Giriş
(3)

8 günlük Italya gezisi (Mailand, Florenz, Rom)

VIPCH
Milanodan arabayla basliyacak seyehatimiz de nerelere ugramamizi tavsiye edersiniz?Büyük ihtimal Venedige de ugrayacagiz ama orayada arabayla giris yasakmis sanirim..Tüm tavsiyelere acigiz.
Milanodan arabayla basliyacak seyehatimiz de nerelere ugramamizi tavsiye edersiniz?

Büyük ihtimal Venedige de ugrayacagiz ama orayada arabayla giris yasakmis sanirim..

Tüm tavsiyelere acigiz.
0
VIPCH
(28.07.21)
Como Gölü’ne mutlaka gidin
0
suicides underground
(28.07.21)
Ben Bologna'yı çok severim. Gezilecek pek bir yer yok ama şehrin kendisi güzel. Venedik tarafına giderseniz Trieste ve Verona'ya da uğrayabilirsiniz. Güneye kadar inecekseniz her ne kadar distopik bir şehirse de Napoli'de pizza yemenizi öneririm. İtalya'nın diğer yerlerinde yapılan pizzalardan çok çok daha iyi.

Rotanıza ters kalıyor ama Mısır kültürüyle, sinemayla falan ilgileniyorsanız Torino'da bu alanlardaki en iyi müzeler bulunuyor. Oraya da uğrayabilirsiniz. Bana kalırsa Milano'dan her türlü daha iyidir.
0
stronzo
(28.07.21)
Como yukarida kaliyor. Como etrafinda iyi restaurantlar var. Como yakininda kartpostal gibi dag koyleri var, ki dogasi hala yaban. Yemekler Como merkezindeki turistik yerlere gore cok daha ust duzeyde ve ucuz. Ancak 8 günlük gezide rotadan sasmazsiniz diye dusunuyorum.

Bologna´da acik havada yapilan film festivaline katilmistik, cok keyifliydi. Tarihlerine bakin. Ogrenci sehri, alternatif barlari, cafeleri var. Meydandaki kiliseyi, Muhammed´in resmedildigi ve polisin korudugu kiliseyi gormeden tabii ki gelmeyin. Osteria del Sole´ye kendi tapasinizi goturup, barin icerisinden sarap alabiliyorsunuz, genelde lokaller oluyor. Saraplar cok ust duzeyde degil, ama cok hos bir yer.

-Yerden bagimsiz, simdi yaz trüfü vakti. Iyi bir lokantaya giderseniz yaz trüfleri var mi, taze mi diye sorun. Umbria ve Toskana menseeili iyi trüfler bulursaniz pasta üzerine isteyin, en az 10 gr alin, yaz trüfü cok kokulu-aromatik olmuyor ancak yine de keyifli. Florensa´ya yakin yerlerde "pici" pastasi uzerine trüf isteyin.

Sarap seviyorsaniz Florensa-Siena arasindaki Chianti bölgesine gidip sarap icin. Rotaya yakin olsun derseniz Cortona´ya gidin. (Sarap tadimi icin Leuta, yok kasaba icinde olsun derseniz, Baracci) Bu kasabalarda hic bunalmadan bir-iki gün gecirebilirsiniz, Toskana´nin koyleri cok guzeldir. Gitmeyecekseniz, lokantalarda "2016 - Chianti Classico" varsa icin, icirtin. Son 10 yilin en leziz vintagei. Türkiye´nin agir ve bol meseli saraplarina benzemez, hafiftir ve yazin biraz serin servis edilirse, oranin yemekleriyle cok hos gider.

Hic koy-kasaba gezmek istemiyorsaniz, Florensa´dan Roma´ya Siena´ya gidebilirsiniz. Ama bence Toskana´da kasaba gezin.

Florensa ve Roma´da yeme-icme onerisi isterseniz, tekrar yazarim. Azicik sanatla ilgileniyorsaniz en az yarim gununuzu Uffizi´ye ayirin.

Bir de sadece 8 günüm olsa, arabayi aldigim gibi Milano´dan cikardim.
0
buf-e kür
(28.07.21)
(12)

Kaç saat uyku yetiyor?

ssiradanbirigibi
Sb.
Sb.
0
ssiradanbirigibi
(28.07.21)
Düzgün bir düzen kurduğumda 7 saatte kendiliğimden uyanıyorum ben.

Çok uzun süredir böyle yaş 33
0
hedep
(28.07.21)
7.5'tan aşağı birkaç gün uyuyunca yetmediğini fark ediyorum. 7.5-8 arası ideal benim için. 5-6-6.5 uyuduysam birkaç gün üst üste, 9 uyuyup toparlıyorum.
0
signore
(28.07.21)
Bir buçuk aydır kaval kemigim kırık olduğu için full hareketsizim. Enerji harcamayinca insan uyku ihtiyacı da hissetmiyor. Bazen günde 4 bazen 7 saat uyuyorum. Bir aydır 7 saati geçmemiştir.
0
burty
(28.07.21)
7.5-8 gibi.
0
OrangeYellow
(28.07.21)
8+
0
false pretension
(28.07.21)
ben de 8+
0
batlegolas
(28.07.21)
Normalde 6 saat yetiyor, nadiren yorgunluktan geberdiğim günler 9 10 saati bulabiliyor.
0
lappuntamento
(28.07.21)
5.5-6 saat diyebilirim

29 yaşındayım
0
data
(28.07.21)
6.40-7. iki gün 5-5.20 uyudum, 3. Gün hissediyorum etkisini. Bugün 6.50 uyudu, mis gibi uyandim.
0
logisticsmanager
(28.07.21)
8 yetiyor ama gun boyu tadim olmuyor. idealim 9.
0
buf-e kür
(28.07.21)
4-5 saat yetiyor.
0
astrid
(28.07.21)
6 saat civarı uyuyorum. 7+ daha iyi geliyor. 8 uyumak isterdim ama olmuyor.
0
arnold schwarzeneger
(28.07.21)
(4)

vegan - vejeteryan ayrımı

diffarentiationation
vegansadece bitkisel beslenir, vejeteryan sadece et yemez. doğru mu? vejeteryan yumurta yiyor mu mesela?
vegansadece bitkisel beslenir, vejeteryan sadece et yemez. doğru mu? vejeteryan yumurta yiyor mu mesela?
0
diffarentiationation
(27.07.21)
Sadece beslenme özelinde soruyorsanız evet vegan sadece bitkisel beslenir, vejetaryense sadece et tüketmeyip diğer hayvansal ürünleri tüketebilir. Yani bir vejetaryen yumurta yiyebilir ya da süt içebilir.

Beslenme dışında da veganlar hiçbir alanda hayvansal ürün kullanmazlar. Deri, yün gibi tekstilde kullanılan şeyler ya da kozmetikteki bazı hammaddeleri içeren ürünler mesela.
0
ms brownstone
(27.07.21)
ya olay her zaman tek başına beslenme temelli olmayabilir.
bu konuların altında politik veya dini sebepler de var. yani hayvan sömürüsü olarak düşünüp veganlığı tercih edenler olduğu gibi, yumurtayı canlılığın devamı olarak gördüğü
için yemeyen vejetaryenler olabilir.
veya yün kazak giymemeyi de hayatına katan veganlar..
veya dini sebeple et ve yumurta yemeyen ama süt içen hindular..


teorik olarak evet, vejetaryenler "et" yemez. hayvansal gıda tüketir; bal, süt gibi..
0
rewlack
(27.07.21)
Veganlık her tür hayvan kullanımından kaçınmak demek. Beslenme ve giyim ilk akla gelenler olsa da, mesela cep telefonunun ya da kontakt lensin veganı olsa o tercih edilir, ya da mecbur değilse telefon/lens kullanılmaz. Yani veganlığın ulu kitabı gibi evrensel kabul görmüş bir şey yok, herkes kendi doğrularına göre davranıyor ama temel olarak böyle. Araba lastiği vegan değilse de mecbur otobüse binilecek mesela, bazı durumlarda alternatif olmayabiliyor, o yüzden "kaçınmak" dedim. Bu konulara kafa yoran akademikler filan da var (Peter Singer, Gary Francione gibi), onların bazıları kuram geliştirmeye çalışıyorlar.

Vejetaryenlik daha çok beslenme odaklı bir kavram. Vejetaryen deyince ilk akla gelen et yememek olsa da, balık, yumurta, süt ürünleri tüketen/tüketmeyen çeşitleri var. Pesketaryen balık yeyip diğer etleri yemeyen örneğin. Ya da yumurta ve süt tüketenlere lakto-ovo-vejetaryen deniyor. Uçak menülerinde vegan yemeğe "strict vegetarian" gibi isimler de verilebiliyor.

Kozmetik dünyasında cruelty free diye bir şey var bilirsiniz. O da hayvan testleriyle ilgili. Yani içinde inek sütü olan bir kozmetik ürün tavşan üzerinde test edilmiyor diye cruelty free denebiliyor, ama vegan olmaz. Vegan olan bir şey cruelty free de olur, yani hem içerik hem test için hayvan kullanımına bakılırken, aynı zamanda bir şeyin doğrudan içinde olmayan ama yapımında kullanılan şeylerin vegan olması da önemsenir. Örneğin bira veya şarap yapımında kullanılan durultucu madde, ortaya çıkan bira/şarapta olmasa bile o ürün vegan olmuyor. Bu durultma ajanı aslında vejetaryen bile değil, balık organlarından elde edilen bir şey.

Konu üstteki arkadaşın dediği gibi etik, sağlık, hayvanseverlik, din, ekoloji gibi çeşitli taraflardan yaklaşılan bir konu, herkesin motivasyonu aynı değil, dolayısıyla pratikler de farklı olabiliyor. Örneğin veganların kuzulu konserveyle köpek beslemesi ya da ördekle kedi beslemesi bana garip geliyor, ama herkesin kendi bileceği şey tabii.
0
fadetoreality
(27.07.21)
temelinde dogru. vegan, bitkisel beslenir ancak her bitkisel beslenen vegan degildir. Bir insan boyle beslenip, hermes canta aliyorsa mesela... vegan beslenme tipinden cok, yasam tarzinin adi.

pestekaryen de kendini vejetaryenden saydigi icin, vejetaryen "et yemez" olayi biraz karisik aslinda.

vejetaryen yumurta yiyebilir, yemeyebilir de. ovo ve lacto-vejetaryenler var.
0
buf-e kür
(27.07.21)
(5)

Almancılar köprü ve otobanlara para veriyor mu?

robin one persie
Sb.
Sb.
0
robin one persie
(26.07.21)
nerede
0
bohr atom modeli
(26.07.21)
Almancilar ya da xciler, sahip olduklari pasaporta ya da ait olduklari etnik gruba gore degil; devletler kendi sinirlari icinde yol ve kopruler icin ne ucret belirledilerse ona gore odeme yaparlar.

Almanci Italya´da da ucret oder, Isvicre´de de oder, Türkiye´de de oder.
Almanya´da odemez, Almanya´da Merkel anamiz oduyor.
0
buf-e kür
(26.07.21)
kaçak geçiş yaparsa denetim nasıl oluyor demek istiyor yabancı plakalı araçlar için?

ben söyleyeyim, herhangi bir trafik kuralı ihlalinde veya kaçak geçişte (eğer bariyer yoksa veya doğrudan çevirmeye girmediyse, kişiye ceza değil de eds tarafından plakaya yazıldıysa) ödemeden ayrılıp gidiyorlar.
0
reanarchy
(27.07.21)
geçen yıl entegre sistem ile gümrük kapısında araçlara ait trafik cezası vs gibi tüm sorgulamalar yabancı plaka üzerinden yapılıp borç varsa ödemeden çıkış izni verilmiyordu. bu yıldurum nasıl bilmiyorum
0
slogan bulamadik
(27.07.21)
@buf-e kür

Aynen reanarchy'nin dediği gibi sormak istedim. Adamlar ogs hgs kullanmıyor nihayetinde. Bariyer olmayan otoyollardan geçişlerden bahsediyorum.

Eğer ülkeden çıkışta ödüyorlarsa ne ala.
0
🌸robin one persie
(28.07.21)
(7)

Kahve: cekim mi onemli niyet mi

hjarteblod
Selam, ben sabahlari americano veya espresso icmek istiyorum. Bunun icin moka pot aldim ama buyugunden almisim 6 cup'lik. Gittim bi de kahveciden cekilmis kahve aldim, moka pot'ta espresso yapmak istedigimi soyledim ama gordugum kadariyla normal filtre kahve vermisler farkini da cok bilmiyorum. Daha
Selam, ben sabahlari americano veya espresso icmek istiyorum. Bunun icin moka pot aldim ama buyugunden almisim 6 cup'lik. Gittim bi de kahveciden cekilmis kahve aldim, moka pot'ta espresso yapmak istedigimi soyledim ama gordugum kadariyla normal filtre kahve vermisler farkini da cok bilmiyorum. Daha ince/kalin cekilmesi gerekiyormus ama yani sadece goruntuyse fark etmez benim icin. Ben moka pot'a 2 turk kahvesi bardagi su, 2 tatli kasigi kahve koyup yaptigimda 2 shot espresso yapmis olmuyor muyum? bu espresso olmuyorsa noluyor filtre kahve mi yapiyorum farkinda olmadan? yeni, ufak bi moka pot almam gerekir mi? peki yeni bi kahve almam? sonucta filtre kahve de ayni cekirdekten yapiliyo espresso da, bu yuzden bence sorun olmaz ama espressoya o gucunu kuvvetini veren ince cekilmesiyse yenisini almam daha iyi olabilir; oyle mi?
0
hjarteblod
(26.07.21)
birinde sicak buhari kahveden geciriyorsun digerinde uzerine damla damla su dokuyorsun.

Cekim dandik bile olsa istesen de o aletle filtre kahve yapamazsin. French press alsan ancak onla filtre kahveye yaklasirsin.
0
divit
(26.07.21)
6 cup büyük almışsınız. moka pot'un kahve haznesini silme doldurmanız gerekiyor ki espresso benzeri kahve yapabilsin. sizin yapacağınız filtre kahve sertliğinde bir şey olur ki onun için ben olsam her seferinde moka pot hazırlayıp temizlemekle uğraşmazdım. iade edemiyorsanız kenara kaldırın, misafir falan geldiğinde onda yaparsınız.
0
malheiros
(26.07.21)
moka pot'ta yaptığın şey espresso değil. ama espressoya yakın bir kahve elde edebilirsin. espresso için çok daha yüksek basınç barlarına ve moka pot'taki filtreye nazaran çok daha ince öğütülmüş kahveye ihtiyacın var. americano'ya daha yakın tatlar elde edebilirsin ama, evet.

moka pot'ta daha yoğun içimli ve pürüzsüz bir kahve elde edebilirsin. espresso için nitelikli bir espresso makinesine ihtiyacın var. yani kalkıp elindeki kahveyi espresso'ya uygun çok ince ve çok tutarlı çektirsen bile, moka pot'un filtresini tıkarsın. anlamsız olur.

dediğim gibi, moka pot yoğun aromalı ve gövdeli bir kahve içmene olanak sağlar. espresso için başka bir düzeneğe ihtiyacın var.
0
mermize
(26.07.21)
bende de 6 cup mocha pot var, tek başıma olduğumda yarısına kadar kahve doldurup su haznesini normal seviyede dolduruyorum. mocha biraz sert pişirdiği için, suyun bolluğu ile dengeleniyor en azından.

Bunun dışında, kahve kısmı sorun olmaz, metalden bir kalın çektirmek lazım ama ince çekildiyse de kullanılır durumda oluyor.
0
lcha
(26.07.21)
Espresso ve americano icin mokapot almissiniz, ama mokapot espresso yapmaz.

Filtrenin cekimi de, kavrulma derecesi de, cogu zaman cekirdekleri de farkli. Klasik espresso icin arabica ve robusta karisimi kullanilir mesela.

Mokapot ile espresso yapamazsiniz, kac tatli kasigi kahve koydugunuz onemli degil.

Basa geri donelim, espresso ve espresso bazli icecekler hazirlamak icin espresso makinesi almaniz gerekir. Burada da baska bir soru gelir: Full-otomatik makine mi yoksa marifet konusturabileceginiz makineler mi kullanmak istiyorsunuz?

Mokapot ile devam etmek istiyorum derseniz, klasik espresso icin paketlenmis kahvelerden baslayin. Filtre kahve kullanimi icin hazirladiklari mixi size mokapot icin cekmis olabilirler, sonucta her cekirdek ve cekirdek karisimi teoride her makine icin cekilebilir. Ama filtre kahve icin kavrulmus kahveyi mokapota koyup yakmanin bir manasi yok bence.
0
buf-e kür
(26.07.21)
bu cihazı madem aldınız, kullanmışsınız, geri iade şansınız yok. o zaman deneyin biraz, yaptığınız kahveyi seviyorsanız problem yok. yapılan kahvenin espresso ya da başka bir şey olması fark etmez. ben eşime hediye olarak aldım, şu anda mokapot harici kahve içmiyor.

cihazı değiştirmeden önce mokapot için çekilmiş kahve alıp deneyin. kahvenin hangi kalınlıkta çekildiği önemli.
0
co2s2
(26.07.21)
Tek kisi icin ideal 2-3 cup olan bence. Kagit filtre icin olan cekim sorun olmaz moka pot icin ama bir dahakine espressodan kalin kagit filtreden ince cektirebilirsiniz.
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(26.07.21)
(15)

Denize girerken sahilde eşyaları ne yapıyorsunuz?

aguen
Merhaba duyuru,Arkadaşlarımın uyuz olduğuna karar verip 8000. kez iptal olan planlardan sonra tek başıma tatil yapayım dedim, aslında amfibi canlıyım 2 senedir denize giremedim ama..Kendi özel plajı olan iyi bir otelden rezervasyon yaptım, giysi havlu vs. sorun değil zaten çalınmaz. Telefonu da su g
Merhaba duyuru,

Arkadaşlarımın uyuz olduğuna karar verip 8000. kez iptal olan planlardan sonra tek başıma tatil yapayım dedim, aslında amfibi canlıyım 2 senedir denize giremedim ama..

Kendi özel plajı olan iyi bir otelden rezervasyon yaptım, giysi havlu vs. sorun değil zaten çalınmaz. Telefonu da su geçirmez kılıfla yanıma alacağım; cüzdan vs. ne yapıyorsunuz nasıl işliyor onlar?

Ek olarak tatil yeri neresi önerirsiniz? Tarihi yerler gezimi sınırlar açılınca yapacağım şimdilik yatmak/yemek/yüzmek temelli bir tatil istiyorum bu ay.
0
aguen
(24.07.21)
Plajda çalışan elemana goz kulak olmasini rica edebilirsin. Yoksa da çantanın dibine sokucaksin işte, üzerine de havlu, sihirli bir yöntem, hirsizlara karşı koruyor ilginc bir sekilde jfjf
0
her giriste sifresini unutan adam
(24.07.21)
Eşyaları olduğu gibi çantada bırakıyorum, telefon dahil. Fazla nakit bulundurmuyorum. Su geçirmez kılıfla yanına almak risk, koy çantaya gitsin. Kalabalık sahillerde hiçbir şey olacağını sanmıyorum.
0
olaylar olaylar
(24.07.21)
araba var mı? arabaya bırakırım. araba anahtarını da 3-4 buzdolabı poşetine sarar fermuarlı cebe koyarım.
0
bronz böcek
(24.07.21)
Görevli takip etmez bence olduğu gibi çantayla bırakıp girdim bugüne kadar bir sorun yaşamadım. Yapacak bir şey yok denizdeyken ara ara gözleyin ;)
0
Kediyi üzdün
(24.07.21)
O kadar ayrıntı düşünür kaygı sebebi haline getirirsem hasta olurum valla, doğrudan bırakıp giriyorum. Alt tarafı materyal yahu, azıcık salmak lazım bence. Ara ara gözleyin yeter.
0
brena
(24.07.21)
Ben tek gidiyorsam telefon almıyorum. Kartlıkla beraber çok az para ve kameram oluyor. Kamera da benimle beraber hep denizde zaten. Telefonu denize sokmak sıkıntı biraz insana engel oluyor. Ben kameraya şamandıra tripodlardan aldım, ipi de bileğime geçiriyorum ama yine de yüzerken zorlanıyorum.
0
jazzabel
(24.07.21)
Kendi plajı olan otelde -denize sıfır varsayıyorum- telefon ve oda kartı dışında yanınıza bişey almanıza gerek kalmaz zaten, oda kartını da telefonla aynı kılıfa sokarsınız tamamdır. ben bu durumlarda her şeyi odada bırakıp sadece oda kartı ile plaja gidiyorum şahsen.
0
lappuntamento
(24.07.21)
Otelin segmentini ve büyüklüğünü bilmiyorum ama şunu da önerebilirim, eşyaları kasaya koyma hassasiyeti varsa ve odada kasa yoksa spa bölümündeki kasalar kullanılabilir.
0
lappuntamento
(24.07.21)
deniz otel arasi kisaysa (otelin plaji dedigin icin) her seyi odada birakirim. cuzdana falan gerek yok, kapi icin kart, odemeler icin kart ve telefon. gerekli yerlere haber verdikten sonra oda karti disinda bir seye ihtiyac yok aslinda.

yabanci plajda muhtemelen kasa vardir oraya veririm calinmasi durumunda tatili zehir edecek seyleri.

umursamamazlik edemem sahsen - cuzdan falan calinirsa tatil boka doner. kartlari iptal et, yenisini cikar, yok yeni kimlik cikar falan. telefon vs giderse onca masraf. o paraya öküz alirdik yani.
0
robokot
(24.07.21)
Telefon ve anahtardan başka bir şeyi yanıma almam. Telefonun kabının arkasına bi tane kredi kartı sıkıştırıyorum hep. Acil bir şey varsa o oluyor.
0
baal
(24.07.21)
Torbaya sarıp kuma gömüyorum. Üstüne çantayı koyuyorum.
0
yuyu
(24.07.21)
otelin plajında denize girerken cüzdanı niye yanınıza alıyorsunuz ki? otel içinde cüzdan niye lazım olsun, odada bırakırdım be olsam.
0
halanne
(24.07.21)
Otelin sahilinde otelin musterileri yok mu? Hirsizlik vs olacagini sanmiyorum. Oda karti ve telefon yeter, tukettiginizi direkt oda numarasina yazdirirsiniz.

Onun disinda ben neredeyse hep tek denize giderim, her zaman yakindaki birilerine rica ediyorum goz kulak olsunlar diye. Gerekirse bel cantasi/posete filan koyup oyle yanlarina brakiyorum hatta. Ya da gozumu ayirmiyorum iste.
Su ana kdar oyle rica ettigim kimse hirsiz cikmadi.
0
kuehles blondes
(24.07.21)
Telefon ve baska bir elektronik aleti almadan denize girecegim yere gidiyorum. Ben genelde kimsenin olmadigi ya da cok az kisinin oldugu yerlere gitmeyi tercih ediyorum, oralarda arabada birakiyoruz her seyi.

Ozel plajda kitabin arasina kredi karti birakiyorum bazen. Tum cuzdani plaja tasimam. Telefonu da hicbir zaman plaja tasimadim. Orada ya yuzuyorum ya da bir seyler okuyup uyukluyorum.
0
buf-e kür
(24.07.21)
şimdiye kadar sahilden çalınan bi şeyim olmadı.
arabadan olmuştu alanyada.
sıkıntı olacağını sanmıyorum aslında otellerde bi görevli gözlüyor sahili.
0
omonia
(24.07.21)
(11)

İşsiz kaldığınız için terk edildiniz mi hiç??

hindistan cevizi
İşsiz kaldığınız için yani parasızlık veya işsizlik stresini kötü yönettiğiniz için terk edildiğiniz oldu mu hiç?? Ne kadar süren bi işsizlikte terk edilme başınıza geldi? Açıkça sebebini söyledi mi yoksa saçma bahaneler mi buldu?
İşsiz kaldığınız için yani parasızlık veya işsizlik stresini kötü yönettiğiniz için terk edildiğiniz oldu mu hiç?? Ne kadar süren bi işsizlikte terk edilme başınıza geldi? Açıkça sebebini söyledi mi yoksa saçma bahaneler mi buldu?
0
hindistan cevizi
(23.07.21)
Benim başıma gelmedi, ben de böyle bir şey yapmadım.
0
kisa
(23.07.21)
Olmadı.
0
j r r tolkien hayrani
(23.07.21)
Benim bu gelmedi hatta işsizken evlendim ama zamanında kariyer hırsım yok diye terkedilmişliğim var.
0
somethinginthewayshemoves
(24.07.21)
terk edilmedim ama işsizim diye konuşmayı kesen flörtüm olmuştu. kendisi doktordu tabii :)
0
rose parks
(24.07.21)
Bence işsiz kalmak ile işsiz geçirilen süreci kötü yönetmek birbirinden baya farklı gerekçeler. Doğrudan işsiz kalındığı gibi terk edilmek oldukça sorunlu bir duruma işaret ederken, diğeri daha makul görülebilir çoğu açıdan. Sebebi ne olursa olsun hayatınızda kötü giden durumların acısını karşı taraftan çıkardığınızda veya ilişkideki tüm huzuru da kaçırdığınızda sevgili kişisinin "eh yeter ama" diyerek gitmesi bana normal geliyor.

Soruya cevap da vermiş olayım, yapmadım, başıma da gelmedi.
0
brena
(24.07.21)
İşsiz kaldığı için, başından hastalık geçtiği için terkedilen arkadaşlarım oldu. İlki nişanlıydı, diğeri nişanlanacaktı.
0
hayirsiz
(24.07.21)
Tam olarak değil ama evet, kesinlikle öyle bir şeyler oldu.

Üniversite boyunca hiçbir dayanağım olmamasına rağmen hep mezuniyet sonrası için aşırı özgüvenli oldum. "Ne adamlar ne işlerde çalışıyor, ben iyi işe giremicem de kim girecek" diye düşündüm hep.
O dönem birlikte olduğum kız arkadaşımın bunalım eşiği biraz düşüktü. Okuduğu bölüm bir hayli stres yaratıyordu üzerinde ve bu sabit stresin üzerine ufak tefek bir şeyler daha eklenince hemen bunalım psikolojisine giriyordu. Fakat ben o zamanlar bokun içine düşsem, "oha süper lan" diye kalkan bir tip olduğum için, bu bunalımlarından çıkmasına yardımcı oluyordum hep ve hayat devam ediyordu.

Ben mezun oldum ve doğal olarak olaylar düşündüğüm gibi gelişmedi. Hiçbir şirket kollarını açmış beni beklemiyordu. Başvurularıma dönüş alamadığım her gün moral olarak biraz daha düşmeye başladım. 2-3 aydan sonra "senden hiçbir bok olmaz. şu tipe, buruna bak amk" diye aynada kendime sövüyor, bunalımlardan bunalımlara koşuyordum. Bu sırada kız arkadaşım da sağolsun stresi çorba yapmış, içiyordu.
Yine bunalımlardaydı ama bu sefer önceki zamanlardan farklı olarak ben de bunalımlardaydım. Ne ben ona yardımcı olabildim, ne de o bana. Durum böyle olunca iletişimimiz yavaş yavaş kopmaya başladı ve sonunda da ayrıldık.

Yani özetle, "işsizsin ve bu yüzden senden ayrılıyorum" gibi bir şey olmadı. Ama işsizliğin bende yarattığı psikoloji, bir nevi ilişkinin dinamiği haline gelen, benim üstlendiğim bir rolü yerine getiremememe neden oldu. Bu da haliyle ayrılığı doğurdu. Günün sonunda işsizlik ayrılığın safi nedeni değil de, ayrılıkla sonuçlanan bir süreci başlatan olay oldu.
0
cay koy geliyorum
(24.07.21)
Ne işsiz kaldım ne terk edildim ama benzer durumda kalan kuzenime "hayatta ne yapmak istediğin belli değil, olaylar seni nereye iterse oraya salınıyorsun" temalı bir terk edilme layık görülmüştü.

İşsiz kaldı fakir defol git cidden ekstrem bir durum ama işsizlik sebebi ve yukarıda söylendiği gibi o sürecin nasıl geçtiği bir insandan ayrılmak için elle tutulur bir sebep haline gelebilir; yadırgamam.
0
Bruce
(24.07.21)
Brena +1

Eski bir sevgilim o sirada is bulamadigim icin garsonluk yapiyor ve evde oda kiraliyor olmama takmisti. “Bu kafayla 10 yilda da bunlari yapiyor olursun sen” diyip terk etti djdjdj
Su anda baya harika bi isim var ^^
0
kuehles blondes
(24.07.21)
işe girip işyerinde mesaj atmadığım, eve gelince de duş - yemek - erken yatmaktan ötürü eskisi kadar ilgi göstermediğim için terk edildim.
0
bronz böcek
(24.07.21)
Issiz kalmadim simdiye kadar. O donemi kotu yonetsem, anlayabilirim terk edilmeyi. Bu sadece maddi bir yuk degil karsi tarafa. Surec uzayinca iliskide balans bozuluyor.

Issizlik nedeniyle degil ama finansal nedenleriyle beni bunalttigi icin sogudugum ve terk ettigim sevgililerim oldu. Sebep parasizlik ile baslayip, duygusal ve maddi bagimliliga donusuyor.
0
buf-e kür
(24.07.21)
(18)

Lüks şeyler

dissendium
Buradaki lüks gereksinim dışı anlamında. Yani ihtiyacınız olmasa da satın aldığınız şeylerden bahsediyorum. Konunun çıkış noktası aslında şu.Harry Potter ve Büyülü Taş kitabını çok merak ediyorum. Bu kitap Harry Potter ve Felsefe Taşı kitabının YKY tarafından yayımlanmadan önce başka bir yayınevinde
Buradaki lüks gereksinim dışı anlamında. Yani ihtiyacınız olmasa da satın aldığınız şeylerden bahsediyorum. Konunun çıkış noktası aslında şu.

Harry Potter ve Büyülü Taş kitabını çok merak ediyorum. Bu kitap Harry Potter ve Felsefe Taşı kitabının YKY tarafından yayımlanmadan önce başka bir yayınevinden çıkmış biçimi. Ama kitap 200 TL düzeyinde. İhtiyacım yok ama bir gün almak istiyorum. Sizce almaya değer mi?

Size sorum şu. Sizin de bu şekilde ihtiyacınız olmasa da belirli bir düzeyde para harcayıp aldığınız lüks şeyler neler?
0
dissendium
(20.07.21)
Parfüm
Puro
Viski
0
logisticsmanager
(20.07.21)
Asla değmez. Popüler kültür ,kişisel gelişim ya da bestseller yayınlar hiç bir işe yaramıyor.
Bir de arka kapaklarındaki tanınmış medya kuruluşlarının önde gelen isimlerinden eser hakkındaki görüşler sıralanmıyor mu satış amaçlı yalancılıktan başka bir şey değil.


i.hizliresim.com
Benim için lükstür. 90ların çocukluk tatlarındandır. unutulmazdır. Az önce tanıdıklarıma dağıttığımdır.
Her yerde bulunmazdır.
Arı maya silgisi burna, bu ise dile hitap eder. O derece..
0
Erva
(20.07.21)
Taş plak almaya çalışıyorum kelepir denk geldikçe. Dinleyecek ekipman bile yok elimde 15-20 sene içinde ancak güzel bir koleksiyon olduktan sonra falan alabileceğim sanırım. Bazen düşünüyorum çok gereksiz diye ama heves işte alıyorum denk geldikçe de...
0
nickimin hakkini veremedim
(20.07.21)
@Erva, bahsettiğim kitabı çok sattığı için almıyorum. Harry Potter çocukluktan gençliğime kadar hayatımda yer almış, yeri bende ayrı olan bir kitap ve film serisi. Bu seriye işe yarama ya da işe yaramama olarak bakmıyorum. Zaten çok satması da söz konusu değil. Bu kitap çıktığında Harry Potter Türkiye'de bilinmiyordu bile.
0
🌸dissendium
(20.07.21)
Valla bu kadar istiyorsan ve merak ediyorsan al gitsin, düşünme bu kadar bence.

Benim lüks tanımımı genelde değişik oyunlar oluşturuyor. Hiç ihtiyaç yokken alıyorum sonra da deli gibi vakit geçiriyorum.
0
j r r tolkien hayrani
(20.07.21)
Hepsi saçmalık. Değmez. Özel basım, ilk basım, cart curt edisyon. Tüketim çılgını olmanın gösteriş sevdası ile evliliği günümüzdeki insanı çıkarıyor.

Minimalizm gerekli. Az sahiplik, sağlıklı düşünce.
Benim lüksüm yok. Her şeyi pragmatik amaçlı alıyorum.
0
ryhmer
(20.07.21)
@ryhmer yazmak istediğim her şeyi yazmış.

Eski ben olsa ödünç alarak okuyup çok beğendiğim kitapları sırf sahip olmak adına satın almak derdim. Ama artık eşyayı şeyleri ise yaramadiklari sürece yük olarak görüyorum.

Sorunuza cevap: Bence değmez, o paraya işinizi görecek başka bir şey alsanız daha iyi.


Edit: Cevabinizdan sonra anladım. Bu kadar seviyorsanız, onu tekrar okumak sizi mutlu edecekse alın. Ben yine de almazdım sanırım.
0
Amaranta ursula
(20.07.21)
@ryhmer, olay yanlış anlaşılıyor. Kitabı ilk olduğu için satın almak istemiyorum. YKY'nin çevirisiyle ilk yayınevinin çevirisi farklı. Ben ilk çeviriyi okumak istiyorum. Amaç burada kitabı okumak. Kitabı almayınca da kitabı okuyamamış oluyorum.
0
🌸dissendium
(20.07.21)
Alırdım 200 tl çok para değil değer. Benim gereksiz para harcadığım şeyler teknolojik şeyler oluyor genellikle, gereksiz yere gittim 9k’ya macbook aldım kendi laptopumu da kardeşime verdiim onda iş gören külüstür bişey olmasına rağmen.

Ama abartısız 7-8 ay düşündüm aklım gitti geldi. Ondan al gitsin ya çok düşünmemek lazım
0
phiphi
(20.07.21)
arabaya uzundur olmasi gerektiginden fazla para harciyorum ama tek luksum o diyebilirim.
onun disinda arada bir pahali bir sise icki olabilir.
0
cooperr
(20.07.21)
Bence al çünkü belli ki Harry Potter hayatında önemli yeri olan bir şey. Bu durumda alınır bence.

Benim bu tanıma en çok uyan şeylerim plaklarım. Bir süredir düzenli olarak almıyorum ama istediğim plaklar denk geldikçe fazla düşünmeden alırım.
0
ms brownstone
(20.07.21)
Alırdım yerinde olsam. Bu tür keyfi alışveriş yapmamak sanki annelerimizin özelliği gibi :) belki ben de yakında öyle olacağım ama şu an biraz salsak olur sanki.
Ben de ihtiyacım olmadığı halde keyif aldığım ya da hoşuma giden şeyler alıyorum arada.
Mesela çok aktif değilim, çalışmıyorum da bir süredir, çocuğu büyütüyorum, online eğitim okul vs. Ama apple watch aldım sırf beğendiğim için.
0
somethinginthewayshemoves
(21.07.21)
Ben bu kadar sevdiğim bir şey olunca zaten o 200 tl cebimden başka şeyler için çıkacak bunun için çıksın diyorum genelde.
0
jazzabel
(21.07.21)
Kitap almaya değer mi? Valla hocam inanılmaz kötü bir çevirisi var. Okurken gülebilirsin ama cringe de olabilirsin. Her türlü 200 liraya değecek bir tecrübe olduğunu düşünüyorum.

Ben "gereksiz" harcama yapmıyorum, ama o biraz paradan bağımsız bir mevzu. Yani @ryhmer'in minimalizm olayına katılmıyorum.

Misal oturduğum sandalye kırıldı, yenisini almak yerine (kötü bir şekilde) tamir ettim ve öyle idare ediyorum. Niye? Çünkü kocaman sandalye, bunu atsam dünyanın bir yerindeki çöp dağlarına ya da okyanusun dibine gidecek, herkesin sürekli bunu yapması sürdürülebilir bir şey değil. Bu benim kişisel çabamla çözülecek bir sorun değil tabi ama başka türlü içim rahat etmiyor. Aldığın her şey bi noktada çöp olacak, bu kadar çok tüketmek sağlıklı bir şey değil. Bu seviyede tüketim dünya için bir problem bence şu an.

Öte yandan netflix'te bile minimalizm belgeseli var. Bi noktada bu işin insanları 50 m^2'lik kümeslerde tatsız tutsuz bir hayata ikna etmek için pompalandığını da düşünmüyor değilim. Yani bir şeylere sahip olmak iyidir, ama çok tüketmek iyi değildir. Bu ikisi farklı şeyler, arada bir nokta tutturmak lazım.

Mesela evimin bahçesine 150 tane çiçek ektim bu sene. "İşlevsel" bir faydası var mı, yok. Minimalizme halel getiriyor mu, evet. Ama güzel mi, evet. Bazı şeyleri güzel olduğu için yapmak lazım yani, pragmatizmi o yüzden sevmem, Adolf Loos'u yaşarken yakalasam darp ederdim. Allahtan 100 sene önce ölmüş.

Karışık yazdım ama demek istediğim şu: bir şey güzellik olsun diye yapılıyorsa lüks (ya da gereksiz) değildir. Güzellik de bir ihtiyaçtır. O kitabı alınca hayatın güzelleşecekse al. Ama bunu yaparken çok çöp üretip gezegeni mahvetme. Arada bir çizgi tutturmak mümkün.
0
plutongezegendegilmi
(21.07.21)
Bahsettiğin şey 200₺ değerinde kitap, Rolex değil :) ama seni Rolex kadar mutlu edecek gibi duruyor, al bence hiç düşünmene bile gerek yok.
Kendimi düşündüm böyle şeylerim var mı diye, parfüm sayılırsa o var onun dışında tüm paramı kedi ürünlerine harcıyorum galiba:)
0
megalomaniac
(21.07.21)
"Lifestyle" kapsaminda iste. Size bu kitabi bulundurmak bir haz verecek mi? Ilgi alaniniz Harry Potter ise buyuk ihtimalle evet. Tartisilacak bir konu degil. Adi uzerinde luks tuketim.

Ozel saraplari icmeye "ihtiyacim" yok ama denemek istiyorum, merak ediyorum. Gecen hafta saraplarini merak ettigim bir yerde tadim icin 3.000 km uzakliktaki yere gittim ve iki yildir gitmek istiyordum.

Cevremde kimse cikip bu harcamami yargilamiyor. Herkesin ilgi alani var. "Siradan" bir ise sahip arkadasim kisin kayak tatiline gidiyor haftalarca. Kayak sporlarini seviyor, takip ediyor. Muhtemelen parasinin buyuk kismini bu alana "gomuyor". Türkiye´de daha farkli. Luks ve gereksiz bir arac alsam kimse yargilamaz, ama pahali bir sey yiyip iciyorsam yargilanirim.
0
buf-e kür
(21.07.21)
al gitsin bro 3 günlük dünya ya seni de mutlu eder
0
all girls dream
(21.07.21)
Seni mutlu edecekse al. Kendimi mutlu edecek luks harcamalar yaptigim zamanlar oluyor. Kalem aliyorum. El yapimi deri malzemeler aliyorum.
0
nax
(22.07.21)
(4)

Atina'ya turistik gezi için bütçe

dnzbrs
şehir ucuz mu pahalı mı? maks. 3-4 günlük bir gezi için ne kadar bütçe gerekir acaba?not: eylül'den önce olmayacak. en uygun zaman nedir onu da söyleyebilirsiniz aslında. teşekkürler.
şehir ucuz mu pahalı mı? maks. 3-4 günlük bir gezi için ne kadar bütçe gerekir acaba?

not: eylül'den önce olmayacak. en uygun zaman nedir onu da söyleyebilirsiniz aslında. teşekkürler.
0
dnzbrs
(04.07.21)
En son Covid öncesi gittiğim için fiyatlar konusunda çok bir şey söyleyemeyeceğim. Sadece Ağustos ayında Yunan a gitme sakın. Ben etttim sen etme. Hem Bi tatilleri olduğu için her yer kapalıydı hem de her şey Ağustos ayında normal sezona göre pahalı re: oteller, araç kiralama etc.
0
euteamo
(04.07.21)
2 kisi 60-70 Euro verip normal bir hotelde kalabilirsiniz. Iyi bir hotelde yaz sezonunda 100 Euro´ya kalacagiz onumuzdeki hafta. Guzel manzarali, merkezde bir hotel. Butce vermediginiz icin, sizin icin pahali mi ucuz mudur, bilemiyorum. Cok ucuza hosteller var, 30-40 Euro verip iki kisi yatacak bir yer bulursunuz.

Yiyecekler, turistik yerlerden kacarsaniz biraz daha ucuza getirilebilir. Günlük 40 Euro´dan az butce yapmayin. Elbette bir Kophenhag degil, ancak diger Balkan ulkelerindeki ucuzluk da yok.
0
buf-e kür
(04.07.21)
konaklamayi saymazsak fiyatlar istanbul ayarindaydi. yeme icme gezme icin istanbul'da gunluk ne harciyorsak orada da hemen hemen ayni fiyata gelmisti hatta bir tik daha ucuzdu yeme icme diyebilirim. tabii 2017'den bahsediyorum euro hala 3.5 civariydi o zaman. simdiyle kiyaslamak gerekirse belki istanbul fiyatlarini 2-2.5 ile carpmak gerekebilir kur sebebiyle. konaklamayi kalabalik oldugumuzdan ev tutarak halletmistik o da cok uyguna gelmisti. hostel/otel fiyatlari hakkinda fikrim yok. bizim kendi motorumuz vardi, ulasim icin onu kullanmistik o yuzden toplu tasima hakkinda da fikir veremiyorum.
0
in vino veritas
(04.07.21)
diger soruya cevap vermemisim, biz eylul'de gitmistik hava hala cok cok sicakti gece ve gunduz. eylul ortasi-sonu gibi biraz daha serinlemis olur belki daha rahat gezilebilir. izmir'le aynidir havasi sanirim.
0
in vino veritas
(04.07.21)
(13)

Nasılsınız? Tatil planlarınız neler?

mezarkabul
Ve son olarak çevrenizde aşı karşıtı var mı?
Ve son olarak çevrenizde aşı karşıtı var mı?
0
mezarkabul
(04.07.21)
Ne olsun valla oyle takiliyorum. Tatil planim yok simdilik. Cevremde de asi karsiti yok.
0
j r r tolkien hayrani
(04.07.21)
Doğu Karadeniz e gideceğiz hanımla.
Hanım aşı oldu. Ben olmadım.
0
allah yazdiysa bozsun
(04.07.21)
iyiyim teşekkür ederim, siz?

31 temmuz'da evleniyorum, sonrasında 8-15 ağustos kaş tatili yapacağız.

çevremdeki herkes hemen hemen aşı oldular.
0
hooiken
(04.07.21)
Hayatım iyi mi kötü mü bilmiyorum, çok ciddi bir ilişkim bitti yok etti beni ama ilk kez casual bir şeylerin içinde buldum kendimi tuhaf. Kariyer olarak da korkumu aşıp yurtdışı yapacağım dedim ve bir yer olmazsa bir başkası çok net olacakmış gibi duruyor kendime güvenim gelkdi mutluyum.

2 senedir tatile gidemediğim için para da harcayamadım, yıllık iznim de birikti. 14'ünde 2. doz aşımı olup 24'ünde antikor testimi olup 3-4 gün denize gideceğim sanırım.

Ağustosta da sadece tarihi yerleri görmek için Yunanistan'a gideceğim. Arkadaştır flörttür falan davet bile etmedim. Akropolis'e Parthenon'a girip tüm gün kaybolacağım içlerinde çok heyecanlıyım.



Çevremde ara sıra aşı karşıtları çıkıyor ama çevremde kalamıyorlar :) şutluyorum.
0
aguen
(04.07.21)
Nasılsınız?
- İyiyim. Keyifler normal

Tatil planlarınız neler?
- Niyet var sadece. Bu ay gidemem. Ağustos düşük ihtimal. Eylül ayında bir deniz tatili olabilir.

Ve son olarak çevrenizde aşı karşıtı var mı?
- Sanırım var. Bir akrabam hiç niyeti yoktu olmaya ama türk aşısı olacağına dair söylemlar var.
0
put it in your appropriate place
(04.07.21)
Fena değil,planım yok, çevremde aşı karşıtı yok ama aşıya tamamen güvenmeyin insanlar var.
0
Mossy
(04.07.21)
İyiyim gayet. Hayatımda ilk kez arkadaşlarımla tatil planı yaptım, hem de iki ayrı arkadaşla iki ayrı yerde. O yüzden çok heyecanlıyım. İki plan da düşük bütçeli olarak ayarlansa da maddi olarak beni aşırı zorlayacak ama dikkatli harcayarak maksimum keyfi almaya çalışacağım, bakalım.
İlk plan çanakkale, assos, izmir olarak çadırlı kamplı
İkinci plan avşa’da sessiz sakin kendi halinde motel tatili olcak.

Tam olarak karşıt değil ama ne gerek var diyerek aşı olmayan yakın bir arkadaşım var, üzülüyorum. Akraba falan da var da onları pek önemsemiyorum.
0
i think therefore i am
(05.07.21)
hayatim berbat ama moralim fena degil. :D siz?

tatil planim yok cunku param yok :)

bir adet var. hollandali arkadasim asi karsiti.

siz de yazin bakalimlimlim.
0
batlegolas
(05.07.21)
Valla ben bir iyiyim bir kötüyüm, pandemiyle vs alakası yok durumun.

tatile birkaç gün güneydoğu turu birkaç hafta da istanbul düşünüyoruz. Bizim için en iyi seçenek istanbul oluyor hep. Benim çocukluğum, ergenliğim istanbulda geçti, karımın da öğrenciliği orada geçtiği için istanbulda tatil yapıyoruz çoğunlukla. Yavru kedilerimizle seyahat meselesini halledebilirsek istanbula gideceğiz işte. kara kara düşünüyorum o konuyu.


Karım genel olarak aşı karşıtı olmasa da, mrna aşılarına karşı hatta tüm corona aşılarına karşı diyebilirim. bense birkaç hafta önce aşı oldum :D
0
🌸mezarkabul
(05.07.21)
tatil arkadaşı bulursam gideceğim, tek gitmek istemiyorum.
0
jelly bear
(05.07.21)
iyiyim yaz ayı çok iyi geldi. her gün mutlu uyanıyorum. riva'ya gideceğiz 3 günlüğüne. sonra yaz okulu başlıyor. bittikten sonra eylül gibi izmir'e gideriz ikinci bir tatil için.
0
xrated
(05.07.21)
birkaç gün İzmir'de takılıp hemen Antalya'ya gidecem. Hem çalışıp hem de biraz tatil yapcam. İnş günde max 8 saatlik bir iş bulurum. İngilizce&Rusçama güvenerek gidiyorum ama Rusça hocam, orda çaycının bile Rusçası var demişti. Ekmek artık aslanın midesinde :/
0
karahan01
(07.07.21)
Cok keyifliyim. Siz?

Yunanistan, Fransa ve Isvicre var bu yaz.

Asi "karsiti" yok. Ezoterik meselelere bence fazla dalmis ve asiya mesafeli duran, sürekli asi olmayi erteleyen birkac kisi var.
0
buf-e kür
(07.07.21)
(11)

kendi kendinize

absel
ne yapıyorsunuz? ev dışı önerileri alayım.arkadaşlara göre planlar uydurmaktan, son dakika iptallerden yoruldum.
ne yapıyorsunuz? ev dışı önerileri alayım.

arkadaşlara göre planlar uydurmaktan, son dakika iptallerden yoruldum.
0
absel
(03.07.21)
Geçen tam hazırlanırken planım iptal oldu. O gün de nasıl evde durmak istemiyorum sana anlatamam. Bu ara çizgi roman kitaplarına sardım (marvel, anime tarzı değil ) ve dedim ki İzmir’deki kitapçıları gezeyim ben yaaaa diyerekten Karşıyaka’dan başladım Konak ve Balçova’ya kadar yol aldım. İki tane kitap da aldım ama güzel bir doyumdu benim için. Sanırım ilerleyen zamanlarda bir planım daha iptal olsa bu kez halk kütüphanesine gidip kitap okumayı düşünüyorum bu da yurtdışında yaşarken cok sevdiğim bir aktiviteydi.
0
fıytfıyt
(03.07.21)
Sinemaya gidiyorum, yürüyüş playlistimi açıp yürüyorum, fotoğraf çekiyorum, güzel yeme içme noktaları varsa gözüme kestirdiğim, oralara gidiyorum
Bunları özellikle yalnız yapmaya çalışıyorum.

Denk gelince yalnız yaptığım şeyler bara gidip içmek, alışveriş yapmak.
0
Jux
(03.07.21)
mahallede yürüyorum. merdiven çok, oralarda oturuyorum. o sırada bir şeyler okumaca, içmece. kitapçıları dolaşıyorum. antikacılara girip çıkıyorum. kendime iş çıkarıp ya markete gidiyorum ya kargo şubelerine ya nalbura ya kırtasiyeye falan gidiyorum gerekli gereksiz :p sergidir kütüphanedir müzedir vb. yerler görünce girip birkaç saat dolanıyorum. cafelere yalnız gitmiyorum, belki çok sakinse girip otururum ama genelde girmem. genelde boş boş yürüyorum. önceden sürekli tiyatroya giderdim de pandemi sonrası henüz kısmet olmadı. bu döngüye bir de o eklenecek yakında.
0
dnzbrs
(03.07.21)
Amaçsızca yürüyorum bazen. Eskiden sevgilimle çok yapardık. O kadar yürürdük ki; saçmalık derecesinde. Şimdilerde salacaktan iniyorum sahile merdivenlerden, kuzguncuğa kadar yürüyorum sonra geri dönüyorum.tabi bunu aktivite olarak yapmıyorum. Sadece yapıyorum.
0
lüzumsuz adam
(03.07.21)
Normalda 1 saat spor yapardım. sabah erkenden yüzmeye giderdim. Onun dışında market gezmesi falan. Bazen yürüyüş. Son zamanlarda aşırı sıcak olduğundan hiç bir şey yapasım yok
0
grid
(03.07.21)
Benim pek arkadaşım yok canım sıkıldıkça bilgisayarımı alıp dışarı çıkıyorum. Kadıköy bazen Bağdat caddesinde geziyorum çalışıyorum dizi izliyorum vs
0
hakyememyemekyerim
(03.07.21)
Çok klasik olacak ama son zamanlarda Starbucks'ta kitap okuyorum :D Hayatımda bir kafeye gidip kitap okumuşluğum yoktu, bu hafta birkaç kez yaptım bunu ve sardı. Bayaa kaptırıp gidiyorum, not alıyorum. Evde bunları yapamıyordum hep aynı ortamdan bıktığım için. Diğer sevdiğim şey de sergi gezmek kendi başıma. Bazen de bisiklet sürmeye gidiyorum Moda ya da Bostancı. Dün tek başıma Ada'ya gittim, sadece yürüdüm. Yürürken biri seslendi, kahveye davet etti, yaşlı bir amca. Kabul ettim, bahçesinde kahve içtik sohbet ettik. Kendi kendime bir şeyler yapmaya alıştıktan sonra başka insanlar var ya da yok fark etmemeye başladı her şeyden keyif alıyorum.
0
Mossy
(03.07.21)
Birazdan çok güzel bir yerde yürüyüşe çıkıp, en sevdiğim foodtrucktan bir sandviç alıp nehir kıyısında yiyeceğim. Bu planı güya 3 kişi yapacaktık, acil işleri çıktı. Dışarıdaki her etkinliğe tek başıma gidebilirim, pek de keyifli geçer.
0
buf-e kür
(03.07.21)
küçük bir tatil beldesinde yaşıyorum. uzaktan çalıştığım için bazen böyle halkın hala kabul edemediği üçüncü nesil kahveciye gidip sokaktan gelen geçeni izleyip çalışıyorum. eğer işim yoksa ve hava durumu müsaitse bisiklete binip 30- 40 km pedal çeviriyorum. eğer enerjim yerindeyse çıkıp koşuyorum. bu ikisini yapamazsam sandalyemi alıp denize gidiyorum, kitabımı okuyorum güneşin batışını izliyorum. biraz monotonlaşıyor bir süre sonra ama hiç yoktan iyidir. evde oturmanın kime ne faydası olmuş.
0
kırmızıgözlüağaçkurbağasıyeşili
(03.07.21)
Sahilde yürüyüş yapmak, bara gidip bira içmek, sinemaya gitmek tek başımayken en sık yaptığım aktiviteler.
0
astrid
(03.07.21)
gezebileceğim sergiler varsa onlara gidiyorum, sahilde yürüyüş yapıyorum, kitabevlerini geziyorum, kedilere mama vermek için evin civarında turluyorum, bir kafede oturup çay kahve içiyorum, tatlı yiyorum :)
0
elma
(03.07.21)
(7)

Araçla yunanistana gidesim var

Filinta61
Ne gelebilir başıma. Dil bilmem, cok param yok. Arabada kalabilirim bazi geceler.Istanbuldan cikip atinaya kadar geze geze gidip sonra yine istanbula dönecegim. Pasaport var sifir damgali. Daha once yurtdisina cikmadim.
Ne gelebilir başıma. Dil bilmem, cok param yok. Arabada kalabilirim bazi geceler.

Istanbuldan cikip atinaya kadar geze geze gidip sonra yine istanbula dönecegim.

Pasaport var sifir damgali. Daha once yurtdisina cikmadim.
0
Filinta61
(02.07.21)
Yakıt Türkiye'den daha pahalı. Otobanlar paralı, sınırdan Atina'ya 40-50 euro otoban parası vereceksin tek yön. Yeşil sigorta yaptırman lazım arabaya onun da 15 günlüğü 50 euro. Vize alacaksın kendine 100 euro da o. Çok ucu ucuna yetecek paran varsa çile olabilir bu yol. Selanik civarına kadar çatpat Türkçe bilen insan çıkıyor ama sonrasında işin zor. Dil bilmem derken, Yunanca mı bilmiyorsun yoksa İngilizce falan da yok mu?
0
10032007
(02.07.21)
Hocam araba ile topluca gidilmedikten sonra pahalı ve lüks bir tatil oluyor maddi olarak. Eğer kovid movid sallamam diyorsan atla otobüse git.
0
paramolacak
(02.07.21)
youtube'da bol bol videosu var, hic konusmadan gezip geliyorlar motosikletle.
Ben izleyince gidesim gelmedi gezmis kadar oldum.
0
divit
(02.07.21)
gitmis biri olarak evet maddi anlamda diger ulasim turlerine gore daha maliyetli ancak keyfi bambaska

eger imkanin varsa gitmeni oneririm farkli bir deneyim olacaktir

basina bir sey gelmez sadece gozunun acik olmasi gerek, bazi yerlerde otopark ucreti vs. gibi maliyetler de eklenecek
0
tiredpanda
(02.07.21)
Para yoksa ne atinası :). Benzinin litresi 16. Tl. Yunan da.
0
Mistyimage
(02.07.21)
diğer soruya da yazdım yunanistan turist vizesi vermiyor şu an nereye gidiyorsunuz?
0
nuisance
(02.07.21)
Schengen´den haberdar miydiniz? Sadece pasaportla girilmiyor da Yunanistan´a.

Atina deli gibi sicak. Yazin betonda yumurta... Arabada kalmak pek mumkun olmayabilir, gecen hafta 43 dereceydi.

Basiniza bir sey gelmez. Ne gelecek?
0
buf-e kür
(02.07.21)
(19)

sizin çevrenizde de "aşı olmam ben" diyen var mı?

m e b
günaydın.ofistekiler dahil olmak üzere aşılar henüz türkiye'ye gelmemişken "aha ölüyoruz, bitiyoruz; aşı kalmayacak bize; tüm dünya aşılanıyor, hükumet bizi kaderimize terk etti. geberip gideceğiz!" diyen bir sürü kişi şimdi de aşı olmaktan kaçınıyor, "ben aşı olmamaya karar verdim." diyor. sizin de
günaydın.
ofistekiler dahil olmak üzere aşılar henüz türkiye'ye gelmemişken "aha ölüyoruz, bitiyoruz; aşı kalmayacak bize; tüm dünya aşılanıyor, hükumet bizi kaderimize terk etti. geberip gideceğiz!" diyen bir sürü kişi şimdi de aşı olmaktan kaçınıyor, "ben aşı olmamaya karar verdim." diyor. sizin de etrafınızda bu tiplerden var mı? aşı olmama sebepleri ne? komplo teorileri mi?
0
m e b
(02.07.21)
Var, kuzenim. İcinde ne oldugunu bilmedigi seyi vucuduna sokmazmis. 10 liraya yedigi durumun icinde ne oldugunu biliyor sanki.
0
invictae
(02.07.21)
Var. Yari yariya sanirim durum. Komplo teorilerinden etkilenen de var, asi da dahil kendini her turlu bilimsel yenilige kapatan cahil de var, usenen de var.
0
brkylmz
(02.07.21)
Var bir iki kişi. Gerekçeleri de aşının yıllar sonra ne yapacağının bilinmemesi. uğraşmıyorum sen bilirsin deyip geçiyorum.
0
somethinginthewayshemoves
(02.07.21)
var. adam kola içiyor aşı olmam diyor. sigara içiyor ama aşı olmam diyor. büyük bir akıl tutulması. acayip soğudum hepsinden nasıl bu kadar gerici olabildiler hayret ettim. eğitimli insanlar hepsi sözde.
0
yazar yazmaz yazan yazar
(02.07.21)
Yok. Aşının yıllar sonra ne yapacağını bilmediği için şüpheyle yaklaşana saygım var sadece. Diğerleri pek de umrumda değil. Aktif bir nefretim yok.
0
ryhmer
(02.07.21)
genelleme yapmak istemiyorum ama akpli ve düşük eğitimli akrabalarım yaptırmıyor. işyerimde yaptırmayan duymadım, hatta hepsi koşa koşa gidip oldu.
0
nuisance
(02.07.21)
var, 2 kişi bir de okumuş etmiş adamlar bunlar.

biri mühendis
biri müşavir
0
xdenizx
(02.07.21)
AKP ile hiç alakası olmayan, wellness olaylarına takık bir çalışanım var. Olmazsan seni ekip görüşmelerine çağırmam dedim lol.

Teyit.org'un aşılarla ilgili hazırladığı bilgileri gönderdim, vatandaşlık görevim budur. İkna olur mu bilmiyorum ama şu aşamada çok diretmemek lazım, neden tehdit olmadığını, ya da fayda dengesini kurduktan sonra tehditlerin göze alınabilir olduğunu anlatmak lazım. Zorlamak işe yarayan bir yöntem değil.
0
Jux
(02.07.21)
ben varim.
Bu kadar israr edince olasim gelmiyor.

Bir de olanlari ofise cagiracaklar, alemin kerizi ben miyim neden ise gideyim :)

Birak koronayi 2 senedir nezle bile olmadim maske ve kolonya sayesinde.
0
divit
(02.07.21)
Teyzem var bi tek,
İşin garibi tüm ailesi oldu kendisi olmadı, yani olmamıştı. Sonra karşı komşu aşı yaptırmam diyen kankisi covid olup yoğun bakıma düşünce ayakları götüne vura vura gitti yaptırmaya.

Bırak aşıyı enjekte ettirmeyi, şimdi aşıyı litre litre versen nefessiz diker kafaya.
0
paramolacak
(02.07.21)
Tam anlamıyla denyo bir 3lü dişi çete var. Defalarca temaslı ayağına rapor aldılar. Kendilerine verilen her görevi ay virüs kapacük diye yapmaktan imtina ettiler. Yaptıkları işin fiziksel zorunlulukları da olmasına rağmen sürekli evden çalışmak istiyoruz diye söylendiler. Sonuç aşı olmayı düşünmüyoruz diyorlar.
0
baal
(02.07.21)
Var. Newager,ezoterik islerle ugrasan ancak cok iyi egitimli insanlar.
0
buf-e kür
(02.07.21)
Ben varım. Sağlıklıyım. Sigara ve alkol kullanmıyorum. Çok zayıf ya da çok şişman değilim. Dışarıdan yemek yeme huyum yok. Erken uyurum. Salgın başından beri rüzgarda kalmamaya, saçım ıslak dışarı çıkmamaya eskisine nazaran daha çok dikkat ediyorum. Harıl harıl aşı derdine düşecek değilim. Siz neden kuduz aşısı olamıyorsanız ben de o yüzden corona aşısı olmuyor. Benlik bir durum yok.
0
allah yazdiysa bozsun
(02.07.21)
evet, 40+ birkac kisi var.
neden olarak da israrla asinin kisir yapacagina inaniyorlar, baska bir yan etki endiseleri yok.
0
la lykia
(02.07.21)
40+ birisi var benim çevremde aşı olmam diyen. o da ülkenin parası yokken bu kadar fazla aşı nasıl geldi, ülkeyi insan deneği olarak kullanıyorlar diye söylüyor. ek olarak erkekte kısırlık yaptığına dair bulgular olduğunu söylüyor. çocuk yapacakmış, bundan dolayı aşı olmayacakmış. ama eşi aşı oldu. o pek sallamıyor mesela.

gerçi biontech'in sperm sayılarını artırdığını söylüyorlardı. onu hiç sormadım, sorayım, buna nasıl bahane sunacak. asdhfg

ben aşı oldum. her koşulda bilime inanmayı seçtim. bugün doğru diyorlar, yarın bu bilgi değişebilir, ne yapalım. bilime inandık.
0
ananotherlife
(02.07.21)
Aşı olan biri olarak bir miktar şüpheye ben de karşı değilim. Bu şüphenin dozu arttıkça aşı olmak istemiyor insanlar. E haklılık payı da yok değil, acelece yapılmış bir aşı var ortada.

Birileri işin sonunda haklı çıkacak ama hangi taraf zamanla göreceğiz.

İkinci dozum haftaya, tüm bunlara rağmen o dozu da olacağım bu arada.
0
jamiro
(02.07.21)
ben var(d)ım.
"aşı olmam ben" demiyordum, fransa biontech'le ilgili soruşturma açıp biontech almaktan vazgeçince ve israil de yan etkilerle ilgili bazı raporlar sununca, bari fransa'nın soruşturması bitsin, incelemesi sonuçlansın da öyle olayım diyordum.
zaten bizdeki aşı bolluğu da bu sayede oluştu.

bu arada halihazırda 15-16 yıldır homeoffice çalışan biri olduğum için zaten izole olma lüksüm var, yani çok insan içinde olan, sabah akşam gidip geleceğim bir işim olsaydı, sürekli toplu taşımaya binmem gerekseydi biontech olurdum.
yaşam tarzım müsait olduğu için beklemeyi düşündüm.

o arada sinovac geldi, aşısız kalmayayım bari diye "hiç yoktan iyidir" diyerek sinovac oldum.
çevremde kendi seçimiyle sinovac yaptıranlar bir tık daha fazla.
ne çevremde, ne ailemde, ne muhitimde akp'li yok.
eğitim seviyemiz de gayet yüksek.

aşının gerekli olduğunu düşünmekle ve olmak gerektiğine inanmakla birlikte, biontech'e ölümsüzlük iksiri muamelesinin de yapılmasını saçma ve yanlış buluyorum.
inşallah öyledir, o ayrı.
ama böyle bir durumda, hastalık ayrı, tedavisi ayrı, aşısı ayrı etkilere sahipken insanların şüpheyle yaklaşmasından ve/veya çekinmesinden daha doğal bir şey olamaz.
bu herkesin "çip takacaklar" seviyesinde düşündüğünü göstermez.

tam aksine, biontech her derde deva diye pazarlandığı için artık insanlar aşı olduktan sonra önlem almayı bıraktı ve sadece ilk dozu olmuş olsa bile, "aşılıyım, hasta olmam/bulaştırmam" düşüncesine kapıldı.
geçen gün yakınımdaki bir kuaförde "ben aşılıyım" diye kapalı ve küçük alanda olduğu halde maske takmayı reddeden bir müşteriyle kavga ettiler.
bu düşünce yüzünden eylül'den sonra tekrar kapanmak zorunda kalacağımızı düşünüyorum.
0
blatta hiberna
(02.07.21)
var ve gerçekten bu düz dünyacılar tayfasını sollayacaklar yakında =) yani işin komiği aşının içindekileri okuyorsun nerden belli diyor sanki çok anlıyor da virolog musun genetik mi okudun diyorum ?!
twitter'da gönüllü olarak biz garibanlara her şeyi tek tek şeye anlatır gibi anltan virolg bilim insanımız semih tareen'e havale ediyorum.
0
windymimas
(02.07.21)
kendim. ben hiç öyle demedim geçmişte de, şimdi de demiyorum.

yaşım genç. riskli değilim. riskli olanlar olabilir isterlerse.

grip aşısı da olmuyordum, zatürre aşısı da olmuyordum.

aşı olmamız için bu kadar ısrarlı olunmasından kıllanıyorum. covid'den de pek korkmuyorum, iki kere oldum bir şey olmadı. evden çalışma döneminde annemle yaşıyorum annem benden sağlıklı, kendisi olmak istedi oldu, ben hiçbir şey demedim ona.

aşı olmak geri dönüşü olmayan bir şey, genel olarak müesses nizama yani hükümet, devletler, birleşmiş milletler, who, o şu bu bunların hiçbirine güvenmiyorum. bunların ipiyle geri dönüşü olmayan bir yere giderken acele etmeye gerek görmüyorum. çok riskli durumda olsam bi düşünürdüm.

her yerde sabah akşam benim gibi aşı olmayacağını söyleyenlere korkunç hakaretler ediliyor. sizin gibi. ben o gün de aşı istemedim bugün de. olan olsun olmayan olmasın. zorunlu tutulması ise özgürlüklerimiz açısından tamamen yanlış. bu özgürlükler bu kadar kolay vazgeçilecek şeyler değil. hayır "aşı olmazsan her saniye maske takıp 2 dakkada bir test olacaksın" dediğinizde aşıyı zorunlu kılmamış olmuyorsunuz. ben normal yaşamımı sürdürmek istiyorum. siz istemiyorsanız sürdürmeyin, bana elleşmeyin.
0
bronz böcek
(02.07.21)
(22)

Bu tarz elbiseler nasıl görünüyor sizce?

vestasy
Bu modellerde, genelde bu tarz desenleri olan elbiseleri beyaz spor ayakkabıyla günlük giyiyorum. Ne zaman giysem üç dört kişiden ''inek sağmaya giden köylü kızı'' esprisi duyuyorum. Yaşlı işi diyenler de çok aslında. Yirmili yaşlarda ve ufak tefek ince bir kadınım, bu tarz elbiseler beni tombul tey
Bu modellerde, genelde bu tarz desenleri olan elbiseleri beyaz spor ayakkabıyla günlük giyiyorum.

Ne zaman giysem üç dört kişiden ''inek sağmaya giden köylü kızı'' esprisi duyuyorum.

Yaşlı işi diyenler de çok aslında. Yirmili yaşlarda ve ufak tefek ince bir kadınım, bu tarz elbiseler beni tombul teyzeler gibi gösteriyormuş.

Siz ne düşünüyorsunuz? Haklılık payları var mı? Sizin yorumlarınızı merak ediyorum.


cdn.dsmcdn.com
cdn.dsmcdn.com
cdn.dsmcdn.com
cdn.dsmcdn.com
cdn.dsmcdn.com
cdn.dsmcdn.com
cdn.dsmcdn.com
0
vestasy
(29.06.21)
Bence gayet güzeller, ben de benzeri elbiseleri seviyorum, özellikle pazen basma falan olanlar gerçekten ferah. Şahsen boylarını biraz daha diz seviyesinde seviyorum, diğer türlü hem kısa gösterebiliyor hem de bacaklarıma dolanıyor. Her ağzı olan da yorum yapmasın artık bence.
0
whoosie
(29.06.21)
çok hoş elbiseler bence. uzun boylu kadınlarda çok daha hoş durur. bir erkek olarak kot pantolonu göğsüne kadar çeken kızlardansa bunları giyenleri tercih ederim.
0
Pertev nail
(29.06.21)
bence de bu tarz elbiseler güzel, siz de rahat edip yakıştırıyorsanız asla haklı değiller. gönlünüzce giyin.
0
evde liyakat kalmamis
(29.06.21)
tasarım gibi alanların %100 subjektif olduğu yanılgısına sahip kişilerde yeterince düşünmeden, bilgi sahibi olmadan yorum yapma durumu var. bir de insanların çoğu bir görseli algılarken bilinçaltında genelde bildikleri şeyleri arıyorlar, tanıdık bir şeylere benzetmeye çalışıyorlar. bu tarz bir deseni sadece köylü kadınların üzerinde gördüyse biri ilk olarak aklına ‘’köylü kızı!’’ gelmesi normal, bunu ifade ederken espri malzemesi haline getirmesi de tartışılır. nerenin köyünden bahsettiği bile belli değil sonuçta :)

neyse ben de çok güzel buluyorum bu elbiseleri, doğru fiti bulunca tarzına uyan her kadının da taşıyabildiğini düşünüyorum.
0
william morris
(29.06.21)
Ne güzel elbiseler, keşke taytvari pantolonlar yerine böyle elbiseleri daha sık görsek.
0
reactionic
(29.06.21)
elbiseden önce çevreni bi değiştir. 2012'de facebook'ta esprisi yapılan biten bir konuydu bu kıyafetlerin teyzeye benzetmesi olayı. ikincisi, herhangi bir nesne bir şeye benzetilerek yeriliyorsa, bahseden kişi başkalarının dünyasında yaşıyordur. gece gündüz elinde telefon instagramda gezen kişilerden duymuşsundur bunu muhtemelen.

tanım : benim ve kız arkadaşımın da en çok beğendiğimiz elbiselerden bu. pek anlamam ben etek boyu kısaları beğenmiyorum. kollarda da uzunları sevmiyorum. kısa kol + uzun boy kombinasyonu en ideali gibi
0
avatar is back
(29.06.21)
Bir dönem çok giyerdim ben de. Sanırım bıkmış olduğumdan, artık hoşuma gitmiyor. Daha düz, rahat kesim elbiseleri seviyorum artık. Ama bunları spor ayakkabı ile giymeniz güzel bence. Elbisenin klasik havasını dağıtır biraz.
0
curukturpkokusu
(29.06.21)
Çok güzel elbiseler. Tam yazlık.
Böyle konuşanları dikkate almayın. Hatta uzak durun.
Genellikle kompleksli, çekemeyen kişiler alay ederler.
"Alay etmek basit insanların eğlencesidir"
0
pro9it9is9
(29.06.21)
Ben birkaç yıl öncesine kadar beğenmiyordum bu tarz elbiseleri ama sneakerla çok güzel geliyorlar artık gözüme.

Yalnız diz altı elbiseler sadece uzun boylularda güzel duruyor bence. Ben beğensem de hiç giyemiyorum o yüzden. Şöyle bi 10 cm falan uzun olsaydım gayet giyerdim severek.
0
ms brownstone
(29.06.21)
efsane.
0
brakgn
(29.06.21)
Ingilizlerden gordugum kadariyla bunlari sevgilisi, esi olan, orta yas ve ustu kadinlar daha cok tercih ediyor, yaz icin muhafazakar kaliyor bunlar onlarin standardina gore. Gencler daha curetkar, dekolteli, kisalarini giyiyor. Not: Ingiltere
0
neck_and_neck
(29.06.21)
Ben çiçekli ve renkli şeyleri sevmem ama çevremdeki herkes böyle giyiyor.
0
jazzabel
(29.06.21)
Beyaz sneaker ile rutin kombinim benim de.

Milletin ne dediğine bakmadan içinde rahatsanız ve kendinize yakıştırıyorsanız giymeye devam edin.
0
purplee
(29.06.21)
Ben cicekli-bocekli elbiseleri seviyorum. Ama oturmuyorsa üste, evet biraz demode gozukebiliyor. Yasli isi diye hic dusunmedim. Linktekiler bence cok zor elbiseler. Biraz kivrim varsa, demodeye kolayca kacabilir. Dumduz, kate moss vucutlarda oyle durmuyor mesela.

Daha modern durmasini istiyor musunuz? Soyle kombinlere bir bakin: www.rouje.com

Ufak tefek ise belki etek boyu biraz yukariya cekilebilir?
Ya da su boydaki romantik elbiseler: www.rouje.com

100% kendi tercihimdir. Siz neyi nasil seviyorsaniz ona devam edin.
0
buf-e kür
(29.06.21)
erkek gözüyle yazlık, tatil yeri vs. dışında giyilmesi garip duruyor kesinlikle.
0
bronz böcek
(29.06.21)
Giyim kuşam/güzellik konusunda genellikle motive edici konuşmaya çalışırım ama bu elbiseleri gördüğüm zaman hep “Nereden bulup da giymiş bunu?” diye düşünüyorum. Aslında kötü olan ne elbiselerin boyu, ne yakası ne de çiçek desenleri. Kötü olan üçünün bir araya gelmiş olması. Örneğin çiçekli, renkli, uzun ama askılı bir elbise daha şık bence. Veya yakası kapalı, bol ama kısa elbiseler daha tarz duruyor gibi… Yine de siz beğeniyorsanız giyin bence.
0
ruhen hastayim ben
(29.06.21)
Ben de hep rahat olabilecegini dusunsem de almadim hic cunku ciddi anlamda "Fatmagul'un sucu ne" dizisinden firlamis gibi geliyor goruntu itibariyle.
0
e mice
(29.06.21)
Çok seviyorum ben böyleli elbise ekstra spesifik bir yakışmama durumu yoksa genelde güzel bi tarz bence.

(erkek)
0
hedep
(29.06.21)
ben de arkadaşlarının aldığı havayı alıyorum ama giyin gitsin nolcak ya püfür püfür. sizi görünce ben ferahlıyorum :D
0
olutaklidi
(29.06.21)
bu kıyafetlere bayılıyorum ben (erkek,33).

yalnız bu kıyafetler yüz güzelliği ve fena olmayan bir fizik talep ediyor maalesef. bu tarz birini acayip tarz gösteriyor. sizi bilmediğim için yorum yapamıyorum maalesf.

ek: etek boyunu diz mesafesinde olursa daha iyi olur diye düşünüyorum ama bu da olur.
ek2: altına güzel bir beyaz spor ayakkabı.
0
syozkn
(29.06.21)
Ben de seviyorum, hem sevimli hem kadınsı.
0
alfred
(29.06.21)
Yaşlı işi diyenlerde kabahat yok, köy yerinde giyilen basma eteklerin biraz daha hat belli edenleri.

Gördüğün gibi beğenen de çok, o yüzden hoşuna gidiyorsa giy ama ben de hep böyle giyinen birine takılabilirim.

Modern aksesuarlarla, çantayla bu algı kırılabilir tabii, bir kemer bir fular bile havayı değiştirir. Keza ayakkabı seçimi de. Ama beyaz spor ayakkabı da her şeyle giyilir dene dene basite kaçtı artık.

Kişisel görüşüm ise giyecek elbise mi bitti yönünde. Hep aynı tarz giyinmek sıkıcı zaten, ara ara giyersen dikkat de çekmez.
0
Jux
(29.06.21)
(11)

"davetimiz yemekli ve alkollüdür" kalıbı

hooiken
merhaba,"davetimiz yemekli ve alkollüdür" kalıbı için ne düşünüyorsunuz? nikah & düğün kutlamamız için bu ibareyi de belirtmek istiyoruz ama çok mu eğreti durur? ya da aynı şekilde, büyükada'da yapılacak olan bu davet için insanlar ispark'a araçlarını bırakıp motorlarla karşıya geçecekler. ona göre
merhaba,

"davetimiz yemekli ve alkollüdür" kalıbı için ne düşünüyorsunuz? nikah & düğün kutlamamız için bu ibareyi de belirtmek istiyoruz ama çok mu eğreti durur?

ya da aynı şekilde, büyükada'da yapılacak olan bu davet için insanlar ispark'a araçlarını bırakıp motorlarla karşıya geçecekler. ona göre bak alkollü, aracınla geleceksen bilgin olsun vs... gibisinden de çıtlatmak istiyoruz.

bu kalıp başka şekillerde nasıl belirtilebilir? ya da bana mı eğreti geliyor sadece?
0
hooiken
(27.06.21)
hmmm, yok aslında gelecek herkes alkol içiyor.

acaba bunu yazmak istememin sebebi, insanlar tok karnına gelmesin diye mi bilmiyorum ki :)))
0
🌸hooiken
(27.06.21)
bence eğreti duran bir şey değil. önemli bir bilgi. yemek zaten direkt olmalı. alkol de dediğiniz gibi aracıyla gelip de "ulan alkol varmış keşke taksiyle gelseydik" diyenler için gerekli bir bilgi.

şöyle denebilir belki "davette yemek ve içki servisi olacaktır.""
0
himmet dayi
(27.06.21)
eğreti gelmedi bana. kalıbın bir sorunu yok. politically correct olayı artık bir noktada yoruyor.

"isteğinize bağlı içki ve yemek servisi yapılacaktır" yazılabilir. tercih sizin, içersen ekime içmezsen yine ekime der gibi.
0
phonex
(27.06.21)
himmet dayi +1

bu "alkol içmek, alkol almak" meselesi son yıllarda başladı nedense ve tuvalete lavabo demek gibi eğreti duran bir şey.
doğrusu "içki içmek" ve "içki"dir, türkçe olarak da hoş değil yani.
"yemek ve içki servisi" en şık olanı.

zaten davetliler arasında içki içmeyen ya da öyle bir ortamda bulunmak istemeyen de varsa uyarıda bulunmakta da sakınca yok.
herkes içki içiyorsa da, araba/taksi vb. organizasyonu açısından uyarmak iyi olur.
0
blatta hiberna
(27.06.21)
"Yemek ve içki ikram edilecektir." Nötr bir cümle. Yazdığınız kulağa hoş gelmiyor.
0
ryhmer
(27.06.21)
Şöyle de yapılıyor:

18:00 başlangıç servisi
18:30 yemek ve içki servisi
19:30 nikah
Gibi program yazan davetiyeler gördüm
0
suicides underground
(27.06.21)
Bence gerekli.

Ornegin oyle bir yere taksiyle gecerim. Insanlarin alkol alip arac kullanma ihtimalini sifira dusurmek icin oyle bir not eklerdim.
0
buf-e kür
(27.06.21)
himmet dayı'ya katılıyorum, aynen belirtildiği gibi adam arabayla gelecekse gelmez taksiyle gelir mesela. kesinlikle yazmanızda fayda var.
0
roket adam
(27.06.21)
Düşünceniz eğreti değil, içki kullanmayan biri olarak bu şekil uyarıyı tercih ederdim ama cümle çok iyi değil. Uygun şekillerini yukarıda belirtmişler bence bunlardan birini eklemeniz uygun.

Eklemeden geçemeyeceğim, @alperz’in yazdığına da epey güldüm. Kaç kişi kaldı mirim şunun şurasında bunları bilen :)
0
epitaf
(27.06.21)
"davetimize aksam yemegi dahildir ve alkol de sunulmaktadır" yazmaniz yeterli

arabayle gelecek olan ona gore icmez. zorla alkol dayamayacaksaniz sorun yok bence
0
exlibris
(27.06.21)
yok hocam ayıp değil bunu belirtmen. bu sene gördüm yani çoğu kesim "neyli ve nasıl olacak?" kısmını da takılıyor.
0
evimin paspasi
(27.06.21)
(16)

sizin için bir ev'de olmazsa olmazınız nedir?

buenosdias
ayrı mutfak?balkon?
ayrı mutfak?
balkon?
0
buenosdias
(22.06.21)
balkon galiba ya bahce yoksa yani acik bir alan diyebiliriz sanirim. bi de yeni bir gereksinim olarak bebek arabasini kucakta tasimak gerektirmeyen bir cikis (merdivensiz ya da rampali bir yol veya asansor).
0
in vino veritas
(22.06.21)
küvet. küvet yoksa yokum.

büyük teras/balkon ya da bahce, kisacasi ferahca birkac kisiyle oturabilecegim ve evin icinde hapis hissetmeyecegim bir adet acik alan.
0
buf-e kür
(22.06.21)
kesinlikle ayrı mutfak. amerikan mutfağın mantığını anlıyorum ve bok atmam ama imkanı varsa mutfak ayrı olacak. mutfak geniş olacak, yemek masası sığsın ve yemek işi mutfakta halledilebilir olacak. evde tek bir balkon varsa o da mutfakta olsun.
0
Jux
(22.06.21)
Balkon.

Balkonsuz ev hapishaneye benziyor.
0
suicides underground
(22.06.21)
yurtdisindaki evlerde banyoda pencere oluyor, Tr'de görmedim ama banyo daha ferah görünüyor.

balkon

genislik mi ferahlik mi, mimarisi, 1+1 evim 2+1 olandan daha ferahti
0
durgunfoton
(22.06.21)
balkon
0
not sure if serious
(22.06.21)
Yüksek tavan, geniş pencereler, balkon veya teras.
0
Josephine.
(22.06.21)
ayrı mutfakmış, misafir tuvaletiymiş benim için hikaye. evde olmazsa olmazım camın ağaca bakmasıdır.
0
evde liyakat kalmamis
(22.06.21)
boydan boya cam, günün her saati aydınlık olması. karanlık evlerde sürekli uyuyorum, uyanamıyorum.
önü açık olsun, mümkünse perde bile takmayayım
yeni olması, yapısal problemler çok canımı sıkar uğraşamam
yeri belli otopark
0
roket adam
(22.06.21)
Bira, Kedi.
0
kumandanim
(22.06.21)
Evde balkon var ama hiç kullanmıyorum desem yeridir. Kedilerden ötürü ayrı mutfak diyorum. Amerikan mutfaklı evde de yaşadım. Pratiklik açısından güzel ama kedi tezgahın üstünden inmiyor. Bunu ayrı mutfak olmadan çözemiyorsun.
0
himmet dayi
(22.06.21)
Doğal gaz, kimse de yazmamış.
Masa sığacak bir mutfak.
0
ruhen hastayim ben
(22.06.21)
balkon falan derdim yok da cam açılabilsin(bazı rezidanslar sadece klima ile havalandırılıyor ya ondan dedim), salon ve mutfak ferah olsun yeter. Banyolar odalar çok dert değil.
0
ananiyimioguz
(22.06.21)
Izolasyon
Gunes almasi, aydinlik olmasi
0
freedonia
(22.06.21)
Amerikalı emlakçılar gibi olcak ama evde en önemli üç şey lokasyon, lokasyon, lokasyon. Merkezi, mümkünse metroya yakın olmalı. Araba falan uğraşamam ben.

Onun dışında izolasyonu iyi bir çatı katı veya çatının bi alta olmalı. Neredeyse 20 yıl zemin katta yaşadım, 1 senedir çatıdayız mutlu hissediyorum sonunda.

Mümkünse bitişik nizam değil de ayrı blok tarzı apartman olması. Site olmasına gerek yok ama ferah apartman <3

Işık alsın, balkonu olsun gibi dertlerim yok, öyle balkonda oturayım, bitkim olsun işlerini sevmiyorum ama camdan dışarı baktığımda görüş alanım geniş olursa sevinirim.

Bol priz olmalı çünkü telefonu bilgisayarı şarja takıp, internete ulaşabildiğim zaman benden mutlusu yok hsdhsd
0
nundu
(22.06.21)
kesinlikle etrafının açık olması. bitişik nizam evlerden bunalmış durumdayım. hele ışıklığa bakan odaları olan bir ev asla istemem. =(

mutfak balkon ile bağlantılıysa açık konsept de olur ama geniş pencereler olmazsa olmaz.

ve tabi ki otopark. her şeye bir şekilde katlanabiliriz eşimle ama otoparksız bir ev bütün yaşam enerjimizi götürüyor. elinizdeki eşyaları taşıyamazsınız, acil bir şey olur arabaya ulaşamazsınız. zor bir durum.
0
windymimas
(22.06.21)
(3)

Bu Isvicre'yi bize tuzu kurularin, zenginlerin memleketi demislerdi

speedy
Milli takim oyuncularina baktim, usenmedim inceledim 26 kisilik kadrodan 18i gocmen cocuklari, her ne kadar Isvicre'de dogup buyuseler de. Ingiltere, Fransa derecesinde somurgeci gecmisleri olsa neyse. Isvicre gocmen cenneti diyebilir miyiz? Turkiye'den gitmek isteyenler icin yeni karakter Isvicre a
Milli takim oyuncularina baktim, usenmedim inceledim 26 kisilik kadrodan 18i gocmen cocuklari, her ne kadar Isvicre'de dogup buyuseler de. Ingiltere, Fransa derecesinde somurgeci gecmisleri olsa neyse. Isvicre gocmen cenneti diyebilir miyiz? Turkiye'den gitmek isteyenler icin yeni karakter Isvicre acilsin mi?
0
speedy
(21.06.21)
İsviçre'de zamanında göçen baya bi Türk var zaten ya bildiğim kadarıyla. İşçi göçleri sırasında Türklerin Almanya, Avusturya ve Hollanda ile beraber en çok gittiği ülkelerden. Zaten bu milli takımlarında yoktu ama eski milli takımlarında Gökhan İnler, Eren Derdiyok, 2008'de Hakan-Murat Yakın kardeşler, daha eskilerde Kubilay Türkyılmaz gibi pek çok Türk kökenli futbolcu vardı milli takımlarında.
0
nundu
(21.06.21)
@nundu Eray Comert var Turk asilli, yedek
0
🌸speedy
(21.06.21)
Isvicre gocmen cenneti degil. Schengen icerisinde olmasina karsin, cok sert ve zorlu bir gocmen politikasi yurutuyor.

Ingiltere ve Fransa´ya gocmen olarak gitmek, calisma ve oturum izinleri almak cok daha basit.

60lardaki isci alimlari disinda Isvicre´nin yonlendirdigi bir goc kampanyasi yok.
0
buf-e kür
(21.06.21)
(6)

Cringe ne demek?

karayel
Sb
Sb
0
karayel
(21.06.21)
westblack
(21.06.21)
Bir çok duyguyu içeriyor ama türkçede kullandığımız başkası adına utanmak karşılıyor sanırım
0
freebird5406_2
(21.06.21)
Cringe, freebird´in yazdigi gibi tam olarak "fremdschämen" demek degil. Cünkü, Almanca´da da, tam bir karsiligi olmadigi icin cringe kelimesini kullaniyoruz.

"Fremdschämen"de baskasi adina utanmak var.

Cringe de utanmak, "Allah belasini versin, bu ne!" demek, uygunsuz/sacma/alakasiz hareketleri yargilamak var.

Internetteki hashtaglerin arkasindaysa, ekstrem cool olmaya calisip, ekstrem alakasiz hareket eden, sacma laflar edenler var.
0
buf-e kür
(21.06.21)
Tam olarak şey hissi, hani yan masada iki ergen yüksek sesle, hayatın tüm anlamını çözmüş, tamamen temelsiz bir özgüvenle memleketi kurtarıyordur, siz de mecburen dinlersiniz.
Ya da bir arkadaşınız yeni sevgilisini ilk kez sizinle tanıştırır, yeni sevgili "aşkoaaaam" diye arkadaşınızın tepesinden inmez, bir sal da sohbet edelim diye beklersiniz.
Ya da yıllar önce birine söylediğiniz saçma sapan lafı hatırlayıp allah belamı versin dersiniz.

O sırada bir tiksinti gelir, işte o tiksinti cringe :)
0
kobuzchu kiz
(21.06.21)
2021 yılında cringe ne sorusuna cevap vermek çok zor ya. Herkesin bilmesi gereken bi şeymiş gibi hissettiğim için uygun cevabı bulmak zor oluyor.

Ama genel olarak uygunsuzluk hissi gibi. Bazı kişilerde başkası adına utanma hissi çok kuvvetli (ben mesela) bazılarında ise yok pek. Mesela ben sokak röportajları videolarını izleyemiyorum hiç. Ya da "komik" videoları. Genelde başkası adına utanacak bir durum oluyor ve işte orada bi cringe hissediyorum. Ama çoğu kişi kahkahalar ile izliyor yani sorun duymuyor.

Onun dışında işte yine ingilizce olacak ama awkward hissettiğin durumlar da cringe. Mesela biri senden hoşlanır sanırsın ama hoşlanmıyodur, sen de gereksiz flört etmişsindir falan. Ya da işte bu tarz salak bi hareket olmuştur ve gerçeği öğrenince böyle bi için burulur tuhaf hissedersin. O da cringe. Ya da yıllar önce olan salak bi olay aklına gelir utandığın, kötü hissedersin. Bunların hepsini cringe olarak nitelendirebiliriz

İşte kobuzchu kiz'ın örneği de doğru, böyle salak olduğunu bildiğin biri dünyaları ben yarattım edasıyla konuşur arkadaş ortamında falan, ya da birisi duruma uygun olmayan salak salak davranır. Bunlar hep cringe :)
0
nundu
(21.06.21)
çiğ
0
marla is in my head
(21.06.21)
(5)

Zoom baydı

cosmicgadin
Online ders veriyorum. 40 dakikada kapanma olayı çok can sıkmaya başladı. Buna alternatif olarak ne kullanabilirim? Zoomdaki aynı imkanları sunuyor olmalı.
Online ders veriyorum. 40 dakikada kapanma olayı çok can sıkmaya başladı. Buna alternatif olarak ne kullanabilirim? Zoomdaki aynı imkanları sunuyor olmalı.
0
cosmicgadin
(13.06.21)
Jitsi meet
Skype
0
prole
(13.06.21)
kayıt altına almıyorsanız meet
0
halanne
(13.06.21)
Ben hep MS Teamsde verdim, gayet memnunum.
0
e mice
(13.06.21)
jitsi meet

senfcall
0
buf-e kür
(13.06.21)
Teams
google meets
0
tiptansoguyantipci
(13.06.21)
(18)

kullandığını en eski eşyanız

elma
selammesela şu an düşündüğünüzde kullandığınız en eski eşyanız kaç yıllık?şu kadar senedir şu ayakkabıyı ya da kazağı kullanıyorum diyebileceğiniz eşyalarınız var mı ?en sevdiğim sweatshirtümün yirmi yıllık olduğunu fark edince mini bir şok yaşadım. zaman ne çabuk geçmiş, sweathsirtümden vazgeçmemiş
selam

mesela şu an düşündüğünüzde kullandığınız en eski eşyanız kaç yıllık?

şu kadar senedir şu ayakkabıyı ya da kazağı kullanıyorum diyebileceğiniz eşyalarınız var mı ?

en sevdiğim sweatshirtümün yirmi yıllık olduğunu fark edince mini bir şok yaşadım. zaman ne çabuk geçmiş, sweathsirtümden vazgeçmemişim.

bu bana özgü bir şey değildir sanırım.

sizin en eski eşyanız kaç senelik?
0
elma
(09.06.21)
kol saati - 22 yil
adidas fermuarli tracksuit - 17 yil
zippo - 11 yil
ayakkabilar - 3 yil
0
nibba
(09.06.21)
En sevdigim gomlegim, incelmis, kolundan yirtilmis, 11 yillikti bu gün son kez giydim. Jansport sirt cantam 16 yillik, tas gibi. En eski esyam o herhalde.
0
buf-e kür
(09.06.21)
Ev eşyaları sayılırsa, gardırobum en az 20-25 yıllık. Evimizdeki klima da bir o kadar var. Hala çalışıyor olması mucize gibi bir şey.

Kişisel eşya olarak bir aynam var sanırım 17-18 yıldır kullanıyorum. Kıyafet olarak basket şortum var. Adidasın t-mac şortlarından. Sanırım 2003-2004 gibi aldım. Hala ilk günkü gibi sapasağlam.
0
the coon
(09.06.21)
Bende ikinci dünya savaşında kullanılmış sigg marka bir matara var. Kullanıyorum.
Üzerinde kullanan askerin baş harfleri var.
0
sckxyss
(09.06.21)
LC Waikiki'den kendini bozmadan önce aldığım birkaç tişört var. 10 yıllık diyelim.
0
dissendium
(09.06.21)
Kiyafet olarak Nike'in 2tane basket sortu. 2005'te almistim.
0
invictae
(10.06.21)
Benim de en eski kıyafetim sanırım basket şortu. 15 senelik falandır herhalde.
0
j r r tolkien hayrani
(10.06.21)
Günlük olarak kullanılan
tişörtler - 10+ yıl
laptop - 9-10 yıl
eastpak çanta - 8-9 yıl
beyaz eşya, küçük mutfak aleti, mobilya vs - 30 yıl
0
reactionic
(10.06.21)
Her isimde kullandigim laptop 15 senelik :)

20 seneyi deviren sweatshirt bende de var.
0
divit
(10.06.21)
Aldığımı net hatırladığım bir kupam var, 2000'de alındı, rengi bile solmadı. (Edit: kupayı daha bugün kullandım, düzenli kullanılıyor evde.)

47 yaşındaki kuzenimin bebekliğinden kalan, sonra bana geçen, 35+ yıl bende duran ve yaşadığım her yere taşıdığım bir oyuncak köpek vardı, bugün o kuzenin 10 yaşındaki kızına gönderdim.

Annemin gençliğinden (70'lerden) kalan ve birkaç yıl önceye kadar giydiğim bluz var, babamın evinde duruyor o.

Düşünsem daha çıkar, hoarderlık genlerimde var :/
0
kobuzchu kiz
(10.06.21)
lisede aldığım mont ve sweetler. 13 yıl olmuş.
0
trajikomix
(10.06.21)
Orta sonda bir kamp grubumuz vardı. Kar kampları için paraya kıyıp bir goretex pantolon aldım yanılmıyorsam 80 alman markıydı(evet Euro'dan önce). Genislete genislete hala kamplarda kullanıyorum.
0
chavezding
(10.06.21)
muhtemelen 20 yillik olan patenim
sweatshirtler de 15 yillik falandir
0
ala09
(10.06.21)
28 yillik pelus kopegim var, esya olarak sayilir mi? Hala aksamlari ona sarilir otururum.

1975 civarindan kalma bisikletim var, yag gibi akiyor hala.
0
kuehles blondes
(10.06.21)
22 yillik kol saati.
15+ yillik zimba
15+ yillik hesap makinasi
0
cooperr
(10.06.21)
2004 yilinda aldigim timberland bot.
kiyafet olmayan seyler de vardir illa ki ama ilk aklima gelen bu oldu.
0
bay b
(10.06.21)
İlk aklıma gelen; 15 yıldır deli gibi kullandığım kabin boy, abs bavulum.
0
zimbirik
(10.06.21)
victorinox çakım vardı 25 yıldır kullanıyordum. çantamda unutunca havaalanında el koydular geçen sene.
0
orpheus
(10.06.21)
(14)

Otelde kalmalı, plajda takılmalı türde yaz tatili yapacak mısınız?

jonas
Geçen yazı tatilsiz kapattığımda, bu yaz için farklı hayallerim vardı :/ Ama ne yazık ki Covid süreci mutasyonuyla osuyla busuyla devam ettiği için ve henüz aşılanmayan insanlardan da olduğum için, geçen yıl bu zamanlar bir yaz tatili için kafamda hangi konularda soru işaretleri varsa, hepsi aynı şe
Geçen yazı tatilsiz kapattığımda, bu yaz için farklı hayallerim vardı :/ Ama ne yazık ki Covid süreci mutasyonuyla osuyla busuyla devam ettiği için ve henüz aşılanmayan insanlardan da olduğum için, geçen yıl bu zamanlar bir yaz tatili için kafamda hangi konularda soru işaretleri varsa, hepsi aynı şekilde devam ediyor. Şunlar gibi,

Kalacağın otel, otel odasının hijyeni ne derece sağlıklı belli değil,
Plajdaki şezlonga senden önce covidli biri yattı mı, yatmadı mı belli değil,
Plajın ortak kullanılan duşları fotoselli değilse açma koluna senden önce kim temas etti belli değil,
Bulunduğun otelde tatil modundaki insanlar, "sosyal mesafeyi" ne derece sallar belli değil,

gibi sorular.

Tam "gideyim ya, dikkat ederim, bir şey olmaz" diye bir his geliyor, sonra aklıma yaşı genç olmasına rağmen günlerce hastanede yatarak covidi çok ağır geçiren tanıdıklarım geliyor ve cesaretim kırılıyor.

Duygularım karışık kısacası. Peki sizler bahsettiğim konseptte bir tatile bu yaz için sıcak bakıyor musunuz, kendiniz yapacak mısınız/yapar mısınız?
0
jonas
(07.06.21)
Yapacagim eger ayarlarsam isleri.
0
ghilleinthemist
(07.06.21)
Bu dönemde kalabalık bir otele gitmem. Ancak denize sıfır, müstakil, villa tipi odası olursa olabilir ya da istediğiniz bir yerde, site içinde, özel plajı olan evi haftalık kiralayın. Yazlığı olanlar yazlıklarına gittiler, olmayan bütün arkadaşlarım eş dost da ev kiraladılar.
0
iwasbornonamountainside
(07.06.21)
Biz üç yıldır tatile gidemiyoruz önce sağlık sebebplerinden sonra pandemi patladığından.
Daha önce kalkan da villa kiralamışlığımız var, yine o seçeneğe yöneleceğiz sanırım. Çoğunlukla villada havuzda, 1-2 kez de denize gideriz diye düşünüyoruz. Artık orada da duşa dokunma olayını göze alacağız çok bezdik çünkü.
Bir de aşılarımızı olduk, o biraz rahatlatttı.
0
somethinginthewayshemoves
(07.06.21)
Hayir.
0
hot potato
(07.06.21)
Geçen sene gittik. Bu sene de gideceğiz. :/
0
elorelia
(07.06.21)
Büyükada'da iki gece takılmayı düşünüyorum. Şu an düşünme aşamasındayım. Zira oteller pahalı.
0
put it in your appropriate place
(07.06.21)
Düşündük ama otel içimize sinmiyor. Geçen sene çadır kampı - deniz yapmıştık ama, bu sene de öyle yapacağız gibi duruyor.

Edit: Aşı olsaydık (iki dozu da) gidebilirdik ama.
0
gmzo
(07.06.21)
Gecen sene de yaptim, bu sene baharda da yaptim, yazin da gene yapacagim.

Ikinci doz asimi daha 2 gun once oldum bu arada, yani asidan bagimsiz tatilimi yaptim hep
0
kuehles blondes
(07.06.21)
Ne otele giderim ne uçağa binerim bu dönemde ki haftada 2-3 uçağa binen bir insandım öncesinde. Ev kiralayacağız + çadır olabilir. Virüs konusunda bilinçliyiz, eğleneceğim diye riske girmeye gerek yok.
0
roket adam
(07.06.21)
Hiçbir kronik sağlık sorunu olmayıp hastalığı çok ağır geçiren 30-40 yaşlarında tanıdıklarım var.

Üstelik iyileştim bitti de olmuyor, ya hasar kalırsa?

Onun için otel, plaj, restoran, toplu taşıma... Hepsine hayır.

Ki ben de roket adam gibi iş seyahatlerinde haftada 2-3 kez uçağa binen, her ay 4-5 kez otelde kalan biriydim.

2020 Ocak sonunda çok ağır bir enfeksiyon geçirdim. Artık Covid miydi, grip miydi, bakteriyel miydi hakikaten umurumda değil ama 10 gün öksürük, ateş, ağrı derken öyle bir acı çektim, o kadar hayattan koptum ki aynısını bir daha yaşamaya ne gücüm ne cesaretim var.

Çok da sıkıldım, bazen eeen butik, kalitesine güvenilir bir yere 1 geceliğine bari gideyim diyorum ama hastalık aklıma geldikçe ürperiyorum, %1 bile ihtimal olsa değmez diyorum.
0
la lykia
(07.06.21)
Ben 2 kez covid geçirdim ve yarın da aşı oluyorum. Zaten artık yeterince bıkmışken bu şartlar altında umursamayıp deniz tatiline gitmeyi düşünüyorum. Fakat bir şeyler üst üste geldi ve bu sefer de vaktim yok maalesef. Yine de ayarlayabilirsem haziran ayı içerisinde birkaç gün gitmeyi planlıyorum.
0
ms brownstone
(07.06.21)
Covid hiçbir şekilde tatil/seyahat kararlarımı değiştirmedi. Açık olsa Avrupa’ya bile giderdim. Hiç hastalık kapmadığım gibi iki doz aşımı da oldum. Artık aşı kartımla açılır açılmaz ver elini Avrupa.
0
zoghurt
(08.06.21)
Geçen sene de bu sene de deniz tatiline gittim kendi aracımla, çocuk kabul edilmeyen küçük bir 5 yıldızlı otele (Voyage Bodrum). İlerleyen aylarda da giderim diye düşünüyorum. Benim tatil anlayışım güzel deniz olsun, dinleneyim, çocuk sesi olmasın ve alkol-yemek olduğu için ben mutlu oldum ama gece hayatı/ortam beklentisi olan mutlu olmaz bu tatille.

Havuza hiç girmedim. Açık büfe yerine diğer alternatifleri değerlendirdim çoğunlukla (açık büfede de görevliler veriyor, kimse başına üşüşmüyor). Oda temizdi, sadece havlu değişimi istedim kaldığım süre boyunca. Şezlonglar zaten sosyal mesafeye uygun ve her kişi değişiminde ve kullanım öncesinde dezenfekte ediliyordu, denize girdiğimiz tutamaçlar ve duş düğmeleri de öyle.

Açıkçası ben zaten sürekli işe gidiyorum, restoranlar açıksa haftada 2-3 dışarıda yiyorum, evin alışverişini yapıyorum, spora gidiyorum. O nedenle bu anlattığım tatil benim normal hayatıma göre bir hayli izole kalıyor zaten. Bildiğim kadarıyla hiç covid geçirmedim.
0
marla is in my head
(08.06.21)
Yapmayacagim. Otele girecegimi dusunmuyorum, zaten yaz tatilini otel tatili olarak yapmiyorum cogu zaman. Türkiye´de kavga cikartirlar sosyal mesafeyi korumak isterseniz.

Cok sakin oldugundan emin oldugumuz bir Yunan adasinda minik bir ev kiraladik. Yerlesim az, turizm az. Plajlar bos. Etrafinda bir kucuk kilise var, koy kasaba da yok. Normalde de sezonunda, asiri turistik yerlerde bulunmayi sevmiyorum.
0
buf-e kür
(08.06.21)
(12)

Ekmek süt vb olmadan kahvaltı

Mossy
Yapanlar varsa aranızda, bunlar olmayınca ne yiyorsunuz? Gluten tüketmeyi bırakmayı düşünüyorum. Ekmek olmayınca yulaf süt akla gelir ama inek sütünü de hayatımdan çıkarmış durumdayım. Alternatif bir kahvaltı menüsü oluşturmakta zorluk çekiyorum şu sıralar. Söz sizde.
Yapanlar varsa aranızda, bunlar olmayınca ne yiyorsunuz? Gluten tüketmeyi bırakmayı düşünüyorum. Ekmek olmayınca yulaf süt akla gelir ama inek sütünü de hayatımdan çıkarmış durumdayım. Alternatif bir kahvaltı menüsü oluşturmakta zorluk çekiyorum şu sıralar. Söz sizde.
0
Mossy
(01.06.21)
zeytin peynir yumurta domates maydanoz
sucuk, patates, menemen
0
jelly bear
(01.06.21)
kahvaltıda sadece kahve içiyorum. ekmek ve sütsüz kahvaltı istersen hindi fümeli soğanlı biberli yumurta yapabilirsin. çorba içebilirsin.
0
stewie
(01.06.21)
Her türlü çiğ sebze ve ot, yumurta, peynir, zeytin. Üstlerine çörek otu veya kekik ve zeytinyağı ekliyorum.
0
fotrsapka
(01.06.21)
Kahvaltıda hiç süt içmiyorum. Ekmek de neredeyse hiç tuketmiyorum. Bir de süt çok da faydalı değil diye biliyorum. Süt ve kahvaltı ikilisi çocukluğumdaki reklamlarda kaldı.

Ben genelde haşlanmış yumurta/yulaflı omlet+ 1 kase yoğurt+ peynir+zeytin+domates+salatalık ile yapiyorum.
0
Amaranta ursula
(01.06.21)
haftaiçi kahvaltı yapmıyorum. haftasonları bol sucuk üzerine yumurta kırıyorum 2 ya da 3 tane. yanına domates salatalık yeşillik
0
co2s2
(01.06.21)
Salam-sucuk-sosis, peynir ve yumurta akını çırpıp pişirince ekmek kıvamında olan adını bilmediğim o şey. Yumurta tadı kırılsın, biraz daha ekmeğe benzesin diye un da ekliyorum bazen.
0
IncredibleMau
(01.06.21)
alerjim olduğu için gluten ve süt içeren hiçbir ürün kullanamıyorum (laktozsuz versiyonları da dahil)
mönülerim şu şekilde oluyor genelde(her birini farklı bir gün gibi düşünebilirsin):
* karamelize soğan ve mantarlı omlet, yanına kuzu kulağı, maydonoz, nane gibi yeşil otlar
* viyana usulü patates salatası + haşlanmış yumurta
* menemen
* yeşil biber + yeşil zeytin + siyah zeytin + haşlanmış yumurta + ceviz ( bunların hepsini salata gibi bir kasede yiyorum. üzerine tuz, karabiber, pul biber, kimyon, toz kişniş, limon kekiği koyuyorum)
* avokado + haşlanmış yumurta + ceviz + hindi füme ( bunları da salata gibi kasede yiyorum. baharat olarak da karabiber, fesleğen ve tuz koyuyorum)
*glutensiz brownie (tarifini verebilirim, şekersiz aynı zamanda) + kahve

bir de yeni bir keşfim var, www.trendyol.com
şu paket içerisindeki her şey çok lezzetli. alıp buzluğa atmıştım, bayağı uzun süre idare etti beni. hafta sonu kahvaltılarında yukarıda saydıklarımın yanında ek olarak yiyebilirsin.

eğer karşıya geçersem zapata'dan karabuğday ekmeği alıyorum. onu da tavsiye ederim.

bazı sabahlar ise patatesli yumurta yapıyorum ama bence o biraz kalorili, o yüzden onu sık yapmıyorum.

edit: yukarıda verilen önerilerden paketli olanları satın alacaksan, içindekiler kısmına bakmanı öneririm. hiç aklına gelmeyen ürünlerde gluten olabiliyor. bir de yulaf içeriği, glutenin en büyük taklitçilerinden, onu da deneyerek yemeni öneririm.
0
irene
(01.06.21)
Harika önerileriniz için teşekkür ederim ^^

@irene glutensiz brownie harika olurdu, ne zamandır brownie yapsam diyorum sağlıklı beslenme çabalarımı baltalamak istemediğim için vazgeçiyorum her seferinde.
0
🌸Mossy
(01.06.21)
Sürdürülebilir olarak, yumurta süt ve ekmeksiz olarak, zeytin, yagsiz peynir, domates, salatalik ve maydanoz ile birlikte epeyce kilo vermisligim vardir.

Diger seyler zamanla yapmaya usenilen seyler oldugu icin pek devamliligi olmuyordu. Yumurtayi da kolesterolden oturu birakmistim.

Ki ben agir kahvalticiyimdir, patatesinden sucuguna, yumurtasindan,simitine, boreginden menemenine kadardi, simdi ikisinin ortasinda bir hayat yasiyorum
0
Filinta61
(01.06.21)
-Ceviz
-keçi boynuzu unu ve greçka unu ile yaptığım şekersiz bademli kurabiye
-tatlı patates
0
spankenstein
(01.06.21)
Glutensiz yulaf. Yanina meyveler, kuru meyveler ve findik,fistik... Süt olarak da, bitkisel süt.
0
buf-e kür
(01.06.21)
sabah peynirli omlete yulaf atıp yedim
haslanmış yumurta+lor peyniri karıştırdığım da oluyor.
el blender i ile yulaf+ yogurt+ muz vb yapabilirsin. shake içine taze zencefil de atmaya başladım, çok yakışıyor bence. benim için en sürdürülebilir kahvaltı shake ile yapılanlar.
0
hasmetizm
(01.06.21)
(22)

yurt disinda mutlu olamadigim icin vicdan azabi cekiyorum

bagirir bu raylar o sahte o kart duzene
evet dostlar, üzgün veya mutsuz degilim ama mutlu da degilim. konuyu biraz acayim.disaridan bakinca herkesin cok yasamak isteyecegi bir sehirde ve muhitte yasayip, cogu insanin yapmayi dileyecegi bir isi yapiyorum ama hayata karsi inanilmaz nötrüm. sosyal medyada turk timeline'ina bakip insanlarin y
evet dostlar, üzgün veya mutsuz degilim ama mutlu da degilim. konuyu biraz acayim.

disaridan bakinca herkesin cok yasamak isteyecegi bir sehirde ve muhitte yasayip, cogu insanin yapmayi dileyecegi bir isi yapiyorum ama hayata karsi inanilmaz nötrüm. sosyal medyada turk timeline'ina bakip insanlarin yurt disi hayallerini, isteklerini görünce veya yurt disina cikmis insanlarin mutlulugunu gorunce kendime kendime "ulan sen neden mutlu degilsin, ne buyuk sorunun var hayatta" diyorum ve kendime kiziyorum.

zamaninda okuyup calistigim yere birkac yillik turkiye arasindan sonra sirketin istegiyle geri geldim. dilini biliyorum, egitimim bu ulkeden, ortami biliyorum, tanidiklarim var ama icimde hicbir ekstra sevinc yok. turkiyede nasil yasiyorduysam ayni duygularla yasiyorum. diger insanlar gibi ne guzel iyi bir ulkede yasiyoruz diyemiyorum.

insanlarin avrupada cekilmis herhangi bir sokagin fotografina verdikleri tepkileri gorunce sasirip, insanlar senin bu hayatina ne kadar ozlem duyuyor ama sen sifir neşe ile oturuyorsun diyorum kendi kendime ve yasadigim hayata karsi nankörlük yapiyormusum gibi hissediyorum.

es dostun bir kismini turkiyeden taniyorum, bir kismi da bu ulkenin insani ama hicbir türk'e bu konuyu acamadim. nedense biraz cekindim bu konuyu konusmayi. belki onlar da benle ayni duygulari paylasiyor ama emin olamiyorum.

birkac haftadir dikkat ediyorum. is sonrasi veya hafta sonlari yaptigim aktiviteler ve bulusmalar bir gorevmis gibi gelmeye basladi. inzivaya cekilip kendi kendime evde kafa dinlemeyi istemem sanki yasadigim hayata nankorluk gibi geliyor.

evet, kazanc olarak daha iyi durumda oluyorsun. her ne kadar turkiyeden gorundugu kadar olmasa da maddi olarak rahatliyorsun. evet, sehirler guzel ve planli. evet, insanlarin hepsi olmasa da cogu daha duzgun. evet, daha huzurlu vs. fakat bunlarin hicbiri beni daha neşeli kilmadi.

gecenlerde turkiyeden yeni gelmis (sanirim okumak icin) ve bana bir konuyu danismak isteyen iki gencle tanistirdilar. nasil mutlular, nasil yuzleri guluyor anlatamam. ben de onlaro oyle gorunce mutlu oldum ama modumun onlar kadar yuksek olamamasina kizip durdum sonrasinda.

bu soruyu acma nedenim de aslinda yurt disinda en azindan bir 5 yili devirmis arkadaslarin ne hissettigini ogrenmek. ben calisan sinifa mensup bi insan olarak yine calisan kesimden, orta sinif arkadaslarin duygularini merak ediyorum.
0
bagirir bu raylar o sahte o kart duzene
(27.05.21)
10 seneye yakın okul+iş milano. şu an geri istanbul.
Şehir ülke insanı mutlu etmeye yeten şeyler olmadığı gibi mutsuzluk sebebi de değil aslında.

dünyanın en klasik sorusu bu, "sen hayatta ne yapmak istiyorsun? istediğin, sana iyi gelecek şey nedir?" cevabını ucundan yakala ve peşinden koş. her gün 7/24 mutlu olunamayacağını kabullen, kabullenmeyi kabullen ve içinde bulunduğun anda dur ve sana iyi geleni fark etmeye çalış.
her akşam yastığa kafayı koyduğumda kurduğum hayali milano'da gerçekleştiremeyeceğimi görüp istanbul'a döndüm. döndüğümün 3. senesi hayalin yarısı gerçekleşti. acelenin, telaşın, kendini yiyip bitirmenin gram faydası yok, akısına bırakıp sana iyi gelen şeyleri hatırla, hayal kur. kıstasın ayda ne kazandığın değil ayda kaliteli geçirebildiğin zaman olsun.

sıkma canını, yaşadığı yerden bağımsız insan aynı insan, senin de mutsuz olma memnun olmama hakkın var.
atalet-erteleme gelmeden sana ilham verecek beynini besleyecek bir şeyler bulmaya bak.

sevgiler
0
nwnd
(27.05.21)
kendini neden seninle benzer şartlarda olmayan insanlarla karşılaştırıyorsun ki...
0
heeresgruppe
(27.05.21)
Yurtdisina hic cikmadim ancak izin verirseniz cevaplamak istiyorum.

Bilgisayar muhendisiyim ve iyi bir devlet okulundan mezunum, su anda da yuksek lisansima devam ediyorum.

Etrafimdaki hemen hemen herkes yurtdisina tasindi ya da tasinma hayali kuruyor. Yurtdisi sihirli degnekmis gibi davraniyor insanlar. Giden insanlar da sanki orda en ufak bir zorluk cekmiyormus her sey muhtesemmis gibi anlatiyor ve davraniyor.

Yurtdisina gitmek bir nevi hayatin instagram versiyonu gibi. Nasil orda kimse kotu anini paylasmiyorsa gidenler de onu yapmiyor. Cok asiri minnettar olmaniz gereken dunya nimetiymis gibi davraniliyor disardan.


Ben her seyde oldugu gibi bunu da abartili buluyorum. Siz herhangi bir sahip oldugunuz sey yuzunden, millet buna gipta ediyor diye cok sukretmeliyim, %200 mutlu olmaliyim hissi yasamak zorunda degilsiniz.

Size ozenen insanlara da ozenen milyonlar var ona bakilirsa.

Olayin sehirden ziyade kendinizle ilgili oldugunu dusunmeniz gerekiyor. Kendinizi mutlu ve tatmin olmus hissedebileceginiz yollar arayin. Bu da illa spor ya da hobi ile ilgili olmak zorunda da degil. Belki bir ogrenciye burs verirsiniz belki alaninizdaki birilerine mentorluk saglarsiniz. Bambaska seyler de olabilir ama kendiniz aramali ve bulmalisiniz. Basakasinin onerdigi sizi tam anlamiyla tatmin etmez.
0
tessera
(27.05.21)
Yurtdisina geldigim icin mutluyum da bir yerden sonra geciyor yani ne yapacagim her gün Fransa'da yasadigima dua ederek kalkacak değilim. Belli yerden sonra rutin, normal hayat olmasi kadar normal birşey yok.

Yani ben de ilk geldiğimde oha ne güzel falan oldum ama artik alistim yani. Tamam maas guzel, yeme icme kaliteli, insanlar iyi ama polyanna gibi de dolasamayiz :) 5. Seneye giriyorum bir kac aya. Her Türkiye'ye gidince geri dönesim geliyor hemen o kadar daralıyorum.
0
logisticsmanager
(27.05.21)
Gecen bir yerde okumustum, "yurtidisina gidince arka fon degisiyor sadece, sen yine ayni sensin"

Not: 3 sene yurtdisinda yasadim.
0
brkylmz
(27.05.21)
4 yildir almanyadayim. bende hemen hemen benzer duygular icersindeyim. vicdan azabi cekmiyorum da buraya hicbizaman ait olamayacagimdan sanki bosuna burda zamanimi harciyormusum gibi geliyor. daha yeni izinden geldim türkiyeden. sanki hep orda rahat yasabilmek icin bu zamanimi feda ediyormusum gibi geliyor.

türkiyede az paraya calistigim üzüldügüm seyler olmamis gibi sebepsiz bir özlem duygusu oluyor.
galiba tipik bir almanci olma yolunda ilerliyorum.
0
vhs kaseti
(27.05.21)
Devlet okulundan koleje gecmis gibi oluyorsun, okul yine okul hergun derse giriyorsun.
Mutlu olmak zor bence.
0
divit
(27.05.21)
olay biraz nerde olduğun değil kimle/kimlerle olduğunda bence. ben de iki sene atinada çok mutsuz yaşadım, sonra ankaraya taşındım çok mutlu bir sene yaşadım.
0
sipsiyah
(27.05.21)
sikinti yasadigin hayatta veya kisiliginde degil, sikinti kendini baskasiyla karsilastirmanda. kendini degistirmene veya kafandan bir seyi silmene gerek yok. baglarini koparmana da gerek yok. kafana gore takil iste. evde durmak istiyorsan da evde dur, 'ben olsam hep gezerdim' diyen de ciksin gelsin kendisi gezsin. hem sanane baskasinin ne yaptigindan/yapacagindan, onlara ne senin ne yaptigindan?

ben de hic hazzetmiyorum turkiye'de yasayan cogu kisiyle konusmayi. resmen insani yurtdisinda yasadigi icin suclu hissettiriyolar. sanki hayat bi orda zor amk. biz burda yattigimiz yerden para kazaniyoruz sanki. evet refah duzeyi yuksek, zaten o yuzden geldik ama napayim yani benim sucum mu? kimle konussam 'oh lan kurtuldun valla, oh lan ne guzel istesen ferrari alirsin orada araba ucuz, oh valla ne guzel is hayati cok kolay' diye diye insani konusmaktan sogutuyolar. hic takmican.
0
icim urperiyor
(27.05.21)
20 seneyi devirdim.

Yurtdisi luks bir restaurant gibi. Dekor super, servis harika, tabak canak masa duzeni inanilmaz. Bir yemek soyluyorsun geliyor tabak harika hazirlanmis. Sonra bir catal aliyorsun tadi bombok.

Turkiye'de esnaf lokantasi, iceri korkarak girersin bazen saga sola dokunmak istemezsin. Onune bir yemek koyarlar goruntu olarak birseye benzemez, catallar bardaklar kirlidir vs. Sonra bir tadina bakarsin soka girersin.

Uzun sure disarida yasamayanin anlayabilecegi mevzular degil bunlar. Obur taraftan ne olursa olsun cikmak isteyenleri de anliyorum. Ama ciktikdan sonra iluzyon 3-5 sene icinde dagiliyor, bu da bir gercek.
0
cooperr
(27.05.21)
Maddi olarak rahatlamak, düzenli şehir evet güzel şeyler ve ilk akla gelenler de Türkiye’den kaçış furyası o kadar basit değil. Siz ne kadardır yurtdışındasınız bilmiyorum Göz göre göre her gün daha kötüye uyanmak çok yıpratıcı, gelecek kaygısı sadece maddi yönlü değil. Sorunların her zaman üstünün örtülmesi, hukuksuzluk, eskiden eğitimin, görgünün, yeteneğin getirdiği bütün avantajların yerini kaotik bir düzene bırakması... Boğulmak üzere hissediyor gençler o yüzden bu kadar büyük bir olay. Siz kendi düzeninizde bu hissiyata elbette uzaksınız o yüzden aşırı gelmesi çok doğal ama işte normal koşullarda değiliz. Aslında dediğiniz gibi sıradan bir Avrupa şehri fotoğrafına delirmek saçma.
Ha sizin haftasonu aktivitenizle bunun ne alakası olabilir? Orada durum kişisel bence. Evinizde oturun, dışarı çıkın kime ne? Bence bu mutsuzluk meselesini kendi şartlarınızda değerlendirin, cevabı yurtdışındaki çevreniz, yaşadıklarınız çerçevesinde arayın. Türkiye’nin olağanüstü şartları, bunalımı sizi yanlış yönlendirir.
0
not dark yet
(27.05.21)
8-9 aydir yurtdisindayim, oncesinde istanbul'da rahatim yerindeydi. Burda da rahatim yerinde. Farkettim ki icinde olmasam bile turkiye gundemi beni etkiliyor. Artik dolar arttiginda "napicaz yau" demiyorum belki ama yine uzuluyorum. Yasama kalitesi/gelir acisindan filan belki yurtdisi daha rahat ama kopamadim ben henuz turkiyeden. Kopabilecegimi de sanmiyorum. 5 haftalik tatilimin en az 2 haftasini turkiyede geciririm herhalde bundan sonra da.
0
fakyoras
(27.05.21)
ben olayin mantigini anlamadim.

yurtdisinda oldugun icin mi mutsuzsun? turkiye'de daha mi mutlu olacagini dusunuyorsun? yazdiklarindan anladigim kadariyla cevabin "hayir" - ayni hissediyorsun.

o zaman mutsuzlugunla yurtdisinda olmanin alakasi nedir onu cozemedim. hayattan tad alamiyorsun, belli ki bir cesit depresyondasin. nerede olursan ol bu problem cozulmedikce boyle hissedeceksin sonucta. butun meselenin yurtdisiyla alakasini anlamadim ozetle.

acaba "turkiye'de mutsuzum, yurtdisina gidersem mutlu olurum" diye dusunup gittin de hayal kirikligina mi ugradin? o zaman biraz daha anlasilir, ama problemin kaynagini degistirmiyor: bir cesit depresyon icindesin demek ki. bir profesyonelle gorusursen yardimci olur bence.
0
robokot
(27.05.21)
Bulundunuz yerde kök salamamissiniz.

Derdiniz, anlattiginiz kadariyla bu.

Insan iliskileri ictenlikli, samimi olacak. Oylesine kurulan arkadasliklarin tabii ki sosyallesmek adina bir onemi var. Ancak samimi olacaginiz, icerisindeyken cok rahat hissedeceginiz bir sosyal cevreye ihtiyaciniz var.

Avrupa´dayim, 5 yili da devirdim.

Surekli ilerlemek, kendimi gelistirmek amaciyla gelmistim, bir dakika bile "durmaktan" inanilmaz rahatsiz oluyordum. Sonunda istedigim ulkeye gelmistim, hicbir seyi geciktiremezdim. En kucuk sorunda da demoralize oluyordum. Kendimi bu yaris psikolojisinden cikartmam zamanimi aldi.

Burada her anim mutlu mesut gecmek zorunda degil. Karsilastirma yapmiyorum, surekli karsilastirma yapmaktan yoruldum. Benimle yakin tarihlerde baska sehirlere gocen arkadaslarimda da durum bu. Biz burada bir hayat kurduk. "Türkiye´de olsam simdi nasil olurdum?" sorusu sadece ve sadece yipratici.

Yasadigim ulkenin vatandasi da oldum. Burada bir hayat kurdum. Ve bu hayattaki sorunlar sadece benimle ilgili. Yasadigim yerin firsatlarindan, islerin ve hayatin kolayligindan memnunum. Bunlar minumum, bunlar standart. Insanca yasamanin minumum gereklilikleri saglaniyor diye ben niye neseleneyim?

Türkiye ormanindan cikinca, evet, ilk sene ben de cok neseli ve enerjiktim. Survivor modundan ciktiktan sonra normale dondum. Avrupa´dan anlasilacak sey cennet degil, sadece insani standartlari saglamis yer olmali.
0
buf-e kür
(27.05.21)
biraz beklentiyle alakalı bir problem var burada. ben 1 sene yaşadım daha önceden, giden, kalan ve dönen de çok arkadaşım var. yurtdışında yaşamak kendi evinde yaşamaya göre çok daha büyük ve sürprizlere açık bir challenge. zaten bu kadar çok göz önünde olmasının sebebi de bu, gidenlerin çoğu "acımadı ki" modunda "biz aşırı memnunuz, 1 liraya 10 kilo et alıyoruz" diyor ancak işin duygusal yönünde hissettikleri sakatlıkları anlatmıyorlar. dolayısıyla bir kere kesinlikle yalnız değilsin, sadece işin bu noktası konuşulmuyor. özellikle psikolojik açıdan gurbet gerçekten zor, bunun vizyonla falan da alakası yok. bunu amerikaya giden alman da yaşıyor, japonyadan avrupaya taşınan japon da. 40 milletten sadece biz bunu ayıplıyoruz, halbuki gavur homesickness diye terim bile üretmiş.

ikincisi, o uzak ülkede bir yabancı olarak kendi evini özlemen çok ama çok normal. kendine haksızlık etme kesinlikle. farklı çıkış yolları ararsın, denemeler yaparsın, ama işin sonunda ben trde 3 kuruş daha az kazanırım ama kendi çöplüğümde yaşarım dersen bu ayıplanacak bir şey değil, aksine çok normal bir şey. ben şahsen böyle düşünüyorum 1 senelik tecrübemin sonunda, ve o zamanlar kalma imkanım olduğu halde kalmadığım için de genel olarak çok memnunum, iyi ki de öyle yapmışım. her ne olursa olsun yabancılar şubesiyle uğraşmamak, kendimi anlatmak zorunda kalmamak, önyargılarla uğraşmamak, arkadaşlarına ve aileme yakın olmak, ailemden biri hasta olduğunda koşabilmek, kendi anadilimi konuşabilmek (ki 2 dili çok iyi seviyede biliyorum) bunların hepsi benim için paradan çok ama çok daha önemliydi, o yüzden mutluyum. zorlukları var evet, cool bir şey de değil, ama belki de bu iş sana göre değildir? yani öyle bi zaman gelir ki lan keşke istanbulda olsaydım da gidip çöplükte bira içseydim ama yanımda şu arkadaşım olsaydı dersin, işte o önemli bi detay. biraz makina olmak, duygusuz olmak lazım yani, fazla düşünmemek lazım.
0
roket adam
(27.05.21)
herkes farklı. Kimi insan arkadaş ilişkilerini veya ailesini özlüyor dönüyor mesela. Mutsuzsan dönmeyi de değerlendir tabii FAKAT tek söylemek istediğim bir şey var, lütfen mümkünse oranın vatandaşlığını almaya çalış (zaten 5+ yıldır oradasın sanırım), B planın ve garantin olarak dön Türkiye'ye. Çünkü burada işler iyi gitmiyor, belediyenin verdiği Gri pasaportlarla insan kaçakçılığı falan yapılıyor öyle düşün. Ben Türk pasaportunun hiçbir değeri kalmadığını ve ileride en ufak vize için bile çok zorlanacağımızı düşünüyorum. Gitmişken elin boş dönme.

Bu arada gördüğüm çoğu arkadaşım ilk 2-3 yıl içinde çok alışıp(başta zorlanıp) sonra "ya Türkiye'de bunu nasıl yapmışız çılgınlık" moduna giriyorlar. Good for them.
0
nhk ni youkosu
(27.05.21)
Merhaba,

Çok uzun süre sayılmaz ama bir yıl yurt dışında yaşayıp yaklaşık 4 ay önce geri döndüm. Kalıcı olmasam da bir yıl daha kalma imkanım vardı ama dönmeyi tercih ettim.

Benim gördüğüm kadarıyla sizin durumunuz o yurt dışına imrenip "kaçarcasına" Türkiye'den gidenler gibi değil. Yani sizin gitme motivasyonunuz muhtemelen o "Süper bir ülkeye geldik. Türkiye'den kurtulduk" diyenler kadar yüksek değilmiş. O nedenle böyle düşünmeniz oldukça normal geliyor bana. Sizinkisi iş için ülke değiştirmek gibi olmuş.

Ben de görece güzel bir ülke ve şehirde yaşadım. İşim buradakine göre oldukça hafifti. Büyük bir şehirdi ama doğası güzel, sessiz sakin bir yerdi. Ama inanın kendimi bu kadar güvensiz hissettiğim bir yer daha olmamıştı. Silahlı soygun ve ölümler çok yüksekti. Akşam hava kararmadan eve girmeye özen gösteriyordum. Markete giderken sürekli etrafı kolluyordum. Her şey mükemmel olmuyor maalesef. Bununla birlikte pandemi sebebiyle sosyal ortamım da olmadı. Ben de döndüm. Dönünce de "Biz, sen orada kalırsın artık diye düşünüyorduk." dediler hep. Öyle bir imaj var hep. Bu anlattıklarımı duysalar inanmazlar. :)
0
shatskikh
(27.05.21)
Bence genel olarak hissettiklerinizin yaşadığınız ülkeyle bir alakası yok. Biraz orta yaş bunalımına girip hayatı anlamlandırma noktasında zorluk çekiyorsunuz gibi gördüm yazınızdan.

Gelişmiş ülkeler sihirli bir şekilde sizin psikolojinizi düzeltecek, size hayat sevinci verecek diye bir şey yok bana göre. Size rahat ve mutlu bir hayat yaşamanıza yardımcı olacak şeyler veriyor sadece.

Türkiye'de zaten hayatın default zorluklarına ek olarak her geçen gün oldukça kötüye giden şeyler var. Insanlar önünü göremiyorlar. Düşünün orta sınıf görülen iyi eğitimli bir kişi, kıçı kırık ikinci el bir araba alabilmek için yıllarca çalışmak zorunda kalıyor. Fazla uzatmaya gerek yok ama buna benzer bir sürü olumsuzluk var siz de biliyorsunuz zaten. O yüzden insanların size imrenmeleri, daha mutlu olduğunuzu düşünmeleri normal.
0
synthetic a priori
(28.05.21)
Buna aslında kişilik ya da karakter diyoruz. Depresyonda olduğunu düşünmüyorum. Bir şeye nankörlük ettiğin de yok Neyden keyif alıyorsan ona devam.
0
velvetmorning
(28.05.21)
1 ay kadar falan once bir instagram reels izledim ve jeton tam manasiyla dustu: mutluluk depresyon gibi bir uc noktadir. her zaman mutlu olamazsin, aranan duygu tatmin olmaktir (being content)..

Bunun ustune epey bir dusundum cunku hayatindan genel olarak tatmin olan bir insan olarak bu deliler gibi mutlu olma kismi beni hep zorluyordu. Boyle bir baski var uzerimizde cunku ve bu bizi oldugumuzdan farkli olmak icin zorluyor. Yani evden ise isten eve rutiniyle gayet iyi gecinen bir insanim, kalabaliklarda olmak, arka planda istemedigim muziklere maruz kalmak (ki mutlulugun tanimini yapamam ama gercek bir mutsuzluk sebebidir benim icin), small talk dedikleri nane mutlu etmiyor beni ama cizilen portre o. bunun bir gereklilik olmadigini anladim o videoyla.
0
2oda1salon
(28.05.21)
Mutlu ya da mutsuz olmanın fonla değil insanın kendisi ile alakası var. Ama mutlu/mutsuz bir insanın tr'de mi mutlu/mutuz olması daha güzeldir yoksa insan hayatına değer verilen bir yerde mi diye sorarsan 2ncisini seçerim. Tr'nin kötü yanlarını kimi kesin her gün tadıyor, kimisi her gün tv'den izliyor, kimisi ise hayatında 1-2 defa yaşıyor. Fakat herkes etkileniyor. Bu gerçekliği denklemden çıkarırsan sen senle başbaşa kalıyorsun. Mutlu olmak oradan sonra sana kalmış durumda.
0
twelfth
(28.05.21)
Twelfth +1000

Soyledigi sey cok dogru. Kucuk cocuguyla yasayan bekar bir anne olarak, kendi can ve mal guvenligim icin ekstradan endiselenmek durumunda degilim. Turkiye'ye gelmemek icin en buyuk sebeplerimden birisidir bu. Erkeksiniz anlamayabilirsiniz bu durumu ama boyle bir rahatlik var.

Ekonomik olarak enflasyondu oynak fiyatlardi gecim icin endiselenmek durumunda degilim. 8. seneye giriyorum burada, tupgaz fiyatlari artmadi aksine geldigim zamankinden daha dusuk (buyuk bir rezerv bulunmustu geldigim sene onun etkisi oldu deniyor), bakliyat, sebze ve meyve yetisebilme bolluguna gore fiyati artar ve azalir. bu da 8 senedir hemen hemen ayni fiyatlarla olur. Bol zamaninda ne kadara dusecek, kit doneminde ne kadara yukselecek kafamda belli ve 8 senedir degismedi. 8 senedir degisen yeni sivi yag fiyati oldu. Oradaki artista tek yon sehir ici toplu tasima ucretine tekabul ediyor (2 lolipop parasi). Fiyatlarin artmamasina o kadar alismisim ki cok geldi bana.

bu tip artilar var

u
0
2oda1salon
(28.05.21)
(5)

Espresso yapmak

hold short of the runway
Merhaba,Aerobie markasının Aeropress'i çok pahalı, Epinox markasında da var ayrıca. Bir de Delter diye bir ekipman var. Bu ekipmanlarla ilgili düşünceleriniz nedir? Hangisini tercih etmeli?
Merhaba,
Aerobie markasının Aeropress'i çok pahalı, Epinox markasında da var ayrıca.
Bir de Delter diye bir ekipman var.
Bu ekipmanlarla ilgili düşünceleriniz nedir? Hangisini tercih etmeli?
0
hold short of the runway
(26.05.21)
Epinox alın geçin hepsi aynı malzeme, hepsi plastik. Aerobie alacaksanız markaya para vermiş olursunuz.
Delter bana göre gereksiz heyecan. İlk çıktığında çok gazladılar ama bildiğin Aeropress işte, dağlar kadar fark yok ikisi arasında.
Ayrıca Aeropress, espressoya daha yakın kahve çıkarır.

Zaten illa espresso içecekseniz Mokapot almayı düşünmez misiniz?
Bunlar arasında espressoya en yakın kahveyi Mokapot verir. Aeropress normal filtreye göre daha yoğun kahve çıkarır ama yine de espressoyla alakası yoktur. Ben Aeropress'i filtre kahve olarak içiyorum, elimdeki kahve aromatik bir kahveyse Aeropress'de yapıyorum biraz daha yoğun olması için. Ama yine de normal filtre içmiş oluyorum aslında.

Edit: Ayrıca Epinox da son zamanlarda güzel ürünler çıkarmaya başladı. Birkaç yıl önce ürünleri fazla taklit ve dayanıksız kalıyordu ama şu an oldukça geliştirdiler.
0
anatomik
(26.05.21)
Aeropress espresso yapmıyor. Cok seviliyor, bir ton insan kullanıyor. Bence kullanması ve lezzetli kahve yapması zor bir ekipman. Koyu kavrulmus cekirdekle calismak bence makine disinda zor. Oynamak icin alabilirsiniz, bir sürü farkli tarif var sonucta aeropressler icin.

Delter'i kullanmadım ama o da espresso yapmıyor.
0
buf-e kür
(26.05.21)
Moka pot biraz deneyim ile espressoya yakın, çok güzel ve lezzetli bir kahve verir. Youtubeda bir sürü guide bulabilirsiniz. Ben Moka pot ile o kadar güzel kahve alıyorum ki espresso makinesi almaktan vazgeçtim.
0
JohnOakley
(26.05.21)
Aeropress ile espresso yapılmıyor. Yani iki veya üç kat filtreyle basınç artırılabilir ama espresso denemez çıkan kahveye. Ama çok eğlenceli tarifler var ve güzel sonuçlar çıkıyor.

Orijinal olan ile Epinox olan arasında bariz bir kalite farkı var. Evde 5 senedir orijinal olanı kullanıyorum. İş yerine ucuz diye Epinox almıştık, iade ettik. Zaten zevk için kullanılacak bir alet olduğundan en azından işini iyi yapması önemli.
0
lancelot du lac
(26.05.21)
Cevaplarınız için teşekkür ederim. Ikea markasının mokapotu var elimde ama ortaya çıkan sonucu beğenmiyorum. Belki benim beceriksizliğimden kaynaklı da olabilir tabi. Bir de bana da kahveyi yakıyor gibi geliyor.
Aeropress güzel yoğun bi aroma veriyordu, bana göre espressoya yakın bir tat veriyor.
0
🌸hold short of the runway
(26.05.21)
(4)

Her şeyi yalaması yaşla mı alakalı?

ananiyimioguz
3.5 aylik kopegimiz parkedeki lekeleri, supurgelikleri, esyalari, dambıl demirini, kumaslari vs. vs. her şeyi yalıyor. Tam bir yalamatör.Kızıyorum arada geri cekiliyor ama hasta olacak aptal yine.Bu büyüdükçe geçer mi sizce yoksa farklı bir yaklaşım mı izlemek lazım?
3.5 aylik kopegimiz parkedeki lekeleri, supurgelikleri, esyalari, dambıl demirini, kumaslari vs. vs. her şeyi yalıyor. Tam bir yalamatör.

Kızıyorum arada geri cekiliyor ama hasta olacak aptal yine.

Bu büyüdükçe geçer mi sizce yoksa farklı bir yaklaşım mı izlemek lazım?
0
ananiyimioguz
(25.05.21)
merhaba

benim köpeğimde de 2 yaşında benzer bir durumla karşılaşmıştık. ağırlıklı olarak metal yüzeyler olmak üzere sürekli olarak bir yerleri yalıyor, yalamaktan yorulsa da kesinlikle durmuyordu. yalama sesinden uyuyamaz hale gelmiştik.

veterineri ile görüştüğümde, mineral eksikliğinden kaynaklanabileceğini söyledi. ağırlıklı olarak büyükbaş hayvanlarda görülürmüş, ancak nadiren köpeklerde de karşılaşıyorlarmış :)

jel kıvamında, diş macunu tüpü gibi bir tüp içerisinde bulunan bir besin takviyesi vermişti. yaklaşık bir hafta boyunca her gün bir parça ekmeğin içine sıkıp verdim, severek yedi. bir hafta sonra da bu yalama durumu kesildi. 2 yıl oldu, tekrar karşılaşmadık. veterinerinize danışmanızı tavsiye ederim.
0
doubletapper
(26.05.21)
insanlarda da var bu, hatta izmarit yiyenler var. Toprak yiyenler var.

Demir eksikligi ya da baska bisey eksikliginden kaynaklaniyor.
0
divit
(26.05.21)
mineral eksikligi olmak zorunda degil. el,kol, bacak da affetmeyen bir haldeyse muhtemelen anneden erken ayrildi. boyle bag kuruyorlar. bazen de tuzlu oldugu icin eli kolu yaliyorlar. asiriysa uyarip yalatmayin.

genelde asiri yalama olayi yasla geciyor. kafanizda soru olustuysa ve yaptirmadiysaniz gidip bir kan testi yaptirin. zaten yilda bir ya da iki kez yapilmasi onerilir kan testinin. boylece gidasinda neyi dogru neyi yanlis yaptiginizi da gorursunuz. kedi-kopek hastalanmadan yapacaginiz en iyi sey kan testleri ile zamaninda onlem almak.
0
buf-e kür
(26.05.21)
2,5 aylıkken ayrıldı, erken olabilir belki evet el bacak ağız burun da yalamak istiyor. Isırınca kızıyorum hemen çeviriyor yalamaya dönüyor :) Böyle böyle el ısırmalarını azalttım baya ama yalama umarım ilerde geçer. Isırma konusunda dişi de kaşınıyor olabilir, büyük parça koparıyor ve çıkaramıyor diye elinden aldım ısırma oyuncaklarını ama halat oyuncak falan alıp vereceğim bugün, bir de onu deneyelim.

Kan değerlerinde bir şey yoktu. detaylı baktırmıştım. Biraz çocukluktan ve meraktan yapıyor gibi geldi çünkü her şey de yalanmaz ki canım. Umarım geçer şu takviyeyi falan bir sorayım ben de veterinere.
0
🌸ananiyimioguz
(26.05.21)
(18)

Kahve Hakkındaki Düşünceleriniz

bay b
"kahve olmadan asla güne başlayamam""kahvesiz bir hayat dusunemiyorum""bugun artik kacinci kahve hatirlamiyorum"seklinde cumleleri artik o kadar sik duyuyoruz ki ben artik kahave konusunun fazla abartildigini dusunuyor ve sebebini anlamiyorum. sonucta icinde kafein var bu kafein faydasi oldugu kadar
"kahve olmadan asla güne başlayamam"
"kahvesiz bir hayat dusunemiyorum"
"bugun artik kacinci kahve hatirlamiyorum"

seklinde cumleleri artik o kadar sik duyuyoruz ki ben artik kahave konusunun fazla abartildigini dusunuyor ve sebebini anlamiyorum. sonucta icinde kafein var bu kafein faydasi oldugu kadar zarari da olan bir madde, insanlarin bu asiri kahve meraki ve yuceltmesi hakkinda ne dusunuyorsunuz? Ayrica sizce bu bir bagimlilik mi?

ben bir sure kafein almayacagim diye basladim ve devami da geldikce geldi, komple birakmadim tabi ki ama yarin icsem bile bundan sonra her sabah icer miyim, evde yapar miyim bilmiyorum;iceceksem de disarda guzel yapilmis bir espresso falan icip keyfine varmak icin icerim gibi geliyor. boyle dusunme sebebim de uzun zaman icmiyor olmam degil, gunde 3 fincan kahve icerken de benzer dusunuyordum onu da ekleyim.

fikirlerinizi merak ediyorum, tesekkurler.
0
bay b
(24.05.21)
hayatımda gerektiği kadar içiyorum. önemli işim vardır ve bir miktar daha ayakta kalmak için içerim. spordan önce ve if yaptığım dönemlerde kullandım. bazen de demleme teknikleri farklı olan kahveleri denemek için içtim. saydığınız düşüncelerdeki gibi hayatımda aman aman bir yeri yok sadece ihtiyaçlar dahilinde...

wilson wilson'ın sözü ile kapatalım,

"kafein'i fbi buldu"
0
evimin paspasi
(24.05.21)
Abartıyolar. Bağımlısı olmuşlar. "Bana bi' americano, latte içiyorum" demek bazılarımıza havalı geliyor. Çavdarlı ekmeksiz olmuyor demek pek havalı değil. Gibi gibi.
0
Amory Lorch
(24.05.21)
kafein bağımlılık yapıcı bir madde sonuçta, insanların alıştıktan sonra deli gibi istemesi çok normal. ayılayım diye bir gün içince geri kalan günler mutlaka canım istiyor yine, içmeyince de kendimi kötü hissediyorum ayılamıyorum. günde 1-2 bardak içince bile akşam çarpıntı, sinir, mide yanması ve uykusuzluk yapıyor bende. o yüzden neredeyse tamamen bıraktım kahveyi.
0
roket adam
(24.05.21)
1-2 ay çay dışında kafeinden uzak kalınca ne olduğunu daha iyi anladım. Özellikle ilk 1 hafta yoğun bir biçimde yoksunluk çektim ve ayılmakta çok zorlandım.(O ara çayı da çok azalttım zaten) Bizde kahve kültürü biraz da alkolün ayıplanmasından dolayı bu kadar popüler oldu bence. Dışarıda içecek bir şey bulamayınca kahveye sarıyor herkes.

Keyfine varmak dışında içmenin anlamsız olduğunu düşünmeye başlayanlardanım. Havalı yanı yok ama dışarıda bir yerde oturduğunuzda alternatifi çok az. Ve bunlar dışındaki mekanların çoğu alkollü ya da nargile tarzı. Alkollü mekanlarda alkol dışında pek bir şey olmaması gibi bunlarda da kahve harici bir şey yok. Bazen de mecbur kalıyor insanlar.

Biraz beyaz yaka abartması olan sıradan bir içecek işte. Ve gereksiz pahalı dışarıda.

Spor yapılacaksa içilir ama. Onu ayrı tutuyorum.
0
westblack
(24.05.21)
Ben kahve içmeye çok geç yaşta başladım önce nescafe sonra yavaş yavaş orta türk kahvesi, az şekerli türk kahvesi, sade türk kahvesi sonra sütlü filtre kahveye geldi sonra da sade filtre kahveye.

Hazır içecek de yok denecek kadar azdır hayatımda (kola asla içmem, fanta nadiren, meyve suyu nadiren)

Çayı da aynı şekilde çok geç yaşta içmeye başladım ve dışarıda çok nadir çay içerim dışarıda yapılan çayları beğenmediğim için hep kahve içmeye başladım.

Sevdikçe sürekli dışarıdan almak yerine paket alıp kendim demlemeye başladım.
Evde boş kaldıkça da ya çay ya kahve içiyorsun ya da iş yerinde su bir yere kadar idare ediyor.

Geçenlerde yine burada biri sormuştu ne kadar kahve tüketiyorsunuz diye o zaman ortalama bi hesap yapmıştım şu an yine grama vuramayacağım ama 800 ml french pressle günde 3 bazen 4 kez kahve demlediğim oluyor.

Ve bunu uzun süre tekrarladığında vücut bir yerden sonra arıyor.

Gribal hastalıklarda kahve içmem mesela tam olarak iyileşene kadar ara veririm. Geçenlerde grip olduğum süre boyunca içmedim, grip geçti ama halsizlik ve baş dönmesi kaldı birkaç gün daha yanımda çalışan arkadaşım "sen çok kahve içiyordun ya uzun zaman oldu bence ondan böyle oldun" deyince ufak bi tırstım.
Kahve içtikten sonra da düzelince iyice tribe girdim.
Azaltmaya çalışıyorum.

Yüceltmeye gelince de alt tarafı kahve yani bunu ne kadar yüceltebilirsin ki diyorum, işin şovunu yapanlar vardır mutlaka duyuyorum böyle şeyler komik de olur ama ben denk gelmedim hiç.
0
mutekebbir
(24.05.21)
şimdi inanmayacaksınız ama konuyu kapitalizme bağlayacağım sdkfgl

kafein bağımlılığı da sigara bağımlılığı gibi bir bağımlılık. örnek cümlelerinizdeki kahve kelimesini sigarayla değiştirince hiçbir şekilde sırıtmıyor değil mi? peki neden biraz uyku açma, belki de çok hafif odaklanmadan başka pek de olumlu yanı olmayan şeye böylesine bağımlı bir güruh var?

bu güruha ben de dahilim şu an, tek sebebi ise kapitalizm. 6 ay önce çalışmaya başlamadan önce yılda 10 bardak kahve içmeyen bir insan olarak şu an günde en az 2 bardak kahve içiyorum. gerçekten içmeden kafam açılmıyor ve o ayıklık insanı tam vurmadan işin başına oturamıyorum. işin başına oturamazsam da para kazanamayacağım için mecburum gibi bir şey. ha hala nescafe, türk kahvesi ve white chocolate mochadan başka bir şey içmiyorum o ayrı mesele.

bu kadar insanın basit işlevleri yerine getirmek için ihtiyaç duyduğu bir şey de kendi kültürünü oluşturuyor elbette. yine sigara meselesine dönecek olursak ilk gençlikte yapılan abi şu sigara iyi bu sigara kötü veya sabah kalkar kalkmaz bir tane yakarım muhabbetinden farklı gelmiyor bana.
0
amugochi
(24.05.21)
Her gün 10 fincan kahve içerim, bir bağımlılığını görmedim.
0
himmet dayi
(24.05.21)
Kafeini sürekli fazla miktarda tüketen insanlarda, kafein yokluğunda fiziksel bağımlılık belirtileri ortaya çıkıyor. Baya madde bağımlılığı gibi. Ama sigaranın aksine kahve bağımlısı olmak çok popi çok cool. Sigara gibi zararlı da değil zaten, ciddi zarar vermesi için insanlık dışı miktarlarda tüketmek gerekiyor.

Ben çok net bağımlıyım diye düşünüyorum mesela, en son ne zaman hiç kahve içmediğim bir gün olduğunu hatırlamıyorum. Bazen yoğunluktan ya da dalgınlıktan günün büyük kısmını kahve içmeden geçirirsem migren atağı gibi baş ağrısı başlıyor ki kahve içince azalsa da hemen geçmiyor. Ama günde 6-7 koca kupadan 1-2 küçük kupaya kadar azalttım.

Bir de daha iyisini içtikçe geri dönmesi zor bir şey kahve. Filtre kahve içmeye başlayınca Nescafe nasıl berbat geliyorsa "taze kavrulmuş çekirdek öğütüp hazırlanan americano"dan sonra Starbucks'ın filtre kahvesi meh, bayat market kahveleri de BİM'in nescafesi gibi geliyor. Tam olarak doğru sıcaklıkta değil de 1 derece yüksek/düşük sıcaklıkta demlenirse kahvenin tadının bozulduğunu düşünen insan tanıyorum, manyak. Bana da kahve konusunda manyak diyenler vardır tabii, normal. Bazıları abartıyor, bazıları popüler dye sevmese de kahve içip poz veriyor falan ama hepsi normal. Çok konuştum.
0
kobuzchu kiz
(24.05.21)
Valla ben kahveye tamamen pragmatist yaklaşıyorum.

Kahveyi sevmiyorum ama kokusu ve french press yapım süreci güzel. Oturup mükemmel kahve tadını yakalamak için ya da damak tadıma uyan kahveyi bulmak için buna mesai harcamaya üşeniyorum, istemiyorum. Vakit kaybı buluyorum. Bu uğurda harcanan efor ve alınan sonuç arasındaki korelasyon beni tatmin etmiyor. Hepi topu 5 dkda soğuyan içilen bir şey.

Kahveyi uyanık kalmak için tüketiyorum. Ya da arkadaşlarla sohbet muhabbet için. En en çok tukettigim zamanlarda bile günde 1 taneyi geçmiyor. Eyyorlamam bu kadar.
0
Amaranta ursula
(24.05.21)
günde 1 lt kahve içiyordum. geçen hafta ailemin yanında gittim. bir hafta hiç içmedim. herhangi bir etkisini görmedim.

ayılmaya etkisi oluyor mu, çok emin değilim. içmediğimde de aynıyım. sabah kahvaltı yapmıyorum, bunun yerine sütlü kahve içiyorum.

türk kahvesini sevmem. arkadaşıma gittiğimde, misafirliğe gittiğimde, iş yerinde verildiğinde herkesle beraberken istemem demem ama içmem kahveyi. elime alıp içiyormuş gibi götürüp lavaboya dökerim. bu da itiraf gibi olsun. normative conformity, deniyor sanırım buna.
0
stewie
(24.05.21)
Bütün cevapları okuyamadım fakat bana göre de kahve orta sınıfın sosyal statü sembolü oldu, eskiden bir çay edebiyatı vardı şimdi de kahvenin farklı bir alıcısı var, ne yapıyorsun denildiğinde boş boş oturuyorum demek yerine kahve içiyorum cevabı daha havalı
0
freebird5406_2
(24.05.21)
"kahve olmadan asla güne başlayamam" vb. sözler bu akım çok abartıldı. 2. nesil 3. nesil bunlar pazarlama stratejileri. ben de kahve seviyorum ama içmezsem ölmem. her şeyi abartmayı seviyoruz.
0
mikahakkinen
(24.05.21)
Valla ben de çok tüketiyorum ancak benim sanırım kahve konusunda çok bir damak tadım yok. Mesela @kobuzchu nun dediği gibi çoğu kişi "filtre kahve sonrası nescafe çok kötü gelir" diyor ancak bende pek bir farkı oluşmadı. Farklı farklı kahve makineleri ile içtim, french press ile içtim ancak sonra Nescafe içmeye başladığımda "bu ne lan böyle" demedim. Kimbilir belki de en son kolonya içmeye çalışan alkol bağımlıları gibi ben de bu şekil kahve bağımlısı olmuşumdur da haberim yoktur :D

Bunun dışında sürekli bir kahve edebiyatı yüzünden de sana hak veriyorum. Devamlı bir "elimde kahve kitap okuyorum', "kahve varsa hayat vardır", "güne kahvesiz başlayamam" şeklinde cümlelere hatta daha da kötüsü fotolara denk geliyoruz. Bu yüzden bazi insanlar da özenti bence. Yani amaç kahve değil amaç kahve ile popüler olmak bazı kişiler için. Kahve nasıl popüler olma aracı olabilir dersen de işte o da popüler kültür.
0
j r r tolkien hayrani
(24.05.21)
Kahve bence de saraptan sonra, en derinlikli icecek. Saraba ilgim var, kahve de cok ilgi cekici geliyor, hakkinda ogrenecek cok sey var.

Evde biraz ekipmanim var, farkli ulkelerden ve farkli aracilardan alim yapiyorum. Kophenhag´dan, coffee collective´den bir paket bulursam, bir arkadasimi da cagirip farkli farkli demleme yaparim, ayrica sosyallesme araci. Disarida icmek zaten oyle...

Hic kahve icmeden yasayabilir miyim? Tabii ki yasarim. Hedonistik konular... Kahve olmazsa surada dusup bayilmam.

Kacinci kahvem oldugunu da bilirim, ictigim kahvenin kaynagini da bilirim. Kahve lüks tüketim, zorunlu degil. Bu kadar sorgusuzca tüketilmesine, kilosuna 3-5 Euro verip iscilerin, ozellikle de cocuk iscilerin köle gibi calistirilmasinin da hic umursamamasina sasiriyorum.
0
buf-e kür
(24.05.21)
söylemeye geldiğim şeyi @freebird5406_2 söylemiş. +1.
0
filteria
(24.05.21)
3,5 sene önce nescafe vs. türevlerini içmeyi bıraktım. zincir kahvecilerdeki kahveleri de oldum olası sevmezdim, sadece içmek zorunda olduğum için içerdim bazen içtikten sonra kustuğum oluyordu :( nescafe vs. de midemi bulandırmaya başladığı için bıraktım. filtre kahve birkaç defa denedim pek damak tadıma uygun değil. türk kahvesini senede on kere ya içiyordur ya içmiyorumdur.

bol bol su tüketiyorum, en kötü 2 günde bir soda içiyorum. her gün çay içiyorum. bunlar karşılıyor sanırım sıvı ihtiyacımı, kahveye ya da başka bir şeye ihtiyaç duymuyorum.

yani bilmiyorum gerçekten ayıltıyor mu insanı yoksa plasebo etkisi mi yaratıyor diğer birçok şey gibi, bilmiyorum. ama gerçekten kahve içmeden ders başına oturamayacağını söyleyen arkadaşlarım çoktu. belki ders çalışma alışkanlığını sürdürebilmek için kahve yapıyorlardı kendine bir ön hazırlık gibi.
0
black holes in the sky
(24.05.21)
Lezzetli kahve çok az.
Çoğumuz çöp içip kahve zannediyoruz
0
photo85
(25.05.21)
bana hicbir sekilde uyandirici veya daha dinc hissettirici etkisi yok. gunde bir-iki tane icerdim ama subattan beri hic icmedim, en ufak bir farki da olmadi.
0
hot potato
(25.05.21)
(18)

Su sandalye hakkindaki duygu ve dusunceleriniz

buf-e kür
Panton Chair-VitraEve sokar misiniz? Begendiniz mi, taniyor muydunuz? Kült bir tasarimdir deyip, bagriniza basar miydiniz?Bizde atesli bir tartisma baslatti.Yorumlari bekliyorum.
Panton Chair-Vitra


Eve sokar misiniz? Begendiniz mi, taniyor muydunuz? Kült bir tasarimdir deyip, bagriniza basar miydiniz?

Bizde atesli bir tartisma baslatti.

Yorumlari bekliyorum.
0
buf-e kür
(23.05.21)
Valla ben evime sokmam. Beğenmedim.
0
j r r tolkien hayrani
(23.05.21)
Tasarım ğrünleri severim genelde, cam bir masa ile kendini çok güzel gösterir bence Ok
0
esinikaybetmiscorap.
(23.05.21)
Hele o ayaklar...
Sokmam. Beğenmedim.
0
Amaranta ursula
(23.05.21)
Anneme babama gösterdim evde infial yarattı, babamla biz arne jacobsen'ciyiz annemle kaynım bayıldılar. Ortam biraz yatışırsa çıktılarla gelicem..
0
Jux
(23.05.21)
@Jux, Arne´ye de pek saygi duyarim, ancak Egg chair bir Eames Lounge olabilir mi? Eames´e kalbimi ve servetimi birakabilirim. Siz yine de bir sorun.
0
🌸buf-e kür
(24.05.21)
Şahane tasarım. Fakat ortalama Türk ailesi evinde bu sandalye kelebek gibi durur.
0
kobuzchu kiz
(24.05.21)
oturmaya korkarım. beğenmedim.
0
trajikomix
(24.05.21)
Çok ağır duruyor. Şato gibi bir evim olması lazım bunun için. Hayalimdeki ev tarzı bu değil.
0
roket adam
(24.05.21)
Bir mühendis olarak çok güvensiz buldum. Artık çat diye kırılır mı, devrilir mi, hislerim kötü yönde. Eve sokmazdım o yüzden.
0
dissendium
(24.05.21)
@buf-e kür, eames'lerin mevzusunu açtım, yenidünya tasarımcılarının bu karşılaştırmaya hakaret olduğuna karar verildi. Konuyu uzatmadım çünkü hepsi wegner'in wishbone'u üzerinde oturuyor, kafama sallamalarını istemiyorum.
0
Jux
(24.05.21)
evim ilk fotoğraftakine benzese ya da ben tasarımdan iyi anlayan biri olsam ev içinde kullanmaya cesaret ederdim.
yine de bahçe, veranda, teras, geniş balkon vs'de güzel olabilir.
0
filteria
(24.05.21)
Kult tasarim bi tur yol gosterici artik. Pek cok kult tasarim uzerinden ilerlenerek cok daha sik (en azindan gunumuz zevkine uygun) urunler uretiliyor. Bu tasarim ozelinde bilgim yok ama wassily chairin ilk hali ile gunumuzde ondan esinlenerek uretilen modeller arasinda ucurum var. Ucurum derken orijinal wassily chaire berbat hayatta eve sokmam derken ondan ilham alarak tasarlanmis baska modellere dibiniz duser.
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(24.05.21)
@dissendium,vitra´nin bu serisi 40 yili askin suredir kullaniliyor. 70lerden kalma pantonlar da hala kullaniliyor, cok saglamlar.


@Jux, cok haklilar. siz yine de hayirli bir evlat gibi arkalarina soyle kalin bir yastik koyun, wisebone rahatsiz bir sandalye.
0
🌸buf-e kür
(24.05.21)
@buf-e kür, rahat etmek istediklerinde Rohe'ye geçiyorlar, böyle de rahatına düşkünler napıcaksın...
0
Jux
(24.05.21)
daha önce gördüğümü sanıyorum ama tanımıyordum, alıcı gözle bakınca beğendim. gece elbisesiyle dans eden zarif bi kadını andırıyor hatları. bu bir sandalyede aranacak özellik olmayabilir ama gerektiğinde nazikçe yere yatırıp oğlum için araba atlama & yarış pisti köprü tünel vb olark kullanabilecek olmak beni cezbetti. bu tür imkanlar ayaklı sandalyelerde yok :)
0
engelbert humperdinck
(24.05.21)
Beğendim ama evimin büyük olması lazım almam için.
0
jazzabel
(24.05.21)
Benim evimde çok eğreti durur bu, çünkü eşyalarım genelde toplama, ikinci el, ailenin eskisi falan şeklinde. Dekorasyonla ilgilenen birinin evinde güzel durabilir diye düşünüyorum. Yalnız çok rahatsız duruyor o biraz sorun.
0
peki madem
(24.05.21)
tanıyorum, tasarım konusunda favorilerimden olmasa da, kült olduğu için saygı duyuyorum ama evimin tarzıyla aşırı uyumsuz.

bir de otururken kıpırdanan ve bazen sandalyenin önüne doğru kayabilen biri olarak bu tip tasarımlarda rahat edemeyebiliyorum.
0
blatta hiberna
(24.05.21)
(13)

Kabakla ne yemeği yapılır

condom kurşunu
Kızartma hariç sağlıklı ama türlü gibi de olmayan
Kızartma hariç sağlıklı ama türlü gibi de olmayan
0
condom kurşunu
(23.05.21)
yemek.com

Severek tüketiyoruz.
0
orient blue
(23.05.21)
kabak spaghetti var.
0
bohr atom modeli
(23.05.21)
Kabak ve havucu rendeleyip kokusu ve şekeri çıkana kadar az zeytinyağında kavur, sonra tuz, nane ve sarımsaklı yoğurt ile karıştır alsana fıstık gibi bir tarator.
0
etna
(23.05.21)
Fırın mücver.
0
Amaranta ursula
(23.05.21)
kabaklı makarna kabak mücver kabaklı kıymalı yemek fırında kabak , buharda kabak, yoğurtlu kabak çorbası
0
photo85
(23.05.21)
Kabak kiş
0
Jux
(23.05.21)
kabak kalye olabilir.
türlü gibi değil ama tencere yemeği.
yine de bol dereotlu güzel oluyor.
zeytinyağlısı da olur.

kabak mücveri fırında sevmiyorum ama yapılıyor.
kızartma olursa da sadece iki çorba kaşığı yağda çevirerek de yapılıyor, illa derin yağda kızartmak zorunda değilsiniz.

kabak ızgara da güzel oluyor.

fırında graten gibi de yapılabilir.
içi oyulup içine çok erimeyen bir peynirle falan.
0
blatta hiberna
(23.05.21)
Dolma
0
coca cola
(23.05.21)
Girit kabagi ise, hic acimadan, firinda kabak dolmasi. Yoksa mücver. Beyaz un yerine yulaf unu vs. kullanilabiliyor, kivamini tutturmak zor degil.
0
buf-e kür
(23.05.21)
kabak sıyırma
0
rusalka
(24.05.21)
Kabak, havuç, patlıcan, kırmızı biber vs hangileri varsa küp küp doğrayıp kavurup, ayrı tencerede yaptığım eristeyle kavusturup soya sosu basıyorum. Düşük bütçeli noodle.
0
baal
(24.05.21)
kabakla sogani rendeleyip soteliyorsunuz ve makarnaya katiyorsunuz. her ikisi de gorunmez oluyor zaten pisince goruntu cok anlasilmiyor ama cok iyi bir tat katiyor.
0
2oda1salon
(24.05.21)
Çorba
0
makarnacanavari
(26.05.21)
(13)

fiziksel olarak yaşlandığınızı ne zaman hissettiniz?

dokunmakalbime
artık eskisi gibi hızlı koşamıyorum, erken uykum geliyor gibi hafif semptomlar değil de, eskisi gibi dinç değilim, çok hareket edince şuram ağrıyor gibi şeyleri soruyorum.
artık eskisi gibi hızlı koşamıyorum, erken uykum geliyor gibi hafif semptomlar değil de, eskisi gibi dinç değilim, çok hareket edince şuram ağrıyor gibi şeyleri soruyorum.
0
dokunmakalbime
(23.05.21)
Halı saha maçında anladım. Koşmaya devam etsem bayılacaktım. Oysa fişek gibiydik. Arka arkaya 2 maç yapardık.
0
alicandan
(23.05.21)
Gençlik heyecanı da vardı tabi ama eskiden seks için şehir değiştirir, nefes almaksızın cima ederdik. Şimdi masturbasyon için bilgisayarı kalkıp almaya üşenip, uyuyorum.
0
allah yazdiysa bozsun
(23.05.21)
pandemiden sonra anladım. bldiğin on yıl yaşlandırdı beni merdiven çıkamıyorum
0
photo85
(23.05.21)
istedigim gibi iki gunde gobek eritemedigimde anladim
0
ala09
(23.05.21)
Ben bisiklet turunda daha 27 iken dizi parcaladim, duzelmiyor. Surekli sizim var. Ortapedistim 18-20 yasindan sonra spor yapilinca bir sekilde dizlerin zarar gorebilecegini, Tanri´nin pek de bu konuda pek de iyi bir is cikarmadigini soyledi. Dizler dandik yapilmis.

Bunun disinda fiziksel aktiviteye bagli olarak daha dinc ya da daha kirilgan hissediyorum. Bence hissetmekten cok, biraz akillanip, kendini deli dehset yormamak fiziksel ve de ruhsal "olgunluk" gostergesi. 19 iken yarin ne kadar basimin agriyacagini, yorgun olacagimi dusunup ve tartip ona gore davranmazdim.
0
buf-e kür
(23.05.21)
performansla ilgili çok sorun yaşamıyorum sanırım. yüzme gibi sakin nefes kontrollü sporlarda daha iyi bile olabilirim ama bu hayat tarzımın da yaşla beraber değişmesinden olabilir, bi de arkadaşlar da yaşlandı kimle kıyaslayacaksın. bir tek şu, eskiden neredeyse donsuz gezerken şimdi arabanın klimasından çarpılıp iki gün ağrı çekiyorum.
0
engelbert humperdinck
(23.05.21)
35 yasimdayken falan oldu: bizim apartmanin sokaga acilan dis kapisi kilitli kalmis. gayet dusunmeden yandaki duvardan sokaga atladim. atladim dediysem duvarin yuksekligi belime geliyor max. atladiktan sonra ayaklarimin yere degmesiyle, nasil denk geldiyse sirtimda omurgamin ortasinda bir simsek cakti, nasil bir aci. canim hic tatli degildir ama bagiracaktim neredeyse. orasi hala ara ara sizlar. bu kadar basit bir fiziksel aktiviteden zarar gorebilme ihtimaliyle karsilasinca kendimi ilk kez dede gibi hissettim.

bir de 1-2 sene once uzuuun zaman sonra ilk defa düştüm. belki de ilk ergenlikten beri falan ilk defa, baya takilip dustum.

aman yarabbi yetiskin koca adamken dusmek ne pis bir seymis... cocukken gunde 50 kere duserdik farketmezdik bile. topallamadan yurumem iki hafta aldi. yaralar maralar rezalet yani.
0
robokot
(24.05.21)
20-26 yaş arasında istikrarlı bir şekilde acayip kilo aldığım için benim değerlendirmem çok isabetli olmayabilir zira bi' nevi hızla yaşlandırmış oldum kendimi ama 24-25 yaş civarı gerçekten "böyle yaşanmaz" demeye başladığım aralıktı.

20-24 arasında sigara da içiyor olmama rağmen lazım olduğunda hala aygır gücüm olduğunu hissediyordum. konser olsun, gezi olsun, başka bi etkinlik olsun vs. yani "oha ben fiziksel olarak bu kadar güçlü müydüm?" sorusunu sorduğum oluyordu, "hala gençmişiz be heheyt" diyordum.

25 ve sonrasında ise sigarayı bırakmama rağmen dizler başta olmak üzere çoğu yer bitti, düz yolda devrilir hale geldim. fiziksel acı çekmeden ne zaman hareket ettiğimi hatırlamıyorum bile.

kısmetse işte şu kiloyu bi verip bakıcam tekrar, tamamen şişkoluktan mıymış acaba yoksa 25-26 yaşından sonra gerçekten de ne kadar uğraşırsan uğraş ağrı sızı kalıcı mı oluyormuş.
0
der meister
(24.05.21)
29 yaşında majör spor sakatlığı geçirdim ama 35’e kadar doğru düzgün etkilemedi. 35’ten sonra aynı sakatlığın etkisini bütün vücutta hissetmeye başladım. Keskin bir kırılma yok ama yavaş yavaş eskisi kadar hızlı recover olmadığımı hissediyorum.
0
arnold schwarzeneger
(24.05.21)
Yaş 36, erkek kişisi olarak cevap yazayım;

Vucüt sinyal vermeye başladı. Geçen sene farkettirdi.
0
put it in your appropriate place
(15.06.25)
naçizane şimdi ben gibi ihtiyar dostlarıma umut ışığı olacak bi şey söyleyeyim tam aksine: 23-24 yaşındayken "artık genç değilim yau" demiştim. sonra bi konsere gittim moshpit'li filan. o gece dedim "vücutta bi şey yokmuş aslında, kafa yavaşlamış". daha sonra 20'lerin sonunda baktım gerçekten merdiven çıkarken bile zorlanıyorum, dedim aha kaçınılmaz son geldi, emekliliğe de daha çok var piiii. sonra fiziksel olarak ağır bi işe girdim, iki hafta geçti geçmedi, vücudumdaki kasların adeta uyandığını, uyandırılmış hücre gibi sağa sola sataşmaya başladığını hissettim.

diyeceğim o ki spesifik bi sağlık sorununuz yoksa ÇOĞUNUZ yaşlı değilsiniz arkadaşlar. "nasıl değiliz şerefsiz 19 yaşındaki adamla 30'dakinin performansı aynı olur mu?" demeyin. hiçbi şey yapmayınca profesyonel sporcu bile çöker zaten, o vücudun kapasitesinin düştüğünü göstermiyor ki.

ha eskiden maraton koşardım şimdi yarısında tıkanıyorum diyenler vardır ona bi şey diyemem, onlar zaten yaşıtlarının yüzde 99.9'undan daha sağlıklı ve dinç insanlar, onlar gerçekten "gerileme" görmüş olabilir.

amma çoğunuz vücudu kullanmadığınızdan dolayı hamsınız sadece. 3-5 ay dikkat edin, 19-20 yaşındakinden daha ayu ve aygır olmazsanız benim adım da mark değil.

velhasıl hayat yolculuğunda muhakkak "ulan bitmişiz he, eskiden yapıyoduk şimdi yapamıyoruz" dediğiniz pek çok şey olacaktır ama bu fiziksel kapasitenizin düştüğü anlamına gelmiyor. BAŞKA BİR SAĞLIK SORUNU OLMADIĞI TAKDİRDE 50 yaşından önce yaşlandığını söyleyen kişilere gördüğüm yerde omuz atacağımı bildirir, sağlıklı ve keyifli pazarlar dilerim. iyisiniz iyi.
0
mark greg sputnik
(15.06.25)
30 yasindan sonra hafif semptom dedigin seyler basladi ama bence onlar hafif semptomlar degil. futbol oynarken yorulmak ve kosamamak bunun ilk belirtisi.

erken uykum gelmiyor da ortalama 6 gibi kalkiyorum ve buna bayiliyorum. bugun 5'te kalktim mesela. dun 11'de yatmistim.

@mark greg sana katilmiyorum ve laflar hazirladim. profesyonel sporculara bakarak vucudun ne zaman yaslanmaya basladigini anlarsin. 30 yasindan sonra sporcular sapir sapir dokulmeye basliyor ve cogu kariyerini noktalamak zorunda kaliyor. 35'ten sonra neredeyse hic yok ozellikle kendine bakanlar ve longevity kasanlar disinda. onlarin da performansi cok ciddi dusuyor.
0
antikadimag
(15.06.25)
Eskisi kadar uzun yol yürüyemiyorum. Zaten bu yüzden araba kullanmayı öğrenmek zorunda kaldım. Arabalara karşı ilgim sıfırdı birden tavan yaptı.

Ayrıca sabah zor uyanıyorum ve multitasking olayı da azaldı
0
runaway
(15.06.25)
(5)

Aşı sonrası ne olacak?

infernalcadre
Olduk 2 dozu. Ya sonra? Atıyorum bi 5 sene sonra yine mi aşı olacağız?
Olduk 2 dozu. Ya sonra? Atıyorum bi 5 sene sonra yine mi aşı olacağız?
0
infernalcadre
(22.05.21)
Her sene gerekebilir diyorlar
0
ceketimi alip cikcam
(22.05.21)
galiba ilaç şirketlerinin de grip aşısı gibi bunu her sene yaptırıp kâr etme niyetleri var
0
freebird5406_2
(22.05.21)
Onumuzdeki birkac sene, her sene yenilenebilir asi. Kac sene daha asi oluruz? Bu sorunun yanitini bilen yok.

Ayrica, Türkiye eger su anki gibi plansizca asi almaya ve asilama yapmaya devam ederse, asilanmis kisilerin gercekten bir yil sonra asilanmasi hayal. Bircok ulke icin de gecerli bu durum. Düzenli asilama yapmalari demek, buyuk nufuslara sahip ulkeler icin, inanilmaz bir planlama gerektiyor. Yoksa yalan oluyor.
0
buf-e kür
(22.05.21)
version 2-3... gibi ilerleme olabilir. sonucta grip asisi da her sene yenileniyordu. Çin aşısı keza 2.faz'da iken piyasaya sürüldü. Daha iyi olanı çıkacaktır. Bir de ne kadar doğru bilmiyorum ama Türk ilaç firmalarından birisi hap olan versiyonunu çıkartacak deniliyordu.
0
evimin paspasi
(22.05.21)
5 sene sonra covid-19 virüsü de diğer normal gripler gibi olur hocam. Ta ki yeni bir covid icat edilinceye kadar.
0
Avoiding The Puddle
(23.05.21)
(3)

Hem erkeklere hem kadınlara kozmetik sorusu

charlotte blanc
Bir erkek olarak yüz maskesi kullanmayı düşünüyorum. Piyasada Gerçekten yararı olduğu iyileştirdiği düşünülen çok kullanılan bir yüz maskesi Var mı SK II dediler ama emin değilim
Bir erkek olarak yüz maskesi kullanmayı düşünüyorum. Piyasada Gerçekten yararı olduğu iyileştirdiği düşünülen çok kullanılan bir yüz maskesi Var mı

SK II dediler ama emin değilim
0
charlotte blanc
(22.05.21)
Amacınıza göre değişir.
0
marla is in my head
(22.05.21)
nemlendirmek icinse isana'ya bakabilirsiniz f/p urunleri vardir.
anti-aging icinse maskeden ziyade retinol dusunebilirsiniz.
0
nefertarii
(22.05.21)
Ordinary´den AHAli kimyasal maske.

Bu maskeyi yaptiktan sonra, surekli ve iyi korumali bir gunes kremi kullanmak zorunlu. Bence yazin kullanmayin, bazen kremi yenilemeyi unutabilir insan. Ben yilin 7-8 ayi yapiyorum. Duzgun yaparsaniz, ciddi temizleme; izlerin azalmasi , renk tonu esitleme gibi bir ton soruna iyi geliyor. Duzgun yapmazsaniz, ornegin gunes kremi kullanmazsaniz cildinizde gunes yanigi olusabilir.
0
buf-e kür
(22.05.21)
(6)

Uçak inerken kulağım inanılmaz acıyor

hadi ya la
Size de oluyor mu bu? Son yıllarda belki 20'ye yakın kez uçağa bindim. Neredeyse her seferinde özellikle sağ kulağım acıyor.Bir keresinde uzun uçuşta uyuyakaldım, uyandığımda iniş yapıyorduk. Hayatımda böyle acı çektiğimi hatırlamıyorum. Ağlayacaktım neredeyse.Dün yine aynısı oldu. Bugün tıkanıklık
Size de oluyor mu bu? Son yıllarda belki 20'ye yakın kez uçağa bindim. Neredeyse her seferinde özellikle sağ kulağım acıyor.

Bir keresinde uzun uçuşta uyuyakaldım, uyandığımda iniş yapıyorduk. Hayatımda böyle acı çektiğimi hatırlamıyorum. Ağlayacaktım neredeyse.

Dün yine aynısı oldu. Bugün tıkanıklık hissi geçti ama hafif ağrı var ve arada çıtır çıtır sesler geliyor.

Ne önerirsiniz?
0
hadi ya la
(21.05.21)
Bana da çoğu zaman oluyor. Çok acıyabiliyor. İç dış basınc dengelemesiyle ilgili sanırım. Sakız çiğneyin, ağzınızı iyice açın falan derler ama ben çok bir etkisini görmedim açıkçası.
0
ananiyimioguz
(21.05.21)
her seferinde oluyorsa yine bi gidip doktora göster bence.

Bende sadece 2 kere oldu, acaba çıktığı indiği yüksekliğe (basınç vs.) göre değişiyor mu veya o uçaklarda basınçla ilgili az da olsa problem vardı hassas kulaklılar mı hissediyor diye düşünmüştüm bir. Esnemek, ağzını açmak vb. küçük şeylerde işe yarıyor ama duyamaz hale gelirsen ağrımaya başlarsa etkilemiyor. Ben baya uçak indikten sonra 3-4 saat o kulağımla pek bir şey duymamıştım, inene kadar da çok ağrımıştı.
0
nhk ni youkosu
(21.05.21)
Burnunuz tikali oluyor mu genelde? Oyleyse ucaga binmeden bir defaliga mahsus Otrivine kullanabilirsiniz.
0
voyager 1
(21.05.21)
Benim de canim cok yaniyor ve sakiz cignemek, esnemek bence az fark yaratiyor. Ne kadar cok uctugumun bir etkisi olmadi, haftada 3 kez uctugum vakitte de, her seferinde ayni aciyi cekiyorum.

Ucaga binmeden bir iki kokteyl icip uyukluyorum. Bazen acidan uyandigim da oluyor, ama sanki genel olarak, alkolün etkisiyle aciyi daha az hissediyormusum gibi.
0
buf-e kür
(21.05.21)
Son 8 yıldır, yılda ortalama 10 defa uçağa biniyorum. Sadece 1 defa acımadan indik o da nasıl oldu hiç anlamadım. Benim de kulaklarım feci ağrıyor inişte. O ağrıyı azaltmanın bi yolunu bilmiyorum ama İndikten sonra esneme hareketleri ve özellikle gerçek esneme duymayı filan baya düzeltiyor.
0
turuncu tonlarda
(21.05.21)
benim uçağın kalkması ile ağrımaya başlıyor. havadayken azalıyor. inişe geçince tekrar ağrımaya başlıyor. bazen iniş öncesi hazırlık uzun sürüyor, o esnada dayanılmayacak kadar ağrıyor. sürekli ağzımı açıyorum ve esnemeye çalısıyorum. kulaklarımdan hava çıkıyor dışarıya ve biraz hafifliyor ama sonra tekrar başlıyor. dışardan tuhaf görünüyorumdur kesin.
0
dafuq
(21.05.21)
(8)

ffp2 maskenin altına/üstüne cerrahi maske takılmalı mı?

hayaletimsi
Şehirler arası otobüs yolculuğu için ne tavsiye edersiniz? Direk ffp2 maskeyi de taksak yeterli mi?
Şehirler arası otobüs yolculuğu için ne tavsiye edersiniz? Direk ffp2 maskeyi de taksak yeterli mi?
0
hayaletimsi
(17.05.21)
Biz üstüne bir tane cerrahi takıyoruz sosyal ortamlarda.
0
curukturpkokusu
(17.05.21)
evham yapmayin lutfen, koronayi hastaneye gitmeden atlattim, c vitamini yeterli. dert etmeyin.
0
müptezel dostoyevski
(17.05.21)
ffp2 ile nefes almak bile zorken daha neresini kapatacaksınız?
0
bohr atom modeli
(17.05.21)
@müptezel haklısın ama tatile gidiyorum, tatilimiz rezil olmasın amaç.
0
🌸hayaletimsi
(17.05.21)
ffp2 maskelerini corona derdi ciktigindan beri yaz, kis kullaniyorum. evden calismaya gecmeden once, cok kalabalik ortamlarda kullanmak zorunda kaldim. bu vakite kadar da corona negatif olarak kaldim.

Koruyuculugundan cok memnunum. Tavsiye ederim. Hastane de doktorlar tek ffp2 ya da ffp3 ile geziyorlar.


Onemli olan, maskeyi ici cok nemlenmeye basladiginda degistirmeniz. Islanmayacak maske. Iki-uc tane yedek alip yola cikmanizda fayda var. Ben bir iki saatte bir degistiriyorum. Toplamda 7-8 saat kullaniyorum bir maskeyi. Sonra cop.
0
buf-e kür
(17.05.21)
FFP2 ventilliyse başkalarına hastalık bulaştırma riski nedeniyle altına ya da üstüne cerrahi maske takmak gerekir. Zaten uçağa da almayabiliyorlar sanırım, en azından yurt dışı uçuşlarına.

Ayrıca lütfen "Ben evde atlattım, C vitamini yeterli" gibi şeyler söyleyenleri de takmayın. Herkes farklı, herkesin aldığı virüs miktarı farklı, herkesin bağışıklık sistemi, tansiyonu, şekeri, karaciğeri, böbreği, tedaviye vereceği yanıt farklı. Kuzenim yoğun bakımda yattı, annesi evde atlattı, "gencim bir şey olmaz" bile demeyin.
0
fadetoreality
(17.05.21)
ben sadece hastaneye giderken fffp2 nin uzerine 2 tane 3 katli cerrahi maske takmistim. nefes alamiyo insan ama kafam rahatti en azindan :)
0
e mice
(17.05.21)
Üstüne cerrahi maske takıp, 2 saatte bir cerrahi maskeyi değiştirin. Çok nemlendiği zaman da ffp2 değiştirin.
0
intihar etsem de kendime gelsem
(17.05.21)
(3)

Buz Kırabilen Blender

telaffuzu cok tatli fransizca kelime
Electrolux marka 700w blender beğendim(Beğendim derken, bütçem beğendi tabi). Yoğun olarak frappedir, smoothiedir efendime söyleyeyim milkshakedir yapabilmek istiyorum. Peş peşe yaptığımda bu cihazla yakar mıyım motoru? İlla Tefal'e para baymak mı lazım?
Electrolux marka 700w blender beğendim(Beğendim derken, bütçem beğendi tabi). Yoğun olarak frappedir, smoothiedir efendime söyleyeyim milkshakedir yapabilmek istiyorum. Peş peşe yaptığımda bu cihazla yakar mıyım motoru? İlla Tefal'e para baymak mı lazım?
0
telaffuzu cok tatli fransizca kelime
(17.05.21)
1000w alti buz kirip, kremamsi kivama getiremez. Tefal´in ürünlerini bilmiyorum, vitamix kullanicisiyim. Bu tip makinelerde kalite cok onemli, yoksa dediginiz gibi motoru sorun cikartiyor kisa surede.

Eger haftalik kullaniminizda yer almayacaksa o kadar para bayilmak yerine disaridayken smoothie vs. siparis etmek daha mantikli olabilir.
0
buf-e kür
(17.05.21)
tefal blender hiç kullanmadım ama "philips almayın" demeye geldim.
hiç memnun değilim, keşke kitchenaid'le soruna kökten çözüm bulsaydım.

üstelik yorumları da iyi ve philips'ten genel olarak memnunum, ona güvenerek aldım ama demek ki blender olmuyormuş.
biraz eskisin değiştireceğim.
0
blatta hiberna
(17.05.21)
Braun JB3060 kullanıyorum memnunum, sürahisi cam ve 800w. Zaten smoothie yapmak ve buz kırmak için kullanılan bir cihaz. Herhangibir problem yaşamadım 3 senedir :)
0
Northern Mariner
(17.05.21)
(25)

yurtdışında yaşayanlar Türkler neden böyle?

alko ikarus
ahali merhaba. sosyal medyada özellikle twitter ve sözlükte gördüğüm kadarıyla, yurtdışında yaşayan daha doğrusu bir çoğu tepki gösterip göçüp giden türkler tükiye gündemini takip ediyorlar, yazıyorlar, eleştiriyorlar, küçümser bir halde akıl veriyorlar bizlere. hepsinin ortak noktası bizleri küçüms
ahali merhaba.

sosyal medyada özellikle twitter ve sözlükte gördüğüm kadarıyla, yurtdışında yaşayan daha doğrusu bir çoğu tepki gösterip göçüp giden türkler tükiye gündemini takip ediyorlar, yazıyorlar, eleştiriyorlar, küçümser bir halde akıl veriyorlar bizlere. hepsinin ortak noktası bizleri küçümsemeleri.

şimdi anlamadığım bir insan memnun olmadığı bir ülkesini terk ettikten sonra neden ülkesinin gündemini, toplum olaylarını takip eder ki? neden akıl veriri ki?
bakıyorum twitter'a gittikleri ülke alakalı bir tane tweet atmamışlar. varsa yoksa türkçe ve türkiye ile alakalı.

şahsen ben abd'ye gitsem şehirle, ülke ile alaklı şeyleri takip eder yazarım.

bunun sebebi ne ola ki?

edit : aklıma geldi şimdi. kanada'ya bir çift göç etmiş. gider gitmez kadın bizleri aşağılayan bir yazı yazmıştı epey olmuştu.

edit : tam ifade edemedim sanırım. nefret edip, gemileri yakıp gidenlerden bahsediyorum.
0
alko ikarus
(16.05.21)
- diğer ülkeye entegre olmaya çalışmaktansa, mevcut bildiği yer hakkında yorum yapmak daha kolay. göçmen olarak zaten hakim olmadığı bir yerin jargonunu öğrenip, yorum yapıp, göçmenliğinin yüzüne vurulma riskini göze almaktansa tr'ye odaklanmak daha konforlu ve risksiz, ayrıca -->
--> ülkemizde yurtdışında yaşayanlara ekstra bir hürmet gösteriliyor, ıvır zıvır ne anlatsa aaa adam orada abi biliyordur gözüyle bakılıyor.
- yurtdışına siyasi sebeplerden kaçmak zorunda kalan çok ciddi sayıda insan var, onların ciddi kuyruk acısı olduğu için bırakamıyorlar
- sosyal medya bu ülkede daha etkin kullanılıyor, bu şekilde takipçi kasma ihtimali daha yüksek, son dönemde bu tarz içerikler çok izleniyor takip ediliyor
- tamamen arabesk sebeplerden, gitse de kalbini ya da beynini burada bırakan çok insan var.
0
roket adam
(16.05.21)
Cunku giden siz degilsiniz, onlar. Onlar da ailesinin, esinin dostunun yasadigi yere ilgi duyuyorlar. Yasanan olaylara fikri ve duygusal bagliliklari var. ne yapsin adam ohio eyaletindeki yolsuzluk hakkinda mi twit atsin mesela? O olayla bagdaslasacak altyapisi yok, kisi ve kurumlar hakkinda bilgi sahibi degil. Kulturel ve sosyolojik birikimi yok henuz. Bunlar zamanla olusan seyler. Gider gitmez butun olaylari cozup yorum yapacak duzeye gelmek imkansiz.

Kucumseme konusuna bisey diyemiyorum, kisisel olabilir.
0
icim urperiyor
(16.05.21)
o zaman bunlar gerçek anlamda nefret edip ayrılmamışlar. şekil yapmak olayları.

hangimiz nefret ettiğimiz işten ayrıldıktan sonra o iş yerini takip ettik ki?
0
🌸alko ikarus
(16.05.21)
ben de gittim.
ama tabiki bu ülke hakkında yorum yapacağım ne hakkında yapayım?
neden gittim ben? o yorum yaptığım pislikler yüzünden gittim.
Tepkimi gösteriyorum.

3 hafta eve kapatıp, aşı maşı yapmayıp, tekrar açıyor adam
ne değişti 3 haftada? hiç
napiym? aferim mi diyim.

bu durum beni etkiliyor tabii, gelemiyorum gidemiyorum, kırmızı liste bok püsür.
türkiye evlerimden kira alıyorum, ekonomi sıçtıkça aldığım kiranın buradaki karşılığı çöp oluyor, ne diyim? aferim mi diyim?

ne demek gittin ve senin yorum hakkın yok.
sen gelemedin diye mi öfkelisin?

edit: iş yeri örneği pek doğru değil.
Eski iş yerinin sana borcu varsa, yorum yaparsın.

Benim de bu ülkede evim, akrabam var.
tabi yorum yapacağım
0
summatinyourteeth
(16.05.21)
@summatinyourteeth

sakin :) gemileri yakıp, nefret eder halde gidenlerin bu halini anlamıyorum olay o.
ne öfkem var ne de kimseye niye gittin diyorum.

sen gemileri yakmamışsın.
0
🌸alko ikarus
(16.05.21)
severek gidenlerde yoktur bence bu. en azından küçümseme yoktur diye düşünüyorum.

ama çoğu insan para araba almak için falan gidiyor. Bir de orada bulunduğu durumu justıfy etmesi lazım hep.
iyi ki burdayım vs. e nası yapacak? kalanları gömerek :)
eziklikten başka bir şey değil.

ama mesela youtubeda kanadaya göç diye bir youtube kanalı var. onların durumunda dışarıda daha iyi hayat şartlarının olduğunu bizimkilere göstermek ve bizde de olmalı hatta daha iyisi olsun demek var bence.
0
sonsuz
(16.05.21)
Genel olarak haklisin. Turkiye kulturu ASIRI ice donuk ve bu yuzden de yurtdisina giden vatandaslarda genel olarak entegrasyon zayif. Bir cogu yasadigi ulkenin siyasetinden gundeminden asiri habersiz, veya haberdarsa da algisi fikirleri cok yuzeysel.

Hem yasadigi ulkenin yerlileriyle kaynasma, kulturu ozumseme eksikligi (en basit ornegi mutfak) hem de anavatandan kopamama eksikligi var. Ikisi birden.
0
hot potato
(16.05.21)
Bence bu empati yapması o kadar zor bir konu değil.

Ülke yangın yeri olmasaydı kimse o tweetleri atmazdı. İnsanların doğup büyüdükleri yer, sevdiklerinin yaşamaya devam ettikleri ülke. Tweet atmaktan başka yapabilecekleri çok fazla bir şey yok.
0
archmage mahmut
(16.05.21)
Çok genelleyici ve soyut bir başlık olmuş. Ortada herhangi bir örnek, savını destekleyecek biseyler yok. Onu da geçtim varsayımların, vardığın sonuçlar da hatali. Dolayısıyla nereden tutarsan tut, elinde kalıyor.

En başından, bir ülkeyi terk edenler o ülkeden nefret ettikleri için terketmez. Herkesi bu şekilde kabul etmek yanlış. Kişi ülkesini sevse bile başka bir yerde daha iyi bir yaşam şansını görürse terk edebilir. Ülkeyi terk etti diye ülkenin olaylarına kendini kapatması da saçma. Aile, arkadaş vs olmasa bile kişi uzunca süre bir ülkede kaldığı zaman doğal olarak ordaki gelişmeleri merak edebilir. Konu hakkındaki görüşlerini de paylasabilir. Hatta ve hatta hiç yaşamadığı, görmediği yer hakkında da fikir beyan edebilir. Olayın sekilcilikle vs de alakası yok genel olarak.
0
j r r tolkien hayrani
(16.05.21)
@sonsuz

eziklik konusuna katılıyorum.

yıllardır sözlükten takip ettiğim kadın badilerimden giden nefret ederek gittiler hatta kurtulduk dediler. hepsi gittikten sonra sözlükte daha fazla takılmaya başladılar. resmen sözlükte yaşıyor gibi oldular. sonra bir çoğu geri dönüş yaptı. işle alakalı problemleri yoktu.

olay şu, cinsel açlığın afrikası ülkemizde çok ilgi görüyorlardı ama o ilgiyi orda bulamışlar. kadın egosunun kırılması bu bir. ikincisi orda farklı olamıyorlar. nasıl olacaklar ki? bizde herkesten farklı yapan şeyler mesela eşcinsellere destek vermek, hayacan hakları, insan hakları gibi meseleler orda yok. haliyle farklı da olamıyor sıradan oluyorlar. bunu kaldıramayıp dönüyorlar.
0
🌸alko ikarus
(16.05.21)
nereye giderse gitsin tabi ki doğup büyüdüğü ülke gündemini takip edecek ve yorum yapacak. çocuğu olsa o bile büyüyünce yorum yapacak türkiye için. türkiyeden gidenlerin türkiyeyi tamamen silmesi gerektiğini düşünmeniz çok yanlış.
0
dafuq
(16.05.21)
@j r r tolkien hayran

örnek çok yazıyı uzatmak istemedim.

mesele üslup. yukardan bakış, küçümse. resmen bunun için göç edilmiş gibi bir hal var.
0
🌸alko ikarus
(16.05.21)
Yurtdisinda yasayan ve Türkiye pasaportuna sahip olan kac milyon insan var, farkinda misiniz? Nasil genellendi bunlar, bu kadar basit olarak?

Almanya´ya 40 sene once gocmus uzaktan akrabalarim, sürekli Türkiye´yi ovuyor, sifir elestiri ile. Boyle milyon tane insan var burada. Tabii, twitter hesaplari yok. Algida secicilik bu biraz.

1. Ulkesinden ayrildiktan sonra, ulkesinin halini durumunu takip eden ve hatta ulkesinin gundemine direkt etkisi olan insan topluluguna diaspora denir. Diaspora illaki kotu degildir; egitimli ve etkili bir diaspora her goc veren ulkenin yararinadir. Yoksa "siz"i uluslararasi alanda iteklemeye devam ederler. Sosyal medyada Türkiye elestirisi yapan insanlarin hepsi, Türkiye´nin bulunduklari yerde kara propagandasini yapiyor demek degildir.

2. Her insan, insan oldugundan oturu, dusunur ve etrafindaki seyleri karsilastirir. Bakarsiniz ki bazi seyler ülkenizdekinden cok daha iyi, farki ya da kotu, bunlari paylasirsiniz. bkz. insan olmak.

3. Bu noktayi anladim. Türkiye de oyle bir bela iste. Ama Türkiye tek degil. Bakiyorum, bol dertli ulkelerden gelen tüm gocmenler, ulkelerinin derdiyle dertleniyor. Bu insanlar köksüz degil, aileleri ve arkadaslari orada. Geldikleri yerle ilgilenmeleri kadar dogal bir sey yok. Bu da, bulunduklari yerde bir hayat kurmalarina engel degil.

Ayrica, baska ulkede yasayan ve Türkiye ile ilgili paylasim yapmayan insanlarin sayilarini nasil tespit ettiniz? Adanali biri Danimarka´da yasayip Danca paylasim yapsa, zaten ondan nasil haberiniz olacak?

Türkiye ilgili paylasim yapmiyorum, sosyal medyamda Türkiye ile ilgili icerik sifir. Ama profesyonel alanim, Türkiye ve Orta Dogu odakli. Beni saydiniz mi? Benim gibi tonlarca insan var, hepimizin ozelligi "sizi kucumsemek" degil. Siz, biz ne gercekten? Bu gidenler nelerden, nicin bu derece "rahatsiz" olmuslar, bir anlamaya calistiniz mi?
0
buf-e kür
(16.05.21)
Ek olarak, bakış açında çok ciddi survivorship bias var. 100 kişiden 10 kişi tweet atsa, sen sadece tweet atan insanları görüyorsun ve yurt dışında yaşayan insanlar onlardan oluşuyormuş algısı oluşuyor.
0
archmage mahmut
(16.05.21)
Hocam mesele üslupsa senin bu başlıkta yurtdışında olanlara karşı takındığın üslup da küçümseyici. Sen de kendince onlara tepeden bakıp onları kucumsemeye çalışıyorsun. Yok orada ezik oluyorlar, yok sekilcilik yapıyorlar vs.

Olay çok genelleyici ve hesap sorucu tarzda. Birkaç kişiden herkese çıkarım yapip, üstüne de anlamaya çalışma kisvesi altında bişekil saydırma amacı guduyorsun gibi.
0
j r r tolkien hayrani
(16.05.21)
@j r r tolkien hayran

hocam allesen ne küçümsemesi yapıyorum :)
göç etmiş olsam hayatımı yaşarım beni mutsuz edip göç etmeme sebep olan şeylerle meşgul olmam. e zaten olay mutlu olmak değil mi? göç onun için değil miydi?

geri dönüş yapanların, orda mutsuz olanların dediklerini aktardım.
0
🌸alko ikarus
(16.05.21)
Yani sorduğunuz sorunun sorulma sekli sacma. Herkesi bir kaba koyup üstüne etiket yapistirmissiniz.

Ben diyorum; türk insaninin yüzde 70ini sevmiyorum. Ayni yerde bulunmak istemem. Ülkedeki sacmaliklar beni bezdirirdi. Ayrildim cok mutluyum. Ülkede ailem, arkadaslarim dışında özlediğim bir iki şey var; deniz ve gece de açık olan yerler. Yoksa Fransa insanini türk insanina tercih ederim.

Neyse, ben kendimden bahsettim simdi de soruya cevap vereyim; Fransa'da 4 yildir yasiyorum ve ne chirac dönemi yasadim ne sarkozy ne hollande. Ne de yasadigim yerlerin eski belediye başkanlarını gordum. Buna ek olarak yaşadığım sehre bağım olusmadi çünkü yaşadığım sehre is icin geldim (Fransa'ya ise normal geldim, is yoluyla değil). Yani ben gidip azicii deneyimimle ne diyeyim Fransızca; marine le pen mi konuşayim? Macron mu diyeyim? Ki bir Türk'e göre burada yapilanlar hafif bile geliyor. Bir tarafin devlet başkanı "hakkinizi helal edin" diyor, diğer bir tarafta 500 milyar euro yardim paketi söylendi.
Bir tarafta süresiz ücretsiz izin çıktı bir diğer tarafta devlet maasin tamamini karsiladi.
E bunları gördükçe bana macron süper geliyor ama bir fransiza göre super falan degil. Işte benim bu farki anlamam icin bir 10 sene daha değişim gecirmem lazim, ben halkini ezen, vergilerle cebindeki uc kurusa goz diken, yasalari kafasına göre uygulayan ülkeye alismisim.

Neyse kısacası; benim dert olarak gördüğüm sey ile Fransızin gördüğü farksiz. Ben 50-60 sene geriden geliyorum alistigim devlet olarak.
Sosyal medyada eksiduyuru disinda bir yorumum yok ama ailem var, arkadaslarim var. Tamamen kopamam ülkeden.

Bu arada burayi da takip ediyorum. Ama burasi hakkinda yorum yapacak bilgi, yetkinlik ve yasanmisliga sahip değilim.
0
logisticsmanager
(16.05.21)
@logisticsmanager

hocam göç mutlu olmak için yapılıyor. mutsuzluğa sebep olan şeylerle göç ettikten sonra ilgilenmek mutsuzluğun devamı demek. hayatı yaşamak varken, adapte olmak varken napayım ben türkiye gündemi.
0
🌸alko ikarus
(16.05.21)
Hocam bak yukarda yüz kişi farklı bakış açısı ve farklı gerekçeler sundu sana. Sen ise hala gelmiş "X böyle olmalı" şeklinde kendi düşüncenin, kendi tanımının doğru olduğuna yönelik cümle kuruyorsun. Gerçekten anlamaya çalışan birinin yapacağı bir olay değil bu.
0
j r r tolkien hayrani
(16.05.21)
@j r r tolkien hayran

peki sorayım öyleyse. mutsuzluktan giden insanlar neden mutsuzluk veren şeylerle ilgilenir?
0
🌸alko ikarus
(16.05.21)
Hocam yine başa döndük, ailesi oradaysa eğer ordaki mutsuzluk onu da etkileyebilir. Onu geçtim kişi tekrar oraya dönüp mutlu olmayi amaçlayabilir. Onu da geçtim o mutsuzluk veren sey için bişeyler yazmayı ya da yapmayı kendisine bir görev sayabilir. Var da var yani. Olay öyle ülkeden çıktım, herşeye reset atayım olayı değil. Herkesin gerekçesi farklı olabilir.
0
j r r tolkien hayrani
(16.05.21)
Valla benimki tamamen katıksız akp nefreti. Ülkede hükümet değişse dönüp bakmam siyasetine falan. Akp'nin bana yıllardır yaşattıkları var ve inanılmaz şekilde kinliyim, öfkeliyim. Dünyanın öbür ucuna da gitsem bu kini ve öfkeyi içimden atabilmem münkün değil.

Tek sebebi o yani.
0
garavel
(16.05.21)
toplum olaylarını takip eder ki?
- yillarimizin gectigi, sevdiklerimizin, arkadaslarimizin oldugu hadi hic biri yoksa anilarimizin oldugu bir ulke. Kim turkiye'nin kotu durumda olmasini ister ki? Olaylari takip ediyoruz cunku sevdiklerimiz orda, hic sevdigimiz biri yoksa yuzlerce ani biriktirmisiz. Yurt disindaki imkanlar(hem ekonomik, hem siyasi, hem sosyal) turkiye'de olsa kim giderdi ki? Yarin obur gun turkiye'ye donebilecegim bir ortam olusursa donmek isterim tabi ki, sevdiklerimin cogunun oldugu yerde yasamayi secerdim. Yurt disinda yasayarak elde edilen ekonomik, sosyal, politik rahatlik karsiliginda bedel olarak sevdiklerinden ayri kaliyorsun.

neden akıl veriri ki?
- akil vermeyi genel olarak sevmiyorum, turkiye'de akil verenler yurtdisindayken de veriyor. Bulunduklari yerle ilgili pek yok bence.
0
fakyoras
(16.05.21)
Yurtdışına çıkanın sesi daha rahat çıkıyor. Bilirsin toplumda içerisinde genel alışkanlık, adet ve geleneklerin tersine hareket eden veya konuşan nadir olur.
Başlarına ne geleceklerini bilirler çoğu zaman.
Eskiden beri böyledir malum.
Bunun yanında normal bir muhalifi ya da ülkesine karşı iyi şeyler hazırlanmasına, proje üretmesine rağmen gerekli karşılığı alamayan gönlü kırıkları saymazsak, bu ülkeye karşı eleştiri işini artık hainlik derecesine vardıran şu an bulunduğu ülkenin sadık uşağı olan kimseler de yok değil.

Gündemdeki son bir kaç haftadır olan olaylardan sonra youtube artık nasıl bir algoritma varsa bana hep dışarıdan Türkiye hakkında "aleyhte" konuşan bazısı da bildiğim kadarıyla gazeteci olan kişilerin kanalını, videosunu önerir oldu.
Bir kaçına baktım artık kimin adamları ise bunlar varsa yoksa devleti yada hükümeti ya da bazı uygulamaları olayları eleştiri.. eleştiri.. eleştiri.. başka bir şey yok.
Güya temiz, güzel bir şey kalmamış.
Fetöcüsü ayrı mesele zaten. Onlar da meslek hayatlarını oralarda sürdürüyorlar.
Bulundukları devlet yatak,yemek agi de verdi mi tamamdır. Artık gelsin Türkiye aleyhine açıklamalar..

Türkiye'de bulunmasına rağmen meseleleri tahlil etme noktasında yine bu ülke içinde olan biten şeylerin eleştirilerini samimi olarak söyleyenleri de anlarım.
Hak verdiklerim var.
Ama o dışarıdakiler bulundukları, artık mensubu oldukları yeri eleştiremezler."Yapamazlar"

Sadece para için yurt dışına arkasına bakmadan sözüm ona beyin göçü olarak gittiğini sanan zaten oralıdır. Sadece Türkiye'de bulunma süreleri dolmuştur. Dolayısıyla öyle beyin göçü gibi entel etiketlere gerek yok. O beyinden fazlası Türkiye'de de var.

Halen Türkiye'ye bir şekilde küsmüş(!) ve yurt dışına gitme niyetinde olmasına rağmen dikiş tutturamama kaygısından dolayı beklemede olanlar da yok değil.

Gittikten sonra dediğin üzere bir de gittikten mektup yazanlar var.
Yazanları geçtim bu mektup kimin elinde haber oluyor ve şekilleniyor diye düşünmemek zor.

Kanadaya göç eden çift..
Karavanla dünyayı gezen çift..
Bilmem x teknoloji firmasında çalışan Türk.
Abd'deki Türk bir doktorun başarısı..
Bilmem hangi ülkedeki Türk milletvekili..
Bize ne ? Evet bize ne bunlardan?
Rahatı keyfi için dışarıya gidenin arkasına biz mi takılacağız?
Bu da yeni haber. Bir çok yerde
yayımlandı:
m.bursahakimiyet.com.tr

Hayat böyle değil mi zaten? kim tarafından besleniyorsa ona çalışılır.

Bazen dediğin üzere kimi Türklerin hayatlarına geçmişlerine bakarım.
mesele öyle yerlere varıyor ki . Onlar Türk değil aslında . Sadece Türkçe konuştukları için biz Türk zannediyoruz. Kısacası Türklük sadece bir gizlenme yolu bu topraklarda birileri için.
0
Erva
(16.05.21)
Orada yeterli ilgiyi goremiyorlar. Sosyal hayatlari da tirt oldugu icin bize sariyorlar.

Bizden bi mudur kadin gitti, burada kral gibi hayati vardi.
Mini etegi giyince it ekibini pesine takiyordu.
Herkes 10 aliyorsa bu 15 aliyordu.
Mudur oldugu icin is yapmasi da gerekmiyordu.

Gittigi ulkede butun kadinlar bunun 2 kati boyunda, kafasi kadar memesi var hepsinin, maas olarak herkes ayni parayi aliyor, herkes 1 euro'ya kahve iciyor.
Kizin hicbir ozelligi kalmadi tirtin onde gideni oldu.
Zaten ulkede kiyafeti sallayan da yok.

Gunde 3 kere story atiyor, oradan kimse sallamiyor. O da buraya satasiyor :)

Baska bir arkadasim gitti 2 sene ulke cok super kizlar cok super diye kafamizi utuledi, simdi turkiyeden eski kiz arkadasina donmus :)
Muhtemelen kesin donus yapacak.
Onla beraber en az 5 kisi taniyorum donus yapan.

Bu dediklerim modern cagdas dil bilen insanlar. Belki kaosa alismislardir duzenli hayat zor geliyordur.
Gidip de 10 numara mutlu olan cok az adam gordum.
0
divit
(16.05.21)
(5)

Endonezyalı Nişanlımın N4 belgesini alamaması durumunda nasıl evlenebiliriz ? ( Aile izin kağıdı olmadan )

caner555
Aşağılık bir aileye sahip olan nişanlımın ebeven müsvetteleri yüzünden evliliğimize engel olmaları durumu var. Türkiyede evlenmek için onlardan izin kağıdı alması gerekiyor ( 25 yaşında ) . Bunun alternatif bir yolu yok mu evlilik için ?
Aşağılık bir aileye sahip olan nişanlımın ebeven müsvetteleri yüzünden evliliğimize engel olmaları durumu var. Türkiyede evlenmek için onlardan izin kağıdı alması gerekiyor ( 25 yaşında ) . Bunun alternatif bir yolu yok mu evlilik için ?
0
caner555
(15.05.21)
Yabanci bir vatandasin, bir Türkiyeli ile Türkiye'de evlenmesi icin bahsettiginiz belgenin zorunlu oldugundan emin misiniz? Acilen gideceginiz evlilik dairesini arayin, bilgi alin derim.

O belge, o kisinin evliligini kendi ülkesinde tanittirmasi icin gerekiyor olabilir. Evlilik cüzdani ulusarasi gecerliligi olan bir belge olmasina ragmen, bir ton ülkede evliliginizi saydirmak icin islemler yapmak durumundasiniz, Endonezya'da da boyle bir durum olabilir.
0
buf-e kür
(15.05.21)
Biz çok badireler atlattık desem yeridir. Ailesinin kafası sürekli değişiyor ve yeni engeller çıkarmaya çalışıyor. Bu yüzden artık izin almadan evlenmeye kadar gittik.
0
🌸caner555
(15.05.21)
İzin kağıdı almanız gerektiğini söyleyen kim? Yüzlerce ülke, eyalet ve her birinin kendine has kuralları var. Prosedürleri her ülkenin kurallarına göre işletilmesi kulağa aşırı saçma geliyor. Burada bir yanlış var.

Bildiğim kadarıyla doğum belgesi ve vatandaşı olduğu ülkede bekar olduğunu kanıtlayan belgenin yeterli olması lazım. Ama şu var -ki bu da saçma geliyor-; istenen evrakların endonezyada alınabilmesi için ebeveynlerin onayı gerekiyordur, anca bu şekilde olabilir.
0
IncredibleMau
(15.05.21)
@IncredibleMau Bekar olduğunu kanıtlayan belgesi için ailesinin izni olması lazım işin saçma tarafı orda. Ailesi yokuş yapıyor. Yok korona bitince sen gel sonra biz kızı göndeririz falan felan. Zaten kızını evimle ağırlamışım 15 gün. Şükür Tertemiz sağlıklıca evine göndermişim üstünden geçmiş 8 ay, bu kızın evleneceği adam belli daha neyin yokuşu bu. Bizde alternatif yollar aramaya başladık.
0
🌸caner555
(15.05.21)
Endonezyaya herhangi bir vize ile fiilen bulunamıyorum. Beni görmek istiyorlar. Sırf nişanlım mutlu olması için ailesinin beni 1 hafta görmesini istiyorum ancak koronadan dolayı 1 seneyi aştı hala kapalı endonezya. Yoksa çoktan bir bilet alip alayını susturmuştum karaktersizleri. Tamam diyorlar size engel olmayacağız istediğinizi yapın. Bir bakmışsın ertesi gün olmaz 3 ay sonra gelsin belki açılır sınırlar vs vs. durmadan bahane üretiyorlar. Bizde burda şafak atıyoruz. Odam çarkıfelek gibi eşya dolu, Burda ben ağızlarından çıkacak 2 kelimeyi bekliyorum ki hayat kuralım, evimizi dizelim ama gelde onlara anlat.Ruhsuz insanlar
0
🌸caner555
(15.05.21)
(4)

türkçede çoğul ekiyle ilgili sorularım

der meister
güya dilciyiz ama buna hiç dikkat etmiyorum işte. unutuyorum sürekli. 1) çoğul isim veya topluluk isimlerinde yüklem için çoğul eki kuralları nasıldır? mesela şu cümleleri karşılaştıralım,çocuklar sizi görünce çok mutlu oldu / çocuklar sizi görünce çok mutlu oldularseyirciler salondaki yerlerini alm
güya dilciyiz ama buna hiç dikkat etmiyorum işte. unutuyorum sürekli.

1) çoğul isim veya topluluk isimlerinde yüklem için çoğul eki kuralları nasıldır? mesela şu cümleleri karşılaştıralım,

çocuklar sizi görünce çok mutlu oldu / çocuklar sizi görünce çok mutlu oldular

seyirciler salondaki yerlerini almışlardı / seyirciler salondaki yerlerini almıştı

benim aklımda "bahsedilen kişiler biliniyor/tanınıyorsa (ingilizcedeki the gibi sanki) yüklem de çoğul eki alınır; yok belirsiz kişilerden, bir kitleden söz ediliyorsa yüklem çoğul almaz diye kalmış. öyle mi?

2) bunu sanırım geçenlerde sözlük veya duyuru'da görmüştüm ve "anaaa!" tepkisi vermiştim. teyit amaçlı soruyorum. aslında tam tersi de olabilir çünkü unuttum ama galiba böyleydi... diyelim ki elif adında bir kişi var,

elif hanım geldiler = saygılı kullanım

elif hanımlar geldi = alaycı yaklaşım, babanın kızına "nerdeydin bu saate kadar serseri" derken kuracağı cümle

doğru mudur bu? kullanım bu şekilde mi, yoksa tem tersi mi? mesela ben resmi bir ortamda elif hanımın geldiğini haber verirken "elif hanımlar geldi" dersem yanlış bir iş mi yapmış oluyorum?

***

kaynaksız da olur ama kaynak göstererek açıklayabilirseniz çok mutlu olurum. teşekkürler.
0
der meister
(15.05.21)
bence "elif hanım geldiler" ve "elif hanımlar geldi" farkını belirleyen şey tonlama olur ancak. cümleyi sinik, alaycı bir tonla vurgularsan anlam değişir.

resmi ortamda "elif hanım geldi" cümlesi zaten gerekli saygıyı içeriyor.

"elif hanım geldiler" daha çok hiyerarşide konuşanın çok üst konumunda birinden bahsediliyor gibi tınlıyor. yani gıyabında bile ancak çoğul konuşulabilecek biri.

"elif hanımlar geldi" elif hanım tek başına gelmemiş. saygı ifadesi yok sanki.
0
filteria
(15.05.21)
Özne insan ve çoğul olursa yüklem tekil de olabilir çoğul da olabilir. Özne insan dışı varlık ve kişileştirilmişse yine aynı. Çiçekler gülümsüyorlar.
Ama onun dışında özne-yüklem uyumuyla ilgili birkaç madde daha var.

2. Madde için ikisi de doğru. Alay anlamı tonlama ile anlaşılır ya da (!)
0
oyokbuyoknevar
(15.05.21)
1- Genel kural özne tekilse yüklem de tekil, özne çoğulsa yüklem de çoğul olacak şekilde. Ama milyon tane istisnası var. (Ve benim kişisel görüşüm çok anlamlı istisnalar değil bunlar, çoğul özne tekil yüklem her zaman kulağa daha güzel geliyor).

Bu milyon tane istisnadan biri belgisiz zamirler. "herkes eve geldi" doğru, "herkes eve geldiler" yanlış. Çünkü herkes belgisiz zamir. "Herkes"in kimler olup olmadığını bilmen veya bilmemen bir şey değiştirmiyor. Ama sayı belirliyse bu sefer yine tekil kullanman lazım, "11 kişi eve geldi" doğru, "11 kişi eve geldiler" yanlış.

Kaynak bilmiyorum ne yazık ki, aklımda böyle kalmış. İnternette arayayım dedim, wikipedia, e-okul linkleri falan çıktı, onları da koymak istemedim buraya.
0
plutongezegendegilmi
(15.05.21)
Sadece pratigine ihtiyacın oldugunu varsayarak, TDK cikisli bilgi paylasacagim, yoksa hangisi Türkce icin en uygun kullanimdir tartismasi ekollere gore birazcik degisken. Gri alan.

Insanlar ozelinde, cogul anlamini veren bir kelimenin (ornegin nam-i diger topluluk isimleri) ya da ekin, bir cumlede bir tanecik olmasi yeterli. "Insanlar gittiler." hatali degil, ancak iyi kullanim da degil. Cunku Turkce tasarruf dili. Ama hayvan, bitki vs. de iki kez kullanmak yanlis degil.

Isin kuyrugu kimse belirsiz zamirlerde de kopuyor. TDK diyor ki: ''Sokakta kimsecikler yoktular.” denmez. “Sokakta kimsecikler yoktu.” denir. “Herkes, miting alanında toplandılar.” denmez, “Herkes miting alanında toplandı.” denir. '' (ZÜLFİKAR 2013: 19)

Burada kullanimda tasarrufa gitmisiz. Her zaman lise dilbilgisi kitaplarindaki gibi, ozne cogulsa yuklem cogul olmali bilgisine, tonlarca yazar da uymamis mesela. Hem de hayvan, bitki ve cansiz esyalarda da uymamis:

Orhan Seyfi Orhon’un makalelerden oluşan Kulaktan Kulağa adlı eserinde “Akşamları Eminönünde, Karaköyde, tramvaylar, otomobiller, arabalar sıralanıyor.”(61. s.)

Sonuc olarak, bir netlik yok, istatistiki veri var mi bilmiyorum ama soyle bir gozlem var: "Günümüzde çokluk ifade eden kelimelerin ve belirsizlik zamirlerinin bağlı olduğu yüklemlerin tekil olması yönünde bir eğilim olduğu sezilmektedir." (ZÜLFİKAR 2013: 20)

Ikinci soruda, alayci yaklasim demek icin, baglami bilmek sart. "Müdür beyler bu gün toplantiya katilamayacaklar." alayci da olabilir, saygili da. Vurgu mühim. Senin örnegindeki kullanim kurallasmis degil. Bu tip kullanimlar da gri alana dahil. Zeynep Korkmaz iyelik eki diyordu, bir baska grup yapim eki diyordu. Korkmaz'in gramer kitabina bakmak lazim.

Kaynak: tdk.gov.tr
0
buf-e kür
(15.05.21)
(4)

KKTC'deki Türkler farklı mı?

yarey
Yurtdışındayım, tinder'da türk olduğunu düşündüğüm bir hatunla matchleştik.Ama ismi soyismi bir değişik geldi. Türk isimlerine yakın olsa da yazılışı farklı. Örneğin Y yerine i, ş yerine sh kullanıyorlar sanırım. Facebook'ta aile fotoğraflarına bakıyorum, ne annesi Türk'e benziyor ne babası. Başta B
Yurtdışındayım, tinder'da türk olduğunu düşündüğüm bir hatunla matchleştik.
Ama ismi soyismi bir değişik geldi. Türk isimlerine yakın olsa da yazılışı farklı. Örneğin Y yerine i, ş yerine sh kullanıyorlar sanırım. Facebook'ta aile fotoğraflarına bakıyorum, ne annesi Türk'e benziyor ne babası. Başta Bulgar şoparlarına benzettim (biraz roman gibi tarzları var) ama Kıbrıs'ta çocukluk fotoğrafları var kızın.
KKTC'de böyle romanlara yakın bir toplum var mı?

Kendisine ilk buluşmada soracağım ama ilk buluşma 2 hafta sonra :D

Merak ettim baya
0
yarey
(15.05.21)
yurtdisindayken ismi daha dogru telaffuz edilsin diye oyle kullanmistir. ismi busra olan turkiyeli biri de onu gayet yapiyor olabilir. aynisi y yerine i kullanmasi icin de gecerli.
0
baldur2
(15.05.21)
Var. Genelde Güzelyurt tarafında yaşarlar ve kendilerine "ole" denir. Ancak bahsettiğiniz isim farklılığına hiç denk gelmedim. Baldur2'nin dediği gibi bir durum olabilir.
0
Başkalaşım
(15.05.21)
İyi anlamda farklılar bence. Daha seküler yetiştirildiklerini düşünüyorum ama tanıdıklarım hep iyi üniversite mezunu ve Avrupa’ya göçmüş insanlar. Genelleme yapamam.

Bulgaristan Romanları ile bir ilişkileri yok ancak Türkiye’nin tam olarak hangi bölgelerinden adaya yerleştikleri de bir soru işareti. Dil kullanımları hakkında üniversitede bir makale hazırlamıştım, aklımda kalan illerden biri Konya.

E Kıbrıs bir Danimarka’ya bağlı değil, o kadar güneşli ülkede ne Sibirya beyazlığı mı bekliyorsunuz? (Anakara Yunanistan’ı ve adaları arasında da böyle açık farklılıklar var. Bir çoğunun Güneydoğu Anadolu’dan olduğuna yemin edebilirim ama kanıtlayamam.)
0
buf-e kür
(15.05.21)
ben kıbrıs'ı sevmememe rağmen kıbrıs insanını sevmiştim. türk insanından çok daha iyiler bence. tip olarak evet çoğu güneşte yanmış gibiler:) çingeneye benziyor çoğu.
0
nothing in my way
(15.05.21)
(10)

Yeni baslayan iliskide ufak tuhafliklar

karanlik yanim
Yeni iliskiye basladigim kadinla ilgili, kendisini cok begenip sevsem de, kafama takilan bazi seyler var. > Durduk yere bende “daddy issues” denilen seyden var diyor, babasiyla problemli, bu yüzden ailesinin geri kalanindan da uzak. Bu diger insanlarla iliskilerini nasil etkiliyor sorusuna kacamak y
Yeni iliskiye basladigim kadinla ilgili, kendisini cok begenip sevsem de, kafama takilan bazi seyler var.

> Durduk yere bende “daddy issues” denilen seyden var diyor, babasiyla problemli, bu yüzden ailesinin geri kalanindan da uzak. Bu diger insanlarla iliskilerini nasil etkiliyor sorusuna kacamak yanit veriyor.

> Iliskilerde fevri olabiliyorum, kafama yatmayan birsey olursa aniden cok soguyup arkama bakmadan uzaklasabiliyorum gibi birseyler söylüyor arada bir, gecmis iliskilerden örnekler veriyor.

> Su ana kadar beni haketmedigim sekilde iltifatlara bogup göklere cikariyor. Sürekli ne kadar mükemmel, ne kadar da asmis bir insan oldugumu ima eden seyler söylüyor her 10 dakikada. Sakaya falan vuruyorum ama iltifatin dozunu da ayarlayamadigini hissediyorum.

Bu seyler birbiriyle baglantili mi bilmiyorum, ama biraz tuhaflik hissediyorum, bu is bir yerde patlayacakmis hissi veriyor nedense. Varsa yorumlarinizi alirim.
0
karanlik yanim
(14.05.21)
Psikiyatrist değilim ancak borderline olabilir mi diye düşündüm.
0
pro9it9is9
(14.05.21)
herkesin kendine göre sorunları var aslında, kimse "geçmişsiz" değil. ama kendine çok net tanımlamalar koyan biri bundan da kolay kolay vazgeçip daha iyi olabilirmiş gibi gelmedi bana. yüzde 80 bir yerde patlayacak. ilişki başlı başlına zor bir şey zaman zaman iyi günü var kötü günü var anlaşamayıp hır gür birbirinize girdiğiniz dönemi var, hele sağlıklı bir psikolojide olmayan biriyle zor.
0
barisa
(14.05.21)
Şöyle bir olay olabilir. Diyelim kavga ettiniz. Üzüldü. Sen de diyelim çocuk gibi onunla ilgilenmedin. Daddy issues denen şey yüzünden seni suçlayabilir. Benimle ilgilenmedin gibi.

İkinci durumda da kavga ederseniz uzun bir süre konuşmayabilirsiniz. Çünkü soğuyunca her şey başa döner. Aranın düzelmesi zaman alır. Bu çok sık olursa yorucu olabilir.

Üçüncü durum da heyecandan. İlişki yeniyse taraflar o anki heyecanla böyle davranabilir. Bu durum zamanla normalde dönebilir.
0
dissendium
(14.05.21)
kız önceden uyarmış işte.

aynı şey başıma geldi birden fazla kez. "her gün mü böyle hoş bir hanımla tanışıyorum canım, birbirimizi sevmişsek yoluna oturturuz bi şekilde <3 <3" diyerek görmezden geldim. hepsinde bir süre sonra sanki hiç tanışmamışız gibi terk edildim djfjdk.

ben yol yakınken geri dön derim. "iyi de kızdı yahu, acaba denesek nasıl olurdu?" dediğin düşünce can yakmaz, bi süre sonra da gider. ama işte kendini verdiğin bir ilişki biterse belki yıllarca üzülüyor veya travma yaşıyorsun. kafana yatmıyorsa hiç girme bence o topa, bu tür problemlerin kendi kendini çözdüğü veya ilişki sırasında yok olduğu sanırım neredeyse hiç görülmemiştir. bugün görmezden gelirsin, yarın büyüyerek seni yutar o sorun.
0
der meister
(14.05.21)
Üçüncü madde için (bkz: love bombing)
Tuhaflık hissediyorsanız kızın aşırı ilgisi samimi olmadığındandır belki.
0
kobuzchu kiz
(14.05.21)
daddy issues var diyorsa kacarak uzaklas. sana bir dost tavsiyesi
0
nibba
(14.05.21)
Bence ilginç olmaya çalışıyor. Daddy issues'ün bile ne olduğunu bildiğini sanmam. Her babasıyla arası kötü olanda daddy issues olacaksa yandık. Eğer yeniyse ilişki sen kendin gözlem yapmaya, tanımaya çalış. Ilk baştaki sezgiler yanıltmaz ama genelde.
0
velvetmorning
(14.05.21)
Bomboş bir kız bence. Bende şu varrrrr, bende bu varrrr, ben tehlikeli nasty ve horny bir kızımmmm kafası. İlginizi çekiyorsa devam edin ne diyelim.
0
Hallegadola
(14.05.21)
ailedeki bir sorununu anlatmasi guzel. ancak kacamak yanit veriyor diyorsunuz, yani sizi bos bilgiye boguyor; sizin ne yapmaniz gerektigini, sizinle olan iliskisine yansimasini konusmuyor?

simdi verdigi bu "fevri davranip pat diye giderim." bilgisiyle siz ne yapabilirsiniz? bunu size niye anlatti?

asiri iltifat ve "basip gitme" tehlikesini soylemesi pek uyusmuyor. bir tuhaflik var, dogru hissediyorsunuz. kimse heyecandan on dakikada bir sizi arsa cikartmaz.

bu kadar hizli cikislarin, hizli da inisi oluyor.
0
buf-e kür
(14.05.21)
@velvet+1
Bana da sanki olduğundan farklı bir kişilik çizmeye çalışıyor gibi geldi. Çok kaptırma o yüzden kendini.
0
j r r tolkien hayrani
(14.05.21)
(7)

Filtresiz bira seviyor musunuz?

Jux
Pazarlama stratejileri gereği 3-4 senede bir alternatif üretiyor biracılar ve bunu her yerde pazarlıyorlar. Bir süredir da filtresiz biralar revaçta. Siz filtresiz bira seviyor musunuz? İnsanlar sevdi mi genel olarak, merak ettim. Ben aç karna bira içmeyi sevdiğim için tok biraları seviyorum, mesela
Pazarlama stratejileri gereği 3-4 senede bir alternatif üretiyor biracılar ve bunu her yerde pazarlıyorlar. Bir süredir da filtresiz biralar revaçta. Siz filtresiz bira seviyor musunuz? İnsanlar sevdi mi genel olarak, merak ettim.

Ben aç karna bira içmeyi sevdiğim için tok biraları seviyorum, mesela buğday biraları. Bu yüzden filtresizleri de seviyorum. Sizin tercih sebebiniz nedir?
0
Jux
(12.05.21)
Daha yogun maya tadi oldugu icin, bence yemeklerde guzel gidiyor. Filtre edilmemesi govde katiyor sonucta biraya. Daha yogun, daha karakteristik oluyor.

"Likir likir" ve hafif bir sey icmek istiyorsam (vin de soif gibi) filtre edilmis biralari tercih ediyorum.

(Bu arada bugday biralarinin da filtre edilmisleri ve filtresizleri var.)
0
buf-e kür
(12.05.21)
Bomonti filtresize bayılırım mesela.
0
1bir1bir1
(12.05.21)
Ben en çok filtresiz biraları seviyorum, özellikle de dediğiniz gibi filtresiz buğday biralarını. Tatları, aromaları daha yoğun oluyor. Hani derler ya yediğimi içtiğimi anlıyorum diye işte tam olarak o zevki veriyor bana.

3-4 senede bir üretiliyor, pazarlanıyor demişsiniz. Dünya genelinde bilmiyorum ama Türkiye için konuşursak yerli markalardaki filtresiz biraları kendi klasmanlarında zayıf buluyorum. Mesela bomonti filtresiz çok popüler, ben de alıp içiyorum zaman zaman ama tam anlamıyla filtresiz bira tadını vermiyor bence.
0
burka
(12.05.21)
Hiç sevmiyorum. Miller bile daha güzel bira bence.
0
teritori
(12.05.21)
Bomonti filtresiz bayadır piyasayı domine ediyo ya öyle 3-4 senelik bi olay değil sanki.

Dışarıda en çok içtiğim bira olabilir kendisi. Çok severim güzel
0
nundu
(12.05.21)
sanirim haftada 10+ kutu bira iciyorumdur ama filtreli, filtresiz ayrimini bilmiyorum. anladigim kadariyla turkiye'de farkli markalar farkli seriler cikartiyorlar sik sik. ben londra'da efes'in bi arastirmasina katildim, burada da Mediterranean bira diye bir sey yapmaya calistilar, olmadi.

bugday birasi, alkolsuz, stout, 1000 cesit IPA, lager ivir zivir cok bira var ama ayni biranin filtrelisi, filtresizi, maltlisi, maltsizi, yok oyle demlenmisi vs hic gormedim. ornek: www.sainsburys.co.uk
0
try again fail again fail better
(12.05.21)
Bomonti filtresizi ilk 7-8 sene önce içmiştim. O gün bugündür severek içtiğim tek yerli bira. Mesela almanların filtresiz birası Kellerbier ama fermantasyon sıcaklığı vs başka farkları da var.
0
reactionic
(12.05.21)
(16)

Saçlarınızı neyle yıkıyorsunuz

eksi sozlugun tatli insani
Şampuanımı değiştirmeyi düşünüyorum. Ogx dolgunlaştıran kullanıyordum ama sevemedim bir türlü. Öncesinde de dökülmeyi önleyen bir şampuan kullanıyordum kupkuru yaptı saçımı öyle olmasa seviyordum onu ama saç nemini kaybetti gibi kuaför dökülmeyi önleyenler öyle yapıyor dedi. Hem dökmeyen hem kurutma
Şampuanımı değiştirmeyi düşünüyorum. Ogx dolgunlaştıran kullanıyordum ama sevemedim bir türlü. Öncesinde de dökülmeyi önleyen bir şampuan kullanıyordum kupkuru yaptı saçımı öyle olmasa seviyordum onu ama saç nemini kaybetti gibi kuaför dökülmeyi önleyenler öyle yapıyor dedi.
Hem dökmeyen hem kurutmayan şampuan var mıdır :)
0
eksi sozlugun tatli insani
(04.05.21)
Başlığa cevap olarak, zeytinyağlı sabun ile yıkıyorum
0
paramolacak
(04.05.21)
klasik dove sabun
0
turbo sadık
(04.05.21)
Beyler için bu soru pas geçilebilir :D
0
🌸eksi sozlugun tatli insani
(04.05.21)
Ben dalin bebek şampuanıyla yıkıyorum kendimi bildim bileli. Çok memnunum:)
0
suicides underground
(04.05.21)
kaldığım evde hangi şampuan varsa onla. kuru saçın bakımı için destekleyici yağlar kremler öneririm eğer şampuandan vazgeçemiyorsan bir de krem/yağ kombinasyonuyla dene.
0
olutaklidi
(04.05.21)
ne demek istediğini anlıyorum
kesinlikle : prozinc
0
rewlack
(04.05.21)
sirkeyle.
0
yazar yazmaz yazan yazar
(04.05.21)
Ben Avon'un dökülmeyi önleyici sarımsak ve kekikli şampuan, saç maskesi ve bakım yağını aldım set olarak, saçım çok dökülüyordu, epey toparladı şimdi, dökülme fark edilir derecede azaldı.
0
opucuk baligi
(04.05.21)
Otacı argan yağlı şampuan, ogx ile dönüşümlü kullanıyorum
0
Mossy
(04.05.21)
Dökülmeye şampuanların bir etkisi olduğunu düşünmemekle beraber senelerdir Otacı kullanıyorum. Argan yağlı, dökülme karşıtı ve 10 bitki özlü olanlarını dönüşümlü olarak kullandım hep şimdiye kadar. Hem cruelty free bir marka hem de içerikleri birçok markaya göre daha temiz.

Argan yağlı olan güzel nemlendiriyor bu arada.
0
ms brownstone
(04.05.21)
Katı saç şampuanı ile, yaklaşık 7 yıldır. Şimdi Türkiye'de de var. Kurutmuyorlar. jardinnaturel.net
0
buf-e kür
(04.05.21)
@buf-e kür

merhaba,

ilk defa duydum böyle bir şeyi, ufaktan bir göz attım. ince telli, hacimsiz, sönük ve son günlerde nemini kaybetmiş saçlarım var. bir erkek olarak da saçlarım biraz uzadığında bile baya sıkıntı çekiyorum. dökülmem de oluyor biraz. bu bahsettiğiniz şampuan nasıl acaba, bana tavsiye eder misiniz?
0
lazylibra
(04.05.21)
lazylibra, tüm dertlerinizin çaresi midir, bilmiyorum ama kurutmuyor da ağırlaştırmıyor da. çevremdeki herkese önerdim, uzun zamandır kullanıyorum.

silikonlu şampuanlardan sonra, iki haftalık bir kullanımdan sonra, saç ve saç derisi ürüne alışıyor, siz de nasıl ve ne kadar kullanacağınızı öğrenmiş oluyorsunuz. bence güzel nemlendiriyor, ama saç yağı da kullanıyorum saç uçlarına. özellikle de bu dönemde düzenli kestiremediğim için, uçlara kendi başına çare değil iyi şampuan.

kullandığınız su eğer çok sert ise, katı şampuan kullandıktan sonra inceltilmiş sirkeli su ile son suyunuzu yapın. bu da yumuşatıyor.
0
buf-e kür
(04.05.21)
Geçen şampuanım şuydu memnundum www.migros.com.tr

Sonra şunu kullanmaya başladım, iyi geldi ama zaten saçım kuru hepten kuruttu: www.revox.com.tr

Eski şampuanımı yeniden aldım revox bitince başlayacağım: bioblas.com

Saç kremi olarak: www.kozmela.com
Aslında şampuanını da alacaktım ama fırsat olmadı bir ara kullanmıştım memnundum.

Serum olarak da ogx Hindistan cevizi serumunu kullanıyorum.

Saçlarım kıvırcık ve kuru. Düzleştirici kullandım, saçlarım çok kırıldı. Halen daha kullanıyorum maalesef ama şimdi saçlarımı anneme ördürüyorum o şekilde uyuyorum, uçları dalgalı bırakıyorum, dibini yine düzleştiriyorum.
0
Hallegadola
(04.05.21)
@buf-e kür

çok teşekkür ederim cevabınız için, sanırım alıp deneyeceğim yakın zamanda size feedback veririm. yağ olarak ne kullanıyorsunuz acaba? bir de saç kremi ya da duştan sonra başka şeyler de kullanıyor musunuz?

bahsettiğiniz sirkeli su için uğraşır mıyım bilmiyorum, vakit alacak bir şey biraz. bir de bizim su sert mi ya da bu dediğiniz inceltilmişi nasıl bulurum vs bilmiyorum.
0
lazylibra
(05.05.21)
dalin kullanıyorum, gayet iyi. eğer genetik saç dökülmeniz varsa şampuanın tedavi olacağını sanmam yıllardır bu sorunla uğraşan biri olarak. "loreal serixoly denser hair" gibi bir serum hem kalınlaştırma hem de saç dökülmesini önleme açısından faydalı olabilir.
0
bir kum tanesindeki atom alti parcacik
(05.05.21)
(19)

Akıl sağlığınızı nasıl koruyorsunuz?

Sakinolmamlazim
Soru başlıktaBen çok yorulduğumu, motivasyonumun çok düştüğünü hissediyorum. En azından çıkıp yürüyüş yapıp evden kurtuluyordum ama o da bitti malum.Siz neler yapıyorsunuz? Çok bunaldığınız zaman sizi motive eden şey ne oluyor?Not: Beni artık bu sürecin geçici olduğunu düşünmek falan da kesmiyor
Soru başlıkta

Ben çok yorulduğumu, motivasyonumun çok düştüğünü hissediyorum. En azından çıkıp yürüyüş yapıp evden kurtuluyordum ama o da bitti malum.

Siz neler yapıyorsunuz? Çok bunaldığınız zaman sizi motive eden şey ne oluyor?

Not: Beni artık bu sürecin geçici olduğunu düşünmek falan da kesmiyor
0
Sakinolmamlazim
(04.05.21)
korumuyoruz.
0
fff02561
(04.05.21)
koruyamadım ve paikolojik problemlerimin olduğunu düşünüyorum artık. yakın zamanda psikiyatriste gidip ilaç kullanmayı planlıyorum.
0
rose parks
(04.05.21)
2020'yi çok iyi atlattım ama 2021'de benim de pilim bitti gerçekten. Yürüyüş yapmaya devam ediyorum açıkçası başka türlü gece uyuyamamaya falan başladım.
0
roket adam
(04.05.21)
Koruyamadım. Psikiyatriste başlayacağım.
0
sta
(04.05.21)
Green carda başvurmuştum. Son 3 aydır canımı sıkan her şeyi 8 Mayıs sonrasına erteliyodum. O vakit de geldi çattı. Bu olmadı diyelim, beklemem gereken ve sonu heyecanlı biten biten başka bir şey icat edip onunla oyalanıcam. Çok da gidip bir başka yere yerleşeyim heveslisi değilim aslında ama bir şeyleri beklemek beni güzel oyalıyor.
0
IncredibleMau
(04.05.21)
Koruyamıyorum, psikolojik destek alıyorum.
0
Mossy
(04.05.21)
Ben de yürüyüş yapmayı çok severdim iyi gelirdi şimdi yerine yoga yapmaya başladım yerini doldurdu gibi sanki.

Ana sorunun cevabı nasıl koruyorum ben de bilmiyorum ama koruyorum.
0
turkce konusan uzayli
(04.05.21)
Merak güdüsü fazla sanırım bende, devamlı araştıracak konu vs. arıyorum ,buluyorum. Bir yerde doydum gibi olunca, dizi-film izliyorum.
0
evimin paspasi
(04.05.21)
Korumuyorum, kimsenin de koruduğunu görmedim. Pilatese başlamak istiyordum rahatlamak için ama annemle babam corona var diye izin vermiyor. Sevgilim iş yüzünden çıldırıyor onun hasta olmaması için sürekli dua ediyorum.
0
Hallegadola
(04.05.21)
Psikiyatriste başladım yeniden (hep gitmesem de 7 yıllık bir geçmişim var). Kendisi de aslında normal zamanda olmasaydı ilk aşamada terapi ile devam edip ilaca gerek olup olmadığını görebilirdik ama şimdi iyi hissettirecek şeyleri yapamayacak durumda olduğun için ilaç vereyim de bir toparlan dedi. İlaçlara başladım bir değişiklik yok ama göreceğiz.
0
peki madem
(04.05.21)
saldım gidiyor. hayatımda hiç bu kadar mutsuz hissetmemiştim genel olarak.
0
rain when i die
(04.05.21)
Koruyup koruyamamak arasında ince bir çizgideyim. Anlık geleceği düşünüp bir şeyler yapmam gerektiğini hatırlayınca toparlanabilirsem toparlanıyorum.
0
jjimyl
(04.05.21)
Analog not defterine yapmam gerekenleri ve yaptıklarımı yazarak.

Motivasyonum tabii ki her zaman çok yüksek değil, ama yapılması gerekenler aradan çıkıyor bu şekilde. Yapılacaklar birikince ben şahsen ruh sağlığımı koruyamıyorum. Erteleme hastalığı olan biri olarak, bundan çok çektim.

Öz bakımınızı yapmaya üşenir hale geldiyseniz, uzun süre kötü hissediyorsanız, prof. yardım almaktan çekinmeyin ve bunu ertelemeyin.
0
buf-e kür
(04.05.21)
Twitter açtım sabah akşam beyninden geçen her düşünceyi yazıyorum sağolsun arkadaşlarım da okuyor.
0
lata
(04.05.21)
düzenli spor ve meditasyonla
0
superb
(04.05.21)
fırın, nöbetçi eczane falan, çıkıp yürüyün hocam yine .. :(
0
WithWorth
(04.05.21)
yaklaşık 5 senedir koruyamıyorum. Korumaya çalışıyorum fakat iki adım ileri üç geri hep. artık ilerisini düşünmemeye gayret ediyorum, yeni hayal kırıklıkları edinmemek için.
0
lüzumsuz adam
(04.05.21)
Lan duyuruda herkes delirmiş resmen.

Valla benim sülalem raad. Pandemi yokken de evde zaman geçirmeyi seven biriydim. O yüzden pek de zorlanmıyorum. Canım sıkılıyor tabii ama Friends açıp ona odaklanıyorum, olmadı Playstation oynuyorum, kedileri kovalıyorum, yakalarsam tarıyorum vs. vs. Kafayı sıyırmadım.
0
himmet dayi
(04.05.21)
Bisiklet.

Geçtiğimiz yıl Mart ayından beri evden çalışıyorum. Sabah 8 de tükkanı açıp akşam 6'ya kadar çok yoğun çalışıyorum. Bilgisayar başından kalkmadan ve bu kadar konsantre çalıştıktan sonra herhangi bir kitaba, filme odaklanmak anlayıp algılamak ekstra zor oluyor.

Normalde bisikleti dışarda sürerdim ama malum yasaklar. Kendime bir trainer aldım. Bisikleti üzerine taktığın ve evde sürebildiğin bir edevat. Hatta bu alet akıllı bişey olduğu için zwift isimli program vasıtasıyla televizyon ekranından sürdüğün yolu görebildiğin gibi bu programı kullanan başkalarıyla da yarışabiliyorsun. Yokuşları falan da simüle ediyor. İşte benim pandemi ilacım bu. Akşamları bazen 60-90 kilometre hafta sonları 100-150-200 allah ne verdiyse. Bazen 10-12 saat non stop pedallıyorum. Kan ter içinde, nefes nefese ekranda beni geçen gerçek kişilerin avatarlarını yakalamaya çalışıyorum.

Şarkı vardı böyle, uykusuz her gece, yorgun ölesiye...
0
thracia
(04.05.21)
(10)

Hobileriniz neler?

alisamadim
Merhaba mevcut pandemi şartlarından dolayı nöbet usulü çalışıyorum ve cok fazla boş günüm oluyor. Yalnız yaşadığımdan dolayı bazen evde vakit geçirmekte zorlanıyorum. Sizin hobileriniz neler? Nasıl zaman geçiriyorsunuz? Bana ne önerirsiniz?
Merhaba mevcut pandemi şartlarından dolayı nöbet usulü çalışıyorum ve cok fazla boş günüm oluyor. Yalnız yaşadığımdan dolayı bazen evde vakit geçirmekte zorlanıyorum. Sizin hobileriniz neler? Nasıl zaman geçiriyorsunuz? Bana ne önerirsiniz?
0
alisamadim
(02.05.21)
3d print
0
basond
(02.05.21)
Şuursuzca oyun oynuyorum konsolda.

Bu zamana kadar ilgilendiğim şeyler hep dışarıda olduğu için onlardan da uzaklaştım, psikolojim daha fazla bozulmasın diye kendimi eğlendiriyorum.
0
chicha_v2
(02.05.21)
Oyun, gitar, milletle tartışma.
0
j r r tolkien hayrani
(02.05.21)
Hobi sayılır mı bilmem ama konsolda ya da PC'de oyun +1
0
himmet dayi
(02.05.21)
Bisiklete binmek, kısa turlara çıkmak. Zaten binerdim ama şu 1 senede özellikle bisiklet sporu ile ilgili çok şey öğrendim.
0
burka
(02.05.21)
enstrüman spor ve kitap
0
superb
(02.05.21)
Pasta yapıyorum ben. Bir de bir senedir dışarıdan aldığımız birsürü yemeği evde yapmayı denedik, Thai curry, tantuni, pizza, deep dish pizza, hamburger (ekmeği de evde sıfırdan) gibi şeyler hem zaman alıyor hem keyifli.

Maket boyamaya giriştik.

Ben bir kanvas aldım akrilikle bir şeyler boyarım diye ama hâlâ yapmadım.
0
kobuzchu kiz
(02.05.21)
Klavye çalıyorum podcast kaydediyorun
0
paramolacak
(02.05.21)
Kanaviçe veya punch nakışı yapmayı çok seviyorum ama tezime bir türlü başlayamadığım için kanaviçe de yapamıyorum.
0
Hallegadola
(02.05.21)
'Hareket' ise konu, zaten başlamış olduğunuz, belki uzun süre önce yapıp, zevk alıp, ara verdiğiniz bir uğraşa tekrar başlamanızı öneririm.

Yoga kursuma online devam ediyorum, düzenli yapmaya çalışıyorum. Sıfırdan başlamazdım herhalde.

Dil öğrenmek hobi midir? Seviyorum sanırım. Fransızca öğrenmeye başladım, zevk ve sefa için. Kursum var, online devam ediyor.

Şarap bir süredir oyun alanım. Tadımlar maalesef online.
0
buf-e kür
(02.05.21)
(5)

Nasıl bir bisiklet almalıyım?

chillbabe
Viyana'ya yeni taşındım ve burada bisiklet kullanımı çok yaygın. Dümdüz bir şehir ve bisiklet yolları şahane. Ben de haliyle bir bisiklet almak ve günlük hayatta kullanmak istiyorum. Öyle şehirler arası gideyim, yol yapayım vs. gibi isteklerim yok.Bisiklet kullanmayı tam olarak bilmiyorum. Hayatımda
Viyana'ya yeni taşındım ve burada bisiklet kullanımı çok yaygın. Dümdüz bir şehir ve bisiklet yolları şahane. Ben de haliyle bir bisiklet almak ve günlük hayatta kullanmak istiyorum. Öyle şehirler arası gideyim, yol yapayım vs. gibi isteklerim yok.

Bisiklet kullanmayı tam olarak bilmiyorum. Hayatımda sadece iki kez denedim. Birincisi tamamen fail oldu. İkincisinde öğrendim fakat öyle kaldı ve pratik yapamadım. O nedenle korkuyorum ve benim bu korkumu yenecek bir bisiklet istiyorum.

İkinci denememde şu bisikletle öğrendiğim için bu bisikleti almayı düşündüm fakat yorumlar çok arada görünüyor: www.decathlon.com.tr Kimileri bisikletten çok memnunken kimileri kaldırıma bile çıkamıyor yazmış. Ben bu bisikleti çok hafif ve kolay bulduğum için sevmiştim ama gündelik hayatta en ufak bir yokuşta sorun çıkarır mı? Gerçekten kaldırıma bile çıkamaz mıyım? Çok kararsız kaldım. Bir fikri olan var mı?

Katlanır ve böyle hafif bir şey mi almalıyım yoksa normal bir bisiklet mi? Normalse nasıl bir şey?
0
chillbabe
(02.05.21)
anlattiklariniza gore simdilik su sekil klasik bir sey almanizi oneririm;

www.decathlon.com.tr

ikinci el ucuz bir sey alin, biraz deneyim kazanin sonra sehir bisikleti, yol bisikleti keyfinize gore secersiniz... Yeni yeni ogrendiginiz icin boyle klasik bir bisikleti oneriyorum.


ben su an baska bir avrupa sehrinde sunu kullaniyorum; www.decathlon.com.tr

benim icin hic fena degil ama kullanimi biraz tuhaf o yuzden deneyimsiz birine sehir icinde kesinlikle onermem mesela, bence ucuz yollu bir deneyim edinici bakin...
0
hewit
(02.05.21)
Bisiklet orada gündelik yaşamınızın büyük bir parçası olacak. Bu yüzden dikkat etmeniz gereken şeyleri özetliyorum;

*Alacağınız bisiklet bir şehir bisikleti olmalı. Kesinlikle ön ya da arka bagajı olmalı.

*Ucuz ve herkesin kullandığı, çalınsa ya da kaybetseniz bile üzülmeyeceğiniz bir bisilet olmalı. Şehir içi ulaşımda bol bol kullanacaksınız. Çoğunlukla bir tren istasyonuna kilitleyip saatlerce bırakmanız gerekecek. Çalınmasını önemsemeyeceğiniz bir bisiklet olmalı.

*üzerinde kilit taşıyabileceğiniz, bir bisiklet olmalı. uzun süreli parklar için her daim kilit taşımanız gerekir.

*Çok fazla bakım gerektirmeyecek bir bisiklet olmalı. Viyana dümdüz bir şehir. Dolayısıyla tek vitesli, tercihen kontra ya da kapalı zincir, çok bakım gerektirmeyen bir bisiklet almalısınız. zira bisiklet tamir ücretleri sizi üzer.Etrafınıza bir bakın, çoğunluk hangi bisikleti kullanıyorsa ona gidin.
0
thracia
(02.05.21)
avrupa'nin her yerinde oldugu gibi bisiklet hirsizligi genel olarak yuksektir diye tahmin ediyorum. tekerlerde quick release varsa arkani dondugun anda sokup giderler. bagladiginda hem govdeyi, hem de tekerleri bagla yani.

images.squarespace-cdn.com

ben ilk geldigimde 50 euroya su asagidakine benzeyen ikinci el bir yol bisikleti almistim. tekerler ince olunca kullanimi dag bisikletine gore cok daha rahatti. tarif etmek zor ama cok iyi kaciyordu diyeyim haha. kesin donus yapmama kisa bir sure once bir gun mazgaldan gecerken lastik yarildi, kenara kitleyip biraktigim yerden de almadim. her gun otobusle gectigim bi yer oldugu icin bisikletin gun gun parcalarinin calindigina sahit oldum. bir gun baktim komple gitmis.

cdn-ctstaging.pressidium.com
0
chezidek
(02.05.21)
www.willhaben.at

Ikinci el bisiklet satan sitelere bakin. Hollanda bisikleti ya da eski sehir bisikletleri isinizi gorur. Onemli olan, on ve arka entegre isiginin olmasi. Sonrasinda iyi bir kilit alin.

Hollanda bisikletlerinde genelde ayakla fren yapiliyor, buna alisik degilseniz, sadece elle fren sistemini kullanmak isterseniz standart sehir bisikleti bakin.

Yok magazaya gidip almak isterim derseniz, bisiklet magazalarinin neredeyse hepsi ikinci el, bakimi yapilmis bisiklet satarlar. Tabii biraz daha pahaliya gelir.

Magazaya gidip, balansi cok iyi olan eski sehir bisikletlerini sorabilirsiniz. Eski Kettler sehir bisikletleri inanilmaz iyi balans konusunda.

Decathlon´dan bisiklet almanizi onermem, ozellikle yasadiginiz yerde milyonlarca iyi markalarin ikinci el bisikletleri bulunurken...

Son cevapta paylasilmis olan vintage yaris bisikletlerini asla onermem bisiklet kullanmayi yeni ogrenmis birine.
0
buf-e kür
(02.05.21)
Oncelikle bisikleti gunluk hayatiniza entegre etmeden once bisiklet/trafik kurallarini ogrenmenizi oneririm. Burada ozellikle yazin bisiklet kullanmayi az bilen bircok kisi yuzunden kazalar oluyor ya da ucuz kurtulunuyor.
Sag-sol donus isaretleri, gecis ustunlugu, yanyana gitmemek gerektigi gibi temel seyler bile bilinmiyor. Lutfen bunlari ogrenin.

Viyana’da mesela her tek yön olan sokakta “ters yönden” bisiklete binmek mumkun degildir mesela, tabelasi vs var bunun icin.
Ayrica ozellikle yaz aylari bisikletlilere cok fazla trafik kontrolu yapilir, cebinize iyi gelecektir kurallari bilmek/uymak :D

Bisikete gelince,

Viyana’da Sbahn ve Ubahn’a bisiklet alabiliyorsunuz. (Ise gidis ve cikis saatleri haric) yani oldu da yoruldunuz o zaman biraz yuruyup ubahn ya da sbahna binebilirsiniz. O yuzden katlanir bisiklete ihtiyaciniz yok ki almayin zaten. Ayrica bisiklet park yeri sikintisi da yok, o yuzden gereksiz katlanir bisiklet.

Normal city bike/stadtrad tarzi alin, viyana duz evet ama ottakringde oturuyorsaniz yokus cikmaniz gerekir o yuzden bence 3 vitesten fazla olmali. Benim 12 vitesli emektarin viyanada gitmedigi yer yok mesela.

willhaben ya da bisikletci dukkanlarina bakin - tamir edilmis ikinci el bisiklet satiyorlar, genelde ilk bakim da ucretsiz oluyor hatta. Bisikletten hic anlamiyorsaniz (bisiklet boyu vs) bir tik fazla olsa da bisikletciden ikinci el almanizi tavsiye ederim. Mesaj atarsaniz birkac iyi yerin ismini atabilirim viyana’da.

Onun disinda sepet ya da canta tasiyici onemli cok.
Kilit cok onemli. Elinizi kilit konusunda korkak alistirmayin, en az 50-60€luk bir kilit almaniz lazim.

On ve arkada isik olmasi cok onemli. Dinamo olabilir ya da takipcikarmali usb sarjli vs alabilirsiniz.

KASK alin. Kask cok cok onemli. Ben viyana’da yillardir bisiklet kullaniyorum gunluk hayatimda ve hep kask takiyorum. Hicbir sey olmamisti ta ki Bu sene tramvay raylarina yuksek hizla girip ve dusup omzumu cikarana kadar. Kafami da carptim ama kask korudu. Ne olacagi belli olmuyor - ozellikle viyana’da cogu bisiklet yolunun dooring zone’da oldugunu dusunursek. (Arabanin icindekilerin hic gelen gecen var mi diye bakmadan laaaps diye kapiyi acmalari bisikletliler icin tehlike)

Bir de burada ufak tefek tadilatlar icin “grüne radrettung” var yaz aylarinda, ben eski bisikletimi grüne radrettung’a goturuyorum, ufak tefek seyleri ucretsiz hallediyorlar ya da daha buyuk bakima ihtiyaci varsa “surasi tamir edilmeli vs” diye soyluyorlar, iyi oluyor.

Onun disinda yaris bisikleti de almayin tabi bu arada, city bike (stadtrad) ya da trekking bike tarzi bir sey iyidir. Bisiklet satin almadan mutlaka denemek icin binin. Boyunuz icin hangi bisiklet kadro bedeni uygundur ona bakin mutlaka. Seleyi kaldirip indirmekle olmuyor cunku, rahat edemezsiniz, bisikletten sogursunuz.

Apartmanda fahrradraum ya da keller ya da avlu var mi? Oraya bile bisiklet koysaniz mutlaka sabit bir objeye kilitleyin bisikleti. Aydinlik yerleri tercih edin bisikleti parketmek icin.
Sifir bisiklet alacaksaniz karl ya da bikmo uzerinden sigorta yapabilirsiniz.

Apartmandan calinma ev sigortalari kapsamina giriyor genelde, policenizi kontrol ettirebilirsiniz.

Sorunuz olursa viyana’da bisiklete binmekle ilgili yazabilirsjniz ya da facebookta Radfahren in Wien grubuna da sorabilirsiniz.
0
kuehles blondes
(02.05.21)
(15)

Yurt dışı hakikaten çok mu iyi?

ir mania
Bu cahil gurbetçi sallıyor mu yoksa gerçek mi?https://youtu.be/15Kn3eHZWdUBir de almanya almanya demiş de amerika ingiltere fransa falan almanyadan daha iyidir bence. Siz ne diyorsunuz.
Bu cahil gurbetçi sallıyor mu yoksa gerçek mi?

youtu.be

Bir de almanya almanya demiş de amerika ingiltere fransa falan almanyadan daha iyidir bence. Siz ne diyorsunuz.
0
ir mania
(01.05.21)
Amerika, İngiltere, Fransa falan Almanya’dan daha iyi değil. Endüstriye dayalı bir işte çalışıyorsan güzel kazanıyorsun Almanya’da. Adam da diyor aslında, Almanya çok iyi değil, Türkiye çok kötü.
0
Deathrow
(01.05.21)
bu ulkeler iyi ama turkiye cok kotu daha dogru bir tanim. ozellikle son 5 senede turkiye inanilmaz fakirlesti. bu tip ulkelerde herhangi bir iste calisip, karsilayamacagin temel ihtiyac yok. araba, bilgisayar, laptop, marka kiyafetler (en azindan lee, adidas, levi's diyelim) devamli et, findik, fistik yersin, yilda da yurtdisi tatilini yaparsin.

ben avustralya'dayim, fakir gormedim burada. fakir diye bir sey yok aq.
0
baldur2
(01.05.21)
Ben ekonomiden ziyade sosyal yaşamı soruyorum. Ama anladigim kadarıyla her ülkenin benzer sorunları var. O nedenle Turkiyedeki yönetimi ve insanları beğenmeyip yurt dışına gitmek mantıksız diye yorumladım.
0
🌸ir mania
(01.05.21)
o ülkeler şuanki konumlarına 10-20 yılda gelmedi, zenginlikleri tesadüf değil. türkiye'nin o ülkelerle aynı klasmana girmesi imkansız, önümüzdeki 100 senede dahi imkansız. bunun başlıca sebebi müslümanlık. avrupalılar dini bırakalı çok oluyor, her şeyi açıkca ve özgürce tartışırken sen hala aşı orucu bozar mı diyorsan ve ramazan programlarında 10 senedir ayrı soruları soruyorsan ilerleme katetmen imkansız. insanların '' ya ben burada ne yaşarım '' diyebildiği bir tane müslüman ülke var mı ? bae, katar çok ekstra yüksek paralar verdikleri için istisna, ki oraya dahi gidenler aldıkları paranın yarısına avrupa'ya okeydir bence.

yani türkiye'deki yaşamı beğenmeyen birisi için yurtdışına gitmek mantıksız değil, göç hep vardı hep de var olacak. bir tane hayatımız var neticede.

@baldur2 +1 bu arada.
0
garavel
(01.05.21)
Almanya bu saydiklariniz icinde sosyal devlet olmanin hakkini veren tek ulkedir. Zengin sinifi kiyaslayarak degil, en dusuk gelir grubunu kiyaslayarak anlarsiniz bunu. Yoksa zengin her yerde iyi yasar.

Bu su demek, paran olmasa bile en temel standartlari saglayabilme imkani saglarsin almanyada. Zengin fakir ayrimi daha az hissedilir. Yani en basitindrn et urunleri tuketebilmek icin illa ortalama ustu gelirjn olmasi gerekmez. En problemli gocmen mahallelerinde bile temel ihtiyaclarini karsilarsin.

Fransa ve ingiltere'de iyi bir isiniz ve gelirini varsa iyi yasarsiniz. Ama alt siniflarda durum cok oyle degildir. Fransa ve ingiltere'de yokluk icinde yasayan insanlar da var. Zengin fakir ayrimi daha belirgin. Karnı tok insan kolay kolay isyan etmez mesela. Almanya o kadar yogun gocmen nufusa ragmen, fransa ve ingikteredeki getto isyanlarina bener durumlara o kadar maruz kalmiyor.

Abd bunlar icinde en fenasi. Ekonomik sistem geregi devlet her seyden cekildigi icin, size hizmet ve guvence sunan bir yapi bulamazsiniz. Elbette adalet vb sistemleri guclu bu ayri bir konu. Ama abd'de paraniz oldugu surece sisteme dahil olabilirsiniz. Parasiz kaldiginiz anda mesela bir sene issiz kaldiniz ve kenarda birikkminiz yok evinizi bile alirlar altinizdan. Survivor of the fittest durumu gecerli biraz ABD'de. Obama Turkiye'deki sgk sistemine benzer bir model onerdi herkes saglik hizmetinden yararlanabilsin diye. Ulke ayaga kalkti komunizm mi geliyor diyerek.

Mesela Turk toplumu eskisi kadar olmasa bile hala epey yardimseverdir. Devletin sosyal imkanlari bircok anlamda daha iyidir ABD ile kiyaslandiginda. Simdi diyeceksiniz ki olur mu oyle sey. Tamam Abd guclu ve zengin bir ulke. Ama bu zenginligi ulkenin belli bir kesimi yasiyor. Onu guclu yapan niteliklerinj dunyanin bircok ulkesinde insan transfer ederek sagliyor. Mesela abd'nin egitim sistemi bile epey sorunludur.

Kanada mesela daha insani bir ulkedir. Almnya gibi daha sosyal devlwt nitelikleri tasir.
0
anten
(01.05.21)
garavel+1

türkiye aşırı fakirleşti ayrıca.
saydıkların -ekonomik olarak ve herkes için almanyadan daha iyi değildir. en azından şimdilik. uk belki ileride daha iyi olur veya şu anda optimum yaşam stadartlarına sahip denebilir ama maksimum diyemeyiz, optimum deriz.

not: adama neden cahil dedin anlamadım. cahil, cehaletinin farkında olmayan ve öğrenmeye direnene denir. bu adam mütavazı, kendi sosyal pozisyonun farkında ve öğrenmeye kapalı bi şmaj çizmiyor.
0
rewlack
(01.05.21)
Eğer ki sosyal hayat anlamında soruyorsanız, bu 4 5 ülke içinde Türkiye'den giden birinin mutlu hissetme şansı zor. Çünkü bize gore daha mesafeliler.

Ekonomiden bagimsiz olarak biz akdeniz ikliminde daha mutlu oluruz. Ispanya, italya, politik sorunlari bi kenara birakirsak yunanistan vb...

Bizdeki mahalle ve aile hayatindan cok da farkli degildir bu ulkelerdeki yasanti. Yunanistanda bir sokakta gezin, turkiyede herhangi bir mahalleden farki yoktur.

Almanyada birine gecerken ugradim diyemezsiniz, italya ya da yunanistanda cat kapi gittiginizde sizi buyur ederler.
0
anten
(01.05.21)
Gelelim dine. Turkiye'nin eksiklerini dine baglamak oldukca eksik. Avrupa'nin gelisimini de dinden uzaklasmaya baglamak da oyle.

Ne olursa olsun, son yillarda biraz daha dinin baskinligi hissedilse de Türkiye'den daha fanatik seviyede dindar Avrupa ülkeleri var. Ama ekonomik olarak daha güçlüler.

Mesela İtalya ya da Yunanistan'da devlet kanalında pazar vaazları canlı yayınlanırsa şaşırmazsınız. Türkiye'de cuma hutbesinin trt'de yayınlandığını göremezsiniz.

Ya da bakmayın orta sınıfın agnostik takıldıgına, Avrupa ve ABD'nin ust siniflarinda fanatik derecede dindar insanlar vardir ve ABD de dini gruplar ulke politiklarina bile yon verecek kadar gucludur.

Yani bir ulkenin yasanabilir olup olmamasi dindarlikla alakali degil, insanlarin dini yorumlama bicimiyle alakqlidir.insanlarin ahlaki bakis acilariyla ilgilidir.
0
anten
(01.05.21)
Türkiye kuralları esnetebilenlere göre iyi. Aileden malı mülkü olanlara iyi. Bir şekilde korunup kollananlara iyi.

İdealist ve amaçlı insana göre ABD ve batı Avrupa iyi. Hak hukuk arıyorsan yine oralar daha iyi.

Türkiye'de herkes kolaya kaçmaya çalışıyor. İdealistlik yok. İnsan ilişkilerinde mesafe yok ama bu iyi bir şey değil.

Daha ilk muhabbette Türk kadın ne kadar kazanıyorsun, ne kadar harcıyorsun vb tarzda salt maddiyata dayalı bir muhabbet yapıyor. Kadınalr halen daha çalışmadan ev hanımı olarak yaşam sürdürecek bir eş bulma fantazisinde. Kısaca herkes birbirinin sırtından geçinmek istiyor. Biri evlenmiş mesela ona halen ana babası destek oluyor. Zaten bunlar olmasa halk sokağa dökülür. O yüzden dini ve milli değerleri sürekli diri tutmak istiyorlar
0
Andrew
(01.05.21)
Gelelim finale. Turkiye ile bu umsaydigimiz ulkeler ayni sinifta sayilmaz.

Abd almanya ingiltere fransa sanayilesmis, hatta post sanayi donemine gecmis ulkeler. Yani orasi sampiyonlar ligi 1. Torba gibi dusunun. Biz Avrupa ligindeyiz bazi konularda da 2. 3. Torbadan sampiyonlar ligine dahil oluyoruz.

Son yillarda politik ve ekonomik olarak ulkede sorunlar yasansa da, turkiye o kadar da gucsuz ve zayif bir ulke degildir. Guclu bir mirasi da vardir.
0
anten
(01.05.21)
Benim gozumde Tr bu ulkelerin hepsinden daha iyi, ama biz kendi ellerimizle kendimizi mahvediyoruz.
Almanya'ya ilk geldigimde bizim bunlardan bi eksigimiz yok ama biz neden boyle refah seviyesinde degiliz diye cok dusundum.
En basitinden bireysel olarak cevre bilincleri cok yuksek. Gercekten milliyetciler, Hukuk guclu oldugu icin ters bisey yapamiyorlar, bi keresinde polisi cagiracagim dedigimde alman geri vites yapti, Tr olsa benim biseyim Xci, istediğini çağır falan der. vs. vs.
0
wishmaythşngs
(01.05.21)
almanya hem çalışmak için, hem yaşamak için gerçekten çok iyi bir ülke. sadece oranın sosyal kodlarına ayak uydurmak zor, yani sosyal yaşam, insanlarla içice olmak, türk tipi duygusallık falan bunları bir kenara bırakıp makina gibi yaşarsan gerçekten yaptığın işten bağımsız olarak refah içerisinde yaşayabiliyorsun. stabil bir ekonomi var, gelecek kaygın olmuyor, 20 yaşında işe girip aynı işten 60 yaşında emekli olabiliyorsun. o yüzden evet, almanya gerçekten iyi. bir çalışan için ekonomik açıdan almanya ile yarışabilecek tek yer abd, ancak onda bile almanya'daki "ne iş yaparsan yap insan gibi yaşarsın" olayı yok, ABD'de sefil olma şansın varken almanya'da bir şekilde yaşayabiliyorsun. bir çok anlamda müthiş bir sistem yani kısacası.

fransa, ingiltere falan bunların almanya ve alman sistemi uzaktan yakından ile alakası yok. almanya'da üretim zenginliği var, sömürge zenginliği, finans zenginliği değil. sistem işçinin çalışması ve üretmezine dayalı olduğu için insanı el üstünde tutuyor.

tr'ye gelirsek, tr de güçlü ve zengin bir ülke. resource değil resource allocation problemi var. sistemin içine edilmiş durumda. dolayısıyla bir grup insan almanya'daki standart insandan çok ama çok daha zengin olacak. ama o grubun dışında kalanlar balkan ülkelerindeki gibi çok fakir bir hayat yaşayacaklar. yine kariyerin ve hayatına göre burada kalmayı da tercih edebilirsin, bu da mantıksız bir seçim olmaz.
0
roket adam
(01.05.21)
Fransa falan amma gömülmüş ha. Meğer ne kötü hayat yasiyormusuz :)

Otobus icin siraya giremeyen insanlardan sonra buralara gelince oha burasi super diyor tabi insan.

Sosyal hayat icin diyorsaniz bir kere bunun ülke ile değil yasanilan sehir ile alakası daha cok var. Güney fransa insani ile kuzey fransa insani alakasiz. Kuzeyden güneye dogru İtalya sinirina yaklasinca "oha insanlar ne kadar iyi" demiştik çünkü yoldan gecerken millet selam falan veriyordu kuzeye oranla degisim.

Fransa'da maaş belki daha düşük ama sosyal haklar daha iyi. Fransa'da işsizlik maaşı, emeklilik ve tatil daha iyi Almanya'ya oranla.

Neyse yani hayat maddi ve sosyal olarak daha güzel burada. Sosyalden kastim en azından döner kavsak kullanmayi bilmek bile ekstra özellik yani...
0
logisticsmanager
(01.05.21)
Ingiltere, Fransa ve Amerika Almanya´dan iyi mi? Hangi kriterler soz konusu?

Bilemiyorum salliyor mu? Saatinin buyuklugunden, adamin konusmasina odaklanamadim. Atlaya atlaya ilerlettim. Vergi konusunda hakli sayilir. Ancak verilen o denli verginin hepsi, gercekten birilerinin cebine gitmeden geri donuyor mu? Hep degil. Neyse ki dolandiricilik, Türkiye´deki gibi, bir meziyet olarak sayilmiyor. Foyasi cikan politikaci istifa etmek durumunda birakiliyor hala. Arabalarin o kadar ucuz olmasinin sebebi, o sanayiden deli dehset para kazanilmasi ve lobicilik sebebiyle devletin bu sanayiye olan duzenli destegi. Bu sebeple de eski sanayi sehirlerinde berbat bir bisiklet yolu duzeni var. Ayni zamanda kamusal ulasim araclari agi kotu. Ucuz bir ozel arac alip onunla ulasimini saglamak, sehir ici otobus bileti alip ise gitmekten cok daha ucuza denk geliyor mesela. Kotu derken, Türkiye´ye gore tabii ki iyi.

"Yurt disi" hakiketen ruya gibi mi? Bilemiyorum. Almanya iyi, bayagi iyi, ciddi iyi, her seyi iyi mi? Hayir, tabii ki degil. Cok iyi olmasinin sebebi, karsilastirma noktamin Türkiye olmasi da olabilir.
0
buf-e kür
(01.05.21)
yurt disi cok iyi degil, turkiye cok cok kotu.
0
oscar
(01.05.21)
(7)

lıkır lıkır giden kırmızı şaraplar

denizzz
kekremsiliği az olan, tadı buruk olmayan, leziz kırmızı şarap önerileriniz hangileri olabilir?
kekremsiliği az olan, tadı buruk olmayan, leziz kırmızı şarap önerileriniz hangileri olabilir?
0
denizzz
(30.04.21)
şarap reyonundaki en pahalı şaraplar.
0
diffarentiationation
(30.04.21)
egeo merlot ya da cabarnet sauvignon tavsiye ederim. kayra versus serisi de bu kategoride. bunlar pahalıdır yalnız 100-150 tl aralığında.
0
theseachange
(30.04.21)
metroda arya marka şarap satılıyor, pamukkale'nin ürünü, fiyatı da 42 tl idi.
0
MtKrt
(30.04.21)
terra shiraz
0
ala09
(01.05.21)
Edrine merzifon karası
Umurbey blend cabernet sauvignon
Son 1 yıldır favorilerim oldu.
0
solenkol
(01.05.21)
Sava'nın içimini kolay buluyorum. Rose deneyebilirsiniz.
0
kaset
(01.05.21)
Papazkarasi Chamlija.

Genel olarak, yeni fici cok gormemis, alkol orani dusuk ve tanneni az kirmizilar.

Aslinda Kalecik Karasi da bu gruba dahil olur, ama o stil yapanlar az, supermarkette bulunuyor mu, bilmiyorum.

Kuzey Ispanya´nin Mencia´dan yapilan saraplari tam Glou-Glou kategorisinde. Beaujolais saraplari zaten kolay icimleriyle unlu.
0
buf-e kür
(01.05.21)
(10)

yurt disindakiler - ev masrafiniz

bagirir bu raylar o sahte o kart duzene
yurtta kalan, paylasimli evde kalan ve ailesiyle birlikte yasayanlari konu disi tutarak soruyorum.eve giren gelirinizin yüzde kaçını evin kirasina, elektrigine, sicak suyuna, isitmasina, (varsa) aidatina ödüyorsunuz?hangi sehirde, kac odali/m2lik evler?isterseniz ev sehirde mi? banliyode mi, kirsald
yurtta kalan, paylasimli evde kalan ve ailesiyle birlikte yasayanlari konu disi tutarak soruyorum.

eve giren gelirinizin yüzde kaçını evin kirasina, elektrigine, sicak suyuna, isitmasina, (varsa) aidatina ödüyorsunuz?

hangi sehirde, kac odali/m2lik evler?

isterseniz ev sehirde mi? banliyode mi, kirsalda mi, iyi yonlerini, kotu yönlerini de yazabilirsiniz.
0
bagirir bu raylar o sahte o kart duzene
(30.04.21)
İsviçre Cenevre.
36 m2 esyali bir stüdyo. Her şey dahil 1200 isviçre frangı ödüyorum. Maaşımın %25ine denk geliyor. Sadece bavulu alıp geldim.
Kiraya bütün faturalar dahil olduğu için onlar ne kadar bilmiyorum.
Ev banliyöde. Ama şehre çok uzak değil. Merkeze tramwayla inmek 20-25 dk. Ayrıca sakin ve güvenli bir alan. Burada oturmayı seviyorum o yüzden. Tek kötü yanı biraz küçük.
Kiralar çok pahalı burda ve emlak piyasası aşırı rekabetli. O yüzden küçük falan demeden severek yaşıyorum. Yine de misafir yatağım bile var.
Ayrıca bu ev sous-location dedikleri ev sahibinin kendisinin kiraladığı ve emlak şirketlerinin denklemde olmadığı bir ev. Daha büyük bir yer olmazsa artık yaşayamam dediğim noktada taşınırım ancak.

Edit: ek bilgi
0
interview with the vampire
(30.04.21)
paris'in 30 km guneyinde bir sehirde yasiyorum.

ev kira, 1+1, 39 m2. ise yuruyerek 10 dakika uzaklikta. mutfak aletleri de dahil esyali olarak tuttum, bir tek valizimi aldim geldim. ekstradan sadece internet ve elektrik oduyorum. sicak su, soguk su, cop vergisi, aidat falan her sey kiraya dahil. maasin %30'unu veriyorum.

herhangi bir sosyal imkan eksigi yok; sinema, tiyatro, spor salonu, kocaman bir alisveris merkezi, aklina gelebilecek her turlu mekan var ama genel olarak tarihi bir albenisi olan bir sehir degil. merkeze yakin yerlerde calisan insanlarin nispeten ucuz konaklamasi icin sehrin genislemesiyle yapilasmaya gidilmis bir yer. zaten trenle paris'e 45 dakika uzaklikta. paris'te bu kiraya anca 20 metrekare bir yer bulunur herhalde.

arabam olsa biraz daha guneyde veya guneybatida gene 30-40 m2 ama mustakil bir eve tasinirdim. mustakilin alti cizili. turkiye'deyken iki katli bir evde yasardim, apartman hayati tat vermiyor artik pek.
0
chezidek
(30.04.21)
Fransa'da italya/İsviçre sinirina yakin orta büyük şehir (çok spesifik olmak istemiyorum)

55m2, otoparkli, depolu 2+1 ev. 2017 yilinda ici yeni yapilmis.
720 euro kira, 90 euro da aidat+sicak su+ısınma ödüyorum. Aidata haftada bir apartman temizligi, her iki ayda bir asansor bakimi, bahce vs hepsi dahil.

Evim sehre bir iki otobus durağı mesafede. 5 dk yürüyüş mesafesinde alışveriş merkezi, cikolataci, kasap, cicekci, veteriner, firin, peynirci, bar, tekel hepsi var. Onun dışında spor salonu 10dkt yürüyüş mesafesinde ve park sorunu yok. Bu sebepten sehirden kat kat daha iyi ki en pahali yerlerden biri buralarda.
Elektrik iki ayda bir 100 euro geliyor, yesil enerji aliyoruz.
Su 11 euro.
Ev sigortasi 23 euro (ama en kapsamlisi, köpeğim televizyonu devirse onu ödüyor, tesisat/elektrik sikintisinda tesisatci/elektrikci ödüyor. Daha ucuzu da var yani)

Iyi yanlari; dedigim gibi ici cok iyi, iki yönü de acik. 2 dk yuruyus mesafesinde park var haliyle köpek için ideal.
Kötü yanlari; Türkiye'den sonra bazen balkondan bakip akan trafigi, insanları görmek istiyorum ama gece 11 oldu mu benim yaşadığım yerde olmuyor kimse. Bir de tabi öyle sehrin içi olmadığı icin böyle enteresan kafe/bar olaylari yok yakinda iki dk yuruyup bir kahve iceyim diyemezsin.
Diğer kötü yani da evler pahali, kiralariz ama almak zor olacak gibi :/

Esim calismiyor ondan tek gelir benim su an. O calissa zaten komple kenara kalirdi para.
Gelirim 2730€ net. Elektrik, su, sigorta dahil evin masrafina yüzde 33 harciyorum.
0
logisticsmanager
(30.04.21)
Amsterdam, sehir merkezine bisikletle 15dk mesafede ring'in tam sinirinda oturuyorum. ev 105m2. faturalarla beraber 2000€ veriyorum. maasin yaklasik ucte biri.
apartman yeni, dairede ilk oturan biziz. o yuzden butun beyaz esyalar sifir, temiz ve guzel. evin konumu cok guzel. merkezde olmadigi icin etrafi aciklik ve parka bakiyor ama merkeze bisikletle 15dk, cevre yoluna ve diger baglanti yollarina da cok yakin. evin iki tarafinda da metro duragi var.
0
crucio
(30.04.21)
berlin/charlottenburg, bati berlin merkezi diyebiliriz. 3 odali, 82 metrekare, guzel, sirin bir ev.

maasimizin 22%'si kira+faturalar. esim de calistigi icin nispeten pahali bir evi karsilayabildik. esim calismiyorken, baska bir evdeyken(daha merkezi ama cok kucuk, manzarasiz, mutfak salon bir arada), maasimin 31%'ine denk geliyordu.

3 odali bulabildigimiz en uygun fiyatli evlerden biriydi. zaten berlin'de fiyatlar cok artti son yillarda ve ayrica kopegim de oldugu icin ev bulmak zor oldu.
0
tannen
(30.04.21)
londra, zone 3, 2 calisan, 1+1. kira £1375, council tax £180, diger tum faturalar £150. temmuz'da tasinicaz o year end balance neredeyse 0 olacak.

ibb.co
0
try again fail again fail better
(30.04.21)
Londra, 1 oda, esyali, ortak kullanimli bahceli, zone 3 (merkeze 30-35dk)

Kira ve faturalara toplam 1700 pound civarinda gidiyor. Evin ici biraz eski, bir sonraki evde biraz daha yeni ev bulmaya calisiriz sanirim. Kedi oldugu icin ev bulmak bir tik zor olabiliyor
0
fakyoras
(30.04.21)
Köln, bir yil oldu bu evi kiralayali, bu ay son ayim: 3 oda, üc katli, nadir bulunan tarihi bir ev, kücük bir terasi var, mustakil. Sanirim 65m2 civarinda, Türkiye standartlarina gore minicik, 1300 Euro. Sicak kirasi bu. 65m2 ev belki bir tik daha ucuza bulunabilir, normal daire ise.

Elektrigi ayri oduyorum. Genelde elektrik ayri odeniyor burada.

Ev sehirde. Sehrin en merkezi yerine metro ile 7 dakikada variliyor.

Kotu yani, merkez istasyona yakin olmasindan dolayi fazlasiyla kriminal olaylarin yasanmasi. Tasiniyorum zaten onumuzdeki ay. Ancak kiralar Köln´de hep boyle.

Baska bir daireye tasinacagim yakinda, o da 80m2, yeni bir binada, asansorlu (bu da nadirdir sehir merkezinde ve cok guzel muhiti) ve yine sicak kirasi 1300 civarinda.

Maasin 33%´ünden fazla ise, kiraya ciktigim apartmanin sahibi olan sirket, dairelerini kiraya vermiyor. Maasimin 33%´ünden az kisacasi.
0
buf-e kür
(30.04.21)
Munih, 1+1, butun esyalar bize ait (mutfak dahil), 60m2, 1500 euro veriyoruz, gelirimizin %25i yaklasik olarak.
garaj dahil. yeni bina, 3 yil once yapilmis, ilk tasinan bizdik. asonsoru var.
sehrin tam merkezine 5-6 km. toplu tasima acisindan yeri cok iyi, otobus, sbahn, ubahn, tramvay hepsine 5 dk yurume mesafesindeyiz.
0
the end of time
(30.04.21)
Munih, gelirim 1900 euro, ev 1200 euro 1+1imsi stüdyo, merkezde. sehir disina dogru 600-700e falan bulurum ama ben merkezde yasamak istiyorum sirf ondan. burada evlerin mimarisi bir tuhaf trdeki gibi düzenli degil, penceresiz odalar falan gördüm.
kalt/warm kira olayi var. internet falan hepsi kiranin icinde.
0
wishmaythşngs
(30.04.21)
(3)

shengen vizesi olan su an avrupa'ya gidebiliyor mu?

buenosdias
ulkeler turist almadigi icin hicbir konsolosluk su an vize vermiyor. pekiyi hali hazirda shengen vizesi olanlarin durumu nedir? bu durumda olup cikan var mi?bu konuda net birsey bulamadim.
ulkeler turist almadigi icin hicbir konsolosluk su an vize vermiyor.
pekiyi hali hazirda shengen vizesi olanlarin durumu nedir? bu durumda olup cikan var mi?

bu konuda net birsey bulamadim.
0
buenosdias
(27.04.21)
ticari vizelerle gidiliyor sadece.
0
reanarchy
(27.04.21)
C tipi Schengen ile giris yapti arkadaslarim.

Is,guc, okul nedenleriyle geliniyor.

Schengen dahilinde olan aile-arkadas davetleri de, olum-dogum gibi cok buyuk olaylar disinda, yapilmiyor.

Turistik zaten yok.
0
buf-e kür
(27.04.21)
Schengen vizen C tipi mi, üzerinde turizm mi yazıyor? Öyleyse kapıda "hop biraderim, nereye" diye sorarlar. Şu an için önemli bir neden belirtmeden giremiyorsun, bu neden aile ziyareti, cenaze, üniversite eğitimi vb. olabilir. Almanya için böyle, diğer avrupa ülkelerinde de çok farklılık göstereceğini sanmam.

Detaylar için konsolosluğun sitesinde vize bölümü var.
0
paperboi
(27.04.21)
(18)

Evi ikea’dan döşemeden önce son çıkış!

damba
Arkadaşlar başka markalardan mobilyaları beğenemiyorum. Daha önce öğrenciyken çok ikea mobilya kullandım ama en dandiğini, dandikler cidden dandik evet ama kullanışlı. Yeni evimi ikea’dan döşeyeceğim sanırım, çok sıkıldım. Hem de zaman kısıtlamamız var mobilyalar için öyle 2-3 ay bekleyemeyiz yani.
Arkadaşlar başka markalardan mobilyaları beğenemiyorum. Daha önce öğrenciyken çok ikea mobilya kullandım ama en dandiğini, dandikler cidden dandik evet ama kullanışlı.

Yeni evimi ikea’dan döşeyeceğim sanırım, çok sıkıldım. Hem de zaman kısıtlamamız var mobilyalar için öyle 2-3 ay bekleyemeyiz yani.

Orta segmentte ürünlerini alacağım İKEA’nın, lütfen birileri söyleyecekse bana: yol yakınken dön, paranı çöpe atma desin diyecekse. Sözlük’te bir sürü insan da böyle yorum yapmış çünkü.

Teşekkürler.
0
damba
(25.04.21)
İçinde bulunduğun şartlarda daha ideal bir çözüm yok. İkea dandik diyenler 68 sene aynı mobilyayı kullanma kafasındakiler. O kadar uzun vadeli planlar yapmıyorsan gerek yok fazlasına. Kaldı ki ikea'nın bazı ürünleri ortalamadır bazıları kalitelidir. Dandik ama ucuz olsun diye yapılmış ürünleri vardır ama fiyat farkından bunu anlarsın.
0
Jux
(25.04.21)
Ben evimi ikeadan döşedim ama bu şehirde ne kadar kaliriz belirsiz ve kalacak olursak da ev aliriz ileride. O sebepten 4-5 yillik döşedim evi.
Ikeadan; l koltuk, yemek masasi/sandalye, yatak yanina komodinler, bir adet sifonyer, tv sehpasi, orta sehpa ve kitaplik(bu üçü ayni seri fjallbo) ve misafir odasi yatak/karyola aldim.

Yemek masa/sandalye en ucuzuydu ve açıkçası harbiden en ucuz. Ama yurtdışında yasadigimiz için eve gelen Giden az. Yilda bir ay annemler gelir bir ayda hanimin kiz kardesi, arkadasi falan. Bu kadar. Haliyle öyle yemek yeme olayimiz yok. Ama bana göre çok dandik masa sandalye, oynak vs. Yani dayanmaz ve demonte/monte olursa toparlamaz.

Yatak ve karyola misafir icin; cok iyi. Yatanlar hep memnun.

Fjallbo serisi; temeli metal oldugu icin hic sikinti yok. Tek tavsiyem tv sehpasinin arkasi acik ve delikli. Kısacası toz cok giriyor iceri ve arkadan bir şey düşme ihtimali var (cam vs olursa).

Yatak basi komodinler; tipleri icin aldik, çok güzeller. Bence daha dayanirlar.

Sifonyer ; klasik ikea sifonyeri. Ne eksik ne fazla.

L koltuk; vallaha memnunuz ama dünyanın en rahat koltuğu diyemem. Ama l kisminin altinda birşeyler koymak oldukça güzel. Ucuz bir de.

Vallaha biz Avrupa'da oldugumuzdan hem ucuz hem de bu fiyata kalitesini bildigimiz seyler aldik. Ama açıkçası cok para verilecek şeyler almam ikeadan ben. Cok spesifik ürün olmasi lazim ve kalitesinden emin olmam lazim.

Bu arada; su hayatta her zaman x'in üstüne y koy sunu al diyen olur ama kimse size o y parayi cebinize koymaz. Ikea çoğu ürünü ile ucuz paranin karsiligini verir. Ama gidip en pahali malzemesini alırsaniz mutsuz olma olasiligi var.
0
logisticsmanager
(25.04.21)
valla türkiyede ikea ya gerek yok bence. hem daha ucuz hem daha kalitelilerini bulursun.
0
kelepir
(25.04.21)
Bence daha kalitelisini kesin bulurum arkadaşlar ama hızlısını ve sade mobilyalısını bulabilir miyim?
0
🌸damba
(25.04.21)
Evin yüzde doksanı ikea. 9 senedir kullanıyorum. Geçen kıvıkların rengini değiştirdim sıfırlandı. Şimdi olsa yine ikea dan başka yere bakmam. Tabi masif serisi.
0
Mistyimage
(25.04.21)
7 sene once ev dosedik, Ikea'dan tek parca yok. Ikea'yi ogrencilik yillarinda birakmak lazim. Ev dosemeyi acele getirmeye gerek yok, ufak ufak alarak devam ettik.
0
cooperr
(25.04.21)
müşteri memnuniyeti, hızlı lojistik, güncel teşhir ürünleri, fiyat/kalite dengesi ve gerçekten beğenerek içine sinerek yapacağın alışveriş. bu saydıklarım ikea'yı benim için diğerlerinden ayırıyor.

zart mobilyaya gidip bilindik klasik markalardan alırsın satıcıyla uğraşırsın, benzer tasarımları internette çok daha ucuz fiyata satıldığını görüp mobilyandan soğursun, içine sinmez.
0
oldz
(25.04.21)
IKEA´nin koltuklarini tavsiye etmem. Mobilya alacaksaniz, IKEA`nin en ust segmentlerinin ikinci ellerini alin. Stockholm Sideboard´unu aldim ikinci el, cok memnunum.

Camdan, metalden olusan esyalari da tatmin edici kalitede. Ama asla mutfak esyasi vs. almam. Evin tamamini oradan dizmek pismanlik bence.
0
buf-e kür
(25.04.21)
Bence diğer markalara bu kadar önyargılı olmanıza gerek yok. Doğtaş enza alfemo filan güzel mobilyalar yapıyor bence. Ayrıca renk değişimi filan istemezseniz o kadar uzun sürmüyor teslimat. Yine de geç teslim etme ihtimalleri var tabii.
0
coca cola
(25.04.21)
Koltuk söderhamn 2 tane 3lü, yemek masası ypperlig, mutfakta jokmok,şifonyer yatak malm, gardrop visthus kitaplık 3 tane gersby, çalışma masası plaka ve4 ayak satıyor ondan. Birkaö ıvır zıvır daha var. Her şeyi oradan aldım. Ypperlig masa üstü bozuldu bi mail attım yenisi eve geldi eskisini götürdüler. O kadar da rahat servis garanti falan.
0
ykyt
(25.04.21)
evde Ikea'dan pek çok şey var. İkea da diğer birçok yer gibi, kalite kalite ürün satıyor. kullanıp perte çıkardığım dandik çok şeyi oldu, ama zaten ucuz şeylerdi.

kesenin ağzını açıp aldığım şeyler yıllardır taş gibi. misal 5 kapılı aynalı bir gardrop almıştık, belki 15 sene olmuştur. daha bugün söküp tekrar monte ettik. bana mısın demedi.

özetle: uzun yıllar kullanmak gibi bir düşünceniz varsa ucuz ürünlerine kanmayın, birkaç sene içinde elinizde kalıyor.
0
Mekkeli Müşrik
(25.04.21)
biz de bir çok şeyi ikea'dan aldık, fazlasıyla memnunuz. ülkemiz mobilyacı lobisi eskisi gibi pahalı mobilyalar satamadığı için bu tarz bir propaganda var ama gayet iyiler fiyatına göre.
0
roket adam
(26.04.21)
Türkiye'deki barzo firmalarla uğraşmaktansa Ikea sırf müşteri hizmetlerinin kalitesi nedeniyle bile tercih edilebilir.

Özellikle kiracıyken daha premium markalara para vermeye gerek yok bence.
0
bruce mclaren
(26.04.21)
Ben de mobilyaciı lobisinin ikea'ya karşı algı oluşturmaya çalıştığını düşünüyorum. Bütuün ev ikea, hiçbir sorun yok. Tasarım - fiyat - performans üçgeninde daha iyisi yok.
0
gmzo
(26.04.21)
Yatak ve baza hariç evi ikeadan döşedim. Bir ay yatağımı ve bazamı versinler diye peşlerinden koştum. Yatak ve baza kurumsal bir yerdendi.

İkeanın dandik ürünleri de var, kaliteli ürünleri de var. Ne kadar çokomel o kadar kaliteli ürün.

Tasarımlarını ve kurumsallıklarını beğensem yerliden şaşmam, neden yerli ürünü desteklemeyeyim, fakat yerli mobilyaların hantallığı ve sadelikten uzaklığı sinirlerimi bozuyor.
0
denizgonen
(26.04.21)
gidiyorsun, alıyorsun, geliyorsun.
En cazip gelen yanı bu bana İKEA'da.
Diğer türlü, "yaparız abi", "hemen abi", "15 güne gelir abi" ayaklarını dinlememek için işimi görecek mobilya IKEA'da varsa, alıp geçiyorum.

Karşılaştırınca F/P olarak çok daha iyi olduğunu düşünüyorum.
Yıllar sonra aynı dolabı başka odada kullanmak istediğinde, gidip sadece raf ya da askı alıp kafana göre kullanabilmeyi seviyorum.

Bir de iki kere taşındım, bariz bir dağılma yok.
0
burfak
(26.04.21)
mutfak dolaplari dahil her seyimizi ikea'dan aldik ve hatta yine mutfak dolaplari dahil her seyi kendimiz kurduk. hem hesapliydi hem tasarim olarak cok begeniyoruz. gayet de kullanisli, kirilan, bozulan bir sey olmadi henüz (3 senedir kullaniyoruz). hatta calisma masam ve cekyatim da ögrenci evimden, 10 senelik ikisi de ve hala tas gibi. bence alin, pisman olacaginizi düsünmüyorum.
0
mamu
(26.04.21)
Arkadaşlar teşekkürler, ikea’dan alacağım galiba. Bu taş gibi dediğiniz, dağılmaz dediğiniz orta segmentte mobilyalara bi kaç örnek verir misiniz?
0
🌸damba
(26.04.21)
(10)

ev alma niyetiniz var mı

superb
ne durumdasınızkredilerin düşmesini bekliyorum da bensizleri merak ettimyer istanbul
ne durumdasınız
kredilerin düşmesini bekliyorum da ben
sizleri merak ettim
yer istanbul
0
superb
(19.04.21)
yok.
göç edeceğim.
istanbulda yaşanmaz.
yaşamayacağım yere yatırım yapmak istemem. hele bir de deprem facts..
0
rewlack
(19.04.21)
Yok, kira forevir. Bu devirde aileden destek olmadıkça düşünmek bile gereksiz
0
mirty
(19.04.21)
Kredilerin taban yaptığı dönemde yatırımlık aldım,
Hayatımda yaptığım en mantıklı iş diyebilirim
0
paramolacak
(19.04.21)
Yok. Aileden kendimi garanti altına alamasaydım olurdu ama.
0
ruhen hastayim ben
(19.04.21)
daha önceki tecrübelerimden ve yurdum insanını iyi tanıdığımı iddia ederek olacakları söyleyeyim;
krediler düştüğünde 100bin lira daha uyguna kredi alacaksın, alacağın evin fiyatını 200bin lira yükseltecekler krediler düştü diye
0
asbe
(19.04.21)
Var. Ama göç ettiğim memlekette ev yok.

Bir senedir ev arıyorum. Daha 10 dakika dolmadan kaldırılan ilanlar var. En sonunda bunalıp başka bir ev kiraladım. Gerçi onu da bulmak çok zor.
0
buf-e kür
(19.04.21)
faizler birden düşerse ev fiyatları o oranda yükselir, ona göre hesabınızı yapın.
0
nuisance
(19.04.21)
ruhen hastayim ben +1
ev kredisi faizine ödeyeceğim parayla itlik serserilik yapmayı tercih ediyorum.
0
Jux
(19.04.21)
2023'e kadar uzun vade planim yok. (ya da secimler olana kadar)
secimler benim icin bir milat olacak.

korona biterse, secimler de gecerse bazi girisimlerde bulunmayi dusunuyorum. bu girisimler arasinda tasinmak var ama ev almak yok.
0
idexo
(19.04.21)
piyasayı bilen kulağı kesik bir iki elemanla görüştüğümde kredi oranlarının yakın vadede düşeceğini öngörmediklerini söylemişlerdi.

akılda tutmakta fayda var. olur veya olmaz bilinmez ama 0,64 zamanı büyük fırsat kaçmış sizin için.

elinizde nakit yoksa, mısırdaki merhum paşa dedenizden miras gibi ciddi para gelmedikçe kısa vadede cash ev almak... ne bileyim.
0
istanbul gecesi
(20.04.21)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.