneğin, 16 nisan günü referandum değil de seçim olduğunu düşünürsek. pazar günü hem cb hem de meclisi seçmek için sandığa gideceğiz.
yani 2 pusula kullanacağız.
1- cumhurbaşkanlığı seçimi pusulası:
i.hizliresim.com 
2- siyasi partilerin logolarının, parti genel başkanlarının ve bölgedeki aday milletvekillerinin isminin bulunduğu pusula:
i.hizliresim.com 
artık bu referandum ile partili cumhurbaşkanının önü açıldığından ve referandum sonrası bu madde hemen yürürlüğe girdiğinden 2019 seçimlerinde recep tayyip erdoğan adı hem pusula 1'de yazacak ve fotoğrafı olacak; hem de pusula 2'de akp logosunun altında adı genel başkan olarak yazacak.
16 nisanda bu seçimin yapıldığını varsaydığımızı söylemiştim. ve o gün şöyle bir tablo çıkabilir:
1- cumhurbaşkanlığı seçimi:
yeni tasarıya göre, Genel oyla yapılacak seçimde, geçerli oyların salt çoğunluğunu alan aday Cumhurbaşkanı seçilir. bu birinci tur için geçerli. yani o gün 50 milyon oy kullanıldı ise cumhurbaşkanı olacak olan kişi 25.000.001 oy almak zorunda ki ilk turda seçilebilsin.
ilk turda seçilemez ise de seçimi takip eden ikinci pazar günü ikinci tur yapılacak, ikinci tura da ilk turda en çok oyu alan 2 aday girecek ve bu 2 adaydan en çok oyu alan kişi cumhurbaşkanı seçilmiş olacak.
2- genel seçim:
16 nisan günü genel seçim olduğunu düşünelim. o gün partiler oylarını aldılar ve meclis şekillendi. referandumda evet çıkarsa vekil sayısı 600 olacak. tek başına iktidar olabilmek için de 301 vekil çıkartmış olmak gerekiyor. akp'nin bugüne kadar seçimlerdeki koltuk dağılımlarına bakalım:
26. dönem(şimdiki) vekil sayısı: 317
25. dönem(23 haziran - 17 kasım 2015) vekil sayısı:259
24. dönem (2011 - 2015) vekil sayısı: 327(dönem sonu bu sayı 311)
23. dönem(2007-2011) vekil sayısı: 341
22. dönem (2002-2007) vekil sayısı: 365
görüleceği üzere hdp barajı geçtiği andan beri akp'nin koltuk sayısında düşüş oluşmuş ve 7 haziranda bu dip noktalara kadar inmiş. 1 kasım verisi ise seçimin ne şartlarda olduğu düşünülürse gerçekçi bir rakam olduğunu ben açıkçası düşünmüyorum.
gelelim günümüze. evet seçim oldu ve bugün 600 vekile göre dağılım şu şekilde oldu:
akp: 327
chp: 160
hdp: 60
mhp: 53
bu haliyle 16 nisan günü akp tek başına iktidar ama henüz recep tayyip erdoğan ilk turda oyların yarısından bir fazlasını almadığı için cumhurbaşkanı seçilemedi. 30 nisanda tekrar seçime gideceğiz. bu seçimde de recep tayyip erdoğan ve en çok oyu alan diğer X kişisi oylanacak.
ve bu seçimde de X kişisi seçimi sadece 1 oy farkla kazandı diyelim.
yani elimizdeki veri şu:
akp tek başına iktidar ama cumhurbaşkanı akpli değil. peki bu haliyle ne olacak?
meclisin seçimleri yenilemesi için gereken oy sayısı: 400 vekil. akp ise 400'e ulaşamadığından seçimlerin yenilenmesini isteyecek çoğunluğu bulamıyor.
akpli olmayan cb, cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile gss'yi kaldırdı diyelim.
akp kararnamenin "tam zıttı" bir yasa çıkartarak(çünkü meclis çoğunluğu hala ellerinde) bu kararnameyi iptal ettirebilir.
buyurun size misler gibi yeni bir kaotik ortam. e biz parlamenter sistemden zaten kaos/çift başlılık yarattığı için vazgeçmiyor muyuz? bu ne yaman çelişki?
gelelim 2 parti konusuna. teoride türkiye'de ikiden fazla parti kalacak ama insanlar son turda 2 adaya oy vereceklerinden, bu son ikiye kalmada da "partili" olanın eli kitlesi var olduğundan daha kuvvetli olacağından; sistem yavaş yavaş kendini iki partinin hakim olduğu bir düzene doğru güncelleyecektir. bu 2-3 seçimde olmasa da bu yapılan bir "anayasa" değişikliği olacağından ve muhtemelen de bu tehlikeli sistem değişikliği kalıcı olacağından; izleyen bir kaç seçim sonrası çok partili sistem zamanla kendini iki partili sisteme doğru entegre edecektir. edemezse zaten ülke "tek partili" düzene geçmiş olacak, isimler değişse bile akp yerini sağlama alacak.
cb'nin partili olması ise pratikte fayda değil zarar getirir. örneğin ben çok koyu bir galatasaraylıyım. ve siz de çok koyu bir fenerbahçeli olun. ve ben bir hakemim, derbiyi yönetmem için de ben görevlendirildim. siz benim maçı ne kadar tarafsız yönetebileceğimi düşünebilirsiniz? ben maça "hakemlik yemini" ederek bile çıksam bu sizin düşüncenizi değiştirir mi?
yemin demişken; yapılan bu değişiklikte cumhurbaşkanı yemin metni değiştirilmiyor. yani seçilen "partili" cumhurbaşkanı yine yemin ederken;
"Türkiye Cumhuriyetinin şan ve şerefini korumak, yüceltmek ve üzerime aldığım görevi
tarafsızlıkla yerine getirmek için bütün gücümle çalışacağıma Büyük Türk Milleti ve tarih huzurunda, namusum ve şerefim üzerine and içerim."
diyor.
yani bir partinin genel başkanı, dün partisinin kazandığı seçim sonrasında parti genel merkezinde çıkıp "balkon konuşması" yapacak ve ertesi gün meclise gelip "tarafsızlıkla" cumhurbaşkanlığı görevini yapacağına dair namus ve şerefi üzerine and içecek.
peki siz bunu yiyecek misiniz?