Giriş
(10)

Bulaşık makinesi üzerine çamaşır makinesi koymak

ya arkadaşım bi dinle önce
Evdeki yer sıkıntısından dolyı bulaşık makinesinin üzerine çamaşır makinesini koyarak, üst üste kullanmak gibi bir planım var. Ancak bu iş tutar mı yatar mı emin değilim. Daha önce böyle bir durumla karşılaşan var mıdır diye bir sorayım istedim. Var mı bilen? :))
Evdeki yer sıkıntısından dolyı bulaşık makinesinin üzerine çamaşır makinesini koyarak, üst üste kullanmak gibi bir planım var. Ancak bu iş tutar mı yatar mı emin değilim. Daha önce böyle bir durumla karşılaşan var mıdır diye bir sorayım istedim.

Var mı bilen? :))
0
ya arkadaşım bi dinle önce
(02.02.18)
Bence tam tersi olsa daha mantıklı olur. Çamaşır makinası içindeki beton bloktan dolayı çok ağır. Bulaşık makinanıza zarar verebilir. Ama bu durumda da bulaşıkları yerleştirmek zor olur. Pek sağlıklı değil.
0
Son Müzakereci
(02.02.18)
Çamaşır üstüne kurutma çok ördüm. Sorunsuz oluyor. Çamaşır makinası ayaklarının en ufak ayarsızlığında çok titreyen bir şey olduğu için sıkıntı olabilir.
0
cleric
(02.02.18)
Ikisi de ayni markaysa yetkili servise sorun. Camasir+kurutmayi sabitleyen aparat belki ikisine uyumlu olabilir.
0
brkylmz
(02.02.18)
Farklı markalar :/
0
🌸ya arkadaşım bi dinle önce
(02.02.18)
çamaşır makinesi altta olmalı 2 haftaya intihar eder yoksa.
0
mikahakkinen
(02.02.18)
araya raf gibi bir şey takacaksınız di mi?
0
blacksky
(02.02.18)
dar bulasik makinesi alip oyle yanyana koyun?

camasir mak sakin uste koymayin hem cok agir hem de sikma yaparken filan yana dusuverir :D en yenisi bile salliyor yani.
0
kuehles blondes
(02.02.18)
üst-üste koyulanlar çamaşır ve kurutma makinaları.
kurutma makinası kabaca kazan ve ısıtıcı rezistanstan oluşur. dolayısıyla hafiftir ve çamaşır.mak. üzerine koyulur.

çamaşır makinası içinde kazanın üstünde sallanmasin diye beton blok olur. içine suyu da alınca daha da ağırlaşır. özellikle sıkma devrinde üstte olması büyük problem yaratır.

bulaşık makinasını iste koyarsanız da bulaşıklar yerleşmez.

bence başka bir alternatif üretin...
0
balik kraker
(02.02.18)
Çamasır makinasının içinde beton var ve daha ağır o nasıl ev öyle
0
steward
(02.02.18)
Anlaşılab Bu iş olmaz :))

Teşekkürler herkese
0
🌸ya arkadaşım bi dinle önce
(05.02.18)
(4)

Ww2 third reich taraflı oyun

sack jparrow
Almanları oynayabileceğim fps oyunu var mıdır? Yeni veya eski farketmez. Hele ki rezalet olan codun son oyunundan sonra.
Almanları oynayabileceğim fps oyunu var mıdır? Yeni veya eski farketmez. Hele ki rezalet olan codun son oyunundan sonra.
0
sack jparrow
(02.02.18)
Red Orchestra 2
0
cleric
(02.02.18)
Eğer FPS dışında bir şey istersen Hearts of Iron serisi.
0
cleric
(02.02.18)
@cleric campaign modu yok sanırım ro da?
0
🌸sack jparrow
(02.02.18)
wolfenstein 2 cıktı ama dediginin tam tersi :) . Ama şöyle bir olay var, hitler dünyayı ele geçirmiş.
0
binder dandet
(02.02.18)
(6)

Blackjack'te kasa nasıl her zaman kazanıyor?

sanquis
Herkes tek ve kasaya karşı oynuyor. Bu durumda parayı ikiye katlama oranı %50(bazı stratejiler ile daha yüksek) değil mi?
Herkes tek ve kasaya karşı oynuyor. Bu durumda parayı ikiye katlama oranı %50(bazı stratejiler ile daha yüksek) değil mi?
0
sanquis
(01.02.18)
çünkü kasa her zaman kazanır
0
regardless of what they say
(01.02.18)
eğer dijital ortamda oynuyorsan ve Rastgele Kart Üretimi (RKÜ) üretimi yoksa masa kazanır her daim.

diğer türlü masa uzun vadede kazanır, 2-3 el masadan kara geçebilirsin, ama kaybedenler kazananlardan çok.
0
facebook
(01.02.18)
Bunun nedenini merak ediyorum. Deste ne olursa olsun kasayla oyuncunun şartları eşit değil mi? (kart sayma, defansif oynama gibi durumları saymıyorum bile)
0
🌸sanquis
(01.02.18)
Çünkü hile var. Başka açıklaması yok. Bizzat oynatan biri söyledi.
0
valarmurgulis
(01.02.18)
Kasa her zaman kazanır çünkü neden, gel sana izah edeyim.
Şimdi diyelim ki bir kumarhane var ve bir bölümde sadece yazı-tura oynatılıyor. Sadece 2 kişi var, kasa ve oyuncu. Kasayı temsilen bir kumarhane görevlisi para atıp size yazı-tura seçimini soruyor. Kazanırsanız yatırdığınızın 2 katını alırken kaybederseniz yatırılan para gidiyor. 2 açıdan bakalım :

Kumarhane görevlisi, bu işi maaşı (ve varsa prim/bahşiş) karşılığı yapan birisi. Oynamak isteyen biri olduğu ve devam etmek istediği sürece orada durur, oyunu oynatır. Kumarhanenin kendisine tanıdığı kurallar çerçevesinde hareket eder. Kendisine tanınan oyun bütçesi farz edelim 100x olsun.

Sen ise kumar oynamak isteyen ve haliyle belirli bir miktar parayı riske ederek oyuna giren birisindir. Belirli bir amacın vardır, zevk için, hedeflediğin miktarı kazanmak için vb.vb. Oyuna başlarken elinde 20x para bulunur. Şartların eşit olduğunu varsaydığımız bu oyunda elindeki paranın bir limiti var ancak kazanmanın bir limiti yok. Hep kazanabilirsin.

Öte yandan kazandığın zaman beyninde buluna ödül mekanizmaları tetiklenerek seni daha çok oynamaya teşvik eder. Kazandığın miktarın önemi yoktur, kazanmanın önemi vardır. Kaybetmeye başladığında ise kaybını geri kazanmak hedefin olmaya başlar. Bu da kararlarını etkiler ve seni hataya sürükler.

Örneğimizde sadece yazı-tura oyunundan bahsettik. Herşeyin eşit olduğunu varsaydığımız bu oyunda şayet kasayı yenmek istiyorsan onun 100x birim kredisinin son limit olduğunu varsaymalı ve daha yüksek bir kredi limitiyle oynamalısın. Öte yandan kumarhanelerdeki tüm oyunlarda avantaj kasanın lehine olacak şekilde tasarlanmıştır. Hesaplaman gereken olasılıklar çok daha fazladır ve bu da daha çok hata yapmana sebep olur. Ayrıca kumarhanelerde ışıklar, sesler, oturduğun yer ve daha aklına bile gelmeyecek pek çok parametre senin kaybetmen için tasarlanmıştır. Bu yüzden de kasa daima kazanır.
0
burka
(01.02.18)
Burka + 1

Düzenli kumarhane müşterisi olmayan, sadece meraktan giden insanlara blackjack öneriliyor en az kaybedilen oyun olduğu için.

Bir çok kumar makinası ve kumar oyununda kasanın kural olarak size avantajı %1-10 civarıdır. Mesela slot makinaları topladıklarının ~%95 civarını oyunculara geri dağıtacak şekilde randomize edilmiştir (Bu konuda bir çok ülke ve bölgenin sıkı kuralları vardır). Sürekli kaybettiğiniz bir yerde kumar oynamak istemeyeceğinizden arada sırada kazanmanız kumarhaneye koymuyor zira büyük sayılar kanununa göre eninde sonunda kazanıyor adamlar.
0
cleric
(01.02.18)
(21)

toplu taşımaya ne kadar yürüyorsunuz?

nonik
Evinizden işe/okula gitmek için toplu taşıma ya da servislerinize ne kadar mesafe yürüyorsunuz? Kaç dakika sürüyor?
Evinizden işe/okula gitmek için toplu taşıma ya da servislerinize ne kadar mesafe yürüyorsunuz? Kaç dakika sürüyor?
0
nonik
(31.01.18)
Çok yakın olduğum için her zaman metro kullanıyorum, 3 dakika falan sürüyor.
0
tabirimekruh
(31.01.18)
binanın kapısından çıktıktan sonra, sallana sallana 1.5 - 2 dakika.
0
rahip janick
(31.01.18)
okula yürüyerek gidiyorum, 10 dakikada fakültenin kapısında oluyorum. (bkz: ege üniversitesi)

başka bir yere gitmek için otobüs ve dolmuş durağına gitmek için ise 2 dakika yürüyüp caddeye çıkıyorum.
0
barky
(31.01.18)
evden 2 dakika 130 metre, iş yerinden 3 dakika 160 metre.
0
dedim ben sana
(31.01.18)
okula bisikletle gidiyorum 5 dk sürüyor, yürürsem de 13 dakika falan.
0
senolll
(31.01.18)
Biri otuz adım diğer durak elli adım falan
0
hernezıkkımsa
(31.01.18)
Vapur ve metro 4-5 dakika sürüyor yürüyerek. Daha yakında nadiren kullandığım bir otobüs durağı var. Orası 1 dakika sürmüyordur muhtemelen.
0
ms brownstone
(31.01.18)
iş yerinden metro istasyonu 7 dakika.
evden metro istasyonu 4, otobüs durağı 1, taksi durağı 5 dakika.
0
onemoremile
(31.01.18)
metro ve otobüs durağı max. 3 dk. marmaray ise 5 dk. not:üsküdar

işe servisle gidiyorum. o da 3 dk falan.
0
hemsta
(31.01.18)
evden metro durağı 1.5-2 dakika, dolmuş 1 dakika.
0
yatagants
(31.01.18)
otobüs 1 dakikadan az raylı taşıma 2 dakikadan az.
0
hedep
(31.01.18)
evden minibüse 8 dk,
minibüsten metrobüse, 1 dk,
metrobüsten işe, 14 dakika!
0
asabi
(31.01.18)
Evden otobüs durağı ve işyeri servisi 1-2 dakika.

Metro yürüme 10 dakika ama otobüse binip 1 durak gitmek daha çok işime geliyor.
0
cleric
(31.01.18)
Banliyo trenine 12 dakika civari ama o mesafeyi bisikletle gitme fikri var, o zaman 3-4 dk olacak tabi.
0
fortisvita
(31.01.18)
toplu taşıma kullanmıyorum. servise yürüme mesafem 5 dk. haftasonlarıda arabayla gidip geliyorum.
0
sizofren06
(31.01.18)
araba ile gidiyorum.
Metro ağı yarı gelişmiş bir şehirdeyim. Trafik az benzin ucuz.
Toplu taşıma için 18-20 dakika yürümem lazim
0
benaslindayohum
(31.01.18)
- tramvaya 3 dakika
- otobüse(veya dolmuşa) 2 veya 5 dk (yönüne göre değişiyor)
- metroya 10 dk
- metrobüse 15 dk

Tabanım ağırdır.
0
lazor
(31.01.18)
otobüse 2 dk metroya 20dk
0
blacksky
(31.01.18)
Evimden ana caddeye 4-5 dk yürüyorum, şimdilik çoğu iett mevcut 2019 da metro açılıyor
0
mortingensitrayzee
(31.01.18)
metroya 12-15 dk arası degisiyor
otobus,minibus vs. 3-5 dk arasi
toplu tasima kullanacaksam metroya yurumuyorum bu yuzden metroya uyuzum
0
tiredpanda
(31.01.18)
Sabah 2dk aksam 10-15dk
0
stavro
(31.01.18)
(24)

Saati hangi kolunuza takıyorsunuz?

arockm
Merhaba saati hangi kolunuza takıyorsunuz? Ben sağa takanları görünce rahatsız oluyorum niyeyse. Sizi rahatsız ediyor mu?
Merhaba saati hangi kolunuza takıyorsunuz? Ben sağa takanları görünce rahatsız oluyorum niyeyse. Sizi rahatsız ediyor mu?
0
arockm
(29.01.18)
Sol, olmuyorum.
0
i was made for you
(29.01.18)
Solak olabilirler mi acaba?

Solak olmasam da ben de sağ koluma takıyorum, değiştirmeyi denedim, olmuyor.
0
bipolar
(29.01.18)
sol, solağım. rahatsız olmuyorum açıkçası alışkanlık meselesi sağa da takabilir, saygı duyarım :p
0
fyodor fyodorovic
(29.01.18)
Takmiyorum ama taktigim zamanlar sola takardim. Yeme icme yazma topa vurma vs. el ayak full solagim.
Saga takildigini gorunce ben de rahatsiz oluyorum. Takintiliyim:)
0
stavro
(29.01.18)
Genel olarak sağa takıyorum. ama fazla klasik bir yere gideceksem(büyüklerimle kokteyl davet v.s) sola takıyorum. Efendilikten ödün vermiyorum.
0
mete kudur
(29.01.18)
ben sağ koluma takıyorum beni görüp rahatsız olabilirsin.

herkesin kendine göre bir nedeni var. eskiden sağcılar sağ koluna takarmış mesela. benim de sol tersime geliyor ve saati sola taktığımda kaç kere kolum yara oldu. o yüzden yıllardır sağ koluma takmayı tercih ediyorum.

saat sol kola takılır diye bir kaide yok.
0
tragedystreets
(29.01.18)
sol erkek. solak değilim.
0
Photographer
(29.01.18)
Sağlağım, takmayı bırakmadan önce sağa takıyordum.
0
cleric
(29.01.18)
solağım sola takıyorum ama çalışırken rahatsız ediyor, çıkarıyorum. keşke sağa takmaya alışabilseydim.
0
cabiday
(29.01.18)
Sağ. Çünkü fatih terim ve polat alemdar da sağa takıyodu.
0
brad pitt
(29.01.18)
sol takarım rahatsız etmez hatta farketmem
0
powerpufgirl
(29.01.18)
sola takiyorum. baskalarinda degil ama kendim saga takinca kuyruguna teneke baglanmis kedi gibi oluyorum.
0
pilav
(29.01.18)
ben solağım, sol koluma takıyorum. ama şu da var yazıyı sağ elimle yazarım. gitarı sağlaklar gibi tutarım. ama taşı sol kolumla atar, basketbolu sol elle oynarım. biraz garip.

yemeği de sağ elle yerim.
0
himmet dayi
(29.01.18)
solak değilim ama sola takarım.

sağa takılmasını da hiç çekici bulmuyorum.
0
blue eyes white dragon
(29.01.18)
solağım. sağa takıyorum. başkalarının neresine taktığına hiç dikkat etmedim. şu hariç:

galeri.uludagsozluk.com

:)
0
tabudeviren
(29.01.18)
solağım. saati sağa takıyorum.
işin garibi şu: sol tarafıma ne taksam rahatsızlık veriyor. bileklik, bilezik tarzı şeyleri solda kullanmaya kalksam çok rahatsız ediyor. nedenini bilmiyorum. ağırlık yapıyor sanki.

edit: he tabii buna kol çantası da dahil. solda taşıyamıyorum.
0
thomaswantsmore
(29.01.18)
sağ.. rahatsız olandan rahatsız oluyorum.

*sağ elimi kullanıyorum, sağa takıyorum. Alışkanlık.
0
lcha
(29.01.18)
Sağ koluma takiyorum ama solak degilim
0
all girls dream
(29.01.18)
sağa takıyorum.
Ve çok garip bişeymiş gibi bunu soranlara da gıcık oluyorum artık.

Solak değilim.
0
joker06
(29.01.18)
sol. yoo rahatsız olunacak bir şey yok ki, fark etmiyorum bile.
0
duyond
(29.01.18)
Sağa takıyorum genelde solağım.
0
[GODDARD]
(29.01.18)
Sola takarım, sağlağım.
Görünce rahatsız olmuyorum ama kendim sağa takmayı denediğimde rahatsız hissetmiştim.
0
pike
(29.01.18)
sağ koluma takıyorum. kıroyum.
0
theseachange
(29.01.18)
solak değilim ama saati sol kolumda sevmiyorum. bayağıdır saat kullanmıyorum, kullansam tercihim sağ olurdu.
0
runagain
(30.01.18)
(28)

grip aşısı yaptırıyor musunuz?

centrolenidae
yıllardır yaz kış grip falan olmadığım için daha önce hiç düşünmemiştim aşı yaptırmayı. ama bu yıl eylül sıcağında ve son bir ay içinde iki kere yakalanınca seneye yaptırsam mı diye düşünüyorum.yan etkisi vs. var mıdır, bir zararı olur mu? siz yaptırdıysanız koruyuculuğu nasıl? sanırım tamamen enge
yıllardır yaz kış grip falan olmadığım için daha önce hiç düşünmemiştim aşı yaptırmayı. ama bu yıl eylül sıcağında ve son bir ay içinde iki kere yakalanınca seneye yaptırsam mı diye düşünüyorum.

yan etkisi vs. var mıdır, bir zararı olur mu? siz yaptırdıysanız koruyuculuğu nasıl? sanırım tamamen engellemiyor, daha hafif geçirmenizi sağlıyor yakalanırsanız. bir de herhangi bir hastaneye gidip yaptırabilir miyim yoksa aile hekiminde falan mı olması gerekiyor?

teşekkürler şimdiden ^^

ek: enfeksiyondan etkilenen ve normalden daha kötü seyreden bir rahatsızlığım var. yani grip üzerine onun yarattığı etkilerle daha ağır seyrediyor.
0
centrolenidae
(25.01.18)
Grip aşısını önermiyorum, hem öyle çok kötü bir hastalık değil hem de aşının çok işe yarayacağını düşünmüyorum
0
meyve parcacikli kadin
(25.01.18)
@cureforlove, grip olmak tabii ki kötü bir şey değil. ama önemli dönemlere denk geldiğinde sorun olabiliyor (sınav haftaları, seyahat vs.) normalde ağrı kesici bile kullanmam fakat yatıp dinlenme imkanı olmayınca ağrı kesici, burun spreyi falan kullanmaktansa aşının bir zararı yok ise yaptırmayı düşündüm.
0
🌸centrolenidae
(25.01.18)
doktor ve eczacı tavsiyesidir. grip aşısı yalan bir şey. yaptırma.

her sene bir sürü insan grip oluyor ve bu yüzden grip mikropları her sene daha da dirençli olmak için mutasyona uğruyor. sen aşı olunca vücuduna grip mikrobu alıyorsun ya hani, o senenin yeni grip mikropları senin aşıyla vücuduna aldıklarından çok daha çetin ceviz olmuş oluyorlar. dolayısıyla aşı bir işe yaramamış oluyor, hatta tam tersi boşu boşuna vücudu yormuş oluyorsun.

grip sözkonusu olduğunda doğrusu düzgün beslenmek. ben yıllardır hiç ilaç almam, antibiyotik kullanmam, aşı olmam ama hasta da olmam mesela.
0
istanbul kanatlarimin altinda
(25.01.18)
grip diye nezle oluyor olabilir misin?
0
alperz
(25.01.18)
@alperz, grip olduğuna eminim. yüksek ateş oluyor ve ağır geçiyor.
0
🌸centrolenidae
(25.01.18)
Bizim fakultedeki enfeksiyon hocalari bize her ders mutlaka olun dediler, hatta zorunlu tuttular bile denebilir. Hepsi bu alanda uzman profesörler olduğu ve okuduğum okul da Türkiye'de onemli bi tıp fakültesi olduğu için bence olunması gerekiyor
0
nundu
(25.01.18)
@nundu

kimseye bilmeden etmeden laf etmek istemem, eminim değerli profesörlerdir. ama eğer bazı doktorlar ve profesörler grip aşısı olun diye diretmezse kimse grip aşısı olmaz ve grip aşısı üreticileri para kazanamaz.

bashico.blogspot.com.tr
0
istanbul kanatlarimin altinda
(25.01.18)
Aşı karşıtlığı benim gözümde düz dünyaya inanmak gibi hatta daha zararlı bir batıl. Dünya sağlik örgütü başta olmak üzere tüm sağlık otoritelerin önerdiği aşıları komplo teorileriyle küçük düşürmek toplum sağlığı açısından da zararlı.
0
nundu
(25.01.18)
ben yaptırdıktan 2 hafta sonra penisim düştü.

neyse az buçuk ingilizcen varsa şunu oku, boşver kaynım bunu dedi, hocam şunu dedi zırvalıklarını. www.cdc.gov
0
doxanikee
(25.01.18)
Bazı seneler oluyorum, bazı seneler üşeniyorum. Bilim aşığıyım, modern tıbba güveniyorum. Aşı olduğum seneler 1, olmadığım seneler 3 kere grip oluyorum hiç sekmedi şu ana kadar.

Grip aşısı eğer yaşlı veya bebekle yaşamıyorsan, bağışıklık sistemin kuvvetliyse o kadar zorunlu değil. Güçlü bir insanı devirebilecek seviyedeki grip virüsü zaten aşı maşı dinlemez, ona özel ayrı aşı yaparlar en iyi şartta.

Öteki taraftan şunu farkettim ki grip olunca doktoruma gidiyorum, raporumu alıp işten azcık kafa izni alıp evde yatmış oluyorum. Düşününce avantajlı sayılırım.
0
cleric
(25.01.18)
Bu arada aşıların kar marjı çok düşük, eğer ilaç firmalarına saldıracaksanız kanser ilaçları ve insülin üzerinden saldırın ki manalı olsun.
0
cleric
(25.01.18)
aşı karşıtlığını ben de "batıl" buluyorum ama söz konusu grip aşısı %100 koruma sağlayan bir aşı değil, o senenin virüsünün alacağı şekil tahmin edilerek üretiliyor ve tutmayabiliyor(tartışmadaki arkadaşların benden daha iyi bildiği üzere). bu seneki "sürümün" çok başarılı olmadığı konuşuluyor mesela.

bu şartlar altında grip aşısının "pazarlanıyor" olması tartışmalarının çıkması bence mantıksız değil. bakış açısıyla alakalı aslında, kimi "%10 koruma ihtimali varsa bile yaptırın, bir önlemdir" diyor, kapitalist açıdan değerlendirmiyor bile, umrunda değil çünkü o kısmı, olmak zorunda da değil zaten. kimi de "ben göz göre göre bu insanların ekmeğine yağ süremem" diyor, hele ki %100 koruma sağlamıyorken. doğru ya da yanlış hangisi, en azından grip aşısı özelinde karar vermek hatalı olur diye düşünüyorum; herkes kendi bakış açısıyla değerlendirsin.

ben yaptırmıyorum, gerek görmüyorum.
0
Bruce
(25.01.18)
Bağışıklık sistemin güçlü değilse yaptır demeye geldim.

Ben senelerdir grip olmuyorum, dolayısıyla yaptırmaya gerek duymadım ama sıklıkla gribe yakalanıyor olsam yaptırırdım.
0
peggy
(25.01.18)
aile sağlığı merkezindeki doktorum grip aşısı ve kafaya göre antibiyotik kullanılmaması konusunda inatçı birisiydi. Gerçekten grip olsak yataktan çıkamayacağımızı, hatta ve hatta ölebileceğimizi belirtmişti. grip virüsü için aşı geliştirilmekte ama geliştirilen aşı bir önceki senenin grip virüsü baz alınarak geliştirilmiştir. Virüs dediğimiz canlı kendi genetik yapısını değiştirebilme özelliğine sahip bir yaşam formudur. yani yaptırdığınız aşının bu seneki grip salgını için hiçbir faydasını görmeme ihtimali yüksek. Örneğin bir sene domuz gribi, başka bir yıl kuş gribi vb...

Antibiyotik konusuna gelirsek eğer, antibiyotik bakterilere karşı geliştirilmiş bir ilaçtır. Bakteriler virüslerin yaptığı gibi genetik yapılarını değiştiremezler. Bu yüzden antibiyotikler "gerektiği" kadar kullanılırsa işe yarar. Ama her sıkıntıda kafanıza göre antibiyotik kullanmanız da bakterilerin antibiyotiklere karşı bağışıklık kazanmasına neden olacaktır.

sonuç olarak, kafanıza göre antibiyotik kullanmayın ve -şahsi fikrim- grip aşısı saçmalıktır.
0
silah taciri
(25.01.18)
"Antibiyotik konusuna gelirsek eğer, antibiyotik bakterilere karşı geliştirilmiş bir ilaçtır. Bakteriler virüslerin yaptığı gibi genetik yapılarını değiştiremezler."

Yanlış

Evrim virüs ve bakteri gibi hayat döngüsü kısa canlılarda çok daha hızlıdır. (bkz: lenski deneyi) Bakteri antibiyotiğe bağışıklık kazandı dediğinde aslında antibiyotikle ölmemiş olabilecek %1 mutant bir bakteriden bahsediyorsun. O mutant bakteri hayatta kalınca sonraki nesiller hep aynı mutasyona sahip oluyor. O yüzden kafamıza göre antibiyotik kullanmamamız gerekiyor zira şu an 100küsür farklı antibiyotiğin %80-90nına dayanıklı bakteriler var ortalıkta.
0
cleric
(25.01.18)
Her sene yaptırıyorum.
Yani 10 grip saldırısının 4 ünden kurtarıyor.
Tamamen aşının içeriğine bağlı
Yan etkisini görmedim
0
infernalcadre
(25.01.18)
Hocam yine herkes bi yerinden saydırmaya başladı.

19 yıldır grip aşısı vuruluyorum. Eğer bi yan etkisi çıkacaksa ilk bende çıkacak kesin diyorum hatta..

Olay şu: Deli miyim? hayır.. Herkesin gribi yaşama durumu farklı. Grip olup 3 gün yatıp sonra toplayan adam aşı vurulmasa da olur. Ama bende durum fena, grip bronşite hatta ordan yol bulursa astıma çeviriyor. Çocukluğum sayısını hatırlayamadığım iğneler, aylarca alınan raporlarla geçti. Durum böyle olunca, doktor tavsiyesiyle başladım. Sonrasında da gerçekten böyle sürünme durumum olmadı. Hiç olmuyor değilim. Çok daha az oluyorum ve çabuk atlatıyorum.

Şimdi herkes kendi bildiğini okusun.
0
lcha
(25.01.18)
grip asisi herkese önerilen bir asi degil. yapilmasi önerilen belli risk altindaki kisiler var. saglik personeli, yaslilar, koah hastalari vs vs bir liste var. bu sekilde risk altindaki kisilerdenseniz yaptirmaniz mutlaka önerilir. digerleri icin yaptirmasaniz da olur ama yaptirirsaniz da bir zarari olmaz. size kalmis.
asilar pazarlaniyor, cocuklari kisir ediyor, icinde civa varmis, domuz kani varmis sacmaliklari ise toplum sagligi ile oynamayi görev edinmis zirtopozlarin uydurdugu hurafeler. he diyin gecin. sizle bizle ayni oksijeni alip dünyanin düz oldugunu savunan insanlar da var sonucta.
grip asisinin icinde bir önceki sene en sik görülmüs 3 grip virüsü bulunur. bu sene de ayni Virus turlerinin hastalik yapacagi Garantie olmadigi icin de yüzde yüz bir koruma söz konusu degildir. ama en azindan korunma sansinizi artirmis olursunuz, grip olacaksaniz da daha hafif atlatirsiniz. canan karatayci tereyagcilar da geldigine göre tükani kapatin. zeytinyagina tereyagi banip yerseniz kansere iyi geliyormus. canan karatay diyor.
0
fayfim
(25.01.18)
Aşıların güvenilirliğinden şüphem yok, olanları da ciddiye almam. Ancak olmuyorum, en son ateşim çıktığında 12 yaşındaydım. Burun akıntısı ve öksürük oluyor en fazla.
0
i was made for you
(25.01.18)
Bir kac sene araliksiz yaptiriyordum ama pek bir yararini görmedim. Bu sene bende yaptirmadim simdiye kadar mis gibi :)
0
VIPCH
(25.01.18)
Aşıya karşı olup canan karatay gibi medya şarlataninı savunmak cidden iyi trollmüş saygılar.

Canan Karatayın enfeksiyon branşı üzerindeki bilgi duzeyi ne ki ömrünü bu anabilim dalina ayiran hocalara laf ediyor?

Not: grip aşisini risk gruplari mutlaka, halk ise isteğe bağlı olmalidir. Bizim hocalarin bize zorunlu tutma nedeni hastanedeki hastalarin sagliklarini korumamiz gerekmesi, o konuyu netleştirmemişim ilk cevapta, burda belirteyim. Ama bence olmanin hiçbir zarari yokken %1 faydasi bile varsa olunmasi gerekir.
0
nundu
(25.01.18)
Aşı karşıtı değilim ama grip aşısı hiç yaptırmam bunun yerine bağışıklık sistemimi besin yoluyla desteklerim. Aşı olup beslenme çöp olduğunda onun da pek faydası olmayabilir.
0
neferkitty
(25.01.18)
Eğri oturup doğru konuşalım ilaç firmaları dr.ları prof.ları avuçlarının içine almak için neler yapıyorlar bilseniz hiç o konuya girmeyeceğim neyse.
Canan hoca bu ülkede göte göt diyen ilk prof tur.
Grip aşısı uzun vadede etkisini sizde olmasa bile soyunuzda gösterecektir az sabırlı olun.
Yaptırmıyorum ilk çıktığında düşünmüştüm hakkında okudukça o ve türevlerinden ürktüm.
0
esmeralda
(25.01.18)
iki sene üst üste aşı yaptırdım.ne zaman grip aşısı yaptırsam bi haftaya kalmadan grip oluyordum.bağışıklık direncim düşük sanırım bu yüzden.

grip aşısını yaptırdığında bir kere grip oluyorsun sonra kışı rahat atlatıyorsun
0
regardless of what they say
(25.01.18)
ben yaptırmıyorum. ama senin durumunda yani immun sistemin bir sekilde bastırıldığı kişiler yaptırmalı. yeni aşı olmadı.
0
yuvarlanantencereninkapagi
(25.01.18)
doğal değil diye, senelerce grip aşısı yaptırmadım. "grip olmak kötü bi şi diil kii" derken kızarmış bir burnum ve omzunda battaniye vardı. kışın dışarı çıkmaya korkardım. tam reklam tadında yazmış gibi oldum ama, bir gün gidip aşı oldum. tek püf noktası şu, aşı olmadan önceki 7-10 gün hiç bir kırgınlık yaşamamış olmanız, çok sağlam hissetmeniz gerek. mesela "dün hapşırdım bikaç kere ama geçti" derseniz bile yaptırmıyorlar.

gerçekten de kendimi birkaç haftadır iyi hissediyordum, hiç hapşırmamış ya da boğazımda hafif şişlik falan hissetmemiştim, gittim aşıyı yaptırdım. ve bütün kış ahenkle dans ettim. kış boyu koruyor.

her hastalığa iyi gelemez diyorlar ama çoğuna etkili işte o aşı. eğer ağır geçmiyorsa olmayın isterseniz, ama bir gribim bir ay etkiliyordu beni. hasılı, kola içen, paketlenmiş gıda maddelerinden kaçamayan insanlarız. aşı iyidir, candır, kötülenmemelidir.
0
lovemyself
(25.01.18)
oo duyuru seviyeli bi tartışmaya dönmüş. en sevdiğim. madem öyle ben de ilaç firmalarıyla alakalı olarak dediklerimi biraz açmak isterim. konudan çok sapacağım ama baştan uyarayım.

aşağıdakileri bu duyuruyla alakalı mesajlaştığım birine yazdım, size de kopyalıyorum.

her şeyi kenara koyup şunu düşünün. bir ilaç firması sahibisiniz. görünürde işiniz sağlık sektörü olsa da asıl işiniz para kazanmak, kar elde etmek. sonuçta ekmek paranızı çıkardığınız yer o şirket. istemez misiniz daha çok kazanmayı, sonra daha da çok kazanmayı, sonra daha daha çok? bunun için insanlara pek zarar vermeden ama pek de bir fayda sağlamadan bir şeyler yapma fırsatınız varsa ve üstelik tüm diğer ilaç firmaları da bu işi böyle yapıyorsa siz de yapmaz mısınız? ya da insanları “tedavi edici” değil de “şikayetlerini önleyici” ilaçlar geliştirerek onları bu ilaçları sürekli kullanmaya mecbur bırakmaz mısınız?

dürüst bir insansanız yapmazsınız. ama dünyayı yöneten para babalarının hangisi dürüst ki?

konu sağlık olunca insanlar normal olarak çok cahil oluyorlar ve bu işin 6+ yıl okulunu okumuş doktorların her dediğinin doğru olduğunu düşünüyorlar. oysa, genellemiyorum ama doktorların bir kısmı direkt olarak ilaç firmalarına çalışıyor. bunları böyle havadan konuşmuyorum, benim ailem baştan aşağı sağlıkçı. en yakınım olarak babam devlet hastanesinde göz doktoru. onlardan dinlediğim, ya da bizzat şahit olduğum o kadar şaşırtıcı şeyler var ki. hatta burada da doktorlar var, onlar da başlarına geldiyse anlatsın isterim.

bu ilaç şirketleri evimize tehdit mektubu yolladı ya. uygun bir dille yazılmış, “çocuklarının sağlığından endişe etmeye başlayabilirsin” temalı tehdit mektubu. hem de "benim ilacımdan şu kadar sat, karşılığında sana ve ailene tatil, ya da tıp alanındaki sempozyumlara gidiş (bu sempozyumlar doktorların kendilerini geliştirmeleri ve tıp alanındaki yeniliklerden geri kalmamaları için yapılır ama pahalılardır) ve oralarda konaklama olanakları" dediler sonra babam bunların mümessillerini tekme tokat dışarı attı diye üstelik. ben daha ne diyim.

yanlış anlaşılmasın, ben ilaca, tıp bilimine, aşıya falan karşı değilim. gerektiği noktada her türlü ilaç alınır. hele ki soruyu soran arkadaşın ek’te belirttiği gibi bir ekstrem durum varsa muhtemelen yaptırmak da gerekiyordur. hepimizin bildiği gibi tıp bu kadar ilerlemese 50 yaşına gelmeden ölürdük ve bu normal karşılanırdı. kişisel olarak da işini doğru yapan doktora duyduğum saygıyı başka hiçbir meslek sahibine duymuyorum. “vay efendim doktor hastaya sen demiş de niye siz dememiş” gibi şeylere takılmaktansa, doktorun bana uyguladığı tedavi yöntemi benim için önemlidir. ama bu sektör malesef manipülasyona o kadar açık bir sektör ki. ilaç firmaları da bunu bildikleri için “sağlık önemli" diye diye, medyayı ve bazı doktorları da yanlarına alarak işin suyunu çıkardılar. herkese habire ilaç dayıyorlar. oysa her ilacın, her aşının yan etkisi mutlaka ama mutlaka vardır. sizin yan etksini görmemiş olmanız, vücudunuzda yan etki yapmadığı anlamına gelmez. nereden bileceksiniz karaciğer yağlanmanızın kullandığınız bilmemne ilacı yüzünden olup olmadığını? ve basit rahatsızlıkların ilaçsız ve doğal çözümleri de vardır. elbette gereken durumda gereken ilaç kullanılır ama hangi durum gerçekten ilaç kullanmayı gerektiriyor? bu aşamada tek güveneceğimiz kişi doktorumuz. ama ya doktorumuz ilaç firmasına çalışıyorsa? nereden emin olabiliriz ki? bu yüzden ben diyorum ki, doktor bile olsa herkesin her dediğine inanmamakta, en azından şüpheyle yaklaşmakta fayda var.

en sevdiğim konu olan antibiyotik örneğini vereceğim. hastalanmamanız için gerekn doğal çözümlerden birisi olur olmaz her yerde antibiyotik kullanmamak. çünkü antibiyotik elbette hastalığınızı geçirir ama bir yandan bağışıklığı düşürür (bunu şuradan anlayabilirsiniz; özellikle kışın ya da direnciniz düşükken antibiyotik kullandığınızda dudağınızda direk uçuk çıkar) ve bağırsak florasını bozarak oradaki hem iyi hem kötü bütün bakterileri yok eder. oysa o iyi bakterilere çok ihtiyacımız var. bu nedenle antibiyotik yazan bir doktorun size "mutlaka bu aralar doğal probiyotikli şeyler tüket ki bağırsaklarındaki iyi bakterilerin bitmesin, bağışıklığın düşmemesi için de sebze ve meyvelerden bol bol vitamin almaya çalış" demesi gerekir. bir tane doktordan bunu duydunuz mu? sanmıyorum. augmentin verip gönderirler. çünkü onların gözünde sadece satılan bir adet daha antibiyotik kutususunuz belki.

üzücü ama durum bu. tabiki doktora gidin, ama şüpheniz varsa ikinci bir doktora daha gidin. benim hiçbir şeyim yokken sırf o gün rapor almak için gittiğim aile doktoru bana antibiyotik ağrı kesici ve c vitamini yazıp gönderdi mesela. ne bu şimdi? ben bu adama mı güvenicem? devlet bi de aile hekimi diye koymuş başıma.

ideal bir dünyada sağlığın ve eğitimin herkese ücretsiz ve adil bir şekilde ulaştırılması gerektiğini savunuyorum. bu dediğim olsun, doktorların her dediğini harfiyen uygulamazsam bana da adımla seslenmesinler :)

bu arda canan karatay’ı öyle çok takip etmiyorum, sanırım üslubu yüzünden biraz manyakça kaçan söylemleri var. o yüzden tüm dediklerine deli zırvası olarak bakılıyor. ama çok doğru şeyler söylüyor aslında. o kadar kestirip atmayın. örneğin kollestrol ilacı konusu vardı bi ara, yan etkileri çok fazlaymış o yüzden bunu kullanmak yerine yürüyüş yapın, beslenme düzeninizi değiştirin diyordu canan karatay. ben de olmayan tıp bilgimle böyle şeyleri savunuyorum işte. her şeyi ilaçtan beklememek lazım, azıcık popomuzu kaldıracağız, emek vereceğiz. habire patates yiyip tv izlersek tabiki hasta oluruz.

tl; dr: sağlıkla ilgili yazılan her şeye (benim dediklerim de dahil) körü körüne inanmayın. “doktordan daha mı iyi bileceğim” demeyin. hep bir şüpheyle yakşaşın. interneti kullanın, size verilen ilaç aşı vs neyse açın neymiş bir okuyun.

sağlıklı günneer :)
0
istanbul kanatlarimin altinda
(25.01.18)
Data iki hafta once bizim kurumdan biri gribin zaturreye cevirmesi sonucu oldu ve hastanede yatmisti iki hafta oncesinde grip icin, bakiliyordu. Bunyeye cok bagli bu durum.

Bir de soguk alginligi ile gribi karistirmamak gerek. Yetiskin insanlar ortalama 5 yilda bir gribe yakalaniyorlarmis. "Her sene oluyorum" diyorsaniz, buyuk olasilikla gribe benzer belirtileri olan soguk alginligi olabilir. Dolayisiyla grip dedigimiz "Iki gun yatinca geciyor" cinsinden hastaliklar degil. Grip olundugunda yataktan kalkmanin bile cok cok zor oldugunu soyluyorlar.
journals.plos.org

Her sene yaptirmiyorum ama genelde yaptiriyorum. Bu sene yaptirdim. Ben asi yaptirdiktan bir ay sonra bir grip salgini cevrede basladi. Hatta, isyerime kadar geldi iste. Grip asilari o senenin populer viruslerine ya da virus tahminlerine gore yapiliyor. Bunlardan koruyor, bunlara yakin viruslerin yol actigi gribin daha hafif gecmesini sagliyor ama virus cok saparsa da asinin yapabilecegi bir sey yok. Simdilik "Asi korudu sanirim" diye dusunuyorum ama tabii ki surekli bir el yikama, surekli bir buruna kulak pamugu ile tuz basma gibi onlemleri uyguluyoruz.
0
aychovsky
(25.01.18)
(7)

Net olmak vs. karşı tarafın anlamasını beklemek?

saveur
Selamlar Duyuru,Kadın tarafıyım. Ben ve yakın kadın arkadaşlarım, bizden hoşlandığını anladığımız fakat aynı duyguları paylaşmadığımız kişilere, en kısa sürede bunu belirtiyoruz. Fakat sonra genellikle "ne alakası var?", "senin yerinde olsam karşı tarafın anlamasını beklerdim." veya garip cümlelerle
Selamlar Duyuru,

Kadın tarafıyım. Ben ve yakın kadın arkadaşlarım, bizden hoşlandığını anladığımız fakat aynı duyguları paylaşmadığımız kişilere, en kısa sürede bunu belirtiyoruz. Fakat sonra genellikle "ne alakası var?", "senin yerinde olsam karşı tarafın anlamasını beklerdim." veya garip cümlelerle karşılaştık.


Ben genelde, böyle birşey seziyorum yanılıyorsam özür dilerim sadece bu eksende bir durum varsa zamanını almak istemem diyorum mesela. Siz nasıl yapıyorsunuz? Karşı tarafın anlamasını mı bekliyorsunuz, sonrasında tepki ne oluyor?
0
saveur
(22.01.18)
Çok iğrenç bir özellik birini engellemek. Biri benden hoşlanıyorsa söylemesine engel olmam. Bırakırım söylesin. Doğal olan bu.
0
dissendium
(22.01.18)
@dissendium Söyleyen zaten söylüyor, orada problem yok zaten. Şunu anlatmak istiyorum, karşı taraf o ince cizgide yürüyor genelde ve aylarca sürüyor bu durum. O durumla da karşılaştım. Nezaketen söylenenler yanlış anlaşılıyor, sonra durum aleni olarak ortaya dökülüp bizlerden aynı şeyler duyulmayınca e ne yapıyorduk neden konuşuyorduk o zaman kaç aydır, yedekte mi tutuyordun, sen de nasıl insanmışsın'a varan şeyler duyuyoruz. Ama tabii herkesin fikri başkadır, en son bir kadın arkadaşım böyle tepkiler alınca sormak istedim biz mi bir şeyleri yanlış yapıyoruz diye.
0
🌸saveur
(22.01.18)
@playing star again tabii ki her iyi niyet göstereni ya da iltifat edeni benden hoşlanıyor'a bağlamıyorum, oldukça benmerkezci o. Ama davranışlardan anlaşılabileceğini düşünüyorum, ikili ilişkilerde siz nasıl anlıyorsunuz o zaman?
0
🌸saveur
(22.01.18)
Bu iş aylarca sürüyorsa bu biraz da siz izin verdiğiniz için öyledir. Konuşmak istemeyen kız konuşmuyor mesela. Bazen geç cevap yazar, bazen hiç cevap yazmaz, bir yere davet edince işim var der, ne yapıyorsun dediğinde sevgilimle konuşuyorum der. Bir sürü şey ortaya atar. Bu kadar şeyi anlamayan adam hala zorluyorsa o zaman ona açık açık söylenir. Yoksa günaydın diye mesaj atan adama, bak şimdi biz senle günaydınlaşıyoruz ama beni yanlış anlama demek bayağı problemli hareket oluyor.
0
dissendium
(22.01.18)
Hayat o kadar uzun değil. Bam bam bam
0
gozu acik sevisen yahudi
(22.01.18)
Bir erkek olarak yazıyorum, net olun canımızı yiyin. Net olmanızı yanlış değerlendiren 2-3 hödük olacaktır. Onları da hayatınızdan atın. İnsan ilişkilerinde seçen taraf çok net sizsiniz zaten, bu gücü akıllı ve verimli kullanın.
0
cleric
(22.01.18)
ben şu ana kadar ayıp olmasın diye kimseye direkt isdemiyom seni, yazma artıqqq diyemedim. yani biri size kısa cevaplar verip de teklif ettiğiniz buluşma teklifini ikinci kere reddediyorsa oradan anlamanız lazım değil mi? ama yok. şu ana kadar anlayana denk gelmedim. o yüzden net olmak en mantıklısı.
0
elorelia
(22.01.18)
(4)

emeklilik planları nelerdir?

dahinnotha
merhaba,düzenli bir iş hayatında henüz yeniyim. geleceğe dair planlarımı yaparken emeklilik yatırımına da yer vermek istiyorum.emeklilik planlarını google'ladığımda karşıma hep bireysel emeklilik sistemleri geliyor. zorunlu BES ile özel şirketlerin BES'leri farklı programlar mı? her birinde %25 devl
merhaba,

düzenli bir iş hayatında henüz yeniyim. geleceğe dair planlarımı yaparken emeklilik yatırımına da yer vermek istiyorum.

emeklilik planlarını google'ladığımda karşıma hep bireysel emeklilik sistemleri geliyor. zorunlu BES ile özel şirketlerin BES'leri farklı programlar mı? her birinde %25 devlet katkısı olduğu söyleniyor.

BES hakkında bir kaç şey okuduğumda pek mantıklı bir yatırım olmadığını düşünmüştüm. alternatif emeklilik planları nedir?

şuanki süreçte aylık 200 tl ayırabileceğimi düşünelim nasıl bir plan aramalıyım?

bunun yanında, her çalışandan zaten emeklilik için bir pay kesilmiyor mu? bes'ten de çıksam ve özel emeklilik programlarına da katılmasam ne olur?
0
dahinnotha
(21.01.18)
Kenara para atıp dolara basmak benim emeklilik planım. BES falan yalan geliyor açıkçası, reel olarak baktığında getirisi negatif olan emeklilik fonları bile var. Devletin bir gün %25 katkı yapacağına dair inancım da 0.

Ha kenardaki parayı harcamayacak kadar idare etme gücün yoksa bilemem
0
roket adam
(21.01.18)
BES hem çok kazandırmıyor, hem de bahsedilen devlet katkısı ayrı bir fonda tutularak değerlendirildiği için bir kriz anında devlet tarafından yutulma ihtimali var. Hadi lan diyenlerin 80-90larda anne babalarının maaşlarından kesilenlerin başına ne geldiğini sormasını rica ediyorum.

BES fonları muadillerine göre az kazandırması ve masrafların yüksekliği ile birleşince kesinlikle kaçılması gereken bir şey.

Uzun vadeli birikim düşünülüyorsa parayı borsadaki stabil ve düzgün kazandıran hisselere veya bankaların bist 30 - bist 100 - Teknoloji Hisseleri - Bankacılık hisseleri fonlarına gömmek daha mantıklı.
0
cleric
(22.01.18)
80-90larda olan şeyleri biliyorum ailemden, o yüzden bunu istemiyorum.

Muadilleri demissiniz, onlar nedir? Aylık 200 300 lira ayıran birinin borsadan hisse alarak yatırım yapması mantıklı mıdır?
0
🌸dahinnotha
(22.01.18)
Mantıklıdır.

Yazılarını okumayı çok sevdiğim bir insandan şöyle alıntı yapayım:

uzunvadeyatirim.blogspot.com.tr

Bunun dışında bankaların Bist 30 - Bist 100 - Yüksek teknoloji hisseleri - Bankacılık hisseleri fonlarına girebilirsin.
0
cleric
(23.01.18)
(1)

burun akıntısından kurtulmak

taha1907
arkadaşlar merhaba bu burun akıntısından nasıl kurtulabilirim ?2 gündür burnum çeşme gibi :(
arkadaşlar merhaba bu burun akıntısından nasıl kurtulabilirim ?
2 gündür burnum çeşme gibi :(
0
taha1907
(17.01.18)
Sebebini anlamak lazım önce. Soğuk algınlığı mı? Allerji mi? Sinüzit mi? Bunun için de doktora gitmek gerekiyor büyük ihtimalle.
0
cleric
(17.01.18)
(7)

Black mirror

SiyamkedisiZorro
Netfix'te dizi olanGenel konu nedir? İzleyeyim mi, beğenir miyim?Ne beğendiklerim: game of cards, person of interest, homeland, game of thrones, sherlok
Netfix'te dizi olan
Genel konu nedir? İzleyeyim mi, beğenir miyim?

Ne beğendiklerim: game of cards, person of interest, homeland, game of thrones, sherlok
0
SiyamkedisiZorro
(12.01.18)
izleyin, her bölümü birbirinden farklı. genellikle teknolojik yenilikler kaynaklı, biraz rahatsızlık verici yakın gelecek ihtimallerini gösteren hikayeleri var.
0
Rudy Baylor
(12.01.18)
İnsanlar Black Mirror'ı teknoloji korkusu olarak görüyor. Ben gelecekte geçen teknoloji soslu durum korkusu olarak görüyorum. Dizi beğenilerine bakılırsa seversin. 4. Sezonda bazı temalar fazla tekrar etmeye başladı, ondan sıkılabilirsin.

Bir de ilk bölümden değil de 15 million merits bölümünden başlamanı öneririm. S1E1'e bir süre bulaşma ortalardayken izle.
0
cleric
(12.01.18)
Teknoloji-bilinç etkileşimini konu alıyor, tema distopya. İzle.
0
Adramelekhh
(12.01.18)
1 bölüm izle beğenip beğenmeyeceğine kendin karar ver bence.
0
dedim ben sana
(12.01.18)
Seven de var nefret eden de.ama izlediklerine yakin kalitede boardwalk empire,the missing, night of, the newsroom u onerebilirim.
0
fatih in fedaisi
(12.01.18)
gereksiz uzun, çok daha kısa aktarılabilecek basitlikteki senaryolara, çok da komplike ve üzerine çok düşünülmüş olmayan fakat öyleymiş taklidi yapılan distopya hikayeleri üzerine bir dizi. belli bir standartı tutturdukları için çekimler ve prodüksiyon konusunda çok dikkatliler. fakat fazla bir şey yok içeriğinde. ben gerçekten buna ''woaaw yaa'' gözüyle bakan kimselerin zekasına şüpheyle yaklaşıyorum.

bunu izleyeceğime illa bir distopya sci-fiction'ı izleyeceksem bunun bölümleri kadar blade runner izlerim.
www.youtube.com
0
çaykovski
(12.01.18)
sadece ilk sezonu izledim, sözlükteki yorumları falan okuyup beklentiyi yükseltme. kötü dizi değil ama çoğu teması bana bayık geldi.

çaykovski +1
0
doxanikee
(12.01.18)
(5)

adı ne bu malzemenin?

toro
ekteki görüntüdeki aparatın özel bir ismi varsa nedir?
ekteki görüntüdeki aparatın özel bir ismi varsa nedir?
0
toro
(11.01.18)
Piksel ?
0
jamalbsf
(11.01.18)
Resimde biraz daha piksel olsaymış iyi olurmuş ya...
0
cleric
(11.01.18)
Herhangi bir spot lambayı alçıpan tavana tutturan zamazingoya benziyor.

Sağ sol u şeklinde tellerin dibinde yay var, elinle kapatıp delikten içeri hafifçe itip spotu oturtursun. İçeride yaylar sayesinde o kulplar açılır ve malzemeyi tavanda tutar.

Ona benziyor.
0
John Bloor
(11.01.18)
@john bloor aynen öyle ama bi ismini bulamadım bi bu görüntü var.
0
🌸toro
(11.01.18)
Spot yayı.
www.gerginyay.com
0
kobuzchu kiz
(11.01.18)
(11)

Evlilik sözleşmesi hakkında ne düşünüyorsunuz?

benim adim kerim hepinizi severim
Diyelim deli gibi aşk yaşadığınız karşı cins evlenirken sizden evlilik sözleşmesi istedi. Bu durum tabi ilk duyulduğunda kulağa hoş gelmiyor. Sen evliliğin daha başında ayrılma ihtimalini düşünüyorsun. Evlilik hayat boyu birlikte olma sözü sonuçta, bu sözü verirken bir takım tereddütlerinin, güvensi
Diyelim deli gibi aşk yaşadığınız karşı cins evlenirken sizden evlilik sözleşmesi istedi. Bu durum tabi ilk duyulduğunda kulağa hoş gelmiyor. Sen evliliğin daha başında ayrılma ihtimalini düşünüyorsun. Evlilik hayat boyu birlikte olma sözü sonuçta, bu sözü verirken bir takım tereddütlerinin, güvensizliklerinin olduğunu gösteriyor evlilik sözleşmesi.

Diğer bir yandan mantıklı düşününce de evliliklerin neredeyse yarısı boşanma ile sonuçlanıyor ya da mutsuz bir şekilde sürdürülmeye çalışılan evliliklerde dolu her yer. Bu insanların hiçbiri yola boşanacağız, mutsuz olacağız diye başlamıyor doğal olarak. Seneler içerisinde neler yaşanacağını, aynı evi paylaşınca herşeyin aynı kalıp kalmayacağını, insanların zaman değişip değişmeyeceğini nasıl bilebilirsiniz ki?

Sonuç olarak sorum şu: Evlenme aşamasındayken size evlilik sözleşmesi teklif edilse ne düşünürdünüz?
0
benim adim kerim hepinizi severim
(05.01.18)
helal olsun akıllıymış der mutlu olur yapardım.
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(05.01.18)
Teklifin içeriğine bağlı.
0
simderun
(05.01.18)
"deli gibi aşk yaşadığınız karşı cins evlenirken sizden evlilik sözleşmesi istedi."

muthis soguk ruzgarlar eser.

ama bosananlar da evlenirken bosanmak uzere evlenmedi.

birbirini cok seven iki insanin zaman icinde kanli bicakli olabilecegine tanik olmuyor muyuz?

soguk ruzgarlar kesilince prensipte anlasarak imzalardim herhalde :)
0
tabudeviren
(05.01.18)
@camussar +1
0
eksimeksi
(05.01.18)
Ask gecici bir seydir. Kadinlarin ozellikle bunu yapmasi gerekli. Kendilerini korumalari lazim.
0
Traveller
(05.01.18)
evlilik hayat boyu birlikte olma sözü değil. evlilik bir formalite. toplum içerisinde baskı görmemek ve bir takım yasal kolaylıklar için yapılan kağıt üzerinde sözleşme. taraflardan birinin cayması sonucu feshedilebilen ve yükü ağır olan bir sözleşme. bu yüzden evlilik başında yapılabilecek bir sözleşme bu yükü hafifletiyor. hatta şunu söyleyeyim; eğer gerçekten çok seviyorsan böyle bir sözleşme yaparsın. yarın birgün ayrılırsan karşı tarafa daha fazla zarar vermeyi engellersin.

''Diyelim deli gibi aşk yaşadığınız karşı cins evlenirken sizden evlilik sözleşmesi istedi.'' e tamam? deli aşığım ben ona, istediği bir sözleşme mi batacak gözüme :) ki zaten yukarıda sözleşmeyi nasıl yorumladığımı yazdım.

edit: ayrıca kro değil kıro.
0
air
(06.01.18)
evlenmezdim sözleşme teklif edilirse.
0
blacksky
(06.01.18)
Düz mantık olmakla beraber yazdıkların "düz mantık çerçevesinde" doğru olabilir.
Yalnız atladığın önemli birşey var; kimse evlenmek zorunda değil. Yani birbirlerini çok seven iki insan evlenmeden de gayet mutlu bir birliktelik yaşayabilirler ömür boyu, bu tarz bürokratik ihtimalleri de düşünmeye gerek kalmaz o zaman. Evlilik zaten; "ben artık bu saatten sonra paaymış pulmuş benimmiş seninmiş demeyeceğim" diye düşünener ve bunu söyleyebildikleri kişiler için var. Yoksa kimse kimseyi zorlamıyor zaten.
Yani atıyorum hukuki bir sebeple evlilik yapmak zorundasındır; vatandaşlık alma, çocuk velayeti vs o zaman nasıl sözleşme yapılması mantıklıysa , gerçek evlilik yaparken de o kadar mantıksız.
0
jimjim
(06.01.18)
Zaten evlenmeyi planlamıyorum ama eskaza olursa sözleşmeyi teklif eden taraf ben olurum zaten.
0
cleric
(08.01.18)
Yav hepinizin mi holdingi var ne evlilik sözleşmesi.

O kadar zengin olsam net yaptırırdım. Ben onca servet yapacağım kadın sırf benimle evlendi diye yarısını alacak boşanırken yok ya.
0
i was made for you
(08.01.18)
1 Ocak 2002'den beridir evlilikte ortak edinilmiş malların paylaşımı sözkonusu. Bunun ötesinde "benim kazandığım bana" mantığında herhangi bir sözleşmeye imza atmazdım.
0
SiyamkedisiZorro
(08.01.18)
(14)

40 bin tl

docrivers
25 yaşında ve tek varlığınız 40 bin tl , ileriki yılları rahat yaşayabilmek adına bu parayı en verimli nasıl kullanabilirim
25 yaşında ve tek varlığınız 40 bin tl , ileriki yılları rahat yaşayabilmek adına bu parayı en verimli nasıl kullanabilirim
0
docrivers
(03.01.18)
ytd

%30 ile coin alım satımı yap
%10 ile tl vadeli hesap
%30 at altına
%30 hisse senedi al
0
hsmbnl hotmail com
(03.01.18)
%50 altın
%40 vadeli hesap

%10'u da pavyon'da ve gece kulüplerinde yerdim açıkcası.
0
giovanne
(03.01.18)
Köyden dağdan yayladan bi ev alıp bide ufaktan tarıma hayvancılığa başlarsan rahat yaşarsın.

Ama şehirde yaşam düşünüyorsan rahat yaşam için çalışman şart. Ona da rahat denir mi bilmem. 40bin tlde bi şeye yaramaz vadeye atarsın 400 lira alırsın ek gelir olur.
0
freetakilir
(03.01.18)
Yarısı dolar yarısı altın
0
cedex
(03.01.18)
Vadeli hesaba gerek yok buhur25 hisse al aylık kazancından da %15-20 ekle üstüne katlayarak git
0
steward
(03.01.18)
bes'e yatırıp 5 sene unuturum
0
pieta
(03.01.18)
Eğer çalışmadan yaşamaya devam etmek istiyorsanız 40k yeterli bir başlangıç rakamı değil. Bir yandan çalışıp birikiminizi arttıracaksnaız önerim paranızı sepet yapıp fonlara bölmeniz:

%40 Hisse senedi fonları (Bist 30 veya yüksek teknoloji endeksi)
%40 Döviz veya emtia bazlı fonlar.
%20 Likit fon (Acil durumda anında çekebilmek için yoksa bunun kazancı paranızı ancak korur)
0
cleric
(03.01.18)
Altın: Uzun vadede sadece enflasyona karşı korur, kazandırmaz.
Faiz: Aynısı
Gayrimenkul: Fiyatların gereksiz şişik olduğunu düşünüyorum. Önermem.
Hisse senedi: Borsa fonu yerine güvenli ve güçlü senetlere parayı bırakıp unutabilirsiniz. Al-Sat büyük kumar.
Coin: Tamamen balon olduğu görüşündeyim. Patlayacağı zamanı öngörebilirseniz iyi kazandırabilir.
Bes: Devlet destekli dolandırıcılık. Buna bulaşacağınıza yukarda yazdığım gibi banka fonlarına koyun parayı.
0
cleric
(03.01.18)
Tl'de tutma. Altin dolar sterlin euro 4lusune yatir. 4/1 i fiziki elinde olsun ama hirsiza kaptirmayacagin sekilde. Yavas yavas da birikim yap. Baska yapcak bisey yok.
0
ykyt
(03.01.18)
Kimse de dememiş ki kendine yatırım yap diye. Yaklaşık 5 bin TL ile yabancı dil kursuna gidip Advanced seviyeye gelene kadar devam edip daha sonra da online kurslarla programlama, tasarım ya da hangi konu ilgini çekiyorsa o alanda uzmanlaşıp ardında da freelance olarak çalışabilirsin. yabancı dil sayesinde yurtdışından müşteri bulup ortalama yılda 3 ay çalışarak hem geçimini sağlayıp hem de bir köşeye para koyabilirsin.

çalışacağın saatleri sen seçeceğinden, yine ne üzerine çalışacağını da sen seçeceğinden, patronun vs. olmayacağından rahat bir yaşam sürersin diye tahmin ediyorum.
0
mr sherlock
(03.01.18)
Trakya'dan arsa alip kenara atardim.
0
evrenos gazi
(03.01.18)
önce git bi check-up yaptır belki 3 ay ömrün kalmıştır o zaman üç ayda yer bitirirsin parayı, yaşıyacaksan birazıyla token al, birazıyla euro ve dolar, birazını harca (ölmüceksende mutlu ol, standardını yükselt) ama bir kısmı ile kesin olarak burs ver gerçekten yardım edilmesi gereken birini okut yatırımın en yücesi insana yapılandır.
0
firemanjonny
(03.01.18)
sevgili kardesim
sakın btc falan alma paran 1 saniyede 1 cente dusebilir.
ticaret yasamı icinde olan biri olarak soyluyorum amacımız aynı rahat yasamak.
paranı usd yap bir kenarda dursun.
sen de bu sırada calıs bir firmada yeteneklerine gore yetkinligine gore.
birikim yapmaya calis aylık ne yapabilirsen.
30+ oldugunda da isinle ilgili bir sektorde girisimcilik yap
paranı da sermaye olarak kullan.
0
kingcyrax
(03.01.18)
Ticarete atilmayacaksan %50 doviz, %50 altin. YTD.
Ayrica bir ustteki arkadasin tavsiyesini degerlendir.
0
stavro
(03.01.18)
(9)

Spor veya diyet yapan arkadaşlar nelerden protein alıyorsunuz?

bir peynir kutusu kibrit
Önümüzdeki bir ay boyunca evdeyim. En fazla haftada 1-2 gün dışarıda yemek zorunda kalabilirim. Az karbonhidrat içeren fakat bol proteinli neler yenebilir? Her türlü tavsiyeye açığım. Sevgili Valideceğim de ziyaretime geleceği için kadıncağızı da "bugün ne yapsam?" sorunsalından kurtarmış olurum :))
Önümüzdeki bir ay boyunca evdeyim. En fazla haftada 1-2 gün dışarıda yemek zorunda kalabilirim. Az karbonhidrat içeren fakat bol proteinli neler yenebilir? Her türlü tavsiyeye açığım. Sevgili Valideceğim de ziyaretime geleceği için kadıncağızı da "bugün ne yapsam?" sorunsalından kurtarmış olurum :))
0
bir peynir kutusu kibrit
(27.12.17)
Protein tozu kullanılmıyorsa işler zor. Yurdumda et fiyatlarını gördükçe atarlanıp dışarı kaçasım geliyor.

Hindi füme genelde fiyat performans olarak en iyi ürün. Çoğu markette kampanyası oluyor.
0
cleric
(27.12.17)
Yumurta, ton balığı, tavuk, et, hindi, peynir ürünleri, mercimek :)

Pahalı olup olmaması bir yana, bütçe olsa bile insan artık yiyemiyor o kadar çok tavuğu yumurtayı eti. Tozdan başka çare yok, optimum nutrition gold standart whey protein tozunu al geç.
0
John Bloor
(27.12.17)
Mis bizi feci halde kandırmıyorsa, Mis Light Beyaz peynir,
Kh:1,0
Yağ:4,?
Prt:17,0
0
helena
(27.12.17)
Kahvaltıda yumurta, hindi füme.

Diğer öğünlerde ağırlıklı olarak tavuk, bazen kırmızı et, nadiren ton balığı.

Bazen spor sonrası veya yatmadan önce proteinli süt, lor peyniri, şekersiz fıstık ezmesi ve badem ile karışım.
0
nopnog
(27.12.17)
az yagli kirmizi ete yukleniyorum, kalp damar umursamiyorum.
0
cedex
(27.12.17)
Lorlu yumurta, yulaf ezmesi, tavuk, hindi, dana eti, nohut, yeşil mercimek. Bunlar gayet güzel. Tabii sebzeleri de unutmuyoruz.
0
yirmisantim
(27.12.17)
sabahları 3 yımırta, öğlen derya ton balığı (yağı süzülmüş) eğer evdeysem tavuk yine. akşam için belirli belirsiz bir tarifim yok. evde ne yapılırsa gömüyorum proteinine bakmadan.
0
Tears of Devil
(27.12.17)
valla ben spor yaptığım dönemlerde de kahvaltı eden biri değilim. öğlene kadar kahve içiyorum. öğlen yemeği için dereotlu domatesli hindi yapıyorum sıfır yağda. akşam da evde salata veya ton balığı açıp az biraz onu yiyorum ve gün bitiyor. bazen aralarda muz veya armut falan fistan. ne kadar sağlıklı bilemeyeceğim ama güzel kilo verdim.
0
vedderbaug
(27.12.17)
Yumurta çeşitleri; peynirli omlet, menemen, yoğurtlu yumurta (çılbır), yumurtalı ıspanak
Tavuk yemekleri (fırında yapılmış soslu olanları seviyorum daha çok)
Tavuk suyuna çorba, az pilav üstü tavuk göğsü (bazen kinoa pilavı yapıyorum)
Az yağlı etten çekilmiş kıymayla köfte, sebzeli misket köfte yemeği (bunda patates yerine kereviz koyuyorum)
Kırmızı et olarak bonfile ve kontrfile
Etli orman kebabı
Baklagiller; kuru fasulye, nohut, barbunya, bezelye (bunlara kuşbaşı et de eklenebilir)
Mercimek çorbası
Lor ile smoothieler yapıyorum
Balık olarak somon yiyorum sadece, diğerlerini çok yiyemiyorum, fırında somon yanında haşlanmış brokoli gibi sebzelerle çok güzel oluyor.

Aklıma gelen sevdiğim yemekler bunlar.
0
peggy
(27.12.17)
(11)

Korkunçlu rüya görünce

japon askeri
Yatagimdan isigin mesafesi 3 mt kadar. Kabus gordugum anda uyaninca yaklaşık 5 mt/sn hizla sicrayarak isigi aciyorum. Bir sure isik acik daha sonrasinda isik kapali ama telefon elimde vakit geçirerek unutmaya calisiyorum. Isigi acmadan ve uzeriden biraz zaman gecmeyince uyuyamiyorum tekrar. Ayni su
Yatagimdan isigin mesafesi 3 mt kadar. Kabus gordugum anda uyaninca yaklaşık 5 mt/sn hizla sicrayarak isigi aciyorum. Bir sure isik acik daha sonrasinda isik kapali ama telefon elimde vakit geçirerek unutmaya calisiyorum. Isigi acmadan ve uzeriden biraz zaman gecmeyince uyuyamiyorum tekrar. Ayni su anda oldugu gibi :D

Sizin tepkileriniz nasil oluyor? Ritüeli var mi benim gibi?
0
japon askeri
(27.12.17)
ışık açık uyuyorum
0
diss0640
(27.12.17)
Yorgan örtü ne varsa içine girip bekliyorum ama çok uzun sürmüyor sonra çıkıp uyumaya devam ediyorum. Yorganın bulup altına girene kadar çok komik gözüktüğüme eminim ama.
0
voyager 1
(27.12.17)
Uyanman iyi iste.
Ben uyanmak icin yalvariyorum kabustan bazen.
0
imelih
(27.12.17)
uykusuzluktan sizana kadar uyumuyorum.
0
eksimeksi
(27.12.17)
Işık açık uyuyorum.

The X-Files ve bilimum Chucky benzeri filmleri izleye izleye büyüdüm.
0
hayirsiz
(27.12.17)
Ters tarafıma dönüp uyumaya devam ediyorum, birkaç saniye bekliyorum ki rüya kaldığı yerden devam etmesin.
0
i was made for you
(27.12.17)
Aslında seninle hemen hemen aynı. Çok çok rahatsizsam bilgisayardan film açıp sesini kisarim. O ışıkla uyumaya çalışırım. Bi telegram grubum var, oraya yazarim.
0
elorelia
(27.12.17)
Kabusun kuvvetine ve benim kendimi ne kadar kaptırdığıma bağlı.

%90 geri kafayı koyar yatarım. Hatta mal gibi hızlıca uyuduğum için kabus devam edebilir.

%10 Az salona geçer ışığı açar beklerim. Sonra yatarım.

Sadece bir kere o kadar kötü kaptırmıştım ki kendimi söz konusu olayların yaşanmadığına ikna etmek için interneti açıp kontrol etmiştim. (Evet o seviyede uyku sersemliği)
0
cleric
(27.12.17)
Mutfak sigara.
0
brad pitt
(27.12.17)
kenefe gidip, küçük ihtiyacımı yaparım.
ardından da, yatar uyurum.
altı, üstü rüya bu!
abartmamamk lazım.
0
pangea
(27.12.17)
Hatırlayabildiklerimi sonradan unutmamak için kenara not ediyorum ve gözümü kapatıp uykuma devam ediyorum.
0
iwasbornonamountainside
(27.12.17)
(35)

Emniyet kemerinizi mutlaka bağlıyor musunuz?

taktikmaktikyokbambambam
Sb.
Sb.
0
taktikmaktikyokbambambam
(27.12.17)
evet mutlaka
0
theseachange
(27.12.17)
Evet aksi takdirde otuyor
0
all girls dream
(27.12.17)
Özel araçlarda evet toplu taşımada zaten yok.
0
Ufuk
(27.12.17)
takside, otobüste, bildiğim her taşıtta mutlaka bulur bağlarım. 100 metre yol bile gitsem.
0
strawberry first
(27.12.17)
ilk yaptığım emniyet kemeri bağlama
ikincisi kapıları kitleme
0
antik depresan
(27.12.17)
Bağlamıyorum. Mesleki alışkanlık.
0
bos gezenin bos ustasi
(27.12.17)
evet
0
acckr
(27.12.17)
Kesinlikle, 2011'de teyzem'in eşi kemeri bağlı olmaması sebebiyle hayatını kaybetti diyebilirim, ondan önce de takmaya özen gösterirdik fakat ondan sonra tüm aile takar, arkada önde oturmak farketmeden.
0
atom karincanin torunu
(27.12.17)
%100
0
her giriste sifresini unutan adam
(27.12.17)
Onde oturuyorsam dolmus haric (onda da kisa mesafeyse, taksim-bostanci dolmusunda takarim mesela) taksi, ozel araba vb takarim kemer
0
kuehles blondes
(27.12.17)
Aliskanlik haline geldikten sonra farketmiyorsun bile, arabaya bindigimde yaptigim ilk is kemeri takmak okuyor.
0
nickfury
(27.12.17)
Evet kesinlikle takarim yanimdakine taktiririm
0
basond
(27.12.17)
Ön koltukta kesinlikle. Arka koltukta nerdeyse hiç.

Arka koltuktayken dalga geçmek (ehehehe ne gaddar da modereniz ehehe diye) için emniyet kemeri takan ve bu sayede hayatı kurtulan bir arkadaşım var.
0
cleric
(27.12.17)
Kesinlikle takarım, yandakine de arkadakine de taktırırım. Ben taksam da arkadakinin takmaması ile yine benim canıma kast ediliyor.
0
John Bloor
(27.12.17)
arabaya bindiğimde arabayı çalıştırmadan yaptığım ilk şey budur. araç kullanırken kemer takmıyorsam garip bir şekilde kendimi boşlukta ilerliyormuş gibi, güvensiz hissediyorum.
0
altinci nesil caylak
(27.12.17)
arka koltukta da otursam takıyorum.

toplu taşımada var ise de takıyorum. havaş vb.
0
spirit crusher
(27.12.17)
Mutlaka.
0
yirmisantim
(27.12.17)
evet. önde isem kesinlikle. arkada da bazen.

yalnız kemer takmayan sürücünün yanına oturup kemer takınca böyle kendini aşağılanmış gibi triplere girenlere sinir oluyorum.
0
elorelia
(27.12.17)
Emniyet kemeri bulabildiğim her türlü araçta kullanıyorum. Otobüs, taksi, özel araç farketmez. Üniversitedeyken trafik şube gelip takla atan araç simulasyonu yapmıştı. Emniyet kemerinin 5 km hızla atılan taklada bile nasıl etkisi olduğunu o gün görüp daha çok dikkat etmeye başlamıştım.
0
gunslingerroland
(27.12.17)
tabii ki. öğlen yemeğe giderken bile (100 mt var yok) muhakkak takarım. arkamda kimse olmasa da sinyal veririm. tüm trafik kurallarına uyarım.
0
naksidil
(27.12.17)
Ben her zaman bağlamıyorum, mesela işten çıktığımda araca binince bağlıyorum, evin yakınında markete uğrayıp arabaya tekrar binince bağlamıyorum, yani çok kısa 1km'ye kadar mesafede bağlamıyorum diyeyim.
0
Tutkun
(27.12.17)
bağlamadan arabayı çalıştırmıyorum
0
MiraTaurus
(27.12.17)
evet.

bağlamayanların, arkadan geçirenlerin ya da toka takanların mantığını anlamıyorum. o kemer bağlanacak arkadaş!
0
co2s2
(27.12.17)
Evet.
0
sutlu nescafe
(27.12.17)
Evet. Bu benim için arabanın kapısını kapatmak kadar olağan bir şey. Nasıl araba seyir halindeyken kapısını açık tutmuyorsam, kemeri de takıyorum.
0
windowsguvenlikduvari
(27.12.17)
Evet. Geçirdiğimiz bir kazadan sonra arkada otururken de takmaya başladım. O kazada da önde oturuyordum, kemer olmasa uçmuştum zaten. Şehirlerarası otobüslerde de takıyorum.
0
peggy
(27.12.17)
önde %100 arkada %50 bağlıyorum.
0
burya
(27.12.17)
evet
0
vedderbaug
(27.12.17)
Evet her zaman.
Arkada otururken her zaman değil ama onu da alışkanlık haline getirmeye çalışıyorum.
0
mutekebbir
(27.12.17)
kedimin sepetini taşırken ona bile takıyorum
0
argent dawn
(27.12.17)
ilk araba kullanmaya başladığımdan bu yana emniyet kemerini takmadan asla yola çıkmam. ki o dönemlerde yaygında değildi, obsesifmişim gibi davranıyordu millet. yine de milim geri gitmedim bu konuda. yanımdakilere de taktırırım. takmak istemeyen benim kullandığım arabaya binmesin noktasında takığım bu konuda. kimsenin sağ kurtulduğuma inamamadığı bir kazada, sağ kalmamı sadece emniyet kemerine borçluyum. arkada, toplu ulaşımda vesaire de takıyorum.
0
Phoebe
(27.12.17)
1 km üstü her yolculukta arka koltukta da olsam takarım
0
Rudy Baylor
(27.12.17)
hiç takmam
hatta ses çıkarıyor diye sahte emniyet kemeri aldım.
sevmiyorum ama takmak gerek tabii ki.
yanımdaki takınca da uyuz olurum
0
alt4y
(27.12.17)
Ön koltukta her zaman. Taksi vs bindiğim aracın emniyet kemeri arızalıysa inerim.
Arka koltukta şehir içinde bağlamadığım zamanlar oluyor, uzun yolculuklarda mutlaka bağlıyorum.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(27.12.17)
Her zaman mutlaka takıyorum; ön-arka fark etmiyor.
0
aychovsky
(27.12.17)
(4)

Kimseyle konuşmak istememek

TheDifference
Kimseyle konuşasım yok, sürekli salak bir isyan modundayım.Ota boka sinirlenir oldum.Azıcık gözüme batan insanları tekme tokat dövesim geliyor.Depresyon falan mı acep?Whats my problem?
Kimseyle konuşasım yok, sürekli salak bir isyan modundayım.Ota boka sinirlenir oldum.Azıcık gözüme batan insanları tekme tokat dövesim geliyor.Depresyon falan mı acep?Whats my problem?
0
TheDifference
(27.12.17)
Hareketsizlik, bağırsak florasının bozulması, probiyotik tüketmemek, işlerin düşündüğünüz gibi gitmemesi
0
taktikmaktikyokbambambam
(27.12.17)
İsyanın sürekli içinde patlıyor gibi bir his içerisindeyim. Bir şekilde dışarı vurmanın yollarını bul. Seni anlayacak insanlarla beraber yap bunu. İçinde patlamazsa kuvveti azalır bence.
0
cleric
(27.12.17)
anlaşılamamaktan ileri geliyor olabilir. artık yorulmuş olabilir ve bu yüzden konuşmak istemiyor olabilirsin ve anlaşılamadığın / anlatamadığın için sinirli olabilirsin.
0
rahip janick
(27.12.17)
aynısı bende yaşıyorum. çevremdekileri küçük mü görüyorum diye düşünüyorum ancak hayat amaçları boş geliyor. sürekli ev araba almak için bir uğraşları var. ya da benim uğraşlarım saçma. valla hayat kısa ölecez, kısır döngüye devam.
0
mikahakkinen
(27.12.17)
(16)

Boşanmış aile çocuğu olanlara yönelik..

hayat aklini konusacak bir filozof uret
Eşimle boşanma kararı aldık, dilekçeyi verdik, işlem başladı. Çoğunuz biliyorsunuz bilmeyenler için yazayım, ikisi 35 li yaşlarda biri 20 yaşında 3 kızımız var. Bu yılbaşında son kez ailece birlikte olacağız, kardeşler yeğenler falan kalabalığız. İşte fotoğraf falan çekiliriz, anılar birirktiririz.
Eşimle boşanma kararı aldık, dilekçeyi verdik, işlem başladı.
Çoğunuz biliyorsunuz bilmeyenler için yazayım, ikisi 35 li yaşlarda biri 20 yaşında 3 kızımız var.
Bu yılbaşında son kez ailece birlikte olacağız, kardeşler yeğenler falan kalabalığız. İşte fotoğraf falan çekiliriz, anılar birirktiririz. Sonra yavaş yavaş kendi yollarımızı çizeriz.

Süreçte ve sonrasında çocuklara sıkıntı çıkaracak bişeyler olsun istemiyorum. Durumu biliyorlar ve olumlu bakıyorlar. Büyükler zaten yollarını çizdiler, bizlik pek bişeyleri kalmadı onları pek düşünmüyorum da küçük için sıkıntı olabilir mi bilmiyorum.

Çocuklar babalarının da benim de ihtiyaçları halinde onların yanında olacağımızı bilirler.
Bunun dışında aklıma gelmeyen, öngöremediğim şeyler var mıdır diye size danışmaya geldim. Tavsiyeleriniz, önerileriniz makbule geçer.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(25.12.17)
Bir uzmana danışabilirsiniz psikolojik destek için. Bu hali ile ne dense boş gibi. Yani çok üzülüyor ama belli etmiyor da olabilir, umurunda olmayadabilir hatta sevinebilirde. Bilemeyiz. Ya da karşınıza alıp konuşmayı deneyin açıkça.
0
veritaslibertas
(25.12.17)
Küçük de yeterince büyümüş olayı kabullenmek için bence. Geçmiş olsun.
0
cleric
(25.12.17)
Siz buradaki hepimizden daha tecrübeli daha bilgilisiniz, eminim her şeyi düşünmüşsünüzdür. Umarım tüm aileniz daha mutlu olur bundan sonra <3
20 yaş küçük değil, o da artık yetişkin biri ve eminim o da sizi (tabii eşinizi de) ve gerekçelerinizi anlıyordur.
0
kobuzchu kiz
(25.12.17)
Hergün huzursuz bir ailede olmaktansa; ayrı ayrı ama mutlu anne&baba ile olmak her zaman daha iyidir. O nedenle her iki tarafta da büyük bir problem de olmadığına göre, çocukların yaşı da algılayabilmek için oldukça müsait zaten. Hiç sorun olmayacaktır diye düşünüyorum.

Herkes için en hayırlısı olsun.
0
lcha
(25.12.17)
tam anlamıyla eşşek kadar olmuş onlar, bence rahatlıkla atlatırlar bu durumu.
0
hosein
(25.12.17)
Benim annemler de ben (ailenin en küçüğü) 25-26 yaşlarındayken boşandı. Açıkçası hiç sorun etmedik, zira mutsuzlardı. Annem, o mutsuz, hasta, hep sinirli kadın, kurslara katıldı, dışarıdan okulu bitirdi, hazır hissedince sevgili yaptı, seyahatlere gitti. İlişkimiz çok iyileşti, gerçek karakterini görmeye başladık adeta.

Sizin için de böyle olur umarım. Tabii onlar sizin yakınınız, derdinizi vs çekecekler ama klasik iki tarafın da birbirini kötülemediği, “aşkımız biter arkadaşlığımız bitmez” tarzı bir yaklaşım kızlarınızın da kafalarında ilişki kavramını oturtmasında etkili oluyor. Tabii, kendinizi ezdirmediğinizden eminseniz. Benim babam rahmetli sonradan evlenmesine rağmen, arada annemi ziyarete gelir, “anne sultan, hatun” vs diye seslenir karşılıklı çay kahve içer dertleşirlerdi.

Huzurlu olursunuz umarım. İyi şanslar!
0
sopiro
(25.12.17)
onların bir çok boşanmış aile çocuğu arkadaşları vardır.problem olacağını sanmıyorum çok duygusal düşünmeyin derim .
2 çocuklu boşanmış biri olarak üzerinizden büyük bir yük kalkacağını düşünüyorum .
0
devilone
(25.12.17)
tahmini 55 yaş civarı olacağınızdan boşanınca ne olacak süper bir hayatınız mı olacak,ne gerek var salla gitsin diyesim var.
0
jamswety
(25.12.17)
20 yaşında olan nerede kalıyor, yaşıyor? okuyorsa okuldan sonra (ya da şimdisi için de tatillerde, okul olmadığı dönemlerde) hemen iş güç bulamazsa da hem şimdi hem sonrası için sizle doğrudan alakası olmamakla birlikte arada kalmış hissedebilir, nerde kalıcam nasıl olucak; ya da ne bileyim mezuniyet sonrası iş arama süreci daha gerici olabilir. ya da ilişkisi olan birini sırf kendime has bir düzenim olsa daha iyi olur diye düşünerekten gereksiz aceleye getirebilir. o da sizden ziyade kendisine bağlı, hani içine kapanık değilse ya da gurur meselesi haline getirmezse oturulup konuşulmucak şey değil zaten, arada yoklarsınız ağzını bu tip şeylerle ilgili. bir de tabi boşandıktan sonra nasıl bir düzeniniz olacağı ile de ilgili bir mikdar bunların olması.
0
dafaisss
(25.12.17)
Aile kurumuna olan inançları azalacak. Orası kesin. Son yemeğinizde mutluluk tablosu çizmek yerine televizyonu ve telefonları kapatıp, bir masaya oturarak boşanmanızın nedenlerini eşinizle birlikte ayrı ayrı açıklayın. Çocuklarınızın her birine söz hakkı verin. Akıllarındaki soruları sorsunlar. Siz de dürüstlükle cevap verin. Bu işi en kolay böyle atlatırlar. Yaşlarının büyük olması duygusal olarak güçlü oldukları anlamına gelmez.
0
dissendium
(25.12.17)
Ay allah aşkınıza, “boşanınca ne olacak” diyen insanları dinlemeyin. Ben kendim de boşandım, anlatabilirim ne olacak.

Hayatını ve bireyselliğini önemsemeyen, kendine saygı duymayan insan lafı gibi geliyor “boşanınca ne olacak”. Evlenince ne oluyor ona bakarsanız? Şu duyuruda saçma saçma cevaplar gördüm, böylesine ilk kez denk geldim herhalde.

Boşanınca bir insanın duygusal yükünü artık taşımayacaksınız. Pasif agresiflikten kurtulma ihtimaliniz artacak. Kendinizi öfkeniz ve mutsuzluğunuz için suçlu hissetmekten vazgeçeceksiniz. Canınızın istediğini istediğiniz şekilde yaparak özsaygı, self-care ve bir nevi terapi ihtiyacınızı gidereceksiniz. Kendinize “ben de mutlu olmayı hakediyorum, benim fikirlerimin ve seçimlerimin bir manası var” diyeceksiniz. Hazır hissettiğinizde yine aşk dolu, şefkat veya tutku dolu, ne arıyorsanız o dolu bir ilişki yaşama şansı bulacaksınız. Yaşınız kaçsa kaç, benden büyüksünüzdür ama benim sizden daha uzun yaşayacağımın bir garantisi var mı?

Tavsiye verirken azıcık mantık yürütün lütfen.
0
sopiro
(25.12.17)
ben 20 yaşında bir ergenken annem babam boşansaydı bu kesinlikle umurumda olmazdı ne yalan söyleyeyim. şimdi boşansalar (27 yaşındayım) aman annemin yanında olayım, ay babam naptı acaba falan diye daha çok umursarım, arar sorarım. 20 yaşındaki kızınız muhtemelen arkadaşlarına “bizimkiler de boşanıyo yaa” falan diyecektir.

ha içten içe de üzülür belki ama artık o da kendi içindeki güçle atlatması gereken bir durum. şimdiye kadar güçlü ve hayattaki zorluklara karşı direnebilen kadınlar yetiştirdiyseniz hepsi bunu çok kolay atlatacaktır. eminim ki sizin kızlarınız da öyledir :)

madem kızlar kazık kadar olmuş, artık onları salın, kendinize bakın. asıl bu boşanma sonucu hayatı değişecek olan sizsiniz.
0
istanbul kanatlarimin altinda
(25.12.17)
Cevaplar için çok çok teşekkür ederim. İçim daha bi rahatladı şimdi.

Boşanmayın diyen arkadaşlar, bu karar yeni bi karar değil. Epeeey eski bi tarihi var. Ufak büyüsün diye bekledim. Ufağın üniversite yarılandı gibi uzamazsa tabii.

Ben mental, ruhsal her yönden şimdi iyiyim. 36 yıllık evliliği bitirmek elbette çok kolay değil. Geçmişle ilgili olumlu, olumsuz şeyleri değerlendirdim, bazı şeyleri sindirip, hesaplaşmalarımı yapıp ondan sonra uygulamaya geçtim. Kolay olmadı tabii. Neyse ki nihayet oldu, bi ara başaramayacak gibiydim. Keşkelerle hesaplaşmak çok zormuş. Affetmek çok daha zormuş. Ne çok şey biriktirmişim içimde. Ne gerek vardı dedğim zamanlar çok oldu kendime kızdım, çocuklar için daha mı kötü oldu daha mı iyi oldu çok sorguladım...
Böyle işte.
Kısaca bu kararın geri dönüşü yok. Kalırsam kendimden vazgeçmiş olurum, çocuklarıma yanlış örnek olurum.

disendium, son yemeğimizde mutluluk tablosu çizmek değil olay. Boşandıktan sonra da belki benzer koşullarda toplanırız. Kavgalı küs ayrılmıyoruz. Böylesi daha iyi olacağı için ayrılıyoruz. Konuşmaları elbette yapacağız, bir bölüm konuştuk da zaten. İlk konuşma beni biraz zorladı, sonrası daha kolay olur sanıyorum.

üğpoıuy, canımsın, üzülme sen, ben şimdi gerçekten yaşamaya başlayacağımı hissediyorum. sopiro'nun annesi gibi kendime geleceğimi biliyorum. bu iyi bi karar benim için.
işte o içten içten meselesi düşündürüyor beni esas. umarım çocuklara da iyi karar olduğunu yansıtabiliriz.

tekrar teşekkürler herkese.
0
🌸hayat aklini konusacak bir filozof uret
(25.12.17)
sopiro, 57 yaşındayım ben. yazdığın herşey o kadar anlamlı ki benim için..
kendim olmak evet ama şu var ki ben yapı olarak bir anneyim. kendim olmak annelikle bir gibi bişi benim için. kararı uygulamak o nedenle bu kadar uzun zamanımı aldı çünkü annelik, sorumluluk ağır bastı. belki de hata yapmışımdır bilmiyorum. neyse ne, ben hesapları kapattım artık.
şimdi bundan sonrası var.
çok çok teşekkürler :)
0
🌸hayat aklini konusacak bir filozof uret
(25.12.17)
boşanınca ne olacak nasıl saçma bi yaklaşım...

26 yaşındayım. aralarında sevgi veya paylaşım namına pek bişey kalmamış olsa da ailem boşansa üzülürdüm. ama siz sanıyorum benim annemden ve babamdan farklı bi profildesiniz. yani hayatınıza devam edecek donanımda birisiniz. hani eşten nafaka bekleyip kendini eve kapatacak birine benzemiyosunuz. bu açıdan bakınca sizin için doğru bi karar olduğunu onlar da görüyodur. hiç üzülmüyolardır diyemem. muhtemelen üzülüyolardır bence ama bu üzülme derde düşmek anlamında değil de hafif bi burukluk şeklindedir.

ayrıca sizi buralarda verdiğiniz cevaplarla görüyodum. mantıklı ve işe yarar. üzüldüm ne yalan söyleyeyim. boşanmak dünyanın sonu ya da bi başarısızlık göstergesi değildir. sadece mutlaka sizin için zor olmuştur, ona üzüldüm.

yeni hayatınızda başarılar ve mutluluklar.
0
elorelia
(25.12.17)
çocuklar; sizlerin, kendi yanlarında olacaklarını biliyorlarsa hiç bir sıkıntı yok. Çünkü herkes büyümüş. Herkes işini ele alabilir. Aklıma gelen ilk başta; bazı zamanlarda ikiye bölünmek olacak. Bir de ilerleyen tarihlerde çocuklarınızın evlilik durumlarında bir araya gelmek durumunda kalacaksınız. Kavgalı ayrılmadınız belki ama bazı çok konuşan akrabalar canınızı sıkabilir.
Boşanan aileler için benim gördüğüm kadarıyla aileler çocuğu şımartabiliyor. Çocuk büyük ama hiç bir şey olmaz fakat bir arkadaşım özel üniversitede okumuş. Anne baba ayrı. Hatta baba evlenmiş ama arada boşandığı eşinin evine de uğruyor. Çocuk anne baba arasında parayı buluyor. Kimde rahat ederse çapayı oraya atıyor. Eğlence, sefahat de cabası. Aklıma gelenler bunlar. Eğer çocuklardan birinin eğitim durumu varsa ayrıntılı olarak konuşun derim.
0
ceyhan prensi adana
(26.12.17)
(17)

İşten İstifa ve Patron Tehdidi

sevisgenturk
Merhaba11 Aralıkta yeni bir iş fırsatı için istifa edeceğimi patrona ilettim. Aynı gün ik'ya dilekcemi yazdım verdim ve izinler düşüldükten sonra 30/12'de biteceğini ilettiler.İşimi sağlama almak için 12'sinde mail attım ikya elden teslim ettiğim istifa dilecesini işleme aldınız mı diye.Bugün en büy
Merhaba

11 Aralıkta yeni bir iş fırsatı için istifa edeceğimi patrona ilettim. Aynı gün ik'ya dilekcemi yazdım verdim ve izinler düşüldükten sonra 30/12'de biteceğini ilettiler.
İşimi sağlama almak için 12'sinde mail attım ikya elden teslim ettiğim istifa dilecesini işleme aldınız mı diye.
Bugün en büyük patron ile patron beni çağırdı. bizimkiler tekstil şirketi ama inşaatları da var. bu yaz inşaatlarında bir daireyi çalıstıgımız firmalardan birine mal alım karsılıgı sattım. buna istinaden bir miktar prim verdiler ki beklemiyordum.
şimdi bana gelmiş ya o parayi iade et ya da işe devam et diyorlar şaka gibi :)
bunu yapan adamlar muhtemelen istifamı da yırtmışlardır.
bu ay basından itibaren her gün attıgım maillerden ken mailime ilettim burada oldugumu kanıtlamak için.

bu durumda muhtemelen paramı vermeler içerdeki.
haklarım nelerdir ?
0
sevisgenturk
(25.12.17)
yok öyle bir dünya, alırsın çatır çatır haklarını. hiç muhattap olma. o parayı da vermeyeceğini söyle. ne o öyle çakma polat alemdar tavırları falan.
0
hosein
(25.12.17)
buna benzer bir durumda kaldım. tehdit de edildim. şu kadar süre kal dediler. kalmıyorum maaşımdan kesin dedim.

öncelikle istifanın kabul edilmeme durumu yok. ben istifamın fotokopisini falan almıştım geçerliliği olur muydu bilmiyorum ama.

olur da istifayı kabul etmemişler yırtmışlar vs ise. noterden tebliğ edebilirsin istifa dilekçesini.
0
kablelvuku
(25.12.17)
fotokopi almadı. sadece mail attım ekstradan dün istifa ettim işleme aldınız mı diye. ihbar sürem dolacak 30unda.
cekip gideceğim bakalım neler olacak.
0
🌸sevisgenturk
(25.12.17)
kesinlikle iade etmeyin, mail çıktılarınızı alın gerçi yasal delil olmayabilirler emin değilim. en olmadı bu hafta noterden ihbar gönderin 12 sinde verdiğim isrifs dilekçemin işleme alınıp alınmadığı gibi. dik durun akılları sıra sizi sindirmeye çalışıyorlsr hiçbirşey yapamazlar
0
oscar
(25.12.17)
yazılmış ama notere gidin iş akdinizi haklı feshedin.
noterdeki çalışanlara konuyu anlattığınızda onlar usule uygun yazarlar . iadeli tahahütlü gönderin aslı gibidir yaptırın mutlaka notere o sizde kalsın .
ben de bu şekilde çıkmıştım işten . patronum istifa ettiğinde insan kaynaklarına işlem yapmayın demişti.
noterden ihbar yollattım ve işe gitmedim sonra onlar da kabul etmediler benden ihbar istediler falan .
noterden yollanan evrağa gelmedi bile dediler.
aslı gibidir yaptığım ve noterden yolladığım evrağı kimin teslim aldığı belgem olduğu için mahkemeye verdim haklarımı öyle alabildim .
0
devilone
(25.12.17)
harcadım de parayı.
0
xu
(25.12.17)
Dik durun ve yukarda yazıldığı gibi mücadele edin. Şu ana kadar bu konularda dik duran arkadaşlar hep kazandı, o havalı patronların havası hep söndü.
0
cleric
(25.12.17)
teşekkür ederim simdi yine cagırdı zam yaptı :D şaka gibi tabi ki kabul etmedim bu saatten sonra iyi niyetinden şüphe ediyorum. istifa ettiğim gün yapmalıydı ayrıda zamlı halı bile gideceğim yerle arasında 2000tl fark var.
0
🌸sevisgenturk
(25.12.17)
Hiç birşey yapamazlar öncelikle onu diyim. Eğer tazminat vs vermezlerse direk davayı aç, yalnız dava amsrafları ile alacağın para birbirini götürmesin tabi :) Hatta eksiye düşme.Ben dava açtım kazandım. Bu tazminat konusunda alamayan kişi de duymadım.

Onun dışında istifanı almadık diye birşey de yok.
0
Nocturne
(25.12.17)
@nocturne

kendim istifa ettim tazminat hakkım olur mu ki ?
0
🌸sevisgenturk
(25.12.17)
Kanundan çok emin değilim ama sanırım belli bir süre çalıştıktan sonra ihbar veya kıdemden birini alabiliyordun. Yamulmuyorsam ana konu buradaki süre. Atıyorum 3 yıl çalıştıysan alabiliyorsun gibi.
0
Nocturne
(25.12.17)
ne zamandır o şirkette çalışıyorsun ?
0
devilone
(26.12.17)
1 yıl 6 ay
0
🌸sevisgenturk
(26.12.17)
verilen prim geri alınmaz :)
1 yıl 6 ay da olsa bir miktar para alırsın illaki hakların var
noterden yazdığım şekilde dene bence . içeride paran kalmasın tek tek maddele yaz
0
devilone
(26.12.17)
evet arkadaslar ilginize tesekkurler.

su an prime karsılık son maasımı vermeyeceğini söyledi koca kurumsal firma çıkarken ne yapayım haklarım saklıdır vs mi yazayım.
0
🌸sevisgenturk
(26.12.17)
Noterden ihtar çekin. maaşımın ve izin günlerinin karşılığının 3 iş günü içinde maaş hesabıma yatırılmasını, aksi halde dava açma hakkınızın saklı olduğunu belirtecek şekilde. avukata danışırsanız daha iyi olur. yatırmazlarsa dava açarsınız.
0
veritaslibertas
(26.12.17)
bunu 30'undan sonra yapayım o zaman.
0
🌸sevisgenturk
(26.12.17)
(5)

Diyabet

Angelismeee
Diyabet Hatırlarsanız eşimde aniden diyabet çıkmıştı bizde 2 tane ilaç kullanmaya başladık ve adacık hc testi vermiştik şimdi tip 1 değilmiş sonuç olarak o çıktı. Sormak istediğim kısım intstagramda olsun bloglarda olsun tip 2 diyabetini sağlıklı beslenme ve yeme alışkanlıklarını değiştirerek tamame
Diyabet

Hatırlarsanız eşimde aniden diyabet çıkmıştı bizde
2 tane ilaç kullanmaya başladık ve adacık hc testi vermiştik şimdi tip 1 değilmiş sonuç olarak o çıktı.
Sormak istediğim kısım intstagramda olsun bloglarda olsun tip 2 diyabetini sağlıklı beslenme ve yeme alışkanlıklarını değiştirerek tamamen ortadan kaldıran birçok kişi okuyorum (evet son zamanlarda tek okuduğum konu bunlar) ama biz doktora gittiğimizde (aslında güleryüzlü ilgili ve sanki alanına da hakim bir doktor gibi gözüküyor ama küçük bir yerde yaşıyoruz doktorumuzda devlet H. de.) doktor evet belki kullandığınız ilaçları zamanla azaltacağız belki tamamen de bırakırsınız ama bugun değilse 10 yıl sonra yine ilaç kullanacaksınız gibi bir ibare kullandı.. Peki bu Tip 2 Diyabeti yendim olayı ne oluyor yani insanlar bunu ertelemelerinden mi bahsediyor bu şekilde profil yazısı blog yazısı koyarken?

Çok üzgünüm çok dertliyim bu konuda o yüzden yazıyorum ikide bir. Zaten eşim Panik Atak hastası ve doktor haftada 3 gun ölçsen dediği şekeri sürekli ölçüyor vs sanırım birazda bu yüzden darlanıyorum
0
Angelismeee
(25.12.17)
Tip-2 diyabet dediğin şey insülin direnci işte, çok abartılacak kaygı duyulacak bir şey değil. Kiloluysan tip-2 olabilirsin, bu herkes için geçerli bir olay, yani genetik ya da çözümü olmayan bir problem değil. Temiz beslenmeyle ve egzersizle önüne geçilebilir, biraz ilerlemişse metmorfin bazlı ilaçlarla desteklenip yine yenilebilir. İlacı bırakınca 10 sene sonra tekrar olur mu dersen, kilo alırsa yine olabilir, kilo almazsa 10 sene sonra illa tekrar ortaya çıkacak diye bir şey yok. Tekrar çıkıp çıkmaması ilaçla değil, büyük oranda yaşam şekliyle alakalı bir durum.
0
angelus
(25.12.17)
HbA1c 12.5 demek yoğun tedavi gerektirir ve böyle yüksek seyretmesi diyabetin ek hastalıklarının gelişme ihtimalini ciddi artırır. Gözünü, böbreğini, sinirlerini etkiler. Bir an önce tedaviyle düşürülmesi gerekir. "Metformin" tek başına yetmez. Buna ek bazı ilaçlar da kullanmanız gerekiyor. Yaşam tarzı değişikliğini de en başta yapacaksınız zaten. İlacın alternatifi değil, tamamlayıcısı.

Diyabettim ama tamamen iyileşti diye bir şey yok. Kontrol altına alınıyor. Pankreasın belli bir rezervi var. Siz bunu bol bol harcadınız. Kan şekerinizi fırlatmamak için çok yoruldu. Artık yetermiyor ve şeker 350'ye çıkmış. Zamanla tükenecek. Tip1'de de balayı dönemi var. İyileştim sanıyorlar ama bu dönem geçici.
0
Lim5
(25.12.17)
tip2 diyabet yuzumde sivilce cikti krem surdum iyilesti gibi degil. farkli farkli evreleri var. ilerlemesi yavaslatilabilir hatta belki durdurulabilir. ama artik tip 2 olamamak diye bir sey yok.
0
jimicik
(25.12.17)
İnsülin direncinin başlangıç evresini iki kez yenmiş ve üçüncü kez kucağına düştükten sonra tekrar mücadele eden biri olarak söyleyebilirim ki eğer başlangıç evresindeyseniz mümkün. Eğer olay diyabete dönmüşse başarmak bazı ufak örnekler var ama müthiş bir mücadele gerekiyor ama o olasılığa bel bağlamak yerine ilaçlarınızı düzgün kullanmanız çok daha yerinde bir hareket olur.
0
cleric
(25.12.17)
bende kıyısından dönmüş bir bireyim..
birkere daha çok sinir stres huzursuzlukla tavan yapıyor bu durum bende de panik atak çıktı ölüyorum diye gece 3 lerde karda kışda hastanelre gitmiştim.
1-şekeri hayatımızdan çıkarıyoruz ama bi anda değil sigara gibi azalta azalta.
2-full hareket hatta bazen bedeni zorlarcasına ki yorgunluktan salak saçma düşüncelere vakit ayıramayalım.
3-düzenli sex.her derde deva.
0
jamswety
(25.12.17)
(13)

anne sikintisi

honfleur
Annemin dogumgunu bugun ve omrunu bana ve kardesime kapris yapmakla geciren annem gene krizde, kardesim onu 2 gundur aramadi diye, onun yuzunden hasta oldugunu bildiren bol aglamali bir telefon gorusmesi yapmis. Kutlamayin dogumgunumu, gelmeyinlerle bitirmis. Dramalardan drama begenin, yalvaracagiz
Annemin dogumgunu bugun ve omrunu bana ve kardesime kapris yapmakla geciren annem gene krizde, kardesim onu 2 gundur aramadi diye, onun yuzunden hasta oldugunu bildiren bol aglamali bir telefon gorusmesi yapmis. Kutlamayin dogumgunumu, gelmeyinlerle bitirmis. Dramalardan drama begenin, yalvaracagiz annemin dogumgununu kutlamak icin simdi butun gun.
Bu kadina herhangi bir sekilde yaranmak imkansiz, kosulsuz sevgi diye bir duyguyu bir turlu tadamadik maalesef annemden. Hep sucluyuz, hic bitmiyor sikayetler, bir turlu onun istedigi olamadik. Babamla ayrilar, 20 yil oldu bosanali, hala dinliyoruz, bitmiyor hirsi, kini... Babam da dunya iyisi adamdir.
Sevgi gormeyen cocuklar empati kuramazlarmis. Annemin ailesi sikintili tamam, zorluklar yasamis ama, empati seviyesi yemin ediyorum sempanzelerden geridir. Bir insan, bir anne, cocuklarinin duygulariyla bu kadar ilgisiz olur? Yaw ben boyle soylersem kizim ne hisseder acaba diye bir saniye dusunemez mi? Ama ona sorsaniz, dunyanin en mukemmel annesi o, hicbir ihtiyacimiz eksik kalmamis, dunyanin en iyi beslenen, en iyi egitim ve terbiyeyi alan cocuklari biziz. O mukemmel, dunyanin geri kalani surunuyoruz. Ay darlandim. Annem 65, biz 35 ustu insanlariz bu arada, bu yasimda darlandim, yeter ya. Aradim, telefonu da acmiyor. Ay var mi beni sakinlestirecek?
0
honfleur
(25.12.17)
bence anneniz yalnızlıktan çok bunalıyor, zaten boşanmadan sonra anladığım kadarıyla da travmayı atlatamamış.
hobi edinmesini sağlayın, ismek kursları var istanbul'da. yeni insanlarla tanışsın en azından.

bunu söylemek çok acımasız gelebilir ama ölüm korkusu gerekiyor biraz sanırım. insan bunun farkında olmadan yaşayıp gidiyor çünkü.


ben 32 yaşındayım, annemi temmuz 2017'de kaybettim, ölümden sonra bütün bunların hiç önemi kalmıyor inanın, bizler biraz kaprisleri yutmak zorundayız, sonrasında pişman olmamak için, onlar yaşlandıkça çocuğa dönüyor çünkü.
0
interview with the vampire
(25.12.17)
aynısından bende de var. anne, baba, kardeşler, akrabalar bunlar seçemediğimiz sosyal çevremizdir ama bize verdikleri zarara rağmen yanımızda tutmak bence kendimize yapabileceğimiz en büyük kötülük. insan herkese karşı adil olmalı. nasıl ki bir arkadaşının sana bunları yapmaya hakkı yoksa bir annenin de yok.

anneler kendilerineatfedilen kutsallığı suistimal etmekte çok başarılılardır. sizinki gibi bazıları bunu en üst seviyede sürdürür. bence bu tip bir durumda yapılması gereken ilişkiyi yüksek bir ivmeyle azaltmak. ilk başlarda zorlayıcı oluyor fakat sonra gerçekten insanın hayatından sürekli kafayı meşgul eden ve içini daraltan bu olgu çıkınca neden daha önce yapmadım diyor.

profesyonel bir yardım alsın diyeceğim ama kendisinin çok mükemmel olduğunu kabul ettiği için tedaviyi bile kabul etmeyecektir, keza benimki öyle yaptı.

benim şu an ilişkim minimum seviyede seyrediyor. ne bana dert anlatmasına izin veriyorum ne de sık sık aramasına. sürekli prblem yaşadığım dönemlere göre çok daha rahatım.

kim olursa olsun size zarar vermesine izin vermeyin.
0
sos fistik olsun mu
(25.12.17)
Basiniz sagolsun... Sizin oldugunuz yerden bu sikayetlerim elbet anlamsiz geliyordur...
Annem calisiyor zaten, cevresi de var. Derdi bizimle..
Simdi aradim, 15 dakika ikna konusmasi sonrasi dogumgununu kutlamamiza izin verdi allah razi olsun. Resmen fiziksel olarak yoruldum, kaslarim agriyor...
0
🌸honfleur
(25.12.17)
@sos fistik olsun mu, o zaman da vicdan azabi cekiyorum sanirim. Anne baba ayri olmasi da bu anlamda sorun. Yalniz yasiyor ve artik yaslaniyor, o kadar kopuk olmamiz imkansiz. 20li yaslarimda uzun donemler konusmadigim olmustu.. Simdi yapamam.
0
🌸honfleur
(25.12.17)
@honfleur

o zaman bu böyle sürer bir çaresi yok ne yazık ki.
0
sos fistik olsun mu
(25.12.17)
ya, bence yaslanan anne babayi nasil ele almaliyiz, diye dersler almaliyiz.

bizimkiler de cok degisti: cok ilgi bekliyorlar.

gecmise gelince, hepsini unuttular; yapacak birsey yok.

he, deyip gecmek zorundayiz.

kolayliklar...
0
e haliyle
(25.12.17)
heheh analar ya.. benim annem de tıpkı böyle. hayatı duygu sömürüsü yapmak.

ben 8-9 yaşındayken bir sabah annem beni uyandırmaya gelmiş, ben de itmişim uyku sersemi. "sen beni sevmiyorsun galiba" demiş. "sevmiyorum git" demişim. ama bir yandan manda yavrusu gibi uyuyorum yani. 27 yaşıma geldim, hala en alakasız konuda bile tartıştığımızda "sen zaten beni sevmiyorsun, kendin söylemiştin" der. komikliğine de değil yani ciddi ciddi hala bunu söylüyor. işin yoksa 1 saat "iyi de anne o iş 20 sene önceydi ve onu söylerken uyuyordum" u anlat.

aynısını ben yapınca üste çıkıyor ama. ben lisede ailemden başka şehre geldim okumaya. komikliğine bile olsa bunun duygu sömürüsünü yapmaya çalışsam, "14 yaşında beni bir başıma ellere gönderdiniz" falan desem her şeyi bizim iyiliğimiz ve geleceğimiz için yaptığını ve madem o zamanlarda onlardan uzak yaşamak istemiyorduysam gitmeyebileceğimi falan anlatır. sonra ağlar.

aylardır görüşmüyorduk, geçen gün babamla geldiler İstanbul'a. gelmeden aradı, "müsait değilsen ya da yerin yoksa otel odası tutalım" diyor. neyse yalvar yakar bende kalabileceğini otel tutarsa asla gidip görmeyeceğimi falan anlattım zorla kabul etti kalmayı. ertesi sabah kahvaltıyı toplarken "sen elleme ya ben yaparım" dememe sinirlendi, "sen bizi burada istemiyorsun, ben anladım zaten istemeye istemeye burada kalmamızı söyledin, keşke otelde kalsaydık" dedi.

ay ne yapiim yani kaç yaşında kadın ama bir yanı hep çocuk işte ilgi şımarıklık falan istiyor bence. "hayır anne, aslında biz seni seviyoruz ve yanımızda istiyoruz" u sık sık duymak istiyor, o yüzden böyle yapıyor. biraz şeye bağlıyorum, gerçekten çocukluğunu yaşayamamış, üniversiteye göndermemişler, çok erken yaşta anne olmuş falan. belki ondandır.
0
istanbul kanatlarimin altinda
(25.12.17)
anne ikizler burcumu? benimkine benzer hareketleri var. kesinlikle tatmin olma yok.
0
mikahakkinen
(25.12.17)
@istanbul kanatlarimin altinda, ay bak sizinkini okurken de darlandim:))) iddialiymis sizin anne de. 7 yasindaki cocugun dedigini 27 yasinda basina kakmasi bayagi basari. Karsilastirip carpistiralim bence, bizimkinin de benzer hikayeleri mevcut.
@mikahakkinen, astroloji pek bilmem ama annem oglak burcu, seneler once ekside oglak burcu annesiyle ilgili "cocuk gelisim kitabini cocugun kafasina atar" gibi bir cumle okumustum ve neredeyse inaniyordum burclara falan:))
0
🌸honfleur
(25.12.17)
maalesef ebveynler yaşlandıkça huyu değişiyor, çocuklaşıyorlar. bir şekilde görmezdebn gelmek, idare etmek lazım.
0
caletti
(25.12.17)
KValidem bahsettiğiniz insan tipi. Bir gün önce iyisinizdir, ertesi gün telefon açarsınız - cevap vermez. Merak edersiniz, bir bakarsınız eşinizle konuşmuş, neden torunum aramadı diye bana surat yapmış. Böyle heyheyleri geldiği zaman üzerine düşmüyorum. Eşim şükür biliyor annesini, idare ediyoruz öyle böyle. Tüm olay kendi fedakarlıklarının bilinip görülmesi, takdir edilmesi. 15 senedir evliyim, o fedakarlıklar neymiş, ben göremedim. Eşime yazdığı bir mektup var, senelerce önce, "sen okuldayken de bizim evde kaldın, o yüzden sana hakkım daha fazladır". Bakın bir anne böyle diyebiliyor. O yüzden de büttün çevresinden hizmet, takdir, ilgi alaka bekliyor. Bu da istediği düzeyde olmazsa terör estiriyor.

Temelde mutsuz insanlar bunlar, kendi üzerinize alınmayın. cevabım uzun oldu ama, bugün benim de annemin doğum günü(ydü). Geçen sene kaybettik onu. Allah rahmet eylsein, hakikaten çok çok fedakar biriydi. Deme o ki, anne ne olursa olsun bir tane. Öpün koklayın onu. Yaraları var, sizden değil ama yine de acıtıyor. Öpün sıkı sıkı. Sonra çok özlüyor insan...
0
SiyamkedisiZorro
(25.12.17)
Benim gözlemim acımasız olup süründürmek tarafında. 1 ay 2 ay atarlanıyorlar sonra ellerinden kaçtığınızı görüp panikleyip şartlarınızın yarısını kabul edip çeyreğini uyguluyorlar. (ahahaha sözlerini tutmalarını mı bekliyordunuz, manyak bunların hepsi)

Not: Bunlar sadece yurdum annesinde oluyor sanırdım ama genel olarak balkanlardan ortadoğuya bir problem var.
0
cleric
(25.12.17)
aa bu benim annem! ben ağzımla kuş tutsam annemi memnun ve mutlu edemeyeceğimi ve onun mutluluğunun benim görevim olmadığını kabullenmeye çalışıyorum kendi ruh sağlığım için. tavsiye ederim.
0
pinkpeony
(25.12.17)
(11)

sgk çalışılan günlerin silinmesi sonucu emeklilik iptali hakkında

fazl
Merhaba, büyük sorunumuz oldu, bu konuda hem sizlere bilgi vereceğim hem de yardımlarınızı bekliyorum.Babam 2011 yılından beri sgk'dan emekli, maaş alıyor, annemle birlikte sağlık hizmetlerinden yararlanıyor. Geçenlerde annemin sürekli kullanmak zorunda olduğu ilacı bitiyor hastaneden randevu alıyor
Merhaba, büyük sorunumuz oldu, bu konuda hem sizlere bilgi vereceğim hem de yardımlarınızı bekliyorum.

Babam 2011 yılından beri sgk'dan emekli, maaş alıyor, annemle birlikte sağlık hizmetlerinden yararlanıyor. Geçenlerde annemin sürekli kullanmak zorunda olduğu ilacı bitiyor hastaneden randevu alıyoruz, hastaneye gidiyor ama sigortası gözükmediği için muayene olamıyor. Biz nasıl olur diyoruz araştırıyoruz ki babamın emekliliği iptal edilmiş, maaş kesilmiş, sigorta kapsamından çıktığı için sağlık hizmetlerinden de yararlanamıyorlar.

Durum şu arkadaşlar, yine geçen haftalarda eve tebligat geldi. Babam emekli olabilmek için bir şirkette çalışıyor, sigortası ödeniyordu, 8 ay bu şekilde günlerini tamamladı. Tebligatta bilmem ne sicil numaralı şirketin denetleme sonrası orada çalışılan günlerin silinmesi nedeniyle emekliliğin iptali ve şimdiye kadar aldığı bütün emekli maaşlarının dökümü, toplam 90 000 liraya yakın bir meblağ, 25 000 gibi de faiziyle şimdiye kadar aldığı bütün emekli maaşlarını faiziyle birlikte geri ödemesi gerektiği bildirildi. 115 000 TL borcu ödemek mecburiyetindeyiz.

Şimdi birkaç avukata gittik, bu konuyla ilgili yapılabilecek çok bir şeyin olmadığını söylediler. Tebligat geldikten sonraki 7 günlük süre içinde itirazımızı yaptık, borcun ödenmesi içinde 60 aylık taksit yaptırdık, böylece ilerleyen dönemde eklenen faizlerle borç 130 000 lirayı aştı.

Arkadaşlar benim aklım bir türlü almıyor. Böyle bir durumla nasıl karşılaşabildik. Şimdi bu adamın herhangi bir geliri yok, sen 6 yıl boyunca maaş ver, sonra bunu geri iste nasıl ödenecek bu para. Sadece maaş da değil, sağlık harcamalarını da geri istediler, ilaç paraları vs. Böyle bir durum vardı madem zamanında baksaydın emekli yapmasaydın.

Ek olarak 8 aylık çalışma silindii, 8 ay eğer bir yerde çalışıp sigortası ödenirse tekrar emekli olabileceği söyledi ama bu borç her halde ödenecek. Böyle bir durumla karşılaşan veya bu tarz davalardan anlayan avukat tanıdığı olan varsa yardımcı olabilirse çok sevinirim.
0
fazl
(25.12.17)
Hocam avukattan ziyade ali tezel’e danışsanız. Kendisi bu konunun grandmasterı.
0
kompisko
(25.12.17)
1. babanızın silinen 8 ayı için geçerli bir neden var mı? zaten geçerli bir neden varsa devlet size harcadığı o paranın (maaş + sağlık) tamamını sizden alır. çünkü, ortada haksız bir işlem söz konusu. sizin tarafınızdan bakılınca "emekli etmeseymiş o zaman?" yaklaşımı devlet tarafında "yakaladım mı affetmem, ben devletim" şekline dönüyor.

2. eğer 8 aylık sürenin silinmesinde bir hata veya yanlışlık varsa bu işlemin iptaline dair dava açabilirsiniz. daha sonucuda haklı çıkarsanız. devlet sizden aldıklarını ve dava bitene kadar ödemediklerini faizi ile geri verir.

3. 8 aylık ilave süre calisip emeklilik yeniden hak edilip. emekli maasi aliniz ayni zamanda oradan gelen para borca verilebilir.

kilit nokta silinine 8 aylik sürenin durumu. devlet haklı ise parasını alır. siz haklı iseniz paranız iade olur. avukat değilim o nedenle tam bilemiyorum ama yürütmeyi durdurma istenebilir belki.

not: yazdıklarım, genel devlet işleyişi çerçevesinde bürokrasi kurallarıdır. avukat görüşü yerine geçmez.

geçmiş olsun . kolaylıklar.
0
helenart
(25.12.17)
Tahmin ediyorum ki babanız kalan 8 aylık süreyi doldurmak için gerçek anlamda bir işyerinde maaşlı olarak çalışıp SGK'lı olmadı. Bir yakın/tanıdık vasıtası ile çalışmadığı halde SGK'lı yapıldı.

Maalesef ki bu kanunlarca yasak, tespit edildiği için başınıza gelmiş. Gerçekten üzücü, geçmiş olsun.

Bu işleri bilen cevval bir avukat ile görüşün, zamanında o işyerinde gerçekten çalıştığınızı ispat etmeye çalışın.

Tekrar geçmiş olsun.
0
John Bloor
(25.12.17)
helenart +1, denetlemede ne görmüşler, babanız çalıştı gösterilmiş ama çalışmamış mı? ya da şirketi ilgilendiren yönetimsel bir usulsuzlük mü? anladığım kadarıyla cezayı alan şirket, bu durumda sizin de mağduriyet yaşadığınız bir senaryo üzerinden dava açılabilir. ancak avukatlar neden "yapacak bir şey yok" demiş olabilir diye düşünüyorum, o da aklıma babanızın bu işle direkt alakası olduğunu düşündürtüyor. mümkünse iş hukuku üzerine uzmanlaşmış bir avukatla ya da büroyla konuşmak lazım.

sgk cezalaryıla iç içe olan biri olarak şu düşüncemi belirtmek isterim, sgk bu cezaları keserken çok fazla titiz davranmıyor. babanızın durumuna hakim olmadığım için yanıltıcı bir şey söylemek istemem ama benim tanık olduğum sgk cezalarının illa ki bir notkasında sgk'nın üstünkörü, kontrolsüz ve hatta usulsüz davranışları mevcuttu. yani bu durumda babanız "kesinlikle haksız" görünse bile iyi bir avukatla bu cezanın kesilmesi sürecine ait savunma noktaları bulabilirsiniz. tek sorun çoğu zaman avukatların karşı dava açılacaksa bile önce bu cezanın ödenmesinden yana olması. 130 bin lira hiç de az bir meblağ değil, bu detaylar konuşulur ama kesinlikle vazgeçmeyin.
0
Bruce
(25.12.17)
ilginiz için hepinize çok teşekkür ederim.

@helenart benim orada anlatmak istediğim üzerinden 6 sene geçmesi, yani 1,2 yıl gibi süre sonunda olsa yine toplu olarak ödeyebilirdik ama mal varlığı belli bir insanı 6 sene sonra borçlandırmayı anlamlandıramadım. babam çalışacağı kadar çalışmış zaten yaşlı bir insan, borcu ödeyebilmek için neredeyse bir 10 sene daha çalışması gerekecek.

8 aylık süreyle ilgili durum @John Bloor 'un dediği gibi babam o zamanlar şoför olarak taksicilik yapıyordu, taksiden sigorta yapma durumu yoktu, öyle bir dükkanda çalışıyor gösterdi ama gerçek anlamda orada çalışmıyordu. yasak olduğunu kanuna aykırı olduğunu biliyorum elbette fakat emeklilerin büyük bir çoğunluğu da bu şekilde emekli oluyor. tabi bunlarda bahane değil,haksız bir eylem ama yine dönüp dolaşıp üzerinden 6 sene geçmesi, borcun tutarının çok fazla olması geliyor aklımıza, burda da bir mağduriyet söz konusu değil mi?

borç bildirim belgesinde sebep : denetim raporuna istinaden ... sicil numaralı iş yerinde geçen çalışmaların iptali yazıyor. tam olarak bu kısmı çözemedim zaten bu iş yerinde o zaman çalışmadığına dair denetimi 8 sene sonra nasıl denetliyorlar veya bu iş yeri bu tarz bir sürü insanı sigortalı yaptı yeni mi yakalandı. ceza iş yerine kesildi, bunun sonucunda orda çalışan bütün insanlarda yanmış oldu sanırım.

bu iş yerinde çalıştığına dair maaş bordrosu bulunuyormuş, bunun üzerinden iş mahkemesine dava açıp, orda çalıştığını ispat etmesi mümkün olabilir belki.

@Bruce dediğiniz gibi avukat cezanın ödenmesi yönünde yönlendirdi ve 60 ay taksit yaptırdık aksi durumda icra vs. durumlarına düşersiniz dendi.
0
🌸fazl
(25.12.17)
Üzgünüm ama babanızın yaptığı şey kanunsuz ve başka insanların sıkça yapıp yakalanmıyor oluşu sizin yakalandığınızda ceza yememeniz için bir bahane değil. Tam tersine devlet denetimi sıklaştırıp daha çok ceza vermeli ki uzun vadede bu durum olmasın.

Sosyal güvenlik sistemi özünde açık veren bir sistem, kişi başı emekli maaşı ve sağlık masrafı kişilerden alınan primin çok ötesinde. Bundan dolayı sisteme giren her insan devlete yük aslında. Çalışmadım ama prim verdim ki ben yeterli bir savunma değil. Çalışmayanlar için hukuksuz ötesi olan gss sistemi var, o da emekliliğe sayılmıyor. Kısaca emekli olacaksanız çalışacaksınız diyor devlet.

Not: 8 ay boyunca verilen primler nooldu merak ettim. Borca mı sayıldılar?
0
cleric
(25.12.17)
8 ay sigortali gosterildi babaniz. Banka uzerinden babaniza maasi odendi mi? Oradan maasi elden mi aldim diyecek baban mesela mahkemeye ciksa?
0
ykyt
(25.12.17)
biir babanıızn orada fiili çalışmadığını şikayet etmiş sanırım ? yoksa bunun tespiitni nasıl yapmışlar bilginiz var mı ?
0
oscar
(25.12.17)
@ykyt banka üzerinden maaş ödenmedi, elden aldım diyecektir.

@oscar iş yeri ilgili bir bilgiye sahip değilim ama tahminimce babam ve babam gibilerden belli bir ücret karşılığı iş yerinde sigortalı olarak çalışıyor göstermiş olabilir, yakınlarda dediğiniz gibi iş yerinin şikayet edilmesi üzerine denetime girmiş ve cezalandırılmış bunun sonucunda orada bütün çalışanlarında geçen çalışmaları silinmiş diye tahmin ediyorum. burada sadece babam değildir söz konusu olan, şahsi olarak babamı şikayet etmiş birisi olabileceğini düşünmüyorum, babamın orda çalışmadığını üzerinden bu kadar sene geçtikten sonra tespit edemezler diye düşünüyorum zaten bir üstteki mesajımda bu kısmı çözemediğimi söylemiştim, ceza iş yerine kesildi, sadece babam gibiler değil belki orada gerçekten çalışan insanlar da bu işten nasibini almıştır.
0
🌸fazl
(25.12.17)
avukatın dediği gibi yapacsk bir şey yok gibi. babanız giib yapan onbinlerce insan var şansızlık babanıza denk gelmiş. 8 ay bir tanıdığın yanına işe girecek ama her gün gider olmazsa gelip kontrolde ediyorlar çünkü, bu sürede maaşı alıp bankadan iş yeri sahibine iade edecek ama sigortasını kendi ödeyecek. asgariden gösterilse 650 tl gibi bir masrafı olur. yeni yasalar çıktı verginin yarısını devlet ödüyordu istihdam teşvik için onlara bakın birde.

bir de isteğe bağlı da prim ödeyerek emekli olabiliyorsun onlara da bakın
0
oscar
(25.12.17)
çalıştığınız firmada 1 kişi için bile olsa eğer ki çalışmadığı halde sigortası ödeniyorsa ve tespit edildiyse o dönemde orada çalışan herkesin sigortası iptal ediliyor. itiraz edip o zaman zarfında orada çalıştığını ispatlayabilirseniz belki çözüm olur.
0
naksidil
(25.12.17)
(14)

En yüksek maaş alan kimi tanıyorsunuz?

roket adam
Beyaz yakalı olsun, aylık 10 bin lira üzeri alsın, ne kadar aldığını, sektörünü ve görevini de paylaşalım. Buyrunuz.
Beyaz yakalı olsun, aylık 10 bin lira üzeri alsın, ne kadar aldığını, sektörünü ve görevini de paylaşalım. Buyrunuz.
0
roket adam
(25.12.17)
arkadaşım. bir petrol firmasında genel müdür. en son ayda 50- 60.000 civarı alıyordu şu anda ne alıyor tam bilmiyorum.
0
sta
(25.12.17)
@ms brownstone gorevi nedir?
0
tabudeviren
(25.12.17)
12-15 bin heralde. babamın amcasının oğlu-benim neyim oluyor bilmiyorum tabi- tüpraş ta çalışıyor mevkiyi de bilmiyorum. öyle. :(
0
antik depresan
(25.12.17)
Özel bi şirkette mühendis olan bi tanıdığım 2250 alıyor.

Fakirlik genetik bizde.
0
Kusursuz dostlarin dort ayagi vardir
(25.12.17)
AVM müdürü tanıdık var, 11 bin galiba.
0
i was made for you
(25.12.17)
arkadaşım, 2.kaptan, ~30 000 tl.
0
tukenmez adam
(25.12.17)
Maaşlı çalışan ve maaşını bildiğim tanıdıklarım arasında en yüksek benim sanırım =/
0
shenergy
(25.12.17)
bir bankanın gmy si . 72 bin tl.
0
tosunpasa
(25.12.17)
oha ya paralara bak. benim en yüksek alan tanıdığım babam. yurt disinda dogal gaz firmasinda supervisor calisiyor. 5 bin dolar, o da yeni oldu
0
hayati cozemeyen adam
(25.12.17)
Babamın kuzenleri, koca holdingleri var. En son kaç tane evlerı olduğunu bilmiyorlardı. Aylık aldıkları paranın miktarını da bilmiyorlardır muhtemelen.
0
fraise
(25.12.17)
Aylık 11.000 TL gördüm Teknopark şirketinde bilgisayar mühendisi olarak. Çok daha iyi kazandığını bildiklerim var ama net rakam bilmiyorum.
0
cleric
(25.12.17)
Aylık değil, ama yıl bazında ortalama 1 milyon TL biliyorum. Kendisi broker, hatta daha yeni kerevitas'tan çok yüklü para kazandı.
0
De facto
(25.12.17)
arkadaşımın abisinin arkadaşı. yıllık 600.000 dolar net idi geçen sene. en son akasya akm den ev almıştı. 1.7 milyon tl ye mi ne. 1.3 milyonunu peşin ödemiş, kalanı için kredi çekmiş ve kredi ödemesi aylık 21 bin tl mi neymiş. haftasonu uyandığında aklına esip ailesiyle italya'ya kahvaltı için gidip geliyormuş :)
0
washe
(25.12.17)
çok samimi olmadığım bir arkadaşım uyuşturucu satıcısı, ayda 30 40 bin tl kazanıyor
0
docrivers
(12.01.18)
(2)

Narsist insanlar niçin narsist oluyor ve bunu kabullenip değişime açık

kendi kendine yasayan yavrucak
Olmuyorlar?Evet bu konu üzerine düşünüyorum çünkü annem bir narsist, eskiden yakın olduğum biri böyleydi ve şimdi yine çevremde böyle biri var. Tabii diğerleri ile yeri gelir iletişimi kesersin ama anne ile öyle olmuyor doğal olarak. Bundan ötürü bolca gözlemleme fırsatım oldu. Hiçbiri narsist olduğ
Olmuyorlar?

Evet bu konu üzerine düşünüyorum çünkü annem bir narsist, eskiden yakın olduğum biri böyleydi ve şimdi yine çevremde böyle biri var. Tabii diğerleri ile yeri gelir iletişimi kesersin ama anne ile öyle olmuyor doğal olarak. Bundan ötürü bolca gözlemleme fırsatım oldu. Hiçbiri narsist olduğunu kabul etmiyor (teşhisi doktor koymuş olsa bile ki hepsinin öyleydi) ve değişime kesinlikle açık değiller. Bunu davranışlarına bahane olarak bile kullanmıyorlar çünkü onlar her halükarda mükemmel. Bir sorun varsa sebebi şartlardır, çevredir falan filan.

Psikologumla paylaşıyorum bu gözlemlerimi ve o da bana hak veriyor. Ama niçin böyle olduklarını merak ediyorum bazen cidden. Mesela bir mükemmeliyetçinin sebebini birkaç dakikalık doğru sorularla oluşturulmuş bir sohbette anlarsınız, ya da bir okb'den muzdarip birinin aile geçmişi size çok büyük ipucu verir.

Peki ya narsizm kökeni nedir?
0
kendi kendine yasayan yavrucak
(24.12.17)
Türkçe kaynakları bilmiyorum ama İngilizce okuma yapıyorsanız çok fazla araştırmanın olduğu bir alandan bahsediyorsunuz, bir sürü kaynak bulabilirsiniz rahatlıkla. Ben iki üç tane kitap okudum bu konuyla ilgili, yani daha çok Narsistler ile başa çıkma ve No Contact yöntemini sürdürebilme hakkında. Ama yeterince akademik kaynaklı değillerdi, daha çok tecrübe ile yazılmışlardı, o yüzden tavsiye etme aşırılığına gitmeyeceğim. Uzun lafın kısası, Amazon'u falan araştırın biraz, çok tatmin edici içerikler bulursunuz ve emin olun bir çok sorunuzu cevaplar.

(edit: Narsist ebeveynler veya duygusal olgunluktan yoksun, manipülatif ebeveynlerle büyümek üstüne vs de çok kitap var. Onları da araştırmak iyi olur.)
0
sopiro
(25.12.17)
Çok sevdiğim bir arkadaşımın ciddi bir narsiszm problemi vardı. Karşılıklı sorunlarımızı paylaştığımızda olay hep babasının "prensesini" aşırı şımarık yetiştirmesi çıktı. Zaten babası öldükten sonra kendini toparlaması yıllar aldı ama şimdi çok gelişme kaydetti. Bütün bu süreçte ilaç ve terapi de vardı.
0
cleric
(25.12.17)
(47)

flörtleşirken imla hatasına takılmak

pushing up the daisies
merhabalar, sorum şu, yeni tanıştığım numarasını aldığım bir beyefendi ile mesajlaşırken sürekli imla hatası yapıyor, soru eklerini bitişik yazıyor ve sesli harfleri kullanmıyorsa bi soğuma geliyor. aslında onun dışında sorun yok diyelim, anlaşıyoruz gibi eğleniyoruz birlikte ama imla hatası yapınca
merhabalar, sorum şu, yeni tanıştığım numarasını aldığım bir beyefendi ile mesajlaşırken sürekli imla hatası yapıyor, soru eklerini bitişik yazıyor ve sesli harfleri kullanmıyorsa bi soğuma geliyor. aslında onun dışında sorun yok diyelim, anlaşıyoruz gibi eğleniyoruz birlikte ama imla hatası yapınca böyle ufak tefek değil de göze sokarcasına bundan olmaz diyebiliyorum. abartılı mı tepki, siz ne düşünüyorsunuz bu konuda? misal en son mesajlaştığım kişi istisnasız ‘herkez, gelimmi, evdemisin, istemessen ‘ gibi şeyler yazıyordu. tamam edebiyat öğretmeni gibi yazsın demiyorum da yani :/
0
pushing up the daisies
(24.12.17)
Bende de var aynı durum. Yazım yanlışı görmemle o insandan soğumam bir oluyor.
0
ms brownstone
(24.12.17)
Mi yi birleşik yazmasına soğumam da istemessen iticiymiş
0
hayati cozemeyen adam
(24.12.17)
Çok itici ya. Ben de direkt soğuyorum böyle durumlarda. Bence abartılı değil. Bir de bu tarz tipler genelde pek kültürlü ve iyi eğitimli çıkmıyor gözlemlerime göre.
0
kulagina kupe olsun
(24.12.17)
Bendede oluyor.
0
doxanikee
(24.12.17)
sen de imşa hatası yapmışsın
Bence de önemli hak verdim
Ayrıl
0
benaslindayohum
(24.12.17)
arada beyin kısa devre yapıyor fazla facebook takılmaktan.

zamanla geçebilir, geçmezse türkçe öğretmeninize danışınız.
0
binder dandet
(24.12.17)
-de veya -ki olaylarında sorun yapmıyorum fakat sabrım "herkez" yazana dek.

"ya noldu foton gitti" oluyor ondan sonra.
0
fatih terim akti
(24.12.17)
'gibisinden' saçmalığını kullanmayan herkesle sonsuza kadar iletişim kurabilirim.
0
eksimeksi
(24.12.17)
Bendede var o. yazim yalnisi yapan birisinden direk soguyorum
0
qazwsx
(24.12.17)
yadaha yasım yalnısı yapıyosa o is nasıl olacakki?
0
binder dandet
(24.12.17)
aynen öyle. vatsapta arkadaslarla konusurken türkçenin ırzına geçsem de yeni tanıştığım flortlestiğim birinde direkt soğuma sebebi benim için gayet de haklı bir sebep bence. bir insan görmedim ki böyle yazım hataları yaptığı halde hayata bakış açımız aynı olsun, yok uzun vadede hepsinin başka bir sürü falsosunu görüyorum o yüzden bu olay benim için önemli.
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(24.12.17)
Bunları kabul edebilmem için cook öncesinden kör kütük aşık olmam lazım. Flört aşamasında farkedersem uzaklaşırım.
0
elorelia
(24.12.17)
abartı değil, olması gereken bu bence. tamam anlık mesajlaşma sebebiyle selamı slm, kendine iyi bak cümlesini kib diye kısaltıyoruz ve buna alışıyoruz da, imla kurallarını bilmemek farklı bir mevzu.

bunca yıl kendi diline en basit düzeyde dahi hakim olmayı başaramamış bir şahıstan başka konularda da beklentim olmaz. var ise de anında imha eder önüme bakarım.
0
treamorg
(24.12.17)
lisans mezunu kişi sürekli basit imla hataları yapıyorsa türkçeden habersiz kalitesiz bir bireydir. hadi entelektüel kişiliğe sahip değildir olsun da çok da abartma olmasın. 16 yıllık eğitim ve öğretim boyunca en azından ders kitaplarıyla uğraşırken doğru yazımları hiç mi görmedin diye sormak lazım. kimseden mesaj yazarken en ince detaya kadar dikkat etmesi zaten beklenmez de "istemessen, herkez, bian, bide" vs. nedir?
0
sporty
(24.12.17)
yalnız olmadığımı görmek sevindirdi. hem de karşı cinsten. açıkçası ben de bu tarz insanlardan çok çabuk soğuyorum. nedeni de sanırım bu imla hatalarının birçok şeyi anlatıyor olması. mesela bana göre böyle yazı yazan birisi kitap okumuyordur hiçbir şekilde. bırak kitabı internette 300 kelimeden fazla gördüğü yazıya uzun diyordur. böyle bir insanla açıkçası uzun süreli bir ilişki kurabileceğimi düşünmüyorum ben. (arkadaş olmak da dahil)
0
mr sherlock
(24.12.17)
yazım yanlışı varsa okumuyor, yazmıyordur; bunlar yoksa kısaca karşınızdaki üniversite bitirmesinden bağımsız cahil biridir, küçük bir püf nokta büyük resmin habercisidir. Siz de cahilseniz sorun yok ama değilseniz sıkıntı olası.
0
gezegen olan pluton
(24.12.17)
"Herkez" yazıyorsa bana öyle bir soğuma geliyor ki :) Diğer durumlar belki tolere edilebilir.
0
simderun
(24.12.17)
Bunlar kalitesizlik belirtisi olduğu için soğumanız normal. Haksız değilsiniz.
0
taktikmaktikyokbambambam
(24.12.17)
Katılıyorum. Daha önce “hoşlanmadığınız kelimeler neler” gibi bir soru sorulmuştu; onları kullanan kişileri de itici buluyorum ben. Bir de, hadi öğrenemediniz, eğitim alamadınız da internet kullanan bir insanın bu tarz hatalar yapma bahanesi olamazmış gibi geliyor bana günümüzde. Ortalık “herkes böyle yazılır”, “de eki ayrı yazılır” gibi şeylerle dolu.
Ama sıralama yapmam gerekirse, benim en sinir olduğum şeylerden biri noktalama işaretlerinden önce bir boşluk bırakılması sanırım. Geçenlerde biri uzunca bir cevap yazmıştı ama hep “kedi ,köpek ,tavşan” gibi kullanmış, okuyamadım açıkçası.
0
sopiro
(24.12.17)
çok takılma bence.ha başında bu tür şeylere takıldığını
söylersen mutlaka dikkat edecektir.
0
red hot chili
(24.12.17)
asiri kiyici oldugum meseleler bunlar. imkanlara ragmen daha dikkatli konusmaya ve yazmaya gayret etmeme tavri, sefil bir tavir.
0
e haliyle
(24.12.17)
Ben işe başvuracağım firmanın ilanında bile böyle hatalara dikkat ederdim. Kendim imla tanrısı olmamakla birlikte asgari de olsa dikkat ediyorum. Elin sürçmesi başka, alışkanlık başka. Uyarın. Size nasıl göründüğünü bilirse; sizi de önemsiyorsa daha dikkatli olacaktır. Mükemmelliyetçi de olmayın.

Bazen insanlar şirin veya samimi olmak için de yapıyorlar. O da karşıdaki kişinin yüz yüzeykenki tavırlarını biliyorsanız ona göre değerlendirilmeli. Yılışık birinin internette çok düzgün konuşmasını beklemezsiniz.

Özetle imla, tutarlı, ciddi, detayları atlamayan bir karakterin önemli bir göstergesidir. Hatasız da kul olmaz.
0
idexo
(24.12.17)
ben de takılıyorum, ve yaptığı hatalar bana göre belirleyici duruyor.

Farklı dünyalar durumu olabilir. Takılmadığın durum da olabilir di bu arada, o zaman ortada sevgi olurdu.
0
nucleon
(24.12.17)
Çok itici geliyor bana da. Dikkat etmek lazım. Hele bir de karşında özendiğin, değer verdiğin bir insan varsa daha fazla dikkat etmek lazım.
0
Kusursuz dostlarin dort ayagi vardir
(24.12.17)
biraz kibir.
0
Apocalypse
(24.12.17)
Bence çok normal bu; çünkü bu tür yanlışları yapmakta ısrar edenler bildiğin cahil insanlar. Yazıyla, okumayla işi olmayan kimseler.

Sadece futbol ve kendi yaptığı işler hakkında konuştuğum arkadaşım bunu yapınca hiç garipsemiyorum mesela; çünkü zaten onunla paylaşacaklarım o kadarla sınırlı. Daha ötesi zaten olamaz.

Öte yandan muhabbetim sınırlı 3 5 alanla kısılı kalmamış arkadaşlarım bunu hiç yapmıyor; çünkü bu benim gözümde başka anlamlara da gelen bir işaret. Yani de, da, ki yazma değil mesele. Karşımdakinin vizyonunu, birikmişini falan tartıyor gibi hissediyorum. Zaten kurduğun fıkra kadar bir cümle, gündelik 300 farklı kelimeden fazlasını kullanmıyorsun, bari onu düzgün yaz değil mi? Meh.

Ezcümle; yok anacım yok. Sevgililik, arkadaşlık konularında kralı gelse "Akşam sana gelimmi ;)" yazsa "cnm tşk teyzem sünnet olacakmış gitmem lzm, bb" der gönderirim gibi geliyor.
0
g man
(24.12.17)
aslında abartılı bir tepki ama aynısını ben de yapıyorum.
0
keçeli-kalem
(24.12.17)
bu yüzden Türkçe öğretmeniyle evlendim.
0
legalize marijuana
(24.12.17)
kesinlikle abartılı değil aynı durumu ben de yaşıyorum. bu karşınızdaki kişiyle aynı hassasiyetlere sahip olmadığınızın en iyi göstergelerinden biri bence.
0
rhoda
(24.12.17)
Böyle takıntılar da var iste. :) . eğer hoşuna gitmiyorsa bunu ona soylemelisin bence bize değil. Güzel takıntılar bunlar :)
0
opitseri
(24.12.17)
Bunu ilkokul mezunu ya da eğitimi bir şekilde yarım kalmış biri yapsa, asla yadırgamam ve yargılamam ama üniversite mezunu biri bunu yapınca 'Bu kişi eğitimsiz; kendini geliştirmeye, öğrenmeye önem vermiyor' izlenimi oluşturuyor. Bu da benim için hayattaki önemli yanlardan biri. Hani, bir iki kelimeyi, kalıbı yanlış yazıyordur, öyle öğrenmiştir ve denk gelmemiştir; olur öyle şeyler. TDK bile günü geliyor, hoppidi hoppidi kural değiştiriyor. Bu tarz hatalar çoksa olay sadece yazım yanlışı, dilbilgisi hatası değil, bakış açısı uyumsuzluğu, farklı dünyaların insanı olma gibi görürüm.
0
aychovsky
(24.12.17)
Soğurum.
0
Amaranta ursula
(24.12.17)
Valla kisiye gore degisiyor boyle seyler. Kiz beni imla hatasindan dolayi uyarsa nikahi bassam mi lan diye dusunmeye baslarim sahsen.
0
stavro
(24.12.17)
kime ne anlatabilirsin ki?
0
regardless of what they say
(24.12.17)
verilen cevaplarda da hata var, ironik :)

ben eğer yerine "eyer" yazilmasinda bitmistim...
0
orion
(24.12.17)
tabii ki uzak dur, o ne oyle
0
fragile lady
(24.12.17)
Çok itici oluyor ya öyle insanlar
0
en_birinci
(24.12.17)
bu kadar çok insanın bu konuya eğilmesine sevindim, ben bu soruyu soracak olsam aklımdan kesin "şimdi gramer polisi misin ezik başka bişeye takıl" diyenler gelir diye geçirirdim; şaşırdım cevaplara.

bence abartılı değil buna takılmak ancak bir insanın umrunda olmamasını anlayabilirim. eskiden çok daha katıydım, imla bilmeyen insanı kendi sosyal hayatımda ciddiye bile alamıyordum ama zaman geçtikçe sayıca çok olduklarını gördüm ve "sorun bende galiba" diye düşündüm. bu kadar insan bilemiyorsa temel bir sorun olmalı.

ancak bunu değiştirecek olanlar da bizleriz, daha fazla kişi ilişkide seçim kriteri olarak belirlesin ki insanlar ciddiye almaya başlasın!
0
Bruce
(24.12.17)
her zaman mı böyle? bazen ben mesela yolda yürürken tek elimle yazıyorsam mesajı en yakın harflere basarak yazıp geçiyorum. off şimdi kim gidip öte taraftaki a ya basacak ya da boşluk tuşuna falan diyorum. aceleden oluyor öyle hatalar. mail, mektup yazdır ona bak bakalım dil bilgisi sağlam mı o zaman belli olur :)
0
kedi kovalayan astronot
(24.12.17)
"aslında onun dışında bir sorun yok diyelim"

Bundan daha büyük nasıl bir sorun olabilir?

En az 15 yıl eğitimini aldığı ana dilini düzgün yazamayan birinin bir şeyleri doğru yapmasını nasıl beklersin? Ya da bu adamla neyi konuşup tartışabilirsin?

Hayır efendim, edebiyat öğretmeni gibi yazacak. Yazmıyorsa, kendini geliştirmekten aciz, vasıfsızın tekidir. Üzgünüm.

Neden 4 yıldır yalnız olduğumu açıklamış oldum sanırım.
0
yirmisantim
(25.12.17)
Ben de acayip takılıyorum, kesinlikle haklısın. Edebiyat öğretmeni olmakla alakası yok, karşındakine olan saygınla alakası var. Sorarsın aceleden öyle yazdım derler bi de. Ben oturup insan gibi mesaj yazıyorum aq sen de otur uğraş.
0
roket adam
(25.12.17)
Valla bende de direkt gözümden düşüyor.
0
lcha
(25.12.17)
gerçekden böle yapıorsa bilemiorum altan yaaaani.

mesela, bazı yazımları sanki karşında anlatıyormuş gibi yazmak ister ona bi şey diyemem, sonracıııma, geliiiciiiiim, tamm tarzı kişinin zaten günlük yaşamda ifade ettiği gibi yazması sıkıntı değil o kadar tdk yalamış yutmuş, mükemmel derece türkçe konuştuğum söylenemez ama bu kadar basit şeyleri ne bileyim bazen takıyorum yazmak içimden gelmiyor bazen de aman salla bu yaşa kadar öğrenememiş ben kazıkla çaksam nafile oluyor yukarıdaki ilk cümle örneğini yakın arkadaşım çok sık yapar kal geliyor amaaa :(


neyse ben ne istediğimin farkında değilim sanırım.
0
antik depresan
(25.12.17)
Klavye kazaları, özellikle telefonlarda, kesinlikle sorun değil. Benim de bol bol yaptığım şeyler.

Bir şey/birşey gibi masum olaylar da çok dert değil.

De/da, ki, yanlız, yalnış gibi kullanım hataları bende kırmızı bayrak kaldırır. Karşımdaki insanın beklentilerime uyuşmayacağına dair önemli bir göstergedir.
0
cleric
(25.12.17)
Haklısın, kim olsa soğurdu. Peki bu beyefendiyle konuşurken, anlaşırken, eğlenirken,vs hiç dikkatini çekmedi mi, sadece yazarken mi imla hataları yapıyor?
0
iwasbornonamountainside
(25.12.17)
bunu yapan bana direk varoş geliyor yav açık konuşmak gerekirse. olay mahallinden uzaklaşıyorum.
0
bruceandwayne
(25.12.17)
bende de var bu. deli gibi aşık olsam da imla hatası görünce bir tiksinme geliyor.
0
cezzar dede
(25.12.17)
(5)

Greencard ın kişileri belirlemede bir mantığı var mı?

filipis
Yoksa tamamen şans mı?Mesela kişisel olmasa dahi bir gruptan belirli sayıda gibi bir seçim algıritması var mıdır? Mesela lisans eğitimini tamamlayanlar arasından 150 kişi, ilkokul mezunlarından 270 kişi gibi.Var mı bir mantığı?
Yoksa tamamen şans mı?
Mesela kişisel olmasa dahi bir gruptan belirli sayıda gibi bir seçim algıritması var mıdır? Mesela lisans eğitimini tamamlayanlar arasından 150 kişi, ilkokul mezunlarından 270 kişi gibi.

Var mı bir mantığı?
0
filipis
(21.12.17)
Hayır, tamamen piyango.
0
cakabo
(21.12.17)
yok deniyor ama ben olduğunu düşünüyorum. Araya belli olmasın diye sade örneklerde serpiştiriliyordur.
0
basond
(21.12.17)
Hiçbir bilgim yok lakin şöyle bir fikrim var:

Piyangoyla, kaç adaysa hepsi belirleniyordur, sonra bu adayların hepsi sırayla eldeki verilerle inceleniyordur. Artık hepimizin bir şekilde sanal izleri var internette...

Bu kişi olur, bu olmaz... sonra 'olmaz' dediklerini hem listeden hem havuzdan çıkarıp açılan kontenjanı yeniden bir rastgele seçimle doldurup son 'temiz' aday da belirlenene kadar bunu tekrar ediyorlardır.

Bu olayın arkasındaki sebep: diversity o yüzden piyango, ama elin kgb ajanı bilmemnesine de bile bile vermezler. Mantık beni buraya getirdi.

not: havuzu baştan derinlemesine incelemiyor olabilirler, çünkü çok büyük bir iş yükü oluşur. ancak seçilmişleri derinlemesine araştırmak daha kolay ve ucuz bir yöntem.
0
idexo
(21.12.17)
bugün instagrama kovboy şapkalı suv'li fotoğraf koydum, tesla'dan modern day cowboy'un şarkı sözlerini alta yazdım. umarım mantıklı seçerler. sonra da kendimi california çöllerine vuracağım ve highway 395'te yaylanarak süzüleceğim.
0
rain when i die
(21.12.17)
Seçimin kendisi büyük ihtimalle random. Random olmadığı ortaya çıkarsa bürokrat kellesi gider zira. Ama zaten 50000 kişilik kontenjan için 100000 insan seçip sırayla mülakata çağırıyorlar. Mülakatta rahatlıkla elerler ulusal güvenlik diye. Bir halt da diyemezsin.
0
cleric
(21.12.17)
(2)

orta sınıf korkaklığı

kediyiyenpiskopatfareyimben
her kesin derdi iyi meslek, iyi sıfat, iyi kariyer. ama gelin görün ki bunun peşinde koşarken bir o kadar da tıynetsiz, iradesi insan olunuyor. orta sınıf olmak için vazgeçtiklerinizin farkında mısınız?
her kesin derdi iyi meslek, iyi sıfat, iyi kariyer. ama gelin görün ki bunun peşinde koşarken bir o kadar da tıynetsiz, iradesi insan olunuyor.

orta sınıf olmak için vazgeçtiklerinizin farkında mısınız?
0
kediyiyenpiskopatfareyimben
(20.12.17)
Konfor alanımın ortasına öyle bir oturdum ki kaçamıyorum.
0
cleric
(21.12.17)
çok korkaklaştığını düşünüyorum özellikle "okumuş" insanların
0
🌸kediyiyenpiskopatfareyimben
(22.12.17)
(6)

Evlenmemek

sorunvar
Sevgili yapıp ama ciddi düşünmeyen ve sonrasında yaşı 30 lara gelip evlenemeyen yada evlencek kendine uygun olan biri bulamayan biri sizce başarısız mıdır ? Talihsiz midir ?
Sevgili yapıp ama ciddi düşünmeyen ve sonrasında yaşı 30 lara gelip evlenemeyen yada evlencek kendine uygun olan biri bulamayan biri sizce başarısız mıdır ? Talihsiz midir ?
0
sorunvar
(18.12.17)
Düzgün bir eşi hak etmeyen bekardır. Sevgili bulmada intel core i7 gibi çalışan beyin, en az bir iki aylığına neden evleneceği kadın üzerinde biraz düşünmez ki?
0
1adam
(18.12.17)
biraz ikisi de. cok iyi niyetli olup stabil bir hayat yasamak isteyen ama cesitli nedenlerden dolayi talihsiz olanlar var

bir de maymun gonulluler var allah onlarin evlerine atesler salsin.
0
charlotte blanc
(18.12.17)
Ne talihsizlik ne de başarısızlık olarak görüyorum ben bu durumu. Bir tercih yapmıştır, ileriyi çok düşünmemeyi seçmiştir ve sonucu da bu olmuştur. Sonucu hep böyle olacak diye bir kural da yok, hayatın ne zaman ne getireceği belirsiz. 25 yaşında evlenen herkesin evliliği de mükemmel değil.
0
amelie poulain
(18.12.17)
klasik yüksek beklentili insan durumu.
o beklentilerini acilen düşürmezse evde kalacağı kesin.
0
titiraprap
(18.12.17)
Nalakası var
0
Delay Fuze
(18.12.17)
30 yaş çok abartılıyor, eski nesillerde hayat 25 sonrası bitermiş, bizim 40'a 50'ye kadar yolumuz var. Tek sıkıntı 35 yaş sonrasında kadınlarda hamilelik zorlaşıyor.

Öteki taraftan evlilikte bir bok yok. Sürekli evli arkadaşlarımı gözlemliyorum. Sırf toplumu mutlu etmek için kendilerinden feda ediyorlar.

Not: 32/e/ilelebet bekarspor
0
cleric
(18.12.17)
(8)

Bu ne şimdi ?

titiraprap
! Dikkat ilişkimsi bir durum içerir :Şimdi benim bir arkadaşım var, kadın kişisi. bir erkek kişisiyle hafif flörtümsü durumları var. adamın bir de eski esinden cocugu var. cocuk bundan resim dersi almak istemiş. kızında mali durumu bozuk. gelir olur diye kabul etti. cumartesi pazar toplam 6-7 saatin
! Dikkat ilişkimsi bir durum içerir :

Şimdi benim bir arkadaşım var, kadın kişisi. bir erkek kişisiyle hafif flörtümsü durumları var. adamın bir de eski esinden cocugu var. cocuk bundan resim dersi almak istemiş. kızında mali durumu bozuk. gelir olur diye kabul etti. cumartesi pazar toplam 6-7 saatini falan cocuga harcadı. adam teşekkür edip gitmiş. paradan maradan bahsetmemiş. Gıcık olmuş durumdayız olayı anlamadık.



* tam flört değil, birkaç kere dışarı çıkmışlar.
0
titiraprap
(17.12.17)
Flört ettiği adamdan para mı alacaktı? Etik anlamında söylemiyorum, ben biriyle flört etsem, onunla para meselesine girmem hiç.
0
mor oje
(17.12.17)
Arada flört durumu varken para mevzusu geçmez, hem belki adam yemek, kahve filan ısmarlamayı düşündü sonrası için, tabii 6-7 saat çok uzun süre, sıkılmamış mı arkadaşın ? Bir daha ders teklifi gelirse zamanım yok der geçer gider.
0
elikası
(17.12.17)
Bu insan özel resim dersi veriyorsa para karşılığında, gelen flörtünün çocuğu da olsa kendisi de olsa o ders parası alınır.
Böyle saçma şey mi olur.
Emek var ortada.
Teklif etmemek de nedir?
Çok sinirlendim.
Adam pinti galiba.
6 saat diyelim iki güne bölünce bir günde 3 saat mi bırakmış ders için düşüncesizliğe bak.
Ben olsam görüşmem bir daha.
Bilen birini bulmuşken çocuğun dersini bedavaya getirmiş resmen.

Ya da hatun dışarıdaki buluşmalarda hesaba yanaşmıyorsa o da böyle kurtarmaya çalışmış olabilir yalnız.
0
mutekebbir
(18.12.17)
Flörtten para alınmaz
0
fragile lady
(18.12.17)
Saçmalamayın, ortada emek var hak var.

Burada sorun ders öncesi para meselesinin konuşulup anlaşılmamış olması. Arkadaşın ders sonrası elemanın gönlünden ne koparsa vermesini mi bekliyordu? Eleman otomatikman yakınlaştığı kişinin kendisine karşılıksız iyilik yaptığını varsaymış ki normal. Bu tarz ilişkilerde para konusunu açmak sıkıntılıdır.
0
cleric
(18.12.17)
Flortten bal gibi para alinir. Teklif etmemis olmasi dupeduz ayilik, baska bir sey degil.
0
rusyalı kozmonot
(18.12.17)
sorulması lazım idi açık açık. bir yerde emek ve zaman harcanıyor. isterse yıllanmış sevgilisi olsun, nezaketen sorulması gerekli diye düşünüyorum. adam hödük.
0
bruceandwayne
(18.12.17)
beyler bayanlar kesin söyleyin bak flörtten para alınmıyorsa ben bütün psikologlarla, efenime söyleyeyim bütün bevliyecilerle falan çıkayım. iyi iş lan valla, flört ayağına bedavaya getiririz...

asıl flört ettiğin insana verilir, yani vermek teklif edilir; almak istemezse onun bileceği iş. nasıl bi hödüklük lan bu, ne oldu flört ettin diye üzerine mi aldın.

iş özel ders boyutunda değilse, tek seferlik bir ricaysa iş başka. ama adam demişse "özel ders" diye, o zaman o parayı vermek teklif edilir. bana edilse ben almam mesela, "olur mu yhaa kaz gelicek yerden tavuk esirgenmez :))))))) " derim ama orası başka. tam flört olsun ya da olmasın, anlaşma "ders" üzerineyse adam hödüklük yapmış.
0
Bruce
(18.12.17)
(33)

Evrimli ifşa! (22 kilo şerefine)

apartman teyze
İlk fotoğraf Haziran sonu gibi. 92-93 kilo. Yanındaki bu hafta, 73 kilo. https://i.hizliresim.com/mJmkb4.jpgDiyete Haziran başında 95 kilo ile başlamış idim. 22 kilo adda gitti. Gerçekten eski halimi tanıyamıyor ve o insan olduğuma inanamıyorum. 24 yıl o halde yaşadığım için ara ara kendime kızıyoru
İlk fotoğraf Haziran sonu gibi. 92-93 kilo. Yanındaki bu hafta, 73 kilo.

i.hizliresim.com

Diyete Haziran başında 95 kilo ile başlamış idim. 22 kilo adda gitti. Gerçekten eski halimi tanıyamıyor ve o insan olduğuma inanamıyorum. 24 yıl o halde yaşadığım için ara ara kendime kızıyorum :) geriye 10 kilo kaldı verilecek. Başka bir ifşada da gül yüzümü siz sevenlere ifşarırım, şimdilik beyle olsun asdgjkş

Hayat şimdiden ve epeydir çok güzel, hep daha güzel olacak, hebinizi öberim ponçikler :* <3
0
apartman teyze
(17.12.17)
vuhuuuuu helal
0
fragile lady
(17.12.17)
Tebrik etmeye geldim
0
kablelvuku
(17.12.17)
Çok hoş olmuşsunuz tebrikler.
0
cabiday
(17.12.17)
aferin.
validenin ellerinden öperim. onu ifşa etmeyeydin.
0
benaslindayohum
(17.12.17)
Tebriklerr.(alkış)
0
six packsiz
(17.12.17)
Vay be azmin ifşası bence
0
ismira007
(17.12.17)
Aynen devam, tebrikler! :)
0
md11
(17.12.17)
harikasın, başarılarının devamını diliyor sonraki ifşayı da -10 halinle yaparsın diyorum.
0
hemsta
(17.12.17)
maşallah tü tü tü
0
burya
(17.12.17)
inanamıyorum. inanılmaz güzel olmuşsunuz. tebrik ederim :)
0
straight from the heart
(17.12.17)
Geç oldu yatıyordum ama bravo demeden geçemedim. Zira, yaşayan bilir türünden bir şey bu.

Tekrar tebrikler.
0
skooma
(17.12.17)
Adına sevindim, kutlarım :)
0
vonkhar
(17.12.17)
tebriks.
0
eksimeksi
(17.12.17)
başörtüyü de çıkarmışsın?
0
[GODDARD]
(17.12.17)
Bravooo harika olmuş
0
lion de la Turquie
(17.12.17)
kocaman tebrikler...
0
dilemma of subscribtionability
(17.12.17)
Ne kadar tatlışsın ya maşallah sana. Tebrik ediyorum.
0
ofelia
(17.12.17)
gerçekten iki farklı kişi.
tebrik ederim.
0
dahinnotha
(17.12.17)
Bayıldım! Tebrik ederim :)
0
anneboleyn
(17.12.17)
zayıflayınca gelen özgüvenle saçlar kızıla boyanmasaydı iyiydi.
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(17.12.17)
Sizi yerim <3 sağ olun var olun :))

@benaslındayohum
Ya önce bi kestim de çok saçma oldu. Sonra dedim anam gadın anam neden olmasın aşsljdj berhudar ol :)

@goddard
Ne başörtüsü ayol? Başörtülü olan annem, beni de öyle sandıysan orada saçım siyah olduğu için olabilir? Sonradan kızıla boyadım :) not; ben trollendiğim zaman hiç anlamıyorum espri yaptıysan sori aşslskkdjd

@prolatarier
Beni de böyle kabul edicez artık :(
0
🌸apartman teyze
(17.12.17)
azim dolu bir ifşa
0
sanquis
(17.12.17)
Tebrikler :)
0
cezzar dede
(17.12.17)
hanım hanımcık derler ya öyle birisin :) anneye de maşallah, Allah eksik etmesin.
0
runagain
(17.12.17)
Tebrik ediyorum.

Tembellik etmeyen, yolda olan insanı çok severim. Senin adına da çok sevindim. Emek verip karşılığını görmek kadar büyük motivasyon da yoktur herhalde.
0
idexo
(17.12.17)
çok güzel olmuşsun. allah isteyen herkese aynı şansı, aynı gücü bahşetsin. normal bir insan olmak, hayatın her alanında çok kıymetli.
0
patty duke
(17.12.17)
ooo çok iyi.aynen devam.
0
red hot chili
(17.12.17)
daha iyi olmalısın. daha iyi. devam.
0
MaNOfTheYear
(17.12.17)
Tebrikler, ben de bu ara kilo ile uğraşıyorum çok güzel motivasyon oldu.
0
cleric
(18.12.17)
ya sana kocaman bi maşallah be <3
0
evde liyakat kalmamis
(18.12.17)
tebrikler
0
laranja
(18.12.17)
Anammm!

Tebrikler ve çok helal! Çok sarılasım geldi; ben zayıflamışım kadar sevindim.
0
aychovsky
(18.12.17)
Oooaaaa kuğu gibin olmuşun. congratulations
0
dedim dedim de kime dedim
(18.12.17)
(6)

Türkiyenin savunma sanayiindeki yerli üretimleri hakkında ne düşünüyorsunuz

kutukcu
Sürekli haberleri çıkıyor, yerli silahımız dünyanın en iyi silahı oldu,Yerli kara aracı kirpi dünyanın en güçlü aracı oldu 20 ülke sipariş verdiYerli füzelerimiz düşmana korku vs. vs. Bu haberler gerçekten doğru mu? Eğer böyleyse Türkiye'nin uluslararası arenada sağlam bir yerde olması, yurtdışından
Sürekli haberleri çıkıyor, yerli silahımız dünyanın en iyi silahı oldu,
Yerli kara aracı kirpi dünyanın en güçlü aracı oldu 20 ülke sipariş verdi
Yerli füzelerimiz düşmana korku vs. vs.
Bu haberler gerçekten doğru mu? Eğer böyleyse Türkiye'nin uluslararası arenada sağlam bir yerde olması, yurtdışından silah satın alımlarında polemiklere girilmemesi gerekmez mi?
0
kutukcu
(14.12.17)
biz zaten sağlam bir yerdeyiz. çok kötü bir durumumuz yok.
0
bohr atom modeli
(14.12.17)
twitter.com

Bu adami takip edin, sozluk yazari ayni zamanda. #palavradedektörü altinda bu konulardaki safsatalari duzeltiyor.
0
common of demons
(14.12.17)
öyle çok sağlam bi yerde değiliz aslında savunma sanayi demirbaşları olan aselsan, havelsan, tai, roketsan vs firmalarının genel business modelleri 10 yıl önceki usa veya avrupa know-how'ını satın alıp onu günümüze uyarlamak.
yani ürün satışa çıktığında usa veya avrupa'lının malı son teknoloji 1m$ ise tr'nin ki benzer şeyleri yapan 700k-800k bandında satılıyor. parası olmaya ülkede 'aaa ucuzmuş lan bundan alalım' moduna giriyor veya 4-5 tane alacaksa bir tane garanti usa veya avrupa malı alıp gerisini bizden tamamlıyor.
bugün bizim övündüğümüz aselsan dünya savunma sanayi firmaları sıralamasında 80-90 sıralarında. her ülkeden bi firma girse zaten listeye.. neyse...
0
dedim dedim de kime dedim
(14.12.17)
Haberler abartılı olsa da tamamen yalan değil. Savunma sanayinde bir çok projede %50'nin üzerinde millilik oranı bulunuyor. Evet hala bir çok teknolojiyi transfer ediyoruz, bir çok ekipmanın burada sadece montajı yapılıyor ama sonuçta bu bile bir know-how yaratılmasına yardımcı olutor.

Bu konuda Özden Örnek'in Milgem (Milli Gemi) Öyküsü isimli kitabını herkese tavsiye ederim. Tamamen dışa bağımlı halden, en azından bazı işleri Türkiye'de nasıl yapabildiğimizi anlatan ve bu konuda yaşanan sorunları ve yapılan hainlikleri anlatan güzel bir kitap.
0
kaptan memo
(14.12.17)
Aselsan ve TAI altyüklenicisi olan firmalarda çalıştım ve çalışıyorum. Kendileriyle ve Milli Savunma Bakanlığıyla da bol bol muhattap oldum.

Türkiye baya uzun süredir kendi savunma sanayisini geliştirmek için korkunç paralar döktü ve döktüğümüz para karşılığında aldığımız sonuç "eh" seviyesinde. Eh dememe bakmayın, ülkede hala göçmemiş bir miktar beyin kaldıysa biraz da bu dökülen paralar sayesinde.

İş verimliliği ve iş kalitesi hala sürünüyor. Parçaların ciddi kısmı doğal olarak Çinden Tayvandan geliyor (Gerçi elektonik sektöründe kaçınılmaz) ama ortada ülkesini sevdiği için kalıp çalışan ve bir şeyleri bir araya getiren insan çok.

Not: Tank projesi gibi çoğu pr projesi ağır sıkıntılar içinde. Satış yaptığımız sistemler de genelde fiyat/performans olarak tercih ediliyorlar yurdumda mühendislik ve işçilik ucuz olduğundan.
0
cleric
(14.12.17)
sektörün göbeğinde birisi olarak şunu söyleyebilirim ki, durum gösterildiği kadar parlak değil. alıp tamamen yere vurmak da haksızlık olur ama.

çok fazla çaba ve kaynak harcanıyor. fakat maalesef halen alt teknolojilerine sahip olmadığımız çok fazla konu var. dışa bağımlılık azalmakla birlikte halen çok yüksek seviyede.

en basit örneğini vermek gerekirse, zırh çeliği, zırh aluminyumu, bir çok alaşım ve özel seri hammadde ülkemizde üretilemiyor. zırh üretemeyen bir savunma sanayi ne derece milli olabilir?

belirli ürün gruplarında son üç yıl içerisinde çok ciddi aşama kaydedildi ve gerçekten dünyanın en iyileri ile kafa kafaya sonuçlar veren bazı sistemler hayata geçirilebildi, bunları da görmezden gelmek haksızlık olur.

fakat şunu da itiraf etmek gerekir ki, rüşvetin, yolsuzluğun, haksızlığın, hukuksuzluğun bu kadar döndüğü bir sektör daha yok ülkede. şu anda para buraya akıyor ve o nedenle bütün fareler de yemeğin olduğu yerde dolanıyor.
0
mammoth
(14.12.17)
(12)

bulaşık makinası - tek yaşayan için gerekli mi?

puc
Selamlar,Tek yaşayan bir adamım. Bulaşık makinası alsam mı? Haftada bir ya da iki kez tencere kullandığım sote veya pilav yapabiliyorum. Tezgahın üzerinde bulaşık görmekten de hazzetmiyorum ama bir türlü günlük bulaşık yıkama alışkanlığı edinemedim. Bulaşık makinası ile hem kirliler makinada kalır t
Selamlar,
Tek yaşayan bir adamım. Bulaşık makinası alsam mı? Haftada bir ya da iki kez tencere kullandığım sote veya pilav yapabiliyorum. Tezgahın üzerinde bulaşık görmekten de hazzetmiyorum ama bir türlü günlük bulaşık yıkama alışkanlığı edinemedim. Bulaşık makinası ile hem kirliler makinada kalır tezgah kalabalık görünmez, yıkananları da direk makinadan alırım diye düşünüyorum. Ne diyorsunuz? Makina öneriniz var mı, alırsam neye dikkat edeyim?
Teşekkürler
0
puc
(13.12.17)
makinaya koymadan mutlaka su tutman gerekecek ama yoksa bi hafta içinde çok kurur, kolay temizlenmez. bence yedikçe yıka. tek başına o makina dolmaz.
0
elorelia
(13.12.17)
Evde tek kalan biri için gereksiz.
0
1adam
(13.12.17)
2-3 günde bi dolar zaten merak etme. ayrıca su tutmayı kesinlikle unutma @eloreila'nın dediği gibi
0
hosein
(13.12.17)
makinede biriktirmek pek dogru degil. dolana kadar kuruyacaklar, zor temizlenecek. gunluk yikama aliskanligi edinmek daha kolay.
0
jimicik
(13.12.17)
Ben tek başıma bayağı kullanıyorum. Ama benimki ince uzun küçük bir şey, normal bir makinanın yarısı gibi sanki. Öyle bir şey bulursanız bayağı kolaylık.
0
sopiro
(13.12.17)
tek yaşıyorum. makina gerekli değil. canın sıkılırsa ve bugün yıkamayayım dersen ve bu birkaç güne uzarsa güzel oluyor ama.
0
sutlu nescafe
(13.12.17)
kesinlikle gerekli. tek yaşarken hiç yemek yapmadığım halde çok işime yarıyordu. 10 günde bir çalıştırırdım ama toplam bulaşık yıkama süresini düşünürsen büyük rahatlık. dediğin gibi her gün bulaşk yıkamakla uğraşılmıyor, ama makinaya koymak iş değil ona üşeneceğini sanmıyorum. ayrıca hep tek kalmıyorsun ki, gelen giden de oluyor, bu devirde kimse dağ gibi bulaşık yıkamak istemez. sonra tencereler tavalr küflenir çöp olur.

makinanın su tasarrufu da cabası.

elo +1 su tutup makinaya koyuyordum ben hep, hatta hala öyle yapıyorum çünkü makinanın ömrünü de uzatmış oluyrsun öyle yaparak. üstelik böylece içindekiler hiç koku yapmıyor.

bence ikinci el al ya da birinci el çok pahalı olmayan bir şey. ben vestel kullanıyorum 10 senedir.
0
istanbul kanatlarimin altinda
(13.12.17)
Tek yasiyorum, bulasik makinem olmadan asla yapamazdim.
Her seye ayri tabak kullanan bir insanim. Corba ictigim tabaga ana yemek koymam. Salatami ana yemekle ayni tabaga koymam, illa kase alirim vb.

Bende 45 cmlik bulasik makinalarindan var. haftada 2 rahat yikiyorum. Atiyorum tencereleri de.. oh.
0
kuehles blondes
(13.12.17)
Bence de kesinlikle gerekli. Biz de yıllar önce ''2 kişinin ne bulaşığı olabilir ki'' diye düşünerek ve mutfakta da yer olmadığı için almamıştık ve gerçekten gerekliymiş o makine. sonuçta eve gelen giden oluyor sürekli. Haftada 1-2 yemek yapsan da her gün tabak, bardak, kase vs. kullanıyorsun. Hem elde yıkamak gerçekten zaman kaybı ve üşenir de bulaşıkları azıcık bir şey de olsa biriktirirsen gerçekten eziyet oluyor yıkamak.
0
ms brownstone
(13.12.17)
Alacaksan da iyi bi markanin ucuzundan al gitsin. Kisa programi olsun yeterli. Gerisi fasa fiso.
0
brkylmz
(13.12.17)
Ben de tek yaşadığım sürede bulaşık makinesi alınca rahat ettim. Öncede biriken tabak, çanak 2,5 saat sürüyordu.(Fırın tepsisi, borcamlar, ıvır zıvır plastikler vb.) Tabi zamandan tasarruf sağladı bana. Hem bulaşık makinası gelince fırın, mikrodalga fırın da olduğundan daha fazla yemek yapmaya başladım.(Toprak çömlekte güveç, hiç olmadığı zaman en az 3 çeşit salata ve meze, plastik leğenleri ve plastik kesme tahtalarını da makinaya atıyorum.) Hatta işinin zamanı belli değilse ayarlabilir programlı filan da alabilirsin. Sen istediğin saate ayarlıyorsun. O zamanı gelince başlıyor.
0
ceyhan prensi adana
(14.12.17)
Tek yaşıyorum ve kullanıyorum. Çoğu makinada artık az bulaşık opsiyonu var.
0
cleric
(14.12.17)
(9)

adanadaki cono ablalar niye kamusal alanda sıçıyor ?

sorunvar
http://alkislarlayasiyorum.com/icerik/359000/adanada-otobuse-sican-cono-ablabunlar nasıl bir protest olarak olaya yaklaşiyor ?
alkislarlayasiyorum.com

bunlar nasıl bir protest olarak olaya yaklaşiyor ?
0
sorunvar
(13.12.17)
Çok enteresan bir olay ya.

Acaba hayvanlardaki gibi alan sahiplenme çabası mı var?
0
new day new life
(13.12.17)
Daha önce de duymuştum, az önce Sözlük'ten yine okudum. Birileri bir cono kadını kaçırmış, tecavüz etmek istemişler. İyice bir boğuşmadan sonra kadın bakmış yoruluyor ve karşıdakiler pes etmiyor; eline sıçıp kendi üstüne başına sürmüş, 'Şimdi tecavüz edin yiyorsa' diye. Oda arkadaşım Adana'lıydı, ne kadar doğrudur dediği bilmem ama kamusal alan gibi kavramların conolar için pek bir anlamı olmadığını ve birçoğunun çadırda kaldığını, zaten tuvalet için açık alanı kullandıklarını söylemişti. Doğruluğunu veya nasıl bir orana genellenebildiğini bilmiyorum.
0
aychovsky
(13.12.17)
kamusal alan yoktur, conosal alan vardir.
0
ateistanbul
(13.12.17)
cleric
(13.12.17)
Hayvan olduklari icin.
0
baldur2
(13.12.17)
Malum egitimsiz hayvanlar da sokagin ortasina sicarlar. sicarlar
0
baldur2
(13.12.17)
benim aklıma takılan detay şu: bunlar nasıl istedikleri anda sıçabiliyor? mesela benim sıçasım yoksa spontane bir şekilde sıçmam imkansıza yakın? bence evrimsel bi mevzu.. kendi bölgelerini, hakimiyet kurmak istedikleri alanları işaretlemek için kullanıyor olabilirler??
0
silah taciri
(13.12.17)
Zarar vermek, sinir etmek, karşısındakine kendini kötü hissettirmek, saygısızlığını, tınlamamamazlığını göstermek, pisliğini tartıştığı kişilere temizletip kendince öc almak için.
0
i m cool with that
(13.12.17)
Bunlar Maraş’tan Adana’ya sürülen Adana’dan Mersin’e sonra tekrar Adana’ya gelen 300-400 kişilik bir aşiret. Gasp hırsızlık vs herbiri var. Adam pislik çıktı rıza babadaki pislik bunlar işte. Bazı bazı grup ve örgütlere karşı istihbarat sağlıyorlar diye polis dokanmıyor bunlara diyorlar.
0
insomnia
(13.12.17)
(13)

odtü makine en alt tıp fakültesini 2'ye nasıl katlamış

mete kudur
üniversiteler ve kontenjanları konuşurken; odtü makine mühendisliğinin tıp fakültelerinden hala çok yüksek puanda olduğunu söyledi şimdi arkadaşım, ama ben piyasa dinamiklerinden yola çıkarak bunun pek mümkün olmadığını düşünüyordum.Meğer hakikaten öyleymiş, bunun temel sebepleri neler olabilir ? Pi
üniversiteler ve kontenjanları konuşurken; odtü makine mühendisliğinin tıp fakültelerinden hala çok yüksek puanda olduğunu söyledi şimdi arkadaşım, ama ben piyasa dinamiklerinden yola çıkarak bunun pek mümkün olmadığını düşünüyordum.

Meğer hakikaten öyleymiş, bunun temel sebepleri neler olabilir ?

Piyasayı ve o psikolojiyi bilen kişiler cevaplarsa sevinirim, yani sonuçta ''ee tabii, odtü'' diyecek arkadaşlara da birşey yapmıyoruz ama yine de aklınızla 3.parti ortamlarda dalga geçilmesine ön ayak olmak istemem.
0
mete kudur
(11.12.17)
“Ee tabii, odtu”

Tanidigim tum odtu makinacilar istedikleri alanda istedikleri sekilde kariyer yapabildi. Benim tanidiklarimin icinde akademide devam edenler alanlarinda sayili universiteleri hic zorlanmadan takir takir kazandi, okudu, tez calismalarinda oduller alip prestijli yayinlarla mezun oldu. Simdi cogu staj icin ozellikle odtu makina ogrencisi/mezunu tercih ediyor. Harika bir bag var donemleri arasinda. Idealizm de eklenince tum bunlarin ustune supersonik insanlar cikiyor bolumden.

Tanidigim tipcilara bakiyorum da istedigi alanda istedigi sekilde kariyer yapan gorece az. Yurtdisinda kariyer kovalayanlar hala sinavlar ve genelde avrupa tercih ettiklerinden dil ogrenimi icin calisiyor. En az alti yillik egitimin verdigi yorgunluk da var. Elbette memnunlar durumlarindan ama bir odtu makina degil mezun olduklari yer :p
0
lamira
(11.12.17)
Şimdi öncelikle ön elemeyi geçemediniz, onda bi' anlaşalım da; ''adam geldi, tanıdığım odtü makinacı bütün kişiler istediği alanda kariyer dedi hahahahah'' diye atıp tutacağız arkanızdan.

Onun haricinde, ya ikimizin sosyo-kültürel çevresi çok farklı; ya da benim odtü ve itüden mezun olup da bu mesleği icra ettiklerine şahitlik ettiklerim çok andaval insanlar.

Benim çevrem hakikaten başarısız insanlardan mı oluşuyor acaba, neyse.


Daha spesifik örneklerle gelmek lazım, yani; bütün odtü makinacılar denilirse eğer ben o yaklaşımı çat diye bozabiliyorum. istanbulda poposu ayazda donan kontrol ve uygulama mühendisleri var, antep de yapı imalatında gece 2 vardiyasında ayazda poşet kontrolü yapan var, ankarada proje ofisinde tatmin etmeyen ücretler alan var arabistandan dönüp de aynı iş görüşmesinde karşılaştığımız benden yaşça da büyük ülkede iş arayan adam var(eşi de varmış yine aynı durumda) ya da bizim tanıdığın ofisinde otogaz projesi çizen adam var. bunlar odtü ve itü mezunu insanlar, hatta bu tüpgazcılarla da yakında bi' tübitak projesi üzerine görüşmem gerekecek, onlara da bi' sorayım bu tıp durumunu.(ülkede tıp bitmiş şaka gibi)

Tıpçı yakın tanıdığım ise yok, zaten soruyu sorma noktam burada koptu. şimdi biz bu konuyu mühendis bir arkadaşla konuşmuştuk ve şöyleki onun tıpçı tanıdıkları var; 10k ücret bandını en kötüsü çok rahat aşıyor diyor. abisinin bir arkadaşı varmış okuldan -ki abisi 36 yaşında- 35 bin lira alıyormuş, biz eskiden manitaya gül alırken mesela kız 19 yaşındaysa 19 tane gül alır afili bi' not yazardık, bunun da patronu her yıla bin lira lan demiş diye eğlendik filan.

bunun eşi de doktormuş, yılda 1 taşınmaz alırlar diye de güldük.

Şimdi biz sohbete çalışma şartları ve maddi imkanlar açısından yaklaştığımız için, bu konuda tıp bize çok avantajlı gelmişti, hatta ve hatta biz köylü kafasıyla sohbete şöyle başlamıştık, ''abi bugün en baba mühendis kaç para alıyor ?'' sorusuna refleksle. çünkü o sohbetin öncesinde biz neden üniversite okuduk ömer koç neden okuduya kadar gittiğimiz için, meselede mesleki haz ya da kişisel tatmin olarak değil de, çevresel yaklaşımlar üzerinden ilerliyorduk. Ne boş insanlarız bu arada. neyse

bu yüzden bahsini ettiğin istedikleri alanda kariyer ne mesela, n'aptı bu arkadaşlar? aselsan bunlardan geçilmiyor, maaşları ve şartları ortada, tai'nin ortada havelsanın ortada. Ankaraya dair özelleri de konuşabiliriz zaten onlar bağırırcasına ortada.

bu dünyagöz hastahanesi var, ne kadar doğru yanlış bilmem de duyum bu anlatacağım; oradaki bi' göz cerrahının aylığı 100bine dayanıyormuş. ki bu eğer doğruysa( bu olmasa bile yukarıda anlattığım 35bin net doğru kesin bilgi ) -ki alalaede bir hastahanede doktor bunlar. benim maaşlı çalışıp da aylık 100k gelire sahip tanıdığım 1tane mühendis yok.

hatta tahmin ediyoruz şimdi, mesela türkiyede ki bi' kaç büyük projede üst kadroya bakıyoruz ve nacizane(uluslararası firmalar değil) diyoruz ki alsın alsın 30 alsın bu adamda. 40 alsın hadi -ki almıyordur. evini barkını altındaki arabayı biliyoruz adamların. bu opetin bi' yöneticisi vardı o adam hakkında mesela söylenti vardı ''35bin alıyormuş'' deniliyordu, yani 35 bin büyük bir rakam, adam yaşlı başlı bi' adam baya bi' zaman geçirmen gerekiyor sektörde.


haa tabi şimdi aklıma geldi, geçende benim kuzenim dedi; katarda sizin maaşlar 11bin dolardan başlıyor diye, onun komşusunun kızı gitmiş, bana sen neden gitmiyorsun dilin gelişir dedi; kalbini kırmak istemediğim için birşey demedim. dolar olmuş 4 lira, 11bin dolardan başlıyor diyor.

Lan ben yurtdışındaki ilanlara bakıyorum, adamlar beklenen ücreti ''10bin tl ve üstü'' kısmına kadar listeliyorlar. başlangıç diyor ücreti diyor 11bin dolar diyor.

Yani ya bizim ufkumuz ve çevremiz burada da yetersiz kaldı yine -vay arkadaş- ya da bi' değişik aksiyon var, illerin getirisi de olabilir diye biz düşünüyorduk ki sen dedin odtü makinacılar istedikleri şekilde kariyer sahibi.

Şu hava aydınlansın 1 tanesi istanbulda metro hattı zımbırtısında çalışıyor onu arayıp fırçalayacağım. Bütün beceriksizler benim çevremde mi toplanmış, bu nedir böyle.

edit: aklıma geldi, hatta neden tıp okumadık diye bi' sohbet anında ''biz köyde statü farkını anlayamadık doktorun çocuğu da aynı yerden gocuk alıyordu bizde aynı yerden gocuk alıyorduk'' diye bahsi geçti. yine bu sefer başka bi' köyde :) ''mimarlar aşağıda aç, sen de öğremen ol'' sözleri havada uçuşuyordu. tek çare tıp mış diye konuşuyorduk, hatta bi' ara sohbet 1.bölümden alan bu fizyoterapist mi ne var onun mezunu adam diyorki ben 2009 da 2600le girdim şimdikiler 2000 le giriyor. tıp öyle mi, beraber çay içtiğimiz bi' aile hekimi vardı, bu aile hekimliği için tus mus gerekmiyormuş, ücreti de kişi sayısı görev yaptığın konum gibi bazı şeylere bağlıymış, ona bağlı olarak 10bin alıyordu bu doktor arkadaşımız-bizden 2,3 yaş büyük. fotoğraf çekip geziyormuş :)

şimdi ben tecrübesiz mühendise 10bin veren bir yere ne şahit oldum ne de duydum. şu bizim katardaki 11bin dolar alan kuzenin komşusunun kızını saymazsak, o kızı da tr'de bi' denk getireceğim aklıma iyi geldi şimdi.
0
🌸mete kudur
(11.12.17)
Yurdumda uzun yıllardır devam eden bir mühendis fetişi var. Olacak olmayacak herkesi mühendis yapıyoruz, puanlar fırlıyor haliyle talepten. Öteki taraftan son geldiğimiz noktada tıp yazan çocuğun ensesinde tokadı patlatırım. Tıp bitti, köşeleri tutan yaşlı doktorlar bir süre daha iyi kazanmaya devam edecek ama yeni doktorlar hem sürünecek hem de hakettikleri parayı alamayacaklar.
0
cleric
(11.12.17)
tıp doktor olma arzusu olmayanların tercih ettiği bir bölüm değil genel olarak, hayali-amacı doktor olmak olan biri "anadolunun bağrı da olsa tıp okuycam" diyor genelde. ancak mühendislikte böyle bir idealizm durumu yok. sayısalcı bir öğrenci yüksek puan yaptıysa puanına yakın bir mühendisliği okumak ister ancak şehir-üniversite de önem kazanır. haliyle yüksek puanlı bir öğrencinin hedefi "en iyi okullar" oluyor, bu noktada da 2-3 seçenek kalıyor önünde. ya mühendislik dalını tercih edip bi tık aşağıyı seçicek ya da üst seviye okulu seçip dala pek bakmayacak. bu sebepten üst seviye okulların puanı uçmuş oluyor, zaten genel olarak "mühendislik" seçecek öğrenci sayısı daha fazla olduğu için rekabet de artıyor.
0
Bruce
(11.12.17)
aslında sorunun cevabı gerçekten "e tabii, odtü" ama açmak gerekiyor.

şöyle ki, öss taban puanını belirleyen kitle 17 yaşındaki bebeler olsa da, bu kişileri yönlendiren de bölümlerin uzun vadedeki başarısı, istikrarı, mezunlarının konumu gibi şeyler. genetik mühendisliği gibi bölümler saman alevi gibi parlayıp fos çıktıktan sonra puanları düşüyor. odtü makina gibi bölümler ise bu itibarını, kişiye verdiği kaliteli eğitimi, etiketi koruduğu sürece böyle bir risk yok.

insanların mutsuz, vizyonsuz olması da biraz puanın yüksekliğinden kaynaklanıyor. ne istediğini, ne olacağını bilerek bölüme giren adamın yanında "ya şurada tıp olmadı, burada elektronik olmadı bari odtü makinaya gireyim" adamları da var. bu kendileri ve bölüm için vizyon açısından şanssızlık olsa da, bir yandan da bölümün verdiği güvenin, etiketin kalitesinin işareti. böyle düşük motivasyonla gelen adam zaten bölümün zorluğundan da etkilenerek boşvermişliğe sürüklenebiliyor. eh, ne istediğini bilmeyen adamlara bir şey istetmek de odtü makinanın sorumluluğu değil.

bölümün eğitim kapsamı çok ağır, geniş olduğu için eleştiriliyor zaman zaman. unutulan nokta yine bölümün makina mühendisliği olduğu, bölümün kimseyi kontrolde, kompozitte, üretimde, termodinamikte, akışkanda uzmanlaştırma gibi bir iddiası, sorumluluğu yok. bunu isteyen kişi zaten teknik seçmelilerle ve lisansüstüyle istediğinden de fazlasını elde ediyor.

ben mesela, nickimden de bellidir, "foymuya biye gidicem odtü makinaya giyeyim" diye girdim. keko bir kız arkadaş mallığım yüzünden o hedefi daha lisanstayken neredeyse imkansız hale getirdim. bu yüzden etrafta "yaa adamlar f1e gidecem diye giriyo hidromekte buluyo kendini bu bölümün puanı nasıl yüksek olur" diye dolaşıyor muyum? dolaşmıyorum çünkü bunun bölümle alakası yok. mclaren'de aerodinamikte çalışan odtü makina mezunu olduğunu bilmesem, benden 1 yıl sonra mezun olan arkadaşım motogp'de çalışmasa kişisel vizyonuma bağlı olarak dolaşabilirdim. savunma sanayii işi de en yüksek maaşı onlar veriyor, çoğu kişi oraya gidiyor diye bir trend halinde. insanlar şehrini değiştirmeden, zaten en az 5 yılı ankarada geçirmiş oluyorlar, çok da zorlanmadan geçinip gidiyorlar. kişisel kararlar yine, bölüm kimseyi havelsana mecbur bırakmıyor. ben ne mi yapıyorum? hayatımın 1/3ten fazlasını odtü makinada geçirdikten sonra değişiklik isteyip yurtdışında doktoraya başladım tekrar. bulunduğum yer makina mühendisliğiyle son derece alakasız bir yer olmasına rağmen odtü makinada öğrendiklerim sayesinde yaptığım projeyi herhangi bir ek ders alma gereği duymadan rahat rahat sürdürüyorum.

bunun dışında mezunlarla ilgili örnekler için seçilen örnekler de örneği seçen kişinin içinde bulunduğu ruh halini, mental ortamı temsil ediyor gibi geliyor bana. özellikle akılla dalga geçilen 3. parti ortamlar nedense bana süper kompleksli bireylerden oluşuyor gibi geldi. yoksa odtü makinanın aman tadımız kaçmasın, kimse dalga geçmesin bizle diye bir problemi yok. bölümün sağlam kadrosu, geniş ve yeterince derin içeriği sürdükçe mezunları kişisel tercihlerine bağlı olarak istediklerini yapmaya devam edecek. bu da bölümün itibarını, dolayısıyla gelen öğrencilerin puanlarını yüksek tutacak.
0
ron dennis
(11.12.17)
''eee tabi odtü, harika onlar diyen için yaptığım küçük bir araştırma entryim var.

(bkz: #72188288)

keşke burada 1 aydan eski mesajlar silinmeseydi de odtü makine mezunu bir abiyi hatırlayıp biraz daha konuşabilseydim.
0
blue eyes white dragon
(11.12.17)
Türkiye'de en afili şirketlerde bile müdür koltuğunu tuttuğunuzda bile 25 bin tl brüt civarında takılıp kalıyorsunuz.TIP'ta daha çok kazanacağınız kesin ama soru şu: Bu kadar çalışmaya, ömrümü mesleğime adamaya hazır mıyım ? Mühendislik seçtiğinizde en zor üniversitede bile belirli bir zorluğu olsa bile bitiriyorsunuz sonrasında yoğunluk olarak kabul edilebilir mi iş-özel hayat dengesiyle hayata atılıyorsunuz ama TIP okuduğunuzda aynı zamanda mesleğinizle de evlenmek durumunda kalıyorsunuz.Bence insanların TIP yazarken temel korkusu bu.

Ben İTÜ mezunu bir mühendisim hep güzel yerlerde de çalıştım ama ileride çocuğumu Tıbbiye'ye yönlendirmeyi planlıyorum çünkü Türkiye'de montaj sanayii dışında gerçek bir sanayi yok.Sanayi olmayan yerde de Mühendislik olmaz
0
turkuaz
(11.12.17)
tıplar daha yüksek aslında. şırnak'ta vs okursandır anca o puanlar. o da bölümdeen değil şehirden.
0
danton
(11.12.17)
Tercih sırası tam bir felaket bence, sıralamaya göre meslek seçimi yapılması arkadaşların da söylediği gibi tam bir fiyasko. Meslek seçildikten sonra sıralamaya göre tercih yapılır.

Bende Yıldız mezunu bir mühendis olarak, çevremde aslında tıp eczacılık isteyip de puanı tutmadığı halde itü yada yildizda mühendis olmaya gelen arkadaşlarım vardı. Bu insanların maalesef başarılı olmasını bekleyemiyorum.

Aynı şekilde aslında mühendis olmak isteyip de aile yada rehber öğretmen ısrarı ile işte bu puan boşa gitmesin diye tıp eczacılık okuyan arkadaşlardan da maalesef pek umutlu değilim.

Bana rapor yazan doktorun, mühendis olduğumu öğrenince ben de mühendis olmak istemiştim demesi gözümün önünden gitmez. Bu adam nasıl başarılı olabilir ki şimdi?

Paraya gelince, Türkiye'de mühendislik içim üniversite bir etiket ODTÜ ile Gazi Üniversitesi aynı değil tabii ki. Ama tip fakültesi mezunu için hicbisi farketmiyor bana göre, idealist olmadıktan sonra 15bindeki tip da 300deki tıp aynı değerlendiriliyor bana göre
0
vhs kaseti
(11.12.17)
@danton, tabi aynı ildeki ezici çoğunlukla mühendislikten yüksek o konuda haklısınız ancak bizim beklentimiz hakkaride varsa tıp onun da herhangi bir mühendislik alanından yüksek puan ortalamasına sahip olmasıydı.

Ve zaten halihazırda en yüksek ve en alt puanlamaları değil de puan ortalamalarını merak edip konuşuyoruz.

@cleric seninle de aynı fikirde değilim pek, yani bütün meslekler bitti tıp da elbette bundan nasibini fazlasıyla almıştır, ama eskiden tıp'ın rakibi hukukmuş diyorlardı, şimdi hukukunun durumu ortada mesela. Öğretmenler atanamıyor, iibf mezunları bir işte tutunabilmek için birbirlerini kılıçtan geçiriyorlar. fen/edebiyat filan bunları hiç saymıyorum zaten; malumunuzdur.

@ron dennis naçizane tavsiyem boş zamanlarınızda biraz paragraf çalışmalısınız, okuduğunu tam anlama konusunda ufak tefek eksiklikler hatalar var.

yine elde kalanlarda, özellikle fukara anadolu halkı için bi' tıp bir de mühendislik kalıyor. onda da mühendislik için artık tepe okullar ve tepe bölümler. çünkü piyasa bu mühendislik dallarına da çok doymuş, yakında onlarda birbir bu konuda önlemlerini almaya başlarlar. keza kontenjanları ve okul fırsatlarını mesnetsiz arttırdıkları için; eğitim durumu da yerlerde, hadi eğitim durumu kötü olsun önemli değil iyi bir ölçme sistemi ile yeterliliğe öyle ya da böyle kendi çabasıyla ulaşamayanları da sistemden çıkartma diyeceğim o da yok, aynı dersi 2 farklı okulda bambaşka şekilde bitirebilen insanlar var. Yani tıp ne olursa olsun, ''ben daha ölmedim'' diyebilecek 2 tutar daldan en güçlü olanı gibi görüyorum ben.

üç aşağı beş yukarı genel fikirler ortada, şu da ilginç hakikaten davranışsal yaklaşım da ölçülebilir bir şeymiş, çünkü beklentiye uygun gerçekleşiyor refleksler genelde.
eskiden meslek kısmında toplumsal olayları yönlendirme gibi şeyler gördükçe şaşırırdık şaşırmamalıymışız.
Cevaplar için bütün yanıtlayanlara tek tek teşekkür ederim. Genel olarak fikir edinmemize yardımcı oldu. iyi eğlenceler.

edit: @cleric şimdi tekrar aklıma geldi; ben öğrenciyken ankara siyasal diye bi' efsane vardı; oradan mezun arkadaşlarımız şimdi ofislerde 1800 liraya kosgeb'e proje yazarak hayatlarını sürdürüyorlar(sürdürenler var diyelim-daha doğru bir yaklaşım olsun). Yani tıp da bazı şeylerini kaybetmiştir elbette ama, bu ankara siyasal benim hatırladığım kadarıyla demirden leblebiydi.
0
🌸mete kudur
(11.12.17)
Sanirim benim cevrem genelde basarili kabul edilebilecek kisilerden olusuyor :) Saka bir yana, odtü makina mezunu arkadaslarimi simdi stalk'ladim da su pozisyondalar: bir ohio state graduate researcher, bir stanford postdoc, bir ucsd postdoc, bir tu dortmund phd student, ikisi dresden'de endustriyel pozisyonda, bir de roketsan. Bunlarin istedikleri kariyeri sectiklerini dusunerek yorum yapmistim, hala gecerli ilk cevabimda soylediklerim.

Tip mezunlarindan sadece iki tanesi akademik arastirma icinde, ikisi de phd yapiyor amerika'da. Diger tanidiklarim (hacettepe, ankara, cerrahpasa ve ege mezunlari) ya uzmanliklari ya da uzmanlik sinavini kazanmak icin calisiyorlar.

Her sey maddi kazanc degil bence. Universite sinavina hazirlanirken ortaokulda ve lisede tubitak olimpiyatcisi olmamim da etkisiyle hep arastirmaya yonelik alanlar oldu hedefim. Tercihlerimi yaparken neden hacettepe tip yazmadigim defalarca soruldu, defalarca aciklama yapmak zorunda kaldim tip doktoru olmanin hedefim olmadigina dair. Iyi ki secmemisim diyemem su anki pozisyonuma baktigimda ama secimlerimden mutlu oldugumu soyleyebilirim :) Bir hekimden daha az kazaniyorum ama istedigim isi istedigim sekilde yapiyorum ve hayattan aldigim zevki hicbir maddi kazanc bana veremezdi.

Kisaca, aslinda demek istedigim, bir kisinin hedefi makina muhendisligi ise odtü makina secebilecegi en iyi okullardan birisi turkiye icinde. Kontenjani su anda kac bilmiyorum ama 50 diye kabul edersek turkiye'de makina muhanedisligi okumak isteyen ilk 100 kisinin odtü makina'ya girebilecegini de soyleyebiliriz. Bahsi gecen tip fakulteleri muhtemelen artik 2000 kontenjandan sonra sira gelen okullar oldugu icin boyle bir sonuc dogmus olabilir.
0
lamira
(11.12.17)
ya biraz oldu ama benim odtü makine ve diğer mühendisliklere yerleşen arkadaşlarımdaki mantık şu şekildeydi,
hacı ilkokul, ortaokul, lise ankara'daydı.
üni de ankara'da olsun. nereye gidicez? odtü. o zaman yaz baştan aşağıya tüm bölümleri.
yani en azından benim arkadaşlarımın özellikle makine diye bir tercihi yoktu. o puan diliminde veterinerlik olsa onu da yazarlardı. adam zaten ankara gibi yerde güzel imkanlarda okumuş iyi puan yapmış. odtü'de o puan diliminde kaç bölüm varsa sıralıyordu hepsini.
0
dedim dedim de kime dedim
(11.12.17)
Her mesleğin bir dip maaşı var. Evet Tıp doktorlarının dip maaşı bir ODTÜ makine mezunundan yüksektir ama tıp zaten herkesin isteyebileceği bir branş değil ki.
ODTÜ'lü olmanın bir anhtar durumu var, ama onu kişisel özelliklerinizle beslemediğiniz müddetçe piyasada ederiniz olmaz. Ederi olmayan kişisel özelliklerdir bu arada, mezun olunan okul değil.
Aynı şey Boğaziçi mezunu için de geçerli. BOUN Bilgisayar mühendisliği (hakikaten bilmiyorum) Hacettepe Tıp arasındaki puan durumu nedir? Bir kişi sırf puanı daha yüksek diye tıp isterken mühendisliği, mühendislik isterken tıbbı yazabilir mi?
Son olarak özetleyeyim; içini kişisel özelliklerinizle doldurabildiğiniz müddetçe "ismi olan" okuldan mezun olmak piyasada her zaman daha fazla tutar.
0
SiyamkedisiZorro
(11.12.17)
(4)

bitcoin'in geleceği ne olacak

binder dandet
Çok fazla spekülasyondan dolayı ben patlayacak diyorum (balinalar-wall street vb)Azıcık bi param var şeytan dürttü bi önce yatır yiğenim hepsini diye, sonra bi sarstım kendimi napıyorsun yahu dedim.Sizin düşüncenize göre bitcoin ne olacak?
Çok fazla spekülasyondan dolayı ben patlayacak diyorum (balinalar-wall street vb)

Azıcık bi param var şeytan dürttü bi önce yatır yiğenim hepsini diye, sonra bi sarstım kendimi napıyorsun yahu dedim.

Sizin düşüncenize göre bitcoin ne olacak?
0
binder dandet
(11.12.17)
patlamak mı ?

18 aralıkta CME de işlem görmeye başlıyor.
0
orpheus
(11.12.17)
@orpheus,

Bitcoin'in şlem göreceği piyasa (CME Futures) bir TÜREV piyasası, dolayısıyla gerçek Bitcoin alış-satışı yapılmayacak, yalnızca işlem görmesi için kontratın başlangıç tarihinde fiyatı baz alınarak işleme başlanacak diye biliyorum. Yani bu işlemler "sentetik" olarak yapılacak, CME'de işlem yapan kişiler yerine hiçbir zaman gerçek Bitcoin alınıp satılmayacak. Şimdiye dek "BTC artık daha da tanınıyor, denetlenen bir borsada işlem görecek" diye olumlu etki yapmış olsa da işlemler başladıktan sonra fiyata etkisi olmaz diye düşünüyorum çünkü herhangi bir BTC borsasında (Binance, Bittrex, BTCTurk gibi) işlem görmeyecek, işlemlerin tamamı CME'de, alıcı ile satıcının karşılaşması sonucu gerçekleşecek.

@binder dandet,

Konuya yorumum yok.

Yatırım tavsiyesi değildir.
0
hayirsiz
(11.12.17)
Sözlükte patlayacak dediğimde ana avrat küfür yiyorum, sustum artık ne haliniz varsa görün.

Bitcoin bir değişim aracıydı, insanlar onunla pizza sipariş edecekti felan güzel hayallerdi. Şu anki durumla şişmiş bir yatırım aracı. Balonu patlasa bile 0'a inmez gerçi de şu an bilen bilmeyen herkes evi arabayı satıp "yılboşuna yözbön olocuk" diye bağırdığına göre çok da uzakta değiliz. Sadece talebe göre arz o kadar az ki balon baya uzun süre ertelenebilir.
0
cleric
(11.12.17)
ekşiciler patlayacak geyiği yapıyorsa böbreği sat al.
0
khiron
(11.12.17)
(8)

kızların göğsünü koluma değdirmesi normal mi?

konskenkova
bazen sanki istemlice yapıyorlarmış gibi geliyor. kolumu çekmiyorum hala aynı konumda bastırıyor. kızlar dönem dönem hallenir mi? bu da bu hallenmenin sonucu mudur?
bazen sanki istemlice yapıyorlarmış gibi geliyor. kolumu çekmiyorum hala aynı konumda bastırıyor. kızlar dönem dönem hallenir mi? bu da bu hallenmenin sonucu mudur?
0
konskenkova
(08.12.17)
Evet, erkek kolu bulamayinca duvara surtuyorlar hatta.
0
crown
(08.12.17)
Bana otobüste oldu birkaç kez. Bir de bir kadın kollarıma, sırtıma ellerini koya koya arkaya doğru ilerlemişti bir keresinde. Abla işin bittiyse biz inelim diyecektim de demedim.
0
dissendium
(08.12.17)
Destekli sütyen giyiyorsa hissetmeyedebilit. Sanmıyorum cidden
0
fasulyek
(08.12.17)
tahrik oluyorlar olm. sen de onun memesine elle. aslında onlar da istiyor.
0
nickini degistiren yazar
(08.12.17)
İlgi belirtisi olduğunu sanmıyorum. Daha çok bakışlar, gülüş vs... daha önemli ilgiyi anlamada.
0
cleric
(08.12.17)
Tam tersini dusunuyorum erkek yapsa buyuk sapiklik olur.
0
i m sick tired
(08.12.17)
göğüs istemsizce ama gövde olarak fazla yaklaşıyorlar gibime geliyor bazıları.dolaylı yoldan normal değil gel ağzıma gir
0
birdposing
(08.12.17)
metrobüste otobüste vs normal sıkışık alanda oluyorsa normal ama boş alan varken yapan varsa halleniyordur.
0
follow rivers
(09.12.17)
(28)

Erkeklere soruyorum

i m cool with that
Kadınlarda en çok hangi renk ojeden hoşlanıyorsunuz?
Kadınlarda en çok hangi renk ojeden hoşlanıyorsunuz?
0
i m cool with that
(08.12.17)
Siyah.
0
shenergy
(08.12.17)
siyah+1
kırmızı, mor
0
mind mischief
(08.12.17)
mavi
0
passion rules the game
(08.12.17)
bordo. hastasiyiz.
0
imnotsureabout
(08.12.17)
siyah kırmızı bordo
0
freetakilir
(08.12.17)
Bordo ve kırmızı
Siyahtan hiç hazzetmiyorum
0
Kusursuz dostlarin dort ayagi vardir
(08.12.17)
Siyah ve yesil
0
baldur2
(08.12.17)
koyu kırmızı, bordo, koyu bordo.. kısaca kırmızının koyu tonları hoşuma gidiyor. ama ojesiz olmasını hepsine tercih ederim :)
0
tabudeviren
(08.12.17)
french
0
purple rain
(08.12.17)
koyu kirmizi, bordo ve visne cürügü. pastel renkleri sevmiyorum. ojesiz de güzel ama.
0
ben de
(08.12.17)
tercihim ojesiz. illa bi tane seçmek gerekirse böyle beyaz veya krem rengi ten rengi olan açık renkler.
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(08.12.17)
Pastel renkler. Bu aralar hanım kahverengi kullanıyor güzel bir ton beğeniyorum
0
bos gezenin bos ustasi
(08.12.17)
ten rengi
0
msb
(08.12.17)
oje sürdüğünü muhtemelen farketmiyor olurdum.
0
barabas
(08.12.17)
kırmızı
0
bezginbekir
(08.12.17)
kırmızı,bordo
0
red hot chili
(08.12.17)
kırmızı, bordo
0
prezarlatif
(08.12.17)
görüldüğü üzere hepimiz farklı zamanlarda farklı ojelerden hoşlanıyoruz. ama hem fikir olduğumuz husus bakımlı el ve tırnaklar olsa gerek.
0
beyteper canavari
(08.12.17)
bazen beyaz, her zaman kırmızı-bordo.
0
cemiyetin ünlü siması
(08.12.17)
tolkien+1

gönül ister ki sürmesin.
0
Apocalypse
(08.12.17)
French. Cilalı veya ojesiz de olur. Bakımlı olması artıdır ama ben kendim yapmadığım bakım emeğini karşıdan da beklemiyorum genelde.
0
cleric
(08.12.17)
siyeh hiç sevmem. bordo
0
kablelvuku
(08.12.17)
pembe, ten, french (en ideali), kırmızı bir de beyaz
0
rakicandir
(08.12.17)
ojesiz. hangi manyak "dur bi tırnağımı boyayayım da şekil olayım" diye düşündü ilk bilmek istiyorum, aşırı saçma.
0
vedatchilipeppers
(08.12.17)
bordo ♥
0
mirty
(08.12.17)
bordo
0
sonsuzasagdanyaklasanadam
(08.12.17)
parlak kırmızı.
0
eriksatie
(08.12.17)
Haki gibi mat yeşil. Mat kırmızı..
0
Tears of Devil
(10.12.17)
(6)

araplar osmanlı'yı niye sevmiyordu?

Bruce
gündem alevleninice aklıma geldi, arapların osmanlı'yı sevmemesinin özel bir sebebi var mı? yoksa balkanların ayrılması durumunda olduğu gibi milliyetçilik temelli mi açıklayabiliriz? ya da işin içinde mezhep çatışması mı var; nedir?
gündem alevleninice aklıma geldi, arapların osmanlı'yı sevmemesinin özel bir sebebi var mı? yoksa balkanların ayrılması durumunda olduğu gibi milliyetçilik temelli mi açıklayabiliriz? ya da işin içinde mezhep çatışması mı var; nedir?
0
Bruce
(07.12.17)
Çünkü İngilizlerin oyuncağı oldular
0
sagin
(07.12.17)
türkler, araplar açısından hiçbir zaman tam müslüman olarak kabul edilmedi. o yüzden bizim islamcıların zannettiği gibi araplarda bir osmanlı özlemi, türklerin önderliğinde islam birliği rüyası falan yoktur ortada.
0
zgrydn
(07.12.17)
araplar esasen kabilelerden oluşan devletçikler kurmuşlardır ve bugünkü sınırların çoğu bile milliyete göre değil ingilizler tarafından kabilelere göre çizilmiştir.
araplarda ulus devlet mantığı yoktur, osmanlı'yı değil kimseyi hatta birbirlerini de sevmezler. savaşta ingilizler tarafından örgütlendiler, ancak bağımsızlıktan çok maddi kazanımlar için böyle oldu.
0
cedex
(07.12.17)
Osmanlı ve arapları bir birinden tamamen ayırmanın yolu diye böyle bir temaya ihtiyaç vardı. Asıl amaç Anadolu ile İslam bağlantısını koparmaktı. Arapların içerisindeki ajanlar bu yolda çalışıyorlardı zaten. Hala da çalışıyorlar.
Dünyanın neresinde olursa olsun bir müslüman eninde sonunda Osmanlı'nın esas kurtarıcı olduğunu anlayacaktır.

Bu arada araplar bizi sevmeyince o medeni batı alnımızdan mı öptü?
0
1adam
(07.12.17)
arap araplaşmayan türkü müslüman görmez. son yıllarda arap ülkeleriyle aramız çok iyi. bizi seviyorlarsa araplaşma yolunda attığımız adımlardan dolayıdır
0
burya
(07.12.17)
öncelikle (bkz: coğrafya kaderdir)

Kültürler de canlı türleri gibi evrim geçirirler, dışardaki şartlar insan topluluklarını ya şekillendirirler, ya da şekillenemeyecek kadar sertleştilerse yok ederler.

Jeolojide Arabistan plakası dediğimiz yarımada + ırak + suriye + güneydoğu anadolu bölgesi şeklinde olan bölge tarih boyunca çok güçlü devletlerin tam ortasında kaldı. Bu bölgedeki insanlar hiçbir zaman persler, yunanlılar veya mısırlılar kadar "kalıcı" medeniyetler kuramadılar. Ortada güçlü bir otorite yoksa kabilecilik devreye girer. Aşiret kültürünün bu bölgede kuvvetli olması biraz da bundandır. Aşiret kültürü aşırı kabileci olduğu için kendinden olmayana her kötülüğü hak görür. Güçlü olanın güçsüzü yağmalaması hayatta kalmak için normalleştirilmiştir.

Mısır harici Arap/Kürt bölgeleri ele geçirildiğinden itibaren Osmanlı için her zaman muhasebeye eksi olarak girmiştir. Zaten bölgenin kabileci yapısı yüzünden devlet otoritesi kurmak ve vergi toplamak zorken, bir de bazı kabilelerin bağlılığını sürekli olarak satın almak gerekmiştir.

Her ne kadar Osmanlı varlığı Arap kabileleri tarafından minimal hissediliyor olsa da tepenizde birinin var olması aşiret mantığına terstir. Aşiret en iyi kendi başına veya 2 - 3 büyük gücün arasında onlarla satranç oynayarak ve maksimum karı sağlayarak hayatta kalır.

Araplar'ın Osmanlı'ya ihaneti bariz bir biçimde çökmekte olan bir imparatorluğun cesedinden en büyük parçayı kapma çabasından öte değildir. Savaş sırasında Cemal Paşa'nın dağıttığı altınlar sayesinde Osmanlı tarafında kalıp, çöküş kesinleşince karşıya geçen aşiretler de vardır. Aşiretin kanununda bu hareketlerin hepsi serbesttir, hepsi hayatta kalmak ve en güçlü olmak içindir.
0
cleric
(07.12.17)
(6)

if-else'lerin sırası

nickini degistiren yazar
if(birinci koşul){...}else if(ikinci koşul){...}else if(üçüncü koşul){...}...burada birinci ve ikinci koşulun gerçekleşme ihtimali milyonda birse, üçüncü koşulun gerçekleşme ihtimali çok daha yüksekse üçüncü koşulu en başa getirmek optimizasyon konusunda faydalı olur mu? yoksa performans kazancı öne
if(birinci koşul)
{
...
}
else if(ikinci koşul)
{
...
}
else if(üçüncü koşul)
{
...
}
.
.
.

burada birinci ve ikinci koşulun gerçekleşme ihtimali milyonda birse, üçüncü koşulun gerçekleşme ihtimali çok daha yüksekse üçüncü koşulu en başa getirmek optimizasyon konusunda faydalı olur mu? yoksa performans kazancı önemsenmeyecek kadar düşük mü olur?
0
nickini degistiren yazar
(06.12.17)
kaç kez kontrol edileceği de önemlidir. yani 100 kez dönmesinde performans farkı önemsenmeyebilir ama 10000000 kez dönecekse performans fark edebilir
0
kisa
(06.12.17)
1969da aya çıkan modüldeki bilgisayarda kullanmayacaksanız (ki bildiğim kadarıyla 64 kb işlemci hızı olan bir bilgisayarmış) günümüzdeki hiçbir Driver da sorun yaşayacağınızı zannetmiyorum.
0
tahtelbahir
(06.12.17)
Döngü 1.000.000.000 döndüğünde, birinci koşul ile üçüncü koşul arasındaki yürütme zamanı farkı sadece 0.2 saniye oldu. Zaten günümüzde kullanılan işlemciler dallanma öngörüsünü başarılı şekilde tahmin etmeye başladı. Ama yinede işlemcinin ve derleyicinin işini kolaylaştırmak adına en çok gerçekleşen koşulu, birinci koşula yazmak daha mantıklı.
0
lastdragonborn
(06.12.17)
if/else performans açısından en kötü karşılaştırma/seçim methodudur. switch/case benzeri algoritma kullanıp en çok ihtimalli seçeneği default'a almak en doğrusu. if/else'te karşılaştırma sırasını siz belirlersiniz, switch/case'de ise derleyiciye bırakırsınız.

ancak if/else kullanmak zorunlu ise en çok ihtimali ilk koşula koymak performans açısından daha iyi sonuç verir. if/else'te kodda önce ilk koşul denenecek, olmadı 2., 3. diye gidecektir. olumlu koşul sağlandığında kod bloğunu sonlandıracaktır. dolayısı ile ihtimali en yüksek koşulu ilk sıraya koymak en doğrusudur.

elbetteki az sayıdaki kontrolde fark edilmeyecek seviyededir, ama rutinin çağrılma sayısı arttıkça performans farkedecektir. tabii ki günümüz pc dünyasında hız açısından çok anlamlı olmayabilir oyun vb. programlamıyorsanız.

www.blackwasp.co.uk
0
altinci nesil caylak
(06.12.17)
Yukarda dendiği gibi kodun ne kadar kullanıldığına bakar. Günümüzde işlemci güçleri standart yazılımlar için o kadar fazla ki bu tarz kayıpları umursamıyoruz. Ama eliniz değmişken yapın bari.
0
cleric
(06.12.17)
koşulların test edilme şartları aynı ise,
gerçekleşme ihtimali yüksek olan öne getirilmelidir.
performans kazancı önemsiz bile olsa,
kod incelenirken veya debug edilirken kolaylık olur.
0
herhaltibiliyoring
(06.12.17)
(7)

Bankaya olan bu borcu ; 3 katı miktardan ödemek mantıklı mı?

safari
arkadaşlar 9 yıl önceden kalma kredi kartı borcu ; varlık yönetimine devredilmiş durumda .9 yıl aradan sonra ana paranın 560 tl için 1460 tl isteniyo. bu miktardan ödemek mantıklı olur mu?
arkadaşlar 9 yıl önceden kalma kredi kartı borcu ; varlık yönetimine devredilmiş durumda .9 yıl aradan sonra ana paranın 560 tl için 1460 tl isteniyo. bu miktardan ödemek mantıklı olur mu?
0
safari
(05.12.17)
9 yıl faiz binmiş yani. sen öde kurtul, varlık yönetim şirketiyle uğraşılmaz. çok rahatsız eder avukatları seni 1500 liralık borcu ödememeye değmez.
0
vedatchilipeppers
(05.12.17)
İyi bile, kredi kartlarında faiz orani daha farklı. Aradan 9 sene geçmiş, bunun vekalet ücreti de var içinde. Daha ne olsun
0
cabiday
(05.12.17)
varlık yönetim şirketleriyle dibine kadar pazarlık yapın.

arkadaşım 6000 liralık borcunun 1000 liraya kapattı.
0
Kusursuz dostlarin dort ayagi vardir
(05.12.17)
Teşekkür ederim değerli yorumlarınız için, bende öyle düşünüyorum ödeyip kurtulmak en mantıklısı.
0
🌸safari
(05.12.17)
Bu firmalar bu tarz borçları genelde %10-20den alırlar yani 300-400 lira üstü her rakam onlara kardır. Sıkı pazarlık yaparsanız fark edersiniz zaten.
0
cleric
(05.12.17)
bankadan devralma maliyetleri çok yüksek yazılmış. en baba borç satışı %5'lerden oluyor. yani 560 TL'lik bu borcu bu firma bankadan 30 TL'ye (o da maksimum) almıştır.
0
507
(05.12.17)
Kesinlikle mantıklı değil. Dibine kadar pazarlık yapın. Onlar ana paranın %5-10'u ödeyerek borcu devralıyorlar. Sizin en fazla ana para kadar ödeme yapmanız lazım.
0
agluna
(05.12.17)
(4)

Galaksi/yıldız desenli tayt nerden alabilirim?

cleric
Selamlar.Bambaşka bir yerdeki yılbaşı çekilişinde hedefim astronomi okumakta olan ve bu tarz konulara çok meraklı bir kadın çıktı. Aklıma hediye olarak üzerinde yıldız/galaksi desenli taytlar geldi ama nereden alırım bilmiyorum. Kendisi nispeten kısa boylu ve biraz kilolu. Mesele tayt olunca boyutla
Selamlar.

Bambaşka bir yerdeki yılbaşı çekilişinde hedefim astronomi okumakta olan ve bu tarz konulara çok meraklı bir kadın çıktı. Aklıma hediye olarak üzerinde yıldız/galaksi desenli taytlar geldi ama nereden alırım bilmiyorum. Kendisi nispeten kısa boylu ve biraz kilolu. Mesele tayt olunca boyutlar ne kadar problem oluyor?

Yardımcı olabilecek birileri var mıdır?

Not: Kurallar gereği hediye ortalama fiyatı 50-60 tlyi aşmamalı ama bunun az daha üstüne çıkabilirim.
0
cleric
(05.12.17)
güneş sistemi dövmesi yaptırmayı düşünen biri olarak tayt versiyonu çok komik duruyor.

www.google.com.tr
0
eeb
(05.12.17)
boyutlarını geçtim, kısa boylu ve kilolu bir kadının tayt giymek isteyeceğinden emin miyiz?

Astronomi ile ilgili başka bir hediye alsan, ne bileyim güneş sistemi olan bardak termos benzeri bir şeyler olabilir.
www.google.com.tr
0
kaputt
(05.12.17)
Sevmediğin biri mi çıktı?
Senden soğusun bir daha yüzüne bakmasın mı istiyorsun?
Nereden geldi aklına bu böyle?
Rica ederim alma sakın böyle bir şey.
Duyduğum en kötü hediye fikirlerinden biri ve hatta en kötü hediye fikri de olabilir.

kaputt +1
bardak veya termos buna nazaran çok çok daha iyidir.
0
mutekebbir
(05.12.17)
Peki. Bu taytlar ilk çıktığında baya bir geek kadın arkadaşım ne kadar güzel diye paylaşmıştı. Bu kadar negatif tepkiye bir şey diyemedim.
0
🌸cleric
(06.12.17)
(7)

Hırsızlık

basubadelmevt
Yan binaya hırsız girmiş.Korktuk. Evden çıkarken alt ve üst kilidi 3' kez kitliyorum.Bunu da açıyolar mı?Çelik kapı. Başka neler yapayım caydırıcı.
Yan binaya hırsız girmiş.Korktuk. Evden çıkarken alt ve üst kilidi 3' kez kitliyorum.Bunu da açıyolar mı?Çelik kapı. Başka neler yapayım caydırıcı.
0
basubadelmevt
(05.12.17)
Sahte kameralar var onları deneyebilirsiniz kapı girişine.
0
Kusursuz dostlarin dort ayagi vardir
(05.12.17)
Aparman girişinde kameramız var.Eve de mi takayım?
0
🌸basubadelmevt
(05.12.17)
alarm taktirin. kilidi her turlu aciyorlarmis. arkadasim istanbul'da bir endustri meslek lisesinde ogretmen. her tur sucta uzmanlasmis ogrencisi var. bi tanesi de hirsizlik yapiyormus, acikca soylememis ama tavsiye vermis. en cok, her katta tek daire varsa bunu tercih ediyorlarmis mesela. ozel kilitler sadece 30 sn daha hirsizin isini uzatir demis.
0
pide
(05.12.17)
3 defa kilitlemek doğru değil. 2 defa kilitlemeniz gerekiyor. 1 ve 3'ü çok kolay kırıyorlar. Alarmlı kapı kilitleri var onu önerebilirim.
0
112 hayat kurtarır
(05.12.17)
kilidi kırıyorlar. tuzaklı kilitler var onlardan taktırın.
0
inheritance
(05.12.17)
Teorik olarak her kapı açılır ve her kilit aşılır ama bunun için gereken süre ve ses miktarı değişir. Hırsızlar bir dönem bizim apartmana dadandıklarında hep kapatılıp kilitlenmemiş kapıları açtılar. Bir keresinde benim kilitli kapıyla uğraşırken yan komşu nooluyor diye kapıya çıkınca kaçmışlar.
0
cleric
(05.12.17)
Giriş zeminine mayın döşenebilir. Yerini unutmayın ama.
0
Delay Fuze
(05.12.17)
(9)

Allahını seven üstüme Lada'dan anlayan bilirkişi atsın.

old possum
Kendisi kullanmış olan, anası babası, halası, amcası, dayısı kullanmış olan varsa bi zahmet benim için sorsun nooluur? Donanım haberde konu açtım kimse dönmedi. :(Evet elimizde bir adet Lada Vega 2006 model mevcut. Ben otomatik vites kullanmış biri olarak dün ilk defa bunu kullanayım dedim ve rezil
Kendisi kullanmış olan, anası babası, halası, amcası, dayısı kullanmış olan varsa bi zahmet benim için sorsun nooluur? Donanım haberde konu açtım kimse dönmedi. :(

Evet elimizde bir adet Lada Vega 2006 model mevcut. Ben otomatik vites kullanmış biri olarak dün ilk defa bunu kullanayım dedim ve rezil odum. Yokuşlarda mı kaymadım, birinci vites yerine üçe takıp arabayı mı hoplatmadım. : Herneyse arabanın da canını çıkarmadan ve başkalarının da canına ve malına zarar vermeden, dün bir direksiyon hocasıyla konuştum ve manuel vites sürüş dersleri alacağım.

Fakat dün park ederken bir gençten yardım istedim. Aynen şunu dedi, abla böyle araba mı olur yaa nasıl vites bu böyle nebiçim şey dedi. Ayrıca yine bir bayan arkadaşım denedi kullanamadı o da arabayı, "ay şekerim yapamazsın sen bunla sat onu otomatik al" dedi. Çok moralim bozuldu. Şu anda benim otomatik araba alacak bütçem yok. En az üç sene ben bir şekilde bu arabayı kullanmalıyım. Babama göre (babam sağolsun :)) arabanın da bir şeyi yok, halt etmiş onlar araba taş gibi, onlar becerememiştir dedi.

Şimdi değerli fikirlerinizi istiyorum, sizce ben bu arabayı öğrenebilir miyim? Yoksa maceraya atılma mı diyorsunuz siz de? Pazartesi sürücü kursunun hocası düz vites bir arabayla beni çalıştıracak, daha sonra Lada'ya geçeceğiz. Sizce viteslerde ne sıkıntı olabilir ki? Usta da baktı, bir sıkıntısı yok arabanın dedi. Bunun vites kutusu mı farklı diğer otomobillerden?
0
old possum
(04.12.17)
Vega'yı bilmem ama Niva kullanmış biri olarak 1-2 haftada alışacağını düşünüyorum.
0
zombi
(04.12.17)
lada kullanmadım ama, insanın alışamayacağı şey yok.
0
chavezding
(04.12.17)
İşin ilginci bugün Hyundai düz vites kullandım vites geçişlerinde hiç sıkıntı yaşamadım. E benim Lada'nın vites kutusunda bir sıkıntı da yokmuş, yeni çıktı servisten. Ama ben bunun viteslerini geçiremiyorum azizim. Nasıl bu yaa, kafayı yiycem.
0
🌸old possum
(04.12.17)
senelerdir opel astra kullanan biri olarak, arabamın yerini değiştirmek maksadıyla kapıcının şahin'ini kullanmak zorunda kaldım. ilk 1 dakika "ulan bu ne?" dedim. çünkü birinci vites var ama yok. arabayı çalıştırmak için gaza da basmak gerekiyor. direksiyon hidrolik değil falan. ama dilini çözünce gerisini hallettim. neredeyse 8 senedir ehliyetim var.

sonuç: bol bol pratik yap. debriyaja dibine kadar asıl. vitese sert davran. geç yerine topaç diye bağır hatta. alışırsın zamanla.
0
rain when i die
(04.12.17)
ladanın vitesi sert olur. 2-3 gün sonunda alışırsın, sıkıntı olmadan da yıllarca kullanırsın.

onlar halt etmiş.
0
babilbaligi
(04.12.17)
Ladanın vitesi biraz sert oluyor, bir de geri vitesin önde olması olayı var. Onun dışında bir fark yok, alışırsınız.
0
kayranin kedisi
(04.12.17)
Katır kutur diye tabir edebileceğimiz bir arabadır tabii. O yüzden alışık olmayana acayip gelir, normaldir. Ben de dedemin reno sembolünü kullanırken garipsiyorum hep. Ama devamlı aynı arabayı kullanınca alışılıyor. Merak etmeyin.
0
inawen
(04.12.17)
Araba kullanmayı samarada öğrendikten sonra başka arabalara geçince farkettim ki, Ladalar iyi güzel ama çok kazmalar. Şu anki araba nefretimde payı olabilir şu durumun.
0
cleric
(04.12.17)
boşver o lafları edenleri kara şanzımana bile 1 haftada alışırsın o bok atanlar anlamıyorlar. Sadece antreman yap bolca
0
basond
(04.12.17)
(5)

Geri donmek isiyorum bu cok mu aptalca?

anarsika
Gececileri ve derdini sikeyimcileri buraya alalim. Avrupa'da guzel bir ulkedeyim. Gelirken yanimda getirdigim para bitmek uzere. 3 ay bitti. Buldugum isler burda yasamama yetecek kadar degil. Evden para istemek gercekten agirima gidiyor ve daha burda 3-4 ay daha kalmam gerekiyordu burasi girizgah ki
Gececileri ve derdini sikeyimcileri buraya alalim. Avrupa'da guzel bir ulkedeyim. Gelirken yanimda getirdigim para bitmek uzere. 3 ay bitti. Buldugum isler burda yasamama yetecek kadar degil. Evden para istemek gercekten agirima gidiyor ve daha burda 3-4 ay daha kalmam gerekiyordu burasi girizgah kismiydi. Ilk geldigimde mutluydum cok, her gun disardaydim. Ucretsiz muzeler, acik alanlar, ucuz yemekler, ucuz biralar yasiyordum. Simdi ise, kilimi bile kipirdatmak istemiyorum ve evime donmek istiyorum. Donersem sonunu getiremeden donmus olacagim, kalirsam nasil kalacagim da mechul ve yardim talep edecegim turkiye'den. Oyle takilip kaldim, isin icinden nasil cikarim bir fikrim yok.
0
anarsika
(04.12.17)
Derdinde kötü bişey yok ama yeterince açık değil. Orada 3-4 ay daha kalsan ne yapacaksın ki sonunu getirememeyi dert ediniyorsun bilmiyoruz. Dön deriz çünkü para kazanmak önemli, kanunsuzluk yapar durumuna düşmeni istemeyiz.
0
yaren
(04.12.17)
Şimdi amacının ne olduğunu anlamadım açıkçası. Üstteki yazarın sorusuna cevap verirsen belki netleşir. Hangi amaçla gidildi? Sonunu getirmekten kasıt nedir? Paran yoksa, hayatını idame ettirebilecek bir para kazanamıyorsan, e o ülkenin vatandaşı da olmadığın için sosyal yardım imkanın da yoksa durman gereksiz, geri dön. Para isteyip orada kalmaya devam etsen ne olacak yani onu anlat bize.
0
tierra santa
(04.12.17)
Amac ingilizceydi. Ielts'ten 6.5 almakti ama istedigim noktada henuz degilim ve donmek istiyorum. Yarin hem okula hem ise gitmem gerekli ve o kadar kafaya taktim ki uyuyamiyorum. Aileme donup bir seyi daha basaramamin cokuntusuyle de yuzlesmekten korkuyorum.
0
🌸anarsika
(04.12.17)
Dön. Yaşadığın şey çok normal. Herkes yasar bunları, başarısızlık değil doğal süreç yani. Orada burada atan tutanlara da bakma.

Hiçbir şey sağlığından kıymetli değil.
0
kendi kendine yasayan yavrucak
(04.12.17)
Arkadaş ortamı yapamamış gibi duruyorsun. Yaşadığın yerden alacağın keyif etrafındaki tanıdığın insan sayı ve kalitesiyle de çok orantılı.

Bunun dışında geri dönmek dert değil, hatta zırt pırt farklı ülkelere giden, tutunup veya tutunamayıp geri dönen poposu kurtu tanıdıklarım var. Yapılmıyor değil.
0
cleric
(04.12.17)
(5)

2. Dünya savaşı belgesel önerileriniz ?

greenshadow
Soru başlıkta. Savaşı objektif inceleyen önerilerinizi bekliyorum.
Soru başlıkta. Savaşı objektif inceleyen önerilerinizi bekliyorum.
0
greenshadow
(01.12.17)
4 saatlik "Kıyamet" belgeseli var.
0
angelus
(01.12.17)
harvey
(01.12.17)
Fog of war
0
Amaranta ursula
(01.12.17)
world at war
0
unseal
(01.12.17)
Battlefield serisi güzeldir de bazen süre doldurmak için muhabbeti gereksiz uzatır. İzledikçe nereleri atlamanı gerektiğini anlıyorsun zaten.

www.youtube.com
0
cleric
(01.12.17)
(2)

Grup şirketleri arasında işçi transferi

mimarbasi
merhabalar.ismi lazım değil bir inşaat firmasında 2,5 ay önce işe başladım. bahtsızlığım sağolsun bu hafta benim sözleşme imzaladığım firmanın kapatılarak, tüm işleri ile beraber işçilerinin de üst yönetim tarafından holdingin başka grup şirketlerine kaydırılacağını öğrendim. holdingin yapısal bir k
merhabalar.
ismi lazım değil bir inşaat firmasında 2,5 ay önce işe başladım. bahtsızlığım sağolsun bu hafta benim sözleşme imzaladığım firmanın kapatılarak, tüm işleri ile beraber işçilerinin de üst yönetim tarafından holdingin başka grup şirketlerine kaydırılacağını öğrendim. holdingin yapısal bir kararı gibi, tamam. ancak şöyle bir sorun var. üşenenler için özeti şu:

şu anda, merkez dizayn ofis olarak pazartesi-cuma, 08:00-18:00 çalışmaktayım. geçeceğim firma şantiye ofisi olduğundan 08:00-19:00 ve cumartesi dahil çalışıyor. dolayısıyla minimum yıllık 240+572 saat fazla çalışmış olacağım. bu fazla mesai ne olacak? yeni sözleşme, yeni maaş talebi gerekir mi?


sorunun detayları da aşağıda:

sözleşmemi ben bu kapatılan firma ile yaptım ve tüm sözleşme boyunca "işveren" olarak bu firmadan bahsediliyor. sözleşmede işverenin yeni şantiyesi ya da merkez değişikliği olursa belirtilen yerde olmam gerektiği yazıyor. yani a firması ve b firması aynı holdingin firmaları. a firması olarak b firmasının inşaat işini yapıyorduk, ancak a kapatıldı ve a'daki kişiler b'ye transfer oldu, taşınacağımız yer de bu işini yaptığımız b firmasının şantiyesi.

bu arada mesai ile ilgili sözleşmemdeki hükümler sözleşmemde şu şekilde:

"Ücretin Kapsamı:

Taraflar, Personel’e ödenecek ücretin, ay zarfındaki normal çalısmalar ile İs Kanunu’nda belirtilen yıllık 270 saate kadar olan azami fazla çalısma süresinin ve hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil günlerinin ücretlerini ihtiva ettigini ve ücretin bu esasa göre tespit
edildigini kabul ve beyan etmektedirler.


Çalısma Süreleri, Fazla Çalısma, Ücretsiz izin Muvafakati ve Geçici Is Iliskisi:

Çalısma süresi yürürlükteki Is Kanunu’nda belirtilen azami çalısma süresidir. Personel haftalık
çalısma süresinin haftanın çalısma günlerine, İs Kanunu’na uygun olmak kaydı ile, farklı sekilde dagıtılmasını pesinen kabul eder. Ayrıca, isin niteligi ve sartlarına göre, ise baslama ve bitis saatleri de, Personel’in görevine göre farklı sekillerde düzenlenebilir ve gerekliginde degistirilebilir.

Personel, ilgili yasal mevzuat hükümleri dogrultusunda İsveren talep ettigi takdirde fazla mesai yapmayı, Ulusal Bayram ve Genel Tatil günlerinde de çalısmayı; kendisinden uygun bir talepte bulunulmadan, kendi inisiyatifi ile fazla mesai yapmayacagını pesinen kabul ve taahhüt eder.

Personel, İsveren tarafından, yürürülükteki İs Kanunu’na uygun olarak denklestirme usulünün uygulanabilecegini; bu halde, bazı haftalarda çalısma süresinin İs Kanunu’nda öngörülen haftalık azami çalısma süresini assa dahi fazla çalısma sayılmayacagını ve fazla çalısma ücretine hak kazanamayacagını kabul ve beyan eder.

Personel, fazla çalısmaları karsılıgında fazla mesai ücreti almak yerine, yazılı olarak talepte bulunması halinde, yürürlükteki İs Kanunu’nda öngörülen serbest zamanı, yine İs Kanunu’nda öngörülen sürede ücretinden bir kesinti olmadan kullanabilecektir.

Personel, isyerinde İs Kanunu’nda öngörülen hallerde, yine kanunda öngörülen kosullarla, telafi çalısması yaptırılabilecegini; bu halde çalısmalarının fazla çalısma veya fazla sürelerle çalısma sayılmayacagını; fazla mesai ücretine veya serbest zaman talep hakkına sahip olmayacagını kabul ve beyan eder.

Sözlesme’nin 3 ncü maddesinde de belirtildigi üzere, Personel İs Kanunu’nda öngörülen sartlarla, gerektiginde, yapmakta oldugu ise benzer islerde çalıstırılması ve özlük haklarının korunması kosulu ile, çalıstıgı sirketin baglı bulundugu holding bünyesi içinde, aynı sirketler topluluguna baglı hangi mahalde olursa olsun bütün isyerlerinde çalısmayı pesinen kabul etmistir. Personel, böyle bir durumda is görme edimini yerine getirmek üzere net ücreti
dısında ek bir hak ve menfaat talep etmeksizin çalısacagını kabul, beyan ve taahhüt eder.

Kıdem ve izin hakkı saklıdır."

"Ek-A

Merkez personeli:
İsveren ile imzaladıgım xx.xx.xxxx tarihli sözlesmenin 3. maddesinde belirtilen isyerinde ise baslayacak olmakla birlikte, isletmesel kararlar nedeniyle, isveren tarafından isyerimin degistirilebilecegini, isverenin Türkiye içerisinde yer alan diger isyerlerinde, isveren tarafından bildirilmesi halinde herhangi bir itiraz ileri sürmeksizin çalısmaya baslayacagımı kabul ederim.
xx.xx.xxxx

Yukardaki yazıyı el yazınız ile yazınız."
0
mimarbasi
(30.11.17)
Firmalar genelde bu tarz durumları emrivaki yapmaya çalışırlar. Yeni şirkete geçebilmeniz için sizi tazminatla işten ayırmak ve yeni firmayla yeni bir sözleşme imzalatmak zorundalar. Bunu aşmak isteyen firmalar genelde kaşla göz arasında "hakkımı aldım" tarzı kağıtlar imzalatırlar. Kesinlikle bu tarz numaraları yemeyin ve hakkınızı arayın, bu tarz durumdaki çoğu arkadaşım haklarını aldılar veya mantıklı bir orta yol bulundu. İşverenler düşündüğünüzden daha korkak aslında.

Not: Aşağıdaki Ek-A aynı şirketin başka şubeleri için geçerli. Başka şirkete geçmeyi kapsamıyor.
0
cleric
(30.11.17)
@cleric kurumsal firma olunca çok korkmaz gibi geliyor. açıkçası piyasaya göre de iyi bir maaşla girdim buraya ve yeni olduğum için de çok çıkıntılık yapmak ve "o zaman güle güle" demelerini de istemiyorum. ama cidden az buz değil. 1 tam gün ve her gün ekstra 1 saat ekleniyor çalışma süreme. şantiyenin de şu an çalıştığım yere göre ekstra yarım saat daha uzak ve toplu taşımaya 1.5 km'de olduğunu ayrıca servis de olmadığını düşünürsek iyice kararsız bırakan ve moral bozucu bir durum oluyor. :/
0
🌸mimarbasi
(30.11.17)
(5)

işe başlama sağlık raporu

coldnick
eskiden işe başlama sağlık raporunu aile hekimleri veriyordu artık vermiyormuş,verem savaştan film çekildikten sonra osgb'lerden yada özel hastanelerden alınıyormuş.bikaç özel hastaneyle konuştum 100 tl den aşağı fiyat vermiyorlarbu osgb'lerden alınan raporun ortala fiyatları nedir bilen var mı ? os
eskiden işe başlama sağlık raporunu aile hekimleri veriyordu artık vermiyormuş,verem savaştan film çekildikten sonra osgb'lerden yada özel hastanelerden alınıyormuş.
bikaç özel hastaneyle konuştum 100 tl den aşağı fiyat vermiyorlar
bu osgb'lerden alınan raporun ortala fiyatları nedir bilen var mı ?
osgb yi aradım onlar fiyat vermiyorlar.
0
coldnick
(27.11.17)
klasik sağlık raporunu aile hekimleri veriyor.

iş yeri ile görüştünüz mü? anlaşmalı oldukları bi osgb vardır belki.
0
elorelia
(27.11.17)
İşe başlama raporu için gerekenleri toplu halde ucuza veren lablar ve kurumlar mevcut. Biraz internet araması ile size yakın bir yer bulmaya çalışın. Bir de dendiği gibi İK ile konuşup anlaşmalı bir yerler var mı sorun.
0
cleric
(27.11.17)
Daha yeni tahlillerimi yaptırdım. 60₺ tuttu. Ama şirketimizin anlaştığı yer var. Başkası 70’e yapıyor. Devlet hastanesinde 200e yaptıranı biliyorum. 100 ortalama bir fiyat.
0
sylr
(27.11.17)
Kayseri'de geçen ay yapmıştım 55 liraydı galiba
0
etna
(27.11.17)
işyerinin anlaşmalı olduğu özel hastanede yaptırdım.

kan tahlilleri
idrar tahlilleri
ciğer filmi
nefes testi
95 tl
0
kablelvuku
(27.11.17)
(4)

Kentsel dönüşüm hakkında

thin capitalization
Apartmani kentsel dönüşüm kapsamında müteahhite verme durumumuz var ancak binada tam mutabakat yok, 2 daire sahibini ikna edemiyoruz, bu durumda ne yapılabilir? Oy birliği şart midir veya mahkemeye mı gitmemiz gerekiyor?
Apartmani kentsel dönüşüm kapsamında müteahhite verme durumumuz var ancak binada tam mutabakat yok, 2 daire sahibini ikna edemiyoruz, bu durumda ne yapılabilir? Oy birliği şart midir veya mahkemeye mı gitmemiz gerekiyor?
0
thin capitalization
(26.11.17)
güçlendirilecek mi yoksa yıkılıp yeniden mi yapılacak?
0
papazi dovdurmeyecektik
(27.11.17)
Yıkılıp yeniden yapılacak
0
🌸thin capitalization
(27.11.17)
Binanın ne kadar riskli olduğunun raporunu almanız lazım. Eğer risk çok düşük çıkarsa herkesi ikna etmeniz gerekiyor ama bu raporlar üzerinde çalışan bir sözlük yazarı bunun yurdumda her 1000 binada 1 olduğunu söylemişti.

Eğer risk varsa, %50 yetiyor. Kalanlar istediği kadar kavga dövüş çıkarsın o bina yıkılıp yapılıyor.
0
cleric
(27.11.17)
bursa'da büyük problemler yaşanıyor kentsel dönüşüm ile ilgili. birde belediye %50 emsal artışı ile rantın kapısını ardına kadar açmış durumda. mümkünse apartman yönetimi bir avukat ile süreci yürütsün. sözleşme avukatın danışmanlığında hazırlansın ve imzalansın. çok ayrıntı var. sorun yaşamayın.
0
cliquot
(27.11.17)
(5)

Yurtdışından türkiye'ye glirken borç davası varsa ne oluyor?

noluyo yaa
Beni icraya vermişler rahmetli babamın borçları yüzünden. Şu an yurtdışında yaşıyorum, Türkiye'ye tatile gelsem havaalanında falan bir şey yaparlar mı?
Beni icraya vermişler rahmetli babamın borçları yüzünden. Şu an yurtdışında yaşıyorum, Türkiye'ye tatile gelsem havaalanında falan bir şey yaparlar mı?
0
noluyo yaa
(24.11.17)
hayır yapmazlar.
0
fakirpislik06
(24.11.17)
Ayrıca borçlar size kalacak malvarlığından fazlaysa reddi miras yapabilirsiniz süresi geçmeden.
0
cleric
(24.11.17)
@cleric, onun zamanı geçti ya. Gerzek avukat yüzünden reddetmedik daha fazla para kalır dedi diye, 1,500 tl kaldı kala kala, sırf bu borç 50 bin falandır.
0
🌸noluyo yaa
(24.11.17)
havalimanında bir sıkıntı yaşamazsınız, ancak sakın ola Türkiye'deki bir banka hesabına para yatırmayınız.
0
pietro
(24.11.17)
Limiti 3 ay diye biliyordum ama şimdi sözlüğe baktım 3 aydan sonra da redd-i miras davası açılabiliyormuş.
0
cleric
(24.11.17)
(5)

LDP Neden Oy Alamıyor ?

mete kudur
eskiden yeniye(80'lerden itibaren) trt'nin yayınladığı vaadleri izliyorum, aynı kişiler aynı şeyleri söyleyip durmuşlar. LDP ve TKP hariç. hadi tkp'nin halk arasında sevilmeyen bi' hikayesi var, bazı köylerde teröristle anarşisti bile karıştırıyor tanım olarak insanlar. Ama LDP neden oy alamıyor ?
eskiden yeniye(80'lerden itibaren) trt'nin yayınladığı vaadleri izliyorum, aynı kişiler aynı şeyleri söyleyip durmuşlar. LDP ve TKP hariç.

hadi tkp'nin halk arasında sevilmeyen bi' hikayesi var, bazı köylerde teröristle anarşisti bile karıştırıyor tanım olarak insanlar. Ama LDP neden oy alamıyor ?
0
mete kudur
(24.11.17)
tamamen aman oyum boşa gitmesin mantığından olabilir.
şahsım adına 2011den beri tüm seçimlerde ldpye oy verdim ve sadece seçim öncesi trt'de yayınlanan cem toker'in videolarını seyrettirerek 10'dan fazla insana da ldp'ye oy verdirdim ki içlerince önceki seçimlerde akpye oy verenler de var.
bu konuda medyada ısrarla yer verilmemesinin etkisinin de yeri büyük tabii ki. insanlar şimdiden iyi partiye oy vermeyi kabullenmiş durumda sıkça duyduğu için. onlar kadar ldp de medyada yer bulsa, anketlerde 7-8 olsa net barajı geçerdi şimdiye kadar. benim düşüncem tabii bu.
0
Mandos
(24.11.17)
Baraj yüzünden. Partinin sıfırdan barajı aşacak atılımı yapması şu durumda imkansız olduğu için öyle tanıtımdı ses duyurmaydı gibi pahalı etkinlikler yapması da mümkün olmuyor doğal olarak. Baraj olmasa seslerini duyurmak için daha çok yatırım yapıp çalışırlar.

Bunlardan bağımsız, ülkede tek bir ideolojiye kanalize olmuş herhangi bir partinin iktidar olması çok zor. İdeolojisi olan insanı militan gibi gördüğümüz için sanmıyorum çok kişiye hitap etsin. İlla bi merkez sağa yanaşması lazım ki mevcut ldp'nin bununla pek bir ilgisi yok.
0
Bruce
(24.11.17)
Baraj olmasa da yurdumda hem ekonomik hem de hak/görev/özgürlükler açısından tam liberal çok az insan var. Herkes ya büyük devlet aşığı ya da başkalarının özgürlüklerine karışma konusunda kendini haklı görüyor.

Yine de baraj kaldırılsa bu baskı ortamında sıkıntı çeken ve ekonomik politikalardan zarar görenlerden belli bir tepki oyu alabilirlerdi.

Ben boşa gideceğini bile bile LDP'ye atıyorum. Bir dönem LDP biraz CHPleşmişti ama neyse ki sonrada özlerine döndüler. Keşke Cem başgan gittikten sonra çıkan kavgalar onları diğer partilere benzetmeseydi.
0
cleric
(24.11.17)
türk insanı komünist bile olur ama liberal olmaz.
0
nickini degistiren yazar
(24.11.17)
ldp'yi bilemiyorum ama var böyle partiler. hani dernek olarak faaliyet göstermeyip niye siyasi parti olmakta ısrar ettiklerini bilemiyorum tabii; şair sezai karakoç'un bir partisi var mesela, ara sıra sezai karakoç'u sevip muteber gördüğümden konuşmalarına falan bakarım partideki. dernek/cemaat cinsinden bir şey ama siyasi parti olarak varlar. hatta birkaç seçime falan girmedilerdi eskiden ismi türkiye diriliş partisi mi neydi şimdi yüce diriliş partisi olmuş. bu da öyle bişeydir. ya da dernek olunca vergisi tüzüğü zorunlulukları daha farklıdır onunla uğraşmak istemiyolardır. ya da "siklemiyoruz ama biz de siyasi partiyiz lan" gibi bir tavırdır. olur mu olur.
0
dafaisss
(24.11.17)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.