Bakkalım ben

sağcıyım

solcu sayılırım ya

homo sapiens sapiensim ben.

Hayır ama ortamlarda solcuyum diyorum.

konumlandırmıyorum. o kavramlar eskide kaldı gibi geliyor bana. bir de sağcı veya solcu gibi birinin dünya görüşünü tanımlamak istiyorsanız, bu kadar dar kalıba sokmak zor bence.

ama hileli, ikisinden birini seçmem gereken bir soru gelse tabii ki solcu olmayı seçerim.

Sol

sağ ayaklıyım fakat solda daha iyi oynuyorum.

@harmonikhakaret güzel açıklamış +1

Konumlandırıyorum ama benimle aynı tarafı konumlandırdığını düşünen her kişiyle aynı düşüncelere sahip olmuyorum elbette.
Daha doğrusu kendimi Konumlandırırken bu konuma bazı insanları ve düşüncelerini dahil etmiyorum psikopat gibi. Evet.

net biçimde sol.

80 lerde bitti ta bu sağ/sol :)

sol fraksiyonum ben

sol görünümlü sağcı. yeni kafa, güncel akımların boyası yok hiçbir yerimde. rüzgara göre değişmeyen tok bir sesim var. aklım erdiğinden beri aynı görüşüm, değişenim yok. Boya takıntısı olan aramasın!!!bir alıcısına şimdiden hayırlı olsun.

sol ama türkiye solu değil daha çok kavramlar üzerinden solcuyum ütopik bir sol dünya düzeni içinde aslında ben yoğuuum

eşitlik ve özgürlükten yanayım. ne olduğumu bilmiyorum.

"bu memlekette sağcı-solcu, ilerici-gerici yoktur, bu memlekette namuslu ve namussuzlar vardır. siz namuslulardan olun.”

-Cemil Meriç

"tanımlamak, kısıtlamaktır."
- Oscar Wilde.

Marksistim, kendimi solcu olarak tanımlamıyorum.

Valla yapacak bir şey yok. Az sinirlenmeye çalış diye önerebilirim sadece :)

Ben de uyuz oluyorum. Anlatım yanlışı, yazım yanlışı vs. O "de"ler filan oofff..

Düzen takıntısı obsesif kompülsif bozukluk belirtisi olabilir. Çözüm olarak biçimden çok anlama bakmak gerek. Anlayamazsanız zorlamayın, geçin.

fazla olmasa da hafifi var bende. bugün bi' asker arkadaşım mesaj atmış, hayatımda ilk kez cuma mesajı alıyorum, çok heyecanlandım ama virgül kullanmadığı için mesajı anlamak 30 saniyemi aldı. mesaj şu:

"toplu vurdukça yürekler onu top bile sindiremez hayırlı cumalar."

ben de sinirleniyorum. geçen gün bir üniversitenin yetenek sınavına girdim, orada çizmemizi istedikleri cümle feci bozuktu. herkes çizmeye başladı, ben sinirden bir 5-10 dakika çizemedim.

"parktaki spor aletleriyle spor yapan ve onları izleyen en az üç kişi" diye cümle mi olur amk? kim en az üç kişi olacak spor yapanlar mı spor yapanları izleyenler mi toplamı mı? SEN NE DİYON NE?

abartıyorsun elbette. anneler çocuklarını ayırmazlar, sen de anne olmuşsun, bunu biliyor olmalısın.
annen zaten sana destek olmuş, hasta haliyle yanında olmuş. kadıncağız evine gitmek, kızını görmek istemiş. tek çocuğu sen değilsin ki. annenin ağlaması da ne kadar haksız olduğunu ve onun senin bu düşüncene kırıldığını gösteriyor.
yetişkin bir kadınsın. aslında kocan yok diye anneni çağırman bile gereksiz. çocuk pışpışlamak için yürümekte zorlanan bir kadını çağırmak, bir de gitmek isteyince olay çıkarmak hiç olmuş mu?

Annemi kocam yok diye cagirmiyorum o da tek evde. Hatta aklim daha cok onda kaliyor ne yiyecek nasil yapacak falan diye bir de benim yavru deplasmanda kendini pek sevdirmiyor burada oynuyorlar beraber pispislatma durumu yok yani

Olay cikarmadim da uzuldum ne bileyim ya gozlerim doldu oyle.

bence de biraz abartmış olabilirsiniz. hassas bir dönemdesiniz sanırım.

Tek taraflı dinlemiş olmama rağmen diyebilirim ki; bencilliğin, empati yoksunluğun ve kıskançlığın üzerinde. Hep böyle biri olmadığının şuan zor bi süreçten geçtiğinin ve bu düşüncelerin için pişman olacağının kanısındayım.

"annem hep ortanca kardesimize biraz daha bagliydi. Onceleri bunun benim uydurmam oldugunu dusunsemde yaptigi, soyledigi bazi seyler iyice ikna olmama sebep oldu"
bu düşünceye takılıp kalmışsınız, son olayı da direkt buna bağlamışsınız. bence bu düşünceden sıyrılmalısınız, kendi mutluluğunuz için.
yaşlı insanlar evlerini isterler, benim annem de öyledir. 3 gündür durur, 4. gün evim der.

Bence kıskançlık yapıyorsun. Yaş 32 de olsa kıskançlık olabiliyor demek ki.

Bir de annen seni eşinle yalnız bırakmak istemiş. Yatarsınız kalkarsınız, (annemin deyimiyle) adam yoğun çalışıyor belki evinde donla gezmek isteyecek. Kadın rahatsız etmek istememiştir.

Bence annene hiç kızma hatta bebeğin küçük olduğundan sendeki hormonsal değişimden dolayı da böyle hissediyor olabilirsin.

@ catpat ve tukenmez kalem dogum sonrasi depresyondan cikamadim sanirim :( saga sola sarmam bu yuzden olabilir. Zaten aglayinca annem cok uzuldum de ne bileyim ya offf daha da daraldim ben bi arayayim bakim ne yapiyor

önceki olayları bilemiyorum ama burda annenin gerçekten damadından çekinmesi ve rahat etmesini istemesi, bunun için bahane sunması ihtimalini elememek lazım.

ayrıca kardeşini senden çok sevse ne olacak ki, seni az sevmiyor sonuç olarak. ama bence öyle bi durum yoktur, anne de olsa kardeş de olsa herkes herkesle aynı anlaşmıyor. üçünüzü de aynı seviyordur ama ortancayla ne bileyim zevkleri, hoşuna giden şeyler daha çok tutuyordur daha rahat dertleşiyordur vs. mesela senin aman anneee diyip geçtiğin şeyleri kardeşin daha dikkatle dinliyordur gibi küçük meseleler bile olabilir.

kardesin bekar mi? 10 kez konusurken kim kimi ariyor genelde? yani belki de kardesin de annene senin gosterdiginden daha cok ilgi alaka yakinlik gosteriyordur? senin tum ilgin muhabbetin bebege kaymistir da kardesinle en azindan baska konular da konusabildigi icin rahatliyordur. bir de bebekli evde insan darlanir bir sure sonar. senin yavrun tabi ama sonucta o aneanne de olsa bebek kendi bebegi degil, ev kendi evi degil, kurallar dozen kendinin degil. sen ne dersen de misafir sonucta. hem kedileri fln varmis. neden bahane olsun, insan evlat yerine koyar evcil hayvanini, ozler tabii ki.

ayrica esin geliyor, gorusememissiniz, belki sevisceniz. kadin rahat olun istemis, ne guzel.

insanin 15 gundur gormedigi evladini ozlemesi de normal.

sen simdi hormonlardan dolayi hassassin bence. biraz anlayisli olman lazim. kadini senin yaninda durmaya mecbur hissettirme. vicdan yaptirma.

Bir yaştan sonra bebekle ugrasmak çok zor olur, kadın yürümekte zorlanıyo siz bebek veriyosun kucağına.
Ayrıca sizin yanınızdayken kardeşinizi özler onun yanındayken de sizi ne var bunda? bizde de olur böyle şeyler normal yani. Anne ayırmaz çocuğunu ama çocuklardan biri daha düşkün olabilir siz de annem onu daha çok seviyo dersiniz.
birde insanlar evlerini özlüyolar yaşlandıkça, bi kendi evlerinde rahat ediyorlar, bebek bakmanın zor olduğunu geçtim ortada bebek olmasa bile evlerinde mutlu oluyorlar.
Çocuk yapmak sizin kararınızdı annenizi bağlamaz ayrıca kadın "anne" olabilir ama onun da hayatı var, 32 yaşındasınız artık yük olmayın, nasıl iyi hissediyorsa öyle yapsın.

Kardesim evli. Onunda isi gucu var ama surekli ariyor. Bizimde iletisimiz iyi bakmayin boyle dedigime sik sik konusuruz mesajlasiriz. Zaten saglik durumu sikintili oldugu icin bir gozumuz kulagimiz onda.

Aman derdimi opeyim butonunu birakiyorum buraya.

Abartıyorsunuz. Benim anneannem yılbaşı gecesi bizde kalmıştı. Sabah bir uyandık kadın yok. Sabah erkenden kalkıp gitmiş evine. Herkes kendi evini seviyor. Siz ne kadar onun sizde kalmasını rahatsızlık olarak görmeseniz de onlar sizin düzeniniz bozulmasın diye gitmek istiyorlar. Bu nedenle annenizin sizi sevmediğini düşünmüyorum. Sadece sebep olarak kardeşinizi göstermiştir. Ama bazı kardeşlerin üzerinde şeytan tüyü oluyor. Muhabbetleri daha canlı, daha kafa dağıtıcı oluyor. O yüzden sevebilir, burada bir sıkıntı yok. Bu en fazla kıskançlık olabilir. Kırılmaya gerek yok. Bence sağlığına yeni kavuşmuş bir kadını bebek bakmakla falan yormayın. Kimse böyle bir şey yapmaz ama sağlık söz konusuysa bundan kaçıyor olabilir.

Anneler çocuk ayırmaz diye bir şey yok, bir çocuğunu daha çok sevebilir, daha çok sevmese bile daha rahat hissedebilir yanında ya da daha çok alışabilir. Yapacak bir şey yok. Özlemiş kadın diğer kızını, daha yakın görüyor kendine demek ki. Üzmeyin kendinizi boşuna, yani hani daha fedakarlıkla ya da daha sevmekle ilgili bişi değil.

Belki onun yanında da aynısını sizin için söylüyordur.

Kadınlar ve hormonları.

Kadının evde kendini rahatsız hissetmesi ve gitmek istemesi normal. Adam yoğn çalışıyor ve siz de lohusalıktan yeni çıkmışsınız, bırakıyım rahat rahat sevişsinler demiş kadın işte. Daha ne desin, en anlayışlı anne modeli. Öyle diyemediği için de bir bahane bulmuş.

Annenize saygı gösterin ve çok sevin...

Kişi sayısı az oluyormuş. Hoca hep kitaptan gidiyormuş. Kaçırırsan kopuyormuşsun. Yine de dene.

boş beleş yani?

İstanbul Aydın Üniversitesi ninkine gitmiştim 2009 yılında. Benim seviyem o zamanlar upper intermediate dı. Sınıflar çok kalabalık olmuyor bizde yaklaşık 10 kişi vardı. En büyük artı hocamızın yabancı olmasıydı. Derste asla Türkçe konuşmuyorduk. Anlamadığın birşey olursa hoca bunu basit ingilizce kelimelerle sana anlatmaya çalışıyordu. Kesinlikle hocası yabancı kursları tercih etmelisin.

ne kadar ödemiştiniz? memnun kaldınız mı?

Ben aynı zamanda okulun öğrencisi olduğum için %50 indirimliydi. Birkaç yıl önce 2400 TL ödemiştim kurs yaklaşık 5 ay sürmüştü. Ben memnun kaldım çünkü dediğim gibi hocamız yabancıydı. Ona kendimizi anlatmaya çalışırken hep İngilizce konuşuyorduk. Fakat kurstan sonra da pratik yapmak çok önemli.

30 yaşında olup da hala iş bulamayanlar var, senin 25 yaşında işin var ve başarısızım diyorsun. Daha az çalışabileceğin bir iş bul. Kendine vakit ayır.

insanları dış görünüşlerine göre sınıflandıran o.çocuğudur. direk suratına ağır ithamlarda bulun ama ortamı terketme. Hoşuna giden şeyler yap. İlla matematik, geometri yapmak zorunda değilsin. Ezberin de olmayabilir yapacak bir şey yok.

güzellik de, başarı da göreceli kavramlar. kendi estetik ve başarı anlayışını kapitalizmin insanlara dayattığı standartlarla kısıtlı tutmamaya çalış. herhangi bir sınavdan düşük puan almak veya bir-iki geri zekalı tarafından "çirkin" bulunmak hiçbir insanın değerini eksiltmez. kendini senden daha "kötü" durumda olanlarla kıyaslayıp avunmak gibi bir şey de yapma bence, yaşamana bak.

düzenli spor yap, bi' sevgili bul. Yaşın daha küçük; beyin kimyanı toparlayınca bunlar eften püften meseleler gelecek.

"ne kızlar vardı gele gele sen geldin" bunu diyen arkadaşının kafasına kürekli vurup, kuyuya atma hissi geldi bende, bu ne kabalık, yakın arkadaşın olabilir diye daha da ileri gitmiyorum, yoksa ona laflarım var.

herkes başarılı ya da güzel değil, sosyal medyada ya da burada sürekli fiziksel görünüşlerini veya paralarını insanların gözüne sokanlara ucuz insanlara aldanma, hayatını yaşa. Meşgale bul kendine, eğlenebileceğin bir şeyler bul ya da bir gönüllü yardım kuruluşuna katıl sana iyi gelecektir. yabana atma kendini iki lafı bir araya getiremeyen denyolar var bu ülkede, hani kendini çirkin başkasını güzel olarak görüyorsun ya, o kızlar var ya, bok yesinler, onların çoğu egolarının altında eziliyorlar ve kendilerine bakmaktan etraflarına bakmayan, okumayan, bilmeyen zombilere dönüşüyorlar.

Kötü başlayıp buradan iyiye geçeceğim.

Öncelikle "Gele gele sen geldin" diyen arkadaş öküz, hayvan veya her şey olabilir. Bunu söylediyse gibi "Baktığımızda bir şeyin yok ama parçalarını ayrı ayrı beğendim" de olabilir bir ihtimal ama bunu ciddi ciddi söylediyse bu adam bunu hissedip de söylüyor da olabilir. Öküz, hayvan veya başka bir şey de olabilir ama adam bunu sana söylemese, zaten düşünüyormuş; ne fark eder ki! Yine de bunu sana söylemesi güzel bir şey; çünkü 1) dünya çirkini değilsin, hatta çirkin değilsin; sadece Adriana Lima değilsin; yani utanacak bir şeyin yok; dünya çirkini birinin yüzüne kimse çirkinsin demez. Bunu bildiği varsayılır genelde. Ortalama biri "Ben çirkinim" dediğinde geyik malzemesi olur ama dünya çirkini biri "Ben çirkinim" dediğinde konu değişir, "Yani sen de çok doğal bir insansın, bakışların anlamlı, tırnakların güzel. Bugün saçının kıvrımına güneş mi vurmuş senin?" gibi ıvır zıvır, tamamen gereksiz teselli cümlelerine kayar. 2) yeterince güçlü görünüyorsun, savunmasız ceylan yavrusu değilsin, karşıdan bu algılanıyor 3) belki adam haklı değil, tamamen kişisel yorumu bu 4) bu tarz şakalar genelde şeytan tüyü olan kişilere söylenir. Demek ki milletle samimi olabiliyorsun, konuşkansın.

Bir yandan sınav notlarını söylüyorsun ama çalışmamışsın ki! Çalışmadan bir şeyler beklemen garip olurdu. Çalışmadan, atıyorum YDS'den güzel notlar alan kişiler aslında hiç çalışmamış kişiler değiller; sadece zamanında çalışmışlar ya da eğitim almışlar, o zaman öğrenmiş kalmış, sınav zamanı çalışmaya gerek kalmamış. Güzel alınan notların (eğer sorular önceden verilmediyse) hepsinin içinde mutlaka bir emek var. Emeğin sınav öncesinde olmaması, hiç emek olmadığı anlamına gelmiyor. Emeksiz güzel şeyler beklemek anlamlı değil.

Zaman zaman da yetersiz hissetmek normal, çünkü hayat çok hızlı geçiyor, hiçbirimiz hayal ettiğimize kavuşamıyoruz ki! Ortalamaymışsın, bu güzel zaten çünkü hepimiz ortalamayız. Hani, belki bir %2-3'lük dilim dışında zaten topluca tırtız. Vallahi, hepimiz tırtız, ötesi yok! Şu an moral bozukluğu ile sırf senmişsin gibi görünebilir ama bugün sokakta gördüğün güzel kız akşam eve gittiğinde hayatının amacını senin "Anaaa, ne saçma" dediğin bir şey yapmıştır.; o yüksek notları alan kişinin tek bir arkadaşı olmayabilir; Bilmiyorum, belki o %2-3'lüğün, Stephen Hawking'in falan kendine göre başka dertleri vardır, arada kafalarına onlar da bir şeyleri takıyorlardır. Bakma "Kendine güven! İste, senin olsun!" martavallarına. O başarılı olanlar çok çalışmış, bir yandan da şansı yaver gitmiş başka tırt kişiler; ötesi değil. Senin hiçbir eksiğin, farkın yok. Anadolu Lisesi'ne gitmişsin, daha ne olsun. Demek ki sağlam bir potansiyelin ve altyapın var. Sadece işlemek gerekiyormuş birazcık.

Bu yılgınlık duygusu bir de "Yahu uğraşıyorum, uğraşıyorum. Bir türlü bir şey olmuyor. Benim anam ağladı, başladığım yerden bir arpa boyu anca yol gelmişim" duygusu ile de çıkıyor. Bu dediğimiz şey de ya yanlış yöntemlerden ya da yorgunluk kaynaklı oluyor. Yorulunca miniick emeğimiz deve gibi görünüyor gözümüze ama buradaki yanlış yol da senin suçun veya senin yolun değil; eğitim sisteminin veya birtakım kamusal alımların tuttuğu yol. Bu yolun yol olmadığını herkes biliyor, herkesin bildiği bir şey için kendini helak etme.

Başarı dediğin her yerden gelebilir, hiç belli olmaz. Abimin de, benim de gözlerimiz bozuk. O gözlük takıyor, ben lens takıyorum. Bir arkadaşı kışın "Hadi, şurada okçuluk kursu varmış. Beraber gidelim" dedi. Normalde gözü keskin olmayan, astigmatlı birinin iyi bir okçu olmasını beklemezsin ama adamın yeteneği varmış. Gözlğk takan adamın içinden elf çıktı. İki-üç ay içinde lisanslı olup turnuvalara girdi iş güç sahibi adam. Hatta ilk yarıya girdi turnuvalarda. Bu adam 44 yaşında, belki çok işe yaramayacak ama yine de bu yaşta bir yeteneğini keşfetti. Yetenekten öte sevdiği bir hobi buldu ve zevk alıyor ötesini düşünmeden. Ki kaç kişi okçuluk kursuna gitmiş de böyle bir yeteneğini keşfetmiş. Belki aynı yetenek dedemde de vardı ama hiç ok atmadığı için bilemiyoruz. Bizimkiler de çocukken bizi her kursa yazdıran ebeveynlerden de değildi, kimbilir neye yeteneğimiz var da, hiç çıkmadı. Belki de hiç yeteneğimiz yok ama bilmiyoruz. Aslında bu da hepimiz için geçerli.

Bundan 5-6 yıl önce işlere boğulmuştum. Yorgunluktan bir mola vereyim dedim, Facebook'a girdim. Ortaokulda bir sınıf arkadaşım vardı. 16 yaşında evlenmiş, şimdi üç çocuğu var. O kadar mutlu görünüyordu ki, o an yaptığım iş minicik geldi gözüme. Hayatta hiç çocuk istemedim, içimi eriten onun anne oluşu ve etrafındaki vıcır vıcır çocuklar değil, fotoğraftaki rahatlığıydı. Belki bir yerlere benim de koyduğum mutlu bir fotoğraf başkasına aynı şeyi dedirtmiştir. Ama özet şu ki, hepimiz hemen hemen aynı hayatları yaşıyoruz. Bazı zamanlar her şey üstüste gelebiliyor ve gerçekten şanssız olabiliyoruz ya da bazen şanslı olabiliyoruz ama o dönemler harici hepimiz hemen hemen aynı hayatları yaşıyoruz. Rahat ol valla, klavyenin bu ucunda senden farksız başka bir tırt var. Ne fazlası ne eksiği. Bunu kabullenince hayat daha rahat oluyor ve nefes alınabiliyor. Bu da daha fazla motivasyon getirebiliyor.

abi kickbox = boks + tekme değil mi? arkadaşın iyi sallamış bence.

fosilken boksa başlayıp bölge şampiyonluğu alan adamlar var. arkadaşın epik saçmalamış. mike tyson'la dövüşmek gibi bir niyetin olmadıktan sonra 40 yaşında da boks yaparsın. spor konusunda bazı insanların anlamadığı bir şey var: bir sporu iyi seviyede icra etmek ayrı bir şey, profesyonel olmak ayrı bir şey. yani 34 yaşında futbol oynamaya başlayan birisi 37'sine geldiğinde muhtemelen bayağı iyi futbol oynayan biri olur ama profesyonel seviyeye erişemez. bu demek değildir ki 30'dan sonra futbol oynanmaz. fiziksel olarak bir engel yoksa çoğu spor amatör olarak üst düzeyde icra edilebilir ve bu "amatör olarak üst düzey", 100 kişiden 97'sinden daha iyi olmak anlamına gelir genelde. yani 37 yaşındaki amatör bir boksörün sokakta "dövemeyeceği" adam sayısı çok çok azdır.

benim burada profesyonellikten kastım para kazanmak bu arada. yoksa 20 yaşında top oynamaya başlayan birisi 28 yaşında lisanslı, profesyonel sporcu da olabilir gayet çoğu spor dalında. sadece, o işin en iyilerinden olup hayatını idame ettirecek ölçüde kazanç sağlayamaz. yoksa "profesyonel" olmak çok zor bir şey değil.

Ben de oyle dusundum acikcasi. Hadi bir yastan sonra reflekslerin, tepki suren falan dusuyordur anlarim da kickbox niye oluyor o zaman degil mi:)

Boks yüzünden bir yerlerin kırılırsa düzelmesi yaş nedeniyle zor olur. Tek mantıklı sebep bu. Boks ile kickbox arasında büyük bir fark yok. Arkadaşın sallamış.

Kimya mühendisliği okuyp yanına açıköğretim okuyana vizyonsuz derler. Büyük firmalar içinse elenme nedenidir.

Onun yerine dil öğrenmen geleceğe daha büyük katkı olacaktır.

vizyonumuz bir şirkette yönetici olabilmek o yüzden yapıcı cevaplar bekliyorum

İşletme

Kimya mühendisliği okuyan iki arkadaşım,biri işletme biri işletme yönetimine başlamıştı. İşletme yönetimi 2 yıllık,bence o daha mantıklı.

neden işletme peki? avantajı nedir?

Diğer bölümler olamayacağı için işletme. Onun haricinde yönetici olmak istediğiniz şirketler temelde birer işletmedir. Türkiye'de 47620843 kişi zaten İşletme'den mezun. Fark atma açısından bir avantajı olmayacak. Sadece olaylardan biraz haberiniz olacak.

hiçbir yararları olmaz. kpss açısından bak. bölümlerin taban puanlarına ve atama sayılarına, atama yerlerine, maaşlara bak. işletme en iyisidir büyük ihtimalle.

Öğretmen ihtiyacı olacak gibi. Eğitim fakülteleri kapatılırsa ve sadece belli üniversiteler mezun verirse eğitim ancak düzelebilir.

Yaşın getirdiği tembellik sebep olabilir. Bir şeyle fazla ilgilenmek de heves kaçırır.

aynen bugün bilkentin tanıtım günlerine gittim. çok yoğun bir programımız var, çok çalışmanız lazım gibisinden şeyler söylediler.

yani şöyle söyleyeyim benim için uls. ilişkiler, siyaset bilimi bölümleri daha baskın şu an ama fikrinizi almak için onları da yazdım.

Boğaziçi İşletme seni bir fabrikanın genel müdürü bile yapabilir. Eğer ileride yönetici olma hayalin varsa direkt bunu tercih etmeni öneririm.

Bilkent'te o bölümü okuyanlarla hep dalga geçilir, tıraş yani yoğun olduğu falan. Ben olsam Boğaziçi İşletme seçerim düşünmeden.

*Hukuk için demedim, Uluslararası İlişkiler'den bahsediyorum. Bütün gün Starbucks'ta oturursun. Hukuk okuyanlar da farklı şeylerden şikayetçiydi, internetten bir iyice bak ama zaten tutar gibi durmuyor.

Boğaziçi işletme ya da ui yazardım ben olsam

ankara ve istanbul dışında hukuk eğitimi anlamında hemen hepsi "traştır." ama mühim olan hukuk öğrenmeniz değil dil öğrenmeniz ve sosyal çevre edinmeniz. bu yüzden belki bilkentte hukuk okumak mantıklı olabilir. boğaziçi siyaset bil. bence en mantıklısı. tabi ne iş yapmak istediğini de düşünsen fena olmaz başka başka bölümler.

Si*ini sallasan muhendise carpiyorken kimse seni fabrika muduru yapmaz buna %100 emin ol. He sigorta sirketinin genel muduru olabilirsin banka bolge muduru olursun vb. Ama fabrika uretim islerini unut. Bu adetlerle HUKUK gibi bir alternatifin varken hic bosuna kafani yorma. İlk 7-8 tercihin hukuk olsun

Bu tercih soyle bir tercih tip ya da mimarlik mi okumaliyim. İsim garanti olur kendi meslegimi yapabilirim kendi ofisimi de acabilirim. Ya da elektrik muhendisligi endustri mihendisligi okuyayim 5-6 sene zorlanirim sonra mudur olurum geldin 10 bin maas 40 yasinda genel mudur olurum gelsin 20-30 bin maas da ole olmuyor iste malesef heleki isletme mezunu olupta teknik bilgin sifir olunca zort diye kaliyorsun piyasada

Kafan karışık belli ki, ne istediğini sen de tam bilmiyorsun. Gerek sonradan istediğin şeyi seçebilme imkanıyla, gerekse iyi yurt dışı bağlantılarıyla vs sabancı diyorum. Çok disiplinli bir çalışma şeklin ve günde 150-200 sayfa bir şeyler okuyabilecek becerin yoksa boğaziçi uluslararası ilişkiler yazma. İyi ihtimal akademisyen olursun, kötü ihtimal kpss kasarsın.

Boğaziçinde belki iyi bir öğrencilik yaşarsın(tartışmalı), ama daha bir kariyer merkezi olmayan okuldan bahsediyoruz en nihayetinde.

Siyaset bilimi okumak isteyip de okuyamayan birisi olarak Boğaziçi Siyaset Bilimi ve Uluslarası İlişkiler yazardım ilk başa ben olsam. Okumalarının, akademisyenlerinin çok iyi olduğunu orada okuyan bir arkadaşımdan duymuştum. Diğerleri sizin ilgi alanlarınıza, ileride yapmak istediklerinize kalmış :) ve tebrikler.

Tebrik ederim öncelikle. Bahsi geçen bölümler çok farklı birbirinden, bu yüzden karşılaştırmanın belirli bir kriteri yok. Verilen her cevap öznellik taşımak zorunda o yüzden.

Ben olsam boun politika yazardım. Çünkü siyaset bilimini seviyorum. Psikoloji seviyor olsaydım koç psikoloji yazardım. Olay cidden bu kadar basit. Bölümlerin hepsi harika. Ne yapmak istediğinize karar vermek konusunda başarısızsanız eğer, size önerim (tercihlere ne kadar kaldı bilmiyorum ama) bu disiplinler üzerine giriş seviyesinde okumalar yapmanız. Bölümlerin sitelerini didik didik etmelisiniz. Hangi bölüm daha çok free elective almanıza imkan sunacak, hangi seneler hangi must dersleri alacaksınız, bu dersleri hangi hocalar açmış, bütün bu bilgileri ve daha fazlasını o süreçte bulacaksınız. Bütün her şeyi göz önünde bulundurup size en uygun olduğunu düşündüğünüz bölümü seçin. Başarılar.

Biz erkekler hep böyleyiz ya, değil miyiz? Anormal miydi bu? :) şaka bir yana, psikolojik ve hatta fiziksel olarak yolunda gitmeyen bir şeyler olabilir ya da bastırdığınız bazı duygular artık yeter diyor olabilir.

Bana oluyor bazen. Erkeğim. Çözüm düzenli mastürbasyon. Fırsatın varsa isteklerini bastırma.

Bir daha kontrol etsene bir yerinde pipi falan olmasın:)
Yani erkekler için bile normal değil bence bu durum. Bu tarz kadınları duyunca şaşırıyorum gerçekten. Benim sevgililerde mi problem var anlamadım.
Yeidğinize içtiğinize dikkat edin.

Biraz bi sürekli sevişin bakalım o zaman ne olacak. Bu neden bir seçenek değil?

Olmuyor değil. Hormonaldir deyip gsripsemiyorum genelde, hep en doğurgan zamanlara denk geliyor bu haller. Alkolü bol bol ddüzenli alırsam da olabiliyor.

oluyor arada, sebebini bilmiyorum ama baya işin gücün ortasındayken böyle bi sıcak basıyor, deli gibi isteyebiliyorsun. bir keresinde üniversitede çok çalışmadan girdiğim bir final sınavı sırasında çok şiddetli bir şekilde başıma gelmişti. amfideki asistanlara baya alıcı gözle baktığımı hatırlıyorum. bi de şimdi düşündüm de genelde bana hep bi şekilde sıkıntılı, stresli olduğum anlarda oluyormuş. beynin kaçış mekanizması falan mı acaba, bilemedim.

"sen nasıl kızsın pipin var mı baktır" diyen şakacı erkekler şimdiye kadar frijit kadınlarla takılmışlar heralde.

Erkek arkadasina niye caktirmamaya calisiyorsun o kismi anlayamadim. Erkek arkadasin da varmis madem sevis iste, bunun cozumu sevis gecer bence, gecmiyorsa daha cok sevis

normal bence. 2 hafta 0 istek olduğu zaman da oldu, gün içinde afiş olmamak için bol pantolonlar giymek zorunda kaldığım da. arada git geller normal.

ps: erkeğim.

@naberabi, @yuzır, çok çaktırmamaya çalışıyorum çünkü seksin hayatın merkezine kayıyor olacak olmasından, günlük işleyişi tamamen değiştirecek olmasından endişe ediyorum. Bir de ilişkinin dinamiği de değişecek. Zaten sanırım onun da çok çözemediği kadar istekliyim, daha fazla sevişirsek hayat seks etrafında şekillenecek. Mesela koşuya gitmeseydim arayıp o işteyken gel demek, geleyim demek, sevişelim demek isteyecektim. Ne bileyim, bunlar tehlikeli. Ya da eve geliyor bir "Naber?" deyip öpüyorsun. İşte o öpmede ben deli gibi sevişmek istiyorum mesela. Normalde duş alır, yemek yeriz, iki sohbet ederiz, güleriz müleriz. Normalden ayrılmayalım istiyorum.

@shadowcat,

Bu surec normal bir surec degil ki(sizin dediginize gore) normalmis gibi davranasiniz. Normalden farkli olan bu sureci erkek arkadasinla paylasmalisin bence. Senin yontem ise yaramiyor demek ki, bir de naber dedikten sonra aninda sevismeye baslayin, heyecan olur hem lol. Sevistikten sonra yine dusunuzu musunuzu alir, sohbetinizi eder, gulersiniz mulersiniz. Gunluk isleyisi "gecici" bir sureligine degistirebilir belki.

anlattığında bir anormallik yok, anormallik arıyosan erkek arkadaşına çaktırmamaya çalışmanla ilgili kısımda ara onu.

@dafaisss, biliyor yeterince ne kadar arzuladığımı. Biraz dengeli olsun istiyorum ya, normalden kasıt bu. Işteki adami arayıp da cinsel icerikli şeyler söyleyip dikkatini dağıtıp seks icin çağırmak istemiyorum. Ya da gizli sevişmeler falan. Dengesini böyle sağlamış varsa bir sey demem tabii. Heyecanlı da olabilir ama ne bileyim. Evdeki heyecan fazla zaten.

tamam o dediklerinde de bir anormallik yok, erkek arkadaşın hödük biri mi? ilk defa sevişmiyceğinize göre mütedeyyin biri de değil. dediğin minvalde şeyler yapınca söyleyince sana dair algısının değişmesinden, ne düşüneceği falan mı seni çekindiren ?

Kök çakrayı topraklamak lazım.

@dafaisss Yok yahu, öyle bir cekincem yok. Hayatımız seks uzerine ilerleyecek, benim hayatimda değişecek, lazim olmayan yerlere zamanlara seks girecek. Ayni seyi değişik kelimelerle tekrarliyorum, daha fazla nasıl aciklayacagim bilmem :(

dediğin şekilde olması sana bir ferahlık vericeği halde onun dışında kanallar (spor demişsin ya mesela) arıyosun ya da kendinde bir sorun aramışsın ya, ondan öyle dedim; yani sorunlu bir şey olmadığı halde anormal algılamana ne gerek var minvalinde.

Çevre daha iyi gibi.

Yanıt 1.

sketchtoy.com

cevabın 12 olması lazım. a - √a işleminden nasıl 11*√a sonucuna ulaştınız, orası biraz bende oturmadı.

Öyle bir sonuca ulaşmadım. İlk adımda paydayı kökten kurtarmak için payı ve paydayı paydanın eşleniği olan kök a ile çarptım. Sonra da ilk verdiğiniz ifadenin her iki tarafını kök a ile çarptım. Tekrar baktım, hata göremedim. Belki yanıt yanlış verilmiştir.

sketchtoy.com çözüm şu şekilde. cevap 1 çıkıyor.

o arkadaşına söyle önce arkadaş gibi vakit geçirsin. langırt diye açılınmaz.

@c.k. tamam işte hacıt maksat beraber vakit geçirmek işte.

tamam işte açılma yok yani. goygoy yap. kızla muhabbet sıfır mı?

cidden ben değilim yahu :)
sadece ders içerisinde, dersle ilgili konuşma oluyormuş sanırım. Az tercih edilen bir dil olduğu için derste zaten 3, 4 kişi varmış. ne muhabbet olursa orada.

3-4 kişi varsa direkt yapıştır. hadi bişiler içmeye gidelim de. 3-4 kişi gidin. orada kızla daha çok ilgilen. sonra öbür 2liyi salla siz ikiniz çıkın. ama laf yapman lazım yavan muhabbet veya bön bön bakışmayla olmaz.

hep beraber bir yere gitme işini deneyecek. o cepte. başka bir tavsiye?

Dersle alakalı bir soru sorsun ve sonra da istersen bu konuyu ayrıntılı olarak konuşabiliriz desin. Facebook'tan da eklesin. Saçını falan da çekebilir.

"çıkışa gel" desin. çıkışta da dalsın hatta buna.

Kamboçyacada geçmiş zamanı hiç anlamadım gari de, tabi bu anladığın bir konu olsun. Anlatırsa tişikir mahiyetinde kahve içmeye iştirak edebilir miyiz dersin. Tabi benim tavsiyelerimi uygulamanı da tavsiye etmiyorum ama yine de karar mercii sensin.

dayı önce kızla muhabbet ederken instagram falan gibi sosyal mecralardan takibe alsın. bunların wassao grupları zaten vardır sınıfça ordan dan ufak ufak yolunu yapsın. bi tık sosyal medyadan bi tık ders aralarında yürüsün. sinyal alırsa dışarıya davet etsin, sinyal yoksa yoluna devam etsin. bu süreç normal şartlarda ortalma 1 ay. sinyale göre erken sonuçlanabilir.

Kartal'dan İzmit'e gidiyor diye biliyorum o hat. Kartal'da metro durağından kalkıyordur herhalde. Otobüse binince kartı olan basabilir mi de, elinde bozuk para olsun ama. o zaman basabilirler. Tüpraş Körfez ilçesinde. Girişi nerede bilmiyorum ama 95 Evler'de inebilirsiniz.

itü'de mühendislik fakültesi diye bişey yok çünkü.

sakarya?

ayrıca sorduğum şey de açık, hiç açıklayıcı olmayan bir cevap yollayıp gitmek niye? arada bir fark var mı onu soruyorum. mühendislik fakültesi altında olanlarla bu isimdeki fakülteler altında olanlar arasında fark var mı, bu.

Sakarya'daki Haşim Gürdamar Bilgisayar ve Bilişim Bilimleri Fakültesi 2016 yılında eğitime başladı. Bizim binanın hemen yanındalar. Haşim Gürdamar Şenpiliç'in sahibi ve bu fakültenin binası onun tarafından yaptırılmış. Fakülte binası özel sektör desteğiyle yapıldığı için bu işle uğraşan kişiler madem bir fakülte açıyoruz, içinde her şey olsun mantığıyla hareket ediyorlar. Eğer özel sektör desteği olmasaydı bölüm büyük ihtimalle mühendislik fakültesinde olurdu. Bir de teknoloji ilerlediği için bilgisayarı ayrı olarak değerlendirmek daha doğru gibi.

Bilgisayar için bir fark yok. Ancak mühendislik fakülteleri ile teknolojileri arasında fark var. Herkes bir fark diyor ama farkın kralı var.

Sakarya'nın durumu şöyleydi 3 tane bilgisayar mühendisliği vardı hepsini bir çatı altında bilgisayar ve bilişim fakültesi olarak toplandı. Normal mühendislik fakültesinden bir farkları yok. Sadece isim olarak farklılar.

Müfredatlarını inceleyin/karşılaştırın.

Bir fark olacağını sanmıyorum.

Sevdiğimiz insanlar ölünce onları bir süre ölmemiş gibi hissederiz. Bizim evimiz üç katlı, en üst katta dedem oturuyordu, birinci katta biz oturuyoruz. Dedem öldükten bir süre sonra hala sanki ölmemiş gibi geliyordu. Onu öldükten sonra görmeme rağmen sanki hala var olan biriymiş gibi hissediyordum. Bir süre sonra görmemeye başlayınca unutup gidiyorsun her şeyi. Önce seslerini unutuyorsun, sonra yüzlerini... Eğer yakınlarınla iyi vakit geçirirsen onlar sana hiç ölmemiş gibi gelir. Acı hissetmek çok da kötü bir şey değil. Senin hala insan olduğunu gösteren bir şey.

Dedemi kaybettiğinde böyle olmuştum. Ama o dağ gibi adamken bi senede kanser oldu, tedavi gördü, öldü. Almanya'da yaşıyordu, senede bi kere belki gorusuyorduk, çok da huysuz, gecimsiz bi adamdı ama mahvolmustum arkasından. Oturduğu evi günde iki defa silip temizleyen adamı kuytu bi mezara gomduler, ufacık. Gidemiyorum üzerine, yakıştıramıyorum. Içim acıdı anlatınca yine.

Dedem hayat dolu, enerjik bi insandı. Ölümü o yüzden yakıştıramadım ona belki de. Iki sene önce annemin kuzeni intihar etti. Sizofrendi, dünyanın en tatlı, iyi insanıydi. Insanın yüzüne yalvarır gibi bakardı. Onun olduğunu duyunca içim rahatladı. Daha iyi bi yere gittiğini düşündüm. Çok acı çekiyordu. Melek gibiydi. Gerzek kocası, sorunlu, sorumsuz çocuklarının merhametine kalmadı. Çekti gitti.

Ölümlere gösterilen tepkiler değişiyor. Halanın da daha iyi bi yere gittiğine inanmak istiyorum. Basın sagolsun.

Kendimi bildim bileli hayatta en sevdiğim insan olan babamı kaybedersem heralde kendimi biyerden atarım diyordum. Tanıdığım en orjinal, en hayat dolu adamdı benim babam. Yaşamayı çok severdi. Lanet olası kanser ile 5 sene savaştı, geçtiğimiz şubat ayında kanser onu bizden aldı.

Babamın öldüğüne hala inanamıyorum. Her sabah uyandığımda her zaman yaptığım gibi elim telefona gidiyor babamı aramak için. Alışmıyorum. Dünyada bu kadar boktan insan yaşarken neden o diye soruyorum dürekli. İnandığım ne varsa yitirdim. Delirmiş gibi ağladığım bir gün mide kanaması geçirdim, bir ayda on kilo verdim üzüntüden. Kendimi camdan atmamak için kendimi zor tutuyorum. Akıl hastanesine yattım bir ara. Sonuca geleyim: bende de babamın rahatsızlığından çıktı.

Ölüm çok zormuş, insan kabul edemiyor. Ama bak hayat devam ediyor.5 aydır yaşayan bir ölü de olsam bir şekilde yaşıyorum. İnsan alışıyor diyorlar bana. Ben alışamadım, umarım sen alışırsın.

3 Haziran 2016'da halam 41 yaşında vefat etti. Sebebi astımın kalbi tetiklemesi ve kalp krizi geçirmesi. Çok yakın değildik. Hatta benzer bir şey ben de yaşadım. Ölmeden 1,5 ay önce bize gelicekti ben de anneme "hiç çekemem uyuyo dersin" dedim yattım odaya. Geldi falan. Sonra da dedimki "lan mati, napıyosun kadın gelmiş kalk git" gittim. Saçına kaynak yaptırmıştı çok güzel olmuş. Pişman oldum baştan gitmedim diye, özlemişim.

Şimdi şu an o ana dönebilsem kapıda beklerim biraz daha göreyim diye. Çok özledim. Cenazede o kadar çok ağladımki. Ne çok seviyomuşum. Sanki o toprağı saatlerce üstüne attılar bağırdım artık atmayın toprak. Çok toprak attınız yeter dedim. Onu burada bırakıp nasıl gideceğim dedim. O çok güzeldi niye gömüyolar onu gömmesinler dedim. Ama tabii hiç bir şeye çare olamadı. Geride 3 tane çocuk bıraktı. Babaları da yok. Gerçi büyükler çocukları yine. Ama ne biliyim. Biz onunla Taksim'e Uçurtma Bar'a bi kere daha içmeye gidecektik. Son gördüğümde "gidelim" dedim. "Ben hep hazırım ne zaman istersen ara" dedi. Gidemedik.
Çok özledim çok..

iletişim

- Orman Fakültesi
- Veteriner Fakültesi
- İletişim Fakültesi
- Su Ürünleri Fakültesi
- Sağlık Bilimleri Fakültesi
- Açık ve Uzaktan Eğitim Fakültesi
- Hemşirelik Fakültesi
- Ulaştırma ve Lojistik Fakültesi
- Spor Bilimleri Fakültesi


Aslında bu soruya böyle cevap bulamazsın her okulun bakış açısı farklı çünkü fakültelere mesela mühendislik deyip geçiyoruz ama teknik okullarda nerdeyse her mühendislik ayrı bi fakülte oluyor, iibf de tüm bölümleri toplayan da var iktisat fakültesi/siyasal bilgiler fakültesi diye ayıran da var, mesela itüdeki fakülteler;

İnşaat
Mimarlık
Makina
Elektrik - Elektronik
Maden
Kimya - Metalurji
İşletme
Gemi İnşaatı ve Deniz Bilimleri
Fen - Edebiyat
Uçak ve Uzay Bilimleri
Denizcilik
Tekstil Teknolojileri ve Tasarımı
Bilgisayar ve Bilişim

iü.de siyasal bilgiler fakültesi, iktisat fakültesi ile işletme fakültesi var. iibf'yi ayırabiliyor bazı üniversiteler.

Bazı okullarda fen ve edebiyat fakülteleri ayrı oluyor, misal Gazi.

Sosyal-Beşeri bilimler fakültesi var bir de.

Bilgisayar ve bilişim bilimleri fakültesi
Teknoloji fakültesi (eski adıyla teknik eğitim fakültesi)

yine bazı üniversitelerde fen ve edebiyat da ayrı olarak sayılıyor.

bölüm ve fakülteleri gösteren şöyle bir sql dosyası var
gist.githubusercontent.com

asıl sorum şu olacak bu ön hazırlık aslında
Türkiyede toplamda kaç dekan var ki kaç tanesi istifa ediyor? Toplamda en fazla kaç dekan olabilir şeklinde bir hesap yapıyorum.

Onu hesaplamaya çalıştığını tahmin ettim. Demin yapmaya çalıştım aynı hesabı. Ben ortalama 15 falan olsa diye düşündüm. 200 de üniversite var. 3000 civarı dekan vardır herhalde.

Edit: Ben o tüm dekanlar kısmının biraz abartı olduğunu düşünüyorum.

Keşke son sorunu ilk sorsaydın haberlerde yazıyor zaten kaç dekan olduğu www.hurriyet.com.tr

eka haberi sonradan gördük yanlış anlamışız biz durumu
işi çözünce editledik zaten.

Ben de editi şimdi gördüm:)

Psikiyatriye gitmeniz gerek. Konuşularak çözülmesi zor gibi.

memur gelir piramitinin en altında olanlardan biri olduğu için gayet normal aslında.

memurluğu seçerken düşünmek lazım bunları, memurluğun olağan gidişatı.

Aramızda tüm memurları akp'li sanan dallamalar var.

Ülkede darbe teşebbüsü gibi gayet anormal bir durum söz konusu olduğu için izinlerin iptal olmasını normal karşılıyorum. Sağlıklı günlerden geçmiyoruz. Uçak biletlerinin bu denli pahalı olması da talep ile doğru orantılı olarak normal. Talep yüksek iken fiyatı üşersen talebi karşılayamazsın. Bu nedenle memurların yapması gereken alternatif ulaşım yöntemlerini seçmek. Yurtiçi ise otobüs, yurtdışı ise farklı uçuş firmalar gibi.

thy niye memura güzellik yapıyor yahu? yapıyorsa herkese yapsın.

pahalıysa dönmesin, versin istifayı, defolsun gitsin. çok da tırt.

Eniştem polis, teyzem ve kuzenlerimle en son altı yedi ay önce görüşmüştük. Dört gün önce buraya geldiler, izinlerin iptal edilmesi sebebiyle bu sabah tekrar doğuya gittiler. Hepimizin hevesi yarım kaldı. THY'yi bırakın, otobüs firmaları bile indirim yapmıyor çoğu zaman. Bu adamlar genellikle krizleri fırsatlara çevirmeyi tercih ediyorlar. Herkes şikayetçi ama devletin özel sektöre sınırlama koymasının pek mümkün olacağını sanmıyorum.

birkaç saat önce 4000 tllik amerika biletim 2000 tllik konferans ücretim yanıyor diyen bir duyurucu vardı, bu kadar etkili bir karar alıyorlarsa bir şekilde önceden yapılmış planlar için önlem almaları şarttı kesinlikle.

@babilbaligi
Geri cagirilanlar memurlar oldugu icin onlara guzellik yapsin THY diyor arkadas.

evet var aöf bürolarına sorabilirsin

bürokrasiden ve evrak işlerinden inanılmaz anlayan biri olarak hemen senin için google'a sordum

www.anadolu.edu.tr

Yapılıyor, ben bitirdim bile.

Ülkenin yarısı bu düşünce içinde, sıraya girmen gerek.
Zira başarabilenlerin oranı %1 bile değildir.

Ben İngiltere ve ABD haricinde hiçbir ülkede yaşamak istemem. Avrupa söz konusuysa bence açık ara İtalya.

6 ayda dil öğrendiğin hangi ülke sana iş verir? kendi vatandaşı varken size niye iş versinler?

belki ingiltere olur ankara anlaşması var orayla. bi araştır.

@cekilmis gayfe İngilizce seviyem beginner değil, intermediate bu yüzden 6 ayda tabi ki çeşitli aktivitelerle de dil eğitimi eşliğinde ilerletebileceğimi düşünüyorum. İş konusunda da çok uçmuyorum, başlangıç için ufak çaplı yerler olabilir tabii.

belirtilen konulardan birinde yetkinliğiniz varsa, avustralya yeni zelanda ve kanada'nın skilled immigrant programları var, araştırabilirsiniz. ama bunun için halihazırda ingilizce bilmeniz gerekir.

O rm değil, pm yalnız. Per meter olabilir, metre başına anlamında.

zaten typo'lar var adamların dosyasında, solid yerine "soild" falan yazmışlar mavi ekran verdittiler bana, teşekkürler.

darbe emrine uymayanlar olduğu gibi satışlarda oldu. generallerin albayların yüzüne bakın çoğununun yüzündeki ifade yüz üstü bırakıldıkları ifadesi... normal bir suçtan utanırsın elini yüzünü kapatırsın ya da gururlusun mağrur bir ifadeyle dik yürürsün. bunların hepsinin yüzü ağlamaklı idi...

Üst düzey komutanların verdiği emirler genellikle yazılı olduğu için bunların birliklere ulaşması esnasında gizlilik açısından sorun yaşanırdı ve emri alan komutan emri kanunsuz olduğu için uygulamazdı. Birlikteki bir komutanın askerlere fiziksel olarak emir vermesiyle yazılı emir arasında fark var. Komutan senin yüzüne şunu yap diyorsa karşı gelme şansın çok yok ama görmediğin bir komutan senin makamına emir yolluyorsa bunu düşünme fırsatın var. O yüzden sadece işin içinde olan komutanlar askerlere emir verebildi. Diğer askerler işin içine girseydi, darbecilerle karışırlardı çünkü aynı kıyafetleri giyiyorlar.

o iş öyle yürümüyor.

bir korgeneral kolordu komutanı ise altında binlerce asker olur. gn.p.p başkanı bir korgeneralin altında komuta edebileceği binlerce asker, tank, top ve tüfek olmaz.

istihbarat dairesi başkanı, personel dairesi başkanı gibi isimler çoğunlukta dikkat ederseniz. bunlar birlik komutanı değiller.

olayın gerçekleşmesinin 2 ihitmali var:

1. darbeciler zaten biliniyordu, ancak tamamen tasfiye edilebilmeleri için darbeyi yapmalarına izin verildi. muhtemelen kemalist subaylar tarafındana kumpasa getirildiler bu şekilde. ve meydana çıktıklarında arkalarında tek kişi olmadığını gördüler. haliyle hepsi paket oldu.

2. ve daha vahimi: bu ezikler cidden darbeyi başlattıktan sonra ordunun harekete geçeceğini düşündüler. yani kemalist subayların "fırsat bu fırsat" diyerek tüm kolorduları vs. harekete geçireceğini düşündüler. ki bu ihitmal, 1. ihtimalden daha korkunç, bu kadar embesillerse eğer bu ülkenin ordusu bu hale getirildiyse eğer yanmışız yani.

bu arada şu kanunsuz emir komedisi nerden çıktı amk?

emir senin kendi kafana sıkmansa, sıkarsın arkadaşım bunun tartışılacak bir yanı yok.
kanunsuz emir diyen hiç kimse askere falan gitmemiştir net.

Askere sıkıyönetim var. Rütbeli asker tanıdıklarım var hepsi doğuda ve olay sırasında dağdalarmış. Bir kuzenim şansa sağlık raporuyla izinli olduğu için bırakılmış ama diğer bütün arkadaşları tutuklu şimdi. Çoğu da kuzenimle beraber atatürkcü bu arada. Doğuda asker yok gibi bir şey şu an :))

Bilkent'e gidecekmiş ama bilkent'te ortalama yapmak odtü'den daha zor sayısal bölümlerde, diğerlerini bilmiyorum. Odtü zor tabi ama istediğiniz şeylerin olması için şart gibi

Ben Kocaeli'de Matematik bölümünü bıraktım. Eğer Türkiye'de yaşayacaksa çoğu üniversitenin eğitim tarzının aynı olduğunu söyleyebilirim. Matematik bölümü maalesef teorem-ispat ilişkisi içerisinde gidiyor hep. Ders kitaplarında bu düzeni bozan bir sayfa bile göremezsiniz. Eğer puanı iyiyse ve gerçekten fark yaratmak istiyorsa Boğaziçi'ne gitmesini tavsiye ederim. Hacettepe'de okuyan bir arkadaşım da var ama Türkiye için hikaye hep aynı şekilde ilerliyor.

Sakarya Üniversitesi Makine Mühendisliği bölümü hakkındaki soruları yanıtlayabilirim. Ayrıca Kocaeli, Sakarya ve Matematik bölümü hakkında da soru sorabilirsiniz.

bahçeşehir-iletişim fakültesi için çök !

Ege tıpla ilgili soru varsa ilk 2 yilla ilgili yanitlayabilirim. Genel olarak tiplarla ilgili de bilgi verebilirim az çok

Ben de okul olarak boğaziçi, bölüm olarak ekonomiye dair özelden sorular alabilirim.

ODTÜ ve özellikle felsefe bölümü konusundaki soruları yanıtlayabilirim.

Trakya tıpla alakalı soruları özelden alabilirim.

Yıldız Teknik ve Kocaeli Üniversitesi başta olmak üzere Türk Dili ve Edebiyatı bölümü için buyursunlar

itü ve makina ile ilgili yardımcı olabilirim.

ODTÜ ve mühendislik/kimya mühendisliği ile ilgili yrd olabilirim.

koç burssuz hakkında kafanıza takılanları sorabilirsiniz..

Odtü kkk ve özellikle psikoloji bölümü hakkında yazabilirsiniz efendim.

ODTÜ hakkında genel sorulara yardımcı olabilirim, bölüme daha geçmedim.

İstanbul Üniversitesi - Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler

Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi - Mimarlık hakkında detaylı bilgi verebilirim.

Gören eden olur diye şunu da yazayım. Ağustosta yetenek sınavına giren öğrenciler için yine Mimar Sinan Resim ve Mimar Sinan İç Mimarlık hakkında da detaylı bilgi verebilirim. Tabi sınavı kazandıktan sonra değil, girecekleri yetenek sınavı olası sorular hakkında.

Yıldız Teknik Üniversitesi - Gemi İnşaa Mühendisliği ile ilgili soruları cevaplayabilirim

ankara hukuk/ koceli hukuk. genel olarak hukuk gel.

cukurova hakkında soruları olan varsa yardımcı olabilirim.
ankara da yaşayıp adana da ilk tecrübeler falan filan.

Moleküler biyoloji ve genetik hakkinda bilgi verebilirim.

İstanbul Bilgi Üniversitesi hakkında soruları yanıtlayabilirim. Ayrıca ilk 5 bindeki sözelcilere de tecrübelerimi aktarabilirim.

yoldan çıkmış bir boğaziçili olarak genç dimağların sorularını alabilirim.

Yeditepe Üniversitesi ve Bahçeşehir Üniversitesi, ikisi ile de ilgili İngilizce Öğretmenliği bölümü hakkındaki soruları yanıtlayabilirim.

Selçuk Hukuk'la ilgili soruları alabilirim.

Bilgi- Hukuk düşünenlere yrdımcı olabilirim

Kırıkkale endüstri mühendisliği yardır.

Marmara hukukla ilgili soruları alabilirim.

Psikoloji Bölümü sorularini alabilirim. sevgiler

izmir ekonomi üniversitesi endüstriyel tasarım, görsel iletişim tasarımı.
bahçeşehir üniversitesi sinema televizyon.

yaşar üniversitesi hakkında genel bilgi
yaşar üniversitesi lojistik yönetimi hakkında bilgi, veya sadece lojistik yönetimi hakkında bilgi
gediz üniversitesi hakkında bilgi ( son durum nedir cemaat vs )
gediz üniversitesi sosyal hizmetler hakkında bilgi, veya sadece sosyal hizmetler.

türkçe öğretmenliği hakkında bilgi ( atama durumları vs )

konularında yardımlarını esirgemeyecek yazarları bekliyorum.

Türk Dili ve Edebiyatı'nın yanında Türkçe Öğretmenliği hakkında da yardımcı olabilirim.

Diş Hekimliği hakkında bilgi verebilirim.

Boğaziçi-Sosyoloji

Yeditepe Üni - Uluslararası lojistik ve taşımacılık

adnan menderes ve katip celebi universiteleri
ozelde uluslararasi iliskiler bolumu
bonus olarak dokuz eylul isletme fakultesi hakkinda

yardimci olabiliriz.

anadolu üni, eskişehir, iibf hakkında yardımcı olabilirim.

tip fakultesi ve gelecegi hakkinda az cok bilgi verebilirim. yesil yeterli.

bende boğaziçi fizik ile ilgili yardımcı olabilirim isteyenlere.

Hukuk Fakültesi başta olmak üzere Kadir Has Üniversitesi hakkında ayrıntılı bilgi için lütfen yeşillendirin :)

dil-1 puan 485 sıralama 1513
bu puanı nasıl iyi değerlendirebilirim, en mantıklı üniversite seçimi ne olur, yardımcı olursanız sevinirim.
yeditepe çeviribilim ile ingiliz dili ve edebiyatını yazmayı düşünüyorum en üstlere.

Marmara tıpla ilgili sorularınıza cevap olunur. Üniversite öğrencisi/ tıp fakültesi öğrencisi olarak hayat nasıl geçirilmeli gibi sorularınıza da kendimce cevaplar verebilirim.
Genel düşüncem ise yurtdışı şartlarınızı zorlayabileceğiniz bölümler yazmak üzerine.

ticaret üniversitesi hakkında bilgi verebilirim

Bilkent işletme bitirdim geçen sene, steryotip işletme öğrencisi değilim :D. Sorunuz olursa yarın cevap verebilirim.

Pek ihtiyaç var gibi gözükmüyor da Eskişehir ve hukuk hakkında yardımcı olabilirim.

Gazetecilik hakkında genel olarak ve özelde İstanbul Üniversitesi - Gazetecilik için yardımcı olabilirim.

Ayrıca YÖK'ün program atlası diye bir hizmeti var, bölümlerin ayrıntılı bilgileri yer almakta.
yokatlas.yok.gov.tr

Ege üniversitesi hakkında bilgi verebilecek biri varsa çok sevinirim.

Denizcilik fakültesi, deniz ulaştırma işletme mühendisliği, güverte hakkında soruları yanıtlayabilirim

Yok Yetmiyor ise veritabanı ile katkıda bulunabilirim : www.denizcisorucevap.com

merhaba, kardeşim mf puanlarda 100 bin-110 bin arası almış, biyoloji yazmak istiyor. odtü dışındakiler de tutacak gibi görünüyor. biyoloji okuyanlar varsa ne derler merak ediyorum açıkçası?

bir mezun olarak bogazici - yonetim bilisim sistemleri ile ilgili sorulari olanlar buyursunlar.

ve evet bogazicinde kizlar da teklif ediyor.

Genel olarak hukuk ve istanbul hukuk için dürtebilirsiniz.

Koç üniversitesi ve/veya psikoloji bölümü için mesaj atabilirsiniz :)

İstanbul bilgi üniversitesi işletme ekonomi üstün başarı programı ve işletme fakültesindeki tüm bölümler hakkında bilgi verebilirim.

Yukarıda Ege Tıp'tan bir arkadaş daha var ama isterseniz bana da sorabilirsiniz.

itü makina hakkında soruları cevaplarım

malzeme bilimi ve mühendisliği ile ilgili soruları da ben alabilirim. uzun zaman oldu ama en büyük tavsiyem yazmayın olacaktır :)

ege pdr ile ilgili merakı olan varsa, giderebirim. kurduğum bu cümle kadar iddialı olmayabilir söyliyceklerim ama olsun, kısmen bölümün bana kattığı bir muziplik taşıyorum üzerimde hep.

İstanbul Üniversitesi Psikoloji Bölümü için buyrunuz efendim.

İstanbul hk sorular da olur. Ortaokul, lise üni. İstanbul'da okudum okuyorum.

puanım istediğim bölümde istanbul üniversitesi'ne yetiyor, ancak diğer yandan koç, sabancı, bilgi haricindeki diğer özel ünilerin tam burslu olanına da yetiyor. istanbul ün mi? yoksa özel üni mi? daha çok imkan var mıdır özel ünilerde?

anadolu üniversitesi felsefe bölümü hakkında öğrenmek istediklerinizi sorabilirsiniz.

Ankara Üniversitesi - Astronomi uzay bilimleri hk. yardım edebilirim.

( Öncelikli not : Fal , burç falan göstermiyorlar :D )

odtü işletme ve matematik ile ilgili sorularınızı tam olarak yanıtlayamasam da yanıtlayabilirim.

Merhaba. TM3 sıralamam 30.500 civarında. Odtü sosyoloji gelebilme ihtimaline ilişkin bir öngörünüz var mı? Geçen sene 25k civarında almış. Malum, bazı bölümler TM-2'den TM3'e geçti ve ortalıkta çok sayıda MF'cinin sıralamaya sızdığı söylentileri var. Bu değişkenlerin TM3 sıralamasına etkisi nasıl olabilir?

Galatasaray universitesi ile ilgili sorulara cevap verebilirim. Muhendislik fakultesi icin tabi ama genel olarak da fikir verebilirim.

kultur univ ingiliz dili ve edebiyati hakkinda bilgi verebilir misiniz?

Boğaziçi için kilyos ve hazırlık konularında soruları alabilirim.

Siyaset Bilimi ve Uluslararasi İlişkiler için sorularim. Allah rızası için yardım, lütfen. Bulamıyorum böyle birini.


Boğaziçi düşünüyorum, gelebilir de gelmeyebilir de.. Ama olsun, yoksa seneye bi daha.

* Mezun olunca işsizler ordusuna mı katıliniyor?
* Bana ne katar?
* Sizce yazılım mühendisliği mi bu mu?
* İş olanakları neler?
* Başlangıç maaşları çok mu yerlerde?
* Bana bir Porsche aldırır mı :)))
* Diplomat olmak isteyenler var ve sanırım dışişleri torpilin alâsinin döndüğü yerlerin başında. Ne dersiniz? Birkaç dil torpil duvarını asmaya yeter mı?

Teşekkürler

hayatımın son on yılını odtü makinaya verdim. bekleriz.

ktü mühendislik fakültesi için yazınız.

iü moleküler biyolojiyi bıraktım.
tıp ve cbü tıp hakkında bilgi verebilirim. gelecek olanlara söyleyeyim, olumlu bakmıyorum.

marmara siyaset bilimi ve uluslararası ilişkiler hakkında yardımcı olabilirim

İstanbul Üni. İletişim Fak. Halkla İlişkiler ve Tanıtım için DM pls.

Okulla alakam kalmadı gibi bir şey ama bir bilene yönlendirebilirim sizi.

ben soru soran tayfadanım sımdı bazı bölümlerde gecen senenın taban puanlarına bakıyorum benım puanım 15-30 puan daha yüksek ama sıralamam yakınlarda hatta bazen daha geri böyle yerlere tercih yapsam ne olur sizce ? tmciyim
puanın gecen senenın taban puanından yüksekse kesin olur tarzı söylemler duydum ama inanmadım

hacettepe - ing mütercim tercümanlık hakkında bilgi verebilirim

Paü İktisadi İdari Bilimler Fakültesi
soruları alıyım

ITU-YTU elektronik haberlesme muh. Hakkinda elimden geldigince yardimci olmaya calisirim.

İzmir Ekonomi Üniversitesi ve İzmir Katip Çelebi Üniversitesi hakkında
Ayrıca Bölüm Bazında Gastronomi bölümleri hakkında soru sormak isteyenler ulaşabilir.

bogazici/ boun endüstri için yardımcı olabilirim

akdeniz-sinema televizyon hakkında sorusu olan varsa buyursun.

Avusturya hakkındaki soruları alabilirim.

Tm3 siralamam 61bin ... bunu en iyi nasıl değerlendirebilirim? Veya bir sene daha çalış mı dersiniz?

ODTÜ siyaset bilimi ve kamu yönetimi hakkında yazabilirsiniz.

yeditepe - genetik ve biyomühendislik
yıldız teknik - moleküler biyoloji ve genetik

yeşili yakabilirsiniz.

Kayseri'deki bütün üniversiteler hakkında az-çok fikir verebilirim. Şehir hakkında da detaylı soruları cevaplandırabilir, hatta şehre geldiğinizde elimden geldiğince yardımcı da olabilirim yine her türlü konuda.

Ek olarak kardeşim için bir sorum olacak...

Gastronomi ve mutfak sanatları istiyor. Muhtemelen İzmir Katip Çelebi Üniversitesi İngilizce Gastronomi olacak. İzmir'de doğup büyüdüğümüz için şehri biliyoruz ancak okul ve bölüm konusunda fikirleri olanlara da sorularımız olacak.

iyte matematik soruları alınır

Boğaziçi Üniversitesi İngilizce öğretmenliği bölümüyle ilgili yardımcı olabilirim.

Özyeğin üniversitesi ya da yönetim bilişim sistemleri (MIS) hakkındaki soruları cevaplandırabilirim.

Ege dişhekimliği ve dokuz eylül tıp için sorunuz varsa...

marmara işletme buraya! buyrun buyrun.

ege üniversitesi ziraat fakültesi hakkında bilgi verebilirm

Ankara universitesi diş hekimligi fakültesi hakkinda bilgi verebilirim.

boğaziçi işletme mezunu olarak, işletme ve ekonomi hakkındaki üniversitelerle ilgili soruları boğaziçi'nin tüm bölümlerle ilgili soruları yanıtlayabilir, sizi elimden geldiğince tanıdık, bildik ilgili bölümlerdeki hocalar ve öğrencilerle tanıştırabilirim.

itü kimya metalurji fakültesi hakkında yardımcı olabilirim

ytü- endüstri mühendisliği hakkında sorularınıza yardımcı olmaya çalışırım

Kocaeli universitesi elekt. Ve haberlesme muh. icin sorulari alabilirim. 2. Ogretim icin de sorabilirsiniz.

Geç mi kaldık?
ERZİNCAN üniversitesi
HUKUK fakültesi.

Dil mezunlari icin fikir verecekler varsa fikir alabilirim.

Nişantaşı Üniversitesi hakkında bilgisi olanlar bi' dürtse süper olacak.

istanbul üniversitesi
iktisat

sorun gitsin

Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi / Tarih ve Marmara / İletişim hakkında yardımcı olabilirim.

Türkçe Öğretmenliği için ben de bilgi verebilirim.

anadolu universitesi bilgisayar muhendisligi hakkinda bilgisi/fikri olanlar bi mesaj yollayabilirse sevinirim.

bilkent bilgisayar muh. hakkinda sorulari cevaplayabilirim.

istanbul üniversitesi - amerikan kültürü ve edebiyatı ve genel olarak diller hakkında sorusu olanlar sorabilirler.

üni tercihleri 3 agu'da bitecek.

1: ne zaman açıklanır.
2: kayıt tarihleri ne zaman olur?

bunlar tesadüfi mi yoksa biliniyor mu yani üç aşağı beş yukar.

bilkent üniversitesi veya hukuk ile ilgili tüm sorularınızı cevaplayabilirim.

hacettepe endüstri müh.
erciyes endüstri müh.
soruları alayım

Bana en mantıklı gelen görüşe göre darbe girişimi yapan komutanların çoğu zaten fişlenmişti ve Yüksek Askeri Şura sonrasında etkisiz hale getirileceklerdi. Bunu bildikleri için de madem gidiyoruz ortalığı karıştırıp gidelim diye düşünerek böyle bir hareket yaptılar. TSK'nin bu duruma yapabileceği hiçbir şey yok.

Askerin istihbaratı yok mu yani, bir akşam sinirlenip mi yaptılar bunca şeyi?

Sanırım gerçekten sinirlenip yaptılar çünkü ortada planlama adına hiçbir şey yoktu. MİT askeri hareketlilik gözlemlemiş ama sebebini anlayamamışlar.

dinlemedim(sonra dinleyeceğim) ama videonun başlığına katılıyorum

Ülke kültürel anlamda zaten bölünmüş durumda.

Katılıyorum. O ermeniyi dövdürtmeyecektik.
www.youtube.com

celal hoca sekülerlerin gücü hakkında çok iyimser :/

1) polis ford connect'le tanka ne yapabilir?

2- "kaçırmak" değil, biri emir veriyor, uçağa atlıyorsun. hadi emir almadın, pilotlar zaten subay. uçağı hazırlatacak emirleri verir atlar yine bence.

3- meclisin etrafında yollar var, istediğin aracı getirip ateş açmak mümkün. havadaki uçağa helikoptere zaten bir şey yapamazsın, karadan ise o aletler istese top mermisini açık camdan içeri sokabilecek kadar hassas.

1- yolda karşılaşıyorlar elbet ama polis tabiki birşey yapamıyor.

2- kaçırmadılar. f-16ların inip kalkabileceği üssü kontrolleri altına aldılar. saraydan helikopterlerin tarandığı söyleniyor ama. uçakları indirmenin pekde önemi yok. zaten f 16larla şehirleri bombalayacak değiller. o güç gösterisinin bi parçası. meclisi bombalamaksa göstermelikti ya da çaresizlik. çok geç bombalandı zaten bu tarz durumlarda bombalamak yerine kontrol altına almak daha bi tercih ediliyor.

3- meclis binasına f-16 lardan 7 füze atıldı ya da bomba her neyse artık.normal bi binanın değil durması tuzla buz olması gerekir. ama binanın korumalı oluşundan dolayı binayı yıkamadı.

4- her yerde 2000 kişi deniyor ama askerlerin whatsapp konusmasında trakya bölgesi için 20000 kişilik yemek hazırlatıyorlar. yani en azından 2000 kişiden daha fazla olması gerekir diye düşünüyorum. bide mit'den darbeye katılanlarda varmış. hatta mit kendi içerisinde uzun bi süre çatıştı. bir de o kadar şaşılcak bişey değil. bu ülke kaç tane darbe geçirdi zaten:))
parantez içerisinde söyliyim. şöyle de bir düşünce var. zaten böyle bi hazırlık olduğu düşünceleri varmış mitde ve hükümette. tsk dan çıkarmalar yapılıyormuş. askeri mahkemeler başlayacakmış.

1) Devriyede olan polisler, trafikteki askeri araçların varacağı noktaları bilemezler. Onlara en fazla askerlere şu noktaya kadar eşik edin denilir. Operasyonların gizliliği açısından polislere operasyonla ilgili şeyler normal zamanda da söylenmez. Bir polisin yolda tank görünce onu durdurması gibi bir durum söz konusu değil.

2) Uçaklar kaçırılmıyor. Emri alan pilot uçağı kaldırıp verilen emri yerine getiriyor. Teknik anlamda kendi uçağımızı vurmanın zor olacağını söyleyebiliriz çünkü hava savunma sistemleri kendi uçaklarımızı düşman olarak görmüyor. Zaten havada olan uçakların çoğu darbe yapmayan ordunun savunma amaçlı havada bulundurduğu uçaklar.

3) Bina güvenliği gayet iyi gibi. En azından o kadar bomba sonucunda yıkılan bir yer yok. Sadece fiziksel çevre zarar görüyor.

4) MİT'in askeri hareketlilikten haberi oluyor ama anlamıyorlar olayın ne olduğunu. İki bin kişiyle çok güzel darbe yapılır ama bu kadar kişi iyi yönetilemediği için darbe kısa sürede engellendi.

meclisteki iş tiyatrodan ibaret olduğunu -sanırım- herkes görüyor. olmayan demokrasinin neyinin arkasında duracağız abi? ne oldu şimdi darbe savuşturulunca mis gibi demokrat düzene geri mi döneceğiz?

hiç ama hiç umudum yok, muhtemelen yeni bir tasfiye dalgası; devlet hallaç pamuğu gibi atılacak. dibi bulmadık, halen batıyoruz. babam da aşağı yukarı o yaşlarda, tecrübe sandıkları şey geçmişin modası geçmiş ezberleri. düzen bambaşka şimdi, olayı okuyamıyorlar.

insanlar demokrasiye falan değil yalnızca bir kişiye bağlı. rte "sokağa çıkmayın, devlet üstesinden gelir" derken kılıçdaroğlu "sokağa çıkın darbeye tepki koyun" deseydi kaç kişi sokağa çıkardı?

kaldı ki demokrasi içseçilen iktidarın ülkede istediğini yapması değildir, kuvvetler ayrılığını tanımayan bir iktidarı destekleyen kişiler de demokrat sayılmaz, anca sonucu belli darbe girişimi için sokağa çıkıp "hüloğğğ" çekerler.

böyle salak chp'lileri görünce benim zaten az olan umudum iyice kayboluyor. boğaz köprüsünde asker boğazı kesmek bence de çok demokratik ve süper bir olay.

Sokağa çıkan insanların sadece AKP'liler olduğu açık. Ben çevremde CHP'li olup da hadi darbeyi engelleyelim diyen birini hiç görmedim. Doğal olarak geleceğe umutla bakan kişiler şu anlık sadece AKP'liler gibi gözüküyor. Bu olaylar sayesinde AKP kendini tehlikeye atabilecek en önemli kurumları tek olayda temizledi. Sizin o konuştuğunuz 40-50 yaşındaki insanlar olayı pek anlamamışlar bence. Milletin bir salayla, ezanla gaza gelip sokaklara taşması bence sadece AKP'lilerin varlıklarını korumaya çalışmasıdır. Geleceğe dair hep umudum var ama küresel oyunları da dikkate almak gerektiğinden sonumuzun ne olacağını kestirmek çok zor.

gerçekten salaklık, katılıyorum ben de zaten. bu 40-60 yaş aralığındaki çoğu chpli ya da hatta liberal kesim tuhaf bi şekilde onlara ilk söyleneni doğru kabul eden bir güruh. ezberden yürüdükleri de aşikar tabii.

Bugün, işten eve gelirken çok, çok çok büyük bir kalabalık gördüm.
Kocaman Türk bayrağanın çevresinde elleriyle bozkurt ve rabia işaretleri yaparak "ya allah bismillaah allahuekber", diyorlar. Tekbir getiriyorlar.
Şöyle bir baktım; "Democracy" dedim içimden, "is overrated".

Umutluyum.
Umutlu olmak için her şeyin yolunda olmasının gerektiğini düşünmek bozuk bir algılamayla mümkündür.
Herkes aksini geveliyor. O halde Milli Mücadele döneminde o insanların umutsuz olması ve "yayması" gerekiyordu? Öyle mi?

Bazı şeyler iyi bazı şeyler kötü olacak. Tüm dünya bir eşik atlıyor. Bizim neslimiz bu geçişi koordine eden, düzenleyen nesil olacak. Yeter ki sayılara bakıp, "ama benim gibi düşünmeyenlerin sayısı çok fazla o yüzden kaybederim" diye düşünmeyin.

Demokrasiye gelince, parlamenter sistemle demokrasinin ilgisi yok. Halk parlamentoyu korudu ama demokrasinin ne olduğuna dair çoğu insanın sahip olduğu fikir demokrasi tanımıyla bile uyuşmuyor. Üstelik bu yalnızca bizim ülkemizde değil, dış ülkelerde de böyle. İnsanlar, hemen tüm ülkelerde belli bir kalıba uygun biçimde düşündüklerini sanmak üzere kurgulanırlar. Gerçekten düşünebilen her zaman çok azdır.

umudum var ama kendime yetecek kadar. kendi kardeşime umut veremiyorum, uğraşmıyorum da. chill out sis diyorum. s.a. diyene a.s., hola diyene hola diyorum, öğreniyorum, adapte oluyorum. şimdi el isteyene el verecek durumum var. belki 1 sene sonra çocuğum olacak, o zaman bambaşka dertlerim olacak, belki aniden ailemden birini kaybedip gözyaşlarına boğulacağım. planım başıma ne gelirse gelsin bunları yaşayıp atlatan, normalize eden bireyleri gözleyip taklit etmek.

siyasi anlamda daha önce birilerinin tecrübe etmediği kalitede olaylar yaşayacağımızı da tahmin etmiyorum. en fazla farklı işler yapar, farklı yerlere taşınırız. ne yapacaz yani? bi sürü işimiz var sktiğimin hayatında, bi de bunlarla mı uğraşıcaz? nereye gidersek gidelim kendi sesimizi de çıkararak totalde oluşan duruma adapte olacağız. hiç b'şey yapmasak da bi süre sonra otomatik olarak ölüyoruz zaten.

Hakikat şiddet doğurur diye bir laf vardı. Yani hakikatin bilgisine sahip olduğunu düşünen birinden şiddet çıkmaması düşünülemez gibi. Tabi uzerine ayrıntılı düşünmek lazım.

İnanca aykırı düşüncelerin zihni karıştırmaya başlaması, daha basit bir tabirle bulaşma yaşanması şizofreni hastalarında görülebiliyor. Örneğin aşırı dinci olan birinin aklına sürekli Allah'ı sorgulayan soruların gelmesi kişinin akıl sağlığını zamanla bozacaktır. Çünkü bu kişi inançlarına ters düşen şekilde düşündüğünde cezalandırılacağını düşünmektedir. Fakat kişinin zihninde sık sık tekrarlanan din karşıtı fikirler onu zora sokmaktadır. Benzer şekilde sosyal olarak zayıf kişiler kendilerini daha iyi hissetmek için ben tanrıyım, ben peygamberim gibi kendilerini oldukça güçlü ve ulaşılmaz gösteren fikirlere de istemsiz şekilde sahip olabilmektedir. Bana göre din, burada cinler periler gibi göremediğimiz ve varlığından emin olamadığımız varlıklar dışında, konusal olarak insan beyninin özgür düşünmesini kısıtlayabildiği için bir sorun oluşturabilir. Akıl sağlığı normal bir insan için din algısı farklıdır ama zihinleri sürekli çıkış yolu arayan kişiler için din bir baskı aracı olabilir. Din, kişinin özgürleşmesini, kendini iyi hissetmesini sağladığı takdirde insanların işine yarayabilir.

Sanırım bu sefer unutulmayacak kadar uzun sürecek.

Daha sürecek gibi çatışmalar, unutulacak bir olay değil. Ölümlerin yanı sıra meclis bombalandı. Hani bize hep anlatılan sakarya savaşında top seslerinin meclisten duyulmasıydı. Şu anki vehameti ordan hesap edebiliriz.

AK Partinin yerini fazlasıyla sağlamlaştırdığı bir Türkiye'ye uyanacağız.

darbe başarısız olmuş gibi görünüyor. muhtemelen erdoğan gemi iyice azıya alıp başkanlık sistemine geçirecek. ondan sonrası bombok.

Ooo danistay ve hsyk bazi uyeleri de tutuklanmis. OH. bal-kaymak.

ben de bu süreçteyim. hangi alandan tercih yapacak kardeşiniz?

Tercih edeceği bölümün ders programlarına mutlaka baksın. Hatta rastgele bir ders seçip o dersin notlarını bulup bir 15 dakika göz gezdirsin. Sıkılmadım diyorsa tercih edebilir o bölümü.

birden ayağa kalkınca tansiyonun düşmüştür, git bi istersen doktora her ihtimale karşı.

ben bayılmıyorum ama yatarken birden kalkınca bi baş dönmesi oluyor.

Birazdan Trinity gelip içindeki böceği çıkaracaktır merak etme.

Istersen eczanede olctur tansiyon seker. Hic acile ugrasma. Bi daha olursa da doktora gidersin.

ben bayılacağımı anlayınca dışarıdaysam hemen gölge bir yere çöküp su içiyor, ağzıma şeker atıp geçmesini bekliyorum. zaten göz kararması ve el titremesiyle ben geliyorum diyor.

Ben küçükken bir kez öğlen sıcağında bisikletle yokuş çıkarak su faturası yatırmaya gitmiştim. Sıra beklerken gözlerim kararmıştı ve sıradakiler beni bir sandalyeye oturtmuştu. Resmen beynim "off" konumuna geçmişti. Kendime gelince su içip eve geri dönmüştüm.

ben her sene -genelde sıcaklarda- bir kaç kez bayılırım, hayat tarzım :) gerçi artık geldiğini anlayıp bayılmadan önlem alıyorum. hafiften bir terleme, mide bulantısı, göz kararması geliyor. su içip, şeker meker yiyip, oturup -mümkünse havadar bir yere çıkıp- geçmesini bekliyorum.
bir kaç kez sık sık tekrarlarsa doktora gidersin, kan tahlili ister, muhtemelen bir şey çıkmaz. bende öyle olmuştu.

Eğer ölümler gerçekleşirse büyük ihtimalle birçok ülkede yasaklanır.

Microsoft 3 yıl önce illumiRoom u tanıtmıştı ama ortada hala elle tutulur bir şey yok. Sanal gerçekliğin ayağa kalkıp en azından yürüyecek konuma gelmesi içimn için daha çok emeklemesi lazım.

www.youtube.com

iş mululuğu ve kariyer fırsatı A nın 3 katı oldugu için tabi ki B. çekilir mi sevilmedik iş ve o devasa yol 300 lira için.

Vakit, nakittir. O yüzden B.

cok net b. 450 brut 100 yol icin gerek yok aksiyona girmeye.

B tabi ki

B

Kesinlikle B. Sırf o yolu gitmemek için bile B derim.

şuan düşünmeden B yi sçemen lazım ama, bu 550TL fark senin maaşının % kaçı yapıyor onu bilmiyoruz tabi. atıyorum 5000-5500 gibi bi farksa tabi ki B,

ama 1300 1800 gibi farksa arada kalınabilir.

tchuck +1

b tchuck +1

Tchuck +1

B.

hem metro çok rahat.

şirketleri bildiğin için belki sen arada kalıyor olabilirsin ama hazırladığım grafiğe bakınca BBBBBB

Tabi ki B. Sadece günlük yola harcadığın zaman için bile B.

Thuck +1

tchuck +1

450 + 100 TL geliri önemli ölçüde etkilemiyorsa B

Tabii ki Beşiktaş'taki, sadece 1 saat yolda geçecek iş.
%100
düşünme bile hiç..
A'nın maaşını yakalaman da 2 performans dönemine bakar en çok..

28 yaşında, 550 lira için hayatından 3 saat çaldırma derim. 1 sene içinde zaten o 550'lik fark da kalmaz ortada.

B

B. O yol bir yerden sonra adamın amina koyar. Net. Ben de Pendik'te oturup Levent'te çalışıyorum. Servis evimden alıyor ama artık gotum falan duzlesmeye başladı, izdirap. Vakit bazen nakit değildir, daha önemlidir.

10 yıldır özel sektördeyim, 3 yıldır orta düzey yöneticiyim. Pazarlığa açık olmayan bir pozisyon görmedim. Neden pazarlık etmiyorsunuz? Aradaki farkı rahatlıkla size verebilirler 4 görüşme yapıp 450 TL için sizi kaybetmek isteyeceklerini sanmam.

şu an ayda 55 saat fazladan yolda geçiriyorsun. 7 iş günü demek. 7 günlük paran 450 brütten fazladır diye tahmin ediyorum. dolayısıyla bye geç. ama bence maaş olayını bi zorla, mesela şu an bunu alıyorum, + servis var biraz daha yakınlaşamaz mısınız geriye düşmek istemiyorum falan de.

tchuck +1

450tl fark + 100tl mevcut maaşına oranı nedir? B firması seni beğendiyse en azından maaşını aynı seviyeye çekebilir. aradaki fark uçuk değil sonuçta. "bende sizinle çalışmak istiyorum fakat teklifiniz mevcut maaşımdan daha düşük bir rakama denk geliyor en azından mevcut maaşımla eş baza çekilmesini rica ediyorum diyebilirsin"

BBBBBBBBBBBBBBBBBBBBBBBBBBBBBBBBBBBBBBBBBBBBB

hi düşünme, b diyorum. düşünme sakın bbbbbbbb

Yaşınız uygun. Bence belli bir yaşa kadar kariyer, ilerleyen yaşlarda maaş + rahatlık gelir.

Eğer A şirketinde daha iyi iş öğrenebiliyorsanız, daha iyi kendinizi geliştirebiliyorsanız A'yı tercih edin. Ancak aynı veya B kariyer açısından daha iyi ise kesinlikle B. Sırf daha az yol için bile tercih edilir...



.

farkin maasa orani muhim degil. 2,5 saat, her turlu maas farkindan daha pahalidir bana kalirsa. kesinlikle b yi tercih etmelisiniz.

doğma büyüme izmit
babam malatyalı
annemin baba tarafı yunanistan, anne tarafı sudan göçmeni, annem de izmitli

doğma büyüme izmir, baba izmir, dede izmir, herkes izmirli.

alanya

yaklaşık 2 milyon yıl önce afrika'dan göçmüşüz

doğma büyüme istanbul/kadıköy
ortaya karışık rumeli göçmenliği de var (baba tarafı arnavut makedon, anne bosna)

Ankara Haymana.

Ben yazayim da siz karar verin nereliyim :d

ananem arnavut torunu ananem kocaeli'de buyumus. Dedem adanalı. Obur dedem afyonlu babannem kutahyali ama izmir'de dogmus buyumus babam da orda buyumus. Annemler mersin'de buyumus ben canakkale'de dogdum kocaeli'de buyudum simdi istanbul'dayim ajshshys

sevdigimkarikaturler.files.wordpress.com

yozgat :(

Tokatliyim. Doğma büyüme istanbul. Anne tarafı iki kuşak önce sivastan, bin yıl önce de horasandan göçmüş.

ankara, kökler fln hep ankara

anadolu ereğlisi

diyarbakır

Ben hiçbir yerli değilim bence. Benimseyecek kadar uzun zaman yaşadığım bir yer yok. Kağıt üzerinde Sivas.

afganistan dogumlu, istanbul buyume.

Malatyalıyım.

8 yıldır Ankara'da yaşıyorum ama.

ankara gölbaşı.

Antakya

antalya side

beerşeva

Anne baba mersinli. Gerçi annelerin ailesinin bir kısmı da Hataylı sanırım. Kütük mersin'de. Ben Antep'te doğmuşum ki totalde 2 hafta bile kalmamışim. Çocukluklugumun bir kısmı mersin'de geçtikten sonra isvicre'ye taşındık. 5 yıl önce de istanbul'a geldim.

Bu yüzden kendimi bir yere ait hissetmiyorum ama sorunca mersin diyorum.

izmit.

Babadan dolayı İzmirliyim diyorum.

Göçmenlik olarak:

Baba tarafı Arnavutluk ve Yunanistan
Anne tarafı Suriye ve Kırım

Samsunluyum, etnik olarak gürcüyüm. Batum göçmeni büyüklerim .

doğma büyüme izmir. annem babam da aynı sekilde. aslen eskişehirli imişiz, tatarım.

Alanya

nüfus kağıdında ısparta,doğma büyüme bakırköy

anne ve baba: sivas göçmeni
benim doğum:bursa
büyümem:antalya

Kadikoy/İstanbul. Avr. Yakasinda yasiyorum ama.

Tokatliyim. Nereden goctugumuzu bilmiyorum :(

Genelde muhatap olduğum bir Tokatliyi %25 hata payıyla anlarım. Tek meziyetim bu.

Doğdum büyüdüm Istanbul.
Kütük, Çanakkale.

Kuzeyliyim.

7 kuşak istanbul tarabyalıyız.

izmirde doğup büyüdüm, annem babam trabzon oflu. gerçi ben bi kez gittim of'a. Nüfusum da çok salak bi şekilde balıkesir savaştepe'ye bağlı

Doğma büyüme İzmir, kökler Kayseri.

trabzon'un doğusundan :)

Trabzonluyum.

Anne tarafı Mısır, baba tarafı Kırım'a kadar gidiyor ama.

Anne konya.. Baba antalya-toros yoruklerinden.. Doğma büyüme izmir.

@nice tnetennba izmir'in neresi böyle 7 göbekten?

Antep

Kilis. Ne hallerdeyim.
Yaşam alanı uzun süredir G.Antep.

Güney Afrika Cumhuriyeti

doğma büyüme istanbul
ailem iki taraftan da 89 bulgaristan göçmeni.

of/trabzon

çorumlu ve hopalıyım. üniversite süreci hariç doğduğumdan beri ankara'da yaşıyorum, eylül'den sonra diyarbakırlı olacağım. aidiyet problemlerim var :P

tokat

yozgatlı değilim.

Bende yesilkoy ve makedonya göçmeniyim

İzmit

tokat. amma tokatlı varmış :)

anne: köstence
baba: selanik
ben: eskişehir

Ev yapcesen toğladan, gız alcesen moğladan.

Gocu moğlalıyım.

Edirne.

erzincan

ablacım senin kafa gitmiş biraz herhalde.

Şu an sana her şey mubah sta cim. Gözünüz aydın, Allah analı babalı büyütsün.

çok çok saçma hemde.

cık cık kimseler duymasın.

torunum demekten daha güzel, dile yatkın. desin bırak. görmezden gel.

hmm, bu aralar lohusa psikojisiyle boyle dusunuyorsundur muhtemelen :) umarim bir an once atlatirsin.

babaanneler, anneanneler hele bir de ilk torunsa cok heyecanli oluyorlar. torunlari da genelde 'yavrum, oglum/kizim' diye severler. bundan daha dogal bir durum yok bence. sevgi gostergesi. asil bunlari soylemese sorun olurdu sanirim.


bir de mesela aklima geldi; gecen gun annemle konusuyorduk, arkadasinin torunu olmus. cocugu cok fazla kucagina alip sevmiyormus. oyle canim oglum, kuzum vs gibi hitaplar da kullanmiyormus. annemin garibine gitmis. insan torununu oyle mi sever diye. demem o ki sizin babaanne normal :)

torun sevgisi çok farklı bir şey. bırak istediği gibi hitap etsin. sen de fazla takılma bir an önce çocuğunun iyi olması ve sağlığına kavuşması için dua et. (inançlıysan tabi)

Allah analı babalı büyütsün.

sevmeleri normal, bir anneninde yavrusunu kıskanması normal, hastane germiş biraz sizi.

Diyecek tabii ki. Sakın bundan ötürü olan rahatsızlığını dile getirme, çok üzersin kaynanayı. Biraz zaman geçsin alışırsın.

Bu arada allah analı babalı büyütsün ^_^

Yeni doğum yapmış kadına bu konuda burada yüklenmek yersiz, o psikoloji içerisindeyken olası şeyler bunlar. O yüzden çok da umursama kafayı takıp takmamayı boşver :)

aaa doğurdun mu hayırlı olsun tebrikler
evet biraz saçmalıyorsun biraz ama doğum sonrası normal daha çok yeni geçer
bu arada adını ne koydunuz utku mu