Giriş
(4)

basmati pirinci tarifi

proletarier aller lander vereinigt euch
bu pirinci tek başına yemek gibi yapmak istiyorum soslu sebzeli baharatlı falan. bildiğiniz sevdiğini güzel tarifleri bekliyorum.
bu pirinci tek başına yemek gibi yapmak istiyorum soslu sebzeli baharatlı falan. bildiğiniz sevdiğini güzel tarifleri bekliyorum.
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(16.04.21)
Basmatinin espirisi uzun taneler ve kokulu olması. Bu şekilde soslu yemekte basmatiden tam randıman alamazsın. Illa soslu yemek yapacağım dersen kitchari(Google) yap, içine brokoli veya kabak ekleyebilirsin, ve yanında yoğurt.

Basmatiden nasıl randıman alırım dersen normal türk usulü yağla kavur, 1e 1.5 suyla pişir. Taneler uzayacak, kokulu uzun taneli pilav olacak. Bunu soslu yemeğin yanında servis et. Safran, kurkuma, kuru üzüm vs ile varyasyonlar yapılabilir.
0
JohnOakley
(16.04.21)
basmatiyle soslu pilav yapmanız zor ama sebzeli, baharatlı yapabilirsiniz elbette.
bununla genelde iran pilavı yapılır.
üvey babam iran asıllıydı, oradan biliyorum.

usulü, çoğumuzun normal pilav pişirme sürecinde yaptığı pirinci kavurmadan haşlamak, sonra da tereyağını demlenirken üzerine bırakmaktır.
normal pirinçten biraz daha zor haşlanır.
haşlandığını da tane tane kalan ve lapa olmayan bir pirinç olduğu için anlamak zordur.
yani "haşlanmıştır bu" demeden bir bakın.

haşlama sürecinden önce de biraz tuzlu sıcak suda bekletirseniz iyi olur.

elbette içine haşlanmış ya da kavrulmuş sebzeler ve baharatlar ekleyebilirsiniz.
genelde et yanına sade olarak veya safranla yapılır.
0
blatta hiberna
(16.04.21)
hasliyorum, ustune cikacak kadar sudan biraz fazlasini ekleyip kisik ateste pisiriyorum. Isterseniz, yanina yakisacak bir yemek de pisiriyorsaniz, safranla ya da kisnis taneleriyle pisirebilirsiniz.

Türkiye´deki pirinclere gore cok daha kisa surede pisiyor. Soslu-sebzeli seyleri yanina koyuyorum, ornegin curryli yemekleri. Sizin de oyle yapmanizi tavsiye ederim.
0
buf-e kür
(16.04.21)
Biz: Çin usulü yumurtalı pilav
0
prole
(16.04.21)
(12)

Amsterdam nasıl bir yer?

plutongezegendegilmi
Bi iş teklifi var. Yaşanır bir yer mi, havası suyu nasıl, sosyalleşmek kolay mı gibilerinden sorularım var. Bir arkadaşım gidip 1 yıl çalışıp geri dönmüştü, sorunca baya saydı sövdü ama sonuçta bir kişi, belki başka tecrübesi olan vardır diye buraya sorayım dedim :)
Bi iş teklifi var. Yaşanır bir yer mi, havası suyu nasıl, sosyalleşmek kolay mı gibilerinden sorularım var. Bir arkadaşım gidip 1 yıl çalışıp geri dönmüştü, sorunca baya saydı sövdü ama sonuçta bir kişi, belki başka tecrübesi olan vardır diye buraya sorayım dedim :)
0
plutongezegendegilmi
(15.04.21)
turist olarak gidilebilecek en güzel şehirlerden biri bence. yaşamak da güzeldir diye tahmin ediyorum para sıkıntısı olmazsa, bisikletle kanalların arasından işe gidip geliyorsun, nasıl kötü olabilir ki?
0
diffarentiationation
(15.04.21)
kiralar korku filminden cikma. ev bulmak da oyle. cogu insan giris seviyesindeki islerdeyse sehir merkezine yakin yasamiyor. tek basiniza eve cikacaksaniz, kiraniz maasin %30'unu cok gecmesin. iyi maasla cok zevkli, cok rahat yasarsiniz. tam bir expat cenneti.
0
buf-e kür
(15.04.21)
Ben de turist olarak gitttiğimde ilk dediğim şey bu şehre kesinlikle bir kez daha gelmeliyim doyamamıştım ki dolu şehir gördüğüm halde
0
esinikaybetmiscorap.
(15.04.21)
Teklif edilen maaş 90k, %30 rule diye bir şey varmış, aylık 6k civarı net ediyormuş. Bu parayla dünyanın herhangi bir yerinde iyi yaşanır gibi geliyor bana.

Hava kötüymüş. Bir diğer sıkıntı da ofis lokasyonunun şehrin dışında olması. Yani şehir merkezinde yaşayacak olsam 20km uzakta kalıyor iş. İşe yakın yaşasam da asosyal kalırım diye düşünüyorum.
0
🌸plutongezegendegilmi
(15.04.21)
Avrupa'nin en yasanilir sehirlerinden biri. Benim eski calistigim sirketin HQ'su Amsterdam'daydi, uzun aylar gecirdim her ne kadar orada yasamamis olsam da. Kacirmayin gidin. Havasi kotu cidden, kiralar da yuksek ama Hollandalilar ciddi tatli insanlar ve sehir cok guzel, duzenli.

Sehir disinda yasamak problem degil cunku toplu tasim isini cozmus durumda Amsterdam. Her yere ulasim oldukca kolay. Ayrica bisiklet denen hede muhtesem bir sey. Ulasimi dert etmenize gerek yok. Araba kullanicam derseniz o tam kabus ama orasi ayri.
0
alicia dominica
(15.04.21)
guzel sehir. havasi cok soguk degil ama asiri ruzgarli. soylendigi gibi tam expat sehri. 7den 70'e yolda gordugunuz herkesle ingilizce anlasabilirsiniz. dutch'lar diger avrupalilar gibi soguk kanli degil. guler yuzlu ve anlayisli insanlar. yasam ucuz fakat kiralar baya yuksek ama teklif edilen maas burasi icin yeterince iyi. esin/cocugun varsa bile hayli hayli yeter de artar. eger tek geliyorsan 1500 euro'ya guzel 60-70m2 ev tutabilirsin. sabit giderler arti market masrafin 500u gecmez. geriye kalan parayi keyfine gore harcayabilirsin
0
crucio
(15.04.21)
6k aylık net ise iyi para. güzel yaşanır amsterdam'da. direk gidin. hollanda pişman etmez.
0
faaip de oiad
(15.04.21)
bence biraz türkiye'deki maaşa da bağlı. türkiye'de 30k kazanıyorsam gitmezdim, altındaki bir mebla için giderdim. 6k euro net çok iyi para.
0
garavel
(15.04.21)
Amsterdam bana göre Avrupa'nın bana göre en sosyal, en yabancı-dostu, en güzel, en çok İngilizce konuşulan, en keyifli, yaşanır şehri. 1 numaraya koyuyorum. Orada yaşayan yakın arkadaşlarım var genel anlamda memnunlar.

Yalnız 90k brüt ayda 6k net ediyor mu ondan emin misin? Bir sitede hesaplama yaptım 4500 € civarında çıktı. 1500-2000 € arası kira ödemen lazım.

Düzenleme: %30 ruling konusunu bilmiyordum işaretleyince 5793€ gibi birşey çıktı. Gelir vergisinden belli ölçüde muafiyet sanırım. Güzelmiş :)

thetax.nl
0
Lethe
(15.04.21)
@garavel, TR'de maaşım yok, şirket battı :) Sağdan soldan arıyorlar ama 25k üzeri teklif yok henüz, o bandı geçebilmek için yönetici olmak gerekiyor sanırım.

Valla parasında da değilim, sıkıntı çekmesem yeter. Kaç yıldır aynı şehirdeyim, biraz gideyim dünya göreyim diye düşünüyorum.

@Lethe, güzel siteymiş, teşekkürler. Bana da ik'cı söyledi zaten.
0
🌸plutongezegendegilmi
(15.04.21)
Hiç düşünmeden giderdim. Türkiye'nin şartları gittikçe zorlaşıyor ve kötüleşiyor.
0
Sakinolmamlazim
(16.04.21)
merhaba,

Burada arama yapma zahmetine girerseniz, Amsterdam'da yasam ve calisma kosullari ile ilgili dunya kadar bilgi var hali hazirda.

www.eksiduyuru.com

Kislar soguk ve yagisli, yazlar iliman ve yagisli her daim ruzgarli. Eger asosyal degilseniz, baska kulturlere aciksaniz sosyallesmek cok rahat.
Herkesin hayattan beklentisi farkli, arkadasinizin beklentileri ile sizinkisi ortusmeyebilir.

Maas icin taxnl sitesini linklemisler zaten. Oradaki hesaba ek olarak, maasinizdan zorunli saglik sigortasi ve tercihinize gore emeklilik paketi kesilecek. Saglik sigortasi 120 civarindan baslar, emeklilik ise sizin tercihinize kalmis.

Ofisin sehre uzakligindan cok ulasimi onemli. Eger tren istasyonuna yakinsa 20 km sorun degil. Farkli sehirlerde yasayip calismak Hollanda genelinde cok yaygin, ulasim agi bisikletle beraber kullanildiginda gayet yeterli. Toplu tasima kullanmam derseniz gayet uygun fiyatlara arac lease edebilirsiniz, sehir disindaki cogu sirketin bunun icin destegi mevcut. 600-700 civari lease support veren yerler var.

Sikintidan kastiniz nedir, ne degildir siz aciklamadan tahmin etmek zor ama en basta soyledigim gibi site icerisinde arama yaparsaniz buyuk ihtimalle kafanizdaki sorularin buyuk cogunluguna cevap verildigini bulacaksiniz.
0
whisky
(18.04.21)
(17)

Türkiye'ye özel yurtdışında bulması veya tanınması zor meyve sebze

wild honey suckle
Selam duyuru.Geçen gün Meksika belgeseli izliyorduk ve bir pazarda adını sanını, tipini bilmediğimiz bir sürü meyve sebze gördük. Yurtdışındaki insanların çok bilmediği, onlarda pek yetişmeyen ürünlerimiz neler olabilir?Ben sanki Trabzon hurması gibi düşündüm ama illa bir yerlerde yetişiyordur.Var m
Selam duyuru.

Geçen gün Meksika belgeseli izliyorduk ve bir pazarda adını sanını, tipini bilmediğimiz bir sürü meyve sebze gördük. Yurtdışındaki insanların çok bilmediği, onlarda pek yetişmeyen ürünlerimiz neler olabilir?

Ben sanki Trabzon hurması gibi düşündüm ama illa bir yerlerde yetişiyordur.

Var mı bir fikriniz?
0
wild honey suckle
(14.04.21)
Endemik bitki bayağı var ama meyve pek yok.

Datça hurması olabilir.
0
dissendium
(14.04.21)
genel bir iklime sahip oldugumuz türkiye'ye özel birsey oldugunu sanmiyorum. varsa ya degisik yontemlerle farklı hale gelmistir yada batili o sekilde yemeyi tercih etmedigi içindir.

orn: cagla, erik yurtdisinda da var ama batililar bizim tursuluk domates gibi ham oldugunu dusundugu için marketlerde satmaz.

emin degilim ama trabzon hurmasi da ilk dedigim gibi farklı metodla o hale geliyordur heralde
0
buenosdias
(14.04.21)
Trabzon hurmasi dolu Lidllarda falan demirbaslardan hatta. Avrupa icin konusursak bizde olup onlarda olmayan yok gibi. Ayva ve yenidunya zor bulunuyor sanki cogu markette de yoktur, saga sola sorup manavini bulmak lazim. Bir de altin cilek bize ozgu gibi, marketlerde nadir goruyoruz onda da Turk mali oluyor genelde.
0
neverletyougodown
(14.04.21)
Ayva burada hiç görmedim - ABD

Kayısı ne zaman görsem hep Turkish çıkıyor.
0
howfaristhesky
(14.04.21)
Yaw artik hersey var da tadi yok. Goruntu 10 numara, gozunu kapat ne yedigini anlamiyorsun. Koku falan hicbirsey yok.

2-3 ay once ayva denedim, pabuclarimi kemirsem daha cok tat alirdim herhalde.
0
cooperr
(14.04.21)
çağla.

@buenosdias açıklamış sanırım sebebini
0
trajikomix
(14.04.21)
Iskin otu yok, rhubarb var ama tam olarak ayni sey degiller sanirsam. Acur gormedim.

Ama yine de yurtdisinda bilinmese bile otantik marketlerde her turlu bitki, sebze bulunabiliyor. Olmayan birsey olacagini sanmiyorum, ben de bu tarz marketlerde Afrikadan, Asyada ne gibi bitkiler gordum daha once hic gormedigim.
0
Haldamir
(14.04.21)
Şırnak ve Siirt’te yetişen soryaz adında sarımsağımaı bir şey var. Başka hiçbir yerde olacağını sanmıyorum:)
0
suicides underground
(14.04.21)
Incir. Gercekten en cok turkiyede var, avrupada satilan tazesi de kurusu da turk inciri oluyor.
0
kuehles blondes
(14.04.21)
Sivri biber olabilir belki, hiç denk gelmedim. Ya da vardır da terchi edilmediği için yaygın değildir.
0
spacevan
(14.04.21)
@trajikomik

Yunan/Arap marketlere cagla gelir, Kanada'ya geliyorsa Avrupa'da bulmakta sikinti olmaz. Aramak lazim.

Papaz erigi falan da bulunuyor.
0
cooperr
(14.04.21)
Yeni dunya da bulunuyor. Ayva Türk marketlerinde ve biomarketlerde var. Ayrica Almanya´da Mosel bolgesinde ayva bahcesi gezmisligim var.


Karadutu kuzey ve bati Avrupa´da bilmiyorlar. Agacini, Danimarka´da milli botanik parkinda gorunce, ciplak birakana kadar somurmustum de insanlar zehirli bir sey yedigimi sanip panik yapmislardi.
0
buf-e kür
(14.04.21)
"yurtdisi" genis bir kavram.

genellemek gerekirse ayva vs incir diyorum. imkansiz degil ama nadir.
0
hot potato
(14.04.21)
datça hurması +1
0
rose parks
(14.04.21)
Yesil erik. Can erik dedikleri seyden. Turkiyeye ozel olmayabilir ama kuzey amerikada yok.

Bir de carliston biber :)
0
taurina
(15.04.21)
rm
(15.04.21)
trabzon hurması ya da cennet elmasi amerikada cin marketlerinde yiginla var. ama sadece cin marketlerinde. hatta cok degisik degisik cesitleri de var. ben bizim yesil erikden hic gormedim. onun disindaki eriklerden var.

cagla hint marketlerinde oluyor
0
oscar
(15.04.21)
(9)

acilmis sarap

baldur2
buzdolabinda tutsam bile 1 hafta sonra icilir mi yoksa 1-2 gunde mi icmek gerek?
buzdolabinda tutsam bile 1 hafta sonra icilir mi yoksa 1-2 gunde mi icmek gerek?
0
baldur2
(13.04.21)
ben yeri geliyor açtıktan 1 ay sonra bile içiyorum . yanlış mıdır bilmiyorum ama
0
revi
(13.04.21)
Sarap gurulari acilir acilmaz icilmesi lazim der de ben mantarini kapatip 1 haftada iciyorum ufak ufak, sikinti yok..
0
cooperr
(13.04.21)
2. günden sonra ben içmiyorum. Durdukça ağırlaşıyor.
0
prole
(13.04.21)
10-15 güne kadar içmişliğim var. Yine olsa yine içerim.
0
baal
(13.04.21)
benim sınırım 3 gün.
0
a7x
(13.04.21)
sarap acildiktan sonra uzun sure durmaz. tadi bozulur. haa yukarida 10 gun, 1 ay sonra ictim diyenlerin kriteri tat degil. maksat alkol almak olsun. eger sen de oyleysen ic gitsin.
0
buenosdias
(13.04.21)
Sarabina gore degisir. Naturaller, genel olarak 3-4 gün cok iyi performans gosteriyorlar. Uzun süre maya ile iletisimde kalmis saraplar da oyle. Tatli ve yillandirilmis bazi saraplar, celik gibi oluyorlar. 10 gün bile asagiya cekmiyor mesela.

Endüstriyel saraptan cok bir beklentiniz olmasin, 1-2 gün gayet iyi bir sinirlama olur.

Ortalama bir sey soylemek yine de imkansiz.

Kirmizi ya da beyaz, hepsinin agzini iyice kapatin ve buzdolabinda tutun.
0
buf-e kür
(13.04.21)
1 haftaya kadar içerim. Geçenlerde kaç aylık şarabı içtim. Maksat alkol almaksa olur.
0
ruhen hastayim ben
(13.04.21)
sahsen acar tadina bakarim, hala iyiyse icerim.
0
yoggi
(13.04.21)
(11)

Biontech olmak varken Sinovac olmak

top_secret
Enayilik mi?(İkisine de ulaşabiliyoruz, tercih etmemiz gerekiyor)Not: Etrafımdaki biontech olan 3 kişi 2 gündür halsizlik, mide bulantısı, kol ağrısı çekiyor. Sürekli uykulular. Bu durumlar biraz korkuttu beni. Daha önceden covid geçirmiş, kronik hastalığı olmayan, genç bir birey olarak ne yapmak la
Enayilik mi?

(İkisine de ulaşabiliyoruz, tercih etmemiz gerekiyor)

Not: Etrafımdaki biontech olan 3 kişi 2 gündür halsizlik, mide bulantısı, kol ağrısı çekiyor. Sürekli uykulular. Bu durumlar biraz korkuttu beni.

Daha önceden covid geçirmiş, kronik hastalığı olmayan, genç bir birey olarak ne yapmak lazım?
0
top_secret
(12.04.21)
Annem 55 yasinda biontech vuruldu, herhangi bir yan etki gozlemlemedik. Tabi ki herkesin bunyesi farkli.

Asi sirasinda 1 kisi sinovac sirasindaymis, 30-40 kisi biontech
0
brkylmz
(12.04.21)
Sinovac`in kendi sitesine girip, son yayinina goz gezdirdiniz mi?

Dun dunya basininda servis edilen haberleri takip edip, Cin´in asi politikasini degistireceginden ve sinovac yeterli korumayi saglamadigi icin, muhtemel bir farkli asi kullanma yoluna girilecegini okumadiniz mi?

Adamlar kendi asilarindan ve bu asinin koruyuculugundan memnun degiller. Baska yollar ariyorlar.

Evet, asilar 2-3 gün halsizlik, ates vs. yapiyor. Sinovac olup da halsizlikten yakinanlar da var.

Sinovac asla tercih edilmemeli Biontech varken.
0
buf-e kür
(12.04.21)
biontech oldum. hafif kol ağrısı dışında sıkıntı olmadı. bünyeden bünyeye değişiyor +1
0
sutlu nescafe
(12.04.21)
ben yapısal durumundan ötürü sinovac taraftarıyım. inaktif olması nedeniyle daha az zararlı olabileceğini düşünüyorum. hiç etki etmese bile, vücud bunu atar, işe yaramadı derim.
biontech'in başarısını tartışmak yersiz olsa da mRNA olması, yapısal anlamda herhangi bir yan etkinin çok uzun süreler sonunda çıkacağı kanaatindeyim. Genç bireylerin 30 sene sonra farklı tür hastalıklara daha yatkın olabileceği kanaatindeyim (ilk aptamil mama kullanan bebeklerin, zamanımızın genç şeker hastaları olması gibi).
0
pccopath
(12.04.21)
kişiden kişiye değişir. 35 yaşındayım biontech oldum 2 gün kolum ağrıdı 3 4 gün baş ağrısı yaptı. ancak yaşıt arkadaşlarım da ağrı yapan da var yapmayan da ancak bir arkadaşta kısmi felç oluştu.(yüksek tansiyon hastası).annem babam sinovac oldu pek bir sıkıntı yaşamadı. kalbim sinovac dedi ancak beynim biontech.
0
mikahakkinen
(12.04.21)
şu an çevremde herkes biontech düşmanı, "ne olduğu belli değil" diye. başta da herkes sinovac düşmanıydı, "dandik aşı" diye.

biontech ve moderna aşılarının olduğu ülkelerde vaka ve ölüm oranları düşüyor diye biliyorum. tek başına bu bile yeterli bir neden bence.

ikisine de karşı değilim ama sırasını bekleyen kronik hastalıklı biri olarak mümkünse biontech'i tercih edeceğim ben.
0
nathanieltroy
(12.04.21)
mümkünse biontech seçerim, tamamen israil örneğinden dolayı.
ama o yoksa sinovac olurum, aşısız kalmam.
0
roket adam
(12.04.21)
Annemle babam biontech olmak istiyordu, rastlamadı şanslarına sinovac oldular,
Bana sıra gelirse ki çıkmaz ayın son çarşambası, biontech tercih ederdim. Ama aşı olsun yeter ki der sinovac da olurdum. +1
Gönlüm farklılık olması adına sputnik V aşısı olmak aslında :)
0
Hallegadola
(12.04.21)
Bu arada eklemeyi unuttum annem ve babamda hiç yan etki yapmadı sinovac. Çok şükür
0
Hallegadola
(12.04.21)
Biontech yerine coronavac tercih edenlerdenim. İşyerinde tek kişilik odada oturuyorum. Çekirdek ailem dışında kimse ile yakın temasım yok. Markete giderken 4 katlı maske kullanıyorum. Özetle, virüs konusunda son derece dikkatliyim. Hiçbir sağlık sorunum yok. 15 yıldır spor yapıyorum. Coronavac’ı, “ağır hasta olmamı engellese yeter” diye düşünerek oldum. Hiç işe yaramıyorsa da en azından zararı olmaz. Sağlık sorunlarım olsaydı ya da kalabalık bir ortamda çalışıyor olsaydım, biontech olabilirdim. Bağışıklık sistemime güveniyorum. Coronavac biraz destek atsa yeter:)
0
marcelorios
(12.04.21)
Zaten aşı olmak istemiyorum bir de gidip uzun vadeli denenmemiş teknolojiyi koluma vurdurmak gibi bir niyetim olmadığı için sinovac. İsterse sitesi olmasın. Alakası nedir çözemedim. Sitesinden mi satış yapıyor?
0
zoghurt
(13.04.21)
(19)

Macbook almali miyim?

nefertarii
maddi acidan sormuyorum; ancak soyle bir durum var. ben dayanikli bir bilgisayar istiyorum. isim surekli paper okumayi ve office'te ve endnote'ta calismayi gerektiriyor. 16 inc macbook cok avantajli geliyor (ekran boyutu acisindan okuma icin filan cok avantajli bence ve macbook oldugu icin uzun sure
maddi acidan sormuyorum; ancak soyle bir durum var. ben dayanikli bir bilgisayar istiyorum. isim surekli paper okumayi ve office'te ve endnote'ta calismayi gerektiriyor.

16 inc macbook cok avantajli geliyor (ekran boyutu acisindan okuma icin filan cok avantajli bence ve macbook oldugu icin uzun sure kullanabilecegimi dusunuyorum) bana o yuzden almak istiyorum.

siz olsaniz ne yapardiniz? bende su an lenovo thinkpad ve dell latitude var; ikisi de sarj acisindan tam bir epic fail, lenovo yeterince guclu degil; dell ise klavyesi ve acilmasinin bin saat surmesi disinda pek sikintisi yok. bunlar is bilgisayari ama ben mac'i kendi ozel isim icin kullanacagim.

fikirlerinizi alabilir miyim? ozellikle 16 inc mac filan kullananlar varsa ne dusunur?

tesekkurler.
0
nefertarii
(10.04.21)
almalısın
0
ishak77
(10.04.21)
16 buyuk gelmeyecekse al. ben 13 kullaniyorum, clamshell modda desktop gibi kullaniyorum. yeni m1 islemcinin durumuna gore mac miniye gececegim. yillarca goturur seni sikinti cikarmaz.
0
eksi sozlukte eksiyen adam
(10.04.21)
Benzer sebeplerle 2019'da macbook air aldım. OS'e alışmak biraz zaman aldı ama alıştıktan sonra verdiğim en doğru kararlardan olduğunu anladım.

"Once you go mac you never go back" sözünün varmış bir hikmeti harbiyesi :)
0
benevolent sun
(10.04.21)
küçük ekrana alıştım bayadır. büyük ekranlı teknolojik cihazları hammallık görüyorum. onun dışında işletim sisteminin esnekliği için macos'dan vazgeçemiyorum. windows tarafı da savunmasını yapabilir ama win önce görüp sonra kendisine ekliyor.
0
evimin paspasi
(10.04.21)
Bilgisayar ve tablet konularında Apple'ın rakibi yok. Tasarım, dayanıklılık, işletim sistemi stabilitesi, ekran kalitesi ve daha birçok konuda mac'ler gerçekten çok iyi. Performans demedim dikkat ederseniz çünkü onun ucu açık. Bence mac alın, hatta ekran boyutu çook da önemli değilse m1 işlemcili macbook air 16gb alın.
0
msb
(10.04.21)
16 inç mac kullanıyorum. Mükemmel bir alet, zaten yazılım sektöründe de standart oldu gibi bir şey, bir sürü şirket yazılımcılara bu bilgisayarı veriyor.

Klavyesi ve yazı yazması aşırı keyifli. Ekran boyutu / kalitesi iyi. Performansı da süper. Ama i9 işlemcili olan versiyonunu sadece o performansa ihtiyacınız varsa alın, tam kapasiteyle çalıştırınca inanılmaz pil yiyor (3-4 saatte bittiğini biliyorum). Sadece yazı yazacaksanız buna ihtiyacınız olmaz diye tahmin ediyorum.

Bi de M1 işlemcili aletler de baya güzel görünüyor. Ben olsam ve vaktim de varsa 16" M işlemcili çıkana kadar beklerdim (en geç sonbaharda, en erken ilkbaharda çıkar).
0
plutongezegendegilmi
(10.04.21)
Ha bir de ek olarak m1 işlemcili macbook'ların şarjı bitmiyor resmen.
0
msb
(10.04.21)
16 inç i9'lu macbook pro kullanıyorum. şarj durumunda beklentinizi bilmiyorum, eğer makale okumaya ek olarak kod derlemek veya hesaplama yapan bir program kullanmak gibi bir iş yapmıyorsanız 5+ saat götürüyor. eğer bu tarz performans gerektirecek bir iş yapacaksanız, 1.5-2 saat civarı dayanabiliyor bataryada.

bunun dışında kesinlikle öneririm. m1 çipin getirdiği ekstra performansa anladığım kadarıyla ihtiyacınız yok. 16 inçlik m1'in çıkmasını beklemeden mevcuttaki 16'lıklardan da alabilirsiniz.
0
nehara
(10.04.21)
biraz aykırı olarak ben de ipad pro önermek istiyorum, kalem + klavye kombosu ile hem şarzı çok iyi gidiyor hem de sadece office ve paper okunacaksa çok büyük rahatlık sağlıyor.
0
valkin rockefeller
(10.04.21)
Mac al. 16 inç alma. m1 güncellemesi gelecek onlara, o zaman alırsın. i9'lar eski teknoloji kaldı.
Alıştıktan sonra da dua edersin tavsiye edenlere. Müthiş bir cihaz. Şarjı da bitmiyor, kasası da güzel, kullanımı inanılmaz pratik, her şeyi çok iyi bir ekosistem.
0
roket adam
(10.04.21)
sadece paper okumak için macbook almak bence çok mantıksız. yazılımcı değilseniz grafik tasarımla uğraşmıyorsanız overvalued macbook.
0
yeahbutso
(10.04.21)
1 buçuk senedir macbook kullanıyorum ve hayatımda yaptığım en iyi şey mac'e geçmek. inanılmaz kolay ve güzel bir bilgisayar, hangi modeli olursa olsun. bence maddi olarak imkanın varsa macbook al geç.
0
nathanieltroy
(11.04.21)
2014'te aldığım Macbook Air'in bir kez klavyesini değiştirdim, bir de yakın zamanda fanın tozunu aldırdım.

Çalışmaya devam ediyor. Evde Linux ve Windows da var, ana bilgisayarım Linux ama Mac'ten de çok memnunum.
0
hayirsiz
(11.04.21)
2020 Model 16" Macbook Pro: 25 bin lira
2020 Model 13" Macbook Air (M1): 11 bin lira.

İşin ilginç tarafı ne biliyor musun? Yukarıdaki iki modelden 11 bin liraya satılan diğerinden daha iyi performans sağlıyor. Yukarıda M1'e ihtiyacın yok diyenleri sakın ama sakın dinleme. Tartışmasız tüm teknoloji inceleyenler artık Intel işlemcili macbook almanın devri kapandı diyor. 13" ekran olarak çok küçük dersen iki seçenek öneririm;
1) macbook air m1 ve yanına güzel bir monitör alabilirsin
2) Biraz bekleyip 16" M1 işlemcili MBP alırsın. Aslında bunu da önermem. Bu kadar para vermeye gerek yok. 13" bana yeterli geliyor. Bazen monitore bağlayıp işimi orda da yapıyorum.
0
himmet dayi
(11.04.21)
Bir de şarjı 4-5 saat gidiyor diye övmüşler 16" modeli :(

M1 macbook air 18 saat, M1 macbook pro da 20 saat gidiyor. İkisi de 16" modelin yarı fiyatından ucuz.
0
himmet dayi
(11.04.21)
13" macbook air (m1 islemcili) + monitor

7 sene once mac dunyasina gecmek verdigim en dogru kararlardan biriydi, parasinin hakkini sonuna kadar hakediyor. Servis yuzu gormedi, pili 1200 cycle yapti hala tek sarjla 3-4 saat gidiyor.
0
cooperr
(11.04.21)
50 defa yazılmış ben de yazayım yine.

Apple yalnızca en üst segment bilgisayar üretiyor (bi ara çıkan sade macbook garabeti hariç) bu sebeple çılgın uzun ömürlü oluyor fiziksel olarak da yazılımsal olarak da.

160 defa söylenmiş yine yazayım intel mac ürünü devri kapandı 16 inch olsun diye gidip sakın ola intel işlemcili mac almayın m1 macbook air ya da pro şarj süresi dayanıklılık performans olarak sınıfında şu an tepedeler. Mutlak surette 16 olsun diyorsanız bu son çeyrekte yenilenmiş kasası ile apple işlemcili 16 gelecek çok fena bi alet olacak onu bekleyiniz. Ya da maddiyat gerçekten dert değilse şimdilik m1 air 13 alıp (ki çok güzel bi alet) 16 çıkınca air'i eşiniz/sevgiliniz/çocuğunuz/kuzeninize verin :)
0
hedep
(11.04.21)
intel işlemcili apple'ları enayilik olarak gördüğüm için m1 işlemciye geçtikten sonra anında bir macbook air aldım. işim makale okumak, kod yazmak, nispeten büyük çıktılara analiz yapmak, uzak bilgisayarlara iş göndermek falan. sıradan akademi işleri.

üretkenliğimin tavan yaptığı başka bir dönem olmamıştır herhalde. çok responsive olduğu için dikkatim dağılmadan işimi yapıyorum. eskisinde yeni bir tab açacakken bilgisayarın keyfini beklediğimden yapacaklarımı unuturdum, o derece hantaldı.

bu hap gibi bi' şey zaten, hafif ama kuvvetli. hafta içi 3 gün günde durmaksızın 7-8 saat açık kalıyor, haftada anca bir kere şarj ediyorumdur. alalı 4 ay oldu ama herhalde 15 kere şarj etmemişimdir daha. geçen karantina dolayısıyla labdaki makinalara görsel olarak erişmek için dell'in gene böyle ufak bir modelini verdiler, yok abi kütük gibi bırak allah aşkına.

m1 macbook yılan mübarek ehue.
0
chezidek
(11.04.21)
Tam bu soruyla yola cikmistim, dayanikli, bir iki sene sonra orasi burasi catlamayan, plastik parcalari elimde kalacak bir laptop istemiyordum artik. Sarj suresi cok tatmin edici. Klavyesini de rahat buluyorum. Daha once evde hic mac kullanmamistim, kesinlikle sinif atlatiyor.


Ben de kendi isim icin, okuyup yazmak ve not almak odaginda kullaniyorum.

Yeni seriden (M serisi) aldim bu yilin basinda. Cok memnunum.
0
buf-e kür
(11.04.21)
(9)

Yerden isitmali parkeyi patlatiyor muyum?

buf-e kür
Ahsap parke zemin. Catlatmak, kirmak asla goze alamayacagim hasarlar. Onerisi olan, lutfen sakinmasin.87 kg agirliginda bir dolabi, icini de doldurunca yaklasik 200 kg, belki daha da ustunde olacak bir dolabi bu tip bir parke uzerine yerlestirmek sorun cikartir mi? Dolabi alacagim yerin teknik ser
Ahsap parke zemin. Catlatmak, kirmak asla goze alamayacagim hasarlar.

Onerisi olan, lutfen sakinmasin.

87 kg agirliginda bir dolabi, icini de doldurunca yaklasik 200 kg, belki daha da ustunde olacak bir dolabi bu tip bir parke uzerine yerlestirmek sorun cikartir mi?

Dolabi alacagim yerin teknik servisini aradigimda, hic boyle bir geri donus almadiklarini, sorun cikmayacagini soylediler. Ancak emin olamiyorum.

Bu dolabin altina bir sey yerlestirmek mantikli olur mu? Cevabi evetse, hangi malzemeden?

Zemini korumak icin alabilecegim onlemler neler?

Dolap 1.65 cm uzunlugunda, 70 cm eninde.

Su ürün: www.liebherr-tr.com
0
buf-e kür
(09.04.21)
o ağırlıkla pek bir şey olacağını sanmam. ama illa da içim rahat etsin diyorsan, altına düz tahtamsı bir şey koyarak baskı yüzeyini arttırabilirsin.
0
jelly bear
(09.04.21)
bir şey olmaz fakat uzun süre duraksa parkede iz yapar. profesyonel ürün olduğu için, ayaklarına lastik takoz koyulabilir belki. alacağınız yere sorarsınız. yoksa bauhaus'tan falan siz alırsınız ayakların altlarına yerleştirirsiniz.

fakat ben olsam bu ürünü parke olan yere koymazdım. bir şekilde arıza yapar, su akıtır, şarap şişesi düşer kırılır vb. parkelere hasar gelir.
0
malheiros
(09.04.21)
200 kg desek 4 ayaklı 1 dolapta ayak başı 50 kg noktasal yük demek.

internette taşıma gücü olarak baktım bir şey bulamadım. önlem olarak tüm ayaklar altına aynı boyutta dengeyi bozmayan bir geometride birer tahta parçası koyabilirsiniz. yükü noktasal değil yayılı yük olarak parke üzerine yayacaktır. bir zarar görme ihtimali varsa bunu minimize edecektir.
0
morcivert
(09.04.21)
Morcivert+1
0
kisa
(09.04.21)
bakkal hesabı düz mantık yürütüyorum; 125 kiloyum, sandalyede oturduğumda, evde yürüdüğümde ya da ayakta sabit durduğumda parkelere zarar vermiyorum.

Keza evde bahsettiğin dolaba benzer ölçülerde tıka basa dolu bir kitaplığım var, tam kilosunu bilmiyorum ama 2 kişi yerinden kıpırdatamıyoruz, mesela bu da parkeye zarar vermiyor kesinlikle.

Bence hiç bir şey olmaz.
0
zikardo
(10.04.21)
Bulabilirsen eski tır lastiği bul. 4'e kestir ayaklar üzerine koy. Sanayide bulunur.
0
komando kani var bende
(10.04.21)
mdf kestir, dolabı mdfnin üstüne koy. yük dağılacağından zarar görme ihtimali epey düşer
0
aslindasorunumpsikolojik
(10.04.21)
En görünmeyeni, bauhaus'un aslinda camasir makinelerin altina koymak icin sattigi plastik sey oldu.

Takozdur, mdfdir, bunlar ciddi ciddi cirkin durur diye düsünüyorum.
0
🌸buf-e kür
(13.04.21)
bence mdf, takoz falan değil de, bir mutfakçıya ya da bir mobilyacıya belki mutfağınıza ya da dolabın koyulacağı yere uygun bir platform gibi bir şey yaptırabilirsiniz.

ya da olmazsa bir platform yapılır, ön tarafına da uygun bir süpürgelik, tezgah altı baza profili ya da çıta tarzı bir şey takılır, bütünlük olur.
yani bence de sizin yapmanızla olmaz, çirkin durur.
oranın ölçüsüne göre bir şey yapılması, sağıyla soluyla aynı ya da oraya uygun bir renkte veya malzemede olması lazım.
0
blatta hiberna
(13.04.21)
(12)

Temmuz ayında Türkiye'ye gelinir mi?

logisticsmanager
Iki sene oldu aileyi, arkadaşları görmeyeli. Temmuz ayında iki hafta gelelim diyoruz, lufthansa ile güzel bulduk.Temmuzda sizce en azından geçen yaz gibi olur mu? Bana artık yazin da insanları tutamazlar gene geçen yaz oldugu sekilde olur gibi geliyor. Zaten çok gezmeye değil de aileyi görmeye geliy
Iki sene oldu aileyi, arkadaşları görmeyeli. Temmuz ayında iki hafta gelelim diyoruz, lufthansa ile güzel bulduk.
Temmuzda sizce en azından geçen yaz gibi olur mu? Bana artık yazin da insanları tutamazlar gene geçen yaz oldugu sekilde olur gibi geliyor. Zaten çok gezmeye değil de aileyi görmeye geliyoruz (Avrupa'dan). Bir de yemek yemeye, üzerime iskender kebap, copsis, baklava atilsin istiyorum :/
0
logisticsmanager
(09.04.21)
ben olsam riske girmezdim. evet ozlem fazla olmus olabilir ama turkiye su an icin cok riskli. boyle devam ederse tr ucuslarini da askiya alabilir avrupa.
0
duyulmasi gerektigi kadar
(09.04.21)
dün abd'deki komşularla konuştum. onlar da aşı olmuş gelmek istiyorlar ama gelmemeniz daha hayırlı olur dedim. yaşları da 70'in üstünde.

bu arada karaköy güllüoğlu yurtdışına baklava yolluyor :)
0
sutlu nescafe
(09.04.21)
Agustosta gidiyoruz biz. Gecen yazdan daha rahat olur bana kalirsa, su anda bile insanlarin umrunda degil.

Ailenin buyukleri asi oldu, biz de gitmeden olacagiz buyuk ihtimalle. Iki taraf da asili olunca cok bir risk kalmiyor ortada aslinda.

Baklava olarak da gaziantep elmacipazari gulluoglu da yurtdisina gonderiyor. Karakoy gulluoglundan birkac gomlek daha iyi. Ingiltereye kilosu 30 pounda geliyor, sizin oralara da benzerdir herhalde, deger kesinlikle
0
fakyoras
(09.04.21)
ben olsam gelmem
0
in vino veritas
(09.04.21)
Avrupa'daki vaka sayılarının da düşük olmadığı varsayılırsa (özellikle Fransa, İtalya gibi yerlerde), yaza kadar vaka sayıları Türkiye'de biraz düşer, anne babanız ve siz de gelmeden önce asilanirsaniz, geldiğinizde de gezmek yerine aileyle vakit geçirmeyi tercih ederseniz bence gelinebilir. En azından biz ailecek öyle yapacağız.
0
fraise
(09.04.21)
Aşı olmadığınız sürece kesinlikle gelmeyin. Her şey olabilir bu saatten sonra.
0
roket adam
(09.04.21)
Geleceğin yerde virüs yok mu? Var.
Ha orada kurallara uyumuşsun ha burada. Türkiyedeki virüs daha bulaşıcı değil nasıl olsa, vaka sayısı çok ama örneklemin küçük olacağı için(tüm ülkeyi gezmeyeceğini düşünerek) ayrıca riske girmiş olmayacaksın.

2 sene uzun bi süre, bu yaz gelmezsen öbür yaza kadar gelemezsin çünkü kışın sayılar artıyor, muhtemelen yazın sayılar biraz daha düşecektir. Ben olsam gelirdim.
0
Jux
(09.04.21)
Bizim asi zor gibi, yaslar 28-26, hastalik vs yok, risk grubunda degiliz. Bilmiyorum. Babam oldu, annem de herhalde o zamana olur.

Kafam karisik vallaha buradan da herkes mantikli cevaplar vermis yani :/
0
🌸logisticsmanager
(09.04.21)
Ben Haziranda geliyorum.Ustelik uzaktan calisip uzun sure kalmayi planliyorum. Almanya asi isini beceremedi belki Turkiye'de asi sirasi gelir :)
0
turkuaz
(09.04.21)
Benim de gitmem lazim 3 sene oldu gidemedim. A$i olduktan sonra gitmeyi dusunuyorum.
0
cooperr
(09.04.21)
Sizle yaklasik olarak ayni durumdayim. Türkiye´ye gelmeyeli 1 seneyi gecti. En yakinlarimi gorsem yeter diyorum, ancak ortalik kiriliyor. Annem-babam asi oldular, simdi korona da oldular, yatak dosek yatiyorlar. Ben de asi oldum, yuksek risk grubundayim ve su an icin Türkiye´ye gitmeyi planlamiyorum.

Temmuz bana cok gercekci gelmiyor. Gecen yildan daha da kotu olacak bence. Gecen yil ciddiye alinan sokaga cikma yasagi, isleyen kati kurallar bu yil oyuncak oldu, kimsenin kurallari, yeni uygulamalari ciddiye aldigi ya da alacagi yok. Ayrica dondugumde uzun sure karantinada kalmak istemem, hele de yazin ortasinda... Donunce karantinada gercekten kalabilecek misiniz?

En güzeli Yunanistan kapilari acsin, ortada, guzel ve sakin bir adada bulusalim. Yoksa zor.

Asla su vakitte ucak bileti alip kendinizi ekstra strese sokmayin derim.
0
buf-e kür
(09.04.21)
Çekya'da yaşayan ve sonbahara doğru bebekleri doğan arkadaşlarım iki kez gelip gittiler bebek doğduktan sonra. Şaşırmadım dersem yalan olur ama, sonuçta herkes kendi risk-yarar-zarar hesabını yapıp karar veriyor. Şu süreçte salmayıp tedbirli davrananlar olarak zaten psikolojimiz alt üst oldu artık. Tedbirli davranmaya devam ederek kendimize hareket alanı yaratabiliriz hatta yaratmalıyız diye düşünüyorum ben. Ama herkesin koşulları farklı tabii.
0
gmzo
(09.04.21)
(12)

yurt dışı deneyimleriniz

rakicandir
Selamlar arkadaşlar, Herkes gibi ben de yurt dışında yaşama niyeti taşıyorum ve belki de bir yerlerden başlamak gerektiğini düşünüyorum. Siz böyle bir karar verdikten yerleşene kadar hangi aşamalardan geçtiniz? Geriye dönüp baktığınızda şöyle yapılsa daha iyi olurdu dediğiniz şeyler var mı?Bunun dış
Selamlar arkadaşlar,

Herkes gibi ben de yurt dışında yaşama niyeti taşıyorum ve belki de bir yerlerden başlamak gerektiğini düşünüyorum. Siz böyle bir karar verdikten yerleşene kadar hangi aşamalardan geçtiniz? Geriye dönüp baktığınızda şöyle yapılsa daha iyi olurdu dediğiniz şeyler var mı?
Bunun dışında yaşadığınız ülkeden memnun musunuz? evet ya da hayırların nedenleri neler?

Şimdiden teşekkürler.
0
rakicandir
(06.04.21)
ilk asama olarak, "yurt disi" neresi onu netlestirmeniz lazim. dubai mi danimarka mi vs...
0
hot potato
(06.04.21)
En büyük hatam bunu ister istemez harekete geçmemek oldu.
0
howfaristhesky
(06.04.21)
ana dilini bilmediğiniz yere gitmeyin. giderseniz de ilk iş olarak çabucak öğrenmeye bakın.

ana dili farklı olan ülkelerde ingilizceye sırt dayamayın her ne kadar herkes ingilizce bilse de.

ayıp oluyor.
0
AlsterWasser
(06.04.21)
Hem yazılımcıydım, hem akademisyen. Fırsatım oldu, İtalya'da 1 yıla yakın kaldım, beceremedim. Sosyal entegrasyonun sıfıra inmesi bana göre değil. Şu an komple rafa kaldırdık o meseleyi. Arada aklımıza geliyor ama artısını eksisinden daha fazla kılamadık.
0
prole
(06.04.21)
Merhaba,

Eğitim veya evlilik yolu ile gitmeyecekseniz eğer zannımca 2 husus çok önemli:
1. Diliniz çok iyi olacak (mümkünse ing + yerel dil)
2. Yaptığınız içi çok iyi yapacaksınız
0
but that was just a dream
(06.04.21)
Tam olarak bu sürecin içindeyim. 2 yaşında bir bebekle beraber çekirdek aile olarak İngiltere'ye, ikinci dalganın tam olarak vurduğu Ekim ayında geldik.
Burayı seçme sebeplerimiz, dili biliyoruz, daha rahat iş bulabiliriz, ekonomi ne kadar sallansa da dünyada üst sıralarda vs. gibi şeylerdi.
Başka Avrupa ülkelerine de gidebiliyorduk ama yukarıdaki nedenlerden buradayız.
Taşınma kararını zaten 10 yıldır düşündüğümüzden aslında kafada çok önce vermiştik.
Geçen yaz, covidden delirmek üzereyken, eşimin eğitimiyle bağı kalmaması sonrası hafiften biraz gaza geldik. O bana "artık gidelim durmak istemiyorum" dedi, ben "hay hay" dedim.
Bunu dedikten yaklaşık 2.5 ay sonra kendimizi burada bulduk.
Taşınmak, eşya toplamak, ev bulmak vs. hakikatten işkence.
Yeni taşınılacak ülkeye eğer orada herşey ekstrem pahalı değilse, eşya taşımak çok saçma.
Adaptasyon ve yalnız olmamak çok önemli. Bizim şu ana kadar dayanabilmemizin tek sebebi 3 kişi olmamız. Yoksa bu pandemi ortamında tek başıma gelmiş olsam yalnızlıktan kafayı çizerdim sanırım. Zaten adapte olabilecek sosyal ortam yok, ofisler kapalı.
Bundan dolayı iyice tartıp, o ülkenin atmosferine dahil olabilecek misiniz bakmanız lazım. Ben hala heryer açılınca gidebileceğim klupleri, dernekleri araştırıyorum. Yoksa geçmez hayat.
Geri dönüp bakarsam, keşke daha erken yapsaydım derim. Covid esnasında değilde, 2 yıl önce yapmış olsaydık, burada doktoru da, komşuyu da herşeyi bilirdik. Bu kriz esnasında bu kadar yalnız kalmazdık.
Ne kadar kapalı olsak da, yine de memnunum. Gelecek açısından daha pozitif olabildiğim bir yerdeyim. Biliyorum ki bir sorun çıkarsa hakikat ile çözüm aranacak. Boris şapşalı ne kadar saçmalamış olsa da başlangıçta, yanındaki bilim insanları güzel bastırdı ve toparladılar.

Kısaca, kararı kesin vermek, uygularken caydırıcı fikirlerden uzak durmak (ailemi özlerim, türk damak tadı, aman burda bir şekilde yaşıyoruz işte) çok önemli. Gidiş için yasal altyapıyı kurmadan gaza gelmemek de lazım. "Ben gidicem yeaa" deyip sınırdan yüzerek geçmeye kalkmayın. Geldiğinizde ise, "of bi lahmacun yah" deyip kıvranmayın, ortama adapte olmaya bakın. (Bu ortamda ne kadar olursa) Zaten isteyerek yaparsanız, memnun olmak için bir sürü sebep bulursunuz.
0
quaker
(06.04.21)
Arkadaşlar sorum sanırım açık olmadı gelen cevaplardan anladığım kadarıyla:
1- hangi aşamalardan geçtiğinizi sordum. ilk önce şunu yaptık sonra bunu yaptık vs vs.
2- geriye bakınca şunu yapsak iyi olurdu, keşke önceden yapsaymışız dediğiniz deneyimleriniz.
3- yaşadığınız ülkenin ekonomik, siyasi, kültürel vb yönlerden sizi olan olumlu olumsuz etkileri.

Yani dil yazmışsınız tamam saygı duyuyorum da madagaskar'a ya da nepal'e gidip türkçe dışında bir dil öğrenmeyeceğimizi mi düşünüyorsunuz?
0
🌸rakicandir
(06.04.21)
bu arada her yıl yeşil karta başvurmayı unutma.
0
fransiz burjuvasi
(06.04.21)
1. İngilizce öğrenmek,

2. İstediğim ülkede Erasmus yapmak,

3. Dile hakimiyet ve Master,

4. Kalıcı bir iş bulup, yerleşmek,

5. Vatandaşlığı almak.

Geriye dönüp baktığımda daha iyi olurdu diyebileceğim bir şey yok.

Memnunum, her gün Türkiye'nin durumunu gördükçe memnuniyetim daha da artıyor.

Eksi(k) yanları elbette var. Ancak genel olarak, maddi-manevi, tatmin edici. Daha iyisini ya da farklısını istersem, başka ülkeye giderim.

Bu aşamalara dahil olmayan bir şey var, o da en önemlisi: uyum, adapte olabilme kabiliyeti. Bunu yapabiliyorsanız gerisi geliyor. Mutsuz olup, her gün ağlayıp geri dönmeye çalışanı da çok çünkü.
0
buf-e kür
(06.04.21)
1 - Dil harbiden cok onemli. Gitmeden cok iyi bilmene bence kesinlikle gerek yok ama orta seviye falan olman lazim ayak basmadan, yoksa cok zorluk cekersin. Zaten hicbir zaman anadilin gibi olmuyor. Dili bilmiyorum ama oraya gidince hallederiz, o arada ingilizce yeter bence sikintili bir bakis acisi cunku belli bir seviyeye gelene kadar ustunden silindirle gececekler, seni bitirecekler.

2 - Dilden sonra ikinci en onemli sey bence para, meslegin disarsa para etmiyorsa sikinti var. "Abi asgarinin iki kati aldinmi yeter, burada alim gucu cok yuksek" ekibine kesinlikle katilmiyorum, o is oyle olmuyor. Hayata gercek anlamda katilabilmen icin, hele ailen colugun cocugun falan varsa cok iyi kazanman lazim. Ama gocmen olarak bu zor, maaslar dusuk.

3- 20 senedir kanada'dayim, bunun yarisi okumakla gecti. Ben memnun degilim, beyaz yakaya burasi super gelin demem, maddi manevi olarak overrated bir ulke. Mavi yakaya ise gelin diyorum cunku orada goremedikleri hayati burada yasiyorlar, inanilmaz paralarla oynuyorlar. Beyaz yakanin hali ise bence icler acisi, rezillik. (Doktor/Avukat ve bazi ITciler haric)

4- Simdiki aklim olsa 10 sene once bizim copluge donerdim, gec kaldim boka battim.

5- Yurtdisi herkes gore degil, caki gibi psikoloji lazim. Hayal kurmak guzel ama malesef hayallerle gercekler birbirini pek tutmuyor. Ben cok pahali bir restauranta benzetiyorum disariyi. Hep camdan izlemissin, bir gun burada yiyecem demissin. Sonra o gun gelmis, iceri girdin, ortam super, servis on numara. Tabaklar geliyor, yemegin goruntusu harika. Sonra bir catal aliyorsun ve tadinin bombok oldugunu anliyorsun.
0
cooperr
(06.04.21)
1-evlilik yoluyla geldiğim için anlatılacak birşey yok pek. Garanti bir süreç, sadece biraz uzun o kadar.
2-is bulamam vs diye dert edip, ilk arayan isi kabul etmeyeydim iyiydi. Dünyanın top 3 fmcg firmasından biri ama calisma bana uymadı, parasi da azdi. 4 ay sonra kontrat bitiminde yenilemedim, 4 ay sonra iş buldum çok çok daha iyi sartlara. Kısacası alanınız tedarik zincirindeyse is her türlü var, dert etmeyin.
Bir de çok mobildim ama daha büyük şehir ve düzgün havasi olan yer seçmek lazim. Ben 150 bin kisilik kuzeyde bir şehre gittim, İzmir'den gelen adama yaramadi. Sehir cok sirindi ama olmadi.

3- olumlu çok var ya anlat anlat bitmez. Onun dışında Türkiye gibi dandik bir is kültürü olan yerden sonra sağlam is kültürü öğrendim, bu da cok arti.
Olumsuz: yani aklıma pek gelmiyor. Türkiye gibi insanlarin somuruldugu bir yerden sonra o somurulen hayatin eksikligi var; gece bilmem kaca kadar acik olan cafe, gece 12de kapanan market, her yer bim/bakkal, yemeksepeti, parayi bastırıp herşeyi yapabilmen. Onun dışında çalışanların haklari cok haliyle müdür olduğunda dert Türkiye'ye oranla daha fazla, ki güzel birşey bu. Sadece Türkiye'ye alisan bir müdür burada sıkıntı yaşar, hele o tipik kültürden geliyorsa.
Bir de Türkiye gibi calisanin 4bin alirken sen 20bin alamazsin. Yani sinif farki az. Ülkenin çoğu benzer maas aliyor Bu bazilarina kötü, anlıyorum onlari da. Bana göre çok iyi. Türkiye'de migros calisani calismaktan depresyona girecekken buralarda o hale dusur(e)miyorlar. Düşen de doktora gidip burn out alir yani.
0
logisticsmanager
(06.04.21)
lisede almanca öğrenmiştim. trde üni kazandıktan sonra hedefim almanyaya gidip orada devam etmekti. ünide erasmusa hak kazandım çalışıp. erasmusa 1 dönemlik gittim, 2. dönemde de büyük bi şirkette ücretli staj ayarladım, bi 6 ay da onu yaptım, bana alman iş disiplinini öğrettiler döve döve, çok faydasını gördüm. o süreçte üni başvuruları yaptım orada devam etmek için. sözlü olarak tüm kabulleri halledip iş formaliteleri halletmeye kalmışken son anda bir kararla kalmaktan vazgeçtim. almanya çok güzel bir ülke, bekçinin bile hayat kalitesi çok yüksek trye göre, bence ırkçılık da çok düşük, bir türkün en başarılı olabileceği ülkelerden biri. ama bir yerde yabancı olma hissi, sürekli kendini anlatmak zorunda olmak, sürekli bi sen türke benzemiyorsun tribi, hayır benim gibi türkler de var muhabbeti, diğer göçmenlerle kıyaslanmak, avrupa insanının arkadaşlık kavramının bizdekine göre çok uzak olması, sürekli vize ve oturma izni gerginliği ile uğraşmak (en azından bi süre) vs vs bunların hepsi biraz yordu beni. şu an iyi ki de kalmamışım diyorum.

sonuç olarak trde yazılım tarzı bi iş yapıyorum, remote çalışıyorum zaten tr ile işim yok, istisnai düzeyde para kazanıyorum, almanyada yaşayacağım hayata denk - daha iyi yaşıyorumdur, uzakta olmak zorunda da kalmadım. **AMA** şu an 2020 itibariyle yeni mezun olsam, tüm kariyerimi yurtdışı üzerine kurarım. trde yeni mezun için eski fırsatlar ve alım gücü yok, çok zor bir hayat bekliyor gençleri.
0
roket adam
(06.04.21)
(4)

[Vegan] Makarna Sosu

AlsterWasser
Biraz bakındım ama tam tatmin olmadım.kolay yapılabilir şöyle güzel bir makarna sosu tarifiniz var mı?napoliten ne bileyim vegan bolognese falan değil de krema kıvamında olanlardan asıl aradığım kıvam.
Biraz bakındım ama tam tatmin olmadım.

kolay yapılabilir şöyle güzel bir makarna sosu tarifiniz var mı?

napoliten ne bileyim vegan bolognese falan değil de krema kıvamında olanlardan asıl aradığım kıvam.
0
AlsterWasser
(06.04.21)
Avokado sosu var. Avokadoyu çatalla ezip, sarımsak, limon suyu, tuz ve karabiberle karıştırıyorsun, blenderla da olur.
Edit: ceviz veya yer fıstığı da ekleyebilirsin.

Edit 2: pesto sos da var ya, fesleğen bulursan.
0
pati
(06.04.21)
Vegan şekersiz süte sarimsak, un, dereotu ekleyin pişirin.
0
howfaristhesky
(06.04.21)
Nohut konservesi suyunu mikserde iyice karıştırın, sarimsak ve dereotu ekleyin.
0
howfaristhesky
(06.04.21)
Çok var da, krema kıvamında olacak ama içeriğinde vegan krema olmayacak mı? O kısmını pek anlamadım.


Ya fındık/fıstıktan taze peynirimsi bir karışım yapacaksınız ya da nutr. yeast kullanacaksınız.

Kaju fıstıklı, kuru domatesli: foodwithfeeling.com

Nutr. yeast ile yapılan tarifler kıvam bakımından memnun edici sonuç veriyor.

Pesto da bir seçenek. İster ceviz bazlı yapın, ister klasik tarifleri uygulayın. Parmesan yerine nutr. yeast koyun, oldu bitti.

Burada brüksel lahanası yerine, başka sebze de kullanabilirsiniz, bence yeşil kuşkonmazla harika oluyor: minimalistbaker.com
0
buf-e kür
(06.04.21)
(5)

''Ve'' kelimesi satır başında mı, satır sonunda mı?

my jekyll doesnt hyde
Merhaba,Bir makale yazıyorum ve bi' sorum var.Ve kelimesini satır sonunda mı yazıyoruz, satır başında mı?Normalde konuşurken ''ve'' bağlacını kendisinden sonra gelen kelimeyle birlikte okuyoruz ancak yazımı nasıl, merak ediyorum.Elde ettiğimiz tüm veriler vearaştırmalarımızElde ettiğimiz tüm veriler
Merhaba,

Bir makale yazıyorum ve bi' sorum var.

Ve kelimesini satır sonunda mı yazıyoruz, satır başında mı?
Normalde konuşurken ''ve'' bağlacını kendisinden sonra gelen kelimeyle birlikte okuyoruz ancak yazımı nasıl, merak ediyorum.


Elde ettiğimiz tüm veriler ve
araştırmalarımız


Elde ettiğimiz tüm veriler
ve araştırmalarımız
0
my jekyll doesnt hyde
(05.04.21)
yeri ile ilgili bir düzenleme yok. elle yazacaksanız okuyana kolaylık olsun diye satır sonunda bırakabilirsiniz.
0
helenart
(05.04.21)
Ve yerine virgul koyacak olsaniz nereye koyardiniz? Ben hep boyle dusunuyorum.

Birinci secenegi secerdim, ancak bu bir kural degil.
0
buf-e kür
(05.04.21)
Bildigim kadariyla boyle bir kural yok. Ama helenart +1
0
invictae
(05.04.21)
1. seçenek doğrusu
0
sta
(05.04.21)
biz altyazı çevirisi yaparken devamında bir şey geleceği algısı oluşsun ve okuma akışı kesilmesin diye sona koyardık, bence düzyazıda da böyle olmalı
0
kül
(05.04.21)
(4)

İstanbul'daki Başkonsoloslukları Gezmek

kizil sakalli sari
Merhaba,İstanbul'da, Beyoğlu'nda pek çok, tarihi önemi de olan başkonsolosluk var. Merak ediyorum, özel de olsa rehberli turlar yapılıyor mu hiç? Ya da tarihi bir gezi yapmak için ne yapmak lazım, illa bir kokteyle, sergiye vs. davet edilmek mi gerekir, vatandaşı mı olmak gerekir -her vatandaşın da
Merhaba,

İstanbul'da, Beyoğlu'nda pek çok, tarihi önemi de olan başkonsolosluk var. Merak ediyorum, özel de olsa rehberli turlar yapılıyor mu hiç? Ya da tarihi bir gezi yapmak için ne yapmak lazım, illa bir kokteyle, sergiye vs. davet edilmek mi gerekir, vatandaşı mı olmak gerekir -her vatandaşın da öyle dan diye girme şansı olduğunu düşünmüyorum tabi ama-?

Daha önce hiç yapan oldu mu aranızdan, nasıl oldu, tavsiye verilebilecek gibi bir iş midir?

Teşekkürler!
0
kizil sakalli sari
(05.04.21)
çok güzel soru. ama konsoloslukların önemi nedeniyle "tur" yapacaklarını hiç sanmıyorum. bir davette bile davete geleceklerin listesi daha önceden onaylanıyordur vs vs vs
0
co2s2
(05.04.21)
Ankara´da Avustralya baskonsolosluguna gitmis, gezdirilmis sonra da baskonsolosun kendi evine davet edilmistik. Disaridan kimse girmiyordu, davetiye ile giris yapiliyordu. Türkiye´nin temsilcilikleri de yurtdisinda oyle. Vatandasi olsaniz da randevu ile giris yaparsiniz.


Vatandasi da bir isi varsa gidiyor, oyle gezeyim, bir bakayim diye girip cikilmaz.
0
buf-e kür
(05.04.21)
konsolosluklara pek çok defa girmiş birisi olarak söyleyebilirim ki girmek kolay değil. bir toplantı veya etkinlik olacaksa davet edilmeniz ve isminizi bildirmeniz gerekiyor. kapıya gittiğiniz zaman içeri girmeden önce isminizi ve ne için geldiğinizi söylüyorsunuz, kontrol edip öyle içeri alınıyorsunuz.
tur gibi şeyler hiç duymadım.
0
dafuq
(05.04.21)
konsolosluk turu hiç duymadım, ama amerikada eskiden beyaz sarayı bile randevu alıp gezebiliyordunuz. hey gidi günler hey. artık sadece us capitol gezilebiliyor.

ha bir tur rehberi ile, burası şu binası diyip tarihini anlattığı dışarıdan binasına bahçesine bakılan bir tur gezisi yapılabilir. ücretini verdikten sonra neden olmasın, çok zor değil. ha bazı konsolosların güvenlik görevlileri size bir gbt yaparlar ya da şüpheli görüp kovalarlar kesin.
0
halanne
(05.04.21)
(17)

İngilizceyi hangi aksanda öğrenmeli

Unde bach canim
-amerikan aksanı yeterli- british aksanı önemli- her ikisini de öğrenmek gerekli.Hedef ab üyesi ülkeler.
-amerikan aksanı yeterli
- british aksanı önemli
- her ikisini de öğrenmek gerekli.

Hedef ab üyesi ülkeler.
0
Unde bach canim
(03.04.21)
amerikan bence, ingiliz aksanını native olmayan birisinin yapması çoook zor ve kulak tırmalar, komik durur.
0
garavel
(03.04.21)
Glottal stop mevzusunu ister istemez yapıyor durumdaysan British devam; aksi durumda British lüzumsuz.
0
vedatchilipeppers
(03.04.21)
1
0
but that was just a dream
(03.04.21)
nereden ogrendiginize gore degisir. TR ogreneceginiz amerikan aksani olur ki bu bizim dilimize daha uygun bir aksan.

British aksanininin da cesitleri var. misal glottal stop* her british'te yok.

* hani su british yerine "bri-ish" derkenki mevzu.


yani bence amerikan olursa yeter. british aksanini da severiz ama dogal olmasi onemli.
0
yoggi
(03.04.21)
Türkiye'den veya dünyanın çoğu yerinden öğreneceğin İngilizce Amerikan İngilizcesi olur. Hem daha net düz.

Fakat ben İngiltere'de master yaptım mesela, orada yaşayınca bazı kelimeler ağzıma öyle oturmuş genelde Amerikan ama bazı şeylerde İngiliz aksanı karışık bişeyler oluyor benim :D
0
nhk ni youkosu
(03.04.21)
ingiliz aksanina veya amerikan aksanina sahip olamayacaksin ki. ingiltere ingilizcesi mi amerikan ingilizcesi mi diye soruyorsan ingiltere ingilizcesi.
0
baldur2
(03.04.21)
turk aksaniyla ogreneceksiniz. konustugunuz zaman zaten kimse sizin amerikan veya british oldugunuzu dusunmeyecek. onemli olan duzgun ve akici konusmak, kelimeleri yerinde kullanmak. agzini actiginda zeki ve kendine guvenli hissi vermek.
"her ikisini de öğrenmek gerekli?" - aralarinda sandiginiz kadar fark yok.
0
hot potato
(03.04.21)
Neredeyse ikisine de sahip olmayaksiniz
0
howfaristhesky
(03.04.21)
anadilinden dolayi aksanin ne ise o. Cakma amerikan ya da ingiliz aksani kasmaya calismak komik ve gereksiz.

aksan baska birsey yanlis teleffuz baska bir sey. telaffuzun dogru oldugu surece aksan karizmatiktir, yabancilar anadili ingilizce olmayip iyi konusanlara saygi duyarlar..
0
cooperr
(03.04.21)
aksan önemli değil akıcı konuş yeter.
0
das ende der welt
(03.04.21)
Pass'i nasıl okuyorsun?
Can't'ı nasıl okuyorsun?

Pes, kent diyorsan amerikan aksanı, paağs, kant diyorsan ingiliz aksanı ile telaffuz ediyorsun.

İngilizceyi tek bir aksan kaynağından öğrenmediğin sürece bu tarz telaffuzlarda seçici olamazsın. Ben mesela yukarıdakileri ingiliz aksanı ile telaffuz etmeye alışmışım ama genel aksanım amerikana daha yakın. Duysan amerikan aksanı dersin ama arada paağs diyince cortlamış oluyor amerikan aksanı.

Aynısı tam tersi için de geçerli. Aksan konuşmak harf yutmak ya da vurgu tonlamanın yerini değiştirmek değil sadece. Kafayı çok takıp vaktim var uğraşıcam dersen ve İngilizceyi yeni öğreniyorsan yapılabilir. Ama halihazırda İngilizceyi öğrenmiş ve konuşma diline yerleştirdiysen tam bir aksan yapman çok zor. Ona harcayacağın zamanı dili iyice öğrenmeye çalışırsan daha faydalı olur.
0
Jux
(03.04.21)
Anlaşılır aksanda öğrensin
0
amsterdam otlu sigarası
(03.04.21)
Kullanacaginiz aksanda tabii ki. Amerika´da yasamayi planladiysam, London Ingilizcesi´ni ogrenip ne yapayim mesela? Calisalacak sirket UK baglantili olacaksa British ogrenilir.

Aksan onemsiz bir konu degil. Bizde yabanci dil inanilmaz ego yapilan bir konu oldugu icin oyle geliyor olabilir. Anadilim Türkce, Almanca konusurken Türk/Almanci aksaniyla konusmuyorum. Standart dili, standart dil kullanicilarindan ogrendim, o sekilde de kullaniyorum.

Kullanim alani olan aksan en iyi aksandir.
0
buf-e kür
(03.04.21)
British ogrenmen icin kendini extra kasman lazim, yani extra caba sarf etmen lazim. Bazen bbc, sky news aciyorum orda bile amerikan aksani ile karsilasiyorum, uzman baglaniyor amerikan, kendi universitesinden adam bagliyor o da amerikan cikiyor bazen misafir profesor falan mi nasil denk geliyor anlamiyorum, dizi, film endustrisi de amerikana kaydi britanyada. secuul, skecil, iidir, aydir muhabbeti vardi ya biri amerikan biri ingiliz diyorlardi artik o corba oldu resmen, kendileri de dikkat etmiyor, ikisi de olur diyorlar artik, dil amerikanlasmaya basladi dedigim gibi extra caba lazim british aksan icin.
0
neverletyougodown
(03.04.21)
@everyone
aslında beni yanlış anladınız, kendimi açıkça ifade de edememiş olabilirim. Esasen iyi düzeyde ingilizcesi olmayan biri olarak bunu sormamın sebebi “listening” kısmını çalışırken çokça kişiyi anlayabilmek. Atıyorum; “eğer british aksanıyla öğrenirsen zaten amerikan aksanı basit olduğu için anlayabilirsin ama amerikan aksanına yoğunlaşırsan kendine british aksanını hedef alan kitleyi zor anlarsın” gibi çıkarımlar öğütlenmesiydi.

Öte yandan “amerikan aksanı çok yaygın, british aksanına yönelmeye gerek yok hedef kitlen değilse” gibi yargılar da olabilir.

Ya da ikisi de değil de; “belirli seviyeye gelmekle alakalı, geldikten sonra bir önemi kalmıyor” gibi.

Aksan özentisi biri değilim fakat şu da var: türkçeyi kendi içimizde bile anlayamadığımız oluyor aksan olarak. Bir yabancının türkçe aksanı bile fark ediyor, doğru telaffuz dediğiniz şey aksan yüzünden size uymayabiliyor. Amacım, native olacağım, mükemmele ulaşayım değil ama aslında bir şekilde avrupa birliği ülkelerinin yöneldiği ya da genele hitap eden bir aksana aşina olmak. Derdim bu.
0
🌸Unde bach canim
(03.04.21)
aksan için kasmak bence saçma

sen kendi aksanında konuş, anlaş yeter. british aksanını çok iyi kıvırdın diyelim adam sana sordu ingiliz misin diye yok dedin gittin mi dedi yok dedin ee manyak mısın bu aksan nereden geldi dedi? ne diyeceksin?

düzgün ve akıcı konuştuğunuz sürece sıkıntı yok.

ingilizlerle çalışan adam söyledi.
0
duyurukullanıcısı
(03.04.21)
bu düşünülecek son şey bence.

ne yaparsan yap zaten türk aksanı ile ingilizce konuşacaksın. konusurken kem küm etmedikten sonra aksanın hiç bir önemi yok.

ingilizce konusurken heyecanlanıp konusamayan kişiler aksan ve gramer konusuna çok takılan kişiler oluyor genellikle.
0
dafuq
(03.04.21)
(13)

günlük 6 saatlik uykuyla verimli olabilir misiniz?

asaf
her gün 22:00-04:00 saatleri arasında uyusanız yeterince dinlenmiş hisseder misiniz? verimli olabilir misiniz?
her gün 22:00-04:00 saatleri arasında uyusanız yeterince dinlenmiş hisseder misiniz? verimli olabilir misiniz?
0
asaf
(02.04.21)
günlük 6 saat uykuyla verimli olabilirim ama 4'te uyanırsam verimli olamam.
0
elorelia
(02.04.21)
22’de uyumayi basarabilirsen olabilir. 4 gercekten erken ama ozel bi sebebi yoksa havanin biraz daha aydinlanmasina yakin yapsaniz daha iyi olur belki.
0
eksi sozlukte eksiyen adam
(02.04.21)
6 saatle verimli olunur ancak güneşi görerek, güneş ışığıyla uyanmak biyolojik saatimize yardımcı oluyor. Bunun bilimsel açıklaması vardı tam ifade edemedim ancak güneş ışığıyla uyandığımızda daha enerjik vs oluyoruz. O yüzden 4'te uyanarak zor.
0
turkce konusan uzayli
(02.04.21)
güneşten önce uyandığımda vücut olarak değil ama kafa olarak bütün günüm rezil oluyor. çok zor benim için.
0
roket adam
(02.04.21)
uzaylının dediği sirkadyen ritim.

yazın belki yeter 6 saat ki az uyuyorum hep, imkanım olsa 8'den az uyumam.
0
passion rules the game
(02.04.21)
İş akademik mi, fiziksel mi? Ayrıca kaça kadar çalışacaksınız 4 te kalkıp?
0
ykyt
(02.04.21)
Youtube'da videosu olan bir nörolog en az 7 saat, uygunu 8 saat diyordu. Gerekliyse videoyu da bulabilirim.
0
Mirket
(02.04.21)
asla. ucuncu gun dusup bayilirim muhtemelen.
0
der meister
(02.04.21)
Evet sirkadyen saat önemli. Bir süre saat 11 gibi yatıp 05:30da kalkıyordum. 6 saat uyuyor gibiydim ama hafta sonunu zor getiriyordum. Bir de hakikaten bedensel iş mi, masa başı işi mi? Ya da evden çalışma mı, yoksa arabayla işe git gel gerekiyor mu hepsi etkili.
0
SiyamkedisiZorro
(02.04.21)
Asla. 9 saat standartim, azi sorun benim icin.
0
buf-e kür
(02.04.21)
Olunur. Cunku tam uyunmasi gereken saatleri secmissin. Bunu net soyluyorum cunku bi sure boyle devam ettim. Ilk 1.5 hafta sabah 4te gunesi gormeden zor oldu ama sonra alistim. Yasina gore 6 saat yeterli bir sure. Yasin 50+ ysa tabii en az 8 saat uyumakta fayda var ama orta yaslardaysan ideal uyuma zamanini secmissin.
0
e mice
(02.04.21)
10da yatıp 4de kalkmakla gece 2de yatıp 8de kalkmak arasında büyük fark var
ilki biyolojik saatimize daha uygun
ayrıca uzun bi süre bu şekilde götürmüştüm 10 olmasa da 11 olmadan uykuya dalar 5 te kalkardım
0
megacracker
(02.04.21)
Asla olamam. 8-9 saat uyumazsam uykumu alamıyorum
0
sta
(03.04.21)
(22)

Bahşiş veriyor musunuz?

Gunter
Garson bahşiş istiyorBenzinlikte pompacı bahşiş istiyor Moto kurye başiş istiyorBunların hepsine bahşiş vermek ne kadar mümkün?
Garson bahşiş istiyor
Benzinlikte pompacı bahşiş istiyor
Moto kurye başiş istiyor

Bunların hepsine bahşiş vermek ne kadar mümkün?
0
Gunter
(30.03.21)
Eve sipariş getiren motokuryenin bir ağbiiii deyişi var ki direkt istese daha iyi. Bu adamlar adisyon başına para alıyorlarmış. Ayda 8-10 arası kazanıyorlar.
0
🌸Gunter
(31.03.21)
benzinlikte veriyorum genellikle. oturmalı bi mekana gittiysem garsona da bahşiş veriyorum. moto kuryeye falan pek vermem.
0
roket adam
(31.03.21)
uçuk rakamlara pek çıkmadan veriyorum gerektiğinde.
bu arada ayda 8-10 bin tl kazanan bir kurye yok.

edit: pardon adisyon demişsin, garsonları kast ediyorsan onları bilmiyorum.
0
filteria
(31.03.21)
Açıkçası ben garsonluk yapsam 3-5 lira para verseler dilenci gibi hissederim kendimi. Veriliyorsa da en az 20 olmalı ki bir anlamı olsun.
0
🌸Gunter
(31.03.21)
vermiyorum. utanıyorum sıkılıyorum bu durumdan ama para bol yok napalım.
0
xrated
(31.03.21)
Vermiyorum vermekte istemiyorum. Hele oto yıkamada adet olmuş bu ne be. Adam iç dış yıkamaya 40 tl alıyor bide bahşiş istiyor, Anadolu da normal bir şehir burası. Bahşiş vermeyince afra tafra. Cimrilik değil benimkisi memurada bahşiş verelim o zaman, özenli yapsın veya yaptı işini diye.
0
Topalordek
(31.03.21)
benzincide 0 araçla gidince istiyorlar. depo kapağı kapanmıyor çünkü.
camları falan sildilerse çok ender de olsa 3-5 veriyorum.
0
sutlu nescafe
(31.03.21)
vermiyorum. hep gittiğim berberdeki çırağa 3-5 veriyordum, bugün resmen başımda dikildi giyinirken. içimden kızdım ona da vermedim.
0
trajikomix
(31.03.21)
Vermiyorum, özellikle yılışık ve talepkarsa daha bir özenle vermiyorum.
0
kedimedi
(31.03.21)
Veriyorum ama bahşiş beklemeyene.
0
zoghurt
(31.03.21)
Hizmetine göre garsona standart %10, hizmeti çok beğenirsem belki bir üste yuvarlarım (13 ise 15 vs), beğenmezsem vermediğim de olur, altına yuvarladığım da (12 yerine 10 vs), öylesine bozukları attığım da. Arabam olmadığından benzinlikle işim olmuyor. Motokurye ise, genelde çok bozuk para üstlerini almamak ile sınırlı. Bir de benim hatam yüzünden yanlış yere giden bir Getir kuryesine bahşiş vermiştim adamcağızı uğraştırdığım için.
0
d max
(31.03.21)
garsona/kuryeye bahsis verecek durumum olmadigi donemlerde lokantaya gitmem/eve yemek soylemem.
0
hot potato
(31.03.21)
Ağır iş yapanlara verilir bu işin raconu budur

Ben öyle lüks mekanlara pek gitmiyorum ama mesela hd iskender’de 100 liralık hesap geldi. 10 lira bahşiş bırakırım. Hesabın yüzde 10’u

Ya da eve sipariş söylediysem yine aynı şekilde

Bence arabası olanlar da gerekli yerlerde 5 lira 10 lira vermeli. Mesela benzinlikte can hıraş camı silen pompacıya ya da yıkamacıdaki genç çırağa
0
tavish11
(31.03.21)
Şu an 5.kattayız ve asansör yok. Dolayısıyla her seferinde değil ama çoğunlukla sucuya veriyoruz. Sanalmarket alışverişimiz 250'nin üstünde tutuyor çoğu zaman ve getirme ücreti almıyor, o 5 lirayı da bahşiş olarak veriyoruz. Restoranda iyi hizmet aldığımız sürece bırakırız. Eve yemek söyleyince nşa vermiyoruz ama hava çok kötüyse veririz mesela. Kargocu ancak çok ağır bir şey getirirse veririz. Getir'den iki çikolata istediysek ona vermeyiz, zaten getirme ücreti alıyorlar

Yani kısaca yapılan işe göre değerlendirerek veriyoruz. Her hizmet aldığımızda otomatik bir %10 eklesek batarız, zaten hayat şartları malum son zamanlarda. Fakat çalışan bize hizmet vermek için normalden fazla çaba gösterdiyse bahşiş veririz. Diğer türlü standart işini yapıyorsa gerek yok. Ya da mesela araba hep aynı yerde aynı kişiye yıkatılıyorsa her seferinde değil ama arada bir verilebilir bence.
0
gmzo
(31.03.21)
Artik hicbirine vermiyorum a
0
Anjelik
(31.03.21)
yağmurlu havada sipariş vermek mecburiyetinde kaldıysam kuryelere bahşiş veriyorum.

benzincide arabanın camını silmesini istiyorsam veriyorum, ben istemeden silmeye yelteniyorsa ve gerek yoksa silmeyin lütfen gerek yok diye uyarıyorum.

her zaman gittiğim bir restoransa garsonlara bahşiş veriyorum. yeni gittiğim bi yerse ve hizmetinden memnun kalmadıysam bahşiş vermiyorum.
0
a7x
(31.03.21)
Garson, kurye, sucuya mutlaka bahşiş veririm, ancak hizmetten memnun kalmadıysam (sorun kurumdan değil bizzat kişiden kaynaklanıyorsa) vermem.
0
fotrsapka
(31.03.21)
Genellikle hep aynı yerlere giderim. Servis de iyiyse 5-10 tl bırakırım, o an ne varsa. Bazen bozuk param vardır onu bırakırım. Servis kötüyse söylenerek çıkarım ve asla bahşiş vermem.

Moto kuryeye vermedim hiç bahşiş ancak, yemek uygulamalarında böyle küsüratlı kalmışsa atıyorum 67 tl tutmuştur, 70 öderim.

Evimiz en üst katta ve asansör yok eve su isteyince babam bozuk para veriyor yine ya da üstü kalsın diyor.

Benzin istasyonunda da pompacıya da babam yine bozuk para veriyor varsa, erkek arkadaşım da yıkamadan sonra para üstünü bırakır.

Genelde veririm ben bahşiş, öğrenciyken vermezdim, veremezdim daha doğrusu. Şimdi para az buçuk varken vereyim kafasındayım.
0
Hallegadola
(31.03.21)
Veriyorum, hangi ulkede/sehirde olursam veririm. Bunu karsilayacak durumum yoksa, gidip disarida yiyip icmem ya da eve yemek soylemem. Sanirim 22-23 yasimdan beri boyle yapiyorum.

%10 cok iyi bir orandir, cok ustune cikip karsimdakini mahcup birakmam ya da cok altina inip isini kucumsemem.

Sizin dediginizi anladim. Biraz tacize giriyor pompacinin basiniza dikilmesi mesela... Boyle insani zora dusuren, sacma sapan hareketler yapana inadina vermezdim tabii.
0
buf-e kür
(31.03.21)
Meyhanelerde veriyorum. 20 lira falan ellerine sıkıştırıyorum. Böyle yaptıkça bir daha gittiğimizde daha iyi ilgileniyorlar.
0
eazy
(31.03.21)
Hep gittiğim mekanlarda düzenli olarak veriyorum ilk defa gittiğim yerlerde sadece memnun kalırsam veririm. Moto kuryelere sadece hava çok kötüyse veririm. Onun dışında nakliyecilere, ağır yük taşıyanlara, evime eşya taşıyanlara veririm.
0
iwasbornonamountainside
(31.03.21)
kimseye bahsis vermiyorum prensip olarak. sadece amerikadayken veriyordum cunku orda vermeyince dovuyorlar. turkiyede asla.
0
yemektehamsivar
(31.03.21)
(18)

çirkin tanıdık bebeği

Tochinoshin
Nasıl seviyoruz bu bebeği?Kuzenimin çocuğu gördüğüm en çirkin bebeklerden biri. Kucağıma falan almayı geçtim yüzüne bakınca istemsiz şekilde yüzüm düşüyor, gülümseyemiyorum bile. Bana sevdirmeye çalışıyorlar da maşallah'tan başka bir şey diyemiyorum. "Çok tatlı ehehe" gibi şeyler yemin ederim söyley
Nasıl seviyoruz bu bebeği?

Kuzenimin çocuğu gördüğüm en çirkin bebeklerden biri. Kucağıma falan almayı geçtim yüzüne bakınca istemsiz şekilde yüzüm düşüyor, gülümseyemiyorum bile. Bana sevdirmeye çalışıyorlar da maşallah'tan başka bir şey diyemiyorum. "Çok tatlı ehehe" gibi şeyler yemin ederim söyleyemiyorum.

Nasıl kurtulabilirim bu gerilim anlarından?
0
Tochinoshin
(30.03.21)
yaa yazık :D zaten büyüyünce zor bi hayatı olacak garibe bi de sen mi vuracaksın...
0
theseachange
(30.03.21)
bir bebek ne kadar çirkin olabilir ki? :)) yüzü itici geldiyse ellerini ayaklarını filan sev. eli ayağının çirkin olma ihtimali yok her türlü sevilir :)
0
kaptan maydanoz
(30.03.21)
Ben de bir bebek ne kadar çirkin olabilir ki dedim duyuruyu görünce. Bunun altında bilinçaltı bir sebep yatıyor olabilir.
0
turkce konusan uzayli
(30.03.21)
yeni dogan zaten cirkin sifatsiz bir sey olur azicik ele avuca geldiginde yuzu toplaninca ayparcasi oluyorlar. bebis kac aylik? tahminim 0-4 aylik arasi bir seydir.
0
turbo sadık
(30.03.21)
bebeklerin geneli güzel değil ki zaten. genel olarak baya sıfatsızlar birkaç yaşına kadar.
0
roket adam
(30.03.21)
ahaha sanırım büyük kulaklı ve esmer bir bebek. yapacak bir şey yok, ehehe ne tatlı şeysin sen ya diyip geçmek gerek.
0
makarnavodka
(30.03.21)
Hahah o kadar iyi anlıyorum ki sizi :D Ben de bebekleri hatta genel olarak çocukları asla sevimli bulamıyorum ve bebeklerle göz göze gelmekten bile rahatsız oluyorum. Gerçekten saçma bir şekilde bir bebekle aynı ortamda olmak inanılmaz geriyor beni.

Yakın çevrem zaten sevmediğimi biliyor. Bebeği olan arkadaşlarım bile bebekleriyle ilgili bir şey anlatırken “sen sevmezsin zaten ama” falan diye başlıyorlar. Tanımadığım biriyse de annesinin dediği şeylere zorla gülmeye çalışarak “hmm evet” falan diyebiliyorum en fazla. Ağzımdan “çok tatlı” gibi bir şey mümkün değil çıkamıyor. Ve geçerli sayılabilecek bir yalan olarak da çok küçük bebeklere yanlış bir şey yapmaktan korktuğum için dokunamadığımı falan söylüyorum pek tanımadığım insanlara. Kimse zorla sevdirmeye çalışmıyor böyle olunca. Tavsiye ederim :D
0
ms brownstone
(30.03.21)
herkesin başına gelebiliyor, hakkında seinfeld bölümü bile var:) doğal karşılayın.
www.youtube.com
0
engelbert humperdinck
(30.03.21)
Yaa çirkin bebekler de tatlı. Hiçbir şeyden haberi yok öyle çirkin çirkin duruyor. Günah zaten hayat zor olacak. Çirkin bebeklere karşı değişik bir şevkat ve sempati duyuyorum.
0
cilekli krep
(30.03.21)
"Ahaha tipe bak ya" diyerek sevin. Yalan da değil hem asdfsf.
0
inawen
(30.03.21)
ben de çok gıcık oluyorum ve bebeklerin geneli güzel değil... hele böyle aynı babası aynı annesi olan suratsız bebekler.... ya da memleketini yüzünden anlayacağın çocuklar of.....
ben cok anlamıyorum çocuk bebek şeyinden ya ehe de geç. gerilme o kadar. bir de o çocuğun masumiyetini falan düşünmeye çalış sonuçta herhangi bir tercih hakkı olmadan YAZIK birilerinin zevkine kurban gelmiş bu dunyaya o sikik genleri yaşatmaya. acımayı dene dgkdgkj
0
ala09
(30.03.21)
kaç aylık. 5 ayı geçince tatlılaşıyorlar.
0
xrated
(30.03.21)
3 aylık bebek. Hiç sanmıyorum tatlılaşacağını maalesef
0
🌸Tochinoshin
(31.03.21)
Ben bebek tutamıyorum çok narinler bişey olucak diye korkuyorum diyip kucağıma falan almıyorum ben. Ayrıca pandemide ne bebek sevmesi? Kuzenimin geçen Nisan’da bebeği oldu hala görmedim. Üstelik çok yakın oturuyoruz.
0
suicides underground
(31.03.21)
Büyük konuşmak istemiyorum ama sizi çok iyi anlıyorum. Tipe bak vs diyebilirsiniz.
0
Hallegadola
(31.03.21)
Hahaha alakasız olucak biraz ama annemin tarafında nazar değmesin diye bebekler çirkin diyerek sevilirmiş. Bana da gelen herkes çirkin çirkin dediği için babam çok sinirlenip kavga ediyormuş :D

Ben normalde de çocuk sevmediğim için her bebeğe tipe bak, ne kadar masum, minnoş falan diyorum.
0
jazzabel
(31.03.21)
Allah gozlerine bir perde mi indirdi nedir?

Abim, kendi kizini "cirkinim" diye sevdi dogdugunda. Hatta bayagi uzun bir sure de devam etti, bebek anlasa da anlamasa da soylenen sozun onemi vardir, yapma etme dedik. Bizim ailede de herkes, bayagi cirkin oldugunu kabul etmisti bebegin. Anne icin cok hos bir durum olmayabilir tabii...

Onlari gercege davet edin.
0
buf-e kür
(31.03.21)
Hahaha,
Büyük kızım ilk doğduğunda biraz zayıfçıktı, kaşları ortadan birleşikti. Biz yine bayıla bayıla seviyorduk da kuzenimin eşi bir gün severken "büyüyünce güzelleşir, merak etme. Bizim bir kuzen vardı..." diye başlayınca çevreden çok da güzel görülmediğini anlamıştık.
Kızım şimdi genç kız ve hakikaten çok güzel bir kız. Okul tanıtımlarında filan teklif alıyor her defasında, o derece.

Siz de güzelliğe değil sevimliliğe verin kendinizi. İlla ki melek gibi gülümsüyordur, şapşiktir filan.
0
SiyamkedisiZorro
(31.03.21)
(9)

alkollü kokteyl

etna
denenmiş ve çok beğenilmiş alkollü kokteyl tarifleriniz var mı?(tüm içkilerle olabilir, yeter ki herkesin beğenebileceği bir karışım olsun)
denenmiş ve çok beğenilmiş alkollü kokteyl tarifleriniz var mı?
(tüm içkilerle olabilir, yeter ki herkesin beğenebileceği bir karışım olsun)
0
etna
(27.03.21)
Herkesin seveceği kokteyl bulmak çok zor ama benim gözlemimce genel olarak en çok beğenilme oranı olan kokteyl, spritz. Aperolü çok tatlı bulan Campariyle yapıyor ama beğenmiyorum diyen duymadım nerdeyse.
0
mirafiori
(27.03.21)
gin fizz, cosmopolitan
0
giovanne
(27.03.21)
Mirafioei +1 aperolu sodayla ya da beyaz sarapla karistirip ( orjinali processo) portakal dilimiyle servis etmek.
0
tuborg yesili
(27.03.21)
gin&tonic en evrensel kokteyllerden biridir, guzel bir gin kullanirsan genelde begenilir. gordon's dry gin icerigindeki ardic kokusu - tadi efsanedir mesela
0
exlibris
(27.03.21)
mojito'yu illa herkes beğenir biraz düzgün yapılınca
0
whoosie
(27.03.21)
Cin, tonik, taze sıkılmış mandalina suyu
0
lüzumsuz adam
(27.03.21)
0
archmage mahmut
(27.03.21)
whiskey ve türevlerine mesafeli biri olarak, aquafaba-whiskeysoura bayılıyorum. Bir yerde içtik ve evde denediklerimize en yakını şuydu: seitanbeatsyourmeat.com

Bunun disinda, beyaz port-taze portakal dilimi ve dry tonik ile yapılan çok basit kokteyli de seviyorum. Tonik sevmeyen biri hoşlanmayabilir tabii, ama yine de genele hitap eden, hafif bir kokteyl. Schweps yerine kaliteli bir tonik kullanırsanız, daha da iyi olur: 1 e 3 tonik.
0
buf-e kür
(27.03.21)
Bence en güzeli lynchburg lemonade barda çalışırken de çok gidiyordu sevilen bir kokteyl yani black/white russian da öyle ama herkesin seveceği bir karışım zor değil mi ya illa sevmeyen çıkar.
0
turkce konusan uzayli
(27.03.21)
(23)

Geç yaşta bisiklete binmeyi öğrenmek

epleindebisous
Geç yaşta bisiklete binmeyi öğrenen var mı? Yetişkinlere bisiklete binme konusunda yardımcı olan bir kulüp, kurs gibi bir şey biliyor musunuz, gittiniz mi, tavsiye eder misiniz?
Geç yaşta bisiklete binmeyi öğrenen var mı? Yetişkinlere bisiklete binme konusunda yardımcı olan bir kulüp, kurs gibi bir şey biliyor musunuz, gittiniz mi, tavsiye eder misiniz?
0
epleindebisous
(24.03.21)
eğer yaş çok geç değilse 1-2 düşülür sonra öğrenilir.
ben şu anda bisiklet sürmeyi öğrenmeyi tahayyül edemiyorum :))

yaş epeyce fazlaysa riske gerek yok bence. bir yaştan sonra kırık çatlağın düzelmesi zor oluyor.
0
teritori
(24.03.21)
Geçen yaz kadıköy belediyesi ücretsiz kurslar düzenlemişti havalar ısınınca tekrarlanır

Sahilde de yetişkinlere ücretli kurs veren kişiler var, internetten ulaşılabilinir
0
freebird5406_2
(24.03.21)
@teritori yaş 26, kendim öğrenmek istiyorum :D 20'li yaşlarda öğrenen var mı merak ettim...
0
🌸epleindebisous
(24.03.21)
@freebird evet şimdi zaten covid yüzünden istemem. yazın olabilir dediğiniz gibi.
0
🌸epleindebisous
(24.03.21)
ben çocukken bisiklet destek tekeri sayesinde öğrenmiştim.. arka tekerin sağına soluna takıyorlar biraz havada duracak şekilde ayarlıyorlar.. eğer sürüş esnasında devrilecek gibi olursanız bu destekler devreye giriyor ama çocukken çok işe yarayan bu sistem kocaman adamları kurtarır mı bilemiyorum :)

şöyle bir şey www.decathlon.com.tr
0
strobist
(24.03.21)
Hangi şehir? İstanbul'da Kadıköy'de bu işi gönüllü yapan bir ekibe yönlendirebilirim sizi.
0
lcha
(24.03.21)
@gabe yetişkin bisikletim var. @icha istanbul'dayım.
0
🌸epleindebisous
(24.03.21)
Pedallarını sökün. Geniş bir alanda bisiklet üzerinde yürüyün. Her gün biraz hızlanınca biraz daha uzun süre olacak şekilde, ayaklarınızı yerden kaldırın. Böyle çalışırsanız bir hafta 10 gün içinde yardımsız olarak öğrenirsiniz.
0
Mirket
(24.03.21)
Universitede 21-22 yasinda olan arkadasima ogretebilmistim. 1 kere dustu sanirim o kadar. Daha kolay ogreniliyor.
0
fakyoras
(24.03.21)
30'una yakın bir arkadaşıma öğretmiştim, 1 saatte öğrenirsin.
0
selam
(24.03.21)
26 yaşındayım ben de sürmeyi bilmiyorum. Bu yüzden arkadaşlarımın adalar gezisi teklifini hep baltalarim. Bana da öğretin dostlar
0
dre mithatoğlu
(24.03.21)
tavsiyem vitesli bisiklette öğrenmek.
en düşük viteste, çok pedal çevirerek.

küçük yaşta denge sebebiyle öğrenilememesinin en önemli sebebi bence vitessiz bisiklet kullanılması.

ek bilgi: düşmekten korkmayın. yani neredeyse kesin düşeceksiniz zaten. ve asla bişey olmayacak, bir iki çizilir eliniz kolunuz. düşeceğinizi bilirseniz rahatlarsınız.
0
rewlack
(24.03.21)
29 yaşında ilk olarak bir arkadaşım sayesinde öğrendim ben. Şu an 33 yaşındayım 4 yıldır sürüyorum ve hatta ilerlettim epey. Öğrenebilirsin , 70te bile öğrenirsin öğrenmenin yaşı yok.

www.bostancibisikletdersi.com istanbuldaysan 2 saat şu arkadaşlara gidebilirsin.Karı koca bir çift ders veriyordu bostancı sahilde evlerinin önünde basket sahası içinde .2 saatten fazla gitmedim ben ama gerek yok para vermeye.kendin de ogrenırsın veya arkadasın varsa ogretebılır. bisikletim bile 4 yıl sonra oldu. kiralaya kiralaya öğrendim. önce dağ bisikleti + şehir bisikleti+ en son katlanır bisikletler öneririm.katlanırla yokuş çıkılmaz ve denge kurmak zordur. dağ bisikleti ile başla mutlaka. ve evet yukarda denildiği gibi mutlaka vitesli, ön arka frenleri sağlam bir bisiklet olmalı ki tak diye frenle durduğunu görmeli, o güveni hissetmelisin. tek öğretilebilecek şey de sağ pedal havadayken ona basarak kendini ileri ittirmek ve sağı ittirirken aynı anda sol ayagı basabilip dengede durmak ve düşmemek.(solaksanız tersi de olabilir tabii ki.) hep karşıya bakmak vs. uzun süre yere yakın oturursanız zaten denge zor değil. bir de yine dedikler gibi pedalları söküp ya da sokmeden ayaklar yerde emekleye emekleye hızlı gıtmek de mutlaka yapılması gereken diğer yontem. zamanla ogrendıkce seleyı yukseltırsınız. ben ogrendıysem herkes öğrenir. müthiş bir korkuydu içimde yıllar boyu. azmettim 30da öğrendim :)
0
camene87
(24.03.21)
36 yasindayim, ilk bisikletimi gecen sene aldim. cocukken kalp hastasi oldugum icin binememistim. simdi ise bisikletle gidiyorum. gidis donus 32km toplam

ogrenirken hic dusmedim yukaridaki arkadaslarin soyledigi gibi. 26 yasina da gec demissin, onu anlamadim. biz ne yapak? olelim mi?
0
try again fail again fail better
(24.03.21)
60 yaşında annem öğrendi 3 günde:)
Ders aldı. tekniği YouTube da var. Kısaca, pedalları sökün, seleyi ennakta indirin. Böyle ayak uçlarınla yürür koşar gibi bisikleti iletletip denge sağlamayı öğreniyorsunuz. Sonra da pedallar
0
kisa
(24.03.21)
20'li yaşların başında bisiklet sürmeyi bilmeden motosiklet ile başladım. nasıl yaptık dersen kullanmayı bilen bir arkadasım ile uzun hafif bir yokus bulduk trafigin olmadıgı bir zamanda o kullanarak motoru yuları cıkardı ben de yokus asagı hafif fren ve hafif ayaklarımdan destek alarak ilk basta 20-30 cm gibi ilerlerken bir iki saat sonra artık ayaklarımı kullanmadan 2-3 metre gidebilmeye basladım. devamında bos bir alanda kısa dur kalklar yapıp surebilmeye basladım.

seneler sonra bir gezide bisiklet kullanmam gerekti daha once motosiklet dısında hiç iki teker sürmemis biri olarak o geziyi dusmeden tamamlayabildim ama zorlanmıstım.

belki aynı yokus asagı hafif hafif salarak ilerleme ve bu arada denge kazanmaya calısma taktigi sizde de is gorebilir.
0
orpheus
(24.03.21)
çok güzel bir karar
hayırlı olsun şimdiden
0
superb
(24.03.21)
i think therefore i am
(24.03.21)
25 yaşımda alsancak kordon'da belediyenin kiralık bisim'lerinde arkadaş vasıtasıyla öğrendim. İlk 2 dakikada ben bu işi hayatta beceremem dedim, 5 dk sonrasında arkadaşı geride bırakmış gündoğdu meydanı'nda tur atıyordum. learning curve o derece garip yani. arkadaşın pek katkısı olduğu söylenemez, kendiliğinden ve çok hızlı gelişti her şey.
0
cinsi kisi
(24.03.21)
Ben 23 yasimda bindim ilk kez bisiklete. 24-25 yasimda uzun uzun sürmeye, sehir icinde de kullanmaya basladim.

Kursa gitmedim, biri ogretti bir hafta icinde, her gün yarim saat bisiklet ustunde kalmaya calisiyordum, birkac gun icinde cozdum balans sorununu, ki balansi cok cok kotu bir insanim.
0
buf-e kür
(24.03.21)
küçükken o zamana kadar hiç bisiklete binmemiş babamın direktifleriyle defalarca düştükten sonra pes etmiştim, bütün arkadaşlarım da binerken iyice travma olmuştu. sonrasında 15 yaşında falanken (evet küçük bir yaş ancak o dediğim travmayı da hesaba katın), uzun hikaye ama olay şöyle oldu, danıştığım kişi bana, "bir ayağını pedala koy", koydum, "diğer ayağınla bas git" dedi, bastım gittim, bu kadar. belki başta teklersiniz ama yani bisikletle basıp gitmek bir dakika, gerisi praktis.
0
ckisc
(24.03.21)
chainbreakingwomen.org

Zincir kıran kadınlar bisiklet inisiyatifinin kadınlar için ücretsiz eğitimleri oluyor, sonuncusunu 20 martta yapmışlar fakat bu haftasonu da var sanırım, sitelerini ve instagram sayfalarını takip ederseniz haberdar olabilirsiniz ya da ihtiyacı olanlara haber verebilirsiniz :)

Ekleme: eğitimler başlamış, mart ayından kasıma kadar devam edecekmiş
0
freebird5406_2
(24.03.21)
22 yaşındayken hiç zedelenmeden 10 dk içinde öğrendim, rahat olun. tolstoy bile 80 küsür yaşında öğrenmiş :)
0
rose parks
(25.03.21)
(12)

Çalışmayı sevmemek

basubadelmevt
Çalışmayı sevmediği için çalışmayıp hayatını sürdürürenler var mı aramızda? Argümanlarınız neler? Asgari şartlarda yaşamınızı çalışmadan sürdürecek gelire sahip olup, öyle mi devam ediyorsunuz hayatınıza? Şu an en özendiğim insanlar bu kişiler olabilir.
Çalışmayı sevmediği için çalışmayıp hayatını sürdürürenler var mı aramızda? Argümanlarınız neler? Asgari şartlarda yaşamınızı çalışmadan sürdürecek gelire sahip olup, öyle mi devam ediyorsunuz hayatınıza? Şu an en özendiğim insanlar bu kişiler olabilir.
0
basubadelmevt
(22.03.21)
Bende çalışmayı insanlardan dolayı sevmiyorum. İşsiz kaldım iş bulamadım bu süreçte kripto parayla tanıştım. Önce para kaybettim sonra kaybettiğimi kazandım. Henüz kara geçmesemde geçimimi sağlayabileceğim kadar kazanabileceğimi düşünüyorum. Bir araştır istersen
0
rapisa
(22.03.21)
bir çocukluk arkadaşım var. 33 yaşında, hayatında toplamda 6 ay fln çalışmıştır. çalışmayı sevmediği için çalışmıyor. ailesinin durumu da iyi değil. bayağı da lüks yaşıyor yani benim o kadar lüksüm yok. kızın hayat felsefesi "nerede beleş oraya yerleş". keriz sömürerek yaşıyor. evet gerçekten bunu yapıyor, öyle ustalıkla yapıyor ki hayret edersin. birilerinin evinde kira vermeden yaşadı yıllarca mesela. şimdi yaşadığı evin odalarını kiralayıp para kazanıyor ama oda kiralayanları da sömürüyor, özellikle yabancıları bir yerlere götürüp bir şeyler ısmarlatıyor kendine. o götürdüğü mekanlar da tanıdık mekanlar oluyor ve önceden anlaşıyor, garibandan fazla para alıp kırışıyorlar. onun dışında evin ihtiyaçlarını da oda kiralayanlara karşılatıyor, alışverişi fln yaptırıyor ne lazımsa aldırıyor. ha bir de ibb'nin sosyal yardımına başvurdu ve aldı. dışarıdan bakınca ailesi fakir, kendisi işsiz, yetim kızcağız, acıyor bilmeyen.
0
pati
(22.03.21)
çalışmayı sevmemek bir lükstür. babandan bir ton para kalmıştır, çalışmayı sevmezsin oturursun. zengin kocan vardır oturursun, ne bileyim beleşçisindir çalışmaktansa sağda solda başkalarından geçinmek daha zevkli gelir, o zaman da bu kolayına gelir. ama dediğim gibi standart bir insanın çalışmaması için bir yerlerden geliri olması lazım.
0
roket adam
(22.03.21)
Benim de bir arkadaşım bu şekilde hayatını sürdürüyor. Ailesinin durumu iyi, bu yüzden acil olarak iş de aramıyor takılıyor öyle
0
jjimyl
(22.03.21)
"tembellik hakki" adinda meshur bi kitap vardir. mutlaka oku. ince bi kitap.
0
ghostinthemech
(22.03.21)
kız kardeşimdir, onun yerine çalışan bir ailesi var. bir çok insanın erişmek için dört takla atacağı imkanlara sahipken hiç bir şey yapmadan yaşamayı tercih ediyor. fakültenin ilk yılından bu yana çalışan birisi olarak, birisinin altında çalışmayı hiç bir zaman sevmedim. fakat kendi işimi kurduğumdan beri günde 16 17 saat rahatlıkla çalışıyorum. bence çalışmamaktan ziyade alternatif sektörler ve yollar denemelisin.
0
dirildimde geldim
(22.03.21)
Tembellik Hakki, baska bir dunyaya karsi yazilmis bir kitap. Yazildigi yillardaki calisma sartlarini arastirin. Insanlarin bos zaman hakki oldugunu ve ölür-öldürürcesine calismanin ve calistirmanin insanca olmadigini savunan bir kitap.

Lafargue, "kicinizi omrunuz boyu yayin; isiniz gucunuz hic mi hic olmasin; calismaya tumden karsi cikin!" demiyor.

Basliktaki soruya cevap: Kamu gorevlisi oldugum icin, birkac yil yari zamanli calismayi ve asgari sartlarda yasamayi goze alabilirim. Ancak bununla sinirli kalir. Iki kere olmak uzere bir yillik izne de cikma hakkim var. Ama hic calismadan hayatimi surduremem.
0
buf-e kür
(22.03.21)
Ben ben ben asfhs
İşsizken eşimle tanıştım, iş bulamadan evlendik. O ara bir deneyeyim diye sınava girmiştim, fr öğretmenliği kazandım, bu boşlukta bedavadan dil öğrenmek için gideyim okula dedim, beni okutur musun bey dedim, okuturum ama sen kesin sıkılırsın dedi. Okula başladım, hazırlık bitti ilk yılın yarısında hamile kaldım, riskim vardı dondurdum. Bebiş oldu 1 yıl da öyle gidemedim sonra pandemi başladı, online eğitimle dört ayak üstüne düştüm. Şimdi eteğimde bebeyle derslere katılıyorum.
Bebeğimi kendim büyütüyorum, o büyüdükten sonra iş arasam da muhtemelen beni almazlar diyerek o topa giremem gibi. Okulu tamamlarım belki diyorum. Şaka maka öğretmen olacağım bu boşlukta :)
Ama esasında bence çalışmak istemediğim için kendime bahaneler buluyorum. Belki sevdiğim bir işi yapıyor olsaydım böyle nefret etmezdim çalışmaktan.
0
somethinginthewayshemoves
(23.03.21)
40 yasini gecmis, hayati boyunca dogru durust calismamis arkadaslarim var. Pederin de cevresinde boyle birkac eleman vardi. Hepsinin ortak ozellikleri aileden zengin olmalari, sagdan soldan kira geliri elde etmeleri, ustune kira vermemeleri, ev doseme dertlerinin bile olmamasi. Bu guruh kolay kolay evlenmez, coluk cocuk isine girmez. Rolantide takilirlar, yaslanma belirtisi falan da gostermezler. Benim bir arkasin mesela ben 100 yasini devirecegine eminim, liseyi bitireli 20 sene oldu, pandemiden dolayi kactigi bodrumdaki yazliginda hala "yaaa acaba ne yapsam diye" dusunuyor..

(bkz: zengin olunca yapilacak ufak simarikliklar)
0
cooperr
(23.03.21)
calismamayi seviyorum ama finansal ozgurlugumun olmasini ve kendi harcama/yatirim kararlarimi kendim verebilmeyi daha cok seviyorum.
0
hot potato
(23.03.21)
tembellik hakki baska bir dunyaya, marstaki ya da plütondaki varlıklar için yazılmış bir kitap falan değildir! anti-kapitalist bir dünya görüşünün ürünüdür. şartlardan bağımsız, felsefi bir bakış açısıdır. aksini iddia etmek kitabın argümanlarının günümüzde geçerli olmadığını iddia etmek olur. arkadaşa kitabı tavsiye etmemizin sebebi; arkadaşın belki de çalışmaya değil, günümüz ekonomik modelinde geçerli olan, insanı emeğine yabancılaştıran kapitalist çalışma tarzına karşı olabileceği ihtimalidir.
0
ghostinthemech
(23.03.21)
tüm arkadaş çevrem öyle hepsinin aileden kira geliri var bu şekilde yaşıyorlar yaş aralığı 30-35 bu arada, çalışmak zorunda kalan tek fakir benim aralarında :(
0
mirty
(23.03.21)
(8)

Neler hissediyorsunuz?

chihirovekohaku
içinize oturan öküzlerden ne haber?
içinize oturan öküzlerden ne haber?
0
chihirovekohaku
(22.03.21)
Kapana kısılmış hissediyorum. Şöyle ki, ne hissettiğimi düşündüğüm anda daralıyorum. Sorunu görünce bile kötü oldum, ne hissettiğimi anlamak bile istemiyorum. Hislerimden yapılan bi kafese koymuşlar gibi.

Var olmamak istiyorum ben, kuş gibi hafif hissetmek istiyorum. Sıfır sorumluluk, sıfır beklenti. İçime oturan öküz değil de, kendi varlığım altında eziliyorum.
0
Jux
(22.03.21)
Ben de daha ne kadar kötüye gidecek? diye soruyorum kendime. Hiçbir şey beni şaşırtmıyor artık. Sıradaki ne? diyorum.
0
🌸chihirovekohaku
(22.03.21)
Her zaman daha kötüye gidiyor, sadece bir yerden sonra kabuk bağladıysan eskisi kadar acı hissetmiyorsun. Ama kabuk bağlayan deri yumuşaklığı da hissetmez. O noktadan sonra iyiye gitse bile bunu hissetmek çok zor hale geliyor.
0
Jux
(22.03.21)
2 adet zalto bardagim kirilmis bilasik makinesinde. Ne okuzu, deve oturdu deve. Nasil uyurum bu gece...
0
buf-e kür
(22.03.21)
gecenin şu saatini bana ömürbillah tiksindiğim borsaymış coin'miş filan bunları "acaba mı" diye araştırtan mahluklara lanet ederek geçiriyorum.
0
filteria
(22.03.21)
İçimde oturan öküzden ziyade, beynimin içinde büyüyen obez bi fil var gibi. Beynimin kafa tasımdan fırlayacağını düşünüyorum. Düşünmekten. İşin içinden çıkamamaktan ötürü. Kafam devamlı sıcak gibi. Buzdolabına sokup dondurmak istiyorum. Hıyırlısı :)
0
pandispanya
(22.03.21)
Sürekli sınanıyor gibi gerginim. Genellikle gergin hissediyorum.
0
epistemic_regress
(22.03.21)
Ben de gündemden dolayı öfkeli ve umutsuzum, cuma gecesinden başlayan istanbul sözleşmesi, mb başkanı değişimi, tüm haftasonu gergindim
0
freebird5406_2
(22.03.21)
(8)

Bu şarap içilir mi?

fobfilm
Tekel bayiden bugün aldım, arkasında yazan tarih 26/03/2013 son kullanma tarihi mi üretim tarihi mi anlayamadım. (Ekte fotoğrafını ekledim. Saat de yazdığına göre üretim tarihidir büyük ihtimalle ama aradan 8 sene geçmiş.) Önünde de büyük puntolarla 2011 yazıyor. Şarabı henüz açmadım belki iade eder
Tekel bayiden bugün aldım, arkasında yazan tarih 26/03/2013 son kullanma tarihi mi üretim tarihi mi anlayamadım. (Ekte fotoğrafını ekledim. Saat de yazdığına göre üretim tarihidir büyük ihtimalle ama aradan 8 sene geçmiş.) Önünde de büyük puntolarla 2011 yazıyor.
Şarabı henüz açmadım belki iade ederim diye. Ne yapmalı?
0
fobfilm
(20.03.21)
Öndeki büyük 2011, 2011 yılında hasat edilen üzümlerden yapıldığını gösteriyor, 2013'te de şişelenmiş. Doğru gördüysem Cabarnet Sauvignon, yıllanmaya uygundur ancak şişenin düzgün saklanmış olması gerekir. Eğer mantarı kuruduysa ve hava aldıysa tadı bozulmuş olabilir.
0
opucuk baligi
(20.03.21)
@opucuk baligi Onu nasıl anlayabilirim acaba? Açmadan iade etsem daha mı doğru olur? (Cabarnet Sauvignon evet)
0
🌸fobfilm
(20.03.21)
Şişeyi açmadan anlayamazsınız, 8 yıldır yatık mı saklandı, ısı nasıldı vs. bilemeyiz. Açıp tadına bakınca anlaşılır ancak. Ama açıp içsem zehirlenir miyim diyorsanız, hayır, bir şey olmaz, tadına bakın, sıkıntı yoksa içebilirsiniz. Markayı hiç bilmiyorum, pahalı bir şarap değilse iade etmeye uğraşmazdım ama pahalı bir şarapsa iade edebilirsiniz.
0
opucuk baligi
(20.03.21)
ben de içilebileceğini tahmin ediyorum ama zaten üstte de söylendiği gibi kadehe koyup tadına bakınca anlaşılır zaten.
0
sanal uyku
(20.03.21)
Saraplarda son kullanma tarihi yazilmaz. Ilk cevap dogru.
0
buf-e kür
(20.03.21)
Bir başparmak kuralı olarak, tarihin yanında saat de varsa üretim tarihidir.
0
mirafiori
(20.03.21)
itele gitsin. en kötü ölürüsün. yaşıyoruz da ne oluyor..
0
ghostinthemech
(21.03.21)
Kardeş içmiyorsan adres vereyim yolla :)
0
m orak
(21.03.21)
(3)

Videoda ne diyor? Almanca

stavro
https://linksharing.samsungcloud.com/7kea76GrTu8hÇevirisini degil, Almanca halini yazabilir misiniz ne dedigini?
linksharing.samsungcloud.com
Çevirisini degil, Almanca halini yazabilir misiniz ne dedigini?
0
stavro
(17.03.21)
"Zerschmettert´ die Feinde des Führers!"
0
buf-e kür
(17.03.21)
Fuhrers'ten sonra bir sey daha diyor?
0
🌸stavro
(18.03.21)
Bir kere dinleyip kapattigimdan fark etmemisim, evet.

"Vorwärts zum End(sieg)." Son kelimede kesmisler. End´de bitmis.
0
buf-e kür
(18.03.21)
(11)

Ikea Kivik koltuk?

c1b2k3
SelamlarUzun suredir kullanan var mi? Dayanikligi ne durumda? Kose versiyonunu almak istiyoruz?
Selamlar

Uzun suredir kullanan var mi? Dayanikligi ne durumda? Kose versiyonunu almak istiyoruz?
0
c1b2k3
(16.03.21)
Bir de uzerinde uyunabiliyor mu misafir gelse falan?
0
🌸c1b2k3
(16.03.21)
Kuzenimin koltuğu, evine her gittiğimde onda uyuyordum. O da kendi yatağı yerine orada uyuyordu bazen. Şu an koltuk halamda, onlara gittiğimde yatak yerine orada uyumak istiyorum ve söz konusu koltuk rahat 8-9 senelik var. Sadece çok yumuşadı biraz minderleri kayık duruyor ama öğrenci evinde kaldı koltuk kaç sene. Ben bile yamulmuştum öğrenci evinde, koltuk ne yapsın.
0
irene
(16.03.21)
üç yıldır kullanıyorum köşeli üç kişilik versiyonunu.
bazen üzerinde kestirdiğim, gece tv karşısında uyukladığım oluyor.
herhangi bir çökme falan yapmadı.
geniş olduğundan uyumak için çok uygun ve rahat.
tepesinde sürekli koşturan, atlayıp zıplayan ve uyuyan kediler de var.
bize dayanıyor yani en azından.
0
blatta hiberna
(16.03.21)
5 sene oldu, rahat ama cok cabuk coken, kendini salan, kisa omurlu bir arkadas.

Ben kopegim var diye degistirmeyi dusunmuyorum su an. Iki ayda bir yikiyorumdur herhalde o cikarilabilir kiliflari. Onlar kaliteli cikti. Ancak koltuk tum formunu kaybetti, kaliteli kilifi ne yapayim?

Tavsiye etmem.
0
buf-e kür
(16.03.21)
1 yıldır köşeli olanı kullanıyorum. Fena değil. Temizliği zor bir koltuk bence. Sporcuyum o minderleri kaldır indir mahvoluyorum. Kıvığı süpürmek yerine evi üç defa silmeyi tercih ederim.
0
ruhen hastayim ben
(16.03.21)
3 lü ve 2 lisi var 9 senedir. Geçen sene kılıfını değiştirdim sıkıntı yok.
0
Mistyimage
(16.03.21)
indirimden alınabilecek gayet iyi bir koltuk.

hem rahat hem de -indirimdeyken- o fiyata alınabilecek en kaliteli koltuklardan.
0
Anjelik
(16.03.21)
3. senesine geliyor bendeki. Çökme yok, çok rahat köşe tarafına sürekli oturduğum ve hatta zaman zaman uyuduğumdan rengi hafiften soldu, kılıflar pahalı olduğundan değiştirmeye değer görmedim, idare ediyorum. Rahatlığından çok memnunum. Yatması keyifli ancak ufak bir not yatarken geniş olsun diye sırt minderlerini çıkardığımda hafif arkaya doğru eğrilik oluyor, tam düz bir zemin elde edemiyorsunuz.
0
Ezequiel
(17.03.21)
3.senesine giriyor, geniş 2li koltuk , çok memnunum
0
kleider
(17.03.21)
hem üçlü hem ikilisi var. oldukça dayanıklı ve rahat. misafir geldiğinde mutlaka soruyor. gözüm kapalı öneririm.
0
tantunisultansuleyman
(17.03.21)
6 yıl oldu kullanıyorum. mınderlerın ıc kılıfı parcalandı. artık eskı kalıp gıbı formu yok ama hala rahat ustunde yatılıyor. kedim tırmalayarak baya paçavraya cevırmıstı. gecen sene kılıflarını yenıledık farklı bır renk sectık degısıklık oldu. ama artık omru de bıttı bızımkının bu yaz degıstırırız.
0
zenc
(17.03.21)
(8)

elleri tahriş etmeyen sabun

bihaber
ellerimi yıkamaktan pul pul dökülmeye başladı avuç içlerim. krem falan kullanıyorum ama yıkayınca tekrar perişan oluyor.elleri tahriş etmeyen bir sabun öneriniz olur mu? (dove demeyin, o bir işe yaramadı)Şimdiden teşekkürler
ellerimi yıkamaktan pul pul dökülmeye başladı avuç içlerim. krem falan kullanıyorum ama yıkayınca tekrar perişan oluyor.

elleri tahriş etmeyen bir sabun öneriniz olur mu? (dove demeyin, o bir işe yaramadı)

Şimdiden teşekkürler
0
bihaber
(11.03.21)
klasik dove kullandıysanız salatalık aromalısı bende işe yaramıştı.
0
heathen
(11.03.21)
dermapeel zeytinyağ sabunu. ben banyoda da onu kullanıyorum aşırı memnunum
0
cometome
(11.03.21)
Palmolive yesil olun muhtesem
0
c1b2k3
(11.03.21)
iyileşene kadar sabunu değiştirmek işe yaramayacak. önce aşırı yağlı bi kremle bi süre iyileşmesini hızlandırın. her yıkamadan sonra krem sürün.
0
sttc
(11.03.21)
Rossmann´dan Isana Med Yıkama Losyonu alin. Sifir kurutma, pandeminin basindan beri kullaniyorum, her tanidigima da tavsiye ettim.

Yine de yatmadan iyi bir krem kullanmaya devam edin.
0
buf-e kür
(11.03.21)
Önce iyileştir+1 Sonra da şok marketlerde satılan Ebru marka zeytinyağlı sıvı sabun. Çok başarılı gercekten
0
primetime
(11.03.21)
Ben de krem tavsiye etmeye geldim. Sürdükten sonra eldiven takarsanız daha çok işe yarayacaktır. (linkteki eldiveni kullanmadım)

www.rossmann.com.tr
www.rossmann.com.tr
0
hair freak
(11.03.21)
Elimde egzama var sıvı sabunlar hep dökülme yaptı, katı sabun kullanmam lazım ama evde neyse de isyerinde kullanmak zor. En son n11 den newmix marka sıvı sabun aldım. Normalde araba şampuanı vs üretiyorlar ama onların yanında alıp denemek istedim. Gayet başarılı elim çatlamıyor ve egzama yaraları olmuyor artık. Eyüp Sabri vardı ondan önce o eh işte buna göre.
0
Topalordek
(11.03.21)
(9)

orta sınıf yabancı bir beyaz yaka hangi ülkede daha rahat yasiyor

bagirir bu raylar o sahte o kart duzene
1. kriter: ekonomi (gelir-gider, kira, maas vs)2. kriter: sosyal yasam3. kriter: kariyer, is imkanlari (sektorden sektore degisir ama ortaya karisik bir seyler dusunebilirsiniz)ingiltere, hollanda, almanyaingilizce ve almanca bilen bir turk beyaz yakali bunlardan hangisinde daha rahat ediyor?
1. kriter: ekonomi (gelir-gider, kira, maas vs)
2. kriter: sosyal yasam
3. kriter: kariyer, is imkanlari (sektorden sektore degisir ama ortaya karisik bir seyler dusunebilirsiniz)

ingiltere, hollanda, almanya

ingilizce ve almanca bilen bir turk beyaz yakali bunlardan hangisinde daha rahat ediyor?
0
bagirir bu raylar o sahte o kart duzene
(09.03.21)
Cevap vermeyeceğim ama cevabı bulma yolunu göstereceğim:

1- İlgili beyaz yakalının o ülkedeki ilgili sektörün maaş seviyesini, Türkiyede'ki ilgili sektörün maaş seviyesi ile oranla ve buna a diyelim.
İlgili ülkenin alım gücü ile Türkiye alım gücünü oranla ve buna da b diyelim.
axb hangi ülke özelinde daha yüksekse o ülke ekonomi anlamında daha avantajlıdır.

3 ülkenin karsılastırması zaman alır. Ama sanırım Almanya önde olur.

2- Özellikle Akdenize kıyısı olan görece sıcak kentler/ülkeler arasında müslüman olmayanlar tercih edilebilir.
3 ülke arasında Hollanda öne çıkar. Söylediğim öznel kriterlere sınfta kalsa da.

3- Ortaya karışık dersen sanayisi ve finansı gelişmiş ülkeler tercih edilebilir.
Almanya ipi göğüsler bunda da.
0
twelfth
(09.03.21)
Almanya ornegini biraz acayim.

- Büyük sehirleri olmali, yoksa sosyal yasami tatmin edici olmaz, ozellikle Istanbul´dan geliyorsaniz.

- Hollanda´nin ve Almanya´nin insanini karsilastirdigimizda hep sasiriyoruz, cunku cok benziyorlar. Kültürel degerleri birbirlerine cok yakin. Ancak Hollandali siz Ingilizce konusuyorsunuz diye kabalik yapmazken, bir Alman yapar, yapabilir. Almanca bilmeden paralel bir evrende yasamamak zor.

- Kira disinda cok buyuk giderleriniz olmaz, ancak maas da diger ulkelere oranla cok yuksek degildir, sanirim Hollanda´da bir tik daha yuksek. Ancak orada yasayan arkadaslarimla konustugumda, ki hepimiz ogrenci statüsünde gelip, yerlestik, kaldik, uzun süredir Avrupa´dayiz, bir yabanci icin Almanya´nin sosyal devlet sifatina daha yakin oldugunu gordum. Alim gucu yuksek.

- Kariyer imkanlari son degisikliklerle daha da iyilestirildi yabancilar icin. Gelip 6 ayligina is-arama vizesi ile size uygun yerlerle gorusebilir, buradaki hayati "deneyebilirsiniz" ornegin.
0
buf-e kür
(09.03.21)
konuyu ele alırken türkiye'de yaşadığınız şehri ve yurtdışında yaşayacağınız şehri bilmekte fayda var. türkiye'de istanbul haricinde yaşamayı düşünmeyecek çok sayıda tanıdığım, bahsettiğiniz üç ülkede küçük küçük şehirlere ve kasabalara gittiler. hepsi çok mutlu.

ekonomik olarak küçük şehirde daha rahat edersiniz. türkiye'de 3-4 büyük şehir haricinde beyaz yakalar için düzgün iş bulamazken, yurtdışında neredeyse her yere yayılmış bir sanayi ve ticaret var. bir de bu ülkelerde gelir uçurumu bize göre daha az. herkesin yaşam standardı yüksek.

sosyal yaşam, sizin sosyal yaşamdan ne anladığınıza bağlı ama benim tanıdıklarım Türkler'in çoğunluk olduğu bölgelerden uzak yaşıyorlar, hepsi çok rahat.

kariyer tabii ki mesleğe bağlı ama iş imkanları genel olarak daha geniş. ülke olarak kriz olmayınca herkes önünü daha rahat görüyor.
0
co2s2
(09.03.21)
birebir aynı durumdayım, yakın zamanda yurt dışına yerleşeceğim ve tamamen bu üç ülke ekseninde gidip geliyorum, ingiltere için oturumu kaybetmeden yerleşmem için süre kısıtlaması olmasa geç de olsa muhakkak ingiltere’yi seçerdim ingilizce için ama bu aşamada ‘ değer mi hazır olmadan gitmeye ’ sorusu muallakta bırakıyor beni. sizin duruyuda almanca da biliniyor diyorsunuz burada işler değişir.

ingiltere her ne kadar ekonomik olarak diğer ikisinden geride görünse de bir şekilde işleri toparlar diye düşünüyorum.

1) ingiltere’de birimler yüksek olmakla birlikte ( londra için ) kiralar inanılmaz pahalı. haftada 5 gün çalışan kamyon şoförü bir abinin 2600 pound aldığını biliyorum mesela, 3.000 euro yapar. bunu almanya veya hollanda’da alabilen kaç kişi var ? bu dediğim malum şoför tabi, yine de almanya ve hollanda’da bence öyle alamaz. diğer ikisinde hayat biraz daha ucuz birimler de bir tık daha düşük, bu konuda bence üçü de birbirine çok yakın, belirleyici olan şehirler.

2) almanya en geride gibi, londra en önde. bu soruyu tartışmam bile. dünyanın her anlamda başkenti londra, buna ek olarak ingilizler’de de klasik avrupalı soğukluğu yok sanılanın aksine çok sıcak bir millet. ayak üstü sohbet etmeye ve kaynaşmaya bayılırlar. gece hayatından spora sanata tiyatroya kadar londra bir numara. amsterdam’da kısa bir süre bulundum beni çok etkilediğini söyleyemem. londra = istanbulun 3-4 katı.

3) buna almanya denebilir sanırım ama çok da yorum yapmayayım yanıltmak istemem.
0
garavel
(09.03.21)
1-) kira diyince almanya. Berlin'de bile uygun ev bulunaniliyor. Diger giderer acisindan uc ulke arasinda cok fark yok bence. Gelir de sektorden sektore degisiyor.

2-) berlin'de 10-15 arkadasim var donemimden giden, orda daha cok sosyal hayatim olurdu herhalde. Her uc ulkede de expat'larla goruseceginiz icin cok fark olmaz bana kalirsa. Ingiltere'de ingilizce ile daha rahat sosyallesilebilir. Diger ulkelerde yerel dili bilmek gerekirdi.

3-) ucunun de cok farkli yok yine. Hollanda biraz daha yukselen yildiz
0
fakyoras
(09.03.21)
Arkadas ve kendi deneymimle averaj beyaz yaka icin:

Ingiltere:
- Sosyal devlet iyi. Zaman icinde kotulesecek.
- Maaslar genis skalada, ayni ise 4 kat maas farki gordum. Bazi yerlerde saglam birikim yapabilirsin, bazi yerlerde ucu ucuna gecinirsin.
- Gunluk masraflar pahali, eger buyuk sehirdeysen kira da pahali.

Hollanda:
- Sosyal devlet ucunun arasinda en kotusu.
- Maaslar ortalama.
- Kiralar arasinda buyuk ucurumlar yok. Gunluk masraflar ortalama.

Almanya:
- Sosyal devlet iyi
- Maaslar az daha dusuk.
- Kiralar sehirlerde yuksek. Gunluk masraflar dusuk.

Belcika: (Kisisel deneyimim)
- Sosyal devlet cok iyi
- Maaslar ortalama.
- Kiralar ortalama. Gunluk masraflar yuksek.
0
cleric
(09.03.21)
@cleric

hollanda ile belcika’nin mesela sosyal devlet farklarını söyler misiniz ? burada kasit issizlik maasi, kira yardimi, saglik, egitim vs mi onu merak ettim. hollanda’yi da baya övüyorlardı da en iyisinin belçika olduğunu bende okumuştum direkt farkları merak ettim.
0
garavel
(09.03.21)
2- ingiltere ya da avustralya.

diğer çoğu ülkede ırkçılık yüksek.
0
Andrew
(09.03.21)
merhaba

Hollanda'da yasiyorum. Ingiltere ve Almanya'da hic yasamadim. Arkadaslarim var yasayan, onlardan duyduklarim ve kendi kisa sureli ziyaretlerimde edindigim tecrube ile cevap verecegim.

Oncelikle dogal olarak Ingiltere ve Hollanda'da ingilizce ile yasaminizi surdurebilirsiniz. Almanya'da ise sosyallesmek icin Almanca sart gibi.

1. Hollanda'da kennismigrant (nitelikli gocmenlik) icin vergi avantaji var 5 yil. Bu durumda ilk 5 yil icin Hollanda en avantajlisi. Ardindan Almanya ve Ingiltere. Hollanda'da Amsterdam basta olmak uzere buyuk sehirlerde kiralar cok yuksek. Bununla beraber ev almak cok kolay. 1 yillik ikamet, kalici is kontrati mortgage icin yeterli. Gelen beyaz yakali ilk 1-2 yil merkezde oturup 1700-1800 civari kira vermeyi goze aliyor, ardindan merkeze yakin yerlerde ev alip kirasindan daha az mortgage odeyerek ev sahibi oluyor/

2. Bu da sehre bagli. Amsterdam, Berlin, Londra gibi sehirlerde expat nufusu fazla oldugu icin kaynasmak sosyal cevre edinmek daha kolay. Kucuk sehirlerde ise isler degisecektir. Hollanda icin konusursak, bir Dutch arkadas gububuna sonradan dahil olmak imkansiz. Giderseniz buyuk ihtimalle kendiniz gibi gocmenler ile sosyalleseceksiniz ki bunda bir sorun yok.

3. Yazilimciyim. kendi sektorum icin konusacak olursak 3 ulkenin buyuk sehirlerinde de bir suru is var. Ilk ise kabul almak her zaman zordur fakat calismaya baslayip 1-2 yil tecrube edindikten sonra herpsinde is bulmak, degistirmek daha kolay. Hatta bu 3 ulkeden birisinde tecrubeniz varsa digerine gecis yapmak ilk basta Turkiye'den gitmekten de daha kolay.
0
whisky
(10.03.21)
(8)

Nasıl sosyalleşiyorsunuz?

ir mania
Pandemiden bağımsız olarak soruyorum. Düşününce liseye kadar sokakta oyun oynayarak arkadaş edinirdim. Liseye başladıktan sonra taşındık ve bu bitti. Sadece okul ve dershanedekilerle iletişim kurabildim. Lise bitince oradan bir arkadaşla her hafta buluşur içerdik fakat babam kalp krizi geçirdiğinde
Pandemiden bağımsız olarak soruyorum. Düşününce liseye kadar sokakta oyun oynayarak arkadaş edinirdim. Liseye başladıktan sonra taşındık ve bu bitti. Sadece okul ve dershanedekilerle iletişim kurabildim. Lise bitince oradan bir arkadaşla her hafta buluşur içerdik fakat babam kalp krizi geçirdiğinden beri içmiyorum. Dolaysıyla yine okul kurs dışında sosyalleşemiyorum. Kurslarda da genelde sıkıntılı tipler oluyor öyle olmayanların derdi de sosyalleşmek olmuyor. Internette de kimse tanımadığı kişiye güvenmiyor. Pandemi kısıtlamaları kalkınca bunu düşündüm. Nasıl arkadaş edinebilirim ki? Yaş 30a yaklaşmış annem babam dışında arakdaşım yok diyebilirim. Onlar da anam babam olmasalar arkdaşım olmazlardı diye düşünüyorum.
0
ir mania
(09.03.21)
Üniversite?
0
suicides underground
(09.03.21)
Hep internet oldu benim için
0
kondansator
(09.03.21)
Pandemi harici için konuşuyorum: sosyalleşemiyorum. Sosyal ortamımda belli kişiler var, sirkülasyon yok. Öyle. Sosyalleşemiyorum.
0
1bir1bir1
(09.03.21)
üniversite bitene kadar aşırııı sosyalleştim. Sonra yeniden şekillendirdim kendimi.

En son dönemde pandemi öncesi düzenli gittiğim 2 bar vardı. Mahalle pubı gibi. Hafta içi gidip oradakilerle sosyalleşiyordum.

Sonra anladım ki valla insan sosyalleşmek istesin, Clubhouse'tan 15 kişiyle sosyalleşiyorum bir süredir :) Hatta biriyle yüzyüze görüştüm (cinsiyet ve cinsel kimlik sebebiyle flört imkansızdı bu kişiyle. Yani sadece sohbet ettik eğlendik)

Bir insanın ana babası dışında hiç arkadaşı yoksa, o insan dönüp biraz kendini sorgulatmalı (terapi diyorum burada) çünkü aile onu yetiştirirken kendine bağımlı hale getirmiş ve yalnızlaştırmış olabilir. bunu çözmeye ne sosyal appler ne kurslar yeter.
0
lcha
(09.03.21)
Küçük yerde yaşadığım için çok zorlanıyorum. Kafa dengi birilerine dokunmak çok zor
0
olaylar olaylar
(09.03.21)
Yakin arkadaslarimla ortak chat gruplarimiz var. Uzun süredir neredeyse her hafta birkac kisi online bulusuyoruz. Eskiden hic bu kadar sikca gorusemezdik, bize iyi geldi.

Haftada üc gün online dersim var. Dil ve yoga kurslari. Boyle bir sey bulabilirsiniz. "Kurslarda genelde sorunlu tipler olur." mottosuna pek anlam veremedim ben. Bir sey ogrenmek istiyorsaniz, katilin iste. Arkadas olursaniz, o da yaniniza kar kalacak.

Sifir arkadas, sorunun biraz da sizde oldugunu gosteriyor olabilir. Kendinizden memnun degilseniz, baskalariyla etkilesime gecmek istemiyor olabilirsiniz.
0
buf-e kür
(09.03.21)
bisiklet ortamı bana bu konuda çok sağlam imkân sunuyor(du). 30 üstü ya da 0'a yakın derecelerde birlikte 200 km'lik turlar yaptığın bisikletçileri bir nevi "asker arkadaşı" gibi görmeye başlıyorsun. hayvan gibi zor yokuşları kıçından soluyarak birlikte çıktığın insanlarla sonradan bunun geyiğini yapıp eğlenmek güzel. bir araya gelen bisikletçilerin hikâyeleri bitmez.

bir de insan insanı yolda tanır diye bir laf var ya, tükendiği noktaya yaklaştığında herkes karakterini ortaya serer. o da insanları tanımanın çok etkili bir yolu bence.

onun dışında da devam ettiğim iki film grubu vardı. biri hala online devam ediyor. buralar da birileriyle tanışmak için çok etkili.

bunlar haricinde geçmişten kalan arkadaşım yok.
hatta şu günlerde ne bisikletçiler ne de sinema gruplarından kimseyle görüşüyorum.
iyice yabanileştim. canım da istemiyor açıkçası.
0
filteria
(09.03.21)
yalnızlık aslında mükemmelliyetçilikle oldukça ilişkilendiriliyor. sosyal ilişkilerinizde kusursuzluğu, çok ilgi çekici karakterlerle buluşmayı, birinin ısrarlı bir şekilde sizinle ilgilenmesini vs bekliyor olabilirsiniz, yazdıklarınızdan bu şekilde yorumladım. Öncelikle insanlarla iletişiminizi gözden geçirip, iletişim hatalarınızı incelemenizde fayda olabilir.

Yalnızlık tek başına kalmak değildir. Arzu duyduğunuz sosyal bağlarla, gerçekte kurabildiğiniz sosyal bağlar arasındaki mesafe ne kadar çok ise yalnızlık o kadar artar. Tek başınalık ise kendi ile kalabilme, kendi kendine mutlu olabilme yetisini geliştirmiş insanlarda bulunur.

Naçizane tavsiyem önce kendi kendinizi mutlu edin, kendinizden sıkılmayacak bir hale gelinceye kadar kendinizi geliştirmeyi deneyin. Sevdiğiniz, anlamlı bulduğunuz şeyleri yaparken illa yolda benzer ilgi ve isteklere sahip insanlarla tanışacaksınız.

Ülkemizde gerçekten sosyalleşmek oldukça zor ancak sosyalleşmek her insanın yemek yemek, su içmek gibi ihtiyacı. O yüzden ihtiyacını çektiğiniz şeye dönüşmeye çalışın insanlarında sizin gibi sosyalleşmekte zorlandığını düşünüp daha fazla iletişime açık olun, cesaretlendirin, merak edin, sorun, davet edin. hayatınızdaki her şey siz davranışlarınızı değistirdiğinizde zaman içerisinde değişir.
0
elvan abeyiylegezse
(11.03.21)
(14)

İçki sıklığı?

fragile lady
Haftada kaç gün ve ne kadar içki içiyorsunuz? Sizce sağlıklı içki içme miktarı nedir? Alkolik olmadığınızı ya da vücudunuza zarar vermediğinizi düşünüyor musunuz?
Haftada kaç gün ve ne kadar içki içiyorsunuz? Sizce sağlıklı içki içme miktarı nedir? Alkolik olmadığınızı ya da vücudunuza zarar vermediğinizi düşünüyor musunuz?
0
fragile lady
(06.03.21)
Haftada bir gün, güzel ortam varsa 2 bira birkaç bardak yuksek alkollu icki yaklasik 30 cl 50 cl edebilir gecenin guzelligine gore ya da siradan bir geceyse 5 6 bira falan.

Bilerek haftada bir gün iciyorum maksimum iki gun sonra icmemeye calisiyorum. Bu yuzden alkolik oldugumu dusunmuyorum ama vucuduma bazen zarar verdigimi biliyorum.
0
turkce konusan uzayli
(06.03.21)
içkimi kendim yapmaya başladığımdan beri bayağı içiyorum. öncesinde bu kadar içmezdim, evde olunca ve (neredeyse) bedava olunca içiliyor. haftada ortalama 4-5 gün içip kalanında karaciğerimi dinlendireyim biraz diyorum. miktar duruma göre değişiyor, 2-3 bira / 4-5 kadeh şarap / 3-5 kadeh rakı gibi ortalama. alkolik değilim bence ama biraz azaltmazsam uzun vadede zararı olur diye de düşünüyorum.
0
pati
(06.03.21)
haftada 1 kere party out yaparken. duruma gore. bazen 10-15 taneyi buluyor sabaha kadar partiliyorsam. diger turlu 5-6 tane.

oyle her cok icen alkolik degildir bu arada. ciddi fiziksel bagimlilik yapinca hasta sinifina giriyorsunuz.
0
baldur2
(06.03.21)
Her gün yatmadan önce şarap. 1 litre 5 günde bitiyor. Fiona 38.9 tl.
0
Tochinoshin
(06.03.21)
Haftada 1-2 gün içiyorum, onda da 3-4 bira ya da 2-3 kadeh şarap şeklinde genel olarak.

Yani genel olarak dünyanın en sağlıklı şeyi değil tabi ama tüm gün bilgisayar karşısında oturmaya kıyasla ciddiye alınacak bir sorun değil.
0
plutongezegendegilmi
(06.03.21)
Neredeyse sadece sarap tüketiyorum. Birada bir süredir alkolsuz tercih ediyorum. Haftada toplamda iki sise diyelim. Haftada iki, ideal olarak uc gun hic icmemeye ozen gosteriyorum. Onun disinda denemek icin actigim sise sayisi 4, cok nadiren 5. Denemek icin aciyorum, uc kisi iciyoruz. Korona oncesi farkliydi, sosyal icicilik de oldugundan cok net bir rakam soyleyemezdim, ancak simdi ne kadar ictigimi biliyorum.

Saglikli icme miktari diye bir sey yok. Alkol sinirler icin zehir. WHO´nun onerdigi sinirlar, her ülkenin onerdigi sinir farkli. Boyle sacma is mi olur? Simdi yine baktim, sayilar soyle:

Almanya kadinlar icin 12 gr sinirini uygun gormus, erkekler icin 20-24 gr alkol demis. Isvec ise hem kadin hem erkek icin 20 gr demis. Fransa da kadin-erkek esitligine evet deyip her ikisine de bol keseden 30 gr vermis. En güzeli Ispanya, 30 ile 70 gr arasi diyor gunluk, her iki cins icin de.
(1 kücük sise birada 12,7 gr alkol varmis yaklasik olarak.)

Almanya´da alkolik sinirindayken Ispanya´da siniri bile gecmis olmuyorsunuz. Bu onerilerin ne kadar tutarsiz oldugunu anlamissinizdir. Alkolik olmak gercekten kolay bir sey degil. Cevremde sarap kuluplerinde olan ve neredeyse her gün bir kadeh icen insanlar var, bircogu "dry January" falan yapiyor ya da bir ayin bir haftasi asla icmiyor.

Alkolik olmadigimdan eminim. Zira sürekli doktor kontrolu altindayim, benden daha cok kan veren, olcum yaptiran da azdir. Ancak zarar verdigini elbette biliyorum, hic alkol icmesem cok daha saglikli olurdum tabii ki.
0
buf-e kür
(06.03.21)
Son 2 aydır cuma akşamı başlayıp cumartesi akşamına Kadar içiyorum. cin kokteyller ya da viski, şişe bitiyor.
Hafta içi içmiyorum, alkolik olduğumu düşünmüyorum ama zararı var tabii. Güzel olan neyin zararı yok ki zaten...
0
Jux
(06.03.21)
Haftada 1-2, o da günde bir 33lük bira veya bir kadeh şarap.
0
Hallegadola
(06.03.21)
Yazın bazen günbatımı izlerken 2 bira içesim geliyor. Onun dışında çok nadiren sosyalleşme amaçlı içerim. Canım çekmiyor.

Sağlıklı içki içme miktarı 0'dır. Alkol tamamen zehirdir. Fayda/zarar oranı bugün illegal olan kimi maddelerden bile düşüktür. Günde 1 bardak şarap içmenin faydalı olduğuna dair inanışın doğru olmadığını ortaya koyan güncel araştırmalar var.
0
otonomo
(06.03.21)
Haftada 3-4 aksam 2-3 duble viski ya da ipa bira ya da cidre.

Vucuduma zarar veren cok şey var. Cok da umrumda değil bundan gelecek zarar. Ayda iki kere de puro iciyorum.
Alkolik değilim çünkü içmedigim zamanlar da oluyor. Misal iki hafta icmeden gidiyor vs. Düzenli bir icisim yok.
0
logisticsmanager
(06.03.21)
Netflix'deki the truth about alcohol belgesinde İngiltere tarafından haftalık sınır 14 birim olarak belirlenmiş ve bu 14 birimi haftanın en az 3 güne yayılması tavsiye edilmiş.

50 Cl'lik bir bira 2 birim olarak kabul edilmiş.

bir kadeh şarap : 3 birim
bir kadeh viski : 1 birim
0
put it in your appropriate place
(06.03.21)
her gün 2 tane efes extra içtiğim de oldu. 1 seneyi aşkın hiç içmediğim de. bu aralar haftada 2-3 bira. o kadar.
0
rain when i die
(06.03.21)
ben normalde sosyal içiciyimdir evde içersem 1 hadi en fazla 2 bira içerim gazoz niyetine cipsle falan. dışarıda içerken de zaten çok cozutmam ama dışarı çıktığımda içki içme oranım yüzde 40 falan vardır.

neyse, son 1-2 aydır haftada 1-2 içiyorum evde 1-2 kadeh biradan ağır şeyler.
0
ufockinwotm8
(06.03.21)
Bana eşlik eden olmazsa haftada 1 gün. Yancı bulursam haftada 3-4 gün rahatlıkla çıkar.
0
baal
(07.03.21)
(13)

Ne için yaşıyoruz?

ayakkokususeveninsan
MerhabalarDaha önce buna benzer bir soru sormuştum ve cevaplar beni tatmin etmemişti.26 yaşında evli, düzgün işi gücü olan, maddi sıkıntıları yaşamayan birisiyim. Herhangi bir inancım yok. Çevremdeki insanlarla aram hep iyi olmuştur hep sevilen biri oldum. Kendi çapımda başarılarımda var. Klarnet ça
Merhabalar
Daha önce buna benzer bir soru sormuştum ve cevaplar beni tatmin etmemişti.
26 yaşında evli, düzgün işi gücü olan, maddi sıkıntıları yaşamayan birisiyim. Herhangi bir inancım yok. Çevremdeki insanlarla aram hep iyi olmuştur hep sevilen biri oldum. Kendi çapımda başarılarımda var. Klarnet çalmak, resim yapmak, bisiklete binmek, bitkilerle uğraşmak, çeşitli hayvanlar(tarantula muhabbet kuşu hamster vb) beslemek gibi çeşitli hobilerim var. Ama düzenli bir şekilde "neden ne için yaşıyoruz" boşluğuna düşüyorum. Bu konuda yalnız mıyım? Etrafımdaki insanlarla bu tarz konuşmalar açınca gülüp geçiyorlar saçmalıyorsun diyorlar. Bu zor sorunun cevabını bilen var mı veya kendine has amaçlarınız neler? Tabi öbür dünyaya inanıyorsanız bu hayat amaç değil sadece bir araçtır sizler için ama benim için öyle değil.
0
ayakkokususeveninsan
(04.03.21)
İnançsız 38 yaşında adamım. Eğer dinlerin söylemediği ama gerçekte olan bir amaç arıyorsan bunu bulamazsın. Çünkü amaç niyetten doğar. Niyet ise ancak farkındalık sahibi bir yaratıcı gerektirir. Buna inanmıyorsan aslında olasılıklar denizinde savrulduğumuzu kabullenmen gerekir. Amaçsızlık içinde en başarılının soyunu sürdürdüğü bir düzen var. Bu düzende başarılı olmana rağmen beyninin, empati yeteneğinin gelişkinliği nedeniyle üstüne koyacak bir şeyler arıyorsan bunun cevabı zaten yine hormonlarımızda. Dünya üzerindeki gereksiz acıları azaltmayı ana ilke olarak benimseyebilirsin. Çünkü hayatta en büyük tatminin bu yoldan geçtiğini göreceksin. "İsteyerek bir yükün altına girip onu taşımak ve bu vesile ile acıları azaltmak" Cennet için değil aklınla bunun en onurlu tavır olduğunu bulmak çok zor değil.
0
twelfth
(04.03.21)
Bence "it's not about the destinaon, it's about the journey" yaşamak için yaşıyoruz. İlla dünya sonrası yaşam ya da dünyada büyük bir iz bırakmak gerekmiyor. Hayat diye bir düzen var, var oluyoruz ve sonra ölüyoruz. Amaç bu bence.
0
cometome
(04.03.21)
finansal bagimsizligimi sagladiktan sonra dunyadaki butun muzikleri dinlemek, filmleri izlemek, oyunlari oynamak ve kitaplari okumak istiyorum. tamam hepsi degil ama olabildigince cogunu, haha.
0
baldur2
(04.03.21)
Hiçbir şey için yaşamıyoruz. Tesadüfen dünyaya geldik, anlamsız hayatlarımızı yaşayıp toprakta böceklere yem olacağız. Doğanın döngüsüne karışacağız.

Bunu kabullenemeyen intihar ediyor, bu minicik ve anlamsız yaşamdan bi şekilde keyif almayı başaranlar mutlu şekilde yaşıyor, hem kabullenemeyip hem de ölmeyi götü yemeyenlerse ekşi itiraf başlığında ağlıyor asfsf.

Hobileriniz, sevmek sevilmek, güzel bir şarkıya denk gelmek... İsteyen en ufak şeyde mutluluğu bulabilir ama anlam? Anlam yok.

Seviyoruz çünkü sevebiliyoruz ve oksitosin, seratonin filan salgılayıp mutlu oluyoruz bi süreliğine. Ockham'ın usturası güzel bir araç genel olarak. Bir şeyi en basit haliyle düşünmeliyiz. Karmaşık hale getirip cevabı olmayan sorularda boğulmanın ne yararı var? (Filozof olma hayaliniz varsa bilemeyeceğim lol)
0
inawen
(04.03.21)
Oncelikle 40 yasindayim bu tip muhabbetler acildiginda gulup gececek, soyleyecek iki cift lafi olmayacak tiynetle insanla 1 dakika daha uzatmam ve arkadasligi keserim yavastan.

Inancli biri olmama ragmen hayati tamamen bos buluyorum. Kalu bela derler o zaman ruhumuzun bu yasami istedigine inanilir, bir secim yaparak gelmisiz yani fakat tamamen bos beles cennette takilmaktan kaynakli bir ruh zirvalamasi olarak goruyorum dunyaya gidelim isteginde bulunmayi kendi inancim cercevesinde.

inancli biri olmama, burada oturup benim dunya gorusum hayatin isleyisinin nasil olduguna dair gorusum budur desem cok tuhaf karsilanacak bir hayat gorusum olmasina ragmen zerre spiritualist degilim. inancli olusum tamamen kendi icimde ikna oldugum Allahin varliginin kesinliginden geliyor bu hayati cennet sevdasiyla yasayan sofilerden degilim.

Cennet anlayisimi da black mirror'un bir bolumu cok guzel vermisti.

Neyse hayat bos, bir manasi yok. Insan olma deneyimini yasamak icin burdayiz sadece.
0
2oda1salon
(04.03.21)
İnançsız bir insan mutlu olmak için yaşar. Mutluluğu başka bir dünyaya bırakmaz, bu dünyada yakalamaya çalışır. Klişe olabilir belki ama sabah kalkınca ilk aklına ne geliyorsa onun için yaşıyorsun. Aklına hiçbir şey gelmiyorsa hayatta basarabileceğin küçük hedefler koy, finansal yönden sıkıntın varsa onu düzelt, yoksa parayı kullanarak en çok mutluluğu nasıl yakalarım bunu düşün, gez toz ne bileyim. Arkadaş mı bulamıyorsun? Yeni arkadaş edin. İnsanları sevmiyorum diyorsan yapacak bir şey yok, o zaman bunalıma merhaba de.
0
smurfsmurfsmurf
(04.03.21)
güzel bir hayat yaşamak, keyif yapmak için, mutlu olmak ve insanları mutlu etmek için yaşıyoruz. öyle kendime has amaçlarım falan yok, kendime ayrılan süreyi güzel harcamaya çalışıyorum.
0
roket adam
(04.03.21)
Bu sorunun cok degerli bir soru olmadigini dusunuyorum.

Ortaokul yillarimda "Insan Neyle Yasar?"i okumustum ve bu sorunun cok daha ustunde kafa yorulmasi gerekilen bir soru olduguna o vakitten beri ikna olmus durumdayim. Tolstoy ile yollarimi ayirdim, onun o hikayedeki degerleri benim degerlerim degil artik ama odagimda o soru hep var oldu. Neyle yasarim, neyle yasamaliyim?
0
buf-e kür
(04.03.21)
Neden bu dünyada doğuyoruz? Neden ve nasıl öleceğiz? Sonunda gittiğimizde yanımıza hiçbir şey alamadığımız halde, kavradığımız her şey neden nihayetinde bize kalıcı mutluluk vermekte başarısız oluyor? "Mezarın cebi yok."

Her insanın bu sorusu vardır. Her din bu durumdan bahseder. Ve her felsefe ve inancın bu ikilem için bir açıklaması vardır.

Ancak hiçbir felsefe ya da din, insan bilincinin doğası, varoluşun temel doğası, doğum ve ölüm meselesi hakkında herkes için kabul edilebilir tam bir yanıt vermemiştir. Büyük teknolojik ve maddi ilerlemeye ve binlerce yıllık dogmatik dine rağmen, insanlar sadece şu soruyla kalır: "Evet‚ ama ... Ben neyim? "

Ilgini cekti mi? Bu sayfadan alinti,

www.mirrorofzen.com

Bu soruya dusunerek cevap yok. tatminsizligin sonu yok, ancak butun inanc ve dusuncelerin otesinde, eksik olmayan, dogum ve olumun otesinde, kimligin, varolusun, var olmayisin otesinde ne var diye merak ediyorsan, budizm ve zen, bunu kesfetmek icin var.

Facebookta bir damla zen diye ararsan haftada 2 kere bulusup zen pratigi ve muhabbet oluyor, katilabilirsin.
0
JohnOakley
(04.03.21)
açıkçası ben de neden bulamıyorum. yalnız değilsiniz bu konuda. hiçbir zaman da bulamayacağımızı düşünüyorum. bence yaşamaya değecek şeyler birkaç güzel andan ibaret. birini sevmek, merak edilen bir yere seyahat etmek gibi. insan farkında değil, ama mutluluk üstüne yaşıyor. bunlardan biri gün içinde başıma gelsin de mutlu olayım diye bekliyor. bunun dışında hiçbir sebep yok sabah uyanmak için. bunlar da olmuyorsa zaten insan depresifleşiyor iyice.

bana eskiden çok saçma gelirdi ama tesadüfi bir şekilde burada varolduğumuzu düşünmeye başladım. yani burada olmamız için özel bir sebep yok, asla da olmayacak. yolculuk, hedefe varma şeyleri zırvalık bile olabilir duruma göre. bir anlam yüklemeye çalışmak çok zor. beklenti içerisine girerseniz de üzülüyorsunuz. kısacası boş küme gibi geliyor bana bu sorunun cevabı. yalnızca ölüm günü gelsin diye bekliyormuşuz gibi.
0
sivilceli ergen
(04.03.21)
Gülüp dalga geçenler de garipmiş, anlamadım. Her insanın zaman zaman aklına takılır böyle şeyler.

Dünyaya gelmemizin bir amacı yok. Hepimizin ortak bir amacının olması için bizden üstün bir varlığın bizi yaratıp "Sizi şunun için yarattım." demesi gerekirdi. O zaman insanlık olarak tek bir amaç uğruna hep beraber çalışırdık ama böyle bir şey yok. Kendine bir amaç yaratabilirsin ama onu da sırf bir amacım olsun diye yaparsan o da bir kanadı kırık kalır.

Dünyanın en zor sorularından birisine burada yanıt bulamazsın.

Ayrıca genç yaşta düzenini kurduğun için biraz boşluğa düşmüş olman normal. Ben mesela ne kadar bu konuları düşünsem de senin kadar boşlukta değilim çünkü düzenimi kuramadım :)

Kısa vadeli (birkaç yıllık) hedefler de koyabilirsin kendine.

Camus de okuyabilirsin, tavsiye ederim.
0
ardt
(04.03.21)
29 yaşındayım
deistim
stranger in a strange land pozisyonunda yalnızım
istesem bir senede biriktirdiğim parayla 10 senelik bir eli yüzü düzgün araba alırım
bu sene hiç izin kullanmadım
yeri geldi haftasonu da çalıştım (ekstra para veriyorlar iyi oluyor)
ot gibi yaşıyorum
ama günler geçiyor, öyle geçinip gidiyoruz, bazen hüzünlü ve bazen mutlu, karışık
yalnız işimi iyi yapıyorsam, sorunları çat çat çözüyorsam, işimde en iyi isem, benden iyisi yok bu aralar
0
rain when i die
(04.03.21)
Ne desek bildik lafları tekrarlamanın ilerisine gidemeyeceğiz. Ya "farkında olsak da olmasak da, sınırlı benliklerimizin ötesine geçen, varlığın en derin temellerine kök salmış aşkın bir anlam var" diyeceğiz ya da "temeller"e ilişkin metafizik kurgulara dalmayı boşuna bir çaba sayıp "burada bulunuşumuzun nesnel bir anlamı yok, öylece bırakıldık dünyaya, onu nasıl anlamlandıracağımız da bize bağlı" diyerek işin içinden sıyrılacağız. Soruna nereden yaklaşırsak yaklaşalım, insan denilen organizmanın sadece yeyip içmeyle ayakta durmadığı kuşku götürmez bir gerçek. Yapıp ettiklerinin bir şeye değdiğini hissetmek istiyor insan. Sabahın ayazında yatağından fırlayıp, maddi uygarlığın vecibelerini yerine getirmek üzere sokakları dolduran çılgın kaynaşmaya bir köşesinden dahil olmak için bir yaşama nedenine ihtiyaç duyuyor. Bazıları bu "neden"lere dair net bir görüşe sahip ya da öyleymiş gibi davranıyorlar. Banka hesaplarındaki birikimleri mi, ahrette ulaşmayı umdukları ilahi mükafat mı ya da canları kadar sevdikleri başka biri mi?.. Çoğunluğu oluşturan diğerlerimiz ise henüz uğruna yaşanacak şeyin eksiksiz bir resmini çizmemiş kafasında, belki de öyle bir resim hiç olmayacak; daha önünde görülecek güzel günlerin olduğunu fısıldayan belli belirsiz bir umudun peşinden sürüklenerek hayatına devam ediyor sadece.

Kutsal Kitap'ta "Vaiz" diye bir bölüm var, tam da bu konuları işliyor. Hazır sırası gelmişken oradan sevdiğim bir pasajı paylaşmazsam çatlarım :D

Buyurun:

"Git, sevinçle ekmeğini ye, neşeyle şarabını iç. Çünkü yaptıkların baştan beri Tanrı'nın hoşuna gitti. Giysilerin hep ak olsun. Başından zeytinyağı eksilmesin. Güneşin altında Tanrı'nın sana verdiği boş ömrün bütün günlerini, bütün anlamsız günlerini sevdiğin karınla güzel güzel yaşayarak geçir. Çünkü hayattan ve güneşin altında harcadığın emekten payına düşecek olan budur. Çalışmak için eline ne geçerse, var gücünle çalış. Çünkü gitmekte olduğun ölüler diyarında iş, tasarı, bilgi ve bilgelik yoktur."
0
huçi kuçi
(05.03.21)
(18)

10/10'luk kahvaltı sizce nedir

silverleaf
Şuradaki twiti gördükten sonra kardeşimle aramızda tartıştığımız konu: https://twitter.com/TimBolton01/status/1365402824411119621Sizin 10 üzerinden 10 verebildiğiniz bir kahvaltıda içerik olarak neler vardır? Türkiye'de hangi yörenin kahvaltısını daha çok beğeniyorsunuz?
Şuradaki twiti gördükten sonra kardeşimle aramızda tartıştığımız konu: twitter.com

Sizin 10 üzerinden 10 verebildiğiniz bir kahvaltıda içerik olarak neler vardır? Türkiye'de hangi yörenin kahvaltısını daha çok beğeniyorsunuz?
0
silverleaf
(01.03.21)
güzel bi menemen olursa 10/10 derim. sadece menemen benim için yeterli.
0
matilda
(01.03.21)
Dışarıda yediğim en iyi kahvaltı bir anneler gününde ailecek (annem rahmetli olmamıştı henüz) Feriye'de yediğimiz kahvaltıydı. Hani kuş sütünün eksik olmadığı türden.

Ancak benim şahsi kanaatim en iyi kahvaltı evde yenir :)

Neler olur bu kahvaltıda:
En olmazsa olmazım kocaman bir salata, iççinde en az 7-8 çeşit ot olacak. Son şimdi tam zamanı avokado çok yakışıyor bu salatalaya. Sos olarak sadece tuz-şimon-sızma zeytinyağı
Yumurta illa ki; ama diğer yancıların ağırlığına göre sucuklu / kavurmalı / pastırmalı / otlu olabileceği gibi lop yumurta da olur. Ben pek beceremiyorum evde ama poşe yumurta varsa dışarıda gittiğim yerde affetmem.
Salam sevmem istemem, ama füme et olur, peynir çeşitleri (Ezine beyaz peynir, Erzincan deri tulum, eski kaşar, GAntebin sürk peyniri, Bergama keçi tulum)
Kaymak, Bal, reçel çeşitleri (ben ekşisi olan reçelleri daha çok seviyorum, turunç, portakal, vişne, kızılcık gibi)
Simit evet, çok seçiciyim bu konuda :)
Bir de kızım son zamanlarda bir pankek yapıyor, mmm. Ben böylesini yapamıyorum. Öğreteyim sana diyor, istemem ki, onun elinden olduğu için daha bir tatlı...
Yanına mutlaka çay, bergamut kokulu olacak.
Ptesi yapılır mı bu, bir hafta bunun için yaşıyorum ben. Hafta sonu gelecek o kahvaltı edilecek.
Allah olmayana da versin, amin!
0
SiyamkedisiZorro
(01.03.21)
çok iyi olmak kaydıyla, simit, çiçek ve çam balı, kaymak, yumuşak ve sert peynirler (ezine peyniri tadında olacak, ithal peynir değil), tahin-pekmez, taze sıkılmış portakal suyu, çay, gerçek tereyağı, gerçek meyveden reçeller (çilek özellikle), kızarmış ekmek, taze çeri domates + salatalık. bunlar şart ve mecburi ve dandik olmayacak yani gerçek kaliteli olacak.
0
roket adam
(01.03.21)
Beklemiş lahmacun
Fıstık sarma
0
owaki
(01.03.21)
tasdikli bir sefa pzvengi olarak.

gocek d marin kahvaltisi. ustunu gormedim.
0
camussar
(01.03.21)
bence en önemli şey ekmektir. kaliteli iyi bir ekmek olmadıktan sonra gerisi boş. içerikleri herkes saymış zaten tekrara gerek yok
0
Anjelik
(01.03.21)
Iyi demlenmis kahve. Kopuklu sarap. Cok iyi zeytin ve zeytinyagi. Cok iyi ekmek. Taze yesillik (feslegen ve semizotu favorim), humus vs... Pazar kahvaltisini boyle yapiyorum.

Ege´de bazi yerler inanilmaz iyi otlu gozleme yapiyor. Sadece otlu gozleme ve yanina buz gibi nar suyu.

Bazen de tek basina smoothie bowl 10/10 kahvalti.
0
buf-e kür
(01.03.21)
En az 5 çesit peynir
0
Denton
(01.03.21)
kavurmalı, soğanlı ve patatesli yumurta (hepsi bir olacak)
tam yağlı yumuşak beyaz peynir
patates kızartması
bal kaymak tereyağı
zeytin
çay ve taze sıkılmış portakal suyu
kızarmış ekmek
0
reanarchy
(01.03.21)
Kahvaltiyi "cok" seven biri olarak iki haftadir diyette dogru duzgun kahvalti yapamiyorum. Oncesinde de 6 aydir yurtdisinda oldugum icin yine dogru duzgun yapilamiyor. Unuttuklarim kesin vardir ama hayalimdeki ve 10/10 diyecegim kahvalti su sekilde:

-ezine peyniri, tulum peyniri
- visne, gul, ayva, bogurtlen recelleri (mumkunse sut receli)
- bal kaymak
- tahin pekmez
- sahini (tahin bal tereyagi ile yapiliyor. Birkac sey daha ekleniyor olabilir hatirlamiyorum)
- anne tipi patates kizartmasi
- muhlama
- sahanda yumurta
- susamli/cekirdekli pastane simidi, paskalya coregi, pogaca, tuzlu katmer

Yanina da ilik süt
0
fakyoras
(01.03.21)
Ben bu kadar et ağırlıklı kahvaltı sevmiyorum. Tabağa bakarken fenalaştım. Ege kahvaltısı bence 10/10. Taze organik sebzeler, yeşillik, bol zeytinyağı, çeşit çeşit peynir ve reçeller, bal kaymak, otlu peynirli gözleme. Et olarak yalnızca sucuklu veya pastırmalı yumurta yeterli.
0
Mizantropistt
(01.03.21)
Ben et, peynir, yumurta vs yemiyorum. Tatlı çok sevsem de kahvaltıda tatlı da aramıyorum pek. Benim için en önemli şey kahvaltıda birkaç çeşit sıcak yiyecek olması. Şunlardan oluşan bir sofra 10/10 bu yüzden benim için:
- Simit (en olmazsa olmazım bu ve kesinlikle çıtır sokak simidi olmalı)
- Pişi
- Patates kızartması
- Domates soslu biber kızartması
- Pırasa, patlıcan vs. sebzeli bir börek
- 2-3 çeşit zeytin
- Bu madde birçok kişiye saçma gelecek muhtemelen ama kahvaltıda en sevdiğim şeylerden biri önceki günden kalan kısır, patates salatası, baklagil salatası gibi şeyleri yemek. Bunlardan biri varsa sabah mutlu uyanıyorum resmen.

İstanbul’da Beşiktaş Kahvaltıcılar Sokağı’ndan Çırağan’a kadar çok fazla yerde ve konseptte kahvaltıya gittim. Hiçbirine ve hiçbir yörenin kahvaltısına bayılmadım açıkçası. Çok çeşit olan yerlerde lezzet olmuyor pek, az ama öz çeşit olan yerlerdekiler de asla gözümü doyurmuyor. Bu yüzden en iyi kahvaltının evde hazırlanan kahvaltı olduğuna inanıyorum artık ve eskisi gibi bir kahvaltı uğruna kilometrelerce yol gitme hevesim yok hiç.

Sadece Bodrum’da bir kahvaltıcıya gitmiştik ve orayı gerçekten çok beğenmiştim. Çok memnun ayrıldığım tek kahvaltıyı sadece Ege’de buldum yani şimdilik.
0
ms brownstone
(01.03.21)
Çayın olmadığı bir kahvaltıya 10/10 diyemiyorum.

Beyaz peynir, yöresel birkaç çeşit ve kaşar. Yeşil, siyah zeytin, bir de haşlanmış yumurta yeterli. Salatalık ve birkaç dilim meyve de olsa harika olur benim için.
0
ruhen hastayim ben
(01.03.21)
karaköy böreği olsun bi de çay bi de sigara daha iyi kahvalti yok benim icin.
0
lata
(01.03.21)
sadece yumurta, belki salatalık ya da domates olabilir yanında. her gün yemekten sıkılınca yeşil elma ya da muz. sabah az yemek daha güzel bence :)
0
sivilceli ergen
(01.03.21)
iyi pişmiş, altı kayış gibi olmuş ama sarılarına dokunulmamış sucuklu yumurta.
taze su böreği. sıcak, taze çavdar ekmeği. çavdarlı ekmek değil, çavdar ekmeği.
zeytin, peynir, (birkaç çeşit olabilir) salam, salatalık.
bir iki çeşit tatlı: reçel, nutella ya da tahim-pekmez gibi.
demli çay.
0
filteria
(01.03.21)
Yukardaki akla gelenlerden ziyade
Kuru domates
Ufak tostlar içerisinde farklı sosların olduğu
Zeytinyağı nar eksili zahterli bir karışım
Reçel türevleri ama ceviz reçeli yaban mersini reçeli gibi
Ekmek çeşitleri ama düz beyaz tam buğday ekmelerden farklı ve el yapımı olmalı
Fındık ezmesi
0
esinikaybetmiscorap.
(01.03.21)
Kızarmış ekmek, tereyağı, domates-salatalık, biri tulum en az 2 çeşit peynir içeren kahvaltı. bal-kaymak da varsa süper olur. gerisi ekstra benim için.
0
otonomo
(02.03.21)
(11)

rte nasıl yorulmuyor?

duyurukullanıcısı
doping veya supplement alıyor mudur? ek besin vs?3 gün üst üste online sunum olsa yamuluyorum bem.
doping veya supplement alıyor mudur? ek besin vs?

3 gün üst üste online sunum olsa yamuluyorum bem.
0
duyurukullanıcısı
(24.02.21)
senden benden iyi besleniyor.
0
false pretension
(24.02.21)
Abartmasak. Prompterdan okuyor geciyor. Hesap verme, muhabir sorusu cevaplama vs de yok. Seyahatler desen en konforlu ucaklar, araclarda.
0
neverletyougodown
(24.02.21)
Abartılacak birsey değil. Gerçekten ben de çok merak ediyorum. O metini okumak bile yorar insanı ya. Ben o yaşta hayatta o tempoyu kaldıramam.
0
allah yazdiysa bozsun
(24.02.21)
senin benim gibi beslenmiyor adam . koca ülkenin başkanı. günlük hayatta bizim hayatımızda yer etmiş, yorucu sıkıcı şeylerin hiçbiri yok hayatında. kendi normal hayatınız gibi düşünmeyin normal bir işte çalışmak gibi vs.
çamaşır yemek bulaşık ulaşım vs. hiçbiri problem değil hepsi en iyi, en konforlu en kaliteli şekilde hallediliyor. amiri yok hesap vermesi gereken biri yok. işi stressiz demiyorum elbet en stresli işlerden ama yetkileri ve gücü olağanüstü. iş motivasyonunu iş tatminini düşünün. ülke yönetiyor. koskoca 80 milyon onun ağzına bakıyor. nefret eden olduğu kadar yoluna canımı veririm diyenler de var. size hiç bir adet insan evladı senin için ölürüm, yoluna can feda tarzı bir şey söyledi mi?

günün sonunda tek yapması gereken halkın karşısına çıktığı o bir saatte en iyi performansını göstermek. e onu da 40 yıldır üst düzeyde yapıyor zaten. gözü kapalı da çıksa oraya gene yapar.
0
papuayenigine02561
(24.02.21)
gucu seven birisi bence, ve bu onu besliyor
ayrica bizlerden cok daha iyi beslenip daha programli yasiyordur
bugun hangi corabimi giysem diye dusunmuyordur, corap danismani falan vardir.
ama evet yasina gore gayet dinamik gorunuyor
0
exlibris
(24.02.21)
exlibris'e katılıyorum. benim de bu tarz tanıdıklarım var, mesela dedem 80 yaşında, covid geçirdi alzheimer parkinson kalp bel fıtığı ne ararsan var. ama işine öyle bi tutkuyla bağlı ki hala dükkanına gidiyor. evde 2 muhabbet edemiyoruz, dükkana gidince aslan kesiliyor adam. yani tutku sağlıklı tutuyordur.

bir de beslenme noktası var tabii. şeyma subaşı mesela vitamin enjekte ettiriyordu damardan, ona km bilir ne kokteyller yapıyorlardır.
0
roket adam
(24.02.21)
islam için birşeyler yapıyor olmanın verdiği motivasyon da olabilir ve 7 milyon sülalesinin aç kalmayacak olması. o 7 milyon sülaleden 7 milyar yıl boyu sevap duaları gelecek sonuçta. önemli bence bu da
0
ShadowOfMoon
(24.02.21)
Tipini gormediniz herhalde, korkuluk gibi geziyor yillardir.

Tabii ki ek takviye aliyordur tum devlet liderleri.
0
buf-e kür
(24.02.21)
beslenmeden ziyade yaşam tarzı ile alakalı. çok genç yaşlardan itibaren sürekli bir koşuşturmacanın içinde olduğu için bu yaşta da yorulmaması gayet normal. üstte de hırslı biri olduğundan bahsedilmiş, o hırs içinde var olduğu için de hiç durmadan yıllardır hareket halinde.
0
candide
(24.02.21)
Bir eli yagda bir eli balda, kimseye hesap vermiyor, adamin kankasi darbe yapti kandirildik Allah affetsin dedi cikti isin icinden, utanma, mahcubiyet sifir.

Asil bomba olan malum orgutun dag kadrosu. Hep ayni 3-4 adam senelerdir gak guk ediyor tehditler savuruyor koca devlete, hic mi saglik sorunlari yok, her an olum, operasyon, suikast korkusu, stres yasamiyor mu bu adamlar
0
speedy
(25.02.21)
her insanın farklı özelliği var
rte nin enerjisi yüksek, hitabeti iyi, konuşmayı seviyor yorulmuyor

gençliğinde topçuluk da var, fiziksel altyapısı da müsait
0
bir soru sorcam
(25.02.21)
(4)

Instagram guruları buraya: seks gruplarından gelen mesaj istekleri

gadlemler
Gurular; bunlar ansızın gelmeye başladı.Hesaba 2-3 aydır like ve takipçi alımı yaptım; epeydir yapmıyorum ve sorunum yoktu.Birkaç haftadır her gün 10-15 kişilik sapık mesaj grubundan mesaj istepi geliyor.Fake hesaplar gibi..2 sorm var:1- neden kaynaklanmış olabilir; hesabım tehlike altında mı;2- nas
Gurular; bunlar ansızın gelmeye başladı.
Hesaba 2-3 aydır like ve takipçi alımı yaptım; epeydir yapmıyorum ve sorunum yoktu.
Birkaç haftadır her gün 10-15 kişilik sapık mesaj grubundan mesaj istepi geliyor.
Fake hesaplar gibi..
2 sorm var:
1- neden kaynaklanmış olabilir; hesabım tehlike altında mı;
2- nasıl önleyebilirim.

Not: şirket hesabı ve arada reklam da çıkılıyor.
Görsel ekte
0
gadlemler
(24.02.21)
Hicbir zaman hesabima like ya da takipci alimi yapmadim. Sarap yorumu paylasiyorum ve dediginiz tipte her gün üc-dört mesaj istegi geliyor.

Hesabiniz tehlike altinda degildir, yine de siz uzun-guvenli sifre kullanin, bunun bir zarari olmaz.
0
buf-e kür
(24.02.21)
Bana da gelmişti geçen. Baktım bağlantı adresi göndermiş sonu .ru ile bitiyor. Cyka yazıp yolladım. Bu sefer hesaba girmeyi denemişler, mail geldi. Ama giremediler tabii. Şifreniz basit değilse ve gelen linklere basmazsanız birşey olmaz.
0
Battalgazininintikaml
(24.02.21)
Hayatımda hiç takipçi satın almadım. Aktif bir hesabım da yok, üstelik gizli hesap. Ona rağmen saçma sapan ergen çocukların kurduğu gruplara ekleniyorum. Hepsini üşenmeyip engellemek gerekiyor.
0
ruhen hastayim ben
(24.02.21)
bana da brazzers ın hesabını takip ettikten sonra gelmeye başladı.
0
ghostinthemech
(24.02.21)
(4)

Sıcak şarabın yanında ne gider ?

fezagezgini_4
Sıcak şarabın yanında atıştırmalık ve (mümkünse) hazırlanması pratik ne önerirsiniz ?Tşkler
Sıcak şarabın yanında atıştırmalık ve (mümkünse) hazırlanması pratik ne önerirsiniz ?

Tşkler
0
fezagezgini_4
(23.02.21)
ben çiğ kuruyemişler tercih ediyorum. bir de annas zencefilli kurabiyeyle çok seviyorum. afiyet olsun şimdiden.
0
south park in kapusonlu uyesi
(23.02.21)
@sout park'a katılıyorum. yapması pek pratik sayılmasa da zencefilli kurabiye ve tabi kuruyemiş +1 <3
0
pati
(23.02.21)
Hafif tuzlu atistirmaliklar. Kraker, grissini vs.

Sicak sarabin yanina yemek yenmez.

Vaktiniz olsaydi el yapimi Isvec Kanelbullari guzel olurdu.

Spekilatius gibi olmaz tabii hicbir eslestirme. Ama Türkiye´de satilmiyor diye biliyorum. Bunun yerine, bulunuyorsa, tarcinli cookie vs. alin.
0
buf-e kür
(23.02.21)
sicak sarabin yanina dresdner stollen yakisir. yapan pastaneler de vardir ama bizim pide misali her zaman yapmayabilirler, zira mevsimi degil
www.youtube.com
0
exlibris
(23.02.21)
(12)

kamptayken başınıza gelen en saçma / kötü / tehlikeli olay neydi

roket adam
anket başlıktadır :)
anket başlıktadır :)
0
roket adam
(21.02.21)
fırtına çıkması.
0
renegade
(21.02.21)
Tilki çakal uluması
0
olaylar olaylar
(21.02.21)
Bodrum tarafında ıssız bir koyda cakila saplanan aracımın demirli olan tek yattan olayı gorup inen Kanadalılar tarafından karton yardımıyla kurtarılması. O değil de kartonu da gidip tekneden getirdiler.
0
habarbey
(21.02.21)
Arkadaşın sırtındaki sırt çantasından kafayı çıkarmış etrafı seyreden yılan
0
Mirket
(21.02.21)
Yaban domuzunun geçip gitmesi.
Akrep sokması.
0
ketcapli dondurma
(21.02.21)
Cok yoruldugum ve direk uyumak istedigim bir tur sonrasinda tam uykuya koyulacakken, 10 tane Dan erkeginin partileyecegi ve rezervasyon yaptirdigi bir kamp alaninda oldugumu fark etmem. (Danimarka´da devlete ait kamp yerleri ucretsiz ve online rezervasyon sistemleri var.)

Bi´de bizi partilerine davet edip, benim aslen Türkiyeli oldugumu duyunca, bana, o zamanlar cok taze olan darbe girisimini anlattirmalari.
0
buf-e kür
(22.02.21)
kızılcahamam taraflarında kamptaydık, sonbahar gibiydi. o yüzden alanın içindeki yolu bir noktadan kepçeyle kazmışlar ki orayı aşmayalım :) ama yolun kenarındaki çimler baya düzgündü ben de orayı geçtim arabayla. baya da ilerledik. iki gün kaldık, birkaç saat yürüyüş yapıp eve dönelim dedik. yürüyüş yaparken ayı izleri ve dışkısı gördük. sonra çadıra döndük. Görevli geldi, kameralardan sizi arıyorum kaç gündür, nerdesiniz yahu falan dedi :)

ben de abi buralarda ayı var mı dedim? var, komşu olmuşunuz ayıyla, şurası ini dedi :) dediği yer de iki yüz metre falandı sanırım. iyi ki gideceğimiz gün öğrendik ayıyla komşu olduğumuzu :)
0
mezarkabul
(22.02.21)
Telefonun cekmedigi, aracin girmedigi (30 dk yuruyerek gidilebilen) ve aslinda kamp alani olmayan yerde sabah bi sesle uyandik. Yanimizdaki kucuk selalede suyun ustunde bi adam yuz ustu yatiyordu. Hemen girdik suya cikardik, tampon falan yaptik suratina. Agzindan su cikarttik. Ayagi kayip kayalara carpmis ordan da suya dusup bayilmis.

20 dk sonra arkadasi geldi, hic bise demeden gittiler :)
0
brkylmz
(22.02.21)
Ateşin üstüne düştüm
0
suicides underground
(22.02.21)
Biz de Sakarya Bursa ve Kocaeli'nin sınırında bir yerde orman kenarında kamp yaparken ormanın içlerinden avcılar gelmişti 11-12 gibi. Yakında bir köyün sakinleriymiş, böyle sorgular gibi konuştular başta gıcık gıcık. Arkadaş çay ikram edince gevşediler, sohbet muhabbet derken en son giderken bi şey lazım olursa köyü biliyorsunuz, gelin yardımcı oluruz falan dediler de ayrıldılar.
0
chicha_v2
(22.02.21)
*bir gün arayla iki kişiye kene yabışması.
*kocaman bomboş koyda sevgililerle kamp yaparken, iki türk kadının dibimize gelip üstsüz denize girmesi.
*kamp alanının eşek, sincap, tilki, domuz, yılan vb hayvanlarca ziyaret edilmesi.
*zıpkın ile vurulan, mangalda pişirilen mis gibi balığı, mangal telini havada ters açarak güzelim balığı kuma düşüren beceriksiz arkadaş.
0
hasmetizm 2046
(22.02.21)
bunu anlattığımda genelde kimse inanmıyor ama 9 tane şahiti olan olaydır.

kamp ateşi başında 10 kişilik arkadaş grubumuzla geç saatlerde otururken dağın başından ,ateşin yanında oturan iki kişinin isimlerinin yankılanması.

bizden kimse olamaz çünkü herkes o an oradaydı ve geç saatlerde zifiri karanlıkta çok uzak bir noktadan geldi ses. 30-40 saniye kadar uzunca 2 kişinin isimleri bağırıldı dağın başından sonra kesildi.

not: baya yabani bir yerdi etrafta kampçı vs yoktu en yakın köyde baya uzaktaydı.
0
ishak77
(25.02.21)
(13)

Slav kızlarla evlenilir mi?

ir mania
Yüzü ve huyu güzel türk kızı bulmanın zor olduğunu düşünüyorum. Rusya veya ukraynadan bir kızı evlenmeye ikna edebilir miyim. Sadık olur diyorlar Turkiyeden evlenen çokmus. Bende ingilzice var nasıl tanışabilirim internetten böyle kızlarla var mi bi tavsiyeniz?
Yüzü ve huyu güzel türk kızı bulmanın zor olduğunu düşünüyorum. Rusya veya ukraynadan bir kızı evlenmeye ikna edebilir miyim. Sadık olur diyorlar Turkiyeden evlenen çokmus. Bende ingilzice var nasıl tanışabilirim internetten böyle kızlarla var mi bi tavsiyeniz?
0
ir mania
(19.02.21)
2 arkadaşım var, biri Rus biri Ukrayna'lı ile evli. Her şey güzel gidiyor söylediklerine göre, epey güzel anlaşıyorlar hanımları ile. Biri Facebook üzerinden tanıştı diğeri de çalıştığı mekan vesilesiyle. Nasıl tanışılır konusunda cahilim, bir şey diyemeyeceğim ancak arkadaşlık siteleri üzerinden şansınızı denemenizi önermem. Belki ortak arkadaş varsa onun vasıtası ile Instagram gibi sitelerden vs. bir şeyler denenebilir. Azeri bir hanımla evli dostum da var bu arada, o da muazzam memnun hanımından. İlla ki şans faktörü de lâzım bu işlerde.
0
krang
(19.02.21)
Bizim eski is yerindeki arkadaslar tinder premium alip konumu ukrayna yapiyorlardi. Birkac ayda bir ukrayna yapip donuyorlardi. Sadik olurlar vs konularinda genelleme yapilmamasini oneririm hic bir millete. Normal bir kisi ile nasil evlenilecekse onlarla da oyle evlenilir, kasa goze bakarak evlenme olmaz.

"Evlenilecek slav ariyorum" diyerek bulunmaz sanirim, biraz sans. En yakin arkadaslarimdan biri swarm'da tanisip evlendi, tanistiklari zamani bilmesem inanmam.
0
fakyoras
(19.02.21)
Tüm Slavlar sadık olabilir mi allah aşkına asfasfa. Her milletin iyisi kötüsü var, bizim bi yakını dolandırıp kaçtı mesela Rus bi genç kız.
0
inawen
(19.02.21)
türk kızının kıymetini bilin +1
0
rain when i die
(19.02.21)
eve kedi mi alıyorsun ya, bu nasıl bir tavır? sen evlendiğin insanla hayatını paylaşmayacak mısın, belki birlikte çocuk falan yapmayacak mısınız? olaya bakış açın bu mu yani "türkiye'de yüzü ve huyu güzel türk kızı yok, hmmm o zaman rusya'dan kız bakayım"? elma mı seçiyoruz pazardan? evlenmeye ikna etmek ne demek? karşılıklı sevgi, saygı veya hiç değilse benzer bir yaşam tarzı & fikir birliği falan beklemiyor musun? "sadık olur diyorlar" ne ya jdfdjfdk okudukça deliriyorum.

evleneceği insana böyle muamele eden birinin huyu güzel bir insanla karşılaşma ihtimali yok bence, öncelikle bakış açını değiştirmeni tavsiye ederim. eğer kendini kandırmak istiyorsan, cebinde paran varsa "sadık rus" çok bulursun. sana seks de verirler, yemek de yaparlar, kocişim cicim diye takılırlar onlara para verdiğin sürece. ha ama canları sıkılırsa veya paran biterse durum sıkıntılı. bu kafayla rusun "huyu güzel" olanı bakmaz sana. çünkü düşünce tarzın acayip çirkin. herhangi bir ülkenin iyi niyetli, düzgün bir vatandaşı kendisine meta gözüyle bakan, "herhangi bir kadın" olarak değerlendiren adamla birlikte olmak istemez.

bunu slav kızlarına çamur atmak için yazmadım bu arada, benim kız arkadaşım slav ama kendisine böyle saçma bir tavırla yanaşsaydım muhtemelen yüzüme bile bakmazdı. köpek cinsi değil bu, "türkler kaka slavlar sadık" şeklinde bir yaklaşımla evlilik arayışına girilmez.
0
der meister
(19.02.21)
Seneler once bir arkadasla bulustuk, baktim arabada bir katalog var.
Aldim baktim, rus hatun katalogu. CVleri kuse kagida basmislar, kitapcik yapmislar. Hepsi okumus etmis tipler, turkiye'ye gelip yerlesmek istiyorlar.
Bu ne olm dedim, ayni hatunu burada bulmak istesek Acun olmamiz lazim, bunlar dusuk maliyetli alternatif dedi. Eleman gonul eglendirmek icin degil, ciddi ciddi evlenmek icin hatun ariyordu.

Neyse, bildigim kadariyla bir iki hatun geldi gitti, sonunda biriyle evlendi eleman, su anda iki tane evladi var, halinden memnun gibi.

Ozetle, o katalogdan bul bir tane :)
0
cooperr
(19.02.21)
Abi benim okulum falan var, evlilikten falan çok uzağım ama evliliğe bir gereklilik gibi bakıyorsun sanki. İkna etmek?
0
karahan01
(20.02.21)
Edersiniz. Su an hepsi beklemede. Bagliyorum hemen bir tanesini.
0
buf-e kür
(20.02.21)
Öncelikle der meister+1
Rus kız arkadaşa sahip birisi olarak her ülkede olduğu gibi yabancı erkeklere bir ilgi var. Bu yadsınamaz fakat ikna ile olabilecek bir şey değil bu. Tanışıp ettiniz eyvallah da hayat standartlarınızı eşleştiremezseniz işin oluru yok. Aldatılma işi ise karşıdaki kişinin karakteriyle ilgili.
Bu arada türkiyedeki yüzü ve huyu güzel kadınlar da erkekler gibi azlar, bu yüzden zor. O konuda yapacak bir şey yok, coğrafya kaderdir.
0
filipis
(20.02.21)
Uzun yıllar doğu Avrupa'da yaşadım. Aradığın her neyse (eğlenceli bir kızla takılma, tek gecelik ilişki, huzurlu evlilik) bulmak için Türkiye'de 100 uğraşıyorsan orda 1 uğraşırsın. Yalnız sakın ha kızı Türkiye'ye getirme sen oraya yerleş. Türkiye'de erkeklerden gördüğü ölçüsüz ilgiyle kızın dengesi bozulacak zamanla. Yalnız sen de şımarma orda. Türkiye'de aylarca peşinde koşsan belki bir şey yapacağın kızların daha güzellerinin kendi asıldığı olur orda. Türk, Rus evlilikleri genelde bundan patlar zaten. Rusya'ya yerleşseler bizimki Rus erkeğine evriliyor, yenisini kolay bulduğu için kıza değer vermiyor; Türkiye'ye yerleşseler kız şımarıyor, Türk kızına dönüşüyor, bıkıp kaçtığın şeyle karşı karşıya kalıyorsun yine.
0
rldofiui
(21.02.21)
slav kızlarla ilgili yazılması gerekenler uzun uzun yazılmış, şu anki türk kızlarına baktığımızda ki altın değerinde olanlar gerçekten var ancak ben genel olarak konuşuyorum, çok daha ileriler. bu konuyu uzatmadan söylenmesi gereken bir şeyi söylemek istiyorum:
denildiğine göre bunlarla evli veya birlikteyseniz gerçekten göklerde yaşıyorsunuz her anlamda. ancak bu süreç, sizin artık bir ekonomik gelecek potansiyeli taşımadığınız anlaşıldığı saniye bitiyor. örneğin babadan güzel şirket kalmıştır, siz de hödüğün tekisinizdir (yani o şirket batsa falan tekrar oluşturamayacak biri), veya bir şekilde eliniz kolunuz bağlanmıştır, saniyesinde sessizce giderler.
0
ckisc
(25.02.21)
neden evlenilmesin?
son 4 sevgilisi slav olan biri olarak diyebilirim ki, fevkalade evlenilir en azından tabuların olmadığı her şeyi paylaşabildiğin bir partnerin olur.
0
coksorumvarhiccevapyok
(25.02.21)
Birinin sizi göklere çıkaracağını ya da mutlu edeceğini düşünüyorsanız bence hayata ve ilişkilere bakış açınızı bir gözden geçirin. Rus kadınları yemek yapmayı bilmez. Temizlik ve ev düzenleri bize göre çok farklıdır. Sosyal ilişkileri de çok farklı. Ben uyum sağlayamadım. Uzaktan iyi gibi gelen ilişkiler, tahmin ettiğin gibi yürüyor olmayabilir. Bol şans
0
Frederick Co
(26.02.21)
(25)

İş mi beğenmiyorsunuz siz?

işimdeyim gücümdeyim
Bir öğretmen arkadaşımla bu konuyu tartıştık.Ben işsizlik var dedim ama haksız çıktım.Tanıdığı bir sürü işveren çalıştıracak işçi bulamıyormuş. Karadeniz'e fındık toplamaya hep gürcüler geliyormuş. Çok da iyi para veriyorlarmış. Öyle diyor bu arkadaş.Siz iş mi beğenmiyorsunuz?
Bir öğretmen arkadaşımla bu konuyu tartıştık.
Ben işsizlik var dedim ama haksız çıktım.

Tanıdığı bir sürü işveren çalıştıracak işçi bulamıyormuş. Karadeniz'e fındık toplamaya hep gürcüler geliyormuş. Çok da iyi para veriyorlarmış.

Öyle diyor bu arkadaş.
Siz iş mi beğenmiyorsunuz?
0
işimdeyim gücümdeyim
(16.02.21)
evet halkımızda var maalesef böyle bir şey.
0
neverguesser
(16.02.21)
gurcistanin parasi bizden degerli neden gelsin ki?
0
turbo sadık
(16.02.21)
Yav insanı sinirlendirmeyin. İnsanlar üniversitesini okuyup yüksek lisansını yapıp işsiz kalıyor siz karadenizde neden fındık toplamıyorlar diyorsunuz. Oldu ya okuyup okuyup amelelik yapalım iş beğenmiyor olmamak için. İşsizlik var hemde aşırı derecede işsizlik var. İşveren çalıştıracak işçi bulamıyor çünkü rezalet şartlar sağlıyor. Karadenizde fındık toplamaya iyi para verilse karadenizliler salak mı onlar kendisi toplar zaten.
0
alaimisema
(16.02.21)
harbi beğenmiyorum ben. ama kabul de ediyorum işi sonra öf pöf yaparak yapıyorum. herkes de beni bundan dolayı suratsız bilir.
0
alperz
(16.02.21)
Evet iş beğenmiyorum. Ben 10 yıldır otomotiv sektöründen mühendis olacak çalışıyorum. Ekip yönetmişliğim var. Bana bu saatten sonra 2-3 yıl tecrübe istenen pozisyonlar için gelen teklifleri düşünmüyorum bile. Her önüme gelen işi beğenme gibi biz zorunluluğum mu var?

Bir de fındık toplama işi denmiş. Oldu, çıkıp fabrikanın tuvaletlerini de ben temizleyeyim iş yok piyasada diye.
0
himmet dayi
(16.02.21)
Asiri bir universite ve hatta yuksek lisans mezunlugu enflasyonu soz konusu. Herkes beyaz yaka olmak istiyor ve issizlikten kastimiz buysa evet herkese yetecek kadar beyaz yaka is yok.

Bir de egitim kalitesi cok tirt ve cogu okunan universitenin, alinan yuksek lisans diplomasinin bir degeri yok. Dolayisiyla birisi "benim yuksek lisansim var findik toplamam" dediginde (herkes icin gecerli degil ama azinsanamaz sayisi) aslinda layigi findik toplamaya daha yakin cunku daha komplike bir is icin kalifiye degil.
0
hot potato
(16.02.21)
genellemek yanlış ama ne yazık ki bence de doğru bir durum.
bir mühendislik firmasında yöneticiyim. mülakata gelenlerin %90'ında müthiş bir özgüven var (bu kötü birşey değil) ama CV'ler bomboş. hadi diyorum CV boştur da belki kendisini sözlü ifade ediyordur, konuşuyorum adayın içi de boş. konuşmadan çok net algılıyorum ki adam işi de beğenmiyor ki çok net söyleyebilirim: piyasanın üstünde maaş ve çalışma şartlarına sahibiz. "yok ben seyahat etmem, yok ben ofiste oturmayı sevmem, halamın bıyıkları var ona amca derim"... iş beğenmiyorlar. kimsede kariyerime bir noktadan başlayayım da yükseleyim düşüncesi yok. herkes CEO'dan başlamak istiyor halbuki tecrübe etmek için önce CEYO'dan başlamak gerekir.
0
KidLazer
(16.02.21)
Yalan dolan.
Üç kuruş paraya köle olmayi kabul etmeyince is begenmiyor oluyoruz.
Zamaninda daha 1 ay olmuş olmamis, is bulamayinca daha alt kademe bir ise bakmistim, bir forwarderda calismak.
Ise gomlek kravat geliyorsun, asgari ücret, her gün mesai var ama mesai parasi yok, haftasonu cumartesileri calisiliyor. O an belki dedim sirf is olsun, sonra benim mentor gibi olan birini aradim, piyasanın sağlam adamlarindan, güldü telefonda, bir de s.kslermis bu ne saçma sey dedi, kabul etme sen bulursun dedi. Sonrasinda iki hafta sonra normal calisma, haftasonu yok iki is buldum 2500liradan o donem asgari 1200 falandi, birine girdim.
Kısacası ben köle gibi çalıştırilmadim diye is begenmedim oluyor.

Türkiye'de is hayati kalitesi cok düşük. Ben Avrupa'dayim ornek veriyorum (hep de bunu diyorum) carrefourda çalışan adamin sartlari;
Asgari ucret
Alisverisinde %10 indirim
Bir maas ek para
Kar payi
35 saat calisma
35 gun tatil ki daha yükseğe çıkıyor bazı eklerle
Zorunlu ek sağlık sigortasi

Bu sebepten carrefourda calisan adam mutlu, bimde çalışan kişi malesef mutsuz haliyle yüzüne gülemiyor bile.

O yüzden hayatimda duyduğum en boş şeyler bunlar. Herkesi üniversite mezunu yapip, bunla övünen ülkelerde anca olur.
0
logisticsmanager
(16.02.21)
dogru. is yaptiracak adam bulamiyorum, dijital sektordeyiz. herkesin beklentisi milyon dolarlar. ceplerinde 5 tl yok, babalari bakiyor, ama calismiyorlar. is yapmak istemiyorlar, surekli ulkeye lanet ediyorlar. 5 dakika calisayim 500 bin dolar kazanayim kafasinda gorustugumuz herkes. dizilerdeki hayati istiyorlar.
0
müptezel dostoyevski
(16.02.21)
Boşa çalışıyoruz hissi, iş beğenmemeye yol açıyor. Verilen 3,5-4 bin tl maaşlar da bi nebzeye kadar tamam ama ( başlangıç için ) istenen şartlar insanlık dışı. Bazı yerlerde ayak işlerini yaptırıyorlar, bazı yerlerde fazla fazla çalıştırıp sızlanmamalısın diye mobbing uyguluyorlar, üniversite mezunu adam bu durumda tabii ki iş beğenmez. Aldığın 4 bin tl’nin de değeri olmayınca haliyle absürt bi durum oluşuyor. Alım gücü olan bi ülkede gayet alınabilen standart bir maaş olan 1800-2000 kazansa millet mesela başlangıçta şikayet edecek bir allahın kulu var mı ? Paranla dünyaları alabiliyorsun çünkü çalışmaya şevkin oluyor, ay sonunda belki paran birikiyor ya da hobilerine harcıyorsun. 2000 euronun getirdiği motivasyonu ve hayat standardını tr’de 13-14 bin anca getirir. Bunu verebilecek kaç işveren var ? 2000 euro gelişmiş bir ülke için halkın %80 inin alabileceği bir ücretken trde 13-14 bini halkın %5-10 u anca alıyordur ( belki almıyordur ). Ya gayet iyi olan 8 bin tl maaş alsan gram yemesen içmeden 1 yilda 96 bin tl yapar, bak hiç yemedin içmedin diyorum, 2007 model peugeot falan alabiliyorsun böyle ülke mi olur allahını seversen ?

O yüzden insanlar, yeni mezunlar türkiyede beyaz yaka olmak yerine almanya’da kasiyer olayım abi diyor. Taksicilik yaparım diyor, tr’de asla yapmayacağı mesleği yapıyor. Çünkü motivasyon var, alım gücü var. Tr’de yok, boşa çalışıyoruz hissi var.
0
garavel
(16.02.21)
Ben beğenmiyorum açıkçası. TR "kurumsal" yazılım sektörü leş gibi.

Devlet ihaleleri, kişisel bağlantılar vs. sayesinde patronculuk oynayan 5-10 tane aptal boomer güzel iş yaptıklarını zannedip boş zamanlarında kendilerini elliyorlar. Başka bir şey yaptıkları yok.

Altlarında gerçekten iş yapan (ama onu da kötü yapan) ölücüler var bi de. Onlar da karaktersiz oldukları için "fazla para almayalım ama kimse bizi ellemesin, aman başımız ağrımasın" diye hem piyasayı düşürüyorlar, hem de güzel iş yapılmasını engelliyorlar.

Sonuçta daha az paraya daha güzel iş yapabilmek mümkünken hem hayvan gibi paralar harcanıyor, hem de eldeki ürün çöp.

Kaçtım kurtuldum. Kalanları da allah kurtarsın.
0
plutongezegendegilmi
(16.02.21)
İşler beğenilecek gibi değil. O işverenler Türkiye'nin en iyi üniversiteleri olan İTÜ, ODTÜ, Boğaziçi gibi yerlerden mezun, tecrübeli mühendis alıp haftada 45+ saate, mesai ödemesiz 4000₺'ye çalıştırmaya çalışıyorlar. bu kölelik şartlarını kabul eden olmayınca da "iş var, beğenmiyor kimse" diyorlar.

bir de "her diploma sahibi, iş bulacak, mezun olduğu alanda çalışacak değil ya" diye saçma bir bakış var. üniversite diplomasını duvara asılacak tablo sanıyorlar. aynı şekilde bunlar için iş bulamadığı için taksicilik yapan ya da tezgahtar olarak çalışan makine mühendisi "işsiz" değil mesela. aksine gidip giresun'da fındık toplamazsa "iş çok yiğenim, iş beğenmiyonuz siz" oluyor.
0
nawar
(16.02.21)
iş beğenmeme olayı var, şöyle var: mesela burada da arkadaşlar yazmışlar ben 5 sene ekip yönettim, şimdi jr işe girecek halim yok. adam aslında haklı, doğru söylüyor yani. ama türkiyede kalifiye insan gerektirecek yeterince iş açığı yok. yani kalifiye işçi fazlamız var, iş az adam çok. dolayısıyla kalifiye bir çok insan, aslında olmasından daha jr pozisyonlarda çalışmak zorunda kalıyor, dolayısıyla işi beğenmiyor, mutsuz oluyor. bu tamamen o diplomaları bol keseden dağıtmamızdan kaynaklanıyor maalesef. ben o yüzden bu arkadaşlara aslında olmamaları gereken bir pozisyonda olduklarını belirtmeye çalışıyorum ama bu onların suçu değil, devlet bir sürü vasıfsız gence o kadar diploma ve başarı pompaladı ki adamlar acayip bir şey olduklarını düşünüyorlar. hasbelkader 2 sene bi işte çalışınca birden ben acayipim abi ya triplerine giriliyor. yani ciddi birkaç üniversite ve bölüm dışında "ben ayak işi yapmam abi üniversite mezunuyum" denecek bi durum yok çünkü ayak işi yapmak için sırada bekleyen milyonlar bekliyor arkada. şu anda üniversite mezunu "çoğunluk" gerçekten o kadar hiç bir şey bilmiyor hiç bir şey öğrenmiyor ki, hakikaten bu adamlar fındık toplamayı öğrense memlekete daha faydalı bir iş yapmış oluruz.

mavi yaka perspektifinden bakınca da başka bir sosyolojik durum var. vasıfsız işçiler, özellikle gençler iş beğenmiyorlar, umursamıyorlar, zaten o işe girseler de, işi kaybetseler de hayatlarında çok bir şey değişmeyecek. çoğu kredi kartı borçlusu, yükselme yırtma umutları yok yani. öyle olunca sallayabildiği kadar sallıyor herkes. nolucak zengin mi olucam kafasında çoğu kişi.

sonuç olarak ben gençleri suçlamıyorum yanlış anlaşılmasın. ama herkesin ne olduğunu nerede olduğunu da net bilmesi lazım. aksi takdirde beklentiler gerçeklerle uyuşmuyor, üstüne sosyal medya etkisini de ekleyince mutsuz oluyorsunuz. burası avrupa değil yani bunu bilmek lazım, aldığınız üniversite avrupa üniversitesi eğitimi değil, iş olanakları da avrupadaki uluslararası şirketler gibi değil. burada karabük üniversitesi var, kardeşler holding var. onların sunduğu olanaklar da belli.
0
roket adam
(16.02.21)
iş beğenmiyorum evet, konu para da değil bu arada. bak @garavel 13-14 iyi para halkın
%5-10 u alır demiş. ben o parayı hatta fazlasını alıyorum ama gene de mutsuzum. Çalışma motivasyonum sıfır çünkü insan gibi davranmıyolar, gecenin bir yarısı whatsappdan mesaj atıp maile cevap yaz demeler, pazar günü sabahın köründe arayıp hesap sormalar insanın bütün motivasyonunu yok ediyor. Üstüne de giderek fakirleşiyorum alım gücüm her geçen gün düşüyor. 2017 de aldığım para 3 bin euro ya denk geliyordu, şimdi onun yarısı bile etmiyor. Gayri resmi min %40-50 enflasyon var, devlet dalga geçer gibi %14,6 açıklıyor, patron %5 zam yapıyor. Nesini beğeneyim ben bu işin?
0
zikardo
(16.02.21)
bütün ülkeyi üniversite mezunu yaparsan kimse iş beğenmez.
iş beğenilmeyen ortamda da kimse güvenip yein iş kolları açmaz.

bayburt üniversitesinde mühendislik okuyan adam kendini mühendis görüp, iş bğeenmiyor.
normal bir ülkede bu arkadaş meslek yüksekokulu okuyup sanayide iyi bir usta başı falan olacak halbuki.

haliyle noluyor? usta başına çırak arayan adam çırak bulamıyor, dükkan açmıyor.
kendini mühendis gören adam da, iş bulamıyor. çünk üaslında mühendis değil.
0
tchuck
(16.02.21)
adam normalde 17 yaşında sanayide çırak olarak çalışmalıyken,
25 yaşında bayburt üniversitesinden mezun oluyor.

17 yaşında 1500 liraya çalışmak koymazken,
25 yaşında kendini mühendis sandığı için 2500 lirayı bğeenmiyor. halbuki dünyaya bundan fazlasını da katmıyor.

ülkedeki üniveersitelerin %90'ı kapatılıp çalışma yaşı düşürülmeli artık.
0
tchuck
(16.02.21)
Beğenmem ve seçerim tabii. Kendimi iyi hissetmediğim bir alanda çalışıyordum, başka bir alana geçtim. Yine şartlardan rahatsız olsam, yine değiştiririm. Bu değişim sürecinde de bir süre işsiz kalmayı göze alabilirim.


Eğitim ve donanınımına güvenen ve minimum finansal standartı zaten olan insanlar (birikmiş paranız olur, devlet desteği olur, aileden gelir vs...) niye nefret edecekleri işlerde çalışsınlar?
0
buf-e kür
(16.02.21)
bu işverenler o kadar boş konuşuyor ki. 4 yıllık mühendislik programını bitiren her genç senin işini en fazla 2 ayda öğrenir çatır çatır yapar. hangi okul olduğu da çok önemli değil. ben avrupa'da yüksek lisans yapıyorum kimse uçup kaçmıyor. herkes işi işte öğreniyor.

bunlarınki kezban tribi. aday çok diye sömürülmeye en yatkın olanı seçmeye çalışıyorlar hepsi bu. üniversite mezunu çok diye üniversite mezununun kalitesiz olması gerekmiyor. hayır yaptığın iş ne ki? ülkede kaç tane şirket kaç tane gerçek anlamda ar-ge yapacak mühendis arıyor? gerisi boş boş işler. mühendislik pozisyonundaki işlerin çok büyük kısmını 2 yıllık makine teknikerleri bile yapabilir. mühendise kendini gösterecek bir alan yaratılmamış. mühendis adam okulda termodinamik, mukavemet dersleri alıyor senin bu adamdan en büyük beklentin excel bilmesi.

bu avam insanlar patron oluyor sonra otorite gibi çıkıp iş beğenmiyorlar diyorlar. la bi gidin allah rızası için.
0
bohr atom modeli
(16.02.21)
mesleki anlamda iş bulmak zorlaştı bence , bulunsa bile işveren asgari ödeyince insanın çalışası gelmiyor
0
nivoandmira
(16.02.21)
@bohr atom modeli +1 demeye geldim. kalbur üstü ortalama bir üniversite olduğu sürece iş kesinlikle işte öğrenilir. 5 yıl deneyimli gerçekten işini seven herkesin mezun olduğu üniden bağımsız yakın seviyelerde olacağını düşünüyorum. en azından belli bir tatmin edici standarda kadar bu böyle. müdürlük, şeflik, hatta belki ceolukta falan ise maalesef okul bir tık etiket olduğu için orada iş değişebilir ama normal çalışan için bir fark yok.
0
garavel
(16.02.21)
Evet insanların asgari ücretle günde 10 saat eşek gibi çalıştırılıp üstüne mobinge uğradığı ve asla saygı görmediği, kendini mutlu hissedemedigi, kendine ayıracak enerjisinin kalmadığı, hobiler edinemediği, ayda bir kitap almak için bir kez tiyatroya sinemaya gitmek için bile bütçe ayıramadığı işleri beğenmiyorum.

İnsan en alt kademede başladığı en dandik işte bile bu kadar sömürülmeyi haketmez. İnsanlar hemen cebim dolsun aman da hemen ceo olayım derdinde değil, gencecik yaşlardayız bir işe girdiğimizde bu gençliğimizde enerjimiz varken biraz hayatın tadına bakabilecek imkan istiyoruz. Kırk yılda bir tiyatroya gidince bile insan ne kadar iyi hissediyor. Bunlar ihtiyaçtır. Kitap alışverisi ihtiyaçtır.

Ama bunlara gelene kadar yeni işe girmiş asgari ücret alan bir insan bir ayda alması gereken protein miktarını bile karşılayamıyor. Haftada bir et yemek balık yemek, düzenli bir şekilde kandaki besin denğerlerini koruyabilecek kadar kuru yemiş tuketebilmek lüks değildir. Kimse bunları konuşmuyor. Bunlara lüks değil demek bile abes geliyor kulağa artık. Bu ülkede lüks anlayışı değişti insanların. İnsanlar iş beğenmiyor diyen biri o parayla ve o eforla kendisi nasıl yaşardı biraz empati yapsın.
0
Mossy
(16.02.21)
Arkadaşın bayağı cahilmiş. Gebze'de, Tuzla'da ortalama bir fabrikada işçilere sigortasından tatiline, servisinden yemeğine kadar hak veriliyor. Adam fındık için Karadeniz'e mi gitsin yol, yemek, tatil, belki sigorta bile olmadan? Ülkede işsizlik yüksek. Çevrenizde insanlar iş beğenmiyor diyen biri varsa hayatınızdan çıkarın.
0
dissendium
(16.02.21)
yazılanları görünce insanın içi sıkılıyor hakkaten. biz şu an teknikere 7 8k TL maaş veriyoruz ona rağmen gelip tehdit ediyor gidicem diye. biz de yolun açık olsun diyoruz. insanoğlu hep ister de serde biraz arsızlık var malum..
0
KidLazer
(16.02.21)
mavi yakadaki haklar beyaz yakada yok. bu ülkeyi sırtlanan okumuş beyaz yaka kesimdir. kimden bu kadar vergi alabiliyorlar başka? mavi yaka işi bırakırım diyince fabrikaların götü atıyor, beyaz yaka sigara molasını 2 dakika uzatsa kapının önünde.
tamamiyle sömürü üzerine konulmuş yalan titlelar varken kim neyi beğensin allah aşkına?
0
wild honey suckle
(16.02.21)
bu kavram çok yanlış anlaşılıyor bence.

beğenilmeyecek işi beğenyemeyeceğiz elbette. o zaman hiç iş görüşmesi olmasın vs. iş verenler artık karşı tarafın seçme şansı hiç yokmuş gibi düşünmeye başladı. siz iyi misiniz ya?
biri beğenmez öteki beğenir. nasıl ki siz kötü (?) çalışanı beğenmiyorsunuz, çalışanlar da bazı işleri beğenmiyor bazılarını beğeniyor bundan doğal ne var?

tabiiki beğenmeme hakkı var herkesin.
beğenen insanı bulup çalıştırsınlar o zaman.
0
rewlack
(16.02.21)
(7)

[Vegan] Fırınsız Tarifler

AlsterWasser
Başlık değişik oldu ama şöyle;Fırın kullanılmayan soğuk ya da tava ile yapılabilecek atıştırmalık/tatlı ya da kahvaltılık tarzı şeyler soruyorum sizin favoriniz olan.Bu tarz şeyler çok ama genelde fırın kullanılıyor. Süt olsun yoğurt olsun peynir olsun tamam onlarda sıkıntı yok yapıyorum. Ana yemek
Başlık değişik oldu ama şöyle;

Fırın kullanılmayan soğuk ya da tava ile yapılabilecek atıştırmalık/tatlı ya da kahvaltılık tarzı şeyler soruyorum sizin favoriniz olan.

Bu tarz şeyler çok ama genelde fırın kullanılıyor.

Süt olsun yoğurt olsun peynir olsun tamam onlarda sıkıntı yok yapıyorum.

Ana yemeklerde de zaten sıkıntı yok.

Tabi yine böyle değişik bilinmeyen önerileriniz varsa yine alırım.


Şu an için fırınlı tarifleri elemek zorundayım.
0
AlsterWasser
(11.02.21)
meksika fasülyeli vegan burrito. mmmmmm
0
eurhka
(11.02.21)
Kahvalti icin tavada tofu-omlet:

150 gr. taze tofu
zeytinyagi
mantar,sogan,havuc vs. küp seklinde dogranmis(aslinda mevsimde ne taze ise, ondan bir cay bardagi kadar)
soya sosu
cok az muskat ve taze baharat(mesela feslegen)

--
zeytinyaginda sebzeleri biraz kavurup sonra tofuyu tavaya koyuyorum. Kucuk kucuk parcalanmis olmasi gerekiyor tofunun. Tabaga almadan once bir kere soya sosunu boca ediyorum, sonra baharatlari ekliyorum. Yanina da bir dilim eksi mayali ekmek.
0
buf-e kür
(11.02.21)
Stir fry / pan fry dedikleri çin usülü, sebzeleri yüksek ateşte tavada çevirmek, bununla dürümler güzel oluyor, favorim mantar ve kapya biber

Youtube a yazınca bir sürü örnek çıkıyor, wok tava şart değil, sıradan teflonla da oluyor
0
freebird5406_2
(11.02.21)
fıstık ezmesi, hurma, bitter çikolata. çikolatayı ezip hurmayı parçalayıp fıstık ezmesini ekleyip karıştırıp top yapıyoruz. isterseniz muz da ezebilirsiniz veya azcık yulaf eklenebilir.
0
ala09
(11.02.21)
kendi favorim,
findik ezmesi+findik unu ile kurabiye gibi yapiyorum, kuru olursa hindistan cevizi yagi ya da kendi istegine göre pekmezli, kakaolu, türk kahveli vs vs
kesin bir oranim yok nasil denk gelirse oyle yapiyorum, kahvenin yaninda güzel oluyor.
0
durgunfoton
(11.02.21)
2 bardak haşlanmış kuru fasulye, 2-3 avuç ıspanak, 1-2 diş sarımsak, 1.5 yk limon suyu, 3 yk zeytinyağı, 1.5 yk vegan mayonez, tuz ve istediğim baharatlarla kahvaltılık sürme denedim ve çok güzel oldu. Ispanakları az yağda sarımsaklarla birlikte soteleyip en son blenderda çekiyorsunuz bütün malzemeleri. Çok basit ve çok lezzetli.

Kahvaltıda mantar sote de yapıyorum bu aralar sık sık. Özellikle kestane mantarı çok lezzetli. Soğan, sarımsak ve bol baharatla soteliyorum sadece.

İnstagram’da falan kesin görmüşsünüzdür, lavaşı kesip 4 eşit parçaya farklı malzeler eklenerek wrap yapıyor bu ara millet. Haşlanmış siyah fasulye, patates kavurması, avokado, değişik soslar ya da kahvaltılık sürmelikler vs ekleyip ondan yapıyorum bazen ve güzel oluyor.
0
ms brownstone
(12.02.21)
Zeytinyağlı mezelerin hemen hemen hepsi fırın istemez ve vegan. Meyhane menülerine bakıp ilham alabilirsiniz.
0
kobuzchu kiz
(12.02.21)
(9)

yurtdisinda kedi sahiplenme

kaputt
selamlar, ben almanya'da yasiyorum ve iki kedi sahiplenmek istiyorum. fakat burada ne yazik ki bu isler tr'deki gibi yürümüyor. bir kere burada kedi yok. kendi kedimi yeni kaybettigim icin iki yavru kedi sahiplenip uzun yillar birlikte gecirebilmek istiyorum. yavru kediyi bulsam bile burada tüm hayv
selamlar, ben almanya'da yasiyorum ve iki kedi sahiplenmek istiyorum. fakat burada ne yazik ki bu isler tr'deki gibi yürümüyor. bir kere burada kedi yok. kendi kedimi yeni kaybettigim icin iki yavru kedi sahiplenip uzun yillar birlikte gecirebilmek istiyorum. yavru kediyi bulsam bile burada tüm hayvanlar barinakta bile parayla veriliyor. türkiye'de o kadar ihtiyaci olan hayvan varken burada para verip cok da ihtiyaci olmayan bir hayvani satin almak asla icime sinmiyor. ama kediyi tr'den nasil getirebilirim onu da cözemedim.
kendi kedimizi de getirdigimiz icin 3 aylik bir asi ve bekleme süreci olacagini biliyorum. acaba bu sekilde yurtdisi transferine yardimci olabilen birilerini, ya da bu sekilde yurtdisindan kedi sahiplenenleri hic duydunuz mu? yoksa mantiksiz mi olur, ben yine bu cevreden mi bakayim?
0
kaputt
(11.02.21)
pasaport çıkartırsın yanında götürebilirsin. veya bunu hava kargo ile yapanlar var. ama yavru kedi için riskli olabilir.
0
reanarchy
(11.02.21)
sorun su ben türkiye'ye gelemiyorum su anda is nedeniyle. buraya kediyi getirebilmek icin yardimci olan birileri var mi, böyle bir sey duydunuz mu?
yani o islemleri benim icin yapacak, kediye üc ay bakacak. ucak kisminda, belki ben gelebilirim yaza dogru alip götürmek icin. ya da o kisimda da buraya ucan birini bulmak gerekecek..
kolay degil yani :(
0
🌸kaputt
(11.02.21)
ulaşım ve konaklama masraflarını karşılaman koşuluyla pandemi yasakları kalkınca ben getirebilirm.

not: önceden alıp bakamam evimde köpeğim var.
not2: vizem var.
0
reanarchy
(11.02.21)
@incikutay, @baskabirhayatdiliyorum instagramda bu iki kullanıcıya mesaj atarsanız, zaten birbiriyle de bağlantılı hesaplar, zannediyorum gerekli bilgileri aktarırlar. Ben Amerika’ya 2 Köpek gönderdim buradaki fotoğraflardan görüp sahiplenmek isteyen insanlara. Ben geçici yuva olmuştum o yüzden işin diğer teknik kısımlarını bilemiyorum ama tabii ki mümkün. Sadece eğer gelip alacak birisi yoksa transfer masrafı oluyor. Hatta şu an 1,5 senedir benimle olan kendi köpeğimi de yine Berlin’de bir aile sahiplenmek istiyordu. Ben de geçici yuva olacaktım ama çok bağlanınca bırakamadım, benim oldu :))) Özetle her şey mümkün, bu insanlar bunu sıklıkla yaptıkları için bir mesaj atıp öğrenin derim.

Siz sahiplenmek istediğiniz kediyi söyleyince onlar önce geçici yuva için ilan açıyor. Kediyi 2-3 ay evinde misafir edecek birisi bulunursa çok kolay ilerliyor, yoksa prosedürler bitene kadar pansiyona yerleştiriyorlar. Siz o pansiyonun ücretini karşılıyorsunuz, çok büyük rakamlar değil. Kan tahlilleri, aşılar va bitince de yolu oraya düşen insan arayışı başlıyor. Aracı olabilecek bir kişi bulunursa kedi onunla yolculuk ediyor. Yoksa petnakil ile çözülüyor. Özet süreç bu şekilde. Benim tanıdığım en güvenilir insanlar bunlar açıkçası.
0
pandispanya
(11.02.21)
@pandispanya hesaplar icin tesekkür ederim. bakacagim. bence asil sorun olan kisim, benim yerime kedileri veterinere götürüp test asi islemlerini yaptirip sonraki üc ay onlara bakacak birini bulmak. zaten izinler ciktiktan sonra pandemi de biraz gerilerse ben zaten seve seve gelip alirim. ya da bir sekilde gelecek birini buradan da bulabilirim.
ama gelme izni kismini ayarlamasi biraz zor. ama inceleyecegim tesekkürler
0
🌸kaputt
(11.02.21)
Bahsettiğim yer bir barınak zaten. Birisi özel olarak kediyi aşıya götürmüyor. Onların birlikte çalıştığı veterinerler gereken tüm takibi yapıyor. Geriye sadece bürokratik süreç tamamlanana kadar evinde misafir etmesi kalıyor o kişinin. Yani bende böyle oldu.

Cevabınızı görmeden önce üstteki gönderime eklemeler yapmıştım. İşte sizin Almanya’da yaşarken buradan gönüllü bulmanız zor ama yerel kişilerin burada gönüllülere ulaşma imkanı var. Onlar ilan açıp kedinin hikayesini anlatıp gönüllü geçici yuva arıyorlar. Genelde bulunuyor. Bulunmazsa özel bir pansiyona alıyorlar.
0
pandispanya
(11.02.21)
şu instagram paylaşımına göz atabilir misiniz?
www.instagram.com

derneğe yakın arkadaşlardan biriyle konuştum, pasaport çıkarma ve üç aylık süreci bekleme gibi imkanları olabileceğini söyledi. ulaşım konusunu da onlarla konuşursanız bir çözüme varılabilir.
0
gkhncnzdgn
(11.02.21)
instagram.com

Flightbuddyturkey..buraya da bakabilirsiniz..
0
ya volna
(11.02.21)
Almanya´da kopek sahiplendim, uzun süre de kendime ve yasam sartlarima uygun bir kopek aradigim icin bu sureci ve bircok dernegi iyi biliyorum. Bu surecte Bayern´den tutun kuzey eyaletlerine kadar bircok eyaletten dernekle iletisim kurdum.

Satin almayin, burada da yeterince kedi kopek var sahiplenilmeyi bekleyen. Ozel mesaj atarsaniz, sizin sehrinize yakin bir dernegi seve seve tavsiye ederim.
0
buf-e kür
(11.02.21)
(16)

Vegan ve vejetaryenlere soru

ananiyimioguz
İnsan olarak hayvanların öldürülmesine karşısınız çünkü vicdanlı ve merhametli canlılarız ancak Hayvanların da hayvanları öldürüp yemesine nasıl bakıyorsunuz? Biz de hayvanız, biz de doğanın bir parçasıyız. Dünya'da canlıların oluşumundan beri süregelen düzen sizi neden rahatsız ediyor onu merak ed
İnsan olarak hayvanların öldürülmesine karşısınız çünkü vicdanlı ve merhametli canlılarız ancak Hayvanların da hayvanları öldürüp yemesine nasıl bakıyorsunuz? Biz de hayvanız, biz de doğanın bir parçasıyız. Dünya'da canlıların oluşumundan beri süregelen düzen sizi neden rahatsız ediyor onu merak ediyorum. Üstelik hayvanlar direkt doğadaki hayvanları katlederken insanların çoğu yemek için üretilen hayvanları katlediyorlar.

Bitkiler de canlı. Vicdanlarınız onlar için neden çalışmıyor :/ Onları da yemeyelim o zaman? Bitkiler de bizim yememiz için yetiştiriliyor, hayvanlar da. Sorun nedir?

Teşekkürler.
0
ananiyimioguz
(08.02.21)
:)

Bir aslanın acıktığında avlanması ile bir insanın binlerce hayvanı bir alana kapatıp, endüstrileşmesi sizce aynı şey mi?
0
ruhen hastayim ben
(08.02.21)
Vegan/vejeteryan değilim. Ancak düşündüğüm zaman, dünyanın nüfusuna yetişebilecek kadar çok hayvanın berbat koşullarda özel olarak üretilip, özel olarak şişirilip, daracık kafeslerde üst üste tutulması, işe yaramayanların katledilmesi, diğerlerinin damızlık olarak kullanılması, yavruları için gerekli olan sütün çalınması (?), sonra psikolojik ve fiziksel şiddet eşliğinde katledilip sofralarımıza gelmesi fikri aslında gerçekten rahatsız edici. Vegan/vejetaryenler de “dünyada yiyerek hayatta kalabileceğim binlerce başka alternatif varken neden bu düzene ortak olayım” diye düşünüyorlar çok kaba bir anlatımla.

Sizin aklınıza yatar yatmaz, benim de hem kendi yeme biçimim hem de vejeteryanlarınkiyle ilgili olumlu ve olumsuz görüşlerim var ama totalde kendime uyduramadığım için vejeteryan olamıyorum ama mantığını anlayabiliyorum açıkçası. Bitkileri yiyebilmelerinin sebebi Merkezi sinir sistemi ve acı reseptörleri olmaması diye biliyorum. Buna ilişkin de karşıt bilimsel açıklamalar var. Orada işler iyice karışıyor :) Eğer bitkiler de koparılırken acı çekiyorsa bile en azından bitkiyi herkes kolayca ekip yetiştirebilir. Bundan dolayı en azından vahşi bir sektörü desteklemeden de beslenebiliriz diye düşünüyor olabilirler.

Bir de ekleme yapayım, kendi hayat biçimimde onaylamasam da vegan/vejeteryan kişilere saygı duyuyorum. Bu “tercihlerine saygı duyarım” anlamında değil de gerçekten “bende saygı duyma hissiyatı uyandırıyorlar” anlamında. Dünyanın daha iyi bir yer olabilmesi inancına dayanarak idealleri için köklü değişiklikler yapmayı göze alan ve bunu zor şartlar altında sürdürebilen insanlar oldukları için.

Kusura bakma, veganlara sorduğun bir soruya öyle olmadığım halde atlamış bulundum. Artık söz onlarda :p :)
0
pandispanya
(08.02.21)
Bazı hayvanlar arasında tecavüz çok yaygın. Bunun da mı iyi olduğunu ve insanın yapması gerektiğini iddia edeceksin?

Erkek kediler ve kedigiller disilerle ureyebilmek için başka babalardan olan yavruları öldürür. Bu da mı iyi?
0
JohnOakley
(08.02.21)
çayırda gezen sahipsiz sığıra pıçağı takıp yiyince sorun olmuyor mu veganlar için peki?

ya da en basitinden oltayı sallayıp yakaladığımız balıklar?

yani konumuz hayvansal gıda endüstrisinin sorunları değil, o yüzden hayvanları yemek için endüstrileşmek bu konunun dışında olmalı.

kaldı ki tıpkı bir aslanın yaptığı gibi biz de gidip hayvanı doğal ortamında "yemek için" (bakın bunun altını çiziyorum, hobi için değil, yemek için) avladığımızda da avcılığa karşı çıkılıyor. evet tanrı aslana diş vermiş, pençe vermiş, hızlı koşma yeteneği vermiş, kendi vücudunu kullanarak avlanıyor. aynı tanrı insana da akıl vermiş, avlanmak için kafayı kullanıp alet edevat (zıpkın, olta, tüfek vs) yapıp avlanıyor. yani aslanın da tüfek imal edip ceylan vuracak kadar kafası çalışsa o da koşturmazdı. neticede herkes ekmeğinde.

soru güzel, cevaplar için takipteyim.
0
kibritsuyu
(08.02.21)
1. "...insanların çoğu yemek için üretilen hayvanları katlediyorlar." sorunuzun cevabını vermişsiniz. Katliamı, hele sanayileşmiş katliamı etik bulmuyorum ve hayvanları seviyorum.
2. Hiçbir vejetaryen "hayvanları yemememin sebebi canlı olmaları" demiyor. Bitkilerle bağlantı kurma merakı nereden geliyor? Hayvan yemiyoruz, bu kadar.
0
ryhmer
(08.02.21)
@kibrit,

Ben vejetaryen veya vegan değilim. Ama günün birinde bu kararı verecek olsaydım adil koşullarla elde ettiğim besini tüketmekte bir sakınca görmezdim. Bu durumda hala vejetaryen olup olmadığımı sorgulayacak kişiye de hadi ordan derdim sanırım. Çünkü hayatta hiçbir şeyin siyah ya da beyaz olamayacağını düşünüyorum.

Tanrının verip vermemesi değil de, doğanın vahşi şartlarında kazandığımız birtakım özelliklere göre şöyle ince bir çizgi var. Çita hızlı koşar, aynın dev pençesi vardır, inanın da beyni doğada desteklenmeyecek türde gelişmiştir. Bu gelişim bize birtakım yan özellikler kazandırmıştır. Sanattan tutun da vicdana kadar. Bu yüzden bir aslanın değil ama bir insanın vicdanı doğrultusunda hareket etmesini yadırgayamam. Ben ediyor muyum? Hayır etmiyorum. Ama bu doğrultuda hareket edenler bende saygı uyandırıyor.

Umarım anlatabilmişimdir.
0
ruhen hastayim ben
(08.02.21)
Hocam veganizm bir dindir, her din gibi akıldışıdır ve dinleri akılla sorgulamaya çalışmak, en az dinin kendisi kadar anlamsız bir iştir. Dolayısıyla bu sorularla bir yere varmanız mümkün değil. Ben olsam yapmazdım.

@ruhen hastayim ben'in cevabı çok güzel bir örnek. Ne demiş: "Bir aslanın acıktığında avlanması ile bir insanın binlerce hayvanı bir alana kapatıp, endüstrileşmesi sizce aynı şey mi?"

Bu ikisi tabi ki aynı şey değil, ama çok basit bir nokta var, ormana gidip bir hayvanı kendin avlayıp yesen, o da veganizm açısından "helal" değil. Endüstrileşme kısmı ok, onu bir kenara bırakıyorum, aslanın yaptığının aynısını yapsan yine ofsayttasın. Belki "kendi avladığın hayvanı yemek helaldir" diyen vegan mezhepleri vardır, hatta aralarında alet kullanmak legal midir değil midir diye hiziplere de ayrılmışlardır, bilmiyorum, ama ana akım veganizmde böyle bir durum söz konusu değil. (Niye bu düşünce ana akım olmuş? Bkz: son paragraf).

Veganizmin kendini diğer hayvanlardan (ve doğadan) üstün görüp, onlara karşı acıma / küçük görme / merhamet etme duygularıyla yaklaşmaktan kaynaklanan garip bir ahlakçılık türü olduğunu düşünüyorum. Yani aslan yapar, ama sen yapamazsın. Temeli bu. Zaten çıkış zamanı da sanayi devrimi sonrası, yani insanın doğaya hükmedebilecek güce sahip olduğunu anlamasından biraz sonrası, onun öncesinde böyle bir fikir kimsenin aklına gelmemiş. O yüzden bu ahlaki misyonu "gariban" aslana değil, "yüce" insana yüklüyoruz.

Şimdi böyle yazınca veganlara sallamışım gibi görünüyor ama öyle değil. Severim veganları, güzel bir şey de yapıyorlar, dünyaya muhtemelen faydaları da dokunuyordur. Ama olayı akılla sorgulama, biraz üstünü kazıyınca altından inanç çıkıyor, inanç da aklın zıddıdır.

Hatta biraz daha ekleme: veganlığın mantıksız olması, bir din olmasından kaynaklı olarak çok normal. Dinlerin temel amacı bir community / identity oluşturmaktır. Bir din, akla ne kadar zıt olursa, ne kadar saçma şeyler söylerse kendine o kadar daha çok taraftar toplar / taraflarları o kadar fanatik olur. Çünkü en temelde yapılan şey "ben aklımı bırakıp topluluğumuzun kurallarına iman ediyorum, sizden olmak için yaptığım fedakarlığın boyutuna bakın" demektir. Dinler tabi ki kendine taraftar toplamak için "bizim yolumuz şu açıdan daha iyi, daha güzel, daha faydalı, daha ahlaklı" derler, ama aynı zamanda müritlerinin sadakatinden emin olmak için aşırı akılsız/mantıksız plothole'lar bırakmak zorundalar.
0
plutongezegendegilmi
(08.02.21)
@plutongezegendegilm in söylediklerine bir ekleme ya da düzeltme yapayım.
Vegan ya da vejetaryenliği sanayi devrimine kadar götürmek yanlış olur.
Güneydoğu Asya kökenli Jainizm adlı bir Din ya da Öğreti mensupları vejetaryendir ve hatta bir kısmı kök bitki de yemezler. Öğretinin geçmişi Milat öncesine kadar gider.
0
Mirket
(08.02.21)
@Mirket, sağolun hocam. Ama veganizmin direkt olarak Jainizm'in bir devamı olduğunu düşünmüyorum. Yani benzerlikler taşıyorlar, bütün dinler birbirleriyle ortak noktalar taşır, "dünya nimetlerinden elini ayağını çekme" mesela yaygın bir temadır. Ama batı veganizminin (etkilenmiş olsa bile) direkt Jainizm'den kopup gelen bir din olduğunu zannetmiyorum, çıkış noktaları farklı gibi geliyor bana.

Bir de anekdot: Jain bir Hintliyle tanışmıştım Avrupa'da bir yazılım konferansında. Yemek yemeye gittik, masadaki ekmeği mayalı olduğu için yememişti. Maya/bakteri falan yemek de yasakmış onlarda. Bakterilerin de duyguları olduğu ve acı çektikleri için onları yememememiz gerektiğini düşündüğünü zannetmiyorum, bu da o inancı veganizmden ayıran önemli bir nokta bence.
0
plutongezegendegilmi
(08.02.21)
Başından beri okuyamadım veganizm bir dindir deme kolaycılığına katılmadığımı belirtmem gerek

Din dogmadır, sorgulanamaz değiştirilemez yenilik getirilemez veganizm düşüncesi hem felsefi olarak hem de teknoloji ile birlikte yeniliklere açıktır, 60 lardan beri oldukça farklılaştı

Eğer hayvan sömürüsünü azaltan, ekolojiye daha az zarar veren bir fikir, teknolojik gelişme, öneri varsa veganizm bunu alıp pratik olarak mümkün olduğunca uygulamaya çalışır, hayvanlara ve çevreye nasıl daha az zarar veririz temelinde yeniliklere açıktır akılla sorgulamaya bu kadar açıkken şimdi bu nasıl ibrahimi bir din anlayışıyla bir tutulabiliyor

Her fikir yayma ve komüniteyi genişletme eylemini dine benzetiyorsak o başka, beşiktaşlılar herkesi beşiktaşlı yapmaya çalışıyor, sosyalistler herkese sosyalizmi anlatıyor, liberaller kendi düşüncelerinin yayılmasını istiyor, her parti kendi fikrini yaymaya ve destekçi çekmeye çalışıyor, her grup kendi fikrini anlatmaya çalışıyor, bu din ile değil fikir ve düşünce özgürlüğünü yayma ile açıklanabilir
0
freebird5406_2
(08.02.21)
Vegan vejetaryen degilim.

En buyuk sorun hayvalarin yetistirilne kosullari. Sadece mal gibi goruluyorlar ama onlar da canli. Onlarin da duygulari var. bitkilerin agladiklarini uzulduklerini hissedemiyoruz ama hayvanlar duygu durumlarini cok daha net ortaya koyabiyorlar. Aslanlar da et yiyor ama onlar ozgur hayvanlari yiyorlar. Bizse tutsak hayvanlari yiyoruz.
0
fakyoras
(08.02.21)
Hayir bunun sadece merhamet ile alakasi yok. Merhamet kisisel bir sey. Ben kendi kopegime merhamet ve sevgi ile yaklasabilirim, ama baskasinin kopegine boyle yaklasmayabilirim de. Türcülügün merhamet ve mini mini kedislere sevgi gostermekle bir alakasi yok.

"Türcülük" kavramina bir bakmanizi taviye ederim. Baslangic noktalari seksizm ve de irkcilik ile akraba.

Biz hayvaniz, ancak doganin bir parcasi miyiz, o tartisilir. Ne olcude dogaya aidiz? Mesela es secimini erkegin-kadinin kicini koklayarak yapmiyoruz. Kaloriferi koklerken ne kadar "dogal"iz? Insanin dogaya aidiyetinin ve bunun yuzde kac oranda oldugunun yine konumuzla bir ilgisi yok.

Biz hayvaniz ve insan disindaki hayvanlara üstünlük saglamisiz; onlari olduruyor, yasam alanlarini kisitliyor ve somuyoruz. Bununla ilgileniyoruz.


Dünya´da canlilarin olusumundan süregelen düzen yani evrim beni rahatsiz etmiyor. Ayaga kalkmisiz, alet kullaniyoruz, bunlarda geriye gidelim demez herhalde hicbir vegan-vejetaryen. Evrimin konumuzla bir ilgisi yok. Konu etik.

Hayvanlar diger hayvanlari katletmiyor. Bu onlari insanlastirmak olur. Aslan katletmiyor, yemek icin olduruyor. Ya da tehlikede hissettigi icin bir hayvan digerine saldiriyor. Fonksiyon var dogada, bu fonksiyonun icinde merhamet aramak "insana özgü". Aslanin binlerce tavugu kucucuk ve karanlik bir alana tikayip tavuk yetistiriciligi yaptigini gormedim. Bir katliam ve acimasizlik gormuyorum hayvanin digerini oldurmesi eyleminde.

Ooo "Bitkiler de canli" argümani gelmis, bu herhalde dünyanin en parlak sentezi. Bitki ve hayvan arasindaki farki herhalde ilkokulda ogrenmissinizdir? Bitkilerdeki reaksiyon, ornegin isiga donmeleri, ile hayvanlardaki sinir sisteminin isledigi yanitlar arasindaki farki da biliyorsunuzdur?

Karmasik norolojik sistemi, merkezi sinir sistemi olan her hayvan aciyi hisseder. Burada hayvanin konusup konusmamasi onemli degildir. (Ornegin bebekler ya da kimi engelli insanlar da konusma yetisine sahip olmayabilirler, bu onlari denek olarak kullanmamizi mesrulastirmaz.) Acinin beyindeki aktiviteler izlendiginde kanitlanmasi kolay. Inegin de, kopegin de, atin da aci cekebildigini biliyoruz. Tüm hayvanlar yasamayi, türlerini devam ettirmeyi amacliyor. Bunu da biliyoruz.

Bu arada bitkiler de hayvanlar da biz insanlara hizmet icin burada degiller. Bu anlayis zaten dondu dolasti bizim basimizi yedi, bkz. iklim degisikligi.
0
buf-e kür
(08.02.21)
@freebird5406_2, dinler de sorgulanır ve değişir. Mezheplerin ve tarikatların olayı o zaten. 2000 yıl önce Filistinli bir marangozun Hıristiyanlıktan anladığı ile günümüzde Amerikalı bir CEO'nun Protestanlıktan anladığı aynı şey değildir diye düşünüyorum.

Ve evet, sosyalizm ve liberalizm de birer din. Kişiye herhangi bir "dünya görüşü" ya da "ahlak sistemi" sunan her ideoloji dindir. @aloha snackbar'e katılıyorum o açıdan. Dinlerin ne kadar tutarlı veya gerçek olduğuna karar vermek çok daha tricky bir iş.
0
plutongezegendegilmi
(08.02.21)
@plutongezegendegilmi,

Her ideoloji din degildir, dine evrilmez. Ancak ideolojiler dine ait ozellikler tasiyabilir.


"Her din akil disidir." ne demek gercekten? Hangi ekole dayanarak soylediniz? Hayal gücü de aklin en ilkel halidir mesela ve 'akil disi' degildir.

Veganizm konusuna gelirsek, veganizm ile bir dinin sinirlarinin ic ice gecirildigini goruyoruz. Ornegin vegan-hristiyan dernegi vs. var Ingiltere´de. Isa´nin ogretisinin veganizmle cok yakin oldugunu dusunuyorlar. Ilginc bir konu, ancak yaptiginiz genelleme yanlis.
0
buf-e kür
(08.02.21)
Mezhep ve tarikat olayı başta kulağa mantıklı gibi gelse de her biri kendisinin en son halinin mutlak doğru olduğunu ve böyle kalmasını savunuyor, 0 yılındaki hristiyanlıkla 2021 deki tabi ki farkı

Vegan düşünce sisteminin bundan farkı şu an durduğu noktayı bile mutlak görmemesi, her zaman daha iyiye her türlü eleştiri ve tartışmaya açık olması, bunu baştan söylüyor

Yalnız ben de hangi zeminde tartışacağımızı tam anlamadım, veganlık başta bağnazlık bakımından körü körüne bir inanç olarak dine benzetilirken yeri geliyor her düşünce ve ahlaki sistem dindire bağlanıyor
0
freebird5406_2
(08.02.21)
Bitkiler de canlıcılara cevabım: bitkilerin merkezi sinir sistemi yoktur. Maydonoz ve kuzu aynı şey değildir.
Hayvan hayvanı yiyince bişey demiyosunuzculara cevabım: hayvanların hür iradesi yoktur. İçgüdü ile hareker eder. Ayrıca ne yapalım ceylan avlayan çitaya dur yapma siz kardeşsiniz mi diyelim?
0
suicides underground
(08.02.21)
(6)

Almanya'da doğup büyüyen Türkiye kokenli Kürt ailelerin çocukları

cay sigara
Turkce öğreniyorlar mi? Yoksa, anadilleri kurtce olmadığı icin gerek gormuyorlar mi?
Turkce öğreniyorlar mi? Yoksa, anadilleri kurtce olmadığı icin gerek gormuyorlar mi?
0
cay sigara
(07.02.21)
Bilmeyen azdır.
0
signore
(07.02.21)
soruyu da yanlis sordunuz gibi geldi bana mantik hatasi oldu. Yoksa, anadilleri kurtce olmadığı icin gerek gormuyorlar mi diyip Turkcelerini sorgulamak falan absurt oldu.

90%i Kurtce bilmiyordur, kesin bilgi yayalim. Kendi aralarindaki konusma dili yari Turkce yari Almanca garip bir dil. Yeni jenerasyon felaket, anne babasiyla konusurken bile Turkceye almanca katiyor farkinda olmadan, kelime sikistirmak degil, farkinda olmadan 2 cumle turkce, 2 cumle Almanca konusmak, oyle gidip gelen dil. Sirf Kurtler degil yeni jenerasyon tum Almancilar boyle. Ha bir almanla konusurken Turkce katmaz bak, zihin onu ayirt edebiliyor:) Ama kendi aralarinda tam bir kesmekes oluyor dil. Sonucta Turk televizyonlari izleniyor her ailede, dizisinden, macina haliyle Turkce biliyorlar ama yazi, konusma bayagi kotu yani. Gocmenligin sonucu anne baba uzun saatler disarda calisiyor, cocuklariyla ilgilenmiyorlar cocukta ne ogrenirse sagda solda, evde, televizyonda, disarda o iste
0
neverletyougodown
(07.02.21)
@neverletyougodown, teşekkürler


Almanya dogumlu kurtler/turkler birbirlerinden fazlasiyla nefret ettikleri icin, hem de gerek duymayacaklari icin, Kurt kokenliler Turkce ogrenmeyi tercih etmezler diye dusunuyordum.

Peki, turkce ogrenmelerinin sebebi nedir? Türkiye kokenli Kurtler de kendi aralarinda Türkçe konustugundan, cocuklari da mi Türkçe ogrenmek zorunda kaliyor? Ya da bahsettiginiz gibi turkce yayinlari takip ettikleri icin mi?
0
🌸cay sigara
(07.02.21)
Anadilleri Kurtce; Kurtce seviyeleri de ailenin bilincine ve ne zaman goc ettigine gore degisir. Genelde gerek duymuyorlar Turkce ogretmeye tanidiklarimin cogu. Benim tanidigim aileler evde sadece Kurtce konusuyor okulda Almanca. Zaten cogu siyasi sebeplerle orda. Eger siyasi bilinci o yondeyse Turkce ogretmesinin mantigi ne?
0
nefertarii
(07.02.21)
@cay sigara Turk Kurt birbirlerinden ayri yasamiyor, oyle cok buyuk dusmanlik, nefret falan yok yani, ha bazi milliyetci, kurtcu dernekler vardir Turkiye'deki olaylardan, gelismelerden sonra eylem, protesto yapiyorlar farkli gruplar karsi karsiya geliyor, ortalik karisiyor sonra onlar haber olarak yansiyor medyaya, iki millet arasinda buyuk ayrim var gibi dusunuluyorsa yanlis o. kimse kimseye sen ocun bucusun diye yaklasmaz, yaptiklari isler belli zaten bakkallik, restoran, kebap falan iki toplum da oralardan ekmek yiyor cogunlukla. Gocmen gocmenle yasiyor daha cok, haliyle yakin temas kacinilmaz, birbirlerinin isletmelerinde calisiyorlar, ayni ortamdalar cogu zaman, baskin dil Turkce oldugundan Turkce konusuluyor daha cok. Kucuk Turkiye gibi iste cogu Kurt Turkce biliyor Turkce konusuyor Turkiye'de de. Ha tabi ki iltica vs ile gitmis asiri Kurtcu kesim cocuguna ogretmez o ayri. Ama o kesimin cocuklari ne kadar Kurtce biliyor o da ayri mesele:)
0
neverletyougodown
(07.02.21)
Cogu evde "anadil" Türkce yine de. Hatta Kürtce sadece anne-baba arasinda konusuluyor, cocuklarin anlamamasi istenilen konularda. Politik aileler de dahil.

Evde sadece Kurtce konusanlari ise hic duymamistim, duyuru sebebiyle ogrenmis oldum.
0
buf-e kür
(07.02.21)
(17)

Kedim vefat etti

sumuklurakun
Kısırlaştırma için sabah veterinere verdiğim kedimi gömdüm bugün.Kesiyi açtıkları anda solunumu zayıflamış, operasyonu iptal edip döndürmeye çalışmışlar ancak maalesef.Pek (hiç) arkadaşım olmadığı için buraya yazmak istedim.
Kısırlaştırma için sabah veterinere verdiğim kedimi gömdüm bugün.
Kesiyi açtıkları anda solunumu zayıflamış, operasyonu iptal edip döndürmeye çalışmışlar ancak maalesef.
Pek (hiç) arkadaşım olmadığı için buraya yazmak istedim.
0
sumuklurakun
(02.02.21)
:((
başın sağolsun :((
0
pati
(02.02.21)
başınız sağolsun. umarım keyifli ve güzel vakit geçirme şansınız olmuştur bugüne kadar. geçen yaz benzer bir durum yaşamıştım ben de. farklı olarak nerede gömülü olduğu vatsaptan konum olarak geldi bana. oysa orada olmalıydım. başlarda özlüyordum ama her şey gibi buna da alışıyorsun.
0
nrmnm
(02.02.21)
Çok üzüldüm yahu, yaşı gelmiş olsa neyse de, bu haliyle çok üzüldüm valla.
0
Fusha
(02.02.21)
Başınız sağ olsun. Ben de köpeğimi çok genç bir yaşında kaybetmiştim tıpkı sizin gibi. Günler hatta aylar sürecek şu anki üzüntünüz ama emin olun zamanla ister istemez buna da alışacaksınız ve güzel anılarınız kalacak hep aklınızda.
0
ms brownstone
(02.02.21)
çok üzüldüm. yavru kedi sahiplenin lütfen, daha rahat başedersiniz.
0
uuth
(02.02.21)
Çok üzüldüm ya :((( ben de bizimkini kısırlaştırma için bıraktığımızda hep böyle şeyler düşünüp tedirgin olmuştum. Gerçekleşmiş olmasını düşünemiyorum. Umarım çabuk atlatırsınız.
0
elorelia
(02.02.21)
3 yaşına girecekti Mayıs'ta
0
🌸sumuklurakun
(02.02.21)
Bol sabir!
0
buf-e kür
(02.02.21)
Çok üzüldüm başınız sağ olsun. Yeni bir minnoş sahiplenince acı az da olsa hafifliyor.
0
red morning
(02.02.21)
Başınız sağolsun :( O kediye çok güzel bir hayat yaşattığınıza ve mutlu ettiğinize eminim. Belki kişisel kölesi bile olmuşsunuzdur :)

O kedinin yerine geçmesi değil ama, başka bir kediyi mutlu etmek için yeni bir kedi sahiplenebilirsiniz; denildiği gibi baş etmesi daha kolay olur.
0
aguen
(02.02.21)
Başınız sağolsun, çok üzüldüm :( sabırlar diliyorum.
0
pandispanya
(02.02.21)
Hepiniz sağolun.
Vefat eden kedimin 1.5 yaşında bir kızı da var evde. Onu da kısırlaştırmayı düşünüyordum ancak bu saatten sonra imkanı yok bir daha böyle bir işe girişemem.
Evin içerisinde kızgınlıkta bağırmalarına da gönlüm elvermiyordu bu sebepten bunu da köye götürmeyi düşünüyorum. En azından orada doğurur, özgürce dolaşır şehir tehlikeleri olmadan. Götüreceğim kişi de en az benim kadar kedi seven ve iyi bakabilecek birisi.
0
🌸sumuklurakun
(02.02.21)
ihmal var mi acaba?
0
ghostinthemech
(02.02.21)
Başınız sağ olsun. Zor bir durum. Yavrusu içiniyi düşünmüşsünüz fakat o evde sizinle yaşamıyor mu
0
rapisa
(02.02.21)
eve alışmış kediye köye götürüp salma fikri hiç mantıklı değil. kısırlaştırırken ölmesin derken ömrünü kısaltıp hayat kalitesini düşürüyorsunuz.
0
elorelia
(03.02.21)
Allah sabır versin.
Geçenlerde bir arkadaşla konuşurken lafı geçti; ilk kedimizi sokaktan sahiplendiğimizde yetişkin bir kediydi, bizimle de 10 sene yaşadı. Üniversiteye yeni başlamıştım öldüğünde. 3-4 ay aklıma geldikçe ağladım. Bir diğer kedim öldüğünde de çok ağlamıştım. Şimdiki kedimin yaşı epey var, ama aradan geçen süre içinde öyle kayıplar oldu ki, bunun bir döngü olduğunun bilincine vardım. İnsanlar ve hayvanlar; doğar, yaşar ve ölür. Kimse kalıcı değil. Bir hoş sada bırakabilmişse bu kubbede ne mutlu.
0
SiyamkedisiZorro
(03.02.21)
cok uzuldum basiniz sagolsun yeni yavru kedi sahiplenme fikri bana da mantikli geldi atlatmaniz icin
0
camene87
(07.02.21)
(8)

Abolisyonizm için Türkçe karşılık arıyoruz

slymene
Selamlar, Bir akademik çalışma için hayvan kullanımını tamamen terk etmeye yönelik görüşleri kapsayan "abolutionism" akımına Türkçe bir karşılık aramaktayım.Kaynaklarda abolisyonizm şeklinde Türkçeleştirilmiş ama ben bunu istemiyorum.Türkçe öneriniz olursa çok sevinirim.Ben başlayayım:Abolisyonizm:
Selamlar,
Bir akademik çalışma için hayvan kullanımını tamamen terk etmeye yönelik görüşleri kapsayan "abolutionism" akımına Türkçe bir karşılık aramaktayım.

Kaynaklarda abolisyonizm şeklinde Türkçeleştirilmiş ama ben bunu istemiyorum.
Türkçe öneriniz olursa çok sevinirim.

Ben başlayayım:
Abolisyonizm: Terk etmecilik
0
slymene
(02.02.21)
Fesihçilik?
0
auroraaurora
(02.02.21)
Bu terimi en az bir 6 senedir zaten internette, vegan ortamlarda Türkçesi Aboslisyonizm, aboslisyonistler olarak aktif şekilde duyuyorum.


Böyle bıraksanız? Çünkü kullanımı böyle yerleşti.
0
buf-e kür
(02.02.21)
cevaplar için teşekkür ederim, şimdiye kadar verilen cevaplarla ilgili görüşlerimi aktarmak isterim:
fesihçilik: çok hukuki bir kavram gibi geliyor ilk duyuşta. fakat ilginç ve güzel bir öneri
hayvansal doğruculuk: kavramın içeriğiyle ilgisiz geldi bana. ne kastettiğinizi biraz daha açar mısınız?
buf-e kür: haklısınız, fakat kavrama Türkçe bir karşılık önermeyi akademik anlamda önemli buluyorum. Danışman hocamla bir uzlaşı sağlayamazsak abolisyonizm şeklinde kullanacağız zaten.
0
🌸slymene
(02.02.21)
köle karşıtlığı belki
0
ShadowOfMoon
(02.02.21)
Hayvan köleliğinin kaldırılması (Buradaki dip not ile diğer vegan yaklaşımlardan farklığı ile açıklanınca metnin devamında anlaşılır hale gelebilir) abolisyonistveganhareket.org
0
kaset
(02.02.21)
Bu sekilde literature girmis bir kelimeye, bu sekilde anlami anlasilan bir kelimeye yeni Türkce bir karsilik arayarak acaba dogru bir yola mi giriyorsunuz? Biraz uzerinde tartisilacak bir konu aslinda. Bana bir noktada zorlama geliyor.

Bence, bircok ceviri felsefe kitabinda yapildigi gibi, bu arayisin sonucunda okuyucu magdur. Türkce kelime karsiliklari bulunmus ama terim anlasilmiyor. Zaten kullanimda olanini, Almancasini, Ingilizcesini, Fransizcasini kullansaydi cevirmenler, okuyucu Türkce ceviri metnini anlamakta bu kadar zorlanmayacakti.
0
buf-e kür
(02.02.21)
Buf-e kür +1
Metinde abolisyon kelimesini bir kez geçirip oraya not düşerek "bundan sonra şu şekilde kullanılacak" diye düşündüğünüz kelimeyi yazabilirsiniz bence.

Abolisyona alternatif terkçilik aklıma geldi.
0
oyokbuyoknevar
(02.02.21)
cevaplar için teşekkür ederim.
0
🌸slymene
(04.02.21)
(18)

Gezmek için bir şehre gidince otel yerine yanında kalacak birini aramak

ms brownstone
Ben bu olayı asla anlamıyorum ve açıkçası biraz sinir de oluyorum. Yani bir şehre gezmek için gideceksem ve o şehirdeki biriyle özellikle plan yapmamışsak, beni evine davet etmemişse asla kimseye “ben x şehre geldim ama kalacak yerim yok, sende kalsam olur mu” gibi bir şey söyleyemem. Gezip para har
Ben bu olayı asla anlamıyorum ve açıkçası biraz sinir de oluyorum. Yani bir şehre gezmek için gideceksem ve o şehirdeki biriyle özellikle plan yapmamışsak, beni evine davet etmemişse asla kimseye “ben x şehre geldim ama kalacak yerim yok, sende kalsam olur mu” gibi bir şey söyleyemem. Gezip para harcamayı göze almışsam zaten gider kendime uygun bir otel bulup parası neyse veririm. Param yoksa da hiç gitmem. Asla bedava kalacak yer dilenemem kimseden.

Ayda yılda bir görüştüğüm bir arkadaşım yanındaki hiç tanımadığım arkadaşıyla günler öncesinden yaşadığım şehre gelmiş. Beni hiç arayıp sormadı bu süre boyunca. Kaldıkları kişinin yanından çıkmaları gerekince bize gelmek için yazdı bana. Ben de bahane bulup kabul etmedim. Zaten pandemide her yere girip çıktıklarını bildiğim insanlar ve arkadaşını hiç tanımıyorum bile. Ki evim de küçük, kardeşim sabah 9’da salonda işe başlıyor. Yani hem yaptığına sinir oldum hem de bu dönemde zaten pek mantıklı değildi ama yine de bi “ayıp mı oldu” düşüncesi geldi bana.

Sizler neler düşünüyorsunuz bu konuda? Yani bir yeri gezmeye gidecekken otel ayarlamak yerine sırf bedavaya getirmek için orda yaşayan tanıdıklarınızdan evlerinde kalmayı talep eder misiniz? Ya da birisi size bu şekilde gelse ne düşünürsünüz? Couchsurfing gibi daha çok yurt dışında olan şeyleri ayrı tutuyorum tabii ki. Orda iki tarafın da karşılıklı talebi söz konusu. Benim bahsettiğim bir anda çat diye bir aramayla akşam evde bir ya da daha fazla kişi için kalacak yerinizin olup olmadığının sorulması.
0
ms brownstone
(01.02.21)
Ben de asla yapamam. 4-5 sene önceki en yakın arkadaşım çağırmıştı 2 gün gezdik falan, davet edilmeme rağmen geceleri otele döndüm yine.

Şu anki en yakın arkadaşım olsa, haftasonu geliyorum sana uygunsa koltuğun benimdir derim yani ama çooooooook yakın olmamız lazım.
0
aguen
(01.02.21)
Haklısınız bence. Şehre gelmeden önce haber verse ve birlikte vakit geçirseniz neyse de böylesi yüzsüzlük. İyi yapmışsınız.
0
auroraaurora
(01.02.21)
arkadaşımla yakınlığıma bağlı. sevdiğim biriyse zaten otelde kalmasını ben istemem, bende kalsın isterim. ama samimiyetmize güvenerek "ben oraya geliyorum, sende kalabilir miyim" de dese "aa ben davet etmeden yanladı" falan diye düşünmem, gel buyur derim. ama fazla yakınım değilse, tüm koşullar iyi bile olsa (pandemi olmasa, evde kardeşim homeofis olmasa, evim yayla gibi olsa vs.) gene de kabul etmeyebilirim, niye rahatımı bozayım. fazla yakın olmadığın biri evinde kalsa rahatın bozulur çünkü.

ben ki kaç kere tanımadığım insanlarla ev arkadaşlığı yapmış & yapmakta olan biriyim ama o başka bu başka. hele ki şu pandemi döneminde bence kabul etsen garip olurdu.

ay hele ki bir de tanımadığın biriyle gelecek. vallahi millet yüzsüz, YÜZ-SÜZ.
0
istanbul kanatlarimin altinda
(01.02.21)
iyi ki kabul etmemişsiniz. yoksa sinir olacaktınız durduk yerde.
otele para vermeyi boşa para akıtmak gibi düşünüyor insanlar. sadece uyuduğu için para vermek saçma geliyor. çok samimi bir arkadaşımsa belki kalırım, ama ben de otelciyim. samimi olmadığım biri otel olmadığı için evime gelmeye çalışsa huzursuzlanırım. eve birini almak çok özel bir durum.

sadece bir kere, hiç tanımadığım bir şehirde, gece yarısı kalmıştım. yani olaylar öyle gelişti ve ne yapacağımı bilemedim. çok samimi olmadığım bir arkadaşı arayıp, burada nasıl otel bulacağımı sormuştum. hemen beni aldı, kendi evi müsait olmadığı için ablasının evine götürdü. çok mahcup olmuştum ama çok iyi gelmişti. istisnai durumlar hep var. ama seninkiler baya şehri bilen, başlarına aksilik gelmemiş insanlar. ayıp olan biri varsa sensin. takma.
0
lovemyself
(01.02.21)
Ogrenciyken ve cok kisitli bir butceyle yasarken, tabii ki yaptim. Zoraki, son dakikalik bir istek olarak degil; oncesinde o insanla iletisime gecerek ve kucuk bir hediye goturerek mesela.

Tanidiklarim, benim isimin gucumun oldugu, en yogun oldugum vakitlerde dahi gelip kalsinlar, aksam bir yemek masasinda bulusuruz, ne olacak? Hic sorun yapmam, on gun eve cokulmedigi surece, tanimadigim insanlarla da gelip kalabilirler.

Ama pandemi doneminde sizin yaptiginizi yapardim.
0
buf-e kür
(01.02.21)
Kesinlikle katılıyorum. Nefret ediyorum misafirlikten. Misafir olmaktan da, ağırlamaktan da. Hele davetsiz misafirden ekstra nefret ederim.
0
roket adam
(01.02.21)
hayatımda ilk kez böyle bişey duyuyorum. bence arkadaşlarınızı ve arkadaşlıklarınızı gözden geçirin önce.
bırak konaklamayı normal ziyarete bile davetsiz/emrivakiyle gelme yüzsüzlüğü göstermez benim arkadaşlarım.

couchsurfing'de karşı biri değilim ama oradan izin, haber verme falan var :D

tam bir kıroluk diye düşünüyorum ne düşüneceğim. iletişimimi keserim böyle dandun insanlarla.
0
rewlack
(01.02.21)
Gezmeyi göze almışsa konaklamayı da düşünmeli ve önceden ayarlamalı. Ben de nefret ederim. Haklısınız.
0
ruhen hastayim ben
(01.02.21)
Yatılı misafir sevmiyorum. Misafirliğin en güzeli 1-2 saat oturup gitmektir.
0
kickboxer
(01.02.21)
arkadaşın kalacak yer bulmak için zahmetlere girmişse, bütçesine takla attırmışsa üzül. aksi halde üzülme
0
esref
(01.02.21)
haklisiniz. hicbir sekilde uzulmeyin.

ben de eski bir arkadasimi boyle evimde agirlamistim, uzun zamandir gorusmuyor ve konusmuyorduk hasret gideririz diye kabul ettim. kiz beni birakti gitti baska arkadaslariyla bulustu gezdi sonra evime geldi. ben sok oldum. sigara icemezsin dememe ragmen bir de odamda sigara icmis. asiri sinir oldum. ayni sekilde bir daha gelmek istedi ve kabul etmedim. bu yaptiklarini da yuzune vurdum. daha da konusmuyoruz. zaten konusmuyorduk, gerek yok.

hele simdi corona varken, annem ve kardesimi bile eve kabul etmiyorum. sifir risk ile tek basima yasiyorum, evden cikmiyorum. hic gerek yok.
0
batlegolas
(01.02.21)
ben de asla boyle bir teklifte bulunmam kimseye. rahat edemem.
0
batlegolas
(01.02.21)
Bu tamamen samimiyetle ilgili. Bir aile dostumuz var. Bir sabah zil sesiyle uyanırız ki cümbür cemaat kapımızdalar (70'li yıllarda bizim evde telefonumuz bile yokken kalkar Ankara'dan gelirlerdi, hey gidi çocukluğum)... Can dostumuz. Başka da bu rahatlıkta biri olmadı, sanırım olamaz da artık.
Yazdığınız senaryo, hele pandemi döneminde, az uzak dursun. Bu ne samimiyet?
0
SiyamkedisiZorro
(01.02.21)
buna benzer araba isteme mevzusu var birde,

çok acil olur eyvallah ama keyfi sebeple neden birinin aracını istiyorsun? git kirala.

ev için çok samimi isek ve elemanın mutlu olacağını düşünüyorsam sorarım. yoksa sormam.
0
duyurukullanıcısı
(01.02.21)
işi düşünce aramış hiç kendini kasma
0
basond
(01.02.21)
Ayıp yatakta olur. Kimse size istemediğiniz bir şeyi yaptırmak zorunda değil o ya da bu nedenden istememişsiniz ve kabul etmemişsiniz. Hepimiz özgür bireyleriz, kimseye bir söz vermemişsiniz, size güvenerek gelinmemiş o şehire ayrıca kimseyi de yarı yolda bırakmamışsınız. Hiç ayıp olmamış, gayette kendi kararınızı vermişsiniz. Üstüne daha fazla düşünmeye gerek bile yok.
0
wacot
(02.02.21)
yanlış bir şey değil yaptığınız. şahsen misafiri de misafirliği de sevmem. en geç üç gün öncesinden belirtilmesi ve de uygunluğuma göre olur derim olmaz da derim. pandemiden evvel bir arkadaşımın düğününe gittim 3 günlüğüne. gitmeden evvel oteli falan ayarlamış parasını da ödemiştim. illa bizimle kalacaksın diyen arkadaşlarıma otelin parasını verdim orda kalmazsam bana koyar diyerek reddetmiştim :)
0
phonex
(02.02.21)
“Gezip para harcamayı göze almışsam zaten gider kendime uygun bir otel bulup parası neyse veririm. Param yoksa da hiç gitmem. Asla bedava kalacak yer dilenemem kimseden. “

Kelimesi kelimesini katılıyorum
0
cilekli pasta
(25.10.21)
(18)

Telefonda sevgilinizin adını değiştirme eşiğiniz?

bilet
Ne zaman değiştirirsiniz? İsim soyisimden ne zaman arım balım peteğime ya da “isim”im e geçiş yaparsınız?
Ne zaman değiştirirsiniz? İsim soyisimden ne zaman arım balım peteğime ya da “isim”im e geçiş yaparsınız?
0
bilet
(01.02.21)
Hicbir zaman.
0
cleric
(01.02.21)
Hiç :D 10 yıldır aynı. 10 yılın içine arkadaşlık, flört, sevgililik, nişanlılık, evlilik dahil. Hep sadece adıyla kayıtlıydı, hiç de değiştirmeyi düşünmedim. Allah korusun ayrılsak da değiştirmek zorunda kalmayız bu sayede :P :D
Ben de onda ismimle kayıtlıyım. Kafalar hep rahat, süper :))
0
pandispanya
(01.02.21)
Hiçbir zaman +1
0
ruhen hastayim ben
(01.02.21)
Evlendik, yine değiştirmedik. İsim soyisim şeklinde kayıtlıyız karşılıklı, hatta eşim yeni soyadımı bile eklemeden orijinal soyadımı kullanıyor yine.

Edit: Senede bir falan ben onun telefonunu sinsice alıp kendi adımı "aşkitom <3 <3" falan yapıyorum. Gülüyoruz eğleniyoruz, düzeltiyor sonra.
0
kobuzchu kiz
(01.02.21)
Hicbir zaman. Ad soyad durur oyle.
0
turkce konusan uzayli
(01.02.21)
ben tanışınca direkt isimle kaydediyorum öyle kalıyor. soyad yazmıyorum.
0
jelly bear
(01.02.21)
Sadece adıyla kaydetmiştim zamanında ve öyle duruyor. Hiçbir zaman +1
0
ms brownstone
(01.02.21)
Yok oyle bir esik. Isminden memnunsa ozellikle, ismiyle kalsin.
0
buf-e kür
(01.02.21)
Ben kadın tarafıyım. Şimdiki eşim, erkek arkadaşımken bana iletişim bilgilerini contact olarak göndermişti. O haliyle kullanıyorum. Epey formal duruyor Dr. X. Y. Zoğlu gibi. Telefonun kısa yolunda X'im gibi bir kısaltmayla kayıtlı taa baştan beri hiç değişmedi. Ben de onun telefonunda baştan beri Siyamım gibi kayıtlıyım.
0
SiyamkedisiZorro
(01.02.21)
biz iki yil sonra falan degistirmistik ama sonra kavga edince geri isme döndü jdjdjs
0
ala09
(01.02.21)
sevgi sözcüklerinin söylenmeye başlandığı yani çağ kapatılıp çağ açılan o günde telefonda kayıtlı olan isim-soyisim ikilisinden soyismi silerek olaya samimiyet katmıştım. hala öyle duruyor.
0
starlightz
(01.02.21)
eski sevgilim ilk baslarda ismiyle kayitliydi. sonra komik bir sohbet gecti ve ona o sohbetle alakali bir hitap bulup ismini oyle degistirdim. sonra aska geldigim zamanlarda askim yaptim. kizdigim zamanlarda okuz yaptim. sonra tekrar o hitaba gecis yaptim. oyle kafama gore takildim.
0
batlegolas
(01.02.21)
2. hanımın yanına giderken sonuna r harfi ekliyorum.
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(01.02.21)
Sadece isimle kaydedip değiştirmem, veya ilk kaydettiğimde isminin yanına mesela hangi ali olduğunu hatırlatacak bir kelime yazmışsam sevgili olacağımıza inandığım zaman onu silerim sadece ali kalır. Eski sevgilimin iş telefonu hala isminin baş harfi olarak kayıtlı, aceleyle öyle kaydetmiştim, kaldı.

Sevgilimin beni soyadımla kaydetmesi ayrılma sebebi olur :/

Edit: müdürüm >10 yıldır evli, eşi isim+eski soyadıyla kayıtlı telefonunda.
0
pati
(01.02.21)
genelde ad soyad kaydederim. iki eski sevgilimi aramızdaki bazı goygoya ithafen farklı kaydetmiştim. sonra da ayrıldık. bir daha birisi girerse hayatıma ilk kaydettiğim gibi (isim soy isim) olarak tutarım.
0
ananotherlife
(01.02.21)
ben genelde isimle kaydederdim. şu anki sevgilimle de tanışma, flört ve birlikteliğin ilk 3-4 ayında isim vardı. sonradan lakabına çevirdim. lakabını kendi arkadaş grubu çok sık kullanıyor. öyle olunca ben de alıştım, artık ismini telaffuz ettiğimde sanki yabancı birinden bahsediyormuşum gibi geliyor.
0
der meister
(01.02.21)
bu konuyu düşünmem asla. moduma göre. bugüne kadar isimleri dışında bir başka kelime ile de değiştirmedim. değiştirmek istersem değiştiririr. öncesinde zihnimi meşgul etmesini istemem böyle bir konunun.
0
matrix
(02.02.21)
22-23 yaşına kadar güzel sıfatlarla kaydederdim,şimdi dümdüz
ayşe ise ayşe diye kaydeder, senelerce de değiştirmem

tanışırken ne diye kaydettiysem o
0
megacracker
(14.02.21)
(84)

I'm back! :)

pandispanya
Selamlar herkeseee, çok uzun zaman oldu :)) Çok zamandır aklımdaydınız ama bir türlü ilk adımı atamıyordum. Bugün o gün millet! :DÖncelikle güzel dileklerle başlayayım. Umarım tanıdığım/tanımadığım herkes bu uzun süre zarfında iyi ve mutlu kalabilmiştir. Özellikle içinde bulunduğumuz ekstra garip dö
Selamlar herkeseee, çok uzun zaman oldu :)) Çok zamandır aklımdaydınız ama bir türlü ilk adımı atamıyordum. Bugün o gün millet! :D

Öncelikle güzel dileklerle başlayayım. Umarım tanıdığım/tanımadığım herkes bu uzun süre zarfında iyi ve mutlu kalabilmiştir. Özellikle içinde bulunduğumuz ekstra garip dönemde hepinize sağlık, geçim kolaylığı ve yaşam motivasyonu diliyorum can ı gönülden.

Kimler gitti kimler kaldı pek bilemiyorum ama beni hatırlayıp merak edenler için bir özet geçeyim. Ben kısa tutmaya çalışacağım ama çok söz de veremiyorum :D Durumu olmayanlar şimdiden kusuruma bakmasın :))

Geride bıraktığım 5 senenin neredeyse her saniyesi kabus gibiydi diyebilirim. Güzel şeyler de oldu yalan yok ama geneli gerçekten kalitesiz bir yeşilçam filminin saçma sapan bir bollywood versiyonu gibiydi. Daha fazlası olmaz herhalde artık dedikçe her şey üst üste gelmeye devam etti :D Son 5 senem bir film olsaydı ilk 10 dakikasında çıkmıştım, öyle bir şey :D

Belki hatırlayanlar vardır tiroid problemlerim vardı. Öncelikle tiroide bağlı gelişen başka bir rahatsızlık sebebiyle minnoş gözlerimi kaybettim :D Çok şükür hala görüyorum ama şekilleri ve boyutları değişip büyüyüp yuvarlaklaştılar :D Sonra ameliyat geçirip tiroid problemimden kurtuldum ama gözler yadigar kaldı :D

Sonra evlendim ve Bodrum'a taşınıp ufak bi cafe/pub açtım. Sanırım buraya kadar bilenler biliyordu. Bodrum'un ve evliliğimizin ilk 6 ayı tek kelimeyle mü-kem-mel-di. İstanbul'da yaşarken benim de eşimin de güzel işlerimiz ve güzel maaşlarımız vardı. Çok şükür yiyip içip gezmemize hatta balta girmemiş ormanlardaki orangutanlara bile yardım etmemize rağmen paramız artıyordu ve biz de biriktiriyorduk :D Ne güzel zamanlarmış. Önce düğünümüze, ev eşyalarımıza bir yatırım olur diye biriktiriyorduk. Bu hastalıktan sonra ben dedim ki düğünü eşyayı boşverelim, dünyayı gezelim. Beğendiğimiz yerde kalabilmenin imkanlarını araştıralım ve yerleşelim. Şimdiki eşim, o zamanki erkek arkadaşım da iflah olmaz bir kurumsal kimlikti ve bu maceralara pek yanaşmıyordu. Bana dedi ki "son kez müdür pozisyonlu başvurularımı yapayım 15Ocak'a kadar geri dönüş olmazsa dünyayı gezelim. Eğer istediğim işlerden birine kabul edilirsem kariyer yapmak istiyorum" :D Naif planlar. Dedim hay hay. Gayet adaletli bir bakış açısı. Ama tabii onun işine çok ihtimal vermediğim için ben dünya gezisi rotasını oluşturmaya başladım :D Derken boş zamanlarında sahibinden.com'da hiçbir zaman almayacağı tekneleri, motorları ya da dükkanları gezen her Türk genci gibi biz de hiç aklımızda yokken Bodrum'da bi dükkan bulup tutmaya karar verdik. Tarih 31 Aralık 2015. Dedim ki yeter ki İstanbul'dan gidelim de bir işimiz olduktan sonra dünyayı sonra da gezebiliriz. NAAAH gezersin! :D 15 gün sonra başvurduğu işlerden olumlu geri dönüş alan eşim için de benim için de artık hayat başka bir yola savurmuştu bizi çoktan. Sonra işte şipşak düğün dernek, işlerden istifa, dükkanı kurmaca derken kendimizi burada işletmeci olarak bulduk.

Normalde kendi paramız dükkanı tutmaya ve düzeltmeye; aşçı, barmen vs tutmaya yetiyordu ama kocacıııım yine her Türk gencinin hayali olan "liseden arkadaşlarıyla ileride bir bar açma" hayaline tutunarak, çocukluk arkadaşını ve eşini de bize ortak etti. İlk FAIL! Ta daaa :D İlk 6 aya dönelim, mükemmeldi dedik. Çocukluğumuz ve ilk gençliğimiz berbat geçmiş olduğundan "Hayatımızda ilk defa mutlu ve huzurluyuz" diye düşündük. Ortağımızın eşi "ben mükemmel bir aşçıyım, sana her şeyi öğretirim" dediği; ve onun kocası da "ben mükemmel bir barmenim" dediği için bir süre insanlara pişmemiş pirinç yedirdik ve bara gelip cin tonik isteyenlere bira verdik. Ona rağmen mutlu, çözüm odaklı ve iyimserdik. Her şeyi zamanla, çalışkanlığımızla, dürüstlüğümüzle, gençliğimizle çözeceğimize inanıyorduk. Bu arada ben 25, eşim 27 yaşındaydık.

6.ayımızda babam bir cinsel istismar iftirası sonucu tutuklandı. Huzurla uyuduğumuz bir gecenin sabahına birçok yalan haber ve ölüm tehditleriyle uyandık. Bana göre bu mümkün olamazdı ama yine de beşer şaşar diyerek apar topar İstanbul'a gidip babamla yüzleştim. Kafamdaki plan çok netti. Eğer bu şerefsizliği yapmışsa, ölmüş kabul edip yoluma devam edecektim. Yapmamışsa yolumuz uzun ve sancılıydı. Babam olanlardan, hakkında söylenenlerden, tehditlerden, gazete ve televizyonlarda dönen yalan haberlerden habersiz, masum ve şaşkındı. Avukatlar tuttum, onun varolan borçlarını ödedim, dükkanını araştırmaya gelmeleri için aylarca kirasını ödedim, tüm masraflarını üstlendim kısaca. Hakkında ortaya atılan tüm iddiaların aksi kanıtlanmasına rağmen, iftirayı atanlar söyledikleri şeyleri geri çekmelerine rağmen, polis raporları bizden yana olmasına rağmen, bilir kişi raporları bizden yana olmasına rağmen, tanık beyanlarının tümü bizden yana olmasına rağmen, görüntülü kayıtlar, fotoğraf ve videolarla da birçok şeyi desteklememize rağmen; her celse değişen hakim ve savcılar, karşı tarafın medya ve belediyeyle olan yakın ilişkileri; dosyayı açıp okumadan karar veren sözde yetkililer sebebiyle dosyamız okunmadan, hiçbir delil değerlendirilmeden babam 25 yıl hapis cezası aldı. Günde 15-16 saat kafede çalışarak, her hafta İstanbul'a gidip geldim. Düğünden gelen tüm takı ve paraları bu iş için harcadım, yetmedi krediler çektim (sağolsun eşim inanılmaz destekledi), yine de başaramadım. Hukuki sürecin devamı çok uzun ama yıllar boyunca tüm sosyal mecralardan taciz edilmeye devam ettim. Esasında duyuruyu bırakmam bu olaya dayanıyor.

Biz bilim ışığında, akılla mantıkla sunulan kanıtlarla kendimizi bozmadan süreci ilerletelim, vicdanımız rahat, kanıtlarımız tam, nasılsa birileri okuyup bu konuyu aklına mantığına sığdıramayacak dedik ama ne yazık ki kurunun yanında yaş da yandı ve dosya hiçbir zaman okunmadı. Sonra yargıtay cezayı 17 seneye düşürdü. Şu an anayasa mahkemesindeyiz. Hala bekliyor ve mücadele ediyoruz, bakalım.

Bu süreçten birkaç ay sonra ortaklar da tüm yaşadıklarımızı bilmelerine rağmen, girerken koydukları paranın 2,5 katını talep ederek ayrılmak istediler. Toplamda 9-10 ay beraber çalışmıştık. Dedik ki madem kardeş dediğimiz insanlar 9 ayın sonunda, tüm sıkıntılarımıza rağmen bu şekilde ayrılarak böyle bir para talep ediyorlar; verelim. Dükkan bi marka filan olmadı, daha sandalyelerde minder yok :D 5 sene öncenin parasıyla 45bin tl istiyorlar şaka gibi :D Yine kredi çektik. Onlara istedikleri rakamı ödedik ve ayrıldılar. Sonradan öğrendik ki "İstanbul'dan varlıklı arkadaşlarımız geliyor, işi kurup sonra ayrılıp para alıcaz" diye yapmışlar zaten planlarını :D Fail 2! :D Varlıklı olsaydık keşke gerçekten. Aynı parayı bölüşüyorduk; bu herif kumar oynayıp bütün parayı kaybedip devamlı ailesinden destekle yaşıyordu. Bizse hem kendimize, hem baktığımız hayvanların tüm giderlerine (sokaktaki 20 kedi, 5 köpek filan, kısırlaştırmalar, mamalar, aşılar:D), hem babamın giderlerine, hem benim her hafta İstanbul'a gidip gelmeme yettiriyorduk. Kendi kıçı kırık motorumuzu bile onlara vermiştik, işe kolay gidip gelsinler diye izinli günlerimizde, yaz gününde Bodrum'da yeni evli çift olarak evde oturuyorduk aracımız ve paramız olmadığından :D Neyse, öyle ayrıldılar. Sonra biz dükkanda ikimiz kaldık eşimle.

Benim İstanbul süreci ayda 1-2'ye düşmüştü. Dükkanı toparlamaya çalışıyorduk. Buradan da gelenler oldu bu arada :D Sağolsunlar, yolunuz düşerse hepinizi bekleriz :D

Bi 6 ay da böyle geçti. Borç ve kredi yükümüz çok ağır geldiğinden dükkana yeni bir çalışan almadan her şeyi kendimiz yaptık. Mutfağa ben, bara eşim geçti. Sabahlara kadar çalıştık, denedik, alışverişi de kendimiz yaptık, tuvaleti de kendimiz temizledik, servisi de biz yaptık, hazırlığı da, müziği de, bulaşığı da... Aklınıza ne gelirse, gece gündüz çalışıp, hiç es vermeden kendimizi babamı kurtarmaya ve borç ödemeye adadık. Bir yandan da hizmet sektöründe her ne kadar sabah güne yeni bir tehditle, hakaretle, kötü haber veren bir telefonla uyanmış olursan ol, insanlara gülümsemek ve onları eğlendirmek zorunda olmanın psikolojik yükü de ekleniyordu ama yine de güçlüydük. Sonraaa tam yeniden hayata karşı umutlanacakken eşimin babasının akciğer kanseri olduğunu öğrendik. Bu sefer de o süreç başladı.

Önce Eskişehir, İzmir, Ankara, İstanbul vb yerlerde çeşitli profesör ve hastane arama süreçleri, sonra tedavi süreci başladı. Kayınpederim bu dönemde artık çalışamaz duruma geldiği için onun ailesinin masraflarını da biz üstlendik. (İkinci eşinden 20 yaşında bir oğlu ve 8 yaşında kızı vardı).

Gece yarısına kadar çalışıyorduk, dükkanı kapatınca eşim Marmaris'e gidip babasını alıp İzmir'e götürüp kemoterapiyi bekleyip, yeniden Marmaris'e gidip babasını bırakıp, Bodrum'a dönüyor ve çalışmaya devam ediyordu. Bazı zamanlar 10-15 gün dükkanı tek başıma açıp kapattığım oldu. O dönünce ben aynı matematikle İstanbul'a gidip, babamı görüp, avukatlarla görüşüp aynı gün geri dönüp gece çalışmaya devam ediyordum. Kayınpederlerin mutfak alışverişi, çocuğun okul giderleri vb destekçileriydik.

Sanırım gençliğin verdiği güçle gerçekten her düştüğümüzde daha güçlü kalktık hep ayağa. Biraz da enayilik. Ama çok şükür artık iş yeri azıcık daha profesyonel olmaya ve para kazandırmaya başlamıştı. Ne duruyoruz o zaman helva yapalım dedik. Eşimin, son 5 senedir odasından hiç çıkmamış 20 yaşındaki kardeşine iş verelim, onu hayata hazırlayalım dedik. Bak bak :D:D Fail 3'ün zemini geliyo :D Bu çocukcağız da 15 yaşında liseyi bırakmış, işte 5 senedir odasından çıkmıyor, eli bir iş tutmuyor, akşam okulunun borcu biriktiği için okula devam edemiyor filan. Marmaris'ten geldi, bize taşındı. İlk etapta 6 ay kadar birlikte yaşadık ve çalıştık. Çok şükür, iki kelimeyi yan yana getirmeye utanan çocuk açıldı, özgüvenlendi; barı, kahveyi, mutfağı öğrendi; para kazandı. Biz kazandığı paradan ayrı olarak okulunun geçmiş borçlarını ve yeni gelen taksitlerini ödedik, cep telefonunu aldık, üst baş alışverişini yaptık ve sezon sonunda bir sonraki yaza da görüşmek üzere vedalaştık.

Bu arada kayınpederim de kanseri atlattı, güzel bir kutlama yaptık; derken çok kısa bir zamanda nüksetti ve yukarıda anlattığım süreç yeniden başladı. Sonra da tam her şey yeniden iyi gidiyorken kendisini aniden kaybettik.

Bu arada ben devamlı mahkemelere gidiyorum, her celse büyük umutlarla gidip aşağılanarak dönüyorum, yeniden televizyonlarda, gazetelerde dönüyoruz filan çok zor. Kayınpederimin hastaneye kaldırıldığı haberini duyar duymaz dükkanı kapatıp yola çıktık. Yolda eşim arabayı süremeyeceğini söyleyip yanımızda da bir büyük olsun diye annesini çağırdı. Kayınvalidemle gittik Marmaris'e ama kayınvalidem kayınpederin eski eşi. Validenin de 25 senelik yeni eşi var. Bütün hikayelerin üstünden 25 yıl geçmiş ama kadıncağız insanlık yaptı bize.

Biz Marmaris'e giderken, babayı kaybettiğimizin haberi geldi. Yıkıldık. Neyse gittik, gerekli işlemleri hallettik ve 24 saat geçmeden Bodrum'a geri döndük. Günlerden Pazar. Pazartesi günü benim babamın İstanbul'da mahkemesi var. Salı günü ise eşimin babası yine İstanbul'da defnedilecek. Pazartesi sabahı 6.30'da uçağımız var diyelim.

Kayınvalidemi evine bıraktık, eşim de üvey babasının yanına çıktı, sarılıp teselli ettiler birbirlerini. Aksi bir şey yok gibiydi. Biz de eve geldik. Aramız 15dk. Eşim artık ağlayabilirim dedi. Kahve yaptım, içerken telefon çaldı. Telefonda sadece kayınvalidemin çığlıkları geliyordu "yapma, vurma, yeter" gibi :( Eşim "annemi dövüyo" dedi. Valla yalın ayak arabaya nasıl atladık, nasıl gittik oralar bende yok. 4-5 dk içinde oradaydık. Yolda jandarmayı aradık, biz içeri bi girdik ki kadını 40 dk darp etmiş şerefsiz. Kıskançlık sebebiyle ve alkol problemi bahanesiyle. Kadıncağızın ayakta duracak gücü yok, her yerden kanlar süzülüyor, bir yandan şoktan mıdır nedir "o çok iyi bir insan, onu polise vermeyin" diye yalvarıyor :/ Allah'ım son 3 sene kesin kabustu diyorum artık. Birazdan uyanacağım, uyanmam lazım yani. Daha babayı kaybedeli 24 saat geçmedi, bu nedir.

Üvey kayınpeder daya atmaktan yorulmuş sandalyeye oturmuş, oturduğu yerden kayınvalideye ve eşime ve hatta daha vefatının üzerinden 1 gün bile geçmeyen babasına küfürler hakaretler ediyor. Eşim önce üvey babayı dövdü, sonra jandarmalar müdahale etti. Ve de yanlış bi hareket yaparsa artık onu da nezarete atacaklarını söyledikleri için başına bir şey gelmesin diye kalanında da ben dövdüm. Bir yandan eşim sinir krizi geçiriyor, bir yandan herif kayınpedere küfrediyor, bir yandan kayınvalide "o çok iyi bir insan, onu götürmeyin" diyor, jandarma ultimatom veriyor asjdha o ara ben de yerlere düşürüp tekmeledim adamı, bi de suratını yumrukladım :/ Yaşadığımız her şeyin içinde vicdanım bi tek bazen buna sızlıyor. Hala utanıyorum yaptığım şeyden. Ama yine olsa yine yapardım...

İstanbul uçağının kalkmasına 4-5 saat var, günlerdir uykusuzuz, kayınpederi kaybetmişiz, kayınvalide öldüresiye dövülmüş, sabahında babamın mahkemesi var, ertesi gün cenazemiz var ve sabaha kadar hastane, karakol vs dolaşıyoruz. İşin kötüsü kayınvalidem de hastanede yaralarını saklıyor, karakolda hayır dövmedi diye yalan söylüyor, inanılmaz bir şey yaşıyoruz.

Uçağa birkaç saat kala, güvendiğimiz bir ablamızı kayınvalidemin yanına yerleştirdik ve biz gelene kadar buradan ayrılma dedik. Sonra gittik, babam bu sefer kesin çıkıyor dediğimiz mahkeme de g.tümüze girdi. Ertesi gün de cenaze... Sonra Bodrum'a döndük.

Kayınvalideye gittik, uzaklaştırma çıkarıldı, tehditler alıyor adamdan ama bize söylemiyor. Jandarmaya da söylemiyor öyle bekliyor ve adamı koruyor. Yanına koyduğumuz abla vardı ya bize o anlatıyor gelen mesajları. Bu arada bi de eşimin anneannesi var, alzheimer hastası, kayınvalidemlerle yaşıyordu. Bizim gittiğimiz o bir haftada her geçen gün kadının hareketleri kısıtlanıyor, birkaç gün sonrasında da tamamen felç geçirmiş gibi oldu. Hop yine hastaneler, meğer herif bunun kafasına telefon fırlatmış annemi dövdüğü gün. Anneanne de o günden beri ufak ufak beyin kanaması geçiriyormuş. 85 yaşında kadın. Masada kalabilir denerek ameliyata alındı. Daha kayınpederin yasını tutamadan yine hastane süreci. Bu arada çalışmaya devam ediyoruz. Ben dükkanda kalıyorum, eşim anneannesinin yanında hastanede. Neyse ki ameliyat başarılı geçti ama bu olaydan sonra anneanne tamamen yatağa bağımlı hale geldi...

Tekrar bahar geldi, kardeşimin erkek kardeşini geçen sene söz verdiğimiz gibi yeniden yanımıza aldık. Bu arada maddi anlamda götü biraz doğrulttuğumuz için bir arkadaş daha bizimle çalışmaya başlamıştı. Toplamda 4 kişi olduk dükkanda. Derken bu sefer eşimin üvey annesi tutturdu ben de Bodrum'a taşınacağım diye. Yapma etme dedik, buralar pahalı, küçük kız babasını yeni kaybetti, okul ve çevre değişikliği iyi gelmeyebilir filan. Yok dedi taşınacam. Ok dedik o zaman yakınımıza taşın ki tanıdıklarımızı kullanarak sana iş bulabilelim. Okul çıkışında kızı alabilelim filan. Evler bulduk, gönderdik, bak sakın bize sormadan ev tutma çünkü burada yeni gelenleri çok kazıklıyorlar, arada bir tanıdık buluruz, bize farklı davranırlar dedik. Dedik de dedik. Fail vol. 45764
Anaaa bi baktık kadın bize haber vermeden bize oldukça uzak bi yerde, oldukça yüksek fiyatlı bi ev tutmuş. Bize tuttuktan sonra haber veriyo. Hayırlısı dedik, belki kadın 50 yaşından sonra özgür kalmak istiyor hayatında ilk kez. Saygı duyalım. Duyduk da.

Biz erkek kardeşe hayat yolu çizmeye odaklıyız. Bu sezonun sonunda lise bitince MSA'ya gönderelim, masraflarını da biz üstlenelim, eli artık iş tutuyor, mesleği de olsun planları yapıyoruz. Annesi dedi ki ben bayramın 1. günü taşınıyorum. Yardıma gelir misiniz...

Bilenler biliyor, tatil yöresinde bayram günü hizmet sektöründeki yoğunluğu. Bütün kış beklediğimiz gün gelmiş. Kadın o gün taşınacak. Hay hay babamızın emaneti. Erkek kardeş yine bizimle yaşıyor bu arada. Eşim dedi ki "yarın şu saatte uyanıyoruz, bu saatte evden çıkıp, şu saatte anneni taşıyoruz, akşam da bu saatte dükkana dönüyoruz rezervasyonlar full". Ok, sabah oldu, kardeşi uyandırıyoruz uyanmıyor. Belki 10-15 defa uyandırdık. Evden çıkma saati geldi geçiyor, eşim de kendi başına çıktı, üvey anneyi taşımaya gitti. Yarım saat sonra kardeşi uyandı, abisini sordu, anlattım. Tamam deyip evden çıktı. Gidiş o gidiş :D Yukarıda fail 3 zemini olarak anlatmıştım ya :D Cebine henüz çalışmadan verdiğimiz maaşını da koyup kaçtı herif akdljhsa :D Bayram günü dükkanda iki kişi de kaldık mı :D Arıyoruz açmıyor filan sonra arkadaşları haber verdi, Türkiye turuna çıkmış lkdsjla :D Neyse biz bütün yazı güç bela 3 kişi hallettik ama sezon ortasında yeni eleman da bulamadığımız için iflahımız s.kildi afedersiniz.

Bu arada babadan 400.000tl filan borç kaldı dahgsd kafamız çok karışık ama üvey anne abuk subuk harcamalar yapıyor, atıyorum 6 tane kahvaltı tabağına 1.000 tl veriyor, saçma sapan bir elbiseye 900tl veriyor. Sonra param bitti diye bizden destek istiyor, veriyoruz; evden kaçan kardeşin okul taksidi diye para istiyor, veriyoruz filan saçma sapan bir durum :D Küçük kız için yine okul ve üst baş harcamaları, onu gezdirip yedirip içirmeler, helali hoş olsun, tüm hikayeler içindeki en masum kişi kendisi...
Abi 6 ay sonra, kadın dedi ki ben Bodrum'da yapamıyorum, burası çok pahalı, kız okuldan eve geliyor tek başına, ev sahibi beni dolandırıyor vs. Be amk, biz 6 ay önce bunları söyledik zaten sana. Peki ne yapalım? Ben tekrar Marmaris'e taşınacağım, bana nakliyeci ayarlayın. Bi de bilmem ne kadar para. Ok. Bunları da yaptık.

En son benim doğum günümden önceki akşam saat 9'da eşimi arıyor. Sabah 8'de taşınıyorum, yardıma gelebilir misin diye. Ben de kendimce yasta olduğum için senelerdir doğum günü kutlamamışım; o sene Antalya'dan annemler ananemler geliyor, dükkanda müdavim müşteri ve arkadaşlarla kutlama yapacağız. Eşim de durumu izah ediyor, evde 4 kişi misafirimiz var, yarın kızın doğumgünü, dükkanda organizasyon var vs. derken telefon suratına kapanıyor :D Kapanış o kapanış :D Bi daha ulaşamadık. Taşınıp bizi sildi hayatından. Küçük kızı da taşınmadan iki hafta önce Marmaris'e yollamıştı zaten. Veda bile ettirmeden :D

Bu arada eşimin annesi adamdan ayrılma arifesindeydi ya, o da yanında bir erkeğin eksikliğini hissetmesin filan diye ona da maddi manevi yardımcı oluyoruz. Gece 5'te dükkanı kapatıp, sabah 7'de eşim kapı montajına gidip, birkaç saat sonra dükkanı açıp 15 saat aralıksız çalışıyor filan öyle bir şey.
Ama annesi yalnız kalma kısmını kabullenemeyip adamla tekrar barıştı. Çok boktan hissettik.

Aileden yediğimiz bu son kazıklardan sonra bizim psikolojimiz baya gitti bitti. Çok garip oldu. Peki dedik, öldürülmek istiyorsan artık senin kararın ama madem kocan yanında o zaman bizden maddi manevi bir desteğe gerek kalmadı diye blöf yaptık. Yeniden birleşme denemeleri 1 ay sürdü. Ama o 1 ayda çektiğimizi Allah biliyor. Her gece evlerini gözetledik kavga var mı, kötü bir şey var mı diye. Her uykudan kabusla uyandık.

1 ayın sonunda herif yine içip sıçmaya başlayınca anne nihayet uyandı ve adamı kovdu. Bu sefer de onun bozulan psikolojisiyle yaptığı işler batmaya başladı. Bir yandan yatalak annesine bakıp bi yandan çalışmaya çalışıyordu ama başaramadı. Dedik ki bu böyle olmaz, hiçbir şey yapmasan aylık giderin (dükkanın masrafı, ev kirası, bakıcı parası, çalışan maaşı vs) 20.000TL. Gel bizimle yaşa, dükkanını da kapat, tüm masraflarından kurtul.
Böylelikle kayınvalide bize taşındı. Bu arada 2+1 evde 2 kedi, 1 köpek, 1 kayınvalide, 1 yatalak anneanne bir de biziz ashdkajsdh :D Bu şekilde 7 ay kadar birlikte yaşadık. Zaten melek gibi insanlar, başımın üstünde yerleri. Ama bu sayede kadıncağız son 1 iş daha yapıp, ufak tefek borç kapatıp, cebine de bir miktar parasını koyabildi. Geçtiğimiz Mayıs ayında onu Antalya'da ufak bir köye taşıdık. Şimdi tarım yapıyor, annesiyle emekli maaşlarıyla tatlıca geçiniyorlar.

Anam ne uzun oldu :D Aralarda bi sürü şey daha var onları geçiyorum artık. Tam yine her şeyi yoluna koyduk, artık bi Avrupa yapabiliriz derken bu sefer de pandemiler çıktı işte oralar zaten malum. Dolar euro da öyle :D Bu bir senenin yaklaşık 6 ayında kapalıydık. Bu aradaaa yaş da 30 oldu :D

Sonuç, işler ve dükkan genel olarak gayet güzel oturdu. Bu yaz dükkanda çalışan nihayet 5 kişiydik. Küçük kız kardeş Darüşşafaka'yı kazandı :,) Annesi telefonlarımızı açmadığı için görüşemiyorduk, geçtiğimiz aylarda ona güzel bi telefon hediye ettik kendisine ait, artık rahatça görüşebiliyoruz :)

Borçlar bitti sayılır; yeniden borca girmeden kendi birikimimizden harcayabiliyoruz en azından pandemi sürecinde. Kendimizden çokça ödün vererek belki bir güzel ev ve araba parasını havaya üfledik ama vicdanlarımız rahat diye bakıyorum.

Geçenlerde eşimin annesi ufak bir kanser tehlikesi atlattı, ameliyatı için Antalya'ya gittik, anneanneye ben baktım, eşim de annesinin yanında durdu mesela. Annem de bize yardıma geldi kayınvalidelere. Sonra hep beraber benim Anneannemlere gittik. Yetişemiyorlarmış perdelerini yıkadık, yemeklerini yaptık :) Dedem kalp krizi geçirmişti, onu bi daha göremem diye çok korkuyordum, onu gördüm. Ailenin kalan kısmıyla mutlu zamanlar geçirebilmek çok değerli bence. Nolur size değer verenlere sıkı sıkı sarılın. Küsseniz barışın.

Şimdi de benim annem tiroid kanseri oldu sanırım. Pazartesi günü belli olacak, bakalım. Özet olamadı ama özetle benim de duyuruya ara verme sebeplerim böyle şeylerdi.

Şu sıralar artık daha fazla vakit ayırmaya çalışacağım. Umarım başarabilirim. Bana ulaşamayan mesajlarınız olduysa hepinizden özür dilerim.

Hatırlayanlara bol sevgiler, ve bir de kapanış fotoğrafı gönderirim :))

İlk kedimi sahiplenmeden önce duyuruya sormuştum. Herkes sende kalsın lütfen sokağa bırakma demişti. Buradan aldığım en güzel cevaptı. Çünkü tüm bu boktan süreçlerde hiçbir terapi, hiçbir ilaç olmadan, hayata tutunmamı sağlayan en güzel şeydi kendisi. Sonra sorunlar arttıkça, evdeki terapicilerin sayısı da arttı asdhajga :D Teşekkür ederim tekrardan. Onlardan bi hatıra bırakıyorum buraya.

Sorularınız varsa sorun, umarım modlar silmez :p Sağlıcakla kalın.

Sevgiler.
0
pandispanya
(30.01.21)
Çok üzgünüm ben de bunu amaçlamamıştım ama başlayınca çok uzun sürdü 4,5 senenin özeti :D Bazı yerler çok detaylı olmuş ama beynim sulanınca geri dönüp silemedim de kaldı öyle artık hayırlısı :))
0
🌸pandispanya
(31.01.21)
korkunç, nutkum tutuldu. çok çok geçmiş olsun babana.
! gördünüz mü millete nasıl iftira atılıyor. nasıl hayatlar karartılıyor. ahh ah
kötünün kötüsü bi haber ama yalnız değilsiniz
www.hurriyet.com.tr iftira 2009
www.hurriyet.com.tr iftira 2018
www.hurriyet.com.tr iftira 2021

ileri okuma:
false accusation of rape
0
esref
(31.01.21)
@esref çok teşekkür ederim. Başımıza gelenlerden sonra duyduğumuz, okuduğumuz her şeyi önce sorgulama konusunda çok hassas olduk. Bu konu bu ülkenin en iğrenç gerçeklerinden birisi olmasına rağmen, hiçbir suç işlemeden mağdur olan da çok insan var maalesef. İşini düzgün yapan kurum yok denecek kadar az. Suçlu elini kolunu sallayarak dışarıda, suçsuz içeride olabiliyor. Teşekkür ederim tekrar.
0
🌸pandispanya
(31.01.21)
Allahım film gibi! Geçmiş olsun gerçekten ve hoş geldin :)
0
mor oje
(31.01.21)
Çok teşekkür ederim, çok hoş buldum :)
0
🌸pandispanya
(31.01.21)
ben seni hayal meyal hatırlıyorum. çok uzun süre olmuştur gerçekten ama. tüm yazdıklarını da okudum okurken de kolum uyuştu bu kadar olay nasıl üst üste gelir diye hayatı sorguladım. allah güç kuvvet versin ve yardımcınız olsun demekten başka da elimden bi şey gelmiyor. gerçekten çok zor şeyler yaşamışsınız.
0
lata
(31.01.21)
Bende burada çok aktif olamadan da oldukça eskiyim ve pandispanya yi hatırlıyorum. Söyleyeceğim tek şey; Helal olsun size... Hoşgeldin.
0
primetime
(31.01.21)
sen dağ gibi bir insansın. kocan da öyle. ve evet, Allah dağına göre kar veriyor.
biliyorum, dağ olmayı ben istemedim ki diyeceksin. benim de istemediklerim oldu. nasip.

ayrıca rahmetlinin mekanı cennet olsun.
0
esref
(31.01.21)
@lata, çok teşekkürler, yazdıklarınız ne kadar değerli bilemezsiniz, sağolun, hepimize güç kuvvet diliyorum :)

@prime time, hoşbuldum, çok teşekkür ederim <3 :)

@esref, insanlar ne zorluklar yaşıyor, bizimki de dert mi diye düşünüyorum aslında. her şeye rağmen şükür. Bazı çok keskin hatlarımızı törpüledi, önem sıralamalarımız değişti, alabildiklerimizi alıp yola devam etmek gerekiyor, hayat işte. Güzel sözleriniz ve temenniniz için çok teşekkürler, çok sağolun gerçekten :)
0
🌸pandispanya
(31.01.21)
vay be, ne dönüş ama :D
hepsini okudum, daha önce de bu nicki duyuruda görmüştüm, hatta isminin geçtiği/arandığın zamanlar da oldu.
gerçekten helal olsun. okurken kaç kere dedim "oha lan MtKrt, buraya kadar kaç kere intihar ederdin?!".
yaşanabilecek her kötü olayı yaşayıp atlatmışsınız. bundan sonrası önünüz umarım aydınlık olur. hoş, olmasa da siz üstesinden gelirsiniz:D
tekrar hoşgeldiniz.
ve bol şans.
0
MtKrt
(31.01.21)
hahahasjkdhakj kahkaha attım valla çok sağolun ya. ben de sizin isminizi hatırlıyorum, o zaman artık moderasyonlarda görüşürüz :p Çok teşekkürler gerçekten, intiharlık bir şey yok, nasılsa kendiliğimizden ölücez bi gün, daha bölüm sonu canavarı çok :D hoşbuldum.
0
🌸pandispanya
(31.01.21)
woaw film gibi okudum. ne kadar güçlüsünüz...
bodrumu çok severim. mekanınız nerede adı nedir bir uğrarım :)
0
omonia
(31.01.21)
tamamını okudum. inanılmaz şeyler atlatmışsınız. çok çok geçmiş olsun.
yıllar sonra yeni bir dönüş yaptığım için nick yeni olsa da çok net hatırlıyorum ben seni :) bundan sonra her şey daha güzel olur umarım sizin için.
iyi ki geldin, hoş geldin!
0
juliette
(31.01.21)
Acilen dünya turuna çıkın ;) kaç kaç kaç kaç
Şaka bir yana geçmiş olsun...
0
intihar etsem de kendime gelsem
(31.01.21)
@omonia, çoook sevinirim, biz Yalıkavak'tayız, mesaj atıyorum ismini :D

@juliette, ya çok çok teşekkür ederim. çok mutlu oluyorum, hepimiz için kabul olsun bu dilekler :)) çok sağol, hoşbulduk! :)

@intihar.. asdhaha dünya buna hazır mı bilemiyorum benim şansımla başedemeyebilir :/ :D Çok teşekkürler.
0
🌸pandispanya
(31.01.21)
ben hatırlıyorum.
eskilerden şöyle 3-4 yıl önceden.

hoşgeldin.
0
alt4y
(31.01.21)
Tanımıyorum ama geçmiş olsun.
0
dissendium
(31.01.21)
Aa hatirliyorum seni, o kadar oldu mu diye baktim da son duyuru uzerinden 5 sene gecmis. cok cok gecmis olsun. Sonunda toparlayabilmenize cok sevindim.

Mekanin adini ben de isterim :)
0
fakyoras
(31.01.21)
Müthiş hikaye, çoğu filmde bu kadar aksiyon olmuyor. Süper kahraman olsa çoktan kostümünü çıkarıp emekliye ayrılmıştı. Çok iyi bir iş başarmışsınız, umarım güzel günler gelmiştir ve hiç geçmez.
0
alfred
(31.01.21)
@alt4y, tanıdık isimler görmek çok hoş :) hoşbuldum.

@dissendium, çok teşekkürler :)

@fakyoras, çok iyi hatırlıyorum seni de, çok teşekkürler :) gönderiyorum hemen :d

@alfred, çok sağolun, güzel dilekler hepimiz için gerçek olur umarım.
0
🌸pandispanya
(31.01.21)
vay be... senin nickini çok net hatırlıyorum. 4-5 sene geçmiş en son yazdığından beri
neler neler yaşamışsın saygı duydum. karıştırmıyorsam sanki ifşalardan birinde eşinizle açık alanda bi fotonuz vardı ya da o aycovskimiydi bi dk...:/ hee bi de duyuru kızları buluşmaları yapılıyordu orda da vardın sen sanki :)
0
mr.brown
(31.01.21)
@mr. brown yok, eşli fotoğraf benim değildi, kimindi hatırlamıyorum ama yine de helal valla :D kızlar buluşmaları düzenliyorduk doğru :D güzel zamanlardı. sizi de hatırlıyorum. çok teşekkür ederim.

not: tekrar düşündüm, fotoğraf benim de olabilir emin değilim :D
0
🌸pandispanya
(31.01.21)
Hiç konuşmadık sanırım ama ben çok iyi hatırlıyorum sizi. Hatta Bodrum’a taşınmadan önce Bodrum ve mekan açmakla falan ilgili duyurularınızı çok net hatırlıyorum. Hoşgeldiniz :))

Yaşadıklarınız okuyana bile çok zor gelirken 5 sene bunlara dayanmanız ve hala pozitif kalabilmeniz gerçekten olağanüstü. Umarım annenizin hastalığı kanser değildir de bu kadar şeyden sonra güzel bir haber alırsınız pazartesi günü.

Bu arada mekanınınız adını ben de isterim. Hatta yemin ederim zamanında burda açtığınız duyurulardan beri merak ediyordum :D Yazarsanız Bodrum’a gelince uğramayı çok isterim :)
0
ms brownstone
(31.01.21)
süreçten haberim yoktu ama hatırlıyorum elbette.
hastalıklar ve başa gelenler nedeniyle gelmiş geçmiş olsun diyebiliyorum ancak.

hoş geldin.
0
blatta hiberna
(31.01.21)
Ya okuduğunuza inanamıyoruum :D Ben bile ne yazmışım diye dönüp okuyamadım, çok teşekkür ederim, kim okuyacak diyordum, öyle içimi dökmüştüm, çok sağolun gerçekten :,)

@ms brownstone, hoşbuldum, hemen gönderiyorum, iyi dilekleriniz için çok teşekkür ederim, umarım bundan sonrası güzel olur. Görüşmek dileğiyle :))

@blatta hiberna, tanıdık isimler çok güzel geliyor, hoşbuldum, çok teşekkür ederim :)
0
🌸pandispanya
(31.01.21)
zaman ne çabuk geçiyor, hatırlıyorum seni. aktif kullanıyordun duyuruyu :)

o değil de film gibi geçmiş 5 yıl.
0
kaptan maydanoz
(31.01.21)
hayret ve hayranlıkla okudum. türlü zorlukların içinden geçerken iyilik yapmaktan da geri durmamışsınız, ailenin her bireyine yetişmişsiniz. helal olsun vallahi. ailenizle güzel günler görmenizi dilerim. duyurunun epeydir kullanıcısı olmama rağmen pek girmezdim o sebeple sizi bilmiyordum, ama geri dönmenize memnun oldum, kendinize çok iyi bakın..
0
denizince
(31.01.21)
ækaptan maydanoz, ben de seni hatırlıyorum, hihi :) evet inanılmaz hızlı geçmiş zaman :) yani normal şartlar altında insanların başına daha ileriki yaşlarda gelen ya da bazısı hiç gelmeyecek sıkıntıların hepsi peşpeşe all in one şeklinde geldi gibi oldu. sağlık olsun ne diyeyim, beterin beteri var.

@denizince, ben de çok memnun oldum, çok teşekkürler, sevgiler :)
0
🌸pandispanya
(31.01.21)
Merhaba. Sizin kadar eski değilim o yüzden hatırlamıyorum sizi. Ama hoş geldiniz. Ne badireler atlatmışsınız. Çok geçmiş olsun. Umarım bundan sonra üst üste mutlu haberler alırsınız :)
0
black holes in the sky
(31.01.21)
allah askina ozet gec kanka :D
0
baldur2
(31.01.21)
@black holes, çok teşekkür ederim, tanışmış olduk, sevgiler :)

@baldur, özet geçiyorum :D 5 yıla yakındır, ölümler, hapisler, hastalıklar, tehdit, kan, göz yaşı, açlık, sefalet, hıyanet, sel, susuzluk, toprak kayması vb sebeplerle yoktum, sular biraz duruldu, geri döndüm, hoşbuldum :D
0
🌸pandispanya
(31.01.21)
e hadi, şimdi sıra güzel günlerde. hoşgeldin yeniden.
0
antihero
(31.01.21)
Ben 2013-2014 gibi aranıza katıldığım icin nickinizi cok net hatırlıyorum. 19 yaslarinda falandim. Ama kisisel olarak pek tanımıyordum. Duyurarinizi falan da hatırlamıyorum yani ama duyuruda popüler birisi olduğunuzu biliyordum. Hatta gözüm mözüm kaydı diyorsunuz ama simdilerde pek olmasa bile siz gittikten sonra buralarda yapılan ifşalarda, duyurunun en güzel kizi tartismalari ortaya çıkıyordu ve oralarda halen adinizi gördüğümü hatırlıyorum. Eger bu animsamam yanlis değilse, kendinize hakaret etmeyin bence. Çünkü ifsalarda gayet iddiali arkadaslar vardi :D

Benim nickimi belki gormus olabilirsiniz. Gecen senelerde ufak bir travma yaşayınca tüm duyurularimi sildim bir süre uzak kaldım. Toparlayınca ve guzel bir iliskiye, guzel bir ise başlayınca geri döndüm. Benim süreç biraz kisa sürdü şanslıydım. Sildigim 1000e yakın duyuruya yanıyorum. Bir suru guzel data vardi. Basond uyarmisti yapma etme dedi ama dinlemedim. O an iyi gelmişti ama sinirimi beni duyuruya sokan kisiden cikaramadigim icin duyurudan çıkarmıştım sdhfjg Neyse sonra güçlenip asiyorsunuz, hem datalar da belki cok onemli değildir, dunya icin kucuktur de.. benim icin büyük bir sey gibi hissetmisimdir :) (yok oyle bedavadan dert dinletmek siz de bizi dinleyin diyomusum shfjf) Neyse kisa kestim ben tamam. Sizinkinin yaninda devede kulak.

Yazıya gelirsek, okurken hikayede gecen hemen her kahramanı nasıl boğasım geldi anlatamam. Suan gulerek anlatmaniz bir miktar çoğumuzu rahatlatsa da gerek sizi kullanan insanlara gerekse sizin eşinizle olan polyanaciliginiza ve iyi kalpliligine sinirlenmeden edemedik bence ona eminim :D

Fakat böyle olmadan da güçlü duracak enerjiyi, azmi ve motivasyonu sağlayamaya bilirdiniz orası da ayrı bir konu.

Ölüm ve hastaliklara cok uzuldum, basiniz sag olsun. Insanlik olarak çoğumuzun asamadigi tek sey şu ölüm ve hastalıklar bence. Hayatin akışında olsa da kimse hazirlikli değil.

Olaylara donersek, ne yazık ki akraba da olsa arkadas da olsa yolunacak insan ariyor herkes. Ben hep dedemin veya babamin insanlar tarafından nasil kullanildiklarinin geçtiği hikayelerle büyüdüm. Dinlemeseydim benim de basima cok sey gelebilirdi. Cunku asiri iyi niyetli, herkese çabuk guvenen ve yardımsever bir insanim. Bu karakteristik bir özellik sanirim, doğuştan geliyor pek yapacak bir sey yok ama dikkatli oluyorum işte. Normalde "ya şimdi laf ederler arkamdan şöyle derler" diyerek yaptigim fedakarliklari biraz olsun azalttim yani. Cok da umrumda değil kimin ne düşündüğünü. Bisey diyecek olan yapsan da diyor yapmasan da.

Anlattiklarinizdan sonra, 5 parasiz 1995te Londra'ya gidip, sefaletler cekip, simdi zincir markalara rakip olacak büyüklükte bir coffee shop/restaurant açmış amcamın, davranislarinin altinda yatan sebepleri anladigimi düşünüyorum. Çünkü anlam veremiyorduk. Cok konusmadigimiz icin hikayesini de cok bilmiyorduk. Gecen senelerde yanina gittigimde de davranislarina anlam vermemistim cunku. Melek gibi bir insan ama kimseye kesinlikle güvenmiyor. Çok şüpheci. Cafeyi kesinlikle kimseye emanet etmiyor. Ise alimlarda 40 kere dusunuyor, arastiriyor. Kendini fakir gibi gösteriyor. (Cevreye de ailesine de.) Öyle giyiniyor. Bankada milyon poundlari olduğuna eminim. 400 poundluk arabayla geziyor ama.

Tabi bu biraz isin hastalikli boyutu sanki ama adam orada hala tek basina. Sanirim boyle davranmak zorunda. Sizin gibi seyler mi yasadi yoksa boyle yapmazsa basina bunlarin geleceğinin farkinda mi bilmiyorum. Ama ben kisa hayat hikayenizden cok guzel dersler aldim. Kotu biri olmayacagim tabii ki. Cunku 3-5 kurus ugruna onurunu da serefini de satan, sagdan soldan uckagitcilikla indirdikleri paralarla kendilerini zeki zanneden insanlarin mutlu olabilecegine inanmiyorum ben. Gecici mutluluklar onlarınki. Onlara verilecek en büyük cevabi her dusus veya tokezlemede daha güçlü kalkarak vermissiniz zaten. Bu hikayenin sonunda da iyiler kazanmis gibi duruyor, sevindik. Umarim daha güzel yerlere gelir, daha büyük mutluluklar yaşarsınız.

Cafe ismini biz de istiyoruz, muhakkak geliriz!!

Bu arada durumları buraya anlatsaniz da kesinlikle her türlü yardim gelirdi fakat kendi basiniza mucadele edip cogu zorluğun ustesinden gelmeniz de ayri takdire şayan. İlk defa simdi duyuyoruz. Cogu eski duyurucu bireylerin saskinlikla okuduguna eminim.

Tekrar gecmis olsun, hos geldiniz ^^
0
ananiyimioguz
(31.01.21)
Gerçekten hoşgeldiniz. Ne bitmez bir heyecan, okurken hem çok sinirlendim size yapılanlara hem de çok duygulandım sabrınıza, iyi niyetinize. Karşınıza bundan sonra iyi insanlar çıkar inşallah. Keşke arkadaşım olsaydınız, öyle ısındım size ve eşinize.
0
curukturpkokusu
(31.01.21)
@antihero, çok çok teşekkür ederim :)

@ananiyimioguz, ben de seni çok iyi hatırlıyorum, yanılıyor olabilirim ama sanki ilişki tavsiyeleri üzerine gelişen bir sohbetimiz vardı ve yaşına rağmen olgun bir insan olduğunu düşünüyordum. Eğer doğru hatırlıyorsam, görüyorum ki yıllar senden bu anlamda hiçbir şey eksiltmediği gibi, üstüne eklemiş. Ne büyük bir kazanım. Öncelikle zaman ayırıp okuduğun ve bu kadar emek vererek yazdığın için çok teşekkür ederim gerçekten. Çok şaşkınım. Çok teşekkürler.

Basond'u dinlemeyen yanar :D ama hiçbir şey için pişman olmaya gerek yok, belki ileride kullanabileceğin güzel bir tecrübe edinmişsindir, onca emek ve yaşanmışlığı silme kararınla. Bi dahakine belki bi yedek alırsın aksjd :D

Başıma bu hastalıklar gelmeden önce her gün aynaya bakıp ne kadar çirkinim diye ağlardım ashdhah :D Daha kaslı olmak için, daha az yağlı olmak için vs :D Sonrasında gözümü kabul etmem de zor oldu, zaman aldı, ama şu an artık gerçekten umrumda değil, kafam kopsa da üzülmem, öyle gezerim. Gerçek dert görmemektenmiş o dertler, biraz da ergenlik :D

Bizimle ilgili söylediğin her şeye katılıyorum. iyi niyetle enayilik arasında bir çizgi var. Biz biraz enayi davrandık belki. Babam dışında kendi ailemden pek bir sorun yaşamadım, genel olarak destek gördüm, belki kendi aileme yapmayacağımdan fazlasını eşimin ailesine yapmış olabilirim. Çünkü eşimin ailesiyle ilgili konularda karar verirkenki kriterim mantık değil vicdan oldu. "Ya benim yüzümden/benim etkimle yaptığımız ya da yapmadığımız bir şeyin sonucunda eşim mutsuz olursa/ vicdan azabı çekerse" diye düşünerek her şeyi fazlaca yapmak için çabalayıp onu da gaza getirdim. Açıkçası benim de etrafımda genelde kadınlar çok baskın karakterli ve karar mercii olduklarından, ben de kendime çocukluğumdan beri bunu tembihlemiştim: Kimsenin vicdan azabına sebep olma, kimsenin ailesiyle arasına girme, 50 sene sonra "senin yüzünden" diye başlayan kavgalara sebep olma, gibi... Benim kendime verdiğim dersin sonucunda fazlaca yıpranmış olduk ama en azından sevgi, saygı içinde, birlikte ve birlikte olmaktan mutluyuz. Kendi ailemle ilgili vereceğim kararlar beni bağlar ama başkasına kötü etki etmemeliyim diye düşünerek fazla verici davrandım. Bence doğru bir davranış olmayabilir ama pişman da değilim yine olsa yine yaparım. Bunun bedelleri oldu ama diğer türlü davransaydık onun da bedelleri olacaktı. En azından kabul etmeye razı olduğum bedelleri ödedim. Sonuç olarak bence vicdan rahatlığı; akıl ve ruh sağlığını korumanın en iyi yoluydu. Benim için en azından.

Aslında zeka, başkalarının tecrübelerinden de ders çıkarabilmeyi de kapsıyor. Tek sorun, çıkardığın tecrübelerin de hesaplanamayan birçok başka şeye gebe olacak olmasında :) Yine de içimden bir ses, senin bu konuda daha başarılı olacağını söylüyor :)

Dükkanın ismini yazacağım, yeniden çok teşekkür ederim, çok hoşbulduk :))

@r evolution, çok teşekkür ederim :D Dosyayı silip, silinenlerden de silmeyi umuyorum. Çok sağolun :))

@curukturpkokusu, bence iyi insanlar eninde sonunda birbirini buluyor. Biz bir şekilde genel olarak ailelerimizin hatalarının bedelini ödedik gibi oldu. Kendi seçtiğimiz çevremizde genel olarak şanslı olduğumuzu düşünüyorum, gerçekten hayatı pahasına kendisini bize siper eden arkadaşlarımız oldu. Bin yaşasınlar. Sizinle de arkadaş oluruz neden olmasın, merak etmeyin siper etmelik bölümü geçtik gibi :P :D Çok teşekkür ederim tekrardan güzel sözleriniz ve dileklerinize <3 :))
0
🌸pandispanya
(31.01.21)
Sonuna kadar okudum (:
Hoşgeldiniz.. Mekanın adını ben de öğrenebilir miyim? Bu arada 3. Hata erkek kardeşin akıbeti noldu?
0
Ven
(31.01.21)
@ven ajdghsga ya çok tatlısınız hepiniz valla allah razı olsun yüzümü güldürdünüz:D
3. hata, önce bi iki ay değişik şehirlerdeki arkadaşlarında memleket turu yaptı. Sonra annesiyle yaşamaya başladı ama hem çalışmayıp hem evdeki herhangi bir işe de yardımcı olmadığı için onunla da anlaşamadılar. Şimdi varlıklı bi kız arkadaş bulmuş, İstanbul'a taşındı. Onunla e ticaret gibi bi işler yapıyorlar. :D iyi gibi, sağlığı keyfi yerinde bildiğim kadarıyla. mutfak ve bar becerileriyle göz dolduruyormuş :D duyuru dedikodu birimi gururla sundu ajksh :D
0
🌸pandispanya
(31.01.21)
nickinizi hatırlıyorum :)

ne kabus ama! çok büyük geçmiş olsun hepsi geride kalmıştır umarım. mekanın adını ben de isterim bu ortak belamızı da def edince bir biranızı içeriz belki.

paticanlara selam.
0
Ufuk
(31.01.21)
Hafızam kötü oldugundan hatırlayamadım sizi.

Sabahın yedisinde bir solukta okudum. Direksiyon sınavından kaldım diye perişan haldeyim bir gündür. Kendi derdim inanılmaz manasız geliyor şu an.

Göz kısmını anlamadım. Görüşünüzde problem yok, sadece şekil olarak mi değiştiler? Olabiliyor mu öyle? Geçmiş olsun.

Maddi konularda fazlaca verici olmuşsunuz. Enayi demek istemiyorum, ayıptır, ama öyle gibi biraz. Sizin sorumluluğunuzda olmayan kişiler için sırf kan bağınız var diye bu kadar masraf yapmamalısınız. Üvey anne mesela çocuk dogururken size mi güvendi? Ne diye Kahraman olmaya çalışıyorsunuz ki? Tamam on sene sonra vicdanınız sizlamayacak ama siz de tekrar yirmili yaşlara dönemeyeceksiniz, giden gitmiş olacak. Kavga sebebi olmaktan bu kadar çekinmeyin. Yoksa daha çoook sömürülürsünüz. Bunca şeyin üstüne artık farklı bir konu olur ve hayır derseniz, eşiniz de bunun kavgasını ederse ona yuhh zaten.

Babanızın başına gelen iftira mi gerçekten? Umarım öyledir. Ben bu konuda kendi babama dahi güvenmem.

Her şey için geçmiş olsun. Umarım toparlarsınız.
0
elorelia
(31.01.21)
Ohaa 5 yıl mi olmuş :///
0
abuzer
(31.01.21)
Hoş geldin tekrar :)

Ben de çok net hatırlayanlardanım. Hatta buradan bi arkadaşla "duyuruda şu arkadaşlar vardı artık girmiyorlar" dedikodusu yaparken seni de saymıştık.

Yaşadıklarınız gerçekten film gibi. Ama siz de çok naifmişsiniz. Özellikle verdikleri paranın 2,5 katını isteyen dolandırıcı tiplere keşke istediklerini vermeseymişsiniz dedim içimden. Neyse artık olan olmuş. Zaten okudukça o parayı unutuyorsun.

Başınız sağ olsun, geçmiş olsun :/
Umarım artık bugün milat olur ve çok güzel şeyler sizi bekliyordur.
0
himmet dayi
(31.01.21)
ayrica dunya bu kadar iyi olmak icin fazlasiyla kotu bir yer. dark side'a gecme ama bu kadar da iyi olma :D
0
baldur2
(31.01.21)
Ben babada kaldım. SÖzlüğe falan taşıyın, twitterda yayın, esra erola çıkın, cimerden yazın. Gerçekten tecavüz edince salıveriyorlar, iftira atında tutukluyorlar. Bugün sizin babanız yarın bizim babamız, başkasının eşi, erkek kardeşi. Üzüldüm.
0
gelmeistemem
(31.01.21)
hoşgeldiin, kedileri öp, iti mıncır. bir mekanda müdavimler varsa orası olmuştur artık, sırtınız yere gelmez.
0
selam
(31.01.21)
hosgeldin. birebir hic tanismadik ama nickini hatirliyorum. butun bunlari su anda bu kadar rahat anlatabiliyor oldugun icin seni ve esini tebrik ederim. bu surecte bu kadar guclu kalabilmeniz harika. umarim bundan sonra hayatinizda her sey cok daha iyi olur!

daha guzel yarinlara, cheers.
0
eksi sozlukte eksiyen adam
(31.01.21)
welcome back
0
paranoyak kedi
(31.01.21)
ben de nickini hatırlıyorum. hatta sanıyorum birkaç defa mesajlaşmıştık farklı konularda.

her şey için gelmiş geçmiş olsun ve de hoş geldin diyelim o halde :)).
0
Phoebe
(31.01.21)
Duyuruyu aktif kullanmasam da bir süredir, nickinizi hatırlıyorum. 5 seneye ne hikayeler sığdırmışsınız valla helal olsun diyorum, eşiniz ve siz çok güçlüymüşsünüz. Mutlu yarınlara diyorum :)
0
birfincankahvedahaisteyenadam
(31.01.21)
@ufuk, onların da selamı var çok teşekkürler, birazdan mesaj atacağım, umarım birlikte kadeh kaldırabiliriz :)

@elorelia, ben seni hatırlıyoruuum :) ifşalarda da vardın, çok aktif kullanıyordun duyuruyu, ne güzel seni görmek de. Görüşümde de problem var aslında. Sürekli acı çekiyorum, bazen çift görüyorum, ilerlerse körlüğe kadar götürebilecek bir şey. İlerlemesi için de elimden geleni yaptım açıkçası ama o başka bir duyurunun konusu olsun :P

Söylediğin şeyler doğru, katılıyorum ama olanlar oldu bi kere, su akıp kendi yolunu biz iyi davranmaya çalışsak da yine buldu. Babamla ilgili olan kısımda, gerçekten anlattığım şekilde her şey. O kadar akla mantığa aykırı ki yıllar sonra üniversitede ders olarak okutulabilecek şekilde bir hukuksuzluk örneği sergilendi. Bazen keşke gerçek olsaydı, şimdiye kadar ne psikolojim, ne maddi manevi hayatımız bu kadar yıpranmazdı diye düşünürdüm. Birisini öldü kabul edip, hayatımdan silmek, bu geçirdiğimiz süreçten daha kolay olurdu. Hatta karşı tarafın yanında yer alıp, aldırabileceğim en yüksek cezayı aldırdığıma emin olmak isterdim. Bi de utanırdım ve bunu buraya bile yazmazdım, sonuçta nereden bilebilirsiniz :) Ne yazık ki suçsuz yere yatıyor.

@abuzer, valla dile kolay, 5 yıl olmuş :))

@himmet dayiiii, teşekkür ederim ben de seni hatırlıyorum, hayvanlarla ilgili güzel tavsiyeler veriyordun bi de aynı görüşte olmasak bile senin yazdıklarını okuduğumda "he himmet dayı geldi şimdi görüşüm değişecek kesin" diyordum :D Sizi görmek çok güzel, çok teşekkür ederim :))

@baldur, bir ara deneyeceğim dostum :d

@gelmeistemem, kesinlikle katılıyorum, bu geçirdiğimiz 5 sene, daha önce hiç karakolun yolunu bilmeyen, bu kadar olay kimlerin başına geliyor diye düşünen bana, 3. sayfa haberlerine düşmenin aslında pamuk ipliğine bağlı olduğunu gösterdi. Çok toy ve tek başımaydım, kimseyi tanımıyor, yol yordam bilmiyordum bu konularda. Diğer yandan da dosyayı okuyan, birbirinden bağımsız bütün eski savcı, hakim, avukat vs ne kadar uzman kişi varsa hep sakinleştirdiler. Hayatımızda gördüğümüz en saçma dosya, merak etmeyin bu celse çıkar, yok merak etmeyin toplumun lincine uğramamak için tutuyorlar (medyatik bi dosya olmuştu), merak etmeyin başına bir iş gelmesin diye tutuyorlar (devamlı tehdit alıyorduk) vs dedikçe inanıp sabrettim. Sonuçta geldiğimiz noktada da bu tarz baskı yapılabilecek bir noktada değiliz artık. Açıkçası hala inanıyorum, AYM'de çözülecek, orada çözülmezse İnsan Hakları Mahkemesi'nde çözülecek. Bu inancı taşıyorken, bi şeylerin benim yüzümden bok olmasından korkuyorum. Herkesten tek ricam, her haberi enine boyuna değerlendirmeden, boşlukları mantıkla doldurmadan linç uygulamamaları. Hayırlısı, bakalım, artık gelişmelerden haberdar ederim, çok teşekkürler :))

@selam, selam! :) çok teşekkürler, bebelerin de selamı varmış, görüşmek dileğiyle :)

@cesarioooo, vay be doğan büyüyor resmen :D evet bıraktığımda 22 yaşındaydın hatırlıyorum, çok sevindim seni gördüğüme :)

@e bana nick bırakmamışsınız: bu saydıklarının hepsi gitti mi ya? :( O kadar güzel isimler hatırlıyorum ki yazmaya başlasam iyice uzayacak. Ne kavgalar ne dövüşler :D Şimdi bakınca hepsi çok güzel ve değerli günlermiş, herkese selamlar :)) çok teşekkür ederim.

@eksi sozlukte eksiyen adam, ben de senin ismini hatırlıyorum, güzel dileklerin için çok teşekkürler, hepimizin hayatında dertler bir bir düzelebilir umarım, cheers! :)

@paranoyak kedi, çok hoşbuldum, teşekkürler :)

@phoebe, ben de seni hatırlıyorum hihi :) çok teşekkür ederim, hoşbuldum.

@birfincandahakahveisteyenadam, mutlu yarınlar hepimizin olsun, çok teşekkürler! :)
0
🌸pandispanya
(31.01.21)
Ben de hatırlıyorum, çok çok geçmiş olsun :) zor günler geçirmişsiniz ama belki biraz da siz zorlaştırmışsınız. Problemlerin hiçbiri size ait değil çünkü ama gereksiz sahiplenmişsiniz. Belli şeyler yapılır tabi ama kardeşe, üvey anneye vesaire Her şeye okey demek zorunda da değildiniz. Bana enayilik ya da aşırı iyilikten ziyade aslında eşinizle “karşılıklı“ birbirinizin ailesini tolere etmişsiniz gibi geldi. Babanızın böyle bir olayı olmasa ve babanız için bir şeyleri feda etmeseniz onun ailesine karşı belki de bu kadar verici olmazdınız, en azından bu kadar vicdan yapmazdınız. Belki yine de yapardınız bilemeyiz tabi. Umarım bundan sonra kendi iki kişilik dünyanızın tadını çıkarırsınız biraz :)
0
aquarium
(31.01.21)
ben de seni hatırlıyorum ama o zaman duyuruda yatagants nickiyle yazıyordum, sözlük hesabı uçunca o da gitti.

Zor süreçler geçmiş, hoş geldin bundan sonrası aydınlık olur umarım.
0
hayaletimsi
(31.01.21)
@aquarium, o kadar doğru tespitler ki ne desem boş :) o kadar çaresiz zamanımda eşimden beklediğimden çok daha fazla destek gördüğüm için gerçekten sonrasında bunları ödemek istemiş de olabilirim. Haklısınız. Benim de en büyük dileğim bundan sonra 2 kişilik yaşayabilmek, ben de seni hatırlıyorum, hep böyle mantıklı tavsiyeler veriyordun :D Çok teşekkürler :))

@yatagants, geçmiş olsun sana da sen de hoşgelmişsin, sen de benim hatrımdasın, çok teşekkürler :))
0
🌸pandispanya
(31.01.21)
yeniden hoşgeldin pandispanya. zor şeyler yaşamışsın ama çoğunu atlatmışsın, çok geçmiş olsun. babanın son durumunu yazmış mısın göremedim, tekrar okumaya enerjim kalmadı ama umarım o da atlatır kısa zamanda.

bu arada enişte de buralarda galiba, "bodrum'da mekan işletiyorum, sorularınızı alayım" diye soru açmıştı, "aa neresi, benüm bütün yazlarım bodrum'da geçiyor, tarif et gelelim" diye sordum, bilbo'yu tarif etti asdfsdaklja kocanmış meğer, aldım selamını.

modlar silmez derken? sen de zaten mod değil misin ya :)
0
kibritsuyu
(31.01.21)
@kibritsuyu, asjdhajk evet ben de senin selamını aldım :D babamın süreç devam ediyor, şimdi AYM aşamasındayız. Umut her geçen adımda tükenmiş gibi gözüküyor ama benim bi yerlerde işini doğru yapan insanların hala olduğuna dair inancım tam.

Valla ben yolu bu kadar Bodrum'a düşüp de bize hiç uğramayan bi seni gördüm, yani şey, göremedim :D Umarım bi gün yan yana kadeh tokuşturabiliriz.

Evet, modum ama modlar da modlara müdahale edemiyor mu modum? :) İnsafınıza sığındım, bundan sonraki duyurularımı daha dikkatli açacağım, bütün emekleriniz ve iyi niyetleriniz için çok teşekkür ederim :))
0
🌸pandispanya
(31.01.21)
ya bu arada kızmazsanız, dün gece upuzuuun duyuruyu ve i'm back başlığını görünce okumadan önce nick'e baktım, cocodancer mı diye :)) sonrasında olaylar olaylar zaten..
0
denizince
(31.01.21)
@denizince, hahahah aaah cocodaner ya :D Dün bu duyuruyu yazıp gönderirken entity is too large diye bi uyarı aldım önce. İlk olarak düşündüm dedim ki "aaa duyuruya karakter sınırlaması gelmiş herhalde. ama daha önceden yoktu, cocodancer yazabiliyordu" diye geçti içimden :D Sonra baktım, yüklediğim fotoğrafın boyutu büyükmüş. :D Sanırım sonra başka nicklerle geldi. Umarım hayatta ve mutludur, selam olsun :D
0
🌸pandispanya
(31.01.21)
Hoşgeldiniz, sizi çok iyi hatırlıyorum. İyi ki geldiniz çok güzel tavsiyeler verirdiniz gözlerim sizi arardı valla:)
0
medusa
(31.01.21)
Hatırladım sizi 2013'ten beri duyuruyu takip ederim. 5 sene önce İstabul'da bir plazada çalışıyordunuz ama mutsuz bir yaşamınız vardı. Plaza yaşamını pek sevmiyordunuz. O zaman duyuru açıp bu işleri eşimle bırakıp Ege'de bir kafe açacağız diyordun ama o zaman duyurudakiler uyarmıştı sizi "yapma etme bilmediğin bir işe girme"diye.
Baya ağır şeyler yaşamışsınız ama güçlü bir şekilde çıkmışsınız olaylardan. Hayırlısı olsun. Güzel günler dilerim.
0
komando kani var bende
(31.01.21)
Hatırlamaz olurmuyum ameliyatlarımız birbirine çok yakın zamanlardaydı. Sen yeşim hocaya, ben yusuf hocaya ameliyat olmuştum. Benim ki tiroid ca ydı. O dönem bana çok destek olmuştun. Benim ameliyat izim niye böyle, benim sesim niye kısıldı, kesin hep böyle kalacak, al işte yine beni buldu gibi vs şeylerle seni çok darlamıştım. O dönemde ameliyat sonrası fotoğraf falan da paylaşmıştık birbirimizle. Sonradan numaranı bir şekilde kaybettim.

Yaşadıklarını büyük üzüntüyle okudum. Bundan sonrası için iyi şeyler yaşamanı tüm kalbimle diliyorum. Sen ve sevdillerin mutluluk sağlık ve huzur içinde yaşayın. Babanın yaşadıkları da çok üzücü. İnşallah en kısa zamanda bu durumdan kurtulur. Anneciğine de çok çok geçmiş olsun.
0
nick konusunda kararsizim
(31.01.21)
Hoşgeldin tekrar, umarım annende korktuğunuz gibi bir şey çıkmaz. Görmeyeli Florance Nightingale olmuşsun. Kocanı da al kaç bence, okurken panikatak geçirdim.

Annenin bir rahatsızlığı yoktur umarım bu arada.
0
epistemic_regress
(31.01.21)
@medusa, selaaaam :) çok teşekkür ederim, çok hoşbuldum, ben de sizi hatırlıyorum, yeni cevaplarda görüşebilmek dileğiyle :))

@komando, vallahi şaşırıyorum, çok doğru hatırlıyorsunuz :D neredeen nereye :D güzel dilekleriniz için çok teşekkür ederim :))

@nick konusunda kararsızım, ya ben seni çok aradım ama nickini her defasında unuttumm! Bir ara mesajlaşmıştık buradan ama sonra yine benim başıma olmadık işler gelip girememiştim, bir sonraki girişimde de bütün mesajlar silinmişti askjdh :D Çok üzülmüştüm. Güzel dileklerin için çok çok teşekkür ederim. Beni hiç darlamamıştın, birbirimize destek olmaya çalışıyorduk :)) Umarım sen de sağlıklı ve mutlusundur. Benim yara izim tam olarak geçmedi bu arada :D

@epistemic_regress, çok teşekkür ederim umarım çıkmaz, çıkarsa da savaşmaya devam :) çok hoşbuldum, yeniden teşekkür ederim, sevgiler :))
0
🌸pandispanya
(31.01.21)
Kedili duyurulardan hatırlıyorum ama gerçekten "oha 5 yıl mi olmuş" diye şok oldum.

Ne yalan söyleyeyim bana da çok çok güçlü ve pozitif bir insan izlenimi verdiniz. Herkes demiş zaten ben olsam ilk büyük sıkıntıda pes ederdim sanırım, belki ikincide.

Bundan sonraki hayatınız umarım huzurlu olur, annenizin de inşallah bir şeyi yoktur. Kocaman bir geçmiş olsun, uzaktan sarılıyorum ve tebrik ediyorum duruşunuz için
0
piremses
(31.01.21)
okudum ama simdi cevap yazmak icin scroll yapinca fark ettim ki bayaa uzunmus :D

ben de hatirliyorum seni, ifsalardan guzel bir kiz oldugun aklimda kalmis :) ama fekat 5 yil olmus mu, inanamadim.

ilk duyurumu 2008'de actigimi gorunce de sasirmistim.

hosgeldin tekrar. umarim tatsiz olaylar geride kalmistir.
0
supergirl
(31.01.21)
''Allah allah nerede ki bu pandispanya son zamanlarda hiç görmüyorum'' dediğim şey 5 senelik bir süreç miymiş?! Yuh :)

Her şey için çok geçmiş olsun.
Tekrar hoşgeldin ^^
0
megalomaniac
(31.01.21)
@piremses, yihuu seni de gördüm :) çok teşekkür ederim, güzel dileklerine, güzel sözlerine. sevgiler benden :))

@supergirl, çok teşekkür ederim, o ifşalar çok abartılmıştı, hakettiğimi düşünmüyorum. Zaman ne çabuk geçiyor gerçekten, size de güzellikler diliyorum, sevgiler :))

@megalomaniac, hahaha :D senin ismini gördüğüme de çok sevindim. hoşbuldum, çok teşekkür ederim :))
0
🌸pandispanya
(31.01.21)
Pek iletişimimiz olmamıştı sanki ama senin nickini -ve cevap yazan kişilerin nicklerini de- görünce ekstra mutlu oldum. Tekrardan hoşgeldin :)
0
physcos physcos
(01.02.21)
hatırlıyorum :) hoşgeldin ve hatta, helal olsun :)
0
kitap arasında kalmış silgi tozu
(01.02.21)
Merhaba pandispanya, ben hatirlamadim, cok eski uyeligim ama 5 sene oncesinde pek aktif degildim.

Hatirlattigin cok onemli ve degerli bir sey icin tesekkur ederim. Aileyle fiziki uzaklik sart. Iyi ki de yapmisim, cok da guzel yapmisim.
0
buf-e kür
(01.02.21)
Sevgili pandispanya ne çok şey olmuş ^^ Neden okudum yazdığınız her şeyi hiç bilemiyorum üstelik işten çıkmama 5 dakika var ve yapmam gerekenler vardı ahhaha.. Bodrumu sever Atanlyada yaşarım. Bol şanslar dilerim hikayenin devamında. :)
0
denizmaniaherif
(01.02.21)
@physcos physcos, hoşbuldum, evet belki konuşamamış olabiliriz ama ben de nickinizi hatırlıyorum. Tüm nickler de çok güzel oldu sanki sadece bi hafta girememişim gibi :) çok teşekkürler :)

@kitap arasında kalmış silgi tozu, hoşgeldim, çok teşekkür ederiiim :))

@buf-e kür, işte başka tecrübelerden herkes farklı dersler çıkarabiliyor :D Verdiğiniz karardan ötürü mutlu olmanıza sevindim :))

@denizmaniaherif, hahaha çok üzgünüm çok vakit aldım :D yolunuz buralara düşerse uğrayın, çok teşekkür ederim :)
0
🌸pandispanya
(01.02.21)
Canım pandispanya’m <3 bir yandan gözlerim dolu dolu oldu okurken bir yandan sinirlerim hopladı. Neler yaşanmış ya gerçekten inanılmaz. Ne kadar da güçlüymüşsünüz gurur duydum sizinle.
0
sta
(03.02.21)
yaaa pandispanyaaaaa senin güzel yüreğini severim <3 çok aradı gözlerimiz seni, neler neler yaşamışsın meğer. benim sanırım duyuruya ilk katıldığım zamanlarda aktiftin pek severdim yazdıklarından seni :) yaşadıklarının hepsi geçmiş bitmiş olsun bundan sonrası çok daha güzel olsun inşallah sevgiler...
0
dedim ben sana
(04.02.21)
@sta & @dedimbensana, ya nasıl teşekkür etsem az. Çok sağolun gerçekten. Ben de burada olmayı çok özlemiştim. Paylaşmak da çok iyi geldi. Ne desem az. Güzel dilekleriniz karşısında ben de günlerdir duygu seli içerisindeyim :)) güzel günler hepimize gelsin. Sevgiler.
0
🌸pandispanya
(05.02.21)
emek veren her zaman kazanıyormuş hakkaten
0
bir soru sorcam
(08.02.21)
hoş geldin. umarım bundan sonra her şey güzel olur.

"Taşınıp bizi sildi"

sizin yap(a)madığınızı o yapmış ve bu sizin için de çok iyi olmuş bana göre.

"biz biraz enayi gibi davrandık belki"

maalesef. karşı taraf sadece kendisini düşünüyor, sizi bir güzel sömürüyorsa şahsen ben öyle birine yardım etmem, ne hali varsa görsün derim. herkesin yardımına, yardım istemeyenin bile yardımına koşmak (öldürülme tehlikesi olan anneyi hariç bırakıyorum tabii) çok fazla yorar insanı.

eşinizin çocukluk arkadaşının sizi satması sonrasında biraz arkadaşlıklara olan inancım azaldı ama sonrasında "bir sürü arkadaşımız hayatı pahasına bize siper oldu" demişsiniz. o güzel bir olaymış :)

biraz hızlı okudum. babanız hala hapiste sanırım? peki özel değilse bu iftira atan kişi neden iftira atmış?
0
hlot
(08.02.21)
@bi soru sorcam, hahah öyle diyelim fakir tesellisi olsun bizimki de :))

@hlot, uzunca anlatmıştım aslında ama cep telefonumun azizliğine uğradım ve tüm cevabım gönderemeden kayboldu :) bu yüzden yeniden yazmak için güç toplamayı bekledim. nihayet topladım :))

söylediğiniz şeyler çok doğru. Kesinlikle yardım talep etmeyen insanlara ısrarla yardım etmek yanlış. Yardım talep edenler de bir süre sonra mantık dışı taleplerde bulunmaya başlıyorsa orada da dur demek gerekli. Teoride hepsini her zaman biliyorduk ama pratiğe dökemedik maalesef :D Umarım ileride bu konuda biraz daha başarılı olabiliriz.

Evet babam hala cezaevinde. İftiranın sebebini gerçekten net olarak kestiremiyorum. Birkaç boyutu var. İftirayı atan kızın annesi, babama devamlı eşinden boşanmak istediğini, evlilikten çok sıkıldığını, sevildiğini hissetmediğini anlatıp babama yanlıyormuş. Babam da her fırsatta ikisi arasında böyle bir şeyin söz konusu olamayacağını dile getirmiş, kendi kız arkadaşıyla tanıştırmış, her fırsatta kadının eşi olacak adamı övmüş, aralarını yapmak için çabalamış vs. Buraları kadın da reddetmiyor. Kadın devamlı babama birikmiş parası olup olmadığını, malı mülkü olup olmadığını soruyor sohbetlerde. Diğer yandan bu ailenin ekonomik durumu kötü. Babam da durumu kötü olan 4-5 çocuğa aynı anda ders veriyor. Bazı dersler 1-2 sabit yetişkin de katılıyor. Ders verilen yer 8-10m2'lik bir alan. Bütün öğrenciler yanyana oturuyor. Zaten aynı zamanda malzeme satışı yapılan bir yer. Devamlı müşteri de var, hiç bir saniye boş kalmaz. Şikayetçi olan kız, eğer babama yakın olan sandalyede oturmazsa ağlayıp ortamı terk ediyor, yalvar yakar başka öğrenciyle yer değiştiriyorlar her defasında önde ve babamın yanında olmak için. Derste çekilmiş o kadar çok fotoğraf da var ki. Kız babama devamlı arkasından sarılıyor, şakalar komiklikler yapıyor vs. Bu fotoğrafların hiçbirinde de babamın bir teması yok. Öğrenci gelip arkasından elini atmış yani babama, son derece güven dolu bir ilişki gözüküyor.

Babam bu çocukların maddi durumu kötü ama çok yetenekli oldukları için, normalde verdiği fiyatın 5'te 1'ine filan veriyor dersleri. Gerçekten komik rakamlara. Hatta bu olaylar olmadan önce babam bu çocukların yaramazlığından çok şikayetçiydi, enerjimi emiyorlar diyordu. Ben de tartışmıştım babamla, sen deli misin günde kaç saatini 25 lira için tüketiyorsun diye. O da ileride iyi bir sanatçı olduklarında benim de bir katkım olmuş olsun, yoksa heba olacaklar demişti. İdealist bir adamdı maalesef. Sonunda g.tümüzde patladı.

Neyse uzatmayayım. Babam devamlı ailelerle tartışıyor bu çocukların yaramazlıkları yüzünden. Dersleri bitirmek istiyor. Çocuklar ağlıyor hocam bizi bırakmayın diye. Aileler de yalvarıyor bi şans daha verin diye. Böyle diye diye 3-5 defa tam bitme aşamasındayken zorla devam ettirdiler babamı. Bu arada şikayetçi olan kızın ailesi çocuğun yaptığı şeyleri satarak para kazanıyor. Mesela babamdan aldığı ders ve materyal 100 tl'ye malolduysa 500tl'ye başkasına satıyorlar gibi. Çocuğu fabrika gibi kullanıyorlar. Hatta çocuk babama arada şikayet ediyor "hocam annem sattığı şeylerden bana hiç para vermiyor" diye. Çocuklar derse gelmeyi sevdiği için devam etmek istiyorlar ama ailenin kaygısı da geçim kapısı olması.

Sonra kurs bitiyor, yaz tatili başlıyor. Bunlar köylerine dönüyorlar. Ertesi eğitim döneminde ilk olarak yine bu kız yine babama geliyor derslere devam etmek istediğini söylüyor. Babam bu sene yapamayacağım diyor. Yine ısrarla başlıyorlar. Derken son derste yine öncekilerle benzer sebeplerden babam önce kızı azarlıyor, sonra da annesi babamın sanatına hakaret edince annesiyle tartışıyor ve onları atölyesinden kovuyor. Bi daha buraya gelmeyin artık yeter başka kurs bulun diye gönderiyor. Hatta tartışmada kadının kocası da orada ve babama hak veriyor, adam babamdan özür dileyerek ayrılıyor, o da inkar etmedi bunu da mahkemede.

İşte ertesi gün babamı gelip tacizci diye alıyorlar. O gün bugündür babam yok. Babama bütün fotoğraflarda kendiliğinden sarılan çocuk, bir anda "ilk günden beri beni taciz etti, telefonundan devamlı porno izletiyordu" diyor. Bu arada 7-8 ay kursa güle oynaya gelip, ertesi sene de devam eden de kendisi. Annesi ücretsiz kurs bulup o kursa göndermek istediğinde kız "anne ben attan inip eşeğe binmem" diye ağlıyor herkesin gözü önünde askdjha. Babası olan adam belediyede en alt kademe çalışandı (tam görevini özellikle söylemiyorum), kadın da ev hanımıydı. Bu olaydan sonra yarattıkları o yalan mağduriyetle öyle büyük bir destek aldılar ki, herif milletvekili aday adayı oldu, kadın delege oldu filan öyle bir hikayeler :) Bütün kapılar açıldı sonuna kadar.

Bu arada demiştim ya, o 8m2 alanda ders alan 4-5 kişiler sabit diye. O kişilerden biri kızın kuzeni. Aynı süre yan yana ders alıyorlar ve çocuk hiç böyle bi olay görmediğini söylüyor. Çocuklarla aynı anda derse giren yetişkinler de aynı beyanı veriyor. Daha detaylı biçimde. Sonra avukatları "yalan söylüyorsunuz, çocuklar bu yetişkinleri hiç tanımazlar" dediler, bi dolu fotoğraf ve video verdik dosyaya. Çocukların o yetişkinlerle beraber ders aldıkları, kutlama yaptıkları... Ama hiçbiri dikkate alınmadı. Bu arada babamın telefonuna porno iddiası için ilk dakika el koyuyorlar zaten. Babam da diyor ki "bahsettiğiniz türden en ufak bi görüntü bulursanız, beni yargılamayın direkt idam edin" diye veriyor telefonu. Nitekim hem polis, hem de bilirkişi ayrı ayrı detaylı inceleme yapıyor ve ikisinin de raporu babamın lehine, çocuğun söylediği tarzda herhangi bir görüntü hiç olmamış telefonda. Yani ortadaki yalan gün gibi ortada. Ama bunu da değerlendirmedi mahkeme.

"Şu da tacize uğruyordu" dedikleri yetişkinler vardı. Onlar da mahkemeye gelip bu ülkede her gün sayısız tacize uğradıklarını ama bunu yapan kişinin hiçbir zaman benim babam olmadığını" söyledi sağolsun.

Bir tek bu alfa kızın en yakın arkadaşı olan, yine aynı sınıfta bunla ders alan diğer kız dedi ki "beni de taciz etmiş ben görmedim ama arkadaşım ayşe (diyelim) görmüş, öğretmen benim popoma elini sokmuş, şikayetçiyim" adshakd. O kızın ailesi kızlarının gerçekten tacize uğrayıp uğramadığını bilmek, hak aramak isteyen insanlardı mesela. Onlara kızmıyorum. Ama yani 1.80 boyunda bir yetişkin, herkesin içinde bir kızın pantolonundan içeri elini soksa, bunu o kızın farketmeyip arkadaşının ona sonradan haber vermesi mümkün mü... İçerideki diğer insanları geçtim. Sana yapılan şeyi sen farketmiyorsun da arkadaşın sana haber veriyor. Hiçbir yerde de yalnız kalınıp yalnız ders yapılmıyor bu arada. Bi tek bu esas kız ilk ifadesinde öyle bi yalan söylemişti. Ben de babama sormuştum, "yok kızım hiç tek başına ders yapmadık" demişti. Sonra kız mahkemede ifadeyi geri çekti, öyle bişey olmadı dedi. Off bunlar minik detaylar. Çok daha majör şeyleri atlıyorum sürece zarar verir mi bilmediğimden.

Mesela çocuk izlem merkezi diye bi yer var, oradaki uzaman 2 çocuğa da defalarca soruyor, "hiç vücudunuza kıyafetlerinizin içinden dokundu" mu diye, iki çocuk da birbirinden habersiz defalarca "hayır hiç öyle bişey olmadı" diyorlar. Sonra adli görüşme bitiyor, çocuklar aile ve avukatların yanına gidip sonra geri dönüp aslında söylemeyi unuttukları bişey olduğunu ve öğretmenin onlara kıyafetlerinin içinden de dokunduğunu ekletiyorlar rapora. Bu da raporda aynen böyle "adli görüşme sona erdikten sonra çocuklar aile ve avukatların yanına gidip döndükten sonra bıdı bıdı eklettiler" diye yazıyor. Sonra mahkemede bunu da geri aldılar "yok öyle bişey olmadı" diye.
Yani çocukların görüntülü ifade vermesinin bi amacı var. Görüntülü ifade bitip her şey kapandıktan sonra bunu rapora kim ve nasıl yazdırdı, bu raporu tutan kişi 50 kez bu soruya cevap almasına rağmen bunu nasıl sonradan rapora ekledi, mahkeme bu geçersiz rapora nasıl riayet etti, hadi etti diyelim, çocuklar sonradan yalan söylediklerini kabul edince neden bir şey değişmedi? Bir sürü bilinmez...

Neyse sonuca geleyim. Bu işlere ömrünü adamış bir profesör ve klinik psikolog bizim dosyamızı, çocukların beden dilini, sesini, mimiğini, verilen ifadeleri filan inceleyerek bi rapor sundular. Bu raporda söylenene göre, esas kız annesinin etkisi altında, ikinci kız da esas kızın etkisi altında yalan söylüyor. 15 sayfalık aşırı detaylı bir rapor. Ben bir cümleyle özetlemiş olayım.

Sebebini bilmiyorum, sonuç olarak belki başta bi ceza vermek istediler ama bir yerde kontrollerinden çıktı. Ardından gelen imtiyazlar, işlerin büyümesi ve yalancı çıkmaları durumunda ceza alma ihtimalleri sebebiyle geri adım da atamadılar. Düşüncem bu yönde.

Dosyayı okuyup isterlerse 200 sene ceza versinler ama okusunlar yeter ki. Bugüne kadar okunmadı maalesef. Hala son kararda bile geri çekilen ifadeler sanki yeni verilmiş gibi yazıyor. Tüm kararlar kopyala yapıştır şeklindeydi. İnanıyorum bir gün okuyacaklar.
0
🌸pandispanya
(11.02.21)
mahkeme heyeti oluşan kamuoyunun-birilerinin etkisi altında olabilir mi
0
esref
(11.02.21)
@esref, detay veremiyorum ama kesinlikle öyleydi. O dönem ne yazık ki gerçek olan birçok iğrenç olay peşpeşe oluyordu, hepimiz zaten artık patlama noktasındaydık. babam ne yazık ki bu gündemin içine düştü. ailelerden biri medya çalışanı, diğeri belediye ve bazı mezhepçilik işlerinin içinde olunca çok büyük bi kamuoyu oluştu ve finans programlarına kadar babam dönüyordu haberlerde.
0
🌸pandispanya
(11.02.21)
Off cok kotuymus ya. Kiz da butun ifadelerini geri aliyor da o porno ifadesini niye geri almiyor :(
0
hlot
(13.02.21)
@hlot, onu geri almasına gerek kalmadı zaten, yalan söylediği 2 ayrı inceleme ile, devletin kurumları ve kanalları ile kanıtlandı zaten...
0
🌸pandispanya
(13.02.21)
vay! uzun bir süredir çok aktif değilim ben de burada ama net hatırladığım kullanıcılardansınız.

bu kadar şeyi yaşadığınızı bilmek üzdü fakat bu kadar şeyin altından kalkabildiğinizi görmek bana gerçekten hayat motivasyonu oldu.

umarım bir daha ayağınıza taş değmez!

cafe ismini alabilirsem ben de mutlaka uğramak, yönlendirmek isterim.
0
bir ileti paylastim
(23.02.21)
@bir ileti paylaştim, ben de sizi net olarak hatırlıyorum :) eveet bazen dert dinlemek de dertlere bir nebze derman olabiliyor xD çok teşekkürler güzel dileklerinize. Kafenin ismini paylaşacağım :) Duyuruculara ömür boyu indirim var, mutlaka haberdar edin! :D
0
🌸pandispanya
(23.02.21)
Seninle tanıştığımız dönemden farklı bir kullanıcı adı kullandığım için şu an beni hatırlamayacaksın muhtemelen ama hem mesaj atıp kendimi tanıtacağım hem de mekanın ismini alacağım ki yazın gelelim :)
Ben seni çok iyi hatırlıyorum, saç rengini seçtiğimiz zamanları falan. Böyle uzun sarı/soğan kabuğu gibi bir saçın vardı çok güzel dalgaları olan. Keyfin de yerindeydi o zamanlar. Güzelliğine özenmiştim yalan yok. Geçtiğimiz haftalarda da duyurudan bir arkadaşımla oturup milletin duyurularıyla dalga geçerken senin cevabını gördük :D dedik aaa dönmüş, yoktu uzun zamandır falan... o zaman şöyle bir yorum yapmıştık “yea benim de öyle fıstık gibi hayatım olsa hayatta uğraşmam yani duyuru falan” şu konuşmadan ve önyargıdan utandım okuyunca, hepsini de okudum. Öncelikle babanın başına gelenler için çok üzgünüm, empati yapıyorum, anlattıkların benim mental sağlığımı geri dönüşsüz bozardı. Sen çok güçlüymüşsün. Başınız sağ olsun ayrıca ve umarım annenin sonuçları da iyi çıkacaktır. Gözlerine gelince, minnoş gözlerin daha da minnoş olmuştur eminim. Hayat bu, görme yetimizin ömür boyu bizde kalıp kalmayacağını da bilemeyiz. O yüzden “insan ancak yüreğiyle baktığı zaman doğruyu görebilir, gerçeğin mayası gözle görünmez.” Diyorum. Sen ve eşin duyduğum en güzel kalpli insanlardansınız. Umarım isteyen herkese böyle hayat arkadaşları nasip olur. Hoşgeldin canım.
0
irene
(23.02.21)
@irene, hay allah ya gerçekten gözlerim dolu dolu okudum. ne güzel yazmışsın :/ çok teşekkür ederim. bütün güzel düşünce ve dileklerine. hayat işte durduğu yerde durmuyor :D
aaaa ama o zaman güzel haberi de vereyim, annemin sonuçlarını daha birkaç gün önce alabildik, temiz çıktıııı :) bence de bir gün bir yerlerde yeniden güzel şeyler olacak. kimse umudunu kaybetmesin yuhuu :d

çok hoş buldum. gerçekten. tarif edemeyeceğim kadar çok teşekkür ederim... <3
0
🌸pandispanya
(24.02.21)
(27)

influencer'lardan etkileniyor musunuz?

in vino veritas
takip ettiginiz, guvendiginiz, bir sey oneriyorsa gozum kapali tercih ederim dediginiz influencer(lar) var mi, varsa kimler ve neden guveniyorsunuz? alisveris tercihlerinizde influencer'larda gormus olmanizin ne kadar etkisi oluyor? yas ve cinsiyet belirtebilirseniz super olur.
takip ettiginiz, guvendiginiz, bir sey oneriyorsa gozum kapali tercih ederim dediginiz influencer(lar) var mi, varsa kimler ve neden guveniyorsunuz? alisveris tercihlerinizde influencer'larda gormus olmanizin ne kadar etkisi oluyor? yas ve cinsiyet belirtebilirseniz super olur.
0
in vino veritas
(28.01.21)
yok 30 e
0
nahtoderfahrung
(28.01.21)
bir şeyi almamam için tek geçerli sebep onu bir influencer'ın övüyor olması.
0
super kahraman olsaydim baba olurdum
(28.01.21)
super kahraman olsaydim baba olurdum +1

vasıfsız influencer takip etmiyorum. ama normal ünlüler de artık bir şeylerin reklamını yapar oldu ve çok itici geliyor bu ürünler. asla terci sebebim olmaz, daha çok negatif etkiler. o ürünü alsam sanki kandırılmışım gibi hissederim.

30-k
0
istanbul kanatlarimin altinda
(28.01.21)
Evet, ilgimi çeken bana lazım olacak bir şey olunca bakıp alıyorum. Yeni ürün keşfetmek açısından faydalı bir şey bence, ama sırf yorumlara inanıp dan diye ürün almak biraz saflık.
31e.
0
roket adam
(28.01.21)
negatif yönde etkiler.
influencer'lığa en aklı başında başlayanlar bile zamanla bi değişik oluyorlar. bu işe girdiğini gördüğüm herkesi engelliyorum, görmek istemiyorum. örn: numerusclauses. çok tatlı kadın aslında. ama linklerinden içim bayıldı.

30küsur k
0
evanka
(28.01.21)
Bende de ters etki yapıyor. Ürün tanıtacaksan da azıcık gerçekçi tanıt yani. Her gün 10 tane krem tanıtıyor, aynen hepsini aynı anda kullanıyorsundur kesin. Ama altlarına mercedes audi çekebildiklerine göre muhtemelen iyi satış yapıyorlardır, gözü kapalı tercih eden kesim çoğunluktadır.
22 k
0
Hazelelif18
(28.01.21)
İnfluencerler ile herhangi şekilde etkileşimim yok, olsa da etkilenmezdim muhtemelen.
0
Tochinoshin
(28.01.21)
hayır, hiçbirini güvenilir bulmadığımdan verdikleri önerileri ciddiye almıyorum.
29 k
0
juliette
(28.01.21)
Hepsi satış için sevgi ponçiğine dönüşüyor, normaldeki cool havaları birden gidiyor. Ama bazen ilgimi çeken ürün olduğunda etkileniyorum ve çok nadir de olsa alıyorum. Ece Targıt tanıtım işini dengeli yaptığı için takip ediyorum, tarzısın seviyorum.
0
kaset
(28.01.21)
25-e

nope. hatta bunlar paylaşıyorsa kesin bir bokluk vardır diyorum.
0
westblack
(28.01.21)
Hayır ya aksine itiyor yani. Nisan hakan takip ediyordum komik şeyler paylaşıyor diye. Adam da Trendyol linki verme terör örgütüne katıldı. Yakında çıkacağım takipten. Saçma sapan şeyler öneriyor bir de yani aşırı saçma geliyor. Alacağım varsa da almıyorum.
0
elorelia
(28.01.21)
Hayır. 32 E.

Reklam parası için, iyi teklif ile gelenin ürününü övecek kişiye güvenmek mantıklı gelmiyor. Evet, reklam izleyip de gaza gelip ürün almaya ikna olmak da pek yaptığım bir şey değil.

Not: Takip ettiğim bir influencer yok.
0
nawar
(28.01.21)
Reklamı yapılan ürün için etkilemiyor ama sosyal medyada sürekli tüketimin vurgulandığı gönderiler, reklamlar sinirlerimi bozmaya başladı. Farkında olmadan tüketime itiyor mu diye düşünmeye başladım. Takip ettiğim bir influencer yok ama bir yerlerden denk geliyor illa.

27k
0
jazzabel
(28.01.21)
influencer denilen şeylere neden influencer acaba diyordum, şu an öğreniyorum. bana yeterince influence edememişler demek ki şimdiye kadar. neyse özetle hayır, zaten hiçbir ürünü biri güzel dedi diye almıyorum, ihtiyacım olan şeyler için ekşi ve muhtelif alışveriş sitelerinden yorumlara bakıyorum. sonuçta influencer önerisi kanald reklamından farklı bir şey değil.
33 k
0
fiddler s green
(28.01.21)
Hayır 24 K
0
ruhen hastayim ben
(28.01.21)
25-e

hayır hatta olumsuz etkiliyor. iyi bir ürünün bu şekilde değil de mouth-to-mouth anlayışıyla tanıtımını yapacağını düşünüyorum.

kalitesiz bir ürünüm olsaydı ilk influencerlara reklam verirdim
0
oekuklu
(28.01.21)
Cevap sayılır mı bilmiyorum ama etkileşim halinde olmamama rağmen "influencer" kelimesini duyduğum an saçlarım diken diken oluyor.
39 e
0
wrench
(28.01.21)
evet çok etkileniyorum. tiksinti ve türevi etkiler yaratıyorlar bende. yani aşırı etkileniyorum infuluınsır lardan.

30küsür E
0
ghostinthemech
(28.01.21)
Bir kremci beyefendi var. Onun tavsiyelerinden secerek alisveris listemi oyle olusturuyorum, cunku guven veriyor urun denerken.

Kremci bey dedigim, biyolog aslinda.

Sarap alirken de, deneme listemi olustururken de, Instagram´dan bol bol faydalaniyorum. Damak tadimin yakin oldugu isimler var, onlarin onerileri genelde beni tatmin ediyor. Ne icmis, ne soylemis onlar hakkinda? Profesyonel mi yoksa sarapsever mi? Prof. ise tabii bir tik daha onyargi ve acaba ile yaklasiyorum. Tabii ki kendi sattigi saraplari ovecek ve sunacak. Ancak tüketicilerdense influencerler, boyle bir durum yok. Bir üretici ile isbirlikleri vs. olursa, o ayri tabii.

Mesela V. Milor yabanci sarap onerilerinden masama koyup "ya hu ne alaka?!" dedigim bir sarap olmadi. Sürekli iyi cikan onerileri var, bu nedenle güveniyorum.

Bunlar disinda, moda ürünlerinde vs. kimseyi takip etmiyorum.
29 K
0
buf-e kür
(28.01.21)
Amazon com yorumları referans noktam

İnfulinsır övüyorsa hayatta almam
0
hochgeschwindigkeitszug
(28.01.21)
Artık gelinen nokta evinin mobilyasını çekip en güzel mobilyalar için kaydırın. Kaydırınca da kel alaka ürünler :)
O kaydırın tayfasını topyekün çıktım takipten. Yemek sayfası bile takip etmiyorum tencere tas kaydırını yüzünden artık aradığım şeyi googlelayarak araştırıyorum.
0
cilekli pasta
(28.01.21)
Sosyal eczaci’yi takip ediyorum ben.
Bir de link, kaydirin vs umrumda olmuyor ama restoran vs bakabiliyorum bazen.

Bazen story e “dun giydigimi cok soran oldu, aynisini bulamadim ama benzerlerini ekledim, yukari kaydiriiin” diyenlere sinir oluyorum :/ influencer arkadasim var birkac tane ama millet gercekten soruyor bunlari, gercekten merak ediyorlar, gercekten aliyorlar.

Enteresan yani.
0
kuehles blondes
(28.01.21)
influencer veya ticari hesap takip takip etmiyorum 38e
0
groovettyn
(28.01.21)
o kadar ilgimi çekmiyor ki sanki hiç görmemiş gibi oluyorum
34 e
0
maksit08
(28.01.21)
26E.

influcancer kitlesinden kimseyi takip etmiyorum, dolayısıyla neyi tercih ettikleri konusunda da fikrim yok. bir şeyi öneriyorlarsa da bunu para aldıkları için yaptıklarını biliyorum, haliyle beni hiçbir şekilde etkilemiyor. yani ortada bir ürün söz konusu, bu ürünü yapanlar atıyorum 5 bin lira verip birilerine "bizim ürünümüzü öv" diyorlar. bu beni niye etkilesin ki? ürünün özelliğiyle ilgili şeyler dikkatimi çekebilir tabii ama bu durumda da zaten işin influencer'lık bir yanı kalmıyor.

bir tüketici olarak reklamın benim için iki anlamı var: birincisi aşinalık (sürekli maruz kaldığım bir markayı tercih etmem veya benimsemem daha kolay oluyor), ikincisi firmanın satış için aktif çaba göstermesi ve reklam yapması. yani birisi reklam yaptığında, "ürünlerini satmak için uğraşıyorlar" diye düşünüyorum; bu otomatik olarak biraz daha olumlu bir izlenim uyandırıyor reklam yapmayan işletmeye kıyasla, biraz daha fazla güven veriyor. ama influencer dediğimiz kitlenin yaptığı şeyin benim açımdan reklamın bu "olumlu" yönüne hiçbir katkısı yok. o açıdan ben umursamıyorum. tercihimde kullanıcıların yorumları, ürünün işlevselliği vs. daha belirleyici olur.
0
der meister
(28.01.21)
influencer'lardan sadece güzel memesi olanları takip ediyorum. sattıkları ürünlerle hiç ilgilenmiyorum.
0
rahmi pinkfloydoglu
(28.01.21)
evin yolunu bulabilecek kadar zeki olan birisi oldugum icin hayir,
buyuk firmalar reklam yaptirirsa almiyorum, yorumlara da yaziyorum
30k
0
wishmaythşngs
(28.01.21)
(17)

muhit mi ev mi?

la lykia
hangi evi satın alırdınız, neden?aradığınız kriterler açısından kötü olarak nitelendireceğiniz ve hiç taşınmak istemediğiniz bir muhitte ama aradığınız tüm kriterleri olmasa bile kriterlerin %90'ını karşılayan çok güzel bir ev.muhit olarak tüm kriterlerinizi karşılayacak, bildiğiniz, sevdiğiniz, kon
hangi evi satın alırdınız, neden?

aradığınız kriterler açısından kötü olarak nitelendireceğiniz ve hiç taşınmak istemediğiniz bir muhitte ama aradığınız tüm kriterleri olmasa bile kriterlerin %90'ını karşılayan çok güzel bir ev.

muhit olarak tüm kriterlerinizi karşılayacak, bildiğiniz, sevdiğiniz, konut fiyatlarının çok hızlı yükseldiği bir muhitte neredeyse hiçbir kriterinizi karşılamayacak kötü bir ev mi?

(evi alıp sonradan tadilat yaptırma şansınız yok orta-uzun vadede, aldığınız gibi kullanacaksınız, ayrıca tadilat ile de değiştiremeyeceğiniz dezavantajları var, sadece bunlar değil ama çok basit bir örnek ile ev arka eve bakıyor, gördüğünüz tek şey diğer evin odaları, balkonu, mutlaka çift tuvalete ihtiyaç var ama tek tuvaletli gibi gibi, değiştirilemeyecek yapısal dezavantajlar biraz)

fiyatlar aynı.

edit: deprem ile ilgili; kötü muhitteki ev deprem bölgesinde, hatta bölgedeki büyük faya çok yakın ama bu yıl yapıldı, 0 ev ve en üst standartları karşılayan bir inşaat kalitesi var.

iyi muhitteki ev deprem açısından güvenli bir bölge, zemin iyi ama inşaat kalitesi bilinmiyor, ev eski baya.
0
la lykia
(27.01.21)
kötü bir evdense dandik bir muhiti tercih ederim. kötü bir evin derdi kesinlikle bitmiyor, evin özellikle altyapısının yeni ve bakımlı olması çok önemli.
0
roket adam
(27.01.21)
2 yıl beylikdüzü'nde yaşadım, 2 yıldır Kozyatağı'nda yaşıyorum.

Beylikdüzü'ndeki ev efsaneydi. Ama Beylikdüzü :/
Şimdiki ev güzel ama bina eski. Daha kötü olsaydı da Kozyatağı derdim. Yakın arkadaşım Acıbadem'de yaşıyor. Evin içi 'yapılı' değil. Ama muhit olarak çok iyi olduğu için görmezden gelirdim evdeki olumsuzlukları. Komple tadilat olmasa bile ufak ufak (lavobo, klozet, mutfak vs.) yaptırılır.
0
himmet dayi
(27.01.21)
Ben ikinciyi tercih ederim, ediyorum, ettim.
0
pati
(27.01.21)
Öncelikle 2 eve de deprem ve rutubet açısından bakmak lazım, kriter karşılamama durumu binanın allaha emanet olması veya evde rutubet lekeleri olması ise baştan yatar muhit işi. Ki bunu muhitinden ayrılmamak için fahiş kira ödeyen biri olarak söylüyorum.
0
whoosie
(27.01.21)
Muhit! Bu sonuca kotu seyler yasayarak ulastim.
0
buf-e kür
(27.01.21)
deprem ile ilgili; kötü muhitteki ev deprem bölgesinde, hatta bölgedeki büyük faya çok yakın ama bu yıl yapıldı, 0 ev ve en üst standartları karşılayan bir inşaat kalitesi var.

iyi muhitteki ev deprem açısından güvenli bir bölge, zemin iyi ama inşaat kalitesi bilinmiyor, ev eski baya.
0
🌸la lykia
(27.01.21)
muhit demişken biraz daha bilgi vermek lazım hocam. sarıgöl ile suadiye'yi mi karşılaştırıyoruz yoksa atıyorum maltepe ile suadiye'yi mi karşılaştırıyoruz? arada ciddi fark var.

bu arada deprem konusu da yabana atılmamalı. "baya eski ev"in depremde yıkılma riski çok daha yüksek. 2000 öncesi evlerde bu risk her zaman var.
0
roket adam
(27.01.21)
Tecrübeyle sabit
Muhit tercih edilmeli.
İnsan her zaman ev dışında vakit geçirmek için imkan yaratmaya çalışır. Kötü bir muhitte eve tıkılır kalırsın.

Kadıköy moda’da en yeni ev 50 yıllık.
Ama kiralar 3.000’den başlıyor ve genel olarak ev bulmak zor.
Fındıklı’da en eski ev 15 -20 yıllık. Kiralar 1.000’den başlıyor.

İnsan doğası her zaman iyi konum ister
0
otopsicocugu
(27.01.21)
Çevrenin değeri evin değerinden daha yüksek. Kötü ev, kötü semt kadar çekilmez bir şey olsa da evin kötülüğünü bilirsin ama çevrenin kötülüğünü bilemezsin. Evi öyle yada böyle düzeltme şansın var, çevreyi düzeltemezsin.
0
alfred
(27.01.21)
Evin icini degistirebilirsin ama muhitini degistiremezsin
0
fakyoras
(27.01.21)
Kötü muhitten ev alınmaz, iyi muhitteki evde olmazsa olmazlarınız tadşlatla giderilemeyecekse, evin 5 sene içinde kentsel dönüşüm şansı da yoksa o ev de alınmaz. Demek ki bu evler alınmayacak. İyi muhitte başka evleri kovalayın.
0
SiyamkedisiZorro
(27.01.21)
Evin içi ne kadar iyi olursa olsun, bulunduğu muhitin kalitesi de yaşam standardınızı o kadar yükseltir. Sadece 4 duvar içinde değil o çevrede yaşam süreceksiniz. Bu şartlarda ikisini de almaz, iyi muhitte ev bakınmaya devam ederdim.
0
onune3012
(27.01.21)
eğer muhit ciddi kötü değilse yeni ev derdim. ben de yeni ev almış biri olarak istediğim semtte deprem sonrası ev bulamadığım için hiç aklımda yokken Maltepe'ye taşındım ama çok kötü değil, memnunum. tabii ki bu paraya maks 10 yıllık suadiye erenköy hatta bostancı'da bulsaydım oraya giderdim ama olmayınca olmuyor.
0
Flaneur
(27.01.21)
0
esref
(27.01.21)
pandemi olduğu için kötü muhit iyi ev. çünkü çoğu zaman eve geçiyor.
0
mikahakkinen
(27.01.21)
tabi ki muhit tartışmaya bile girmem.
0
jamswety
(27.01.21)
muhit +1
cunku etrafindaki insan kalitesi binanin yeni olmasindan daha degerli.
0
cooperr
(27.01.21)
(15)

arap ülkelerinin baklavalarindan yediniz mi?

Coma
nasil buldunuz?bugün toplantiya gelen arap misafirimiz getirmis ama hangi ülkeden onu soramadim, tatli var dediler gittim sadece. baklavayi görünce de cok sevinmistim.ama yer fistikli baklava yapmislar, igrenc. hayatimda daha kötü birsey yemedim. orada caktirmadim ama cok kötüydü ya. hem serbetli he
nasil buldunuz?

bugün toplantiya gelen arap misafirimiz getirmis ama hangi ülkeden onu soramadim, tatli var dediler gittim sadece. baklavayi görünce de cok sevinmistim.

ama yer fistikli baklava yapmislar, igrenc. hayatimda daha kötü birsey yemedim. orada caktirmadim ama cok kötüydü ya. hem serbetli hem tuzlu.

böyle mi hepsi?
0
Coma
(27.01.21)
yemedik.
0
goodz
(27.01.21)
Goodz+1
0
Kahir ekseriyet
(27.01.21)
Yıllar evvel suriyeden bi akrabam getirmişti. Hafif ısıtıp yemiştik ben çok beğenmiştim.
0
nickimin hakkini veremedim
(27.01.21)
Yedim (Dubai'de yemiştim), berbattı bence. Hem kalite olarak, hem lezzet olarak bizimkiler bin basar.
0
roket adam
(27.01.21)
Vejetaryenken cok yemistim Suriye ve Lübnan baklavalarini. Cok üst düzey tatli yapiliyor Lübnan´da, zaten mutfaklari da cok iyidir, siz kotusunu yemissinizdir.

En son Israil ve Filistin´de yedim, yine bizimkilerden cok daha iyi malzeme kullandiklarini gordum. Zaten Israil´deki fistik bizimkilerden cok daha lezzetli, bagimlilik yapan bir sey. Türkiye´de de iyi yapan yerler var ama sayilari cok cok az.
0
buf-e kür
(27.01.21)
Yedim, güzel degildi. Ama bu bir genelleme oluşturmaz. En az 5 günlüktü benim yediğim.
0
pass
(27.01.21)
Bizim baklavalar araplarinkine tur bindirir kesinlikle. Ayni sey doner falan icin de gecerli, araplarin yaptigi seyleri yiyip bizimkinde iyi dedigim hicbir sey olmadi.

Ama ikisini de bilmeyen birine yedirsen araplarinkini de begenebilir. Agiz tadi, aliskanlik meselesi.
0
cooperr
(27.01.21)
Farklı zamanlarda çokça yeme fırsatım oldu.
Bana hepsinin tadı aynı gelmişti nerede yesem hep aynı ağır tat vardı.
0
Fiyu
(27.01.21)
freebird5406_2
(27.01.21)
fıstığın hası ve kökleri levant*-halep hattında olduğu için şüphesiz en iyisi oralarda. lübnan mesela. hem zaten bunlar arap değil, levant halkı.
0
esref
(27.01.21)
Yemedim ama suudlar, körfez ülkeleri Arapları ve suriyeliler hem İstanbul'da hem de Mersin/Adana'da tatlıcıdan çıkmıyor, kilo kilo tatlı alıyorlar sürekli. Demek ki bizimkiler daha iyi :)
0
prole
(27.01.21)
Suriye, lübnan baklavaları tatlıları ve yemekleri bizim baklavalarımızı cebinden çıkarır zaten baklavanın ve Türk mutfağının orjinali Araplara ait. Baklava, künefe, kadayıf, burma vs. Şerbetli tatlılar hepsi aslen Arap işi ve hakikisi bizimkilerden çok daha güzel. İstanbul'da salloura ve senyora dan denenebilir.
0
acebi
(27.01.21)
Ürdün'de yedim, mükemmeldi.
0
SiyamkedisiZorro
(27.01.21)
Misir, suudi baklavasi vs kesinlikle sevmiyorum ama suriye, lübnan, ürdün tatlilari cok iyi.
0
kuehles blondes
(27.01.21)
Ben de bir iki yerde yedim. Türkiye'deki kaliteli bir baklavanın yanına yaklaşamaz.
0
zaxurani
(27.01.21)
(9)

Şarapçılar gelin sofra kuruyoruz (bonuslu)

pati
Rakıcıyım, şarap kültürüm sadece içici olmaktan ibaret. Hiç şarap sofrası kurmadım, güzel bir yemek yapıp yanında içerim normalde. Şimdi misafirim gelecek ve keyifli bir sofra kurmak istiyorum.*sınırsız kırmızı şarap var, ben yaptım*iş çıkışı gelecek, aç oluruz*rakı sofrası gibi uzun uzun muhabbet e
Rakıcıyım, şarap kültürüm sadece içici olmaktan ibaret. Hiç şarap sofrası kurmadım, güzel bir yemek yapıp yanında içerim normalde. Şimdi misafirim gelecek ve keyifli bir sofra kurmak istiyorum.

*sınırsız kırmızı şarap var, ben yaptım
*iş çıkışı gelecek, aç oluruz
*rakı sofrası gibi uzun uzun muhabbet ederken şarabımızı içelim
*hazırlık için yeterli vaktim var
*hafif bir yemek üzerine atıştırmalık vs olabilir

Evet, sofrada neler olsun?

Bonus: alkol kullanmayan bir arkadaşımız da gelebilir, ona şarap alternatifi ne alayım?
0
pati
(25.01.21)
Ben şarabın yanında cips - çerez ve peynir arıyorum
Başka bir gereklilik yok
Belki 1-2 çeşit mevsim meyvası da olabilir
0
otopsicocugu
(25.01.21)
- Şarküteri tabağı olsun mutlaka, güzel birkaç peynir, kuru et, belki kuru incir/kayısı vs. (Eski kaşar, emmental, gouda gibi olgun peynirler daha güzel gider)
- Kestaneyi de yakıştırıyorum şarap yanına ben, fırında ya da tavada kestane pişirip koyabilirsiniz.
- Galeta ya da milföy çubukları gibi ufak ekmeğimsiler. (mutfaksirlari.com)
- Yemek olarak çok yormayacak bir makarna olabilir. Carbonara kırmızı şarapla güzel gidiyor. (Domuz olmazsa dana fümeyle yapan tarifler var.)

Bonus: Şıra?
0
kobuzchu kiz
(25.01.21)
Ne kadar uzman bir şarap üreticisi olduğunu bilmiyorum o yüzden ortalama bir ev yapımı şarabı baz alarak tavsiye vermem gerekirse eğer ; peynir veya peynirle yapılmış bir meze olabilir, ağır olmayan bir çikolata, beyaz leblebi, mevsim meyveleri ama çok çeşide gerek yok bence sonuçta vodka içmiyorsunuz. Alkol almayacak arkadaş için aromalı gazozlardan biri olabilir mesela Uludağ'ın zencefilli gazozu farklılık yapabilir. Afiyet olsun şimdiden.
0
thepowerofgreentroll
(25.01.21)
ana yemek olarak makarna yada pızza. sonra guzel cesıt cesıt peynırler ve sarkuterı bacon, italyan salamı, kuru yada fume et.. sonra yanına kuru meyveler ve yemısler, ayrı bi tabakta yas meyveler, galetalalar krakerler.. ayy en bi sevdiğim afiyet olsun yarasın.
0
polypropylene
(25.01.21)
Aklıma geldikçe ekliyorum.
- Çavdar ekmeği, ekşi mayalı ekmek gibi dolgun bir ekmek
- Şarküteri tabağına peynirlere yakışacak 1-2 çeşit reçel, acı biber reçeli çok güzel gider mesela
- Yine şarküteri tabağına badem, ceviz vs
- Mantarlı bir şeyler de olur bak. Mantarlı makarna ya da tereyağında sarımsakla sotelenmiş mantar
- Kestanenin yanına çilek, onu unuttum
- Bitter çikolata
0
kobuzchu kiz
(25.01.21)
kestane balı desem çok mu saçma kaçar acaba. çok çok ufak şekilde ekşi mayalı ekmekle benim çok hoşuma gidiyor. zaten her şey söylenmiş :D
kişiye özel edit: kahvaltı eder gibi değil :D kadeh başına iki kez minik ölçülerde
0
kisa
(25.01.21)
Kirmizi sarap ama nasil kirmizi sarap? Meyvemsi ve tanneni dusuk ise, Gamay (Beaujolais) ile yemek eslestirmesi diye aratin. Tanneni saglam ise, güclü yemegi de kaldirir.

Kirmizi sarap ile peynir tabagi eslestirmek cok zor istir. Genellikle kotu eslestirme yapilir.

Pizza, genel olarak domates sosu baskin yiyecekler, meyvemsi taze sarapla genelde iyi eslesmez. Biraz daha topraksilik ister.

Nasil sarap oldugunu soylerseniz eslestirme yapariz.

Hic sasmayacak olan elbette iyi bir grissinidir. Italya´da sarap tadimlarinda hep olur. Cünkü sarabi ortmez, baskilamaz, bir agzi temizler ve yeni yuduma hazirlar. Ac olanin da acligini bastirir.
0
buf-e kür
(25.01.21)
Fırında ekmek içinde brie olabilir belki: goodcheapeats.com
0
peki madem
(25.01.21)
A101 de görmüştüm. Akmina'nın litrelik meyveli sodası var. Ben kırmızı meyveler olanı alıyorum şarap gibi görünüyor. İçmeyen arkadaşa alternatif olabilir. Ya da bim'dw satılan meyveli sodalar...
0
balik kraker
(25.01.21)
(27)

Her şeye rağmen “gitmem” diyen var mı?

ms brownstone
Malum ülkedeki genç nüfusun belki de çok büyük bir çoğunluğu bir yolunu bulup gitmek istiyor ülkeden. Yani en azından benim sosyal medyada gördüğüm kadarıyla böyle. Merak ettiğim hala bu ülkede umudu olan, her şeye rağmen Türkiye’de yaşamaktan memnun olan insanlar var mı? Neden gitmek istemiyorlar,
Malum ülkedeki genç nüfusun belki de çok büyük bir çoğunluğu bir yolunu bulup gitmek istiyor ülkeden. Yani en azından benim sosyal medyada gördüğüm kadarıyla böyle. Merak ettiğim hala bu ülkede umudu olan, her şeye rağmen Türkiye’de yaşamaktan memnun olan insanlar var mı? Neden gitmek istemiyorlar, ne cazip geliyor onlara bu ülkede?

Gitmeyi düşünenlerin de cevaplarını bekliyorum nedenleriyle. Yani neden Türkiye’den gitmek istiyorsunuz ya da istemiyorsunuz? Yaş ve cinsiyet de belirtirseniz güzel olur.
0
ms brownstone
(24.01.21)
Baştan söyleyeyim belki imkanım olsa giderim , sonra ulaşamadığın ciğer mındar hesabı olmasın. Biraz da zora gelemeyen bir yapım var komfor bölgemden çok çıkmaya meyilim yok hele tek başıma. Ama hiç y.dışında yaşama hayali de kurmadım.

Onun dışında vatanı seviyorum, toplumun tarihini kültürünü samimiyetini. Dilimizi de çok seviyorum.

28 E

Edit: bu arada farklı yıllarda 1 ay İngiltere 2 ay da Almanya olmak üzere y.dışında kaldım.
0
fezagezgini_4
(24.01.21)
31 yaşındayım, 1 sene kadar yurtdışında yaşadım önceden, erasmus ve staj dolayısı ile. İş dolayısıyla sürekli yurtdışına gidiyorum, aşırı bir hevesim kalmadı yani bunun için. Çalıştığım iş dövizle kazanmanın mümkün olduğu bir sektör (bilişim sektörünün bi alt dalı), türkiye'de iyi para kazanınca bir avrupa ülkesinde yaşayamayacağın kadar lüks ve rahat bir hayat yaşayabiliyorsun. Zaten maddi olarak belli bi eşiği aştıktan sonra, duygusal faktörler devreye giriyor, rahatımı bırakıp başka ülkede göçmen olmanın dertleriyle uğraşmak istemiyorum, ailem burada, düzenim burada vs vs. Yani genel olarak gidişattan memnunum. Yurtdışında yaşadığım dönemde de insanların önyargısıyla uğraşmaktan, vizesi derdi gerginliğinden nefret etmiştim ki hiç ırkçılıkla karşılaşmadım ona rağmen böyle oldu. Göçmen olduğunda düşünmen gereken binlerce farklı konu olduğu için tüm potansiyelini tam olarak işine yansıtamıyorsun (mesela patrona karşı çıkman gereken bir durumda "lan neyse şimdi vizeyi tehlikeye atmayayım" deyip susuyorsun, ama o riski alabilen adamlar yükseliyor) Sessiz sakin bi hayat yaşıyorsun yani mecburen.

Şu anda yeni mezun olsaydım, ne bileyim ailemi bu kadar önemsemeseydim, en önemlisi de iyi para kazanabileceğim bir iş alanını keşfetmiş olmasaydım muhtemelen yurtdışına taşınmak isterdim. çünkü ortalama insana avrupa çok daha iyi bir hayat sunuyor, ama ortalama üstü olduğunuzda ciddi sınırlar var ne uzuyor ne kısalıyorsun. o sınırlar da türkiye'de yok. trilyoner de olabiliyorsun, sokakta da kalabiliyorsun.
0
roket adam
(24.01.21)
şimdi ben italya ve norveç gibi iki ülkeye gittim. en çok norveç'te kaldım.

öncelikle oraya gidince bi b.k olmuyor. sen orada immigrant sın. yani kendi ülkesinde barınma için yeterli yetenekleri olmayan buraya gelip kimsenin yapmak istemediği işleri yapan kişi.

ama CEO bile var diyenler var.

evet çünkü senin profilinde o firmaya kimse ceo olmak istemiyor. benim danışmanlık verdiğim firmada ceo türk'tü ve ağzına sıçıyordu tasarımcılar. çünkü tasarımcı ceo'ya git şunu al diyor ceo para yok diyor tasarımcı bana ne lan git para bul o zmn diyor.

böyle bir sistemde firma ceo bulamazken oradan immigrant ın biri çıkıp tüm stressi üzerine alıyor iş bitince türkiye'deki gibi ceo mu taktiri alıyor dersiniz? hayır tasarımcı.

dış ülkeye hangi şartlarda gidilir? örnek veriyorum ailen vardır çocuğunun eğitimi için gidilir. çocuğum dünya vatandaşı olsun diye gidilir. biz zaten çekirdek aile içerisinde yaşıyoruz ve öylede yaşayacağız 10-15 yıl dersen bu şekilde gidilir.

ama ben tek başıma norveç'e gidecem orada 20 yıl yaşarım diyorsan o biraz cahillik kusura bakma.

bence bir yere yerleşmeyi düşünmeden önce en az 3 hafta kalıp sosyal hayatına bakmak lazım. internetten 2 resim görüp tav oluyor insanlar ki cidden cahillik.
0
duyurukullanıcısı
(24.01.21)
36 yaşında bir erkeğim. burada faydadan ziyade pişmanlık kıyaslaması uygun olur. gidersem, kaldığımdan daha çok pişman olurum, gözüm arkada kalır çünkü.
0
uuth
(24.01.21)
Aslında ben gitmek isteseydim şimdiye kadar gitmeyi denemiş olurdum. Almanya'da çok akrabam var. Kalacak yer sorunum bir süre olmazdı. Euronun daha düşük olduğu zamanlarda Erasmus olsun, staj olsun gitme şansım olabilirdi. Üniversiteden sonra da olabilirdi. İlgimi çekmedi doğruyu söylemek gerekirse. Belki de konfor olarak işime gelmedi. Türkiye'den ne olursa olsun gideyim kafasında olmadım hiçbir zaman. Gelecekte gitmek istersem de gerçekten hayat kalitemi artıracak yerlere gitmek isterim. Mühendis olmama rağmen Almanya düşünmüyorum nedense. Ben gidecek olsam ABD, İngiltere, İspanya falan isterdim. Gitmek istememin nedeni de aslında doğal güzellik, güzel şehirler. 27E
0
dissendium
(24.01.21)
Sosyal ortam.

Iyi egitimli, iyi kariyerli ve en onemlisi de uyum/dil sorunu cekmeyecek iki cok yakin arkadasimi silah zoruyla dahi Almanya´ya yerlesmeye ikna edemiyorum. Ikisi de kadin, neredeyse 30 yasindalar.

Inanilmaz sosyal insanlar, buyuk sosyal cevrelere aidiyet hissetmedikce iyi hissetmiyorlar. Avrupa´da yasadilar ve buradaki insan iliskilerini tatmin edici bulmuyorlar.
0
buf-e kür
(24.01.21)
Guzel bir evde misafir olmaktansa, kendi evim her zaman daha cazip benim icin. Meslek, cv, dil itibariyle gitmek mumkundu ama daha mutlu olacagima inanmiyorum. Aile, sosyal yaşam, yabanci dilde yasam (bilsen bile yorucu oldugu kanaatindeyim, hastaneye gitsem doktoru tam anlarmiyim, mizaha ortak olabilir miyim vb.) gibi bircok faktoru var.
0
pofudukayi
(24.01.21)
Bence yaş ilerledikçe herkes gençler kadar kolay karar veremiyor bu konuda. Bana öyle oldu. Eskiden bunun hayaliyle yaşardım şu an biraz çekiniyorum. Bir kere aile ve dostlar kısmı büyük sıkıntı. Ama farklı da bir deneyim imkanım olsa gider denerdim de kalmak için de güçlü nedenler var. En iyi nedenlerimden birisi ben gittikten sonra burada kalan küçük aile üyelerimi bu kokuşmuş zihniyetin ortasına bırakmak olur.
0
Kediyi üzdün
(24.01.21)
Ben gitmek istemiyorum. Üniversitede hayaller kurardim herkes gibi ben de ama iş hayatına, hayata girdikçe o işin oyle olmadığını anladım.

İyi bir maaşla ordan daha kral yaşarsın burada. Ama stres öldürür. :)
0
westblack
(24.01.21)
Ben de bir yandan gitmek istiyor bir yandan da gidemiyorum. Açıkcası gitmek zorunda hissediyorum kendimi. Geçen sene gidebilirken erteledim covid vs. bahane oldu. Daha önce almanya'da yaşadım hem her şey o kadar güzel ama bir yandan da o kadar zordu ki. Bildiğim her şey burada sonuçta. Kaç yıllık dostluklar vs. Bir seyler değişecek gibi olsa hiç düşünmem burada kalırım ama her şey giderek kötüleşiyor o yüzden iki üç sene sonra tekrar gitme ihtimalim olacak ve kendimi buna zorlayacak gibi hissediyorum.
0
turkce konusan uzayli
(24.01.21)
istesem gidip ABD vatandaşı olabilirdim. Gitmedim.
Şimdiki mesleğimle de istesem gidebilirim. Öyle bir niyetim yok.

Muhalif faunusu içine kapılmazsanız o kadar da yaşanılmayacak ülke değil burası.
0
zoghurt
(24.01.21)
Gitmek isterim çünkü kaybedecek bir şeyim olduğunu düşünmüyorum, sıfırım zaten.

Türkiye'de krallar gibi yaşayacak bir gelirim yok ve olmayacak. İstediğim hayat standardını yakalayamayacağım. Üst düzey bir pozisyon ve maaşta değilim ve önümüzdeki 10-20 yıl da değişmeyecek.

Burada İstanbul'da rahatça yaşayıp üst düzey pozisyonu olan, kariyeri olan kişiyi anlarım, kaybedecek şeyleri vardır ve bunu korumak istiyordur ama sanırım yurtdışına yerleşmek isteyenlerin çoğunluğu benim gibi düşünüp kaybedecek çok şeyi olmayanlar.
Edit: ve tabii huzur ve sağlıklı bir zihniyetin içinde yaşama isteği. Türkiye'nin hala huzurla yaşanabilecek bir ülke olduğunu düşünürler fazla iyimser.
0
bir fincan kahve ile film izlemek
(24.01.21)
Yurtdışından teklifler gelmesine rağmen buradayım hala. 25/e.

Çünkü hayat standartlarım iyi. Avrupa'ya gitsem kiradan falan sonra elime daha az para geçecek. Burada işyerine metro ile 7dk'da gidebiliyorum; arkadaşlarım burada, çok batılı yetiştirilmeme rağmen burada olan kültür ayrılığının orada daha fazla olacağından eminim. "Ama sen hiç Türk'e benzemiyorsun." ırkçı kalıbını duymaktan bıktım.

Not düşeyim, ülke ve insanlarının çöp olduğu konusunda herkese katılıyorum. Sadece haber izleyip diğer insanların çektikleri yüzünden çıldırmazsam hayatım oldukça iyi burada.
0
aguen
(24.01.21)
gitmek isteyen arkadaslarim 3 tipte,
1. Tr'de is ortamindan, imkanlardan tatmin olmayanlar
2. Tr'de de bisey olmayan hayalci tipler
3. Parayla ilgili

Ben geri dönmek istiyorum cunku isimde uluslararasi oldum zaten, ama sosyal hayatta almanya'da irkcilik görmedigim halde kendimi iyi hissetmiyorum.
0
wishmaythşngs
(24.01.21)
Gitmek istemiyorum, Türkiye ve İstanbul benim için cazip. Özellikle Linkedin üzerinden çok sayıda görüşme teklifi gelmesine rağmen mülakat dahi yapmıyorum. (33/E)

"Neden gitmek istemiyorsunuz" sorusu bile üzücü. Ailem, arkadaşlarım burada. Yaşadığım şehri, bölgeyi ve memleketimi seviyorum. İş anlamında seçeneklerim fazla. Niye gideyim ki? Kendi adıma gitmek için bir nedenim yok. Sevmediğim tonla durum var ama bunlar ülkeyi terk etmemi gerektirmiyor. Çok mecbur kalmadıkça bir yere gitmem.

Bir süre Avrupa'da kaldım. Sanılanın aksine muhteşem maddi şartlar yok, örneğin deneyimli bir yazılım mühendisi ay sonunu getirecek kadar para kazanır. Konut sorunu, istediğin evi kiralayamama problemlerin var. Maaşına oranla kiralar çok çok yüksek. Lokal dili bilmeden istediğin tarzda iş bulman sıkıntı. İş sözleşmeleri süreli. Ne kadar eğitimli ve nitelikli iş yaparsan yap "yabancı"sın.
0
Lethe
(24.01.21)
her şeye rağmen gitmek istiyorum çünkü burada sıfırım. yani sevdiklerimden başka kaybedecek bir şeyim yok. 27E
0
nothing in my way
(24.01.21)
ben varım. istersem muhtemelen 2 ayda iş bulup giderim. cehalet, ekonomik sıkıntılar, hükümet hepsinin farkındayım; ama sırf politik sebeplerden bu ülkeden kaçmak bana doğru gelmiyor. daha az kazanıyorum, medeniyet ve eğitim yerlerde; ama ben kendime bakarım arkadaş. oturduğum yer medeni, arkadaşlarım medeni. bana karışmaya teşebbüs edenlere haddini bildirecek özgüven ve statüye sahip olduğum için burada avrupa standartlarında yaşıyorum. o yüzden gitmek istemiyorum.
0
dokunmakalbime
(24.01.21)
yaş: dinazor.
gençliğimde gitmek istemiştim aile izin + para vermedi + dili doğru konuşamamakta etkiliydi. (salaklık) yıllar içinde 15 e yakın ülke + şehir gördüm. gitmediğime pişmanlık duyarım hala.
sonra okul bitti TR ye göre iyi işlere girildi + evlilik + çoluk çocuk.
bu saatten sonra nereye gitçen?
ha bir de muhaliflik vardı. şu zamanlarda 3-4. sıralarda :-)
0
ankarakecisi
(24.01.21)
immigrant olmak istemiyorum. rahat ve konforlu olmayacaksa kendi ülkemde yaşamayı tercih ederim.
0
deartheodosia
(24.01.21)
Ülkemden gitmek istemedim hiçbir zaman. Ama son zamanlarda çok korkar oldum bir kadın olarak. Tek başıma eve çıkacaktım, devamlı erteliyorum sebepsizce çünkü her an birileri (sucu, kargocu, mahalledeki herhangi biri) tecavüz edip beni öldürebilir evimde ve yaptıkları da yanına kalır. Bunun farkındalığıyla yaşamak çok ağır ve travmatik bir şey. O yüzden düzgün ve yasaların uygulandığı bir ülkede yaşamak istiyorum artık.
0
inawen
(24.01.21)
32 erkek kişisi olarak;

Fırsatım olsa giderim. Pek bir ümidim kalmadı. Çevremin yüzde 95'i, çok bilmiş insanlardan oluşuyor.

Beni, burada bağlayan etken yok. Annem babamın bir beklentisi kalmamış zaten. Bakıma muhtaç değiller. Bir yeğenlerim var, özleyeceğim. Kuzenlerim evli. Onların kendi bir hayatı var, her ne kadar iletişim de olsam.

Arkadaşlarımın çoğu evlendi, zaten normalde de pek sık görüşemiyorduk. Bir gün ansızın gitsem, kimsenin hoşcakal başkan, seni özleyeceğiz diyeceğini sanmıyorum.

Ne kadar becerikli bir insanım muamma. Gittiğimde kıyafetlerin yıkanması, yemeğin yapılması ve yıkanması, bir ton şey var.
0
put it in your appropriate place
(24.01.21)
Gittim döndüm. Özlüyorum bazı şeyleri ama orda ölmeyi asla düşünemedim. Arkadaş edinmek, uyum sağlamak vs. hiç zor şeyler değil, yeter ki maddi tatminin olsun. Ama bir türlü olmayan şeyler var, sevdiklerinin hepsini oraya getiremezsin. Türkiye'ye her gelmende misafir gibi hissetmek de çok batıyor. Burda kimseye kendimi ispatlamak zorunda hissetmiyorum ama orda bu konu benim içimde geçmeyen bir huzursuzluğa dönüşmüştü.
Polis görünce ben neden tedirgin olayım ayol?! Polis kim? Üstümü bile arayamaz. Alışmışım bi kere...
30 K.
0
megalomaniac
(24.01.21)
ben gitmeyeceğim.
onlar gidecek!!
0
unabomber
(25.01.21)
Yurtdisini ben luks bir restauranta benzetiyorum. Mekan super, servis harika, tabak canak muhtesem, atmosfer vs ust seviye. Yemeginizi seciyorsunuz, geliyor, tabak cok guzel dosenmis, siz de kopek gibi acsiniz zaten, derken bir isirik aliyorsunuz ve tadinin bombok oldugunun farkina variyorsunuz.

20 senedir kuzey amerika'da yasayan ve hala 30lu yaslarda olan biri olarak yazilanlarin cogu dogru ve bunu insanlarin gorebilmesine sevindim.

Adamlar maraba ariyorlar, o yuzden beyaz yakaya ben cikin gelin demem. Topu diktiyseniz ve ozellikle mavi yaka iseniz, dilinizin falan olmasina gerek yok disarda sizi hayal edemeyeceginiz bir hayat bekliyor, bir yolunu bulun ve uzayin.

Ama konforunu bozmaya korkan beyaz yakaysaniz, akliniza ilk gelen sey ulan yemekleri kim yapacak camasirlari nasil yikiyacaz ise, yurt disi deneyimizin 1-2 haftalik turistik gezilerden ibaret ise ve iyi kotu bir isiniz, duzeniniz var ise, uzak durun.
0
cooperr
(25.01.21)
her seye ragmen gitmeme degil, her seye ragmen donerim'e odaklanin bence. once gidin sonra pisman olursaniz zaten istediginiz zaman donersiniz.
0
baldur2
(25.01.21)
Ya ben de gitmedim ama sürekli bunun muhasebesini yapıyorum, anlatayım:

Öncelikle @roket adam +1. Yani şu an EU ortalamasının üstünde bir maaş alıyorum ama kira, hizmet vs. resmen bedava burada. EU'ya taşınsam süper zarardayım.

Öte yandan insan ve gıda kalitesi yerlerde. Koca ülkede güzel kahve, güzel et, güzel peynir, hatta güzel ekmek bile bulmak ölüm. Güzel insan da bulmak zor, insanların çok büyük bir kısmı ciddi psikolojik rahatsızlığa sahip ve bu ekonomik sebeplerden çok kültürel nedenlere dayanıyor. Bunu arkadaşlıktan ziyade kadın-erkek ilişkileri üzerinden söylüyorum. Çok saçma kültürel kodlar var, beni darlıyor. İş dünyasındaki etik vs. konularına hiç girmiyorum.

Herhangi bir vatan sevgim yok. Arkadaş ortamım güzel ama dünyanın neresine gitsem 1-2 senede benzer bir ortamı kurarım muhtemelen, sosyal bir insanım. Hayat kalitesi vs para açısından bakınca da hayat kalitesi daha ağır basıyor.

Yine de EU'ya gitmem. Güzel maaşlı bir US işi bakıyorum, karantina vs. olayları geçince ufaktan başvurulara başlarım.

28 / E
0
plutongezegendegilmi
(25.01.21)
30-K

yurtdışında iş aramıyorum. ama güzel bir iş teklifi alsam giderim. gene de bir süre sonra dönerim herhalde. ya da bilmiyorum, oradaki tutunma, sosyal çevre edinme durumuma bağlı. özetle, "yeter ki yurtdışına bir kapağı atayım, ne iş olsa yaparım" kafasında değilim, oraya gidip sürünmek ya da zaman zaman ikinci vatandaş olarak görülmek istemem. güzel şartlar olmalı önce. çünkü şu anda da işim iyi, çevrem geniş ve TR standartlarının üzerinde yaşıyorum. kaldı ki lükse düşkünlüğüm de yok. kazandığım paradan bağımsız olarak çok az harcıyorum. para sıkıntısı çekmeyince türkiye çok güzel ülke. tatile gidilecek bir sürü yeri var. denizi, havası, doğası güzel. alışveriş, yeme içme ucuz. tiyatro, sinema, çok bilindikleri yanında çok alakasız spor aktiviteleri var ve bunlara çok rahat ulaşabiliyorum. yurtdışında ekstrem bir spor yapmak, bir hobi edinmek çok daha pahalı.

diğer yandan, bir sürü konser ve festival kaçırıyoruz burada. sonra, trafiğinden nefret ediyorum. ama ona da çok nadiren giriyorum aslında. bir de yozlaşmış ve yobaz bir kesim var tabi pek görmek istemediğim. ama onlarla muhattap olmayınca ve onların sayıca azınlıkta olduğu bir bölgede yaşayınca (kendi adıma konuşursam kadıköy) zaten fazla göze batmıyorlar.

bir kadın olarak sokakta tecavüz edilip öldürülürüm ve katillerim davulla zurnayla halay çeker korkum yok. bunlar oluyor malesef ama bana sanki benim başıma gelmezmiş gibi geliyor. bakalım hayırlısı. kaldı ki, bunlar oluyor diye ülkeden kaçmak bana göre değil. daha çok kalırım, daha çok karşılarında durmak isterim.
0
istanbul kanatlarimin altinda
(25.01.21)
(5)

kırmzıı şarap bozulma

papuayenigine02561
2 gün önce cuma akşamı alıp birazını içmiş kalanını da mantarını takıp buzdolabına koymuştum. bi şey olur mu şimdi içsem
2 gün önce cuma akşamı alıp birazını içmiş kalanını da mantarını takıp buzdolabına koymuştum. bi şey olur mu şimdi içsem
0
papuayenigine02561
(24.01.21)
bişey olmaz içebilirsiniz.
0
kisa bisey olsun istemistim
(24.01.21)
Mazallah ölürsün bana gönder ben onu uygun koşullarda imha ederim :p

Hiiç bir şey olmaz şarap havalanmış biraz kendine gelmiştir, açıp iki haftada içiyorum bazen
0
freebird5406_2
(24.01.21)
Buzdolabinda 5 gün kalip inise gecmeyen sarap da var, 1 gün icerisinde fazlasiyla aroma kaybina ugrayan da. Bu sarabin türüne, yasina, yapilisina, kalitesine bagli.

Olmezsiniz, iki gunde bozulmaz ama tadi cok kotuyse, cok soguk icip kotu aromalari bastirabilirsiniz.
0
buf-e kür
(24.01.21)
bir sarapsever olarak acar tadina bakarim. hala icilebilecek kadar guzelse icerim.
0
yoggi
(24.01.21)
açılan şarap dışarda kalırsa bozulur aklında bulunsun. buzdolabında bir şey olmaz. bi de şüphe duyarsan kokla şarabı bozuk kokusu alırsın.
0
sizofren06
(24.01.21)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.