Süt proteinleri alkol ve sigaranın etkilerini azaltır ve detoks sürecini hızlandırır. Alkol alımının ertesinde öğünlerinize 1 su bardağı kadar yoğurt ekleyin. Rakı içiyorsanız, yoğurtlu meze tüketebilirsiniz.

lavanta kürü uygula

PTT
adi posta 2-3 lira tutar.
Ben genelde iadeli ve taahhütlü yolluyorum. "Par Avion" yani uçakla yolluyorum. 6-9 arası tutuyor. (İtalya)

hadi ya, o kadar ucuz mu? ups den filan bakmıştım 80-90 usd filan yazıyordu. gerçi o belki kargo tarifesi filandır. peki tahminen ne kadar sürer gitmesi?

sanırım sorun kişilerin bu tercihini belirtmesi değil, ama kedi köpek sahibi olduğunuzu bile bile eve gelip ıyy kapat lütfen şu kedileri odaya diyip, koltuğa sanki çöpün kenarına konulmuş koltuğu alıp eve koymuşuz gibi poposunun ucuyla oturup çay kahve ellerinizle açtığınız börek falan ikram etmeye çalıştığınızda suratını buruşturup ayy her yer tüydür kedi köpek beslenen evde yapılmış şeyi yemem ben siz nasıl yiyorsunuz tüylü tüylü diye, sizin hijyen yoksunu, pis, tüylü püsürlü yemekleri yiyen bir insan olduğunuzu ima etmesidir.hani misafirliğe gelip, kedilerimi bile bile, ay ben bu evdeki bardaklardan içemem tüy olur diyen en nihayetinde hiç bir şey içmeden misafir etmeye gönlünüz razı gelmediği için bakkala gidip kutu kola/aysti almak zorunda hissettiğim misafirler gibi.

yani ben kedi köpek olan evde yemek yiyemem o yüzden kusura bakma gelmiyorum evine misafirliğe diyene, ya da eve gelip kusura bakma ben huylanırım yiyemem ama sen rahatsız olma diyene değil bu tepki, evinde hayvan besleyen insanların hayatında sürekli karşısına çıkan, kedi köpek bulunan evde yaşıyoruz yemek yiyoruz diye burun kıvırıp bize pis muamelesi yapanlara, ki karşındakine bakıp suratını ekşitip ıyyy nasıl yiyorsunuz kıl tüy içinde deiğinizde o bir tercih belirtmek değil, karşındakini pis, kendini çok hijyenik görüyorsunuz anlamına geliyor. e ben de her normal insan gibi bana kıl tüy yiyen bok püsür içinde yaşayan hayvanlarıyla aynı kaptan yiyen tiksinç hayvansever denilmesini hoş karşılamıyorum:)

yani bence sorun kedi köpek beslenen evde yemek yemem tabirinin genelde aynı anda bir surat buruşması ve ay siz nasıl yiyorsunuz pis pis anlamına gelen kelimelerle desteklenmesi. evde bir kaç hayvanınız varsa bu tepkiyle o kadar çok karşılaşıyorsunuz ki, ister istemez insan bir sinir oluyor, ben mi pisim ulan benim kediler köpekler senden temiz diye.

alerjisi/sağlık problemi temelli bir engeli olması dışında -ki öyle olsa tavrı bu olmaz, alerjim var vb. diyerek nazik bir biçimde durumunu belirtebilir, agresifleşmez- böyle insanların "ayyh çocuk her şeyi kıracak dökecek çok yaramaz bi söz geçiremiyosunuz/ne pis ıyy altını ben mi değiştireceğim" veya otizmli biri sözkonusu diyelim ona ucube gibi davranan birinden zerre farkı yok. Aynı çocuk, otizmlibir birey gibi hayvanlar da bu dünyanın bir parçası. Seve seve veya değil kabullenmek zorunda. Ha bu tavra sahip insanı evinde misafir edeni de anlamak mümkün değil; çok yakının olur (böyle biriyle nasıl "yakın" olunurs artık!) bir dereceye kadar hoşgörülür de ben olsam kovarım. Bu durumda bu tavır yüzsüzlük oluyor, evde hayvan olduğunu biliyorsun; gelmezsin o kadar tahammülsüzsen. Gelip bir de evdekü her şeyün kendine gre ayarlanmasını üstemek şımarıklık.
O küfürler hayvanlarısevmemesünden çok bu şımarıklık ve yüzsüzlüğe ediliyor.

Bu basit bir insanlık davranışıdır. Sizin gibi düşünmeyen, sizden farklı olan insanlara karşı acımasız olanlar her zaman olacaktır. Bu da farklı bir örneği.

yukarıda yazdıklarıma ek olarak bu düşünce özgürlüğü falan değil. Genel olarak özgürlük de özel olarak düşünce özgürlüğü de başkalarının temel haklarının ihlal edildiği yere kadardır. Bunu birini taciz etmek gibi düşünebiliriz, sınırı aşarsan şamarı yersin. Sen kalkıp "bütün xleri ölsün mü" diye bir oylama yapamazsın ya da "bütün xler ölmelidir" fikirini "düşünce özgürlüğü yeaaa" kategorisine alamazsın. Bu ve benzeri olaylar da aynı mantık. Şamarı yersin. Böylelerini meydanlarda ibret olsun diye falakaya yatırmak gerek küfür az bile.

hayvanlardan korkan veya rahatsız olan insanlar olabilir, normaldir. o halde hayvan besleyenlerin evine gitmeyecek, bu kadar basit. ama ayy hayatta yemem, ayy pistir onların evi, kokuyodur vs. tavrına her hayvan dostu sinir olur. aklı başında herkes hem kendine hem beslediği hayvana saygısından yaşadığı ortamı ve hayvanın tuvaletini, yemek kabını temiz tutar. bana da geçen arkadaşım kedim geceleri yatağın ayak ucuna kıvrılıyor dedim diye ayyy tiksindim yatakta kedi olur mu vırvır saçmaladı. insan sinirleniyor çünkü bu lafların altında yatan çaba seni yererek kendi üstün (!) temizlik alışkanlıklarını yüceltmek. halbuki bunların evine gitsen bok götürüyor hepsini. gördük de biliyoruz.

Direk telefon al Gm discovery

Ucuz tabletlerde oyun zor oynanabilir

öyle ucuz tabletlerde oynayacağın oyun pek zevk vermez. bir sora atarsın bir kenara. anca sadece bir şeyler okumak için belki kullanılabilir ama ekranı da okumak için ne kadar iyidir bilinmez. ikinci el bi tane ipad alman daha yerinde olur sanki.

Sakın almayın. Ben aldım. Her özelliğini kullanmaya çalıştığım ve yeterince özellik bulamadığımdan kullanamadım.
Anneme verdim. Kadın ilk günden beri sövüyor. Candy Crush Saga oynuyor sadece ha başka bir şey yok. Ben de Subway Surfer yükledim. Olmuyor. Çalışmıyor. 250 TL verdim. Çöpe gitti. Lanet Teknosa.
Vereceğiniz para az değil, almayın.

www.mediamarkt.com.tr

bu nasıl?

1 ghz işlemci yeterli değil. 2 ya da 4 çekirdekli olmalı. ya da 2 ghz olmalı en az.
RAM'i de 1GB ise alma. En az 2 GB
Bu da demek oluyor ki fiyat yükselecek. :)

Yandık o zaman :D

bence seninle alakalı. bir ara oturup 10-15 satır bişi yaz. bu arada da ellerini kameraya kaydet.

edit : yanlış anlamışım. düzelltim

Bu bahsettiğin "şey" özellikle tablet klavyelerinde oluyor. 100-150 liralık tabletlerin işlemcileri ve ram'leri düşük kaliteli ve yetersiz olunca klavye yazma hızına yetişemiyor.
Bilgisyar klavyesinde ise problem genelde yazarda olur. Belki bir nebze hızı azaltmak gerekli. Yorulunca ya da uzun süre yazınca aynı şeyi bende yapıyorum.

chrome kullanmayarak,
windows.microsoft.com

Hocam vardır belki bilmiyorum ama kısa gideceksen dert etme ben doğu denebilecek bir bölgede yaptım askerliğimi kısalara dokunmuyordu bizim oralarda kimse uzunlara da en fazla ufak tefek bize yaptılar biz de size olayları vardı yemekte arka sıralara oturun koğuşu siz temizleyeceksiniz sabah mıntıkaya siz çıkacaksınız gibi ufak tefek angarya işler vardı. Bende senin gibi bir dünya hikaye okuyup dinleyip gittim ama sana şu kadarını söyleyeyim kimsenin askerliği kimseninkine benzemez, en kral yerde en kral şartlarda yaparsın askerliğini dışarısıyla ilgili bir problrmin vardır orası sana zından olur. Takma kafana gideceksin göreceksin içindeyken bitmeyecek gibi gelecek bitince de vay amk bitti diyeceksin hatta bir süre geçtikten sonra taşak geçeceksin halinle. Sakin ve rahat ol. Şimdiden hayırlı teskereler.

yok öyle durumlar. illa bir eski yeni çatışması olur. ama entiride bahedilen durum şimdi olsa istisna olur. şimdi facebooktan nöbet tuttuğunun bildirimini yapıyor askerler.

eksisozluk.com

Koğuşa gecenin 11inde 12sinde yani uyku saatinde su basılır. Alt devreler suyu ancak 2 saatte çeker. Ayrıca alt devreler suyu çekerken üst devreler ranzanın üstünde esrar partisi yaparlar. Bunun yanında bir de sen su çekerken senden yaşça küçükler "güzel yap ulan" "yapacağın işi sikeyim senin" gibi emirler yağdırır. Bu emirleri yağdırırken elleri kolları boş durmaz, yere sürekli sigara izmariti atılır. Ve ranzada esrar partisi devam ederken ranzanın çekilerek yapılmasını ister. Sabredersin, saat olur 2. Dağıtımcı onbaşı gelir seni nöbete götürmek üzere giydirir. Üstün, başın, ayakların ıslak bir şekilde gram uyumadan nöbete gidersin. Gelirsin saat 4 olmuştur. Yatayım dersin, 1 bilemedin 2 saat yatarsın. Tıraşını olursun ve üst devrelerin çıkmadığı mıntıka temizliğine çıkarsın.

Veya ilk birkaç gün hatta birkaç ay cep telefonu kullanmana izin vermezler. Ben izin vermiyorum diye kullanmayacaksın, üzerinde cihaz görürsem elinden alırım der. Eğer cihaz görürse gerçekten de elinden alır. Hiçbir şey yapamazsın.

Ama şöyle de bir şey var. Son zamanlarda Başbakanlık ve Mehmetçik Vakfı bu tür şikayetleri dikkate alıp, şikayet edilen birliği komutanına kadar sikebilmektedir.

o şikayet işlerinin kolpa oldugunu düşünüyorum.
askeriyenin haberi ykken kuş bile uçuramazken çıkıp devreciliği mi şikayet edebileceğiz sanki.

bi de şikayetin siklenmeden üstlere iletilmesi durumu var ki...

4 sene üniversite okumayana köpeklik yapmak müstehak mı yani? "devrecilik" dediğin zaten senin düşünce yapına sahip olanlardan çıkıyor işte. Bitseniz devrecilik falan da kalmaz, hiçbir alanda. Entry eski, bir de yerine de bağlı. Bir kız arkadaşımın sevgilisinin askerliği yakın zamanda bitti, tüm gün nerdeyde tık tık mesajlaşılra saatleri uyuşturunca (benim şahit olduğum kadarıyla ve eskilerin askerlik anılarıyla karşılaştırınca gerçekten "çok sık) telefonla konuşurlar gayet rahat diye anlatıyordu.

Bir de yeni gelen askerleri bulaşığa gönderme ve istihkaklarını vermeme vardı. Onları yazmayı unuttum.

@Tchuck:

Çarşı iznine çıkıyorsun. Mehmetçik Vakfı'nı arıyorsun ve şikayetini iletiyorsun. Daha sonra Başbakanlık İletişim Merkezi'ne mail veya dilekçe yazıyorsun. Yaklaşık bir iki hafta sonra yetkililer şikayetlerin vehametine göre yerinde incelemeye geliyor veya Başbakanlık konunun araştırılması için şikayeti kışlanın en üst komutanına bildiriyor. Kışlanın en üst komutanı da bu durumdan korkup aman çocuklar yapmayın diyor. Birlik komutanlarına bu konuda öğütler veriyor.

Bu şekillerde çözüm alınamıyorsa Genel Kurmak Başkanlığı, Milli Savunma Bakanlığı, kuvvet komutanlıkları gibi birimlere aynı şekilde e-posta veya telefon yoluyla şikayetler bildiriliyor.

Gerçekten işe yarıyor.

babam emekli asker. 16 sene bifiil ben de askerler içinde bulundum. yalnız orospu çocukluğu ile devreciliği fena karıştırıyorsunuz. şırnak'ın köyünde bile bulundum ancak bir kez olsun devrecilik adı altında o.ç'luğu yapıldığını duymadım. yok esrar partisi verirken suyu çekme falan. sikerim feriştahını öyle işin. telefon kullandırtmama da aynı şekilde. gerçi bunda biraz amcamın albay olma şeyi de var. böyle yarım akıllı kahpe dölleri görürsem şikayet ederim, o bir şekilde halleder.
gerçi büyük konuşmamak lazım, gidiyoruz kasım'da amk..

@erdemt,

yok hocam zaten zorluk çekeceğimizi bilerek gidiyoruz. yorulacağız, rütbelilerin hakaretini çekeceğiz, bok temizleyeceğiz bilmem ne.

ama sözlükteki entryleri okudum, bildiğin hapishane işkencelerinden bahsediliyor resmen. bi tane normal, katlanılabilir entry okumadım aralarında.

Bu arada yazdıklarım tamamen gerçek.

Ayrıca yeni aklıma gelen bir anımı daha anlatayım bu konuyla ilgili.

Usta birliğine vardığımın ilk günü bölüğüme gittim, kayıt yaptırdım. Koğuşa gittim selam verdim birkaç kişiyle sohbet ettim. Ortam olarak çok iyi bir yer beklemiyordum açıkçası. Akşam oldu yatma vakti geldi. Yatak gösteren, yorgan veren yok. Toplamda 2 koğuş ve 130 tane yatak var bu arada. Toplasan 80 asker var o aralar bölükte. Bunların 16 tanesi gece görevli. 64 asker yatak kullanıyor geceleri. Her neyse. Gidip nerde kalacağımı soruyorum 1. koğuşta kalacaksın ama yatak yok diyorlar. "2. koğuş? Karşı koğuş" diye soruyorum, "Orası babalar koğuşu, 14 kişi kalıyor orda. Orda kalmana izin vermezler" diyorlar. Düşünüyorum, neden bir koğuş 65/65 öbür koğuş 14/65. İyi diyorum. Yat içtiması bitiyor, saatler ilerliyor millet yatmaya başlıyor. Bende de bir yol yorgunluğu var ki sormayın. Ayakta dikiliyorum, kimsenin yatağına oturamıyorum. Cam kenarındaki peteğe yaslanıyorum, aşağı inip sigara içiyorum, gezmeye çalışıyorum yatak bulayım diye. Komutana gidip "komutanım benim yatağım yok" desem siktiri çekecek biliyorum. Daha sonra bir insan evladı geliyor, "hacı sen gece devriye şoförünün yatağında yat bu gecelik" diyor. Hiç tanımadığım birinin yatağında bir dakika bile geçmeden uyuyakalıyorum. Uyurken devriye şoförü telsizle dürtüyor: "Birader birazdan yatağı boşalt. Yorganı falan katla. Ben yatacam şimdi" diyor. Uyanıyorum, saate bakıyorum gecenin 4ü olmuş. Şoför devriyeyi bitirmiş kestirmeye gelmiş. Olmaz diyemiyorum, adamın yatağı sonuçta. Paşa paşa kalkıp üstümü başımı giyiniyorum. Tıraşımı oluyorum. Ortalıkta boş boş geziyor, sabah içtimasına çıkıyorum.

Usta birliğinde ilk günüm.

Edito: Bu arada ne doğuda askerliğimi yaptım ne güneyde. Türkiye'nin başkenti Ankara'da askerlik görevimi tamamladım.

jandarma olursan devrecilik pek gormezsin. daha dogrusu gorme ihtimalin az. gorursen de en boyle kazigini gorursun. o alintiladigin devrecilik bile sayilmaz.

oyle bir durumda il jandarma komutanina kadar gitmekten geri durmayacaksin. ve hatta orada cozemezsen (genelde albay olur il jandarma komutani) bolge komutanina yazacak veya arayacaksin. her sehirde alo mehmetcik hatti var. oralardan ulasabiliyorsun istedigin yere.

sikayet etmez, arkasindan kosmazsan bu isler bitmez. ha, kosarsan da halledene kadar dunyani dar ederler.

Bu kadar kasmayın. Her şeyin yolu var.

Ben Konya merkezde ama küçük bir bölükte askerliğimi yaptım.
Kısa dönemler 30 kişi, uzun dönemler 100 kişi kadardı.
Uzun dönemler biz gitmeden önce devreciliğin bokunu çıkardıları için alt devreler isyan çıkarmış. Bölük Komutanıda herkesi teker teker "sevdikten" sonra devreciliği ortadan kaldırmış.
Biz gidince bir kaç artist "geçmişte bizim ağzımıza sıçtılar, bizde yapıcaz" dese de komutan demir yumruğu vurup fırsat vermedi.

Diğer yandan bölük komutanı farklı tarzda bir devrecilik yapıyordu.
Sabah içtimasında uzun dönemlere bizi göstererek: "bakın bunlar 4 yıl okumuş gelmiş, sizin gibi aylakçılardan elbette farkı olacak." diyordu. Herif herkese aynı işi yaptırsada bizi laflarıyla kayırıyordu. Uzun dönemlerde ister istemez bileniyordu bize.

Bunun üzerine kısa dönem askerler bir araya gelip karar aldık. Komutan yapsa bile biz ayrımcılık yapmıcaz. Bütün işleri bizde yapıcaz. Mıntıka mı? Kürek mi? Hamallık mı? Ne varsa...

Akşamları da 1 saat kadar boşluğumuz olurdu. Bahçede ki masalara cips, bisküvi falan alırdık. Başlardık türkü, şarkı söylemeye... Her akşam muhabbet ederdik. Ama birlikte. Kimsenin ayrı kalmasına izin vermezdik. Dedikodu yok!

Bir süre sonra sabahları komutanın konuşmalarına herkes götüyle gülmeye başladı.

Askerlik güzel bir deneyim. Farklı insanlarla iletişim kurmak için fırsatın olacak ve bu deneyimleri ömrün boyunca kullanacaksın. Tadını çıkar.

bunları okuyunca onuru için bir bedel ödemeyen insanlar geliyor aklıma üzülüyorum. böyle şeylerle karşılaşırsan sen de meydan oku asla yapma. senin adın tatar ramazan değil ama oyunu boz. enfazla bir dayak yersin. bütün bu olanlar dayak yemekten iyi mi? o dayağın hesabını daha sonra sorarsın ama boyun eğersen neyin hesabını soracaksın? zaten bunları düşünen adamın da alnında yazıyormuş gibi pek yaklaşmazlar. enerjiye bağlayalım en iyisi :)

üniversite mezunlarını(poşet derler kısaca) devrecilik ya da sıracılık hadisesine pek sokmazlar..onlar uzun dönem askerler için gelip geçici misafirlerdir..kaldı ki usta birliğinde çavuş rütbesi alırsın,komutanların gözünde askerlikte rütbe esastır.ezdirme kendini.

imkanların varsa arada bir mangal yapabilirsin.
arada bir prinkipo'ya gidip rakı falan içebilirsin.

bunun dışında kafa dinlersin ve bol bol sıkılırsın.

kafa dinlemeye gideceğim de mekan tavsiyesi istiyorum daha çok.

gece hayatı için prinkipo var.
ev yemeği için konak var.
balık-restoran falan için milto var.
(iskeleden çıkıp sola dönünce sol kolda kalan dizi dizi balık restoranlarından biri.)

@blatta hiberna +1 Prinkipo harika bir yer. Fıstık Ahmet muhteşem bir insan. Bayram'da tanıştım, Heybelili arkadaşım götürdü. Bu kadarını beklemiyordum. Büyükada merkezi çok karışık. Prinkipo da en sakin yerde.

konaklama için splendid pek güzeldir bi de iskeleye yakın ada butik otel var baharda bile sessiz sakin oluyor kışın tam dinlenmelik.
sıkılırsan yürüyüş yap yukarı doğru. her ne kadar ada konseptine uymadığı için nefret etsemde al starbucks'tan kahveni otur oraya 2 çalışandan başka kimse yok zaten kitabını oku.
ada da yapılacak büssürü şey bulursun zaten.

doğum günün kutlu olsun,mutlu ol senelerce.sana boncuktan kuş yaptım konacak pencerene.

bence geleneği devam ettir ve kendini tatmin ederek geçir geceni.

doğum günün kutlu olsun.

Bundan 9 yıl önce ben de senin gibiydim. Üniversitenin ikinci günü yurttayım, yabancı bir şehir, kafada okulu bırakıp kaçma planları, herkes yabancı. Bunlara rağmen yine de içlerinden biri çıkıp sabaha karşı gidip pasta alıp kutlayalım demişti. Öyle biri yoksa bile şu anda ne yapmak istiyorsan (kendine zarar vermeyecek şekilde), ne seni mutlu edecekse onu yap. Bu arada doğum günün kutlu olsun :)

doğum günün kutlu olsun panpa nice mutlu sağlıklı huzurlu senelere, her şey gönlünce olsun kafana takma yurdun amına koyim sana bir şey olmasın.

doğum günün kutlu olsun dostum :)

18 yaş sadece kanunlarla konmuş bir reşitlik sınırı. Bu kadar anlam yükleyip sıkmayın canınızı. Kafanıza göre takılın. Nice yıllara!

doğumgünün kutlu olsun :) eylül-ekim aylarında doğanların kaderidir genelde okulun ilk açıldığı günlerde doğumgününün kutlanmaması, benim de başıma gelmişti, ama sallamamıştım :D bence sen de sallama, sonuçta cidden kanunlarla konulmuş bir gün, ama yine de istersen yakın gördüğün birileri varsa, arkadaş olmak istediğin ama daha olamadığın, laf arasında söyle, akşama içmeye gideceğini söyle, bence birileri sana eşlik eder, en kötü bi içki içmiş olursun. hem yıllar sonra çocuklarına anlatırsın "ben 18 yaşımı tek başıma barda içki içerek kutladım, hell yeah!" diye, gayet badass bir anın olmuş olur, fena mı? ;) ama birilerini bulursun bence kutlamak için, hem yeni arkadaşlar da edinmiş olursun.

benimki efsane geçmişti ama hiçbir beklentim olmadığı içindi. çünkü gerçekten o gece tek başıma, çin'den gelen eşyaları kurcalayıp kola-cips kombinasyonu ile yurt odasında kutlayacağıma hazırlamıştım kendimi.

doğum günün kutlu olsun, nice yllara. :)

aklıma birkaç sene önceki halim geldi. doğum günümü evde bira içip six feet under'ın 5-6 bölümünü tek başıma izleyerek geçirmiştim. pişman değilim, hayatımda izlediğim en güzel dizidir.

dünyanın sonu değil ya, varsın bu sene böyle olsun. ama yine de güzel bir gün geçirmeye bak ;)

doğum günün kutlu olsun. bu sene böyle geçmiş olsa bile gelecek senelerde daha iyi kutlanıcaktır. herkes yaz tatilinden yeni dönmüş, hadi bir şeyler yapalım modundayken. ne güzel tarihte doğmuşsun.
benimkisi bahar döneminin finallerine denk gelir hep. 4 senedir doğum günümü okulda çay içerek kutluyorum.

Buyuyunce gecer abartma. Iyi ki dogmussun vs. vur kafayi yat rahatligin keyfini cikar.

ilk değil son da olmayacak aş bunu.

nikini yiyim nice mutlu yillaraa

Doğum günün kutlu olsun. Bence durumunda bu kadar üzülecek, dramatikleştirilecek bir duurm yok.

Mükemmel bir kutlama olması için etrafında onlarca kişinin iyi ki doğduuun xxxxx demesine illa gerek yok. Madem özel bir doğum günü istedin, onu sen özel kıl. Çok sevdiğin ama ertelediğin bir şeyi yap, çok almak istediğin bir şeyi kendine hediye al. Hatta git pasta ye tek başına :D Doğum günün yine özel olacak, 18. doğum gününü kendinle kutlamış olacaksın. Yurttaki hiç tanımadığın, senle alakası olmayan tiplerin alkışlarından çok daha samimi.

Bak mesela kendini iyi hissettirecekse, ben küçükken haftada bir doğum günü kutlardım, öyle şımarık bi bebeydim. Ailemin yanından ayrılana kadar da her doğum günüm partilerle geçti. Aile evinden ayrıldığım her doğum günümden beri ki 6 yıl olmuş, hiçbir doğum günüm güzel geçmedi. Ayrı ayrı kutlandı, okuldakiler bi kutladı, sevgililerim ayrı kutladı, diğer arkadaşlarımla başka kutlamalar yapıldı vs ama o gün hep çok üzüldüğüm ve çok ağladığım şeyler oldu üst üste 5 yıldır. Üstelik de hep sınavım oldu midtermlere denk geldiği için :) Şu an benim ideal doğum günü kutlamam, çin yemeği + sevdiğim dizinin yeni bölümüdür, hem de tek başıma. Böyle sakin geçsin, kimse rahatsız etmesin, moral bozucu bir şey duymayayım yeter :D Düşün bu hale geldim.

Niye yalnızım, niye kutlamalar partiler yok düşünme hiç. Belki yaşından gereği diğer türlüsü daha cazip gelebilir ama bu da senin için bi fırsat. Kendine sen bir armağan vermeyi dene. Belki hayatında bir şeyleri değiştirir ve umduğun gibi gerçekten özel olur.

Hahaha :D

Yıl 2004. Üniversitede ve Yurtta ilk haftam. Cumartesi günü doğumgünümdü. Oda da 6 kişi kalıyoruz. O gün beraber "çarşı"ya çıktık. o kadar boktan bir şehirdi ki, sadece mecburiyet pardon cumhuriyet caddesinde gezebilirdin.
O gün otobüste giderken bugün benim doğumgünüm dedim. Herşey değişti.
Çarşıda mükellef bir yemek yedik. Biralarımızı içtik. Akşam yurda dönerken oda arkadaşlarım nasılsa bir yerden pasta lıp gelmişler. Halbuki hep beraberdik. İlk haftada öyle çok samimiyet kuramadığımız yan odada kalan arkadaşları da çağırdılar. Küçücük pasta kağıt kadar ince dilimlerde kaç kişi tarafından yenildi bilmiyorum. Ama o akşam çok sağlam dostluklar kuruldu.

Şehrini yazarsan ve aynı şehirdeysek kutlama yapabilirim...
Diğer Ekşiduyuru sakinleri de gelir hatta.

oo karşim nice senelere :))) ayrıca tadını çıkar alttaki cevap verenlerin bi çoğu 18'i kutlasam bende keşke diye bakar :D

Çoğu kişi yaşamıştır bu dediğini, ileride böyle olmayacak, emin olabilirsin. Üzülmeye gerek yok. Doğum günün kutlu olsun. Ben ünideki ilk doğum günümde pasta bile bulamayıp baklava ile kola yiyerek ve ev arkadaşımla oturarak geçirmiştim.

boş ver takma, daha yalnız doğum günleri geçirmezsin inşallah.
Sami abi mode off.
Ha bide doğum günün kutlu olsun...

iş bankası. en insancılı o çünkü.

Hepsi aynıdır.
Sadece hesap işletim ücreti sorunu olur.
Kimi bankalar paket falan çıkarıp her halükarda yıllık 80-100 lirayı cebe atarken, kimi bankalarda iki fatura talimatı vermiş olmanı kafi görüyorlar ve hiü almıyorlar.
ben iş bankasını tavsiye ederim. bir kere hesap açmaya şubeye gidersin. hatta ona da gerek yok. bir daha da parayı bankamatiklerden yatırırsın.
Haftalık mail atıyor. Bu hafta şunu ödeyeceksin, bu hafta bunu ödedin. Bu ay bunu yaptın falan diye.
Hatta buradan anınıda müşteri olabilirsiniz. anindamusteri.isbank.com.tr

banka öneremem benim için hepsi aynı derecede soyguncu. dezavantajı diyelim faturan 25,01 tl. hesabında 25 tl var. fatura ödenmez sen de ödeniyor nasılsa diye umursamazsan ancak kesmeye geldiklerinde haberin olur.

teb vadesiz hesabımla bu işlemi yapıyorum. aynen dediğin gibi rahat oluyor adamın kafası. otomatik fatura verdiğin için senden hesap işletim ücreti kesmiyorlar.

mayışı çekince gidiyom yatırıyom bi miktar. o kafasına göre hesabını kitaabını yapıyo.
yani banka önemli değil. önemli olan vadesiz hesabın için otomatik ödeme talimatı verirsem hesap ücretini kaldırırmısınız demek önemli olan.

@kakao doğru bir noktaya parmak basmış. tavsiyem, eğer mümkünse ve senin için sıkıntısı yoksa vadesiz hesabına bir de ek hesap açtırman.
iş bankasında sadece fatura ödemeleri için geçerli ek hesap var. gidip kredi gibi para çekemiyorsun. ancak fatura son ödeme tarihinde hesabına para yatırmayı falan unutursan senin yerine ödüyor.
hesap açtırmaya giderken gelir belgeni (maaş bordrosu, vs) yanına al öyle git. rica et, en düşüğünden talep et. 250 TL galiba. zor gününde yanında olsun.

kitapyurdundan alsanıza direk. allah'ın emri mi d&r

internet sitesinden daha ucuza temin edebileceğinizi unutmayın ama.
hani şubeye gidip 30 liralık kitapta 40 lira etiket görünce şaşırmayın diye söyledim.
sorunuzun cevabını bilmiyorum.

D&R gecikmeli yolladı. Sebebide kendi lojistik bilmemnelerini mi ne yeniliyorlarmış. Gecikmeden dolayı 10 TL hediye çekide hediye ettiler. Ben de hazır çek var diye ikinci siparişi verdim. Bekliyoruz hala!!!
1 Ekim'de verdiğim sipariş 21 Ekim'de geldi. (Araya Bayram girdi, Bursa>İstanbul)

yandık desene. siparişi verdim

Şuan durum ne bilmiyorum ama düzelttiler sanırım sorunu, son zamanlarda beklemiyorum, hemen geliyor siparişlerim..

Toparlanma süreçlerinden önce de d&r ile sorun yaşamadım en geç 3. gün elimde oldu siparişim bu yüzden yaşanan gecikmeleri de mazur gördüm üzerine de hediye çeki ilaç gibi geldi :) Umarım beklemezsiniz fazla..

spor yapıyor musun ?

hayır.

kafa şakak terlemesi mi?

aşırı kilon var mı? veya kilo aldın mı son dönemde? o yüzden olabilir..

Kurban Bayramından sonra aşırı derecede et, sakatat, tatlı tükettiysen vücudunu yormuş olabilirsin.
Bayram'da yaşadığımız ani hava değişikliği vücut direncini düşürmüş olabilir.
Düzenli ve Dengeli beslen, soğuktan korunarak yürüyüş falan yap.

formda olan insan çabuk terler. kondisyonun artmıştır belki. mutlaka kötüye yormamak lazım heheh.

ben hiç söz bilmem,anca nakarat. şarkının sözleri benim için bişe ifade etmiyor.enstrümantal şarkıların tutmadığını kanısına nerden vardınız.

dünyanın hangi yerinde pop müziği rock müziği geçmiş enstrümantal şarkılar?

müzik kültürümüzün olmamasına bağlanabilir. ayrıca ben mercan dede'nin müziğini seviyorum. su albümünü araba kullanırken falan özellikle dinliyorum.

geneli bilemem de ben %99'a girmiyorum onu söyleyebilirim.

pearl jam - black'te eddie vedder'in 4. dakikadan sonra; dürü düt düt dürürü dediği kısım,
hard rock parçalardaki inanılmaz riffler,
gitar soloları,
bob dylan, neil young ve buddy greene'in parça arası mızıkaları,
dinlediğim, beni ağlatma derecesine getiren onlarca klasik müzik eseri,
dubstep parçalar,
son zamanlarda da progressive house parçalar.


bunlar ilk aklıma gelenler. dediğim gibi bende durum öyle değil. bu yüzden soruna yanıt olamayabilirim.

ben bunu müzikte kalite anlayışı olarak görüyorum. müziği salt "söz" gören insanlara saygı duymuyorum. net.

Bence hatalı bir genelleme...
Çok sesli Türk sanat müziği, Türk halk müziği bunlara örnek. Ud, Keman, vb... taksimleri; Sazların konuştuğu Gezekler, Sıra Geceleri,...
Biraz daha bilgili bir arkadaş ayrıntılı açıklama yapabilir ama bu genellemeyi doğru bulmuyorum.

2.5 inç ve 3.5 inç versiyonlar var. 3.5'lar daha çok masaüstünde sabit durmaları için. pek taşınamıyor. 2.5'lar ise rahat taşınıyor. 3.5'lara bakarsanız daha uygun olur.

Fotoğraflar için harici diskleri önermiyorum. İnternet Servisleri bu konuda kral. Ben tüm fotoğraflarımı SkyDrive'da yedekliyorum. 25 GB hafızam yetiyor gibiydi. Şimdi Flickr 1 TB hafıza sunuyor. En güzeli internet olan her yerde resimlerine ulaşman. Cep telefonunda özellikle işe yarıyor.
Geri kalanlar için çözümü sen bul :)

Çalışıyoruz valla. Sen konuyu değiştir polise merak ettiğin şeyleri sor.

Emin ol o poliste çok sıkılıyor. Soruları değiştir. Hafiften piçlik yapabilirsin. Poliste o yoldaysa sağlam makara olur, dersi bitirmek istemeziniz :) Değilse de konuşmaya devam eder. Millet adamdan soğur. Ders erken biter...

düştüğün yer belli olmadan sakın alışveriş yapma. Antalya yada hakkari olabilir çünkü.
Yer belli olduktan sonra oraya gidenleri araştır. Jandarma piyade vs. nasıl gideceksen ona göre alırsın.

Askeri malzeme(giyecek olarak) tsk kendi veriyor yanında alma fazla şey, renk olarak genelde haki ve yeşil renk diğer renkler yasak alma çöpe gider.
yastık kılıfı ve çarşaf tsk verir.yanına alma sakın.
bnde izmirden gittim askere içlik aldım iyi bişey ama tsk içlikte veriyor, tavsiyem kulaklarını ve boynunu koruyacak boyunluk al yanına çok işine yarar.
telefon içinde bol bol kart harcayacaksın, 90 lık kart depola çok işine yarayacak..

5. çok fazla bişey götürme. çok yük oluyor.
4. çarsaf marşaf götürme allahını seversen.
3. don rengine pek takılmıyolardı bizim orda.
2. pamuklu don yeterli. coraplar hayati önem taşır. onlar kalın ve pamuklu olsun.
1. telefon kartı al giderken.

1. muhtemelen kantinlerde telefon kartları olur ama yanınızda birkaç tane bulunmasında yarar var. gidip de telefon kartı deyip almayın. "şifreli" telefon kartları var onlardan alın. türk telekom bayilerinde bulunabiliyor. marketlerde falan da başka firmaların kartları olabiliyor.

2. kışın gidenlere içlik de veriyorlar sanırım ama yanınızda bulunmasında yarar olabilir. pek fikrim yok bu konuda.

3. dona pek takılmasalar da denetim falan olacaksa atlete takılabilirler. karacı olursanız yeşil fakat havacı veya denizcilerde farklı. bu yüzden bu kısmı gideceğiniz yer belli olmadan halletmeye kalkmayın.

4. çarşaf zor. içim rahat etmez dersen belki yastık kılıfı olabilir. mümkün olduğu kadar açık mavi.

anladım.

ya eşyaların bi kısmını erken alayım dememin sebebi de, askerlik 25'inde belli olacak. yedek subaylık çıkarsa, ki çıkacağını düşünmüyorum, 27'sine kadar teslim olmak gerekiyor. direkt kısa dönem çıkarsa sıkıntı yok 4 kasım 7 kasım arası da.

don rengi iyiymiş :)

sözlüğe bi bak bence...

Ev telefonu aboneliğiniz varsa TT Aile Kart alın. Şifreli olduğu için çok rahat kullandım. Hat annemin adına idi. Ben Bursa Setbaşı Telekom müdürlüğünden kendi kimliğimle 1 TL karşılığı almıştım (2009) Cep telefonu falan sakın götürmeyin. Bütün arkadaşlarım telefonla rahat rahat konuşurken, ben konya merkezde içeri sokamıyordum. Sokan kısa dönemlerden 5'i sağlam ceza aldı! Önce ortamı öğrenin!
www.turktelekom.com.tr

TEMEL KURAL: Alışverişlerinizi yeriniz belli olunca yapın.

Ben pudra öneriyorum. Ayakları pudralayıp, çorabı giyersen ayaklarına çok yıpranmaz. Birde her derde deva bepanten merhem. Bulunsun.

Ayak kremi
Ayak pudrası
Pişik kremi
El kremi
Sizin hayatınızı kurtaracak şeylerdir.

Çantanın dibine atacağın 10 lu 20 li selpak pakedi götünü kurtarır. Dikkat et mentollü olmasın selpak. Çok fena oluyor o zaman.

Paran varsa don ve çorap al atlet o kadarda önemli değil açıkçası

Normal şartlar altında deodorant götürmeni söylerim ama dikkatli kullan kimse sıkmıyorsa sende sıkma

Saç ve vücut şampuanı

Dünyayı kurtarmayacaksan eğer cep telefonu kullanma. Askerliğini riske atmaya değmez. Yakalanırsan eğer komutanın insiyatifine kalıyor iş tamamen, görmezden gelip sadece haftalarca çarşını kitleyebilir ya da telefonu görür ve yasal prosedür başlar.
Ankesörlü telefonlar dışarıdan aranabiliyorlar. Sen çaldır sizinkiler seni arasın istdikleri zamanda arayabilirler, birisi açar ismini bağırır sen o esnada oradaysan gider konuşursun. Özellikle acemide aile ile konuşulmasına inanılmaz önem veriyorlar. Bu yuzden feci fırça yemiş insanlar görmüştüm

Bot için asma kilit al ama anahtarını ne yap et kaybetme. Kaybetmezsen çok işini görürsün kaybedersense göreceğin şeyler farklılaşır.

Bot parfümü ve pudrası al.

Alacağın çoraplar senin yoldaşın olacaklar. Askerde veriyorlar yea deme. Evet veriyorlar ama verdikleri çok dandik. İlk teslim oldugun gun onları gıymek zorunda kalmıştım ve bacagımda orantısız göçük ve şişlikler öeydana getirmişti ışık hızında atmıştım.

Asla ama asla acemılıkte eşyalarını yıkatma.

Havlu gotur yanında yastıgına sarıp kullanmak için zira gittiğinde göreceksin hijyen orada senın için baştan yazılacak

Şimdilik bu kadar. Aklıma gelirse yazarım. Çokta kasma kendini tadını cıkart. Hayatında bır daha asla unutamayacagın ve yasayamacagın 155 gün geçireceksin
Hayır tezkereler

dostum askerde en önemli şey ayak.

diğer herşeyi bir şekilde temin edersin ama ayaklarına ilk günden itibaren iyi bakmalısın.

bunun için pamuklu ve terletmeyen havlu çoraplar al kendine bol bol. kaliteli.

içeri sokmakta zorluk çekebilirisn ama tyrosid denen bir mantar ilacı var. onu da ilk günden yanına alırsan 1. ayın sonunda ayak bakımı için ihtiyacın olabilir.

hiç ucu yok. iğneyle delip sıkarak ucunu çıkarmaya çalıştım ama olmadı. hiç uğraşmasam kendi kendine yok olup gider mi? vücut eritiyomuş diye duymuştum.

atıyo vücut.merak etme.vücut nasıl eritiyor bilmiyorum ama milim milim çıkarıyor dışarı.günler sürüyor.

Kurcalama. Bende istifa ettiğim gün ofisimdeki eşyaları toplarken o sinirle kaktüsü avuçlamıştım. diken bir hafta tırnağımın iç kısmında kaldı. Sürekli sızladı ama çıkaramadım da. Doktora gitsem orayı yarar, daha fena yapar diye gitmedim. Bir hafta sonra başı çıktı. Cımbızla aldım.
Az canın yansın.

Halk arasında kara merhem olarak bilinen "ihtiyol pomat" var onu kullanabilirsin. Akşam bir miktar sür ve kapat. Deriye batan dikeni çekiyormuş.

Ben bir ara ön izleme sürümünde kullandım da başıma gelmeyen kalmadı. Kararlı sürüm yayınlandıysa sorun yok yükleyebilirsin. Ama ben tercih etmeyeceğim.

Kurmadan önce mutlaka yapman gereken 16GB'lık bir USB belleğe "kurtarma sürücüsü" oluşturman. Bunun için şu sayfayı okuyabilirsin;
answers.microsoft.com
Ya da en basiti google'a "Windows 8 için kurtama sürücüsü oluşturma" yazabilrsin. Windows ana sitesinde adın adım anlatılıyor.

heyecan yapma. bi boka yarayamacağı için yükleme derim. ortalık bi durulsun falan...

Kot kazakla da iyi görünüyorsanız kataloglara heves etmenizin anlamı yok, hele katalogdaki adamlara kadınlara benzemeyince iyice anlamsız oluyor. Ama illa bakacaksanız Zara falan yerine Diesel'e falan bakın, daha sakindir. Tabii katalog adamı olmak pahalı bişi ayrıca ama en azından aklınızda bir fikir olur.

hacım, kataloglara bak dediyse bunlara bak demedi heralde. siz de nerede acaip garaip şeyler var, onları bulmuşsunuz. :)

katalog meselesine ben de katılıyorum. bakın billboardlara mesela, lc waikikii kombinleri bile 10 nomero.

Zara falan bunlar milleti İngiliz Gaylere benzetmek için kurulmuş emperyalist firmalardır.
Siz gidin Koton'a falan. Orada genelde Yukarıda bir kombinasyo olur. Altında da parçaları. Hah işte beğendiğiniz kombinasyonun parçalarını aşağıdan toplayın, deneme kabininde birlikte giyin. Kendinize bi bakın. Diyelim ki beğendiniz. Alın.
Kalitesi, kesimi,vb hoşunuza gitmediyse aynı ürünü farklı mağazalarda arayın. Toplamda 1 saatte alışveriş tamam.

Bir de massimo dutti'ye göz atabilirsiniz.

babacım şimdi sen bize bütçeni söyle ki bizde ona göre marka söyleyelim. sen çok yanlış bakmışsın kataloglara bak derken onları kastetmemiş. benim tavsiyem gir bi zaraya,pull&bear,massimo dutti ya da jack&jones'a ve söyle açık açık ben böyle bi tarzda giyinmeyi istiyorum yardımcı olabilir misin? mis gibi yardımcı olurlar. hatta kadın satış temsilcisine sor muhabbet atar eve atarsın çifte şans olur

O katalogtakiler, o katologtaki gibi adamlara yakışıyor. Adamlar manken ve hepsi de güzel ve yakışlılar. Boy pos yerinde. Ne giydirsen güzel duruyor zaten.

Bence yırtık ve çok eskitmeli pantolonlardan uzak dur öncelikle. Sakin ama siyah ve gri dışında, baskılı olacaksa da kaliteli baskılı tişörtler bul. Gömlek ve tişört için Scotch&Soda'ya bakabilirsin. Cevahir AVM'deki Debenhams'ta da güzel şeyler oluyor. V yaka süveterler, kazaklar güzel oluyorlar.

Zara'nın ve HM'in gay işi olduğunu falan düşünmüyorum ki gayler genelde güzel giyiniyorlar, insanlar erkeklerin moda bazlı giyinmesine alışık olmadığı için gay diye yapıştırıyorlar hemen. Zara, HM, Topman, Koton, Pull and Bear yine uygun fiyatlı ama güzel parçalar bulabileceğin yerler.

sanıyorum incildeki yaratılış hikayesine bir gönderme. adem ve havva yasak elmayı yedikten sonra tanrı dünyayı yaratıyor ve ikisini dünyaya göndererek cezalandırıyor. paradise lost da çok güzel anlatır bunu.

Atasozu tarzi bisey degil "world was built for two"
sadece lana del rey sarki sozu.
Ama cumlenin anlatmak istedigi sey eskilere dayanan bir olgu olabilir, tek bildigim cumlenin direkt yaygin olarak kullanilan bi soz obegi olmadigi.
Zaten google'a yazinca sayfalarca "lana del rey lyrics" icerikli siteyle karsilasiyoruz buradan da anlayabilirsin.

Bence özel bir şey değil. Bizim eski türk filmlerinde falan da diyorlar ya;
"dünyada sadece sen ve ben varım",...vb Sevgi sözcüğü, öbeği, sevişme öncesi gaza getirme replikleri,...
Şimdi ki kızlara söylesen kıçıyla gülerler. Lana söyleyince "ayy çok romanthik" olur.

bana da yaratılışa gönderme gibi geliyor. kullanılan bir söz öbeği değilmiş ama sizden anladığım kadarıyla. güzel söz o zaman birden fazla anlam çıkarılabilir bu cümleden tebrik ediyorum lana del reyi burdan.

www.finansbank.enpara.com

en para.com'u tavsiye ediyorum.

Su an en yuksek faizi veren hesap enpara.

en para şart değil. herhangi bir bankada hesabınız varsa parayı yatırın, sonra internet bankacılığı üzerinden vadeli mevduat açtırın. 32 günlük olsun. seçeneklerden de "vade sonunda faiziyle yenilensin" seçeneği seçin. Sonra parayı unutun.
Sadece, parayı yatıracağınız banka hesabını aktif kullanıyor olun. maaş hesabı gibi falan. durup dururken hesap işletim ücreti almasın. bilmediğiniz bir bankaya gitmeyin.
Şimdi mevcut bankada zaten taciz ediyor. Reklam falan. Yeni bir banka ya da sistemde işin cılkı çıkabilir. Parayı bir günde tahsil edemeyebilirsiniz. Diğer olasılıkları düşünün...

Enpara: 32 günde 72,28 TL veriyor. %9,70
İşbank İnternet Vadeli: 61,48 %8,25

aradaki fark 10bin'de 10 lira.

internetten de aliniyor. acenteleri bikmiyorum. kizilaydan ankaraya binim maltepe de iner yedi sekiz dakika yurursunuz.

Kizilay'dan metroya binip Ulus'ta inin. 5 dk yürümeniz gerekecek. Acente dediğin kamil koç'sa zaten o da garin içinde. Kolay gelsin.

metroyla ulusa falan gitmeyin sakın. ankaraya binip tandoğanda inin. gara giden alt geçidi sorun.

tandoğan'da mı insin? amk aşti'de indirip yürütseydin bari. metroyla ulus durağında inmek daha yakın gara. tandoğan alt geçit çarşısının iğrenç görüntüsüne maruz kalmamış olursun

İnternetten alsanıza! Tün seçenekleri ayrıntılarıyla görür ve karar verirsiniz.

@domates

ulusta inip 45 dk yürüyeceğine tandoğanda inip 3 dk yürüsün tabi ki ne sandın amk.

ulusta in diyenleri dinleme hocam sen. ankarayı bilmedikleri belli.

Orada sanırım kuzey güney sıkıntısı vardı. Güney tembel olduğu için kuzey tarafından istenmiyor onlardan ayrılalım diyorlardı.

Roma ve Venedik nerede kalırsa ben o tarafı tutarım hacı. (k)

yahudilere bakış açısı adına fikir edinmek için la vita e bella'yı izleyebilirsin.

onun dışında, faşizmin etimolojik kökeni bile o topraklardır demem fikir verir heralde.

2 hafta önce Calabria eyaletinin bir köyüne bir haftalık gençlik projesine gittim. Siyasi ortamı tam olarak anlayamadım. Sadece izlenimlerimi paylaşmak isterim.

Gittiğim köyün özelliği;
iş imkanı kalmadığı için bütün gençler kuzeye göç etmiş (Milano, Torino, Floransa,...)
köydeki(superiore) ve sahildeki(marina) evlerin büyük kısmı boşalmış.(Köyün böyle ayrılmasına 1500'lü yıllarda Türkler sebep olmuş!)

2004 sanırım yıllarda Ararat isimli bir gemi sahile yanaşmış ve yaklaşık 100 kadar Kürt mülteci köye gelmiş. Yerel yöneticilerde Maastricht bilmemnesi gereği, AB fonlarından faydalanmak için, bölgenin kalkınmasına destek sağlaması için mültecileri kabul etmiş ve boşalan evleri, yerleri mültecilere tahsis etmiş. Ardından gelenler memleketlerinde (güya) zor durumda olanları bir şekilde yanlarına getirmişler. Söylendiğine göre ilk gelenlerin 4 katı kadar göç daha gelmiş.

Bendeki şans, nereye gitsem karşıma çıkıyorlar. Bende de aşırı bir Türk hayranlığı. Her şeyimde Türkiye. Plaj havlum Türkiye'nin arkeolojik haritası şeklinde düşünün. Bunlar beni ne zaman görse Türkçe laf atıyorlar. Türkçe konuşuyoruz. Türk müsünüz diye sorunca "Urfadan geldik, Kürtüz" diyorlar...

Yerliler bu işten biraz karlı çıkmışlar ama entegrasyon sürecinden dolayı sıkıntılar var. Adamlar sürekli bize "buranın suyu bile farklı" deyip deyip durdular. Sadece Kürtler yoktu. Afganistan, Irak, İran, Somali,... gibi ülkelerden gelen mültecilerde vardı. Mülteciler Konseyine gittik ve teker teker dinledik, sorular sorduk.

Genelde "Memleketimi özledim" diyorlar. İrak, Afganistan gibi ülkelerden gelenler genelde çoğu ya islamcı radikaller ile birlikte savaşmış. Yeni hükümetler bunları içeri tıktı diye kaçarak buraya iltica etmişler. Adamlar direk şeriat özlemindeler. Niye evine dönmüyorsun diye sorunca "Hükümet Kafir, değişene kadar gitmem" diyorlar. Sanki İtalya Müslüman olmuş gibi. Çok sağlam suistimal ediyorlar anlayacağınız. Gerçekten zor durumda olanlar da var. Ama özellikle İran'dan gelenler, her biri ingilizce ve italyancayı ana dili gibi biliyorlar, herhangi bir sınıfsal zorluk altında değiller, buna rağmen mülteciler!

Mussolini geçmişinden utanıyorlar. Ancak Mussolini'nin eski fotoğrafları evlerin iç ve dış duvarlarını süslüyor. Açıklamasıda kötü geçmişlerini asla unutmamaları ve unutturmaları için.

Böyle işte...

ben lösev'e bağış yapmayı düşünüyorum. şu an en güvenilir ve gerçekten fayda sağlanabilecek yer orası gibi geliyor bana.

@arma aski +11111 LÖSEV

Aynen ben de afişlerini görüp orayı düşünmüştüm.
Teşekkürler.

yeryüzü doktorları: yyd.org.tr

nesin vakfı

cayma hakkın var 7 gün içinde. ayıplı ürün bu başlatmayın servisinizden de.

edit : not ürün değişimi istemiyom bana paramı geri verin de. bu gibi durumlarda iyi bilgilendirmiyorlar. kelime oyunu yapıp başka bişi için uğraştıyorlar.

baktın karşındaki laftan anlamıyor müdürünü getir bana de

teknosadan poşet alsam bozuk çıktı bugüne kadar. keşke kimse bişey almasa ordan.

arızalı üründe cayma hakkı yoktur. rapor alman şart. bayram sonrasına kalacağı kesin. 20 günde alırsın :) teknosadan alırsan böyle olur. beter ol :)

teknosa'da cayma hakkı diye bir şey yok ki! Almayın bir şey oradan. Ne zaman bir şey alsam zarar ettim. Aldıklarım heba oldu.

Öncelikle hoşgeldiniz :)

Bursa'da eğer aracınız yoksa gezebileceğiniz yerler merkezle sınırlı olacaktır.

Tüm tarihi mekanlar şehir merkezindedir. Yaklaşık 3 saatte ve biraz yürüyerek tarihi turu tamamlayabilirsiniz. Bu konuda ben size seve seve yardımcı olabilirim. Geleceğiniz günü bana bildirmeniz yeterli.

Bunun dışında eğlence için yarım saat mesafede Fatih Sultan Mehmet Bulvarına gidilebilir. Mekanlar güzeldir. Bayram dönemi olduğundan rezervasyon gerekir. Ayarlanır bunlar...

Hotel ve Pansiyon konusunda önerim bütçeye göre değişir.

şehir merkezine ilave olarak uludağa teleferikle çıkmak düşünülebilir..

cumalikizik'a da gidin

@halanne Teleferik kapalı. Eski teleferik söküldü. Yerine daha modern ve yüksek kapasiteli teleferik inşaatı devam ediyor. Uludağ'a gidişte tek yol karayolu. Tophane'den minibüsler kalkıyor. Sanırım 10 TL. Sezonu değil ama tam gezmelik bir hava var aslında. Pala Cemal'e gidip kar üstünde mangal yapmak, yanına da bir büyük rakı açmak vardı ya! Neyse :)

@nax Cumalıkızık muhteşem bir öneri. Şöyle güzel bir kahvaltı ve bol bol fotoğraf çekimi... Araba olmaması sıkıntı sadece. Cumalıkızık'a gitmek için Santral Garaj'dan (Kent Meydanı) Ankara Yoluna kadar 100 metre yürüyüp Doğu Bölgesi Minibüs duraklarına gitmeli ve Cumalıkızık minibüsüne binmeli. Uzak değil. Vesayit az... Hava aydınlık iken geziyi tamamlamalı.

gölyazı ve mudanyayı es geçmemek lazım.

arabasız gölyazı mudanya maalesef olmaz. Ama Heykelden dolmuşla çekirgeye gidip bursa manzarasına karşı çay içmek süper olur

araba ayarlarsanız trilye'ye de gidin.

www.nadirkitap.com 1 tl'ye buldum :)

sakın sakın nobel ödüllü yayınlar serisinden almayın, evde bizim çoğu var, bu kadar baskı hatalı eksik sayfalı çevirisi garip olamaz, zamanında gazete mi ne vermişti zaten kuponla.

şu sıralar d&r çok yavaş, tavsiye etmem. benim siparişim kaç gündür tedarik sürecinde.

"Değerli Müşterimiz,
Sizlere daha kaliteli hizmet sunabilmek amacıyla Lojistik Merkezi'mizde ve teknik altyapımızda yenileme çalışmaları yapmaktayız.
Bu süreç içerisinde sipariş ettiğiniz ürünlerinizin sizlere ulaştırılmasında olmasını hiç istemediğimiz gecikmeler yaşadık.
Gecikmeden dolayı özür diliyor ve anlayışınıza sığınıyoruz."
Dedi D&R!

valla şırnaktayım ve ne zaman sipariş versem maksimum 3 günde ( ki çoğu zaman 2 günde ) elime ulaştı d&r dan istettiğim siparişler.

önceleri kitap yurdunu kullanıyordum ve bir gün siparişimi tam 10 gün kadar sonra gönderdiği için ve fiyatlar d&r da olanlara nazaran daha pahalı olduğu için d&r'ı tavsiye ediyorum.

son günlerde nobel kitap'tan çok memnunum, tavsiye derim.

www.nobelkitap.com

kitap yurdu tedarik süresi belirtiyor siparişleri verirken, daha sonrası kargo şirketine kalmış bişey. Bir de bulınduğun yer merkezi mi, dağıtım noktalarına yakın mı? onlar da önemli.

4s

s4 mini al.

(bkz: android pişmanlıktır)
Nokia Lumia 920 kullanıyorum ve mutluyum. Tavsiye ederim.
Bazen benim aklım iPhone 5'te kalmıyor değil. Ancak telefonumu masaya koyduğum zaman havamı basıyorum. iPhone'lar artık herkesin elinde. İyi ki almışım diyorum.
Ancak, sen yine de tavsiyelerden ziyade aramaya inan. Araştır...

bende lumia 925 alıyordum ki nexus4 aldım.
iphone eski modellerine verecek param yok

4s kullanicisi olarak soyluyorum nexus al

lumia kullanıcısı olarak söylüyorum, hoşuna giden lumia ise lumia al. ben 4s önerrim ama telefon dediğin eline aldıkça insanın içini açmalı, hoşuna gitmeli. o yüzden lumia al.

lg g2 başkada telefona para verilmez,10 milyarım olsun suan yine lg g2 alırım

www.tchibo.com.tr
gereksiz bişi ama aklıma ilk o geldi.
Ya da en iyisi her zaman french press'tir, yanına da bir paket kahve aldınız mı, mis.

Mesleği varsa mesleğine yönelik bir şey tercih edebilirsin. Yoksa da gelecek mesleğine, hayallerine ve ideallerine göre bir hediye bak.
Mesela arkadaşım kahvaltı salonu açtı. bende ona kaliteli bir bursa bıçağı aldım. Börek Bıçağının üzerinde "doğumgünün kutlu olsun" yazıyor. Adam deli mutlu oldu. Şu anda o bıçakla iş yapıyor.
Her halükarda erkeğe hediye almak zordur...

balıkla ilgileniyosa çok güzel bi balıkçı beresi alabilirsin. gayet temiz net

meslekle ilgili zor :/ polis. silahlı güllü kanlı bi tablo :D

balıkçı taburesi yoksa ilaç gibi gelir :)

Yaz okulu uygulaması varsa ve yazın açılmazsa o ders başka bir üniversiteden alabilirsin tabi sorun ders değil hocanla ilgiliyse.

o dersten arkadaşlar edin, beraber çalışın.

Geçeceğine inanmak lazım. Bitirmek istiyorsan ya seve seve ya da...

kopya çekebilme becerisi varsa bunu sonuna kadar kullanmalıdır.

Geçeceğine inanmıyorsan geçemezsin.
Benim vardı öyle bir dersim. Kitabını açmak istemezdim. Her dersinde prof'la ders hakkında tartışırdım. iki seferde veremedim. Yaz okulunda da veremedim ve tek ders sınavına kaldı. Tek ders sınavında da göçemedim. Sonra hocanın odasına gidip "artık yeter, ayak bağı oluyor bu bana, 10 puan verde uzayım" dedim. Verdi, uzadım...

inanmak...

bir üçüncü sınıf dersimi verememiştim,4. sınıfta da veremedim ve o ders yüzünden okulu uzattım. uzatma yılımda o dersi AA'yla verdim. ama şöyle diyim, rüyamda bile o dersi görmeye başlamıştım..

Asansore git begenmistik biz

şirinceye git

yeme-içme:
Urla Özbek'de Akın'ın yeri'nde: Deniz mahsülleri
Alsancak Sevinç Pastanesi'nde: Çilekli rulo pasta
Kordon'da: Bira
Bi yerlerde: Kumru

gezme-tozma:
Efes
Eski Foça
Şirince +1

Boyoz ye! Ne menem bir şeyse artık. Herkes öneriyor.
Bir ben bulamadım. Alsancak'ta aradım taradım yok! Yiyemeden geldim.

adan zye'de midye
kordon'da bira
kumrucu ömür'de kumru
asansör, miko garden'da can yücel'in masası görülmeli

Anneanne-Dede dışındakilerle pek ilişkim yoktu. Zaman geçtikçe iyice koptu anne tarafındakileri görsem tanırım ama onlar beni tanımaz muhtemelen. Baba tarafından bir amcamı tanırım o da beni tanır ama diğerleri yok. Toplamda 9 kuzenim var ama hiç biri ile görüşmüyorum 8 yıldır. Oluyor öyle şeyler takma çok.

Yakın olduğum kuzenlerim dışında elimden geldiğince mesafeli olmaya çalışıyorum.

Baba tarafindan kimseyle gorusmuyorum, sifir. Anne tarafindan da 5-10 kisi var.

6 teyzem, 4 amcam, 4 halam, 1 dayım, 29 tane kuzenim var. Bense bu saydıklarımdan sadece iki kuzenimle görüşüyorum. Birisiyle ortalama altı ayda bir telefonla, birisiyle de ortalama yine altı ayda bir yüz yüze. Bu kadar. Onlarla da kendileri aradıkları için görüşüyorum, ben en son bi 3 sene önce aramışımdır kendiliğimden. Ha memnun muyum? Hem de çok. Bana uzak olsunlar da, kime yakın olurlarsa olsunlar.

annem babam sekizer kardeş.
bunların ortalama altışar çocukları onların ortalama dörder çocukları onların da (çoğunun) ortalama ikişer çocukları var. (baba tarafından sadece babamın çocukları bekar hemen hemen)
kısacası kuzenler-coçukları-onların çocukları bi de üstüne babamın annemin (ki zaten kendileri de kuzenler) benim yaş civarımdaki kuzenleri onların çocukları eklenince 600-700 kişi filanız. duyuruculara çok ilginc gelebilir de anadoluda durum bu.
neyse efendim ben bu 600 kişinin çoğunun düğününe gitmişimdir, çocuğunun doğumunu, okulunu, ev almasını, araba almasını, o arabayla kaza yapmasını vs vs biliyorumdur 17-18 yaşına kadar hayatım onlara endeksliydi. takdir edersiniz ki o kalabalıktan zaten başka bi ortama gerek bile olmuyordu, vakit de kalmıyordu.
sonra ben yurtdışında yaşamaya adapte olunca, siyseten flan bambaşka bri olunca (bu saydıklarımın %95i milliyetçi muhafazakar, büyük kısmı cemaat-tarikat) yavaş yavaş bitti bütün ilişkiler. Aralarında kafa dengim olan 2-3 kişiyle ara ara muhabbet ederim. Ankaraya geldiklerinde görüşürüm. Nadiren feysbuktan selamlaşırım.
Amcam teyzem olarak da 2-3 tanesine hürmet ederim bu kadar.
Dede-nine evinde köy yerinde büyümüş bir insan olarak ben bu durumdaysam herkesin mesafe koyabileceğine inanıyorum, normal geliyor.

Biz herkesin ölüsüne dirisine düğününe ıvırına zıvırına koştuk.uzak olanlar zaten hep uzaktı,soğuktu.Yakın olanlar da hep yakındı.Çoğuyla siyasi görüş- dolayısıyla hayat tarzı- nedeniyle uzağız.Ama onların bile her şeyine koştuk akrabaları olarak.Ama eskiler, soy ağacının ağır topları ölüyor. Nesil yenilendikçe bir soğuma,uzaklaşma kesinlikle var evet.

Bayramdan bayrama...
Sadece Hala, Dayı, Teyze var. Onları görmeye gideriz. Onların çocukları da oradaysa aradan çıkar. Torunları da keza.
Arada yemeklerde falan buluşunca güzel oluyor tabi. Muhabbet iyi. Diğer yandan sanki her birimiz ayrı bir ülkeden göçedip gelmişiz gibiyiz...

sutut diye boya gibi bir izolasyon malzemesi var sanırım. nalbura sorarsanız bu sutut u yardımcı olur.

sızma kaynağını kesmeden yapsan da fayda etmez, evi çürütürsün. binada yönetim varsa yönetime ilet.

suyun kaynağı üst katta temizlik delisi kadın. banyoda tuz ruhu kullanıyor, derzlerin arasını açıyor. sonra ordan bize su iniyor. yoksa tesisatta kaçak falan yok.

boyayla olacak iş değil adamda sızan su birikip foşşş diye iniverir sonra. yöneticiye söyleyeceksin, o da bir şey yapamazsa savcılık. evet bu işler böyle malesef.

senin tavanı kaplaman çözüm değil, su zeminde kısılı kalır bu sefer ve zemin çürür. yapılması gereken şey üst kattaki kişinin kendi zeminini su geçirmez bir malzemeyle kaplatması. söylendiği gibi yönetimle konuşabilirsin.

yaşadığın şehrin su işlerine başvur. ücretsiz bilirkişi gönderip suyunu kesiyorlar. yaptırdığına dair fatura götürene kadar su saati mühürleniyor.

en azından izmir'de bu durum böyleydi. 5 sene önce falan ben üst komşuyu dövecekken su benim alt katıma kadar gitmiş. adam da sorgusuz sualsiz benim suyu kapattırmıştı. olay çözülene kadar iki komşuyu az kaldı kesecektim.

sakın öyle bir şey yapmayın.su kaçağı çok ciddi bir sorundur. su akacak yer bulur, bir yerden betonu ufalar, sıvayı çürütür.eviniz kira ise ev sahibine de haber verin ortalığı birbirine katın.

Su saatlerinin oradan o herifin vanasını kapatabilirsiniz.

Bazı insanlar insanlıktan anlamıyor, çirkef olacaksınız.

@vanwarantion +1 Yaşadığın şehrin su idaresini ara ve izleyeceğin yolu öğren. Bizim tuvalette bir sorun olmuştu. Sorunun ana gider borusundan kaynaklandığını öğrenmiştik. Üst kat komşuyla boşuna papaz olduk. Bütün apartman para toplayıp tamir ettirdik.

Üst komşunun kapısını çal bu akşam. Durumu tekrar izah et. Bir kaç çözüm yolu göster. Bu arada aşağıdan hiç müdahalede bulunma. Sadece banyoyu bol bol havalandır. Evden çıkarken kapılar falan açık olsun.
Adamın belki zamanı, parası yoktur. İlk başta anlayışla yaklaş. Ama sorunun büyük olduğunu da belirt. Yine sallamazsa EkşiDuyuru'dan adamları toplar beraber döveriz.

the prodigy belki karşılar
fischerspooner olabilir
biraz daha yükselmek istersen shpongle olabilir
olur yani ya sen yeterki değişikliklere açık ol. neden olmasın ki?

Çok benzer değil ama severim aynı memlekettenler
www.youtube.com
www.youtube.com

breakbot
www.youtube.com

Yok, ben bu alternatifleri de sevemiyorum. "Digital Love" çalsın tüm gün, dinlerim, sıkılmam. Arama boşuna...

Electric Guest-Mondo albümü tavsiye ederim.
favori şarkım: www.youtube.com

Teşeekkür ederim öneriler için. Objektif olarak bakmaya çalışacağım:) Ama hakikaten yok böyle bîşey...

iphone da map my run var ?

tripadvisor un gezdiğim yerler kısmı var, gittiğin yerleri işaretliyorsun.
www.tripadvisor.com.tr

www.couchsurfing.com'te de var bu tarz bir harita ama içerik ve çözünürlük konusunda trip advisor iyidir...

türkiye sakatlar derneği, kapaklarla sandalye alındığını söyledi. iki hafta önce duydum.

tahmine budur demek de iyi tabi.

ediyordur heralde, geçen ilgili bir haber izlemiştim, engelli arkadaşlar bizzat çalışıyorlarmış kapakların ayıklanmasında

(git: 646326)

kampanya şu şekilde ilerliliyordu bir dönem;

bir fabrika toplanan bu kapakları, rengi fark etmez aslında yeşil turuncu da olabilir, küçük parçalara ayrıp, belirli aşamalardan geçirip daha sonrasında şu ekmek konulanlar gibi plastik kasalar haline getiriyordu.

yanlış hatırlamıyorsam yapılan anlaşmayla 4 ya da 5 tekerlekli sandalye parası çıktığında şirket bir tanesini de kendisi alıp ilgili kuruma verilmesi için gönderiyordu..


benim ilgimi çekense kilolarca hatta tonlarca kapak toplandı bu kampanyayla ama yolda izde faydasını göremedim, kullananda bir artış gözlemleyemedim..neden??

şu esra erol mu ne var ya evlilik programı zımbırtısı, ben gördüm o topluyordu programda. ona yazın.

ıhlamur, nane limon.

çok sıcak içmeyin daha beter olur. ılık için. bol limonlu ıhlamur, kuşburnu, nane vs...

doktora gidin. sağlık ocağında aile hekiminiz size yardımcı olacaktır. kendi kendine geçer, dinlenince geçer falan demeyin.

dün de başka arkadaşa vermiştim aynı tavsiyeyi. özellikle bademcik iltihaplanmasına vs birebir. 1 yemek kaşığı bal içerisine 2 diş sarmısak rendesi, yarım limonun suyu, 1 çay kaşığı karabiber. midem kaldırır derseniz bi parça da soğan rendesi. sabah akşam 1er yemek kaşığı bundan yutuyoruz, ertesi güne bişeycik kalmıyo. gece yatarken de ılık ballı süt öneririm.

dişin panoramik röntgenini çekiyorlar. o parayla

diş temizliğinde de bleaching(ismini yanlış yazmış olabilirim) yaparak temizlediyse o da iyi bi paradır.

ama o kadar dişçi kültürüm var,dolgunun 150 tl olduğunu görmedim.

kanal tedavisi o para

@romayi kurtaran itfaiyeci

Hangi parayla? 150 tl mi röntgen?

Bir de buna panaromik denebilir mi bilmiyorum. Sınırlı bir bölgeyi çekti sadece. 2-3 diş filan görünüyordu yani ekranda.

çok fena itelemiş hem de. 12 dolgu + çene cerrahlı diş çekimi + diş beyazlatmaya 850 civarı para verdi bi tanıdığım

köküne kadar itelemiş hem de. 6 dolgu diş taşı temizleme ve diş beyazlatmaya 540 kağıt vermiştim.

film çekimi hakikaten film çekimi oluyor, sınırlı bir alan olsa bile, minik film kullanıyorlar da, ben ortodonti tedavisi için hani ödemiştim bunun iki katını falan, gerçi 10 sene oluyor şimdi o da var :D

o değil de, ben de geçende gittim, sağlam dişimi kırmayı becerebildiğim için, kırık yerini doldurdu, iki minik dolgu yaptı, kahverengi bir iki lekeyi temizledi, 100 lira aldı. geçende de 1 saat bleaching + gene bir iki kahverengi leke temizliği yaptı, 300 lira verdim, daha doğrusu vermedim, veririm inşallah bi ara param olur da :/

@pasp

Valla ortada film milm görmedim ben. Dedi ki dur bi filmini çekelim, görüntü ekrana düştü, ordan baktı her şeye...

ya böyle yukarıdan gelen bir film aleti olması lazım, portatif röntgen makinesi, öyle bir şeyle çekerler bazı durumlarda, öyle değildiyse bildiğin ağzının içine kamerayla bakmış adam.

Yav bu bana bir randevu daha verdi, bir büyük dolgu artı bir de olası kanal tedavisi görünüyor, onları halledeceğiz dedi. İptal mi edeyim şimdi ben? O ikisinden 500 alan, bunlar için 1000 alır. Skicem bu nasıl iş ya...

Bursa'da bir yer;
Film ve muayene bedava.
Fiyatlar resmi listeye denk: www.tdb.org.tr

saat kaçta nerde inilecek, ne zaman geri dönülecek?

Çok bilmem ama;
2 Eylül Caddesi, Hamam Bilmemnesi semtinin oralarda "Papağan Çiğ Börek"te çiğ börek yemelisiniz. Romantik değil ama orgazmiktir ;)
Adalar denen cadde var. Porsuk nehri kenarında uzanır. Kafelere serilebilirsiniz.
222 Park var gece eğlenmelik. Orayı da bir araştırın.

Geçen hafta sonu Eskişehir'de kaldık arkadaşlarla. İlk kez gittik.

İnternetten çiğ börek tavsiyelerine baktık, Papağan'da yemeyin şurada yiyin yazıyordu. Orada yedik, beğenmedim. Çok yağlıydı. Ki ben kolay kolay bi yemeğe yağlı demem.

Eskişehir büyük otelde kaldık. Merkezde iki kişilik oda 150 TL falandı. Daha uygun yerler vardır elbet.

Cumartesi gecesi için konuşuyorum, barlar sokağı canlıydı, paralelindeki doktorlar denen yerde sokak şarkıcıları vardı genelde, porsuk'un etrafında, adalar'da ise bir çok kafe falan var. Hepsi birbirine çok yakın.

eskişehir inanılmaz soğuk ona göre tedbirli gelin.

pazar akşamı del mundoda quiz night var. 30 tane genel kültür sorusu soruluyor ilk 3e girene en çok doğru cevap veren 3 guruba,kişiye şişe vodka, şarap, likör, tekila gibi hediyeler oluyor. oldukça eğlenceli ona katılabilirsiniz.

kahvaltı için doyuran kahvaltı salonuna gidin derim. kentpark, sazova falan var yeşillik açık hava vs seviyorsanız eğer.

ekstra yapmak istediğiniz bişey varsa sorabilirsiniz.

ama en önemi nokta hava çok soğuk ! ona göre gelin.

cafe del mundo da quiz night'a katılın eğlenceli oluyor, kazanbilirseniz kazanın hatta beleş tekila süper oluyor ^^

kalacak yer olarak: www.eskisehirhostel.com diye bi yer açılmış yeni ama bilmiyorum fiyatları ne alemde.
bir de, tren garından çıkınca sola doğru 500m yürüyünce otel tekinoğulları var 2 kişi + kahvaltı 95di sanırsam

Hosteleski - Eskişehir Hostel Kişi Başı 25 Lira.

fbcdn-sphotos-g-a.akamaihd.net

Kredi kartı verilme kriterlerini (ki genelde çok yüksek kriterler olmuyor) yerine getiriyorsanız çıkarttırabilirsiniz.

eğer sigortalı bir işte çalışmıyorsanız adios çıkartamazsınız. kefil vs de olmuyor illa ki çalışan olmalısınız.

gelirin varsa ve ispat edebiliyorsan çıkarırlar.
yoksa ve öğrenciysen, öğrenci kartı alırsın ancak.

yunanca

büyük haksızlık. bana göre kendine göre melodik bir fonetiği var. her kelimede aynı heyecanı hissediyorsun.
italyancayı dinlerken ben nedense kendimi her zaman evdeymiş gibi hissediyorum. hele ki kalabalık bir sofrada bağıra bağıra konuşmaları, bizim aile sofralarımızı hatırlatıyor...

bunun dışında dinleyerek tecrübe ettiğim için iskandinav dillerini söyleyebilirim. çok sakin. düzenli. duyguları sadece mimiklerle ifade ediyorlar. ses aynı tonda. eller kollar yerinde. sadece boğuk bir ses duyuyorsunuz. bu sakinliğini seviyorum.

hacı frnsızca ve almanca en güzeli.
sonrasında ispanyolca " la gente esta muy loca "

Fransızca da kaba aslında. Yunanca, İspanyolca bence de

Merhaba,
kurulum anındaki hdd imajını yedekten yükler recovery yaptığınızda. dolayısı ile kişisel doyalarınızı korumaz, yedeklemeniz lazım.
windowsu sıfırdan yüklerken, eski windowsun üzerine, format atmadan yüklerseniz o zaman kişisel dosyalarınız korunur.
en temizi, yedeği alın, recovery sonrası gerekli düzenlemeleri yapın

answers.microsoft.com

Burada anlatmaya çalıştım. Kurtarma Medyasını başta oluşturmadıysan sıkıntı.
Ben başka marka bilgisayarda oluşturdum.
Bilgisayarımın sitesinden Sürücüleri indirdim.
Bilgisayarımı kurtarma modunda sıfırladım.
Program kaldırdan tüm programları kaldırdım.
İnternetten indirdiğim sürücülerimi de yükledim.
Bilgisayarım cillop gibi oldu.

kablolu yayini hd teledünya ile degistirin o zmn tam randiman alirsiniz. baktiniz olmuyor bana gönderin ben kullanirim =)

bu gereksiz şeyden 2014 dünya kupası öncesi ben de alacam öyle deme. 55 iyi ya. baban iyi yapmış kimseye sormadan alırken. takdir ettim. ev tam olarak nerde sizin?

Aga alet güzel de, kıç kadar odaya olmaz bu yav. Ayrıca bizimkiler ne maç izler, ne sinema. Ya magazin haberi izlerler ya da nat geo'da çiftleşen hayvanları... Bir de böyle düşünün... 5000 TL yav, boru değil.

dvb-c (kablo) dvb-t(karasal) tuneri ve ci modül yuvası olan tvler ile sadece modül +kart ile dijital kablolu yayın (teledünya) izlemek mümkün(yani kablo tv de dijital yayın da var). 2015 den itibaren karasal yayınlar da mecburen dijitale geçecek, şu saatten sonra alınacak televizyonlarda dvb-t dvb-c tuner olmalı.

dvb-c varsa eğer conax modül alacaksınız. teledünya'ya başvurup sadece kart isteyeceksiniz. kartı modüle, modülü tvye takıp rahatınıza bakacaksınız.

hd kutuyla falan uğraşmayın.

Ben bu dediklerinize çok yabancıyım. Şimdi bu kart ve modül bu televizyonda full hd yayın izleyebilmek için mi lazım? Bunlar olmadan full hd izlenemiyor mu?

@sutlu nescafe +1500
kutu derdi de yok hem. evde 60 ve üstü yaşlarda insan yaşıyorsa, kutu büyük bir problem olabiliyor.

eğer apartmanda oturuyorsanız ve ortak çanak anten varsa, dijital uydu alıcısı içinde geliyor bu aletlerin. direk bir anten kablosu cektirirsiniz, ücretsiz olarak uydu yayınlarını izlersiniz. herhangi bir aboneliğe de gerek kalmamış olur boylece (lig tv falan hariç tabi). ha çanak anten yoksa da bir elektrikçiden alıp taktırırsınız yine ödediğiniz tek ücret, çanak ve kablo ücreti olur.

edit: cihazın içinde gelen hd uydu alıcısı olduğundan uyduda sağlanan hd yayınları da izleyebilirsiniz. (atv hd, trt hd, ahaber hd falan sanırım.)

izlenemez. çünkü kablo tvde hd yayın yok.
teledünyaya abone olmak şart.

@eofor

Apartmanda ortak anten var evet. Eve de çekilmiş durumda zannediyorum fakat bugüne kadar hiç kullanmadık.

tamamdır direk televizyona bağlıyorsunuz kabloyu sonrasında otomatik arama vs. ayar yaparak butun kanallara ulasıyorsunuz. ayrıca samsung televizyonların kuruluma gelecek servislerde bir usb flash disk bulunur. bu flashdisk içinde direkt olarak kanalların otomatik olarak kaydedildiği bir profil bulunuyor. yani ayar bile yapmanıza gerek kalmıyor. adamları çağırıp uydudan kanal tanımlaması yapmak istediğinizi soylerseniz yardımcı olurlar.

bu dosyayı internette bulup kendiniz de bi flashdisk ile yapılandırabilirsiniz sanıyorum.

Hayır

hayır.
yurtdışında kullanım için akıllı yurtdışı paketi yükleyin. 19 TL 20 mb. her kullanımda 19 çekiyor.

hayır
@cliquot un dediğine ek olarak,

yurtdışında da hangi ülkeye gideceğin önemli olabiliyor bazen. mesela aldığın paket avrupada geçerliyken atıyorum fasta geçerli olmayabiliyor.

Merhaba. Geçen hafta bir şeyi keşfettim.
Normalde iş bankası bankamatik kartımı kullanarak hesabımdaki para ile alışveriş yapıyordum. o da kuru 2,68 yerine 2,73 gibi birşey alıyordu.
Sonra yine iş bankası maximiles kartımı kullanmaya karar verdim. Onun özelliğine göre tl harcamalar tl hesap özetiyle, euro harcamalar euro hesap özetiyle gönderiliyor. komisyon falan hiçbir şey ödemedim. euro hesap özeti geldi. hesbaımda ki euro ile ödedim.
bankanla görüşmeni tavsiye ederim. En doğru yönlendirmeyi onlar yapar.

vakıfbank galiba hangi para birimiyle alışveriş yapıyorsan onu dolara çevriyor. o şekilde işlem yapıyor.
yurtdışı alışverişlerinde nakit veya kredi kartı meselesine gelince, seyahatin ilk zamanlarında kredi kartı çoğunlukta oluyor. yanımda götürdüğüm nakite ileride ihtiyaç duyabilirim diye. sonlarda ise nakit ödüyorum nispeten.

nakit tabii ki. neden daha fazla ödeyeyim?

kredi kartı ile alışveriş yaptım, %4 komisyon aldı ykb.
atm den nakit para çektim %11 e yakın komisyon aldı.

Çok geçmiş olsun...

Bugün bunu konuştuk. Arkadaşımın boynunda kist çıktı ve bir haftasa ceviz kadar büyüdü. Doktor alınmasına karar verdi ve Perşembe hastaneye yatacak.
Diğer yandan Burnunda kemik ile alakalı bir sorun var ve yıllardır ameliyatı erteliyor. Doktorları ile konuştu. Doğal olarak reddettiler. İki sebebi vardı;
İki ayrı hastalık, ayrı uzmanların gözetiminde ameliyat gerektirir. Bunların ayrı etkileri ve sonuçları vardır.
Ayrıca bu kız çıtı pıtı 27 yaşında bir kadın. Vücudu kuvvetli değil. Vücudu kaldıramaz diye reddettiler.
Acil şifalar diliyorum...

ameliyat ortamında iki farklı uzman asistanlarına isteklerini duyuracak; sağdan personel, soldan hemşire, beride asistan, az ötede izleyen öğrenciler, anestezi uzmanı... iki farklı ekibin sığması zor yani. rahat çalışamazlar.

yukarıdakilere ek olarak anestezi süresi ve miktarıyla da alakası var sanırım. vücuda çok uzun süre dayamamak lazım.

oncelikle gecmis olsun.
annemi yapmislardi. 3 ameliyat gecirecekti. biri hafif esetetiksel ikisi ortopedi. once onlar girdi sonra ortopedist. ama ortodepist uzun kalinca ameliyati daha fazla uzatmadan biraktilar (7 saat olmustu)
sanirim narkozdan ve narkoz nedenli olusabilecek komplikasyonlardan cekiniyorlar. ki dogru bir sey. bir daha olursa istemeyiz kesinlikle.

Bu bi kural diil. Ben hem böbrek hem boyun ameliyatına real time aynı anda girdim.

Her vaka kendi başına kendi içinde değerlendirilir.

pasmış o. benim eski evin hattında da öyle bi sorun vardı borular falan değişmişti. Eğer 4-5 gün ordan su kullanmadıysanız oluyor ama bir süre akıtınca geçiyor.

aprılcım gecmedı ya akıttık akıttık. Ya o suyla banyo bıle yaptık. Ikı kısı yarım saatten 1 saat aktı o su. Passa eger pasla yıkandık. Lanet ya.

ya pasdır,yada çebekede çökme olmuştur, size çamurlu su geliyordur. evin tesisatını değiştirmeden önce tahlil yaptırın

abi su sarı akarken nasıl altına girdiniz ya?

pas o pas.

İSKİ görevlilerine haber verin. Gelip tahlil yapsınlar. Size sonucu söylesinler. Duruma göre ücret durumunu, tadilat durumunda ne yapabileceğinizi, herşeyi sorun.

evinizin yakınlarında bakım çalışması varsa sarı akması normal. bağlı olduğunuz belediyeyi arayarak bilgi alabilirsiniz...

pas o pas. spor akademisi kampüsündeyim dersten çıkıyoruz terli terli duşu geçtim yüzümüzü bile yıkayamıyoruz. daha bugün yüzüme bi su atayım dedim leş gibi pas vurdu yüzüme. yalnız bazı çeşmelerden düzgün su akıyor, bazısından paslı.

neyse, sorun sizle alakalı değil bölgeyle alakalı yani.

metabolizma yavaşlaması yaşla ilgili. ilk sorunun cevabı da metabolizman yavaşladığı için etki geç gelecektir. bu haftadan sonra verirsin istediğin kiloları.

4-5 kilo icin dert ettigine degmez. kilo fazlan oldugunu unut, spora ve duzgun beslenmeye devam. 2 hafta cok erken.

hadi kilo verememeyi dert etmem de ben bir de kilo aldım. o niye? en çok da ona sinirim bozuldu.

spor olarak haftada 3 gün pilates yapıyorum.

akşam 19:00 dan sonra yemek yememek hikayesini kim çıkardıysa dayağı hakediyor. bütün bir akşam boyu aç kalınır mı? çok büyük bir hata.

bir de metabolizmam mı yavaşladı diyorsunuz. bu kadar saat aç kalırsanız metabolizma duruyor zaten.

diyetlerdeki mantık ara öğünlerde 2-3 saat azar azar bir şeyler yiyerek metabolizmayı hızlandırmaktır.

uzun süre aç kalmak ayrıca kan şekerini düşürürü ve insulin intoleransı geliştirir. uzun vadede gizli şeker ya da şeker yapabilir.

kafadan uydurma yalan yanlış bilgilerle hareket etmeyin.

ayrıca arkadaşlar bahsetmiş pilates kilo vermek için değil ve 3 gün spor çok az.

3 haftadır düzenli olarak spor yapıyorum: Daha var...
2 haftadır da yememe içmeme dikkat ediyorum: Nasıl dikkat ediyorsun?
Şeker, beyaz ekmek ya da hamur işi yemiyorum: Demek ki yemene içmene dikkat etmiyorsun!
Akşam 19.00'dan sonra ağzıma lokma girmiyor: Kendini intihar mı etmeyi planlıyorsun?
Kilo vermem gerekirken aksine 1 kilo aldım: Aferin!

Diyetisyene git! Devlet hastanelerinde de var malum, muayene ücreti ödemene gerek yok. Sana yardımcı olurlar.

kırık olabilir?
götürün muhakkak bekletmeyin yazık daha çok küçük yanlış kaynama filan olmasın. belediyelerin yerleri oluyor oraya götürün. neredesiniz, istanbul'sa beşiktaş'ta var. ameliyat filan da yapıyorlar. bir baksınlar..

kedi balkondan düştü ve siz borcumuz var diye veterinere götürmediniz.

valla bravo. tebrik ediyorum.

abi elde avuçta olmayınca götüremiyosun işte sözlükte başlık var balkondan kedi düşmesi diye minimum 1000tl'ye patlıyor eğer ameliyatlık bir durum varsa. ameliyatlık durum yoksa bile 500tl çıkabiliyor cebinden. kredi kartında bile limit olmayan ben gidip ne yapıcam veterinere? eğer maddi destek olurum diyosan başımın üstünde yerin var. eğer şişlik inmezse yıldızın girişindeki veterinere götürcem. beşiktaşa baya uzağım şu an. gönül ister ki 5 yıldızlı hayvan hastanesine kaldıralım ama durumum yok şu an maalesef.

sürekli yatışta olmasının nedeni korkmuş olması falan değil, üzerine basamıyor olması olabilir.
borcun da olsa o kediyi o veterinere götüreceksin arkadaşım.
biraz daha beklersen, eğer kırıldıysa yanlış kaynamaya başlayacak ve hayvanı ömür boyu sakatlığa mahkum edeceksin. yüreğin bunu kaldırır mı?

tövbe estağfurullah. hayatımda bir tek küfür bile etmemiş, küfür kelimelerini ağzına bile alamamış bir insanım. sen şu an beni küfretmiş say.

yav düşmüş kedi 4. kattan. belki ölümcül bir şey var.

zaten borcun varmış, gerekirse borcuna eklenir. ölsün mü kedi yani? veteriner de canavar mı yok ben bakamam kedinize pencereden düşmüş olabilir ama borcunuz mu var dicek.

şurda kendi kendimi bıçaklıcam, bir yerden de ben atıcam.

sen rahat rahat oturup duyuru yazıyorsun

her türlü yarın götürcez zaten benim sorum acil müdahaleyi gerektiren bir durum olup olmadığını öğrenmekti. benim de canım çok yanıyor arkadaşlar, ben de üzülüyorum.

hemen niye götürmüyorsunuz?

ayrıca o pencereye bir tel takarak önlem almaya başlayın. tekrar düşmesin.

of yarabbim ya. bu internete girip bişiler okusan bir türlü okumasan bir türlü :(

veterinerlik fakültelerine gidin. orada çok iyi bakıyorlar. daha uygun hemde.
bursa'da uludağ üniversitesi veterinerlik fakültesinde birbirinden iyi insanlar var.

kardeşim anlıyorum ben seni. bırak bakma küfür edecek, belki hayatında hiç fakirlik çekmemiş terbiyesizlere. aynı durum benim de başıma geldi şurda: www.eksiduyuru.com

ben parayı buldum buluşturdum bir şekilde. fakat sen benim duyuruda önerdikleri gibi bir yardım kampanyası falan açabilirsin. pahalıya patlayacak muhtemelen. başka bir veterinere götür, fiyat ve hesap numarası al adamdan ve bir yardım kampanyası aç burdan. bakalım burda kesin veterine götür diye bik bik ötenler iş icraate gelince bir şey yapacaklar mı?

abi aynen dediğini gibi. başa gelmeyince anlamıyor insanlar. birazdan bizim her zamanki veterinere götürcem. artık borcumuza borç eklicez ama yapacak bişi yok. sol patiyi oynatamıyor kerata. eyvallah sana da geçmiş olsun.

hiç fakirlik çekmemiş terbiyesiz de olduk. evet az önce puromu yeşil dolarla yaktım ben.

veterinere ve hatta bakkala olan borçlarımı kim yaptı acaba? küçük emrah mı?

ben kedi ölebilir diyorum. millet ergen ergen laf sokmak derdinde.

oldu siz iki ergen birbirinizi ağırlayın, kedi de sakatlansın ya da ölsün.

hangi 300 lira ben veterinere borcumun miktarını dahi bilmiyorum :) herkes çok güzel kafalara sahip bu internette.

Başka veterinere borç yapın o zaman birazcık vicdanınız varsa. benim kedime öyle bişey olsa öyle yapardım, yoksa telefonumu satardım gene de veterinere götürürdüm acil olarak. Can bu.

kediyi götürdük veterinere. kırık-çıkık yok. ön iki patisinde biraz ezilme varmış. tabi o gün götürdük şu an canavar gibi maşallahı var :)

geçmiş olsun.

Ankara afedersiniz ama çok cenabet bir yer. Çoğu STK siyasetle güdülüyor. Vardır belki alternatifi ama ben bilmiyorum.
Bence ulusal olarak faaliyet gösteren kurumsallaşmış STK'lara başvurunuz;
LÖSEV, TEGV, TOG, vb gibi gibi

tegv iyi çalışıyor, orada gönüllü eğitmenlik yapan arkadaşlarım var etimesgut-mamak gibi yerlerdeki okullara ders vermeye gidiyorlar, rehber öğretmenlik gibi birşey sanırım.
buğday derneği var, çok iyi çalışıyorlar bence. organik pazar işini de çok iyi yürütüyorlar.
lösev de iyidir.
bir arkadaşım kançoder'de çalışıyordu. hastanelere kanserli çocukları ziyarete falan gidiyorlardı.
doğa derneği'nden pek umutluydum ama başvuruma geri dönmeye dahi tenezzül etmediler.