Başı yalama olmuş vidaları açmak için bazı yöntemler var; vida başına kağıt sıkıştırıp döndürmeye çalışmak, delici bir aletle dikkatlice vidayı delmek suretiyle parçalara ayırmak (riskli), vida başına epoksi gibi güçlü bir yapıştırıcı damlatıp tornavida ucunu da buna yapıştırarak döndürmeye çalışmak gibi. En basiti bir damla japon damlatıp gözden çıkardığınız bir tornavidayı da buna yapıştırarak tek parça haline getirmeyi deneyebilirsiniz. Bu şekilde döner diye tahmin ediyorum.

vidanın üzerine bir paket bandı koyun, şu hafif yassı gibi olanlardan. tornavida ile basa basa açın. olmazsa çok ince ağızlı kargaburuN gibi bir şeyle tutarak çevirmeye çalışın.

Yalama olması dışında da açılmıyor. Diğerleri açılıyorken bu sıkı baya. Bir de çok ufak bant olmaz sanırım.

Kırsam mı diyorum. Bıçağı ısıtıp wifi kartının plastiğini eritsem sorun olur mu ki? Başka takıcam zaten.

orayı kırınca penseyle yavaş yavaş kırıcaktım aslında kalan yeri. sonra çevresinden tutarak vidayı açmaya çalışıcaktım. ancak orası da alüminyummuş sanırım. bir de vida küçük olduğu için penseyle açamama durumum da var.

yalama olmadan önce de açılmıyordu. sanırım diğer vidalara göre daha farklı şekilde sıktılar. bunun nedeni ne olabilir? yalama sorununu çözsem bile zor baya açması.

www.youtube.com

Kafasina havya basarsan yuvasi erir cikar, ama sonra yuvasina bir sey takamazsin. Ben laptop islerini boyle cozuyorum, macbookla ugrasmadim benimkiler 5 yillik falan dell,hp makinelerdi.

Ya da eritmeyecek kadar isitip zorlayabilirsin ama kafayi iyice yalama ettiysen isin zor.

duman işe yaramaz mı acaba? arıcılar öyle yapıyor ya.

Vicdani bir sikintin yoksa sinek ilaci sikip iceri kacabilirsin.
Bunu birkac kere tekrarlarsan ari falan kalmaz.

Esek arisi bunlar, bal arisi degil.
Bal yapmazlar ve bitkilerin tozlasmasina da katki saglamazlar.
Etcil olduklari icin diger bocekleri yerler.
Yumurta birakmak icin petek yaparlar, yani o gordugun petek bol bol yeni esek arisi populasyonu...

Cozum onermedim ama telef etmek istersen gonlun biraz rahat olsun diye yazdim.

youtu.be

Bu sekilde calisiyorlar, 19. Saniyede arkada adam birakmayan serefli ariya dikkat et.

Öldürme konusunda çok bi vicdani sıkıntım yok da arı sokması tehlikeli bi şey sonuçta. Şu raid'in hamam böceği vs için olan ilaçlarını gece gidip sıksam dolabın içine sonra içeri kaçsam etki eder mi? Ya da tütsü falan mı alayım duman yapsın diye?

Ya da Armut'tan falan böcek ilaçlama için birini bulsam arıya çözüm sunarlar mı nasıl olur?

Abi ne bocegi armudu, normal sinek ilacini basip kapat.

Gece karanlikta yaparsan uykuda yakalarsin hepsini.
Duman oldurmez sadece kacirir.

bizim ahırda aynısı vardı. tavana yapmışlardı kocaman. raid'in kokusuz sinek ilacını sıktım öldüler. bu daha küçük. iyice sıkıp kapağını kapa. yarım saat sonra tekrar sık. hepsi ölür.

kalın sağlam poşete geçir ayakkbılığı, bir anda ters çevirip poşetin ağzını bağla.
bu şekilde arılar dışarı çıkamaz.
bu şekilde beklet zaten bir süre sonra havasızlıktan ölceklerdir, poşetle çöpe atarsınız.

keneye benziyor. Macro cekilmis daha net foto lazim.

kene değil, kenenin anteni yok ve 8 bacaklıdır.

cevaplar için teşekkürler.

bir tane daha buldum ama bir kene olmak için çok küçük gibi geliyor. Fotoğrafını çekmek çok zor. 1 milimetrenin altında.

soruya böceğin boyutunu anlamanız için başka bir fotoğraf ekledim.

balkondaki bitkinin yapraklarinin altina ve yeni surgunlerine bakin. Bir cesit yaprak biti olabilir.

www.insectasylum.net

Anteni şaşırtıyor bir de epey zoom yaptığınızı varsayıyorum ama kuş biti olabilir, bir bakın bence.

bitki biti gibi görünüyor. İnsana zararı yok ama bitkilerinizi kemirir

Gerek yok, sorun çıkmaz normal şartlar altında.

vize uc aylik ama duration of stay ne?
duration of stay (toplam kalis gunu)'i bitirmediginiz surece sorun cikmaz.

Sorun olmaz.

Normal şartlarda yapılır. yevmiye numarasını sorguladı mı çıkar zaten. Bazen noterler aslı gibidir veya aslını getirin diye işi yokuşa sürebilir. kendi aranızda fakslaşabilirsiniz diyebilirsiniz.

önemli olan alacak kişi bu olayı bilmiyorsa işten kıllanabilir ve satıştan vazgeçebilir.

Vekaletnamede

"TNBBS elektronik arsive taranmasina, vekilin talebi halinde elektronik arsivden ciktisinin alinarak islemlerde dayanak olarak kullanilmasina... ...diger noter dairelerinden fiziki veya elektronik arsivden ornek almaya..."

yetkileri verildiyse, aslini isteyen noter -ucretiyle- kopyasini (asli yerine gececek kopya) arsivden cikaracak ve bununla islem yapacak.

Bu ibareler yoksa -yani elektronik arsive girmediyse- aslini isteme olasiliklari cok yuksek.

Darkrocq
Bahsediginiz ifadeler yer alıyor. Teşekkürler.

bu arada noterin TNBBS sisteminden çıkarıp onaylaması size babanızın kargoyla aslını göndermesinden daha pahalıya mâl oluyor. 350TL civarı vermiştim en son. önce fotokopi ile deneyin sonra o çözüme gidin hatta vakit varsa kargoyla alın.

noterden notere faks çekerek oluyordu en son.

24 aldim bence asiri buyuk, yazilimciyim tonla ekran kullaniyorum ama sevemedim.

2 tane 22 kullaniyordum o daha iyiydi.

İdeal monitör büyüklüğü ihtiyaçlara en iyi yanıtı veren monitördür. Eğer hem fps hem dizi izliyorsanız 27" 144+ QHD veya bütçeye göre 4K monitör tercih edilebilir. Fakat vaktinizin çok büyük bir kısmını fps oyunlarına ayırıyorsanız 24" 144 veya 240hz monitörler daha akıllıca olur. Gözün bir yüzey üzerinde belirli bir odak alanı vardır genellikle bu alan bir karış çapında olur, göz ve beyin bu alan içerisindeki hareketliliğe daha duyarlı olur. Tabi duyarlılıktaki diğer etken monitörün yakınlığı. Monitör yakınlaştıkça refleks artar fakat odak alanı küçülür, bu yüzden e-sporcular genellikle küçük ekranı kendilerine yakın pozisyonda konumlandırır. Eğer neredeyse hiç fps oyunu oynamıyorsanız 32" bile alabilirsiniz fakat 27" üstü monitörlerde curved özelliğine bakılması gerek ve en az QHD olmalı. Dipnot: Tamamen kişisel tecrübeye dayalı çıkarımlardır. Experti filan değilim.

Ben geniş ekran 24'ten çok memnunum. 24 üstü çok büyük geliyor. Kavisli ekran da oyun dışında rezalet bence.

24 kullanıyorum bence fazla büyük. 21 ideal. 24 te odaklanma sorunu oluyor.

3 tane 27" (2560x1600) kullaniyorum. bence tek monitor için 27'den sonrası gereksiz büyük oluyor. kavisli monitor de kullanmadım ama sevmedim. onun yerine 3 taneye gectim. boylece istedigim aciya ayarlayabiliyorum. tek basina 46" tv olan modelde kullanadım ama yükseklik bir süre sonra boyun agrisi yapiyor.

bence onemli olan 3 nokta var.
1. aci verebilmeliyim.
2. yüksekligi ayarlayabilmeliyim.
3. gerektiginde dik cevirebilmeliyim.

oyun oynamam. sadece iş için kullaniyorum.

Bu arada bencen yukseklik ayari ve saga sola bukme cok onemli.

Yani 2 elinle kenardan tutup 1 elinle cekince aci verebiliyorsun. Eskiden tuplu monitorlerde standart ozellikti sonunda lcd'ye geldi 15 sene sonra.

Dik olma isi hic isime yaramadi, kablo takiliyor oyle cart diye donmuyor. Olmasa da olurmus.

27"
1,25*kol mesafesinden kullaniyorum. kavisliye gerek yok.

27" QHD (yatay) ve 24" FHD (dikey) kullanıyorum mutluyum.

Tek monitör kullanacak olsam 27'liği seçerdim.

Kavis işini pek sevemedim. Oyun amaçlı kullanmadığım için gerek görmüyorum.

34" kavisli 3440x1440 çözünürlüklü monitorumle çok mutluyum, ilk başta kavis bi garip gelmişti ancak alıştıktan sonra düz monitörler çok kötü hissettiriyor. 27" üzeri kavis gerekli diye düşünüyorum, yüksek yenileme hızı da gerçekten farkediyor. Tek monitör kullanilacaksa hem iş hem oyun babında 21:9 34" monitörler ideal diye düşünüyorum.

İki farklı 27" yerine 49" kavisli ve PBP özellikli anlamlı olabilir, bunun dışında ekranı büyütmektense birden fazla ekran bana da daha mantıklı geliyor.

arıtma cihazı varsa 1'e 10 kullanıyor suyu, tüketim ondan çok olabilir.

günde 1 ton normal değil mi
çamaşır, bulaşık makinası da çok harcıyor
her gün o kadar kişi duş alsa
sifonu, temizliği

Sıcak su tüketimi aşırı olduğuna göre sifon/musluk kaçağı vs değil, evde kalabalık bir nufus var ve sık banyo yapılıyor demek.

Buna paralel çamaşır, bulaşık ve diğer işler için kullanım bence normal.

2-3 kişilik, su kullanımına dikkat eden evlerde bile 10 m3 tüketim ortalamadır.

ne yapiyorlar bilmiyorum ama benim 10 katim su kullaniyorlar. evde 8 kisi falan yasiyor olabilirler. ya da ev mustakilse (ikiz villa vb), hergun teras, balkon yikiyor olabilirler. Hali yikamaci isletiyor bile olabilirler :D

her gun dus alan, haftada 1-2 camasir makinasi kullanan ve elde bulasik yikayan insanim.

Gunde 1 ton normal degil mi diyen arkadasa ne diyecegimi bilemedim bu arada. Ona cok kirginim.

full evde yemek yapıp 3 öğün bulaşıkları da elde yıkıyorlardır. kalabalık olmaları durumunda bol bol banyo çamaşır falan da dersen bence çok ekstrem değil. ben tek başıma 6 ton kullanıyorum. 5-6 katım benim.

Tahminim o evde 6-7 kisi yasiyor, ki zaten buyuk ev 4 oda vs.
Bizim 3 kisi aylik ortalamamiz 15m3 civari.
Cok dus aliyoruz, bulasik makinasi hergun calisiyor, camasir makinasi 3 gunde bir calisiyor, vs.

(bkz: kacak akim rolesi)

Hangi aşamada atıyor sigorta? Su alma aşamasında mı? Suyu ısıtmaya başlama aşaması mı?

Isıtma aşaması ise rezistans arızalıdır %90

Makineyi başka prizde deneyin, o prizin başka sigortaya bağlı olduğuna emin olun.

@john bloor kurutmada. Her programda kurutma zamanları. Hep sona doğru.

Su gidiyor ama bulasiklar kurumamis.

Demek ki kurutma için kullandığı bir rezistans varsa o arızalandı, kısa devre filan yaptı.

En uygunlarindan biri: www.netspeed.com.tr

Adsl/vdsl destekleyen WAN portu da olan (fiber icin) bir modem'i kendiniz alin, 10 sene kullanirsiniz tasinsaniz bile.

Modem satan kalmadi gibi (cihazlar abonelik tutarina gore oransal olarak cok pahali oldugundan muhtemelen). Satsalar bile operator lock olabiliyor. Zamaninda vodafone'un bu sekilde sattigi zyxel aletler diger operatorlerde kullanilmiyor mesela (kullanici adi kisminda @vodafone sabit ve bunu kaldirmak icin baska firmware atmak gerekiyor cihaza, uretici "biz bu modeli ISS icin urettik bizde firmware yok diyor, bi ton sikinti)

İhtarname çeksin elinde kanıt olsun. Başkasına kiraya verirse belli bir sürelik kirayı ondan alabiliyorsun o şekilde.

Gerçekten taşınacak biri bundan kaçınmaz. Babamlar mecburen bi ev alacaklar ve aldıkları an kiracıya ihtarname gönderecekler mesela çünkü gerçekten içinde kalınacak.

ihtarname çekebilir elbette fakat nazikçe bildirmek daha doğru bir davranış. siz sıkıntı çıkartırsanız ihtar çekmesi gerekir.
güncel fiyattan başkasına vereceğini düşünüyorsanız attığı imzaların bulunduğu inşaat sözeşmesi, ön sözleşme vb fotoğraf isteyin. en doğal hakkınız.

Avukatla calisirsaniz en dogrusunu yaparsiniz. Aksi halde zararli cikarsiniz. Aksini gormedim.

Bu ve benzer sureclerle birkac kez muhattap oldum. Avukat harici anonim alacaginiz cevaplarin yarim yamalak ve/veya sizi yari yolda birakma ihtimali olan genellikle eksik ve hatali bilgiler oldugunu unutmayin.

Yazılı bildirimde bulunması da (ihtarname vs.) bir işe yaramaz. Tahliye davası açması lazım. Dava açmadan çıkmanı isterse "çıkmıyorum" dersen hiçbir şey yapamaz. Çok basit. Gidip tahliye davası açacak ve gerekçe olarak aşağıdakilerden birini sunacak. Bu durumda evden çıkarsınız. Eğer 3 yıl içinde evi başkasına kiralarsa size 1 yıllık kira bedeli kadar tazminat öder. Bunun takipçisi olursun sadece. Ama bu durumda bile kârda olur ev sahibi. 1 yıl boyunca yüksek bedelden kira alıp yarısını sana verir atıyorum. 1 yıl sonra yüksek kira üzerine bir de yüksek zam yapacağı için kâra geçmiş olur.

Borçlar Kanunu
...
II. Dava yoluyla
1. Kiraya verenden kaynaklanan sebeplerle
a. Gereksinim, yeniden inşa ve imar
MADDE 350- Kiraya veren, kira sözleşmesini;
1. Kiralananı kendisi, eşi, altsoyu, üstsoyu veya kanun gereği bakmakla yükümlü olduğu diğer kişiler için konut ya da işyeri gereksinimi sebebiyle kullanma zorunluluğu varsa,
2. Kiralananın yeniden inşası veya imarı amacıyla esaslı onarımı, genişletilmesi ya da değiştirilmesi gerekli ve bu işler sırasında kiralananın kullanımı imkânsız ise, belirli süreli sözleşmelerde sürenin sonunda, belirsiz süreli sözleşmelerde kiraya ilişkin genel hükümlere göre fesih dönemine ve fesih bildirimi için öngörülen sürelere uyularak belirlenecek tarihten başlayarak bir ay içinde açacağı dava ile sona erdirebilir.

..

Peki diyelim sulh yoluyla evden çıkacağım yine de 1 aylık mı sürem var yoksa bana en azından 3 ay gibi bir süre vermek zorunda mı ev sahibi ?

ev sahibinin herhangi bir gerekçe ile sizi sözel olarak evden çıkartma şansı yok mahkeme olmadan. ihtar çekse bile sonunda mahkemeye vermesi gerekir.

siz anlaşıp çıkmayı kabul edecekseniz oturup karşılıklı olarak şartları konuşur belirlersiniz ev sahibi ile. sizi çıkartmaya bir hakkı olmadığı için süre vs şartı yok. nasıl anlaşırsanız öyle olur, kiracının eli güçlü bu aşamada. evin bir kaç ay geç boşalacak olması bile bir kaç yıl sürecek mahkeme sürecine göre işine gelir ev sahibinin. hatta kimileri o bir kaç ayın kirasını bile almıyor hatta taşınma masraflarına falan katılıyor yeter ki kiracı evden çıksın diye. böyle anlaşmalı şekilde çıkarsanız evi yeniden kiraya verebilirler bir hak iddia edemezsiniz. 3 yıl oturduğunuza göre şu anki aptal piyasaya göre en az 2 katına kiraya verirler zaten evi.

yok ben oturacağım, inatlaşacağım derseniz de kiranızı zamlı şekilde ödeyip devam edebilirsiniz. ev sahibi sizi yasal süre içinde mahkemeye verir o süreç de itirazı, icrası vs derken kafadan 2 yıl sürer. hatta süreyi kaçırırsa +1 yıl daha. mahkemeyi kazanıp sizi çıkartırsa 3 yıl kiraya veremez. onun takibini de uğraşmak isterseniz sizin yapmanız gerekir yalnız.

güncel bilgi 1 ay. yani aynı durumda akrabam var oradan biliyorum. 1 ay kala haber verse yetiyor. evi kentsel dönüşüm ile yıkılacaksa 1 ay kala sana haber vermesi yeterliymiş.

bu arada 6 aylığına devletten kira yardımı ve taşınma yardımı alma hakkınız oluyor.
1 ay kala haber vermesi ayıp ama. yani bu işler aylar sürüyor. son dakikaya bırakmış. tabi eğer gerçekse!

tüfe oranında ya da devletin belirlediği %25 kira artışını yap, otur oturduğun yerde. adliyeler bu tür davalarla dolu. 1 yıldan fazla sürer sonuçlanması, ayrıca kendim oturacağım diyerek seni çıkartıp başkasına kiraya vereceğini düşünmüşsün -ki öyle olacak gibi- gerçekten kendisi oturacaksa sözleşme bitimine en az 1 ay kala "kendisinin oturacağını" belirten bir ihtar çekmesi lazım. çıkmazsan tahliye davası açacak, o da dediğim gibi 1 yıldan uzun sürer. davayı kaybedersen avukatı varsa vekalet ücreti ile dava masraflarını ödersin. çok bir şey tutmaz.. işte o ihtar senin kanıtın olacak ileride. o ihtardan sonra oturmaya devam edersen dava açacak. açılan dava tahliye ile sonuçlanırsa evi boşaltırsın. bundan sonra kendisi oturmak yerine başkasına kiraya verirse tazminat hakkın olur ve çatır çatır alırsın.

ayrıca şunu da belirtmek isterim ki ev sahibinin aynı ilde veya ilçede başka bir evi ya da evleri varsa; seni kendim oturacağım gerekçesiyle çı-ka-ra-maz. dolayısıyla kaybedeceği bir tahliye davasını da açamaz. açsa bile sen kazanırsın. mahkeme ev ihtiyacının gerçek, samimi, sürekli ve zorunlu olup olmadığını araştıracak. ev sahibinin emlakçısı zarf atmış. yutup yutmamak sana kalmış. zarf atmamış olsalar bile resmi kanalları kullansınlar.

Dava açsın.
1 ay öncesinden söylemek diye bir şey yok. Kiracıyı 10 yıl boyunca çıkaramıyorsun ki.

Başkasına vereceğini düşünüyorsan emlakçıya söyle "durumum yok, çıkamıyorum evden. Elbette ev sahibinin yasal hakkıdır, ihtiyacı varsa hukuki süreçleri başlatabilir"

Huzurunuzun kaçacağını düşünüyorsanız taşınma+emlakçı parası isteyerek evden ayrılabileceğinizi de söyleyebilirsiniz.
Yasal olarak süreniz mahkemem sonuçlanana kadar. O da mahkeme açarsa, başka evi yoksa, gerçekten orada oturacaksa vs.

Mahkeme masraflarını hiç kafanıza takmayın, yeni bir eve geçseniz vereceğiniz kira farkından çok daha düşük olacaktır.

ev sahibine açık açık söyle sizden başkası oturmasını planlıyorsanız takip edeceğim şeklinde
6 ay süreniz var çıkmak için resmi bildirimden sonra (ihtarname)

Eğer anlaşıp çıkarsan ve ileride ev sahibinin evde oturmadığını tespit edersen herhangi bir tazminat talep edemezsin. tazminat talep edebilmen için seni mahkeme kararına istinaden çıkartmış olması gerekir. bu yüzden çeksin ihtarnamesini açsın mahkemesini mahkeme sonucunda çık mutlaka derim

Ben olsam bu noktadan sonra ev sahibiyle iletişimi keserim. Avukata giderim. Avukatım bu, buna konuş derim. Davasını açsın. Avukata vereceğin 5-10 bin neyse, seni o kadar rahatlatacak ki.

Yeni zam düzenlemesinden sonra kiralar daha da fırladı. Bir an önce harekete geçmen iyi olur.

Evi başkasına kiraya veremez durumu teorikte öyle. Pratikte piyasanın biraz altına birine kiraya verse, sen şikayet ettiğinde yeni kiracı ben burada kiracı değilim dese ne olacak? Demokraside çareler tükenmiyor.

Gerçekçi olmak gerekirse senin yeni bir ev bulman lazım. En hızlı şekilde.

Normalde esnafın fiş kesmesi vergi vermesi lazım. Kaç kişi yapıyor bunu? kanun bunu da söylüyor.

Onu kimse bilemez de, ben olsam düşüş trendini kırmadan bulaşmazdım.

i.hizliresim.com

Özellikle son 2 mor çizginin üstüne çıkmasını beklerdim. ytd.

bu soruya net cevap verebilecek biri olduğunu sanmyorum.

Tüm biriminiz buysa kesinlikle tamamını kriptoya yatırmanızı önermiyorum.
Eğer bu kadar kısmını ayırdıysanız da ufak ufak almanızı önerebilirim, hepsini tek seferde almak yerine.

düşüş trendinin kırılması +1.
üste kırıp tekrar altına da düşerse stop olurum.
al unut değil sat unut huzurlu uyku için bire birdir.

edit: diğer yandan anlaşıldı ki kriptolar para bolluğunun olduğu dönemlerde coşacak. bunun da kısa vadede olması zor görünüyor.

benim bi sorum olacak. borsa islerinde bu dusus trendleri, kirilma noktasi vs.. gibi tabirlerin tek dayanagi istatistik mi? atiyorum dunyada, piyasada buyuk bi olay olursa kirilma noktasi falan hikaye olmuyor mu?

@buenosdias
evet geçmiş fiyat hareketleri. misal belli bir trend çizgisine fiyat her geldiğinde oradan tepki alıp yukarı dönmüş. buradan yine dönerse trend desteği çalıştı der alım yaparım. yukarı giderse ne ala kazanırım. terse döner yine trend çizgisine giderse beklerim. kırıp altına düşerse de stop olurum. burada önemli olan risk oranını hesaplamak. teknik analiz sadece yardımcı bir araç olup tahmin başarı oranınızı artırmaya yarar.

bahsettiğiniz olaylar her türlü desteği direnci deler geçer. o yüzden risk yönetimi önemlidir. trade ve yatırım işinde kabul etmememiz gereken temel olgu: piyasalar çoğunluk için tahmin edilemezdir.

@buenosdias
istatistikle alakasi yok. trend cizgisi bildigimiz cizgi, matematiksel bir temeli yok. dip ya da tepeleri birlestiren cizgi.

yatirimci psikolojisi nedeniyle zaman zaman (cogu zaman) calisiyor.

Herkes ayni cizgiyi cekip burayi gecerse alirim diyince azicik gecince herkes aliyor ve herkes alinca talepten dolayi fiyat yukari devam ediyor. Kendini dogrulayan kehanet oluyor.

Matematiksel temeli olan teknikler de var. Örneğin fibonacci geri çekilme seviyeleri. Ancak o seviyelerin destek/direnç olması yine kendini doğrulayan kehanet oluyor. Bir çeşit falcılık aslında.

aslında onlar cihaza gelen internetin hızını kastetmiyor, cihaz ile bilgisayar arasındaki bağlantı hızından bahsediyor.

@etna yazmis güzelce.

cihazlar arasi dogru, internet icin girise bakar.

ayni 5ghz wifi agi uzerindeki cihazlar arasindaki maksimum desteklenen hiz. Ornegin NAS sunucunu kablosuz baglarsan kablosuz bagli PC'ne 867mbitle veri cekebilirsin demek bu.

anormal bir durum goremedim.

bilgisiz tuketiciyi yaniltmak denebilir ama bu tuketicinin sorunu, cunku verilen bilgide hata yok ethernet lan ve wan portlari 100mbit olarak yazilmis.

Bir yanlışlık yok.

Wi-Fi demek internet demek değil, kablosuz ağ demek. Ağda internet olmayabilir de. Zaten teknik özelliklerde LAN ve WAN portlarının 100 MBit olduğu yazıyor.

Tüketicinin bilgisizliği.

yanlış yok. darkrocq güzel açıklamış.

kalmadi

bozcaada bu hiperenflasyondan önce de çok pahalıydı, az konut/çok talep. şimdi daha bi kat kat katlandı.

o iki yer pahalı geliyorsa, o bütçeyle uygun bir yer yok. belki geçen senenin kaş fiyatına şimdi mersin tarafı vardır, o kadar. :/

allaha emanet gözü karartıp yiyip içme kararı almadıkça keyifli bi tatil zor.

trenle, flixbusle, rynairler falan italya ayarladık biz.
daha mantıklı geldi.
*mantıklı dediğim, yurt dışı zaten hep biraz daha pahalı oluyor. türkiyedeki bu fiyatlarla, dışarısı daha cezbedici geldi.

midilli adasına falan da bakabilirsiniz.

fethiye, datça, ispanya

(bkz: costa del sol)

tr'deki çakal esnafa yolunmaktansa milano-nice-napoli-roma-floransa-pisa-venedik tatili yapıyoruz.

gitmiyor

milkshake tozla yapilacak bir icecek degil abicim
buz kirici ozellikli blender alacaksin guclu bir sey
onunla yapacaksin

ben dondurma ve sütle yapıyorum, güzel oluyor.

tarif 1 sut + paket vanilyali dondurma + kakao + buz

tarif 2 sut + paket vanilyali dondurma + muz + buz

Alet: Arzum Shake’N Take benzeri ya da daha guclu bir blender

Tozla olacak is degil.

Yukarıdaki herkes +1
Alternatif tarif:

Süt + kaymaklı dondurma + çilek/diğer orman meyveleri + buz

Yetişkin milkshake'i yapmak için de + bir shot votka

voip

skype gibi ürünlerden kredi alıp sabit nolu yerel numaraları aradığınızda gelen arama o ülkenin numarası olabiliyor

Hangi ülkeye gitmek istiyorsunuz? Mesleğiniz nedir? Kaç senelik iş tecrübeniz var?

İş bulup gitmek en temizi tabii ama her ülke her meslek grubuna aynı refahı sağlamayabiliyor. Örneğin yazılımcıysanız ve gitmek istediğiniz ülke Hollanda ise ala, İtalya ise bedbaht.

Merhaba, İtalya’ya gitmek istiyoruz. Ben price analyst’im, eşim mimar. İkimizin de 10+ yıllık tecrübesi var.

Çok iyi. Bence ikiniz de iş arayın, artık hanginiz ilk bulursa... Oturma izni olduktan sonra diğerinizin iş bulması da daha kolay olur zaten.

kolay yolu yok.

baglantilariniz uzerinden is kovalayin. calistiginiz sirketin italya ofisi varsa orasi zorlanabilir ancak yoneticize konuyu acmadan once acik pozisyon bulup ilk baglantiyi kurmazsaniz ters tepebilir.

"Çalıştığımız yabancı müşterilere iş başvurusu yapmak mı? Çalıştığım şirkete konuyu açıp onların desteğini almak mı? Yoksa linkedin’den falan random başvuru yapıp mavi kart gibi bir şey kovalamak mı?"
Hepsini ayni anda yapin iste, zaten bunlar birbirleriyle celisen seyler degil.

Bir de bazi ulkeler yuksek lisans yapinca 1-2 sene calisma izni veriyor. o izin sirasinda is bulmak mumkun olabilir. iki esin de yapmasina gerek yok, biri yapsa digeri de onunla gidebiliyor genelde. Turkiye'de otururken is bulamayan insanlar (buyuk cogunluk) bu yolu izliyor.

alamiyorsunuz.

Herkesle gidilmez zaten. Bildiğin ve sevdiğin bir arkadaşın olacak yanında. Tek gitmek durumunda kalırsan eğer, sürekli aynı şeyleri yaparsan sıkılırsın evet. Kendine farklı uğraşlar edinirsen eğer on numara tatil yaparsın tek başına. Balık tut mesela, hergün evde yeme, sahilde mangal yak, semaverde çayını demle vs

benim de benzer niyetim vardı. bu tamamen kendini motive edip bir çeşit uğraşlar bulmana bağlı bence.

yapilir ben de yapiyorum. gidecegin yerde atiyorum 6 gun kalacaksan, bu 6 gunun her birinde ne yapacagini, hangi aktivitelere katilacagini, nereleri gezecegini falan onceden belirlersen cok daha iyi olur.

Daha önce 2 hafta boyunca yaptığım aktivitedir bu. Ayvalık’tan başlayıp bir kaç günde bir yer değiştirerek Fethiye’den çıkmıştım. Çok da keyifli olmıştu, ne karışan var ne eden. 4 kilo vermiştim bir de sırt çantalı gezdiğim için. İşe bomba gibi dönmüştüm. Evlenmiş olmasam yine yaparım.

Tek erkek araba kiralayip her gece baska yerde konaklayarak cok guzel geziyorum. Boylesinden keyif aliyorum.

süper fikir lan ben de yapıcam bunu, uzun süredir yapmıyordum.

Mutfak giderinizin fotosunu ekler misiniz

lavabo giderinden ya da boşta duran bulaşık makinası giderinden geliyor olabilir mi?

Çürümüş soğanın kokusu neye benziyor bilmiyorum ama çok kötü kokar.
Sizin dediğiniz şekilde koku gidip gelmiş gibi olmuştu. Soğanların çürüyüp koku yaptığını fark etmiştim.

Bulaşık makinası atık su borusunun duvara girdiği yerde Gider Contası var mı? Yoksa mutlaka takın, uyduruk birşeydir ama muazzam koku önler. Takması 5 saniyenizi almaz. Eğer kokunun nedeni bulaşık makinasının nedeni se tabii.

Mutfakta çamaşır makinası varsa, aynısı onun için de geçerli.

lavabo giderine lavabo aç ve kaynar su dök, en son da beyaz sirke
çöp kovanızın içinde su birikmiş olabilir, çamaşır suyunda beklet
bulaşık makinesinin arkasına atık su kaçmış, birikmiş olabilir. ankastre değilse çıkarıp arkasını kontrol et
koku gidip geliyorsa üst komşudan kaynaklı olabilir

Bazen de yanmış bir kablo, bozuk bir lamba aynı leş gibi kokuyor, söylenenlere ek olarak.

Eski tip buzdolabı varsa onun arkası da kötü kokular üretebiliyor.

buzdolabi arkasi kompresor ustu buharlasma kabini kontrol edin. temizleyip icine biraz camasir suyu koyun.

www.youtube.com

çürümüş soğan cidden iğrenç kokuyor, bir kontrol edin.

defter degisiminde pasaport no degisir.

Ofiste Melita kullanıyoruz, bütçeyi çok yükseltmedikçe büyük farklar olacağını düşünmüyorum. Kullanılan kahve ve kağıt filtrenin markası çok daha önemli.

Sürekli kullanmayacaksanız, sürekliden kastım günde 2-3 kez, makine yerine V60 tavsiye ediyorum ben de.

Hem de bahsettiğinizden çok daha uygun bütçe ile halledebilirsiniz.
İllaki özel sürahi almanıza gerek yok.

Ne sıklıkla ve ne miktarda kullanacaksınız?

ben şundan aldım, aşırı memnunum:

www.amazon.com.tr

8 aydır amazon'dan aldığım şu krups marka makineyi kullanıyorum ve çok memnunum
www.amazon.com.tr

Zaman ayarlayıcısı ve aroma fonksiyonu var, bir şikayetim olmadı bugüne kadar, gayet iyi.

Bunun dışında V60 +1
Bende aynı zamanda V60 da var fakat özellikle hafta içi sabahları işe gitmeden önce V60 ile uğraşılmıyor. Onu daha çok haftasonları keyif kahvesi için kullanıyorum, ayrı bir ritüel çünkü v60

ben bunu kullanıyorum memnunum

www.bosch-home.com.tr

en ucuz simbo kahve makinesiyle Jacobs monarch (en ucuz filtre kahvelerden biri) demliyorum. Bu hafta beni Norvecten ziyarete gelmis biri Japon digeri Amerikali iki arkadasin yorumu da "kahve cok guzel olmus, hangi kahve bu?". Ve bu yorumlar kibarliktan degil biliyorum, cunku ilk degil...

"Bende aynı zamanda V60 da var fakat özellikle hafta içi sabahları işe gitmeden önce V60 ile uğraşılmıyor. Onu daha çok haftasonları keyif kahvesi için kullanıyorum, ayrı bir ritüel çünkü v60" +1

Daha iyi bilen biri vardır elbet fakat bu bir kırkayak. En azından çevremdeki insanlar ve ben öyle diyoruz bu arkadaşa hep görünce.

"Cylindroiulus caeruleocinctus" cinsi kırkayak olabilir.
bugguide.net

kirkayak bunlar. insana zararsiz.
halk arasinda kirkayak olarak bilinen sokan genelde ciyan oluyor.

Bayer'in ilaci cozum olur ama cati katiysa ve tahta ise tamamen kurtulmak zor. Surekli ilaclama ile azalarak bitiyor. Cati arasini da ilaclayin. Tarabya'daki evimin catisina kuslar getiriyordu surekli.

İsteği anladım, elektronik olarak çözülecek yöntemler var ama sigorta panosuna sığmaz.

Tetik aldıktan sonra belirlenen zaman sonrası devreyi kapatan röleler var, ama bu rölenin mutlaka bir kontaktörü sürmesi lazım. Çünkü rezistans yüksek enerji çeker, bu tür rölelerde yüksek akım çekilemez.

Önce röleyi bulayım, sonra kontaktör vs tarif edeceğim. Ama sigorta kutusuna sığmaz, ya kutuyu büyütmek lazım ya da çatıya, rezistansa yakın konumlandırmak lazım.

Sigortanin notr tarafina seri su urunlerden birini alip baglasam isimi cozmez mi?

tr.aliexpress.com
tr.aliexpress.com

Rezistans basincli su isitma tankinin icinde. Yanina her seferinde gidemeyecegim icin daire icine asagiya baglamam lazim.

160 dar gelir. ben de tempur ve 2x2 aldım, ebatından memnunum ama yataktan memnun değilim. tavsiye etmem.

160x200. Bu bile bazasıyla fazla yer kaplıyor. Bence normal. Ne eksik ne fazla. İşbir almıştım. Memnunum.

Yatas blustar 160×200 var bende memnunum. Iki kiisyseniz 180 dusunulebilir eger yer sikintisi yoksa.

160x200 = 1,5 kisilik yatak
Cicim aylarindan sonra cok sikintili

Vucüt kitle indeksleriniz 25in üzerinde değilse, 160*200 fazla fazla yetiyor. Yatsan'dan bir Amerikan markasını almıştım, memnunum.

160*200 gayet yeterli iki kişilik yatak için. biz şu anda aramızda bebekle yatıyoruz, yine sığıyoruz. ilerde taşındığınız evin yatak odası küçük olur falan o yüzden 200*200'e bence gerek yok.

lateks yatak içinse sui sleep'e bi bakın derim. çocuk için alırken baya araştırmıştım. biz çocuk için oradan aldık. gerçek lateks olması önemli. piyasa da lateks denen yatakların tüm malzemesi lateks olmuyor genellikle.

aşağıdaki linkten sizin isteklerinize göre yatak tasarlanıyor.
suisleep.com

160 bir kişilikten hallice olur, iki kişilik yatak min 180x200 olmalı ve yatak olarak yatsan sleepy öneririm dünyanın en yüksek memnuniyet oranına sahip.

150 bile olur tamemen hacimlerle alakalı

180de zaten yorgan, çarşaf masrafı artar

160a tek kişilik diyenler şişko sanırım :)

bizim yatak 160'lık ve dar geldiği olmadı şimdiye kadar.

Yatsandan Amerikan markası almıştık biz de, 180*200, fiyat olarak uygundu bir kampanya sayesinde, zaten 4 yıl oldu alalı. Yataşın da efsane yatakları var gidip deneyin, bu yıl ailem aldı, ben de birkaç sene içinde ona değiştirmeyi düşünüyorum. (Adını hatırlamıyorum, bu yaz 4.500 civarında fiyatı vardı, 150 yatakta yatmışlar yıllarca 160 aldılar bu defa büyük geldi dediler biz eşimle şok olduk, biri 165 diğeri 185 insanlar ama uyuma stilleri farklı demek)
Yerimiz biraz daha olsa 2*2 bile alınırdı birim için, birbirinizi sevmekle değil beden ölçülerinizle ilgisi var. Uzun boylu ve yan yatan iki kişi 180’e ucu ucuna sığıyor mesela. Biz bir clio’ya da sığmıyoruz karı koca ön koltuklarda dirsekler çarpışıyor, partnerinizle bir denemeden ölçüyü bilmek güç.

Var, swift mesajının görüntüsünü isteyebilirsiniz. Üzerinde muhakkak ACK ibaresi olmalı.
2 iş günü sürüyor genelde.

Bankaya gönderilen talimata valor tarihi yazmazlarsa +2 günde gerçekleşir ama biz valör tarihini de talimat ile aynı gün yapıyoruz para 1 saat sürmeden karşı hesapta oluyor.

irene, ack ibaresi ne demek?

Status of Message karşılıgında yazıyor bu ama ne işe yarıyor?

ACK -> acknowledge - Yani gonderi kabul edildi.

NAK -> non-acknowledge - yazsa idi, gonderi kabul edilmedi demekti. Bu durumda para gelmez.

opera for mac.

bazı şeyler apple store'da var. orada varsa oradan yoksa direkt internet sitesinden.

masaüstü elbette var. ayrıca

www.youtube.com

bu videoyu da izlemenizi öneririm. gerçekten trackpad'i kullanmaya başladığınızda hayat kaliteniz artacak.

(bkz: homebrew)

2 kelime yazarak program kurmak ve kaldirmak pahabicilemez.

AppStore'a gerek yok. Tüm uygulamaları tıpkı Windows gibi kendi sitesinden indirebilirsin. AppStore'dan indirmeni gerektiren uygulamalar zaten seni AppStore'a yönlendirir. Dikkat etmen gereken tek şey indireceğin yerde Intel / Apple Silicon ayrımı varsa kendine uygun olanı seçmek. Eğer M1 çipli ise aldığın bilgisayar Apple Silicon'ı seçmen gerekiyor.

İkinci soru: Masaüstü Windows gibi tıpkı. İstediğin belgeleri ya da kısayollarını masaüstünde tutabilirsin.

Temel olarak kullanımı Windows'a çok benzer. Başlarda alışman gereken en önemli olay programları kapatırken sol üstteki kırmızı buton değil command + Q ile ya da sol üstteki menüden programın adına tıklayıp 'Çık' diyerek kapatmak. Bunu yapmazsan arkaplanda açık kalıyor uygulamalar. Çok önemli değil ama kapatırsan donanıma daha az yüklenmiş olursun.

ikinci sorum da, istedğim programlar haricinde hiçbir şeyin arkaplanda veya bilgsayar açıldığında otomatik başlamasını istemiyorum.

örneğin; adobe cc, epoccam vb. bi ton program otomatik olarak başlıyor. hiçbirinin başlamasını istemiyorum. bunları nasıl yönetebilirim?

Bir tane antivirus yetmemis avira yanina bir de avg kurmussunuz. Bu macbook bagirmasin da ben mi bagirayim. Oncelikle, windowstan gelme o sacma aliskanliktan kurtulun.

5 yildir antivirus falan kurmadan kullaniyorum. homebrew ile gun asiri yeni program yukleyip kaldiriyorum daha sesi cikmadi aletin.

1. Sorunuza cevap: yanilmiyorsam temiz kurulum yaptiktan sonra ilk acilirken time machine back-uptan uzerine kisisel dosyalar alinabiliyor.

2. sorunuza cevap: System preferences -> Users&Groups -> Kullaniciyi sectikten sonra sagdaki listeden baslangic programlarini kaldirabiliyorsunuz.

Digerleri icin de Go-> Go to folder
/Library/LaunchDaemons
ve
/Library/LaunchAgents

Uzun uzun yazip tartismak baslatmak istemiyorum. Kendinize baska bir avukat bulun yol yakinken.

Avukatlik tarifesi olsa da davanin durumuna gore (davali, davaci olma, ne davasi oldugu, olasi sonuclar vb) avukatla basindan anlasilir. Kac celse surecegini bilemeyeceginiz bir dava icin her durusmaya katilimda pratikte boyle bir ucret odenmez.

Avukatın onu her duruşma için istememiştir. Muhtemelen sen bugüne dek hiç ödeme yapmadın. Avukat da asgari ücret bu. Bari bunu öde de geleyim demiş.
Daha düşük bir ücrete zaten çalışması yasak ve yüzde 35 vergi ödeyecek. Çok uygun bir rakam vermiş. Her duruşma için değildir o.

Asliye ama hangisi? Asliye ceza ise ben vermezdim Asliye hukuk ise verebilirdim. Detayları konuşmak lazım

muhtemelen toplam ücret o kadardır.
2019'da bir davam için avukatla görüştüğümde baronun belirlediği taban ücret buna yakın bir şeydi. tanıdık indirimi ve faturasız 5bine anlaşmıştık. yedi, sekiz oturum sürdü. ek ödeme yapılmadı.

tek bir duruşma için mi yoksa bütün dosya için mi olduğunu öğrenin. bütün dosyaya bakmak içinse makul bir ücret

6 yillik bir neato kullanicisi olarak cevapliyorum.

Ne marka alirsaniz alin, kamerali degil lazerli (tepesinde tumsek olan icinde donen gorunmez lazerler olan) supurge alin.

Yolladiginiz linkteki 1 yildiz vermis insanlarin yorumlarini okursaniz nedenini anlarsiniz.

Merhaba, bizde bundan kullanıyoruz 3 kedimiz var ama ana süpürge olarak dyson animal pro var bizde. Günlük süpürür ama derinlemesine dyson gibi temizlik beklemeyin.

Laptopla, hele ki eski laptopla hiç uğraşmayın.

elektrik parasini cikarmaz eski laptop.

Tum bankalar talebiniz halinde aidatsiz kredi karti sunmak zorunda.


Kullandigim aidatsiz taksit yapan kartlar:
Cepteteb (ilk uyelerden oldugum icin aidatsiz) - bonus ozellikli.
isbank maximum aidatsiz

yapı kredi- world eko

kesinlikle enpara.
hem masraf yok hemde her faizsiz taksit hakkı olsun avantajları çok güzel 2 senedir aktif kullanıyorum çok memnunum

Akbank free
World eko

Eksiği yok fazlası var

Suudi arabistandaki sirketin Turkiye'de musterisi var mi? Yaptigi isten Turkiye'de gelir elde ediyor mu? En basta bu sorularin cevabi evet ise beyanname ile gelir beyan edip vergisini odeyeceksiniz.

Bu sorunun cevabi hayir ise, konunun uzmani bir mali musavire danisin. Vergiden kacinmanizi saglayan sartlar var. Detayini burda yazip kimseyi yanlis yonlendirmek ve cok bilmislerden "sirket kurmon lozom yokso olmoz" cevaplarini almak istemiyorum. Daha once yasadim.

ÇVÖ'ye bakman lazım.

14 ve 15. maddeler seninle ilgili.

gib.gov.tr

Bu konular ciddi danışmanlık ücretleri ister.

Bu konularda tecrübeli nirini bulabilirsem ücretli danışmanlık isterim bu arada.

Şirket türkiyede faaliyet göstermiyor ve türkiyeden para kazanmıyor

basit karbonhidrat tuket, tutar.

tuzlu şeyler ye, yine tutar.

Kan sekerini ölçtürdün mü ?

10 yildir diyabet hastasiyim ve maalesef ben de artik her sivi aldigimda tuvalete gidiyorum.

hayir
tetkik icin doktorun öntani girmesi lazim.

bazı poliçelerde yılda bir ker olmak sartı ile hediye oluyor

Pek çok poliçede bir checkup ücretsiz geliyor ve fakat sigorta şirketinin gösterdiği yerde yaptırabiliyorsunuz.

ücretsiz hakkım yok. İş değişikliği yapacağım, bu sene hiç kullanmadım sağlık sigprtasını yeni yere başlamadan limitine bitireyim diyorum. Nasış bitirebilirim, aklıma ilk check up gelmişti ama o da olmuyor galiba.

o halde dahiliyeye muayene olup, tüm değerlerinize bakılan bir kan tahlili istetebilirsiniz.

Elektrik fiyati iki katına çıktı, 6 katına çıkmadı. Yani önceki aylarda 150 geldiyse şimdi 300 gelmeli yaklaşık olarak. Demek ki fazla harcamışsin.

160 geldi tek yaşıyorum. Sabah 8 akşam 17.30a kadar 2 laptop açık, akşam da 1 laptop açık. Elektrik pahalı evet ama 1000 lira fatura gelenlerin biraz enerji tasarrufu öğrenmesi gerekiyor diye düşünüyorum. Elektrik faturalarını savunmak için demiyorum bunu, kw bazında yüksek bir tüketim olduğunu düşünüyorum ortalama bir hane için.

bi anormallik var sayacınızı kontrol ettirin

fazla harcama olayı değil herkes aynısını söylüyor. kimisine 2 katı gelirken kimisine 3 bazılarına bilmemkaç katı geliyor.

Ocak ayı 280 şubat ayı ise 330. kettle hiç çalıştırmıyorum.

Valla bizim de normalde 190-200 arası geliyordu, geçen ay 360 gelmişti; bu ay 480 gelmiş. Tüketime baktik; hemen hemen ayni. Çevremdeki herkeste de durum bu.

bize geçen sene bu dönemin faturası 144 lira gelmiş şimdi bu ay 240lira geldi geçen ayda 180 lira gelmişti, sizde fazla kullanım var sanırım.
elektrik dağıtım şirketini mobil ve online işlemlerinde geçen seneyle kullanım miktarlarını karşılştıra bilirsiniz.

herkesin yok 3 kat arttı yok 5 kat arttı sözleri bana abartı geliyor. tamam ticarethane ücretlerinde artış ciddi ama evsel kullanımda zamlar 3 kat 5katlık değilki.

Elektrik tarifeniz mesken degil ticarethane olabilir.

Aralık ayı birim fiyatı vergiler hariç 1 kw= 0,7393 tl. şubat ayı fiyatları 210 kwye kadar 1,1241, sonrasında 1,6783. Yüksek tarifede bile artış oranı yüzde 127. Sizin tüketim artmış.

150'den 900'e çıkmaz hocam. ya aşırı güç tüketen bişeyler aldınız ya da gariplik var.

bizim 170 idi şimdi 280'e çıktı. 2-3 laptop paso açık tv'ler koca koca avizeler falan

Eskiden 250 gelen elektrik ocakta ve subatta 360 geldi.

"Elektrik geçen ay şu kadardı, bu ay bilmem kaç katı geldi" argümanlarını çok yetersiz ve anlamsız buluyorum. Herkesin elinde akıllı telefon ve internet var. Bağlı olduğunuz elektrik idaresinin online işlemlerinden tüketim miktarlarınıza bakıp birim fiyatı karşılaştırmanız lazım. Örneğin ben Aralık ayında 225 kW tüketmişim, 206 tl geldi, Ocak'ta 214 kW tüketmişim, 292 tl geldi. birim fiyatlara böldüğümde zam oranı %50. Sağlıklı karşılaştırma ve zam oranını görme bu şekilde olur ancak.
Bu arada 3 çocuğum var, derin dondurucum, çamaşır kurutma makinem var. Bilgisayar, tv, ps, fırın, kombi hepsi aktif kullandığımız eşyalar. 1000 tl ve üstü fatura gelenler evde başka ne kullanıyor bilmiyorum. eğer elektrik ile ısınıyorsanız ancak o şekilde olabilir sanırım. O zaman da benim doğalgaza ödediğim faturayı ödememiş oluyorsunuz ki bu durumda gayet doğal bu tutarlar.

Biz adanada yaşıyoruz. Yazın aşırı sıcaktan dolyı deli gibi klima kullanırız gece dahi açıktır, buna rağmen 600 tl civarı gelirdi, şu an kış ayındayız şimdi de klima ile ısınıyoruz. Elektrikli olarak bir de sofben kullanıyoruz ve bu ay 2 bin tl geldi faturamız.

@turuncu

klima ısınırken ve soğuturken aynı enerjiyi harcamaz, klima ile ısınmak daha masraflıdır

2500 geldi. Farkında olmadan cafe falan işletiyoruz sanırım, elektrik faturası evin kirasıyla aynı.

Aralık 155
Ocak 234
Şubat 220-250 arası bekliyorum, daha fatura gelmedi. Tek yaşıyorum.

Yenisini bilemem ama sirali tam liste surda var:

gss.sgk.gov.tr

hastane arama -> Il:Istanbul, hastane turu:Tumu

Değer.

Değer

Elektronikse garantisi 2 yil olmaz.
Bunun disinda deger.

Bazı ürünlerde yurtdışında da alınsa garanti 2 yıl oluyor. Ürünün linkini paylaşırsanız yorumlayabilirim.

Turkiyede sorun yaşayınca da garanti süreçleri kendi başına büyük bir sorun zaten. Değer.

Sıkıntısız kapıya kadar geliyor, gümrük süreci olursa cozuyorlar. Bazen taşıma şirketi (DHL ya da UPS) size gümrük beyanı icin ulaşıyor ve bir evrak imzalayarak taşıyıcı gümrüklemeyi benim adıma yapabilir diye yetki vermeniz gerekebiliyor.

Amazon’da gördüğünüz fiyat, hersey dahil fiyat. Sizden daha sonra ilave vergi vs talep edilmiyor. Bazen gümrük masrafları planlandığı kadar çok olmuyor, aradaki cüz farkı karta iade ediyorlar.

Ürün 2420 tl görünüyor gümrük dahil. Ödeme ekranına geldiğimde 2550 oldu. yine de aldım. bir kısmını geri iade ederler umarım :)

Sokağa dokulmeli normalde halk ama alıştı millet.

Bu dalga 2018'den beri geliyordu ve zamlar 4 yıldır devam ediyordu. Hayata pahalılığı bu hale gelene kadar kimse ses etmedi, umursamadı. Son 6-8 aydır insanlar şikayet etmeye başladı. Sonucun böyle olması kaçınılmazdı.

Zamlar geldikçe geldi. İnsanlar almaya devam etti. Çip krizine rağmen araba fiyatları ortada. Kapış kapış gidiyor. 2 yıl önce 300.000 eden eve 1 milyon ödeyip "LAN NE 1 MİLYONU" demiyor kimse. Ödeyip geçiyor. Anca hayıflandığıyla kalıyor. Ama herkes bunu yapınca yeni eşik milyon liralar oluyor.

İnsanlar gerçekten itiraz edip satın almamaya başlarsa zamlar durabilir ancak.

edit: temel ihtiyaçlar istisnai bu değerlendirmede. onda bile tüketimin düşmesi gerekir ki fiyatlar dengelensin.

Türkiye'de artık ucuz bir şey yok ya pahalı ya da çok pahalı, eskiden pahalı ürünlerin ucuz muadili olurdu artık çok pahalı ürünlerin pahalı muadilleri var ve bunun bir çözümü yok, bu kabulleniş insanları delirmekten koruyor sanırım psikolojik olarak hemen adapte oluyoruz.

alıştı hocam millet. sokağa çıkmak eşittir terörist olarak görülüyor artık ülkede. öyle kolay kolay sokağa falan çıkılmaz zamlardan.

yoğurt örneği vermişsiniz, yumurta, peynir de çok pahalı. yarım kilo lor bile 15 lira.

evde yemek yapılıyorsa yağ kullanıyor yağ da çok pahalı.

ülke öyle bir noktada ki, 2 askeri ücretli kirada oturan bir ailenin 2 çocuk okutma şansı yok gibi bir şey. bu yüzden zaten çoluk çocuklar cemaatlerin, hocaların yurtlarında kalıyor yeri geliyor taciz ediliyor yeri geliyor intihar ediyorlar.

tüm bunların yanında da ülkenin kaymak kesmi lüks restorantları doldurmaya, lüks arabaları almaya devam ediyorlar. mesela borusan'ın yaptığı açıklamaya bakalım

"Tüm modellerimiz için aynı durum geçerli. Bizim stratejimiz de bunun üzerine kurulu. Yüksek donanımlı BMW satışlarında Türkiye, 44 ülke arasında birinci.”

Bir taraf var, içeceği sütü, yiyeceği ekmeğin fiyatını düşünüyor. Bir taraf da full araç alma peşinde.

ve evet nisan en zor ay olacak. tekstil ve gıda da daha yüksek zamlar bekliyorum.

Ben hayattan beklentimi sıfırladım. 27 yaşındayım bir de henüz. "Dur daha yolun başındasın" denebilir ama bu ülke asla düzelmez ve burada kaldığım için acı çekiyorum. Pahalılık falan da umrumda değil açıkçası. "Nasıl olsa hayat kuramayacağım" gözüyle bakıyorum.

TL kazanıp euro bölgesi pahalılığı çekiyoruz resmen.

geçtiğimiz ay sürekli pahalılıktan bahsetmemek ve artık indirimli ürün kovalamak istemediğim için 1 yıllık deodarant, pet, detarjan, yumuşatıcı, yağ, un, şeker vs.. alışverişi yaptım. elimden toplu bir para çıktı ama sürekli sürekli daha pahaşlı hale gelmesi aklımı çok meşgul eder oldu.

ya dün manava girmemek için dışardan söyledik sırf fiyatları görüp sinirlenmeyelim diye.

bundan uc yil once 600 tl ye iki alisveris sepeti doldurmustuk markette
kasiyer yuh demisti, ne yapacaksiniz bu kadar seyi diye
ev yeni dolap bombostu, ilk alisveristi, unutmuyorum

simdi 600 liralik alisveris iki poset anca ediyor
hele bide et sut yumurta gibi gorece pahali seyler alinca durum daha kotu

gecen bi balik yiyelim dedik, fiyatlar muhtesem :D
uc tarafi denizlerle cevrili ulkede balik yiyemiyoruz, saka gibi

Delirtiyor tabii ama bence insanlar şikayet ediyor ve tepkili artık, millet alıştı durumu yok. Gidecekler artık bu belli oldu (gitmeden de hiçbir şey düzelmeyecek çünkü ekonomik değil politik bir mesele ile karşı karşıyayız) ama ne zaman ve nasıl gidecekler? Muhalefetin seçim için çok sert bastırması gerekiyor. En son kaybedecekleri zaman neler yapmışlardı hatırlayın. Bu süreç ne kadar hızlı ve az zararla geçerse o kadar iyi. Biz bir şekilde market alışverişimizi yaparız da daha fazla uçuruma sürüklenmekten korkuyorum.

Türkiye'de bireysellik yok. Herkes birbirinin sırtından geçiniyor. O yüzden tepki gösteren yok bu pahalılığa.

Hiçbir şey yapamayan çift maaş olmak için evleniyor. 2-3 de çocuk yapıp çalıştırıyor tamam işte.

2 senedir market alışverişini online yaptığım için farkedebilme şansım oluyor. Aldıklarım hemen hemen aynı şeyler düzenli olarak. İlk aylarda max ayda 1000 ile bol bol alırken şimdi ayda 2500e çıkıyorum aldığım şeylerin kalitesini düşürdüğüm halde. Küçük çocuğum olduğu için bazı şeylerden ödün veremiyoruz ama kısabileceklerimi kısıyorum.

sadece market degil her seyin fiyati ucmus durumda; ofis icin alisveris yapayim dedim 2-3 ay once aldiklarimin en az 2-3 kati olmus her sey. market icinde kayitli olarak duruyor zaten, onda da her baktigimda fiyatlar artmis durumda. elektrik,su filan faturalar desen onlar da oyle. yani sadece market degil her seyin fiyatlari insani delirtecek sekilde artmis durumda

Şu an işçi ve kurye eylemleri grevleri var her yerde, mesela evrensel gazetesi bunu haritalandırmış
www.evrensel.net

Fakat çoğu beyaz yakalıya göre bu geçim derdi eylemleri "amele işi" bulunuyor

Twitter en azından bilgi sahibi olmak adına bu açıdan aktif, zaten bir iki hesap takip edince diğerlerinden de haberdar olursunuz

nasıl delirtmesin ki. kesinlikle sokaklara dökülmemiz lazım ama olmuyor bir türlü. "ne olacak bunun sonu böyle" çok klasik ama hep sormamız gereken soru. cidden benim de en çok merak ettiğim soru bu. nasıl son bulacağını çok merak ediyorum. gerçek bir kriz olsa bunları yaşar mıyız acaba. ölmüyor, sürünüyoruz resmen.

Y jenerasyonunun yasi biraz buyuk olanlari 94 krizini cocukken gordu. Geri kalani da 1999-2001 buhraninda kasarlandi.

Kisaca alisik insanlar.

Deliren yeni jenerasyon. Biz coktan delirmistik zaten.

1 paket 180gr kuruyemiş 62 tl !

delirtmiyor olmasının nedeni bir nebze olsun "tuzu kuru" kesimde olmak. ancak kısıtlı bütçelerle yaşayan insanlar için cidden üzgünüm.

darkrocq + 1

ben bugün 1 şampuan 1 sıvı sabun aldım, 100 tl civarı tuttu.

Delirmek değil bu “akıllanmak”(!) ama “uslanmak” anlamında.

Ne zaman dert yanan olsa “abi buraya da siyaset bulaştırmayın” diyen kitlenin konforu dayanılmaz boyutta bozuldu. Ve bu kitle siyasey yapmadan bununla nasıl başa çıkabileceğini bilmiyor. O yüzden isyan etmek yerine deliriyor.

Bugün bu kitle haberlerde x’le mücadele diye kutsal herhangi bir kavramla ilgili haber görse yine sınıfını (ezilen, işçi, emekçi, yoksul vs) unutur. sınıf bilinci yok.

Yoksul insanlar ölür, büyütülmez. Bir fabrika batar, ülkemiz nasıl kalkınacak, ülke kalkınsın ki hepimiz kalkınalım der. Güçsüzü dert etmez, güçlüyü eder.

Fırsat bulsa kendi de %100 zam yapar.

O duygusal, vicdanlı, merhametli, dayanışmacı, filmlerde bile yardımsever görünce gözleri dolan yönünü bir yere evriltemez bizim güzel toplumumuz. O kanallar kopuk.

Böyleyken biz daha çok deliririz…

benim nesil bence çok alıştı. bence biz hiç refahın tadını çıkarmadık. 94'lüyüm, belki 85'li falan olsam en azından araba almış, ev kredisi ödüyor olabilirdim şu an aylık 3k falan ama tam mezun olduk ekonomi serbest düşüş sürecine girdi. ha düzeldi ha düzelecek dedik daha da kötü oldu.

mesela ben part time çalışıyordum öğrenciyken fena da para kazanmıyordum. dedim ki bir sene okulu uzatayım hem ortalamam yükselir hem de şu ekonomik darboğaz çözülür zaten fena para kazanmıyorum full time işe girsem şu ekonomide azıcık fazlasını alıp daha yoğun çalışacağım. büyük hataydı. 2018'e kadar olan şeyler vardı tabii ama 2018 sonrası ben daha net hissetmeye başladım.

şu an arabası olan(bu bir kriter benim için çünkü araba = hayat kalitesine önemli katkı) bütün arkadaşlarım öğrenciyken ailesi aldığı için veya sonrasında aile desteğiyle aldığı için var. market fiyatlarına gelecek olursam, tek yaşayan biri olarak market alışverişi yapmak iyice zorlaştı çünkü ölçeklendiremiyorum ev ekonomimi. mesela 5'li paket bozulabilen x ürünü çok uygun olduğu halde alamıyorum çünkü çöpe gidecek yarısı. tek kişilik yemek yapmak çok zor. hayatıma da yansıyor bu durum, max 2 ay işsiz kalsam aç kalırım böyle bir dünya olabilir mi ya. İngiltere'de yaşıtım Doncaster denen UK'in en rezil şehirlerinden birinde asgari ücret ile detached house'da yaşayıp benzin fiyatlarından şikayet edebiliyor.

mesela zamları da ön göremiyorsun artık. annem tv alacaktı. 2 senede yüzde yüz elli en az zam gelmiş tv'lere. alayım yine zamlanır dedi, içimden "yok ya artık daha ne zam gelecek" dedim ama al bence de dedim. iyi ki almış. yine zam geldi çünkü.

fiyat algısı denen bir şey kalmadı en kötüsü de o. evdeki stoklar bitiyor mesela her alışveriş bir dayak yemiş hissi yaratıyor. bulaşık makinesi tabletlerim bitince nolacak bakalım asıl.

martta ne zammı gelecekmiş market ürünlerine mi?

Biberin kilosu 29 tl.
Söyleyeceklerim bu kadar

darkrocq +1

tapu takas sistemini araştırabilirsiniz.

kimse gercek alim satimi beyan etmedigi icin tapu takas sistemi calismiyor.

Sorulariniza yanit (bkz: bloke çek)

Önce para sonra tapu. Satıcı iseniz durum bu. Alıcı iseniz ya adam parayı gönderdikten sonra devir etmezse;
Parayı ne maksatla gönderdiğinize dair açıklama yazın. Ayrıca bir üstteki +1
Ve de bankaya gitseniz banka da size yardımcı olur. Para tapu devrinden sonra karşı tarafın hesabında aktif oluyor. Sorun yok yani düşünmeyin dahi bu işleri. İnşallah istediğinizi alır satarsınız.

Ödeme işlemini tapu dairesinde, akit odasında, tapu kayıt defteri önünüze açıldığında yapacaksınız.

Nakit, eft/havale ya da bloke çek.

Ne alıp verecekseniz, memur defteri açıp imzaları almadan "para alışverişini hallettiniz mi?" diye sorunca halledin ve imzaları atın.

Tapuda aldığınız gayrımenkulün sizin bakıp görüp beğendiğiniz ve anlaştığınız gayrımenkule ait olduğuna emin olun.

Size gösterilenden çok farklı bir yerin tapusunu verebilirler kötü niyetli satıcılar dolandırma amaçlı.

Bu işlerden anlayan ve gözü açık birileri yanınızda olsun mutlaka, yanlı yapmayın. Ha bu demek değildir ki yapılan tapu işlemlerinin çoğunda insanlar dolandırılıyor, çok çok düşük bir ihtimal ama eşeği sağlam bağlamak lazım.

kofra ne alaka anlamadim. Elektrik tesisati degil ki?

Kopan ic tesisattaysa siz onartacaksiniz. Yoldaki dagitim kablosu koptuysa Telekom onaracak. Kullanamadiginiz sureyi faturalarlar ise BTK'ya sikayet edebilirsiniz.

Anlamadigim su, yol kablosu kopsa etkilenen is yerleri vb de oldugundan cok cabuk tamir ediliyor. Sorunuz acik degil.

birkaç hafta önce biz de böyle bir şey yaşadık ama bu kadar uzun sürmedi yanılmıyorsam on gün sonra geldi. 1.5 ay çok uzun bir süre. şikayet edebileceğiniz her yerden şikayet edin. btk'ya şikayet edin ve sosyal medyadan sesinizi duyurmaya çalışın. müşteri hizmetlerini aradığınızda interneti iptal edeceğinizi hatta dava açabileceğinizi söyleyin. ama sosyal medya etkili oluyor. twitterla sonuç alındığını gördüm. taahhüt anlaşması varsa tüketici hakem heyetine verip fark ödemeden iptal edilebiliyor diye bir şey okumuştum ama çok emin değilim o da araştırılabilir. diğer firmalarla görüşüp iptal etmeyi düşündüm ben ama gerek kalmadı.

sorunu açık söylemeyebiliyorlar. bizim apartmanda diğer dairelerde yokken onlara ayrı bize ayrı sebep söylüyorlardı. komşulara sorabiliyorsanız sorun.

kablo koptu diye 1.5 ay internetin gitmesi çok saçma bir şey. bir yandan müşteri hizmetlerini sıkıştırın öte yandan diğer kanallarla şikayet edip hakkınızı arayın. müşteri hizmetlerinde şikayet kaydınız olsun mutlaka iki gün içinde(?) çözmek zorundalar, bu tarihleri de kaydedin. kayıt siliniyorsa iki gün sonra, yeniden kayıt açtırın.

faturada internet veremedikleri günlerin ücretini almıyorlar ama sonuçta biz o parayla gidip aynı hizmeti alamadığımız için hiçbir şey ifade etmiyor.

Havaalanı dışına çıkmadan aktarma yapacaksanız sorun yok, geçerli ABD vizesi yeterli.

Aa görseli şimdi gördüm, self transfer durumu değiştirebilir. Zaten mümkünse self transfer yapmayın normalde de, gecikme ve iptal durumları için çok riskli. Havayolu sorumluluğunda aktarma içeren uçuşlara bakın.

Madrid'in 'kimlere transit vize gerekiyor' kriterlerine bakarsaniz, muhtemelen 'gecerli Amerika vizesi olan kisilerin ihtiyaci yoktur' gibi bir ibare olabilir. Ona bakin. Oyle bir ibare yoksa evet vize gerekiyor diye anliyorum ben.

Ben tam tersi durumda İstanbul'dan Paris aktarmalı Amerika uçuşu yapmıştım ve vize falan almadım. Muhtemelen Madrid için de gerek yok ama emin olun yine de @sopiro'nun dediği gibi.

Hayir bunu alma. Ikinci bullet pointe odaklan. Net yaziyor, sikinti cikma ihtimali yuksek.

Direkt THY ile ucmana gerek yok da passport kontrolu gerektirmeyen bir aktarma sec.

%99 longhaul ve shorthaul ucuslarin terminalleri farklidir. (Bilet detayinda yazar)

Terminal degisikligi gerekiyorsa schengen kesin gerekir. Terminal degisikligi gerekmiyorsa terminal bina haritasini inceleyerek pasaport'tan gecip gecmemen gerektigini kontrol edebilirsin.

www.aeropuertomadrid-barajas.com

Her durumda bu bilet zaten 2 ayri bilet. Gecikme falan olursa patlarsin. Havalimanindan cikamadan elinde gecerli bilet olmadan (ikinci ucusu kacirdigin icin iptal olacak) bir turk olarak kalmak sinirlerini ziplatir, tansiyonunu dusurur.

Kimlik istemeleri normal, pasaportu gostermek zorunda degilsin. Turkiye'de ise girerken bilimun evrak teslim ediliyor, bu da normal bir prosedur.

@ozhan,

yok tuhaf olan, teklifi yapmak için bunları istemeleri. yani ortada yapılmış ve kabul edilmiş bir teklfi yok henüz.

genelde ismini dogru yazmak için istiyorlar.

ben de olsam killanirim ve gondermek istemem daha teklif asamasinda.

herkesin proseduru ayni olacak diye bir sey yok tabi ama sordugunuz icin yazayim. ben de yurtdisinda is buldum (remote degil ama tasindim). pasaportum sadece vizede kullanildi, sonra ise girdikten sonra aldilar cektiler fotografini.

sirkete guveniyor musunuz?
yani simdi is alacaginiz yere kimlik gondermek istemiyorum demek de olmaz ama belki soyle diyebilirsiniz "bu gibi bilgileri (PII dersiniz kisaca) internet uzerinden paylasmayi cok guvenli bulmadigim icin ihtiyaciniz olmayan bilgileri kimlik uzerinde kapatip gondersem yeterli olur mu?"

bilmiyorum bunu diyebileceginiz bir yer mi ama fikir olsun.

Gonderecekleri is teklifi dokumanini calisma iznine basvurmak icin de kullanacaklarsa "tchuck"a ithafen yazilan bir dokuman yerine (hangi tchuck?) 'X pasaport nolu Y ulke vatandasi Z dogum tarihli tchuck' yazacaklardir, bunun icin gerekiyordur.

@sopiro,

bu arada kullanacaklar evet. iş teklifini kabul etmem drumunda, direkt orada maaşlı çalışan olduğum için çalışma vizesi de çıkarmaları gerekecek.

Bu sorunun cevabi sirketin ne kadar legit olduguyla alakali.

Her durumda gonderirken pasaport ustune watermark olarak
"to be used only for company X hiring process" gibi bi not dusun

darkrocq + 1

genelde remote calisirim, sozlesme asamasinda kimligimi degil pasaport kopyasini gonderirim. bizim kimligimiz onlar icin pek bir sey ifade etmiyor, pasaport kimlik gorevi goruyor.
ama simdiye kadar hep sozlesme icin gonderdim ben hic teklif asamasinda istenmedi. eger teklif verme prosedurlerinde kimlik bilgileri falan gerekiyorsa o nedenle istemis olabilirler.

soguk su oneriyorum.

değil. eve girerken elektriği üstünüze almanız gerekiyordu. ya da en azından fotoğrafını çekmeniz.

darkocq +1

Sayaç üzerindeki optik port üzerinden bilgisayarla yük profilleri,endeks, alarm v.b tüm veriler alınabilir ancak optik portu bulmak gerekir.

lunatr.com
lunatr.com
www.aktifenerji.com.tr

İkinci bir alternatif, sayaç üzerinde RS485 portu varsa buradan da okunma yapılabilir ancak kablo bağlantısı yapmak için sayaç kapağını açmak gerekir, yetkisiz kişilerin yapmaması gerekir.

Elektrik tedarikçiniz ile bir görüşün geçmişe dönük tüketim (saatlik yük profili, endeks) verilerini servis ücreti ile de olsa okumaya gelebiliyorlar mı diye?

Elektrik Ag-Og elektrik taahhüt işleri yapan firmalarda da bu cihazlar bulunur ancak uğraşan çıkmaz.

Ben 24 dereceye getiriyorum sabit duruyor. Zaten hava çok soguk olunca odanın ısısı anca 20 derecede sabit kalıyor. Ama normalde klimayı kaç dereceye ayarlarsan anca o derecenin altına düşerse çalışmaya başlar

flaplar dik olarak asagi bakacak ve fan sonda olacak (isinan havayi yere zemine ufleyecek), yoksa "bir turlu isinamiyorum, ayaklarim hep donuyor" sendromu olur :)

on-off degil inverter klima ise, duzene kendisi sokuyor (istenilen dereceye yaklastikca daha yavas calisiyor...), derece ile oynamaya gerek yok.

Derece de 20-25 arasi konforunuza gore.

benim bildiğim klima 21 derecede hava üflemiyor. üflediği sıcaklık sabit ve yüksek .. 21 derece olarak girdiğiniz şey odanın sıcaklığının olmasını istediğiniz derece.

sürekli olarak ölçüyor, 21'in altına düşünce biraz üflüyor bırakıyor. yani önce 25 yapıp, ardından 21 yapmanın bir mantığı yok aslında.

@co2s2

klima on-off tipi ise once 25 yapip sonra 21 yapmak arasinda fark yok.
klima invertor ise ornegin oda 20 dereceyken 25'te tutmakla 21'de tutmak arasinda fark var. Invertor klima istenilen isiya yaklastikca isi pompasinin calisma performansini dusurur (daha az elektrik harcamaya baslar). Ozetle inverter klimanin agzindan cikan hava sabit sicaklikta degildir, ayarladiginiz sicaklikla o an odadaki sicaklik arasindaki farka gore degisir.

cat kabloyu herhalde siz çektirdiniz? cat yeni çekildiyse ve apartman girişinde ucu turk.net'in bağlantı yapabileceği yerdeyse söyleyin ona bağlasınlar. diğer telefon kablosu eski ise belki yüksek hız alamayabilirsiniz.

yok bizdeki cat değilmiş baktım :( bizdeki eski telefon kablosu.

uydunetin rg11/u-6 kablo var ama bu olmaz sanırım?

pek zannetmiyorum.

vdsl bildiğininiz eski tip telefon kablosu ile çalışır.

uydunet (eski adiyla kablonet) -> coaxial kablo
(tv anten kablosu)

xdsl -> 2 telli telefon kablosu
(ankastreden daireye cat5-6 vb cekildiyse bile sadece icinden 2 tel kullanilir)

Kurgu sanki ya reality show tadında gibi geldi bana

Netlix iste. Bu hikayeler bayagi belli ediyor kendini. Gercek olmadilarini yani. Baska netflix belgesellerinde de boyle, bayagi belli yani kurgu olduklari.

Abi Netflix'in bu tür programları komple kurgu.

3 yil onceki mevzu, yeni belgesel yaptilar.

www.dailymail.co.uk

2 saate yakın bir tinder reklamı izlediniz, anlatılan veya yaşanan olayların çok çok çok büyük bir kısmı kurgudur. belki bu kurguyu yapmak için ilham veren bir ana fikir vardır ama üzerine güzel işlemişler geri kalan senaryoyu.

kurgu değil yahu gerçek olay bu. ben de 2-3 sene önce başka bir yerde işlendiğini hatırlıyorum bu konunun. yarısında kapadım netflixte izlemedim olayı biliyordum çünkü.

Kurgu diyen arkadaslar kaynak gosterebilir mi? Yani kurguysa hikayenin gercegi nedir? Bana gayet gercek gibi geldi. Tamamen ponzi muhabbeti iste, 1 iste 3 ver, 5 iste 10 ver, 50 iste hicbisey geri verme.

espresso dediğin şey zaten italyanların genelde yemekten hemen sonra içtikleri bir nevi kendi türk kahveleri. bence espresso öncesi veya sonrası filtre kahve içmek kafein bağımlısı değilsen çok gereksiz olur.

Belki yine espresso bazlı olanlar içilebilir.. Espresso üstüne cortado, latte vb belki de americano çok kötü olmayabilir.

Filtre kahve ben içmezdim sanırım. Tadları ayrıştırabileceğinizi düşünüyorsanız mümkün tabii :)

Farkli turde kahve diye birsey yok (cekirdegin baska yorelerde yetismesine, farkli kavrulmasina ya da icmeye farkli hazirlanmasina farkli cesit kahve diyorlar, ozunde hepsi ayni cekirdek, ayni bitki)

espresso dedigin sey cekilmis kahve cekirdeginin basincli sicak suya maruz birakilarak aromasinin ve yaglarinin suya gecmesi.

Filtre kahve dedigin sey yine ayni cekilmis kahve cekirdeginin sadece sicak suya maruz birakilarak aromasinin ve yaglarinin suya gecmesi.

Latte dedigin sey, espresso makinasindan bi shot alinip... diye gidiyor.

Hepsi bildigin kahve cekirdegi... Biri espresso bitkisinden biri latte bitkisinden digeri frappacino bitkisinden gelmiyor.

Hatta cok ilginc bisey soyleyeyim bak :) turk kahvesi de AYNI cekirdegin daha ince toz olarak cekilmis ve cezve denen alette pisirilmis hali.

Bos muhabbetler bunlar yani. Nasil istiyorsan oyle ic, aldigin kafein miktarini gozeterek...

Not: Gunde en az 2 bardak kahve tuketen birey.

Televizyonda kablo girişi varsa salondaki duvardan televizyona ethernet kablosu çekseniz? Veya salondaki duvara bir access point (tercihen mesh destekleyen) takıp televizyonu buna da bağlayabilirsiniz.

Odanızdaki ve salondaki internet çıkışı dediğiniz telefon prizi ise ve orada cat 5 veya 6 kablo çekilmişse, 2 damarını vdsl, kalan damarını da salona datayı iletmek için kullanabilirsiniz. Elbette evin içinde nasıl dağıldığı da önemli ama cat5-6 varsa bence duvar delmeden hallolur.

beklediğimden farklı cevaplar geldi teşekkürler ilk olarak. lakin anlamadığım yerler oldu.

televizyonda kablo girişi var ama akıllı özelliğini mi box üzerinden kullanıyoruz daha hızlı olduğu için. onda da maalesef giriş yok. wireless ile alıyor interneti.

salondaki giriş şu : www.hizliresim.com

benim odadaki modemden internet alıp/veya @malheiros un dediği gibi modemi oraya götürüp evin iç hattından taşıyıp buradan bir kablo veya cihaz ile internet alabilir miyim?

çalışma mantığı nasıl oluyor bu işin çok bilmiyorum. evde bir çıkışta bir modem bağlıyken, başka çıkışa kablo veya başka bir cihaz bağlayarak taşıyabilir miyim veriyi?

hem odanızdaki hem de salondaki o prizleri açıp içine bakacaksınız, eğer içindeki kablo iki damar telefon kablosu ise olmaz. ama bahsettiğim gibi cat 6 ise, iki damarına telefon, kalan 6 damara da data prizi bağlayacaksınız. yani modemin olduğu duvardaki priz şöyle gibi olacak: lstr.panasonic.com

sonra salon ve odadan çıkan kabloların uçlarını bulacaksınız. bu dairede sigorta kutusunun olduğu yerde olabilir mesela. orada da modemi eğer salona taşımışsanız, telekomdan gelen kabloyu salon kablosuna bağlayacaksınız. sonra yine orada salon ve odaya giden kabloları birbirlerine bağlayacaksınız.

yeni evlerde genelde tüm odalara cat5-6 falan çekiliyor, hem telefon hem data kullanabiliyorsunuz. önemli olan kablo çekilmiş ve çalışıyor olması. ama eski evlerde haliyle 2 damar kablo oluyor. eğer durum öyle ise, modemden wireless gereken odaya powerline ile interneti taşıyın mesela. kablo çekmekten, duvar delmekten falan ucuza gelir ve temiz olur.

Ideal efor-maliyet/performans cevabi - Opsiyon 2

Resimdeki giris rj-11 yani telefon kablosu girisi, rj-45 olsaydi modeminden patch kablosuyla salona data verip ucuna da yine patch kablosuyla access point ozellikli alet takip (herhangi bir eski adsl/vdsl modem de olur) bridge modunda calistiracaktik.


Not: 4K video stream yapmadiktan sonra 20mbit mibox'in herseyine yeter (4K streaming 25mbit down istiyor). Bant genisliginin ihtiyactan fazla olmasi hic birseyi etkilemez. Mibox'a 1gbit internet de baglasan degismeyecek, limitin ping.

masa ayakları standart olmadığı için sçylediğiniz şeyi hazır bulmanız zor gibi. bir marangoz bulup yaptırabilirsiniz.

urun.n11.com

vibrasyon takozu. kesip yapistirin. 5cm yukseklik

5-10 cm ciddi bir oran. O kadar yükseltmek için bir şey bulmanız zor. Ama mobilya pabuç diye aratırsanız birşeyler çıkar.