livemocha var ama...

Maalesef öyle bir dünya yok...

anadili ingilizce olan birini bulun günde 5-6 saat bu işe yönelik çalışsınlar. anca öyle belki.

callan method yazıp araştırabilirsiniz.

güzel olay (fakat facebookta twitterda yemek fotoğrafı paylaşılmasını sevmiyorum)

g0rgüsüz.

böyle daha iyi oldu i.imgur.com
instagram gibin

fazla yağlı, yüzüyor karidesler resmen.
ellerine krem sür parmağının derisi soyulmuş gibi ufaktan:)
fotoğrafa gelince net çıkmış.

e o yağa da ekmek bansın. o karides yağsız olur mu hiç

hiçbi şey estetik değil :/ el, tava, yarım tabaklar. tek iyi şey rakı bardagı.

Fotografin yorum yapilacak bir yani yok pek ama afiyet olsun ne diyelim :)

varoş estetiği ile dandik 3. sınıf kadıkoy tipi balık restorantında çekilmiş cep telefonu fotosu.. çeken kesin iphone kullanıyordur kontürlü hattıyla.

kırılmaz.

normalde kırılmaz ama ben severim.

hayır sakın yapma bunu:)

yumurtayı kır ve yufkanın ucunu yapıştırmak için 2-3 parmağını batırıp kullan. İçine kullanma nükleer felakete sebep olursun.

bir tane yumurtanin sadece sarisini karistir, yoksa peynir cok cabuk erir kenarlardan akar, yumurtanin sarisi peyniri siki tutar. ayrica beyazini da yufkanin ucunu yapistirmak icin kullaniyosun o da ziyan olmuyo. en son kivirdiktan sonra yufkanin uc kismini yumurta beyazini koydugun kucuk kaseye daldirip oyle kapatiyosun ellerin de kirlenmiyo :)

tabii ki bordo.

bordo +1

yeşil çok hoş.

bence bordo ama fiyatını bilmesemde daha kaliteli görünen çantalar bulabilirsin bence. biraz basit kalmış gibi. tabi bu benim kişisel fikrim:)

siyah diyorum

bordo olanı al

mobydick -> Çok zor beğenen, bu nedenle alış-veriş yapmakta çok zorlanan biriyim. Aylardır kol çantası arıyorum ve "İdare eder." diyebileceğim bir çanta bile bulamadım. Fiyatını da umursamama noktasına geldim artık. Yeter ki çanta bulayım da alayım diye düşünüyorum. Bu çanta benim "İdare eder, kullanabilirim." diyebildiğim bir çanta. Fiyatı da çok uygun. Yani "Verdiğim paraya yazık." diye düşüneceğim bir fiyatı yok kalitesine göre.

yeşil

yeşil

djarwi, beğendiysen kaçırma öyleyse. güle güle kullan:)

ikisi de güzel bence.kullandığın renklere göre bordo olacak gibi sana yeşili alsan da kullanmazsın gibime geliyor fazla tercih etmediğin için ama kullansan kötü olmaz.

bordoooo.

bordoyeşil

renk karakteri gösterir.
yeşil renk daha canlı hareketli marjinal farklı hatunlar için. yani işi bilenler için. işi bilen biri zaten gelip sormaz.

kahve mi bordo mu neyse o da klasik hatunlar için. böyle gelmiş böyle gitsin trarzında olan. eminimi daha öncede 2-3 kere almışsındır bu rengi.

yeşil

İnşaat makinelerini izleme pozisyonunda izliyor millet.Son vay efendim biz şöyle güzel toplumuz,böyle yardım sever milletiz,Avrupa'da yolda ölsen kimse dönüp bakmaz falan diye geyik yaparız.

@tescillimarka dövmek zorunda değilsin ki abi.ordan 2-3 kişi çıkar tutar adamı yapma bilader diye,sonra polisi arar biri,polis gelince basar giderler ordan,bir bok da olmaz.

pardon siz gerizekalı mısınız? wikipedia'da daha dün 2 milyon yazar hastanelik oldu, dövdüğü adamın sevgilisini mahkemeye verdikleri için. geçen ben bi arkadaşın kemiklerini kırıyorum, dişime koçan kaçmış, sarsılarak uyanmışım.

( mesa +1 )

o etraftaki erkeklerin aklından geçenler çok büyük ihtimalle şunlar; "ben olaya girersem şimdi kavga ederim, ya dayak yer ya da belki biraz atarım ama ikisi de işime gelmez, gömleğim falan yırtılır, hem izleyeyim daha zevkli eve gidince etrafımdakilere anlatırım."
ya da "polisi arardım ama şimdi laf anlatıcam bir sürü, hem adamın karısı/kız kardeşi yani 'malı' değil mi ister döver ister sever."
hayattan soğudum sabah sabah.

darknum

evet devlet zaten anında oraya gidebilir di mi? yani "nasılsa devlet gelecek" diye beş dakika bekleyelim o zaman. o beş dakikada kadının anası mı sikilmiş, burnu mu parçalanmış, hiç önemli değil... tiksiniyorum sizin gibilerden.

orada bir allah'ın kulu bir sikim yapmıyorlar çünkü korkuyorlar. bu kadar basit. dikkat ettiniz mi bilmiyorum, bir kadını döven ya da kadına bağıran erkekten diğer erkekler çok korkarlar. sebebini bilmiyorum. bana da oluyor. ama bu döven adamın ağzına sıçmamı engellemiyor.

devlet ilgilenir diyenlerin annesini, sevgilisini falan biri döverken görürüm.

şu da var: eğer o kalabalıkta biri o herife "sen nabıyon lan kadına vurmak erkeklik mi korkak piç" deyip yapıştırsaydı tokadı, oradaki elli kişi anında kadını döven herife çullanır ve linç ederdi. ama kimse sesini çıkaramadığı için, toplumsal bir beraberlik de olmadı.

orospu da olsa, hırsız da olsa, en boktan işi de yapmış olsa, şu görüntü özenle işlenmiş sanat eseri gibi arkadaş. İçim parçalandı. O kızın beni kesecekler diye bağırması...

benim numaram da dış mihrakların elinde. son zamanlarda tuhaf çağrılar alır olur oldum sık sık. en son yunandan çağrı geldi. beklemedeyim:d

içinden o ilk geçen sese kulak ver bence:) blender al bir tane yeterli. su ve mercimeği tencereye koyunca da çorba oluyor zaten.

Fiyat aralığı uygun gibi.Eğer sizi sıkıntıya sokmayacaksa alın derim.Az biraz izledim de basit ve eğlenceli gözüküyor.Diğer türlü üşeniyor insan bir şeyler yapmaya.

heveslendiysen al.
hiç düşünme.
alasım var diyorsan al hemen.
işe yaramasa bile hevesin gider ki işe de yarıyor.

almayın. bizim iranlılar gibi olmayın. adam pilav makinası almış. ula zaten kavurup ettikten sonra bıraktığın durum aynı şey. boşverin böyle saçmasapan gerçelere para gömmeyin.

@sanal hayvan
bunda direk çiğ çiğ atıyorsun ama her şeyi?
tencereye at oraya atacağına diyorsunuz, duyar gibiyim :)
haklısınız...

Sonuçta çorba makinesinin mantığı hem ısıtıp hem karıştırıyor. Fazla bir şey bekleme. Yinede buradan inceleyebilirsin.www.ovalmarket.com

@kuplika
sağolun da orada incelenecek ne var ki, koskoca teknoseyir videolu inceleme linki var duyurumda :) reklamını mı yapıyorsunuz o sitenin?

Bir tane balıkçı tut o mütemadiyen su serpsin burnunun içine.

(bkz: buğuseptil)
ya da yoksa demlik te su kaynat, buharını yüzüne tut :)

kaloriferin üstüne su da koy kalıcı çözüm için

bepanthen krem sürebilirsin burnunun içine.

bepanten +1

kaynar su koy bir kaba, yüzüne vursun o suyun buharı kafana da havlu kapat. nasıl anlatılır bilemedim:D nemlen:) nemlendirici yağ falan varsa suya damlatabilirsin.

o kaynar su kabının içine okaliptüs yağı damlatsan en iyi çözüm olacaktır.

bişey olmaz biraz katıp 1 2 dk daha ısıt kaynt vsss

bişey olmuyor bende yapmıştım. süt, su falan eklersin çok katı olursa sorun olmaz.

hiiiiiç bişi olmaaaz. ilk yaptığımda bende de köri azdı ekledim sorunsuz çalıştı ehe :)

rezervasyon yaptırıp gitmezsen ücreti ödersin. şu tarihe kadar ücretsiz iptal diye bi seçenek vardır, onu kaçırırsan da para çekerler.

ben 2 sene kullandım, öyle bi sorun olmadı.

normal prosedür bu mu yani? rezervasyonu yaptırırken kart bilgilerini giriyorsun ama ödemeyi otelden çıkarken bizzat yapıyorsun?

normal bir durum bu. kart bilgilerini önceden istiyor otel, booking.com'dan giriyorsun. otelde kalır ve ödemeden gidersen paralarını almak için yapıyorlar onu. aynı zamanda sende o an nette görünen fiyattan odayı almış oluyorsun.( çoğu zaman daha ucuza).
otelde kaldıktan sonra çıkışını yaparken, istersen nakit istersen kredi kartı ile ödüyorsun, olay bitiyor.

kurufasulye pilav

imam bayıldı, pilav yanına da çoban salata yaparsın

karnıyarık ve pilav. yabancıya türk yemeği fix menüsü:)

etli birşeyler yapmanı öneririm

bulabilirsen bamya yap. bayılıyorlar.

lahmacun. kulağa zor geliyor ama mini lahmacunlar daha kolay olabilir.

keşkekk

bence pilav çeşitleri zor, kıvam tutturmak çok zor.
çorbaların hepsini yaparsın, et çeşitlerinide yapabilirsin. yapacağın altı üstü salça, soğan doğramak ve hepsini pişirmek. eti zaten hazır alıyorsun kuşbaşı olsun, biftek olsun, antrikot olsun.

beceriksiz bekar bir erkek olarak başladım, usta oldum:

marketten şunları al:
500 gr et
1 soğan
3-5 tane yeşil fasülye
birkaç kaşıklık salça
birkaç yeşil biber
birkaç havuç
3 adet küçük patates
3 adet patlıcan
3 adet kabak
birkaç domates

önce patlıcanları soy, doğra, soğuk suya koy kenarda beklesin. siyah bir su salacak.

etleri kuşbaşı olarak doğra, pişir. suyunu salacak, sonra suyu bitecek, suyu biterken biraz yağ at ve doğranmış soğanları at. bir kaşık falan salça ekle. soganlar birkaç dakika piştikten sonra parçaladığın fasulyeleri at. fasulyeler koyu renk alınca doğradığın biberleri at. bu aşamalarda hep karıştıracaksın yemeği.

hepsi kavrulunca, tuz ve bir küçük bardak su at. doğradığın havuç, patates, patlıcan ve kabakları, bu sırayla tencereye üst üste doldur. karıştırma. en üste de domatesleri doğra. küçük bir bardak suda bir tatlı kaşığından az şeker erit. o suyu da en üste dök. yemeğin altını kıs, kapağını kapat. en üste de azıcık tuz serpebilirsin.

20 dakika sonra falan üstteki kabaklar yumuşacık olunca altını söndür.

al sana türlü, her sebzeden var, tadı da süper. yerken karabiber de atabilirsin.

sen hem beceriksiz hem de parasızsın anlaşılan :) seni makarna paklar ancak. (bol da acılı ketçap)

neye göre beceriksiz? tarif olunca her şeyi de yaparsınız. sarma yapmaya çalışmayacağınızı varsayıyorum. (patates kızartması yaptıysanız beceriksiz değilsiniz bence)

pilav evet. tavuk bulyon bulundurun evde. her pilavda bundan bir tane atın. tuz atma, aman tuzlu oldu tuzsuz oldu derdiniz ortadan kalkar. tarife uyarsanız kötü olacağını sanmam.

tavuk da alın marketten bi güzel dilimleyip kızartın. al sana mis.

bu bi süre idare eder sizi :)

sonra aklınıza gelen yemeği gelip sorun burada. öğrendiğiniz her yemeği de yaptığınız şekliyle yazın. hep aynı yapın.

Konserve satılan bütün yemekler. Mantık aynı soğanı yağ ile kavur domatesi/salçayı ekle konserveyi dök. bi 5 dk falan pişir. İsteğe göre azıcık su ekleyebilirsin domatesin suyunun yetersiz kaldıgı durumlarda.

tavuk baget alabilirsin. bunlardan bir çok yemek yapılabilir. hemen hazırlanabilen, kolay pişebilen bir şey.

mesela bagetleri tuzlu suda haşla. soğan, havuç ve tane karabiber atabilirsin haşlanırken.

haşlanma aşamasından sonra pilav, çorba veya yemek yapabilirsin. pilavı tarif ediyim mesela çok basit. bir bardak pirinci iyice yıka önce, sonra bunu tencereye koy üzerine yağ ekle.(tereyağı veya sıvı yağ). sonra bunu kavur biraz. sonra da bir buçuk bardak sıcak su ve tuz ekle. altını kıs, suyunu çekene kadar pişir. düz pilav bu. bu kadar yani:) istersen buna konserve bezelye veya önceden haşladığın tavuklardan eklersin. kaynar su yerine, tavukları haşladığın sudan ekleyebilirsin. ama ölçü olayı önemli. bir bardak pirinç için bir buçuk bardak su veya et suyu, tavuk suyu neyse ondan olması lazım.

bunun dışında mantarlı tavuk sote yapabilirsin. onun için de mantarları yıka ve limonlu suda beklet. o esnada soğanları doğra ve bir miktar yağ koyduğun tavada pişirmeye başla. üzerine doğranmış tavuk göğsünü ekle, biraz pişsin tavuklar. varsa kırmızı kapya biber de iyi gider. sonra mantarları doğra ve ekle hepsini pişir. karabiber, tuz, köri, kırmızı biber, vs sevdiğin baharatlardan ekleyebilirsin. domates de eklersin istersen. gibi...

bu arada, daha kısa ve anlaşılır olsun diye emir cümlesi ile yazdım:)

kurutulmuş patlıcan dolması.. etsiz..
zor değil. hem de istediğin baharatları koyarsan senin damak tadına yakışanı yaparsın.. bol baharatlı yap ama, daha iyi oluyor. uzun anlatması ama internette vardır farklı farklı tarifler.. makarnayı da suyunu süzmeden yapmayı dene, lezzeti çok fark eder. hem de daha besleyici olur.musluk suyu kullanma, kaynayınca mikrobu gidiyor saçmalıklarına inanma, az suyla orta ateşte kapağını kapatıp pilav gibi yapacaksın. birazcık zeytinyağı koyarsan yapışmazlar..suyunu çekince de tereyağı atıp karıştırırsın afiyetle yersin..böyle yapmanın diğer avantajı da sosuyla birlikte yapabilmen, önce sosu yapıp üzerine suyla birlikte makarnayı ekleyebilirsin..bu arada, nuhun ankaranın üstüne yok..

(bkz: bekarlar için kolay ve leziz yemek tarifleri)

kapağı kapalı olduğu sürece 2-3 ayda bir şey olmaz.

şarap dışındakilerde sıkınıtı olmaz. şarapta da duruma göre değişir

şarap max 7 gün içinde cortlar. diğerlerine bi şey olmaz ama açılmış viskiyi 5 ay sonra içince aşırı derecede çarpmışlığı var. tabi psikolojik de olabilir.

şarap dışındakiler dayanır, şarap sirke olur.

şarap cortlar fakat içersek bize kötü bir etkisi olur mu? zehirler mi?

yok be abi en fazla gazı kaçmış kola gibi olur tadı.bi bok olmaz.

şarap küfleniyor bile, dikkat edin.

şarap dışındakilere birşey olmaz. şarabı içersen sirke içmiş olursun.

sıcak soğuk dengesini bozarsanız boka döner.

mesela rom dışarda durur. uzun süre beklerse bozulur.
rakı çook uzun dayanır.
şarap, beklediğinde alkolü uçar çirkinleşir.
votka da dayanır.
cin de dayanır.

ben olsam o şarabı da gömerim.

Kremalı bisküvi işte abi oreo, yok bir esprisi. Eti negro.
İnsanlar ayrıca juicy fruit falan türkiyede bulunmayan şeyleri överler.

Metro grossmarkette bulabilirsin ama belki oreo'yu.

ya abi öyle bir övdüler ki yeminle merak eder oldum neymiş diye. oreolu milka çikolata var, bildiğin negroluydu dediğin gibi.

mountain dew'i almanyadayken içmiştim. şey gibi düşün, 7up ya da sprite gibi ama daha az asitli ve daha çok şekerli. soğuk da içinde şahane oluyo, en sevdiğim içecektir içtiğimden beri. tabi içemiyorum aylardır. türkiyede yok sanırım. oreo da dedikleri gibi eti negro benzeri.

negroya alışmış bünyeye güzel gelmez bence o oreo. ben beğenmedim şahsen tuzlumsu mu diyim ne diyim tuhaf bir tad almıştım. bir de daha sert bir yapısı var. kısacası hiç bir numarası yok, eti negro daha lezzetli.

starbucksta oreolu pasta gibi bir şey var.

çok iyi bişey olsa türkiye'ye getirirlerdi:P
şaka maka negro, oreo'nun türk damak tadına göre yeniden düzenlenmiş halidir; kanmayınız.

yine de ankara'da bazı alışveriş merkezlerinde tamamen yurtdışından getirilmiş market ürünleri satan dükkanlar var, istanbulda da vardır şöyle yabancıların sıkça ikamet ettiği mahallelerde. oralarda bulursunuz bence.

Milka'nın Oreo'lu çikolatası var. Bildiğin Oreo kullanılmış içinde. Satılıyor bazı marketler, isim veremeyeceğim hatırlamadığımdan. Peşinde koşulacak bir şey olmayabilir, boşuna heveslenme bu kadar. Damak tadı bu. Mesela şu Raffaello denen şekerlemeden yedim, afedersin de götüme benziyor. Dünyanın da parası. Para vermiş olsam, mideme otururdu, o derece.

Bir de; kendi cevaplarına tik atmak hoş karşılanmıyor, uyarayım.

moda migrosun karşısındaki büfede vardır.
ayrıca tadı negrodan daha kötü. negro oreoya bin basar, keko evropalılar onunla idare ediyor işte napsınlar.

al alma bilemem ama alacaksan siyah.

plaj çantası gibi duruyor, hoş değil.

erkek gözüyle çok kötü. marka olması yanıltmasın.

aslında alma ama kesin alıcaksan ikisinden birisini, siyahı al derim.

çanta model olarak güzel aslında ama o parlak dokudan dolayı emin olamadım.
renk olarak bence bordo göze daha hoş görünüyor.

çok parlak bence de.

Bence çantanın dışındaki malzeme kötü. Çanta kötü duruyor ama günlük kullanımda daha da kötü durur

taşsız olanlar daha iyi, bitmediyse onları düşün.

Bariz bir fiyat farkı yoktu yanlış hatırlamıyorsam. Yeni Rakı ve Tekirdağ'dan başka bir şey alacaksan havaalanında bulamayabilirsin. Bunları alacaksan da taşımana gerek yok havaalanından alırsın :)

havaaalanındaki yeni rakı "export" oluyor, içimi daha yumuşak. daha çok sevmiştim ben.

almanya fiyatı 13€ idi. duty free fiyatını hatırlamıyorum ama böyle bi fyattaydı.

duty free'den al bence, daha ucuz ve daha kalitelidir. hem taşıman daha kolay olur, kutusuyla falan alırsın.

free shopta daha ucuz ve daha kaliteli oluyor.

1lt tekirdag 18.5euroydu 15 gun once. markette 70tl.

beyaz tenliler zaten bembeyaz olur. güneşte anında pembeleşir fln. kışın hayalet gibi gezer. süt beyaz tabir ettiklerimiz çoğunlukla sarışın olur. ama diğer renkler de görülebilir. kızıllar da genelde beyaz olur.

buğday ten daha sarı tonlu beyaz ten ile bronzlaşmış ten rengi arasında değişir. saç rengi de sarıya yakın ile kahverengi arasında değişir. sarı buğdaylar da var. güneşte aşırı kalmadıkları sürece süper bronzlaşırlar.

esmer, bronzlaşmıştan daha koyu ile zenci arası renk. hintliler mesela. saçlar istisnasız siyah. güneşte zenci olurlar.

kumral dediğimiz buğday tenli olup açık kahve saçları olan kişiler.

teni beyaz olup, saçı siyah olanlara esmer diyenler var ondan karıştırmışsındır belki. bana tuhaf geliyor neden öyle diyorlar anlamıyorum.
beyaz ten süt beyazı renginde olur. beyaz ten işte.
buğday tenliler her daim hafif bronzmuş gibi görünen kişilerdir.
esmerler ise daha koyu renkli tene sahip kişiler. benim bildiğim bu:)

buğday ten, sarının daha koyusu. en güzel kadınların olduğu kategori.

www.prevention.com

bak bu kız buğday tenli, ne esmer ne de açık bi rengi var tam ikisinin arasında. yabancılar bunları olive, exotic falan diye de ayırmışlar ama biz de bir kavram kargaşası var. crimsonlady'nin dediği gibi, siyah saçlı bembeyaz kıza esmer diyen olduğu gibi esmer ama platin saçlı birine de sarışın diyen var.

upload.wikimedia.org bu esmer

Normal davran. eğer göz hizana gelir de görürsen selam verip geçersin. Öylesi daha makbul olur.

interview with the vampire +1

bence nemrut olmamalı. seni gördüm ve bu beni hiç etkilemedi, gayet nötrüm mesajı vermek için normal bir selam verilmeli bence.

ben de umursamadığını ve hayatına gayet de güzel devam ettiğini göstermesi için öyle demiştim. kendi bilir :)

bence göz göze veya karşı karışıya gelirsen, gayet normal bir şekilde "nötr" bir surat ifadesiyle selam ver. ne sıcak bir selam olsun ne de soğuk.
tabii senaryoya bağlı kalıcam diye heyecanlanıp kaşın gözün ayrı oynamasın:) doğal davran. deli olacaktır, içinden tipe bak hiç umursamıyor demek ki artık, vay anasını diyecektir:d

selam ver selam ver demisler nasil selam verecegini yazmamislar.
tabi ki sadece kafani sallayip suratinda milisaniyelik joker gulusuyle selam vereceksin ve daha sonra kafani cevireceksin. bu selamin adi siklemez selami. meshurdur.

kotu degil bence sade ve hos.6-7 arasi diyorum.

edit: 2. saat icin boyle dusunuyorum.ilki 3 4 arasi.

beyaz kadranli olan: 6 (gereksiz detay ve fonksiyonu var, saat dedigin sade olmali bence)
digeri: 5 (roma rakamlarindan hoslanmiyorum.. bi de 4'u, IV yerine seklinde IIII yazanlarin bi nedeni vardir elbet ama ben anlam veremiyorum)

sol 4
sağ 6

7 - 10
hacı inan alışık değilim böyle klasik seven insanlara daha çok olun ya.

ikisi de fena değil bence, bütçen ne ben bi ara baya bakmıştım erkek arkadaşım için, bir kaç tane önerebilirim.

biraz daha bakın bence. soldaki 5, sağdaki 4.

6-8.beyaz olani cok incikli cincikli. siyah iyi, her seye gider :)

olum / kızım biraz daha bakın diyeceğinize öneri versenize...

tissot visodate
img64.imageshack.us
tissot le locle
upload.wikimedia.org
forums.watchuseek.com

para sıkıntı değil diyorsan:
tissot heritage 150th
i95.photobucket.com

verdiklerinden soldaki daha iyi duruyor. bu arada roma rakamlı bir saat almanı öneririm. iyi geceler.

Bu verdiğin saatler 1 milyardan başlıyor.. Yetişemem buna. Bütçem max 700.


Ama Le Locle çok klas duruyor, ne dersiniz?

sirkeci'de 1000'in altında bulabilirsin bunları. visdate'i bir forum üyesi 1 ay önce 800'e almış.
forum.saatforumu.com

max bütçen tam sınırda. para biriktirmeni öneririm. orta bir şey alırsan paran ziyan olur.

bir de 3 yılda bir deri kayış parası verebilir misin bunu da göz önünde bulundur. (çelik kordon)

çok klasik seviyorsa sağdaki derim ben soldaki ise tercihim olurdu. puanlamaya gelince 7-6 diyorum.

solda ki 8,5 sağda ki 6,5

solu al solu sol iyidir.

citizen candır. al yirmi sene kullan.

bir iki saatten bir şey olmaz ama güzelce temizleyip dezenfekte ettikten sonra, bepanthen sürerek tak bence.

ayrıca halka olanların kulağa giren kısmı, o deldirince takılan küpelere göre inceyse delik kalıcı olmayabilir. hatırladığım kadarıyla 10 gün kadar kulakta kalması gerekiyordu ilk takılan küpenin.

iki saatten bi şey olmaz hemen. açıyı tutturamıyrosundur bende zorlanmıştım çıkarınca. bi iki sok çıkardan sonra alışıyorsun.

bana üç gün demişlerdi ilk küpe için. bir gün kadar geçince yavaşça oynat dedilerdi, 3üncü günden sonra kendi küpeni takabilirsin diye.

ben küpeyi arkadan takıyorum öyle durumlarda. önden kulak deliğinin nerede olduğunu gördüğün için çok fazla zorlamıyor. bir kaç saat klips önde olacak şekilde tak sonra zaten kulak deliği açıldığı için halka küpeyi takarsın.

yaş kaç ? biraz yaşlı işi gibi duruyor.

model fena değil de kumaş, renk falan...biraaz dede ceketi gibi.

------- alıntı ------

Keyifle giyeceğiniz bu ceket, şıklığı ve rahatlığı bir arada sunuyor.

------- alıntı ------

gül :d

vay anasını ya halbuki gençliğimin henüz başındayım. esasen durum şu. resmi bi dairede çalışıyorum. her ne kadar resmi giyim zorunlu olmasa da bi ağırlık olsun dedim. olmadı bi kaç öneride bari bulunun.

aslında +50 ceketi gibi. ama ne ile giyeceğine de bağlı. kotla mı, kumaş pantolonla mı, kadifeyle mi? güzel bir şeylerle eşleştirirsen az da olsa gideri var.
öneriye gelince, kadife spor ceketlerden al bence.

Ara tabii ki.

ara kesinlikle

Ara bence,kibar bir şekilde durumunu yani şehir dışında olduğunu belirt ve sorunu çözmeye bak.

ara ara.
unutuluyor bazen böyle şeyler.
ayrıca iş takibini, isteğini vs. gösterir ve hoşlarına gider...

son durum: beni arayan numaraya dönüş yaptım ve merkezi numara çıktı, operatöre bağladılar. ona durumu aktardım, ik'ya bağlayayım dedi.
ik'nın nosu 3 kez çaldı ve aradığınız kişiye ulaşılmıyor dedi.

sonra operatör tekrar xx'i aradığınız için teşekkür ederiz dedi ve görüşme sonlandı.

hey gidi hey...

az sonra tekrar ara bence. az önce bağlanamadım ben xx'e de, ne yap et bağlan yani derim. belki de hepsi birer tesadüftür:)

belki yarın çağırılar
ara

bence aramaya devam.
cuma günü biraz rahatlık olur, kurumsal firmalarda...
ara yani.

temizlemekten kastınız nedir?
plak ya da diştaşı temizliği mi? yoksa ağrının sebebi çürük ve siz onu mu temizletmek istiyorsunuz? diş eti çekilmesi çok diş fırçaladığınız için de olabilir az diş fırçaladığınız için de, hangisi? o merkezlerde de yoğunluk değişiyor sizinki nasıldır ben bilmiyorum ama neresi olduğunu söylerseniz, yardım eden çıkabilir.

Az fırçalamaktan değil. Diş temizlemeden kastım da şu www.uzmantv.com

Yer Ank-Balgat.

diştaşı temizliğinden bahsediyorsunuz o halde. çok basit,kısa bir işlem eğer sıra olacak gibiyse herhangi bir diş hekiminin yanına da uğranabilir bence.

fırçalama işlemini siz yapmalısınız? mı? dayanamadım yahu yok artık demek istiyorum.

kolay bir işlem olsada o merkezler oldukça dolu oluyor. randevu işlemin zorluğuna veya kolaylığına göre verilmiyor. en fazla tanıdık varsa araya kaynarsın:)

Yağlı kağıt ? Yağ oranıda çok çok az.

zaten yiyecekleri folyoyla direkt temas ettirmek zararlı diye biliyorum, pişirme kağıdı kullanabilirsin.

bence de yağlı kağıt.. ille de folyo diyorsan onu yağlıyorlar bildiğim kadarıyla.

folyoyu zeytinyağı ile yağlayacaksın, başka yolu yok. ya da yapışmayan tepsi-cam tepsi falan alacaksın.

bulgur helvası ney laan.
değiştirin bence yeni bir şey deneyelim düşüncesi yoksa. :/

deneyin bakalım, belki güzeldir.

ben yemiştim bulgur helvası, yöresel bi restoranda. güzeldi aslında ama onlarınki gibi olur mu bilemem tabi. siz yine ince bulgurla kısır, irmikle de helva yapın.

yaptıktan sonra hayal kırıklığına uğramaktansa gidip değiştirin bence.

bence hoş olmaz, irmik güzel de kokan bir şey sonuçta. bulgur öyle kokmuyor ki, pişerken yani. irmik alın en iyisi siz:)

denemelisin. bak ben az önce gurbette yaptım irmiği. on numara oldu. ilk önce irmik diye kamış şekeri almıştım ama sonunda tutturduk. deneme yanılma iyidir. olmadı tutmazsa tarif yemezsin.

ben bulgurdan yapmıştım. tadı neredeyse irmikle aynı oluyor, sadece hafif bir tahıl kokusu var. çok hafif. ama kötü bir koku değil zaten. ben de yurt dışındayken irmik bulamamıştım da bulgurdan yapmıştım.

var.

dinsizin hakkından imansız gelir.

Sonunu iyi görmüyorum.

topoloji geldi aklıma. bir de paradoks.

kemer tokasıyla açılır o.

yedek anahtarı boşuna vermiyorlarmış.

tel toka işe yarar, neden olmasın?

gordion düğümü

çatıya çık, intihar edicem beyaz gelmezse de. gelir zaar.

adam her programında telefon numarası veriyor, o numaralardan şansını denesen

@Ramiegovic öyle telefonla olacak iş değil, bir yazı ulaştırmak istiyorum. gerçi o telefon numarasını bir deneyebilirim de.

www.kanald.com.tr
www.benimyazim.com
telefonla arayıp mail atabileceğin bir adres öğrenebilirsin.
twitter ve facebook sayfaları da var. onlar da işe yarayabilir.
en olmadı mektup yaz kanal d'ye gönder, eline ulaşır herhalde. ben ne kadar ciddiye aldım durumu yahu kendimden korktum:D

bu canlı yayın numarasını şimdi arasam ne olur acaba... neyse çok teşekkürlerimi sunarım.

başkasina ait kimlikle girersin, giriste karti okutuyorsun. genelde giristeki görevli onundeki bilgisayarda oyalaniyor oluyor. ama kitap alirken sorun cikar. alaman.

eski öğrenci kartıyla giremezsin sanıyorum. ama başka üniversite öğrencilerinden çok fazla bir şey almıyorlar. 3-5 tl bir şeydi sanki ama emin değilim.

ücret hakkında güncel bilgim yok. kitap alamazsın zaten öğrenciler için bile yetersiz kalıyor bazı kitaplar. başkasına ait kartla girersin ama eski olması düşündürdü. ne kadar eski? gitsem girer miyim acaba merak ettim şimdi. sen bi dene bunu:)

maddi olarak altından kalkabilir durumdaysanız neden lüks olsun ki?

evet

öyledir.

neden olsun. kafan rahat. masraflar fazla gelmiyorsa mis gibi takıl bence.

Sigarandan eğlencenden kısarsan, banyonu mutfağını tek başına kullandığına fazlasıyla değecektir. Kafan rahat olur, sana kazandıracağı zaman ve huzur sayesinde o giden 300-500 lirayı zaten bir şekilde çıkarır veya kazanırsın. Misal, gece uykunu daha iyi alırsın, okulun uzamadan biter, işe daha çabuk girersin. Kız arkadaşınla dışarıda sürtüp cafe'lere para akıtacağına evde takılırsın, paran cepte kalır. Ev arkadaşınla temizliktir şudur budur kavga edip günlerce kafana takacağına, vaktini daha iyi değerlendirir, ek iş yapıp veya ders verip kira paranı fazlasıyla çıkarırsın.

Kiraya verdiğin para çok olsa başka, ama hepi topu 600 TL veriyormuşsun. Boşver, böylesi daha iyi.

öğrenci için 1300 tl aylık gider bana baya lüks geldi, eğer seni zorlamıyorsa sıkıntı yok kendi hayatın derim tabii.

maddi anlamda lüks sayılabilir ama insani açıdan gayet normal bir istek. genç bir insanın kendi dairesinde yaşamak istemesinden doğal ne olabilir ki? birileriyle yaşamak zorunda mısın ya da hiç tanımadığın, huyunu suyunu bilmediğin 2-3 insanla tek bir odayı koca sene paylaşmak zorunda mısın?

imkanın varsa, çevrendekileri bu iş için zorlamıyorsan, lüks falan değildir. nefistir, iyidir.

Devlet okulunda okuduğunu varsayıyorum ve hangi bölümde olduğunu bilmiyorum ama;

Ayda 1300 lira verilerek özel üniversitede mis gibi bir bölüm bitirilebilirdi diyorum.

ortalama bir öğrenciye göre lüks evet ama kimse de niye tek başına ev tuttun demez. utanmana gerek yok yani. maddi açıdan rahatsan bunu değerlendirme hakkın var.

nereden baktığına göre değişir. ama bu soruyu sorman da ilginç, durumun iyi olsa aklına lüks mü bu yaptığım diye takılmazdı sanırım. ortalama bir gelirin varsa lüks tabi. ayrıntılar önemli.

paran yetiyorsa, hiç değil. Şahsen benim için ulaşm sorunu olmasa böyle bir yol deneyebilirdim. Kira sıkıntı oluyorsa, dışarıda yemeyi bırakmakla, 200 liralık bir kazanç sağlayabilirsin. Dahası, anamuhalefet'in dediği gibi, mutfak ve banyoyu tek başına kullanmak da fena olmaz. Yine, istediğin zaman uyuyabilmen, istediğin zaman sessiz bir ortam oluşturabilmen de tek başına kalmanın artıları.

Ama ailen vs sıkışık durumda kalıyorsa, başka birini bulabilirsin ki böylece 350 tl masraftan kurtulmuş olursun ki yine en azından tepe tepe kullanabileceğin adamakıllı bir odan olmuş olur.

bende bayanım ve tek başıma dediğin fiyatlarda kalıyorum. çok rahat bir aileden gelmiyorum orta hallice işte. ama bence değiyor. hiç lüks olduğunuda düşünmedim.lise dahil yurtta okadar takıldıktan sonra bunu hakettiğimi düşünüyorum.

tek basina eve cikmayi birak tek basina super luks dairelerde yasayan ogrenciler var. Bu tamamen kisinin maddi imkanina gore degisiyor, belki bu parayi sana gonderenler cok sikinti cekiyordur ha o zaman oturur dusunursun bi kiyaslama yaparsin. Sirf para biriktirmek icin yurtta kalan bircok kisi tanidim kira fatura yok 8-9 ay 300-400 kenara koya koya her yaz cok guzel yurtdisi programlarina katilabilirsin.Onceligin neyse ona gore karar ver.

Ben 4 yıldır bu şekilde yaşıyorum. Zengin miyim? Hayır. Ama diyorum ki her defasında "pis, sorumsuz, sigara içen bir ev arkadaşım olup cebimde para olacağına; bazı şeylerden ödün verip, parayı ucu ucuna yetiştirerek tek başıma, kafama göre rahat bir yaşam sürerim."

ailene yük olmuyorsa değil.

yine de ev arkadaşı edinmek iyi olur. hem evde çıkabilecek sorunları yaşamak, çözüm üretme yetisi kazanmak açısından, hem evi iki kişi nasıl idare eder görmek açısından iyi olur.
kiranın 600 yerine 300 olması da seni çok daha rahat ettirir.

kafa dengi, temiz bir ev arkadaşı olunca evde hem daha çok eğlenirsin hem de daha rahat geçinirsin.

benim standartlarıma göre lüks. harvadığın para ile 2 2buçuk ayı çıkarabilirdim 2-3 yıl önce.

ben de 3 yıldır tek kalıyorum. masrafım 1000 lira civarı. ev arkadaşımda oldu ama akıl sağlığım bozulacağına param gitsin dedim evleri ayırdım. aradaki fark ev arkadaşım varken rahat rahat alışveriş yapardım. çanta,ayakkabı falan hiç düşünmeden alırdım şimdi öyle değil tabi. kardeşim ve yurtta kalan arkadaşlarım da aşağı yukarı dışardan falan yemek yiyerek aynı parayı harcıyorlar. ama tek kaldığımı söyleyince insanlar tuhaf bakıyorlar sanki müsrif tutumsuz gibi..

tek kalıyorum ben de. memnunum.
genelden bağımsız bakarsak lüks değil kesinlikle, sonuçta köşkte, yalıda kalmıyorum. ama diğer öğrencilerin yanında biraz lüks oluyor sanırım.

bir odada 3-4 kişi olanların yanında bir evde tek olmak.


yani ortalama düşük olduğundan normal olan çokmuş gibi görünüyor. Lüks değil ama öyle gibi algılanıyor.(benim de fatura hariç kira 600)

hocam yerinde olsam bi odayı 300-500 liraya hafif şekilli döşer ve craigslist ya da bi gezi falan sitesi var ya ordan turiste 80-100'e çakarım bi gecelik odayı. eğer paraya ihtiyacın varsa ve istanbuldaysan tabi...

lüx kavrami göreceli.

param olsa bende tek eve cikardim. ögrencilikte verimi arttiri uzun vadede basariyi arttirir.

yurtta kalıyorum ben de, ayda 1000liraya yakın harcamam var bazen geçiyor bile, bir de dönemlik 1900tl gidiyor yurda böl işte 4 aya 500 lira eder.
aynı para senle yaklaşık. yurtta yemek yok anca bi döşek bi masa bi de ortak banyo var ake. maddi zora sokmuyorsa devam et, yada tanıdığın temiz bi eleman al yanına. ben bulsam öyle ev bende çıkarım hral

Epey lüks, ama ne var yani, paran varsa çık abicim. Kimi ilgilendirir bu. 2 sene yurdun pisliğinden sonra 2 sene tek yaşadım, yeminle hayat standartlarım roketlendi. Böyle bi rahatlık, keyif olamaz yani.

ne dediği belli değil zaten onun, ağzını açmadan mı konuşuyor nedir çözemedim, demiştir.

hayır, oktay rıfat virgül anday dedi. o kızımız böyle ufak hatalar yapmaz ;)

abi sonrasında da 2 yazar söylemedi mi? 3 yazar söyleyecekti. oktay rıfat...anday diyince kaldım ben, gerisini duymadım :)

hayır onları saydı, sonra bi şair söylıcekti ece ayhan dedi ama kararsız kaldı edip cansever'le ikisini dusunuyorum gibi bişeyler dicekti envercim kesti sozunu.

aman ne izlemişim programı yahu:)

oktay rıfat ve cevdet anday'ı dedi işte.

Oha, adresi söyle şikayet edelim insan dışı çalışma olur mu be böyle?

@Mikail bey

Hocam sürekli çalışmıyorum böyle. bir proje var o yüzden çalışacağım ve fazla mesaiyimi de alacağım yani sıkıntı yok. yasadışı bir şey yok :P

dextrose şekerlerinden bulursan onlardan kullan

çalışkanın dostu supradyn dir

b12, benexol kullanabilirsin.

(bkz: arcalion)

Pharmaton

nescafe xpress black roast

düzgün beslenirsen başka hiçbir şeye ihtiyacın yok

bu yaz 120 gün boyunca haftalık izinsiz, günde en az 14 saat olmak üzere ortalama 15 saat çalıştım. Korkma bir şey olmaz.
En güzel dinlenme, demlenme. Çak russian standart'ı geç.

Eğer gün içi öğle vakitlerinde, 12-2 arası 30-45 dk kestirme imkanın varsa çok yardımcı olur sana

amphetamine

tuhafsın.

komik değil.

tuhafsın +1

seni bilmem de amca ve haberciler bayağı tuhaf bana kalırsa.

komik değil. amcanın konuşmasından dolayı haberi komik bulabilir haberciler ama bizce komik değil.

o değil de hala gülüyorum yahu. özellikle "allah onların belasını versin" ve "gülümsedi" kısmına .

şuna da epey gülmüştüm ben: www.medyafaresi.com

tuhafsın.

hepimiz tuhafız.

mükemmel bir espri anlayışın varmış

ben de buna gülmüştüm
pbs.twimg.com

Atalay Demirci'yi de komik bulunuyorsundur kesin.

@dieselsingle2 yok usta beğenmedim onu :/

@anamuhalefet hiç duymadım dediğin kişiyi.

1 günde 3 sınavın çok olması malesef hocalar açısından bi mazaret değil. eğer sınav 1 saatte bitecek bi sınavsa, diğer öğrenciler de 1 saat sınav olacaksa getirdiği öneri gayet mantıklı ve makul. 1 saat önce ona gireceksin, sonra diğerine gideceksin. üniversitede böyle yürüyor işler malesef sınav çakıştığında. bana kalırsa teklif etme, eğer samimi değilsen. çünkü sana vereceği cevap "oldu, senin için ayrı sorular mı hazırlayayım yani?" olacak. ki çok haksız değil.

çok şey istiyorsun, hocanın gazabına uğramamak için mesaj atma bence.

lan siz hocadan mı yoksa benden mi yanasınız

tabi ki senden yanayız, günde 2'den fazla sınav öğrenci bünyesine aykırı bi şey ama söylediğin şey hoca için bi şey ifade etmez. bi de kızabilir yani. diğer öğrenciler de istedikleri zaman sınav olsun o zaman, o kadar keyfiyet olmaz. ne diyeyim, kolay gelsin yani.

tamam o zaman kabul ettim, hocaya söyleyeyim de aynı gün yapsın sınavı.

İki sınav tam aynı saatte olunca birinden mazeret sınavına girebilirsin.

ama o mazeret sınavından çıkamayabilirsin.

tabiki de yavaş. hatta yavaş ötesi olabiliyor bazen.

merkeze çok yakın bir beldeye oldukça yakın oturuyorum. hızlı olmaması için bir sebep yok gibi düşündüğün zaman, hem az kişi var hem merkezi. ama hiç memnun değildim. vodafone da aynısı.

avea kullanıorum ben hem Jet hem de telde 3g çatır çatır çalışıyo valla daha hiç sıkıntı çekmedim. ttnetin açarken takıldığı youtube videolarını takılmadan izliyorum

o reklamlarda örneklenen yerin yapısından hiç bahsetmemekte.. örneğin tutup az kişinin yaşadığı ya da az kişinin 3G telefonu olduğu bir yerde hız testi yapılırsa hız alır yürür. ancak aynı testi abd'de new york'ta yaparsan tabi ki düşük çıkar.

o yüzden inanmayın o reklamlara..

istanbulun göbeğinde havalimanında E ye düşüyor yuh artık

konu dışı jp.yada 70 megabit.

avea kullandım iki yıl, sonra turkcelle geçtim çok rahat söyleyebilirim turkcell aveayı 4e katlar. tabi bu sorunsuz olduğu anlamına gelmiyor, mecidiyeköyde çalışıyorum burda leş ve yavaş ama akşamları bakırköy evimde 3g uçuyor resmen.

reklam kimin bilmiyorum ama amerikadan hızlıyz diyorsa turkcell 3g idir. turkcell kullanıyorum hızından gayet memnunum. ama istanbulda kullandım hep uzun yolda vs kullanma imkanım olmadı hep şehir içi

telefon hattım turkcell ve bi de tablette vodafone data hattı var. ikisi de gayet iyi çekiyor, epey hızlılar her daim.

ankara

Silifke/Taşucu'nda oturuyorum, Avea Jet'in çekmediği zamanlarda Turkcell hat takılı telefonumu modem olarak kullanıyorum. Gayet de güzel çekiyor.

yok ebeninamıalisami yaa :)

PTA: Parent-Teacher Association

en.wikipedia.org

eheh douchebag ben de o şekilde biliyom ama bi sakatlık çıkmasın?
diğerlerine ne diyosunuz?

"people with disabilities" kullan, sakın "handicapped" kelimesini kullanma, topu taca atarsın.
en.wikipedia.org
en.wikipedia.org

www.thefreedictionary.com

ya da "crippled" ifadesini de kullanma. bu iki kelime, küçük düşürücü.

handicraft olur

handcraft daha iyi.

www.thefreedictionary.com

eyvallah be douchebag, bir de şu handicraft meselesine el at da bitsin artık bu çile =)

sktim ebeni ulusal ajans!

edit: ben gönderene kadar onu da yazmışsın bile =)

school council
handcrafts
disabled people

@crimsonlady @douchebag

arkadaşlar yönetmelik gereği türkçe' de okul aile birliği diye geçiyor ama aslında burda okul denilen şey yetişkinlere eğitim veren bir kurum, o açıdan tereddüte düştüm zaten. "halk eğitimi merkezi ve akşam sanat okulu!" okul diyor ama yetişkinlere eğitim veriyot bu kurum yani öyle okul aile birliği derken velisi melisi olan bir yer değil burası, o açıdan "council" daha mı uygun sanki diyorum ama bu sefer de ulusal ajanstaki arkadaşların ne kaunsili lan demesinden korkuyorum, ufak bir çeviri hatasına kurban gitmesin o kadar emeğimiz, 1 yıldır bu proje için uğraşıyoruz.. :(

yav bir de ben her yere handicraft yazdım. şimdi hepsini handcraft diye mi değiştireyim ki acaba onu da bilemedim. çok mu önemli aradaki "i".

sevın si, sakin ol ve elindekileri yere bırak. hayır silme:)
neden ne kaunsili lan desinler ki ama sen yine de tam olarak cümleyi yaz bence. aklına başka bir şey gelen yazar.

benim anlamadığım şey bu sigara zamları neden önceden duyuluyor?benzine falan zam olduğunda anında olmuyor mu,ben mi yanlış hatırlıyorum?

bakkal ve tekel bayilerinin bakanlar kurulunda adamları var sanırım.

amacı nedir ki onların, çok mu kar edecekler? hani çok çok az kar ediyorlardı sigaradan, anlamadım bu durumu.

benzinde şirketler önceden biliyor, bayiileri uyarıyorlar stok yapacaksanız yapın diye.

Pişirilmemiş kek. O fırına girmeden önceki son hali. Parmaklarımla yerdim onu, öyle severdim.

@Hallerlale

bak hatırladım ben de yerdim bunu evet ama sonuçta normal besin bu da pişmemiş de olsa. o yüzden bunların arasında aklıma gelmedi galiba :)

kibritin ucu ama yanık olmayacak, o kahverengi kısmı kemirirdim,
0,5 uç,
kokulu silgi (arı mayalılar favorimdi ama hepsinin tadı aynıydı) :)
bir de kolonya içerdim çok net hatırlıyorum tadını da. allahtan kör olmamışım..
evet diş macununu ben de yerdim

çocukken bildiğin sayko bir şeymişim ben..

toprak falan yiyen vardı ama onlarda demir eksikliği mi ne varmış ayrıca @Hallerlale o sayılmaz,basit kaçar hem kendisi çok güzel ben hala yiyom:)
@in vino veritas ucun 0.5 olması neden?boyut kısıtlaması güzelmiş:))

kağıt
tahta kalem gövdesi
playdoh

@in vino veritas

yanık kibritin tadı bir başkaydı ya denesen çiğ kibritin yüzüne bile bakmazdın bir daha.

en çok ekmek hamuru yerdik biz.

sümük. kendi sümüğüm tabi ki. mmm leziz.

sabun. çok güzel kokuyordu, sonra köpüklü kusmuştum.
meh.

ben hiç yemedim böyle şeyler?! bende mi bir gariplik vardı acaba ahahah ama uzaktan bir akrabam klozetin başına oturup kendi bokunu yemiş... burdan puan alayım bari :)

edit: diş macunu da yemedim.

@bunumu demek istedin; 0,5 kolay çiğneniyordu, bir keresinde 0,9 çiğnemeye kalkmıştım dişimi kırıyordum ayrıca dişlerimi çok boyuyordu :) 0,7 de az bulunuyordu. en kolay bulunan 0,5ti ondan :)

@gotham,; onu hiç denemedim. ateşle oynamazdım çocukken, sigara da içen yoktu evde. kibrit kutusu öyle çekmecede dururdu gidip gelip yerdim. bittiğini de zaman içerisinde farkederlerdi sadece kimsenin ihtiyacı olmadığı için :) sanırım ondan hiç yanık kibritle işim olmadı.

eklemeyi unutmuşum, tahta kalem denince aklıma geldi, kurşun kalemlerin ve kırmızı kalemlerin üstündeki siyah yeri de kemire kemire yerdim.

kum, toprak, silgi tozu, çiğ yufka. kolonya içme modası da vardı evet:d

abi sümüğümü yerdim de kendi bokunu yemek de neymiş lan hem de klozetten oha oha

@in vino veritas en kolay bulunan 0.7 en zoru 0.9 değilmi onların yaa senin çocukluk nerde geçti?:) o değilde "bokunu yeme" deyimini gerçekleştiren biri var,bu neymiş yaa!!tiksinme için bi yüz ifadesi var mı??

annemin rujunu, babamın kitaplarını, birde servis sehpahalarını yerdim ben

sarı inşaat kumu, sümük, 0,5-0,7-0,9 uç, silgi, kireçli duvarı yalama, pastel boya

ben her sabah 6 gibi kalkar, balkona çıkardım. tavla vardı onu ters şekilde açardım üstüne otururdum götüm üşümesin diye. domates yerdim. bi yandan da balkondaki karıncaları yediğimi hatırlıyorum. çok karınca yerdim ben.

tatlı diş macunları, bir kerde birkaç damla kolonya içmiştim. bana içki yasaktı yaşımdan dolayı merak işte kolonya içmiştim bende bikaç damla damlatmıştım ağzımı geriye götürüp tanrım çok kötydü hala hatırlarım bian böyle gözm karardı

daha iyi ince ince siliyorum

sürmüyorum mesela.

golden rose'un asetonu var koyu renk ojeler için oldukça başarılı bu konuda. onun dışında kulak temizleme çubuğunu asetona batırıp kenarları temizlemen mümkün.

kırmızı ojeyi sürmeden önce altına bir kat parlatıcı geçin tırnak kenarlarını vs doldursun, kuruduktan sonra kıırmızı ojeyi sürebilirsiniz;)

ince bir kat şeffaf oje her zaman işe yarar. hayat kurtarır.

flormar ın lavanta kokulu bi asetonu var,çok başarılı bu konuda.

ben erikliyi beğeniyorum tüm su ihtiyacıma cevap veriyor. Beni şişirmiyor.
Edit: Fiyatı istanbulda 9 tl ama

çene suyu içiyorsan izmit'e yakınsın demektir. gürpınar var güzel su. gölcük'ten çıkıyor. kipa marka suyu da onlar dolduruyordu bi ara, bütün kipalarda vardı hala yapıyolar mı bilmiyorum varsa ordan 0.5lik alıp deneyebilirsin yani.

ben en çok pınar'ı beğeniyorum. çobanpınar vs değil ama düz pınar.

@basond çok çok pahalıymış dostum, erikli güzel su hakikaten ama fiyatı abartmışlar, 5 litrelikler daha ucuza geliyor sanırım

@nickinin hakkını veremeyen panpam İstanbul'dayım aslında ama o dediğin su da vardır, kipa'dan alır denerim bir.

@goodz pınar madran olsa ya da başka madran olsa onu alacağım direk ama yok, hiç. Zaten Pınar da 8 TL istiyor.

@imojeen, baktık şimdi 7.5 TL diyor.

özkaynak diyorum. bizim oralardan çıkan su. bim'de ucuza satılıyor.

çok ilginç bir tespit:) ben de içmiştim öyle bir şey hissetmedim, burada baya seveni var hatta bilinen markalardan daha iyi bir su diyorlar. ama ben nestle veya hayat alıyorum.

@crimsonlady, hastayım belki ondandır diyeceğim ama yok, kesinlikle değil, susuzluğum geçmiyor bu suyu içince.

bu damacana suda ne varda kimse diger alternatiflere yonelmemekte bu kadar israrci gercekten anlamiyorum. fiyat yonunden 5lik ve 10luk pet sularla arasinda ucurum fark oldugunu dusunmuyorum. sanirim tasima isi zor geldiginden damacana aliyorsunuz!

bir gun bir vesile ile bir su fabrikasina gitmistim. ortam samimi oldugu icin de fabrika diye adlandirdiklari yeri gezdim ve damacanalarin uretim bandina ne sekilde geldigini, ne sekilde dolum yapildigini gordum. tam anlamiyla rezalet. oradaki calisanlar kirli oldugundan suphelendikleri damacanalari burnuyla kokluyor ve gelen kokuya gore kirli olup olmadigina karar veriyor. bariz sararmis ya da icine daha onceden mazot, sarap vs gibi agir koku yapan ve damacananin rengini degistiren bir sey girmemisse, o damacanayi temiz olarak doluma gonderiyorlardi. yani birisi damacananin icine cisini yapsa ve sonra su ile calkalayip bu fabrikalara gonderse, kesin temiz damacanalarla birlikte doluma giderdi. uzun lafin kisasi su ki, suyu tek kullanim ambalajda kullanin hasta etmeyin adami!

nestle?
7,30 fiyatı. uludağ suyu

yürüyen merdivenin solunda durmayı hobi edinmiş ve acelem varken "geçebilir miyim" şeklinde bir uyarı yaptığımda, "üfff snne be slk" yüz ifadesiyle bakan insanlar var, gerçek bunlar. normaldir yani, yolun ortasından da yürüyebilir her an:)

yürüyen merdiven tamam da, yolda bunu uygulamak zor oluyor maalesef. ben mesela hızlı yürüyen bir insanım. önüme yavaş yürüyen biri geldiği zaman da doğal olarak sağından solundan bir yerinden geçip gitme ihtiyacı duyuyorum. e böyle olunca önüme çıkan her boşluğu değerlendirip bir sağdan bir soldan gidiyorum. aynı yolda benim gibi bir sürü insan olduğunu düşün. doğal olarak karmaşık bir yürüme düzeni oluşuyor.

kaldırımlar düzgün değil bir de.
yürüyorsun, önüne ağaç çıkıyor.
hatta bazı yerlerde agacın içinden kaldırım geçiyor. yola inmeden yürümen mümkün değil.

bunun gibi birçok olay var da, neyse. halkımızın çoğu bilinçsiz, bencil ve cahil.

Solağım, küçüklükten beri sağ tarafta durmak öğretilmiş olsa bile içgüdüsel olarak hep sol tarafta duruyorum. Sınıfta her zaman en soldaki sıralarda oturmak gibi bir şey, vitesi solda aramak gibi. Zorluk çıkarmak istemeyiz, gerçekten. Ama keşke her şey bu kadar sağaklara göre olmasa.

Araba için sadece uluslararası trafik sigortası (greencard) yaptırmak yeterli. süresine göre fiyatı değişiyor. www.turing.org.tr Uluslararası ehliyet gerektiğini falan söyleyebilirler ama Yunanistan harici hiç bir ülke öyle bir şey istemiyor boşuna 300 TL vermeyin.

peki sınır kapısından birşeyler almak gerekiyor mu ekstra?

Bir de konsolosluk sitesine baktım 4-5 kalem şey istemiş, aracı firmanın sitesinden baktığımda, şirketin hesap dökümü falan da diyor. Şimdi çalışıyorum ama istediği evraklar arasında dağlar kadar fark var. Hangisini hazırlamam gerekiyor

yurtdışı çıkış harcı ödeyeceksiniz, bir de araba için sigorta ücreti alınıyor. kısa süreli kalacaksınız sanırım, fazla birşey ödemezsiniz.

vizeye gelince ortaya karışık yapıyorlar üç kişilik:))

gerekiyor evet yeşil pasaportunuz yoksa. bg konsolosluğundan, c tipi kısa süreli turist vizesi almanız gerekir. fiyatları değişkenlik gösteriyor süreye bağlı olarak. konsolosluğu, belirtilen saatlerde arayıp öğrebilirsiniz.

cuma gecesi gidip pazar gecesi gelecez, çok kalmayacaz yani. araba yerine alternatiflere mi yönelsek diye düşünmeye başladım şimdi

patatesli yesen olmaz mı? bir dolu insan diyorsun, diğerinden uzak dur bence.

ne tesadüf ben de sabah sabah sıcacık, kokusu tüten lavaş ekmeğiylen tulum-zeytin hayalleri kuruyordum. neyse ki ikisini de satan yerler yakında. nefsini aç bırakma ona şefkat göster kardeş.

beyaz.

edit: panpa temizini bul. zaten iyice azalmış araba. sanki sıfır alır gibi renk beğeniyorsun. başına sorun açmayacak olanını al. sonra gözüne hep sıçtın mavisi olarak görünür.

mavi

beyaz. ama metalik çıtaları, tamponu falan gıcır olucak. beyazı da mat beyaz olucak.. böyle rakı rengi gibi.

sarı+1

kırmızı

kırmızı

vos vos kırmızıdır.

kırmızı

bonibon pembesi.
o olmazsa kırmızı.

kirmizi

metalik mavi veya mor

Sağlamdır büyük ihtimal, benimkiler bazen 3-4 haftaya kadar sağlam duruyor buzdolabında.

Yalnız bazen dışları sağlam dursa bile içlerindeki su çekilebiliyor. Kuruyor yani. Bıçakla kestiğin zaman sulu ve parlak değil de süngerimsi bir hal almaya başlamışsa kurumaya başlamış demektir.

Ha yoklukta kuru havucun bile gideri vardır o ayrı, yine de çorbaya filan katılabilir.

bana da tuhaf geliyordu bu durum ama alıştım. sanırım buzdolaplarında var bir olay ya da yediklerimiz dünya toprağında yetişmiyor. haftalarca alındığı gibi duruyor sebzeler artık. havuç 1 ay falan durmuştur bizde:) birşey olmuyor, yumuşak falan değilse zaten normaldir.

Havuç zaten daş gibi sebze yahu, bozulursa kalıbından utansın yani :) bi marul bi maydanoz olsa neyse. Şu an aynen bende de var bi süredir bekleyen iki havuç, gayet normal durumda.

yumuşayınca sevmiyorum ben böyle eline alınca eğiliyorsa gitmiştir :D yoksa rendeye gelmez ama yemeğe katılır.

bozulmamis olabilir.

kokla bir koku alamazsan azicik tat. eger hala sorun hissetmezsen ic.

ben sahsen iciyorum. gecen mideyi bozdum yarisi bitmis 2 liralik sutu dokmemek icin.

evet. içme

acıldıktan sonra 3-4 gun ıcınde tuketılmesı gerekıyor dıye bılıyorum ben ama bozulmamıs da olabılır. lavaboya bıraz dokun,kotu bır kokusu varsa ve kesılmısse bozulmus demektır.

sıkıca kapanan cam günlük sütler var onlar bi ihtimal dayanmıştır da kutuysa riske değmez.

koklayınca anlaşılmıyor mu ki? bi hafta yine de çok ama.

annem corba kasigina koyup atesin uzerinde bekletirdi. kaynayinca boyle peynir gibi olursa bozulmustur derdi. ben bu yontemi kullaniyorum.

evet.

bozulmuştur...

süt bozulmuş olsa koklar ve şüphe etmezdin.iç bence:)

arkadaş onun üzerinde 2 gün yazıyor ama 2 hafta tüketince bir şey olmuyordu bana, ama seni bilmem bunyeden bunyeye değişebilir.

uht sütler 100 küsür derecede şoklanır, içinde mikrobun esamesi kalmaz, bu yüzden rafta altı ay dayanır dolapta da uzun süre bozulmaz.

marka da fark eder: ben dolaba koydum uht sütün bozulduğunu görmedim, istisnası kay süt markalı ucuzun aldığım bir süt iki hafta durunca bozulmuştu. bir yudum alıp ağzında dolaştr, bozulduysa zaten tadından anlaşılır, ekşimtırak bir tadı ollur.

çok yanlış yerlerdesin, bu soruyu silmeni öneriyorum. bizim translation studies hocası seni görse sağ bırakmazdı:)

kulakligi tak kulagina, türkce olsun hadi. sonra dinlediklerinin aynisini türkce olarak yanindakine aktar. bire bir ama. yapabiliyorsan sonra bir de bunu ingilizce dene. sonra ingilizce den almancaya fransizcaya cevirmeye calis.

yapabiliyorsan, onca yillik egitim almak gereksizmis der, seni de tercüman/cevirmen yapabiliriz.

serhan acar, bazı eurosport türkçe spikerleri asıl alanları bu olmadığı halde anlık tercüme yapabiliyorlar. okulu var ama şart değil gibi.

o bu kadar kolay olsaydı ben şimdi abd başkanı olmuştum.

muhtemelen yasal bi prosedürü vardir, ama bence yeterli.

üniversiteler insana mesleki bilgi vermez.

ben bu sene 3 tane taze almanca mütercim tercümanlik mezunu insani viyanada evimde misafir ettim, birak konusmayi, basit cümleleri daha anlayamiyorlardi. zaten konusamiyorlardi, ki bu adam tercümemi yapicak, gülerim sadece.

aklıma şu geldi:
www.eksisozluk.com

gitme nagihan. :)

dertlerim bitmiyor diyor iste panpa adam, daha ne desin?

olur öyle şeyler minik serçe de bu dünya ne sana ne de bana kalmaz demiyor muydu ?

tdk'dan bir de 'dert'in anlamina bak, her sey yerine oturacak. olur bu saatlerde boyle.

ahhahha... bence orada "sonu gelmez" demek istemiş ama melodiye uydurmak için "arkası gelmez" demiş...

senin kafan karışmış.

seni ellerin olsun diye mi sevdim elsizdin halbuki seni sevdiğimde diye şarkı var boşver. belki arkası yarın gibi hani çözümleri gelmez dertlerin demek istemiş.

adamın dertleri kafasını karıştırmış, bence canım.

manda yuva ya...

hiç girmiyorum.

olum bi tek ben mi dogru anliyorum; 'arkasi gelmez', 'devam eder' anlamina gelmiyor mu, cok acik degil mi lan bu?

@nawres,

arkası gelmek: devam etmek
arkası gelmemek: devam etmemek

dertlerin arkası gelmeyince, dertler de bitmiş oluyor. ama erkin baba üzgün. erkin baba mutsuz.

bence erkin baba dertlerini seviyor. hani orhan baba hesabı... dertler benim olsun. hayat senin senin olsun. olamaz mı, olabilir.

adam haklı lan, yıllardır dinliyoruz yuh bize

haklısın. vay arkadaş.

çok fena oldum şu an haklısın. o neymiş öyle yıkıldım resmen. neden öyle demiş acaba, biz hakkaten anlamıyor olabilir miyiz?

lan biseyin arkasi gelmisse o sey bitmistir, mesela treni dusunun asdklasdf

erkin baba sizin kadar bilmiyor muydu amk!!11

lan hepiniz lsd mi kullanıyo bu kafaya nasıl ulaştınız?

arkası gelmeyen bir şey devam ediyor demektir. arkasını göremiyorum manasında. devam eden bir tren için "ohooo bunun da arkası gelmiyor arkadaş." devam eden bir konvoy için "vay amk arkası da gelmiyo bunun" denir. bitişini, bittiği anı görememe anlamı vardır.

vay amına koyayım bu kadar mı uzak kaldınız lan türkçe'ye?

olur.
besin değerini kaybeder.
aynı tadı verir.

kaybetmez. bir miktar tadı azabilir ama çok belirgin olacağını sanmam. besin değerleri sıcakta proteinin denatüre olmasına bağlı bozulur. soğukta hiçbir şey olmaz.

evde şoklayıp birden bire donduramayacağına göre, besin değerlerinde kayıp olur diye biliyorum. tadı hemen hemen aynı olur.

ağzını sıkıca bağlarken içerde boşluk bırakmayı unutma, sıvılar donunca hacimleri artar, poşet gerilip patlayabilir.

Cafefernando.blogspot.com sahibi tam olarak dedigin erkek pastalari da makarnalari da cok guzel oluyor, sezar salata tarifi var mesela muthis bi dene ordaki tarifleri yapa yapa elin alir. Gecen gun ordan bi pasta yaptim, pastaneden aldim sandi herkes.

deneme yanılma. yaptığın her kötü yemek, iyi aşçı olmaya götürür.

öncelikle böyle kol kadar karabiber öğüteci(ya da adı her neyse) ondan lazım. gerisi gelir..

geçen sene yumurta bile kıramıyordum. bir çok yemek tarifi veren siteyi takip ettim hiç birinin tarif yapısını kavrayamadım yani gerçekten deikleri şekilde ölçeklendiremiyordum malzemeleri. sonra şu siteyi takip etmeye başladım artık bezelye, patlıcan gibi sebze yemeklerini klaylıkla yapıyorum ama henüz tatlı aşamasına geçmedim, denemedim : )

www.klasiktatlar.com

yemek programlarını izleyerek, yemek kitabı alıp tarifleri deneyerek olabilir. yaratıcılık da lazım tabi. şu sitedeki tarifler de güzel.
mutfaksirlari.com

ekaterina, bahsettiğin sitedeki tarifler güzel ama o adamda nasıl bir konuşma potansiyeli var yahu:) bir tarif verecek deli gibi anlatıyor ya da bana çok uzun geldi bilemiyorum.

şimdi üsdat bundan 4.yıl önce yumurta kırmayı bilmeyen adam idim. şimdi gayet güzel yemekler yapabiliyorum. nasıl mı oldu kız arkadaşım profesyonel şef idi. her işin püf noktası olduğunu kırdığın yumurtanın bile bir pişme süresi olduğu yoksa lezzetini kaybedeceğini falan ondan öğrendim. ve şunu da öğrendim ne kadar iyi bir şef olursan ol elinin tadı denen şey sende yoksa olmuyormuş. yani öyle deneyerek öğrenilecek bir şey değil yanında birisinin olması çok faydalı olabilir. en kötü internet'e başvuracaksın bol bol.

damak tadının iyi olması şart.

naçizane kendi uyguladığım birkaç küçük püf noktası vereyim istedim;

çok kaba bir tabir olacak ama birbirinin pezevengi olan malzemeler vardır derdi tanıdığım bir aşçıbaşı. nohutun ve patatesin kimyon, patlıcanın fesleğen, kabağın nane, lahana sarmasının kimyon, baklanın dereotu gibi gibi. bunları keşfetmeye çalışın.

kısık veya hafif ateş püf noktalardan biridir. aceleyle yüksek ateşte pişen yemek gerçek lezzetini bulmaz.

baharatları en başta atmayın. yemek piştikten sonra, baharatları şöyle bir serpiştirin, hafifçe karıştırıp kapağını kapatın, dinlensin yemek. ilk başta attığınız baharatlar pişe pişe aromasını kaybeder. tuz istisnadır.

lezzetli makarnanın bir yöntemi de ( bak bunu herkese anlatmam : ) ) haşlama suyuna eser miktarda defne yaprağı veya ada çayı atmaktır. makarna sosuna soğan rendelemek çok iyi sonuç verir. bir de makarna sosunu makarnanın kendi haşlama suyuyla incelteceksiniz. ayrıca o haşlanmış makarnanın suyuyla gayet kıvamlı çorbaların olur. çorba ölçülerini de şöyle basitleştirebilirsiniz, bir bardak suya 1 yemek kaşığı şehriye uygundur.

düdüklüye inanın ve hatta tapın. kullanmayı muhakkak öğrenin.

fırın yemeklerinde üstünü folyoyla kapatıp pişirme süresini kısaltabilirsiniz ve sulu sulu kalmaz. son 10 dk. folyoları çıkarıp fırına tekrar verdiniz mi mis gibi kızarır. folyo yöntemini tenzerelerde de uygulayabilir ve pişirme sürelerini kısaltıp daha homojen kıvamda yemek elde edebilirsiniz. esas nokta kaynamaya başladıktan sonra altını kısmaktır.

etli dolmalarda soğanı rendelemeyin pek çok tarifte yazdığının aksine. ince ince doğrayın. rendelenen soğan dolmanın harcını sulandırır. birde bol limon suyu ve kuru naneyi çırpıp, birer tatlı kaşığı dolmaların içine gezdirin. zeytinyağlı dolma harçlarında bol soğan esastır, bir de havuç rendeleyebilirsiniz. gayet güzel görünür.

salata sosunu muhakkak güzelce çırpıp, bütün malzemeleri karıştırıp öyle dökün salataya.

et ve sebzeleri kaynayan suya atın. ısıyla birlikte bir çeşit koruma kalkanı oluşur etraflarında, vitamin ve lezzet kaybı azalır.

mutfakta zaman geçirmek keyiflidir. buna mecburiyet, yemek yemeyi de karın doyurmak olarak algılamazsanız hem yemek yemekten hem de yapmaktan daha çok keyif almaya başlarsınız.

gibi gibi,daha çooook nokta var ama zor burdan hepsini anlatmak. ben kendimi bildim bileli bu işe meraklı olduğum için aşçılık sertifikası aldım, bolca workshopa katıldım bir dönem. çok faydasını gördüm. kolay gele...

bende de var. ablama bile kızarım. ama genel olarak paylaşma problemim var diyemem. normal yani bu davranış, değilse bile yalnız değilsiniz.