Giriş
(7)

ateistlerin klişe paradoks sorusuna verilen cevaplar sizce tatmin edici mi?

yorgunum
ateistlerin klişe paradoks sorusuna verilen cevaplar sizce tatmin edici mi?Allah Kaldıramayacağı Bir Taş Yaratabilir mi? - Akın Gözükanhttps://www.youtube.com/watch?v=DCRZ8Fo5ZRITanrı Kaldıramayacağı Ağırlıkta Bir Taş Yaratabilir Mihttps://www.youtube.com/watch?v=7kzUQ-WG2_UAllah Kaldıramayacağı Taş
ateistlerin klişe paradoks sorusuna verilen cevaplar sizce tatmin edici mi?

Allah Kaldıramayacağı Bir Taş Yaratabilir mi? - Akın Gözükan
www.youtube.com

Tanrı Kaldıramayacağı Ağırlıkta Bir Taş Yaratabilir Mi
www.youtube.com

Allah Kaldıramayacağı Taşı Yaratabilir mi? - Serkan Aktaş | İçiyorsak Sebebi Var #8
www.youtube.com

Allah'ı Kim Yarattı , Allah Kendinden Büyük Taş Yaratabilir mi Dr. Zakir Naik
www.youtube.com

Allah Kendi Kendini Yok Edebilir Mi?
www.youtube.com

Allah Nasıl Var oldu? Allah kendinden büyük taş yaratabilir mi ?
www.youtube.com
0
yorgunum
(06.08.17)
hayır.

Bakara 63'de dağın kaldırılmasından/yükseltilmesinden bahsediyor (Tur dediği dağ): Hani bir zamanlar sizden mîsak (sağlam bir söz) almıştık, Tur'u üstünüze kaldırıp demiştik ki; size verdiğimiz kitaba kuvvetle tutunun ve içindekilerden gafil olmayın, gerek ki, korunursunuz.

Aynı mesele Araf 171'de de anlatılıyor: Hani dağı sanki bir gölgelikmiş gibi onların üstüne kaldırmıştık da üzerlerine düşecek sanmışlardı.

Yani kaldırma insana özgü birşeydir, Allah'a ait bir özellik değildir argümanı burada çürüyor.
0
perkele
(06.08.17)
@vegas

Cevabı az önce editleyip Araf 171'i de ekledim. Orada üzerine düşmeden de bahsediyor. Bakara Elmalılı çevirisi, Araf diyanet.

Hafızayı zorladıkça yenileri geliyor aklıma.

Rahman 7: Göğü yükseltti ve ölçüyü koydu.
Burada da yükseltme/kaldırma var.

Her şeyi bir kenara koy, herşeyi yaratma kabiliyeti olan bir varlığın kaldırma kabiliyeti olmaması gibi bir mantık zaten temelde saçma. İnsanda olan bir kabiliyetin insandan daha kudretli olması gereken tanrıda olmaması mantıklı mı?
0
perkele
(06.08.17)
ya inan ya terk et kardeş

edit:gaynatıyorum umarim ban yemem :D
0
bardakigüneşgözlüğü
(06.08.17)
Vidyoları izlemedim ama bu paradoksların asıl olayı dilden kaynaklanan bir problem mi yoksa gerçekten tanrının olmadığına kanıt mı anlayamıyoruz.
0
Adramelekhh
(06.08.17)
Celal Şengör: Din, her şartta zararlıdır
www.youtube.com
0
🌸yorgunum
(06.08.17)
hem inanmıyorum hem terk etmiyorum sahi bardakigüneşgözlüğü ilkokul kaça gidiyorsun
0
🌸yorgunum
(06.08.17)
Bugunlerde birkac kisinin duyuruyu sadece bunun gibi muhafazarligi yayma amacli kullanmasindan rahatsizim.

Biri ickinin zararlari diye duyuru aciyor, biri ateistleri elestiriyor, simdi de biri tecavuzculeri savunur olmus.
0
Traveller
(06.08.17)
(4)

Muhabbet kuşum sıkılıp bunalıma girer mi?

i m cool with that
Bir tane muhabbet kuşu edinmek istiyorum ama hafta sonları yanlız kalacak zira benim iki adresim var. Hafta içi iş yerime yakın olan evimde kalıyorum hafta sonları ailemin yanına geliyorum. Ben yokken çok sıkılır mı? Kendi kendine kalınca üzülür mü? Aklım hep onda kalacak uzakken. İki tane kuş almay
Bir tane muhabbet kuşu edinmek istiyorum ama hafta sonları yanlız kalacak zira benim iki adresim var. Hafta içi iş yerime yakın olan evimde kalıyorum hafta sonları ailemin yanına geliyorum. Ben yokken çok sıkılır mı? Kendi kendine kalınca üzülür mü? Aklım hep onda kalacak uzakken.

İki tane kuş almayı da düşündüm ama bu benim ilk kuşum olacak, iki tane kuşa bakmayı becerebilir miyim bilmiyorum. İkisini birden kafesten çıkardığım zaman geri sokamam diye korkuyorum (çünkü alacağım kuşu hep kafeste tutmak istemiyorum, ele alıştırmak istiyorum. Bir de hep kafesin içinde durmasına gönlüm razı olmaz).

Napayım şimdi ben? Çok seviyorum kuşları ama almasam daha mı iyi olur sizce?
0
i m cool with that
(05.08.17)
Girer tabii ki, tahmin ettiğinizden çok daha duygusal oluyorlar. Sürekli ilgi göstermek zorunda değilsiniz ama uzun süreler yalnız bırakmanız ciddi anlamda etkiler zamanla.
0
tel tokasini duzelten samuray
(05.08.17)
Evet, tek kuşu 2 gün yalnız bırakacaksanız almayın, eziyet olur hayvana. İki kuşa bakmak tek kuşa bakmaktan daha zor değildir. Kafese geri sokamama sorunu olmaz, çünkü su içmek, yemek, uyumak ve kendilerini güvende hissetmek için mutlaka geri dönerler kafese. İdeali önce bir tane alıp alıştırmak, sonra yanına arkadaş almak olur ama yalnız bırakmayın, apartman komşunuzla anlaşabilirsiniz belki. Ben mesela sürekli beslemek istemiyorum ama komşum arada 1-2 günlüğüne bana bırakmak istese seve seve kabul ederdim. Zaten suyu, yemeği varsa 2 gün hiç bakım gerekmeden dururlar.
0
mikro patlama
(06.08.17)
Bence tek bir tane alma iki tane al. Biraz araştırırsan ele alışmış olanlardan bulabilirsiniz bence.ele alıştırmak biraz zor oluyor bazılarında.2gün yalnız kalmaları konusunda bence yalnız bırakma kendinle götürebilirsin götüreceğin yere. Ne otobüste ne metroda sorun etmez kimse kuşları.
0
valarmurgulis
(06.08.17)
Almayin lutfen. Bir de o kuslar aslinda kafes kusu degil. Biraksaniz dogada yasayacak kuslar. Kafeste durmalari da eziyet oluyor.
0
Traveller
(06.08.17)
(1)

su toplatmama garantili terlik

bana her yer cehennem
dışarıda giymelik varmı böyle bişey nereden bulunur. ?parmak arası olmaması tercihim. ama varsa garantili o da olur. yani olay terliğin tabanıyla mı alakalı. yoksa nedir ne değildir ?
dışarıda giymelik varmı böyle bişey
nereden bulunur. ?

parmak arası olmaması tercihim. ama varsa garantili o da olur.

yani olay terliğin tabanıyla mı alakalı. yoksa nedir ne değildir ?
0
bana her yer cehennem
(05.08.17)
Reef
0
Traveller
(06.08.17)
(6)

GoT'ta ki Arya Stark

secrex
khaleesi denen marul kılıklıdan sonra buna da acayip ayar oluyorum. siz?
khaleesi denen marul kılıklıdan sonra buna da acayip ayar oluyorum. siz?
0
secrex
(05.08.17)
Arya hepsinden daha adam.
0
dissendium
(05.08.17)
Arya iyidir. Ben sansaya ifrit oluyorum, gerizekali.
0
veritaslibertas
(05.08.17)
dizide cersei ve littlefinger dışında sevmediğim karakter yok şu an. ikisinden nefret ediyorum ama. bi de euronu da kötü adam aslında ama aşırı karizma bi girişi olduğu için sezona şimdilik nötrüm.

khaleesiye laf ettirmem. sansa'ya hiç ettirmem. ikisi de dizide en sevdiğim karakterlerden, karakterlerinin işlenişi çok güzel bence. arya'yı da seviyorum ama ablası kadar değil.
0
nundu
(05.08.17)
Ay agziniza saglik. Ben de ayar oluyorum son zamanlardaki triplerine. Baslarda severdim ama.
0
cansins beybi kolonya
(06.08.17)
Henuz guclu kadinlara aliskin degiliz toplum olarak. Cok kisi bu gibi kadin oyunculara alfa karakter diyor ve alismadiklarindan rahatsizliklarini anlatiyor. Arya bir erkek olsaydi rahatsiz olmayacaktiniz.
0
Traveller
(06.08.17)
arkadaş siz galbia iyi olana katlanamıyorsunuz.


ayar olduğunuz khalesi; köleleri serbest bırakıp özgürlük getiren,
"ben kraliçe olduğumda halk ile aramda bağlar kopsun istemiyorum. onların sorunları ne dinleyeyim, babam gibi deli olmayayım. onlara adil olayım" diyor.

yani olabildiğince iyi biri olmasına rağmen ayar oluyorsunuz. ned stark'ın beyin sahibi olanı resmen. ne bekliyorsunuz ki daha başka? nasıl biri olmalı yani?

arya'nın üstünde de, her şeyi yapabilme gücünün verdiği bir rahatlık var. jhaqen de böyle yavşak yavşak sırıtırdı, her şeyin içinden kurtulma ve istediği kişiyi öldürme gücünün verdiği gevşeklikle.
0
tchuck
(06.08.17)
(6)

Neden isyan etmiyor insanlar

kleider
2 sene civarı sonrasında İstanbul da tramvaya bindim Kabataş tarafına , heryer Arap , içerde bağıran enikler, yolda gördüğüm Arapça tabelalar.Bu insanların haysiyeti şerefi yok mu neden insanlar isyan etmiyor, Daha ucuza çalışıyorlar, kiralar pahalandi, işleri ellerinden alındı Vs.Bu halk gavat mı
2 sene civarı sonrasında İstanbul da tramvaya bindim Kabataş tarafına , heryer Arap , içerde bağıran enikler, yolda gördüğüm Arapça tabelalar.

Bu insanların haysiyeti şerefi yok mu neden insanlar isyan etmiyor, Daha ucuza çalışıyorlar, kiralar pahalandi, işleri ellerinden alındı Vs.

Bu halk gavat mı
0
kleider
(05.08.17)
büyük oyunu görüyorlar da ondsn susuyorlar
0
oscar
(05.08.17)
kurbağalar yavaş yavaş ısıtılır. henüz pişmediler.
0
bana her yer cehennem
(05.08.17)
Gemüt bu halk ondan. O tramvayı yolu uzatmak uğruna kullanırdım hep. Etrafı izlemek inanılmaz keyif verirdi. Karaköy köprüsünden yürürdüm, balık ekmek yerdim, mısır çarşısından lokum tadım günleri yapardım hey gidi. Şimdi hiçbirini yapasım gelmiyor. Sanki yerimden yurdumdan edilmiş gibi hissediyorum. İşgaldeyiz gibi geliyor. Kimsenin umrunda değil. Esnaf parayı seçti işte.
0
hemsta
(05.08.17)
geçen 1 günlüğüne gittim, boş zamanda dolaşayım dedim. taksi durağında arapça konuşulması, simitçinin bana türkçe sonraki müşteriye arapça konuşması, belediye işçilerinin suriyeli olması (taşeron) bana garip geldi. daha doğrusu olabilir bunlar ama insanlar entegre/asimile edilmedi, ülke asimile oldu.
0
logisticsmanager
(06.08.17)
isyan hayat boyunca bir iki kez olur. hergün isyan etmeye kimsenin gücü yetmez diye düşünüyorum. yolunda gitmeyen o kadar çok şey var ki. hangi birine isyan edelim. bi de öğrenilmiş çaresizlik var tabi.
0
sttc
(06.08.17)
Sanirim Turkler icerisinde buyukce bir grup dinle alakasi olmadan Arap hayrani. Neresine hayran oluyorlar bilmiyorum ama Islam'dan cok Arap kulturunu aliyorlar.
0
Traveller
(06.08.17)
(8)

khaleesi'ye siz de ayar oluyor musunuz?

secrex
Daenerys Targaryen isimli, khaleesi diye ortalıkta dolanan şu salak karaktere siz de gıcık oluyor musunuz?deli gibi gıcık, ayar oluyorum. tarafında değilim. jamie ters düz eder, umarım.
Daenerys Targaryen isimli, khaleesi diye ortalıkta dolanan şu salak karaktere siz de gıcık oluyor musunuz?

deli gibi gıcık, ayar oluyorum. tarafında değilim. jamie ters düz eder, umarım.
0
secrex
(05.08.17)
ben olmuyorum.
0
basond
(05.08.17)
Evet, teşekkür ederim! En 'özgürleştirici' hali bile çok mıy mıy geliyor bana. Taraf olarak onun tarafını tutmakla beraber, kadının kendisi içimi bayıyor. Sürekli bir Küçük Emrah bakışları. Bu aralar şahsen ben de kendi adıma mıyırdasam da, Cersei gibi cevval ve en azından mıyırdamadan konuşabilen, aksiyon alabilen kişileri seviyorum.
0
aychovsky
(05.08.17)
nefret ediyorum. dizi başladığından beri "ejderhaların annesiyim moruk ayükün mü" diye ortalıkta geziyor. daha bi numara yaptığını da göremedik. umarım göremeyiz de. ölsün. mal karı. aychovsky'nin bile hakkında olumsuz konuştuğu birinden hayır gelmez zaten.

tam kezo ya. kesin önce lafa bakıyodur laf mı diye. "kadın dediğin istanbul gibi olmalı; tüftüfleyeni çok, fatihi tek" falan yazıyodur facebook'ta. sinirden kendimi skicem.

edit: "kadın dediğin fatih gibi olmalı" ne ya istanbul olacak o jsfksls
0
der meister
(05.08.17)
Hastasiyim.

Buyuk kezo oldugunu kabul ediyorum ama gercek hayatimda da nerede rahatsiz,ayarsiz var onu bulurum.

Dovaogēdys! Āeksia ossēnātās, menti ossēnātās, qilōni pilos lue vale tolvie ossēnātās, yn riñe dōre ōdrikātās. Urnet luo buzdaro tolvio belma pryjātās!

Ejdolar verin atesi,yansin ortalik:)
0
duptıs
(05.08.17)
evet cok yapay, aptal bir karakter, oyunculugu da bok gibi.
0
baldur2
(05.08.17)
Gıcık oluyorum. Neyse ki Bron reis mızrağı bunun dragonun böğrüne saplıyor da havasını alıyor.
0
catch the arrow
(05.08.17)
Guclu ve iyi kadin karakterlere henuz hazir degiliz. Cok kisi ayni duyguyu hissediyor ama ayni karakteri bir erkek oynasaydi ayni sekilde dusunmeyecektiniz.
0
Traveller
(05.08.17)
Kadının rol yapamadığını sanmıyorum bence yapımcıların istediği şeyi yapıyor. O da doğaçlama olarak atmıyor aralara "bakın ben xim yyim" diye.

Bence de çok güzel olabilecek bir karakteri bok etmişler.
0
Adramelekhh
(05.08.17)
(9)

86 gün boyunca evden çıkmayacağım

lcdy3
nasıl dayanıcam bilmiyorum.86 gün param sadece sigarama ve masraflarıma yetiyor yetmiyor son 5 10 gün sıkıntılı geçer büyük ihtimal ne yapmalıyım bilmiyorum evimde televizyon yok sadece bilgisayar var bu hayata alışmamış biri olarak sıkıntı yaşıyorum.
nasıl dayanıcam bilmiyorum.86 gün param sadece sigarama ve masraflarıma yetiyor yetmiyor son 5 10 gün sıkıntılı geçer büyük ihtimal ne yapmalıyım bilmiyorum evimde televizyon yok sadece bilgisayar var bu hayata alışmamış biri olarak sıkıntı yaşıyorum.
0
lcdy3
(04.08.17)
bi kişi de niye dışarı çıkmıyon diye sormamış yav. 86 gün evden çıkmamak bu kadar normal bi şey mi ki. niye çıkmıyosun? bence çık. bi gün çıkıp 1-2 haftalık alışveriş yapabilirsin. 6 gün çıksan yeter bence, 80 gün yine iyi. televizyonu boşver zaten bilgisayardan izleyeceğini yine izlersin.
0
der meister
(04.08.17)
Ben 300 lira sigaraya verecegime, 300 liraya 10 kez disari cikarim. Zaten calisan insan ayda 10 kere disari cikamiyor. Yani cok sanslisin, uzulemiyorum senin icin.
0
Traveller
(04.08.17)
Neden cikmiyorsun ameliyat falan mi oldun
0
veritaslibertas
(05.08.17)
Sigarayı bırakmak için süper fırsat olmasının dışında, her gideceğim yer oara mı ki? Yürüyüş yapılır, parklarda nefes alınır, bir ağacın altında yatılıp bir şeyler okunur, güzel bir yerde güneş batışı izlenir. En son öyle parasız olduğumda bir parka gidip jonglörlük nasıl yapılır, onu öğrenmeye çalıştım. Öğrenemedim ama o sırada güzel insanlarla tanıştım.

Muhtemelen küfrediyorsundur ama geçici süreli olması ve hastalanmamak kaydıyla böyle zamanlar iyidir. İnsan nasıl başarılı olduğunu sonradan hatırlayıp mutlu oluyor.
eksisozluk.com
0
aychovsky
(05.08.17)
ben 7 ay çıkmadım. nedenine göre değişir nasıl geçeceği.

ek: bu arada parasızlıkla evden çıkmama arasında bağlantı mı var? ben "evden çıkmayacağım, ayrıca param da yok" gibi aldım duyuruyu. çünkü ikisi arasında bağlantı kuramıyorum. zira hayatımın en parasız dönemini yaşıyorum ve bu aynı zamanda evde en az vakit geçirdiğim dönem olabilir.
0
misterturist
(05.08.17)
Tütün sigaradan daha ucuza gelebilir. Dışarı çıkmak demek illa dışarıda yemek içmek değil, eve kapanmayın bu süreçte.
0
pike
(05.08.17)
alışverişi toplu yaparsın aldığın şeyleri çürümeden tüketirsin tasarruf olur.
çevrende illa ki güzel park çimenlik tarzı yerler vardır oralara gidebilirsin. büyük bi bardak ayarlarsın kendine kahveni evde yap git.
spora başla dışarıda yürüyüş ve koşu evde ise evde yapılan programlar var you tubede görürsün.

kitap film vb zaten düşünürsün. sıfırdan güzel bir diziye başlanabilir. prison break ve fi dizisi tavsiyem.

sosyal medyadan hoşlanıyorsan profil falan kasarsın. uygulamalarda var karşı cinsten birilerini düşürürsün. sen cıkmazsın onlar sana gelir :))

çadır vb ekipmanın var ise veya birilerden ödünç alırsan yakınlara kampa gidebilirsin . mesela 10 gün ev 1 hafta kamp gibi. kampta çok gider olmaz zaten. ev gibi toplu alışveriş yapıcan onları yiyeceksin.

sonrasında ödemek kolay olur dersen , 3-5 bankadan hesap aç nakit avansına gir kartın. 500-1000 para ayarla oradan onlarlar arada nefes al vb.
0
Caaannn
(05.08.17)
fırsat bu fırsat, sigarayı bırak.
0
attirmayin makedonun kafasini
(05.08.17)
Ben de evden cikamayacagim +param da yok zaten evi eglenceli hale getirmeye diye anladim

Diziye basla
Arkadaslarina soyle senin evde bulusun sana yemek getirsinler. Param yok bana yemek getirin de.
Eger arkadasin yoksa bulundugun yerde, internetten biyerlere gir tanismak icin
Hobi edin youtubedan video izle
Sigara icin birakamasan da yariya indir masrafin da yariya inmis olur
0
my pink
(05.08.17)
(2)

Izmir toefl-yds kursu onerisi??

orixim
Merhaba arkadaslar onumuzdeki aylarda kursa baslamayi planliyorum o nedenle daha once kursa gitmis , memnun kalmis arkadaslarin deneyimlerinden faydalanmak istedim. Ingilizce seviyem surekli ingilizce altyazili filmler,animeler vs. izledigimden fena sayilmaz. Ben daha cok grammar-speaking biraz da v
Merhaba arkadaslar onumuzdeki aylarda kursa baslamayi planliyorum o nedenle daha once kursa gitmis , memnun kalmis arkadaslarin deneyimlerinden faydalanmak istedim. Ingilizce seviyem surekli ingilizce altyazili filmler,animeler vs. izledigimden fena sayilmaz. Ben daha cok grammar-speaking biraz da vocabulary kismi icin kayit olmayi dusunuyorum . yani burayi bitirdigimde hem konusma-anlama kisminda kendimi iyi bir seviyeye getirmek hem de girecegim sinavlarda ortalama ustu puanlar alabilmeyi hedefliyorum. Tavsiyelerinizi bekliyorum .
0
orixim
(04.08.17)
International House'a bakin
0
Traveller
(04.08.17)
kurs almadım fakat izmirde toefl sınavına girdiğim yer address education center'ı söyleyebilirim. çankayada, güzel bir yere benziyordu, diğer kurslara göre toefl için tecrübeleri daha yüksektir muhtemelen.
0
ilkot
(04.08.17)
(7)

Mikrodalga mı Normal Fırın mı?

skooma
Normal fırından kastım, büyük olanlar değil; şu şekilde olanlar: https://www.beko.com.tr/UPLOAD/PRODUCT/thumb/7730420214_LO1_20160310_161026_large.jpgİkisinden birini alayım diyorum fiyat olarak fazla açılmak da istemiyorum. Mikrodalganın pratikliği hoşuma gidiyor, yemek ısıt vs. iyi hoş ama arada b
Normal fırından kastım, büyük olanlar değil; şu şekilde olanlar: www.beko.com.tr

İkisinden birini alayım diyorum fiyat olarak fazla açılmak da istemiyorum.

Mikrodalganın pratikliği hoşuma gidiyor, yemek ısıt vs. iyi hoş ama arada bir yulaflı kurabiye olur, kek olur, fırında yapılabilecek bir yemek olur bir şeyler yapmak istesem mikrodalga pişirme yapamıyor diye biliyorum (yapmıyor, değil mi?). Bu dediklerimi de ayda bir anca yaparım bu arada.

Siz olsanız hangisini alırsınız ve neden?

Bir de hangisinin elektrik tüketimi daha fazladır?
0
skooma
(03.08.17)
ikisi birbirinden tamamen farklı işler yapar.
mikrodalga ile o dediklerinizi yapamazsınız.
fırın daha çok elektrik harcar.
bence ikisini de alın mutfakta yer varsa. kumtel/simfer, burun kıvırmayın bunlar da iyidir.
0
manfool
(03.08.17)
mikrodalga bana Pratik gelmiyor. yemegi ocakta da hemen hemen ayni surede isitabiliyorsun. et cozdururken super ama. onun disinda olmasa da olur.

mini firin candir. hem minik hem yapamayacagin sey yok. kumtelimle senelerdir mutluyuz ^^
0
jimicik
(03.08.17)
Hem pisirme hem mikrodalga firinlar var. Ama pisirmeleri ne kadar iyidir arastirmak lazim.
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(03.08.17)
Kek/sufle gibi mikrodalga fırın için tarifler oluyor ama normal fırının tadını vermez. Sonuçta birden pişiriyor, saniyesini ayarlayamazsan az veya çok pişer, kontrol etmeye müsait değil.

Yemek ısıtmayı normal fırın da yapar, 1 dk değil de 5 dk tutarsın ne olacak yani.
0
apartman teyze
(03.08.17)
Nasıl bir yaşam tarzına sahip olduğun da önemli.

Bekarım, yalnızım. Evde yemek yapmam marketten dondurulmuş ürün alır ısıtır yerim diyorsan mikrodalga.

Değil ise normal fırın.

Normal fırın için de üst ve alt ısıtıcılar toplamda en az 1500 watt olsun. Daha düşük olursa kek kabarmaz, yavaş pişirdiği için kurutur.

Pahalı bir şey almanıza gerek yok, sonuçta at ile deve bir teknoloji değil. Elektrikli ısıtıcı. Fakat şu özellikler olursa iyi olur:

- Özellikle üst taraftaki rezistansın dengeli monte edildiğine emin olun. Resistans (yani ısıtıcı tel) bazı noktalarda aşağı sarkıyor ise o bölge pişirdiğiniz şeye daha çok yaklaştığı için o bölge daha çok pişiyor, tepsiyi içeride döndürmek zorunda kalıyorsunuz.

- Cam yünü ile yalıtımı varsa iyidir. Daha az enerji harcar. Isı yalıtımı iyi olduğu için mutfağı değil, fırının içini ısıtır

Bu özelliklerde mini fırın internette 120-150 lirası arası fiyat ile bulunabiliyor.


Ben olsam ikisini de almam. 1+1 küçücük evde tek başıma yaşayan biriyim. Mutfakta yerim yok. Belki tost makinesi alabilirim; içerisine yüksek tepsi sokularak mini fırın gibi çalışabilen modeller var.
0
keltox
(03.08.17)
Soru biraz elektrik supurgesi mi buzdolabi mi alayim gibi. Ikisi farkli seyler adinda firin var diye ayni seymis gibi dusunme.
0
Traveller
(03.08.17)
Fırının elektrik tüketimi 3-4 kat fazla mikrodalgadan.
Kullanım açısından bakılınca mikrodalga pratiklik, fırın zevk. Çalışıyorsan, ayda alemde bir fırın kullanacaksan mikrodalga almak daha mantıklı olabilir.
Mikrodalga fırında da yemek pişer, kek filan yapılır ama fırın tadı olmaz.
(Mikrodalgaların bazılarında pişirme zaman ayarı oluyor. ben çalışırken evden çıkmadan pişecek tencere yemeğimi filan mikrodalgaya koyardım, işten çıkmadan 1-2 saat öncesine ayarlardım, geldiğimde yemek hazır olurdu.)

Yemek pişirmekten çok donmuşu çözmesi çok pratik. Hafta sonu köfteni yemeğini hazırla, dondur, kullanacağın zaman erit. Bir de porsiyonluk ısıtma yapması çok kullanışlı. Fırında porsiyonluk ısıtma hem pratik değil hem epey pahalıya patlar.

Fırının yemeğe verdiği lezzeti, böreği kurabiyesi... Sık kullanmasam da yapınca tam olsun dersen tabii ki fırın ++
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(03.08.17)
(21)

online dilencilik

doxanikee
bir bana mı iğrenç geliyor ve benim berbat bir insan olmamdan mı kaynaklanıyor merak ediyorum. şunu gördüm bugün, `onemliuyarilar'a yardım ediyoruz`.elemanın annesi hasta, hasta yatağı ve evinin yenilenmesi için yardım istemiş. hani hasta yatağı eyvallah da mutfak/tesisat/avize yenilenmesi için? ben
bir bana mı iğrenç geliyor ve benim berbat bir insan olmamdan mı kaynaklanıyor merak ediyorum. şunu gördüm bugün, onemliuyarilar'a yardım ediyoruz.
elemanın annesi hasta, hasta yatağı ve evinin yenilenmesi için yardım istemiş. hani hasta yatağı eyvallah da mutfak/tesisat/avize yenilenmesi için? ben bunun için sözlükte yalvar yakar dileneceğime gider çift vardiya çalışır, kemer sıkar para toplarım. çok onursuzca değil mi yahu bu?
0
doxanikee
(01.08.17)
Öyle ve bazıları iyi niyeti de suistimal ediyor.

O tarz yardım isteyen kişileri kara listeye ekleyin
0
MaNOfTheYear
(01.08.17)
onursuzluksa bu kişinin değil, ülkenin ve istihdam durumunun onursuzluğu. nerede gidip çift vardiya çalışıyorsun? söyle bana, ben gidip çalışayım. borçlarım var da.

ayrıca, internet çok geniş bir kaynak. interneti aslında niye gün yapar gibi kullanmıyoruz bilmiyorum. sözlükteki herkes 1 TL havale yapsa 10.000 TL para çıkar belki. 1 TL verene bir şey oldu mu? hayır. peki 10.000 TL alana bir şey oldu mu? evet.

hayatı sadece temel ihtiyaçlardan ibaret görmemek gerek. her insanın hayata yaklaşımı çok farklı. eğer ki hasta bir kadın -okumadım başlığı- "ah avizem, vah mutfağım" diye strese giriyorsa psikolojik refah da o kişi için fizyolojik refah kadar önemli bir konumda oluyor.
0
i drive the hearse
(01.08.17)
Bir de bu adam yanlış hatırlamıyorsam direk sozlukculerden evimi yenileyin diye yardım istemedi. Kanal d de program yapan bir mimar vardı, ona ulaşmak için yardım istedi. Örneğini çok doğru bulmadım ben.
0
rahip janick
(01.08.17)
Sorun aslinda dilencilere para verenlere. Yaslilara bir sey demiyorum ama benim yasimda adam benden para isteyince cok gicik oluyorum. Ben ise giderken ve cok da kazanmazken benim yasimdaki biri dileniyor. Ben bir restoranda 12 saat calisirim yine de dilenmem.

Bir de cocuk dilencilere para verenler var. Cocuklara yardim ettiklerini saniyorlar ama aslinda zarar veriyorlar. Insanlar para verdigi icin aileleri onlari zorla dilendiriyor.
0
Traveller
(01.08.17)
@rahip abi başıdan ne oldu bilmiyorum da benim en son gördüğüm entry şu, eksisozluk.com valla kusura bakmasın benim evimde artema batarya yok. prize bile marka yazmış. birilerini fena sağıyor. afiyet olsun.
0
🌸doxanikee
(01.08.17)
adam direkt yardım istemedi. yazarların hayallerini gerçekleştiriyoruz tarzı bi başlığa entry girmişti. biri de onu referans vererek bu başlığı açtı. buna ben dilencilik demezdim.
0
elorelia
(01.08.17)
ben bu ihtiyaç listesini yeni görüyorum. benim ilk başta anladığım yaşanılmaz durumdaki evi yaşanılır hale getirmekti. olay nasıl artema bataryaya dönüştü anlamadım. hoş olmamış cidden.
0
elorelia
(01.08.17)
Elorelia +1 Ben de bu duruma geldiğini bilmiyordum. Ilk yazdığım gibi hatırlıyordum, takip de etmedim zaten sonrasında. Ilginç buldum açıkçası.
0
rahip janick
(01.08.17)
Duyuruda da oluyor bazen. Hatta adidas çanta isteyen vardı bi ara. Genelde beleş kalacak yer arayan oluyor
0
empedokles
(01.08.17)
Ben de ilk okudugumda "ay ne iyi olur yapilsa" demistim ama bugun konunun artema batarya ile prizin markasina geldigini gorunce yuh dedim. Hakikaten ilginc. Kac para harcandi bilemiyorum ama eminim annesine sorsalar o paranin ihtiyac sahibi birilerine gitmesini isterdi.
0
evrim halkasi
(01.08.17)
reddit'de randomkindness diye biseye takiliyorum arada. ogle yemegi, eski telefon vs isteyen oluyor. veren veriyor.

ilk basta onun gibi birsey sandim ama gercekten cirkinlesmis olay burada. tum evi niye yeniliyorsunuz? artema filan marka vermek kotu olmus.
0
allanpoe
(01.08.17)
Cidden çok üzücü bi durum, insanları resmen enayi yerine koymak bu. Şimdi okkalı bi entry döşedim ama linç edileceğim için girmedim henüz.
Evet kanser kötü bi şey, inşallah annesi sağlığına kavuşur, ama bu annem kanser :( evi baştan aşağı beleşe marka dayayıp döşeyelim seneye yıkılırsa üstüne bi bardak su için :(((( tamamiyle ajitasyon gibi geldi bana. Hani elini yüzünü düzeltmekten ufak şeylerle mutlu etmekten bahsetmiyorlar bütün odaları eşyaları hatta yıkılacak evin tesisatını bile başkalarının parası ile yeniliyorlar ve bunun da bin tane şakşakçısı var.
Nereden baksan çirkin bi durum.
0
bir nick var benden iceri
(01.08.17)
aynı durum olmamakla birlikte, chuck palahniuk'un tıkanma'sını (choke) hatırlattı bu olay bana.

kitapta da esas oğlan yemek yediği yerde bilerek boğuluyordu (yemeği boğazına kaçırıyordu işte, nasıl yapıyorsa), sonra oradan birisi onu kurtarıyordu ve daha sonra ihtiyacı olduğunda kendisini kurtaran kişiden para istiyordu. o kişi de kendisini esas oğlandan sorumlu hissettiği için elinden geldiği kadar yardım ediyordu falan.

kitapta bunu, "hem ben para aldığım için memnunum hem de o kişi kendisini tatmin ettiği için memnun" şeklinde bir argümanla savunuyordu (doğru kelime savunmak değil ama ilk aklıma geleni).

burada da bir parça o var. bu kişi ihtiyacını gideriyor ona yardım edenler de duygusal açıdan kendilerini tatmin ediyorlar. büyüklüklerini gösteriyorlar çevrelerine. bir de böyle bir yönü var bu yardım etme işinin diye düşünüyorum.
0
rahip janick
(01.08.17)
92 haklı. Başlangıcı ne olursa olsun şu anki durum dilencilik ve rahatsız edici.
0
steven wilson
(01.08.17)
Belki 1 yıl sonra yıkılacak, tek derdim annemi mutlu etmek deyip Artema, Viko, Ege Seramik istemek çok iyiymiş. Son hali gerçekten çok çirkin.
0
Lim5
(01.08.17)
çok çirkin buluyorum. çalışırsın, paran yettiğince yaparsın. insanlar hastalıkları da çıkarlarına göre kullanır oldular. liste yapılmış ciddi ciddi. bu çıkardan, dilencilikten başka bir şey değil, başkalarının parasıyla ev yeniliyorsun. eli ayağı tutan bir adamsın yani, git çalış kazan bir zahmet.
0
pinkpeony
(02.08.17)
bilmiyodum sayenizde öğrendim. siz niye ekşisözlüğe giriyonuz ki hacı ? evet olay pek hoş değil. yorum yapmak istemiyorum bitakım insanların ilginç hareketleri. tanımayınca net bişey de diyemiyosun niyetler hakkında. belki hakaten farkındalık sıfır. oluyor yani değişik değişik insanlar. neyse asıl ilk öğrenince ekşiden salakça birşey duydum diye biraz keyfim kaçtı. ama iyi ki girmiyomuşum -yani soldaki şeylere bakmıyorum- dedim biraz keyfim yerine geldi .)
0
klar
(02.08.17)
Bu arada eleman 5800 lira daha istiyor, başlık açmış kendine para topluyor.
0
🌸doxanikee
(06.08.17)
şu an deli gibi bu elamanın bir sonraki entrysini bekliyorum. bir yandan da ona yardım edenlerden çok deli gibi başlıklarına entry girip, sorgulayanlara verip veriştirenleri takip ediyorum.

çok ilginç olay sahiden.
0
rahip janick
(08.08.17)
Olayın haklılık veya haksızlığını tam bilemiyorum ama bu olay sözlükteki yardım kampanyalarına büyük sekte vuracak. O açıdan çok talihsiz olmuş.


.
0
kartallar yuksek ucar
(08.08.17)
epeydiro başlığı görüp tıklamıyordum. iyi ki tıklamamışım. yardım başka bir şey lüks donatım başka şey. iğrendim.
0
rosencruz
(08.08.17)
(6)

İngilizce bilenler bilmeyenler

sack jparrow
Hangisi çoğunlukta beyaz yaka kesimde. Bana göre sözlükte herkes ingilizce biliyor sanki.Kolpa mı çoğu suser yoksa? İşyerinizde nasıl peki dağılım?
Hangisi çoğunlukta beyaz yaka kesimde. Bana göre sözlükte herkes ingilizce biliyor sanki.Kolpa mı çoğu suser yoksa? İşyerinizde nasıl peki dağılım?
0
sack jparrow
(01.08.17)
20+ mühendis bulunan bir şirkette tam biliyor diyebileceğim 3 kişi var.
0
goodz
(01.08.17)
yanlış yazmışsın.

ingilizce bilenler, bilmeyeneler, bilmese de biliyorum diyenler ve bildiğini zannedenler.
0
qazaqwsx
(01.08.17)
simdi speaking ayri yazisabilme ayri.

herkes yazisiyor neredeyse

ama akici rahat konusabilen %10'dur.
0
xiii
(01.08.17)
türkiye'de ingilizce bildigini düsünenlerin yüzde 90'ı bilmiyor. ingilizce ders veriyorum yillardir, etrafimda cogu insan ingilizceyi ders verecek düzeyde biliyor. yine de 10 üzerinden 8 verecegim 1 kisi var. ben kendime 7 veriyorum. bir dili bildigini söylemek o kadar kolay olmamali.
0
eriksatie
(01.08.17)
Turkiye'de Ingilizce biliyorum diyen kisi genelde A2 seviyesinde. Buna ne yazik ki bircok Ingilizce ogretmeni de dahil.
0
Traveller
(01.08.17)
Türkiye'de iyi seviyede İngilizce bilen çok az sayıda insan var. Buna İngilizce öğretmenleri, sinema çevirmenleri falan dahil. Sinemada altyazıdaki hatalara uyuz olmaktan film izleyemiyorum. Yine ortaokul ve sonrasındaki ingilizce öğretmenerimin hepsinden iyi İngilizce biliyordum. Beyaz yakalar da farklı değil, iyi seviyede bilen çok büyük azınlık.
0
bugunku antremanda goz dolduran futbolcu
(01.08.17)
(6)

istanbul anadolu yakası ev almak mı kira mı?

masumiyetkarinesi
benim baktıgım evler genelde ferah 3+1 üst katlarda ve 1500 tl ye kadar istediğin yerde kartal ve maltepe civarında bulabiliyorsun, şöyle bir durum var ev alsam 200000 tl krediye en az 10 senede 155 bin tl faiz ödeyeceğim, sizce hangisi mantıklı? ben emlak balonu olduğuna inanıyorum 250000 tl ye ald
benim baktıgım evler genelde ferah 3+1 üst katlarda ve 1500 tl ye kadar istediğin yerde kartal ve maltepe civarında bulabiliyorsun, şöyle bir durum var ev alsam 200000 tl krediye en az 10 senede 155 bin tl faiz ödeyeceğim, sizce hangisi mantıklı? ben emlak balonu olduğuna inanıyorum 250000 tl ye aldığım ev en fazla 300000 olur 10 sene sonra
0
masumiyetkarinesi
(01.08.17)
Istanbul'dan tasinmayi dusunmuyorsaniz ve ayda 2000 lira bankaya odeme yapacaksaniz ev almak daha mantikli. Zaten 10 yil hemen gecer.
0
Traveller
(01.08.17)
istanbuldan emekli olana kadar veya ölmezsem en az 30 sene taşınmayı düşünmüyorum lakin nezih ortam bulmak zor aylık ödeme en az 10 sene 2800 tl en az kredi ile ev alımında
0
🌸masumiyetkarinesi
(01.08.17)
Ablam 290'a kısıklı'dan ev aldı iki sene önce, şu an 500 ediyor. Kardeşim tuzla'dan aldı geçen yaz 450'ye, şu an 550 ediyor. Söyleyeceklerim bu kadar, hesabı sen yap.
0
manuel mandalina
(01.08.17)
kim emlak balonu diyor? 2015'te de emlak balonu bu yıl patlayacak diyorlardı, öyle bir şey olmadı. deprem olur, büyük bir olay olur belki ama bu gidişle balon şişmeye devam ediyor ve patlaması için de bir neden yok. 10 sene sonra o ev 300.000 değil 500.000-1.000.000 bile edebilir. bunu kimse bilemez.

bence evi satın alın, boşuna kira ödeyeceğinize kendi evinizi ödeyin.
0
pinkpeony
(01.08.17)
zümrütevler olabilir sorun yok aslında işyerim dragosta olacak sancaktepe bile olur
0
🌸masumiyetkarinesi
(01.08.17)
Emlak balonun İstanbul'un tamamında yok.Olmayan yeri arayıp bulmalı ve ev satın almalısın
0
turkuaz
(01.08.17)
(9)

Tuzsuz peynir satıliyor mu?

for day to break
Lor, beyaz farketmez tuzsuz peynir arıyorum.
Lor, beyaz farketmez tuzsuz peynir arıyorum.
0
for day to break
(01.08.17)
Şarküteride bulunur diye tahmin ediyorum.
0
himmet dayi
(01.08.17)
carrefour migros gibi marketlerde veya şarküterilerde bulursun.
0
super kahraman olsaydim baba olurdum
(01.08.17)
Tuzlu peyniri suda bekletince tuzu gitmiyor bence. Zeytinin de gitmiyor. Aksamdan sabaha kadar beklettim zeytini defalarca da yikadim ama hala tuzluydu.
0
🌸for day to break
(01.08.17)
Ben aradım böyle bir peynir yok. Varsa direk adres verin
0
MaNOfTheYear
(01.08.17)
Tuzsuz peynir diye bir şey yok ama görece daha az tuzlu olan peynirler var, mesela Migros'ta satılan Akpınar marka köy peyniri. Yine bazı lorlar tuzsuz, böyle parça parça olan değil de daha kalıp tipli olan lor peynirleri, onların bir ayırımı vardı ama unuttum şimdi. Ünal lor peyniri olabilir yanlış hatırlamıyorsam, emin değilim markadan.

Bazı peynirler günlerce de suda dursa tuzu gitmiyor, bazısı da bir gece dursa tatsızlıktan yenemez hale dönüyor. Sütaş ve Yörsan beyaz peynir tuzu çabuk gidenlerden.

Teksüt'ün üçlü peyniri var, oun örgü olanı da suda bekleyince bayağı tuzsuz oluyor.
0
hair freak
(01.08.17)
Tuzsuz mozerella vardi migrosta hatta kunefe bile yapiliyordu onunla
0
Traveller
(01.08.17)
Bimde satilan lor tuzlu mu?
0
my pink
(01.08.17)
Bimi bilmiyorum ama a101 deki lorlu tuz resmen.
0
🌸for day to break
(01.08.17)
Kendiniz yapın. En azından ne yediğinizi bilirsiniz.
www.google.com.tr
0
oguz altun
(01.08.17)
(20)

IELTS mi yoksa TOEFL mı kolay?

hümanist tabutçu
Öncelikle TOEFL'ı hiç bilmiyorum. IELTS'e gelince, İngilizceyi ölçme amacı taşıdığını düşünmüyorum. Dinlediğim her şeyi kusursuz anlayabilmeme rağmen sınavın saçma sapan dizaynı yüzünden Listening'den 9 üzerinden 7 bile alamıyorum. Sürekli ya soru kaçırıyorum ya da başka bir şekilde bocalıyorum. Bu
Öncelikle TOEFL'ı hiç bilmiyorum. IELTS'e gelince, İngilizceyi ölçme amacı taşıdığını düşünmüyorum. Dinlediğim her şeyi kusursuz anlayabilmeme rağmen sınavın saçma sapan dizaynı yüzünden Listening'den 9 üzerinden 7 bile alamıyorum. Sürekli ya soru kaçırıyorum ya da başka bir şekilde bocalıyorum. Bu kadar karman çorman bir sınav hazırlamanın art niyetli olduğunu düşünüyorum. TOEFL için de durum böyle mi?
0
hümanist tabutçu
(31.07.17)
IELTS daha kolay derler genelde ben de TOEFL a girmmiştim. onun listening'inden 25 aldım ama sadece anlamak yetmiyor takip edip önemli noktaları da not almak gerekiyor yoksa unutuyorsun neden bahsettiğini. ben türkçe olsa dahi unuturum şahsen.
0
bohr atom modeli
(31.07.17)
2sine de girmiş biri olarak toefl diyorum,şu an mobilim detayları ilerleyen saatlerde yazıcam.
0
archery
(31.07.17)
Konusma konusunda IELTS daha iyi cunku sure siniri yok ve bir insanla konusuyorsun.

Bir de bu iki sinav da yalnizca Ingilizce olcmuyor, akademik Ingilizce olcuyor. Bu sinavlar Turkce olsaydi da zorlanirdik. Zaten bu nedenle sinavlara Amerikalilar da girse tam puan alamazlar diyorlar.
0
Traveller
(31.07.17)
Bir şeyi düzeltme gereği duydum, dinlediğin her şeyi kusursuz anlayabiliyor olsan Listening kısmından 9 alırdın.

IELTS ve TOEFL akademik düzeyde İngilizce ölçen sınavlardır. Burada yüksek bir not alman "bu öğrenci İngilizce eğitim veren bir kuruluşta dersleri takip edecek yeterliliğe sahiptir" sertifikasını cebine koyman anlamına gelir. Bu yeterlilik sadece dilbilgisinden ibaret değildir.

Söylenen her şeyi anlıyorsan eğer, sorulan soruları doğru cevaplaman gerekir zira sorularda duymadığın bir cevap vermen beklenmez. IELTS'teki sınav sorularına tam hakim değilim, ama dediğim gibi olduğuna eminim ve TOEFL'ın da nasıl işlediğini biliyorum.

Sürekli soru kaçırıyor ve bocalıyor olman ya konsantrasyonunda, ya kabiliyetlerinde ya da ekipmanda bir sorun olduğu anlamına gelir. Ekipmanla alakalı bir sorun yoksa doğru çalışmayla daha yüksek not alabilirsin.

Bu sınavı hazırlayan insanların ne gibi bir art niyeti olabilir bunu düşündün mü hiç? Sınavın saçma sapan dizaynı yerine nasıl bir dizayn tavsiye edersin? YDS/LYS gibi bir sınav daha iyi ölçer mi mesela İngilizce seviyesini?

Hangi sebeple TOEFL veya IELTS'e hazırlanıyorsun bilmiyorum, ancak Cambridge'in sınavlarına bir göz at derim. Özellikle B2 seviyesine kadar gündelik hayatta karşılaşacağın İngilizce bilgisini ölçer PET ve FCE.
0
reavelyn
(31.07.17)
@archery
Merakla bekliyorum açıklamalarını :)


@Traveller
Haklısın dostum hatta resmi sitedeki istatistiklere göre Kanada'da bile sınavdan 9 alanların yüzdesi 1. Almanya bile 0.


@reavelyn
Aaa hiç düşünmedim hakkaten ne art niyeti olabilir ki? İstediği puanı alamayan adayın tekrar girmek için bir 575 lirayı daha fişeklemesi olabilir mi sence? Tüm değerlendirmecilerimiz dünya çapında aynı standartlarda değerlendirme yapar diyip de 6.5 alan adamın itirazıyla "pardon 7.5muş puanınız" diye güncelleme yapan insanlardan bahsediyoruz :) Bunun örneklerini çevremde de internette de gördüm.

YDS daha iyi ölçer diye bir şey de demedim. Hatta YDS sadece Reading değerlendirmesi olduğu için tabi ki en saçması. Duymadığın bir cevabı vermeni istiyorlar demiyorum ben, testin içeriğini bilenler ne demek istediğimi anlamıştır, konsantrasyon önemli ama olay onunla bitmiyor.

Senelerdir her gün internette İngilizce bir şeyler dinlerim, izlerim. Şurada ne diyor ya anlayamadım dediğim aşırı nadir olur, onların geneli de kalıp ifadelerdir. O yüzden düz mantık kurup 9 alırdın demen yanlış. Bir İngiliz IELTS öğretmeninin bile Listening'den 9 alamadığını şu linkte duyabilirsin:
www.youtube.com (1:07'den itibaren dinleyebilirsin kendisini)

Önce bilgi, sonra fikir sahibi olalım lütfen. Bilgi almak isteyen diğer insanların da kafasını karıştırıyor böyle yorumlar.
0
🌸hümanist tabutçu
(31.07.17)
1- Yaptığının doğruluğundan eminsen sen de itiraz et 6.5'tan 8.5'a da çıkarırlar puanını. Adamlar yaptıkları hatadan dönüyorsa bu onları nasıl daha kötü yapabilir anlamadım. Ayrıca internette "sınavıma itiraz ettim puanım arttı." diyenlerin demeyenlerden fazla görünmesi daha normal, sınava giren/itiraz eden istatistiğine bakmak daha sağlıklı. Bir 575 daha fişekleyelim derdinde olan adam itiraz hakkı tanımaz, sonuçlarımız kesindir der. İtiraz edeni de kabul etmez. Kaldı ki IELTS çoğu yerde tek geçerliliği olan sınav değil, adamlar tekel değil ki onlara muhtaç olasın.

2- YDS daha iyi ölçer demediğinin farkındayım. Sınavın dizaynını saçma bulduğunu söyleyip bunu destekleyecek hiçbir şey söylemedin. Neyini saçma bulduğunu hala bilmiyorum. Cevap vermem maalesef mümkün değil. Baktım da listening bölümüne yazdığını okuduktan sonra. Sağlam konsantrasyonla yapılamayacak bir sınav değil kesinlikle.

3- Burada ya "anlamak" kelimesini aynı anlamda kullanmıyoruz ya da ben söylemek istediğim şeyi ifade edemedim. Ses kaynağından çıkan her kelimeyi ayırt edip, bu kelimelerin sözlük karşılıklarını biliyor olmak cümleyi anlamaya yetmez. Cümleleri birbirine bağlaman sebep sonuç ilişkilerini kurabilmen vs. vs. farklı işlemleri de doğru şekilde tamamladıktan sonra anlama gerçekleşir.

Konsantrasyonun tamsa, kabiliyetin yeterliyse ve ekipmanda sıkıntı yoksa 9 alırsın. Bunlar dışında neye ihtiyaç olduğunu açıklayabilir misin? Notun düşük gelirse itiraz yolun da açık hem. Düz mantık kurmakta sakınca görmüyorum. Çünkü bütün ön şartları sundum.

Bir İngiliz IELTS öğretmeninin 9 alamaması o hocanın girdiği sınavda eksik performans gösterdiği dışında bir şeyi ispatlamaz. Bir Türk vatandaşı sınavdan tam puan alırsa IELTS kolay bir sınavdır diyebilir miyiz?

Bu toprakların insanının genel sorunu bu, sorumluluk almıyoruz. İstediğimizi gerçekleştiremiyorsak ya engelleniriz, ya şanssızızdır, ya sistem saçmadır. Hadi Türkiye içerisinde gerçekleştirilen bir şey için bunu desen arkanda dururdum işlerin burada nasıl yürüdüğünü biliyorum, yurtdışında nasıl yürüdüğünü de biliyorum. Üzgünüm ama saçma diyip kestirip atmak tembelliktir.
0
reavelyn
(01.08.17)
Muhtemelen IELTS daha kolay ama (TOEFL'a girmedim ama girenlerin anlattigindan yola cikara k daha zor oldugunu dusunuyorum) IELTS'da speaking'in ilerleyen dakikalarinda bana sordugu sorulara turkce bile verecek cevabim yoktu, "ulan ne diyim ki ben simdi" dedigim oldu. Hani aklima soylecek bir seyler, yapacak bir yorum gelse ingilizceye cevirip anlaticam belki ama ne soyleyecegimi bilmiyorum oyleydi bir kismi. Bu bakimdan (sadece speaking icin konusmuyorum) anadili ingilizce olan ortalama vatandas bile 9 tam puan alamaz kolay kolay bence.
0
stavro
(01.08.17)
kendin karar ver, belirleyici olan burada konuşma kısmı:

toefl: bilgisayara konuşuyorsun.
ielts: insanla sohbet ediyorsun.

eğer konuşman iyiyse, sohbet edebiliyorsan ielts derim her koşulda. ancak şöyle birşey var, karşındaki sen soruları bildikçe veya düzgün cvp verdikçe yeni sorular soruyor. oturup seni dinlemiyor.
0
eindaclub
(01.08.17)
@reavelyn
Tartışmaları varsayımlara dayalı değil kanıtlara dayalı olarak yapmalısın. Şu şöyledir, bu böyle olmalıdır bence diyerek argümanlarını savunamazsın. Kurumun her yerde iddia ettiği şey şu: “Subjektif değerlendirmeye açık testlerde (writing,speaking) bile tüm değerlendirmecilerimiz dünya çapında aynı standartlarda ölçüm yaparlar”. Tamam mı buraya kadar? Bu durumda sen itirazla adamın Speaking puanını yeniden değerlendirdiğinde 6.5’tan 7.5’e çıkarırsan standartlarının güvenilir olmadığını göstermiş olursun.

Bunun yanında, yaptıkları hatadan dönüyorlarsa tabi ki bu onları daha kötü yapabilir. Nasıl mı? İtiraz ettikten sonra 2 ay sonrasında itirazın sonuçlanıyor. İnsanlar bu sınava bir yerlere başvurmak için giriyor. 2 ay çok uzun bir süre, insanlar başvuru tarihlerini kaçırabilir bu sebeple. 2 ay onun sonuçlanmasını mı bekleyecek? Ha itiraz da 200 küsur liraydı bu arada :) İtirazın geçerli bulunmazsa da hooop ordan da para kazandılar :) 2 ay bekleyemeyecek adam ne yapıyor sence? Tabi ki sınavı tekrar alıyor mecburen.

Destekleyecek çok şey var. Speaking testinde üzerine Türkçe bile konuşamayacağın konularda sorular soruluyor mesela. En azından 3 konu önerilip seçtirilebilir. Örneğin herkes küresel ısınma hakkında konuşabilecek bilgi düzeyine sahip olmayabilir. Bunu hesaba katamadıklarını sanmıyorum. Writing testinde de sorulan o minicik soruda bilmediğin bir kelime çıkarsa açıklamıyorlarmış anlamını, bizzat sordum kuruma. Sen o minicik soru üzerine yüzlerce kelimelik kompozisyon yazacaksın. Her kelimeyi bildiğin varsayılıyor bu durumda. Bir kelimeyi bilmiyorsun diye tüm kompozisyonun çöpe gitmesine izin veriyorlar anlayacağın. Bambaşka bir konuda veya yönde bir kompozisyon yazarsın.

Anlamaktan kastımız aynı. Duyduğum her şeyi anlarım derken tabi ki telaffuzları anlayıp anlayamadığımdan veya kelimeleri seçebilmekten bahsetmedim ben de :) Anlayamadıklarımın çoğunu kalıp ifadelerin oluşturduğunu söyledim yukarıda zaten, buradan anlayabilirdin. Yani “it is up to you” dendiğini duyman onu anlayacağın anlamına gelmez, benim anlayamadıklarım da sadece bunun gibi nadir kalıp ifadeler oluyor, onu demek istedim. İstersen bu bakış açısıyla yukarıda yazdığımı tekrardan oku.

Kusursuz anlayabiliyorsan 9 alırdın dedin. Şimdi de sınavda eksik performans göstermeyle 9 alınamayacağını söylüyorsun. Demek ki neymiş? Kusursuz anlama=9 değilmiş. Biz bulmaca çözmeye değil İngilizcemizi belgelemeye giriyoruz bu sınava. Bir İngiliz, hatta bir IELTS öğretmeni bile kadının kendi dediği gibi “birçok” yanlış yapıyorsa sadece 7.5, 8 gibi skorlar alabilir. Bir Türk kalifiye bir İngiliz’i geçip 9 alabilir, sorun da burada işte :) Bu sınav salt İngilizce bilgisiyle alakalı değil senin savunduğun gibi.

Toprakların insanlarında bir sorun yok. Üzerine düşeni yapan insan hak ettiğini alamıyorsa, iş sürprizlere açıksa, sistemde bir sorun veya art niyet vardır. İngilizce bilmeyip de sınavdan düşük alıp sistemi boklamak tabi ki saçma. Türkiye kaka, yurtdışı melek mentalitesi de yanlış. İngiltere’nin bembeyaz bir ülke olduğunu düşünüyorsan yanılıyorsun.

Gereken her türlü açıklamayı temellere dayandırarak yaptım. Bir daha aynı şeyleri farklı cümlelerle anlatmaya çalışmayacağımı belirteyim.
0
🌸hümanist tabutçu
(01.08.17)
İtiraz sürecinin paralı olması ve uzun sürüp mağdur edebilmesi konusunda haklısın. Sınavın bu yönünde bir haksızlık var. Yine de bunu sebep gösterip "para koparmak için bilerek düşük puan veriyorlar." iddiasını ağır buluyorum. Bunun sebebi de herhangi bir sınavdan memnun olmayanların çoğu zaman başka bir sınava girebiliyor olması.

Yazdıklarının kalanıyla alakalı da söylemek istediklerim var ama sanırım devam ettirmek istemiyorsun, kafana silah dayayıp konuş benimle diyemem :D olur da merak ediyorsan diyeceklerimi bir mesaj at oradan devam edelim. vakit ayırdığın için de teşekkür ederim.
0
reavelyn
(01.08.17)
toefl'a iki kere girdim. listening'de zorlanan native speaker olabilir, bu sınavın korkunç zor olduğunu veya hatalı teknikle yapıldığını göstermez. yoldan geçen üniversite mezunu bir ingilizi sınava soksanız hı, ne, ne dedi ya derken pek çok soruyu kaçırabilir.

bu tarz sınavlarda başarılı olmak için bir motivasyonun olmak zorunda, hem parayı bastırmışsın, hem istediğin okula girmek için bu testi geçmen lazım, hem de belli bir deadline'a sınav sonucunu yetiştirmen lazım. yani çoğunlukla tek şansın var geçmek için. sınava gözlem amacıyla giren ingilizce hocasıyla senin motivasyonun bir değil. senin stres ve konsantrasyon seviyen çok daha yüksek. ayrıca listening'den ben iki sefer de tam puan aldım mesela, mümkün yani. sınav tekniği bir stres yaratıyor ama ingilizcen çok akıcıysa zaten dile değil teste odaklanabiliyorsun. eğer o kadar akıcı değilse o zaman hem doğru ingilizce kullanmaya hem de test tekniğine odaklanmak lazım ki bu da tabii ki zor bir şey. ama sizin için zor olduğu kadar diğer adaylar için de zor, bu kadar çok insanın girdiği sınavlarda değerlendirme tekniği iyice oturmuştur ve hak ettiğiniz notu çoğunlukla alırsınız diye düşünüyorum. toefl'da hiçbir gereksiz/zor/gerçek hayatta kullanılmayan ifadeye denk gelmedim.

herkesi memnun edecek ve hata payı sıfır bir sınav olamaz zaten. tıpkı üniversite sınavı gibi, başarılı olmak için birden fazla şeyin doğru gitmesi lazım. bilgi, motivasyon, konsantrasyon, ekipman, mekan, tekniğe hakimiyet, hepsi bir bütün.
0
lily briscoe
(01.08.17)
bilen neredeyse herkes, ielts daha kolay diyecektir. Zira puan sıklası ve sınav içeriği de bunu gösteriyor. Ancak, ielts artık pek çok yerde eskisi gibi kabul görmüyor veya daha yüksek ielts eş değerlikleri isteniyor.

ayrıca neyin kavgasını veriyorsun doğrusu anlayamadım. bu sınavlar "akademik dil kullanım" sınavları, elbette dil ile birlikte genel kültür ve dilin konuşulduğu yerlere ait kültür bilgi seviyesini de ölçecek. Zaten ancak onları doğru bir şekilde bilirsen yeterli dil biliyor olursun. Yoksa sokaktaki muhabbetin veya film izleme yeteneğin için yapılmış sınavlar değiller. yapamıyorsan kendini geliştirmeyi dene. o kültürün dil kullanım yapılarını araştır ve genel kültür seviyeni arttır.

Bu arada Türkiye'de de bizlere Türkçe bir sınav yapılsa senin dediğin gibi eğer bilgi seviyen yeterli değilse her konuda konuşamayacağın veya yeterli Türkçe dil bilgisine sahip olmamamız nedeni ile benzeri bir Türkçe sınavında çok da yüksek alamayabilirdik. Mesela atasözleri ve deyimlerin bol kullanıldığı bir metini veya konuşmayı, bütün kelimeleri anlasabile, herkes anlayamayabilir. Bu tür sınavlar, bilgi ve genel kültür gerektirir. Tek başına dil bilgisi hiç bir zaman yeterli değildir. Dil kullanımı demek, dil bilgisi demek değildir.

Bu nedenle ama native speaker'lar da yapamıyor gibi komik çıkarımlar ile gelme bence.
0
cursor
(01.08.17)
"TOEFL için de durum böyle mi?"
değil,
daha zor. Örneğin Listening'den bahsediyorsan, daha teknik/akademik bir biçimde konuşman vs bekleniyor ayrıca bir eloktronik cihaza konuşmakla, bir insanla diyalog kurmak arasında ciddi fark var. Daha çok soru kaçırabilirsin.

*belli bir (ön) yargıya sahipsin, e peki. insanlar da kendi yargılarını belirtmiş. neden fikirlerinin doğruluğunu ispat etmek için uğraştığını anlamadım. Yani buradaki yorumların yanlışlığını savunacaksan neden soru soruyorsun mesela? İlginç.
0
jimjim
(01.08.17)
Merhaba,ancak şimdi yazabiliyorum :)

Dediğim gibi ikisine de girdim ve toefl daha kolay diyorum. Bunun birkaç sebebi var. Öncelikle ieltste bantları atlaması daha zor. Yani 6dan 7'ye atlamak daha zor,toefl'da ise 120 üzerinden olduğu için her yerden 1er puan fazla yapsanız direk 4 puan artıyor. Yurtdışında bazı okullar,dil sınırı olarak 80 istiyorsa,78-79'u kabul edebiliyor. Tabi bu ielts'te pek mümkün değil.
Ben önce ielts'e girdim,onu seçme sebebim tamamen speakingte tek başıma gerçek bir insanla konuşuyor olmaktı (çünkü toefl ibtde sınav salonunda birçok insanla aynı anda bilgisayara karşı yapıyorsun). Ama tamamen düşündüğümün tersi çıktı. Sorular o kadar saçmaydı ki,birkaç arkadaşın da dediği gibi, ben Türkçe olarak bile ona düşünmeden (veya 20-30 sn düşünüp) cevap veremem. Bir de ben eğitim hayatım boyunca (ve yurtdışında dil okuluna da gittim) hep Amerikan aksanına maruz kaldım. O yüzden ielts speakingte konuşurken kadının dediklerini gerçekten çok zor anladım,birkaç defa "can you repeat it please?" falan demiştim. Belki de bana denk gelen kadın kasmıştı,bilemiyorum.
toefl'a hazırlanırken internetten speaking/writing/listening soru kalıplarına çalıştım.Gerçekten de çok benzer şekilde çıktı. Çalışması da,yapması da daha keyifliydi bence. Speaking kısmı da hiç korktuğum gibi olmadı,bayağı büyük ve dışardaki sesleri izole eden kulaklıklar vardı.
0
archery
(01.08.17)
listeningden 9 alan bir insan olarak hata sende diyorum
0
argent dawn
(01.08.17)
@reavelyn
Dostum kimse para koparmak için düşük veriyorlar diye bir iddiada bulunmadı ki. Hak ettiğin dil seviyesinin altında almana sebep olan bir sınav sisteminin olduğunu söylüyorum.

Devam ettirmek istemiyorum demedim, aynı şeyler üzerinde aynı açıklamaları yapmak istemediğimi söyledim sadece, bir yere varamıyoruz ve vaktimizi öldürüyoruz öyle olunca. Eklemek istediğin şeyler varsa okumak isterim. Her gün girip de paragraflarca cevap yazmamı gerektirecek bir konuyla uğraşmak da istemiyorum açıkçası :) Ben de fikirlerini belirttiğin için teşekkür ederim.


@lily briscoe
İşte ben de bunu diyorum. Tamamen listening seviyenle ilgili değil alacağın sonuç. İnsanların hayatını etkileyecek ve bu kadar pahalı olan bir sınavın sistemi sürprizlere açık olmamalı. Ancak senin bahsettiğin TOEFL zaten. TOEFL'ın listening'inin daha uzun sürdüğünü ama daha kolay olduğunu söylüyorlar. Onda bir sürü işi eş zamanlı yapman gerekmiyor, ondan öyle söylüyorlar sanırım.


@cursor
Söylediğin gibi neyin kavgasını verdiğimi anlayamamışsın :) Genel kültür veya herhangi bir kültürü ölçtüğü yok Listening testinin, bir çıkarım yapman vs. gerekmiyor, cevapları bulman için bir birikime sahip olman gerekmiyor. Ayrıca Listening testi senin dediğin gibi “akademik dil kullanım” ile de ilgili değil, General sınavında da Academic sınavında da Akademik olmayan bir test yapılır.

Listening testinde atasözleri ve deyimlerin bol kullanılması gibi bir şey de yok. Yani tekrar söylüyorum konunun bilgiyle ilgisi yok. Konuyla ilgili hiçbir bilgin yok ama çıkarımlarda bulunmaya çalışıyorsun ya pes.


@jimjim
Sen olayı çok yanlış anlamışsın. Listening’de konuşursan tabi ki düşük puan alırsın.


@archery
Senin yorumunu bekliyordum, teşekkür ederim öncelikle :) Dediğin gibi IELTS ya 1 ya 0 gibi bir mantığa sahip. TOEFL'daki skala genişliği bir avantaj.

Demek istediğim de bu. Speaking'de o saçma soruları sormanın mantığı nedir? Bir arkadaşıma ülkende bahçecilik ne durumda diye sormuşlar, üzerinde 2dk konuşması bekleniyor. Türkçe olarak bile cevap veremem buna.

Salon seçiminin önemli olduğunu söylüyorlar TOEFL için. Senin salonun ekipman olarak kaliteliymiş demek ki. Ekipman açısından sorun yaşayan insanlar var. Demek ki salonu iyi araştırarak bu sorun da önlenebilir.


@argent dawn
Bende bir hata olduğu doğru. Sınav stratejisi açısından eksiğim. Listening'den 9 alan bir insanın stratejilerini detaylı olarak okumak isterim eğer vakit ayırabilirsen.
0
🌸hümanist tabutçu
(01.08.17)
Aynen,hangi şehirdesiniz bilemiyorum ama girmeden önce büyük bir şehirdeyseniz (birden fazla seçenek varsa yani) yine buradan bir kamuoyu yoklaması yapın derim. Ben Ankara'da girmiştim,TOBB üniversitesinde. Şimdiden başarılar :)
0
archery
(01.08.17)
belirli bir stratejim yok sadece writing kalıplarına bakarak giriyorum ieltse. olabildiğince hızlı şekilde metni önden okuyup nereye neyim gelebileceğini kestirmen gerekiyor. o zaman işin kolaylaşıyor. bir de salonlar büyük olduğu için net duyabilmek biraz şans işi. uzağa oturursan işin çok zorlaşıyor evet.
0
argent dawn
(01.08.17)
2 sinava da tamamen haybeye girdim. sinavlarin ismini bilmek disinda icerigine dair pek birsey bilmiyordum.

ielts - 7.5
toefl - 84

geldi. toefl sonucum pek iyi degil. ielts skorumu baya bir yer kabul ederken toefl'i yurtdisindaki hicbir kurum kabul etmez heralde.

toefl writing'in ilk kismindan 0 verdilerse yeridir ben olsam kendime 0 verirdim. en zorlandigim kisim oydu cunku birseyi once dinliyor, sonra okuyorsun ve 20 dk'da bunla ilgili 250 kelimelik organize bir essas yazman gerekiyor.

onun disinsa toefl reading'i anlamsiz zor buldum. canim sıkıcıydı ve cevabi ilk bakista goremediysem salladim.

ielts'te reading en iyi bolumumdu. full'lemeyi beklerken 8/9 geldi. toefl'da ise 18/30 geldi.

**son olarak ben genel olarak ets'ye ayar oldum. ielts resmi sinav raporumu bana kargoyla gonderdi. anladigim kadariyla ets toefl sonucumu gondermeyecek. maille sordum gelecek mi diye ve cevap bekliyorum hala.
**her iki sinavimi da reschedule etmek durumunda kalmistim. bu islemi ielts'te 1 e-mail'le halledebildim ve ucretsizdi. toefl'da ise bunun için 60usd para odedim.
(+)toefl ibt'de yine cok ayar oldugum birsey var. e-yds denen sinava da girmis biri olarak e-yds'nin sinav sistemini ets'den cok daha ergonomik ve basarili buldugumu soyleyebilirim. e-yds'de sorulari highlight edebiliyorsun, şıkları eleyebiliyorsun, emin olmadigin soruya yildiz koyup daha sonra donebiliyorsun, sinav anindaki sorubasina/zaman istatigini gorebiliyorsun vs ve bunlarin hicbiri toefl ibt denen sinavda yoktu.

toefl'in wring'i de turkce klavyeyi amerikan klavye olarak kullanmaktan dolayi tam bir kabustu.

sonuc: ielts'in tr'de gecerliliginin kaldirilmasinda emegi gecen herkesin amk. toefl'in da amk. dunyanin en overrrated ve sikko sinavi
0
diego de almagro
(01.08.17)
@diego de almagro
Master programları 90 TOEFL istiyor genelde benim bildiğim. O yüzden evet dediğin gibi geçerli bir puan sayılmaz ama IELTS’ten çok yüksek almışsın tebrik ederim.

TOEFL Reading’e zor diyorlar ama görmediğimden bir şey diyemiyorum. IELTS Reading'i çözerken uygulayabileceğim tavsiyelerin neler olur?

E-YDS ilginçmiş gerçekten :) Anlattıklarını okuyunca TOEFL IBT için 90’lı yıllarda yazılmış bir yazılımın hala kullanıldığı gözümde canlandı.
0
🌸hümanist tabutçu
(02.08.17)
(4)

2 Ayda İngilizce için ne yapabilirim?

renkli hayalet
2 Ay sonra ingilizce master programım başlayacak yurtdışında, buna hazırlık için ne yapabilirim. ielts 6 ile gidiyorum, biraz endişem var yabancı dilden dolayı ve dersler de ekstra zor olacak.
2 Ay sonra ingilizce master programım başlayacak yurtdışında, buna hazırlık için ne yapabilirim. ielts 6 ile gidiyorum, biraz endişem var yabancı dilden dolayı ve dersler de ekstra zor olacak.
0
renkli hayalet
(31.07.17)
Yogunlastirilmis bir IELTS kursu al. IELTS speaking calismada da ise yariyor.
0
Traveller
(31.07.17)
daha çok kendim bir şeyler yapmak niyetindeyim
0
🌸renkli hayalet
(31.07.17)
Grammer in use gibi bir kitabı hızlıca bitirebilirsin.
Voscreen sitesinde bol bol pratik yap yazıları açmadan.
Yabancı podcastler dinle spotifyda çok var, bbc falan da olur. Transkriptli olabilir ama mümkünse transkriptsiz.
Memrise sitesini, kendin word list oluşturabiliyorsun, yeni öğrendiğin kelimeleri sürekli yaz ve her gün 20 civarı yeni kelime eklemeye çalış.
Şu an hatırımda yok ama online speaking siteleri var, mutlaka bir şekilde konuş şu üsttekilere ek. Couchsurfingten Tr ye gelenlere gezme teklif edebilirsin.
Turistik yerlere gidip yabancılarla tanışıp konuşabilirsin. Gerçekten ingilizce kitaplarındaki gibi çok kolay, hey where are you from de hazır. Sonra yerel olduğundan bahsedip muhabbet gider. Eb kolay CS den bulunur turist
0
senolll
(31.07.17)
Buyuk ihtimalle en buyuk sikintin kelime bilgisi olur. Bol bol farkli turde ve konularda ingilizce dergiler oku inanilmaz faydali. Ekonomi biyoloji siyaset vs. Hepsinden de cok guzel kelimeler ogrenirsin.
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(31.07.17)
(5)

Mimar Sinan vs Hacettepe

ismayil
Grafik bölümü için. Kardeşimı pek istanbul'a yollayasım yok ama mimar sinan'da okuyan biri nerede kalir, yurt/ev fiyatları nasıldır? Bilen, yaşayan biri yardımcı olursa sevinirim.
Grafik bölümü için. Kardeşimı pek istanbul'a yollayasım yok ama mimar sinan'da okuyan biri nerede kalir, yurt/ev fiyatları nasıldır? Bilen, yaşayan biri yardımcı olursa sevinirim.
0
ismayil
(31.07.17)
Grafik icin Mimar Sinan daha iyi olmaz mi? Universitenin kendisi zaten guzel sanatlar uzerine kurulu. Bir de bu kisi universiteden sonra Istanbul'da is bulacak, Anadolu'da boyle alanlarda is bulmak cok zor. Bence konu duygusalliksa daha rasyonel dusunun cunku onun gelecegi soz konusu. Sorun paraysa Ankara da Istanbul'dan pek de ucuz degil. Okulun yaninda Cihangir'de kalmasina gerek yok ama ornegin tek aracla gidebilecegi yerlerde de yasayabilir.
0
Traveller
(31.07.17)
Mimar sinan kesinlikle mezun olmayıp iyi poziyonlarda çalışan pek çok adam gördüm. Kendisini geliştirebileceği bir bölüm. İlk sene biraz zorlansanız bile yavaş yavaş stajla başlar sonra çalışır. Öncelikle iyi bir bilgisayara da ihtiyacı var her iki üniversite içinde. İstanbul da çalışma zorunluluğundan bahsedilmiş zaten. Bu sektörde bağlantı tanıdık iyidir. Hep şunu görüyorum adamlar fb den yazıyor sunu sunu bilen adam arıyoruz diye hiç ilanla işe girildiğini görmedim. İlanlar da var elbet ama gerçekten öyle.
0
fasulyek
(31.07.17)
Grafik dedin mi, içeriği bilmem ama etiketten msgsü yönetir.
0
manuel mandalina
(31.07.17)
Bir şey daha sorsam, grafik vs resim bölümü. Resimde super ama grafik programları kullanmayi bilmiyor diyelim. Resim bölümü hakkında ne düşünüyorsunuz? Yanıtlar için teşekkürler.
0
🌸ismayil
(31.07.17)
Öncelikle ne olmak istediğine karar vermeli. Nasıl bir hayat yaşamak istiyor.
Grafik direk bir iş kolu bir ajansta bir şirkette ya da freelance çalışabilir.
Resim ise daha fazla emek istiyor . Riskli belki ama getirisi daha fazla olabilir. Mesele ne istiyor. Sanatçı olmak istiyorum ressam olacağım diyorsa resim bölümünü yazsın. Çok çalışarak iyi bir yere gelebilir bknz taner ceylan. Uzun tek başına çalıştığı saatler var zor. Çizim dersi de verebilir ki gsf ye öğrenci hazırlayarak çok iyi paralar kazanan adamlarda var sürünen de var.
Kariyerinin başında sanatçılara asistanlık da yapabilir. Uzun zorlu bir süreç kendi iç disipliniyle sürekli çalışması gerek.
Bu arada diyelim ki grafik yazdı resim yapmaya devam edip kendini o alanda geliştirebilir ya da resim yazdı programları su gibi kullanıp grafik de yapabilir.
0
fasulyek
(31.07.17)
(2)

hiç kullanılmamış başka ülke vizesiyle giriş - avusturya & çek

dracox
selamlar,başka bir ülkeden alınmış ama herhangi bir giriş yapılmamış vize ile Avusturya veya Çek Cumhuriyeti'ne giriş yapmakta sıkıntı yaşanır mı? Bazı ülkeler sıkıntı yapabiliyor bildiğim kadarıyla.daha önce yapmış olanlar tarih yazarsa sevinirim :)teşekkürler.
selamlar,

başka bir ülkeden alınmış ama herhangi bir giriş yapılmamış vize ile Avusturya veya Çek Cumhuriyeti'ne giriş yapmakta sıkıntı yaşanır mı? Bazı ülkeler sıkıntı yapabiliyor bildiğim kadarıyla.

daha önce yapmış olanlar tarih yazarsa sevinirim :)

teşekkürler.
0
dracox
(31.07.17)
avusturya kesin yapar, cek yapmaz diye tahmin ediyorum. genel olarak turk nufusunun yogun oldugu almanya, hollanda, avusturya, belcika gibi ulkeler problem yapiyor.
italyadan alip almanyaya giris yapmaya calisan dayimi kapidan cevirdiler.
ben italyadan alip macaristana gittim, sadece italyaya gidecek misiniz dediler, evet dedim gectim. her iki olayda yanlis hatirlamiyorsam 2014 yilinda oldu.
0
re 1809
(31.07.17)
Cek kesin giciklik yapar. Adamlarin vizesi bile cok zor. Bir okul programi icin gitmistim. Sabah programa katilip aksam donecegim sekilde vize vermisler! Neyse ki program degisti de sorun cikmadi.
0
Traveller
(31.07.17)
(8)

tv türkiyeye neden bu kadar geç geldi

follow rivers
back to the future'da marty 1955'e döndüğünde anesinin ailesinin tv izlediğini görüyoruz.yani ozamanlarda yeni yeni tv gelmiş evlere.bizde ise 1975-80 arası gelmiş.tam 30 yıl geç gelmesinin nedeni ne?
back to the future'da marty 1955'e döndüğünde anesinin ailesinin tv izlediğini görüyoruz.yani ozamanlarda yeni yeni tv gelmiş evlere.bizde ise 1975-80 arası gelmiş.tam 30 yıl geç gelmesinin nedeni ne?
0
follow rivers
(31.07.17)
"14.08.1966 'da TRT kapalı devre televizyon eğitimi yayınları başladı.
16.01.1967 'de TBMM Bütçe Komisyonu üyeleri için özel kapalı devre televizyon yayını yapıldı.
01.10.1967 'de Ankara Televizyonu'nun teknik deneme yayınları başladı.
31.01.1968 'de TRT Ankara Televizyonu deneme yayınlarına başladı.

Ülkemizde ilk televizyon yayınlarım, İstanbul Teknik Üniversitesi başlattı. Yayınlarla ilgili çalışmalara 1950 yılında geçildi. Projenin uygulama alanına girmesi, verici cihazlarının gelmesi 1952'de tamamlandı. Aynı yıl da yayına geçildi. Yayınlar, cihazların yetersiz oluşu ya da tahsisat yokluğu nedenleriyle daha çok
stüdyo çalışmalarıydı."

detaylı bilgi için: www.zamanindegeri.com

senin dedigin yıllarda yaygınlasmaya basladı, bu gecikmenin sebebi de muhtemelen ekonomi olsa gerek.
0
rahip janick
(31.07.17)
3g denilen teknoloji 2009'da geldi. tv erken bile gelmiş :) onlarca gelişmemiş ülke birkaç yıl önce kullanmaya başlamış, buraya yıllar sonra geliyor bu kadar önemli bir şey mobil açıdan. Geldiği dönem yaptıkları reklam geldi aklıma, o da ayrı bok.

şimdi baktım avrupadan 6 yıl sonra gelmiş, bu devirde muazzam ya. 1900'lerde 20 yıla falan denk gelir gibi bir şey.
0
christopher nolan
(31.07.17)
@rahip ben amerikada yaygın olduğu zamanı yazdım amerikaya çok daha önce geldi zaten.yani nerden baksan 30 yıl gecikme var
0
🌸follow rivers
(31.07.17)
@christopher nolan evet haklısın ama sorsan tüm dünya bizi kıskanıyor :(
0
🌸follow rivers
(31.07.17)
renkliyi mi satsak renksizi mi diye düşünürken geç karar verdiler.
0
rhan
(31.07.17)
özür dilerim, anlayamamışım.

baktım şimdi, amerika'da 1928'de, ingiltere'de 1929'da, almanya'da 1929'da vs. yapılmış sanırım ilk yayın.

ülkenin uzun süre işgal altında olması, savaşların bu topraklarda yapılmış olması vs. diyeceğim ama pek tatmin edici değil. belki televizyona sıra gelememiştir diyecegim buna karşın 60'lar yine de çok geç. tatmin edici bir cevabım yok acıkcası.
0
rahip janick
(31.07.17)
önce fabrika, iş falan diye bir düşünceyle bence. televizyon da nedir ki olmasa da olur, diye düşünmüşlerdir. ondan daha önemli şeyler dururken. mesela yol, su, elektrik, sabit telefon...

üşendim şimdi aramaya ama yakın zamana kadar halâ yolu, suyu olmayan köyler haber oluyordu. 80'lerde birçok köy, kasabaya yol elektrik, yol, su, telefon ulaştı. 90'larda da halâ bunların hepsi ya da bir ikisinin olmadığı yerler vardı.

80'lerde özal, otomatik telefon olayını başlattı. ondan önce bir yeri aramak için santrali arayıp bağlatmanız gerekirdi. ptt, netaş, teletaş o zamanın devrimci objeleriydi.

5G varken, 4.5 G'ye geçmemizi de bu kategoride değerlendirebiliriz.
0
runagain
(31.07.17)
Once Avrupa kullanir sonra Orta Dogu'ya gecer.
0
Traveller
(31.07.17)
(7)

Çocukların izni olmadan onları öpen ve sevenleri uyarmak?

damba
Daha önce küçük çocukların izni olmadan, büyük insanların onları severken öpmemesi veya dokunmaması gerektiğini okumuştum bir yazıda. Yani mesela 5 yaşında bi küçük çocuğu çok tatlı buluyorsunuz, bi kerecik öpüyorsunuz, yanağınızı sıkıyorsunuz ya, ondan önce o çocuktan izin alıp, seni bi kere öpebil
Daha önce küçük çocukların izni olmadan, büyük insanların onları severken öpmemesi veya dokunmaması gerektiğini okumuştum bir yazıda.
Yani mesela 5 yaşında bi küçük çocuğu çok tatlı buluyorsunuz, bi kerecik öpüyorsunuz, yanağınızı sıkıyorsunuz ya, ondan önce o çocuktan izin alıp, seni bi kere öpebilir miyim? Bi kere yanağını sıkabilir miyim? Diye izin alıp, izin verirse bu eylemi gerçekleştirmek.

Kendi yetişkin arkadaşlarımızı da az tanışıklığımız olduğunda izin almadan öpüp, dokunmadığımız gibi çocuklara da bu saygının korunmasını destekliyorum.

Çocuk psikologları elbet daha iyi bilir.

5 yaşında bi arkadaşım var, bir kız çocuğu, babasının iş yerine gelince oynuyoruz bazen. Benimle birlikte gezerken, az tanıdığım bi erkek arkadaşımla karşılaştık, küçük kızı çok sevdi ve yanağından öptü, bir kaç tane makas aldı. Dur ne yapıyorsun diyemedim. Elbette arkadaşımın kötü niyeti yoktur, ama burada küçük arkadaşa saygı duymalıydı diye düşünüyorum?

Ben bu konumda arkadaşımı uyarabilir miyim? Yanlış anlama ama çocuklar böyle algılamıyor diyebilir miyim? Bana düşer mi?

Babama, anneme yabancı çocukları severken uyarıda bulunabiliyorum. Ama çok samimi olmadığım birine yapabilir miyim, emin olamadım.

Ben küçükken çok fazla sevmediğim insanın beni sevmesine maruz kaldım galiba, içim rahat değil şu an hiç.
0
damba
(30.07.17)
evet,haklisiniz samimiyetten olusuyor o durum, ama az samimi oldugumuz insanlari opmuyoruz mesela vedalasirken. bir kucuk cocukla da yeni tanistigimizda, az samimi olmus oluyoruz, ona da saygi duymak gerekmiyor mu?

yoksa mesela kendi cocuguna ya da yegenlerine galiba sorulmaz seni opebilir miyim diye.

acikcasi ben de psikolojik kismini tam bilmiyorum.
0
🌸damba
(30.07.17)
Bu durumun birkac sakincasi var. Ilk olarak karsisina kotu niyetli biri ciksa bile onu iyi sanacak. Bu nedenle cocugu aile ve tanidik disinda kisilerin dokunmasi ve onu opmesi sakincali. Bir de en tanidik bile sapik cikabilir. Zaten bu olaylarda suclu genelde aileden biri cikmiyor mu?

Bir de kimsenin benim de yuzume dokunmasini istemem cunku adamin eli kirli olabilir. Insanlar tuvaletten cikip elini yikamiyor sonra otobuse dokunuyor. Ben bu pisligi yuzumde istemiyorum. Cocuga da bulasmasini istemem ustelik cocugun bagisiklik sistemi yetiskininki kadar iyi olmayabilir.

Elbette cocugu kimse sevmesin demiyorum ama ozetle yakin aile degilse cocuga mumkunse dokunmasin. Hatta bu da en yakin aile gozetiminde olsun. Cocugu dusunup kolayca hayir dokunma diyebilmeliyiz.
0
Traveller
(30.07.17)
bir arkadaşın anlattığına göre, avrupada tanımadığın çocukları sevdiğinde, ailesi şikeyetçi oluyormuş.
0
follow rivers
(30.07.17)
Bunun biraz kültürlerle belirlenen bir sınırı var. Mutlak bir 'dokunma eşiği'nden çok, bir 'dokunmanın normal olduğu aralık' kısmı var. Türkiye'de içki içme yaşının 18 olması, Amerika'da 21 olması gibi.

Örnek vereyim; bir arkadaşım var, adı Fatma olsun ve 3 yaşında çocuğu var. Bu Fatma'nın da Ayşe diye bir arkadaşı olsun. Ayşe'nin de 3 yaşında çocuğu var ama Amerika'da büyütüyor ve orada kreşe gidiyor çocuk. Ayşe'nin çocuğuna kreşte izin olmadan dokunmamayı ve dokunma için rıza verme yaşının 2 olduğunu öğretmişler. Fatma ile Ayşe buluştuklarında 'Bak, kardeşle oyna' diye çocuklarını baş başa bırakmışlar ve Fatma'nın çocuğu oyun oynarken Ayşe'nin çocuğunun koluna dokunmuş ve Ayşe'nin çocuğu ağlamaya başlamış. Fatma'nın çocuğu da ne yaptığını anlamadığı için korkmuş ve ağlayarak annesine koşmuş. Ayşe '2 yaşından beri dokunulması için rıza gerekiyor' demiş, Fatma da 'Arkadaşın arkadaşa o kadar dokunması için rıza istenmesi çılgınlık. Buna sapıklık gibi yaklaştıkça sapıklıkla güzel davranış arasındaki farkı çocuk nasıl öğrenecek. Her dokunmayı kafasında sapıklık olarak kodlayacak, birine sarılınca ne olacak' diyor. Daha yanak öpmeyi, kucaklamayı falan geçtim; 3 yaşındaki bir çocuk başka bir çocuğun oynarken koluna dokunması mesele. Şu anda da oradaki eğitim 'Oyun arkadaşınız vücudunuzun herhangi bir kısmına dokunmadan önce size sormalıdır', 'Sarah, haydi James'e soralım bakalım, giderken sarılmak ister mi' şeklinde, burada 'Hadi, öpüşün barışın', 'Ne güzel elele tutuştunuz' şeklinde. Açıkçası bunun sınırı da evrensel değil henüz. Bazı yerde fazla, bazı yerde az ciddi olabiliyor.

Bu kültürel tartışma. İş büyüklere geldi mi olay karışıyor, çünkü bir çocuğu kucağına oturtup oynamak pedofiliye girebiliyor bazı yerlerde. Burada çocuk psikoloğu varsa onu dinleyin tabii ki, ben sadece okuduğum yerdekileri aktarıyorum. Çocuğa tabii 'Öpüyorum, rıza var mı' gibi sorular eğer henüz öğrenmediyse çok anlamayacağından şu şekilde söylüyorlardı: 'Aile ve arkadaşlar çocuğu rahatsız etmedikçe öpebilirler ama çocuk istemiyorsa, yanak çeviriyorsa, ağlıyorsa onu zorla öpmemek, başkasını öpmemeye zorlamamak ve mıncıklamamak gerek. Ancak yabancı birinin kucağına dahi verilmemelidir. Çocuklar bu konuda içgüdü sahibidirler. İçgüdüleri ile karşı koymuyorsa, zırıldamıyorsa ve hoşuna gidiyorsa, yabancı olmayan veya sizin tanıdığınız birinin öpmesinde sorun yok' şeklinde.

Sizin arkadaşınız çocuk için tabii ki yabancı kategorisinde kalıyor ve ben de olsam 'Öpme çocuğu' diyebilir miydim doğrudan, bu nasıl söylenir, bilemiyorum. Ben ailemede söylesem 'Biz çok çocuk öptük, hangisi yamuk çıktı' diye sallamazlardı zaten.
0
aychovsky
(30.07.17)
direkt opme demek yerine, operken izin istersen cocuk daha rahat hisseder diyebiliriz bence. bu hem karsidakini daha rahat hissettirir, hem de dolayli yoldan mesaj verebilirim belki.

cocuk anlamaya bilir belki izin istemenin ne demek oldugunu, bu da cocuga ogretilebilir. Insanlara izin ver ya da verme gibisinden, hayatinda boyle bir konsept olursa cok da yadirgamaz izin istendiginde diye dusunuyorum.
0
🌸damba
(30.07.17)
çocuklara okul öncesinde vücutlarındaki özel yerleri anlatıyorum ben. buralara kimlerin dokunabileceklerini de. bana dokunduklarında da uyarıyorum mesela bak burası benim özel bölgem ve sen dokunuyorsun diye. öpmek de aynı şekilde bence. her çocuk dokunulmaktan hoşlanmıyor. tanıdığı ya da tanımadığı kim olursa olsun. izin alması ya da gözlemlenmesi gerekiyor. benim de kanımın kaynadığı çocuklar oluyor yolda sokakta ama kaş göz dil çıkarmayla da bunu geçiştiriyorum tutup da öpmüyorum sarılmıyorum çocuğa. bizim ülkemizde fazla serbest bence çocuğa dokunmak. pedofili bu kadar yaygınken anne babaların gözlerini dört açmaları gerekiyor. çocuk 1.5-2 yaşındayken bu durum onlara anlatılmalı. herkesin dokunmaması gerektiği özellikle annesi babası yanında yokken.
0
dedim ben sana
(30.07.17)
Bunu doğrudan o arkadaşınıza yönelik bir uyarı/itham olarak değil de "Çocuklarda mahremiyet algısının gelişmesi, iyi dokunuş/kötü dokunuş ayrımının oturması için doğrudan sarılmamak/öpmemek önce bir izin istemek daha uygun olacaktır." gibi bir konuşma yapılabilir. Çünkü burda derdiniz arkadaşınız değil, derdiniz çocuğun bundan sonra karşılaşması muhtemel durumlar ve zihninde bunu oturtacak yer. Yani olayı arkadaşınız değil de çocuk üzerinden anlatırsanız arkadaşınız da siz de daha rahat edersiniz, daha uygun da olur fikrindeyim. Peki sorunca hayır derse çocuk ne yapılacak? Öpülmeyecek efendim. Cok isteniyorsa vakit geçirdikten o sonra ayrılırken tekrar sorulabilir; çok büyük oranda ikinci sefer evet döndü bendeki cevaplar. Hem arkadaşınız da bu fikri benimser ve başka insanlara da aktarır bu şekilde. Derken elden ele bu şekilde. Dünya daha güzel bir yer falan.

Tabii burda yetişkinlerin bu şekilde uyarılmasının yanında çocuğa da biri ona hoşuna gitmeyen, acı veren, canını sıkan bir şekilde dokunduğunda veya herhangi bir şey yaptığında çekinmeden gelip anlatabileceği fikri aşılanmalı. Ki bu ilkinden daha önemli bile olabilir. Güvenilir yetişkin kavramı kullanılabilir bunun için veya çocuğa özel bir kavram bulunabilir.

Bunu dert eden insanlar olması sevindirdi. :) Çocuğun menfaati yönünde çözülür inşallah mesele.
0
olanlaolunmaz
(30.07.17)
(2)

İki cümle arasındaki fark

uyusam iyi olur
Some stories forever stay with us.Bazı hikayeler sonsuza kadar bizimle kalacak.Some stories stay with us forever.Bazı hikayeler sonsuza dek bizimle kalır.Ben ikisinin arasında bir fark olmadığını düşünüyorum ama google bu şekilde çevirdi.Peki bu çeviri farklılığı nasıl oldu? Sorum idiotça olabilir a
Some stories forever stay with us.
Bazı hikayeler sonsuza kadar bizimle kalacak.

Some stories stay with us forever.
Bazı hikayeler sonsuza dek bizimle kalır.

Ben ikisinin arasında bir fark olmadığını düşünüyorum ama google bu şekilde çevirdi.
Peki bu çeviri farklılığı nasıl oldu? Sorum idiotça olabilir ama anlamadım olayı.
0
uyusam iyi olur
(30.07.17)
Cumlenin ikincisi daha dogru. Google Translate'e Turkce icin pek guvenme. Hatta hic guvenme.

Adverb'ler genelde cumlede sonda olur.
0
Traveller
(30.07.17)
İkincisi doğru + 1
Ancak arada bir vurgu, bir edebilik farkı var sadece. İlk cümlede vurgu Bazı hikayelerin sonsuza kadar BİZİMLE BİRLİKTE kalması, diğerinde vurgu SONSUZA KADAR kalmasında.
0
aychovsky
(30.07.17)
(1)

B2 seviyesindeki ingilizceyi C1 seviyesine çıkarmak için kurs önerisi

ekaterina
B2'den C1'e yükselebilmek için faydalı bir kurs bulabilir miyim acaba? Resmen zamanın doğal akışı içerisinde ingilizcem b2 seviyesine ulaştı, ama bundan öteye geçemiyor, bir şey yapmam lazım. Ielts'e girdim, reading: 8.5/9, listening: 7.5/9, speaking: 6.5/9 ve writing: 6/9 aldım. Gördüğünüz gibi yaz
B2'den C1'e yükselebilmek için faydalı bir kurs bulabilir miyim acaba? Resmen zamanın doğal akışı içerisinde ingilizcem b2 seviyesine ulaştı, ama bundan öteye geçemiyor, bir şey yapmam lazım. Ielts'e girdim, reading: 8.5/9, listening: 7.5/9, speaking: 6.5/9 ve writing: 6/9 aldım. Gördüğünüz gibi yazamıyorum ve konuşamıyorum, en büyük sorunum bu. Bana İstanbul'da bir kurs tavsiye edebilirseniz çok sevinirim, teşekkürler.

not: Yurtdışına kursa giderim de seneye sömestrda 1 ay falan giderim, çalıştığım için uzun süreler gitmek mümkün değil maalesef.
0
ekaterina
(29.07.17)
ITI,British Side, International House'a bakin
0
Traveller
(29.07.17)
(10)

Özellikle kızlara bu sorum. Evde Kalmak.

izmitcan
23-24 yaşında ileriye dönük bir ilişkiniz yoksa evde kaldım triplerine giriyo musunuz? Ya da bu moda girmek normal mi?
23-24 yaşında ileriye dönük bir ilişkiniz yoksa evde kaldım triplerine giriyo musunuz? Ya da bu moda girmek normal mi?
0
izmitcan
(29.07.17)
32 yasındayım bazen kendimi cüzzamlılar mağarasına atılmışlar gibi hissediyorum akraba toplaşmalarında.
0
kronikdepresifelvira
(29.07.17)
Çevreye bağlı olarak değişir.
29 yaşındayım hiç böyle bir tribe girmedim, gireceğimi de sanmıyorum kafamda böyle bir niyet olmadığı için.
Ama evliliği düşünen insanlarda olabilir belki.
0
mutekebbir
(29.07.17)
Normal değil, sıradanlık örneğidir. ki sıradanlık doğaldır bizim diyarımızda, öğretilen budur çünkü. Daha 23 yaşında bir kızın bu tür aslında olmayan ve olmaması gereken korkular yaşaması acıdır ve yazıktır. Evlilik istediğin ve uygun olan kişiyle elbet güzeldir buna zaten laf yok, ama "evde kalmak" gibi bir şeyi normal gören bunun nasıl korkunç bir laf olduğunun farkında olmayıp kendine yakıştırarak düşünenlerin de ilk evlilik talep edenle evlenmesi gerektiğini düşünüyorum. çünkü sonra depresyona gireceği için hayat kendisi ve çevresi için eziyet oluyor.
0
mslny
(29.07.17)
Ben 24 yaşındayım ama yanlış insanla evlenmekten korkuyorum sadece. Daha yaşımız genç ki kimse evlenmek çocuk doğurmak zorunda da değil evde kalmak nedir.
0
jazzabel
(29.07.17)
Kotu bir evliliktense bekar kalmak daha iyi
0
Traveller
(29.07.17)
Hic öyle bir dusuncem olmadi simdiye kadar. Yas 27.

Ama akraba ortamina girildiginde kendimi kötü hissetmem icin ellerinden geleni yapiyorlari farkindayim :D

Kötü bir beraberliktense güzel bir yalnizlik iyidir.
0
chitosan
(29.07.17)
35 yaşındayım ve o 23-24 yaşında evde kaldım tribine giren kızı döverim.
0
yaren
(29.07.17)
Hic oyle hissetmedim acikcasi
0
eksimeksi
(29.07.17)
O yaşta evde kaldım tribine gireni annesi bile dövmeli bence :)
0
medre
(29.07.17)
23-24 değilde 26-27de bi ara girmiştim. bütün arkadaşlarım nişanlanıp evlenmeye başlamıştı. 30 oldum şimdi bakıyorum hayatlarına kimseninki toz pembe değil. çok da elzem bişey değil yani evlilik. 23-24 daha üniversiteden yeni mezun oluyor zaten iş bulmalıyım derdinden nası evlilik kafalarına giriyorlar anlamıyorum. ayrıca bekarlık da güzel olay. tadını çıkarabilene.
0
dedim ben sana
(29.07.17)
(6)

Taraftarlıktan Uzaklaşmak

6 yasimdan beri metal dinliyorum
Selam,Bir futbol takımına sağlam taraftar olup da şimdi kopabilen var mı? Atmak istediğim en büyük alışkanlığım, bi' türlü kurtulamıyorum. Her seferinde kendimi digiturk almış, maç karşısına kurulmuş şekilde buluyorum. Nedir çözümü?
Selam,

Bir futbol takımına sağlam taraftar olup da şimdi kopabilen var mı? Atmak istediğim en büyük alışkanlığım, bi' türlü kurtulamıyorum. Her seferinde kendimi digiturk almış, maç karşısına kurulmuş şekilde buluyorum. Nedir çözümü?
0
6 yasimdan beri metal dinliyorum
(29.07.17)
Insanlarin bagimliliklari var. Futbol olmasa da baska seylere var. Futbolla ilgili sunu dusun: O insanlar aslinda para karsiliginda sov yapiyor, yetenek degil onlarin yaptigi. Bir de isin icinde ne kadar mafya oldugunu dusun.

Bir de futbol izle, diyete sokma kendini ama ornegin arkadaslarini cagir. Guzel bir ortam olsun. Belki sonra arkadaslarin olmadan izlemek de istemezsin.
0
Traveller
(29.07.17)
Fenerbahçe taraftarıymış gibi fb maçlarını izle. Ben Ersun hoca'nın gidişinden sonra kademeli olarak soğudum. Arada aziz yıldırım'ın konuşmalarını dinle, futboldan soğutmada çok etkili.
0
ben hastayim
(29.07.17)
Zaten Fenerbahçeliyim. 13 senedir tüm maçları izliyorum, 2 sene ara vermiştim Alex'ten sonra.
0
🌸6 yasimdan beri metal dinliyorum
(29.07.17)
Valla son 3-4 sezonda soğumadıysan hakkatten sorun var:) juve, rm/barça veya primier ligten bir takımı izle bence. Adamların oynadığı üst düzey ve zevkli karşılaşmaları gördükçe önce bizim ligten sonra da fb'den soğuyorum şahsen.
0
ben hastayim
(29.07.17)
Ersun yanal gittikten sonra Fenerbahçe'den koptum ben de. Kendi takımına ve taraftarına objektif bir şekilde bakmaya çalış. Bütün futbolcuların bütün yöneticilerin bütün taraftarların temelde aynı olduğunu sadece renklerinin farklı olduğunu görmeye çalış. Cebinden çıkan paraların gereksiz şekilde çarçur eidldigini (alınan çöp futbolcular, Fatih terime verilen paralar, dağıtılan primler vs.) gör. Türkiye'deki futbol kültürünün ahlaksızlığını gör.

Basarisizligin devamlı geleceğe dair tutulmayan sözlerle üstünün örtülmeye calisildigini, salakça şeylerle çıkan kavgaları, taraftarların argümanlarının aynı ve boş olduğunu, taraftarligin çok kolay holiganliga dondugunu, bunun irkciliktan farkının olmadığını gör.

O zaman soguyabilirsin bence.
0
rahip janick
(29.07.17)
Ben 2013ten sonra koptum. Hem çevremde ilgilenen kalmadı hem benim ilgim bitti.
0
Adramelekhh
(29.07.17)
(5)

bu tespitim dgru mu?

mayeskuel
bi arkadaş evleniyordu. altin falan muhabbeti dondu. yabanci olan sasirdi.sonra üzerine düşününce şu sonuca ulaştim.türkiye gibi muhafazakar Ortadoğu ülkelerinde parasız piulsuz evlenmek çok yaygın olduğu için altin takmak hediye değil ekonomik yardımdir(istisnalar var elbet). parasız piulsuz evlili
bi arkadaş evleniyordu. altin falan muhabbeti dondu. yabanci olan sasirdi.

sonra üzerine düşününce şu sonuca ulaştim.

türkiye gibi muhafazakar Ortadoğu ülkelerinde parasız piulsuz evlenmek çok yaygın olduğu için altin takmak hediye değil ekonomik yardımdir(istisnalar var elbet). parasız piulsuz evliligin sebebi ise, çoğunlukta aşk değil cehalet, çevre baskisi, tren kaçıyor korkusu.
0
mayeskuel
(29.07.17)
Evet katiliyorum. Zaten egitimsiz kesime baktigimizda kadinlarda ve erkeklerde 25 alti evlilik goruluyor. Kadinlar artik 30'lu yaslarda ilk cocugunu yapiyor. Hic biri de dusuk yapmiyor. Cocuklari da hamilelikle ilgili bilgileri sayesinde saglikli olarak gelisiyor, doguyor ve buyuyor. En fazla dusuk aslinda erken yasta evlenip hamileyken cocugu cahillikten dusurenlerde goruluyor. Cahillerin en onemli argumani budur ya, kadinlar 30'dan once evlenip cocuk yapsin diyorlar. Hatta ne 30'u, 20'den once!

Erkekler de 28, 30 yasina geldiklerinde bekar yasitlarini goruyorlar ve hayati yasayamadiklarini fark ediyorlar. Onlar da eslerini aldatmaya basliyor. Esnaflara bakarsaniz eger karisini aldatmayan varsa iclerinde aralarina bile almazlar. Ama surekli dinden soz ederler orasi ayri. O adamlar da cocuklarini kendileri gibi maco, dusuncesiz, cahil yetistiriyor. Ekside bir baslik vardi, oglunu genel eve goturen binlerce baba varmis ulkede.

Once egitim (diploma = para icin degil, okumak ve ogrenmek icin egitim alan), hatta okuduklari icin de aslinda biraz daha fazla kazananan, okumasa da birkac yil calisip para biriktiren, birkac kadin ve erkek taniyip iliskileri ve en onemlisi kendini taniyan insanlarin iliskileri daha saglikli olacaktir. Zaten 25 yasindan evlenmedikleri icin de kimsenin altin takmasina muhtac olmayacaklar.
0
Traveller
(29.07.17)
parasız pulsuz evliliğin sebebine kadar doğru.
0
güneyli çocuk
(29.07.17)
Çoğunlukla aşk değil cehalet, çevre baskısı, tren kaçıyor korkusu ve hatta nispet olarak evlenen dahi var, ben de şahit olduklarımla böyle düşünüyorum. Fakat parasız pulsuz kısmı bence tam öyle değil. zengin değilsen orta halli bir ailenin düğün yapması, ev kurması, o aradaki masraflar vesaire ciddi bir birikim istiyor ve bu da çok kolay değil malûm. Kaç zaman süren taksitleri geç sadece güzel bir yerde yemekli düğün bile fahiş fiyat. evet altının bir maksadı da yardım hediyesidir ve bence güzel bir düşüncedir.
0
mslny
(29.07.17)
Eski Türklerden gelen geline hediye mahiyetinde yüz gorumlugu hala yaşayan bir gelenek, altın almanın fakirlikte hiç alakası yok nispeten orta ve zengin kesimde altın takıyorlar, ülkemizde çeyiz kültürü var koskoca Germiyanoğlu beyliği çeyiz hediyesi olarak Osmanoğullari'na arazi vermişti. Kültürümüzden kalan bir gelenek fakirlik vs etkisinden değil Hristiyan'larda drahoma vardı mesele kısacası düğün evlilik işlerinde hediye para yakın çevresinden geliyor. Ortadoğu diye aşağılık kompleksine girmene gerek yok onlarda drahoma var. Kültürel olgu de geç gelen altın ile ömür boyu geçim sağlamiyor kimse. tek fakir olan millet biz değiliz
0
Fritz-X
(29.07.17)
yabancının şaşırmasına kadar cevap vereyim, sorunun gerisi gereksiz çıkarımlar içeriyor göz attığım kadarıyla.

altın takmak daha çok gelenekle alakalı bence de. yabancı vatandaş kendilerinin registry yaptığından, düğüne hediye almak isteyenlere yüzlerce dolarlık seçilmiş hediyeleri kitlediklerinden bahsetmedi mi?
0
manuel mandalina
(29.07.17)
(1)

Moderasyondan rica edip cevap sildirmediğimi ispat etmem mümkün mü ?

buffy de vampir sayılır
Bahsettiğim şey teknik olarak mümkün mü ? Son sorumda bir arkadaş ithamda bulunuyor cevap sildirdipime dair. Hiç uğraşacağım bir şey değil. Duyuru hayatım boyunca bir kere bile böyle bir şey hatırlamıyorum.Normalde sallamam böyle bir şeyi ama bu resmen iftira ve diğer cevap veren arkadaşlar yanlış a
Bahsettiğim şey teknik olarak mümkün mü ?

Son sorumda bir arkadaş ithamda bulunuyor cevap sildirdipime dair. Hiç uğraşacağım bir şey değil. Duyuru hayatım boyunca bir kere bile böyle bir şey hatırlamıyorum.

Normalde sallamam böyle bir şeyi ama bu resmen iftira ve diğer cevap veren arkadaşlar yanlış anlamasın diye bu saçma iftiranın ortaya çıkıp çıkmayacağını merak ediyorum.
0
buffy de vampir sayılır
(29.07.17)
Birak ne dusunurse dusunsun. O da kufur etmeseymis, kimseye hakaret etmeseymis. Biri farkli bir gorusu savunuyor ya hemen kufur etmeleri gerek zaten. Cahille cahil olaya gerek yok. Zaten bu nedenle kimi ateistler kimi dinciler kadar yobaz olabiliyor (actigin konu bunun uzerineydi, bu nedenle bu ornegi verdim.)
0
Traveller
(29.07.17)
(5)

İngilizce Seviyesi Nasıl Belirlenir?

Mehmet Ersoz
Merhabaİngilizce seviyesini belgeleyen resmi bir sınav önerir misiniz? TOEFL var biliyorum ama son zamanlarda geçerli olmadığını söylüyorlar.En kolay nasıl belgeleyebilirim ingilizce bildiğimi?Saygılar
Merhaba

İngilizce seviyesini belgeleyen resmi bir sınav önerir misiniz? TOEFL var biliyorum ama son zamanlarda geçerli olmadığını söylüyorlar.

En kolay nasıl belgeleyebilirim ingilizce bildiğimi?

Saygılar
0
Mehmet Ersoz
(28.07.17)
Nerede ve ne için geçerli olmasını istiyorsun? TOEFL Avrupa'da genel ollarak gayet geçerli bir sınavdır, kim dedi geçerli değil diye? IELTS var, o da gayet geçerlidir. Türkiye için ise YDS çoğu yerde yeterli görülür.
0
tierra santa
(28.07.17)
toefl ielts agababasi, yurtici yurtdisi gecerliligi var digerleri fasa fiso
0
legalize marijuana
(28.07.17)
teşekkürler. peki nasıl başvuru yapıyoruz acaba?

saygılar
0
🌸Mehmet Ersoz
(29.07.17)
Ieltsin türkiyedeki eğitim kurumlarındaki geçerliliği yök tarafından kaldırıldı. Toefl da sadece devlete ait bir yerde girmeniz halinde eğitim kurumlarında geçerli. Eğitim amacıyla almayacaksanız ieltsi tavsiye edebilirim toefldan biraz daha kolay ve mantıklı bir sınav.
0
hohoho
(29.07.17)
BULATS
0
Traveller
(29.07.17)
(9)

Yiyecek cok lezzetli seyler soylesenize?

stavro
Dert baslikta.
Dert baslikta.
0
stavro
(28.07.17)
Pizza, patatesli borek, patates salatasi, kisir, mucver, dolma, saksuka
0
Traveller
(28.07.17)
Beyhan çorbası, fıstıklı kebap, lahmacun, katmer.
0
reactionic
(28.07.17)
Aynı dertten muzdaripken bana şu kanal epeyce yardımcı olmuştu. (vejeteryan değilsen izle)
www.youtube.com

Ayrıca probiyotik kullanmıştım, şase olarak eczaneden almıştım, sık sık kefir içtim, bir de damla sakızı tükettim bir miktar. çiğnemek değil bildiğin yedim, sütün içine attım, dövüp yedim, tatlılara karıştırdım.

mantar sote veya kaşarlı mantar
antep katmeri
gevrek (simit) tulum peyniri ve çay üçlemesi
kavun- karpuz - üzüm den biri peynir ekmek
bodrum usulü kıymalı makarna (kekikli dometesli)
dumanı üzerinde tarhana çorbası
hünkar beğendi
közlenmiş patlıcan biber salatası
tavuklu pilav bol karabiberli yanına ayran veya üzüm hoşafı
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(28.07.17)
Lazanya, taşta pişen ekşi mayalı pizza, etli ekmek, kıymalı makarna, hardal soslu Akdeniz marullu mısırlı salata, soslu suyla pişmiş mantı, zeytinyağlı sarma, zeytinyağlı barbunya, kıtır ekmekli naneli domates çorbası, muzlu pasta, ekler, tarçınlı kurabiye, taze çifte kavrulmuş lokum ve daha nicesi ama aklıma gelen öncelikliler bunlar.
0
mslny
(28.07.17)
bira, kuru et.
0
spirit crusher
(28.07.17)
bira yanında çizburger ve kızartma
mangalda soslu tavuk kalça şiş
fesleğenli kremalı mantarlı parmesanlı makarna
karnıyarık
patlıcan musakka (esnaf lokantası special)
0
yuto
(28.07.17)
krokanlı pasta
çıtır mantı
bazlama arası kaşar kavurma
0
blacksky
(28.07.17)
etli sebzeli quesadilla
fıstıklı kuru baklava
chocolate chip cookie dough
0
blacksky
(28.07.17)
Hamsi tava
Uy aha!
0
eksimeksi
(29.07.17)
(17)

Teşekküre verdiğiniz karşılık?

diffarentiationation
Resmi ve samimi olduğunuz kişiler, hatta çok resmi ve çok samimi de olabilir, size şunları dediğinde ne dersiniz?1. Teşekkürler.2. Teşekkür ederim.3. Sağol.4. Sağolun.5. Allah razı olsun.
Resmi ve samimi olduğunuz kişiler, hatta çok resmi ve çok samimi de olabilir, size şunları dediğinde ne dersiniz?

1. Teşekkürler.
2. Teşekkür ederim.
3. Sağol.
4. Sağolun.
5. Allah razı olsun.
0
diffarentiationation
(28.07.17)
Estağfurullah, ne demek, önemli değil, lütfen, vb.
0
Adramelekhh
(28.07.17)
1. Ne demek
2. Rica ederim
3. Sen de
4. Siz de
5. Eyvallah

sirali yazdim ama samimiyet seviyesine gore karisik da cevaplanabilir. hepsini ayni anda kullanmamak lazim ama..
0
ekyil
(28.07.17)
Çok samimi olduğum kişiler bunları bana demez pek, dedikleri zaman da şakayla "bi daha benden bi şey isteme ama" falan deriz birbirimize, ama arada resmiyet varsa "ne demek" veya "önemli değil" diyorum.
0
Kamyoncunun vitesi
(28.07.17)
Rıca ederım hepsi için en uygunu.
0
bedbed
(28.07.17)
Ben genelde teşekkür ediyorum karşılık olarak da.
0
sopiro
(28.07.17)
4.bp.blogspot.com

Bu.

edit: ama daha mütevazi bir biçimde gülümsüyorum böyle pişmiş kelle gibi değil daha anlık oluyor ayrıca.
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(28.07.17)
Genellikle estagfurullah derim.
0
delicevat
(28.07.17)
hi hm derim, asla dinle ilgili ifade kullanmam. Cok da kibar olmam gereken yerde "Rica ederim." derim ama ornegin biri icin kapiyi acarsam kucuk bir seydir "hi hm" diyorum.
0
Traveller
(28.07.17)
Rica ederim
Ne demek
Bi sey degil canim nolacak
0
passive aggressive
(28.07.17)
ilk 4 - ricæderim
5. - eyvallah
0
ateistanbul
(28.07.17)
"Rica ederim" diyorum.
0
stavro
(28.07.17)
1 önemli değil
2 önemli değil
3 sen de sağol
4 siz de sağolun
5 sağol
0
tuzumkuru
(28.07.17)
rica ederim
0
kuzey li
(28.07.17)
Eyvallah genelde
0
etna
(28.07.17)
Hepsi için çok farklı şeyler söylemiyorum ama yakınlığıma ve ne için teşekkür ettiğine göre "Rica ederim", "Ne demek, her zaman", "Lafı olmaz", "N'olcak canım" ve göz kırpma/havadan öpücük gönderme şeklinde sıralayabiliriz. Bazen şaşırıp ben de teşekkür ediyorum. Bazı kereler "Doğum günün kutlu olsun" diyen birine "Senin de", "İyi yolculuklar" diyene "Sana da" demişliğim vardır. Yalnız, "Allah razı olsun" denirse, "Sağ olun. Sizden de" derim.
0
aychovsky
(28.07.17)
Yabancıya: rica ederim
Arkadaşa: ne demek yahu, lafı bile olmaz, aşkolsun yav, asıl ben teşekkür ederim
Amire, büyüğe: estağfurullah
0
manuel mandalina
(28.07.17)
ayıpsın karşim
0
siradam
(29.07.17)
(3)

bu adam ne kadar doğru söylüyor olabililir?

sipsiyah
https://www.facebook.com/depremtahministasyonu böyle bir adam varbulut hareketlerinin depremlerle alakalı olduğunu iddia ediyor. sizce ne kadar doğru olabilir?
www.facebook.com böyle bir adam var

bulut hareketlerinin depremlerle alakalı olduğunu iddia ediyor. sizce ne kadar doğru olabilir?
0
sipsiyah
(28.07.17)
Jeolojiyi geçtim, coğrafya bile bilmiyor. Yazık. Yerin kilometrelerce altında gerçekleşen fay kırılmasını yağmur gibi bir hava olayına nasıl bağlamış anlamak güç. Adam depremi önceden haber veren SMS sistemi kurmuş. Bu adamın uzaya fırlattığı kendi uydusu yoksa o SMS sistemi bir işe yaramaz çünkü deprem sonrasında birçok operatör kitleniyor. Dolandırıcı gibi bir şey.
0
dissendium
(28.07.17)
Birak bulutlari, halihazirda sismolojik veriler bile deprem olacagini soyleyemiyor. Depremi onceden kestirmenin yolu yok. Umarim gelecektr olur ama bugun icin boyle bir teknoloji yok.
0
stavro
(28.07.17)
Bu adamin bunu soylemesine degil 2000li yillarda buna hala inananlarin inanmasa bile suphe duyanlarin varligina inaniyorum. Gidin kitap okuyun, dunyayi gezin, spor yapin, akilli kulturlu arkadaslar edinin kisacasi insan olun.
0
Traveller
(28.07.17)
(4)

1-2-3 agustosta avrupada nereye gidilir?

seljax
tek basima bu 3 gunluk offta sirt cantami alip bi sehir gezeyim diyorumatina ve varsova var kafamda. siz nereleri onerirsiniz? haftaici hareketli olan sehirler hangileridir?
tek basima bu 3 gunluk offta sirt cantami alip bi sehir gezeyim diyorum

atina ve varsova var kafamda. siz nereleri onerirsiniz? haftaici hareketli olan sehirler hangileridir?
0
seljax
(27.07.17)
Barcelona ya da Budapeşte olabilir.
0
6 yasimdan beri metal dinliyorum
(27.07.17)
Yalnizca 3 gun olacagi icin daha kucuk ve yakin sehirler oneririm. Ornegin Sofya, Bukres, Atina uygun olabilir.
0
Traveller
(27.07.17)
vizesiz belgrad'a gidebilirsin.
0
sir gawain
(27.07.17)
belgrad +1
0
halanne
(27.07.17)
(1)

Ny studio vs british side

raven
Daha iyi önerilere de açığım. Şimdiden teşekkürler :)
Daha iyi önerilere de açığım. Şimdiden teşekkürler :)
0
raven
(27.07.17)
British Side ve ITI, Istanbul'daki en iyi dil kurslarindan. Besiktas Amerikan Kultur de iyi gidiyor diye biliyorum. International House da iyi ama Istanbul'da kurslari var mi bilmiyorum.
0
Traveller
(27.07.17)
(4)

şirketlerin iş teklifleri üzerinden pazarlık

tepedeki psychedelic adam
şirketlerde de böyle esnaf gibi bi kafa var mı aslında merak ettiğim bu? yani esnaf 10 lira yazmıştır etikete ama nasıl olsa pazarlık olur düşülür diye yazmıştır öyle, pazarlıktan sonra 7'ye satar. şirketler de fiyat teklifi yaparken karşı taraf yükseltmek ister nasıl olsa arada buluşuruz diye mi ya
şirketlerde de böyle esnaf gibi bi kafa var mı aslında merak ettiğim bu? yani esnaf 10 lira yazmıştır etikete ama nasıl olsa pazarlık olur düşülür diye yazmıştır öyle, pazarlıktan sonra 7'ye satar. şirketler de fiyat teklifi yaparken karşı taraf yükseltmek ister nasıl olsa arada buluşuruz diye mi yapar teklifini? bu soruyu aslında kurumsal gibi ama çok da büyük olmayan bi yer için soruyorum diyebiliriz.
0
tepedeki psychedelic adam
(27.07.17)
Bence iş teklifi üzerinde pazarlık şöyle olursa eğer var;

- İş tecrübeniz çok ise
- Şu an başka yerde çalışıyor ve buraya transfer olacaksanız.
- Elinizde o işle alakalı bir belgeniz var ise

Ama tecrübesiz yeni mezun iş için başvuruyorsanız yok.
0
kediyiyenpiskopatfareyimben
(27.07.17)
Ben ilk sigortali çalıştığım yere girerken bile pazarlik yapmıştım. Yapılır yapilir yani cekinmeyin. Ama tabi tüm firmadakiler ayni ücrete calisiyordur, misal kurumsal bi mağaza bi o zaman yapamazsın.
Evet aynı ev, araba alir gibi pazarlik payi koyuyo şirketler.
0
moratoryumkisilik
(27.07.17)
fiyat teklifi" mi, maaş teklifi mi? fiyat teklifi deyince iki şirket arasında bir ürün için verilen teklif anlıyorum ben.

maaş teklifi ise, çoğu kurumsal ya da kurumsal olmaya çalışan şirket aradığı pozisyon için +-250/500/750 tl maaşta oynama payı düşünür. özellikle aynı pozisyon, aynı titr ile çalışan birden fazla kişi varsa ve siz de o pozisyon için görüşmedeyseniz, üç aşağı beş yukarı size verilecek maaş bellidir, çok da pazarlığa girip renginizi belli etmeye gerek yok.

ne denli esneklik payları olacağının basit yolu şirketin yapısını karşında oturan kişi veya kişilerden dinleyip analiz etmektir.
0
naelektrisan
(27.07.17)
Kesinlikle yapilir. Zaten o nedenle maas beklentisi soruyorlar. Ben gecen hafta yaptim ve 300 lira fazla aldim. Cok da fazla degil aldigim ama ise yaradigini gordum.
0
Traveller
(27.07.17)
(6)

üst kattan sigara atan orospu evladına ne yapılır?

diffarentiationation
görevli birkaç kere bizzat uyardı, apartmanın girişine uyarı asıldı. ben aşağıdan bağırdım ulan hayvan mısın diye, duydu mu bilmiyorum. görür görmez saldırmamak için zor tutuyorum kendimi. siz ne yapardınız?
görevli birkaç kere bizzat uyardı, apartmanın girişine uyarı asıldı. ben aşağıdan bağırdım ulan hayvan mısın diye, duydu mu bilmiyorum. görür görmez saldırmamak için zor tutuyorum kendimi. siz ne yapardınız?
0
diffarentiationation
(27.07.17)
Çık yukarı çal kapısını konuş. Eğer kiracıysa ev sahibinin numarasını bul, onu ara.
0
fengari
(27.07.17)
Elinde bir poset cop olsun. Bir daha olursa copu buraya bosaltirim de.

Benim eski evde icki icip sisesini sokaga atan universite ogrenciler vardi. Disarida gorsen adam sanirdin ama... neyse
0
Traveller
(27.07.17)
Yolda karşılaşınca ya da kapısına çıkıp konuyu aç. Tembel ya da evdekilerden sigara içtiğini saklamaya çalışan ya da yere çöp atarken de rahatsız olmayan hayvanlardan olabilir. 3 ihtimali de düşünmek lazım. Sigara içenlerin %90'ı sokağa izmarit attığı için normal geliyor da olabilir.
0
nawar
(27.07.17)
ailemle kaldığımda, balkonda sigara içerdim; küllük vardı balkonda. uyar bence uygun bir dille. insan evladı çıkar umarım.
0
runagain
(27.07.17)
İzmaritleri kapısına bırak. Hergün usanmadan temizlesin. Sonunda bıkacaktır.
0
medre
(27.07.17)
@nawar 3 ihtimalin 3'ü de hayvanlık mı ya hakaten? :D

ben aynen dediğin şekilde evdekiler görmesin diyerekten çoğunlukla sallıyorum yola. ama böyle apartımanın oturulan edilen biyeri değil.. yola atmam mesela normalde. ama benim balkondan attığım yola atanlar oluyor, biraz da onun rahatlığıyla atıyorum.
0
klar
(27.07.17)
(6)

Kentsel donusum

insanlik icin buyuk bir adim
Kentsel donusumle birlikte havuzlu siteler, saunali betonlar, ultraluks gorgusuz apartmanlar yukselirken orta gelir sinifinda kalan kisiler ev bulmakta zorlanmiyor mu? Ev kiralari yeni yapilan yapilarda cok ucuk ve satin almak benim gibi orta gelire sahip kisiler icin imkansiza yakin. Oturulabilecek
Kentsel donusumle birlikte havuzlu siteler, saunali betonlar, ultraluks gorgusuz apartmanlar yukselirken orta gelir sinifinda kalan kisiler ev bulmakta zorlanmiyor mu? Ev kiralari yeni yapilan yapilarda cok ucuk ve satin almak benim gibi orta gelire sahip kisiler icin imkansiza yakin. Oturulabilecek (kombili, bodrum kat olmayan) ev bulmakta zorlaniyor musunuz?

Ben hayli zorlaniyorum. Ilerde daha da zorlanacagimi dusunuyorum. Su an yasadigim semtte bu tur projeler revacta ve onumu gormekte gercekten zorlaniyorum. Bir taraftan uretmeden, kazanmadan sabit gelirle hayatta kalma planlariniz var mi?

Gercekten cok bunaldim, merak ediyorum sizde durumlar nasil? 5-10 yil sonra neler bekliyor bizi?

Neden bir insaat firmasi cikip da biz projelerimize havuz, fitness salonu, sauna koymayacagiz, orta sinifi hedefliyoruz demiyor? O kadar zengin miyiz biz?
0
insanlik icin buyuk bir adim
(27.07.17)
zorlanıyor tabi, şehrin daha dış ve göreceli ucuz semtlerine kaçıyorlar. dolaylı olarak talep artışı ile o bölgelerde de fiyatlar artıyor.
0
orpheus
(27.07.17)
Zorlanıyorlar. Ev kiraları bile çok yüksek. Ben şahsen 5 bin TL ve üzeri bir maaşım olmazsa ev alabileceğimi düşünmüyorum. Büyük şehirlerde arsa fiyatları çok fazla. Kısıtlı bir alanı en fazla kar alacak şekilde değerlendirmek gerekiyor. Orta sınıfa hitap eden evlerin şehrin hareketli bölgelerinde yer alma şansı bence artık yok. Çünkü sahip olduğun arsaya hiçbir özelliği olmayan bir apartman diktiğinde o arsadan kar etmiş olmuyorsun. Ama sahip olduğun arsaya içinde market, iş yeri açılabilecek şekilde bir yapı inşa ettiğin zaman daha fazla kar elde etme şansın oluyor. Arsa sahibi, iş yerlerinden evlere göre çok daha fazla kira alıyor. Eğer nüfus çok artarsa şehrin dışındaki bölgelere Çin'deki gibi 20-30 katlı gökdelenler yapılabilir. Müteahhit orta sınıfı düşünmez. Bir projeden ne kadar kar elde edebilirim diye düşünür. Türkiye'nin ekonomik geleceğini ben iyi görmüyorum.
0
dissendium
(27.07.17)
Kentsel dönüşümün 3 amacı 3 de sonucu var. Bunlar önem sırasına göre:

Amaç
1-) İnşaatçıların para kazanması
2-) Düşük gelirli grubun şehir merkezlerinden uzaklaştırılarak şehrin daha elit, daha zengin görünüm kazanması ve konutların değer kazanması. Madde 1'e de fayda sağlıyor
3-) Çevre veya içinde yaşayanlara tehlike olan veya metal yorgunluğu vs. sebebiyle olacak binaların, depreme dayanıklı hale gelmesi.

Sonuç
1-) Otopark sorununun azalması ve sitelerin lüksleşmesi.
2-) Dairelerin hacimlerinin azalması.
3-) O evi almak için 10-20 sene arası borca girip, kredi çekmek ve geleceği ipotek altına almak.
0
nawar
(27.07.17)
M.koyde oturuyordum simdi bu yaz Maltepe'de bir siteye tasindik. Buradaki havuzlu saunali guvenlikli 30 katli site M.koy'deki 15 yillik apartmandan daha ucuz.
0
Traveller
(27.07.17)
@nawar kentsel dönüşümü iyi anlatmış.

dar/orta gelirli oy veriyor nasılsa, üstelik o sitelere bakıp gurur duyuyor bir de! "fabrikada tütün sarar, sanki kendi içer gibi" diyordu ya şarkıda. özdeşim kurma deniyor buna psikolojide. erişemeyeceğin bir konuma gıpta eder, kendini onunla özdeşleştirirsin. futbol (spor?) ya da eğlence sektöründeki idoller gibi.

güzel yerden yakalamış götürüyor ve onunla birlikte olanlar da kazanıyor. bizim fakirler de eşek gibi çalışıp, manevi bir tatmin hissediyor üstelik.
0
runagain
(27.07.17)
@dissendium: Sen onu minimum 15.000 yap.

Şu yazıyı okumanızı tavsiye ederim, konuyla ilgili tam olarak dediğiniz şeyi anlatıyor:
rhetorica.blog
0
fengari
(27.07.17)
(10)

Amerika gezisi nereye kaç gün?

basond
Los Angeles,Las Vegas, San Francisco bölgelerini gezmek istiyoruz çift olarak, araba kiralayacağız, nereleri görelim 10-15 gün arasında nereye kaç gün ayırabiliriz? Her yerde(şehir içi,dışı) arabaya ihtiyacımız olur mu? Benden önce san francisco ya giden bir abimiz orada arabaya hiç gerek olmuyor şe
Los Angeles,Las Vegas, San Francisco bölgelerini gezmek istiyoruz çift olarak, araba kiralayacağız, nereleri görelim 10-15 gün arasında nereye kaç gün ayırabiliriz?

Her yerde(şehir içi,dışı) arabaya ihtiyacımız olur mu? Benden önce san francisco ya giden bir abimiz orada arabaya hiç gerek olmuyor şehir içinde cable car ile rahatca istediğimiz yerlere gidebildik dedi.
0
basond
(26.07.17)
Tam olarak bu dediğini yapıyorum bi arkadaşımla ağustosta. Plan şöyle

- 2 gece San Francisco (Buradan çıkarken araba kiralıyoruz)
- 1 gece Pismo Beach
- 2 gece Los Angeles
- 2 gece San Diego
- 3 gece Las Vegas (Buradan Grand Canyon yapıp gelinecek)
- 1 gece Yosemite
- Kalanı San Francisco (Buraya girerken arabayı bırakıyoruz)

Bunun üzerinde oynanabilir. Şartlar gereği böyle oldu ama SF-LA arasına, LA'e ve Yosemite'ye birer gece daha konulabilir. Tabi biz de ilk defa gidiyoruz sayılır onu da belirteyim.
0
bartman
(26.07.17)
Yarin gidiyorum

Los angelestan kiraliyoruz biz arabayi oraya uctugumuz icin.

Los angeles 2 gece
Las vegas 1 hafta, grand canyon, death valley vb yapilacak ve tatil yapilacak
Yosemite 1 gece
San francisco 3 gece
Monterey 1 gece
San diego 1 hafta (gunluk road tripler yapilacak)
Long beach 2 gece


Arada tabi santa monica vb bisuru yere gidicez. Biraz sacma bi rota, bi kampanya sebebiyle las vegas ve san diego otellerinin tarihleri boyle olmak zorundaydi, ve sacma oldu boyle :D ama takilmiyoruz :)
0
kuehles blondes
(26.07.17)
San francisco'da otopark cidden cok pahaliymis, biz biraz sehrin disinda arabayi ucretsiz park edebilecegimiz bi otelde kaliyoruz.

Yosemite ye 1,5 gun ve 1 geceden fazlasini ayirmak isterdim ben de ama olmadi :/
Las vegasta o ortami gormek istiyorum ve dedigim gibi otel fiyati ve tarihi sebepli 1 hafta olmak zorunda oldu ama death valley, grand canyon, red rock vb bisuru yer var etrafinda.

San diegoda kaldigimiz sure icinde meksikaya girip ciksak mi diye tartisiyoruz, karar veremedik. Orada da otel sebepli uzun kalmamiz gerekiyor :D saga sola gunluk gezicez orada.
Kesinlikle optimize edilmesi gereken bir plan ama las vegas ve san diego otelleri sebepli boyle oldu :(
0
kuehles blondes
(26.07.17)
Mobilde ardarda flood liyomus gibi oldu, kusuruma bakmayin ama,

East coast da dusunebilirsiniz.

Orlando, miami, key west ve mesela oradan cruise ile 3-4 gun bahamalar vb.
0
kuehles blondes
(26.07.17)
Kaliforniya ile ilgili her turlu sorularinizi alabilirim. Orada yasadim.

Los Angeles 6 gun, 3 gun San Diego, 2 gun Santa Barbara, 1 gun Yosemite, 10 gun San Francisco.

Los Angeles'tayken Venice Beach, Beverly Hills, Hollywood, UCLA'i goruyorsunuz.

San Diego'da Gas Lamb Boulevard, Maritime Museum, Old Town, Potato Rock'a gidiyorsunuz.

Santa Barbara'da Old Court Building, Sterns Wharf, Goleta Beach, UCSB, Butterfly Groove'a gidiyorsunuz.

San Francisco'da Castro, Cout Tower, Golden Gate onemli.
0
Traveller
(26.07.17)
@kuehles
eastcost tarafını yaptık
peki bu tur içinde hep otellerde mi kalacaksınız yoksa kamp mı yapacaksınız?

@traveller naptın dostum totalde 15 günümüz var maksimum.
0
🌸basond
(26.07.17)
Ben UBER Pool kullanmanizi oneririm. Cable Car'dan daha ucuz. Ama UBER Santa Barbara ve San Diego gibi kucuk sehirlerde pahali. Oralarda Transit Center'lara gidip kart alin. San Diego'da kart 1 dolar. Santa Barbara'da 10 binis 11.50. Los Angeles'da ise TAB kart 1 dolar her metro binisi 1.5 dolar kadar. Havalimanindan da Union Square'e kisi basi 9 dolar verip gelmeyin. Metroya binin.
0
Traveller
(26.07.17)
otel + airbnb + hostel

yosemite uzun olsa orada çadır düşünüyodum ama 1 gece için gerek görmedim
0
bartman
(26.07.17)
@basond
Otel ve b&b ve apartlar.

Mesela las vegasta hilton ama odada full mutfak da var falan fialn.
0
kuehles blondes
(26.07.17)
Sorunuza kaynak yapacağım ama 15-20 günlük bir gezi için kişi başı ne kadar bütçe ayırmak gerekir?
0
Lim5
(27.07.17)
(13)

sevgilinizle aranız nasıl?

lonelyman
cidden nasıl gidiyor? tartışma, kıskançlık, ara sıra küs kalma oluyor mu?yani biriniz şöyle diyor mu "her şey süper, hiç kıskanma yok tartışma kavga yok mis gibiyiz" diyor mu?hayatımda kimse yokken ne güzelmiş salak gibi yeni anladım başıma aldım belayı yetti canıma.
cidden nasıl gidiyor? tartışma, kıskançlık, ara sıra küs kalma oluyor mu?
yani biriniz şöyle diyor mu "her şey süper, hiç kıskanma yok tartışma kavga yok mis gibiyiz" diyor mu?

hayatımda kimse yokken ne güzelmiş salak gibi yeni anladım başıma aldım belayı yetti canıma.
0
lonelyman
(26.07.17)
Iyi gidiyor. Gecen yil Los Angeles'a yanima geldiginde 3 hafta harika gecmisti. Giderken dayanamadim havalimaninda agladim. Simdi yine yanindayim da firsatin farkina varamiyorum. Isten dolayi cok az konusabiliyoruz.
0
Traveller
(26.07.17)
sevgilim yok. fakat olsa da böyle eziyet bir ilişki istemezdim. tartışma, kıskançlık falan.

hayatı daha da zorlaştırmaya gerek yok. ilişki dediğin o kadar yıpratıcı olmamalı.
0
MaNOfTheYear
(26.07.17)
yok ki :(
0
secrex
(26.07.17)
ilişki, sevgililik denilen şey insana hayatındaki huzur veren kısım olmalı. okul, iş, güç vs gibi günlük uğraşların verdiği stresten insanı arındıran şey sevgililik olmalı. ilişkiniz gündelik şeylerin üzerine size ekstra stres, sıkıntı yüklüyorsa ayrılın.

başka bi şekilde daha söylemek gerekirse; hayatı birkaç çeşit yemekten oluşan bi akşam yemeği gibi düşünürsek, çorba, ana/ara yemek, salata vs yi aile, iş, arkadaşlar vs gibi düşünürseniz sevgili bu yemekteki tatlıdır. tatlı opsiyoneldir. mantıklı birisiyseniz sevmediğiniz tatlıyı yemezsiniz. hayatınızı mahveden ya da daha da zora sokan ilişkiyi de bitirirsiniz. bu kadar basit. kimse kimseye katlanmak, başkasını kabul etmek ya da hayatında birisini tutmak zorunda değil. sizden ayrılmak isteyen birisine dahi neden diye sormadan ok deyip geçin. zorla yenilen tatlı, tatlı gelmez. hatta kilo yapar sağlığa zarar verir :)
0
washe
(26.07.17)
abi yanlış anlama da bu yalnızken çok güzel kafası hiç mantıklı değil.

eskiden olurdu evet başkalarıyla, hatta ben bunu kaçınılmaz bir ilişki dinamiği olarak görürdüm ama şu an hiç olmuyor akıp gidiyor her şey sorunsuz bir şekilde zaten öyle olunca da ilişki dediğin şey zevk veriyor mutlu ediyor yoksa yaşadığın şey ilişki adı altında eziyet oluyor.
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(26.07.17)
Şu an yok, ilişkim olmasını da özledim artık valla.

Eski ilişkimi düşünüyorum da aşırı kıskançlık, kavga falan olmuyordu pek. Çok nadir birkaç kavgamız olmuştu 3 4 senede.

Sizin söylediğiniz gibiyse, rahatsız ediciymiş gibi o.
0
senolll
(26.07.17)
tartışma kıskançlık dozunda olduğu süree ilişkinin heyecan verici taraflarıdır, süper sorunsuz ilişki aşırı sıkıcı. o ne lan?
0
füt
(26.07.17)
Eh oluyor tabii hepsi.
0
jazzabel
(26.07.17)
Iyi gibi, son bir senedir baya duz bir cizgi tutturduk. 3,5 seneden sonra artik kavga edecek bir sey bulamiyoruz, kiskanclik da cok olmuyor. "Su kim, oyle mi dedi, ha dikkat et ben bu kisiden cok hoslanmadim" konusmasi geciyor en fazla, ustune ikinci defa konusmuyoruz bile. Sanirim kendimle iliskideyim adjdjjd.

Boyle olunca da hic yipratici olmuyor, ayni zamanda en arkadasim.
0
piremses
(26.07.17)
3-5 ayda bir falan tartisiyoruz. Oyle kiskanmali kusmeli tartismali iliskim olsa bunla mi ugrasicam diyip kaçarım zaten.
0
passive aggressive
(26.07.17)
Bazen iyi, bazen kötü.
Tartışmalar oluyor zaman zaman. Zaman zaman bıkıyorsun da ama yukarıda bir arkadaşın da dediği gibi ilişki denen şey hayatın huzurlu kısmını oluşturmalı. Yani kavga etmek, bazen gerçekten önemsiz bir şey olabiliyor. Birbirini kırmadan eften püften kavga edip sonunda birbirine gülüyor da olabilirsin; kıskançlığını dalgaya vurarak huzur kaçırmadan gözdağı verip yine sonunda birbirine gülebilirsin. Yeri gelir 1 saat, yeri gelir 1 gece küsebilirsin de...

Şahsi kanaatim sorun olan kısmın bu davranışlar olmadığı. Nasıl ki kavgasız, kıskançlıksız, hep barışık mıç mıç ilişkiler en iyisi en huzurlusu olmuyor; yukarıda bahsettiğim şeyleri yaşadığın ilişki de en kötüsü ve huzursuzu olmaz.

Kiminle yaşadığın, nasıl yaşadığın, tahammül sınırın önemli bence.

Birbirini kırıp dökmüyorsan, üzmüyorsan, bunaltmıyorsan o ilişki diğer şeyler olsa da iyidir, güzeldir bence.

Tartışma o kadar da fena bir şey değil, kıskançlığı yeri gelir sen de yaşarsın ama nasıl yansıttığın, nasıl tartıştığın ve tahammül edip edemediğin önemli işte.
0
septiklestiremediklerimizdenmisiniz
(26.07.17)
gereksiz tartışma çıkarmamayı ve parçası olmamayı öğrendim. bu karşımdakinin davranşına hehe deyip geçiştirmek değil. cidden mantık ve akıl ile olayı analiz ederek sakin kalarak tartışmak ile oluyor.

kavga-ayrıl-barış bunlar ilişkinin çivisini çıkarır. bir defa kavga barışma ayrılma yaşandığı zaman devamı geliyor o yüzden o ilk ayrılığı asla yaşamam. ayrılacaksam da bu düşünülmüş bir karar olur ve geri dönmem. karşımdaki de bu tavrımı bilir yok yere olay çıkarmaz ayrılmaz.

bu tip şeylere dikkat edince ilişki yük olmuyor insan hayatına. yük olacak insan da aslında zaten baştan belli ama biz öyle olmayacağına kendimizi kandırarak inanıyoruz. bunu yapmamak lazım.
0
orpheus
(27.07.17)
sevgililerinizin sınırlarına saygı duyun. x bir durumda onun bir davranışı size uymuyorsa bile "bu onun isteği" deyip çok zorlanmayacaksanız bunu yapın. yani "düşündüğünüzü" boş verin, onun istediğine odaklanın. çünkü her insanın sınırları vardır. o sizin bir uzantınız değil. genelde öyle algılandığından "benim uzantımın bu hareketini beğenmedim" diyerek abukluyor insan.
0
matrix
(28.07.17)
(9)

neden telâffuz konusunda çok kasıyoruz?

oddyseus
En ufak bir İngilizce film, dizi, isim ya da şehir yanlış telafuz edildiğinde ya da Türkçe fonetiğe göre okunduğunda dalga geçildiğini görüyorum her yerde. Bu olayın kökeni nedir? Amerikalıların hepsi kelimeleri kendi diline göre telafuz ediyorlar zaten. Einstein'a aynştayn demiyorlar, Ankara'ya "An
En ufak bir İngilizce film, dizi, isim ya da şehir yanlış telafuz edildiğinde ya da Türkçe fonetiğe göre okunduğunda dalga geçildiğini görüyorum her yerde. Bu olayın kökeni nedir? Amerikalıların hepsi kelimeleri kendi diline göre telafuz ediyorlar zaten. Einstein'a aynştayn demiyorlar, Ankara'ya "Ankara" demiyorlar. Ama New York'u "nev york" şeklinde telâffuz etmeye kalksa birisi ben de dahil Türkiye'nin %99'u taşak geçeceğine eminim. (Ama w Türkçe'de yok mecburen öyle diyoruz demeyin. ğ'de İngilizce'de yok onlar g olarak çeviriyor.)

Yanlış anlamayın, Türkçe'nin kullanımını dayatan milliyetçi bi yaklaşımla yazmıyorum bunu. Umrumda değil Türkçe'nin durumu. Sadece neden çok kastığımızı anlamaya çalışıyorum.
0
oddyseus
(26.07.17)
Neden yanlış telaffuz edilsin ki? Bir şeyin doğrusunu öğrenmek varken yanlış üzerinde nolcak ki yaaa amma kastın haa anlayışı bence oldukça yersiz.
0
gozu acik sevisen yahudi
(26.07.17)
gözü açık sevişen yahudi, hocam burada bahsettiğim şey yanlış telâffuzdan daha çok özel isimlerin Türkçe fonetiğiyle okunmasının neden dalga konusu olduğuyla alâkalı.
0
🌸oddyseus
(26.07.17)
aşağılık kompleksi, hepsi bu.

bunu yapanlar bi bok değiller ve bi bok bilmeyenler. kendi içlerinde -itiraf edemeseler bile- bunun farkında farkında ve altında eziliyorlar. bu duyguyu da öğrendiği birkaç ucuz/eksik bilgiyle karşısındakini aşağılayarak(!) yapmaya çalışıyorlar.

oysa bilgi sahibi insanların böyle ucuz numaralara ihtiyacı da yok kanıtlama gereksinimi de.. öğrenirler ve bu kadar. daha fazla ucuz numaralara ihtiyaçları yok çünkü.
0
mehmed resad
(26.07.17)
belki bu durum İngilizce'nin küresel dil olduğundan dolayı ve New York'u herkesin bilip Ankara'nın dünya tarafından bilinmemesi durumuyla açıklanabilirdi ama herkesin adını bilmediği eyaletlerin de yanlış telâffuz edildiğinde de insanlık suçuymuşcasına özellikle düzeltme çabasına girildiğini görüyorum. Mesela herkes tarafından bilinmeyen Illinois'i "illinoy" yerine "illinois" şeklinde telâffuz edince de dalga geçiyor bu tipler.
0
🌸oddyseus
(26.07.17)
Turkiye'de son zamanlarda egitimli ve kulturlu kesimi asagilama ve cahilligi ovme moda oldu. Dogruyu ogrenmede bir hata yok. Nev York degildir bu kadar basit.

Bir de ozel isimler yapim eki alirsa ardindan gelen cekim ekleri kesme isaretiyle ayrilmaz. Ingilizceyi kurtaracakken Turkceyi batirmaya da gerek yok.
0
Traveller
(26.07.17)
Önce Türkçe harfleri kullanmayı dene madem çok meraklısın.
0
🌸oddyseus
(26.07.17)
(Az sonra bu mesajimi iki kisi arasinda diyalog diye silecekler ama modlara simdiden soyluyorum mobildeyim mesaj atamiyorum.)

Bak dostum ayni fikirde degiliz diye hakaret edilmez. Farkli dusuncelere saygi duymayi ogren. Ayrica telefonumda Turkce karakter yok. Bunun disinda bir seyi yanlis kullanmiyorum.
0
Traveller
(26.07.17)
Hocam sorun zaten doğrunun öğrenilmesinde değil. Başka hiçbir milletin "şu ülkenin şehrini oranın diline göre telâffuz etmeliyim" algısı yokken aşağılık kompleksiyle Türklerin bu konuda cadı avına çıkmasını eleştiriyorum. Amerikaya(evet kesme işareti koymuyorum sikimde değil essay yazmıyoruz) gittiğinde ismini yanlış ya da kendi fonetiklerine göre telâffuz ettiklerinde de dalga geçecek misin? Ha madem kasıyosun bari doğru yap. Yazdığın "Nev York degildir bu kadar basit." kısmında ne eksik bul bakalım? Artık hiç önemi olmayan bir internet mecrasında bir yorum atarken bile 5 kez gözden geçirdiğin yazıyı 10 kez gözden geçirirsin. Doğal seleksiyon bir nevi.
0
🌸oddyseus
(26.07.17)
Abi bizim millette var bu, herkes bi artist, bi dalga geçme, üste çıkma bok bok özellikler. Çok genelledim ama gerçekten böyle insan çok var. En iyisi hiç takılma buna.
0
senolll
(26.07.17)
(10)

sizce cumhuriyet iyi bir yönetim biçimi mi?

pilavmaker
son 1-2 yılda bu konuda düşüncelerim netleşmeye başladı. kıyaslama yapmayacağım ama cumhuriyet'in bırakın en mükemmel olmasını, doğru bir yönetim şekli olduğunu bile düşünmemeye başladım. bunda bizim ülkedeki durumların da payı var ama genel olarak dünyanın durumunu düşündüğümde ve yaptığım tarih ok
son 1-2 yılda bu konuda düşüncelerim netleşmeye başladı. kıyaslama yapmayacağım ama cumhuriyet'in bırakın en mükemmel olmasını, doğru bir yönetim şekli olduğunu bile düşünmemeye başladım. bunda bizim ülkedeki durumların da payı var ama genel olarak dünyanın durumunu düşündüğümde ve yaptığım tarih okumalarının da sonucunda bu kanıya vardım. siz ne düşünüyorsunuz?
0
pilavmaker
(25.07.17)
Cumhuriyet ve demokrasi farkli seyler. Ben demokrasi istiyorum. Ingiltere gibi kralicemiz olacaksa ve demokrasimiz de olacaksa hic itiraz etmem.
0
Traveller
(25.07.17)
türkiye'nin sorunu koyu bir cahilliğe batmış olması. sadece sağcısını da demiyorum bak,solcusu şusu busu ben sen hepimiz aynı durumdayız. bu nitelikte insan topluluğunun üzerine ne koyarsa koy boka sarar.

kölelik yaşanmamış bu topraklarda, ben tarihsel kırılmayı ona bağlıyorum açıkçası.
0
dahili meddah
(25.07.17)
önemli olan yönetim şekli değil.
adaletin kendisidir
her anlamda ama. mahkemedeki adalet değil sadece
ülke kaynaklarının doğru kullanılması vs vs

aslında tüm yönetim biçimleri özünde iyidir.
sorun onların doğru kullanılmamasıdır.

ip man filminden alıntı yapayım: dövüş sanatları önemli değildir. önemli olan onu uygulayandır
iyi uygulayan kazanır
0
bana her yer cehennem
(25.07.17)
ulkenin cumhurbaskani, baskani, basbakani veya kralinin yargilanabilecegi, adalet onunde normal bir vatandas gibi hesap verebilecegi seffaf bir yonetim olsun da adinin ne oldugu onemli degil. cumhuriyet turkiye icin yetersiz.
0
bindokuzyuzkusur
(25.07.17)
Traveller + 1
Daha ne kadar aynısını söyleyebilirim bilmiyorum.
0
aychovsky
(25.07.17)
Bize uygun bir sistem değil dışarda olgunlaşıp gelmiş üstümüze olmamış
0
fasulyek
(25.07.17)
cumhuriyet için demokrasi gerekir ama demokrasi için cumhuriyet gerekmez. Ben demokratik cumhuriyetten yanayım, nasıl bir şeyse
0
AWD
(26.07.17)
Cumhuriyet için demokrasi gerekmez. Bu SSCB'de de böyleydi, Cin'de de böyle, Kuzey Kore'de de. Demokrasi için de cumhuriyet gerekmez. Batı Avrupa ülkelerinin en az yarısı krallık. Demokrasi ve kuvvetler ayrılığıdir o ülkeleri yaşanır kılan.
0
pinocchio
(26.07.17)
genel olarak istediğim cevabı alamamışım. arkadaşlar, isme takılmayın. demek istediğim, seçim yapılan bölgede(ülke, şehir artık neyse) bulunan bütün vatandaşların oy kullanarak her şeye karar verdiği bir sistem iyi bir yönetim biçimi midir?

çoğunluğun fikri ne olursa olsun vasat altı oluyor çünkü. bunu sağ veya sol adına söylemiyorum ikisi için de geçerli. çoğunluktan aykırı şeyler göremezsiniz. çoğunluk gelenekselcidir, tutucudur vs. vs.
0
🌸pilavmaker
(26.07.17)
O halde soru şu "demokrasi iyi bir yönetim biçimi mi?". Yıllar önce Churchill cevap vermişti bu soruya. “Democracy is the worst form of government, except for all the others.”
0
pinocchio
(26.07.17)
(14)

Evde bakımını üstlendiğmiz hayvanları kısırlaştırmak

Cursed Chico
Ne düşünüyorsunuzu bu konuda? Cevaplarken hayvan var mı evde ya da dasha önce nbaktınız mı, cvaplarsa nız bunu da sevinirim. Evine hayvan kabul etmemiş biri, hayvanlarla yaşamaya başladıktan sonra daha farklı düşnebilyor çünkü.
Ne düşünüyorsunuzu bu konuda? Cevaplarken hayvan var mı evde ya da dasha önce nbaktınız mı, cvaplarsa nız bunu da sevinirim.

Evine hayvan kabul etmemiş biri, hayvanlarla yaşamaya başladıktan sonra daha farklı düşnebilyor çünkü.
0
Cursed Chico
(25.07.17)
Bence kedi kopek sahiplenmek pek de durust olmayan bir eylem. Ornegin ben senin vegan oldugunu biliyorum. Sirketlerin hormonlarla 3 gunde 15 kilo hale getirdigi tavuklara acimadan o tavuklari sansli kedi ve kopeklere yediriyoruz. Yani sansli bir canli icin binlerce sanssiz canlinin aci cekerek yasamasina ve olmesine neden oluyoruz. Bu durum Amerikali cocuklar Nike giysin diye calisan Bangladesli cocuklarin hikayesine benziyor. Onlar hayvan acidan anlamaz diye bir tartismaya elbette girmiyorum ya da hayvanlar insanlar icin yaratilmis ya da evrimlesmis seklinde sig tartismalara.
0
Traveller
(25.07.17)
kısırlaştırmak gerektiğine inanıyorum.
çünkü ülkemizde sokak hayvanlarının bu kadar aşırı olmasının öncelikli nedenlerinden biri kontrolsüz çoğalma ve kısırlaştırmama zaten.

sokağımda sahiplenilebilecek 10 tane yavru varken, benim kedim iki ay sonra unutacağı annelik hissini tatsın diye orada burada perişan olacak yavruları dünyaya getirtmem.
bunu mantıklı bulanın da aklından şüphe ederim.

"o zaman insanlar da üremesin" falan diye düşünenler var.
ama insanların hayvanların yüzde %98'inin aksine, zevk ve ihtiyaç amaçlı seks yaptığını da unutuyorlar.
üstelik, bir kediyi doğurtsanız, sonraki ilk kızgınlık döneminde yine çiftleşecek, yine çiftleşecek ve yine çiftleşecek.
özellikle cahil kesimde nüfus planlaması yapmama örnekleri çok olsa da, insanların genel geçer kısmı bir ya da kaç çocuk istiyorsa o kadar çocuktan sonra üremeyi durduruyor.

bir kedinin ya da köpeğin kısırlaşmadan bir yıl içinde doğmasına neden olduğu yavru sayısıyla, insanınki bir değil.

bunu da açıklamak istedim konu açılmışken.

hayvan hakları olan kısım da şöyle...
ben kedilerimin hepsini sokaktan kurtardım.
benim sorumluluğum ona bakmak, onu sağlıklı tutmak, onu mutlu yaşatmak.
sokaklarda sefil olacaklarına ya da dediğim gibi iki ay sonra unutacakları yavrularına sahip olmak yerine, benimle sağlıklı, uzun ve güzel birer ömür yaşamaları daha doğru.
yani dediğim gibi, özellikle ülkedeki hayvan durumu göz önüne alınacak olursa, kısırlaştırmanın hayvan hakları ihlali falan olduğunu düşünmüyorum.
bunun öyle olduğunu düşünenin de yine aklından şüphe ederim.
0
blatta hiberna
(25.07.17)
kısırlaştırdım. veteriner prostat kanseri riski olur kısırlaşmazsa demişti. diğer köpeğime sürekli çiftleşme hareketi yapıyordu.
bunun dışında zaten çiftleştirmeyecektim, çünkü doğacak yavruların akıbeti benim sorumluluğumda olacak. ben bakmayacak olsam da vebali bana. ki türkiye'de gözüm kapalı kimseye sahiplendirme yapamam, ömür boyu bakar bu diye kimseye güvenemem. ciddi sorumluluk isteyen bir şey. ve o yavrular da büyüyünce kısırlaşacak mı yoksa onlar da mı yavrulayacak, sonrası ne olacak vs vs.
hayvanın doğasına müdahale kısmına gelince, zaten doğası mı kaldı? evde bakıyorum, yürüyüşe çıkartıyorum, yemeğini veriyorum. evcil hayvanın doğası diye bir şey yok, doğal olan bu değil ki. bakımı benim sorumluluğumdaysa olası her şeyine müdahale etme hakkını kendimde görürüm.
herhangi bi barınağa ya da orman beslemesine gidip hayvan kısırlaştırılmazsa ve çiftleştirilirse nelere sebep olunduğu görülür zaten.
bunları düşünüp kısırlaştırdım.
0
pide
(25.07.17)
BEn de vegan mamalar var ve evet, vegan olmayankar kadar sağlıklı ya da kediyi vegan yapmak ne kadar doğru tartışmalarına girmek iste miyorum. Ama zaten veganların bir çoğu vegan olmayn mama kullanıyor türkiyede. Başka hayvanların bedenlerini kullanıyor. Şu an için zorunluluk biraz bu durum.

İnsanlar Kedilerin köpeklerin yaşam alanıarını işgal edip onları çöp kutularına, otoban kenarlarına mahkum edince, bir kaç insanın eve alıp onlara evini açması pek de zorba bir eylem görünmüyor.


Evcilhayvanlarda kısırlaştırma ömürlerini uzatıyor. HOrmonlarını bastıracak kadar sevişemedklerindne sanırım.
0
🌸Cursed Chico
(25.07.17)
Doğasına dokunmamamız gerektiğini düşünüp ilk kedimizi kısırlaştırmadık. 3 yıl sonra yavru dişi bir kedi aldık eve ama ikisini buluşturmadık. Yavru olan çok hastaydı onu iyileştirmek için odama aldık. Kokusunu aldı ve sesini duydu yine de. Zaten amacımız iyileştirip salmak ya da birine vermekti neyse. Dişinin kokusunu alınca bizimki tuhaflaştı çiftleşmek istedi yavru diye uzak tutunca hep depresyona girdi, egzama oldu, çocuk gibi hastalandı iyileşemedi bir türlü ve bir gün kaçtı gitti. Sonraki aldığımız kediyi anında kısırlaştırdık. Sitede beslediğimiz kediler var. Saldırgan köpek çok olduğu için yavruları parçalanıyordu korumak isteyen anne de yaralanıyordu. Onları da sırayla kısırlaştırdık.
0
jazzabel
(25.07.17)
Şehir hayvanseverlerinin en büyük çelişkilerinden biri bu bence. Hayvanların ev ortamına uygun olup olmadığını düşünmeden kendi keyifleri için evlerine alıp sonra kısırlaştırmayı savunuyorlar. Kontrolsüz çoğalma varmış. Evlat edinsen "bu kalabalık dünyaya bir insan daha getirmesin" diye kısırlaştıracak mısın?
0
osssy
(25.07.17)
biatta hiberna +1

@ossssy durumun vehametini anlayabilmek için gerçekten barınak gezmeli, çaresizce yardım etmeye çalışan insanların evindeki onlarca hatta yüzlerce kedi gerçeğiyle yüzleşmeli, her gün sokaklarda ezilen öldürülen tecavüze uğrayan hayvanlara çevirmelisiniz odağınızı.

İnanın o kadar hızlı çoğalıyorlar ki yetişmek mümkün değil. Sırf bizim sitedeki dişi kedi bile bu sene 3 doğumdan 10 yavru doğurdu. Bakın bu tek bir dişi kedi. Yavrularına bakmaya çalışırken erkek kediler tarafından tekrar zorla çiftleşmeye zorlanan sadece tek bir kedi. Her gün bu ülkede doğan kedi yavrularına yetişmek imkansız. Boşu boşuna sokaklarda ölüp gidiyorlar. Köpek üremesi daha kontrollü ve az. Ama kedilerin çoğalma ve aynı hızla da sokakta ölme oranı o kadar yüksek ki insan hayret ediyor.

İşte o doğan zavallı yavrucaklar üç gün sonra arabanın altında kalıp ölmesin -zaten yaşam şansları çok çok düşük- diye kısırlaştırmayı savunuyoruz. Bir arkadaşım bu zavallı hayvanları sokaktaki vahşetten kurtarma işine girişti de şu an 50 kedi var bahçesinde. Kimse sahiplenmiyor, kimse evinde istemiyor, e sokakta ölüyorlar.

Kedi hayvanının nesli tükenme riski baş göstermediği sürece inanın kısırlaştırmak vahşetle ölmelerinden daha iyidir.

Ayrıca kediler ev hayatına uygundur. En sevdikleri yer evdir. Kendi keyfimizden almıyoruz ayrıca. Ben kendi kedimi mesela, o kadar çaresizce evin önünde ağlıyordu ki 1.5 aylıktı, yalnızdı, açtı, ölmek üzereydi, almazsam öleceğini bildiğim için onu orda bırakmaya vicdanım elvermediğinden sahiplendim. Ay tüyü kılı diye eve almasaydım 3 gün sonra ölüsünü bulduğumda "aman evim tüy olmadı" mı deseydim? Merhamet ve şevkat çok yüce duygulardır.

Lütfen ama lütfen allahın yarattığı canlıları günümüz şehir hayatında ölümden kurtararak evlerine alan insanlara ve sokaktaki canlılara karşı daha nazik daha kibar olun.
0
medre
(25.07.17)
Köpekleri niye kısırlaştıralım öyleyse?
0
osssy
(25.07.17)
Bana kalırsa insanlar da üremesin zaten. İnsanları da kontrollü kısırlaştırmalıyız ya da doğacak çocuk sayısına göre ceza vermeliyiz nüfus 2-3 milyona düşünceye kadar. Doğmuş olanların yaşam hakkı ayrı da, bundan sonra en fazla iki çocuk, ki o bile fazla diye düşünüyorum. Bu benim kendimce ütopik görüşüm ama biri önerse karşı çıkmam.

Hayvanlarda ise ev hayvanları için kısırlaştırma uygun olabilir, olmayabilir. Duruma bağlı. Geçmiş yıllarda ailem sokaktaki bir kediye bakıyorlardı, ki evde bile değildi. Onun 5 yavrusu, 4 torunu derken 20-30 kediyi geçti ve mahalleli yetişemiyor. Sokak kedisini alıp kısırlaştırmak tabii ki çok anlamlı değil. Yalnız, kedileri apartmana tıkmak da ayrı bir konu da, ev hayvanının ömrü ile sokak hayvanının ömrü bir olmuyor. Annemlerin gözü gibi baktığı sokak hayvanı her akşam ayrı bir yara, ayrı bir iltihap, ayrı bir sakatlıkla eve geliyor. Daha önceki ev kedimiz de bahçeye, vb. çıkabiliyordu ama o 16 yıl kadar yaşadı. Burada bir sokak hayvanı 5 yıl yaşadığında 'Bir ayağı çukurda, taş çatlasa iki sene' diyoruz. Yani, bir yandan ömrünü uzatıyoruz ama bunu yaparken de 20 metrekareye tıkmak da işkence. 16 sene yaşayan kedimizi kısırlaştırmıştık, çünkü hayvan acı çekiyordu, kız kedi. Bir doğursa her sene 4-5 yavru verecek. Onlar nasıl olacak, ne yapacağız diye düşünüyorduk. Üstüne de doktor 'Kısırlaştırmazsanız, bazı hastalıklara açık olur' dedi, onun üstüne kısırlaştırdık.

Köpeklerde durumu bilmiyorum.
0
aychovsky
(25.07.17)
Ossy +1

Hayvanlar için "iyi" olana karar verip onlar icin yapmak başlı başına üst tür kibri. Bana her türlüsü iğrenç geliyor. Hele bunu hayvana iyilik olarak pazarlamak.
0
doxanikee
(25.07.17)
kedim var. ve evet sancılı bir kısırlaştırma operasyonu ve iyileşme süreci geçirdik. fakat her şeyi ile değdiğine inanıyorum. kedim daha önce iki doğum yapmıştı. ve inanın toplamda beş yavrudan yalnızca ikisi hayatta kaldı ve onları da sahiplendirene kadar canım çıkmıştı. şimdi ne kedimin kızıştığı için evden çıkma isteği, ne doğum sancısı ne de yavruları sahiplendirme stresi yok. resmen huzurluyum. size de en kısa sürede yaptırmanızı öneriririm.
0
mehmed kursad
(25.07.17)
birden fazla kedi sahibi olmak mecbur bırakacaktır. sokak kedileri cins olmuyor ve sahiplendirmek çok zor.
@traveller sen kendi yediğin yemekten verebilirsin elbette. eskiden mama da yokmuş kedi kumu da. ne pişerse evde ondan yermiş kedi. ki köylerde hala aynı şekilde, kimse mama almıyor. tavukların yetiştirilme çeşidine biz değil devlet karışacak, temel insanı haklarımızı bile savunamazken bunu savunmayı denemek bile çok zor bu memlekette. hayır sanki sebzeleri cennette yetiştiriyorlar, ölümsüzlük pınarının suyu ile büyüyorlar. yol kenarındaki tarlalarda egzoz gazını yiye büyüyor organik diye aldıkların, kimyasal gübreler ile büyüyor, üstüne pis derelerde yıkanıp temizleniyor bu sebzelerin kumları. genetiğine tohumuna hiç girmiyorum.
0
hasmetizm 2046
(26.07.17)
@cursed chico hem evde hem bahçede baktığım onlarca kedi var, hepsini elimden geldiğince kısırlaştırıyorum. bu sene eğer komşunun bırakıp gittiği 5 kediyi de kısırlaştırmasaydım şu an bir 20 kedi daha olacaktı bahçede. evdekilere gelince hem en önemli stres kaynağından kurtarıyorsunuz, hem de birçok kanser türünden. yavruların sahiplenilmemesine, saçma sapan insanların eline geçmesine değinmiyorum bile.
@doxanikee ben merak ettim burada neyi "pazarlıyorum"?
somut ya da soyut anlamda olsun ne yaptığını, nelerle uğraştığını bilmediğiniz insanlar hkk önyargılı konuşmayın.
biri köpekleri sormuş, onların hali daha da beter. ama tabii gidip gerçekten görmek lazım barınakları, çoğalınca ormanlara atılan hayvanları. "hayırsız ada" neymiş bir okumak lazım. öyle sallamakla olmuyor.
0
sibertenik
(26.07.17)
blatta hiberna + 1

Bunca senedir kedi bakarız. Aralarında cins olan da vardı sokakta gözümüze hoş bakan da, paspasın üzerinde can çekiştiği için kurtarıp evimizin kedisi yaptığımızda. Eğer sokaktan da alsan bir kere ev kedisi yaptın mı ondan sorumlusun. Bu demek oluyor ki hayvan istediği gibi sokağa çıkıp çiftleşemeyecek. Ve o zaman hayvan bildiğin acı çekiyor. Dişi olsun erkek olsun bu durumdaki bir hayvanı kısırlaştırmak en doğru çözüm. Doğurganlığını kısıtlayarak nasıl bir kötülük yaptığımızı anlayabilmiş değilim. Kendimiz de doğum kontrol hapı, spiral, kondom kullanmayalım, 15 tane çocuğumuz olsun sersefil...
0
SiyamkedisiZorro
(26.07.17)
(12)

"para yiyici kız" sizin için ne demek?

blatta hiberna
merhabalar,karşılaştığınız para yiyici kız örnekleri ve yaşanmışlıklarınız nedir?sizin için 3-5 kere hesap ödeten kız mı para yiyicidir?ya da direkt kredi kartını mı ister bu kızlar?herkesin bu konudaki algısı farklı olabilir.biraz özetlerseniz memnun olacağım.o kadar çok bahsi geçiyor ki, merak ett
merhabalar,

karşılaştığınız para yiyici kız örnekleri ve yaşanmışlıklarınız nedir?
sizin için 3-5 kere hesap ödeten kız mı para yiyicidir?
ya da direkt kredi kartını mı ister bu kızlar?

herkesin bu konudaki algısı farklı olabilir.
biraz özetlerseniz memnun olacağım.
o kadar çok bahsi geçiyor ki, merak ettim.

teşekkürler!
0
blatta hiberna
(25.07.17)
ilişki süresince yapılan ortak aktivitelerde teklif ondan gelirse taraflar kendi paylarını öderken teklif benden gelirse benim iki tarafın payını da ödememin beklenmesi. hani flört dönemi falan değil baya ilişki, böyle bir kız vardı, benim için güzel bir tanım.
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(25.07.17)
"ilişki süresince hiç elini cebine atmayan kız "

Kredi kartı yada para isteyen kız bu işin nirvanası zaten :)
0
sorunvar
(25.07.17)
flört dönemini es geçiyorum ilişki sırasında kendi imkanları yetmediği halde, aşkım şurda restoran açılmış oraya gidelim, buraya tatile gidelim vs. diyorsa ve tüm masraf size ait oluyorsa para yiyici oluyor. yani kendi parasının yetmeyeceği olayları siz teklif etmeden size teklif ediyorsa bingo.
0
ilkot
(25.07.17)
Kadinlar soyle erkekler soyle olmalidir diye kadini erkegi kalip icine sokan geri kalmis kulturler icinde kadinin para erkegin seks kazanmasini saglayacak eylem. Aslinda kadinlar da erkekler de calissa ve erkekler once kadinlari ors.. seklinde dislamasa ve kendileri de boylece seks yapmada ozgur kalabilse bitebilecek durum.
0
Traveller
(25.07.17)
aslında ince nokta şu:

parası olduğu halde harcama yapmaktan kaçınan kız.

erkek egemen toplumun faydalarından yararlanmak gibi bir şey..

ama kadınlar askerlik yapmıyorsa biraz da biz hesabı onlara kitleyebilmeliyiz diye düşünüyorum.

hem askerlikten muaf ol, hem de tavuk döneri ben ödeyeyim, olacak iş değil.
0
kosun lan mevzu var
(25.07.17)
Arabayla evden aldırır.

Erkeği parasına göre seçer.

Asla hesap ödemez.

Sigara gibi ihtiyaçlarında da erkekten otlanır.

Sürekli para harcama odaklı yaşar. Onun için evde durmak çok sıkıcıdır. Sürekli gezmesi gerekir. Sponsoru da sevgilisidir


Her anlamda insanın sırtında bi yük yani.
0
empedokles
(25.07.17)
Imkanı oldugu halde eline cebine atmayan kız, maalesef böyle bir ilişkim oldu kafamda hep "ya değişirse" umudu vardı,paramın olmadıgı bigün yemeği o ödedi devamına kahve içmeye gittiğimizde de "bunu da mı ben ödiycem" dedi. O zamana kadar hep yok canım diye düşündüm çünkü başıma gelmedi daha önceleri, aldıgı maaşı söylesem bana küfredersiniz, edin ama hakettim
0
mirty
(25.07.17)
aradaki duygusal yakınlığı veya arkadaşlığı kullanarak. kendi maddi ihtiyaçları için karşısındakinin iyi niyetini sömüren kişi.

kendi başımdan geçen bir örnek ile özeleyebilirim. bundan yıllar önce tanıştığım ilk başlarda aramızda biraz flört geçen fakat sonra arkadaşlık evresine geçtiğimiz bir kız vardı. bir şekilde tesadüfler sonucu olaylar gelişti ve beraber tatile çıktık.

ilk tatil planında masraflarla ilgili bir konu yoktu ben biletlerimi aldım. tatil yapacağımız mekan onun tanıdığıydı ve tatilin ücreti ödenmişti(kendi ödemişti). iki gün kala beklediği paranın gelmediğini söyledi. neyse zaten çok bir şey değil diye biletleri ben ödedim o da bana sonra geri ödeyeceğini söyledi.

tatile çıkarken gerçekten de parası olmadığını biliyorum bu arada dert etmedim. ancak devamında tatil süresince yanımda sürekli parasız ve mutsuz bir insan olması benim tatilimi de zehir edeceği için tatilde bazı masrafları da ben ödedim. her zamanki gibi dönüşte ödemek sözü ile kabul etti.

bu süreçte her harcamada rahatsızlık hissetiği belliydi. iyi niyetine inanarak rakamlar da pek büyük olmadığı için ben de umursamadım.

tatil bitti aradan vakit geçti sonra koptuk pek görüşmez olduk o para da unutuldu. aylar hatta yıllar sonra ortak bir arkadaşımızdan bu kızın başka sekillerde gene aynı durumları yaşadığını öğrendim. o ana kadar bu durumun anlık bir imkansızlıktan kaynaklı ve tatili kaçırmak istememesine bağlıyordum. yani kötü niyet aklıma hiç gelmemişti.

şimdi tekrar düşününce bu bana sadece çocukça geliyor. yaşamak istediği bir hayat var ve orada akıp gidiyor. bazı imkansızlıklar yüzünden yaşayamıyor ve bir şekilde başkalarının bu imkanlara sahip olduğunu biliyor.

insan doğası bilinçaltında en kısa-zahmetsiz yoldan en çok faydayı elde etme yönünde evrimleşmiştir. bu kız da bir şekilde ergenlikte belli bir yakınlıkta olduğu insanlara zor durumda olduğunu belli ederek vicdani dürtülerle istediğini elde edebileceğini öğrenmiş olmalı.
0
orpheus
(25.07.17)
kendi ihtiyaçlarını sürekli karşısındaki kişiye aldıran kızdır bana göre.
kendi dışında kimseyi çok umursamaz, onun istediği şey alınsın da nasıl alınırsa alınsın.isterse 2 aylık sevgilisi bankadan kredi çeksin.
0
yüzyıllık yalnızlık
(25.07.17)
Para yiyici: amaci evlilik ya da mutluluk degil iliskiden cikar saglamaktir. Eskorttan daha itici gelir ama guzel de oluyorlar coklukla.
Maddiyatci kiz: beraberdir sever bile ama hep karsidan gelsin ister. Genel karakteri bozuktur. Pek orospu denmez ama evlilik materyali degildir.
Normal kadin: evlilik yoluma girip de butceler birlesmeden, beraber gelecek hayalleri kurulmadan once tek tarafli takilmayi sevmez. Gocunur. Sen yemek ismarladin kac seferdir bak bilmemne konserine bilet aldim iki tane der. Ilk bulusma kurali olarak erkegin ismarlamasina ya da araba ile eve birakmalara ses etmez. Adam seviyo beni diye sevinir.
Takintili kadin: ilk bulusmada bile yenen yemegin hesabi icin elini cuzdanina goturup ama yapma etme demenin otesine gecip israrci olur. Bi yemek ismarladin diye o gece yatmayi isteyecekmissin de bundan korkuyormus triplerine girer.

Benim kitapta maddiyat acisindan kadin siniflari boyle.
0
twelfth
(26.07.17)
Benim arkadaşım çok güzel bir kız, haliyle erkeklerin bunu bir yerlere davet edip hesap ödetmeye alışmış. Bana da hep şunu der:"erkek değil mi odesin". Bir gün bir arkadaşım,o ve ben bir yere eğlenmeye gittik. Tam hesap ödeneceği sırada tuvalete gitti, çıkışta kim ödedi, borcum ne kadar diye sormadı bile. Erkek arkadaş odedi onunkini ve ben çok mahcup oldum.

Bana da sürekli anlatır: falancaya uçak biletimi aldırtırım, konturumu falanca ödetirim...böyle devam ediyor.

Tam olarak para yiyici kız bu bence.
0
geçerkenugradım
(26.07.17)
para yiyici kız diye bir şey yok bence. paran yoksa ilişkide bulunma, ilişkiye girme kardeşim.

paranın lafı ve konusu olmamalı. birbirine odaklanmalı her çift.
0
MaNOfTheYear
(26.07.17)
(15)

Hoca sizi dışarı atsa?

ya ben lan neyse
bir suçunuz da yok mesela. ya bir yanlış anlama var ya da telefonunuz çaldı ve hemen kapattınız. çıkar mısınız dışarı?yer üni.edit: ben çıkmam lan.
bir suçunuz da yok mesela. ya bir yanlış anlama var ya da telefonunuz çaldı ve hemen kapattınız. çıkar mısınız dışarı?

yer üni.

edit: ben çıkmam lan.
0
ya ben lan neyse
(25.07.17)
Çıkarım tabii ki.
0
dissendium
(25.07.17)
Çıkarım onla mı uğraşayım.
0
angelus
(25.07.17)
karşımdaki hocam sonuçta, çıkarım.
0
tabirimekruh
(25.07.17)
Fikrini değiştiremeyeceğim uyuz biriyse muhatap bile olmam çıkarım.

Öteki türlü hoçam kusura bakmayın vs. der, telefonu sessize de almaz direkt kapatırım.
0
chicha
(25.07.17)
Bu sene basima boyle bir olay geldi. Hoca tam bana dogru bakti ve "Cikin!" dedi. Ben de bir sey demedim ciktim. Simdi aciklama yapmaya calissam daha da uzayacak is, hem daha cok dersi bolmus olacaktim, zaten bitmeye az kalmisti, ciktim ben de.
0
yuzır
(25.07.17)
çıkarım hiç polemiğe girmem
0
basond
(25.07.17)
yanlış anlama: hocam ben değildim o ama yine de çıkayım iyi dersler.
telefon: affedersiniz hocam kusura bakmayın iyi dersler.
0
bohr atom modeli
(25.07.17)
çıkarım, uğraşılmaz +1
0
ravenclaw
(25.07.17)
Cikarim ve dersten sonra yanina gider ozur dilerim. Ornegin is yerinde bir toplantida sikiysa telefonun calsin da ozur dileme. Hocan patron degil diye mi ona atar yapiyorsunuz. Her profesor akilli durust falan demiyorum da ogrenciler de az iki yuzlu degil.
0
Traveller
(25.07.17)
yanlış anlaşılma ile telefon çalması çok farklı durumlar. iki durumda da çıkarım. ha telefon çalmışsa özür dilerim sonra yanlış anlaşılma varsa durumu açıklar özür beklerim.
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(25.07.17)
kibar bir şekilde afedersiniz, dersinizi dinlemek istiyorum derim. problemli biriyse hiç konuşmam çıkarım.
0
yuvarlanantencereninkapagi
(25.07.17)
çıkmazdım, zamanında çıkmadım da. suçunuz yoksa niye çıkasınız? beni de hoca bana ait olmayan bir çöp yığını gürültüyle ön sıraya düştü diye istemsizce gülünce çıkarmak istedi. çıkmadım, bana ait değil dedim oturdum. küstü bana:) ders boyunca benim bulunduğum yere bakmadan ders anlattı.
0
dahili meddah
(25.07.17)
Çıkmam. Ünide telefon çaldı diye hoca atmaya kalkacak da ben de çıkacağım? hoca rezil olduğuyla kalır.
0
doxanikee
(25.07.17)
Diğer bir açıdan bakarak yazayım. Bugüne kadar üç öğrenciyi topluca dersten çıkardım, birini de derse almadım.

Topluca dersten çıkarmamın sebebi sınıfın en arkasındaki masayı çevreleyip çay kahve modunda dersi dinlemeyip sohbet etmeleriydi. Bakışlarımla ve kaşlarımla uyarmayı denedim fakat üzerine topluca gülüşmeler başlayınca. Sohbetlerine dışarıda devam etmelerini rica ettim, çıktılar. Kimseyi zorla tutamam ki tüm sınıf tavırlarından rahatsız olmuştu. Sonra gelip özür dilediler.

Derse almamam da dersin ilk on dakikasında geç gelenlerden ötürü konsantre olamadığım için 11. dk. geleni lütfen artık kimseyi almıyorum deyip girmemesini istedim. Zaten aynı durum haftalar sonra etkinliğini sunarken kendi başına geldi ve beni anladığını söyledi.

Yani durup dururken öğrenciyi sınıfa almamak gibi bir durum olmuyor, en azından kendi adıma.

Soruya cevap: Kendim üniversitedeyken hocalarımı çok sevdiğim ve saygı duyduğum için çıkardım.
0
duyond
(26.07.17)
Çıkarım. İnatlaştığımda daha da haksız olduğum düşüncesini kafasına çivi gibi çakmış olurum. Sonra da mail atarım 'Özür dilerim, yanlışlıkla oldu' diye. Zaten kendimin %100 haklı olduğunu düşünmem genelde. En kötü ihtimalle bir şeyi yanlış anladığını, o yanlış anlama ile onun bakış açısından da haklı olduğunu düşünürüm. Bu hoca için değil, ailevi ya da arkadaşsal durumlar için de geçerlidir. Beni dinlemeyi reddediyorsa onun öküzlüğü, arkadaşın olsa konuşmazsın ama hoca olduğu için çok bir şey de yapamıyorsun.

Bir de telefon çalınca bence hoca haklıdır. Yani, dışarı atılacak bir şey değil tabii ama hocanın telefonu bile çalsa hoca haksızdır, öğrencinin telefonu çalarsa öğrenci haksızdır bence. Telefonun ders boyunca ele yakın olmaması gerekir bence, tek istisnası öğrenci dersi kaydediyorsa olabilir.,

Hiç kimseyi dışarı çıkarmadım hocalık dönemimde. Çok konuşan olursa öndeki tayfa genelde onları zorla susturur zaten 'Bir şey anlamıyoruz sizin yüzünüzden' diyerek, lince uğrarlar. Onları kendime siper ederim ama olmadığı yerlerde sorun çıkabilir tabii. :)
0
aychovsky
(26.07.17)
(4)

iki kişi avrupa ?

saykotek
ağustos ayı başlarında çift olarak avrupa'da ucuza farklı,eğlenceli bir yer görelim desek? (italya,paris,amsterdam hariç) neresi dersiniz?
ağustos ayı başlarında çift olarak avrupa'da ucuza farklı,eğlenceli bir yer görelim desek? (italya,paris,amsterdam hariç) neresi dersiniz?
0
saykotek
(25.07.17)
Kotor, Karadag (ucuz ve eglenceli)

Prag, Viyana, Berlin
0
Traveller
(25.07.17)
Gece hayatını seviyorsanız Belgrad.
0
nopnog
(25.07.17)
Prag, Budapeşte, Viyana(burası pek ucuz sayılmaz)

Bruj'da çok güzeldir ama küçük bir yer. Yani gece hayatı bilmem nesi nasıldır bilmem.
0
ravenclaw
(25.07.17)
Berlin.
0
noluyo yaa
(25.07.17)
(12)

Eyy Amerika sen kimsin yaa!

flufyy
Bir şey var ki bir türlü çözemiyorum. daha kurulalı 250 sene bile olmayan bir devlet, nasıl oluyor da dünyanın hakimi oluyor? bu kadar zamanda bu kadar gücü nasıl elde ediyor? bu kadar bilimci, sporcu, müzisyen, oyuncu vs çıkarabiliyor? binlerce yıllık devletler neden bu konuda çok geride?
Bir şey var ki bir türlü çözemiyorum. daha kurulalı 250 sene bile olmayan bir devlet, nasıl oluyor da dünyanın hakimi oluyor? bu kadar zamanda bu kadar gücü nasıl elde ediyor? bu kadar bilimci, sporcu, müzisyen, oyuncu vs çıkarabiliyor? binlerce yıllık devletler neden bu konuda çok geride?
0
flufyy
(25.07.17)
Okuduklarımdan söyleyebileceğim en etkili sebeplerden biri:

Her iki dünya savaşında avrupa'da yaşayan bilim ve sanat adamlarını koşulsuz şartsız topraklarına kabul etmiştir. Bu beyin göçü Abd'nin son yüzyılındaki gelişmelerde çok etkili.
0
hic olmak isteyen adam
(25.07.17)
Amerika'yı Amerika gibi değil de İngiltere olarak düşün, o yüzden böyle.
0
angelus
(25.07.17)
Zaten ancak boyle bir ulke dunyanin en guclu devleti olabilirdi. Oraya insanlar daha iyi bir ulke insa etmek icin gittiler. Bir de 300 yillik da olsa ABD dunyanin en kalabalik 3. ulkesi. Ayrica dunyanin en onemli universiteleri bu ulkede. Dunyanin en basarili ogrencileri ABD'de okurken burs alir ve ABD sirketleri bu kisilerle anlasir.

Tabi uretim de en onemli nedenlerden biri. Ornegin Turkiye'de bilim mezunlari (Kimya bolumu gibi) issizdir cunku Turkiye bilim ureten bir ulke degildir. ABD bir aygitin nasil yapilacagi bilgisini uretir ve bunu milyarlarca dolara satar, sonra Turkiye bu aygittan 1 milyon tane uretir. Ama iyi bir buzdolabinin nasil calisacagi bilgisini uretmek 10000 tane buzdolabi uretmekten daha karli bir istir. Yani ABD yatirimi da dogru yere yapiyor.
0
Traveller
(25.07.17)
cevabı "insanlar oraya daha güzel bir ülke kurmak için gitti ama" değil. bütün amerika kıtası böyle ona bakarsak.

cevabı amerika'nın akıl ve bilimi el üstünde tutan adamlar tarafından kurulmasıdır. hepsi kendi çapında mucit, bilim adamı, siyasetçi, asker vb. founding fathers dedikleri adamları o yüzden bu kadar seviyorlar.
0
eindaclub
(25.07.17)
adamların kendi topraklarındaki en son savaş yanılmıyorsam Amerikan iç savaşı. Buradan mevzuya uyanırsın umarım
0
silah taciri
(25.07.17)
Sadece şu kadar yıllık bir devlet olarak değil, ingiltereden sonra belli bir gücün yer değiştirmesi olarak bakmalısın.
Bazı ünlüler/sanatçılar için de bu geçerli. pek kayda değer eserler vermemeleri önemli bir yetenek olmamalarına rağmen piyasaya ve ortama hakim bir güç tarafından sürekli olarak medya vs basın yayın alanlarında öne çıkarılırlar.

Bknz: pragmatizm
Bknz: (bilmem neyin) şişirilmiş bir balon olması
0
1adam
(25.07.17)
- ABD ve oncesi diger kucuk devletler dogal kaynaklarin bol oldugu genis bir cografyada kuruldu. Ornegin altin, demir, komur gibi kaynaklarin yaninda cok genis alanda buyuk tarim alanlari olusturuldu.
- kizilderili yerli amerikalarin tum kaynaklarinin ustune oturuldu.
- daha sonradan afrikadan getirilen kolelere tarim, hayvancilik yaptirilarak bedava is gucu olusturuldu
- cografya cok genis oldugu icin rekabet azdi, rakip yerli amerikalilar avrupadan gelen savas ve silah bilgisi ile cok kolay yok edildi
- avrupa ile cok buyuk ticaret yapildi, avrupada bulunmayan misir, patates, domates, bunun yaninda bol bulunan altin gibi madenler ihrac edildi. boylece ticaret gelisti. Avrupalilarin tahila dayali beslenmeden baska sansi yok iken amerika kitasinda yasayanlar cok cesitli tarim urunleri tuketebiliyorlardi.
- ticaretin gelismesi ile eknomik modeller gelisti, bankacilik gelisti. bu da yatirimlarin kucuk aile kurumlarindan daha buyuk cok ortakli sirketlere donusmesini, buyuk sanayi kuruluslari kurulmasina yardimci oldu.
- buyuyen sanayi ve hammadde sorunu yasamamasi nedeni ile sanayi devrimini cok verimli yasadi. Avrupa sanayi devrimi icin bilgiye sahip olsa da demir, komur gibi kaynaklar icin birbirini yer iken amerikada kurulan devletler bu kaynaklari bol bol kullandilar.
- 1. ve 2. dunya savasi sirasinda avrupa yerle bir olurken amerika kitasi herseyden uzak olmasi nedeniyle daha rahat oldugu gibi hatta avrupaya silah sattigi icin cok da zenginlesti. dunya savaslari butun duyayi yerle bir ederken abd yi zenginlestirdi.
- soguk savas zamani sanayiden kazanilan paralar bati yakasindaki askeri yatirimlar icin kullanildi, bu askeri yatirimlar beraberinde buyuk teknoloji yatirimlarini getirdi. californiada buyuk kucuk bircok askeri yan sanayi ve teknoloji sirketleri kuruldu. steve jobs gibi kucuk girisimciiler de ilk islerine bu kurulan sirketlere bilgisayar ve malzemesi satarak basladilar. daha sonra bu bolgede buyuk bir teknoloji kulturu olustu, universiteler destek oldu. bati yakada apple, microsoft, oracle gibi devler dogdu.
0
emrahday
(25.07.17)
"pragmatizm" okumanizi tavsiye ederim. fikir verecektir.
0
e haliyle
(25.07.17)
Her sene tüm dünyadan binlerce kişi abd'ye akıyor. Türkiye'de bile, zeki, becerikli olduğu halde profesörün çantasını taşımadığı, profesörün ırzına geçmesine müsaade etmediği için değer görmeyen adamlar kaçıp abd'ye gidiyor.

Sistemleri bir açıdan çok bozuk olsa bile bunun sistemini çok güzel kurmuşlar. Yani çalışana, zeki olana değer veriyorlar.


.
0
kartallar yuksek ucar
(25.07.17)
macera dolu amerikaa.
özgürlükler ülkesi! amerika hakkında geçenlerde karşılaştığım bir kitap:

lh6.googleusercontent.com
0
1adam
(25.07.17)
O kadar yazmissiniz arkadaslar fakat karsilastirma bastan hatali. ABD su andaki en eski devletlerden biri. ABD 1787'de kurulduysa Turkiye 1923'te, Fransa 1958'de, BK 1800'de kuruldu. Biriniz soylesin bakalim ABD'den daha eski hangi devletler var su anda.

Turkiye 1000 yillik devlet gelenegine sahipse ABD'yi Avrupalilar kurdu, onlarin devlet gelenekleri daha uzun. Hatta farkli geleneklerin birlesmesi var. Yeri gelmisken, gozunuzu seveyim okulda resmi tarih derslerinde ogrendiginiz her seyi unutun.
0
dunal
(25.07.17)
O zaman ben de Amerika'nın tarihini anlatan bir film önerisi isteyebilir miyim konuyla alakalı olarak?
0
kumulatifvergimatrahi
(25.07.17)
(3)

Istanbul Avrupa Yakasi aksam yemegi mekan onerisi

cossecant
Merhabalar,Avrupa yakasinda nezih, fiyatta cok pahali olmayan (kisi basi 100 TL asmasin-alkolsuz) ve tercihen uzak dogu mutfagi olmayan mekan onerileriniz var midir?Eslerimizle beraber 4 kisi olacagiz, sohbet esliginde yemegimizi yemek istiyoruz.Deniz urunu, kebap, ocak basi, steak olabilir
Merhabalar,

Avrupa yakasinda nezih, fiyatta cok pahali olmayan (kisi basi 100 TL asmasin-alkolsuz) ve tercihen uzak dogu mutfagi olmayan mekan onerileriniz var midir?

Eslerimizle beraber 4 kisi olacagiz, sohbet esliginde yemegimizi yemek istiyoruz.

Deniz urunu, kebap, ocak basi, steak olabilir
0
cossecant
(24.07.17)
Bosnak var etilerde,güzel mutfak.mekan da kaliteli.
0
maria puder
(24.07.17)
Kasibeyaz yenikoy de iyidir.kebap agirlikli
0
maria puder
(24.07.17)
Midpoint
0
Traveller
(24.07.17)
(11)

Kızlar erkeklerin ilgisini çektiğinizi ne zaman farkettiniz

qazedcsrfvtyhngujmkol
Özellikle ergenligin başındaki kızlar sanki bunun için çabalıyor gibi oysa ben çocukken kızları karşı cins veya etkilenilmesi gereken varlıklar olarak görmezdim lisede bile öyleydim ama.şimdi bakıyorum kızlara dikkat çekici giyiniyor ve davranıyorlar. Moda olduğu için mi kasıtlı mı bilmiyorum. Siz k
Özellikle ergenligin başındaki kızlar sanki bunun için çabalıyor gibi oysa ben çocukken kızları karşı cins veya etkilenilmesi gereken varlıklar olarak görmezdim lisede bile öyleydim ama.şimdi bakıyorum kızlara dikkat çekici giyiniyor ve davranıyorlar. Moda olduğu için mi kasıtlı mı bilmiyorum. Siz kaç yaşında karşı cinsin cinsel anlamda farkına vardınız
0
qazedcsrfvtyhngujmkol
(23.07.17)
Anasinifinda.
0
lamira
(23.07.17)
5 yaşında 2 kişiye birden aşıktım.
0
jazzabel
(23.07.17)
Peki kendi yaşıtınız erkeklere mi yoksa her erkeğe mi
0
🌸qazedcsrfvtyhngujmkol
(23.07.17)
anaokulunda +1

anaokulundaki ilk aşkımı hatırlıyorum mesela.
sonra da ilkokulda 3-4 yıl süren bir aşk hikayem oldu.

ikisi de benim yaşıtımdı.
0
blatta hiberna
(23.07.17)
4-5 yaşında erkek arkadaşım vardı. Düşününce bir yıldan fazla sürmüş. Benden 2-3 yaş büyüktü. 'Büyüyünce evleneceğiz' diyorduk. Annemler de bize gülüyordu. Bir kere elele tutuşup dönmeye başladık, millete 'Biz sevişiyoruz' demiştik, o zaman kızmışlardı. Biz taşınınca mecburen ayrılmıştık. Sevişmenin ne olduğunun anlatılması 10 yıl sonra oldu.
0
aychovsky
(23.07.17)
Bence oglanlar da kizlar kadar karsi cinsi etkilemek icin ugrasiyor. Sen erkeklerden etkilenmedigin icin diger erkeklerin ne kadar cabaladigini fark etmiyorsun. O spor salonlari spor icin mi dolu saniyorsun. Erkekler de sacini sekillendirmeye basladi. Dar giysiler giyiyorlar. Muhafazakar kesim bile poposunu ve gogsunu belli eden daracik pantolon ve gomlek giymeye basladi. Nargile kafeler gogus killarini tiras eden muhafazakar adamlarla dolu.
0
Traveller
(23.07.17)
İlkokul 2'de üst sınıftaki Doğan'a platonik aşık(!) olmuştum, sarışın mavi gözlüydü. O zaman kendinden büyük birine aşık olunur sanıyordum. Sanırım 8-9 yaşındayken de sokakta oynarken bir ortak arkadaşımız Can'la beni o zaman inşaat kumları olurdu onun üstüne çıkartmış ve kollarımızı yukarı kaldırarak "Can mslny'e aşık!!!" Diye bağırmıştı, o kadar utanmıştım ki gerisini hatırlamıyorum. İlk o zaman farkettim oluyor bu sanırım.
0
mslny
(23.07.17)
İlkokul 5de.baya geç fark etmişim yalnız haha
Ahmet ve arkadaşlari parka yanimiza geldi. Biri ahmet seni seviyor ama söylemeye utanıyor demişti. Hiç de kast ettiğin gibi bir çocuk değildim. Sonra ahmet esmer minyon bir kızla evlendi -mutlu son -
0
cabiday
(23.07.17)
Daha 6-7 yaşlarındayken mahallede beni "sevdiğini" iddia eden iki kuzen vardı, bazen güreşe tutuşur bazen de koşu yarışı yaparlardı benim için. Yüzlerine karşı salaklar derdim ama içten içe hoşuma giderdi.
Ben de ilk kez ilkokul ikinci sınıfta birinden hoşlandım.
9-10 yaşlarında mahalleden hoşlandığım çocuğun yanına giderken giyim kuşamıma dikkat ettiğim zamanları hatırlıyorum.
0
pike
(24.07.17)
Erkekler ile kadınlar arasında bir ilişki olduğunun hep farkındaydım. Ben bu işe ne zaman dahil oldum onu anlatayım.

3 yaşındayken çizgi filmdeki MonAmi prensine aşıktım. Kanal geceleri Supersport olurdu, ben de sabaha kadar aşk acısı çekerdim :D

5 yaşındayken erkekler konusunda zevkim oturmuştu. Dans eşimden hoşlanmazdım mesela. Eyüp isminde, saçları kısacık tıraşlı, esmer bir çocuktu. Sessiz sakindi. Ellerinin terlemesi dışında kötü bir yanı yoktu aslında. Pansiyonlu bölge okulunda okuyorduk. Öğrenci profili hep fakir köylü çocuklardı. Onun elbiseleri diğerlerininkinden daha bir soluktu. Sanırım yanıma yakıştıramamıştım. Devir beyaz tenli, jöleli saçlı çocukların devriydi. Umarım Eyüp okuyup iyi yerlere gelmiştir. Zira sonradan folklor eşimle anladım ki jöleli çocuklar beş para etmezmiş.

7 yaşındayken sıra arkadaşım Merve defterine erotik çizimler yapardı. Dikdörtgen şeklinde yatak, üzerine 2 adet çöp adam-kadın, dikdörgenin yanında yerde Harry Potter gözlüğü şeklinde sütyen ve üçgen bir külot. Arada aşırı romantik sözler. Renkli bir fantezi dünyası vardı. Beni bayağı aydınlatmıştı.

Ara ara flörtlerim oldu ama bunlardan pek bahsetmeyeceğim. Sonuçta ben kimsenin kafesleyebileceği bir kuş değildim. Yine de Nevzat hoş çocuktu.
s-media-cache-ak0.pinimg.com

Kısacık hayatımdan onlarca hayat dersi çıkarmışım. Aferin bana :)
0
Lim5
(24.07.17)
İlkokulu sınıfımdaki çocuğa aşık olarak geçirdim. Ona şiirler, mektuplar yazardım ama kendime saklar, ona vermezdim. Öyle bir hani gidip söyleyeyim durumu olmadı ama benle ilgilensin çok istiyordum. Çok safçaydı ama aşktı, biliyorum.

Günümüz çocuklarının ve ergenlerinin işi çok zor. Her türlü ekrandan her türlü şey gözlerine sokuluyor çocukların. Allah onların da ailelerin de yardımcısı olsun.
0
medre
(24.07.17)
(8)

İngilizce makale okumak

tarihsel bulgular isiginda sevisen adam
Eğitim dili İngilizce olan bir bölümde okuduğum için haliyle makaleleri de ingilizce okumam gerekiyor. Okumakla ilgili bir sıkıntım yok. Türkçe makale ya da teorik kitap sıkılmadan bir oturuşta 50-100 sayfa okuyabiliyorum. Fakat iş İngilizce makale okumaya gelince 20-30 sayfalık bir makaleyi bitirme
Eğitim dili İngilizce olan bir bölümde okuduğum için haliyle makaleleri de ingilizce okumam gerekiyor. Okumakla ilgili bir sıkıntım yok. Türkçe makale ya da teorik kitap sıkılmadan bir oturuşta 50-100 sayfa okuyabiliyorum. Fakat iş İngilizce makale okumaya gelince 20-30 sayfalık bir makaleyi bitirmek ölüm haline geliyor. Sürekli sözlüğe bakmam gerekiyor ve konsantrasyonum sıklıkla dağılıyor. Bazen bir cümlenin sonuna gelince başını unutuyorum falan. Akademik bir şeyler yapmak için İngilizce okumak ve yazmak zaruri, bunun farkındayım fakat kendi dilimde rahatça okumak varken İngilizcesiyle cebelleşmek can sıkıyor. Ne yapmak lazım bu sorunun üstesinden gelmek için?

bu arada belirteyim, düz bir dille yazılmış scientific makaleler değil ne yazık ki, mevzu sosyal bilimler olunca bir de yazarının dili, anlatılan konunun derinliği, referanslar falan işin içine giriyor. istiyorum ki 20-30 sayfalık makaleyi 1 saatte rahatça bitireyim. bu mümkün müdür?
0
tarihsel bulgular isiginda sevisen adam
(23.07.17)
teknik öneride bulunan olacaktır, ben şunu diyeyim; hepimiz öyle yapıyoz, raad ol.
0
manuel mandalina
(23.07.17)
1) Kelime dağarcığınızı geliştirmelisiniz.
2) Bazı kelimelerin anlamlarını bilmeseniz bile, konuya bağlı olarak tahmin etmeye çalışın, her seferinde sözlüğe bakmayın.
3) Skim scan reading yapmaya alışın. Bununla ilgili egzersizleri Google'dan araştırabilirsiniz.
0
agluna
(23.07.17)
beyin yeni bir yeteneği ilk başta öğrenirken zorlanıyor. tekrar ede ede o zorluğun üstesinden kolayca geliyor. bu durum beynin plastisitesiyle alakalı. meselea siz bir bilgisayar oyununu oynamaya başladığınızda bölümleri geçmekte zorlanırsınız. ama sürekli oynarsanız artık otomatik pilota alırsınız. yabancı dilde makale okumak da diğer her şey gibi bu ilkeye uyuyor. okuya okuya aşacaksınız.

bu arada dikkatsiz okumuşum sorunuzu. sürekli sözlüğe bakma kısmını yeni gördüm. yabancı dil öğreninde okumayı geliştirmek için uzmanların tavsiye ettiği bir şey var: sözlüğe bakmadan, cümlenin, paragrafın ve metnin bağlamından ilgili sözcüğü çıkarmaya çalışın.

sözlüğe baka baka gitmeye kalkmanın bir sürü zararı var. mesela o sözcüğe bakar ve sonrasında unutursunuz. sizi yavaşlatır, okumanızı dediğiniz üzere eziyet haline getirir. oysaki sözcükleri metnin bağlamlarından çıkarmaya çalışmak gerek. bir defa yapmayı öğrenince her ingilizce metin okuduğunuzu bunu yapabilmeye başlıyorsunuz. tabii bu, hiçbir zaman sözlüğe bakmayacaksınız demek değil. diyelim ki metin içinde sürekli bir sözcük çıkıyor ama anlamını bir türlü çıkartamıyorsunuz. o zaman sözlüğe bakmak sizin için yararlı olacaktır.

şunu da söyleyeyim: sonuçta okuduklarınızı ders için okuyormuşsunuz. bu tür bir okuma bir roman, öykü vb. edebi bir metni okumaktan farklıdır. sizin için her bir sözcüğün tek tek olmazsa olmaz bir önemi yok. önemli olan metnin bütününü anlamak. okurken bunu da kendinize anımsatarak okuyun.
0
microfiction
(23.07.17)
akademik book review okumanızı önereceğim. mesela alanınızla ilgili son birkaç senede çıkmış önemli kitapların bilinen hakemli dergilerde yayınlanmış review'larına göz gezdirin.

iki tür book review oluyor genelde, biri doktora öğrencilerinin makale yayınlamaya giriş mahiyetinde yaptıkları yazı denemesi gibi olanlar, bunlar çok kısa olur, bir de alana hakim saygın hocaların yaptığı çok detaylı fikir yazısı/review harmanlayan yazılar. işte size lazım olan bu ikinci gruba giren yazılar.

review'ların güzelliği şurda, hem kısadır, hem de sadece kitabı yorumlamakla kalmaz, aynı zamanda kitabı literatür içinde konumlandırır. kısa oldukları için akademik ingilizceyi akıcı ve kıvrak şekilde kullanmak zorundadır, lafı döndürüp dolaştırmazlar.

tarayıcınıza bir sözlük eklentisi kurup bu tarz yazıları egzersiz niyetine okuyabilirsiniz, hem de alanınızda olan bitenleri takip etmek için güzel bir yöntemdir.

ha bir de doktora öğrencileri olumsuz yorum yazamazlar, o yüzden hocaların review'larını okumak daha zevkli çünkü beğenmediyse yerin dibine sokuverir :)
0
lily briscoe
(23.07.17)
sözcüklere değil genel anlama yoğunlaş. bir süre sonra birçok kelimenin anlamını bilmene gerek kalmayacak ve herhangi bir paragrafa hızlıca göz atman yetecek.
0
sporty
(23.07.17)
Okuyarak alisacaksin. Okumaya devam
0
Traveller
(23.07.17)
hergun sosyal bilimlerden ingilizce makale okuyorum. Okumak zorundayim. Tez malum. 1. agizdan soyleyim mumkun. Daha o seviyeye gelmemissin demek ki. devam az kaldi merak etme. Ayrica sozluge bakma oranin git gide azalmasi lazim cunku alanin spesifiklesince donuyor dolasiyor ayni terminoloji ayni teknik kelimeler isin icine giriyor.
0
qazaqwsx
(23.07.17)
bilgisayar üzerinden okuyun, çeşitli eklenti ya da programlarla kelimeyi seçip anlamını anında görebilirsiniz, sözlük karıştırmakla zaman kaybetmezsiniz.

Bir de geri dönmeden okumaya çalışın, beyin bir süre sonra geri dönmeyeceğinizi anlayınca tek seferde anlamayı öğreniyor. Ayrıca her kelimeye bakmanıza gerek yok, çok kritik bir kelime ise bakın yoksa cümleden çıkarmaya çalışın.

bir sürü makale okuyunca zaten belirli kalıp, uslüpları öğreniyorsunuz, sonrası daha kolay oluyor, daha hızlı bazen atlayarak okuyorsunuz.
0
gezegen olan pluton
(23.07.17)
(5)

yurtdışından laptop almak ve gümrük

nemo problemo
yurtdışından dönerken amazon.de üzerinden bir adet laptop alacağım. amazon.de üzerinden ödediğim ücret haricinde ek olarak gümrük vergisi falan ödemem gerekiyor mu?
yurtdışından dönerken amazon.de üzerinden bir adet laptop alacağım. amazon.de üzerinden ödediğim ücret haricinde ek olarak gümrük vergisi falan ödemem gerekiyor mu?
0
nemo problemo
(22.07.17)
Kutusunu acip kendi bilgisayarin gibi yanina al sikinti olmaz. Baskasina alacakmissin gibi dusundum.
0
kırmızıgözlüağaçkurbağasıyeşili
(22.07.17)
Yaninda getirceksin iste ne vergisi oglim.
0
baldur2
(22.07.17)
Yaniniza alip getirebilirsiniz, vergi filan yok. Hatta Amazon yerine MediaMarkt gibi yerlerden alip tax-free belgesi alirsaniz, odediginiz VAT(EU KDVsi)'in bi kismini iade olarak alabilirsiniz. Amazon tax-free belgesi vermiyor sanirim.

(bkz: global-blue)
0
MBrain
(22.07.17)
Ben gecen ay iki bilgisayarla geldim. Iki tane kullanabilirim yani dimi
0
Traveller
(22.07.17)
tax free form alabiliyorsan vergi iadesini almayı da unutma.
0
al basmadan donu var
(22.07.17)
(8)

Yeditepe vs. Okan - Diş Hekimliği

schwannoma
Kardeşim için karar vermeye çalışıyoruz da, Yeditepe 70.000 TL, Okan tercih bursuyla beraber 40.000 TL civarı...Kampüs, ulaşım vs aşağı yukarı aynı dersek diş hekimliği eğitimi açısından bu fiyat farkına değer mi? İki okulu bilenler yardımcı olabilirse çok sevinirim.Teşekkürler
Kardeşim için karar vermeye çalışıyoruz da, Yeditepe 70.000 TL, Okan tercih bursuyla beraber 40.000 TL civarı...
Kampüs, ulaşım vs aşağı yukarı aynı dersek diş hekimliği eğitimi açısından bu fiyat farkına değer mi? İki okulu bilenler yardımcı olabilirse çok sevinirim.

Teşekkürler
0
schwannoma
(22.07.17)
Yeditepe'nin diş hekimliği baya iyi. Sanıyorum ki okulun en iyi, prestijli bölümü. Ben de Yeditepe'deyim(dişçilik değil) ama sanıyorum kampüste değil binası Bağdat caddesindeydi.

Fiyat farkı sıkıntılı konu ama. Okan ile ilgili bir bilgim yok ama okulda sağda solda gördüğüm kadarıyla dişçiliğe baya bir bütçe ayırıyorlar. Maddi açıdan durumunuz rahatsa Yeditepe'yi seçin derim ama 70.000 de baya büyük paraymış. Bilemedim yani.
0
ravenclaw
(22.07.17)
Köklü üniversitelerin gelme olasılığı sıfırsa yeditepe. Hiç değilse adı var. Okan ne yahu.
0
ruhen hastayim ben
(22.07.17)
Okanda dogusta belese okunmaz
0
imelih
(22.07.17)
Yeditepe universitesinin ogrenci profili iyidir. Bir de Turkiye genelinde taninirligi var.
0
Traveller
(22.07.17)
okan üniversitesi sadece reklama önem veriyor. eğitim ve kampüste sosyal yaşam umrunda değil.
0
Erensq06
(22.07.17)
Arkadaşım yeditepe diş hekimliğinde

Yeditepe iyidir ama 70binde zorlanacaksanız yollamayın. Çünkü dönem içinde alınanlara da inanılmaz para gidiyor.
0
jazzabel
(22.07.17)
Cevaplar için teşekkür ederim.

Okan'ı gidip görmeden ben de olumsuz bir izlenim edinmiştim. Ancak okulu gezip ilgililerle konuştuğumda iyi bir okul görüntüsü verdi. Fiyatı birnyana bırakırsak Yeditepe tercihine daha yakınım ancak bizim karar veremediğimiz konu iki okul arasında toplamda 150.000 tl fark yaratacak bir durum var mı, yani bu farkı gerekirse bir işyeri açmakta ya da doktora vs eğitiminde kullanabiliriz.Ne dersiniz?
0
🌸schwannoma
(22.07.17)
@gokank4 teşekkür ederim öncelikle,

Arkadaşınız diş hekimliği için mi söylüyor yoksa başka bir bölüm için mi?
0
🌸schwannoma
(22.07.17)
(7)

fırında yapılabilecek her türlü hazır yemek

proletarier aller lander vereinigt euch
kahvaltı için olur normal yemek için olur fırında yapılabilecek olması ve hazır olması gerek benim aklıma pizzadan başka bir şey gelmedi böyle donmuş yemeklerden.edit: yapması baya kolay tarifler de uyar illa donmuş olması şart değil aslında.
kahvaltı için olur normal yemek için olur fırında yapılabilecek olması ve hazır olması gerek benim aklıma pizzadan başka bir şey gelmedi böyle donmuş yemeklerden.

edit: yapması baya kolay tarifler de uyar illa donmuş olması şart değil aslında.
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(21.07.17)
Bir tepsiye fırında (dondurulmuş) köfte olur, altınada başka tepsiye dondurulmuş patates atın. Patatesleri önce üzerine baharat biraz yağ karıştırın tamamdır. patatesler geç olur önceden atmak gerekir. Büyük migroslarda balıkta var hazır dondurulmuş. Onlarda olur. Şinitzel nugget da olur. Superfresh börek, pide olur.

superbiyemek.com

Sebze, konserve, ton ve mantı dışındakilerin hepsi hiç bir uğraş gerektirmeden fırında olur.
0
allen
(21.07.17)
donmuş değil ama hoşunuza gider mi bilmem. domates, biber, kabak, patlıcan ve isteğe göre tavuğu 5 dakikada kesip, yağlayıp ve baharatlayıp fırına sürebilirsiniz. hem çok sağlıklı hem de 5 dakika sürüyor.

dondurulmuşlara gelirsek börek var kahvaltı için. superfresh'in ıspanaklı peynirli börekleri çok güzel. dondurulmuş patatesler de iyi gidiyor hem akşam hem de sabah yemek için. ayrıca dondurulmuş balıklar var migros, bim, kipa gibi marketlerde. bu arada illa dondurulmuş almanıza gerek yok. yağlı kağıdın üstüne et/tavuk köfteleri dizip aralarına patates atarsanız o da bir öğün çıkarır.
0
golgi aygıtı
(21.07.17)
golgi aygıtı haklı, hazır tavuk fln alıp fırın poşetine atıp (hazır baharatı içinde satılıyor) sallayıp fırına atın. Güzel oluyor. Knorr tavsiye ederim. Tavuk göğüs olur, yıkayın varsa sinir fln ayıklayıp poşete atın. Sonra fırına.
0
allen
(21.07.17)
Firinda makarna

Falafel koftesi
0
Traveller
(21.07.17)
kahvaltı için fırında sucuklu peynirli ekmek yapabilirsin.
www.nefisyemektarifleri.com
0
mungojerry
(21.07.17)
sarımsaklı ekmek çok basit.

bi de fırın poşeti içinde ne yapsan güzel oluyor. balık et tavuk hindi patates sucuk hellim peyniri her şeyi denedim :) knorr fırın poşeti içinde baharat karışımı satıyor, en güzeli acılı olanı, mükemmel oluyor neye koysam. karıştır , hafif yağla bağla ağzını 1 saatte her şey pamık gibi.
0
hasmetizm 2046
(22.07.17)
yumurta, peynir ve biraz baharat karışımını ekmeğin üzerine sürüp kanepe yapabilirsin.
0
theseachange
(22.07.17)
(2)

İstanbul'da dövmeci tavsiyesi

razvan rat
Temiz çalışan, çok uçuk fiyatlarda olmayan önerdiğiniz dövme mekanlarını yazabilir misiniz?
Temiz çalışan, çok uçuk fiyatlarda olmayan önerdiğiniz dövme mekanlarını yazabilir misiniz?
0
razvan rat
(21.07.17)
Traveller
(21.07.17)
Horoz tattoo fatih cabalar. Çok efsane adamdır çok da güzel işleri vardır.
0
Giovanni Pipitto
(21.07.17)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.