bence ettirmelisin. çünkü telefonunda şu an bir kırık var ve tekrar düştüğünde bu kırık kısım büyüyecek. bu kısım büyüyüp dış panelde boşluk yaratabilir, bu boşluktan da telefonun içine ateş, şu, toprak, tahta, toz, nem girebilir. bu da anakartın yanmasına sebep olabilir.

telefonunu yaptırıp koruyucu kılıfla kullanıp kendine "bi ton para verdin, dikkatli ol!" telkini verebilirsin.

geçmiş olsun.

Çok kolay aslında, şunun gibi modele uygun bir camı ucuza alıyoruz.


s.aliexpress.com

Bi tane de silikon arka kılıf tanesi 4 liradan. Oluyor bitiyor.

Kırık kullanacağıma kılıflı kullanırım

Telecaster

Gear used: Fender Telecaster body with Warmoth Padouck neck (SS frets)

edit: bir sürü pedal var ayrıca kullandığı.

Sesine aşık olduysan olma çünkü gitardan çıkmıyor.

Gitarın tipine aşık oldum

Merhaba,

Mevcut harddiski değiştirmeden ekleme yapmak istiyorsanız CD-Rom'u çıkartıp oraya takmanız gerekebilir. HDD kapasitesi için bir sınır yok. Piyasada ne buluyorsanız onu alabilirsiniz.

İşlemci değiştirmek kolay değil. Anakartın işlemciyle tam uyumlu olması lazım. Anakartı değiştirmek isterseniz zaten birçok birim entegre olduğu için yeni lap-top fiyatına gelecektir. Gereksiz. Bu arada işemci gayet yeterli, değiştirmeye gerek yok.

RAM değiştirmek isterseniz ekstra bir slot mevcut. 8GB'a kadar ek ram takabilirsiniz.

Grafik kartı da fena değil. Sizin bilgisayarın uçması içn yapmanız gereken RAM takviyesi ve en önemlisi Harddisk yerine SSD almanız. SSD alırsanız (örneğin 256 GB yeter) bilgisayarınız uçar.

İlk iş ssd. Ssd değişin bi sonra düşünürsünüz gerisini zaten 3 kat hızlanır ssd alınca :) gerisi olmasa da olur.
Ifixit app indirin telefona, söküp takma yolunu gösterir Laptopun

Pasaportun çıkması gelmesi vs 2 haftayı buluyor.

1 hafta sürmez Schengen başvurusu genellikle belki Almanya biraz meşgul oluyor ama öbürleri için çok sürmez.

Pasaport çıktıktan sonra max 10 gün içerisinde vizeniz çıkar.
Hangi ülkeye gitmek istiyorsanız, ordan schengen vizesi almanız doğru olur. Yani schengen ülkeleri ortak bir ekip kurup vize vermiyor. Her ülke ayrı ayrı vize veriyor. Aldığınız vize çok girişli olursa o vize ile schemgem ülkelerine gidebiliyorsunuz.

vfs global
idata

bu iki aracı kurum ile vize alacaksınjs çopu avrupa ülkesi için. bu sayfalara bakın gideceğiniz ülkenşn prosedürleri evrakları için

önce gitmek istediğin ülkeyi seç. sonra o ülke konsolosluğunun vize işlemleri için hangi aracıyla çalıştığını öğren. pasaportun gelince o firmadan randevu al, randevu tarihine kadar evrakları topla. randevunu yaptıktan maksimum 1 hafta sonra vizen çıkmış olur.

bu arada hepsinden önce uçak bileti al tabii ki. şöyle en erken 1 ay sonraya falan.

Valla ilk deneyimse ve yalnızsan turla git derim. bi acente destek olur sana.

1-) pasaport alın kendinize
2-) pasaportunuz geldikten sonra randevu kovalayın, genelde yukarda yazıldığı gibi çoğu ülke aracı şirket ile çalışıyor. bu adamlar da genelde randevu istiyor. randevu alırken de "yanılmıyorsam" (yamuluyor olabilirim) pasaport bilgisi istiyor. o yüzden pasaport gelmeden sanırım randevu alamazsınız.

3-) bu arada hangi ülkeye gitmek istiyorsanız, konaklamayı halledin (booking.com dan iptal edilebilir rezervasyon). uçak biletlerine bakın.
4-) aracı şirketin istediği evrakları toplayın.


vizenin çıkması 2 hafta sürer muhtemelen (belki de daha kısa çok bilgim yok). lakin bütün bu sürece 1 ay verin. hatta bu işlemleri yapmadan önce, gitmek istediğinz ülkenin vize aracı şirketinin randevu tarihlerine bakın (gerekiyorsa rastgele bilgi girin ama tarihi rezerve etmeyin).

aralık sonuna kadar yılbaşı, christmast sebebiyle ile biletler pahalı olacaktır. eğer biletleri alırsanız, ama o süre içinde vizeniz işlemde olursa, size tekrar bilet aldırırlar. o yüzden herşeyi arka arkaya koymayın.

benim tavsiyem, ocak ayı içine ya da ocak sonuna doğru tatil programı yapın. lakin avrupada da kış olacağı için soğuk olur ama biletler daha ucuz olur. mart, nisandan sonra sezon açılacağı için biletler tekrar pahalı olur.

edit: neden gitmek istediğinizi soracaklar, gideceğiniz yerlerin kabaca listesini yapın (tripadvisorda nereye gitmeli yazar genelde), sorulduğu zaman boş boş bakmayın (bizzat başıma geldi de). Mantık şu: bu kişinin ülkesine geri dönmesi için bir sebebi olmalı (iş, devam eden okul), ve aynı zamanda parası olmalı cebinde ki ülkemde başıma bela olmasın ya da ülkede kaçak kalmasın.

Uçak bileti al diyen olmuş, hayır en son bilet alın, vize çıkmazsa paranız yanmasın. Rezervasyon yaptırın sadece bilete.

pasaport geldikten sonra randevu süresine bağlı olarak 15-20 gün içinde gidilir bence.

Uykunu kaçırabilir zaten o pek fobi değil. Çözüm yer yemez fırçalamak.

uyumadan önceki son yemek yeyişinden sonra fırçalayabilirsin. eğer uykuya çok yakın yemiyorsan.. (ki yeme)

bi gargara at öyle yat sen de.

Rutine bağlarsan problem kalmaz. En fazla 1 gün kaçar uykun ertesi gün az uykuyla yatağa girdiğinde her türlü uyursun. Bu kadar hassas olmayın, hayat zor.

temizmama.com'dan alıyorum benim minnoş da kısır (4 yaşına girecek)
hep burdan aldım. çok seviyor, özellikle yaş mamalara bayılıyor.
veterinere sordum iyi o mama dedi.

ben yıllarca proplan somonlu kullandıktan sonra, n&d tahılsız kuzu etli yaban mersinliye geçtim.

n&d bir tık daha pahalı, ama proplan somonlu hem çok iyi bir mama, hem de en sık kullanılanlardan olduğu için kiloluk şekilde açık olarak da satılıyor petshoplarda ve veterinerlerde.

market mamalarından uzak durun, çok sağlıksızlar.

kampanyaları takip ediyorum, ucuza bulunca internetten alıyorum.

en son kilosu 30 tlye satılan mamayı 16ya gelecek şekilde aldım.

ben de temizmama alıyorum, kedim gayet memnun ve herhangi bir sorunu yok.

Temizmama. Bonacibo. Lütfen market mamalarından uzak durun

adresemama.com evcilbesinleri.com hizlimama.com kolaymama.com zooplus.com.tr petbesinleri.com.tr hepsini incelerim en ucuzu hangisiyse ordan alirim. ayrica kampanya, indirim oldugunda mail ya da smsle haber veriyorlar. bazisinda alisveris yaptikca cuzi de olsa parapuan birikiyor, ilerde kullanisli oluyor.

temizmama dan alıyorum. arada gönderimde sorun yaşatsalarda kedim de güzel güzel yiyor. Şimdilik bir sağlık sorunu yok.

www.zooplus.com.tr

N11'deki petshop mağazalarından birinden aldım en son. Ondan önce zooplustan alıyordum genelde. Ama N11 kuponum vardı o yüzden uygun geldi. Genelde 10 kiloluk alıyorum kg fiyatı daha uygun oluyor öyle.

Purina One bulabilirseniz iyidir ben kullanıyorum 9,5 yaşında sterile ev kedisi için. Yalnız kısırlaştırılan hayvana normal mama vermeyin kilo alır.

petbesinleri ya da gittigidiyordan proplan aldım şimdiye kadar. petbesinlerinde kampanya varsa ucuza geliyor mail atıyolar indirimleri o zaman almaya çalışıyorum. hediye yaş mama da gönderiyolar yanında. eğer alacağım zaman indirim yoksa gittigidiyordan aratıyorum en ucuz satan satıcıdan alıyorum.

juenpetmarket.com ve zooplus'dan alıyorum. Bu ikisi özellikle juenpet müşteri memnuniyetinde çok iyidir, çok yardımcı olurlar üzmezler sizi. Bu da bence çok önemli bir nokta. Çünkü paketi yırtık, son kullanma tarihi geçmiş/çok yakın mama gönderebiliyorlar internet alışverişlerinde. Bu yüzden küçük fiyat farklarına tav olmayıp güvenilir sitelerden alışveriş yapmanızı tavsiye ederim. Zooplus'ın internet sitesi juenpete göre daha, daha kolay ve hızlı. Buralardan büyük pakette 8-10-15 kiloluk mama alırsanız gayet ucuza gelebilir. Ama paketin hava almamasına çok dikkat edin sonra kokusu kaçıp bayatlarsa kediniz burun kıvırabilir. Bir poşete ya da kaba 1-2 kilo alıp sonra paketi sıkıca bantlıydum ben. Bütçenize göre düşük tahıllı ND, britcare, sanabelle seçebileceğiniz iyi markalardır. Çok eleşirilir ama ben royal canin aldım kedimin ağız yapısı sıkıntılı olduğu ve tüy problemi yaşadığımız için, 3 aydır falan kullanıyorum memnunum şimdilik. Biraz daha ucuz birşey bakıyorsanız golosi markasının da fena olmadığını duymuştum. Market maması ya da açık mama mümkünse vermeyin. Dediğim gibi internetten büyük paket alırsanız gayet uygun fiyata alabilirsiniz.

patikutu.com buraya abone olduk, aylık veya 2 aylık düzenli paketler gönderiyorlar. isterseniz tek sefer de alabilirsiniz. içinde yaşmama kum da var.
biz hesaplı kedi kutusu (proplan somonlu kısırlaştırılmış) alıyoruz.

Oturum iznin varsa sorun olmaz.

hayir.

Oturma izni ile tüm Schengen bölgesi serbest dolaşım hakkı(tek seferde maksimum 90 gün) oluyor zaten.

hayır

iç dikiş de var mı? bizimkine de başlık takmamıştı yani takımca kafayı yemişti. çıkarıp 1 hafta gece gündüz sırayla nöbet tuttuk.
Bi yavrumda da kist oluşmuştu kesip alındıbi şey olmaz dediler yakalık takmadılar. okuldan eve döndüğümde iki dikiş de yoktu yerinde. gittim ısrarımla taktırdım.
dikişler dışarıda ise mutlaka takılmalı bence.

Evet iç dikiş varmış.

Erkek kedilerime takıldı ve 5 gün durdu. Veterinerden kedilerimi alırken yanımdaki arkadaş "benim kedime başlık takılmamıştı" deyince veteriner "risk almayı seviyorlarmış demek ki" diye cevap verdi. O öyle deyince ben de önem verdim. Kedilerim ara ara başlığı çıkarttılar ben ısrarla geri taktım.

Yarın getirin takalım dediler. Sıkıntılı olaymış..

Yalıyorsa sıkıntı. Kedilerin dilleri zımpara gibidir.

mit'in içine girmek derken binanın içerisine girmeyi kastediyorsanız kimse bir şeye bakmamıştır. en fazla sicilinize bakmışlardır yani, ayrı bir araştırma yapılmamıştır.

MİT'in içine girmek hiçbir şeyi göstermez. kime geldiginizi söyleyince Ufak bir yoklama yapıyorlar o kadar. onun dışında da derneklere resmi üyeliginiz olmadığı müddetçe sol gruplarla takıldığınızla ilgili bir şey çıkma ihtimali de zor. Burada daha önemli kriter iş arkadaşlarınız ve üstleriniz olacaktır. hele ki yükselmek istediginiz mevki ciddi bir konumsa üstlerinizden mutlaka bilgi toplarlar. sol siyasete yakın olmakla alakalı sorun da belki burada çıkabilir. böyle bir beyanda bulunan olursa mutlaka ciddiye alırlar. yalnız şöyle de bir şey var ki fanatik sol örgütler dışında daha ılımlı örgütlerle hükümetin şu an arasında bir sorun yok. hatta tam aksine sağ veya dindar sayılan kesimden olduğuna dair belirtiler varsa daha sıkı denetlemeye maruz kalıyor malum olaylardan ötürü.

Tem'de dosyan yoksa bir şey olmaz. pkk ve Dhkp-c ile alakalı konularda dosya hazırlanır adına mahkeme öncesi delil toplanır. Böyle bir durumun yoksa güvenlik soruşturmasında bir şey çıkmaz.

Tesekkur ettim.

Satıcıdan ibanını iste yatır.

Swift falan zor iş, hem deli gibi masraf çıkar.

Adama haber ver, bir kere daha satın al bu sefer kargoya vermesin ama gönderdim diye işaretlesin. Genelde bu şekilde çözüyorlar.

Rodriguez arti 1. Yapilacak olan bu.

Benzer bir durum benin de başıma geldi. Adama ingilizce durumu anlat aynı ürünü tekrar sipariş et göndermesin. Parasını onaylayıp 5 yıldız verirsen senden kralı yok:)

ben aynı fiyatta başka bi ürün satın alıyorum. diyorum ki siz yalandan bi tracking no girin, ben de aldım diye onaylayayım. o şekilde.

Sakal olabilir sorun yok.

ABD ve İngiltere'de islami terör olaylarından dolayı her sakallıya (uzun, IŞİD vari sakaldan bahsediyorum) potansiyel terörist muamelesi yapıp gümrükte sorun çıkarırlar. Hele ki Türkiye gibi bir Orta Doğu ülkesi vatandaşıysan..

İngiltere'de 7, ABD'de 13 saat havaalanında sebepsizce bekletilen, sorgulanan kişi tanıyorum. Bir şekilde giriyorsun ama o zulmü yaşamaya hazır ol.

(bkz: risk budur)

öyle IŞID sakalım yok :) kirli sakal işte. Sıfırdan kesip etrafımda aa ne olmuş sana şaşkınlığı oluşturmak istemiyorum. ama sorgu sual için akıcı bir ingilizcem bile yok :( bu durum çok çok kötü olur hayal bile edemedim.

Büyük ihtimalle bir şey olmaz fakat avrupa'da ortadoğulu ve sakallı olmak biraz maça 1-0 başlamak gibi. Pasaport sakallı da olsa ben her seyahat öncesi traş oluyorum, belki ben takıntılıyım bilemem.

kirlik sakaldan bişey olmaz, işid sakalı ile biraz dikkat çekiyorsun o kadar.

ben özellikle sakalsız fotoğraf koydum. girişte sorun olursa iki dakikada sakalları keserim, alın bakın şimdi ne oldu derim diye düşündüm.

abi emin olun, sizin pasaport kontroldaki görüntünüze göre devletler hareket etseydi, şuan çoğu daha büyük sıkıntılarda olurlardı.

sakalı falan kimsenin siklediği yok.

Uzun zamandır sakallı bir insanım. Kirli filan değil, normalinden. Ama IŞİDci gibi de değil, düzgünce toplanmış.

Pasaport fotoğrafım da sakallı, vize fotoğraflarım da. Ne Amerika, ne İngiltere ne de Shengen vizesinde sıkıntı olmadı. Girişlerde de kimse umursamadı.

Endişe etmenize hiç gerek yok, iyi yolculuklar.

kobretti +1

böyle bir adam değilsen sakalı kimsein siklediği yok: www.timeturk.com

ingiltere vizesi için foto çektirmiyorsunuz bu arada, başvuru için gittiğinizde webcamden çekiyorlar. haberiniz olsun traş olacaksanız o zaman da olun =)

sakaldan bir sey olmaz, dedikleri gibi olsa her sakalli havaalaninda sorguya cekilmeli :D baktiklari sistem zaten cok daha farkli

Az önce yediğin için iyi bir başlangıç olmamış.

Az once derken 9.30 yani. O da mi gol degil

tuzu kis, guzel olmus.

iyi diyetler.

az yemişsin bence. yetersiz daha doğrusu.

edit: bos gezenin bos ustası'nın dediklerini dinlersen ölür gidersin.

İyi iyi. 8-8buçuktan sonra yememeye dikkat et (9a kadar ok) Karnın iyi doysun ki acıkma daha geç saatlerde. Çok acıkırsan küçük bir meyve ve az bir yoğurt ile bastırmaya çalış.

Gayet iyi bir başlangıç, devamını dilerim :)

yetersiz +1.

eğer saat 11'de yatağa girmiyorsanız saat konusuna takılmayın. ben sabah 4-5'e kadar oturan bir insanım o yüzden resmen ara bir öğüne daha ihtiyacım oluyor. yemeğinizle yatış saatiniz arasında 4 saat olursa sorun olmaz. kalorinizi aşmadığınız sürece problem yok.

Lifli gıda tüket. Çok koyu ve güzel ekmekler var piyasada. Zeytinyağı kullanma fazla bir de. Her yağ kötüdür sigara gibi. Zeytinyağı da Parliament gibidir, kullanmamak en iyisi. Tuz da keza.

Ne kadar lifli gıda tüketir, et süt yumurtayı kısarsan o kadar kolay kilo verirsin.

Proteini baklagillerden ve kuruyemişlerden, mercimekten vs almalısın. Mikrodalgada brokoli tarifi var ben hiç sevmezken yemeye başladım çerez gibi efsane oluyor onu da tavsiye ederim.

Boş gezenin boş ustası, çok yanlış bilgi vermişsiniz yalnız. Hatta kusura bakmayın ama çok kulaktan dolma geldi.

Et yumurta tüketimi oldukça önemli yoksa kas yapısı erimeye başlayabilir bakliyat o kadar protein sağlamıyor maalesef. Lif almak önemli ama lif alacağım diye 9buçukta hangi ekmek olursa olsun yenmez.

Ayça sen zaten zayıfsın, yapın böyle yani. kendinle kıyaslama.

Kardeş özelden yazarsan daha ayrıntılı bir şeyler anlatabilirim.

@bos gezenin bos ustasi, sanırım vegansın ama zeytinyağını niye kötüledin onu anlamadım.

@condom kurşunu, bana da yetersiz geldi, proteini arttırman gerekebilir. Kafana göre öğünlerini azaltma derim. Vücudunun günlük alması gereken protein-karbonhidrat-yağ üçlüsünü dengeli bir şekilde alırken, kalorilerini de kısarak sağlıklı şekilde kilo verebilirsin. "Myfitnesspal" gibi uygulamalar var, bu uygulamalara günlük yediklerini girerek, neyden ne kadar aldığını görebilirsin. Bu program benim çok işime yaramıştı sağlıklı beslenmeyi öğrenme aşamasında.
Ekmek yememekle iyi yapıyorsun:D Kolay gelsin.

jason kidd (nba)
bo mccaleb (avrupa)

Nispeten derken kime göre daha kötü mesela :)

Benim aklıma Jason Kidd geliyor. Şutu kötüydü diyemeyiz ama içeri penetre ve asist konusunda adam uzmandı. Şutu da mesela Steve Nash'e nispeten kötüydü.

Şutu cidden kötü olup NBA efsanesi olmak zor bu pozisyonlar için.

Allen iverson demek icin geldim:)

Jason Kidd lig tarihinde en çok üçlük atan 8. kişi.

www.basketball-reference.com

Şut atamıyor olayı kariyerinin ufak bir kısmı için geçerli sadece.

Neyse buna en iyi örnek Rajon Rondo.

@manert

allen iverson'ın mı şutu kötü veya nispeten kötüydü? çok iyi denemez belki ama nispeten kötü demek için bile fazla iyi şut atıyor derim ben iverson için.

baktım şimdi -sadece 3 sayı tam bir ölçek değilken bile, bir fikir verir diye baktım- kendisinin 3 sayı yüzdesine %22 ile 36 arası değişmiş. baskın sezonlarında 30'lar ve çevresinde dolaşmış. ki kendisinin oyunu şuta dayalı değilken bu oranlara kötü demedim ben. ne bileyim curry gibi müthiş bir şutör bile %41 ile %45 arası atmış şimdiye kadar kariyerinde. o yüzden kötü diyemedim ben.

jason kidd, vince carter ve allen iverson yanlis ornekler.`

smacı yoktu ama, tony parker'ın gençliğindeki penetresi, deliciliği ve göz yaşı damlası acayip bir olaydı.

steve nash'in avuç içiyle bıraktığı turnikeler de çok güzel görünüyordu. 2000'den heatles dönemine kadar ki nba çok iyiydi be.

edit: şutu olmayan demişsin pardon, nash'i yoksay. aradığın kişi tony parker.

yazılan örnekler arasında tek doğru olanı rajon rondo. o da efsane sayılmaz :)

Stephon Marbury

Steve franchis

Detroit zamanları grant hill

Darius miles

Iguadala'nın ilk zamanları

Belki jamal tinsley

Latrell sprewell

Jason williams

Jason richardson

Rudi gay

Derrick rose ilk 2 yılı

abi en baslardaki lebron james diye bir gercek var adamin sutu abooov kacin seviyesindeydi simdi öyle degil ki hala cok iyi bi sutu oldugu söylenemez ama adam efsane

Westbrook

Vince Carter'ın şutu epey iyi, asist özelliği de pek yok. Şu an oynayanlardan 3 isim;

1 numara: John Wall
2 numara: Demar Derozan
3 numara: Giannis Antetokounmpo

Jason richardson buna en iyi örnek bence

Josh smith vardı bir de

Josh pek efsane değil gerçi. Richard jefferson da buna iyi bi örnek olabilir

gündüz hepsi iyi çekiyor, gece hepsi kötü çekiyor. düşük ışık performansı en yüksek telefonlar şu anda samsung'ta, yazılımsal olarak fotoğrafı en az rahatsız edici şekilde işliyor s8-note 8'ler. renk doğruluğu(dinamik aralık)-hdr performansı iphone 8 plus ve pixel 2'lerde az da olsa daha başarılı ama gece performansındaki fark daha gözle görülür; bu sebeple ben olsam note 8 alırdım.
bahsettiğin ters ışıklı dağ fotoğrafını iphone 8 plus daha güzel çeker ama, hdr'ı baya iyi beceriyor.
cdn.dxomark.com

bahsettiğin diğer özellikler neredeyse bütün üst seviye telefonlarda var zaten.

iPhone X

Aradığınız telefon note 8.

Kamera konusunda Huawei mate 10 pro derim.

Ama zaten flagshiplerin hemen hepsi son kullanıcı için aynı randımanı verir. Şarj konusunda çok sıkıyım çok lazım dersen de oneplus 5'dan daha iyisini bulamazsınız. Iphone x'ten de note'dan da iyidir batarya konusunda zaten lipo batarya amoled ekran sd 835 üçlüsü bir tek oneplus da var. Diğerleri li-ion batarya

tadı limonlu kolonyağı gibiyse kaçatır

Kıbrıs'ta pek olmaz. Zaten ucuz orada. Kıbrıs malı içkiler var onlar da sahte değil ucuz sadece. Mesela imperial votka veya malibu çakması galibu vs.

Ballantines çok kaliteli bi içki olmadığından bu tarz hatalar olabilir şişe veya kapakta. Kapağı zaten çok incedir bunun muhtemelen. Sahte olduğunu sanmıyorum

türkiye'de fiyat düşmüyor gelen daha pahalı geliyor. ama bir yandan da apple... 2-3 seride ücretsiz batarya değişimi yaptılar mesela. hata çıkabiliyor. garantisi olmadan böyle apple'ın kronik sorunu olan telefonlara işlem yapıyorlar mı onu bilmek lazım. diğer türlü kronik sorun değilse zaten parayla yapıyorlar diğer işlemleri.

almazdım. fiyatı zaten düşmüyor o yüzden genel olarak iphone almıyorum ben.

ikisinden de almazdım. çünkü iphone kullanmam.

Yurtdışından aldığında TR'de garanti kapsamına girmediğini biliyorum. Tr'de iki yıl garanti vermeleri de başlı başına Trde almak için yeterli bir neden bence. Ancak apple'da çalışan bir tanıdığın varsa onların ciddi indirimleri oluyor aynı cihaz için yılda 10 cihaza kadar.

@nickfury bu riski almaya değmez diyorsun yani :) ben de aynı kafadayım genel olarak ama fiyatlar da hakikaten uçuk.

Not: Kesinlikle iphone fanı değilim, hatta şu anda android kullanıyorum, hiç iphone kullanmadım. Ama bir denemek istiyorum sadece.

@c1b2k3 haklısın, bütün paranın çöp olma ihtimali de var. Ama support.apple.com şu sitede yazana göre iphone hasar onarımı neredeyse 2. iphone kadar :)

Alırdım. iphone x bizde 6.100 tl. ABD'de 1000 dolar + vergi. Arada 2.200 lira fark var. Bu kadar ucuzlaması imkansız.

2012'den beri iphone kullanıyorum. bugüne kadar hiç garantiye ihtiyaç duymadığım için alınabilecek bir risk olarak görüyorum garanti işini. kolay kolay bozulmuyor yani.

Almazdım. Yurtdışında yaşıyorum yine almıyorum. Apple telefondan hoşlanmıyorum nitekim.

1- Net öğrenemeyiz ama tarayıcıdan başka bir yerden gelmiş olamaz zaten. USB ile bulaşan virüs tiplerinden değil.
2- Bir fikrim yok açıkçası, herhâlde bilgisayarındaki Kaspersky de günceldir.
3- Avira ikisinden de daha iyi.

@i was made for you
tarayıcıdan gelmiş olmasını diliyorum. piratebay'de zaten bitcoin miner var ama siteye girdiğinizde çalışıp çıktığınızda gidiyor. usb ile bulaşmış olma ihtimali dediğiniz gibi yok çünkü dün format attım bilgisayara ve flash bellek de takmadım. bi kaç program indirdim malum yollarla (adobe programları) onları da bildiğim torrent kaynaklarından çekmiştim.
2- virüs zaten 3 yıllık falan, kaspersky de güncel
3- avira düşünüyorum ama bitdefender ve kaspersky'den bir tık düşük puan almış sanki inceleme sitelerinde.

Hiçbir bedava antivirüsün 18 yıllık bilgisayar kullanımın sırasında işe yaradığını görmedim

Eskiden çok ilgiliydim güvenlik işleriyle. Av-comparatives diye bir site vardı programları test eden, o zaman en saygın kurum oydu. Şimdi baktım en son 2016 eylülünde test yapmışlar. Avira da Bitdefender da Kaspersky de %99 bulmuş tüm zararlıları. Yani çok da fark etmez aslında ama madem böyle bir şey oldu Avira'ya da bir şans verilebilir.

@bos gezenin bos ustasi
eskiden avg ve avast falan vardı. ücretlilere göre veri tabanları vs. güçsüzdü ama şimdi ücretli antivirüslerin ücretsiz sürümleri var. ücretlileriyle aynı veri tabanını kullanıyorlar diye biliyorum.

/Kutukcu

Ben açıkçası Windows'ta falan kullanmıyorum antivirüs. Ya format ya virüsün manuel fixini bulup hallediyordum. Gerçi şu an windows cihaz pek kullanmıyorum fakat dediğim gibi hiç ben ciddi trojan ve virüsleri yakalayan program görmedim.

elbette var.

nufüzlu aileler her zaman seni istedigin yere sokar. bir cok high profile ailelerin cocuklari ivyde okur mesela, bunlarin bir kismi gercekten iyi egitim aldigi icindir ama büyük cogunlugu tanidik.

ek olarak illa safi tanidik olmasina gerek yok. amerika ve ingilterede özellikle salliyorum bir alanda cok iyisin, diyelim ki malzeme biliminde, ve notlarin bu alan haricinde kötü, ek bir basarin yok ama sipesifik bir noktada cok ilginc bir düsünce tarzin var ya da basarin var. salliyorum mit/harvarddan bir hoca ile calistin ve sana hayran kaldi, tek maili ya da telefonuyla buralara gidebilirsin.

Tabii ki var ama epeyce küçük bir azınlık için var.

Torpil olmayan yer yoktur sanıyorum. İskandinavya'da da var evet.

Yalnız Türkiye'deki gibi yürümüyor torpil işi. Mesela bir iş başvurusunda orada çalışan tanıdığı olan swede ile torpilsiz bir göçmen ikisi de iş tanımına uyuyorsa swede olan girer işi kapar. İstersen kralın yeğeni ol yine de iş tanımına uymayan biri olarak o işe giremezsin. Bizde atıyorum tamamen Egm içinde kriminale polis alınacak mesela, pomemli kimyager vardır, torpili yoktur, giderler tarih öğretmeni torpilli pomemliyi alırlar. Hatta birimin müdürü pomemli sevmiyordur, gider pmyo'lu alır. Liyakatin pek bir önemi yoktur.

@bos gezen

isvec örnegini birebir bilmedigimden cok farkli oldugunu sanmasam dahi onu eliyorum ama amerika, ingiltere, almanya avusturyada o isi bilmeyen alakasiz kisi o ise girebilir. torpil bu zaten.

türkiye kadar bariz ya da cok olmaz bu bambaska bir sey, bazi seyleri herkes bilir ama laf edemez, ama eger olaylar ciddi hal alir skandala dönerse islerini kaybedebilirler.

/Kurnaz

Bu söylediğin şekilde şöyle bir örnek verebilirim burası için; sınavlardan düşük puan alan bir öğrenci var mesela, burada kursu sınav puanı düşük dahi olsa hoca inisiyatifinde mezun edilip sertifika alabilir. Çünkü burada her şeyin göstergesi sınav olarak görülmüyor. Elbette bu noktada öğrencinin kursiyerin hoca ile olan birebir ilişkisi devreye giriyor.

Ama ben abi kardeş bile biliyorum burada birbirine torpil yapmayan. Kardeş sosyalden yardım alıyor, kurum git kendine çırak olabileceğin yer bul diyor, abi yanına çırak olarak alıyor kardeşini. İşe gelmediği günlerde yoklama kağıdında yok yazıyor kardeşini. O günler için o kardeş para alamıyor sosyalden veya hesap vermek zorunda kalıyor vs.

Yani torpil olsa dahi bizdeki seviyeye erişmesi mümkün değil bence.

@bos gezen

Torpilin varolmadigi varolmayan orneklerden degil oldugu ornekleriyle kanitlanir. Varolmamasi ve verdigin ornek olmasi gereken zaten. Black swan olayi gibi. Tum kugular beyazdir onermesini tek bir siyah kugu yikar gecer.

Torpil vardir dunyanin en gelismis ulkelerinde dahi, ama bizimki kadar aleni ve korkusuzca ek olarak yaptirimsiz olmaz ortaya cikinca.

Bahsettiğiniz şeye torpil değil referans denir, torpil ve referans farklı kavramlar. Referans birinin başarılı olacağını taahhüt etmek gibi bir şey, o kurum da o kişinin görüşlerine önem veriyor ise gayet normal, torpilde bunlar yoktur. onun için referansın etik olarak bir sorunu olmaz.

harley harley harley

Nubuk da bir deri türü oluyor. Uyarmak istedim.

dockers'in by gerli fln olup olmamasına takılmayın bence. gayet sağlam botları. zamanında iyi para verip aldığım bir botunu 7-8 sene fln sorunsuz giydim. en son tabanı çatladı da öyle su almaya başladı. ben de bot alacağım bu aralar. ve yine ilk bakacağım marka dockers olacak.

Değildir.

peki neden uygun değil?

Görevi sizin düşündüğünüz gibi standart pcler ile aynı olmadığı için değildir.

Hangi işletim sistemi ile hangi işleri yapmak için istiyorsunuz? ona göre fikir verilebilir.

monitor kıl tüy yün masrafı pahalıya gelir
bir de video oynatımı vs. bile zorlar hocam sizi standart windows yok

windows olmadığını biliyorum zaten raspbian noob kuracaktım.Youtubeda falan sıkıntı çıkarıyor mu?

Alternatif olarak asus tinker board var daha performanslı ve daha pahalı. RPi2 var bende günlük kullanımda can sıkıyor youtube falan izlerken RPi3 ü bilmiyorum.

o bütçe ile alacağın herhangi bir laptopa falan lubuntu - mint kursan çok daha performanslı olur.

mesela raspide 5 tane tab yanyana açtığında aletin nefesi kesilecek. bir pc gibi düşünme yani.

ayrıyeten bir mini pc öneriniz varsa ona da bakabilirim.

Hiç zannetmiyorum. Tatar yayında bile herhangi bir uzun namlulunun sahip olduğu kinetik enerji yoktur.

Tabi bu kevlar yelek değil, balistik yelek için geçerli. Balistik plakayı delecek mermiye maruz kaldıysan zaten çoktan ölmüşsün demektir. Sniper dediğin dragonov falan bilmiyorum kullanmadım hiç.

haci senin bu sorularin ciddi mi?

www.youtube.com

pardon ya çelik yelek nereden çıktı, kurşun geçirmez yelek olacak.

neden soruyu sordum? takip ettiğim bir oyunda crossbow ile herkese tek atıp öldürebiliyorsunuz. sniper harici diğer silahlarla tek atınca ölmüyor.

pubg ?

Zarar verse Bilal Erdoğan'ın eline verirler miydi?

neymis bayıldım yorumuna. Son zamanlarda bu kadar iyi yorum duymamıştım.

Yelekten yeleğe değişir. Bazı kurşun geçirmez yelekler sadece kurşun darbelerini absorbe etmesi için tasarlanıyor. Kesici ve delici aletleri geçiriyor. Bu tarz bir yelekse oku da geçirir muhtemelen.

Hız hiçbirinde kötü değil. Fakat.

En hızlı işlemci iphone'un a11 bionic'i bunların arasında.
Ardından exynos 8895'li note gelir.
Sonuncu da huawei olur.

Şarj konusunda çok bir şey söyleyemem. Uzun kullanıcı deneyimi gerekli.

Kamera konusunda bence kral Huawei.

İşletim sistemi kişiye göre değişir. Ben ios sevmiyorum.

Tamamen zevke bağlı bu üç telefonun da her ihtiyacı karşılayacağı kanaatindeyim.

Yıllarca android kullanmış biri olarak iOS a geçtim. (7+) gayet memnunum diyebilirim.
Benim tercihim kesinlikle iphone 8+ olurdu

bir alternatif daha; oneplus 5 (depolama alanı fazla olsun derseniz 128 gb'lığının 8 gb ram'i var)

Huawei mate 10 pro

Şu an kusursuz telefon tanımına en yakın cihaz bence.

Xiaomi evet güzeldir ama kusursuz değil. Oneplus 5 şu an satışı durmuş durumda kasım ayı içinde 5t gelecek sözlükte oneplus 5t başlığına yazdım özelliklerini bakarsınız.

Samsung'un 10nm mimarili exynos işlemcili note 8'i falan gerçekten takdire şayan ama fiyat ve markaya olan antipatim nedeniyle mesafeliyim şahsen.

N'ye alıp el freni çekmeye gerek yok. Direk p el freni kontak kapama..

n ye alıp el freni çekip p ye almak nasıl bir köylülük örneği ben algılayamadım açıkçası :))

direk p ye alınır el freni bile çekilmesine gerek yoktur çoğu zaman otomatik araçlarda

start stop akü ömrünü kısaltır, onun için de jel akü teknolojisi var. aküye fazla para ödersin, başka bir sıkıntısı olmaz.
vites konusu söylenmiş, +1.

Bence N'de el freni çekmeye köylülük demeyelim çünkü faydalı olduğunu düşünüyorum. Mevzubahis araç için bilmem ama önceki aracımda özellikle yokuşta P'de el freni çekince tekrar araba bindiğimde D'ye alırken vites geçişinde zorlanma ve ses duyuyordum ama N'de el freni çekip P'ye alınca gayet akıcıydı.

Bazı şeyler elbette işini görür, yapmaya gerek kalmaz ama uzun ömürlü olması için bazı şeyler yapılmalı gibi sanki.

Arabanın her şeyi start stop'a göre ayarlı, hiç bir şeyin ömrünü kısaltmış olmuyorsun. Önce N el freni sonra P olayını da ilk defa duydum. Direkt çat diye P'ye alıp el frenini çekiyorum yıllardır, hiç bir zararını görmedim.

Ya da şöyle söyleyeyim; bu sınavların denemeleri falan var mıdır? :)

www.amazon.de

sınavı bilmen gerekir. ayrıca sınavı geçmek diye bir şey yok. sana ne lazım o önemli.

universite sinavinda bir konuyu cok iyi bilsen bile soruyu cok hizli cozmen sana arti deger kazandiriyor. boylece diger sorulara zaman ayirip daha fazla puan toplarsin.

toefl ve ielts icin de bunlarin taktigine aliskin olman lazim. yoksa "cok iyi biliyorum" deyip girersen duvara toslarsin.

toplam 5.000 lira giren ve kira ödenmeyen bir evin çocuğuna burs vermektense, daha çok ihtiyacı olan epey öğrenci bulursunuz gibi. adam çocuk okutmak için malını satmıyor, siz para vermeli misiniz bu durumda?

Durumu çok daha kötü olanlar var. Onları araştırabilirsin önce.

Hiç gerek yok. Açlık sınırının altında okuyanlar var, onlardan birine verin. Memur adam 2 çocuklu eş çalışıyor daha ne olsun.

Sakın vermeyin, gerçekten yardıma ihtiyacı olan o kadar çok çocuk ve genç var ki. Bunlar keşfinden yapıyor.

Verilir niye verilmesin. Babası evini satar mecburen çünkü 2 çocuk üniversitede 5000 lirayla zor okur. İl dışında okutmak masraflı, tıp da masraflı. Burs başarıyı ödüllendirmek demek ayrıca. Nasılsa daha fakirini bulmaya çalışmayacaksınız yakınınızdakine verin.

kesinlikle 14 degil. 7-8 araı.

Benim 10 yaşında kedim var. Görüntü olarak hiçbir farklılık söz konusu değil. Fotoğraflarından anlayabiliyorum.

Ama eskiden hoplayıp zıpladığı yerlere artık ulaşamıyor.

Mıncıklayınca daha yumuşak çünkü sarkmaya başladı vücudu.

Gözlerinin de biraz rengi değişti.

Eskisi gibi enerjik değil çok tembelleşti.

Tipten anlamak zor hal ve hareketleri belli eder. Dişleri belli eder bir de.

sokak kedileri nadiren 4-5 yıldan fazla yaşarlar.

her şeyi genellemeyi ne kadar çok seviyorsunuz.

ukrayna görmüş birisi olarak ben türk kızlarını genel olarak güzel buluyorum. yani oradaki kadar bakımlı, düzgün vücutlu, "10'undan 8'ine bakmaya doyamazsın" tipi bir güzellik söz konusu değil ama "güzel kız" konusunda eksiğimiz olduğunu düşünmüyorum. biraz yaşanılan çevreye ve ortama da bağlı tabii, izmir'de yaşayan adamla kars'ta yaşayan adamın değerlendirmesi çok farklı olabilir. ben genel olarak "çok güzeller" diyemesem de öyle kadınların çirkin ya da at hırsızı olduğu bir ülke olduğumuzu düşünmüyorum, yeterince güzel kadın var.

hadi şimdi ben türk kızına yaranmaya çalışan ikiyüzlü şerefsiz bir meriç olayım... ukraynalı arkadaşım istanbul'a geldiğinde "olm ne güzel karılar varmış burda" demişti. aynı şeyi birkaç kişiyle daha yaşadım.

bizde kompleksli insan çok. kadın-erkek ilişkileri çarpık. erkeği kızına, kızı erkeğine sövüyor. erasmus başlıklarında çok açık biçimde görülebilir bu. birbirimizden nefret ediyoruz. kıza sorsan türk erkeği şerefsiz, kaka; erkeğe sorsan türk kızı kezo, şüşko falan... bizim sorunumuz fizikle değil, kafayla. yohusam taş gibi oğlan mı arıyon, güzel kız mı lazım, hepsinden bol bol var türkiye'de.

Hayır makyaj olayını çözmediler, kendilerini daha değersiz ve daha cinsiyetsiz hissediyorlar sadece. Bunu bastırabilmek için o alışverişler ediliyor, o makyajlar yapılıyor. Başka hiçbir şey değil. Gerçi onlara bakan gözlerin kendisi güzel olmadığı için hatunlar ne yapsalar boş da...

yok, filtre olayını çözmüşler.

Güzelliğin herhangi bir ırkı olduğunu çok da düşünmüyorum, bir noktadan sonra alıştığın kadın gözüne aslında o kadar da güzel değilmiş olarak görünebiliyor, ve bütün ırklarda ayrı ayrı güzeller olabiliyor. Yani rus kadınlarında çirkini olduğu gibi hollandalı kadınında güzeli olabiliyor, pek tabi türkün de kürdün de çerkezin de. Ama sosyal medyada gördüğümüz güzel(!) kadınların artışındaki sebep, teknoloji. yetişmek mümkün değil, bi' macbook pro olmuş sana 11bin. vay arkadaş.

Güzel kızlar var ama karakteristik bir güzellikten bahsetmek mümkün değil. Kültür havuzu diyebileceğimiz bir coğrafyada yaşadığımızdan insanlar arasında çok farklılık olabiliyor. Koskoca ülkeyi Balkan kızı, Kafkas kızı diye bile ayırabiliyorsun en basit anlamda. Sosyal medyadaki kızların hiçbirine kanlı canlı görmeden güzel demem.

Kıyas noktası slavlar falan olunca değiller, ama moğollar nijeryalılar falan olursa güzeller. Dünya üzerinde orta sıralarda diyebiliriz. Ama spor ülkede lüks tüketim konumunda olduğundan ve spor yapma bilinci olmadığından kızlarımız potansiyelinin altında. Spor yapan erkek sayısı spor yapan kadın sayısından çok daha fazla.

Birini güzel bulma eşiğim diğerlerine göre çok düşük ama bol makyaj yapmış, makyajını silsen adeta bambaşka birey gibi duranlar bence güzel değil. Yani,görünüşte güzel olabilir ama bu resmen kendini ve diğerlerini kandırmak. Kadın neredeyse 10 katman boya sürünmüş, tokalaşsan fondötenin yarısı sana bulaşacak. Çoğunun yüzü plastik gibi duruyor. Bir de bu efektli, filtreli fotoğraf uygulamaları yüzünden sosyal platformlarda çok değişik duruyorlar gerçektekinden. Misal, bir tanıdık var. Kız epey kilolu, yüzü geniş. Ama fotoğrafına bakıyorsun incecik beden, incecik yüz. E, şimdi bu nedir? Yahu olduğun gibi görünmek ne kadar zor olabilir ki? Seni tanıyanlar zaten gerçeği biliyor. O halde bu çaba niye?


Özetle, badana gibi makyaj yapanları hesaba bile katmamak gerek. Suni güzellik seviyesi artsa ne olur, artmasa ne olur? O yüzden, sıfır ya da en azından sıfıra yakın makyajlı dolananlar daha güzel geliyor bana. Bunun da istastiğini çıkaramam tabii :)

Güzeller ve nasıl giyineceklerini biliyorlar. O öve öve bitiremediğimiz Ukrayna kızları abuk sabuk renklerde elbise, parlak çirkin gömlekler, desenli salaş üstler falan giyip geziyorlar. Sırf topuklu ayakkabı seviyorlar diye çirkin çirkin ayakkabıları giyip ortalıkta dolanıyorlar :)

Değiller güzel olanlarının da karakteri bozuk

Kadınlar çiçektir .

Türk kadınları yüz olarak güzeller ama vücut olarak erkeklerimiz ve kadınlarımız da kötü. Spor yapmıyoruz,genetik mirasımız göbeklenmeye uygun.

Ben güzelim bb <3

Bütün olay bireyin götüne yakışan kotu bulmasında bence.

İnsanlar her zaman gördüklerinden daha farklı olana meyilli oluyorlar onu unutmamak lazım.

Türkiye’de “e güzel işte eli yüzü düzgün” kategorisindeyim yurt dışına çıktığımda aşırı ilgi gördüm hatta beraber gittiğim bi karşı cins arkadaşım oha burda niye bu kadar beğeniyolar seni diye şaşırdı :D yani kısaca herkese kendinde olmayan güzel geliyor bence. Ha bu arada ilgi gösterenlerin hiç biri ilk etapta Türk olduğumu bilmiyolardı zaten sonra öğrenince uzaklaşanlar oldu asfga

Ben de bunun çok kişisel bir kavram olduğunu düşünüyorum. Herkes kendi yaşadığı çevreye, arkadaş grubuna veya kendisine en ulaşılmaz gelen gruba göre yorum yapıyor herhalde. Zira benim çevremdeki genç veya orta yaşlı kadınların tamamına yakını çok düzenli spor yapıyor, yediğine içtiğine çok dikkat ediyor, makyaj yapan yok diyebilirim sanırım, ve giyim tarzları da her yere kot tişört giyerek gidenden, eteğini ayağından çıkarmayana, her duruma uygun bir kostümü bulunana kadar farklılık gösteriyor.

"Avrupa'daki kadınlar makyaj yapmıyor" gibi bir yorum da uydurma payı ağır basan bir genelleme gibi, haliyle doğru değildir. Giyim kuşam konusunda ise doğru olabilir. Zira insan haklarının varlığının hissedilebildiği yerlerde insanlar daha rahat giyinebilirler. Burada şort giydi diye dayak yiyor, etek giydi diye tecavüze uğruyor, eşofman giydi diye taciz ediliyor kadınlar. Haliyle "doğru düzgün bir şey giyeyim" düşüncesi oluşuyor olabilir. Bir erkeğin "İstanbul kıyafeti", "tatil kıyafeti", "gece dışarı çıkma kıyafeti", "spordan dönerken popomu kapatsın sweatshirtü", "arkadaşlarla dışarıdayken elbise giyerim ama üstüne giyeceğim usturuplu bir paltom olsun" paltosu gibi dertleri olmadığından bu hissi anlamaları zor olabilir.

Bütün bunlar bir kenara, ben işim sebebi ile çok rahatlıkla gözlemleyebildiğimden, genç kızlarda biraz erken ergenleşme olduğunu düşünüyorum. Özellikle bir kutlama, yemek, parti gibi bir şey olduğunda 13-14 yaşında genç kızlar öyle ağır makyajlar yapıp, öyle elbiseler giyiyorlar ki bu yaşımda ben giymem. O da geçilmesi gereken bir aşama herhalde şu hayatta.

Güzeli çok güzel Türk kızlarının. Sosyal medya, insta fotolarını değerlendirmeye hiç almıyorum, filtresi, işığı, açısı filan. gerçeği yansıtmıyor diyelim hadi.

Yaşım itibariyle ulan botoks yaptırsam mı ben de acep naapsam filan diye kafamda sorular var bu ara ve kadınlara ve ciltlerine dikkat ediyorum, özellikle toplu taşımada, çaktırmadan süzüyorum :) Ne kadar güzel kızlar var ya. Güzelleri çok güzel bence. Bir kere çeşitlilik de çok, hani esmeri, beyaz tenlisi vb. Hele geçen gün metroda bir kız gördüm, Amerikan yerlilerine benziyordu aynı. Bildiğin kızılderili. o kadar güzeldi ki. Çıkık elmacık kemikleri, harika bir cilt, badem gibi gözler.

erik gibiler kütür kütür.

eğer etrafınızda spordan nasibini almamış, hamburgeri lavaşa sarıp yiyen kadınlar ve erkekler varsa, sorun sizde olabilir. kendilerine azcık bakınca gayet güzel kadınlar.

İsveç'ten yazıyorum. Türk kızları çirkindir. Makyajla Instagram filtresiyle falan beni de güzel zannedersiniz. Ki kelli felli adamım.

sıkıntı güzellikte değil kezbanlıkta.

İskandinavya, Finlandiya ve slavlar ile uçurum var. Gezerken fark ediyorsunda, yaşayınca net görülüyor. Finlandiya ile ortalamada ki fark olağanüstü ve spor yapıyorlar.

Kisisel zevkime gore, etnik veya avrupai bir tipi yoksa, guzel degil.

Bence güzel Türk kızları genelde. Olay çirkinlikte değil de, daha çok bakımda patlıyor. Çok bakımlılar da var, ancak çoğunluğa bakım lüks olabiliyor.

Buraya çok jeopolitik bir cevap vereceğim şimdi. Arap yarımadası, İran, Tunus, Fas, Cezayir'deki makyaj Türkiye'de yok. Oradaki kızlar makyajdan öte badana yapıyor. Fondötenleri de genelde tenlerine göre bir ton daha bronz ve aş-şırı ağır oluyor. Yani, spatula ile kazırsan kazırsın. E şimdi, kızcağızın tek açabildiği yer yüzü. Özenmek için ona da abanınca böyle oluyor.

Fransa'da ve İspanya'da çok yaygın bir 'Make up shaming' akımı var. Gündüzleri bir rimel-bir rujun ötesine gidip fondöten falan kullandığında ayıplıyorlar, garipsiyorlar. 'Kusuru çok, kendine bakmıyor, bakım yapmıyor, demek ki bu yüzden bu kadar boyamış' diye düşünüyorlar. Hollanda için de aynı şeyi duydum ama bu akımın başını İspanya ve Fransa çekiyor. Bu kontürleme mi deniyor, ne zıkkımsa, ondan hele nefret ediyorlar.
www.beauty-source.info

Şimdi, kozmetiğin devlerinden biri Fransa. Bence Japon ve Alman kozmetiği daha kaliteli ve daha fazla mühendislik içeriyor ama Fransa'da kozmetiğin krallarından biri. Avene'dir, Lancome'dur, Clarins'dir; bunlar bizim Nivea ayarında ve alması kolay, ucuz. Buradaki insanlar çocukluktan beri nasıl bakım yapılacağını iyi biliyorlar, cilt bakımı konusunda çekirdekten yetişiyorlar. Ötesinde, 'preventive cosmetics' ile ilgileniyorlar. Yani, sorun olunca ciltle ilgileneyim değil, 'Cildimle ilgileneyim ki, sorun olmasın' bakış açıları var. Türkiye'de aynı markalar pahalı. Beyaz yaka ve orta kesim ulaşbiliyor ama orta-alt veya alt kesim bunlara pek ulaşamıyor. Cildinin bakımını geçtim, dişini fırçalamayan bir ton insan var. Şimdi, iki kişinin durumu bir mi? Çocukluktan beri beslenmesine, bakımına bakan kişiyle 20 yaşından sonra bunları 'Neymiş ki bu' diye öğrenmeye çalışan kişi bir değil.

Örneğin, Fransızlar Ameirkan makyajını da ağır olmakla aşağılarlar ve 'Amerikalılar kendilerine güvenmiyorlar. Güvenseler, gerçekten güzel olsalar, bu kadar makyaj yapmazlar' diyorlar.

Türkiye ikisinin ortasında. Ne Araplar kadar makyaj yapıyorlar, ne de Fransızlar gibi gururla makyaj yapmıyorum diye geziniyorlar. Gerçi Türkiye'de de iki uçtan insanlar var ama bence güzellikten öte sorun bakımda bizde. Bakım lükse girebiliyor hayat şartları karşısında.

Bence Türk kızlarının büyük çoğunluğu oldukça güzel. Yalnız vücutları için aynı şeyi söyleyemeyeceğim. Erkek kadın ayırmıyorum, genel olarak kısa boylu ve kilosuna pek dikkat etmeyen bir milletiz.

Alınmaz kardeşim. Tanıdığından bile alınmaz. Garantisi olan Apple alınır anca ikinci el o da rahat rahat değişim yapıyorlar diye.

Garantiden ücretsiz değişim yapılmayacak hiçbir elektronik cihazı sırf kullanmak için ikinci el almam.

Bir diğer sebep de herif belki osbir çekti pis eliyle kullandı vs, belki wc'ye düşürdü temizledi satıyor nerden bileceksin.

Teşhir ürününü bilemem ama 2.el kesinlikle tavsiye etmem. Telefonunun bozuk, pis vb olma ihtimalinin yanısıra telefonu geçmişte kimler kullandı bilme şansın yok. fetöcü bi şerefsiz kullanmıştır başınıza iş alırsınız.

@boş gezene katılmıyorum çünkü bu şekilde düşünürsek dışarda yemek yemek imkansız. hatta toplu taşıma falan insan çıldırır ya. ellerini burnuna veya apış arasına sokup kaşıyan ustaların mı yatı yemeği diye düşüne düşüne kafada saç kalmaz :) alırken ikinci el satış sözleşmesi gibi bir şey yapmaya çalışın nolur nolmaz. onun dışında iyi anlamıyorsanız mutlaka bir bilenle gidin. imei numarasını e devlet üzerinden doğrulayın. telefonun arkasında yazanla *#06# yaptığınız imei ile eşleşiyor mu hepsini kontrol edin. garantisi olan cihazlara yönelmeye çalışın.2 yaş üstü cihaz aldığınızda pili bitik olabilir onu göz önünde bulundurun. 2. el telefon satan belli başlı yerler var özellikle kadıköy ve bakırköy'de. buralar dışında dükkanlara dikkat ederek alın. dükkan garantisine aldanmayın sonradan hep çamura yatıyorlar. yazılı bir belge isteyin.

edit: 3-4 ikinci el telefon kullandım. bir tanesinde kulaklık girişini kontrol etmemiştim onda sorun çıktı. 40 liraya yaptırmıştım ama telefonu değerinin 200 lira altına alınca hiç koymadı.

Teknosanın outletinde teşhir ürünleri satılıyor ama öyle yarı yarıya gibi bir fiyat farkı yok

ben sahibinden'den aldım 4-5 ay önce. çevre semtindeki bi adamla dışarıda buluştum 10 dk izin istedim. biraz anladığım için karıştırma, modülleri deneme şansım oldu. risk her zaman var ikinci el telefonda.

teşhirler öyle yarı fiyat falan değil 100-200 daha ucuz sadece.

3te 1ini verdim.

20de 1'ini verdim. daha fazlasina gerek yok.

Telefonla ne yaptığın önemli. Eğer standart bir kullanıcı olarak alıyorsan gerçekten çok pahalı bir telefona gerek yok, max 1000 küsür liraya müthiş telefonlar var. Ama iş gereği kullanıyorsan maaşının iki üç katını bile verirsin gerekirse.

Maksimum %40'ı. O paraya da zaten flagship alınıyor

1/3 ünü veririm ve en az 4 sene kullanmayı umarım.

En son ne çıktıysa onu alır bozulana kadar kullanır sonra yine en son çıkanı alırım. Şimdi note 5 var bundan önce iphone 5 i kapanana kadar yıllarca kullandım. Note 5 bozulunca da artık note 10 falan alırım.

Maaşımla bir oran kurmam ben. 3000 TLden fazla telefon ne yapıyor olursa olsun vermezdim.

Yüzde 25 kadar.

yarısını verdim ve şu an 2.5 yıldır kullanıyorum. 1.5 sene falan daha götürür gibime geliyor.

Yakın vakitte 1/3 verdim.

Maaş oranı yapmam. 100k bile maaş alsam bi telefona 5k para vermekte bir mana görmüyorum. Son aldığım telefon maaşımın %70’i falandı, ama maaşım o zaman şimdikine göre çok düşüktü. Şimdi %70’ini vermem mesela, niye vereyim ki. Telefon alt tarafı.

ya milletin maaşlar 10k dan aşağı değil ya da bu ayfonları kim kullanıyor hacı

aylık maaşımın beşte birinden fazlasını vermem. alacağım vep telefonunun fiyatı aylık net kazancımın %20'sini geçmemeli.

1: Hesabın ilk sahibi hesabı istediği zaman geri alabilir, devrettiği kişinin mail adresini şifresini değiştirmesi önemli değil. "Hesabım çalındı, hesaba bağlı ilk mail adresi şifresi şudur" dediği takdirde yönetim hesabı ona verir.

2: Evet.

3: Geri alamaz.

--Kamu Spotu--
Bu arada sözlük hesabı satan kişiler de hesabı geri almak için bu yöntemi kullanıyorlar, uyanık olmakta fayda var.
--Kamu Spotu--

Sözlük hesabı satmak aslında legal değil. Alıyorsan riskine katlanmak zorundasın.

evet.

İngilizce biliyorsun ya, o bildiğin ingilizce'yi uluslararası alanda kanıtlayan belgedir toefl.

Misal arıyorum gittin Finlandiya'ya bir şekilde yaşıyorsun. İngilizce var mı? Diye sordular var dedin. Ee nerde derlerse toefl sonucunu gösterirsin. Ehliyet gibi.

resmi islerde ise yarar, gocmenlik gibi. is gorusmelerinde ise yarayacagini pek sanmiyorum.
ingiltere, kanada gocmenlik icin ielts sonucu ile ilgileniyor sanirim

toefl'in suresi var bir de o yuzden isine yarayacagi zaman alman lazim, oyle alayim kenarda dursun yok. 2 sene mi neydi ben girdigimde. 2 seneden sonra gerektiginde tekrar sinava girmen gerekiyor.

2 tane xiaomi var memnumum. ikiside yeni seri 10 ve 20 lik.

Xiaomi

var görüyorum ve bu adamlar yazın uzun kollu şeyler giyiyorlar. normal değiller.

gün içerisinde sıcak yerlerde bulunacaksam öyle yapıyorum ben. ya da en kötü tişört üstüne ince bir sweatshirt, sıcak bir yere girdiğimde çıkarıyorum. yıllardır kışları öyle geçiririm.

Gün içinde girilecek mekana bağlı. Kazak giymeyi çok sevsem de günümü iç mekanda geçireceksem daha ince giyiyorum içimi. Tüm gün kazakla terlemek çok can sıkıcı çünkü.

şu içi tüylü acaip ısıtan montlar tam da bu iş için bence. eskiden vardı bende. sadece bir gömlek giyer üstüne de bu montu giyip dışarı çıkardım. ya da tişört.

ama montu çıkarınca etraftaki insanlar bi "bu ne hımnyskim" diyebiliyor içinden. uzun kollu incecik sweatshirt ler var. onlardan giy en azından. millet deli demesin.

bugun öğlen bunu düşündüm ben de...

genel olarak bu kış amacım: kışın üşümemek değil terlememek. zira yola kışlıklarla çıkıp toplu taşımaya girince araç içinde afakanlar basıyor.

t-shirt + mont/kaban, çantada ince hırka-sweatshirt ile defans yapacam.

O arkadas benim.ayip olmasin diye kaban,palto vs var ama hepsi alinica bir sefer giyilmis seyler,kisinda bagajda ne olur ne olmaz diye duruyor.tshirt-polar,tshirt-yun hirka kombosuyla takiliyorum.kapali yerlerde genelde tshirtleyim yada hirka,polarin onu acik geziyorum.

Benim bu. Çok da eskimo montu gibi değil ama nedense ben pek üşümüyorum. Şu an dışarısı 4 derece mesela.

Yaaa yalnız değilmişim bi' rahatlama geldi! Uzun kollu, kalın, boğazlı kıyafetler boğuyor beni giyemiyorum. Çok üşürsem ince bir hırka üstüne mont giyerim.

ben demem.
kısa kollu tişört + yelek
kısa kollu tişört üstüne güzlük baharlık bir hırka
ince bir gömlek üzerine yine hırka ya da yelek
giyerim nerdeyse hep kışları
kaban falan ağır geliyo dediğini hiç yapmadım ama yadırgancak bir tarafı yok.

ilk defa öyle bi kombinasyon giyceksen tuhaf geliyodur sadece belki, hani kendi alışıldığımın dışında bir şey giyince herkes bana bakıp içinden yorum yapıyomuş gibi gelir bana. öyle bişey.

Görsem yalnız değilmişim diye sevinirim. :)

Kışları evde şort tişört ile geziyorum, ayaklarım üşümesin gerisi önemli değil.

Uckagitci olmayan ustaya rastlamak çok zor. Maalesef is ahlakı diye bir şey yok. Hem işi boktan yapıyorlar, hem de kazık atıyorlar. Motor bilmemnesi değişecek diye araç sahibine 1000 tl lik parça aldırıp bir adet tel sıkarak aracı tamir edip parçayı da satan orospu çocuğunun birisini duydum yine bir ustadan.
Benim anlamadığım işi düzgün yap paranı da al kimse bir şey demez yaptıkları ustalık da 2. Sınıf ustalık. Çok gıcık oluyorum.

tanıdık olmadıktan sonra olmaz. en çok orospu evladı bu meslek grubunda bulunuyor bence. taksiciler melek kalır o kadar diyim.

Gidip tepesinde dikilmezsen öperler. Öpüle öpüle öğreneceksin yapcak bişe yok. sen verecen direktifi o yapacak. Ora bura bozulmuş demeyecek, sen anlayacan zamanla nere bozulduysa, zaten öyle abi burası bozulmuş diye arızayı çat diye bulan usta milyoner oluyor bu sektörde. Öküz kaynıyor ortalık malesef.

Böyle ufak tefek tamir ya da periyodik bakımlar için şaşmaz sanayideki selman oto'ya (eren usta) giderim yıllardır.

Küçük bir aile şirketi gibi. Uzun zamandır beraber çalışan insanlar. Özellikle mekanik ustaları çok iyidir. Öpme konusuna gelince, defalarca gittim ama öyle bir girişim sezmedim. Elbette 90 liraya bulabileceğiniz parçaya 100 lira yazıyorlar, sonuçta kâr amaçlı bir yer.

Beni birçok gereksiz masraftan kurtarmışlıkları da vardır. Şu parçayı değiştirelim içim rahat etsin dememe rağmen "paranı çöpe atma, bu parça sağlam ben bunu değiştirmem" diyen insanlar.

Ayrıca boş gezenin boş ustası çok doğru söylemiş. Tepesinde dikilmek, yapılan işlemi kontrol etmek lazım.

Son olarak,bu söylediklerimden dolayı müşterisi çok, kalabalık bir dükkan. Gidecekseniz bence hafta içi sabah gidin.

Şaşmaz oto sanayide salih usta vardı oraya giderim. insaflı adamdır. işini de gayet iyi yaptığını düşünüyorum.

Galeriden whatsapp images klasörüne baksana aynı resim orada var mı diye.
Genellikle oradan silindiği zaman öyle bulanık görünüyor.

Thumbnails denen ön izleme resimlerini temizlemiş sanırım bir şeyler. Aslında bu kötü bir şey değil çünkü birkaç ayda o önizleme dosyaları gigabyte'lık yer kaplamaya başlıyor.

Eğer dediğim gibiyse yeni gönderilenler bulanık olmaz.

galeriden silmişsin fotoğrafları.

Ben de yedi alayım diyordum iyi oldu :)

Zaten iPad ve Mac kullanıyorsanız mutlaka alın.

almayın.

şeytan amerikaya para kazandırmayın.

para bolsa alin yoksa almayin

edit: bir de neden almak istiyorsunuz s5 de sorun mu var yoksa iphone hevesi mi :)

Telefonunuz hala çalıştığı ve yeni bir telefona ihtiyacınız olmadığı için almamalısınız

Ios sevdası yoksa önermem. Fonksiyonellik olarak hiçbir artısı yok iphone'un. Bir süre iphone 5 kullandım, ta ki çıktı almak için usb ile bilgisayara bağlamayı deneyene dek.

Apple'a gıcığım yok, hatta macbook veya ipad pro 12,9 alma arefesindeyim an itibariyle.

Ama telefonlarına para vermem be ya. Açıkçası oneplus 5t'yi bekliyorum ben. Kasım'da çıkacak, noel sonrası alırım. En olmadı xiaomi mi 6 alırım. Para mesele değil ama Iphone kanser ediyor özellikle yaşadığım yerde. Fotokopi makinasına bağlayıp pdf çıkartamıyroum en basitinden.

S5in ekrani gidici kozmetik olarak da iyice leşe dondu o kadar para vericermr yeni telefon alayim kafasindayim. Yine samsung almak istemiyorum. Diger markalar da samsungtan farki yok neticiede android diye dusundugumden iphone mu alsam diyorum.

gerçekten parasını hak etmiyor. ha param yok onu alacak ama olsaydı da almazdım dendiği gibi fonksiyonel olarak çok garip olayları var.

İlla iphone alacaksan da a11 bionic işlemcili model öneririm. 8, 8+ veya gelince x.

Zira 7'nin ios dışında pek bir donanım artısı yok flagship androidlere göre.

aldım pişmanım sırf parası yüzünden :(

Bir senedir kullanıyorum ve hala iyi ki almışım diyorum. Android bir uygulama kurarken neredeyse gece uyurken öpücük kondurmak için bile ayrıcalık talep ediyordu o saçmalıklardan kurtuldum ya o bile yeter.

Ayrıca istediğin zil sesini yapabilirsin eğer bu o kadar önemliyse.

Evet binebilirsiniz. Nufus cuzdaninin pek bir gecerliligi yok zaten yurt disi ucus icin, daha bir kere bile kullanmadim.

Kimse sormuyor kimlik falan. Zaten pasaport, kimlik olmadığı zamanlarda yerine kullanılabilen bir şey. Hiçbir problem olmaz içiniz rahat olsun.

pasaport varsa gerisi teferruattır.

Ehliyet varsa hiç problem olmaz. Onun dışında ekstrem durumlar dışında zaten sorulmaz.

thy'yi arayip sordum, pasaport olsa da kimlik gerekiyor dediler :/ ehliyetim yok, ne yapmam lazim acaba

benim de ayni sorun oldu. nüfus müdürlüğunden gecici kimlik belgesi cikarin hemen çıkarıyorlar. bir kâğıtta islak imzali ve mühürlü. ben onunla giris yapmıştım.

pasaport geçerli olması lazım aslında. kimlik yerine geçen bir belge bu zaten. kimlik istemeleri ilginçmiş. pasaportun üzerinde tc kimlik numaranız yazmıyor mu?

tckimlik yaziyor pasaportun uzerinde, ben yine de @aynatutancocuk 'un dedigi gibi gecici belge alacagim yanima ama istemezlerse hic cikarmayacagim, bakalim sadece pasaport yiyecek mi :)

edit: sadece pasaportla cikis yaptim, cagri merkezini aradigimda kimliksiz sikinti cikabilir vs. dediler ama sorun olmadi

İkinci telefon olarak redmi note 2sini kullanıyorum. Çok eski bir model olmasına rağmen rootsuz falan gayet güzel iş görüyor. Dual apps özelliği ise muhteşem. ki bahsettiğim telefon kaç yıllık, 5ler çok çok daha iyidir diye düşünüyorum.

Xiaomi Türkiye grubuna gir. Çok bilgi var orada. Ben de redmi note 4 var. fotoğraf kalitesi hariç iyi diyebilirim.

ben de araya kaynayabilir miyim *.*
bataryası nasıl xiaomierin? hemen bitiyor mu, kullanıı yorumlarında bataryayla alakalı çok şey gördüm de.

3 ay önce 1138 tl'ye şunu aldım. urun.gittigidiyor.com

gayet iyi telefon. 2-3 bin vermene gerek yok. yakında 1500 tl olur bu telefon. ben 30-35 saatte bir şarj ediyorum.

www.epey.com

Mi5s kullaniyorum birkac ay oldu memnunum.

Ben de sorun yok. Batarya süresi oldukça iyi. haziranda aldım. Yine daha edinmedim ama powerbankları da çok tutuluyor. Paketten çıkan kod ile sitesinden orijinalliği öğrenilebiliyor.

Bu mesajı note 4x global versiyondan yazıyorum, xiaomi alın aldırın.

xiaomi'nin tek kusuru kamerasi ayni sensoru kullanan baska markalara gore daha kotu fotograf cekiyor internette yazilimdan dolayi yazmislar. kamera cok onemli degilse alin pisman olmazsiniz donma yavaslama sorunu olmuyor.

@qazwsx kamerası 16 mp. gördüğüm en güzel telefon fotoğraflarını çekti. iphone kamerasından iyi.

Bulabilirsen oneplus 3 öneririm xiaomi yerine. Xiaomilerin önceki versiyonları donanım olarak iyi ama kasa kalitesi pek iç açıcı değil. Oneplus çok daha kalite kasa, donanım aşağı yukarı aynı, kamerası daha iyi oneplus 3'ün ve saf Android alet.

kullanan tanıyorum çok ama çok memnun. ben mi 6 kullanıyorum düşünme al derim.

iphone 6 dan mi5s e geçtim, çok memnunum şimdilik. Batarya konusunda aşmış. gün içinde ha bire telefonla oynarım 1 kez şarj yetiyor. İphone da 5-6 kez ediyordum, valla bak

redmi note 3 pro kullanıyorum bir yıldır. xiaomi candır.

Mi5 kullanıyorum bir senedir.

Parmak izi, kamera, batarya, kasmayan arayüz, 2k video, alüminyum çerçeve... Ve bunlar emaneten degil en kalite telefonla yarisir.

Tek eksik noktası, eger buyuk sehirde degilseniz aksesuar. Orjinal kılıf, kulaklık girişine kisayol aparatı, orjinal kulaklık, orjinal şarj kablosu, usb-c dönusturucu... Hepsini netten uygun fiyatlara aldım.

Kamerasina kotu diyenlere katılmıyorum. Şakayla karışık Düğün fotoğrafımızı çeker misin diyen oldu, kimisinin nişan videolarını çektim. Manuel modda gece yıldız fotogları cektim. Yani 1100 tl'ye aldım 4 bin liralık kullandım.

Mi5s plus var iki aydir kullaniyorum, gayet memnunum. Birkac yil sorunsuz kullanirim diye tahmin ediyorum.

mi5s kullanıyoum hanımda mi6 kullanıyor bence parasının teleonu diyebilirim
5s düşünmeden alabilirsin bataryasından memnunum.

Aynı sorunun cevabına benim de ihtiyacım var kusruma bakma reserved:)

acik ara en iyi site, para cekme konusunda da zerre zorluk cekmedim paypal araciligiyla.

öncelikle pazarlama
sonrasında art niyetli kullanımlar kazalar sebebi ile izinlerin verilmemesi gibi bir durum olabilir(tahminim)

dijital kolaylıkla bozulur sensörler kilitlenebilir yanlış sense alabilir kontrol yüzeyleri açısından mekanik kolay kolay bozulmaz.

sistem ne kadar karmasiklasirsa, ariza yapma ihtimali o kadar artar. ayni zamanda uretim-bakim maliyetleri de artar. ayrica bu arabalar uretilebilir elbet ama pazari tuketici trendi belirliyor.

toyotanin basarisinin sirri bu, basit arabalar yapiyorlar, 1 alet cantasi ve mekanikci ile hemen her kosulda ilerlemeye devam edebiliyor cunku bozulacak parca sayisi az.

en basitinden evin tuvalet kapisini yuz tanimasi yapip otomatik olarak acilan celik kapiya cevirebilirsiniz ama normalin 10 kati maliyetli, enerji tuketimi yuksek, surekli bakim gerektiren gereksiz bir sisteme donusur.

www.informationisbeautiful.net

surdaki grafigi incelersen bir fikir verir.

hacklenme olayı var. çok sakat bir durum. büyük ihtimalle teslada da bu ihtimal var.
www.wired.com
elektronik/elektrkli park freni bile benim için sakıncalı geliyor.

Dijital araclardan ziyade dijital olmayan kisilerin yapacagi surucu hatalari bence problem.

Bi arabayi programlasan a'dan b'ye gider ama giderken normal arac surucusunun yapacagi bi hatayi algilayamazsa kaza olur. Bence temel sorun bu.

kazanın sorumlulugu kımde olacak ? sigorta sistemi buna hazır mı?
bir diğer konu da lidar cok da basarılı bir sistem değil aslında.

Güvenilirliği ve ani tepkisi yok dijitalin bu nedenle her zaman mekanik opsiyonu olmak zorunda.

Örneğin full dijital direksiyon yapabilirsin, gecikmesiz bile yaparsın ama gel gelelim bi bozulsa bittin. Hidrolik bozulunca ağırlaşsa bile çalışıyor halbuki. Aynı şey fren için de geçerli. Gecikmeyi aşsan bu sefer güvenilirlik devreye giriyor.

Bir diğeri de maliyet. 1 liralık maliyeti bile önemsiyor firmalar çünkü o arabadan 1 milyon adet sattığın zaman ortaya sağlam maliyetler çıkıyor.

E yapildi ki zaten bu?

Telefon fena değil. Yalnız bu 'curved' ekran olarak ilk olduğu için bazı sıkıntıları olduğu söyleniyor, mesela telefonu tutarken parmağın yanlışlıkla ekrana değmesi gibi (kendim denemedim, bilmiyorum ciddi ciddi kullanımı etkileyen bir şey mi diye). Pek de para vermek istemiyorum diyorsan ve tek kıyasımız fiyat ise bence fiyat fena değil; hatta iyi.

Ben kullanıyorum 1 yıldır. Şahane telefon. Curve ekranı hiç sorun yaşatmadı, hatta işe yarıyor. Kamera mükemmel, donma yok. Hızlı şarj gerçekten hızlı. Al.

telefonu daha once kullanmamis birinin eline verince curve kismi sorun oluyor ama ben hic sorun yasamadim.

zamanla pembe bir cizgi cikiyor genelde. bende de cikti. (ilk ciktiginda almistim, baya bi kullandim yani).

onun disinda guzel bi telefon, her isimi goruyor. ofiste yaptigim herseyi telefondan yapabiliyorum. hizli da.

fiyat olarak da eger pasaport kaydi falan varsa alinabilir. eger yoksa kayit mayit yaptirmak gerekecek. tr garantili fiyati da 2300 civari zaten.

@brkylmz evet 150 TL daha eklemek gerekecek kayıt için. Yeni giriş yapmış pasaportlar var sadece harç yatırmak lazım. Toplamda 1880 TL Civarına gelecek.

Üstte brkylmzın dediği çizgi bildiğim kadarıyla sadece ilk üretilen serilerde oluyor. Dua et seninki ilk seriden olmasın :) fiyat da çok uygun değil ama alınır bence

Yurtdışında telefonlar inanılmaz ucuza gidiyor alındıktan sonra kullanmadan satsan bile. 400 euro çok para açıkçası bilemedim. Ben Tradera'da an itibariyle 270 euro civarına 16 gb iphone 6 plus 16 gb alabiliyorum ama almıyorum pahalı gibi yaw falan diyorum. Piyasasını anlatmak için yazayım dedim.

Örnek:
www.tradera.com

O paraya iphone 7 plus 128 gb jetblack falan alırsın avrupa'da ya hiç kullanılmamış ya da kutusu açık sıfırdan farksız şekilde.

Şeker şekerdir.

evet.

Hayır.

evet aynen.

meyve şekeri: fruktoz

fruktozun da aşırı tükemi zararlı, ama çikolatadan aldığın şeker kadar zararlı değil tabii ki. aynı gramajda çok daha düşük kalorisi. ayrıca başka besinler de içeriyor.

Tüm şekerler birbirinin aynısı, hiçbir farkları yok, baldaki de aynı koladaki de.

Aradaki fark basit, bal ya da meyveler şekerden ibaret değil, faydalı şeyler de var, kolada yok. Ama sadece içlerindeki şekeri değerlendirirsek aynı.

evet zararli. ama meyvelerden alacagin faydalar da oldugundan abartmadiginda tolere edilebilir bir zarar olarak goruluyor. yani portakaldaki seker zararli ama c vitamini de aldigin icin 1 tane ye mesela.

Meyvelerden alacagin en buyuk fayda da meyve sekerinin, vucudunda emilmesini saglayan prebiyotik ozellikteki liftir.

images-eu.ssl-images-amazon.com

osis+ demeye geldim. ince telli benim saçlar da. canavar gibi yapıyor. kabarmıyor da...

Chevrolet alınmaz: www.arabalar.com.tr

edit: şunu da ekleyeyim. Opel ile parçaları ortak olabilir ama Opel PSA'ya satıldı yakın zaman önce. Yani GM grubunda değil artık. İlerde yedek parça üretiminde sıkıntılı durumlar oluşabilir.

piyasadan çekilen bir markanin üstelik benzinli modelini almak pek akilli bir secim değil bence.
yine de almak istiyorsaniz,
-opel ile cogu parcalari ortak. o nedenle yedek parça sorunu pek cikmaz.
-piyasasi zayiftir, yukarida belirttiğim nedenlerden dolayi.
-benzinli olduğundan yakit tüketimi az bile olsa tutar olarak yüksek olacaktır.

Ağır kasa zayıf motor birlikteliği ile evet cruze çok yakar muadillerine göre. Parça sıkıntısı yaşamazsınız Türkiye'de aşırı kupon olmadığı müddetçe her parçanın çıkması, çakması bulunur nitekim.
Piyasasını bilmiyorum

Kendi kendine denemek zorundaysan sesini kaydederek başla. Dİnle ve ona göre değişiklik yap, hatta bir ara englishcentral diye galiba bir site vardı, trailerları falan youtube videolarındaki cümleleri durdurup sana söyletiyordu ve sonra kendi sesini dinliyordun, puan veriyordu falan.

ama neticede speaking başkasıyla konuşarak gelişir.

Kitap okumak iyidir. Reading olmadan listening ve speaking olmaz.

1. Sesini kaydet

2. Presentation hazirla ve sun

3. Bir konu bul bu konuya ben ne derdim diye yanit ver

Yabanci sevgili yap

1 paragraf düz metni ya da diyalog metnini ezberle ve ara da bir sesli tekrar et. Kendi sesine alışmak önemli

Bünyenin meselesi o, lahananın değil. Beyaz leblebi bul ye. Olmadı sade çubuk kraker ye azcık. Gazını alır. Biraz da yürüyüş yap hareket et. Belki de lahanadan değildir, ayaklarını falan üşütmüşsündür? Geçmiş olsun.

Alışmadığın için o. Bir süre sonra kalmıyor.

Sakın inanma söylediklerine biz inandık ve 1.5 sene kira alamadık. 2.500 liradan 1.5 sene bak : )

avukatla konuş, avukat gayet 1-2 ay içinde çıkartabiliyor. Ama parayı unut aga, parayı alamazsınız =/

Avukat vs değilim.

Kiracınız olduğu size aylık kira ödemesinden belli, ödemediği tutarlar da arada bırakılan boşluklardan belli. Dolayısıyla hukuki olarak bir alacağınız var. Avukata danışırsanız gereken adımları size attırır.

Adamda olmayan bir parayı adamdan alamazsınız. Ama işin ciddiye bindiğini adama hissettirebilirseniz belki rahat rahat takılmaz da biraz gayretler. Bunun için ihtarname vs göndermenin bir etkisi olabilir.

eksisozluk.com

Şu an düzenli ödediği için icra falan insafsızlık olur bence. Biraz daha bekleyemez misin? Acil ihtiyacınız yok gibi.

Kefilsiz verdiyseniz almanız zor. Üstte yazılmış zaten üstüne bir şeyi yoksa zor.

Floss Pick

Hamile arkadaşa hediye bakıyordum. Baby-shusher yapmışlar :D

Kulağınıza göre şekil alan kulaklık

markası hometech olsa alınırdı.

alınmaz

Zengin gösterir,kap bi tane..

kadran bence çok kalabalık, lüzumsuz gürültülü.

Saat dediğin düz olur bence.

Google: Daniel Wellington

Pek pahalı değil ve malzeme kalitesi + tasarımı iyidir. Çin malı falan da değil üstelik.

alınır, güzel