samsung earbuds

Bir kere göm tam göm daha da gömme diyorsun. Mantıksız değil. Teşekkürler.

Hocam 4 yıldır iphone kulaklığı kullanıyorum. Bi de her gün kullanıyorum yani öyle ayda yılda bir değil. Ses kalitesi standart ama aşırı sağlam, hiçbir şey olmadı.

çok para>daha iyi yaşam>daha güzel karşı cins>daha iyi nesiller

dnamıza işlemiş yani

yarın renault'a binebileceğin garanti olsa, haklısın. benim tek derdim geleceğimi de garantiye alabilmek.

20 yıl önce parayla saadet olmaz kavramı geçerliydi 20 yıl önce hakikaten çok da gerek yoktu.. ama bugün para epey önemli.. Hastaneye bile gitsen ölüyorum desen kimse kolundan tutup kolay kolay sana bakmaz.. Parasız nefes bile alamaz hale gelindi. Bahsettiğin şey ayağımı yerden kessincilik ya da dört duvar olsun benim olsunculuk ise o ayrı bir dünya.. o hala geçerli bence de..

hocam siz parayi nasil kazaniyorsunuz? cok para tek basina kazanilmiyor. ben bilmiyorum en azindan. cok paradan kastiniz tek kisinin ayda 25.000-30.000 kazanmasi degildir diye tahmin ediyorum.

coklu sistem calisanlarinda bunun ayari yok. bir adimda herkesten kazaniliyor bir adimda da cok sey kaybediliyor o yuzden ileriyi dusunmek zorundasiniz. geriyi dusunemezsiniz. yani altinizda ornegin 150 kisi calisirken ay ben yoruldum ayda cebime 50.000 girmesin 30.000 girsin daha az calisayim diyemezsiniz derseniz o sistem cokuyor.

bir diger daha cok kazanma olayi ise sizin de acikladiginiz gibi renault ile yetinemeyip daha iyi urunlere kaymak.

ayda 5000 tl maas aliyorsaniz kirani 2000 tl arabaniz toyota bakimi da 1000 tl aidat 300 tl oluyor ornegin.

ama ayda 50.000 tl kazaninca bu is ortami ile siz artik bu zorlanma ile daha iyi kosullarda calismaya yoneliyorsunuz. arkadaslariniz mercedese binerken renaulta para varken binmek istemeyen adam kral adamdir ama kral adam da azdir ( pintileri demiyorum)
siz iyi para kazaninca havuzlu bahceli guvenlikli ev ariyorsubuz cunku cocugunuzu dusunuyorsunuz. bu sefer ne oluyor cocuk gelissin diye devlete degil ozele veriyorsunuz aylik okul gideri oluyor 1600, evin kirasi oluyor 3000 tl o evin aidati oluyir 800 tl mercedes aliyorsunuz onun bakimi oluyor 2000 tl buyuk evinisitmak daha zor oluyor dogalgaz oluyor 400-500 tl.

yani giderler sabit kalip kazanc artiyorsa tamam. ama gelir artinca siz de ona gore yasam sarti ayarladiginiz icin giderler de buyuyor sonra gene elinizde para kalmiyor ahahahah sonra diyorsunuz ki para yetmiyor az daha kazanmaliyim :))) boyle aptal bi paradoks var bunu yenmek icin muthis bir ailede muthis bir kultur ile yetistirilmis olmak gerekir. o da pek kimsede yok.

@mg3929 +1 tamamen katılıyorum. 2 tane evin olsa ne olmasa ne ya. bmw binende akşam düğününde erik dalı oynuyor şahine binen de.

türkiye gibi bir coğrafyada kendini ve çocuklarını garanti altına almak için çok para kazanmak zorundasın. aksi takdirde hayatın yaşam mücadelesi ile geçiyor. reno'ya biniyorsan onun bi altı bisiklet, ama bmw'ye biniyorsan olası bi durumda satıp reno'ya dönebilirsin mesela.

bu olayin turkiyeyle fransayla cografyayla alakasi yok. zamanlada alakasi yok. 100 sene 200 sene oncede boyleydi.
bundan 2300 sene once epikur baskanim da bu konular hakkinda konusuyordu. o zamanlar ne bmw ne mercedes varmis ama konu ayniymis.

olaybizim insan olmamizla alakali. mg3929 un dedigi gibi DNA miza isli. elindeki muzu birakmamak icin kolunu agac kovuguna sikistiran maymunlardan cok farkimiz yok.

hepsi hazırcı geri zekalı oldukları için para diye kendilerini yiyip bitiriyorlar. bir süre sonra da o para onları yiyor. oh olsun diyemiyorum çünkü çok üzücü oluyor sonları.

ben paradan ziyade beceriye inanıyorum. çok paran olunca her şey hazır gelir ve bu insanı asla tatmin etmez. ama bir şeyleri kendin yapma becerini de kazanacaksın bence.

dışarda yediklerini düşün her gün her gün, ne şartlarda pişirildiği belli olmayan yemeklerin karşına gelmesi iğrenç.

evinde çok eşyan ola bile sen onların hizmetçisi oluyorsun, ruhun daralıyor bir yerden sonra. kendi zevkine göre dayayıp döşedğin sade bir ev bence en büyük refahlık.

bence para eğitim için gerekli. eğitimin paralı olmadığı bir ülkede yaşamak isterdim. bana istediğim beceriyi öğretecek insanlara ulaşmak zenginlik zannımca.

birde ulaşım paralı olmamalı. o zaman paraya o kadar da ihtiyaç olmaz. insan kendine parasız da yeter.

Ferrarisini satan bilgelerimiz gelmiş. Selam arkadaşlar.

Para kazanma hırsı denince insanlar hep yeşilçam filmlerindeki fabrikatör karakterler gibi tipler canlandırıyor sanırım gözünde. Para kazanma kaygısı olan veya parası olan insan kötü insan demek değildir. Bütün hayatımız boyunca hep zengin adamların kötü karakter olduğu film ve diziler, sürekli "fakir ama gururlu" övgüleri, "işçisin sen işçi kal" falan tarzı şeylerle yoğurulduğumuz için para kötülüğe geçiş aracı olarak görülür oldu heralde. Öncelikle bunları bir geçelim.

Para kazanma hırsının en azından benim için çok basit bir sebebi var. Ben de bir çok insan gibi kafamda kurguladığım ideal hayatı yaşayabilmek ve eğer ileride bir aile kurup çocuk sahibi olursam, onların da geleceklerini mümkün olduğunca garanti altına almak istiyorum. Haliyle bunun için de bir miktar para gerekiyor. Benim bu parayı kazanmak için hırs yapmamdan daha doğal bir şey yoktur bence.

Bu mevzuda boş boş vaaz veren, konuyu "renaulta binsen ne olacak" gibi yüzeysel örneklere indirgeyen insanların da kusura bakmayın ama samimiyetine zerre inanmıyorum. Bunu renault ve bmw arasında gerçekten bir fark olmadığını düşündüğünüz, sadece ürünün işlevini umursayan, üzerindeki etiketi önemsemeyen bir bakış açısıyla söylemiyorsunuz çünkü. Bu vaazları veren arkadaşlar, örneğin cep telefonlarını çıkartıp bir baksınlar bakalım. Büyük bir çoğunluğu iphone ve samsung kullanmıyorsa ben hiçbir şey bilmiyorum. Huawei kullanan, renaulta binen kısım da emin olun alım gücünün el verdiği senaryoda iphone kullanıp, bmw sürecektir.
Evet renault'a binecek insanlar, huawei kullanacaklar. Bunda yanlış olan en ufak bir şey yok. Ama insanlar bunları rasyonel birer harcama kararı olarak yapacaklar.

Bunlarla beraber para kazanma hırsının belli bir noktaya kadar olması gerektiğini düşünüyorum. Belli bir noktadan sonra manasını yitiriyor para çünkü. Sıradan bir insan düşünelim mesela, 2 tane çocuk sahibi olsun bir adam olsun. Bu adamın hayattan ne gibi beklentileri olabilir?
X yerinde bir ev, Y yerinde bir yazlık istiyor olsun. Belli bir yaşı geçmeden önce 20 ülkeyi gezip görmek istiyor olsun. A marka bir araba istiyor olsun. Bir de çocuklarının iyi bir eğitim alacağından emin olmak istiyor olsun.
Şimdi bu adamın bu isteklerinin hepsinin iyi kötü bir maaliyeti var. Bugün atıyorum 5 milyon lirası olan bir tane adam bunların hepsini iyi kötü gerçekleştirebilirse eğer, o adamın bir gün daha çalışmasının hiçbir anlamı yoktur. Hayatının geri kalanından beklentilerinin hepsini elde edebilecek maddi gücü yaratan adamın artık çalışmasını, para kazanmasını gerektiren herhangi bir şey yok. Hayat gerçekten çok kısa. Bu noktaya ulaşan kişinin çalıştığı, para kazanmam lazım diye dolaştığı her bir gün, zaten kısa olan hayatından boşa gitmiş ve hikayenin sonunda pişmanlığa dönüşecek bir diğer gün.
Para kazanma hırsında kötü bir şey yok. İnsanın gözünü para hırsının bürümesi kendine zarar, o kadar.

1-Canım istediğinde güzel bir mekana girip, istediğim çayı kahveyi içip, hesaba sadece ne kadar ödeyeceğim diye bakmak, bütçem nolacak diye düşünmemek.

2-İstediğim zaman bir tatile kaçabilmek, ekonomik olsun diye 6 ay evvelden 7 günlük tatilin zamanını mekanını ulaşım aracını ayarlamak zorunda olmamak.

3-İşime rahat gidip gelebileceğim bir mekanda oturmak, İstanbulun eski dağı yeni yerleşime açık bölgelerinden birinde oturup işe gidip gelmek için günde 2-3 saatimi çöpe atmamak

Vs vb diye gider.

Sonuç olarak para insana mutluluk sağlamaz direkt olarak. Fakat büyük bir özgürlük sağlar. Özgür olmaksa benim için mutlu olmak kadar, hatta daha büyük bir önem taşıyor.

yaşlılıkta rahat etmek.

mr cektirmem gerekti agridan duramiyordum, yasadigim ulkede mr icin para vermene gerek yok, super. randevu almaya gittim 9 ay sira var dediler. bunun baska bir yolu yok mu dedim, var dediler eger $600 verirsen yarin cekeriz.


baska birsey yazmaya gerek var mi?

muhtemelen arının iğnesi kopup derinin içinde kalmıştır. önce onu çıkarttığından emin ol. sonra üstüne amonyak dökmen lazım. amonyak bulamam dersen üstüne işe.

@sinek dediği her şeye katılıyorum :)

Normaldir. beni de bileğimden arı sokmuştu 5 sün sonra şişlik inmeye başladı ve iyileştim. Bölgede kaşıntı oluyorsa bepanthen krem sür.

çocukken bacağımın şişmiş ve 2-3 gün geçmemişti. Gidip bir alerji iğnesi yaptırmıştık o şekilde geçmişti. Ancak öncesinde ve sonrasında defalarca arı sokmasına rağmen bir kere yaşadım bu durumu öldürmeyip süründürmüştü. bir sağlık kurumuna gitmenizi öneririm

Hangi amacla almak istiyorsunuz? Sirketler icin veya pilotaj icinse bildigim kadariyla general Ielts i kabul ediyorlar ki general Ielts her türlü toefldan kolaydir ve b2 düzeyde ingilizcesi olan biri maksimum 3 ayda 7 yi görür.Eger akademi icinse bence cok ciddi bir fark yok. Toefl ve ielts in farki toefl da mikrofona konusursunuz ielts de karsinizda kanli canli bir insan vardir okadar.

Önceden olsa ielts derdim zira Türklere daha kolay geliyor genel olarak sınav yapısı da bir tık daha hafif. Fakat son güncellemelerden sonra toefl biraz daha basitleştirildi.

Şuradan da bakabilirsiniz: youtu.be

Birisi Amerika birisi İngiliz hakimiyeti ülkeler için geçerli sınav.. Sana ne lazım ? Mesela Avustralyada mı yaşamak istiyorsun yoksa Amerikada mı ?

1-gittiğinde bakmanı tavsiye ederim her zaman için

15 ekimde bence boş yer rahat bulursun. Gidince bakıp beğendiğini seç bence.

Kaşta her yer yokuş, bisikleti napacaksin? Plaja gideyim desen bisikletle gidilebilecek bir plaj yok.

büyük çakıla gider işte
hotel kayahan iyiydi

Yolları nasıl diye hiç düşünmemiştim cidden :/

Kaş yolları yokuş ancak civar yerler için bisiklet çok keyifli olabilir. Eğer biraz efor sarfedebiliyorsan Patara veya Kalkana günübirlik bisikletinle gitsen tadından yenmez. Büyük çakıl da belki bisiklet için iyi olabilir. Ancak merkezde küçük çakıl ve etrafında güzel beachler mevcut. Not: Kaş'ın denizi soğuktur.. Ekimde hava da biraz çirkinleşebilir.. HAftasonu yağmur geliyor Antalyaya.. Otel olarak maddi yönden sıkıntı olmaz demiş olmana istinaden Seaview otel önerebilirim güzel kokteyliler için ise Nur Beachde Okan ustayı bul derim. Meyhane olarak üzüm kızı.. Bunları sormamışsın belki ama yazıverdim gitti ^^ iyi tatiller.. ayrıca #YolaçıkTekÇık

Oteli gitmeden ayarlayabilirsin. Kalabileceğin ennnn merkezi yerlerden biri Çınar Butik Otel. Tavsiyemdir.

Bisiklet bence de zor olur ama sen bilirsin.

kas bisiklet için dorğu yer diil ya çok yokuş, ama 15 ekim de boş yer rahat bulursunuz, yine de öncesinde uygun bir şeyler araştırın tabi.

Kaş'ta bisiklet zor.

Eylül orasında bile kaş tamamiyle doluydu, umarım Ekim'de rahat edersin. Bütçen ne civarlarda? Çukurbağ'da bulunan butik otellerin fiyatları oldukça yüksek, şehir içi pansiyonlar 2 kişi 250TL civarında. Üç aşağı beş yukarıya buradan çıkarım yapabilirsin. Heh, bütçe sıkıntım yok dersen ben direk olarak "Olea Nova Butik Otel" der kenarıya çekilirim. Hem bisikletin ile Kaş'a gidip gelebilirsin. Ama yorumların tamamına katılıyorum, Kaş düz ayak bir yer değil, bisiklet pek uygun olmayabilir.

Şimdiden iyi tatiller.

pataraya bisikletle gitmek mi? profesyonel bisiklet sürücüsü değilsen hayatının pişmanlığı olur. öyleysen bile hayatının pişmanlığı olabilir. dünyanın en virajlı yolu ve bir taraf deniz bir taraf dağ, ölümüne bir sıcak... arabayla gitmeyi bile gözümüz yememişti, öyle söyleyeyim.

Bende antalyada aynı durumdayım, bisiklet gruplarına bakabilirsiniz, asmek kursları vardı onu kaçırdınız başvuruları geçen hafta bitti. Başka da aklıma gelmedi, kelin ilacı olsa :d

Asmek hep bi uzak durduğum bir yer oldu sebepsiz aslında efsane kurslar da açıyorlar ama efektif değil sanırım eğitimler sarmaz beni gibi geldi hep.. kurslara gelen kitleyi düşününce :/ hayırlısı.

Bu şekilde ısrar etmeye devam edersen kadın iyice soğuyacak, asla yanaşmayacak yürüyüş yapmaya. Biz anne babalarınızın ebeveynleri değiliz, göz göre göre bir hata yapmaya kararlılarsa onları rahat bırakmak gerekiyor. Üzücü ama olması gereken bu.

belki orada 20 teyze varsa onlar 3-6-8'li gruplar şekilde en azından merhaba merhaba'ları vardır. bir tanışıklık vardır. sap gibi tek başına gidip "ben de sizinle oynayabilir miyim" demek zor iş, yapan vardır ama herkes yapamaz.
guruplardan birine girebilmesi için gurup içinden(yada yürüyen birinden) bir invitation gerekiyor.

yani yürüyüş yapan insanların içinden komşu, tanıdık vs. biri varsa size çay içmeye gelmesi lazım!
zaten konuşacak çok bir şey olmadığı için illaki yürüyüş mevzu konuşulur. ve valideniz gerekli referansı almış olur.

sen yürü annenle.

gelmek istemezse anne sana bir şey anlatacam, açık havada anlatayım, yürüdükçe açılırım diye söyle. sonra yürürken iş yerindeki saçma sapan mevzulardan birini anlat sence ne yapayım diye fikrini sor. kafasını sana verdiğinden ne kadar yürüdüğünü de anlamayacaktır. böyle böyle 3-5 sefer yapın. zamanla yürüyüşün iyi geldiğini görüp o kendi çıkacaktır.

ama oyun parkındaki çocuğa hadi git arkadaşlarla kaynaş oyna der gibi söylemekle olmaz.

Akşam eve geldiğinde tut kolundan birlikte çıkın yürüyün

Aklımda güzel fikirler canlandırdınız dostlar. Sağ olun.

Küçük bir köpek alın.

@kitik bir taşla iki mi kuş ? :) bence şimdiden olur da.. keşke o kadar basit olsa..

Günde sabah akşam zorunluluk olmak üzere en az iki kere çişe çıkartılmalı. En azından sabah siz çıkarır akşamları belki de öğlenleri de anneniz çıkarır.
Kucuk boyutta olursa hem yüyüşüe çıktığında enerjisini çabuk atar hem de bakım ve masrafları daha uygun olur :)

Adımsayar bileklik alsan, belki baktıkça motivasyon olur.

fazla detaya girmeye gerek yok, bu iki aractan birini oneren seni pek seven, iyiligini isteyen biri degildir diye tahmin ediyorum. zira iki marka da yolda tutmasi zor masraflari araclar uretiyor.

ozellikle " bir honda/toyotadan ne kadar daha masrafli olur?" diye soruyorsaniz bulasmayin derim, japondan devam edin. basiniz agrimasin.

istanbuldaysanız parça ve ustalık konusunda sorun yaşamazsınız ancak anadolu şehrindeyseniz işte o zaman tam bir heyecan şöleni olur bu araçlar...

miniye bmw servisleri bakıyo ve maliyetleri bmw ile hemen hemen aynı ancak jaguar daha üst sınıf bi araç ve doğal olarak kendi servisine gidersen ağlatırlar ama yok ben özel servis kullanırım dersen az biraz parça konusunda masrafın olabilir.

birde unutmadan jaguarların motor hacimleri çok yüksek olur. benzinli kullanmak zaten mümkün olmaz da lpg'de bile üzebilir ve vergisi de motor hacmi dolayısıyla epey yüksek olabilir.

her aracın expertizi bulunur. bunu extrem bi durum olarak görme. sonuç olarak bütün araçlar benzinli veya dizel ve parçaların yeri farklı olsa da aynı parçalardan oluşuyo. senin dikkat etmen gerekense sağlam bi ekspertiz bulabilmek ve her ben yaparım diyene inanmamak.

bütçeni bu ilginç araçlara gömmemeni öneririm çünkü ne kadar yok abi ben sıkılmam desen de belli bi süre sonra araçtan sıkılıyosun ve bi değişiklik istiyosun. işte öyle zamanlarda veya nakit ihtiyacın olduğu dönemlerde toyota, honda, vw tipi araçlara göre epey fazla bekleyebilirsin. bunu da beğendiğin modelin temiz araç ilanına bakarak inceleyebilirsin.

@cooperr öyle bi şüphem vardı sağol :)

@johnnie w lker istanbuldayım ama bunları da göz önüne alacağım teşekkürler

merhaba,
bir lafdir ya hani
"aslan besleyen, ona verecegi kilogramlarca etin hesabini yapmaz" diye.
senin bu durumun benim penceremden oyle gozukuyor.
varsa paran al bin hayirli olsun, kazasiz belasiz insallah.

aractan ne bekledigin ile alakali.
-gosteris mi?
-prestij mi?
-guvenlik mi?
-performans+hiz+asfalti kazimak mi?
-konfor mu?
(direksiyona oturunca "lan araba bu bee" demekten bahsediyorum.
-yakit tasarrufu mu?
-yedek parca bulunabilirligi mi?
-dusuk bakimaliyeti mi?
bu tarz kriterlerden birinde karar kil.
sonra bu bahsettigin iki modeli yeniden gozden gecir.

bak ben kendim icin subaru imrpreza wrx sti ve mazda rx8 bakiyordum,
hatta bmw 3.20 200 kapora vermistim "bir ay bekle" dedim adama.
sonra,
bebek oldu simdi otomatik hyundai getz'e biniyorum.

dunya ya bir daha gelmeyecegiz. al kafandaki markayi, 2 ay bin sarmazsa gotur galeriye 3 bin altina ver.
aylik 1.500 teleye kiraladin sayarsin en azindan icinde kalmaz.
baktin memnunsun dedigim gibi aslan besliyorsan yakiti ve bakimi dusunmeyeceksin.

hangi 4 tekeri alirsan al tekerine tas, sevdiklerinin gozune yaş degmesin.
saglicakla.

İnanılmaz mutsuz sonlu bitecek araba arayışınız. Bence yeniden gözden geçirin önceliklerinizi. Arkadaşımda var mini sürekli arıza sürekli masraf.. Jaguar ise çok gereksiz bir ara bence türkiyede yaşan için.

Jaguar'ı hiç bilmiyorum ancak Mini epey yaygın, BMW servislerinin tamamı bakıyor ortak parçalar vs'den dolayı. Minideki tek sıkıntı önceki sahipleri amele gibi kullandığı için araçlar baya yıpranmış oluyor.

jaguar genel anlamda zaten sikintili bir aractir ancak hic surmedim. ama kendim kullanmayacagim arabayi da kimseye tavsiye etmem. jaguar alacagima riske girecekse. giderim rover Q75 alirim.
ingiliz arabalari genelde sorunludur. rover da boyle land de boyle jaguar da boyle mini de boyle.

cooper hakkinda bir bilgim var surdum de. amca oglunda cooper gp vardir. bogazdan gecerken kendiliginden airbag acti. davalik falan oldular. bmw'den yeri araba verelim dendi. oysa turkiye'de gp cok az var diye alinmisti o araba niye o fiyata bmw veriyorsalar artik. tavsiye etmiyorum. bunu size oneren arkadas cidden arkadas mi?

honda toyota gibi uzak dogu markalari dunyanin en sorunsuz araclaridir. istatislikler bagimsiz kuruluslar bunu soyluyor. 2 aydir bunu her duyuruda yaziyorum. uzak dogu arabalari en sorunsuz arabalardir. bir daha yaziyorum.
en sorunsuz 10 markada baslarda kia hyundai (ki kardestir) mitsubishi mazda nissan toyota honda boyle gidiyor liste icinde avrupadan bi opel var ki eskiden beri opeli de severdim. zaten listeye de bakinca benin sevdigim araclar markalarmis. liste sallabas bi liste degil.

exper sorun anlar mi anlar? nesini bilmez exper?
cogu aracin kendine has kronik sorunu vardir en basitinden eskiden dsg vardi. pek kimse bilmez aslinda dsg kullanim hatasindan kaynakli bozuluyor. bazi parcalari biraz kotu otomotik vites bilmeyen perisan ediyor. rampada mesela park edecek ya frene basiyor parka aliyor oyle elfreni cekiyor. bu da dsg sanzimani perisan eder.
baska ornek cruze mesela kronik sorunu subap erimesidir?
mesela omega sunroof acilma tusu arizalanir.
cogu aracta vardir boyle kronikler sabah kadar sayilir. ama bu kronikler uzak doguda pek cikmaz. dandik suzuki bile bakiyorsun uyduruk jipinde hava celigi kullanmis. gorunce şok oldum.

Zemin mutfak + oturma + wc
1. Kat 2 oda + 2 banyo olursa bence harika olur

@malheiros zemin mutfak salon wc
üst kat oturma odası yatak odası banyo ve ebeveyn banyosu şeklinde

Yukarı çıkan merdivene ahşaptan kapı yaptırın tadından yenmez.
Terasınız varsa bir de manzaralı welcome to my world.

Kendi eviniz olacaksa ve imkan varsa wc yi banyoya çevirin. Her gelen misafir yukarıya çıkmak zorunda kalıyor.

@brnbrs wcyi banyoya çevirme imkanı yok çünkü küçük.
ama gelen misafir duş almayacak ki neden banyoya çıksın?

yatılı diyorsan o da bize cok gelmiyor :)

Çatı izolasyonu iyiyse olabilir ama kötü malzeme ise işiniz var. Kar ve yağmur zamanında çatıya bakmaktan sinir krizi geçirebilirsiniz. Tek çatı ise iyi ama 2 dairenin ortak çatısı ise sorunlar bitmez. Yapım kalitesine inanıyorsanız alın.

Yalıtım konusuna dikkat çekilmiş zaten.
İzmir yakınlarında öyle bir evde oturmuştum kısa süreliğine. Üst kat ancak yazın sauna, kışın soğuk hava deposu olarak kullanılabilir durumdaydı. Sadece alt katı kullanmıştım.
Bu konuya özellikle dikkat et.

yorucu. elektrik supurgesi gibi bazi esyalari bir asagi bir yukari tasi dur.

Metrekaresi düşükse rezalet oluyor. Dumankaya İkon'da baya var bunlardan.

biletixten oldum olası nefret ettim. bir kalkışma falan yapıyorsanız haber verin.

kesinlikle katılıyorum bir biletixi bir de emlakçıları sevmem. emek hırsızları.

(bkz: rekabet kurumu'nun biletix'e dava açması)

böyle bişey vardı ama noldu, bişey çıkar mı bilmiyorum.

Hizmet bedeli gibi ücretler alması konusunda haklısınız biraz soyguncu gibi fakat şöyle bir de durum var biraz anlatayım.

Ben Ankara da yaşıyorum Antalya da festival vardı çadır yemek konser her şey dahil ve fiyatı da makuldü gitmeye karar verdim geçen ay oluyor bu olay. İki arkadaşımı da ikna ettim hatta onlar dedi ki dolandırılmayalım festival ayağına dedim yok biletleri biletixten alıyoruz sırtınız sağlam.

Neyse yıllık izinler planlandı tatilde gerek duyabileceğimiz hazırlıkları yaptık filan sabah karşı yola çıktık sabah vardık. Başlarda her şey güzel görünüyordu ama ertesi gün organizatörün hatalarından dolayı (uzun uzun yazamayacağım yemek ve çadır sorunu vardı) patladı festival. Sanatçılar filan giremedi. Yemekler iptal oldu.

Bizde dedik madem iptal parasını ödedik bari kalalım çadırlarda ateş mateş yakar bi şekilde devam ederiz. Sonuçta maceraydı. Ertesi gün aklıma geldi biletixi aradım durumu anlattım tatil diye geldik perişanız dedim festival iptal vs açıkladım. Iban aldı 1 haftaya kadar hesabınıza geçer dedi. Bir sonraki gün parayı yatırdılar.

Reklam filan değil de başımdan geçeni yazdım yani sonuçta güvendiğim bir kurum oldu benim için.

Zarf ile giden kargo 3 TL tutmuyor, biletix işi biliyor

@tepedeki Keşke entry girilse de konu hortlasa yine.

biletix'in sahibi abd'li dev ticketmaster, bunlar da amerika'da bile adına davalar açılmış açgözlü bir şirket. hatta en son karaborsacılara göz yumup oradaki kardan pay koparmaya çalışmasıyla ilgili bir haber döküldü ortaya.
www.digitalmusicnews.com

buna devletin dur demesi lazım ama devlet de kendi faydasına olmayan durumlarda böyle dev şirketlerle zıtlaşmak istemez.

piyasada buna yönelik girişimler var aslında, özellikle bu sene adını bile duymadığım bilet satış sitelerini gördüm. aralarından 1-2 tanesi güçlenirse neden büyümesin.

sıralamam,

a180,
chr
a3

seni seçtim pikachu giittt...
tabii ki toyota dover. mercedes benz mi kalmis sene 2019.
en cok ariza cikartan araclarda ilk 10'da audi ve mercedes benz var.
en az ariza cikartan ve ust uste en sorunsuz motor secilen ise toyota. dunyanin en buyuk 5 markasindan birisi de toyota.
mercedesin parcasi vs bakimi da oldukca pahali vw grubu da ayni. ha toyota da az degil ahaha. o da biraz pahalidir.

tabii artik tum markalarda var bu parcalarini baska markalardan almak. mesela mercedesin ve volvonun renaulttan motor almasi vs. bunlar size eksi puan olarak gorunmesin.

baska bir ornek, geely diye bir marka var, simdi hepimiz heee biliyoz dandik marka iste dersiniz ama bi bakin mercedes benzin yuzde kac hissesine sahip volvo'da ne gibi soz sahibi.

araba isleri cook degisti.
ben o fiyatlara toyota derim, az daha para koyup yeni mazda 3 alirsan, bana 7/24 dua edersin. cok iyi arabadir.

Toyota'yı seçerdim, ilk kriterim sahibinden olduğu için. Galeriye temiz araba kolay kolay düşmez.

Onun dışında mercedes paket içeriğini bilmiyorum ama dolu paketse gerçekten güzel özellikleri var, çarpışma önleyici, otomatik paralel park vs...

Turbo Sadık söylediklerinin hepsine katılıyorum. Mazda 3 tasarımı falan da epey güzel ve dikkatimi çekiyor.. haklısın. Ben açıkcası orta yaş krizine girmeden ( yaş 32 ) biraz gösterişli bir şey almak istedim hep özendim iyi marka bir arabaya.. Sürekli emekli mali müşavir gibi lan bu az yakar oh be parçası bol falan gibi düşüne düşüne Renault Brodwayci kafasından çıkamamak beni üzüyor.. Ne bileyim bi mercedes dursa kapının önünde ne yakar ne gider diye düşünmeden binemeyecek miyiz ? Her neyse cevap için teşekkürler !

toyota'nin bakimlari parcalari fiat'a gore renault'a gore daha pahalidir parcasi ucuz diye onerilebilecek bir araç degildir. toyota parcalari ucuz degildir.

internete yazabilirsiniz. atiyorum, bir sol on far grubu. ayni segment ayni fiyat araliginda bir fiat'in bir renault'nun bir hyunda'nin sol on far grubuna bakin? atiyorum 500 tl, bir de toyota'nin bakin 700 tl. bir kapi fitiline bakin ornek cok.

Mazda 3 niye yok seçeneklerde?
Hiçbirini almam.
Mazda 3 alırım...

Öncelikle ben marka değilisi değilim o yüzden Toyotayı alırdım.
Az yaksın diye 1.6 dizel baktığını varsayıyorum o yüzden Toyota sana gitmez 1.2 de olsa benzin çok yakıyor şehir içi 10 litreyi bulur. Ayrıca o araç suv değil nissan juke gibi kasası küçük bir araç arkası 2 kişilik yani.
Yakıt umruda değil biraz gösterişli - heybetli bişey olsun dersen o fiyata , tucson veya sportage bakabilirsin.

@hepmutluolmakistedim Toyota eşittir güven ve kalite bence de.. Senin yazdıklarından sonra kafamdaki listede 1. sıraya tekrar geldi. Bir tek çok büyük olması beni biraz soğutuyor yoksa tasarım olarak g.tümün düştüğü bir araba.

@2tostos MAzda 3 yolda görüş kestiğim bir araç. Fiyat biraz pahalı ama en fazla 120 bin elimden gelen ancak onu da bu ilk 3 listesinde Okey'e 4. misali soktum gitti.. Haklısın Tasarım olarak da nefis araç.

a3
toyoto
a180

@hepmutlu fanatiklik yapmana gerek yok babamın oğlu değil diğer markalar da toyotayı kötüleyeceğim..
2017'ye kadar 1.6 benzin Kia sportage'a 2019 haziran ayına kadarda toyota chr'e bindim. Kadıköy maltepe bağdat caddesi dolaylarında sportage 12-13 litre chr 10-10.5 litre yakıyor.

@denizazmanı Gözünü korkutmasın çok büyük bir araç değil. Attığın site , a180 uzunluğu 4299 mm , chr uzunluğu 4360 mm diyor. 6 cm yani fark.
Toyotayı al geç pişman olmazsın

3u arasinda en az km toyota gorunuyor, km demek asinma demek risk demek benzer paralara az km arac daha iyidir diye dusunurdum ben. ic hacim buyuk ihtimalle toyotada daha fazladir, parcasi audi ve mercedese gore daha uygun olabilir

hicbiri

@rm çok yardımcı bir yorum oldu teşekkürler :)

@kitik Daha önce Yaris kullandım. Çok memnundum motor kalitesi konusunda güven veriyor.
ancak sayılan hiç bir araçta MErcedes'in premium iç tasarımı yok. Herkes hep parça pahalılıgından ve yakıtta bahsetmiş haklı olarak.. ki haklısınız..

Bir de mesela Mercedes alsam alsam a180'in 2013 2014 kasasını alabileceğim ama CHR 2016 2017 zorlanır..

Audi ise çok kaliteli bir Alman aracı ama Fiat Linea gibi bir tip ve iç tasarımı leş gibi..

Özetle 2013 model bir A180 alsam dizel 80 bin'i geçmemiş.. Çok üzer mi ? Yani neticede lüks segment araçlar ama diyorlar ki Mercedesleri para kazanmak için yapmışlar.. sürekli sıkıntı verip para harcatıyormuş.. Kullananlara sormak lazım bu tip bilgileri..

Yorum yapmaya gelenler genelde araçları kullanmış kişiler olunca kendini farkettiriyor çok daha yapıcı oluyor yorumlar.

Aracı kullanmadan google bilgisi ile gelenler üzdü.

Marka model olarak,
Üçü de olur. Lakin bu kasa A serisinin yüzü eskidi yeni kasası çıktı o yüzden bunu seçmezdim.

A180 alacağıma A200 AMG alırdım. Şekil olarak daha güzel. Dizel değil ama dizel araba almak kendi açımdan mantıklı değil. Zaten az kullanıyorum. Dizele ekstra para vermezdim.

Sıralamam:
A200
A3
A180
Toyota

@deniz, soyle de bir durum var model yili olarak 2017-2016 zorlayabilirsin evet. ama ona gerek yok diye dusunuyorum.
su an piyasada 2019 model yok gibi bir sey krizden sebep, bayiler stoktaki 2018:leri bitirmeden yenisini getirmiyorlar hatta 2017 sifirlar bile var. ulkenin durumu cidden kotu. gecen arkadasa araba bakmaua gittik 2019 yoktu. vw golf'e bakarken gordum 235.000 tl idi golf (brosur 2019)

modelin yeni olmasini bence cok onemsemeyin, benim birader de modeli cok onemser mesela kiziyorum ona. model yeni olunca ne oluyor?
adam arabaya bakmayi bilmiyorsa ki turkiye'de arabadan anlayan bence yok. 150.00 200.000 de motor yiyor araclar. 1998 kasa cd opel vectra var bizde su an 400.000 km tuplu. ates ediyor hicbir sikintisi yok. araclar yapilirken 20 yil kullanilacak sekilde yapiliyor.
adam arabasina tup taktirmis yagini elle kontrol ediyor hee daha var kivami iyi diyor. bilmiyor ki tuplu arabada kivam bozulmaz km geldi mi vakit geldi mi degistirmen gerekir.
arabaya saf su koyuyor sonra radyatorler tikaniyor conta yanmasina kadar gidiyor. falan filan.
sunu diyebilirim araba alirken bakimli olmasina onem gosterin, bakimli araba her sey demektir. bunun icin servis kayitli (faturali yetkili servis kayitli arabayi oneriyoruz) arabayi sigir gibi kullanmazdam yagini suyu filtresini bakimini yaparsan araba 500.000 u gorur.
hyundai era taksici bu adam turkiyede adam 1.000.000 km gormus gerci hyundai cok saglam markadir da goren goruyor yani.
bizde sofor mu var allah askina rusyadaki insaat iscileri bile ehliyet sahibi olanlar arabanin motorunu sokup yerine takiyorlar rusyada calismis olanlar ne demek istedigimi anlayacaklar.
santiyeye kamaz gelirdi ariza yapardi. tamirci mamirci hic yok zaten etrafta bulamazsin. 5 tane yerel gelirdi. arabayi soker takar hallederdiler.

cok eski de almayin metal yorgunlugu vs. araciniz 13 yildan eski olmasin airbag acilmama sorunu olabiliyor. 5 yillik arac ideal.

edit: soran oldu, vectra rektifiye olmadi. motoruna hicbir hamlede bulunmadik. aynen orijinal duruyor ki eco'lar yuksek isida calisan motorlardir. diger iyi motoru da zaten dohc, honda'nin vtec'i gibidir.

@turbosadık Ben ortada Fanatiklik görmedim. Verdiğin bilgiler için teşekkür ederim.

@mhimmetdayı A200 nefis hakikaten. Ben yalnızca hala Toyotaya bin temiz temiz sür az para harcacılık mı ? yoksa arabayı parket inerken gururduyculuk mu ? bunun arasında kaldım. Biraz gösteriş açıcısından yani tabiri caizse havalı olsunculuk ağır basıyor kafamda hep. Atıyorum 2013 kasa 98.000'de bir A200 aldım.. Çok can yakar mı ? Çok mu masraflı bu araçlar ?

arabayla gurur yapmaya gerek yok abi boşver boş adam işi onlar. hemen hemen yaşıtız aynı duyguları ben de taşıyorum şu an yeni kasa meganea binen biri olarak. satıp premium mu alsam eski model yoksa yeni model chr mi alsam ikilemi hep var. ama chr bana daha yakın.

araba seçiminde bir çok değişken var. ayrıca arıza yapmayan sıkıntısı olmayan çok az araç var ki illaki olacak. her araç için söylenen genel geçer şeylerin dışında tamamen subjektif yorumluyorum. kendim mercedes kullanıcısıyım, mercedes o kadar arıza yapmıyor. eve yaparsa pahalıya patlıyor ama mercedes konforuna bu piyasada çoğu araç yanaşamaz bile.
1.cisi a180 d almam motoru renault olması ve kronik arızalarının olmasından dolayı.
2.cisi japon arabalarını sevmem almam da. sürüş zevki yok konfor yok crv alelacele yapılmış bir araç, arka koltukta oturunca dışarısı yarım yamalak görünüyor.
3. a3 seçerim ancak 2014 sonrası dsglerin problemli olmasından dolayı düşünürüm. bir de o kadar para verip sunroofsuz araça binmek istemem.

Linklerdeki arabaların kilometreleri ve bakimliliklarini görmezden gelerek benim tercihim şöyle olurdu;

Konfor açısından; Audi/Mercedes/Toyota
Sürüş keyfi; Audi/Mercedes/Toyota
Hacim; Audi/Mercedes/Toyota (ferahlık hissi, bagaj ve diz mesafesi)
Şanzıman; Audi/Mercedes/Toyota (Dsg'nin sorunsuz olduğunu varsayalım. En akıcı çalışan o sanırım)
Bakım masrafları; Toyota/Audi/Mercedes (tahmini)
Estetik; Mercedes/Audi/Toyota
Performans; Audi/Mercedes/Toyota

Ben olsam A3 alırdım.

@orientblue Audinin konforunun Mercedesten daha iyi olduğunu düşünmesem de diğer konularda size hak verebilirim. Audi A3 güven veren bir araç ama inanılmaz düz ve tasarımdan uzak basit bir işçilik olması beni soğutuyor..

a180 cdi'nin 2013 modelini kullanıyorum. bana kronik bir problem çıkartmadı style donanım paketi. buradaki urban. beyaz döşeme ve kadranlar harici ne fark var bilmiyorum ama a180d/cdi modelleri kötü arabalar değiller.

fakat hem audi hem mercedes epey km yapmış. eğer yakıt tasarrufu birinci öncelik değilse ben de toyota derim. az binilmiş bir araç bu arada chr'lerin arkaları mezar gibi. arka koltukta oturacakların görüşü falan epey kısıtlı. onu da belirteyim.

Evet A3 düz bir tasarım ama böyle olunca daha geç eskiyor yüzü. Konfor konusunda ben A serisinin bu kasasına binmedim ama tüm testlerde özellikle arkasının fazla sert olduğunu söylüyorlar. A3 = Golf artık rafine olmuş, oturmuş bir gövde. Yol tutuşu, süspansiyon konforu olgunlaşmış. Keyif meselesi tabii.

10 yıl sonrası için a3 seçerdim. En son Toyota 1.2 motor beğenmedim. A180 süspansiyon sert. A3 piyasada tutulan model.

Mazda 3 alamıyorsan
Golf al o zaman
Ama benzinli al
Full alabilirsin bu bütçeyle
Ama ben mazda 3 alırdım....

@tapalordek a180 sadece sert süspansiyondan dolayı mı çöpe gitti ?

Bu arada konuyu hala okuyanlar soruyu değiştirmek isterim

Sizin 120 bin liraya seçeceğiniz ilk 3 araç ne olurdu ?

3 aracı da kullanmadım o yüzden bu araçlar hakkında duyduklarıma ve tahmin ettiklerime göre yorum yapayım. 1. si ben kilometresi yüksek premium marka araç almam. Almama sebebim bakım ve parça maliyeti, bunun dışında bir sebebim yok. Audi'yi otomatik şanzımanından dolayı tercih etmem, yine bakım ve parça maliyeti korkusu. Bu yüzden Toyota bu 3 araç içerisinden benim kafa yapıma sahip birisi için en mantıklısı. Ama sorun şurada başlıyor, bu araçlar içerisinde en konforsuz ve hissiz olanı büyük ihtimalle Toyota'dır. Japon otomobil üretiyor ama hala Alman konforuna sahip değil. Muhtemelen aracı kullanırken Toyota'dan aldığınız keyif en az olacaktır.

Bu yüzden ben de Alman ve Japon araçlar arasında gezinip dururum; birisinin sürüş keyfi/konforu cezbederken diğerinin sorunsuzluğu güven verir. 15 yaşındaki 200 bin km'nin üzerindeki Mazda araçta fabrika çıkış radyatör dururken, bakım dışında en ufak bir parçası arızalanmamışken, 100 bin km'ye gelen Astramın 2 kez termostatı, 1 kez radyatörü değişti. 1 kez yağ soğutucusu, 1 kez turbo manifoldu değişti. Bu basit bir örnek, mesele maliyeti falan da değil şimdi ne arızalanacak da başıma ne gelecek korkusuyla araç kullanmak beni geriyor.

@Abdurrahman kesinlikle tam olarak oradayım. DM üzerinden araba sahipleriyle konuşuyoruz Mercedes için herkes buna biniyorsan parayı unut. 500 liralık şey mercedesde 2000 lira en iyi ihtimalle her şey 4 katı diyorlar.

Peki aranızda Alfa Romeo Julietta kulllanan var mıdır?

Yeni sıralamam
Alfa Romeo Julietta
Mazda 3
A3 oldu.

İtirazı olan ya da bunlardan birini kullanan varsa yeşillendirirse pek mutlu olurum.

Ben Mazda 3'ü tercih ederim ama performansı düşük bir araçtır, performans önemliyse tatmin etmeyebilir. Yeni kasalarda biraz iyileştirme olmuş ama hala hantal. Daha önce turbo beslemeli araç kullanan kişiler memnun kalmayabilir. Onun dışında eleştireceğim bir şey bulamadım.

Aranızda AlfaRomeo julietta kullanan var mı ? Sizce bu sıralamaya girmeye hakkı var mı ?

Son 2 senedir bence insanlar genel olarak böyle. Siyasi şeyler, ekonomik sorunlar, geleceği görememe. Ama benim gibi olan bazı insanlar bunu biraz fazla hissediyor. Basiyoruz o yüzden sağa sola negatifi

sosyal medya + bilgiye erişimin kolaylaşması. modern insan dünyanın tüm yükünü ve derdini omuzluyor. hal böyle olunca eksik, yetersiz hissetmek ya da başkalarını görüp onlarla aynı standartları istemek kaçınılmaz. mevcut düzenin bir parçası olarak huzur bulmak kolay iş değil açıkçası.

öte yandan benim çevremdeki insanlar bunalımda ya da mutsuz falan değil. aksine, gayet sakin ve normal hayatlar yaşadıklarını düşünüyorum. kendi çevremdeki en hüzünlü, mıymıy, dingil insan benim. kaldı ki ben bile kendimce çeşitli problemlere değinsem ve farklı sebeplerle üzülsem de GENEL OLARAK yaşamayı seven ve pozitif düşünmeye çalışan bir insanım. sadece çok fazla anksiyete var, "ya kötü olursa?" korkusu ağır basıyor kontrolsüz bir şekilde. yoksa biz çevre olarak iyiyiz açıkçası, bi' tek paramız yok gördüğüm kadarıyla. o da olsa bizden iyisi yok.

Kendi adıma konuşacak olursam evet bunalım geçiriyorum bu aralar.

Bizzat kendim böyleyim. Etrafıma yansıtmıyorum ama kendi içimde böyleyim. 1-2 aydır fln galiba.

hiç bu kadar bunalımda olmamıştım. sabah 8,30 beri aklımdan geçenleri bir bilseniz. yeni bir hayata başlayacağım. anne babayı üzmeyeceğim.
1 barı açıyorum
2 ayla ile aramı düzeltiyorum.

bu kafadayım.. birileri çıkış yolu göstersin.

bende motivasyon eksikliği var, yoksa yapmam gereken iş güç hepsi planlı programlı önümde

neyse yarın kickbox a başlayacağız, belki spor iyi gelir

ben de sporun iyi geleceğini düşünenlerdenim. ve dediklerin konusunda kesinlikle haklısın, bende okb var ve antidepresan kullanıyorum. ama antidepresandan önce de hiç depresyona giren bir tip değildim, okb hep ön plandaydı. belki bir kere falan girmişimdir depresyona, onun dışında bir şekilde -belki de takıntılı olduğum için- kafamı hep oyalayabiliyordum. şimdi ise antidepresana rağmen depresyondayım. valla bildiğin bileklerimi kesesim geliyor her gün. işin kötüsü bir tek ben değil, evimdeki ve çevremdeki herkes böyle. negatif olmayan kimse yok gibi birşey. anlayamıyorum neler olduğunu. kiminle konuşsam hareket edesi yok, başı ağrıyor, paso uykusu var, motivasyonsuz, neşesiz, negatif, enerjisiz.....böyle olumsuzluk ekleri ile gidiyor sıfatlar halinde. hepimize sağlam bir dayak mı atsalar, ardinalimiz mi yükselse nolsa?

Herkes mutsuz. Bunun en büyük sebebi bence sosyal medya. Sürekli beklenti içerisinde olmak. İnsanlardan beklentiler ne kadar azalır kişi kendinden beklentisi olur ve bunu başarırsa o kadar mutluluk oluyor. Mesela geçen günümüz için 3 yıl gibi bir süreye tekabül eden 3 gün sosyal medya detoksu yaptım kendimce ve inanır mısınız kendimle kalınca daha mutlu oldum.. Tabi sonra 9 gün datça akyaka marmaris vs.. gezdim.. elbette sosyal medyaya bir milyon tane şey attım. Sonuç al sana pazartesi. Al sana memnuniyetsizlik. Eskiden pazartesinin tek kötü tarafı okul iş ders vs.. başlangıç tarihi olmasıydı.. Şimdi buna sosyal medyada diğerlerinin ( o sırada tatilde olan ya da dünyayı gezen kişileri ya da süper lüks ev arabasında gezenleri ) hayatlarını görmece ile sınanmaca var. Tabi ülkenin durumu alım gücü sağlıksızlıklaşmış toplum ota bo.ka bağıran sokaktaki insanlar ve regl gibi gezen tüm Türkiyeyi de ekleyince sen de nasipleniyorsun elektriklerinden.

bence git yoksa şöyle diyaloglara maruz kalırsın: eksiup.com

Icinde oyle buyuleyici bir manzara falan yok, gladyator filmi gibi falan degil. Hani para vereceksem goz dolduran bir sey gormeliyim diyorsan soyledikleri dogru.

Ama sahsen ben bir yasanmislik var, nelere taniklik etmis mekan, gormeliyim orayi diyor insan. O acidan yine gitsem yine girerim iceri. Bence girmeli.

Ben de girdim, gitmişken bedelini ödeyip yapabildiğim her şeyi yapmayı, görmeyi ve tecrübe etmeye çalışıyorum. Tabi zaman da önemli. Kuyruk bekleyecekseniz boşverin. Fakat skip the line bileti tavsiye ederim.

Vaktiniz varsa girebilirsiniz, ama etrafındaki diğer antik kalıntılarla birlikte gezilince sıcakta çok yorucu oluyor. Vakit kısıtlıysa ve tercih yapmanız gerekirse, Vatikan müzesini ve Sistine şapelini görmenizi tavsiye ederim.

Ben yüzlerce yıl önce yaşamış insanlarla aynı ortamda bulunduğum için Colosseo'nun içine girdiğimde bayağı mutlu olmuştum. Beklentinize bağlı.

Girmelisin. Sonra benim gibi" Amsterdama gitmiş de meycıkmaşrum yemeden gelmiş tüüüü boyuna posunaa " tepkileri ile ömür geçirirsin. Ayrıca ayıptır. RomePass al.. 2 gün sınırsız ulaşım ve Kolezyuma giriş ve bir çok müzeye giriş ücretsiz o kartla..