Smart tv alacaksanız axen falan almayın. Hatta samsung bile almayın.

Bunlar yerine LG'nin 43" modelleri daha mantıklı bence.

Samsung UE-40N5300

İnterneti televizyonda kablosuz olarak kullanıyoruz. İyi çekiyor. Menüler bayağı hızlı. 4K değil ama gayet kaliteli. Netflix ve YouTube var. Blu TV, Amazon Prime falan da var sanırım gömülü olarak. 20 Ağustos 2019’da almışım. Herhangi bir problem yaşadığımızı hatırlamıyorum. Nazar değmesin tabii djdjdj

samsung bile neden alınmasın ki. samsung'un smart tvleri gayet hızlı ve stabil.

axen smart olayı bence de riskli. bizde axen var mi box ile bağlı netflix ve youtube için sorun yok ancak digiturk play'i kurup oynatmak biraz işlem gerektiriyor.

samsung'dan şaşmayın.

kendi televizyonum zaten samsung 55NU7400 serisi ve çok memnunum, bütçeye göre sorduğum için 55 veya 49" de ürün bulmak biraz zorlaşıyor.

@ayin yazari

çünkü 3000 tl'ye yeni seri bir samsung yok. seri eskidikçe de uygulama anlaşmalarını sonlandırıyor samsung. google'da "samsung netflix old version" diye aratın ne demek istediğimi anlarsınız.

süpürge alırken ilk olarak hepa olmasını ardından emiş gücünü gözettim ve zamanında 250 liraya samsung aldım, sonra annem çok beğendiği için ona da yine samsung'dan SAMSUNG VC15F50VNVR/TR aldım 490'a (ilk aldığım %50 indirimli idi).

bugün alacak olsam 500'e www.hepsiburada.com alırdım.

benim 10 yıllık torbalı süpürge bozulduğunda bunu almıştım. www.akakce.com

gayet güzel çekiyor, sesi az, hafif. tavsiye ederim.

Bütçenize göre umarım bulursunuz, bizde de 2 tane kedicik var standart makine ile süpürüp arkasından tüy toplamak zorunda kalıyorduk halıdan. Şöyle bir fikir verebilirim.

Eğer kendinizi zorlayıp bir dyson alabilirseniz 10 sene arkanıza bakmadan kullanırsınız ve yaptığı temizliği tarif edemem size. İlk başta pahalı gibi duruyor ama uzun vadeli ve inanılmaz performansı ile parasını sonuna kadar hakediyor değerlendirin isterim.
Şu an mediamarkette 3500 tlye düşmüş big ball absolute 2 benim aldığım.

Dyson alıp bütçe zorlamaya niyetlenirseniz şöyle bir alternatif var.
www.amazon.com.tr

philips aqua action'a göz dikip bulamadığım için arnica bora (su filtreli) almıştım.
şaşırtıcı şekilde memnun kaldım.
evde büyük temizlik yapıldığında onu kullanıyorum.
gündelikçinin hor kullanmasına rağmen hiç sorun çıkarmadı.

tüyün/tozun/evcil hayvanın olduğu evde bence su filtreli makine şart.
çünkü ne olursa olsun torbalı, torbasız, çekim gücü yüksek ya da değil, diğer tüm süpürgeler bir şekilde dışarıya hava üflüyor ve bu hava ya tozlu oluyor ya da olan tozu kaldırıyor.

dyson v8 de kullanıyorum, ki muazzam bir şey ve çok hayat kurtarıcı.
ona rağmen eğer tek süpürge alabilecekseniz su filtreli derim.

edit:
dyson v8, yani şarjlı olanlar performans olarak çok iyi, ama şarjı 40-50 dk dayandığı için detaylı genel ev temizliğine uygun değil.
diğer modellerini kullanmadım.

Dyson dan çıkan hava soluduğumuz havadan daha temiz bu arada.
Annemde şarjlı Dyson var, meraktan deneyeyim dedim (Dyson a hayranım) süpürulen halıdan öyle bir ince toz çekti ki, bildiğin kum varmış gibi.. Gözlerime inanamadım.
Fiyat tabi yüksek ancak bilgi olarak Kenarda dursun.

philips ambilight kullanıyorum. 7000 serisi (3 taraflı ambilight). bence en temel özellik ambilight'tı.memnunum. android tv, netflix falan var. hızı iyi. panelde güzel.

Ben geçen sene samsung aldım 55nu7400, gayet memnunum o dönem çok detaylı araştırmıştım ve iyi ki aldım diyebilirim çok memnun kaldım.

1- nasıl bi sınırlama?

2- kalite aldığın yere ve fiyatına bağlı. yüksek bitrateli sağlayıcılar var. bütçenizle alakalı biraz bu konu.

her kanala ulaşmak mümkün mü? buna şifreli digiturk kanalları ve yurtdışında nba tarzı maçları izlemek için kullanılan kanallar da dahil.

ve fiyat aralığı nedir? yüksek bitrateli sağlayıcılar kaç para civarında?

tüm kanallara ulaşabilirsin, limit yok.

2- kalite yayıncıya göre de değişiyor, genellikle iyi.

yüksek kalite iptv için 10$/ay düşünebilirsin. bunun içinde vod filmler, diziler, adult içerik de dahil oluyor. daha ucuzu hadi belki 7-8$/ay olabilir. hesabını öyle yap.

herhangi bir sınırlama yok. 16k kanal olan iptv listesi biliyorum. %80'i vod desen en az 3k kanal var. sonsuz bir dünya tamamen.

fiyat konusu çok değişken. aylık 5 dolar olan da var 10 euro olan da. 3-6 aylık falan alınca daha ucuza geliyor.

kalite senden bağımsız bir olay. 2000mbps hızın olsa bile aldığın server yüklenme olduğunda kaldıramıyorsa yayın donacaktır.

Bende yaklaşık 5 aydır kullanıyorum hiçbir sorun ile karşılaşmadım bu zamana kadar arkadaşların dediği gibi sağlayıcı iyi olursa tadından yenmiyor, ben jurgen iptvden almıştım ve kullanmaya devam ediyorum.

samsung 55mu8000 kullanıyorum bi senedir aşırı memnunum. sony ve philips kullanan arkadaşlarım pişman. lg kullanan da memnun.

samsung 55nu8000

Ben de 55” tv arıyorum. Samsung 55nu8000 android tv değil bu bir eksi bence. Bir de altyazılarda ekranda parlama olduğundan şikayet etmiş kullanıcılar.

Carabelli’nin söylediği Philips kullanan kişiler neden pişman acaba merak ettim

Nu8000

Buradan aldığım yorumların da yardımıyla Sony 55xf9005 aldım geçen ay. Fena değil gibi. Yalnız verdiğiniz bütçeyi biraz aşıyor.

nu8000.

ben de geçen senenin serisi mu8000 var oldukça memnunum

dediğin markalar harici öneri yapacağım. direkt olarak git mediamarkt'a renklerine bak, siyah görüntü kalitesine bak.

www.mediamarkt.com.tr

@ex animo asıl android olması problem işte o yüzden. ben android telefon kullanan biriyim. android düşmanı falan değilim ama tvde olmuyor. sürekli takılmalar donmalar uygulamalardaki başarısızlık. samsungta da aradığınız her uygulama mevcut. sony ve philips alanlar androidden ötürü pişman.

Sony 55xf9005. Samsung'a kıyasla renkler daha gerçekçi, local dimming daha başarılı, dts passthrough yapabiliyor. Samsung'dan dts codec yoktu yanlış hatırlamıyorsam. Android işletim sistemi yağ gibi akıyor diyemem ama çok fazla rahatsız da etmiyor. Netflix, YouTube vs. Gayet akıcı çalışıyor.

Ben de ikisi arasında kalıp Sony'i seçmiştim, çok memnunum.

mediamarkt teknosa gibi yere girdiğinizde duvarda asılan tv'lerden renkleri en kaliteli olan Lg'dir.
Kaliteli derken, iphone ile fotoğraf çekmekle samsung ile fotoğraf çekmek arasındaki fark gibi düşünün.

philips kullanıyorum, kalite olarak çok iyi, maşallah diyeyim 2 yıldır bize zerre sorun çıkartmadı smart tv olarak. televizyondan çok da internette, youtube'da vs takılıyoruz.

ama benim için en büyük eksikliği, kullanır mısınız bilmem digitürk play uygulama çıkartmıyor philips'e şuan. keza connect'i de yükleyemiyorsunuz. eğer bunları kullanma fikriniz varsa philips almayın.

@Samsung55 8000'în ederi nedir? Şu an 6999 TL. kaç buldum mu almalı?

Geçen sene evlenirken 55nu7400 serisinden aldım, bütçe olarak belirlediğim aralıktaydı ve iyi ki almışım diyorum, çok fazla araştırma yaparak almıştım kafam aşırı rahat.

11.11 indiriminde 5000tl ye almıştım 55nu8000

şu an yeni seriler çıkmasına rağmen herkes hala nu8000 alıyor o yüzden de fiyatı artıyor.

bence 7000 civarı çok ama 6000 küsürlü fiyatlara alınır şu anda.

www.istanbulbilisim.com

55nu8000 6100 lira görünüyor şuan bu sitede. diğer tüm yerlerde 7 bin üstü. bildiğim kadarıyla güvenilir de site.

stok durumu için "30 gün sonra stoklarda" dediği için bu fiyat sanırım :/

bende xiaomi kullanıyorum, alırken eğer tanıdığın bir telefoncu varsa ona getirtmesini ve ondan satın almayı düşünebilirsin, 50-100 tl fark oluyor n11 veya hepsiburada ile arasında ama açılmamış kutuda geleceği için tanıdığın telefoncu aracılığı ile getirtmek bana mantıklı gelmişti, 2 sene oldu sorunsuz kullanıyorum.

www.hepsiburada.com

hepsiburada üzerinden telefonal diye bir satıcı 879,00 TL demiş. bu telefon mu ?

Faith evet bu

Uzun yolda sallama yapıyor yüksek hızlarda diye duydum. Onun harici bence güzel araba

MPV olduğu için tavsiye etmiyorlar bence. Türkiye'de pek sevilmiyor MPV ve station. Araçla ilgili bir bilgim yok ama. Forumlara bakmak lazım, kronik problemi var mı diye. Ama gerçekten satmak zor olabilir Türkiye şartlarında. Ben olsam Octavia gibi notchback bir araç bakardım, devasa bagaj var fakat pahalı olur tabii.

ben kullanmıştım rüzgardan inanılmaz sallıyor.yakıt tüketimi çok fazla.ama rahat bir araç.

Dizelde tüketimi çok iyi arkadaşımda c-max bende fiesta var ve bu dizel araçlardan c-max daha düşük tüketime sahip. Benzinlisinde tüketimi nedir bilmiyorum. Yukarıda arkadaşların belirttiği rüzgar olayından haberim yok.

trend paketler çok boş. titanium alırsanız güzel araba.

Türkiyede tutmadığı için alırken de uygun alabiliyoruz aslında. zararına çok bakmadan 7-8 yıl kullandıktan sonra piyasanın 4-5 altına versek satılmaz mı

bu paketi bir tanıdık sattığı için yazdım.

nerdeyse aynı durumda hatcbak araçlar almaktansa bunu alıp aile aracı olarak kullanmak istiyorum

bende geçen sene skoda roomster aldım, millet piyasası yok satarken zorlanırsın filan dedi uzun yola gittikten sonra iyi ki almışım dedim, o yüzden araba alırken herkesi dinleme amacına hizmet ediyorsa senin için uygunsa bence almalısın. bir de ülkemizde arabayı alırken satacağımız kişiyi düşünerek alma eğilimi var sen arabanın tadını çıkar illa senin gibi aynı fikre sahip birisi arabayı satın alır sen satarken.

Ben 55" 7400 kullanıyorum 8 ay oldu herhangi bir sorun ile karşılaşmadım, fark olarak illaki fark vardır ama günlük standart kullanıcılar için (netflix vs.) Aşırı bir fark olduğunu düşünmüyorum. Kuzenim 49" 8000 serisini kullanıyor o da standart bir kullanıcı olarak fark hissetmedi.

HDR destekli 4k yayınlar(Film, Dizi, Oyun vs) izlemeyi düşünüyorsanız nu8000 her türlü basar.
Gelgelelim, yalnızca yerel Tv kanallarını izlemeyi düşünüyorsanız nu7400 daha tercih edilesi.

sen kedi alma

1- Evde yaşayan bir kişi istemiyorsa yapmamak daha mantıklı.
Gerçi sonra onlar senden çok sever hale geliyorlar da baştan konuşulmadı madem diretip huzursuzluk çıkarmaya gerek.

2- Ben kedimi hiç eğitmedim, asla hiçbir şeyi yasaklamadım zaten inanılmaz şımarık bir hayvandı ama tezgahla ekmek poşetiyle hiç işi olmadı.
"Klozete bastığı ayaklarını" da öyle bir temizliyor ki her gün temizlediğin yerden daha hijyenik oluyor emin ol.
Kediler çok temiz hayvanlardır. Kumlarına yapacaklarını yaparlar sonra temizlenirler.
Bir kez bile pis pis etrafta dolandığını görmedim.

@purrty ploop yine bana linç hep çok linç

@yami Ekmek poşetine kuyruğunun değmesini sorun yapacaksan kuş al kedi her yere girer. Sana tavsiye veriyoruz hala linç diyorsun :)

arkadasimda kedi var bu kadar umursamazlik olmaz, hicbir seyle alakasi yok hayvanin masaya filan cikmakla isi olmaz. mutfaga bir ekre gitmemistir hayatinda. baska bir arkadasimin kedisi tam ziddi her yerde cirit atiyo. kopegi olan bi arkadas evine cicek bile alamiyo, cam yok ortalikta bizim kopegimiz koltuga bile cikmaz. birkac yer disinda hicbir yerde takilmaz, hicbir esyayi korumaya almadik corap seviyo bi tek. bu isler anlayacaginiz sans isi. kopegim olana kadar kedi kopek pis gelirdi ama anladim ki kediler temiz. kopek kokuyor ya, her hafta yikiyoruz. les gibi bir koku. ok seviyorum cnm cigerim ama egriye egri, bu hayvan pis kokuyor. kedim de vardi sokakta takiliyodu aksam geri geliyo bir kere koktuguna sahit olmadim. kediler garip bir sekilde temiz kokuyorlar. tabii ki siz de dikkat edeceksiniz, kedisi olan bi arkadasin evine girilmiyo kendileri de pis her sey sanki kedi, mama vs kokuyor. bence ikisi de tamamen hijyenik degil yine de. biz kopegin poposunu siliyoruz ama yani nebliyim....

1 - iki gün sonra kediyi sokağa atma ihtimaliniz varsa almayın. 15 - 20 yıl yaşayacak ona göre.

2- kedi bu. istemediğimi bilse de arkamı dönünce çıkar mutfak tezgahına bizim maymun. hayır dersem homurdanarak laf yetiştirir, %80 yine çıkar. mutfak kapısı sürekli kapalı.

Eve 3. Bir canlı geliyor bu şekilde düşün, mutfağa girer, yatağa girer poposunu senin suratına dayayıp uyur, canı sıkılır gece sen uyurken gelir yüzünü yalar, gibi gibi şeyler var. Bu tür şeyler istemem diyorsan hiç evine kedi alma, mesela sabah benimle beraber kahvaltı yapıyor işe giderken uğurluyor, sonra gün boyu hanımla evde çılgınlar gibi takılıyorlar.

mini çamaşır makineleri var, bir kova boyutunda ama kendisi yıkıyor. bir bakın isterseniz.

@babilbaligi Hiç duymamıştım, yani YouTube'da kovayla kendi çamaşır makinelerini yapanlar gördüm (Do It Yourself olayında) ama hem matkabım hem başka malzemelerim olmayınca girişemedim. Hazır ürün mü bunlar?
Gönül ister direkt çamaşır makinesi alalım ama en dandiğine en ucuzuna 600 lira çekiyor spotçu ve ikinci el dükkanları. :/
Söylediğinizi bir bakayım. Hazır ürün müdür, uygun fiyatlı mıdır diye. İnşallah öyle bir şeydir.

bulabilirseniz ikinci el bir eva çamaşır makinesi alın. hem nostalji hem pratik

@anthemis lobilis
En eski en ucuzuna 600 lira çekti spotçular. Bu maalesef şu an bizim için pek mümkün bir tutar değil. Yine de cevabınız için teşekkür ederiz!

@rosencruz
İlk defa duyduk. Çok enteresan bir ürün, insan gücüyle çalışıyor sanırım. İlk cevapta bahsedilen de buydu galiba. Umarım böyle bir şey bulabiliriz. Çok teşekkür ediyoruz öneriniz için!

suyun paralı bir şey olduğunu farketmeniz için ay sonunu beklemeniz gerekiyor sanırım.
bir çorabı bile elde durulamak dakikalar sürer..
letgo'ya falan baksanıza, bir de özgür dönüşüm gruplarına...

harcadığınız su parası 600 lirayı bikaç ayda katlar bence.

iki kişinin dünya kadar çamaşırı olur yahu insan bir giydiğini bi daha giymiyor ki. ayrıca elde ne kadar uğraşırsanız uğraşın yeteri kadar sıkamazsınız ve kış günü asla kurumaz balkonda, kazık gibi olur, yine kurumaz.

tr.letgo.com
buna benzer makineler var. elde yıkanmaz. tam durulanmaz deterjan kaşıntı yapar, su miktarını hiç söylemiyorum.

Babannem çok eskiden leğende çiğneyerek ayaklarıyla yıkardı çamaşırı sonra durulardı lavaboda iyice. Öyle denenebilir. Yoksa facebook gruplarına vs bakın hibe eden ya da çok ucuza veren olabilir.

200 liranız da mı yok ikinci el bi şey alamıyosunuz aga? Su parasından amorti edersiniz zaten.

Camasirlari yikamadan once suda bekletirseniz daha kolay yıkanır.
Durulamadan once iyice sıkıp bir ikinci kovada durularsaniz, sudan biraz tasarruf olur.

Cezaevinde siselere koyar, oyle calkalarlardi. Soyle 10 litrelin sasallara deterjanli su yapip icine tikistirilan camasirlari calkayarak yikayip sonra durulamaca. Ama o agizdan gecirmek zarar verebilir, belki damacanayla denenebilir ama o zaman da calkalamak zor.

bu karabükteymiş fiyat 190 lira

urun.gittigidiyor.com

kargo 50 lira diyor ama bilemedim.

Bir leğen alın. Sıcak suyu leğene koyun bir yemek kaşığı kadar da deterjan ekleyip karıştırın deterjan suda erisin.
İlk önce beyazlardan başlayarak koyu renklilere doğru sıralayarak çamaşırları çitileyerek bir el yıkayın. Çamaşırın durumuna göre gerekirkiyorsa yani çamaşırlar çok kirliyse o suyu döküp yeni deterjanlı su hazırlayıp ikinci bir el daha yıkayabilirsiniz.
Sonra iki veya üç el durulayıp asın.

Çamaşır yıkamanın püf noktaları:
Çamaşırları ılık suda bekletmek kirlerin kabarmasını sağlar daha az emek harcarsınız.

Özellikle beyazları elinizin dayanabileceği sıcaklıkta yıkayın, soğuk su beyazları morartır. Renkliler de çok sıcak suda yıkanınca renk kaybı olur, yıkamaya beyazlardan başlarsınız sıra renklilere gelinceye kadar su ılınır böylece renk kaybı olmaz.

Arap sabunu çok çok iyi bir temizleyicidir. Bu deterjan bitince çamaşırları direkt arap sabunuyla yıkayabilirsiniz. Boraks da kullanabilirsiniz. Böylelikle hem iyi bir temizlik elde edersiniz hem durulama kolaylaşır çamaşırlarınızda deterjan artığı kalma olasılığı olmaz.

Lafaçukur+1 benden de bi 30 çıkar (az gerçi ama ben öğrenciyim, eşim memur ve yeni evliyiz sorry :()

Harcadığınız su kısa sürede 2. el bir makine fiyatına denk gelecektir.

Kabul ederseniz @lafacukur ve @saridendigindekirmizidiyebagiranadam arkadaşlara ek olarak ben de yardım etmek isterim.

Bir iki kişi daha destek olursa size 2. el bir çam.mak hediye edebiliriz belki.

@lafacukur 50 TL
@saridendigindekirmizidiyebagiranadam 30 TL
@John Bloor 100 TL

Ya gerçekten mesajlarınızı gördüğümüzden beri o kadar utanıyoruz ki bir şey yazmaya. Cidden, sizler çok iyi insanlarsınız. Ve dünyada sizler gibi insanlarla bizzat tanışmayı da çok isterdik.

Kısaca durumumuzu anlatayım. Biz Eskişehir'e taşınalı birkaç ay oldu. -1'nci katta bir eşyamız olmadan kalıyoruz. Komşumuzun hediye ettiği bir halı, kırık bir koltuk ve çöpten bulduğum ve tamir ettiğim bir baza ve yine çöpten bulduğum karyolamız var. İş yapmıyor değiliz, ancak 1.5 ay çalıştığımız işyeri paramızı vermediği gibi, sözleşmeyi işe 1 dakika geç kaldık diye haklı yere fesh ettiğini söyleyerek tarafımıza tazminat davası açacağını söylüyor. 1.5 ay çalışma karşılığı hiç para alamayıp, üstüne borçlanmak... Neyse, cv bırakmadığımız dükkan, konuşmadığımız esnaf sayısı azdır. İnanın dün bizi çöpçü gördü, "Ne oldu iş bulabildiniz mi?" dedi. Bulamadığımızı söyleyince zorla avucuma 10 lira sıkıştırdı. Hiç böyle utanmamıştım kendimden ve sevgilime yaşattığım çaresizlikten.

Telefonumu satmayı planladığımın ertesi günü telefonum gasp edildi. Polis soruşturması hâlâ sürüyor. Sadece sevgilimin telefonu kaldığı için satamıyoruz, belki iş için arayan eden olur diye.

Kapısında "eleman aranıyor" yazan herkes "elemanlarımız tam, çıkan olursa başvuruları değerlendireceğiz, o yüzden eleman aranıyor yazdık" diyor.

Ailem müthiş yobaz. Sevgilim başı açık diye desteklemiyor. Onun ailesi beni istemediği için desteklemiyor. İkimiz de açıköğretim okuyoruz ve ikimiz de hiç olmadığı kadar kötü durumdayız.

Yine de,
İşte yine de,
Böyle bir şeyi kabul edemeyiz. Sizler bizi doğrudan tanımıyorsunuz. Buna rağmen yine de nakit para göndermeyi düşünüyorsunuz. Hani nasıl böyle insanlar var olabilir diye uyandığımdan beri ağlıyorum. Kendi çaresizliğime, sevgilime bakamıyor oluşuma, malın teki gibi sürekli dolandırılışıma, 1,5 aylık emeğimin tamamen boşa olup üstüne tazminat davası açılacak oluşuna, astımı olan sevgilimi bu nemli ve küflü -1'inci katta tutuşuma... İşkur'dan, belediyeden, muhtarlıktan, hiçbir yerden bize cevap gelmeyişine.
(Bu kısmı yazdığımı ona söylemeyeceğim ama geçen birlikte intihar önerisinde bile bulunmayı düşündüm kendisine bir ara.)

Ama hayır. Dünyada sizin gibi insanların olduğunu gördüm, inanın saatlerdir ağlıyorum. Biz sizin bu iyi niyetinizi gördük ya, bu dünyaya dair yeniden umutlarımız yeşerdi. Konu bir "elde çamaşır yıkama" mevzusundan nerelere geldi. Çok trajikomik, ama çok da güzel.

İyi ki varsınız.

Herkesin zaman zaman durumu kötü olabilir her şey üst üste gelebilir bence ufak da bi katkımız olacaksa şu zor durumdan biraz olsun kurtulmanıza yardımı kabul edin. Siz belli ki birbirini gerçekten seven ve iyi kalpli insanlarsınız zaten dünyada ne kadar iyi insan var ki yardımcı olalım birbirimize :) Ben de 50 tl gönderebilirim çalışmıyorum şu an yoksa daha çok yardım etmek isterdim :/ yakında olsam bizzat gelip tanışmak da isterdim ama uzaktayım maalesef burdan ancak bu kadar destek olabiliyorum

Lan oğlum hemen ne yok ağlıyorum, yok sevgilime beraber intihar edelim diyecektim filan.

Biraz mantıklı hareket edin, öncelikle iş bulana kadar günü kurtaracak bir şeyler yapmaya çalışın. Su satma işi güzelmiş mesela, alternatiflerini de düşünebilirsiniz.

Siyasi parti teşkilatlarına gidip yardımcı olmalarını, iş aradıklarını söyleyin. Hepsine gidin, önümüzde seçim var belki işe yarar.

Ayrıca biraz kendinizi toparlayana kadar ailelerinizin yanına dönmeyi de düşünebilirsiniz.

Sağlıklıysanız gerisi her türlü hal olur, merak etmeyin.

Burada ya da ekşi sözlükte bir başlık açılsa,sabilense, iş bulmak açısından belki faydalı olur. Eskişehir'de ikamet eden dostlardan belki eleman ihtiyacı olan tanıdıkları vardır.

Aile ve sosyal politikalar il müdürlüğüne gidebilirsiniz, sevgilinizin astımı gibi önemli sağlık durumları, oturduğunuz evin konumu düşünüldüğünde yapabilecekleri bazı şeyler oluyor bu durumda. Gidip durumları anlatmayı ve mutlaka da sonunda iyi bir şeyler olacağına inancım tam.

Tırmalama tahtası alabilirsiniz. Ama tırmalamak isterse tırmalar herhalde. Sirke rahatsız edebilir kullanmanızı tavsiye etmem tırnaklarını kısa tutarsanız çok zarar vermezler eşyalara.

Tırmalama tahtası var, tırnaklarını da kesiyoruz düzenli olarak.

Biz tırmalarken biraz yüksek bir sesle hayır! diye bağırarak çözdük. Her seferinde tırmalarken böyle bağırınca bana bakıp pısıyordu. Bir süre sonra bıraktı.

abi bazı kediler tırmalama tahtasından gerçekten anlamıyor, dolayısıyla o bir çözüm değil. yukarıda yazılan yüksek ses çıkarma olayını biz de kullanıyoruz. hayır diye bağırmıyoruz fakat yüksek perdeden ŞŞŞŞliyoruz. tırsıyo gerzek ve tırmalamayı unutuyo. biz evde yokken arkamızdan ne biçim tırmalıyodur ama bence. neyse, en azından gözümüzün önünde yapamıyo hehehe.

tırmalama tahtası şart. çoğu içgüdüsel olarak öğrenebiliyor koyar koymaz. öğrenmeyen de yanına gitmişken patisini tahtaya dayatıp göstermek gerekir. özellikle küçükse ama 10 aylıkmış sizinki.

ayrıca normal konuşma ses tonunuzdan daha ciddi ve kararlı şekilde 'hayır' derseniz @sarper361'in dediği gibi, perdeye koltuğa hallenince -ya da istemediğiniz her hareketi yapmaması için- işe yarıyor.

ps store indirim yapacak muhtemelen ama platform belirtmemişsin

PS Store'da Black Friday inidirimleri olacağı açıklandı. FIFA 19 çok büyük ihtimalle büyük bir inidirim alacak.

Ps4 eklemeyi unutmuşum :)

online oynamıyorsan, sadece şampiyonlar ligi için fifa19'a 200lira verilmez..

online oynuyorsan onu bilemem tabi..

Pc speclerini yaz hocam
Islemci ne ram ne hdd ne

İntel core 2 quad 8400 2.67ghz
4gb ram
1 tb hard disk
Office programları için kullanıyorum masa üstü bilgisayarımı

hocam
baslangıc programlarını kontrol edin
gereksizleri kaldirin
yani 50 tane sey olmasın task bar da

aslında en pratik yapılacak sey
ssd alıp
ssd yi sistem hddsi olarak kullanmak
1 tb ı da depo olarak kullanmak
buna ram de ekleseniz - format da atsanız - win 10 da kursanız
performans ssd kadar farkettirmez.

ssd'den sonraki en iyi fikir ccleaner'la temizlik yapmak. sadece ne sildiğinize bakın yeter

kıbrısa baksanız?

Ben senin yerinde olsam Palamutbükü'ne giderdim. Kafa dinlemek için daha iyi bir yer yok bence. Yaz ortasında gittiğimizde dahi fiyatlar makuldu. Ceylan Otel'de konaklamıştık. Bir bakmalısın.

Ekim sonu gibi akdeniz beldeleri harika olur. Alanya, Marmaris, Side, Gazipaşa, Anamur, Silifke hattında istediğiniz gibi denize de girersiniz. Fiyatlar da çok uygun oluyor.

Kaş'ın en güzel zamanı..

fethiye, kelebekler yahut kabaka git. sessiz sakin olur, fiyatlar ucuzlamış olur, bungalovu çadırı var odaları var. kabak bi kaç seneye dönülmez olarak rezalet bi yere dönüşecek; son şansların. kelebekler zaten sevdiğim bi yer değil ama geri dönülmez rezalet bi yere dönüşmesine kıyasla daha çok var.
arada sıkılırsan çıkarsın dolmuşla ölüdeniz yaparsın, kayaköy yaparsın.

Biz balayı için(fethiye) club letonia'ya gittik, bungalov tarzı ultra her şey dahil ve çok memnun kaldık, seneye yine gitmeyi düşünüyoruz gelen müşteri profili de gayet iyi apaçi.tiplerle hiç karşılaşmadım, tavsiye edebilirim.

arçelik bayisi olarak arçelik öneririm :)
televizyonda yerlilik olmaz, en yerliyim diyen vida sıkar.

Sony 65XF7596BAEP

8 bin civarlarında 65 inç smart, hdr, 4k

bütçen biraz daha düşük olsa lg falan olabilirdi ama görece daha yüksek bir bütçen var. o yüzden sony'den şaşma derim.

Ben 4.500'e samsung 55" nu7400 serisinden aldım çok memnunum ps4 de aldım, sizn bütçeniz çok daha fazla büyük ihtimalle sony, samsung, lg alacağınız herhangi bir ürün sizi gayet memnun edecektir. Araştırdığım kadarıyla yüksek bütçelerde genelde sony öneriliyor bende uzun süre araştırmıştım.

Marka modelden ziyade 65" tv izlemek için tv'ye uzaklığın 7 metre olmalı, tabi ki sağlıklı izleme için. Yoksa 1 metreden bak kime ne?

Ama büyük bir ekrana bakarken yeterli mesafede değilsen ekranın tamamını göremezsin, hem filmi takip etmek zorlaşır hem de gözlerin yorulur.

Tesekkurler herkese Sonh xf9005 aldim. Memnunum ilerisi ne gosterir bilmem ama

evde philips azur pro kullanıyoruz, şimdi yeni evleniyoruz kendimize de yeni çıkan modelini aldık zaten memnun eder sizi.
(git: )www.hepsiburada.com

Aldım dediğinizi. Çok teşekkür ederim.

telefonu sağlam kullanmaya bak.

(bkz: xiaomi mi a1) önerim budur. her halde işini görür. bulabilirsen kvk garantili olsun.

taksit işi ticarei kartlara geçerli diye biliyorum.

Xiami telefon olarak iyidir fakat türkiye'ye getiren ithalatcilar delta ve evo rezil ötesidir. Kvk bir tik ötesindedir ama yine güvenmem. Huawei bence daha iyi bir paket servisi en azindan kafani rahat tutar 2 sene.

@karaciğerim huaweiden önerebileceğin bir model var mı bu fiyat aralığında ya da şunu alma diyebileceğin.

Ben kullanim amacim dogrultusunda xiaomi mi max 2 aldim, şarj ve ekran boyutu onemliydi, nobette film filan izlemek icin 1200tlye almistim iyi ki almisim,bir daha telefon alacak olsam yine xiaomi tercih ederim.

mi note 3 al migrostan falan

P9 lite2017 1000 küsür tl, p10lite 1500tl.

20 gün kalma imkanımız oldu, genel olarak esnafından memnun kalmazsınız bence, plajlarında sıkıntı yaşamadık, rahatsız olacağımız durumlarla karşılaşmadık diyebiliriz.

belki daha kısa bir yolu vardır ama benim yaptığım bu:
mesaj bölümündeyken ayarlara girin. mesajları engelleye tıklayın. ifadeleri engelle seçeneğine tıklayın. daha sonra istemediğiniz göndericinin adını yazın. bet yazsam hiç birinden gelmez diye düşünebilirsiniz ancak bet le başlayan kelime içeren olası önemli bir mesajı da engelleyebilirsiniz.

truecaller mesaj uygulaması var hocam. bu mesajları spam olarak işaretliyorsun bi daha hiç görmüyorsun. mesajlar'ım uygulamasını kaldırıyorsun ama çünkü ikisi birlikte kullanılmıyor. ben öyle kurtuldum.

B217 nin sahibi şurasıdır. İletişime geçin listelerinden kaldırsınlar sizi. SMS şikayet formu var zaten sitesinde.

www.sazakgsm.com.tr

Ben Google ın Mesajlar adlı uygulamasını indirdim onu kullanıyorum. Mesaj gelince engelliyorsunuz aynı numara/isim bir daha atamıyor. İlk başlarda pek efektif olmasa da engelli listesi kabarınca 3 4 günde bir mesaj almaya başladım.

selamlar, (git: )onedio.com ben sorunumu şu şekilde kökten çözdüm efenim çok rahat ettim, sizde kesinlikle bunu denemelisiniz.

Evet bende Sazak Gsm ve Ayaz Gsmi arayarak cözdum.Hemen iptal edelim diyorlar zaten.Telde konusurken bu mesajlarin sonuna iptal etme ibaresi eklenmesi gerek miyor mu dedim?Adam da evet olmasi gerekiyor.Teknik ekibe bilgi vericem dedi ama ayak yapiyor belli.Hic bir mesajlarinda yoktu.

Youtube da karşılaştırma videoları var onları izlesene.

xiaomi kullaniyorum, guzel bence. sarji uzun gidiyor cunku 4200 mah pili var. muthis yani. kamera maalesef iyi degil onun haricinde android ayni yani samsunglarla cok farkli degil, kendi mui arayuzunu kullaniyor ama iyi bence fena degil. bu siralar kendi kendine kapaniyor neden bilmiyorm onun haricinde on numara.

Xiaomi Redmi Pro kullanıyorum yaklaşık 6 aydır. Bu zamana kadar bana mısın demedi, takıldığını hiç görmedim. Şarjı da 1 gün çok rahat yetiyor, normal kullanımda 2 günde bir şarj etmem yetiyor. Bu modeli sırf ekranı Amoled diye almıştım, ben telefonun ekranından cidden memnunum ve mi5 kullanan arkadaşlarım var onların da bir sıkıntısını duymadım. Kamerası gündüz güzel ama az ışıkta iyi değil ki ben kamerası için almadığımdan sıkıntı yapmıyorum. Kamerası güzel olan modelleri de var tabi mi5s gibi. Bence o bütçeye xiaomi deneyebilirsiniz, ben bu telefonu alırken de ucuz olsun 2 sene sonra yenisini alırım diyerek aldım.

mi 5s kullanıyorum, çok memnunum. kamerası falan çok iyi bence. şarjı şimdilik iyi gidiyor. performans gerçekten güzel. üzmez rahatlıkla al derim. xiominin her ürününü alabilirim ben artık gözü kapalı.

Mi Max kullanıyorum. Ben de çok memnunum. Hızlı, stabil, şarj süresi çok iyi. Kamerası da çok iyi. Özellikle açık havada mükemmel.

apple kullanıcısydım şimdi mecburiyetten xaomi kullanıyorum android pişmanlıktır.
Ancak performans/fiyat dersen kesinlikle xaomiden şaşma derim. Telefon çok iyi ama android kötü.

Redmi note4 aldım mayısta. Fiyat performans iyi. Kamera kalitesini beğenmedim sadece. Facebook grupları var bir araştır istersen.

Mi5 64 gb kullanıyorum.1200 liraya almıştım. Ben memnun kaldım. Güneşli havalarda ısınma sorunu dışında bir sorununu görmedim şimdiye kadar. Şarjı baya iyi gidiyor. Kamerası da tatmin edici. Gayet de hızlı buldum ben telefonu. Gerçi son telefonumdan sonra bana hangi telefonu alırsam alayım mükemmel görünecekti orası ayrı.

Gittigidiyor'dan ithalatçı garantili almıştım ben. Zaten Türkiye'de elektronik aletin bozulduğunda kullanıcı hatası denilip para istendiği için garanti olayına da pek takılmadım.

samsung galaxy s2'im vardı, ekranı gitti komple bende Xiaomi mi 6 aldım gayet memnunum gayet hızlı, pili de fena değil iyi gidiyor şimdilik. kamerası ve çekim hızıda iyi, tek beğenmediğim yanı parmak izi mevzusu için orta tuşu dokunmatik yapmışlar o hoşuma gitmedi pek. boyutuda fena değil.

bende aynı senin gibi düşünüyordum, samsung dışında telefon kullanmam güvenemem kafasındaydım ama bütçeme uygun olarak araştırmaya başladığımda xiaomi mi max 2 modelinin bana uygun olduğunu düşündüm pil, ekran büyüklüğü vs. ve iyi ki de almışım diyorum bundan sonra da xiaomi ilk tercihim olur.

3 yıllık sözleşmenin akıbetini bilmek için sözleşmeyi görmek gerekir.

bunun dışında istifa ederseniz ilk 6 ayın içinde olduğunuzdan 2 haftalık ihbar süreniz olur. bu süreyi de çalışarak çalıştığınız tüm sürenin karşılığını alırsınız. maaşta yanma diye bir şey olmaz.

taşeron firmada çalışmanın bu tür durumları vardır malesef, eğer buradan istifa edip aynı şartlar ya da daha iyi bir iş bulabilme garantiniz varsa bu durum size kalmış, ilk iş tecrübeniz ise işsizlikten daha iyidir 4-5 gün gecikmeli maaşın yatması diye düşünüyorum.

Eger insaat sektorunde devam etmeyi dusunuyorsaniz maaslarin gec yatmasi, hatta bir ay geriden gelmesi cok normaldir haberiniz olsun. Ornegin Ankara'nin birakin taseron firmalarini, ciddi buyuk firmalari bir ay geriden gelir, ilk calismaya basladiginizda iki ay maas almadan calisirsiniz.

@kassiopeia insanların böyle korkunç şeyleri normalmiş gibi söylemelerine inanamıyorum. Bilişim sektöründeyim, açıkçası yalnız bir insanım, borç alacağım vs. kimse yok. zaten olsa da istemek zordur, yüreği yorar. ben maaşın 1 gün gecikmesine bile bozulurken 1 ay diyorsunuz. Bu insanlar nasıl idare ediyorlar? Napıyorlar yani? çıldıracağım ya

Normalmis gibi soylemiyorum ya da mesrulastirmiyorum ancak genel uygulama budur, ondan bahsediyorum. Bunun nedeni de insaat sirketlerinin odeme yapmak icin isverenden hakedis bekliyor olmalari. Zamaninda hakedis odeyen isveren de sanirim henuz dogmadi. Ankara'da su anda 4-5 ay odeme yapamayan bir zamanlar ciddi anlamda buyuk olan sirket var ornegin, sektorun icini bilmeyen bu sirketi hala cok buyuk ciddi sirket sanar.

dikkatimi çeken bi konu var. her ay düzenli olarak geç yatıyor dediniz. her ayın 6 sında maaşı almanız ile her ayın 1 inde maaşı almanız arasında fark yok ki. ikisinde de elinize geçen parayı harcamak için eşit süre var.

bence dert etmeyin. maaşı her ayın 6 sında alacakmış gibi planlamanızı yapın. böylelikle sorun kendiliğinden ortadan kalkacaktır. bence maaş 5 gün geç yatıyor diye iş bırakılmaz. dışarıda milyonlarca işsize hakaret olur bu. ayrıca 3 yıllık sözleşmeniz varmış, adam sizi 3 yıl oraya bağladıysa emin olun ayrılmanız sizin için pek avantajlı olmayacaktır. tahminimce ağır şartları vardır.

çoğu şirkette maaşlar ayın 5-7'si arası yatar çünkü hesaplamalar vs yapılır o arada. 3-5 gün bence de bırakmak için yetmez. bir ay biraz az harcasanız o 3-5 gün tolere edilir. ancak her ay birkaç gün ileriye atıyorsa haklısınız.

Youtube da aker kartal var 2017 videolari kurultay yayinlari guzel ve basit sekilde anlatir 2-3 saatte sozel mantik sorularini yapar hale gelirsiniz.

benim de yaş 30 küsürlerde. ben de seçemedim. eğitim gibi değişim de şart herhalde

24 yaşında yolunuzda ilerliyorum. Yaş geçtikçe çok da şeyin değişmeyeceğini farkına vardırdığınız için teşekkürler.

kesinlikle hayır. biliyor olsaydım çok daha farklı bi yerde olurdum herhalde.

+1

yalnışta olsa bi karar vermek lazım sanki. ben 32 olucam. biraz akıllanıyor gibiyim. ama geçici olabilir. ama her an cayabilirim.

en ufak detayına kadar biliyorum. kısa ve uzun vade planlarım ilerliyor. ölüp mölmediğim sürece bir sıkıntı yok.

Sylvia Plath'ten gelsin o zaman:

“Yaşamımın, öyküdeki yeşil incir ağacı gibi önümde dallanıp budaklandığını görüyordum.

Her dalın ucunda tombul, mor bir incir gibi eşsiz bir gelecek beni çağırıyor, göz kırpıyordu. İncirlerden biri, bir eş, mutlu bir yuva ve çocuklardı. Bir başkası, ünlü bir ozan, öteki parlak bir profesör, biri şaşırtıcı editör Ee Gee, öbürü Avrupa, Afrika ve Güney Amerika, biri Constantin, Socrates, Attila ve garip adları değişik meslekleri olan daha bir yığın aşık, bir başkasıysa Olimpiyat takım şampiyonu bir kadındı. Bu incirlerin üzerinde ve ötesinde, ne olduklarını pek çıkaramadığım bir sürü incir daha vardı.

Kendimi dalların çatallandığı noktada otururken görüyordum. Ve incirlerden hangisini seçeceğime bir türlü karar veremediğim için açlıktan ölüyordum. Hepsini ayrı ayrı istiyordum incirlerin ama birini seçmek ötekilerin hepsini kaybetmek demekti. Ve ben orada karar veremeden otururken incirler buruşup kararmaya başlıyor ve birer birer toprağa, ayaklarımın dibine düşüyorlardı.”

ve hatta: zenpencils.com

iyi benim gibi düşünen başkaları da varmış. yaş otuza dayandı. o rakamsal değişiklik meydana geldiğinde hayatta nasıl bir değişiklik olacak ya da olacak mı bilmiyorum. yalnız şöyle bir şey var ki hayatla ilgili hiçbir beklentim de yok. yani arabayı yenileme, daha çok nasıl para kazanırım çabası gibi maddi şeyleri saymazsak hayatta hiçbir şey yapmıyorum ben de.

çok şey yapmaya çalışırken hiçbir şey yapamıyoruz malesef.

Evet biliyorum, iyi vakit gecirmek istiyorum, cok sey ogrenmek istiyorum.
Evli olmayip da mutlu olmayi anlamamayi anlamiyorum ama.

bende 27'yim. ne istediğimi de biliyorum ne istemediğimi de.

ancak o evli olup mutlu olan herkesin oyun oynadığını düşünüyorum. oyun oynamayanlara helal olsun. evlilik çok çok zor iş çünkü.

"biz bu kurumu batırdık arkadaşlar"
şevket ç

bence evlenme. çocuğunla aranda yaş farkının olacağını düşünüp kaygılanmıyorsan hiç düşünme. daha erken.

her gece bir yerde de sızma. dünyayı gezme imkanın varsa bunu dene. hiçbir şeyler kıyaslanmaz bile.

25 yaşındayım, mesleğim beden eğitimi öğretmeni, ücretli öğretmenlik yaptım 2 ay sonra istifa ettim çünkü beni amacıma ulaştıracak daha kârlı bir iş vardı oraya geçtim, amacım kpss'ye çalışmak atanabilmek sonrasında da evlenmek, he belli mi olur belki bu sene atanamam ama birbirimize çok destek olduğumuz değer veren, değer verdiğim sevdiceğim var çok şükür o yüzden çoğu şey hayatımda şekillendi. istediklerimi biliyorum iyi insan olabilmek gerisi gelir zaten.
hı bu arada, çocukları sevin, onları hor görmeyin, sokakta küçümsemeyin, onlar bizim hor görmemizden, aşağılamamızdan çeşitli yollara kötü durumlara başvuruyorlar, her çocuk özeldir unutmayalım. saygılar.

kotu

edit: "haliyle sana tik vermeyecegim" diyor arkadas.
yuzugu kendi yapti sanki aksjdhaks

Doksanlı yıllarda uzun ve kirli saçlı metalci gençlerken takıyorduk bunları, sonra bıraktık. Böyle leş bir akıma nasıl kapıldık bilmiyorum o dönem. Utanıyorum aklıma geldikçe. Bu yüzük o günleri hatırlattı bana.

berbat.

tarifsiz kötü :/

Güzel ben sevdim.

edit: ek iş olarak palyaçoluk yapıyorum evet. hayat şartları naparsın.

bu nasıl bir zevksizlik abidesidir ya. inanılmaz komik siz bu ülkenin palyaçoları mısınız arkadaşlar?

açmayın beyler korkunçlu yüzük.

teminat yatırma durumu var.
bu ve bunun gibi soruların cevapları için detaylı bilgi burada esatis.uyap.gov.tr

artısı şudur; evi emsallerine göre daha uygun bir fiyata alabilirsiniz.
eksisi şudur; ihaleye giren kişiler genelde karanlık tipler olduğu için biraz baskı ve tehdit görebilirsiniz.

açık arttırma usulüne göre ihaleye giren kişiler muhammen bedel üzerinden %20 oranında teminat yatırmak zorundadır.

ekstradan ödeme olarak da şunu söyleyebilirim; diyelim ki siz aldınız evi.. bu nedenle ihale damga resmi, KDV, tapu harcının 1/2’si ve taşınmazın teslimine ilişkin masrafların bir kısmı size kalır.

peki şunu da sorayım o zaman. anladığım kadarıyla her hangi bir satışa katılmak için önce e-teklif vermek gerekiyor. yani e-teklif vermeden satışa katılmak mümkün değil. o zaman herkes e-teklifin son saatlerine kadar bekleyip ona göre bir teklif verir değil mi?

şimdi efenim satış günü gidersin, teminatı orada verirsin sonra satışa katılırsın basit olarak. 2 tane araba aldım oradan biliyorum icradan, hı çok karanlık tipler gelir, haberiniz olsun, dışarıda konuşurlar sizi caydırmak için tehdit şeklindedir genelde bu konuşmalar ihaleye gireceklerin duyacağı şekilde. Orada polis filan var diye güvenmeyin polisin olmasına işler normal şekilde yürümüyor çünkü.

@ bin dokuz yuz sifir bess; siz de mi karanlik bir tipsiniz bu durumda :)
ya da nasi alt etmeyi basardiniz da iki araba alabildiniz, accik tuyo verin bize de.

Improbable'in verdigi linke bakilirsa ki ev burada goruluyor, once e-teklif vermek gerekiyor ki ihaleye katilinabilinsin diye anladim ben.

2- ogrencıye ogrencı gıbı davran bence. mesafe cok olsun.

5- az bile.

okulun türü de önemli aslında. ticaret meslek mi anadolu lisesi mi vs.

Cok programli lise meslek ile anadolu karışımı diyelim

2.yı okuyunca sinirlendim. Yahu bu ne cüret, adına üzüldüm. Bence sen bir sürü yol denemişsin daha napacaksın ki. Ben belli bir süre sonra insanların degişemeyeceğini düşünüyorum, çevre ve kendi seçimleri onu bu hale getiriyor. Cidden zor bir durum. Ben anadolu lisesinde okudum, sınıfa sus dendi mi susuluyordu, gerçekten samimi davranan hocalarımız vardı biz de şakalaşırdık onlarla ama belli bir saygı çerçevesinde. Bir keresinde çok sevdiğim bir hocama istemsiz ''aga'' demiştim, kusura bakmayın hocam dedim o da sorun olmadığını ağızdan böyle şeylerin kalabileceğini söyleyip, "sorun etme aga" deyip göz kırpmıştı. Karşılıklı herşey seni suistimal ediyorlarsa sen ne yapabilirsin ki.

ben de bir öğretmen adayıyım ve ablam da aynı tür bir lisede matematik öğretmenliği yapıyor. işin gerçekten zor. normal şartlarda herkes mesleğini hakkıyla icra etmek ister ancak bu tarz öğrencilerin bulunduğu yerde insan çizgisinden kayıyor ister istemez. anladığım kadarıyla olabildiğince uzlaşmacı olmaya çalışmışsın ama laf anlamamışlar. bana kalırsa otoriter duruşundan taviz verme. sonra derslerden ağlayarak çıkan öğretmenlerin durumuna düşersin.

1. Böyle sınıflarda dengeyi baştan sağlam kurmak lazım sanırım. Lisede bir matematik hocamız vardı. Her konuyu anlattıktan sonra avazı çıktı kadar "ANLADINIZ MI?" diye bağırırdı. Sorumuz varsa sormamızı isterdi vs. Derse başlamadan önce uyuyanları uyandırırdı, birilerine bir şey söylerdi. Onun dersinde konuşmaya cesaret edemezdik. Ama teneffüslerde de gayet arkadaş gibi konuşurduk. Mesela Facebook'ta ekli olduğu bir arkadaşa "seni dün gece 2'de online gördüm bir daha görmiyim" falan gibisinden takılmıştı.

2. Suistimal her zaman olabiliyor. Yine bir öğretmen olan annemi nasıl suistimal ediyorlar burada anlatsam roman olur. Bence görmezden gelinmeli. Bir de sizin cinsel içerikli anladığınız şaka gençler arasında oldukça popüler bir espri vs. olabilir.

3. Dersi çok iyi anlatan, samimi.

4. Mıymıy ya da çok kontrolcü. Mesela bir biyoloji hocamız vardı lisede, kadın dersi çok iyi anlatıyordu ama el kaldırmamasına rağmen random birisini seçip soru sorabiliyordu. Nefret ediyordum bu huyundan. İşte güya sınıfta otorite kurma çabası, herkesi derse katma vs. Mıymıya örnek olarak da "yapiyim de bitsin" tarzıyla ders işleyen, zerre zevk almadığı belli, öğrencilerin de pek saygı duymadığı, silik hocalar.

5. Bence iyi yapıyorsunuz. Annemin telefonu tüm öğrencilerde vardır ve artık normal numaraları bile açamıyor belki öğrencidir diye. Suistimale çok açık.

şimdi efenim ben bu konularda çok okur, araştırırım. stajımı kız meslek lisesinde ve bulunduğum şehirdeki en sorunlu olarak tabir edilen bir okulda yaptım. ( beden eğitimi öğretmeni) tahmin edersiniz ki herkes tarafından aşağılanmış, dışlanmış öğrenciler ile uğraşmak ( uğraşmak çok yanlış bir tabirdir) ilgilenmek olmalı bana göre gerçekten zordur.

şimdi sizin durumunuz ve benim okuduklarım tecrübe ettiklerim üzerinden gidecek olursak ilk probleminiz öğrencileriniz ile arkadaş gibi olmaktır. hemen yanlış anlaşılmasın arkadaş gibi olmak iyidir ama arada ince çizgi vardır ve günümüz öğrencileri genel olarak bu çizgiyi göremezler ve daha sonra sizinde yaşadığınız gibi bazı problemler ile karşı karşıya kalabilirsiniz.

hakaret etmeye başladığınızı söylüyorsunuz bu sizin onlara teslim olduğunuzu gösterir ve bu yanlıştan bir an önce kurtulmanız gerekiyor.

bu tür durumlar sizi mesleğinizden soğutur. biliyorsunuz ki sizler ve bizler bu mesleğin zorluklarını bilerek bu okulları okuduk, eğitimleri aldık.

her sorunlu çocuğun illaki çözülmeyi bekleyen bazı problemleri vardır. ben size demiyorum ki çocukların problemleri ile uğraşın sürekli diye.

mesela benim okulumda öğrencilerimden çoğu matematik öğretmeninden şikayetçiydi. sadece dersi anlatıp gidiyor, 2-3 kişi anlıyor dersi bizimle ilgilenmiyor gibi şikayetler. çocukları böyle öğretmenlerinin yüzünü zaten göremezler sadece arkaları dönük tahtada ders anlattıkları için. öğrencilerinize yüzünüzü gösterin, onların değerli olduklarını onlara hissettirin her yolu denedim demişsiniz eminim ki denediniz ama onlara bir şekilde hitap etmelisiniz. size saygısızlık yaptıklarında da şartların nasıl değiştiğini onlara göstermelisiniz.

siz onların iyiliğini düşünerek arkadaş gibi yaklaştınız ama öğrencilerinizden bazıları bu durumu kötüye kullandı, tamam olabilir her türlü insan vardır hayatta ama onlara hitap eden şeyleri okuyarak, araştırarak gerçekten de bulabilirsiniz.

sınıf hakimiyetiniz ile ilgili problemleri aşmanız için farklı önerilerde geliştirebiliriz. saygılar.

Karisik yazacagim ben. Sosyal medyada iletisimde olmamaniz lazim zaten. Dogrusunu yapiyorsunuz. Ben kendi ogrencilerimle arkadas olmuyorum. O muhabbete hic girmiyorum. Ben ogretmenleriyim, benimle kuracaklari iliskinin duzeyi belli. Cunku bunlar ergen, beyin yerine ergenlik hormonu tasiyorlar neredeyse. Problemlerinde vs tabi ki yardimci oluyorum, o ayri. Sinif hakimiyetinde de acik kapi bulduklari anda girerler, affetmezler. O yuzden ilk gunden itibaren tavrinizi koyup, yil boyu korumaniz lazim. Cocuklar sizin cizgilerinizi bilmeli. Onlar asildiginda neler olacagini da bilmeli.

bu okulun belirleyeceği programı göre değişir, 1 hafta sonra final sınavlarımı vericem ve formasyon eğitimim bitecek, ben okurken aldığım için derslerim hafta sonları oluyordu saat 9'dan 3-4'e kadar filan. 2054 tl her yerde böyle olması lazım. okulum bu arada dumlupınar üniversitesi.

mülakatta elenen biri olarak söylüyorum komisyonun baktığı şeyler;
1. olarak torpil
2. olarak ben üniversite 2. sınıftım yani onlar için daha önümde yol vardı.
3. olarak da insaflı bir komisyona denk gelirseniz hakkıyla girenler ve ihtiyacı olanlar kontenjanından alınma ihtimaliniz var.
ve size şunu söyliyeyim ben sınavdan sonra bir bağlantı bulmuştum zaten %60-70 alınacak kişiler belli oluyor dedi geri kalan kontenjan üzerinden insanlar alınır dedi.
mesela 100 kişi alınacaksa en az 60 kişilik liste önceden belirleniyor sınav formalite.
İnşallah her şey gönlünüzce olur benim torpilim yoktu ve yukarıdaki bazı kriterlere tam uymadığım için alınmadım. bol şans.

inşallah kazanırsın. kazanamazsan gerçekten çok üzülürüm. okurken bile sinirim bozuldu.

rakibim olan 17 kişiden benle beraber 3 kişi 4 yıllık üniversite mezunu. ben halihazırda yüksek lisans öğrencisiyim, askerliği yapmadım. 3 tane adalet lisesi mezunu var. 3 tane ön lisans mezunu var. kalanlar hep lise mezunu. bu durumda şansımı arttırır mı acep?

artmaz tersine azalır. yüksek lisansı bitirsin öğretim görevlisi olur gider diye düşünürler. öğretim görevlisi olmasa da başka işe başvurur diye düşünürler.

önceden mülakata giren bir arkadaşıma şunları sormuşlar:

xxx'ten(xxx yaşadığınız şehir oluyor) kimler çıkmıştır siyasetçi, sanatçı anlat bakalım?

okulu bitirince(arkadaş üniversite öğrencisiydi o mülakat sırasında) sizin bölümden ne çıkıyorsunuz? ielride iş imkanları neler, sen ne düşünüyorsun?

bi kere klavyede 5. olman hiç önemli değil onlar için. öss birincisi olsan bile önemli değil hatta.

torpilim yok diyorsun. arkadaşların dediği gibi ilk bakacakları yer torpilin. bi de 10 kişi alınacakmış. girmen çok çok düşük bi ihtimal. devlette mülakatta elenen biri olarak söylüyorum. ben de senin gibi bu hesapları yapıyodum ama hiç bi boka yaramıyor. torpil şart işte. 100 kişi falan alınacak olsa hadi sevinelim diyeceğim ama 10 kişilik kadroda sana yer kalmaz. sen yine de mülakata hazırlan tabi ki en azından kendi çabanla batırmamış olursun.

hadi diyelim 9 kişi aldılar. kalanı torpilsizlerden seçicekler. muhtemelen kılık kıyafete, saça sakala bakarlar. eğer insaflı (!) iseler maddi durumuna bakarlar. hani çocuğun var mı, eşin var mı, çalışan biriyle mi evlisin vs. bi ihtimal mülakatta sordukları sorulara verdiğin cevaplara bakarlar. ben kyk mülakataına girmiştim. sorulan her 3 sorudan ikisi dini soruydu. ona göre.

yani sana en kötü ihtimalleri sayıyorum ki benim gibi boşa heveslenme.

www.hepsiburada.com
şöyle bir şey olabilir, erkek için ideal ben bundan almıştım daha önce de böyle bir ürün kullanıyordum uzu süre götürür çok amaçlı ve kullanışlıdır. ( benim aldığımda bodygroom aparatı vardı bunda göremedim )

braun cruzer 5 kullanıyorum. memnunum. biraz pahalı ama değiyor.

Teşekkür ederim :) bakıyorum söylediklerinize. Kuru veya ıslak olarak kullanılmasının büyük bir önemi var mı sizce?

kısmet.

Zor.

olabilir mi böyle bir şey, olsun çünkü.

Üst biter.

hadi inş.

spor yap.

Bence bi sakincasi yok

şansı %50, ya olur ya olmaz

nasıl %50?

işe alırken zar mı atılıyor? :)

adam belki loser her iş başvurusundan red yiyor, belki de king of hell, attığını vuruyor?

sonuçta ya kabul edilcek ya red edilcek,ya olcak ya olmıycak.

Surecimiz devam ediyor

kabasını alacam derken kafasını almazsa alırlar

uyu geçer.

ise alindi (:

unutmuştur muhtemelen. ya hacı paraya ihtiyacım var da biraz 150 lira falan ayarlayabilir misin, geçen senin telefon faturanı yatırmıştık ya falan.

iste direkt ya unutmuştur ya da salak yapıyordur ama hatırlatınca eli makum öder.

dostluk başka, alışveriş başka paranı direk olarak iste.

bir hafta çalışsan yeter.

bende 2013 yılında sınavlara girmiş ve torpilsizlikten mülakatta elenmiş biri olarak sana belki yararlı gelicek bir şeyler söyleyebilirim, ben 130 doğru kelime yazmıştım sınavda ama olmadı işte.
hocam bunun tek yolu var sürekli yazmak, katipler.net de var 3 dakika 5 dakika filan buralara girip sürekli farklı metinleri yazman gerekiyor, bir de şöyle diyenleri duyarsın işte 200 kelime yazıyorum 300 yazıyorum diye geneli bunların tek metin üzerine günlerce çalışıp yazanlar bu insanlar sınavda 60-70 kelimeyi zor geçiyorlar, sınavdaki heyecandan dolayı zaten yazma hızın çok düşüyor, ben farklı metinlerde de ortalama 200 civarı yazıyordum doğru kelime olarak sınavda ister istemez düşüyor.

ama şu durumda yapman gereken şey farklı metinleri sürekli yazmak, F klavyeye doğal olarak ellerinin alışması gerekiyor, ben bir ara öğrenmeyi kafaya koymuştum sonradan vazgeçtim, 2 haftalık bir sürede ortalama 80-90 doğru kelimeyi yazabilecek hıza çıkmıştım 3 dakikada.

ağırlık kaldırmadın.

Yoğurda aban. Sebebini bilmiyorum ama bel çevresinde ciddi farkettiriyor 1 haftada sonuç alırsın

edt: başkasının yaptığı yoruma laf sokmadan yorum yapabildiğiniz gün, gerçekten modern insan olacaksınız. bu halinizle ergen irisine benziyorsunuz.

göbek en zor eriyen yer diyorlar, gerçekten öyle. çok uğraştırıyor. moralini bozma göbek gidecek mutlaka.

istersen bebekliğinde yoğurt kazanına düşmüş ol, estetik bir vücuda ağırlık kaldırmadan bokumu sahip olursun.

aga göbeğe eyvallahım var da bende meme var onu nasıl çözücez ya?

hayır ben bu gidişe 3-4 ay sonra 75leri bulacağım , skinny fat olmak istemiyorum, gayette sağlıklı besleniyorum

@namus ninjası

abi tamam sana özel ağırlık kaldıracağım ama ona zamanım yok, şu yaza dümdüz kalem gibi girmek istiyorum, hani herkeste ağırlık kaldırmıyor bildiğin dümdüz amele gibi olmak istiyorum, yazdan sonra zaten body'e başlayacağım

bir kötü haber daha, yağ dokusunu oluşturan hücreler, zayıfladığında yok olmuyorlar.

bölgesel zayıflama diye bir şey yok ki.

Şimdi bunu düşünce deneyiyle açıklayacağım.

Öncül bilgi.

Göbek ve bel çevresinde depolanan yağ miktarı, yüzünüzdeki, bacağınızdaki, kolunuzdaki yağ miktarından fazla.


Şimdi örneğimize gelelim.


Bir kız bir erkek düşünelim. Kızın saçı 145 cm olsun erkeğin saçı 4 cm.

Erkek olan saçından 3.5 cm kız olan da 23 cm kestirsin.

Siz hangisini gördüğünüzde saçını kestirdiğini daha çabuk anlayabilirsiniz? muhtemelen erkek olanı.


Göbek meselesi de böyle aslında. Oradaki yağ miktarı fazla olduğu için oradaki değişimin farkedilmesi için çok daha fazla kilo verilmesi gerekiyor.

vücut nereden zayıflayacağına kendi karar verir. ama genel geçer kural olarak: en eski yağlar en son erir.
proteini arttır, karbonhidratı düşür. kaliteli yağ ye. bol su iç.
ağırlık çalışmasını da hayatına dahil etmeye başla ufaktan +1

Vücut besinlerden aldığı karbonhidratı glukoz olarak depolarken 1 gram glukoz başına 3 gram da su depolar. Yani ödem oluşur. Diyete grip spor yapmaya başladığınızda da ilk önce bu depoladığı suları gider vücuttan. Yani sizin o kilo verdiğim dediğiniz 6 kilonun büyük bir kısmı su ne yazık ki. O yüzden götünüz göbeğiniz hala yerinde duruyor.

Çözüm ne peki? Çözüm vücudu bir strese sokmak, biraz zorlamak. 1 ay yeterince yürümüşsünüz, kondisyon yüklemişsiniz, kalbiniz falan da hazırdır artık. Çıkın koşun. HIIT yapın. Ancak böyle verimli bir şekilde yağ yakarsınız. Onun dışında ağırlık çalışın. İnternette vücut ağırlığınız yapacağınız pek çok çalışma var, onlara yüklenin.

Yüksek insülin merkez bölgede yağ depolatmaya meyillidir. Karbonhidrat kaynaklarından uzak dur.

fitness ile ilgili haşır neşir olmamın 8. ayındayım şu an, 109 kilo ile başladığım yolda şu an 78-80 kilo arasındayım, %45 yağ oranımı %18-20 civarına çektim ve bilinçli olarak yaptığım için vücudumda en ufak bir sarkma yok, son derece düzgün ve kas yapısına sahip olarak yoluma devam ediyorum.
vücudunuz için önemli bir nokta sadece cardio yaparak kilo verebilirsiniz fakat bu yağ mı olur, vücuttan su atılması ve kas kaybı mı olur bunu siz aynada göreceksiniz. %90 olarak su ve kas kaybı yaşarsınız.
en fazla 15-20 gün cardio yaptım bu 8 ay boyunca.
şöyle daha kolay bir yol var, kas kütlenizi artırın ve kasların enerji ihtiyaçlarını da yağlardan elde etmesini sağlıyoruz ve böylelikle yağ yakım hızımızı artırıyoruz.
ama ne kadar ağırlık çalışsanız da temiz makro gıdalardan almadığınız sürece sonuç alamazsınız.

Güzel soru. Silme lütfen bu duyuruyu.

Ders sayılır, evet.

2014 tarihli duyurudan alıntı yapıyorum:

2) II) b) ...en az lise veya dengi okul mezunu olup, daktilo ya da bilgisayar dersini başarıyla tamamladığını belgelemek veya en son başvuru tarihi itibariyle Millî Eğitim Bakanlığınca onaylı veya kamu kurum ve kuruluşlarınca düzenlenen kurslar sonucu verilen daktilo ya da bilgisayar sertifikasına sahip olmak. (Örgün eğitim yoluyla verilen bilgisayar ya da daktilografi dersini başarıyla tamamladığını resmi olarak belgeleyenlerden daktilo veya bilgisayar sertifikası istenmeyecektir.)

www.pgm.adalet.gov.tr

Edit: Bu belgeleme de zaten okuldan alınacak "resmi transkript" ile oluyor.

ya haklısınız onu ben de okudum ama işte hangi dersler sayılır hangileri sayılmaz tamemin olamadığımdan arafta kaldım. haliyle çok sinir bozucu bir durum çünkü bu saatten sonra meb onaylı kurstan da belge almaimkanım sıfıra yakın. umarım sayılır o ders de.
ama şöyle de bir durum var ben bu dersin sinavını geçerek muaf oluyorum yani muaf olduğum dersin bile şartı yerine getirmesi gerekir diye düşünüyorum.

Sınava girip muaf olduğunuzda o dersten de başarılı sayılmış olacağınıza göre problem olmaması lazım teknik anlamda. Başarısız olmadığınız her dersten başarılı oldunuz demektir.

bende katiplik sınavlarına girdim, benim bilgisayar sertifikam vardı, ama okuldan dersten geçtiğine dair belgesi olan arkadaşlar da sınava girdi, genel olarak sıkıntı çıkarmıyorlar fakat sen yine de gidip komisyona sor en mantıklısı o. hangi durumdasın sınavla ilgili, bilmiyorum tecrübeniz var mı ama inanılmaz torpil dönüyor, ben antalya adliyesinde 130 doğru kelime yazmıştım ve mülakatta elendim, zor soruları bilmeme rağmen :)

sorun çıkmaz o dersten muafsan.

ben 220 kelime yazdım Q klavyede, 800 kişi arasından 1. oldum, KPSS puanı olarak da ilk 10'daydım, mülakatta elediler beni buradan andığım sevgili komisyon.. kulakları çınlasın.. 40 kadrolu aldılar, ben ilk 40'ta yoktum açık ara 1. olmama rağmen.

torpillilere Atatürk'ün samsuna çıkış tarihini sordular, bana ise önce ilk türk tiyatro eserinin yazarını sordular bildim, ardından ilk antik yunan tiyatro eserinin adını sordular. Cevabını halen bulamadım. ve elendim.

bilgine.

Kaşıkla verip kepçeyle aldiniz gencler sagolun (:
Saka bi yana sistem bu ben de farkindayim. Ama artik son sansim, denemek zorundayim

3 defa kırdığım için herhangi bi telefoncuya gidip 60-70 tl gibi bi ücrete tamir ettirmiştim her seferinde. O zaman 250 tl gibi bi ücret istemişlerdi fazla pahalı geldi. Şu an bi sıkıntı yok, bir yıl geçti en son tamir ettirmemin üzerinden.

çöp olmaz da bence yeni telefon alman daha mantıklı

benim telefonum s3 ve merdivenden tepe asagi atti kendini zira asla kendimi suclu bulmuyorum bu konuda. ekran kirildi ve kapandi tabii. acilmadi sonra da. samsung servisine goturdum 400 liraya yaptilar bi iki hafta kaldi orada. ekrandan da dokunmatiginden de memnunum.

Alalı 2,5 sene oldu, başka herhangi bir sorunu yoktu. Ben de tamir ettirmek yerine yeni telefon seçeneğini düşündüm ama aklıma yatan bir telefon yok hem de 1500-2000 TL civarı yeni telefonlar. Bunu bu halde bırakmak istemiyorum 300-400 tl'ye düzeltme imkanı varken.

Ben degistirttim memnunum. Eger sisli tatagina yakinsan yer onerebilirim o dedigin fiyatlardan asagiya.

kardeşimin s3'ünü yaptırdık ekranı kırılmıştı, iç dış tamamen değşiti dediğiniz fiyata. 3 ay sonra tekrar kırıldı.

ben s4 ekranını yaptırdım 350 tlye ve gayet memnunum 2. sefere değişti ekran, ilk seferde kaskoluydu sonra bir daha kırıldı ve telefoncuya yaptırdım, tanıdığım biriydi ve 4-5 aydır sorunsuz kullanıyorum.

dips yaparken göğsünü sakatlaman normal göğüs de çalıştırır dips. Eğer spor sonrası oluşan adale ağrısı varsa dert etme. Ama ondan başka bir ağrı varsa iyileşene kadar o bölgeyi çalıştırma. Ben de omzumu sakatladım 2 gündür bi şey yapmadım. Dikkat etmek lazım.

7 yıl önce dipsde omzumu sakatladım. Hala geçmedi, zorlarsam ağrıyor. Bu işin uzmanlarına da danıştım, hepsinin bu şekilde 20 yıllık vs. sakatlıkları var. Şiddeti elbette azalır ama hayatın boyunca o sakatlıkla yaşayabilirsin.

selamlar, bende aktif olarak fitness ile uğraşan biriyim, bende göğüs sakatlığı yaşadım, bu dediğiniz olaya çok yakın, bunu etkileyen bazı faktörler de var;
1. yatış pozisyonunuz bu sakatlanmayı tetikler.
2. soğuk çarpması diye tabir edilen olay.
yeni yıldan sonra fizik tedavi uzmanına gideceğim, kesinlikle siz de öyle yapın eğer benim yaşadığım sakatlık gibiyse, hafif bir zorlamada, öksürme vb. gibi şeyler de göğsünüz de acı oluyorsa bu durumu o bölgeyi sıcak tutarak biraz azaltabilirsiniz onun dışında vicks sürebilirsiniz günde 2-3 defa masaj yaparak.

daha önce sorulan benzer sorulara verilen cevaplardan hatırladığım kadarıyla ağırlığının 1.5 - 2 katı kadar gram protein almak gerekiyor.

bu protein ihtiyacı her insan için aynı değildir, hedefleriniz, yağ oranınız, yağsız vücut ağırlığınız ile ilgili bir durumdur, mesela karbonhidratları azaltırken protein miktarını arttırmak yapılan en büyük yanlışlardan biridir.
sedanter altyapısı olmayan insanların ortalama kaba şekilde söylüyorum 1.6 ile 2gr arası protein alması söylenir.
belirttiğim gibi bu sadece genel olarak tavsiye edilendir, ama ben yağ oranınızı ölçtürmenizi ve yağsız vücut ağırlığınız bulunduğu;
yağsız ağırlık x 2 gr veya 2.75 gr = günlük protein miktarı bulunur.

ama bu aktivite ve amacınıza göre değişebilir, yoğunluk antrenman sıklığı bunu etkiler.

Kilo başına 1.5 gramdan az almayın yeter.

hayvansal protein ve bitkisel protein ayrımını muhakkak öğrenin.
protein çeşitlerini de öğrenin. whey protein nedir, yumurta proteini nedir, casein nedir bunların hepsini öğrenin ki proteinlerin hangilerini ne zaman almanız gerektiğini anlayın.

basit bir ezber vardır sabah yumurta öğlen kırmızı et akşam balık/tavuk diye. bunun sebebini protein çeşitlerini öğrenerek anlayabilirsiniz. her şeyi okuyarak, araştırarak yapın duyduklarınıza inanmayın.

sorunuzun kısa cevabıyla daha önce değinildiği üzere değişmekle birlikte genel olarak ezbere ağırlığının 2 katı denir spor yapanlar için. ben 80 kg 183 boy %12 yağ oranıyla 160 gr hayvansal protein alıyorum suratımda çıkan sivilceler sanırım bana fazla aldığımı anlatmaya çalışıyorlar.