Benim erkek bir kedim var, kıskanç biraz, gelecek ay kısırlaştıracağım (henüz 10 aylık olmadığı için onu bekliyoruz) eğer o zamana kadar yuvalanmazsa ben alabilirim. En son çare olarak beni düşünebilirsiniz. Şu an alırsam kedim hırpalayabilir yavrucağı. Aklınızda bulunsun bu da. Yazık yavrucağa, bir türlü ev bulamadı.

Edit: Veya gerekirse şimdi de alabilirim tabii ki. Sadece bebek hırpalansın istemiyorum.

dun gece biriyle gorustuk ama onceligimiz ankara veya istanbul oldugu icin biraz sikinti var.
cok tesekkurler, yuvalansa da yuvalanmasa da haberlesiriz zaten.

Tamam. Ankara'da oturuyorum ben de zaten. Takip edeceğim bu duyuruyu zaten ki kedicik tekrar sokaklara dönmesin.

hasta kedileri orada alip bir klinige yerlestirebilirsiniz. ayrica veteriner hekimin telefondan teshis koymasina karsi hayretler icinde kaldim.

bu bölgede veteriner bulunmuyor, yazın en kalabalık zamanda bile kendi kedim patisini incittiğinde bir veteriner bulamamış topallar haliyle kafesleyip istanbula kendi veterinerime götürmüştüm
bu yüzden artık buraya bir kaç saat mesafede köy veterinerliği yapan, bir kaç sene öncesinde bu bölgede evcil hayvan veterinerliği yapmış tanıdık bir veterineri aradım, mesai saatleri içinde köylünün ineğiyle danasıyla olan işini bırakıp kaç saat araba kullanıp buraya gelip, serum vitamin iğnesi ve klinik yaratamayacağı için(yıllar önce evcil hayvan tedavi etmeyi bıraktı çünkü), fikrini söyledi sadece.

ben akvaryum islerinden anlamiyorum da bu akvaryumlar pahali mi? yani siz onunla beraber veremiyor musunuz?

istanbulda olsaydiniz kesin abim alirdi.. o da sizin gibi akvaryum-balik hastasi..
kismet..

akvaryum.com da ücretsiz ilan açarsan 5 dakikada sahiplendirirsin.

bugün bir arkadaşa verdim vatozumu millet, vedamız çok duygusal oldu.

@elxa, akvaryumlar pahalı mı, ucuzları var tabi ama benim 30 cm'lik vatozum için küçük akvaryumlar onlar. benim akvaryumumsa kimseye veremeyeceğim kadar pahalı malesef. :)

@Mügüs, ben istanbul'dayım da vatoz ankara'da. :) teşekkür ederim yine de.

@memetooo, akvaryum.com'un üyesiyim 5 senedir zaten, burdan önce oraya ilan verdim ama acil olduğu için şansımı arttırmak amacıyla burdan da duyurayım dedim, eyvallah.

@moderatör dostlar, duyuruyu aşağı indirebiliriz, var olun.

buldu mu yuva?

ay yuva diyorum kedilerdeki gibi. yeni bir bakici bulabildi mi?

@elxa, evet buldum. :)

dünyanın en tehlikeli, ölümcül hayvanı sivrisinek olduğu için.. şaka yapmıyorum. en tehlikeli hayvan sivrisinektir sıtma mikrobunu taşıdığı için. şahsen zevk alıyorum onları öldürdüğüm için. bir kedi gelip kendini sevdirebiliyor ama bi sivrisinek beni sokmaya çalışıyor.. biri dost biri düşman..

canlılara zarar vermemek konusunda en başı çeken kişi dalay lama'nın bu konuda bi beyanı var :) www.youtube.com

bunlar hep irkcilik iste.

@kediebesi
dalai lama'nın aksanından pek bi' şey anlamadım. yazabilir misin cümleleri rica etsem?

diyor ki bir kere gelirse izin veririm, ikincide üflerim, üçüncüde fiskelerim artık.
biz bunlarca yıldır evrimimizde tonlarca canlıyı öldürmek zorunda kaldık yani can alma konusunda yeterince kaşarlanmışız zaten, bu acıyı içimize sindirmeyi öğrenmişiz. sade sivrisineği değil insanları da sivrisinek gibi öldürüyolar, zararsız olanları da zararlı gibi meşrulaştırıyolar sadece. bugün çok olumluyum yahu.

öncelikle pencereden falan dışarı çıkmasına izin vermeye çalışırım. çok inatlaşırsa öldürürüm. güçlü güçsüzü öldürür kendi çıkarı için. doğanın kanunu bu.

bize zarar veren canlıyı öldürebiliyoruz. öldürmeyen de var ama tahammül sınırı herkesin yüksek değil.

tur ayrimciligi da denilebilir. bunun yaninda kendi turumuz veya direkt kendimiz icin zararli olabilecek kucuk bir canlidan kurtulmanin tek yolunun oldurmek olduguna sartlanmis olmamiz. kulturel kodlama.

camasir ve bulasik deterjanimin markasi (ecover) su sivrisinekleri uzerinde test edildigi icin artik o markayi tercih etmiyorum. komik veya ucuk gelebilir ancak bunu yapmayan markalari tercih etmek daha makul.

vejeteryan bir hindu arkadaşımın et yemeyip balık yiyor olması üzerine benzer şekilde bir soru sormuştum. bana bir ineğin, koyunun vs insanınkine yakın bir ruhu olduğunu, ancak balık gibi canlıların grup olarak ruhlarının bulunduğunu bu nedenle o gruptan bir kaç tanesinin öldürülmesinin sorun yaratmayacağını söylemişti. epey bir tartışmıştık. aynı arkadaşım karma felsefesi nedeniyle şu anki fakirlerin önceki hayatlarında yaptıklarının cezasını çektiklerini ve bu nedenle onlara yardım edilmemesi gerektiğini de söyledi. yani hangi inanca mensup olursanız olun, o inancın ilkelerini, öğretilerini kendi vicdanınız-mantığınız-hayvani tarafınız ve hatta çıkarınız yönünde yontma/anlama/uygulama potansiyeline sahipsiniz. bu nedenle herkes sivrisinek konusunda da farklı görüşler öne sürecektir, siz de mantığınıza en uygun olanı tarafından ikna olacaksınız.

afedersin ama arvadını kektiğimin haşeratı zaten yıllarca yaşayan bir varlık değil. dikkat edersen asıl kıstas uzun ömürlü canlıların yaşatılması.

turkce mi ariyorsunuz? ne oldugunu bilmiyorum ama yarin okulda moda tasarimi bolumundeki arkadaslarima sorabilirim.

türkçe ingilizce farketmezde bu gece lazım.teklifin için teşekkürler yinede.

kimsenin bu imkana sahip olmamasi, hicbirimizin kablolu yayini ve hatta televizyonu olmamasi...

ve bir tek benim merak ediyor olmam.

ya dün biraz baktım. şişme bebek de değil real doll denilenden galiba onlar. çok izleyemedim.

neydi olay tam anlamadım ama adamın evde kolleksiyonu vardı, çeşit çeşit. son aldığını da arabanın ön koltuğuna oturtmuş, kemerini falan da takmış eve öyle getirdi. çok parası olup kadınlarla iletişim kuramayan biri galiba.

adamın evinde şişme bebek (real doll) gerçekçi kadınları var. onlara ruj yapıyor giydiriyor, onlarla yaşıyor. insan gibi dabranıyor ona
oyuncağın elini tutarken aşk ile gözlerine bakıyor :)
adamın tekinin 4-5 tane vardı bunlarla yaşıyor..

haaa seyin filmi vardi. su insanlarin hasta oldugu cocuk. ryan gosling'in heh. onun gibi demek.

lars and the real girl'deki gibi.

cinsiyet sey yapmamissiniz. bir de fotografli ilan koyaydiniz iyiydi.

not: alici ben degilim.

talibim. cinsiyet şartı var mı bilmiyorum ama erkeğim. bilgi üniversitesi'nde okuyorum ve okula gidip gelmek için kullanıcam. odanın/evin durumu önemli. o yüzden ben de fotoğraf görme taraftarıyım

evet mutfak, tuvalet ve odanın fotoğrafı iyi olur. ayrıca varsa ortak salon da.
kim kim kalınıyor acaba?

fotoğraf olsaydı ciddi düşünebilirdik.

Fotoğrafları haftasonu koyabilirim ancak. Biz erkeğiz. Çıkan arkadaşımız Amerikalı bir bayandı. Ev 3+1 ve salonu da oda olarak kullanıyoruz. 1 banyo+tuvalet, 1 küçük tuvalet ve mutfağı var evin. Ev bahçeli, güneş gören, 24 saat sıcaktır. Temiz, sakin bir bölgededir.

eminim bazı o.ç. larının tahrip edeceği kedi evi.

hahayt! biz de yaptik:

b1301.hizliresim.com
b1301.hizliresim.com

Elinize sağlık. Ama daha dayanıklı bir şeyden yaparsanız daha iyi olur. Köpek saldırısına uğrarsa hayvancık bunun içinde, mahvolur. Zira, bir köpek bu kutuyu haşat edebilir ve kedicik hazırlıksız yakalanırsa içinden çıkacak zamanı bulamaz.

@elxa kapı yüksekte olunca daha mı iyi?

@marcelle gördüklerime benzer şekilde yaptım ama daha dayanıklı nasıl olabilir mesela?

fotoyu paylastim facede ben de calismalara basladim artik ne kadar kisi gaza gelirse :)

kapiyi ortaya yapmayin yazmisti galahad sozlukte. biz de yandan yaptik. sonra su akmasin diye straforun uzun tarafini uste aldik. o zaman da kapi uste cikti (:

elinize saglik ama biraz daha saglam yapmalisiniz ve hem insanlarin hem de kopeklerin ulasamayacagi yerlere koyun. biraz etrafa goz atin, kediler kendini guvende hissetmezse girmez icine. ama girer ve kopek saldirirsa veya biri kediye zarar verirse iyilik yapalim derken kotuluk yapmis oluruz. gecen sene bizim aile evinin bahcesine yaptigimiz yuvaya saldirdi cunku kopekler. biz uyanmistik allahtan. kovaladik falan.

hadi bakalim kolay gelsin (:

Sanki bikaç sandık birleştirilip aylarca kullanılabilecek bişey yapılabilir gibi geldi bana..

Bu konuda marangozluk bılgımı sonuna kadar somurebılırsınız.

bu ara straforla guclendirdik. 2 cmliklerle. 1cmlik olanlar da var. hic yoktan iyidir o da.

istanbuldan ankaraya arabayla giden birinin yanına yancı olman en uygun çözüm.
hay-sev'den ya da buradan bulabilirsin birini.
hele de şu ara okul tatilleri başladığı için gelen giden çoğalabilir.

izmit - ankara tren iptal.

kedinin kafesiyle agirligi toplamda 5 kiloyu gecmiyorsa ucakta yaninda tasiyabilirsin

siz bu mevzuyu cozdunuz mu?

Merhaba,

Şu sayfada da ilan verirseniz, sahiplenilmesi belki daha kolay olur:

www.facebook.com

heh, durun simdi.

kedi sizde mi? amputasyon gerceklesti mi?
kediyi hangi klinige veya hastaneye gosterdiniz? tek bir hekimle mi bu karar verildi?

verdiginiz numaraya ulasamiyorum. bir konussak iyi olacak.

once bir tedavisini olsun, enfeksiyon kapmadan iyilessin de yuvaya sira gelir.

kedinin ameliyatını yapmışlar bugün, durumu yine de pek iyi değilmiş, anemisi varmış. ayrıntılarını çok öğrenemedim henüz. ilgilenen arkadaşlara çok teşekkürler. dünyayı güzellik kurtaracak.

guzel haberler verirsiniz insallah.

hangi klinikte acaba?

nazar boncuklu bir sey. duvar susu olur, kolye, bilekli, kupe.. bayiliyorlar.

nargile takımı

biraz da taşınabilir bir şey olursa iyi tabii, havaalanından halı, nargile filan zor :P

madem evinde kalacaksın , @1 in söylediği gibi evine orta boy bir nazar boncuğu alabilirsin ne olduğunu anlatırsın muhabbet döner

Türkiş desenli renkli bi uzun basma etek al ben öyle bi hediye almıstım eminönünden arkadasın annesine bayılmıştı hatun.

b12 nin hapı var, lakin b12 iştah açar ve idrar rengini daha bi sarımsı yapar

var. özellikle b kompleksi olarak, yani b12 b6 vb. birkaç b vitaminin birarada olduğu ilaçlar var. ama ilaç denilen şey doktor tavsiyesi olmadan kullanılmamalı. hatta bunun iğnesi de var. ayrıca öyle tek başına hafızayı güçlendirmez b12 bitamini, hatta belki daha başka rahatsızlıklara da yol açabilir sizde. şöyle şöyle diyorlar ile kullanmayın. ha bulunduğu besinlerden az az alabilirsiniz. ama b12 eksikliği sizde var mı yok mu onu öğrenmek için kan testi yaptırmanız gerekir. bunun için de herhangi bir dahiliye doktoruna gidebilirsiniz.

en fazla sığır karaciğerinde ve böbreğinde bulunur ayrıca. bitkilerde bulunmaz.

b vitamini hafızayı güçlendirmez. eksikliğinde hafıza sorunları olabilir. kafana göre ilaç içme cahil cahil arkadaşım. adam gibi beslen kırmızı et ye gerisine karışma

omega 3 ile karıştırıyor olmayasın?
eğer kan tahlilinde eksik çıkarsa b12 desteği alırsın.

kirmizi et yemek de saglikli degil.
soya sutu bolca b12 takviyelidir. bazi vegan mayalarda da vardir.
ancak illa takviye alacaksaniz solgar kullanabilirsiniz.

ben hem soya sutu iciyorum hem solgar kullaniyorum. istah acma veya idrar sararmasini da ilk defa gordum.

rüya görüyor kediler de.aynı zamanda bıyıkları da titriyordur, arada bir şey yermiş gibi ufak ufak çenesi oynuyordur,ön patileri de kıpraşıyordur.rüyalarında avlanıyorlar sanırım çok sevimli, tam o anda uyandırınca aptala dönüyorlar bakıyorlar etraflarına lan tam av yakalamıştım nerde bu diyerek:D

her uyuduğunda rüya görüyor demek ki bizim canavar :D

korkutmak gibi olmasin da epileptik olabilir mi kediniz?

korkmayın bence bu arada, uyandırdığınızda direk uyanıyorsa, şuursuzca kasılmaya devam etmiyorsa epilepsi değildir zaten.

rüya
epileptik olsa uyanıkken de atak gelir. uyurken atak geçireni duymadım, vardır belki.

yok anında uyanıyor. normalde de olmuyor zaten bu seğirme sadece uyurken.

www.youtube.com
www.youtube.com

çam sakızı deneyin? bana göre en güzel sakızdır sadece çiğnemeye alışması zor.
(reçineden bahsetmiyorum bu arada, mor renkli çam sakızından bahsedyorum herhalde aktarlarda bulunabilir.)

irbat, tamam deneyeceğim bulabilirsem aktarlarda. teşekkürler. olsun. damla sakızı da sert oluyor sonra yumuşuyor.
çam sakızı çiğnemeye gelir umarım. çok acı diye duymuştum ama :) deneriz.

sakızlarda: sığır jelatini(kemik jeli) kullanıyorlar. bunun haricinde renklendirici olarak "carmine" adlı böceği kullanabiliyorlar. başka aklıma gelmedi şimdi. ama içindekiler kısmında bunlar yazıyor zaten. bazen E-kod numaraları ile veriliyorlar.

ayrıca soya lesitini olabiliyor, mısır şurubu olabiliyor, yani GDO olma ihtimali yüzünden kullanmıyorum.

vee sakızı seviyorum ama yok :(
çam sakızıını deneyeceğim bir de. sakız mayası ile kendim yapacaktım ama şu an öyle bir seçeneğim yok.

(bkz: kenger sakızı)

repins, bunu da gördüm internette, temiz güvenilir bir yer bulursam deneyeceğim bunu da. umarım bulurum :(

ve bu sakızlarla ( çam, damla, kenger) meyve vb yağları çiğnerim :) belki güzel olur.

Kesinlikle kenger sakizi. Ic anadoluda falan otogarlarda satarlar kavanoz icinfe hem tadi col gzel hem de dger sakizlar gbi 2 cgnemede yumusamaz. bulirsanz nerden buldgunuzu da yazin ltfen canm cekti benim de:)

rentts,

:) aktarlar getirirse olur, taşradayım maalesef ve oralara gitme imkanım yok. belki internette de satılıyordur ama temizlik için güvenebileceğim yer lazım.

hiç çiğnemedim kenger sakınızı bu arada. onu da deneyeceğim bulursam tabi.

şuna bak, yukarıdaki duyurularda kan-ilik vb aranıyor, ben sakız arıyorum :/

ben gonderirim size kargoyla bulunca. haberlesiriz mesajla.
vegan, vegani buluyor.

elxa, maalesef tam vegan olamadım, bazı ilaçları kullanıyorum :( yüzde yüz vegan olmak da mümkün değil gibi maalesef dünyada, şimdilik, can başkent'in bazı yazılarından da esinlenmem ile, dışarıda üzerine oturduğumuz deri koltuk veya keman dinlemek gibi...

teşekkürler :) mesajla iletişim kurarız o zaman.

GDO'lu sakız ney lan? soya, mısır ya da kanola mı var bu sakızlarda... ya da GDO'yu TV'deki şaklabanlardan öğrenmişsin...

unique hint kumasi,

evet var.

butun sorularinizin cevabi detayli bicimde yok'te var ve ayrica oyp basliginda da var. kisaca yazayim gene de.
- ars. gor. oldugunuz icin hemen maasa basliyorlar.
yl ve doktora toplam gorev sureniz kadar zorunlu hizmetiniz var.
bittikten sonra zorunlu goreve gitmezseniz 225 - 300 bin tl civari bir sozlesme imzalamis oldugunuz icin onu onunuze koyuyorlar odeyin diye.

egitim sureniz bittiginde yardimci docent kadrosu aciyorlar, oradan devam ediyorsunuz.

sözleşme imzalama olayı kendi bitirdiğin okulda olmazsa kadron oluyor. atıyorum odtüyü bitirdin yine orayı kazanırsan sözleşme imzalatmıyorlar. sözleşme imzaladığında da ne kadar maaş aldıysan o ana kadar onları ödeyip gidebiliyorsun cezası bu. doktora bittikten sonra da öyle kadro falan açılma olayın kesin değil. dr. ünvanlı olarak devam ediyorsun çalışma hayatına...

benim bildigim - kazanip gitmedigim kadariyla bildigim - oyplilere kadro veriliyor. yardimci docent ara kadrosu da kaldirilacakti en son.

yuksek lisans ve doktora programlari kazandiginiz okulda var ise o zaman senet sepet isleri sizi baglamamis oluyor. ornegin marmara uni. gazetecilikte acilan bir kadroya giriyorsaniz..

biz de öyle düşündük ama değilmiş. çetrefilli bişey ya balık özne olabilir gibi de geliyo kafamız karışık.

kokuyor, yüklem
ne kokuyor, hava (çok çok gizli özne)
neresi kokuyor: mutfak dolaylı tümleç
nasıl kokuyor: balık zarf tümleci

kokuyor yüklem.
kokan balık: özne
neresi mutfak: dolaylı tümleç.

mutfak: özne (ne?)
balık: zarf tümleci (nasıl?)
kokuyor: yüklem (ne yapıyor?)

mutfak: dolaylı tümleç
balık: özne
kokuyor: yüklem

"mutfakta balık kokuyor"dan bir farkı yok bu cümlenin.

balık kesinlikle özne değil. eğer öğretmen hoca vs balığın özne olduğunu iddia ediyorsa adresi ver gelelim.
imgim.com

baldur ve devilred e evet diyorum. ancak kokan balık hala orada olmayabilir o yüzden özne balık kokusu, yüklem var, nerede mutfakta. mutfakta balık kokusu var. cümlenin doğru hali bence.

kafamız daha çok karıştı şimdi ya. "mutfak özne değil" tezinin dayanağı şu, özne işi yapana denir, ama kokma işini mutfak değil balık yapıyo. gerçi bana pek ikna edici gelmedi bu, bence özne mutfak. kokan mutfak sonuçta.

cümlede anlatım bozukluğu var diyebilir miyiz o vakit?

anlatım bozukluğu yok.

mutfak: özne
kokuyor: yüklem.
balık: zarf tümleci.

bence mutfak özne.

sadece "mutfak kokuyor" deseydik misal, mutfak yine özne olmayacak mıydı? gizli özne mi var diyecektik cümlede. kokmak bir eylem. onu da mutfak yapıyor. ayrıca balık bir gün önce pişirilmiş ama hala kokusu kalmış olabilir. bu durumda gerçekte var olmayan bir nesneyi özne yapmış oluyoruz. saçma değil mi?

erör verdim.

bence bence denilmis de bencesi yok ki bunun.

kokuyor: yuklem
kokan ne?
mutfak: ozne
ne kokuyor?
balik: belirtisiz nesne

bu kadar. zarf tumleci falan denilmis ki eyvahlar olsun diyorum.

** yanlissa istifa ederim.

Şimdi şöyle düşünelim; 'mutfakta balık kokuyor. olsaydı, 'balık mutfakta kokuyor.'dediğimizde anlam değişmez ama vurgu değişirdi. Fakat 'Balık mutfak kokuyor.' olmuyor. Mutfak,balık kokuyor. Burada mutfak özne. Kesinlikle öyle. Balık: ZARF çünkü kokunun nasıl olduğuna cevap. Kokuyor: fiil.

bunun başka alternatifi falan yok:

özne, b'siz nesne, yüklem.

duyuru'yu da karıştırdınız :) kokma işini kimin yaptığını bulabilsek ögeleri de çok rahat bulacağız da henüz ondan emin olamadık :)

kokan mutfak ama balık ne ayak ondan emin olamadım ben. çünkü nesnenin tanımı yüklemin yaptığı işten etkilenen öge değil mi, burda kokma eyleminden balık etkilenmiyo? balığın zarf tümleci olma ihtimali hiç mi yok?

ofiste sesli sesli güldüm yeminlen.

mutfak özne +1

ayrıca;

Kokuyor -Yüklem
Kokan ne? Mutfak-Özne (Kokma eyleminden etkilenen ne?)
Mutfak nasıl kokuyor? Balık (Zarf T.)

balık zarf tümleci olmalı ya çünkü nesne olsa hoca söylerdi bence. bu arada sınav da ertelendi belki sormaz ama öğrenmiş olduk iyi oldu çok teşekkürler herkese. :)

"mutfak"ın canlı olmaması, bir yer belirtmesi kafaları karıştırmış.

"ahmet ter kokuyor"

diyelim. kafanız karışıyorsa bunu ayırın. aynısı.

özne, belirtisiz nesne, yüklem cevabına +1 diyorum.

"balık mutfakta kokuyor"

deseydik, balık özne, mutfakta dolaylı tümleç, kokuyor yüklem olacaktı.

"mutfak leş gibi balık kokuyor" deseydik, "leş gibi" zarf tümleci olacaktı. gerisi aynı.

öğrenmiş olmadık mı ya ben olduk sanıyodum. :D özne, zarf tümleci, yüklem değil mi işte bana gayet mantıklı gelmişti bu?

aboo benim kafam şimdi yeniden karıştı. balık nesne yani kesin? o zaman bizim hoca gıcıklık olsun diye öyle değil dedi. :/

kibritsuyu'na katılıyorum.
ikna olmadıysanız çevirerek deneyin.
kitchen smells fish.

yeni örneğimiz geldi:
ayak balık kokuyor.
:)

bence mutfak ne kokuyor değil, nasıl kokuyor diye sormamız lazım. bu durumda mutfak özne, balık zarf tümleci, kokuyor yüklem.

tamam anladım şu an ya, zaten ilk düşündüğüm buydu da hoca yanlış diyince kafamız karıştı. çevirmek de güzel bi yöntemmiş. :)

hahah

kokmak geçişsiz fiil, nesne almaz. o yüzden balık nesne değil.

nesne alan fiil olsa o nesneyi belirtili nesne yapınca da biraz anlamlı gibi olması lazımdı. mesela elma yiyorum dediğiniz gibi elmayı yiyorum da diyebiliyorsunuz ama mutfak balığı kokuyor absürd.

@evergreen niye böyle yapıyosun yine şüpheye düştüm. :/ emin misin peki?

haaaaa. mantıklı o da. öyleyse balık zarf tümleci mi?

evet kokma işinin nasıl olduğunu belirtiyor, zarf tümleci.

nasıl kokuyor? balık kokuyor.

oldu mu? bence olmadı.

"balık" mutfağın nasıl koktuğunu değil, ne koktuğunu anlatıyor. leş gibi kokuyor, ekşi ekşi kokuyor, sası sası kokuyor, göt gibi kokuyor, mis gibi kokuyor falan olsa zarf tümleci olurdu. adı üstünde zarf. fiili niteleyen kelime. niteleme özelliği olmalı. "balık" bir nesnedir.

balık kokmakla balık gibi kokmak aynı şey.

tek tek sözcüklere değil sözcüğün anlamının cümlenin anlamı içindeki fonksiyonuna bakmak lazım. balık gibi deseydi de aynı anlama gelmiş olacaktı. harika kokuyor deseydi de mesela harika aynı işlevi üstlenmiş olacaktı anlamsal olarak. (açılın, ben dilbilimciyim!)

kafamı karıştırdınız. ama bence aynı değil.

"mutfak harika kokuyor" cümlesindeki "harika" ile, "mutfak kurabiye kokuyor" cümlesindeki "kurabiye" aynı şey değil. olmamalı. harika zarf tümleci o kesin de, kurabiye zarf tümlci olamaz. "kurabiye gibi" kokmakla "kurabiye kokmak" aynı gelmiyor bana. evet kokmak geçişsiz, nesne alamaz ama ter kokmak, "bir şey kokmak" şeklinde bir kullanım var. "ter gibi kokuyor" diyor muyuz, oluyor mu allasen?

o zaman abicim yukarılarda bir yerlerde yazılmış, aramaya üşendim.

"balık kokuyor" yüklem. nesne de değilse, bence zarf tümleci de değil, zira "balık" nasıl sorusunun cevabı değil, "balık kokmak" komple yüklem. başka türlü olmaz çünkü.

gizli özne anne burada. bunu bir anne söylemiştir kesinlikle.

az önce bi arkadaşıma sordum. aynı hoca onlara da bu işkenceyi yapıp sonra olayı anlatmış. bu cümle hala açıklığa kavuşturulamayan bi durumdaymış. balığın cümledeki görevi hakkında iki ayrı tez varmış ve türkçeciler (doğru kelime bu mu bilemedim ama cümle ögelerini düzenleyen adamlar işte) arasında hala tartışma konusuymuş. pazartesi hocayla bi de ben konuşcam ama bu gece rahat rahat uyuyabiliriz konu bizi aşıyo. :)

evet ben de internetten cümlenin ögeleriyle ilgili birkaç birbiriyle çelişen akademik makaleye ulaştım. bazıları belirlemede gramerin (eklerin, edatların vs) baz alınmasını bazıları anlamın ve işlevin baz alınmasını savunuyor ve işler epeyce karışmış durumda. Çok iyi bi Türkçe öğretmenim vardı yıllaar önce, Türkçe'nin grameri yapılmamış, netleştirilmemiş, daha üzerinde çok çalışılması gerekiyor der dururdu.


(@kibritsuyu - kalıplaşmış bir ifade / deyim filan olmayınca bunların hepsi yüklem deyip geçmek olmuyor tam.)

(@kanzavuri - boğaziçi sosyoloji için bastır!)

o degil de, onceki duyurunuzda ilac tavsiye eden olmus. ne cesaret anlamiyorum. nasil rahat ilac ismi verip "kullanin" falan yaziyorlar.. aman diyim hocam, kediyi hekime gostermeden sakin ilac milac kullanmayin. goz cok derin mevzu, bir sey batmis olabilir, baska bir hastaliktan kaynaklaniyor olabilir, bir sey alerji yapmis olabilir..

hekiminizden baska kimseden de akil almayin. her seyle alakali olabilir leke dediginiz iz de. enfeksiyon, travma vs. o yuzden bence hafta sonundan once gitmeyi deneyin hekiminize.

eyvallah ilaç felan kullanmadım sadece çay tavsiyesine uydum...sağol uyarın için...

evet bilirler. sandalyeyle barikat kuracaksiniz.

kapı kolu çok yumuşaksa ancak o şekilde açabiliyorlar ya da az aşağı itince açılıyorsa.

çok kısa olarak şunu yapabilirsin.dışardaki kapı kolunu aşağı çekilecek şekilde değil de 90 derece çevirerek aşağı bakacak şekilde takarsan açamazlar.

benim kedim yok da kapı koluna bakıyorum, en az 1 m yerden yüksek, nasıl açıyorlar, nasıl uzanıyorlar o yüksekliğe?

@puc
zıplayıp kapı koluna asılıyorlar. bazen açamadıklarında kapıyı açınca kapı koluna asılmış bir post görebiliyorsun.

Haha, bizim kedi annemin dikiş çekmecesini açıp yorgan ipliğini çalıyordu hep. Sandalye koydu kadın önüne.
Kediler kapı açabiliyorlar, açılmasını engellerseiz gece boyunca bağırtılarını da çekebilirsiniz. Ama en iyisi başından alışmasını engellemek tabii. Şansınız varsa topuz kapı kolu takın ya da söylendiği gibi içini çıkarıp açılma yönünü yukarı ya da aşağı gelecek şekilde ayarlayın. Kolay gelsin.

Benim kedim istemediğim bir şey yaptığında ensesinden tutup diğer elimle de alttan destekleyerek kaldırıyordum canı acımasın diye, göz teması kurduktan sonra sinirli bakıp şşşt diyordum yüksek sesle, aynı şeyi bir daha yapmıyordu.

1 metre bir kedi icin ancak uzanip acma mesafesi olabilir (:
www.youtube.com

siz gidince de girsinler istemiyorsaniz kapinin kolunu dik takacaksiniz denildigi gibi. veya en temizi odanizi onlarla paylasacaksiniz.

kedilerin yaptığı şeyin literatürdeki yeri; edimsel koşullanma yolu ile öğrenme

skinner kutusu www.termbank.net deneyini tekrarlamışınız.

www.google.com.tr

kapı kolu değilde kapı açmayı öğrendiler desen daha doğru olur. benimki de benim odama girmeye bayılıyor. sandalye ya da kapı koluna çengel takmak.kapı odanın içine doğru açılıyorsa kapının arkasına bir sandalye (ya da itemeyecekleri kadar büyük bir ağırlık) sorunu çözer. dışarı doğru açılıyorsa nalburlarda satılan çengellerden alıp takarsan yine sorunu çözer.

eski evimde anahtar uyduramadığım kapılara çengel takmıştım.

bir kere kapıyı açmayı öğrendiler mi bunun çaresi yok.

Ağzınıza burnunuza da vuruyorlar değil mi Nilmiye? Anneleri gelince sizi rahat bırakırlar.

fareyi etkileyebilir ama babanıza bişi olmaz. tabi kedide bir garabet sezdiyse kuduz aşısı yaptırabilir.

ne zehri ya kedinin pencesinde zehir oldugunu ilk defa duydum. hani kopek isirdi falan desen anliycam bi derece ama. bisi olmaz kisaca olsaydi bana olurdu.

@rentts
aşısı olmayan kedilerde var böyle şeyler diye biliyorum ben.

hem ev kedileri hem sokak kedileri ile içli dışlıyım sayısız kere tırmalandım haliyle. en son yıldız da bi kedi gözümü tırmalamıştı da doktor ısırsaydı kuduz yaptırırdın da tırmık için gerek yok dedi. kısaca bişey olmuyor. ama çok endişeleniyosanız tetanoz fln için gidin doktora

kedilerin parmak ucunda zehir olmasi efsaneymis ((:

kuduz asisi yaptirsin ici rahatlasin madem. asisi olmayan kedilerde de zehir falan olmaz (:

o zehrin adi kedi tirmigi hastaligidir. kedilerin penceleri pis oluyor sokakta geziyorlar coplere degiyor bakteri tasiyor o da kana geciyor enfeksiyon yapip oldurebilir tedbiren antibiyotik alsin.

kedinin pençesinde zehir falan olmaz tabii ki. tırmıktan kuduz da olunmaz, çok telaş yapacaksanız tetanoz aşısı olunabilir.

www.pettransfer.com

aradiniz mi? belki tarifeleri, kampanyalari falan oluyordur?

tasima kutusunu da soyle dusunun, kopeginize saglikli omur versin allah, yasadigi surece lazim olacak bir sey. belki bir kere alacaksiniz.

Pazartesi yani yarın ilk iş onları aramayı düşünüyorum zaten.

Taşıma kafesi bakımından da aynı düşünceler içerisinde olduğumuzu belirteyim. Eğer almak durumunda kalırsam, kesinlikle en iyi model olan Stefanplast Gulliver 7 IATA modelini almayı düşünüyorum. Zira hakikaten ömürlük bir kafes.

Ancak şu anki çekincem bir anda planda olmayan şekilde 500TL civarı masraf altına girecek olmam. Dolayısı ile uzun vadeli düşündüğümüzde mantıklı olan ile kısa vadede anı kurtarmak için gerekli olan plan arasında gidip gelmekteyim.

Yani günü kurtarmak için daha makul bir yol var ise açığım. Uzun vadede benim de planım adı geçen kafesi satın almak yönünde.

ben sadece havayolunda kargo bolumunde tasinacagi konusunda defalarca teyit istemenizi tavsiye ediyorum. ona gore ortam sicakligi ayarlaniyor sanirim.

kolay gelsin

tr.wikipedia.org

ikisi de var.

ayrı değil tabii ki ancak arkadaşlarının demek istediği şu sanırım: bazı ülkeler kendierinden alınmayan schengen vizeleriyle alakalı sorun çıkarabiliyor. mesela hollanda, almanya' ya kıyasla daha kolay schengen veriyor. o vizeyle almanya' ya girmeye çalışırsan sorun çıkabilir. ama bu "kesinlikle giremezsin" gibi bir durum değil. ancak portekiz' in ispanya' dan alınmış schengen' e sorun çıkaracağını hiç sanmıyorum

yok oyle bısey , gıdın bı sorun cıkmaz. hele portekızde hıc sorun cıkmaz emın olun.

gecen ay gıttım hem ıspanya hem portekıze .. vızem ıspanyadandı..

vizeniz schengen vizesi mi sadece ispanya vizesi mi? çok girişli mi? cevaplar sırasıyla schengen ve çok girişliyse kullanabilirsiniz.

tek girişli olsa da kullanırsın ama bi fas yapıp ordan ispanyaya geri giriyim dersen tek girişlide giremezsin. türkiye'den doğrudan portekiz'e uçmadığın sürece sorun olma olasılığı yok.

yok sorun olmaz hic. rahat olun.

Komik buluyorum kedileri ^^

evciller.

sevimli oluyor keratalar .

sevmeyeni daha çok bence. ben de sevmem kendilerini.

köpek kadar uğraştırmıyor. temiz hayvan. tuvaletini falan kendi yapabiliyor. çok salaklar bi de. utanınca falan yorganın içine giriyor çıkmıyor benimkisi.

bu "nankör" muhabbeti nedir? ben anlayamıyorum bu konuyu. nankör falan değil kedi, sadece ne olursa olsun bir insana pek güvenmez ve bireysellik duygusu çok güçlüdür. insan egosu da her şeye sahip olmak ister, kedi egosu da insan egosuna benzerdir, dolayısıyla ikisi çatışır. kediye "ben sana sahibim" dersiniz, kedi "hayır, ben sana sahibim" der hareketleriyle. bu nankörlük değildir. köpekler biraz fazla sadık ve çok çabuk güveniyorlar sadece, insanın sahiplenici, her şeye "benim" diyen yapısına daha uygun hayvanlar. kedi "kusura bakma senin değilim canım" dedi diye nankör muamelesi görüyor...

cevap vermeyi unutmuşum, çok sevimli ve karakterli oldukları için :)

kedileri sevmiyorum, sevemem, onların varlık amacı beni çok aşıyor, onları sevmem sanki onlardan daha üstün olabilmemle mümkün gibi ama değil, yani onlardan üstün bir şeyin olması imkansız gibi. onlardan üstün olamayınca onları hakkıyla takdir edebilmem mümkün olmuyor haliyle. hayranlıktan daha adi, daha bayağı bir his bu. onları daha yüksek bir bilinç seviyesiyle anlayabilsem ve onlara hakkını verecek kadar yoğun bir bağlılıkla hayranlık duyabilsem keşke. böyle utanç verici düşkün hallerini gördüğümde, en ufak bir rahatsızlıklarında, yaşlandıklarında, çaresiz bir hastalığa tutulduklarında.. içimden bir parça kopuyor. evrenin şefkat dolu bir yer olmadığını anlıyorum tekrar tekrar. onlara layık olabilecek kadar sevgimi gösterebilsem ve bana istedikleri nankörlüğü yapabilseler daha ne isterim?

nankor, iyilik bilmez demek. kediler icin bunu soylemek tamamen kedileri tanimayanlarin yakistirmasi olabilir ancak. sarki marki yazmislar bir de boyle, deyimler uretmisler. baya bilince islemisler bunu. ama yok yani oyle bir sey.

insanlara iyilik yapinca insanlar nasil davraniyorsa kedilerden de bize oyle davranmalarini istiyoruz. bu cok insanbicimci bir yaklasim.

ben tum turlerin yasam hakkini savunuyorum. iletisim kurabildiklerime ise dogal olarak yakinlik duyuyorum. kedi veya kopek; onemli olan bir turun digeriyle bir seyler paylasabilecegi sekilde iletisim ve empati kurabilmesi.

kopege kediyi, kediyi de kopege tercih etmem. ikisi de ayri bakim istiyor. insan hangisine en iyi bakimi saglayabilecegine inaniyorsa ona yoneliyor. bende oyle en azindan.

@sharksmile

kedigiller çift göz kapaklı göze sahip. doğal etoburlar ve avladıkları hayvanları yerken yüzleri kan içinde kaldığından bu ikinci göz kapakları kanı göz yüzeyinden olabildiğince uzak tutmak için evrimleşmiş bir avantaj. tabii avlanmasalar da, bir insan tarafından beslendiklerinde de gözlerini ihtiyaten kapattıklarından bu verilen yemeğe saygısızlık, yemek verene nankörlük olarak algılanıyormuş falan hesapta. o yüzden nankör deniyormuş. cahillik işte..

ben hıc sevmem mesela,gayet ıtıcı hayvanlar.

@kargn

iyi de yemek yerken gözlerini kapatmaları aşırı sevimli bi şey :D insanlar ilginç tabi, ne diyeyim...

köpek bahçede kedi evin içinde bakılır.

kedi bu kardeşim, bütün ihtiyaçlarını karşılayamaz ki! ihaleye mi gireceğim de beni son dakikada satacak.

tüylü, kucağa alınca mırlıyor. bi ipe tav olup beni eğlendiriyor. çok büyük bir buhran yaşamıyorsa ortalığa da pislemiyor.

daha ne? canlarım benim ^^

kedi nankor kopek sadik meselesine bir aciklik getirelim.
kopekler bildiginiz gibi grup halinde hareket eder. kopek sahibini grubun lideri bilir dolayisiyla onu takip eder. kedilerde grup durumu yok. bireysel hareket eden avcilar. dolayisiyla sahibini takip etmesini beklemek sacma.
tabi bu demek degil ki kediler sosyal degil. gayet sosyal hayvanlar. sadece grup mantalitesi yok.

ben izmir'e taşınana dek kedilerle pek muhattap olmamıştım, Ankara 4. Cadde Mado yanındaki sokakta yaşayan ve ne zaman pisi pisi desem koşarak gelen kedi hariç. her neyse. abi bi geldim buraya, evde 5 kedi, 1'i kocaman tek gözlü canavar bir şey, seviyorum onu da ama korkuyorum bir yandan da. 4 tane de yavru var, geldiğimde iki avucuma sığıyorlardı (hani bu twilight kitabının kapağında kalp tutma şekli var ya avuçlarımı öyle düşünün) şimdi büyüdüler.

hepsinin kendi huyu var (mutlaka köpeklerin de vardır ama köpeklerle hiç muhattap olmadım neredeyse).

Tekir, yakışıklım benim; oyuncu, sevecen, arsız, sevgi arsızı bir de. kucakta göğüste, omuzda, bacak arasında, sırtta uyumayı seviyor. bir de bazen kıçını burnuma dayayıp uyumasa. bıraksan saatlerce nereyi bulursa yalayacak. ha bir de mama tasına abanması yok mu?

Pika, salako; aslında çok zeki bir çocuktu bu püsük ama ne olduysa bir gün tırnaklarının kesilip, azarlanması ile değişti, önce küstü bize bir iki gün evin içinde küs küs dolaştı. çok sevdiği dudak emme eylemini bile yapmadı. köşelerde yattı durdu. salako demiştim ya, sabahları uyanınca unuttu küstüğünü aradan biraz zaman geçince anımsadı. neyseki atlattık o süreci. şimdi yine arsız. bir de midesine düşkün sormayın. buzdolabı, fırın kapağını açtığımızda bitiyor mutfakta, elimizde eğer bir şey görürse miyavlamaya, elimize ulaşmaya çalışıyor. kek manyağı bir de. dudak emme huyuna da geri döndü ama artık aşk ısırıkları da veriyor. (malesef) yere konmayı bile bilmiyor garibim. salako işte.

üstübü, sinsi prenses, kezban; aman efendim bir küsmeler, triplenmeler. tam kezban. kardeşleri mama yerken uzaktan kesmeler, katılmamalar. kendi başına bir yerlerde uyumalar hep bunda. bir odaya mı girmek istiyor, miiv miiv o kapı açılacak yoksa susmak yok. bir yerden çıkmak mı istiyor, yine miiv miiv. kucağa gelmek ister, alırsın ama yok 1 dakika dolmadan gidesi gelir.

Oscar, prenses, leydi; uzun tüyleri, sessiz, sakin yapısı, efendiliği ile en prensesi en hanım hanımcığı kardeşlerin. kucağa gelir, yanında, koynunda, ayakucunda, göğsünde uyur insanın. kardeşleri kadar arsız değil ne yemek konusunda ne de şımarıklık da. "-oscar, gel." dersin gelir. kapı mı açılacak? miiv miiv, o kadar. açılmıyor mu? bir köşeye geçer uyur. dertsiz tasasızım benim.

panter, canavar; kocaman bir şey bu, ben diyeyim 10 kilo sen de 3 kilo ama görelidir ya hani algılarımız bana 100 kiloluk bir "gerçek" panter gibi geliyor. korkuyorum abi. arada patiliyor 4 ufaklığı bir tek o zaman kendimde cesaret bulabiliyorum buna kızacak. sevmeye çabalıyorum ama tırnak geçiriyor. olmayınca olmuyor işte.

abi nasıl sevmezsin ki bunları?

kedi alıcam, hangi tür alıyım?

"Tarihe baktığımızda ilk kedilerin oligacene döneminde Afrika'da ortaya çıktığı sanılıyor. Keskin dişli kaplan (Halaphoneus) ve günümüzün modern kedisi (Dimictisti) olmak üzere iki tür... Evcil kedilerin nasıl ve ne zaman ortaya çıktığı tam olarak bilinmiyor ancak en eski kayıtlar, evcil kedilerin 5 bin yıldır var olduklarını ve Mısır'dan geldiğini gösteriyor.

İnsanoğlu, ilk olarak 20 bin yıl önce köpeği evcilleştirdi. Bundan ancak 15 bin yıl sonra vahşi kediyi evcilleştirebildi. Yani, 5 bin yıl önce Nil vadisinde tarım yaparak yaşayan insanlar, ürünlerini depoladıkları ambarları haşare ve fare basınca kedilerin fareleri yakaladığını fark ettiler. İşte, kedilerin mısırda kutsallaşmaya başlaması bu tarihlerde oldu. Ambarlar doldukca fare nüfusu da arttı. Bunun üzerine firavun devreye girdi ve kedileri korunması için üstün yaratıklar ilan etti.

Mısırlılar, Yunanlılar gibi doğa güçleriyle özdeşleşen tanrı ve tanrıçalar sisteminden geldiler. Tanrıları arkalarına alan kralların her zaman kral olmaktan öte bir ayrıcalıkları vardı. Bu üstünlükleri krallara, önce yarı-tanrı, daha sonra da tanrı kral -firavun- olma özelliğini de getirdi. Kedilerin firavunla ilgisi ise; kedilerin tarihe ve mitolojiye konu olmalarının tek nedeni fare ve haşare yakalamadaki hünerleri değil. Bütün kediler firavunun olduğu için kediyi incitmek ya da öldürmek çok büyük suç sayılırdı. Kedi öldürenlerse idam edilirdi. Ev yansa önce kedi kurtarılırdı çünkü insanlar sadece insandı ama kediler firavunlar gibi yarı-tanrıydılar. Kedi eceliyle öldüğünde öteki dünyada birlikte olabilmek için hemen mumyalanırdı.

Öykülere, efsanelere konu olan kediler, Tanrılık katına çıkartıldı. Nil vadisinin insanları kediyi, neşe ve müziğin, güzel şarkıların, kıvrak dansların temsilcisi kedi kafalı tanrıça Bastet (Bast) ile özdeşleştirdiler. İnanışa göre, kedi miyavladıkça evin içi tanrıçanın insanlara hediyesi sayılan neşeyle dolarmış. Mısır mitolojisine göre Bastet, tanrılar tanrısı Ra'nın ve İsis'in kızıydı. Efsaneye göre, Bastet bir gün babası Ra'ya kızarak Mısır'ın güneyindeki Nubia çölünde inzivaya çekilmiş ve bir aslana dönüşmüş. Bir süre sonra Ra kızını affedip Mısır'a geri çağırmış. Bunun üzerine aslan görüntülü Bastet, Assuan yakınlarında Nil'in suyunda yıkanmış ve hemen orda bir kediye dönüşerek, üzerine bindiği kayıkla Bubastis'e gitmiş ve bu bölgede tanrısal yaşamına devam etmiş. Babasına kırgın olan Bastet, bu neşe dağıtan, uysal, sevimli yaratık kedinin simgelendiği güzel bir tanrıça oluvermiş. Bastet'in tanrısal özellikleri bununla bitmemiş. Başta cinsellik ve doğurganlık tanrıçasıyken, daha sonra ölüleri koruma, yağmur yağdırma, hastalara ve çocuklara şifa verme, müzik ve dans, ay, analık ve aşk tanrıçası haline de gelmiş. Mısırda kedinin tanrılaştırılmasının nedeni, fare yakalaması dışında, kedinin avlanma yeteneğine duyulan saygı, güzelliğine duyulan sevgi, ve gizemli kişiliğine duyulan korkuyla karışık hayranlıktı. Bir başka efsaneye göre, M.Ö. 525 yılında pers kralı 2. Kambis, askerleriyle mısırın kapılarına dayandığında peluzda bekleyen Mısır ordularının direnişiyle karşılaştı. Ancak kurnaz pers kralı, Mısırlıların hassasiyetini göz önüne alarak çevrede ne kadar kedi varsa, askerlerine toplattırıp onları birer kalkan olarak kullanmış. Mısırlılar da tanrıça Bastet'in temsilcisi kedilere zarar gelmesin diye silahlarını bırakarak teslim olmuşlar. Kimi zaman tanrıça kimi zaman şeytan sayılan kediler, erkeğe oranla kadına daha yakın olmuştur. Kedi tanrıça Bastet, dişiliğin simgesiydi. Bir tarihçi, "kedi tanrıça, garip bakışı, çekik gözleri, kıvrak beli, soylu duruşu ve hayvani hayasızlığıyla, her mısırlı kadının aklını karıştıran ve benzemek istediği bir yaratıktı,"diye yazıyor. Bir başka tarihçi de, "kadınlar -günümüzün vamp kadını gibi-kedinin yürüyüşüyle salınarak yürüyebilmek için çok uğraşırlardı. Hatta Kleopatra da bu hevese kendini kaptırmıştı, diye ekler."

e1211.hizliresim.com

e1211.hizliresim.com

@solo,

bizi kafaya mi aliyorsunuz anlamadim ama benzer bir soru soracak herkes icin yazmis olayim; kedinin turu degil sizin kediyle nasil iletisim kurdugunuz onemli. kedilere iyilik yapmak istiyorsaniz petshoptan degil sokaklardaki bakima muhtac kedilerden veya gecici bakimevlerindeki kedilerden birinin sorumlulugunu ustlenin.

bana çok estetik geliyorlar. yürüyüşleri olsun, oturuşları olsun vs.
bir de patilerini sıkasım geliyor.

ama köpekleri daha çok severim. daha enseye şaplak hayvanlar.

hayvana eziyet olmaz mı 25 m2? bir de bence ne olursa olsun ev arkadaşlarının fikri alınmalı. odaya kapatmakla olacak iş değil, mutlaka etkileneceklerdir.

kediye yazık.

arkadaş çok sıkıldım yalnız yaşamaktan. en fazla salonu da verebilirim. durum vahim :(

balık alabilirsin ama sana arkadaşlık edemez :)

normal ev bile yetmiyor hayvana.her gün geldiğinde onu sıkıntıdan sürekli uyur halde bulunca mutlu olmazsın daha çok üzülür durursun haberin olsun.

kedi yasli degilse cok problemli olur.

kedi mutsuz olur, siz de kahrolursunuz hepten. gecici yuva olmak istersiniz belki.

tedavisi devam eden kedilerden evinizde misafir edebilir, iyilesince kalici yuvaya gonderebilirsiniz. bunun icin belediyelerin gecici bakimevleri veya stklarla iletisime gecebilirsiniz.

ornegin yedikule hayvan barinagi ve haysev ile iletisime gecebilirsiniz.

Sen sıkıldın diye, ona eziyet etmemelisin. Çok mutsuz olacak, sonra odadan kaçmaya çalışacak ve bunu takıntı haline getirecek, bunalıma girip oraya buraya çiş yapacak belki de ve sen bu sefer ondan, yalnızlıktan sıkıldığından daha çok sıkılıp onu postalayacaksın. Postalayacak yer bulmakta zorlanacaksın, pisi ortada kalacak vs. Anlıyorum aslında seni de ama bence alma. bak ben büyük bir evde kalyorum ve küçüklüğümden beri kedilerle büyüdüm ve belki komik ama evde kedi olmaması bana tuhaf geliyor. Ama bu ev 4ncü katta, bahçesi yok, ben işe gidip geliyorum vs. diye kıyamadığımdan almıyorum içim gitse de. Hayvanlar dostumuz olabilmeli kölemiz değil.

bence de sıkıldın diye kediye eziyet etmemelisin. 7 gün 24 saat kendini o tek göz odada hiç dışarı çıkmadan düşün, bunu başka bir canlıya yapmak ister misin? bence de ev arayan kedilere geçici yuva fikri mantıklı, özellikle iyileşme sürecindelerse tek odada yaşayabilirler. ama en başta ev arkadaşlarıyla konuşmak lazım tek oda bile olsa.

ziyaretçilere yorum yapmaları için yalvar. blogların kalitesi yorum sayısıyla ölçülür. az da olsa düzenli içerik ekliyeceksin bi de.

off yaa neredeyse benim tez konum bu. ter basti gorunce soruyu.

gorsel ve video kullanin bol bol. yazilarinizi paragraflara ayirin.dinamik sablon kullanin. arka planiniz soguk durmasin. o mavi mesela cok pis bi mavi. belki baskalarina guzel geliyordur da bilmiyorum iste.

ben mi anlamıyorum bu işten bilmiyorum ama kişisel blog bana çok kişisel olmalı gibi geliyor adı üzerinde :)
ne istersem nasıl istersem öyle olmalı. herhangi bir kitleye göre hareket edersem başka bişey olur o, hizmet veriyor olurum.
bence görsel olarak çok göz yormayan, sade ve yalın içerik kullanılmalı hepsi bu.

olmadı kedimin fotoları ekleyeyim belki şirinlikten falan + puan olur :)

@elxa arkaplanı çok sevmiştim halbuki, bir bakayım neler varmış

teşekkür ediyorum yorumlara

şimdi baktım da arka plan göz yormaktan öte, baş döndürüyor mide bulandırıyor hacı.

Arkadaşlar kişisel blog içeriği ile ilgil fikirleri vermişler. Ben de okuyucu toplama ile ilgili söyleyeyim:

- Çok enteresan şeyler yapmıyor iseniz, çok ünlü değilseniz, herhangi bir konuda otorite değilseniz tamamen "kişisel" bir blog toplayacağınız okuyucular yakın çevrenizi çok aşmayacaktır

- Okuyucu toplamak için en genel yöntem bir tema üzerine yoğunlaşıp yazmak. Örnekler, fitness, moda, sadece bir marka (örn.sony), kol saatleri, maket arabalar vs.. Seçeceğiniz "niş"e göre hedef okuyucu sayısı değişir. İlgilendiğiniz bir temayı böyle düşünerek onun üzerine içerik oluşturursanız sanırım okuyucu sayınızı daha ciddi rakamlara ulaşabilir.

kedi demek bela demek.
1.5 aylıkken bir siyam aldım.
ne ben onu bırakabildim ne o beni.
yanımda uyuyor pezevenk.
kedi iyidir, candır.
alın lan. insanlığınızı hatırlarsınız.

kulaklık değil de direk kulak kemiren bir tekir kedim vardı, girişte oturuyorduk girip çıkıp duruyordu. çok özledim onu ya, gitti gelmedi. keşke bu, o olsaydı ama değil malesef.

Yaaa çok üzüldüm:(

Norveç orman kedisi bu sanırım,
İlan verirken öyle ise yazabilirsin, çok özel bir kedi bu, talibi çoktur. m.eksisozluk.com
Karakteri farklıdır bu cinsin, nasıl olmuş da arkadaşın istememiş anlayamadım

bu kadar güzel bir kedi niye geri verilir ki? kulaklığı gizleyemiyor muymuş? hayret bir şey.

not: sen al diyenler olur. kedi alerjm var. alamıyorum.

sadegazoz haklı bu kedi çok değerli. Dişi mi erkek mi?

Belki ben talip olurum. Ev halkına danışayım da.

Edit: Cık, olmadı.

kisirlastirilmis disi kedi.

yavrum ya, sevselerdi onu bunu kemirmesini sorun etmezlerdi :( çok güzel, uslu, bembeyaz bir ankara kedisini sahiplenenler ''bu çok uyuyo'' diyip geri vermişler barınağa geçen gün, ne insanlar var ya :/

@kadifepanter o kediyi geri veren insnlar kendilerine sadece eğlence arıyorlarmış. :/ gerçekten çok acaip insanlar var.

oha ya ben de sevinmiştim yuva buldu diye.
şimdi kedi nerede, ankara'da mı istanbul'da mı?

Kedi ankaradaysa ben ilgilenebilecek birkaç arkadaşıma ulaşabilirim? Takip ediyorum bu yavrucağın ilanlarını kaç zamandır. Benim kedim yoldan geçen kedileri bile kıskanıp saldırayım derken cama çarpıp düşen bir sıpa. Ben alamıyorum o yüzden ama en azından ilanı dağıtabilirim?

Edit: Ankara'daki bir arkadaşıma mail attım. Umarım almayı kabul ederler.

kedinin de sansina herkes ne kadar guzel ne kadar muhtesem oldugunu soyluyor ama yuva bulamiyoruz bir turlu /:

bu arada norvec orman kedisine benziyor, evet.

ömür boyu bakarım ben buna, lütfen kimseye verme, ne olur.

Son durum nedirarkadaşlar bizi haberdar edin

haber bekledigim 2 kisi var. ama cok umutlu degilim. ankara ve istanbul disinda bir ilden de bir talibimiz var ama benzer surec yasanirsa ve kedi geri vermek istenirse diye korkuyorum. kesin sartimiz kediyi baskasina vermek isterse alan kisi, ilk bizimle iletisime gececek ve bizden onay almadan kedi hicbir yere hareket etmeyecek.

neticede onceki evini acan kisi de omur boyu bakarim diyerek ve yuva bulma sozlesmesi imzalayarak almisti. ancak bazi olumsuzluklar olmus, yapacak bir sey yok.

ilgilenen herkese cok tesekkur ederim. neredeyse baska bir sehre gidecekti ki kedinin sorumlulugunu alan kisi kediyi vermek yerine kosullari degistirecegini soyledi. kedi, evinde kalmaya devam ediyor. umarim daim olur bu kez. tekrar tesekkurler.

:)

4

4-5 aylık gibi pek şapşalmış :)

Yarın d akarne cıkart aşılarını yaptırmaya başla. Bi sorun olursa burdayım ;)

Kesinlikle cok tatli :) gozleri yemyesil.. Sut ve peynir verdim, tavuk hasladim, kedi kumu da aldim.. Zaten bizim marketin onunde buldum alisveris sorun olmadi.. Sansli kediymis :))

Yalniz simdiden sonra ki asamalar ne olmali?
Neler yapip neler yapmamaliyim?

Guruldayarak uyuyor suan da bu normal mi?
Uyumadan once de surekli benimle oyun oynadi o zamanda gurluyordu? Bu normal mi?

4 aylık bir dişin olmuş.beraber mutlu günler geçirin :)

ek:yarın veterinere.grrlaması çok normal.küçükken daha çok yapardı benimki.ben hiç hapmadım ama sütü hafif sulandırmak iyi olur diyip durdular bana.ıslak kuru hepsini yiyebilir şu an mama olarak.

yarın enseye bi ilaç dökecekler onu dökene kadar beraber yatmasan daha iyi

gurulduyorsa mutludur. Bi aşı neyim falan iyi olur tabi. motoru bozmasın dikkat et.

parazit ilaçları ve aşılarını yaptır acil. zira sokak kedisinde parazit olmama olasılığı pek yok. hayırlı olsun.

4-5 doğrudur.

en az 5 aylık en fazla 1 sene. hayırlı olsun mutlu olun =)

çok derinden guruldamalar acıyı gidermeye çalışmak da olabilir ama seninki mutluluk ve şımarıklıktan :D

Nasil mutlu olmam ki :)) tv de top atisi var, tv nin onune gidiyor tvnin arkasina bakiyor top orada mi diye cok manyak bisey yaaaa :)))
Cok elleyip sevsem opsem bisey olmaz di mi? :( kaybetmek istemiyorum ama uzak da duramiyoruz suan ask yasiyoruz resmen :)) yazi yazdirmiyor surekli elimle oynama pesinde :))

seviyorum böyle kedilere sahip çıkanları, evlerine alıp besleyenleri.. tebrikler.. kış aylarına girdiğimiz şu günlerde sıcak bir dostun oldu.. :)

kumun yerini öğrenene kadar sağa sola çişini yapabilir. kumda çişin kokusunu aldıktan sonra bi daha yapmaz. veterinere götürdüğünde 3 çeşit ilaç uygulayacaklar. bir aşı yapacaklar, bir hap yutturacaklar, bi de ensesine bişey sürecekler. eğer tırnaklarını kesmeyi düşünüyosan doktora nasıl keseceğini de sor. hayırlı olsun bu arada çok tatlı :) mutluluklar. adını da ekşi koy bari :P

bizim kedileri dusununce rahat 6 aylik var gibi geldi.

kulaklara bak ya kocaman eheh birlikte saglikli uzun omurler dilerim. kulaklar ya (:

herkese yardim ve destekleri icin tesekkurler..

bugun veteriner 2,5 - 3 aylik oldugunu söyledi.. gerekli asilari ve bakimlari yapildi, tirnaklari kesildi :)

insallah mutlu ve huzurlu uzun ömürlü olur..

hayir, 2 hafta once gectim.

Annesine ihtiyacı kalmayacak yaşa geldiyse düşünme al. Annesinden iyi bakarsınız ona. Bakmasan yemek su versen bile hiç değilse arabanın altında kalmaz, dayak yemez, psikopatların eline düşmez sıcak bir yeri olur.

www.facebook.com

bak burada bir sürü hayvan sahiplenilmeyi bekliyor. bir bak istersen.

ne zaman oluyor o annesine ihtiyaci kalmadigi yas? nasil anlarim. yuruse yeter mi?

@bicocca , aha sanirim bunun gibi bisey ariyormusum. tesekkurler.

Tüyleri sıklaşmış gözü açılmış dişleri çıkmışsa alabilirsin. Maksat anne sütünü yeteri kadar emmiş olması sen de biliyorsundur.

@vexations, yok tam bilmiyorum. benim ilk kedim geldiginde daha yurumeyi bilmiyordu. biberonlar sutun icine karistirdigimiz bir tozu iciriyorduk. o zaman yuruse , bi de disleri sikiysa , kuru seyler yiyebilcekse bakayim.tesekkurler.

annesi varsa en az 2 ay emmesi gerekiyor. ha ben annesiz bir kedinin bakimini da ustlenirim, annesi gibi bakar buyuturum, diyip sorumlulugu alabiliyorsaniz annesiz kedi ilanlari da cok.

mihav.com
hayvangazetesi ve twitter'da yuva ariyor diye aratirsaniz sonsuz yavru kedi ilani ile karsilasacaksiniz.

türkiye değilmi bura

bana da burdur gibi geldi

iran.
goruntu de taste of cherry filminden.

* pardon, kiarostami'nin bit diger filmi the wind will carry us'tan olabilir sahne. www.imdb.com

www.youtube.com

@elxa şaka yapmadın di mi :)

cep.

referansına bağlı. samimi olduğun biriyse cep yazılır, bilmem ne şirketinde direktör üstü bir adam yazıyorsan bu adamlar sekterinden ulaşılmak istenir şirket telefonu yazılır. bir hocayı referans göstereceksen sabit telefonu yazılır. hocayla kanka isen cep de yazılabilir.
ama hepsinden önemlisi mümkünse bu kişilerin mail adresi yazılır.

cok ozendim.
kitap okuyun, film seyredin, muzik dinleyin, eski videolarinizi seyredin.

kitap oku. hemen uykun gelir.

yok "uyumak istemiyorum, vakit geçirmek istiyorum." dersen sourberry dinleyip internette sörf yapabilir ya da film seyredebilirsin.

kitap oku.

şarap al, yavaş yavaş içmeye başla, biraz etkisini gösterdikten sonra sıkıntın gider, ben öyle yapıyorum iki gündür, %100 çalışıyor.

nerde oturuyorsun?

parmak show

belli bir miktara kadar suyu bedava dağıtmasını isterim. dikili belediyesi 10 tona kadar bedava dağıtıyor mesela.

manavgat belediyesi gibi olmasın. sene olmuş 2012 hala hoparlörlerden ölüm, etkinlik, anonslarını sabahın 8'inde yapıp uykunuza sıçmasın. sms diye bişi var.

* sokak hayvanlarinin kisirlastirilmasi ve "kesinlikle" sizin gozetiminizde alindigi yere birakilmasi.
onlar icin beslenme noktalari kurulmasi. (kartal belediyesi yapmisti mesela.)
komisyondaki tasari gecse dahi hayvanlarin bakimi gerceklesecegi icin hayvanlari toplamamasi, mahallelinin onlarin sorumlulugunu aldigini belirtmesi.

** maddi durumu kotu olan ailelerin cocuklarina gizliden, kirtasiye yardimi yapilmasi.

*** cocuklarin oynayabilmesi icin guvenli ve uygun zeminli alanlar yapilmasi.

**** insanlari spor yapmaya tesvik etmek icin ucretsiz spor salonlari acmasi.

***** yaslilara ev temizligi hizmeti verilmesi.

önerileriniz çok güzel arkadaşlar hepsini ayrı ayrı raporluyorum.
aklınıza geldikçe yazmaktan çekinmeyin. bazı kentsel dönüşümler siyasetçilerin aklına bile gelmese de bizim bu tarz çalışmalarımızla gerçekleştirilebiliyor. benzer projelerin farklı yerlerde de uygulanabilmesi açısından çevrenizdeki belediyede yapılan güzel ve örnek çalışmaları da yazabilirsiniz

bunlar hayvanlar uzerinde test ediliyor.

cruelty-free diye adlandirilan ve alternatif yollarla test edilen urunlerden alabilirssiniz.

arayinca baya bi sey cikiyor:
www.google.com.tr

öncelikle "kozmetik" değil, "dermatolojik" markalara yoğunlaşın. yazdıklarınız kozmetik markaları.

dermakozmetik olarak nette de bulabilirsiniz bir sürü marka. benim aklıma gelen la roche posay, avene, isis pharma, dr.murad,vs..

şurada da markaları yazıp, içeriğinin ne kadar sağlıklı olduğunu görebilirsiniz. "yeşil" renk, sağlığa zararlı bir içeriği yok demektir. "turuncu" orta, "kırmızı" tehlikeli, kesinlikle uzak durun anlamında.

www.ewg.org

1. kafesle birlikte 6kg sınır.

2. eğer burnu tıkalı değilse ya da tıkanmazsa kulaklarına bişey olmaz.

kafesle birlikte 5 kg dediler. 3 kez arayip sorduk pegasus'a.
web sitesinde de yaziyor /:

özür dilerim. pegasus olduğunu bilmiyordum. thy'de 6 kilo olunca ben de standard havacılık kuralı diye düzeltmiştim. pegasus'un kendi kuralları varmış:

"hayvan dahil ağırlığı pegasus için 5 kg diğerleri için 6kg üstü kafesler doğrudan kargo bölümüne girmektedir."

havayolu şirketini değiştirmeye imkan varsa öyle yapın bence. öteki türlü de gramaj farkına çok takacaklarını sanmıyorum uyuz değillerse. çünkü normalde kabinde aynı anda seyahat edebilecek hayvan sayısı da bellidir. 2-3 hayvandan sonrası otomatik olarak kargoya gidiyor. eğer tek hayvan sizin kedi olacaksa takmamaları lazım...

kedi icin de ayrica rezervasyon yaptirdik. yoksa kargoya gidiyormus. eh oraya da cok soguk dedi arkadasim. bir de kucuk ve hafif kafes aldik. umarim sorun cikmaz.

organize işler

neseli gunler

artık klişe oldu ama 3 idiots

srpsi film, cannibal holocaust, kynodontas ve salo o le 120 giornate di sodoma...

bunların hepsini, güzel bir pazar günü üst üste izlemiştim. psikolojimi sen düşün :)

Kedi alsan nasıl olur? Bakamaz mı dersin?

dedem arıza çıkarır.

annen ilgilenecekse, kafesten çıkmasına izin verecekse tek olması sorun değil.
baktığın kuşlar eğer yavrularsa da çirkin olabilirler. yavru kuşlar yandan yemiş gibi oluyorlar bazen:)
bostancı taraflarına bakabilirsin. oradaki (üst bostancıda) bir petshopta çok temiz bakılan hayvanlar satılıyor (en azından son gittiğimde öyleydi).
kedi seviyorsa kedi daha iyi olabilir. kuşlar çok sık zıçıyor. ve salarsan evin içine pek çok bokçuk bırakabilir. kedi en azında kumuna yapıyor.

hayvan ticaretine ortak olmamak daha onemli bir davranis saniyorum.

ya o nasıl iş allah aşkına, hayvanın kısırlaştırılıp kısırlaştırılmadığını içini açmadan öğrenmenin bir yolu yok mu? yazık yahu.

umarım tez zamanda biri çıkar. yola yatıyomuş ya ahaha bayılıyorum böyle saf kedilere.

hangi şehirde?

@kayranin kedisi, ankara'da. tren yolu acik olsaydi istanbul'a da goturebilirdim. su halde hangi sehirden talibi olacagina bagli. eldeki her imkani seferber ederiz diye dusunuyorum.

@robin crusoe, muayene etti ama kaslariyla ilgili bir seyler dedi. sonra operasyonda anlasilmis maalesef.

yurtlarda kedi beslemek yasak, o yüzden ben alamam ama zorda kalırsan bilkent'in kampusüne getirebilirsin. özellikle grafik tasarım bölümünde hocalar her gün kuru mama ve su veriyor kedilere. yurtlarda da epey kişi bakıyor. adapte olabilir diye düşünüyorum bir sıkıntısı yoksa.

bu haftaiçinde arabamı servisten alacağım, kampus olur diyorsan ben de alıp getirebilirim.

cok tesekkurler kayranin kedisi. gittigi yerde epey pasif kaliyor. yemek verdigimiz icin sabah aksam bahceye geliyor. diger kedilerden korkup mamaya yanasamiyor. biz basinda duruyoruz yiyebilsin diye. o yuzden ev ariyoruz. aklinizda olsun, belki bir hoca ya da ogrenci arkadasiniz ister.

bu kedi icin degil de genel olarak yazayim, kampusteki kediler dahil soyle bir risk var: (bkz: sokaklardaki tum hayvanlarin toplanmasi)

bi arkadaşlara sorayım bu kedi için. evde psikopat bir kedim olmasa hiç düşünmez, ankara'ya gelir alırdım, kıyamam ben ona ya :/

www.facebook.com


kesinlikle çok hızlı çözüme ulaşacaksınız. ne ameliyatlar, sahiplendirmeler, kurtarma operasyonları düzenlendi. bir saat içinde 2000-3000 tl ler toplandı burada.

@good room beautiful,

tesekkur ederim. birincisi benim facebook hesabim yok. ikincisi haysev guzel isler yapiyor olabilir ancak simdiye kadar hic iletisime gecmedim onlarla.

belki duyuru'dan ya da sozluk'ten bildigimiz, asina oldugumuz biri evini acar. olmadi, baska yerlerde yayinlanmasi icin ilani paylasiriz gene.

tesekkurler snowflake, eksik olmayin. yan binadaki borekciye de ugruyor sikca. iceri falan giriyormus. biz veya baska birileri tarafindan; bir sekilde besleniyor. ama iste nereden ne kotuluk gelecegini hic bilmiyor.

kedinin tek ihtiyaci yuva gibi gorunuyor su halde. (:

çok hoş kediymiş ya. :( bu arada duyurunun altındaki tivit, facebook butonları ile duyuruyu paylaşabiliyoruz. o şekilde ilan yayılabilir. tez zamanda sahiplenir umarım.

en çabuk hay-sev'in yuva bulduğuna katılıyorum ben de.
çünkü kitlesi çok geniş.
çok da güzel, hemen yuva bulur bence.

facebook'a üye olmanıza gerek yok.
[email protected]'a acil notuyla bir mail yollayın, ilanınız birkaç gün içinde yayınlanır.
çok yoğun oldukları için bir haftayı falan bulabiliyor ilanın yayınlanması.
o yüzden acil diye özellikle belirtin mail başlığında.

kediciğin fotoğraflarını, geçmişini, hikayesini, isteğinizi ve iletişim bilgilerinizi yazın.
mutlaka yuva bulur.

anem sen ne cicisin, ne mahzun bi seysin oyle yaaa?

yuz guzelligin olunca, insan da olsan yirtiyon, kedi de olsan anasini satiyim. sirf yuzu guzel diye yuva bulma sansi yuksek bu yavrunun.

yok yok, haksizlik etmeyeyim, sirf yuzu degil, huyu da cok guzel. ustune ustluk, bi de saskaloz. bunlar da etki edecek yuva bulmasina...

oyle de.. hala talibimiz yok?

hani cok guzeldi ya?

elxa Haysev'e mail attın mı? Herkes yazmış, ben de tekrar söyleyeyim, mail at mutlaka. Şuraya da mail atabilirsin artı olarak. www.facebook.com
Bunların yanı sıra sahibinden.com'a ilan da verebilirsin. Çok ilginç ama cidden birileri çıkıyor oradan da.
Bu kadar büyük bir kediye buradan yuva bulman pek mümkün değil. Duyuru'da ne bebek ne tatlı kediler için onlarca ilan açtım, bir kişi ilgilenmedi. Buradaki arkadaşlar pek sahiplenme konusunda yardımcı olmuyorlar. Bu yazdığım yerlere mutlaka mail at/ilan ver.
Bir de bana özel mesaj ile kedinin özelliklerini, adı varsa adını, bir de kendi iletişim numaranı+mailini yollarsan üye olduğum bir kaç hayvan forumu var ben de oralarda ilan açabilirim.

yazdum buff haysev'e. fotograflari da gonderdim. siz kendi facebook hesabinizdan haysev'e iletirseniz de super olur. facebook hesabim yok. gerci twitter'dan da paylastik baya. duyurudan ilgilenen birkac kisi oldu, onlar da tekrar donmedi.

ben size gene iletisim bilgilerimi vereyim. zira tasiniyorum ve nete cok giremeyebilirim.

3-4 yaşına kadar sokakta kaldıysa ev kedisi olması zor olabilir, pek durmaz evde diyorlar ama bu galiba uzun süre ev kedisiymiş de sokağa atılmış gibi anladım.

aynen, birkac hafta once terk edilmis olmali. oncesinde yoktu cunku hic.

bu kedi yuva buldu (: ilgilenen herkese tesekkurler

alirlarsa muhakkak takip etmek zorundasiniz. mevcut yasaya gore hayvani iyilestirip yeniden aldigi yere birakmasi gerekiyor.

sunu oneriyorum, kediyi siz yakalayin. hangi sehirde oldugunuzu yazin, bir veteriner hekim onerisinde bulunan olur muhtelemen. kedi bir sekilde yakalanip kedi tasima kutusuna koyulur. sizde yoksa ayni sehirdeysek ben odunc verebilirim. degilsek baska birinden odunc alabilirsiniz.

onun disinda belediye ekipleri gelip gotururse kesinlikle hem ekiptekilerin telefonunu hem veteriner hekimin cep telefonu numarasini alin. kedi icin hekimi arayin, durumunu sorun. kisirlastirildiktan sonra sokaga birakilacakken randevulasip siz teslim alin. baska yolu yok. ben tecrubelerime dayanarak baska turlu o hayvani ayni bolgeye geri almanin yolu olmadigini soyleyebilirim.

şu an adapazarındayım ama bu gece yola çıkıyorum 1 hafta gibi bir süre de şehir dışında olacağım. ben gelene kadar da kim bilir ne olur hayvanın hali... taşıma kutusu da yok normal delikler açtığım karton kutuya koyacaktım kendim hiç evcil hayvan beslemedim. takip kısmı zor olacak çünkü komşular hiç oralı bile değiller malesef. zamanlama konusu kötü oldu sanırım.

anlamadim ben zamanlamayi /: bu gece dediginiz su an yoldasiniz o halde? kedi n'oldu?

bir tekir, bir sarman

bizim evde 2 kedi var ve sahibi biziz. mamasını kim veriyorsa sahibi odur ve istediği zaman sevme hakkına sahiptir :) sıkıysa başka türlü olsun eheh aç kalır :)

birkac ay oncesine kadar 2 kedi vardi evde. birini kaybettik. simdi bir tekir.

bahcede en az 3 en cok 8 kedi oluyor zaman zaman. saglik sorunu olan varsa onunla da ilgilenmeye calisiyoruz.

2 kediyle yaşıyorum, dozunu ayarlayarak kızım ve oğlum demeyi tercih ediyorum.

2 melez sahibiyim, bir dişi, bir erkek. Tekir diyordum başlarda ama melez olduğunu söyledi çoğu kişi. Prens ve Prenses. Şuradan buyrun:

www.youtube.com

Kanalda diğer videoları da mevcut sıpaların. :)

5 senedir bizimle yaşayan panterden sonra 2 ay evvel sokakta bulduğum 4 yavru da bizim evde artık, onları yuvalandırmaya çalışıyorum, 5 kedi bir ev için çok fazla çünkü :)

uzundur bakacaktım, petarkadas'ta kaç kedi var diye, bu soru üzerine baktım. 11500 kedi görünüyor. petarkadaş üyesi olmayıp bir sürü kedi bakan insan biliyoruz, diğer taraftan. sevgiliyle biz iki güneş parçası bakıyoruz, üçüncü ve sonrakiler için ev değiştirmeyi bekliyoruz... ama kış için eve almayı düşündüğümüz civar kediler var. geçen sene bizim kuleye tırmanıp, mama yemeye gelen bir elmas kışı geçiremedi, mesela... ikinci kediyi evlat edinen üçüncüyü, üçüncüyü edinen dördüncüyü hayal eder oluyor. büyücüdür kediler, galiba ondan.

bennn :)1 tane dana mız var :) facebooku bilem var IT'S DANA :)

3- herkes saramıyor, saranlar uğraşmak istemiyor. o kadar uğraş verilip benim gibi hayvanlar tarafından 5 dakikada 1 tenceresi imha ediliyor.

1-en fazla 15 lira
2-kilosu 8 liraya satılıyor yaprağın
3-yapması zor fakat yemesi kısa sürdüğü için insanlar pek uğraşmak istemiyor.

İşçiliği pahalı ya.

yaprak salamura vs olarak her mevsim bulunabilse de, doğru dürüst bir sarma için gereken körpe yaprağın da bir mevsimi var. o mevsim dışında katur kutur incir yaprağı gibi şeylerle yapılanı bir tat vermiyor. ben o yüzden sık yapmıyorum şahsen.

elde sarmak zor da aleti yok mu bunlarin bir de.

ankara'da sarıp satarsan ben alırım.

bi müteahhitle anlaşıp adama ortak olmak, temelden eve girmek. evler tamamlanınca size de anlaştığınız sayıda daire verir. biraz daha bekler satarsınız.

post produksiyon isine girerim. cok yetenekli ve hizli kisilerle calisirim.

ev kat yat para kazandırıyor orası ayrı bence toprak al
ha ama sürekli gelirim olsun dersen merkezi bir yerde yiyecek satan bir dükkan aç. Islak hamburger gibi.

Kendin neye yetersin?
Yeteğin nedir?
Zeki misin?
İyi bir satıcı mısın?

Bak yumurta ya, bildiğin yumurta. Adam yumurta satarak milyoner olmuş. Benim komşum lan.
Diğeri de kömür çuvalından girmiş işe.
Neyse bunlar uzun hikaye.


Komisyonculuk yap, yada bakkal çakkal aç.

Önce sen "ne yapabilirim?" diyeceksin.

Yada boşver, daire al.
Arazi daha uzun vadeli yatırımdır ayrıca.

iş makinası al, belediyelere kirala

verimli olmaz bence.

"vize sikintisi olmayacaktir" anlamiyorum ben bu turlarda. nasil hallediyorlar?

bence kotu baya. 10 manyak gibi 10 ulke gezecegime 3 gun dogru duzgun bir ulkede takilirim. rekora kosuyormus gibi.

uzun yola çok çıkan biri olarak saçma buldum

Gittiğin yeri sindiremedikten sonra bir tadı yok ki. Zaten 3 gece konaklama var, 7 gece yolda geçecek. Eğer Eyfel'in, Kolezyum'un önünde çekilen fotoğraflarımı Facebook'a koyayım, 10 farklı ülkede check-in yapayım heyooo derseniz ideal, ama bence zamanınıza ve paranıza yazık olur.

kurumsal bir yapı değil görüldüğü kadarıyla. para tuzağı olabilitesi yüksek. 'organizasyon işinde iyi para var hacı' diyen bi girişimcinin patlaması muhtemel projesi de olabilir.

hiçbirşey anlamazsın gittiğin yerlerden. he diyorsan gitmiş olmak için gidicem foto çekilicem facebook'ta hava atıcam o ayrı. bence bir ülke için 1 hafta bile doğru dürüst yetmiyor. gidemediğin birçok yeri oluyor. ayrıca ülke bazında değerlendirmek biraz uçuk olmuş. e şimdi diyelimki fransa, fransa paris'ten ibaret değil bordeaux, montpeiller, nice. ve niceleri :) 10 günde böyle yapmak daha mantıklı 3 gün paris 2 gün bordeaux falan filan gibi

deli saçması.

kendi vesikalığımı 4.5x6 olarak kaydettim. photofiltre programında 10x15 bir sayfa açıyorum. kendi fotoğrafımı sayfaya kopyaladığımda daha büyük gösteriyor. olacak iş deği. nasıl yapacağım bunu ben?

4,5X6 kaydedip neden tekrar 10X15'e attiginizi anlamadim.

transkriptlerde yazmiyor muydu?

öğrenci belgesinde yazar.

Ben lisans okudugum universiteden yazi istemistim disiplin cezasi almadigima dair. Yuksek lisans basvurusu icin gerekmisti sanirim.

öğrenci belgesinde yazmıyor sadece burada burada öğrencidir diyor.

su an agliyorum resmen /:

offf giriş katı olmasa tam aradığım gibiymiş. üzüldüm.

2 kediye uygularken 2'ye boldukleri ense damlasi icin 25 lira mi 20 lira mi ne aliniyor. o iste buyuk oldugu icin kopege de oluyor diye dusundum. 3-4 sene once 45 liraya kocaman fibroline sprey almistim sokak hayvanlari icin. ve bir suru hayvana yetti. cokmus 45.

yok ama bu tip deneyler hayvan haklarina aykiri ve etik degil. bulamamanizi ve aslinda hic olmamis olmasini umut ediyorum.

ankara dayım ben, alırdım yoksa, kimse almazsa sakın sokağa bırakmayın ölür, veterinere bırakın en azından, sütü enjektörle deneyin isterseniz, kıyamam ya çok küçük. lütfen alsın biri.

veterinere bırakma uyuturlar kediyi.

haysev feysbuk sayfasina ulasin? yahut haysevder at gmail'e yazin durumu, fotograflarini da ilistirin, ilan acarlar. verdiginiz sut, inek sutu mu? bol suya karistirmalisiniz, yine de yavrulara inek sutu tavsiye edilmez; veterinerden sut tozu almak iyi olabilir.

çok küçük be. en azından 2 ay filan idare etseniz bi şekilde, boğaziçi üniversitesi kampüsüne bırakın diycem. ama işte 2,5 aylık filan olması lazım ki en azından kuru mama yiyebilsin. bu baya küçük.

cok kucuk kedi. sokaga birakirsaniz yasama sansi dusuk. gecici yuva arayin once. ankara'dayim diyen arkadas bakacaksa da istanbul'dan ankara'ya gidecekler icin ayri bir duyuru acilabilir pekala.
hayvan ne araba, bisiklet tanir ne yagmur ne kopek. yazik.

cumartesi sabahı istanbul'dan eskişehir'e gideceğim. ankara'daki arkadaş oradan alabilirse aracımla götürebilirim.

eğer avcılar'a getirebilirseniz ben alabilirim metrobüse yakın oturuyorum. belki istanbul'da olmama ihtimalim var o yüzden. annem karşılayabilir.

eneeeem çok datluymuş. şansı açık olsun miniğin.

laktaz süt diye bir şey var marketlerde. bebeklere veriliyo sanırım. ondan alabilirsin.

@ era yarından itibaren pazara kadar yokum ne yazık ki, umarım @ rayde alabilir.

kedinin durumu nasil? son gelismeler nedir? kedi sutune ihtiyaci var mi?

Kediciğin neşesi yerinde. biberonla süte alıştı. Şanslı bir ufaklıkmış, cuma günü rayde'ye götüreceğim, rayde'nin dışında bir talibi daha var :)

Aslında bir süre emziren bir annenin yanında kalsa, en azından birkaç hafta daha, kendisi için çok iyi olur. O yüzden kedi sütüne ihtiyacı var denilebilir. Her türlü yardıma açığız :)

süt derken sulandırılmış süt veriyorsunuz değil mi?

sütanne ilanı?

cok kotu oldugu soyleniyor. numaralari falan vardi siselerin, bakmaya usendim simdi. mataralar var hafif, sporcular icin.

plastik olduğu için tehlikelidir.ilk kullanımdan sonra çöpe atılmalıdır.sokakta su satanlardan bile su almak tehlikelidir.çünkü güneş altındalar falan filan.bununla ilgili çok gazetelerde yazı yazıldı tv de haberi yapıldı.


sonuç:bir kez kullan plastik şişeden suyu.

alternatif olarak cam şişe almanızı tavsiye ederim. cam şişeyi pet şişe gibi birşeye sarmalayabilirsiniz.

ağzını dayadığın yer kirli oluyor.

ağzının yağı tükürüğü vs vs. aynı bardaktan bile 10 kez su içsen kirleniyor işte.

oturup ayrıca pet şişe ağzını yıkıyorsan da, pet şişenin içini oturup elle temizleyemiyorsun ki.

bizim mutfak çok güneş alıyor. masaüstündeki sürahiler de şeffaf. 10 günde bir içinde ciddi yosun oluyor.

üst üste kullandığınızda zaten koku yapıyor.

sağlıksız.

aradığın şey sigg

converse

superga

spor ayakkabıysa new balance
topuklu, babet vs için camper. deriden mağazasına bakın hem şık hem de rahat ayakkabılar var.

sevgiler

www.toms.com

www.toms.com

er kişi niyetine konuşuyorum bu arada. bunların çoğu bildiğim baktığım markalar ama keds fena değil gibi duruyo.

keds babet çorabı giymeyeceksen ayakları fena vuruyor.
nike candır ama her zaman.