abi kara kaplumbağası bu, suya falan koyma. dağ bayır otluk boş arazi falan varsa doğasına bırak kendi başının çaresine bakar o.

oyy kuzucum pek de şirinmiş :) kaplumbağa beslemek isteyen varsa diye petarkadaş.com'a ilan verip bir sahip arayabilirsiniz ona. eğer sahiplendirmek düşünmezseniz böyle ankara'daysanız eğer mogan gölü gibi bir yere bırakabilirsiniz belki. eğer kendiniz beslemek isterseniz de kurutulmuş karidesi çok severler. et zaten onları büyütür. onun dışında minik havuç parçaları ya da kıvırcık da verebilirsiniz.

bence besle, bak yer de kaplamıyor minicik bir şey,

kara kaplumbağası olmalı bu. parmaklarının arasında perde var mı diye kontrol edin.
bakım konusunda @vedderbaug zaten güzelce açıklamış.
büyük ihtimalle de bu şaşkın yolunu kaybetmiş. ama fazla uzaklaşmış da olamaz, bulduğunuz yerin civarında kardeşleri olabilir.
bu hayvan çayır çimen ister zaten. bahçeniz olsa bir derece.

belki ailesi vardi, yumurtlamisti yavrularinin cikmasini bekliyodu
belki isi gucu vardi ne bileyim
niye kacakci gibi akliniza esince alip eve getiriyosunuz boyle hayvanlari

ninja kaplumbaga mı bu lagımda yasasın

kara kaplumbağasıysa otluk boş bi alana bırakın o başının çaresine bakar. hatta başka kaplumbağalarında olduğunu bildiğiniz bi alan varsa götürüp bırakın. eve hapsetmeyin hayvancağızı.

Arkadaşların dedikleri gibi otluk bir alana bırakın. Bulduğunuz yerin yakınlarında otluk bir yer varsa orada takılıyordur muhtemelen.

Kaplumbağa güzel hayvan da bu hayvanlar bayağı büyüyor. Petshop'ta satılan ufak kaplumbağalar gibi değil yani. Yavru bu daha.

Niye hayvancağızı alıp eve getiriyorsunuz? Kara kaplumbağası ile su kaplumbağasını bakarak anlayacak düzeyde değilsiniz (olmak zorunda da değilsiniz tabii) ama sizin yürüyüş alanında yaşayamayacağına kanaat getiriyorsunuz. Aldığınız yerin yakınlarında güvenli bir yere bırakın, kendi yolunu bulur o.

kara kaplumbağası+1

Hmm hiç düşünmemiştim kara kaplumbagasinin orada olabileceğini. Neyse yarın şöyle bir bakinayim etrafa dediğiniz gibi anası babası varsa da kardeşleri etraflardadir o zaman. Onları bulayimda yanlarına bırakayım bari. Tesekkur ettim dostlar

öyle kuru kuru teşekkür olmaz, baklava niyetine herkese tik atman gerekli.

onları kolay kolay göremezsiniz bulduğunuz yere yakın bi otluk arazide yaşıyorlar muhtemelen oralara bi yere bırakın.

hangi sehir? semt?

bazen elinde, bazen değil. çoğu zaman elinde. ayıplama/dışlama "hakkımız" tabi ki yok. görüşmeme, bir araya gelmeme, eleştirme, yol gösterme, öğretme gibi seçeneklerimiz var.

Evet.

Çünkü hepimiz tanimisizdir ne ilkokul okuyamayip da kendini geliştirmiş insanlar.

cahil bir insan haliyle bilgisizliğinin de farkında değildir aşağılayıcı olmamak kaydıyla bunu ona hatırlatmak caizdir.

Nihat hatipoğlu mu ney bu cevaplara 600bin alıyor işte sen düşün.

cahil olması kendi suçudur, günümüzde "bana şunu öğretmediler" diye bir bahane yok çünkü. hem kimse 74 yaşındaki köylü bir amcadan uçak motoru tasarlamasını beklemez, ondan istenen çok daha temel düzeyde şeyleri bilmesidir. o yüzden günümüzde cehaletin, istisnai durumlar dışında kişinin suçu olduğunu düşünüyorum.

ayıplama/dışlama hakkımız ise bana göre yok. hatta cehaletin "suç" olması konusu da tartışılabilir. kişisel olarak ilgilenmeme, uzaklaşma gibi seçeneklerimiz var ama ayıplamak ve dışlamak doğru değil. bilgi güçtür. insanları aşağılamak ve kategorize etmek için kullanılan bir şey ise, güç değildir, olamaz. kontrolsüz güç de güç değildir. ege bir göl değildir. olamaz. desinler değişemem. resimler değişemez.

Kişi ve çevresine göre değişir.

Açıktan herhangi bir dışlama ya da ayrımcılık yapma lüksüne sahip değilsin. Ama içten içe nefret edip cahilliğin daha az olduğu yerlere (mahalle, semt, şehir, ülke, Kıta...) göç edebilirsin.

şartlarıyla düşünürüm: imkanları varken kullanmıyorlarsa cehalet kendi kabahatleridir, evet.

Ne olursa olsun, kim olursa olsun %51 garanti onun suçu. Bu %100'e kadar gidebilir.

tam da bu sohbeti yapan bir arkadasimi anlatayim. insanlarin kendilerini duzeltmelerinin kendi sorumluluklari oldugunu soyluyordu ama ben de diyordum ki, neyin dogru oldugu bilgisinden bi haber insani nasil suclayabilirsin.
bunun hemen arkasindan da, is yerinde garajdan cikarken kazayla baskasinin arabasinin lambasini kirdigini anlatti. hicbir sey olmamis gibi devam etmis. simdi bu insana ne denir ki.. farkinda degil yaptiginin suc oldugunun. cunku oyle gormus ailesinden heralde.

Yillik belli bir tutari asmadigin taktirde cergi odemezsin ets ye bakabilirsin

dawanda.. sadece sattiginiz zaman komisyon aliyor, %10 sanirim.

instagram'dan facebook'tan satanlar vergi vermiyorlar. takip edilmeleri ayrı zor. olur da fark edilirlerse (örn, şikayet) cezası ağır oluyor.

bir ticaret yapacaksaniz, sirketinizi kurmali ve verginizi vermelisiniz.
maliye , facebook, instagram gibi ortamlari cok ciddi inceliyor. o yüzden buralardan satis yapmak için vergi isini çözmeniz gerek.

Çok teşekkürler.

kriterlerinize bir tek kuveyt türk uyuyor.

Hesap işletim ücreti almayan banka yok.
Sadece öğrencilere iş bankası ücretsiz hesap veriyor, akbankasıda yıllık 10 kesiyor. Kuveyt Türk almıyor diye duydum ama internet bankacılığını bilemem.

internet bankacılığı ve cep şubesi anlamında garanti en iyisi bence. lakin onlar da soyguncu.

kuveyt türk kredi kartı dışında para almıyor.

Hocam 4 yıldır hesabım var tek bir kuruş kesmediler, kredi kartımdan yıllık 20 tl kesiyorlar oda en uygun tutar. Aidatsız kredi kartıda var o ayrı, ancak avantajlar için aidatlı olanı kullanıyorum ben.
Öğrenci belgesiyle mutlaka iade ederler tutarı, tabi eğer tutar kredi kartından kesilmediyse.

türk ekonomi bankası, internet sitesi açıkara hepsinden iyi, hizmet anlayışı da.ben çok memnunum, bir araştırın isterseniz, belki şubeden şubeye değişiyordur.

@six packsiz Adamlar artık haysiyetsizlikte level atlamışlar. Müşteri olarak konuşma yapıyorum, temsilci daha lafım bitmeden aynı anda dinlemeden etmeden konuşmaya başlıyor. Öğrenci belgem var diyorum, kem küm edip kıvırıyorlar. Allah belalarını versin ya. Haram zehir zıkkım olsun inşallah

@ondkz


bana da aynı şeyi yaptı işbank. şubeye gittim, müşteri temsilcisi gevrek gevrek sırıtarak iade yapamayız, istiyorsanız dava açın dedi. konuşmamız toplam 10 saniye sürdü. sonra öğrenci belgesi, ilgili yasa ve bir dilekçe ile tekrar gittim. geri yatırmazsanız dava açıcam. dilekçeme de yasal süresi içerisinde cevap vermek zorundasınız, olumsuz dönüş yaptığınız an dava açıcam iyi günler deyip gittim. 1 hafta sonra yatırdılar. yatırmasalar harbiden de açacaktım.

Öğrenciyseniz niye geri alamadınız anlamadım. İş bankası sanırım benden 2 ya da 3 sefer kesti, hepsinde de hiçbir sorun olmadan öğrenci kimliğimle iki cümlelik dilekçemi yazıp hallettim. Şehirdışında okuduğum için belgeyle bile uğraştırmadılar. Bunu niye her seferinde yaptıklarını sorduğumda otomatik olarak kesildiğini geri dönüş yapan öğrencilere iade yapıldığını söylediler. Başka şubelere gidip direkt isteyin paranızı. İsteyin derken tabii nakit vermiyolar iade işlemi bir haftayı buluyor. Öğrenciyseniz para kesmemeleri lazım. (Tabii yaş sınırı gibi bir şey olabilir 25 26 belki. :/)
Daha 5 dakika önce internet bankacılığında en iyisinin iş bankası olduğunu düşünüp şükrettim. Teb ve vakıfbank aşırı zorluyor.
Ziraat normal hesaplardan işletim ücreti kesiyor ama kredi ya da burs alıyorsanız kykdan o hesabınızı işletim ücreti olmadan kullanabilirsiniz.

kaymakamliga gidin dilekce doldurun, alti ay filan suruyor sonuclanmasi. kararla beraber bankaya gidince paranizi alirsiniz. yine vermezlerse, davayi siz degil onlar aciyor.

Günlük paket yaparsan İng bank. Veya cepteteb, nuvo, igaranti vs.

soruya cevap değil ama
9gag.com

kötü gelmez tabi ki iyi yapmışsınız. batticonla temizleyip madecassol de sürebilirsiniz ben kendimde de çocuklarda da daha çok faydasını görüyorum madecassolun.

yalamadi neyse ki. yagli olmayan kremden surdum, aninda emdi patileri.
elimi yaladi. galiba tesekkur etti.

@mutevazi, madecassol duymamistim. dezenfekte ozelligi varsa depolayayim ondan da. normalde lalugen plus surerim yaralarina ama kalmamis. yalasa da zarari olmaz demisti eczaci.

nerden aliyorsunuz madecassol'u? hatirladim simdi, arkadasim yurt disinda bulabilirsem siparis etmisti, bulamamistim yine de.

eczanelerde var burda bi de hayvanlar için bi yara kremi var, bulabilirsem onun adını da yazayım belki onu bulmanız daha kolay olur. bir de dezenfekte özelliği yok onun, bepanthen gibi doku onarıcı merhem o da, batticonla temizleyip sürüyorum ben.

bu arada azıcık kremi yalamalarından bir şey olmaz eğer yaralarına zarar verecek kadar ısrarlı yalamazlarsa. benimkiler de yalıyor hep.

Çok geçmiş olsun

tesekkurler @phoenixboy.

evde, aloe vera bitkisi de var boyle durumlar icin bulundurdugum ama risk almayayim gece gece.

@mutevazi madecassol antibiyotik tarzı bir krem değil miydi? açık yaralarda işe yarıyor da yanıkta yarar mı?

ayağına ara ara buz torbası koyabilrsiniz. rahatlatır. yanık merhemleri işe yarıyor. yalamasına engel olmak için gazlı bezle hafifçe sarabilirsiniz. geçmiş olsun

herkeste vardır aynı durum takma kafana, cok samimi olmadığın yani sadece ordan burdan okuldan mahalleden vs vs tanıştığın kişilerle muhabbet bu kadar olur, nabıyon iyi sen nabıyon iyi hadi görüşürüz bu kadar.

Adamı öldürdün belki de bu hareketinle. Bi' daha yapma.

“bir insan acı çeker, mutsuzluk üstüne mutsuzluğa uğrar. katlanır bunlara, yazgısını benimser, iyice yerleşir içine. saygı görür. sonra, bir akşam, hiç: bir zamanlar çok sevdiği bir dostuna rastlar. dostu biraz dalgın konuşur onunla. evine dönünce, adam kendini öldürür. sonra gizli dertlerden, bilinmeyen dramdan söz edilir. hayır. ille de bir neden gerekirse, dostu kendisiyle dalgın konuştuğu için öldürmüştür adam kendini. böyle işte, dünyanın derin anlamını duyar gibi olduğum her seferde, onun basitliği şaşırttı hep beni.”

o zaman sana en korkuncunu söyleyeyim: o insanlar umursamıyor böyle yapmanı, muhtemelen 2 saniye bile düşünmeyip neyi önemsiyolarsa onu yapmaya devam ettiler.

sosyal fobi bence bu. karşındaki senden sıkılacak diye korkup konuşmayı önce ben bitireyim diye düşünüyorsun sanırım.

topu karşındakine at. cevabı evet/hayırdan ibaret olmayan açıklama yapmasını gerektiren bir soru sorabilirsin, mesela hatrını sor işini sor, kısacası ilgi göster. sonra karşındaki sana sorar, sen cevap verirsin, en son da klasik görüşelim abi vs. tatlı şekilde ayrılırsın.

acele cevap verme, düşünmeden ağzına gelen ilk şeyi söyleme.

heyecan basmasi biraz sosyal fobi gibi duruyor. bir kac hipnoz seansi ile onu atlatabilirsiniz. ama cabucak hoscakal demek de fena bir sey degil. en fazla asosyal derler, siz de muhendis genlerinize yukleyin (:P oyle mi?)
neticede yeterince dert etmissiniz, birakin artik onlar dert etsin.

Dönemseldir, modun düşüktür falan. Bazen de çok alakasız olduğın biriyle bile oturur saatlerce konuşuraun bitirmek istemezsin falan.

fotoğraf net değil ama renk ve büyüklüğünden martı yavrusuna benzettim, eğer öyleyse daha küçük olduğu için uçamaması normal. annesi öğretir.

vakti gelmemis, orada antrenman yapsin guvenli yer. annesi/babasi hic mi gelmiyor?

Dün annesi vardı bugun baktım orda yoktu kuş. Uçtu sanırım :)

kurban olurum bakışlarına...
paylaşalım mümkün olduğunca :(

Çok mahsun bakışlı bir çocuk. 4 patisi de beyaz beyaz çok güzel
Umarım sahiplenilir.
facebook ilanı falan yok mu?

Valla içinizi rahatlatmayacak ama cins olmamasının etkisi az. Barınaklar Golden Retriever gibi popüler cins köpeklerle dolu. Cins olan köpekleri de bakımını es geçip alıyorlar, sonra bakamayıp, ya da bakmaktan yorulup barınağa gönderiyorlar. :-(

Çok da tatlıymış. Hemen arkadaşıma söylüyorum Twitter'da paylaşsın. Umarım iyi bir yuva bulunur.

kopegi helsinkide daha kolay sahiplendirebilirsiniz bence. ama bekleme suresi 3-4 ay galiba :(

durum nedir sahip buldunuz mu? :(

Önce apartmandakilerle konuş, özellikle apartman yöneticisiyle. Onlarda ev sahibinin telefonu olabilir, köpeğin sahibini arayıp durumu anlatırlar. Belki sahibinin başına bir iş gelmiştir. Buradan bir sonuç alamazsan belediyeyi ara durumu anlat.

belediye barınağa götürürse hayvan bilinmeze doğru gidebilir. ciddi bir ihtimal.
öncelikle sahibinin bulunması için çevre araştırması yapıp hayvanseverler acil gibi geniş kitlesi olan fb gruplarında fotoğraflar paylaşın lütfen.
paylaşın ki rezil olsunlar.

apartman değil müdtakil ev. sahibinin kim olduğu konusunda kimsenin de bir bilgisi yok. zira ev terk edilmiş gibi. içerde doğru düzgün eşya bile yok. biri o evin sahipleri öldü sonradan da eve biri gelir oldu dediler. belki uzaktan bir akraba ama daimi kalmıyormuş. nöbet tutacam başka çare yok herhalde adamı yakalamak için. belediyeye de dilekçe vermem gerekiyormuş. ölme eşeğim ölme işte. türkiye... lanet olsun

Belediye polis itfaiye???

birkaç dernek filan daha yol gösterebilir haykur mesela aklıma geldi. kurtarma videoları yayınlıyorlardı.
ya allah kahretsin hakikaten.
o hayvanın şu anda nasıl bir travma yaşadığını düşünemiyorum.

bu arada lütfen fotoğraf çekin, video çekin, kurtarılsması için daha ciddi baskı yaratır bunlar hayvanın ve sonrasında da takibinin yapılıp, düzgün bir şekilde sahiplendirilmesini sağlar.

ilgilenen birine ulaştım dohayko'dan sonunda. evin sahibine "gelip evin fotoğraflarını çektiler, hayvanınıza el konulacak eğer bir şeyler yapmazsanız" gibisinden bir şeyler söylememi rica ettiler. en azından acil bir müdahale için. bir de belediyeye dilekçe verecek dohayko başkanı. ev adresini de aldılar. ama o o. çocuğunun hayvanı alıp başka bir yere tıkmasından korkuyorum.

bu kişinin bırakın o hayvanı bundan sonra hiçbir hayvan sahiplenememsi için gereken girişimler yapılmalı ki bunun yurtdışında ağır cezası var.
o yüzden lütfen siz bunu yayın facebook hayvanseverler gibi sayfalarda. ne kadar ifşa o kadar iyi ve acilen güvenli bir yere alınması gerekiyor o hayvanın.

gece vakti kırın camı, kaçsın köpek

yoksa sizi dolandırıp durur bu insanlar

birilerine ulaştım şimdi uzun uzun yazmayım ama hayvanı yarın başka eve göndericez, sahiplenmek isteyen bir teyze var. sorun çözüldü gibi. ilgilenen herkese çok teşekkür ederim.

ohhh sagolun varolun. bu gibi durumlarda kacirmak en mantikli yol aslinda.

çok sevindim ya... kimse o sahiplenecek teyze de dert görmesin, ellerinden öpüyorum.

Ohhhh Allah razı olsun sizden ve o teyzeden :(

entelektüel anlamda düşünüyorsanız bir batı, bir doğu dili şarttır.

kariyer anlamında düşünüyorsunuz, ingilizceden gayrısı cv'nizde çok da gerekli olmayan bir şişkinlikten fazla bir şey değildir.

son not: almanca fransızca'dan da, ingilizce'den daha çok tatmin eder entelektüel anlamda.

dünyanın en çok konuşulan dillerine göre bir sıralama yapabilirsin.

o zaman da karşına ispanyolca çıkar.

Çince yükselen trend

pratik yapmayacaksaniz almanca'yi cabuk unutursunuz. ama almanya'da kariyer yapmak iyi fikir. hem almanca isvicre'denin de en cok konusulan yerli dili. avusturya'da da almanca konusulur ama neye yarar bilmiyorum.

çalışmayı düşündüğünüz sektörle alakalı bi durum aslında.

çince ya da rusça çok tercih ediliyor son dönemlerde, ben de rusça tavsiye ederim. öğrenmesi de çok keyiflidir.

pimsleur + diolingo ile alntından kalkarsın yiğido

bir nick var benden iceri +1

sektöre göre değişir. makine ve otomotiv üzerine almanya'da bir kariyer düşünüyorsanız almanca öğrenin. çinde yaşamayı planlıyorsanız mandarin. inşaat vs. düşünüyorsanız ve rusya türki cumhuriyetler diyorsanız rusça.
bir başka ülkede yaşamayı planlamıyorsanız, sadece türkiyeden kısa süreli temasınız olacaksa ingilizce hayli hayli yetiyor.

brad, sama bir video attım mesaj yoluyla. onu izleyip içini rahatlat.

hekimler güvenilir olduğu sürece sorun yaşamazsınız diye tahmin ediyorum.

disiyse, adet donemi civarinda sakin yaptirmayin.

burası ''aile terapisti'' diyenlerle dolacak.

çocuk olmasa da nafaka denen bi olay var.

hani maddi boyutunu da gözardı etmeyin. karşı taraf evliliğin yürümesine engel olan taraf olsa bile nafaka ödeyebilir abin.

diğer kısımları olayın içinde olmadığım için sağlıklı değerlendiremeyeceğimden bu kısmı belirteyim dedim.

bence araya girme. arada kalırsın sonra sen kötü olursun. bırak aralarında çok afedersin ne bok yerse yesinler. :)

Evliliğin oturması en az 5 yıl. Öyle hemen aile olunamıyor maalesef. Ilk Zorluklarda vazgeçmek kaçmak doğru değil bence. Artık kimse kimseyi çekmek istemiyor işte.

araya girme aman diyim :)

araya girme +3.14

asla araya girme +1903!

araya girme +1
çocuk evliliği kurtarır mantığıyla çocuk yapmasınlar bari.

Araya girmeyin tabi de içinde bulunduğumuz toplumu da göz önünde bulundurarak kadın kişisine destek çıkın. Türkiyede erkek için her zaman daha kolaydır bu olay, kadın yaşar çoğu sıkıntıyı. Bi de bence de evlilik bir yılda oturan bir şey değil.

Şöyle yap böyle yap demeden de boşanma hakkındaki fikrini söyleyebilirsin. Kararın ne olursa olsun ben seni desteklerim gibi...

Boşanmak evet zorlu bir olay. Boşanma sırasında çiftler çok çirkefleşebiliyorlar. Boşanmak isteyen tarafı karşı taraf çok yıpratabiliyor. Ancak eğer evlilik öncesi fazla bir süre beraberlikleri olmadıysa da ilişkinin oturması zaman alır.

Tartışmalarda saygı korunuyorsa boşanılacak bir durum yok demektir. İletişim kurarak sorunlarını çözebilirler.

Pişman olanlar "Daha fazla çabalayabilirdim, benim de hatalarım olduğunu fark ettim sonradan" diye pişman oluyorlar. Onun dışında bir pişmanlık yaşanmaz, nasıl olsa çocuk yok.

cocuk olduktan sonra ayrilmasi cok aci verici bir sey. yani ayrilamiyorsun zaten cocuklari dusundukce ama intihara dogru gidiyorsun bir nevi.
ben olsam, cocuk yapmadan once bir uc-dort sene yasardim. eger bir sene hic kavga etmeden durabilirlersek cocuk dusunurduk.

1. Araya girme.
2. Ilk bikac sene zorluklarla dolu olacak. Etrafimdaki 2536271y3728 ciftte gordum bunu. Klasiklesti artik.
3. Bekara kari bosamak kolaydir derler. Abine soyle. Bekardan akil almasin.

çocuk yokken boşansın eğer sürekli tartışıyorlarsa. çocuk olunca bir an düzeldi sanacaklar, sonra yine boka saracak. yazık. insanların bir imza için yıllarını heba etmelerine gerek yok. hastalıklı ilişkiler ve hastalıklı evlilikleri çocukla taçlandırmak üstüne tüy dikmektir.

uygulama degil o, near field communication'in simgesi.

nfc açık, ayarlardan kapatabilirsin.

nfc'yi kapatmaya gerek yok, bir enerji harcadigi yok

Nasıl bir koku?

eşimin eski giymediği atletlerinde olmuştu.dediğiniz gibi yıkama,havalandırma fln işe yaramadı.
diğer atletlere de geçince hepsini topluca attım.
tabii sizdekiler kazakmış,atılmaz da.

hiç denemedim ama bu tarz koku vs işlerinde sirke işe yarar hep.
sirkeli suda bekletip sonra yıkamak gibi bir çözüm sallıyorum şu an.

Sen koltuk üstünden kurutmamla başladı demişsin ama bu arada deterjan veya yumuşatıcını değiştirdin mi? Deterjanı ve yumuşatıcıyı az koyarak dene bir. Nedense annem perdeleri bir defa yıkadığında iyi durulayamamıştı, berbat bir koku olmuştu odada, onu hatırladım. Kokuyu tarif edemiyorum.

naftalinlesen geçmez mi ya, o kokunun da üstüne geçemez herhalde?

Ilk basta sivi bir deterjan kullandim ama sonradan baktim ki yunluleri bununla yikamayin diyor. Sonra yun deterjani aldim yikadim. Ama yine de ufacik bir yerde bakteri kalsa yayiliyor heralde.
Koku seye benziyor, yerleri silersin, suyu bekletir iki gun sonra yine silersin ya, pis bir koku cikar. ona benziyor. Bilmiyorum biliyor musunuz o kokuyu.

Naftalin alip deneyeyim ama her yerine nufus etmesi lazim giysilerin.

tahmin ettiğim koku. nemden yün kurumuyor. açık alana asman lazım kuruması için.
benm de kısa kollu triko kazağımı yıkamıştı kardeşim, ne olduysa böyle kokuyordu. duru suya bıraktım sonra balkona asıcam.

koltuk uzerinde kuruttum demistim. koltugun yastik kiliflarini yeni yikadim. megerse o kuruttugumda bakteri varmis, simdi 12 kocaman minder kilifina bulasti ve iclerine de.
koltuklari atamam da artik ciddi bir cozum bulmam gerekecek:((

nasıl bir bakteriymiş de bulaşıyormuş hiç anlamadım.
her şeyinizi öncelikle dışarda kurutun, dışarda kuruttuklarınızı kokusuz bir yere istifleyin kokululara yaklaştırmayın. evde kıyafet namına ne var ne yok yumuşatıcılı hoş kokulu bir şeylerle yıkayın. istisnasız dışarda güneşte kurutun. kıyafetleri koyduğunuz dolapları komidinleri dip bucak silin balkonda bir yerde güneşte biraz bırakın rutubet de yapmış olabilir. ondan sonra kıyafetleri içlerine yerleştirin. koltukları da yıkatmaya verin.

bütüüüüün bunlardan başka temizlik ihtimali gelmiyor aklıma, yine geçmezse ne yapılır bilemiyorum.

ben öğrenci evimde bir şeyler yıkayıp kış günü boş oda içinde kurutmaya çalışmıştım. 5 günde kurumadılar haliyle. iğrenç kokmuşlardı büyük ihtimal yünler yüzünden sende de o koku oldu ama tekrar yıkayınca bendekilerde koku kalmamıştı enteresan.

koltuklari yikamaya veremem, koltugun parasindan pahaliya gelir. bir de ise yaramama ihtimali var.
bir yerde sanki votkayi sprey kabina koyup sıkın diye okumustum. ise yarayacaksa balkona da koyarim koltuklari.

simdi farkettim ki, kokunun sebebi Miele makina ile beraber gelen ve ara sira kullandigim sivi deterjanmis (Miele ultra color liquid). Zaten kullanim kilavuzunda da sivi deterjanin bakteri uremesini artiracagindan bahsediyor. Ayrica ayda bir 75 derece pamuklu ayarinda bosken yikamak lazimmis. Yuh diyorum, niye veriyorlar sivi deterjan o zaman. Kokudan kusmak uzereyim. Neyse ki sebebini anladim artik. Ayrica kotu kokan giysileri balkonda bir hafta tutmak kokuyu yok etti.

ari isirmis olabilir, ben de karsilastim. bir sey cikmadi sonra. arilara avlamaya meraklilar nedense.

benim köpeğimin başına gelmedi ama yeri falan koklarken karınca veya diğer börtü böceğin ısırığı neden olabiliyormuş. arkadaşın söylediği gibi arı da olabilir. 1 haftadan fazla sürerse farklı bir veterinere göstermekte yarar var.

corgi+sokak köpeği kırması gibi

Golden Rotriever-Labrador Kırması sanki

akita genleri de var sanki. ayrica karakteri de bir cok ipucu verebilir

Kırma. İki cinsin kırması değil birkaç cinsin kırması gibi gayet.

hangi sehirdeyiz acaba?

Gaziantep

saniyorum yoktu orada.

ama belediye ekiplerini cagirabilirsiniz. eger cagirirsaniz durumu bastan sona takip ediniz. etmeyecekseniz hayvanin ortak kaybolmasini, turlu muamelelere maruz kalmasini istemiyorsaniz baska bir yol bulmak lazim, hic aramayin.

bolgenin bagli oldugu belediye ekipleri gelir, hayvani bakimevine goturur. orada tedavisi yapilir. daha sonra aldiklari yere birakirlar ancak tekrar edeyim surec icerisinde bastan sonra surekli aramaniz veya hayvani ziyaret etmeniz en uygunu olacaktir.

İstanbul olsa ibb'nin ve bazı yerel belediyelerin var; mesela Üsküdar'ın. Madem konu açılmış gören görsün. İstanbul'Da bu gibi durumlarda arabamla ulaşıma yardımcı olurum. Çekinmeyin mesaj atın.

cahide derneginin ambulansi vardi sanirim, bir de veterinerler de gelip arabayla alabiliyorlar eger tedavisini ustleneceginizi soylerseniz.

www.cahidedernegi.com

Satın alınmadığı sahiplenildiği sürece evet.

niye olmasın? cins olanlar hayvan değil mi? sevdiğimiz, tipi, karakteri hoşumuza giden insanlarla birlikte oluyoruz sorun yok da senelerce birlikte yaşayacağımız hayvanın tipini/karakterini seçmek suç mu?

suç değil tabi ki ama bu hayvanlara talep olduğu sürece üretiliyor ve satılıyorlar. yaşam şartları onlar için zorlaşıyor. üstelik insanlarda duygular karşılıklı, hayvanların ise seçme şansı yok.

Her cinsin kendine has karekteristik özelliği var. Örneğin köy evinde yaşasam rottweiler gibi bir bekçi köpeği beslemek isterdim. Bu bence yanlış değil. Diğer türlü her host diyenden kaçacak iki soze gelecek bir kopek işini görmez, örneğin.

iamelf +1

düz mantıkla diğer türlü cins hayvanlar sahipsiz mi kalsın?
bir de herkesin ev arkadaşından beklentisi farklı. mesela benim ev arkadaşımdan beklentim ayakkabılarımı kemirmemesi, koşup koşup suratıma atlamaması, her bulduğu şeyi delik teşik etmemesi. yine olsa yine tekir yerine russian blue tercih ederim sahiplenirken. başka biri için de daha hareketli atlayan zıplayan bir ev arkadaşı tercih sebebidir, russian blue alsa onunla oynamıyo diye üzülür. bence herkesin hayat arkadaşı seçimine kimse karışamaz.

o da hayvan, iyi baktığı sürece sorun yok.

Yoo, onlar da bir tür oldukları için soylarini devam ettirip ürüyorlar. Gidip seri üretim çiftlikten satın alma sen de. Bir hayvanseverin torunlarını sahiplen.

tabi ki.
Ama sizin sormak istediğiniz, sadece cins hayvanları seçip beslemek hayvanseverlik midir? olmalı sanırım.
Bazı insanlar cins hayvanları aksesuar veya dekor niyetine alıyor. İşte o hayvanseverlik değil.

o hayvanı neden ve nasıl aldığına bağlı.
parkta gezdirirken caka satmak için satınalmayıp sahiplensede hayvan sever değildir mesela.

Cins hayvan besledim ama denk gelmişti. Kuzenim kız arkadaşına Van kedisi almış, daha sonra da ayrılmışlar. Kedi ortada kalınca halam istememiş. Biz sahiplendik. "Aman Tanrım, Van kedisi. Hep bu anı beklemiştim" diyerek sahiplenmedik ki hayvanı. Bazen uyuz davranırdı, bazen düzgün davranırdı her kedi gibi. Şimdi ailem kapkara bir sokak kedisini besliyor.

Olaya kuzenimin kız arkadaşı açısından bakarsak da, o da tipine göre beğeniyor hayvanı. Sonuçta fare, yılan, vb. beslemememizin nedeni de tipleri değil mi? Sincap ile farenin soyları birbirine çok yakın. Sincap görünce "Eneeem, ne şeker" diye şekilden şekilde girip fare görünce masaların üstüne çıkıyoruz.

İş biraz duygulara bağlı olabilir. Hayvanı beğenip alıp üstüne bir de sonradan bağ kurmuşsa, hayvanı seviyordur işte bal gibi ama ona sahip çıkamıyorsa, evladı gibi olmuyorsa, olmaz o iş.

benim köpeklerimin ikisi safkan, biri melez ama üçü de cins köpekler. hepsinin durumunu az çok biliyorsun zaten, cins beslemek var, cins beslemek var sonuçta.

ama bence bir insanın istediği köpeği beslemesinde ve hatta bir köpeği güvenilir bir çiftlikten almasında-merdivenaltı üreticileri destekleyen orospu cocukları bu kategoride değil tabi ki- da köpeğe hakkını vererek baktığı sürece bir gariplik yok. hayvanseverlik evdeki hayvanın cinsiyle değil, kendisinin olmayan hayvanlara ve çektiklerine karşı gösterilen duyarlılıkla alakalı bir şey bence

Kendi adima, sadece sevimli gozuken kedileri seviyorum ornegin. O halde hayvansever diyemem kendime.

Bir de basligi acan arkadas cins hayvan besleyenler/cins olmayan hayvan beslemeyi secenler seklinde ayirmiyor sanirim.
"Cins hayvanlar sahipsiz mi kalsin, o da hayvan" denmis ya, oyle degil. Cins hayvan beslemeyi tercih etmek ya da cins olup olmadiginiga bakmaksizin herhangi birini beslemek. Soru boyle. Ben boyle anladim en azindan.

cins hayvan beslemek "de" hayvanseverliktir (önemli olan besleyenin duyduğu sevgi, hayvanın cins olup olmadığı değil), ama cins olanı besleyip de cins olmayanı beslememek hayvanseverlik olmaz. yani cins olmayan hayvanı "ben sadece cins hayvan beslerim" diye bir düşünceyle beslememek hayvanseverlik olmaz, cins severlik olur.

sokaktan/barınaktan hayvan sahiplenmekle ölçmüyorum hayvanseverliği (tabi en güzeli böyle yapmak). insanlar bilinçsiz olduklarından da hayvan satın alabiliyorlar gerçekten hayvan sevmelerine rağmen, o yüzden cins hayvan "satın alıp" beslemek için dahi hayvanseverlik değildir diyemiyorum. ancak üstte yazdığım durumda bayağı ikiyüzlülük oluyor.

Bu isin ciddi manyaklari var , adam tutup ille sibirya 'dan , alaska'dan gelsin diyor paralari saciyor, soguk iklim hayvani sicakta tuy dokunce sokaga atiyor. Bunlarinki mesela hayvanseverlik degil bir nevi fetis/ hobi ve dogaya zararli insanlar.

bu sorudan muzdarip biri olarak paylaşmak isterim. yaşı ilerlediği için barınağa terkedilmiş yaşlı bir golden'ım vardı. geldiğinde yapış yapış tüyleri ve leş gibi kokusuyla (yanında durmak bile zordu) kış günü eve getirdik. tedavisi yapıldı. sağlıklı beslenme, düzenli yürüyüşler vs. derken tüm vücudu yenilendi. huyu suyu da mükemmel bir köpek çıktı. sahiplendikten sonra fakültede dövmesinden yola çıkarak bir hoca şecereli bir köpek olduğunu söyledi. gezdiriken görenler barınaktan ben de olsam böyle bir köpek alırdım dedi ama onun barınaktaki haliyle kimse yanına yaklaşmazdı. (1 yılını barınakta zincire bağlı geçirmiş, yaşlı olduğu için kimse sahiplenmemiş!)
şimdiki köpeğim rus finosu. 1 ay tedavi gördü ve aynı süreçler sonunda sağlıklı ve güzel görünümlü bir köpeğim var. yavruları için talipler peişnde koşarken iltihaplı gözü, sarkık memeleri, diğer sağlık sorunları nedeniyle kimse talip olmamıştı. ben bunları yaptığım için ne iyilik meleğiyim ne de cinse göre hayvan seven biriyim. ama şartlarımı değerlendirdiğimde uyumlu olabileceğim bazı köpek cinsleri var. bunu göz önünde bulundurup ihtiyacı olan bir hayvana yuva açmak da "seçilik" değil. ev arkadaşı bulmak gibi düşünüyorum.

ben mesela sokağa bırakılmış çok hasta bir siyam aldım eve. veterinere götürdüm iyileştirdim besledim semirttim sonra kedim anlaşamadı bedelsiz başka birine verdim. şimdi bahçede bir van kedisi var ona niyetleniyorum bakalım yakalarsam onu da eve alacağım

uzun bir sure sorguladim bunu. farkettim ki asik olmak baska sevmek baska. sokak kopeklerine asigim, pitbullara karsi da bir sempatim basladi. kimse, nesine asiksin diye soramaz cunku siz asik oldugunuzda nedenini bilmezsiniz zaten.
sorunuzu genisletin, neden hayvan sahiplenecekken ille kedi aliyorlar da kopek almiyorlar gibi, ya da tersi. kedilere asik degilim, gorunce delirmiyorum ama yardim etmek ayri bir sey.

movie maker kullansana çok basit program hocu
geçmiş olsun ayrıca. hırsız çalarkan görüntü var mı? eve girip çıkarkenki görüntü yetmez.

youtube'a yuklerseniz orada da editleyebilirsiniz.
gerci finalize etmesi bir saat filan surebilir ama digerleri nasil bilmiyorum.

@cekilmis gayfe saol panpa. Ev mustakil ve uc kisiler ve bir tanesi elinde esyayla cikiyor. Arabalarinin plakalarina, dovmelerine kadar belli goruntuler. Teknoloji ozurlusuyum :(

@bir varmis bir yokmus 5 farkli dosyayi hem kesip hel de birlestirebiliyor muyuz acaba?

kesip biçtiğin videoyu mahkeme delil kabul etmez bence. sen videoları ham şekilde polise izlet. boşu boşuna hırsızlara koz veriyor olabilirsin. videoyla oynanmış diyebilirler.

@sehirbezgini polise ham seklini bugun verdik ama bana editlenmisi de lazim

geçmiş olsun.

videoları yollayıp aralıkları yazarsanız ben yaparım.

aralıkları istememin sebebi gözümden kaçma olasılığı. çok önemli değil ama ne olur ne olmaz.

@infernal majesty allah razi olsun kardes. simdi sana yazacagim ozelden

videoları kesersen zarar görebilir delil özelliği :S

haci orjinallerin yedegini bi yerlere koymayi unutma, bisey falan olur dosyalarla oynarken, sonra oradan kurtarirsin

soğuk iklim ırkları havalar ısınmaya başlayınca tüy dokmeye başlıyor ve benim gözlemlediğim kadarıyla havalar tekrar soğuyana kadar çok fazla tüy döküyor. benim labradorum böyle en azından. eğer deride renk değişimi yoksa, açılmalar yoksa tüylerde çok sorun etmenize gerek yok.

biz geçen sene bu zamanlarda ketoral tarzı bir şampuanla bir hafta arayla iki kez yıkamıştık veterinerimizin tavsiyesi üzerine, pek işe yaramamıştı ama deneyin isterseniz.

eger temizlik problem yaratiyorsa onun icin oneri sunabilirim. halidan ve kanepelerden tuyu kolayca alabilirsiniz. kirmizi kadife fircasi denen bir sey var, tek yonde toplar, diger yonde birakir tuyleri. onunla rahat edersiniz.
ayrica furminator marka firca sanirim meshur tuy toplama konusunda.

köpeğiniz alerjik olmasa da tavuklu mamalar tüy döküyor. bir zamanlar iyi mama diye satılan ton balıklı ve pirinçli hills benim golden'ıma çok iyi gelmişti. derisinde bir şey olmasa da hafif pembelik varsa sebebi tavuk olabilir. deneyimlerimden yola çıkarak birkaç şey daha eklemek istiyorum.
- tüyleri dökülüyor diye tıraş ettirmeyin sakın. bu kez de derisi güneşe maruz kalıyor.
- sabah ve akşam güneşten en az etkileneceği saatlerde çıkarın.
- derisini sürekli ıslatmayın. yıkama sıklığınızı bilmiyorum ama 1 aydan sık yıkadığınızda hem derileri kuruyor hem de kokuyor. yıkama sırasında hassas derili köpek şampuanı kullanın.
- denize giriyorsa tuzlu su kurumadan durulayın.
- stres de tüy dökümü için büyük neden. son aylarda değişen bir durum olup olmadığını gözden geçirin. eski bir oyuncağını atmanız bile onun için depresyon sebebi olabilir.

böcek değil o ya. sizin evin bir bireyi bence o boyda böcek mi olur.

abi ben suyu içerken bunla karşılaşsam bi daha su içmem tripten...

evet ev çiyayı

en azından bu değil:
store.donanimhaber.com

Çıyan derler.
Daha geçen gün ananemin evinde temizlik yapatken çıktı. Elektrikli süpürgeye çekeyim dedim, hayvanoğlu hayvan nasıl güçlüyse artık çekemedim süpürgeye.
Ablamın çığlıkları arasında kuzenim tekme darbeleriyle öldürdü.

çiyan muhtemelen ama ben onlar daha düz oluyor diye biliyorum bu biraz boylu bi arkadaşmış galiba.

ayakları direk çiyan ama gövdesi ve suratı bilemiyorum

şöyle bi link var yardımcı olabilir; www.bocekler.org

bi de aklıma şunu getirdi;

imgur.com

bi de yavru olabilir o, eğer yavruysa taşın derim çünkü kira vermeyeceği kesin bu hayvanın.

Arkadaşlar ilginiz için teşekkürler..

Elemanı; gece yan arazi'de saldım, öldürmek pek doğamda yok :) Sizin cevaplarınızdan önce google'de görsellerde gördüm; zehirsiz ve zararsız olduklarını söylediler. Kırk ayak familyasının zararsız olanlarındanmış yani..

Arkadaşın verdiği link'te detaylı anlatmışlar.. Sokma yeteneği'de varmış :P neyseki; bana müdahale etmedi..


Evlerde sık rastlanan çıyan türlerinden bir ev çıyanıdır. Ev çıyanının diğerlerinden ayıran belirgin özelliği bacaklarının uzun olmasıdır. Bu canlının uzunluğu 3.5-6 cm civarındadır. Gövdesi sarımsı gri veya kahverengidir, üzerinde kırmızı morumsu veya mavimsi çizgiler bulunur. 15 segmente ayrılmış gövdesi birer çift ayak bulundurur. En son ayakları uzun bıyıkları andırır bundan dolayı kafası ile ayak kısmı karıştırılabiliyor. Ev çıyanı yırtıcıdır, sinekleri, hamamböceklerini, termitleri, örümcekleri, gümüşböceğini, pire, güveleri ve diğer küçük ev böceklerini avlar. Önce böceklere zehir enjekte eder, daha sonra onları öldürüp yer. Diğer çıyanlardan farklı olarak hem gündüz hem gece aktif olabilir. Çok hızlıdır ve saniyede 40 cm hızla hareket edebilir. İyi bir görme yeteneği onu iyi bir avcı yapıyor. Aynı zamanda duvarlarda da dolaşarak buradaki böcekleri yakalıyor.

Kaynak : www.bocekler.org

bravo size, oldurunce zaten nesli bitmiyor, salivermek en guzeli.

hic hos degil bence fikriniz.

1000 lira ortalama.

google'de paravan yukselmek yerine, gunluk girilen taze (rewrite olmayan - ozgun diye tabir edilen kelimelerle oynanmamis) makaleler sizi yukseltir. ayda 1000 tl yerine facebook uzerinden reklamlarla daha hedefe yonelik calisabilirsiniz.

bu konuda uzman degilim. bu bir yatirim tavsiyesi de degildir.

ailelerine şikayet et abi. terbiye verememişler belli ki

aileleri de hayvan düşmanı zaten, neden bu kediler burada diye kapıya dayanmaları yakındır onların da.

süt ve kuru ekmek vermeleri iyi bir şey yapmaya çalıştıklarına işaret değil mi?
sen kovaladığında onlar kedilerden nefret edecek ve o zaman zarar verebilirler asıl.
belki çocukları toplayıp açıklama yapabilirsin, hem kediyi nasıl tutacağını öğretebilirsin. böylece severken canlarını da acıtmazlar.

nası fikir?

evimin karşısındaki parktan 5 yavruyu bu şekilde yuvalandırdık, sevmeye gelen çocuklar ailelerine diretince evlerine aldılar mecbur :) belki kedi sevgisi oluşur çocuklarda da.

Çocuklar küçükse zarar verebilirler, civcivi sevmek için sıkıp öldüren çocuk gibi algıları henüz gelişmemiş yaştaysa kediler zarar görebilir.7 yaş üstüyse filan topla hepsini, nasıl sevmeleri gerektiğini filan anlatcam dicem ama laftan anlamayacak gibilerse şöyle 1 haftalığına filan kedileri sakla, çocuklar kediler gitti sansın geri piyasaya çıkar.

"kedileri, canlarını yakmadan seviniz, zorlamayınız" diye bir not asabilirsin.

@aithra'ya katılıyorum, bu şartlar altında en iyisi çocukları toplayıp düzgünce konuşmak. "Böyle zorla yedirmeye çalışmak onlara şöyle hissettiriyor, sana yapılsa nasıl hissedersin" diye işin mantığını açıklamak ve empati kurmalarını sağlamak. Hem onlara yavru kedilere nasıl davranır onu da öğretmiş olursunuz.

@aithra'ya katılMIyorum.

aynı durum benim de başımda. kapıda tonla yetişkin kedi var hiç bir çocuk gelip gitmedi şimdiye dek. annesi terk etmiş bir yavru geldi kapıya, çocuklar doluştu. kediye cacık ve süt veriyorlar (ki süt kediler için zararlı bir besin). illa da kutunun içinde yatacak diye zorla kutuya sokuyorlar. iki tane aklıselim çocuk varsa 5 tane afacan oluyor, kediyi yerden yere atıyorlar.

demem o ki, bu yaşta çocuklara tek tek aileleri tarafından verilmesi gerekiyor bu hayvan sevgisinin. öyle kapıdaki kediyi onların elinde kaderine terk ederek değil. tamam hayvana dokunmaları lazım ama hayvan oyuncak da değil.

@mutevazi: bu yüzden bunun pek bir çözümü yok. eğer daim evdeysen sürekli kulağın orada olsun, çocuklar geldikçe kovala, seveceklerse başlarında ol. ya da yavruları azıcık daha büyüyene kadar farklı bir odaya al.ne bileyim ufak çitli bir yer yaparak azıcık geniş bir yuva falan oluştur.

Aithra +1

bin kere anlattım aynı şeyleri arkadaşlar. mama verdim hepsine alın bununla besleyin diye. sırf oyun olsun diye yapıyorlar bunları. iki senedir ne çocuklarla beraber kedi evi yapmadığım kaldı, ne her birine mama dağıtıp sokakta hayvan görünce onları vermelerini söylemediğim. yemin ediyorum hayvanlara nasıl davaranacaklarını öğrensinler diye harcadığım zamanın da paranın da haddi hesabı yok artık ve bıktım uğraşmaktan sürekli daha iyi insanlar olsunlar diye. hayvanlardan uzak dursunlar, köpek görünce taşlamasınlar, kedilerimle uğraşmasınlar başka bir şey istemiyorum.

kediler yavru değiller bu arada. yavru olsalar yuvalanırlardı zaten bir şekilde bakardım o zamana kadar da.

ayrıca çocuklar normal değil diye özellikle belirtmişim değil mi yani on tane cevap var dokuzu nasıl sevmelerini öğret diyor, hiç aklıma gelmemişti ya...

sakin canım.
otistik mi çocuklar?

edit: kendimi açıklama gereği duydum. senin daha öncesinde ne yapıp ne yapmadığını bilmiyoruz. elbette denemişsindir de birden kızarak yazmışsın sanki çocuklara kızmışsın gibi. öncesini bilmiyoruz işte. mesela neye göre normal değil çocuklar? normal çocuk neredeyse yok ki, çünkü normal ebeveyn yok etrafta.

kediler pireli aman çocuklar yaklaşmayın falan demek işe yaramaz mı?

bizim mahalledeki çocuklar 2 tane yavru kedinin bacağını kırdılar. sözde oyun oynamak istemiş piçler.
kedileri saklamak veya çocukları güzelce pataklamak lazım.

edit: aileyle konuşma. kedi köpek yüzünden çocuklarına bok atılmasından çok rahatsız olurlar. bir de kavga çıkar sen suçlu olursun.

"ayrıca çocuklar normal değil diye özellikle belirtmişim değil mi yani on tane cevap var dokuzu nasıl sevmelerini öğret diyor, hiç aklıma gelmemişti ya..."

Belli ki çözüm bulamamışsın ki burada soruyorsun, biz nereden bilelim ne aklına geldi ne gelmedi. :-) Çocuklarla konuşmak işe yaramıyor, aileleri ile konuşmak işe yaramaz, kedileri eve alamam. Biz sana ne diyelim ki o zaman, çok fazla seçenek yok ki? Kedilere ev bulmaya çalışacaksın, belli çocuklar senden korkmuyor, iri cüsseli bir arkadaşını getir o konuşsun bir de, o da olmadı topla kedileri başka mahalleye götür bırak, çocuklar devam ederse polise şikayet ederim diye korkut. Başka hiçbir seçenek göremiyorum.

Kediler tırmalamaya falan kalkmıyorsa, sinirli ses çıkarmıyorsa, koşup gitmiyorsa sandığın kadar fazla rahatsız olmuyorlardır. "Zorla ekmek yedirmeye çalışıyorlar" kedi bundan senin rahatsız olduğun kadar rahatsız olsa o zorla yedirmeye çalışanı tırmalar, yüksek bir yere tırmanır, ya da koşar gider. Hayvanın canını acıtmadıkları sürece, taş falan atmadıkça, bir yere hapsetmedikleri sürece, çözüm yolu yoksa canını fazla sıkma.

@kuzey li Kedi yavru olunca iş değişiyor tabii, soruyu soran kediler yavru değil demiş.

kediler icin cocuklarin yapabilecegi bir yardim belirleyin. yardim karsiliginda cocuklara her gun 5 lira vereceginizi soyleyin.
bir kac gun sonra 2 lira verin, sonra 1, sonra elli kurus.. kusura bakmayin bu kadar verebiliyorum artik diyin.
o noktadan sonra artik kedilere iyilik yaparken, para, sebep olmaktan cikacak ve mantiklarina oturtmak adina kedileri gercekten sevmeleri gerekecek! cunku insan beyni bir yere oturtmaya calisiyor.

bunun yahudili versiyonu psikoloji dersinde anlatilir.
sizin durumda da ise yarayabilir ama size bagli biraz da bence.

asil mesaji okumamistim yazarken, uykusuzluktan..
neyse ama dedigim sey ilgili durum karsisinda uygulanabilir.

çocuklar tehlikeli olabiliyor. bir de o çocuklar kediyi rahatsız eder kedi de çıldırıp aralarından birini tırmalarsa tüm aileler kapıya gelip bu kediler gitsin diye bağırır.

çocuklara görev vermek iyi olabilir. kedilere baktığınız yere mama ve su kabı koymuşsunuzdur. o su kabını doldurma görevi onlarda olsun. süt verince ishal olduklarını söyleyin. hepsi anlamaz ama aralarında anlayan çıkar, o da diğerlerine siz yokken söyler. birkaç güne ilgileri geçer ama bu zamana kadar kediye ip bağlayıp gezdirme gibi şeylere kalkışabilirler.

ailelere şikayet etmek işe yaramaz. çocuk onlar, alttarafı kedi vb. şeyler söyleyip canınızı sıkarlar. hatta çocuklarının dokunduğunu görürlerse kedileri at derler!

aile içinde insana,hayvana,doğaya sevgi öğretilmemişse o çocuğun sonradan,sizin çabanızla öğrenmesi çok zor diye düşünüyorum.
o çocuk yaşlanınca sokaktaki kedileri zehirleyen orospu çocuğu dedeye dönüşüyor.
(mahallede bir tanesi var da ondan sinirleniyorum aklıma geldikçe.)

sokakta beslediğim birkaç kedinin kulakları kuyrugu fln kesildi,yakalarsam laf söz dinlemeden dalacağım.o yüzden; nush ile uslanmayani etmeli tekdir, tekdir ile uslanmayanin hakki kötektir.

kendi cocuklugum aklima geldi, kedi delisiydim, annem cok dovdu ama hicbir sey vazgecirememisti beni. bir gun isirdi kedi, kuduz asisi yapacaklardi gobekten cok agladim, soz bir daha dokunmayacagim dedim, ondan sonra mi yoksa kopeklere asik olduktan sonra mi bilmiyorum kedileri rahat birakabildim.

kedilerden birini saklayin, cocuklara da kedi oldu, veteriner sut verildigi icin oldu dedi deyin mesela? vicdan yapsin veletler.

bir de her hafta cocuklardan yasi buyuk olanlardan birini kedi baskani ilan edin. baskanin da ucreti bir dondurma olsun. baskan kedileri korumakla gorevli olsun. her gun gelsin size rapor versin. birseyi oyuna cevirince, gorev yukleyince fln bi gaza geliyo bunlar.

kedilerle çocukları tanıştır. sakin sakin oynat bir kaç gün göz kulak ol. mamalarını onlara verdir ekmek yemez bunlar evladım kedi bunlar de. yamuk yaparsanız uykunuzda boğazınızı keserim diye de ekle akıllanırlar.

ya oyle ya da hayvani tas firlatarak cok feci kiskirtmis bazi mahluklar

insan hep ölümsüzlüğe gereksinim duymuş onu aramış ve bulamamıştır. ancak dolaylı olarak ölümsüzlük tatminini elde edebilmenin yollarını bulmuştur. kimisi için bu çocuk yapmaktır kimisi için sanat icra etmektir kimisi için ün yapmaktır ve daha akla gelebilecek çeşitli yollar.

desem de sen bana tam olarak inanma, insan; tek bir cümleyle, cümlelerle, paragraflarla hatta kitaplarla bile açıklanamayacak kadar çeşitli ve her insan içinde bir evren barındırır. insanı açıklayan tüm formüllere hükmeden tek formülü bulmak-en azından günümüzde- imkansız.

Üreme içgüdüsü, toplum baskısı, soyun devamlılığı, aile ısrarı vs...

Örnekleri çoğaltmak mümkün, ancak "resmen istemeyerek yapıyorlar" yorumunuz biraz sert olmuş. Yorulmuşlardır sizin de belirttiğiniz gibi? Uykusuz geçen/geçecek birkaç ay bu işin doğasında var. Çocuk yapmayı düşünen çiftler bu ve buna benzer bir çok sıkıntıdan haberdarlardır, emin olun. Sadece bazen çok kötü bir gün geçirirler ve üstüne bir de çocuk gürültüsü bir anlığına çekilmez hâle gelebilir. Geçicidir yani, öyle düşünmeyin. Evlât dediğiniz çiftlerin her şeyi olur.

Çoğunlukla evliliği kurtarmak için. Çocuk, evli çiftler için bir meşgale oluyor; ortak bir amaç sağlıyor.

Tabi bilinçli bir şekilde yapılan, sevgiyle büyütülen ve topluma faydalı bir birey olan çocukları ve ailelerini tenzih ederim.

tabi ki sebebi bebekler tatli oldugu icin =) ted videosu vardi ama simdi bulamadim.
ah buldum, neden tatli buldugumuzu da acikliyor, aslinda tatli filan degillermis :)
altyazisi
www.ted.com

çok şey hakkında +1
Isteyerek ve severek yaptıkları için bakımı zor gelmiyor. Tahammülsüz sabırsız ve rahatına düşkün (kendimden örnek) insanlara çocuk yapmak hiç mantıklı gelmiyor. O yüzden pek anlam veremiyoruz bence.

meraktan da olabilir. sahsen ben oyle yapacagim yaparsam ^^
- bana benzeyen bir sey.
- tamamen karsiliksiz sevecegin bir sey.
- tecrube edenlerin dedigine gore, dunyadaki en guzel his.

Çocuk yapmak yaşlılık yıllarında yalnız kalmamak için alınan bir önlemdir.Yani tamamen bir sigortadır.Hayırlı evlat terimi de buna dayanır zaten.Ne kadar çok çocuk o kadar gelecek garantisi.

toplum baskısı, üreme içgüdüsünü filan bilemem.
zira bunların hiçbirisi yok sanırım üzerimde.

biz çocuk yapmaya yeğenlerimizden sonra karar verdik eşimle. yeğenlerimizi bu kadar seviyorsak, kendi çocuğumuzu nasıl severiz allah bilir diye düşündük. bakalım eylülde görecez nasıl sevecekmişiz :)

müslüm baba bu konuda tespiti net yapmış;
Farklıyız güzelim birbirimizden
Apayrı dünyanın insanlarıyız
Tek suçu doğup da yaşamak olan
"Bir anlık hevesin" kurbanlarıyız

çoğalmak için, insan nesli sürsün diye.

orda calisan tanidik birini bulman gerekli gibi. mail atip ikna yoluna gitmeyi denedin mi?

yok denemedim. nereye atılıyor mail?

"bir varmis bir yokmuş" kendi çalınan mail adresine mail atarak iletişime geç demek istemiş.

Hmmm.. Ya orospu çocuğu ne anlar iknadan

444'lu numarasini arayip, itiraz ediyorum dediniz mi? ben artik sesimi bile yukseltmeden itiraz ediyorum diyorum, tamam diyorlar. bir de ucretsiz kart var bir cok bankada artik, ona gecmesini onerebilirsiniz. muhtemelen bu ucretli kartin avantajlarindan hicbirini kullanmiyordur.

siz sanirim gecmise donuk hepsini istiyorsunuz, onun icin once bankaya sorun, itiraz ederse, kaymakamlikta tuketici masasi miydi bir sey var, oraya basvuracaginizi soyleyin, hala kabul etmezlerse, gidin dilekcenizi verin. 5-6 ay mi ne suruyor, olumlu olursa dilekce, onunla beraber bankaya gidip paranizi alirsiniz.

bankanızın nasıl bir kansız kurum olduklarını görüp, neden geriye dönük işletim ücretlerini almanız gerektiği konusunda fikir sahibi olmanız açısından bir artısı olabilir.
yoksa boşuna gitmeyin bankaya, adamlar tüketici hakem heyeti kararlarını bile icraya düşmeden ödemiyorlar.

Ben senelerdir bir adet dogoyla yasiyorum. Evet cok enerjik bir kopek ve dogasi geregi surekli hareket etmek istiyor ama jack russel gibi surekli evde kosturmuyor. Ama yinede tum gun evde oturmak hayvan icin cok sıkıcı oluyor. Biz sahiplenmesek coktan ölmus olacagi icin bizim vicdanimiz rahat. Bir de isin soyle bir boyutu var, azcik soguk havalarda bile cok usuyen bi cins oldugu icin bahcede de beslenemez. Evde olmazsa bahcede olmasa nerde besleyecegiz yani?

dogoların genetik hastalığı sağır olmak, söz geçirebileceğiniz bir köpek bulun. veya sağır olmayan dogo arayın.

dort-bes yasindan buyuk alirsaniz belki enerji problemini cozmus olursunuz. evin buyuklugunun onemi yok, sizin gostereceginiz ilginin onemi var. bahcede olsa, tek basina butun gun kosup ziplayacagina supheliyim. evde biraz yaratici iseniz cok zevkli oyunlar bulursunuz zaten. bir de farkli komutlar ogretin, ise yaradiklarini bilmek mutlu ediyor ve tahmininizden fazla enerji harcatiyor.

her şekilde evde bakılır köpek. bir çok örneğini gördüm. fakat! o hayvanın enerjisini atması için günde en kötü ihtimalle 1.5 saatinizi ayıramayacaksanız hiç girişmeyin derim. yavru olarak alacaksanız evde her şeyi kemirecektir. kablolar bu konuda çok büyük önem taşıyor. en kısa tüylü köpekler bile max. 3 günde 1 süpürme gerektirecek kadar tüy dökerler. evde düşündüğünüz için bilmeniz gerekir diye düşündüm. yavruyken her ağladığında yanına gitmez şımartmazsanız evde olmadığınız zamanlarda belli sürelere kadar usluca sizi bekleyebilecektir. yavruyken eğitim konusunu sıkı tutar taviz vermezseniz onun iyiliğine olacaktır. sorunsuz uzun seneler birbirinize yoldaşlık edersiniz. ama bu söylediklerimin 3 katı daha zor bir köpekle yaşamak. kim ne diyorsa zorluk olarak 3le çarpın öyle düşünün. 3 ay sonra yok ya olmuyor yapamıyorum diyebileceğiniz bir şey değil.

sozlukten galahad'a sorun. o taniyor kopekleri baya iyi.

Biyopsi mi yapti, kan tahlili mi? mikroskopla mi bakti yoksa sadece gozle mi. Merak ettim. acaba uyuzdan baska bir sey olabilir mi?

mikroskopla baktı kazıntı alıp.

dolar saniyede kaç kere değişiyor haberin var mı bilmiyorum ama doğaldır yani.
bankanın o saatteki kurlarını falan sana gösteriyor zaten extrende, açıp bakarsın bankanın internet sitesine.

yapacak bir şey yok banka kurları serbest piyasadan yüksektir. dolar hesabı aç oradan yap alışverişini.

ekstrenin dolar olarak gelmesini isteyebiliyorsun bazı bankalarda. tlye çevirilmiyor, ekstre geldiğinde dolar olarak ödüyorsun.

bankanin o gunku kurunun en yuksek fiyatindan da yuksek ama %3 komisyon ekliyormus banka, bunu bilmiyordum.
dolar uzerinden kredi karti actiracagim, tesekkurler.

Hocam visa kart isteyin bankadan ve dolar limiti de belirleyin. Hem tl hem dolar limiti tanimlanir. Dolar harcayinca o limitten kullanir dolar odemesi yaparsiniz. Dolar hesabindan da kesinti yaparlar. %3tw siz dcc ue girmissiniz.

Yalnız dolar üzerinden Kredi kartı ekstresi alırsanız, bu sefer bütün doviz cinsinden borcunuzu son ödeme tarhine kadar ödemeniz gerekir, min. tutar diye birşey olmaz ve 1 gün bile geç yatırırsanız inanılmaz yüksek ceza ve vergileri var. Dikkat edin.

2 gün önce bende birşey aldım 2.77 den çevirdiler aq

turnuvalara mi gidiyor, kisilerle mi oynuyor, ne zaman basladi oynamaya, ne civarda karti var.. bildiginiz her seyi yazmaniz gerekliymis (esim diyor).
eski kartlar ya da tek kartlar almaliymissiniz eger oyunun uzmani olduysa. heroes vs. monster biraz sIkIcı olabilirmis uzman icin. ama esim yillardir oynamadigi icin yorumda bulunmayacak muhtemelen ama bu bilgiler olursa baskalari icin daha kolay olur yanitlamasi.

eger kartlarda kararsiz kalirsaniz, sleeve, kartlari koymak icin kutu, zar gibi seyler de dusunebilirsiniz. ya da ilginc dekoratif seyler: fc00.deviantart.net

Kisilerle oynuyor, 3 yildir oynayan birisi. 150-200 kadar karti var.

duel deck alabilirsin. birbirine denk iki deste oluyor direk açıp arkadaşınla oynamak için.

bu durumda sıkıcı dediğim kartlar sıkıcı olmayabilir, ne alırsan yanlış olmaz gibi. bir seçenek de, komple kart koleksiyonunu uygun fiyata satan birinden almak olabilir.

Cok tesekkür ederim nazik yanitlariniza, hepinize sevgiler.

tutsplus'ta var boyle seyler, uygun kategorilerde arama yaparsaniz bulabilirsiniz. internette bulabileceginiz en guncel ve guvenlir kaynak da odur muhtemelen bu konularda.

Tuts plus önerisine katılıyor ve Lydya.com olarak arttırıyorum.

* Mobilden düzenleyemedim, Lynda.com diye düzeltiyorum.

pardon egitim seti sormussunuz, ben kod sordunuz sandim.

ingilizce olsa olur mu?

olur türkçe pek yok zaten vidobu.com biliyorum sadece o da yetersiz

hmm maalesef bendeki kitaplar da hepsini birden kapsamiyormus. amazon'dan head first serilerine bakin hosunuza giden olursa, bastan sonra uygulama yaparak ogretiyordu.
yoksa da diger onerilere katiliyorum.

temelde sosyalleşmesi gerekiyor. agresif hareketlerine müdahale ederek mümkün olduğunca fazla erkekle tanıştır. Sebebi çok önemli değil, köpekler travmalarını sahibi taşı9madığı sürece kolaylıkla unutabilen hayvanlar. O moda girdiğinde hemen düzelttiğine emin olduğun sürece bir süre pratikle daha dengeli bir hale gelecektir.

Benim aklıma travmatik bir yaşantı geldi, dayak ya da taciz ya da tecavüz gibi.
Travmatik gelişen davranışlar zaman içinde güvenle sönebiliyor da, kalabiliyor da.
Çözümü varsa en fazla zamandır, ek olarak çok muhatap olacağı kişinin elden lezzetli mamalar vermesi denenebilir.

sevdiği insanlara da aynısını yapıyor. sosyalleşme problemi yok aslında. kadınlara gayet sevecen. havladığında önce karşı tarafı sakin olması için uyarıyorum. sonra köpeğe "hayır" diyip, kucağıma alıp karşı tarafın sevmesini sağlıyorum ama severken problem olmamasına karşın 10-15 dk sonra yine aynı davranışı sergiliyor :(

bir erkekten şiddet görmüş olabilir. etrafındaki erkeklerden zarar gelmeyeceğini anladığı zaman düzelecek. biraz uzun sürebilir...

kucağına alınıp karşı tarafın sevmesini sağlamak bütünüyle bir ödüllendirme hareketi. Hayır demen bir işe yaramıyor, davranışı pekiştiriyorsun ve hayvanda demek bu hareketi yaptığımda sevgi görebiliyorum, aynen devam güdüsünü yaratıyorsun.

tanidiginiz biriyse, lutfen baslarda gormezden gelmesini soyleyin, yani kopegin gozune bakmasin, zorla yakinlasmaya kalkmasin. kopek ona gelene kadar agirdan almalisiniz. ve tabi ki guzel yiyecekler ise yariyor kopegi kendine yaklastirmakta.
esime, kayinvalidemin kopegini alistirdik epey, o da erkeklerden cekiniyor basina ne geldigini bilmiyoruz, sokaklarda yasam savasi vermis.

iş görür, fabrikada kullanıyoruz gayet iyi.

Linkteki tıkaç parmaklarınla bastırdığında kağıt kadar kalıp sonra yine bu şekli alıyor. Dolayısıyla sen bunu sıkıp kulağına soktuğun zaman tam olarak kulak yolunun şeklini alıyor, çok güzel yalıtım sağlıyor. :)

Cevap: müthiş etkili olur. Davul çalsalar duymazsın.

bu 3m kulak tıkaçları o kadar yaygın ki standart gibi bir şey zaten. işe yarar.

Ben bunlardan aldim, bir halta yaramadi. Herhalde takmayi beceremedim de kac cesit takilabilir ki? Sadece kulak icimin seklini aldi ama her seyi net duydum.

bende bu silindirlerden var gayet ise yariyor. ust komsumdan cok cektim bu ilac oldu. bunlarin kordonlularindan var bende hatta.
www.aliexpress.com

köpeğime yemeğini neredeyse hiçbir zaman ben vermedim. önceden babam veriyodu, şimdi de eşim veriyor. ama beni gördüğünde hayvan çıldırıyor, içime girmek istiyor adeta. yapışıyor, garip garip hareketler yapıyor

ne babam için ne eşim için o hareketleri yapmıyor :)

elbette.
tek çeşit sevgi yok ki, arkadaş gibi ya da sahibi gibi görüp sevebilir, arkadaşı gibi.

Gerçekten sevebilirler.

daha önce hayvanların sessiz dünyası adlı bir kitap okumuştum tübitaktan çıkan.
özet olarak onların hisleri ile bizim hislerimiz arasında güçlü bir benzerlik var olduğunu gözlemleseler de "gerçek" anlamda bizim hissettiğimiz şekilde hislere sahip olup olmadığına dair net bir veri olmadığını anlatmışlardı

bir sokak kedisi olarak düşün kendini.

hop sabah biri tekme salladı, git burdan kara kedi, uğursuzluk getirirsin dedi.

sonra ağacın dibine yaşlı bir teyze süt ve mama bıraktı, dört beş kediyle paylaştın.

karşıdan karşıya geçerken, arabanın altında kalıyordun az kalsın, kornayla da uyardı seni o kadar.

bir çocuk geldi 12 yaşlarında, kıçında torpil patlattı, arkadaşlarıyla kahkahalarla eğleniyor.

bir şefkatli tip geliyor sonra, veterinere götürüyor seni, diyor ki, bu kedicik kötü durumda ne yapabiliriz ?

veteriner diyor ki, çok yaşamaz bu, en iyisi uyutalım.

insanlık hakkında ne düşünürsün şimdi ?

hayvanların hisleri çok kuvvetli.
onca kalabalıkta çoğu köpek, kedi direk bana gelir kendini sevdirmeye.
görünce gülümsüyorum çünkü onlara, sevgi dolu bakıyorum. hissediyorlar, seviniyorlar.

baska hayvanlari sevebiliyorlarsa, insanlari da sevebilirler bence. disi kopegim var, baska bir arkadasin disi kopegini gordugu zaman hic davranmadigi kadar sevimli davranmaya basliyor, aklini kaciriyor. sanirim cok seviyor cunku baska kopeklere yapmiyor bu kadar sirinlik. bir kac baska arkadasi daha var sevdigi.
yani hisleri oyle bir ve sifir ile anlatilacak bir sey degil. ustelik bu bahsettigim kopekler kisir, ciftlesme icgudusu yok, escinsel de degil.

Evet oksitosin seviyelerini ölçerek bu gerçek kanıtlandı, özellikle köpeklerde.

Kesinlikle evet. Bu bir yorum değil, bilimsel, sürüyle araştırmadan elde edilen kanıtlarla gerçek. Bir defa köpekler ve insanlar arasındaki diyolog çoooook eskiye gidiyor. Köpekler geçirdikleri evrim sayesinde zaten belirli bir dereceye kadar insanlara alışık olarak doğuyor. Hatta en son okuduğum bir bilim kitabında, bazı yavru köpeklerin odaya bir köpek ve insan girdiğinde insana daha çok ilgi gösterdiğini söylüyor. Ayrıca unutulmamalı ki, köpekler sürü hayvanları. 'sürü' demek insan dilinde aile demek. Köpek beraber yaşadığı insanları sürüden, yani aileden görür. Aç kalsın, yine gitmez "gel beraber yemek bulalım kendimize"ye getirir. Ayrıca bazı köpeklerin sahiplerini 1-2 sene görmedikten sonra tekrar gördüklerinde ne kadar sevindiklerinin videoları falan var. O iki sene içinde hayvan yemek yiyor, yine sevinçten çılgına dönüyor.

Kedi de sever, sadece köpekler kadar insanın anlayacaği şekilde göstermez sevgisini. Deneyimlerime dayanarak her kedinin sevgi gösterme şekli farklı. Benim kedi mesela, benden başka kimsenin yanında uyumuyor. Aynı odada falan uyur, ama yan yana benden ve evdeki köpekten başka kimseye değerek uyumaz.

material design eklenebilir ama nasil bilmiyorum

Ne zaman gidiyorsun bilmiyorum da, i-anahtar diye bir zımbırtı var. Ben ikisini de kullanıyorum. İ-anahtar şöyle bir zımbırtı, basıyorsun ve şifre üretiyor ama ne zaman gidiyorsun bilmiyorum. Yetişirse bundan isteyebilirsin.
store.donanimhaber.com
Gitmeden önce aktive etmen gerekebilir.

+aychovsky
bir de cep anahtar diye iphone (belki android'de de vardır) uygulaması var. gitmeden bunu indir, telefonun internete bağlıyken tek kullanımlık şifre üretiyor. i-anahtar'a alternatif.

@kehanet iphone kullanıyorum ama sim kartı burda bırakıp gidicem. Gitmeden cep anahtarı indirip orda Wifi ile bağlandığımda gelen şifreyi bankacılıkta kullanabiliyorum di mi?

Güvenli mi ama ya? Malum banka işleri?

çalışmak için sim karttan bir doğrulama yapıyor mu, bilmiyorum. tahminim sim karta bakmadan, yüklü olduğu telefonun id'sini kontrol ediyor. ben wi-fi ile yurtdışındayken kullandım. aslında sadece bir kod üretiyor olsa da internet bağlantısı gerekiyor.

bir güvenlik sorunu yaşamadım, ama disclaimer bla bla bla, use it on your own risk.

işcep kullanıyorum android'den. bana bir şifre oluşturttu, her girişimde sms gelmiyor uzun bir süredir. yurtdışında da kullanabiliyorum sorunsuz. bankayla görüş sana bir alternatif sunarlar.

garantinin java appi numara farketmezsizin şifre üretiyordu yurtdışında başka numarayla kullanabiliyodum ama işbankı denemedim öncesinde bi denemek lazım.

ben de iscep kullaniyorum android telefonumdan, cok rahatmis.
ilk cep anahtar olustururken sms mi e-anahtar mi kullandim, hatirlamiyorum. gitmeden denersiniz zaten.

mommo - kız kardeşim (selpak hazırla ağlayabilirsin)

3 idiots'ın devam filmi tadında "PK" diye bir Hint filmi var. Alışılagelmiş dini yargıları ve dinleri sömüren insanları eleştiriyor. Onu da ekle listene.

21 grams
babel
crash (2004 yapımı olan)
her
melancholia
prisoners
revolutionary road
seven
trainspotting
training day
the fountain

Deux jours, une nuit

v for vendetta?

PK gerçekten çok güzel bir filmdi. bizkid + 1
También la lluvia

Hepinize tek tek teşekkür ediyorum arkadaşlar. Bakacağım tek tek::)

hem realist, hem tokat gibi hem de gerçekçi diyorsan şunları listenin başına koy derim:
Jagten - www.imdb.com
A seperation - www.imdb.com
4 months 3 weeks and 2 days - www.imdb.com
Beyond The Hills - www.imdb.com
In a Better World - www.imdb.com
After Lucia - www.imdb.com
The White Ribbon - www.imdb.com
Child's Pose - www.imdb.com

Cok tesekkur ederim @perkele. Bazılarını İndirmeye başladım bile.

Tur dediğinde Amsterdam'da 3 gece konaklama der mesela; ama otel Amsterdam şehir merkezinin 25 km uzağındadır.
Eğer sen kendin gidersen, planlı/programlı şekilde; zaten daha ucuza hem merkezde hem de tur sıkıştırmaları olmadan tatil yaparsın.
Uçak biletini erken aldığında zaten avantaj sahibi oluyorsun. Dolayısıyla; tek takılmak çok daha iyi.
(Benim için)

Mobilim, link vermek biraz zor olacak. Sözlükte son yazdığıma bakabilirsin. Özet geçmek gerekirse de, iyi bir planla kendi başına gitmen daha iyi olur.

tek basina git, ayrica hic toplu tasima kullanma sehir ici, mumkun oldugunce yuru.

23 - 26 Nisan arasında Rusya'ya gittim. Yalnız ve tursuz. Çok iyiydi. Tırsmasam daha ne ortamlara girecektim :)

Bir değil iki değil herkes böyle.çocuk yeni uyanmış ağzının kenarınında kusmuk var,-ay ne kadar tatlı- diye paylaşmış.

sadsfdgfhjh aynen.

ben altına 'çok fotoğraf paylaşma nazar değer' yazıyom afgsdhfhj.

ben çocukları güzelliğine yada sevimliliğine göre sınıflandırmamak gerektiği düşüncesindeyim.

direk genel olarak bir ufak insanın üzerinden prim yapmaya çalışan herkesi silmek gerek.

Bir arkadaşım var, kuzeninin çocuğunun ne kadar çirkin olduğunu söyler durur. Ben de "Canım, her çocuk tatlıdır" falan dedim. Resmini gösterdim. Çocuk 3 aylıktan altılı ganyan oynamaya hazır bir tipi var. Altındaki yorumlara baktım, "Allah bağışlasın" tarzı kuru kuru yorumlar. Bir iki kişi kibarlık etmiş. Birisi "Kundak çirkini, ileride mahalle güzeli olacak" demiş. Bir de anneye, halaya, amcaya yeğen tabii ki tatlı görünecek. Niye silesin ki, çok da sevimli olmayan çocuklardan bin kat daha sevimsiz şeyler görüyoruz sonuçta.

nesi varmış bıcırın hay maşallah allah düğün fotolarını layklamayı nasp etsin inş.

bir sonraki aşamada da çirkinler ölsün kampanyası başlatalım isterseniz,

ayrıyeten paylaştığın resimdeki çocuk da gayet şirin

fotoğrafı buraya eklemen hoş olmamış. herkese kendi yavrusu sevimli görünür. annesi/babası beğeniyordur.

ben de sevmiyorum böyle foto paylaşanları. en az yediği yemeği gittiği mekanı paylaşanlar kadar itici geliyor. ama altına "çocuk tatlı değil" yazma bence. bildirim almayı bırak yada şahsı engelle sil.

bi tane kuzenim var saolsun çocuğun babasının testislerindeki sperm halinin fotosunu bile çekmiş, hergün aynı saatte resim atıyor. timelapse gibi sperm halindeki organizmanın 5 yaşına kadar olan serüvenlerini facebooktan takip ediyoruz.

Bence bu çocuk tatlı, bu ayrı konu.

İkincisi de, bence baba olduğun zaman fikrin değişecek.

Ha benim çocuğum olsa zırt pırt fotoğrafını paylaşıp "layk" peşinde koşmam, kendim binlerce fotoğrafını çekerim ama saklarım hatıra kalsın diye, fakat yine de böyle çocuğunun yavrusunun fotoğrafını paylaşanları görsem hoş görürdüm sanırım.

Facebook, instagram kullanmıyorum, ne kadar rahat olduğumu tarif edemem.

Paylas :) Belki ters tepki filan yapar

(git: www.youtube.com izlemeni tavsiye ederim :D

2:15'den sonrası

Ben size en iyi fotosunu paylaştım zaten anlatmaya çalıştğım durum Abidik gubidik fotolarını yüklemeleri.çocuk Şirin diyenlere ise kusmuklu fotolarını özelden yollayabilirim.derdim bu tarz fotolarınla.

@yirmisantim beni bi sen anlamışsın.

(bkz: sürekli evlilik fotoğraflarını paylaşan kadın/@pozzecco)

Telet abi yalnız değilsin karşim. Eyvallah.

harbiden çirkinmiş çocuk :D

Malesef ay ne tatlı vb türevi yorumlar yapamıyorum elim gitmiyor, görmezden geliyorum.
Ama kargaya yavrusu şahin görünürmüş, benim de çirkin çocuğum olursa "aman da dünya güzeli yavrum benim" diye severim kesin :)

sosyal medya ile icli disli olmak sizin seciminiz, fakat bu cocugun ne var olmasi, ne fotografinin cekilmesi, ne de paylasilmasi kendi secimi deigil, o sebeple gereksiz yere cocuklarin ya da ebeveynlerin ilerde ya da simdi canlarini sikabilecek seyler yazmamak daha iyi olur, zaten cokca boktan sey yasiyoruz bu ulkede, ilerde cocuk buyupte kendini dunya guzli ya da yakisiklisi sanip poz atarsa o zaman gotume benziyorsun vs tarzi seyler denebilir, fakat simdi bu ufakliklara negatif yaklasmamak lazim, ben cocugumun resimlerini paylasmiyorum, bazen komiklikleri ilgili kisilere whatsapp tan atiyorum ama bu beni daha elit vs kilmiyor, sadece cocugumun ozeline saygi duymaya calisiyorum, velhasil cok takmamak lazim

ben arkadaşlıktan çıkartmıyorum ama sayfamdan kaldırıyorum arkadaşı, instagram için henüz çözümüm yok hızlı hızlı geçiyorum :D
sakın yazma tenhada kıstırır döverler çocuk at hırsızı gibi olsada annesine babasına pirenses, pirens gibi geliyor.

edit: çocuk sempatik, tatlı veya güzel değil.

Facebook'ta takip etmekten vazgeçince fotolar gözükmüyor timeline'da.insagramda böyle bir çare yok malesef.

Çocuk tabii güzel gelir anasına babasına. Bokuna kadar çekip paylaşmak ve önden "çok tatlıaaa" demek çok saçma. Kendi fotoğrafını paylaşıp "harikayım çok tatlıyım taş gibiyim" yazmaktan pek bir farkı yok bence. Senden çıkan bir şey sonuçta. Ve evet katılıyorum gördüğüm fotoğrafların %99'u sevimli gelmiyor bana da.
Kendi fotoğrafım bile 2-3 tane var. Çocuğumu hiç koymam. Ama bu bi' hastalık haline geldi. İnsanlar saçma sapan her şeyi paylaşıyorlar çocuklarını mı paylaşmayacaklar?
Not: Sosyal medyada kendi fotoğrafını paylaşma işi bir süre yapmadıktan sonra çok saçma geliyor. Denemesini tavsiye ediyorum herkesin. Çok ilginç.

Ben çaktırmam pek, evet haber kaynağından kaldırmayı deneyebilirsin. Bu arada tepkini görünce aklıma bu geldi :D www.youtube.com

Kendi cocuklari kendilerine tatli geliyordur, tatli ya da degil, kendi cocugunu olumune seversin.
Takip etmeyi birakabilirsiniz cocuk fotografi paylasanlar. Ornegin ben bana cok bos gelen paylasimlar yapanlari takipten cikariyorum.

kargaya yavrusu kuzgun görünürmüş.

ay cok guzelmis

gercek deriyse 100 dolar eder bence..

Cok güzel

askısı çok dandik gözüktü bana. 100 dolar etmez sanki. 300 lira hemen hemen çantacılarda da bulursunuz bu ayarda bir şeyi o paraya beklemeye değmez.

çok güzel çantaymış.biraz pahalı ama deri çantalar normalde daha pahalı heralde

ben begenmedım

çanta güzel ama askısını beğenmedim.

gercekten o kadar agir cantayi tasimak istiyor musunuz? cantanin hafifi iyidir bence.

ot yemeyi hastalanınca yapıyorlar sanırım. karın ağrısında falan.

halı yalamaya bir çok şey sebep olabiliyormuş. www.ehow.com

baharda ot yerler, cok yerler hem de, bunda sakincali bir sey yok, dolasim sistemlerini temizliyor, engel olmayin.

issuu'ya uye olup aratabilisiniz, cok kapsamli
issuu.com

vize iki haftada da cikabilir bir ayda da. basvurdugun ulkenin sayfasinda yaziyor olabilir. randevu aliyorsun zaten, randevu tarihi bir ay sonraya verebilir. ona da dikkat etmelisin. ne kadar erken o kadar iyi.
schengen vizesi, tum schengen ulkelerinde gecerlidir ancak ilk giris yapacagin ulkeden almanda fayda var. ama vakit darsa, en hizli vize veren ulkeden de alinip risk alabilirsin. sansina :)

1. pasaport 3-5 gunde cikiyor. defter bedeli:82.5 tl + suresine gore 105 veya 505 tl. 10 yillik almak her halukarda daha mantikli. epasaport.egm.gov.tr

2. vize: hangi ulkeye basvurdugunuza gore degisir. evraklar da degisir dogal olarak. hatta bazi ulkeler (www.bosgezeninboskalfasi.com) hic vize istemiyorken bazi ulkeler anasinin nikahini bile isteyebilir.

3. scgenhen vizesi: avrupa birliginin schengen bolgesine dahil ulkelerin ortak vize sistemi diyebiliriz. bu sistem icindeki sadece bir ulkeye basvurup schengen vizesi alarak diger schengen ulklerine de ayni vizeyle giriyorsunuz. zaten bu ulkeler arasinda sinir ya da pasaort kontrolu diye bisey de yok. ama schengen bolgesinden cikarken ya da schengen'e taraf olmayan bir ulkeye girecekseniz o ulkenin de vizesini almis olmaniz lazim. dolayisiyla interrail yapacaginiz guzergahta schengen olmayan ulke varsa onlarin da vizesini almalisiniz.

3.a schengenin farkli turleri var. kimisi schengen bolgesine belirlenen sure icinde sadece bir kere girme hakki verir, bolgeden cikinca bir kere daha giremezsiniz. kimisi bi kac kere girme-cikma hakki verir. coklu giris yani. ki interrail yapacaksaniz ikincisi lazim size. ayrica bir de sure bakimindan degisik tipleri vardir. bazen sadece belli sureler icin verilir, bu sureler icinde girer kalir ve cikarsiniz. mesela 01 mayis-10 mayis icin 10 gunluk vize. bazen de daha genis bir sure verilir ancak o sure icinde en fazla 90 gun schengen bolgesinde kalabilirsiniz toplamda. mesela 01 ocak-31 aralik.2015 olarak coklu giris vizesi verilir, siz bu bir yil boyunca istediginiz zaman gider gelirsiniz ama iceride kaldiginiz sure toplamda 90 gunu asamaz. bu vize tiplerinden hangisini alacaginiz size ne icin basvurdugunuza ve sundugunuz evraaklarin saglamligina gore degisir. daha once ne kadar cok vize aldiysaniz, size yeni verilecek vize de o kadar esnek olur.

3.b interrail, sadece schengen bolgesini kapsamadigi icin, guzergahinizi belileyip bir schengen ve ayrica diger ulkelerin vizesine basvurmaniz gerekir.

excuse me'yi soru gibi söylemek. kafayı hafif uzatmak.

edit: sorry'i de soru gibi söylersen anlıyorlar.

could you repeat that?

sorry?

is goruyor

bi de

come again? var ama what? garip geliyosa bu da garip gelebilir :D

nereli arkadaş? irlandalıysa aey deyip kafayla ne diyon işareti yapabilirsin. iskoçsa aynı kafa işaretini yaparak aağ diyebilirsin.

come again, not following (kulağa kaba geliyor direkt türkçe'ye çevirirsen, ama değil)

sorry, would you please repeat?

@bir varmis bir yokmus+1

Onun yanına "would you please repeat slowly" gibi bir ekleme de yapılabilir belki, eğer aksandan veya telaffuzdan ötürü anlaşılamıyorsa.

"i beg your pardon" derim ben.

say again dersen yeter. oyle please, could you, sorry gibi seyler orta sinif ingilzilerden pek duymadim, onlar aynen sadece say again diyor.

Pardon
Sorry
Excuse me

@valerius, cok ilginc bu. ingilizler 'would have done', 'could have done' gibi cumleleri de hic kurmadiklari gibi anlamini da bilmiyorlar. almanca dersinde bir ingiliz ogrenci vardi, anlatamadik anlamini. o yuzden hakli olabilirsiniz. ama kibar mi 'say again (slowly)' demek?

acun ılıcalı i could not understand diyordu, o aklıma geldi.

ingilizcede söylenen şeyi anlamadığınızda "i beg your pardon" deniliyor. old possum +1.

say again kibar degil, ama is yerlerinde toplantilarda ekip arkadaslari arasinda kullaniliyor, i beg your pardon en kibar ve dogru olani anlamadigin zaman soylecegin karsidaki kisi cok yakin degilse.

say again you little bastard/slut diyorum ben. en kibarı bu.

o ömür öyle böyle geçiyor merak etme.

1 hafta kısa bir süre, 2-3 hafta arası başlar şiddeti.
4. haftaya girersen tamamdır o iş.

umarım bırakırsın. ben bırakalı 4 sene oldu.

Caninizi sikan ilk olayda sigara yakmazsaniz bitmistir. Birakmasi zor degil, boyle durumlarda baslamamak zor olan.

malwarebytes antimalware ile taratın bilgisayarı.

chrome eklentilerinden biri mi acaba?

bekle

Bekle ve merak etme isleri duserse aramamazlik etmezler ;)

at tabii ki mail, ara hatta. oyle tavsiye edilir. onemsedigini goster.

ara, mail at. bir şey olmaz çekinme.

bence mutsuzsun :( o yuzden de seni ilgilendirmemesi gereken seyler bile batiyor :(
banane de gec.. :)

gay olmak = hiçbir şey

bence. bizim ülkeden dolayı diyorsan bizim ülkede herkese uygun bi etiket var. bi şeyi yapsan da etiketin hazır yapmasan da etiketin hazır. erkek olmak, kadın olmak, gay olmak, trans olmak... farketmiyor. hepsinin kendi içinde zorluğu ve taşıması gereken derdi var. kimseye yaşam hakkı falan verildiği yok, yaşıyosun ama refah yok. erkeksin, kafana göre insan bulamıyosun, cinsel hayatın sıfır, çalışıp kazanmak güç sahibi olmak zorundasın. kadınsın, namusunu korumak zorundasın, giyimine dikkat etmek zorundasın, ve bunlara dikkat ettiğinin farkındalığı tartışılır. eğitimli, kültürlü olmak da bir yere kadar. o gıpta ettiğin insan, eve gidince başka, ailesinin yanına gidince bambaşka bir insan oluveriyor. bence toptan köylüyüz, ve dayatmaların da herkes farkında. ne izlediğimiz de, neye güldüğümüz de, bizi anlatıyor ve umursuyor muyuz hayır. ben de tek görevi güldürmek olan güldür güldür show'a gülmüyorum mesela. ahmet kural'dan iğreniyorum. ama bunu beğenmeyen bir insan ben isem, beğenen 10 tane insan var. ülkeden çıkayım. dışlanmışlık, ötekileştirilmek dünyanın her yerinde var. için rahat olsun diye söylüyorum. ama fazla, ama az, var. mutlaka denk gelirsin. benden bu kadar.

bu kadar vıdı vıdı yapacağına gerizekalılar için üretilmiş televizyon denen şeyi izlememeyi akıl edemiyor musun

bence asiri mantik insanisin. bu da strese sokmus dogal olarak.
cevredeki insanlarin olumlu bir yonu mutlaka vardir, onlari bulmaya calisabilirsin yoksa kendine zarar.

Örneğin büyük bi fabrikan olsa ve türkiye ye milyonlarca kutu meyve suyu satmak istersen,
Gay temalı reklam yapamazsın, genele hitap etmeye çalışırsın, güzel kızları yakışıklı erkekleri markanın yanında tutmaya çalışırsın. Sistem paraya dayandığı sürece böyle olur.

Muz, elma, havuç, salatalık ve marul, nohut, bezelye yiyor benimki. Bir sakıncası olduğunu görmedim, duymadım da. Zira kimi köpek mamalarının içinde meyve ve sebze de var eser miktarda.

Bizimki de sofraya gelip bizle yer. Ozellikle sevdigi seyler de var. Patates sevmez ama. Yesil sogan bile yiyo :)

ya soruya salça olacağım da benim kedi patates haşlaması ve kıvırcığa bayılıyor kediler ve köpekler resmen evimizde evrim geçiriyor sanırım :D
patates kabız yapıyormuş o yüzden fazla verme.

Araştırdım da bunların zarraı yokmuş, ama elma çekirdeği kusmasına neden olabiliyormuş.

Bak burada neler zararlı uzun uzun yazılmış, ben güvenilir bir kaynak olarak görüyorum ondan tavsiye ediyorum: www.mihav.com

Bir de mesela "Cats for Dummies" kitabında (bende var) kediler için zehirli olan bitkilerin hepsi yazıyor. Birkaç kedi bakımı kitabında daha var tabi onlar ama orada bayağı ayrıntılı bir liste var; aynısının köpek versiyonunda da yazıyor olabilir. Veterinerlerde de olabiliyor yememesi gerekenlerin listesi.

@brad pitt
Köpeğinize soğan, yeşil soğan, pırasa vb. soğan benzeri gıdalar vermeyin; zehirlenir. Bugün bir şey olmaz, yarın olmaz, sonra yer o zaman olur. Bizdeki alerjiler de öyledir.

elma ve turp hastasiydi benim rahmetli de.

edit: ondan rahmetli olmadi tabi yanlis anlasilmasin, araba carpti.

yedirin. havuc salatalik elma ispanak brokoli falan cok yarayisli seyler. yemeye yavruluktan alistirmaniz da iyi olur, sonra yemiyo picler. ben yedirebilmek icin kemikle hasliyorum sebzeleri.

Abartmadıktan sonra sorun yok benimki de muza bayılıyor, arada veriyorum az az.

soğan, sarımsak, çikolata gibi şeyler tehlikeli asla vermeyin.

elmanın çekirdeği zehirlidir. aşırı miktarda tüketilirse insanlarda bile öldürücü olabilir.

elbette. hatta haslanmis brokoli verdigimde elimle beraber yemeye kalkiyor. taze fasulyeye bayilir.
ben ara sira vejetaryen mama yapiyorum, icine koyduklarim: tatli patates (kabuguyla beraber), yer fistigi ezmesi, kavun, armut, elma (cekirdegi haric), karnabahar, brokoli, muz, hindistan cevizi yagi, keten tohumu (omega 3 icin), biraz zeytinyag, salatalik, biberiye otu, tarcin, az sarimsak, kabak, "nutritional yeast" denen bir sey, bezelye, havuc, bal kabagi (kabuguyla beraber), yesil fasulye, yogurt, ispanak, haslanmis yumurta (kabuguyla beraber).
hepsini mixerde iyice ogutuyorum. yumurta haric hepsi cigden. sabah ya da aksam ogunu bundan oluyor, digeri kuru mama.

az önce de salata yemiş, ağzından tiz bir soğan kokusu geliyor. komik ve sempatik bir köpek kızamıyor insan :))

soğan yedirmeyin lütfen, sarımsak ve soğan çok zararlı onun için.
bir de patates çok bekleyince dallanıp budaklanmaya başlar ya, o da onlar için çok zararlıymış.

Domates, soğan, sarımsak, üzüm, çikolata kesinlikle vermeyin.

Elmayı çekirdeklerini çıkararak, muzu da azar azar verebilirsiniz. Yoğurt, beyaz peynir ve haşlanmış yumurtaya tapmayan köpek görmedim şimdiye kadar. Arada sırada miktarı abartmadan, öğün aralarında verirseniz mutlu olur.

Erik falan yedirmeye kalkarsanız da cırcır olan bir köpek sahibi olursunuz.