Giriş
(8)

Aynı title ile alınan kişinin tecrübesi

eja
Diyelim ki bir yerde uzun süre çalışıyorsunuz ve o iş yerindeki en bilgili ilk 5 kişi arasındasınız (150 kisi icinden belkide) yanınıza sadece tecrübesi kısıtlı sektörü biraz bilen cv parlatmış sürekli yaptığı işle ilgili genel geçer konuşan birine aynı title ile alıyorlar ve gelen kişi de sizin ona
Diyelim ki bir yerde uzun süre çalışıyorsunuz ve o iş yerindeki en bilgili ilk 5 kişi arasındasınız (150 kisi icinden belkide) yanınıza sadece tecrübesi kısıtlı sektörü biraz bilen cv parlatmış sürekli yaptığı işle ilgili genel geçer konuşan birine aynı title ile alıyorlar ve gelen kişi de sizin ona her şeyi öğretmeninizi bekliyor maaş title ayni..
Bu konuda ne düşünürdünüz
0
eja
(13.11.25)
Gidip zam isterdim, yoksa isimi yeni is bulana kadar göz boyayacak kadar yapardim.
Adama hem is ögreticem, hem benle ayni parayi alacak. Yok ya.
+3
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(13.11.25)
Bunu da işin bir parçası olarak görüp öğretirdim. Ben işe yeni başlayan insanlara çok şey anlattım. Bu arkadaşlar bunun farkındalardı ve ayrılırken iyi dileklerde bulunmuşlardı. Ön yargılı olmamak gerekiyor. İyi anlaşacağın biri de çıkabilir. Bu sadece iş konusunda değil, eğitim konusunda da aynı. Lisede bilgisini paylaşan çok sınıf arkadaşım vardı, hepsi iyi yerlere geldi. Bilgi vermekle kendi bilginden kaybetmezsin. Bunun iyilik tarafı da var. Maaşı, CV'si beni ilgilendirmez. Ben insan kaynakları yöneticisi değilim. Şirket kabul etmişse benim yorum yapacağım bir şey yok. İş hayatında zekâ, çalışkanlık, istek önemli. Bunlar varsa bir insanda simitçiye de iş öğretebilirsin. Bir de bir insanın bilgisini sakındığı belli olursa bu hoş olmuyor. Gidip bir gün müdüre bana bir şey anlatmadı derse sen bu işi bilmiyormuşsun algısı oluşacak. Ama iyi eğitim verirsen sen onun gözünde ağırlık kazanacaksın. Aslında iyi eğitim vermek göz dağıdır.
-3
arbre
(13.11.25)
hiçbir şey düşünmezdim. bakış açın sorunlu.
öncelikle bilgili olmanın çok bir anlamı yok, katkın önemli. iş hayatında çok bilgili ama ortamı zehirleyen, katkısı sınırlı insanlar tanıdım. bunlarla kimse çalışmak istemez. bilginle değil, uyumunla iletişiminle ve katkınla anılmak çok daha değerli. Bilgi bir işyerinde birine en kolay kazandırılabilecek şey.
ikincisi: başkasının unvanı, başkasının maaşı şusu busu ile hareket etme. Onlar başkasını ilgilendirir. Başkası CV'sini parlatmış olabilir, kendini olduğundan fazla göstermiş olabilir, bunları herkes bir vadede anlar. Sen kendi maaşına, kendi unvanına bak. Daha iyi bir seçeneğin varsa ise dışarıda onun peşinden gidersin. Eğer kuruma yüksek katkı sağlarsan, (iyi bir kurum) seni terfi eder, unvanını da artırır.
Diyelim adaletsizlikler var ve sabit... O durumda bile başkasına aktarım yapmamak zehirdir. Zehirli olan bilgiyi tecrübeyi kim ne yapsın?

Biraz acı yazmış olabilirim, ama tecrübeli bir abinden bir uyarı olarak al kardeşim.
+1
ebabil curnatasi
(13.11.25)
bakış açın sorunlu +1
meslekte veya o işyerinde yeni başlamış birisine iş öğretmekten zarar gelmez. bir başka kişiye verilen para değil, senin kazancın seni ilgilendirsin. kazancını beğenmiyorsan istifa et onlar düşünsün. tutup başkasını kıskanmanın bir manası yok.

muhtemelen yeni başlayan kişinin potansiyeli senden yüksek ki şirket ona bir yatırım yapıyor. şirket onun şu an için senden az bilgiye sahip olmasını referans almıyor, top noktasının senden yüksek olmasını esas alıyor yani. ona iş öğretmek de senin işinin bir parçası. onu iyi yetiştirmenin de senin kazancına faydası olacaktır, olmalıdır.
0
bos dusunce balonu
(13.11.25)
Bunun aynısını yaşadım ve yardımcı olmak kararı aldım. Çünkü kendimi küçük bir insan gibi hissettim bunun hesabına düşünce.

Neyse bazı işleri anlattım devrettim vs sonra bu patladı. Aynı şeyi 2-3 defa anlattım yapamadı, eksik yaptı, yanlış yaptı sıvadı. Sonra saldım. Anlatmadım, sorulara detaylı cevap vermedim. Şimdi aldıkları adam ellerinde patladı, öyle takılıyor ortalıkta.

Demem o ki öğrenmeye hevesi varsa belli oluyor zaten ve sizin işinizi rahatlatıyor zamanla. Benim örnekte tam tersi oldu bunu da herkes anladı benden çıktı iş. Kıdem zamanı da bunu söz konusu ettim ve kıdem aldım. Geçen ay da yine iyileştirme zammı aldım. Öyle işte.
+2
artıküyeolmakistiyorum
(13.11.25)
ne bildigin degil kimi tanidigin ve kendini ne kadar parlatabildigin cok onemli beyaz yaka dunyasinda. o yuzden baskalarina kurulmak yerine kendini parlatmaya calis biraz, kendini satabilmen lazim. satamiyorsan, allame-i cihan olsan bir ise yaramiyor malesef.
+1
cooperr
(14.11.25)
benim şirketimle veya üst yöneticimle ilgili problemim yok, dikkat ederseniz iş yerim değil gelen kişi herşeyi öğretmemi bekliyor dedim, daha çok aklımda sorun yaratan kısım görüşmelerde/işe alım sürecinde bilgisini %90 farklı yansıtmış biri ile ilgili ne düşünürdünüz kısmı.. güvenemiyorum, bir yerde yalan beyana giriyor var olmadığı bir iş tecrübesini var göstermesi ve aynı pozisyona gelmesi bana doğru gelmiyor.

üst yöneticide zaten ilk haftadan sahada iş bilmediğini anlayıp bana kaş göz yaptı, bende işe alımı benim gerçekleştirmediğimi söyledim ama daha detay vermedim kararsızlığım bir insanı işinden etmek veya etmemekle ilgili.

işi bilerek öğretmemezlik gibi bir durum yok sadece etik olmayan davranış sergileyen birine yatırım yapmak alıp yürümesni sağlamak doğru mu, değer mi netleştiremedim , ama kıskanma diyen duyurucu arkadaşta başka bir kafaymış.
+2
🌸eja
(14.11.25)
birine iş öğretirsen vazgeçilebilir listesine girersin, yukarıdakileri dinleme, kolay kolay bildiğin işi kimseye aktarma .
+2
nahtoderfahrung
(14.11.25)
(8)

Bu laf sokma mı

arbre
İş yerinde başka bir departmanda iki kız kankam var. Bu departmanla sürekli iletişim hâlindeyiz. Bugün ziyaret ettik. Haftada bir yaptığımız bir şey. Evli olanla bugün selamlaştık ama hafif sarılır gibi oldu. Yöneticileri de daha önceden tanışıyor muydunuz dedi, kız da burada tanıştık dedi. Diğer ka
İş yerinde başka bir departmanda iki kız kankam var. Bu departmanla sürekli iletişim hâlindeyiz. Bugün ziyaret ettik. Haftada bir yaptığımız bir şey. Evli olanla bugün selamlaştık ama hafif sarılır gibi oldu. Yöneticileri de daha önceden tanışıyor muydunuz dedi, kız da burada tanıştık dedi. Diğer kankamla da aynı şekilde selamlaştım bu arada. Bu soru bana ayıp geldi. Sanki niye sadece el sıkışmadınız gibi anladım. Kötü niyetli düşünmüş olabilir mi?

Hatta ek soru. Siz karşı cinsle sadece el mi sıkışıyorsunuz? Yakın arkadaş karşı cinsle nasıl selamlaşıyorsunuz?
-5
arbre
(13.11.25)
ilk kez gördüğün birisine hele ki karşı cinse sarılmazsın. sarıldığına göre bir samimiyet veya tanışıklık var demektir. bu yüzden sorulmuş.
+3
yazar yazmaz yazan yazar
(13.11.25)
yazar yazmaz yazan yazar, ilk kez görmüyorum, birkaç aydır işte konuşuyoruz işle ilgili
-1
🌸arbre
(13.11.25)
İş yeri dışında eskiden bir tanisikliginiz olduğunu düşünüp sormuş olabilir.
+3
egerbiryolcu
(13.11.25)
Art niyet yok bence, samimi görünce merak etmiş, normal bir şey bu.
+3
mutekebbir
(13.11.25)
Laf sokma değil . Alışılmış teamüllerin dışında bir hareket olduğunu anlatmak istemiş.
Takım ya da ekip içinde sarılma daha çok bir şeyleri başarma, işi tamamlamaya olur. Yöneticinin yanında kadının çalışan bir erkeğe sarılması kafada soru ,ünlem ,virgül , alt tre işaretine kadar düşünmeye şüphelere sebep olur .
+1
diyecevaplandı
(13.11.25)
iş yerinde yakın arkadaş ya da önceden tanışıklığınız/arkadaşlığınız yoksa laps diye sarılmazsın. karşı cins de olsa hemcins de olsa. sarıldığınız için tanışıklığınız, yakınlığınız olduğunu düşünmüş ki yanlış da değil kankam diyorsunuz :) yanlış bir çıkarım olmamış yani
+2
chanandler bong
(13.11.25)
sarılır gibi yapmanızı garipsemiş ama art niyet değil bence de. ben de evliyim karşı cins birisi ile sarılır gibi yapmam sadece el sıkışırım, eşim de öyle. ama biz böyleyiz diye herkes böyle yapmak zorunda değil tabi ki sizin ve selamlaştığınız kişinin tarzı bu şekilde ise sorun yok.
+1
Sadece soruyorum
(13.11.25)
art niyet olup olmadığını burdan kestirebilmek çok zor.
bunula birlikte, ancak soruda ayıp bir şey olduğunu düşünmüyorum.
kız kankalarımla hep sarılırıız. bizim selamlaşma şeklimiz budur.
0
pangea
(14.11.25)
(6)

Kol kılları

arbre
Ben kolu çok kıllı biri değilim. Geçen üst kol kıllarını tüy dökücü krem ile aldım. Daha iyi görünüyor. Bunu ön kol için de yapmak mantıklı mı? Ön kol kıllarını kısaltıyor musunuz/sıfırlıyor musunuz?Kızlar, erkekte kıllı kol mu iyi, kılsız kol mu?
Ben kolu çok kıllı biri değilim. Geçen üst kol kıllarını tüy dökücü krem ile aldım. Daha iyi görünüyor. Bunu ön kol için de yapmak mantıklı mı? Ön kol kıllarını kısaltıyor musunuz/sıfırlıyor musunuz?

Kızlar, erkekte kıllı kol mu iyi, kılsız kol mu?
-3
arbre
(13.11.25)
Dokunmuyoruz
E
0
artıküyeolmakistiyorum
(13.11.25)
Abi başkalarını boş ver sen kendini öyle iyi hissedeceksen kes gitsin ama önkol kasların bi derece belirgin değilse çok da estetik durmayacaktır bence.
+1
kizil karga
(13.11.25)
kizil karga, belirgin, amaç o aslında
-2
🌸arbre
(13.11.25)
maskülen görünümü azaltır. sporcu olup podyuma çıkmayacaksam niye alayım.

şu abiyi kılsız düşün mesela:

www.gq.com.au
+1
yurtsuz john
(13.11.25)
Yapıştır gitsin kardeşim.
0
kizil karga
(13.11.25)
benim de bazen alasım geliyor ama bende kas falan yok o yüzden yeltenmiyorum. Ama kış geldi yani uzun kollularla takılıyoruz, kötü dursa bile maks 1 görünür öyle yeniden çıkar kıllar.
0
atom karincanin torunu
(13.11.25)
(6)

İş İngilizcesi (kararsızlık)

arbre
Selam. Şirketimde ücretsiz iş İngilizcesi kursu var. Speaking odaklı. Benim YDS B seviyesi puanım var. Sınava girmeden hoca B2 olarak belirlemiş. C1 sınıfı yok. Ben normalde B seviyesine ulaştığım için resmî olarak ve iş görüşmelerinde ya da gerektiğinde rahatça konuşabildiğim için İngilizceyi saldı
Selam. Şirketimde ücretsiz iş İngilizcesi kursu var. Speaking odaklı. Benim YDS B seviyesi puanım var. Sınava girmeden hoca B2 olarak belirlemiş. C1 sınıfı yok. Ben normalde B seviyesine ulaştığım için resmî olarak ve iş görüşmelerinde ya da gerektiğinde rahatça konuşabildiğim için İngilizceyi saldım uzun süredir. İtalyanca öğreniyorum bir süredir. Almanca maceram oldu. Ben bu kursa gitmeyi çok istemiyorum açıkçası. Bir kelime de olsa bilgi bilgidir deyip başvurdum ama sosyallik, konuşma pratiği dışında bir şey katmayacak. Bir de sınıfımın çoğu yöneticilerden oluşuyor. Yaşları büyük. Sıkılacağımı düşünüyorum. Ne yapsam? Normalde bu kursu almak için el arabasıyla para dökmem gerekir. Şımarıklık mı yapıyorum? Sağ olun.
-4
arbre
(12.11.25)
bence güzel bir fırsat. başlayın, devam edin ve kursun seviyesini direkt kontrol edin, duruma göre kalır veya devam edersiniz. şımarıklıktan değil de biraz sabırsızlık olabilir.
0
MtKrt
(12.11.25)
B2 seviyesinde kendinizi rahat anlatabiliyorsunuz ama iş karmaşık konular ya da örneğin dünya gündemine gelince uygun kelime bulmak zor oluyor. Bu nedenle katılıp yeni kelimeler ve ifade biçimleri öğrenip, akıcı seviyeye gelebilirsiniz. Bence B2 her konuda akıcılık sağlamıyor.
0
kaset
(13.11.25)
is ingilizcesi, almancasi, tatarcasi falan bunlar palavra laflar.

"is turkcesi" diye birsey var mi mesela? 3-5 ingilizce terim ile konusulan plaza dili diye ucube bisey var o kadar.

bir yabanci dile ya hakimsidir ya da degilsindir.

onun da saglamasi basit benim icin, hicbir on hazirlik yapmadan telefonu kaldirip dunyanin obur ucundaki birisiyle problemini cozebiliyorsan, o dili halletmissindir. olmuyorsa daha calisman lazim.

italyanca ne ise yarayacak onu cozemedim, umarim gecerli bir sebebin vardir yoksa vakit kaybi..
+3
cooperr
(13.11.25)
cooperr, İtalya'da iş bulmak, yaşamak
-2
🌸arbre
(13.11.25)
@arbre
abi italyanlara bile italya'da is yok. orda yasayanlarin alayi emekli boomer.
o isi iyi arastir. cikmaz sokak olmasin.
+3
cooperr
(13.11.25)
Kesinlikle gidin hocam.
0
kumandanim
(13.11.25)
(9)

Askeri kargo uçağının düşme sebebi nedir?

mikahakkinen
Öncelikle başımız sağolsun. Uçağın çok eski olduğu söyleniyor, ayrıca sosyal medya yorumlarında uçağın düşürüldüğü yazılıyor. Haberleri tam takip edemedim.Genel görüş nedir?
Öncelikle başımız sağolsun. Uçağın çok eski olduğu söyleniyor, ayrıca sosyal medya yorumlarında uçağın düşürüldüğü yazılıyor. Haberleri tam takip edemedim.
Genel görüş nedir?
0
mikahakkinen
(12.11.25)
Uçak eski olayı biraz hikaye ya.

x.com
0
kizil karga
(12.11.25)
mossad.
-4
Karim iceride uyuyor ben seni dusunuyorum
(12.11.25)
T.S.K da bakım işleri çok ciddi şekilde yürütülür. Atış dahi yapılmasa her an kullanılacak silahlara , her hafta istisnasız genel bakım yapılır.
Söz konusu uçak olduğunda bakım muhakkak daha önemli bir hal alır.

Genel dünya gündemi ve bu uçak düşmesini de içeren son yaklaşık 24 saatlik zaman diliminde Afganistan Pakistan Bangladeşte aynı anda patlamalar oluyor. Bir de yakın zamanda ABD deki kargo uçağının düşmesi vakası.
Bunların birbirinden konum olarak uzak ama birbiri ile tamamen ilgisiz olaylar olduğunu da sanmıyorum.

Düşmesine dair yorumlarda en önemli ihtimallerden biri de kargo uçağına kalkış öncesi alınan malzeme veya araçlara yerleştirilmiş herhangi bir patlayıcının olması.
Bu nedenle kazayla etrafa dağılan her türlü parçanın toplanarak incelenmesi son derece önemli .
Azerbaycan istihbaratının da bu noktada konuyu araştırmada çok önemli bir görevi var. Azerbaycan'ın siyonist devletle olan yakın ilişkilerinin yine Azerbaycanın bilgisi dışında Türkiye aleyhine bir zaafiyete dönüşmemesi zor.
Yazılım ve elektronik konularında olduğu gibi siyasi diplomatik işlerde de devlet yönetimlerinin baş edemediği veya farkında olmadığı arka kapı faaliyetleri bulunur . Buna ABD de dahildir.

İran Cumhurbaşkanı Reisi'nin de yine Azerbaycan'dan kalkan helikopteri şüpheli şekilde düşmüştü geçen yıl.
Siyonist devletin, İran'daki komuta kademesine saldırıları ve sonrasında İran'ın casus avına çıkarak binlerce kişiyi yakalamasının bir benzeri Azerbaycan'da da olur mu ? Bu da belirsiz .

Kısacası gerilim yaşadığımız siyonist devletle karşılaşma ihtimalimizin yüksek olduğu Suriye'de böyle bir olayın izleri anında siyonistleri hedef göstereceğine, yine neden onların planlamasıyla Azerbaycan üstünden olmasın?
Aradaki uzaklık ve olay yerine yakın diğer başka devletlerin olması, onların Türkiye ile ilişkileri, gerçek failin biraz daha belirsiz hale gelmesine neden oluyor .
-2
diyecevaplandı
(12.11.25)
üyesi olduğumuz kuzey atlantik pakti örgütü..
-2
designer
(12.11.25)
m.youtube.com

Güzel bir mini belgesel niye düştüğüne dair.

Ozet: abd'de de çok benzeri şekilde düşmüş aynı c 130, gövdeye yakın motorun pervanesinin parçası havadayken kopup Gövdeyi jilet gibi kesiyor ve uçak parçalara ayrılarak düşüyor.

Vurulma olsa, içerden bomba vs patlasa uçakta bir şekilde yanma vs olurdu. Bizim Uçak tertemiz bildiğin ortadan ikiye kesilmiş gibi düşüş görüntülerinde.

Bu video ile birebir uyuyor.
+3
makbur
(13.11.25)
Mühendisim. Bu uçak bana göre tamamen eski olduğu için düştü. Patlama değil kesinlikle. Olayın fiziği apaçık ortada. Montaj yerinden ayrılmış. Komplo teorisine gerek yok. Kargo uçakları genelde sabitlenmiş yükün havada serbest kalması yüzünden düşer. Uçak stall yaşar. Bu bildiğin ayrılmış. Metal yorgunluğu olabilir.
-3
arbre
(13.11.25)
Bu uçaklar tüm dünyada modernizasyonu yapılarak kullanılmaya devam ediyor, bizimkilerin modernizasyonu da 2022 yılında yapılmış, abi eskidiği için düşmüştür demek kolaycılığa kaçmak oluyor biraz.

Uçağın son bakımı da 11 Eylül-12 Ekim 2025 tarihinde yapılmış, yani illa biri vurup düşürmüştür demiyorum ama eskidiği için ikiye ayrılıp düşecek gibi olsa bakımda biraz anlaşılabilirdi gibi sanki.
0
kizil karga
(13.11.25)
farklı zamanlarda benzer olaylar, farklı ülkelerde oldu. hepsi bu dönem oldu.

%99 israil ve mossad. amerikadaki uçaktan pakistana türkiyeye kadar. çok benzer hepsi. hepsi aynı pattern.

ve hepsi bu dönemin üstüne
0
tchuck
(13.11.25)
eksisozluk.com

Şöyle bir haber var kaynak bulamadım ama ön rapor tam da benim üstte verdiğim video ile uyuşuyor.

Böyle olmasi insanı çok daha fazla vuruyor, incitiyor. Kiytirik tek motorlu yangin uçağının bakımını bile yapamayacak noktaya gelmişiz, o çocuğu da zorla mi baskıyla mi ucurdular bir an önce dönmesi için kötü hava şartlarında keşke sorgulayabilecek, sorusturabilecek bir ülkemiz olsa.

Yazacak çok şey var ama yazarken bile ruhum daralıyor.
0
makbur
(14.11.25)
(19)

en yakın arkadaşımın evli biriyle aylardır birlikte olması

megalomaniac
Selam duyurucular, epeydir buralara uğramamıştım ama bu konu çok canımı sıkınca, kimseye de anlatamayacağım için sizlerin fikrini merak ettim.En yakın arkadaşım geçirdiğimiz yazdan beri evli ve çocuklu biriyle ilişki yaşıyor. Başlarda sadece fiziksel çekimdir, birkaç buluşmaya vazgeçer demiştim faka
Selam duyurucular, epeydir buralara uğramamıştım ama bu konu çok canımı sıkınca, kimseye de anlatamayacağım için sizlerin fikrini merak ettim.
En yakın arkadaşım geçirdiğimiz yazdan beri evli ve çocuklu biriyle ilişki yaşıyor. Başlarda sadece fiziksel çekimdir, birkaç buluşmaya vazgeçer demiştim fakat maalesef öyle olmadı. 4-5 aydır sürüyor. Hiç böyle bir kız değildir, 34 yaşında ve toplasak 2-3 sevgilisi olmuştur ve hepsi de uzun süreli ilişkiydi. Bazı bedensel şeyleri geç keşfettiği için bu yola kapıldı belki de diye düşündüm ama uzadıkça ve dışarıda her yerde rahatça buluşup gezdiklerini gördükçe daha da üzüldüm. Başlarda bana ne yaptıklarını nereye gittiklerini anlatırdı ama şimdi arabada, cafede onun yanındayken ararsa/ben ararsam birlikte olduklarını öğrenince hemen kapatıyorum, bişey anlatacaksam vazgeçiyorum, selam da söylemiyorum, konuşursam da yanındakini yok sayarak konuşuyorum.
Birkaç sefer anlattım, istese 1 haftada boşanabilir tanışmanızdan beri neden yapmıyor sence diye uyandırmaya çalıştım, çocuklarına ayıracağı vakti dışarda orda burda gezerek geçiren biri sence doğru bir partner midir boşansa bile dedim, ne desem biraz savunup biraz haklısın deyip sürdürüyor aynı şekilde ve ben arkadaşımı kaybetmek istemiyorum. Onu tanıyan kimseye de bunu anlatıp yardım isteyemem.
Başka şehirde yaşıyor, yanına gidip yüz yüze son 1 kez konuşup bu konuyu ebediyen kapatsam mı, yoksa yavaş yavaş mesafe koyup uzaklaşsam mı... Çok seviyorum kendisini, çok kıymetli.
-1
megalomaniac
(12.11.25)
İyi de ağa bu durumun senin arkadaşlık iliskinle ne alakası var?
Kadın nasıl isterse öyle yaşıyor, evli olması seni ilgilendirmiyor. Sevgilisi varmis gibi devam edebilirsin. Sanki sevgilisi var diye hayatın zarar goruyor gibi yazmışsın.
-12
artıküyeolmakistiyorum
(12.11.25)
Öncelikle "onu tanıyan kimseye de bunu anlatıp yardım isteyemem." demişsiniz ama zaten arkadaşınızın yardım ister gibi bir hali yok. Siz size göre doğru olanı yapıp onun görmediği ya da görmek istemediği şeyleri anlatmışsınız. O da biraz size hak vermiş biraz da kendi ilişkisini savunmuş ve kaldığı yerden devam etmiş.
Hiç öyle bir kız değildir demişsiniz haklılık payınız vardır elbette ama ben her zaman insanın içinde saklı başka bir benliğin olduğuna inanırım yani kimse belirli bir yaştan sonra değişmez sadece yapacakları şeyler için fırsatlar belirli zamanlarda gelir insana.

Kendisi sizin için çok kıymetliyse şu anda yaşadığı ilişki süresince aranıza mesafe koymanız en doğrusu olacaktır çünkü bu şekilde iletişime devam etmeniz sizi daha da rahatsız edecek. Ara sıra haber almanız yeterli. Karşı taraf evli olduğu için illa ki ilişkiyi noktalamak zorunda kalacak. O zaman görüşmek isterseniz kaldığınız yerden görüşmeye devam edebilirsiniz diye düşünüyorum.

DİPNOT: Kimsenin yaşadığı ilişkiyi yargılamıyorum sadece karşı tarafın yaşadığı "rahatsızlığa" çözüm üretmeye çalışıyorum.
+1
mermaidd
(12.11.25)
'Benim öyle bir arkadaşım olsa' diyemem çünkü o yapıda bir arkadaşım olmaz. Anında ilişkimi keserim.

Ahlaksızlıkta en dip nokta bence bu. Arkadaşımın ahlaksız biri olması beni nasıl ilgilendirmez ki?
0
Mirket
(12.11.25)
ortada sizi ilgilendiren, arkadaşlığınızı bitirecek bir durum yok.
-3
my fault
(12.11.25)
Benim sıkıntım yanlış anlaşılmasın, ben de böyle bir şey yapabilirim bir gün, insan hataya müsaittir her zaman. Ama "bir kişi bile gözümü açmam için beni sarsmadı, herkes normal karşıladı ben de normal bir şey yapıyorum sandım, böyle birine zamanımı ve sevgimi verdiğim için pişmanım, şimdi hem sevgisiz hem de herkese karşı güvensiz hissediyorum" demesini istemiyorum bir gün. Çünkü çok duygusal ve hassas kalplidir.

Şimdi ben başlarda (ilk söylediği zamanlarda) hafife alıp üzerine düşmediğim için suçlu hissediyorum.
0
🌸megalomaniac
(12.11.25)
Yavaş yavaş mesafe koymayın, arkadaşlığınızı nedenini açıklayarak bitirin. İnsan hata yapar, evet. İkna etmeyi denediniz, hatasında ısrar ediyor. Normalleştirmeyin. Birinin boşanmasını beklemeden ilişkiye girmekte ve ilişkiyi devam ettirmekte sorun görmeyen birini neden çevrenizde isteyeceksiniz? Başkasına böyle zarar veren size de verebilir, çıkarı için yalan söyleyebilir. Bile isteye içine girdiği sorunları dinleyerek vaktinizi harcamak zorunda değilsiniz. Size ne diyenlere bakmayın, toplumun normali bu olmamalı.
+4
?
(12.11.25)
adam evli olmasaydı ama başka bir sevgilisi olsa, tamam mıydık? buna onay verebilir miydik?

kanunlara göre evli biriyle birlikte olmak suç değil. evet çok hoş bir hareket değil. hatta ahlaki olmadığı da söylenebilir. ama evli olan adam bu ahlaksızlığı yaparken, sizin arkadaşınız neden yapmasın ki? arkadaşınızın kimseye bir yükümlüğü yok. istediği gibi davranır.

bence arkadaşınız evli olsaydı ve kocası haricinde biriyle ilişkisi olsaydı müdahale etmeniz gerekirdi. bu durumda çok da umursamayın bence.
+1
co2s2
(12.11.25)
@co2s2
Arkadaş olduğum kişi evli adam olsaydı tabi ki öncelikle tepki göstereceğim kişi o olurdu. Ama adamı tanımıyorum, tanışmayarak tepki koyabiliyorum sadece. Çünkü daha önce bizi tanıştırma girişimleri oldu, ben bahanelerle geçiştirdim (mesela neden doğrudan sebebi söylemek yerine bahane ürettim diye kızıyorum kendime).

Beni ziyarete geldiğinde aileme "ben aşık oldum hayatımda biri var" dediği için, ilişkisi nasıl gidiyor, evlilik durumu var mı vs. diye soruyorlar mesela, geçiştiriyorum evlenmez o falan diyebiliyorum. Kendi ailesiyle de aynı durumda.

Yani sana ne diyorsunuz kısaca, ama bence bu işler tam öyle olmuyor yakın arkadaşlarımız ailemizden biri gibi olunca.
0
🌸megalomaniac
(12.11.25)
arkadaşınızın özel hayatı arkadaşlığınızı etkilememeli. özel hayat sonuçta. sen görüşünü belli edip kenara çekilirsin. arkadaşlıkta arkadaşını her hatasıyla kabul etmek değil mi? senin görevin uyarmak engel olmak değil. adam karısını çocuğunu düşünmüyorsa o onun sıkıntısı. kıymetli diyorsun neden sınır koyuyorsun ki.
-2
mikahakkinen
(12.11.25)
bırakın arkadaşınız ne istiyorsa yapsın. kendi vicdan muhasebesini yapamıyorsa siz karışmayın. günün sonunda her koyun kendi bacagından asılır.
-1
koela
(12.11.25)
Ailem gibi gördüğüm yakın arkadaşlarım var, yanlış bir şey yaptıklarını düşündüğümde tabii ki uyarırım, yapmaya devam ediyorlarsa bu kadar ısrarla uyarmaya devam edemem ama şunu yapıyorum size de bunu önerebilirim;
Ben seni uyardım, kendi hayatın sen bilirsin ama ben bu konuyla ilgili detay bilmek istemiyorum, bu konuda konuşmak istemiyorum, bana gelip o kişiyle ilgili bir şey anlatma, dert yanma vs.
Bu durumu arkadaşlığınızdan soyutladığınızda herhangi bir sorun kalmayacaktır.

“Aileniz gibi gördüğünüz arkadaşlarınızın” hayatlarına bu kadar müdahale etmek de doğru değil bence. Yanlış yaptığını üzüleceğini mi düşünüyorsunuz bırakın üzülsün nedir yani kendi yanlışını kendi fark etsin, böyle zorla olacak şeyler değil bunlar.
+2
mutekebbir
(12.11.25)
Böyle bir insanı nasıl sevebiliyorsun? Sevgini yok et. O kızın senin eşinle birlikte olduğunu hayal et.
-1
arbre
(12.11.25)
En yakın arkadaşı bir uyarırsın iki uyarırsın. Sonra arkadaşlık biter. Bu iş sizin de başınızı ağrıtmasin sonra
0
pembediken
(12.11.25)
Bir söz var, başkasına yapan bana da yapar. Benim de çok kıymetli bir arkadaşım aynılarını yaşattı.
+1
Kahvedesu
(12.11.25)
Ben olsam şu iki konu beni ilgilendirir.
1. En yakın arkadaşımın sevgilisini hıyar buluyorum.
2. Arkadaşıma karşı sorumluluğum olduğunu hissediyorum.
İlki için yapacağım şey diğer başka arkadaşlarımın hıyar sevgilileri ile aynı tarifeyi uygulamak olur. Yani özel olarak ayrı bi hıyar tarifesi uygulamam. Benim hıyar enişte taeifem işte görünce hı hı ivit falan diyip kısa temaslar. Birlikte plan yapmamak. Min. muhatabiyet.
İkinci konuda eskiden daha kaçınırdım sorumluluk almaktan. Onun hayatı onun tercihleri filan derdim. Artık daha çok fikrimi söylüyorum. Açıkça derdim ki baştan böyle düşündüm, ama artık sana zarar verdiğini düşünüyorum bu ilişkinin. Senin için endişeleniyorum.
İki durumda da arkadaşlığımı kesmem. Ama bu durumda o benden uzaklaşabilir en azından bi süre. yapcak bişey yok.
0
benim bir gizli bildiğim var
(12.11.25)
Bu, bizi ilgilendirmeyecek te, ne ilgilendirecek?

Arkadaşınızı sert bir şekilde uyarın, yaptığı yanlıştan vazgeçirmeye çalışın. Vazgeçmezse, ilişkinizi sonlandırın.

.
0
kartallar yuksek ucar
(12.11.25)
siz neden arkadaşınıza evli erkeği ayartan, yuva yıkan kadın muamelesi yapıyorsunuz onu anlamadım. partneri arkadaşınızın ilişki beklentisini karşılıyorsa sorun olmamalı. yani belki bu durumdan arkadaşınız memnun, partneri memnun, partnerinin eşi memnun, partnerinin çocukları memnun...

size düşense ahlaki değerlerinize ters düşen kişilerle ne tip bir ilişki kurmak isteyeceğinize karar vermek. onun dışında üçüncü bir kişi olarak bence sizin karışmanızı gerektirecek durum yok.
-1
tnz
(12.11.25)
Karısını, kocasını aldatanlara ve evli olduğunu bile bile ilişki yaşayanlara güven olmaz. İlerde sizi sırtınızdan hançerleycek ve yarı yolda bırakacaktır. Ben olsam yavaş yavaş arkadaşlığımı bitiridim.
+2
komando kani var bende
(12.11.25)
ben olsam bi kere çok ciddi konuşurum, "sen napıyosun, yakışıyor mu, bu nasıl bi saçmalık, nasıl normalleştirdin, ben çok üzülüyorum" gibi. ama yararının olacağını sanmıyorum. bi daha da konuyu açmam. hala seviyorsam arkadaşlığıma devam ederim çünkü ilişkisi beni ilgilendirmez ama soğuduysam eski en yakın arkadaşlığımın hatrına bu konuşmayı yine yapıp direkt bitiririm arkadaşlığımı
+2
mezzosprite
(13.11.25)
(13)

İstanbul'u yürüyorum, ciddi ciddi

silverleaf
Duyuru sakinleri, her sene günlük adım ortalamamı en az 10 bin adım yapmaya çalışırken bu sene kafayı kırarak bunu en az 15 bin adıma çekmeye çalışıyorum. Bunun için de İstanbul'u yürüyorum sokak sokak, semt semt. Şu an tek endişem bunun bir sağlık problemine yol açıp açmayacağı? Kadınlarda orta yaş
Duyuru sakinleri, her sene günlük adım ortalamamı en az 10 bin adım yapmaya çalışırken bu sene kafayı kırarak bunu en az 15 bin adıma çekmeye çalışıyorum. Bunun için de İstanbul'u yürüyorum sokak sokak, semt semt. Şu an tek endişem bunun bir sağlık problemine yol açıp açmayacağı? Kadınlarda orta yaşlarda osteoporoz oluşturduğuna dair bir şeyler okudum ama emin değilim. Annem dizlerine zarar veriyorsun diyor. Bunlar geçerli şeyler midir? Yürümekten zarar gören oldu mu hiç?
0
silverleaf
(11.11.25)
Yürümek kemik sağlığı için faydalı. Direnç egzersizi kabul ediliyor yanlış hatırlamıyorsam.
Osteoporoz yaşla değil, menopozda estradiolün düşmesi ile ilgili.
Günde 7.500 civarı adım atmak öneriliyor. Fazlasının zararı olur mu, bilmiyorum maalesef.
+1
auroraaurora
(11.11.25)
Amaç önemli. Amaç ne? Kilo vermek mi? Çok sağlıklı olduğunu düşünmüyorum açıkçası. Eklemler zorlanır.
-1
arbre
(11.11.25)
15 bin adımın zarar vereceğini sanmıyorum. altı ustu 10 km falan yapar. kaç yaşında insanlar yarı maraton vs. koşuyorlar. iyi bir ayakkabı ile yuruyorsanız bir şey olmaz gibi geldi bana. aksine faydalı olur.
+1
fyodor fyodorovic
(11.11.25)
@arbre Amaç kilo vermek değil, çok kilolu bir insan değilim. Hareket halinde olmaktan ve yeni bir şeyler keşfetmekten genel olarak çok mutlu oluyorum, amaç da bu aslında.
+1
🌸silverleaf
(11.11.25)
Burada sanırım Kaleci söylemişti böyle bir duyuruda, genel sağlık için 6000-7000 arası adım ideal, üstüne çıkmak sağlığa ekstra bir katkı vermiyor, 10 bin adım olayı da Japonların bi reklam senaryosu ile ortaya çıkmış bir şey bilimsel bir geçerliliği yok.
0
kizil karga
(11.11.25)
70 yaşında anam geçen italyaya gitti, günlük ortalama yürüdüğü adım 20-25 bin adım.
sana ban bişey olmaz.
yürü
0
erty_ksk
(11.11.25)
Mutlu oluyorsan yürü tabii.
Ama iyi bir yürüyüş ayakkabın, ayakkabıyla uyumlu ve ter emen çorapların olsun. Kıyafet seçimin de teri dışarı atan cinsten ve mevsim şartlarına uygun olmalı.
Bir akıllı saat veya bilekliğin yoksa edinsen, nabzını 90'larda tutsan ama aralarda ikişer üçer dakikalık nabız atakları yapacak şekilde koşsan, hatta interval çalışma neymiş, nasıl yapılırmış diye birkaç bişeyler okusan ve uygulasan, dönüşte yorgunluk durumuna göre 5-20 dakika arası bir streching mobility çalışması yapsan, bunun için de youtube'dan istifade etsen, inan tadından yenmezdi.
Ancak bu merak, ev, iş, okul, medeni hal değişimi, çoluk çocuğa karışma vs nedenle bir gün geçtiğinde, aldığın kaloriyi antrenman kalorisi miktarında paldır küldür azaltmadığın taktirde, bu durumun sana göbüş olarak, basen olarak karkısı olacağını da bilmelisin.
0
Mirket
(11.11.25)
Ayakkabın iyiyse bir şey olmaz.
0
ketcapli dondurma
(11.11.25)
Çok iyi yapıyorsun, devam et böyle, ben bunu Avrupa'yı gezerken her zaman yaparım, günde 20 km yürürüm, İstanbul'da da eskiden yapardım ama İst'da artık yapınca sinir katsayım fırlıyor.
0
blue rebel motorcycle club
(12.11.25)
koşmak, ağır kaldırmak gibi şeyler eklemlere en fazla yük bindiren şeyler ama bunları bile yıllarca düzenli yaptığınızda olumsuz etkisi görülebiliyor o etki de kişiden kişiye değişiyor tabi. yürümek bunların yanında çok daha masum. günlük 15k adım da biraz abartı geldi. özel bir amacınız yoksa sırf 15k'ya ulaşmak için kendinizi çok zorlamayın derim ben ama zorlanmadan yürüyorum diyorsanız sorun olmaz. sadece vücudunuzu dinlemeyi ihmal etmeyin.
+1
semaforo de medianoche
(12.11.25)
3 yıllık mesafe ortalamam 6.3 km günlük. dizlerim, bacaklarım cillop gibi. devam bence.

ama arada dinlenme yapmak şart.
0
lüzumsuz adam
(12.11.25)
yürüyüş diyince aklıma sören kierkegaard gelir . sözlüğe geçen senelerde eklediğim bir alıntısını iletiyorum

(git:eksisozluk.com)
0
devilone
(12.11.25)
hiç bir mahsuru olmaz.
ayağınızda iyi bir spor ayakkabı olsun yeter.

dize zarar verir durumu bayırlardan kaynaklı. istanbul'da çok yokuş var. özellikle yokuşlardan inerken dize ekstra güç uygulanıyor. bir de sert zeminde koşmanın dize zararı var, o yüzden parklardaki koşu yerleri yumuşak zemin oluyor.

10bin adım muhabbeti zamanında adım sayar satmak için atılmış.
şimdi 8bin adım yeterli diyorlar mesela.
ama siz onbeş adım'la mutlu oluyorsanız öyle yapın. yokuş ve koşmak konusu dışında yürümenin zararı olmaz ama şahsi fikrim her gün illa yapıcam diye kasmamak, arada bir aksadığı olur muhakkak. aksadı diye ritminizi bozmayın, aradaki boşluklarla beraber güzel bir rutin.

bir de sık sık şu ve benzeri videoları görüyorum.
ilginizi çeker belki
www.youtube.com

yürümenin yararları > yürümenin potansiyel zararları
0
biseysorcaktim
(12.11.25)
(21)

uzun yolda surus yaparken biri yaninizda uyusa uyuz olur musunuz?

buenosdias
iki kez basima geldi. uzun yolda uyudugum icin sofor uyuz oluyor. laf sokuyor. bilerek gaz, fren yapiyor. sizin basiniza geldi mi? ne dusunuyorsunuz.
iki kez basima geldi. uzun yolda uyudugum icin sofor uyuz oluyor. laf sokuyor. bilerek gaz, fren yapiyor. sizin basiniza geldi mi? ne dusunuyorsunuz.
-2
buenosdias
(11.11.25)
Arabayı kullanmayan kişi neden uyumasın ki. Arabayı kullanan uyumayacak. Bunun için uyuz olunmaz. Uyuz oluyorsa kullanmasın arabayı.
-1
rock n roll
(11.11.25)
Yoo hiçte olmuyor. Hatta herkes uyuyunca kulaklığımı takıp öyle müzik dinlemeye devam ediyorum.
-2
substituent
(11.11.25)
Ben uzun yolda uyumayı tercih etmem. Yolu yaşamak isterim çünkü deşarj oluyorum uzun yolculuklarda ama şoför ben olsam ve araçtaki diğer kişiler uyusa asla rahatsız olmam aksine muhabbet etme gereksinimim olmadığı için daha rahat şekilde araç kullanırım.
Çok rahatsız oluyorsa tek başına yolculuk yapsın arabaya başka birini almasın.
0
mermaidd
(11.11.25)
arabada 2 kişiysek ben olsam uyumam ve uyunmasını da istemem. özel şoförüm değil ya da ben kimsenin özel şoförü değilim. sohbet ederek daha hızlı geçer zaman.
+2
art cat chocolate
(11.11.25)
olmam. esim hep uyur uzun yolda. hatta kisa yolda bile uyur. ben muzigimi dinler takilirim.
+1
lemmiwinks
(11.11.25)
rahatsız olmam aksine kesinlikle daha rahat olurum. onlar tedirginlikle yola bakınca rahatsız oluyorum. herkes uyuyunca istediğim gibi gidebiliyorum.
+1
gercekdunya
(11.11.25)
bu soru adamına göre değişir, yorgun bi şoförün yanında hayvanlık yapıp horluya horluya uyunmaz
+2
nahtoderfahrung
(11.11.25)
Ben uyursa sevinirim. Uyusun güzel güzel.
Edit: ya uzun yola çıkacağım kişi zaten eşim dostumdur. Uyusun tabi. Kendimi şoför gibi hissetmem.
0
kisa
(11.11.25)
Bana güvendiği için hoşuma gider.
-1
arbre
(11.11.25)
süren ben değilsem uzun uyuyuşlar yapmamaya çalışırım. şoför de zamanla yorulur, gözü dalar, uyur vs gibi bi durum olmasın onu da daha dinç tutayım diye.
sürücü bensem öyle fosur fosur saatlerce uyunmasını istemem çünkü aynı şekilde ben o kadar fazla sessizlikte uykum geliyo. ama yani bikaç saat uyunuyosa o kadar da olur insanlık.
0
chanandler bong
(11.11.25)
cok stresli bir durum yoksa, mesela asiri yagmur yagiyor, goz gozu gormuyor sis mis, hic rahatsiz olmam. ama bu bahsettigim halde arkadasim uyumustu, baya horluyordu, o zaman hakkaten bi yoldas istemistim yani elbette surmeyen kisinin yapacagi bir sey yok ama iste insan bi yaninda iki laf edecek 'ay ne kotu hava, goz gozu gormuyor' vs. diyecek birini ariyor sanirim. bir de iki kisi de yorgunsa/uykusuzsa, (elbette ideal olan hic yola cikmamak ama cikildiysa) yanindaki kisi prensip olarak uyunmamali, yoldaslik boyle bir sey yani, surucuye de yardimci olmak lazim konusarak, yemek vererek vs.
+1
kassiopeia
(11.11.25)
esim, annem, babam falansa hayir. ama mesela sehirlerarasi bir yere gidicez, komsum benim gidecegimi biliyor, gitmemi bekliyor ki otobüse para vermesin, sonra yanima gelip 4 saatlik yolun 4 saatinde uyuyor. bu düpedüz eseklik. kimsenin özel soförü degilsin sonucta. zibaracaksan bin otobüse git.

yanimda uyunmasi uykumu getirir. bircok kisi icin de böyledir. uzun yolda soförün yaninda kendim de uyumam. esim ya da babam olsa bile uyumam. bir an gözü dalsa ikimiz de gideriz.

ayrica araba sürerken kulaklikla müzik dinleyen adamin arabasina bana milyon dolar verseniz binmem. millet bir de bunun yaninda uyuyor. canini yolda bulmus millet. neler okuyorum böyle.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(11.11.25)
Araba kullanırken biri uyuyorsa uyuz olanlar oruç tutarken biri yemek yiyorsa sinir krizi geçirenler hep aynı modeller.
-6
kizil karga
(11.11.25)
Uyumam ve uyutmam.
0
Mirket
(11.11.25)
yol boyunca uyanık kalmasına gerek yok, arada bir uyuyabilir.
ama arada bir kısmı önemli.

başkasının arabasında hiç uyumadım. uyumam. ayıbı ayrı, tehlikesi ayrı.
uzun yol ve dönüşümlü sürmemiz gerekiyorsa birazcık kestirdiğim olur.
0
biseysorcaktim
(11.11.25)
Valla ben ne kadar uykum gelse de uyumamaya hatta sohbetle ya da müzikle arabayı kullananı da uyanık tutmaya çalışıyorum. Bu bence şoför koltuğunun yanında oturanın co-pilot olarak otomatik görevi. Burada oturan uyusa bile arkada olsam da uyanık kalıp şoförün de uyanık kalabildiğinden emin olmaya çaışıyorum.
+1
Amaranta ursula
(11.11.25)
bilerek gaz-fren yapiyor kismi en kotu kismi bence. onceden bir beklentin olabilir ve yanindaki kisi uyudu diye rahatsiz olabilirsin (kim olduguna ve duruma bagli olarak), fakat gaz-fren yapmak cok cocukca.

dedigim gibi, kisi ve durum burada onemli.
0
Sour
(11.11.25)
şoför iyi insan değil, ya da ergen bir arkadaş.
0
ebabil curnatasi
(11.11.25)
ben kullanıyorsam uykum yoksa milletin uyuması işime geliyor daha rahat kullanıyorum. eğer uykum varsa uyumalarını istemem.
0
mikahakkinen
(11.11.25)
Uyuz olmak demeyelim. İstemem, izin vermem.
Ön koltukta oturan kişinin uyumasını istemem. Arka koltuktakiler uyuyabilir. Öndeki arka koltuğa geçip uyuyabilir ön koltuk boş kalabilir.
Ama ön koltuktakinin uyuması uykumu getiriyor.
Önceden söylerim ama bunu, sonradan gaz fren veya uyuzluk yaparak değil.
0
michael_knight
(12.11.25)
benim hanim uzun yolda genelde uyur. beni hic etkilemez.
kamyoncu ruhluyum, rekorum sadece benzin icin durarak 18 saat.
yanimda biri olsun olmasin ben yola bakarim.
0
cooperr
(12.11.25)
(10)

işte yapmak zorunda olduğunuz en angarya iş

xportant
iş yerinde yapmak zorunda olduğunuz ve yapmaktan en nefret ettiğiniz, başlamakta zorluk çektiğiniz, elinizin en gitmediği iş nedir?
iş yerinde yapmak zorunda olduğunuz ve yapmaktan en nefret ettiğiniz, başlamakta zorluk çektiğiniz, elinizin en gitmediği iş nedir?
-1
xportant
(11.11.25)
başkalarına yaptıramadıkları zor excel işlerini yapmak
0
eja
(11.11.25)
İş görüşmesi yapmak.
0
mutekebbir
(11.11.25)
başkalarının yapmak istemediği işlerin bana gelmesi, ne olduğu farketmez.
0
nahtoderfahrung
(11.11.25)
Bir şey yazdırmak, çıktı almak için yazıcıya gitmek
-2
arbre
(11.11.25)
Tüm şirketi raporlarken(9000+ şube) birisi çıkıp 1(bir) şube için +1 sütunluk veri isteyince sinir krizi geçirecek gibi oluyorum. En angarya iş bu benim için.
0
artıküyeolmakistiyorum
(11.11.25)
Notere gitmek.

Karar dosyaları için birkaç saat gittiğim oluyor. Hatta İstanbul'un bir ucuna gidip, oradan şehrin ortasına gittiğim oluyor. Buna üşenmiyorum ama notere gitmeye üşeniyorum.
0
put it in your appropriate place
(11.11.25)
araç kullanmak(şoförlük). onu al şunu bırak saçmalıkları yüzünden kendi işimi yapamıyorum.
0
late viper
(11.11.25)
Haftasonu tüm çalışanlar komple mesaiye kalınması. Şirketin bir ay boyunca cumartesi de mesai yapması gerekiyordu. Diğer herkesin işi vardı ama biz üç kişiden de gelmemiz istendi. Mal mal oturduk tüm gün. Mesai+Prim verildi ama ailemizi bırakıp gelip mal mal oturmamız karşılığında.
0
yadigar
(11.11.25)
Kisisel iphone yaninda kocaman iki telefon daha tasimak ve sadece Blackberry kullanmak zorunda olmak. Bakan vs geldiginde tesisi gezdirmek...
0
thetruenorthstrongandfree1
(12.11.25)
Her yaptığım işi ufak bir açıklamasıyla bir Excel tablosuna yazmam şeklinde bir icat çıkarmıştı bir kere bir yöneticim.
Uzun bir süre yaptım bunu ama hem işi bırakıp excel’e geçmek gıcık ediyordu hem de hiç kimsenin okumadığı bir dökümanı doldurmak can sıkıyordu.
Ortalama her 30-120 dakikada yeni bir kalem iş yaptığım bir çalışma düzeniydi.
0
michael_knight
(12.11.25)
(12)

Deri ceket sorusu

arbre
Deri ceket almak istiyorum. Bir sürü mağaza gezdim. Doğru düzgün bulamadım. Nereden alınır deri ceket? Mavi'de beğendiğim deri ceketin kolu çok uzundu. Elimin dışını kapatıyor. Bu normal mi? Derimod çok pahalı. O kadar vermek istemiyorum. Max 3 4 bin. Sağ olun.
Deri ceket almak istiyorum. Bir sürü mağaza gezdim. Doğru düzgün bulamadım. Nereden alınır deri ceket? Mavi'de beğendiğim deri ceketin kolu çok uzundu. Elimin dışını kapatıyor. Bu normal mi? Derimod çok pahalı. O kadar vermek istemiyorum. Max 3 4 bin. Sağ olun.
-4
arbre
(10.11.25)
Maalesef ki 3-4 bin lira verip alacağınız deri görünümlü ceketleri maksimum 2 sezon giyebilirsiniz. Ardından soyulma yapıyor. Bir kaç kere o tarzda bir ceket beğenip alma gafletinde bulundum hepsi çöpü boyladılar.
Eğer alayım yıllarca benimle beraber kalsın derseniz en az 10k yı gözden çıkartmanız lazım. Tabii gerçek deri ceketin de belirli bakımları oluyor onu da eklemeden geçemeyeceğim.

3-4k bandında trendyol'dan butiklerden bulabilirsiniz. Yorumlardan faydalanarak alabilirsiniz.
+3
mermaidd
(10.11.25)
mermaidd, gerçek istemiyorum, aynı şeyi 1 yıldan uzun süre giyince sıkılıyorum. Değişiklik olması daha iyi. Butiklerden hiç alışveriş yapmadım. Çok güvenemiyorum.
-3
🌸arbre
(10.11.25)
Mirket
(10.11.25)
www.trendyol.com örneğin bu. Trendyoldaki yorumlara bakarak alabilirsin. Olmazsa iade etmekte çok kolay. Ben topluca alışveriş yapıyorum ardından olmayanları iade ediyorum. Gayet uygun fiyatlı deri ceketler varmış bu kadar uygun alternatifler olduğunu bende tahmin etmemiştim.
0
mermaidd
(10.11.25)
mermaidd, tam aradığım ceket
-1
🌸arbre
(10.11.25)
www.derimont.gen.tr

buradan iki tane aldım. güzel iş yapıyorlar. fiyatlar uygun.

(mermaid'in verdiği linkteki ceket gerçek deri değil)
-1
yurtsuz john
(10.11.25)
@yurtsuz john ben zaten kendisine yukarıda söyledim istediği fiyatlara gerçek deri ceket bulamayacağını. İstediği fiyatlara deri görünümlü ceketler bulabileceğini de ekledim. Ona istinaden yolladım o linki.
Yolladığınız linktekiler gerçek deriyse şayet gayet uygunmuş. Ben derimod'dan 2 sezon önce 6 bine yakın bi fiyattan almıştım
0
mermaidd
(10.11.25)
2. el düşünürsen kadıköy'de çok iyi deri ceket satan yerler var.
0
ruhlardan esinlenen karga
(11.11.25)
ruhlardan esinlenen karga, 0 alırım
-1
🌸arbre
(11.11.25)
kaliteli suni deriler de var. hem daha uygun olur, hem de hayvanları kıyafet için öldürmemiş olursun. :)) kesinlikle zorlamıyorum veya eleştirmiyorum. sadece öneri... ben hep suni deri kullanıyorum, sorun yaşamıyorum. beymen'den bakabilirsin.

tr.calvinklein.com

www.zara.com

www.jackjones.com.tr

www.zara.com
+1
art cat chocolate
(11.11.25)
Chocolate, gerçek alamam, oradan zengin gibi mi duruyorum :)
-2
🌸arbre
(11.11.25)
o fiyatlara markalarda bir ürün bulma imkanın yok, yerel üretici lokal bir markete bakman lazım.
0
erty_ksk
(11.11.25)
(53)

eşimin yeğeninin her hafta sonu bizde kalması sorunsalı

matilda
merhaba, bu duyurunun benzerini geçtiğimiz günlerde açmıştım ama olay biraz değişti o yüzden akıl danışacak birilerine ihtiyacım var. özetle: eşimin yeğeni istanbul'da askeri okul kazandı. bizi de evci olarak yazdı. bizim planımız 2-3 haftada bir cuma-cumartesi akşamları bizde kalması ve pazar günü
merhaba,
bu duyurunun benzerini geçtiğimiz günlerde açmıştım ama olay biraz değişti o yüzden akıl danışacak birilerine ihtiyacım var.

özetle:
eşimin yeğeni istanbul'da askeri okul kazandı. bizi de evci olarak yazdı.
bizim planımız 2-3 haftada bir cuma-cumartesi akşamları bizde kalması ve pazar günü okula dönmesiydi. çocuk da sizi her hafta rahatsız etmek istemiyorum, hem de çok uzak vs diyordu.
ben 2-3 haftada bir kalmasına da çok sıcak bakmıyordum ama yapacak bir şey yok moduna girmiştim.
şimdi okuldan öyle kafanıza göre evci iznine çıkmak yok. ya her hafta evci çıkacaksınız ya hiç çıkmayacaksınız denilmiş. çocuk da eşimi aramış amca okul böyle diyor ne yapayım diye o da gelme diyememiş. yani özetle çocuk her hafta sonu bizde kalmak zorunda ama bunu eşim de ben de kesinlikle diyemiyoruz.
buraya bir dipnot düşeyim: eşimin anne ve babası istanbul'da yaşıyordu. memleketlerine taşındılar. onların taşındığı eve biz geçtik yani eşimin anne-babasının evinde oturuyoruz. kira da ödemiyoruz. başka evleri var kirada onun kirasını da eşimin abisi alacak yıl sonundan sonra.
dün bayağı kavga gürültü oldu evde. çünkü ikimiz de çalışıyoruz. ben haftada 2 gün evden, 3 gün ofisten çalışıyorum ama 3 gün çalıştığım günlerde 2 saat işe gidiş, 2 saat eve dönüş sürüyor. 6'da çıksam 8'de evde anca oluyorum. bir tek hafta sonum var. cumartesi zaten temizlikle geçiyor. cumartesi akşamları eşimle vakit geçirmek istiyorum. pazar da yine ıvır zıvır işler oluyor ya da nadiren dışarı çıkıyoruz bi etkinlik vs olursa.
yeğeni bize gelirse cumartesi sabahı eşim evde olmuyor ve ben uyuyabileceğim 2 günden birinde kalkmak zorundayım çünkü ayıp. pazar günü de benzer durum var zaten askeri okulda olduğu için alışmış sabahın köründe kalkıyor. geçen pazar mesela 3'e kadar evde oturdu. 6'da okula girmesi gerektiği için 3'te çıktı.
benim artık cuma- cumartesi akşamları eşimle oturup film/dizi izleme ve vakit geçirme gibi bir olayım kesinlikle kalmadı. çünkü bu çocuk cuma akşam yemeği vaktinde gelecek ve bizle oturacak sohbet falan etmek istiyor. cumartesi gündüz çıkar gider ama akşam yine öyle. pazar da ya kahvaltıdan sonra biraz oturur ya da gider bilmiyorum 2 günüm çöp olduktan sonra pazar yarım günü düşünemiyorum artık.
dün eşime ya bu işe bi çare bul ya da bu iş boşanmaya kadar gider dedim. çünkü bu çocuk tam 5 sene okuyacak bu okulda. gidebileceği başka bir yer yok. olsa da yasak.
o da ailesiyle arasını bozmadan bir yöntem düşünüyor ama bulamadık.
makul şekilde abine anlat, bizim bi hafta sonumuz var. mümkün olduğunca evi otel gibi kullansın vs gibi çocuğunu uyarsın gibi bir yöntem geldi aklıma ama ne kadar etkili olur, nasıl bir tepki gelir bilmiyorum.
eşimi seviyorum ve bu nedenden ayrılmak istemiyorum ama ben sorumluluk almamak için çocuk bile yapmıyorum ve hayatımda 4-5 kere gördüğüm bi çocuğa da zaten tek dinlenme alanım olan hafta sonumu 5 sene feda etmek istemiyorum. üstelik bu çocuk bizde kalırsa benim evimde yatılı misafir de kalamaz her türlü tüm konforumu ve düzenimi bozuyor.
bu konuyla ilgili ailesini, abisini ve yeğenini de incitmeden nasıl bir konuşma yapılabilir. fikirlerinize gerçekten çok ihtiyacım var.

bunu kimse kabul etmez dedim eşime. çık sokağa 10 kişiye sor kaçı kabul edecek dedim. siz böyle bir şeyi kabul eder miydiniz bunu da kendisine okutmak için bunu da sorayım.

teşekkür ederim.
-1
matilda
(10.11.25)
Hoş bi düzen değil bu öncelikle ama bunu 5 sene sürdüreceğini düşünmüyorum, ilk sene çok sık olur fakat şehre alışıp kendi arkadaş ortamını kurunca size fazla uğramaz

Eşin öncelikle sana karşı sorumlu orası sizin eviniz. Senin durumunu anlayıp seni buna hiç dahil etmeden aile ve çocukla çözmeli. Başta dediğim gibi çocuk şehre alışıp ortamını kurana kadar 2-3 ay anlaşma yapabilirsiniz belki
+2
grimavi
(10.11.25)
@grimavi ben de öyle düşünüyordum alışınca sürekli gelmez ama okul ya her hafta evci çıkarsınız ya hiç izin vermeyiz demiş. mesele de bu zaten.
0
🌸matilda
(10.11.25)
kesinlikle mantıklı değil. bir sene bile bu şekilde yaşanmaz. çocuğun ailesi nasıl buna tamam diyebiliyor anlayamadım. okulun ya hep hiç demesi de saçma. bizim okulda da yurt var ama öyle bir durum yok. istedikleri hafta sonu kalıyorlar. okulla da görüşülebilir tabii ki ama çocuğun ailesinin rahatlığı çok ilginç.
+1
oyokbuyoknevar
(10.11.25)
haklısınız. her hafta sonu olmaz yani. ayda 1 olsa neyse. çocuk evci çıkmak zorunda değil. yatsın okulunda. ya da babası diğer evi boşalttırsın yerleştirsin çocuğu. bir şeyler kırılıp dökülecek artık pek çareniz kalmamış. sen çocuğun annesiyle konuş önce eşin utanıyorsa.
0
archmeister8
(10.11.25)
Kocaman insan ya kendisinin ya da ailesinin bunun ne kadar saçma olacağını düşünmesi gerekirdi.
Şimdi eşiniz abisine sizin dediğiniz cümleyi söylediği an ne olacak biliyor musunuz olay büyüyecek vay sen benim oğlumu istemiyorsunlara gelecek ve çocuk bir şekilde durumu düzeltip izne çıkmamaya karar verecek.
Her şekilde arada gerginlik çıkacak bu yüzden bence gerginlik nasılsa çıkacak diye düşünüp dürüst bir şekilde ben böyle dedim ama bizim yaşam biçimimiz bu uygun olmaz sanki gibi konuşsun abisiyle.
Ben olsam böyle yapardım.

Çok zor durum bunu daha önce okuduğumda da çok üzülmüştüm adınıza. Umarım en az hasarla atlatırsınız bu süreci :/
0
mutekebbir
(10.11.25)
eşiniz kendi anne babasıyla konuşacak, bunun normal bi şey olmadığını söyleyecek. onlar da çocuğun anne babasına büyükleri olarak bunun normal olmadığını söyleyecek. böylelikle kimse birbirine kötü olmayacak. en makul yol bu ama bazı ailelerde kimse birbirine bir şey söyleyemiyor. o durumda eşiniz açık açık konuşacak.
+2
la mort heureuse
(10.11.25)
Akrabalar arasında yüze gelememek ve böyle şeyleri kabul etmek kötü ama bu 5 sene sürdürülebilir bir şey değil tabii ki, ha arkadaşların dediği gibi ilk seneden sonra böyle bir yoğunluk olmaz ama olacak gibiyse de çıkmasın evci kendi rahat edecek diye sizin rahatınızı bozmaya hakkı yok.
0
kizil karga
(10.11.25)
benim kabul etmeme gerek kalmadan eşim zaten böyle bi teklifle gelmezdi. mantıklı da değil zaten.
yani bu işin oluru şöyledir. ya 4-5 aylık bi süreçtir hadi her hafta gelsin dersin ya da 5 senelik bi süreçse ayda bir hafta sonu anca olabilir. başka türlü kesinlikle oluru yok.
-1
elorelia
(10.11.25)
İstanbul'da kalacak yeri olmayan öğrenciler 5 yıl boyunca hafta sonu okuldan çıkamıyor mu? Hapishane mi orası? Ben mi yanlış anlıyorum?
Hadi, başka yerde kalamıyor olsun. Hafta sonu gündüzleri çıkıp akşam dönebiliyor olması gerekir ya. Saçma geldi bana.
+2
auroraaurora
(10.11.25)
çıkabiliyor aslında. cumartesi sabah çıkıp akşam 6'da okulda olması lazım. pazar da öyle. iki gün de çıkabiliyor. seneye giriş saati akşam 10 olacakmış ilk sene diye böyleymiş.
ama işte ya evci çıkacaksın her hafta ya da hiç çıkmayacaksın sadece böyle cumartesi 6'ya, pazar 6'ya kadar 2 gün çıkacaksın demişler.
+2
🌸matilda
(10.11.25)
O zaman okulda kalacak, kimse de kusura bakmayacak. Evlatlık mı aldınız?
Ben kesinlikle kabul etmezdim. Evde kira vermeden oturma bahsi açılırsa da neyse bedeli ödeyeyim deyin. Alırlarsa o da onların ayıbı olsun.
+5
auroraaurora
(10.11.25)
Çocuk zaten kalmasın ok da sizde vay eşimle vakit geçirmek istiyorum diye ortalıkta anlatmayın bunu çünkü inandırıcı değil. Acınası da duruyor bir yandan.

Açık açık ben böyle tanımadığım birisiyle haftasonu iki gün geçirmek istemiyorum diyin geçin. Bir de boşanmayı söz konusu etmek fırsat bulmuşsunuz gibi görünüyor.
-14
artıküyeolmakistiyorum
(10.11.25)
@matilda, nasıl söylerseniz söyleyin, kim söylerse söylesin, bu konunun sonunda mutlaka aile arasında gerginlik, küskünlük, tartışma vb. çıkacak. iki yetişkin olarak kendi sınırlarınıza saygı duyulmasını sağlamak için bunları göze alıp bu konuşmayı yapmak zorundasınız. bunu da eşiniz yapmalı, siz değil.

bu kadar izahat vermenize de, kendinizi haklı çıkarmaya çalışmanıza da gerek yok hiç kimseye karşı zira siz her türlü haklısınız zaten. çocukla gerektikçe ilgilenmek, göz kulak olmak başka, tamamen hafta sonları sizin evinize yerleşmesi bambaşka. bütün aile üyeleri de bal gibi biliyor bu durumun ne kadar "uygunsuz" olduğunu ama herkes salağa yatıyor bir şekilde zoraki de olsa kabul ettireceklerini bildikleri için. bu da muhtemelen eşinizin bu konuda net dur(a)mamasından kaynaklanıyor. önce o resti çekecek, konuyu da eşimle film izleme, uyuma vb. şeklinde yumuşatmaya çalışmayacak. lap diye ben evli barklı adamım, karımla canım isterse salonda koltukta seks yapıcam, canım isteyecek inleye inleye boşalcam, birlikte duşa gircem, genç sağlıklı çiftiz, evde yetişkin bir erkek çocuğu hanginize mantıklı geliyor, siyeeeaahh diye masaya yumruğunu vuracak. sizi arada bırakmaması da çok çok önemli.
+4
Phoebe
(10.11.25)
öncelikle bence bu egoistlik. aile olmak böyle birşey değil. tabiki kendi konforunu düşünmek senin hakkın ama eşinin de bir ailesi var. ileride annesi babası hasta olsa sizde kalmak zorunda olsa ona da aynı arızayı çıkartacaksın demekki. ayrıca empati yapsan ve aynı durumda sen olsan eşin istemeze ne yapardın.

çocuk tarafına gelince millet haklı bir süre sonra size gelmez bile arkadaşlarıyla dışarda vakit geçiririr. yada gündüz çıkıp akşam saati dolmadan geri dönsün. evci çıkmasına gerek yok.

sen bence boşan bu evlilik sürmez bu bencillikle. ayrıca benim eşim senin gibi rest çekecek direk avukata gönderirdim.
-23
gercekdunya
(10.11.25)
Ben şunu net anlayamadım. Diyelim ki hiç evci çıkmamaya karar verdi. Yine her haftasonu belli bir saate kadar dışarı çıkma hakkı olacak mı
Mesela her cumartesi saat 6 ya kadar izni var gibi mi?

Bunun dışında diyelim hiç cikamayacak tabii ki çok iyi bir seçenek olmayabilir ama bile isteye tercih edilmiş bir şehir,.okul. sokakta kalmayacak bu çocuk nihayetinde. Belki aktarılan kadar katı kurallar yoktur ya da belki göz korkutmak için çok katı konusulmus olabilir.

Gerçi askeri okul katıdır muhtemelen ama dediğim gibi evci çıkmamak da bir seçenek, öyle kalacak bir sürü arkadaşı da olacaktır.

Gerçekten zor bir durum ama siz sonuna kadar haklısınız bence.
+1
egerbiryolcu
(10.11.25)
tabii ki evci çıkmazsa izni var.
ya evci çıkacaksınız ya da sadece askerlikteki gibi çarşı izni gibi ama 2 gün çıkabilirsiniz. birinden birini seçin gibi bi konuşma yapmışlar.
yeni oldukları için belki göz korkutma amaçlı yapılmış bir konuşma da olabilir sonuçta herkesin evci kaldığı ev kendi ailesine ait değil insanların işleri, başka misafirleri de olabilir. evci kaldıkları kişileri de düşünmeleri gerekir bence.
+1
🌸matilda
(10.11.25)
işte aslında yazdığınız cevabın içinde gizli olay: zorunda kalmak.
burada bu çocuk her hafta sonu bizde kalmak zorunda değil. zorunluluk olsa zaten bir şey diyemem. bu çocuk istanbul'da değil de konya'da bu durumu yaşasaydı kime gidecekti gidecek yer de yok. ama hastalık durumu dediğiniz zorunlu bir durum öyle bir durumda tabii ki bakılır.

"direk" avukata göndersin napayım çekmek zorunda değilim kimsenin çocuğunu. bu seçeneği de sundum ama kabul etmiyor.
+2
🌸matilda
(10.11.25)
eğer çocuğun babası eşinize, siz benim çocuğumu istemiyorsunuz diye filan hayıflanırsa eşiniz de desin ki; ben zaten çocuk sorumluğunu üstlenmek istemediğim için kendim çocuk yapmıyorum.

gereksiz ajitasyonlara gerek yok.
+3
since1907
(10.11.25)
Türkiye'de büyük aile yapısı kuralları hala geçerli. Sen mesela boşanmayı aklına getirmişsin. Boşansan normali baba evine dönmendir. O durumda küçük kardeşinin vay sen niye geldin, ben sorumluluk almamak için hatta bir haftasonum vardı deme lüksüne sahip değil.
Yine büyük aile yapısının bir özelliği olarak baba evinde ücretsiz oturulabilir. Babanın çıkın ben kiraya vereceğim, kirayı da biriktirip ahir ömrümde bir maldivler tatili planlıyorum. diyemiyor, diyemez.
Yine mesela, kardeşlerden birinin depremde evi yıkılsa, veya şizofreni teşhisiyle eşi terketse, sığınacağı yer kardeş evidir.
Anne babadan biri vefat edip, diğeri elden ayaktan düşmeye başlasa olacak olan yine aynıdır.
Yani başınıza bir durum gelmiş. Aklına da gelmiş madem, uygula. Boşa adamı. Ya da eşin gitsin Abisine, Matilda iyi kız, inan sesini çıkarmış değil ama, ben mahcubiyet duyuyorum. Biz sorumluluğundan kaçınıp çocuk yapmama kararı almışken, kendimi karıma eksikli hissediyorum. Çocuğun evciliğini iptal edelim de ayda bir falan geçici evci yapalım. Olmaz mı? cinsinden bir şeylerle vaziyeti idare etsin.
Ama ben bunun yanlış olacağını düşünüyorum. Şahsi fikrim bu.
-5
Mirket
(10.11.25)
@matilda, hastalık vb. bir durumda böyle bir reaksiyonunuz olmazdı zaten, hiç sanmıyorum. dediğiniz gibi emrivaki yapılması, sizin iradenize ve yaşam alanınıza saygı duyulmaması söz konusu.

elbette boşanmak böyle bir nedenle olmamalı ama şayet siz eşinizin böyle durumlarda hiç bir zaman sınır çizemediğini düşünüyorsanız ve bu bardağı taşıran son damla olduysa, çift terapisi düşünebilirsiniz. zira bu durumda konu o çocuk değil, eşinizin çekirdek ailenizle ilgili hiç sınır çizememesi oluyor.
0
Phoebe
(10.11.25)
Çocuk evci çıkmak zorunda değil ki. Haftasonu kalsın okulunda, gezmeye çıksın dönsün. niye dışarda yatıya kalmak zorundaymış? İlle çıkacaksa adres olarak sizi göstersinler gitsin nerde kalıyorsa kalsın. ne biçim genç erkek bu gelip sizde kalıyor çocuk gibi

Sorun eşinizde. O neden rahatsız olmuyor mesela sizinle baş başa vakit geçiremeyecek olmaktan. Çocuk geldikçe siz dışarı çıkın kafanıza göre kocanız ağırlasın madem öyle istiyor. Boşanma ya da eşinizle kötü olma meselesi yeğeninin her hafta gelip sizde kalmasından ziyade eşinizin ailesine karşı sınır koyamayan ve sizi öncelik yapmamış biri olmasıyla alakalı.
+5
dfn4
(10.11.25)
işin sarpa sarması dipnotta belirttiğiniz sebepten evin size ait olmamasından kaynaklı. kira verip vermemenizin pek önemi yok. birisi işin nereye varacağını düşünmeden laf arasında bizim istanbulda ev var orda kalır sizin oğlan demiştir, diğeri de oğlum x amcanlarda kalırsın demiştir. 3. kişilerin 1.kişiler adına plan yapması...

çocuk burada en masum olan kişi. zira ailesinin kendisine söylediğini yapıyor. kendi adına karar vermeyi öğrenene kadar da böyle olacak. ama 5 yıl boyunca her haftasonu bizde kalacak "korkunuz" endişeniz bence yersiz. belki 1 sene sonra "amca sağol ben artık okulda kalmak istiyorum" diyebilir.
bence askeri okul kurallarını bir de kendiniz gidin sorun, öğrenin. mesela ben bilmediğim için soruyorum, evci çıkmadan, yani hafta sonu da okulda kalmaya devam ederek gün içinde dışarıya çıkılamıyor mu? örneğin duş almaya, çamaşır yıkamaya, kahvaltıya/öğlen yemeğine gelip akşam saatinde de okula geri dönülemiyor mu? ya da size evci izni diye çocuğun aktardığı şey gerçekten her hafta sonu evde konaklama zorunluluğu mu, yoksa izne çıkarsam bu adreste beni bulabilirsiniz beyanı mı? mesela planlı bir şekilde her ay başında bu ay sadece 1/2/3 hafta sonu eve çıkacağım, hava soğuk hiç çıkmayacağım gibi bir tercih belirtilebiliyor mu? ya da 6 ay sonra bu beyandan cayılamıyor mu?
kısacası çocuğu kırmadan kafanızdaki soruların cevaplarını ilk ağızdan yetkili birinden öğrenip 3.kişi olan aileleri karıştırmadan çocukla oturup konuşarak beraber bir çözüm üretin. 3.kişiler dilediklerini söyleyebilirler de önemli olan 1.kişilerin ne istediği.

söylemeden duramayacağım :) "bunu kimse kabul etmez", "çık sokağa 10 kişiye sor kaçı kabul edecek" gibi söylemler bana manasız geliyor. zira herkesin aile-akraba ilişkisi bir değil. bu davranışınızı eleştirip, sizi kötüleyecek de bir sürü insan bulunur. siz belirttiğiniz sebeplerden ötürü bu duruma karşısınız. bu kadar. sorduğunuz 10 kişiden 9'u aksi yönde fikir belirtse, siz düşüncenizden/kararınızdan vazgeçecek misiniz?

son olarak sorunsalınıza çözüm önerisi: boşanmak yerine her hafta sonu evi çocuğa bırakıp otelde konaklayın :)
-1
tnz
(10.11.25)
dfn4 +1

ayda 1 bile kabul edilebilecek bir şey değil. çok can sıkıcı. eşinizin ciddi ciddi konuşması lazım. buna da alınacaklarsa alınsınlar. her hafta sonu misafirlik olur mu ya öyle? böyle saçma bir şey olabilir mi? sizin bir hafta sonunuz var. çocuğun yanında mı sevişeceksiniz? belki tatil planı yapmanız gerekecek belki bir işiniz çıkacak yapamayacaksınız. kimse kabul etmez böyle bir şeyi.

ben olsam eşim diyemiyorsa gider ben söylerim. hiç çekinmem utanmam, düşüncesiz ana babası utansın. direkt derim: "biz her hafta sonu müsait değiliz, kalabalığı sevmiyorum bu yüzden çocuk bile istemiyorum (ben de gerçekten istemiyorum bu arada) benim her hafta sonu bir çocukla ilgilenecek vaktim ve enerjim yok, tüm hata çalışıyorum, hafta sonu da evde yalnız kalmak, sessiz takılmak istiyorum. evde genç bir erkek çocuğu varken rahatça giyinemiyorum bile. lütfen başka bir çözüm bulun. ben bunu kabul edemem."

aynen bu şekilde söyleyin. küserlerse küssünler. hiçbir şekilde ayda 1 yok otel gibi bilmem ne kabul etmeyin. çünkü zaman geçtikçe ayda 1 de batacak. vallahi evliliğiniz biter. ben olsam ben de boşarım.

çocuğun durumunu, ahını vahını yazığını siz düşünmek dertlenmek zorunda değilsiniz. onu dünyaya getiren anne babası düşünsün. doğururken size mi sordular. neden ilgilenmek zorunda olasınız ki? kocanız da pısırık anneci aileci biri galiba. aile içinde saygı gören sesi çıkan sözü dinlenen biri değil gibi duruyor. bunu söylemenin bir yolunu nasıl bulamaz? katlasın 4 yıl okulda takılsın. benim lise arkadaşlarım da o şekilde okuldaki yurtta 4 yıl kaldılar, bir şey olmadı.

hem bir çocuğun sorumluluğunu almak kolay değil. o çocuğa sizin evde bir şey olsa anne babası gelir sizi suçlar. ergen deli dolu erkek çocuğunun ne yapacağı belli olmaz. ergenlik ihtiyaçlarını falan da sizdeyken evde karşılayacak olma ihtimali bile çok rahatsız edici. yok sevgilimi getirebilir miyim diyecek, yok kankasını getirecek, yok onlara gidecek gecenin köründe eve gelecek sizi uyutmayacak... ergenin derdi bitmez ki.

evde sütyensiz ve şortla, dantelli gecelikle ya da çıplak falan gezemeyeceksiniz, hafta sonu pinekliğini yapamayacaksınız. bu ne biçim bir hayata dönüşecek...

ay valla evlenmeme isteğime +1 sebep eklendi bu olayla. akrabayla uğraşmak rezilliktir.
+2
art cat chocolate
(10.11.25)
tnz adlı duyurucunun yazdıkları komedi... anne babasının sorgulaması, öğrenmesi, düşünmesi, ayarlaması gereken o şeyleri siz yapmak zorunda değilsiniz. o çocuğun adını ve yaşını bile bilmek zorunda değilsiniz. ne münasebet ya. çocuk bakmak istesek doğururuz.

çözüm önerisi de her hafta otel masrafı olmuş. :D evlenilmemesi gereken kişi modelini görmüş olduk.

gercekdunya nın yazdığı yazı ise troll olabilir veya klasik anacı erkek modeli uzak durulması gerekenlerden. ciddiye alınmaması gereken bir yazı. hatta kişiyi engelleme kararı aldım şu an çünkü baya rage bait yapan bir troll bence.
+2
art cat chocolate
(10.11.25)
Oğlum İstanbul'da yatılı lise öğrencisi, abim de İstanbul'da yaşıyor. Hatta birbirine bayağı yakınlar, otobüsle bile max 30 dk ama oğluma ilk tembihlediğim şey "amcan seni arayıp haftasonu için davet etmedikçe sakın gitme oğlum" oldu. Abimle de aramız çok iyidir ama ne kadar yeğen de olsa aile dışından biri ve sürekli, onu da geçtim zorunlu misafirlik çok hoş karşılanmaz. sizi çok iyi anlıyorum. bunu eşinizin abisi ile görüşmesi, uygun bir dille izah etmesi gerek. Fakat "iş boşanmaya kadar gider" tepkiniz biraz fazla. Boşanma lafını bu kadar kolay dillendirmemek lazım. yaydan çıkmış ok gibi birşey bu, bi kere boşanma kozunu ortaya sürdüğünüz zaman hep sizin de eşinizin de aklında boşanma opsiyonu olacak. başka konularda da olsa tüm tartışmalarınızda lafın sonu boşanmaya gidecek. evliliğinizi çok yıpratır. naçizane tavsiyemdir bu da, anlayışla karşılayacağınızı umarak..
+12
faberkastelli
(10.11.25)
hala üstten üstten konuşuyorsunuz ama. çocuk yabancı biri değil, kimsenin çocuğu hiç değil. eşinizin öz yeğeni. sizin aileye bakışınız farklı olabilir eşinizin bakışı farklı olabilir. ortak bir noktada değilseniz anlaşabilmeniz zaten mümkün değil.

ayrıca evlilik böyle bir şey değil. bana göre sevgi saygı ve özveri gerektirir. bırak çocuk 2-3 ay kalsın hemen arızaya bağlama sonra zaten kendi bir yol bulacaktır. olmadı siz bir yol bulursunuz oraya yönlendirirsiniz. sizin adresi yazdırdı diye sizde kalması gerekmiyor zaten. yada gece askerler gelip evi yoklamayacak.

yine söylüyorum boşanmak en güzel çare. çünkü sizin bu tavrınızla, şimdi yapmazsanız ilerde daha büyük sorunlar yaşayacaksınız.
0
gercekdunya
(10.11.25)
Kabul etmem. Erkeğim. Bu çocuk aç değil, açıkta değil. Okulu herhangi bir evden daha iyidir. Havuzu, spor salonu, kütüphanesi vardır. Bir de İstanbul. Köyden gelen insan her yeri öğreniyor, askerî okulda okuyan çocuk çıksın gezsin. Ben de askerlik yaptım 6 ay. Haftada 1 gün çıkarsın, alışveriş yaparsın, yemek yersin, kafa dağıtırsın. Evde oturmak neymiş saatlerce. Sıkıntı eşinde. Niye her şeye tamam diyor. Kurtulmak için şans doğmuş. Onu da kabul etmiş.
+2
arbre
(10.11.25)
Ajite etmeye gerek yok, hastalık ayrı bu durum ayrı. Kimse kimsenin konfor alanını bozmamalı. Bunu önce çocuğun ailesi düşünebilmeli. Çocuk genç daha, ailesi bile akıl edemiyorken ondan beklemek olmaz zaten. Ailesi akıl etmiyor mu? O zaman yapacak bir şey yok, eşiniz güzelce konuşacak. Ben de şahsen kabul etmezdim, benim öz yeğenim olması da durumu değiştirmezdi. Çalışıyor, yoruluyor ve dinlenmek istiyoruz. Kısa bir süre olsa diş sıkılıp idare edilebilir ancak 5 sene çok uzun bir süre. Çocuk ortam yapar demişler ama garantisi olan bir durum değil bu. Eşiniz konuşacak, başka çıkar bir yol yok. Gerekirse evliliğimde sorun yaşamak istemiyorum diyecek.
+4
huzurlarinizda huzursuzluk
(10.11.25)
daha önceki duyurunuza da yazmıştım. biraz karikatürize edeyim. 1940 larda yaşasaydık, yeğen de köyünden tahta bavulu ile büyükşehire okumaya gelseydi o dönemin sosyal gerçekliğinde normal olabilirdi ama 2025 yılında bu normal ve sağlıklı değil.

olması gereken şu; çocuğun hafta sonu sabahtan akşama kadar izinli olduğu günlerde devamlılık arz etmeyecek şekilde günübirlik ziyaretler yapması daha seyrek olmakla beraber başlarda alışma sürecinde eğer olanak var ise cumartesi gecesi sizin evinizde yatıya kalması, zamanla bunun da ayda yılda bir seviyesine inmesi.

2025 yılındayız. insanlar çalışma hayatının yoğunluğundan dolayı (hele ki 8-5 çalışan memur vs değiller ise) kendi evinde bile yeterli vakit geçiremezken, aç açıkta olmayan birinin evin 3.kişisi düzeyinde rutin olarak dahil olması hiç doğru değil.

her şeyden önce çocuğun anne babasının oğlum, amcam yengen ısrarla davet etmediği sürece yatıya kalma, ev insanların mahremidir. amcan seni ne kadar sevse de sen rahatsızlık verme demesi gerekirdi. çocuk çok gamsız bir tip değilse, başkasının evinde yatıya kalmaktan (evet, aksi yönde cevap verenlerin bilmesi gereken nokta bu, insanın ana baba evi dışındaki her yer, amcasının evi de olsa başkasının evidir.)

burada durumu çetrefilli hale getiren bir nokta çocuğun anne babasının tavrı. diğer bir nokta bence dede/babanne kaynaklı. onların evinde oturduğunuz için benin öngörüm büyükanne/büyükbaba eşinizin kardeşine aaa ne güzel işte, ''bizim'' evde kalır hafta sonları çocuk rahat eder zihniyetiyle yaklaşıyor. yani ''bizim'' kelimesini kullanmasalar dahi düşünce yapıları bu şekilde muhtemelen, bu iki durumun üstüne eşinizin de aman abimle, anamla, babamla kötü olmayayım diye düşünüp sınır çizememesi durumu işin içinden çıkılmaz hale getiriyor.

eşinizin diyeceği şu, abi, anne, baba ''yeğenim tabii ki bizim canımız her sorunu, sıkıntısı ile ilgilenmek amcası olarak yalnız olmadığını hissettirmek benim görevim, bizim de bir aile düzenimiz var, hafta sonları da gelsin ama devamlı yatıya kalırsa kendi de rahatsız olur'' gibisinden derdini anlatan ama karşı tarafı da üzmeyen minvalde konuşma yapması. ama muhtemelen bir noktadan sonra büyük bir çatışma çıkacak, küslük olacak gibi hissediyorum.
+4
wilhelmwasmuss
(10.11.25)
bunu o yaştaki bir çocuk düşünemez. toplumumuz da mahalle baskısı halen geçerli. ben kendim bu durumu yaşasam kabul etmem. siz de istemiyorsanız kabul etmeyin. kendinizi çok net açıklamışsınız ki eşinizin muhattap olacağı kişiler sizin bilinç seviyenizin altında. bizim toplumumuzda halen çocuk yapmamak, anaya babaya sınır çizmek abes görülüyor. aman toplum ne der baskısı var. ne derse desin ya sene 2025.
yatılı okula gönderen ana baba da çocuğunu hafta sonunu düşünsün.
+2
mikahakkinen
(10.11.25)
olay fazla büyümüş gibi. mantık geri plana atılıp duygusal tepkiler verilmesin.
boşanma gibi laflar çok tehlikeli. dilinizin ucunda olmasın.
5 yıl boyunca çocuk hep bizde kalacak diye düşünmeyin, bu nereden çıktı. eşinize biraz zaman tanıyın o da abisine, çocuğun ailesine der.

daha ilk senesi, belki arkadaşları yok, nereye gideceğini bilmiyor, zamanla yapacak şeyler bulur arkadaşlar bulur.

rahatsızlığınız anlaşılır. hiç yadırgamıyorum bunu. haklısınız. ama bu konuda eşinizin fazla üstüne gidip de arada bırakmayın onu.

bir iki defa geldi misafirdi, artık her hafta geliyorsa misafirden saymam ben onu.
cumartesi sabah geldi ben uyuyamam, erkek kalkmam lazım çünkü ayıp gibi şeyleri pek düşünmezdim. siz bakın keyfinize, yapın planınızı olduğu kadar.
hem böylece belki çocuk da vazgeçer evci çıkmaktan.
+1
biseysorcaktim
(10.11.25)
Bence nasılsa kötü olacaksınız en baştan kötü olayım reddedeyim mantıgı yanlış.

Eşiniz buna zaten tamam dememesi lazım ama sizin yerinizde olsam bir kaç hafta gelsin sonra olmuyor diye eşinizle konuşmak olurdu.
+1
liberal
(10.11.25)
ben ya her haftasonu bir akraba, arkadas, gun daveti yapardim ya da cocuk geldiginde toplanip giderdim.
0
Coma
(10.11.25)
yukarda akli basinda olanlar yazmis zaten, hocam normal degil. ilk basta esinizin karsi cikmasi lazimdi o gercekten cok enteresan. burada normal karsilayanlar da aileden boyle gormustur ve zaten cocukluktan itibaren buyuk aile herkes ic ice yasiyordur. bugun geldigimiz sehir yasaminda bahsettiginiz seyin normal karsilanmasi mumkun degil.
anlamadigim bir durum, esiniz neden cumartesi sabahlari cocuk geldiginde evde olmuyor? cocuk gelmezse evde mi oluyor? o kismi anlamadim.
once aileyle sonra da okulla konusacaksiniz, bunun tek mantikli oluru cocuk sizde kalmayacak, aksamlari yurduna donece, arada bir siz yemege davet edeceksiniz.
okulun 5 yil taahhut almasi mumkun degil, muhtemelen yillik hatta belki donemlik soruluyordur. kaldi ki bir kere cocuk evci cikacagim dedi diye kararin degismemesi mumkun degil, diyelim ki siz sehir disina tasindiniz, ne olacak cocuk evci cikacagim dedi diye okul kabul etmeyecek mi karardan donulmesini. dolayisiyla hala karar degistirebilirsiniz ki saglikli olan budur.

ben cocugun ilk zamanlar gelip sonra gelmeyecegine inanmiyorum. gelecek, kiyafetlerini getirecek, ev yemegi yemek isteyecek vs.

eger bu durum degismezse, esinizle bunun icin aranizi bozmanizi ve bosanma lafinizi agziniza pelesenk etmenizi tavsiye etmiyorum. siz bir takimsiniz, birbirinize karsi degil, karsilastiginiz gucluklere karsi birlikte durmak zorundasiniz. bu durum degismezse, sizin yerinizde olsam hic oyle sabah kahvalti hazirlayim, erken kalkayim, cocukla oturayim derdine dusmem.

bu arada cocugu suclamak da dogru degil, bu cocuk muhtemelen 17/18 yasinda bisi, akli basi ne olsun ki daha, ailesi ne diyorsa onu yapiyordur.

bol sans diliyorum. esiniz ailesiyle konusacak, gerekirse kotu olacak. yani o nasil bir performans bekliyor ki sizden acaba hic hayir dememis cok enteresan.
0
kassiopeia
(10.11.25)
Sorun ne ben anlamadim. Ayip olur diye erken kalkmak mi koca ile dizi izleyememek mi? Erken kalkmamak yegenine ayip oluyorsa kocana olmuyor mu, kocana ayip olmuyorsa yegenine niye ayip oluyor? Aksam kocanla niye dizi izleyemiyorsun? Durum zaten keyfi degil de zoraki degil mi? Cocuk aileden degil mi? Zaten bulundugunuz evde hakki da yok mu? Bunun icin bosanmakla tehdit etmek? Modern kadin deliligi bu.
-5
osssy
(10.11.25)
ailesinin kirasını abisi alacakmış ya, oradan aldıkları kira ile çocuğa 1+1 ev açsınlar madem çocuk rahat etsin istiyorlar, arada bir de size gelir misafirlik gibi.

kendi ikametlerini 1+1 evde gösterip evci gösterebilirler sanırım oraya
0
pislick0
(10.11.25)
bunun çözümü maalesef başka eve çıkmak. şu an kira ödemiyorsunuz ve bir bakıma çocuğun dedesinin evinde yaşıyorsunuz. eğer size karşı anlayışlı değillerse (-ki bence lise çağında çocuklar için günlük izin gayet de yeterli, bir evde kalmaya ihtiyaçları olmamalı) kendi evinize çıkarsanız böyle bir istekte bulunabileceklerini sanmıyorum.
+1
eileengray
(10.11.25)
"işgüzar" amcanın çocuğu size sormadan size kitlemesi ile, sizin annenizin babanızın evine kira ödemen çökmeniz genelde aynı sebepler aslında.

kendi bireysel alanınızı, huzurlu bir haftasonunuzu düşündüğünüz gibi mesela; bedavaya oturduğunuz evden gelecek kira ile anne babanın da hayat standartlarını arttırabileceğini hiç düşündünüz mü? ordan da para gelse belki turlara katılıp gezecekler, ya da tarzları değil derseniz belki arabayı yükseltecek, oturduğu evi daha güzel yaptıracak?

her şey malesef ekonomiktir. siz mesela tamamen ayrı gayri bağımsız, kirasını ödediğiniz bir evde otursanız bu tartışmalar belki hiç olmayacaktı.

değişen toplumumuzun sosyolojisi üzerine de aslında güzel bir konu bu. şikayetlerinizde kesinlikle haklısınız, 2025 yılında olacak iş değil bu tabii ki. ama siz sırf o evde para ödemeden oturuyrsunuz diye o amca kendisinde bunu hak görüyor. aslında anlatmak istediğim buydu.

aile içi, hele ki geniş aile için; asla para alan, bir yardım gören konumuna düşmeyin. para verin, yardım edin ama asla bu konuma düşmeyin. huzurunuzu, konforunuzu, dertsiz başınızı böyle sömürürler.
+10
makbur
(10.11.25)
Daha okurken canım sıkıldı. Çocuğun ebeveynlerine biraz empati yapabilme yeteneği zerk etmek gerekiyor bence. "Siz de İstanbul'da oturuyorsunuz haftasonları kalıversin işte" rahatlığına ayar oldum. Ebeveynleri daha baştan sizin hayatınız ne derece olumsuz etkileniri düşünüp bu teklifi yapmamalıydı. Sizin öneriniz ideal bana kalırsa. Eşiniz "Çalışma saatlerinden dolayı eşimle bir tek haftasonları baş başa kalabiliyoruz. Yeğen evci gelmese mi bize acaba?" desin mesela.
0
mungojerry
(10.11.25)
Her evliliğin dinamikleri ile aile yapısı farklı ve bekar olduğumdan fikir belirtmem doğru değil. Düşünceniz doğrudur yanlıştır bir şey diyemem ama takıldığım bir durum var. Bunu eleştirme olarak değil, anlamak için soruyorum.

Yazmışsınız ki: "... ben uyuyabileceğim 2 günden birinde kalkmak zorundayım çünkü ayıp." Neden kalmak zorundasınız ki, neden ayıp olsun?


Kendimi sizin yerinize koymaya çalışıyorum; haklılık payınız var. Özellikli yeni evlisiniz sonuna kadar haklılık payınız var.

Özellikle aile yapısı çok farklı. Bunu ikinci kez yazmanının doğru ve yanlış olmaması. Ben ailemden daha farklı gördüm. Erkek kişisiyim. Evli olsam ve hanımın yeğeni her hafta sonu kalmaya gelse, bir şey diyeceğimi sanmıyorum. Tabii büyük konuşmam doğru değil, şartlar değişebilir ama elimden geldiğince rahat rahat takılmaya çalışırım.
+1
put it in your appropriate place
(10.11.25)
ya siz neden hayır olmaz diyemiyorsunuz? tüm sorun burada.
+2
deartheodosia
(10.11.25)
cevaplari okudum, hem uzuldum hem sinirlendim yaw. her zaman soyluyorum, insanlar "default" kotu. kotu kalpliyiz, yarali ele isemeyiz, sadece kendi gotumuzu kurtarmaya calisiyoruz. istediginiz kadar eksileyin, cok da fifi.

oncelikle ev cocugun dedesinin yaw :) o evde o cocugun da hakki var. ben cocugun dedesi olsam ve boyle bir ariza ciksa, sizi o evden ivedilikle sepetlerim, madem torun kalamiyor kimse kalmasin derim, veririm kiraya. bu cepte dursun.

ailede boyle bir ihtiyac var, yaw belki cocugun da su anda sohbet falan etmek istedigini gore belki duygusal bir ihtiyaci var, yalniz hissediyor kendini vs. 1-2 sene bu sekilde idare etseniz sizin icin olumcul sonuclari olacagini sanmiyorum.
hadi cocuk dusunuyor olsaniz, odaya ihtiyaciniz falan olsa, ya da lohusa falan olsa bir nebze haklisin diyecem de oyle bir durum da yok. bu iki.

burda ayrica sizden istenen bir "entertaintment" degil, guvenilir bir kapi, bir adres olacaksiniz. siz bakin isinize, yok haftasonu erken kalkmak, yok aksam bilmem kaca kadar yatamamak, bunlara gerek yok ki. siz bakin isinize, cocuk zaten en fazla 1-2 sene gelir gider, sonra buyuk ihtimal kendini arkadas grubunu kurup gelmeyi kesecek.
bu da uc.

bu ayrica daha once denenmemis birsey de degil, benim tanidigim bir aile 4 sene boyunca her allahin gunu, istanbula okumaya gelen bir uzak akraba cocugunu misafir ettiler. kimsenin bu konuyu mevzu ettigini ne duydum ne gordum, surekli o eve girip cikardim. ve o sirada ciddi maddi sikintilari vardi.
+1
cooperr
(11.11.25)
Bence çok ümitsizliğe düşmeyin. Hallolmayacak şeyler değil. Moralinizi yüksek tutun.

-Okul her ne kadar "her hafta evci çıkacaksınız" dese de, bu "5 sene boyunca sizde kalacak" anlamına gelmiyor. Bu tarz kurumlarda mutlaka gelişmelere göre izlenen prosedürler vardır. Diyelim 2 ay sonra sizin şehir dışına taşınmanız gerekti, çocuğu okuldan mı atacaklar? Bir dilekçe verecek, artık evci olmayacak. Disiplin yönetmeliğine göre suç da değil. Başı da ağrımaz. Bu bir.

-Eğer düzenli olarak size gelecekse, "misafir" olmuyor artık. Bir nevi "ev halkı" oluyor. İlk bir iki haftasonu beraber takılırsınız. Sonra kendisi serbest takılır. Hiçbir ayıbı yok bunun. Siz eşinizle haftasonu rutinleriniz neyse bozmazsınız. Yani çocuk sizin düzeninize adapte olacak. Kendisini istenmeyen hissettirmeden, sevgiyle, serbest bırakın. Siz de kendi düzeninizi bozmayın. Erken mi kalktı, dolaptan bir şeyler atıştırsın kendine. Öyle ayda yılda bir gelen misafir değil çünkü. Hatta ev işlerinde siz ve eşinize yardımcı dahi olabilir.

-Eğer çocuğun sevmediğiniz, benimsemediğiniz huyları yahut çeşitli problemleri varsa tabii ki eve almak zorunda değilsiniz. Ama çocuk zararsızsa bence şimdiden olumsuz düşünmeyin. İlk aylarında şehre, okula, ortama alışmasında yardım etmiş olursunuz. Destek olmuş olursunuz. O zaten arkadaş edindikçe zamanla bir düzeni olur.

-Eğer ailenize olumsuz görüş bildirecwkseniz, eşiniz asla sizi bahane etmemeli. Suçlu olarak sizi öne atmamalı. Aile içinde işler çok karışabilir.

-18 yıllık evliyim. Yeri geldi benim yeğenim bir yıla yakın bizde kaldı. Yeri geldi eşimin ablası aylarca bizde kaldı. Çok müteşekkir oldular. Çok dua aldık. Dönem dönem evde ekstra birinin olması çok da kötü bir şey değil. Herkes sınırlarını biliyorsa, kimse kendini kasmıyorsa gündelik yaşamınız, düzeniniz sekteye uğramıyor.

Bence hemen peşinen olumsuz düşünmeyin. İlk bir ay (4 haftasonu) sonunda, eğer yapamayacağınıza kani olursanız kesin bir şekilde, sonra çocuk kurumuyla konuşur, evci izni iptal edilir. Çocukta bir olumsuzluk yoksa bence bir şans verin.
+1
yadigar
(11.11.25)
abi ev cocugun dedesinin, kira vermeden oturuluyor.. ortada bildigin royal flush var, kartlar acik :D
bunun ustune ne deseniz olsa olsa sinek ikili olur, bosuna analiz kasmaya gerek yok.
+2
cooperr
(12.11.25)
bir önceki duyurunu da okumuştum ve üzülmüştüm.

Öncelikle ev çocuğun dedesinin falan değil sizin eviniz. kira vermiyorsunuz diye çocuk gelip o evde istediği gibi kalabilir demek değil bu. öyle saçmalık mı olur ya evde kira vermeden oturuyosunuz diye dedenin tüm misafirleri arkadaşları akrabaları gelip kalsın o zaman djhffdjgh misafirhane mi orası kervansaray mı Allah aşkına saçmalamayın arkadaşlar.

çocuğun sürekli sizin evde kalması sizin aile ve ev düzeninizi tamamen bozar, böyle bir şeyi ancak çalışmayan ve aşırı geleneksel yaşayan ailelerin gelinleri kabul eder normal aile yaşantısına sahip olan kimse kabul etmez. bu çocuğun ailesi istanbuldaki askeri okulu yazdırırken size mi güvendiler? hayır. çocuğun yatılı bi şekilde orada kalacağını bilmiyorlar mıydı? size böyle bir yük yüklenmesi çok saçma ve haksızlık.

ben de istanbulda üniversite kazandığım zamanlar ilk dönem hafta sonları teyzemlere gidiyordum kalmaya. şimdi düşünüyorum da ne kadar saçmaymış annemin beni uyarması gerekirmiş gitme diye ama annem cahil bir insan olduğu için pek böyle şeyleri düşünebilecek biri olmadığı için gidiyordum. sonra bi baktım yurt arkadaşlarım hep kaynaşmışlar, hafta sonları hep bi yerlere gidiyolar vs. sonra ben ocak dışı kalmışım teyzemlere gittiğim için. neyse ben ikinci dönemden itibaren gitmemeye başladım yurtta takılıyordum artık. bence çocuğa bunu söyleyebilirsiniz, okul arkadaşların hep kaynaşır arkadaş olurlar hafta sonu gezdkleri takıldıkları için sen dışarda kalırsın vs diye korkutun bence.

ailesine de söyleyin çcouğun bu şekilde her hafta sonu gelmesi bizim açımızdan yorucu oluyor, kendi arkadaşlarımızı vs çağıramıyoruz, bazen makana ile veya kahvaltılık şeylerle geçiştrmek istediğimiz zamanlar oluyor, biz de çalışan insanlarız vs söyleyin çocuğun ailesine durumu. bence bu karşı tarafa bu şekilde anlatıldığı takdirde onların da anlayışla karşılaması gerekir. eşiniz ile beraber arayın hoparlöre verin durumunuzu anlatın. sizi de kırmak gücendirmek istemeyiz diyerek başlayın yumuşak bir tonda konuşun. çocuk için de ortamına alışması bakımından her hafta evci gelmesi iyi bi şey değil, arkadaşları kaynaşıyodur o dışarda kalıyodur vs ayrıca zorluklara tek başına vakit geçirmeye de alışması gerekiyor, hatta ders çalışması da ggerekiyor. böyle eve gelince ne ara ders çalışacak? bunları anlatın bence.

neyse bi de yukarıda da söylenmiş, bu bir hastalık durumu vs değil o yüzden mecbur değilsinz bakmaya.
-2
Sadece soruyorum
(12.11.25)
bir ekleme daha:
bu durumda bazı aileler çocuğunu tek bırakmaya korktukları zaman çocuğun bulunduğu ile taşınıyorlar. bizim öyle tanıdığımız aileler var mesela kızı kırıkkalede üniversite kazanmış aile de kızla birlikte o ile gitmiş ev tutmuşlar kız da evden gidip geliyor okula. böyle şeyler de var. ailesi bu kadar hassas ise gelip taşınsınlar istanbula. yine bu işin sorumluluğu size ait değil.
-5
Sadece soruyorum
(12.11.25)
makbur+1
cooper+1
put it in your...+1
osssy(soyleyis tarzi biraz fazla direkt olsa da)+1/2

istanbul' da kalacak yeri olmayan bekar olan kucuk kuzenim birkac senedir, evli olan buyuk kuzenimin evinde kaliyor. bildigim kadari ile simdiye kadar buyuk bir sorun cikmadi. yani her ailenin yapisi ve dinamikleri farkli. sizin derdinizi anliyorum ama bu durumu gayet normal olarak goren suruyle insan da cikacaktir.

siz de kisisel alandan filan bahsederken hollandali-amerikali, esinizin baba-annesinin evinde kira odemeden otururken turk gibi davranmissiniz. baska her konuda "modern" olup da is erkek tarafina milyonluk dugun merasimi kitlemeye gelince direkt geleneksele baglayan kadinlar gibi olmus biraz. kendi evinizde olsaniz bunlar yasanmaz.
+3
trixi
(12.11.25)
@sadece soruyorum :D

Öncelikle ev çocuğun dedesinin falan değil sizin eviniz - yaw duyuruyu acanin beyani ev dedenin, tapu dede adina. ne demek sizin eviniz asdasdasd. tapu kiminse ev onundur, dede hayattayken adamin evine mi cokuluyor, hayirdir?

vde kira vermeden oturuyosunuz diye dedenin tüm misafirleri arkadaşları akrabaları gelip kalsın o zaman djhffdjgh misafirhane mi orası kervansaray mı - yaw, COCUGUN OZ DEDESI, alooowww.. dedenin arkadasi falan degil mevzubahis.

biz de ayni topraklarda dogduk buyuduk. dedemin evi olacak, orada amcam yasiyacak. ben gidip kalmak isteyecem ve beni almayacak iceri oyle mi? niye, amcamin karisinin keyfi bozuluyormus.
iyiymi$, kafalara gel..
-1
cooperr
(12.11.25)
bence buradaki sorun evin dedesinin olmasi, cocugun ortama alisamamasi, ailesinin sehirdisinda yasamasi falan degil. sorun, op'nin cocuk istememesi ve baskasinin cocugunun sorumlulugunu da almak istememesi. cocuk sadece gelip gidecek, bir sorumluluk yok ki, demekle olmuyor bu. türkiye'de, türk aile yapisinda, evine gelen misafir yetiskin bile olsa ev sahibine sorumluluk düser.

bu durum benim ailemde sorun olmazdi.
bu durumu sahsen ben de sikinti etmezdim cünkü severim kalabalik aileleri.
ama kendim cocuk bile yapmak istemesem, buna ragmen 5 sene her haftasonu benim cocuga bak dense benim de ayarlarim oynardi.
düsünün ki kendinize ugrasmamak icin ve sevmediginiz icin araba almiyorsunuz. sonra bir aile büyügü size ev veriyor, evin garaji da var. diger aile büyügü de diyor ki evinde garaj var, benim arabayi her haftasonu sana vericem, icini sil süpür, arabayi yika, lastik basinciydi, suyuydu neydi kontrol et, her yil servise götür ve bu bes sene devam etsin.
buna sktr cekmem diyorsaniz ben de kibariye'yim.

soru sahibine: bosanma gibi laflar bence ortaya atilmamali. oyun degil yani bu. ne tehdit olarak ne uyari olarak bahsi gecmeli. agiz alistirilmamali. bir kere söyleyince bile iliskideki dengeler degismeye basliyor.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(13.11.25)
@deranzo

uyan evlat, sabah oldu :D
0
cooperr
(13.11.25)
1- Bosanma kelimesini tehdit gibi kullanmasaymissin iyi olurmus. buyuk bir kelime bu. Ayip etmissin esine karsi. Bunun icin ozur dilemelisin.

2- Tecrubeyle sabit yaziyorum; bence seni asil yoran cocuk degil. 2 saat ise gidis, 2 saat isten gelis normal degil. Haftada 20 saatin! yolda geciyor. Sen zaten yorgunsun.
+1
thetruenorthstrongandfree1
(13.11.25)
bence bu işi krizi fırsata çevirerek çözebilirsiniz. niye erken kalkmak, çocuğa kahvaltı hazırlamak, kendini çocuğa hizmet etmek zorunda hissedesin ki, anası mısın babası mısın, bu da ufacık çocuk değil.

ben erkek tarafıyım. eşimin yeğeni (kardeşinin de değil, kuzeninin çocuğu) ankara'da üniversite kazandı. kyk'ya yazıldı. daha ilk ay dolmadan koskoca herif böhühüüğğğ halaaa ben yapamıyom dayanamıyom ühühüğğğ diye çıktı geldi. ne diycen gel kal dedik. öyle sadece hafta sonu da değil, full time. ilk 2 yıl bizimle kaldı, 3. sınıfta daha yakın yurt çıktı, bu sene az geliyor, hafta sonu gelip pazartesi gidiyor.

ama bizde kalıyor diye de kendimizi çocuğa hizmet etmeye adamadık. kendi yatağını kendi seriyor, sabah kendi topluyor kaldırıyor. kahvaltısını kendi hazırlıyor. tarih öğretmenliği okuduğu için (ayrıca tarihe çok meraklı da olduğu ve bu alanda epey bilgili olduğu için) 13 yaşındaki oğluma tarih özel dersi veriyor (lgs denemelerinde inkılap tarihimiz full), çocuklarla çok güzel çocuk oluyor, oğlanın arkadaşları da çok seviyor. arkadaşlarını yanına kitleyip hadi bunları gezdir oyala diyip yolluyorsun, bir güzel oyun abisi oluyor. eve gelmeden önce arayıp "akşama misafir var bi evi süpürüver, ortalığı toparla" diyorsun evi hazırlıyor. biz mesela şu anda okul ara tatilde, çıktık tatile geldik, çocuk evde kediye bakıyor.

oğluma abi oldu, bedava özel öğretmen oldu, arkadaşlarına oyun abisi oldu, bize zor durum yardımcısı oldu. bir zorluğu, külfeti de yok, geç kalkılacaksa geç kalkıyoruz, bu yatağını toplayıp hazırlanıp gidiyor. akşam geliyor, geç geleceksek yemeğini koyup yiyor. misafir gibi ona özel ayrıcalıklı bir hizmet yok. o evde diye kendimizden esirgediğimiz bir şey yok. biz film izleyeceksek, o izlemek istemiyorsa gidiyor odasına oyun oynuyor. ya da oturup bizle izliyor. durduk yere ikinci çocuğumuz oldu.

misafir gibi davramayın. evin, ailenin üyesi olsun, zaten usanırsa "eeh bunlar beni hizmetçi gibi kullanıyorlar" diyip gelmez. kalma fikri ağır basıyorsa da aile üyesi olarak üzerine düşeni, hatta fazlasını yapsın, yaptırın.
+2
kibritsuyu
(13.11.25)
benim de anlatmak istediğim aşağı yukarı @kibritsuyu'nun dediği şeylerdi. Yani denenir, olumlu da sonuçlanabilir. Olumsuz bir durum olursa da, o zaman karar verirsiniz. Şimdiden peşinen kötü olacak diye şartlanmamak lazım. Can sıkıcı şeyler olursa aksiyon alınır. En azından peşin hükümlü davranmamış, bir olumsuzluğa binaen eyleme geçmiş olursunuz. O zaman da çocuk ister başka yerde kalır hafta sonu (kontrol edilmiyor nerede kaldığı) ister dilekçe verip daimi yatılıya geçer.

Tabii şöyle bir gerçek de var, kibritsuyu örneğinde aile çocuklu ve yaş farkı daha fazla. Evde kalan üniversiteli de olsa göze daha bir "bebe" gözüküyor. Daha rahat davranıyor evdekiler...
+1
yadigar
(13.11.25)
(10)

Hiç Yemediğiniz Yöresel Yemekler

auroraaurora
Çılbır sorusundan aklıma geldi. Çok bilinen, sizin evinizde veya yörenizde yenmediği için hiç denemediğiniz yemekler var mı?Ben keşkek ve çılbırın neye benzediğini bile bilmiyorum. Sadece adını duydum. Kuymağı da sadece bir kez, Karadeniz turunda yedim.
Çılbır sorusundan aklıma geldi.
Çok bilinen, sizin evinizde veya yörenizde yenmediği için hiç denemediğiniz yemekler var mı?

Ben keşkek ve çılbırın neye benzediğini bile bilmiyorum. Sadece adını duydum. Kuymağı da sadece bir kez, Karadeniz turunda yedim.
+1
auroraaurora
(10.11.25)
-soğanlı yumurta

-domatesli pilav

-kuru fasulyeli lahana

-kuşkonmaz

para versen yemem. memleket gastamonu.
-1
yurtsuz john
(10.11.25)
Mendek diye bir bitkiden corba yapiyorlar. Allah affetsin korkunc.
Karalahana corbasini da sevmiyorum ama mesela onun Gumushane usulu yapilani gene fena degil.
Tursu iceren yemekler,
0
mbond
(10.11.25)
Şırdan, beyin, göz

Bunlar tam anlamıyla yemek sayılmaz, ama bunları yemedim ve yemem de.
+2
VIPCH
(10.11.25)
Şu popüler Antep yemeği, etli çorba mı ne, adı aklıma gelmedi
-2
arbre
(10.11.25)
Mumbar dolması
Hangi yörenin bilmiyorum ama hiç çekici gelmiyor.

Karadeniz mutfağından kara lahanayla yapılan şeyleri yemem (dolma hariç).
0
mutekebbir
(10.11.25)
ben normalde her yörenin yemegini yerim ve severim. fasulye tursusu da severim, keskeke bayilirim, isirgan yemegini de yerim. rize, hatay, izmir fark etmez, her yörenin yemegini yemis ve cogunu sevmisimdir ama gecenlerde malatyalilarin bir yemegini gördüm, kiraz yapragi sarmasi deniyormus, aklima geldikce kusacak gibi oluyorum. kiraz yapragina sarma yapti, sonra su, un ve yogurdu karistirip kaynamaya koydu, sarmalari da onun icine atti. büyük konusmayayim ama üc gün yemek yemesem bile agzima sürmem onu. bahsettigim tarifi buldum: www.instagram.com

bir de benim annem tarafinda bir yemek yapilir. türk yemegi degil, cecen yemegi. bence o yemegi de asla yiyemez insan alisik degilse. haltmi$ adi yemegin, haslanmis bir somun hamur düsünün, baya cig hamuru hasliyorlar ve bunu kesmeden bölmeden önüne koyuyorlar. yaninda kuru et ve sarimsakli tereyagli sos. biraz hamur, biraz et catala alip sosa batiriyorsun. yemegi ben seviyorum ama alisik olmayan insan mümkün degil o hamuru yiyemez.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(10.11.25)
yozgatlıların çok sevdiği, bağımsız ülke olsalar adeta bir milli gurur nesnesi yapacakları ''arabaşı'' denen garabet. biz de iç anadoluluyuz ama bereket şehrimizde bu yiyeceği yapan da yiyen de görmedik. bir komşumuz bir kere bunu yapıp büyük bir gururla getirmişti bir tencere (ki öyle şuna buna ıyy yiyemem diyen kıl kuyruk hassas tiplerden değilim, hatta eminim çocuğunuza göre midesiz kategorisindeyimdir ama) bir kaşık bile almak içimden gelmemişti. yani benim kafamda sadece kıtlık zamanı ölmemek için yenecek şeyler diye kategorize ettiğim bir liste vardır. onun en tepesinde arabaşı var anadolu yöresel yemekleri içinde.
0
wilhelmwasmuss
(10.11.25)
Hocam bahsettiğiniz kiraz yaprağı sarması efsanevi bir lezzettir. Karamelize soğan, erik ekşisi, tereyağı, kiraz yaprağı, yoğurt gibi malzemeler bulgura öyle bir dengeli ve zengin bir lezzet veriyor ki... Vedat Milor Malatya'ya geldiğinde iki ayrı yerde yedi ve neredeyse ağlayacaktı. Sonrasında kaç farklı yerde anlattı. Görüntüsü pek albenili değil, kabul. Hatta bazı Malatyalılar "bulamaç köftesi" der o yüzden. Ama müstesna bir tadı var. Mevsimine göre dut, ayva ve fasulye yaprağıyla da yapılır ama en makbulü kiraz yaprağıyla yapılanıdır. Tahmin ettiğiniz kadar ağır bir yemek değil. Zengin ve dengeli bir lezzeti var.

Soruya cevap olarak da, duyup da yemediğim/tatmadığım yöresel yemek çok azdır. Aklıma bir tek mutancana geliyor. Onu da rastgele bir yerde yemek istemiyorum. Riskli bir tarif çünkü.
+1
yadigar
(11.11.25)
Mumbar dolmasi! Yemedim. Yemem. Ben de timsah, akrep, fermente kopekbaligi yedim. Ozellikle mumbar dolmasi icin anektodum var: Zamaninda Bilkent'te cok guzel bir kiz arkadasim vardi. Her sey harika gidiyordu, ta ki annesi memleketlerinden gelip bir tencere mumbar dolmasi getirene kadar.
Yemin ederim, ilk gordugumde bok sandim. Tencereyi actilar, ben dumur oldum. Kiz da aldi bir tane, agzina goturdu, o an midem bulandi. Kusasim geldi. Ama hicbir sey demedim, nazikce uzaklastim.
Burda itiraf ediyorum: sirf mumbar dolmasi yedigi icin ayrildim. Hayatimda daha kotu bir sey gormedim. Mumbar dolmasi benim icin travma oldu.
0
thetruenorthstrongandfree1
(11.11.25)
Soru sahibi nefret ettiğiniz yiyecekler diye bir soru mu sormuş? Denemediğiz yöresel yemekleri sormuş. Türkiye'de okuduğunu anlama oranının yerlerde olmasına güzel bir örnek olmuş bu soru:d

Keşkek benim de listemde ama nerede bulur yerim bilmiyorum ben de çok merak ediyorum.
-1
sadakatsiz
(11.11.25)
(12)

Hastanedeki hasta ziyaretine ne göturebilirim

egerbiryolcu
Apandist ameliyatı olduKendisine sormadım gelme demesin diye ama görüş oluyordur değil mi?
Apandist ameliyatı oldu
Kendisine sormadım gelme demesin diye ama görüş oluyordur değil mi?
0
egerbiryolcu
(09.11.25)
gelme dmee ihtimali varsa niye gidip de insanlari hasta yataginda rahatsiz ediyorsunuz yaw. cicek yolla
-5
ala09
(09.11.25)
@ala09

Tabii ki nezaketen yine soracağım önceden. gelme deme ihtimali de evim hastaneye üç dört saat uzak mesafede diye öyle tahminde bulundum. E gitmesem de bu defa destek olmamisim gibi olmaz mı?
0
🌸egerbiryolcu
(09.11.25)
Mandalina, armut, muz
-1
arbre
(09.11.25)
Ziyaret saatleri için hastanenin web sitesine bakın, kafanıza göre gitmeyin. Çiçek göndermeyin/götürmeyin, hasta odalarına almama ihtimalleri çok yüksek. Bir şişe kolonya, özellikle refakatçisi varsa meyve suyu/meyve vs yeter.

Edit: 3-4 saat mesafeden gitmenize gerek yok bence ya. "Geçmiş olsun, bir ihtiyacın var mı getirebilirim" diye mesaj atın, sonra evine gidersiniz. Ben ameliyat olduğumda kimse gelmese de rahat rahat uyusam istiyordum, anestezi sersemliğiyle uyku çok tatlı oluyor :)
+1
kobuzchu kiz
(09.11.25)
havlu, pijama, terlik, meyve, süt götürebilirsiniz.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(09.11.25)
hocam normal şartlarda apandisit ameliyatı olduysa ameliyattan sonraki gün zaten taburcu olur. apandisti patladıysa uzun süre yatabilir.


buna istinaden göütereceğiniz şeylerin hasta eve dönerken yanında taşırken zorlanmaması ve hastane odasında bırakmamasını gerektiren şeyler almanızı öneririm.

mesela bi tane 5 litrelik su. bi kolonya, bir adet kağıt havlu hani varya tek top büyük olanlar ve bir meyve suyu, süt bu standart pakettir. belki biraz meyve alabilirsiniz. muz mandalina vb.
0
Fodera
(09.11.25)
@fodera
Patlamış maalesef
0
🌸egerbiryolcu
(09.11.25)
çok geçmiş olsun dediğim şeyler halen geçerlidir. ihtiyaçları olacaktır.
0
Fodera
(09.11.25)
1- bazı pastanelerde ekler, tartolet gibi tek atımlık pastalar oluyor, küçük bir kutu götürebilirsiniz, diğer gelen ziyaretçilere de ekram ederler
2- kolonya, ıslak mendil, kutu selpak mendil gibi küçük bir hijyen paketi de olur.
3- kolay yenilebilen muz, mandalina, meyve suyu, karton bardak eşliğinde :)

geçmiş olsun
0
exlibris
(09.11.25)
pasta kuru pasta kesinlikle olmaz. çok fazla pasta, pastahane mutfağı gördüm.lütfen bana güvenin. günümüzdeki pastahanelerin yüzde 90ının ürettiği ürünler hasta insanı boşverin sağlam adamı sakat eder vallaha.

kuru pastanın raf ömrü ortalama 3 ay, ekler gibi sütlü tatlılar üç günde tüketilmesi gerekirken on güne yakın vitrinde bekliyor.
0
Fodera
(09.11.25)
peçete, muz, meyve suyu.
0
elorelia
(10.11.25)
gardaş şöyle köşkeroğlundan 2 kg baklava al götür. ameliyat oldu enerjisi düşmüştür yesin. görüşe gittiğinde baktın kapıdan sokmuyorlar güvenliğe veya oradakilere verirsin baklavayı onlar içeri alırlar seni.
-2
joooper
(10.11.25)
(19)

Erkek parfümü önerisi

mermaidd
Özellikle kullanıp sevdiğiniz ve kalıcılığına güvendiğiniz parfümler neler? Duyuru kadınları sizde "ya şu koku erkeklere çok yakışıyor." dedikleriniz varsa önerebilirsiniz. Hediye almak için soruyorum, bütçe sınırım max 6-7k
Özellikle kullanıp sevdiğiniz ve kalıcılığına güvendiğiniz parfümler neler? Duyuru kadınları sizde "ya şu koku erkeklere çok yakışıyor." dedikleriniz varsa önerebilirsiniz. Hediye almak için soruyorum, bütçe sınırım max 6-7k
0
mermaidd
(09.11.25)
(bkz: acqua di gio)
0
chicha_v2
(09.11.25)
Edt pişmanlıktır onu söyleyeyim. Dior kullanıyorum ama kalıcı değil Edt aldığım için. Kalıcılık istiyorsanız kesinlikle Edp ya da Elixir olmalı.
-1
arbre
(09.11.25)
Givenchy Gentlemen Boisee Edp
0
Cesario
(09.11.25)
terre d'hermes ya da grey flanel
0
co2s2
(09.11.25)
@arbre haklısın, kendime alırken de kesinlikle edt parfüm tercih etmiyorum.
0
🌸mermaidd
(09.11.25)
Abi yanlış anlama ama parfüm seçerken kriterinin "kalıcı" olması çok anlamsız, yani sen kişisel olarak paçuli mi seversin ambroksan mı seversin vetiver mi seversin ozonik kokuları mı seversin bunlar önemli çünkü parfümün ana karakterini bunlar belirliyor; terre d'hermes vetiver kökenli ve kalıcı dior sauvage da ambroksan kaynaklı o da kalıcı ama birbiriyle alakası olmayan kokular, yani kalıcılıktan ziyade sen ne seviyorsun o önemli. Vetiver böyle kuru toprak gibi kokar paçuli ıslak toprak gibi kokar ambroksan tuhaf bir nota temiz bir ten kokusu gibi kokar ozanik kokular diğer içeriklere bağlı olarak deniz gibi de kokar yosun gibi de tutar, araştırmanı buna göre yapsan bence daha net yol alırsın.
+1
kizil karga
(09.11.25)
@kizil karga ben kadınım ve bi erkek arkadaşıma doğum günü için almak istiyorum parfümü yani kendim kullanmak için sormadım bu soruyu. Eğer öyle sormuş olsaydım dediğinde haklısın sevmiş olduğum notaları belirtmem gerekirdi.
Ayrıca kalıcı olmasını istemem bana anlamlı geliyor bazı parfümler var ki 1-2 saate uçup gidiyor.
0
🌸mermaidd
(09.11.25)
Arkadaşına seçiyorsan daha kötü, yani yine sen bilirsin ben tartışıyormış gibi olmayayım ama arkadaşının zevklerini bilmeden parfüm seçmek gerçekten büyük risk.
0
kizil karga
(09.11.25)
@kizil karga hayır neden tartışıyor gibi olalım. Daha önceden kendisine parfüm almıştım bu arada, çok parfümden anlayan biri değil genelde watsons gibi yerlerden alır. Aldığımı severek kullanmıştı. Şimdi yeniden almak istedim ama farklı bi parfüm olsun istedim ondan sordum. Önerilenleri sephora'da deneyip tarzına uyacağını düşündüğümü alacağım.
Bu arada sephora'dan hediye alırken yanına bi sample koyduruyorum. Deneyip, beğenmezse değiştirme şansı olsun diye.
0
🌸mermaidd
(09.11.25)
Cartier Declaration
0
lüzumsuz adam
(09.11.25)
O zaman ben sana genel beğeniye uygun kimsenin "lan bu neymiş" demeyeceği parfümlere yönelmeni öneririm, yani parfümlerle biraz zaman geçirmiş biri pek tercih etmeyebilir ama parfümden çok anlamıyorsa bleu de chanel, dior sauvage, stronger with you (bu zaten dünyanın en çok kullanılan erkek parfümü olabilir) versace eros, le male gibi parfümler herkes tarafından beğenilen çok uç özellikleri olmayan her mevsim kullanılabilen parfümlerdir.
0
kizil karga
(09.11.25)
Her koku herkese olmuyor, bunu hep söylüyorum parfüm duyurularında. Bir insanın görünüşü ve tarzıyla kokusu birbirini tutmalı. Kıyafet almaktan farksız aslında.

Örneğin minyon, yumuşak huylu güleç biri ağır baharatlı parfümle ortalıkta dolaşırsa olmaz, başka yerden üstüne bulaşmış gibi kokar.

Örneğin iri yarı, insan azmanı, sert mizaçlı birisi buram buram vanilya koksa uymaz. Birisi şaka yapmak için üstüne fısfıslamış gibi kokar.

Bence siz gidin arkadaşınızın görüntüsünü kafanızdan çıkarmadan testerları birer birer deneyin. Bu olur dediğinizi alın. En güzeli, en doğrusu bu.
0
akhenaten
(09.11.25)
Fragrantica'nin direkt listesi var bunun için;
www.fragrantica.com

Bu arada edt, edp vs bunlar kişinin tenine bağlı şeyler. Her edt kötüdür her edp iyidir oldukça basit bir yaklaşım. Buna bakarak parfüm almayin.

Neyse illa tek ama tek bir parfüm seçecek olsam Terre d'Hermès olurdu. Ama iyi ki tek parfüme kalmak zorunda değilim.
0
logisticsmanager
(09.11.25)
@akhenaten Haklısınız, buradakilerle birlikte benim de aklımda olan bir kaç koku var. Hepsini gidip koklayacağım ondan sonra bi karar vereceğim.
0
🌸mermaidd
(09.11.25)
Bu arada sevgiliniz değilse bu kadar para vermenize gerek yok, pahalı olması=güzel olması değil kesinlikle. Siz bilirsiniz ama çok yazılan parfümlerin büyük bir kısmı vayy dedirtmiyor. Zara'dan daha ucuz iki parfüm almak da bir seçenek.
-1
arbre
(09.11.25)
@arbre haklısınız, sevgilim değil ama o da doğum günümde pahaca yüksek bir şey almıştı. Mahçup olmamak adına böyle bi tercihte bulunayım dedim aklıma alacak pek bir şey gelmedi. İhtiyacı olan bir şey yok çünkü laf arasında ağzını aramıştım.
0
🌸mermaidd
(09.11.25)
tom ford noir. kokusu bilemem de kalici
0
ala09
(09.11.25)
Armani eau de cedre'yi bi bakın sephora'da derim. Süper kalıcı değil ve süper yayılmıyor; diğer yandan sedir, çay, limon karışık notaları. Kimseyi rahatsız etmiyor ve beğeniliyor.

ya da ikinci opsiyon olarak Tom Ford Beau de Jour. Denemeden almayın ama.

***BÜTÇEYİ AŞAN ÖNERİ***
He derseniz ki benim sevdiğim kendini vladimir putin gibi hissetsin ortamlarda. Yani büyüleyici bir enerji yayılsın hani, bu imajın parfüm haline getirilip şişeye koyulmuş hali bence şudur: www.beymen.com
***BÜTÇEYİ AŞAN ÖNERİ***
0
vedatchilipeppers
(09.11.25)
@vedatchilipeppers Tabii ki denemeden almam. Bu arada almayacak olsam bile bütçeyi açan kokuyu da aşırı merak ettim gidip onu da deneyeceğim sanırım. Çok teşekkür ederim tavsiyeleriniz için.
+1
🌸mermaidd
(09.11.25)
(9)

Kafa Karışıklığı

sezai karesort
Selamlar,Direkt konuya girizgah yapıyorum.Mevcut şirketimde 4 yıldır çalışıyorum, fakat 1,5 yılını bahsedeceğim hanımefendi ile her gün iletişimde olmayacak şekilde beraber çalıştık ve çalıştığımız şehirler de farklı. yani hiç yanyana gelip fiziki olarak çalışmadık.Beraber çalışmamız gereken süreler
Selamlar,

Direkt konuya girizgah yapıyorum.

Mevcut şirketimde 4 yıldır çalışıyorum, fakat 1,5 yılını bahsedeceğim hanımefendi ile her gün iletişimde olmayacak şekilde beraber çalıştık ve çalıştığımız şehirler de farklı. yani hiç yanyana gelip fiziki olarak çalışmadık.

Beraber çalışmamız gereken sürelerde iletişimimiz esprili, enerjik özetle samimi bir iletişim şeklinde gerçekleşti. Hatta bu durum benim dikkatimi çekti sanki bir frekans yakalamışız gibi bir durum oldu, diğer çalıştığım ekip arkadaşlarımla yaşadığım gibi bir iletişim değildi. Fakat iş dışında herhangi bir şekilde iletişimimiz olmuyordu açıkçası. Bazen 1 ay iş sebebiyle bile olsa iletişime geçmediğimiz oluyordu.

Ve bu Hanımefendi benimle iletişim kurması gerektiği zamanlarda mail veya teamste yazması kafi olacakken genellikle direkt cepten arayarak iletişim kuruyordu. Bu durumdan da bir kıllandım açıkçası.

Bir konuşmamızda sanırım ben samimiyet boyutunu biraz ileri götürünce sanki ona karşı bir ilgim varmış gibi algıladı sanırım bana "biz seninle bu kadar çok iş yapmazdık ne oldu sürekli yazıyorsun :) " gibi sanki üstü kapalı şekilde bana amacın ne kardeşim mesajı çaktı. Bu soru karşısında afallayan ben "ne diyeceğim lan ben" moduna girip gayet ciddileşip çünkü bu işin bu kısmı senin sorumluluğunda öteki kısmı da benim haliyle sana yazıyorum dedim.

Neyse sonra bir şey daha fark ettim ki -biraz avelim, laglı çalışıyor algılarım- son konuşmalarımızda beni telefonla aradıktan sonra konu daha kişisel özel hayata kapsayacak kısımlara kayıyordu, yani sohbet etmeye çalışıyordu. İşte kurumsal hayat bana uygun değil, şöyle planlarım var vs. gibi sen ne planlıyorsun kendin için vs. gibi. Yani işi konuştuk hallettik fakat telefon kapanmadı farklı bir konu açıldı ama ben her zamanki gibi hımm anladım geri dönüşleriyle neyse o zaman görüşürüz deyip telefonu kapattım genellikle.

Neyse son bölüme geçiyorum.

Geçen Cuma günü pat diye "Bugün benim son iş günüm" diye yazdı.
Şaka yapıyor sandım "ciddi misin ?" diye dönüş yaptım.
"Evet, sizleri tanımak güzeldi :) instagramdan ekle :)" diye geri döndü bana.
Ben de; "Seni tanımak da güzeldi fakat instafram kullanmıyorum, söz açtığım gibi ilk seni ekleyeceğim :) dedim.
"hahaha mantıklı, tamamdır. Kendinize iyi bakın" diye dönüş yaptı.

Lan kafamda deli sorular oluştu sonra dedim "lan kafayı mı yedi bu sanki daha şimdi tanışmışız gibi sizli bizli konuşuyor" tak diye gideceğini söylüyor ve şimdi bana instagramdan ekle vs. diyor. Telefon numaram da var halbuki instagram ne alaka mk diyorum.

Sonra vakit geçtikçe acaba kendisine yalan söylediğimi mi düşündü instagramım yok diye vs. kuruntu yaptım. Sonra dedim bir arayayım sonra dedim bu iş farklı yerlere de gidebilir amacı ne çözemedim şehirler de farklı falan fistan kafam karışık yani anlayacağınız.

Belki söylemedi bana ama benim bulunduğum şehire de geliyor olabilir. İletişimimin kesilmesini de pek istemiyorum ama durum da ciddileşirse diye de korkuyorum. Sanki benim hissettiğim o ikimizin arasındaki freakansı o da hissetti ve "lan belki ?" oldu veya ben kuruntu yapıyorum.

Yardım edin ya :( napayım ben :(
0
sezai karesort
(08.11.25)
ne kaybedersin ki? ara konuş. aniden çıktın gitti ne oldu nereye geçeceksin bir yer buldun mu merak ettim de. cesur ol konuş. gönlü varsa uzar gider muhabbet. gerçekten instagram'ın olmadığını açıkla ama yaş 50 değilse bence aç o instagram'ı. instagram kullanmamak havalı değil. kullanmak da değil. ama günümüzde gerekli bir sosyal medya ve iletişim aracı bence.
+2
art cat chocolate
(08.11.25)
@art cat chocolate +1 bence de instagramı açmalısın. Hatta bunu yaparsan bi taşla iki kuş vurmuş olursun. Onun için instagram hesabı açtığını anlayıp eğer gerçekten aranızda bahsettiğiniz gibi bir frekans varsa ve bunu o da hissettiyse sana kendini daha da açıkça ifade etmesine vesile olacaktır bu hareketin.
Ama yok hala arkadaş gibi davranıyor o zaman da "ya acaba iletişim kursa mıydım?" ikileminden çıkmış olursun ve "en azından denedim." dersin.
+1
mermaidd
(08.11.25)
Bir iş arkadaşınla ilk defa özel konulara girdin sanırım. Bu kadar panik yapacağın bir şey yok. Bunlar normal şeyler. Bunlar ilişki için sinyal değil. Bu arkadaşlık başlangıcı olabilir. Instagram tavsiye etmem. Ona bir sürü erkek mesaj atıyordur. Whatsapp'tan ya da arayıp kahve içelim mi de. O zaman hoşlandığını belli edebilirsin.
0
arbre
(09.11.25)
kimin lafı hatırlamıyorum.

erkekler, kadınların tüm nazik hareketlerini flört çabası zanneder. kadınlar, erkeklerin tüm flört çabalarını nazik hareket zannederler.
+2
co2s2
(09.11.25)
Cevaplarınız için çok teşekkürler arkadaşlar.

İlk olarak ilk defa iş arkadaşlarımla özel konulara girmedim açıkçası özellikle karşı cinsle. Oturup mekana gidip, içip dertleştiğimiz çok oldu fakat herkesin mesafesi gayet netti yani anlayabiliyorsun onu.

Nazik davranış konusunda da katılmıyorum açıkçası. Nazik davranış veda niyetinde olur iyi temennide bulunma olur kalkıp instagramdan ekle diyorsan bu artık nazik davranışın dışına çıkmış oluyor. Bilmiyorum ben mi yanlış yorumluyorum.

Burada asıl sorun asılında benim gibi duruyor.

İşten ayrıldığı için iletişimimizin kopma durumu yüksek şayet ben bir adım atmazsam ama adım atarsam konu artık farklı noktalara da gidebilir işte ben bunu istiyor muyum ondan tam emin değilim ki şu açık belli gibi duruyor bence; eğer iletişimi devam ettirir hatta hafif meyilli konuşmalar yaparsam yüksek ihtimal karşılık alacağım gibi hissediyorum bu sefer olay ciddiye binip farklı bir boyuta geçecek.

İşte ben bunu istiyor muyum ? bilemiyorum. İletişimim kopmasın da istiyorum ama bir sonraki evreye (Sevgililik) de hemen geçmek de istemiyorum.
+1
🌸sezai karesort
(09.11.25)
Tabii ki instagram açmak zorunda değilsiniz. Kullanmıyorsanız kullanmamaya devam edin bence.

Bir buçuk yıldır iletişim halinde olduğunuz birisi için hâlâ "acaba" diyorsanız, hiç zorlamayın derim. Aksi bir durum olsa ve "keşke sevgili olsak" tarzı bir temenniniz olsaydı, farklı konuşurdum.

İkinizin de yolu açık olsun.
0
yadigar
(09.11.25)
Sen erkeksin. Yani hem başlatıcı hem de ilişkiye yön verici sensin. Kadın tarafı aklına yatarsa, uygun bulursa devam eden taraf, beğenen kişiyi beğenirse uyan taraf. Sen bağı kuracaksın ve yöneteceksin. Dolayısıyla hemen sevgili olmak istemiyorsan olmazsın, hiçbir kadın seni istemediğin şekle sokamaz ki, yani senin kadınlar karşısında bu tarz bir iradenin olması lazım. Kendine güvenmeyen bir erkek kaçar evet ama kadınlar da özgüvensiz erkeği ya istemezler ya da elde edip yönetirler, bence kendini iyi bir incele.
-2
muhayyer divan
(09.11.25)
iş için, iş sırasında yapılan muhabbete bence fazla anlam yüklemişsiniz. size özel hissettiğiniz, kıllandığınız davranışların tamamı pekala karşı tarafın doğal hali olabilir.

"İşten ayrıldığı için iletişimimizin kopma durumu yüksek şayet ben bir adım atmazsam..." demişsiniz de kadın zaten "instagramdan ekle :)" diyerek iletişimin kopmaması adına bir girişimde bulunmuş. siz ise reddetmişsiniz.

"adım atarsam konu artık farklı noktalara da gidebilir" kısmındaki "farklı noktalar" ile kastettiğiniz nedir? yani bu noktada kendinize fazla güveniyorsunuz gibi geldi. iş arkadaşlığı dışında muhabbetinizin olmadığı bir kişiyle ilk defa karşılıksız sohbet edeceksiniz ve konuşunca hemen sevgili olacağınızı zannediyorsunuz. karşı taraf da sizi bir arkadaşı gibi görüyor olamaz mı, illa sizden hoşlanmış mı olmalı? hadi hoşlanmış diyelim, belki sohbet sarmayacak ve sürdürmek istemeyecek(siniz). fazla anlam yüklüyorsunuz. biraz rahat olun.

son olarak instagram tanımadığınız bir kişiyi tanıyabilmek için de kullanılan bir araç. yeni açacağınız -yani hiç geçmişi olmayan- hesap saklayacak bir şeyleriniz olduğu şüphesini uyandırabilir. sizin yerinizde olsam instagram hesabı açmamaya devam eder, ama bir şekilde sohbeti farklı kanaldan devam ettirip buluşmaya çalışırdım.
0
tnz
(09.11.25)
instadan eklersin mevzusu özel bir anlam ifade etmiyor bana göre. Ara, de ki merak ettim yaa nereye gidiyorsun nasıl oldu vs. sonra son mesajlarında siz'li biz'li konuştun şirketle beraber bizi de mi geçmişte bıraktın cart curt derken verdiği cevaplar ve tonlardan olay bir yere gidiyor mu gitmiyor mu anlarsın. arkadaşça aramış olursun yani bir şey yok bunda.
0
huzurlarinizda huzursuzluk
(09.11.25)
(19)

Türkiye'de nereye yerleşirdiniz?

osssy
Bu başlıkta İstanbul'dan ayrılma hayali kuruyoruz arkadaşlar.Çocukların eğitimi, nitelikli çevre kurabilme, güvenlik, yemek ve hava gibi yaşam kalitesini belirleyen unsurları dikkate aldığınızda İstanbul'dan ayrılıp Türkiye'de (Ankara'nın batısında) nereye yerleşirdiniz? Bu aşamada iş imkanlarını di
Bu başlıkta İstanbul'dan ayrılma hayali kuruyoruz arkadaşlar.
Çocukların eğitimi, nitelikli çevre kurabilme, güvenlik, yemek ve hava gibi yaşam kalitesini belirleyen unsurları dikkate aldığınızda İstanbul'dan ayrılıp Türkiye'de (Ankara'nın batısında) nereye yerleşirdiniz? Bu aşamada iş imkanlarını dikkate almıyoruz. Teşekkürler.
+1
osssy
(03.11.25)
antalya
0
asap raki
(03.11.25)
Çanakkale'de okurken hayatımın bir döneminde oraya yaşayacağıma inancım vardı çok istiyordum çok güzel bir şehir gerçekten.
Çok yer gezdim gördüm diyemem ama gezip gördüklerim içinde şu an yaşanılacak yerler listemde bir numara olan şehir Sinop.
Çok güzel, çok sakin, kafanı nereye çevirsen deniz, insanları çok iyi, orada bir hafta kalınca neden ülkenin en mutlu şehri olduğunu anlıyorsunuz gerçekten.
0
mutekebbir
(03.11.25)
nitelikli çevre çok değişken bir seçenek. muğla merkez, izmir bostanlı, eskişehir.
0
mikahakkinen
(03.11.25)
tabii ki Çanakkale

- evinize 5-10 dk mesafede çok güzel okullar olacak. (hem devlet, hem özel)
- yerlisi zaten hoşgörülü ve kalitelidir. dışarıdan gelen insanlar da, çok yüksek oranda eğitimli insanlar. nitelikli bir çevre kurmanız mümkün.
- güvenli bir şehir.
- havası çok temiz.
0
co2s2
(03.11.25)
Antalya ve Çanakkale'nin nereleri olabilir mesela? Bir de şehirden kaçıp şehre değil de daha kırsal bir yere yerleşsek, insanıydı, eğitim sağlık vs. derken ideal bir yer bulabilir miyiz acaba?
0
🌸osssy
(03.11.25)
çanakkale merkez - Cevatpaşa mahallesinin denize maksimum 100-200 metre mesafedeki bölümleri.

ya da çınarlı köyü'nün Dardanos mevki
0
co2s2
(03.11.25)
Edremit, Balıkesir
Burhaniye, Balıkesir
0
cemallamec
(03.11.25)
hani ben doğma büyüme izmir bostanlı'lıyım son bir kaç senedir iş sebepli istanbulda yaşıyorum.
İzmir bostanlı'nın eski haliyle bir alakası kalmadı belki hafta içi gündüz saatleri bir sakinliği var fakat güneş battıktan sonra hele ki yaz geceleri iğrenç bir yere dönüyor artık. İşletmeler eskiden de kaldırımı işgal ederdi ama bu işgal ara sokaklara bu kadar yayılmamıştı şu an ise ara sokaklarda bile kaldırımlar işgal altında bu yetmiyormuş gibi yollara da masa konmaya başlanmış yayaya yürüyecek bir yer bırakmamışlar.
her yerden tas kafa esmer tipler geçiyor iğrenç bir yere dönmüş ben artık canım bostanlıma dönmek bile istemiyorum.
Türkiye'de genel olarak bir kalitesizleşme var bir yer beğenildiğinde hemen tas kafa esmer o gırtlaktan konuşmayı seven tayfa dadanmaya başlıyor. ben bu ülkede huzurlu bir yer olacağına dair inancımı yitirdim ondan kırsalda sessiz sakin bir yer bulmak gibi umudum var.
çanakkale diyenlere de çanakkalenin de nüfusunun arttığını ve şehrin yapısı itibari ile genişleyecek bir alanı olmadığını, şehre girişlerin çıkışların zor olduğunu ve herhalde 10 seneye çanakkalenin de sıkıntılı bir yere döneceğini düşünüyorum.
+1
denizgonen
(03.11.25)
Gökceada
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(03.11.25)
Fethiye, Marmaris, Bodrum, Didim.
0
gabe h coud
(03.11.25)
İstanbul’dan Çanakkale Kepez’e taşınma kararımız hayatımızda verdiğimiz en iyi karardı. İkinci en iyi kararımız ise trden taşınmak. Trye geri dönsek Çanakkale Kepez’den vazgeçmem
0
suicides underground
(03.11.25)
kuzey ege - insan kalitesi fena degil, suya yakin, ne cok sicak ne soguk
trakya- insan kalitesi fena degil, sinira yakin, istenirse yeni kopru ile ege'ye inmek kolay
+1
cooperr
(03.11.25)
Karlıova/Bingöl. Şaka değil.

Sebep İstanbul’un tam zıddı olması.
Et ucuz, kaliteli ve lezzetli. Balı şahane. Yerel ürünler de hakeza.
Bingöl’e 70, Erzurum’a 110km. Hiçliğin ortası sayılır.
Yeşili ve suyu var. Havası tertemiz. İnsanı güzel. Hayat pahalılığı yok. Curcuna, keşmekeş yok.
Deprem bölgesi olması biraz kafamı karıştırıyor ama buradaki apartman dairesi fiyatına orada sağlam mustakil ev yapılabilir.
Benim hayalim ama eşimi ikna edemiyorum.

Sizin içinse, sıcağı sorun etmezseniz Manavgat güzel yer, tavsiye edebilirim. Özellikle iç tarafları. Hastane/sağlık imkanları var. Antalya yakın. Side/sorgun gibi sahilde olmadığı için sezonda çok kalabalık olmuyor. Alanya gibi bunaltıcı değil. Doğası şahane. Yeterince gelişmiş. Daha fazla sosyal ihtiyaçlar için Antalya’ya kaçılabilir. İnsanı da iyidir.
0
yadigar
(04.11.25)
Sinop değil. Gezmesi güzel ama asla yaşanmaz. Bir yer yaşanacak yer olarak nitelenecekse sağlık hizmetleri benim için çok önemli. Sinop'ta özel hastane, özel muayenehane diye bir şey yok. Devlette sıra bekler durursunuz, aldığınız hizmet de evlere şenlik olur her zamanki gibi. Çoğu branş da yok zaten. Onun için 3 saat mesafedeki Samsun'a gitmeniz lazım.

Ayrıca her ihtiyacımı hızlı şekilde çözeyim dediğimiz AVM lerden maalesef Sinop'ta bulunmuyor. Sineması da yok. Aklınıza gelebilecek hiçbir şey yok kısaca.
0
sadakatsiz
(04.11.25)
Ben dört ay önce İstanbul'dan Antalya/Finike'ye taşındım. Antalya'ya kendi aracınla 1.30 saat sürüyor, her yarım saatte bir Antalya merkeze otobüs var. Otobüsle 2.5 saat sürüyor. Olimpos, Adrasan gibi yerler sadece 30 dakika mesafede. Kaş'a 70 dk. 20 km kesintisiz sahili var. Çok güzel koylara sahip. Dağ havası aldığından merkeze göre yazları daha serin oluyor, özellikle akşamları. Yeni çok bina yapılıyor, sıfır ev alıp oturabilirsiniz. Dağ kenarında da yeni evler var, sahile yürüme mesafesinde de.

Ve herhangi bir ilçeye göre çok aktif bir hastanesi var. Yazın yeğenlerim rahatsızlandığında çok ilgililerdi. Parkta düştü, on dakika içinde tomografi dahi çektiler. Gözünden de rahatsızlandı, çözdüler.

Elbette, çok sakin bir yer. Çok sulu bir yer olduğundan sinekler rahatsız edici olabiliyor bir de. Kaş gibi fancy bir yer değil. Ama bence kaş'a göre daha lokasyon avantajları var.
+1
the man with no name
(04.11.25)
çanakkale için biraz yazlık havası da olsun derseniz güzelyalı ve dardanos tarafı da güzel yaşanabilir. istanbuldayız ama ailemiz kaynaklı güzelyalı'da bir düzenimiz de var, çok iyi geliyor, onlar full orda yaşıyorlar. ancak araba lazım mutlaka merkeze gitmek toplu taşıma ile biraz zor. denize de girebildiğiniz güzel bir lokasyon.
0
awlmi
(04.11.25)
Güzelyalı artık güzel değil ki yangından sonra bitti dardanos ve güzelyalı:((
0
suicides underground
(06.11.25)
Antalya
-1
arbre
(06.11.25)
@suicides geçen hafta ordaydım, toparlamış bir miktar, seneye daha da toparlamış olur. güzelyalının merkezinde zaten çok problem oluşmadı, çevre giriş çıkış tarafı çok üzücü oldu tabi.
0
awlmi
(06.11.25)
(5)

40 yaşında İngilizce gelişimi mümkün mü?

benaslindayohum
Temel seviye var. Hazırlık okunmuş lisede.Çalışmak için çok fazla zamanı yok. Ama ayırabilir de.Amaç çok iyi derecede İngilizce bilen eleman arayan iş yerlerine girmek, çalışmak.
Temel seviye var. Hazırlık okunmuş lisede.
Çalışmak için çok fazla zamanı yok. Ama ayırabilir de.
Amaç çok iyi derecede İngilizce bilen eleman arayan iş yerlerine girmek, çalışmak.
+2
benaslindayohum
(01.11.25)
mumkun tabi. bol bol ingilizce tuketim.

old school ogrenciyseniz bolca ceviri, daha yeni nesil ogrenciyseniz bol okuma/dinleme ve kendi kendinize ingilicce sacmalama. nasil yeni seyler ogrenebildiginizin farkindaysaniz ingilizce ogrenmek cok kolay.
0
klassno
(01.11.25)
bence mümkün. ama hem çalışmak için zaman ayırmanız gerekecek, hem de toplamda da zaman geçecek. devamlılık çok önemli. atıyorum her gün 1 saat ayırsanız, bir kaç sene sonra çok iyi derecede ingilizce isteyen işlere girersiniz.
0
co2s2
(01.11.25)
halen çözemedim. devamlılık olamıyor.
0
mikahakkinen
(01.11.25)
Yaşla İngilizce öğrenme arasında bir bağlantı yok. Zekâ ve çalışma varsa öğrenilebilir. İş hayatı da buna bağlı. Çok kötü konuşan insan da var. Uçuk bir şey değil.
-4
arbre
(01.11.25)
Uzun suredir farkli nicklerle duyurudayim. Bu tur sorulari periyodik olarak, birkac ayda bir bazen yilda bir soran bazi kullanicilar var. Sorular sunlar oluyor genelde:

kilo verebilir miyim?
kas yapabilir miyim?
kariyer degistirebilir miyim?
dil ogrenebilir miyim?
Yurt disinda is bulabilir miyim?

Sorularin tamaminin cevabi "evet".

Bu tur seyleri yapabilmek icin kararli ve disiplinli olmak gerekiyor. Benim gozlemime gore, buralara bu tur sorulari yazanlar genellikle yapamiyorlar :)

Bu sorulari onaylanmak ve guvende hissetmek icin soruyorlar. Soru sorduklarinda aldiklari yaparsin edersin cevaplari ile kaygilarini azaltiyorlar.

Genelde kimse bilgi aramiyor farkettiyseniz. Herkes onaylanmak, yaparsin, edersin cevabi almak pesinde.

Bu tur dil ogrenmek, kilo vermek gibi seylerin ustesinden gelecek olanlar genelde daha spesifik sorular soruyorlar. Mesela anlamadiklari bir ingilizce kavram ya da diyetle ilgili bir seyler gibi...
+2
thetruenorthstrongandfree1
(01.11.25)
(4)

Sorun çözme biçimleri

sanguine
Özel yaşamınız haricinde günlük hayatta karşılaştığınız çeşitli sorunlarla mücadele ederken, sert tutumlar sergilediğinizde daha iyi sonuçlar aldığınızı görüyor musunuzbundan kastım müşteri temsilcisi azarlamak, memurlara bağırmak değil tabi ki.mesela bir sorunla ilgili baştan savma cevaplar aldıkta
Özel yaşamınız haricinde günlük hayatta karşılaştığınız çeşitli sorunlarla mücadele ederken, sert tutumlar sergilediğinizde daha iyi sonuçlar aldığınızı görüyor musunuz

bundan kastım müşteri temsilcisi azarlamak, memurlara bağırmak değil tabi ki.
mesela bir sorunla ilgili baştan savma cevaplar aldıktan sonra , itiraz etmek, şikayet yoluna gitmek, sürekli kayıt açmak vb yani bir noktadan sonra bütün tuşlara basmak gibi.
0
sanguine
(31.10.25)
Bir iş arkadaşım var böyle, kıdemi benden üstün. Sıfır tolerans gidiyor kadın ve sesini çıkardığı her haklı davasında işler gerçekten olması gerektiği şekilde ilerliyor. Daha edilgen, daha anlayışlı, alttan alan benim gibilerin işleriyse iki ileri bir geri ilerliyor. Ama ne kadar uğraşsam sorun çözme biçimim birebir benzemez ona. Bunun da maalesef farkındayım. Özgüven gökten inen bir şey değil.
-1
sekizdokuzon
(31.10.25)
Yaşadigim yerdeki otobüs hattı kendimi bildim bileli sıkıntılı. Sebepsizce otobüsler iptal oluyor ve diğerini kırk dakika bazen bir saat bekliyoruz. 153 u arayıp durumu bildirdikten sonra genel olarak şikayet oluşturuyolar ve biz yine mağdur oluyoruz. Ben de artık durakta elli kişi beklediğimizi, şikayet oluşturmanın anlık çözüm olmadığını, sosyal medyada rezalet başlıkları açacağımı söylüyorum. (Tabii ki kastım müşteri temsilcisi değil) ve tesadüf mü bilmiyorum ama son iki defa bu konuşmadan hemen beş dakika sonra iptal olan otobüsler harekete geçti.
0
egerbiryolcu
(31.10.25)
ne yazık ki Türk halkı sert davranan, sert tutum sergileyen kişileri güçlü ve haklı görüyor. ağlamayana kimse meme vermiyor.

benim bakış açım: sertlikten çok, tavizsiz ve ısrarcı bir hak arama ile çok iyi sonuçlar alabilirsiniz.
+1
co2s2
(31.10.25)
Bir kere aile hekimini şikâyet ettim. Çok ciddiyetsiz davranmıştı. Hemen cevap gelmişti Cimer'den. Geçen biri kaldırıma araba park etmiş. Polisi arayacaktım. Avukat olsaydım çok uğraşırdım.
-1
arbre
(31.10.25)
(9)

İlk kez hisse senedi aldım kafam karıştı

administ
https://hizliresim.com/nzx837whttps://hizliresim.com/m0l16vtEmir fiyatı 35 diyor ama baktığımda kar da gösteriyor. Hesapta da 103000 vardı ama burda satarsam 96800 var. Benim 7 küsür bin liram nereye gitti ki.
hizliresim.com
hizliresim.com
Emir fiyatı 35 diyor ama baktığımda kar da gösteriyor. Hesapta da 103000 vardı ama burda satarsam 96800 var. Benim 7 küsür bin liram nereye gitti ki.
0
administ
(31.10.25)
Siz hisseyi 3,16'dan almışsınız. Hisseyi aldıktan sonra Emir fiyatının bir önemi yok. 7 bin TL yatırım hesabınızda TL olarak duruyordur kullanılmadığı için.
0
loras
(31.10.25)
7 bin nakit başka bir yerde duruyor olabilir mi.
0
king lizard
(31.10.25)
Satıp bakacağım başka bir yerde değil para inşallah zarar etmemişimdir
-3
🌸administ
(31.10.25)
satmanın bence bir yararı yok, şu an hisse 33.40 civarlarında, eğer satarsan gelse gelse 97500 filan gelecek, ekstra 7000 gelmeyecek bir yerden.

bazen iki üç gün beklemek gerekiyor hisse işlemlerinde bütün nakit transferlerinin tamamlanması için. bekle bence.
+1
king lizard
(31.10.25)
para hesaptadır hisse senedi alışı öyle bir işlem değil. Şimdi satınca da T+2 de alacaksınız parayı şaşırmayın. Ama satınca 7k gelmeyecek bir yerden. O para yatırım hesabınızda duruyordur.

Siz emri 35 küsürden verdiğiniz için 103 küsürü yatırıma almış ama 31.6 tan aldığından o parayı kullanmamış vs.

Düz mevduatınızda değil o para ayrıca bir yatırım hesabınız olmalı orada olur. Onu Yatırımdan mevduata aktarabilirsiniz.
0
wallcan
(31.10.25)
T+2 mi ?
Peki millet nasıl gün içi day trade yapıyor ki para t+2 de geçecekse
0
🌸administ
(31.10.25)
t+2 olduğunda hesabı nakit olarak çekebilir, başka hesaplara aktarabilirsiniz.
t+2 olmadan önce de o para ile başka hisse alabilirsiniz.

hisse sattıktan sonra paranıza geçici bir bloke koyuluyor, çekemiyorsunuz. ancak hisse o para ile hisse alabiliyorsunuz.
0
biseysorcaktim
(31.10.25)
0,02 artışta satmışsın. Hisselerin vergi kesintisi var. Yüzde 99 zarara girdin.
0
arbre
(31.10.25)
yukarıda açıklanmış. özetle 2920 adet pay almışsınız ve hissenin fiyatı da %2.5 artmış ve 2200tl kardasınız. 0.02 artışla satma gibi bir durum yok. 7K yatırım hesabında görünür. ayrıca hisselerin vergi kesintisi yok, eğer konuyla ilgili bilginiz yoksa insanlara yanlış bilgi vermemek lazım. sadece yatırım ortaklığı hisselerinde var, o da kardan %10.
0
awlmi
(01.11.25)
(8)

Telepatik iletişime anlam yükler misiniz?

egerbiryolcu
Tesadüf işte der geçer misiniz? Flörtle mesajda neredeyse aynı cümleyi kurduk aynı anda. Bı gün de ona bir şey sordum ben de tam bugün onu dusunmustum dedi.Bu tür şeyler karşi tarafta "biz" lik duygusu oluşturur mu sizce? Böyle anlarda siz ne düşünürsünüz. Karşı tarafın da bunu belirtmesi onun da ho
Tesadüf işte der geçer misiniz? Flörtle mesajda neredeyse aynı cümleyi kurduk aynı anda. Bı gün de ona bir şey sordum ben de tam bugün onu dusunmustum dedi.
Bu tür şeyler karşi tarafta "biz" lik duygusu oluşturur mu sizce? Böyle anlarda siz ne düşünürsünüz. Karşı tarafın da bunu belirtmesi onun da hoşuna gittiğine mi delalet yoksa sadece şaşkınlıginin göstergesi mıdır?
0
egerbiryolcu
(30.10.25)
ayni bilgi akisina maruz kalirsan,
ayni konusursun.
+4
designer
(31.10.25)
Hoşuna gitmiş yani seninle aynı anlamı vermiş de olabilir sadece şaşırmış da olabilir. Bunu bilemeyiz. Ama bu tarz iletişimleri şu aralar bir arkadaşımla ben de yaşıyorum ve benim için bunlar çok çok özel, başka hiç kimseyle yaşamıyorum çünkü. Bir tek kişiyle oluyor. Evet bence biz olma halini güzel yansıtan şeyler bunlar, ruhlar özdeşleşmiş, öyle anlıyorum.
+1
muhayyer divan
(31.10.25)
hoşuna gitmekten kasıt bir manitacılık mı? değilse, böyle bir durumda sürpriz ya da şaşkınlık zaten pozitif bir duygudur, hoşuna gitmiştir, inceden gülümsemiştir. diğer durumu (ilk cümledekini) bilemem.
+1
co2s2
(31.10.25)
@co2s2
Soruyu düzelttim. Arkadaş kelimesi kısmını.
0
🌸egerbiryolcu
(31.10.25)
@egerbiryolcu : "diğer durumu (ilk cümledekini) bilemem" derken demek istediğim, gerçekten hoşuna gitmiş de olabilir, ya da size şirin gözükmeye çalışıyor da olabilir.
0
co2s2
(31.10.25)
ben inaniyorum umarım muhabbetiniz daha iyi bir yere gelir.
+2
koela
(31.10.25)
flörtle olduğunu düşünmen anlam yükleme çaban. öyle bir şey yok, yaşadığını inandığın şeye birçok açıklama getirilebilir.
+1
deartheodosia
(31.10.25)
Bunlar çok küçük şeyler ya. "Biz" konusu olumlu ama yetersiz. Yaşça büyük, olgun insanların daha üst seviyede takılması gerekiyor. Bu çok basit.
-1
arbre
(31.10.25)
(9)

Sevgili olma konusu

arbre
Yav bu konu enteresan bir hâl almaya başladı. Millet deli gibi tanışma, date yapıyor, sevgili oluyor. Hafta sonu buluşup geziyor, plan yapıyor. Benim uzun süredir sevgilim yok. Olacak gibi de durmuyor. Evlilik zaten düşünmüyorum. Uçuk bir şey benim için ama insanlar nerede, nasıl tanışıyor? Tek de m
Yav bu konu enteresan bir hâl almaya başladı. Millet deli gibi tanışma, date yapıyor, sevgili oluyor. Hafta sonu buluşup geziyor, plan yapıyor. Benim uzun süredir sevgilim yok. Olacak gibi de durmuyor. Evlilik zaten düşünmüyorum. Uçuk bir şey benim için ama insanlar nerede, nasıl tanışıyor? Tek de mutluyum ama bu işi formüle dökemiyorum. Ben ne yapabilirim sevgili konusunda?
-15
arbre
(30.10.25)
güzel abim tipini beğenmiyorlardır, yanlarına yakıştıramıyorlardır, araban yoktur, maddi açıdan yetersiz geliyorsundur, çevrendeki kadınların standartına uymuyorsundur. ne bileyim şiven vardır, espri yapamıyorsundur, creepy bir hava veriyorsundur.

kadınlar bunu hızlıca analiz edip uygun olup olmadığına karar veriyor. aynı terminatör gibi.

youtu.be

deli gibi tanışan, deyte çıkanlar lise-üniversite çağındaki dertsiz tasasız, boş vakti ve çevresi insanlarla dolu olan tayfadır.

ne yapabilirsin bilemiyorum fakat online tanışma uygulamalarından uzak dur. silme arızalı kadın dolu.
+1
yurtsuz john
(30.10.25)
Arızalı kadın var denmiş ama ben senin de çok arızasız bir tip olduğunu düşünmediğim için app önermeye geldim.
Bir süre dating applerde takıl en azından zaman geçirir insan tanırsın.
+5
mutekebbir
(30.10.25)
mutekebbir, arızam neymiş merak ettim
-2
🌸arbre
(30.10.25)
Bende aynı durumdayım, yurtsuz john haklı olabilir hatta her şey iyi olsa bile uzun süredir yalnızlık sebebiyle kadınlar bu tecrübesizliği bile sezip birlikte olmak istemiyorlar.

Kitap, film, dizi bu gibi aktiviteleri eksik görüyorum kendimde
Yürüyüş spor ve bir aktivite grupları eklemek mantıklı
0
kararsızataletfilozofu
(30.10.25)
Bilgi olması için genel yazayım. Param fazlasıyla var. Ki en kötü işimde en parasız hâlimde bile sevgilim vardı. İlişki tecrübem de var. Araba konusuna hiç girmiyorum. Boş bir şey. Şivem yok. Konuşmam, diksiyonum çok iyidir, akıcıdır. Ortalama üstü espri yaparım. Çok kişi dışarıdan çok seçici olduğumu söyledi. Çirkin olabilirim.
+1
🌸arbre
(30.10.25)
artık nesiller olayın özünü çözdü. x ,y,z,alfa,beta,alfa plus derken adamlar işin özünü çözdü ve olayı özüne getirdiler. olay f.ck body işiyle çözüldü. win win artık bu işler. zaman kaybına gerek yok one night.
@mutekebbir +1
-1
mikahakkinen
(30.10.25)
kısa veya çirkinsindir belki ikisi birdensindir.

incellere çok haksızlık yapılıyor. argümanlarının hepsi doğru ve asla yanlışlanamıyor
-3
Hallegadola
(31.10.25)
Hallegadola, öff, kısa da değilim, çirkin de değilim, incel hiç değilim, ne komik site burası ya
-3
🌸arbre
(31.10.25)
kısmetinle henüz karşılaşmadın, bir yerlerde seni bekliyor olmalı.
bu arada çirkinler bekar kalsaydı bu sitedekiler de dahil hiç kimse evlenemezdi :) her kör malın bir kör alıcısı vardır, serbest piyasa. ben olsam birkaç kursa yazılırdım ve kriterlerimi düşürmekle işe başlardım.

eşimin çok yakın bir arkadaşı 30-31 yaşlarında ve yıllardır sevgilisi yok birkaç kısa ilişkisi var sadece, sebebi de kendisini leonardo di caprio zannetmesi ve kendisine 10 beden büyük kadınlarla ilgilenmesi. ayrıca fazla açık sözlü davranıp kadınları kaçırtması.
+1
Sadece soruyorum
(31.10.25)
(3)

Telefon/instagram bağımlılığı

kararsızataletfilozofu
Artık reels izlemekten çok sıkıldım,Arkadaşlarlada sürekli reels atıyoruz,Yeni insanlarda hayatıma girmiyor diyalog kuralım filan çok sıkıldım ama bırakıp egzersiz yapmaya evi toplamaya yürüyüşe de enerji/motivasyon bulamıyorum.Dizi izlemek bile zor geliyor.Sürekli gergin, sıkılmış, yalnız hissediyo
Artık reels izlemekten çok sıkıldım,
Arkadaşlarlada sürekli reels atıyoruz,
Yeni insanlarda hayatıma girmiyor diyalog kuralım filan çok sıkıldım ama bırakıp egzersiz yapmaya evi toplamaya yürüyüşe de enerji/motivasyon bulamıyorum.

Dizi izlemek bile zor geliyor.
Sürekli gergin, sıkılmış, yalnız hissediyorum.
İşyeride biraz kafamı dağıtıyor ama oradada sıkılıyorum küçük işleri yapıp zaman gerektiren işlerle ilgilenmiyorum.

Olmayan bir kız mevzusu vardı 1aydır görüşmüyoruz sadece son görülmesine bakıp duruyorum, paylaştığım hikayeyi bile insan görmez mi dostlar. Tamam sevmiyor da mesaj atmıyor da hiç mi umut olmaz.
İlk başlarda içim hayat enerjisi doluydu, şimdi nefes almak zor geliyor, hislerim azaldı ama bitmedi sanırım, tekrar görmemek en iyi çözüm sanıyorum.
Flörtünü filan görürüm yada soğuk konuşur toparlayamam değil mi.

Bunları çözmeye nereden başlamalıyım, 4-7-8 nefes alıyorum sürekli.
0
kararsızataletfilozofu
(30.10.25)
Avantaja dönüştür. Takip et birilerini. Muhabbet et.
-1
arbre
(30.10.25)
telefon disinda yapabileceklerinizin listesini tutun bir yerde. biseyleri temizlemek, biseyleri duzenlemek, x raporunu hazirlamak, y verisine ulasmak, eve alinmasi gereken sey, 10 squat, 20 mekik vs.

sikintidan oldugunuz bir zamanda bu listeyi hatirlayin ve icinden kolay bir seyi secip onu yapmaya karar verin telefonu birakip. islere baslamasi en zor kisim, ama basladiktan sonra gerisi cok hizli gleiyor, geldikce de daha cok motive oluyorsunuzuz, sonra bir bakmissiniz 3 saat gecmis.

diger yandan hobi bazli gruplar, meetuplar bulmaya bakin. board game olur, sinema olur, kitap olur ne varsa, ilgi alaniniza uygun bi seye baslayip bi sure (en az 1-2 ay) devam edin, yeni isnanlar tanimis olursunuz bu vesileyle.

telefonda 3 saat reels izleyince "uff niye simdi 3 saat bunu yaptim ki ne gerek vardi" diyorsunuz ama 3 saat ev isi yapinac, ya da 3 saat disarda baska insanlarla vakit gecirince bunu demiyorsunuz. kendinize hatirlatin sik sik.

kizla da olmayan mevuz demissiniz iste, olmamis yani, oluru yok, olmamis zaten hali hazirda. niye baksin ki hikayenize fln, adi ustune, olmamis. olmayan seyde niye mesaj atsin? olmadiya olmamistir, yolunuza bakin.
+1
taurina
(30.10.25)
Telefonda vakit geçirme süreni azaltıp yerine başka şeyler koyman gerek. Yoksa elin telefona gidecek
0
pembediken
(30.10.25)
(12)

Seramik kursuna başlamak

huçi kuçi
Selamlar,Sosyalleşebileceğim yeni ortamlara girmek istiyorum. Aklıma ilk gelen şey bir kursa yazılmak oldu. Çeşitli konularda bir dünya kurs var ama hemen hiçbiri ilgimi çekmiyor, ilgimi çekenler de belli bir seviyeye ulaşmak için çok fazla çalışma ve tekrar gerektirdiklerinden hakkını veremeyeceğim
Selamlar,

Sosyalleşebileceğim yeni ortamlara girmek istiyorum. Aklıma ilk gelen şey bir kursa yazılmak oldu. Çeşitli konularda bir dünya kurs var ama hemen hiçbiri ilgimi çekmiyor, ilgimi çekenler de belli bir seviyeye ulaşmak için çok fazla çalışma ve tekrar gerektirdiklerinden hakkını veremeyeceğimi düşündüğüm alanlara yönelik. Ne yapsam, ne yapsam diye umutsuzca internette bakınırken karşıma bizim yakınlarda seramik kursu veren bir atölyenin ilanı çıktı. Fotoğraflarına şöyle bir baktım, gayet eğlenceli görünüyor. Amatör elinden çıkma da olsa, ortaya nihai bir ürün koymak için uzun saatler boyunca pratik yapmamı gerektirecek kadar zahmetli bir meşgaleye benzemiyor -yanılıyorsam beni düzeltin. Yalnız bir çekincem var. Bu kurslara katılanlar ekseriyetle kadınlardan oluşuyormuş. Hatta ekşi'de "seramik kursuna giden erkek" diye erkek başına buraya gidenlerle gırgır geçilen bir başlık bile var. Kararsız kaldım. Erkek halimle böyle bir kursa gitsem çok mu tuhaf kaçar? Eşcinsel mi zannederler? Kız tavlamaya gelmiş intibası mı uyandırırım? Hele bir deyin.
0
huçi kuçi
(29.10.25)
Üç soruna da evet diyorum, üç evetle uğurluyoruz seni.
0
etna
(29.10.25)
benim yakın akraba uzun süre takıldı bu kurslara biraz biliyorum. seramik ve çini kursları silme orta yaşlı ev hanımı dolu oluyor. seviyorsan git kime ne. herkes herkes hakkında bir şey düşünüyor zaten.

ayrıca aklıma istemsizce şu video geldi :)

www.youtube.com
0
yurtsuz john
(29.10.25)
En yakın arkadaşımın seramik atölyesi var. Erkek öğrencileri var. Seramik bölümü mezunu ve bölümden mezun birsürü erkek arkadaşı var:) hangi şehirdesin acaba? Arkadaşımın atölyesini bir gidip deneyebilirsin ne kaybedersin:)
0
suicides underground
(29.10.25)
@etna +1

baskasinin ne dusundugunu cok dusunmeyin delirirsiniz. yasasak yasasak 90-100 sene yasariz, ilk 20si cop zaten. son 20si de -100den hesaplasan 30u- cop. cok seyapmamak lazim.
0
klassno
(29.10.25)
@suicides İstanbul Anadolu yakasındayım.
0
🌸huçi kuçi
(29.10.25)
Tut ki sandılar. huçi kuçi ardını dövdürüyor, pride günü bayraktarlık yapıyor.. Senin ne düşündüğün önemli olan. Uğraşıp, didindiğin bir objenin-hele ki bu bir el emeği-sana vereceği haz, bir başkasının ön yargısının önüne geçiyorsa düşünme sonrasını.. Sen ne yaparsan yap, birileri kulp bulmak için elinden geleni yapacak.
0
xururuca
(29.10.25)
seramik kursuyla escinselligin ne alakasi var anlamadim.
tersine, hatun kaldirma intibasi yaratir bence.

benim de aklima bu geldi yaw asdasds:

youtu.be
0
cooperr
(29.10.25)
@etna üzdünüz :/

@yurtsuz john teşvik edici yorumun için eyvallah abi ama seramik kursuna yazılıcam deyince aklına oya ören adam videosu geliyorsa bu işte bi yamukluk var gibi :s

@klassno cesaretlendirici yorumunuz için teşekkürler. diğer yandan olumsuz görüş belirten etna'ya da hak vermişsiniz. garip.

@xururuca haklısınız. başkalarının ne düşündüğünü fazlasıyla dert edinip kabuğuma çekildiğim için sosyalleşebileceğim alanlar arar oldum. şimdi de "başkaları ne düşünür" diye kaygılanarak kendimi bu arayıştan geri çekecek bahaneler üretiyorum :)

@cooperr evet, eşcinsel yanlış oldu. genellikle kadınların alaka gösterdiği bir hobi olduğu için efemine bir tip gözüyle mi bakarlar demek istemiştim.
0
🌸huçi kuçi
(29.10.25)
Spor salonuna üye ol abi seramik ne. Çekincende haklısın çünkü kadın sayısının çok olduğu yerlerde tek erkek sırıtıyor. He 1 günlük etkinlik, 3 5 günlük workshop olur eyvallah ama kurs dediğin şey uzun sürüyor. Bir de boş iş yani. Yazılım kursuna gitsen kurs bitince bir şey öğrenmiş olursun. Böyle kız düşmez. Bu da ayrı konu.
-1
arbre
(29.10.25)
@arbre spor salonunda millet kulaklığını takıp antrenmanına odaklanıyor, yeni arkadaşlıklar kurabileceğim bir ortam değil ki orası, yanlış mıyım? yazılım kurs saatleri dışında da azim ve emek isteyen bir alan. her gün saatlerimi yazılım öğrenmeye adamayacaksam kursuna gitmenin pek bir manası yok. o iş beni aşar maalesef.
0
🌸huçi kuçi
(29.10.25)
@huci kuci @etna olumsuz gorus bildirmemis ki, sorulariniza evet demis.

garip kacar mi, evet kaciyor. gittim, atolyeler duzenleyen filan biri bile oldum bir ara. garipseyeni cok.

escinsel zanneden de oluyor, evet. sacma bir sekilde feminen bir ugras gorunuyor guzel memleketimde, halbuki globalde -diger sanatlarda oldugu gibi- major isimlerin arasinda dumduz hirt erkek cok. bizim milletin sacmalamasi bu.

escinsel olmadigini anlayan zaten kiz tavlamaya -sosyallesmeye- geldigini dusunecek. e bundan daha dogal bir sey yok. insani insan yapan insanca ciftlesebilmesi. seramikle ilgileniyorsun, oradaki insanlarla tanisiyor ve gorusuyorsun. bitti gitti. hayatsiz koleler is yerlerinde fantazi yasamaya calistiklari icin bunu da garip bir seymis gibi gormeye ve gostermeye calisiyorlar. is-ev arada futbol cizgisinin disinda herhangi bir yasama halini hayatlarina sokamamis, zevkleri olmayan, hayati yasamaya dair gorusleri ciddiye alinmayacak tipler bunlar da. hayati yok ki yasamanin ne oldugunu bilsin.

bi daha okudum, etna olumsuz bir sey soylememis. siz bu toplumun asagidan gelen onyargilarini ciddiye aliyorsunuz. aha olumsuz soylemim bu. asagidan gelenleri yuk etmeyin kendinize, kafalarina basip gecin. b.kunda bogulsun hepsi. :)
0
klassno
(30.10.25)
seramik güzel bir hobi.
bir kaç ders gidin, beğenmezseniz devam etmezsiniz.

ben vaktinde kız arkadaşım ile gitmiştim. sınıftaki tek erkek bendim. muhtemelen diğer gruplarda da çok az erkek vardı ya da benden başka yoktu. kadınlar arasında daha yaygın olduğu bir gerçek. yeni arkadaşlar edinmek için çok uygun bir yer olmayabilir sizin için ama yine de güzel zaman geçirirsiniz. bence gidin.

ben kendime traş kabı (fincan yapacaktım yanlışlıkla tıraş kabı oldu), kahve kupası ve büyük bira bardağı yaptım. iki sene oldu sanırım hala kullanırım. sıcak, soğuk, bulaşık makinesi.. hepsini kaldırıyor ama sanırım ömrünü kısaltıyor böyle şeyler. dikkatli kullanmak lazım.

neyse, git abi boşver. kim ne derse desin. kız tavlamaya gitmek için çok uygun bir yer değil bence seramik kursu. en azından benim gittiğimde evli yaşı büyük ev kadınları, düğün heyecanı taşıyan kızlar vardı, bekar yoktu kısaca.

anadolu yakasında bir ahşap atölyesine katılmıştım.
size özelden oranın web sitesini ileteceğim, ilginiz varsa oraya da bir bakın.
0
biseysorcaktim
(30.10.25)
(5)

Sonbahar Kaş'ta ne yapılır?

mikahakkinen
Kaş'a ilk defa gideceğim. Tek çocuklu aile olarak 2 gün fazla mı olur? Ne yapılır?10 Kasım ara tatil haftası gidilecek.Teşekkür ederim.
Kaş'a ilk defa gideceğim. Tek çocuklu aile olarak 2 gün fazla mı olur? Ne yapılır?
10 Kasım ara tatil haftası gidilecek.
Teşekkür ederim.
0
mikahakkinen
(29.10.25)
Soğuk bi gece.12 ye kadar soğuk. 5 e kadar bahar havası. 5 ten sonra rüzgar belki yağmur. Çocuk hasta olmazsa iyi. Denize bi girilip çıkılır. Keyifle yüzülmez.Turist çekilmiştir. Tek tük esnaf. Tadı olmaz gibi çocukla.
0
luluki
(29.10.25)
Ben olsam vize alıp Meis Adası'na geçerdim. Yani olayı Kaş boyutundan çıkarıp Yunan adası turuna çevirirdim.
-2
arbre
(29.10.25)
Hiç bi şey yapılmaz yerinizde olsam o planı iptal ederdim 29 Ekim sonrası Kaş’ın Batı Anadolu’daki herhangi bir vasat ilçeden farkı yok.
0
Mcfly
(29.10.25)
herkes +1
kaş'ta açık tek bir mekan bile bulamayabilirsiniz. dolayısıyla o tarihte kaş'a gitmek değmeyeceği gibi, meis'e gitmek sezonda bile gereksiz bence.
bir de o tarihlerde bazen otoyola çıkan su baskınları falan oluyor. iptal edin bence de.
0
lil siztah
(29.10.25)
hicbi sey yapilmaz akyaka bile daha hareketli
0
ala09
(29.10.25)
(5)

Fast food ve protein alımı

arbre
Şimdi ben 84 kg olduğumu öğrendiğimde yemek uygulamasını silip fast food siparişi vermeyi bıraktım. Sivilce yapmıştı. Bırakınca geçti. Sürekli 300 500 gidiyordu. Ondan da kurtuldum. Ama şimdi de şöyle bir problem var. Spor yapıyorum ve protein almam gerekiyor. Hamburger alınca protein alıyordum. Bu
Şimdi ben 84 kg olduğumu öğrendiğimde yemek uygulamasını silip fast food siparişi vermeyi bıraktım. Sivilce yapmıştı. Bırakınca geçti. Sürekli 300 500 gidiyordu. Ondan da kurtuldum. Ama şimdi de şöyle bir problem var. Spor yapıyorum ve protein almam gerekiyor. Hamburger alınca protein alıyordum. Bu tamamen kesildi şu an. Kendim hazırlayacak zamanım, olmuyor. Fast food haftada 1 olsa kilo konusunu olumsuz etkiler mi? Ve yeterli protein almış olur muyum haftalık? Sağ olun.
0
arbre
(28.10.25)
Kabataslak hesaplandığında günde almanız gereken protein miktarı kilonuz başına 0.8 gram sizi de 84 kilo sayarsak 67 gram protein almanız gerek hadi 60 olsun. 100 gram köftesi olan bir hamburgerden 18-19 gram protein alırsınız haliyle 40 gram protein açığınız oluşmuş olur.
Zaten proteini tek öğünde almanızı da önermem 3 öğünde her öğünde 20 gram olmak kaydıyla protein alırsanız yeterli olacaktır. Tavuk göğüsünden çok daha fazla protein alırsınız ve fazla da yağlı olmadığından dolayı spor için ideal besin.
Haftada 1 fast food tüketmek çok kötü değil ama protein açığınızı yine kapatamamış olursunuz.
+1
mermaidd
(28.10.25)
Spor yapıyorum diyorsun, yanlış bilmiyorsam iki tane dumbell ile kol calisiyorsun sadece. Eğer bahsettiğin buysa kafanı yormana çok gerek yok.

Hamburger var hamburger var. Ne yediğini, kalorisini, yağını, proteinini bilmiyoruz. Kafanda hamburger fast food demene gerek yok. Içinde ekmek var (karbonhidrat), et var (protein ve yağ), peynir var (hepsinden) ve yeşillik var (lif). Yani burada bunu yemek kötüdür diyemeyiz. Nerede kim tarafından yapılan bir hamburger olduğunu bilmiyoruz.

Kilo konusunu hamburger yemek yada bir şey yemek etkilemez. Kilo konusunu yaktığın kaloriden fazlasını almak etkiler. Bu kadar.

Haftalık ne kadar protein alman gerektiğini ne kadar aldığını da yediğin Hamburger üzerinden hesaplamamizi bekleme yani.
+3
logisticsmanager
(28.10.25)
Full et yerine öğünlerdeki makroları takip edip aldığınız protein miktarını kontrol edebilirsiniz. Kahvaltıya lor , haşlanmış yumurta eklemek , öğlen ve ya akşam tavuk hindi gögüs gibi etler ekmek de yeterli. Hacim kazanmak istiyorsanız kilonuzun 1.5 - 2 katı kadar protein almanız lazım ( sırf hamburger ile olacak iş değil ) ilave whey ile katkı sağlayabiliriniz.

84 kg iseniz yaklaşık 120 gram protein almanız lazım günlük
+1
pislick0
(28.10.25)
logisticsmanager, bilerek yavaş yavaş keşfediyorum. Lat pulldown çalıştım. Karın, bacak da ekleyeceğim.
0
🌸arbre
(28.10.25)
Yavaş yavaş keşfetmek yerine HEVY diye bir app var, hangi bölgeyi çalışmak istiyorsanız oraya özel hareketler gösteriyor. Set ve ağırlık takibi yapmak için de çok başarılı ve ücretsiz , tavsiye ederim
+1
pislick0
(28.10.25)
(3)

Birine aşık olduğunuzu en saçma şekilde fark ettiğiniz an?

Civil.leo
S. B
S. B
0
Civil.leo
(28.10.25)
Ben bu kıza bakmam dediğim ofis arkadaşımı sürekli düşünmeye başladığım an.
-6
arbre
(28.10.25)
Spor hocam güzel değil iyiki diyordum ki konuşması tarzı filan sonrası 3-4 saatte bir mesaj atmasını beklerken hiç bir şey yapamadığımı farkettim.
Eylül ayı zor geçti, uzaklaşma kararı aldım bir aydır kestim iletişimi hislerim azaldı daha rahat nefes alıyorum.
Görüşürsem bilmiyorum yine tepetaklak olabilirim
0
kararsızataletfilozofu
(28.10.25)
Egoma en çok zarar vereceğini gördüğüm, bunu da bildiğin açık açık ifade eden kişiye bağlandığımı fark ettiğim an. Bana kendi yöntemleriyle ve şiddete başvurmadan galebe çalanlara âşık oluyorum sanırım.
+1
muhayyer divan
(29.10.25)
(9)

İnsanlar doğuştan…

pek iyi degilim bugunlerde
iyi midir, kötü müdür sizce? Tamam yüzyıllardır tartışılıyor ama ben hep iyidir derdim. Geçen bir yazıda kısaca şöyle demişti: insanlar doğuştan kötüdür çünkü iyi olsaydı haksız olduğu bir tartışmayı bile sürekli kazanmaya çalışmazdı.Ayrıca bu bahsedilen tutum, sonradan edilen bir şey mi doğuştan mı
iyi midir, kötü müdür sizce? Tamam yüzyıllardır tartışılıyor ama ben hep iyidir derdim. Geçen bir yazıda kısaca şöyle demişti: insanlar doğuştan kötüdür çünkü iyi olsaydı haksız olduğu bir tartışmayı bile sürekli kazanmaya çalışmazdı.

Ayrıca bu bahsedilen tutum, sonradan edilen bir şey mi doğuştan mı sizce?
0
pek iyi degilim bugunlerde
(27.10.25)
İyidir. Yaşadıklarıyla kötü olur. Haksızlık ne konuda? Herkesin kendince haklı bir sebebi olabilir. Sadece buna bakılarak insan kötüdür denemez.
0
arbre
(27.10.25)
hangi yönünü beslerse o.
+1
deartheodosia
(27.10.25)
Ben bu tip yaklaşımları pek anlamıyorum cidden. Şartlara göre değişmiyor mu? İnsan açken, rekabet halindeyken, kısıtlanmış hissederken kötü; iyi kötü bir stabil hayatı varken, ihtiyaçları karşılanıyorsa, rekabetten uzakken iyi olabilir.

Sizin verdiğiniz örneği de tam anlamadım. Doğuştan bir karakter hakkında konuşurken "haksız olduğu bir tartışmayı kazanmaya çalışmak" nasıl bir kıstas olabilir ki? İnsan doğuştan mı haksız olduğu bir tartışmayı kazanmaya çalışıyor? Şu denebilir belki, insan yetişme çağında "iyiliği" öğreniyor. Çocuklar bencildir, paylaşması gerektiğini yeri gelip ailesinden veya çevresinden görerek öğrenir. Çocukların dürüstlük hassasiyeti yoktur, kolay yalan söylerler. Yalan söylememeleri gerektiğini yaşayarak ve görerek öğrenirler. Çocuklar çıkarı için kardeşlerini ve arkadaşlarını kolayca satabilir. Empati kurup karşılarındaki kişinin perspektifinden bakabilmeyi ve ayıp kavramını eğitimle veya gözlemle öğrenirler. Ancak bu bence doğuştan kötülük anlamına gelmiyor.
+1
akhenaten
(27.10.25)
dogustan kotuyuz, iyilik ogrenilen birsey diye dusunuyorum.
0
cooperr
(27.10.25)
İyilik de kötülük de insanın kendi yorumudur. Güzel gibi çirkin gibi. Güzel ahlakı kötülük olan gören bir beyin için insan doğuştan kötüdür çünkü insan adaleti doğuştan benimser ve adalet güzel ahlak unsurudur.

İyilik kötülük yakıştırması hangi beyin tarafından hangi durumlar için yapılıyor o önemli. Herkese göre değişebilir yani. Ortak değerlerin olmadığı yerlerde özellikle.
0
muhayyer divan
(27.10.25)
ünv'ye yeni başladığımda hoca sınıfa evrensel ahlak var mıdır yok mudur diye bir soru attı, çoğu kişi parmak kaldırıp "evet vardır, şundan şundan ötürü.." diye uzun uzun anlattı yorumladı vs.

hoca ardından yeni gine'de antropologların 20. yy başlarınnda izlediği bir kabileden bahsetti;

bu kabilede yetişkinliğe geçiş sürecinde erkekler bir sınava tabi tutuluyorlar: komşu kabilenin değerli bir malını veya eşyasını çalıp getirmek. sadece bunu gerçekleştiren erkekler kabilede yetişkin bir birey olarak saygı görüyorlar ve erişkin olarak kabul ediliyorlar.

ahlak ve beraberinde gelen "iyilik", "kötülük"; bunların hepsi toplumsal norm'larla oluşan değerler. yeni gine örneğinde mesela "başkasının bir şeyini çalmak" o toplumda ahlak kullarına uygun bir gelenek olarak yerleşmiş. bu yerleşmiş gelenekler ve kültürler binlerce, hatta belki onbinlerce yıldır insanı biçimlendirip şekillendirdi (bunun içerisinde "iyi" ve "kötü" algımız da var)
0
makbur
(27.10.25)
Şu dünyada insanın iyi olduğunu düşünmek bile sıkıntılı bir durum. İnsan yok etmeye planlanmış sıra kendisini yok etmeye geliyor.
0
mikahakkinen
(27.10.25)
Kötü olarak adlandırırsın sanırım.
Öncelikle hayatta kalmak, sonra da daha iyi bir hayat yaşamak için her şeyi yapacak şekilde doğar insan.

İyilik olarak adlandıracağını düşündüğüm empati kurma, başka hayatlara saygılı olma, bir toplulukla uyum içerisinde yaşama sonradan öğrenilen özellikler diye düşünüyorum.
+1
michael_knight
(27.10.25)
Kötüdür çıkarcıdır hasettir kıskançtır
0
Hallegadola
(28.10.25)
(8)

İnsan yetişkinken lise veya üniversite zamanları kadar mutlu ve relax olabilir mi?

mahmuttt
Yani hem çalışıyorsun, hem evli hem çocuklusun. Bekar keyfekeder üniversite lise zamanları kafası kadar mutlu ve rahat olmak mümkün mü? Yani bu kadar sorumluluk ve yorgunluğa rağmen gayet mutlu ve relax nasıl kalınabilir?
Yani hem çalışıyorsun, hem evli hem çocuklusun. Bekar keyfekeder üniversite lise zamanları kafası kadar mutlu ve rahat olmak mümkün mü?

Yani bu kadar sorumluluk ve yorgunluğa rağmen gayet mutlu ve relax nasıl kalınabilir?
+1
mahmuttt
(27.10.25)
evlenmeyerek
0
eja
(27.10.25)
mutlu kalmak mümkün. seni mutsuz eden şeyleri iyi tespit etmen, tespit ettiğin şeyleri iyi analiz edip onlardan kurtulman gerekiyor. başka bir yolu yok.

basit gibi görünüyor ama insan kendisini mutsuz eden şeyleri doğru tespit edemiyor, tespit etse de bunlardan kurtulmak her zaman kendi elinde olmuyor. örnek veriyorum, işinizden çok mutsuzsunuz ama cebinizde beş kuruş para yok, işsiz kalmanız mümkün değil. sizi mutsuz eden şeyden kurtulmanız imkansız hale geliyor. evet kısırdöngü. ama işini bırakıp, başka bir işe geçebiliyorsan mutlu olma şansın oluyor.

relax kalmak mümkün değil.
0
co2s2
(27.10.25)
Olamaz. Evlilik ve çocuk çok büyük sorumluluk. Evli ve çocuklu olup içinden rahatça çok mutluyum diyen görmedim. Bekâr, parası olan insan lise ve üniversiteden daha mutlu olabilir.
0
arbre
(27.10.25)
bence bu çok göreceli bir şey. lise ve üniversitede öyle aman aman mutlu olduğumu hatırlamıyorum. ben kendi paramı kazanmaya başladığım dönemde mutlu oldum mesela. evlilikte tavan yaptı. evliliğin neden bu kadar kötülendiğini anlayamadım. evliliğin getirdiği sorumluluklar olumsuz şeyler değil ki. sadakat yükümlülüğüm olmasın filan diyorsanız onu bilemeyeceğim tabi. ama bence evlilik bekarlıktan çok daha güzel bir şey. çocuk için aynı şeyi söyleyemeceğim :D
+4
elorelia
(27.10.25)
Kafayı rahatlatmak için spor diyorum. Benim için mental açıdan faydası fiziksel faydasından daha çok diyebilirim.
0
kumandanim
(27.10.25)
muhtemelen mesleğe ve ekonomik tatminkarlığa, haliyle de özgürlüğe bağlı.

şahsen en mutlu olduğum zaman dilimi üniversite zamanlarımmış. şu an milyarlarca liram olsa o anın birkaç gününü yaşama ihtimalim yok, sıfır.

daima bir hesap verme, sorumluluğu yerine getirme, haftanın iki günü için 5 günü harcama, senenin en güzel zamanlarından 14 gün boşa çıkabilmek için tüm sene çalışmak vs vs mutluluk mu getirecekti zaten?
0
m e b
(27.10.25)
ben lise ve üniversite zamanlarımdan bir tık daha mutluyum ama tam olarak da mutluyum diyemem. nefret ettiğim bir işi yapıyorum ve yeni bir iş şu an ortalıkta gözükmüyor. yalnızım ama lise / üniversite zamanlarından bile daha fazla sosyalim.
0
rain when i die
(27.10.25)
Lisede mutlu olanların hepsinin zorba olduğunu düşünüyorum. Bir yığın insan halen daha lise travmasını atlatamadan yaşamaya çalışıyor. Üniversitede de çok varoş insanlarla karşılaştım bizim bölüm öyleydi galiba ya da. Eli yüzü düzgün bi mühendislik bölümünde böyle tipler yoktu bence. İibf pişmanlıktır.
0
Hallegadola
(28.10.25)
(12)

giyim alışverişi hangi markalardan yapıyorsunuz?

entegre
1-şu an hangi markalardan yapıyorsunuz?2-daha çok paranız olsa hangi markalardan yapardınız?yaşınızı da belirtseniz süper olurdu. ben 33/K
1-şu an hangi markalardan yapıyorsunuz?
2-daha çok paranız olsa hangi markalardan yapardınız?

yaşınızı da belirtseniz süper olurdu. ben 33/K
0
entegre
(26.10.25)
jimmy key, chima, mudo, mango, zara, yargıcı. papuç için de elle yi seviyorum baya.
basic tshirtlerimin hepsini de senelerdir kaft tan alıyorum.

çok param olsa tr den almam gider yurt dışından alırım. 36k
0
a perfect lie
(26.10.25)
Beymen, Network, Massimo Dutti. Daha fazlasını istemem, gerekmez. 41 E
0
gabe h coud
(26.10.25)
32E. Tişört Lufian. Jean, gömlek Mavi. Kışlık ayakkabı Lumberjack, spor ayakkabı Nike ve Adidas. Aslında Adidas tişörtüm de var, sırt çantam ve spor çantam da Adidas. Adidas'a çalışıyormuşum. Çok param olsa direkt İtalyan markaları tercih ederim.
-1
arbre
(26.10.25)
Colombia, Levis, Adidas, Altınyıldız
E
0
Mirket
(26.10.25)
LCW
E
Başka bir yer denemedim sabit insanım. Çeşit çok, fiyat ucuz ve bana göre kaliteli.
+1
artıküyeolmakistiyorum
(26.10.25)
adidas, uniqlo, gap, new balance, levi’s, arket…
daha fazla param olsa ne alirim bilmiyorum.
0
lemmiwinks
(26.10.25)
Reserved, uniqlo, h&m

Daha çok param olsa cos ve the other stories

39k
0
suicides underground
(26.10.25)
1- Kullanım amacıma göre aldığım yerler değişiyor bir iki örnek;
Trençkot - Yargıcı
Günlük giysi - Oxxo
Tayt - Cadde butiği

2- Tarzını beğendiğim markalar;
Yargıcı, Twist, Oxxo, Massimo Dutti.
Aşırı zengin olsam sadece McQueen giyerim galiba.
0
mutekebbir
(27.10.25)
Carhartt, Stag Provisions, Helly Hansen, lululemon...
0
thetruenorthstrongandfree1
(27.10.25)
39e.şu an beymen,kotta mavi,levis. genelde spor giyim. adidas under armour nike.

param olsa da fark etmez. spor giyinirim.
0
mikahakkinen
(27.10.25)
kafası karışık bir 30K olarak çoğunlukla lacoste, uniqlo, nike, pull&bear, oysho .. pantolon her zaman levis.
0
theseachange
(27.10.25)
gözüme ne güzel gelirse o. marka kaygım yok.

zaten ben kıyafetlerimi türkiyede bulamıyorum. yurtdışından sipariş ediyor ya da terziye diktiriyorum.

daha çok param olsa da sonuç aynı olurdu. pahalı markaların sundukları şeyler çok sade. bana hitap etmiyor.
0
yurtsuz john
(27.10.25)
(15)

Üniversite hazırlık sınıfında hocalar 'sadece' İngilizce mi konuşuyordu?

hadi ya la
Hatırladığınız kadarıyla nasıldı? Hoca ders anlatırken %80 İngilizce, %20 Türkçe (açıklama, uyarı, arada sohbet vs.) // veya %100 İngilizce konuşuyordu gibi yazabilirsiniz.
Hatırladığınız kadarıyla nasıldı? Hoca ders anlatırken %80 İngilizce, %20 Türkçe (açıklama, uyarı, arada sohbet vs.) // veya %100 İngilizce konuşuyordu gibi yazabilirsiniz.
0
hadi ya la
(26.10.25)
Yuzde yuz İngilizce. Bogazici Uni.
+1
ırene adler
(26.10.25)
Türkçe yasaktı. Biri hariç tüm derslerin hocaları hep her zaman ingilizce konuşurdu. İronik bir şekilde sadece Speaking hocası Türkçe konuşurdu. Adam hazırlık program koordinatörüydü üstelik. Japonya anılarını falan anlatırdı.
0
yadigar
(26.10.25)
Sadece İngilizce hiçbir işe yaramaz Türkiye'de. Bunu savunan ülkeyi tanımıyordur. Amaç İngilizce öğretmekse hem Türkçe hem İngilizce anlatılır. Öğrenciler anlamadıktan sonra sadece İngilizce bir işe yaramaz. Speaking dersinde sadece İngilizce konuşulabilir. Grammar falan İngilizce anlatılmaz. Böyle bir kural da yok zaten.
-6
arbre
(26.10.25)
Grammar translation yöntemi eskide kaldı artık modası geçti. O bizim zamanımızda öyleydi, grammar Türkçe anlatılırdı. Artık communicative method, lexical approach ve task based learning kullanılıyor ağırlıklı olarak. Kurallar örnekler içinde fark ettirilerek öğretiliyor. Üniversitede hazırlık okumadım çünkü zaten dil bölümü mezunuyum mütercim tercümanlık okudum hazırlık yoktu bile bizim bölümde ama lise hazırlığı hatırlıyorum da bizim dersler %100 İngilizce işlenirdi. Türkçe belki ilk ay falan biraz kullanılmıştır. Özel okulda okumadım bu arada, yabancı dil ağırlıklı devlet okuluydu, o zamanlar süper lise deniliyordu.
0
kullanicadi
(26.10.25)
ingilizceydi diye hatırlıyorum.
0
inheritance
(26.10.25)
Okula bağlı. Hacettepe de kural buydu. Zart zurt ünilerde mecburen türkçe ingilizce.
Arbre.. iyi okullarda gramer dersi dahi olmaz. Öğrenci grameri aradan süzerek alır. Gramer dersi 3. Dünya ülkelerinde olur.
0
luluki
(26.10.25)
ingilizce değil ama başka bir dilde hazırlık okudum. 3 hoca vardı derslerimize giren.
bir tanesi çoğunlukla türkçe konuşuyordu.
diğer ikisi çoğunlukla yabancı dilde konuşuyordu.
türkçe'yi daha az konuşmaları iyi olurdu.
0
biseysorcaktim
(26.10.25)
Bu arada 1 sene okutmanlık yapmıştım çok kötü bir vakıf üniversitesinin hazırlık bölümünde. İngilizceyi geçtim bir ders sırf Türkçe dil bilgisi anlatmam gerekmişti. Zamir ne demek bilmeyen vardı, Türkçe bir cümleyi öğelerine ayıramayan vardı, tamam dil Türkçe düşünerek öğretilmez ama insanda bir ana dil temeli olur ki insan başka bir dil öğrenirken kafasında o mantığı oturtur. Hayatımın en zor yılıydı çalışma anlamında. Bak işte o sene clt falan sallamıştım işte:d grammar translation da kullanıyordum yani ara ara, eclectic method uyguluyorum diyordum:p
0
kullanicadi
(26.10.25)
Ege de her şeyi ingilizce anlatıyorlardı hazırlıkta

%100 ingilizce mühendislik okudum, orada da her şey ingilizceydi sadece 1 e 1 de sorduğun sorulara türkçe cevap veriyordu hocalar
0
pislick0
(26.10.25)
luluki, alakası yok. Eğitim kimsenin malı değil. Eğitimi kimse şöyle anlatacaksın, böyle anlatacaksın diyerek sınırlayamaz. MEB bu kadar teori, yaklaşım uyguluyorsa millet neden bir tane cümle kuramıyor? Bir insana bir şeyi öğretmek için her yolu deneyebilirsin, her dili kullanabilirsin. Fransa'dan Türkiye'ye ailesinin işi sebebiyle gelmiş biri bir konuyu anlamıyorsa Fransızca biliyorsan Fransızca da anlatabilirsin. Maalesef bu tip üstten bakan, içi ve altı boş bakış açıları nedeniyle binlerce genç hiçbir şey öğrenemeden yıllarını harcayıp mezun oluyor.
-4
arbre
(26.10.25)
Ingilizce ogretimini surekli olarak iyi yapan okullar var, surekli beceremeyen ogrencilerinin tarzanca konustugu okullar var.

En iyi okullarda, hazirlik siniflarinda hocalar 100% ingilizce konusur. Hazirlik hocalarinin ana dili Ingilizce olur ve bu iste egitimli olurlar. Hoca sinifa girer Good morning der ders baslar. Turkce konusmaz, bazilari Turkce bilmez. Benim dusunceme gore en basarili sistem budur. Bu tur egitim alanlarda yaziyorum ciziyorum ama konusamiyorum vs klasik Turk ogrenci problemi daha az olur. Bu hocalar standarti saglamayan ogrenciyi birakir. Bu ogrenciler de ya tekrar hazirlik okur ya da baska okulda egitimlerine devam eder. Burdaki egitimciler uluslararasi standartlarda maas alir.

"eh iste" okullarda da bazi yabanci egitimciler olabilir, Amerika'nin manikurcu, pedikurculerini onlarin eslerini ogretmen diye yuttururlar. Bazi dil kurslarinda da boyledir bu. Gostermeliktir. Zaten bu okullarda hazirlik okuyanlardan cok azi ogrendikleri dili aktif kullanabilir. Buralarda Turkce'de konusulur.
0
thetruenorthstrongandfree1
(26.10.25)
merhaba. beykent ingilizce sinema tv mezunuyum. 4 yıl boyunca tek bir hoca bir cümle bile ingilizce konuşmadı, tek bir cümle bile. hatta sovyet rusya döneminden değerli eski toprak hoca vardı, Azerbaycan Türkçesi/ rusça karışık konustuğu için iletişimde zorlandık (hiç bi sey anlamadık) yalvardık okula da türkçe ye çevirmen tuttu. sınıfta da kimse ingilizce bilmiyordu zaten "dublajlı izleyelim hocam", "bu devirde siyah beyaz film mi izlenir" falan diyen besyo tutmayınca uzun dönem askere gitmemek için sinema tv mezunu olan bir yığın insanla okudum.
0
libertine
(26.10.25)
Ilkokulun 5 yillik oldugu donemler, ilkokul bitince Anadolu Lisesi hazirlik okurken (yas 13) hocalar %100 Ingilizce konusurdu. Sonra bir daha hazirlik okumadim, hep muaf oldum (lisans, yuksek lisans vb).

Ortaokul, lise, lisans ve yuksek lisansta hocalarim Turk ya da yabanci farketmeksizin icerigi Ingilizce olmayan Turkce, Almanca, tarih, cografya, din kulturu gibi dersler haric dersleri tamamen Ingilizce islerlerdi, Turkce soru sorarsan cevap vermezlerdi.
0
sertac akin
(26.10.25)
%100 ingilizce. hiçbir şekilde Türkçe konuşmuyorlar, lisans derslerinde de böyle, adama ders arasında (sayısal bir bölüm dersi) Türkçe soru soruyorum ısrarla ingilizce cevap veriyor. Bence çok doğru bir sistem değil grammar konularını sağdan soldan video izleyerek öğrendim.

bilkent uni.
0
hold the door
(27.10.25)
ingilizce 90'larda özel ortaokul hazırlık sınıfında öğrendim ilk. %100 ingilizce konuşulurdu, ders içinde ve dışında. Kimi hocalar yabancıydı, istese de Türkçe konuşamazdı. Bence gayet etkili bir yöntemdi, daha sonra devlet okullarına geçmiş olsam da lisede dil öğrencileri dahil benden iyi ingilizcesi olan tanıdığım olmadı.
0
robokot
(27.10.25)
(18)

Ayrılsak da beraberiz

kendinikertenkelebek
Evliliği anlaşamama ve iletişim sorunları nedeniyle biten bir çiftin, “sevgiliyken daha iyiydik sanki” diyerek boşanarak yollarına sevgililik hayatı yaşamak şartı ile devam etmesi normal mi? Anlaşamayarak boşanan iki kişinin haftada 1-2 bir gün görüşüp, kadının “kendimi kadın gibi hissetmek istiyoru
Evliliği anlaşamama ve iletişim sorunları nedeniyle biten bir çiftin, “sevgiliyken daha iyiydik sanki” diyerek boşanarak yollarına sevgililik hayatı yaşamak şartı ile devam etmesi normal mi? Anlaşamayarak boşanan iki kişinin haftada 1-2 bir gün görüşüp, kadının “kendimi kadın gibi hissetmek istiyorum, şımartılmak istiyorum, gezip tozmak istiyorum. bana bu kadarı da yeter mutlu olmam için” demesi. Erkeğin bunu kabul etmesi…

Ya tabii ki alan razı satan razı pek bir şey kalmıyor geriye ama. Cidden psikolojik açıdan da sağlıklı ilişki açısından da bir gariplik, sorun yok mu? Yani bir tek ben mi anlamakta zorluk çekiyorum bu durumu?

Şöyle güzelinden az açalım bu konuyu istedim. Şimdiden vakit ayıranlara teşekkürler.
0
kendinikertenkelebek
(25.10.25)
Aynı evde kalmayıp sevgili kalmaları normal. Ama arada sevgi aşk olmadan devam ediyorlarsa leş bi ilişki.
-1
luluki
(25.10.25)
Evlilik dediğin sorumluklar pakediyle birlikte geliyor, bu sorumlulukların yürütülememesi karşılıklı ilgiyi ve çekimi düşürmüş

Çift de bu sorumlulukları aradan çıkarıp, herkesin kendi hayatını derleyip topladığı, evleri ayırıp sevgililik moduna dönmüş, gayet güzel bir durum

Edit: arkaşlar niye eksiliyorsunuz herkes bizim standart evlilik pratiklerimizi de standart sevgililik pratiklerimizi uygulamak zorunda değil. İnsanlar kendilerine uygun daha farklı bir ilişkilenme pratiği seçmiş.
-2
grimavi
(25.10.25)
Evliliği anlaşamama ve iletişim sorunları nedeniyle bitiriyorlarsa neden sevgili kalıyorlar? Sevgiliyken de aynı sorunlar devam eder sonuçta. Bu biraz şey gibi olmuş evliyken ensemde boza pişiriyorsun istediğim şeyleri açık açık yapamıyorum sevgili kalalım arada seninle olayım arada başkalarıyla gibi bir şey. @edmond honda'ya katılıyorum açık ilişki yaşamak istemişler gibi.
+5
mermaidd
(25.10.25)
bu ikisini zorlayan sey yetiskin hayati. kadini bilhassa.
yetiskin olamamis iki kisi gibiler daha cok.
+3
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(25.10.25)
yani etrafımda çok fazla boşandık ve sevgili kaldık artık çok daha mutluyuz diyen pek görmüyorum. bunun uzun sürebilecek bir ilişki turu olduğunu da düşünmüyorum çünkü evlilikte yaşanan sorunların bir şekilde tekrar edeceği, insanların tartışmalarına sebebiyet verecektir diye düşünüyorum.
+3
🌸kendinikertenkelebek
(25.10.25)
Evlilikten sevgililiğe geçiş fikri zekâ geriliği belirtisi bence ya. Üremesinler de napıyorlarsa yapsınlar.
+1
arbre
(25.10.25)
kız toksik biri erkekte pasif tencere kapak işte. bir süre böyle devam eder, şımarık sevgili baskasını bulursa pasiften ayrılır yeni sevgilisine hayatı dar eder böyle giderler işte.
+6
koela
(25.10.25)
Duygusal anlamda olgun olmadıklarını düşünmekle beraber tarafların her ikisinin de psikolojik olarak iyi olmadıklarını düşünürüm. Yakın arkadaşı olsam taraflardan herhangi birisinin psikoloğa gitmesini öneririm.
+1
ulukayin
(25.10.25)
son zamanlarda okuduğum en saçma şey.

muhtemelen erkek iktidarsız
+1
Algorix
(25.10.25)
Her ikisi de ' anlaşmalı yedekte kalma' tarafında olmuş olur.
Benzerleriyle işim biterse veya umduğum çıkmazsa arada bunu kullanırım düşüncesi var. Aile kavramı , sorumluluk vs çoğu şeyden uzak şekilde .
+2
diyecevaplandı
(25.10.25)
Elbette bir gariplik var. Bence de var. Evliyken insanların birbirine sevgisini saygısını ilgisini değiştiren şey imza mı oluyor yani anlayamadım. Sorumluluk yokken daha mı bağlılar yani? İstedikleri an başkasıyla birlikte olma yetkisi yok ki ortada, sevgili olmak birbirine bağlı olmaktır, açık ilişki yaşamak değil ki. Çok fazla saçma olmuş.
+1
muhayyer divan
(25.10.25)
Aldatmanın yolunu yapıyor. Grup seks partilerine gider işin sonu.

Edit: Başıma geldi, oradan biliyorum.
0
gabe h coud
(25.10.25)
Okan buruk-Nihan akkuş
0
Hallegadola
(25.10.25)
Kadın kişisi çalışmıyorsa, Babadan yetim maaşı alarak aile bütçesine katkı sağlamayı amaçlıyor olabilir mi?
0
Mirket
(25.10.25)
demek ki evlilik ilişkilerini monotonlaştırmış. nasılsa 7/24 aynı evdeyiz, bakımlı olmaya, dışarı çıkmaya gerek yok diye diye birbirlerine karşı özensiz ve ilgisiz hale gelmişler. nasılsa aynı evdeyiz diye birbirlerine değil başkalarına zaman yaratmışlardır. böyle böyle kopmuşlardır. kendi özel alanları da olmayınca, ev düzeninde de anlaşamadılarsa bu da huzursuzluk yaratmıştır.

sevgili olunca haftada 2 kez görüşürken özenli oluyorsun, heyecanlı oluyorsun. o enerjikliği geri istiyorlardır.

bu kişiler evlenmeden önce aileleriyle mi yaşıyorlardı yalnız mı?
-aileleriyleydilerse: evlenince özgür olacağını sandıklarından aradıklarını bulamamış ve bu durum ilişkilerini bozmuş olabilir.
-yalnızlardıysa: uzun süre yalnız yaşamanın rahatlığını bozunca evi başkasıyla paylaşmak çok zor gelmiş olabilir ve birbirlerine gıcık kapmış olabilirler kendi düzenlerine uyulmayınca.
+2
art cat chocolate
(25.10.25)
@art cat chocolate

peki ne kadar istenilen saglanabilir? ya da ne kadar sürdürülebilir bir ilişki türüdür bu? ya da sağlıklıdır?
0
🌸kendinikertenkelebek
(25.10.25)
@kendinikertenkelebek

hmm...

böyle sorunca bilemedim :d yani...

araları evli oldukları süreçte ne kadar bozuldu acaba? birbirlerine saygı ve ilgileri azaldıysa çok sürmez bence. birbirlerinden sıkılmış olabilirler, yeni kişiler tanımak isteyebilirler. evliliği de tattık bu ilişkiden bir halt olmaz baydı artık diyebilirler.

ilgileri, saygıları ve sevgileri azalmadıysa bu şekilde de devam edebilirler gayet güzel. çocuk da istemiyorlarsa ve ailenin-toplumun lafına da bakmayacaklarsa sorun yok. uzun bir ilişkinin evlilikle sonlanması şart değil.

bence okay. dedikodusu yapılıp gülünüp geçilebilir bir şey tabii çünkü evlenip boşanıp devam etmek garip geliyor kulağa. alışık değiliz bu tarz şeylere. keşke evlenmeden devam etselermiş. bu yüzden evlenmeden önce beraber yaşamayı denemek lazım. şimdi tüm eşe dosta düşmana bir güzel laf vermiş oldular.

kendimden yola çıkayım.

ben 11 yıldır ailemden uzakta bir şehirde, 7 yıldır yalnız yaşıyorum. 2 de kedim var. çok alıştım yalnızlığa. şu anda bir ilişkim var (2 yıllık gibi ama karışık biraz) ve onunla aynı eve çıkmayı hayal etmek bile beni boğuyor. yalnızlığa, sessizliğe, kendi düzenim olmasına çok alıştım. keza o da o şekilde. evlerimiz yakın ve arada bir görüşmek ve evlerde buluşmak daha rahat. aynı eve geçersem ondan soğuyabilirim. huzurum kaçabilir. ben çocuk istemiyorum, o da istemiyor. bu durumda evlilik oldukça gereksiz. düğünden ve diğer tantanalardan da hiç hoşlanmam. hiçbirine ihtiyaç duymuyorum. bu şekilde 2 yıl geçti ve başka sebepten aramız bozulmazsa, aynı evde yaşamıyoruz ve evlenmedik diye aramız hiç bozulmaz. ölene kadar bile sürebilir. bir noktada kira sebepli aynı eve çıkmak olası gözüküyor tabii :d (ülke ekonomisinin ilişkilere etkisi)
0
art cat chocolate
(25.10.25)
ikisi birbirlerini fazla sıkmış, hayatlarına fazla müdahil olmuşlar ve artık toksikleşmişler, sonra da dayanamayıp ayrılmışlar gibime geldi.

ne seninle ne sensiz durumu benim de bildiğim, tanıdığım bir durum.
bazen yakın olunca, mıknatıs gibi fazla yakın olunuluyor ve nefes alamıyor insanlar, uzakta olmayaysa dayanamıyor. sevgili olmak, sevmek ve aynı ev içinde olmak farklı şeyler. özgür yaşarken aynı evde yaşamanın sınır ve sorumluluklarını bilmiyor bazı insanlar. yadırgamıyorum. olgun değiller, büyüyememişler gibi düşünüyorum ben de bu konuda.

ayrıldık ama arkadaş kaldık aşamasına benzer bir şey olmuş bu.
ayrıldık ama arkadaş kaldık'ı bir noktaya kadar anlayabiliyorum ama "boşandık ama sevgiliyiz" biraz farklı bir trend. bunu garipserim.

bana şey gibi geliyor bu; birbirlerinin hayatına çok girmişlerdi, şimdi boşandıklarında fazla boş oldular, yalnız kaldılar, alışkanlıklarından vazgeçemediler ya da geçmek istemediler. o yüzden vites düşürdüler. bu çift belki de "boşanmadan önce evlerimizi ayırıp bir müddet ayrı kalsak, her şeyi bitirmeden önce bir de böyle denesek belki evliliğimizi kurtarırdık" diye düşünüyor olabilirler.
0
biseysorcaktim
(25.10.25)
(7)

Bu otobüste en rahat koltuk hangisidir?

hadi ya la
8 saatlik bir gece yolculuğu. Hedef olabildiğince iyi uyuyabilmek.Ekipman: Uyku gözlüğü, boyun yastığı, ANC kulaklık, ekstra hırka/örtühttps://ibb.co/pj0fncSM
8 saatlik bir gece yolculuğu. Hedef olabildiğince iyi uyuyabilmek.
Ekipman: Uyku gözlüğü, boyun yastığı, ANC kulaklık, ekstra hırka/örtü

ibb.co
0
hadi ya la
(25.10.25)
Eğer yanına biri oturmazsa 21-22 çünkü koltuğu arkaya istediğin gibi yatırıp uyursun

Teklilerden 4,7,10,13,16 iyi
orta kapının yakınına gelen 19, 20, 23 tekli koltuklara mola sırasında kapıdan çok soğuk girer
0
grimavi
(25.10.25)
21-22 arkaya yatmıyor olabilir. emin değilim. normal şartlarda 4 iyidir. çok sallamaz.

otobüs boşsa, arkası boş olan bir koltuğa geçip yatırmak daha mantıklı tabii ki..cam kenarında...
0
co2s2
(25.10.25)
travegoysa hepsi dar. setraysa 35 en arka
0
mikahakkinen
(25.10.25)
35 favorim
-1
arbre
(25.10.25)
alinmasaydi 1 derdim. su haliyle 35 diyorum.
kis vakti kapidan uzak koltuklari dah acok seviyorum, her kapi acildiginda üsümüyorum.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(25.10.25)
1,2,3 en kötüsüdür. Karşı taraf farı sürekli gözünüzü alır. Şöför hareketleri, şöför muavin muhabbeti rahatsız edicidir.
Orta kapı önü arkası, karşısı ve çaprazlar çok kötüdür. Muavinin geliş gidişi, servis hazırlığı falan hep tepenizdedir. Molalarda kapı açık olacağı için üşürsünüz.
Arkaya nedense muhabbetçi adamlar oturur. Yol boyu carcar konuşurlar.
En iyisi öne yakın tekli koltuklardır. Önünüzdeki Ayı koltuğu kucağınıza yatırmadığı sürece rahat edersiniz.
0
Mirket
(25.10.25)
mercedes amblemi(yıldızı) büyük olmali,
internette sirket ismini ara,
kazaya karismayan eski sirketleri tercih et,

static.bilet.com
0
designer
(25.10.25)
(12)

Kibirli ünlü var mı?

michael_knight
Kibir denince aklınıza gelen bir ünlü var mı?
Kibir denince aklınıza gelen bir ünlü var mı?
0
michael_knight
(24.10.25)
Cem Yılmaz bence
-1
arbre
(24.10.25)
Hakan peker. Görme engelli bireyi kıskanmıştı canlı yayında. İlber Ortaylı, Murat Bardak ve Celal Şengör gereksizleri de var.
+1
prole
(24.10.25)
Bulent Ersoy
Ilber Ortayli
Okan Bayulgen
Cem Yilmaz +1
0
freedonia
(24.10.25)
kibirsiz unluleri listelemek cok daha kolay olur herhalde.
une ulasip kibirsiz kalabilmek cok zor bir olay cunku.
+3
cooperr
(24.10.25)
cem yılmaz kibirli değil bence. yaklaşık 30 yıldır zirvede. hadsizlere laf sokmak kibir değil.

ibrahim tatlıses kibirli mesala.. ayrıca kıskanç da. konuklarına olan tavrından anlıyorsun bunu. rahmetli kemala sunal'ın da figüranlara yaptıklarını okuyunca öyle olduğunu düşünmüştüm.

fatih terim sayılmazsa olmaz.. ali koç.. spor camiasından ilk aklıma gelenler.

ilber ortalı+1
+1
jepa
(25.10.25)
kibir denilince aklıma ilk olarak ali koç geliyor. koç dışında:
ibo
cem yılmaz
ilber ortaylı
şahan gökbakar
okan bayülgen
engin altan düzyatan
hande ataizi
fatih altaylı(yaşlanınca azaldı)
murat bardakçı
armağan çağlayan(yaşlandıkça azaldı)
berrak tüzünataç
ahmet mümtaz taylan
+2
cisimcik golgi
(25.10.25)
cem yilmaz'in kibirli oldugunu dusunmuyorum. o populariteye sahip olan en canayakin, samimi insan olabilir.

aklima en cok bana soracaksiniz diye bagiran erol buyukburc geliyor.

diger yazilanlara goz attim. ilber ortayli, okan bayulgen, murat bardakci'ya katiliyorum.
+2
antikadimag
(25.10.25)
Mazhar Alanson
Okan Bayülgen
Fahriye Evcen
0
anaphylacticshock
(25.10.25)
zamanında çalıştığım mağazaya gelenlerden iki kişi hatırlıyorum.
kibir abidesi bergüzar korel
cana yakınlık abidesi asuman krause.
+1
lazpalle
(25.10.25)
Müge Anlı
İnanılmaz bir kibri var.
+2
hayalhayal
(25.10.25)
okan bayülgen.
bergüzar korel.
bu ikisi yürüyen kibir adeta.
ayrica cooperr +1
+2
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(25.10.25)
Fatih Terim, İbrahim Tatlıses, Sezen Aksu
+1
yadigar
(26.10.25)
(4)

Spor - kas kazanmak

tchuck
kendimi eve kapatana kadar sportif biri sayılırdım. yani vücudum falan da düzgündü hep, spora da yatkındım. son 6-7 senedir ise baya kapattım kendimi vücudum berbat bir hal aldı.180 boyundayım 101 kiloyum. son 3 haftadır PT ile çalışıyorum, buna ek olarak da tempolu yürüyüş yapıyorum parkta, bulabil
kendimi eve kapatana kadar sportif biri sayılırdım. yani vücudum falan da düzgündü hep, spora da yatkındım. son 6-7 senedir ise baya kapattım kendimi vücudum berbat bir hal aldı.

180 boyundayım 101 kiloyum. son 3 haftadır PT ile çalışıyorum, buna ek olarak da tempolu yürüyüş yapıyorum parkta, bulabildiğim her boşlukta.

ilk etapta istediğim şey hızlıca zayıflamaktı. artık zayıflama kısmıyla hiç ilgilenmiyorum diyebilirim, daha doğrusu ikinci etapa bırakmaya karar verdim.

ben kaslanmak, düzgün bir vücut inşa etmek istiyorum. sprou da şuan çok iyi performansla yapıyorum. haftada 3-4 gün gidiyor olmama rağmen. bir de daha önce hep spordan kaçardım, şuan boş durduğum anlarda bile yapasım var.

neyse, sizce 7-8 ay gibi bir sürede düzgün bir vücut inşa edilir mi.
sıfır yağ, karın kası falan demiyorum. yağ oranımı %15lere falan düşürdüğüm, kaslandığım falan bir versiyona geçmek mümkün mü?

siz olsanız nasıl yapardınız? önce tamamen kilo vermeye mi odaklanırdınız, yoksa ilk günden itibaren sadece kas gelişimine odaklanıp zamanla zaten kiloyu vereceğinizi düşünerek mi yapardınız?

veya nasıl bir programda yapardınız?
5 gün ağırlık idmanı, aynı zamanda 5 gün core idmanı falan gibi mi çalışırdınız.

öyle düşüncelerinizi de merak ettim, biraz yol gösterilmeye de ihtiyacım var.
0
tchuck
(24.10.25)
Bildiğim kadarıyla hiç dinlenmemek olumlu sonuç vermiyor, tersine olumsuz sonuç veriyor. 2 3 gün iyi çalışıp kalan günlerde koşu, yüzme yapardım. Ve sadece spor değil, yeme içme konusunu düzeltmek gerekiyor. Fazla karbonhidratı kesmek (ekmek, kola), fazla yağı kesmek (fast food, cips), protein alımı önemli.
-1
arbre
(24.10.25)
ben yapabilecek olsam;

haftada 3 gun direnc antrenmani
gunde 8-10 bin adim yurume
protein agirlikli beslenme, islenmis gida, fast food, tatli yemeden, karbonhidrati biraz az tutarak

yapardim. bir kismini yapiyorum ama tamami olmuyor. o yuzden zayif ve hafif kasli olsam da ufak bir gobegim de var.

bir de sporda daha iyi performans icin gunluk kreatin kullanabilirsiniz. gercekten fark ediyor. bir de protein alimini arttirmak icin spor sonrasi protein tozu alinabilir.

bir de intermittent fasting yapilabilir, bu da kilo verme acisindan faydali. yeterince yerseniz zor olmaz.
0
lemmiwinks
(24.10.25)
yaklaşık 3 aydır tam olarak sizin yapmaya çalıştığınızı yapıyorum ben de. tarif ettiğinize yakın, önceden spor yapan, atletik yapıya yatkın vücutlu biriyim. benim de önceliğim ilk etapta kilo vermekti; nikte training ile antreman yapıp, beslenme düzenimi tamamen değiştirip makro kalorilere dikkat ederek o kısmı çok hızlı bi şekilde hallettim. bu sürede çok fazla içerik de takip ettim. benim anladığım kadarıyla lean bi vücuda sahip olmak için yapılması gerekenler sizin de yaptığınız gibi haftada 3-4 gün antreman, aktif bir gündelik yaşam (mümkün olduğunca bol yürüyüş). ama bunların yanında beslenmenin önemi çok kritik. protein ağırlıklı beslenmek, antreman yaparken enerjiye dönüştürebilmek için karbonhidrat tüketimini sıfırlamamak/azaltmamak ve lif alımı için sebze ve meyve tüketmek önemli. ek olarak tüm kaynaklar uykunun çok önemli olduğunu ve rest day'in de aşırı kıymetli olduğunu söylüyor. ben de calorie deficit'ten yavaş yavaş maintenence'a geçtim. şimdi ağır ve yavaş adımlarla haftada 100 kalori ekleyerek %20'lik bi surplas'a geçeceğim ki kas kazanımına odaklanabilsin vücüdum. 30'ların sonunda bi kadın olarak hormonları hoplatmamak için vücudun aldığı kalori değişikliklerinin yavaş ilerlemesi gerektiğini öğrendim ve ona göre ilerlemeye çalışıyorum. kendi deneyimimi uzmanı olmayarak umarım paylaştım. yanlış yaptıklarım varsa diye ben de soruyu takibe alıyorum :)
0
a7x
(25.10.25)
Sana yakın bir kilo ve boydayım, daha önce her zaman yediklerimin porsiyonunu biraz küçültüp, şekeri azaltıp, aralıklı oruç ile ve haftada 3-4 gün yürüyüşle 88 kg'a düşmüştüm ve vücudum epey toparlanmıştı. Şimdi tekrar saldım ve yaş ilerleyince kilolar zor gidiyor ve kas oluşumu daha zor sanırım. O yüzden ben de yine gaza geldim bu kez if yanında ciddi bir besin makroları sayma işine girdim. Protein alımının çok önemli olduğunu fark ettim. Evde eliptik bisiklet, dambıl, sehpa vs var, kas gelişimi için bunları da kullanmaya başladım. Yürüyüş ve bisiklet ile de destekliyorum bu kez iyi sonuç alacak gibiyim bakalım.
0
creepy
(27.10.25)
(7)

okurken ders işlemeyen öğretmeniniz var mıydı

messina123
ben gayet iyi bir anadolu lisesinde eğitim gördüm. bizim zamanımızda bir ingilizce öğretmeni vardı. 1 dönem dersime girdi. koca dönem 1 dakika ders işlemedi. tahtaya a bile yazmadı. o zamanlar böyle yapması müthiş geliyordu. haftada 4 ders yatıştı sonuçta. kimseye şikayet falan etmedik haliyle. bu k
ben gayet iyi bir anadolu lisesinde eğitim gördüm. bizim zamanımızda bir ingilizce öğretmeni vardı. 1 dönem dersime girdi. koca dönem 1 dakika ders işlemedi. tahtaya a bile yazmadı. o zamanlar böyle yapması müthiş geliyordu. haftada 4 ders yatıştı sonuçta. kimseye şikayet falan etmedik haliyle. bu kişi hala öğretmen ve hala devletten maaş alıyor. aradan 12-13 sene geçti. muhtemelen hala aynıdır. sizin okullarınızda da böyle öğretmenleriniz var mıydı?
+2
messina123
(24.10.25)
Sınıf dandikse kendini yorduğuna değmez. Zaten koca sınıfla ders nasıl işlenir ki sene olmuş 2025!
Sınıf iyiyse fen lisesi ayarındaysa mis gibi ders yapılır.
Yani uğraştığına deymeli. Yeni neslin
Üniversite dahil eğitim talebi yok.
Çoğu öğretmen ders işliyomuş gibi yapıp çocuk oyalıyor.
-1
luluki
(24.10.25)
Ankara'da merkezi ve bilinen bir devlet lisesinde okudum. Ders yapılan saat sayısı sınırlıydı. Hocalar ya öğrenci kaosunu dizginlemeyi beceremiyor ya da uğraşmıyordu. Terör estiren ya da saygı duyulan bir kaç hoca dışında ders işlenmez yahut yapılana ders denmezdi.
Derste kafayı masaya koyup uyuyan başka bir gün ek ders ücreti hakkımızdır gibi bir rozet takan hoca bile gördü bu gözler.
+1
anon1m
(24.10.25)
Maalesef vardı rezalet
0
arbre
(24.10.25)
bizde ders işlemeyen yoktu hani okulun son günleri falan hariç ama ilgili dersin öğretmeni uzun zaman yoksa yerine derse giren hocalar ders yaptırmazdı. açın en son haftayı tekrar edin derlerdi veya gelir yoklama alır. ses çıkarmadan oturun derler giderlerdi.
0
Fodera
(24.10.25)
benim lisedeki edebiyat öğretmeni ders işlemezdi. girip boş boş oturup giderdi.

şimdi de çevremden duyuyorum. hiç ders işlemeyen öğretmenler var. proje okulu gibi okullarda idare çok izin vermez belki ama o da kişisine göre değişiyor. kimi insanlara dokunamıyor idare. en iyi okullarda yatan tipler var.

ama meslek liselerinde falan bazı öğretmenler resmen ense yapıyor. ay başı maaş cukka. bence çok büyük ahlaksızlık. o öğrencilerin eğitim hakkını elinden alıyorlar.
0
santimantal
(24.10.25)
öğretmenim. Merkezi yerlerde genelde emekliliğe yakın yaşlı öğretmenler oluyor. bunları çalıştırmak çok zor. genelde her şeyi salıyorlar bir şikayet, soruşturma olsa emekli olur geçerim diyorlar.

Bir de meslek liseleri gerçeği var buralarda sınıflar kalabalık ve öğrenciler isteksiz öğretmen ders anlatsa da dinleme çabasına giren yok bu da demotive edici olabilir.
0
biravekahve
(24.10.25)
almanca derslerimiz boş geçerdi çünkü o ders müdür yardımcımızındı. sadece sınavlara gelir, atıyorum geçer not 60 ise bize 70 puanlık cevapları kendisi verir, gerisini de bildiğimiz kadar bizim yazmamızı/sallamamızı isterdi :) sanırım sadece bir dönem almancamıza gerçekten bir almanca öğretmeni geldi, orada da bizim sınıf ayaklandı, kadına dünyayı dar etmiştik maalesef. rahata alıştıktan sonra kimse istememişti zaten taş çatlasa b1 seviyesine ulaşacak bir almanca için uğraşmayı. almanca derslerinde bahçeye çıkar dop oynardık.
0
der meister
(24.10.25)
(12)

kız arkadaşım resimler gördü ve..

baldan kaymak
fotoğraf uygulaması yedeği varmış. senelerdir girmediğim çöplük. Ve ayrılmak istedi. Yan yana çekildiğim resimler vardı geçmişten, onları gördüğünü söyledi. Ne yapmalıyım? Ondan sonra olan hiçbişi yok.Çok üzgünüm düşünemiyorum lütfen napmam gerektiğini salağa anlatır gibi..
fotoğraf uygulaması yedeği varmış. senelerdir girmediğim çöplük. Ve ayrılmak istedi. Yan yana çekildiğim resimler vardı geçmişten, onları gördüğünü söyledi. Ne yapmalıyım? Ondan sonra olan hiçbişi yok.

Çok üzgünüm düşünemiyorum lütfen napmam gerektiğini salağa anlatır gibi..
0
baldan kaymak
(24.10.25)
Olgunlaşmamış biriyle ilişki sürdürmek istemiyorum. Kendine iyi bak. Diyorsun.
+9
arbre
(24.10.25)
Konu bir iki gün soğusun sonra açıklamanı yaparsın, kendini aşırı açıklamaya çalışma sadece olanı anlat. Bundan sonrası ona kalmış istediği kararı verebilir

Geçmişindeki fotoğrafları silmeliydin vs argümanı da duygusal manipülasyon. Bazı insanlar fotoğrafları siler bazıları silmez. Bunu kabullenmeyecek insanlar da özgürce başka yollara gidebilir.
+1
grimavi
(24.10.25)
olgunlaşamamış +1
eskiden ben de böyleydim. olay çıkartırdım her şeye. sen açıklamanı yap inanmıyosa bye bye de.
+2
matilda
(24.10.25)
Mal mı bu afedersin onları görmeseydi yaşanmamış mı olacaktı.

Yaşanmış ve görmüş işte ne var bunda benim liseden beri fotoğraflarım duruyor (2012)

Merak edip bakarken ne görmeyi bekliyordu acaba?

Kızlarda şey tribi oluyor. Eskiyse neden silmiyorsun.s.s.s işim gücüm yok binlerce fotoğraf arasından eski foto arıycam.

Saniyorlar ki yalnız kalınca gizli gizli eski sevgililerimize bakıp ağlıyoruz herhalde... değişik bir kafa.

Ben şahsen olsa ve görsem çok isterim, merak ederim yani. Eşim her şeyi silmiş, bu daha rahatsız edici.
+7
ananiyimioguz
(24.10.25)
Derin derin nefes al geçecek. Kendini daha iyi hissedince her şey bu kadar karanlık olmaz ve daha iyi konuşur ona göre kararlar verirsin.
-1
i'm gonna start a revolution from my bed
(24.10.25)
Kız arkadaşına olgunlaşmamış diyenlere katılmıyorum bazı takıntılı adamlar var ki ben de denk geldim eski sevgililerinin hepsinin fotoğrafları bi köşe saklı duruyor. Belki hala ona karşı bir şeyler hissettiğin için sakladığını düşünmüş olabilir. Bir kaç gün müsaade et ardından @grimavi dediği gibi açıklamanı yaparsın. Şayet açıklamadan sonra görüşmek istemiyorsa yapacak bir şey yok
+2
mermaidd
(24.10.25)
Kıza da hak veriyorum benim de birebir takıntılı olarak takip edildiğim oldu, çok ürkütücü.
Seni de öyle sanmış olabilir.
Sakin kafa ile konuşun güvenemiyorsa yapılacak başka şey yok.
0
cilekli pasta
(24.10.25)
Gecmis olmus bitmistir geri gidip mudahele sansinin olmadigi bir yerdir. Ayrica iyi ya da kotu insanin anilarini saklamasi kadar dogal bir sey olamaz. Fotograflarin duruyor olmasini, hala o kisilere karsi duygusal hisler besleyebilecegin anlamini cikaran insanlarla birlikte olma. Kimse kendini guvende hissedecek olgunlugu gosteremiyor diye gecmisine dair olanlari silme. iyi de olsa kotu de olsa gecmis senin gecmisindir. Gecmisin gecmiste kaldigini bilip bunu sindirebilecek olgunlukta olmayan biriyle vakit kaybetme.
+2
tezek
(24.10.25)
ayrıl abi, ne işin var. böyle bir psikolojinin kime ne faydası olacak.
0
gabe h coud
(24.10.25)
Ben şahsen birlikte olduğum kişinin eski sevgilisiyle fotoğraflarının arşivde dağınık bir şekilde kaldığını görsem daha rahat hissederdim. Bu durum özellikle hepsini silmiş olmaktan daha umursamazca duruyor.

Sadece bu kişiyle olan fotoğrafları ayrı bir klasörde titizce gruplanmış olarak bulsam biraz rahatsız olurdum ama yine de ayrılma noktasına gelmezdim.

Ayrılma noktası benim için fi tarihinden kalma fotoğrafların derli toplu şekilde güncel, kolay ulaşılabilir bir yerde ve hatta belki diğer eski sevgilerle olan fotoğraflarla da birlikte bir arada bulunması olurdu. Bu @mermaidd'in dediği yere denk düşüyor.

Böyle bir durum yoksa olgun bir davranış değil +1. Bence de kendi açınızdan olayı anlatıp sonrasında çok ısrarcı olmayın.
+2
akhenaten
(24.10.25)
bir iki gün bekle. sonra karşına alıp bu resimleri gördükten sonra ayrılmak istemesinin asıl sebebini öğren. resimleri sakladığını mı düşündü, yoksa ondan önce biriyle çıkmış olmana mı öfkelendi?
sakladığını düşündüyse açıklamanı yap, yedek olayını anlat. hala inanmıyorsa postala.
ondan önce biriyle çıkmış olmana öfkelendiyse, postala.

bu ne ya çocuk gibi
0
nolmus yani
(24.10.25)
ohooo daha şimdiden böyle şeylere ayrılmak istiyorsa işin iş geçmiş olsun
0
Hallegadola
(24.10.25)
(10)

Kombin önerisi

egerbiryolcu
https://hizliresim.com/sftlwax*Ufak farklar var kararsız kaldım*1'de çizme var pek belli olmamiş*3 yapay zeka, tozluk/çorap eklendi*Kazak elbise üstüne giydim kötü durmuş mu ya da sıcaktan pişirir mi acaba
hizliresim.com

*Ufak farklar var kararsız kaldım
*1'de çizme var pek belli olmamiş
*3 yapay zeka, tozluk/çorap eklendi
*Kazak elbise üstüne giydim kötü durmuş mu ya da sıcaktan pişirir mi acaba
0
egerbiryolcu
(23.10.25)
Bence 3 şahane gözükmüş kombin olarak. Üstüne giydiğin gibi beyaz bir palto yerine varsa siyah ya da gri bir palto daha hoş durur, görüntüyü tamamlamış olur. Havalar da artık serinledi nerede yaşadığını bilmiyorum ama saat 17.00'dan sonra iyice soğuyor her yer bence sıcaktan da pişirmez gibi.
+2
mermaidd
(23.10.25)
Çorap şart mı?
0
gabe h coud
(23.10.25)
@gabe h coud
Evet çorap kesin olacak
0
🌸egerbiryolcu
(23.10.25)
Ben maşallah deme hakkımı kullanıyorum. 3 iyi.
+2
arbre
(23.10.25)
Kesinlikle 3 bu arada hangi şehir 😂
0
olaylar olaylar
(23.10.25)
2
Birden takip ete tiklayanlar artacak
0
kisa
(23.10.25)
3 ile ciddi düşünürüm.
0
late viper
(24.10.25)
3
0
cooperr
(24.10.25)
no3 sokakta karşımdan yürüyerek gelse, kaldırım bitmeden evlenme teklif ederim
0
co2s2
(24.10.25)
Calvino da 3 derdi.
0
thracia
(24.10.25)
(12)

Dertlerim, artılarım, eksilerim, bir şeyler söyler misiniz ?

ebeş
Doneler,10 yıldır aynı kurumdayım, yönetici pozisyonunda çalışıyorum. İşimi seviyorum ancak son zamanlarda hem benden kaynaklı hem de ekipten kaynaklı hatalar yapıyoruz, işlerin ocak sonunda bitmesi lazım, takvim sıkışık.Maaşım eh işteev kirası yokKız arkadaşımı çok seviyorum, beraber yaşıyoruzAilem
Doneler,
10 yıldır aynı kurumdayım, yönetici pozisyonunda çalışıyorum. İşimi seviyorum ancak son zamanlarda hem benden kaynaklı hem de ekipten kaynaklı hatalar yapıyoruz, işlerin ocak sonunda bitmesi lazım, takvim sıkışık.
Maaşım eh işte
ev kirası yok
Kız arkadaşımı çok seviyorum, beraber yaşıyoruz
Ailemle ilgili bir sorunum yok, sağlık sorunum yok, yakınlarımın sağlık sorunu yok.

Ama istanbul'dan, iş hayatındaki mış gibiliklerden samimiyetsizliklerden çok sıkıldım. Sanırım artık gençlik zamanlarındaki enerjim,motivasyonum yok. İşi bıraksam yapabileceğim başka bir iş becerim yok, hadi olsa yine aynı içsel sıkıntıyı yaşayacağım belirli bir süre sonra.

Trakya'da küçük bir şehirde evim var, oradan kira geliri alıyorum, o şehre dönersem oturabileceğim ayrıca bir evim daha var. Ama yapabileceğim bir işim yok.

Psikolojik olarak son zamanlarda iş'te yaşanan sıkıntılardan dolayı çok daralmış hissediyorum, çıkış yolum yokmuş gibi hissediyorum, özgüvenimi kaybetmiş gibi hissediyorum, aslında geçmiş yıllarda da sıkıntılı zamanlarım oldu ancak hepsinin üstesinden özgüvenim ile geldim şimdi kendimi daha özgüvensiz hissediyorum.

Bunu buraya yazmak istedim sadece, benden daha kötü şartlarda olan insanların olduğunu biliyorum, bu zamanlar geçecek değil mi ?
0
ebeş
(23.10.25)
geçmez. Geçmesi için bir sorun olması lazım. o sorun doğduğunda da onun nasıl geçeceğine kafa yoracağın için bu sorunsuzluktan dolayı sıkılmışlık hissiyatına pek vakit ayıramayacaksın. Her şey düzlüğe çıktığında da yine bu noktaya dönüp aynı sorgulamayı yapacaksın.

yeni kararlar alıp, comfortzone'u terk edemedikçe böyle yıllarca debelenip, alışıp devam edeceksin.
+1
croswell
(23.10.25)
Derdin falan yok rahat batıyor gibi. Memlekette bu imkanlara sahip insanlar mutlu mesut yasıyor.
İş var
iyi kötü para
Pozisyon güzel
Kira yok gibi
Sevgili var

Ee daha ne istiyon? Millet aç aç:))
+3
luluki
(23.10.25)
"iyi saglik + iyi aile" bu dünyanin en önemli, en güzel jackpot'u.
diger seyler her zaman düzeltilir.

kira olmamasi güzel.
isten sikilmissiniz hakli olarak. ben olsam bir baska kurumda iyi bir is arardim bir yandan ama kimseye bahsetmezdim.
ya da gözün yiyorsa kendi isinizi kuracaksiniz.
+3
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(23.10.25)
rahatbatmis.com
+1
Kahvedesu
(23.10.25)
Hepsini okudum bir derdin yok. Devam.
0
arbre
(23.10.25)
bazen böyle dönemler olur. hayatına yenilikler kattıkça o iş yerindeki sorun da çözülür. daha fazla kötü olmaması için ugras bence. istersen milyonların olsun dünya kadar evin olsun dert derttir. sen içini ferahlatmaya bak.
+2
koela
(23.10.25)
Yukarıdakiler hepsin +5

Hangi şirkete gidersin gi iş hayatındaki mış gibiliklerden samimiyetsizlikler her zaman olacak. Kendi şirketi kursan, kendi işini yapsan bile mış gibiliklerden saminiyetsizlik gene olacak.

Ara ara motivasyon düşmesi olur. İş yerinde hatalar ve yanlışlar olur. Olan hatalar ve yanlışlar canınızı sıkmış ki çok normal. Odaklanıp problemlerin düzeltmekten başka bir çare yok ama öbür taraftan sosyal ve özel hayatınızda dertlerniz yok işte. Yazdıklarınızdan böyle anlışılıyor.
+1
put it in your appropriate place
(23.10.25)
Aslında cevabı kendiniz vermişsiniz.
İstanbul'dan kaçıp gitmek istediğiniz şehirde bile daha gitmeden problemlerin varlığının farkındasınız. Nereye giderseniz gidin yada ne yaparsanız yapın hayat hiçbir zaman dört dörtlük olmuyor ve olmayacaktır da. Kaldı ki bahsettiğinize göre işiniz, çoğu insana göre yaşam standartlarınız, aşk hayatınız, ailenizin ve sizin sağlık durumu ve aile ilişkilerinizde hiçbir sıkıntı yok bu da demek oluyor ki dünyadaki çoğunluktan daha şanslısınız.
+1
mermaidd
(23.10.25)
hayatınızda yüzlerce sorun olabilir, ama sağlık bozulursa sorununuz sadece teke düşer. o yüzden sağlıklı olmanız her şeyden önemli. fiziki ve psikolojik olarak.

şu anda ihtiyacınız ruhsal terapi ya da ufak bir ilaç müdahalesi gibi duruyor.
+1
galahad reloaded
(23.10.25)
Herkes aynı gelir düzeyine, aynı aile yapısına, hayat şartlarına sahip olmadığı için bizim içimizi sıkan şeyleri bir başkası için derdini öpeyim olarak değerlendirilebiliyor. Ama bu bizim derdimizi ortadan falan da kaldırmıyor. Sorunlara böyle bakılmaz. O zaman Afrikadaki adam da senin derdini küçümsesin. Bunun bir sonu yok.

Bence sorunun, kendini seçeneksiz ve sıkışmış hissetmek. İstanbul çok yorucu ve insanın enerjisini emen bir şehir ve çoğu insan yaptıkları iş yüzünden bu şehre mahkum kalmış durumda. Ülkenin tüm kaynaklarının tek bir şehre yığılmasının sonucu bu. Kendine bir alternatif yaratmak istiyorsun ama seçenek göremiyorsun. Bu şekilde, bu tempoyla çalışmak istemiyorsun ama şartlar seni buna zorluyor. Tüm bunlar bir sıkışmışlık hissi yaratıyor.

Yaptığın işi bırakıp bu düzenden çıkmak büyük bir karar. Muhtemelen bu kadar çalışmaya karşılık doğru düzgün bir birikim yapamamak canını sıkıyor ve ulan mesele karın doyurmaksa çalışmasam da karnım doyar mevcut şartlarımda diye düşünüyorsun ama iş harekete geçmeye geldiğinde o karar verilemiyor.

Bence ihtiyacın olan şey bir erken emeklilik planı. Farklı bir şehirde işleyen bir iş, düzen kurabilmek için alternatifler araman, seni bu şehre olan mahkumiyetinden kurtaracak bir iş planı, belki bir ortaklık, pasif gelir yaratma yolu yöntemi gibi şeylere ihtiyacın var. Enerjini bunlara vermek kendini sana iyi hissettirecek. Ayrıca fırsat buldukça bu şehirden seni çıkaracak seyahatler de sana iyi gelir. Mesela bir motosiklet ehliyetine yazıl, bi motosiklet al ve sevgilinle uzun turlar planlayın. Sevgilini de bu yeni deneyime ortak et, hatta ehliyete birlikte yazılın.
+1
thracia
(23.10.25)
icindeki sikintinin sebebi hepimizin ortak derdi olan "parasizlik"
+2
cooperr
(23.10.25)
sevdiğiniz insan ile bunları paylaşın. Buradaki sakinliğinizle paylaşın. Sonra sarılın ve bunun tadını çıkartın. Her şey geçecek. Her şey bir daha başlayıncaya kadar geçtiğinde de (söyleminize göre Ocak-Şubat civarı) üzerinizde bu kadar baskı yokken neler yapabileceğinizi düşünün. Hayatınızdaki insan ile birlikte hemfikir olduğunuz ve dolayısıyla pişman olmayacağınız bir karar verirsiniz.
Ezcümle; geçecek. Her şeyin geçtiği gibi.
+1
sparkle kiddle
(23.10.25)
(9)

Nefret ve aşk ikilemi

mermaidd
İlişki içerisindeyken kör kütük aşık olup ayrıldığınızda karşı taraftan nefret mi ediyorsunuz yoksa arkadaş kalabiliyor musunuz? Ben ayrıldığım kişiyi hatırlatacak nesneleri bile görmek istemiyorum. Aşkla nefret doğru orantılı mı sizce?
İlişki içerisindeyken kör kütük aşık olup ayrıldığınızda karşı taraftan nefret mi ediyorsunuz yoksa arkadaş kalabiliyor musunuz? Ben ayrıldığım kişiyi hatırlatacak nesneleri bile görmek istemiyorum. Aşkla nefret doğru orantılı mı sizce?
0
mermaidd
(22.10.25)
Yıkıcıyım bu konuda.
-2
arbre
(22.10.25)
İlişkinin nasıl bittiğine bağlı cidden.

Terk edildiğim ilişkiler oldu, hala severken arkadaş kalamam, zaten yeterince arkadaşım da var. Gereksiz drama. Nefret de etmedim, döndüm hayatıma baktım.

Terk ettiğim ilişkilerim de oldu, bu durumda zaten bende biten bitmiş. Arkadaş kalalım vs. demedim, diyen oldu olur dedim ama onlar da zaten azalarak bitti.

Sönüp biten ilişki de yaşadım, burada zaten arkadaş kalmışız, kalmamışız bir önemi yoktu. Kimsenin kafa yorduğunu sanmıyorum buna.

Ben genel olarak arkadaş kalma olayına çok karşıyım. Her şeyi çok karıştırıyor. İyilik desen alakası yok, faydalı desen faydalı değil. Hele terk edilen biri için çok büyük pranga. Safi zarar.

Ama nefretlik bir durum da yok. Seçenekler biraz sınırlı kalmış sanki.
0
akhenaten
(22.10.25)
Hiç arkadaş olarak kalamadım ama "iyi olsun, mutlu olsun" dedim arkalarından. Sadece tek bir kişi var ki evet zamanında nefret etmiştim. Ama neredeyse 15 sene geçmiş üzerinden, artık o kadar güçlü bir duygu beslemiyorum ona karşı. O yüzden nefret falan da kalmadı

İlk başlarda hatırlatacak şeyleri görmek istememen normal. Zamanla unutulmayacak şey yok, biraz zaman geçince hissizleşiyor insan
0
kullanicadi
(22.10.25)
Nefret ile aşk birbirine bir hayli benziyor bence karakteristik olarak. Nefret de tutku içeriyor. En temizi bir şey hissetmeyebilmek.
0
lüzumsuz adam
(22.10.25)
Aşk başka nefret başka.
aşık olmadığım kişiden nefret etmeyebilirim mesela, ya da tam tersi.
Fakat şu sıralar her şeyden ve herkesten nefret edebilme potansiyelim yüksek .
0
rakicandir
(22.10.25)
@rakicandir aslında ne kadar aşık olursak sonucunda o kadar nefret mi ediyoruz açısından sormuştum. Bende son zamanlarda her şeyden nefret etmeye başladım hadi hayırlısı diyorum
0
🌸mermaidd
(22.10.25)
Ayrılış sürecine göre değişir. Hiç tanıyamayacağım birine dönüşmüşse, nefret olmasa da kötü anmak olabilir.
0
gabe h coud
(22.10.25)
Hiç bir eski sevgilimi kötü duygularla anmadım. Sadece bir tanesinin ciddi mal olduğunu düşünüyordum ama isimlerini bile unutmuşum çoğunun. Ne nefret edeceğim yani işim gücüm yok.
0
Gradient_tabanlı_mor
(23.10.25)
kimseden nefret etmem. bittiyse bitmiştir.
0
koela
(23.10.25)
(11)

Benim kadar yalnız var mı?

Algorix
İş/okulda insanlarla mecbur olmadıkça iletişim kurmuyorum, arkadaş yok, sevgili yok ( hiç olmadı, istesem de olmuyor). Herhangi bir sosyallik yok arada spora gidiliyor onun dışında evde oyun, dizi, film, kitaplar ile hayatın monotonluğundan kaçılıyor ve profesyonel hayattaki ilgilenen alan ile self-
İş/okulda insanlarla mecbur olmadıkça iletişim kurmuyorum, arkadaş yok, sevgili yok ( hiç olmadı, istesem de olmuyor). Herhangi bir sosyallik yok arada spora gidiliyor onun dışında evde oyun, dizi, film, kitaplar ile hayatın monotonluğundan kaçılıyor ve profesyonel hayattaki ilgilenen alan ile self-development yapılıyor.

Birkaç senedir böyleyim, iyice yabani oldum kimse ile bir şey konuşasım veya bağ kurasım yok, günümüz ilişkileri inanılmaz yüzeysel geliyor.
+1
Algorix
(22.10.25)
biçok insan bu durumda şu an. ben de dahil.

1 hafta önce sevgilimden ayrıldım. sevgilim yokken zaten arkadaşlarımla mesafemiz artmıştı, 1.5 yıllık ilişki sonunda da artık pek iletişimim kalmadı aynı şehirde yaşadığım arkadaşlarımla.

sevgilimle kankaydık, 1.5 yıldır başka arkadaş buluşması olmasa da yalnız hissetmemiştim.

ama 1 haftadır resmen tek başımayım. öncesinde de bunu deneyimledim. ben yalnız olmayı seven de biriyim ama tamamen tek olmak insan psikolojisine zararlı bence.
0
asap raki
(22.10.25)
1 yıldır sevgilisi olmayan biri olarak kulübe katıldım. +1
-3
arbre
(22.10.25)
son 5-6 senem böyle benim. evden çalıştığım için telefon ve meeting dışında kimseyle konuşmuyorum diyebilirim.
0
false pretension
(22.10.25)
Senin kadar yalnızı var mı bilmiyorum ama senden daha yalnızı var.

Spor oyun film hiçbir şey yok. Sabah İstanbul kalabalığında okula, iş çıkış saatlerinde eve, günlük 4 saat yol.

Evde kendi odası bile yok, aile bireyleriyle kavgalı.
Aylık bursu 3bintl.

Hayatındaki tek farklılık devlet hastanesinde olan aylık 5-6dk lık psikiyatri muayenesi.
0
substituent
(22.10.25)
Ben de öyleyim. Görüştüğüm bir arkadaşım var sadece. Artık kimseyle konuşasım gelmiyor.
0
nothing in my way
(22.10.25)
Bugün lise yıllığımı okudum. Herkesin sayfasına onlarca insan yazmış, bende 3-5 kişi vardı. Laubaliligi sevmem. Az insan az dert since 1987
0
sekizdokuzon
(22.10.25)
ben hiç yalnız kalamıyorum ve bu beni inanılmaz yoruyor. haftanın takribi 5-6 günü dışarıdayım, arkadaş ısrarı ve çevremi genişletmek maksadıyla, 1 veya 2 gün evde kalıp dinlenmeye çalıştığımda asosyal muamelesi görüyorum, telefonlara çıkmayan küskün adam damgası yiyorum. yalnızlığımı ve huzurlu bir şekilde bir hafta sonu oturup yemeğimi hazırlayıp bir kitap açıp ferah ferah okuyabilmeyi çok özlüyorum. bence kıymetini bilmelisin. hayat eninde sonunda yalnızlığını alıyor elinden.
0
loch ness
(22.10.25)
Yalnızlığı bazen özgürlük olarak görüyorum. Öyle insanlar var ki iletişim kurdukça geriliyorsun sinirleniyorsun. Bu durumda yalnız olmak bence daha iyi. Başkalarıyla aynı kafa yapısına sahip olmayınca yalnızsın
0
pembediken
(22.10.25)
İlişkiler yüzeysel geliyorsa sen derinleştirmek için kişisel bir çaba harcıyor musun? Harcamıyorsan o zaman seninki de diğerlerine yüzeysel.
Herkes yalnızlıktan şikayetçi ama sürekli olarak biri gelsin beni kurtarsın diye bekliyor insanlar. Kimsenin kimseye yatırım yapmaya hevesi yok. Mesela yukarıda demiş, yalnızlık daha iyi çünkü bazen iletişim kurdukça sinirleniyorsun. Herkes kendini en mükemmel hissettiği için kimsenin hiçbir şeye tahammülü yok. Çok basit şeylerden dahi insanlar yeni tanıştıkları insanları silip atıyorlar. Yalnızlık güzellemesi yapanları siktir et. İstemediğin halde yalnız kalmak çok kötü bir şey ve o boşluğu doldurmak için tutunduğun hiçbir hobi ve aktivite sana fayda sağlamayacak. Yalnızlıktan kurtulmanın sihirli bir değneği, özellikle de erkeksen, maalesef yok. Her bulduğun ortama girip çıkarak oralarda denk geldiğin insanlarla etkileşimi başlatan kişi sen olman gerekiyor. Pasif kaldığın zaman yok olup gidiyorsun. Bunu yapmak dışa dönük bir insan değilsen maalesef çok zor ve çözümü de hiç basit değil.
0
synesthesia
(23.10.25)
yalnız değilsin. günümüz insanları böyle bir yaşama hapsolmuş durumda. bazen sevgililik, çok fazla arkadaşının olması, sürekli sosyalleşme çok da matah şeyler değil. hepsinin bir sıkıntısı var.
0
koela
(23.10.25)
social isolation, adult loneliness epidemic, male loneliness epidemic vb. kavramları araştırabilirsiniz.

bir de iletişim, ilişki (arkadaşlık, sevgililik vb. hepsi) canlı ve işteş eylemler. karşılıklılık ve emek istiyor dengeli bir şekilde. temelini kurmak, üstüne inşa etmek istiyorsanız mecbur olmadıkça iletişim kurmuyorum dememenizde fayda var. chit chat, small talk vb. durumlar olmazsa olmaz bazen görev gibi gelse de.

insan sosyal bir canlı, tabiatı bu. içinde yaşadığınız sosyal toplumdan kendinizi soyutlayamazsınız. ayrıca hiç kimse biricik değil. birkaç gün kafa kafaya verip sohbet etsek eleştirdiğiniz insanlarda olduğu miktarda ama aynı ama farklı başlıklarda sizde de arazlar çıkar mutlaka. bunun bilincinde olmak duygusal esneklik için çok önemli.
+2
Phoebe
(23.10.25)
(6)

Ne kadar yalnızsınız?

umutt
Soru başlıkta
Soru başlıkta
0
umutt
(22.10.25)
1 yıldır sevgilim yok. Flört 5+ ama hiçbiriyle sevgili olmadım. Artık nasıl olsa sevgili olmayız deyip kızlara bakmıyorum, konuşmuyorum, kanka falan diyorum. :D Gitmek istediğim konserlere gidemiyorum. Çok zor iş.
-5
arbre
(22.10.25)
Sevgili flört hiç olmadı. 5-6 kez reddedildim artık uğraşmıyorum.
0
Algorix
(22.10.25)
çok
+1
orta buyuklukte bir ulkenin krali
(22.10.25)
0-10 arası, 0.
-1
gabe h coud
(22.10.25)
sabah erken saatlerde, mesela sabah ezanı vakti gibi yatakta uyanıkken, ne kadar yalnız olduğumu iliklerime kadar hissediyorum. çok soğuk bir durum. acaba sevgilisi, eşi veya çocuğu olan da aynı şeyi yaşıyor mu bilmiyorum.

yalnızlığımda yalnız olup olmadığımı bilmiyorum.
0
Leonardo~Da~Vinci
(22.10.25)
Kimseye yalnızım diyemeyecek kadar
+1
cemallamec
(22.10.25)
(9)

Sizce hangisi?

love and trust
Trekking bot almayı düşünüyorumKararsız kaldım, Sizce hangisi daha güzel(Baaağyan giyecek)https://ty.gl/xz9o0dbd4j9j3https://ty.gl/hy49ok9hycsu5https://ty.gl/d29osmsvysx4b
Trekking bot almayı düşünüyorum
Kararsız kaldım, Sizce hangisi daha güzel
(Baaağyan giyecek)

ty.gl
ty.gl
ty.gl
0
love and trust
(22.10.25)
hepsi aynı gibi ama 3
+1
elorelia
(22.10.25)
Şehirde kullanacaksan alma kayıp düşersin
0
grimavi
(22.10.25)
Gerçi üçünde de var gibi duruyor ama bir tanesinin materyalinde süet yazıyor. Süetin suyla temasından sonra alacağı renk ve şeklin nasıl bir iğrençlikte olacağını merak ettim ben.
Su geçirmez bir üründe süetin işi ne konusuna akıl erdiremedim.
Bilmediğim bir teknoloji geliştirdilerse bilemem de, kafamda oturmadı olay.
Google'a süet ve su yazın. Olmayacağına dair mutlaka yazılar vardır.
0
Mirket
(22.10.25)
Şehirde giyeceksen vibram tabanın şehirde giymeye uygun taban çeşitleri var, onları araştır derim.

Trekking botta estetik aramak çok mantıklı değil, hangi koşullarda giyeceğine göre teknik bakmak lazım.



Edit: o zaman 2
0
Bruce
(22.10.25)
Şehirde giymeyeceğim. Tamamen toprak ve karlı zeminde giyeceğim.
0
🌸love and trust
(22.10.25)
3
-1
arbre
(22.10.25)
hicbiri.
tabanlari cok duz. toprak ve karli alana uygun degil, kayarsiniz.
ben bu modelden (onceki sezonlardan) kullaniyorum cok mutluyum. www.asics.com
-1
65 derece
(22.10.25)
bunlar yuksek bilek korumali. backpacking yapilmayacaksa gereksiz agir botlar.

cok hardcore trekking yapilmayacaksa daha hafif modeller mantikli olur falcon, acadia gibi.
+1
antikadimag
(22.10.25)
Hardcore trekking kıstasınız nedir bilmiyorum ama ayda 1-2 kere 17-18 kmlik parkurlar yürünecek. Bilekli olması zaten özellikle tercih sebebi. Almışken bir kere alayım’cılardanım, 3bin-5binlik modeller de var, zengin değilim bir süredir almayı gözlüyordum, sonunda denkleştirip aldım. Asolo tercih etmemin sebebi, ayağı iki yandan kavrayıp sıkı bir görünümü olması. Muhtemelen rahattır da

Hiçbirisini değil şunu aldım;

www.atmosferoutdoor.com
0
🌸love and trust
(22.10.25)
(11)

partnerinizle yeniden tanışmış olsanız ve o boşanmış ama çocuklu olsa

baldan kaymak
yine de onunla birlikte olmayı düşünür müydünüz?
yine de onunla birlikte olmayı düşünür müydünüz?
-4
baldan kaymak
(22.10.25)
İstemezdim. Ergenleşme sürecinde öz anne babasına bile tahammül ve tolerans konusunda sıkıntı yaşayan çocuk seni çok da mutlu etmeyecektir.

Ayrıca ayrılmış ebevenler çocuk için bir şekilde iletişimlerini sürdürmek zorundalar. Yaşamak zaten yeterince zorken niye böyle bir derde de katlanayım?
+2
Mirket
(22.10.25)
15+ yillik evliyim. ilk tanistigimizda esim cocuklu olsaydi, kesinlikle birlikte olmayi aklimin ucundan bile gecirmezdim.
+1
thetruenorthstrongandfree1
(22.10.25)
asla.
0
yazar yazmaz yazan yazar
(22.10.25)
çocuk ossuruk gibidir sadece kendininkine katlanırsın.
+2
mikahakkinen
(22.10.25)
çocuk olması benim için red flag. olmazdı.
0
elektr10
(22.10.25)
evli çocukluyum, bekarken çocuklu adama çok aşık bile olsam asssla olmazdı.

şimdi de boşanmış olsam çocuksuz biriyle asssla olmaz. öyle bir denklem yani :D
0
yenibirgüzelnick
(22.10.25)
çocuk çok büyük değilse olabilirdi diyorum.
0
Improbable
(22.10.25)
Hayır tabii ki
0
arbre
(22.10.25)
ben çok yakın çevremde böyle bir kaç evli çift gördüm. kimisi çok mutlu mesut yaşayabiliyor ama kimisi hep çocuk yüzünden kavga ediyor. senin çocuğun şöyle senin çocuğun böyle vb. dönüp baktığında aslında çocuğun çocuk olmaktan başka hiç bişey yapmadığını ama erkek adamın bir sebebpten içten içe bu durumu sindiremediğini görüyorsun. kaldı ki çok sever o çocuğu mesela küçüklükten beri. yani biraz olay sende bitiyor.

bu yukarıda verdiğim örnek kadın ve erkek tarafının ikinci evliliği, zaten çocukluktan arkadaşlar, 2019dan beri evliler. bu zamandan beri kadın , erkek ve kadının çocuğu aynı evde yaşıyolar. çocuk ergenliğe girmeye başladığından beri erkek olan çeşitli triplere giriyor. kaldı ki çocuk çok uyumlu süper bişey.
0
Fodera
(22.10.25)
Pek mantikli bir hareket degil, yapmam demiyorum ama baskasinin cocugunu benimsemek cok zor diye dusunuyorum. Ozellikle erkek tarafiysan ve cocuk da erkekse, muhtemelen oncesinde simartilmis olacak bir miktar, bazi kararlari bile aliyor olacak vs. yeni iktidar ortagini cok iyi karsilamayabilir. Ergenlik konusu da belirtilmis, yetistirilme sekliyle de alakali ama kendi babasina soven sayan hakaret edenler bile var. Uvey evladin agresifligini kim ne kadar cekebilir?
0
mbond
(22.10.25)
şu anki yaşında istemezdim ama yaşım ileri ise değişir.

mesela ben 45 yaşındaysam, kendi yaşlarımda 45-50 aralığında biri ile 2.evliliğimi yapacaksam o yaşta çocuksuz birini bulmam zor olduğu için kabul ederdim.

bir akrabam 41 yaşında 2.evliliğini yaptı, eşi 50 yaşında falandı diye biliyorum ve üniversiteye giden kızı vardı. bunu kabul etti doğal olarak.
+1
Sadece soruyorum
(22.10.25)
(11)

Türkiye'de en yaşanılır yer neresi?

biergarten
Merhaba, sizce Türkiye'de neresi yaşamak için en iyi yerdir?Yaşamaktan kastım, çevredeki insanların insan olması, altyapının düzgün olması, dışarıya çıktığında en azından ihtiyacını karşılayacak kadar market, kafe vs. yer bulunması, ulaşımın rahat olması, havanın genel itibariyle iyi olması vs.
Merhaba, sizce Türkiye'de neresi yaşamak için en iyi yerdir?

Yaşamaktan kastım, çevredeki insanların insan olması, altyapının düzgün olması, dışarıya çıktığında en azından ihtiyacını karşılayacak kadar market, kafe vs. yer bulunması, ulaşımın rahat olması, havanın genel itibariyle iyi olması vs.
+1
biergarten
(21.10.25)
datça

daha büyük yer/ulaşım için: dalaman, marmaris, fethiye

turist yazın olur genelde. turist ve kalabalık sorun edilecekse oralarda daha az turistik bir yer olabilir. merkez dışında da yaşanabilir tabii ve merkeze istediğin zaman gidersin

büyük şehir olarak çanakkale olabilir ama dezavantajları var tabii

not: istanbul ve izmir diyen de çıkar. ama genel düşünürsek son zamanlarda insan ve demografi yüzünden kaybediyor. insanlara çok maruz kalmadan, iyi bir semtinde veya şehir dışında da yaşayabilirsin. kişinin durumuna göre değişir.

ya da daha mütevazi ve doğaya yakın yaşam da düşünen olur. onun için karadeniz'de bir yer diyen de çıkabilir mesela
0
ermanen
(21.10.25)
İl, ilçe, kasaba olması fark etmez. Mahalle bile olur.
0
🌸biergarten
(21.10.25)
Antalya, Samsun
-1
arbre
(21.10.25)
İzmir'de Karşıyaka Anadolu Caddesi sınır olacak şekilde sahil kesimi, Alsancakta sınırları tam belirleyemedim ama tüm semt diyebilirim. Sonra Varyant sınır, İnönü caddesi sınır olacak şekilde Fahrettin Altay'a kadar sahil.
Bu sınırlar dışında da bölgeler var ama sınır çizemedim onlara şimdi.
Saydığım yerlerde özellikle Karşıyaka depreme karşı çok duyarlı, evler eski ve taban suyu çok yüksektir. Onun için büyük bütçe gerektirir ama Bostanlı mahallesine bakılabilir. Ama orada da eski İzmir insanı atmosferini alamazsın.
0
Mirket
(21.10.25)
İzmir için @mirket +1

Balçova, Narlıdere, Güzelbahçe ve Bornova'nın bazı mahalleleri de buraya eklenebilir. Ama tam sınır çizmek zor evet.

Eskişehir'de Vişnelik, Sümer, Akarbaşı mahalleleri civarı da bence çok yaşanabilir semtler.
0
nundu
(21.10.25)
Kastamonu/Cide
0
antihero
(21.10.25)
İzmir Narlıdere'de son durağa doğru olan yerler. Hala yeşil, deniz görüyor ve denize ulaşım da kolay. Otobana giriş kolay. Insani da eskiden ben çocukken süperdi, şu an bilmiyorum tabi. Ama evlerin yaşları baya yüksek.
0
logisticsmanager
(21.10.25)
zengin muhitlerin alayı yaşanılabilir.
+2
mikahakkinen
(21.10.25)
İzmir için mirket +1

İstanbul'da Bağdat Caddesi'nin güneyinde, Yoğurtçu Parkı ile Göztepe 60. Yıl Parkı arasında kalan bölge birinci öncelik, yine iki park arasında kalan, hatta Suadiye'nin doğu sınırına kadar uzanan ve kuzeyde minibüs caddesine kadar olan bölge de ikinci öncelik olarak en yaşanılası bölge bence. Migros'un oradaki Beltur ve etrafı hariç tabii.

Özellikle Fenerbahçe Dalyan sahili civarı bence açık ara diğer her yerden iyi.
0
himmet dayi
(21.10.25)
kesinlikle çanakkale

trafik yok. bu sadece işe gidip gelirken işinize yaramıyor, dışarı çıkmak istediğinizde şak diye istediğiniz yere gitmiş oluyorsunuz. her gün fazladan 1-2 saatiniz oluyor. istanbul 3 saat, izmir 4 saat.

genel olarak güvenli bir şehir. öğrencileri saymazsanız çok fazla göç almıyor. bu yüzden de kendi içinde istikrarlı ve samimi bir nüfusu var. kimse kimseye laf etmez, herkes kendi derdindedir.

temiz hava, muazzam manzara. denize girmek için merkezden 10 dk yol gitseniz muhteşem plajlar var. biraz daha giderseniz assos'tasınız, Kazdağları'ndasınız. Bozcaada var, Gökçeada var. Truva'da ve Gelibolu yarımadası'nda inanılmaz bir tarih var.

istanbul'la izmir'le karşılaştırmak mümkün değil tabii ki ama çoğu şehirden daha canlı bir sosyal hayatı var. mutfak kültürü olmasa da, taze ürünler var. balık var.

daha anlatırdım ama sonuç olarak çanakkale süper bir yer. iş imkanım olsa saniye durmam.
0
co2s2
(21.10.25)
oncelikle turkiyenin hicbir yerinde altyapi iyi degil, 3. dunya ulkesinin bunun imkani yok.
onu gecersek senin aradigin yer ege sahili..
0
cooperr
(21.10.25)
(10)

seattle vs new york

antikadimag
seattle'da malum buyuk tech firmalarindan birinde calisiyorum 3 yildir. yas 33. simdi yeni calisma vizesine gectim ve green card basvurumu yapacak sirket. ancak eskiden 1-2 senede alinan yesil kart, artik 4-5 sene suruyor. ve bu surede yer degisikligi yapilamiyor. o nedenle surece nerede baslarsam e
seattle'da malum buyuk tech firmalarindan birinde calisiyorum 3 yildir. yas 33. simdi yeni calisma vizesine gectim ve green card basvurumu yapacak sirket. ancak eskiden 1-2 senede alinan yesil kart, artik 4-5 sene suruyor. ve bu surede yer degisikligi yapilamiyor. o nedenle surece nerede baslarsam en az 3 sene sabit kalmam gerekecek.

simdi bu sureci baslatmadan once new york ofisine transfer ihtimalim ortaya cikti. pozisyon degismiyor, maas da vergilerden sonra falan kafa kafaya geliyor. ama cok kararsiz kaldim. cunku yasam tarzi olarak cok cok farkli sehirler.

seattle: havasi cok kapali, avrupa gibi. yazin 2-3 ay disinda iklimini pek sevmiyorum. ic karartici. ama burada bir arkadas cevrem ve duzenim olustu. hatta new york'taki yakin arkadasim da buraya tasindi. burada vakit gecirmeyi sevdigim insanlar var yani.

sehirde kulturel olarak pek bir sey yok, ama dogasi harika. cevrede cok guzel goller, daglar falan var. yelkene basladim arada gidip aciliyor, ruzgari saclarimda hissediyorum falan. new york'ta bunlar olmayacak.

new york: burada kimsem yok arkadasimin seattle'a tasinmasiyla. ama new york'ta yasamak dusuncesi cok cazip geliyor. bu noktada bunu denemezsem daha sonra hic firsat olmayabilir gibi hissediyorum. sonucta dunyanin merkezinden bahsediyoruz. ama bir yandan daha cok kira odeyip daha kotu bir eve gececegim, arabami satip metrolarda surunecegim. yani yasam kalitem net sekilde dusecek. ama new york iste.

bir yandan da takimimi degistirmeyi cok istiyorum. soyle yeni bir baslangic yapasim var ve new york buna iyi bir bahane olur gibi. cunku yakin zamanda cok zor sureclerden gectim ve bir desarj olamadim.

velhasil cok arada kaldim. aslinda seattle'dan ayrilmak istiyordum ama is ciddiye binince hem arkadaslardan ayrilmak, hem de kurulu duzeni birakip tekrar bir maceraya atilmak biraz caydirici geldi. bu sehirlerde yasamis olanlarin tavsiyelerini beklerim.
0
antikadimag
(21.10.25)
Haydaaa. Bu şehirde yaşamış olanlardan fikir istediğini niye en sona yazdın. Hepsini okudum. New York'a taşın.
-2
arbre
(21.10.25)
sakinlik seviyorsan olduğun yerde kal bence.
0
jelly bear
(21.10.25)
Olduğun yerden mutluysan ben New York'a taşınmak için bir gerekçe görmüyorum. Büyük şehrin cazibesi ayrı tabii ama hayat kaliten düşecekse o cazibeyi pek de yaşayamayacaksın. Bir de davulun sesi uzaktan hoş gelir misali o şehir şimdi cazip gibi görünüyor ama yaşamaya başladığında şehrin problemleriyle yüzleşiyorsun. Kısa süreli kalanların asla göremeyeceği şeyler üstüne üstüne gelmeye başlıyor.

New York'a yine bir gün taşınırsın belki ama 3 yıl hareket etmeme mevzusu yüzünden ben olası bir mutsuzluk içinde 3 yıl tıkılı kalmak senaryosu nedeniyle risk almamaktan yanayım. Mevcut hayatında sıkılmış, mutsuz olsan anlarım ama iyi bir çevren de varken bence gereksiz bir macera NYC.

Bir de Seattle da güzel bir şehir. Hani çok alakasız ufak bir şehirde olsa yine neyse de, bu şartlarda mecburi 3 yıl için ben kalmayı seçerdim.
+1
himmet dayi
(21.10.25)
seattle’da devam. nyc gezmek için gidip dönersin sık sık.
0
deartheodosia
(21.10.25)
new york gezmek için güzel, yaşamak için değil +1

dezavantajlari:
- kalabalik, bakimsiz, pis
- kiralar ve yasam maliyeti yuksek (ve daireler daha kucuk oluyor genelde)
- gelir + sehir vergisi yuksek
- gurultu, trafik, stres
- eski, bakimsiz metro sistemi
- suc orani
- ve soguk yine

yani new york'un tek avantaji sosyal yasam, sehir etkinklikleri/aktiviteleri ve eglence ama ne sevdigine de bagli. dogu'daki sehirleri de daha rahat gezersin. new york'un daha dis kisimlarinda, daha nezih bir semtte yasamayi da dusunebilirsin.

sonucta is sende bitiyor. hayata bir kere geliyoruz. once new york'u bikac kere ziyaret edip ona gore de karar verebilirsin.

not: seattle'in ve genel olarak kaliforniya'nin da bir dezavantaji deprem riski olmasi. ama binalar dayanikli yapiliyor genelde. new york'ta deprem ve fekalet riski pek yok. kar daha cok yagiyor ve kar firtinasi olasiligi daha yuksek. kasirga nadir oluyor. 2012'de sandy kasirgasi etkilemisti baya.
+1
ermanen
(21.10.25)
"dogasi harika. cevrede cok guzel goller, daglar falan var. yelkene basladim arada gidip aciliyor, ruzgari saclarimda hissediyorum falan. new york'ta bunlar olmayacak." sadece bunun icin bile seattle diyorum ben de. kaldi ki arkadas cevreniz varmis bir sekilde, bu zaten ozellikle belli bir yastan sonra tasinan gocmenlerin en ciddi sorunu. zaten arabanizi satacaksaniz bence new york eyaletinin en keyifli yerlerine pek de gidemeyeceksiniz demektir. en kotu hava bile keyifli insanlarla cekiliyor. kaldi ki new york'ta guzel havanin tadini gokdelenlerin ortasinda cikartmayacaksiniz zaten, acik keyifli bir yere gitmek isteyeceksiniz, arabasiz zorlayacak falan filan. bana mantiksiz geldi. kendinize bir soz verip mesela 2 ayda bir new york'a gidip gezmeyi deneyebilirsiniz ya da sirket izin verirse 2-3 ayda bir 1-2 hafta oradan calisir yine deneyimlersiniz ancak 33'ten sonra yasamdan alinan keyifin anlami ve icerigi degisiyor, new york'ta paraniz ve zamaniniz yoksa bu anlamda keyif alamazsiniz diye dusunuyorum.
0
kassiopeia
(21.10.25)
yani yanlis anlama da eksi duyuru'daki personandan aldigim izlenimi bazinda bence new york'un "dunyanin merkezi" olmasindan vs ekstra randiman alacak biri degilsin. bu kotu bir sey de degil. new york'un teorik "firsatlar cenneti" statusu cok spesifik bir insan turune hitap ediyor. bir de sifirdan seattle'daki gibi bir network olusturman seneler alabilir, belki hic olmayabilir. arti, seattle da gelismis ve progresif bir yer; new york'a oklahoma city'den memphis'ten falan tasinmiyorsun.

sonuc olarak seattle'da kal diyorum, ozellikle "arabami satip metrolarda surunecegim. yani yasam kalitem net sekilde dusecek" diyen biri icin. senin yasam kalitesi taniminla new york'un sundugu yasam kalitesi farkli seyler.
0
hot potato
(21.10.25)
yani sanirim genelde seattle'da kal denmis ama seattle'dan sikildim artik yeni bir sey bulamiyorum. yeni bir restoran deneyeyim diyorum yok, yeni bir etkinlik olsun diyorum yok. tek cazibesi arkadas cevrem. o guzel dogasini da kisin pek goremiyoruz. uzun vadeli seattle'da yasamayi pek istemiyorum acikcasi.

new york ciddi bir yasam tecrubesi saglayacak. yeni seyler gorup, yeni seyler deneyimleyecegim. bu biraz cazip geliyor. yani seattle'da kalirsam hayatim iyice monotonlasacak gibi. new york son bir heyecan olabilir 40'larda settle down olmadan once.

neyse bakacagiz artik bilemedim.
0
🌸antikadimag
(21.10.25)
iki sehire de cokca gittim, atlantik kiyisi le$ bence tek avantaji tr'ye yakin olmasi.
pasifik candir..
0
cooperr
(21.10.25)
8 yildir Amerikadayim ve ilk istanbul dan Houstona tasindik ve 4 yıl sonra kosa kosa New Yorka kaçtık. 4 yıl oldu New Yorktayiz ( daha dogrusu NJ de oturuyoruz ama NY 20 dk buradan )

eger hareketli yasam seviyorsaniz kesinlikle NY derim, yazin cidden parklar sokaklar mekanlar cok cok guzel oluyor. inanılmaz turk var zaten, arkadaşsız kalırım diye düşünmeyin. yüzlerce aktivite bar restoran etkinlik var, sehir zaten cok guzel, insanlar sıcak kanlı.

ama sehir hayati sevmem, ben sakinlik severim diyorsan hic yanaşma derim,
0
oscar
(21.10.25)
(22)

babanızın babası nereli?

i'm gonna start a revolution from my bed
s.b?
s.b?
-1
i'm gonna start a revolution from my bed
(20.10.25)
Biz yüzyıllardır kütahyalıyız.
+1
Gradient_tabanlı_mor
(20.10.25)
Sohum (Аҟəа)
+1
Mirket
(20.10.25)
aa mirket’le hemşehriymişiz
+2
deartheodosia
(20.10.25)
Köylerinden bile çıkmamışlar yüzyıllardır Mersin. Muhtemelen bizimkiler kurdu şehri
+1
messina123
(20.10.25)
dedem zonguldak babadan bu yana kütahya
+1
basond
(20.10.25)
bozdoğan
+1
a darkness coming
(20.10.25)
edirne
+1
Fodera
(20.10.25)
Tırnova
+1
mirty
(20.10.25)
istanbul
0
cooperr
(20.10.25)
e-devlet'te 200 yıl geçmişe kadar gösteriyor. hep eskişehir.
0
art cat chocolate
(20.10.25)
Benim anne tarafı da Sohumlu.
Baba tarafım arhavi
+1
Hallegadola
(20.10.25)
Izmit City
0
arbre
(20.10.25)
Denizli.
+1
mikahakkinen
(20.10.25)
dedem izmir ama onun babası naoussa, imathia
+2
eileengray
(20.10.25)
e devlete göre 200 yıldır eskişehirde köylerinden ayrılmamışlar.
+1
glamdr1ng
(20.10.25)
Muğla milas.
+1
physcos physcos
(20.10.25)
tüm sülale, tüm geçmiş, sivas.
+2
tabudeviren
(21.10.25)
Kadıköy
+1
cilekli pasta
(21.10.25)
dedemin dedesi filibe, daha sonrası çanakkale.
+1
inheritance
(21.10.25)
1800'lerin başından itibaren hep vezirköprü.
kayıtlar oraya kadar gidiyor ama annemin taraf da babamın taraf da hep vezirköprü.
+1
m e b
(21.10.25)
aşkın ve hüznün şehri Zonguldak
+1
high hopes of the sozluk
(21.10.25)
Of. Dedemin babasından yukarısı görünmüyor ama zaten sülale Oflu yani muhtemelen bi 300-400 yıldır Oflular. Ailenin tarihçesini anlatan kitapta İran'dan geldiğine yönelik araştırmalar var ama başka kaynaklarda da taa Selçuklu döneminde Anadolu'ya gelip doğuda biraz dolaştıktan sonra yine benzer tarihlerde Of'a geldiği yazıyor. Ama muhtemelen atalarım arasında son 300 yılda Of dışında doğan ilk kişi benim
+1
nundu
(21.10.25)
(23)

Düğün yapmak/yapmamak

incelikler yüzünden
Düğün hakkında ne düşünüyorsunuz? şimdiki aklınız olsa yapar mıydınız/yapacak mısınız? Bazen gereksiz masraf bazen de zaten bir kere evleniyoruz mantığıyla yapılmalı diye düşünüyorum.Sizce?
Düğün hakkında ne düşünüyorsunuz? şimdiki aklınız olsa yapar mıydınız/yapacak mısınız?
Bazen gereksiz masraf bazen de zaten bir kere evleniyoruz mantığıyla yapılmalı diye düşünüyorum.
Sizce?
0
incelikler yüzünden
(19.10.25)
Düğün bütçeye göre düşünüldüğünde gereksiz masraf da olabilir aksi gibi kalıcı bi anı da olabilir. 150-200k bandında 250-300 kişilik yemeksiz, kokteyl menülü düğünleri yapabiliyorsunuz. Öyle dandik salonlarda da değil otelde vs. İmkanın varsa yapılacak bir şey bence.
0
mermaidd
(19.10.25)
bekarım. sıcak bakmıyorum. ancak olur da eşim olacak kişi isterse her şekilde yaparım.

gereksiz masraf. zaten türkiye'deki düğünler sıkıcı ve kimsenin eğlenmediği gereksiz bir aktivite. millet takıyı takıp kaçıyor. gelen takı da zaten çok az. düğün yapana kadar nikah salonunda nikah kıyıp, takıları orada alıp dağılmak daha mantıklı.
0
tabudeviren
(19.10.25)
ben erkeğim, düğün sevmem kendi düğünümde bile pek oynamadım. FAKAT iyi ki yaptık. Ama bizim yurtdışına gitme planımız vardı (ve gerçekleştirdik), akrabaları bir arada görme fikri iyi gelmişti ve bence harika da oldu. Bir daha bazılarını belki çok nadir göreceğim, kimini hiç göremeyeceğim. O açıdan bence duygusal bir etkinlikti. Tabii o akrabaları sevip sevmemekle de ilgili, ben seviyorum ve sevdiklerimi çağırdım tabii. Eşim için de aynı şekilde. Hani düğün yapmasak nikah sonrası bazılarıyla yemek mi organize etsek demiştik ama benzer kafaya geleceği için düğün yaptık en son.
0
nhk ni youkosu
(19.10.25)
gereksiz masraf. yalnızca düğünden değil diğer mevzulardan da kısacağım. beğenmeyen köyüne dönsün.
0
Karim iceride uyuyor ben seni dusunuyorum
(19.10.25)
tamamen bütçe meselesi. biz düğünümüzü arkadaşlarımız ve iş çevremizle dopdolu bir eğlence yaşamak için yaptık. çok da mutlu olduk, üzerinden 1.5 sene geçti hala pozitif yorumlar alıyoruz. afterımız da vardı, sabah 5'e kadar falan eğlendik. o sebeple gram pişman değilim. ama bütçe yoksa ve yapmış olmak için içe sinmeyecek bir şey yapılacaksa gerek yok bence, nikah+ ufak bi kokteyl, altınları topla, devamke. belki sonra arkadaş grubuyla bir eğlenceye akarsın olur biter.
0
awlmi
(19.10.25)
güzel bahçesi olan bir otelde, kokteyl tarzında bir düğün yaptık. bizim seçtiğimiz parçaları çalan gitar ve flüt ikilisi vardı. oyun havaları falan olmadı. sonra after'da coşuldu o ayrı tabi. aslında hiç istediğim bişey değildi düğün ama böylesi de güzel oldu. sade ve sakin.
0
scudman1
(19.10.25)
o zaman da eşim istediği için yaptım.

çok gereksiz anlamsız ama yapılıyor sonunda.
0
gurur
(19.10.25)
Türkiye düğün kültürü olan bir ülke. Bu genlerimize işlemiş, ruhumuza işlemiş, çocukken katıldığımız düğünlerden bilinçaltımıza işlemiş. O sebeble ben Türkiyede yaşayan birinin evlenirken düğün yapması gerektiğini düşünüyorum. Evet bence de mafdi açıdan bakıldığı takdirde bir bakıma gereksiz ama öyle işte. Bazen atalardan gelen çizgiyi takip etmek iyidir.
0
mobydick
(19.10.25)
Yapmak istemiyorum. Evleneceğim yok zaten ama düşüncem bu. Kendimi farklı göstermek istemiyorum ama cidden Türk kültürü bana uygun değil. Ben geline damattan ne istiyorsun denmesini bile anormal buluyorum. Sana ne ya. Buna ciddi ciddi şu kadar altın diyenler var. Midem bulanıyor bunlardan. Müslümanım ama kilisede sade bir şekilde evlenen çiftlere o kadar özeniyorum ki. Mal alıp satar gibi davranmak yok, sade kıyafetler, sessizlik, herkes oturuyor, dinliyor. Tam benlik olay.
-1
arbre
(19.10.25)
nişan, kına, düğün = görgüsüzlük, varoşluk

"gecenin yıldızı ben olayım, en güzeli/yakışıklısı ben olayım, herkes benimle ilgilensin, herkes beni övsün, gelinliğimle kraliçe gibi ortada gezeyim, ne kadar zengin olduğumuzu görsünler, nasıl büyük bir sülale olduğumuzu görsünler, nasıl da her şeyin en güzelini en özelini en kalitelisini planlayabildiğimizi görsünler, havamızı atalım, dostu düşmanı çatlatalım" diyenlerin ego şişirme etkinlikleri. ilgi manyaklığı kısaca.

kimsenin eğlendiğini düşünmüyorum. gelinle damat yorgunluktan ve stresten mahvoluyorlar. çok kasıntı her şey, çok zorlama. en ufak bir pürüzde düşen suratlar, çıkan kavgalar... hele ki masraflarının aşırı uçuk olması...

hiçbirini istemiyorum. hiçbirini yapmamış arkadaşım, yapmış diğer arkadaşlarımdan bin kat daha mutlu. yapmış arkadaşlarımın da çektiği çileleri ve ettikleri kavgaları gördüm. nişan günü nişan atan oldu resmen. takı için ya takı.

rezillikten başka bir şey değil. bunların borçları yüzünden gerilen yeni evli çift, borçlar bitmeden boşanmaya çalışıyorlar sonra.
0
art cat chocolate
(19.10.25)
gelecek kitle düğün salonu pasta kuruyemiş limonata kitlesi ise yapma.

ha yüksek kalite otel balo salonu kitlesi ise yap.

düğün salonu kitlesinden salonun parası bile çıkmayıp rezil bir gece yaşarken diğer kitleden hem eğlenir hem masraflara ortak olur insanlar.zihniyet işi bu işler.
burada tek savunduğum düğün şekli aşiret düğünleri olabilir ancak.oda malum sebepler anlıyorsun.
0
jamswety
(19.10.25)
Ben düğün istemiyordum eşim de istemiyordu ama eşimin ailesi yapmak istedi.
Bir gelinlik aldım, eşimin memleketine gittim 2 gece otelde kaldık. Öyle misafir gibi hiç bir şeyine dahil olmadan konu mankeni gibi durdum 2 saat ve geri döndüm. Bence güzel oldu. Zaten çok büyük bir organizasyon değildi ufak bit şey yapıldı. Takıları aldık geldik. Memnunum iyi ki yapmışız.
0
Gradient_tabanlı_mor
(19.10.25)
Alkolsüz düğün konseptini hiç sevmiyorum; küçükken de büyürken de hiç sevmezdim, düğünde kalkıp oynamayı birilerinin yakasına koluna vs bir şeyler takmayı aşırı cringe bulurdum, hala öyleyim. Ama dün mesela liseden bir arkadaşımın düğününe katıldım Gümüşsuyu tarafında müthiş bir otelin terasında; aslında düğün değil etkinlik gibiydi. Sınırsız içki barı, acayip güzel sunumlar sürekli yemekler tatlılar, full ekip 15 yıldır düzenli görüşüyor o yüzden aşırı eğlenceli grup. Bir yandan networking ortamı, insanlarla tanışıyorsun bir sürü yerli yabancı :D Güzel bence. Bunun gibi "etkinlik" tarzı şeyleri seviyorum. Ben de yapabilirim, isterim yani. Dostlarım yesin içsin dibine kadar, para dediğin nedir zaten sevdiklerinle ezmedikten sonra.
-1
vedatchilipeppers
(19.10.25)
düğün yapmadım. zaten istediğim bir şey de değildi. üstüne bir de fiyatları duyunca zaten hiç düşünmedim bile. aklım da kalmadı. ama ailem çok istediği için kına yaptık. yine salon tutuldu vs ama ailem yaptığı için ben pek bi masrafa karışmadım. kınayı da hiç istemiyordu ama eğlendim açıkçası. oynadık ettik dağıldık. bu mantıkla düşünürsek param olsaydı eğer düğün yapardım, kına yapmazdım. eğleniyorsun bi şekilde. ama çok masraflı yani gelen takıyı salona ve yemeğe verecekseniz bi manası yok.
0
elorelia
(20.10.25)
düğün kına vs. herhangi bir şey yapmadık, pişman da olmadık 2 senedir.
0
lalu
(20.10.25)
Küçük yerlerde çok karlı bir organizasyon. Nişan ve düğün masraflarını aileler öder, altınlar evlenenlere kalır.
Abimler sünnet düğünü yapacaklar bu yaz. Çevreleri çok geniş. Masrafın çok üstünde altın geleceğini bildikleri için yapmamak olasılık dahilinde bile değil.
Ben oldum bittim sevmem düğünleri; ki Trakya düğünleri nispeten eğlenceli ve bol alkollü olur genelde.
0
auroraaurora
(20.10.25)
Yapmadım. Yine olsa yine yapmam.
0
sadakatsiz
(20.10.25)
davullu zurnalı, müzikli, dansözlü, içkili bir düğün. hatta sokak düğünü. yoldan geçen de katılsın. şu çorak topraklara bir damla su yağsın.

geçen ay bizim komşu özel kostümlü orkestra çağırmış evin önüne çok eğlendik.

nikah salonunda evlenmek gelin bana para takın sonra kaybolun demek değil de nedir?
0
yurtsuz john
(20.10.25)
Tek mantıklı tarafı takıları toplamak. genelde düğüne yapılan masraf arttıkça yapılacak hasılat miktarı da artar. fakat bu hasılat bir yerde doyuma ulaşır ve saturasyona girer. Bu yüzden (hasılat-düğün masrafı) denkleminin maksimum olduğu yeri bulmak lazım.
0
bobinhoo
(20.10.25)
bir daha yaşama şansınız olmayan bir anı. tamamen gelin ve damadın istediği şekilde yapılan bir düğün iyidir.
0
co2s2
(20.10.25)
Gelecek ay evleniyoruz. Nikah ve akşamında arkadaşlarla (20-30 kişi) eğlence planladık. İkimiz de çekirdek aile dışındaki akrabalarımızı pek sevmiyoruz, nikaha gelmeseler de üzülmeyiz yani. Altın takacak olanlar nikaha da gelip takar zaten, öyle düğün yapalım daha çok kişi altın takar gibi bir çevremiz de yok. Eğlenmek istediğimiz arkadaşlarımızla akşam eğleneceğimiz bir etkinlik de planladık. Öyle olunca düğüne ihtiyaç duymadık ki ikimiz de pek istemiyoruz zaten. Ayrıca kasımda da böyle açık hava düğünü zaten zor, kasımda nikah yaza düğün konseptini de manasız buluyorum (yapan arkadaşım var). Ezcümle ortak kararla ve ailelerin de aksi yönde bir tutumu olmamasıyla düğünsüz bir evlilik gerçekleştireceğiz önümüzdeki ay :)
0
nundu
(20.10.25)
nişan, kına, kız çıkarma ve düğün yapmadık. bu yönde çok talepler oldu, gerginlikler yaşandı. Gene de yapmadık ve bugün olsa gene yapmam, zerre pişmanlığım yok sadece nikahtaki kaosu ve rezilliği görmem bile ne kadar doğru karar verdiğimi gösterdi bana.
0
denizgonen
(20.10.25)
2 şehirde de düğün yaptık, nişan da yapmıştık o küçüktü evin terasında yapmıştık, kına gecesi de yaptım. hepsi çok güzeldi, iyi ki yapmışız. evliliğimin 5. senesinde yine kutlama yapacağım, 5 senede bir tekrarlamayı düşünüyorum. yine olsa yine yaparım.
0
ofelia
(23.10.25)
(23)

Erkek arkadaşımdan sıkılmaya başladım

ekşi duyuru sever
Önceden görmek için can atıyordum ama şimdi her hareketi batmaya başladı. Konuşacak konumuz, ortak noktamız yok gibi gelmeye başladı.Toplu ortamlarda düğünlerde, arkadaşların yanında bazen saçma sapan davranıyor. Bir de mesela çantasından olips çıkardı bana uzatmadan geri kaldırıyor. Ben deyince par
Önceden görmek için can atıyordum ama şimdi her hareketi batmaya başladı. Konuşacak konumuz, ortak noktamız yok gibi gelmeye başladı.

Toplu ortamlarda düğünlerde, arkadaşların yanında bazen saçma sapan davranıyor. Bir de mesela çantasından olips çıkardı bana uzatmadan geri kaldırıyor. Ben deyince pardon deyip veriyor.
Doğum günümde hediye almış. "Pasta ne zaman yeriz" diye soruyorum yani pasta beklentimi biliyor. Normalde de dışarda, evde hep pasta falan yeriz. Sonra saatlerce oturup en son işi çıkınca pasta almadan gidiyor.
Bunu konuştuk sonraki gün çok pişman olup çiçek, pasta aldı. Normalde çiçek de almaz.

Bunlar bariz olan örneklerdi. Normalde akış içinde de saçma şeyler yaşıyorum.
Sıkılınca bırakmak gibi huyum yok. Görünce mutlu oluyorum ama hareketleri batmaya başladı.
Sizin yorumlarınızı merak ediyorum.
-17
ekşi duyuru sever
(19.10.25)
Aslında sana çok da uygun olmayan birini başka sebeplerden tolere etmişsin, bu duygularını tatmin ettiğin için artık sana uygun olmayan kısımları batıyor

En güzeli sana artık eski duygularımı hissetmiyorum deyip ilişkiyi temizce bitirmek, çocuğa da kafa karışıklığı olmasın, kendinde bir hata bulmaya kafa takmasın çünkü ortada bir hata yok, onun karakteri ve hayat pratiği böyle

Bir dahakine hem gönlünü titreten hem de sonrasında soğumamak için kendine daha uygun, iletişim becerileri, sosyal becerileri sana daha uygun biriyle beraber olursun, bu sana hayatına insan seçme ve bazı şeyleri görmezden gelmeme konusunda bir deneyim oldu
+5
grimavi
(19.10.25)
Konuşacak bir şey yoksa ayrıl
+2
arbre
(19.10.25)
Olips vermedi diye ayrılmak hiç mantıklı değil.
Buraya bile yazarken çok da ayakları yere basan bir gerekçe gösteremiyorsun.
Hala görünce mutlu olduğun insanı öyle kolay söküp atamazsın hayatından.
Ayrılsan daha iyisini mi bulacaksın, boşluğa mı düşeceksin. Öncelikle bunu düşün.
Sonra senin için sorun olan şeyleri maddeler halinde yaz. Her birinin önemini tart. Sonra al elemanı karşına, konuşun.
Çözersiniz sorunu bence.
+3
Mirket
(19.10.25)
beraberken keyif almıyorsan, ne bileyim cidden ortak nokta yoksa sıkıcı olur. bir de ben pasta isterim muhabbeti her ne kadar bana enteresan gelse de, belki de cidden önemsemiyor seni. önemsenmemek üzücü tabi.

kedi +1

pastayla çiçeği biz alalım barışın olmaz mı?
+3
Fodera
(19.10.25)
ilgisi baskasindadir.
-1
gule gule
(19.10.25)
@mirket
Mesele olips vermedi değil. Böyle ufak düşüncesizlikler. Mesela kapı tutma gibi şeyleri de sonradan yapmaya başladı.
Bir önceki duyurumdaki yazdıklarıma da bakarsan fikir olur.
@fodera, ilişkimiz 1 sene olacak ilk kez doğum günümü kutladı. İlk olunca önemsedim.
0
🌸ekşi duyuru sever
(19.10.25)
önemsenmemek cidden üzücü. umarım öyle değildir.

öte yandan genç bir kardeşimiz olduğunu düşünüyorum. tahminim 21 22 yaşında olduğun, haklı mıyım?


ha bir de şimdi kızgınsın, sinirden tam böyle geniş geniş yazamıyorsun. duyurunu okuyunca çoğumuzun kafasında piremses kız imajı oluştu. bence biraz sakinleş sakin sakin genişçe yaz, konuşalım.
+1
Fodera
(19.10.25)
Yaptıkları şeyler anlattığın kadarıyla seni önemsemediğini gösteriyor. Bana kalırsa sen ilişki yaşamıyorsun bir arkadaşınla buluşuyor, görüşüyor gibisin. Karşına alıp oturup konuştuysanız ve hala aynı düşüncesizlikleri yapmaya devam ediyorsa yol yakınken kendini de onu da yıpratmadan aranızdaki "ilişkiye" son vermelisin.
+2
mermaidd
(19.10.25)
başlık, "sevgilimden sıkıldım" olunca akla direkt şımarık kız tahayyülü geliyor. okuyunca anlıyorsun, sıkılmak değil mesele.
+4
i'm gonna start a revolution from my bed
(19.10.25)
Sevmiyorsun bence. İnsan sevince gözüne gelmiyor böyle şeyler.
Sevmek zorunda da değilsin sevgin bitmiş olabilir. ayrıl gitsin.
-2
Gradient_tabanlı_mor
(19.10.25)
Şeker vermedi kapı tutma gibi gerekçeler biraz bahane olmuş. Sıkıldıysan ayrıl kendine bahane arıyorsun gibi geldi
0
kondansator
(19.10.25)
ayrıl usta vakit harcamayın
-1
nahtoderfahrung
(19.10.25)
Ayril coco
0
lapaz
(19.10.25)
okurken bile ruhum daraldı. bence hiçbir insan , çantasından çıkardığı olips'i ne yapacak diye gözetlendiği, "pasta istedim alacak mı dur bakayım hmmmf" diye kastırıldığı , böyle 12 yaş problemleri ile ilişkinin sorgulandığı gergin bir ortamı hak etmiyor. sal adamı gitsin.
+5
loch ness
(19.10.25)
Olips uzatılması "ağzın kokuyor" olarak yorumlanabilir. Bu yüzden istemeyene olips uzatılmaz. Pasta alınmaması öküzlük ama işi çıkması ve sonradan pasta alması mazur görülebilir. Bir noktadan sonra her hareketinin batması doğal, beklenilebilir, normal karşılanması gereken bir olay. Diğer "saçma" davranışların ne olduğuna bakılmalı.
0
Karim iceride uyuyor ben seni dusunuyorum
(19.10.25)
ayrılın kurtulun. daha iyileşmeyecek.
0
gurur
(19.10.25)
Olips fln hikayede, doğumgününde pasta almayıp sonradan alması. Bilemedim.

Batan başka şeyler de var demişsin. Daha iyisini bulabileceksen ayrıl. Görünce mutlu olman da güvenli alanın olması ve alışkanlık.
+1
mobydick
(19.10.25)
@mobydick
Hatta 4-5 saat beraber oturduk. Ne zaman mum üfleyeceğim dedim. Pasta alıcam dedi.
Ayrılmadan önce midesi ağrımaya başladı. Giderken de buna alındığımı söyledim. "Midem daha iyiken haftaya falan alırız" dedi. Sonra eve geçerken baya surat falan astım. Hiç beklediğim gibi bir doğum günü olmadı. Biraz travmatik oldu benim için.
Ben de gittikten sonra telefonda baya moralim bozuk konuştum. Sonraki gün pasta falan getirmeseydi açıkça konuşup beni önemsemediğini hatta ayrılmayı düşündüğümü de söylerdim. Normalde hiç çiçek de almadı. Hatta bir keresinde çiçek alırım ama solacak sonra o yüzden almıyorum demişti. Bence ölüp bittiği birisi olsaydım otomatik olarak içinden gelerek yapardı her şeyi.
0
🌸ekşi duyuru sever
(19.10.25)
@loch ness birlikte olduğun insanı iyi hissettirecek bir şey yapmayı sevmiyorsan sorun sendedir.
Allah senin gibilerden uzak tutsun kadınları.
-3
🌸ekşi duyuru sever
(19.10.25)
ayrıl coco +1
+2
gabe h coud
(19.10.25)
ilk doğum gününü kutlamalıydı. 10 yıllık evli çift değilsiniz. bence sen haklısın. ama kimseyi de değiştiremezsin, öğretemezsin. adam böyle biri demek ki.
0
deartheodosia
(19.10.25)
ben aşırı hassasım bu tür konularda eşimden de düşünceli olmasını bekliyorum, eğittim de o herkesin cimri dediği adam benim istediğim her şeyi bir şekilde yapıyor önüme seriyor.

seviyorsan böyle demezdin. sevmiyorsan ayrıl. seviyorsan şekillendirirsin merak etme
-2
Hallegadola
(20.10.25)
ayrılma bi süre aldat ara sıra, baktın yine sarmıyor ayrılırsın.
0
Algorix
(22.10.25)
(3)

Ağırlık artışı

arbre
Kol çalışırken son tekrarın sadece son 3 4 tanesinde kaslarım yırtılır gibi oluyor. Bundan öncesinde bu his olmuyor. 2x10 kg var şu an. 12 kg'ye geçmemin zamanı gelmiş mi? Kötü olan bende 12 kg yok. Spor salonu gerekli mi artık? Sağ olun.
Kol çalışırken son tekrarın sadece son 3 4 tanesinde kaslarım yırtılır gibi oluyor. Bundan öncesinde bu his olmuyor. 2x10 kg var şu an. 12 kg'ye geçmemin zamanı gelmiş mi? Kötü olan bende 12 kg yok. Spor salonu gerekli mi artık? Sağ olun.
-1
arbre
(19.10.25)
10kg ile ne zamandır çalışıyorsun progressive overload ile her hafta ağırlık arttırman gerekiyor, ayrıca sadece son tekrarda zorlamak normal
0
nahtoderfahrung
(19.10.25)
nahtoderfahrung, 1 ayı geçmiştir
0
🌸arbre
(19.10.25)
ne yapmak istediğine göre ya spor salonu vaktin gelmiş ya da eve başka ekipmanlar alma vakti
0
nahtoderfahrung
(19.10.25)
(9)

Evimdeki modeme nasıl bağlanabilirim?

hadi ya la
Evimde internet aboneliği var, fakat modemin şifresini bilmediğim için bağlanamıyorum. Hard reset atsam tekrar kurulum yapabilir miyim? Elimde abonelikle ilgili hiçbir bilgi yok, sadece bu evde internet bağlantısı olduğunu biliyorum ve modeme fiziksel olarak erişimim var.
Evimde internet aboneliği var, fakat modemin şifresini bilmediğim için bağlanamıyorum. Hard reset atsam tekrar kurulum yapabilir miyim? Elimde abonelikle ilgili hiçbir bilgi yok, sadece bu evde internet bağlantısı olduğunu biliyorum ve modeme fiziksel olarak erişimim var.
0
hadi ya la
(19.10.25)
modemin arkasında ya da kutusunda muhakkak ihtiyaç duyduğun bilgiler vardır. yoksa marka model üzerinden kullanım kılavuzunu bul, minik reset butonunu kullanarak "hard reset" yap, varsayılan bilgileri kullanarak kurcalarsın.
0
redlinetheturk
(19.10.25)
Hayır yapma

Kullanıcı bilgilerine ihtiyacın olacak. Onun için de İnternet servis sagkayicinla konuşmalısın yoksa modemi kuramazsın
0
kisa
(19.10.25)
modemin arkasında yanında berisinde isim ve şifre var mı? öyleyse işin kolay. o şifreyi dene. olmazsa modemin arkasındaki reset tuşuyla modemi resetle. resetlenince artık orda yazan şifre geçerli olacaktır.

bir diğer yöntem modem arayüzüne bağlanmak. bunun için modeme lan kablosuyla bağlan. sonra adres çubuğuna 192.168.1.1 gir 2.1 de olabilir bazı modemlerde.
kullanıcı adı şifre gir. genelde admin-admin admin-ttnet admin-superonline falandır. bunları dene. ordaki kablosuz menüsünden modem şifresini görüp değiştirebilirsin.
0
jelly bear
(19.10.25)
Modemin altındaki etikette şifre yazıyor. Reset atarsan bu şifreyi kullanabilirsin.
0
arbre
(19.10.25)
Yeni modemlerde arkasındaki karekodu telefona okutarakta bağlanabiliyorsun. 1.5 ay evvel yeni modem almamız gerekti ve öyle bağlandık. Senin modeminin arkasında da varsa şifreye ihtiyaç duymadan bağlanabilirsin.
0
mermaidd
(19.10.25)
Ethernet kablosuyla bağlayıp arayüze giriş yaptım. DSL ışığı yanmıyor, internet ışığı kırmızı.

Ama Turknet üzerinden adresimi sorguladığımda aktif abonelik var gözüküyor.

Unuttuğum bir nokta mı var acaba? Önceden abonelik varmış, bunu ev sahibi verdi kendi aboneliğimi başlatıncaya kadar ama sorgulama yaptığımda aktif abonelik gözüküyor, o yüzden başvuru yapamıyorum. En azından şimdi internet varsa kullanayım, iş için ihtiyacım var.

Şu an arayüzdeyim, hangi ayarı değiştirsem bilemedim.
0
🌸hadi ya la
(19.10.25)
türknete bi ulaş sen bence. abonelik olduğundan emin misin? çünkü evden kim çıkmışsa iptal etmiştir o aboneliği. yani etmiş olması lazım. varsa bi kullanıcı adı şifre olması lazım onu da sen bilemezsin yine türknete sorcan. kimin adına abonelik var? varsa da neden halen iptal etmedi mesela?
0
jelly bear
(19.10.25)
Onu dedik işte yukarıda
Önce servis sağlayıcıdan abonelik bilgilerini alman lazım.
xxx@ttnet gibi bir şeydir ve şifre
Hızlı. Kurulum de bari öğren gir tamamdır
Türk net ise online işlemlerde kullanıcı. Adı. Şifren vardı
0
kisa
(19.10.25)
Benim modemin uzerinde wps diye bir button var. Bu butona bastiktan sonra 2 dakika boyunca sifresiz baglanabilirsin.
0
thetruenorthstrongandfree1
(19.10.25)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.