Giriş
(4)

Doktorun yazdığı reçete

django
Merhaba. Bir devlet hastenesindeki ortopedi doktorunun ayağımdaki ödem için yazdığı reçetedeki ilacım bir hafta gibi kısa bir sürede bitti. Fakat ayağımdaki ödem henüz geçmiş değil. Bu kez aile hekimine gitsem aynı ilacı yazar mı acaba? Veya ödemi giderebilecek başka bir ilaç.
Merhaba. Bir devlet hastenesindeki ortopedi doktorunun ayağımdaki ödem için yazdığı reçetedeki ilacım bir hafta gibi kısa bir sürede bitti. Fakat ayağımdaki ödem henüz geçmiş değil. Bu kez aile hekimine gitsem aynı ilacı yazar mı acaba? Veya ödemi giderebilecek başka bir ilaç.
0
django
(11.08.21)
Yetkisi varsa yazar.
0
elorelia
(11.08.21)
Yazabilir ancak ortopedi doktoru o ilacı - örneğin- 2 hafta için yazdıysa devlet o süre bitmeden ilacı karşılamıyor. Direkt eczaneye gidip sorabilirsiniz, büyük ihtimalle reçetesiz alırsınız
0
amugochi
(11.08.21)
Yukarıdakilere artı olarak belirteyim, bazı ilaçların verilen dozdan fazlası zararlı. Şöyle ki aynı ilacı geçmedi tekrar kullanayım diye alıp acillik olduğum oldu, dokunuyor/alerji yapıyor vs. Sizde olmayabilir belki ama böyle de bir durum olabileceğini bilin, iki sefer başıma geldi çünkü.
0
epitaf
(11.08.21)
Belki de odem gecmediyse tekrar ortopediste gitmeniz gerekiyordur. Ilaci alip bastan baslayacaginiza tekrar doktora gorunun, belki baska sorun vardir
0
kuehles blondes
(11.08.21)
(4)

Valiz Önerisi

rewlack
troley tipiçok tekerlekli; yani dik konumda da sürülebilecek,her şeyden önemlisi kaldırımda, asfaltta gürültü yapmayacakmümkün olduğunca hafif,dayanıklı bir valiz arıyorum. *dik konumda giderken yalpalamasın yani çekme borularında sorun olmasın.. **sürekli hava alanının pürüzsüz yüzeylerinde gitmeye
troley tipi
çok tekerlekli; yani dik konumda da sürülebilecek,
her şeyden önemlisi kaldırımda, asfaltta gürültü yapmayacak
mümkün olduğunca hafif,
dayanıklı bir valiz arıyorum.

*dik konumda giderken yalpalamasın yani çekme borularında sorun olmasın..
**sürekli hava alanının pürüzsüz yüzeylerinde gitmeyecek, şehir içi yollarda takata tukada gürültü yapmasın, tekerlekler hemen aşınmasın.
***kendisi taşıyacağı yükten ağır olmasın.


fiyat performans açısından hangisi daha iyi?

Samsonite alacak param yok ; ((
0
rewlack
(10.08.21)
eastpak in valizlerinden çok memnunum ama dik konumda gitmiyor.

hafif ve çok sessiz. yıllardır kullanıyoruz hiç bir şey olmadı
0
benaslinda
(10.08.21)
american tourister bon air dlx - spinner 4 tekerlekli

dik konumda çok rahat gidiyor
asfaltta ne kadar sessiz gider bilemiyorum ama gürültülü bir gidişi yok havalimanında vs.

valiz araştırırken kumaş istemiyordum çok kirlendiği için. bazı plastikler de çok kolay çatlayabiliyormuş. bunun materyali özellikle hem plastik hem esnek olduğu için ve dik sürüklenebildiği için tercih etmiştim. dayanıklı, çok ağır da değil. ona da özellikle dikkat etmiştim bagaç ağırlık limitimi valiz ağırlığı yemesin diye.
0
la lykia
(10.08.21)
American tourister kullanıyoruz en az 5 senedir. Spinner 4 tekerli modelleri gayet güzel dik gidiyor. Bizde ki modele en yakın model şu anda summerfunk spinner. Bizde ki renkler farklı. Çok ağır değil o yüzden bagaj hakkını doldurmuyor. Ukrayna'da Arnavut kaldırımlarda gayet güzel kullandık ve çok rahatsız edici bir sesi yoktu.
0
Dr_Stat
(10.08.21)
Ürün tavsiye edemeyeceğim ama bir detaya dikkat çekebilirim. Lastiklerin gürültüsüz olması için yumuşak lastik olması lazım. Bunda teker çapı değil yani büyüklük küçüklük değil sert ya da yumuşak olup sesi emmesi önemli. Buna dikkat edebilirsiniz.
0
epitaf
(10.08.21)
(8)

Belli bir hastanede çalışmayan doktora güvenememek ?

genc irisi
SelamTüp mide ameliyatı olmayı düşünüyorum. Annem de işyerinden bu ameliyatı olmuş, çok memnun olan birisiyle tanışmış bu doktoru tavsiye ettiler. Doktor kendi muayenehanesinde hastayla görüşme yapıyor, ameliyatta anlaşılırsa kendi anlaşmalı olduğu 4-5 hastaneden o an uygun olan birine gidiyorsun am
Selam
Tüp mide ameliyatı olmayı düşünüyorum. Annem de işyerinden bu ameliyatı olmuş, çok memnun olan birisiyle tanışmış bu doktoru tavsiye ettiler. Doktor kendi muayenehanesinde hastayla görüşme yapıyor, ameliyatta anlaşılırsa kendi anlaşmalı olduğu 4-5 hastaneden o an uygun olan birine gidiyorsun ameliyatını oluyorsun. baya freelance cerrah yani. ben bunları okuyunca bi kıllandım açıkçası. belli bir hastanede, yeri yurdu belli, kendi ekibiyle çalışan biriyle görüşmek daha güvenilir geldi bana. ama aileden de tepki gördüm sanane doktor iyiymiş işte, ne fark eder hani hastane oldugu şeklinde.
sizce de belli bir hastaneye başlı olmadan çalışan bir cerrahla, sabit yerde çalışan doktor arasında fark yokmudur? (not:hastaneler özel hastane)
0
genc irisi
(10.08.21)
özel muayenehanesi olan kadın doğum doktorları da aynı şeyi yapıyor. bence normal bir durum.
0
elorelia
(10.08.21)
plastik cerrahlar da boyle calisiyor, hastaneye gore fiyat degisiyor.
hastanin riskine, ameliyatin komplike olmasina gore hastane seciyorlar.cok normal
0
cairo
(10.08.21)
Benim de böyle konularda tereddütlerim vardı hem doktorun yanında çalışan asistan, hem hemşire tanıdığım oldu.
Hem de kardeşim burun estetiğini bu yöntemle çalışan bir doktora yaptırdı.
Doktor özel bir hastanenin ameliyathanesini kiralıyor kendi ekibiyle gidip ameliyatı yapıyor.
Yaygın bir durum sanırım.
Bu doktorun nasıl bir doktor olduğundan daha önemsiz bir konu bence.
0
mutekebbir
(10.08.21)
saglikta her seyden iskillenirim nerdeyse ama bu aklima gelmemisti. cok yaygin bir sey. hic dusunmemistim bu sekilde. hala da normal diyorum. cogu iyi doktor ozel muayenehaneden calisiyor. e kucuk bir yerse de ameliyatlar icin tabi ki bi hastane buluyorlar. ve benim rastladigim pahali yerlerle calisiyorlar, hastane de bir sorun olsa neden kabul etsin sonucta.
0
Kittie
(10.08.21)
Genel cerrahlar da böyle çalışıyor diye ekleyim. Branşın önemi var mı bilmiyorum ama bu tarz çalışma sistemi yaygın sanırım. Bu şekilde çalışan bir doktora, seçilen bir hastanede ameliyat olan tanıdığım var, bir sorun olmadı.
0
epitaf
(10.08.21)
bende de tam tersine bir kanı oluşuyor. adam "benim ismim yeter, gelen benim ismime gelsin" demiş.
0
co2s2
(10.08.21)
Genelleme yapacak olursak, top class doktorlar serbest calisip ameliyathane kiralar, sonrakiler en iyi hastanelerde calisir ve asagi dogru gider. Sizinki o grupta mi bilemeyiz tabi
0
pofudukayi
(10.08.21)
içiniz rahat olsun. hekimler belli bir hastanede uzun süreli çalışıp belli sayıda hasta edindiyse veya prof- doç gibi ünvan edindiyse her çalışanın hayalini kurduğu gibi kendi işyerini açar artık. çünkü hasta çekmek için artık hastane adına ihtiyacı yoktur.

ameliyatı hastanede yapmaya gelince, ameliyathane kurmanın birçok şartı var. bir apartman dairesinde ameliyathane kuramazsınız. o nedenle hastanelerle anlaşıp onlara ameliyathane ücreti ödeniyor. bu ödeme de hastanın ameliyat için verdiği paraya dahil zaten.
sonuç olarak doktor kendi yaptığı muayene ve ameliyat parasını hastane işe paylaşmamak, kendi koyduğu kurallarla çalışmak için kendi yerini açıyor. işkillenecek bir durum yok. tüm muayenehane sahibi cerrahi branş hekimleri böyle çalışır.
0
sumuklu asilzade
(11.08.21)
(4)

WhatsApp

2027
Arkadaşlar Merhaba, WhatsAppin kişisel verilere erişimi, verilerin ticari amaclarla kullanılmasi gündem olmuştu bir ara. Tepki gösterenler, uygulamayı silenler, şirketten açıklamalar... bu işin akıbeti noldu? Eski düzende miyiz yoksa yeni düzene farkında olmadan geçiş yaptık mı?
Arkadaşlar Merhaba,
WhatsAppin kişisel verilere erişimi, verilerin ticari amaclarla kullanılmasi gündem olmuştu bir ara. Tepki gösterenler, uygulamayı silenler, şirketten açıklamalar... bu işin akıbeti noldu? Eski düzende miyiz yoksa yeni düzene farkında olmadan geçiş yaptık mı?
0
2027
(10.08.21)
alacaz ama o kadar da almayacağız demişlerdi en son. riski kabul edenler kaldı.
0
lcha
(10.08.21)
Gördüğüm kadarıyla aynen devam, sadece bu süreçte bip zorunlu olarak iş yerlerin tarafından fazladan kullanılmaya başlandı. WhatsApp +bip gibi oldu
0
epitaf
(10.08.21)
söz konusu değişiklik son anda geri alındı. ayrıca :

1 - google'a tüm herşeyinizi emanet ediyorsunuz, facebook'a her bokunuzu yazıyorsunuz. whatsapp 'la mı paylaşmayacaksınız?

2 - bu değişiklik öncesinde bana soran bir kaç kişiye "maçası yiyenler bıraksın whatsapp'ı" dedim, düşündüğüm gibi kimse bırakmadı, bırakamadı.
0
co2s2
(10.08.21)
ayrıca şöyle bir ek de yapayım. whatsapp devlet tarafından resmi bir iletişim kanalı olarak kabul ediliyor. daha doğrusu whatsapp yazışmaları delil olarak kabul ediliyor. sizin emaillerinizi / yazışmalarınızı incelemek isteyen birisi whatsapp'a bakıyor. sms'lere bakan yok. telegram'a bakan yok.
0
co2s2
(10.08.21)
(11)

Kasiyerlikte dikkat etmem gerekenler nelerdir?

madurumdamadurum
...
...
0
madurumdamadurum
(09.08.21)
Marketlerde hırsızlıklara dikkat etmen gerekir. Açık çıkarsa maaştan kesilebiliyormuş. Sahte para da verilebilir. Dikkatli olmaya dikkat et.
0
dissendium
(09.08.21)
Çok abartılı ve sürekli açık çıkmazsa bişey olmaz ikinci sınıf dandik marketler keser öyle hemen maaştan. Göze batmadan güzel güzel çalış, kasana giren çıkana iyi bak. Kasalar kullanıcı kodu ve şifresiyle açılan şekildeyse kendi şifrenle kimseye açtırma, molaya giderken kasadaki kullanıcı hesabını kapat. 50 tane kart kullanıp puan vs harcamaya çalışan delilere karşı sabırlı ol.

Benim kişisel ricam lütfen pos nasıl çalışır puan nasıl kullanılır vs iyi öğren. Örneğin promosyon kodlu bir alışverişte kodu nereye gireceğini iyi öğren. Müşteri olarak ben araştırıp öğretiyorum çoğu zaman. Çalıştığın yerin kampanyalarını filan takip et gelen yazışmaları vs oku. Yani elinin altındaki aletleri eksiksiz kullanabiliyor ol.
0
infernalcadre
(09.08.21)
Güler yüzlü olmaya çalış, doğru tahsilat yap, ekipmanların çalışma mantığını öğren. Mantığını öğren ki en ufak hatasında çözüm için fikrin olsun.
0
Karmaşıklık
(09.08.21)
Dissendium +1 sokağımda bulunan 3 harfli marketin deposundan kasanın çekmecesi çalınıyor 8000 tl varmış içinde, markette 2 personel var o anda ve kalabalık yüzünden 2 kasa aktif çalışıyor. Hırsızlar 3 kişi kadınlar kasaları meşgul ederken adam depoya giriyor çekmeceyi alıp gidiyor . 2 gün sonra yakalanıyorlar fakat para yok tabi ortada. Kasada ki çalışanlardan biri market sorumlusu olduğundan şirket merkeze çağırıp tüm parayı tam maaş kesintisiyle kendisinden tahsil esileceğini söylüyor. Söylediğine göre 3 ay maaşsız çalışacakmış.
0
delikedidilimiyedi
(09.08.21)
Kameranin fps i yetmeyen hirsizlara denk geleceksin

www.instagram.com
0
müptezel dostoyevski
(09.08.21)
açılın eski kasiyer geldi.

-sahte paraya çok dikkat edin. sahte para çok geliyor. 50,100,200'e dikkat ediliyor ama bana bir kere 20 tl yedirtmişlerdi.
-tırnakçılar çok oluyor o yüzden 50 tl'm var bozar mısın falan diyene para falan bozmayın.
-manavdan ürünler tartılmış gelirse kodları doğru mu diye bakın. mesela patates diye elma falan giriyorlar 2 liralık şey 30 tl geçiyor, sonra toplu alışverişlerde sonradan geri dönüyor müşteri, iade kesmeyle uğraşıyorsun.
-yoğurt, peynir gibi ürünlerin son kullanma tarihini geçirip geçirmediğine çaktırmadan bakabilirsin, bu senin görevin değil aslında ama son kullanma tarihi geçen şeyin iadesini kesecek ve azarı yiyecek olan sensin.
-insortleri iyi takip edip indirimdeki ürünleri bilmek işine yarar.
-şifreni kimseye verme ve başka kasiyerleri kasana oturtma ufacık bir hatasında açığın çıkabilir.
0
matilda
(09.08.21)
Ben öğrenciyken yapmıştım. Yavaş olduğum ve meyve/sebzelerin kodlarını ezbere bilmediğim için müşteriler yüzünden ağlamıştım. Duygusal bir yapınız varsa psikolojik olarak kendinizi hazırlayın.
0
ruhen hastayim ben
(10.08.21)
"niye başka kasa açık değil çok kalabalık" vb ortalığı geren, ödemeyi kart ile yapıp ve anında toz olan kadınlara dikkat et, zira o karta banka red verecek, bu bir taktik. geçen ay bu numara gözümün önünde cereyan etti, kasiyer kız çıktı peşinden koştu ama bulamadı kadını.
0
rca
(10.08.21)
ilk baslarda hata yapiliyor, endise edip gerilme :)
bir de yazarkasa ya da pos cihazinin kagidini degistirmeyi iyi ogren, en namusait zamanda biter sonra elin ayagina dolasir degistirecegim diye.
0
bay b
(10.08.21)
çelik gibi sinirin olmalı. çok uyuz kişiler geliyor. hiç sinirlenmemeye çalış. ben 2 müşterinin üzerine yürümüştüm. biri defacto'da adam sırasını başkasına kaptırmış sinirini benden çıkarmaya çalıştı. pısırık sırasını kapana ses edemiyor bana niye sırayı düzenlemiyorsunuz diyor. neyse bu elindeki tişörtü kasaya fırlattı falan. ben de kasa bankosundan atlayıp adamın yakasına yapıştım. yani kurumsal duruşu bozmamak lazım ama zorlayıcı durumlar olabiliyor böyle :)
0
xrated
(10.08.21)
Müşteriye sert çıkma, haklı olsan bile tmm abi/abla de geç, uzakta bile olsalar diğer müşteriler seni iyiliğinle kodlar zihnine.
Bir müşterinin hesabını bitirmeden diğerini girme, yeni başıma geldi öndeki adamın sigaranın parasını ödemişim, hesap yüksek geldi ama misafirim vardı farklı ürünler alındı onların fiyatı yüksek galiba diye ödemeyi yapıp geçtim. Sonradan fişte kontrol edince farkettim. Geçti artık, kasiyer acemiydi diye şikayete gitmedim ama artık daha dikkatliyim. Herkes benim gibi esnek olmaz, başın ağrır haklı olarak.
0
epitaf
(10.08.21)
(12)

İşteki yabancılara Türk kültürü sunumu yapacağım

bfm
Selamlar, yurt dışında hemen hemen her milletten insanın çalıştığı bir şirkette çalışıyorum. Herkes kültürünü anlatan sunum yapıyormuş, benden de rica ettiler. Yarın akşama kadar bir şeyler hazırlamam gerekiyor. Şundan kesin bahset dediğiniz ne var? Her fikre açığım, beynim yanmış durumda şu an beni
Selamlar, yurt dışında hemen hemen her milletten insanın çalıştığı bir şirkette çalışıyorum. Herkes kültürünü anlatan sunum yapıyormuş, benden de rica ettiler. Yarın akşama kadar bir şeyler hazırlamam gerekiyor. Şundan kesin bahset dediğiniz ne var?
Her fikre açığım, beynim yanmış durumda şu an benim çünkü :)
Şimdiden teşekkürler!
0
bfm
(09.08.21)
Yemeklerden gir.
0
j r r tolkien hayrani
(09.08.21)
Aile bağlarından, misafirperverlikten, temizlik takıntımızdan, müziğimizi nerelerde nasıl kullandığımızdan, ülkenin her anlamda çok çeşitlilik barındırdığından... bahsedebilirsin. Diğer sunumlardan kopya çekebilirsin...
0
1bir1bir1
(09.08.21)
Kedi, köpek sevgisinden bahsedebilirsin. İlgi çeker.
0
chavezding
(09.08.21)
Arkadaşlık, yardımlaşma yakın akraba ilişkilerinden, diğer gamlılıktan gir Antep mutfağına geç.
oradan da biz olmazsak göçmenler sizi ezip geçmişti diyerek sunumu kapat.
Bu şaka bir yana bizden olumlu manada öğrenecek şeyler olduklarını anlatmaya çalışabilirsin .
0
Erva
(09.08.21)
Yemekten bahsetme hepimiz biliyoruz zaten dediler :)

Bir de güzel orijinal fotoğrafları bulabileceğim bir site tavsiyeniz olur mu?
0
🌸bfm
(09.08.21)
Hem milliyetci olup hem irkcilik olmamasindan bahset. Ilk zenci pilot osmanlida miydi neydi.
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(09.08.21)
Bence çok genel anlatım yapıp, hiç kimsenin aklinda kalmayacak bir sunum hazırlamaktansa, tek bir noktaya odaklanin. Hatta tek bir hikayeye.

Anadolu kültürü çeşitlilik, çok kültürlülük demek. Bunu isterseniz tek bir yemek tarifiyle anlatırsınız, isterseniz kökeni Bizans müziğine dayanan Türk Sanat Müziği ile.

Ya hu bıraksınlar... Ne biliyormuş yemek kültüründen? Biz bile bilmiyoruz, araştırmıyoruz. Bu gün bir tarifle karşılaştım. Yunanistan kökenli arkadaşım 'Constantinople Cake'i sordu, nenesi yapıyormuş. Bizde yapılmayan bir tatlı. Tarifin İzmir'den geldiği yazılı bazı yerlerde. İçinde badem sütü (İran kökenli tatlı tariflerinin favorisi), gül suyu ve Anadolu'da şu an pek de kullanılmayan baharatlar var. Kek değil, Osmanlı İmparatorluğu mübarek.

'30 dakikada Türkçe' gibi çok mini bir sunum yapabilirsiniz. Dili, kendi yaşadığınız ülkenin dil öğeleriyle karşılaştırırsınız, birkaç çevrilmesi mümkün olmayan kelimeden bahsedersiniz. Oldu bitti. Bu tür sunumlar uluslararası eğitimlerde yapılır, genelde çok sevilir.
0
buf-e kür
(09.08.21)
Süper fikirler geliyor :)

Bu akrabaların adlarının olduğu bir şema görmüştüm çok eskilerden bir yerlerde, fikri olan olur mu, nereden bulabilirim?
0
🌸bfm
(09.08.21)
Kahvenin yanında verilen su: misafir önce suyu içerse aç olduğu anlaşılıp yemek verilir:)
0
Kahir ekseriyet
(09.08.21)
yabancıların bizim kültürle ilgili çok sevdiği ve vurgu yapınca ilgilerini arttırdığı olay Türk kültürünün bir "batı ve Doğu karması" olması. buraya bir vurgu ve birkaç örnek ilginç durabilir.
0
sana bir sarki yazdim fernando
(09.08.21)
İlgiyle takip ediyorum, ama cevaplardan da gördüğüm kadarıyla Türk kültürü adına spesifik örnekler çok yok galiba. Benim de aklıma gelmedi.
Eskiden kahve yanı suyun anlamı varmış bu +1 ama günümüzde bu tarz bir karşılığı yok.

Aklıma gelen tek şey Anadoluda genel olarak misafirperverlik olayı. Tanrı misafiri kategorisinden alıp Allah ne verdiyse evinde o an ne varsa sunar.

Yazarken şu da aklıma geldi, bir olay olduğunda anında yardıma koşulur. Mesela bir araba yolda kaldıysa hemen birileri koşar omuz atar gibi. Bence bu diğer milletlerde bu oranda olmayan bişey. Burdan da örnekleme yapabilirsiniz belki.
0
epitaf
(10.08.21)
türkiye'nin hem coğrafi hem de kültürel olarak tam bir doğu-batı sentezi bir ülke olduğunu hissettirmen güzel olur.
0
makarnavodka
(10.08.21)
(13)

1 gün giyilen pantolon iade edilir mi?

havadakarada
Pantolonda problem yok da 200 liraya almıştım magazadan ve şimdi internette 120 lira olduğunu gördüm dumura uğradım. Pratikte edilir heralde de etik mi sizce?
Pantolonda problem yok da 200 liraya almıştım magazadan ve şimdi internette 120 lira olduğunu gördüm dumura uğradım. Pratikte edilir heralde de etik mi sizce?
0
havadakarada
(09.08.21)
mağazadan alınan ürünleri mağaza iade almak zorunda değil ama şansınızı deneyebilirsiniz
0
jelly bear
(09.08.21)
Ben çok etik olduğunu düşünmüyorum. Ama eski işyerimde bir vardı. Kıyafetleri alıp, etiketlerini çıkarmadan birer gün giyip iade veya değişim yapıyordu. Sırf çeşit çeşit giyinebilmek için yapıyordu bunu. Bu olaya bakınca sizinki daha masum.
0
hrvl
(09.08.21)
Giydiğinizi anlarlarsa ve kusur yoksa iade almak zorunda değiller.

Hiç giymedim diyerek götürüp, beğenmediğim için iade etmek istiyorum derseniz iade almaları lazım ama bu durumda yalan söylemiş ve etik kuralları çiğnemiş olursunuz. Sonuç olarak size 80 tl kazandırır.
0
burty
(09.08.21)
Ayrıca eğer diz izi yaptıysa almazlar sanırım.
0
hrvl
(09.08.21)
aynı pantolonu satın al ve giyilmemiş pantolonu ilk faturayla iade et?
giyilmiş ürün iade edilmez!
0
deartheodosia
(09.08.21)
Etik değil, kullandığınız pantolonu başkasına satacaklar.
Iyy yapmayın şöyle şeyler ya almadan önce araştırın, sizden sonra indirme girdiyse de kısmet deyip geçin.
0
somethinginthewayshemoves
(09.08.21)
Ya olur öyle şeyler. Siz kullanılmış ürün almak ister miydiniz? 200 edecek bir şeymiş vermişsiniz, üzülmeyin. en çok deattheodosia’nin dediği gibi olur..
0
her giriste sifresini unutan adam
(09.08.21)
deartheodosia+1
0
adivar
(09.08.21)
şansını dene belki alırlar. pantolonu iade etmediğin için kimse sana onur madalyası takmayacak. aldığımız ürünleri yıkayıp öyle kullanıyoruz zaten. kim takar etiği hangi ülkede yaşıyoruz ya...
0
yazar yazmaz yazan yazar
(09.08.21)
1 - mağazaların iade alma zorunluluğu yok. hatta beden değiştirme zorunluluğu bile yok. bir mağazadan kıyafet aldığım zaman, sırf bu sebeple hediye kartı alıyorum, beden meden değiştirmem gerekir diye.

2 - internetten bile olsa, geri iade sadece KULLANILMAMIŞ ve tekrar satılabilir durumda olan ürünler için geçerli. giydiğiniz ürünü geri vermek zaten mümkün değil.

3 - işin mantığında, aldığınız ürünü eve gidip denediğinizde daha önce görmediğiniz bir şeyi görmeniz, ya da beden problemi olması var. etiketlerinin üzerinde olması lazım, giyilmemiş olması lazım. ürünü bir gün giyip , sırf daha ucuzu var diye iade etmek hiç etik değil.
0
co2s2
(09.08.21)
İnternetten ürün alınca barkod kodu uyusmayacağı için o şekilde yapamadım. İade de etmedim, kazıklanmış oldum.
0
🌸havadakarada
(09.08.21)
Neticelenmiş ama yine de cevap yazayım. İade edilmez bu bir.
İkincisi o para sizden çıkacakmış öyle ya da böyle, şükredin böyle çıkmış. Pantolondan kurtardığınız miktar yolda düşüp masrafa girerek yine çıkabilirdi. Dolayısıyla kazıklandım diye bakmak yerine böyle çıktı demek diye düşünmek daha iyi.

Ayrıca iade ettiğinizde, onu alan kişi ya da satıcı giyildiğini anlayıp beddua ederse yine başına dert gelecekti. Sonra da nerden buldu bu dertler sorunu çıkardı. Bu da giyip giyip iade edilir diye düşüneceklere de genel cevap olsun, kullanılmış ürün iade edilmez.
0
epitaf
(09.08.21)
Kullanıldığı için etik değil :(
0
photo85
(09.08.21)
(4)

Balkona koymalik masa sandalye onerisi

Acil kan
Evime cok giden gelen oluyor. Bulunduğum yerde havalar da cok sicak iceride durulmuyor. 6-8 kişinin oturup yemek yiyebilecegi sekilde masa ve yanında sandalyeleri ile birlikte nasil bir sey alınabilir? 1000-1200tl bütçe bu isi kotarabilir mi?
Evime cok giden gelen oluyor. Bulunduğum yerde havalar da cok sicak iceride durulmuyor. 6-8 kişinin oturup yemek yiyebilecegi sekilde masa ve yanında sandalyeleri ile birlikte nasil bir sey alınabilir? 1000-1200tl bütçe bu isi kotarabilir mi?
0
Acil kan
(07.08.21)
Yazlık için yeni bakmıştım, o fiyata zor gibi. Sadece masasını alabilirsiniz o bütçe ile. Sandalye daha pahalı oluyor. En azından 2500 TL ayırmak lazım gördüğüm kadarıyla.
0
orient blue
(07.08.21)
Balkon eğer genişse akıllı sehpa diye bir masa var, aç kapa genişlet, alçak, yüksek vs fonksiyonlu bişey. Kare modeli ve dikdörtgen modeli vardı. Ama fiyat 940 olmuş şimdi. Düşünürseniz sitesini de ekliyorum ama siteden ziyade telefon ile iletişim kurulması lazım, site biraz sorunluydu.

www.sehpamakilli.com

Ya da masa sandalye illa takım falan düşünmüyorsanız normal suntalam masa ile düğün sandalyesi diye satılan plastik gibi ama şık sandalyeyle de hoş görüntü sağlanabilir. Onların fiyatı da 50 idi 100’e çıkmış.
0
epitaf
(07.08.21)
Takım olarak almanız gerekmiyorsa İkea'nın katlanan sandalyeleri bulabileceğiniz en uygun sandalyelerdendir sanırım, kullanılmazken de katlayıp kenara koyuyoruz yer kaplamıyor.

www.ikea.com.tr
0
opucuk baligi
(07.08.21)
letgodan baktiniz mi?
0
ala09
(07.08.21)
(8)

kuru kayisi/gunkurusunu

in vino veritas
yemeden yikiyor musunuz? bir de iclerini acip kurt var mi diye kontrol ediyor musunuz? gerekli mi sizce yoksa kurt varsa da kurumus nasilsa diye yiyor musunuz?edit: ya kusura bakmayin keyfinizi kacirmak istemezdim :) ceviz koymak icin ikiye ayirdigim kuru kayisinin icinde kayisiyla kurumus bir kurta
yemeden yikiyor musunuz? bir de iclerini acip kurt var mi diye kontrol ediyor musunuz? gerekli mi sizce yoksa kurt varsa da kurumus nasilsa diye yiyor musunuz?

edit: ya kusura bakmayin keyfinizi kacirmak istemezdim :) ceviz koymak icin ikiye ayirdigim kuru kayisinin icinde kayisiyla kurumus bir kurta denk gelene kadar ben de hic onemsemiyordum da sonra iste...
0
in vino veritas
(07.08.21)
Sayenizde bundan sonra icini acip kurt var mi diye bakmadan yiyemeyecegim, icime kurt dustu :))
0
invictae
(07.08.21)
kurt varsa da kurumuştur ekstra protein, hayatım boyunca yıkamadım kurutulmuş bişeyi. içinden çekirdeğini çıkartırlarken illa ki kurt murt da kalmamıştır
0
nahtoderfahrung
(07.08.21)
Yıkıyorum tozu falan gitsin diye ama bakmadan yiyorum sonra protein niyetine.
0
heritage
(07.08.21)
yıkamam. içine de bakmam. kurumaya başladığında kurt çıkar gider herhalde :D
0
glamdr1ng
(07.08.21)
Ağız tadıyla bir kayısı, erik, kiraz giyemeyeceğiz be ya :)
Normalde kuru kayısı, kuru erik yıkamam, ekstra incelemem nefis nefis yerdim ama internette böyle sorular, yazılar falan bahsedildiğinden olsa gerek artık yerken eskisi kadar ağız tadıyla yiyemiyorum, böyle bir korka korka, kim bilir içinde ne vardı acaba diye diye yiyorum. Mutlu olun emi :))

Hurmayı da yıkayıp yiyenler varmış, nerde o eskiden hopur hupur yediğimiz mutlu mesut günler, ah ah :)
0
epitaf
(07.08.21)
Hiçbir şey yapmıyorum. Aldıgım gibi direkt yiyorum, kurt düşüncesi de bu zamana kadar hiç aklıma gelmemişti, teşekkürler :D
0
penceredengorunenmorbina
(07.08.21)
Yıkıyorum ama içini açıp bakmak aklıma gelmemişti hiç.
0
ms brownstone
(07.08.21)
yıkıyorum, içini de açıp bakıyorum, malatyalı olarak bildiğim kadarı ile normal kuru kayısıda(sarı olan) kolay kolay kurt olmaz ancak gün kurusunda kurt ihtimali var. eğer kurdun eti ne budu ne yesem de bir şey olmaz diyen insanlardan değilseniz açıp bakmakta fayda var.
0
icerden cikan adam
(07.08.21)
(11)

sizce orta direk hangi sınırdan başlar

syozkn
ayda 100 bin kazanmıyorsan fakirsinciler de gelmesin ama bir beyin fırtınası yapalım istiyorum.tek olarak da düşünebilirsiniz. çift olarak da. tek başıma 100 bin TL kazanıyorsam orta direğimdir veya çiftler toplam 500 bin kazanıyorsa orta direk bir ailedirler gibi bir yaklaşım istiyorum. iyi bir yaş
ayda 100 bin kazanmıyorsan fakirsinciler de gelmesin ama bir beyin fırtınası yapalım istiyorum.


tek olarak da düşünebilirsiniz. çift olarak da. tek başıma 100 bin TL kazanıyorsam orta direğimdir veya çiftler toplam 500 bin kazanıyorsa orta direk bir ailedirler gibi bir yaklaşım istiyorum.

iyi bir yaşamdan da bahsetmiyorum, kötü bir yaşamdan da. orta direk'in kafamdaki karşılığı geçinmekte zorluk yaşamayan ama geleceğe de öyle aman aman yatırım yapamayan kişiye denir. eskiden memur skalası bu sınıftaydı ama hala emin değilim açıkçası.

hatta şöyle yapalım: çünkü şehir kira açısından baya büyük bir değişken yaratıyor. bunlara/buna aileden tam da yaşadıkları şehirde oturabilecekleri bir adet ev kalmış ve burada yaşıyorlar. istanbul olması şart değil ama büyük şehirlerden birinde diyelim.

hadi bakalım nedir orta direk buyurun.
0
syozkn
(07.08.21)
tek başına yaşayıp 10-15 arası kazanan birisi orta direktir bence. kendimden yola çıkıyorum :D
0
amour fou
(07.08.21)
bence marketten istediğin şeyi alıp yiyebilmek, ayda bir kaç kere dışarıdan yemek söyleyebilmek orta direklik.
0
Acil kan
(07.08.21)
Valla kavram böyle çok keskin bir kavram olmadığı için öncelikle kavram konusunda herkeste bir kafa karışıklığı var gibi. Herkesin orta direk kavramını farklı çünkü.

Benim düşünceme göre memur, emekli ya da bişekil orta düzey geliri olan, yani asgari ücretten fazla alan ancak öyle aldığı ücretin kendisine çok da büyük nimetler sağlamadığı kişidir orta direk. Daha çok toplumdaki en düşük maaş skalasına göre belirleniyor gibi. O yüzden tüm ihtiyaçlarını karşılaması vs gibi bir olay yok, sadece biraz daha yaşanılır şekilde hayatta kalan ancak yine de oldukça şeyden feda etmek zorunda kalan kişidir orta direk. Yani o toplumdaki ortalama insandır orta direk. Bu yüzden memurlar/memur maaşları vs hala oluşturuyor o sınıfı bence.

Illa rakam verecek olursak da 5-6 bin civarı derim.
0
j r r tolkien hayrani
(07.08.21)
Kira hariç
tek 10 bin
hane 18-20

Orta direktir
0
otopsicocugu
(07.08.21)
E bana nick bırakmamışsınız ve jrr tolkien doğru yerden bakıyor. Orta direk eskiden de alt sınırın bir üstünde yaşayan ama sabit geliri olan demekti, Özal’ın lafıydı diye hatırlıyorum. Şimdi de aynı şekilde yaşayan memur sınıfıdır. Hem sayıca toplumda büyük yer işgal eder, hem toplumu ayakta tutan tam da ortadaki direktir. Ekonomi çarkı o orta direkle döner, o yüzden eskiden esnaf, memur zammını sıkı takip ederdi ki memur zam alsın da biraz para harcasın. Çünkü ne kadar harcama o kadar esnaf kazanacak. Şimdi ise ekşide milletin elinden gelse memura maaş vermeyecekler. Halbuki toplumu ayakta tutan orta direk odur işte. Ve aynı düzeyde maaş alan çalışanlar, 5-6 bin yani.

10-15 bin orta direk olsa olsa paralel evrende olur. Türkiye’de halkın bir çoğu bu maaşı alabilmek için uğraşıyor.
0
epitaf
(07.08.21)
Yoksulluk sınırının üstünde bir gelirin varsa orta direksin işte.
0
anten
(07.08.21)
ortalama öğretmen maaşı *2 yaptığında şöyle görüyorum, karı koca hane başına 11-12 bin tl falan giriyor. işte bu rakam bence tam orta direğin karşılığıdır.
0
roket adam
(07.08.21)
"geçinmekte zorluk yaşamayan ama geleceğe de öyle aman aman yatırım yapamayan kişi"

senin tanımından yola çıkarsak, ev kiralarının 2000-3000 olduğu şehirde geliri 6000-9000 civarında olanlar orta direktir derim. kısaca ortalama kiranın 3 katı alıyorsa orta direktir.

insanın kendi evinin olması çok büyük bir rahatlık bu arada. o maslow'un üçgeninin ilk basamağına yerleşmek için gezmek gibi. "he burası katların en genişi la, şuraya yatağı koyarım, çalışma masası da şurda olur, oh iyi la" huehue.
0
chezidek
(07.08.21)
tek yaşıyorum, 10 bin alıyorum. minimal ve tamahkar yaşadığım için yarısını kenara atıyorum. ama daha iyi ev, araba, kurslar, kıyafet, hobiler, alkol alışkanlığım falan olsaydı bu maaş ucu ucuna yeterdi gibime geliyor. ama ortadireklik sadece yaşamak değil. ev alacak kadar kenara para atmak lazım. o yüzden ben tek kişi için min. 12bin 2 kişi için 25 bin diyorum.
0
buenosdias
(07.08.21)
Orta direk bir ülkenin memur, kıdemsiz kurumsal çalışan ve küçük esnaf ortalamasıdır. Kişisel olarak bakıp, bana anca bu yeter diyerek tanım yapmak biraz subjektif olur.

hesabı ailede kişi başına düşen gelir gibi hesaplıyoruz . Tek veya çift veya aile gibi ayrı senaryolarda tutarlar yazmanın daha net hali bu olur sanırım. Bir aileden çalışabilecek durumda olanların her birine ortalama 5 bin TL düşüyorsa yani çiftlerde 10 bin TL , çalışmaya başlamış, veya çalışma çağına gelmiş ama henüz evden ayrılmamış çocuk varsa çocuk sayısına bağlı olarak (2+x)*5k TL gibi bir rakam denebilir.

Bunun üstü hemen zengin değil tabi, orta direğe yakın ara seviyeler ama Türkiye ortalaması 5 bin tldir bence orta direğin başlangıcı.
0
eksisozlukokuryazari
(07.08.21)
5
0
oekuklu
(07.08.21)
(5)

Konut kredisine bağlı sigortalar

Filinta61
Selam. Konut kredisinin saka maka ilk senesini dolduruyorum bu ay.Simdi bu krediyi cekerken bankanin yaninda bana yaptirtttigi sigortalar sunlarDask bunda sorun yok bitse de yenilerimHayat sigortasi bunda da sorun yok zaten kredi suresi kadar yapmislar . Dolayisi ile yenileme gibi bi derdim yok.S
Selam. Konut kredisinin saka maka ilk senesini dolduruyorum bu ay.

Simdi bu krediyi cekerken bankanin yaninda bana yaptirtttigi sigortalar sunlar

Dask bunda sorun yok bitse de yenilerim
Hayat sigortasi bunda da sorun yok zaten kredi suresi kadar yapmislar . Dolayisi ile yenileme gibi bi derdim yok.

Simdi;

Konut sigortasi diye bir sigorta
Hastalik sigortasi diye bir sigorta
Acik hesap kredisi diye bir kredi

Bunlari da yenilememi isteyecekler mi? Yoksa sormadan yenilerler mi?
Yenilemem icin zp
ZOrlarlar mi? Bunlar bir yillik sigortalar.
0
Filinta61
(06.08.21)
kredin devam ettiği sürece dask ve hayat sigortalarını sizden talep edecekler. banka kredi süresince bunları yeniler, krediniz bittiğinde de aramaz sormaz. siz yaptırmaya devam edersiniz isterseniz. normal şartlarda "bunları benden yaptırmak zorundasın" diye bir zorlamaya gidemezler ama gidiyorlar işte işin içinde kredi var diye. siz başka yerden yaptırabilirsiniz.
0
erty_ksk
(06.08.21)
Tamam ama benim sorduklarim digerleriydi.
0
🌸Filinta61
(06.08.21)
Diğerleri pazarlama çakallığı, yaptırmak zorunda değilsiniz. Ama süresi dolunca otomatik yenileyip ek hesaptan ya da kredi kartından tahsil edebilirler.

Kesinlikle istemediğinizi belirtin şubeye, ben hayat sigortası bile yaptırmadım hiç bir kredim de.
0
John Bloor
(06.08.21)
Bende dask ve yangın otomatik yenileniyordu. Banka sms ve mail ile bilgilendiriyordu her yıl. Hayat sigortasını zaten yazmışsınız. Diğer bir takım sigortalar (neydi hatırlamıyorum) otomatik yenilenmedi. Ben de yaptırmadım.

BankamAlbaraka idi, diğer bankalarda farklı çalışma sistemi olabilir bilemem. Dolayısıyla dask ve yangın sigortalarının dışındakiler zorunlu olmaması lazım.
0
epitaf
(06.08.21)
hayat sigortanı peşin yaptılar kredi açılışında. eve yönelik dask ve konut sigortan her sene yenilenecek. sana illa o bankadan yapılacak diye bir şart sunamazlar. istediğin yerden konut ve dask yaptırabilirsin. bunlarda önemli olan, rehin/alacaklı kısmında kredi çektiğin bankanın adının geçmesi. zorlarlarsa şikayet edeceğini söyle. bunları zorlayamazlar sana. geri vites yapma, gidere gider yap.
0
silah taciri
(06.08.21)
(6)

Eski zamanlarda büyük yangın çıkınca ne oluyordu?

havadakarada
Diyelim ki 500 sene kadar önce Osmanlı'da veya dünyanın herhangi bir yerinde yangın çıktı aynı bu şekilde. Müdahale edilebiliyor mudur yoksa kendi haline bırakıp kaçıyorlar mıdır?
Diyelim ki 500 sene kadar önce Osmanlı'da veya dünyanın herhangi bir yerinde yangın çıktı aynı bu şekilde. Müdahale edilebiliyor mudur yoksa kendi haline bırakıp kaçıyorlar mıdır?
0
havadakarada
(04.08.21)
hocam şimdi yapamıyoruz o zaman ne yapsın adam.
0
duyurukullanıcısı
(04.08.21)
ananiyimioguz
(04.08.21)
Osmanlı evleri ahşap olduğundan bugüne pek kalmamıştır yangınlar yüzünden. Tulumbacılar vardı itfaiyeci olarak, Beyazıt kulesi de yangın kulesiydi, kuleden şehir gözetlenip yangına müdahale için nöbette olunuyordu.
Şimdi yazarken düşündüm de adamlar yangın ihbar hattı kurmuş aslında, o dönemin imkanıyla bir şekilde mücadele etmiş.
0
epitaf
(04.08.21)
Çoğunlukla kendi başına sönene kadar devam ediyordu. Bunun dışında minimal müdahalelerde bulunuluyordu.

Ancak bugünkünden çok farklı bir durum bu. bunda iki önemli faktör var. Birincisi bugün doğa üzerindeki kontrolümüz hayli yüksek, "verimli bir dengede" tutmaya çalışıyoruz her şeyi. Tahribat gücümüz çok fazla, örneğin kendimizce bir plan yapıp "şu kadar ağaçlık alan gelecek şu kadar zamanda bize yeter" deyip geri kalan alanları imara açıp yeryüzünü şekillendirebiliyoruz. Haliyle bu planlar tutmadığı zaman işler eski zamanlara göre çok daha hızlı şekilde sarpa sarıyor.

İkincisi ister doğal olduğuna inanın, ister insan etkisiyle oluştuğuna; dünya küresel olarak ısınıyor. Bunun etkileri çok yıkıcı.

Bugün teknolojik aletler dünyayı öylesine küçültüyor ki gelecekte dünya siyasi yapısının zorunlu olarak değişeceğini öngörmek çok zor değil. Gezegen bütün halinde bizi etkiliyor artık. Örneğin Brezilya'da ya da Kanada'da dejenere bir yönetim başa gelirse ve içi boş söylemlerle Brezilya için Amazonları ve Kanada için tayga ormanlarını ortadan kaldırmak isterlerse, teknik olarak bunu yapabilecek güçte olacaklar ki Brezilya'da şu anda buna yakın bir durum var. Haliyle dünyanın geri kalanının buna sessiz kalması mümkün olmaz, intihar olur bu.

Özetle geçmişte dünya oto-pilottaydı ve yangınlar sadece birer afetti. Artık manuel olarak her şeyin kontrolü artarak bizim elimize geçiyor ve bunun sonucu öngörülebilir değil. Zaman geçtikçe dünyanın yönetimine ortak oluyoruz ve doğanın kendisi bizim hassas planlarımızı gözetmeden bir afet ortaya çıkarınca eskisine göre çok daha yıkıcı problemler ortaya çıkarıyor bu.
0
mentuhotep
(04.08.21)
ilerledigi noktayi onceden yakiyorsun bitiyor.
0
divit
(04.08.21)
Şehir içindeki yangına müdahale ediyorlar. İtfaiye teşkilatı Roma döneminde bile var.

Orman yangınlarında şöyle bi durum var, şu an bu kadar çok ve şiddetli yangın çıkma sebeplerinden bir tanesi de yangınlara müdahale edilmesi aslında. Yani önceden atıyorum 30 yılda bir yangın çıkıyordu doğal sebeplerle, yanıyordu, ondan sonra 30 sene rahat.

Şimdi çıkan yangını söndürüyorsun, seneye bi daha çıkıyor. Hatta daha şiddetli çıkıyor, çünkü daha fazla ot, kuru/ölü ağaç var. Yine uğraşıp söndürüyorsun. Bunu 30 sene yapınca artık söndüremeyeceğin şiddette bir yangın çıkıyor.

Bi de eskiden ormanların içinde gezip yakmak için odun toplayan insanlar vardı, işte keçiler/hayvanlar falan gezip kuru otları yiyordu sürekli. Bu da yangının şiddetini ve yayılma hızını azaltan bir şeydi. Artık bunlar yok, o yüzden daha çok yangın çıkıyor.
0
plutongezegendegilmi
(04.08.21)
(9)

yangınlar

black mamba
gündemi çok takip etmiyorum. birçok da bilgi kirliliği var. bir pkk yanlısı bir grup açıklama yaptı dediler sonra yalan dediler. nedeni nedir yangınların? pkk mı yoksa küresel ısınma mı? net bir bilgi var mı? hem antalya hem karadeniz'de yangın var çünkü.
gündemi çok takip etmiyorum. birçok da bilgi kirliliği var. bir pkk yanlısı bir grup açıklama yaptı dediler sonra yalan dediler. nedeni nedir yangınların? pkk mı yoksa küresel ısınma mı? net bir bilgi var mı? hem antalya hem karadeniz'de yangın var çünkü.
0
black mamba
(03.08.21)
www.theguardian.com

Yunanistan'da da var. Sıcaklık fazla bu yıl. Bir de yangına müdahalede sınıfta kaldığımızı düşünüyorum.
0
dissendium
(03.08.21)
ben egede yaşıyorum. burada (nazilli) bir kaç boş otluk arazi durduk yere yandı. sıcaklık çok yüksek, buradaki çamlardan düşen kuruyan yapraklar çıtırdıyor, her an alev almaya müsait. zaten küresel ısınma olacağı yıllardır söyleniyor. kundaklama da arada vardır ancak denizli buldan, güney. aydın karacasu, bozdoğan vb ilçelerde yangın var. tanıdıklarımla konuştuğumda kendiliğinden çıktığını söylüyorlar.bu bölgeler ranta dayalı bölgeler değiller.
28 temmuzda meclisten cbnına truzim bölgelerine yapılaşma yetkisi verilmişti.marmariste kundak olabilir, çünkü marmariste imarlaşacak alan kalmadı,bir grup kundakçı yakıp olayın bu raddeye geleceğini düşünmemiş olabilir. tamamen subjektif yorum.
bence küresel ısınma. bir sürü milli park vb. bölgelere insanlar bayramda, bayramdan önce gidip mangal yaptı, deniz girdi ve kirletti. yani tetiklediler bu durumu.
0
mikahakkinen
(03.08.21)
Yanması değil söndürülmemesi problem.
0
rewlack
(03.08.21)
Kuresel isinma boyle bir sey degil arkadaslar.
0
dunal
(03.08.21)
"Özellikle en sıcak günler seçiliyor ki sıcaklık ne kadar çoksa tutuşma ve yayılma o kadar çabuk olsun diye" diyenler var.
0
1bir1bir1
(03.08.21)
Miha’ya katılıyorum (nik zor geldi gecenin bu vakti gözüm iyi görmüyor, yaşlanmışız:)
Bence de sıcaklar, ihmal daha ön planda. Her tan yanıyor çünkü. Bölgeleri bilerek yazmıyorum ama insanlar artık çok yaygın alanlara giriyor, kamp, gezi vs derken özellikle cam ya da yanmaya müsait atıklar bazında ihmal diyorum. Sıcaklıkla da birleşince küçük bir kıvılcım alır gider.

Blr kıvılcımla başlayıp çevreye kozalak, rüzgâr vs ile sıçramalar da kontrol edilmez boyuta getiriyor.

Bir ihtimal de az bir yerde belki kasıtlı yakanlar olmuştur, sonrası yine kontrolden çıkmıştır, yani sırayla bir çizgide falan yakmaya devam edildiği gibi şeyleri düşünmüyorum.

Genel olarak da işte toplu bir saldırı var, yakıyorlar her tarafta saldırı var falan kafasında değilim. Ama bu bazıları tarafından o kadar dillendirildi ki, yakacağı olmayan da gaza gelir nerdeyse, adını duyurmak için, örgütüne güç falan diye. Lokal bir yerde olduysa bile bütün yangınları bu şekilde etiketlemek ikna etmiyor. Şu ana kadar da bildiğim kadarıyla somut bir delil yok diye biliyorum.
0
epitaf
(04.08.21)
küresel ısınma böyle bir şey arkadaşlar
www.c2es.org
www.edf.org
www.carbonbrief.org
0
Bruce
(04.08.21)
Kürsel ısınma okeyse bu hafta içinde resmi gazetede yayınlanan yeni turizm kanunu ne alaka? Bu da mı küresel ısınma?
Diyeceklerim bu kadar.
0
jimjim
(04.08.21)
Küresel ısınma ya da sıcak havalardan ötürü gece 3 farklı yerde yangın çıkar mı ? hayır.
0
denizmaniaherif
(04.08.21)
(5)

Yanan bölgeler büyükşehir kategorisinde olsa durum yine böyle olur muydu?

İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi
Merhaba arkadaşlar,Felaketin yaşandığı bölgeler büyükşehir kategorisinde olsaydı ya da İstanbul, Ankara gibi bölgelerde çıksa felaketin üstesinden daha çabuk gelinebilir miydi yoksa durum farklı olmaz mıydı? Diyelim ki Muğla veya Antalya başkent olsun veya İstanbul gibi ülkenin kalbi diyebileceğimiz
Merhaba arkadaşlar,

Felaketin yaşandığı bölgeler büyükşehir kategorisinde olsaydı ya da İstanbul, Ankara gibi bölgelerde çıksa felaketin üstesinden daha çabuk gelinebilir miydi yoksa durum farklı olmaz mıydı? Diyelim ki Muğla veya Antalya başkent olsun veya İstanbul gibi ülkenin kalbi diyebileceğimiz bir yer olsaydı.

Bu arada, o bölgelerin dağlık alan olduğunu, ulaşımı zor olduğu gerçeğini bir kenara bırakalım. Benim değinmek istediğim aslında daha çok kaale alınır mıydı, umursanır mıydı, siyasisinden vatandaşına askerinden polisine kadar tüm seferberlik sağlanır mıydı ya da yine çaresiz kalır mıydık? Başka ülkelerden gelecek uçaklara muhtaç kalır mıydık? THK envanterindeki uçaklar yine hangarlarda yatmaya devam eder miydi? Fikirlerinizi belirtirseniz sevinirim. Teşekkür ederim.
0
İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi
(03.08.21)
Turk Hava Kurumu, bir belediyeye ait bir kurum degil. Belediyenin cop arabasi olur, yangin sondurme ucagi degil.
0
howfaristhesky
(03.08.21)
muğla antalya büyükşehir zaten?

iç anadoluda olsa söndürmesi çok daha zor olurdu ama iç anadoluda o kadar çok orman yok zaten. istanbul olsa bense bu kadar büyümezdi ama istanbulda da bu kadar orman yok.
0
jelly bear
(03.08.21)
yanan yerler büyük şehir.
yanan yerler ülkenin kalbi zaten. muğla antalya gitti? siz farkında mısınız?
0
rewlack
(03.08.21)
Müdahale farkı olurdu. İstanbul’da, Ankara’da hapşırsan sadece o şehirler hapşırdı sayılmaz. Yani bir kere canlı yayınlar olurdu, gündemde olurdu, müdahale çok daha hızlı ve kapsamlı olurdu. Yakın şehirlerden takviye gelirdi vs.

Soruda kastedilen büyükşehir olayının mahalli idare anlamında olmadığını sanıyorum.
0
epitaf
(04.08.21)
Mobildeyim editleyemedim.
İstanbul’da ormanda ve yakınınlarında her yıl yangın çıkar ve helikopterler müdahale eder, haberlerde bile görmezsiniz pek. Yani bu çapta büyümez zaten, büyüyecek olursa da yukarıdaki açıkladım.
0
epitaf
(04.08.21)
(19)

Eşim çok tembel

yirmibir
Evle ilgili hiçbir şey yapmak istemiyor. Herhangi bir olayın sorumluluğunu üzerine almaktan kaçıyor. İkimiz de çalıştığımız için ev işi sorumlulukların hepsini üstüme almam mümkün değil o da bunu istemiyor zaten ama kendi üzerine düşen sorumlulukları da yerine getirmiyor. Gerekçesi ise genelde çok y
Evle ilgili hiçbir şey yapmak istemiyor. Herhangi bir olayın sorumluluğunu üzerine almaktan kaçıyor. İkimiz de çalıştığımız için ev işi sorumlulukların hepsini üstüme almam mümkün değil o da bunu istemiyor zaten ama kendi üzerine düşen sorumlulukları da yerine getirmiyor. Gerekçesi ise genelde çok yorgunum,uykusuzum vb şeyler oluyor. Yapması gereken bir şeyi hatırlattığımda ise hem o işi yapması gerektiği için hem de o işi sallamayıp hatırlattığım için mutlaka surat asıyor. Temizlik yapacağımız günler mutlaka kavga ediyoruz. Artık gücümün ve vaktimin yettiğince gereken ne varsa tek başıma yapayım yeter ki söylenmesin, surat asmasın diye düşünürken buldum kendimi ama biliyorum ki bu da çözüm değil. Hem çalışıp hem de evin işlerini tek başına halleden biri olmamı tercih edebileceğini, eğer evdeki düzenimiz bu şekilde olsaydı bunu adaletsiz bulacağını ama değiştirmek için herhangi bir çaba harcamayacağını söylediğinde ne kadar acımasız bir insan bu karşımdaki diye düşündüm. Ne yapmam gerektiğini gerçekten bilemiyorum ve karamsar düşünmeye başladım artık çünkü tembelliğinden de ziyade vicdan problemi var gibi geliyor artık. Değişebilir mi durum? Var mıdır bana bir tavsiyeniz?
0
yirmibir
(03.08.21)
Değişeceğini sanmıyorum.
Uzun yıllar böyle bir evlilik sürdürdüm, hem çalışıp hem ev işlerine yetişmeye çalıştım.
Bence kişilik bozukluğu vardı.
Sonra da ben tükendim ve sona erdi.
Pek bir tavsiye olmadı ama.
0
pro9it9is9
(03.08.21)
Para versin kadın tutsun sorumluluklarını o halletsin. Parasına güveniyorsa tabi. Değilse kesinlikle iş yapma ve "biz" bilincini yaşatma. Bak bakalım ne yapacak.
0
1bir1bir1
(03.08.21)
Gündelikçi parasını o ödesin. Siz de gizli gizli para biriktirin benden söylemesi.

Arada iş yıkın. Yapmazsa yemek vermeyin.
0
photo85
(03.08.21)
böyle insanlar iş yapan tarafı sömürürler deyim yerindeyse, değişmezler

"Artık gücümün ve vaktimin yettiğince gereken ne varsa tek başıma yapayım yeter ki söylenmesin, surat asmasın diye düşünürken buldum kendimi"

şimdiden kendini hayatını feda etmeye, suçlu hissetmeye başlamışsınız, 20 yıl sonra baktığınızda hayatınızın çalındığını farkedersiniz

babam böyle bir insandır, iyi de bir insandır fakat çok tembel keyfine düşkün ve sorumsuzdur, keşke annem yıllar önce ayrılsaydı hayatını yaşasaydı hizmetçilik yapmak yerine
0
grimavi
(03.08.21)
Esinizi cok gec tanimissiniz, cogu erkek ona annesi gibi bakacak kadin ariyor. Gecmis olsun. Annesi oldunuz.
0
howfaristhesky
(03.08.21)
Temizlikçi tutun eğer cocuk yoksa haftada 2 gün bile yeter cocuk varsa 3-4.. Biz de temizlikçi oluyor cocuk içinde bakıcı önerdim kabul etmedi esim. Halim kalmıyor işten dolayı. iki tarafta haklı sizin durumda ikiniz de çalışıyorsunuz aksi halde evliliğiniz çok yıpranır. Bu arada iyi bir abla bulursanız yemekte yapar 2-3 gün yersiniz.
0
monkey
(03.08.21)
bence kişilik bozukluğu olabilir eşinizde. yoksa bile dediğiniz gibi vicdani bir sorun var ortada. sizin için fedakarlık yapması gerektiğinde yapar mı acaba? hayat bu, ev işi gibi basit bir şeyde bile böyle yapıyorsa, ben hiçbir konuda güvenemezdim sanırım. bekara karı boşamak kolay derler, o yüzden ayrılın diyemem, hele siz değiştirmeyi ümit ederken. Ama insanlar değişmiyor :/ ben olsam şahsen, ayrılırdım.
0
Mossy
(03.08.21)
siz çalışıp yoruluyorsanız, o da çalışıp yoruluyor.
erkekler genelde kadınlar kadar titiz olmadıklarından veya bu işleri önemsemediklerinden, sizin söylediğiniz işlerin büyük kısmı kendisine angarya geliyordur.
siz bir yeri silmesini söylediğinizde, "ne gerek var? kirli değil ki" diyordur içinden.

diğer yandan, iki kişi çalışıyorsanız, haftada bir gündelikçi çağırın, eviniz düzene girsin.
zaten iki kişi çalışıp boş zamanlarında da birlikte temizlik yaparsa o evlilikten hayır gelmez ki, ev arkadaşı olursunuz.

kişilik bozukluğu falan değil bu, adam yalnız da yaşasa kendi evini temizlemeyecek.
illa durumu ataerkilliğe falan çekmeye lüzum yok.

orası adamın evi, yuvası.
işten gelip bir de sürekli kendisine iş buyuran birini görmek, bir süre sonra sizden soğumasına neden olur.
huylarınız farklı ama adama ev yaşantısını da zehir etmeyin.
işten gelip ayağını uzatıp oturmak istiyor olabilir, bundan doğal bir şey yok.
üstelik sürekli iş hatırlatmak falan...
çok can sıkıcı, evliliğinizi bitirirsiniz.

bu sizin için çok önemli bir şeyse, boş zamanlarında diş fırçasıyla derz temizleyen adam da var, öyle biriyle evlenmeliydiniz.
yani bunu o ya da bu sebeple yapmak istemeyen insana sürekli ısrarda bulunursanız ilişkiniz bozulur.

benlik iddiasına girmeden, dediğimi yaptıracağım hırsına kapılmadan ve konuyu kişiselleştirmeden bir an önce çözüm bulun derim.
0
blatta hiberna
(03.08.21)
Blatta +1
0
epitaf
(04.08.21)
İki kişi çalışıp eve temizlik için düzenli destek almalısınız bu ayrı mesele. Ancak eşinizin tembel ve sorumluluklarını yerine getirmeyen,iş bölümü yapmayan hatta öz bakımını yapmama potansiyeli taşıyan biri olmaması ayrı mesele.
Bunun içinde hastalığı sağlığı var, alışverişi eve insanın kendine çeki düzen vermesi var. Bişey arızalansa ilgilenmez, hayatın akışını bozacak bi problem çıksa insiyatif almaz, üstüne başına dikkat etmez, spor yapmaz vs sonsuza kadar biri bana baksın benim yerime karar versin diye gezinen insanlarla ortak yaşam kurulmuyor ne yazıkki.
Flört dönemi, evlilik öncesi ortak yaşam alanı paylaşma falan bunlar için önemli işte.

Doğrudan değiştirmeye kalkmak yerine sonuçları görmesini sağlayacak şekilde ilerlemeniz daha iyi olabilir. Ne yapacağınız konusunda uzun soluklu profesyonel destek alın. Bu durumun öncelikle kendisi ve evliliğiniz için ne kadar zararlı olacağını farketmesi lazım. Yine de ha ben böyle iyiyim derse hayat kısa, yapacak bişey yok, kendine göre birini bulur veya yalnız kalır.
0
rewlack
(04.08.21)
Eşinizdir, seviyorsunuzdur şimdi kırıcı olmak istemem ama bu bir gerçek tespit. Tek başına hayatta kalacak kadar eğitimi, görügüyü disiplini edinemeden yetişkinlik yaşına gelen erkekler var. Ha olabilir ama evlenip başkalarına sırtılarına dayanmaları kabul edilemez. Bu insanlar baba oluyor sonra bi de.. kendileri gibi aynı model ilkel nesiller yetişiyor. Nasıl örnek olacak? Onu geçtim zaten çocukla nasıl ilgilenecek? Ne kadar ilişki kurabilecek?

Konu ev işi veya temizlik değil. Kendine yetme, empati yapma, hayatı müşterek yaşamaktan “keyif alma” . Yoksa nedem evleniyoruz? Ha keyif almıyordur hayhay, zorla mı evlendirildi?

Terapiye gidip durumu onun anlayabileceği dilden kafasına kakın . Olmuyorsa salın gitsin.
0
jimjim
(04.08.21)
Blatta + 1 + temizlikçi

Erkeklerin büyük çoğunluğu öyle, nasıl itiraf etmiş ona hayret ettim sadece.
0
SiyamkedisiZorro
(04.08.21)
kendi adıma bu kadar basit şeyleri kotaramayan "yetişkin" bir erkeğe karşı duygularım bir noktadan sonra çocuk bu ya, koskoca yetişkin bunu nasıl düşünemez, yuh artık hepi topu süpürgeyi açacak, ben hastalansam demek ki bu bana bakmayı bile beceremez, e bu baya sahtekar hem temel haklarla ilgili ağzı dolu konuşuyor ama eşit sorumluluk konusuna gelince yan çiziyor noktasına geliyor ve ne saygım, ne sevgim, ne de cinsel isteğim kalıyor. zira çocuk avutuyor, vicdansız bir sahtekarla birlikteymişim gibi hissediyorum kendimi, aradaki yetişkin denkliği bozuluyor.

temizlikçi tavsiyeleri vesaire bir noktaya kadar işe yarayabilir, deneyebilirsiniz. sonrasında ise kadınlar ikiye ayrılıyor, bu durumu kabullenenebilenler ve kabullenmeyenler.
0
Phoebe
(04.08.21)
sen de yapma ciddiyim. çünkü hazır geldiği müddetçe rahatsızlanacağı bir şey yok.
temizlik için kadın tut, yemek için de atıştır peynir ekmek vs.
0
lcha
(04.08.21)
tarafları tanımadan, ev işinden kastedilenin ne olduğunu bilmeden, kadın-erkek, haklı-haksız muhabbeti yapmayı doğru bulmuyorum.

kendimden bahsedecek olursam etrafta biraz toz olması benim için çok dert değilken yığılmış kirli bulaşık veya sokakta giyilmiş kıyafetle yatağa oturmak gözlerimden alev fışkırtabilir. evde kedilerim var mesela, anneme göre kaka yaptıklarında hemen almak gerekiyor ama bence zaten kum bunun için var, kumu günde 1 kere temizlemenin yeterli olduğunu düşünüyorum.
bunun gibi kim neyi yapılması gereken iş olarak görüyor, ne sıklıkta istiyor vs çok değişken. belki eşiniz aşırı tembeldir ama belki de siz çok takıyorsunuzdur. haftada 1 temizlik için yardımcı alsanız belki ikiniz de rahatlarsınız. bilemedim.
0
şarkı güzel ama ingilicce
(04.08.21)
Kocanız sizi düşünse, ben ev işleri yapamıyorum, sen çok yoruluyorsun, eve bir yardımcı alalım derdi, ya da size "Yorma kendini gel otur ev işleri beklesin" derdi. Adam hem suçlu, hem yapması gereken işi yapmıyor, hem söyleniyor, hem surat asıyor. Tek yapacağınız ailelerinde haberi olacağı büyük bir kavga etmek. Bu tip insanlar fırça yiyip, başkalarına rezil olunca adam oluyorlar. Hiç öyle ailemi karıştırmamayım diye düşünmeyin, bu adamın size böyle kötü davranmasında kendi ailesinin de suçu var. Eğer eşiniz sizi gerçekten seviyorsa, size değer veriyorsa davranışlarına çeki düzen verecektir. Hele böyle çocukça davranan birine en doğrusu ailesine anlatmak. Ya bugün uğraşır eşinizin düzelmesini sağlarsınız, ya da 2-3 yıl sonra kendi işiniz, ev işleriniz arasında yorgunluktan bitmiş halde ağlarsınız. Evde ne iş yapıyorsanız, hem eşinizin hem eşinizin ailesinin gözüne sokun. Ben yerinizde olsam eşimizin kirli çamaşırlarını, bulaşıklarını toplar, hem ailesinin evine götürürdüm hem de iş yerine. Bana saygı duymayana, bende saygı duymam.

Eşiniz sizi hizmetçi gibi görüyor, artık onun için ev işlerini yapması gereken birisisiniz. Nasıl yetiştiyse öyle gider diye bir şey yok, insanın karakteri ile, karşısındaki insana duyduğu saygı ve sevgi ile alakalı. Haksız olduğu için birde surat asıyor. Enerjinizi düşürüyor. Yarın çocuğunuz olursa ne olacak, ya da siz hasta olsanız, bir kaza geçirseniz? Bu adam kalkıp size bir bardak su vermez. Siz o haldeyken bile sizden 'hizmet' bekler. O kadar okul okumuşsunuz, işe girmişsiniz, kendinize bunca zaman emek vermişsiniz, yazık değil mi size, bence çok yazık.

Duyuruyu açan kullanıcının kocası eğer tek yaşıyor olsaydı mecburen bakın mecburen kendi çamaşırını yıkamak, bu çamaşırları makineden alıp asmak, ütülemek, ardından dolaba yerleştirmek zorunda kalacaktı. Kullandığı tuvaleti temizlemesi, bitmiş tuvalet kağıdını yenisi ile değiştirmesi gerekecekti. Adam çalıştığı için zaten evde düzenli ev işi yapmak zorunda kalacaktı. Ev arkadaşı ile ayrı eve çıkanlar bile evin sorumluluklarını paylaşıyor, ev arkadaşına saygı duyuyor. Sırf evlendi diye eşine ev işlerini kitlemek nedir? Bu kadını kendisine hizmetçi yapmak için mi evlendi? Yarın öbürgün çocukları olunca çocuklar annelerini evin hizmetçisi olarak mı görecekler? İnsanlar isterlerse değişirler. "erkekler böyledir" diyerek bu soruna böyle yaklaşılır mı, yapılması gereken ev işinin cinsiyeti mi olur? Tek başına yaşasa böyle tüm işleri kendisi yapacak adam evlenip keyfinden ev işi yapmayınca "erkekler böyledir" lafının arkasına sığınılıyor. Sanki adamın eşi, kalk koltukları temizle, halıları sil diyor.
0
GoodMorningTeacher
(04.08.21)
kisilik bozuklugu falan degil bu.

ben yalniz yasayan bir kadinim. butun temizlik ve yemek isleri bana zulum gibi geliyor. kirk yilda bir yapiyorum. umrumda degil. evlensem de bu degismez. esim rahatsiz olursa temizlikci tutariz. parasini da veririm. yeter ki ben is yapmayayim.

esinizin de bu isleri hic sevmedigini anladim ben. herkes titiz ve duzenli olmak zorunda degil.

iste bu yuzden evlenmeden once beraber yasamak lazim.

madem sen daha rahat ve daginik olmayi dene. az ev isi yap. buna alis. yapabilir misin? hayir. o halde kim neyden rahatsiz oluyorsa onunla ilgili bir sey yapsin.

cozum temizlikci tutmak. ikiniz de rahat edersiniz. kavga da etmezsiniz.
0
batlegolas
(04.08.21)
hakli haksiz muhabbeti yapmak istemeden tavsiye vereyim.
yarimsar gunden haftada 2 ya da 3 gun temizlikci alin. boylelikle hem ev isleri yapilir (camasir -yikama-toplama-, bulasik, yatak toplama, hatta yemek) hem de ev temiz ve duzenli kalir.
0
65 derece
(04.08.21)
bende bu konularda çok tembel bi kadınımdır. Zaten ev işlerinin kadının sorumluluğu ya da kadının becerisi olduğunu kesinlikle düşünmüyorum. Kadın sadece evi düşünmeye programlanıyor çocukken, Erkek ise evi düşünmemeye. Bu nedenle evde yapılacak işleri yalnızca düşünmek, evi yönetmek bile ekstra bir sorumluluk.

bende bu konularda eşimle çok tartıştım zamanında. Eşim ben söyleyince yapan, ama "benim için" yapan bir insandı. Sanki benim bir ricamı yerine getiriyormuş gibi hissediyordu kendini. Bu nedenle yorgun olduğunda, canı istemediğinde "benim için" iş yapmak ona yorucu geliyordu ve tepkisel davranıyordu. ilişkimizin en başından beri, 4 senesi iş hayatı olmak üzere 6 senedir aynı evi paylaşıyoruz. ben ilişkimizin en başından beri şu şekilde davranıyorum:

Kesinlikle cinsiyetçi tüm kalıplara karşıyım. Feministim. ama bunu yaparke tepkisel değil bir öğretmen gibi açıklayarak, empati uyandırarak yapıyorum. Eşim başlarda bu cinsiyetçilik problemlerinden bir haberken şuan çoğunlukla benimle aynı düşünüyor. Bazen uygulamada eksiklikleri oluyor o kadar.

Ev işini benim için yapmadığını üzerine basa basa söylüyorum. Bu ev ikimizin, bu sorumluluklar ikimizin, yapılacak işleri senden daha fazla farkettiğim için sana söylemek durumunda kalıyorum bu da sanki benim ricamı yerine getiriyormuş hissi yaratıyor sende diyorum. Ama asıl beklentimin ben nasıl evin tüm işlerinin farkındaysam onun da tümünün farkında olması olduğunu özellikle belirtiyorum. Çünkü evi yönetmek daha büyük sorumluluk. Sürekli arka planda toplanması gereken çamaşırlar falan dönüyor. Ben nasıl farkındaysam bunun o da farkında olsun istiyorum ve bunu anlatıyorum.

Evi yönetmenin iş yapmaktan daha zor olduğunu ifade ettim ona. Evde işlere yardımcı değil sorumluluk paylaşan bir partner olması gerektiğini falan belirttim. Evde gözüne çarpan işleri bizden başka kimsenin yapmayacağına, gördüğü her işi onun sorumluluğu olduğunu falan ifade ettim bolca.

Yapmadığı her işi benim yapmam için bırakmış oluyor. Bu durumun adaletsiz olduğunu söyledim. Ben evden çalışıyorum o işe gidiyor. yani akşam salonda bıraktığımız bardaklar benim sorumluluğum haline geliyor. Bu nedenle bardakları mutfağa götürmeyi ben ertelersem yarınki işlerimin arasına erteliyorum ama sen direk bana kakalamış oluyorsun dedim. Bu durumu ben diyene kadar farketmemiş, üzerine düşünmemiş. O zamandan beri ortalıkta bir şey bırakmıyor vs.

Yani ben bu konuda çok net oldum. Beklentim iş yapması değil, beklentim evi benim kadar yönetmesi oldu. bu nedenle tam eşit almasak bile eşit sorumluluk alma kavramına yakınız. Bunu sürekli anlatarak, empati kurmasını sağlayarak, evi yönetmenin iş yapmak kadar büyük bi sorumluluk olduğunu bazen yumuşak dille, bazen de ciddiyetle tekrar tekrar anlattım.

Ama benim için surat asmaması, söylenmemesi için işleri kendim yaptığım bir dünya asla yoktu. Yani opsiyonlardan birinin o olmadığının o da farkında. bence bunun etkisi büyük.

Ayrıca: karşımdaki iş yapmak istese, bana bir şey demese bende sevmediğim işleri yapmayı teklif etmem. Ama zorlandığını ifade ederse yardım ederim. Yani talep edilirse yaparım. Ama talep edilmediği durumda yapmaktan hoşlanmadığım şeyi yapmaya uğraşmam.

Eşinize net şekilde bunları anlatıyorsanız ve ona rağmen bunları görmüyorsa, yapmıyorsa o zaman bence kendinizi yormayın. Temizlikçi de çözüm değil bu arada. Çünkü ortak yapmanız gereken her işte bu davranışı sergilerse çok büyük problem.
0
zimbirik
(04.08.21)
(7)

sıfırdan marka yaratmak

tmnslp
merhabalar, sıfırdan bir marka nasıl yaratılır? örneğin ben kendi yaratmak istediğim markanın kimliğiyle (adı, logosu vs.) bir fast food restaurantı açmak istiyorum (herhangi bir markanın franchise'ı değil) fakat nereden başlanır, ne yapılır gibi konularda hiçbir bilgim yok. önce kurumsal bir şirket
merhabalar, sıfırdan bir marka nasıl yaratılır? örneğin ben kendi yaratmak istediğim markanın kimliğiyle (adı, logosu vs.) bir fast food restaurantı açmak istiyorum (herhangi bir markanın franchise'ı değil) fakat nereden başlanır, ne yapılır gibi konularda hiçbir bilgim yok. önce kurumsal bir şirket mi kurulur, tescil mi yapılır vs. nereden başlamak gerekiyor?

bu konuda yardım edebilecek danışmanlık şirketleri falan var mı?

teşekkürler.
0
tmnslp
(03.08.21)
bu konuda danışmanlık vericek firmaların tamamı bir yılda paranı yer sonra tmnslp bey şu adımları yapmamışsınız bizim yapabileceğimiz bir şey yok adios muchachos derler, eğer iş tutarsa ya nasıl halletik işleri bize biraz prim göm derler.

kendi işini kendin yapmak zorundasın bu ülkede.

edit:

bu arada ben hayatımı danışmanlık vererek kazanıyorum ama benim gibi olmayacak işe olmayacak diyecek adam bulmak zor. ben görmedim.
0
duyurukullanıcısı
(03.08.21)
türkiyede danışmanlık = dolandırıcılık. her sektörde böyle.
araştırıp kendiniz yapın.
0
aslindasorunumpsikolojik
(03.08.21)
işin içinden gelmiyorsanız zor, mcdonalds ın satış müdürü'nü işe almakla olmuyor maalesef. markayı oluşturmak için yerelde bayileşme vs öemli.

kahvecileri inceleyebilirsin. nasıl bir iş modeli geliştirdikleri anlaşılır bence.
0
rhan
(03.08.21)
o kadar karışık değil. şirket açma ayrı marka oluşturma ayrı şeyler.

1. muhasebeciyle anlaş şirletini aç.
2. dükkanıını, malzemelerini falan hallet.

milyon dolarlık bir sermayen yoksa marka oluşturma 1 ayda olacak şey değil. önce elle tutulur bişeyler olsun spnra ihtiyaç oldukça kurumsal kimlik çalışmaları yaparsın. vaktim olsaydı yardımcı olurdum.
0
buenosdias
(03.08.21)
iyi bir danışmanlık şirketi her zaman güzel bir olasılıktır ama ben olsam bundan ziyade üniversitelerin işletme bölümlerinde donanımlı/sektörü de bilen akademisyenlere ulaşır onlarla knowhow işini hallederim. sonuçta bu da bir danışmanlık şekli. bulman gereken kişilerin anabilim dalları yönetim/organizasyon ve/veya pazarlama olmalı öncelikle. faaliyet alanınıza ve kapasiteye göre göre üretim/finans da devreye girecektir zaten.

bütün bu söylediklerimi bu söylediğiniz işi ciddiyetle yürütecek kadar sermayeniz varsa kolaylıkla uygulayabilirsiniz.

öncelikle gıda/yiyecek pazarına girmek istediğiniz alan kendi içerisinde çeşitli segmentlere ve türlere ayrılır. sizin rakipleriniz kim olacak? rakipsiz eşi olmayan bir iş fikri mi yoksa? pazardaki sizin benzeriniz markaların durumu nasıl? doymuş bir pazar mı? gelişmekte mi? pazar ve hedef kitle analizi çok iyi yapılmalı ve bunun bir metadolojisi var kendi içerisinde. bu sebeple yukarıdaki tavsiyemi yineliyorum. marka tescili ve şirket kurmak bir günlük iş. önemli olan sürdürülebilir ve tercih edilebilir bir marka oluşturmaktır.
0
debian
(03.08.21)
Buonesdias yazmış gerekeni, ayrıca markanızı logo/isim vs tescil ettirmeniz gerekiyor marka sahibi olmak için. Bunlar resmi kısımlar dükkanınız ve size özel ismi olur.

Ancak marka olmak farklı bir şey, onun için ya işinizde çok iyi olacak müşteriler sayesinde tanınıp popüler olacaksınız. Ya da marka pr çalışması yapıp tanıtacaksınız falan. O işlerden biraz anlamak lazım ya da anlayan birileriyle çalışmak. Ama bütçe sağlam değilse boşa para çok harcarsınız.
0
epitaf
(04.08.21)
Bu iş benim mesleğimin bir parçası:)
O yüzden belli dikkat noktalarını paylaşacağım.

Markalaşma faaliyetlerini birkaç aşamaya ayırabiliriz. Bunun en temelinde markalama çalışmaları denen (branding diye de geçer) tasarımsal öğeler vardır.

1. Aşama: Markalaşma Faaliyetleri
-Marka adının belirlenmesi. Bu en önemli aşamadır. Çünkü tüm tasarımsal öğeler hatta kuracağınız imaj bunun üzerine kurulacak.
-Logonun tasarlanması.
-Kurumsal tasarımların yapılması. Nedir bunlar? Tabelalar, mekan giydirme, torbaların, kutuların tasarımı, tepsiler, web sitesi, sosyal medya postlarının tasarımları, menüler vs vs...

Bunlar en temel kısımlar. Bunu her dükkan yapar zaten. Kendiniz bile biraz tasarım gözünüz varsa internet üzerindne canva gibi araçları kullanarak hazır şablonlarla basitçe üretebileceğiniz şeyler. Ama bunların profesyonel ellerden çıkması ve size özgü olması oldukça farklılaşmanızı kolaylaştırır.

2: İMAJ ÇALIŞMALARI-MARKA KONUMLANDIRMA
İlk aşama oldukça temel. Bunlar zaten köşebaşındaki pidecinin de, 20 şubeli restoran zincirinin de yaptığı şeyler. Sizin marka değerinizi ve algınızı belirleyecek şeyler asıl imaj çalışmalarında. Restoranlar için bunun belli yolları vardır. En çok kullanılan yöntem markanın patronunun kişisel imajından faydalanması. Nusret bunun örneği. KFC'nin yaşlı amcası bunun örneği. Baruthane pilavcısı bunun örneği. Özellikle Baruthane pilavcısı küçüük bir dükkanı kişisel imaj çalışmasıyla, beğenirsin beğenmezsin o ayrı, tanınan bir markaya çevirdi. Ama dışa dönük, orijinal bir karakter özelliğinin olması lazım bunun için.

Marka konumlandırması şu demek basitçe: Benim markam piyasada ne gibi özellikleriyle algılanacak? Çünkü bir marka aynı anda her kavrama oynayamaz. Mesela Nusret burası "jet-set" insanların takıldığı bir restoran imajını oturtmaya çalışıyor. BİM tamamen fiyat performans üzerine iletişim yapıyor. Red Bull adrenalin üstüne yoğunlaşıyor. Burger King sürekli ızgara lezzetini vurguluyor.

Sizin de böyle bir değer bulmanız, bunun üstüne markanızı inşa etmeniz lazım. Bu imaj şu anlamda önemli çünkü logonuzdan, isminize, mağaza dekorasyonunuza kadar bu şekilde inşa etmeniz lazım. Bunların tutarlı olması lazım. Mesela "doğal malzemelerden, doğal lezzetler" gibi bir restoran niyetiniz varsa, bu restoranın dekorasyonu burger king gibi olamaz. Ya da ucuz lezzetler sunarım diyorsanız, burayı divan pastanesi gibi dekore ettirmemelisiniz. Ya da havalı logolar yapmamalısınız gibi.

Bunlar oldukça basit gibi görünse de, aslında uygulamada oldukça zorlanılan şeyler. Özellikle marka sizinse, her şeyi aynı anda yapmak istersiniz ve kafası karışık ne olduğu anlaşılamayan bir marka ortaya çıkar. Her mahallede vardır bunlardan. Mesela fast food restoran gibi görünür, pizza da yapar. ama hazır pizza fırını var ben menüye pide de koyayım der. Ee pide koyduk yanında urfa dürüm de satayım der. Kafası karışık ne olduğu anlaşılmayan ortaya karışık restoranlar çıkar.

Genelde "ben her şeyi satayım" ister marka sahipleri. Hamburger var, dur yanına
döner de satayım... Şimdi dönercinin, hamburgercinin ya da pizzacının algıdaki imajı çok farklıdır.

Sade olmak lazım. bunu da başarmak zordur. Mesela bunun en iyi örneği çiçeksepeti bence. Çiçek ve hediyelik eşya deyince akla gelen ilk markayken, şimdi her şeyi satmaya başlayan orta vadede ticari olarak para kazandıran ama uzun vadede marka imajına zarar veren şeyler bunlar. Şöyle diyeyim, sen çiçek göndereceğin zaman iyi bir çiçekciden mi yollamak istersin? Araba lastiği de satan bir yerden aldığın çiçeği mi yollamak istersin? Şu anda sadece çiçek tasarımlarına yoğunlaşan iyi bir çiçek markası çıksa, çiçeksepetini çok rahatlıkla geçebilir diye düşünüyorum.

Ya da yukarıdaki örnekten yola çıkalım, sen araba lastiği alacak olsan, çiçekçiden mi almak istersin yoksa uzmanlığı bu olan sadece araç lastiği satan bir yerden mi?

Gibi gibi... Bunlarda da size destek olacak yönlendirecek danışmanlarınızın olması çok önemli.

Son aşama: ALGILANMA
Siz tüm marka çalışmasını yaptınız, ama tüketici sizi nasıl algılıyor? Mesela siz premium marka olarak konumladınız kendinizi. premium hamburgerci diye çalıştınız her şeyinizi böyle tasarladınız. Ama belki tüketiciler sizi ucuz marka olarak algıladı. bu durumda iki seçenek var. Marka çalışmalarınızı gözden geçirip tüketicinin premium algılayacağı hale getirmek. Bir diğer seçenek baktınız marka sizi ucuz hamburgerci olarak algıladı ve öyle sevdi. O zaman imaj çalışmasını, bu hale çevirmek de bir çözüm.

Mesela şimdi kategoriyi söyleyemiyorum ama meşhur bir marka hayatına kadınlara yönelik bir ürün olarak başladı. Ama markayı erkekler tercih etti. Sonra bir anda marka maskülen bir imaja dönüştü. Hatta ikonunu bir kovboy olarak değiştirdi.

Bu konu basit görünse de oldukça çetrefilli gördüğünüz gibi. İstediğiniz zaman mesaj atabilirsiniz:)
0
anten
(04.08.21)
(8)

Hediye fiyatı

dissendium
Sevgilinizin, eşinizin aldığı hediyelerin fiyatına internetten bakar mısınız? Bakıyorsanız bunu yapma amacınız nedir?
Sevgilinizin, eşinizin aldığı hediyelerin fiyatına internetten bakar mısınız? Bakıyorsanız bunu yapma amacınız nedir?
0
dissendium
(03.08.21)
hayir ogrenmek de istemem
0
ala09
(03.08.21)
Hayatımda belki üç defa bile hediye almamışımdır. Fiyatına bakmadım. Bakmak aklıma da gelmez. Yalnızca bir keresinde kardeşim şöyle bir cümle kurmuştu: “7,5 tl’lik şeyle bu kadar mutlu olacağını tahmin etmemiştim.” ajskdlf
0
ruhen hastayim ben
(03.08.21)
bakmam cunku hediyenin verilis motivasyonu fiyati degil verilen kisiyi iyi hissettirmesidir daha duygusal bir sey var yani.

yalniz bir kere verilen hediyeyi cok begenmis yeniden almak istemistim o zaman haliyle bakmistim fiyatina :)
0
in vino veritas
(03.08.21)
Ben geçen sene maddi değeri olan bir hediye aldım, fiyatını merak edip baktım valla :)
0
mg3929
(03.08.21)
ben bakıyorum valla. hediye alırken altta kalmayı sevmem, sevgilim bile olsa.
(Ama ekonomik bir hediye almış olmasından rahatsızlık duymam o ayrı)
0
lcha
(03.08.21)
ben bakmam. ama mesela eski kız arkadaşımın telefonunda, ona aldığım hediyenin reklam görsellerine denk gelmiştim. bir web sitesine girdiğinde üstte zırt pırt aldığım şeyin trendyol görseli çıkıyordu. o internetten bakmış araştırmış mesela :) her insanın huyu, merakı farklı olabiliyor.
0
norules
(03.08.21)
Ben bakıyorum eşim benim kredi kartımla alıyor hediyeyi bakmamak elde değil :))
0
monkey
(03.08.21)
İcha +1
Ne kadarlık bir hediye almış diye değil, fikrim olması için bakarım.
0
epitaf
(04.08.21)
(22)

6.5-7k maaşla 4300 kredi ödemek mantıklı mı

mg3929
Kiradan bıktım, ev almak istiyorum. Çekmek istediğim kredinin geri ödemesi 4.3k, şu an 6.5k falan maaş alıyorum, yılbaşında 2-2.5k arası bir artış olur diye bekliyorum. Sizce 4.3k kredi çekip bi ev alsam mı? Güncel 1.7k kira ödüyorum merkezi bir konumdayım ama muhiti pek sevmiyorum.
Kiradan bıktım, ev almak istiyorum. Çekmek istediğim kredinin geri ödemesi 4.3k, şu an 6.5k falan maaş alıyorum, yılbaşında 2-2.5k arası bir artış olur diye bekliyorum. Sizce 4.3k kredi çekip bi ev alsam mı? Güncel 1.7k kira ödüyorum merkezi bir konumdayım ama muhiti pek sevmiyorum.
0
mg3929
(01.08.21)
aaal
0
ala09
(01.08.21)
Valla bence hic mantikli degil.
0
j r r tolkien hayrani
(01.08.21)
Istanbulda ve yalnızsan bu bütçeyle mantıksız.
Zam artış oranın da mantıksız.
Maaş kesin 9-10 k olsun, biraz peşinat da varsa o zaman bakarsınız.
0
rewlack
(01.08.21)
4.3 geri ödeme bence iyi. Ama tek başınaysanız ve başka geliriniz de yoksa çok çok zor.
0
ruhen hastayim ben
(01.08.21)
maaş artmadan ev borcuna girerseniz 2-2,5k arası artış yapmazlar. düzgün zammı paraya ihtiyacı olmayana yapıyorlar. kim muhtaçsa en az zammı alır. ben olsam böyle bir riske girmezdim. maaş kesin olarak 9 olacaksa o zaman düşünülebilir.
0
himmet dayi
(01.08.21)
6.5'dan 9'a artis olmaz, ona bel baglama.

Ev temel bir ihtiyac. Hayatin her alanini etkiliyor. Ihtiyac duyuyorsan almalisin.
0
rm
(01.08.21)
Ben Turkiye'de olmadigim icin belki yabanciyim mevzuya ama 6500 geliri olan birine bankanin 4300 lira odemesi olacak kadar kredi vermemesi lazim.
0
hot potato
(01.08.21)
Artış kesin arkadaşlar buna göre yorum yaparsanız sevinirim.
0
🌸mg3929
(01.08.21)
Al abicim al, durduk yere ev sahibi olmuş olacaksın. yatırım için alıyor olsaydın alma derdim.
Yalnız krediler çok yüksek. krediyi öyle bir çek ki, faizler düştüğünde tekrar yapılandırabilesin.
0
etna
(01.08.21)
@hot potato aylık gelirin %70'i taksitli kredi çekebiliyorsunuz.


cevaba gelelim:
başka borcun yoksa, minimum 2-3 sene de çok bir tatil vs. yapmam. harcamlarımı daha düzenli yaparım dersen mantıklı. 2-3 sene dişini sıkman gerekecektir ama.


gerçi bu enflasyonla 1 sene bile olabilir :)


direkt cevabımı vereyim: mantıksız değil.
0
syozkn
(01.08.21)
şeftalinin 19 , salatalığın 10 lira olduğu bir ülkede yaşıyoruz.

ekonominin marmara denizi gibi dalgalı, işinin pamuk ipliğine bağlıolduğu bir ülkede.

bu şartlarda herşey risktir, işsiz kalabilirsin veya maaşın kuş kadar kalabilir.

icralık olup ödediğin miktarı bile kaybedebilrisin.

bu soruyu 2 3 sene önce sorsan, al , iki sene sıkıntı çekersin sonra kredi enflasyon vb sayesinde daha da kolay ödenecek hale gelir derdim.

ytd.
0
killerbee
(01.08.21)
2 sene once bi arkadas benzer oranlarda krediyle ev alinca millet beynini utuledi, "bu maasla 4000 nasi odiycen, oldun bittin sen" diye.

Simdi ayni ekip kendi ev kiralari 4000 oldu diye agliyor. Ev alan arkadas da gulerek izliyor.
0
brkylmz
(01.08.21)
abi bence de mantıklı da kimse vadesini sormamış. ne kadar süre ödeyeceksin?
0
passion rules the game
(01.08.21)
10 yıl
0
🌸mg3929
(01.08.21)
tüm kötü senaryoları düşünmek gerek, işsiz kalsanız iş bulamazsanız (olmaz demeyin, burası türkiye) taksitleri iş bulana kadar ödeyebilecek birikiminiz var mı? öyle bir birikim olmadan ben olsam girmezdim riske.
0
mrtkp1234
(01.08.21)
milletin gazına gelme. aynısını arkadaş yaptı sonra arkadaşların kirası 4000 olunca hepsine güldü tarzı ev fetişiti insanları dinleme. bi de o arkadaşa sormak lazım 10 yıl kredi öderken neler çekti. kesin alma demiyorum; ama herkesin durumu farklı. oturup planlamanı yaparsın. ordan kısarsın falan filan derken belki oluru vardır. yaparsın. am şu haliyle çok büyük ihtiyacı yoksa akıllı bir insan bu riske girmez.
0
buenosdias
(01.08.21)
maaş 6500 ise size 2200 lira kalacak. kira ödemeyeceksiniz. o yüzden alın.
0
silver apple
(01.08.21)
Maaşın yarısını krediye veriyorum 7 aydır. Yetişemedim, ihtiyaç kredisi de çektim. Yine de yetişemiyorum. Annem destek çıkıyor, ona güvendim. Ama yine de zor. Harcamaları kısma olayı yalan oluyor, her şeyin fiyatı uçmuş durumda.
Olumsuz yazdım, ama yine olsa yine alırım. İnsanın kendi evi gibisi yok. Birkaç yıla kira ile denk olacak kredi tutarı.
0
auroraaurora
(01.08.21)
2200 lira ile 1 ay boyunca geçinmek çok zor olur. olmayacak iş değil ama yaşamak bu değil dedirtir size.
0
bigcaptain
(01.08.21)
Bence gir.

Ben benzer rakamlarda girmedim hata ettim. Seneye o para kusa doner.
0
divit
(01.08.21)
Hiç mantıklı değil. Bir gün evlenirsin, eşin de katkıda bulunur, zorlanmadan alırsınız. Tek başına 10 yıl boyunca maaşının yarısından fazlasını krediye vermen hayat kaliteni düşürür. Madem her ay 4300 ödeyebileceğine inanıyorsun, birkaç ay 4300'e dokunmamayı dene.
0
dissendium
(01.08.21)
Hele ki maaş yükselecekse hayda hayda al tabi ki, şimdi alamadığın her gün biraz daha uzaklaşıyorsun. Eğer bir anda voleyi falan vurmayacaksan, maaşa talim ediyorsan ya da ufak ufak birikimle ilerliyorsan ev almadığın her gün zarar. Sık dişini al evini, gerekirse üç ay soğan ekmek ye ama emin ol her gün şükredeceksin.

Ev alıp da lanet olsun bu evi aldığım güne diyecek olanı sanmıyorum, en kötü sıkıntı olursa satarsın. Yarının ne olacağını hiç kimse bilemez, sürekli sonunu düşünen de kahraman olamaz. Hesap kitap yapılır, ödenebilecek miktar bulununca o ev alınır.

Ayrıca o kadar parayla, şu kadar parayla geçinilemez lafını çok duyuyorum ama valla para akıyor olsaydı 5 binle de 10 binle de geçinilemez ama gerektiğinde asgari ücretle de gayet geçinilebiliyor mecbur. Ayağını yorganına göre uzat tabiri bunun için söylenmiş. Bir de ağustos böceği ile karınca hikayesi var. Ayrıca atalarımız ev alana Allah yardım eder demişler, inançlı olup olmamak önemli değil, bu dünyanın kuralı böyle; çalışan, gayret eden kazanır.

Edit: İş durumunda risk konusuna değinmemişim. Yani sallantıda bir iş varsa ona göre değerlendirme yapılır. Ama sizin sorunuzda öyle bir riskten bahsedilmediği için cevabı ona göre verdim.
0
epitaf
(01.08.21)
(5)

Pendik'te Yaşanılabilir Mahalleler

sen nihilistsin dediler
İl dışı tayin yapacağım, okulların bulunduğu mahalleler: Kavakpınar, Ahmet Yesevi, Fatih, Dumlupınar, Esenler, Sülüntepe, Orhangazi, Velibaba mahalleleri. Okula çok yakın olması şart değil, arabamla ya da toplu taşımayla gidip gelebilirim, bu mahalleler dışında bunlara yakın olup eşyalı 1+1 1.500-2.
İl dışı tayin yapacağım, okulların bulunduğu mahalleler: Kavakpınar, Ahmet Yesevi, Fatih, Dumlupınar, Esenler, Sülüntepe, Orhangazi, Velibaba mahalleleri. Okula çok yakın olması şart değil, arabamla ya da toplu taşımayla gidip gelebilirim, bu mahalleler dışında bunlara yakın olup eşyalı 1+1 1.500-2.000 bandında ev bulabilirsem de kafidir.
0
sen nihilistsin dediler
(01.08.21)
pendikte bir süre yaşadım çalıştım, tam pendik ilçe sınırı içinde değil ama bu velibaba ile komşu olan kartalın hürriyet mahallesi var, onun ormana bakan kuzey kısmı güzel, huzurevinden başlayıp yakacıka kadar olan kısımda güzel sakin siteler var, evleri de bahsettiğiniz aralıkta hatta daha düşük.
0
sanguine
(01.08.21)
Velibaba'da epey ev var gibi, benim de dikkatimi çekti, rezidans tarzı bloklar falan.
0
🌸sen nihilistsin dediler
(01.08.21)
Kurtköy yenişehir mahallesindeki sitelerde ev bakabilirsiniz
0
pascaldiscoda
(01.08.21)
Ahmet Yesevi'de 1+1 havuzlu, eşyalı, istediğiniz fiyatlarda site mevcut, lokasyon önemli değil dediğinize göre düşünebilirsiniz.
0
epitaf
(01.08.21)
İlk görev yerim Pendik’ti. Batı mahallesi dışında yaşanılabilir bir yeri yok açıkcası. İnsanlar Kurtköy’ü de övüyor ama bence övüldüğü kadar iyi bir yer değil. Batı mahallesinin tek kötü yanı deprem riski. Yeni binalar var ancak biraz pahalı. Sizin yerinizde olsaydım Kartal Petroliş civarlarında ev arardım.

Edit: Ya bu arada uyarmak boynumun borcu gibi hissettim ama dediğiniz bölgelerdeki veli profilleri cidden berbat durumda. Mutlaka tanıdık birilerinden objektif yorumlar alın. Okul müdürlerinin söylediklerine aldanmayın.
0
ruhen hastayim ben
(01.08.21)
(4)

Toprak altında insan kemiği ne kadarda çürür?

bigg
Kimi 20 yıl sonra babaannemin mezarını açtık hiçbir şey kalmamıştı diyor. Kimi kemikler 200 sene durur diyor. Bilim adamları bilmem kaç yıl önceki insana ait kemikler buluyor.Nedir bu işin aslı? Özel bir işlemden geçirilmemiş, sıradan bir ceset kemiği, standart bir toprak altında ne kadar sürede tam
Kimi 20 yıl sonra babaannemin mezarını açtık hiçbir şey kalmamıştı diyor. Kimi kemikler 200 sene durur diyor.

Bilim adamları bilmem kaç yıl önceki insana ait kemikler buluyor.

Nedir bu işin aslı? Özel bir işlemden geçirilmemiş, sıradan bir ceset kemiği, standart bir toprak altında ne kadar sürede tamamen yok olur?
0
bigg
(01.08.21)
Kemiklerin daha evvel ama en son olmak üzere kemik iliğinin 10 yılda curudugunu hatırlıyorum, adli tıp dersinden...
0
fempusay
(01.08.21)
Çürüyor ya. O eski bulunan şeyler fosil, kemiğin kendisi değil.

Wikipedia 20 yıl diyor çürüme sürecine, ama tabi sıcaklık, nem, şu bu, bir sürü faktöre bağlı bi durum.

en.wikipedia.org
0
plutongezegendegilmi
(01.08.21)
muhtemelen bulunduğu topraga ve floraya bağlı. nemli ve bol miktarda bakteri bulunan toprak kemikleri çok daha hızlı çözecektir. kuru toprakta çok daha uzun süre bozulmadan kalır.
0
orpheus
(01.08.21)
Değişkendir. Bulunduğu toprak, hava, iklim artı muhtemelen cesedin yapısı etkilidir.

Hatta bir örnek verirsek Medine’de peygamberin yerini tayin ettiği mezarlıkta çürüme çok kısa sürede oluyor. Şu an süreyi hatırlayamadım, atmayım ama 6 ay mı baya kısa bir zamandı.
0
epitaf
(01.08.21)
(12)

Egzamasini geciren var mi?

proletarier aller lander vereinigt euch
Elimde sulu egzama olusuyor. Donem donem artip azaliyor. Kortizonlu krem surunce geciyor ama kalici degil tabii ki. Doktora gittim daha once bos tavsiyeler verdi eline kimyasal degdirme nemlendir falan. Bunlari zaten yapiyorum ve hic etkisi olmuyor. Tekrar doktora gideyim mi sizce bir fark gorebilir
Elimde sulu egzama olusuyor. Donem donem artip azaliyor. Kortizonlu krem surunce geciyor ama kalici degil tabii ki. Doktora gittim daha once bos tavsiyeler verdi eline kimyasal degdirme nemlendir falan. Bunlari zaten yapiyorum ve hic etkisi olmuyor. Tekrar doktora gideyim mi sizce bir fark gorebilir miyim tedavi yonteminde?
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(31.07.21)
Yaşadığın iklim stres baharatlar bunu etkiler. Kortizonlu krem fazla kullanma. Hayat felsefeni değiştir. Bunla yaşamaya alıştım. yılda bir kere sıkıntı olur anca bana. Onu da takmıyorum.
0
JackDanielSparroww
(31.07.21)
antidepresansız veya çok sıkı/düzenli terapisiz sadece dermotolojik ilaçlarla iyileşmesi çok zor ihtimal.
ihtiyacınıza göre d,e c vitamini veya biotin çinko gibi mineral takviyesi de iyileşmesini hızlandırır. ancak unutmayın özünde psikolojik tedavi gerektiren bir hastalık bu.

geçmiş olsun.
0
rewlack
(31.07.21)
Yeşil ceviz kabuğunu sürmek işe yarıyor. Normalde böyle koca karı ilaçlarıyla işim olmaz ancak ceviz tarlamız var. Bayramda sürdüm elime “en kötü ne olabilir ki” diyerek, işe yaradı :) bildiğin kuruttu.
0
irene
(31.07.21)
parmak aralarında olan ise sürekli kuru tut pc başındayken vantilitörü ellerine gelecek şekilde ayarla. yolda sık sık parmaklarının aralarını pantolununa veya tshörtün ile kurula ter olmasın kısacası. parmak araların aşırı kuruma yaptığında herhangi bir el kremi sür. dönem dönem dediğin şey büyük ihtimalle sadece yaz döneminde oluyordur :)
0
salak kedi
(31.07.21)
Derinin dogal korumasi bozuldugu icin kendini toparlayamiyor o bolgeler gunese de hassastir.

Gecirmeye yakinlasinca korumaya devam edip bir kere yenersen geri gelmiyor.
0
divit
(31.07.21)
@divit, dogal koruma niye bozuluyor acaba? Genelde derler ki bu meret genetiktir ufaktan baslar, bende 19-20 yaslarimda cikti cok stresli kotu zamanlardi cunku. Ne oldu diye dusunuyorum elime 1 kere krem mrem degdirmemis eldiven takmamis insandim o yaslara kadar.
0
🌸proletarier aller lander vereinigt euch
(31.07.21)
Benim cevremde gorduklerim de hep stresten basladi, ama sonra stres azalsa bile iyilesemiyor.
0
divit
(31.07.21)
konetsu doğru söylüyor. bunun kökeni beslenme daha ziyade. candida mantarı denen bir olay var. onu içeriden bitirdiğinde, ki bu diyetle oluyor, egzama olayı da bitiyor.

yoksa kremdir, pomattır, zaten olan bir şeye akut amaçlı uygulanan bir şey. mevzu bunu çıkmasını engellemek, engelleyebilmek.
0
mermize
(31.07.21)
Böyle şeylere inanıyorsanız eft deneyebilirsiniz.
Hastalıkların duygusal nedenleri de oluyor, kendinize göre araştırıp nedeni saptayarak da iyileşme sağlayabilirsiniz.
0
epitaf
(31.07.21)
Eft nedir acilimi?
0
🌸proletarier aller lander vereinigt euch
(31.07.21)
konetsu + 1
ben de buna benzer bi diet yapıyorum başka bi hastalığımdan ötürü.glutensiz,sütsüz geenel olarak sağlıklı beslenmeye çalışıyorum.eskiye göre çok azaldı.sıfır değildir ama eskiye göre çok farketti.
ben de taş devri diyeti diye bi kitap var onu kullanıyorum.Ahmet Aydın'ın kitabı
0
high hopes of the sozluk
(31.07.21)
Yazılanlardan çok daha farklı olarak alerjik olduğunu söyledi bana doktor. Antihistaminik yazdı, daha önce kullandığım kortizonlu dahil hiçbir krem geçirmemişti fakat bu alerji hapı geçirdi. Şimdi daha farklı bir sorunum var. Alerji hapını almayı kestikten birkaç hafta sonra farklı yerlerde tekrar çıkıyor. Neye alerjim olduğuna dair hiçbir fikrim yok, beslenmeyle alakalı çıkarsa şaşırmam.
0
lappuntamento
(01.08.21)
(8)

Siz de isyan ediyor musunuz?

deveyidiken
Yani değişik bir başlık oldu belki ama demek istediğim, bir işte o kadar çalışıp emek harcadıktan sonra kazandığınız parayla bir şeyleri elde edemediğinizi görmek sizin de sinirlerinizi bozuyor mu?Mesela kendi adıma söylemem gerekirse, bu ülkede yaşadığım sürece asla düzgün bir araba alabileceğime i
Yani değişik bir başlık oldu belki ama demek istediğim, bir işte o kadar çalışıp emek harcadıktan sonra kazandığınız parayla bir şeyleri elde edemediğinizi görmek sizin de sinirlerinizi bozuyor mu?

Mesela kendi adıma söylemem gerekirse, bu ülkede yaşadığım sürece asla düzgün bir araba alabileceğime inanmıyorum. -düzgün araba da smart bu arada, valla fazlasında gözüm yok-

Eve hiç girmiyorum, o zaten hayal.

Elin Helga'sının ayda 100 euro taksitle araba alması gibi bir gerçek varken benim aynı arabaya ayda 2000-3000 tl ödemek zorunda olmam gerçeği aklıma geldikçe artık çok yoruluyorum.

edit: yaş 27 oldu.
0
deveyidiken
(29.07.21)
Ediyorum içime içime ediyorum :). Öğrencilere önerdiğim enstrumanları düşünmeden alamaz hale geldim kendi adıma. Her defasında sizin düşündüğünüz gibi yurtdışında çoluk çocuğun cep harçlığı ile aldığı aletler olduğunu düşünüp canlar sıkılıyor gerekli her ekipmanda.

Highend şeyler zaten hayal oldu müthiş bir şekilde.
0
hedep
(29.07.21)
Ediyorum ama olabildiğince düşünmemeye çalışıyorum. Arabayı falan geçtim bu ülkede sağlıklı beslenebilmek bile aşırı pahalı.
0
integrative
(29.07.21)
Morali bozmayın, yaşlar kaç bilmem ama şu hayatta zamanı gelince her şey oluyor. Tabiki maalesef şartlarımız bir avrupa, amerika değil ama onlara bakıp üzülmek yerine papua yeni Gine’ye bakmak lazım (ülkeyi espri olsun diye attım, takılmayın)

Hayatta hiç bir şey elde edemeyeceğini zanneden kişilerin maddi manevi, iş, eş, araba vs elde ettiklerini görecek kadar yaşadım. İnsan elbet üzülüyor, ben şuna buna hiç sahip olamayacağım diyor, bir kedim bile yok anlıyor musun diyor ama sonunda ne diyor, hadi gülümse.

Karanlığın en koyu olduğu zaman şafağın atmaya başladığı andır. Belki ülkecek bir anda beklediğimiz muasır medeniyetlere erişemeyeceğiz ama yine de bireysel bazda güzellikler yaşanabiliyor. Buna odaklanmak lazım. Herkes emeğinin karşılığını elbet bir gün alır. İsyana bağlayıp gardı düşürmek yerine arzu edilen hayatı hayal etmek ulaşmak için basamak olabilir. Neden olmasın?
0
epitaf
(29.07.21)
Hala bu ülkede işlerin düşüneceğini falan zannediyorsanız yazık. En kötü ihtimalle geren card Lotosuna katılın. Bana kalsa onu bile yapmayın. Gidin doordash şoförü falan olun. Bir evlilik ayarlayın ve dönmeyin. Avrupa hayali bile kurmaya değmez. Hedefiniz ABD olsun. Bu ülke Afganların Surilerin ve onları buraya getirenlerin ülkesi artık. Geleceğin Pakistan’ı.
0
zoghurt
(29.07.21)
Bedri Rahmi Eyüboğlu'nun şiirinde dediği gibi

"Çünkü sen ne tarih ne coğrafya
Ne şu ne busun
Oğlum Mernuş
Sen otobüsü kaçırmış bir milletin çocuğusun..."
0
Ufuk
(29.07.21)
Ediyorum tabi , ama bu ülkede işler hiç düzgün olmamış zaten. biz şimdi bu döneme denk geldik diye sanıyoruz ki 90 ler süperdi.

70,80,90 her dönemin zorluğu vardı. Muhtemelen o zamanlarda yaşasaydıkta elde edemicektik ev, araba vs. Aileden ev,araba kalmıyorsa artık bunlar hayal, bunu kabullenmek lazım.

E bide tüketim alışkanlıklarımız değişti, araba almak için her gün sağı solu zorlayan 5 bin maaşlı arkadaşım 1 haftadır koy koy geziyor :) Döndüğünde yine sisteme sövecek :)

Tabi ki gezecek bu arada, tatilini yapması bile lüks sayılıyor kafasına girmeyin hemen, demek istediğim şu, bu coğrafyada oyunun kuralı her dakika değişiyor, eğer ayakta kalmak istiyorsan değişen kurala ayak uydurmak zorundasın
0
paramolacak
(29.07.21)
ediyorum. bir de zamanında cesaret edip, eli, yüzü düzgün bir ülkeye gidemediğim için de kendime sövüyorum.
0
pangea
(29.07.21)
Ediyorum hem de çok. Araba alma niyetimiz var ama niyetten öteye gidemiyoruz. Kazandığım parayı doya doya harcayamıyorum. Tatile gitmek için bile bir sürü düşündük acaba gitmesek mi, araba için önemli bir meblağ, kenara mı atsak diye. Ama bir sene boyunca köpek gibi çalışıp bir tatil bile yapamamak sinirlerimizi bozduğu için tatili de yapmaya karar verdik. Sonu yok, araba alsal çoluk çocuğa bir şeyler bırakmak için birikim yapmak isteyeceğiz vs. Zor işler, düşündükçe içinden çıkılamıyor. Düşünmemeye çalışmanızı tavsiye ederim.
0
hrvl
(29.07.21)
(6)

Online görüşme kaydetme

meraklitursucu
İş görüşmeleri online oldu malum. Teams, zoom gibi uygulamalarla kaydediliyor mudur bu görüşmeler? Anlamanın yolu var mı?
İş görüşmeleri online oldu malum. Teams, zoom gibi uygulamalarla kaydediliyor mudur bu görüşmeler? Anlamanın yolu var mı?
0
meraklitursucu
(28.07.21)
zoomda yazıyor recording diye. teamsi bilmiyorum. kaydedildiğini sanmıyorum. uğraşılmaz onu izlemekle.
0
jelly bear
(28.07.21)
anlamanın yolu yok.
arkada kamerayla veya ayrı bir cihazla ses kaydedilebilir.

zoomda ve teamste kayıt başlarsa, görünüyor.
0
rewlack
(28.07.21)
Zoom uygulamada kaydederse görünüyor ama ekran kaydı alırsa belli olmaz. Tabiki başka bir cihazla kayıt da mümkün. Çok sakat bu online işler :(
0
epitaf
(28.07.21)
Zoomda en son güncellemeyle karşı taraftan da izin almaya başladılar. İzin vermiyorsan görüşmeden ayrılıyorsun, bu yüzden yine mecburen izin veriyorsun.

Ama harici başka uygulamadan da kayıt alınabilir, bildirim gitmez.
0
sevilen progressive türkücü
(28.07.21)
onu gorusmeyi yapan biz bile bilmiyoruz.

Aday var 4 kisi var herhangi biri kayit alsa haberimiz olmaz.

Buna adayin kendisi de dahil.
0
divit
(28.07.21)
teamsde de zoomda da kayıt alınıyorsa işaret çıkıyor, başka programla ekran kaydediyosa çıkmaz.
0
nahtoderfahrung
(28.07.21)
(6)

Muze kart

violetsnotblue
Muze kart ile bir oren yerine iki kez girilebilir mi? Mesela bu sene icinde efes antik kente girdim, yine girebilir miyim?
Muze kart ile bir oren yerine iki kez girilebilir mi? Mesela bu sene icinde efes antik kente girdim, yine girebilir miyim?
0
violetsnotblue
(28.07.21)
çok kısa süresi vardı Gaziantep te sormuştum çok cüzi bir saat vermişti. şöyle sanki 2-3 saat kadar. Bir şey unutmuştum araçta çıkamazsınız yapmıştı. Demek çocuğu unutsak gitti tabi hiç mantıklı bulmadım sesim yükselmişti.
0
hunharca ben
(28.07.21)
Yeni bir değişiklik olmadıysa aynı yere yıl içinde belli sayıda ziyaret yapılabiliyordu. Sayı aklımda kalmamış ama iki mantıklı, üç sanırım çok sayılır
0
epitaf
(28.07.21)
Artık her gün girebiliyorsunuz değişti o sayı kalktı. Biz son zamanlarda haftada bir aynı yerlere gidip duruyoruz.
0
kullanıcıadımbuolsun
(28.07.21)
3 saat sonra tekrar basabiliyorsunuz
0
glamdr1ng
(28.07.21)
Geçen hafta Antalya Phaselis’e girerken kart aldım, bir kez daha girme hakkın var (toplam 2) dedi. Ama her mekan ayrıdır belki de. Bu arada benimki “Müzekart İndirimli” öğrenci şeyi olan, belki 60liraya verlen düz müzekart+ farklıdır bilemiyorum.
0
nhk ni youkosu
(28.07.21)
normali sınırsız, öğrenci 2 kez kullanılabilir.
0
babafingo
(28.07.21)
(2)

Yemek Kabı - Mikroldalga ve Bulaşık makinesine uyumlu

biseysorcaktim
kendime 5 tane kadar yemek kabı almak istiyorum. tek kullanımlık olmasın. internette gördüklerim genelde 50 - 100 şeklinde paket halindeydi. haftasonu yemek hazırlayıp, dolaba ya da buzluğa atıp, mikrodalgada ısıtıp yiyeceğim. (bknz: reddit: mealprepsunday)ne şekilde arama yapmalıyım? öneriniz var m
kendime 5 tane kadar yemek kabı almak istiyorum. tek kullanımlık olmasın. internette gördüklerim genelde 50 - 100 şeklinde paket halindeydi.

haftasonu yemek hazırlayıp, dolaba ya da buzluğa atıp, mikrodalgada ısıtıp yiyeceğim. (bknz: reddit: mealprepsunday)

ne şekilde arama yapmalıyım? öneriniz var mı?

aradığım şeye örnek:
www.cimri.com
0
biseysorcaktim
(27.07.21)
Saklama kabı olarak arayın, cam ve plastik olanları var. Çoğu mikrodalgaya uygun oluyor.

www.trendyol.com gibi.
Tek tek satılanlar da var, hepsi böyle boy boy set değil.

Edit: Bölmeli istiyorsanız bölmeli saklama kabı diye de arayın tabii.
www.trendyol.com
www.trendyol.com
www.trendyol.com
0
kobuzchu kiz
(27.07.21)
Ekonomik bir tercih olarak a101'de bulunan saklama kapları var. Nofrost saklama kabı olarak geçiyor, normal buzlukta kullanabiliyorum, tavsiye üzerine almıştım. Ayrıntı yazmamışlar mikrodalgaya girmeyebilir, isteğinizi tam karşılamıyor ama vakti ayarlayabilen için yukarıdakilere göre ekomomik bir seçenek olarak yazayım dedim.

www.onlinekatalog.net
0
epitaf
(27.07.21)
(5)

Ölmek üzere olan barış çiçeğini kurtarmak

ladygreen
Bu türe ilk defa bakıyorum. Birkaç gün ışık almayan bir yerde kaldı(mecburiyetten). O sırada önce beyaz çiçekleri kurudu. İyi ışık alan kapalı balkona geçirdim, bu sefer de yaprakları boynunu büktü. Öyle olunca parametreleri değiştirip Resim 2'deki küçük saksıdan Resim 1'deki büyük saksıya geçirdim,
Bu türe ilk defa bakıyorum. Birkaç gün ışık almayan bir yerde kaldı(mecburiyetten). O sırada önce beyaz çiçekleri kurudu. İyi ışık alan kapalı balkona geçirdim, bu sefer de yaprakları boynunu büktü. Öyle olunca parametreleri değiştirip Resim 2'deki küçük saksıdan Resim 1'deki büyük saksıya geçirdim, biraz can suyu verdim ve orta seviye direk olmayan ışık alan iç mekana geçirdim. Beklemek dışında ne yapılır? Bu yavru kurtulur mu?
0
ladygreen
(26.07.21)
saksı değiştirmeseydiniz keşke.
barış çiçeği çok ışık sevmez, yarı gölge ya da direkt olmayan ışık sever.
yapraklarına da biraz su püskürtün, hafif gölge ya da en azından direkt güneş almayan bir yere bırakın.
bir günde dikilir tekrar.
0
blatta hiberna
(26.07.21)
Suya boğmadan sulama rutininde devam ederseniz canlanır tekrar.
0
zimbirik
(26.07.21)
kapali balkon muhtemelen sicak gelmistir. yapraklar da o nedenle perisan durum da. pencerede uzak ama isik alan bir yerde kalsin. alttaki su kabinina su doldurun ve eksildikce ekleyin. yapraklar normale donunce sulama isini de rutine cevirin. suyun yapraklara dogru yukselebilmesi icin epeyce suya ihtiyaci var. saksi da degismis toprak da kurudur. o nedenle cok su tuketir.
0
helenart
(26.07.21)
Ben olsam öcelikle kuruyan çiçeği dipten keserim. Sonra sararıp kötü olan yaprakları en kötüden başlayıp budarım, ama çok değil bir kaç yaprak, kurtulamayacaklar. Az görünüyor zaten.
Sonra direk güneş ışığı vurmayan yani yakıcıyı güneşin gelmediği, tül vs ile süzüldüğü aydınlık, ışıklı bir alana koyarım. Işığı sever ama aşırı güneş yakıyor.
Barış çiçeği yapraklara fıs fıstan da hoşlanıyor, çok su verip de öldürmeyin. Toprağı kontrol edip sulayın. Bazı topraklar üstten kuru gibi ama içi sulu kalıyor o yüzden normal bir suyunu verdikten sonra su ihtiyacını fıs fıs ile yapmak daha garantili olacaktır. Susuzluktan hemen ölmez, yaprak uçları bazen minik kuru gibi olur ona çok takılmayın, efkarlanmıştır. Yani eyvah kuruyor diye çok aşırı sulamayın, bitkiler sulama yüzünden çürüyerek ölür daha çok susuzluktan değil.
Bir de esintili yerleri çok sevmediği söyleniyor. Mesela ceryanda kalmasın.
Normalde bakımı çok zor bir bitki değil, başka bir derdi hastalığı yoksa iyileşir bence.
0
epitaf
(27.07.21)
tavsiyeleri uyguladım ve şu an yapraklar havada! emeği geçen herkese teşekkürler.
0
🌸ladygreen
(27.07.21)
(10)

bu kredi kartı işi mantıksız mı

Wasking
tek kredi kartı kullanıyorum ve durumuma göre en az asgarisini ödüyorum. bazen tamamını bazen %75i. hesap kesiminden sonra ilk harcamayı yapmadan hemen önce, asgariyi ödeme tarihi geçmeden elbette artık duruma göre.ardından 20 liralık alışveriş yaptısaysam hemen 20 lira kart borcu ödüyorum. 100 harc
tek kredi kartı kullanıyorum ve durumuma göre en az asgarisini ödüyorum. bazen tamamını bazen %75i. hesap kesiminden sonra ilk harcamayı yapmadan hemen önce, asgariyi ödeme tarihi geçmeden elbette artık duruma göre.

ardından 20 liralık alışveriş yaptısaysam hemen 20 lira kart borcu ödüyorum. 100 harcarsam 100 vs böyle anlık karttan ödeyip en kötü gün sonunda harcanan kısmı ödüyorum.

eğer o ay ilk etapta anca asgarisini ödemişsem ve bu harca öde sonrası param tükenmiş gibiyse karttan harcamayı kesip kartı hesap kesimine kadar kullanıma kapatıyorum.

bu olay bazı arkadaşlarıma göre mantıksız. kartta limit neyse oraya kadar kullanıp eldeki nakiti tutup hesap özeti geldiğinde ödemek daha iyi diyorlar. kimi de kart kullanma nakit varsa nakit harca diyorlar. ancak kartın fena olmayan avantajları var benim için.

yanlış mı kullanıyorum bu şeyi?
0
Wasking
(25.07.21)
psikolojik kontrolle pratiklik arasindaki cizgi sanirim seninki.

yani bir yerde arkadaslarin hakli, kredi sana verilmis bir hak. alisverisi yapar yapmaz nakitini elden cikarmak yerine mesela hesap ozeti gunune kadar butun parayi faizde tutarsan sana ekstra para kalir. sen o faizden feragat edip "kafam rahat etsin" diyerek hemen bankaya veriyorsun. muhtemelen o parayi harcamaktan korkuyorsun.

burada onemli olan hesabini kitabini yapabilen, kendini tutabilen biri misin? bazen asgariyi odeyecek durumda kaldigina gore muhtemelen kazandigindan fazlasini harcayan birisin, yani tehlikeli sular. eger disiplinli bir sekilde her alisveris yapisinda o parayi gunluk faiz hesabina atsan ve DOKUNMASAN, gunu geldiginde oradan odesen senin icin daha karli. kart limitine gore bu meblag ugrastigina degmeyebilir tabii. ama zaten asgari yatirip faiz odeyen birisin, en azindan odedigin faizin bir kismi cikar.

kartin sana getirdigi avantajlar odedigin faizden fazla mi? hic hesapladin mi? eger fazla degilse karti direk kapatip debit kart ile dolasmak daha mantikli senin gibi biri icin.
0
robokot
(25.07.21)
Asgarisini odersen kalan borca faiz binmiyor mu?
Bunun ne faydasi var anlamadim bosuna ekstra para odeyip duruyorsun faiz yuzunden.

Devamli asgari odeyen biri borc batagina dusmustur, bir an once o karttan kurtulmalidir zaten.

Belki de kredi karti olayini yanlis anlamissindir, benim bir arkadasim yanlis anlamisti yillarca asgarisini odedi biz uyarana kadar.
0
divit
(25.07.21)
Kanka kusura bakma ama bu hesapla senin karda ya da kendi deyiminde avantajlı olduğun bir durum göremiyorum. Hatta yukarıda belirtildiği gibi zaten faize düşmüşsün. Ne karın olacak bundan? Ayrıca yarın birgun birsey olsa kredi cekemeyeceksin. Ayrıca ne yapmak istediğini de zerre anlamadım. Asgariyi ödeyip, o ayın borcunu bitirmeden neden daha son ödeme tarihine yaklaşık 40 gün olan sıradaki borcu ödüyorsun ki?
0
allah yazdiysa bozsun
(25.07.21)
Amaç elde nakit bulundurmayarak kontrol sağlamaksa nakit kart kullanılabilir harcamalar için, ben bu kullanımın mantığını anlayamadım.
0
(25.07.21)
Bu nasıl bir kullanma beynim yandı.
Kredi kartının asgarisini ödediğin zaman kredi notun düşer ve bir gün kredi ihtiyacıyla bankaya gittiğinde bu gerçekle yüzleşebilirsin. Bu şekil garip kullanımda da düşer bence.

Kredi kartını kullanman gerekiyorsa harcamaların sonunda borç geldiğinde o ayki ekstrenin tamamını ödemen gerekir. Fazlaya da gerek yok.

Kredi kartını nakit yerine kullanım kolaylığı şeklinde düşünüyorsan banka kartı da kullanabilirsin.
0
epitaf
(25.07.21)
kredi kartı kullanımında 1. kural ;
her ay borcun tamamını ödemektir.
eğer bunu yapamıyorsan faizden sürekli zarar edersin, kartı anında makasla kes çöpe at.
nakiti cebinizde 1 ay tutunca bitcoin alıp %5 kazanmayı falan bekliyor arkadaşlarınız sanırım. nakiti 1 ay cebinizde tutmak size hiçbirşey kazandırmaz.
0
aslindasorunumpsikolojik
(25.07.21)
sadece asgariyi ödemek kredi notunu etkilemez. kredi notun etkilenmesin diye asgari ödeme diye bir şey var zaten. bankanın keyfinden değil. sadece asgariyi öder ve harcama yapmaya devam edersen o delik kapanmaz. bankanın en sevdiği müşteri olursun. onun dışında bence kullanımında bir sıkıntı yok burada abartıldığı kadar.
0
Whily
(25.07.21)
asgari ödemenin kredi notuna etkisi yok. sadece sürekli borçlu olacağın için kullanılabilir limitine etki eder.
0
Efoody
(25.07.21)
karttaki limit harcamanız için limit olarak görmeyin. giren para ne kadarsa o kadar karttan harcayın. ekstre geldiğinde de borcu komple kapatın.
0
biergarten
(25.07.21)
bir aylık nakitten yatırım olmaz. kart borcunun tamamını ödeyemeyenler ülkesindeyiz zaten. ama normal şartlarda kart sadece taksitlendirme kolaylığı için kullanılan bişi olmalı. ama biz fakir olduğumuz için ne yazık ki ay sonunu getirme aracı olarak görüp asgarisini ödeyerek yaşayabiliyoruz.
eğer yapabilirsen kart için en güzeli aylık ödeyebileceğin miktar kadar harcamak ve hepsini o ay ödemek veya mutfak masrafını aylık harcamanı nakit yapıp kartı sadece taksitli işler için kullanmak.
0
photo85
(25.07.21)
(8)

Manzaralı Kafe - İstanbul

i am a legal alien
Merhaba,Bir misafirimiz gelecek. Özellikle manzaralı bir yerde tatlı yemek, kahve içmek istiyor. İlla boğaz manzarası şart değil, deniz kenarı da olur yada bir kafenin terası da olur. Tatlılarıyla meşhur bir yer olmasına gerek yok. Ortalama üstü olsa kafi. Lokasyon avrupa yakası.Teşekkürler.
Merhaba,

Bir misafirimiz gelecek. Özellikle manzaralı bir yerde tatlı yemek, kahve içmek istiyor. İlla boğaz manzarası şart değil, deniz kenarı da olur yada bir kafenin terası da olur. Tatlılarıyla meşhur bir yer olmasına gerek yok. Ortalama üstü olsa kafi. Lokasyon avrupa yakası.

Teşekkürler.
0
i am a legal alien
(23.07.21)
Ulus cafe-Ulus
Big Chefs- Tarabya
0
ırene adler
(23.07.21)
Pierre lotiye cikabilirsiniz
0
balpolen
(23.07.21)
Lokma
0
regina phalange
(24.07.21)
Süleymaniye taraflarında Hüsn-ü Alâ. Terası geniş, baya bir alanı görüyor.
Galata tarafında Galata Konak Kafe. Dikkat burada kredi kartı ya da bilumum banka kartı geçmez.
0
epitaf
(24.07.21)
Editleyemedim. Konak kafemin de terası mevcut
0
epitaf
(24.07.21)
Bebek - la sirene
Boğaza sıfır, bebekteki bir mekana göre fiyatlar çok uygun. Yemekler ortalama 50tl. Yemek tatlı kahve hepsini bulursunuz tavsiye ederim.
0
mg3929
(24.07.21)
Dolmabahce sarayinin bahcesi. Denizin dibindesin, arkanda dolmabahce sarayi onunde deniz bogaz.
0
oscar
(24.07.21)
Yeniköy Pero da bu amaca uygun.

goo.gl
0
(24.07.21)
(4)

Covid varken aşı olmak

nickimin hakkini veremedim
Merhaba iyi bayramlarBayramda çok fazla toplu taşıma aracı kullandım son iki senedir hiç binmemiştim. Yarın da aşı randevum var ikinci doz biontech diyorum ki şimdi ya otobüste kaptıysam üzerine de aşı olunca daha kötü mü olur bilemedim. Aşıyı mı erteleyeyim yoksa bi problem olmuyor mu şu an covid k
Merhaba iyi bayramlar

Bayramda çok fazla toplu taşıma aracı kullandım son iki senedir hiç binmemiştim. Yarın da aşı randevum var ikinci doz biontech diyorum ki şimdi ya otobüste kaptıysam üzerine de aşı olunca daha kötü mü olur bilemedim. Aşıyı mı erteleyeyim yoksa bi problem olmuyor mu şu an covid kuluçkadaysa falan
0
nickimin hakkini veremedim
(23.07.21)
daha kotu olmaz, sadece asiyi bosuna olursun.

hic temasin olmayacaksa onumuzdeki hafta 7-8 gun karantinada dur. bir belirti gostermezsen aşını o zaman ol.

ama yine insan icine karisacaksan farketmez zaten.
0
robokot
(23.07.21)
Önümüzdeki 6 ay her gün aynısı kadar otobüse binsen %90 ihtimalle kapmazsın hastalık filan. Çevremde hiçbir tedbire dikkat etmeyen, covid'i sallamayan ne kadar tanıdık varsa ne covid oldu ne grip. 2 yıldır kalabalıktan çıkmıyorlar.

Ne kadar pimpirikli varsa da onlar istisnasız kaptılar hastalığı.

Randevuyu iptale gerek yok.
0
ssiradanbirigibi
(23.07.21)
Doktor değilim. Toplu taşımada virüs almamış olabilirsiniz, dikkatli olduysanız, yazın da etkisiyle sorun olmayabilir.
Ancak covid üzerine aşı kısmını ayrı cevaplamak istiyorum. Çünkü covidliyken aşı duble virüs gibi bir şey. Herkesin bünyesi farklıdır bu bir, ikincisi başlasının hafif atlattığı yan etkileri (kol ağırısını kastetmiyorum) bir başkası ağır yaşayabilir. Dolayısıyla sağlık söz konusuyken salla bişey olmaz diyecek cesarette değilim.
Risk durumunu kendininiz değerlendirmeniz lazım ama toplu taşımaya binmekle hemen virüslü olunmuyor. Aşıyı nasıl olsa her türlü yapıyorlar, başka bir sorun olmayacaksa iki üç gün ertelemek de düşünülebilir.
0
epitaf
(24.07.21)
@epitaf: covidliyken asi duble virus gibi bir sey degil. ekstra bir zarari yok. yarari da yok enfekte durumdaysaniz.

@ssiradanbirigibi: akla mantiga aykiri bu arguman da biraz sıkmadi mi artik? (en cok dikkat edene oluyo aaabi geyigi) - benim de sallamayan arkadaslarimin komsularin falan %90'i bir kere gecirdi. kimisi long covid ile mucadele ediyor. dikkatli olup da gecireni gormedim. unutmayalim ki sallamaz gibi gozukup sonra yamulan kisilerin cogu hasta oldugunu itiraf da etmiyor. dolayli yoldan ogrendigimiz de cok oldu.

senin mantiginla zaten @nickimin hakkini veremedim 2 senedir toplu tasimaya binmemis biri, yani pimpirikli. argumanina gore "istisnasiz" kapacak biri. o yuzden kapmistir mi diyelim?
0
robokot
(24.07.21)
(18)

son birkaç yılda hayat standartlarınızda olumsuz olarak değişen şeyler?

la lykia
neler?aklınıza gelen her türlü konu olabilir.örnek olarak;x marka peynir alırdım, artık onu alamıyorum, y markaya geçtim.aracımı satmak zorunda kaldım.x marka arabam vardı, onu satıp y marka (x'ten çok daha ucuz) marka aldım.ailece yazlık evimizi satmak zorunda kaldık.ayda x kez et/balık yerdik, şim
neler?

aklınıza gelen her türlü konu olabilir.

örnek olarak;
x marka peynir alırdım, artık onu alamıyorum, y markaya geçtim.
aracımı satmak zorunda kaldım.
x marka arabam vardı, onu satıp y marka (x'ten çok daha ucuz) marka aldım.
ailece yazlık evimizi satmak zorunda kaldık.
ayda x kez et/balık yerdik, şimdi y kez yiyoruz.
ayda x kez dışarıdan/dışarıda yemek yerdik, şimdi yemiyoruz.
yılda 1 kez parfüm alırdım, artık almıyorum gibi gibi.
0
la lykia
(18.07.21)
Yatağımdan acayip rahatsızım, yeni yatak almam gerekiyor ama nerden nasıl alacağım hakkında fikrim yok ve fiyatları da çok pahalı geliyor.
0
oldz
(18.07.21)
telefon için: amiral gemisi sayılan modelleri kullanırken şimdi orta modelleri alıyoruz.
0
MtKrt
(18.07.21)
tatile gidemiyorum, çok pahalı. 3-5 gün için bütün yılın birikimini dökmek gerekiyor.
0
anais
(18.07.21)
Covidden bağımsız şu anda dışarda yemek ve dışardan sipariş vermek.
Tatil ve geziyi de yazacaktım ama o konuda covid etkisi de var.
0
epitaf
(18.07.21)
market alışverişinden sonra moralim bozuluyor. pandemi öncesine göre şu an dışarda yeme içme sayımız azaldı. tatile gitmek bütçemiz için daha büyük sorun haline geldi. doğru düzgün bir araba almak şu an hayal.
0
zgrydn
(18.07.21)
Parfüm ve spor ayakkabı almak hayal oldu.
0
suicides underground
(18.07.21)
market alışverişi

4.5 liralık lifalif yulaf ezmesinin 10 lira olması
7.45 gold fıstık ezmesinin 15 lira olması
9 lira barilla makarna soslarının 20 lira olması
7-8 liralık standart deodorantların 20 lira olması

bunlar elzem ürünler gibi görünmeyebilir fakat ilk aldığım fiyatı hatırladıklarımla şimdiki fiyatlar bunlar, bir paket yulaf ezmesi alırken de düşünmek zorunda kalmamalıyız
0
grimavi
(18.07.21)
Gıdada elimden geldiğince ucuza kaçmamaya çalışıyorum, bir şekilde almak zorundayız onu. Ancak kıyafet işi çok canımı sıkıyor. En dandik tişörtler bile gereksiz pahalı. Eskisi kadar giyime harcama yapamıyorum, parasına değmiyor çünkü.
0
tamam sakinim
(18.07.21)
çikolata ve dondurmaların kalitesi inanılmaz düştü.

yenmeyecek düzeyde.
0
duyurukullanıcısı
(18.07.21)
Yurtdışı seyahatine verilecek parayı göze alamıyorum, her gün yürüyüş yaptığım için sık spor ayakkabı alırdım, önceden Columbia falan alırdım, şu an 3-4 ayda eskiyecek bir ayakkabıya o fiyatı vermeyi düşünemiyorum. Kask almam gerekiyor, yıllardır Nolan kullanırım, şimdi daha makul fiyatlı kasklara şans versem mi diyorum. Pandemi sebebiyle sosyalleşmiyorum ama fiyatları duydukça dudağım uçukluyor, açık hava sinemalarının fiyatlarını gördüm mesela 65 ile 95 arasında değişiyor, filmlerin ancak yönetmeni tarafından bana özel sunumla gösterilmesi karşılığında 100 lira hak ettiğini güşünüyorum.
0
(18.07.21)
kafama göre dışarı çıkıp harcama yapamıyorum. 5 sene önce öğrenciyken çok daha rahattım.
0
westblack
(18.07.21)
benim hayatimda degisen hicbir sey yok. pandemi sebebiyle insanlarin hayatlarinin benimkine benzemek zorunda kalmasindan da memnunum. gerek sosyal gerekse de ekonomik etkilerden dolayi yani. artik yalniz degilim.
0
boyle buyurdum
(18.07.21)
yilda ortalama 3 kez yurt disi tatili yapardim artik 2 veya 1 kez oluyor. gecen seneyi saymiyorum ama pandemi ve hamilelik sebebiyle evden cikmadim cunku. bu sene kaldigim yerden devam etmeyi dusunuyorum hayirlsiyla.
0
in vino veritas
(18.07.21)
Disarda daha az kahve iciyorum. Evde kendim yapip termosa koyuyorum ya da kampanyalari falan bekliyorum. Yurtdisi seyahatlerimi yaparken cok dusunmezdim artik yapamiyorum bile.
0
dedim ben sana
(18.07.21)
Kedi maması. Daha uygun fiyatlı bir markaya geçmek zorunda kaldım.
4 günlüğüne tatile gideceğim, 18 ay taksit ödeyeceğim.
Yurt dışı imkansız.
Yeme içme ve özellikle giyimden kısmadım, ama kredi kartı fena şişti. Daha kontrollü olmam lazım.
0
auroraaurora
(18.07.21)
kiram 200 tl zamlandi. zaten zor oduyordum iyice zorlasti.

issiz kaldim. ise giremiyorum. maddi olarak cokmus durumdayim.

eti lifalif ve muz almak artik benim icin cok daha zor.

evden calistigimiz icin ve zamlar dolayisiyla faturalarim artti ve sirtima bir yuk daha oldu.

iki kedi sahiplendigim icin ek masraf da onlar oldu. aslinda bakabilirim ama is bulmam lazim. ha tabii ki asla birakmam cocuklarimi. kendi ogunumu 1 ogune indirdim ve parayi onlara ayiriyorum. en kaliteli mama ve kumu aliyorum. asla onlardan kismam ve onlari birakmam.

süt... sek süt aliyorum ve cok pahalandi. baska sut icemedigim icin katlaniyorum.

onceden surekli tavuk kanat alirdim. simdi cok pahali. alamiyorum.

kiyafet zaten alamiyorum artik.

yeni telefon almam lazim bu kullandigim arkadasimin eski telefonu ve bozuk. laptopim ise aylardir acilmiyor öldü. ama bunlara asla para veremem. o kadar parayi calissam da bulamam.

kagit havlu, tuvalet kagidi ve deterjan almam da zorlasti.

eskiden makarna sosu alabiliyordum, barilla. simdi alamiyorum.

makarnalar bile cok pahalandi.

eskiden arada bir dardanel aliyordum simdi alamiyorum.

sebze meyve almak da cok pahali artik. kabak almaya kalksam 2 kabak anca alabiliyorum. eskiden kabak ve patlicani bol alir gunlerce yemek yapardim. simdi tadimlik oldular patatesin yaninda.

9 lira olan 19L damaca su 15 lira oldu. cus diyorum.

asla tatile gidemiyorum. memlekete ailemin yanina bile gidemiyorum.

kitaplar da cok pahalandi. eskiden gidip gidip kitap alirdik arkadasla. simdi 2 kitaba 90 tl verdik. yuh ulan.

sosis ve sucuk alamiyorum. kasar peynir alamiyorum. luks oldular.

kuruyemis fiyatlari da cosmus durumda. cok zorlaniyorum.

islak mendiller kafayi yedi. 11 tl ne lan.

sivi sabunlar ayri pahalandi.

psikologumun ucreti iki katina cikti.

psikiyatristimin ucreti de iki katina cikti.

antidepresanimin ucreti de iki katina cikti.

...

cok zor durumdayim. hem maddi hem manevi berbat durumdayim. kedilerim olmasaydi intihar ederdim.
0
batlegolas
(18.07.21)
Herhangi bir dusus olmadi, dusme olmamasi icin devamli is degistirmem gerekti bu da olumsuz tabi.

Bir de bu yillarda artik range rover alirim diyordum hala alamadim. C segmentine saplanip kaldik.
0
divit
(18.07.21)
Benim hayatimi etkilemiyor yurtdisina tasindigim icin ama esim ile 2017 sonrasi 2019'da ülkeye dönünce oha olmuştuk her seyin fiyatı iki katiydi. Ben Eylül'de tekrar döneceğim ve eminim sok olacagim gene.

Ailem malesef bunu yasiyor. Eskiden her hafta tavuk, balik yiyen insanlar simdi daha cok bakliyat, sebze yiyebiliyor. Ben ayda ekstra bir 200-300 yolluyorum ki oyle şeyler alsinlar. Beni iki kere yurtdisina yolladilar su an hayatta yapamazlar.
Zamaninda 35 bin liraya aldik arabayi su an 120 bin lira falan. Gene bu parayi hayatta veremezler.

Yalniz basliga sözlüğün malum parti sevenlerinin yazmamasi da çok komik. Bundan 1 sene önce burada kurlar düşecek, Çin'den uretim buraya kayacak, şöyle böyle diyen bir arkadas vardi. O anlatsin bize hayat standardi neden düşmüyor...
0
logisticsmanager
(18.07.21)
(2)

Bu mevsimde çiçek toprağı değiştirilir mi?

asaf
sb
sb
0
asaf
(17.07.21)
Ben değiştirmeyi planlıyorum, ya da biraz üstten alıp yenilemeyi. Sineklerden kurtulamıyorum, çiçeklerim de gelişemiyor :(
0
epitaf
(17.07.21)
Genelde baharda (mart'ta falan) değiştirilir hocam.
0
plutongezegendegilmi
(17.07.21)
(13)

Hâlâ kurşun kalem kullanan var mı?

asaf
30 yaşımı geçtim ama kurşun kalem sevdam hâlâ geçmedi. 3 ya da 4. sınıftan itibaren uçlu kalem kullanıyorum ama kurşun kalem koleksiyonu yapıyorum sayılır şu an. İlkokul dışında bu kalemleri kullanan var mı?
30 yaşımı geçtim ama kurşun kalem sevdam hâlâ geçmedi. 3 ya da 4. sınıftan itibaren uçlu kalem kullanıyorum ama kurşun kalem koleksiyonu yapıyorum sayılır şu an.

İlkokul dışında bu kalemleri kullanan var mı?
0
asaf
(16.07.21)
Çalışırken %90 kurşun ya da uçlu kalem kullanırım.
Ajandalarım, notlarım her şeyim hep kurşun ya da uçludur.
Tükenmez kalemi çok nadir illa onunla yazmam gerekiyorsa kullanıyorum.
0
mutekebbir
(16.07.21)
kurşun kalemden kastınız sadece tahta kalem mi? yoksa uçlu kalemleri de kurşun kalemden mi sayıyorsunuz?
0
co2s2
(16.07.21)
artline kullanıyorum genelde. uçlu kalem nadir. çok silik geliyor gözüme artık.
0
xrated
(16.07.21)
Millet pilot kalem kullanıyor iş yerinde ben halen daha alışamadım. 0.7 uçtan vazgeçemiyorum
0
Hallegadola
(16.07.21)
Kurşun kalemi birkaç yıl önce bıraktım, artık sadece uçlu kalem kullanıyorum, genelde 0.7.

30 yaşındayım.
0
hayirsiz
(16.07.21)
Ya kurşun ya tükenmez kullanıyorum.
0
ruhen hastayim ben
(16.07.21)
Hala kullanıyorum çok da severim. Kalemtraşımı da köreldikçe yenilerim:)
0
suicides underground
(16.07.21)
kitap okurken altını çizmek için kullanıyorum. bazen 0.7 uçlu kalem kullandığım oluyor.

not almak için de kullanırım ara sıra.
0
tabudeviren
(16.07.21)
Kesinlikle kullanıyorum uçlu kalem de kullanıyorum, hatta itiraf ediyorum ki kuru kırmızı kurşun kalem de kullanıyorum.

Bir kaç tane de kalemtraşım var, hepsinin kullanım yeri ayrı.
0
epitaf
(16.07.21)
koleksiyonum yok ama hala kullanırım. kitap çizmek için, ders çalışırken veya bir araştırma yapıp not alırken.

ama en çok yumurtlayan kalemleri seviyorum, hani şu tepesinde yedek uç bulunan ve bittikçe yenisini taktığımız kalemler.

(yaş 28)
0
south park in kapusonlu uyesi
(16.07.21)
kullanıyorum. uçlu kalem de var. duruma göre, silgi ve kalemtraş da kullanıyorum.
0
evimin paspasi
(16.07.21)
oğlum 8 yaşında ve kurşun kalem kullanıyor. ben 36 yaşındayım ve hep yanımda olan küçük not defterimin lastiğinde üçe böldüğüm kurşun kalemin bir parçası var.
0
d e j i n
(16.07.21)
Kulanacagim bir alan yok ama cok seviyorum hala ben de.
0
stavro
(17.07.21)
(21)

Maaşın ne kadar sorusu

tuborg yesili
Tarafıma sorulan bu sorudan sonra merak ettim. ( bana soran kişi eşimin dedesi) Eskiden herkes herkese bunu soruyor muydu? Ben kimsenin maaşını sormuyorum. Size maaş soran var mı ve varsa kimler?
Tarafıma sorulan bu sorudan sonra merak ettim. ( bana soran kişi eşimin dedesi) Eskiden herkes herkese bunu soruyor muydu? Ben kimsenin maaşını sormuyorum. Size maaş soran var mı ve varsa kimler?
0
tuborg yesili
(16.07.21)
Babam, ablam ve çok yakın arkadaşlarım dışında soran olmaz. Yakın arkadaşlar da maaşın ne diye değil de iş değiştirme sürecinden haberdar oldukları için gelen teklifi sorarlar.
0
himmet dayi
(16.07.21)
annem babam dahil kimse sormaz maasimi ben de kimseye sormam. esime de ben soyluyorum yoksa bilmez maasimi.
0
in vino veritas
(16.07.21)
genellikle çok yakın arkadaşlarım bile ben maaşımı söylediğim zaman çok rahat etmiyorlar, maaş paylaşmak çok garipsenen bir durum. ben, çok yakınlarımla paylaşmaktan hiç çekinmesem dahi, birisinin (dede gibi) bunu sorması beni şaşırtır (:
0
mestre
(16.07.21)
çok nadir aldığım bir soru, maaşımı yöneticim ve hr harici kimse bilmez.
0
a darkness coming
(16.07.21)
Herkes herkese soruyor bu soruyu özellikle bayramlarda çok duyuyorum. Anneme benim maaşımı sorup karşılaştırma yapan kocakarılar var. Daha ilerisi lohusa yatağımda görümcem ve benim maaşım karşılaştırılmıştı halaları mühendisler kazanmıyor sağlıkçılar kazanıyor diye.
Ben sorana çok şükür okuduğum emeklerimin karşılığını alıyorum diyorum kapatıyorum konuyu.
0
cilekli pasta
(16.07.21)
Aslında maaş sormak görgüsüzlük göstergesi ve ayıplanacak bir eylem. Ama maalesef Türkiye'de pervasızca soranlar var. Bana soran olmadı, ben de insanlara sormam bunu.
0
kurmaca
(16.07.21)
dedeler sorar eskiden beri ya :) mayış kaç mayış derler hep.
0
vudin
(16.07.21)
Benim dedem de sorar ya böyle. Dedeliğine vermek lazım. Yaşıt biri sorsa ayıp tabi.
0
Kahir ekseriyet
(16.07.21)
Ailede densizliği ile bilinen bir şahıs sormuştu, onun haricinde soran olmadı.

Ama aynı sektördeki yakın arkadaşlar ile konuşuruz ve konuşulması lazım, piyasadan haberdar olmak mühim. Onun haricinde anne, baba, kardeş biliyor.
0
plutongezegendegilmi
(16.07.21)
Birçok insan soruyor. Ben kimseye sormuyorum ama soranı garipsemem.
0
hayirsiz
(16.07.21)
Bana garip gelmiyor. Tabi az maaş alıyorsan buna sevinecek insan dışında. Yakın bir arkadaşın soruyorsa belki endiselidir senin için. Benim bir arkadaşım çok maaş aliyorsa sevinirim. Arkadaşım benden bunu gizlemek istiyorsa üzülürüm.
0
howfaristhesky
(16.07.21)
Soran çok oldu ama geçiştiriyorum ya da dalgaya vuruyorum. Ben kimseye sormam, bence çok ayıp.
0
iwasbornonamountainside
(16.07.21)
maaşlı bir işim olmadığı için kimse sormuyor ama yaşam standartlarımdan çıkarım yapmaya çalıştığını, merak ettiği hâlde soramadığını hissettiğim birkaç akraba var.
lüzumsuz bir durum tabii.
0
blatta hiberna
(16.07.21)
Valla direkt görgüsüzlük ile ilişkilendirmek yanlış bence. Soran kişiye bağlı olay. Misal ben @plutonun dediği gibi sektördeki ortalama ücretleri öğrenmek ya da aynı sektör olmasa bile farklı sektörlerdeki ücretleri öğrenmek için sorabilirim. Bu şekilde bana sorulması da garibime gitmez. Haa cevap verip vermeyeceğim soran kisiyle aramdaki samimiyete bağlı olur ancak direkt "maaşımı sordu görgüsüz. Bu soru sorulur mu hiç" tarzi tepki vermem. Insanlar kendilerince bilgi topluyor bişekilde.
0
j r r tolkien hayrani
(16.07.21)
Ben herkese soruyorum, yoksa piyasadan kopuyorum.
Hatta bir arkadasi o kadar zorladim ki karima soylemedim sana soyluyorum dedi, her sene hepsini arar guncelleme alirim mutlaka :)

Bana pek soran yok, cok oldugunu biliyorlar.
0
divit
(16.07.21)
akrabaların sorması saçma (aile hariç) ama sevdiğim bir arkadaşımla konuşmayı seviyorum ben de. "Maaş gizlidir" muhabbeti patronların aynı işi yapan iki kişiye farklı paralar verebilmesinin bahanesi gibi geliyor bana. Haberin olursa hakkını arayabiliyorsun çünkü. Bence eski kuşak daha açıkmış bu konuda evet. Maaş, kira, arabayı kaça aldın vs. çoğu şeyi açık açık konuşuyorlardı bence.
0
nhk ni youkosu
(16.07.21)
10 Yıldır çalışıyorum geçen hafta daha yeni anneme söyledim, ben sormamda söylememde, ha böyle yukarıdaki örnek gibi dıdımın dıdısı gibi birileri sorarsa uçuk bi rakam söylüyorum mal gibi kalıyor.

Geçen sene teyzem sormuştu akrabalar içinde, 25 bin demiştim, mal gibi kalmıştı. Böyle insanlara güzellikle anlatamıyorsun bu durumu anlamıyorlar, anlayabilcek kapasitede olsalar sormazlar zaten o nedenle böyle şok geçirticen ki akşam yatarken düşünüp dursun ''ulan harbiden öylemi'' diye
0
paramolacak
(16.07.21)
Annem, babam ve nişanlım biliyor. Yakın arkadaşlarımızla da konuşuyoruz çünkü hepimizin mesleği aynı ve yüksek lisanslar yeni bitti, işlere yeni girildi vs. Birbirimizle paylaşıp ona göre gelen teklifleri değerlendiriyoruz.

Onun dışında soran olmadı ama benim maaşım dışında ek gelirim de olduğu için kıyaslama yapamıyorlar zaten.
0
fraise
(16.07.21)
Eskiler sorar, onlar için normal bir durum, zaten dede sormuş, ayıplanacak bir şey değil.
0
epitaf
(16.07.21)
Genelde sormuyorlar ama soran da var yok değil. Maas sorulmaz normalde.
0
stavro
(17.07.21)
Ben başkalarına sormam ama bana sorana soruyorum merak etmediğim halde. Cunku sen benim ozelime girdin, o zaman aynisini ben de senden isterim mantigi. Sen bana sorma curetini gosteriyorsan ben de curet ederim. Ote yandan test etme amacli soruyorum bakalim kendi gizlemek isteyecek mi diye. Genelde söylüyorlar kendileri de.
0
stavro
(17.07.21)
(11)

Aileyle tatile gitmek mi evde tek oturmak mı?

binlercedansozvar
25 yaşımdayım. Anne baba kardeşim önce anıtkabir’e sonra antalya’ya geçecekler arabayla. 1 hafta süreliğine. Kız arkadaşım falan olsa eve çağırır onla vakit geçirirdim de o da yok. Hatta olan 1 2 arkadaşım da şehir dışına çıktı. Ama bi yandan da hem üşeniyorum hem kafa dinleme imkanım var.
25 yaşımdayım. Anne baba kardeşim önce anıtkabir’e sonra antalya’ya geçecekler arabayla. 1 hafta süreliğine. Kız arkadaşım falan olsa eve çağırır onla vakit geçirirdim de o da yok. Hatta olan 1 2 arkadaşım da şehir dışına çıktı.
Ama bi yandan da hem üşeniyorum hem kafa dinleme imkanım var.
0
binlercedansozvar
(16.07.21)
Yapıştır git hocam ya, tatil tatildir, tamam aile ile olması dezavantaj olabilir ama en kötü tatil bile evde oturmaktan iyidir.
0
paramolacak
(16.07.21)
evde oturmak tatil gibi gelecek
0
grimavi
(16.07.21)
Aile ilişkilerin nasil bilmiyorum ama. Bence gez ailenle. 2-3 seneye ailenden komple uzaklaşırsın zaten iş, evlilik vs vs derken. İyi bir kaliteli vakit geçirme ve anı biriktirme fırsatı. Stresli değil de eğlenceli bir şekilde geçirmeye çalışırsan keyifli olabilir sanki.

Zaten bütün pandemi evdeydin. Napacaksin evde.
0
westblack
(16.07.21)
tatilde de kafa dinlenir yahu. anne baba çok dırdırcı değilse yapıştırın gidin. siz de benim gibi tüm pandemi boyunca evde kaldıysanız değişiklik çok iyi gelecektir.
0
golgi aygıtı
(16.07.21)
Kesinlikle aileyle tatil. Evde otursanız bütün gün dizi izleyeceksiniz. Bunu her zaman yapabilirsiniz. Ama ilerde aileyle geçirilen vakit azalacak. Değerlendirmek lazım.
0
pispinti
(16.07.21)
yeni anılar kazanmak bence edinilebilecek en değerli şey. evde ilk gün yatınca 2. gün sıkılmaya bile başlarsın.
0
denizmaniaherif
(16.07.21)
Nerde hareket orda bereket.
Tebdili mekanda ferahlık vardır.
Aileyle çok sorunlu bir iletişiminiz yoksa kesinlikle tatil +1
0
epitaf
(16.07.21)
bas git anıtkabir+ deniz tatili güzel. bir haftadan uzun olsa gitme derdim
0
Hallegadola
(16.07.21)
ailen ne kadar kotu olabilir yani. zaten normal zamanda birliktesiniz demek ki katlanilmayacak bir durum yok ortada.
tamam bi dirdir belki olur da gecer gider sonucta.

icine sinen de bir mekana gidiliyorsa git tabi sen de onlarla.
0
Kittie
(16.07.21)
keşke 25 yaşımda olsam ve ailemle önce anıtkabir'e, sonra antalya'ya tatile gidebilsem. hayat çok çabuk geçiyor ve bu biriktirdiğiniz ya da biriktiremediğiniz anıları gelecekte çok arayacaksınız.
0
co2s2
(16.07.21)
39 yasindayim. su an ailemle boyle bir tatile gitmek icin neler vermezdim. yani diyecegim ileri de benim yasima gelince, bu gideceginiz tatil anilari akliniza gelecek ve iyiki gitmisim diyeceksiniz. zaman cok hizli geciyor, kesinlikle gidin
0
oscar
(17.07.21)
(10)

istanbuldan tasinmak

blackpen
selam, istanbulda yazilim muhendisiyim. uzaktan calisma imkani suresiz olarak tanindi yakin zamanda. egede cok bilinen sahil kentlerinden birinde evim var.istanbuldan tasinsam mi tasinmasam mi konusunda kararsizim. neyi dusunerek karsilastirma yapip karar verecegimi de bilmiyorum. pandemi basindan b
selam, istanbulda yazilim muhendisiyim. uzaktan calisma imkani suresiz olarak tanindi yakin zamanda. egede cok bilinen sahil kentlerinden birinde evim var.istanbuldan tasinsam mi tasinmasam mi konusunda kararsizim. neyi dusunerek karsilastirma yapip karar verecegimi de bilmiyorum. pandemi basindan beri bu firsati yakalamaya calismak icin bir cok is gorusmesi de yaptim, simdi imkanim var ve dusunuyorum. bana yol gosterebilir misiniz?
0
blackpen
(16.07.21)
hmm senin durumunda dusuneceklerim:

uzak kalinca yoksunlugu cekilecek aile ve arkadas grubu var mi? gecici olsa bile yalnizlikla basa cikabilecegini dusunuyor musun?

ve tasinacagim yerdeki internet baglantisi hizi / tipi vs :)
0
robokot
(16.07.21)
Çok düşünme çünkü kendi kendini yapmamak için ikna edeceksin. İhtiyacın olan tek şey kesintisiz hızlı internet.
0
rm
(16.07.21)
Ev bile kiralamayacaksınız, zaten varmış. Bence düşünecek çok bir şey yok. Mutlaka denenmeli.
0
prodeq
(16.07.21)
İstanbul'un hangi özelliklerinden faydalandığınızı düşünürseniz belki daha kolay olabilir. Arkadaşlarınız bu çevrede mi genel olarak. Evden dışarı çok çıkar mısınız? Çıktığınızda neler yapıyorsunuz? Harhangi bir aktivite, hobi, kurs vs alıyor/yapıyor musunuz? Eğer çok bir bağlılığınız yoksa belli bir süre denenebilir. Ne de olsa dönmek isteseniz çok kolay dönersiniz.
0
jkg
(16.07.21)
Düşünecek bir şey yok taşının gitsin. Biz taşındık çok iyi geldi. Doktor işi için istanbula gittik geçen hafta. İyi ki taşınmışız diye şükrettik:)
0
suicides underground
(16.07.21)
Cosmicstring+1

Dikkat etmek lazım, şirketlerin sağı solu belli olmaz.
Ama onun dışında İstanbul'da hayatta yasayamazdim, gezmeye vs gidilir ama yasamak?
0
logisticsmanager
(16.07.21)
Bence taşının olmadı geri dönersiniz. Hiç olmazsa denemiş olduğunuz için bundan sonrasında kafanız rahat olur, ya memnun olur kalır ya da bir daha bunu düşünmezsiniz. İyi bir fırsat çıkmış denemek için
0
epitaf
(16.07.21)
Bi ay git kal beğenirsen devam edersin olmazsa dönersin
0
Kahir ekseriyet
(16.07.21)
istanbul'da kalırsanız:

1 - iş için keyfekeder bile olsa, düzenli ya da düzensiz ofise toplantıya gidiyor musunuz?

2 - aile nerede?

3 - arkadaşlar nerede?

4 - gideceğiniz sahil kenti hangisi?
0
co2s2
(16.07.21)
Arkana bile bakma kaç istanbuldan
0
photo85
(19.07.21)
(6)

Biontech aşısı öncesi ile ilgili sorular

peki madem
Merhaba! Biraz saçma bir soru olacak kusura bakmayın.Biontech aşısının daha işe yaraması için bir sürü tavsiye var. Mesela önce sonra 48 saat içki içmeyin, sonrasında 24 saat duş almayın, önceki gece iyi uyuyun gibi tavsiyeler. Benim yarın akşam mesai sonrası ikinci aşım var ve yarına yetiştirmem ge
Merhaba! Biraz saçma bir soru olacak kusura bakmayın.

Biontech aşısının daha işe yaraması için bir sürü tavsiye var. Mesela önce sonra 48 saat içki içmeyin, sonrasında 24 saat duş almayın, önceki gece iyi uyuyun gibi tavsiyeler. Benim yarın akşam mesai sonrası ikinci aşım var ve yarına yetiştirmem gereken bir proje var. Bu gece sabahlasam bunun aşının etkinliğine olumsuz bir etkisi olur mu? Bir de dikkat bozukluğu için Ritalin ve Concerta kullanıyorum, bunu da belli bir süre önce (24 saat mesela) kullanmayı bırakmam gerekiyor mu mesela?

Yani büyük ihtimalle işi yetiştirmem gerektiği için yine yapacağım da etkisi olur mu, olursa ne kadar olur bilen varsa diye merak ettim. Çok teşekkürler!
0
peki madem
(15.07.21)
Ritalin / Concerta ile ilgili bir veri oldugunu sanmiyorum.
Dus almayla ilgili bir sıkıntı yok.
Sadece NSAID tipi agri kesiciler alinmamali - sadece parol / minoset (parasetamol) uygun goruluyor. Diger agri kesici / ates dusuruculerin immun tepkiyi zayiflatma ihtimali var.
Uyku konusunu da bilmiyorum. Sadece mantik yurutuyorum: hasta olunca hizli iyilesmek icin iyi dinlenmek onerilir. asi ile yaratilan enflamasyon "fake" bir hastalik oldugu ve sonunda her turlu "iyilesecegin" icin ve su anda hız onceligin olmadigi icin ben sahsen pek kafaya takmazdim. en sonunda kimde antikorun ne seviyede olacagina dair sayisiz bilinmez var.
0
robokot
(15.07.21)
ilaçlar için bişey diyemem ama sevgilimin aşı sonrası rahatsızlığı tam 30 saat sürdü. ateşi bazen 37,5'a çıktı. doğru düzgün uyuyamadı. herkeste etkisi farklı. belki sende hiç bir yan etkisi olmayacak ama yetişmesi gereken bir iş varsa aşıyı bir iki gün öteleyebilirsin.
0
scudman1
(15.07.21)
dün sabah ikinci dozu oldum (biontech) daha önce covid geçiren biri ile aynı evde 2 hafta geçirdim ve hiçbir etki hissetmedim, ilk doz aşıda da hafif kol ağrısı dışında hiçbir şey hissetmedim. fakat ikinci doz başkaymış. sabah aşı oldum gece 12 gibi titreme ve grip belirtileri başladı ateşim 38lere kadar çıktı sabah 5'e kadar devam etti. şu anda da gripten kalkmış gibi bitkin hissediyorum. özetle ikinci doz epey sarsıyor bu yüzden hangover veya aşırı yorgun bir günün üzerine ikinci dozu almak devamında epey zorlayıcı olabilir. aşının etkisini azaltır mı bilmem ama aşı sonrası süreci keyifsizleştireceği kesin.
0
orpheus
(15.07.21)
Mesela ben Kanada'dayim ve bu uyarilarin hicbirini duymadim. Yani belli ki evrensel olarak kabul goren seyler degil bunlar. Asi testleri sirasinda da sabahlayan grup vs iyi uyuyan grup seklinde bir alt calisma yapildigini da hic sanmiyorum.
0
hot potato
(15.07.21)
İlk doz sonrası kol ağrısı dışında bir şey hissetmemiştim, ikinci dozu dün oldum, hiç de fena değil. Sadece tatlı bir uyku hali vardı bütün gün halsizlik gibi, bir de hafif bir baş ağrısı.
Sanırım bahsedilen kötü yan etkiler herkeste olmuyor.

Alkol alınması, bağışıklık sistemini yavaşlattığı için tavsiye edilmiyor. Aşıdan tam verim almak istiyorsanız alkol almayın.

Şu anda bir çok yerde açık randevular var. Dileresniz MHRS'den önce etrafınızdan bir gün sonrası için randevulara bakın. Aklınıza yatan müsaitlik varsa var olan randevunuzu iptal edin, bir-iki gün sonrasına yeni randevu alın. Arada da dinlenmiş olursunuz.
0
burfak
(15.07.21)
Alkole cevap verilmiş banyo konusunu açıklayım. Eski yıllarda aşılardan sonra aşı yerinde enfeksiyon gibi bir risk varmış bu nedenle su değmesi istenmezmiş. Şu an için böyle bir durum yok. Bazıları o eski bilgiye istinaden ya da daha temkinli olmak adına söylüyor banyo olayını.

Yorgunluk konusu sizin bünye ile ilgili, bunu bilemeyiz ama tercihen bir gün sonraya kaydırırdım. Aşılamada sorun yok nasılsa, her türlü yapıyorlar.
0
epitaf
(16.07.21)
(7)

Ekonomik mutsuzluklar

mg3929
İstanbulda 4. Yılım. Geçen sene fiyat bir tık uygun diye sevmediğim bir muhite çıktım. Yaşadığım yerden hiç memnun değilim, kiralara baktım buradan çıkıp sevdiğim düzgün bir yere geçmem imkansız olmuş. 2019 ortası gibi evler ucuzken kredi çekip ev alacaktım, çevremi dinleyip almadım ve ev fiyatları
İstanbulda 4. Yılım. Geçen sene fiyat bir tık uygun diye sevmediğim bir muhite çıktım. Yaşadığım yerden hiç memnun değilim, kiralara baktım buradan çıkıp sevdiğim düzgün bir yere geçmem imkansız olmuş. 2019 ortası gibi evler ucuzken kredi çekip ev alacaktım, çevremi dinleyip almadım ve ev fiyatları ve kredilere bakınca o da imkansız olmuş.

Yaş 27. Genel itibarıyla hayattan acayip soğudum. İşe başladığımda daha az kazanıyordum ama para falan biriktirebiliyordum. Şimdi bi markete, restorana gidince ödediğim paralar canımı sıkıyor resmen. Daha iyi maaşı hak ettiğimi düşünmeme rağmen daha iyi bir iş de bulamadım henüz, belki de hak etmiyorumdur bilmiyorum.

Düzelecek mi bu olaylar ne dersiniz?
0
mg3929
(12.07.21)
o kadar haklısın ki soğumakta. yaşıtız ve pozitif düşünemiyorum ben de.
0
ala09
(12.07.21)
Hak etme meselesi degil ya herkes komik paralara calisiyor. Ulke daha kotuye gitmede bile yeter ama ondan bile umidim yok
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(12.07.21)
Her şey gittikçe kara deliğe doğru kayıp gidiyor. Ne istesek geç kaldığımız gerçeğiyle yüzleşiyoruz. Düzelir mi bilmiyorum ama duzelse de bir şeyler değişir mi hayatımızda emin değilim.
0
olaylar olaylar
(12.07.21)
Düzelmez. Bu çukurdan çıkmak yıllar alacak, biz görür müyüz bilmem. 28 yaşındayım ben de. Sıfıra sıfır çalışıp duruyorum. Sadece boğaza gidiyor. 4500-5000 arası kazanıyorum. Ne tatile gidebiliyorum ne de teknolojik bir malzeme alabiliyorum laptop, PS gibi. Ömrümüzün belki de en güzel diye nitelendirebileceğimiz yaşları ekonomik sıkıntı ile geçiyor. Önceden ayda 3-4 defa dışarıda yerdik. Simdi öyle yapınca ayın sonu gelmiyor. Aman bizi bu hale düşürenler doysun da ben tatil yapmasam, çeyrek porsiyona düşsem de olur :)
0
huzurlarinizda huzursuzluk
(12.07.21)
düzelmez. her yer üniversite. biz de geçen isyan ettik senelerce okuduk doktora da yaptık belirli bir kitle maaş alıyor sadece diye :)

hem gelir pastası küçük hem adaletsiz. çok ciddi krizlere gebe bu açıdan ekonomi.
0
passion rules the game
(12.07.21)
Düzelmeyecek. Enflasyon bu denli yüksekken, türk lirası bu kadar değersizken imkanı yok düzelemeyiz. Ekonominin düzelmesi ve bize yansıması için 10 yıla ihtiyaç var en az. 10 yıl sonraya kim öle kim kala, 40’ı devirmiş oluyorum gençlik bittikten sonra kime ne fayda.
0
adwokat
(13.07.21)
Açılın baby boomer geldi (böyle mi yazılıyordu?) şaka şaka o kadar ysşlı değilim ama çocukluktan itibaren neler gördük neler.

Umutsuz olmayın, neden düzelmesin?
5 nisan kararları olmuştu, ülkede devalüasyon yapıldı, ekonomi çakıldı ve şu an bile memur, işçi, emeklinin sofrasındaki ekmeğin bir payı o zamanlardan. Neden mi? Çünkü peşinden gelen hükümet ekonomiyi düzlüğe çıkarttığı gibi işçiye, memura, emekliye yüksek zam yaptı, esnafın da yüzü güldü. Gerçi bu sevinç de çok sürmedi 28 şubat darbesiyle ülke ekonomisi yine battı. Ama her batışın bir çıkışı oluyor. Konumuz bu.

Sonra anayasa kitapçığı krizi oldu, ekonomi yine battı, ülke gitti denildi, bir çok olumsuz şeyler oldu ancak sonra yine düzlüğü çıkıldı. Bu memleket hep böyle bata çıka gidiyor. Evet, stabil bir ekonomi yok, alın gücü gelişmiş ülkelerle kıyaslanama. Refah düzeyi düşük ama hep de en kötüde devam etmiyor. O yüzden morali bozmamak, umudu kaybetmemek lazım.

Ayrıca 70’lik dede gibi söyleyeceğim ama eskiye nazaran emin olun şu anki yaşantı çok daha kolay. Bunun sebebi hükümet değil, gelişim ve teknoloji. Kredi kartı ve banka kredileri ile cebinde para olmasa bile alışveriş yapılıyor, taksitlendiriliyor. Seksenlerde aileleriniz bu imkana sahip değildi fakat çocuklarını büyütebildiler. Enseyi karartmadan, yapamadıklarına, eksilere değil, yapabildiklerine, artılara odaklanmak lazım.

Ayrıca ev alma konusunda ev almayıncıları takmamak lazım. Ev ihtiyaçtır, zarar da edilse alınması lazım, kimse de en sonunda ev aldım çok zarar ettim demez, iyi ki almışım der. İmkan olduğu zaman mutlaka değerlendirilmeli.
0
epitaf
(13.07.21)
(3)

En ucuz lens markasini sevmek

meyve parcacikli kadin
Yıllardır gözlük ve lens dönüşümlü kullanıyorum pahali çeşitler de denememe rağmen en ucuzu olan bausch&lomb soflens 59 diye bir çeşit en çok rahat ettiğim. Ama yeni teknolojilerle yeni lensler üretiliyor deniyorum kalın geliyor ya da batıyor bilmem ne yine hep aldığımı alıyorum. Ama biraz kıllanıyo
Yıllardır gözlük ve lens dönüşümlü kullanıyorum pahali çeşitler de denememe rağmen en ucuzu olan bausch&lomb soflens 59 diye bir çeşit en çok rahat ettiğim. Ama yeni teknolojilerle yeni lensler üretiliyor deniyorum kalın geliyor ya da batıyor bilmem ne yine hep aldığımı alıyorum. Ama biraz kıllanıyorum açıkçası diğerlerinin neredeyse yarı fiyatına çünkü. Bu lensi kullanan var mı başka?
0
meyve parcacikli kadin
(11.07.21)
biofinity.
0
müptezel dostoyevski
(11.07.21)
Biofinity denedim rahat edemedim
0
🌸meyve parcacikli kadin
(11.07.21)
Ben kullandım hatta torik olduğu için zaten başka yoktu. Sonra doktor başka bir marka yazdı avenue mi tam ismi aklımda değil, o da hoşuma gitti hatta daha çok nefes aldırıyor gibiydi. Astigmat yüzünden lens kullanamıyorum, bunun dışında iki markadan da memnundum.
0
epitaf
(11.07.21)
(7)

öteki dünya hakkında

kahve45
(benzer bi konuyu daha önce sormuştum ama bunu kafamda bir türlü çözemedim, bir netliğe ulaştıramadım.)geçmişte, bir farkındalık yaşamadan önce, empati kurmadan insanlara bazen kötü şeyler söyledim. ama sonra, biraz sancılı oldu ama, bir farkındalık yaşadım bu konularda. herhangi bir dini kitap oku
(benzer bi konuyu daha önce sormuştum ama bunu kafamda bir türlü çözemedim, bir netliğe ulaştıramadım.)
geçmişte, bir farkındalık yaşamadan önce, empati kurmadan insanlara bazen kötü şeyler söyledim. ama sonra, biraz sancılı oldu ama, bir farkındalık yaşadım bu konularda. herhangi bir dini kitap okumadan kendi kendime..
ama mesela babam bu farkındalığı hiç yaşamadı, anneme yıllarca zulmetti ama sorsan iyi adamdı. ne kadar kötü şeyler yaptığının farkında değildi. bunu çok görüyorum insanlarda, 70 yaşına gelip hala insanlara kötü davrananlar var farkında olmadan. bu insanların durumu öteki tarafta ne olacak sizce?
[bu insanlar derken; kendimin de sütten çıkma ak kaşık olmadığımı tekrar belirtmek isterim.]
0
kahve45
(11.07.21)
kime göre neye göre kötü?
başkalarının (kendi ailemiz bile olsa) ne yaptığı kendilerini ilgilendirir, "öteki taraf" ne ki size göre? hayatınızı böyle hesaplarla bitiremezsiniz "bana göre". herkesin farkındalığı kendine.
0
rachel
(11.07.21)
Öbür tarafta kimseye bir şey olmayacak. Öbür taraf diye bir yer yok zaten de, kötülük yapmamak için dini bir farkındalığa ihtiyaç duymak çok tehlikeli ve acınası gerçekten. Bu durum aynı zamanda "inanmayanların kötülük yapmamak için bir nedeni yok" gibi hastalıklı bir düşünceyi de beraberinde getiriyor çoğu zaman. Ancak böyle düşünenlerin asıl gözden kaçırdığı nokta, 'yanmayacağını' bilse demek ki bütün kötülükleri yapacak. Korktuğu için kötülükten kaçıyor.
0
himmet dayi
(11.07.21)
himmet dayi +1
0
rachel
(11.07.21)
Himmet dayi +1 ödül ceza ahlakı, ahlaki gelişimin en basit ve ilkel düzeyi zaten. Vicdan sistemi gelişmiş, yasalara uygun davranan ancak gerektiğinde tüm insanlığın yararını gözetip bunları tartışabilen, sorgulayabilen, özerk düşünebilen, kendi değer yargılarını oluşturabilen insan zaten ödül ceza ahlakına ihtiyaç duymuyor. Bunların farkında olanlar insanlığa ve kendine faydalı eylemlerde bulunurken, farkında olmayanlar başka insanlara bu dünyada cehennemi yaşatıyor.
0
Josephine.
(11.07.21)
Belkide babana göre kendisi haklı, annen haksızdır. İnsanlar yaptıkları kötülükleri kendince mantıklı bir sebebe oturturlar. İslam inancına göre herkesin kaderi farklıdır. Kimisi kötülük yapar belasını bu dünyada çeker, kimisi her türlü kötülüğü yapar grip bile olmaz, işi rast gider.
0
komando kani var bende
(11.07.21)
Kötüye bir şey olmaz denmesinin asıl nedeni Allah celle celaluhu böyle kimselere mühlet vermesidir. Yola gelir, tevbe eder, yanlışlarından döner diye
Yoksa kul hakkına girerek, zulmederek ölenin durumu ahirette zor. İnananlar için hatta zulmetmek imansız ölmenin sebeplerinden biridir diye belirtilir kaynaklarda. Bu da ebedi cehenennemde kalmak demektir.

Yeryüzünde her türlü rahat hareket etmek ve rahat konuşmak, yeraltında başa gelenlerle birbirine benzemiyor.
Madencinin dahi yeraltında çalışması ve yolunu bulması için kaskında ışığa ihtiyaç duyar. Ölen kişi için de dünyadayken Efâl-i mükellefine dikkat etmesi ölüm sonrası için kurtarıcıdır.
0
Erva
(11.07.21)
Öbür dünyaya göre cevaplayacağım. Hoş gidip görmüşlüğüm yok ama zaten giden de kopya falan veremiyor. Neyse latife bir yana islama göre durumu izaha çalışacağım.

Şimdi hak, hukuk, adalet bu dünyada sağlanıp bitmiyor, dolayısıyla hesap diğer tarafa kalıyor. Burada ise basitçe söylersek, Allah hakkı ayrı kul hakkı ayrı değerlendiriliyor. Mesela ibadet; namaz kılmazsan hesabı Allah’a verilecek, dilerse bazı şeyleri affedebilir. Oyunun (kainatın) sahibi o olduğu için istediğini yapma özgürlüğü var, kulun güzel davranışları vardır, artılar eksiler birbirini götürür, belki çook hoşuna giden bir davranış olur ekstra fazladan puan alır gibi nedenlerle dilerse affedebilir.

Fakaat iş kul hakkına gelince, diyor ki; kul hakkına karışmayacağım, onun hesabı kul ile olacak. Herkes diğer tarafta hesap defterine göre alacak verecek hesabı gibi muhasebe derdine düşecek.

Ve bu konuda peygamberin de bir açıklaması var. Bir gün arkadaşlarına müflis kimdir diye soruyor. Onlar da iflas eden diye cevaplıyorlar ancak peygamber tekrar soruyor gerçek müflis kimdir diye. Bunu üzerine bilemedik sen söyler misin diyorlar ve peygamber de şu açıklamayı yapıyor.
Ümmetimden müflis olan o kimsedir ki: Kıyamet günü namazı, orucu ve zekatı olduğu halde gelir. Ancak birine küfretmiş, diğerinin kanını dökmüş, bir diğerinin de malını yemiştir. İyilikleri, sevapları, buna, öbürüne, diğerine dağıtılır. Ama halen kul hakkı bitmemiş, bu sever ödeyebileceği sevabı kalmayınca karşıdakinden helallik alabilmek için onların günahlarından üzerine almak zorunda kalıyor.

Dolayısıyla bu dünyada sadece ibadetleri yapmak yeterli değil, kul hakkına girmemek, hakka hukuka dikkat etmek gerekiyor. Ayrıca da ne kadar sevap biriktirilebilirse diğer tarafta ekstra harcamalar için çok ihtiyaç olacak.

Klasik hocaların tarzından biraz farklı anlatmış olabilirim ancak islamın görüşü budur. Müslümanların buna uygun yaşamamış olması islamın değil müslümanların sorunudur/suçudur/yanlışıdır/hatasıdır.

Dolayısıyla ister bu dünyada olsun ister öbür dünyada olsun herkes her şeyin hakkını alacaktır/verecektir. Kimsenin yanına yaptığı kâr kalmayacak. Hatta boynuzsuz koyun boynuzlu koçtan hakkını alacak.
0
epitaf
(11.07.21)
(16)

Nüfusun çok olması sizi de rahatsız etmiyor mu?

binlercedansozvar
Bazen dışarıdayken kriz geçirecek gibi oluyorum bu kadar insan bu ülkede ne yapıyor sığmıyoruz işte ne diye ürüyorsunuz diye.
Bazen dışarıdayken kriz geçirecek gibi oluyorum bu kadar insan bu ülkede ne yapıyor sığmıyoruz işte ne diye ürüyorsunuz diye.
0
binlercedansozvar
(10.07.21)
evet...
ama bazı insanlar saçma şekilde kalabalık seviyor
ben sakinlik seviyorum
0
jelly bear
(10.07.21)
Fare gibi ürüyoruz maalesef. ikinci çocuktan sonra üreme vergisi getirilmeli :)
0
msb
(10.07.21)
Not: Bakamayacaksa iki de cok. Iki ile sinirlandirmak cozum degil.

Daha cok maddi olarak ve psikolojik olarak bakamayacak ailelerin "cocuk evin nesesi" gibi bencil argumanlarla cocuk yapmasi beni rahatsiz ediyor. Onun yerine maymun da edinebilirler. Digerleri bosanmamak icin cocuk yapiyor. Kimileri genlerimi aktarmak istiyorum diyor, sanki 2m boyu varmis, 1m ziplayabiliyormus, hic hastaligi yokmus...gibi.

En kotusu ise bircok insan bunu hic dusunmuyor. Hayatlarinin tek amaci oku, is bul, evlen, cocuk yap, emekli ol, ol seklinde.
0
howfaristhesky
(10.07.21)
Ulke nufusunda sikinti yok, nufusun dagiliminda sikinti var
0
neverletyougodown
(10.07.21)
bahsettiğin şeyle nüfusun pek alakası yok. istanbuldaysan çok az insanın yaşadığı yerler de var. türkiye'de herkes evlere sıkış tepiş diye nüfusla bağdaştırmamak lazım. parasal bir durum bu.
0
avatar is back
(10.07.21)
sorun nüfus değil, nüfusun ve kaynakların dağılımı. "çocuk yapmayı yasaklayalım" veya "çok fazla insan oldu" gibi popülist söylemler kolay. aynı şeyi dünya geneli için de söylüyorlar mesela... neymiş, 8 milyar insan varmış. yahu bunların bir milyarı temiz içme suyuna erişemiyor, 4-5 milyarı falan da senin benim bir günde dünyaya verdiğimiz zararı bir sene içinde veremiyor. çünkü derme çatma çadırda veya berbat şartlarda yaşıyor adam, senin benim (ya da amerikanın avrupalının) imkanlarının yakınına bile gelemiyor. televizyona bakıyorsun suyu ziyan etme diye bas bas bağırıyor. ulan ben harcadığım suya fatura ödüyorum zaten, tek başıma ne kadar ziyan edebilirim? fabrikalara söylesene sen onu, denize atık atmasınlar mesela?

insanoğlu yamyam ve oç bir tür olmasa belki çok ideal bir düzende değil ama bundan daha iyi bir ortamda yaşayabilirdik. dünya hepimize yetecek kadar büyük.

türkiye özelinde de istanbul için söylediğine katılıyorum. yine yönetim beceriksizliği. ben istanbul'da dayanamadım zaten ankara'ya taşındım, kafam rahat. istanbul yaşanacak yer değil. insanlar üstüne üstüne geliyor sokakta, toplu taşıma desen korkunç. trafiği ayrı beter. her şeyin fiyatı uçmuş. rezillik. halbuki misal almanya veya finlandiya'ya bakıyorsun, her şehrinde ayrı bir imkan veya firma. burada b*k varmış gibi her şeyi istanbul'a topluyorlar.
0
der meister
(10.07.21)
Her dışarı çıktığımda bu kadar insan nasıl yaşıyor bu ülkede diye düşünüyorum, kalabalık sevmiyorum.
0
jjimyl
(10.07.21)
Nüfus degil de nüfus dağılımı ve plansiz nufus sorun.
Cogu aile tek cocuga yeterli maddi manevi destegi zor verecekken 3 cocuk yapin diye gazlaninca ortaya yarim yamalak bir nesil cikiyor.
Cocuklari şükretmek üzerine egitirlerse evet ama cocuguna bir özel ders aldiracak, dil egitimi aldırmayacak, bir konsol alamayacak vs insanların 3 cocuk yapmasi sikinti bunu gidip İstanbul/izmir/ankara'da falan yapmasi daha da sikinti.
0
logisticsmanager
(10.07.21)
Nüfus dağılımında sorun +1
40 bin nüfuslu ilçelere yazın 1 milyon insanın gelip içine etmesi de beni delirtiyor. Temiz bir millet falan olduğumuza da inanmıyorum. İnsan doğaya sadece zarar veriyor, cahil insan daha da fazla.
0
Josephine.
(11.07.21)
Aşırı rahatsız ediyor.
Annelik kutsaldır, babalık başkaymış vb. saçmalıklar olduğu sürece üreme hızı son sürat devam edecek.
Üreyenlerin çoğu ürediği için pişman “Biz ne bok yedik” kafasındalar ama artık geri dönüşleri olmadığı için çok güzel rol yapıyorlar sadece.
0
dadasalon
(11.07.21)
Valla ben pek kalabalik sevmedigim icin ediyor ancak oyle kriz gecirecek duzeyde falan da degil. @aloha nin dedigi gibi olay her seyin kontrolsuz dagitilmasi, esas sikinti bu. Oyle 'insanlar uremeyi kessin artik' seklindeki bir dusuncenin gercek cozum oldugunu dusunmek cok sig bir yaklasim oluyor bana gore.

Olay populasyonun cok kucuk bir yuzdesinin kaynaklarin cok buyuk bir yuzdesine sahip olmasi olayi. Kaynaklari ellerinde tutanlar da cok bir avantaji olmadigi muddetce(atiyorum ham maddeye yakinlik, gumruk illerine vs yakinlik) de gidip de oyle kucuk sehirlerde falan fabrika ya da isyeri acmazlar. Populasyonun buyuk cogunlugunun elinde ise zaten bisey yok, yasamlarini asgari sekilde gecirebilmek ve gelir elde edebilmek icin de is olanaklarinin, firsatlarin bol oldugu yerlere gitmek zorundalar. Yani o isyerlerinin, fabrikalarin oldugu yerlere gidiyorlar.

Gordugun gibi o kalabaligin sebebi insanlarin dogmasi falan degil, her seyin kontrolsuz olmasi. Sorunun esas sebeplerini gormeyip(ya da gormek istemeyip) olaylara yuzeysel bakanlar beni daha cok rahatsiz ediyor. Hele bunlarin bir de basklarini kendilerince kucumsemeleri daha da bi rahatsiz ediyor.
0
j r r tolkien hayrani
(11.07.21)
Sorun nüfustan ziyade dağılımda +1

Tatil/gezi yöreleri için de sorun yine insanların bazı yerlere yoğunlaşmış olması. Orda da sorun yine dağılım.
0
epitaf
(11.07.21)
fazla nufus = kaynak kısıtlılığı demek
kaynak kısıtlılığı = çok fazla çalışmak zorunda olmak demek

ayrıca nufus fazlalığı = doğanın tahribatı, betonlaşma demek

Çin, Hindistan yaşanmaz hale gelmiş ülkeler. Sebebi de nufus fazlalığı. Türkiye 60-65 milyon nufusta kalsa mis gibi ülke olur
0
integrative
(11.07.21)
İstanbul'da yaşamak, işe gitmek, hafta sonu biryerlere gitmek büyük zulüm. Trafikte araba kullanmak büyük sabır işi. Şu an biri gelse Avrupa'nın herhangi bir ülkesinde asgari ücretle çalışma imkanı veriyoruz dese koşa koşa giderim.

Not:burada gelirim hiç kötü değil.
0
robin one persie
(11.07.21)
Etmiyor
0
evandro roncatto
(14.07.21)
Insan sayisindan ziyade kalitesinde sorun var. Herkes atiyorum Ankara kavaklidere Istanbul Kadikoy emekli ust kademe memur ayarinda olsa o kadar batmaz.
0
hot potato
(14.07.21)
(6)

Gelen hediyeler ve elden çıkarma mevzusu?

Amaranta ursula
Selam gençlerSize vakti zamanında gelen hediyeleri elinizden çıkarıyor musunuz? Hayatınızdan çıkmış gitmiş insanların hediye ettiği kitaplar, defterler, tablolar biblolar vs sıkılınca atıyor musunuz? Ya da sizin için neler kalıcı neler gidici? Var mı bı eşiğiniz? Hediyenizin elden çıkarıldığını öğre
Selam gençler

Size vakti zamanında gelen hediyeleri elinizden çıkarıyor musunuz? Hayatınızdan çıkmış gitmiş insanların hediye ettiği kitaplar, defterler, tablolar biblolar vs sıkılınca atıyor musunuz? Ya da sizin için neler kalıcı neler gidici? Var mı bı eşiğiniz? Hediyenizin elden çıkarıldığını öğrenseniz üzülür müsünüz? Ben üzülmem ama acaba fazla mi duygusuz bir tavır bu diye kafam karıştı.

Son birkaç seneden beri eşyalara aidiyet hissetmiyorum. Bir zamanlar kitaplarım benim için çok değerliyken şimdilerde okuduklarımı yük olarak görüyorum. Sanırım biraz pragmatist oldum:/ Sadece geri dönüp bakma ihtimalim olduğu kurama dair kitapları tutuyorum. Şimdi yine bi ayıklama işine girdim. Hediye gelen kitapları elden çıkarmamıştım ama acaba çıkarsam mı diye tereddütteyim. Mevzu sadece kitap da değil bu arada. Sizce doğru mu bu? Ne düşünüyorsunuz?

Cevaplarınız için şimdiden çok teşekkürler.
0
Amaranta ursula
(10.07.21)
kadinlar bu konuda daha duyarli. ben bir erkek olarak aklima ve kalbime gore hareket ederim.

akil: o esyayi tutmak mevcut sartlar(evin durumu, esya fazlaligi, ihtiyac durumu vs..) icinde mantikli mi?
kalp: esya yada veren kisi benim icin degerliyse mantigi bosver.
0
buenosdias
(10.07.21)
Valla ben birine hediye aldıysam o hediyenin karşıdakini bişekil mutlu etmesi için alırım. Alsın sonsuza kadar saklasın diye değil. Bu yüzden elden çıkarması pek etkilemez beni. Haa bazen moduma ve karşıdaki kişinin pişmanlık duyan biri olmasına bağlı onu uyuz etmek için "ayıp ayıp hediye aldık hemen sattın bu mu bize verdiğin değer" falan diye takılabilirim de amacım direkt karşıya vicdan yaptırıp eğlenme olur. Evet, böyle de cins insanım.

Neyse, ben de eğer gelen hediye pek işime yaramıyorsa alip da istiflemem. Hani direkt gidip elden çıkarmam ancak bir zamandan sonra gözüme çarparsa alıp işine yarayacak birine veririm.

Bunun da doğrusu yanlışı yok bence. Kişiye bağlı, nasıl istiyorsan öyle takil. Hediyenin esas amacı başta da dediğim gibi mutlu etmekse ve bazen de o eşyayı elden çıkarma mutlu edecekse çıkar gitsin takılma bu kadar.
0
j r r tolkien hayrani
(10.07.21)
Şu durumlarda hediyeyi çöpe atabilirim ya da başkasına hediye edebilirim:
-hediyeyi veren kişi benim için artık değerli değildir ve hediye halihazırda işime yaramıyordur.
-hediyeyi veren ile zamanla kopmuşumdur ve hediye bana artık manevi değer ifade etmiyordur.
-hediyeyi veren ile herhangi bir biçimde ayrılmışımdır ve o kadar uzun zaman geçmiştir ki hediye benim için artık hediye duygusunu yitirmiştir, sadece bir eşyaya dönüşmüştür ve evde fazlalık durumundadır.

Hangi durumlarda atmam:
-hediyeyi veren kişi benim için artık değerli değildir ama hediyenin verilişi ya da o gün bende manevi iz bırakmıştır. Herhalde ölene kadar saklarım.
-hediyeyi, veren kişiden bağımsız olarak çok sevmişimdir.
-hediye kullanışlı ve işime yarayan bir hediyedir.

edit: hediye ettiğim bir şeyin elden çıkarıldığını öğrensem eğer özene bezene aldığım bir şeyse ve o kişiye hâlâ değer veriyorsam üzülürdüm hediyemin atılmasına. Görüştüğüm biri değilse ve duygular ölmüşse o zaman zaten önemi yok. Gerçi onda da yine büyük emek sarf edip aldığım bir şeyse ve manevi değeri varsa üzülürdüm.

Hasılı kelam kişiye ve hediyeye göre değişir.
0
Mossy
(10.07.21)
Ya ben hediye beğenmiyorum hiç. Samimi olduğum insanlara ailem/sevgilim gibi direkt sipariş veririm ya da hediye çeki isterim. İşime yarayan şeyi alırım sonrasında elimden çıkarmam. Sürpriz hediye gibi beklentim yok zaten.

Bunun dışında beğenmediğim her şeyi elimden çıkarırım hiç acımam. Duygusal bağım da yok. Boşa yer kaplıyor evde. Vefat eden bir arkadaşım var onun hediyesini saklıyorum sadece.
0
jazzabel
(10.07.21)
bunun doğrusu yanlışı olmaz diye düşünüyorum, çok kişisel bir konu.

hediye konusunda ben biraz anneanne gibiyim, işime yarayacak bir şeyse elden çıkarmayı pek tercih etmiyorum. eski sevgilim tıraş makinesi ve ördekli don almıştı mesela, onu hatırlattıkları için çok hoşuma gittiklerini söyleyemeyeceğim ama "ooo beleş makine" ve "dondur, giyilir" deyip geçiyorum, kız düşünüp almış zamanında şimdi biz ayrıldık diye işe yarar şeyleri niye çöpe atayım?

kitaplarımı da elden çıkarmayı sevmem. bazı romanları yıllar sonra dönüp tekrar okuyabiliyorum. onun dışında zaten küçük bir kütüphanem olduğu için korumaya meyilliyim biraz. atıyorum komşunun 14 yaşındaki çocuğu gelip "abi ben dostoyevski okumak istiyom, sende varmış, versene kitap" dese onunla seve seve paylaşırım kütüphanemi elbette ama zaten çok kitabım olmadığı için bi' nevi "evimde dursun, ben okudum annem-kardeşim-kuzenim okur" diyorum. ha benim için anlamı olmayan, okumaya niyetli olmadığım veya okusam da kıymetli bulmadığım bir kitapsa eğer onu elden çıkarabilirim tabii.

eşyalara aidiyet hissetmemek güzel bir şey bence. ben de biraz senin gibiyim bu konuda, kitaplar dışında sahipliği konusunda öyle çok gaza geleceğim bir şey yok ama gerekirse kitap da elden çıkarılır nedir yani, içinde yazanı almışsan artık kağıt parçasından ibaret bir şey sonuçta. rafta durmasındansa başka ellerde olması daha faydalı olacaksa ayıkla gitsin. çöpe atma ama.
0
der meister
(10.07.21)
Eskiden her şeyi kutsal bir emanet gibi saklardım, sonra yavaş yavaş bazılarını kullanıp yıpratarak, bazılarını başkalarına vererek vs bir şekilde kutsallıktan azat etmeye başladım. Verdikleri duyguya bakıyorum artık, amaan bunu görmek istemiyorum, ya da şurda işe yarar dursun şimdilik eskiyince atarım veya negatif hissediyorum at/sat/ver bir şekilde yoket gibi.

Yazarken düşündüm de ayıp olur diye çok beğenmesem de kenarda duran bir iki şey var ama hediye eden kişilerle yakın mesafe ilişki nedeniyle tutuyorum.

Benim hediye ettiklerimden akıbetini bildiklerim var. İnsan ilk anda hediye hatırına birazcık saygı bekliyor ama sonra boşver deyip geçiyorum. Yani birine verdiğiniz küçük bir hediyeyi haftasında attığını görmek gibi şeyleri kastediyorum yoksa diğer türlü illa sürekli değer versin durumunu beklemiyorum artık.
Zevkler çok çeşitli artık, zorlamak gereksiz. Jest oldu bitti anı yaşadık sonrasını sal gitsin.

Of yine çok uzatmışım, atabilirsin bence yani kısacası.
0
epitaf
(10.07.21)
(21)

Evi ikea'dan döşemek

sanguine
İlk defa ev döşeyeceğim bu güne kadar bazen yatak bazen dolap, şifonyer, masa (ama hepsi ayrı zamanlar ayrı evler için) türlü mobilya aldım ama önemsemedim başkasının evi olduğunu düşündüğüm için. sanırım bu kez nihayet o.ç. kiracı evden çıkacak ve yaz sonuna doğru kendi evime geçeceğim, ilk kez.çok
İlk defa ev döşeyeceğim bu güne kadar bazen yatak bazen dolap, şifonyer, masa (ama hepsi ayrı zamanlar ayrı evler için) türlü mobilya aldım ama önemsemedim başkasının evi olduğunu düşündüğüm için. sanırım bu kez nihayet o.ç. kiracı evden çıkacak ve yaz sonuna doğru kendi evime geçeceğim, ilk kez.

çok dramatik gelebilir ama her şeyi ikea'dan almak istiyorum. size sormak istediğim 1-buna değer mi 2-ikea kullanışlı mı gerçekten

mesela şu yatak çok hoşuma gitti, bazalı değil yandan çekmeceli ama kullanışlı mıdır acaba

www.ikea.com.tr

ikea'dan mobilya önerilerinizi de bekliyorum, özellikle hala satılmakta olan ürünleri almış olanlar varsa

evim küçük, bir yatak, bir tane çok büyük veya iki tane büyük kıyafet dolabı istiyorum ayakkabı gömlek ıvır zıvır her şeyi koyabileceğim, bir masa ama böyle duvara montelenip indirilip kaldırılanlardan gördüm o olabilir büyük masaya ihtiyacım yok. bir tane güzel hem yatabileceğim hem salonda kullanılabilecek geniş uzun bir koltuk bir tane armchair tekli koltuk. sonra ne bileyim işte klasik 1+1 evde ne lazım olacaksa.
0
sanguine
(10.07.21)
ikea dan sadece ama sadece dizayn satın alırsınız kalite asla..
0
jamswety
(10.07.21)
@jam niye çok mu kötü ya, ben ikeadan hiç büyük çaplı bir şey almadım bugüne kadar, en fazla masa. onun da kurulumu çok kolaydı.
0
🌸sanguine
(10.07.21)
ikeanın bi çok malzemesi sunta. Yada içi boş MDF vs. Kolay çiziliyor. Çünkü kaplaması aşırı dandik oluyor. Normalde MDF kalkacak bir malzeme değil. İkeanın sehpa ayakları köşelerden açılma yapmaya başladı 3. senesinde. Ki titiz kullanırız.

İkea çok dandik. Ben asla yatak falan almazdım. Çünkü gıcırdaması vs ölüm olur.

Özetle: ikea göze hoş gelir. Ama çok dandik. Kesinlikle önermem.
0
zimbirik
(10.07.21)
@zimbirik

nereleri önerirsiniz
0
🌸sanguine
(10.07.21)
vivense
ider
ekonmik mobilya firmaları ama ikea dan çok daha iyiler kesin ve net.
0
jamswety
(10.07.21)
İkea billy kitaplık kullanıyorum, memnunum. Beklentimi karşılıyor, bence en önemli nokta burası. Ne beklediğini iyi bilmek.

Ayrıca Brimnes dolabını kullanıyorum, bu da beklentimi karşılıyor. Ürünler taşınma gördü. Daha ne kadar dayanır bilmiyorum ama mdf kalitesinde bir ağırlık falan beklememek lazım. Noktasına virgülüne kadar tasarlanmış ve size ne vaad etmişse onu sunar ikea. 102 cm demişse 103 çıkmaz.

Ancak karyola yatak için şahsen ikeayı düşünmem, tercih de etmem. Denemedim ama bana o güveni vermiyor. Dolap, komodin, masa vs ıvır zıvır alırım, tasarımları güzel, işlevsel, hantal değil, taşıması kolay, şık görünüyor ve o fiyatlarda ancak ikeayla olabiliyor.
0
epitaf
(10.07.21)
ben de billy kitaplığı 8 senedir kullanıyorum, memnunum. ancak sürgülü gardrop almıştım, kapağı bir türlü yerinde durmuyor. kitaplık, şifoniyer gibi şeyler alınabilir bence zevkli olduğu için ve billy kapaklı olduğu için. ama o fiyata daha güzel şeyler yaptırabilirsiniz gibi geldi bana.
0
durme
(10.07.21)
Ben de tek yaşıyorum, evde minimal eşya var. Çalışma masası, yatak, koltuk ikea. Zaten bundan başka çok temel eşya da yok. Koltuk hayatımda oturduğum en rahat koltuk diyebilirim. İkeadan al geç kafa rahat.
0
mg3929
(10.07.21)
Gardrobu ikea'dan aldım. Platsa serisinden.
Yatak almaya cesaret edemezdim herhalde. Yatak ve koltukta idermobilya'nın şık seçenekleri vardı.
0
firez
(10.07.21)
O duvara monte edilen açılır masa bizim masa. Çok memnunuz, küçük mutfaklara çok uygun. İki de yüksek tabure almıştık.
Ayakkabı dolabı aldık geçen ikeadan, stall. O da dar koridor için çok çok iyi.
Ivır zıvırı alıyorduk zaten hep ama monte edilebilen ürünler olduğu için gardropta ikeadan kaçtık. Mobilyacıdan aldık, şahane diyemeyeceğim. Keşke ikeadan alsaydık, içimde kaldı. Gardrop alacaksanız sürgülü olmasın, kapaklılar daha risksiz.
Bugün arkadaşımın yatağını gördüm çok beğendim, yatak değil de bazasını aslında, ikea ve sağlam gayet dedi.
Vivense ye bakmanızı önermiyorum. Sipariş teslim süreçleri çok kötü, sinir harbi yaşatıyorlar insana.
0
somethinginthewayshemoves
(10.07.21)
Ben neredeyse bütün evi Ikea'dan döşedim: Karyola Malm, yatak Hokkasen, kanepe Landskrone, çalışma masası Skarsta (bu Türkiye'de yok sanırım) Bir tane de mutfakta düz bir masa var ama adını bulmaya üşendim şimdi.

2,5 yıldır bir tersliğini görmedim. Bence sırf müşteri hizmetleri nedeniyle bile tercih edilebilir.
0
bruce mclaren
(10.07.21)
Ikea da çok dandik şeyler de var, çok sağlam şeyler de. Fiyatindan anlaşılıyor genelde zaten.
Bence baştan sona Ikea dosemeyin. Biraz tuhaf oluyor. Ogrenci evi gibi oluyoe ister istemez. Yarısı Ikea olabilir mesela.
0
chavezding
(10.07.21)
Chavezding +100 diyorum.

Bir de bazali degil de cekmeceli yataklarda alan sorunu var. o cekmeceler derin degil ve yatagin ortasina kadar gitmiyor. Ve cekmeceleri cekmek agir olursa filan sikintili. Bas ucuna cok yakin komidin yerlestirmek sikinti vs vs

Ben bazali malm karyola almistim, 7-8 senedir de kullaniyorum, hala tas gibi.
Aslinda yatak odam full ikea (farkli seriler, karyola malm, sifonyer hemnes), salonda ikeadan tek parca bir sey bile yok.
Banyo dolaplarim ikea ama kimse ikea olduguna inanmiyor :D
Mutfakta ufak tefek seyler (masa vs astigim metal cubuklar mesela)
Bir de ayakkabilik

Ikea ucuz mali da var ve cidden kalitesiz ama parasina kiyarsaniz iyi mali hic de fena olmuyor. Ama evi sadece ikea doserseniz surekli ikea katalogu/ikea magazasi gibi olur ve hic size dair bir sey olmaz. Bence usenmeyin, diger dukkanlara da bakin.
0
kuehles blondes
(10.07.21)
telifport.com şu karikatür olmayın da.

Geçenlerde birsürü yerden yatak bakıp yatak+baza+başlık İşbir yatak'tan aldık. Öneririm.

L koltuk alırken Ikea'da beğendiğimiz modelin daha iyisini daha ucuza başka yerde bulduk, neresi olduğunu şu an hatırlamıyorum. Ha yatak ve koltuk demişken, ev 1+1'se hem yatağın hem koltuğun/koltukların altı bazalı olanlara bakın, çok işinize yarayacak.

Ikea'dan ufak tefek şeyler kullanmayı seviyorum ben. Mesela büyük orta sehpa hiç istemediğimiz ama yine de bir sehpa gerektiği için Lack TV sehpası aldık, incecik minicik bir çay-kahve sehpası olarak kullanıyoruz. Katlanır masası var, önce mutfakta kullandık, şimdi balkonda duruyor. Yer kısıtlıysa çok kullanışlı ve kompakt çalışma masaları var. Billy kitaplıklar 3 kez taşındıktan sonra haşat oldu, hâlâ kullanıyoruz ama dördüncü kez taşınmayı kaldırmayacak. Fakat boy boy Kallax'ları çok kullanışlı. Stüdyo dairede yaşayan bir arkadaşım yatağıyla oturma alanını ayırmak için 4*4 Kallax kullanmıştı, çok tatlı gözüküyordu. Bütün evi Ikea'dan döşemeyin +1
0
kobuzchu kiz
(10.07.21)
@jamswety
vivense nerede ikea'dan kesin ve net çok daha iyi yahu.

ev arkadaşım eşyalarını vivense'den aldı ben ikea'dan aldım. söylenen saatte, önceden arayıp teyit alan yetkililer kapıda temiz galoşlarını giyip, temiz temiz çalışıp, çöplerini toplayıp gittiler.

vivense ise randevu vermedi, "geliyoz evdeyseniz konum atın" diyip geldi, eksik/yanlış parça getirdi arkadaşımın dolabının bir çekmecesi yok, klasik bir evden eve nakliyat ekibi geldi, adamlara galoş verdim gerek yok diyip girdiler, fevri hareketlerde bulundular, ortalığı savaş alanına çevirip gittiler.

ikea, ürünlerin çoğunda "bu çok kaliteli&dayanıklıdır" iddiasında bulunmuyor fakat uygun fiyata profesyonel hizmet almak ve vaat edilen ürün ne ise birebir karşılığını almak isteyenin seçimi olması gereken yerdir.

Param kısıtlıysa ikea, param çook ise bilmiyorum neresi en iyisidir ama vivense iki tarafta da yeri olmaması gereken bir yer, onu biliyorum
0
owaki
(10.07.21)
Ikea'dan almayı düşündüğünüz ürünlere Amerika sitesinden bakın, orda kullanıcı yorumları oluyor. Çekmeceli ve kapaklı, menteşeli ürünleri dandik olabiliyor. Kanepeleri güzel ve dayanıklı. Sizin linkteki karyolanın çekmeceleri zamanla düşüyormuş, çökme yapıyormuş mesela ben daha önce yorumlarına bakmıştım. Yatağı ve karyolayı bir yatak firmasından almak daha iyi.
0
cell_in
(10.07.21)
yakın zamanda ev döşedim. l koltuk ve birkaç masa ikeadan. hepsi de sorun çıkardı. daha 1 ay dolmadan koltuğun yayı attı. ahşap masanın üstü açıldı. ikisi de pahalı kaliteli şeylerdi lafta. müşteri hizmetleri rezalet. 2 ayda koltuğu incelemeye gelemediler, en son geldiler hmm evet haklısınız deyip bir daha olursa değiştirelim deyip gittiler. bir o kadardır masa değişimi için gelecekler. adı ikea diye çok abartılıyor, tamamen fos çıktı benim için.

vivense kötü denilmiş. tv sehpası, tekli koltuk, paspas vs aldım. başka şeyler de aldım, sorun çıktı anında çözdüler. mükemmel ilgilendiler, indirim çeki verdiler. mail ile anında bildirimlerde bulundular. 10 üzerinden 100 veririm. hiç bu kadar iyi müşteri hizmetleri beklemiyordum. ben de şaşkınım. ama ikeaya nal toplatır. bu arada, sorun çıkan şeyler vivense kendi üretimi değildi de vivensenin alt gruplarınındı. vivensenin kendi ürettiği hiçbir şeyde sorun yaşamadım. vivense internet mağazasından almıştım. alırken markasına dikkat edersiniz düşünürseniz.

gel gelelim ki bunlar biraz da şans işi. kimi ikeadan alır yıllarca kullanır, ben aldım 1 ayda bozuldu. kimisi de vivenseyle kötü deneyim yaşar, ama benim gibi memnun kalan da vardır. ama bence bir yeri komple aynı markadan döşemek için yeterince kaliteli değil ikea. talep de çok, bir sorun çıkınca müşteri hizmetleriyle uğraştırma ihtimali yüksek ve her şey çok zaman alıyor.
0
dnzbrs
(10.07.21)
Ikea çok kalitesiz ürünler üretiyor. Belki kurdan dolayı tr pazarına iyice kalitesizleri de sürüyor olabilir. Komple ev döşenecek bir yer değil bence. Ama ugrasmayayim hepsini alayım ömürlük olmasin az modern tip görünsün diyorsan al. Ama 2-3 seneye rengi gider, tipi yamulur. Zaten taşınmaya hiç gelmiyorlar bence.
0
westblack
(10.07.21)
4 sene önce bütün evi ikea'dan döşedik, bir kez taşındık. Her şey sapasağlam, çok memnunuz. İkea ile ilgili bazı sabit fikirlerin yerel mobilyacı lobisi tarafından piyasaya sürüldüğünü düşünüyorum :) hayatta gidip yerel mobilyacılardan bir şey almam.
0
gmzo
(10.07.21)
Linkteki karyolayi yaklasik 10 yil kullandim, simdi de misafir odasinda kullaniyorum. Bu arada da 3 kere tasindi.
Cekmeceler cok kullanisliydi bence. Icine yorgan, carsaf, yastik koyarak kullandim. Yeterince derindi benim icin. Sadece biraz yuksek bir model bir sure sonra da biraz ses yapabiliyor. Bunu istemezseniz malm oneririm.
Gardolaplarim pax, kayar kapi ve tekli modeller. Tekli modeller gene 10 yildir falan kullanimda, kayar kapililar 2 yildir. Hic bir sorun yok. Hatta en buyuk artisi zaman icerisinde raf/cekmece falan gibi seyler eklenebiliyor. Oldukca memnunum.
Sifonyerim malm, beyaz. Cabuk sarardi. Bunun disinda sorun yok.

Koltuk olarak sadece tekli tv koltugu kullandim. Sorun yasamadim.

Halilarim ikea. Yikama yapilmiyor, siliniyor. Sorun yok.
0
65 derece
(10.07.21)
ikea'nın tasarimlarini cok seviyorum.
o sade, minimal tasarim hicbir mobilya markasinda yok.

1+1 ev dösemistim ben de, her sey ikea.

1+1 evden once kaldigim odamda da her sey ikea.

1+1de karyola, yayli yatak, kanepe, sehpa, sandalye, komodin, raf, abajur, lambader var. 2015'te almistim. sapasaglamlar ve hicbir sikayetim yok. ornegin yayli yataktan gayet memnunum.

eski odada da karyola, tum giysi dolaplari, duvar dolaplari, calisma masasi, calisma masasi sandalyesi, komodin, raf, sifonyer vardi yani her sey bembeyaz ikea. yani oda bildiginiz ikea magazasi gibi.
bir tek yatagin minder kismi yatas.

hepsi sapasaglam, ben cok memnunum.

daha once 5 yil yasadigim yurt odasinda da rafli yatak basligi, kucuk dolap, poang koltuk gibi urunlerini kullandim

sadece sunu biliyorum, ikeanin montaj yapilan mobilyalari defalarca sokeyim takayim islemine gelmiyor. kurdugunuz yerde hirpalamadan kullanmak lazim.

tasinma durumlarinda riskli olabilir belki.
0
la lykia
(10.07.21)
(15)

kurban bağısınızı nereye yapacaksınız?

burchak
merhaba, hangi kurumları tercih ediyorsunuz? ben genelde LÖSEV e bağış yapıyorum. kurban bahane insanlara yardımcı olmak maksadıylan nereye bağış yapsam bu yıl?
merhaba, hangi kurumları tercih ediyorsunuz? ben genelde LÖSEV e bağış yapıyorum. kurban bahane insanlara yardımcı olmak maksadıylan nereye bağış yapsam bu yıl?
0
burchak
(09.07.21)
cansuyu

edit: cansuyu vakfı john bloor'un dediğini yapıyor. bende ona dikkat ediyorum.
0
sutlu nescafe
(09.07.21)
Kurban kesimini videoya alıp, kesim sonrası videoyu atan her vakfa/derneğe olabilir. Amacınız kurban ibadeti ise kesildiğine emin olmalısınız.

Ha amaç kurban ibadeti değil de birilerine yardım yapmak ise, kurban bayramında fiyatlar yüksek, bir süre sonra yapmanız daha mantıklı olur.

Her kurbanın başında 7 kişilik bağışçı adlarını okuyup kurbanı öyle kesen ve videoyu yollayan vakıf/dernekler var, ben geçen sene denemek için birden fazla yere yolladım. Sadece bir tanesi video yolladı.

Bu sene sadece o vakfa vereceğim vekaleti.
0
John Bloor
(09.07.21)
10 yıllardır Darüşşafaka ya yaparım, tavsiye ederim.
0
paramolacak
(09.07.21)
@john 1 tane hayvanla 100 gurup adına kesmiş gibi ayrı ayrı video çekmek mümkün.
0
efruz
(09.07.21)
ibb ye yaptım
0
kisa
(09.07.21)
efruz +1

iyi niyetinizi anlıyorum ama kandırmak isteyen, niyeti kötü olan her şekilde yapar. video belirleyici değil.
0
coldegezenkutupayisi
(09.07.21)
Losev e yapıyordum daha önceki senelerde, bu sene de losev. İçim rahat oluyor bu vakfa vekalet verdiğimde. Temiz işlediğini düşünüyorum
0
nucleon
(09.07.21)
Amaç kurban ibadeti değilse kurban vakti bağış yapmak mantıksız geliyor, başka zaman da yapılabilir çünkü. İbadetten maksat; kurbanın, Allah adına, doğru kurallarla kesilmiş olmasıdır.

Soruya gerçekten kurban ibadeti için cevap verecek olursam yıllardır olduğu gibi yine Cansuyu derneğine bağışladım. Video işini de ilk çıkaran dernek olarak hatırlıyorum, hatta imkanları nedeniyle çook sonra hazırlayıp gönderebilmişledi ilk seferinde. Güven konusunda şüphe duymadım şimdiye kadar, bir ara bu konuya vurgu da yapmışlardı. Yani en çok bağışı biz topluyoruz, süperiz, mükemmeliz modunda değil de yardımların gerçekten ulaşması konusunda samimi görünüyorlar. Arkalarında hükümet desteği olan kurumlara göre belki imkanları kısıtlı, yardımları az, şartları zorlu olabilir ama bağışları doğru adrese ulaştırdıklarından şüphe etmemi gerektirecek bir şey göremedim. (İnsanın olduğu her yerde hata veya kötü niyetli birileri elbette bulunabilir, bu konumuz dışı)

Yukarda aynı video yüzlerce kişiye kullanılabilir denmiş, bir kaç farklı kişi olarak videolarımıza baktığımızda hepsinin farklı yerler/kurbanlar olduğunu gördük. Hatta baya uzun uzun çekim yapıldığı için kesim kısmı da oluyor, yani isim okudu belki kesmedi diyecekler için belirtmiş olayım.

Not: Kurumla hiç bir ilgim yok, bağıştan bağışa bir eft mesafesi banka hesaplarıyla haşir neşir oluyorum o kadar.
0
epitaf
(09.07.21)
Direkt bir ihtiyaç sahibi bulup ona
0
giovanne
(09.07.21)
Bana gelen videonun içeriği şu şekilde;

birinin elinde bir A4 kağıt ve üzerinde 7 kişi ismi var büyük fontlarla, kamera açısından bakınca hem kağıdı hem hayvanı hem de kasabı görebiliyorum.

Kağıdı tutan isimleri okuyor, sonra hiç bir atlama duraksama olmadan hayvan kesiliyor.

Çok prfosyonelce yapılamaz mı böyle bir edit, elbette yapılır, ama buna bütçe ayırmaz hiç bir dolandırıcı dernek.

Nasılsa video da olmadan, hesap da sormadan milyonlarca kişi vekalet veriyor, niye böyle bir edit ile uğraşsınlar?
0
John Bloor
(09.07.21)
Olay çok farklı yere gidiyor :)

1-Siz bu dernekleri iki masa 1 tabeladan ibaret sanıyorsunuz heralde ? Öyle bi bütçe yaratırlar ki gişe rekorları kıran filmler yanında halt yesin :)
2- Niye böyle bir edit ile uğraşsınlar ? Gözünüzü boyayıp her sene yine oraya bağış yapın, eşe dosta yayın diye :)

Bu arada burada herhangi bir kurumu zan altında bırakmak için yazmadım yukarıdakileri, kimsenin günahına girmek istemem sadece olabilir, ve bu işler o kadar zannettiğiniz kadar zor değil :)
0
paramolacak
(09.07.21)
Ben çalıştığım dönem direkt ihtiyaç sahibi bulup ona veriyordum.

Hatta sokaktaki çocuklara kıyafet, ayakkabı olarak alıp dağıtmışlığım var o parayla.
Bayramda çocuk sevindirmek daha önemli.
Çevrenize bakın mutlaka ihtiyaç sahipleri vardır.
Bu dönemde aska derneğe vakıfa bilmem neye güvenmem.
İyiliğimi kendim yaparım.
0
kirmizipilotkalem
(09.07.21)
bizim cevrede et verecek kimse yok, evde et yiyende yok. annem yakindaki lisenin müdür yardimcisina gidip sordu, oradan ögrendigi ögrencilerin ailelerine verecek.
0
durgunfoton
(09.07.21)
son 3 senedir çare derneğine bağışlıyorum, video vs. gönderiyorlar.
0
birfincankahvedahaisteyenadam
(09.07.21)
darussafaka
0
somethinginthewayshemoves
(10.07.21)
(7)

Hastane randevusu alamıyorum

bruges
Merhaba arkadaşlar, yıllardır yolum dusmedigi için bu işlerde bilgisizim. Omzum 6 gündür kötü durumda, dinlenirsem geçer belki dedim, geçmedi. Evimin yanındaki iki hastanede ortopedi yok, vallahi yok. Uzaktaki hastanede 5-6 hekim var ama ona da online randevu vermiyor sistem. Ne yapsam? Yarın doğrud
Merhaba arkadaşlar, yıllardır yolum dusmedigi için bu işlerde bilgisizim. Omzum 6 gündür kötü durumda, dinlenirsem geçer belki dedim, geçmedi. Evimin yanındaki iki hastanede ortopedi yok, vallahi yok. Uzaktaki hastanede 5-6 hekim var ama ona da online randevu vermiyor sistem. Ne yapsam? Yarın doğrudan hastaneye gitsem muayene olabilir miyim? Ortalık ürolog kaynıyor bu arada, pipimize bir şey olursa içim rahat ama şu omzu çözmem lazım önce.
0
bruges
(09.07.21)
Ben de az önce alamadım. Yoğunluk fazla sanırım
0
Gabriel
(09.07.21)
şu sıralar yoğunluk nedeniyle ciddi sıkıntı yaşanıyor randevularda. küçük bir şehirde falan değilseniz randevusuz halletmeniz çok zor. yeni randevular saat 16'da açılıyor. bir kaç dakika önceden giriş yapıp tam o saatte randevu almayı deneyebilirsiniz.
0
hadsafhada
(09.07.21)
hastanelerde kaos var artik, 7-8 ay sonraya ultrason, mr cekimi icin tarih veriyorlar ornegin.
0
müptezel dostoyevski
(09.07.21)
Aşırı övünülen sağlık sistemi cok kötü durumda su an. Çökmüş denilebilir. Özel hastanelerde bile koridorlarca sıra oluyor. Herhalde bu göç vs. meseleleri ve covid bu kadar yıprattı sistemi. Ben de anlamakta güçlük çekiyorum.
0
westblack
(09.07.21)
abi bahçelievler fizik tedavi ve rehabilitasyona bak bilmiyorum artık çok mu uzak ama orda ortopedi ve ftr'de boşluk çok oluyor ve mr istenirse 1-2 gün içinde giriyorsun.
0
bay b
(09.07.21)
Randevusuz kontrole bile bakmıyorlar artık malesef, gitseniz muayene olamama ihtimaliniz kuvvetli. İnsanlar bu nedenle acile gidiyor sürekli, diğer türlü iş çok uzuyor.
0
epitaf
(10.07.21)
(6)

Alışveriş kredisi hakkındaki görüşleriniz?

1bir1bir1
Merhabalar, bir açıdan çok gerekli ama bir açıdan o kadar da çok gerekli olmayan bir alışveriş yapmak istiyorum, aradığım makine çok uzun zamandan sonra ilk defa bir sitede belirdi, almak istedim ama kredi kartına yapılan taksit boyumu aşar. Bir tek bankanın alışveriş kredisini veriyor site, o banka
Merhabalar, bir açıdan çok gerekli ama bir açıdan o kadar da çok gerekli olmayan bir alışveriş yapmak istiyorum, aradığım makine çok uzun zamandan sonra ilk defa bir sitede belirdi, almak istedim ama kredi kartına yapılan taksit boyumu aşar. Bir tek bankanın alışveriş kredisini veriyor site, o bankada da benim hesabım yok.

Makine 5750 tl. Ne dersiniz, alışveriş kredisi kullanayım mı, iyi bir şey mi?

Dayanamıyorum yazıcam eki: makine overlok-reçme makinesi, annemle benim piyasada satın alacak kıyafet bedeni bulamayışımızdan dolayı -özellikle penye ve örme dikebilmek için- gerekli bir makine, sadece overlok da olur ama çok amatör kıyafetler çıkar diye düşündüğüm için reçmeli makine alayım istedim. Ne yapayım bilemiyorum.
0
1bir1bir1
(07.07.21)
Hayatım boyunca bu meblağlarda bir ürün satın alırken benim kadar git gel yaşayan düşünen birini tanımadım. Ben alsam mı almasam mı istek mi ihtiyaç mı girdabına girerken bi bakıyorum hoop fiyatlar yükselmiş, e alıcaksam sonra daha pahalıya alıyorum veya fiyat yükseldiği için alamıyorum içimde ekte kalıyor.

O nedenle al bence, hep zor bulunan bir ürünmüş hemde fiyatı 1-2 ay içerisinde kesin yükselir.
0
paramolacak
(07.07.21)
Bu makine tek başına dikiş için yeterli mi?
Değilse dikiş kısmını halledebiliyor musunuz?
Aldığınızda be kadar kullanırsınız? Sıkıldım bu işten diye bırakma durumu var mı?
Gerçi sıkılsanız da makineyi elden çıkarabilirsiniz sanırım.
Bunları iyice düşünüp gerçekten almak istiyorsanız neden almayasınız, hele ki şu piyasada her gün zamlanır.

Alışveriş kredisi olarak kuveytturk ihtiyaç kart diye bişey var, bunu kullanmıştım. Ancak faizsiz olduğu için belli şartları var, örneğin alacağınız firmanın nace kodu (faturada ne firması gözüktüğü) önemli, taksitleri ona göre ayarlayabiliyorsunuz. Mesela teknoloji ürünleri 4 taksitti ama mobilya, beyaz eşya vs 18 taksit yaptırmıştım. Benim işimi gördü size uyar mı bilmem. Belki başkasının işine yarar diye ekledim.

Bu arada bazen ben de off ya bir reçme overlok olaydı diyorum :) sizi anlıyorum o yüzden
0
epitaf
(07.07.21)
Çok teşekkürler, banka olarak bir tek yapı kredi var, makineyi satan site onu gösteriyor. 24 aya kadar böldürebiliyormuşum ama, öyle bir şey ki, hadi hesap açayım dedim, görüntülü görüşme istiyor, elimde nüfus cüzdanımı tutup gösterecekmişim de kaydedecekmiş, kimlik tespiti için. Çok ağırıma gitti yahu, zaten TC kimlik numarası alıyorsun, telefon numarası alıp doğrulama kodu gönderiyorsun, alışveriş yapacağım sitede de hesabım var her yerde tckn ve telefon numaralarım kol geziyor, üstelik devlet memuruyum bana ulaşamayanın suratına tükürmek lazım... yazık yani ben bu kadar zorlştırılmasına da anlam veremiyorum, telefonumun ön kamerası 2 mp olsa sanki kaydettiği şeyi anlayabilecek miydi? Çok bozuldum.
0
🌸1bir1bir1
(07.07.21)
@1bir1bir1 Bu işlemler sizin güvenliğiniz için , ayrıca çok büyük bir hizmet. Bu pandemi koşullarında fiziki olarak gidip beklemek istiyorsanız tabi sizin tercihiniz.
Not: Bankacı değilim :)
0
paramolacak
(07.07.21)
Ben başka bir yerden kaynak olayım. Neden evde kullanacağınız iş için profesyonel sıfır bir makine alıyorsunuz? Ben atölyede bile (biri çok uygun fiyata geldi diye sıfır) 4 tane ikinci el overlok kullanıyorum. Kaldı ki günde ortalama 4000 metre civarında dikiş atıyor bu makineler.
0
synax
(07.07.21)
@synax

Bu makinelerin hangisi dandik hangisi sağlam bilmiyorum, teknolojilerini anlamıyorum, ayrıca bir de akınca ikide bir değiştirecek şekilde almak taraftarı değilim, uzun dayansın istiyorum. İkinci elleri temiz okur mu kandırılır mıyım bilemiyorum endişeliyim şahsen. Onun için sıfır alıyorum, çok iyi bildiğim ve çok güvendiğim biri olsa elbette onun rehberliğinde ikinci el de alabilirim ama öyle biri yok, vaktiyle dolandırıldığım için de ikinci el mevzuuna uzak duruyorum. Yoksa elitistlikten değil...
0
🌸1bir1bir1
(07.07.21)
(6)

150.000 UI D vitaminini bir kerede içsem olur mu?

ya ben lan neyse
doktor günde 20 damla dedi.1 kerede içsem bir şey olur mu? D vitamini eksikliği var bende.300.000 ampülleri içiyorlar ama bunun içinde başka maddeler de varmış:Yardımcı maddeler:Disodyum hidrojen fosfat, susuz 9 mg/1 mlPolioksil 35 kastor yağı 20 mg/1 mlSukroz 250 mg/1 ml
doktor günde 20 damla dedi.

1 kerede içsem bir şey olur mu? D vitamini eksikliği var bende.

300.000 ampülleri içiyorlar ama bunun içinde başka maddeler de varmış:

Yardımcı maddeler:
Disodyum hidrojen fosfat, susuz 9 mg/1 ml
Polioksil 35 kastor yağı 20 mg/1 ml
Sukroz 250 mg/1 ml
0
ya ben lan neyse
(06.07.21)
doktorum bana 50.000 ui devit'i direkt içebilirsin demişti ama 150.000 ui bilemedim. sen yine de doktorun dediği gibi iç boşuna organlarını yorma.
0
false pretension
(06.07.21)
300.000lik ampulü içiyordum ben. 2-3 kere içtim hatta bir şey olmadı.

haftalık ama onlar.
0
jelly bear
(06.07.21)
içilir mi?
0
🌸ya ben lan neyse
(06.07.21)
Devit-3 ampul ise içilir. Ben 300'lüğünü içtim, kaçtır içiyorum. Devit-3 ampul değilse bilmiyorum.
0
1bir1bir1
(06.07.21)
Böbreklere zarar verebiliyor. Doktorların verdiği dozlar genelde güvenli limanlar oluyor, ne öldürüyor ne güldürüyor. Tahlil sonucuna göre belki bir anda o kadarı içmenize gerek yoktur.

50000 iu olanı d vitamini 20 ve altıysa bir haftada tüketmeyi öneriyor endokrin doktoru. Ampül yüksek doz olduğu için pek verilmiyor artık diye biliyorum.
Doktor değilim, d vitamini kullanıcısıyım
0
epitaf
(07.07.21)
d vitamini eksiligim var, olmasi gereken degerin 1/4u seviyesindeyim.
doktorun onerdigi takfiye gunde 5000 (5 damla)
0
cooperr
(07.07.21)
(13)

hayatta adaleti sorguluyor musunuz?

Kittie
mesela bu bos beles insan dururken neden hastalanan/olen/kaza geciren vs bu kisi oldu diye dusunuyor musunuz?neden bazi kotucul insanlar cok guzel hayatlar yasiyorlar simdi?bunlari dusunuyorum ve sinir oluyorum bu adaletsizlige.ayni sekilde sakat doganlara da uzuluyorum, neyin cezasini cekmeye dogmu
mesela bu bos beles insan dururken neden hastalanan/olen/kaza geciren vs bu kisi oldu diye dusunuyor musunuz?

neden bazi kotucul insanlar cok guzel hayatlar yasiyorlar simdi?

bunlari dusunuyorum ve sinir oluyorum bu adaletsizlige.

ayni sekilde sakat doganlara da uzuluyorum, neyin cezasini cekmeye dogmuslar diyorum? neden diger insanlarin standardindan mahrum dogmuslar anlayamiyorum.

boyle seyler dusunuyor musunuz ve yorumunuz nedir?
0
Kittie
(04.07.21)
Yok, hic.
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(04.07.21)
evet, çok, adalet yok. milyon dolarlık hastalıklara asgari maaş alan kişilerin çocukları yakalanıyor.
0
gelmeistemem
(04.07.21)
Hayir cunku yok.
0
thesomberlain
(04.07.21)
hayır
0
dafuq
(04.07.21)
Valla ben sorguluyorum ancak oyle romantik bir sekilde "hayat neden adil degil?" ya da "Niye x kisi hasta oldu" seklinde degil. Bu olay adaleti falan sorgulamak degil bana gore. Hayat denilen kavrama sanki canli bir varlikms ya da daha dogrusu sanki bir insanmis gibi sifatlar yukleyip onun adil olmasini beklemek bana cok sacma geliyor. Hayat dedigin seyi olusturan sensin, benim, bizleriz. Yani o adaletsiz olarak gorulen seylerin sebebi su ya da bu sebepten dolayi bizim yaptigimiz ya da yapmadigimiz hareketler.

Hayat oyle rastgele 'dur bugun kimi hasta edeyim' diye dusunmuyor cunku dusunen bir hayat yok. Hasta olan kisi ya yasamin kosullari(kendisinin, ailesinin vs) ya genetigi ya da yanlis zamanda yanlis yerde vs olmasi yuzunden hastaligi geciriyor.

Bazi kisilerin iyi hayatlar yasamasi da yine hayatin 'dur bir sunu zengin edeyim de sevinsin' sekli yuzunden olmuyor. Ya ozel mulkiyet olayinin abartilip baskasinin emeginin su ya da bu sebeple nesiller boyu somurulmesi sonucu ya da bisekilde ugrasip didiip biseylerin elde edilmesi sonucu bazi kisiler bunlari elde ediyorlar. Yani ortada yine insan etkisi var.

Sakat dogma olaylari falan da oyle. Ya genetik oluyor, ya anne karnindayken bir etki olusuyor ya da dogum aninda vs bir olay oluyor. Yani oyle 'dur su da sakat dogsun' tarzi gorunmez bir olay yok.

Uzun oldu ancak hep adalet olayina sanki kendiliginden var olacak biseymis gibi bakilmasi canimi siktigi icin yazmak istedim. Boyle romantik bir bakis acisinin adaletle vs alakasi yok bence. Bunlar bisekil etki-tepki ya da karmasik olasiliksal hesaplama sonuclari. Adalet cok daha degisik bisey, senin insa edecegin ve senin katki saglayacagin biseydir bana gore adalet.
0
j r r tolkien hayrani
(04.07.21)
Hayatin adaletsiz oldugunu düşünüyorum. Ama bunun rastgele olduğunu düşünüyorum.
Bu kisim sebebiyle silinebilir bilmiyorum ama kendi düşüncelerim; Bu sebepten herhangi bir yüce vs güce inanmıyorum komik geliyor. Varsa da dünyadaki herşeyden daha zalim olduğunu dusunurum. Ha ona boyun egmisim ha diktatör. O yüzden zerre umrumda değil o tanrı bu tanrı.

Fakir olecegime zengin oleyim. En azindan olmeden bir sise single malt ile iki cuban içer ölürüm.
0
logisticsmanager
(04.07.21)
Hayır sorgulamıyorum. Adaletsizliğe itiraz ediyor, yapabileceğim bir şey varsa düzeltmeye ya da kendi adıma adil olmaya çalışıyorum ama dünyada neden adalet yok diye kafaya takmıyorum. Çünkü saçma geliyor. Adaletsiz durumlara üzülmek, üzerinde düşünmek değil bunu sorgulamak, yargılamak, bana/bize göre kötünün iyi durumda gözükmesi gibi durumlara takılı kalmıyorum. Çünkü adaletin aranacağı yer burası olamaz. Bu şuna benziyor, oyun bitmeden sonucu belirlemek gibi. Ya da bir filmin ortasında neden her şey çözümlenmiyor diye kızmak gibi, halbuki sonunu beklemek zorundayız. Düşünsenize 400 bölümlük bir dizide ne olaylar dönecek ama finali beklemek zorundayız.

Hayat da bunun gibi, dünyada gerçek bir adaletin sağlanması asla mümkün olamaz. Benim istediğim başka, karşıdakinin ki başka, diğerinin ki hepsinden başka olacak. Birimize adil gibi gelen ötekine gelmeyecek. Durumu etkileyen bir çok bileşen var, herkes için adaleti sağlamak mümkün olamaz. En sonunda oyun bittiğinde, kozlar paylaşıldığında adalet terazisi kurulduğunda herkes için gerçek bir adil yargılama başlayacak ve herkes hakkını alabilecek. Zaten ahiretin olmasının amacı bu. Çünkü oyun devam ederken, skor belli olmaz, hakem son düdüğü çalmadan maç bitmiş sayılmaz.

Her şeyin dünyada çözülmesini nasıl bekleyebiliriz? Basit bir örnekle diyelim ki adam 10 kişiye zarar verdi. Bu 10 kişinin adalet beklentisi aynı olur mu? Hayır. Biri şu yapılsa tamam der, öteki hayır bunu adil bulmuyorum şöyle olmasını istiyorum der, beriki başka bir şey... Dolayısıyla adalet böyle sağlanamaz.

Ancak tabi ki de dünyanın adaletli olmasına çalışmak, bunun için mücadele etmek gerekiyor. Bu başka bir durum. Zengin ultra zengin olup fakir aşırı fakir olmamalı, gelir dağılımı daha adil olmalı, insanlar emeğinin karşılığını alabilmeli, yaşam koşulları herkes iyileştirilmeli vs vs. Zaten iyi insanın bu dünyadaki varlık amaçlarından birisi de bunun için mücadele etmektir. İnsanlar kendi güçlerinin yetebildiği konularda adaleti sağlamakla yükümlüdür, yoksa kimin ölüp kimin yaşayacağına karar vermekle değil. Ben de sağlam bir ahiret inancı olmayanların bu konuya takıldığını düşünüyorum.
0
epitaf
(04.07.21)
Evet kolay kolay değiştirilemeyecek şeyler adaletsizliklerin çoğu ve bazıları değişmesi imkansız. Ahirette görüşürüz deyip kestirip atanlara imreniyorum mesela ama ben inanmadığımdan böyle düşünenlere de üzülüyorum. Hepimiz nasılsa öleceğiz’i avuntu olarak görüyorum e ölecez de bir kere geldiğimiz bu dünyada yaşayamadıktan sonra ne anladım bu işten, kötü kötülüğünü yaptıktan ve yanına kâr kaldıktan sonra. insan eliyle yapılan haksızlıkları kastediyorum tabi. Ölümden sonrasını kesinkes bilen olmadığına göre tüm bu şeyler dünyada hallolmalı fakat yüz yıllardır bir değişim yok. Hayat bu dengesizliğin üzerine kurulmuş anlaşılan. Müdahale edemediğine kapıl git yıllarını harca derken ömür böyle bitiyor.
0
heathen
(05.07.21)
Sağlık sorunları, kazalar dışında seçimlerin rolünün olduğunu düşünüyorum. Mesela akraba evliliği kaynaklı doğumsal kusurlar ana babanın tercihlerinin sonucu. Askerde bunu anlattığım kişiler Allah'ın işine karışma dediler.
0
mj23
(05.07.21)
sorgulamıyorum dünya böyle bir yer. hep vahşi doğa şartlarını düşünürüm bu durumlarda. insanlığında çok farkı yok. güçlü olan şanslı olan zeki olan yolunu buluyor bir şekilde. diğerleri için yapacak bir şey yok. rip.
0
xrated
(05.07.21)
tanrıya inanmama konusundaki en büyük motivasyonlarımdan biri bu söylediklerin.
0
reanarchy
(05.07.21)
hayır, sorgulamıyorum çünkü herkesin hayatı kendine, herkesin sınavı ayrı.
buna sakat doğanlar da dahil.

zaten "güzel hayat" ne demek?
bu çok subjektif bir şey.

kaldı ki, güzel hayat olarak nitelediğiniz şeyin nasıl bir hayat olduğunu içinde olmadan bilemezsiniz.
insanlar paralı pullu rahat yaşantıların bedelinin olmadığını sanıyor.
hayatta her şeyin bedeli var.
bazısı bu bedeli ödemeyi namuslu, şerefli bir şekilde gerçekleştiriyor, bazısı da tam tersi.
ama o da bir bedel.

yani kerimcan durmaz'ın kazandığı paranın da bir bedeli var, sokaktaki seks işçisinin de.
bunların hepsi, kişilerin kabullendikleri, hayatın kendilerine getirdiği ve cesaret edebildikleri bedeller.
hayatın insanları bazı şeylere mecbur bırakması, çok zorlaması da etken olmakla birlikte, herkesin kendi içinde kendine göre yaşadığı acılar, travmalar, üzüntüler var.

evet bazılarınınki daha zor, ama "en zor" diye bir şey de yok.
hayatta zorlukların sınırı yok, ölçüsü olan ya da karşılaştırılabilir bir şey değil bu.
her şeyin iki yönü var.
herkesin hayatına, herkesin küçük ya da büyük sınavına saygı duyarak yaşamak gerek, görüntünün iyi olması her şey demek değil.
o yüzden önemli olan insanın kendi potansiyelinin maksimumunda yaşamak için gayret göstermesi.

bu tür sorgulamaları zaman kaybı ve motivasyon eksilmesi olarak görüyorum.
başkasının hayatına bakıp kendininkinden şikayet etmek yetişkin bilincine ait bir şey değil.
şikayet ettiğin şeyleri kabullenirsen onları en azından belli ölçüde değiştirebilir, bazı şeyleri kendi lehine dönüştürebilirsin.
intiharın eşiğinde, depresyonda yaşayan sakat da var, olimpiyat şampiyonu olan da, ayağıyla resim yapan da.
buradaki fark bakış açısında ve bilinçte.
"başkasının kolu var da, benim niye yok?" diye soran, ayağıyla resim yapamayan olur.
o yüzden bana göre hayatta her şeyin başı, bazı şeyleri kabullenebilmek.
bunun için de olgunlaşmak lazım.
şikayet etmenin olgun bir yanı yok.

aynı zamanda insanları yaşadıkları hayat için o hayat hakkında, o insan olmak hakkında hiçbir şey bilmeden yargılamak hakkaniyetli bir şey değil.
herkes kendi bildiği şekilde hayata tutunmaya çalışıyor.
dünyada kimle konuşsanız, herkesin anlatacağı bir hikâyesi var sonuçta.
bu sebeplerle, insanın derdi kendiyle olmalı.
0
blatta hiberna
(05.07.21)
Sıklıkla sorguluyorum.
0
Hallegadola
(05.07.21)
(5)

İnşallah mı İnşaallah mı?

ya ben lan neyse
Türkçede 1.si doğru ama 2.yi çok görüyorum. arapçasında hangisi doğru?şurada orijinali yazıyormuş: https://4.bp.blogspot.com/-7C84IRIWm4M/WebgTTFDhiI/AAAAAAAASHE/Wf-OKJLPOE0O5xbsnRU7G5WN-6HDxDxeACLcBGAs/s1600/arapca-insallah.png
Türkçede 1.si doğru ama 2.yi çok görüyorum. arapçasında hangisi doğru?

şurada orijinali yazıyormuş: 4.bp.blogspot.com
0
ya ben lan neyse
(03.07.21)
in šā'a -llāh
0
rockinside
(03.07.21)
Inşeallah gibi okunabilir
0
rockinside
(03.07.21)
Allah ismini özellikle vurgulamak ve arapçasına öykünmek amacıyla muhafazakar kesim inşaallah şeklinde kullanıyor. hatta inşaAllah biçiminde yazanlara da rastlıyorum. ancak tdk'ya göre inşallah'tır ve türkçemiz yazıldığı gibi okunur.
0
burya
(03.07.21)
bu yeni düzende
Maşa Allah
İnşa Allah

gibi uydurma laflar çıktı
Maşallah, inşallah
bitti gitti.
0
summatinyourteeth
(03.07.21)
Arapçası
İn -> şayet
Şaae -> izin verirse/dilerse
Allah -> Allah

Bu nedenle bazıları kelimeleri ayırarak yazıyor, bir dili diğer dilde ve latin harfleriyle tam ifade etmek mümkün olmadığı için de farklı yazım şekilleri çıkıyor.

Örneğin google/gogıl/gugıl gibi ya da whatsapp/whatsap/vatsap gibi veya youtube/yutub/yutup gibi...

Bunlar latin harfleri olduğu için çok dikkat çekmiyor belki diğerinde arapçaya benzetip yazmaya çalışanlar dikkat çekiyor ya da göze batıyor.

Soruya tam cevap vermemişim. Arapça üç kelimeden oluştuğu için inşaallah yazımı aslına daha uygun, iki a harfinden biri kelimenin sonundaki harf diğeri de Allah isminin baş harfi oluyor.
0
epitaf
(03.07.21)
(5)

Doktora sonuç göstermek için randevu almak gerekiyor mu

Mossy
Gittiğim doktor birkaç test istedi ve bunların sonuçları tahmini 3 günde çıkacak dendi. Testleri yaptırdım, bugün sonuç göstermek için geldim. Sekretere "sonuçlarım vardı" dedim, "randevu aldınız mı?" dedi. Randevum olmadığını söyleyince giriş yapamayacağını, sonuç göstermek için tekrar randevu almı
Gittiğim doktor birkaç test istedi ve bunların sonuçları tahmini 3 günde çıkacak dendi. Testleri yaptırdım, bugün sonuç göstermek için geldim. Sekretere "sonuçlarım vardı" dedim, "randevu aldınız mı?" dedi. Randevum olmadığını söyleyince giriş yapamayacağını, sonuç göstermek için tekrar randevu almış olmam gerektiğini söyledi. Ben ilk kez böyle bir şey duyuyorum. Gerçekten çok şaşırdım, pandemide de defalarca doktora gittim, hatta yine aynı testleri yaptırdım ve hiçbir zaman ikinci bir randevu almadım. Sonuç göstereceğim deyince zaten barkod veriyorlar. Ne zamandır böyle bir uygulama var dedim, 2 yıldır böyle dedi. Ben 2 yıldır nasıl randevusuz girmiş olabilirim?

Sizin bu uygulamadan haberiniz var mıydı? Tekrar randevu alıp mı gidiyorsunuz sonuçlar için?
0
Mossy
(01.07.21)
İşi bilmiyo muydu acaba? Ben daha 1.5 hafta önce gittim dahiliyeye. 1 ay sonraya attıkları ultrason sonucunu göstermeye geldim dedi barkod verdi, gösterdim. Randevu falan almadım hiç.
0
warmy
(01.07.21)
aynı gün olunca randevu almıyordum ama belki farklı günde randevu gerekebilir bilemedim.
0
jelly bear
(01.07.21)
yeniden randevu almanıza gerek yok.
0
messina123
(01.07.21)
Bugune kadar hep arayip kontrol randevusu aldim, aramada randevuda ucretsiz.
0
thesomberlain
(01.07.21)
Sonuç barkodu vermeleri lazım, onunla sonuç gösterilebilir. Bazı hastanelerde doktorlar dönüşümlü çalışıyor (bu ayrı bir saçmalık) bu nedenle kendi doktorunuz olmayabilir ama başka bir doktor sonuca bakmalıydı. Aynısını bana da yaptılar, ben de ilk başıma gelince çok itiraz edememiştim ama soruşturdum, yanlış yapmışlar denildi. Hastaneye şikayet yazdım. Siz de mutlaka yazın. En azından içim soğudu biraz

Ayrıca böyle bir uygulamaya geçildiyse bunun hastalara duyurulması gerekir. Her şeyiyle saçmalık, şehir hastanesine geçilince doktor takvimini takip etmek randevu bulmak vs iyice saçma sapan oldu.
0
epitaf
(01.07.21)
(5)

Bu şekilde fermuar başı nerden bulabilirim?

cell_in
Üzerindeki baskıyı istemiyorum da düz yuvarlak fermuar başı arıyorum. Online araştırdım ama satan bir yer bulamadım. İsim olarak ne diye aramam lazım onu da bilemedim.
Üzerindeki baskıyı istemiyorum da düz yuvarlak fermuar başı arıyorum. Online araştırdım ama satan bir yer bulamadım. İsim olarak ne diye aramam lazım onu da bilemedim.
0
cell_in
(01.07.21)
Takı malzemesi işinizi görür bence.

www.hobidunya.com istediğiniz büyüklükte şöyle bir şeyi çelik halkayla geçirseniz olmaz mı?
0
kobuzchu kiz
(01.07.21)
fermuar elcik diye geçer. merter'de bulursunuz envai çeşidini.
0
reanarchy
(01.07.21)
@kobuzchu kiz, @reanarchy yanıtlar için teşekkür ederim. merter'e gidemeyeceğim online sipariş etmek istiyorum ama ürünü bulamadım. kolye ucu alternatif olabilir benziyor gerçekten, ama kaliteli bir şey bulursam çok sayıda alacağım tam olarak fermuar başı olsa iyi olur :)
0
🌸cell_in
(01.07.21)
www.caglayanaksesuar.com

Şöyle bir site buldum. İsmini de öğrenmiş oldum, reanarchy teşekkürler.
0
epitaf
(01.07.21)
@epitaf aradığım site buymuş, çok teşekkür ederim :)
0
🌸cell_in
(01.07.21)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.