incir sütü tek geçerim.

duoderm var. ama uygulanacak bölge önemli. o yüzden bir hekim ile görüşün bence.

karınca yağı felan da sürülüyordu. ama hekim donduruyor, kriyoterapi iyi olabilir.

Benim kızın küçük parmağında ve ayak tabanında çıkmıştı. Doktora götürdüm, geçmiş zaman bir jel gibi sürmelik bir ilaç verdi ama özellikle de "tırnağa gelmesin, tırnağın yapısını bozar" dedi. Korka korka sürdüm ama aksi gibi parmaktaki siğil tam da tırnağın yanı gibi, 15 gün sonunda zerre iyileşme olmayınca ilacı kestim ve tavsiye üzerine kuru aspirini ezip çok az suyla macun haline getirip bağlamaya başladım. 1 ay kadar sonra iki yerdeki siğil de geçti.

%2.05 ve daha fazla faiz ödemeye rıza gösterince alınıyor özel bankalardan.

Kamu bankaları %1.29'dan veriyor ama en fazla 250-300bin. Onu da vermemek için ellerinden geleni yapıyorlar.

peki bu konut kredileri ocak ayında açılacak muhabbeti nedir? hani rte nisan mayıs gibi konut kredileriyle ilgili açıklama yapmıştı yalan oldu o herhalde mi?

kamu banları 300-400bin veriyor, özel bankalara 2 üstü faizle yüksek kredi verebiliyor. orda da evin sınıfı ve ekspertiz değeri devreye giriyor.

ona da şuradan ulaşabilirsin.
i2.milimaj.com

kamu bankaları 200bin veriyor. vakıfı aradık sorduk 200 den fazla vermiyoruz derler.

Bir süredir, bu konuda çalışma olduğu haberleri geliyor. Hükümet seçim öncesi, tekrar kredi musluklarını açacak gibi görünüyor.


.

mutlular termal otel, gönen.
www.mutlulargonentermalresort.com

Aforia termal Afyon

Simav, Eynal kaplıcaları

denizli doğa termal bu işin kralıdır.

tunç kırtasiye

alttan al yukarıdan sat.
50 TL den aldığın hisse 1 tlye de düşse sorun değil sen satmadıkça. geri 55TL olunca satarsan hisse başına 5 tl kar etmiş olursun kabaca.
bütün olay bu alım satım rakamların.

(bkz: borsaya başlayacaklara öneriler) şükela modunda okuduğunuzda güzel öneriler var.

risk yönetimi. bunu kenara yaz ileride teşekkür edersin.

konuyu biraz açayım. dört tane yöntem var.
birincisi her ay baba hisselerden düzenli alırım dersin. şirketler büyüyen yapılar olduğundan 5-10 yıl vadede doğal şartlarda karda olursun.

ikincisi, temel analiz öğrenir şirketlere değer biçersin. ucuz buluyorsan alırsın pahalı olduğnu düşününce satarsın.

üçüncüsü, teknik analiz öğrenmek ama ilk başta bahsettiğim risk yönetimi ve trade psikolojisini yanına eklemen şart.

dördüncüsü, sabırlı olursun borsanın genel çakılışlarını beklersin. o zaman baba şirketlerden kademeli alım yaparsın. şu ana kadar hep çalışmıştır ama onu bekleyecek sabır lazım. şu an için seçime kadar büyük bir çakılış olmasına izin vermezler gibime geliyor. tabi pandemi gibi küresel bir olay olmadığı sürece.

Bu sorduğunuz soruları ve bilimum temel bilgileri öğrenmeden borsada yatırım yapmanızı tavsiye etmem. Bu açıdan düşününce de size yatırım şirketlerinden (gedik, osmanlı vs) hesap açmanızı tavsiye ederim bankadan değil. Müşteri hizmetleri yetkiliniz yardımcı olacaktır.

"Yarın 45 TL'ye düşünce 5 TL zarar etmiş oluyorum ama bir ay sonra hisse senedi 55 TL olunca 5 TL kâr etmiş oluyorum. Burada kritik nokta hissenin artmasını beklemek mi?"

evet beklemek onemli. buradaki yanlis varsayim, o hisse eninde sonunda 55 lira olacak. bazen 50'ye aldigin o hisse 45'e dusuyor evet, ve sonra 30'a 20'ye 10'a 5'e dusuyor, bir daha asla o 40'lari 50'leri gormuyor. "alttan al yukarıdan sat" kadar basit degil yani.

bazen de 50'ye aldigin hisseyi 55'e satiyorsun, 3 sene sonra 300 oluyor. bilmene imkan yok. borsaya yatirim degil de bu sekilde spekulatif bakmak para kaybetmenin en basit yolu.

soyle diyim arkadasin gaziyla 100k koydum, 1 gunde 5k kaybettim, orta vade diyor, yorumlari da okuyunca mantikli geliyor ama kaybetmeyi goze alacaksan gir, benim moralimi bozdu mesela keske girmeseydim ddim ama onumuzdeki aylarda ciddi yukselir o zaman da keyifli olur

Coinlerde 100 bin liradan fazla para kaybetmiş biri olarak asla girmeyin derim, takip ederken hasta olursunuz, harcayacaginiz vakte yazık.

bu hesaplara kambiyo vergisini, satılan hisseye ait paranın hesabınıza 3-5 iş günü içinde yatırılacağını (3 gün sonra ya da 5 gün sonra) da eklemelisiniz.
50 lira bir yemek parası bile değil artık deneyerek de öğrenirsiniz bunları. Dilerseniz sanal para ile de işlem yapabiliyorsunuz bazı siteler/uygulamalar üzerinden.

Artık kimse hediye alacak kadar zengin değil bence :/ yılbaşı kitaplaşması yapılabilir ama? Fena fikir değil bence :)

e hadi
amaç maddi değil zaten bunu biliyor buna dahil olan herkes. evden bir kitap sar gönder parayla işimiz yok.
güzel bir şeyler de olmasın mı :)

ben almıştım bana almamışlardı..

ben iki üç defa katılmıştım, güzeldi. tarihini kaçırıp, alamadığım arkadaş olmuştu, üzülmüştüm. organize eden kişiye ulaşabilsek, güzel olur.

Aynen uyarıyor. geçenlerde 3,8 mi neydi deprem oldu gece 2 sularında. Android uyarı sisteminden 4 küsür şiddetinde deprem bekleniyor şeklinde bildirim geldi. Okuduktan sonra saniye geçmeden sallandık.
Nasıl bilindiğini bilmem de keşke 3-5 saniye 3-5 dakikaya çıksa

bence %100 sağlıklı değil sistemler.
buna güvenerek hareket etmemek lazım, malum bizim memlekette depremde balkondan atlamak ata sporu. o yüzden bildirim gelir gelmez millete panik yaşatması kötü sonuçlar doğurabilir.

Hayır 5 saniyede ne değişecek acaba? Bana çok ciddi dalga geçiliyormuş gibi geliyor. Hatta, yakında deprem habercisi bir takım giyilebilir teknolojiler satışa sunulacakmış gibi de geliyor.

Bana da 1 keresinde bildirim gelmişti 3 saniye kadar sonra deprem oldu. 3-5 saniyede çok şey değişir. En azından deprem olacak sakin olmalıyım hissine girersin, bir anda panik olmazsın.

Deprem öncesinden bilinmiyor. @biseysorcaktim 'ın dediği gibi deprem olduğu anda yayılan primer dalgalar ilk uyarana ulaştığı anda bildirim gidiyor olması lazım. Yani merkeze yakınsan ya da bağlantıda herhangi bir yavaşlama olursa erken haber alamazsın. Aksi halde teknoloji el verdiğince ulaşır.

depremin enerjisi ses hızında yayıldığı için. bu uyarının süresi deprem merkezine olan uzaklığa göre değişir. deprem merkezine 10km uzaklıkta biri için bu 5-10 saniye kazandırabilir. tabi birincil dalganın erken tespiti de bu konuda önemli.

ama merkez üsten uzaklaştıkça zaten etkisini yitireceği için asıl yıkıcı olduğu bölgede erken uyarı sistemi bir avantaj sağlamıyor. 3-5 saniye önce uyarıyı alanlar depremin merkezinden uzaktadır.

@muhayyer divan "Hayır 5 saniyede ne değişecek acaba?"
Saka mi bu, her saniyenin onemi var.

@speedy

Bence asıl 5 saniyeye çok fazla anlam ve değer yüklemek şaka. Ne halde olacaksınız o anda bilmiyorsunuz. O anda telefonu görebilecek misiniz bildirimi alabilecek misiniz bilmiyorsunuz. Son derece saçma bir halde olabilirsiniz, iç dünyanız depreme hiç ummadığınız bir tepki de verebilir ve 5 saniyede hiç beklemediğiniz işler yapabilirsiniz, 5 saniye kadar kısa bir süreye bu ne çok değer biçmek??

Sanki binalarımız sapasağlam, sanki bu ülkede yaşam standartları sürekli yükseltiliyor, sanki insan hayatına verilen değeri sürekli yüceltiliyor... ne komiksiniz!!

modern dünyada neyse ki kimse "5 saniyede ne olacak ki yaaaa" gibi düşünmediği için bu tarz teknolojiler hayatımıza dahil oluyor.

5 saniye hiç ummadığınız kadar hayat kurtarıcı olabilir. Tabii ki bu insanın iç dünyası düşünülerek yapılmıyor bu sistemler. Ya da siz koşa koşa dışarı çıkın diye değil, güvenli bir pozisyon alın diye önemli.

Şimdi önce nasıl çalıştığını anlatayım:

basitçe anlatmak gerekirse telefonların içinde titreşimleri algılayabilen sensörler var. Genelde deprem öncesinde bizim doğrudan hissetmediğimiz bir ilk dalga geliyor. Sensörler bunları fark ediyor. Bir bölgede aynı anda binlerce telefon bu sinyali aldığı zaman Google diyor ki burada bir sismik hareket var.

Kendince tahmini bir ölçüm yapıp etki alanında kalabileceğini düşündüğü tüm noktalara uyarı gönderiyor.

Şimdi gelelim bu neden önemli?
-Yoldaysanız aracı güvenli bir şekilde durdurmak için 5 saniye yeterli bir süre. Şiddetli bir sarsıntıda araç kontrolden çıkabilir.

-Yukarda da yazılmış, trenleri, iniş yapan uçakları, pistte hareket eden uçakları durdurmak ya da en azından yavaşlatmak için zaman kazanıyor.

-Fabrikalarda tehlikeli makineleri durdurmak için yeterli süre.

-Eğer bir cihazı mesela bir vinç, bir güvenlik tertibatına bağlamak gerekiyorsa sarsıntı başlamadan yapabilmek için önemli bir süre.

-Bu uyarı insanlar bulundukları yeri terk etsin diye yapılmıyor. 5 saniyede binaları boşaltamazsınız. Ama bina içinde güvenli bir pozisyon alabilmek için yeterli bir süre.
Akut yıllardır "yaşam üçgeni" diye bağırıyor. Bina çökse bile, büyük ve sabitlenmiş eşyaların yanında doğru pozisyonu alan insanların sağ kurtarılma şansı daha yüksek diyor. 5 saniye içinde evde ya da ofiste doğru pozisyonu alabilirsiniz.

-Büyük binalarda merkezi sistemde doğalgazı otomatik kesmek için işe yarar.

-Binada yanan bir şömine, soba, kuzine varsa, 10-15 saniye kazanmak en azından bir sürahi su döküp söndürmeye yarar. Mesela çok acı ama 12 kasım 1999 Düzce'de kış başladığı için birçok enkaz içten içe yandı. Çünkü kıştı, herkes soba yakmıştı. O sobalar devrildi. O insanların çoğu 10 saniye önce bilse en azından sobasına su döker söndürürdü.

-Sokaktasın, en azından 5 saniyede binaların yakınından uzaklaşıp açık alana koşarsın.

Bu önlemler 1 kişinin bile hayatını kurtarabilecekse kurtarsın düşüncesiyle yapılıyor. Elbette büyük bir depremin etkisini hafifletmez 5 saniye önce haber almak. Ama yaralanma ya da kayıpları %5 azaltsa bile kâr.

Uyarıyor. Ancak bugünkü depremde bildirim gelmedi.

uyarı sistemi otoyoldaki tüm araçları uyarsa
yarısı yavaşlamaya karar verse
yarısı yola devam etse
tamamı kazaya karışır

hayat üçgeni muhtemelen oluşmaz, oluşsa da kimse 10 kat apartmanı kaldırıp sizi kurtarmaz (yardım bekleyenlerin %99,9999 una sıra gelmez)
enkazda kalırsanız bari naaşınızın bulunması için dua edin

bina iyi olacak bina stoğu yenilenecek
www.youtube.com

yani yapacak bir şeyiniz yok, endişe etmeyin

notere gidince kendilerine vekalet çıkartmanızı söyleyecekler sonra o vekalet ile sizin adınıza karşı tarafa dava açacaklar. dolandırıcılık değil ama üç kağıt var işin içinde, etik olmayan şekilde sizin ve olayın bilgilerine ulaşıyorlar. karşı tarafı dava etmek isterseniz edebilirsiniz zaten siz de.

olay şu hemen açıklayayım.
trafik kazalarında siz tazminatınız alıyorsunuz. olaydan belli bir süre sonra bu süre bu tip hukuk bürolarının bilgiye erişim hızıyla alakalı, size ulaşıyor ve alabileceğiniz ancak sizin talebiniz olmayan sigorta açıklarını kovalıyorlar. nedir? örneğin sizi tanıdıkları bir doktora ya da hastaneye götürüp %5-10 maluliyet raporu aldırıp karşı tarafa dava açtırıyorlar. Bu işlerin içinde tonla rüşvet dönüyor.
siz haklarınızı almış ve karşı taraftan bir hak iddia edecek bir kusur hali hazırda yoksa hiç girmeyin bu olaylara. sigorta şirketlerinden10 bin alıyolarsa size 2-3 bin veriyolar o noter belgesi karşılığında. gerisi bunların ve rüşvet dağıttıkları adamlara paylaşılıyor. yarın öbür gün bu çetenin ortaya çıkması durumunda siz de sıkıntı yaşarsınız. Özellikle sigorta şirketleri bu tip sigorta dolandırıcılığına karşı savaş halinde ve çok ciddi incelemeler yapıyor. en ufak bir şüphe yakaladıkları yerde de hukuksal olarak haklarını arayıp dava yoluna gidiyorlar.
Ha derseniz ki kazada yaralandım gerçekten sakat kaldım bunun hakkını elbette koşturun ancak bu tip yollarla sizin üzerinizden hakkınız olmayan paraları ne siz alın ne de başkalarına aldırın.

Hocam 2016 yılında yaptım aynı şekilde kaza, işyerime kadar geldiler. Hiçbirine yüz vermeyin surekli arıyorlar ben artık direkt tersliyorum

devletler buna epey ileri tarih atıyor. sora sora öğrenebilirsiniz. özelde de en uygun fiyatı geçen aylarda medical park vermişti. bazı özel hastaneler 15-16 fiyat verirken medical park 6-7bine yatırdı bir gece testi yaptı.

Soylenicek her seyi soylemissiniz.tapuya serh olayini sadece cok buyuk firmalar yapabiliyor. Dukkan sahibi degilseniz projeden yuzde 100 emin degilseniz o denli bi masraf yapmayin demekten baska sey gelmiyor akla. Mal sahipleri yuz vermiyor artik. Nufus cok fazla. Biri gidip biri geliyor. Karni tok adam umursamiyor biri tutmus tutmamis diye.

birçok sebepten bu durum senin içine sinmemiş. hevesin yüksek olduğu için hala tutulur bir yanını arıyorsun. bence sezgilerini dinle ve tutma orayı. daha içine sinen koşullarda bir yer elbet bulursun.

ayrıca senin olmayan bir yere bir milyon masraf da yapılmaz, onu minimize etmelisin.

dükkan elbet bulunur da bizim hem 2-4 milyona dükkanın kendisini alıp içine masraf yapacak bütçemiz yok hem de ocaktan sonra kiralar ve alacağımız malzemelerin fiyatı artacak diye acele girişip içini dizelim bir an önce diyoruz.

bir de 2 haftadır burada yer geziyoruz, 2 haftadır de başka şehirde gezdik, kimse ne isterseniz okey falan demedi herkes korkuyor kiracıdan. sadece klinik falan deyince biraz yardımcı oluyorlar işte ya senet yapmıyorlar, ya sözleşmeyi 1 yıl fazla tutuyorlar ya kirayı iniyorlar ama kimse tam içimize sinen bir şey yapmıyor, yapacak gibi de durmuyor.

tek tük kendi halinde ılımlı insanlara denk geldik ama onlar da ya sapa yerdeler ya da dükkanları küçüktü.

risk alacaksınız, en kötü her sene rayiç kira bedeli kadar artırmayı kabul edeceksiniz. rayiç kira alabilen mülk sahibi çıkarma satma gibi işlere girişmez kolay kolay.

"Ama bu emlakçı diyor ki biz burada büyük bir firmayız, sizi de (bir aracı mimar bey) bizle tanıştırdı, biz satış durumunda bile sizin orada duracağınız şekilde anlaşırız. Bizde yamuk olmaz falan demeye getirdi ama ticaret bu belli olmaz."

hukuk yazılı olan şeylere bakar siz mal sahibinin samimiyetine veya emlakçının samimiyetine güvenerek bu riski alırmısınız bilemem ben almazdım.


Kira kontratını avukata yazdırmakta fayda var cayma akçeli bir sözleşme yapılabilir.
kontrata "kiracının dükkan demirbaşına yaptığı faydalı imalatlar çıkarılması durumunda mal sahibinden güncel değeri ile rucü edilir" noter onaylı kira sözleşmesi olursa bir sıkıntı olmaz.

avukatınızla konuşun kira sözleşmenize şerh koyun, sözleşme 5 yıllık olmasın ama 5 yıldan önce sizi çıkartmak ya da dükkanı satmak istediğinde yaptığınız yatırımın amortismanının düşülüp zararınızın karşılanması için hakkınız saklı kalsın gibi. bilmiyorum bu işleri ama sesli düşünüzyorum. her ihtimali göze almak lazım. hele ki bu dönemde, dükkan fiyatı 1 milyonken biri 2 milyon verse anında satar dükkan sahibiniz.
saçma sapan rakamlar dolanıyor. kuzen bi dükkan aldı benim 350bine içini boyadı vs. emlakçıya verdi 1 milyon veriyorlar şimdi dükkana 4-5 ay içinde.
piyasa böyleyken ben olsam 1 milyon yatırım yaptığım yerin benim kontrolüm dışında kalmasına göz yummazdım hele ki bu yer benim iş kapım ticarethanemse. kritik bir konu. uzman desteği şart.

ilinizdeki akut birimine başvurun. belli dönemlerde teorik ve pratik eğitimleri açıp sınavla aday alıyorlar. koşulları zor ve operasyona katılabilmek için epey emek harcamanız gerekiyor.
Arama kurtarma faaliyeti hayati bir konu bu yüzden ciddiyet ve istikrarlı bir katılım istiyorlar.
istenen şartları sağlarım, emek ve zaman harcarım derseniz bir de nitelikleriniz uygunsa sizi aralarına alıyorlar.

Iatanbuldaysan geaya da basvurabilirsin. Teorik ve pratik egitimleri oluyor. Akutun yaptigi egitimleri ve sinavlari onlar da yapiyor. Yetkin olduguna karar verirlerse ekibe giriyorsun.
Zaman ve emek istiyor. Ortada hic bi sey yokken duzenli egitimlere katilman lazim.
Afet durumunda tum ekipleri akut gorevlendiriyor diye hatirliyorum.

akut sivil bir dernek, akut gibi onlarcası var. tüm bu sivil derneklerin resmi çatı kurumu afad. haftalık eğitim toplantıları bazen de haftasonu 1 veya 2 gün süren saha eğitimleri olur. eskiden bu eğitimler ve malzemeler ataşehirdeki bir alanda yapılırdı. düzenli katılman bu süreçte telsiz, ilkyardım vs belgeleri alman gerekir. bu ekiplerin hepsi gerektiğinde birbirleri ve yabancı ekiplerle ortak dili konuşmak üzere insarag yönergelerine göre eğitilir. bu sayede bir binanın üzerinde sprey boya ile işaretlenmiş özel sembollere bakarak. buraya profesyonel bir ekibin girdiği, kaç kişi çıkardığı ve içerde hala bilinen canlı olup olmadığı gibi konularda notlar bırakılır.

siyasi parti üyeliği
çalışma hayatım
ikametgahım

icra takibi

sgk/gss borcuma da bakın bence. benim saçma sapan gss borçlarım çıktı gittim sildirdim. çıkabiliyor.

Ben telekom/turkcell borç da bakıyorum, yıllar önce kapattığım bir telefon hattında kuruş mertebesinde borç kalmış, 3 buçuk liraya çıkmış 6-8 yıl içinde. Bu hafta gördüm ve kapattım.

Şu işe yaramıyorsa ocağı değiştir. (a101'de var)

www.hepsiburada.com

Kumtel'in ocağı bu herhalde. Yok hocam aynı sorun bizde de var çıkmıyor her gün silmemize rağmen.

Lekeden çok boyayla ilgili gibi.

çamaşır yumuşatıcısı bazı inatçı lekeleri kaldırıyor ocaktan. az biraz sulandırıp sıkıp üzerine bekletin. bir de böyle deneyin.

ikinci kez de kesinlikle olabiliyor, dışarıdan yeşillik vs sebze ürünlerin tüketilmemesi gerekiyor.
ayrıca tarih olarak: 1 limon suyu, biraz su, bir çay kaşığı şeker, yarım çay kaşığı karbonatla karıştırıp içerseniz rahatlatıyor.
ülser vs. gibi farklı bir rahatsızlığınız varsa uygulamayın derim :)

kendi soruma cevap yazıyorum.

8 ay geçmiş.

bende gastrit nüksetmemiş. midem şuanda gayet iyi.

geleim soruna. benim sorunum gaz sıkışmasıymış. duyuruyu ilk yazdığımda zar zor teşhis ettirmiştim 5-6 branş gezip. (en son dahiliyeye gittim orada teşhis ettiler aslında baştan oraya gitmeliydim hehe).

neyse meteospasmyl kullanarak atlattım aralarda sıkışıyor gaz. diyeti komple değiştirmek gerekiyor. baklagilleri hayatımdan komple çıkarttım çiğ sebzeyi de çok çok az yiyorum kırk yılda bir.

1.4 mpi benzinli otomatik i20 alma da ne alırsan al. ben yandım sen yanma.

bazen eğilip altına bakıyorum yakıt pompası mı delindi acaba diye.

Seat Ibiza
2019 model (2020 trafiğe çıkış)
1.0 Eco TSI
Otomatik Vites
Benzin
30.000km.

tekliflere açığım :)

2020-2021 model otomatik egea alırım, kafam rahat olur. 2013 dediğin araç 9 yaşında oluyor, onun derdiyle uğraşmaya değmez.

çok klasik bir model olmasın derseniz 2021 model citroen c3 de olabilir

egea cross, varsa otomatik ya da urban paket. O paraya cidden 5-10 yıllık araba alınmaz.

Dsg şanzımandan uzak dur (Volkswagen grubu), kuru kavrama yarı otomatik şanzıman harikadır vites ama saatli bomba gibi masraf açmayı bekler hele ki 8 9 yaşındaysa eski sahibi nasıl kullanmış bilemezsin.
Bence eat6 tam otomatik şanzıman Peugeot 308 allure paketlerine bakabilirsin. 450 500 bandında honda civic eco elegance fb7 kasasına temiz kmsi azsa bakabilirsin
Ayrıca Üstteki yazarın dediğine de çok aldırma güzel arabadır Hyundai. Tam otomatik vitestir otomatik şanzımanları sorunsuzdur, ben de i20 1.4 mpi style ov kullanıyorum 100 km de 7 litre yakıt harcıyor. Sürekli dur kalk yaparsan ayağın frende veya 3500 4000 devirde basarsan uzun yolda her araç yakar. Biraz karışık yazdım ama bunlar olabilir.

Yeni city'kere bir bak.

Buyurun Benim.
Sigorta Brokeriyim.

Fiyatları alırken "bekleme süresi"ne dikkat edin.
Mesela 5 aylık bir bekleme süresi olursa (ki genelde öyle oluyor) ve anında hamile kalsanız bile o sigortayı iki yıl ödemeniz gerekecek.
Doğumu kapsayan özel sağlık sigortasının 2 yıllık ücretiyle doğumu yapmayı düşündüğünüz hastanenin doğum, muayene, test vs. fiyatlarını karşılaştırmayı unutmayın.

Olur da hamilelik planladığınızdan mesela 15 ayda daha sonra gerçekleşirse o sigortayı 3 yıl boyunca ödemeniz gerekeceğini de göz önüne almayı unutmayın.

Anladığım kadarıyla çalıştığım dediğiniz şirket, hizmetinizi sattığınız firma. Yani sizi SGK'lı çalıştıran bir işveren değil, siz resmiyette baya baya şahıs firması olan ve fatura kesen bir küçük esnafsınız.

Eğer aynı zamanda sgk'lı olsaydınız zaten bağkur pirimi çıkmazdı, demek ki sgk'nız yoktu.

Şimdilik ödemek istemiyorsanız bekleyin, bizim memlekette sık sık bu konularda af çıkar. Bazen faizi silerler, ana borcu öde derler. Bazen de tüm primleri ve o günleri komple silerler (bu sanki daha önce bi kere olmuştu.)

Daha önce hiç sigorta girişiniz yoksa, ilk defa bu şahıs firması ile bağkurunuz ve doğal olarak sigorta girişiniz başladıysa;

benden bir büyük tavsiyesi, af çıksa bile asla geçmişi sildirme, faizi sildir ve ana parayı ödeyip geçmiş primlerin kayıtta kalmasını sağla. Zaman çok çabuk geçiyor, ben de 18-19 yaşlarındayken bu durumu sallamamış ve sigortamı yaptırmamıştım.

O zaman sigortamı yaptırsaydım, EYT sayesinde 3-5 sene sonra emekli olurdum. Bu durumda 60 yaşı bekliyorum.

2 nolu maddeyi af zamanı yapıyorlar. muhasebecinizle görüşün size haber versin. bağkura gidip silin benim günlerimi ve borcumu dediğinizde siliyorlar. tertemiz devam ediyorsunuz hayatınıza

yapılandırmayı bekleyin. yapılanma çıktığı tarihte ödenmemiş hizmetleriniz gün olarak silinir ve borcunuzdan düşürülür. diyelim 30 aylık 45.000 borcunuz var. hizmetinizden 30 ay silerler borcunuz sıfırlanır. zaten prim yatırmadığınız için herhangi bir kaybınız olmaz (ödenmiş aylar silinmez, ödenmemiş aylar silinir). yalnız yasanın çıktığı tarihle alakalı 2-3 aylık primi silmezler. onu da yapılandırarak ödemenizi tavsiye ederim.

yapılandırma düzenli olarak olan bir şey mi peki? yani yapılandırmayı beklerken 50-60 bin lira borçla dımdızlak kalmam değil mi? :)

yakınlarda eyt ile beraber bir yapılandırma konuşuluyor. yakın zamanda çıkacak

bence 8 ekim sonu demek ama bu konu hep muğlak olduğu için iyi ilanlarda 9 ekim dahil veya 8 ekim 23:59'a kadar belirtirler. teyit gerekiyorsa mecbur yayınlayan tarafa sormanız gerekebilir.

Ben 9 Ekim dahil olarak anlarım.

İşle ilgili bir konuysa 9 Ekim mesai saati bitimini düşünürüm.

9 ekime (dahil) kadar yazıyorlar genelde bunun gibi karışıklık olmaması için. garanti olması için 8 ekime (dahil) kadar işinizi halledin bence.

teyit etmek için yazana/yayınlayana sorun.

9 ekime kadar dendiğinde 9 ekim dahildir. anlam karmaşası olmaması için 10 ekimde geçerli olmadığı için 10'dan bahsedilmez. genel anlamda son günü ilan ederler, 9 ekim son gündür yani.

"kadar" kelimesi olduğu için 8 ekim sonuna kadar diye anlarım.

Bence ve mantıken dahil değil değil ama bu ülkede çoğu kişi dili yanlış kullanıyor ya da yanlış anlama yaşıyor bu tarz ifadelerde. Örneğin "Sabaha kadar çalıştım." demek ne demektir? Gece boyunca çalıştığımı, bunu sabaha dek sürdürdüğümü ama sabah olunca sonlandırdığımı anlatmış olurum. Başka bir örnek olarak da "Borcunu çarşambaya kadar ödeyeceksin!" diyebilirim. Çarşamba günü başlangıcından itibaren bana borçlu kalmanı istemediğim açık değil mi? E, aynısı neden "9 Ekim'e kadar" için geçerli olmasın? Saat belirtilmediği müddetçe 8 Ekim 23:59'a kadar geçerlilik var işte.

9 varsa isin icinde 9 dahildir. 8'ine kadarsa 9 demeye gerek yok.

bu sorun çok oluyor. cümlenin anlamı gereği 8 ekim'in sonuna kadar demiş olması lazım ama hep yanlış kullanıldığı için 9 ekim'in sonuna kadar demiş de olabilir. şimdiye kadar yanlış kullanan da çok olduğu için artık "9 ekim dahildir" veya "8 ekim 23:59'a kadar" diyorlar yukarıda da denildiği gibi.

süreç tamamen pazarlık aslında. onlar piyasadaki aracın marka model km ve temizlik durumuna göre bir fiyat araştırması yapıyorlar. bir fiyat belirliyor ve size sunuyorlar. önemli olan parayı ne zaman ödeyecekleri. bazı şirketler bu ödemeyi geciktiriyor, parayı kullanıyor. size en kısa sürede ödemelerini sağlayın öncelikle ikincisi fiyatı da itirazla belki biraz yükseltebilirsiniz. ama genelde önerdikleri gerçekten piyasa değeri oluyor.
anlaşamamanız durumunda iş uzuyor vakit geçiyor siz dava sürecine girebilirsiniz, bilirkişi vs. elinize bir şey geçmez. afaki saçma bir teklif değilse size sunulan.

Haklarını vermek gerekirse, arabam.com'un "arabam kaç para" modülünde ne değer biçilmişse onu teklif ediyorlar.
Fakat bir tık daha fazla verilebilir piyasaya bakıldığında.

öncelikle size teklif yapıyorlar. siz kabul etmezseniz kabul etmediğinizi söyleyip yeniliyorsunuz. siz ne kadar kabul etmezseniz de www.tsb.org.tr buraya göre değerleniyor. kabul ettiğinizde sizi notere yollayıp kazalı aracın satışı için sizden vekalet alıp aracı satıyorlar daha sonra anlaştığınız ücreti yatırıyorlar.

Geçen sene başka bir duyuruya verdiğim cevabı yapıştırıyorum

Öncelikle geçmiş olsun. Geçen sene ben de aynı durumu yaşadım, direk aracı perte çıkart. Ancak sana ilk verecekleri rakamı kabul etme.

Benim arabamın değeri yaklaşık 200.000'di. Önce 175 teklif ettiler, kabul etmezsem aracı yaptırıp bana teslim edeceklerini söylediler. Burada aslında fake atıyorlar, pazarlığa açık oluyorlar.

Şu maili attım:
"xxx plakalı aracım için firmanın 175.000₺ değer karşılığında perte çıkartmayı teklif ettiğini belirttiniz ancak sahibinden.com’daki ilanlara bakıldığında aracımın şu an 230.000-240.000 seviyesinde ilana koyulduğu gözükmektedir. İlanlardaki fiyatların nispeten fazla olduğu da düşünülürse aracımın değerinin minimum 210.000 ₺ olduğunu belirtmek isterim. İlgili ilan linklerini aşağıda bulabilirsiniz.

Aracımın gerçek bedeli olan 210.000₺ üzerinden perte çıkartılmasını talep ederim. Aşağısında bir rakam kabul etmeyi düşünmemekle birlikte her türlü yasal hakkıma başvuracağımı bilginize sunar tekrar değerlendirilmesini rica ederim"

Bundan sonra 190b teklif ettiler, şu maili attım:

"Daha önceden de belirttiğim gibi aracımın ilan fiyatları 230.000 – 240.000 seviyesindedir. Buna göre aracımın değeri şu an minimum 210.000 TL’dir.

Sebepsiz yere 20.000 lira değer kaybını kabul etmem mümkün değil. 205.000 lira olarak revize ederseniz perte çıkması uygundur, aksi halde tahkim mahkemesine giderek hakkımı arayacağımı bildirmek isterim.
"

Sonuç olarak 200b verdiler ve perte çıkarttık.

Umarım yardımcı olur.

standart prosedür. miktarda okeyseniz imzalayın paranız size söylenecek vadede hesaba yatar. adı ibranamedir o belgenin. ibranamelerde para banka hesabı yoluyla alacaklıya geçmeden geçerli değildir. yasal sıkıntı yaşamazsınız bu yüzden.

Yurtdışında yaşayan Türkler, Türkiye'de sağlık sigortası yaptıramıyor. Yabancı derken kastınız ne?

Sigorta şirketleri de, sigorta paketleri de 3 aşağı 5 yukarı aynı. Ama anlaşmalı oldukları sağlık kuruluşları farklı. Onun için öncelikle gitmeyi düşündüğünüz sağlık kuruluşunu seçip onunla anlaşması olan sigorta şirketlerine bakmanız daha akılcı olacaktır.

Biz 4 senedir yurt disindayiz, ozel saglik sigortasinin primlerini odeyerek devam edebiliyoruz kullanmaya. Ancak ilk policeleri hali hazirda Turkiye'deyken olusturmustuk.

Yabancilarin fiziksel olarak Turkiye'de bulunmasi gerekli sigortayi yaptirabilmek icin. Hatta sirf oturum izni amacli sigorta yaptirabiliyorlar. Oturum izni icinse Nimpo muydu neydi oyle bir yer vardi ucuzdu epey, gerekliminimumlari sagliyordu. Normal kullanim icin ise Allianz'a bakabilirsiniz, ucuz olmayabilir ancak epey kapsamli paketleri var.

çok teşekkürler eksik ifade etmişim, türkiyede ikamet eden bir yabancıya ait sağlık sigortası yaptırmak istiyoruz.

Mapfre

yabancılar türkiyede sağlık sigortası yaptıramıyor. yalnızca yabancılara özel sağlık sigortası adı altında sadece acil müdahale vb. konuları kapsayan bir poliçe mevcut. tıpkı bizim yurt dışına çıkarken yaptırdığımız seyahat sağlık benzeri bir ürün. öyle bizim türkiyede yaptırdığımız özel sağlık, tamamlaycı sağlık gibi ayakta ve yatarak tedavileri vs. olan poliçeler değil. yabancı uyruklunun tc ya da geçici tc si yoksa sigorta yaptıramaz. türk sigorta şirketleri türk menfaattarları sigortalayabilir.
yabancılar için ülkemizde kesilen poliçelerde de en uygun primi türk nippon sigorta veriyor @taurina nın dediği gibi.

Ben nedense hep Casionun saat yüzünü sevmişimdir. Param ancak ona yetti uzun zaman belki ondan :)
Diesel çok daha sade duruyor, casio biraz daha dolu dolu gibi, bana daha çekici geldi.

4ü arasında 1 numaram diesel oldu

dizel

diesel +1

Param varsa tissot prx quartz veya otomatik saat alırım efsane bişey

Casio yubal yarın elden çıkartmak istesen bile kolay satarsın

dizel. çünkü casio'nun kordon rengi daha açık ve hoş durmuyor.

görsel diesel,
kalite casio

casio'nin kordon rengi kotu +1.

Diesel bir saat markası değil. Ne markası olduğu belli de değil. Bence casio

Casio siyah kordon.

casio +1
diesel sahte saat gibi duruyor.

sıkıntı yok ilaç isteyin çiçekçilerden. gösterin fotoğrafını, ilaçları var fıs fıs sıkıyorsun gidiyorlar.

Kulak çubuğuyla alkol (kolonya da olur)sürmeyi dene bir tanesine. Bir gün bekleyip sonucu gör. İşe yarıyorsa ve bitkiye zararı yoksa devam et.

abim oppo almış 4 kusur bin e
en basic ama her şeyi yaptığın bir telefon. oyun falan değilse derdi. fazlasıyla iş görüyor.

A32 kullanıyorum 5 aydır memnunum
Babama da oppo aldık 4.500 civarı o da kullanılabilir bi telefon

Aşırı pahalı olmayan

6000 civarı samsung m23

Realme GT master edition

Bu tam F/P ürünü gibi görünüyor

S21 fe.

internetin çekmesiyse çok yazık ki turkcell.

vodafone kesinlikle çekmiyor. ben kullanıyorum ve nefret ediyorum.

Turkcell Van'da interneti çok yavaş, senelik paket olmasa telekoma geçerdim

İnternetin ya da telefonun herhangi bir şekilde çeksin istiyorsan tartışmasız Turkcell. Turk Telekom, Vodafone ve Turkcell'i hem şahsi numara hem iş telefonu sayesinde çeşitli yerlerde kullandım. Turkcell kesinlikle.

20 küsur yıldır Vodafone kullanıyorum. Bu seneki kadar rezil olmadi hiç. Türkcell mi bilmem ama kesinlikle Vodafone değil..

Ben Türk telekom kullanıyorum, fiyattan tarifeden dolayı arada geçiş yaptığım da oldu turkcell'e, bimcell bile kullandım ama vodafone'a hiç geçmedim. Çevremde "telefon çekmiyor" diye şikayet eden biri varsa vodafone musun diyorum evet diyor. En olmadık yerlerde bile çekmiyor. Vodafone'a geçme de nereye geçersen geç gibi bi durum.

belediyelerin kursları oluyor. oradan belge alıyor herkes.

e belediye kurs açmazsa kahveci açamıyor muyuz yani :D

açabilirsiniz canım. normal esnaf dükkanı işte. eczacı gibi belgeye, antrenör gibi lisansa filan gerek yok.

hiç uğraşma aç kahvecini belediye bi ara gelip isteyebilir o zaman da yönlendirir gider parasını yatırıp belgeyi dükkana asarsın, hepsi para almak için fasa fiso

Bir sürü meb onaylı sertifika veren yemek okulu vs var zaten. 5-10bin bir şey verip bir aylık eğitimden sonra belgenizi alıp açıyorsunuz.

Herkes böyle açıyor:) Yani çoğu. bunlara uymayanlar da var ama gerek yok risk alıp işi yokuşa sürmeye.

(git: www.eksiduyuru.com) bunun gibi mi?
bunun için içine yazı yazabildiğin her siteyi kullanabilirsin.

kişiye özel bir link gibi bir şey olsun.
siteye yönlendirme değil.

notion
youtu.be

note anywhere diye bir chrome eklentisi var

chrome.google.com

ben herhangi bir site ile ilgili not almak istedigimde kullanıyorum. ornegin eksiduyuru sitesine her girdiginizde eklediginiz not cikiyor. siz notu silmediginiz surece her eksiduyuru'ya girdiginizde o notu gorebiliyorsunuz

İyi motor. Bakımları ve yedek parçası pahalı diye biliyorum. Ayrıca geçen baktığımda bayiilerde yoktu. Ön kayıt gibi bir şey yapıyorlar, isim vs yazdırıyorsunuz gelince alıyorsunuz vs.

cross/enduro dan harleye çok fantastik olmaz mı? ben tavsiye etmem açıkçası.
onun yerine chopper/cruiser tazla 250 lik bir motorla başlaman oturuş, sürüş, ergodinamik vb. konularda daha yardımcı olacaktır.
kazasız belasız.

o nasıl bir dönüş harbiden :)) erty_ksk +1.

Ablam daha yeni aynı modeli aldı İstanbul'da, bulunabiliyor. Ancak başlangıç için 0 motor almayın derim, ikinci olarak motosikleti kullandıkça insan ne istediğini daha iyi anlıyor bugün cruiser yarın sport touring'e kayabilir mesela. Yere yakınlığı kontrol kolaylığı açısından bende 250lik cruiser öneririm.

biz üniversitelerin ilgili bölümlerine yazıyoruz öğrenci işleri üzerinden onların öğrenci mail portalları oluyor ve son sınıflara mail geçiyorlar. günümüzde linkedini de sık kullanıyor öğrenciler. her iki yöntemle de ilerlediğimizde stajyer rahatlıkla bulabiliyoruz.

iş arayan bir arkadaşım var. isterseniz önerebilirim.

Linkedin’den gonderi cikin

terekenin tespiti davası açabilirsiniz.

aynı şekilde yasal varis belgenizle sigorta bilgi merkezine de talepte bulunup ölen kişinin mevcut yaşayan poliçeleri olup olmadığı bunlardan doğan haklarınızın olup olmadığını da sorgulayabilirsiniz. çoğu kişinin atladığı bir konu ancak günümüzde çoğu vefat edenin de sigortalarının olduğu doğan hak olmasa da bunların ölüm sebebi iptalini en azından bu vesile ile prim iadesini alabilirsiniz.

E-devlet şifresi varsa orda çıkıyor olabilir. Hayatta olanlar için görünüyor.

@prole kişinin ölümüyle birlikte e-devlet'i ölüm belgesi düzenlendiği an siliniyor. solskjaer +1.

"Tüm bankalara tek tek sormak gerekiyor" demişti birisi. İnanmamıştım.

Hocam selam, bddk sitesinde ve e devlette ilgili kişinin mirasçılarının mirasçılık belgesi ya da veraset ilamı bilgileri ile erişim sağlanabiliyor

bir bankacı tanıdığınız varsa tüm bankalarda sahip olduğu hesapları ve kredi kartlarını görebilir. ama gerçekten en hızlı yolu tüm bankalara tek tek gidip sormak.

Aynı sorunu birkaç hafta önce ben de yaşadım, alt komşunun banyosuna bizden su gidiyordu. Kendim çözdüm.

Öncelikle suyun aktığı merkez noktayı alt kattan bakıp tespit edin. Mesela bizimkinde klozet sifonunun yere kaçırdığı su, yerdeki gidere akarken giderin oradaki mikro boyutta kalkmış olan derzden betona yürüyormuş. Minicik bi açıklık. Bastım silikonu çözüldü sorun.

Borularda vb kaçak yoksa önce bu şekilde sorunu tespit etmeye çalışın. Olmadıysa da tesisatçı çağrılacak mecburen. Tesisatçı da çağırdım ayrıca birkaç hafta önce ana vana değişimi vb gibi birkaç kalem iş vardı 250 TL'ye halletti.

Yıllar önce de yine banyomdan alt kata akan suyun sebebi duş teknesinin kenarında kalkmış bir silikon parçası nedeniyleydi. Silikonları komple söküp yenileyince geçti.

Silikon iyidir yani.

Konut sigortanız varsa sigortadan yetkili bir usta talep edebilirsiniz.
sigortanız yoksa sigorta şirketlerinin tesisatçıları becerikli oluyor. onlardan birini bulup işinizi görebilirsiniz.

@msb ustayı nereden buldun acaba?

@erty sigorta şirketlerinin ustalarını nereden bulabilirim?

@tute, aslında usta aramıyordum, Kadıköy'de malzeme aldığım nalburla vana montajını konuşurken muhabbete kenardan dahil olan bi tesisatçıya tamam gel sen tak dedim iş acil olduğu için. Tesadüf yani. Onun haricinde benzer işler için Armut kullanıyorum en azından yorumları vb oluyor. Ama su kaçak işi sıkıntılı bir durum. Hiç yoktan basit bi silikon işi için tüm banyoyu kıralım diyen art niyetli ustalar olabilir. Önce kendiniz bi gözlemleyin banyoyu dediğim gibi.

Üst banyonun zemininde ıslaklık var mı? Mesela duşakabin teknesinin altında ıslaklık var mı?

Yer süzgeci etrafında ıslaklık var mı? Tuvalet taşının arkasında yerde ıslaklık var mı? Taşın arkası kapalı bir modelse taşın sökülüp de temiz su bağlantılarının kaçırmadığına emin olunmalı.

Banyodan alt kata sızdıran suların %90 nedeni zemindeki suyun bir yol bularak @msb'nin anlattığı gibi o yoldan emilip zamanla doyunca aşağı kusmasıdır.

Bu suyun emildiği yerler çok değişmez;

1: Duş teknesi sifonunun etrafı, gider tıkandıysa taşan su bu kenardan emilir.

2: Yer süzgeci, süzgeç ile seramik arasındaki çatlak ve boşluklardan zemindeki su emilir.

3: Tuvalet taşının giderinin kenarları, yine boru ile seramik arasındaki boşluklardan su gider. Bunun nedeni genelde rezervuar ya da taharet suyunun damlatması ve oradan yürümesi nedenidir.

4: Lavabo giderinin duvardaki boru ve seramik arasındaki açıklık, ve de bataryadan ya da ara musluktan sızan suyun duvardan emilmesidir.

Dediğim gibi %90 bu saydıklarım nedeniyledir, kalan düşük ihtimal ise döşeme içindeki boruların çatlaması ya da ek yerinin açması nedeniyledir.

Onu da normal tesisatcı bulamaz, özel cihazları olan birilerini çağırmanız gerekli. Arıza yeri cihazla tespit edilip o bölge kırılmalı ve yapılmalı.

@john ben boru çatlamıştır diye düşündüm. düşük bir ihtimal mi gerçekten? yani genel olarak derzlerden vs. sızıntıdır değil mi? bu durumda çatlakları kapatsak çözülür mü?

bir de dairenin ana vanasını kapattığımız zaman damlayan su kesilir mi?

Boru çatlasa çok daha fazla akış olur.
Tüm derzleri kontrol et. Koçtaşta falan hazır derz dolguları satılıyor, kendin yapabilirsin.
Vanayı kapatınca hemen damlama kesilmez, betonun emdiği su bir süre devam eder.

banyodan su damlıyormuş ama bu sorundan dolayı o banyoyu uzun süredir kullanmıyoruz. ancak kullanmayı bıraktıktan sonra da su damlıyordu sanırım. oradan su gitmesi garip geldi. bu yüzden boru diye düşündüm.

bir de banyodaki vanadan su damlıyor. bunun nedeni ne olabilir?

Öncelikle dediğim noktalara gözle bakın, bir ıslaklık veya banyo kullanıldığında buralara ulaşan su var mı test edin.

Bunlardan en zoru tuvalet taşına bağlanan rezervuar ve taharet borularıdır, bunlardan damlama ve sızma çoğu zaman farkedilmez, sızan su yerdeki gider borusunun yanından şapa ve alt kata sızar.

Edit:

Şapın emdiği su miktarı aşağı damlayıp bitene kadar sızma devam eder, banyoyu kullanmasanız da vanaları kapatsanız da önceden emilen suyun bitmesi vakit alır.

Hangi vanadan su damlıyor?

aslında şöyle. fayansta çatlak varmış sanırım. oradandır diye düşünüp derzleri yeniledim. sonra devam edince belki borulardandır diyerek banyoyu kullanmayı bıraktım. uzun süre sızmaya devam etti. bu durumda ne kadar devam eder damlaması? 1 hafta devam eder mi şapta kalan su?

borudan olup olmadığını nasıl anlarım? ana vanayı kapatsam, banyoyu kullanmasam ve 1 hafta beklesem su damlamasa fayanslardandır o zaman değil mi? eğer borulardan değilse ben de halledebilirim sanırım.

banyoda 2 tane kırmızı vana var. bir tanesinden su sızıyor. ana vanayı kapalı tutuyorum o yüzden.

Tamamen kesmese de ciddi oranda damlama azalır süre geçtikçe, gözlemleyin mutlaka.

O damlayan dediğiniz vanadan büyük ihtimal ile problem, siz sadece damlayan damlaları görüyorsunuz ama damlama harici boğazından geri süzülüp duvardan aşağı yürüyor olabilir.

Bi yakın foto atın bakalım.

@john banyoyu kullanmadıktan sonra ve vanayı kapattıktan sonra neden tam anlamıyla kesilmez damlayan su? şaptaki su bittikten sonra hiç damlamaması gerekmez mi?

fotoğrafı ilk soruya ekledim. vanadının duvarla birleştiği yerden su sızıyor. kırmızıyla çizdim orayı. derzin dibinden.

%99 problem boradan, vana boğazından duvara su sızıyor ve o aşağı yürüyor. Zemin suya doyunca ilk bulduğu zayıf noktadan alt kata sızıyor.

Şimdi bir tornavida ile vananın boğazının etrafındaki derzi güzelce ve yavaşça aç, vananın boğazını ve etrafını rahatça gör.

Büyük ihtimal ile boğazdaki o somunu çok hafif sıkınca damlama ve sızma duracaktır.

Derzi açma sebebimiz içeride bir çatlak vs var mı vanada onu görelim.

çok teşekkürler :) çözüldü sanırım. orayı kazıyınca suyun yukardan geldiğini farkettim. sonra baktım ki yukarıdaki kör tıpadan sızıyormuş. orayı da açıp tekrar sıkınca sorun çözüldü. artık oradan su sızmıyor. 2. resmi ekledim.

peki bu durumda başka yerden su gelmediğinden nasıl emin olabilirim? banyoyu kullanmıyoruz ama bugün fayansları 2 kova suyla temizlemiştim. fayanstaki çatlaklardan su sızmış olabilir. 1 hafta bekledikten sonra mı bakayım alt kata? ne kadar süre geçmeli?

Şimdi tespit ettiğiniz sızıntıyı giderdiğinize göre, banyoyu kullanmaya devam edin. Devam edin ki alt kata sızan su durursa arızanın oradan olduğunu anlar ve konuyu kapatırız.

Resmen interaktif tamirat yaptık valla bravo :)

aynen bu şekilde çözüm bulmak daha faydalı oluyor birçok kez :)

aslında şöyle. fayanslardan 1-2 tanesi çatlak. orasından da su alıyor olma ihtimali yüksek. o yüzden onları tamir etmeden kullanmayım dedim ve bir süredir kullanmıyorum. oradan kesin alıyordur. bir de belki bahsettiğin gibi kenarlardan sızıyordur. 3. olarak da borular çatlamış olabilir. fayans sorun değil. üstüne fayans yapıcam ama boruların sağlam olduğundan emin olmak istiyorum. 1 hafta banyoyu kullanmayım diyorum. sızıntı devam etmezse borularda sağlamdır sanırım. ama bugün yıkadığım için biraz su gitmiş olabilir. bu ne kadar sürede kurur?

konut sigortalarında fiyatlar bina dahil hariç olmak üzere değişir. deprem ana teminatını eşya için mi alıyorsunuz bina + eşya için mi alıyorsunuz primi en çok etkileyen şey budur. bina için ise dairenin m2 si yapım yılı hangi il ilçe ve mahallede olduğu da fiyatı neredeyse 3-5 kat değiştiren bir konu. sigortacınızdan teklif isteyin, farklı şirketlerden farklı konut teklifleri alıp karşılaştırmasını isteyin. bazı poliçeler ek asistans hizmetler veriyor, halı yıkama koltuk yıkama kombi bakım vs. gibi. ayrıca farklı tesisat işleri için de yılda 3 kez kullanım hakkı veren poliçeler var. bu hizmetleri kullandığınızda hatta çilingir hizmetinde bile poliçe primine göre zaten avantajlı oluyorsunuz. olası bir konut poliçesi hasarınızda zaten sigortanın avantajlarını sonuna kadar kullanıyor oluyorsunuz. bence yaptırın. düzgün bir aracı ile poliçenizi alabilirsiniz. Unutmayın sigorta satılırken değil, hasar ödenirken sigorta aracısının hizmet kalitesi ve tecrübesi belli olur.

en iyisi spigen
gerisi hikaye

yaklaşık 5-6 yıldır aynı baseus mıknatıslı tutucu kullanıyorum. aşırı memnunum

Onlarcasını deneyip çöpe atmış biri olarak Baseus markasının mıknatıslıları çok başarılı. En sarsıntılı yollarda en ağır telefonları bile bana mısın demeden tutuyor.

www.youtube.com
www.akilliphone.com

Ben linkteki Baseus'u kullanıyorum. Çok memnunum

www.amazon.com.tr

şunu aldım amazon öneriyor diyince;

www.amazon.com.tr

hobimtek Att-39 diye bi ürün.kullandığım kadarıyla memnunum, umarım zaman içinde de memnun devam ederim :)

Evde çocuk varsa, koltukların da süpürülmeli önemli. Bu yüzden ben şarjlı süpürge aldım. Robot süpürge için ayrıca bataryalarının çok çabuk bittiğini de duydum.

alacağınız markaya göre değişir.
şarjlı süpürgelerde dysondan başkası yalan. şarj pil vs çok sıkıntı, robot süpürgede xiaomi gayet iyi.

Robot süpürge tek başına yetmez. İkisinden biri olacaksa kablosuz süpürge.

v15

Kablosuz süpürge, bosch ya da dyson

Evde kedi/köpek var ise her gün süpürülmesi gerekliyse robot süpürge

Bana kalırsa önce kablosuz süpürge alınır, eski usül süpürgeden kurtulunulur.

Sonra destekleyici olması için robot süpürge alınır.

Robot süpürgenin de bataryası kullanıma bağlı olarak 1-2 senede cidde şekilde azalıyor. Bataryalar 500-1000TL arası bilginize.

Ama kablosuz süpürgelerin bataryası daha uzun dayanıyor nedense benim deneyimlediğim o. dyson, philips ve grundig kullanıyorum farklı evlerde. Dyson 6, philips 3, grundig 1 senedir yarı yolda bırakmadı. Fark ettiyseniz ekonomi marka tercihimi etkilemiş :D

kablosuz > robot kesinlikle.
ikisi de var evde.
özellikle ev geniş değilse ve dağınıksa robot süpürge çok işlevsiz kalıyor. yine de her türlü önce kablosuz süpürge, mümkünse dyson.

halı varsa veya yerde kablolar oluyosa robot akmıyor ya. bir de robotun kendisini temizleme durumu var; haznesi tekerlekleri etrafi falan ben ondan bikip kablosuz sarjli aldim gayet memnunum. roidmi x20 veya x30 tavsiye edebilirim.

robot süpürge rutin temizlik anlayışınızı olumlu yönde bayağı etkileyecektir. bizim evde kedimiz de var. her gün mutlaka süpürmek gerekiyor ve ben kablolu kablosuz farketmez, çok üşenirdim.

şimdi her gün robotla bir tur geçiyorum, bazen iki defa bile çalıştıryorum. haftada 1 veya maks 2 defa normal süpürge ile süpürüyorum. kablosuz süpürgenin kablolu süpürgeye nazaran bir artısını görmedim evde her yerde priz var zaten. çok önemsiz bir konfor artışı sağlar süpürgenin kablosuz olması.

ama evde sadece bir süpürge olacaksa öncelik kablolu/kablosuz süpürgenindir. evlerin çok büyük bir kısmı robot süpürgenini erişemeyeceği alanlardır.

allianz dan başkası yalan.

kişiye göre değişiyor. allianz en iyi şirketlerden biri evet ancak şartları bazı sigortalara göre daha katı olabiliyor. mesela allianz 65 yaşa kadar sigorta başlatırken 80 yaşa kadar sigorta veren şirketler var. geçmiş hastalıklar hariç tutulurken geçmiş hastalıkları da kapsama alan şirketler var. sizin örneğiniz için geçerli değil belki ama doğumda bekleme süreleri değişkenlik gösterirken bekleme süresiz poliçe tanzime den şirketler var. dolayısıyla tamamen kişiye göre değişkenlik gösteren sağlık sigortalarında sigortalının sağlık geçmişi, sigorta ihtiyaç sebebi ve bu bilgilere göre alternatiflerin her zaman bakılması faydalı olacaktır.
sağlıklı günler dilerim.

@erty_ksk konuyu yeterince özetlemiş.
Bir ilave de ben yapayım.
Her sigorta şirketinin her özel hastane ile anlaşması yok.
Sizin gidebileceğiniz ya da gitmeyi gönlünüzden geçirdiğiniz hastanelerle hangi sigorta şirketlerinin anlaşması var konusunu da göz önünde bulundurmanızda fayda var.

Anadolu, Allianz, Axa, Türkiye bunlardan herhangi biri ile çalışabilirsiniz

mesajları belli bir süre sonra silinecektir. demek

çok tehlikeli bir ikon. mesajlar bir süre sonra silinecek demek. yani adamla konuştuğunuz ve şöyle olsun, böyle olsun dediğiniz şeyler, oradan silinecek. yarın delil olarak kendisine gösteremeyeceksiniz.

Zara’daki daha şık bence.

Zara olan İkinci Dünya Savaşı'ndaki Nazi subayı kıyafeti gibi duruyor. İlki daha iyi.

mango

Zara'dakini aldim, iade ettim. Bence kolay kombinlenecek bir kaban degil kumasindan dolayi. Biricik bi tarz gerektiriyor. O yuzden mangonunki gorundugu gibi daha klasik ve yardimci bi parca bence. Ikisi icin de uzun boy sart bu arada. Ben 173 boy 53 kiloyla zara'da kayboldum gibi oldu. Bence 175 ustu ince yapililarda daha guzel durur. Mango da ayni sekilde ama yine de daha uyumlu o.

Fotoğraflara bakınca Zara'nın modeli çok kaba, Mango'daki daha az kaba gözüküyor. O yüzden Mango +1 Ama bence ikisi de denemeden alınmaması gereken modeller.

doğu cephesine seferberlik emri gelmediyse ikisini de abartılı buldum ama bunlar arasından mango diyorum

zaradakinin pahalı olmasının sebebi %75 yün olması. çok daha sıcak tutacaktır. o sebeple zara. ayrıca vücut yapını bilmiyorum ama mango tipli paltoları ben çok seviyo olsam da bana hiç yakışmamıştı. üzerinde duruşuna göre karar vermek lazım. imkan yoksa bence zara olan. çünkü riskli değil, her türlü beline oturunca kemerle yakışacaktır.

bu tarz kaban alirken benim en dikkat ettigim seylerden biri belinin kemerle baglanabilir olmasi. bilmiyorum ne kadar usuyen bir insaniz ama, ben beli bol kabanlarimda alttan soguk girdigi icin cok usuyorum. bu yuzden ikisinden biri olacaksa zara diyorum.

Mango +1 ama bence ikisi de denemeden alınmaması gereken modeller +1
ikisi de uzun boylu ve ince olmayi gerektiriyor +1

Mango

Ben zarayı beğendim kendim için de deneyeceğim. Bir kere yün oranı çok fazla. Modeli de yakışırsa güzel. Tam zamansız kaliteli dolap parçası. Bayılıyorum bu kadar yünlü şey görünce. Tüm kıyafetler polyester artık kaliteli bir şey bulunmuyor. Bulmuşken almak lazım.

Kesinlikle Zara.
Başka markadan çok benzer modelini kullanıyorum, çok memnunum. İçine gömlek de giysen kalın kazak da giysen sweat de giysen aynı görünmesi süper. Ve asla sıkmıyor.

yün sıcak tutar ama terletmez daha hava geçirgen bir kumaş

"kaynayıncaya kadar karıştırıp altını kapatırım ve birkaç saat soğumasını beklerim. " KISMINDA SORUN BAŞLAR. YAPTIĞINIZ KARIŞIM KATILAŞIR VE TEKRAR ISITMADA O DONMAYI AÇAMAZSINIZ.

Peki şunu sorayım, kaynayan tencerenin içine çırpılmış şeker ve yumurta sarısını yavaş koyarken karıştırsam homojen kıvam elde edebilir miyim? Yumurta beyazı olmadığı için belki sorun olmaz. Tatlı konusunda pek tecrübem yok maalesef.

Çorba terbiyesi ya da pastacı kreması yaparken olduğu gibi sıcak karışımdan 1-2 kaşık alıp yumurta sarısıyla karıştırsanız, böylece sıcaklığını biraz yükselttikten sonra tencereye ekleseniz kesilmeden pişmesini sağlayabilirsiniz. Sonuçta çıkacak tatlı konusunda şüphelerim var, denerseniz ve güzel olursa bana da söyleyin :))

@kobuzchu kiz, dediğiniz gibi yaptım. Aşırı güzel oldu, Crème brûlée à la turque :) teşekkür ederim.

eleneni de 1 hafta yanlarında gezdiriyorlar.

@sizofren06 tamam, biliyorum. o ihtimali de dahil ettiğim için yemek yiyen davetlileri hesaba kattım.

Muhtemelen eleme kayıtlarını yayından 1 gün önce ya da aynı gün çekiyorlar.

sağlıklı ve etkili bir yol olması için tuzlu su en iyi çözüm.
1 lt suya 1-2 yemek kaşığı tuz eritip burnunuza çekin. boşaltıma yardımcı olur.

kesine yakın burnunuzdan et & kemik parça alınıp hava yolunun açılması lazım.
kbb cerrahla (mümkünse özel hastane) görüşüp ameliyat olun.

Telefondan yazdım, düzeltemiyorum. Yazım hataları için kusura bakmayın.

if ankara - tunus caddesi

Abi yok mu şöyle telwe gibi "eski yeni" gibi ya da eskiden olduğu gibi Sakarya caddesindeki canlı müziğin olduğu irili ufaklı yerler ya? Ankara'da bitti mi bu olay? If, 6:45 vs değil, böyle küçük bir gitarist bir solist söyleyen eğlendiren bir yer yok mu?

last penny iş görebilir.

Zeppalin var mahall veya maidanda farkli gunler farkli konseptlwrde canli muzik var.
Umitkoyde casetta ve lee harweys var. Tunalida sixto ve black pub var. Hepsini instagramdan inceleyip karar verebilirsiniz.

Cinnahta kırık plak meyhane var. Eskileri çalıp söylüyorlar. Sahne iyiydi, şirket yemeği için misafirleri götürdük. Eğlendirdi. Farklı dans ve şovlar da var. Güzel bir gece geçebilir.

Last Penny

ay benim de hemen sesim titrer ağlamaya başlarım. varsa çaresi ben de istiyorum.

Ses titremesi, ağlamak değil aslında baya baya boğazım gıcıklanıyor ve konuşamayacak duruma geliyorum; öksürük tutuyor. Su bulana kadar da baya kötü oluyorum. Fikri olanlar varsa sebebini merak ediyorum. Bunun için doktora gidilir mi, gitsem ne diyeceğim, hangi bölüme gideceğim bilemedim.

Bi iki maça git tezahueat et bak bakalım kalıyor mu? Çok sık yapmadığınız için bir de stres anında boğaz kuruyor ve tahriş oluyor. Daha çok yüksek sesle şarkı söyleyip boğazınızı çalıştırın kısa zamanda bunun kalmadığını göreceksiniz

benim de çok gülünce oluyor. alerjiyle falan bir ilgisi olabilir mi acaba bilmem ki.

aküyü bekletip çalıştırmak akünün durumunu toplamak anlamına gelmiyor. akü gidikse bekletmek daha kötü sonuç doğurur.
bence aküde sorun aküye baktırın. olmadı bujilere bakılması gerekebilir. araç km. yaşı vb. bilgiler vermeniz de çözüm önerileri için faydalı olabilir.
en önemlisi akü kaç yaşında onu da biliyorsanız bence söylerseniz daha iyi olur.

araç 2021 mart çıkışlı. akü de arabayla beraber geldi. 1.5 senelik bir akü. ama dediğim gibi bir kaç kez boşalttık aküyü ve kablo yardımıyla tekrar doldurduk. bu zarar veriyor muydu aküye bilmiyorum. sanırım aküyü bir çeşit ölçme durumu var onu yaptırıp gerekirse yeni akü almak gerekir gibime geliyor.

problem olasi nedenleri;

- aku zayifladigi icin olabilir, aku bitince genelde anahtar cevrilince arac hicbir tepki ve ses vermez. ekranda isik bile verirken guc yetmeyebilir.
- sarj dinamosu bozuktur ve araci kullanirken aku sarj olmuyordur. bunda da olay akunun bitmesine bezer belirtiler.
- mars dinamosu kaynakli olabilir, akuden alinan elektrik ile motora ilk hareket verilemiyordur. (eger kontak cevrildiginde aractan tik sesi geliyorsa ve calisir gibi yapip calismiyorsa buyuk ihtimalle bundan kaynakli olabilir)
- arac atesleme sisteminde problem vardir. mars dinamosu ilk harketi veriyor ama motor gerisini ateslemiyordur.

bunlardan herhangi biri olabilir.

Marş basarken klima, radyo, aydınlatma gibi unsurların çalışıyor olması marş dinamosuna zarar verir marş basarken tüm elektronik aksamın kapalı olduğundan emin olmanızı tavsiye ederim muhtemelen marş dinamosunda sıkıntı vardır.

Akünün ölmesi için bu yaş çok erken, ama akü araçtan daha yaşlı olabilir üretim yılı olarak.

Bahsettiğiniz hareketler zayıf akünün belirtisi, ama bu akünün öldüğü anlamına gelmez. Araç çok kullanılmayan bir araçsa şarj problemi olabilir.

Arabaya binince kontağı açın, marşa basmadan göstergedeki ışıklara uyarılara bakın, marşa basarken bu ışıklar gidip geliyorsa akü zayıftır.

Önce aküyü ölçtürün, ölmemişse şarj ile dirilebilir. Aküyü ölçerken şarj sistemini de kontrol ederler, bu kadar yeni arabada şarj problemi olmaz ama yine de bakılsın.

arkadaşlar fikirlerini belirten herkese teşekkür ederim. dün aracı servise götürdüm aldılar 2 saate yaptılar. sorun akü kaynaklıymış. garanti kapsamında aküyü değiştirdiler. açıkçası bende akü olduğunu düşünmyordum ama 52 amper akü olduğu için 1.5 senede akü perte çıktı. yerine takılan da tabi yine 52 amper. idare edicez artık.

Normalde kan vermeden önceki formda e-posta ve gsm numarası yazma yerinin altında bağış zamanım geldiğinde bilgilendirmek istiyorum* şeklinde bir tick koyma yeri var ama gönümüzde her şey dijitalleştiği için bu sistem çalışmıyor olabilir. bu durumda yapılabilecek en net şey kanver.org'tan kan verme randevusu oluştururken çıkacak bağış zamanım geldiğinde bilgilendirmek istiyorum tick'ini işaretlemek olacaktır. hem randevulu gidildiğinde doktorun da hoşuna gidiyor. bütün gün canı sıkıldığı için ekrandan dur bakiim kaç randevu kalmış diye bakıyor asafsdf.

@onemoremile; valla her seferinde işaretliyorum o kutucuğu ama bir yıldır hiç mesaj gelmedi. söylediğinizi deneyeceğim daha önce hiç randevu alıp kan vermedim, mesaj geldiği zaman çadırdan veriyordum. bir de o şekilde denerim, teşekkürler.

bu arada kan randevusu almaya çalışırken en yakın ne zaman kan verebileceğinizi de yazıyor tarih olarak. bir bu arada daha orada yazan tarih kafanızı karıştırmasın son yıllarda 2 aya düşürdüler süreyi. erkekler için 3 ayda birdi normalde. kadınlarda son durumu bilemiyorum. ama bence 2 ayda bir herkese gelmeyebilir, doktora danışmak lazım.

ben hep üç ayda bir veriyorum. değiştiğini bilmiyordum, bir teşekkür daha edeyim :) oradaki tarih iki ayda bir diyorsa kendim takip etmem gerekecek yine.

inanamıyorum çalışan bir uygulamanın bile bozulduğuna. şimdi kontrol ettim en son mesaj iki sene önce gelmiş. hatta arada bağışınız şu kadar kişiye ulaştı diye de mesaj atılmış. ondan sonrası hep doğum günü tebriği. garip gerçekten.

Oluyor işte devlet işleri çok mantık aramamak lazım.

En temizi de daha kan verirken sedyede (çok zorlamıyorsa) telefonun 3 ay sonraki ilk cumartesisine hatırlatıcı eklemek.

kan verebilirsiniz mesajı eskide kaldı sanırım. artık 3 ay sonra kan bağışı olan bölgeleri size haber veriyorlar aynı işi tek mesajla çözüyorlar ne de olsa maliyet hesabı bence.

bana o mesaj günü dolar dolmaz geldi. sanırım bir ay önceydi. sizin numaranız sisteme girilememiştir.

Mitat Peçenek döner ve kıymalı pide öneririm.

çankaya büyük bir yer, yani tam ne tarafına gideceksiniz bilemiyorum ama tunalı civarına gidecek olursanız ve hamburger yemek isterseniz "volkie's"i tavsiye ederim.

düveroğlu lahmacun.
illa aspava derseniz gülçimen ya da yıldız.

Unica pizza

çukurağa sofrası emek.
aspavalara sakın gitmeyin.
bayram usta yaprak kebap
unique burgers bahçeli

emek, gülçimen aspava. kesin deneyin. ankaralı değilseniz bayılırsınız.

çok tıbbi değil ama rahatlatma açısından bize en iyi gelen 'bisolnatur' oldu. çoğu eczanede var.

yine de eczacıya sorun yönlendirir öksürük şeklinize göre.

öksürük şurubu değil de faranjit için maxiflu diye bir gargara verdi doktor. efsane bir şey. yine doktora danışın ama inanılmaz iyi geldi.

Doğal çözüm istersen. 3 diş sarımsağı döv, zeytinyağında beklet( en az 2 saat) Akşam yatarken sadece yağı ayak altına sürüp çorap giy. Bıçak gibi kesiliyo. Özellikle gece uykudan uyandıran öksürük var ise.

Gecmis olsun...
Goz ile ilgili hicbir seyi ihmal etmeyin, ertelemeyin..

Tibbi gorus bildirmem dogru olmaz ama en kisa zamanda baska bir hastaneye de gorunmenizi tavsiye ederim.

Ben Istanbul Got Hastanesine daha cok guveniyorum (avrupa yakasinda, bahcelievlerde.. Incili metroya cok yakin).

Gerekli tetkikleri yapip dogru uzmana yonlendirirler.

Ihmal etmeyin.. Goz maalesef kendi kendine cabuk duzelebilen bir organ degil.

Gecmis olsun.

teşekkürler şu an izmir-bodrum arasına erişimim var. Buralarda bir öneriniz var mı?

bir de bu olay en çok şundan sonra tesir etti, göz çevremdeki yağ bezeleri için aktardan aldığım bir yağı kullanıyordum. Çam ağacı özü yağı mıydı başka bişey miydi adını tam hatırlamıyorum ama deriyi yakıyordu biraz.

gözüme o kaçtı yaktı baya. ondan sonra gittim dünya göz'e. Gözüme renkli bir şey damlattı bir şey yok gözünde gayet sağlam mercek falan dedi. ben de güvendim devam ettim ama ara ara oluyor.

gözün arkasına baktılar mı göz arkasında kılcal damar kanaması diye bir olay var valide yaşadı benim, bir de ona baktırın isterseniz.
çok geçmiş olsun

İzmir'de mucize yararcanı bir araştırın. Ben annemi çok götürdüm ve fayda gördüğümüz tek doktordu.

kaşkaloğlu göz hastanesi de olabilir.

birebir aynı şikayetlerle altı ay önce hastaneye gittim. kirpik dibi iltihaplanması olduğunu söylediler. damla, şampuan falan kullandım iki hafta kadar. tam olarak sebebin o olduğundan emin değillerdi başka testler de yapacaklardı ama perde hissi geçtiği için ihmal edip gitmedim. nasıl sinir bozucu bir his olduğunu biliyorum bence ihmal etmeyin.

5-6 yaşından beri olduğunu iddia ettiğim rahatsızlıklarım için doktor doktor, hastane hastane gezdim. Kimse bir şey anlamadı. Bin çeşit teşhis kondu, hatta bir doktor neredeyse sadece yaşlılarda görülen meniere teşhisi koydu kendisi de şaşırarak.

Sonra büyüdüm, yaşıtım bir asistan genç bt istemeyi akıl etti. Bt'de bir kitle görüldü. MRI istendi ve anlaşıldı ki kulağımda doğumdan beri bir kitle bulunuyormuş ve şikayetlerimin sebebi buymuş. Ameliyat oldum, hiçbir şeyim kalmadı.

Demem o ki, eğer şikayetleriniz geçmiyorsa siz de doktora gitmekten vazgeçmeyin ve her gittiğiniz doktora daha önce geçirdiğiniz muayene süreçlerini anlatın.

Benim de zıt kulağımda doğuştan beri bir delik var içeri doğru gidiyor biraz iltihap yapabiliyor ama çok büyük olmadığı için kalsın demişlerdi.

Benim bildiğim göz sinirleri ortada bir yerde yer değiştiriyor. O yüzden o deliğin ucu bir kitleye dayanıyor olabilir ve sol kulağımın oradaki şey sağ gözüme vuruyor olabilir mi acaba merak ettim. Bir şu kirpik dibi iltihabını sorayım bir de bt çektireyim ben de bakalım. Eşim de bulanık gördüğüm gözün tarafında, kulağın biraz üstündei kafamda bir şişlik hissettiğini söylüyor. Her şey olabilir valla

Doktor bugün 5-6 farklı cihazla gözün önüne arkasına baktı, göz tomografisi denen bir şey varmış ondan da çektirdim, onu da inceledi.

Gözünde hiçbir şey yok diyor :/ Göz kuruluğu ve alerjik bir yapın var, göz sıvısının kıvamı da sanki ayrı bir katman varmış hissiyatı verebilir dedi.

Molalar verip gözlerini dinlendir ve verdiğim damlayı gün içerisinde 3-4 saatte bir damlat dedi.

Sağ gözümde astigmat dışında 0.25 hipermetrop tespit etti. Aslında gözün 1.75 değil 1.25 astigmat, 0.25 de hipermetrop gözlük yaptırman lazım dedim. Devlet hastanesinde 1.75 astigmat demişti ben de onun için 2 gün önce gözlük yaptırmıştım boşa gitti şimdi :/

Kirpik dibi çapaklanma, iltihabı da kötü etkiler dedi onun için de bir yıkama şampuanı yazdı. Bunu almazsan bebek şampuanı da olur gün içinde ara ara göz çevreni yıkarsın dedi.

Sarı nokta denilen yerin iltihaplanmasından şüphelendi, onda bir şey yokmuş.

Ama yine de gözüm sanki ayrı bir sıvı içerisinde yüzüyormuş, önünde ayrı bir zar varmış, perde varmış gibi hissediyorum, gözlükle bile bulanık görebiliyorum dedim.

Sağ gözün çok tembelleşmiş, hipermetrop birinde var diğerinde olmadığı için farklı bir hissiyat yaşatabilir normaldir dedi.

Şimdilik biraz damla ve yıkama ile gözlemleyeceğim, geçmez ise tek yol beyin tomografisi çektirmek ama onu da keyfe keder çektirmeyin diyorlar. Çözüm bulamazsam mecbur ama tabi..

süper olur, en güzel zamanları. fethiye ve çevresi güzel olur eylülde.

Akdenizde yapılır, ege tarafı serin olur. Ağustosun son haftası bodrumdaydık, o zaman bile yağmur ve rüzgar vardı epey. Bana sorarsan Antalya'ya doğru in o tarihler için. Hatta daha da iyisi kıbrıs.

Fethiye kaş olabilir. Kasımda kaşda denize girmiştim.

Son 3 senedir ekim ayında hava durumunu kontrol edip Bodrum tatili yapıyorum. Su geç ısınıp geç soğuduğu için bence gayet iyi oluyor. Sadece akşamları üzerinize bir şey almanız gerekiyor.

Kuzey Ege'yi önermem. Geçen yıl Eylül 20'den sonra Akçay ve Ören'de soğuktan denize giremedik. Normalde de denizi soğuk oranın zaten. Bodrum'un aşağısı daha mantıklı Eylül sonu için.

egede deniz akdenize göre daha soğuk olur. kuşadası çeşme akyaka rüzgarlı olur. marmaris olabilir. ancak antalyada ekim sonuna kadar denize girilir.

kasımın başına kadar rahatlıkla yapılır.

akşamları soğuk. onun dışında iyi

Datça'ya geldik gayet ok, Kaş da super bir tercih olur

var on numara 5 yıldız bir avukat var
özelden gönderiyorum telefonunu

Soruya kaynıyorum ana benim de kiracım kirasını ödemiyor, benimle de paylaşabilir misiniz?

sigortaya göre sorun teşkil etmez. kaçında ülkeye girmişsin çıkmışsın bakmaz. almanyada başına bir şey gelirse sigortan yaşıyor mu o tarihte ona bakar sigorta şirketi. gerisine de karışmaz. istersen 1 yıllık poliçe satın al 3 ünde gir 4 ünde çık ülkeden. sigorta şirketi kalan günlerde hasar ödemeyeceği için mutlu olur :)